Çaykenarı Haber 3. sayı

Page 1

* Kayıp kazanlar, keçi ve tavuk nerede? Sayfa 3’te * Araba kaldıran Çaykenarlı Herkül Sayfa 3’te * Öğrenci haber timi yollarda Sayfa 3’te * Azmin zaferi Zahide hoca Sayfa 8’de

* Gazetemizden bir büyük anket daha Sayfa 9’da * O yaşayan bir tarih Sayfa 9’da * Yarınlarımızı atmayalım toplayalım Sayfa 13’te * Turnuvada heyecan kasırgası Sayfa 15’te

HEDEF ON BİN OKUYUCU!!!

G

Çaykenarı yine AS kadroda Her sene düzenlenen SBS sınavlarında her yıl başarı kazanmayı bir gelenek haline getiren Çaykenarı İlköğretim Okulu altın seriye devam ediyor

M

erkezdeki birçok okuldan daha kısıtlı imkanlara sahip olmasına rağmen Çaykenarı bu seneki başarısı ile yine ilk onda, yine as kadroda…

azetemiz yayın hayatına 3. sayısı ile devam ediyor. İlk sayısından beri sıradan bir okul gazetesi olmamayı kendisine ilke edinen okul gazetemiz yine haberleri,röportajları,yayın kalitesi,baskısı ve dizgisi ile öncü olmayı sürdürüyor. Daha önceki sayılarımızda olduğu gibi yine haber,röportaj ve araştırmalarımız kendi köyümüzle sınırlı kalmıyor,Fethiye’ye de ışık tutuyor. 3.sayımızda da okul gazetesi klasmanında Fethiye’de kalite olarak rakipsiz ve “1” numara olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.Liderliğimizi pekiştirmek amacıyla bir atılım daha yapıyor,son sayımızı “2000” adet bastırıyoruz.Her gazeteyi ortalama “45” kişinin okuduğu düşünüldüğünde bu sayımızda on bin okuyucuya ulaşmayı hedefliyoruz. Gazetemizin yayın aşamasına gelmesinde emeği geçen tüm öğrencilerimize,öğretmenlerimize,esnaflarımıza ve idarecilerimize teşekkür ediyoruz. İç Haberler Servisi

UZMANINDAN DOĞAL DOMATESİN SIRLARI

2008 SBS’de 12’nci,2009 SBS’de 4’üncü olan Çaykenarı İlköğretim Okulu en son yapılan “Seviye Tespit Sınavı’nda da” devlet okulları içinde 8’inci oldu. Okulumuzdan “2” öğrenci Anadolu Öğretmen Lisesi,”5” öğrenci Anadolu Lisesi,’’1’’ Sağlık Meslek Lisesi, ”6” öğrenci Endüstri Meslek Lisesi ve Turizm Ticaret Liselerini kazanırken “2” öğrenci de bursluluk sınavında başarılı oldu. İç Haberler Servisi

K

ış mevsimindeyiz ve pazarlara gittiğimizde bu mevsimde yiyemeyeceğimiz pek çok yiyecek görüyoruz. Bu yiyeceklerden en önemlisi ve sevileni ise sofraların kralı domates. Peki yediğimiz domatesler ne kadar sağlıklı? Hormonsuz ve kaliteli domates nasıl anlaşılır? İşte uzmanından iyi domatesin incelikleri…

Okulumuzun hatıra ormanı projesi

Ç

aykenarı İlköğretim Okulu öğrencileri, Çaykenarı İlköğretim Okulu Çevre Koruma Kulübü’nün toplum hizmeti faaliyeti olarak hayata geçir diği “Yarınlarımızı Atmayalım, Toplayalım” projesi kapsamındaki çalışmaların 4. aşaması olan “Çaykenarı İlköğretim Okulu Hatıra Ormanı” projesini hayata geçirdiler. Saat10’da Esenköy-Çırpı orman dikim alanına gelen Çaykenarı İlköğretim Okulu öğretmen ve öğrencileri önceden belirlenen 2 dekar alana 250 adet fidan dikimi yaptılar. 7’de

Mahalle Kahvesi PISA ve KIRMIZI ZAMBAKLAR ÜLKESİ TÜRKİYE… sayfa 12’de

E.Mustafa Çam

Devamı 11’de

BAŞYAZI Ali Öğütveren Çaykenarı İlköğretim Okulu Müdürü

Soner KUŞÇUOĞLU

Tarihin Kanatlar nda İSTANBUL’UN FETHİ

Röportaj konuğumuz Faik Aydın, Çaykenarı’nda hizmet veren Öz Entegre Tarım’ın sahibi ve yıllardan beri domates üretimi ile ilgileniyor. Köyün en çok üretim yapan birkaç üreticisinden birisi…

... sayfa 4’te

Değerli okuyucular, Başarılı geçmişi, kurumsal kimliği ve gelecek vizyonuyla Fethiye’mizde örnek okullardan biri olan Çaykenarı İlköğretim Okulu öğrencilerinin hazırladığı okul gazetesinin üçüncü sayısında sizlere hitap etmenin onur ve gururunu taşıyorum. Devamı 2’de


2

Ocak 2011

Başarılı geçmişi, kurumsal kimliği ve gelecek vizyonuyla Fethiye’mizde örnek okullardan biri olan Çaykenarı İlköğretim Okulu öğrencilerinin hazırladığı okul gazetesinin üçüncü sayısında sizlere hitap etmenin onur ve gururunu taşıyorum. Okul gazetemiz sizlere gönderdiğimiz birer sevgi güvercinidir, yarınların aydınlık geleceğini muştulayan birer mektuptur. Fethiye’ye kırk kilometre uzaklıkta yaktığımız fenerin şulelerinin sizlere ulaşmasıdır. Bizlerde varız diyen küçük kalemlerin hışırtısıdır. O yüzden küçümsemeyiniz, okumadan kaldırmayınız, çöpe atmayınız. İngiliz düşünür Bacon “Her mermer bloğunda bir Venüs heykeli saklıdır.” der. Bizim de öğretmenler olarak görevimiz yeteneklerine göre öğrencilerimizin içindeki Venüsleri ortaya çıkarabilmek. Amacımız sadece bilgilerle öğrencilerimizin beyinlerini doldurmak değil, aynı zamanda onları hayata tam olarak hazırlayabilmek. Bu amaçla okulumuzda birçok çalışma yürütüyoruz. Bu sene iyi bir eğitim için iyi bir çevre şart diyerek okul bahçemizde çevre düzenlemesi yaptık. Okul bahçemizdeki çiçeklikler önümüzdeki günlerde güllerle tanışacaklar. Yine okul bahçemize benim çok önem verdiğim satrançla ilgili oyun alanları yaptırıldı. Bu eğitim yılı başında öğrencilerimizde çevre bilincini oluşturabilmek için Çevre Koruma Kulübümüz ‘Yarınlarımızı Atmayalım, Toplayalım ’adında bir toplum projesi ge-

liştirdi.Okul idari bölümleri ve sınıflarımıza yerleştirilen atık kağıt, pil, cam ve pet şişe kutuları ile yıl boyunca okul atıklarımız geri dönüşüme kazandırılıyor.Proje kapsamında, köylülerden de atık kağıt toplandı ve köy içinde çevre temizliği yapıldı.Bir diğer çalışmamız da aynı proje kapsamında hatıra ormanı oluşturulması idi.EsenköyÇırpı orman dikim alanında 2.5 dekar alana okul olarak 250 adet fıstık çamı fidanı diktik.Bu çalışmamıza destek veren başta Fethiye Orman İşletme Müdürü Sayın Reşat TUNÇ’a, Güneydağı Orman İşletme Şefi Yıldırım SÖNMEZ’e, orman işletme çalışanlarına, servis araç şöförlerimize teşekkür ediyorum. Okulumuzdaki eğitim kalitesini arttırabilmek ve eğitim teknolojisine uyum sağlayarak merkez okullarla yarışabilmek için okulumuzda eğitim teknolojisi adına da gelişmeler kaydettik. Milli Eğitim Bakanlığımızın önümüzdeki yıllar için düşündüğü FATİH projesi uygulamaya geçmeden biz geleceği fethetme çalışmalarına başladık.Bu seneki 1. Sınıf velilerimizin katkılarıyla 1.sınıfımıza bilgisayar ve projeksiyon kazandırdık.Okulumuzda şu an 1,2,3. Sınıflarımız projeksiyonlu eğitime geçmiş vaziyettedirler.Gazete çalışmalarımız sırasında Fethiye’de gezdiğimiz esnafımızdan da hayalini kurduğumuz Teknoloji Sınıfı için akıllı tahta,projeksiyon ve bilgisayar sözü aldık.İnşallah, mart ayı sonunda teknoloji sınıfımız faaliyete geçecektir.

