Altin dunyasi 102. SAYI MART AYI

Page 1

SAYI 102 MART 2014

İMAM ALTINBAŞ:

TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş

Hedefimiz IJS'yi dünyanın en iyi dört fuarı arasına taşımak.























ALTIN VADİ KONAKLARI hayal ettiğiniz gibi...

SATIŞ OFİSİ

SATIŞ OFİSİ Adnan Kahveci Mahallesi, Ender Sokak No: 3 Beylikdüzü / İstanbul Tel: 0212 876 30 96 www.altinvadikonaklari.com

MERKEZ OFİS Skyport Residence Yakuplu Mahallesi Hürriyet Bulvarı No: 1 Kat: 27/217 Beylikdüzü / İstanbul Tel: 0212 876 30 95 Faks: 0212 876 30 97 www.rafineriyapi.com.tr
















































Fuar, yeni sezon ve yeni umut

Yeni sezonun başlangıcının habercisi olan İstanbul Jewelry Show bir kez daha kapılarını açıyor. 20 -23 Mart 2014 tarihleri arasında İstanbul CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan organizasyon bu yıl 38. kez, yalnızca yurtiçinden değil dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerini ağırlayacak. Sektörün özellikle son aylarda yaşadığı durgunluk sebebiyle bu yıl düzenlenecek olan fuar ayrı bir öneme sahip. Yaklasan yerel seçim atmosferinin yarattığı siyasi tablo, kurlarda yaşanan volatilite, altın fiyatlarının tekrar yükselişe geçmesi, BDDK’nın kredi kartlarında taksitli satışı yasaklaması, çözüm bekleyen ÖTV sorunu, Suriye’de devam eden iç savaşa bir de Ukrayna gerginliğinin eklenmesi gibi faktörler sebebiyle sektör oldukça durağan bir dönem yaşıyor. Ortada böyle bir tablo varken gerek Türkiye’deki kuyumcuların gerekse yurtdışı alıcıların yeni sezona ilişkin nasıl bir tepki verecekleri ile ilgili en sağlıklı gözlemleri yapacağımız yer fuar olacak. Dünyanın 2 önemli fuarı kısa bir süre önce gerçekleştirildi. Gerek Vicenza gerekse Hong Kong fuarları çok hareketli geçmeseler de en azından uluslararası pazarlarda bir sorun yaşanmadığını göstermeleri açısından önemliydiler. Dubai, Avrupa ve Amerika gibi önemli pazarlarımızda ekonomiye ilişkin verilerin toparlanma eğiliminde olması, fuarın ihracat açısından olumlu geçebileceği yönündeki tahminleri güçlendiriyor. Nitekim geçtiğimiz Ekim fuarında alınan ihracat siparişleri, yaşanan durgunlukta sektöre önemli bir hareket getirmişti. Yukarıda saydığımız sebeplerle Türkiye’de durgunluk yaşanmasından dolayı, bu fuarın uluslararası kimliğinin önceki yıllarda düzenlenen Mart fuarlarına nazaran biraz daha ön plana çıkabileceği tahmin ediliyor.

Kart yasağı durgunluğu perçinledi

BDDK’nın kuyumcu mağazalarında kredi kartına taksitli satışı yasaklaması ilk olarak sevgililer günü alışverişlerini önemli ölçüde etkiledi. Henüz Bankalararası Kart Merkezi kesin bir açıklama yapmadığı için, BDDK’nın bu kararının sektöre etkisini net olarak ölçebilmiş olmasak da yaptığımız gözlemler satışların en az %30-35 oranında azaldığı yönünde. Bu son derece yüksek bir oran. Bu oranlarda yaşanan ciro kaybı pek çok firmanın kapanması ve çok sayıda insanın işsiz kalması anlamına gelebilir. Bu önemli sorunun çözümü için adımlar atılmaya başlandı. TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş, bu ayın başında Ankara’da düzenlenen 7. Ekonomi Şürası’nda sektörün bu konuda yaşa-

dığı sıkıntıları Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve ilgili bakanlara aktardı. Sonrasında aralarında Cihan Kamer, Noray İşler, İlhan Gülay, Nevzat Sudaş, Hasan Çavuşçulu, Sarp Tarhancı gibi önemli isimlerin bulunduğu bir heyet Ankara’da BDDK Başkanı’nı ziyaret etti. Bu toplantı sonrasında karta taksit yasağı konusunda olumlu bir adım atılacağı beklentisi içerisindeyiz. Ankara’ya yakın kaynaklardan konu ile ilgili aldığımız yorum ise şöyle ‘’Taksit yasağı çözüm yolunda’’

Mücevher İhracatçıları Birliği’nde seçim heyecanı başlıyor

Sektörün önemli kurumlarından birisi olan Mücevher İhracatçıları Birliği seçimleri 15 Nisan 2014 tarihinde gerçekleştiriecek. Mevcut başkan Ayhan Güner bu seçimlerde adaylığını açıklayan ilk isim oldu. Önceki seçimlerde başkan adayı olan Mustafa Kamar’ın adı bu seçimlerde de sektör kulislerinde konuşuluyor. 1000’den fazla üreticiyi ve çok sayıda üreticiyi bünyesinde toplayan Kuyumcukent’in Mücevher İhracatçıları Birliği seçimlerinde alacağı tutum merak ediliyor. Bu konuyu Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç’a sorduğumda ‘’Kuyumcukent’in, Mücevher İhracatçıları Birliği’nde dolaylı ya da doğrudan bir ağırlığının olmasını istiyoruz’’ cevabını aldım. Seçimlere yaklaşık 1 aylık bir süre kaldı. Sektörde konuşulan ancak burada aktarabileceğimiz olgunluğa erişmemiş pek çok gelime var. Seçimlerle ilgili nasıl bir atmosferin oluşacağını zaman gösterecek. Bu seçimin de sektörümüze yakışan olgunlukta geçeceğinden kimsenin şüphesi yok.

İKO hızlı başladı

İstanbul Kuyumcular Odası’nın yeni yönetimi çalışmalara hızlı başladı. Seçimin ertesi günü daha mazbatasını dahi almadan kredi kartlarına taksit yasağı ile ilgili olağanüstü toplanan Noray İşler başkanlığındaki İKO yönetimi aynı hızla çalışmalarına devam ediyor. İKO’nun çalışmaları ile ilgili dikkat çeken en önemli detay daha önce görmediğimiz diğer sektör kurumları ile şibirliği içinde çalışılıyor olması. Bu işbirliği ve dayanışma anlayışı neticesinde başarılı çalışmaların ortaya çıkmamaması için hiç bir neden yok. Sektör yeni bir sezona oldukça hareketli bir gündemle giriyor. Fuar ile başlayan yeni sezonun sektörümüz için başarılı, huzurlu ve umutlu günler getirmesini dileriz.

REKLAM SATIŞ YÖNETMENLERİ

SAYI: 102 • MART 2014 • YIL: 8

MELEK SANCAKLI KADER YAŞAR DİLA ECEM ÇAKIR BUSE GÜNGÖR GÖRSEL YÖNETMEN

İSMAİL BATI Yayın Dünyası Gazetecilik Yayıncılık ve Dağıtım A.Ş.

Adına, Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni:

REMZİ ÇELEN

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ

ZEHRA KAŞIKOĞLU ÖRS EDİTÖR

ASLI ÇELEBİOĞLU 68 ALTIN DÜNYASI • SAYI 101

GRAFİK/TASARIM

SELİN BEŞİRYAN MUHASEBE SORUMLUSU

ERDAL BUDAK

KATKIDA BULUNANLAR:

MEHMET ÇELİK • BURHAN GEZGİN SALİHA ASCENSİO • EMRE ALKİN MEHMET CAN ÖZDEMİR • AYLİN GÖZEN

Yönetim Yeri: Küçükayasofya Mah. Aksakal Sk. No: 27 Fatih/İstanbul Tel: 0212 518 84 01 (pbx) Fax: 0212 518 84 02 info@yayindunyasi.com www.altindunyasi.org BASKI: ÖZLEM MATBAA Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi B Blok 2BB4 Topkapı/İstanbul Tel: 0212.612 06 62


Gerçek değer ne anlama gelir, her kuyumcu bilir. Mercedes-Benz de... Şimdi tüm kuyumcuları, Mercedes-Benz Türk bayilerinde özel indirimler ve avantajlar bekliyor. 31 Aralık 2014‘e kadar bir Mercedes-Benz otomobil satın alın, hayatınızın her anına değer katın.

www.mercedes-benz.com.tr www.facebook.com/mercedesbenztr


Altın Dünyası • Dosya

SEKTÖR SORUNLARI EKONOMİ ŞURASI'NDA GÜNDEME TAŞINDI

7. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun ev sahipliğinde, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın başkanlığında, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın katılımıyla TOBB Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Ekonomi Şura’sına, TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş’ın konuşması damga vurdu. 70 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


TOBB KUYUMCULUK SANAYİ MECLİSİ BAŞKANI İMAM ALTINBAŞ: Sektörün önündeki en büyük engel değerli taş ithalatında alınan ÖTV’dir. Bununla birlikte BDDK’nın kuyumcu mağazalarında taksitli satışı sınırlandırması sektörü son derece olumsuz etkilemektedir.

TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş

T

OBB’da düzenlenen 7. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda, Türkiye’nin üretim ve hizmet alanındaki gücünü oluşturan 59 sektör meclisi, sorun ve çözüm önerilerini, birinci ağızdan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ilgili bakanlar ve bürokratlara iletme fırsatı buldu. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu Şura’nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye Sektör Meclislerinin, ekonomi politikalarının tasarım sürecine doğrudan dahil edilmesinde fayda gördüğünü, böylece ekonominin büyüme sürecinin yeni bir ivme kazanacağını söyledi. Bu çalışma ile adeta ekonominin röntge-

ninin çekildiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Bu raporu hem ekonomi yönetimiyle, hem de kamuoyu ile paylaşacağız. Burada dile getirilen tüm sorunlar ve öneriler, ilgili bakanlıklar ve kurumlar bazında da ayrıca tasnif edilecek ve kendilerine iletilecek. İnanıyorum ki, bu değerli arkadaşlarımızın çalışmaları, kamu-özel sektör işbirliğine yeni bir ivme kazandırarak, ekonominin büyümesine destek verecektir” dedi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan yaptığı konuşmada, bir ülkenin ekonomisinin olmazsa olmaz unsurlarının “siyasi istikrar ve güven ortamı” olduğunu vurgulayan ve siyasi istikrarın son derece önemli olduğunu ifade etti.

OECD’nin önümüzdeki 10-20 yıl boyunca Türkiye’nin, Avrupa’nın en hızlı büyüyecek ekonomisi olacağını söylediğini dile getiren Babacan, küresel ekonomideki sorunların aşılmasında ülkeler arasında koordinasyon ve işbirliğinin önemli olacağını kaydetti. Türkiye ekonomisine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Babacan, özellikle bütçe konusundaki sağlam duruş ve finansal sistemin sağlamlığının Türkiye’yi bundan sonraki süreçte koruyacak en önemli unsurlar olacağını vurguladı. Babacan, Avrupa’ya bakıldığında sorunların temelinde bu iki unsurun görüldüğüne işaret ederek, bütçe açıklarının çok yüksek olduğunu ve finans sektörüyle ilgili çok ciddi sıkıntılar bulunduğunu dile getirdi. Babacan, Türkiye’nin Avrupa ülkelerinin zayıf olduğu bu iki alanda güçlü olduğuna işaret etti.

İmam Altınbaş’ın konuşması Ekonomi Şurası’na damga vurdu Kuyumculuk ve mücevherat sektörünü adına söz alan TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş, konuşması ile 7. Ekonomi Şurası’na damgasını vuran isim oldu. Sektörün yaşadığı en önemli sorun olan değerli taş ithalatında alınan %20 Özel Tüketim Vergisi problemini kendine has üslubuyla ekonomi yönetimine aktaran İmam Altınbaş, toplantının basına kapalı yapılan bölümünde Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile yaptığı görüşmede sektörün sorunları ile ilgili detaylı bilgi verdi ve çözüm yolları üzerine karşılıklı fikir alışverişinde bulundu. SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 71


Altın Dünyası • haber

TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş

TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş, Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün dünyanın önemli ihracatçı ülkelerinden birisi olmasına karşın çok daha yüksek potansiyele sahip olduğunu belirterek, sektörün ihracat odaklı büyüme stratejisi izlemesi gerektiğini söyledi. C

Çok yüksek potansiyele sahibiz Türkiye’nin kuyumculuk ve mücevherat alanında dünyanın sayılı ülkelerinden birisi olmasına karşın sahip olduğu potansiyeli tam anlamıyla kullanamadığını belirten TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş, sektörün sahip olduğu potansiyel ile ilgili şunları söyledi; “Türk Kuyumculuk ve mücevherat sektörümüz 5000 yıllık tarihi bir geçmişe sahip. Bu topraklar son derece köklü bir kuyumculuk ve mücevherat kültürüne sahip. Sektörümüzde 3500’ün üzerinde üretici ve 35 – 40 bin civarında perakendeci faaliyet gösteriyor. Bunun yanında sektörümüzde uluslararası standartlarda üretim yapan son derece yüksek teknoloji ile donatılmış dev fabrikalar mevcut. 350 binden fazla kişiye istihdam yaratan bir sektörden bahsediyoruz. Bütün bunları gözönünde bulundurduğumuzda son derece yüksek bir potansiyele sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Ancak mevcut şartlar altında sektörün sahip olduğu bu potansiyelin olması gerektiği düzeyde değerlendirilebildiğiniz söylemek pek mümkün değil. Aşmamız gereken bir takım problemler var. Bu problemler de aşıldığı taktirde sektör önemli bir atılım gerçekleştirecektir.”

Dünyanın tedarikçisi değil markası olmalıyız Türkiye’nin son derece önemli bir üretim potansiyeline sahip olduğunu ancak buna 72 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

karşın oldukça düşük fiyat düzeylerinden ihracat yaptığını söyleyen İmam Altınbaş, yüksek katma değerli ürün ihraç edebilmenin yolunun markalaşmaktan geçtiğini belirterek markalaşmanın önemi ile ilgili şunları söyledi; “Sektörümüz her ne kadar dünyanın sayılı ihracatçıları arasında yer alıyor olsa da uluslararası pazarlarda artan rekabet sebebiyle ihracat fiyatlarında ciddi azalışlar meydana gelmektedir. Oldukça yüksek ihracat rakamları gerçekleştiren bir sektör olmamıza karşın yüksek katma değer yaratma anlamında çok da başarılı olduğumuzu söyleyebilmek ne yazık ki pek mümkün değil. Mevcut durumumuz ile dünyanın tedarikçisi olarak tanımlanabilecek bir profile sahibiz. Oysa ki ürün ve hizmetlerimizi farklılaştırarak bu durumdan kurtulabileceğimizi düşünüyorum. Bunun yolu yüksek katma değerli ürünler yaratmaktır. Yüksek katma değer yaratabilmenin ön koşulu da markalaşmaktır.”

Turquality’nin de desteği ile dünya markaları yaratabiliriz Devlet destekli markalaşma programı olan Turquality’nin uluslararası standartlarda marka olma yolunda çok önemli çalışmalar yaptığını belirten Altınbaş bu program kapsamında faaliyet gösteren firmaların çok önemli avantajlardan yararlanabildiğini ifade etti. Türkiye’nin dünyada adını duyurup markalaşabileceği yegane sektö-

rünün kuyumculuk ve mücevherat olduğunu söyleyen İmam Altınbaş, Turquality gibi markalaşma programlarının desteklenmesi ve bu programlara katılınmasının son derece önemli olduğunun altını çizdi.

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Fuarlar son derece önemli Sektörün gelişimi ve dış pazarlara açılması açısından fuarların son derece önemli olduğunu belirten İmam Altınbaş, bu alanda dünyadaki en başarılı fuarlardan birisi olarak kabul edilen İstanbul Jewellery Show’un firmalarımız için önemli fırsatlar sunduğunu ifade etti. Fuarların, sektörün vitrini olduğunu belirten Altınbaş, hazırlık sürecini başarılı bir şekilde tamamlayan firmaların fuarlardan yüksek verim alabileceklerini dile getirdi.

Sektörün önündeki engeller kaldırılmalı Altınbaş, sektörün dünyada hak ettiği yere gelebilmesi için yapması gerekenin çok çalışmak olduğunu ancak bununla birlikte ekonomi yönetimlerine de bir takım görevler düştüğünü belirtti. Çözümü için uzun zamandır üzerinde çalıştıkları değerli taş ithalatında alınan ÖTV’nin sektörün önündeki en önemli engellerden birisi olduğunu belirten İmam Altınbaş, bu konuda ekonomi yönetiminin atacağı bir adım ile sektörün çok hızlı bir büyüme evresine girebileceğini sözlerine ekledi.



Altın Dünyası • haber

Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç;

“Kuyumcukent’te gelişim devam ediyor” Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç yönetime gelmeleri ile birlikte yeni bir dönemin başladığı Kuyumcukent’in sektörün üretim merkezi olmasının yanısıra sektörün pazarlama merkezi olma yolunda da hızla ilerlediğinin altını çizdi.

K

uyumcukent’in, yalnızca Türkiye’nin değil aynı zamanda dünyanın en önemli altın ve mücevher üretim ve pazarlama merkezlerinden biri durumunda olan dev bir tesis olduğunu belirten Özcan Halaç, bünyesinde fabrika ölçeğinde 7 dev yapı ve aynı zamanda 2200 civarında firma yer alan kompleksin bu yönü ile dünyanın en önemli merkezlerinden birisi konumunda olduğunu belirtti. Kuyumcukent’in bütün üretim birimlerini tek çatı altında toplaması açısından da son derece büyük bir öneme sahip olduğunu söyleyen Özcan Halaç “Bu dev yapı aynı zamanda binlerce kişiye istihdam sağlamakta, bünyesinde çalışan binlerce kişiye uluslararası standartlarda sağlıklı çalışma ortamı sunmaktadır. Kuyumcukent’te yer alan firmalar da çok önemli avantajlara sahiptir. Güvenlikten, tedarikçilere kolay ulaşmaya, iklimlendirmeden ulaşıma kadar çok ciddi kolaylıklar sunan bu kompleks, Türk üreticilerin dünya ile rekabetinde ihtiyaç duyduğu altyapıyı kendilerine sunabilecek kapasitede bir yerdir. Bu yüzden her ne kadar kurulduğu ilk zamanlarda doluluk oranları çok düşük seviyede kalmış olsa da son zamanlarda özellikle atölye bloğunda hızla artan firma sayısı göze çarpmaktadır. Atölye bloğunun doluluk oranları %100’e ulaşmıştır. Daha önceki yıllarda aidat karşılığı kiralanan atölyeler, günümüzde oldukça yüksek fiyatlar hatta hava paraları ile el değiştirmeye başlamıştır. AVM Bloğu doluluk oranları da %50’nin üzerine çıkmıştır. Bunlar Kuyumcukent’e olan algının pozitife dönmesi adına son derece önemli gelişmelerdir. Daha önceleri Kuyumcukent’in geleceği ile ilgili karamsar yorumlar yapılıyorken artık yer bulabilmek 74 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

için hava paralarının konuşulduğu bir kompleksten söz eder duruma geldik. Bu yalnızca Kuyumcukent için değil tüm sektör adına önemli bir gelişmedir. Güçlü bir Kuyumcukent güçlü bir sektör anlamına gelir” dedi. Kuyumcukent’in kişilere değil sektöre mal olmuş bir değer olduğunu belirten Özcan Halaç, bu yüzden Kuyumcukent’in gelişiminin tüm sektöre fayda sağlayacak bir konu olduğunun altını çizdi. Yeni yönetimin göreve gelmesi ile birlikte sektörel birlik ve beraberliğin tesisi adına önemli bir dayanışma ortamının oluşmasının kendileri için son derece sevindirici olduğunu ifade eden Özcan Halaç, sektörün tüm kurumları ile birlikte hareket ederek, sektörün bu en önemli değerlerinden birisini hedeflenen noktaya taşımak adına birlikte çalışmaları gerektiğini ifade ederek sözlerine şöyle devam etti; “Tüm sektörün bu bilinçle hareket etmesinde fayda var. Zayıf bir Kuyumcuknet’in hiç kimseye faydası yok. Dünyada söz sahibi olabilmemiz için uluslarası standartlarda üretim komplekslerine ihtiyacımız var. Kapalıçarşı ve çevresindeki ya da semtlerdeki apartman bodrumlarındaki üretim imkanları ile dünya ile rekabet edebilmemiz mümkün değil.” Bu zamana kadar ortaya koydukları çalışmaların hayata geçmesinde desteklerini ve güvenlerini esirgemeyen sektör mensuplarına teşekkür eden Özcan Halaç sektörün desteği ile Kuyumcukent’i dünyanın sayılı merkezlerinden biri haline getireceklerini belirtti.



Altın Dünyası • Röportaj

Kuyumculuk ve mücevherat sektörünün önemli isimlerinden Nusret Altınbaş, mücevher kategorisindeki gelişimden ihracat çalışmalarına, BDDK’nın kredi kartlarına getirildiği taksit yasağından ÖTV sorununa kadar önemli konulardaki sorularımızı yanıtladı. Onsa, aldığı ödüllerle başarısını taçlandırmaya devam ediyor. Bir süre önce Capital Dergisi tarafından yapılan çalışmada Türkiye’nin cirosunu en hızlı artıran ikinci şirketi olan Onsa, aynı zamanda sektörümüzün en büyük üçüncü ihracatçısı oldu. Bu başarının altında yatan temel faktörler nelerdir? Bizim istikrarlı bir büyüme performansı ortaya koymamızdaki en önemli etkenlerden birisi, gelişim ve ilerlemenin şirket DNA’mızda yer almasıdır. Çatımız altında bulunan her arkadaşım; değişim, ilerleme ve gelişme anlayışına sahiptir. Bütün çalışmalarımızda bu özelliklerimiz ön plana çıkar. Bununla birlikte gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışı faaliyetlerimizde müşteri ihtiyaçlarını ve beklentilerini doğru bir şekilde tespit edip, bu beklentileri karşılamaktan ziyade bu beklentileri aşma anlayışına dayalı bir müşteri memnuniyeti ve kalite anlayışına sahip durumdayız. Pazardaki değişiklikleri, pazarın beklentilerini çok iyi analiz edebiliyoruz. En az pazardaki değişim hızında değişerek kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Değişebilme yeteneğinin günümüz koşullarında fark yaratan en önemli unsurlardan birisinin olduğunun bilincideyiz. Tabi her ne kadar biraz klişe de olsa başarının temel anahtarının çok çalışmak olduğunu da söylememiz gerekir. Tüm arkadaşlarım ile birlikte, önümüze koyduğumuz hedeflere ulaşmak için çok çalışmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Bize layık görülen bu ödüller, çalışmalarımızda ortaya koyduğumuz başarının tescillenmesi adına bizim için son derece önemli. Onsa ile birlikte Assos firmamızın da ihracatta üst sıralarda yer alması bizim için son derece sevindirici. Elbette bu ödüllere layık görülmek bizim motivasyonumuzu artıran unsurlar.

76 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Sizin vasıtanız ile bu başarıların elde edilmesinde emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Tüketici tercihlerinde yaşanan değişime paralel olarak kuyumculuktan mücevherata doğru bir yöneliş olduğunu gözlemliyoruz. Bu gelişmeler çerçevesinde Assos Mücevherat’ın stratejilerini nasıl belirliyorsunuz? Bugünkü rakamlara baktığımızda Türk Kuyumculuk ve Mücevherat Sektörü’nde gerçekleştirilen cironun çok büyük bir kısmının altın kategorisindeki ürünlerin satışından elde edildiğini görüyoruz. Her ne kadar altın grubunda ciro yüksek olsa da karlılık faktörünü değerlendirdiğimizde pırlantalı mücevher kategorisinin önemli bir gelişim gösterdiğini görebiliriz. Bizler de bu gerçekten hareketle pırlantalı mücevher kategorisindeki büyüme fırsatlarını, iş ortağımız olarak gördüğümüz müşterilerimiz ile birlikte değerlendirmenin doğru olacağını düşünüyoruz. Ancak bununla birlikte fantazi olarak nitelendirdiğimiz altın kategorisini de sürekli geliştiriyoruz. İş ortaklarımızın, bulundukları bölgede fark yaratarak, günümüzün en önemli sorunlarından birisi olan ve sıfır kar baskısı yaratan rekabet ortamından kurtulabilmeleri için çalışmalar yapıyoruz. Satış noktası sayımızda yaşanan artış ve mevcut iş ortaklarımızın memnuniyet düzeyinde yaşanan değişim bu konuda başarılı olduğumuzun kanıtı. Kuyumculuk ve mücevherat sektö-


rü pek çok faktörün de etkisiyle çok hızlı bir değişim süreci yaşıyor. Tüketici profilindeki değişim bizim de değişmemizi zorunlu kılıyor. Bundan 20 sene önce son derece sınırlı sayıda ve ağırlıklı olarak altın kategorisindeki ürünler talep görüyorken artık günmüzde pırlantalı mücevherler ön plana çıkmaya başladı. Elbette, özellikle insanımızın bir yatırım ve tasarruf aracı olarak gördüğü altın halen yoğun olarak talep görüyor. Ancak bu kategoride perakende mağazaların yüksek ya da tatminkar bir kar oranıyla çalışabilmeleri zorlaştı. Biz, pırlantalı mücevher kategorisinde sürdürülebilir ve karlı iş fırsatlarının olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden pırlantalı mücevher kategorisinde uzmanlaşma adına önemli çalışmalar ortaya koyuyoruz. Ortaya koyduğumuz bu başarılı çalışmalar neticesinde pırlantalı mücevher kategorisinde önemli firmalardan birisi konumuna geldik. Assos Türkiye’nin önemli mücevher markalarından birisi durumunda. Sizin Assos’u bir dünya markası yapma hedefinizin de olduğunu biliyoruz. Bu konuda çalışamalarınız var mı? Assos’un yurtiçinde sahip olduğu marka algısı oldukça iyi bir yere ulaştı. Kuyumculuktan mücevherata doğru olan değişim sürecini oldukça başarılı bir şekilde yöneterek Assos’u Türkiye’nin en önemli mücevher markalarından birisi haline getiridiğimizi söyleyebilirim. Bundan sonraki hedefimiz Assos’u bir dünya markası haline getirmek. Bu amaçla devlet destekli markalaşma programı olan Turquality ile ilgili çalışmalara başlamıştık. Geçtiğimiz günlerde, bu programa dahil edilmemiz ile ilgili sevindirici haberi de almış olduk. Artık Assos, Turquality markalaşma destek programı çerçevesinde uluslararası marka olma yolunda önemli çalışmalara imza atacaktır.

yumcu bile diyemeyeceğimiz bu firmalar yüzünden böyle bir kararın alınması son derece yanlış. Diğer bir etkenin Türkiye’de tasarrufları artırmak olduğu dile getiriliyor. Fakat altın, bir kıyafet ya da cep telefonu gibi bir tüketim ürünü değildir. Aksine tasarruf aracıdır. İnsanlar kredi kartına taksit yaparak altın alıp, yatırım yapmaktadırlar. Bu detayın gözden kaçtığını düşünüyorum. Bununla birlikte takı tüketiminin cari açığın artışına katkı sağladığından bahsediliyor. Tüketilen takının çok büyük bir kısmı piyasadan toplanan hurda altınların eritilerek tekrar sisteme girmesi ile üretiliyor. Bununla birlikte dışarıdan ithal edilen külçe altınlar da ülkemizde işlenerek ihraç ediliyor. Dolayısıyla cari açığı artırıcı bir etki de sözkonusu değil. Bütün bu faktörleri gözönünde bulundurduğumuzda, sektörümüz için son derece talihsiz bir karar verildiği ortadadır. En kısa zamanda bu yanlıştan dönülmesini ümit ediyorum.

Biz, pırlantalı mücevher kategorisinde sürdürülebilir ve karlı iş fırsatlarının olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden pırlantalı mücevher kategorisinde uzmanlaşma adına önemli çalışmalar ortaya koyuyoruz. Ortaya koyduğumuz bu başarılı çalışmalar neticesinde pırlantalı mücevher kategorisinde önemli firmalardan birisi konumuna geldik.

Özellikle son zamanlarda iç pazarı etkileyen önemli gelişmeler yaşandı. BDDK’nın kuyumcu mağazalarında kredi kartına taksitli satışı yasaklama kararı alması sektörde ciroların önemli oranlarda düşmesine sebep oldu. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? BDDK’nın almış olduğu bu karararın sektörümüzü son derece olumsuz etkilediği ortada. Sevgiler Günü döneminde sektörün genelinde yaşanan ciro kaybı bunun göstergesi. Tabi bu kararın alınmasının altındaki faktörlere bakmak lazım. Bu faktörleri sağlıklı bir şekilde değerlendirdiğimizde kuyumculuk sektörüne haksızlık yapılmış olduğunu düşünüyorum. Bu kararın alınmasındaki etkenlerden birisinin POS tefecileri olduğu söyleniyor. Çok sınırlı sayıda olan ve kuSAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 77


Altın Dünyası • Röportaj

Jival Yönetim Kurulu Başkanı Naim Gençoğlu:

“Sektör markalaşıyor” Son yıllarda gelişen ve uzmanlara göre gelişmeye devam edecek olan dünya pırlanta pazarı, markaların ürün kategorisi bazında pırlantalı mücevher kategorisine ayırdıkları payın artmasını sağlarken, marka algısını da güçlendirdi. Türkiye genelinde 1300’e yakın perakende satış noktası ile Jival, hem ürün yapısı hem de mağazalaşma ve markalaşma stratejisiyle kuyumculuktan mücevherciliğe yönelen öncü firmalardan biri. Yönetim Kurulu Başkanı Naim Gençoğlu’nun verdiği bilgiye göre Jival, cirosunun %65’ini altın, %35’ini pırlantalı ürün satışlarından elde ediyor. Yeni yatırımlarını ve kuyumculuk sektörünü Altın Dünyası’na değerlendiren Gençoğlu “Kuyumculuk sektörü atölyecilikten markalaşmaya doğru ilerliyor” dedi.

Türkiye’nin dev üreticilerinden biri olarak hizmet verdiğiniz sektörde, Türkiye genelinde kaç perakendeciye ulaşıyorsunuz? Mağazalaşma stratejileriniz ve hedefleriniz neler? Türkiye genelinde 1300’e yakın perakende satış noktamız bulunmaktadır. Mağazalaşma yolunda ilerlerken önceliklerimiz doğru lokasyon, süreklilik ve hedef kitleye ulaşabilmektir. En son mağazamız geçen yıl Ekim ayında yatırımcısı olduğumuz Antakya Palladium AVM’de açıldı. Gelecekte de mağaza sayımızı çoğaltarak, ilerlemeyi düşünüyoruz. Sektörde kurumsallaşma ve markalaşma çalışmaları hız kesmeden devam ederken, Jival marka oluşumunu sağlayabilmiş, sektörün sayılı markalarından biri durumunda. Sizin markalaşma konusunda şirket prensibi olarak göz önünde bulundurduğunuz hususlar var mı? Sizce sektör, marka olmanın değerini kavradı mı? Bizim için marka olmada ki en önemli unsur, kaliteli ürün, satış öncesi ve sonrası hizmet, müşteri memnuniyeti kavramlarıdır. Kuyumculuk sektörü atölyecilik anlayışından, günümüzde markalaşmaya doğru ciddi bir ilerleme kaydetmiştir. Tüketicilerin de daha çok markalı ürün tercih etmeleriyle, markalaşmanın değeri artmıştır.

Kredi kartına taksit yasağı gelmesinin pırlantalı ürün satışlarını nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz? Jival olarak ciromuzun %65’ini altın, %35’ini pırlantalı ürün satışlarından elde etmekteyiz. Bu nedenle kredi kartlarında taksit uygulamasının kaldırılması altın tarafında bizi çok fazla etkilemiyor. Ancak, yapılan bu düzenlemeyle tüketici açısından baktığımızda pazarda %30’luk bir daralmanın yaşanacağını düşünüyorum. Jival’in geleneksel “Yıldız Kuyumcular” organizasyonu için bu yılki hazırlıklarınız neler? Geleneksel olarak düzenlediğimiz ve artık Jival markası ile bütünleşen Yıldız Kuyumcular Buluşması’nda, Türkiye çapındaki satış noktalarımızı buluşturarak, yeni koleksiyonlarımızı beğenilerine sunacağız. Altın ve pırlanta segmentinde, zarif ve ince çizgilerin kullanıldığı mücevher ve takılar yer alacak.

