Gas&Power Sayı 233 - Enerji - Dergi - Magazine

Page 1

ENERJIYE MILLI Enerji Piyasasının Gazetesi

Yıl: 13

Güneş YEKA tamam rüzgar YEKA yolda

81

ilde ihale

Sayı: 233

@petroturkcom

www.petroturk.com

STRATEJI ENERJİDE YOL HARİTASI AÇIKLANDI

süreci tamam DENİZDE ARAMA YOĞUNLAŞACAK

ISTRADE 2017 Danışma Kurulu toplantısı yapıldı

Enerji Bakanı Berat Albayrak, Enerji Yayın Grubu Başkanı Sertaç Komsuoğlu ile toplantı öncesinde bir araya geldi.





05

strateji Mustafa Karahan

Milli enerji ve serbest piyasa E Doğal gaz piyasasının serbestleşmesi gerçekleşmeden tam anlamıyla serbest bir elektrik piyasasından söz etmek doğru olmaz.

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Berat Albayrak şimdiye kadar alışılmışın dışında bir model ile enerji sektörünün tüm paydaşlarına Bakanlığın stratejilerini anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Siyasetin veya bürokrasinin bu tavrına çok alışık olmayan sektör açısından son derece olumlu karşılanan bu toplantı sonrasında, katılımcıların önemli bir kesimi ile stratejiyi değerlendirirken farklı görüşlere de rastladık. Katılımcıların bazıları, bu yapılan sunumu detayları ile inceledikten sonra STK’lar kanalıyla farklı iş kolları açsından yorumlarını ve değerlendirmelerini Bakanlığa sunmaları gerektiğini düşünüyor. Katılımcıların birçoğu sunumu yeterince doyurucu bulurken az sayıda bazı katılımcılar ise bazı katılımcılar ise verimlilik, enerji depolama ve akıllı şebeke gibi konulara daha fazla değinilmesi

gerektiği görüşündeler. Enerji ticareti ve serbest piyasalar açısından ise sunumda dikkat çeken başlık “öngörülebilirlik” başlığıydı. Her ne kadar şu anda yaşadığımız konjonktür serbest piyasa kazanımlarının oldukça geriye gitmesi gibi bir sonuç doğuracak gibi algılanıyorsa da bu kısa dönemli gerilemenin, uzun vadedeki trendi etkilemeyeceği ümidini koruyoruz. Zira öngörülebilirliği sağlayacak temel faktörler belli; Tüm piyasa oyuncularının basiretli bir tacir olarak kurgulanması; eşit ve adil olmaları (Kamu şirketlerinin davranışlarının tahmin edilebilirliği) Haber ve veri şeffaflığının ve dağılım adaletinin sağlanması Kamu müdahalesinin sınırlanması (tarife yapıları dahil)

Manipülasyonun engellenmesi ve cezalandırılması Bunların sağlanması demek, zaten serbest piyasa konusunda gerek elektrik gerekse doğal gaz piyasalarının önünün açılması anlamına geliyor. Gerçek anlamda serbest piyasa modeli için kat edilmesi gereken yol çok da söylendiği kadar kolay olmasa da bu stratejiden vazgeçilmediğinin teyit edilmesi önemliydi. Zira özellikle, doğal gaz piyasasının serbestleşmesi gerçekleşmeden tam anlamıyla serbest bir elektrik piyasasından da söz etmek doğru olmaz. Ancak Türkiye bir enerji ticaret merkezi olacaksa, bunun da tek önceliğimiz olduğu gerçeği sabit ve bunu en yetkili ağızdan da teyit etmiş olduk.

Silivri deposunun büyütülmesi için süreç başladı Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), Kuzey Marmara Doğalgaz Depolama Tevsi Faz-3 Projesi kapsamında bazı hizmetler için yüklenicileri ön yeterliliğe davet etti. BOTAŞ’ın konuya ilişkin ilanı Resmi Gazete’de yayımlandı.

R

esmi Gazete’de yayımlanan ilana göre BOTAŞ, günlük 30 milyon metreküp enjeksiyon ve günlük 50 milyon metreküp geri üretim kapasiteli yeni bir yer üstü tesisinin yapımıyla, 2 adet sabitlenmiş insansız açık deniz platformunun kurulumu, platformlardan 2 adet açık deniz araştırma kuyusu ve 18 adet açık deniz depolama kuyusu sondajının yapılması, karada ve denizde gerekli boru hatlarının kurulumu, Silivri’de bulunan mevcut 5 kuyuda kapatılma ve terk işlemleri

ile mevcut 1 açık deniz platformunun kaldırılması hizmetleri için yüklenicileri ön yeterliliğe tabi tutacak.

SON BAŞVURU SÜRESİ 1 HAZİRAN İlgililer, Resmi Gazete’de ilan edilen ön yeterlilik davet formunun imzalı kopyasını BOTAŞ’a ulaştırmalarının ardından ön yeterlilik dokümanının tamamını 20 Nisan’da e-posta yoluyla alacaklar. Son başvuru süresi 1 Haziran saat 17.00

olarak belirlenen ön yeterlilik başvurularının tamamlanmasının ardından değerlendirmeye geçilecek. Ön yeterlilik değerlendirmesinde esas alınacak kriterler tecrübe, finansal durum ve performans, geçmişte yerine getirilmeyen sözleşmeler ve uygunluk olarak sıralanırken, yeterli bulunan şirketlerden söz konusu proje için tekliflerin 2017 Temmuz içinde alınması bekleniyor.



07

ARZ GÜVENLİĞİ

ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA

‘DÖNEMİMİZİN EN BÜYÜK DOĞALGAZ İLETİM HATTI HAMLESİ’ Bakan Albayrak, doğalgaz alt yapısı ile alakalı 15 yılda çok önemli bir yatırım hamlesi yaptıklarını belirterek, şu açıklamalarda bulundu: “Önümüzdeki iki yıl ile alakalı dönemimizdeki en büyük iletim altyapısı hamlesini GAZBİR, BOTAŞ ve paydaşların tamamı ile yaptığımız toplantıların sonucunda iki yıllık süreci belirledik. Yaklaşık 1 milyon abone, 5 milyon kişiye 220 den fazla ilçeye ulaştırarak dönemimizdeki en büyük doğal gaz hattı yatırımını yapıp merkezlerde

yoğun yaşam olduğu birçok yerde doğalgaz altyapısını tamamlamış olacağız. Bu, çevrecilik konusunda da önemli bir adıma ön ayak olacak. Yani önceden doğalgazı ulaştıramadığınız yerlerdeki kömür kullanımını da böylece önleyip, daha temiz bir kaynak sunmuş olacağız. Bu çerçevede bakıldığında sadece boru hatları döşeyerek değil, geçen sene başlattığımız CNG ve LNG stratejimizi de geliştirerek ilerliyoruz. Öyle yerler var ki boru hattı yapmak hane halkı

nüfusuna baktığımızda pek makul gözükmüyor. Böylelikle geçtiğimiz yıl başlattığımız CNG ve LNG ulaştırma stratejimizle, ilk olarak Erzincan’ın Üzümlü ilçesinde başlattığımız projede bölge halkının enerjisini LNG ve CNG ile sağlayacağız. En önemlisi ise ekonomimizdeki temel yapı taşı olan OSB’lerimize yönelik bir çalışmamız olacak. Bugüne kadar olan yatırımımızın ötesine geçerek artık daha geniş bir çalışma ile Türkiye’de doğalgazı olmayan OSB bırakmayacağız.”

“YERLİ KÖMÜRDE ÇOK YOĞUN BİR YATIRIM STRATEJİSİ İLE HAREKET EDİYORUZ”

YERLİLEŞTİRME


08 ARZ GÜVENLİĞİ / Sisteme gaz sağlama kapasitesi

Enerji Bakanı Berat Albayrak, Enerji Yayın Grubu Başkanı Sertaç Komsuoğlu ile toplantı öncesinde bir araya geldi.

Devamı Sayfa 36’da



10

Petroloji Serkan Şahin

ABD – Körfez OPEC rekabeti gerçekçi mi? Kıdemlı ̇ Petrol Analı ̇sti, Thomson Reuters

serkan.sahin@thomsonreuters.com

2 Dünya petrol talebinin yüzde 40’ını orta & ekşi petroller oluştururken ve bunun yüzde 44’ü Körfez OPEC ve Rusya’dan sağlanıyorken, bunun karşısına tüm talebin sadece yüzde 18’ini oluşturan hafif & tatlı petrolün yüzde 34’ünü üreten ABD’yi koymayı ben pek anlayamıyorum.

014 sonundan beri bir alışkanlık halinde bazı sanal gerçeklikler tekrarlanmaya başladı. Piyasadaki bilgi kirliliği ve bilgi gizliliği nedeniyle sebep-sonuç ilişkileri birbirine girdi. Petrol piyasasının az bilinen konularında aslı olmayan teori ve analizlerin sonucu olarak bazı yanlışlar kulaklarımıza sürekli fısıldanmaya başlandı. İlk iki yazımda petrol piyasasındaki doğru bilinen yanlışlara genel bir giriş yapmıştım. Bu yazıda biraz daha detaya inerek ABD petrol üretiminin durumunu ve gerçekten Suudi Arabistan ve diğer OPEC üyesi Arap Körfezi ülkeler için bir tehdit oluşturup oluşturamayacağını inceleyelim. ABD’nin yaşadığı üretim “patlaması”nın ardında “shale oil” olarak bilinen “tight light oil” kaynaklarının olduğu artık herkes tarafından biliniyor. Bu üretim patlamasının bilinmeyen tarafı açıklanan “ham petrol üretimi” verisinin sadece ham petrolü kapsamadığı. Daha doğrusu, ABD ham petrol üretimi konusundaki temel kaynak olan Energy Information Administration (EIA) tarafından ham petrol olmayan bazı saha sıvılarının da ham petrol üretimine dahil edildiği. Normalde “ham petrol” tanımında EIA, rezervuar şartlarında sıvı olan ve atmosfer basıncı şartlarında da sıvı kalan hidrokarbonlar olarak

sınıflandırıyor ancak şunu da ardından ekliyor; ham petrol türünün özelliklerine göre ham petrol türü içerisine doğrudan karıştırılan rezevuar şartlarında gaz olan ve atmosfer basıncında sıvıya dönüşen hidrokarbonlar, doğalgaz kuyularından lisans ya da saha seperatörlerinde ayrıştırılarak doğrudan ham petrol içerisine karıştırılan kondensatlar da ham petrol üretimi verisine dahildir.

üretimi inceldikçe rafinerilerin benzin gibi ince ürün üretimlerini artırabiliyor oluşu bir avantaj gibi görünse de diğer bir sorunu karşılarına çıkarıyor; Hafifleyen petrolün fiyatının artması ile marjlarında sorunlar yaşamaya başlıyorlar. Ancak ABD’nin piyasa yapısı ve ürün ihracat kapasiteleri sayesinde karlılıklarını belirli bir seviyede tutabilen ABD rafinerileri talebi artırıyor ve üretim destekleniyor.

Grafik 1’de Teksas petrol üretiminin API gravitesine göre dağılımını incelediğimizde üretimin çoğunun 40.1-50 API arasında olduğunu ve bu üretimin oranının arttığını görebilirsiniz. Bu da yukarıdaki tanımdan ortaya çıkan sorunun gerçeğe nasıl yansıdığını görmek için güzel bir örnek. Hatta grafiğe dikkat ederseniz üretimin yaklaşık yüzde 17’lik bir kısmının 50.1 API ve üzeri olduğunu görürsünüz ki bu aslında doğrudan kondensat demektir.

Bu üretim artışı sırasında ise daha önce akla gelmeyen bir sorun ile karşılaşılıyor. Konvansiyonel olmayan ham petrol üretim operasyonu lojistik ve teknik nedenlerden dolayı oldukça gürültülü ve kalabalık bir operasyon. Özellikle çatlatma ve kuyu tamamlama sırasında ortaya çıkan gürültü, yoğun su ihtiyacı nedeniyle ardı arkası kesilmeyen kara tankerlerinin oluşturduğu trafik ve kalabalık, insan yoğun bölgelerde ciddi bir sorun olmaya başlıyor. Tarihsel ve toplumsal olarak saha faaliyetlerine alışkın olmayan doğu eyaletlerinde bu faaliyetlerin yasaklanması ve sınırlanması kamu tarafından talep edilir hale geliyor. Teksas gibi bu aktivitelere alışkın bölgelerde dahi nüfus yoğun bölgeler sağlık, güvenlik ve huzur tehdidi görülerek kısıtlanıyor. Bu da hem üretim hem de taşıma lojistiği açısından ek maliyetlere yol açtığı gibi bazı bölgelerdeki verimli alanların üretime açılamaması ile sonuçlanıyor. Ya da halkı ikna etmek için operatörler arazi sahiplerine ederinden çok daha fazla kira bedelleri ödemeyi kabul ediyorlar. Ham petrol fiyatları yüksek iken kimsenin gözüne gözükmeyen bu problem, fiyatlar düşmeye başlayınca en ciddi maliyet artırıcı etken olarak ortaya çıkıyor. Grafik 3’te de görebileceğiniz üzere petrol ve doğalgaz kuyularının sayısı nüfus yoğun bölgelerde gözlü görülür şekilde azalıyor.

Buradan ortaya çıkan şu ki ABD ham petrol üretiminde sadece ham petrol yok. Bu sayının abartılmasından daha ciddi bir sorunu var ki o da üretilen ham petrole daha ince ürünler eklenerek üretilen hafif petrolün daha da hafifletilmesi. Bu karşımıza ABD rafinerilerine daha hafif petrolün gittiğini ve böylece daha ince ürünler üretmek konusunda kapasitelerinin arttığı gerçeğini çıkarıyor. ABD yerli

Grafik1 : API Gravitisine Göre Teksas Ham Petrol Üretimi 2.00 1.80 1.60

1.20 1.00 0.80 0.60 0.40 0.20 0.00 Oc ak -15 Şu ba t-1 Ma 5 rt15 Ni sa nMa 15 yıs Ha zir 15 an Te mm 15 uz -15 Ag us to s-1 5 Ey lül -15 Ek im Ka -15 sım Ar -16 alı kOc 15 ak -16 Şu ba t-1 Ma 6 rt16 Ni sa nMa 16 yıs -16 Ha zir Te an-1 mm 6 uz -16 Ag us to s-1 6 Ey lül -16 Ek im Ka -16 sım Ar -16 alı k-1 6

üretim (mmbpd)

1.40

<30 API

30 . 1 - 40 API

40, 1 - 50 API

> 50 API

Doğu eyaletlerinde ortaya çıkan çatlatma yasaklarından geçen sene patlak veren Kuzey Dakota’daki boru hattı projesi protestolarına kadar çok fazla sayıda örneklendirilebilecek bu sorun bu üretim patlaması başlamadan kimse tarafından düşünülememişti. Bu sorun bugün de kendisini kazılan ama tamamlanmayan kuyular olarak ortaya koyuyor. Tamamlandığı ve üretime açıldığı zaman saha kirası (royalty) ödemeye başlayacak operatörler için bu kuyuları üretime açmadan sadece kazarak ellerinde tutma çabalarını bugün kazılan ama tamamlanmayan (drilled-


11

Burada rafinerilerin çalışma prensipleri ve ekonomileri ile ilgili bir ufak bilgi verelim. Bir rafinerinin dizaynı üretmek istediği petrol ürünlerine (bulunduğu ya da hedeflediği pazarın talebine) göre yapılmıştır ve bu dizaynın geçici ciddi değişiklikler geçirmesi çok maliyetlidir. Ayrıca rafinerilerin komplekslik katsayıları da bir varil petrolden üretebildikleri hafif ürünlerin payının çokluğu ile doğru orantılıdır. Yani teknoloji olarak gelişmiş, kompleks bir rafineri ağır petrollerden hafif ürünler üretme kapasitesine sahiptir. Bu kapasitenin ekonomik karşılığı ucuz olan ağır petrolü işleyerek daha değerli hafif ürünler üretmek ve böylece birim petrolde karlılığı artırmaktır. Bu şartlar altında kompleks rafinerilerin hafif petrollerden ziyade daha ağır ve sülfür oranı yüksek ve böylece daha ucuz petrollere yönelmesi ve bunlardan hafif ve orta seviye ürünler üretmek gibi bir stratejide olması beklenir. İşi biraz daha açarsak kompleks bir rafineri normal piyasa şartlarında orta ve ekşi bir ham petrol türünü hafif ve tatlı bir petrol türüne tercih edecektir. Tablo 1’de göreceğiniz üzere ABD petrolü

60 50

Yield (%)

40 30 20 10 0 Oc ak -14 Ma rt14 Ma yıs -14 Te mm uz -14 Ey lül -14 Ka sım -14 Oc ak -15 Ma rt15 Ma yıs -15 Te mm uz -15 Ey lül -15 Ka sım -15 Oc ak -16 Ma rt16 Ma yıs -16 Te mm uz -16 Ey lül -16 Ka sım -16

Peki ABD konvansiyonel olmayan kaynakları bu sorunlar ile yoğrulurken gerçekten Suudi Arabistan ve diğer Körfez OPEC üyeleri ile rekabet edebilir mi? Bu sorunun cevabına dönmeden önce bu üreticiler arasındaki “rekabetin” tanımını yapmamız lazım. Ham petrol dediğimiz sıvının rafine edilmeden önce hiçbir fiziki değerinin olmadığını iyi anlamamız gerekir. Ham petrolün değeri ve ederi rafine edildikten sonra ortaya çıkan ürünlerin kalitesi, oranı ve piyasa payı ile ilişkili olduğundan bu ürün yelpazesine etkisi olan fiziki özellikleri değerlendirmek gerekir. Daha önceki yazımda petrolün kimyasal ve fiziksel özellikleri ile sınıflandırılmasını açıklamıştım. Bu özellikler API gravite olarak tanımlanan özkütle ve sülfür içeriği. Bu özellikler ham petrolün üretim, taşıma ve rafinaj maliyetlerine doğrudan etki yaptığı gibi rafinaj sonrası ortaya çıkacak ürünlerin oranı için de en önemli gösterge.