BAŞYAZI

Değerli okuyucular,

Ali Öğütveren Çaykenarı İlköğretim Okulu Müdürü

Büyük Türk Hakanı Attila “Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu da koca bir ülkeyi kurtarır.’’ demiş. Bu minvalde bizde her bir öğrencimizin ülkemiz için çok kıymetli olduğu biliyor ve geleceğimiz için onların yitik bir kuşak olmaması için çabalıyoruz. Bir film repliğinde denildiği gibi ‘Öğretmenler için en üzücü şey kaybolmuş yetenekleri izlemektir.’ Sözlerime burada son verirken okulumuzdan desteklerini esirgemeyen velilerimize, çalışkan öğretmen arkadaşlarıma, sevgili öğrencilerimize ve reklamlarıyla gazetemizi destekleyen esnafımıza teşekkür ediyor; Gazetemizin dördüncü sayısında görüşmek dileğiyle diyorum.

Yazar: Tuğba Seval GÜZEL 7-A

KENDİLERİ SEÇMEDİLER

Talip

Evet bu başlıktan da anlayacağınız gibi engelli kişilerden söz edeceğiz.Onlar doğuştan veya bir kaza sonrası el,ayak,parmak veya göz gibi bir organını kaybeden kişiler ve bu kişilerin sayısı hiç de az değil.Çoğu küçük bir kaza sonrası duyma,konuşma veya görme sağlayan çok gerekli organlarını kaybettiler. Belki sizler şimdi onları anlayamayabiliyor olabilirsiniz.Ama bunu anlamak o kadar zor değil .Gözlerinizi kapatın ve bir şeyler yapmaya çalışın.Elinizi kullanmayın,konuşmayın ve derdinizi el-kol hareketleri ile anlatmaya çalışın.Çok zor değil mi?Siz bunları bir saat bile yapamıyorken onlar bu zorluklarla her zaman mücadele ediyorlar ve yılmamaya çalışıyorlar.Çünkü buna zorunlular. Bazı kişler var ki onların bu durumları ile dalga geçip engellileri üzüyorlar ve bundan büyük bir zevk alıyorlar.Sanki yaptıkları çok güzelmiş gibi. Size bir olay anlatayım.Geçenlerde ana caddede yürüyordum.Üst geçit olmayan bir yerden karşıya geçecektim.Kırmızı ışık yandı.Arabalar durdu.O arada arabalar geçecekti.Ben en önde olduğum için arkamdakileri görmüyordum.Meğer arkamdaki kişi yürüyemiyormuş.Ben tam kaldırıma ayak basacaktım ki tam yanımdan on-on iki yaşlarındaki bir çocuğun geçmesi ile arkamdan büyük bir bağrışmanın gelmesi bir oldu.Ben çok şaşırmıştım.O merakla hemen arabaların yanına gittim.Karşımda gördüğüm durum beni şoke etmişti.Tekerlekli sandalyesinden düşmüş benim yaşlarımdaki bir kız çocuğu öyle kötü ağlıyordu ki içim burkuldu.Oracıkta yere yığılacaktım ama kendimi toplayıp bu görüntüleri daha fazla görmemek için hemen oradan ayrıldım. Eve geldiğimde hala şaşkındım.Gözümün önünden kızın o hali gitmiyordu.Bu arada yerde de elinden düşürdüğü kitapları vardı…Her şeye rağmen umutları yaşatmak dünyanın en güzel sanatı olsa gerek.

retmenimizin do um g n n kutluyoruz

O

kul motivasyon çalışmaları son sürat devam ediyor.

Yıl: 2 Sayı: 3

Ocak 2011

Yayın ve Sorumluluk Sahibi Çaykenarı İlköğretim Okulu adına Okul Müdürü Ali Öğütveren Genel Yayın Yönetmeni Emek Mustafa Çam

Bir okul geleneği olan öğretmenlerimizin doğum günlerini kutlama geleneği devam ediyor. Bu vesile ile en son doğum günü kutlanan öğretmenimiz Talip Öğretmenimizdi. Talip Öğretmenimize “İyi ki doğdun Talip Bey!” diyor doğum gününü kutluyoruz.

Reklam Grup Başkanları Ali Öğütveren, E. Mustafa Çam Dizgi-grafik-baskı Batı Akdeniz Spor Servisi Mehmet Korkmaz, Vedat Koyuncu Muhabirler, araştırmacılar Çaykenarı İ. O. öğrencileri Adres:Çaykenarı İ.O. Fethiye/Muğla Reklam ve danışma: 0252 667 30 13

e-posta: caykenariio@gmail.com Çaykenarı İlköğretim Okulu Kültür Edebiyat Kulübü yayınıdır. Senede “4” defa yayınlanma hakkı vardır. Ücretsizdir.

İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ HAFTASI 10 Aralığı da içerisine alan hafta içerisinde kutlanan İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası’nda demokrasinin önemi ve insanlara kazandırdıkları ile insan olarak temel hak ve özgürlüklerimiz nelerdir konuları ile ilgili yazılar okundu,açıklama lar yapıldı,slayt gösterisi sunuldu.

(Hayal Çocuk adlı ders metninde işlenen engellilik konusu ile ilgili düşünceleri ifade etmek için Türkçe dersinde yazılmıştır.)


3

Ocak 2011

ÖĞRENCİ HABER TİMİ YOLLARDA… 8.sınıf öğrencilerimizden kurulu öğrenci haber timi bu sayıdan itibaren her sayıda sizlerle birlikte olacak.Her sayıda ayrı bir konuya parmak basacak haber timimizin bu sayıdaki konusu yollarımız… Fethiye’deki yollar çok büyük alarm veriyor.Neredeyse tüm Fethiye kara yollarında bozuk ,çukur veya hendek olan yerler var.Bu yol bozuklukları ise kazalara davetiye çıkartıyor.Ayrıca çoğu vatandaş,arabalarının alt takımlarının sürekli zarar gördüğünden muzdarip.Bazı vatandaşlar sanayiyi biz kalkındırıyoruz diyor. Haber: Berat Tunay, Merve Tezcan, Kadriye Aydın 8-A

Keloğlu Boğazı’nda yolun ortasında kalan elektrik direği tehlike yaratıyor

Kay p kazanlar, ke i ve tavuk nerede? B ir bilmecemiz var? “Haydi sor sor!” sesleri üzerine hemen soruyoruz. Fotoğrafta gördüğünüz keçi,tavuk ve kazanın ortak yönü nedir? Cevabı yazımızda…

Kayıp Balık Nemo gibi bizim yani Çaykenarlıların da artık “Kayıp Kazan,Kayıp Keçi ve Kayıp Tavuk’u” var. Çaykenarı tam iki aydır hırsızlık olayları ile çalkalanıyor.Çalınanlar ise ne altın ne gümüş ne de para.Çalınanlar tavuklar,kazanlar ve keçiler…