Gençoğlu Grup olarak turizm yatırımlarınız oldukça ses getiriyor. Geçtiğimiz günlerde taksimde açılan YOO2 Taksim Square Hotel’in ardından gerçekleştirilmeyi bekleyen farklı projeleriniz var mı? Gençoğlu Grup olarak yatırımlarımızı daha çok kuyumculuk ve turizm alanında değerlendiriyoruz. Ortak olduğumuz grup ile de alışveriş merkezi ve ofis binalarındaki işbirliğimizi sürdürüyoruz. Turizm anlamında ilk yatırımımız olan, YOO2 Taksim Square Hotel’i geçen ay hizmete açtık. Yakın bir süreçte inşaatına başlayacağımız; Karaköy Salı Pazarı’ndaki otel projesi ile bu alandaki çalışmalarımıza devam edeceğiz. 2014 yılında Jival için koyduğunuz hedefler neler? Yeni açılacak olan alışveriş merkezlerinde mağazalaşma yönündeki çalışmalarımıza 2014 yılında da devam etmeyi planlıyoruz. Ürün kategorilerimizde, bu yıl da yeni modelleri ve çeşitliliği ön planda tutarak müşteri memnuniyetimizi daha çok ilerletmeyi hedefliyoruz. Kurumsal pazarlama tarafındaysa, özel günlerde yapılan kampanyalar ve indirimlerle satışları hareketlendirmek için dönemsel çalışmalar yapıyoruz. Böylelikle müşterilerimizin, marka ilgisini canlı tutuyoruz. 78 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Röportaj

Mioro A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Gençoğlu:

BDDK’nın kararı imalatçıları ve perakendecileri olumsuz etkiledi

Hem sektörün önemli markalarından birinin kurucusu, hem de Sivil Toplum Kuruluşlarında aktif rol alan bir isim... Mioro A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Gençoğlu. Tecrübelerini, firma hedeflerini ve sektörün genel durumunu değerlendiren Gençoğlu, altın fiyatlarının seyrine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 80 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


Sektörün hatta Türkiye’nin gündemini oluşturan önemli sorulardan biri de altın fiyatları. Altın fiyatlarının seyri sizce ne olacak? Kimi analist fiyatlarda yükselişin devam edeceğini söylerken kimi de yükselişin ekonomik temellere dayanmadığını ve fiyatlarda yüzde 10’u aşan düşüşler olacağını kaydediyor. Sizin bu konudaki görüşleriniz nedir, bu dalgalanmaya karşı nasıl bir önlem alıyorsunuz? Altın fiyatları Amerika Merkez Bankası FED’in 2013 yılı Aralık ayında para arzını kısmaya başlamıştı. Para daralmasının sinyalini 2013 yılı başlarında öngören fonlar ellerindeki altın pozisyonlarını kapatmaya başladı ve satış geldiği için 2013 yılı mart ayından başlayarak altın fiyatları gerilemeye başladı. 2013 yılına 1680 Ons fiyatıyla giren altın, yılın sonunu 1200 $ Ons fiyatı ile bitirdi. Bu yıl 1200 $ ile 1360 $ ons fiyatı ile seyreden altın fiyatların 1300 $ ile 1400 $ ons fiyatı aralığında olacağı ve yılsonunu bu fiyat aralığında kapatacağını öngörüyorum. Mioro olarak açık altın pozisyonu tutmuyoruz, sattığımız miktar kadar altını hedge ederek dalgalanmalardan kendimizi koruyoruz. TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Yönetimi olarak BDDK’nın kuyumcu mağazalarında kredi kartlarına taksitli satışı yasaklama kararından sonra toplantılar gerçekleştiriyorsunuz. BDDK’nın aldığı bu kararla ilgili neler söyleyebilirsiniz, bu karar sektörü nasıl etkileyecek? Ekonomi yönetimimizin 2013 verilerine bakarak cari açığı artırdığını belirlediği birkaç sektörle birlikte kuyumculuk sektörümüzde de kredi kartı taksitlendirmesi uygulamasını BDDK kanalıyla durdurdu. Bu uygulama iç piyasa için üretim yapan imalatçıları ve perakende satış yapan kuyumcu mağazalarını olumsuz olarak etkiledi. TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi’nde kredi kartları konusunun yeniden değerlendirilmesi talebi ile karar aldık ve TOBB bu isteğimizi ekonomi yönetimine bakan düzeyinde iletecek. Ekonomi yönetiminin kararlarını yumuşatmalarını bekliyorum. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da toplanan yönetimin bir diğer gündem maddesi de ÖTV’ydi. Özel Tüketim Vergisi ile ilgili son gelişmeler hakkında bilgi verebilir misiniz? Özel Tüketim Vergisi konusu uzun süredir sektörün çok önemli bir sorunudur ve bü-

tün sektör kurumları tarafından her fırsatta dile getirilmektedir. Şubat 2014’te çıkan Torba Yasa Tasarısı’nda mevcut olan ÖTV konusunda bir düzenleme, altına KDV getireceği ihtimali görülerek sektörümüzün kurumlarının itirazları ile geri çekildi ve Torba Yasa’dan çıkarıldı. Bu konu da TOBB vasıtasıyla sektör sorunlarının içinde karar altına alındı. Yakın gelecekte çözülmesini umuyorum.

Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan İstanbul Jewelry Show hazırlıklarınızdan bahsedebilir misiniz? Fuar için nasıl bir hazırlık dönemi içerisindesiniz?

Kuyumculuk sektörünün lider markalarından biri olan Mioro’nun çalışmalarına dönecek olursak. 2013 yılında ihracat adına ne tür girişimleriniz oldu, 2014 yılında ihracat alanında yeni çalışmalarınız / projeleriniz olacak mı? İhracat firmamızın en önemli kalemlerinden biri. Firmamız üretiminin büyük kısmını ihraç ediyor. 2013 yılında ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmeye çalıştık. Bu noktada hedef pazarların analizini yapıp, çıkan sonuçlara göre stratejilerimizi belirledik. Uzun vadede kalıcı ve başarılı bir marka olmayı amaçlıyorsak her zaman istikrarlı ve sağlam kararlar almalıyız. Bu noktada ihraç pazarlarımız büyük önem taşıyor. 2013 yılında yaptığımız çalışmaları 2014 yılında da sürdürerek markamızı daha fazla kitlelere ulaştıracağız.

İstanbul Jewelry Show, ülkemizde düzenlenen en önemli kuyumculuk sektörü fuarıdır. Firmamız her zaman olduğu gibi bu fuara da yeni koleksiyonları ile katılacak. Fuar öncesi koleksiyonlarımızı tamamlayıp, fuar süresi için programımızı yapıp, civar ülkelerden müşterilerimizle iletişime geçerek onları fuara davet ettik.

Hizmet verdiğiniz kategoride, tasarım ve trendler neye göre belirleniyor? Mioro, altın zincir konusunda uzmanlığını kanıtlamış bir firma. Altın zincir üretimi yapabilmek için iyi bir makine parkına sahip olmak, teknolojiyi iyi kullanmak ve iyi bir ürge organizasyonu kurmak gerekir. Tasarım ve trendler, ürge organizasyonu içinde ve dünya trendlerinin etkisi ile belirlenmektedir. Biz de bu etkiyle hareket edip ürünlerimizi bu çerçevede hazırlayıp iş ortaklarımıza sunuyoruz.

Fuarın sektörümüze büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Özellikle yurtdışından gelen alıcıların sektörümüzün üreticileri ile buluşması ihracatı artırmaktadır. Gelen alıcıların ayrıca İstanbul’u tanımalarına sebep olmakta ve turist olarak da ülkemize döviz bırakmaktadırlar.

Fuarın sektöre ve ülke ekonomisine katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 81


Altın Dünyası • Haber

İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) tarafından Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin de katılımıyla düzenlenen “İhracat Yıldızları Ödül Töreni” İstanbul’da gerçekleştirildi. Sektörün öncü ve lider mücevher markası Altınbaş, bu yıl da İhracatın Yıldızları Birincilik Ödülü’nü alarak, ihracat alanında birinciliğini korumaya devam etti. İMMİB, 2007 yılından bu yana gerçekleştirdiği İhracatın Yıldızları Ödülleri ile Türkiye ekonomisine büyük katkıyı sağlayan sektörlerin ihracat liderlerini ödüllendiriyor. Bu kapsamda 19 Şubat Çarşamba günü Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin katılımı ile Swiss Otel İstanbul’da düzenlenen ödül töreninde, “altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası” kategorisinde birincilik ödülü Altınbaş Mücevherat’a verildi. Türk imalat sektörlerinin en büyükleri arasında yer alan Türk Mücevher Sektörü ’nün 2014 yılında da büyümeye ve dünya standartlarında ürünler vermeye devam edeceğini belirten Altınbaş CEO’su Ali Bulut; “Uluslararası rekabet gücüne sahip, insana, çevreye, toplumsal değerlere saygılı ve duyarlı bir şirket olan Altınbaş olarak bugüne kadar kazandıklarımızı her zaman ülkemize fayda sağlayacak yatırımlar için kullandık. Hedefimiz ihracatta sağladığımız başarıları yurtdışı mağazacılık konusunda da devam ettirmek ve 2023 yılında 1000 mağaza sayısına ulaşmaktır” dedi. 82 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Röportaj

Sektöründeki tüm üretim teknolojilerini aynı çatı altında kullanan tek marka olması ile fark yaratan Arpaş, ihracat alanında rekor kırmaya devam ediyor. İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde de Altından Mamul Mücevher Kategorisinde 2. olan Arpaş’ı başarıya taşıyan stratejilerini Arpaş CEO’su Fatih Kemahlı’dan dinledik. ya trendlerini yakından takip etmekte ve öngörüleri ile bir sonraki sezonun beklentilerine uygun yeni ürün gruplarını, farklı teknolojilerin üretim süreçlerini de planlayarak oluşturmaktalar. Arkadaşlarımızın son dönemde Türkiye ve dünya pazarlarındaki beklentileri doğrultusunda oluşturduğu tasarımlarımızı fuarda müşterilerimize sunacağız.

İlk altın takı ihracatını gerçekleştiren ve altın takı imalatında fabrikalaşan ilk firma olma özelliğine sahipsiniz. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde de Altından Mamul Mücevher Kategorisinde 2. oldunuz. Hangi ülkelere ihracat gerçekleştiriyorsunuz, ihracat çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Arpaş markası olarak tüm kıtalarda toplam 70 ülkeye ihracatımız mevcut. Genel merkezimiz ve ofislerimizde yaklaşık 100 kişilik deneyimli bir pazarlama kadromuz var. Bu arkadaşlar müşterilerimizle iletişimlerini sürekli canlı tutmakta ve her geçen gün dünya çapında yeni müşterileri Arpaş ile buluşturmaktalar. Kurumsallaşmaya olduğu kadar teknolojik alt yapıya da oldukça önem veren bir firmasınız. Arpaş’ın bu kategorilerde yaşadığı gelişim sürecinden bahsedebilir misiniz? Arpaş, sektöründeki tüm üretim teknolojilerini aynı çatı altında kullanan tek marka olması ile zaten fark yaratıyor. Bunun yanı sıra kadromuzdaki mühendislerimiz ile birlikte her gün daha yeniyi ve iyiyi takip ediyoruz. Geçtiğimiz yıl geniş ve modern teknoloji ile donatılmış yeni fabrika binamıza taşınarak güzel bir adım daha attık. Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan İstanbul Jewelry Show için çalışmalarınız ne yönde ilerliyor? Ziyaretçilerinize hangi koleksiyonlarınızı sergileyeceksiniz? Tasarım ve Ürün Geliştirme birimlerindeki arkadaşlarımız dün84 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Yurtdışında gerçekleştirilen fuarlara da katılım gösteren bir markasınız. Yurtdışı fuarları seçerken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz, fuarların firmanıza olan katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Firma olarak dünyada düzenlenen tüm sektör fuarlarına gerek katılımcı gerekse ziyaretçi olarak iştirak ediyoruz. Katılımcı olarak bulunduğumuz fuarlarda; katılımcı ve ziyaretçi profilleri ve de fuarın uluslararası boyutu bizim için önemli kriterler.

Arpaş, sektöründeki tüm üretim teknolojilerini aynı çatı altında kullanan tek marka olması ile fark yaratıyor.



Altın Dünyası • Röportaj

Sektör fuara hazır, UBM Rotaforte fuar alanını daha da büyüttü

Dünyada en büyük kuyumcu ve mücevher fuarı sıralamasında 5. sırada yer alan İstanbul Jewelry Show Mart başlıyor. Sektörün büyük beklenti ve hazırlıkla karşılayacağı fuar için UBM Rotaforte Genel Müdürü Şermin Cengiz, fuarla ilgili merak edilenleri anlatırken, katılımcı firmalara unutmamaları ve dikkat etmeleri gereken konuları sıraladı. 38.’si gerçekleştirilecek olan İstanbul Jewelry Show hazırlıkları hakkında bilgi alabilir miyiz? Yıl boyunca, birçok pazarlama kanalını kullanıyoruz. Ancak, öncelikli olarak, özellikle Hong Kong merkez ofisimizin elinde yer alan muazzam zenginlikteki datamız doğrultusunda, hedef pazarlarımızdaki önemli alıcılar ve sektör profesyonelleri başta olmak üzere tüm potansiyel alıcılara düzenli e-bülten ve kişiye özel davetiye gönderimlerini gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmamızın yanı sıra, elbette her fuar sonrası oluşturduğumuz pazarlama planımız paralelinde çok yönlü iletişim stratejisi de izliyoruz. Bu elbette, ülkeden ülkeye değişiklik arz ediyor. Her ülkede fuarlarımızın tanımına yönelik gerçekleştirdiğimiz pazarlama faaliyetlerimiz, hedef pazar dinamikleri doğrultusunda değişkenlik gösterebiliyor ancak ağırlıklı olarak yazılı basın, sektörel dergi ilanları öncelikli tercihimizi oluşturuyor. En önemlisi hedef ülkelerin hepsinde mutlaka birebir iletişim stratejisi izlemeye önem gösteriyoruz ve aylar öncesinden fuarımızın tanıtımına yönelik özellikle alım heyetleri konusunda görüşme süreçlerimizi başlatıyor, yıl boyunca fuarlarımızın tanıtımına yönelik iletişimimizi sürdürüyoruz. Fuar katılımcı sayısı hakkında bilgi alabilir miyiz? Katılımcı payı arasında yabancı firmaların oranı nedir? Kuyumculuk sektörünün buluşma platformu, “İstanbul Jewelry Show” Mart Fuarını 86 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

bu yıl geçen yıllarda gerçekleştirdiğimiz fuarlarımızdan farklı olarak 1 salon daha ekleyerek, toplamda 6 salonda 60 bin metrekarelik alanda gerçekleştiriyor olacağız. Türkiye’nin yanı sıra; ABD, Almanya, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Endonezya, Güney Kore, Hong Kong, Hindistan, İtalya, Japonya, Lübnan, Malezya, Singapur, Tayland, Ukrayna, Yunanistan ve daha birçok ülkeden bireysel katılımlar ile %30’u yabancı olmak üzere toplam 25 ülkeden 1200’ün üzerinde firma ve marka 20 – 23 Mart tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde (CNR Expo) düzenleyecek olduğumuz “İstanbul Jewelery Show” Mart Fuarı’nda on binlerce ürünlerini sergileyip, yeni iş bağlantıları kurma olanağını bulacaklar. Ekonomilerde sektörlerin gelişimi ile fuarcılığın gelişimi paralellik gösteriyor. Türkiye’de fuarcılığın gelişimi ve bugün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Fuarların Türk ekonomisine katkısı nedir? Batılı ülkelerin fuarcılıkta yaklaşık 250 yıllık geçmişleri olmasına karşın, Türkiye’de ise özellikle ihtisas fuarlarının ilki 1970’li


yıllarda düzenlenmeye başlanmış, 1980’li yıllardan itibaren de fuarcılık sektörü gelişmeye başlamıştır. Elbette, bu gelişim süreci gerek ülke ekonomimizdeki gerekse toplumsal açıdan yaşanan değişim süreciyle de paraleldir. Günümüzde özellikle ihracat yapan firmaların çok önemli pazarlama kanallarından biri olarak kullanılan fuarlar, özellikle ihtisas fuarları, artık kurumlar için markalarının bilinirliğini arttırmak, yeni iş bağlantıları kurmak ve mevcut iş ilişkilerini pekiştirmek açısından çok önemli bir pazarlama aracı haline gelmiştir. Öte yandan, katılımcı firmaların pazar araştırmaları ve sektördeki gelişmeleri takip etmeleri noktasında da fuarların firmalara sağladığı katkı yadsınamayacak bir gerçektir. Öyle ki firmaların katıldıkları fuarlar, özellikle ihtisas fuarları, hem kendi yeni ürün ve hizmetlerinin tanıtımını yapmaları, hem de sektör içerisinde rakipleri, yeni sektör oyuncuları ve benzeri piyasa şartları hususunda, yerinde bilgi sahibi olmaları açısından da çok büyük önem taşımaktadır. Fuarlar ziyaretçilerin fuar alanında katılımcı firmaları karşılaştırma imkanı bulabilmesi, katılımcı firmaların ürünlerinin, fiyat, kalite, hizmet açısından üstünlüklerini ortaya koyabilmeleri noktasında da önemli bir fırsat ortamı sunmaktadır. Elbette, ihtisas fuarlarının sağladığı katkı sadece firma ve ziyaretçiler ile sınırlı değildir. Ülke ekonomisine hem kısa vadede yurtdışından gelen alım heyetleri ve ziyaretçi açısından, hem de kısa, orta ve uzun vadede ihracatımıza yönelik sağladığı katkılar göz ardı edilemeyecek ölçüde büyüktür. Bu noktadan bakıldığında, fuar organizasyonlarının düzenlendikleri alanlara da ciddi anlamda bir canlılık getirdiğini belirtmekte fayda görüyorum. Fuar dönemi boyunca, fuarı ziyaret etmek için başka şehir ve ülkelerden gelen katılımcı ve ziyaretçiler sayesinde ekonomik bir hareketlilik yaşanmaktadır. Katılımcı ve ziyaretçilerin konaklama, yeme, içme, transfer gibi temel ihtiyaçlarını fuarın düzenlendiği bölgede karşılama zorunluluğu o bölgede faaliyet gösteren birçok işletmenin gelirlerinin de artmasına yardımcı olmakta-

dır. Konuyu “İstanbul Jewelry Show” açısından değerlendirdiğimizde ise 29 yıldır Türkiye kuyumculuk sektörü alanında ihtisas fuarları düzenleyen UBM Rotaforte olarak, “İstanbul Jewelry Show” fuarının sektöre ve ihracat gelişimine yönelik gerek ülke ekonomimize gerekse sektöre sağladığı katma değer göz ardı edilemeyecek oranda büyüktür. Öyle ki, Türkiye’de altın mücevherat sektörü ihracatı ithalatından fazla olan, net ihracatçı konumundaki nadir sektörlerimizden biridir. Sektörün ihracatı son 5 yıl içinde 3 katın üzerinde artış göstermiş, 2013 yılında 3 milyar 254 milyon dolara yükselmiştir. Türkiye yaklaşık 140 ülkeye değerli takı ihraç ediyor olup, dünyanın dört bir tarafında ürünlerimiz büyük bir memnuniyetle kullanılmaktadır. Bu ülkelerin başında ise “İstanbul Jewelry Show” Fuarı’nın ziyaretçi kitlesiyle de birebir örtüşen BAE, ABD, Rusya, Almanya, İtalya ve İsrail geliyor. Kısaca özetleyecek olursak, tüm sektörler için geçerli olduğu gibi, fuarcılık sektörünün gelişimi de ülke ekonomisinin gelişimi ile yakından ilgilidir. Ülkemizde ekonomik ve sosyal istikrarın sürmesi ve büyümenin devam etmesi ile eş zamanlı olarak fuarcılık sektörü de aynı doğrultuda gelişimini sürdürecektir. Katılımcı ve ziyaretçiler İstanbul Jewelry Show’u neden ziyaret etmeli / katılmalı? UBM Rotaforte kendi alanında dünyanın en önemli fuar organizasyon firmalarından biri olup, 29 yıldır düzenlediğimiz “İstanbul Jewelry Show” Fuarı dünya sıralama-

“İstanbul Jewelry Show Fuarı dünya genelinde ürün, konsept, tasarım ve fikirlerin buluştuğu uluslararası ticari bir platform niteliğinde olmasının yanı sıra, gerek katılımcılar gerekse ziyaretçiler açısından, sektördeki gelişmeleri yakından takip etmek, yeni iş bağlantıları kurmak, rakip analizlerini yerinde gerçekleştirerek pazardaki yenilikleri gözlemleyip, mevcut iş bağlantılarının güçlendirilmesi noktasında da dünyada takip edilmesi gereken başlıca sektörel ihtisas fuarları arasında yer alıyor.” sında, bu alandaki 5. büyük fuar olma özelliğine sahip. Uluslararası boyutta sektörün markalaşmış fuarlarından birini düzenliyor olmamızın yanı sıra, Türkiye’de fuarcılık sektörünün gelişiminde de oldukça önemli bir rol alarak, fuarcılık sektörünü uluslararası standartlara taşıdığımızı söyleyebilirim. Tüm üreticiler, toptancılar, perakendeciler, ihracat ve ithalatçılar, tasarımcılar sektörle ilgili aradıkları tüm yenilik ve gelişmeleri bu fuarda bulabilmektedirler. “Istanbul Jewelry Show”, Türkiye kuyumculuk endüstrisinin her türlü talebe cevap verebilecek nitelikteki kaliteli ve geniş üretim yelpazesinin dünya pazarlarına tanıtılmasında çok önemli bir yer teşkil ediyor. Öncelikli Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere; Rusya ve Türki Cumhuriyetleri, Orta Doğu, Doğu Avrupa, Kuzey Afrika ve tüm Akdeniz ülkelerinin önemli sektör temsilcileri bu fuarda buluşuyorlar. İstanbul Jewelry Show’un dünya fuarları arasındaki konumu nedir? Dünya genelinde lider olan mücevher fuarı; merkez ofisimiz UBM Asia tarafından yılda 2 kez düzenlenen September Hong Kong Jewellery & Gem Fair ve June Hong Kong Jewellery & Gem Fair fuarlarıdır. 3. sırada ise Las Vegas’da düzenlenen JCK Mücevher Fuarı yer alıyor. Her sene yılda 2 kez düzenlediğimiz “İstanbul Jewelry Show” Fuarımızın ise dünyada 5. sırada yer alıyor olup, uluslararası boyutta, özellikle Türkiye’nin coğrafi konumunun da etkisiyle, sektörel fuarlar arasında oldukça önemli bir yere sahip. Özellikle son yıllardaki ziyaretçi hacmine baktığımızda gerek yurtiçi, gerekse yurtdışından gelen talep artışı da bu durumu ispatlar niteliktedir. Elbette, bu istikrarlı ivmenin daha da hızlı bir şekilde büyümesi paralelinde “Istanbul Jewelry Show”un 4. sırada yer alması en temel kısa ve orta vadeli hedeflerimiz arasında yer alıyor. SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 87


Altın Dünyası • haber

JTR seçimlerinde önceliğimiz Kuyumcukent’tir Sektörün önemli kurumlarından birisi olan Mücevher İhracatçıları Birliği’nin seçimlerinin yaklaşması ile birlikte Kuyumcukent’in alacağı tutum merak ediliyor. Bünyesinde 1000’den fazla üreticiyi ve dolayısıyla da çok sayıda ihracatçıyı barındıran Kuyumcukent, Mücevher İhracatçıları Birliği seçimlerinde oldukça önemli bir ağırlığa sahip. Konu ile ilgili merak edilenleri Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç’a sorduk.

M

art ayında düzenlenecek olan İstanbul Jewelry Show’dan sonra sektörü çok önemli bir gündem bekliyor. Sektörün önemli kurumlarından birisi olan Mücevher İhracatçıları Birliği’nin seçimleri merak edilen konuların başında yer alıyor. 1000’den fazla üreticiyive çok asayıda ihracatçıyı çatısı altında toplayan Kuyumcukent’in seçimlerde alacağı tutum son derece önemli. Kuyumcukent’te faaliyet gösteren çok sayıda ihracatçının, Kuyumcukent ve dolayısıyla da firmalarının çıkarlarını gözeterek birlikte hareket etmesi durumunda seçimleri etkileyecek çok önemli bir faktör haline gelebileceği ortada. Bu yüzden sektörde gözler Mücevher İhracatçıları seçimleri öncesinde Kuyumcukent’e çevrilmiş durumda. Merak edilenleri konunun en yetkili ismi Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç’a sorduk. Bünyesinde çok sayıda ihracatçı olması sebebeiyle Mücevher İhracatçıları Birliği seçimlerinin Kuyumcukent için son derece önemli olduğunu belirten Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç seçim ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; “Kuyumcukent çok sayıda ihracatçıya ev sahipliği yapan bir kompleks. Başka bir deyişle çok sayıda ihracatçının da harcında yer aldığı bir oluşum. Bu açıdan baktığımızda Mücevher İhracatçıları Birliği seçimleri Kuyumcukent’teki ihracatçılar açısından önemli. Biz Kuyumcukent yönetimi olarak Mücevher İhracatçıları Birliği’nde dolaylı ya da dolaysız Kuyumcukent’in bir ağırlığının olmasını istiyoruz. Henüz bu konuda atılmış bir adım yok. Ama duyduğumuz kadarıyla Kuyumcukent içinde bu göreve soyunmak isteyen arkadaşlar var. Biz de bu durumda Kuyumcukent yönetimi olarak Kuyumcukent destekli atılan bu adımları destekleriz.

Kuyumcukent yönetimi olarak Mücevher İhracatçıları Birliği’nde dolaylı ya da dolaysız Kuyumcukent’in bir ağırlığının olmasını istiyoruz. Henüz bu konuda atılmış bir adım yok. Ama duyduğumuz kadarıyla Kuyumcukent içinde bu göreve soyunmak isteyen arkadaşlar var. Biz de bu durumda Kuyumcukent yönetimi olarak Kuyumcukent destekli atılan bu adımları destekleriz. 88 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Haber: SENTETİKLER

Sentetik pırlantaların doğal olduğu söylenerek satılması pırlanta endüstrimizin değerlerini zorluyor. Bu konuda ne yapmalıyız? MARTIN RAPAPORT

90 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


HRD Türkiye Genel Müdürü Mehmet Can Özdemir, Martin Rapaport’un sentetik pırlantalarla ilgili son yazısını Altın Dünyası Gazetesi ile paylaştı.

Yeni teknolojiler bir nimet, sentetik elmaslar da… Bir şeyleri yapmanın yeni yollarını bulmak ve yeni ürünler üretmek fırsattır. Değişim ve büyümeyi zorlar, ki bu iyi bir şeydir. Gerçek hikaye, sadece sentetik elmaslar gibi yeni ürünlerin hakkında değil, daha ziyade yeninin eskiyi nasıl etkilediğindedir. Eğer yeni ürünler ya da teknolojiler daha karlı ya da verimli ise üstünlük sağlar. Piyasalar Darwin’cidir. En uygun olanın hayatta kalması üzerinedir ve uygun olanla kastettiğimiz yeni çevreye en kolay uyum sağlayandır. Bir orman yangınının etkisini düşünün. Gölgesi günışığını kapatan ve küçük, yeni ağaçların büyümesini önleyen büyük, yaşlı ağaçları yakar. Yangının ısısı büyük ağaçlardan meşe palamutlarının patlamasına ve tohumlarının yayılmasına neden olur. Yanmış büyük ağaçların külleri yeni fidelerin aşılanmasını ve büyümesini teşvik eder. Yani orman yangınları iyi midir, kötü müdür? Bakış açınız ne olursa olsun, bu kaçınılmazdır ve doğanın büyüme ve gelişme yöntemidir. Sentetikler konusunda ise, yeni teknoloji değerlerimize meydan okumaktadır. Bu sadece ne kadar esnek, uyumlu ve ileri görüşlü olduğumuzla alakalı değildir. Ne kadar dürüst olduğumuzla ilgilidir. Sentetikler bireyler olarak ve toplum olarak bizim değerlerimizin test edilme yoludur. Ve sadece sentetikler de değil. İnterneti ve onun bize sağladığı on binlerce B2B tüketiciye, milyonlarca yeni müşteriye doğrudan erişimi düşünün. İnternetin faydası, önemli ölçüde özel bir fiyatla ve şeffaflık sağlamasıyla ve bunun sonucunda kar marjlarını azaltabilmesinden geliyor. Peki, biz ne yapacağız? Teknolojiyi kendimize ve ürünlerimize değer katmak için kullanacak mıyız? Yoksa pırlantalarımızın kalitesini abartan ve tüketicileri yanıltan değerlendirme raporlarıyla interneti pırlanta satmak için mi kullanacağız? Teknoloji, içimizdeki iyiyi ya da kötüyü ortaya çıkarıyor. İyi-

lik için de, kötülük için de kullanılabilir. Her şeyin bir bedeli vardır. SENTETİKLER Sentetik pırlantaları üretebilmemiz, kuyumculuk sektörünün alanının çok ötesinde, teknolojik gelişim dünyası tarafından yönlenmiştir. Elmas kristallerini üretmek, cerrahi aletlerden “Star Wars” tarzı savaş alanlarına kadar kullanılabilecek yeni ve gelişmiş lazerlerin yapılabilmesini sağlar. Aynı zamanda, elmasın eşsiz özelliklerini düşünürsek, bilgileri atomik seviyede depolayabilen süper siber bilgisayarlardan başka verimli teknolojik gelişimlere kadar pek çok fırsatı sunar. Sentetik elmaslar ve onları üretip geliştirecek teknolojiler kalıcıdır. Peki ya kuyumculuk sektörü? Sentetik pırlantaların varlığı, doğal pırlanta pazarını yok edecek mi? Taşçılar sentetik pırlantaları doğal gibi satarak, orijinalliğinden ve nadirliğinden kaynaklanan katma değerine zarar verecek mi? Mevcutta sentetik elmasların doğal olarak satıldığını gösteren kalıcı ve güvenilir raporlar bulunmaktadır. Sentetiklerin yanlış

SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 91


Altın Dünyası • Haber: SENTETİKLER beyanı ve dolandırıcılık, farklı şekillerde maskelenmektedir. Hindistan’da, sentetikler, elmas üreticileri, aracılar ve bayiler tarafından doğal pırlanta lotlarının arasında, masum alıcılara doğalmış gibi satılmakta ve bunlar daha sonra karışık parseller halinde yurtdışına ihraç edilmektedir. Çin’de mücevher üreticilerinin %100 sentetik olan mücevher setlerini, doğal gibi sattığına dair raporlar bulunmaktadır. Daha da sinsi bir yaklaşımla, bazı firmaların orijinal GIA (Gemological Institute of America) raporlarını alarak, rapora uygun sentetik pırlantalar ürettiği yönünde bilgiler bulunmaktadır. Bazı durumlarda ise, GIA logosu ve değerlendirme rapor numarası sentetik pırlantalara lazer ile yazılmaktadır. Peki, pırlanta sektörü kendini dolandırıcılık ve yanlış beyana karşı nasıl koruyacak? Elmas ticaretini şimdi yaptığımız şekilden nasıl değiştirebiliriz? Peki ya müşterilerimizin müşterileri – nihai tüketiciler? Onları kim koruyacak? 4D Ayırt Etme (Differentiation), Tesbit (Detection), Bilgilendirme (Disclosure)ve Belgeleme (Documentation).

Sentetik pırlantalar yüzünden ortaya çıkan zorlukları çözmenin anahtarı bizim sentetik pırlantaları doğal pırlantalardan ayırma yeteneğimizdir. Her ne kadar işlem görmüş elmaslarda da benzer sorunlar mevcut olsa da, aşırı karmaşık olması nedeniyle bu makalenin kapsamının dışındadır. İlk olarak 6 Mayıs 2002’de (Diamonds.Net / Sentetikler) “Güven” adlı makalede yayınlandığı gibi, ayırt etme, tespit, bilgilendirme ve belgelemeye dayanır. 4D birbirine sinerjik bir bağla bağlıdır. Eğer sentetik pırlantaları doğallardan ayırt edemezsek, doğal pırlantaların fiyatı sentetiklerin fiyatına düşecektir. Ayrıca, ayırt etmek, tanımlama yapmadan bize yardımcı olamaz. Eğer sektörümüz tüketiciye yalan söyler ve sentetikleri doğal gibi satarsa, kimse gerçek olanı aldığına inanmayacaktır. Son olarak, testler ve tedarik zincirinin belgeleri olmadan, sattığımız pırlantanın gerçek olduğundan emin olamayız. Basitçe özetlenirse, 4D olmadan, 4C’niz olamaz.

92 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

TANIMLAMA Sentetik elmasların satışı ile ilgili olarak, tam bir tanımlama ihtiyacı kesin ve yasal bir gereksinimdir. Sentetik ve doğal elmasların karma parseller halinde yasadışı satışlarıyla ilgili verilen son raporlara göre WFBD sentetiklerin ifşasının yeterli olmadığı görüşündedir. Şimdi tüm doğal elmas satışlarında yeni bir koşul var, elmasların doğal olduğuna dair olumlu bir rapor gerekiyor. Başka bir deyişle, elmas satın aldığınızda artık onların gerçek olduğunu farz ederek alamazsınız.

WFDB İstenilen Fatura Bildirimi : “fatura edilen elmaslar aksi rapor edilmediği takdirde doğal elmaslardır ve sentetik değildirler. Bu rapor kişisel bilgiye ve/veya elmas satıcılarının bize sağladığı yazılı teminatlara dayalıdır ve işlenmiş elmaslara ilişkin hiçbir gerekli açıklamayı hariç tutmaz. WFDB’nin doğal elmas tanıtım beyanındaki problem, beyanın kişisel bilgi ve/veya elmas satıcılarının yazılı teminatına dayalı olmasıdır. Bu yazım dili, Kimberley Process beyanından kısmi olarak alınmıştır. Ancak, karma parseller söz konusu olduğunda bu raporlar, kimin kime ne sattığı bilinmediği için yanlış yönlendiriyorlar. Bu tür aldatmacalar, test etmek için aletler olmadığından kanlı elmasları satıp kurtulabileceğiniz bir ortam olan Kimberley Process’de işe yarayabilir. Ama bu sentetiklerin durumunda geçerli değildir. Sentetikleri test edebilirsiniz. O halde, WFDB beyanı usulüne uygun şekilde bir faturaya damgalanır, bir perakendeci fatura beyanına güvenir, tüketici de elması bir bilir kişiye gönderir ve sentetik olduğunu öğrenirse ne olur? Her biri 2.4 mm’lik 20 yuvarlak kesimli, J, VS1 elmastan oluşan 300 tenis bileziğini içeren bir siparişi düşünün. Bu 6,000 farklı elmasın belirli bir büyüklüğü ve kalitesi vardır. Çok az tedarikçi bu özellikteki elmaslara sahiptir. Günümüzde piyasanın çalışma şekli şöyledir; şirket siparişi verir, komisyoncusunda diğer tedarikçilerden taşları bulur. Bir takım işlemlerin zincir reaksiyonu sonrasında piyasa siparişi karşılamaya çalışır. Bazı ürünler, zaman içinde çok sayıda küçük kesicilerden bu tip taşları toplayan diğer satıcılardan gelebilir. Aynı taşlar birçok defa işlem görerek hızlı bir şekilde el değiştirir. Ayrıca, taşlar parsel parsel taşınır, karıştırılmış ve harmanlanmış olarak stoklanır.


