facebook ISSUE 141
Sonsuz Aşkınıza Özel
MÜCEVHER SEKTÖRÜNDE YENI DALGA:
DE BEERS LIGHTBOX DE BEERS, LIGHTBOX AND THE IMPACT ON THE DIAMOND INDUSTRY
HABER
2 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
3
HABER
4 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
5
HABER
6 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
7
HABER
Sevginin büyüsünden ilham aldık. B Ü Y Ü L E Y İ C İ
1.00 carat
8 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
P A R L A K L I K
Bayilik ve Satış Noktası başvurularınız için: SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
9
HABER
HALL 2 2M20
10 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
11
HABER
12 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
13
HABER
14 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
15
HABER
Yıldız
Kuyumcular Buluşması
11-14 Ekim 2018 Jival Merkez. 16 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141 Nuruosmaniye
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
17
HABER
18 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
19
HABER
Sonsuz Aşkınıza Özel
20 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
21
HABER
22 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
23
HABER
24 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
25
HABER
26 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
27
HABER
28 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
29
HABER
30 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
31
HABER
32 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
33
HABER
34 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
35
HABER
A S S O S ’ TA N İ L H A M D O L U YEP YENİ BİR KOLEK SİYON… Assos, yeni koleksiyonu “VOLARE” ile özgür ruhlu kadınların kalbine dokunuyor. İtalyanca “uçmak” anlamına gelen “VOLARE” koleksiyonu ilhamını masumiyetin simgesi kuş tüyü tasarımından alarak modanın nabzını tutuyor. Her bir ürün kusursuz aşka giden yolun hikayelerini sahipleniyor. Heyecan, özlem, bağlılık, cazibe, cesaret, sadakat, renk, tutku ve nicesi…
Doğanın canlı tonlarını bir araya getiren koleksiyon; renkleri ve tasarımlarıyla zamansız bir etki yaratıyor. Modanın adresi olan Assos, göz alıcı İtalyan mücevher modasını bu koleksiyon ile buluşturuyor. “VOLARE” koleksiyonu moda tutkunu kadınların vazgeçilmezleri arasına adını yazdırmaya hazırlanıyor. Assos, mücevher sektöründeki yenilikçi, özgün ve genç yüzünü “VOLARE” koleksiyonu ile taçlandırıyor. Özgür ruhu, renkleri ve masumiyeti tek bir çizgide bir araya getiriyor.. Ruhunu tarzına yansıtmak isteyen tüm moda severleri, Assos mağazalarımıza ve seçkin satış noktalarımıza davet ediyoruz.
36 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
A S S O S ’ TA N E ŞS İ Z B İ R KO L E KS İ YO N
Büyülü
bir aşk yolculuğu...
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
37
HABER
38 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
39
HABER
www.merrily.com.tr 40 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
www.merrily.com.tr SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
41
HABER
42 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
43
HABER
Assos’tan Tr e n d Ya r a t a c a k Bir Koleksiyon “Figür, şekil” sözcüklerinden türetilmiş “Figura” koleksiyonu ile Assos altın ürünlerini geometrik formlardaki tasarımlarıyla modernize ediyor. Yenilikçi ve çarpıcı ürünlerden oluşan “Figura” günün her anında sizlere eşlik etmeye hazırlanıyor. Altının büyüsü Assos yaratıcılığı ile buluşuyor ve göz kamaştıran karakteristik bir koleksiyona dönüşüyor. Belirgin ve keskin hatlar taşıyan ürünlerin, karakteristik bir tasarımla harmanlandığı “Figura” Koleksiyonu’nda sade şıklık trendi ön plana çıkıyor. Altının klasik duruşunun modern ve şık çizgilerle bir araya geldiği “Assos Figura”, altından vazgeçemeyen kadınların tercihi oluyor. Modaya yön veren yaratıcı tasarımlarını “Figura” koleksiyonunda da ortaya koyan Assos adından sıkça söz ettireceğinin sinyallerini veriyor. Işıltılı tasarımlar ile “Figura” koleksiyonu Assos kadınlarının çekici tarzını yansıtıyor. Assos bu özel koleksiyonu keşfetmek isteyen mücevher tutkunlarını mağazalarına ve seçkin satış noktalarına bekliyor.
44 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
FİGURA Figürlerin
en moda hali. . .
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
45
HABER
46 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
47
HABER
48 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
49
HABER
50 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
51
HABER
52 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
53
HABER
54 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
55
HABER
56 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
57
HABER
58 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
59
HABER
60 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
61
HABER
62 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
63
HABER
64 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
65
HABER
66 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
67
MERHABA WELCOME Yeni ihracat stratejis Mücevher İhracatçıları Birliği yaptığı geniş kapsamlı çalışmalar sonrasında tasarladığı yeni ihracat stratejisini düzenlediği sektör toplantısında paylaştı. Özellikle pazar çeşitlendirme stratejisinin ön plana çıktığı yol haritası önemli noktalara dikkat çekiyor. Yeni yol haritasının detaylarını ilerleyen sayfalarda bulacaksınız. Yeni fuar yeni umutlar Pek çok sektör gibi mücevherat sektörü de ekonomide yaşanan dalgalanmadan etkilendi. Piyasalarda dinamiklerin yerine oturmaya başlaması ile birlikte sektörde de suların durulmaya başlaması bekleniyor. Böyle bir atmosferde İstanbul Jewellery Show her zamankinden daha önemli hale geldi. Özellikle kurlarda yaşanan yükselme sonrası ihracatçılarımız nisbeten işçilik fiyatları bakımından daha rekabetçi hale geldiler diyebiliriz. İç pazarda bir süreliğine de olsa dolar bazında satın alma gücünün azalacağının beklenmesi sebebiyle pek çok firma ihracata daha sıcak bakmaya başladı. Bu durum ‘’ihracat fuarı’’ olarak nitelendirilen Ekim fuarını daha da önemli hale getirdi. Umarız sektörümüz verimli bir fuar geçirir. Cinemaximum ve Altın Dünyası işbirliği
SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ EDITOR IN CHIEF Remzi Çelen
En etkili reklam mecralarından biri olarak kabul edilen sinema reklamları konusunda Cinemaxium ile iş birliği yapmaya başladık. Kuyumculara özel olarak geliştirdiğimiz reklam sistemi sayesinde sinema mecrasının sektörümüz için çok daha etkin bir mecra haline gelmesini hedefliyoruz. Tüketici talebini etkileme noktasında son derece önemli olan sinema mecrasının sektörümüzde etkin bir şekilde kullanılmasını hedefliyoruz. Daha şimdiden pek çok firmamız sinemalarda yerini aldı. De Beers’in Lightbox hamlesi Global mücevher endüstrisinin en önemli gündem maddelerinden biri dünya devi De Beers’in Lightbox hamlesi oldu. Bu hamlenin perde arkasında yatanları çok iyi analiz etmek gerekiyor. Bu adımın ardında yatanarı iyi analiz etmek, özellikle değerli taş kategorisindeki fşrmalarımızın gelecek stratejilerini belirlemelerinde son derece önemli. Mücevher dünyasının önemli ismi Ben Janowski’nin bu konudaki değerlendirmelerine göz atmanızda fayda var.
SAYI ISSUE : 141
YIL YEAR : 13
YAYINCI PUBLISHER
YAYIN YÖNETİM PUBLICATION MANAGEMENT
EDİTÖRLER - TASARIM EDITORS - DESIGN
Yayın Dünyası Yayıncılık Gazetecilik ve Dağıtım A.Ş.
Remzi Çelen
Mehmet Demir
Adres: Küçük Ayasofya Mahallesi Aksakal Sokak No:27 Sultanahmet Fatih / İstanbul - Türkiye
Aslı Çelebioğlu
Süleyman Önkoyun
Genel Yayın Yönetmeni | Editor in Chief Yazı İşleri Müdürü | Managing Editor
Grafik Tasarım | Graphic Design Fotoğraf Editörü | Photograph Editor
Dilara Ünal
Editör | Editor
Tel: +90 212 518 84 01 Fax: +90 212 518 84 02
info@yayindunyasi.com www.altindunyasi.org
HUKUK LAW Gülizar Atayık
Hukuk Danışmanı | Lawyer
BASKI PRINTING Özlem Matbaacılık Maltepe Mahallesi, Litros Yolu Sk. 2. Matbaacılar Sitesi D:2BB4, 34010 Zeytinburnu/İstanbul Tel: (0212) 612 06 62 www.ozlemmatbaa.com.tr
MUHASEBE ACCOUNTING Serdar Nazlıgül
Muhasebe Sorumlusu | Accountant Reklam rezervasyon: For advertising reservation info@yayindunyasi.com
68 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Altın Dünyası dergisine internette, www.altindunyasi.org üzerinden erişebilirsiniz.
Altın Dünyası, Yayındünyası Yayıncılık Gazetecilik ve Dağıtım A.Ş. tarafından ayda bir yayımlanır.
Acces Altindunyasi magazine on the internet in www.altindunyasi.org Altın Dünyası dergisi ile ilgili öneri ve şikayetleriniz için info@yayindunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz.
Altin Dunyasi is published monthly by Yayıncılık Gazetecilik ve Dağıtım A.Ş. Yayın Süresi: Aylık Publication Period: Monthly Yayın Dili: Türkçe - İngilizce Publication Language: Turkish Engilish Yayının Türü: Uluslararası Süreli Yayın Publication Genre: International Periodical Publication Yayının Mahiyeti: Uluslararası Mücevherat Sektörü Dergisi Publication Content: International Jewellery Industry Magazine
Any suggestions or complaints about Altin Dunyasi magazine are welcomed and should be addressed to info@ yayindunyasi.com Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncı izni alınmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Neither text nor photographs from this publication maybe reproduced either in full or summary without acknowledging the source and wihtout prior permission from the publisher.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
69
HABER
YENİ İHRACAT STRATEJİSİ SON DERECE ÖNEMLİ
T
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş 11 – 14 Ekim 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Istanbul Jewellery Show öncesinde değerlendirmelerde bulundu. Son aylarda ekonomik dinamiklerde yaşanan gelişmeler sonrasında ihracat alanında önemli fırsatların ortaya çıktığını söyleyen Altınbaş, kuyumculuk sektörünün bu durumu avantaja çevirebileceğini söyledi. Sektörün değişen dinamiklere adaptasyon yeteneğinin üst düzeyde olduğunu vurgulayan İmam Altınbaş sözlerine şu şekilde devam etti; ‘’Kuyumculuk sektörü büyük ölçekli fabrikaları, işgücü kalitesi ve girişimcileri ile global pazarlarda önemli rekabet avantajına sahip. Sektörümüzün bir diğer önemli özelliği de yaşanan değişimlere karşı son derece dinamik bir şekilde tepki verebiliyor olması. Son dönemlerde ekonomik dinamiklerde yaşanan değişimin beraberinde, özellikle ihracat anlamında sektörümüz açısından önemli fırsatlar ortaya çıkaracağını düşünüyorum. Özellikle kısa vadede özellikle işçilik fiyatları açısından rekabet gücümüzün artacağı kanaatindeyim.
70 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş özellikle ihracat alanında sektörün önünde önemli fırsatlar olduğunu söyledi. Ekim fuarının özellikle ihracat potansiyeli açısından ön plana çıktığını hatırlatan İmam Altınbaş, katılımcılara verimli bir fuar geçirmelerini temenni etti. Uzun vadeli düşünmek gerekiyor Tabi bu noktada şu konunun da altını çizmek gerekiyor. Değişime açık olmak önemli bir avantajdır. Ancak geleceğin de uzun vadeli bakış açısıyla planlanması son derece önemlidir. Kurlarda değişiklik oldu diye plan program yapmadan, belirli bir stratejiye sahip olmadan adımlar atmak yarardan çok zarar getirebilir. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin yol haritasını önemli buluyorum Geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen toplantıda birlik yönetimi yeni ihracat stratejisini sektörümüz ile paylaştı. Varsayımlara değil, verilere dayanılarak hazırlanmış bu stratejiyi doğru buluyorum. Sektörümüz Dubai’deki bir kaç büyük alıcının tedarikçisi olarak, içine sıkıştığı karsızlık baskısını ortadan kaldırmalıdır. Biz Dubai’ye 1,4 milyar dolar ihracat gerçekleştiriyoruz. Ancak neredeyse hiçbir üretim gerçekleştirmeyen Dubai, bizden aldığı ürünleri diğer pazarlara ihraç ederek daha yüksek katma değer yaratıyor. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin Dubai’den ithalat yapılan pazarlara yönelik çalışmalarını son derece akılcı ve doğru buluyorum.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
71
HABER
2013 YILINDA EKONOMİ YÖNETİMİNE SUNDUĞUMUZ ÖNERİLER BİRER BİRER HAYATA GEÇİYOR İstanbul Altın Rafinerisi tarafından hazırlanarak 2013 yılında ekonomi yönetimine sunulan ‘’TÜRKİYE ALTIN PİYASASI HAKKINDA GÖRÜŞ ve ÖNERİLER’’ çalışmasındaki pek çok madde hayata geçirildi. Yapılan düzenlemelerin ülke ekonomisi ve kuyumculuk sektörü için önemli kazanımlar ortaya koyduğunu belirten İAR Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç, çalışmada yer alan diğer maddelerdeki sorunların çözümü için çalışmalarının devam ettiğini söyledi. 5 yıl önce ekonomi yönetimine sundukları görüş ve önerilerinin sadece Türkiye Ekonomisi açısından değil, bankalar, kuyumculuk sektörü ve altın cinsinden tasarruf sahibi hane halkları açısından da önemli kazanımlar ortaya koyduğunu belirten İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç konu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; ‘’Türkiye altın tasarruflarının çok büyük miktarda olduğu nadir ülkelerden biri. 5000 ton civarında yastık altı tasarruf olduğunu tahmin ediyoruz. Ancak ekonomiye dahil olmayan bu tasarrufların sağlayabileceği pek çok avantaj da halen ne yazık ki yeterli ölçüde kullanılamıyor. 2013 yılında ’’TÜRKİYE ALTIN PİYASASI HAKKINDA GÖRÜŞ ve ÖNERİLER’’ adı ile bir çalışma yaptık ve ekonomi yönetimine sunduk. Önemli kazanımlar sağlandı Tasarruf sahipleri artık yastık altı altınlarını bankalara getirerek gelir elde etmeye başladılar. Önemli miktarda tasarruf ekonomiye kazandırılmaya devam ediyor. Bankalar kuyumculuk sektörüne
72 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
daha uygun faizlerle kredi kullandırabiliyor. Altın cinsinden zorunlu karşılık sistemi sayesinde TCMB altın rezervleri 564,8 ton ile rekor seviyeye ulaştı ve dünyada ilk 10 arasına girdi. En son yapılan düzenleme ile altın EFT sistemi de kullanılmaya başlandı. Altın toplamada kuyumcuların daha etkin olacağı bir sistem üzerinde çalışıyoruz Yastık altı altınların ekonomiye kazandırılmasında kuyumcular çok daha etkin rol oynayabileceğine inanıyoruz. Bu konuda gerekli altyapı çalışmalarımız devam ediyor. Yabancı alıcıların yanlarında getireceği hurda ve dore altınlar ticareti artırıcı etki yapacaktır Dubai’nin altın ticaret merkezi olmasındaki en önemli faktörlerden biri ülkeye girişlerde alıcıların yanlarında belirli bir miktar altın getirebilmeleri ve bu altını alışverişlerinde ödeme aracı olarak kullanabilmeleridir. Bu konuda atılacak adım kuyumculuk sektörü ile birlikte diğer sektörlere de katkı sağlayacaktır.
T.C. 27. Başbakanı Binali Yıldırım ve İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç
ÖNERİLER VE GERÇEKLEŞENLER
1. Altının tanımı ile ilgili belirsizliğin giderilmesi
32 sayılı Türk Parasının Değerini Koruma Kanunu’nda yapılan düzenleme ile külçe altın tanımı daha da netleşmiş oldu. Bu konudaki tanımlar yerine oturdu. Özellikle külçe altın işlenmemiş altın gibi değerlendiriliyordu. Oysa ki rafinasyon süreci tamamlanmadan külçe ortaya çıkmıyor.
2. TCMB altın zorunlu karşılıklarının belli bir oranının halktan doğrudan gelen altınlardan olması
TCMB’nin kararı ile bankalar, yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırma çalışmalarına hız verirken, Merkez Bankası da rezervlerini önemli miktarda artırmış oldu. Halktan gelen altınlar için katsayı iyileştirmesi yapıldı. Yani halktan gelen altın söz konusu olduğunda bu oran 1’e 1 olarak belirlendi. Dolayısıyla bankalar halktan gelen altınları kullanıp, daha az altın için daha fazla karşılık ayırabiliyor.
3. Türk Lirası zorunlu karşılıklarının altın olarak tutulması oranının artırılması
Şu anda %30 + %5 olan karşılık oranlarının %20 + %15 şeklinde düzenlenmesi için çalışıyoruz. Yani bu şu demek, ithal edilen altın azalsın, halktan gelen altın oranı artsın ki, yastık altı altın ekonomiye daha fazla girsin. Söylenen yapıldı, daha da etkili olması için çalışılıyor.
4. Altın ihracatı ile ülke dış ticaret açığının azaltılması.
Bu geçtiğimiz dönemlerde fazlasıyla gerçekleşti. Geçtiğimiz yıllarda ihracat ithalatın önüne geçti. Konjonktürün olumsuz olduğu son dönemlerde bile 2 seviyesinde oldu. Özellikle dış ticaret açığını olumlu etkileyen bir durum var. Örneğin şu anda İAR’ın üretiminin %60’ı ihraç ediliyor.
5. Altının para ve sermaye piyasalarında teminat olarak kabul edilmesi
Artık teminat olarak altın bırakıp kredi alınabiliyor. Çeşitli finansal enstrümanlar ve SWAP mekanizmaları gelişti. Bunlar önceden yoktu, altın hesabı açılamıyordu. SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
73
HABER
İAR Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, İAR CEO'su Ayşen Esen
Yazıcı Grup Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Yazıcı, Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin, İAR Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç ve İAR CEO'su Ayşen Esen
Ekonomi yönetiminin önemli isimleriyle defalarca biraraya gelinerek görüş ve öneriler aktarıldı. 6. Altın mevduatları için TMSF güvencesinin artırılması
TMSF güvencesi 50.000 TL’den 100.000’ TL’ye çıkarıldı. Bu önemli bir gelişme, daha da artması gerektiği kanaatindeyiz.
7. Altın EFT sisteminin kurulması
Bu da kısa bir süre önce gerçekleşti. Artık altın cinsinden EFT yapabilmek mümkün.
8. 8000 TL üzeri işlemler için İstanbul Altın Borsası aracı kuruluşlarına bankadan işlem geçirme muafiyeti tanınması
Sektörde her işlemin bankadan geçirilmesi hayatı çok yavaşlatan bir şey. Halk kuyumcuya gittiğinde sattığı altının karşılığını hemen almak ister. Ayşe Teyze altınını sattığında bunun için bankada hesap açmak vs gibi işlemlerle uğraşmak istemez. Eskiden bu rakam daha düşüktü. Sonradan 8000 TL’ye çıkarıldı. Bunun kalkması gerektiğini düşünüyoruz.
9. Yastık altı altınların ekonomiye kazandırılması faaliyetlerinin sistemleştirilmesi Bu sistem 3 ayaktan oluşmalı. Devlet, bankalar ve kuyumcular. Bankaların altın toplaması, altına dayalı devlet tahvili ve kira sertifikası uygulamalarından sonra şimdi sıra kuyumcularda. Kuyumcuların da yastık altı altınların ekonomiye kazandırılması konusunda son derece önemli rol oynayacağı bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Mevzuattaki engellerin çözülmesi için çaba sarf ediyoruz.
10. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı projesinde altınların teminat olarak kabul edilmesi
Bu konuda önemli adımlar atıldı. Kadınlar ellerindeki altını bankaya teminat olarak gösterip karşılığında aldığı kredi ile dokuma tezgahı, dikiş makinesi vs alarak üretime katkıda bulunabiliyor. Artık görüyoruz köylerimizde de kadınlar üretime giriyorlar. Artık bakanlığın da bu konuda teşvikleri var.
11. Külçe altın ihracatlarının banka nezdinde ihracat kapaması olarak kabul edilmesi
Bu külçe altının tanımı ile ilgili bir konuydu. Cari açığın azaltılması için gerekli olan şeylerin başında külçe ihracatının da artırılması gerekiyor. Eskiden ihracatı külçe altınla 74 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
kapatamıyorduk. Oysa külçe altın, işlenmiş bir altındır. Artık külçe altın banka nezdinde kabul edilebiliyor. Örneğin ihracat kredisi kullandınız. Bunu kapatmak için illa ki mücevher ihracatı yapmak gerekiyordu. Ama artık külçe ihracatı yaparak da kapatabiliyorsunuz.
12. Yurt dışından gelen hurda ve dore altınların Türkiye’de ödemesinin yapılmasının bölgesel ticareti artırıcı etkisi
Dubai’nin ticaret merkezi olmasının arkasındaki en önemli faktörlerden biri bu sistemdir. Alıcılar yanlarında birkaç kg külçe ya da hurda altın ile giriş yapıyor. Bunlarla ödemelerini yapıp, işlenmiş altın, mücevher, teknoloji ürünü vs alarak ülkelerine dönüyor. Birden fazla sektörün ihracatını son derece önemli etkileyecek olan bir sistem. Mutlaka bu sistem ülkemizde de uygulanmalı.
13. Genel olarak kıymetli maden ithalatındaki sıkıntının giderilmesi
Kıymetli madende zaman çok önemli. Gümrüklerde ve borsadaki işlemlerin hızlı olması önemli. Örneğin mobilya ithalinde zamanın çok sıkıntısı yok ama altında fiyat her an değişiyor. Bu konuda da önemli gelişmeler kaydedildi.
14. Kuyumculuk ve kıymetli metal rafinericiliğinin ayrı değerlendirilmesi Hep söylüyoruz, ‘’Kıymetli Metal ve Rafinasyon Sanayi’’ olarak bir tanımlama getirilmeli. Burada Tüpraş örneğini veriyoruz. Petrol gibi, altın da rafine edilmedikten sonra hiçbir şekilde kullanılamaz. Rafinasyon sadece kuyumculuk kapsamında değerlenmemeli, ayrı bir iş kolu olarak ele alınmalı.
15. Kuyumculuk sektöründe enflasyon düzeltmesi uygulamaları ve sorunun çözülmesi
Fiktif karlar sorunu çok önemli. Sektörümüz bilançosunu altın cinsinden tutuyor. Vitrindeki bilezik satılmadıktan sonra kuyumcu kar etmez. Satılmayan bileziğin ya da diğer altınlarının kur artışı sebebiyle vergiye tabi tutulması doğru değildir.
16. Kuyumculuk kanununun zorunluluğu
Yeni hükümet sisteminin bütün kurumlarının yerine oturması sonrasında ilk fırsatta, sektör olarak bu konu ekonomi yönetiminin gündemine getirilmelidir.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
75
HABER
SWATCH GROUP
BASELWORLD’DEN ÇEKİLİYOR
FUAR KATILIM MALIYETI 50 MILYON CHF’I GEÇİYOR. ARTIK BU TÜR FUARLARIN GRUP IÇIN GEREKLI OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM. SWATCH GROUP CEO, NICK HAYEK
Saat sektörünün en büyük üreticisi unvanını taşıyan Swatch Group, 2019 yılı itibarı ile Baselworld Fuarı’na katılmayacağını bildirdi. Baselworld lüks mücevher kategorisinin de en önemli fuar organizasyonlarından bisi. SIHH ile birlikte saat sektörünün en önemli iki organizasyonundan biri olan Baselworld Saat Fuarı, 2019 itibarıyla en önemli katılımcılarından birini yitiriyor. Aynı çatı altında topladığı farklı segmentlerden 18 saat markasına ev sahipliği yapan ve dünyanın en büyük saat üreticisi unvanını taşıyan Swatch Group, Baselworld’ ten çıktığını açıkladı. 1917’den bu yana faaliyetlerine devam eden Baselworld Saat Fuarı, özellikle 2016 yılında yaşanan küresel krizin de etkisiyle katılımcılarının önemli bir miktarını kaybetmiş, bu durumun neticesinde fuar için ayırılan alanı daraltmak ve fuar süresinin 8 günden 6 güne düşürmek gibi önlemler almıştı. Yapımı 430 milyon CHF’e mal olan modern binası ile günümüz saat endüstrisinin en önemli organizasyonu olarak kabul edilen fuar, en önemli katılımcıları arasında yer alan Swatch Group’ un ayrılmasıyla tarihinin en önemli darbelerinden birini aldı. Sektörde şok etkisi yapan gelişmenin duyulması ise NZZ am Sonntag (İsviçre) Gazetesi’nde çıkan haberle gerçekleşti. Saat endüstrisinin kült isimleri arasında yer alan ve Swatch Group’ un CEO koltuğunda oturan Nick Hayek’ in konuyla ilgili açıklamaları ise dikkat çekiciydi. Swatch Group özelinde bakıldığında fuar katılım maliyetinin
76 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
50 milyon CHF’ı geçtiğini belirten Hayek, artık bu tür fuarların grup için gerekli olmadığını da ekledi. Saat endüstrisi profesyonelleri Baselworld 2018 fuar konseptinin bozulmaya başladığından bahsetmiş, özellikle dijital ortam ve platformların gelişmesiyle birlikte klasik fuar anlayışının geçerliliğini kaybettiğini dile getiriyorlar. Yine de Swatch Grup’un ayrılışı sektörde şok etkisi yarattı. Aralarında Breguet, Blancpain, Omega, Glashutte Original, Tissot, Longines ve Hamilton gibi önemli isimlerin yer aldığı 18 farklı markaya ev sahipliği yapan bir grubun, Baselworld gibi bir organizasyondan çıkan ilk isimlerden olacağı pek tahmin edilmiyordu. Peki, bu durum endüstride nasıl bir etki yaratır? Daha doğrusu herkesin aklına gelen ilk soru; bir domino efekti yaratır mı? Bu soruların cevabını şimdiden vermek zor… Fuar konsepti bugünkü haliyle devam ettiği sürece katılımcıların eksilmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla –direkt Swatch Group’ un kararı ile bağlantılı olmasa bile- kademeli bir domino efekti kaçınılmaz görünüyor. Ancak Swatch Group’ u izleyecek markalar hangileri olur tahmin etmek zor.
HABER
İSTANBUL’DAN DÜNYA’YA
Dünyanın en önemli altın takı üreticilerinden biri olan Türkiye, global mücevher endüstrisine önemli firmalar kazandırdı. Bunlardan biri de alanında dünyanın en büyük üreticileri arasında gösterilen Arpaş. 1982 yılında kurulan firma dünyanın dört bir yanında 79 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. 2014 yılından bu yana Responsible Jewellery Council üyesi olan firmanın gelişim hikayesini CEO Fatih Kemahlı’dan dinledik. Arpaş ne zaman kuruldu ve dünyanın en önemli altın üreticilerinden biri konumuna nasıl ulaştı? 1982 yılında İstanbul’da kurulan Arpaş’ın zengin geçmişi Türk ve Dünya kuyumculuk sektörü için ilklerle doludur. Türkiye’de ilk altın takı ihracatını ARPAŞ gerçekleştirmiştir. Altın takı üretiminde fabrikalaşan, sektöründe en yüksek teknolojiyi kullanan ve teknolojiye sürekli yatırım yapan ilk markayız. Üretimde mühendisleri istihdam ederek kuyumculuk sektörünün insan kaynakları yapısında köklü değişiklik başlattık. 1993 yılına kadar sadece dünya pazarlarına ihracat misyonuyla hareket eden Arpaş, kazandığı deneyimlerini 1993 yılından bugüne Türk kuyum tüketicisi ile de paylaşmaktadır. Günümüzde Arpaş ürünleri ülkemizde ve 79 ülkede seçkin kuyum mağazalarında yerini almıştır. Arpaş için gelişim, dün durduğu yerin bugün ne kadar geride kaldığı ile ölçülür. Arpaş farklı üretim tekniklerini tek çatı altında toplaması, teknolojiyi etkin kullanması ve çevreye duyarlı üretimi ile ön plana çıkan bir firma. Bu konularla ilgili olarak neler paylaşmak istersiniz?