Grafik 2: ABD Rafinerilerinin Benzin ve Dizel Yield Seviyeleri

Kaynak: EIA

uncompleted, DUC) verisi olarak ciddi bir sorun şeklinde görüyoruz.

Finished Motor Gasoline Yield

ile Körfez OPEC üyeleri arasında üretilen petrolün fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre bir benzerlik yok. Bu durumda bu üreticilerin petrollerinin birbirlerine “rakip” olduklarını söylemek için elimizde bir kanıt da yok. Peki bu kanıt ortada yoksa bu rekabet nereden geliyor? Aslında işin özeti bu rekabet yok! Tablo 1’e dikkat edilirse Körfez OPEC ülkelerine rakip olabilecek üreticinin Rusya olduğunu açıkça görebiliyoruz. Zaten OPEC üyesi ülkeler geçen sene sonunda üretim kısma kararı almadan önce Suudi Arabistan’ın Rusya’nın da bu kesintiye katılması konusundaki ısrarından da bu rahatça anlaşılabilir ancak sayılar ile bunu burada kanıtlamış olduk. Peki Rusya’nın üretimi hiçbir şekilde OPEC’in Mayıs’taki toplantısındaki kararının sonucuna ne şekilde etki eder hiç bakmadan doğrudan ABD üretimi ile kurulan bu ilişkinin temelinde ne var? Bence burada zorlama bir ilişki var. Dünya petrol talebinin yüzde 40’ını orta & ekşi petroller oluştururken ve bunun yüzde 44’ü Körfez OPEC ve Rusya’dan sağlanıyorken, bunun karşısına tüm talebin sadece yüzde 18’ini oluşturan hafif & tatlı petrolün yüzde 34’ünü

Grafik 3: ABD İdari Bölgelerinin Nüfus Yoğunluğuna Göre Dağılımı ( Renkli Alanlar ) ve Petrol-Doğalgaz Kuyularının Pozisyonları ( Kahverengi ve Gri Noktalar )

üreten ABD’yi koymayı ben pek anlayamıyorum. Yazının en başında bahsettiğimiz şekliyle ABD ham petrol verilerinin de yanıltıcı yanlarını işin içine katınca üretim ve rafinaj ekonomisi düzeyinde bu iddianın karşılığını bulmak mümkün olmuyor. Piyasanın oluşan bilgi kalabalığında manipüle edilmesi gayet kolay oluyor. Bu manipülasyonu

Tablo 1 : Bazı üreticilerinn 2016 Üretimlerinin Petrol Türlerine Göre Dağılımı Orta & Ekşi

Rusya Suudi Arabistan İran Katar Irak Venezuela ABD Kaynak : Thomson Reuters Oil Resarch

84% 86% 96% 45% 100% 40% 18%

Hafif & Tatlı

3% 2% 0% 0% 0% 0% 57%

Diesel Yield

Ağır & Ekşi

0%

1% 4% 0% 0% 52% 8%

üretim ve rafinaj ekonomisi üzerinden açıklamaya çalıştık. ABD üretiminin içinde bulunduğu sorunlar ve ileride yaşaması muhtemel sıkıntıları görmezden gelerek yeni bir “dengeleyici” üretici bulma hevesinde ABD’yi Suudi Arabistan’ın karşısına koymak, sanırım biraz psikolojik bir çabanın dışa vurumu. Rusya’nın petrol piyasasındaki yerini küçümseme ile başlayan ve Orta Doğu’nun petrol piyasasındaki egemenliğine gölge düşürme çabası gibi görünün bu kavram karmaşası ortamının fiyatlar üzerinden piyasaya verdiği zararlar da ortada. İşin daha da ilginci bu zararın yükünün ciddi bir kısmını yine ABD’li üreticiler çekmekte. Bu sorunun çözümü için ise daha etkin veri ve analiz metodolojilerinin geliştirilmesi kesinlikle şart ve bunun sektöre veri sağlayan kaynaklar için mecburi standartlar ile tanımlanması hayati önemde.

Bu yazıda gecen görüşler tamamen yazarın kendi görüşleri olup Thomson Reuters ve bağlı kuruluşları kesinlikle bağlamaz ve görüşlerini yansıtmaz. Yazarın ve Thomson Reuters Oil Research and Forecasts takımının diğer analizlerine ulaşmak için Thomson Reuters Eikon’daki Petrol Araştırma raporlarını inceleyebilirsiniz.



13


14

ISTRADE 2017 ve 8. Türkiye Enerji Zirvesi Danışma Kurulu Toplantısı Ankara’da yapıldı Her yıl Anadolu’nun farklı bir kentinde düzenlenen Türkiye Enerji Zirvesi ile Türkiye enerji ticaretinin ve tedarikinin gelişmesi için önemli bir platform olan “ISTRADE Enerji Ticareti ve Tedariki Zirvesi” 1. Danışma Kurulu Toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi.

H

er yıl Anadolu’nun farklı bir kentinde düzenlenen Türkiye Enerji Zirvesi ile Türkiye enerji ticaretinin ve tedarikinin gelişmesi için önemli bir platform olan “ISTRADE Enerji Ticareti ve Tedariki Zirvesi” 1. Danışma Kurulu Toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi. Danışma Kurulu, önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da konu ve konuşmacıların belirlenmesi amacıyla sektörün tüm kesimlerini bir araya getirdi. Türkiye petrol, doğal gaz ve elektrik piyasasındaki meslek kuruluşları ve şirketlerin temsilcilerinin katıldığı danışma kurulu sektörden yoğun katılımla toplandı.

Danışma Kurulu Toplantısı’nda, EPDK Kurul Üyesi A. Çağrı Çiçek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Danışmanı Barış Sanlı, ÖİB Başkanı Ahmet Aksu, Zirve Başkan Vekili Mustafa Karahan ve Enerji Yayın Grubu Başkanı Sertaç Komsuoğlu ile birlikte çok sayıda sivil toplum kuruluşu yöneticisi yer aldı.

SEKTÖREL GELİŞMELER DEĞERLENDİRİLDİ

T

ürkiye Enerji Zirvesi Başkanı Mustafa Karahan ve Enerji Yayın Grubu Başkanı Sertaç Komsuoğlu’nun değerlendirmeleri ile başlayan toplantıda katılımcılar, bu yıl 8. düzenlenecek “Türkiye Enerji Zirvesi” ve yine bu yıl 25-26 Mayıs’ta 2. düzenlenecek olan “ISTRADE Enerji Ticareti ve Tedariki Zirvesi”nde ele alınmasını bekledikleri konular, sektörel gelişmelerle ilgili düşüncelerini dile getirdi.



16 Sibel ACAR/Ankara

E

LDER 8. Olağan Genel Kurulu Ankara’da gerçekleştirildi. Yeni yönetim kurulu üyelerinin belirlendiği, ELDER’in dünü, bugünü ve yarınının ayrıntılı olarak masaya yatırıldığı toplantıda konuşma yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin birileri istese de istemese de yoluna emin adımlarla devam ettiğinin vurgusunu yaptı. Enerji noktasında ülkece önemli yerlere geldiğimizin altını çizen Albayrak bu noktada ELDER’ e büyük iş düştüğünü, Türkiye enerji piyasasının tüm çatı altında olduğu bir kurum olarak ELDER’in Türkiye’ye yakışır bir konumda olduğunu ifade etti. Bakan Albayrak hedeflere adım adım yaklaşıldığını söyleyerek “Geçen yıldan bu yana koyduğumuz hedeflerde ciddi mesafe kaydettik. 2016 koyulan hedefler açısından önemli bir yıl oldu.Fakat istediğimiz düzeyde değiliz. Yatırım, müşteri hizmetleri, müşteri kalitesi açısından 2017’nin daha iyi sonuçlar alındığı bir yıl olmasını istiyoruz.” dedi.

ELDER 8. Olağan Genel Kurulu yapıldı ELDER 8. Olağan Genel Kurulunda IC İÇTAŞ Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen, Yönetim Kurulu Başkanlığını Nihat Özdemir’den devraldı. Bakan Albayrak, kurulda yaptığı konuşmasında ELDER’in sektörün kurumsallaşması ve profesyonelleşmesi açısından çok önemli bir çatı kuruluş olduğunu ve bundan sonraki dönemde de kurumsallığın daha kaliteli hale gelebilmesi için desteklerini sürdüreceklerini söyledi.

‘TÜRKİYE’NİN DAHA ÇOK VİTRİNDE OLACAĞI BİR DÖNEME GİRİYORUZ’

T Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak

oplantıda önemli hususlarda açıklamalarda bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak madencilikte önemli adımlar atılacağının da ipuçlarını verdi. Bakan Albayrak “ Bu yıl

SEKTÖRDE BÜTÜNLÜK VURGUSU

E

nerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz ELDER’in 8’inci Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında elektrik dağıtım hizmetlerinin en az üretim ve iletim kadar teknik süreçleri bulunan zor bir hizmet olduğunu söyledi. Başkan Yılmaz enerji sektöründe tüketiciye kesintisiz elektrik sağlamanın çok önemli olduğunu belirterek, “Günümüzde elektriğin kesilmesi büyük bir krizdir, 24 saat hizmet verirsiniz beş dakika kesilmiş olsa, 24 saat gözükmez ama o EPDK Başkanı beş dakika gözükür Mustafa Yılmaz ve öne çıkar.” dedi.

“YERLİ KAYNAKLARIN PAYI REKOR SEVİYEYE ULAŞTI” Enerji Bakanı Berat Albayrak, geçen yıl enerjide “yerli ve milli” ilkesinden hareketle elektrik üretiminde yerli kaynakların payının yüzde 49 ile rekor seviyeye ulaştığını anımsattı. Bu gelişmelerin, Türkiye’nin cari açığının daraltılmasına pozitif anlamda katkı sunacağını ifade eden Albayrak Türkiye’nin enerji karnesini şu sözlerle açıkladı: “Geçen yıl elektrik üretiminde yerli kömürün payında yüzde 23, yenilenebilir kaynakların payında yüzde 31 artış

Özel şirketlerle kamu arasındaki iş birliğinin önemli olduğuna değinen Yılmaz “Bu sektörde tüketiciden şirket sahiplerine kadar aynen bir vücut gibiyiz. Bakanlık, EPDK, TEDAŞ ve tüm ilgili kurum-kuruluşlar olmak üzere hepimiz bir bütünüz. İşimizi vücudun organları gibi birbirimizi örselemeden devamlı ve kesintisiz yapmalıyız. Dolayısıyla her birimizin mutlu bir şekilde bu hizmeti devamlı ve kaliteli bir şekilde yapması için elimizden gelen gayreti göstermemiz lazım. Tüketici mutlu değilse sizler de mutlu olmazsınız” diye konuştu.

oldu. Doğalgaz sektöründe önemli adımlar attık, kaynak çeşitliliği ve depolamada tarihi bir yıl oldu. Sisteme gaz basma kapasitesi açısından önemli bir yıldı. Günlük gaz basma kapasitesi 190 milyon metreküpten, 240-250 milyon metreküplere çıktı. Bu yıl 300 milyon metreküpü yakalayacağımız bir yıl olacak. Yani artık kış aylarında yaşanılan sıkışıklıkları geride bırakacağımız bir dönem olacak ama bunun da ötesini düşünmemiz lazım. Günlük gaz basma kapasitesinin 400 milyon metreküpe ulaşacağı, sadece iç piyasa değil, bölgeyi de kuşatacak

bir doğalgaz satıcısı olmak hedefimiz. TANAP devam ediyor, önümüzdeki yılın ikinci yarısında hayata geçecek.”

deniz aramacılığı, petrol ve gaz aramacılığında önemli bir yıl olacak. Sadece bir gemimizle değil, mart sonu, nisan başı gibi ismini büyüklerimizin koyacağı ikinci gemimizle birlikte devam edeceğiz. 2017 çok daha aktif bir şekilde biri Karadeniz’de, diğeri Akdeniz’de artık hiç durmadan üç boyutlu sismikle çalışacağı, çok daha aktif bir yıl olacak. Artık sismikten ziyade daha farklı bir strateji ile önümüzdeki 5 ila

10 yılda sadece Karadeniz değil, Akdeniz’de de arama sondaj ve kuyu çalışmalarını başlatacağız. Karadeniz’in yanı sıra Akdeniz’in de artık Türkiye’nin stratejik bir parçası olarak dünya aramacılık vitrininde daha fazla yer alacağı bir dönem olacak. Ne kadar ararsanız, o kadar bulursunuz. Biz de daha çok arayacağız, bir de bakmışız bu bu millete uzun yıllardır konuşulan bazı hedeflerin başarılı neticelerini anons edeceğiz” dedi.

‘REKABET ETMEYE HAZIRLIKLI

OLMAKTA FAYDA VAR’

E

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, elektrik dağıtım sektörünün son döneme kadar rekabeti çok hissetmediğini vurgulayarak, “Serbest tüketici limiti azaldıkça bu rekabet konusu, yeniden gündeme gelecek demektir. Bugünden hazırlıklı olmakta fayda var. Rekabeti engelleyici tutum ve davranışlardan mümkün olduğu kadar uzak durmak gerekiyor.” dedi.

çok daha büyük bir doğalgaz piyasasından bahsediyoruz.”

“TÜRK AKIMI 2019’DA TAMAMLANACAK”

“KAMU-ÖZEL SEKTÖRDE ORTAK NOKTA MÜŞTERİYİ MEMNUN ETMEK”

Berat Albayrak sözlerine şöyle devam etti; “Türk Akımı’nda, inşaat süreci de 2019’a kadar tamamlanacak. Dolayısıyla 6-7 boru hattının geliştirildiği, LNG kapasitesinin genişletilerek daha aktif bir şekilde rol alacağı, 2 yeni FSRU ile depolama kapasitesinin 2,7 milyar metreküplerden 10-11 milyar metreküplere çıkacağı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez genel kurulda yaptığı konuşmada, elektrik dağıtım sektörünün özelleştirilmesinden sonra iyi bir noktaya geldiğini, gelecek dönemde daha da iyi olacağını söyledi. Sektörün geçmiş dönemde kamu tarafından tek elden yönetildiğini anımsatan Dönmez, kamu ve

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez

özel sektörün önceliklerinin farklı olabileceğini ve yapılan işin özel sektör açısından sürdürülebilir olması gerektiğini açıklamasında bulundu. Farklılıkları normal olarak karşıladıklarını ifade eden Dönmez, iki sektörde de müşteriyi memnun etme amacının en önemli husus olduğunun altını çizdi. “Müşteri şikayetlerine radarlarımız açmamız lazım” diyen Dönmez yapılan yatırımlarla artık çok büyük sıkıntılar yaşanmadığını yine de her şeye rağmen en ufak sıkıntıya bile sağlıklı geri dönüşler yapılmasının önemine dikkat çekti.


17

ELDER Yönetim Kurulu ESKİ Başkanı Nihat Özdemir

TÜKETİCİYE OLUMLU YANSIYOR E

LDER Yönetim Kurulu eski Başkanı Nihat Özdemir yaptığı konuşmasında özelleştirmeler sayesinde elektrik sektöründe önemli mesafeler katedildiğine vurgu yaptı. Yaşanan gelişmelerin sonucunda tüketicinin daha ucuz elektrik kullandığını ifade eden Özdemir konuyla ilgili “Bunu nasıl ölçtük; 1995 yılındaki elektrik fiyatlarını aldık. Mesken için, ticarethane için ve sanayi için. Bu bedelleri enflasyon ile güncelleyerek 2017 şubat ayına taşıdık. Baktık ki ortalama da elektrik fiyatları %22 daha ucuz. Bu oran sanayi de %33 kadar çıkarken meskenlerde %12. Aynı yöntemi 2000, 2005 ve 2010 yılları içinde yaptık. Baktık hepsine göre elektrik fiyatları reel bazda azalmış. Özelleştirmeler sonrası tüketici kamu dönemine göre daha ucuz elektrik kullanıyor. Bugün ulaştığımız nokta düne göre çok daha iyidir. Ancak hedeflenen noktaya ulaşmak için daha çok çalışmamız gerektiğinin de farkındayız” diye konuştu.

“PARDON DEME LÜKSÜNÜZ YOK” Sektörün büyük bir sorumluluğunun olduğunu vurgulayan Dönmez “Üretildiğinde tüketilen bir iş yapıyorsunuz. O yüzden pardon deme lüksünüz yok. Bu anlamda sektörde büyük sorumluluk var. Altyapıya daha çok önem vereceğiz. Yeni dönemde özellikle sektör olarak belediyelerle altyapı koordinasyon merkezlerini daha aktif çalıştırmak gerektiği kanaatindeyim.” dedi.

ARTAN HİZMET KALİTESİ BEKLENTİLERİ YÜKSELTTİ Bu zamana kadar 21 dağıtım şirketinin özel sektöre geçtiğini ve 2017 yılının da milat olmasını beklediklerini ifade eden EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz insanların beklentilerinin sektördeki artan hizmet kalitesiyle orantılı olduğunu söyledi. İnsanların beklentilerinin giderek yükseldiğini ifade eden Yılmaz “Bundan 10 sene önce biriki saat elektrik kesilse hiçbir problem yoktu. Şimdi 5 dakika kesildiği takdirde birçok insan farklı sebeplerle sitem edebiliyor.Bu yüzden çok titiz ve hassas davranmalıyız” diye konuştu.