Dünya elmaslarının yaklaşık % 90’ının kesildiği, 350.000’in üzerinde kesici ve 2.500’ün üzerinde fabrikayla Hindistan Surat’da, her bir 5-pointer’ın her el değiştirdiğinde test edileceğini düşünebiliyor musunuz? Bir satıcının, parselindeki her bir lotdaki taşların kaynağını takip edebilmesinin imkanı yoktur. Eğer elmas piyasamızda meşruluk istiyorsak; piyasayı her şeyi tamam olmadığı halde bile fatura üzerinde her şeyin tamam olduğunu belirten beyanlarla sahteleştirmeye bir son vermek zorundayız. Biz piyasamızın sınırlarını ve daha küçük elmas tüccarlarımızın ihtiyaçlarını gerçekçi bir şekilde kabul etmeliyiz. Elmas parselleri serbest piyasasında satıcıların çoğu zaman elmaslarının nerden geldiği, her bir taşı kimin sattığı ve elmasların sentetik veya doğal olup olmadıkları hakkında hiçbir fikirleri olmadığı gerçeğini kabul etmeliyiz. Faturalarında izi sürülemeyen ürünler için, izi sürülemeyen insanlar tarafından elmasların doğal olduğu ifadelerine dayalı yöntem işe yarar bir yöntem değildir. SADECE DOĞRUYU SÖYLEMEK Sorunu dürüst bir şekilde çözmek için farklı sorunlar için farklı tarz tanımlamaların gerektiğini kabul etmeli ve bunun farkında olmalıyız. Faturalar ve bildirimlerdeki ifadeler doğru, bilgilendirici ve dürüst olmalıdır. Örneğin 1) “Sentetik Elmaslar, 2) “Sentetik ve doğal elmasların birleşimini içeren lot”, 3) “Olduğu Gibi Satılıyor (SOLD AS-IS). ” ya da “test edilmemiş kökeni bilinmeyen elmaslar. Sentetik (ya da işlenmiş) elmaslar içerebilir”, 4) “Doğal Elmaslar. (Testte kullanılan malzemelerin listesi) kullanılarak (Testi yapan firmanın ismi) tarafından test edilmiş ve mühürlenmiştir (damgalanmıştır)”. Ve sadece numune alınmışsa, “Numune test edildi” ifadesiyle birlikte tolerans yüzdesi ve güvenirlik derecesi belirtin. ÇÖZÜM GERÇEKTEN ÇOK BASİT Sadece herkes doğruyu söylemeli. Sentetik elmasların lotunuz-

da olup olmadığını bilmiyorsanız, o zaman faturanıza “Olduğu Gibi Satılıyor SOLD (AS-IS). Test edilmedi” yazın. Pazar, test edilmiş ve edilmemiş lotların fiyatını ayarlayacak ve tüccarlar da en yüksek değeri eklemek için ne zaman test yapılması gerektiğine karar vereceklerdir. Test prosedürleri tedarik zincirinin herhangi bir noktasında gerçekleşebilir. Ancak, eğer elmaslar müşterilere doğal olarak satılıyorsa, teste dayalı proaktif tanımlamalar, test aşamasından perakende satışa kadar belgeli bir gözetim zincirine dayanarak, bu tip satışlardan önce yapılmalıdır. İşletmeler arası, bayiler “bilmiyordum” oyununu oynamaya çalışırken, hiçbir perakende satıcının müşteriye aslında sentetik olan elmasın doğal olmadığını bilmediğini söylemesinin mümkün olmadığı açık olmalıdır. Bu tezgâhın perakende satıcıda bittiği gerçeğinin farkında olmalıyız. Bahanesi ya da yalanı yok. Endüstrimizin, ticaretimizin, elmasların ve bizim güvenilirliğinimizin sürmesi için, perakende satıcıların ve müşterilerinin % 100 güvence altına alınmasını sağlamalıyız. Kuyumcuların dürüst bir şekilde doğal elmasları satmasını sağlamamız gerekir. AYIRT ETME Sentetik pırlantaların tanımlanma şartları konusunda, sanki sentetik elmaslar sahtekârlığın gerçek sorumlusuymuş gibi konuşulacak pek çok şey var. Aslında, test edilmesi ve tanımlanması gereken sadece pırlantalar değil, biz pırlanta ticareti ile uğraşanlarız. Doğal pırlantaları sentetiklerden ayırmak istiyorsak, dürüst insanları da sahtekâr “sentetik” pırlanta satıcılarından ayırmamız gerekli. “Yalan söylemek, kandırmak, kurallara göre davranmamak sorun değildir” diye düşünen bir kültürün yayılmasına izin verilmiştir. Serbest piyasalara şiddetle inanan ve destekleyenlerden biri olsam da, bu boş verme ahlakını şiddetle kınıyorum. Elmas ticareti, oynadığımız oyunun seviyesinden dolayı ciddi ölçüde zarar görmüştür. Bazı firmalar, yabancı bir hükümet yetkilisine rüşvet verdiğinden dolayı, kanlı elmas aldıklarından, SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 93


Altın Dünyası • Haber: SENTETİKLER kara para aklama ve vergi kanunlarına aldırmadıklarından hatta kendi elmaslarının sentetiklerle karıştırılıp kirlenmesine izin verdiklerinden dolayı, elmasları pazar fiyatlarının ciddi ölçüde altında almışlardır. Kurallarına göre oynamayan bu firmalarla dürüst bir firma nasıl rekabet edebilir? Özgürce rekabet edilen bir pazarda, bir firma rüşvet verince, diğerleri de rekabet edebilmek için rüşvet vermek zorunda mı? Eğer bir firma sentetikleri doğallarla karıştırıyorsa, hepimizin karıştırması gerekmez mi? Normal firmalar dürüst olmanın bedelini ödeyebilir mi? Artık şu anda şeytanın sadece şeytan olmadığı net. Şeytan, diğer insanları da şeytani olmaya zorluyor. Şeytanilik ve kötülük bulaşıcıdır. Kimberley Süreci ve insan hakları ihlali söz konusu olduğunda ne yazık ki elmas ticareti “yaptığı yanına kar kalma” olayına alıştı. Şimdi ise bazıları aynı şekilde sentetikler konusunda da yaptığının yanına kar kalmasının peşinde. Sektör çapında güvenli ve etik bir gözetim zinciri kurmamız gerektiği halde kurmadığımıza göre, lider firmalar tedarik zinciri sorunlarıyla kriz üslubunda baş etmeye zorlanıyor. Ayrıca bunca yıldan sonra binlerce masum insanın elmaslarla bağlantılı insan hakları ihlalinden mağdur olmaları gerçeğine rağmen bir kişi bile ticaretten uzaklaştırılmadı. Bu durum da elmas endüstrisinin kendini denetleyecek kapasitesi olup olmadığı konusunda ciddi soruları getiriyor. Tebliğ etmeden

sentetik elmas satan ticaret üyelerini ve firmalarını uzaklaştırabilecek kapasitede miyiz? Hileci firmaları zikredip, mahcup edip suçlamak memnun edici tepkiler alan bir yaklaşım olsa da, tüm endüstriyi temizleyebileceğimizi sanmıyorum. Ayrıca tüm dünyadaki kötü insanları yakalamak için zaman ve enerji harcamanın da ticaretimizdeki iyi insanlar için etkili olup ucuza geleceğini de sanmıyorum. Yapabileceğimiz, yapmamız gereken ve yapmak zorunda olduğumuz şey ise doğru olanı yapmak. Dürüst etik değerleri olanları destekleyen ve yükselten yeni bir rekabet ortamı oluşturmalıyız. İyi insanları güçlendiren pazarlar yaratmalıyız. BELGELEME Artık bir elmasın doğal olduğunu varsayamayacağımız göz önüne alındığında, “Doğal Elmas” ifadesini onaylayan düzgün belgelenmiş bir fatura edinmelisiniz. Belgeleme işi zor ya da külfetli olmamalı. Elmasın doğal olduğuna dair kanıt, imalatçıdan ya da test edenden alınan bir belgeyle oluşturulabilir. Eğer imalat ve testi satıcı yapıyor ise de, dâhili bir belge yeterli olacaktır. Her ihtimale karşı belge yeterli düzeyde spesifik elması ya da elmas lotunu tanımlamalıdır, aynı şekilde kimin test ettiğini ve ne zaman test edildiğini de. Elmasların üretilmesi ya da üçüncü bir lot ile test edilmesi durumunda ise elmasların değiştirilmediğinden emin olmak için makul gözetim zinciri standartları uygulanmalı. Burada, doğrudan teslimat ya da değişikliğe dayanıklı mühürleme önerilir. Gemolojik tasvirler yardımcı olsa da, değerlendirme raporlarının mutlak güvenilirliğine çok dikkat etmek gerekir. Bazı durumlarda sentetik elmaslar orijinal GIA raporlarıyla bire bir örtüşecek şekilde kesiliyor. Şüphelenmeyen alıcılar ise değerlendirme raporlarına güvenerek doğal sandık94 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

ları elmasları alarak kandırılıyor. PAZAR ETKİSİ Sentetik elmasların doğal elmaslar gibi satışı, perakendeciler için önemli sorunlar yaratmaktadır. Perakendecilerin sorumlulukları daha yüksek bir standartta olmalıdır, çünkü onların müşterileri olan nihai tüketiciler elmaslar hakkında B2B alıcı ve satıcılarından daha az bilgiye sahipler. Dahası, perakendeciler tarafından elmasa özgü yanlış bilgilendirme devam ederse önemli yükümlülükler doğar ve kalıcı olmasına izin verilmesi durumunda marka güvenilirliğini yok eder. Sentetik elmasın doğal elmasların arasına ne kadar sızdığı henüz bilinmemekle beraber, perakendecilere, sentetik elmaslar konusunda kaynaklarının ve elmas üretim kanallarının araştırılması önerilir. Özellikle Hindistan ve Çin’den gelen ürünlerde örnekleme metoduyla test etme, iyi bir fikirdir. Yasal ya da yasal olmayan yollarla sentetik elmaslar perakendecilerin vitrinine sızmaktadır. Sentetik elmaslar yasal olma yolunda ilerlemektedir. Uzun dönem göz önüne alındığında, sentetik elmasların satışı perakendeciler için ekonomik bir tehdit değildir. Elmas satışları ve hatta doğal elmas kesenler, sentetik elmas kesicilere dönüşebilir. Bu girişimciler sentetik satmakla kar yapabilir. Aslında, sentetik elmaslar daha fazla ürün kategorisi fırsatı sunduğun-

dan, daha çok kar yapabilirler ve ürün kategori fırsatları daha makul bir fiyat noktasına gelebilir. SENTETİK VEYA DOĞAL Sentetik elmaslar iyi bir şeydir. Onlar, elmas endüstrisi için iyidir çünkü bizim ticaretimizi daha dürüst olmaya zorlayacaktır. Bizi, tedarik zincirimiz, sonunda sattığımız ve aldığımız ürünler konusunda sorumluluk almaya zorlayacaktır. Endüstri karlarını arttıracak yeni bir ürün kategorisi olduğundan iyilerdir. Sentetik elmaslar doğal elmas madenciliği sektörü içinde iyidir. Elmas madencileri, doğal elmasları sentetiklerden farklı kılan özellikleri, promosyon ve reklam kampanyalarıyla farklılaştırma konusunda baskı altındadır. Artık, müşterilere, neden doğal elmaslara daha fazla para ödemeleri gerektiğini açıklamak zorundadırlar. Sentetik elmaslar, “Arzu edilenin Tedarikçisi” yorumuna yeni bir anlam katacaktır. Bizden önceki konu, sentetiklerin “Pırlantaya Uygun” olup olmadığı değildir, doğal elmasların pazarlamasının ve ayırt edilmesinin “Pırlantalar Kadar “ olup olmadığıdır. Ve şimdi asıl iyi haber. Doğal elmaslar çekicidir. Sentetik elmaslar, gerçek olanlar üzerinde bir deneme sürüşü yapmayı dener ama asla gerçek değillerdir. Şu konuda yanılmayın; doğal elmaslar şüphesiz sentetik elmaslardan daha iyidir ve kolay satılır. Tüm yapmamız gereken doğal elmasları hafife almamak ve sentetik elmaslara karşı konumlandırmaktır. Doğal elmas fikri özeldir. Doğal pırlantaların özel olması fikri, onların benzersiz ve doğal olarak nadir olması değerlerine bağlantılıdır ve bu değerler iletişim kurar. Tüketiciler bilinçaltında elmaslara sembolik değerler katıp bu fikirleri kendilerine ve birbirlerine yansıtırlar. Pırlantalar kadınlarla ”Sen özel, eşsiz ve nadirsin.” şeklinde iletişim kurar. Bağlılığın armağanı pahalı bir elmastır, çünkü o paradan çok daha değerlidir.



Altın Dünyası • Haber

Sıra dışı mücevher markası Roberto Bravo, tıpkı üstlendiği mottosundaki gibi sürekli yeniliklerle mücevher severleri şaşırtmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen organizasyon ile ses getiren markanın koleksiyon çalışmalarını Roberto Bravo Yönetim Kurulu Başkanı Aytaç Kamar dergimize yaptığı açıklamalarla anlattı. 96 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


Antalya’da gerçekleştirilen Dosso Dossi Fashion Show’a dünyaca ünlü mücevher markası Roberto Bravo, Miranda Kerr ile damgasını vurdu. Fuar kapsamında gerçekleştirilen Roberto Bravo defilesinde podyuma çıkan Miranda Kerr, Roberto Bravo’nun 3 milyon dolarlık özel tasarım seti ile göz kamaştırdı.

Sektörün önemli mücevher firmalarından biri olarak geçtiğimiz günlerde imza attığınız organizasyon büyük yankı uyandırdı. Miranda Kerr’in başrolde olduğu organizasyon, sergilenen mücevher ve geri dönüşleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Roberto Bravo sıra dışı mottosunu fuarlara ve etkinliklere de taşıyor. Farklı ve ses getirecek işler yapmak için çalışıyoruz. Sadece koleksiyonların farklı olması yetmiyor. Onları diğer pazarlama argümanları ile desteklemek gerekiyor. Antalya’da Miranda Kerr ile yaptığımız etkinlik gerçekten çok ses getirdi. Biz geri dönüşlerden memnunuz. Miranda için yaptığımız takı şu anda Rusya’da mağazalarımızda sırayla sergileniyor ve çok ilgi görüyor. Haziran ayında yine bir celebrity ile benzer çalışmalarımız olacak.

“Müşterilerimizi şaşırtmayı seviyoruz” Roberto Bravo’yu “Sıra dışı mücevher markası” olarak tanımlıyorsunuz. Sizi sıra dışı yapan özelliklerinizi sıralayabilir misiniz? Koleksiyonlar ve hikayeleri ile özel çalışmalara imza atıyoruz. Fuarlar ve etkinlikler olsun reklam çalışmaları olsun hep farklı, ya-

pılmamış işlerin peşinde koşuyoruz. Müşterilerimizi şaşırtmayı seviyoruz. Zaten onlardan da sürekli böyle bir beklenti de var. Markalaşmanın öneminin her geçen gün arttığı günümüzde, markanızın nihai tüketici tarafından bilinirliğini sağlamak adına ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz? Artık daha çok ses getirecek etkinlikler ve reklam isimleri ile çalışmaya başladık. Yakında ilginç reklam çalışmaları gelecek. Markalaşma çalışmaları bir bütün... Sadece ürün değil, sadece PR çalışmaları değil... Müşteri ile aranızda farklı bir iletişim gerektiriyor. Bunları yapmak için çalışıyoruz. Winter fuarının 30. yıl kapağı Roberto Bravo Vicenzaoro Winter fuarına katılım gösterdiniz. Dünyanın önemli fuarlarından biri olarak görülüyor. Fuarların firmanıza katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Vicenza Fuarı dünyada mücevher fuarları içinde özel bir yere sahip. Trendleri belirleyen bir fuar olarak görülüyor. Önümüzdeki aylarda fuar içinde birçok yenilikler olacak. Winter fuarında 30. yıl kapağında Roberto Bravo olarak yer aldık. Bizim için böyle özel bir sayının kapağında olmak gurur verici.

“Woo Koleksiyonu fuarda büyük ilgi çekecek” Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan İstanbul

Jewelry Show hazırlıklarınızdan bahsedebilir misiniz? Mart fuarı bizim için çok özel. Yeni koleksiyonlarımızla görücüye çıktığımız bir etkinlik. Yine uzun süre önce hazırlıklara başladık ve 3 farklı yeni koleksiyonla bu fuara katılıyoruz. Standart ürünlerin dışında çok farklı aksesuarlarla geliyoruz. Özellikle Woo koleksiyonu çok ilgi çekecek diye düşünüyoruz. Kısa süre önce BDDK’nın kredi kartına uyguladığı taksit yasağını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu durumun sektöre yankıları ne yönde olacak? Mücevher sektörü gerçekten hak ettiği yerde değil. Birçok aksesuar firması bile artık mücevher firması gibi algılanıyor. Bunun yanında sarraflık apayrı bir iş... Tasarruf için alınan altınlarla mücevherin pek bağlantısı yok. Gerçekten mücevher firmalarının ve alıcılarının bundan etkileneceğini zannetmiyorum.

Genel olarak fuarlar, moda ve trendleri göz önünde bulundurursak 2014 yılı mücevher modası ne yönde olacak? Mücevher farklı aksesuarlara doğru kaymaya başladı. Yüzük, küpe, kolye gibi bilinen takıların dışında farklı ilginç takılar ortaya çıkıyor. Önceden gelip geçici gibi görünse de bu aksesuarlar sevildi ve devam edecek gibi görünüyor. SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 97


Altın Dünyası • haber

Norayr İşler’den sektörel birlik çağrısı Ocak ayında yapılan İstanbul Kuyumcular Odası Başkanlık seçimlerinde oy çoğunluğu ile göreve gelen Norayr İşler, yoğun bir gündem, sektörel sorunlar içerisinde göreve geldiği ilk günden beri oldukça etkin çalışıyor. Özellikle BDDK’nın aldığı kredi kartına taksit yasağı konusuyla ilgili girişimleri ile ön plana çıkan İşler, kısa sürede İstanbul Kuyumcular Odası Başkanlık görevini benimsedi.

N

orayr İşler, göreve geldiği ilk günden bu yana geçen kısa süre içerisinde gerçekleştirdikleri çalışmaları ve başkanlık görevinin gerektirdiği sorumlulukları Altın Dünyası ile paylaştı. İşler, “Güven ve Diyalog” sloganıyla çıktıkları bu yolda 4 yıllık görev süresi içinde sektörün tüm birimleriyle koordineli bir şekilde çalışarak görevlerini yerine getireceklerini belirtti. İstanbul Kuyumcular Odası’nın esnaf ve sanatkârların meslek kuruluşu olduğuna dikkat çeken İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı, önceliğin her zaman İKO üyelerinde bulunduğunu ve İKO’yu sorunların çözümü konusunda etkin bir kurum haline getireceklerinin altını çizdi. Kuyumculuk ve mücevherat sektörünün BDDK’nın Kredi kartına taksit yasağı kararı ile sarsıldığı günlerde göreve gelen Norayr İşler, hızla sorunun çözümüne ilişkin çalışmalarına başladı. İKO Yönetimi, geçtiğimiz haftalarda Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden Oda Başkanlarının da katılımıyla basın toplantısı düzenledi. İKO’nun bu organizasyonu basında da geniş yankı uyandırdı. Sorunların çözümü noktasında attığı somut adımlarla konuşulan Yeni Başkan Norayr İşler, kredi kartı sorunun çözümüne ilişkin çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi: “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun kredi kartıyla taksitli alışveriş yasağı konusunda, 30’u aşkın kuyumcu/oda dernek temsilcileri ve STK’larla birlikte düzenlediğimiz bir basın açıklamasıyla tepkimizi dile getirdik. Kitlesel basın açıklaması kamuoyu ve medyada büyük ses getirdi. Satışları olumsuz etkileyen bu düzenlemenin geri çekilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bankacılık–kuyumculuk sektörü ilişkisinde ilkemiz net ve açık; herkes en iyi 98 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

bildiği şeyi yapmalı. Böyle bir davranış ve tutum, her iki meslek erbabı için de en doğrusudur. Çünkü kuyumcular bankaların müşterisi olduğu gibi, bankacılar da bir yerde kuyumcuların müşterisi değil mi? Ekonominin bu iki önemli aktörünü karşı karşıya getirmenin hiç kimseye bir faydası olmaz. Bankaların sadece asli görevine çekilmesi için İKO olarak elimizden gelen tüm çalışmaları yapacağız. Yönetim olarak hukuki yollarla üyelerimizin hakkını sonuna kadar savunacağız.” “Türkiye Kuyumcular Federasyonu veya Kuyumcular Birliği benzeri bir üst örgütlenmenin kurulması için çalışacağız” Sektörel sorunların çözümü noktasında her zamankinden daha fazla birliğe ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Norayr İşler, diğer sektörel kurumlar ile eş güdüm halinde çalışacaklarını söyledi. “Kuyumculuk sektörünün yıllardır biriken sorunları karşısında bugün, birlikte hareket etmeye daha çok ihtiyacımız var. TOBB Türkiye Kuyumculuk Sanayi Meclisi, Mücevher İhracatçıları birliği, Kuyumcukent, İTO ve İSO’daki kuyumculuk komiteleri, sektörün gücünü ve etkisini gösteriyor. Yönetim olarak sektörü temsil eden örgütleri, sektörün önde gelen lokomotif firmaları ve her kesimden kuyumcularla birlikte çalışacağız. Sektörün sorunlarına karşı eş güdüm içerisinde çalışacağız. Tüm bunları yaparken kuyumcuların Türkiye’de ortak hareket etmesini sağlayacak Türkiye Kuyumcular Federasyonu veya Kuyumcular Birliği benzeri bir üst örgütlenmenin kurulması için çalışacağız.”



Altın Dünyası • Ropörtaj

Kurtulan Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Naci Kurtulan:

U

zun zamandır sektörün en önemli gündem maddelerinin başında değerli taş ithalatında uygulanan Özel Tüketim Vergisi geliyor. Değerli taş ithalatında alınan %20’lik Özel Tüketim Vergisi sebebiyle hammadde maliyetleri yükselen sektörün uluslararası pazarlarda rekabet şansı oldukça azalıyor. Bu uygulama düşük ihracat rakamları, kayıtdışılık ve istihdam azalışı gibi pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Oldukça yüksek potansiyele sahip olan Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörü potansiyelinin çok altında bir performans gösterebiliyor. Kısacası değerli taş ithalatında alınan %20’lik Özel Tüketim Vergisi sektörü son derece olumsuz etkiliyor. Türkiye’nin önemli ihracatçıları arasında yer alan ve uluslararası mücevher pazarının işleyişine hakim bir isim olan Naci Kurtulan, sektörün yaşadığı bu problemin farklı bir boyutuna dikkat çekiyor. Değerli taş ithalatında uygulanmakta olan %20’lik Özel Tüketim Vergisi’nin kaldırılması gerektiğini vurgulayan Naci Kurtulan konu ile ilgili önemli detaylarla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; “Türk kuyumculuk ve mü100 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

cevherat sektörü 5000 yıllık kuyumculuk kültürü, insan kaynağı, uluslararası ölçekteki üretim tesisleri, coğrafi konumu gibi faktörleri gözönünde bulundurduğumuzda çok yüksek bir ihracat potansiyeline sahiptir. Ancak endüstrimizde hammade olarak kullandığımız değerli taş ithalatında uygulanan %20’lik Özel Tüketim Vergisi, hammadde maliyetlerimiz son derece olumsuz etkilemekte ve dünya ile rekabetimizi engellemektedir. Ben de herkes gibi değerli taş ithalatında uygulanan %20 ÖTV’nin kalkması taraftarıyım. Ancak konunun gözardı edilen çok önemli bir boyutu var. Evet, ÖTV sebebiyle bizim hammadde maliyetlerimiz oldukça yüksek. Ancak bitmiş ürün diye tabir ettiğimiz bir pırlantalı mücevhere hiç bir verginin uygulanmaması sektörümüz adına son derece dezavantajlı bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Çıplak taşa ÖTV var ama bitmiş ürüne ÖTV yok. Bu son derece anlamsız bir durumdur. Mevcut şartlar altında Türkiye’nin dünyada mücevher üretiminde söz sahibi olabilmesi imkansızdır. Bu şartlarda hiç bir firma ülkede pırlantalı mücevher üretmek istemez. Bunun yerine bitmiş ürünü ithal eder. Ben dünyanın dört bir yanındaki fuarlara katılıyorum. Dolayısıyla bu konuda önemli gözlemler yapabilme şansına sahibim. Özellikle Uzakdoğu’da bırakın Türkiye’deki toptancıları, perakende kuyumcuları bile ürün satın alırken görebilirsiniz. Bu durum sektörümüzün, uygulanan yanlış vergilendirme politikaları sebebiyle nasıl dışa bağımlı hale getirildiğinin bir göstergesidir. Eğer bir perakendeci dahi yurtdışı fuarlardan ürün satın almak zorunda bırakılıyorsa bu durmun ciddi bir biçimde sorgulanması gerekir.


Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün önündeki en önemi engellerden birisi olan ÖTV ile ilgili farklı bir bakış açısı ortaya koyan Naci Kurtulan, yalnızca değerli taş ithalatında alınan %20’lik Özel Tüketim Vergisi’nin kaldırılmasına odaklanılmasının doğru olmadığını, sektörün gelişmesi için, bitmiş mücevher ithalatında sözkonusu olmayan Özel Tüketim Vergisi’nin de gündeme gelmesi gerektiğinin altını çizdi. Sektörümüz alanında dünyanın sayılı ülkelerinden birisidir. İnsan kaynağından teknoloji kullanımına kadar son derece önemli bir alt yapıya sahiptir. Ancak bu ifade ettiğim sebepler yüzünden potansiyelimiz kullanılamamakta, işinde başarlı ustalar yetişmemekte, işin ustaları ise servis şoförlüğü gibi işler yapmak zorunda kalmaktadırlar. Kısaca özetlemek gerekirse, bitmiş ürün ithalatında Özel Tüketim Vergisi’nin uygulanması, çıplak taş ithalatında verginin kaldırılması kadar önemlidir. Ancak ne yazık ki işin bu boyutu uzun zamandır göz ardı edilmektedir. Sektörün önündeki ÖTV sorununa farklı açılardan bakmak gerektiği ortadadır. Çıplak taş ve bitmiş ürün ithalatında uygulanan vergilendirme politikalarındaki akılcı değişiklikler Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün gelişiminde son derece önemli katkılar yapabilecektir.”

SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 101


Altın Dünyası • Röportaj

Karakaş Atlantis yenileniyor

Türkiye genelinde 11 bölge müdürlüğü, 2.023 adet kuyumcu müşterisi ile hizmet veren Karakaş Atlantis, gelişimi ve bu doğrultuda attığı somut adımlarla kurumsal kimliği ile ön plana çıkan firmalar arasında. 2013 yılı sonu itibariyle birçok departmanında revizyona giden Karakaş Atlantis, hedefleri doğrultusunda oluşturduğu yol haritasına göre birçok ürün grubunda gerçekleştirdiği altyapı çalışmalarını 2014 yılı içerisinde tamamlamayı planlıyor. Bundan 10 yıl sonrasında Atlantis’i tüm sistemleri oturmuş bir dünya markası olarak hedefleyen Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Karakaş, “Tüm taşlar yerine oturduğunda ve tüm süreçler istediğimiz şekilde birleştiğinde vizyonumuzu oluşturmuş olacağız” dedi. Ürün kategorisi bazında Atlantis’in stratejileri ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Ürün gruplarımız açısından, bilezikte pazarda lider konumda olduğumuzu düşünüyoruz. Alyans grubunda da pazarda çok önemli yere sahibiz, 14 takı grubunda 2013 yılı sonu itibariyle hem insan kaynağı, hem ürün çeşitliliği hem de satış stratejisi bakımından revizyona gitmiş bulunmaktayız. 14 takı üretimine de başladık, bu grupta çok kısa sürede olumlu geri dönüşler aldık, daha çok müşteriye daha çok ürün çeşidiyle daha sık periyotlarda hizmet veriyoruz. Elmas grubumuz beklentilerimiz doğrultusunda tüm Türkiye’deki satış bayilerimize hizmet vermeye devam ediyor. Gümüş grubumuzu da 2014’te tekrar yapılandıracağız, bununla ilgili altyapı çalışmalarımız devam ediyor. Gümüş grubunda 2014’ün ikinci yarısından itibaren hedeflerimiz doğrultusunda istediğimiz yapılandırmayı tamamlamayı arzu etmekteyiz. Karakaş Atlantis olarak amacımız, tüm mücevherat ürün gruplarının (ürün kalitesi, işçilik, güven ekseninde) eksiksiz yer aldığı komplike bir şirket olmak. Bir kuyumcuda bulunan tüm ürün gruplarında, kusursuz layıkıyla hizmet vermek ana hedeflerimiz arasında yer almakta. Dağıtım kanalı yapınız ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Türkiye genelinde kaç tane bölge müdürlüğü, mağaza veya satış noktanız bulunuyor? Bununla ilgili gelecek planlarınız neler? Şuan için Türkiye’de 11 bölge müdürlüğümüz bulunmakta (İzmir, Denizli, Antalya, Gaziantep, Alanya, Konya, Kayseri, Ankara, Ordu, İstanbul, Kemeraltı). Tüm Türkiye’de de toplam 2.023 adet kuyumcu müşterimiz mevcut. Gelecek planlarımız ile ilgili olarak; yakın gelecekte öncelikle mevcut müşterilerimizde ürün gruplarımızı ve verimliliğimizi artırmak istiyoruz, tüm Türkiye çapında pazar araştırmalarımız da devam ediyor. Uygun yeni bölgeler bulduğumuzda bölge müdürlüğü sayımızı artırabiliriz. Daha ileriki aşamalarda franchise bayi sistemi de planlarımız arasında yer almakta. 102 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

“Altın sektöründe kredi kartı kullanımında 12 ay ve üzeri vadelendirme kaldırılsın” şeklinde bir demeciniz vardı. Kısa bir süre önce tamamen kaldırılan kredi kartı ile taksitli satış konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu uygulamanın sektöre yansıması nasıl olacak? Evet, sektörümüzden kötü niyetli kişilerin beslenmemesi için 12 ay ve üzerinde vadelendirmenin kaldırılmasından yanaydık. Çünkü son zamanlarda sektörümüz, kötü niyetli küçük bir kesimin kredi kartlarını uygunsuz kullanmasından dolayı yanlış şekilde anılmaya başlanmıştı. İşini gerçekten kuyumculuk üzerinden gerçekleştiren kesimlerin bu olumsuz durumdan etkilenmemesi taraftarıydık. Hatta kredi kartı taksitlendirmesiyle ilgili BDDK ile resmi görüşmeler de gerçekleştirdik. Aslında yaptığımız görüşmelerimiz olumlu geçmişti, sektörümüzü ve konuyu ayrıntılarıyla anlatma fırsatımız oldu. Ama maalesef, yılsonunda resmi gazetede yayınlanan yeni düzenleme ile sektörümüzde kredi kartlarıyla taksitli satış tamamen kaldırıldı. Sonuçlarını şubat ayında biz de şirket olarak hemen hissettik. Kredi kartı ile satışlar tüm sektöre olumsuz yansımış durumda, Mücevher İhracatçıları Birliğinin yapmış olduğu çalışmaya göre, bu alınan kararla birlikte şuan 4.000 kuyumcu işyerinin kapanma riski ile karşı karşıya. Bu çok ciddi bir rakam ve belki birçok kuyumcu esnafımız bu alınan kararla birlikte kepenk kapatmak zorunda kalacak. Biz sektörümüzde en azından 6 taksite kadar kredi kartı ile vadelendirme yapılması taraftarıyız. Çünkü altın bir tüketim maddesi değil, çoğu zaman gelecek için bir yatırım aracı. Devletimizin yatırım araçlarıyla ile ilgili birçok noktada desteği var iken, altın ile ilgili böyle bir karar resmiyet problemi de olan sektörümüz için ciddi anlamda yara açmış durumdadır. Resmi makamlardan bu uygulamanın daha yapıcı bir kararla revize edilmesini beklemekte ve talep etmekteyiz. Bu yönde görüşmelerimiz de sürmektedir. 10 yıl sonra Karakaş Atlantis’i nerede görüyorsunuz? Gelecek hedeflerimiz arasında, tüm ürün gruplarımızla tüm müşterilerimizde yer almak, sistemleşme çalışmalarımızı sonlandırmak, markamızı ön plana çıkarmak, halka açılma ile başlayan kurumsallaşmamızı orta vadede tamamlamak yer alıyor. Franchise bayi sistemi de orta vadede planlarımız arasında yer almakta. İhracata daha da önem vermeye başladık, yeni müşteri ve yeni ülke bakımından çeşitliliğimizi artırmak da hedeflerimiz arasında. a10 yıl sonrasında da, tüm sistemleri oturmuş bir dünya markası olmak ve dünyada sektörel anlamda gerçekleştirilmeyeni gerçekleştiren bir şirket olmak istiyoruz. Tüm taşlar yerine oturduğunda ve tüm süreçler istediğimiz şekilde birleştiğinde nihai tüketiciye kadar ulaşan vizyonumuzu oluşturmuş olacağız. Çalışmalarımız ve altyapı çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Planlarımız ve hedeflerimiz doğrultusunda 10 yıl sonra Karakaş Atlantis olarak belki de dünyada bir ilki gerçekleştirmiş olacağız. Halka açık bir firma olduğumuz için şimdilik çok ayrıntılı bir bilgi paylaşmamız doğru olmaz.



Beylikdüzü Altın Vadi Konakları’nda Sona Doğru 2012 yılında İstanbul’da kurulan Rafineri Yapı, inşaat sektörüne çok etkili ve iddialı bir projeyle girdi. Rafineri Yapı, ilk projesini İstanbul’un hızlı gelişen ilçelerinden Beylikdüzü’ nde hayata geçiriyor. Rafineri Yapı Yönetim Kurulu Başkan Vekili Orhan Savaş ile ilk projeleri Altın Vadi Konakları üzerine konuştuk. İlk projeniz Altın Vadi Konakları hakkında bilgi alabilirmiyiz? Altın Vadi Konakları 6,090 m2 arsa üzerine inşaa edilmektedir. 5 katlı 8 blok ve toplam 102 daireden oluşan projemizde 1+1, 2+1, 3+1, 4+1 dubleks ve 5+1 dubleks dairelerden oluşmaktadır. Dairelerin metrekareleri 82 m2 - 233m2 arasında değişiyor. Altın Vadi Konakları, son dönemde ağırlıkla çok katlı olarak tasarlanan projelerden farklı olarak beş katlı bloklardan oluşuyor. Beyaz rengin hakim olduğu projemizde blokların dış cephesine dikey sütunlar eşlik ediyor. Daire sahiplerinin kullanımına özel yaklaşık 4000 m2 peyzaj alanıyla diğer projeler ile farklılığını göstermektedir.

Projenin hazırlık ve uygulamaya geçiş süreçleri nasıl gelişti? İlk olarak arazi geliştirme çalışmalarını titizlikle yürüttük. Doğru yerde doğru proje için arazi çok önemli bir faktör. Bunun için de yaklaşık 7-8 aylık bir zaman geçti ve nihayetinde doğru bir arazi bulup arazimizi satın aldık. Ardından diğer çözüm ortaklarımızı bulduk. Çok iyi, deneyimli ve kaliteli bir takım oluşturduk. Altın Vadi Konakları; Mimari olarak benzeri olmayan elit bir proje. Projemizi tamamlayıp; gelecekteki projelerimizde iş ortaklarımız ile sürekli iş birliği yapmayı hedefliyoruz. Altın Vadi Konakları ne zaman tamamlanacak? Projemize 2013 Mayıs ayında başladık. 2014 Temmuz sonunda teslim edeceğiz.

Altın Vadi Konakları; Mimari olarak benzeri olmayan elit bir proje. Projemizi tamamlayıp; gelecekteki projelerimizde iş ortaklarımız ile sürekli iş birliği yapmayı hedefliyoruz.