78 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Dünyada kendi çatısı altında Arpaş kadar farklı teknolojiyi bir arada kullanarak mücevher üreten bir başka marka yoktur. 2013 yılı itibari ile İstanbul’daki fabrikasında faaliyetini sürdüren firmamız; gerek yaklaşık 28.000 metrekare kapalı alan üzerine kurulu olan yeni fabrika binası, gerek genişleyen kadrosu, gerekse içinde barındırdığı teknolojik imkanlarıyla Avrupa’da birinci sırada yer almaktadır. Arpaş değerli taş ve madenleri çevreye ve kişiye saygılı bir şekilde mücevher haline getirmeye kendini adamış bir markadır. Çevreye duyarlılık ve sürdürülebilirlik Arpaş için ne anlam ifade ediyor? Kalitesini ve saf lık duyarlılığını göz önüne alarak sadece saf altın ve saf gümüşü üretim bandımıza alırız. Kullanılmış ve sonradan saf laştırılmış, hangi kaynaktan geldiğini bilemediğimiz altın ve gümüşü imalatta kesinlikle kullanmayız. Tek bir çatı altında ve kendi imkanlarıyla Avrupa normlarına göre ürettiği ürünlerinde nikel, kadmiyum gibi üretene ve kullanıcıya zararlı ağır metalleri kesinlikle kullanmayız. Tüm Arpaş ürünleri alerji oluşturulabilecek unsurlardan arındırılmıştır. Özgün tasarımlarımız ve evrensel trendlerden yola çıkarak
yarattığı 640 bini aşkın modelimiz ile tam ayar saf lığının garantisini ve ağır metal içermediğinin teminini bütün müşterilerine vermekteyiz. Arpaş Türkiye’de Responsible Jewellery Council üyesi olan ilk firma. Ne zamandan bu yana RJC üyesisiniz? 2014 yılından beri “RESPONSIBLE JEWELLERY COUNCIL” resmi üyesi olan ilk Türk kuyum üreticisiyiz. “Responsible Jewellery Council” dünyada gelişen “Temiz Altın” kullanımı ile ilgili ABD’de faaliyet gösteren bir kuruluştur. Bu kuruluş mücevher sektöründe bilinen belli başlı üretici, zincir mağaza, rafineri gibi kurumlar tarafından temiz altın olarak tabir edilen, çevreye duyarlı, etik değer ve çalışma koşullarına uygun olarak çıkarılan altının kullanılmasını ve son tüketiciye kadar bu zincirin takip ve sertifikalandırılmasını amaçlamaktadır. Biz, iş sürecinde oluşan tüm atıklarını geri dönüşüm ile değerlendiriyoruz. En az enerjiyi tüketerek minimum atık üretmek ve maksimum değer yaratmak için sürekli yeni yollar üzerinde çalışıyoruz. Gelecek kuşaklara, müşterilerimize ve en önemlisi de kendimize olan saygımızdan dolayı yapılması gerekenin bu olduğuna inanıyoruz.
FROM ISTANBUL TO THE WORLD We do not ever use unknown sourced gold and silver that are used already and purificated subsequently.
Turkey, one of the world’s most important gold jewellery manufacturers, is home to a string of large and innovative firms that produce a wide range of finished gold jewellery industry. One of those is Arpaş. Founded in 1982, the company current exports its products to almost 80 countries. The company became a a member of the Responsible Jewelery Council in 2014. The World Diamond Magazine spoke briefly to its CEO, Fatih Kemahlı, about the latest developments at the firm. Can you give us some background on the company? Founded in Istanbul in 1982, Arpaş is counted among the pioneers of Turkey’s modern jewellery manufacturing and also was among the first firms to build an export market for its gold jewellery. The creation of a viable export market went hand in hand with the industrialisation of Turkey’s jewellery manufacturing and consequently with the introduction of avanced production technologies of gold processing, such as rolling, and of gold jewellery maufacturing. By employing and involving mechnical engineers in its jewellery manufacturing, the company helped bring about a revolution, one that changed Turkey from a jewellery producingh nation that was reliant on a labour-intensive, artisinal work force, into a first fully industrialised jewellery producing nation to reckon. Nowaways, Arpaş is a leading, first-row finished jewellery sold in prominent jewellery stores in 79 countries. Of course, the company also has an important foothold in Turkey itself. We’ve come long way since 1982! Arpaş has been very open about its efficient use of technology, eco-friendly production and different production techniques. What can you share about them? I dare say that Arpaş is among the few brands in Turkey that has integrated responsible
sourcing and responsible production into its businness model and practices. Our sourcing of the precious metals we use, in particular gold; the gemstones we set, all are closely monitored with regard to their provenance, as well as their impact on the environment and the popel who live and woerk i in it. All these processes take place under our factory’s single roof, a new factory building of approximately 28.000 square meters. Here, working with the latest production technolog y and tools, our engineers and craftspeople all help build the products that have made Arpaş the succesful Turkish jewellery brand it is today. Can you say more about environmental awareness and sustainability? At Arpaş, we only source pure gold and pure silver from trusted, certified sourced. In practice, this means that we want to know where and how the precious metals were mined an where and how it is refined. Of course, we are committed to upholding the environmental standards for our suppliers a well is our own production processes. Of cours,e e do not use heavy metals such as nickel and cadmium that pose a serious health risk. All products With our more than 640 thousand models created with unique designs and universal trends, we guarantee our customers that of Arpaş’ jewellery is void of any allergenic components.
Since when are you a member of RJC? Since 2014, we are one of the few Turkish jewellery manufacturers to be a member of the Responsıble Jewellery Councıl. RJC Members commit to and are independently audited against the RJC Code of Practices – an international standard on responsible business practices for diamonds, gold and platinum group metals. The Code of Practices addresses human rights, labour rights, environmental impact, mining practices, product disclosure and many more important topics in the jewellery supply chain. RJC also works with multi-stakeholder initiatives on responsible sourcing and supply chain due diligence. The RJC’s Chain-of-Custody Certification for precious metals supports these initiatives. In the spirit of and guided by the RJC, Arpaş recycles all the waste generated during the production process. We are constantly working on new ways to generate the minimum amount of waste by consuming the least amount of energ y and to create maximum value. We believe that this is what should be done for future generations, our customers and most importantly for ourselves. SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
79
HABER
VIP ALIM HEYETİ ORGANİZASYONLARI GELİŞİYOR Mücevher İhracatçıları Birliği, yeni ihracat stratejisi çerçevesinde dünyanın önemli alıcılara yönelik çalışmalarına hız verdi. Bu kapsamda Malabar, Damas, Al-Kassar ve Abdullah Bahmdein firmaları, düzenlenen VIP alım heyeti organizasyonlarında mücevher ihracatçıları ile bir araya geldi. Mücevher İhracatçıları Birliği yeni ihracat strateji çerçevesinde özellikle Dubai’den yüklü alım gerçekleştiren büyük firmalarla iletişimi gerçekleştirmek üzere harekete geçti. Gerçekleştirilen tarama çalışmaları ile önemli alıcılar belirlenerek bu alıcılar İstanbul’a davet edilmeye başlandı. Bu kapsamda Orta Doğu pazarının önemli alıcıları arasında yer alan Malabar, Damas, Al-Kassar ve Abdullah Bahmdein firmalarının temsilcileri farklı organizasyonlarda İstanbul’da mücevher alıcıları ile bir araya geldi. VIP alım heyeti organizasyonlarına özel önem verdiklerini belirten Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar, bu organizasyonlarla ilgili şunları söyledi; ‘’Bizim en büyük pazarımız Orta Doğu ülkeleri. En çok ihracatı Dubai’ye gerçekleştiriyoruz. Bu ihracatın da önemli bir bölümü sayıları 10 – 15 olan önemli alıcılara
80 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
gerçekleştiriliyor. Bunun yanında bizim ürünlerimiz Dubai üzerinden diğer pazarlara ulaştırılıyor. Dolayısıyla hem Dubai’deki hem de Dubai’den alım yapan diğer alıcılara ulaşmak son derece önemli. Bu yüzden detaylı bir tarama çalışması gerçekleştirdik ve hedef firmaları belirledik. Bu firmalara özel olarak VIP alım heyeti düzenliyor ve ihracatçılarımızla bir araya getiriyoruz. Bu organizasyonlardan gerek yabancı misafirlerimiz gerekse ihtacatçılarımız memnun ayrılıyorlar. Önümüzdeki dönemde de bu çalışmalara devam edeceğiz.’’ Katılımcılar başvuru sayısına göre düzenleniyor VIP alım heyeti organizasyonlarına katılacak firmalar başvuru sırasına göre belirleniyor. Bu yüzden Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından yapılan duyuruların yakından takip edilmesi gerekiyor.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
81
HABER
MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ SEKTÖR BULUŞMASI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Mücevher İhracatçıları Birliği yönetimi, ihracatçı firmalarla bir araya geldi. Toplantıda sektörün 2023 hedeflerine ulaşması için hazırlanan stratejik yok haritası ele alındı.
THE TURKISH JEWELLERY INDUSTRY TO FOLLOW NEW STRATEGY Following his election as the new President of the Turkish Jewellery Exporters’ Association (JTR) Mustafa Kamar gathered his new board, management and members to discuss the direction the Turkish jewellery industry is taking and to define an export target and consequently devise a detailed five-year plan for the sector that will serve as a guideline for the entire industry.
82 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
M
ücevher İhracatçıları Birliği ihracatçı firmalar ile bir araya geldi. Florya Develi Restaurant’ta gerçekleştirilen organizasyonda mücevher ihracatı ile ilgili konular ele alındı. Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar’ın gerçekleştirdiği sunumda, mücevher sektörünün 2023 vizyonunda yer alan noktala değindi. Mustafa Kamar şu noktaların altını çizdi;
Yönetimimize gösterdiğiniz teveccüh için teşekkür ederim ‘’3 ay önce yapılan seçimde bana ve çalışma arkadaşlarıma gösterdiğiniz teveccüh için teşekkür ederim. Biz de bizden önceki yönetimler gibi çıtayı daha da yukarıya çıkarmaya çalışacağız. 2023 stratejik vizyon hedefine ulaşma konusunda iddialıyız 2023 vizyon hedefimiz 12 milyar dolar. Bu hedefimize ulaşmak için önümüzde 4 yıl var. Bizim yönetimimizin görev süresinin dolacağı bu dönemde, hedeflediğimiz 12 milyar dolar seviyesine ulaşma konusunda iddialıyız. Biz ihracatçının önündeki engelleri kaldırarak, bürokrasiyi hafifleterek sektörün önünü açabiliriz. Şunu herkesin bilmesi gerekiyor ki bütün bunları biz yalnız başımıza yapamayız. Dolayısıyla bu 12 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için tüm sektörün birlik içinde hareket etmesi gerekmektedir. Klasik yöntemlerle ihracatımızı artıramayız Artık klasik yöntemlerle ihracatımızı arttırmamız çok zor. Yeni projeler ve yeni açılımlar gerekli. İhracatımızı ağırlıklı olarak Irak, İran, Dubai üçgeninden kurtarmalıyız. Bu 3 ülkeye odaklanarak 12 milyar dolar hedefimize ulaşamayız. Artık yeni şeyler söylemek zamanı. 2023 vizyonuna ulaşmak için neler yapmalıyız? İlk olarak bütün dünyadaki verileri tarayarak ithalat yapan ülkelerin listesini hazırladık. Klasik yöntemlerden ayrılmalı, dış ticaret departmanlarımızda pazar çeşitlendirme stratejisi uygulamalıyız. BAE’nin sattığı pazarlara yönelmeliyiz Biz BAE’ye 1,4 milyar dolar ihracat yapıyoruz ama BAE’nin yaptığı ihracat 12 milyar dolar. Bu noktadan hareketle BAE’nin ihracat
A
t the meeting you said that to guarantee a brilliant future for the Turkish jewellery industry, all our industry’s parties would need to work closely and harmoniously to attain its goals. You also introduced a five-year plan. What are its major elements? First of all, I like to reiterate my sincere thanks and gratitude for the trust my colleagues and the members of JTR have given me. I am sure that together with my colleagues on the board, the JTR management and the members, we can take the steps necessary to propel our industry forward and significantly expand our export quota. In my maiden speech, I specifically quoted a number. By the year 2023, our industry should be exporting no less than $12 billion worth of jewellery products! What needs to be done to achieve this? There is nothing new under the sun. First of all, we need to streamline the bureaucratic processes that hamper the smooth sailing of our production and the consequent exports. Don’t get me wrong: the Turkish government has been a great supporter of our efforts to grow our industry’s production and increase its exports. But we still need to jump through too many bureaucratic hoops. To be more effective, competitive and consequently more profitable, the government needs to eliminate the trading barriers our suppliers encounter and ease the bureaucratic processes, including the financial processes . Therefore, all parties that are involved - governmental and private - to these processes need to rally together to implement the necessary changes so we can indeed reach that $12 billion goal! Where will you find new markets? Naturally, we will continue to service our current, classic export markets. But we also need new target markets and new audiences. Therefore, it is not enough to look at our markets in the Middle East, such as Iran, the United Arab Emirates, and other countries there. To be successful, we first must run a careful analysis of the current, global jewellery consumer markets and identify those markets where we do not have a significant presence and that we could break into. It is here that the cooperation with the government, with the economic offices and with the representatives at our trade missions and embassies all over the world is of vital importance.
Mesela Dubai Katar’a 687 milyon dolar mal satarken biz 7 milyon dolar satıyoruz. Suudi Arabistan’a biz 7, onlar 250 milyon dolar satıyor. Bu analizleri tamamladıktan sonra bütün üyelerimiz ile paylaşacağız. Take, for example, the UAE’s jewellery exports to Qatar. In 2017, the UAE exported $687 million to Qatar. In contrast, the Turkish jewellery industry exported just $7 million to Qatar in the same year. That needs to change!
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
83
HABER
yaptığı bölgeleri analiz ettik. İkinci adımda ise BAE’nin ihracat yaptığı ülkelere bizim gerçekleştirdiğimiz ihracat performansımızı değerlendirdik. Mesela Dubai Katar’a 687 milyon dolar mal satarken biz 7 milyon dolar satıyoruz. Suudi Arabistan’a biz 7, onlar 250 milyon dolar satıyor. Bu analizleri tamamladıktan sonra bütün üyelerimiz ile paylaşacağız. Varsayımlarla değil, matematiksel verilerden hareketle hedeflerimizi belirlememiz gerekiyor. Katma değerli ürünlere yönelmeliyiz Son derece düşük kar marjları ile çalışıyoruz. Bu sürdürülebilir değil. Ancak tasarım ve marka bilincini geliştirerek yüksek katma değer yaratabiliriz. İthal edilen ürünleri burada üretmeliyiz Biz üretim ülkesiyiz. Her tarzda ürün üretebiliriz. İthal edilen ürünleri mutlaka kendimiz üretmeliyiz. Ayrıca dünyanın dört bir yanındaki talebe göre farklı ürünler geliştirebilmeliyiz. Terzi işi ihracat gerçekleştirmeliyiz Bugüne kadar konfeksiyon türü çalışıyorduk. Bundan sonra terzi işi ihracata odaklanmamız gerekiyor. Bundan sonraki 4 yıllık stratejimiz bu. Ancak bu şekilde katma değerimizi artırabiliriz. İhracat ekiplerimizi eğitmeliyiz İhracat ekiplerimizin eğitimi çok önemli. İşe yeni başlayan bir arkadaşımız çantayı alıp hemen Dubai’ye gidiyor. Bu anlayıştan vazgeçmeli, vizyoner ekiplere sahip olmalıyız. Bu noktadaki eğitimlere özel önem veriyoruz. VIP alım heyeti organizasyonlarına ağırlık vereceğiz Ticari alım heyetleri önemli. Damas, Malabar gibi önemli firmaları davet ettik. B2B görüşme ayarlıyoruz. VIP alım heyeti organizasyonlarını ayda 2 defa yapmayı planlıyoruz. Sene sonuna kadar 10 – 12 büyük alıcıyı ağırlamayı planlıyoruz. Turistik bölgelerde hareketlenme bekliyoruz Yıllık 4 milyar dolar ihracat gerçekleştiriyoruz. Turistik bölgelerde de yaklaşık olarak 1,5 milyar dolar bir rakam söz konusu. Son yıllarda turist sayısındaki azalma bu rakamı olumsuz etkilemişti. Ancak bu yılın ilk 6 aylık verilerine göre turizm sezonu oldukça verimli geçecek. Sektör kurumların birlikteliği önemli Bütün sektörel kurumlarla ilişkilerimiz şu anda en üst seviyede devam ediyor. Sektör kurumlarında bulunduğumuz pozisyonu değil, sektörü güçlendirmeyi hedeflemeliyiz. Ne yazık ki sektörel kurumların yönetimleri göreve geldikleri zaman, kendi kurumlarını nasıl daha fazla güçlendirebilecekleri üzerinde yoğunlaşıyorlar. Biz bunu aşarak tüm sektörel kurumlarla birlikte hareket edeceğiz.
84 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
So, we produce the jewellery in Turkey, then export a big part of that production to the UAE, just to see the UAE sell it further on, with a much higher added value. Why aren’t we benefitting from this higher added value ourselves? The Turkish jewellery industry and trade needs to look carefully at those markets the UAE is selling our goods in, gain access to those same markets and being exporting directly to the markets! What can we do immediately to grow Turkish jewellery sales abroad? Of course, we need to take a close look at those markets that we already service and explore how we can conquer a large market share in them. We also need to look if we are being effective in those markets. Take the United Arab Emirates (UAE), for example. We export $1.4 billion to the UEA. But at the same time the UAE exports no less than $12 billion to other markets. Now we all know that the UAE is not a manufacturing centre of jewellery, but rather an important distribution hub. So, we produce the jewellery in Turkey, then export a big part of that production to the UAE, just to see the UAE sell it further on, with a much higher added value. Why aren’t we benefitting from this higher added value ourselves? The Turkish jewellery industry and trade needs to look carefully at those markets the UAE is selling our goods in, gain access to those same markets and begin exporting directly to the markets! Take, for example, the UAE’s jewellery exports to Qatar. In 2017, the UAE exported $687 million to Qatar. In contrast, the Turkish jewellery industry exported just $7 million to Qatar in the same year. That needs to change! It’s not guesswork. We need to do our research, look at the numbers, understand where added value can be realised and consequently act upon these analyses. That needs to be and under my guidance, this will be the Turkish jewellery industry’s new strateg y!” Is five years enough to reach your stated goals? We need to remain realistic and first do our homework, all of us, together. After we have evaluated the data and crunched the numbers, we will share the outcome of our research with our members. We need then to draw our road map based on these analyses and data, and not work on assumptions. There’s lot of work ahead of us!
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
85
HABER
MÜCEVHER SEKTÖRÜNDE YENI DALGA:
DE BEERS LIGHTBOX De Beers, laboratuvar ortamında geliştirilmiş pırlantalarla ürettiği küpe, kolye ve bileziklerin satılacağı Lightbox adında yeni bir şirket kurdu. De Beers’in bu hamlesi yeni bir marka oluşturmanın çok ötesinde. Oyunun kuralları yeniden yazılıyor. By Ben Janowski
B
u hamlenin doğal elmas sektörüne çok az etki edeceği veya hiç etki etmeyeceği düşüncesinde olanların çıkacağını tahmin ediyorum. Ama detayları öğrendikçe göreceksiniz ki öyle olmayacak. Yapmak istedikleri şey kısaca, bir karat ağırlığına sahip laboratuvar yapımı mücevheri, karat başına 800 dolar gibi nispeten ekonomik bir fiyata satmak. De Beers, işlerin tekelcilikten rekabet piyasasının tüm baskılarını üzerinde hissettiren ticari girişim boyutuna gelmesiyle bu noktaya vardı. Herşey, Rio Tinto’nun Batı Avustralya’daki genel maden merkezi Argyle’de elmas kesicilerine özellikle de Hintli firmalara De Beers aracılığıyla satış yapmaktansa direk olarak satış yapmanın daha iyi olacağı öngörüsüyle başladı. Ardından Avrupa, Rusya ile De Beers aracılığında yaptığı alışverişi sonlandırmaya koyuldu. Sonrasında Botswana, ana maden kaynağı için daha büyük kar payları almaya başladı. Piyasadaki tampon görevi sona ererken De Beers, bu duruma uygun olarak 5 milyar dolarlık stoğunun çoğunu tasfiye etti. De Beers, piyasadaki pozisyonunu korumak için Supplier of Choice, CSR, The Kimberly Process gibi yerlerden destek aldı. Mağaza açmak için LVMH ile ortaklık çalışmalarına girdi ve Afrika’da büyük yankı uyandıran Forevermark Beneficiation markası gibi bir takım girişimlerde ve desteklerde bulundu. De
86 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Beers, Güney Afrika, Namibya ve Botswana’da daha fazla kar ve güce sahip oldu. Sonuç olarak, De Beers’in piyasa liderliğini elinden bırakmamak adına verdiği uğraşlar başarılı sonuç verdi. Tüm bunlar, çoğu madencinin batmaya yakın olduğu, mücevher fiyatlarının çok dengesiz seyrettiği bir dönemde gerçekleşti. Sadece De Beers için değil, tüm ülkelerdeki üreticiler için en popüler ürünler daha az üretilmeye başlandı. Bazı maden ocakları kapatıldı. Her yıl kapatılmaya da devam ediliyor. Bunlar piyasadaki herkesi etkilerken, De Beers her zamanki gibi değişen durumlara karşı ne yapması gerektiğini önceden planlamıştı. De Beers, uzun yıllardan beri, tekellerini korumanın yanı sıra, Sightholders şirketlerini geliştirmede de başarılı oldu. Bu şirketler mümkün olan en düşük ara zamlarla kendi aralarında rekabet yaratarak mücevher elde ediyorlar. Maden üretimini ve stok miktarlarını kontrol ettiğinizde, çoğu elmas stoğunun talebe yakın düzeyde kaldığı zaman, fiyatların yükseldiğini görebilirsiniz. Elbette, bu akış, De Beers piyasanın içinde bir tekel olduğu sürece devam edecek. Şuan bunlar çerçevenin dışında kaldı.
Dolayısıyla fikirler, De Beers’in işlerinin nasıl olduğuna değil, gelecekte nasıl olacağını hayal etmeye kaymıştı. Uzun dönem kar durumu ve finansal kapasitesi maden işletmeciliğinde sizi ileri götürmüyorsa laboratuvar yapımı elmas üretimi iyi bir fikir gibi gözükmüştü. GE ve Sumitomo bunu yıllardan beri zaten yapıyorlardı ama De Beers’i piyasada daha güçlü tutan seri üretim yapıyor olmasıydı. De Beers aynı zamanda, GE ve Sumitomo’dan farklı olarak gerçek taş kalitesinde mücevher üretme yeteneğine sahipti. Piyasada bir karatı 1 dolar yerine 800 dolara satmak çok daha karlı. Sektör, elbet bir gün ocaktan maden çıkarma işlerini bırakacaktı ve o terkediş bugünlerde vuku bulmakta. Bu değişim De Beers’i 4 kısımlı yeni bir yapıya itti. Laboratuvarda mücevherleri üretmek, üretilen mücevherleri satabileceği parakende satış noktalarına sahip olmak, uluslararası bir marka çıkarmak ve ticaretini yapmak. Ve bunları yaparken bir yandan da madenleri çalıştırmak, “varoldukları sürece.” Bu içsel tartışmaların biri gelir biri gider ama gittiği yön belli. De Beers’deki madenciler piyasadakiler tarafından çoktandır saha dışına çıkarılıyorlar. Eski De Beers’in bugünkü geldiği noktaya bakarsak Oppenheimer ailesinden bir farkı kaldığı söylenemez. Lightbox’ı geliştirme kararı, şimdiye kadar, şirketin kartel yaratmasından bu yana yaptığı en büyük hamle. Bu sektördeki birçok gözlemcinin de uzun zamandır beklediği bir durumdu. De Beers, laboratuvar mücevherlerini üretmek için Element Six boyutunda becerilere sahip. De Beers’in bu kararı alırken şu on maddeyi göz önünde bulundurarak yola çıkmış olması muhtemel: 1. Sistemi doğal madencilikten laboratuvar üretimine geçirmek için on veya yirmi yıllık bir sürece ihtiyaç var. Bu gerçekleşirken sektördeki ana üretici olma vazifesini elden bırakmamak gerekir. 2. De Beers, teknolojiyi başkalarının ulaşmakta zorlanacağı bir uca taşıdı fakat yavaş davranılırsa, arkadakiler birden öne geçebilir. 3. Sightholders şirketlerinin en azından bir yirmi sene daha devamı sağlanmalı ve maden ürünleri olabildiğince yüksek fiyata hızlı bir şekilde satılmalı. 4. Bazı Sightholders şirketleri şimdiden laboratuvar mücevherlerini geliştirmeye başladılar. Toptancılar ve perakendeciler bunları satmak için acele etmeseler de yakın gelecekte çıkacak rekabet şimdiden önlenmeli. 5. Maddi olarak zorlanılacak olunsa da dikkat çekici bir başlangıçla piyasaya girilmeli. 6. Fiyatları minimal seviyelerde tutarken zararı hafifletmeye çalışmak kolay olmayacaktır. 7. Lightbox, elbette doğal mücevher piyasasında taşları yerinden oynatacaktır.
De Beers şimdiye kadar bir hataya düşmüş değil. Yaptıkları sadece artık demode olduğunu gördükleri iş modeline yeni bir yön vermek.
8. Bu etkilenmenin boyutlarının iyi olmayacağını tahmin etmek zor değil. Ama taşlar bir kere yerinden oynadı. 9. Bu tip mücevherlerin ne kadar satacağı hakkında bir araştırmada büyük ve özel tasarımlar yapan bir marka hedef alındığında, yeni sistemin gerçek mücevher satışlarını etkileyeceği görülür. 10. Bu olayın yeni bir iş kolu olduğunun farkındalığıyla, dağıtımdaki tüm aracılar ortadan kaldırılmalı, ve doğrudan müşteriye yönelinmeli. SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
87
HABER
By Ben Janowski
Bu değişim De Beers’i 4 kısımlı yeni bir yapıya itti. Laboratuvarda mücevherleri üretmek, üretilen mücevherleri satabileceği parakende satış noktalarına sahip olmak, uluslararası bir marka çıkarmak ve ticaretini yapmak. Ve bunları yaparken bir yandan da madenleri çalıştırmak, “varoldukları sürece.”