Köylülerimizden alınan bilgilere göre dışarıdan gelen iki bayan ve iki erkek herkesin yattığı saatler olan 3 ile 5 saatleri arası insanların evlerinin etrafında bulunan ne varsa(tava,tencere,demir kaplar, kilim, dığan,keçi,tavuk,horoz) alıp götürüyorlar. Çalınma olaylarının son mağduresi ise okulumuz öğretmeni Zahide Karaçan.Zahide Hoca’nın yirmi kadar tavuğunu ve horozunu çalanlar ise hala bulunamadı.Öğretmenimize buradan geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Haber:Oğuzhan Arzu 8/A

Rogar ızgaralarının bazıları yol seviyesinden yüksekteyken, bazıları da alçakta kalıyor ve tehlike oluşturuyor

Araba kaldıran Çaykenarlı Herkül

Y

irmi beş sene önce arabasının lastiği patladığı için yolda kalan Ramazan Tarakay yanında arabasının krikosu olmaması üzerine daha önce hiç bilmediği bir yeteneğini keşfetti. Yolda kalıp rezil olacağıma kendi işimi kendim görürüm diyen Ramazan Tarakay arabasının arkasını kaldırarak lastiğini kriko kullanmadan değiştirdi. O gün ağırlık kaldırmaya yetenekli olduğunu anladığını söyleyen Ramazan Tarakay bu işin zamanla kendisin de bir hobi haline geldiğini belirtiyor. Genelde 980 kilogramlık Renault 12 marka arabaları kaldırarak güç topluyor. Formunu kaybetmemek için her gün spor yaptığını belirten Çaykenarlı Herkül,traktör römorku kaldırmayı da sevdiğini ancak araba kal dırmaktan daha çok hoş landığını ifade ediyor. Kaç kilograma kadar ağırlık kaldırabil-

G ZELLER CAM S NE YEN HALILAR GEL YOR

C

amilerinin halılarının eskimiş olmasından muzdarip olan Güzeller Mahallemizin sakinleri el birliği ile para toplayarak camilerinin halılarını yeniliyor. Bir ay önce eskiyen cami halılarını yenilemek için ele ele veren Güzeller sakinleri projelerini tamamladılar. 9200 TL’ye mal olan çalışma ile 150 m2 halı döşendi. Çalışmaya Süleyman GÖKMEN,

Mehmet USLAN, Musa GÜZEL, Ramazan GÜZEL, Hüseyin GÜZEL, Musa GÜZEL, Avni GÜZEL, Adem GÜZEL destek verdiler. 16 Aralıkta tamamlanan bu çalış-ma için köylülerimizi kutluyor birlik ve beraberliklerine Allah zeval vermesin diyoruz. Haber: Hasibe GÖKMEN 8/A

diğini sorduğumuz Ramazan bey “500 kilograma kadar ki ağırlıkları rahat kaldırıyorum.Bu iş çok tehlikeli bir iş.Kaza sonucu yaralanmalara yol açabilir.Lütfen okuyucularımız bu işi hiç denemesin.” dedi. Bizler de Çaykenarı Haber olarak okuyucumuzu kutluyor ve Ramazan beyin canlı araba kaldırış görüntülerini izlemek için Facebook’taki Osman Tarakay sayfasını ziyaret edebileceğinizi hatırlatıyoruz. Haber: Osman Tarakay 8/A


4

Ocak 2011

İSTANBUL’UN FETHİ İstanbul kuruluşundan itibaren onlarca kuşatma geçirmiş ,milattan önce 340’da Makedonya Kralı Filip,milattan önce 194’te Roma İmparatoru Septim Sever’in kuşatmasına dayanamayarak teslim oldu.Böylece İstanbul Roma İmparatorluğu’nun bir parçası olmuştu. 616’da İran hükümdarı Keyhüsre, 626’da ise İranlılar, Avar Türkleri ile birlikte şehri kuşattılarsa da alamamışlardır. Müslüman Arap orduları İstanbul kapılarına dayanmış,Emevi Halifesi Muaviye ‘nin kuşatması sonucunda bir netice alınamamıştı.İki yıl sonra 667’de tekrar kuşatılmış Ebu Eyyüb el-Ensari yani Eyüp Sultan bu sefere katılarak kuşatma sırasında vefat etmiştir.672 yılında tekrar kuşatıldıysa da netice alınamamıştır.Araplar toplamda İstanbul’u dokuz kez kuşatmasına rağmen bir sonuç alınamamıştı.Müslüman Araplar tarafından ard ardına kuşatılırken başka milletlerinde saldırısına uğramıştır.864 yılında Rusların 959’da Macarların ancak onlarda bir sonuç alamamışlardır. 1203 yılında Latinlerden oluşan haçlı ordusu İstanbul’a saldırdı.Haçlılar Kadıköy ve Üsküdar’ı kısa süre zapt ettiler. Ardından Beşiktaş’ta karaya çıkıp, Galata ve civarını ele geçirmişlerdi. Latinler 1261’e kadar şehri ellerinde tutmuş 1261’de İznik Rum İmparatoru Mihail Paleogolos, İstanbul’u Latinlerden geri aldı.Bundan sonra 1302’de Venedik donanması ve 1348 Ceneviz kuşatmasından bir netice çıkmamıştır.1437’de Cenevizliler tekrar kuşatmışlarsa da ikinci defa başarısız olmuşlardır. Bizans 1372 yılından itibaren Os-

manlılara haraç ödemeye başlamıştı. Şehri doğrudan ele geçirme teşebbüsü Yıldırım Bayezid zamanında olmuştur. Yıldırım’ın İstanbul’da bir Türk mahallesi,cami ve mahkeme kurulması isteğini reddedince şehir uzun süren bir ablukaya alındı.1391’de başlayan ablıka 1396 yılında kadar devam etti.İleriki yıllarda tekrar kuşatılan İstanbul,Osmanlıların eline geçmek üzere iken Anadolu’ya girerek Yıldırım Bayezid’in üzerine yürüyen Timur Bizans’a rahat bir nefes aldırmıştı. 1412 yılında Fetret Devrinde Musa Çelebi tarafından kuşatılan Bizans II.Murad zamanında fetihten önceki son kuşatmasını yaşamıştı.

İstanbul’un fethi Türk tarihinin en büyük olaylarından birisidir. II.Mehmed karaman seferinden döner dönmez Anadolu Hisarı’nın karşısına bir kale yapılmasını emretti. Bu durum Bizans’ı rahatsız etmiştir. Ancak II.Mehmed, babası II. Murad’ın 1444 yılındaki Varna Savaşı’na giderken boğazdan geçişine Bizanslıların engel olduğunu,bu yüzden babasının Rumeli tarafına bir kale yaptırmaya ahdettiğini söyledi.Rumeli Hisa-

rı’nın inşaatı hızla ilerliyordu. 1452 yılına gelindiğinde Boğazkesen, yani Rumeli Hisarı tamamlanmıştı.6 Nisan 1453 Osamanlı ordusu Bizans surlarının önündeydi. Surlar top ateşi ile dövülmeye başlandı. Osmanlı donanması Haliç’e girmeye çalıştı ancak başarılı olamadı. Bunu üzerine gemiler karadan hareket ettirilerek Haliç’e indirildi.7 ve 12 Mayıs tarihinde iki büyük saldırı gerçekleştirildiyse de netice alınamadı. Bunu üzerine topların çoğu TopkapıEdirne Kapı arasına kaydırıldı ve bu bölgeye yüklenilmeye başlandı. Kuşatma esnasında Osmanlı ordusu zaman zaman çok zor duruma düşmüştü.28 Mayıs 1453’te bütün orduya İstanbul’a yapılacak son saldırı için hazırlanmaları emri verildi. Hava açıktı. Güneş akşamüzeri gözden kaybolurken surlarda nöbet tutan Bizans askerlerinin gözünü kamaştırıyordu. Osmanlı karargahında bir hareketlilik başladı. On binlerce asker Bizans’a son darbeyi vurmak için harekete geçti.O sırada hava değişmiş yağmur başlamıştı.29 Mayıs Sabahı gün ağarmadan genç padişahın emriyle son hücum başladı.Uzun süren çatışmalar sonucunda II.Mehmed son darbeyi vurmak için yeniçerileri savaşa soktu.Topkapı civarındaki surlara çıkan Türk askerlerini gören Bizanslılar haykırarak kaçmaya başladılar.İstanbul bir anda ‘Şehir düştü ,şehir düştü’ sesleriyle çalkalanmaya başladı.Bizanslılar evlerine giderken bir kısım ahali Haliç’teki gemilere kaçıyordu. Şehir tam olarak Osmanlıların eline geçince artık Fatih ünvanını kazanmış olan II.Mehmed şehre yeniçerileri ve vezirleri