Temmuz 2013 Proje şuan hangi aşamada? Projemizin kaba inşaat çalışmaları geçtiğimiz aylarda tamamlandı. Şu an dış kaplamaları ve ince inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam etmektedir. Bütün planlamamızı 30 Temmuz tarihinde projemizi bitirme üzerine yaptık. Kuyumculuk ve mücevherat sektörüne özel olarak kampanyalar geliştiriyorsunuz. Bu özel çalışmaları geliştirme nedenlerinizi öğrenebilir miyiz? Kuyumculuk sektörünü çok yakından tanıyan bir yapıyız. İş ortağı olarak gördüğümüz müşterilerimizin önemli bir kısmı kuyumculuk sektörü mensuplarından oluşuyor. Yıllardır geliştirdiğimiz ilişkiler neticesinde, sektör mensuplarının ne tür beklentileri olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu beklentileri karşılamak için neler yapmamız gerektiğinin de bilincindeyiz. Bu yüzden kuyumculuk sektörüne yönelik özel fırsatlar sunuyoruz.

Mart 2014

Projenin lokasyonu hakkında bilgi verir misiniz? Beylikdüzü altın Vadi Konakları, ulaşım açısından da kolay ulaşılabilir bir lokasyonda bulunmaktadır. Mötrobüs, Hastane, Üniversite, Okul ve Alışveriş Merkezi gibi hayatın önemli noktalarına yakınlığı ile ön plana çıkmaktadır. Projemiz ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Yeşil Vadi projesinin yanıbaşında yer almaktadır.


Altın Dünyası • Röportaj

Ediz Dereli İstanbul Jewelry Show’da Sektörün dev oyuncularıyla yürüttüğü iş ortaklıklarında başarı grafiği yükselen değerli taş tedarikinin önemli isimlerinden Ediz Dereli, değerli taş kategorisinde son derece geniş ürün çeşidinin yanı sıra bu sene faaliyetlerine eklediği bitmiş ürün grubunu da İstanbul Jewelry Show’da tanıtmaya hazırlanıyor. Kuyumculuk ve mücevherat sektörünün gelişiminin önüne geçen sorunları değerlendiren firma sahibi Ediz Dereli, değerli taş tedarikinde başarıya götüren kritik faktörleri Altın Dünyası ile paylaştı. Kuyumculuktan mücevherciliğe dönüş her geçen gün hız kazanıyor. Pırlanta pazarının gelişim süreci ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Bir ankette okumuştum, pırlanta pazarı Çin’de son 5 yılda 2 kat artmış. Bence bu kesin bir rakam değildir azdır bile. Pırlanta pazarının artması, internetin hayatımıza girmesi, hobilerin, ihtiyaçların değişmesi ve yatırım alanlarının farklılaşması neticesinde gelişim bence zaten çok doğal. Türkiye’de bundan payını alıyor. Türkiye insanının da alışkanlıkları değişiyor, internet kullanımı değişiyor. Artık insanlar yastık altındaki yatırımlarını günlük hayatta da kullanıma geçirmek istiyorlar. Pırlanta pazarının gittikçe artacağına inanıyorum. Son dönemde ekonomi yönetiminin iç piyasayı etkileyen daraltıcı politikalarına eklenen BDDK’nın kredi kartına taksit yasağı ile ilgili değerlendirmeniz nedir? Bu karar kısa bir süre sonra başlayacak yeni sezonu nasıl etkileyecek? Hükümetin harcamayı sınırlandırma çabasının sonucu olan mücevhere kredi kartında taksitin kaldırılmış olması sınırlandırma çabasına belki suni bir etkisi olsa dahi, orta ve uzun vadede mücevher sektörüne fevkalade negatif etkisi olacaktır. Tahmin ediyorum ki hükümet bu yanlış ve taraflı kararından kısa zamanda dönecektir. Nitekim bu karar vesilesiyle kuyumculuk ve mücevher sektörü zarar görecektir. Tahminen %20-25 oranında küçülme yaşayacaktır. Binlerce kuyumcu kapanma seviyesine gelecektir. Bu karar cari açığın desteklenmesi anlamında ve tüketimin kontrolü anlamında ilk etapta olumlu ve üretken bir karar gibi gözükse de, hükümetimizin son 11 yılda zaten karnesindeki en düşük notlardan biri olan istihdam ile ilgili ciddi açıklar oluşacaktır. Tahmin ediyorum hükümet bu karardan dönecektir ve dönmelidir. Yalnızca kuyumculuk sektörü ya da telefon insanların iktisadı ile ilgili tek günah keçisi değildir. Farklı özel harcamalarda da insanlar çok rahat lüks harcamalar yapabilmektedir. Bu vesileyle, kredi kartına taksit bütün anlamlarda belirli bir seviyeye getirilirse belki biraz daha anlaşılır bir durum olur, ama bu da demokratik platformda başka tartışmalara yol açabilir. Ülkemiz belirli bir süreçten geçiyor ve ben bu karardan döneceklerine inanıyorum.

“Bu sene İstanbul Jewelry Show’da ziyaretçilerimiz ile buluşacağız. Fuardan yüksek verim elde edebilmek için hazırlıklarımızı tamamlama aşamasındayız. Değerli taş kategorisinde son derece geniş ürün çeşidimizin yanı sıra bu sene faaliyetlerimize eklediğimiz bitmiş ürün grubunu da fuarda tanıtıyor olacağız.” 106 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Sektörün yapısal problemlerinin başında gelenlerden biri de ÖTV. ÖTV’nin kaldırılmasına yönelik çalışmalar ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizce ÖTV’nin kaldırılması sektöre nasıl etki eder? ÖTV zaten başlı başına sektörümüze yapılmış büyük bir haksızlık. Türkiye kuyumculuk sektörünün Orta Asya’nın kuyumculuk merkezi olma çabası var ancak 2023 ihracat hedefimizle örtüşmeyen bir yapıda ilerliyor. Nitekim Dubai’de ya da Amerika’da bu tarz yaptırımlar yokken, insanlar rahat rahat ticaretini yapabiliyorken, Türkiye’de ÖTV hem sektörün kayıt altına girmemesine vesile oluyor hem de ciddi bir yük getiriyor. Bu vesileyle ÖTV’nin kaldırılmasının, belki Dubai’de olduğu gibi geçici getirenlere % 5 ithalat yapan firmalara %1 gibi küçük ama sabit oranlar olduğu takdirde ithalat – ihracatımızı pozitif yönde fevkalade etkileyeceğini düşünüyorum. Bizim kıymetli taşta yoğunlaşmış bir firma olarak zaten yasada yerimiz yoktu, kıymetli renkli taş yasaya dâhil değildi. Böyle bir yasa olduğu takdirde kıymetli renkli taşın da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Ediz Dereli’yi başarıya götüren kritik başarı faktörleri… STOK YÖNETİMİ Firmaların ihtiyaçlarını yerlerine ve zamanlarına uygun olarak belirleyerek, stok yapmamalarını sağlamaya çalışarak ilerlemeye çalışıyoruz. Şöyle ki firmaların kullandıkları ürünlerin geçmiş performanslarına ve istatistiklerine bakarak stoklarımızı ona göre belirliyoruz. Firmaların stok yapmamasına vesile oluyor, bu stokları kendimiz yapıyoruz. İHTİYAÇ ANALİZİ Kendi marjinal faydamızı maksimize etmek için de bu stokları dönemsel olarak arttırıyoruz ve tedarikçilerimizi de buna göre çok önceden yönlendiriyoruz. Gerekli finansmanları sağlıyoruz ve müşterilerimizin stok dışı kalmamasını sağlıyoruz. Müşterilerimizi önemli günler, kampanya dönemlerinde aylar öncesinden ziyaret edip ihtiyaçlarını belirleyip tedarikçilerimizi de bu ihtiyaçlara göre yönlendirip zamanında ürünlerin gelmesini sağlıyoruz. MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ Bizim performansımızın müşteriyi daha iyi anlamaktan geçtiğine inanıyorum. Yaptığımız Pazar analizi sonucu biz de stok dışı kalmıyoruz, tedarikçisi olduğumuz firmalarda stok dışı kalmıyor. Müşterilerimiz gereksiz finansman yükünü taşımıyorlar, biz de taşımıyoruz.



Altın Dünyası • Röportaj

14 yıl önce kurulan Zen Diamond, uzun yıllardır mücevherat sektöründe bulunan köklü bir ailenin 3.kuşak temsilcisi Emil Güzeliş liderliğinde bir dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Zen Diamond; yurt içi ve yurt dışında bulunan toplam 50 mağazasına 2014 yılında yenilerini katmayı planlarken, üretimden satışa dünya standartlarında profesyonel uygulamalarla ilerliyor ve kontrollü gelişimiyle dünyaya açılmayı hedefliyor. Geçtiğimiz günlerde açıklanan “İhracatın Yıldızları” ödül töreninde pırlantalı mücevher kategorisinde birincilik ödülüne layık görülen Zen Diamond, başarısını kazandığı ödüllerle de belgeliyor. Zen Diamond Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş, hem kuyumculuk mesleğinin doğasından gelen samimi tavrı, hem de yenilikçi ve modern yüzüyle sektörü layığıyla temsil eden başarılı bir lider. Türkiye’nin lider pırlanta markası Zen Diamond’ın lideri Emil Güzeliş ile Zen Diamond ve yöneticilik üzerine konuştuk. Zen Pırlanta’yı Türkiye’nin lider pırlanta markası olarak konumlandırıyorsunuz. Bu doğrultuda oluşturduğunuz liderlik stratejileriniz neler? Rakiplerinizden farklı olarak müşterilerinize ne gibi ayrıcalıklar sunuyorsunuz? Türkiye’nin lider pırlanta markası olarak, öncelikle sektörün gelişmesi adına önemli bir adım attık. 2004 yılında kurduğumuz Pırlanta Akademisi sayesinde pırlanta ve değerli taşlardaki uzmanlığımızı sektör çalışanları ile paylaşmaya başladık. GIA eğitimli uzmanlardan oluşan ekibimiz bugüne kadar 3000’in üzerinde sektör çalışanına pırlanta ve değerli taşlar konusunda eğitimler verdi. Sektör bilgi sahibi oldukça, pırlanta satmaya başladı. Bugün Türkiye’de pırlanta satılıyorsa, bunda Zen’in büyük emeği vardır. Liderlik stratejimiz doğrultusunda, ulaşılabilir olmak, bize kolaylıkla ulaşılabilmesi için doğru lokasyonlarda sürekli büyümek, en iyi hizmeti sunarak var olmak, trendleri takip ederek her zaman güncel ve farklı ihtiyaçları karşılamak, satış sonrası hizmetlerle müşterilerimizin yanında olmak önceliklerimiz. Ürünlerimiz, fiyat politikamız, kampanyalarımız, hem dekorasyonu hem de konumları ile mağazalarımız ve satış sonrası hizmetlerimizle müşterilerimize hep en iyisini sunmak için çalışıyoruz. Sunduğumuz hizmetlerle markamızı ayrı tutmaya çalışıyoruz. Tüm ürünlerimizin üzerinde Zen imzası bulunuyor. Ayrıca ürünlerimizi Zen sertifikası ile satışa sunuyoruz. Sektörde kendi “Pırlanta Laboratuvarı”na sahip tek markayız. Ürünlerimi108 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

zin değişimi ya da iadesi durumunda uyguladığımız standart koşullarımız bulunuyor. Satış sonrası hizmet konusunda sektörümüzde bir “ilk”e imza attık. Zen mücevherleri 1 yıl hırsızlığa karşı sigortalı olarak satışa sunuluyor. Mağazalar zincirinizin son halkası şuan nerede? 2014 yılı planlarınız içerisinde kaç yeni mağaza hedefi ve hangi bölgeler var? Zen Pırlanta, Türkiye’nin en büyük pırlanta perakendecisi. Şu anda Türkiye’de 44, Irak, Kuveyt, Katar’da 1, Kıbrıs’ta 3 olmak üzere toplam 50 mağazamız bulunuyor. 2014 yılında da Türkiye’de mağazalaşmaya yurt dışında da toptan satış ağımızı güçlendirmeye devam edeceğiz. Nisan sonunda Mall of İstanbul ve Diyarbakır mağazalarımızı açacağız. Bir takım sosyal sorumluluk projeleriyle de adınızı duyuruyorsunuz. Bu projelerinizden bahsedebilir misiniz? Bir markayı marka yapan kaliteli ve farklı ürünler sunmanın yanında, hayata kattığı değerlerdir. Bu anlamda kurulduğumuzdan beri farklı projeler gerçekleştiriyoruz. Çeşitli derneklerle çalıştık ve sosyal sorumluluk projelerine imza attık. “Turmepa” ile yaptığımız çalışmalar sekiz yıldır devam ediyor. Zen Pırlanta olarak hem her yıl Turmepa’nın düzenlediği baloların hem de Mavi Dalga, Büyülü Mavi


gibi projelerin destekçisiyiz. Bunun dışında Rahmi Koç Müzesi’nin destekçilerindeniz. Kadının yükselmesini, toplum içindeki rolünün artmasını desteklemek amacıyla çalışmalarımız oluyor. 2010 yılında KÜSAV ile birlikte Dünya Kadınlar Günü’ne özel bir proje gerçekleştirdik. Meslek seçimi konusunda bir seçenek sunmak amacıyla 50 kadına, değerli taş konusunda profesyonel eğitim verdik. Sektörde çalışmak istediklerinde sahip olmaları gereken bir bilgi alt yapısını oluşturmaya çalıştık. Bu projelerin yanı sıra, AÇEV, Türk Kalp Vakfı gibi değerli dernekler ve kuruluşlarla farklı çalışmalar yapıyor, destek olmaya çalışıyoruz. Zen Diamond’ı bir dünya markası yapmak yolunda Yönetim Kurulu Başkanı olarak çok büyük sorumluluklarınız olmalı. Bu önemli görevde yanınızda olan destekçileriniz kimler? Ben yöneticiliğin yanında liderliğe de çok inanıyorum. Gitmek istediğiniz yolu, hedefinizi çizip bunu birlikte çalıştığınız kişilere doğru bir şekilde aşılamak çok önemli. Hedeflerimiz doğrultusunda tek yürek olarak yürüğümüz ve aynı yöne baktığımız bir ekibimiz var; konusunda çok önemli isimler olan danışmanlarımız var. Markamızı istikrarlı bir şekilde birlikte geliştirip, büyütüyoruz. Tabii bunun yanında ailemin de çok büyük desteğim olduğunu belirtmem gerek. Sektörden veya sektör dışından size ilham veren beğendiğiniz girişimciler kimler? Koton markasıyla Yılmaz Yılmaz ve Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin’i örnek olarak gösterebilirim. Her ikisi de farklı sektörlerde iyi birer girişimci. Yılmaz Yılmaz Türkiye’de tekstilde çok güzel bir marka yarattı. Yatırım yapılabilecek, satılabilir bir Türk markası oluşturdu ve Koton’un büyük bir kısmını da satmayı başardı.

“Kredi kartına taksitli satıştan sektörün göreceği hasar; %20 küçülme” Biraz gündemden bahsedecek olursak, kredi kartına taksit yasağının sektöre yansıması ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Kuyum sektöründe yapılan alışverişin çok büyük kısmı kredi kartıyla yapılıyordu. Anadolu’da biraz daha az olsa da büyük şehirlerde yapılan alışverişlerin %70-%80’inin kredi kartı ile gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bunların yarısı, hatta yarısından da fazlası taksitli satıştı. Taksit imkânı sektörümüz için alışverişi teşvik edici çok önemli bir unsurdu. Kuyumcuların satacağı her üründe taksidin kaldırılmasını yanlış buluyorum. Tasarruf sağlanması amacıyla taksit kısıtlamasına gidildiğini düşünsek bile, yine de bu uygulamanın yanlış olduğunu görüyoruz, çünkü kuyumculuk ve altın ülkemizde önemli birer tasarruf aracı. Bunun yanı sıra taksitlerin kaldırılması rakibimiz olan sektörlerle aramızda haksız rekabet oluşturdu. Örneğin, Türkiye’de yılda 600.000 evlilik yapılıyor, yeni evlenecek çiftler kredi kartına taksit yaptırarak mobilya, beyaz eşya alabilecekler fakat evliliğin olmazsa olmazı alyans ve gelin takılarını alırken taksitlendirmeden faydalanamayacaklar. Bu kısıtlamadan sonra sektörün %20 küçüleceğini tahmin ediyoruz. Bu oran sektördeki 30.000 kuyumcudan 6000’inin kapanacağı anlamına geliyor. Tüm bu veriler göz önüne alınarak bu konuda düzeltilme yapılacağına inanıyorum. Geçtiğimiz haftalarda Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamasıyla sektörün yapısal problemlerinin başında gelen ÖTV’nin kaldırılmasına yönelik bir açıklamada bulunmuştu. Ancak bu madde daha sonra torba yasadan çıkarıldı. Sizce ÖTV’nin kaldırılması sektöre nasıl etki eder? Uzmanlara göre dünya mücevher sektörü önümüzdeki dönemde 12 kat büyüyecek. 2023 yılında dünya değerli taş ve pırlanta pazar hacminin 600 milyar $’a ulaşması bekleniyor. Bu büyük bir fırsat. ÖTV düzenlemesi vize nedeniyle sıkıntı yaşayan Belçika, güvenlik nedeniyle sıkıntı yaşayan İsrail ve yerli ortakla girişim mecburiyeti getiren Dubai yerine, Türkiye’nin bölgenin en önemli elmas ticaret merkezi olmasını sağlayacak. Elmas Borsası aktif hale gelecek, istihdam artacak. Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörü dünyanın en önemli merkezlerinden biri haline gelebilecek. Sektör daha fazla kayıt altına girebilecek. Sektörün 2023 yılında hedeflenen toplam 500 milyar $’lık ihracat rakamından payına düşen 12-15 milyar $ ihracat hedefini gerçekleştirmesi mümkün olacak. Sevgililer Günü’nde düzenlediğiniz kampanyanızdan ve geri dönüşlerinden bahsedebilir misiniz? Sevgililer Günü’nde hediye üzerine kurguladığımız bir kampanya hazırladık. Müşterilerimize 1000TL ve üzeri alışverişlerinde pırlantalı saat kolye hediye ettik. Kampanyada tek bir ürüne odaklanmak yerine belirli tutarda alışveriş yapan herkese hediye vermek, farklı zevklere seslene-

bilmemizi sağladı. Ayrıca Sevgililer Günü için “sonsuz aşkı” simgeleyen kolye hazırladık ve özel fiyatla satışa sunduk. Bu tasarım ile de Sevgililer Günü hediyesi için belirli bütçesi olan ve bu bütçe ile değerli bir hediye almak isteyen isteyenleri mutlu eden bir seçenek oldu. Mart ayında gerçekleşecek olan İstanbul Jewelry Show’a özel hazırlıklarınız var mı? Fuarlar bizim için çok önemli, hem müşterilerimizle hem de potansiyel müşterilerle bir araya geldiğimiz, onlara kendimizi en iyi anlatabileceğimiz en doğru yer fuarlar. Sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da fuarlara katılıyoruz, dünyanın en önemli mücevher fuarlarında markamızla ülkemizi temsil ediyoruz. İstanbul fuarı öncesinde, her fuarda olduğu gibi ön hazırlıklarımızı yaptık, müşterilerimizi davet ettik. Koleksiyonumuza yeni tasarımlar ekledik; bu ürünlerimizi ilk kez fuardaki ziyaretçilerimize sunacağız. Zen Diamond’ı bundan 5-10 yıl sonra görmek istediğiniz yer neresi? Zen, Türkiye’de pırlanta dendiğinde akla gelen ilk marka. Dünyada da pırlanta dendiğinde akla gelen ilk marka olmak istiyoruz. Bunu gerçekleştirmek için her bölgede markamızı temsil edecek güçlü franchiseler ile çalışacağız. Öncelikli hedefimiz Arap Yarımadası, bu bölgeden başlayarak tüm dünyaya yayılacağız.

ZEN’i başarıya taşıyan stratejileri • Uzun yıllardır kuyumculuk sektöründeyiz. Ailem 1890 yılında bu işe başlamış, ben ailenin 3. kuşak temsilcisiyim. • Sektörde üretimden satışa her alanda yılların kazandırdığı büyük bir bilgi birikimimiz, tecrübemiz var. Geldiğimiz noktada bu deneyim ve birikimin payı çok büyük. • Başarı sağlamak ve büyümek için yeniliklere açık olmak, dünyayı, gelişmeleri yakından takip etmek ve en önemlisi istikrarlı olmak çok önemli. • Zen markasını 2000 yılında kurduk, tek bir alanda, sadece pırlanta konusuna yoğunlaştık. • Zen, sadece pırlanta ve pırlantalı mücevher tasarlayan, üreten ve satan bir marka. • Tasarımından, satışına, üretimden pazarlamaya, reklama kadar dünya ölçeklerinde bir profesyonel bakış açısıyla ve uygulamalarla ilerlemeye devam ediyoruz. • Tüm çalışmalarımızı ve yatırımlarımızı pırlanta üzerine yaparak uzmanlaştık, bu bizi başarıya götüren en büyük etken oldu. SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 109


Altın Dünyası • haber

Bahçelievler Belediyesi Eski Başkanı Saffet Bulut Kuyumcukentlilerle Buluştu 04 Mart’ta KİAŞ ve Kuyumcukent Yönetim Kurullarını ziyaret eden Bahçelievler Belediye Başkan Adayı Saffet Bulut, tesiste yaşanan gelişmelerin olumlu yönde ilerlediğine değindi.

B

ahçelievler bölgesinde bulunan Kuyumcukent tesisinin önemi ve ihtiyaçlarından bahsedilen görüşmede Saffet Bulut Cumhuriyet Halk Partisi olarak yapmayı ön gördükleri çalışmalardan da bahsetti. Yönetim Kurulu Üyeleri ile yapılan yaklaşık 1 saatlik toplantının ardından Kuyumcukent esnaflarını tek tek ziyaret eden Bulut, Kuyumcukentlilerin problemlerini dinleyerek öneri ve görüşlerini öğrendi. Mevcut problemlerin giderilmesi adına oluşturulan projelerine değinen Bulut, Kuyumcukent gezisinin sonunda Bahçelievler bölgesinin önemini bir kez daha vurgulayarak Kuyumcukent Yönetimi’ne teşekkürlerini iletti. Toplantının başlangıcından sonuna kadar bulunan Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç, Saffet Bulut’u yolcu ederken yönetim olarak herhangi bir siyasi tarafta durmadıklarını, her görüşe eşit yaklaştıklarını belirterek her gün 20.000 kişinin ziyaret ettiği Kuyumcukent’e yapılacak her türlü desteğin önemini vurguladı.

110 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Röportaj

LİZAY YÖNETİM KURULU BAŞKANI MAHMUT SERBES

Son yıllarda kuyumculuk ve mücevherat sektöründe en istikrarlı büyüme performansına sahip firmalardan birisi olan Lizay, mücevher kategosininin de önemli markalarından birisi haline geldi. Perakende kökenli olması sebebiyle müşterilerin beklenti ve ihtiyaçlarını çok iyi analiz edebildiklerini belirten Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Serbes; “Tüm süreçlerimizde oldukça yüksek etkinlik ve verimlilik performansına sahibiz.”dedi. Mahmut Serbes, Lizay’ın çalışmaları ile ilgili Altın Dünyası’na konuştu. 112 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


S

on yıllarda sektörün en hızlı büyüme ivmesine sahip olan firmalarından birisi olan Lizay, mücevher kategorisinde de fark yaratıyor. Perakende kökenli olması sebebiyle müşterilerin beklenti ve ihtiyaçlarını çok iyi analiz edebildiklerini belirten Mahmut Serbes çalışmaları ile ilgili şunları söyledi; “Bir yandan zincir mağazacılık alanında çalışmalarımız devam ederken diğer taraftan da Lizay markamız ile toptan ve ihraç pazarlarında da büyümeye devam ediyoruz. Perakende kökenli olmamız sebebiyle hizmet verdiğimiz kuyumcu ve mücevherci müşterilerimizin beklentilerini çok sağlıklı bir şekilde analiz edebilme şansına sahibiz. Bu açıdan baktığımızda sahip olduğumuz perakende mağazalar zincirinin, üretim ve toptan organizasyonumuz için araştırma ve geliştirme laboratuvarları işlevi gördüğünü de söyleyebiliriz. Dolayısıyla nihai tüketicilerin mağazalardan beklentileri nelerdir, pazarda trend ürünler, talep edilen fiyat düzeyleri, ürünü farklılaştıran hizmetler nelerdir, gibi soruların cevaplarını sağlıklı bir şekilde bulabiliyoruz. Bununla birlikte üretim ve tedarik zinciri yönetimi alanlarında da çok önemli gelişmeler katettik. Kendi alanında son derece başarılı arkadaşlarımızın da katılımı ile oldukça güçlü bir ekip olduğumuzu söyleyebilirim. Bu sebeple hemen hemen tüm süreçlerimizde oldukça yüksek etkinlik ve verimlilik performansına sahibiz.”

Satın alma ve üretim süreçlerimizdeki etkinlik müşterilerimize maliyet avantajı olarak yansıyor

Pırlantalı mücevher kategorisinde faaliyet gösteren firma sayısının artması ile birlikte rekabetin de arttığını dile getiren Mahmut Serbes, pazardaki rekabet koşullarında öne çıkabilmek için gerek katma değer yaratma gerekse maliyetleri aşağıya çekebilme konularının çok önemli olduğunun altını çizdi. Üretim ve satın alma süreçlerindeki etkinliğin çok önemli maliyet avantajı sağladığını belirten Mahmut Serbes bunun da iş ortaklarına olumlu yansıdığını belirtti. Mevcut pazar koşullarında yalnızca düşük maliyet avantajı ile çalışmanın yeterli olmayacağını ifade eden Serbes katma değer yaratma konusunda da şunları söyledi; “Elbette ki düşük maliyet düzeylerine sahip olmak son derece önemli. Sektörümüzde “malı alırken kazanmak”diye yerleşmiş son derece doğru bir kavram var. Ancak günümüz rekabet koşullarında yalnız başına bu da yeterli değil. Artık katma değer yaratabildiğiniz ölçüde başarılı olabileceğimiz pazar koşullarındayız. Bu da markalaşma ile mümkün olabilir. Uzun süredir Lizay markasına önemli yatırım yapıyoruz. Lizay

daha şimdiden ülkenin önemli markalarından birisi haline geldi. Türkiye’nin önemli noktalarındaki iş ortaklarımız Lizay markasının ayrıcalıklarını yaşıyor.” Başarının perde arkasında yatan faktörler Lizay’ın sektörün önemli markalarından biri haline gelmesinde pek çok faktörün olduğunu belirten Mahmut Serbes sözlerine şöyle devam etti: “Kalite anlayışı bizim için çok öenmlidir. Üretim ve tedarik aşamasından müşteri sunumuna kadar olan tüm süreçlerde kaliteyi ön planda tutarız. Müşteri talep ve ihtiyaçlarına uygun ürünler tasarlar, erişilebilir ve uygun fiyat politikası uygularız. Bununla birlikte satış ve satış sonrası verdiğimiz hizmette en yüksek standartlara ulaşmayı hedefler, kalıcı ilişkiler inşaa edebilmek için bu konulara son derece büyük önem veriririz. İş ortaklıkları kurarken karşılıklı fayda anlayışını ön planda tutarız. Markamızın değerine sahip çıkar ve kalite çizgimizden taviz vermeyiz. Marka ruhu ve bilincini paydaşlarımızla birlikte yaşar, marka bilinirliğimizi arttırmak için profesyonel pazarlama iletişimi çalışmalarımıza önem veririz. Tüm bu faktörler başarımızın perde arkasında yatan kritik başarı faktörlerimizdir.” Lizay, İstanbul Jewelry Show’da Her yıl İstanbul Jewelry Show’da düzenlediği farklı showlarıyla ilgi çeken stantlardan biri olan Lizay Pırlanta, bu yıl da Mart fuarında müşterilerini ağırlamaya hazırlanıyor. Mahmu Serbes fuar hazırlıkları ile ilgili şunları söyledi: “Lizay Pırlanta olarak yaklaşık 3 yıldır fuara katılıyoruz. İlk günden bu yana fuar tecrübemiz oldukça arttı. Güçlenen altyapımız, genişleyen ürün yelpazemiz ile fuarlardaki varlığımız da her geçen gün güçleniyor. 2014 Mart fuarı için de hazırlıklarımızı tamamladık. Koleksiyonlarımız ve çeşitli showlarımız ile fuardaki yermizi almak için hazırız. Fuar yeni sezonun başlangıcına denk geliyor. Şehirlerde düğün alışverişlerinin yapıldığı bir dönem. Dolayısıyla mart ayı sektörün hareketlendiği bir ay. Fuarın da firmalara yeni müşteri kazandırarak katkı sağlayacağına inanıyorum.” “ÖTV’de sona gelindiğini düşünüyorum”

Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün önündeki en önemli problemlerin başında değerli taş ithalatında alınan Özel Tüketim Vergisi gelmektedir. Bu verginin

"Kendi alanında son derece başarılı arkadaşlarımızın da katılımı ile oldukça güçlü bir ekip olduğumuzu söyleyebilirim. Bu sebeple hemen hemen tüm süreçlerimizde oldukça yüksek etkinlik ve verimlilik performansına sahibiz.” uygulanış biçimini son derece mantıksız buluyorum. Yurt dışından bitmiş ürün ithal edilirken alınmayan ÖTV’nin, yurtiçinde işlenerek ihraç edilmek üzere ithal edilen değerli taştan ÖTV alınması son derece hatalıdır. Bu uygulama sektörde kayıt dışılığın artmasına sebep olduğu gibi aynı zamanda istihdam azalışı vergi kaybı ve ihracat performansında düşüş gibi olumsuz durumlar yaratmaktadır. Aralık ayında ÖTV’nin kalkması ile ilgili müjdeli haberi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten almıştık. Ancak söz konusu değişiklik planlanırken çok sağlıklı bir şekilde araştırma yapılmaması sebebiyle altına da KDV uygulanması ile ilgili değişiklik gündeme gelince bu değişiklik tasarısı geçici olarak rafa kaldırılmıştı. Tabi bu noktada sektörel kurumlara önemli görevler düşmektedir. Bu konuda en son çalışmanın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kuyumculuk Sanayi Meclisi tarafından yapıldığını biliyoruz. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da gerçekleştirilen 7. Ekonomi Şurası’nda TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş ÖTV konusunda yaşadığımız sıkıntıları Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a doğrudan aktardı. Ali Babacan’ın bu konuda verdiği sözün gazetelere dahi yansımış olması ötv ile ilgili beklediğimiz düzenlemenin kısa bir süre sonra hayata geçeceği ile ilgili umudumuzu artırmış durumda.

SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 113


Altın Dünyası • Haber

Yıllardır yaptığı başarılı çıplak taş ticaretinin yanı sıra mücevher üretimi de gerçekleştiren Lavin Diamond her yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul Jewelry Show’a iddialı bir katılım gerçekleştirmeyi planlıyor. Lavin Diamond Firma Ortaklarından Cem Mağzalçioğlu, pırlantada sertifikasyon ve pırlanta piyasasına etki eden sektörel gündem üzerine Altın Dünyası’na konuştu. rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Ben son 2 yıldır katıldığım tüm toplantılarda ve verdiğim röportajlarda bu konuya oldukça fazla eğildim. Esnaflarımıza pırlantayı ucuz fiyata aldıklarında düşündüklerinde karşılaşacakları problemleri dile getirdim ve hala aynısını söylüyorum. Dünyada borsaları olan hiçbir ürünü kimse size ucuz satamaz.

“Sentetik sorununa ve ticari dengesizliğe dur demek gerekiyor” Mücevher talep eden müşterinin internetin de yardımıyla bilinç düzeyinin artmasıyla birlikte sektörde sertifikalı ürünlere olan talep de artıyor. Sizce pırlantada sertifikasyon bir zorunluluk mu? Size göre sertifikalı mücevherler rekabet üstünlüğü sağlıyor mu? Müşterinin bilinç düzeyinin de artmasıyla, sertifikasız olan ürünlerin yanı sıra sertifikalı olan taşlara da talebin arttığını gözlemliyoruz. Artık alışverişe gelen müşteriler taşın renginden temizliğine kadar, daha da önemlisi sertifikayı veren kuruluşa kadar her detayı öğrenmiş olarak, aldığı ürünü sorgulayabiliyor.

“Dünya borsaları olan hiçbir ürünü kimse size ucuz satamaz” Bence özellikle günümüz şartlarında ve son zamanlarda oldukça istismar edilen Türkiye pırlanta piyasasında sertifikasyon önemli bir zorunluluk. Biz pırlantalarımızın tamamını Kimberley sözleşmesinde imzası bulunan firmalardan tedarik etmekteyiz. Yurtdışında devamlı olarak dolaşan ve uygun fiyata taş alan satın almacılarımız bulunmaktadır. Bu da bize dünya piyasası ve Türkiye pazarında oldukça büyük bir 114 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Sektörde son zamanlarda yaşanan en önemli problemlerden biri de sentetik pırlantalar. Sizin bu konuda düşünceleriniz nelerdir? Piyasadaki pırlanta toptancılarının bir çatı altında toplanarak sentetik sorununa ve ticari olarak etik olmayan şekilde yurtdışından gelen yabancılar tarafından organize edilen ticari dengesizliğe acilen dur dememiz gerekiyor. Son zamanlarda alınan küçücük bazı önlemler bile bazı taşları yerine oturtturdu. Pırlanta üreticisi, pazardaki talebi karşılayabilecek yeterlilikte mi? Bu alandaki rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bence pırlanta üreticileri ve tedarikçileri piyasadaki talebi karşılamakta oldukça yeterli ve hatta fazla bile. Türkiye pırlanta ihracatının kat ve kat üstünde ihracat ve ithalat yapan ülkelerde dahi bu kadar tedarikçi bulamazsınız. Ancak bu düzen uzun dönemde ülkemiz için bazı dezavantajları beraberinde getirmektedir. İflas eden, yurtdışındaki kredibiliteyi suiistimal eden firmalar vs. Kredi kartına taksit yasağı gelmesinin pırlantalı ürün satışlarını nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz? Kredi kartına taksit yasağı sektörü oldukça olumsuz etkiledi. Bu bağlamda maliye ve bankaların işin kolayına kaçtığını düşünüyorum. Odaların yardımı ve tabii ki bilgi işlem sistemleriyle sistemi hangi firmaların ne şekilde su istimal ettiğini çözmek oldukça kolay görünüyor. Istanbul Jewelry Show Mart fuarına katılacak mısınız? Fuara özel hazırlıklarınızdan bahsedebilir misiniz? Her yıl olduğu gibi bu sene de kuyumculuk fuarına katılmaktayız. Yurtiçi ve yurtdışındaki bütün müşterilerimizi fuara davet ettik. Bu fuarda standımızda pırlanta ve sertifikalılarla ilgili bilgi alabilecekleri bir eğitmen bulunduracağız. Tüm esnaflarımız diledikleri pırlanta hakkında bizden bilgi alabilirler. Bu yıl dünya fuarları oldukça iyi başladı. İstanbul’daki fuarımızın da oldukça iyi geçeceğine umuyorum. Bu fuarda özellikle uluslararası sertifikalı taşlarımızla oldukça iddialı bir katılım gerçekleştiriyoruz. Fuarımızın bütün esnaf arkadaşlarımız açısından iyi geçeceğini umar herkese başarılı bir fuar dileriz.