ELDER’DE YENİ DÖNEM E

LDER 8. Olağan Genel Kurulu’nda IC İÇTAŞ Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen, Yönetim Kurulu Başkanlığını Nihat Özdemir’den devraldı. ELDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları ise AKSA Doğalgaz Dağıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan ve EnerjiSA CEO’su Kıvanç Zaimler oldu. Genel Kurul sonrası açıklamada bulunan ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen şunları söyledi: “Elektrik sektörünün çatı örgütü olan

YÖNETİM KURULU ASIL ÜYELER 1. Ahmet ÇALIK 2. Ali Murat KORKMAZ 3. Alişan ARIKAN 4. Ayhan YAVRUCU 5. Celal KOLOĞLU 6. Ceyhan SALDANLI 7. Hidayet ATASOY

8. Nihat ÖZDEMİR 9. Kazım TÜRKER 10. Kıvanç ZAİMLER 11. Mehmet ATALAY 12. Mehmet CENGİZ 13. Murat PINAR

14. Raif Ali DİNÇKÖK 15. Serhat ÇEÇEN 16. Sinan AK 17. Şaban Cemil KAZANCI 18. Ümit KİLER 19. Yaşar ARSLAN

ELDER yeni dönemde de vatandaşlarımıza yeterli, kesintisiz, kaliteli ve makul bedelle elektrik tedarik etmek misyonuna uygun politikalar geliştireceğiz. Tüketici odaklılık elektrik dağıtım sektörü gibi bir kamu hizmetinde tercih değil zorunluluktur. Ülkemizde elektrik hizmetlerinin sürdürülebilirliği için yatırımlarımıza son hızla devam edeceğiz. Elektrik dağıtım sektöründe iş kalitesi, müşteri memnuniyeti konularında kurumsallaşma çalışmalarını hızlandıracağız.”

DENETİM KURULU ASIL ÜYELER 1. Yıldırım AKDEMİR 2. Cengiz ÇAKMAK MARANGOZ 3. Önder KAZAOĞLU ERSOY

‘YENİLENEBİLİR KAYNAKLAR TÜM ROLLERİ DEĞİŞTİRECEK’

Y

enilenebilir kaynaklarda artan payın, piyasanın işleyişini ve tüketiciler başta olmak üzere tüm paydaşların rollerini de derinden etkilediğinin altını çizen ELDER Yönetim Kurulu eski Başkanı Nihat Özdemir “Dağıtım şirketlerinin rolü bu yeni piyasada daha önemli hale geliyor. Dünün elektrik sektörü kamu odaklı ve kamu kaynaklıydı. Bugünün elektrik sektörü ise tüketici odaklı ve özel sektör kaynaklıdır” dedi.

ÖZELLEŞTİRMELER İLE YATIRIMLAR ARTTI Ülkemizde elektrik denilince kamuoyunda özelleştirmeler ve kayıp kaçak konularının öne çıktığına dikkati çeken Özdemir, yapılan özelleştirmelerin sektöre olumlu fayda sağladığının altını çizdi. Özdemir, özelleştirmelerle yatırımların arttığını ve kayıp kaçakların azaldığını söyledi.


18

Enerjisa geleceğe hazırlanıyor Enerjisa’nın hissedarları Sabancı Holding ve E.ON, dağıtım ve satış iş kolunu üretim ve ticaret faaliyetlerinden ayırma kararı aldı.

T

ürkiye’de 9 milyon müşterisine hizmet veren Enerjisa’nın hissedarları Sabancı Holding ve E.ON, dağıtım ve satış iş kolunu, üretim ve ticaret faaliyetlerinden ayırarak, iki ayrı şirket halinde yönetmeye karar verdi. Gelecekte bu iki şirket için ayrı halka arz süreçleri de yönetilebileceği açıklandı.

“PAZAR VE MÜŞTERİ İHTİYAÇLARINA ODAKLANACAĞIZ” Enerjisa Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Göçmen aldıkları kararla ilgili olarak, “Türkiye, son yıllarda Enerji Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) liderliğinde elektrik piyasasının serbestleşmesi konusunda çok önemli bir aşama kaydetti. Enerjisa da

yükselen öngörülebilirliği ile başarılı bir performans sergileyen Türkiye enerji sektöründeki regülasyon çalışmalarına yıllar boyunca önemli katkılarda bulundu. Enerjisa olarak, 20 yıl önce çıktığımız yolda büyük başarılara imza atarak, bugün ülkemizde ve bölgemizde özel sektörün kurduğu en büyük elektrik enerjisi şirketi haline geldik. Değerli ortağımız E.ON ile birlikte, ülkemize duyduğumuz güvenden güç alarak, şimdiye kadar

11 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Yeni “odaklanma” stratejimiz doğrultusunda stratejik bir dönüşüm yaşıyor, pazar ve müşteri ihtiyaçlarına tam olarak odaklanabilecek iki güçlü şirket yaratmayı hedefliyoruz.”

“TÜRKİYE’DE BÜYÜYEN ENERJİ SEKTÖRÜNE İNANÇ VE GÜVENİMİZ TAM” Enerjisa Yönetim Kurulu

Başkan Yardımcısı Keith Plowman yaptığı açıklamada “Türkiye’de büyüyen enerji sektörüne inanç ve güvenimiz tam. Hissedarları Sabancı Holding ve E.ON’un inanç ve desteğiyle Enerjisa, bu iki şirketin karlı büyüme planlarına tüm hızıyla devam edecek, büyüme fırsatlarını değerlendirecek; tüm paydaşlarına ve Türk enerji sektörüne değer katmaya devam edecektir” dedi ve şunları ekledi: “Türk enerji sektörü yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisini çeken

bir büyüme potansiyeline sahip. Sabancı Holding ve E.ON’un uzun soluklu ortaklığı, Türkiye’ye ve Enerjisa’ya olan güven ve bağlılıklarının bir göstergesidir. Bu güçlü ortaklık, Enerjisa’nın dinamik bir stratejiye, güçlü bir kurumsal yapıya ve başarılı bir takıma sahip olmasını sağlamıştır. Sabancı Holding ve E.ON, enerji sektörünün şeffaflığını daha da ileriye taşımayı, kurumsal gelişimine katkı sağlayacak kaliteli finansmana ulaşımını kolaylaştırmayı hedeflemektedir.”

EPDK’dan hayati düzenleme Elektrikte serbest tüketici sayısı 3,5 milyonu aştı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), hastaları yaşam destek cihazına bağlayan cihazların elektriğinin kesilmemesi için alınan kararlarda yeni düzenlemeler yaptı.

E

PDK; elektrikle çalışan diyaliz destek ünitesi, solunum cihazı ve benzeri mahiyette yaşam destek cihazlarına bağımlı olan ve destekleyici belgelere sahip tüketicilerin dağıtım şirketine yazılı başvurusu halinde borcundan dolayı aboneliğin elektriğinin kesilmemesi, dağıtım şebekesinde planlı ve plansız elektrik kesintiler olması halinde ise bu kişilerin doğrudan bilgilendirilmeleri yönünde düzenlemeler yaptı. Kurum bu durumda olan vatandaşlara haklarını tekrar hatırlattı.

KESİNTİ YOK TAKSİTLENDİRME VAR Düzenleme ile söz konusu aboneliklerin elektrik tüketimi

nedeniyle oluşabilecek borçlarından dolayı elektrikleri kesilemeyecek, ödeme güçlüğü çekebilecek abonelikler içinde talep edilmesi halinde süresi dört ay geçmeyecek şekilde taksitlendirilebilecek.

ÖNLEM ALINACAK Dağıtım şebekesinde planlı elektrik kesintisi olması durumunda, elektrikle çalışan diyaliz destek ünitesi, solunum cihazı ve benzeri mahiyette yaşam destek cihazlarına bağımlı kişiler önceden kendilerinin belirlediği iletişim aracıyla bilgilendirilecekler. Dağıtım şebekesinde plansız elektrik kesintileri söz konusu olması durumunda ise yine

kesinti ile ilgili durum hakkında bu kişilere bilgilendirilme yapılacak.

SAĞLIK RAPORU DÜZENLEMESİ Bu imkândan yararlanmak isteyen kişiler dağıtım şirketlerine sağlık raporunu ibraz etmeleri ve bulunduğu ikametgâhın aboneliğini bildirmeleri gerekiyor. Yapılan düzenleme ile dağıtım şirketlerine ilgili tüketicinin sağlık raporunun sona ereceği tarihi önceden hatırlatma mükellefiyeti getirildi. Diğer taraftan kişi raporunu yenilemesi halinde bu haktan yararlanması devam edecek. Ancak bu raporun 30 gün içerisinde dağıtım şirketine iletilmesi gerekecek.

Elektrikte serbest tüketici abone sayısı martta bir önceki aya göre yüzde 16,5 artarak 3 milyon 576 bin 203’e yükseldi.

T

ürkiye’de elektrikte serbest tüketici abone sayısı geçen ay bir önceki aya göre yüzde 16,5 artarak 3 milyon 576 bin 203 oldu. EPDK’nın, serbest tüketici limitini 2 bin 400 kilovatsaate düşürmesinin ardından, ortalama aylık 82 lira ve üzeri elektrik faturası ödeyen aboneler, elektriğini istediği tedarikçiden alabiliyor.

İLK SIRA İSTANBUL’UN Enerji Piyasaları İşletme AŞ verilerine göre, Mart ayında serbest tüketici sayısının en fazla olduğu il, 985 bin 559 aboneyle İstanbul oldu. Geçen ay

İstanbul’un Avrupa yakasında 646 bin 760, Asya yakasında ise 338 bin 799 serbest tüketici sisteme dahil oldu. İstanbul’u, 359 bin 489 serbest tüketiciyle İzmir ve 288 bin 788 aboneyle Antalya takip etti. Türkiye’de serbest tüketici abone sayısı geçen ay bir önceki aya kıyasla yüzde 16,5 artarak 3 milyon 576 bin 203’e ulaştı. Grup bazında en fazla serbest tüketici kaydı 2 milyon 205 bin 235 ile meskenlerde gerçekleşti. Meskenleri, 1 milyon 257 bin 25 abone ile ticarethaneler izledi. Martta serbest tüketici abone sayılarının grup bazlı dağılımı ise şöyle: Profil Abone Grubu

Mesken Ticarethan Tarımsal Sulama Sanayi Diğer Aydınlatma

Serbest Tüketici Sayısı

2.205.235 1.257.25 53.244 34.340 18.183 8.176


19

Enerjide yerli ve milli dönem

T

ürkiye, son 15 yılda güçlü ekonomik büyümesiyle birlikte hızla artan enerji talebinin karşılanabilmesi amacıyla önemli ve büyük yatırımlara imza atarken aynı zamanda uzun yıllar boyunca ihmal edilmiş ve geri kalmış enerji altyapısını geliştirme yolunda da önemli mesafe kaydetti. Bugün Türkiye artık enerjide geçtiğimiz yıllarda yaşadığı temel problemlerinin büyük çoğunu geride bırakırken yeni Türkiye’nin gelecekteki gereksinimlerini karşılayacak, dünya ve gelecek trendleri ile uyumlu yerli ve milli bir enerji politikasına ihtiyaç duyuyordu.

Arz güvenliğinde ise Türkiye’nin arz güvenliğinin sağlanmasına ek olarak özellikle doğalgazda yeni FSRU’lar ile yaratılacak yüksek arz kapasitesi ve toplam gaz tüketiminin yüzde 20’sine çıkarılacak yer altı gaz depolama kapasitesi ile komşu ülkelerin de arz güvenliğine katkı sağlanacak.

Son 1,5 yılda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığındaki değişimle birlikte Türkiye’nin enerji politikasının da hızlı, nitelikli ve köklü olarak yeniden şekillenmekte olduğuna tanık olduk. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Berat Albayrak tarafından 6 Nisan’da İstanbul’da açıklanan “Milli Enerji ve Maden Politikası” son 1,5 yıldaki yoğun çalışma ve emekle oluşturuldu. “Milli Enerji ve Maden Politikası”nı temel hatları ile değerlendirmeden önce Türkiye neden yerli ve milli enerji politikasına ihtiyaç duyuyordu ve hangi gereksinimler bunu zorunlu kılıyordu kısaca hatırlayalım. Türkiye’nin enerjide yüzde 72’ye yakın bir oranda dışa bağımlı olması yüksek enerji ithalat maliyetleri nedeniyle ülke ekonomisinin en önemli sorunlarından birisi olan cari açığın da en temel nedenlerinden birisi durumunda. Aynı zamanda özellikle doğal gazdaki dışa bağımlılık enerji arz güvenliği üzerinde yarattığı risklerden dolayı da önemli bir kırılganlık unsuru. Türkiye’nin uzun yıllardır enerji politikasının en temel önceliği olan yerli ve milli kaynakların payının artırılması ve dışa bağımlılığın azaltılması hedefi ne yazık ki politika önceliği olmasına rağmen altı doldurulamadığı ve kapsamlı bir strateji geliştirilerek etkin şekilde harekete geçilmediği için strateji belgelerinden öteye geçememişti. “Milli Enerji ve Maden

Politikası” ile enerjide yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından en yüksek oranda yararlanılması amaçlanırken bu hedefe ulaşılmasını sağlayacak politika araçları ve stratejiler doğalgazdan petrole, yenilenebilir enerjiden elektrik iletim altyapısına kadar tüm alt sektörlerde farklı alt gruplar da göz önüne alınarak tespit edilerek uzun dönemli stratejik bakış açısı ile oluşturuluyor. Burada en ön önemli noktalardan birisi ise yerli ve yenilenebilir kaynaklardan en yüksek oranda yararlanılırken bu kaynakların üretime alınmasında da ekipman ve hizmetlerde en yüksek yerlilik oranına ulaşılması. Kaynak bazında olduğu gibi ekipman üretimi ve teknoloji geliştirilmesi de stratejinin ana bileşeni haline geliyor. Ve aynı zamanda yurtiçinde bunun sağlanması için ölçek yaratılıyor. Türkiye’nin sahip olduğu avantajlara rağmen enerjide bölgesinin çekim merkezi ve enerji ticaret merkezi olma hedefi bugüne dek bu amaca ulaşmaya yönelik çalışmaların yetersiz kalması ve /veya tamamlanamamış olması, kurumlar üstü bütüncül yaklaşım sergilenememesi nedeniyle tam olarak gerçekleştirilemedi. “Milli Enerji ve Maden Politikası” ile bu hedefe yönelik stratejilerin bütüncül bir bakış açısı ile ele alınması hedefleniyor. Buna özellikle denizlerdeki yerli petrol ve doğalgaz arama ve sondajlarının yok denecek kadar az olması ile maden arama sondajları ve üretim faaliyetlerinin yetersiz olması nedeniyle milli imkanlarla üretilebileceği halde ithal edilmek zorunda kalan maden hammaddeleri de eklendiğinde Türkiye’nin neden enerjide yerli ve milli politikalara gereksinim duyduğu çok daha iyi ortaya çıkıyor. Yeni dönemde bu başlıklarda izlenecek politikalarla Türkiye hem kara hem denizlerde hem maden hem de hidrokarbon aramalarında çok daha agresif ve aktif bir strateji izleyecek. Türkiye’nin elektrik tüketiminin büyük bölümünün gerçekleştiği

batı bölgeleri ile santrallerin olduğu bölgeler arasındaki iletim kısıtlarının ortadan kaldırılması ve sistem güvenliğinin en yüksek seviyede sağlanması da yeni iletim ve dağıtım yatırımlarıyla gerçekleştirilmiş olacak.

STRATEJİNİN 3 TEMEL SACAYAĞI: ARZ GÜVENLİĞİ, YERLİLEŞTİRME VE ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA Türkiye’nin “Milli Enerji ve Maden Politikası”nın temelini 2 unsur oluşturuyor, güçlü ekonomi ve ulusal güvenlik. Stratejinin üç ana sacayağını ise arz güvenliği, yerlileştirme ve öngörülebilir piyasa oluşturuyor. Burada sektörün büyümesi ve gelecek yatırımlar açısından oldukça önemli bir gösterge olan öngörülebilirliğin üç sacayağından birisi olması yeni dönemdeki stratejilerin geliştirilmesinde piyasa gereksinimlerinin dikkate alındığını ve yatırımların önündeki tüm engellerin ortadan kaldırılmasındaki kararlılığı net olarak gösteriyor. Arz güvenliğinde ise Türkiye’nin arz güvenliğinin sağlanmasına ek olarak özellikle doğalgazda yeni FSRU’lar ile yaratılacak yüksek arz kapasitesi ve toplam gaz tüketiminin yüzde 20’sine çıkarılacak yer altı gaz depolama kapasitesi ile komşu ülkelerin de arz güvenliğine katkı sağlanacak. “Milli Enerji ve Maden Politikası” Türkiye’nin enerji sektörünün ötesinde ekonomiden dış politikaya, güvenlikten teknoloji geliştirmeye kadar birçok alanda gelecek 10 yıllarının şekillenmesinde önemli bir kilometre taşı olacak. Türkiye için enerjide gerçek anlamda yerli ve milli dönem başlamış durumda. “Milli Enerji ve Maden Politikası”nın oluşturulmasında büyük emeği olan başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Berat Albayrak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Sayın Fatih Dönmez ve tüm Bakanlık ekibi ile katkıda bulunanlara sektör olarak bir kere daha teşekkürlerimizi sunuyor ve yeni dönemin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.


20

Doğal Gaz Meclisi toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi TOBB Türkiye Doğal Gaz Meclisi toplantısı TOBB’da gerçekleştirildi. Toplantıda sektörde enerji verimliliği ve AB’de arz güvenliğine yönelik düzenlemeler ve bu bağlamda Türkiye’ye yansımalarına ilişkin bir sunum gerçekleştirildi.

T

OBB Türkiye Doğal Gaz Meclisi Toplantısı kamu ve özel sektör temsilcilerinin geniş katılımı ile gerçekleştirildi.

“ENERJİ VERİMLİLİĞİ BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK” 2016-2017 yılı kış dönemine ilişkin değerlendirmede bulunan ve dünyadaki gelişmelere ilişkin bilgi veren TOBB Türkiye Doğal Gaz Meclisi Başkanı İbrahim Akbal, Japonya’da yapılan bir araştırma sonucunda yeni enerji kaynağı EE’nin (Enerji Verimliliği), birincil enerji kaynaklarına yılda yaklaşık yüzde 1,7 oranında katkı sağlayacağının hesaplandığını ve dış kaynak bağımlılığımız nedeniyle enerji

SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR PİYASA NASIL OLUŞMALI?