Soner KUŞÇUOĞLU

Tarihin Kanatlar nda ile gelmiş ,kafile şehrin sokaklarından geçerek Ayasofya’ya geldi.Kilisenin içerisinde korku ile bekleşen Bizanslıların emniyet içerisinde evlerine dönmesi söylendi.Daha sonra Kilisenin camiye dönüştürülmesini emretmiştir. Bizansın fethi Avrupa’da şok etkisi yaratmıştır. Kimisi Avrupa’daki Hristiyan devletleri suçlarken,kimisi de Bizansın işlediği günahların sonucunda bunların olduğunu ifade ediyordu. Osmanlı Devleti bu fetihle büyük bir prestije hem İslam dünyasının en parlak devleti haline geliyordu. Halil İnalcık, fetret devrenin gerçek bitişinin İs- tanbul’un fethi ile olduğunu söyler. İstanbul’un fethi ile Osamanlı devleti dünya siyasetine yön verecek bir imparatorluk olma yoluna girmiştir. Halil İnalcık,fetih sayesinde II.Mehmed’in kendisini cihanşümul bir imparatorluğun temsilcisi olarak gördüğünü,mutlak ve hudutsuz bir iktidar kazandığını belirtir.


5

Ocak 2011

Yazar: Mukaddes Neval GÜZEL 7/A

ACILAR Metnimizde yer alan üç kişinin çektiği acılar ve yaşadıkları olaylar hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım. Yalnız şunu söylemek isterim ki hepsi atom bombası kelimesini işitmek,atom bombası kavramını bilmek istemeyen kişiler. Onlar taaa ne zamanların savaşı sonrası hala ızdırap çeken suçsuz masum insanlar.Örneğin Hosokowa.Onun ne suçu ne ilgisi vardı bu savaşla.Fakat yine bu savaşta atılan atom bombasının bıraktığı etki nedeniyle göç etti dünyamızdan.Oysaki o savaştan,atom bombasının atılmasından dört yıl sonra dünyaya gelmişti.Koskoca dört yıl ama hiçbir şey değişmedi.Savaş hala devam edermiş gibi küçücükken bu işkenceye dayanamayıp bu dünyaya veda etti.Sadece Hosokowa değil.Hiroşimalı daha birçok körpe yavru atom bombasının ateşi ile yanıp gidiyor,sadece külleri kalıyor etrafta.Fakat onlar aslında kutsal bir şey için tutuşuyor.Atom bombası felaketine dur diyebilmek,bu acıya son verebilmek için. Bunun örneği de var elimizde.Masahi Nii niçin dünyanın her köşesini bucak bucak dolaşıyor zannediyorsunuz?Niçin malını mülkünü sattı zannediyorsunuz.Atom bombası tehlikesini Hiroşima gerçeğini anlatabilmek için çırpınıyor.Ama elden ne gelir.Hala insanlar kendi bildikleri korkunç kabusun,ürkütücü gerçeğin peşinde .Hala atom bombası yetmezmiş gibi bir de hidrojen bombası.Kim bilir bu bomba yüzünden daha kaç can feda olacak! Ancak biz çok geçmeden hidrojen bombası patlamadan bu işe el koyup hayatın gerçeğini anlamaya çalışalım:Öldürmeden yaşamak zor değildir bir çiçeği büyütmekten ve çiçekler bize sevgiyi hatırlatacak ölmeden…

(Hiroşimalı Masahi Nii adlı ders metni ile ilgili görüş belirtme amaçlı Türkçe dersinde yazılmıştır.)

FEM DERSANESİ KEMER ŞUBESİ 2010 SBS SINAVINDA 3 FEN LİSESİ, 4 SOSYAL BİLİMLER LİSESİ, 27 ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ, 63 ANADOLU LİSESİ, 15 MESLEK LİSESİ , SBS YERLEŞTİRMEDE %93 BAŞARI KEMER


6

Ocak 2011


7

Ocak 2011

B LG N N AMP YONLARI BELL OLDU!

1

2 Kasım Cuma günü Çaykenarı İlköğretim Okulu’nun çok amaçlı salonunda Kültür Edebiyat Kulübümüz okulumuz 6,7 ve 8. Sınıflarından öğrencilerinin katıldığı bir bilgi yarışması düzenledi. Yarışmaya her sınıftan üç öğrenci katıldı.Yarışmaya katılacak öğrencilerin tespiti ders öğretmenleri tarafından yapıldı.Okulumuzda her sınıftan tek şube bulunduğu için sorular ders bazında değil genel kültür tarzında hazırlandı. Yarışmada 6.sınıfları Dilek Tugay,Pınar Tarakay ve Erdem Yavuz,7. Sınıfları Ali Aydın,Tuğba Seval Güzel ve Mukaddes Neval Güzel,8. Sınıfları ise Hasibe Gökmen,Kadriye Aydın ve Gamze Yavuz temsil etti. Yarışmacılar yirmi soru yöneltildi.Büyük heyecan ve çekişmeye sahne olan yarışmanın sonunda 6. Ve 7. sınıflar eşit puan(120) alınca yedek sorulara geçildi.Üç yedek soruda da eşitlik bozulmadı.Dördüncü soru Panama kanalının hangi okyanusları ayırdığı ile ilgili bir soruydu.Dördüncü sorunun Büyük okyanus ve Atlas okyanusu olan cevabını 7.

sınıfın yanlış 6. sınıfın doğru bilmesi üzerine şampiyon belli oldu. 7. ve 8. Sınıfların arasından sıyrılarak birinci olan 6.sınıf öğrencilerimizi kutluyor,başarılarının devamını diliyoruz. Haber: İç Haberler Sevisi

Okulumuzun hatıra ormanı projesi Okul Müdürü Ali ÖĞÜTVEREN Çinli filozof Konfüçyüs’ün “Duydum unuttum, gördüm hatırladım, yaptım öğrendim. “dediğini,” Yarınlarımızı Atmayalım, Toplayalım” projesi ile öğrencilere çevre bilincini, ağaç sevgisini yaparak ve yaşayarak öğretmek olduğunu belirtti. Amaçlarının hem doğayı kirlenmekten biraz da olsun kurtarmak, hem de yarınlarımıza miras olarak güzel bir orman bırakmak olduğunu söyledi. Projenin gerçekleşmesindeki katkılarından dolayı Fethiye Orman İşletme Müdürü Reşat TUNÇ’a ve Güneydağı Orman İşletme Şefi Yıldırım SÖNMEZ’e teşekkür eden Ali ÖĞÜTVEREN, Çaykenarı İlköğretim Okulu’nun topluma ve eğitime yönelik projelerinin son sürat devam edeceğini belirtti. Projenin Okul Müdürü Ali ÖĞÜTVE-

REN ile kendisi tarafından projelendirildiğini belirten Fen ve Teknoloji Öğretmeni Nilay ONAY, bu çalışmanın atık toplama kampanyasının 4. ayağı olduğunu projenin ilk, ikinci ve üçüncü aşamalarında okul öğrencilerinin konu ile ilgili olarak bilgilendirildiğini, okulun çeşitli yerlerine geri dönüşüm kutularının yerleştirildiğini ve köy içerisinde atık toplandığını belirtti.