Altın Dünyası • Röportaj

Tarz Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Mert Ayarman;

“Alyans artık mücevher sınıfına giriyor” Tarz alyans, alyans pastasında yer alan geniş ürün portföyü ile Türkiye genelinde bilinirliği oldukça yüksek olan sektörün sayılı alyans firmalarından biri… Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Mert Ayarman ise alyans üzerine kaliteli sohbet edebileceğimiz tecrübeli bir isim. Sektörün ileri gelen isimlerinin röportajlarına yer verdiğimiz, fuar özel sayımız için kendisiyle de kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik. Kredi kartına taksit yasağından, fuar hazırlıklarına; sektördeki kurumsallaşma atağından, artan pırlantalı alyans talebine… Mert Ayarman, kuyumculuk sektörünü ve alyans kategorisini yakından ilgilendiren gelişmeleri Altın Dünyası için değerlendirdi. Son dönemlerde alyanslarda kullanılan taşlarda pırlantaların tercih edildiğini gözlemlemeye başladık. Alyansta pırlantanın kullanılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Alyansın ömür boyu parmakta taşınmasının değerinin ve öneminin yüksekliğinden bahsetmiştim. Bu nedenle alyans artık altın sınıfından mücevher sınıfına kaymaya başladı. Bundan dolayı pırlantalı alyans talebi ülkemizde de hızla artıyor. Bunu doğal olarak karşılamak lazım. Yurtdışında birçok noktaya siparişlerimizin tamamının pırlantalı olduğunu düşünürsek bizde de oranın artması sürpriz olmayacak. Son yıllarda talep edilen ayar gurubu ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Alyansların ayarında bir değişim söz konusu değil. 14 ayar isteği son derece önde. Pırlantalı siparişler bile 14 ayar gelmekte. Alyans dışındaki 8 ayar üretimindeki artış ise alyansa pek yansımadı. Tüketiciler alyansın öneminden dolayı fiyata rağmen düşük ayarı tercih etmiyorlar. İç piyasadaki çalışma sisteminiz ve bu sistemin gelişimi yönünde belirlediğiniz hedefleriniz nelerdir? İç piyasada birkaç yıldır agresif bir satış politikası izlemiyoruz. Mevcut müşteri portföyümüz fiyat/ödeme oranımıza uyum sağladı. Yeni bayi hedeflerimiz elbette var. Ancak satış politikamız bu sene değişmeyecek. Düzenli ve ılımlı bir yıl geçirmeyi umuyoruz.

Alyansın sektördeki konumunu ve şuandaki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Alyansın kuyumculuk alışverişinde, alışverişin ilk adımı yanı başlangıç noktası olduğu yadsınamaz bir gerçek. Her türlü olumsuz koşula karşı, yani yükselen fiyatlar piyasa olumsuzluğu ya da kriz beklentisi bile evliliğin olmazsa olmazı alyans alışverişinin önünü kesemiyor. Daralan bütçelere yönelik gramajı hafif yeni koleksiyonlar istekleri karşılıyor. Şu da bir gerçek ki nişan alışveriş bütçesi düşse de ömür boyu parmakta kalacak alyans için çiftler fedakârlık yapmaya devam ediyor. Alyans kategorisinin önemli markalarından biri olan Tarz Alyans’ın kurumsallaşma ve markalaşma çalışmalarından ve bu noktada hedeflerine ulaşabilmek adına izlediği stratejilerden bahsedebilir misiniz? Tarz Alyans Türkiye’de tanınmışlık anlamında ciddi bir mesafe almış durumda. Hatta kalite anlamında da iyi bir noktadayız. Servis hızı ve kalite orantısına baktığımızda da ben ki de en öndeki firmayız. Bu noktada da Türkiye’nin kurumsallaşma ve markalaşma beklentisini tartışmak gerekiyor. Maalesef genellikle yüksek kalite, düşük fiyat beklentisi içindeki bir piyasada kurumsallaşma çalışmalarını yürütmek kolay değil. Ancak yine de piyasanın kurumsal firma beklentisinin oran olarak yükselmesi, bizi çalışmalarımızı devam etmeye itiyor. 116 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

BDDK’nın aldığı kararla kuyumcu mağazalarında yapılan alışverişlerde kredi kartına taksit uygulaması kaldırıldı. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? Her iş kolunda olduğu gibi bizim aramızda da kredi kartlarını amaç dışı kullanan firmalar var. Bunların sayısı ise çok az. Bu firmaları tespit etmek ise çok kolay. Bu firmalar tespit edilip yüksek cezalar verilseydi hem amaç dışı kullanımın önü kesilecek hem de kullanım darlığı yaşanmayacaktı. Maalesef yasaklamak her zaman işin kolayına kaçmak demektir. Kuyumculuk camiası olarak ciddi bir şekilde cezalandırılmış konumuna düştük. Kararın değişimi için çalışmaya devam etmeliyiz. İstanbul Jewelry Show Mart fuarına katılımda bulunacak mısınız? Fuar hazırlıklarınız neler? İstanbul fuarına hem Mart hem de Ekim olmak üzere 10 yılı aşkın bir süredir katılıyoruz. İstanbul fuarının faydasına çok inanıyorum. Biz bu fuarla hem yurt içinde hem de yurtdışında tanındık ve büyüdük. Bu nedenle tüm meslektaşlarımı hiç olmazsa gezmeye davet ediyorum. Büyük maliyetleri göz önüne alarak yurtdışı fuarlarını gezmeye girmek kolay değil. Kendi fuarımızın büyümesi ve markalaşması için desteklemeliyiz. Biz bu nedenle yıllardır yeni koleksiyonlarımızı İstanbul fuarında görücüye çıkardık. Bu sene de iyi çalıştık ve fuarımızın başarılı olacağını düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde alyans kategorisin yönü ve Tarz Alyans’ın marka konumlandırmasıyla ile ilgili öngörüleriniz nelerdir? Tarz Alyans’ı bundan bir 10 yıl sonra nerede görüyorsunuz? Ben doğduğumdan beri kuyumculuk sektörünün içindeyim. Tarz Alyans’ı ise 1997 yılında kurduk. Bu kadar kısa süre içinde iyi iş başardık diye düşünüyorum. 10 yıllık hedefimiz ise yurtdışı. Yurtdışında daha yapacak çok işimiz var. Birçok ülkede daha markamızı tanıtabileceğimize inanıyorum.



İAR’ın ses getirecek projesinin yaz aylarında devreye girmesi planlanıyor

Yastık altında bulunduğu tahmin edilen 5 bin ton civarı altınının ekonomiye kazandırılması amacıyla yapılan çalışmalarda bankalardan sonra kuyumcular da devreye girmeye hazırlanıyor. Bu konuda kuyumcuların da devrede olması ile ilgili çalışmalar yaptıklarını belirten İstanbul Altın Rafinerisi Satış ve Pazarlama Müdürü Özgür Anık, sözkonusu çalışmaları tamamlamak üzere olduklarını belirtti.

T

ürk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün öncü firması İstanbul Altın Rafinerisi, önemli bir çalışmaya daha imza atmaya hazırlanıyor. Yastık altında olduğu tahmin edilen 5 bin ton civarında altını ekonomiye kazandırmak adına önemli çalışmalar yapan firma, bundan önceki dönemde bankalar ile yaptığı işbirliği ile önemli miktarda yastık altı altının ekonomiye girmesini sağlamıştı. Yastık altı altının ekonomiye kazandırılması aşamasında mutlaka kuyumcuların da devrede olması gerektiğini belirten İstanbul Altın Rafinerisi Satış ve Pazarlama Müdürü Özgür Anık, sürece kuyumcuları da dahil etmek için uzun süredir çalışmalar yaptıklarını ve bu çalışmalarda sona yaklaştıklarını belirtti. Kuyumcuların da bu süreç içinde devrede olmasının kendileri için son derece önemli olduğunu söyleyen Özgür Anık sözlerine şu şekilde devam etti; “Ekonomi yönetimi, yastık altında bulunan çok yüksek miktardaki atıl altını ekomomiye kazandırmak adına harekete geçerek bankacılık kanununda düzenlemeler yapmıştı. Bu düzenlemelere göre bankalara da hurda altın toplama yetkisi verilmişti. Yapılan bu düzenlemeden sonra pek çok banka bu konuda İstanbul Altın Rafinerisi ile işbirliğine gitmişti. Biz bu süreçte kuyumcuların da devrede olması gerektiğini düşünüyoruz. Her ne kadar bankalar ile sağlıklı bir işbirliğine sahip olsak da asıl kanalımızı uzun yıllardır iş birliği yaptığımız kuyumcular oluşturuyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki kuyumcularla çok uzun yıllardır iş birliği yapıyoruz. Türkiye genelindeki kuyumcuların da devreye girmesinin, yastık altında bulunan 5 bin tona yakın altının ekonomiye kazandırılması adına son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda uzun süredir devam eden çalışmalarımız var. Bu çalışmaların yaz aylarında tamamlanmasını tahmin ediyoruz.”

118 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Röportaj

Kuyumculuk ve mücevherat sektörünün lider firması Pera Pırlanta, ürün gamına altın grubunu da ekledi. 2014 yılı itibariyle yeniden yapılandırmaya giden Pera, artık pırlanta ürün gamı yanı sıra, 14 ayar, 22 ayar altın ürün grubu ve alyans konseptleri ile de iş ortaklarına hizmet edecek. Pera Pırlanta Genel Müdürü Serdar Nerezoğlu özgün, genç ve modern bir marka olarak tanımladığı Pera’yı ve Pera’nın yaşadığı değişime ilişkin detayları Altın Dünyası ile paylaştı. Hedeflerinize ulaşmak adına nasıl bir strateji ile hareket ediyorsunuz? 2014 yılında hem pırlantada, hem de altında özgün ürün gamına da yer vererek, ürün çeşitliliği ile iş ortaklarımıza hizmet veriyoruz. Pırlantada alt kategoriler belirledik. Bu konseptler tüketicilerin satın alma davranışlarına göre planlandı. Altında da bu kategori sistemine geçiş yapıyoruz. Mücevher fuarında da bu konseptleri iş ortaklarımızla buluşturacağız.

“Toptan pazarın en büyük oyuncusu olmak için hızlı adım atan Pera, iş ortakları olan kuyumcular aracılığıyla tüketicisi ile buluşacak.” Mücevher denince akla ilk gelen firmalardan Pera, yeni bir yapılanma sürecine girdi. Bu süreç hakkında bilgi alabilir miyiz? Markamızın bildiğiniz gibi kuruluş tarihi 2003 yılına dayanıyor. Sadece pırlanta pazarına hitap eden bir marka olarak, yapısını ve stratejisini belirlemiş olması, markanın Pera Pırlanta diye anılmasına da neden oldu. Ancak 2014 yılı itibari ile biz Pera’nın sadece pırlanta değil, altın ürün gamını da içinde barındırması gerektiğini düşündük ve yeni bir sistem kurduk. Artık Pera pırlanta ürün gamı dışında, 14 ayar, 22 ayar altın ürün grubu ve alyans konseptleri ile iş ortaklarına hizmet edecektir. Yeni yapılandırma kararına gitmenizin en büyük etkenleri nedir, bu kararla birlikte hedeflediğiniz nokta nedir? Ana hedef, grubun amiral gemisi olan Altınbaş markası gibi, Pera markasını hızla büyütmektir. Geniş alana yayılmasını ve Türkiye’nin pek çok yerine ulaşmasını sağlamaktır. Altınbaş markamız artık perakendecilik ile konsept mağazacılık sistemine geçiş yapmıştır. Pera ise, kendi bölgesinde marka olan kuyumcularla iş birliği yapmak üzere yola çıktı. 120 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Marka imajı açısından bir yenilik oldu mu? İmaj açısından markamızın duruşu ile ilgili her hangi bir değişiklik olmadı. Ancak altın ürün çeşitliliği de gelince, koleksiyonlar sadece pırlanta değil, altın kategorilerine göre de ayrı ayrı planlanmaya başlandı. Hızlı yayılma politikamız ile Türkiye’nin pek çok ilinde, anlaşmalı olduğumuz kuyumcularda da, tüketicilerimiz daha rahat markamızı bulabilecekler. Bu anlamda yayılma politikasında biraz farklılaştık. Sosyal medyada da oldukça aktif bir firmasınız. Nihai tüketiciye direkt olarak ulaşmanın yollarından olan internette hangi kanallar vasıtasıyla hedef kitlenize ulaşıyorsunuz? Tüm sosyal medya ağlarımızı etkin biçimde kullanıyoruz. Özel yarışmaları, markamızla ilgili güncel bilgileri, yeni koleksiyonlarımızı bu ağdan yaparak, tüketicilerimizle direk iletişime geçme şansımız oluyor. Bunun dışında bir de evlilik bloğumuz var. Romeo & Juliet isimli bloğumuzda da, hem erkekler, hem de bayanlar için özel içerikler girerek, farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Pera’yı en iyi anlatan kelimeleri sıralayabilir misiniz? Özgün, Genç ve modern bir marka... Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan İstanbul Jewelry Show hazırlıklarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Fuarda ziyaretçilerinize sunacağınız koleksiyon ve projeleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Fuarda pırlantada belli konseptlerimiz yer alacak. Bunları da özel sergileme alanlarında sergileyeceğiz. Altında da farklı ürün gamımız ile iş ortaklarımızla buluşuyor olacağız. Fuar süresince ayrıca Sultanahmet Showroom’umuzda iş ortaklarımızı ağırlayacağız. Onları yeni konseptlerimizi ve özel sunumumuzu görmeleri için Showroom’umuza bekliyoruz



Altın Dünyası • Haber

İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) tarafından bu yıl 7.’si düzenlenen İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde ihracatın yıldızları ödüllerini aldı. 2013 yılının pırlantalı mücevherde ihracat lideri ödünü Zen Pırlanta aldı. Türkiye genelinde 40 milyar doları aşkın ihracat ile en yüksek ihracatı gerçekleştiren İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMIB), 2013 yılının ihracat yıldızlarını ödüllendirdi. Makineden, kimyevi maddelere, mücevher ihracatına kadar 56 kategorinin en iyilerinin ödüllendirildiği gecede, 2013 yılının pırlantalı mücevherde ihracat lideri ödülünü Zen Pırlanta aldı. Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş ödülünü Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’den aldı. Zen, son 7 yıldır pırlantalı mücevher alanında ihracat lideri Avrupa’nın ve Orta Doğu’nun en büyük üretim kapasitesine sahip olan Zen Pırlanta, son yedi yıldır pırlantalı mücevher alanında ihracat lideri. Ofisleri, mağazaları ve satış noktaları ile dünya üzerinde birçok bölgeye ihracat yapan marka, 2013 yılında toplam 19 milyon USD’lik ihracat gerçekleştirdi. Zen Pırlanta, önümüzdeki yıllarda yeni pazarlara açılarak, bu konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.

122 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Haber

ARPAŞ ailesi yeni bir başarıya daha imza attı Kuyumculuk sektörünün lider markalarından Arpaş, İMMİB tarafından verilen İhracatın Yıldızları Ödülleri’nin Altından Mamul Mücevherci ve Kuyumcu Eşyası kategorisinde ikincilik ödülünü alarak sektörde yine farklılığını ortaya koydu.

İ

stanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) tarafından bu yıl 7.’si düzenlenen İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde kuyumculuk sektörünün lider markalarından Arpaş, Altından Mamul Mücevherci ve Kuyumcu Eşyası kategorisinde ikincilik ödülünü aldı. En büyük değeri “insan” olan ve kullandığı teknolojiyi sürekli güncelleyerek sahip olduğu bu değeri her geçen gün daha da güçlendiren Arpaş ailesi, yeni başarılara imza atma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Arpaş İstanbul Jewelry Show’da

K

uruluşundan bu yana sektördeki tüm önemli yurtiçi ve yurtdışı fuarlara katılarak, ihracat yaptığı 70 ülke ve Türkiye’deki müşterileri ile buluşan Arpaş, 38. Uluslararası İstanbul Mücevherat, Saat ve Malzemeleri Fuarı’nda da 2 ayrı standı ile yerini alıyor. Estetik, kalite ve zarafetin harmanlanarak oluşturulduğu, farklı ayarlardaki altından ve gümüşten imal edilmiş geniş bir ürün yelpazesi, Arpaş standlarında ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. 124 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Bu yıl 38. kez düzenlenecek olan İstanbul Jewelry Show Mart fuarına iki ayrı stand ile katılacak olan Arpaş, tüm ürünlerini ziyaretçilerin beğenisine sunacak.



Altın Dünyası • Röportaj

Mücevherde sanat ve teknolojinin birleştiği nokta…

Ariş Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş “Mücevherde teknolojinin fazlaca işin içinde olması yapılan işin ruhuna aykırı” diyor… Sektörün sorunlarını tespit ve analiz etme, çözüm üretme noktasında çok kez görüşlerine başvurulan sektör temsilcilerinden biri olan Kerim Güzeliş, Ariş Pırlanta’yı başarıya taşıyan stratejileri ve iç piyasayı etkileyen sektörel gelişmeler üzerine Altın Dünyası’na konuştu.

126 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


M

ücevherde global pazarda yer edebilmiş dünyaca ünlü her markanın onu unutulmaz yapan bir hikayesi var. Geleneksel pazarlama yönetimleri ve dijital inovasyonların ortaklaşa yürütüldüğü sistemde, yöresel hikayelerden ilham alıp global pazarda öne çıkaran bir stratejiyle başarıyı elde etmek mümkün. Sektörün yenilikleri takip eden, teknolojik gelişmeleri kurumsal kimliğine adapte edebilmiş başarılı markalarından biri de Ariş Pırlanta. Sektör liderliğini ve tecrübesini en üst seviyede değerlendirerek dünya mücevher sektöründe Türkiye’yi başarıyla temsil eden Ariş Pırlanta, mücevher sektöründe kaliteyi üst düzeyde tutan firmalar arasında.

Sektörel toplantıları sıklıkla takip eden bir sektör temsilcisi olarak sektörel kurumların etkinliğini nasıl değerlendirirsiniz? Sizce sektörün temsil edilememek gibi bir sorunu var mı? Sektörümüzün özellikle son 10 yılda önemli yol kat ettiği muhakkak. Gelinen nokta iyi ancak elbette daha yapılması gereken şeyler var. Güçlü ve zengin kültürel mirasımız, ustalığımız bunlar hepsi bizim avantajlarımız. Temsil edilmediğimiz söylenemez belki ama sektörümüzün tüm avantajlarını daha etkin bir şekilde kullanabilmek adına sektörel kurumların da etkin çalışmalar yapması gerekir. Öncelikle torba yasadan çıkarılan ÖTV ardından da BDDK’nın kararıyla kaldırılan kredi kartı ile taksitli satışlar… Sektörel gelişimimizin önüne geçen bu düzenlemeleri siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Sorunların çözümü aşamasında sizce sektör mensuplarına düşen görevler neler? ÖTV ve ardından gelen kredi kartı taksitlendirme ile ilgili yeni düzenleme nedeniyle bazı endişeler var. Nitekim geçtiğimiz Sevgililer Günü döneminde özellikle taksit düzenlemesi ile sıkıntı yaşayan firmalar oldu. Her yıl oldukça hareketli geçen bir dönemde sektörde işlerin yavaşlaması elbette hoş bir durum değil. Şubat ayında İstanbul Kuyumcular Odası, Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı, Kapalıçarşı Esnafları Derneği bir araya gelerek bir basın açıklaması yapıldı. Sektör mensuplarının gerekli görüşmeleri yaparak durumun düzeltilmesine yönelik çalışmalar yapması gerekiyor. Umarım faydalı formüllerle sorunlar aşılır.

Ariş Pırlanta’nın online yüzü İclal Aydın Geçtiğimiz günlerde Ariş Pırlanta’nın online yüzü olarak açıkladığınız İclal Aydın ile mücevherat sektöründe marka ve ünlü isim buluşmasının önemli bir örneğine imza attınız. İclal Aydın ile gerçekleştirmeyi planladığınız çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Bildiğiniz gibi Ariş Pırlanta olarak ilk mücevher satış sitesi ile yaklaşık 10 yıldır ve son birkaç yıl-

ARİŞ’İ BAŞARIYA TAŞIYAN STRATEJİLER 1) YENİLİKÇİ OLMAK: Ariş Pırlanta temellerinin atıldığı ilk günden bu yana yenilikçi bir anlayışla yönetilmektedir. Bir firmayı üç nesil taşımak oldukça zor, dördüncü nesil daha da zordur.

dır da sosyal medyada etkin bir şekilde yer almaktayız. Online dünyadaki çalışmalarımızı yaptığı işlerle takip edilen, sevilen, online mecraları aktif kullanan bir isimle pekiştirmek istedik. Küçük bir araştırma yaptığımızda bu tanıma en uygun isimlerden biri, yazılarıyla, kitaplarıyla, televizyon programlarıyla sevilen ve takip edilen İclal Aydın oldu. Kendisiyle çalışmalarımızdan örnekler vermek gerekirse, www.arismedya.com sitemizde kendisinin uzun süredir beklenen yazıları yayımlanmakta. www.arispirlanta.com sitemizde İclal Aydın ile Pırlanta Keyfi köşesinde kendisinin mücevher önerileri yer alıyor. Ayrıca mağazalarımızda İclal Aydın ile Pırlantalı Buluşmalar adı altında buluşmalar düzenliyoruz. İlkini yeni yerinde hizmet vermeye başlayan Cevahir AVM mağazamızda gerçekleştirdik. Ariş teknolojiyi bünyesine entegre edebilmiş, özellikle bu konuda sektörün önde gelen markalarından biri olmayı başarabilmiş bir firma. Bu noktada sizce, elişçiliği çok yüksek olan ve gelenekselliği elden bırakmayan sektör, gelişen teknolojiye adapte olabiliyor mu? Sektör gelişen teknolojiye kesinlikle adapte oluyor ancak üretim söz konusu olduğunda bunu çok olumlu değerlendirmek mümkün değil. Mücevherde teknolojinin fazlaca işin içinde olması yapılan işin ruhuna aykırı. Ariş Pırlanta olarak işimizle ilgili her alanda teknolojinin nimetlerinden faydalanıyoruz ancak mücevhere ruh katmak adına belirli aşamalarda el işçiliğini mutlaka kullanıyoruz. Bir örnek vermek gerekirse; tek parçada dökülecek yüzüğü tüm detaylarda estetiği yakalamak adına, 5-6 ayrı parça halinde üretip bir araya getiriyoruz. Farklı, yaratıcı işler ortaya çıkarmak istiyorsanız hele ki günümüze değişen tüketici eğilimleri göz önüne alındığında, kişiselleştirilmiş, özel mücevher tercihleri düşünüldüğünde teknoloji kadar elişçiliğinin de önemi ortaya çıkıyor. Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan Istanbul Jewelry Show firmanız için hangi fırsatları taşıyor? Fuarlar firmalara mevcut iş potansiyellerini artırmak, koleksiyonları tanıtmak gibi avantajlar sağlarken, sektörde de iletişimin güçlenmesine, sektörün gelişimine yardımcı adımlar atılmasına zemin hazırlamaktadır. Ariş Pırlanta olarak her fuar öncesinde olduğu gibi yurtiçi ve yurtdışı bağlantılarımızla temas kurarak, davetlerimizi gerçekleştirdik. Yeni koleksiyonlarımız ve elbette mevcut koleksiyonlarımızla, ekibimizle fuara en iyi şekilde hazırlandık. Fuarın tüm katılımcılar için verimli geçmesini diliyorum.

2) ÖNCÜLÜK ETMEK: Daima firmamızın sadece kendini idame ettirmesini değil, sektörde öncülük etmesini hedefledik. Çünkü inanıyoruz ki, yeniliği getiren kısa vadede zorlansa da mutlaka karşılığını alır. 3) KURUMSALLIK: Ariş, yaptığı işi seven, sevdiren ve bundan aldığı tatminle yaratıcılığını, yenilikçiliğini besleyen bir kurumsal yapıya sahiptir. 4) HİKÂYE: Tüketicinin Ariş’te kimi zaman kendi hikâyesinden bir şeyler bulduğunu, kimi zaman da hikâyesini Ariş’le tamamladığını görüyoruz. Her beğeniye ve bütçeye uygun seçeneklerimizle ve hizmet kalitemizle tüketicinin duygularına en iyi şekilde hitap etmek başlıca amacımız olmuştur. 5) ÖZEL TASARIMLAR: Ariş’i öne çıkaran en önemli özellik, mücevheri kişiselleştirmeyi başarabilmesidir. Kişiselleştirilmiş mücevher marka olarak farklılaşmanızı ve ayrışmanızı sağlayan en önemli unsurların başında geliyor. Parmak İzi koleksiyonumuz buna en güzel örneklerden biridir. Duygulara hitap eden, daha önce ele alınmamış unsurların yer aldığı tasarımlardan oluşan koleksiyonlar ortaya koymak da Ariş’i farklılaştıran önemli noktalardan biridir. 6) FARK YARATMAK: Önceliğimiz daima ‘farklılık’. İşimizin her aşamasında fark yaratmayı hedefliyoruz. Bir klasik tektaş yapacaksak bile kolları daha başka bir yapıda olmalı veya cilası daha değişik olmalı diye bakıyoruz. En klasik parçalarda bile bir dokunuş katmadan onu piyasaya çıkartmıyoruz. 7) MÜŞTERİYİ BİLİNMEYENLERLE BULUŞTURMAK: Tüketiciyi pırlantada en üstün renk olarak kabul edilen D Color ile tanıştırmamız gibi… D color, uluslararası pırlanta derecelendirme kuruluşları tarafından en üst renk sınıfında “Exceptional White” (Üstün Beyaz) olarak tanımlanır. Pırlantanın en kaliteli, en yüksek rengidir, çünkü nadir bulunur. Pırlantada renk, D’den başlayıp Z’ye kadar devam ediyor. Biz D Color ile tüketiciyi buluşturarak piyasada da taş standartlarını yukarı çekmiş olduk. Bu da gerçek kalite, doğru fiyat prensibimizin, tüketiciyi en güzeline layık gören hizmet anlayışımızın bir yansımasıdır.

2014 yol haritanızda neler var? Ariş Pırlanta olarak 2014 yılında da yeni koleksiyonlarla ve farklı tasarımlarla, yeni mağazalarımızda mücevher severlere buluşmaya devam edeceğiz. Bir sanatçı yeni bir eser üretmezse kendini mutsuz hisseder. Ariş Pırlanta olarak her yıl mutlaka yeni koleksiyonlarımız, yeni ürün gruplarımız oluyor. Araştırmaları, hazırlıkları süren koleksiyonlarımız var. Zamanı geldiğinde tüketiciyle buluşturacağız. Bir yandan mağazalaşma çalışmalarımız da devam edecek. SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 127


Altın Dünyası • Haber

FD Group çatısı altında FD Döviz, FD Diamond, FD Gold markalarıyla geniş bir yelpazede hizmet veren FD Group, İstanbul Kapalı Çarşı’da bulunan merkezinden tüm Türkiye’ye ulaşıyor. FD Döviz, mensubu olduğu Borsa İstanbul sayesinde müşterilerine geniş ve kaliteli bir hizmet bandı sunuyor. FD Group, bugünlerde bünyesinde bulunan tüm markalarıyla, bir öncekinin dört katı kadar büyüklükte bir stant ile Istanbul Jewelry Show’daki yerini almaya hazırlanıyor. Firma sahibi Cemalettin Şahin, Altın Dünyası’na verdiği röportajda, FD Döviz’in faaliyetleri ve genel döviz piyasasından bahsetti. Fahret Döviz’in faaliyet konusu ve ulaştığınız bölgelerden bahsedebilir misiniz? FD Döviz toptan altın ve döviz ticareti yapan ve yoğun olarak kuyumculara hizmet veren bir işletme. Ağırlıklı olarak Marmara Bölgesinde faaliyet gösteriyor. Ancak yurdun dört bir köşesinden müşterileri var. Yoğun olunan bölgelerde her gün müşteri ziyaretleri yapan ekiplerimiz var. Ayrıca geçen ay hizmete giren Bandırma işletmemizle hizmeti Güney Marmara Bölgesi’nin de ayağına götürmeye başladık. Döviz piyasalarıyla ilgili genel görünüm hakkında neler söyleyebilirsiniz? Döviz ülkemizde her zaman sürprizlere açık bir enstrüman olmuştur. Bunun değişeceğini de düşünmüyoruz. Bizim için döviz fiyatlarının kaç olduğunun da çok önemi yok aslında. Çünkü biz döviz yatırımcısı değiliz. Yalnızca alıp satıyor ve bu ticaretten kazanabildiğimiz kuruşlara razı olarak ticaret yapıyoruz. Bu yüzden de geleceğe her zaman güvenle bakıp, hiçbir zaman korkulu rüyalar görmüyoruz.

Anadolu’daki kuyumculara sunduğunuz hizmetler hakkında bilgi alabilir miyiz? Biz müşterilerimizin toptan altın ve döviz ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Borsa İstanbul Üyesi olduğumuzdan İstanbul Altın Borsasında doğrudan işlem yapabiliyoruz. Ayrıca darphaneden doğrudan ürün alabiliyoruz. Bunlar müşterilerimize geniş ve kaliteli bir hizmet bandımızın olmasını sağlıyor. Hem alışta hem satışta gerçekten çok iyi fiyatlar sunuyoruz müşterilerimize ve sunduğumuz hizmetlerin temel mantığı buna dayanıyor. Ürün çeşitlerimiz arasında her tür ziynet, külçe altın, külçe ve granül gümüş, her tür döviz bulunmaktadır. Önümüzdeki dönemde altın fiyatlarının seyrine ilişkin öngörüleriniz nelerdir? Bu öngörü konusu çok sıkıntılı bir iş. Çünkü insanlar sizin söyleyeceğiniz şeylere güvenerek yatırımlarına yön veriyorlar ve iyi ya da kötü bir sonuçla karşılaşabiliyorlar. Bu duruma etki etmek bizi çok mutlu etmediğinden yorum yapmamayı tercih ediyoruz. Biz yatırım yapmak isteyenlere hep üretime yatırım yapmalarını tavsiye ediyoruz. Mart ayında gerçekleştirilecek olan İstanbul Jewelry Show’a katılımda bulunacak mısınız? Fuarda sunmaya hazırlandığınız projeleriniz var mı? Mart 2014 İstanbul Jewelry Show’a, Ekim 2013 fuarında olduğu gibi bu defa da katılıyoruz. Ancak bu defa alanımız öncekinin 4 katı kadar büyüdü. FD Group çatısı altında olan tüm markalarımızla, ürünlerimizle fuarda olacağız. Bazı yeni yaklaşımlarımız da olacak tabii ki.

128 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Haber

Hong Kong Fuar notları 5 – 9 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen Hong Kong International Jewellery Show’a, dünyanın önde gelen firmalarının yanı sıra Türk kuyumcuları da katılım gösterdi. Hakkı Sezer, Hong Kong fuar notlarını Altın Dünyası için aktardı.

kından dolayı sanki daha hareketli olduğu görünüyor. Fuarın genelinde bir karışıklık var. Salonlar tam paylaştırılamamış, standlar sonradan satılmış, ülkelerin yer paylaşımında karışık başka ülkelerin markaları yer almakta. Geçtiğimiz yıllara göre ciddi organizasyon eksikliği ve düzensizliği var. Geçtiğimiz İtalya’da gerçekleştirilen Vicenza fuarında olduğu gibi düzen bozulmuş ve yama yapılmış görüntüsü hakim. Tam bu zamanda baskı yapıp yer ve aktiviteler konusunda ciddi mesafe alınabilir kanaatindeyim. FUAR KORİDORLARI Geçen sene bu dönemde büyük salonda yer alan taşçıları diğer Asiaworld havaalanı yakınındaki fuar merkezine taşımış olmaları. Dikkatimi çeken bu alanda ilave inşaatın başlamış olması. Yollar çevrildiği için dikkatli bakmadıkça fark edilmiyor. Genel anlamda sürekli bir genişleme ve düzenleme çalışması var.

5 – 9 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen Hong Kong International Jewellery Show’a bu yıl geçtiğimiz yıl Eylül ayında gerçekleştirilen fuara göre çok daha az ziyaretçi geldi. Asiaworld taş fuarı ise oldukça hareketli ve kalabalık idi. Fuar alanının ilave inşaatı tamamlanmış ve bu nedenle alan oldukça genişlemiş. Fakat ön tarafını tekrar revizyona almışlar, kapatıldığından ne yapıldığı pek belli değil. Uzun zamandır yürütülen fuar alanının ilave inşaatı tamamlanmış ve bu nedenle alan oldukça genişlemiş. Geçtiğimiz yıllarda salon dışı koridorlar bile standlarla dolu iken artık oldukça rahat, boş ve terk edilmiş görüntüsü veriyor. Türkiye bölümü standlarını ikiye bölünmüş olması bizim açımızdan oldukça olumsuz bir durum. Bu durumda organizasyonu yürütenlerin yeterli baskı yapamamasından kaynaklanıyor. Biz dünyada önemli üretici ve ticaret sahibi bir ülkeyiz. Çok daha etkin ve görünür duruşumuzun olması gerekiyor. ASIAWOLRD Aldığım bir başka habere göre, Türkiye bölümünün hemen yanında kutucu ve İtalyan makine üreticilerinin yer alması. Bu durum, Malezya’dan büyük bir kısım katılımcı geri çekilmiş olmasından kaynaklanıyor. Yoksa genel anlamda taşçıları ve her türlü makine üreticilerini bir arada tutuyorlardı.