Dokuzuncu maddeye bağlı olarak, bu değişimden en büyük etkiyi özel tasarımcılar ve moissanit görecektir. Tercih hakkı verildiğinde, müşteri laboratuvar üretimi mücevherleri mi yoksa zirkon ve moissanit taklitlerini mi seçerdi? Cevabı açık… Perakende satış fiyatı bin dolara kadar olan mücevherler, tüm mücevher perakendecileri için son derece caziptir. Tüm kitle ve orta pazar perakendecileri için piyasanın büyük bir bölümünü temsil ediyorlar. Ürün yelpazesi tüketicilerle ilişkiler kurmak için önemlidir. Özellikle altın fiyatlarının yüksek olduğu piyasada, gümüşler, küçük karat altınlar ve değeri olmayan yapay takılar önemli yere sahip. Aslına bakılırsa elmasları da bu gruba dahil etmek hiç yanlış olmaz. De Beers şimdiye kadar bir hataya düşmüş değil. Yaptıkları sadece artık demode olduğunu gördükleri iş modeline yeni bir yön vermek. Bundan sonrası için ne planlıyorlar? Piyasaya gerçek anlamda etkisi ne şekilde olacak? … Sorular daha da uzayıp gidiyor. De Beers’in bu işi bir sürü mücevher severin üstüne atlayacağı bir hale getirme olasılığı çok düşük. Çünkü bu onları mücevher piyasasında küçük bir oyuncu konumuna yerleştirir. Oregon’da ortalama işlerle meşgul olmak için 100 milyon dolar harcayarak yeni bir fabrika kuracakta değiller. Madenleri sona erdirebileceği, kazancı büyüteceği ve Asya’da büyük, yeni bir orta sınıfın yükselmesi nedeniyle elmas talebinde artış meydana getirebileceği ihtimalleri göz önünde bulundurulduğunda laboratuvar yapımı mücevher fikri mantıklı gelebilir. Rakipleri bir yarışa sokacak ve rakiplere uymaya zorlayacak bir trend olduğundan perakendecilerin seçimlerine laboratuvar mücevherlerini eklemeyi tercih ettiklerini görüyoruz. Böyle bir trendin zamanlaması gerçekten ön görülemez. Tahmin etmek zor ama hızlı bir şekilde yaklaştığı kesin. Eğer De Beers, bu yenilik iyice raya oturduktan sonra kendisini ana tedarikçi olarak konumlandırmak isterse, bu isteği havada kalabilir. Bu yüzden, şimdiden girişimlerine başlamalı ve pozisyonunu önceden almaya çalışmalı. Bunun doğal elmas piyasasında kaos yaratacak olması önceden hesaplanan bir risktir, ancak De Beers uzun vadede konumunu korumak istiyorsa, bunu 88 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
göze almaktan da daha ziyade, aşması gerekecek. Ve De Beers, her zaman “uzun vadeye” odaklanır. Hiç kimse Lightbox’ın getirdiği etkileri hafife almamalıdır. Lightbox ile, doğal madencilik gerçekleşmiş olandan çok daha büyük bir derecede etkilenecek. Laboratuvar yapımı mücevheri tamamen kabul edilebilir bir ürün haline getirecek. Halihazırda üretilen laboratuvar mücevherleriyle rekabete girecek ve bu da üretimin artmasına ve teknolojik ilerlemeyi sürdürmeye teşvik edecek. Şüphesiz bu etkiler, pek çok perakendeciyi Lightbox’ın ve daha birçok şirketin laboratuvar mücevherlerini ciddi olarak satmayı düşünmeye itecek. Bu durum aynı zamanda doğal mücevherlerdeki düşüşü de hızlandırabilir, çünkü laboratuvar mücevherleri en yaygın boyutlu doğal mücevherlerden çok daha iyi kalitede olacak ve çok daha düşük fiyatlarla sunulabilecektir. Yeni elmas madenlerinin keşfi ve gelişmesi, şirketlerin üretimlerin yüksek maliyete sahip olacağını düşünmeleriyle de önemli ölçüde yavaşlayabilir. Mevcut madenler kârlı hale gelebilir ve bazıları düşük kaliteli elmasların üretilmesinde yer alan maliyetlerden kaçınmak için özütleme işlemlerini değiştirebilir. Bunlarla birlikte, mevcut elmas stoklarının geri dönüşümü daha da ilgi görecek. En önemlisiyse doğal mücevherlerin ve laboratuvar mücevherlerinin birbirine karıştırılmamasının çok güç olacağıdır. Çünkü ikisini ayırt etmek neredeyse imkansız. Bu devrim niteliğindeki anın belki de yeni gelişmelere etki eden birçok yönü var. De Beers, zaman içinde Lightbox ürün yelpazesini yüzükler ve daha pahalı ürünler içerecek şekilde genişletecektir. Aynı şey, laboratuvar mücevherleri kullanan diğer birçok üretici için de geçerli. Ama De Beers başrolde olmak istiyorsa o noktaya gelmek zaten olması gerekendir. Sektördeki çeşitli kurumların laboratuvar mücevherlerinin yaygınlaşmasına karşı savaş açma girişimlerinin sadece kendilerine verdikleri zararla kalmayacak olması aynı zamanda piyasanın gelecekte karşılaşacağı yeni “dalgaları” olduğundan daha da şiddetli tepkilerle karşılayacağını gösteriyor.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
89
HABER
ATASAY KAMER’E TÜRKİYE’NİN EN BAŞARILI 40 YAŞ ALTI CEO’LARI ÖDÜLÜ Ekonomist Dergisi’nin Türkiye’nin En Başarılı 40 Yaş Altı 40 CEO’su araştırması sonucunda düzenlenen ödül töreninde, ödüllerden birini de Atasay’ın CEO’su Atasay Kamer aldı. The Ritz Carlton İstanbul’un Balo Salonu’nda düzenlenen törenin açılış konuşmaları ise Ekonomist Dergisi Yayın Direktörü Rauf Ateş ile TÜSİAD Başkanı Erol Birecik tarafından yapıldı.
T
ürkiye iş dünyasının saygın yayınlarından Ekonomist dergisinin yürüttüğü Türkiye’nin En Başarılı 40 Yaş Altı 40 CEO’su araştırmasının sonuçlarının açıklanmasından sonra The Ritz Carlton Istanbul’da düzenlenen ödül töreninde en başarılı genç CEO ödülleri sahiplerini buldu. Ödül alan genç yöneticiler arasında, 28 yaşında Atasay CEO’luğu görevini üstlenen ve bugün 31 yaşında olan Atasay Kamer de yer aldı. Ekonomist Dergisi’nin bu alanda yürüttüğü araştırma sonuçları, belirlenen listede bulunan 40 genç CEO’nun 19’unun 35 yaşında olduğunu, yaş ortalamasının 34,7 gibi genç bir nüfusa işaret ettiğini ve 40 ismin 2017 rakamlarıyla yaklaşık 30 milyar TL’lık bir ciroyu yönettiğini ortaya koydu.Araştırma bulgularına göre, teknolojik gelişmelerin hızı, değişen yaşam tarzları, Y kuşağının farklılaşan ihtiyaçları, kişiselleştirilmiş ürün ve hizmet ihtiyacındaki artış iş dünyasında genç CEO’ların kendilerine daha fazla yer açmalarına kapı aralıyor. Bu etkiyle e-ticaret girişimleri bir yana perakendeden gayrimenkule, tekstilden gıda sektörüne kadar pek çok alanda CEO’luk koltuğunu yeni nesil kuşaklara emanet eden şirketlerin sayısı artıyor.
90 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
THE MOST SUCCESSFUL 40 YEARS UNDER CEO AWARD GOES TO ATASAY KAMER At the award ceremony that resulted from the Economist Magazine’s research about the most successful under 40 years CEO’s, one of the awards was given to Atasay Kamar. Held in The Ritz Carlton İstanbul, The opening speeches of the ceremony were performed by the Economist Magazine’s Editor in-Chief Rauf Ateş and TÜSİAD’s president Erol Birecik. At the award show organized by one of the leading magazines of the business world, the Economist Magazine, not only Turkey’s most successful under 40 years old CEO’s were awarded, but also the most successful young CEO awards found their owners. Among the young executives who were awarded, there was Atasay Kamar who is now 31 years old and had become a CEO at the age of 28. The results of the study conducted by Economist Magazine indicate that 19 of the 40 young CEOs in the list are 35 years old, that average age to become a CEO is 34.7, and that with figures of 2017, 40 names manage approximately 30 billion TL endorsement. Our changing new world offers young CEOs to express themselves more freely. According to research results, the speed of technological developments, changing lifestyles, evolving needs of the generation Y and the increase in the need for personalized products and services give chance to young CEOs to open more space to themselves in the business world. With this impact, aside from e-commerce initiatives, the number of companies entrusting the CEO seat to new generations is increasing in many sector fields from retailing to real estate, from textiles to food sector.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
91
HABER
TÜRKIYE’DEKI 1400 SINEMA SALONUNDA PERDE KUYUMCULARIN
VE
İŞ BIRLIĞI Altın Dünyası ve Cinemaximum Sinemaları iş birliği ile kuyumcu mağazaları da sinema reklamları kullanmaya başladı. Kuyumculara özel geliştirilen ‘’Esnek Reklam Sistemi’’ sayesinde saniyesi 1 TL’ye reklam kullanılabiliyor. Sinema ve salonlar tercihe göre istenen sayıda seçilebiliyor.
A
rtık kuyumcular Türkiye’nin dört bir yanındaki 1400’ü aşkın sinema salonunda reklam kullanabiliyor. Altın Dünyası ve Cinemaximum Sinemaları iş birliği ile geliştirilen ‘’Kuyumculara Özel Esnek Reklam Sistemi’’ ile ister 1 ister 500 salonda reklam kullanmak mümkün hale geldi. Kuyumculara Özel Esnek Reklam Sistemi Sinema reklamlarının TV ve radyo gibi pek çok mecraya göre çok daha etkin bir mecra olduğunu belirten Altın Dünyası Yayın Grubu Genel Yayın Yönetmeni Remzi Çelen iş birliği ile ilgili şunları söyledi; ‘’Sinema kuyumculuk sektörü için en doğru mecralardan biri. Sektörün dev firmaları tarafından da uzun yıllardır etkin bir şekilde kullanılıyor. Sinema mecrasından lokal kuyumcu mağazalarının da yararlanabilmeleri için Cinemaximum iş birliği ile ‘’Kuyumculara Özel Esnek Reklam Sistemi’’ geliştirdik. Bu sayede her mağazanın yalnızca kendi bölgesinde reklam kullanabilmesini sağlıyoruz. Örneğin; Tekirdağ’ın Çorlu İlçesi’ndeyseniz sadece Trend Arena ve Orion AVM’deki sinema salonlarında, üstelik dilediğiniz filmde reklam kullanabiliyorsunuz. Reklamda ‘’Kontör Sistemi’’; 1 saniye reklam 1 TL Yaz sezonunda fiyatlar 1 TL olarak belirlendi. Talebin yoğun
92 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
olması sebebiyle, kampanya süresinin uzamasını talep ettik. Kısa bir süre daha bu fiyattan rezervasyon yapabileceğiz. Sistem şu şekilde isliyor; Reklam veren, Yılbaşı, Sevgililer Günü, Dünya Kadınlar Günü, Anneler Günü, Babalar Günü, Düğün Sezonu gibi özel günlere göre yıl boyunca kullanacağı reklam süresini tahmin ediyor. Dilenen sürede rezervasyon yapılabiliyor. Diyelim ki firma 5.000 saniye rezervasyon yaptıysa bu süreleri dilediği zaman, dilediği salonda, dilediği filmde kullanabiliyor. Reklam filmi hazırlanması fiyata dahil Kuyumcu mağazalarının profesyonel ajans desteği almak için bütçe ve zaman ayırmalarını istemiyoruz. Reklam filmi çekimlerini ücretsiz olarak hazırlıyoruz. Mağaza sahibi bu işlerle uğraşmıyor. Hatta mağaza için özel kampanya dahi düzenleyebiliyoruz. Her bölgenin yalnızca önde gelen firmaları ile çalışıyoruz Storks gibi sektör devlerinin yanında yerel mağazalara da hizmet veriyoruz. İş ortağı seçiminden reklam filmi kalitesine kadar bütün süreçlere titizlikle yaklaşıyoruz. Her bölgenin önde gelen firmalarıyla iş birliği yapmaya özen gösteriyoruz. O bölge için belirlediğimiz kota dolduğunda rezervasyonu kapatıyoruz.
Ayhan Güner – Storks Yönetim Kurulu Başkanı ‘’Storks mağazacılık sistemi çerçevesinde iş ortaklarımızı reklamlar ile destekliyoruz. Mağazalarımızın bulunduğu lokasyonlardaki sinemalarda reklam çalışması yapıyoruz.’’
George Akdoğan – Barok Jewelry ‘’Organizasyon düzenlediğimiz lokasyonlardaki sinema salonlarında reklam kullanıyoruz. En son Emaar AVM, Akasya Acıbadem AVM, Watergarden AVM ve Palladium AVM’deki sinema salonlarında özel reklam çalışması yaptık.’’
Hakan Ütebay – Ariş Genel Müdürü ‘’Belirli bir başarı seviyesini aşan iş ortaklarımızı lokal reklamlarda desteklemeyi planlıyoruz.’’
Mehmet Han Sular – Sular Kuyumculuk – Kahramanmaraş ‘’Sinemanın kaliteli bir reklam mecrası olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden yıllık reklam anlaşması yaptık.’’
Hakan Güçlü. – Emel Pırlanta Genel Müdürü ‘’Sinema reklamları doğru hedef kitlenize ulaşabileceğiniz bir mecra. Sinema salonu, hatta film dahi seçebilmeniz isabetli karar vermenize yardımcı oluyor. Bu yüzden bu sistemi tercih ettik.’
Bayram Yılmaz – Burak Kuyumculuk / Çorlu ‘’Özellikle çok büyük olmayan bölgelerdeki sinema reklamların daha etkili olacağını düşünüyorum. Bu yüzden Çorlu’daki sinema salonlarında reklam vermeye karar verdik.’’
Reklam filmi çekimlerini ücretsiz olarak hazırlıyoruz. Mağaza sahibi bu işlerle uğraşmıyor. Hatta mağaza için özel kampanya dahi düzenleyebiliyoruz
WHATSAPP BİLGİ HATTI 0533 556 03 22
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
93
HABER
İLE REKABETE HAZIR MISINIZ? 1994’teki kuruluşundan itibaren Amazon, perakendeyi adilleştirmek için tasarlanan bir platformdu. Artık, kişisel bir markaya doğru genişlemesiyle, tarafsız ve belki de en iyi ürün dağıtım partneri olmaktan çıkarak diğer satıcılara doğrudan bir rakip olmaya yöneldi. Bu amaçla adım attığı kategorilerden biri de mücevher. Hatırlatmakta fayda var; Amazon kısa süre önce Türkiye’de de faaliyete başladı! Amazon’un ticari bir marka için yaptığı başvuru, internet bankacılığı devinin yeni bir mücevher markası çıkarmanın eşiğinde olabileceğini gösteriyor. 19 Eylül’de ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi’ne yapılan başvuruya göre, patent “online parakende satışlı değerli mücevherler, değerli metaller ve bunların kıymetli metaller içindeki alaşımları ve eşyalarını kapsıyor.” Amazon şu anda yaklaşık 75 çeşitli özel markaya ve aynı zamanda kendi mücevher markasına sahip. “Amazon Koleksiyonu” adı altındaki marka bünyesinde, elmas mücevher, altın takı, gümüş de dahil olmak üzere binlerce mücevher ürününü indirimli fiyatlarla satıyor. Bu yeni başvuru resmi ise, Amazon’un lüks mücevher pazarına gireceği ve geçenlerde 885 milyon dolara halka arz edilen Net-a-Porter ve Farfetch gibi lüks e-ticaret platformları ile rekabete hazırlandığı anlamına geliyor.
İnternet devi Amazon’un kurucusu Jeff Bezos 160 milyar dolar serveti ile dünyanın en zengin insanı. 94 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Amazon’un özel markaları, son zamanlarda kendi şirket stratejileriyle çelişen yasadışı tekelleşme ve ticari marka ihlalinden haksız rekabete kadar değişen suçlamalarla yüz yüze geldi. Avrupa Birliği’nin rekabet Komisyonu Üyesi Margrethe Vestager ve ABD Senatörü Elizabeth Warren gibi sözcüler Amazon’un bu satışlardan elde ettiği verileri, kendi markalarını piyasaya sürmek için kullanabileceğini ve böylece markaların yerine kendisinin geçebileceği eleştirisinde bulunuyor. 1994’teki başlangıcından itibaren Amazon, perakendeyi adilleştirmek için tasarlanan bir platformdu. Artık, kişisel bir markaya doğru genişlemesiyle, tarafsız ve belki de en iyi ürün dağıtım partneri olmaktan çıkarak diğer satıcılara doğrudan bir rakip olmaya yöneldi. Şu anda Avrupa regulatörleri tarafından başlatılan bir güven yoksunluğu söz konusu.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
95
HABER
ALROSA’NIN ARAŞTIRMASINA GÖRE KÜRESEL MÜCEVHER SATIŞLARI %5 ARTTI Rus elmas madencisi ALROSA küresel mücevher ve lüks tüketim piyasaları hakkında yaptığı son araştırmanın sonuçlarını paylaştı. Sonuçlar, mücevher satışlarının 2018’in ikinci çeyreğinde geçen yılın bu zamanından yaklaşık %5 daha fazla büyüme oranına ulaştığını gösteriyor. Hindistan dışında tüm ülkelerde satışlarda yükselmeler görüldü. Satışların en çok arttığı yer %17 ile Pasifik Asya olurken bu pozitif sonuç Çin Anakara’sında mücevher taleplerinin çoğalmasıyla birçok yerel satıcının piyasaya girmesinden kaynaklandı. Gözden kaçırılmayacak diğer bir sebepse, Hong Kong ve Makao’daki turist trafiğinin yoğunlaşması. Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonya gibi diğer ana bölgelerde satış artışları %3 ile %5 arasında gidip geldi. Kuzey Amerika ve Japonya’daki mücevher satışlarının artmasının (sırasıyla % 5 ve %3) nedeni olarak yerel nüfusun önemli ölçüde büyümesi gösterildi. Öte yandan, Hindistan’daki kuyumcu satışları düşüş gösterdi, çünkü bazı önde gelen hintli firmalar, itibarlarını yeniden kazanma ve müşterilerin satın aldıkları mücevherlerin gerçek olduğuna dair güvenlerini ve itimatlarını yeniden kazanma çabalarına odaklanıyor. Temmuz 2017’de uygulamaya konulan yeni Mal ve Hizmet Vergisi (MHV), Hindistan’daki satışları da etkiledi. Bu yıl ve bir önceki yıl arasına denk gelen dönemler arasında bir karşılaştırma yaparken bu yeni vergi sisteminin yüksek bir baz etkisi yarattığı farkedildi. ALROSA’nın Stratejik Proje ve Analitik Merkezi’ndeki analitik departmanının
96 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Başkanı Dmitry Klimenko, küçük perakendecilerin, küçük perakendecilere fırsat vermeyen büyük perakendecilere rağmen, Hindistan’daki satışların büyük bölümünü gerçekleştirmiş olduklarını belirtti. Genel olarak, lüks tüketim piyasası olumlu gelişmeler yaşıyor. 2018 yılının ikinci çeyreğindeki rakamlar, parasal değer açısından lüks ürünlerin dünya çapındaki satışlarının geçen yılki döneme göre %11 oranında arttığını göstermekte. En yüksek büyüme oranı, lüks tüketimde % 19 (Mücevherde %17) oranında satışlarını artıran Asya Pasifik ülkelerinde (Güney Doğu Asya ve Hindistan dahil) görüldü. Avrupa, Japonya ve Amerika’da (Kuzey Amerika’da mücevher satışları ve Kuzey ve Güney Amerika’daki lüks eşyaların satışı) satışlar da önemli ölçüde iyileşme gösterdi (sırasıyla +%10, +%9 ve +%5).
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
97
HABER
CARTIER’NIN YENI YÜKSEK MÜCEVHER KOLEKSIYONU, COLORATURA DE CARTIER
Dünyanın tüm renkleri ve yerel geleneklerin bir harmanı...
C
C
Hindistan’ın canlı renkleri, Asya ve Doğu’nun yüksek kontrastları, Japonya’nın pastel tonları ve Afrika’nın topraksı tonları bu koleksiyonda kusursuz bir bütünlük oluşturuyor.
Hindistan’ın canlı renkleri, Asya ve Doğu’nun yüksek kontrastları, Japonya’nın pastel tonları ve Afrika’nın topraksı tonları bu koleksiyonda kusursuz bir bütünlük oluşturuyor.
Maison de Cartier, Holika setinde, ilkbaharın gelişinin kutlandığı geleneksel Hint festivali olan holi seremonilerinin coşkusunu, patlayan renklerini ve neşesini sergilerken; Yoshino seti ile Japonya’daki Sakura Festivali Hanami’yi anımsatan ilkbaharın pastel tonlarını sunuyor.
Maison de Cartier, Holika setinde, ilkbaharın gelişinin kutlandığı geleneksel Hint festivali olan holi seremonilerinin coşkusunu, patlayan renklerini ve neşesini sergilerken; Yoshino seti ile Japonya’daki Sakura Festivali Hanami’yi anımsatan ilkbaharın pastel tonlarını sunuyor.
artier yeni yüksek mücevher koleksiyonuyla adeta kıtalararası bir gökkuşağı yaratıyor. Coloratura de Cartier adlı yeni koleksiyonunda evrensel bir meraktan ilham alan Maison de Cartier, renklerin coşkusu ve kusursuz Cartier işçiliğiyle harmanlanan bu eşsiz koleksiyonda, Afrika’dan Uza kdo ğu’ya uzanan yerel geleneklere atıfta bulunuyor.
98 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
artier yeni yüksek mücevher koleksiyonuyla adeta kıtalararası bir gökkuşağı yaratıyor. Coloratura de Cartier adlı yeni koleksiyonunda evrensel bir meraktan ilham alan Maison de Cartier, renklerin coşkusu ve kusursuz Cartier işçiliğiyle harmanlanan bu eşsiz koleksiyonda, Afrika’dan Uza kdo ğu’ya uzanan yerel geleneklere atıfta bulunuyor.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
99
HABER
YABANCI ALIM HEYETİNE KATILIM
1000’E ULAŞTI
Mücevher İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği alım heyeti programına katılan yabancı alıcı sayısı 1000’e ulaştı. Türkiye’nin en büyük yabancı alım heyeti programı özelliğine sahip organizasyon, Istanbul Jewelry Show’un gelişimine de son derece olumlu katkı sağlıyor.
M
ücevher İhracatçıları Birliği, 11 – 14 Ekim 2018 tarihleri arasında düzenlenecek olan Istanbul Jewelry Show süresince dünyanın dört bir yanından 1000’den fazla alıcıyı İstanbul’da ağırlayacak. Türkiye’nin en büyük alım heyeti programı rekoruna imza atan birlik, program kapsamında İstanbul’da ağırlanacak alıcıların belirlenmesi ile ilgili kapsamlı tarama çalışmaları gerçekleştiriyor. Özellikle son yıllarda gerçekleştirilen alım heyeti organizasyonlarının, fuarların olumlu geçmesinde en önemli rolü oynadığını belirten Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar organizasyonla ilgili şunları söyledi; ‘’Uzun süredir birliğimiz alım heyeti organizasyonları tertip ediyor. Bu organizasyon kapsamında ağırlayacağımız alıcıların seçimi için özel tarama çalışmaları yapıyoruz. İstanbul’a gelen ziyaretçinin fuarı verimli geçirmesi, firmalarımızla tanışması ve sipariş vermesi bizim için önemli. Bu anlamda önemli bir veri tabanı oluştu.
100 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Biz Mücevher İhracatçıları Birliği olarak önemli alıcıları fuara getirmek için çaba sarf ediyoruz. Ancak bu çabalarımızın olumlu sonuç vermesi için fuar katılımcısı firmalarımızın da koleksiyon, ürün kalitesi, fiyat çalışması ve diğer konularda iyi bir hazırlık yapması gerekiyor. Alım heyeti programına katılan misafirlerimizin de ihracatçı firmalarımızın da bu programdan memnun olduğunu gözlemliyoruz. Bu konudaki çalışmalarımız önümüzdeki fuarlarda da devam edecek. Yabancı alım heyeti programımız başarılı olunca, bu organizasyonu destekleyen diğer çalışmaları da hayata geçirdik. Fuarın başlayacağı günün sabahında ‘’Alım Heyeti İkili Görüşmeler’’ organizasyonu düzenleyeceğiz. Ayrıca dünyanın önemli alıcılarına özel VIP Alım Heyeti programına gösterilen ilgiden de memnunuz.’’
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
101
HABER
9 AYLIK İHRACAT
3,4 MİLYAR DOLARA ULAŞTI Mücevher ihracatı yılın 9 aylık döneminde, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %36 artarak 3,4 milyar dolara yükseldi. Külçe altın ihracatındaki yükseliş, artışın lokomotifi olurken, pırlantalı mücevher ihracatı artış oranı %20 olarak gerçekleşti. Altın ihracat pazarlarımızdaki durgunluk, altın takı ihracatının %37 oranında azalmasına sebep oldu.
M
ücevher İhracatçıları Birliği Ocak – Eylül 2018 dönemi ihracat rakamları açıklandı. Geçtiğimiz yılın ilk 9 ayında 2,5 milyar dolar olarak gerçekleşen mücevher ihracatı, bu yılın aynı döneminde %36 artışla 3,4 milyar dolara yükseldi. İlk 9 ayda 1,7 milyar dolar olarak gerçekleşen külçe altın satışı, ihracat artışının lokomotifi oldu. Yılın ilk 9 ayında pırlantalı mücevher ihracatı %20 artışla 60 milyon dolardan 71,6 milyon dolara yükseldi. Altından mamül mücevher ihracatındaki düşüş ise dikkat çekici oldu. Bu kategorideki ihracat geçtiğimiz yıl 2,3 milyar dolarken, bu yılın 9 aylık döneminde %37 azalışla 1,4 milyar dolara geriledi. Gümüş takı ihracatındaki artış oranı %12’yi geçti. Geçtiğimiz yıl 64 milyon dolar olarak gerçekleşen gümüş takı ihracatı bu yıl 72 milyon dolara yükseldi.
İstanbul Altın Rafinerisi ihracatın lideri
2018 yılının üçüncü çeyreğindeki tüm kategoriler dahil toplam performansa göre en yüksek ihracatı gerçekleştiren firma İstanbul Altın Rafinerisi olurken, onu Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. ve Vakıf Katılım A.Ş. izledi. 102 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Ponte Global, Ahlatcı, Arpaş, İstor, Gessart, Mioro ve Elit ilk 10’da yer aldı. Ahlatcı altın ihracatında yükselişte
Söz konusu dönemde Altın kategorisinde ihracat birincisi Ahlatcı Kuyumculuk olurken onu Arpaş ve İstor takip etti. Pırlantalı mücevherde Med – Art zirvede
9 aylık dönemdeki pırlantalı mücevher ihracatı 72 milyon dolara ulaşırken, en yüksek pırlantalı müceveher ihracatı rakamına ulaşan firma MedArt (Zen Pırlanta) oldu. On Mücevherat ikinci olurken Emel Pırlanta üçüncü sırada yer aldı. Gümüş kategorisinde Onur Kardeşler önde
Gümüş kategorisinde Onur Kardeşler en yüksek ihracat gerçekleştirdi. 9 aylık performansa göre Talay Silver ve İpekyolu ikinci ve üçüncü sırada yer aldılar.
Hemen hemen bütün ihracat pazarlarında artış gözlendi
Eylül sonu itibarı ile hemen hemen bütün ihraç pazarlarındaki performans artarken yalnızca Orta Doğu pazarında azalış gözlendi.
Eylül sonu itibarı ile hemen hemen bütün ihraç pazarlarındaki performans artarken yalnızca Orta Doğu pazarında azalış gözlendi.
419.5 Yılın ilk 9 ayında pırlantalı mücevher ihracatı %20 artışla 60 milyon dolardan 71,6 milyon dolara yükseldi.
B.A.E
Bunda Dubai ve Irak’a gerçekleştirilen ihracatta azalışın etkisi gözlendi. Dubai’ye gerçekleştirilen ihracat 832 milyon dolardan 420 milyon dolara gerilerken Irak ihracatı 634 milyon dolardan 94 milyon dolara geriledi. Yeni ihracat stratejisinin etkileri hissedilmeye başladı
Mücevher İhracatçıları Birliği geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdiği sektör toplantısında yeni ihracat stratejisini sektör ile paylaşmıştı. Yeni stratejide en büyük pazarımız olan Dubai’den alım yapan diğer ülkeler hedefleniyor. Bu açıdan baktığımızda ilk 9 aylık dönemde bu yönde olumlu gelişmeler kaydedildiği gözleniyor. Libya, Mısır, Fas, Libya, Qatar, Suudi Arabistan gibi pazarlarda artış göze çarpıyor.
ÜLKE GRUBU
Ocak - Eylül 2017
Ocak - Eylül 2018
% DEĞİŞİM
“DEĞER (FOB USD)”
“DEĞER (FOB USD)”
DEĞER
AVRUPA BİRLİĞİ
314.273.322
986.610.385
213,93
DİĞER AVRUPA
118.097.098
897.320.226
659,82
KUZEY AFRİKA
54.302.586
115.125.272
112,01
1.686.948
4.709.195
179,15
486.710
709.479
45,77
186.591.936
214.985.620
15,22
BATI AFRİKA ORTA, DOĞU VE GÜNEY AFRİKA KUZEY AMERİKA ORTA VE GÜNEY AMERİKA YAKIN,ORTA DOĞU ASYA DİĞER ASYA
40.654.702
53.263.816
31,02
1.633.206.340
743.378.247
-54,48
150.184.366
332.782.433
121,58
AVUSTRALYA OKY.VE DİĞER ÜLKELER
9.121.419
9.921.190
8,77
SERBEST BÖLGELER
1.392.629
54.925.256
3.844,00
55.870
10.201
-81,74
2.510.053.928
3.413.741.321
36,00
DİĞER ÜLKELER TOPLAM
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
103
HABER
AHLATCI HOLDİNG ALTIN İHRACATINDA ZİRVEDE Mücevher İhracatçıları Birliği 9 aylık ihracat rakamları açıklandı. Ahlatcı Holding 2018 yılının geride kalan döneminde 300 milyon dolara yaklaşan ihracatı ile altın kategorisinde zirvede yer aldı.
A
hlatcı Holding ihracat alanında da başarılı çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından yayınlanan Ocak – Eylül 2018 dönemi verilerine göre altından mamül takı kategorisi ihracatında ilk sırada Ahlatcı Holding yer aldı. İhracat performanslarını her geçen yıl daha da yükselttiklerini belirten Ahlatcı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Emin Ahlatcı konu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; Yeni fabrikamız gücümüze güç kattı ‘’Dünyanın en son üretim teknolojileri ile kurduğumuz yeni fabrikamız üretim ve ihracat performansımızın artmasında son derece etkili oldu. Çorum’daki fabrikamızda ürettiğimiz ürünlerimizi dünyanın dört bir yanına ihraç ediyoruz.