T

oplantıda, İzmir Ekonomi Üniversitesi Sürdürülebilir Enerji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç.Dr. M. Efe Biresselioğlu tarafından, sürdürülebilirlik ve piyasaya bakış açısının akademik bir çalışma ile ele alındığı anketin sonuçları paylaşıldı. Sürdürülebilir bir doğal gaz piyasasının oluşturulması için ne gibi şartların gerektiği, özel sektörün bunu nasıl değerlendirdiği ve sektör için önem derecesinin ne olduğunun tespit edildiği çalışmada, sektör paydaşlarının beklenti ve hedefleri ortaya konuldu.

verimliliği konusunun ülkemiz açısından da büyük önem arz ettiğini ve bu konuyu özel oturumla ele almak istediğini ifade etti.

“KONUT TÜKETİMİ 135 MİLYON METREKÜPE ULAŞTI” Tüketimin en yüksek olduğu dönemde günlük konut tüketiminin 135 milyon

metreküpe ulaştığını ve her yıl artan abone sayısı sebebiyle önümüzdeki yıllarda kış döneminde konut talebinde soğuk günlerde günlük 10 milyon metreküp ilave tüketim öngördüklerini belirten TOBB Türkiye Doğal Gaz Meclisi Başkan Yardımcısı Yaşar Arslan, konutlarda verimli tüketimin önemine değindi ve evlerdeki ısının tüketiciler

tarafından kış günlerinde bir derece düşürülmesinin günlük toplam tüketimde 10 milyon metreküp tasarruf sağlayacağı bilgisini verdi. Arslan, GAZBİR tarafından hazırlanan “2016 yılı Doğal Gaz Dağıtım Sektör Raporu”ndan bazı verileri katılımcılar ile paylaştı. Rapora göre 2016 yılı itibariyle 12,4 milyon olan abone sayısı 2020 yılında yüzde 30’luk artışla 16,7 milyona ulaşacak.

AVRUPA BİRLİĞİ ENERJİDE ULUSAL YAKLAŞIMDAN BÖLGESEL YAKLAŞIMA GEÇİYOR AB Türkiye Delegasyonu Enerji Sektörü Müdürü Hasan Özkoç, AB Arz Güvenliği Stratejisi ve Yönetmeliği başlıklı sunumunda 2016

yılında Avrupa Birliği Konseyi ve Parlamentosuna sunulan Tedarik Güvenliği Yönetmeliği ile tam işleyen rekabetçi piyasanın kurulmasının, kriz durumunda birlikteliğin ve tek ses olabilmek amacıylaAvrupa Enerji Birliği’nin kurulmasının amaçlandığını ve AB olarak ulusal yaklaşımdan bölgesel yaklaşıma geçilmesi konusunda önemli bir gelişme sağladığını ifade etti. Özkoç sunumunda, global enerji talep projeksiyonlarına, bölgesel gaz talep gelişimine ve bu bağlamda LNG talep projeksiyonları ile Asya’nın LNG talebine yer vererek Avrupa’nın gaz ithalat projeksiyonları, 2020 ve 2030 yılı enerji hedefleri, 2030 yılı stratejileri ve 2050 yılı yol haritasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

EPDK’dan karayolu taşıtlarına CNG izni Sibel Acar / Ankara EPDK’nın 14 Mart 201705 Nisan 2017 tarihleri arasında kamuoyu görüşlerine açtığı Doğal Gaz Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağına göre; Karayolu taşıtlarında yakıt olarak kullanılmak üzere CNG satışı, CNG (Otogaz) lisansı kapsamında gerçekleştirilebilecek. Sadece karayolu taşıtlarında yakıt olarak kullanılmak üzere sıkıştırılmış doğal gaz satışı yapılması için verilecek.

HEDEF AZ MALİYET, ÇOK KULLANIM CNG (Otogaz) lisansına konu tesislerde; araçlara yapılacak ikmal dışında, doğal gazın sıkıştırılarak basınçlı kaplara dolumunun yapılmasına izin verilmiyor.

KARBON EMİSYONU AZALTILACAK

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), hastaları yaşam destek cihazına bağlayan cihazların elektriğinin

‘MOTHER - DOUGHTER’ UYGULAMASI YOLDA Dünyada “mother-daughter” modeli olarak bilinen uygulamanın, ülkemizde de uygulanmasına imkan sağlayacak yeni düzenleme ile; lisans sahibi satışına konu sıkıştırılmış doğal gazı, diğer CNG lisansı sahibi şirketlerden temin edebileceği gibi, kendisi de lisansına konu tesiste sıkıştırabilecek.

Bu şekilde, karbon emisyonunun azaltılmasına katkı sağlayacak olan ve bir anlamda tali istasyon olarak da tanımlayabileceğimiz sistem ile özellikle karayolları üzerinde CNG istasyonlarının daha az maliyet ile daha yaygın bir şekilde kurulması, araçlarda CNG kullanımının yaygınlaştırılması hedefleniyor.

BEDEL ALINMAKSIZIN DÖNÜŞÜM SAĞLANACAK Bununla birlikte, daha önce Kurul tarafından verilmiş olan sıkıştırılmış doğal gaz (CNG) lisansları, lisans tarihi ve süresinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın, durumuna göre CNG (satış) veya CNG (Otogaz) lisansına bedel alınmaksızın dönüştürülecek.



22

Limak Uludağ Elektrik’ten Balıkesir’de 2 YİM açılışı

Limak Uludağ Elektrik, Balıkesir Bigadiç ve İvrindi’de hizmet verecek Faturamatik Yetkili İşlem Merkezlerini (YİM), törenle hizmete açtı.

L

imak Uludağ Elektrik, yeni yılla birlikte Yetkili İşlem Merkezleri’ni (YİM) hizmet verdiği bölgelerde hayata geçirmeye devam ediyor. Bu anlamda Limak Uludağ Elektrik, hizmet bölgesi olan Balıkesir’in Bigadiç ve İvrindi ilçelerinde YİM’leri hizmete açtı. Açılışlara başta Limak Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac olmak üzere Limak Uludağ Balıkesir Bölge Yönetmeni Vahide Yakut, Faturamatik İcra Kurulu Başkanı Lütfi Akbulut ile protokol ve çok sayıda davetli katıldı.

YUVAM GÜVENDE KAMPANYASI Aytac, YİM’ler aracılığıyla tüketicilerin, EPDK’nın belirlediği serbest tüketici

limiti olan yıllık 2400 kWh ve üzerinde (aylık 81 TL üzeri) elektrik tüketen serbest tüketiciler için Limak Uludağ Elektrik tarafından uygulanan “Yuvam Güvende” kampanyasından ve indirimli elektrik avantajlı tarifelerinden yararlanabileceklerini dile getirdi. Aytac ayrıca müşterilerin, YİM’den gerçekleştirilebilecek tüm işlemleri Limak Uludağ Elektrik resmi web sitesi limakuludag. com.tr, sayfası üzerindeki online işlem merkezi üzerinden yapılabileceğini sözlerine ekledi.

“MÜŞTERİLERİMİZ KOLAY VE HIZLI İŞLEM YAPACAKLAR’ Bursa, Balıkesir, Yalova ve Çanakkale olmak üzere bölgelerinde 70’in üzerinde Müşteri İşlem Merkezi (MİM) bulunduğunu kaydeden Aytac, “Çanakkale, Edremit Körfezi, Yalova’da YİM’lerimizi müşterilerimizle buluşturduk. Balıkesirli müşterilerimizin daha konforlu, ferah mekanlarda işlemlerini kolay ve hızlı bir şekilde yapacakları YİM’leri hizmete açıyoruz. Hayırlı olsun” dedi.

‘HİZMET AĞIMIZI GELİŞTİRİYORUZ’

L

imak Uludağ Elektrik Perakende Satış AŞ Genel Müdürü Ali Erman Aytac, müşteri memnuniyetini önemsediklerini belirterek, müşterilerin herhangi bir bedel ödemeden YİM’lerde tahsilat başta olmak üzere abonelik, indirimli elektrik satışı, avantajlı tarifeler fatura ödeme gibi birçok işlemi yapabildiklerini dile getirdi. Amaçlarının hizmetlerini daha hızlı ve

kolay şekilde müşterilere ulaştırmak olduğunu ifade eden Aytac, tüketicilerin evlerine yakın noktalarına YİM’ler açarak hizmet ağlarını genişlettiklerini söyledi.

Limak Uludağ Elektrik, sosyal sorumluluk projeleriyle geleceği aydınlatıyor

Limak Uludağ Elektrik, Balıkesir Sındırgı’da okuma alışkanlığını geliştirmek için Balıkesir Valiliği’nce yürütülen Eğitim Niteliklerini Geliştirme ve İzleme (BENGİ) projesi “Cemre Etkinliği” kapsamında bağışladığı kitaplarla geleceği de aydınlatıyor.

“Hayatı Aydınlatıyoruz” sloganıyla ve müşteri memnuniyeti odaklı hizmet anlayışıyla faaliyetlerini sürdüren Limak Uludağ Elektrik, verdiği desteklerle sosyal sorumluluk projelerine de katkı sağlıyor. Hizmet bölgesi olan Balıkesir’de Valilik, Sındırgı Kaymakamlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün işbirliği ile özellikle çocuk yaşlarda okuma alışkanlığının geliştirilmesi için hayata geçirilen BENGİ projesi kapsamında “Cemre Etkinliği”nde proje ortağı olan

Limak Uludağ Elektrik, okullara kitap bağışında bulundu.

“SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNE DESTEK VERİYORUZ” Limak Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac, yaptığı açıklamada hayatı bir bütün olarak düşündüklerini, enerji alanındaki temel hizmetlerinin yanı sıra toplumsal fayda sağlayan sosyal sorumluluk projelerine de destek verdiklerini söyledi.

“İYİ EĞİTİLMİŞ HER BİREY, ÜLKEMİZİN GELECEĞİNE DE KATKI KOYACAKTIR” Hizmet bölgelerinden biri olan Balıkesir Sındırgı’da okul çağındaki çocuklarda okuma alışkanlığını geliştirmek amacıyla hazırlanan projeye kitap bağışında bulunduklarını ifade eden Aytac, “Proje kapsamında okullarda okuma ortamları hazırlanarak, kitap okuma alışkanlığının kazandırılması ve buradan

hareketle başarı oranlarının artırılması hedefleniyor. Bu nedenle okul kütüphanelerinin zenginleştirilmesi önemli. Biz de Limak Uludağ Elektrik olarak geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın eğitimine katkı koymak amacıyla kitap bağışında bulunuyoruz. İyi eğitilmiş her birey, ülkemizin geleceğine de katkı koyacaktır. Böylesine önemli bir projeye destek vermekten onur duyuyoruz. Katkı koyan herkese de teşekkür ederiz” diye konuştu.


23

Yeni yatırımlarla 200 ilçe daha doğal gaza kavuşacak Doğal gaz dağıtım şirketlerinin yeni dönem yatırım stratejilerinin belirlendiği toplantı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın başkanlığında ve GAZBİR Yönetim Kurulu’nun katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi.

E

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın Başkanlık ettiği GAZBİR Yönetim Kurulu’nun katılımıyla Ankara’da gerçekleşen toplantıda doğalgaz dağıtım firmalarının yeni dönem yatırım stratejileri değerlendirildi.

BAKAN ALBAYRAK TOPLANTIYA BAŞKANLIK ETTİ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak Başkanlığında GAZBİR ile düzenlenen değerlendirme toplantısında doğal gaz dağıtım şirketlerinin gelecek iki yıldaki yatırım stratejisi değerlendirildi. Ankara’da gerçekleşen toplantıya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, Müsteşar Yardımcısı Alparslan Bayraktar, Bakan Danışmanları Ertuğrul Altın, Ömer

Demirhan ve BOTAŞ Genel Müdürü Burhan Özcan katıldı. Değerlendirme toplantısına GAZBİR Başkanı Yaşar Arslan, Başkan Yardımcıları Aslan Uzun, Yaşar Çıkış, Yönetim Kurulu Üyeleri Ali İhsan Sılkım, Gökalp Özkök, Hasan Yasir Bora, Halim Tosun ve GAZBİR Dernek Müdürü Musa Cem Önal doğal gaz dağıtım sektörünü temsilen katıldı.

2 YILDA 3,5 MİLYAR TL YATIRIM HEDEFLENİYOR

D

oğal gaz kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla 2017-2019 yılları arasında 200’den fazla yeni ilçenin doğal gaza kavuşmasını amaçlayan projede gelinen nokta detaylı şekilde değerlendirildi. Proje kapsamında yaklaşık olarak 3,5 milyar TL yatırım ile 4 milyondan fazla vatandaşın doğal gaza

kavuşması amaçlanıyor. Doğal gaz dağıtım sektöründe geçen 14 yılda gerçekleşen şebeke yatırımı ile 76 ilde 12,4 milyon abone doğal gaz kullanır hale geldi. Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği verilerine göre ülkemizde 43,1 milyon kişi doğal gaz kullanıyor. Geçtiğimiz aylarda EPDK

tarafından sonuçlandırılan AğrıDoğu Beyazıt ve Tunceli Doğal Gaz Dağıtım Lisansı İhaleleri ve 27, 28 Mart 2017 tarihlerinde yapılacak dağıtım lisansı ihaleleri ile Artvin ve Hakkari, Şırnak, illeri ile Yüksekova, Cizre, İdil, Silopi ilçeleri doğal gaza kavuşacak. Böylece Türkiye’de 81 ilde doğal gaz kullanılabilir hale gelecek.

EPDK’dan doğal gaz tüketicilerine önemli uyarı EPDK faturalı ve kartlı abonelikte doğal gaz tüketicilerine önemli uyarılarda bulundu. EPDK faturalı ve kartlı abonelikte doğal gaz tüketicilerine önemli uyarılarda bulundu. EPDK’dan yapılan açıklamada; “Kiracınızın ya da başkasının sizin adınıza abonelik kullanmasına izin vermeyin. Hem faturalı hem de kartlı abonelikte bu durum can güvenliğiniz için büyük önem taşıyor” denildi.

“KİRACININ ABONELİĞİ ÜZERİNE ALMAK İÇİN BAŞVURMASI ŞART” Kartlı aboneliklerle ilgili de açıklama yapan EPDK şu bilgileri verdi; “Kartlı abonelikte ev sahibi kartı kiracısına teslim etse de aboneliği hala üzerinde olduğu için, sayacın eksik-hatalı ölçüm yapması halinde sorumlu olur. Bu nedenle kiracının aboneliği üzerine almak için başvurması şarttır. Yine iç tesisatın kontrol edilmesi can güvenliği için önemli bir zorunluluktur. Ayrıca kartlı aboneliklerde de bu şekilde kullanım usulsüz kullanım olduğundan KDV hariç 90 TL

cezası var. Dağıtım şirketi tespit etmeden önce tüketici başvurup aboneliğini yaptırırsa herhangi bir ceza uygulanmaz. Vatandaşlarımız bir evden taşınırken, bir evi satarken veya kiraya verirken mutlaka üzerinizdeki aboneliği fesh etmelidir.”

90 TÜRK LİRASI CEZASI VAR Kiraya verilmiş evlerde borcun ödenmemesi halinde söz konusu borcun ev sahibi üzerinde olacağını belirten EPDK şu açıklamalarda bulundu; “Ev sahibi meskenini kiraya verdiği zaman aboneliğini de fesh edeceğinden güvence bedelini geri alma hakkına sahiptir. En önemli nokta ise abonelik

değişiminde iç tesisat sisteminin baştan aşağı dağıtım şirketi tarafından kontrol edilmesi ya da ettirilmesi zorunluluğu bulunmasına yöneliktir. Tesisatta eksiklik varsa can güvenliği için bu eksikliğin giderilmesi gerekir. Böylece kiralanan evin iç tesisatının güvenliğinden emin olunur. Tesisatta eksiklik varsa

giderilmesi gerekir. Kiracının da doğal gaz aboneliğini üzerine alması şarttır. Aksi durum usulsüz kullanım olarak yasal müeyyide gerekir. Bu şekilde kullanım “usulsüz kullanım” olduğundan KDV hariç 90 TL cezası var. Dağıtım şirketi tespit etmeden önce tüketici başvurup aboneliğini yaptırırsa herhangi bir ceza uygulanmaz.”


24

GE ve GAMA Enerji’den Türkiye’nin ilk dijital i l a r t n a s i enerj

GE Enerji Servisleri Doğu Avrupa ve Türkiye Genel Müdürü Murat Demirel

Sıla Acar

T

ürkiye’nin ilk dijital enerji santrali için anlaşma imzalayan GE ve GAMA Enerji, Türkiye’de ilk defa bir enerji santralinde verimliliği ve üretkenliği artıran endüstriyel bulut yazılım uygulamaları kullanacak. Projenin ayrıntılarını GE Enerji Servisleri Doğu Avrupa ve Türkiye Genel Müdürü Murat Demirel ve GAMA Enerji Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Sıtkı Şerifeken anlattı.

GE ve GAMA Enerji, Türkiye’nin ilk dijital enerji santralini hayata geçirmek üzere anlaşma imzaladı. Bu anlaşma ve kurulumu hayata geçirmenizdeki dinamiklerden söz eder misiniz? Arkasındaki amaçlar nelerdir?