8

Ocak 2011

HERKES OKUSUN

T

üm Türkiye’de Başbakanımızın eşi Emine Erdoğan tarafından başlatılan okuma kursları projesi hayata geçiriliyor. Projenin Fethiye Halk Eğitim Merkezi’nce yürütüleceği belirtiliyor.

Projenin tarama çalışmaları Çaykenarı’nda da devam ediyor. Projenin hazırlık aşaması olarak köyümüzdeki okuma yazma bilmeyen ya da bilip de okuma yazma belgesi almayanlar tespit edilmeye çalışılıyor.

Tespit çalışmaları öğretmenler, mahalle imamları, muhtar ve köy ihtiyar heyeti tarafından devam ediyor. Yeterli istekli bulunursa projenin ilerleyen aşamalarında kurs faaliyetlerine geçilecek. Haber: Pınar Tarakay 6/A Kaynak kişi: Okul Müdürü Ali Öğütveren

Azmin zaferi Zahide hoca

O

kulumuzda altı senedir meslekte ise otuz iki senedir emek veren Zahide Hocamız az bulduğu bilgisayar bilgisini arttırmak için “54” yaşında Halk Eğitim Müdürlüğünün açtığı bilgisayar kursuna başladı. Okulumuz 4. Sınıf Öğretmeni Zahide Karaçan öğretmenimiz “Ahdettim bu bilgisayarı çipine kadar öğren eceğim.” diyerek tam “54”yaşında bigisayar kursuna gidiyor.

Kursun 2 Kasımda başlayıp martta biteceğini ve dört ay süreceğini ifade eden Zahide öğretmenimiz ,başarısızlığa kesinlikle tahammülü olmadığını ve kursu iyi dereceyle bitirmek istediğini söyledi. Kurs sertifikaları ise mart ayında verilecek.Mart ayında sertifika törenin de gazete olarak Zahide öğretmenimizi yalnız bırakmayacağımızı belirtiyor,başarılarının devamını diliyoruz. İç Haberler Servisi

V ZYONUMUZ

Kursumuz 31.05.2006 tarihinde Kemer Beldesinde eğitime başlamış olup, o günden beri aralıksız, ciddi ve seviyeli olarak eğitimine devam etmektedir.

M SYONUMUZ

Kurs binamız da kiralık olarak durmaktayız. Birisi 2004 ikisi 2006 model olmak üzere 3 adet kurs otomobili (E) sürücü belgesi için 1 adet otobüs (D) sürücü belgesi için Dorseli 1 adet Tır (A2) sürücü belgesi için 1 adet motorsiklet mevcuttur.

ÖZEL ÇAĞDAŞ MERT MOTORLU TAŞIT SÜRÜCÜLERİ KURSU Kadıköy Yolu Üzeri KEMER / FETHİYE TELEFO: 0 252 6562758 FAKS: 0 252 6561639 E-POSTA cagdasmert@hotmail.com


9

Ocak 2011

Y NE B Y K B R ANKETE DAHA MZA ATTIK

O YAŞAYAN BİR TARİH…

Fethiye’de “130” kişiye “Hangi özel veya resmi kurum ya da kuruluşun çalışma ve faaliyetlerini beğeni-

yorsunuz? diye sorduk. İşte dev anketimizin sonuçları. Anket: Merve Tezcan-Gamze Yavuz 8-A

O dikildiğinde Ruslar o zamanlar bizim elimizde olan Bulgaristan’ın Şumnu kentine saldırmışlar, Osmanlı ordusunun karşı taarruzu ile 50 bin askerlerini kaybetmişlerdi. Dünyada ise Meksikalı Grito de Dolores İspanyollara karşı ayaklanmış, Beethoven Für Elise adlı ünlü eserini besteliyordu.Takvimlerin gösterdiği tarih 1810 yılıydı. Çaykenarlı Musa Dede’nin (Turhan) çocukları gölgelensin diye diktiği çınar ağacı yıllara değil yüzyıllara meydan okuyor. Ulu çınar ağacının boyu 46 metreye çapı ise 6 metreye yaklaşıyor. Ağacın bulunduğu yerin yakında oturan köylüler, gayet sağlıklı ve dinç olan çınarın etrafında da oldukça yaşlı keçiboynuzu ve zeytin ağaçlarının olduğunu ancak hiçbirinin ulu çınar kadar yaşlı olamayacağını belirtiyorlar. Hasan TURHAN 8/A

OKUL MECLİSİ SEÇİMLERİ SONUÇLANDI

Cumhuriyetimizin demokrasiyle güçlendirilmesi; öğrencilerimizde yerleşik bir demokrasi, seçme, seçilme ve oy kullanma kültürünün oluşturulması; hoşgörü ve çoğulculuk bilincinin geliştirilmesi amacıyla okulumuzda 23/10/2010 tarihinde gerçekleştirilen seçim neticesinde 71 oyla Berat TUNAY Meclis Başkanlığına seçildi. Her sınıf sıra ile gelerek oyunu kullandı. Seçim okulun çok amaçlı salonunda kapalı usulde yapılan seçimler yaklaşık iki saat sürdü.Seçimler Fen ve Teknoloji Öğretmeni Nilay ONAY’ın gözetiminde gerçekleştirildi. Okul Meclis Başkanı seçilen

Berat Tunay yıl boyunca öğrencilerin isteklerini gerçekleştirmek için çalışacağını belirtti.


10

Ocak 2011

B R G N DE L HER ZAMAN RETMEN M ZS N Z!

B

ir ülkenin kalkınmasının ve gelişmesinin ilk hamlesi olan öğretmenlerimizin gününü coşku ile kutladık.

Kutlama töreni Okul Müdürümüz Ali Öğütveren’in konuşması ile başladı.Ardından “emekli Bir Öğretmenin Vedası” isimli yazıyı Sınıf Öğretmenimiz Zahide Karaçan okudu.Program şiirler ve yazılarla devam etti. Öğretmenler Günü’nde öğretmenlerimiz bir köy öğretmeninin yaşamını anlatan şiiri hep birlikte okudular. Köy Muhtarı Mehmet Uslan ve Okul Müdürümüz Ali Öğütveren öğretmenlerimize çeşitli hediyeler takdim ettiler.

ATA’MIZI ANDIK…

Tüm yurtta törenlerle kutlanan Ata’mızın ölüm yıldönümünü okulumuzda da şiirler,şarkılar, anılar ve gösterilerle andık.


11

Ocak 2011

UZMANINDAN DO AL DOMATES N SIRLARI Röportaj konuğumuz Faik Aydın, Çaykenarı’nda hizmet veren Öz Entegre Tarım’ın sahibi ve yıllardan beri domates üretimi ile ilgileniyor. Köyün en çok üretim yapan birkaç üreticisinden birisi… Röportaj konuğumuz Faik Aydın, Çaykenarı’nda hizmet veren Öz Entegre Tarım’ın sahibi ve yıllardan beri domates üretimi ile ilgileniyor. Köyün en çok üretim yapan birkaç üreticisinden birisi… Kış zamanı geldi? Peki aslında bu mevsimin ürünü olmayan ve bu nedenle hormonla,ilaçla üretildiği söylenilen bu sebzenin iyi niteliklisini,hormonsuzunu nasıl anlarız? İyi ve kaliteli domatesin şekli yuvarlak olur.Rengi kıpkırmızıdır ve iri boydadır.Domatesi elinize alıp yüzeyine bastırdığınıza içi fos değil dolgundur. Doğal domatese dokunduğumuzda nasıl bir his vermesi gereklidir?