104 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Yeni fabrikamızda üretim kapasitemizin artmasının yanı sıra ürün kalitemiz de yükseldi. Teknoloji yatırımlarımızın da etkisiyle dünya standartlarında kalitede koleksiyonlar üretiyoruz. Bu da bizim ihracat performansımıza olumlu yansıyor. İhracatı milli mesele olarak görüyoruz Türkiye ihracata dayalı büyüme stratejisi uygulayan bir ülke. Bu anlamda ihracatı milli mesele olarak görüyoruz. Global pazarlarda rekabet gücümüzü arttırmak için sürekli çalışmaya devam ediyoruz. İhracat yaratılan istihdam, oluşturulan katma değer, ülkeye sokulan döviz bakımından son derece önemli. İhracat alanındaki çalışmalarımızı her geçen yıl arttırmaya ve ülkemizi global pazarlarda yüceltmeye devam edeceğiz.’’
Dünyanın en son üretim teknolojileri ile kurduğumuz yeni fabrikamız üretim ve ihracat performansımızın artmasında son derece etkili oldu. Çorum’daki fabrikamızda ürettiğimiz ürünlerimizi dünyanın dört bir yanına ihraç ediyoruz.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
105
HABER
SEKTÖRDE ÜRÜN VIDEOSU ZAMANI
İnternet hızının artması ile birlikte kuyumculuk sektöründe de video içerik tüketimi hızla yükseliyor. Hazırlanan ürün videoları; sosyal medyadan, dijital kataloglara, web sitelerinden, mağazalardaki ekranlara kadar her alanda kullanılıyor. Whatsapp’tan ürün videosu göndererek sipariş almak bile artık sıradan hale geldi.
İ
nternetin hayatımızın her alanına girmesi ile birlikte kuyumculuk sektöründe de dijital içerik üretimi önemli hale geldi. Özellikle ürün video çekimleri pek çok farklı alanda kullanılmaya başlandı. İnternette tüketilen içeriğin %70’ten fazlasının video formatında olduğunu belirten Altın Dünyası yayın Grubu Genel yayın Yönetmeni Remzi Çelen kuyumculuk sektöründe video uygulamaları ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; Harry Winston, Cartier, Van Cleef And Arpels gibi firmaların ürünlerinin videolarını görünce her mücevher firmasının ürünlerini bu şekilde sergilemek isteyeceğini düşündük. İlk kez 2014 yılında Istanbul Jewlery Show’daki dev ekranlar için mücevher çekimine başladık. 4 yıl içinde bu sistemi geliştirdik. Şu anda Altınbaş, İAR, Storks, Tekin Seyrekoğlu, Ariş, Regold, Assos, Jival, Il Bernardo’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda firmaya video çekim hizmeti veriyoruz. Sosyal medya içerikleri artık video formatta Sosyal medyada kaliteli içerikle yer almak son derece önemli.
106 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Sosyal medya için hazırlanan ürün videoları marka konumlaması için önemli olduğu gibi satışa dahi destek oluyor. Sosyal medyadan satış yapan çok sayıdda firma var. Video katolaglar kullanılmaya başlandı / İPAD Katalog Dönemi Video kataloglar ihracatçı firmalarımız tarafından talep ediliyor. Örneğin; Tekin Seyrekoğlu binlerce modelden oluşan son derece zengin bir çeşide sahip. Bu modellerin hepsini İhracat ATA Seti’ne koyması mümkün değil. Ürün videolarını çekip teslim ediyoruz. İhracat sorumlusu arkadaşlar İpad ile bile sipariş yazabiliyorlar. Video kampanyalar satışı arttırıyor Bu yaratıcı mir müşterimizin fikri. Bir kampanya ürünü belirleniyor ve çekimini yapıyoruz. Sonra aynı videoya bölgedeki kuyumcunun logosunu ekliyoruz. Üretici/Toptancı firma sosyal medya hesaplarında kullanması için bu kampanya ürün videosunu, kendi logosu ile firmaya gönderiyor. Tabi ki adına özel olarak hazırladığı üründen birkaç tanesini de kargolamayı ihmal etmiyor!
Whatsapp’tan ürün videosu ile sipariş dönemi Videoda ürün her açıdan son derece net göründüğü için alıcı rahatlıkla inceleyebiliyor. Pek çok firma ürün videolarını müşterilerine whatsapp ile göndererek sipariş alıyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde çektiğimiz kalemli bir mega bilezik modeli yalnızca whatsapp üzerinden 4 kol sipariş aldı. Fuar davetiyeleri dahi video formatında Ürün videolarının kullanım alanı son derece geniş. Fuara katılan bazı müşterilerimizin fuar davetiyelerini dahi video formatında hazırladık.
4 yıl içinde bu sistemi geliştirdik. Şu anda Altınbaş, Storks, Ariş, Assos, Jival, Il Bernardo’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda firmaya video çekim hizmeti veriyoruz.
Mağazalar video ile renkleniyor Artık pek çok mağazadaki ekranlarda ürün videolarımızı görebilirsiniz. Çekim yaptıran firmalarımıza, ürünlerden oluşan uzun bir video hazırlıyoruz. Firma, çalıştığı perakendecilere bu videoyu gönderiyor. Pek çok perakendeci bu videoları mağazalarındaki ekranlarda kullanıyor. Röportajlar da video formatında Artık bir haberi sektörle paylaşmak için derginin basılmasını beklemek zorunda değiliz. Hazırladığımız video röportajları aynı anda on binlerce sektör mensubuna ulaştırabiliyoruz. TV reklam filmleri de hazırlanıyor Sektörümüzdeki pek çok önemli markanın televizyon ve sinema reklamları da stüdyomuzda hazırlanıyor. Altın Dünyası Dergisi ile anlaşmalarda özel avantajlar Artık tek sayfa reklam satışı yapmıyoruz. Altın Dünyası ile yıllık reklam anlaşması yapan firmalarımız dijital hizmetlerimizden de uygun fiyatlarla yararlanabiliyorlar.
Ürün videoları sosyal medyadan, dijital kataloglara kadar pek çok alanda kullanılıyor.
WHATSAPP BİLGİ HATTI 0533 556 03 22
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
107
HABER
Enes Çilek
ÇILEK GOLD ISTANBUL JEWELRY SHOW’A DAMGASINI VURACAK Kuyumculuk sektörünün özellikle ihracat kanalını güçlendirmeleri açısından büyük önem taşıyan Istanbul Jewelry Show Ekim için sayılı günler kaldı. Fuarın vazgeçilmez katılımcılarından Çilek Gold, en yeni ürünlerini ve projelerini Istanbul Jewelry Show’da ziyaretçilerine sunacak. Fuarlar, hiç kuşkusuz ki global ekonominin en önemli buluşma merkezidir. Büyüme hedef leri doğrultusunda gerek yurtiçi gerekse yurtdışında gerçekleştirilen tüm önemli mücevher fuarlarını takip eden Çilek Gold, fuarların sektöre ve firmalarına kazandırdığı önemi biliyor ve bu doğrultuda hareket ediyor. Istanbul Jewelry Show’a yine markalarını yansıtacak özel bir standla katılacaklarını söyleyen Çilek Gold Yönetim Kurulu Başkanı Enes Çilek, “Istanbul Jewelry Show firmamız adına büyük önem taşıyor. Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı açısından yeni bağlantılar kurmamızı sağlıyor. Fuarlar, firmaların prestijlerini artırır. Biz de bu bilinçle markamızın kalitesini yansıtacak tarzda ve ziyaretçilerimizi en konforlu şekilde ağırlayacağımız standımızla fuarda yerimizi alacağız. Fuar boyunca en yeni ürünlerimizi ziyaretçilerimizin beğenisine sunacak, yeni projelerimiz hakkında bilgi vereceğiz” dedi. 2018’de önemli stratejik hamleler yapıldı Kuyumculuk sektörünün gündem açısından hareketli bir
yıl geçirdiğini, son çeyreğe giriş yaptığımız şu günlerde yıl bazında pek çok gelişmenin kuyumculuk sektörüne etki gösterdiğini söyleyen Enes Çilek, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Yıl boyunca altın ve kur fiyatlarındaki yükseliş, jeopolitik olaylardan kaynaklı ticari yavaşlama, kredi kartına getirilen sınırlama gibi birçok konu kuyumculuk sektörünün gündemine oturdu. Ancak bu tür olaylar her zaman, her sektörün yaşadığı olaylar. Bu gibi durumlarda sakinliği ve mevcut konumu korumalı, yeni stratejiler belirleyip yeni bir yol izlenmeli. Çilek Gold olarak bu durumda hızımızı kesmeden, karamsar yapıya bürünmeden yeni stratejiler belirledik. Pazarlama alanında yapmış olduğumuz girişimler sonucu Ankara, Konya, Denizli ve İzmir ofislerimizi açtık ve bu alandaki gücümüzü katladık. Yurtiçi ve yurtdışı fuarları gerek katılımcı olarak gerekse ziyaretçi olarak takip ettik, yenilikleri ve gelişmeleri yakından gördük. Profesyonel ekibimizle birlikte tasarım alanında sürekli kendimizi geliştirdik” dedi.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
109
HABER
BIRLIKTE HAREKET ETTIKTEN SONRA ÇÖZÜLEMEYECEK SORUN YOKTUR!
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, sektörün diğer temsil kurumlarıyla birlikte sorunları çözmek için yoğun bir çalışma yürüttüklerini belirterek, “Birlik içinde hareket ettikten sonra çözemeyeceğimiz hiçbir sorun olmayacaktır.” dedi. Geçtiğimiz Mart fuarı öncesinde 19 Mart’ta seçildiniz. Şimdi yine Ekim Fuarı arifesindeyiz. Yaklaşık 8 aylık bir dönem geride kaldı. Bu süre içerisinde yönetim olarak neler yaptınız?
taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başladı. Önümüzdeki haftalarda sıkıntıların çözümü için Ankara’yla temaslarımız yeniden başlayacak.
19 Mart’ta Yönetim olarak üyelerimizin takdiriyle seçildik. İlk toplantımızda çalışma komisyonlarını seçerek vakit kaybetmeden hizmet için yola çıktık. Öncelikle İKO’nun geçmişten kalan borçlarıyla ilgili planlama yaptık. En önemli konulardan biri çalışanlarımızın maaşları ve tazminatlarıydı. Hepsi halledildi. Bugün itibariyle Oda’mızın hiçbir çalışanımıza ve piyasaya borcu kalmamıştır. Gold News Sektör Buluşması Gecesi düzenledik. Bu etkinlikte kıymetli meslektaşlarımız, hem Oda’ya bağış yaptılar, hem de Gold News dergisine reklam desteği verdiler. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Yaptığımız girişimlerle GLT Laboratuvarı’nın TÜRKAK’tan uluslar arası akreditasyon sürecini hızla tamamlandı. Sektörümüzün biriken sorunlarının çözümü için İhracatçılar Birliği, İTO ve İSO Kuyumculuk Komitesi’yle birlikte Ankara’ya giderek görüşmeler yaptık. Ekonomi Bakan Yardımcısı Sayın Fatih Metin’i Oda’mızda ağırlayarak tüm sektör paydaşlarımızla birlikte 5,5 saatlik tarihi bir toplantı yapılmasına ön ayak olduk. Tüm sektör kurum başkanları ve yöneticileri, birlikte sorunları aktarınca meslektaşlarımız için yapacağımız çalışmalara hükümet ve bakanlık yetkilileri, çok olumlu yaklaştılar. Bu toplantılarda Türk kuyumculuğunu da anlatma fırsatı bulduk. Kuyumculuğun kamuoyundaki yanlış algının aksine israf, lüks ve cari açık sektörü olmadığını, 400 bin çalışanı 40 bine yakın esnafıyla önemli bir potansiyele sahip olduğunu aktardık. Sektör olarak tek yumruk olmamız ve birlik- beraberlik içinde hareket etmemiz Ankara’daki yetkililerin de dikkatini çekti. 24 Haziran’dan sonra ülkemiz Cumhurbaşkanlığı Yönetimi sistemine geçti. Eskiden muhatap olduğumuz kişilerin neredeyse hepsi değişti. Yeni gelenlerin adapte olması zaman alıyor. Tüm bunlara 10 Ağustos’ta dış güçlerce tetiklenen döviz krizi de eklenince sektörümüzün sorunlarını anlatmakta muhatap bulamamaya başladık. Fakat,
Perakendeci esnafının birçok sorunu var. Onlar için neler yaptınız? Yönetim Kurulu’nda perakendeciden toptancıya atölyeciden ihracatçıya tüm sektör yelpazesini temsil eden arkadaşlarımız var. Biz, perakende sektöründe sorunların yerinde çözümünden yanayız. Bu nedenle, her ilçe ve semtte İKO temsilcilerinin seçilmesini istiyoruz. Bu temsilciler, şayet sorunu çözemezse konuyu Yönetim Kurulu toplantısında gündeme alacağız. Bugün, birçok ilçede temsilciler seçildi ve görevlerini yapmaya başladı. Öte yandan, meslektaşlarımızdan gelen yoğun şikayetler üzerine kuyumcu mağazalarının açma –kapama saatlerine riayet edilmesiyle ilgili İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü, Asayiş Müdürü ve İBB Zabıta Daire Başkanı ve belediye yetkilileriyle görüştük. Semtlerde karakollarımız ve polislerimiz vasıtasıyla açma-kapama saatleri belirli bir düzene sokuluyor.
110 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
İKO Vizyon’da açıklanan borç listesine, eski yönetim tepki gösterdi. Bu listeyi Yönetim olarak neden yayınlama ihtiyacı duydunuz? Biliyorsunuz Genel Kurul’da eski yönetim ibra olmadı. Bizim eski yönetimle ilgili hiçbir zaman birbirimizin arkasından kötüleyecek ve herhangi bir ithamda bulunacak bir demecimiz olmadı. Fakat göreve geldiğimizde sadece nasıl bir yönetim devr aldığımızı açıklamak istedik. Yoksa amacımız, asla eski yönetimi eleştirmek veya kötülemek değildi. Üyelerimize gelir-gider tablosuyla ilgili hesap vermek zorundaydık. İKO Vizyon’da yer alan yazıda hiçbir arkadaşımızı itham edecek hiçbir kelime ve cümlemiz yoktur. Ve olamaz da… Fakat arkadaşlarımız, daha farklı düşünerek bizi eleştirdiler. Demeçler verdiler, sosyal medyada yayınladılar. Dergilere gönderdiler. Biz, yasal haklarımızı saklı tutuyoruz; ancak
eski yönetimin eleştirilerine cevap vermeyi de uygun bulmuyoruz. Çünkü, karşılıklı polemiklerle hiçbir yere varılamayacağına inanıyoruz. Eleştirilerinde haklılık payı varsa ispatlamaları gerekiyor. Kaldı ki Sayın Norayr İşler ve Yönetim Kurulu’ndaki meslektaşlarımızın geçmişte yaptıkları iyi şeyleri de her zaman takdirle belirtiyoruz. En önemli vaatlerinizden biri olan kredi kartına taksit miktarının artırılması konusunda BDDK’tan sektöre bomba gibi düşen bir karar geldi. Şimdi, ne yapacaksınız? Genel Kuruldan önce kredi kartı taksit miktarının 9 veya 12’ye çıkarılması konusunda ilgili devlet kurumları, BDDK ve banka yetkilileriyle çeşitli görüşmelerimiz olmuştu. Söz konusu görüşmelerde olumlu yaklaşacaklarını sözlü olarak bize ilettiler. Fakat, Türkiye’yi öyle bir ekonomik krizin içine soktular ki Hazine ve Maliye Bakanlığı da kredi kartında sektörümüzü de içine alan birçok meslek için düzenlemeye gitti. Hükümet, cari açığı kapatmak ve tasarruf yapılmasını gündemine aldı. Bugün, geçmiş uygulamalardan çok farklı bir manzarayla karşı karşıyayız. Öncelikle ve hayati sorun; TL’nin döviz karşısındaki erimesi durdurmaktır. Hiç kimse doların 3,80 TL’den 7 TL’ye geleceğini öngöremedi. Yine de Oda olarak gayretlerimizi sürdürüyoruz. BDDK yetkilileri, Hazine Bakanlığı’nın talimatı üzerine böyle bir karar aldıklarını bize ilettiler. Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak’tan randevu talep ettik. Bakanın Özel Kalemi, beni aradı. Bakan Albayrak’ın çok yoğun olduğunu; ancak en kısa zamanda randevu vereceklerini söyledi. Söz verdiğimiz gibi kredi kartına taksit olayında çok yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Kredi kartındaki taksit yasağı geçici mi? Öncelikle ekonomik sıkıntının geçmesini bekliyoruz, temenni ediyoruz. Dövizin ve dolayısıyla altın fiyatlarının stabil bir noktayı çekilmesini bekliyoruz. Sonuçta kredi kartı önemli bir ihtiyaç. Diğer yandan kredi kartı sorununu bankalar düzeyinde tüketicilere bireysel kredi verilmesi yöntemiyle çözmeye çalışıyoruz. Burada da son aşamaya geldik. Çünkü, biz bunu daha önce de bitirebilirdik; ancak yeni yönetim sistemi ve dış kaynaklı kriz nedeniyle hep ertelemek zorunda kaldık. Kuyumcu güvenliği konusundaki projeniz hayata geçti mi? Soygun, gasp ve hırsızlık gibi durumlarda kuyumcuların mağduriyetlerinin asgariye indirilmesi için yeni bir süreci başlatmak istiyoruz. Bir güvenlik firmasıyla yaptığımız görüşmelerde, panik butonu ve alarm ikaz modülünün komşu işyerlerinde de kurulması, kamera kayıt cihazının da kuyumcu mağazasının yanı sıra farklı merkezlerde de tutulması projesi üzerinde çalışıyoruz. Bu projenin detaylarını yakın bir zamanda sektöre açıklayacağız. Siz, bütün demeçlerinizde ve konuşmalarınızda kurumlar arası birlik ve beraberlikten söz ediyorsunuz. Birliktelik adına neler yapıldı ve kazanımları neler oldu? Yönetim olarak çıkış sloganımız; Sektörde Birlik’ti. Mesleğimiz, bugüne kadar bu dağınıklıktan çok zarar gördü. Bir kurum Ankara’ya, arkasından başka bir sektör kuruluşu gidiyordu. Muhatabımız olan devlet kurumu, siz başka, diğer kurum başka şeyler söylüyor. Biz, birlikteliği sağladık. Diğer sektör kurumlarıyla çok iyi bir uyumumuz var. Whatsapp grubu kurduk, hangi kurum sektörle ilgili ne yapıyorsa hepimizin bilgisi var. İKO’da bir araya geldik ve sorunlarımızı bir rapor haline getirdik. Kurumlar arası birliktelikle ilgili hiçbir sıkıntımız yok. Birlik içinde hareket ettikten sonra da çözemeyeceğimiz hiçbir sorun olmayacak.
Biz, birlikteliği sağladık. Diğer sektör kurumlarıyla çok iyi bir uyumumuz var. Whatsapp grubu kurduk, hangi kurum sektörle ilgili ne yapıyorsa hepimizin bilgisi var. Sizin döneminizde GLT, TÜRKAK’tan uluslararası geçerlilik belgesi aldı. Bu, ne anlam ifade ediyor? GLT’nin Türk Akreditasyon Kurumu’ndan (TÜRKAK), ISO17025 teknik şartlarını karşılayarak uluslararası standartlarda hizmet ürettiği tescillenmesi, hem ülkemiz, hem de sektörümüz için son derece önemli bir kazanımdır. Laboratuvarımız, bu belgeyle dünyada aynı standartları taşıyan 4 kurumdan biri olmuştur. Bu laboratuvarlar arasında yerli ve milli olan tek laboratuvar; GLT’dir. Esnafımızın ve perakendecilerimizin pırlanta taşları ve mücevherlerini GLT’ye getirerek daha çok ilgi göstermelerini rica ediyoruz. Çünkü, GLT gibi bir kuruluş başka bir ülkede yok. İKOGLT olarak bu başarıya ulaştığımız için çok mutlu ve gururluyuz. Bu vesileyle GLT’nin kurulmasını sağlayan önceki yönetimdeki arkadaşlara da teşekkür ediyoruz. De Beers’in açıklamasından sonra sentetik pırlanta, sektörün gündem maddelerinden biri haline geldi. Sentetik pırlantayla ilgili neler söylemek istersiniz? Şüphelendikleri durumlarda esnafımız ve vatandaşlarımızın TÜRKAK’tan uluslararası geçerlilik belgesini alan İKO Laboratuvarı GLT’yi özellikle kullanmalarını istiyoruz. GLT, bu konuda da son derece gelişmiş teknik donanıma sahip. Laboratuvarımıza yeni bir cihaz alımı için çalışmalar yapıyoruz. İKO olarak sentetik pırlantaların ülkemize girişinin kesinlikle önlenmesini istiyoruz. Eğer, yeni cihazı tedarik edebilirsek mağaza mağaza perakendecileri dolaşarak mobil olarak yerinde denetleme yapmayı planlıyoruz. Sentetik pırlantanın piyasaya sokularak, gerçek pırlanta gibi satılmasından endişe ediyoruz. Çünkü, bugün dünyada sanki Türkiye sentetik pırlanta satıyor ve bu işin merkezi gibi bir imaj oluşturmaya çalışılıyor. Oda olarak gerçek taşlarla sentetik taşları birbirinden ayırt edecek bu cihazı temin ederek sektörümüzün ve mücevher severlerin hizmetine sunmak istiyoruz. Konu, Türkiye’nin imajı ve ihracat için çok önemlidir. Geri kalan süre için hedefleriniz neler? İKO’yu nasıl bir noktaya taşımayı hedefliyorsunuz? Kuyumcuların temsilcisi kuyumcu odalarıdır. Tabii ki İTO ve İSO’daki komitelerin de çok önemli fonksiyonları vardır. Ancak, insanların ilk aklına odalar geliyor. Ne yazık ki Odamız, yıllardan beri üye kaybına uğruyor. Yasa nedeniyle kuyumcular, şirket olduklarında otomatik olarak oda üyelikleri düşüyor. İTO ve İSO’ya üye olmak zorunda kalıyorlar. Bu da bizim bünyemizi zayıflatıyor, hareket kabiliyetimizi azaltıyor. Tüm meslektaşlarımızı, şahıs şirketi kurarak İKO’ya üye olmaya davet ediyorum. Üye kaybını önlemek amacıyla Ticaret Bakanlığı yetkilileriyle görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bugün, herhangi bir sorunda herkes Oda’ya başvuruyor. Çünkü, kurum olarak daha pratik ve hızlı adım atabiliyoruz. Öncelikli hedefimiz, üye sayımızı artırmaktır. Oda’mızın yıllardır bozulan mali durumunu düzeltmek de hedeflerimiz arasındadır. Sektörde birlik ve beraberliği devam ettirerek sorunlarımızı tek tek çözmek istiyoruz.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
111
HABER
STORKS MÜCEVHERAT’TAN YENİ BİR YAKLAŞIM
Çağdaş anlayışı, tasarım ve üretim gücü ile Storks satış noktalarına özel uyarladığı yeni corner tasarımının projesini bitirdi. Konsepti ile alışılagelmiş corner alışkanlığını tamamen değiştirecek olan yaklaşım için tüm projeler tamamlandı. Shop in the shop mantığını mağaza konsepti ile bütünleştiren STORKS ;müşterilerine güvenli ve zevkli bir alışveriş ortamı sunma arzusunda bu yaklaşım ile Türkiye genelinde ki Storks mağazalarında müşterilerinin kendilerini özel hissettikleri, şık ve rahat bir ortamda alışverişlerini gerçekleştirdikleri konsept; özel bir vitrin çalışması ile artık satış noktalarına da uyarlanacak. Böylece müşterilerin beklentilerini daha iyi karşılayan; Storks markasının Türkiye’de ki globalleşme serüveninde daha geniş bir kitleye ulaşılmış olacak. Yeni yaklaşımın ilk lansmanı İstanbul Jewellery Show da gerçekleştirilecek. 112 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
A NEW APPROACH FROM STORKS JEWELERY
With his contemporary approach, unusual designs and production power, STORKS finished the project of his new interior design which was specially designed for Storks stores. The new interior design promises to change the perception of the examples of usual interior designs. STORKS, which integrates ‘’to shop in the shop’’ idea with its store concept, is willing to offer a safe and enjoyable shopping environment to its customers. With this new approach, the visitors of STORKS stores throughout Turkey feel the taste of shopping in a relaxed stylish atmosphere. And with a special showcase, it will now be adapted to sales points too. In the adventure of globalization in Turkey, Storks will possibly reach a wider audience by meeting the expectations of customers better. The first launch of the new approach will take place at the Istanbul Jewelery Show.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
113
HABER
GIGI HADID’DEN
MESSIKA IÇIN IKINCI KOLEKSIYON Messika’nın Gigi Hadid ile yaptığı iş birliği ikinci bir koleksiyonla devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Valérie Messika &Gigi Hadid iş birliğinin ilk koleksiyonu ‘Move’ ile elde edilen başarının ardından bu yıl marka, Gigi Hadid ile ikinci bir koleksiyona, ‘My soul’a’ imza atıyor. Marka kurucusu ve Parisli mücevher tasarımcısı Valérie Messika, bu koleksiyonda da tıpkı dövme gibi ten ile bütünleşen modern tasarımlara imza atmayı sürdürüyor. Valérie Messika, “Bu ikinci koleksiyon için Gigi tam olarak istediğini biliyordu. Yaratıcı sürecimizin temelini oluşturan son derece hassas mizanpajlar yarattı.” diye konuştu.
114 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
115
HABER
YAKUTISTAN ILE IŞBIRLIĞI KÖPRÜSÜ
İstanbul Ticaret Odası Kuyumculuk Meslek Komitesi, Yakutistan Özerk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Aysen Nikolayev‘ın özel davetlisi olarak bu ülkeye ziyarette bulundu. İki ülkenin kuyumculuk sektörleri arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi ile ilgili önemli görüşmeler gerçekleştirildi. Heyet, elmas devi Alrosa tesislerinde de incelemelerde bulundu
İ
stanbul Ticaret Odası Kuyumculuk Meslek Komitesi heyeti Yakutistan Özerk Cumhuriyeti’ne önemli bir ziyaret gerçekleştirildi. Yakutistan Özerk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Aysen Nikolayev’in özel davetlisi olarak bu ülkede temaslar gerçekleştirilen heyet aynı zamanda Dışişleri Bakanı Gavril Kirlin, Alrosa Genel Müdürü Vitaly Grigorievich, ülkenin değerli maden bankacılığı alanında faaliyet gösteren bankası Albank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Velikikh Valeriy ve Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Egorova Matrena ile de bir araya geldi. Türk heyetinde ise İstanbul Ticaret Odası Kuyumculuk Komitesi Başkanı Erhan Hoşhanlı ile komite üyeleri İlhami Yazıcı, Ercan özboyacı ve Mirat Kökler yer aldı. Türkiye ve Yakutistan arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesinde altın ve pırlanta endüstrisinde önemli fırsatlar bulunduğunu belirten İstanbul Ticaret Odası Kuyumculuk Komitesi Başkanı Erhan Hoşhanlı, son derece verimli toplantılar gerçekleştirdiklerini ifade ederek şu noktaların altını çizdi; ‘’Yakutistan, altın ve elmas madenciliği alanında dünyanın en önemli merkezlerinden biri konumunda. Zaten ismini de bu alandan alıyor. Altın ve elmas madenciliği alanında son derece zengin olan dostlarımız
116 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
ile dünyada kuyumculuk sektöründe önemli bir yere sahip olan Türkiye’nin bu alanda gerçekleştirebilecekleri işbirliği fırsatları üzerine önemli toplantılar gerçekleştirdik. Bu toplantılar neticesinde her iki ülkenin altın ve elmas ticaretinde önemli işbirlikleri gerçekleştirebileceğini düşünüyoruz.’’ Yakutistan ile Türkiye’nin ortak kültürel değerlere sahip olduğunu belirten İlhami Yazıcı ise gerçekleştirilen ziyaretlerle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; ‘’Nazik davetleri için Sayın Cumhurbaşkanı Aysen Nikolayev’e ve Dış İşleri Bakanı Gavril Kirilin, Albank Yönetim Kurulu Üyesi Velikikh Valeriy, Alrosa Genel Müdürü Vitaly Grigorievich ve Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Egorova Matrena’a konukseverlikleri için teşekkür ediyoruz. Yakutistan değerli madenleri ile ünlü bir ülke. Altın, özellikle de elmas madenciliği dendiğinde akla ilk gelen ülkelerden biri konumunda. Burada çok önemli temaslar gerçekleştirdik. Dünya devi Alrosa’nın tesislerinde incelemelerde bulunduk. Aynı zamanda değerli maden bankacılığı ile ilgili oldukça verimli görüşmeler gerçekleştirdik. İki ülke arasında altın ve elmas ticaretinde önemli iş birliği fırsatları olduğu kanaatindeyiz. Önümüzdeki dönemde görüşmelerimiz devam edecek. Ancak bütün işlemler Rusya üzerinden yapılıyor. Bir sonraki toplantılarımızı Eylül ayında gerçekleştirmeyi planlıyoruz.’’