Murat Demirel: Anlaşma ile birlikte, verimlilik ve üretkenliği geliştirmek amacıyla Türkiye’de ilk kez bir enerji santralinde endüstriyel bulut yazılımı uygulamaları kullanılacak. GE, GAMA Enerji’nin Kırıkkale ilindeki 840 MW kurulu gücündeki İç Anadolu Doğalgaz Kombine Çevrim Santralinde GE’nin endüstriyel internet işletim sistemi Predix™’in gelişmiş dijital çözümleri olan Varlık Performans Yönetimi (APM) ve Operasyon Optimizasyonu (OO) kurulumu gerçekleştirecek. GAMA Enerji’nin santralinde hayata

GAMA Enerji Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Sıtkı Şerifeken

GE ve GAMA Enerji, Türkiye’nin ilk dijital enerji santrali için anlaşma imzaladı. Projenin detaylarını ve Türkiye enerji piyasasına getireceği yenilikleri GE Enerji Servisleri Doğu Avrupa ve Türkiye Genel Müdürü Murat Demirel ve GAMA Enerji Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Sıtkı Şerifeken’den dinledik. geçirilmesi planlanan Varlık Performans Yönetimi ve Operasyon Optimizasyonu yazılım uygulamaları, gelişmiş öngörülebilirlik sayesinde yüksek güvenilirlik, doğru performans izleme, tahmin becerisi, santral yetkinliğinin daha iyi izlenmesi yoluyla planlama optimizasyonu ve daha verimli santral planlama için daha düşük üretim maliyetleri ve varlık üretimi tahmin yetkinliği gibi çeşitli operasyonel faydalar sunuyor. Sıtkı Şerifeken: GE ile GAMA arasında yaklaşık 15 yıla dayanan stratejik ve operasyonel bir iş birliği tecrübesi var. Kırıkkale’deki İç Anadolu Doğalgaz Kombine Çevrim santralimizin EPC müteahhidi GAMA Güç Sistemleri ve GE idi. Ayrıca santralin operasyon dönemi için GE ile uzun dönem bakım anlaşmamız var. Buna ek olarak, rüzgar santrallerimizin de yapım ve işletme dönemlerinde GE ile işbirliği içerisindeyiz. Günümüzde enerji sektöründe verilerin hızlı ve doğru şekilde analiz edilmesi üreticiler ve yatırımcılar için giderek daha da önemli hale geliyor. “Dijital enerji santralleri” bu noktada ihtiyaca cevap verebilmek için olmazsa olmazlardan. GE’nin dijital çözümler alanındaki isteği ve tecrübesi, GAMA’nın sektörel yetkinliği ve operasyonel kalitesi ile birleşince ve buna bir de taraflar arasında uzun zamandır oluşmuş ortak

‘EN VERİMLİ YOL ÜZERİNDE ÜRETİMİ GERÇEKLEŞTİRMEK EN ÖNEMLİ HEDEFİMİZ’ Kurulumun ardından projede atılacak bir sonraki adım ne olacak? Murat Demirel:

Sıtkı Şerifeken:

GE, eğitimler vererek GAMA’yı kurulum sonrası süreçte desteklemeye devam edecek. Arayüzü güçlendirmek ve müşterinin yazılımdan en iyi şekilde yararlanmasını sağlamak için Kullanıcı Adaptasyon Hizmetleri sunulacak. Ayrıca GE ve GAMA, yazılımı piyasanın ve kullanıcıların taleplerine göre optimize etmeye devam edecek. Şu anda imzalanan anlaşma kapsamında ayrıca, 2017 yılının sonunda piyasaya sürülecek olan APM Meridium yazılımı gibi gelişim aşamasında olan dijital ürünler de opsiyonlar arasında yer alıyor. GAMA, yeni Varlık Performans Yönetimi (APM) modülünü deneyecek ve isterse ilk kullanıma sokanlardan biri olabilecek. çalışma kültürü eklendiğinde Türkiye’de dijital santraller alanında öncü bir iş modeli çıkacağına inancımız tam.

“BULUT YAZILIM ÇÖZÜMLERİ ENDÜSTRİYEL İNTERNET İÇİN ÇEVİKLİK SUNAR” Dijital enerji santralinde bulut yazılımı uygulanacak. Bulut yazılımı projeye ne gibi artılar sağlayacak? Endüstriyel bilişimde önemli bir rol oynayan bulut yazılımları, şirketlere uygun

Santralimizde Varlık Performans Yönetimi ve Operasyon Optimizasyonu yazılımını hayata geçireceğiz. Bu sayede bakım metodolojimizi optimize ederek hem emre amadelik ve güvenilirlik değerlerimizi yükseltmek hem de bakım maliyetlerimizi düşürmek hedefindeyiz. Ayrıca santral performansına dair öngörülebilirliği yükselterek mümkün olan en verimli yol üzerinde üretimi gerçekleştirmek en önemli hedeflerimizden. Böylece; teknik anlamda yetilerini doğru planlama ile birleştirerek günümüz enerji piyasasına en üst seviyede uyum sağlamış bir doğal gaz kombine çevrim santrali yaratmış olacağız. İlerleyen adımlarda da GE ile işbirliğimiz çerçevesinde dijital santrallerin veri izleme, öngörü ve optimum çalışma noktasına ulaşma potansiyellerinden mümkün olduğunca yararlanmak isteğindeyiz.

maliyetli veri depolama ve endüstriyel internet vizyonunu hayata geçirebilmeleri için büyük verilerin analizini yapma imkanı veriyor. Verilerin tek bir yerde bir araya gelmesi; analiz ve gerçek zamanlı olarak iç görülerin alınması ile bakım, verimlilik ve esneklik gibi unsurları geliştirmesini sağlıyor. Bulut yazılım çözümleri; endüstriyel internet için çeviklik, hız ve ölçek olanağı sunarken, bu çözümlerle şirketlere, sürekli akan verilerden aksiyona dönüşebilecek öngörüler almasına yardımcı olur. Bulut

tabanlı Predix ve Predix üzerinde uyguladığımız Varlık Performans Yönetimi ve Operasyon Optimizasyonu uygulamaları, GE müşterilerine operasyonlarında kesintisiz, kolay, güvenli ve etkin bir şekilde data analizi uygulama ve veriler üzerindeki algoritmaları güncelleme ve geliştirme imkanı veriyor. Bu çözümleri ne zaman kurmayı planlıyorsunuz? Dijital çözümlerin 2017 yılının dördüncü çeyreğinde kurulması planlanıyor.



26

Eti Maden’de bayrağı Serkan Keleşer devraldı Uzun süre İBB-UGETAM AŞ Genel Müdürlüğü görevini yürüten Serkan Keleşer, Eti Maden İşletmeleri Maden Genel Müdürlüğüne ve Yönetim Kurulu Başkanlığına vekaleten atandı.

U

GETAM Eski Genel Müdürü Serkan Keleşer 14.03.2017 tarihi itibari ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ve Yönetim Kurulu Başkanlığına vekaleten atandı. Keleşer, 10.03.2017 tarih 30003 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan üçlü kararname ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müşaviri olarak atanmıştı. 1972 yılında İstanbul Fatih’te doğan Serkan Keleşer, ilk, orta ve lise öğrenimini İstanbul’da tamamladı. İTÜ Makine Mühendisliği Bölümünden 1994 yılında mezun olan Keleşer, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Makine Mühendisliği Anabilim dalında 2000 yılında Yüksek Mühendis unvanı aldı. Serkan Keleşer Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Makine Mühendisliği Anabilim dalında

doktora çalışmasına devam ediyor. İngiltere, Almanya, Fransa, İskoçya, Kanada, Amerika gibi birçok ülkede mesleki ve yönetimsel eğitimler aldı. Ulusal ve uluslararası konferanslarda makaleleri yayımlandı. Serkan Keleşer 1996-2008 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştirak şirketi olan İGDAŞ, İstanbul Gaz Dağıtım A.Ş.’de, Proje Mühendisi olarak göreve başladı ve uzun dönem değişik birimlerde yöneticilik yaptı. 2008-2016 yılları arasında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, iştirak şirketi olan UGETAM AŞ, İstanbul Uygulamalı Gaz ve Enerji Teknolojileri Araştırma Mühendislik Sanayi ve Ticaret AŞ’de Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi görevlerini yürüttü. Serkan Keleşer; evli, iki kız ve iki erkek çocuk babası.

Çalık Holding Operasyon Grup Başkanlığına İzzetiye Keçeci atandı Çalık Holding Operasyon Grup Başkanlığına (COO), Çalık Holding İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevini yürütmekte olan İzzetiye Keçeci atandı.

Çalık Holding Operasyon Grup Başkanlığına (COO), Çalık Holding İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevini yürütmekte olan İzzetiye Keçeci atandı. Yeni yapılanmada İnsan Kaynakları Direktörlüğü, Bilgi İşlem Direktörlüğü ve Satın alma, Operasyon Grup Başkanına bağlandı.

Çalık Holding bünyesinde yer alan Gap Tekstil’de Müşteri İlişkileri Temsilcisi olarak başladı. Ardından Grup şirketlerinde İnsan Kaynakları Bölümlerinin farklı fonksiyonlarında görev aldı ve Ocak 2009’dan bu yana Çalık Holding İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevini yürüttü.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan İzzetiye Keçeci, çalışma hayatına

Çalık Holding Operasyon Grubu Başkanı görevine atanan İzzetiye Keçeci aynı zamanda Gap İnşaat Yönetim Kurulu üyesi.

TAEK’ten nükleer santral işletme düzenlemesi Nükleer santrallere ilişkin bir faaliyeti yerine getirmek üzere izin veya lisans verilenler, tesisin lisans koşulları, düzenleyici gereklilikleri ve ilgili mevzuata uygun olarak güvenli ve emniyetli bir şekilde işletilmesinden birincil derecede sorumlu olacak.

İŞLETİCİ PERSONEL LİSANSI 4 YILLIĞINA GEÇERLİ OLACAK TAEK tarafından verilen işletici personel lisansı 4 yıllığına geçerli olacak. İşletici personel lisansı, başvuru belgelerinde belirtilen tesis, ünite, görev ve pozisyon için geçerli olacak. Bir üniteye özel verilen işletici personel lisansının tesisteki diğer üniteler için geçerliliği ise yetkilendirilen kişinin başvurusu

ile TAEK’in değerlendirme ve onayına tabi tutulacak. İşletici personelin çeşitli nedenlerle lisansının iptal edilmesi durumunda, personel için 5 yıl içinde yeniden lisans başvurusu yapılamayacak. Ayrıca, işletici personel lisansı iki kez iptal edilmiş bir personel için yeniden lisans başvurusu yapılamayacak.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun (TAEK), “Nükleer Santrallerde İşletme Organizasyonu, İşletme Personeli Nitelikleri ve Eğitimi ile İşletici Personel Lisanslarına İlişkin Yönetmeliği” Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, nükleer santrallere ilişkin bir faaliyeti yerine getirmek üzere izin veya lisans verilerek yetkilendirilen kişi, tesisin lisans koşulları, düzenleyici gereklilikleri ve ilgili mevzuata uygun olarak güvenli ve emniyetli bir şekilde işletilmesinden birincil derecede sorumlusu olacak.

İŞLETME ORGANİZASYONU KURULACAK İzin veya lisans sahibi, tesisin lisans koşullarına ve ilgili ulusal mevzuata uygun işletilmesine yönelik tüm sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir işletme organizasyonu kuracak. İşletme organizasyonunda, tesisin güvenli ve emniyetli bir şekilde işletilmesini doğrudan etkileyen konuların değerlendirilip karara bağlanacağı bir veya birden fazla komite yer alacak. Doğrudan tesis yöneticisine karşı sorumlu olan bu komite ya da komiteler, tesiste yapılacak ve güvenlik analiz raporunda yer almayan teknik ve idari değişiklikler ile tesiste nükleer güvenlik ve emniyet açısından önem arz eden hususları değerlendirecek. Bütün komite kararları kayıt altına alınacak ve TAEK’in denetimine açık tutulacak.





30 Gündem

Teknik olmayan kayıpların ülkemize maliyetleri bulent.sen@gepenerji.com.tr

E

durumu nedir? Yani genel ülke üretim resmine bakalım nedir? Nasıl bir ivme yakalamıştır?

Türkiye’de Elektrik Kurulu Gücün Gelişimi; Aşağıdaki tabloya bakıldığında 1990-2015 yılları arasında kurulu gücün ülkemizde yıllar bazında büyüklüğü gösterilmiştir. 1990 yıllarında ülkemizin yıllık kurulu güç kapasitesi ortalama 500 MW ile büyürken, 2006 yılından itibaren son 8 yılda ülkemizin yıllık kurulu gücünün ortalama 4.700 MW’lık bir büyüme gerçekleştirdiğini gözlemlemekteyiz. Ülkemiz oldukça genç nüfusa sahip ve büyümek için sanayi üretimimizde katma değeri yüksek kalemleri üretmek için enerjiye oldukça ihtiyacımız vardır ve her geçen gün üretim kapasitemizi hızla artırmak zorundayız. 2002 yılında yaklaşık 32 bin MW’lık kurulu gücümüz var iken, 2016 yılı ilk 8 aylık değerlere baktığımızda 78 bin MW rakamlarına ulaşmış, yani son 14 yılda elektrik kurulu gücünde yaklaşık 2,5 katlık bir büyüme yakalamış durumdayız. (Tablo 1) Ülkemizin kurulu gücü yaklaşık 80 bin MW ulaşırken; üretiğimiz elektriğin tamamını kullanabiliyor muyuz? Yani üretimden tüketime kayıpsız elektriğimizi taşıyabiliyor muyuz? Öncelikle elektrik piyasası tanımlarında geçen teknik olan ve teknik olmayan kayıplar nelerdir? A-Teknik olan kayıplar: 1-Enerji nakil hatlarının

metallerinin iç direnci nedeniyle oluşan kayıplar, 2-Hatların bağlantı elemanları ve hatta yapılan eklerin çokluğu, 3-İzalatör çatlakları, 4-Trafolardaki dengesiz yüklenmeler.(Kapasitesinin çok üzerinde yüklü veya kapasitesinin çok altında çalışan trafolar), 5-Hatların olması gerekenden uzun olması ya da kapasitelerinin üzerinde yüklenmesi (2014 yılı itibari ile hat uzunluğu 1 milyon km) 6-Trafolara aşırı yüklenmeler (trafolar aşırı yükte fazladan %3 civarında elektrik enerjisi tüketir) B-Teknik olmayan kayıplar: 1-Elektriği kaçak kullanmak, Teknik olmayan kayıpların yani elektriğin kaçak kullanımının ülkemize maliyeti, Her yıl EPDK tarafından elektrik piyasası gelişim raporları yayınlanmaktadır. 2015 yılı EPDK tarafından yayımlanan Elektrik Piyasası Gelişim Raporu’nda yer alan verilere baktığımızda, dağıtım sistemine giren 187 TWh elektrik enerjisinin 156 TWh’lık kısmının tahakkuk edildiği, dolayısı ile dağıtım sistemine giren enerjinin % 16.5’lik kısmına tekabül eden 31 TWh’lık kısmının ise kayıp kaçak olarak resmi kayıtlara girdiği görünmektedir. Ülkemiz dağıtım sisteminde henüz teknik kayıp ve kaçak enerji kullanım miktarları tam olarak ayrıştırılamadığından uluslararası kabuller de dikkate alınarak dağıtım sisteminde kabul edilebilir teknik kayıp oranı %7 alındığında bu değerin üzerindeki her rakamın kaçak olarak

80.000 70.000 00 4.7 /yıl W M

60.000 50.000 40.000

1.500yıl MW/

MW

16,2 Krş/kWh birim fiyat ile ülkemizde sadece kaçak elektrik enerji bedelinin yaklaşık 3 Milyar TL parasal karşılığı olduğu, bu bedele dağıtım sistemi kullanımına ilişkin bedeller ile vergi ve fonlar ilave edildiğinde ise karşımıza 5 Milyar TL’den fazla bir maliyetin çıktığı görünmektedir.

nerjisiz kalma korkusu, sanayileşmeden ve ülkelerin birbirleri ile pazar payları rekabetinden dolayı enerji hep daha fazla enerji talebi, insanoğlunun başını uzun bir süredir ağrıtmakta ve enerji, ülkeler arası savaşların ana sebebi olmaktadır. 19. yy bilim adamlarından Lord Kelvin 1881’de Britanya Bilimsel Kurumunda yaptığı konuşmada dünyada kömür madenlerinin hızla tükendiğini ve enerji kaynakları konusunda tek umudunun rüzgar motorları ve rüzgar değirmenleri olduğunu belirtmesinin üzerinden tam 136 yıl geçti. Günümüzde 1 milyarın üzerinde insanın elektriğe ulaşımı dahi olmadığını düşünürsek, elektrik Edison’un 1880 yılında dediği kadar (elektrik çok ucuz olacak, sadece zenginler mum yakacak) hiç bir zaman çok ucuz ve çok kolay ulaşılabilir olmadı. Elektrik başka hiçbir enerji biçiminde görülemeyecek kadar bir kesintisizlik taşır, ayrıca çok yönlü kullanım olanağı sunar. Elektrik, dünya ekonomisine şekil veren gerçek zamanlı iletişim, finans ve ticaret ağlarını olanaklı kılar ve birbirleriyle bütünleştirir. Enerjiyi tüketen yeni cihazlar ona ihtiyaç duyduğu sürece, enerjinin önemi artmaya devam edecektir. Türkiye’nin enerji kaynakları türleri, ülkemizin enerji kurulu gücü ve enerji ihtiyacını geçen sayılarda yazdık. Bu yazımda kaçak elektrik kullanımının ülkemize ciddi maliyeti ve ekonomimize olumsuz etkisini işlemeye çalışacağım. Öncellikle ülkemizde yıllar itibari ile kurulu gücün

30.000

750 ıl y MW/

500 MW/yıl

20.000 10.000 0

1990

1992

1991 Tablo 1

1994

1993

2000 2002 2004 2006 2008 2010 2012 2014 1997 1999 2001 2003 2005 2007 2009 2011 2013 2015

1996

1995

1998

Doğal Gaz Hidrolik

Kömür

Yenilebilir

Diğer


31 Türkiye elektrik kayıp-kaçak yüzdesi 19 17 13

13

1983

1988

14

2008

2003

1998

1993

Tablo 2

15

14

2013

Türkiye elektrik kayıp-kaçak yüzdesi Seçili ülkelerde 2013 yılı elektrik kayıp kaçak yüzdeleri (dağıtım ve iletim toplam)