Doğal domatese dokunduğunuzda elinize bir sertlik hissi vermelidir ve domates içine çökmemelidir.Etli olmalıdır. Peki domatesin yediğimizde tadı nasıl olmalıdır? Doğal domatesin tadı hafif tatlımsı olur.Ayrıca ağza verdiği domates aroması ise yüksektir.Bu tadı güzel kokusu da desteklemelidir. Güvenilir domatesi nereden alabiliriz? Tüm okuyucularınızı köyümüze davet ediyorum.Sanırım bu davetten güvenilir domatesin nerede bulunabileceği anlaşılmıştır.Tabiki bizimki latife.Müşteriler her zaman memnun kaldıkları ve bildikleri kişilerden alışveriş etmeliler. Bu günlerde çok popüler bir domates var.Arılı domates.Arılı domates demek hormonsuz ve ilaçsız,doğal domates anlamına mı geliyor?Ne anlamalıyız arı domates deyince? Arılı domatesin üretiminde ilaç ve hormon kullanılmaz.Arılar domatesin bol ve kaliteli olmasını sağlar.Arılı domates en güvenilir domates denilebilir. Domatesin en lezzetli olduğu aylar ne zamanlardır? Nisan ve ekim ayları arasıdır. İşte doğal domatesin özellikleri 1) Şekli yuvarlak olur. 2) Rengi kıpkırmızıdır. 3) İri boydadır. 4) İçi fos değil dolgundur. 5) Elinize bir sertlik hissi vermelidir. 6) İçine çökmemelidir. 7) Etli olmalıdır. 8) Hafif tatlımsı olmalıdır. 9) Aroması ise yüksektir. 10)Güzel kokuludur. Haber: Kadriye Aydın 8/A

Çaykenarında kesim var!

O

rman İşletme Müdürlüğü Çaykenarı’nın İncesu mevkiinde 1500 metrekarelik(1800-2000 ağaç arası) alanda kesim yaptı. 15 Ekim tarihinde başlayan kesim çalışmaları kasım ayı sonunda tamamlandı. Kesim yapan Orman İşletme Müdürlüğü ekiplerinden alınan bilgiye göre kesimi yapılan ağaçlar tomruk yapılarak belirli bir bedel karşılığı köylülere yada sanayi kuruluşlarına satılıyor. Ayrıca yapılan kesimle bölgedeki ağaç sayısını dengede tutmak da amaçlanıyor. Yetkililer alınan tüm önlemlere rağmen kaçak kesim yapanların önüne geçilemediğini belirtiyorlar. Kaçak kesimleri engellemek için görevliler sürekli gözetleme yapıyor. Haber: Dilek TUGAY-6/A


12

Ocak 2011

kurması, problem çözme becerilerini günlük yaşama yansıtması beklenmektedir. Türkiye bu sınava üç kez katılmış ve üç defasında da son sıralarda yer almaktan kurtulamamıştır. ÖğrenciPISA ve KIRMIZIlerimize bugüne kadar uygulanan ezberci eğitim sistemleri onların yorum yapma ve yeni bilgiler ZAMBAKLAR LKES üretme yeteneklerini sıfırlamış dimağlarının önüne set çekmiştir. T RK YE Araştırmanın ayrıntıları ise şöyle: Her ülkeden örnekleme yolu ile 4.500-5.000 E.Mustafa ˙am öğrenciye, toplam 470 bin öğrenciye uygulanan testlerde tam puan 800 olarak belirlenmiş. Bu tam puana göre ülkelerin ortalama puanları belirleniyor. Puanlara göre ülke sıralamaları yapılıyor. On yıl öncesine kadar eğitim hiç derinlemeOECD şemsiyesi altında 35 ülkedeki araştırsine düşünmediğim bir konuydu. Hangi ülke eğimaya göre: timde daha başarılıdır? Peki, bu eğitimde başarılı - Fen/Bilim’de en yüksek puan 575, en düşük ülkeler neden diğer ülkelerden daha başarılıdır? Bu başarı sıralarını kim neye göre ve nasıl düzen- puan 415, Türkiye 454 puan ile sondan 2’nci, - Matematik’te en yüksek puan 600, en düşük ler? Ya da bir başarı değerlendirmesi varsa bunun ölçütleri de vardır. Başarısız ülkeler neden peki bu puan 415, Türkiye 445 puan ile sondan 2’nci, - Okuma / Anlama’da en yüksek puan 556, en ölçütleri kendilerine uygulayıp eğitim denen sodüşük puan 314. OECD ortalaması 493. Türkiye runlarını çözmezler. Hani eskilerin bir sözü var464 puan ile sondan 3’üncü. dır:”Halep orada ise arşın da orada.”diye. Yani hastalığın varsa ve ilaçta belli ise içersin ilacı iyileşirsin, bu iş bu kadar basit değil midir? İşte on yıl öncesine kadar bu soruları ve cevaplarını hiç düşünmemiştim. Çünkü aslında en çok düşünmem gereken ama hiç düşünmediğim bir yerdeydim. Yani üniversitede… Üniversitede eğitimle ilgili hiç düşünmedim. Çünkü hiç kimse bizden küçükken olduğu gibi eğitimle ilgili düşünmemizi istemedi. Hiç kimsenin, dekanından öğretmenine, böyle bir derdi yoktu. Bir defa bile eğitimde geriyiz lafının söylendiğini hatırlamıyorum ve şundan eminim ki dünyada sorun olarak görmediği şeyi çözen bir tane bile insan yoktur. Çözüm üretmek önce sorunu tespit etmekle sonrasında ise farkındalık düzeyine erişerek sorunu tanımlamakla başlar. Şöyle bir durum düşünelim. Bir yerde insanlar veba türü bir hastalıktan toplu halde ölüyorlar ve siz o Yukarıdaki şekilden de anlaşılacağı gibi sınavinsanlar öldüğü halde bu durumu normal olarak daki en başarılı ülkeler Finlandiya, Güney Kore, karşılıyor ve durum üzerine düşünüp bunu bir Japonya ve Çin. sorun olarak görmüyorsunuz. Hatta bu durumu Eğitim sisteminde teknolojiyi etkin kullanan; içselleştiriyorsunuz “Bugünlerde ölen de azaldı mı öğretmen, malzeme, okul eksikliği gibi konuları ne?” diyorsunuz. İşte on yıl öncesinin Türkiaşmış, bilginin kullanımını destekleyen ülkeler sıye’sinde böyle bir durumdaydık. Sadece biz üniralamanın üst basamaklarında yer alıyor. versiteliler değil tüm herkes bu durumdaydı. Hiç Şimdi de araştırmanın ilk sırasında yer alan kimse tam anlamı ile eğitimi bir sorun olarak şampiyon Finlandiya’nın neler yaptığını bir gözgörüp çözüm yolları üzerine kafa patlatmıyordu. O yıllarda en büyük derdimizin ve keyfimizin Ha- den geçirelim: Finlandiya’nın liderliğinin “4” temel nedeni var. gi’nin 2000 yılı UEFA kupasında attırdığı ve attı1) Öğretmen yetiştirme politikası: Liseden racağı goller olduğunu hatırlıyorum. Tüm ülke su sonra öğretmen olmak isteyen üstün nitelikli öğakar yolunu bulur misali o modda akıyorduk. renciler ÖSS benzeri bir sınavdan geçtikten sonra Önümüze millet olarak konan tek hedef UEFA “3” aşamalı bir kabul testine tabi tutuluyor. Kabul kupasıydı. 2005’li 2010’lu yıllara gelindiğinde ise rüyadan testi kitap(bilgi) sınavı, mülakat ve örnek ders (veya grup tartışması yönetmek) anlatımından PISA denen bir kâbusla uyandık. Normalde oluşuyor. Bu sınavlara katılan “100” kişiden uyanmazdık ya da uyandıramazlardı ama nasıl oldu bilmiyorum. Bir ecnebinin hatası olsa gerek. ancak “10” tanesi üniversiteye kabul ediliyor. Ayrıca bu kişiler mesleğe girebilmek için tezli-yüksek Kesin bir Avrupalı bizimkilerden birine “Bak PISA diye bir eğitim araştırması var. Sizin ülkeniz lisans derecesine ulaşmak zorundalar. Yani Finorada yerlerde sürünüyor. Sondan birinci…”dedi landiya’da öğretmen olabilmek çok zor bir iş... 2) Geleneksel okul yaşamı: Okulda öğrencilere ve bizim hala eski tarihimizde kalmış olan gururla dolu bam telimiz o an attı. Aslında bunca kelimeyi sarf etmek yerine asıl temel yapısal sorunumuzu iki kelime ile özetlemek daha doğru olacaktır. Toplum olarak eğitimde asıl sorunumuz milli mefkûredir. Yani eğitimi tüm hayatımızın, imkânlarımızın, isteklerimizin ve varlığımızın ortasına milli bir ülkü olarak koymamaktır koyamamaktır. Peki, nedir bu PISA? Biraz da ondan bahsedelim: PISA araştırması, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilâtı (OECD) tarafından üç yılda bir gerçekleştirilen, zorunlu eğitimin sonuna gelmiş 15 yaşındaki öğrencilerin, matematik, fen ve okuma alanlarında elde ettiği temel bilgi ve becerileri değerlendiren en büyük uluslararası eğitim araştırmasıdır. Bu sınav normal sınavlardan farklı olarak öğrencilerin bilgiyi günlük hayatında ne kadar verimli kullanabildiğini ölçmektedir. Bir öğrenciden bir olay veya durumda olasılıkları ayrıntılı düşünmesi, konular arasında örüntüler