ÜRETİMDE 999,9 KÜLÇE
KULLANIMI ARTIYOR
Özellikle ihracatçı firmalar son dönemlerde üretimde 999,9 saflıkta külçeye yöneldi. 999,9 saflıkta külçe ürün döküm kalitesi ve her siparişte renk standardının yakalanması açısından önemli avantajlar sağlıyor.
Dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştiren Türkiye kuyumculuk sektörü her geçen gün ürün kalite standartlarını da yükseltmeye devam ediyor. Üretim kalitesini belirleyen en önemli faktörlerden biri olan kullanılan külçenin saf lık derecesi artık hemen hemen her ihracatçı açısından önemsenmeye başlandı. Önceki dönemde 995 milyem külçe kullanan pek çok üretici artık 999,9 saf lıkta külçe kullanmaya başladı. Yıllar öncesinde de 999,9 külçe kullanımı yaygınlaşmaya başlamış ama fiyat farkı alınması sebebiyle tekrar 995 milyem külçe tercih edilir olmuştu. İstanbul Altın Rafinerisi’nin fiyat farkı alınmadığını duyurması sonrasında yöneliş tekrar 999,9 milyem külçelere yöneliş hızlandı.
Kalite ve renk standardı yakalanıyor 995 milyem külçe altın %0,5 oranında da olsa bakır, alloy ya da gümüş gibi diğer madenler ihtiva ediyor. Örneğin; eğer külçe %0,5 oranında bakır ihtiva edecek şekilde üretildiyse renk diğer külçelere nazaran ‘’kırmızıya’’ yakın olabiliyor. Eğer külçede gümüş kullanılmışsa az da olsa renk farkı oluşabiliyor. Her seferde standart 995 külçe tedariği mümkün olamayabileceğinden üretimde renk standartlarında az da olsa değişiklik olabiliyor. Ayrıca 999,9 saflıkta külçe döküm aşamasında da en yüksek performansı veriyor. Ürün kalitesi ve tekrarlı siparişlerde renk standardını önemseyen ihracatçılar 999,9 saflıkta külçe kullanımına yöneliyor. SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
117
HABER
MINE SANATINDA TRENDIN YENI ADI: mücevher koleksiyonlarıyla RENKLI HAYATLAR Özgün Made in Turkey logosunu dünyada başarıyla taşıyan Kurtulan Kuyumculuk, çok ses getirecek yeni model ve koleksiyonlarını Ekim 2018 Fuarı’nda sergileyecek. Kurtulan, fuarda ilk kez geliştirdiği 21-24 ayar altını mine sanatıyla sentezlediği Renkli Hayatlar Koleksiyonu’yla göz dolduracak.
İsmet Naci Kurtulan
Anadolu ve dünyada iz bırakan uygarlıklardan esintiler taşıyan tasarımlarıyla dikkat çeken ödüllü butik mücevherlerin markası Kurtulan Kuyumculuk, yine çok ses getirecek tarihi hikaye kurgusu oldukça güçlü koleksiyonlara imza atmayı sürdürüyor. Kurtulan Kuyumculuk, benzersiz tasarım anlayışının yanı sıra üretimde kullandığı farklı tekniklerle de farklılığını her zaman ortaya koyuyor. 24 ayar has altını değerli ve yarı değerli taşlarla bezediği koleksiyonlarını Avrupa’dan Asya’ya Amerika’dan Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine pazarlayan marka, kültür ve uygarlık hikayeleriyle zenginleştirdiği mücevher koleksiyonlarını İstanbul ve dünyada katıldığı en büyük mücevher fuarlarında profesyonel alıcıların beğenisine sunuyor. Kurtulan markasının başarı grafiğinde her yer aldığı fuar ve organizasyondaki ziyaretçi profiline uygun koleksiyonlarla katılma stratejisi önemli rol oynuyor. 1993 yılında kurumsal yolculuğunun ilk çalışmasına ‘Bizans’ adlı koleksiyonla adım atan Kurtulan Kuyumculuk, şimdi de Ekim 2018 İstanbul Mücevher Fuarı için Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden gelecek müşteri kitlesini göz önünde tutarak mine sanatını 24 ayar has altınla bütünleştirdiği yepyeni bir koleksiyon hazırladı. Kurtulan, fuardaki standında klasikleşen koleksiyonlarının yanında alt yapı hazırlıkları aylardır devam eden Renkli Hayatlar Mine Koleksiyonu’nu da ilk kez müşterilerinin beğenisine sunacak. Hikayeleriyle renklenen mücevherler Kurtulan’ın mine koleksiyonunun en dikkat çekici özelliği; tasarımdaki detaycılık ve kusursuz işçilik. 200’ü aşkın parçadan oluşan Renkli Hayatlar Koleksiyonu’nda 21-24 ayarda kolye, küpe, yüzük ve saç tokaları formları başarılı bir şekilde uygulanmış. Koleksiyonu piyasadaki mine takı örneklerinden ayıran en belirgin özelliklerinden biri de her parçada geçmişe gönderme yapılarak özel bir hikayeyle kurgulanmasıdır. Koleksiyonun detayları incelendiğinde kaligrafik motiflerin yeniden yorumlandığı, çeşitli duaların, farklı hat yazılarının ve Urartu uygarlığına ait burçların mine sanatıyla mükemmel bir şekilde betimlendiği açıkça görülür. “Biz, güncel trendleri takip eden bir firma değiliz. Firma olarak ürün ve koleksiyonlarımızı geliştiriyoruz, müşterilerimiz de teveccüh gösterip alıyorlar.” diyen Kurtulan Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Naci Kurtulan, kendi tarzlarını oluşturmayı çok sevdiklerini, “Trendleri takip etmeyen kendi tasarımları trend olan firmayız. Renkli Hayatlar koleksiyonunu da bu anlayışla hazırladık.” şeklinde konuştu.
118 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
11-14 Ekim 2018 - İstanbul Jewelry Show Stand: 1J35 Hall:1 28 -30 Ekim 2018 - Newyork JA-Delivery Show Stand: 1305
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
119
HABER
“
BILGISAYARINIZI ALIP GELEREK HEMEN ÇALIŞMAYA BAŞLAYABILIRSINIZ! Öncelikle hayırlı olsun; yeni bir oluşum gerçekleştirdiniz: paylaşımlı ofis. Paylaşımlı ofisler son dönemlerde oldukça revaçta. Nedir paylaşımlı ofis? Paylaşımlı ofis konsepti hayli popüler olmasına rağmen birçok iş kolunda fazlaca bilinen bir oluşum değil aslına bakarsanız. Biz de sektörümüzün ihtiyaçları doğrultusunda bu konsepti uygulamaya çalıştık. Paylaşımlı ofis içinde hazır ofislerin, kişiye özel çalışma alanı ve ortak çalışma alanının bulunduğu her şey dahil hizmet veren ofis kompleksi. Paylaşımlı ofise sadece bilgisayarınızı alıp gelerek hemen çalışmaya başlayabiliyorsunuz; üye olduğunuz takdirde ekstra ücret ödemeden kompleks içerisindeki tüm hizmetlerden faydalanabiliyorsunuz. Paylaşımlı ofisler profesyonel anlamda
120 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
oldukça önemli, çünkü birçok kişi ile aynı çatı altında fakat farklı işler yaparak işinizi geliştirmeniz mümkün. Tek düze bir ofis alanından ziyade farklı iş kollarından birçok kişi aynı ortamda çalışabiliyor, bu da herkese faydalı olacak bir sinerji yaratıyor. Peki paylaşımlı ofisler neden tercih ediliyor, avantajları nedir? Tek başınıza ofis tutacağınız takdirde ödemeniz gereken depozito, kira, elektrik, su, internet, aidat gibi masraf ları ödemek yerine her şey dahil sistemle size ait bir ofis alanı, size özel bir masa ya da ortak çalışma alanını kullanmak üzere üyelik yapabiliyorsunuz. Bunun haricinde sekreterya hizmetinden faydalanıp çağrılarınızı, kargolarınızı hatta günlük arama notlarınızı takip
ettirebiliyorsunuz. Ofiste ihtiyaç duyduğunuz yazıcı/tarayıcı da mevcut; tüm gün çay-kahve hizmeti de var. Yani fatura, tamirat, temizlik ve personelle ilgili hiçbir sorumluluğunuz olmuyor. Daha önce de bahsettiğimiz gibi bu ortamda birçok profesyonelle aynı alanı paylaşmış oluyorsunuz ve işlerinizle alakalım muhakkak avantaj sağlayacak bir atmosfer ortaya çıkarıyor. Yukarıda Sanal Ofisten bahsettiniz; nedir sanal ofis, nasıl çalışır? Sanal ofis genellikle fiziksel bir çalışma alanına ihtiyaç duymayan kişilerin tercih ettiği bir sistem. İçerisinde paylaşımlı ofisimizi yasal adres olarak gösterebilme,
Mücevherat sektöründe pek çok yeniliğe imza atmış olan Aytaç Kamar ile paylaşımlı ofis projesi Work473 hakkında konuştuk.
sekreterimizin telefonunuzu yanıtlayıp adınıza not alarak uygun olmanız halinde size aktarması, uygun olmamanız halinde müşterinizin notunu e-mail ile size göndermesi gibi özellikleri barındıran bir hizmettir. Bunların haricinde tebligat, posta – kargo alımı gibi hizmetler de mevcut. Ticari hukuk yönetmeliğinde tamamen legal olan bir uygulama; yasal adres gösteriminde şirketinizle ilgili tüm kayıtları adresimiz üzerinden gerçekleştirebiliyorsunuz. Work473’e sadece paylaşımlı ofis demek doğru olur mu? Work473’ün diğer paylaşımlı ofislerden en büyük farkı özellikle kuyumculuk sektörünün ihtiyaçlarının düşünülerek oluşturulmuş olması, ancak bu kuyumculuk sektörü harici faydalanılamayacak bir alan olduğu anlamına gelmesin. Hazır ofisler haricinde kompleks içerisinde hazır mağazalarımız da mevcut; bunun yanı sıra showcase ve kilitli kasalarımız da var. Toplantı ve etkinlik alanı da komplekste yer alan diğer faydalı alanlar; biz Work473’ün sadece bir çalışma ofisi olmasını değil bir çekim ve cazibe merkezi olmasını, insanların paylaşarak etkileşimle gelişmeye fırsat veren bir yer olmasını istiyoruz. 473’ten insanlar nasıl faydalanacak? Tüm iş ağlarında olduğu gibi bizim sektörümüzde de rekabet olmasına rağmen, Kuyumculuk sektörü derin bir bağla bağlanmış bir ağ. Kendi içinde en çok etkileşime ve yardımlaşmaya ihtiyaç duyan bununla beslenen bir sektör; gelişme açısından birbirine çokça yardımda bulunan ve büyük bir aile şirketi gibi hareket eden bir oluşum. Work473 de tam bu noktada sektörümüze daha da kenetlenme sağlayacak bir alan. Buraya tasarımcıların/programcıların üyelik yapması yine bu alana işini sağlayan bir firma sahibi veya bir atölyeyle birebir diyaloğa girmesini sağlayabilecek bir ortam. Hazır mağazaya işini taşıyan bir firma sahibi de yine ülkemize yatırım yapmak isteyecek, burayı kısa süreli ofis olarak kiralayacak yabancı firmalarla etkileşime girebilecek. Biz bu alanda birçok farklı iş kolundan insanın bir araya gelerek
birbirine fayda sağlayacağını ön görüyoruz. Belki tek başına çözüm ortağı bulamayan kişiler ya da firmalar bu alanda çözüm ortaklığı sağlayabilecek. Kuyumcukent’te böyle bir oluşum yoktu; bu ilk… Ne gibi etkinlikler yapmayı planlıyorsunuz? Yine sektörümüzü geliştirmeye yönelik etkinlikler yapma niyetimiz var. Belli aralıklarla rutine oturtarak tasarımcıların/programcıların sıkıntılarını dile getirebilecekleri, paylaşımda bulunabilecekleri panel programları, atölyecilerimizi firmalarla buluşturabileceğimiz sektörel buluşmalar, yine tüm kollardan ortaklık sağlanabilecek etkinliklerle sinerji yaratarak fayda sağlamak niyetindeyiz. Bunlara ek olarak hali hazırda etkinlik alanımız dışarıdan da eğitim ve toplantılar için açık olacak. Bir firma olarak çalışanlarınıza eğitim vermek isterseniz veya bir lansman gerçekleştirmek isterseniz de etkinlik alanını kullanmanız mümkün. İstediğiniz randımanı yakalarsanız, gelecekte başka yerlerde de açmayı planlıyor musunuz? Bahsettiğim gibi şu an önceliğimiz kuyumculuk sektörü özelinde ancak herkese hitap ederek yol almak ancak önümüzdeki günler ne getirecek görmek lazım. Elbette istediğimiz yolda ilerleyebilirsek neden olmasın? Yine de burada başlattığımız projeyi layıkıyla sürdürmek en büyük önceliğimiz ve yapılacak çok şey var. Önümüzdeki süreci iyi değerlendirip herkese faydalı olacak şekilde hakkını vermek istiyoruz bu oluşumun. Teşekkürler. Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı? Projemizi anlatma fırsatı verdiğiniz için biz teşekkür ederiz. Herkese hayırlı olmasını dileriz. İnanıyoruz ki buradan sağlanacak başarı herkesin başarısı haline gelecek. Biz burayı yalnızca bir kazanç kapısı olarak görmüyoruz ve en üst seviyede sektörümüze fayda getirmesini hedef liyoruz. Mikroda atılan adımların makro ölçekte herkese dönüşüm getireceği fikrindeyiz.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
121
HABER
LİZAY MÜCEVHERLERİ İSTANBUL JEWELLERY SHOW’DA! Lizay, 11-14 Ekim 2018 tarihleri arasında CNR EXPO’da gerçekleşecek olan İstanbul Jewellery Show’da özel konsepti ve zengin ürün çeşitleriyle yer alıyor. Mücevher sektörünün önde gelen firmalarından olan LİZAY, CNR EXPO’da 47.si gerçekleştirilen İstanbul Jewellery Show’daki 1B40 standında, sektör temsilcileri ve ziyaretçileriyle bir araya geliyor. Dünya çapındaki en önemli alıcılarla tanışma ve iş birliği imkanı sağlayan İstanbul Jewellery Show’da yer alan LİZAY, özel olarak hazırlanan standında mücevherde fark yaratan ürünlerini ve şık tasarımlarını sergilemeyi hedefliyor. Her kesime hitap edebilecek geniş ürün yelpazesini fuarda ziyaretçilerle buluşturacaklarını söyleyen LİZAY Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Serbes, moda ve trendleri takip ederek oluşturdukları güncel tasarımları da fuarda görücüye çıkaracaklarını ifade etti. Göz alıcı yeni ürünlerini İstanbul Jewellery Show’da gözler önüne serecek olan LİZAY; pırlanta, elmas, altın ve değerli taşlardan oluşan ürün çeşitlerini sergileyeceği 1.hall’deki standına, tüm ziyaretçileri bekliyor. 122 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
LİZAY JEWELLERY ON THE ISTANBUL JEWELERY SHOW! Lizay will be at CNR EXPO between 11-14 October 2018 with its special concept and rich product range. As one of the leading companies in the jewelery sector, LİZAY brings together sector pioneers and visitors at the 1B40 stand at the 47th Istanbul Jewelery Show in CNR EXPO. Located in the Istanbul Jewelery Show, LİZAY aims to exhibit its products and stylish designs that make a difference in jewelry providing the opportunity to meet and cooperate with the most important buyers around the world. LİZAY’s Chairman of the Board Mahmut Serbes said that they will present wide range of products created with the latest fashion trends to the visitors at the fair. With range of diamonds, golds and precious stones, LİZAY will showcase its eye-catching new products at their stand in the 1st Hall of the Istanbul Jewelery Show.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
123
HABER
İSTANBUL ALTIN SAKLAMADA DÜNYANIN MERKEZI OLABILIR İstanbul Altın Rafinerisi CEO’su Esen, “Dünyanın altın merkezi olarak İstanbul’u konumlamak için altın ile ilgili bütün kurumların birlikte çalışması gerekiyor. Sistem oluşturulsa ülkeler altınlarını İngiltere yerine Türkiye’de tutabilir.” dedi. İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Üst Yöneticisi (CEO) Ayşen Esen, altın fiyatlarındaki gelişmelere ilişkin AA muhabiri Elif Ferhan Yeşilyurt’a değerlendirmede bulundu. Esen, dünya piyasalarına bakıldığında altının onsunun dolar bazındaki fiyatının düştüğünü anımsatarak, dolar kurları yüksek seyrettiği için Türkiye’deki altının TL fiyatında düşme olmadığını kaydetti. Esen, dünyada meydana gelen ekonomik gelişmelerin yanı sıra dünya siyasetçilerinin yorumlarının da altın fiyatlarına etki ettiğini ifade ederek, Türkiye’deki seçimlerin istikrar yönünde sonuçlandığını, dünyada ve Türkiye’de beklentilerin değişken olduğu bir ortamda fiyatlara ilişkin öngörüde bulunmanın zor olduğunu söyledi. Altının asla güvenli liman olmaktan çıkmayacağını anlatan Esen, “Çünkü değişkenlik olduğu müddetçe insanlar ortadan yok olmayacak emtiaya güvenmek isteyecekler. Altın güvenli liman olmayı sürdürecek. Bundan hiçbir şüphem yok. Yakın, orta ve uzun vadede altın daha da güçlenecek. İnsanlar artık para birimlerini sorguluyor ve nereye gideceğini bilmiyor. Altının hayatımızdaki yeri azalmayıp, artacaktır.” diye konuştu. Esen, düğün sezonunda İAR’nin gram altın üretiminin arttığını aktararak, “Piyasa mayıs, haziran aylarında durağandı, şu anda tam tersi gram altın talebinde hareket var. Orta seviyedeki gelirlinin bile bir düğüne çeyrek altın götürmesi zorlaştı. Düğün sezonu, eylül, ekim dönemine kadar altın için hareketli geçecektir.” dedi.
124 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
“Yastık altında yaklaşık 200 milyar dolarlık altın var”Esen, Türk halkının geleneğinde yastık altında altın saklama adetinin olduğunu belirterek, Türkiye’de yastık altında 150-200 milyar dolarlık altının bulunduğunu söyledi. Devletin, yaptığı altın tahvili işlerinde 4,7 ton altını yastık altından çıkardığında insanların bu rakamı küçümsediğini ifade eden Esen, “11 banka 6-7 yıl boyunca çalışıp 70 ton altını yastık altından çıkarmışken, 1 banka ile toplamda 2 ayda 70-90 kişilik çalışmayla 4,7 ton altını yastık altından çıkarması görece olarak çok iyi bir sonuç. Bunun sebebi de arkasında devlet olması. Bizim halkımızın devlete güveni farklıdır.” diye konuştu. Esen, Altın EFT’si olarak anılan Altın Transfer Sistemi’nin önemini vurgulayarak, “Bizim halkımız altını, altın olarak görmek istiyor, para karşılığını görmek istemiyor. Diyelim ki benim bankada altınım var, Ankara’da düğüne gideceğim ve takı takacağım. Altını yanımda taşımam bu yöntemle Ankara’da alabilirim. Altın EFT’si ile altın hareketi kolaylaşıyor. İnsanlar birbirlerine para gönderir gibi altın gönderebilecekler.” değerlendirmesinde bulundu. Altın hesaplarında rekor seviyelerin görülmesine işaret eden Esen, altının gerçekten güvenli bir liman olduğunu, sepet yapılsa bile altın mutlaka o sepetin içinde bulunduğunu söyledi.
Altın Kurulu oluşturulması önerisi Esen, dünyanın birçok ülkesiyle çalıştıklarını anlatarak, “Mesela Kanadalı bir maden, madenlerini bize gönderir, biz rafine edip satın alırız. Dünyadaki en önemli 67 rafineden birisiyiz. Bunların içinde en büyük 10’dan biriyiz. Büyük bir maden eğer malını rafine ettirecekse teklif alacağı firmalardan biriyiz.” ifadelerini kullandı. Bu pazarda ülke sınırının bulunmadığını, rafineri kabiliyetinin önemli olduğunu aktaran Esen, “Türkiye’nin THY gibi bir avantajı var. Hemen hemen her ülkeye günde 3-4 seferi var. Kuyumcukent’in havalimanına olan mesafesi 10 dakika. Dünyanın herhangi bir yerinden kalkan mal aynı gün içerisinde benim rafinerime girebilir, ben onu bir gün içinde rafine edebilirim. Bunu İsviçre’de yapmanız mümkün değil. Dünyanın altın merkezi olarak İstanbul’u konumlamak çok doğru olacaktır.” diye konuştu. Esen, dünyanın altın merkezi olarak İstanbul’u konumlamak için altın ile ilgili bütün kurumların birlikte çalışması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Hazine ve Maliye Bakanlığı, TCMB, Borsa İstanbul, İstanbul Altın Rafinerisi, Takasbank, SPK gibi kurumların yetkililerinden Altın Kurulu oluşturulması atılacak adımları hızlandıracaktır. Genel hedefleri, yapılması gerekenleri belirleyen, hükümete destek verecek ve bilgi akışı sağlayacak bir yapı olsa, sistem oluşturulsa ülkeler altınlarını İngiltere’de tutmak yerine Türkiye’de tutabilir. Orta Doğu ülkeleri, Türki Cumhuriyetler altınını Türkiye’de tutabilir. Dünya altın ticaretinin merkezi olarak İstanbul belirlendiği takdirde Türkiye’nin gideceği çok yer var.”
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
125
HABER
CANDLE LANTERN COLLECTION BY TEKIN SEYREKOGLU JEWELRY
Known as one of the first and finest jewellers in Turkey since 1963, Tekin Seyrekoglu succesfully established multiple jewellery lines with extraordinary designs and quality. Due to his vast passion for history and tradition, he created an exclusive line called "Candle Lantern,’’ inspired by his oldchildhood memories of beautiful vintage lanterns lighting dim roads and dark corners.He also created a unique edition of candle lantern necklaces and rings, combined with different colourful enamels scattering away the shadows of night where each and every single lantern holds a story of its own and shines with everlasting beauty! 126 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
127
HABER
KUYUMCULUK SEKTÖR KURUMLARININ LİDERLERİ İSTİŞARE TOPLANTISINDA BİRARAYA GELDİ Yaklaşan İstanbul Jewelry Show öncesi; sektörümüzün önde gelen kurumlarının liderleri, İstanbul Ticaret Odası Kuyumculuk Komitesi tarafından düzenlenen toplantıda buluştular. İstanbul Ticaret Odası’nın Eminönü’nde yer alan ana binasında yapılan istişare toplantısına; Mücevher İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Kamar, İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, İstanbul Ticaret Odası Kuyumculuk Komitesi Başkanı Erhan Hoşhanlı ve kurumların yönetim kurullarında yer alan sektör temsilcileri katıldılar.
S
ektör temsilcileri, toplantının başında yaklaşan İstanbul Jewelry Show öncesinde, fuar alanın etkin kullanılması, bölümler arasında ziyaretçilerin kolaylıkla geçiş yapabilmesi konularını masaya yatırdılar. Toplantının ilk bölümüne CNR ve Rotaforte firma yöneticileri de katıldılar. Ortaklaşa alınan karar ile fuar bölümleri arasında geçişler özel dış bağlantılarla sağlanacak ve ziyaretçiler herhangi bir sorunla karşılaşmayacaklar. İTO Kuyumculuk Komite Başkanı Erhan Hoşhanlı; yakın zaman içinde gerçekleştirilmesi planlanan ‘Kuyumculuk Çalıştayı’ ile ilgili sektörün diğer kurumlarına çağrıda bulundu. Kuyumculuk Çalıştayına yüksek katılım olması ve etkin sonuçlar ortaya konması için tüm kurumların bu konuyla ilgili komite kurarak ortak bir çalışma yapması kararlaştırıldı. İKO Başkanı Mustafa Atayık; sektörün birçok sorunun bulunduğunu, kayıtdışı çalışmadan yazar kasa limitlerine, kredi kartı ile taksitli kuyum alışverişi yasaklanmasından altın esaslı muhasebeye geçişe kadar birçok sorunun çözümü için Ankara ile etkin temaslara geçeceklerini söyledi. Gerekli bakanlıklarla randevuların alınmaya başlandığını ve sorunların çözümü için maksimum gayret göstereceklerini belirten Atayık; sektör kurumlarının tamamen birlik içinde hareket ettiğini, her adımın ortaklaşa atılmasına büyük özen gösterdiklerini ifade etti. Mücevher İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar’da toplantıda yaptığı konuşmada şu hususlara değindi:
128 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
“Öncelikli hedefimiz kuyum ihracatının arttırılmasıdır. 2023 yılında 12.5 milyar dolarlık ihracat yapma hedefimiz var. Bu hedefi gerçekleştirecek tek sektörün kuyumculuk sektörü olduğunu görüyorum. Dubai’nin Dünya pazarında altın ve mücevherde söz sahibi olmasında tanınan serbestlikler büyük rol oynadı. Türkiye’ye takı, has altın, mücevher gibi değerli madenleri yabancıların rahatlıkla getirmesi ve bunları burada harcaması teşvik edilmelidir. Şu anda ülke çapında ihracat hamlesi varken, bu serbestlikler hepimize büyük artı sağlar. Ayrıca son dönemde ihraç edilen ürünlerin kazancının bankalarda TL’ye çevrilmesi hususu var. Birçok ihracatçı altın ile işçiliğini alıyor. Altın gelirse ne olacak ? Yeni kararname içinde bu durumun yeri nedir ? Bu sorular cevap arıyor. Şu anda hepimiz fuara konsantre olduk. Bu fuarda çok yüksek bir yabancı alıcı kitlesi misafir etmeye hazırlanıyoruz. Biz de Ankara ile çok daha kuvvetli iletişim kurulması gerektiğini görüyoruz. Çözüm bekleyen konuların tek tek Ankara’ya iletilmesi ve çözüm önerilerinin de sunulması büyük önem teşkil ediyor. Etkin bir kuyumculuk çalıştayı için tüm kurumlarımızın komisyonlar oluşturması ve en az bir ay önceden sıkı bir çalışma gerçekleştirmesi gerekiyor. Yoksa bu çalıştayda arzu ettiğimiz sonuçları elde edemeyiz.” Kahvaltı eşliğinde yapılan sohbet toplantısının ardından sektör temsilcileri söz aldılar ve sorunlarla ilgili düşüncelerini paylaştılar. Ardından mükemmel bir İstanbul görünümü eşliğinde hatıra fotoğraf çekimi yapıldı.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
129
HABER
SUYOLU BILEKLIKLERE EŞSIZ DOKUNUŞ Damla kesimden, baget kesime kadar çeşitli tasarımlara sahip suyolu bileklikler, günlük hayatta şıklığı yakalamak isteyen kadınların vazgeçilmezi olacak. Altınbaş suyolu bileklikleri, zarif ve modern duruşunun yanı sıra yarattığı ihtişamlı şıklığıyla kadınları büyülemeye devam ediyor. Damla kesimden, baget kesime kadar çeşitli tasarımlara sahip suyolu bileklikler Altınbaş mağazalarında mücevher severleri bekliyor. Altınbaş mağazalarında her zevke ve tasarıma uygun suyolu pırlanta bileklikler bulmak mümkün. Işığı tüm güzelliğiyle yansıtan pırlantalı suyolu bileklikleri, Altınbaş’ın pırlanta kesimindeki uzmanlığını da gözler önüne seriyor. Kadınların gece gündüz kollarından çıkaramayacakları, Altınbaş’ın sezonun stil ve trendlerini yansıtan suyolu bilekliklerine Altınbaş mağazalarından ve online satış sitesi www.altinbas.com’dan ulaşabilirsiniz.