Tablo 3 20 18 16 14 12 10 8 5,8 6 4 2 0 Çin

18,56 16,4

15,46

15,34

14,31 9,6

8,16 5,9

D AB

a ny ü D

ya ez n do En

a sik k Me

Kanunu’nun Geçici birinci maddesinde 31 Aralık 2020 tarihine kadar ulusal tarife uygulamasının yapılacağı, tüm kamu ve özel dağıtım şirketleri ile görevli tedarik şirketlerinin fiyat eşitleme mekanizması içerisinde yer alacağı hüküm altına alınmıştır. Bu husus yukarıda hesapladığımız kaçak enerji maliyetinin ülke genelindeki tüketicilerden toplanmasına yasal dayanak oluşturmakta olup bu maliyet tüketiciler üzerindeki görünür maliyetini önümüze koymaktadır. Diğer taraftan kaçak elektrik kullanımından kaynaklı yine tüketiciler ile ülke ekonomisi üzerinde olumsuz etkiye neden olan başka maliyetler de bulunmaktadır. Bu maliyetlerden başlıca olanlarını,

değerlendirilmesinin kabul edilebilir bir varsayım olduğu değerlendirilmektedir. Bu çerçevede ülkemiz genelinde % 16,5’lik orandan kabul edilebilir teknik kayıp oranını (% 7) çıkardığımızda kalan oranın % 9,5 olduğu ve bunun da 17.8 TWh miktarında kaçak elektrik kullanımının demek olduğu ortaya çıkmaktadır. 01 Ocak 2017 tarihi itibariyle TETAŞ tarafından uygulanmakta olan enerji fiyatı olan 16,2 Krş/kWh birim fiyat ile ülkemizde sadece kaçak elektrik enerji bedelinin yaklaşık 3 Milyar TL parasal karşılığı olduğu, bu bedele dağıtım sistemi kullanımına ilişkin bedeller ile vergi ve fonlar ilave edildiğinde ise karşımıza 5 Milyar TL’den fazla bir maliyetin ortaya çıktığı görünmektedir. (tablo 2-3) 6446 sayılı Elektrik Piyasası

ye rki ü T

ya jer i N

1-Elektrik piyasasında oluşan marjinal fiyat üzerindeki etki; Bilindiği üzere elektrik piyasasında fiyatlar, arz ve talebin kesiştiği marjinal

a ily z e Br

an ist d n Hi

noktada oluşmaktadır. Dolayısı ile talep arttıkça fiyatın artması durumu söz konusu olup bunun en bariz örneği talebin düşük olduğu bazı gece saatlerinde sıfır fiyat oluşumlarıdır. Kaçak elektrik bileşenlerine bakıldığında bunun bir kısmının zorunlu kullanımın olduğu ancak çeşitli nedenlerle bedel ödemek istenmemesinden kaynaklandığı, önemli bir kısmının ise bedel ödememekten kaynaklı israf odaklı aşırı tüketimden meydana geldiği açıkça görünmektedir. İşte bu israf kaynaklı enerji talebinin piyasada arz güvenliği kapsamında karşılanması gerektiğinden dolayı piyasada oluşan marjinal fiyat daha yüksek belirlenmekte ve tüm tüketicilere daha yüksek elektrik maliyeti olarak yansımaktadır. (Tablo 4)

2-Ülke cari açığı üzerindeki etkisi, 2015 yılı sonu gerçekleşen

300

200 150 100 50

Tablo 4

Toplam İthalat

Dış Ticaret Açığı

Net Enerji İthalatı (Ulaşım Dahil)

2018

2017

2015 2016

2014

2013

2012

2011

2010

2009

2008

2007

2006

2005

2004

2003

2002

2001

1999 2000

1997 1998

0 1996

Milyar $

250

rakamlara göre, ülkemizde üretilen elektriğin %15’i ithal kömür, %37.8’i ise yine ithalata dayalı doğalgaz kaynağından oluşmuş olup elektrik üretiminde toplamda %53 oranında dışarıya bağımlılığımız bulunmaktadır. Dolayısı ile ülkemiz ekonomisi üzerinde kırılganlık oluşturan cari açık içinde enerji ithalatı içinde önemli bir paya sahiptir. Yukarıda açıkladığımız israf kaynaklı enerji tüketimi önlenebildiğinde enerji ithalatı da azalacağından ülke ekonomisi üzerinde olumlu bir etki oluşacaktır. 3-Kaynak israfı etkisi, Ülkemizin en büyük hidroelektrik santrallerinden biri olan Atatürk Barajının (2400 MW kapasiteli, Avrupa ve Türkiye’nin en büyük barajı) 2015 yılı Elektrik Üretimi 4.6 TWh mertebesinde gerçekleşmiş olup, kaçak elektrik arzının (17,8 TWh) sağlanabilmesi için ülkemizde 4 adet Atatürk Barajı kadar bir üretime ihtiyaç bulunmaktadır. Bu husus elektrik üretim ve iletim sisteminde gereksiz yatırımlara ve teknik kayıplara neden olduğu gibi dağıtım sisteminde uygulanan kalite parametrelerinin tüm tüketiciler için sağlanması zorunluluğundan kaynaklı olarak dağıtım şirketlerinde olması gerekenin üzerinde hat ve trafo yatırımları ile kaçak kullanımını izlemeye ve engellemeye dönük ciddi yatırımlar yapılmasına ve işletme maliyetlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Peki, teknik olan ve teknik olmayan kayıplar için ülkemizde neler geliştirildi? EPDK, elektrikte teknik ve teknik olmayan kayıpların azaltılması için çok güzel projeler geliştirdi. Bu projeden bazıları şunlardır: 1-Enerjinin kriptolanması; enerji hatları üzerinde yasadışı kullanımları önlemek amacı ile trafo çıkışında enerji şifreleniyor, ardından son kullanıcının sayacında şifrenin çözümü sağlanıyor, 2-Uzaktan izleme yolu ile şebekeye giren ve çıkan enerji, merkezi bir sistem ile takip edilecek, 3-Teknik olan kayıp ile teknik olmayan kayıpların ayrıştırılması ile ilgili gerçek ve anlık verileri kullanarak, dağıtım sistemindeki teknik kayıpların belirlenmesi için algoritma ve yazılım geliştirilmesi çalışmaları, 4-Smart Seal (SMS) akıllı elektronik mühür sistemi. Sonuç olarak; Ülkemiz dağıtım sisteminde yer alan kaçak elektrik sorunuyla yüzleşme ve ülke ekonomisi, arz güvenliği ile tüketiciler üzerindeki etkilerin analizini yapmak adına yukardaki göstergeler bir fikir verebilir. Bu yazı kapsamındaki konuların her biri üzerinde akademik çalışma yapabilecek kadar geniş perspektiften ele alınması gerektiğini de belirtmekte fayda vardır. Kaçak elektrik kullanımının önüne geçilmesi bir eğitim ve onun uzantısında kültür, ahlaki bir sorundur. Öncellikle sayaç okuma, kontrol işlerinde insan faktöründen ziyade akıllı şebekeler sistemlerine geçilmeli, otomatik ölçme sistemleri (OSOS) ile uzaktan okumalar anlık yapılmalı ve trafo sistemlerine konacak ölçme sistemleri ile tüketimler anlık olarak yapılmalıdır.


32

GAZDAŞ Oğuzeli ilçesini doğal

gaz konforuyla buluşturdu Yeni yatırım bölgelerinde altyapı çalışmalarını sürdüren GAZDAŞ, düzenlenen doğal gaz yakma töreni ile birlikte Oğuzeli ilçesinde doğal gaz arzına başladı.

G

AZDAŞ’ın yoğun çalışmaları sonucunda Gaziantep’in Oğuzeli ilçesi, boru hattı ve şehir içi şebekelerinin bağlanmasıyla doğal gaza kavuştu. Kademeli olarak ilçenin tamamına doğal gaz arzının sağlanacağı Oğuzeli ilçesinde düzenlenen doğal gaz yakma törenine halk yoğun ilgi gösterdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Abdullah Tancan, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Oğuzeli Belediye Başkanı Mehmet Sait Kılıç, Gaziantep Milletvekilleri ile Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, Zorlu Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak ve GAZDAŞ Genel Müdürü Fuat Celepçi’nin yanı sıra mülki ve askeri erkân ile çok sayıda vatandaşın katıldığı doğal gaz yakma töreninde büyük coşku yaşandı.

“EPDK OLARAK ÜZERİMİZE DÜŞEN BÜTÜN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRECEĞİZ” EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz; “Oğuzeli ilçemizin bugün yaşamaya başlayacağı doğal gaz konforundan bütün ilçelerimiz ve beldelerimiz de yararlansın istiyoruz. Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız doğal gaz seferberliğinin müjdesini verdi. Önümüzdeki iki yıl içinde 220 ilçede 5 milyondan fazla vatandaşımızın doğal gaza kavuşması için biz de EPDK olarak üzerimize düşen bütün sorumluluğu yerine getireceğiz. Doğal gaz dağıtım hatlarının ulaşmadığı yerlere de farklı yöntemlerle; sıkıştırılmış doğal gaz CNG ya da LNG’nin ulaştırılması için gerekli adımları attık. Ayrıca lisans sahibi şirketlerin konutlara doğrudan LNG ve CNG satışının da önünü açtık. Attığımız bu adımlar sadece doğal gazın ülkemizin en ücra köşelerine ulaştırılmasına katkı yapmayacak… Meydana getireceği yatırım ve istihdam ortamı ile ülkemizin kalkınmasına da fayda sağlayacaktır. İnşallah Kurumlarımızla ve özel sektörümüzle elele doğal gazı yurt sathında yaygınlaştıracağız. Ama bu noktada tıpkı diğer 3 sektörde olduğu gibi EPDK olarak kırmızı çizgimizi hatırlatmak istiyorum. Tüketici

‘İLÇELERE DOĞALGAZ VERİLMESİ ENERJİ POLİTİKAMIZIN ÖNEMLİ BİR AYAĞI’

E

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Abdullah Tancan yaptığı konuşmada; “Rahatlığı ve temizliği dolayısıyla doğalgaz tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla yaygınlaşıyor. Bu anlamda Bakanlığa yoğun talepler geliyor. Belediyeler sürekli; ‘Bizim ilçemize ne zaman doğalgaz

memnuniyeti bizim temel önceliğimiz. Şüphesiz doğal gazı buralara getirmek bizim için çok değerli. Ama asıl iş şimdi başlıyor. GAZDAŞ’tan; Oğuzeli’de yaşayan bütün vatandaşlarımıza üstün kalitede bir hizmet sunmasını bekliyoruz. Malumunuz müşteri velinimettir ve daima da haklıdır.”

“10 YILDA 7 MİLYAR TL YATIRIM YAPTIK” Törende konuşan Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, enerjiye son 10 yılda 7 milyar TL dolayında yatırım yaptıklarını ve hali hazırda 2,2 milyar TL yeni yatırım planladıklarını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin enerji politikalarıyla uyumlu bir şekilde sürdürdüğümüz yatırımlarımızda doğal gaz dağıtım ve ticareti çok önemli bir yer tutuyor. 10 yılı aşkın sürede 700 milyon TL düzeyinde yatırım yaptığımız Gaziantep bölgesinde, önümüzdeki 5 yıl içinde 180 milyon TL ilave yatırım yapmayı planlıyoruz. Dağıtım bölgelerinde yatırım sorumluluklarını en hızlı tamamlayan şirketlerden biri

gelecek?’ diye bizimle irtibata geçiyor. Modern bir yaşamın gereği olarak Bakanımızın talimatıyla ilçelere doğalgaz verilmesini enerji politikamızın önemli bir ayağı haline getirdik. İnşallah 2017 ve 2018 yılları içerisinde 220 ilçemizi daha doğalgaza kavuşturmayı hedefliyoruz. Oğuzeli de bu şanslı ilçelerimizden” dedi.

olarak Gaziantep bölgesindeki yatırımlarımızı aynı kararlılıkla devam ettireceğiz.”

“ULAŞTIĞIMIZ BÖLGE SAYISINI ARTIRARAK BÜYÜMEYİ HEDEFLİYORUZ” Doğal gaz yakma töreninde görüşlerini dile getiren Zorlu Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak; “Zorlu Enerji olarak 2006 yılından bu yana güçlü yatırımlar yaptığımız doğal gaz ticareti ve dağıtımı alanındaki faaliyetlerimizi ülkemizin bu konudaki temel stratejileri doğrultusunda geliştirmeyi sürdürüyoruz. Doğal gaz alım kontratlarının özel sektöre devredilmesiyle birlikte girdiğimiz bu sektörde GAZDAŞ ile Gaziantep ve Trakya’da sürdürdüğümüz çalışmalarımızı bir kamu hizmeti olarak değerlendiriyor ve bu anlayışla hareket ediyoruz. Geçtiğimiz 10 yıl içinde tüm taahhütlerimizi yerine getirerek, sektördeki en saygın kurumların başında yer aldığımız Gaziantep’te yaptığımız yatırımlarla ulaştığımız bölge sayısını artırarak büyümeyi hedefliyoruz” dedi.

‘2018 YILI SONUNDA DOĞALGAZIN ULAŞMADIĞI İL KALMAYACAK’

E

PDK Başkanı Mustafa Yılmaz; “Yurt sathında doğal gazın yaygınlaşması, bütün vatandaşlarımızın bu konforu yaşaması için Kurum olarak yoğun bir mesai harcıyoruz. 2002 yılında ülkemizde konut ve sanayide sadece 6 ilde doğal gaz kullanılırken sadece 4,5 kilometrelik iletim ve dağıtım hattı mevcuttu. 15 yılda kamu özel sektör iş birliği ile büyük bir başarı ortaya koyduk. Bugün 76 ilimiz, 350’ye yakın ilçemizde 13 milyonu aşkın vatandaşımız doğal gaz kullanıyor. Sektörümüzde gerçekleşen toplam yatırım tutarı ise 15 milyar dolara yaklaştı. Ancak bu tablo bizim için yeterli değildi. Zira

ZORLU ENERJİ YATIRIMLARA DEVAM EDİYOR Doğal gaz sektöründeki faaliyetlerine 2006 yılında aldığı lisansla başlayan Zorlu Enerji Doğal Gaz Grubu, sektördeki dağıtım faaliyetlerini yürüttüğü GAZDAŞ şirketiyle faaliyetlerine etkin bir ekip anlayışıyla devam ediyor. Gaziantep bölgesinde 30 yıllık dağıtım ihalesini kazanan GAZDAŞ, vatandaşların doğal gaz ihtiyacını eksiksiz ve kesintisiz sağladığı sektördeki 11’inci yılında yatırımlarına devam ediyor.

ÖNÜMÜZDEKİ 5 YILDA 500 BİNİ AŞKIN ABONEYE ULAŞILACAK GAZDAŞ, 2,2 milyon nüfuslu Gaziantep bölgesinde, bugün itibarıyla 290 bin abone sayısına ulaşmış

koşullar ne kadar zorlu olursa olsun doğal gazın ulaşmadığı 5 ilimize de bu hizmeti ulaştırmak için üzerimize düşen sorumluluklar vardı. Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz Ağrı ve Tunceli ihalelerinin ardından ihale ve lisanslama süreci tamamlamayan 3 ilimizin… Artvin, Hakkari ve Şırnak illerinin doğal gaz dağıtım ihalelerini gerçekleştirdik. Hamdolsun böylece “doğal gazda 81 ilde 81” hedefinde son virajı da aldık. Büyük bir gurur ve mutlulukla söyleyebilirim ki inşallah 2018 yılı sonunda ülkemizde doğal gazın ulaşmadığı ilimiz kalmayacak. Ama işimiz burada bitmiyor” dedi. bulunuyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde planlanan 180 milyon TL yatırımla doğal gaz sunulan abone sayısının 520 bine ulaşması hedefleniyor. Gaziantep, Kilis ve Nizip şehirlerinin dahil olduğu bölgeye 2015’te Oğuzeli, Islahiye ve Nurdağı ilçeleri de eklenirken, bu ilçelerdeki doğal gaz alt yapı çalışmalarına 2016 yılı içinde başlandı. Oğuzeli’nde hat imalat işlemleri tamamlanarak 31.000 nüfuslu ilçeye doğal gaz arzı başlanırken, Islahiye ve Nurdağı ilçelerine de bu yılın Ekim ayına kadar doğal gaz arzına sağlanması hedefleniyor. Ayrıca bu yılın başında Gaziantep Dağıtım Bölgesi’ne dahil edilen Yavuzeli ve Araban ilçelerinde de yatırım çalışmalarına 2018 yılında başlanması hedefleniyor. Aynı yıl içinde Yavuzeli ilçesine, sonraki yıl ise Araban ilçesine doğal gaz arzı sağlanması



34 Dr. Zeynep Elif Yıldızel

Petrol baronu: Rockefeller

G

eçen haftalarda ajanslara David Rockefeller’in 101 yaşında ölüm haberi düştü. Manşetlerde atılan başlıklar hep miraslarının toplam değerinin hesaplanamadığı ya da “illuminati” ile ilgisi gibi konular üzerineydi. Forbes’a göre; Mart 2017 itibari ile Türkiye’nin en zengin insanının 3.7 milyar dolar serveti mevcutken, aynı listeye göre D. Rockefeller’in 3.3 milyar dolar olan servetinin bu derece konuşulması ve kimi çevreler tarafından bu rakamın gerçek servet olmadığı ve gerçek paranın hesaplanamadığı gibi yorumlar oluşmasına sebep olan neydi? Eğer dünyanın en zengin listesinin tepesinde yer alsaydı “zenginin malı züğürdün çenesini yorar” atasözümüz ile olaya son noktayı koyabilirdik. Ancak bu kadar ses getirmesinin sebebi ne “illuminati” ile ilgisi ne de hesap üstü olan serveti. Bunun nedeni ve bu yazının konusu, Standard Oil şirketinin kurucusu ve bir petrol devi yaratan John. D. Rockefeller’in torunu olmasıdır. Ses getirme sebebi ise Stadard Oil şirketinin gücü, büyüklüğü ve yarattığı devasa sektör ve hayatımızın vazgeçilmezi enerjinin ana hammadesi olan fosil yakıt (petrol ve doğal gaz) ameliyesini getirdiği durumdur. Standard Oil şirketinin kuruluşunu inceleyerek, maddi olarak daha zengin insanların olmasına rağmen, bu ailenin nasıl bu kadar önemli bir konuma geldiğini anlayabiliriz. Konuya girmeden önce bir dip not düşmek isterim, insanların güçlü ve önemli olarak, ölümlerinden sonra anılmasının tek ve yegâne sebebi, ne

Şekil 1: Standard Oil şirketinin zaman akışı

1870

Standard Oil 10 000 hisse ile kurulmuştur

1868

kadar çok paraları olduğu değil, hayata neler kattıklarıdır. Her ne kadar petrol antik çağlardan beri bilinse bile ve tıbbi olarak yaralanmalarda sürülerek, mide rahatsızlıklarında yutularak ya da Nuh tufanından beri su geçirmezliğin sağlanmasında kullanılmış olsa bile, bugün anladığımız anlamda petrol endistürisinin başlangıcı, 1859 yılında Colonel Drake tarafından Amerika’da, Pensilvanya’nın Oil Creek bölgesinde ilk “cable tool” sondaj yöntemi ile kuyular açılmasına atfedilir. Aynı yılın sonunda 34 petrol şirketi, 5 milyon dolar değerindeki, aydınlatma amaçlı kullanılan petrol ve gaz yağı üretmeye başlamışlardır. 1859 yılında Colonel Drake 21metrede petrole rastlamıştır ve bu “ilk büyük ekonomik petrol üretimi” olarak tarihe geçmiştir. Ancak, Drake petrollü yer altı yapısını kapsayacak büyüklükte bir araziyi kapatmadığı için, malum kendisi bir askerdir jeolog değildir, onun keşif yaptığı yerin etrafı hemen başkaları tarafından kapatılmış ve petrol üretilmeye başlanmıştır. Ayrıca buharlı makina ile yaptığı “cable tool” yöntemi olarak tarihe geçen sondajın patentinide almadığı için temsil ettiği Seneca Petrol şirketinden kovulur ve 1880 yılında başlattığı dev iş koluna rağmen fakir bir adam olarak vefat eder. 1859 yılında Pensilvaya’da 2 bin varil petrol üretilirken, 1869 yılında 4 milyon varil ve 1873 yılında 10 milyon varil petrol üretilmeye başlanmıştır. 1865 yılında Amerika’nın petrol ihracatı 16 milyon dolarken 1869 yılında 30 milyon dolara yükselmiş ve Amerika’nın en büyük

1872

Ida Tarbell “History of Standard Oil Company” araştırmasını yayınlamıştır.