Mahalle Kahvesi

ev rahatlığı sunuluyor. Her tür kıyafetle okula gelmek serbest... Terlikle bile okula gelinebiliyor. Sınıflarda lavabo bile mevcut. Zorunlu temel eğitim süresince (1-9. Sınıflar) tüm öğrenciler eğitim, sağlık, günlük sıcak yemek, bilgisayar ve yazıcı kullanımı, kitap, defter, kalem, okul gezilerinden ücretsiz olarak faydalanmaktadırlar. Şehir merkezlerinden kırsala doğru gidildikçe okullar öğretim için gerekli altyapı ve donanım eksikliği, her ders için olması gereken branş öğretmeni eksikliği yaşamamaktadır ve bunlara bağlı öğrenci başarıları giderek azalmamaktadır. 3) Kültürel olarak öğretmenlik mesleğine bakış: Finlandiya’da öğretmenler toplumun en çok saygı gören kesimidir. En kaliteli öğrencilerin arasından motivasyonu en yüksek olanlar öğretmenliğe seçilir. Bizim ülkemizdeki gibi hiçbir şey olamazsan öğretmen olursun mantığı yoktur. Öğretmenler çok yüksek maaş alırlar. Öğretmenlere olan güven o kadar fazladır ki ulusal müfredatın ışığında her öğretmen kendi müfredatını geliştirmekte ve okutacağı kitabı seçmekte özgürdür. Okullarda yaptıkları öğretim herhangi bir denetleme veya kontrole tabi değildir. 4) Hizmet içi öğretmen eğitimi: Öğretmenler ücretsiz olarak eğitimdeki yeniliklerle ilgili olarak hizmet içi eğitime tabi tutulurlar ve sürekli bilgi açısından yenilenirler. Ülkemizin de eğitimde çağ atlayabilmesi için okulların öğretmen ihtiyaçlarını sıfıra indirmesi, bütün okullara her türlü araç ve gereci sağlaması, sınıflardaki öğrenci sayılarını yirmilere düşürmesi, öğretmen yetiştirmeye daha büyük önem vermesi, eğitimde ev rahatlığını sağlaması ve öğrencilerin her türlü ihtiyaçlarını gidermesi gerekiyor. Eğitim konusu açılınca hep aklıma gelen bir örnek; yazımızın özünü anlatmakta faydalı olacaktır. Okul öğretmenlerimizden Soner Bey “9” yaşına kadar Almanya’da eğitim görmüş. Vakti zamanında başından geçen bir olayı bana şöyle aktarmıştı: “Mustafa Hocam daha “9” yaşındayız. Bir gün öğretmenlerimiz sizi ormana götüreceğiz. Gece saat 9’da okulun önünde toplanın dedi. Ormana vardığımızda saat ondu. Beni ve “20” arkadaşımı ormanın ortasına bıraktılar. Ormanın çıkış yönü şu tarafta, oraya doğru yürüyün ormandan çıkarsınız dediler ve çekip gittiler. Biz arkadaşlarımızla birbirimize yapışarak bir saat ormanda yürüdük ve çıkışı bulduk. İşte bu anıda olduğu gibi belki de çocuklarımıza zorluklarla ve hayatla mücadeleyi öğretmelidir eğitim sistemimiz… O zaman biz de beyaz zambaklar ülkesi Finlandiya gibi büyük bir başarı hikâyesi yazar kırmızı zambaklar ülkesi Türkiye oluruz.

Finlandiya’nın başkenti Stockholm


13

Ocak 2011

YARINLARIMIZI ATMAYALIM, TOPLAYALIM...

Ç

aykenarı İlköğretim Okulu öğrencileri,Çaykenarı İlköğretim Okulu Çevre Koruma Kulübü’nün toplum hizmeti projesi olarak hayata geçirdiği “Yarınlarımızı Atmayalım, Toplayalım” projesi kapsamında projenin 3. aşaması olan köy içinde atık kağıt ve çöp toplama çalışmasını gerçekleştirdiler.

Öğlen arası okul bahçesinde toplanan öğrenciler öğretmenlerinin gözetiminde Köy Muhtarlığı’nın tahsis ettiği traktör ile çöp topladılar. Kampanyanın Okul Müdürü Ali ÖĞÜTVEREN ile kendisi tarafından projelendirildiğini belirten Fen ve Teknoloji Öğretmeni Nilay ONAY, atık toplama kampanyasının 3. ayağı olduğunu projenin ilk ve ikinci aşamalarında okul öğrencilerinin konu ile ilgili olarak bilgilendirildiğini ve okulun çeşitli yerlerine geri dönüşüm kutularının yerleştirildiğini belirtti. Okul Müdürü Ali ÖĞÜTVEREN ise proje ile öğrencilere doğal kaynakların sonsuz olmadığını ve geri dönüşümün bu kapsamdaki önemini anlat mak istediklerini ifade etti.Atık toplama kampanyası sırasında Muğla Fenerbahçeliler Derneği’nin kapak toplama kampanyası için de köylerdeki evlerden kapak toplandığını belirtti. Bu faydalı kampanyanın ayrıntıları ile ilgili Okul Müdürümüz Ali Öğütveren ile yaptığımız röportaj ise şöyle; Okulunuzda neden bir geri dönüşüm projesi uygulama gereği duydunuz?