ALTINBAŞ’TAN ÖZEL TASARIM PIRLANTA BAGET YÜZÜKLER Türkiye’nin lider mücevherat markası Altınbaş tarafından tasarlanan, pırlantada 2019 sezonunun yeni trendi baget kesim yüzükler, modern ve çağdaş kadınların her tarz kıyafetine ışıltı katacak mükemmel bir alternatif sunuyor. Altınbaş’ın baget kesim yüzükleri; pırlantanın uzun, dikdörtgen ya da kare şeklinde kesilmiş formlarından oluşuyor. Mücevheratta mükemmel bir şekilde çerçevelenen zarif bir uyumla donatılan baget pırlantalar, olağanüstü netlikleri ve farklı görünümleriyle de büyüleyici fark yaratıyor. Altınbaş’ın tasarımları, mutluluğun ilk basamağı olan nişan yüzüklerinin de vazgeçilmesi olmaya aday… Son zamanlarda baget kesim pırlantalar nişan yüzüğünü daha eşsiz hissetmek isteyenler için geçmiş zamana geri dönüş yapıyor. Altınbaş’ın baget yüzük modellerine, tüm mağazaları ve online satış sitesi altinbas.com’dan ulaşabilirsiniz.
130 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
131
HABER
Z VE Y JENERASYONU KÜRESEL ELMAS MÜCEVHER TALEBİNİN 3’TE 2’SİNİ YARATIYOR De Beers Grubu’nun Diamond Insight Report’da yayınladığı son verilere göre, global pırlanta mücevher satışlarının üçte ikisinin Z ve Y kuşaklarından talep bulurken, 2017 yılında 82 milyar doları bulan yeni bir rekor seviyesine ulaştı.
Dünya nüfusunun %29’unu oluşturan 21-39 yaş aralığındaki Y kuşağı, son verilere göre dünyanın mücevher tüketimindeki en büyük alanı kapsıyor. ABD’de 2017 yılında pırlanta mücevher talebinin neredeyse %60’ı ve Çin’de yaklaşık yüzde %80’ini bu yaş aralığından geldi. Henüz 20 yaşına ayak basan Z jenerasyonuysa pırlanta tüketiminde dünyanın %35’ini oluşturarak Y kuşağını geçmiş bulunuyor. Bu demek oluyor ki gelecek yüzyıllarda mücevher tüketiminde gençler en büyük rolü oynayacak. Şuan en büyüğü 18 -20 yaş aralığında olan Z kuşağı finansal olarak yeterli olgunluğa ulaşmaktan çok uzakta olmasına rağmen, geçen yıl ABD’deki elmas mücevher ürünlerinin %5’ini satın alarak mücevher piyasasında kendilerini çoktan hissettirmiş bulunuyor. Rapor, Y ve Z jenerasyonunun farklı yaşam deneyimleri sonucu ortaya çıkan mücevher alım tercihlerindeki önemli benzerlik ve farklılıklarını ve bunların satıcılar için etkilerini vurguluyor. Örnek vermek gerekirse, Z kuşağı kendilerine güven duygusu sağlamadan önce markalardan alışveriş yapmazken, Y kuşağı alışveriş ihtiyaçlarında daha bireysel ve iyimser bir şekilde davranış gösteriyor. Kuşaklar arasında, özellikle sevgiye değer verme, dijital yerliler olma, sosyal meselelerle meşgul olma, özgünlük ve kendini ifade etme gibi birtakım önemli benzerlikler ve farklılıklar vardır. Bu benzerlikler ve farklılıklar göz önüne alındığında, Diamond Insight’ın 2018 raporu, iki genç neslin pırlanta endüstrisi için sunduğu üç önemli fırsat alanını vurguluyor. 132 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
DE BEERS INSIGHT REPORT 2018 The Millennial and Gen Z generations combined accounted for two-thirds of global diamond jewellery sales in 2017, as diamond jewellery demand reached a new record high of US$82 billion, according to data published today by De Beers Group in its latest Diamond Insight Report. Millennials, those people currently aged 21 to 39, represent 29 percent of the world’s population and are the current largest group of diamond consumers. They accounted for almost 60 per cent of diamond jewellery demand in the US in 2017 and nearly 80 percent in China. Gen Z, those currently aged up to 20, is an even larger consumer generation - representing 35 per cent of the world’s population and will come of age as diamond consumers over the coming decades. Despite the generation being a long way from financial maturity, Gen Z is already making its presence felt in the diamond market, with the oldest Gen Z consumers (those currently aged 18 to 20) acquiring five per cent of all diamond jewellery pieces in the US last year. The report highlights key similarities and differences between Millennials and Gen Z as a result of their life experiences that have particular implications for diamond brands and retailers. For example, Millennials are in general more mistrusting, requiring brands to earn their trust before they can pursue growth, while Gen Z tend to be more individualistic and optimistic, desiring products that help build their own personal brands. There are also a number of important similarities between the generations, especially with regards to valuing love, being digital natives, being engaged with social issues and desiring authenticity and self-expression. Considering these similarities and differences, the 2018 Diamond Insight Report highlights three key areas of opportunity that the two younger generations present for the diamond industry.
Henüz 20 yaşına ayak basan Z jenerasyonuysa pırlanta tüketiminde dünyanın %35’ini oluşturarak Y kuşağını geçmiş bulunuyor. Gen Z, those currently aged up to 20, is an even larger consumer generation - representing 35 per cent of the world’s population and will come of age as diamond consumers over the coming decades. 1.FIRSAT: Y ve Z j enerasyonunun ortak noktası: Sevgi ve Bağlılık Romantik ilişkiler, dünya çapındaki pırlanta mücevher satışlarında şüphesiz en büyük rolü oynayan etken. Fakat, Y ve Z kuşaklarının sevgilerini gösterme ve sembolize etme biçimleri her geçen gün farklı bir hal alıyor. Hala geleneği sürdüren birçoğu olmasına rağmen, aşk ve evlilik konusuna geldiğimizde, kişilerin özel değer ve tercihlerini yansıtan kişiselleştirilmiş ürünlerde büyük artış gözlemlenmekte. Düğün piyasası dünyadaki genel elmas mücevher talebinin %27’sini oluşturarak sektörün en büyük kaynağı olmaya devam ederken, 2017’de toplam talebin %12’sini temsil eden genç tüketicilerinse evlilik olmaksızın sevgilerini göstermek adına mücevher hediye etmeleri kayda değer bir nokta. Bu bağlamda, mücevher markalarının ve satıcılarının genç tüketiciler için geleneksel tasarımları daha özgür ve aşkı daha özgün yorumlayan tasarımlara sahip kişiselleştirilmiş ürünlere yer vermeleri önem arz ediyor. 2.FIRSAT: Y ve Z kuşaklarının tercih ve davranışlarına göre iletişim ve sosyal medya yönetimi Her zaman ‘çevrimiçi’ modda olan dijital iletişim yerlisi Z jenerasyonu açıkça görülüyor ki ‘’istedikleri şeyleri istedikleri zaman almayı isteyen’’ bir nesil. Ve o bir şeyleri satın almak istediklerindeyse internetten alışveriş ve sosyal medya bu nesil için en az dışarıdaki mağazalar kadar önemli bir çözüm yolu. ABD’nin %60’lık bir çoğunluğu ve yaşı 18-39 arasında olan Z kuşağındaki kadınlar, Y kuşağının en küçük yaş dilimlerinde bulunan grubu ile Z kuşağındaki bireyler satın almalardan önce internet üzerinden tasarım, kalite, fiyatlandırma ve marka seçenekleri gibi etmenleri araştırıp, Z kuşağının son yaşlarını temsil eden gruba göre ilham almak için daha fazla sosyal medyaya bakma eğilimindeler. Çin’de 19-29 yaş aralığındaki tüketicilerin neredeyse tamamı (%98) satın almadan önce alacakları ürünü en az iki farklı kanaldan değerlendiriyorlar. Z ve Y kuşakları içinde olduğumuz aynı fijital dünyada günlük yaşamlarını sürdürürken, doğal olarak bu çok kanallı sistemi alışveriş yaparlarken de bekliyorlar. Doğal, yaşamın içinden, pratik ve alışılmışın dışındaki düşüncelerin ürünü bu çok
Opportunity 1 - Meeting Millennial and Gen Z needs for love and commitment on their own terms Romantic love remains the key driver globally for diamond jewellery sales, with both Millennials and Gen Z holding strong aspirations to be in committed relationships. However, their attitudes towards how they express and symbolise their love are evolving. When it comes to love and marriage, although many Millennials and Gen Z still want to follow tradition, there is an increasing focus on personalised products and relaxed experiences that reflect their individual values and preferences. The bridal market continues to be of central importance, representing around 27 per cent of diamond jewellery demand in the main diamond consuming countries, but diamonds given simply as a gift of love or romance (unrelated to marriage) are also a significant share of demand from younger consumers, representing a further 12 per cent of total demand in 2017. Diamond brands and retailers must therefore complement traditional designs with more niche, customisable offerings to reflect the broader interpretation of love and commitment from young consumers. Opportunity 2 – Tailoring communications, messages and media to the natural behaviour and preferences of Millennials and Gen Z As digital communication natives, Millennials and Gen Z have an ‘always on’ attitude that means they live by a motto of ‘I Want What I Want When I Want It’. Online shopping and social media are as significant to these generations as physical retail outlets when it comes to researching purchases. The majority (60 per cent) of US Millennial and Gen Z women aged 18 to 39 search the internet prior to purchasing a diamond to learn about designs, quality, pricing and brands, with the younger Millennials and Gen Z being more likely than older Millennials to look on social media for inspiration prior to purchase. In China, nearly all (98 per cent) Gen Z and Millennial consumers aged 19 to 29 research their purchase through one or more channels before buying. As Millennials and Gen Z experience this seamless ‘phygital’ coexistence in their everyday lives, they expect an equally seamless omnichannel experience when buying products. Omnichannel strategies that are organic, authentic, humorous and use outof-the-box thinking resonate most with these consumers. However, retailers need to understand the different channels they favour. Gen Z’s most popular social media platforms are Instagram and Snapchat, while Facebook,
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
133
HABER kanallı sistem çoğunlukla genç tüketicilere hitap ediyor. Ancak perakendecilerin Z kuşağının en popüler sosyal medya platformlarının Instagram ve Snapchat olduğunu; Facebook, Twitter ve Pinterest’in artık eski nesil medya kapsamına girerek Z kuşağının bu mecralara nispeten daha az ilgi gösterdiğinin bilincine varmaları gerekiyor. 3.FIRSAT: Şirket ve markaların vizyon ve sosyal politikalarını Y ve Z kuşaklarının önceliklerine göre belirleme Y ve Z kuşağının her ikisi de dünyada olup biten sosyal olaylarla ve kaynağının çıkış noktalarıyla yakından ilgileniyorlar. Bu, mücevher markalarına ve perakendecilere, elmasların dünyanın her yerinde bıraktıkları iyi irtibayı teşhir etme ve bireysel markalara, önemli sosyal olaylara yaptığı katkıları iletmede daha proaktif olma fırsatı ortaya koyuyor. Markaların kurumsal ‘hikaye anlatma’ teknikleri Z kuşağının beklentileri açısından yetersiz kalmakta. Onlar daha çok, markaların doğru kaynakları destekleyebilmelerini, bu kaynaklara geldiğinde duymaktan daha çok görmelerini ve dijital varlık takibini daha önemli hale getiren blok zincir gibi teknolojiler üretmelerini bekliyorlar. De Beers Grubu’nun CEO’su Bruce Cleaver’in cümleleriyle, “Pırlanta endüstrisi için geniş kapsamlı tüketici potansiyelinin temsilcilerini oluşturacak olanlar, yarının Z kuşağını olacak günümüz gençleri ve de yarının gençleridir. Bu nesiller eski nesiller kadar mücevhere düşkün olsa da yeni dinamiklerin ortaya çıktığı bir gerçektir. Araştırılıp satın alınan mücevherler artık daha başka ürün tasarımlarıyla ve duyguların özgün yorumlarıyla hayatın farklı anlarını anlamlı kılıyorlar.’’ ‘’Pırlanta mücevherlere talep 2017 yılında küresel rekor seviyesine ulaştı; bununla birlikte, fırsatları yakalayabilirsek, genç tüketicilerle ve onların sevgi, bağlılık, doğallık, özgünlük ve pozitif sosyal etki dahil elmaslarda aradıkları mükemmel somutlaştırmayı bizim nitelememiz arzusuyla, elmas sektörünün en heyecanlı zamanları bizi bekliyor.’’ Kaynak: De Beers Grubu
134 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Twitter and Pinterest are considered older generations’ media and of relatively less interest to Gen Z. Opportunity 3 – Aligning company and brand purposes and social commitments to Millennial and Gen Z priorities Millennials and Gen Z both display strong concern for social causes and responsibly sourced products. This highlights the opportunity for diamond brands and retailers to be more proactive in communicating the good that diamonds do throughout the world, and the contribution their individual brands make to important social causes. Gen Z find corporate ‘storytelling’ insufficient to meet their expectations and expect brands to be able to back up their ethical claims, moving from ‘tell me’ to ‘show me’ when it comes to ethical sourcing, making technologies such as blockchain that can provide digital asset tracking more important. Bruce Cleaver, CEO, De Beers Group, said: “The younger generations present wide-ranging opportunities for the diamond industry with the significant size and purchasing power of today’s Millennials and tomorrow’s Gen Z consumers. While both of these generations desire diamonds just as much as the generations that have come before them, there are undoubtedly new dynamics at play: those diamonds may now be in different product designs, used to symbolise new expressions of love and researched and purchased in different ways to mark different moments in life. “Diamond jewellery demand reached a record global high in 2017; however, with the younger consumers’ desire for qualities that diamonds can perfectly embody – including love, connections, authenticity, uniqueness and positive social impact – the most exciting times for the diamond industry are still ahead of us if we can seize the opportunities.” Source : De Beers Group
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
135
HABER
JIVAL’DEN IŞILTILI SONBAHAR Doğanın sunduğu renk paletindeki yeşil, sarı, toprak tonları moda trendlere de yansıyor. Jival, pastel renkleri, altın ve pırlanta ile birleştirerek özel tasarımlar hazırlıyor.
J
ival’in rose altın kullanarak hazırladığı zarif tasarımlar arasında yüzük, küpe ve bileklik öne çıkıyor. Özellikle kahve ve pembe renkteki değerli taşlar, pırlanta ile işlenip ışıltı katılarak sonbahar koleksiyonundaki yerini alıyor. Stil sahibi mücevher severler, Jival tasarımlarıyla sonbahar kombinlerini tamamlıyor...
136 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
136
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
137
HABER
MIDAS ARTIK SORUMLU MÜCEVHERAT BIRLIĞI’NIN SERTIFIKALI ÜYESI
M
idas Kuyumculuk, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olarak çalışmalarını Amerika’da başlatan Sorumlu Mücevherat Birliği’nin sertifikalı üyesi olmasıyla prestijini bir üst seviye taşıdı. SMB, Mücevher ve altın tedariğinin sağlanmasındaki gelişmeleri müşterilerin güveni çerçevesinde yürütmeyi amaç edilen bir organizasyon kuruluşu. Maden şirketleri, rafineciler, ticaret adamları, işlemeciler, imalatçılar ve dağıtımcılar gibi tedarik zincirinde rol oynayan her bir halkanın iş etiği, çevresel ve sosyal standartlarının güvencesini temin etmekten sorumlu. SMB, 53 farklı ülkede 500’ün üzerinde üyeye sahip. Aralarında De Beers, Rio Rinto, Pandora, Gucci, Hublot, Rosyblue, Lange&Sohne, Asian Star, Andre Messika, IWC’nin olduğu denetim ve değerlendirme süreçlerinin çok önem arz ettiği büyük çaplı dünya markaları yer alıyor.
MIDAS IS NOW A CERTIFIED MEMBER OF RESPONSIBLE JEWELLERY COUNCIL Midas has taken its quality one step further as it has become a member of Responsible Jewellery Council, a non-profit organization that started its activities in USA. It’s the organization’s aim is to maintain consumer confidence by advancing responsible business practices throughout diamond and gold jewellery supply chain. It is seeking to achieve its objective by developing business ethics and environmental and social standards those apply to members at each step in 138 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
the supply chain – e.g. mining companies, refiners, traders, processors/cutters, manufacturers and retailers. RJC has over 500 members from 53 countries around the world. Among the members of RJC are such large-scale companies from all over the world such as De Beers, Rio Tinto, Pandora, Gucci, Hublot, Rosyblue, Lange&Sohne, Asian Star, Andre Messika, IWC and membership process requires very careful audit and assessment procedures.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
139
HABER
DÜNYA ALTIN TALEBİ
Q2 2018
GOLD DEMAND TRENDS 2018’in ikinci çeyreğinde mücevhere olan talep 510.3 tona düşerek %2 geriledi. Yılın ilk yarısındaysa 1,031.2 tonla stabilitesini korudu. • Hintli tüketiciler, yüksek yerli altın fiyatlarıyla ve mevsimsel etkilenmelerle karşılaştı. • Piyasanın bazı kesimlerinde ekonomik faktörler ve yeni katma değer vergisi uygulaması Orta Doğu’daki altın talebini vurdu. • Çinli tüketiciler, endüstrinin gelişme hızına ve markalaşma çalışmalarına olumlu karşılık verdi. • Indian consumers were confronted with a high local gold price and seasonal challenges • Economic factors, and a new VAT regime in some markets hit Middle Eastern demand • Chinese consumers responded well to industry focus on innovation and branding
Y
ılın ikinci çeyreğinde altın talebinin yıldan yıla gerilemesinin asıl nedeni piyasanın bazı kesimlerinde ortaya çıkan zorlu durumlar. Bu piyasalardaki zayıflığın asıl etmenleri Orta Doğu ve Hindistan olmasına rağmen, Çin ve Amerika’daki olumlu sonuçlar genel piyasayı kısmen dengeledi. 2018’in ilk yarısı 2017’nin ilk yarısıyla karşılaştırıldığında talep 1,035.8 tondan 1,031.2 tona düşerek çok az değişikliğe uğradı. Altın mücevher talebinin, yılın çeyreği boyunca altının ABD doları fiyatındaki nispeten keskin düşüşe tepki olarak yükselmemesi şaşırtıcı görünebilir. Ancak, piyasadaki nakit sıkıntısı, yerel tüketicilerin benzer altın fiyat indirimlerinden yararlanamadıklarını; bunun yerine sabit veya daha yüksek fiyatlar ile karşı karşıya kaldıklarını gösterdi. Artan dolar, ABD doları altın fiyatı ile yerel para birimi fiyatları arasındaki değişkenlik ön palana çıktı
140 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
C
hallenging conditions in a few markets were the main reason for the y-o-y global decline in Q2 gold jewellery demand. India and the Middle East were the main drivers of the decline, although weakness in those markets was partly offset by growth in China and the US. Comparing H1 2018 with H1 2017, demand was little changed: 1,031.2t compared with 1035.8t. It may seem surprising that gold jewellery demand failed to perk up in response to the relatively sharp decline in the US$ gold price over the quarter. But currency weakness in many markets meant that local consumers did not benefit from similar gold price reductions; instead they were faced with steady – or even higher – prices. Stronger dollar drove the divergence between US$ gold price and local currency prices.
Hindistan Hindistan’daki altın talebi, yüksek yerel fiyatlar ve mevsimsel faktörlerden dolayı 2017’nin güçlü ikinci çeyreğine kıyasla düşüşe uğrasa da uzun dönem genel ortalamasında çizgilerden sapmadı. Yıldan yıla azalan talep, geçen yılın ikinci yarısında tüketicilerin yeni katma değer vergisi sistemine geçiş dönemi olan 1 Temmuz öncesinde taleplerde artış olduğu yönünde gösterildi. Uzun döneme baktığımızda, beş yılın çeyrek ortalamasının 149.1 tonla %1 alta düştüğünü ve sonraki on yılın ikinci çeyrek ortalamasının 144.1 tonla %3 arttığını gözlemleyerek uzun dönemde Hintlilerin altına olan talebinin kısmen yerinde olduğunu sonucuna varabiliriz. Nisan ayındaysa, düğün sezonunun ve bir Hint bayramı olan Akshaya Tritiya’nın taleplere olumlu yansıması oldu. Hindistan altın ticareti, o dönemin yüksek yerel altın fiyatlarına rağmen bayram döneminde taleplerin azalmadığını rapor etti. Düğün ile ilgili alımlar da çeyrek dönemde altın talebini destekledi. Ancak, bu olumlu etki kısa süre içinde geriledi, çünkü Rupi ABD Doları karşısında zayıfladı ve yerel altın fiyatını yükseltti. Hintliler için uğursuz bir zaman olan Adhik Maas, aynı zamanda altının yıldan yıla düşüşüne etki eden bir faktördü. Adhik Maas, hint takviminde ay ve güneş takvimlerini hizalamak için her 30-36 ayda bir gerçekleşen ek bir aydır. Düğün gibi olaylar için uğursuz bir zaman olarak kabul edilir, bu nedenle altın mücevher talebi üzerinde negatif bir etkisi vardır. Mayıs ayı ortalarında Adhik Maas’ın başlaması, yerel altın fiyatının, ABD doları fiyatına kıyasla oldukça keskin bir şekilde düşmesiyle aynı zamana denk geldi. Adhik Maas döneminde fiyatlarda görülen keskin düşüşler Muson iklimine girilmesiyle, yılın son çeyreği talepler açısından durağan geçti. Uğursuz varsayılan Adhik Maas döneminin 13 Haziran’da sona ermesini takiben hükümetin çiftçi gelirlerini artırma girişimleri yardımıyla (Kredi muafiyetleri ve bazı mahsuller üzerindeki asgari destek fiyatları gibi) kırsal topluluklar arasında muson hazırlıklarının başlaması hızla devam etti. Genellikle altının, tohum almak için kredi teminatı olarak kullanıldığı bu zamanda, tarım toplulukları muson dönemi için daha çok hazır ekinlere yöneldiler.
India Indian gold demand was down from a strong Q2’17, falling 8% to 147.9t due to high local prices and seasonal factors, but was in line with the long-term average. The y-o-y drop in demand was magnified by the jump in demand seen in Q2 last year when consumers rushed to make gold purchases before GST was implemented on 1 July. In a longer-term context, Indian jewellery demand was relatively healthy, just 1% below the five-year quarterly average of 149.1t and 3% higher than average Q2 demand over the preceding ten years (144.1t). Demand was boosted in April by Akshaya Tritiya and the wedding season, before fizzling out. India’s gold trade reported brisk demand during the festival, despite relatively high local gold prices at that time. And wedding-related purchases supported demand early in the quarter. This positive effect soon wore off however, as the rupee continued to weaken against the US$, keeping the domestic gold price elevated. Adhik Maas – an inauspicious time for Hindus – was also a contributing factor to the y-o-y decline. Adhik Maas is an additional month in the Hindu calendar, which occurs every 30-36 months in order to align the lunar and solar calendars. It is considered an inauspicious time for events such as weddings, so tends to have a dampening effect on gold jewellery demand. The start of Adhik Maas in mid-May coincided with the local gold price moving quite sharply into discount versus the US$ price. Steep discounts seen in India during inauspicious month of Adhik Maas The imminent monsoon kept demand subdued towards the end of the quarter. Although the inauspicious Adhik Maas period ended on 13 June, it was rapidly followed by the onset of monsoon preparations among rural communities, aided by government attempts to boost farm incomes (such as loan waivers and raising Minimum Support Prices on certain crops). Farming communities were heavily involved in sowing crops ready for the monsoon - often a time during which gold is used as collateral for loans to buy seed rather than to purchase gold jewellery.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
141
HABER
Hindistan’daki altın talebi, yüksek yerel fiyatlar ve mevsimsel faktörlerden dolayı 2017’nin güçlü ikinci çeyreğine kıyasla düşüşe uğrasa da uzun dönem genel ortalamasında çizgilerden sapmadı Indian gold demand was down from a strong Q2’17, falling 8% to 147.9t due to high local prices and seasonal factors, but was in line with the long-term average. Çin Yılın ikinci çeyreğinde mücevher talebi 144.9 tonla %5 artarak son iyileşmeleri korumaya devam ederken, 2018’in şimdiye kadar olan kısmında talep, 332.9 tonla son üç yılın en yüksek rakamına ulaştı. Piyasa alışıldık temalarla devam ediyor. Tüketiciler, geleneksel mücevherlerden giderek uzaklaşarak inovatif ve yaratıcı tasarımları tercih ediyor. Altın mücevher talebinde piyasaya %70 oranla klasik sade 24 ayar mücevherler hakim olurken, daha yeni ve alternative olana talep te devam etti. 18 ayar, 22 ayar ve %99.99 saf altından yapılma 3 boyutlu dizayn edilmiş has altınlar bir adım öne çıktı. Giderek daha da bilinçlenen tüketiciler arasında, hizmete ve markalaşmaya daha titiz yaklaşmak önemli bir mesele. Yenilikçi tanıtım, pazarlama ve müşteri hizmetlerine yönelik yeni büyüme trendi, yılın ikinci çeyreğinde olumlu sonuçlar doğurdu. Perakendeciler ve üreticiler, daha çok ihtiyaç duyulan ürünleriyle, öncü kitleleri daha etkili bir şekilde hedef almak ve etkilemek için çaba sarfettiler. Örneğin, CHJ Mücevherat, büyük şehirlerde yaşayan genç ve hırslı kadınların hayatlarını anlatan popüler bir televizyon dizisi “Pekin’de Kadınlar” ile işbirliği yaptı. 2017’de Deloitte tarafından yürütülen, 2016 tüketici araştırma programının sonuçlarını yansıtan araştırma, Y kuşağının geleneğe daha az öncelik verdiğini ve eşsiz ve farklı birşey satın almayı tercih ettiğini ortaya koydu. Sektör, bu eğilimin farkında ve mücevher talebinde daha özel tasarımlara yönelip, etkin tanıtım ve pazarlamaya duyulan ihtiyacı gidermeye devam ediyor.
142 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
China Jewellery demand extended its recent recovery, gaining 5% to 144.9t in Q2. Y-t-d demand reached a three-year high of 332.9t. The market followed familiar themes: consumers increasingly prefer innovative, creatively-designed pieces over traditional jewellery. While traditional, plain 24-carat jewellery continues to dominate the market – accounting for around 70% of gold jewellery demand – the shift towards alternative, newer products continued. 18ct, 22ct, 3D hard gold and premium higher-carat products, such as 9999s (99.99% pure gold) jewellery, performed well. A greater emphasis on service and branding is paying dividends among increasingly discerning consumers. The fledgling trend towards more innovative promotion, marketing and customer service gathered pace in Q2, with positive results. Retailers and manufacturers are investing much-needed resources into more effectively targeting and engaging key younger audiences. Jeweller CHJ Jewellery, for example, partnered exclusively with a popular TV series “Women in Beijing”, which follows the lives of young ambitious women living in big cities. Research conducted by Deloitte in 2017 mirrors the results of our own 2016 consumer research programme, finding that millennials are less interested in heritage and tradition than in buying something unique and different.1, 2 The industry is alert to this trend and as it continues to address the need for more tailored, effective promotion and marketing, jewellery demand should benefit.
Ortadoğu & Türkiye Orta Doğu pazarlarında mücevher talebi zorlu ekonomik zemine karşı mücadele etmeye devam etti. İran, beklenmedik bir şekilde bölgenin en büyük yılın ikinci çeyrek kaybını yaşadı. Talep, tarihteki veri serilerinden en düşük ikinci çeyrek olan 6,6 tonla %35 düştü. Yenilenen ekonomik yaptırımlar ve kurdaki çöküşle yüz yüze gelen altın talebi, yerel fiyatta gerçekleşen artışlarla da ekstradan düşmeye uğradı. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de yeni katma değer vergisinin etkisiyle yıldan yıla kayba uğrayanlardan. Suudi Arabistan’da talep, yılın ilk yarısında son üç yıldakinden yarıya indi. Üreticiyi yerli olanlardan seçme çabaları da talebi azalttı. Mısır, %10 artışla gelişme gösteren tek ülke olarak tekrar kayda geçti. Fakat bu yıldan yıla artışın yanıltıcı bir tarafı var. O da şu ki, 2017’nin ikinci çeyreğinde talep sadece 4.7 tondu. Ama yine de yerlileştirmeye teşvik, artışı desteklemişti. Mısır hükümeti, yeni bir reform ve yatırım programı uyguladıktan sonra ekonomik büyümeye katkısı olan 2 milyar dolarlık bir IMF kredisi onaylandı. Türkiye’deki yıldan yıla olan %10’luk düşüş, artan altın fiyatlarıyla siyasi gerilimin bir sonucuydu. 10 tonluk altın talebiyle Türkiye, en düşük ikinci, ikinci çeyrek talebi oranına sahip ülke olarak listede yer aldı.