Türkiye’de gerçekleştirilen İstanbul Jewelry Show fuarını da UBM’in düzenlemesi nedeniyle diyalogların gelişmesi noktasında avantajımız var. Bir an evvel İMMİB ileri gelenlerinin gerekli diyalogları başlatıp elimizdeki bu avantajı faydaya dönüştürmeliler. İlk evvel 5. salon satıldığı için ağırlıklı herkes burada bulunmakta, bu salon en üste yer almakta müşterinin en son ziyaret ettiği salon. 3. salonu dolduramadıkları için Türkiye’den gelen taleple ilave boş kalan yerler verilmiş. Salon far130 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Akşam Çıkış Genel olarak bu düzensizliklerin yani sıra en önemlisi ziyaretçi sayısının ciddi anlamda düşmesi herkesin işini olumsuz anlamda etkilediği fark ediliyor. Alanlar genişlemiş, fuar alanını büyütüp rahatlatmışlar fakat fuara olumlu etkisi yansımamış. Hong Kong fuarı bütün dünyaya hitap etmekle birlikte aslında Çin’deki üretici firmaların sunum alanı. Bu nedenle buraya gelen müşteriler öncelikle Çin üreticilerini ziyaret edip ticaret geliştiriyorlar. Bu aslında genel bir kural ki bizim ülkemizde de bu şekilde işliyor. Fakat fuar alanın çok geniş olması ve şehrin genel ticaret büyüsü bütün dünyadan satıcı ve alıcıları buluşturuyor. Ürün sunumunda bu nedenle bu koşullar belirleyici durumda, yani bu fuara alıcılar mücevher ve son dönem gelişen gümüş takıları bulup almaya geliyorlar. Lokasyona bağlı çevre ülkelerin öncelikle ticaret alanı ki bizim anlayışımızdaki ve üretimde önceliğimiz olan altın takı bu fuarın önceliği değil. Fuarda bizim montür, çok hafif altın takılar, gümüş takılar ve özellikli kültür takıları olursa süreklilik sağlanır görüşündeyim. Fuarın dinamosu kesinlikle Çin üreticileri ve çok başarılılar.



Altın Dünyası • Haber

Altınbaş iş ortakları ile bir araya geldi

Altınbaş, sektördeki gelişmeleri değerlendirmek üzere iş ortakları ile bir araya geldi. Yeni sezona ilişkin hazırlıklardan, satış stratejilerine ve müşteri odaklı çözüm yöntemlerine kadar pek çok konunun masaya yatırıldığı toplantıda Türkiye’nin dört bir yanındaki Altınbaş iş ortakları, sektörde yaşanan gelişmelerle ilgili düşüncelerini paylaştı.

A

ltınbaş Mücevherat düzenli olarak iş ortakları ile bir araya gelmeye devam ediyor. Bu toplantılardan sonuncusu İstanbul Nuruosmaniye Armaggan’da gerçekleştirildi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen iş ortakları; 2014 yılı mücevher sezonunda yapılması gereken hazırlıklar, yeni satış stratejileri, Altınbaş’ın 2014 yılı stratejileri konusunda fikir paylaşımında bulundu. Altınbaş’ın beyin fırtınası toplantısı olarak gerçekleştirdiği buluşmada, iş ortakları katılımları markanın yeni dönem stratejilerinin belirlenmesinde aktif rol oynadı.

Yeni sezon hazırlıkları hız kazandı Altınbaş’ın gücünün doğduğu topraklardan ve kendisini yükselten 132 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

iş ortaklarından geldiğini belirten Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş “Bahar ayının gelmesi ile birlikte yeni sezona ilişkin hazırlıklarımız hız kazanıyor. Altınbaş olarak, iş ortaklarımızın fikirlerine, onların markaya katacağı değere olan inancımız sonsuz. Sizlerden gelen geribildirimler ve fikirler ile gelişiyor, büyüyoruz. Attığımız tüm başarılı adımlarda birlikte yürümenin heyecanını yaşıyoruz. Toplantımızın ana gündem maddesi yeni sezon hazırlıkları ve satış stratejilerimiz oldu. Yeni sezonun yaklaşmakta olduğunu görüyoruz. Sezona ilişkin stratejilerimizi ve planlarımızı da pazarın mevcut koşullarına ve tüketicilerin talebine göre belirlememiz gerekiyor. Sizlerden de aldığımız bilgiler ve değerlendirmeler ışığında yeni sezona ilişkin çalışmalarımızı organize edeceğiz. Bizlere aktardığınız değerli fikirleriniz ve katılımınız için teşekkür ederiz’’ dedi.


SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 133


Altın Dünyası • haber

GNR Gold kurumsal kimliğini yeniledi, başarısını perçinledi 2012 yılında kurumsal yapısını tamamen yenileyen, yeni unvanı ve yeni ürünleriyle birlikte başarılı bir grafik çizen GNR Gold, insan kaynağından teknoloji kullanımına kadar son derece önemli bir alt yapıya sahip. Sahip oldukları teknik donanım, profesyonel kadro ve uzun yıllara dayanan tecrübeleriyle birlikte sektörde önemli bir konuma ulaşan GNR Gold’un kurumsal çalışmalarını Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Güner’den dinledik.

K

uyumculuk sektöründe uzun yıllara dayanan tecrübesiyle alanında lider markalarından olan GNR Gold, gelişen teknoloji, tüketici paradigmasındaki değişim ve markalaşmanın önemi gibi konulardan destekle 2012 yılında kurumsal yapısında büyük bir değişime gitti. Sadece kurumsal yapısını değil, ürün çeşitliliğini ve pazar payını da geliştiren GNR Gold’un değişimini GNR Gold Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Güner şöyle özetliyor; “Dünya, önüne geçilemeyecek bir hızla değişim gösteriyor. Tüm sektörler değişim ve gelişim içerisinde olmak zorundu. Özellikle hizmet verdiğimiz sektörde olduğu gibi, trendlerin hızla geliştiği bir sektörde yenilikçi bir yapıda olmazsak ayakta durmamız oldukça güçleşir. Tüm bunları göz önünde bulundurarak 2012 yılında büyük bir yeniliğe gittik ve verdiğimiz kararla ne kadar doğru bir adım atmış olduğumuzu gördük.” 14 ayar altın grubunda öncü firmalardan biri olma hedefiyle hareket eden firmanın tasarımlarında günümüz trendlerine ağırlık verildiğini anlatan Güner, “Tasarımlarımızı hazırlarken tüketici talepleri bize büyük yol gösterici oluyor. Ürünlerimiz 7’den 70’e tüm mücevher severlerin beğenisini topluyor” dedi. Pazarlama çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Güner, “Firmamız, 2012 yılından bu yana %60 Ortadoğu, %40 yerli piyasa olarak sektöre hizmet veriyor. Sadece altın takı üretimi yapan firmamız, talebe göre her ayar üretiyor” şeklinde konuştu.

134 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Yeni koleksiyonlar fuarda ziyaretçilerin beğenisine sunulacak İstanbul Jewelry Show hazırlıkları ile ilgili açıklamalarda bulunan Nurettin Güner, “Uluslararası alanda büyük öneme sahip olan İstanbul Jewelry Show, firmaların daha fazla kişiye ulaşıp, ürünlerini rahatlıkla tanıtabilecekleri önemli bir mecra. Biz de GNR Gold olarak gerçekleştirilecek olan fuara oldukça iyi hazırlandık. Ürünlerimizi ziyaretçilerimizin beğenisine sunarken, yeni iş bağlantıları kurma amacındayız. Umarım fuar tüm sektör mensupları için verimli bir dönem olur” diye konuştu.



bu rehberde... Alyanstan zincire, taşlı takımdan, montüre, makine ekipmandan yazılıma kadar, kuyumculuk sektöründe faaliyet gösteren her türdeki firma ile ilgili son derece detaylı bilgilerin ve örnek ürünlerin yer aldığı “Kuyumculuk ve Mücevherat Sektörü Rehberi 2014” hazırlanıyor. Yılda 1 defa çıkartılan bu rehber her sektör mensubu için önemli bir kaynak niteliğinde. Rehber bu yıldan itibaren internet formatı ile de yayınlanmaya başlıyor.

136 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


K

itabın basılı formatında her firmaya 2 sayfa yer ayrılıyor. 1 sayfada firmanın şirket profili, faaliyet alanı, firma sahibi, genel müdür adı, ana ürün grupları, ayar grupları, kuruluş tarihi, ihracat yaptığı ülkeler vb her türlü detaylı bilgi yer alıyor. Burada yer alan bilgiler her firmanın tercihine göre belirleniyor. Diğer bir sayfada ise tercihe göre firmanın örnek ürünleri ya da tam sayfa ilanı yayınlanıyor. Rehbere sahip olan sektör mensubu sektörde faaliyet gösteren firmaları ürün gruplarına ve faaliyet alanlarına göre detaylı olarak inceleyebiliyor. Rehberin internet formatı da www.altindunyasi.org adresinde yayınlanmaya başladı. Firmalarla ilgili her türlü bilgiler güncel olarak, her firmaya özel olarak tanımlanan sayfalarda yayınlanıyor. Firmaların sayfalarında basılı formattan farklı olarak, güncel haberler, ürün ve firma tanıtım videoları ve Google Maps adres entegrasyonu yer alıyor. İnternette her firmaya verilen linkler Google arama motoru optimizasyonu (SEO) için de son derece önemli. Ayrıca her firma sınırsız sayıda ürününü kendi sayfasına girebiliyor. Üstelik bütün bu işlemler şifreye sahip üreticiler tarafından her an yapılabiliyor.

www.altindunyasi.org'de ilgili firmanın sitesine çok sayıda link veriliyor. Bu durum firmaların web sitelerinin google aramalarında ön sıralarda çıkmasında son derece etkili oluyor. İletişim ve detaylı bilgi Altın Dünyası Yayın Grubu: 0 212 518 84 01

www.altindunyasi.org

SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 137


Altın Dünyası • Haber

Tekvin Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Devli, BDDK’nın 1 Şubat tarihinden itibaren yürürlüğe giren kredi kartında taksitli satış yasağına tepki gösterdi. Devli, bu yasağın sadece kuyumcu mağazalara değil, imalatçıdan nihai tüketiciye kadar büyük zarar verdiğini ifade etti. 1 Şubat 2014 tarihinde yürürlüğe giren kredi kartı taksit yasağına tepki büyüyor. Sektörün büyük hazırlıklarla beklediği Sevgililer Günü öncesi yürürlüğe giren bu yasak, hem nihai tüketiciyi hem de sektörü etkiledi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Tekvin Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Devli, “BDDK’nın sektörümüzde kredi kartına taksitli satışı kaldırması

detaylı araştırma yapılmadan uyguladığı bir yöntem. Bu uygulama güzide sektörümüzü baltalamakta ve binlerce mağazayı mağdur etmekte. Dolayısıyla gerek toptancı, gerek imalatçı gerekse mağazacılar ciddi oranlara varan zararlar ediyor” dedi. Bu yasağı uygulamadan önce sektör içinde yanlış yapanların maliye tarafından tespit edilip ayıklanabileceğini aktaran Devli, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Birkaç kanunsuz işlem yapan insanların engellenmesi uğruna tüm sektörün mağdur edilmesi akla ve vicdana aykırıdır. Bu uygulama tüm firmaların satışlarına yansımaya başladı ve bu konuda acil bir adım atılmazsa kuyumcu sektörünü daha zor günler bekliyor. Hükümetten eşit şartlarda çalışmayı talep ediyoruz.”

Bir varmış bir yokmuş… Tüketici güveni Sektörde uzun bir süreden beri devam eden mücevher satışında tüketici güveninin tam olması konusu, son zamanlarda teknolojinin gelişimiyle eklenen sentetik pırlantaları ayırt etme sorunuyla da birleşince tekrar gündeme geldi. Perakende mağazalarda nihai tüketicinin güveninin en fazla önem taşıdığı sektörlerden biri de kuyumculuk ve mücevherat… Tüketici, çok az bilgi sahibi olduğu bir ürünü, yani mücevheri, yüksek bedeller ödeyerek satın alırken tek dayanağı alış veriş yaptığı mağazaya duyacağı güven. Tüketici gözünde, mağazanın ve markanın değeri şirketin itibarıyla doğrudan ilişkili. Yüksek marka değeri, yüksek itibar yaratıyor. İyi markalar sadece tüketicilere değil, bütün paydaşlarına güven veriyor. Önde gelen görsel kimlik ajanslarından Desgrippes Gobe and Associates Group’un kurucusu ve yöneticisi olan Marc Gobe, daha önce Türkiye’deki, Marka Konferansı’nda “duygusal markalaşma” kavramıyla, markaların duygulara hitap etmesinin önemine dikkat çekmişti. Gobe, ‘markanın, kurduğu bu tür ilişki ile rakiplerinin arasından sıyrılarak, farklı bir görüntü çizdiğini; bunun da, sadakat ve güven duygusu uyandırdığını’ ifade ediyordu. Sadakatin temelinin, bu bağdan geçtiğini ifade eden Gobe; tatmin ve güven duygusunu yaratmadan, tüketiciyle duygusal bağ kurmadan, markanın sahip olacağı tek şeyin ‘kusursuz bir ölüm’ olduğunu ifade ediyordu. Bu ifadeden de anlaşıldığı gibi güven, en önemli kriterlerden biri olarak karşımıza çıktı. 138 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Müşterilerin sadakatini sağlamanın kriterleri bu bilgiler ışığında düzenlendiğinde, tüketici güveni, tüketici tatmini, marka ile kurulan bağ ve markaya duyulan sevgi olarak sıralanıyor. Sektörümüzde en önemli kriterlerden biri olan güven ise çok kolay kaybedilebiliyor. Uluslararası laboratuarlardan alınan taş ve mücevher sertifikalarının, tüm dünyada geçerli olması nedeniyle güveni sağlamada ciddi bir etkisi var. Ancak burada pek çok kişi tarafından bilinmeyen, bu sertifikaların her laboratuarın kendi kabul ettiği standart örneklere ve değerlere göre hazırlandığı. Yani, bir laboratuarın kendi kriterleriyle değerlendirdiği bir taş ya da mücevher, diğer bir laboratuarda farklı sonuç verebiliyor. Peki, bu konudaki karmaşa nasıl engellenecek? Bu konuda en önemli kuruluşlar sayılan Dünya Pırlanta Borsaları Birliği WFDB ve Dünya Mücevherciler Konfederasyonu CIBJO, ortak bir standardı kabul etmiş durumda. Bu sayede, kabul edilen bu standartlara uygun sertifika veren uluslararası laboratuarlar, bir adım öne geçiyor. Özellikle CIBJO, ana çalışma alanlarından birini, tüketicinin güvenini sağlamak olarak belirledi. Müşteri sadakati zor kazanılıp çabuk kaybedilen bir durum. Mücevher mağazalarında güveni sağlamak önümüzdeki günlerde çok daha önemli hale gelecek ve tüm bu gelişmeleri takip eden, buna uygun çalışmalara başlayan firmalar bir adım öne geçecek.



Altın Dünyası • Haber

Hayatınızın en anlamlı takısı olan alyansı, binlerce çarpıcı ve etkileyici tasarımlar eşliğinde çeyrek asırdır beğeninize sunan Mert Alyans; en son hazırladığı koleksiyonuyla son sözü size bıraktı. İçinizdeki tasarımcıyı ortaya çıkaracak olan “YOURRING” İstanbul Jewelry Show ile ilk kez vitrinlere taşınıyor.

H

er evlilik başlangıcı yeni umutların habercisiyken; iyi günde ve kötü günde el ele olma sözü verilir. Alyans, bu sözün ve birlikteliğin, zaman içinde genişleyen ailenin ve ortak hikâyenin şahididir. Bu yüzden “farklı olsun, şık olsun, rahat olsun, bizi ifade etsin, bize özel olsun” diyerek günlerce o bir çift yüzük aranır. MERT ALYANS, bu özel takıyı daha da özel kılmak için titiz AR-GE çalışmaları yürüterek önemli bir projeye daha imzasını atıyor. “Yüzüğünüz size özel ve sizin eseriniz olsun” diyerek, kişiselleştirmeyi ve binlerce farklı tasarım alternatifini yeni koleksiyonunda bir araya getiriyor. Teknolojik altyapı, eşsiz tasarımlar ile ortaya çıkan “YOURRING” koleksiyonu, tescilli ve patentli olarak sizlere sunuluyor. Bir yıllık özenli bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan bu inovatif koleksiyon, İstanbul Jewelry Show’da özel sürprizler eşliğinde kuyum sektörüyle buluşuyor. Tescilli kilit sistemiyle parçaları değiştirilerek farklılaştırılabilen “YOURRING”; ülkemizde ve Dünyanın dört bir yanında aynı anda tanıtılıyor 140 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

ALYANSHANE çatı markası altında hazırlanan YOURRING koleksiyonuyla yeni evlenen çiftler, değiştirilebilir parçalar sayesinde binlerce farklı tasarım yapma imkanına sahip oluyorlar. Böylece aşklarının simgesi olan alyanslarını birlikte tasarlayarak ortak eserlerini oluşturabiliyorlar. Sabit kasa uygulaması ile manevi bağınızın ve birlikteliğinizin simgesinin teninizle teması kesilmiyor. Aynı alyans üzerinde değiştirilebilir parçalar ile kıyafetinize uygun olarak isterseniz spor şıklığını, isterseniz mücevher parlaklığını yakalayabilirsiniz. Başlangıçta “Mutluluk, Güven, Huzur, Sonsuzluk, Bereket, Şans, Tutku, Enerji, Aşk ve Sağlık” konseptleri altında beğeninize sunulan “YOURRING” ile kendi yüzüğünüzü tasarlarken farklı hikâyelere de can vereceksiniz. Çünkü bu tamamen “sizin yüzüğünüz, sizin eseriniz.”



Altın Dünyası • Röportaj

Bilezik kategorisinin öncü firmalarından Nil Bilezik firma ortağı Murat Kodaz, bileziğin sektörümüzdeki önemi ve tüketici profilinde yaşanan değişimin bilezik talebine etkileri ile ilgili düşüncelerini Altın Dünyası ile paylaştı. Murat Kodaz yaptığı değerlendirmede bileziğin önümüzdeki 15 – 20 yılda da önemini koruyacağını düşündüğünü belirtti. Sektörümüzün en karakteristik ürün grubu hangisidir diye sorduğumuzda verilen cevapların en başında şüphesiz ‘’bilezik’’ gelir. Bu ürün kategorisinin perakende mağazalar için önemi büyüktür. Nihai tüketici profilinde ve dolayısıyla da talebin yapısında yaşanan değişime paralel olarak gerek günümüzde gerekse yakın gelecekte bileziğin mağazalar için arz edeceği önem ile ilgili öngörüleriniz nelerdir? Her ne kadar kuyumculuk ve mücevherat sektöründe özellikle son yıllarda altından pırlantalı mücevhere doğru bir yöneliş sözkonusu olsa da bilezik halen mağazalarımız için son derece büyük bir öneme sahip. Hatta “en önemli” yerine “vazgeçilmez” nitelemesini yapmak daha da doğru olacaktır. Alışveriş merkezleri ve caddelerdeki son derece az sayıdaki bir kaç mağaza dışında, bilezik bulundurmayan mağaza neredeyse yoktur. Mağazaların cirolarının çok önemli bir bölümü bilezik satışından elde edilir. Perakendecilerin sermayelerinin çoğunluğu bilezik stoğunda değerlendirilmektedir. Bilezik bir mağazanın nakit akışını sağlayan en önemli unsurdur ve mağazanın likidite kaynağıdır. Her ne kadar karlılığı çok düşük oranlarda olsa da stok devir hızının, karlılığı yüksek olan fantazi altın, pırlantalı mücevher gibi ürün gruplarına göre çok daha yüksek olması, bileziğin bir mağazanın toplam karında en yüksek paya sahip olması sonucunu doğurmaktadır. Bununla birlikte, vitrinde yer alan bilezik miktarı bir mağazanın statü sembolü olarak da değerlendirilebilir. Tüm bu saydıklarımız bileziğin bir mağaza için ne derecede önemli olduğunun göstergeleridir. Tabi konuya biz bilezik üreticileri açısından bakacak olursak, bileziğin mağazalar için daha ne kadar süre vazgeçilmez olacağı önemli bir sorudur. Bilezik talebini etkileyen faktörler ve tüketici profilin142 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


de meydana gelen değişimin hızı ve niteliğini göz önünde bulundurduğumuzda daha uzun yıllar bileziğin mevcut konumunu koruyacağını öngörüyoruz. Tüketici profilinde yaşanan değişimin kadınların takı tercihlerinin de değişmesine sebep olduğu görüşüne katılıyorum. Ancak bileziğin takıdan daha çok bir tasarruf aracı olarak algılanması sebebiyle tüketici tercihlerinde yaşanan değişim bilezik talebini aynı derecede olumsuz etkilememiştir. Örneğin; 80’li yılların sonu ve 90’lı yılların başındaki yapılan pek çok düğünde pres set tercih ediliyorken günümüzdeki düğünlerde pres sete pek rastlayamazsınız. Ama 20 sene önce yapılan düğünlerde takılan bilezik günümüzdeki düğünlerde de takılmaya devam ediliyor. Başka bir deyişle bilezik talebinin, tüketicilerin takı tercihlerinden değil tasarruf tercihlerinden etkileneceği kanaatindeyiz. Bundan en az 15-20 yıl sonrasına kadar bileziğin mağazalar için önemini koruyacağını tahmin ediyoruz. Sizce bilezik kategorisinde kritik başarı faktörleri nelerdir? Nil Bilezik olarak bu faktörlerden hangisi ya da hangilerinde fark yaratıyorsunuz? Bilezikte en önemli faktörün güven olduğunu düşünüyorum. Örneğin ürün milyeminde oluşabilecek çok düşük bir azalış bile ticari itibarınızı bir anda sıfırlayabilir. Müşterilerinizin gözünde güven oluşturmanız son derece önemli. Ancak artık günümüzde güven fark yaratacak bir unsur değil. Zaten pazarda faaliyet gösteren firmaların çok büyük bir kısmı ayar konusunda son derece hassaslar. Bu kategoride fark yaratan unsurların fiyat, servis hızı, ürün kalitesi, yeni ürün gelişitirme sıklığı ve sermaye gücü olduğunu düşünüyoruz. Üretim süreçlerimizde son derece etkin bir yapıya sahibiz. Bilezik son derece düşük kar marjlarının sözkonusu olduğu bir ürün grubu. Dolayısıyla üretim süreçlerinizdeki etkinlik sebebiyle elde edeceğiniz ve fiyatınıza yansıtacağınız 1 milyemlik maliyet avantajı, müşterilerinizin satın alma fiyatında %9’luk düşüş anlamına gelebiliyor. Bununla birlikte üretim kalitesi de son derece önemli. Üretim süreçlerimizde kullandığımız has ve katkı maddelerinden tutun üretim tekniklerine kadar her konuda kaliteyi ön planda tutarız. Bu kategoride servis hızı ve servis kalitesi de son derece önemlidir. Örneğin biz ağırlıklı olarak İstanbul, Trakya ve İzmit, Adapazarı ve Güney Marmara’da son derece etkin ve kaliteli servis verebiliyoruz. Bilezik her ne kadar geleneksel bir ürün grubu olsa da CNC teknolojisinde yaşanan gelişime paralel olarak tasarımlar da çeşitlenmeye başladı. Özellikle mega bilezik diye tabir ettiğimiz gruba olan rağbet her geçen gün artıyor. Artık perakende mağaza-

lar bilezikte dahi yeni model talep eder duruma geldi. Bundan 10 -15 sene öncesine kadar oldukça sınırlı sayıda bilezik modeli vitrinlerde yer alıyorken artık her hafta pek çok yeni tasarım model üretiyoruz. Tasarımlarımızı belirlerken müşterilerimizin ihtiyaçlarını ve beklentilerini gözönünde bulunduruyoruz. Tüm bu faktörlerin her birine son derece büyük önem veriyoruz ve kendimizi bu alanlarda sürekli geliştirmeye gayret ediyoruz. Müşterilerimizden aldığımız olumlu tepkiler, tüm bu alanlarda başarılı olduğumuzun göstergesi.

Perakende cephesinde son derece olumsuz olarak nitelenebilecek bir rekabet sözkonusu. Kuyumcu oda ve derneklerinin gerektiği kadar etkin olmadığı illerde bu rekabetin son derece yıkıcı boyutlara ulaştığını gözlemliyoruz. Bu rekabetin üreticilere yansıması ve rekabetin kısa ve uzun vadeli sonuçları ile ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir? Bu uzun yıllardır devam eden bir problem. İşletmelerin hayatlarını devam ettirebilmeleri için kar elde etmeleri gerekmektedir. Ancak bazı bölgelerde uygulanan yıkıcı fiyat po-

litikaları sebebiyle karlı ticaret neredeyse imkansız hale gelmiş durumda. Bu tarz bir rekabette kazanan taraf olmayacağını düşünüyorum. Her ürün grubunda normal düzeyde belirlenen bir kar oranı var. Bu sektörümüzde çok uzun zamandır uygulanan bir standart. Bütün kuyumcuların bu standarda uymalarında fayda olduğu görüşündeyim. Türk insanının tasarruf alışkanlıklarının bilezik talebine etkisini nasıl yorumluyorsunuz. Eğitim seviyesinin, kentli nüfusun ve alternatif yatırım enstrümanları artmasının bilezik talebine olası etkileri ne yönde olacaktır? Bilezik hem takı hem de tasarruf aracı olarak talep ediliyor. Bölgelere göre bileziğin talep ediliş amacında değişiklikler olabiliyor. Örneğin Samsun Bafra’da bilezik hem takı hem de tasarruf aracı olarak talep ediliyorken, tüketici profilinin daha yüksek olduğu Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde bir tüketici bileziği takı özelliğinden daha çok tasarruf aracı olarak görüyor. Ancak her iki tüketici profili de bilezik tercih ediyor. Bu bilezik kategorisinin en önemli avantajlarından birisi. İşçilik düzeyinin düşük olması sebebiyle, çok düşük bir kayıpla kolaylıkla paraya da çevrilebiliyor. Yani likidite özelliği çok yüksek olan bir takıdan bahsediyoruz. Bırakın bir cep telefonu ya da kıyafeti, bir düğün setini dahi bu şekilde paraya çevirebilmeniz mümkün değil. Bu yüzen çok geniş bir profil tarafından talep edilen bir ürün grubu. Son zamanlarda özellikle altın grubunda, altın fonu vb alternatif yatırım ürünlerinin çıktığını görüyoruz. Ancak bu tarz finansal enstrümanların da bileziğe güçlü bir alternatif olabileceğini düşünmüyorum. SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 143


Altın Dünyası • haber

Yeni sezona hazırız! Pırıltı Alyans’ın mevcut çalışmaları ve hedefleri ile ilgili Satış ve Pazarlama Müdürü Ethem Talus açıklamalarda bulandu. Talus, “Fark yarattığımız en önemli faktörlerden biri yüksek müşteri memnuniyet düzeyimizdir” diyerek başarılarının altında yatan temel faktörleri anlattı.

P

ırıltı Alyans, alyans kategorisinde kalite ve hizmet çıtasını yükseltmeye devam ediyor. Tasarım çeşitliliği, ürün ve hizmet kalitesi ile ön plana çıktıklarını belirten Satış ve Pazarlama Müdürü Ethem Talus, sektör profesyonellerinin ve dev zincir mağazaların tercihi durumunda olduklarının ifade etti. Alyansta başarıyı getiren en önemli unsurların tasarım çeşitliliği, ürün kalitesi ve servis hızı olduğunu belirten Ethem Talus, bu alanlarda ortaya koydukları çalışmalar ile istikrarlı bir büyüme performansı sergilediklerini ve müşteri memnuniyet düzeylerini maksimum düzeye çıkarttıklarını söyledi.

Müşteri ilişkileri ile fark yaratıyoruz Müşteri beklentilerini karşılamaktan ziyade bu beklentileri aşma düşüncesine dayalı bir müşteri memnuniyeti anlayışına sahip olduklarını belirten Ethem Talus konu ile ilgili şunları söyledi; “Pırıltı Alyans olarak fark yarattığımız en önemli faktörlerden biri yüksek müşteri memnuniyet düzeyimizdir. İş ortağı olarak gördüğümüz müşterilerimiz ile sağlıklı bir iletişim sistemi inşaa etmiş durumdayız. Çok sık aralıklarla müşteri ziyaretleri gerçekleştiriyor ve müşterilerimizin beklentilerini yerinde tespit ediyoruz. Daha sonra bu beklentileri karşılama adına yapacağımız çalışmaları planlıyoruz. Bununla birlikte etkin bir piyasa takip sistemimiz var. Sektörel gelişmelerin yanısıra nihai tüketici profilinde yaşanan değişiklikleri de yakından takip ediyoruz. Dünyada yaşanan değişime ayak uyduracak stratejiler, çalışma biçimleri, ürün ve hizmetler geliştiriyoruz. Pırıltı Alyans’ın başarısının altında yatan temel faktörlerden birisi de işte hızlı değişebilme yeteneğidir.” 144 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Nuruosmaniye’deki Alyans Center ile servis kalitemizi yükselttik Geçtiğimiz aylarda sektörün merkezi olan Nuruosmaniye’de hizmete açtıkları Pırıltı Alyans Center ile müşterilerine sundukları hizmetin kalitesini ve hızını arttırdıklarını belirten Ethem Talus, burada bulunan yüzlerce model hazır stok ile son derece hızlı bir şekilde müşterilerine hizmet verebilmenin yanısıra, müşteri ihtiyaç ve taleplerini de çok yakından takip edebilme şansına sahip olduklarını ifade etti. 5 kattan oluşan Pırıltı Alyans Center’da showroom katlarının yanısıra tamir ve servis, muhasebe, lojistik ve yönetim bölümleri yer alıyor.

Alyansta üçlü set dönemi Bugüne kadar ortaya koydukları yeniliklerle alyans kategorisinin gelişmesine önemli katkılar sağladıklarını belirten Ethem Talus, yeni dönem için hazırladıkları alyans set formatındaki koleksiyonları ile de fark yaratmaya devam edeceklerini söyledi. Artık alyansın nihai tüketiciler tarafından algısının değiştiğini, alyansın sadece evliliği simgeleyen bir sembol olmasının yanında kadınların kıyafetlerini tamamlayan bir takı olarak da algılandığını söyleyen Talus, alyans ile uyumlu küpe ve kolyelerin de üçlü set formatında tasarlandığını ve kısa bir süre sonra vitrinlerde yer alacağını belirtti. Her ne kadar sektörel anlamda durgun bir dönem yaşansa da alyans kategorisinin ayrıcalıklı durumundan dolayı alyans talebinde kayda değer bir dalgalanma beklemediklerini söyleyen Ethem Talus, yeni sezona ilişkin hazırlıklarını tamamladıklarını ifade etti. Yeni sezonda, zincir mağazalar, bölgesel toptancılar ve perakendecilere yönelik verdiği hizmetleri daha da profesyonelleştirme adına yoğun bir çalışma içinde olduklarını belirten Ethem Talus 2014 sezonunda da mevcut büyüme trendlerini sürdüreceklerini ve ortaya koyacakları yeniliklerle sektöre yön vermeye devam edeceklerini belirtti.



Altın Dünyası • röportaj

Tiryandafil Kuyumculuk Firma Sahibi Cemal Turgut;

İçerisinde bulunduğumuz zaman, sektör için hem rekabet hem de yeni sezonun yaklaşması açısından oldukça hareketli günleri içeriyor. Bu bilinçle hareket eden Tiryandafil Kuyumculuk gelecekte zarar görmeden faaliyetlerini sürdürmek için belirledikleri stratejiler çerçevesinde hareket ediyor. Aynı zamanda İTO Kuyumcular Komitesi’nde görev alan Firma Sahibi Cemal Turgut, sektörde yaşanan tüm gelişmeleri Altın Dünyası için değerlendirdi. Sektörde söz sahibi firmalardan biri olarak uzun yıllardır Kapalıçarşı’da da faaliyet gösteriyorsunuz. Kuyumculuk sektörünün kalbi olarak anılan Kapalıçarşı’daki mağazanızın firmanıza sağladığı avantajlar nelerdir? Kapalıçarşı gerçekten kuyumculuk sektörünün kalbidir. Her ne kadar Kuyumcukent kompleksi, Kapalıçarşı’ya bir alternatif olsa da insanların altın konusundaki ilk tercihleri yine Kapalıçarşı’dır. Kuyumcukent’e ulaşım yönünden yakın olan vatandaşlarımız hariç, insanımız altın konusunda yine öncelikli olarak Kapalıçarşı’yı tercih etmektedir. Tabi bunda Kapalıçarşı’nın sadece altınla ilgili olmaması, genel anlamda bir AVM olmasının da rolü vardır. Kapalıçarşı’da bulunan mağazamız, tanınırlık, güvenilirlik ve müşteriye ayağında hizmet anlamında firmamıza çok şeyler kattı. Ayrıca Kuyumcukent mağazamıza mal tedariki konusunda büyük yardımı oluyor. Pazarlama çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Kusursuz hizmet ve müşteri memnuniyetini sağlamak adına nasıl bir stratejiyle ilerliyorsunuz? Tiryandafil Kuyumculuk olarak biz, pazarlamada müşteriyle birebir diyalog kurmayı diğer yöntemlerin üzerinde tutuyoruz. Toptan ve perakende hizmeti verdiğimizden, toptancı müşterilerimizi belirli aralıklarla yerlerinde ziyaret ederek hem kendimizi unutturmuyor, hem de müşterilerimizin bizden beklentilerini, dilek ve şikayetlerini öğrenmiş oluyoruz. Bir nevi firmamızı müşterilerimiz yönetiyor denebilir. Bunun yanında radyo-tv-gazete ilanları, müşterilerimizin yüzünde tebessüm oluşturacak ufak hediyeler de reklam pazarlama anlamında kullandığımız yöntemlerdir. Hizmet verdiğiniz sektörde rekabet ortamı ve koşulları ne durumda? Neredeyse tüm sektörlerde olduğu gibi, kuyumculuk sektöründe de büyük bir durgunluk var. Toplam iş ve müşteri hacmi azaldıkça pastadan düşen pay da azalma gösteriyor. Bu durum haliyle daha çok rekabeti doğuruyor. Sektörde ayakta kalmak gerçekten çok zorlaştı, rekabet inanılmaz arttı. Bir malı daha ucuza verebilmenin şartları bellidir. Bunların dışında bir de kaliteden ödün verme ya da sahtekarlığa meyletme olabiliyor. Bu sebeple halkımıza her zaman diyoruz ki, altın alışverişlerinizi daima bildiğiniz güvendiğiniz yerlerden yapın. Bir zaman sonra, altın bozdurmak istediğinizde düşük ayarlı ya da sahte altınla karşılaşmayın. İTO Kuyumculuk Meslek Komitesi adına son dönemlerde sektörün ÖTV ve kredi kartına getirilen taksit yasağı ile ilgili girişimlerinden bahsedebilir misiniz? Sektör bu konularda sektör kurum146 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

larından oldukça destek beklemekte. Söz konusu konulardaki gelişmeler hakkında düşünceleriniz nedir? İstanbul Ticaret Odası Kuyumcular Komitesi ve Kuyumculuk Odası birlikte hareket ederek kredi kartlarına en azından 6 aylık taksitler getirilmesini sağlamak amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönem için uzun vadeli hedefleriniz nedir? Firmanızı hangi konuma ulaştırmayı hedefliyorsunuz? İşlerin durgun, rekabetin ise kıyasıya olduğu bu zamanda, Tiryandafil Kuyumculuk’un ilk prensibi müşteri memnuniyetidir. Gerek firmamıza gelen, gerek bizim yerinde ziyaret ettiğimiz, gerekse telefonda görüşebildiğimiz uzaktaki müşterilerimiz için fiyat, kalite ve hizmet konusunda elimizden gelenin fazlasını yapmaya gayret gösteriyoruz. Amacımız bu zor şartlarda kendi müşterilerimizi kaybetmeden daha pek çok yeni müşteriler dostlar edinebilmek. Hem vatandaşlarımıza hizmet, hem de sağladığımız istihdam ile ülke ekonomisine katkıda bulunmak da, bizim için ayrı bir gurur kaynağıdır. İlerleyen zamanlarda kendimizi daha da geliştirip hem hizmet hem de fiyat ve kalite konusunda zaten üst sıralardaki yerimizi en üste çıkarmayı hedefliyoruz.