Okulumuzdaki kağıt,plastik,cam

ve pil atıklarının kullanılmadığını ve çöpe gittiğini gördüm.Boşa giden atıkların geri dönüşüme kazandırılmasının yarının geleceği olan gençlerimizde bir çevre bilinci oluşturacağını düşündüm.Konfüçyüs’ün “Duydum unuttum,gördüm hatırladım,yaptım öğrendim.” sözünde dediği gibi bir şeyi yapmak demek öğrenmek demektir.Amacımız çevre olmazsa insan da olmazı genç beyinlere işlemek.Siz de bilirsiniz ki kirlenen bir dünyada doğal kaynakları yok ederek yaşamak bir hayal.Ayrıca bu gibi faaliyetlerin ülke ekonomisine de büyük faydası

olduğunu düşünüyorum.Çünkü bir kağıdı sıfırdan üretmenin maliyeti atıyorum 100 lira ise geri dönüşümle bu kağıdı üretmenin maliyeti 30 liradır. Yani geri dönüşüm ülke ekonomisine %70’lik bir katkı sağlamaktadır. Öğretmenlerin ve öğrencilerin projedeki rolü nedir? Her sınıfta geri dönüşüm kutuları var.Öğrencilerimiz atıkların ayrıştırılması konusundaki teknik bilgiyi öğretmenlerimizden alıyorlar. Proje nasıl uygulanıyor? Bir mukavva şirketinden satın aldığımız atık kutularını sınıflara,idare

odalarına ve öğretmenler odasına yerleştirdik.Ayrıca bina girişlerine de kağıt,atık pil,atık cam,atık plastik kutuları konuldu.Atık kutuları, haftalık olarak Çevre Koruma Kulübü öğrencileri tarafından çuvallara boşaltılarak depolanıyor.Bu işin organizasyonunu Çevre Koruma Kulübü yürütüyor. Sene sonuna kadar 2000 kg atık kağıt toplamayı hedefliyoruz ki bu da otuz ağacı kesilmekten kurtarmak demek.Umarım hedefimize ulaşırız. Haber: Esra UYGUN 8/A


14

Ocak 2011

HEDEF: CENNETTEN BİR BAHÇE…

G

eçen sene okulumuzun bahçesinin parke çalışmalarının tamamlanmasının ardından okul bahçesi düzenleme çalışmalarına geçildi. Çalışmalarına başlanan okul bahçe düzenlemesi Okul Aile Birliği’nin, öğretmenlerin ve öğrencilerin katkıları ile devam ediyor. Proje ile bahçemizin Çaykenarı’na yakışır bir görünüme kavuşturulması amaçlanıyor. Proje ile ilgili Okul Müdürümüz Ali Öğütveren’den aldığımız bilgiler ise şöyle sıralanıyor. İlk olarak okul bahçemizdeki futbol sahamız kum (filler) ile kaplandı. Daha

Domatesleri ba lad lar E

ğitime duyarlı Çaykenarı Okul Aile Birliği üyelerimiz Turhan Aydın, Adem Yiğit, Yusuf Başkara, Halil Aydın, Ramazan Koç köyün tüm mahallelerinde okul için bağış domates topladılar. Kendilerine “Eğitim olmazsa hiçbir şey olmaz, eğitim şart!” ilkesini düstur edinen Çaykenarı Okul Aile Birliği üyeleri, okulumuz için köyün tüm seralarını üç gün boyunca karış karış do-

laşarak bağış domates topladılar. 660 kilo domates toplanan kampanya sayesinde okula 575 TL girdi sağlandı. Tüm köylülerin çalışmaya ellerinden geldiğince katkı sağlamaya çalıştığını ifade eden Okul Aile Birliği üyelerimiz, okul için bu tür etkinlikler yapmaya devam edeceklerini belirttiler. Tüm Okul Aile Birliği üyelerimize ve köylülerimize eğitime olan duyarlılıklarından ötürü teşekkür ediyoruz. İç Haberler Servisi

Eski hali

sonrasında Okul Aile Birliği üyelerimizin temin ettiği mil, toprak ve gübre ile ağaçların ve çiçekliklerin etrafı dolduruldu. Bahçemizdeki banklarımız boyandı. Bahçenin bir köşesine satranç masalı kamelya yapılması için çalışmalara başlandı.Bundan sonrasında projenin son aşaması var. Son aşama çalışmaları ise çiçeklendirme, kamelyanın üstünün kapatılması ve bahçenin arka tarafına çocuk parkı yapılmasıdır. Röportaj: Tuğba UZ 8-A

Yeni hali


15

Ocak 2011

TURNUVADA HEYECAN KASIRGASI

Gönüllü olan öğrencilerden oluşturulan takımlarla düzenlenen geleneksel Çaykenarı İlköğretim Okulu turnuvası büyük çekişmeye ve heyecana sahne oldu

Beşkazalılar Teknik Direktör: Talip SUKUN Oyuncular: Oğuzhan, Ömer, Ali, Alihan, Hüseyin, Burak, Bayram

Çekirgeler Teknik Direktör: Ali ÖĞÜTVEREN (İstifa etti) Oyuncular: Selim, Ali Barış, İsmail, Halil, Musa, Sadettin, Emre

S

por Kulübümüzün düzen lediği 2 Aralıkta başlayan turnuvaya Lidyalılar, Efsane United, Beşkazalılar ve Çekirgeler isimli dört takım katıldı. Turnuvanın hakemliklerini Sınıf Öğretmeni Vedat Koyuncu ve Beden Eğitimi Öğretmeni Mehmet Korkmaz yaptılar. Lig usulü yapılan turnuvaya Efsane United damgasını vurdu.Lidyalılarla oynadığı ilk maçında 60 dakika tek kale oynayan ve sayısız gol pozisyonuna giren Efsane United,maçın 50.dakikasında rakibin maç boLidyalılar yunca neredeyse kazandığı tek Teknik Direktör: Fatih TÜMEN pozisyon olan frikikten yediği Oyuncular: Berat, Hasan, İlkay, Adil, Caner, Yasin, Osman golle rakibine galibiyeti altın tepHaber: Berat TUNAY 8/A

Efsane United Teknik Direktör: Emek Mustafa ÇAM Oyuncular: Mehmet, Gökhan, Emre, Ayhan, Muhsin, Serkan, Ömer

side sundu. Her iki maçını da kazanan Efsane United 6 puanla ikinci olurken turnuvanın geçen seneki şampiyonu Lidyalılar 7 puanla yine kupaya uzanan takım oldu. Turnuvanın düşüş yaşayan takımı ise Çekirgelerdi.Üç maçta da sıçrayamayarak büyük üzüntü yaratan Çekirgeler,taraftarlarına ne zaman sıçrayacak bizim bu

takım dedirttiler.Son yenilgiden sonra teknik direktörleri Ali Öğütveren’in istifası ile bir şok daha yaşadılar.Takım teknik direktörü Ali Öğüt veren ile görüşen muhabirlerimiz “Asla bir daha böyle bir takım çalıştırmam.Bunlar çekirge olsalar ne yazar.İsterlerse kaplan olsunlar gene boş.Bir takım önce kazanmayı istemeli.” cevabını aldılar.

Çaykenarı aşkına şah ve mat…

O

kulumuz, beyin ve karakter gelişimi için büyük öneme sahip olan ve strateji konusunda insanları eğitmenin en iyi yollarından birisi olarak kabul edilen satranca kurumsal bir kimlik kazandırma çalışmalarına devam ediyor.

Okulumuzda bir senedir faaliyet gösteren Satranç Kulübünün çalışmaları doğrultusunda okulumuza iki satranç takımı ve satranç masası alınarak öğrencilerimizin hizmetine sunuldu. İsteyen öğrencilerin de satranç takımı edinmelerine yardımcı olundu. Kulüp çalışmaları ile iki sene gibi kısa bir sürede 50 öğrencinin satranç öğrenmesi sağlandı ve bu sa-

yının her geçen gün arttığı belirtiliyor. Yapılan çalışmalarla öğrencilerin bilişsel kazanımlarının arttırılması ve boş vakitlerini değerlendirmeleri amaçlanıyor. Haber: Duygu Garcı 8/A



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.