Middle East & Turkey Jewellery demand across Middle Eastern markets continued to struggle against a challenging economic background. Iran, unsurprisingly, posted the region’s biggest Q2 loss. Demand fell 35% to 6.6t – the lowest quarter in our historical data series. Faced with renewed economic sanctions and a collapsing currency, which caused a huge rise in the local price, demand for gold jewellery slumped. Instead demand was channelled into gold investment products (which, unlike gold jewellery, are VAT-exempt), pushing demand for bars and coins to a four-year high. Elsewhere in the region, y-o-y comparisons in the UAE and Saudi Arabia (down 24% and 10%, respectively) suffered due to the impact of VAT, introduced at the beginning of the year. Total H1 demand in Saudi Arabia has halved in the last three years: 18.0t in H1 2018 compared with 36.2t in H1 2015. The continued push for localisation – favouring domestic employees over expat workers – has also undermined demand, given that many of the latter are Indians with ingrained gold-buying habits. Eg ypt was again the only market to see improvement, up 10% to 5.1t. This y-o-y gain is however, somewhat misleading as the comparison is against a record low quarter: demand was just 4.7t in Q2 2017. Nonetheless, the domestic environment is encouraging: a US$2bn IMF loan was approved after the Eg yptian government implemented a programme of reform and investment, contributing to economic growth. The currency has stabilised but remains relatively weak, which should continue to support the export sector. he 10% y-o-y fall in jewellery demand in Turkey was a response to the very high and volatile local gold price at a time of political tension. Jewellery demand of 10t was the second-lowest Q2 in our series for Turkey. The value of the Turkish lira plunged as global investors reacted to comments by President Erdogan that called into question the independence of the central bank in setting interest rates. This, in turn, caused the local price of gold to skyrocket during Q2. Budget-conscious consumers – already uneasy over the faltering economic environment and somewhat controversial presidential election – put jewellery buying plans on hold.
Orta Doğu pazarlarında mücevher talebi zorlu ekonomik zemine karşı mücadele etmeye devam etti. İran, beklenmedik bir şekilde bölgenin en büyük yılın ikinci çeyrek kaybını yaşadı. Talep, tarihteki veri serilerinden en düşük ikinci çeyrek olan 6,6 tonla %35 düştü. Jewellery demand across Middle Eastern markets continued to struggle against a challenging economic background. Iran, unsurprisingly, posted the region’s biggest Q2 loss. Demand fell 35% to 6.6t – the lowest quarter in our historical data series.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
143
HABER Batı Amerika mücevher talebinde, son on yılın ikinci çeyreklerinde 28.3 tonla %5 artarak düzenli büyüme oranlarıyla istikrarını korudu. Yılın başından beri talep, piyasayı canlı tutacak kadar yüksekti. Bu talep, ekonomik sıkıntılarla baş etmeye çalışan yerel çevreyi olumlu etkiledi. Büyük mağazalar, genel mücevher satışlarında ve lüks tüketimlerde iyi satış rakamlarına ulaştıklarını kaydetti. Amerika ikinci çeyrek mücevher talebi son 10 yılın en güçlüsü Avrupa da Amerika gibi düzenli talep artışında devamlılığı sağlayabildi. İkinci çeyrek talebinde göze çarpar bir yukarı doğru hareket görülmekte. Bu talep, stabil euro altın fiyatlarıyla desteklendi. İtalya, mart ayındaki genel seçimlerin etkisiyle birlikte tekrardan en zayıf ülke konumunda yer aldı. Güneydoğu Asya Endonezya ve Vietnam Asya’daki talep zayıflığını genel olarak telafi etmiş durumda. Endonezya’da talep ikinci çeyrekte %10 artarak son üç yılın en yüksek rakamını gördü. Sağlıklı ekonomik büyümenin ekmeğini yiyen tüketiciler, doğal olarak altın satışlarında iyi performans gösterdiler. Vietnam’da aynı şekilde pozitif yansımaları tecrübe etti. Güney Kore’deki mücevher sektörü kısmen durgundu. Yarımada’da siyasi gerilimin ortadan kalkmasına rağmen talep, küresel ticaret savaşlarının artan sinyalleri yüzünden son beş yılın en düşük rakamını elde etti.
The West US jewellery demand continued along its recent path of steady growth: demand grew 5% to a ten-year Q2 high of 28.3t. Y-t-d demand was equally buoyant: at 51.9t gold jewellery demand saw the strongest H1 total since 2008. Demand benefited from the positive domestic economic environment: rising wages, lower taxes boosting household incomes, unemployment at historic lows and heightened consumer confidence. Department stores report good jewellery sales (with some reportedly reallocating store space back to gold from silver) and the high-end of the market is performing well. Europe saw a continuation of recent modest growth. A marginal uptick in Q2 demand (14.5t from 14.4t) was mirrored in the H1 total (27.4t from 27.2t). Demand was supported by the relatively stable euro gold price and a subdued reaction from consumers to geopolitical uncertainties, although in the UK consumers remained hesitant in the face of Brexit uncertainty. Italy was again the weak spot, with demand affected by drawn-out political wrangling after the general election in March. But the top end of the market remains resilient, helping to contain losses. Other Asia Growth in Indonesia and Vietnam more than compensated for weakness elsewhere in the region. Demand in Indonesia reached a three-year high: Q2 demand grew 10% to 11.2t. Consumers, buoyed by healthy domestic economic growth, responded well to gold sales promotions. It was a similar picture in Vietnam, where a 14% y-o-y rise in Q2 demand contributed to the strongest H1 since 2008 (9.5t vs 9.9t in 2008). Continued Vietnamese economic growth was reflected in positivity among jewellery consumers. Jewellery wholesalers and retailers expanded their sales networks to capitalise on this upbeat mood. The mood in South Korea’s jewellery market was relatively muted: demand slipped to a five-year low of 4.9t as consumer sentiment was subdued by increasing signs of a global trade war, despite the easing of political tensions on the Peninsula. 144 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Türkiye’deki yıldan yıla olan %10’luk düşüş, artan altın fiyatlarıyla siyasi gerilimin bir sonucuydu. 10 tonluk altın talebiyle Türkiye, en düşük ikinci, ikinci çeyrek talebi oranına sahip ülke olarak listede yer aldı. The 10% y-o-y fall in jewellery demand in Turkey was a response to the very high and volatile local gold price a time of political tension. Jewellery demand of 10t was the second-lowest Q2 in our series for Turkey.
İmalat & Merkez Showroom
İstanbul İmalat
İstanbul Şube
Bursa Şube
Semercilerbaşı Osmanpeker İşhanı Kat:3 No:41/42 TRABZON / TURKEY Tel : +90 462 323 30 03 Fax : +90 462 326 94 82 GSM : +90 533 203 95 96
Kuyumcukent Atölye Bloğu Kat:3 1. Sok. No:10 Yenibosna İSTANBUL / TURKEY Tel : +90 212 603 02 10 Tel : +90 212 603 02 12 Fax : +90 533 920 66 96
Mollafenari Mah. Şeref Efendi Sk. Şerefhan Kat:1 No: 97 Nuruosmaniye İSTANBUL / TURKEY Tel : +90 212 512 26 88 GSM : +90 532 401 75 13 GSM : +90 532 161 67 97
Kapalıçarşı Ermirhan No:18 Osmangazi / BURSA / TURKEY Tel&Fax : +90 224 225 66 61 Dahili : 2261 GSM : +90 532 503 55 83 GSM : +90 532 401 75 13
web : www.karaltin.com.tr / www.karaltin.com
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
e-mail : info@karaltin.com.tr / info@karaltin.com
145
HABER
Esgold’un yeni koleksiyonu tarihi açıdan önemli simgeler barındıran Göktürk paralarından oluşuyor. “Kültürümüzü yaşatacak kolyeler ürettik” diyen Esgold Firma Sahibi Aykut Erhan, Göktürk Koleksiyonu’nun hikayesini ve oluşum sürecini anlattı.
ESGOLD ÇARPICI BIR SERIYE IMZA ATTI.
“GÖKTÜRK KOLEKSİYONU”
G
öktürk Koleksiyonu ilk olarak sosyal medyada gördüğüm paralı tasarımların gözüme çarpmasıyla oluşmaya başladı. Araştırdığım zaman gördüm ki eski, tarihi simgelerin, figürlerin kullanıldığı bu tasarımlardan hiç biri Türk tarihinden simgeler içermiyordu. O nedenle ben kendi kültürümüzü yaşatacak, gençlerimize kendi atalarının kültürünü yaşatacak kolyeler üreterek, kültürümüze sahip çıkmak istedim. Araştırdığımda, ilk Göktürk parasının ne şekilde olduğunu nasıl bir mantıkla yapıldığını gösteren enteresan hikayelerle karşılaştım ve bu ürünleri yapmaya karar verdim. Bütün Göktürk paralarını inceledim ve çok etkilendiğim şeyler oldu. Örneğin, etrafında Göktürk yazısıyla “Zamanı tanrı yaşar, insanoğlu hep ölmek için türemiştir” yazan para beni çok etkiledi. Bir diğerinde ise, “Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin” yazıyordu. Tüm bunları, islamiyetten önce dahi türk milletinin kalbine allah inancının verildiğini gösteren bir ibare olarak hissettim. Gençlerin kendi kültürüne sahip çıkmasını istiyorum. Kültürümüzde o kadar güzel şeyler var ki onları yaşamalarını ve araştırmalarını istiyorum. O zaman bu koleksiyonu keyif le takacaklardır. Bilmedikleri bir kültüre ait simgeleri taşımaktansa; kendi kültürümüzden ve atalarımızdan izler taşıyan kolyeleri üzerlerinde taşımanın gurur ve sevinç yaratacağına inanıyorum.”
146 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
147
HABER
365 GÜN FUAR ALANI: PASSAGE473 Yılın her günü açık olan bir fuar alanı olsaydı kuyum camiası için çok iyi olmaz mıydı? Önümüzdeki günlerde Kuyumcukent’te açılacak olan Passage473 işte böyle bir fuar alanı olmaya aday. Geçtiğimiz günlerde Kuyumcukent’te açılarak hizmet vermeye başlayan Work473’ün bir diğer kuruluşu olan Passage 473 hayli ilginç bir konseptle yeni bir mağazacılık anlayışını gündeme getirmeye hazırlanıyor. İçerisinde iki adet mağaza bulunan ve ayrı ayrı 25’den fazla sunuma hazır vitrin barındıran oluşum, kısa dönem kiralamaya fırsat vererek sunum alanı olmayan atölye ve üreticilere imkân sağlayacak. Ayrıca şube açmak veya masraf yapmadan dükkân sahibi olmak isteyen kişilere ve kuruluşlara 2 adet hazır mağazasıyla hizmet verecek. Üretime Pazarlama Desteği Passage473, kuyumculuk sektörünün ana oyuncuları hariç Kuyumcukent, Vizyonpark ve Kapalıçarşı dahilinde üretim yapan, tasarım gerçekleştiren ancak ürünlerini sergileme ve pazarlama sıkıntısı çeken üretici, tasarımcı ve tedarikçilere destek olarak, sürekli müşteri potansiyelini oluşturacak personeliyle kârlı bir sunum alanı yaratmak peşinde.
148 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Dönüşümlü ve Adil bir Tanıtım Yöntemi Mağaza içerisinde yer alan vitrinlerin kiralanma opsiyonları belli kriterlere göre oluşturuluyor. Bir atölye veya üreticiye birden fazla vitrin kiralama imkânı verilmiyor. Bunun amacı üretim gücü hayli yüksek olan sektörümüzün bu hizmetten eşit şekilde yararlanabilmesi. Dönüşümlü olarak ileri tarihli opsiyonlama yöntemi ile vitrinlerin kullanımından faydalanmak mümkün. Diğer bir ilginç yaklaşım ise firma isimlerinin vitrinlerde yer almayacak olması; sadece numaralarla belirlenen vitrinlere ürünlerinizi koyduktan sonra gerisini firmanın satış temsilcisine bırakıyorsunuz. Buradaki amaç ise olası müşterinin sizin iletişim bilgilerinizi edindikten sonra sizinle irtibata geçmemesini ihtimalini önlemek; yani firma ürünlerinizle ilgilenen tüm müşterileri sizinle her şekilde buluşturmak niyetinde. Dil Desteği ile Yeni bir Mağazacılık Firmanın oldukça faydalı diğer bir hizmeti ise yabancı firmalarla iletişime geçmek konusunda sıkıntı yaşayan
ve dil problemi yüzünden olası bir satışı kaçırabilecek müşterilerine yönelik. İngilizce, Rusça, Arapça dil desteği sağlayan Passage473, vitrinde ürününüzü gören yabancı bir müşteriye önce firmanızı tanıtıyor; daha sonra firmanızla irtibata geçerek potansiyel müşterinizi yine mağaza içerisinde bulunan toplantı ve sunum odasında ağırlama fırsatı sunuyor. Müşteri ile buluşturulması sonrası toplantınız dahilinde ekstra dil hizmeti almak isterseniz, saatlik ücret karşılığında çeviri hizmeti almanız mümkün. Her şey Dahil Mağazacılık Sistemi İçerisinde iki adet vitrinli hazır mağaza da bulunan Passage473’de bu alanları firmanız için kısa veya uzun dönem kiralama şansınız da mevcut. Hali hazırda mağazası olan bir firma olarak bir şube açabilir veya ilk defa mağazacılığa girecekseniz, kira, aidat, stopaj ve diğer giderleri ödemek durumunda kalmadan, firma içindeki toplantı odası, çay kahve ve temizlik hizmetlerinden faydalanarak her şey dahil sistemle mağaza kiralayabiliyorsunuz.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
149
HABER
Hızla büyüyen markaları ile daha rahat hizmet verebilmek adına Şerefefendi’deki yeni yerlerine geçtiklerini söyleyen Sina Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Barış Lek, Ekim Fuarı’na da 3 ayrı stand ile katılacaklarını söyledi. “Bu fuarda üç ayrı markamızı ayrı standlarda sunacağız. Birbirleriyle karşılıklı ama ayrı olacaklar. Buta isimli bitmiş mücevher markamız için müthiş hazırlıklar yaptık. Özellikle Dubai’de ürettiğimiz ve Türkiye’de o üretimi destekleyerek çıkardığımız çok yeni, hafif ve kaliteli bir konseptimiz olacak. Aynı zamanda Sina Montür için de yerli pazara hitap eden hafif tektaşlar ürettik, bunları da montür standımızda sunacağız. Bunun yanında ihracat için Sina&Buta markamızın da ayrı bir standı olacak, 18 toptanda da çok farklı şeyler yaptık. Her fuara çok iyi hazırlanıyoruz ama bu fuar şimdiye kadar katıldığımız fuarlar içerisinde en fazla ürünle, en çok yeni konsept ile katıldığımız fuar olacak.
SİNA PIRLANTA 3 AYRI STAND İLE EKİM FUARI’NDA 150 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Sina Pırlanta Yeni Merkezinde... Merkezimizi yine Şerefefendi’de, eski yerimize çok yakın olan, daha büyük bir yere taşıdık. Hızla büyüyen markalarımızla artık müşterilerimize eski yerimizde hizmet vermekte zorlanıyorduk. Yeni yerimize geçerek, müşterilerimize daha geniş bir alanda, daha rahat sunumlar yapabilmek için bir atılım yaptık.” Reklam Çalışmalarımız Artarak Devam Edecek. Ulusal kanallardaki reklamlarımızı 2019’da da görmeye devam edeceksiniz. Geçen yıl ‘Kadın’ dizisinin ana sponsoruyduk, şuanda da ‘Kanal D Magazin’ ile sponsorluğumuzu sürdürüyoruz. Bunun yanı sıra Türkiye’nin en çok izlenen dizilerinde de bant reklam giriyoruz. Reklam çalışmalarımızı önümüzdeki yıllarda arttırarak sürdürmeyi düşünüyoruz. Önce Türkiye’de sonra dünya çapında bilinen bir marka olmayı h edefliyoruz.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
151
HABER
RAFINASYONDA STANDARTLARI
YÜKSELTMEYI HEDEFLIYORUZ Uzun yıllara dayanan sektör tecrübesi temelinde kurulan Altın Rafineri Dünyası Anonim Şirketi hizmet vermeye başladı. En son teknolojiye sahip tesisler sektöre rafinasyon alanında en yüksek standartlarda hizmet verecek.
Altın Rafineri Dünyası Anonim Şirketi kısa bir süre önce faaliyete başladı. Uzun yıllara dayanan sektör tecrübesi temelinde, sektörün tanınan ismi Mesut Kaynak tarafından kurulan firma rafinasyon alanında sektöre hizmet veriyor. En son teknolojiye sahip tesislerde en yüksek standartlarda rafinasyon hizmeti vereceklerini belirten Mesut Kaynak çalışmaları ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; ‘’Teknolojinin gelişimi ile birlikte rafinasyon hizmet standartları da her geçen gün gelişiyor. Her sektörde olduğu gibi rafinasyon alanında da teknoloji kullanımı son derece önemli Artık dünyada en yüksek verimlilikte ve doğaya zarar vermeyen sistemler tercih ediliyor. Bu konudaki duyarlılık da her geçen gün gelişiyor. Bu alanda sektörde ihtiyaç olduğunu tespit ederek önemli bir tesis yatırımı gerçekleştirdik. Sektörün önemli firmaları ile çalışmaya başladık ‘’Biz uzun yıllara dayanan sektör tecrübesi temelinde kurulmuş bir firmayız. Sektörde farklı alanlarda da hizmet veriyoruz. Sektörümüz ile iç içe bir yapıya sahibiz. Kısa bir süre önce kurulumumuz tamamlanmış olmasına rağmen daha şimdiden sektörün önemli firmaları ile iş birliğine başladık. Standartları yükseltmeyi hedefliyoruz Sektörde rafinasyon işlemlerinin önemli bir bölümü, günümüzde standart dışı olarak tabir edilen tesislerde, son derece demode tekniklerle gerçekleştiriliyor. Doğaya duyarlılığın ikinci plana itildiği bu sistemlerin artık günümüze ayak uydurması gerekiyor. Gerçekleştirdiğimiz bu yatırımın sektördeki rafinasyon standartlarının yükselmesinde katkısı olacağını düşünüyoruz. 152 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
153
HABER
“DERSİMİZE İYİ ÇALIŞTIK” 2013 yılında Firma ortakları Eren Sürme ve Erol Durmuş tarafından kurulan Ema Gold, özellikle İtalyan ürünler ve dorika tasarımlarıyla iç pazardaki payını arttırdı. Ekim Fuarı hazırlıklarına ilişkin ‘Dersimize iyi çalıştık’ diyen firma ortakları, fuar hazırlıklarını ve fuardan beklentilerini aktardı.
Eren sürme- Ema Gold Firma Ortağı “Yaklaşan Ekim Fuarına dair olumlu beklentiler içerisindeyiz. Biz fuarlara her zaman çok iyi hazırlanarak katılıyoruz. 4-5 aylık bir hazırlık sürecimiz oluyor. Bu süreçte başta İtalya olmak üzere yurtdışı ziyaretlerimizi yapıyor, yeni koleksiyonlarımızla ilgili ar-ge araştırması yapıyoruz ve kendi bünyemizde bunları tasarıma döküyoruz. Ekim fuarı için de gerekli fizibilite çalışmalarını yaptık, tüketici tercihlerini tespit ederek piyasanın ihtiyaçlarına yöneliklik ürünler hazırladık. Kuruluşumuzdan beri süregelen yukarı hareketli bir ivmemiz var. Bunu, fiyatlar ve kurlardan dolayı cazip hale gelen ihracata yönelik çalışmalarımızla, artırarak sürdürmeyi hedefliyoruz. Ekim Fuarını da bunun için ciddi bir fırsat olarak görüyoruz.”
154 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Erol durmuş- Ema Gold Firma Ortağı “Ema Kuyumculuk olarak kısa sürede büyük yollar kat ettik. Bugün Türkiye üzerinde sadece kendi ekiplerimizden oluşan 300’e yakın satış noktamız var. Ayrıca büyük firmalara da toptan ürün tedarik ediyoruz. Bu da Türkiye üzerinde 1300’e yakın mağaza ile çalışmamıza vesile oluyor. Fiyatlar ve kurlardaki artış ihracata yönelik büyük bir pazar açılmasına neden oldu, biz de bu avantajı değerlendirmeye başladık. Başta Dubai olmak üzere, Irak, İran ve Suudi Arabistan’a yönelik çalışmalar yaptık fuarda tüm bu ürünlerimizi sergileyeceğiz. Biz bu fuar için dersimize iyi çalıştık, müşterilerimizi fuardaki standımızda bekliyor olacağız.”
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
155
HABER
İSTANBUL JEWELRY SHOW 47. KEZ SAHNE ALIYOR
Asya kıtasının en büyük fuar organizatörü UBM Asia’nın Türkiye ofisi olan UBM Rotaforte Uluslararası Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenen, dünyanın en büyük beş mücevher fuarı arasında yer alan Istanbul Jewelry Show, 47. kez mücevher sektörü temsilcilerini 11 – 14 Ekim 2018 tarihleri arasında CNR Expo, İstanbul Fuar Merkezi’nde bir araya getirecek. Uluslararası Alım Heyeti Programı kapsamında, mücevher sektörünün hedef ülkelerinden 1000 kişilik alım heyeti de fuarda ağırlanacak. Usta ve genç mücevher tasarımcıları, en son model ürünlerini de Designer Market’te sergileyecek!
Fuar alanında özel olarak oluşturulan Designer Market’te tasarımcılar tasarımlarını ve ürettikleri mücevherleri sergilecekler. 156 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Dünyanın en büyük beş mücevher fuarı arasında yer alan ve Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası nitelikli mücevher ihtisas fuarı olan Istanbul Jewelry Show, 33 yıllık tecrübesiyle UBM Rotaforte Uluslararası Fuarcılık A.Ş. tarafından 11 – 14 Ekim 2018 tarihleri arasında 47. kez CNR Expo, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek. Fuarda; altın, mücevher, pırlanta, renkli taş, değerli ve yarı-değerli taş, inci, gümüş, gümüş takı ve gümüş ev eşyası, altın montür, rafineri, saat, kalıp, vitrin dekorasyon, makine - ekipman ve yan sanayi, kasa, yazılım, lojistik ile aydınlatma ürün gruplarının yer aldığı 800’ün üzerinde firma ve markası yer alacak. Katılımcılar; fuara özel ürün ve koleksiyonlarını, 16.000’i aşan sektör
profesyonelinin beğenisine sunacak. Istanbul Jewelry Show için alıcılar geliyor! İhracatın artırılması, ihraç ürünlerine yeni pazarlar bulunması ve pazar payının korunması amacıyla T.C. Ticaret Bakanlığı koordinatörlüğünde, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) Genel Sekreterliği, Mücevher İhracatçıları Birliği ( JTR) ve UBM Rotaforte’nin organizatörlüğünde “Uluslararası Alım Heyeti Programı” gerçekleştirilecek. Program kapsamında Avrupa, Ortadoğu, Amerika, Kuzey Afrika ve Uzakdoğu ülkelerinden 1000 kişilik alım heyeti fuarda ağırlanacak. Türkiye Mücevher İhracatının %80’nine yakın bölümünün fuar süresince yapılacak iş görüşmeleri ile gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Usta ve genç mücevher tasarımcıları Designer Market’te! Her yıl Türkiye Mücevher İhracatçıları Birliği ( JTR) tarafından Istanbul Jewelry Show kapsamında organize edilen Designer Market, usta ve genç mücevher tasarımcılarını aynı platformda bir araya getirecek. Fuar alanında özel olarak oluşturulan Designer Market’te tasarımcılar tasarımlarını ve ürettikleri mücevherleri sergilecekler.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
157
HABER
BORSASI ÜYELİĞİ ÖNEMLİ AVANTAJLAR SAĞLIYOR Toptan pırlanta tedarikçisi Dianoor Pırlanta, Ekim ayında gerçekleştirilecek olan İstanbul Jewelry Show’da yerini alacak. Elmas Borsası’nın ilk üyeleri arasında olan firmanın sahibi Serkan Gökpınar, Elmas Borsası üyesi olmanın firmalarına kazandırdığı avantajlardan ve fuar için hazırlıklarından bahsetti. Elmas Borsa’sı sisteminin Türkiye’ye girmesiyle, ilk üyeler arasında yerlerini aldıklarını söyleyen Gökpınar, Elmas Borsası’na üye olmanın avantajlarını şu şekilde açıkladı: “Elmas Borsa’sına üye olan firmalar, kendi aralarında yurtdışından getirilen ürünlerde katma değer vergisiz alım-satım işlemleri gerçekleştirebiliyorlar. Bu sayede üye olmayan firmalara göre %18 katma değer vergisi olmaksızın alım yapılabiliyor.” %18’lik bu oranın önemli bir kar miktarı olduğunu belirten Gökpınar, döviz piyasasındaki dalgalanmaların üreticileri daha indirimli ürünlere itmesiyle de firmaların diğer borsa üyesi olan firmalarla ticaret yapmayı özellikle tercih ettiğini söyledi. Borsa üyesi firmaların ürünlerinin bir takım laboratuvar testlerinden geçtiklerinden dolayı herhangi bir sorun teşkil etmeyeceğine de borsa üyesi olmanın avantajları arasına ekledi. İstanbul Jewelry Show’un ekim ayı edisyonunda stantlardan birini DiaNoor Pırlanta dolduracak. Serkan Gökpınar fuara titiz hazırlandıklarını ve stantlarında baget, fantezi, ticari ve ekonomik ürünlerin yanında, 3 karatın üstünde büyük boy pırlanta ve diğer takılara da yer vereceklerini söyledi. 158 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
DIANOOR DIAMOND ON ADVANTAGES OF BEING A DIAMOND EXCHANGE MEMBER Wholesale diamond supplier DiaNoor Diamond will be at Istanbul Jewelry Show in October. DiaNoor Diamond is one of the first members of the Diamond Exchange Federation. Serkan Gökpinar, the owner of the company mentioned about the advantages of being a member of the Diamond Exchange and their preparations for the jewelry fair. Saying that DiaNoor Diamond is among the first members of Diamond Exchange system, Serkan Gökpınar talked about the benefits of being a member of the Diamond Exchange. “Companies that are members of the Diamond Exchange can make their purchase-sale transactions tax-free between themselves. In this way, it is possible to import without 18% value added tax compared to non-member companies.” Gökpınar stated that this rate signifies a good profit and that the fluctuations in the exchange market pushed the producers to more discounted products. That is why the
companies prefer to trade with other member companies of Diamond Exchange.” He has also added that the members of the Diamond Exchange do not face with any problems due to the fact that the products have undergone a series of laboratory tests. In October edition of Istanbul Jewelry Show, DiaNoor Diamond will fill one of the stands. Serkan Gokpinar said that they were prepared well for the fair and that they will include baguette, fantasy, commercial and economic products, as well as diamonds and other jewelry products that are over 3 carats.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
159
HABER
ARİŞ PIRLANTA SATIŞ EKİBİ MOTİVASYON TOPLANTISINDA BULUŞTU
M 19 KARATLIK GÖZ ALICI ELMAS AÇIK ARTIRMA’DA GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR
ücevher sektörünün öncü markası Ariş Pırlanta, dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Hedefine ilerlerken kurum başarısında takım ruhu ve motivasyonun önemini unutmayan Ariş Pırlanta, satış ekibini verimli ve keyif li bir outdoor etkinlikte buluşturdu. Ariş Pırlanta Perakende ekibi geçtiğimiz günlerde düzenlenen başarı ve motivasyon toplantısında bir araya geldi. İletişimin ve ekip çalışmasının önemini vurgulayan temalı yarışmaların ve çeşitli aktivitelerin düzenlendiği outdoor etkinlik, İstanbul’da gerçekleşti.
C
hristie’s’in 18.96 karatlık en büyük ve en ihtişamlı pembe taşlı Pink Legacy yüzüğü, 13 Kasım’da Cenevre’de yapılacak Magnificent Jewels adlı açık artırmada görücüye çıkacak. 30 milyon ila 50 milyon dolar arasında bir tahmini fiyatla, karat başına rekor fiyatını kırma potansiyeline sahip. Bu rekoru, şu anda Christie’s’in Hong Kong’da geçen yıl 32.480.500 dolara sattığı 15 karatlık, “The Pink Promise” adlı oval şekilli elmas elinde tutuyor. Bu rakam karat başına tamı tamına 2,175,519 dolara denk gelmekte. Bu rekoru kırmak için Pink Legacy’nin 41.3 milyon dolarlık bir satış yapması gerekecek.