Altın Dünyası • Haber

20 yıla yakın bir süredir yalnızca alyans kategorisine yönelik hizmet veren ve yalnızca Türkiye’nin değil Avrupa’nın sayılı firmalarından birisi olan Emir Kuyumculuk’un Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Sağ, uzun yıllardır Avrupa’da uygulanan numune alyans sisteminin Türkiye’de de kabul görmeye başladığını ve belirli bir süre sonra bu sistemin yurtiçinde de standart hale geleceğini tahmin ettiğini söyledi.

1975

yılında kurulan ve 1996 yılından itibaren yalnızca alyans kategorisinde faaliyet gösteren Emir Kuyumculuk bu süre zarfında Avrupa’nın önemli alyans üreticilerinden birisi haline geldi. Geçtiğimiz yıla kadar yalnızca ihraç pazarlarına, özellikle Avrupa’ya yönelik olarak faaliyet gösterdiklerini belirten Emir Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Sağ, Avrupa’da 1000’i aşkın satış noktasına, uluslararası standartlarda hizmet sunabilen bir yapıya ulaştıklarını belirtti. Türkiye’deki pazar koşullarının belirli bir seviyeye gelmesi ile birlikte geçtiğimiz yıldan itibaren iç pazara yönelik olarak da faaliyet gösterme kararı aldıklarının altını çizen Ferit Sağ, Türkiye pazarının da belirli alanlarda farklı özelliklere sahip olduğunu ifade etti. Avrupa ile Türkiye alyans pazarları arasındaki en önemli farklılıklardan birisinin numune sistemi olduğunu söyleyen Ferit Sağ konu ile ilgili şu değerlendirmede bulundu; ‘’Avrupa’da alyans satışı ‘’Numune Sistemi’’ üzerine kurulu. Numune sistemi uygulaması son yıllarda Türkiye’de de kullanılmaya başlandı. Bu sistem Avrupa’da uzun yıllardır uygulanıyor. Numune sistemi Avrupa’da çok iddialı olduğumuz bir sistem. yüksek kalite altın kaplama numune setlerimiz. Yüksek kalite altın kaplama numune setlerimiz, 1000’e yakın mağazaya sağlıklı hizmet verebilmemizin en önemli faktörü diyebiliriz. Numune setlerimizde yer alan ürünlerin altından hiç bir farkı yok. Biz iş ortağı olarak gördüğümüz müşterilerimize 250 modelden oluşan bir numune seti veriyoruz. Bu şekilde müşterilerimiz oldukça zengin bir model seçeneğini mağazalarına gelen nihai tüketicilere sunabiliyorlar. Son derece hızlı ve etkin sipariş sistemimiz sayesinde verilen siparişleri 48 saat içinde mağazalarına teslim edebiliyoruz. Numune sistemi ile çok yüksek miktarlarda stok bağlamadan zengin çeşidi müşterilere sunmak mümkün. Tabi bazı mağazalar numune değil de altın ürünler de isteyebiliyorlar. Elbette bu onların tercihi. Biz bu talebi de karşılıyoruz. Ancak bizim gözlemimiz numune sisteminin Türkiye’de her geçen gün daha da artan oranda tercih edilmeye başladığı yönünde. Numune sistemi tercihi Avrupa ile Türkiye alayns pazarı arasındaki en önemli farklardan birisi. Avrupalı bir mağazaya gitseniz ve numune değil de altın ürünü mağazanızda bulundurun deseniz sizi anlamayacak hatta şaşkınlıkla karşılayacaktır. Ama Türkiye’deki çalışma ne yazık ki bu yönde. Biz bunu Avrupa’da 17 senedir uyguluyoruz. Bu şekilde randıman alıyoruz. 1000 mağazanın 1000’inde de madenimiz var. İsterse 250 değil, 1000 model de verebiliriz.’’ Numune alyans sisteminin, mağazaların sermayelerini etkin bir şekilde kullanmalarında son derece önemli olduğunu belirten Ferit Sağ, numune alyans sistemi ile bir148 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

likte mağazaların çok ciddi bir sermayeyi alyans çeşidine ayırma zorunluluğundan kurtulduklarının altını çizdi. Özellikle altın fiyatlarının yükselmesi ile birlikte bu konunun öneminin daha da arttığını ifade eden Ferit Sağ, sermayenin etkin kullanımı ile birlikte mağazaların karlılıklarına da önemli katkı sağalanabildiğini söyledi. İç pazarda 1 yıldan kısa bir süredir faaliyet göstermeye başlamış olmalarına karşın, bu kadar kısa süre zarfında karşılaştıkları ilgiden son derece memnun olduklarını belirten Ferit Sağ, Türkiye alyans pazarının tüketici profilinde yaşanan gelişim paralelinde daha da gelişeceğini, uluslararası standartlarda ve yüksek ürün ve hizmet kalitesinde faaliyey gösteren firmaların karlı, istikrarlı ve sürdürülebilir bir performans gösterebileceklerini ifade etti.

Numune alyans sisteminin sağlıklı uygulanabilmesi için firmaların dikkat etmesi gerekenler: “Öncelikle numunelerin en üst kalitede olması gerekiyor. Biz bu yüzden yaldız değil, altın kaplama kullanıyoruz. Ancak bu şekilde profesyonel ve üst seviyedeki bir kaliteye ulaşılabileceğinidüşünüyoruz. Numune setlerimizin garanti süresi 4 yıldır. Perakendeci iş ortaklarımızın bunları yalnızca yıkamaları yeterli. 6 ayda bir numune setlerimizi alıp ücretsiz bakım yapıyoruz. Numune setleri ne kadar başarılı olursa bizim de satış yapma şansımız o kadar yüksek oluyor. Bir de model seçimine dikat etmek gerekiyor. Modellerde ergonomi ve kullanışlılık çok önemli. Alyans çok özel bir takı. Neredeyse vücudumuzun bir parçası. Sürekli parmaklarımızda. Bu yüzden tasarımda kullanışlıklık ve ergonomi çok önemli. Biz buna dikkat ederek tasarımlar yapıyoruz. Yıllardır Avrupa tarafından kabul görmüş modelleri iç piyasada müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz.Emir Kuyumculuk olarak belirli bir çizgimiz var, bizim çizgimize uygun firmalarla iş ortaklığı yapıyoruz. Pazarda çok sayıda firma ile çalışacağız diye bir iddiaya sahip değiliz.”





Altın Dünyası • Röportaj

Yeni yılda; yeni mağaza ve yeni koleksiyonlar Fiore D’oro’nun başarısını katladı Kuyumculuk sektörünün seçkin markalarından Fiore D’oro, yeni yılda yeni Nuruosmaniye Caddesi'ndeki mağazasıyla müşterilerine artık daha yakın. Yoğun bir tempoda çalışmalarını hız kesmeden sürdüren firmanın her geçen gün yükselen başarı grafiğini Firma Sahibi Şermin Koç anlattı. Yeni yerinizle birlikte iş ortaklarınıza sağladığınız avantajlar nelerdir? Bulunduğumuz noktada potansiyelimizin artacağını biliyoruz. Hiç tanımadığımız kişilerle tanışma fırsatı elde ettik, yeni iş ortaklıkları kurmayı başardık. Daha güzel hizmet verebiliyoruz ve aynı zamanda artık herkesin bize ulaşması çok daha kolay. Bu da zaten beklentilerimiz içinde yer alan bir durumdu. Firmanızı en iyi ifade eden kelimeleri sıralayabilir misiniz? Firmamızı bir kaç kelimeyle özetleyecek olursak; güzel ürün, doğru hizmet ve bunların hepsinden ziyade bu piyasa koşullarına bakarak anlayış ve müşteri memnuniyeti. Bunlar bizim firmamızı özetleyen birkaç maddedir.

Tasarımları ve tarzıyla farklılığını ortaya koyan Fiore D’oro, 2014 yılına Nuruosmaniye caddesindeki yeni mağazasında yeni hedefleriyle başladı. Her zaman daha iyiyi, daha kaliteliyi amaçlayan firma, bu hedeflerine ulaşmak adına çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor, sonuçlarını da aldıkları geri dönüşlerle görüyorlar. Olmazsa olmazları; kalite, güven ve müşteri memnuniyeti ilkesiyle hareket eden firma başarı grafiğini her geçen yıl daha üst seviyelere taşıyor. Firmaların amaçladıkları konuma ulaşmaları adına olmazsa olmaz bazı kurallar vardır. Doğru isim, doğru ürün, doğru zaman ve doğru lokasyon gibi… Fiore D’oro olarak öncelikle lokasyon konumunuzu belirlerken neleri dikkate alıyorsunuz, yeni yerinizi açarken hangi özelliklere dikkat ettiniz? Marka konumlandırmamızı belirlerken lokasyon olarak firmamızı hedef kitlemize en yakın, en dikkat çeken noktalarda seçmeye karar verdik. Bu noktada Fiore D’oro Kuyumculuk olarak her zaman caddede olmayı, markamızı ön plana çıkarmayı ve vitrinde değişik koleksiyonlarımızı müşterilere sergilemeyi hedefliyorduk. Yeni yerimizi seçerken de yaptığımız pazar araştırmaları ve piyasa şartları bize yardımcı oldu. Yeni yerimizde olmak bize her anlamda katkı sağladı. Bulunduğumuz cadde konum itibarı ile de zaten çarşının en güzel ve işlek yerlerinden biri. Biz de yeni yılda hedefimizi gerçekleştirip caddede yerimizi aldık. 152 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

İstanbul Jewelry Show’un en dikkat çeken firma ve standlarından biri oluyorsunuz. Sektörün büyük hazırlıklarla beklediği fuar için ziyaretçilerinize sunacağınız koleksiyonlar ve projelerinizden bahsedebilir misiniz? Evet, İstanbul Jewelry Show’da hem ürün grubumuzla, hem de stand tasarımımızla her zaman dikkat çekmeye çalışıyoruz. İtalya ile olan iş bağlantılarımız sonucunda çok farklı firmalar ile çalışarak en güzel ürünleri seçmeye çalışıyoruz. Ürünlerimize daha görkemli bir görünüm katmak için sıkı bir çalışma içindeyiz. Beklentilerimiz bu yılki Mart fuarında da her şeyin bizim açımızdan güzel geçmesidir. Çünkü çok emek veriyoruz... Müşterimize inanılmaz bir koleksiyon hazırladığımızı düşünüyoruz. Umarım bizi ziyaret eden misafirlerimiz standımızdan memnun ayrılır. 2013 yılı Fiore D’oro için nasıl bir yıl oldu, 2014 yılı için projeleriniz nedir? 2013 yılı bizim için başarı yılı oldu diyebiliriz. Çok yoğun çalıştık ve karşılığını da yeni yılda yeni mağazamıza geçtiğimizde bütün yorgunluğumuzu mutlulukla sonuçlandırarak almış olduk. Dileğimiz 2014’ün firmamız için daha verimli ve hayırlı bir yıl olması. Dünya çapında tasarımlarını ve tarzını beğendiğiniz bir marka var mı? Uluslararası arenada başarıya ulaşmak adına dikkat edilmesi gereken en önemli konular nedir? Benim dünya çapında tarzını ve tasarımlarını beğendiğim birçok firma var. Ama şu anda örnek vermem çok doğru olmaz. Çünkü her markanın kendi tarzı ve kendi başarı hikayesi vardır. Asıl olan biz bu firma ve markalardan örnek alıp, kendi adımıza yararlı olacak neler yaptığımız ve kendi işimizde onları ne denli uygulayabildiğimizdir. Başarılı olmak adına benim için ilk sırada ve en önemli olan iki şey vardır; ne iş yaparsanız yapın o işi sevmek ve bunun için göstermiş olduğunuz fedakarlıktır.



Altın Dünyası • Haber

“Pırlanta, alyansı daha değerli kılıyor” Özadalı Kuyumculuk’un alyans kategorisinde başarıyla çalışmalarını sürdürdüğü Cici Gold markası, yarattığı kendine has çizgisi ile sektördeki öncülüğünü koruyor. Özadalı Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Kasım Özadalı, alyans kategorisine etki eden gündem ve günümüz alyans talepleri üzerine Altın Dünyası’na konuştu. Özadalı Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Kasım Özadalı

Alyansın sektördeki konumunu ve şuandaki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Altın sektörünün lokomotifi konumuna gelen alyans her geçen gün yükselişini sürdürmekte fakat, aynı zamanda her yıl açılan yeni üretici firmalarla birlikte rekabetten dolayı hak ettiği değeri biraz daha kaybetse de sektörün tecrübeli, teknik ve teknolojik alt yapısı güçlü firmaları tasarım, kalite ve hızlı servis farkıyla daha ön plana çıkacaktır. Son yıllarda nihai tüketicilerin talep gösterdiği alyans modelleri ayar gurubu ile ilgili neler söylemek istersiniz? Alyans, geçmişte 22 ayar klasik dediğimiz modellerle başlamış olduğu yolculuğuna, altın fiyatlarının ciddi yükselişiyle birlikte önce 18 ayar, daha sonraları ise 14 ayara kadar düşmüştü. Bugün 8 ayar olarak da üretimi yapılıyor. Fakat 8 ayar alyans kalite problemleri yönünden tüketici tarafından çok fazla tercih edilmiyor. 18 ve 22 ayar alyanslar da fiyattan dolayı talep görmüyor. Günümüzde 14 ayar alyans satışları daha çok talep görüyor. Alyans modellerinde ise teknik ve teknolojinin gelişmesiyle model çeşitliliği her geçen gün artmakta, fakat çeşitlilik ne kadar artsada nihai tüketici daha çok sade, şık ve kullanışlı ürünleri tercih etmekte. Son dönemlerde alyanslarda kullanılan taşlarda pırlantaların tercih edildiğini gözlemlemeye başladık. Alyansta pırlantanın kullanılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelişmiş toplumlarda bireyler gösterişe pek fazla önem vermezler. Daha çok sade, şık ve kullanışlı ürünleri tercih ederler. Bu yüzden günümüzde pırlantalı ürünler daha 154 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

çok tercih ediliyor. Pırlanta, alyansı daha değerli kılıyor. Bu nedenle de pırlantalı alyans trendi her geçen gün hızla yükseliyor. Bizde firma olarak bu trendi görüyor ve pırlantalı alyans modelleri çalışmalarımıza hız veriyoruz. Son iki yıldır sektörün dev firmaları da dâhil olmak üzere, perakendecilerin çoğunun alyansa altın bağlamaktansa demo uygulamasını tercih ettiğini gözlemliyoruz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Alyans sürekli yenilenen ve ciddi stok maliyeti olan bir ürün olduğu için, son 2 yıldır altın fiyatlarının da artmasıyla birlikte sektöründeki bir çok üretici ve parakendeci firmalar, stok maliyetlerini düşürmek amacıyla demo üretimi ve kullanımına geçtiler. Demo üretiminde gelişen teknoloji ile birlikte altına çok yakın bir görünüm yakalansa da, vitrinlerde zamanla gösterişini kaybetmesi sebebiyle altının o parlaklığı, şıklığını, zarafetini veremez. Bu sebeple de demo ürünler stok maliyeti açısından tercih edilse de, altından yapılan ürünler her zaman daha revaçta olacaktır. BDDK’nın aldığı kararla kuyumcu mağazalarında yapılan alışverişlerde kredi kartına taksit uygulaması kaldırıldı. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? BBDK’nın almış olduğu karar sonucu kuyumculuk sektöründe kredi kartına taksidin kaldırılması bu sektörde çalışan firmaları ciddi derecede etkilemiştir. Bu uygulama sektörde %30 ila %50 arası satış kaybına sebep olmuştur. Bu kararın alınmasındaki unsur belki de kredi kartı kullanımının suiistimali olsa da kurunun yanında yaş da yanmış olup, doğru ve dürüst çalışan kuyumcular da cezalandırılmış oldu. Halbuki bu işi tefecilik olarak yapan bu işin tüccarları bunu farklı şekilde yapacak bir yol bulurlar. Bu kararın sonucunda dürüst kuyumcu esnafına yazık edilmiştir. Kuyumcu oda ve birlikleri bu konunun çözüme ulaşması için acil girişimde bulunarak çözüm üretmelidirler.



Altın Dünyası • Haber

Kuyumcukent’e Özel Ziyaretler Devam Ediyor…

Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu Kuyumcukentlileri ziyaret etti!

Kuyumcukent Yönetimi tarafından 21 Şubat’ta Wedding World Kuyumcukent AVM balo salonunda Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nun da katıldığı bir kahvaltı düzenlendi. Kuyumcukent sakinlerinin de davetli olduğu kahvaltı organizasyonunda Kuyumcukent’in yakaladığı gelişme ve yaşanan kronik sıkıntılara da değinildi. 156 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


uyumcukent tapu teslim töreni, toplu nikah törenleri ve çeşitli açılışlar için belli aralıklarla Kuyumcukent’i ziyaret etmiş olan Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu Kuyumcukent sakinleriyle kahvaltı organizasyonunda bir araya geldi. Organizasyonda Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç, Kuyumcukent İşletme A.Ş.(KİAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş, Başkan Vekili Abdullah Deniz ile aynı masayı paylaşan Develioğlu, yeniden Kuyumcukent’te olmanın ve kısa sürede meydana gelen olumlu değişikliklere bizzat şahit olmanın kendisini mutlu ettiğinden bahsetti. Kuyumcukentliler haricinde Bahçelievler Belediyesi Başkan Yardımcıları Hikmet Tekiroğlu, Yakup Dalkılıç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Vekili Hüseyin Eren ve Ruhsat Müdürü Rahmi Hücümenoğlu’nun da katıldığı kahvaltının ardından KİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş kürsüye davet edildi. Sudaş, böyle bir organizasyonun düzenlenmiş olmasından dolayı yaşadığı memnuniyeti dile getirerek, Bahçelievler Belediye yetkililerinin katılımları için teşekkürlerini iletti ve hoş geldin

konuşmasını sonlandırarak yerini Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç’a bıraktı. Yapılan katılımlar için teşekkürlerin ardından Kuyumcukent’in günlük 20.000 kişinin girdiği dev bir ticaret merkezi olduğuna değinerek yapılması gereken tadilat projesi ve metro projelerine değindi. Halaç’ın ardından kürsüye davet edilen Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, Bahçelievler bölgesinde bulunan Kuyumcukent’in ülkemiz için olan değerine değindi. Kuyumcukent için büyük bir ihtiyaç haline gelen metro projesinin sözünü vererek önümüzdeki dönemlerde gerçekleştirmek istedikleri bir proje olduğundan bahsederek belediye olarak yaptıkları diğer çalışmaları katılımcılarla paylaştı. Develioğlu, konuşmasının ardından Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç’a teşekkür plaketini takdim etti. Halaç, plaketler için teşekkürlerini bildirerek Develioğlu’na teşekkür çiçeğini sundu. Gerçekleşen organizasyondan oldukça memnun ayrılan katılımcılar, bu tip etkinlik ve organizasyonların yapılmasından dolayı teşekkür ederek belirli aralıklarla tekrarlanmasını talep ettiklerini bildirdiler.

SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 157


Altın Dünyası • haber İstanbul Kuyumcular Odası Yönetim Kurulu Üyesi Aziz Akbulut

İKO SEKTÖRÜN ÇÖZÜM MERKEZİ OLACAK Seçimin hemen ertesi günü, mazbatasını dahi almadan sektör sorunları için çalışmaya başalayan yeni yönetim, bu kısa dönem zarfında ortaya koyduğu yapıcı çalışmalarla sektörün hizmet merkezi olacağını gösterdi. İKO yönetiminin çalışmaları ve hedefleri ile ilgili yönetim kurulu üyesi Aziz Akbulut’un görüşlerini aldık. Hizmet vermek için geldik Sektörün sorunlarına hakim, üyelerin ihtiyaçlarını bilen ve bu konuda yapılması gerekenlerle ilgili projeleri olan bir ekip oldukları için seçimlerde sektörün teveccüh göstermesi ile yönetime seçildiklerini belirten Aziz Akbulut hizmet vermek için İstanbul Kuyumcular Odası Yönetimi’ne talip olduklarını belirtti. Yönetime gelmelerinden bu yana oldukça kısa bir zaman geçmesine karşın oldukça yoğun bir mesai vererek hizmet vermeye başladıklarını belirten Aziz Akbulut şunları söyledi; ‘’İstanbul Kuyumcular Odası Seçimlerinin yapıldığı günlerde sektör kötü bir haber ile karşı karşıya kaldı. BDDK’nın aldığı karar ile kuyumcu mağazalarında kredi kartına taksit yasağı geldi. Sektör için son derece olumsuz bir tablonun ortaya çıkmasna sebep olan bu haber sonrasında, henüz mazbatamızı dahi almadan konu ile ilgili olağanüstü toplandık. Sektörün çözüm bekleyen sorunlarına karşı başta başkanımız Noray İşler olmak üzere son derece hassasız. Sektörün sorunlarınıçözmeye, hizmet vermeye geldik. Sektörümüzün bize duyduğu güvene layık olmaya çalışacağız.’’ Tüm kurumlarla dayanışma içerisindeyiz Sektörün karşı karşıya kaldığı sorunların, tüm sektör kurumlarının bir araya gelmesi ile çok daha sağlıklı ve süratle çözüleceğine inandıklarını belirten Aziz Akbulut, bu bilinçle hareket ettiklerini ve yönetimi devralmalatıyla birlikte, önceki dönemde belirli sebeplerden dolayı olması gerekenden daha mesafeli ilişkilerin kurulduğu diğer sektörel kurumlar ile sıkı bir iş birliği içerisine giridklerinin altını çizdi ve sözlerine şöyle devam etti; ‘’Sektörün önemli kurumlarından birisi olan KUYAŞ’ın son yönetim kurulu toplantısı İstanbul Kuyumcular Odası Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. Daha öncesinde de İKO ve KUYUAŞ Yönetimleri kahvaltıda bir araya gelerek, birlikte hareket edilmesi durumunda sektöre daha sağlıklı hizmet verecekleri konusunda sözbirliği verdiler. Bunlar sektörümüz için öenmli örnekler. Bundan sonraki süreçte sektörün diğer kurumlarıyla kavga eden değil, işbirliği içinde hareket eden bir anlayışla hizmet vermeye devam edeceğiz.’’

ONSA RAFİNERİ, ÜRETİCİLERİN YANINDA Sektörün güçlü markası ONSA RAFİNERİ, özellikle üretim alanında faaliyet gösteren firmaların en önemli destekçisi olmaya devam ediyor. İş ortaklarına tüm süreçlerde rehberlik eden ONSA RAFİNERİ Satış Müdürü Kenan Görgü sorularımızı yanıtladı. Onsa Rafineri, alanında sektörün önde gelen firmalarından birisi. Faaliyet alanınızla ilgili bilgi alabilir miyiz? Onsa Rafineri yalnızca sektörün değil Türkiye ekonomisinin dev markası Altınbaş Holding çatısı altında faaliyet gösteren bir firma. Ana faaliyet konusu değerli metal rafinasyonu. Biz sektörde üretim alanında faaliyet gösteren firmaların ihtiyaç duyduğu değerli maden tedariği ve dönüşümü noktasında hizmet veriyoruz. Firma olarak uzun yıllara dayanan bir üretim geçmişine ve tecrübesine sahibiz. Dolayısıyla hizmet verdiğimiz ve iş ortağı olarak gördüğümüz müşterilerimizin ihtiyaçlarını son derece iyi analiz edip belirleyebilecek durumdayız. Bu yüzden ortaya koyduğumuz ürün ve hizmetler de müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılar düzeyde. Bu bizim sahp olduğumuz en önemli avantajlardan biri. Çünkü konulara ve sorunlara müşterilerimizin gözünden bakabiliyor ve onların açısından yaklaşarak çözümler üretebiliyoruz. Bu Sayın Nusret Altınbaş’ın bizlere aktardığı kurum kültürümüzün önemli bir parçası. Gerek faaliyet tanımınız ve gerekse sektör deneyiminiz gereği özellikle üretici firmalar ile birlikte çalışıyor ve onlara rehberlik yapıyorsunuz. Bu konu ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Söylediğim gibi, hizmet verdiğimiz firmaların tüm süreçleri ile ilgili bilgi sahibiyiz. Hangi aşamada neler yapılması gerektiği ile ilgili en az onlar kadar konuya hakimiz. Bu yüzden faaliyetlerimiz ve hizmetlerimizin bir bölümünün danışmanlık hizmeti olduğunu da söyleyebiliriz. Örneğin, bir müşterimiz dökümde ya da madenin renginde sıkıntı yaşıyorsa bu konuda kendilerine destek sağlayabiliyoruz. Ya da hurdaları ya da takozları ile ilgili problemlerde rehberlik yapıyoruz. 30 yılı aşkın sektör tecrübemizi müşterilerimiz ile paylaşıyoruz. 158 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Koleksiyon

Geçtiğimiz günlerde sektörde 10. yılını geride bırakan SESA Gold; İstanbul Jewelry Show’da özgün ve çarpıcı tasarımlarıyla kuyumculuk sanatının gelişimi için yaptığı yatırımları gözler önüne serecek. Bir önceki fuarda SESA Gold standına gelen konukların sıklıkla sorduğu “İtalya’dan mı ithal?” sorusu, bu yıl yerini “SESA yine tasarım gücünü konuşturmuş”a bırakacak.

A

ğırlıklı olarak yapmış olduğu fantezi yüzük grubuna son dönemde bambaşka bir boyut kazandıran SESA Gold; en özel ve yeni tasarımlarının ilk tanıtımını İstanbul Jewelry Show’a sakladı. Geçen yıl Danetella ve Estrella koleksiyonlarıyla büyük ilgi toplayan SESA Gold; bu ürün koleksiyonlarına yeni modelleri ekledi ve çok farklı yepyeni çalışmaları da vitrinlerine taşıdı. İleri teknolojiyi ve renklerin ahengini cömertçe takılarında kullanan SESA; yeni koleksiyonunda zarif bilekleri saracak zarif bilezikleri hazırladı. Hayatta simetriden daha çok olan asimetrik çizgileri yeni takılarına taşıyan marka; yüzük alanında gösterdiği engin başarılarının ardından bilezik ürün grubunda da özgün çalışmalar ortaya koyabileceğini ifşa etmiş oluyor. Swarovski’nin yüksek kalitesiyle bezenen yeni SESA bilezikleri ve yüzükleri; sonsuzluk sembolüyle bitmeyen aşkı, birbirine geçen şekilleriyle sevginin kenetlenmesini üstünde canlandırıyor. Aşkı en iyi, işini aşkla yapan anlatır…



Altın Dünyası • Haber

Mücevher İhracatçıları Taşları Geleceğe Taşıyacak

Başta işitme engelliler olmak üzere toplumdaki diğer tüm dezavantajlı bireylere istihdam sağlanması amacıyla yola çıkılan “Taşların Tılsımını Duymak” projesinde yeni bir adım daha atılıyor. Geçtiğimiz yıl Kasım ayında açılışı yapılan projenin sürdürülebilirliğini kanıtlamak ve gelişimini sağlamak için İŞKUR ile proje işbirliğine gidiliyor. Yeni işbirliği çerçevesinde İŞKUR, mücevher taşları inceleme laboratuarı kurulumunun yanı sıra eğitim alacak engelli vatandaşlara maddi destek de sağlayacak.

M

ücevher İhracatçıları Birliği’nin; İstanbul Kuyumcular Odası, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve İşitme Engelliler Federasyonu ile ortaklaşa hayata geçirdiği ve İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA) desteklediği “Taşların Tılsımını Duymak” projesi ile ilgili gelişmeler yapılan farkındalık toplantısında katılımcılarla paylaşıldı. Toplantıya Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, İşitme Engelliler Federasyonu Başkanı Muammer Ay, İŞKUR İl Müdürü Muammer Coşkun ve İstanbul Kuyumcular Odası Yönetim Kurulu Üyesi Aziz Akbulut ile sektör temsilcileri geniş katılım gösterdi. Taşların Tılsımını Duymak projesinin sürdürülebilirliğine katkı sağlamak amacıyla İŞKUR ile ortaklık için de ilk adım atıldı. İŞKUR’la yapılacak işbirliği sonrasında “Taşların Tılsımını Duymak” projesine ilave olarak eğitim alan işitme engellilerin taşları inceleyeceği bir laboratuar kurulacak, ayrıca kursa katılan işitme engellilere cep harçlığı verilecek. Taşların Tılsımını Duymak projesi kapsamında 15’er kişilik özel gruplar halinde 6 ay sürecek olan eğitimlerde Gemoloji bilimi, faset kesim, kabaşon kesim, tespih taşı yapma, taş delme, lazerle taş üzerine desen veya yazı yazabilme, taş montürleme gibi birçok alanda uygulamalı ve teorik dersler verilecek. Eğitim merkezinin kurulum çalışmaları hızla sürerken, kullanılacak makine ve ekipmanlar için anlaşma süreçleri de devam ediyor. Merkez için İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden yeni bir yer tahsis edildi. Engelli vatandaşların üreteceği taşların sergilenmesi için İstanbul Kuyumcular Odası’nda bir showroom da açılacak. Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, “Biz bu projeye işitme engellileri meslek edindirme hayaliyle başladık. Şu an ise başta işitme engelliler olmak üzere tüm dezavantajlı bireylerin istihdamına çözüm bulmak amacıyla çalışıyoruz. Dünyada 200’e yakın değerli taş bulunuyor ve bunların yaklaşık 100’e yakını Türkiye’den çıkıyor. Bu taşların kesimi için engelli vatandaşlarımıza eğitim vererek ustalar yetiştireceğiz, taş kesim atölyeleri kuracağız. İlerleyen zamanlarda Türkiye’de taş kesim köy-

162 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

leri bile kurabiliriz. Bunun için gerekli iş gücü ve hammadde potansiyeline sahibiz. İŞKUR ile yapılacak işbirliği de projemize olan desteği kanıtladı. Aldığımız desteklerden ötürü çok mutluyuz ve bu projeye mutlaka işlerlik kazandıracağız. Ayrıca bugün burada taş kesimi hocaları yetiştirmeyi amaçladığımız “Taşları Geleceğe Taşımak” projemizin de kabul edildiğini duyurmak istiyorum. Biz sektörün geleceği için çalışıyoruz ve tüm yeni projelerimizle örnek olacağız” dedi. Projenin ilerleyişi hakkında bilgilerde aktaran Güner, “Merkezimizde kullanacağımız 24 adet makineyi aldık. En kısa sürede merkezimize yerleştireceğiz ve taş kesimi için çalışmalarımıza başlayacağız. İstanbul Jewelry Show Ekim Fuarı’nda merkezimizde işlenen ürünleri sergileyerek tüm katılımcı ve ziyaretçilerle paylaşmak en büyük hedefimiz. Ayrıca daha önce de belirttiğim gibi ürünlerde özel bir amblem yer alacak ve herkes bu ürünlerin engelliler tarafından üretildiğini bilecek” diyerek sözlerine son verdi.



SELAMİ TÜTÜNCÜOĞLU

Kuyumcukent İşletme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür

MAKALE

Altın fiyatlarının seyri ve sektörün gelişimine etkisinin değerlendirilmesi Tüm bunlara rağmen Türk kuyumculuk firmaları başarılarını her geçen gün artırmaktadırlar. Bunun nedenlerini sıralayacak olursak; makine parkını yenilemeleri, pazarlama ağlarını güçlendirmeleri, ABD, Dubai ve diğer ekonomik merkezlerde ofislerin teşkili, Osmanlı-Türk kültürüne özgü tasarımların geliştirilmesi, müşterinin ayağına gidilerek ihracat kültürünün yayılması ve sektörün dünyadaki pazarın enginliğinin farkına varmasıdır.

A

ltın fiyatlarının tarihsel gelişimine bakacak olursak; 1900 yılında 1 ONS altın 20 USD, 1980 yılında 584 USD, 2008 yılında 1.000 USD, 2012 yılında 1.621 USD, 2014 yılında ise 1.255 USD’na yükseldiğini görüyoruz. Her ne kadar bu fiyatların ekonomideki temel kural olan arz-talep dengesi ile oluştuğu düşünülse de, altının “değer saklama aracı” olmasının, değerinin artmasına ana sebep olduğunu söyleyebiliriz. 1944 yılında yürürlüğe konan ve 1971 yılındaki Petrol Krizi sonrası kaldırılan Bretton Woods Anlaşması ile ülkelerin sabit kur (1 ons = 35 USD) ve belli bir miktar altını garanti olarak IMF kasalarında tutması da, altının piyasada değişim aracı olmasını ve fiyatının artmasını sağlamıştır. Esasen Euro’yu dünyanın belli bir kesiminde, USD’yi daha büyük bir coğrafyada, altını ise hemen her yerde satın alma aracı olarak kullanabilme durumu, altının hakiki durumunu yansıtmaktadır. Diğer taraftan son yıllardaki dalgalı fiyatların oluşması, geçtiğimiz yıl altın fiyatlarının hızlı bir şekilde gerileyip, tekrar yükselişe geçerek dalgalı bir seyir izlemesinin (% 28,5 değer kaybı olmuştur) arkasında yatan etkenleri ise şöyle sıralayabiliriz; Paraya olan güvensizlik, enflasyon ve faizlerin artışı, kriz ortamı ve savaşların varlığı ve fazla kağıt para basılmasıdır. Ayrıca dünya hegamonu ABD’nin ekonomisinin düzelmesi, faizleri artırması ve FED’in varlık alımlarını azaltmaya devam etmesi de fiyatların düşmesine sebep olmuştur. Geçen yıl Hindistan’ın altın ticaretinde kısıtlamaya gitmesi de fiyatların düşmesine diğer bir dış etkendir. 2013 yılındaki ülkemizdeki gelişmelere de şöyle bir bakacak olursak; yurtdışından gelen hurda altından alınan % 18 KDV’nin kalkması olumlu bir gelişmedir. Geçen yıl; altın kredisi kullanımı artmış ve 1.600.000 TL’ye ulaşmıştır. Merkez Bankası, munzam karşılıkları % 30 seviyesine çıkarmış ve altın rezervi 370 tona ulaşmıştır. Bankalar da altın rezervini artırarak, 220 tona ulaşmışlardır. Geçen yıl yastık altından 30 ton altın ekonomiye kazandırılmıştır. Bu politika sonucunda bankaların karlılığı artmış, piyasa düşük maliyetle kredi kullanım imkanı kazanmış, sonuçta reel sektör kazançlı çıkmıştır. Sektörde diğer bir olumlu gelişme; sigortalı taşımacılık artmış, dolayısıyla sektör mensuplarının riskleri azaltılarak, kayıpları minimize edilmiştir. Diğer taraftan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu 50.000 TL’den 100.000 TL’ye çıkarılmış, mevduatlardaki garanti artmıştır. Ancak yeni çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatının getirdiği yeni girdiler, sektördeki karlılık oranını azaltmıştır. BDDK’nın yeni düzenlemesiyle beraber kuyumculuk sektöründe taksit uygulamasının kaldırılması ve uygulamanın Şubat ayında başlaması, sektörde neredeyse % 30 oranında daralmaya sebep olmuştur. Mücevherat sektörünün uzun süredir beklediği ve Maliye Bakanının “kaldıracağız” sözü vermesine rağmen, pırlantada Özel Tüketim Vergisi’nin kaldırılması konusunda hala bir sonuç alınamaması, sektördeki kayıt dışılık, merdiven altı üretim sektörümüzü olumsuz etkileyen diğer faktörlerdir.