Diğer eyaletlere dağılmış şirketleri tek bir çatı altında toplamıştır.

“Cleveland Katliamı” 26 şirketin 22’sini satın almıştır.

1874

1882

Güçlü rakipleri Pratt ve Rogers Rockefeller ile ortak olmuştur.

South Imporvement Co şirketi ile yaptığı anlaşma ile taşımada 71 cent indirim almış ve 60 vagon yük garantisi vermiştir. Gaz yağı satış fiyatını 26 cent kadar düşürmüştür.

ikinci ihracat kalemi olmuştur. Bu dönemde Pensilvanya dünya petrol üretiminin 1/3’ünü yapmaktadır. Ancak 1891 yılına gelindiğinde en yüksek üretim değerine ulaşır ve daha sonraki dönemlerde Teksas, Oklahoma ve Kaliforniya eyaletlerinin gerisinde kalarak, Amerika toplam petrol üretiminin yüzde 10’nunu üretir durumuna gelir. Gelelim dev Amerikan petrol şirketi Standard Oil’in hikayesine. John D. Rockefeller, 1870 yılında, Ohio’da petrol üretmek, taşımak, rafine etmek ve satmak için 10 bin hisseli olarak şirketi kurmuştur. Şirkette, Rockefeller’in 2 bin 667, Harkness’in 1.334, kardeşi William Rockefeller’in 1.333, Flagler ve Andrews’un ayrı ayrı 1.333, Jennings’in bin ve Rockefeller, Andrews ve Flaglerin ortak olduğu başka bir şirketin bin hissesi vardır. Dikkatinizi çekmek istediğim nokta ise kurulan şirketin, bugünkü anlamı ile enerji değer zinciri yokken dahi, entegre bir petrol şirketi olarak kurulmasıdır. Zaten şirketin gücü de bu entegre yapısından kaynaklanmaktadır. Şöyle ki; 1868 yılında taşıma şirketi ile yapmış olduğu anlaşmada bir varilinde 71cent indirim almış ve karşılığında günlük 60 vagon yük garantisi vermiştir. Böylece daha ucuza taşıdığı için, kendi gaz yağı satış fiyatını 58 cent den 26 cent’e kadar düşürmüş ve daha ucuza satma imkanına sahip olmuştur. Bu durum diğer şirketlerin rekabet gücünü zayıflatmış ancak halkın daha ucuza gaz yağı satın almasına neden olmuştur. Petrol şirketleri sadece arama ve üretim

“Anti Tröst” yasası ile 37 ayrı şirkete bölünmüştür.

1885

Cleveland’dan New York’a taşınmıştır.

1904

1906

548 436 000 $ temettü dağıtmıştır.

Üretimin %91 ve satışın %85’ini kontrol etmektedir.

1911

ameliyesi ile sınırlı kaldıklarında piyasa koşullarında rekabet güçleri yeterli olmadığı için uzun vadede başka şirketler tarafından yutulurlar. Çünkü enerji değer zinciri, petrol ve doğal gaz yani enerji hammaddesi arama, üretim, taşıma, rafinaj, satış ve enerji üretimden oluşmaktadır. Eğer entegre bir enerji şirketiniz varsa, her bir eklenti noktasında kâr etme ve rekabet edebilme alanınız mevcuttur. Bunun yanında bu değer zincirinin bir kolunda oluşan bir fiyat krizi ki günümüzde düşen petrol fiyatları buna örnek verilebilir, zincirin diğer kollarındaki fiyat artışı ile dengelenebilir. Mâlum, ham petrolün satış fiyatı 30 dolara kadar gerilerken rafineri çıkış fiyatları aynı oranda düşmediği için entegre enerji şirketleri arama, üretim ameliyesinde kârdan zarar etmiş ama rafineri ve satış kısmında önemli kârlar etmeye devam etmişlerdir. Ve en önemlisi ham petrol fiyatlarındaki düşme elektrik üretimine yansımamış ve enerji maliyetleri düşmemiştir. Hikayemize geri dönersek; Standard Oil, 1872 yılında iki aydan az bir zamanda Cleveland’daki tüm rakiplerini ekarte etmiştir. “Cleveland Katliamı” olarak tarihe geçen bu olayda Standard Oil şirketi 26 rakip firmanın 22’sini yutmuştur. Rocekefeller, şirket satın alarak bir yandan büyürken diğer yandan rakiplerini kendi bünyesine geçirmiş ve eritmiştir. Rockefeller, şirketi yönetmesine rağmen kararlar şirketin Cleveland’daki ofisinde ortaklaşa alınıyordu. O dönemdeki eyalet kanunlarına göre şirketlerin büyüklükleri kısıtlanmakla beraber, Rockefeller ve ortakları bu kanunun boşluklarından yaratıcı şekilde yararlanıp şirketlerini hızla büyütmüşlerdir. 1874 yılında Pratt ve Rogers, bu güçlü rakibe karşı olmanın kendi zararlarına olduğu kanaatine varınca, gizli bir anlaşma ile Rockefeller’in ortağı olmuşlardır. Hatta ilerleyen zamanda Rogers, Standard Oil şirketinin “tröst” olmasında anahtar rolü üstlenmiştir. 1882 yılında diğer eyaletlere dağılmış şirketlerini bir tek çatı altında toplamışlardır. Gizli bir antlaşma ile 37 küçük hisse sahibi kendi hisselerini, 9 büyük hisse sahibinin himayesine vermiştir. Bu dokuz kişi: Rockelfeller, kardeş William Rockefeller, Oliver Payne, Charles Pratt, Henry Flagler, John Archbold, William Warden, Jabez Bostwick ve Benjamin Brewster. Bu sayede dokuz “trustee” (yeddi emin) hissedar Standard Oil şirketine bağlı 41 şirketi yönetir hale gelmişlerdir.


35

Standard Oil

Şekil 2: Standard Oil şirketinin bölünmesinden doğan şirketler ve değişimleri Oluşturulan bu yeni şirket yapısı ile 20 bin kuyu, 4 bin Bölünmüş Şirketler Değişim 1 Değişim 2 mil boru hattı, 5 bin taşıma tankeri ve 100 binden 1. Standard Oil of New Jersey fazla çalışanı olan dev bir Humble Oil Exxon entegre petrol şirketine Carter Oil dönümüştür. 1885 yılında Exxon Mobil Imperial Oil Standard Oil Cleveland’dan 2. Standard Oil of Luisiana New York’taki adresine 3. Standard Oil of Brazil taşınmıştır. 1882 ile 1906 4. Anglo American Oil Co yılları arasında Standard Oil 548 milyon 436 bin Mobil 5. Standard Oil of New York dolar temettü dağıtmıştır. 6. Standard Oil of Indiana 1890 yılına gelindiğinde 7. Standard Oil of Minnesota Amerika’daki, rafine edilmiş Amoco 8. Standard Oil of Illinois petrol ticaretinin yüzde 88’i BP 9. Standard Oil of Kansas Standard Oil tarafından (rafineri) kontrol edilmektedir. 1904 10. Standard Atlantic Richfield yılına gelindiğinde ise ARCO şirketi olarak birleşmiş Standard Oil üretimin 11. Standard Oil of Ohio yüzde 91’ni ve satışların 12. The Ohio Oil CO Marathon yüzde 85’ini kontrol 13. Standard Oil of California etmekteydi. Rafine ettiği pertolün yüzde 55’ini 14. Standard Oil of Kentucky Chevron (KYSO) ise tüm dünyaya ihraç etmekteydi. Bu dönemde 15. Standard Oil of Iowa çoğu şirket rafinerilerden 16. Standard Oil of Missouri çıkan benzini nehirlere 17. Buckeye Pipe line Co dökerken ki; bu dönem 18. BorneScrymser Co. henüz arabaların yaygın (chemicals) olmadığı zamanlardı, 19. Chesebrough Manufacturing Unilever Rockefeller bunu 20. Colonial Oil makinelerini çalıştırmak 21. Crescent Pipeline Co. için kullanmıştır. Diğer 22. Cumberland Pipe Line Co. şirketler rafinerilerde o 23. Eureka Pipe Line Co. gün için değeri olmayan atıkları atacak yer ararken, 24. GalenaSignal Oil Co. balmumuna (beeswax) 25. Indiana Pipe Line Co. rakip ilk sentetik ürün olan 26. National Transit Co vazelini geliştiren şirketi 27. New York Transit Co. satın almıştır. Stadard Oil 28. Northern Pipe Line Co. şirketini kontrol eden aileler 29. Prairie Oil & Gas (Rockefeller, Pratt, Payne30. Solar Refining Whitney, Harkness-Flager), 31. Southern Pipe Line Co. demiryolları, gaz ve elektrikli aydınlanma, çelik ve bakır Pennzoil 32. South Penn Oil Co. Shell gibi başka iş kollarınada 33. Southwest Pennsylvania Pipe yatırım yapmışlardır. Line Co. 34. Swan and Finch 1911 yılında Amerikan Adalet Meclisi, Sherman 35. Union Tank Lines Antitröst Kanunu ile şirketin 36. Washington Oil Co. 37 şirkete bölünmesine 37. WatersPierce karar vermiştir. Standard Oil şirketinin bölünmesinden Co) olmuş ve 1998 yılında BP ile allınmıştır. sonra en büyük iki birleşmişti r. tanesinden birisi Standard Oil Co of 13. Standard Oil of Missouri New Jersey ki (SOCNJ) daha sonra 5. Standard Atlantic ve bağımsız kapatılmıştır. Exxon olmuştur ve diğeri Standard Richfield şirketi Atlantic Richfield 14. Standard Oil of Luisiana, Stadard Oil Co of New York (SOCONY) ki daha şirketi olarak birleşmiş ve ARCO Oil of New Jersey şirketinde kalmıştır. sonra Mobil olmuştur. Bu bölünme yu oluşturmuştur. 2000 yılında BP zaman içerisinde Exxon, Mobil, 15. Standard Oil of Brazil yine Amerika tarfından satın alınmıştır. Chevron, Amoco, Arco, Marathon gibi Standard Oil of New Jersey şirketinde 6. Standard Oil of Kentucky (KYSO) günümüzün dev petrol şirketlerini kalmıştır. günümüzde Chevron olan Standard yeniden doğurmuştur. 16. Anglo American Oil Co, 1930 Oil of California tarafından satın 1. Standard Oil of New Jersey (SOCNJ) alınmıştır. yılında Jersey Standard tarafından Humble Oil ile birleşmiş ve Exxon satın alınmıştır, günümüzde Esso UK 7. Standard Oil of Ohio (Sohio) 1987 oluşturmuştur. Carter Oil, Imperial olarak devam etmektedir. yılında BP tarafından satın alınmıştır. Oil ve Standard Oil of Luisiana 17. Buckeye Pipe line co bölünmeden sonrada Stadard Oil of 8. The Ohio Oil Co, Marathon adı New Jersey’nin parçası olmuşlardır. 18. BorneScrymser Co. (chemicals) altında benzin satışı yapmaya devam etmişti r. Günümüzde Marathon 2. Standard Oil of New York 19. Chesebrough Manufacturing (SOCONY) Vacuum şirketi ile birleşmiş olarak bilinen petrol şirketine (acquired by Unilever) dönüşmüştür. ve Mobil olmuştur. 20. Colonial Oil 9. Standard Oil of Iowa, Chevron • 1999 yılında Exxon ve Mobil 21. Crescent Pipeline Co. tarafından satın alınmıştır. yeniden birleşerek Exxon Mobil olmuştur. 22. Cumberland Pipe Line Co. 10. Standard Oil of Minnesota, Amoco tarafı ndan satı n alınmıştı r. 3. Standard Oil of California (Socal) 23. Eureka Pipe Line Co. Chevron olmuştur. Daha sonra 2000 11. Standard Oil of Illinois Amoco 24. GalenaSignal Oil Co. yılında Texco ile yeniden birleşmiştir. tarafından satın alınmıştır. 25. Indiana Pipe Line Co. 4. Standard Oil of Indiana (Stanolind) 12. Standard Oil of Kansas, rafineri daha sonra Amoco (American Oil 26. National Transit Co. şirketi olarak Amoco tarafından satın

27. New York Transit Co. 28. Northern Pipe Line Co. 29. Prairie Oil & Gas 30. Solar Refining 31. Southern Pipe Line Co. 32. South Penn Oil Co. Pennzoil olmuş ve günümüzde Shell tarafından satın alınmıştır. 33. Southwest Pennsylvania Pipe Line Co. 34. Swan and Finch 35. Union Tank Lines 36. Washington Oil Co. 37. WatersPierce Bazı analistlere göre; eğer Standard Oil şirketi bölünmeseydi bugünkü piyasa değeri 1 trilyon dolardan fazla olacaktı. Yine bazı ekonomistler tarafından, 1911 yılında zaten pazar payı yüzde 90’lardan yüzde 65’lere gerilediği için yasayı kullanarak yani yine kendi menfaatlerine göre, ankakuşu misali, kendilerini yeniden düzenledikleri ve rekabet edebilir entegre şirketleri haline getirdikleri idda edilmiştir. 1904 yılında, babası Standard Oil şirketinde çalışmış bir gazeteci olan Ida Tarbell tarafından “The History of the Standard Oil Company” başlıklı kitap yayınlanmıştır. 1911 yılında Amerikan Adalet Meclisi tarafından şirketin bölünmeye zorlanmasına bu kitabın yarattığı kamuoyunun neden olduğu görüşü hakimdir. Ayrıca söz konusu kitabın, günümüz araştırmacı gazetecilik alanında önder olduğu belirtilmektedir. Ayrıca 1911’den beri General Motors, Microsoft gibi diğer dev şirketler anti tröst yasası altında inclenmiş ancak bölünmemişlerdir. Bana göre; bu durum Amerika’nın Standard Oil şirketini böldüğü için pişman olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca bu şirketlerin dışında da kendi iş kollarında entegre halinde olan bir sürü başka Amerikan şirketi de mevcuttur. Sözün özü şudur; tüm örnekler, bir iş kolunda, namı diğer, değer zincirinde, misal enerji değer zincirinde, tüm eklenti noktalarında ameliye yaparak, mevcut olarak, ancak rekabet içerisinde olunabileceğini göstermiştir. Bizler de, ülkemize ait entegre enerji şirketleri oluşturmalıyız. Aksi takdirde enerji değer zincirinin sadece bir kolunda ameliye tutmaya çalışırsak, hem piyasa koşullarında çok kırılgan oluruz hem de uzun vadede yok oluruz. Ne kadar aksini ifade ediyor olsak da önümüzdeki yüzyıl da, birincil enerji kaynağı fosil yakıtlar olmaya ve Forbes 500 listesinin ilk onunda entegre enerji şirketleri yer almaya devam edecektir. İşte günümüzde “en zengin” sınıfında şahıs olarak yer almamasına rağmen, D. Rockefeller, Amerikan tarihinde artıları ve kimilerine göre de eksileri ile önemli bir yer tutan aileye mensup olduğu için, ölümü çok konuşulmuştur. Üstelik dedesinin kurduğu dev şirket, bölünerek günümüz diğer devlerini oluşturmuştur. Yani namı, parasından ziyade, yarattığı değerlerden kaynaklanmaktadır.