“UNBELIEVABLE” 19-CT VIVID PINK DIAMOND SET FOR HISTORIC AUCTION
C
hristie’s has announced that the 18.96-carat Pink Legacy – the largest and finest Fancy Vivid Pink diamond the auctioneer has ever put on the block – will be offered for sale at their Magnificent Jewels auction in Geneva on 13 November. With an estimated price of $30 million to $50 million, it has the potential to break the record price per carat for its color category. That record is currently held by ‘The Pink Promise’, an oval-shaped Fancy Vivid Pink diamond of just under 15 carats, which Christie’s sold in Hong Kong last year for $32,480,500 - an incredible $2,175,519 per carat. To break this record, the Pink Legacy will have to sell for about $41.3 million.
160 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
ARİŞ DIAMOND SALES TEAM CAME TOGETHER FOR MOTIVATION MEETING
T
he pioneer of the jewelery sector, Ariş Diamond is taking firm steps towards becoming a world brand. Ariş Diamond brought the sales team together in an efficient and enjoyable outdoor activity. The event was held with the thought of the importance of team spirit and motivation in gaining success. Ariş Diamond’ sales team recently came together at the success and motivation meeting. The event in İstanbul was full of themed events and various activities. The event aimed to emphasize the importance of communication and team work.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
161
HABER
İKO, IŞLETMELERE KATMA DEĞER YARATACAK DEV PROJEYI BAŞLATIYOR!
İstanbul Kuyumcular Odası (İKO), üyeleri başta olmak üzere pazarlama ve tanıtım sıkıntısı yaşayan kuyumcuların katma deeğerli ürünlerle hem ayakta kalmaları, hem de ihracat yapacak kapasiteye ulaştırmalarını sağlayacak Kapalıçarşı’nın Hazineleri projesini başlatıyor. Geçtiğimiz hafta SMS’le bu projeyi duyuran İKO, Ekim Fuarı’nda kurumsal standında projeye katılım için başvuruları alacak. İKO Tanıtım Pazarlama Komisyonu Başkanı Aylin Gözen, uzun bir süredir üzerinde çalışılan projenin ayrıntılarını ilk kez açıkladı. Aylin Hanım, bu projeyi nasil bir ihtiyaç üzerine gelistirdiniz? Gerek milat öncesinden başlayan bulgularla güçlenen metal işlemeciliği tarihimizle, gerekse uluslararası başarılarımızla, sektörümüz ihracatta stratejik lokomotif sektör olmaya hazırdır. Günümüzün ekonomik koşullarında pek çok esnafımız, atölyelerimiz pazarlama ve tanıtım konularında yeterli çalışmaları yürütemiyor. Elimizdeki değerli ustalarımız, tasarımcılarımız, atölyelerimizle katma değeri olan üretimi arttırmak, hem iç pazarda hem de ihracatta güçlenmek amacıyla İKO Tanıtım Pazarlama Komisyonu’nda bu çalışmayı başlattık. Çalışmalarımızı sektörün diğer kurum ve kuruluşlarının çalışmalarıyla birleştirip katkılarıyla güçlendirip geliştireceğiz. Kapalıçarşı’nın Hazineleri Projesi’ne kimler nasıl katılabilir? Projeye şu anda İKO üyelerini davet ettik. Burada bir plan yapıp kategorileri oluşturduktan sonra diğer kurumların üyelerine de açmayı planlıyoruz. Hem katılmak, hem katılanların faydalanacağı faaliyetler ve etkinlikler ücretsiz veya devlet destekli olacak. Proje kapsamında üyeler, 11 ayrı kategoriye ayrılmış durumda. Sürecin başlaması için her kategoride kaç kişinin başvurması gerekecek? Bir kişi bile başvursa tüm kategorilerin ortak katılabileceği faaliyetlerde yer alabilecek. Gectigimiz haftalarda Sms ‘le duyuru yaptiniz. Talep nasıl? Şu anda başlamak için yeterli çoğunluk oluştu. Ön duyurusunu biraz daha iyi yapmak için İstanbul Jewellery Show boyunca da başvuruları alacağız.
162 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
Projeyi hangi tarihte başlamayı öngörüyorsunuz? Başvurular tamamlandıktan sonra 2 ay içinde ilk etkinliklerimiz başlayacak. 1 yıl boyunca destek vereceğiz, daha sonra çalışmalardan aldığımız verimi ilk yılın sonunda değerlendirip gerekli düzenlemeleri yapıp devam edeceğiz. Sektörün en önemli sorunu üretim gücünü pazarlayacak yeterli sermayeye sahip olmamasıdır. Proje sektörün bu kanayan yarasina merhem olacak mi? Amacımız, sektörün tüm birimlerine bu konuda katkıda bulunmaktır. Küçük esnaf ve atölyeler hem işletmesini yaşatmak, hem yurt dışına açılabilir hale gelmek için ihtiyacı olan modern pazarlama tekniklerini yeterince kullanamıyor. Bu konuda ya destek almak için maddi gücü yetersiz, ya gerekliliğine yeterince inanmıyor, veya özellikle yurt dışına açılabilecek hale gelmede yabancı dil sorunu var. Oysa sektör olarak ilerlemek için elimizdeki bu değerleri kullanmalıyız. İstanbul Kuyumcular Odası açısından baktığımızda zaten misyonumuz Anadolu’dan gelen, 7000 yıldan fazla tarihi geçmişe sahip kuyumculuk mesleğinin günümüzdeki temsilcilerinin, ulusal ve uluslararası girişimlerinde önlerini açmak ve Türk kuyumculuğunu sahip olduğu saygınlık ve güvenle evrensel bir platforma taşımaktır. Bunu pazarlama ve tanıtım çalışmaları olmadan başarmak imkansız. Projeye katılan bir firma, 10 yıl sonra nasıl bir noktaya ulaşmış olacak? Projenin kazanımları ne olacak? Nihai hedefimiz mücevher sektörünün dünyada tartışmasız lider konumuna gelmesini tüm kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde sağlamak. Sektörde tüm faaliyet gösterenlerin ulusal ve uluslararası girişimlerinde önlerini açmak, bu yolda sektörün ilerlemesini sağlayacak, devamlılığı olacak sürdürülebilir projeler üretmek.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
163
HABER
PIYASALARDAKI DALGALANMALARA RAĞMEN KIAŞ HIZ KESMIYOR KİAŞ’ın son dönemlerde yaptığı çalışmalarla ilgili KİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş yaşanan süreci ve yenilikleri anlattı. Bu süreçte Kuyumcukent’i geliştiren ve değerine değer katmak için uğraşan Kuyumcukent İşletme A.Ş. ile son dönemde yaptıkları çalışmaları konuştuk. Nevzat Sudaş; “Türkiye büyük ve güçlü bir ülke. Hiçbir dış güç büyümesini engelleyemez. Bizler vatandaş, iş veren, yönetici olarak da buna izin vermeyiz. Kendi çapımızda ekonomiye destek olur, ticaret hayatının hız kesmemesi için büyük çaba sarf ederiz. Kuyumcukent’te büyük bir tesis olması sebebiyle bu süreci en iyi analiz eden ve bu doğrultuda önlemler alan, çalışmalarına devam eden bir yönetim anlayışına sahiptir” dedi. CK ENERJİ TEMİNATI ÖDENDİ Ülkemizdeki enerji ihtiyacının büyük bölümünün temin edildiği, termik santrallerin hammaddesi olarak kullanılan doğalgaz ve kömür maliyetleri ile YEKDEM maliyetlerinin dolar kuruna bağlı artışlarından dolayı, Enerji piyasasında olumsuz gelişmeler gerçekleşmiştir. Bununla birlikte Özel Enerji firmaları portföy boşaltmak durumunda kalmıştır. Yapılan düzenlemeler ile yıllık enerji tüketimi 50.000.0000 kw altında kalan firmalar, CK Boğaziçi Enerji Perakende Satış A.Ş. Portföyüne alınmıştır. KİAŞ’ında bu sınırın altında kalması ile CK BEPSAŞ portföyüne alınmış ve güvence bedeli olarak 2.600.000 TL nakit ve 1.000.000 TL kredi karşılığında teminat mektubu teslim etmiştir. Teminat gösterilmemiş olsaydı mahallerde elektrik kesintisi meydana gelecekti. KİAŞ sadece ortak alanlar için teminat yatırılıp, bağımsız bölümler için teminat yatırılmazdı. Maliklerin menfaatleri göz önünde bulundurularak herhangi bir kesintiye maruz kalınmaması için teminat yatırıldı. Teminat için şirket kasasından yapılan ciddi nakit çıkışına rağmen KİAŞ çok cüzzi bir aidat artışıyla çalışmalarına devam etmektedir. KUYUMCUKENT ÇEVRE BAKANLIĞI’NDAN TAM NOT ALDI. BU GURUR HEPiMiZiN… Biz KİAŞ olarak; 2872 Sayılı Çevre Kanunu’na uygunluk ve toplumsal sorumluluğumuzun vicdani boyutunun vermiş olduğu görevleri büyük bir hassasiyetle yapmaktayız. KUYUMCUKENT mahallerinden kaynaklanan atık sularımızı ileri kimyasal arıtma tesisimiz ile yeraltı ve yüzey sularımızı 164 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
kirletmeyecek dereceye kadar arıtmaktayız. Uzman ekiplerimizin yıllardır süren çalışmaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından sürekli denetlenmekte olup 2016 yılında aldığımız 5 yıllık “Çevre İzin Belgemiz” ile örnek teşkil eden bir işletme konumuna gelmiş bulunmaktayız. Yine son olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Entegre Denetim programına alınan KUYUMCUKENT tesisimiz, 6 Ağustos 2018 tarihinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden gelen konularında uzman bir ekip tarafından denetlenmiştir. Denetim sonucunda, gerek uygulamaya aldığımız çevreyi koruyucu önlemlerimiz ve gerekse yasalara karşı olan yükümlülüklerimizin getirileri olan Çevre Belgelerimiz ve tüm süreçlerimiz eksiksiz olarak tam not almıştır. YENİ SOĞUTMA KULESİ Tesisimize 12 yılı aşkın bir süredir hizmet vermekte olan soğutma kuleleri, yıllara sari olarak ilk günkü gibi görevini yerine getirememekle birlikte, doluluk oranı artan tesisimize yetersiz kalmaktadır. Her yıl olduğu gibi bu yıl kimyasal yöntemlerle kireç ve tortu temizliği yapılarak sizlerin hizmetinize sunulmuş olsa da talepleri karşılayamadığı gibi enerji sarfiyatının fazla olduğu görülmüştür. Bu durum mevcut sistemin revizyonunun yapılması ihtiyacı doğurmaktaydı fakat yapılan teknik çalışmalar, araştırmalar neticesinde yerli bir firmadan 4. Soğutma kulesinin alınması daha az maliyetle, tesise daha çok fayda sağlayacağı tespit edilmiştir. Her geçen gün teknolojinin hızla geliştiği dünyamızda tesisimize ve ortam şartlarımıza uygun bir kule seçilerek, sizlere daha iyi soğutma hizmeti verilmesi hedeflenmektedir.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
165
HABER
9 AYIN İHRACAT LİDERLERİ Mücevher İhracatçıları Birliği Ocak – Eylül 2018 dönemi ihracat rakamları açıklandı. 9 aylık dönemde sektör ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre %36 artışla 3,4 milyar dolara ulaştı. 2018 yılı 3 çeyreği sonunda İstanbul Altın Rafinerisi en yüksek ihracat rakamına ulaştı. Altın kategorisi lideri Ahlatcı Kuyumculuk olurken, pırlantalı mücevherde en yüksek ihracatı Med-Art (Zen Pırlanta) gerçekleştirdi. Gümüş kategorisinde ihracat lideri Onur Kardeşler, Bijuteri kategorisinde ihracat lideri ise Antik İstanbul oldu.
PIRLANTALI MÜCEVHERAT İHRACATI YAPAN (Mücevher İhr.Birliği Üyesi) FİRMALARIN PERFORMANSA GÖRE SIRALI LİSTESİ (Ocak - Eylül 2018)
BİJUTERİ İHRACATI YAPAN (Mücevher İhr.Birliği Üyesi) FİRMALARIN PERFORMANSA GÖRE SIRALI LİSTESİ (Ocak - Eylül 2018)
S.No
UNVAN
S.No
UNVAN
1
MED-ART (ZEN PIRLANTA)
1
ANTİK
2
ON MÜCEVHERAT
2
GAREN METE
3
EMEL KUYUMCULUK
3
PRAMİT
4
EMİR KUYUMCULUK
4
MEHMET YAVUZCAN
5
ILBERNARDO
5
CEVDET KARADAŞ - ARTI AKSESUAR
6
MONTUR IŞ
6
BY ORAKCI
7
ORORIA
7
ŞEVKİYE ŞEBNEM KARAKAŞ
8
ERİŞ MÜCEVHERAT
8
OSMAN KAYA - KARMA BİJUTERİ
9
SANLI KUYUMCULUK
9
MERT KUYUMCULUK
10
HRD ANTWERP
10
CESAR KUYUMCULUK
ALTINDAN MAMUL MÜCEVHERCİ VE KUYUMCU EŞYASI İHRACATI YAPAN (Mücevher İhr.Birliği Üyesi) FİRMALARIN PERFORMANSA GÖRE SIRALI LİSTESİ (Ocak - Eylül 2018)
GÜMÜŞTEN MAMUL MÜCEVHERCİ VE KUYUMCU EŞYASI İHRACATI YAPAN (Mücevher İhr.Birliği Üyesi) FİRMALARIN PERFORMANSA GÖRE SIRALI LİSTESİ (Ocak - Eylül 2018)
S.No
UNVAN
S.No
UNVAN
1
AHLATÇI
1
ONUR KARDESLER
2
ARPAŞ
2
TALAY KUYUMCULUK
3
İSTOR
3
İPEKYOLU
4
GESSART
4
AKGÜN KUYUMCULUK
5
MIORO
5
ÖZCAN GÜMÜŞ
6
ELİT İSTANBUL
6
PETEK GÜMÜŞ
7
HEMERA
7
İSTANBUL KUYUMCULUK
8
BOĞAZİÇİ
8
ÖZCAN MUCEVHERAT
9
GÜNEŞGİL
9
TY DEĞERLİ MADENLER
10
PONTE GLOBAL
10
AHLATÇI KUYUMCULUK
166 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
167
HABER
İSTIKRARLI BÜYÜMEYE DEVAM EDIYORUZ 15 yıllık kuyumculuk sektörü tecrübesine kurulan Ser Gold Kuyumcukent’te hizmet veriyor. Takoz değişimi, hurda, ziynet ve sarrafiye alanlarında hizmet veren Ser Gold Firma sahibi Serdar Saraç’tan faaliyetleri ile ilgili bilgi aldık.
Sizi ve firmanızı tanıyabilir miyiz? 15 yılı aşkın süredir kuyumculuk sektöründeyim. Daha önce sektörün büyük firmalarında yöneticilik yaptım. İlerleyen süreçte, edindiğimiz deneyimi kendi firmamızda sektör mensuplarıyla paylaşmaya karar vererek Kuyumcukent’te kendi firmamı kurdum. Her biri alanında deneyimli arkadaşlarım ile birlikte takoz, hurda, ziynet ve sarrafiye alanlarında hizmet veriyoruz. Kısa bir süre önce kurulmuş olmamıza rağmen gelişmeye hızla devam ettiğimizi söyleyebilirim. Hedefleriniz ve büyüme süreçlerinizle ilgili neler söylemek istersiniz? Biz istikrarlı ve sürdürülebilir büyümeyi hedefliyoruz. Çok hızlı
168 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
büyümenin beraberinde sorunlar getirebileceğini biliyoruz. Kendimizi piyasada hızla kabul ettirdik ama kalıcı bir firma olmak için çok daha fazlasını yapmamı gerektiğini biliyoruz. Kuyumcukent’te firmamızı, kurduk, aktif pazarlama ekiplerimizi hizmete soktuk ve aynı zamanda borsa üyesi olduk. Önümüe koyduğumuz hedefleri bir bir gerçekleştiriyoruz. Neden Kuyumcukent’i tercih ettiniz? Kuymcukent’in son yıllardaki gelişimi ortada. Bir süre öncesine kadar aidat ödeyerek kiralayabileceğiniz iş yerleri için artık hava parası ödemeniz gerekiyor. Kuyumcukent’İn gelişmi devam edecektir. Bu yüzden Kapalıçarşı ve çevresini değil de Kuyumcukent’i tercih ettik.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
169
HABER
BILGISAYAR MÜHENDISI BURCU AKIN;
Mevcut yazılımların artık firmaların ihtiyaçlarını karşılamaktan uzakta kalması sebebiyle 10 yıl önce İAR, Innova, Istor, Harem gibi firmalara butik yazılım hizmeti vermek amacıyla kurulan AIFA SOFT, bu birikimini hazırladığı paket programlar ile tüm sektörle paylaşmaya başladı. Son 3 yıldır, sektördeki çok sayıda firmanın geçiş yaptığı yazılımla ilgili detaylı bilgileri bilgisayar mühendisi Burcu Akın’dan dinledik.
K
uyumculuk ve mücevherat sektöründe yaşanan ilerlemeye paralel olarak firmaların yazılım ihtiyaçlarında da değişiklikler meydana geldi. Sektör gelişirken kullanılan yazılımların, firmaların değişen ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığını belirten Burcu Akın konu ile ilgili şunları söyledi;
kullanılan yazılım 20 yıllık teknoloji temelinde yazıldığı için ne yazık ki güncellemelere cevap veremiyor, yazılım ne yazık ki geliştirilemiyor. Bu yüzden firmaların gelişen ihtiyaçları karşılanamıyor. Bu yüzden pek çok firma yazılım ihtiyaçlarını özel yazılımlar ile karşılama yoluna gitti. Bizim de kuruluş hikayemiz buna dayanıyor.
Gecekondunun üzerine gökdelen inşaa edemezsiniz
İstanbul Altın Rafinerisi, Innova, Istor, Harem gibi firmalar, ihtiyaçlarını karşılayacak kalitede bir yazılım olmadığı için bizden talepte bulundu ve AIFA SOFT bu şekilde doğru. Geliştirdiğimiz butik yazı-
‘’Kuyumculuk sektörü dünya ile yarılır hale geldi. Ancak sektörde ağırlıklı olarak
170 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
lım zaman içinde gelişti. Pek çok sorunla karşılaştı ve bunların hepsine çözümler üretti. Çünkü son derece esnek ve güncel teknolojik altyapıya sahip. Programı deneyenlerin %100’ü kullanmaya başladı Gelen talepler doğrultusunda yazılımızı her firmanın kullanabileceği paket formatına dönüştürdük. Programı gören firmalardan son derece önemli tepkiler aldık. AIFA SOFT artık son 3 yıldır Türkiye’nin dört bir yanında hızla yaygınlaşıyor. Gösterilen ilgiden son derece memnunuz.
MÜŞTERI İLIŞKILERI YÖNETIMI MÜŞTERI ILE DOST OLMAK Müşterilerimizi tanımak, istek ve ihtiyaçlarını bilmek; kendilerine rekabetçi ve uygun bir fiyata kaliteli bir ürün veya servis sunmak; memnuniyetlerini ölçümlemek ve “kişiselleştirilmiş” bir yaklaşım ile iletişimi sürdürmek, günümüzdeki yüksek rekabet ortamında ayrı bir önem taşımaktadır. Bilimsel verilere göre; yeni bir müşteriyi “elde etme”nin maliyeti, mevcut bir müşteriyi “yeniden kazanma”nın maliyetinin 6 ila 10 katı arasındadır. Yeniden satın alma yapan bir müşterinin; tekrar satın alma ihtimali, ortalama “sepet” tutarı ve tanıdıklarına tavsiye etme oranı da en az %20 daha fazladır. Yeni kurulmuş bir firma açısından “yeni müşterilerin elde edilmesi” büyük bir önem taşıyacakken; müşteri portföyü belirli bir seviyeye ulaşmış bir firma için ise “mevcut müşterilerin elde tutulması” daha büyük bir önem kazanacaktır. Bu nedenle; ister yeni, ister eski bir firma olalım, mevcut ve gelecekteki işimizi garanti altına almak ve büyütmek istiyorsak, müşterilerimizi “yakın bir dostumuz” kadar iyi tanımak, kendilerine de hakikaten de bu şekilde davranmak ve hissettirmek, atacağımız en doğru ticari adım olacaktır. Bunun için; mümkün olan her “temas noktası”nda, kurumsal ve güncel mevzuata uygun matbu ve elektronik formlar vasıtasıyla, “yakın dostlarımız”ın kişisel bilgilerini ve bununla birlikte iletişim bilgileri ve onaylarını almalıyız. Bu sırada, günümüz teknolojisinin özellikle online alanda sunduğu imkanlardan sonuna kadar faydalanmalıyız. Toplanacak olan bilgiler ışığında; müşterilerimizi çeşitli özelliklerine göre gruplandırmamız ve böylece kendileriyle daha uygun ve alakalı (“hedefli”) bir iletişim kurmamız mümkün olacaktır. Bu ise; “toplu mesaj”a oranla, kuracağımız iletişimin kalitesini yükseltecek ve başarısını artıracak, pazarlama maliyetlerimizi de düşürecektir.
Müşterilerimizin “Yaşam Boyu Değerleri”, yani “yaşamları boyunca” firmamıza sağlayacakları toplam kazanç, “satın alma davranışları” doğrultusunda tahmin edilebilecektir. Firmamız nezdindeki “statü”leri (“VIP” vs) de yine buna göre belirlenecektir. Bu şekilde; müşterilerimizi önceliklendirmemiz ve kendileriyle “iletişimin doğal akışında” temas kurmamız mümkün olabilecektir. Bu ise kendilerine “yeniden satış” yapma ihtimalimizi artıracak ve müşterilerin Yaşam Boyu Değerleri ile birlikte toplam kazancımızı maksimize edecektir. Müşteri Yaşam Boyu Değeri’ni artıracak yöntemlerin başında ise “Sadakat Programları” gelmektedir. Çeşitli faktörler dikkate alınarak titiz bir şekilde tasarlanacak olan bir program sayesinde; müşterilerin “farklı bir firmayı tercih etme” riskleri azalacak, sadakatları artacak, satın alma davranışları iyileşecektir.
Tüm bu çabalar, müşterilerimize her bir “temas noktası”nda iyi bir “deneyim” sunmamız ve yüksek bir müşteri memnuniyeti sağlamamız halinde fayda sağlayacaktır. Bunun için de; firmamızın her alanında gerekli özeni göstermemiz, müşterilerimizin memnuniyet seviyelerini sistematik bir şekilde ölçümlememiz ve kendilerini kısa, orta ve uzun vadede memnun edecek geçici ve kalıcı aksiyonları almamız ile mümkün olacaktır. Özet olarak; iyi bir şekilde kurgulanacak ve yürütülecek olan bir “Müşteri İlişkileri Yönetimi” sayesinde; müşterilerimizi tanımamız ve önceliklendirmemiz; kendileriyle en uygun zamanda ve etkili şekilde iletişim kurmamız ve kendilerinden en üst seviyede kazanç elde etmemiz mümkün olabilecektir.
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
171
HABER
UBM ROTAFORTE’NIN GENEL MERKEZI OLAN UBM ASYA INFORMA PLC’NIN BIR PARÇASI OLDU Informa PLC (“Informa”), Uluslararası Fuarlar, Etkinlikler, İş Zekası ve Akademik Yayıncılık Grubu, UBM ve Informa şirketlerinin , dünyada önde gelen uluslararası bir B2B Bilgi Servisleri Grubu oluşturmak ve dünyanın en büyük B2B organizatörü olmak amacıyla güçlerini birleştirdiklerini duyurdu. Bu birleşimle UBM, Informa PLC’nin bir parçası haline geldi. Grup Ceo’su Stephen A. Carter, uluslararası bir B2B Bilgi Servisi hizmeti vermek amacıyla UBM ile kurulan ortaklığın, Informa adına heyecan verici yeni bir başlangıç teşkil ettiğini belirtti. İlk kez 2018’de duyurulan ortaklık haberi, yeni Informa Grubu için yüksek beklentiler ve heyecanı da beraberinde getirdi. Carter şunları ekledi: “Geleceğe doğru ilerlerken müşterilerimizin işlerinde başarılı olmalarına katkı sağlamak için şirketlerle iş birlikleri kuruyoruz. Yeni Informa Grubu, Informa ve UBM’nin arasındaki iletişim, yetenek ve geniş B2B sektör kaynaklarıyla uluslararası potansiyel gücünü tek pota altında birleştirecek. İnancımız bu birleşimin, müşteriler ve diğer iş arkadaşlarımız için daha iyi olanaklar sağlayacağıdır.”
172 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
UBM ASIA WHICH IS HEAD OFFICE OF UBM ROTAFORTE RECENTLY BECAME PART OF INFORMA PLC Informa PLC (“Informa”), the international Exhibitions, Events, Business Intelligence and Academic Publishing Group, today announces the combination of UBM and Informa, creating a leading, international B2B Information Services Group, and the largest B2B events organiser in the world. UBM has become part of Informa PLC and UBM shares have been delisted from the London Stock Exchange. Stephen A. Carter, Group Chief Executive, said: “Today marks the start of an exciting chapter for Informa, as we combine our company with UBM to create a truly international B2B Information Services business.” Since the combination was first announced in January 2018, there has been excitement and anticipation about the creation of the new Informa Group. He added: “We’re combining the companies as we look to the future and our role in helping our customers and their businesses be successful. The new Informa Group will combine international reach and a broad range of B2B market capabilities with the resources, relationships and talent that comes with bringing the best of Informa and the best of UBM together. Our belief is that this combination will create more options for Customers and greater opportunities for Colleagues.”
HONG KONG JEWELLERY SHOW’DA MİLLİ KATILIM GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Global mücevher endüstrisinin en önemli fuarlarından biri olarak kabul edilen Hong Kong Jewellery Show 18 – 22 Eylül 2018 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin milli katılım organizasyonu tertip ettiği fuara kasırga damgasını vurdu.
H
ong Kong Jewellery Show’a kasırga damgasını vurdu. Son yılların en şiddetli kasırgalarından biri olan Mangung Kasırgası Hong Kong dahil olmak üzere oldukça geniş bir coğrafyayı vurdu. Doğal afetten fuar da olumsuz etkilendi. Fuar zamanına denk gelen kasırga sebebiyle pek çok uçuş gerçekleştirilemezken, fuara 1 gün ara verildi. Kasırganın da etkisiyle fuar beklenen düzeyde verimli geçmedi.
Milli katılım organizasyonuna 64 firma dahil oldu Mücevher İhracatçıları Birliği 18 – 22 Eylül 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen Hong Kong Jewellery Show kapsamında, daha önceki fuarlarda olduğu gibi milli katılım organizasyonu tertip etti. Milli katılım organizasyonuna ülkemizden 64 ihracatçı katıldı. Bazı firmaların da bağımsız olarak katıldığı fuardaki ihracatçı firma sayımız 70’i aştı.
Milli katılım organizasyonlarının avantajları değerlendirilmeli Yurt dışı fuarların ihracatçılarımız için son derece önemli olduğunu belirten Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar, ihracatçıları desteklemek amacıyla milli katılım organizasyonları tertip ettiklerini söyledi. Bu organizasyonların önemli avantajlar sunduğunu belirten kamar milli fuar katılımı organizasyonlarıyla ilgili şunları söyledi; ‘’Yurt dışı fuarlara milli katılım organizasyonları tertip ediyoruz. Bu kamsamda ihracatçılarımız için önemli avantajlar sözkonusu. Maliyetten reklama kadar, birlik içinde hareket etmenin önemli avantajları ortaya çıkıyor. Bütün ihracatçılarımızı düzenlediğimiz milli fuar katılımı organizasyonlarına katılmaya davet ediyorum.’’
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
173
HABER
174 ALTIN DÜNYASI • SAYI 141
SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
175
Storks in Shop
Dükkan içinde Dükkan
Mağazanızda bedel alınmadan Storks deneyimini yaşayın. Yeni çağa yüzünü dönmüş bir hizmet anlayışı ile toplam kaliteden ödün vermeyerek, müşterilerimizin güvenli ve zevkle alış veriş yaptıkları mücevher markası olma misyonu ile çalışıyoruz. Paylaşımcı bir anlayış ile hem bayilerimizi hem de müşterilerimizi mutlu etmekten gurur duyuyoruz.
2016 ve 2017 Mücevher İhracatı
Birincisi
Istanbul Jewellery Show Hall 1• G30 SAYI 141
• ALTIN DÜNYASI
176