5 KM

Her 25 Kilometrekareden Bir Numune

TEKİRDAĞ

İSTANBUL

BURSA

2

5 KM

ZONGULDAK

ANKARA ESKİŞEHİR

MANİSA

ÇORUM

ORDU

RİZE ERZİNCAN

NEVŞEHİR

İZMİR

KONYA

BURDUR ANTALYA

2017’de

25 KM

Tamamlanacak

NİĞDE

MERSİN

55.800

ADANA GAZİANTEP

Numune Alınacak

DİYARBAKIR BATMAN ŞIRNAK MARDİN

52.200

Bu Yıl Numune alınacak



38

makale Mehmet Can

Depolama tesislerinde açık sezon uygulaması Enerco Tedarik, Satış ve Operasyon Müdürü

Ü

lkemizde kış dönemi yaklaşmaya başladığında akıllara gelen ilk soru doğalgaz arzının talebi karşılamada yetersiz kalması durumunda sistemimizde kısıntı ve/veya kesintilere yol açıp açmayacağıdır. Bu soruyu cevaplamak mevcut kaynaklarımız ve alt yapımız dikkate alındığında ne yazık ki çok kolay değil. Zira ülkemizin tüm fiziki yeterlilikleri kullanılarak mevcut şartlarda iletim sistemine tedarik edilebilecek maksimum günlük doğalgaz miktarı 210 milyon Sm3 civarındadır.

Açık sezon uygulaması potansiyel yatırımcıların ileriyi daha iyi görebilmesi ve sağlıklı yatırım kararı alabilmeleri açısından önemli bir araçtır.

Toplam tüketim ise, mevsim ortalaması sıcaklıklarda seyreden kış günlerinde günlük 190 milyon sm3 olmakla birlikte, ülke genelinde (özellikle Marmara Bölgesinde) soğuk ve yağışlı hava şartlarının hâkim olduğu günlerde, özellikle evsel tüketimdeki artışın etkisi ile, günlük 230-250 milyon Sm3 civarında oluşmaktadır. Oluşan yüksek talebin tedarik edilememesi durumunda iletim sistemindeki boru hatlarında bulunan sistem stoku tüketilmekte ve bunun sonucunda iletim sisteminin basıncı düşmektedir. İletim sistemindeki basıncın düşmesi de doğalgazın iletimini zorlaştırarak kısıntı ve kesintileri zorunlu kılmaktadır. İletim şirketi ise bu problemi çözme adına zorunlu olarak elektrik santrallerinden başlayarak kesinti ve kısıntı uygulamasına geçmektedir. Arzda yaşanan problemlerin kısa vadede çözümüne yönelik “pansuman tedavi” niteliğindeki kısıntıların uygulanması ise, özellikle tüketici kanadında oluşan rahatsızlıklardan dolayı, tartışmalara yol açmaktadır. Böylesi problemlerin önüne geçmek için kısıntı/kesinti uygulaması ihtiyaca göre, önceden belirlenen senaryo ve sıralama dikkate alınarak yapılmalıdır. Şebeke İşleyiş Düzenlemelerine (ŞİD) göre taşıtanların gaz yılı öncesinden müşterilerinin kesinti sıralamasını taşıyıcıya iletmesi gerekmektedir. Piyasa oyuncularının, taşıyıcının kesinti/kısıntı prosedürü oluşturup detaylı bir şekilde ŞİD’de yayımlaması beklentilerine karşın, 2014 yılında yapılan ŞİD değişikliği ile kesinti/ kısıntının uygulanmasına dair hükümler ŞİD’den tamamen

çıkarılmıştır. Kış aylarında yaşanan bu arz/ talep dengesi kaynaklı sıkıntıların çözümü ancak orta ve uzun vadede atılacak kalıcı adımlar ile mümkün olacaktır. Bu bağlamda;

kararında ilgili yatırımın hayata geçtikten sonra finansal olarak geri dönüşünü makul bir zaman diliminde sağlayabiliyor olması kilit rol oynayacaktır.

• Tuz Gölü yeraltı deposunun yapımı çalışmalarının hızlandırılması;

Bu noktada arz/talep dengesi esasına göre işleyen, sunulacak ürünlerin hem alıcı hem de satıcı tarafında herhangi bir mağduriyete sebep vermeden el değiştirebileceği bir piyasanın ivedilikle oluşturulması hayati önem taşımaktadır.

• Mevcut boru hattı ile ithal edilen doğalgaz giriş noktalarında atıl olan kapasitenin kullanılabilmesi için teknik, kontratsal ve mevzuatsal kısıtların aşılmaya çalışılması;

Böylesi bir piyasanın tesisinde, özellikle yatırımcılar için öngörülebilir bir ortam oluşturulması adına düzenleyici kurumlara büyük görevler düşmektedir.

• Mevcut LNG terminallerimizde ek tank yapımı ve geri üretim kapasitelerinin arttırılmasına yönelik mühendislik ve inşaat çalışmalarına başlanması, orta vadede alınması gereken tedbirler olarak sıralanabilir. 2017 kışı için iki adet önemli gelişme yaşanarak Egegaz LNG terminalinde kapasite artırımına gidilmiş (ek 8 MCM/gün geri üretim kapasitesi) ve Etki Limana ait yüzer LNG terminali (FSRU) (20 MCM/ gün geri üretim kapasitesi) faaliyete geçirilmiştir. Bu iki yatırım tüketimin arttığı dönemlerde sistem için ciddi rahatlama sağlamasına rağmen pik dönemler için ülkemizdeki giriş kapasitesi hala yetersiz durumdadır.

Daha evvel kısaca sıraladığımız orta ve uzun vadeli çözümlerin en önemli ayağı doğalgazın depolanması ile alakalı yatırımlardır. EPDK, 2013 Temmuz ayında, LNG ve yeraltı depolama tesislerinin tarife metodolojisinin belirlenmesi için bir doküman hazırlamış ve piyasa oyuncularının görüşüne açmıştır.

• Silivri yeraltı deposundaki mevcut tesislerin enjeksiyon ve geri üretim kapasitesinin arttırılması için çalışmaların hızlandırılması;

Kısa ve orta vadeli atılması gereken adımlara ek olarak, daha uzun vadede atılması gereken adımları sıralayacak olur isek; • Mevcut ve muhtemel ihracatçı ülkeler ile yeni boru hatları vasıtası ile ek ve/veya alternatif doğalgaz ithalatının görüşülmesi; • Yeni yeraltı depo ve LNG terminallerinin fizibilitelerinin yapılması ve inşalarına başlanması gerekmektedir. Yukarıda belirttiğimiz altyapı yatırımlarının yüklü miktarlarda finansman ihtiyacı doğuracağı bir gerçektir. Bu finansal yükün tamamının kamu tarafından karşılanması KİK mevzuatından dolayı gecikmelere sebebiyet verebilecektir; bu nedenle mümkün mertebede özel sektörün de alt yapı yatırımlarına katılımının, gerekirse devlet teşvikleriyle, sağlanması gerekmektedir. Sektör tarafından alınacak herhangi bir yatırım

Piyasa oyuncuları da konu ile alakalı olarak görüşlerini sunmuşlardır. Devam eden süreçte, 2015 yılı Temmuz ayında EPDK tarafından, LNG ve yeraltı depolama tesisleri için ayrı ayrı olmak üzere iki adet tarife metodolojisi görüşe açılmıştır. “Açık sezon” uygulaması ise ilk kez bu tarihte yayımlanan depolama tesislerinin tarife metodolojisi ile düzenleyici tarafından piyasanın görüşüne açılmış fakat Resmi Gazetede yayımlanmadığı için uygulamaya konulmamıştır. Kısaca özetleyecek olursak eğer, açık sezon uygulaması, yeni yapılacak yatırımların uzun dönemli kiralanması suretiyle yapılacak yatırımların yatırımcı nezdinde daha öngörülebilir hale getirilmesi maksadı taşımaktadır.

AB AÇIK SEZON UYGULAMASI Mevcut düzenleme ve mevzuatlar Avrupa Birliğine üye ülkelerde yapılacak yatırımların üçüncü tarafların kullanımına açık olmasını zorunlu kılmaktadır. Yeraltı depoları özelinde ise bu zorunluluk II. Enerji Direktifi (2003) ile getirilmiştir. Üçüncü taraf kullanımına açık olma zorunluluğu olan Avrupa Birliğine üye ülkelerde, açık sezon uygulaması alt yapı yatırımlarını hızlandırmak


39 Bilgi

Piyasa Araştırması

Ulusal Düzenleyici Kurum

Onay

Yatırımcı

Teklif Bil gi kt ar te kli fi

Mi

adına uzun zamandır tercih edilen bir yöntem.

ERGEG (European Regulators’ Group for Electricity and Gas, ACER’ın (Agency for the Cooperation of Energy Regulators) 2011 yılından önceki hali), 2007 yılında açık sezon uygulamaları için temel prensiplerini yayımlamıştır. Bu prensiplere göre enerjide arz güvenliğinin temini ve rekabetçi bir piyasanın oluşturulması için, altyapı yatırımları piyasanın gerekliliklerini ve ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmalıdır. Bu yatırımların temel amaçları arasında sağlıklı işleyen serbest bir piyasa oluşumu olduğu da düşünüldüğünde, üçüncü taraf erişimi ile birlikte işletmelerin şeffaf ve ayrım gözetmeyecek bir şekilde yönetilmesi zorunluluk arz etmektedir. Açık sezon uygulamalarına konu olacak yatırımlar, mevcutta sistemde operasyonel olan diğer tesislerin kullanımını engellemeyecek düzeyde ve eşgüdümlü çalışacak şekilde olmalıdır. Bu gerekliliklerin takibi noktasında düzenleyici kurumlara büyük sorumluluklar düşmektedir. Düzenleyici kurumlar yeni yapılacak yatırımlar için izinleri ancak mevcut yatırımların optimum şekilde kullanılması sonrasında ihtiyaç duyulması halinde vermektedirler.

Koordinasyon 3. Taraf(Taşıtan)

Açık sezon ile yapılacak tesis ile ilgili bilgilendirmenin, düzenleyici kurumun onayı sonrasında ulusal ve uluslararası medyada en az 3 ay süre ile (eğer uygun görülür ise Düzenleyici Kurumun internet sitesinde) yayımlanması gerekmektedir. Bilgilendirmeye söz konusu olan yatırımın ve verilecek olan hizmetin detayları mümkün olduğunca geniş bir şekilde taraflarla paylaşılmalıdır. Örneklendirecek olursak eğer; • Proje kapsamı, yatırım süreçleri ve verilecek hizmetler (kısa ve uzun vadede), • İndikatif servis bedelleri ve tarife metodolojisi, • İhale bilgilendirmesi, • Kapasite tahsis mekanizması, • Teknik kapasiteler, • Maliyet artışının tarifede nasıl yer alacağı, • Tesisin zamanında tamamlanamaması durumunda yatırımcıya uygulanacak cezalar, • İhaleyi kazanan teklif sahiplerinden alınacak garanti mektupları ve depozitolar,

ERGEG’in yayımladığı açık sezon uygulama prensibi iki basamaktan oluşmaktadır. İlk aşama üçüncü taraflara (taşıtanlar) açık sezon teklifi ve diğer aşama ise kapasitenin tahsisidir. Önerilen yapı aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

• Kısa ve uzun vadeli kontrat çeşitleri (zorunluluk),

BİRİNCİ BASAMAK: AÇIK SEZON TEKLİFİ

İKİNCİ BASAMAK: KAPASİTE TAHSİSİ

Yatırımcı ilk önce yatırımı ile alakalı piyasa araştırması yaparak söz konusu tesise dair - taşıtanların da katkılarıyla - ihtiyaç ve maliyet analizi yapmalıdır.

İkinci basamak olan kapasite tahsisi ise ihale ile yapılmaktadır. Önceden belirlenen ihale takvimine göre ilgili katılımcılar (taşıtanlar) uzun ve kısa dönemli kapasitelerden ne kadar kapasite almak istediklerini bağlayıcı olmayan şekilde bildirimde bulunur.

Bu piyasa araştırması sonucunda yatırımcı planlanan tesis için bir teklif hazırlar ve onay için Düzenleyici Kuruma bildirir. Eğer düzenleyici kurumun herhangi bir endişesi var ise açık sezon uygulamasına geçilmeden önce çözülmesi için yatırımcıya geri dönüş yapması gerekmektedir.

İhale sonrasında sunulan kapasiteden daha çok talep gelmesi durumunda yatırımcı yeni bir proje (örn: kapasite artışı vs) sunabilir veya ihale ile kapasite tahsisatına geçebilir. İhalede arz edilen kapasiteye beklenen talep gelmemesi durumunda ise yatırımcı, yatırımla alakalı finansal riskleri kendisi üstlenmek şartı ile projeye devam edebilir veya ihaleyi iptal edebilir.

• İkincil kapasite ticaret mekanizması, • Kullan ya da kaybet mekanizması,gibi detaylar bu bilgilendirmelere dahil edilmelidir.

Ayrıca katılımcılar bu basamakta kendi isteklerine uygun kapasite ihtiyaçlarını da yatırımcıya bildirebilirler (örn: geri üretim kapasitesinde daha yüksek oran talebi).

İhale öncesinde piyasa ile paylaşılmış, şeffaf ve ayrım gözetmeyen kapasite tahsis mekanizmasına uygun olacak şekilde yatırımcı gerekli tahsisleri yaparak, teklif sahiplerine kapasite miktarlarını iletir. Teklif sahibi kendisine sunulan kapasiteden memnun kalması durumunda yatırımcı ile bağlayıcı anlaşmaya imza atar ve yatırımcıya garanti mektubu veya depozitosunu verir. Teklif sahibinin kendisine tahsis edilen kapasite miktarından memnun olmaması durumunda ihaleden geri çekilerek kapasite almama hakkı bulunmaktadır. İhale sonuçları mümkün olduğunca en kısa sürede, aşağıdaki hususları dikkate alacak şekilde yayımlanmalıdır; • Yatırım kararı (tesis kapasiteleri, dizayn parametreleri, inşaat zamanlaması ve tahmini faaliyete başlangıç zamanı), • İhaleyi kazanan taşıtanlar ve kapasite tahsis oranları, • İhale tarifeleri (veya tarife metodolojisi) ve kontrat süreleri. Düzenleyici kurum tüm ihale sürecini dikkatlice takip ederek koordine etmelidir. İhalesi sonuçlanan açık sezon uygulamasının yeterliliği ve başarısı konusunda ise takip eden süreçte rapor oluşturulmalıdır.

ÜLKEMİZDE AÇIK SEZON UYGULAMASI Ülkemizde mevcut iletim ve dağıtım altyapı ve üst yapı tesisleri üçüncü tarafların kullanımına açıktır ve bu yatırımların tarifesi EPDK tarafından belirlenmektedir. Daha önce belirttiğimiz üzere 2015 yılı içerisinde depolama tesisleri için görüşe açılan tarife metodolojisi, açık sezona dair atıflarda bulunarak yayımlanmıştır. İlgili dokümanda her ne kadar açık sezon uygulamasına dair detaylı bilgilendirme bulunmasa da, şeffaflık ve eşit taraflar arasında ayrım yapılmaması ilkeleri çerçevesinde

yeni yapılacak yatırımların ve mevcut tesislere yapılacak ilave yatırımların maksimum 10 senelik kiralanmasına dair bilgilendirme bulunmaktadır. Mevcut piyasa sistemimizde tesislerin 3. Taraflara hangi şartlarda kullanılacağına dair yönetmelik olan Kullanım Usul ve Esaslar (KUE) EPDK tarafından tesisler faaliyete geçtikten sonra onaylanmaktadır. 2015 yılında yayımlanan depolama tesisleri tarife metodolojisine göre ilk önce, tesis için KUE’nin hazırlanması ve onaylanması gerekmektedir. KUE’nin içeriğinde de açık sezonun duyurulması, tekliflerin alınması, kapasitenin tahsis edilmesi, azami 10 yıl olmak şartıyla imzalanacak kontratların süresi, kontratların devri, teklif verebilecek kişilerin nitelikleri, alınacak teminatlar, toplam kapasitenin açık sezona tabi tutulabilecek azami yüzdesi, anlaşma fiyatının ilgili yılda uygulanmasında kullanılacak güncelleme yöntemi ve benzeri hususlar yer alacaktır. Açık sezon için potansiyel kullanıcılar fiyat ve miktar ikilisi şeklinde hazırladıkları teklifleri depolama şirketine sunması gerekmektedir. Verilen bu tekliflerin depolama şirketi tarafından kabul edildiği durumda tekliflerde sunulan fiyatlar teklifi sunan kullanıcı için geçerli olacaktır. Açık sezon harici kullanımlar için ise yıllık tarifeler açık sezondan arındırılmış şekilde EPDK tarafından belirlenecektir.

SONUÇ AB doğalgaz piyasalarında yapılacak yeni yatırımların piyasada kullanılabiliyor olması için ürünlerin de piyasa bazlı olması gerekmektedir. İlgili mevzuatlar bu gereklilik göz önünde bulundurularak hayata geçirilmektedir. Açık sezon uygulaması ise bu anlamda, potansiyel yatırımcıların ileriyi daha iyi görebilmesi ve sağlıklı yatırım kararı alabilmeleri açısından önemli bir araçtır. Ülkemizde de yeni yapılacak yatırımların önünü açmak için EPDK açık sezon uygulamasının hayata geçirilmesine dair ilk adımı, depolama tesisleri için görüşe açtığı son tarife metodolojisi ile atmış bulunmakta. Açık sezon uygulamasını içerecek yeni yapılacak mevzuatlarda AB’de uygulanagelen açık sezon uygulama prensiplerinden faydalanılması bu uygulamanın hızlı ve verimli bir şekilde piyasamıza adaptasyonunu sağlayabilir. Böylelikle yeni yatırımların ivedilikle hayata geçirilebileceği bir ortam oluşturularak, daha önce de belirttiğimiz sorunlara yapısal çözüm bulunmuş olacaktır.

“*Yer verilen görüşler tamamıyla yazara ait olup, çalıştığı kurum ve gazetemiz açısından bağlayıcı değildir.”



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.