164 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Türk mücevherat sektöründen bir Tiffany&Co, Cartier gibi uluslararası lüks mücevher ve global bir marka oluşturmak adına neler yapılması gerektiği konusunda da biraz çaba sarf edilmesi gerektiğini değerlendiriyorum. Bunun için; öncelikle İşletme Yönetimi Modeli ile markaların yaratılması, ülkemizin turizm potansiyelinin iyi değerlendirilmesi, yenilikçi/özgün tasarımlar ile tüketicilerin tercih ölçümlerinin yapılması, ÖTV’nin kaldırılarak Taş Borsasının fiilen hayata geçirilmesi, kayıt dışılığın önlenerek marka firmaların gelişmesinin önünün açılması, nitelikli insan kaynağı yaratılması, makine ve ekipmanlarda dışa bağımlılığın önlenmesi, kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin etkinliğinin artırılması, çeşit bolluğu yaratılması ve üretim maliyetlerinin aşağıya çekilmesi gerekmektedir. Sektörün gelişmesi için diğer yandan; yastık altındaki altının çıkarılması konusunun sistemsel hale getirilmesi, Merkez Bankası’nda TL için tutulması gereken zorunlu karşılıkların içindeki altın oranının artırılması, daha ucuz maliyetli olan altının finansal piyasalarda teminat olarak kullanımının sağlanması, altın EFT/ transfer sisteminin kurulması, sektörü kayıt dışılığa iten 8.000 TL olan tevsik zorunluluk tutarının kıymetli madenlerden kaldırılması, yurtdışından dore ve hurda altın getiren ithalatçıya hesap açma zorunluluğunun kaldırılması ile Platin ile Paladyumdaki % 18 KDV’nin ve ithalatta yaşanan bürokratik engellerin kaldırılması, sektöre verilen teşviklerin arttırarak Türkiye’nin bölgesel altın merkezi haline getirilmesi, sektörün sermayesi olan altındaki fiyat artışı vergisinin (enflasyon düzeltmesi) kaldırılması, ihtiyaç olan Kuyumculuk Kanununun çıkarılması gerekmektedir. 2014 yılında sektörün hedeflerinin ise; ülkemizdeki üretimin dünyaya tanıtılması, ihracatın % 10-12 seviyesine çıkarılması (15-20 milyar USD), çalışan kalitesinin artırılması, üretim ve istihdamı artırılmasıdır. Son olarak 2004 yılında faaliyete geçen Kuyumcukent’e gerek yerli, gerek yabancı müşterilerin ilgisini nasıl artırabiliriz, Kapalıçarşı gibi yıldızını parlatma adına neler yapılmalıdır meselesi üzerinde yoğun biçimde çalıştığımızı söyleyebilirim. Geçen yıl içerisinde Kuyumcukent’te doluluk oranları artmış, 200’ün üzerinde yeni iş yeri açılarak ekonomi canlanmış, Kuyumcukent sektörün ilgi ve cazibe merkezi olma yolunda ilerlemektedir. Yıl içinde İstanbul Ticaret Üniversitesi Mücevherat Mühendisliği Fakültesi Araştırma Laboratuarı ve Merkez Bankası Grup Merkezi Kuyumcukent’te açılmıştır. Çeşitli Üniversiteler AR-GE çalışmalarını, sektörel kuruluşlar eğitim, seminer, sohbet ve toplantılarını Kuyumcukent’te yapmaya başlamışlardır. Olumlu gelişmelerin bu yıl içinde de devam edeceğini ve Kuyumcukent’in hak ettiği yere kısa süre içinde ulaşacağını kıymetlendiriyorum.



Altın Dünyası • Haber

GÜMÜŞTE YENİ ANLAYIŞ Altınbaş Holding çatısı altında faaliyet gösteren Ellda, gümüş kategorisine yeni bir anlayış kazandırmak amacıyla yola çıkıyor. Ellda’nın gümüş kategorisindeki çalışmaları ve hedefleri ile ilgili Genel Müdür Candemir Biçimseven’in görüşlerini aldık.

Ö

zellikle son yıllarda altın fiyatlarında yaşanan artış ve tüketici paradigmasında yaşanan değişim ile birlikte gümüş ürün kategorisinde de değişiklikler yaşandı. Yaşanan bu değişimin gümüş kategorisine yönelik önemli fırsatlar ortaya çıkardığını belirten Ellda Genel Müdürü Candemir Biçimseven, Altınbaş Holding çatısı altında faaliyet gösteren Ellda markası ile bu kategoriye yönelik önemli hedefleri olduğunun ifade etti. Sadece altın fiyatlarındaki yükselişin değil daha pek çok faktörün, özellikle mücevher sınıfında değerlendirilebilecek gümüş ürünlerin talebinin tüm dünyada artış eğiliminde olmasında etkili olduğunu söyledi ve konu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; “Özellikle son yıllarda gümüş ürünlere talep düzenli bir artış gösteriyor. Bu yalnızca Türkiye’de değil tüm dünyada böyle. Altın fiyatlarında yaşanan artışın bunda etkili olduğu doğrudur. Ancak, ikame ürün olan altının fiyatlarının artmasının yanında daha pek çok faktör gümüşe olan talebin artmasında etkili oluyor. Günümüzde kadınların takı tercihlerinde kullanılan madenin cinsi yavaş yavaş daha az önemli olmaya başladı. Kadınlar, takıyı kıyafetlerini ve zarafetlerini tamamlayan bir unsur olarak değerlendiriyorlar. Artık bir kadın için taktığı takının o gün giydiği kıyafete uygunluğu çok

166 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

önemli. Kadınların sahip oldukları kıyafetlere uygun takılara sahip olabilmeleri de oldukça ciddi bir bütçe gerektiriyor. Bu durumda tasarımın ön plana çıktığı, mücevher işçiliği ve özeni ile üretilmiş gümüş ürünler kadınların ihtiyacını karşılıyor. Aslına bakarsanız bu sadece bütçe ile de ilgili bir şey değil. Önemli olan tasarım ve mücevher kalitesi. Eğitim seviyesindeki yükseliş, kentli nüfusun artması, kadınların işgücüne katılımının yükselmesi, kadınların nispeten ekonomik özgürlüğünü kazanması gibi sebeplerle mücevher kategorisinde sayılabilecek gümüş ürünlere talep artıyor.” 20 yılı aşkın bir süreçte, gerek yurtiçi ve gerekse uluslararası pazarlara yönelik son derece önemli bir tecrübeye sahip olduklarının altını çizen Candemir Biçimseven, deneyimlerini Ellda’yı hedeflenen noktaya taşımak için kulanacaklarını ve bunu başarabilmek için Altınbaş Holding çatısı altında yer almanın son derece önemli olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye’de gümüş kategorisine yeni bir anlayış getirmenin ötesinde uluslararası pazarlarda da önemli çalışmalar yapmak için yola çıktık. Dünyanın dört bir yanındaki fuarlara sürekli katılım gösteriyor ve dünyanın pek çok bölgesi ile ticaret gerçekleştiriyoruz. Uluslararası standartlardaki kalite ve hizmet anlayışıyla gerçekleştireceğimiz çalışmalarımızda, yurtiçi ve yurtdışındaki iş birliklerimiz ile büyümeyi hedefliyoruz.”



Altın Dünyası • Haber

İstanbul Kuyumcular Odası’nın yeni yönetimi göreve gelir gelmez sektörel sorunların çözümü için çalışmaya başlarken, diğer taraftan da üyelerinin uluslararası iş birliği imkanlarını geliştirmek üzere düğmeye bastı. İKO heyetinin ilk ziyareti İran’a gerçekleştirildi. İKO Yönetim Kurulu Üyesi Aziz Akbulut İran Radyo TV Konferans Salonu’nda yaptığı konuşmada Türkiye ve İran kuyumculuk sektörleri arasındaki potansiyel iş birliği imkanları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

S

on dönemde İran ile Türkiye arasında kuyum ticareti anlamında artan iş ilişkileri, iki ülkenin kurumlarının ortak faaliyetleriyle daha da pekişiyor. İKO mevcut ticari ilişkilerin daha da artması için Tahran’a resmi ziyarette bulundu. İran & Türkiye Ticaret Geliştirme Başkanı Dr. Jelal Ebrahimi bu önemli buluşmanın detaylarını oluşturdu. İlk olarak İran İhracatçılar Birliği Değerli Madenler ve Metal Birliği’nin merkezinde gerçekleşen toplantıda, iki ülke arasında ticaret hacminin geliştirilmesinin önemine vurgu yapıldı. İlk olarak İran İhracatçılar Birliği’nde karşılaşan iki heyet, birbirlerini yakından tanıma fırsatı buldular. İran ile Türkiye’nin ortak kuyum fuarı düzenlemesinin ilk olarak ele alındığı toplantıda, İranlı yetkililer bu fuarın iki ülkenin kuyum sektörlerinin kaynaşması ve birbirini yakından tanıması için çok önemli fırsatlar doğuracağını ifade ettiler. Türk yetkililer; Türkiye’nin kuyum ticaretinde dünya çapında çok önemli bir yere sahip olduğunu ve İran’ın hemen yanı başında çok önemli güç ile işbirliği yapmasının faydalarını sıraladılar. Günün ikinci toplantısı, İran Radyo TV Konferans Merkezi’nde 550 İranlı kuyumcunun katılımıyla yapıldı. İKO Yönetim Kurulu Üyesi Aziz Akbulut; İran’ın resmi yayın organı olan “İran Radyo TV” konferans salonunda yaptığı konuşmada iki ülkenin ticari işbirliği yapmasında çok geç kaldığını, bundan sonra hızlı adımlar atarak bu açığın kapanması gerektiğine vurgu yaptı. Akbulut;

168 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Türkiye’nin kuyum ve mücevher alanında binlerce yıllık bir tecrübeye sahip olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “İran’ın kuyum ve mücevher alanında büyük potansiyele sahip olduğunu görüyoruz. Beraber gerçekleştireceğimiz işbirliklerimizle çok faydalı sonuçlar ortaya koyabiliriz. Bildiğiniz üzere Türkiye, dünyada kuyum sektörü açısından ilk üç arasında yer alıyor. Bunun en önemli sebebi devletin sektöre verdiği önem ve destektir. Mesleki okullarımız hatta üniversitemiz dahi bulunuyor. Türk kuyumculuğu bu konumuna kolay gelmedi. Geçtiğimiz yıl 2.2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektörümüz ne yazık ki komşumuz İran ile hiçbir çalışmaya imza atamamıştır. Bu bizim için çok üzücü bir durumdur. Irak ile yapılan ihracat 40 milyon dolar iken nasıl olur da İran sıfır olur. İKO olarak önemli yatırımlar yapıyoruz. İki ülke işbirliği içinde olursa, kuyum sektörümüzdeki tecrübemizi paylaşmaya hazırız. İki ülkenin bakanlıklarının ve bürokratlarının resmi ticaretin daha kolay yapılması için gerekli ortamı hazırlamalıdırlar. İran’da değerli altın madenleri ve Türkiye’de de bunu iş-

leyecek değerli ustalarımız var. İki ülkenin el ele vermesi çok mutlu sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Bu organizasyonun olmasında büyük emeği olan Dr. Jelal Ebrahimi’ye teşekkürlerimi sunuyorum.” Toplantının ardından İranlı yetkililer İKO Yönetim Kurulu Üyesi Aziz Akbulut’a günün anlam ve önemine istinaden bir plaket takdim ettiler. Toplantıya katılan birçok kuyumcunun yakın ilgisi ve sorularıyla karşılaşan İKO heyeti, Tahran’da kuyumcu esnafını ziyaret ettiler. En kısa sürede tekrar bir araya gelme kararı alınan toplantı, iki ülkenin kuyum sektörlerinin bir araya gelmesi adına attığı çok önemli bir adım olarak tarihe geçti.



Dünyada birçok marka Instagram’ı bir pazarlama platformu olarak kullanıyor. Instagram’a özel kampanyalar yapan ve diğer sosyal ağlarda yürüttükleri kampanyalarda da Instagram desteğini kullanan markalar böylelikle etkileşim sayılarını artırırken ürün ve hizmetlerini daha farklı bir kitleye ulaştırma şansı yakalıyor… • Markaların % 92’si görsel paylaşım uygulamasında yerini almış. • Markaların % 72’si Instagram’da fotoğraf paylaşımının haricinde video paylaşımında da bulunuyor. • Markalar haftada ortalama 6 fotoğraf yüklerken, ayda 1 video yüklüyor. • Fotoğraf paylaşımlarında etkileşim, video paylaşımlarına göre 1.5 kat daha fazla. • Markaların % 14’ü kullanıcının oluşturduğu içeriği kendi web sitelerinde paylaşıyor. Pew’in son araştırmasına göre Instagram kullanıcıları büyük çoğunlukla 18-29 yaş arası gençlerden oluşuyor ve bu kişiler genelde zengin. Hal böyle olunca pahalı mücevherlerin bu platformda paylaşılması ilginç olmuyor. Takipçiler paylaştıkları ürün görselleriyle kendi takipçilerine ulaşarak markalara katkı sağlıyorlar.

osyal medya kullanımı günümüzde gittikçe artıyor ve markalar tarafından da bu alan her geçen gün daha aktif olarak kullanılıyor. Facebook ve Twitter’ın ardından hayatımıza katılan Instagram, özellikle görsel alanda güçlü olan markaların en önemli pazarlama platformalarından biri haline geldi. Markayla alakalı hashtagler sayesinde müşteriler de pazarlama sistemine dâhil ediliyor. Takipçilerin, markanın kulaktan kulağa pazarlamasını yapması sağlanıyor. Haziran ayında 15 saniyelik video paylaşma özelliğinin de eklenmesiyle markalar için kampanya yaratma, teaser yayınlama konusunda daha yaratıcı ve etkin bir platform haline gelen popüler uygulama şimdi de reklam yayınlamaya başlayarak markalar için cazip bir platform olduğunu kanıtladı. Şöyle ki; Instagram’ın kendi değeri dışında pazarlama platformu açısından L2’nin 250 marka üzerinden yaptığı rapora göz attığımızda;

170 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Tiffany’s 1 Milyonu aşan takipçi sayısı ile dünyada en çok takip edilen mücevher firması Global markalar için durum böyleyken Türkiye’de de Instagram bir dijital pazarlama platformu olarak henüz yavaş yavaş oturuyor. Dünyaca ünlü mücevher markası Tiffany’s, sosyal medyadaki etkili uygulamalarıyla adından en çok söz ettiren mücevher markası. Tiffany’s Ocak ayında Instagram ile gerçek aşkı konu alan bir kampanya gerçekleştirdi. Paris ve New York’taki aşk hikâyelerini fotoğraflamaları için Scott Schuman ve Garance Dore adlı iki moda blog yazarı ile anlaşan şirket, aynı zamanda özel bir uygulama ile birlikte bir Instagram filtresi tasarlayarak kullanıcılarının indirebilmesini sağladı. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Oscar Ödül Töreninde


düzenlenen kırmızı halı seremonisinde dikkat çeken milyon dolarlık mücevherleri yine bu markaların instagram hesabında görebilmek mümkündü. Yine Tiffany’s, mücevherlerini kullanan sanatçıların fotoğraflarını instagram hesabında yayınladı. Türkiye’de ise Zen Pırlanta 11 Bin takipçisi ile Instagram’daki takipçi sayısı en yüksek olan mücevher firmalarından biri. Markalar için gün geçtikçe güçlenen Instagram’da Türk mücevher markalarının da etkinliği artıyor. Takipçi artırmaya yönelik düzenlenen yarışmalar, backstage çekimler,

hayatın içinden notlar ve modayı takip eden kombinler ile mücevher markalarımızın sosyal medyadaki etkinliği ve ilgisi artıyor. Altınbaş, Sevgililer gününde oluşturduğu anlat aşkını hashtagi ile aşkını en yaratıcı şekilde tarif eden, bu hashtag ile fotoğrafını paylaşan 3 kişiye hediye bileklik hediye etti. Zen Pırlanta’nın @zenpirlanta kullanıcı isimiyle kullandığı Instagram hesabında ise şık ürün görsellerine iliştirilmiş özel günlerde düzenlenen kampanya duyuruları, elbiselerle kombinlenmiş ürünler ve organizasyon fotoğrafları yer alıyor. Dünyaca ünlü mücevher markalarının uyguladığı takipçi artırma yöntemlerini Türkiye’de de Zen kullanıyor. Zen de tıpkı Tiffany gibi, Çok takipçili moda bloggerlarıyla yaptığı iş birliği ile takipçi sayısını artıran firmalar arasında. Blogger tarafından, markayı takip eden ve markaya ait hashtag ile yayınlanan fotoğrafa yorum yapan kişiler arasından yapılacak çekilişle armağan edilen hediye çağrısı kişileri markanın hesabını takip etmeye çekiyor. Instagram sayesinde birçok farklı markalardan olduğu kadar, tasarımcılardan ve yenilikten haberdar olmak mümkün... Tasarımcıların hesapları markalara göre daha kişisel ve mücevherin yaratım sürecine ilişkin detaylar içeriyor.

Instagram’da görülen ürünler artık satın alınabilecek Bir e-ticaret girişimi olan Keep, “As seen on Instagram” özelliği ile Instagram’da gördüğünüz ürünlere ulaşmanıza aracılık ediyor. Online alışverişin toplam alışveriş içerisindeki oranı gittikçe büyürken karşımıza her geçen gün bu ve bunun gibi girişimler çıkıyor. Keep CEO’su Scott Kurnit, VentureBeat’e verdiği röportajda bu girişimi “Bizim işimiz Instagram’da görülen son moda ve cool ürünlere ulaşıp, kullanıcıların bunu sosyal ağın dışında görüp satın almalarını sağlamak.” sözleriyle açıklıyor. Girişimin amacı ise online olarak gerçekleştirilen bu keşif ve paylaşım trafiğini satın alma faaliyetine dönüştürmek. Sitede şu anda Jessica Alba’nın paylaştığı mücevherlerden Olivia Palermo’nun paylaştığı güneş gözlüklerine kadar birçok ünlü kişi ve hesap tarafından paylaşılan fotoğrafların bulunduğu 300 binin üzerinde üründen oluşan bir katalog bulunuyor. Katalogda bulunan ürünleri “Favourite” ile favorilerinize ekleyebiliyor, ” ile takibe alabiliyor ve satışa çıktıklarında mesajla bilgilendirilebiliyorsunuz.

SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 171


Altın Dünyası • Haber

Orotalia, rengârenk Venedik evleri, Venedik kostümlü mankenleri ve İtalyan tasarımlarıyla Venedik sokağını yeniden Istanbul Jewelry Show’da kuruyor. Firma Sahibi Sadık Koşucuoğlu değişen tüketici alışkanlıkları paralelinde artan İtalyan ürün grubu talebini, yeni koleksiyonlarını ve fuarın taşıdığı fırsatları Altın Dünyası için değerlendirdi. Başarı grafiğinizi sürekli üst düzeyde tutmak, kalitenizden ödün vermemek adına koleksiyonlarınızda ne sıklıkla yeniliyorsunuz? Orotalia için çalışan butik atölyelerde her yıl 4-5 ana koleksiyon oluşturuyoruz. Ayrıca her birinin minimum 3-4 alt koleksiyonlarını portföyümüze katıyoruz. Bununla birlikte İtalyan markalarının yenilenen koleksiyonlarına da yer veriyoruz. Önümüzdeki günlerde ya da yakın zamanda mücevher severlerin beğenisine sunmuş olduğunuz bir koleksiyonunuz var mı? Önümüzdeki “İstanbul Jewelry Show” da Ocean, Elenore, Stella gibi gözde koleksiyonlarımızın yanı sıra alışılmışın dışında, çok farklı olduğuna inandığımız yeni koleksiyonlarımızı sunacağız.

İtalyan olarak tabir edilen yüksek katma değerli ürün grubunun önemli firmalarından biri olarak İtalyan grubunun sektördeki yeri ve gelişimi ile ilgili değerlendirmeniz nelerdir? Gelişen ve değişen dünya ile birlikte nihai tüketicinin tercihleri de değişti. Daha çağdaş dünya trendlerini takip eden bir hal aldı. Takı, insanın kendisini ifade ediş biçimi oldu. İtalyan ürünleri de bu beklentiyi tam anlamıyla karşılar durumda. Orotalia olarak İtalyan markalarını tüketiciyle buluşturarak bu ihtiyaca hizmet etmekteyiz. Orotalia olarak bu değişimin hep bir adım önünde olmalıyız. İtalya’nın önde gelen markalarını, butik atölyelerdeki tematik ürünleri nihai tüketici beğenisine sunmaktayız. Sizin portföyünüzdeki ürün grubu, başta büyük şehirler olmak üzere lüks alışveriş merkezlerindeki mağazaların vitrinlerinde her geçen gün daha fazla yer almaya başlıyor. Ürün grubunuzun talepleriyle ilgili neler söylemek istersiniz? Başta bize ait olan Orotalia mağazalarımız olmak üzere yurtiçi ve yurtdışı satış ekiplerimiz sayesinde bölgesinde güçlü, yenilikçi, fark yaratan iş ortaklarımızla nihai tüketiciyi İtalyan ürünleriyle buluşturuyoruz. Orotalia’nın önceliği nihai tüketicinin beklentisidir. İş ortaklarımız sayesinde İtalyan markalarını ve butik atölyelerin sıra dışı ürünlerini, farklılık arayan mücevher severlerle buluşturuyoruz. 172 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Yeni koleksiyonlarınızda nasıl bir tarz yansıyor? Hem günlük kullanıma uygun, her türlü kıyafet seçimi ile kullanılabilecek takılar hem de özel gün ve gecelerde kullanılabilecek farklı, özel hissettirecek takıları koleksiyonlarımızda bulmak mümkün. Orotalia her yıl, fuarlarda kullandığı farklı tasarım stantları ve koleksiyonlarıyla merak uyandıran bir firma. Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan İstanbul Jewelry Show için hazırlıklarınız neler? Fuar, firmanız için hangi fırsatları taşıyor? İtalyan sokağını CNR’a kuruyoruz. Venedikli güzeller sizleri karşılayacak. Zarif İtalyan ürünleri beğeninize sunacağız. Ayrıca yeni finans sistemimizi de burada iş ortaklarımızla paylaşacağız. Yeni bir iş fırsatı olan İstanbul Jewerly Show’da müşterilerimiz ile tanışmak ve Orotalia’nın müşterilerine sunduğu fırsatları paylaşmak için Hall 4 J 20/30’da bulunan standımıza bekleriz.



Altın Dünyası • Röportaj

Gümüşte mücevher kategorisinde sayılabilecek tasarımlara imza atan Jouel Silver, Çemberlitaş’ta faaliyete geçirdiği yeni showroomu'nda binlerce model yeni ürünü müşterilerinin beğenisine sunuyor Hangi ürün grubunda faaliyet gösteriyorsunuz? Tasarımın ön plana çıktığı gümüş ürün kategorisinde faaliyet gösteriyoruz. Gerek kullandığımız materyaller gerekse tasarım çeşitliliği sebebiyle mücevher kategorisinde değerlendirilebilecek tarzda koleksiyonlara imza atıyoruz. Tüketici talebinde meydana gelen değişiklik ile birlikte kentli eğitim ve gelir seviyesi yüksek tüketiciler takıyı bir yatırım aracından çok kıyafetlerine uygunluğu açısından değerlendiriyorlar. Biz de bu gerçekten hareketle altın ve pırlanta ürün gruplarında yer alan tasarımları gümüş üreterek hayata geçiriyoruz. Bu ürün grubunun talebinde son yıllarda hızlı bir artış gözleniyor. Bu artan talep paralelinde sürekli yeni koleksiyonlar üreterek müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz. Fuarda müşterilerinize sunacağınız yeni koleksiyonlarla ilgili bilgi alabilir miyiz? Ürünlerimizi iki ana başlıkta değerlendirmek mümkün. Bir kısım ürünlerimizde renkli ve özel kesimli değerli taşlar kullanılıyorken diğer grup ürünlerimizde ise genellikle altın ve pırlantalı mücevher de kullanılan tasarımlar ön plana çıkıyor. Son derece büyük önem vererek hazırlandığımız bu fuarda da her iki ürün grubuna yönelik olarak hazırladığımız koleksiyonları sergileyeceğiz. Bundan kısa bir süre önce Tavuk Pazarı’ındaki showroomu’nuzda hizmet vermeye başladınız. Çalışmalarınıza bir de showroomu eklemenizle ilgili neler söylersiniz? Kısa bir süre öncesine kadar yine Tavuk Pazarı’nda bulunan merkez ofisimizden müşterilerimize servis veriyorduk. Ancak gerek müşteri sayımızın gerekse ürün çeşidimizin artması ile birlikte sunum ve servis kalitemizin yükseltilmesi gerekliliği ortaya çıktı. Bu yüzden Çemberlitaş’taki showroomumuzu hayata geçirdik. Yurt içi ve yurtdışından showroomumuza gelen müşterilerimiz son derece zengin ürün çeşidimiz içerisinden hazır ürünleri alabildiği gibi aynı zamanda sipariş de geçebiliyorlar.

174 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Haber

Dünyanın en önemli tarihi merkezlerinden birinde, kuyumculuk sektörünün kalbine çok yakın bir konumda bulunan Aprilis Hotel, ziyaretçilerine İstanbul'un tarihi dokusunu, güvenilir hizmetin verdiği konforla keşfetme ayrıcalığı sunuyor. Aprilis Hotel, fuar dönemi için İstanbul’u ziyaret eden kuyumculara güvenilir ve temiz bir konaklama hizmeti sunuyor.

A

prilis Hotel, eski İstanbul diye tabir edilen, yaklaşık 1700 yıldır başkentlik yapmış olan Sultanahmet’in tam merkezinde, Çemberlitaş tramvay durağına sadece birkaç adım mesafede… Hem yürüyerek Kapalı Çarşı, Sultanahmet Camii, Ayasofya Müzesi, Yerebatan Sarnıcı gibi her yere ulaşabilmek, hem de toplu taşıma kullanmak isteyenler için mükemmel bir konumda. Uygun ve stabil fiyat dengesi, güler yüzlü ve memnuniyet odaklı hizmet anlayışı, güvenilir, temiz ve kullanışlı ferah odalarıyla birlikte, zengin sabah kahvaltısı ve SPA merkezi ile otelcilik sektöründe ilklerin öncüsü olmaya hazırlanan Aprilis Hotel, 2014’ün ikinci yarısında yine tarihi bölgede bulunan üçüncü halkasını turizm dünyasına kazandırmaya hazırlanıyor. Aprilis Hotel Genel Müdürü Osman Cimşit, Aprilis Hotel ve hizmetleri ile ilgili dergimize konuştu.

Aprilis Hotel, kuyumculuk sektörü ile doğrudan ilişkili bir firmanın turizm yatırımı olarak bu sektörün merkezinde kuruldu. Bu noktada kuyumculuk sektörüne yönelik hizmetleriniz, avantajlarınız veya öncelikleriniz mevcut mu? Kuyum sektöründeki misafirlerimiz için özellikle yılın belli bir hafta sonuna denk gelen fuar dönemi için güvenilir ve temiz bir konaklama hizmeti veriyoruz. Tabii ki bizim için yılın her ayı her misafirimize aynı hizmeti vermek önemlidir. Çok da yabancı olmadığımız bu sektördeki değerli misafirlerimiz için her zaman avantajlarımız ve önceliklerimiz olmakla birlikte, Aprilis Hotel yöneticisi olarak çalışma arkadaşlarıma her zaman misafirlerin ikinci İstanbul ziyaretinde tereddütsüz Aprilis’i tercih etmeleri gerektiği felsefesini aşılama gayretimi ifade etmek isterim. Konaklama, seyahatin önemli bir kısmını oluşturan müşteri memnuniyeti ile doğrudan ilişkili bir nokta. Özellikle turistik bir bölgede hizmet vermek ise sizin bu konuda daha sorumluluklarınızı artıran bir durum olmalı. Bu doğrultuda müşterilerinize sunduğunuz hizmetlerden bahsedebilir misiniz? Avrupalı bir misafirin Eski İstanbul ziyaretinin amacı, tarihi ve kültürel ziyarettir. Tarihi mekânları yakından görüp tanımak, havasını solumak belki de hissiyatını yaşamaktır. Bizim ülke bazında üzerimize düşen görev ise, bu tarihi değerlerimize sahip çıkmak, koruyup kollamak, bununla da kalmayıp belki sokağımızı ya da denizimizi kirleten birini hoşgörü ile uyarmak olmalı. Aksi takdirde her ne kadar kusursuz hizmet sunsanız da, bu gibi olumsuzluklar sizin mükemmeliyetinizi gölgeleyecektir. Sultanahmet’e kültürel amaçlı, Taksim’e eğlence amaçlı veya sahil bölgelerimize tatil amaçlı gelen bir turistin elbette önceliği, personelin gösterdiği ilgi ve alaka, fiyat/fayda dengesi, işletmenin olanakları ve konumu, temizlik ve rahatlık gibi faktörler olacaktır. Hatırı sayılır süredeki bilgi birikimlerimiz ve tecrübelerimiz, misafirlerimizin taleplerini tam olarak karşılamaya yönelik yaptığımız çalışmalar neticesinde, bölgelerimizi ziyarete gelen ve işletmelerimizi konaklama yapacakları adres olarak seçmeleri, her ne kadar sorumluluğunuzu artırsa da, riskinizi de aynı oranda düşürmektedir.

176 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102




Altın Dünyası • Haber

Kuyumcukent’e ilginin arttığı son 1 senedir önemli isimlerin ziyaretleri devam ediyor. Bahçelievler Belediyesi MHP başkan adayı Sayın Halim Küçük Ali ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Rasim Acar, Kuyumcukent Yönetim Kurulu’nu ziyaret etti.

B

ahçelievler Belediyesi MHP başkan adayı Sayın Halim Küçük Ali ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Rasim Acar, Kuyumcukent Yönetim Kurulu ‘nu makamlarında ziyaret etti. Kuyumcukent Yönetimi’nden Ortadoğu’nun en büyük entegre altın-mücevher üretim ve ticaret merkezi olan Kuyumcukent’in sorunlarını dinleyen Milliyetçi Hareket Partisi üyeleri, olumlu yöndeki gelişmelerin farkında olduklarını dile getirdiler. Yönetimin beklentilerini dinleyen MHP’li adaylar; Kuyumcukent İşletme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür Selami Tütüncüoğlu’nun Kuyumcukent tesisi ile ilgili verdiği detaylı bilgileri de dinlediler. Tütüncüoğlu’nun ardından söz alan KİAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mustafa Ertekin, yönetim değişikliğiyle Kuyumcukent’in kat etmiş olduğu yola değinerek ek bilgiler verdi. Tesis ile ilgili detayları dinleyerek sorular soran adaylar, Kuyumcukent ile daha sıcak temaslar kurmak istediklerini ve yöneticilerin onaylarının kendileri için değerli olduğunu ve bölgeyi hareketlendirecek projelere birlikte imza atmak istediklerini ifade ettiler. Adayların planlamakta oldukları projelerli içeren kitapçıkları inceleyen Kuyumcukent yönetimi, fikirlerini adaylarla paylaştı. Makam ziyaretinin ardından Kuyumcukent tesisini gezmek üzere MHP adayları ve Kuyumcukent Yönetim Kurulu Üyeleri’ne, MHP Bahçelievler İlçe Örgütü Kadın Kolları da katıldı. Geziye nişanlısıyla katılan Rasim Acar, AVM’deki esnafları tek tek gezerek Kuyumcukent’ten ayrıldı. Ziyaretlere devam eden Bahçeli180 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

evler Belediyesi MHP Başkan Adayı Halim Küçük Ali, Kuyumcukent’lilerin sorunlarını dinleyerek destek için çalışmalar yapacaklarını bildirerek Yönetim Kurulu üyelerine sunduğu teşekkürlerin ardından Kuyumcukent gezisini sonlandırarak ayrıldı.




Altın Dünyası • Röportaj

“Değerli Kargo Lojistik Hizmetleri” alanında hizmet sunan Loomis, alanında profesyonel kadrosu ve sistemli çalışma prensipleriyle dünyada örnek teşkil edilen firmalardan biri. Kuyumculuk sektöründe önemli bir açığı kapatan ve bu konuda sektöre oldukça avantaj sağlayan firma İstanbul Jewelry Show’da da değerli eşyaların korumasını üstleniyor. Kuyumculuk sektörüne değerli mücevher ve nakit taşımacılığı ile koruması konusunda önemli açıklamalarda bulunan Loomis Türkiye Ülke Başkanı Sarp Tarhanacı, fuar süresince dikkat edilmesi gereken konuları anlattı. Her geçen gün gelişen ve bilinirliği artan bir firma konumuna geldiniz. Firmanızın son yıllardaki yükselişini nasıl özetlersiniz? Loomis Güvenlik Hizmetleri 16 ülkede elde ettiği başarıyla birlikte aktif olduğu bu ülkelerde yüksek pazar payı elde etti. Bu durum Loomis Türkiye için bir itici güç olmuştur. Bununla birlikte hizmet kalitesinden ödün vermeden ve risk analizlerimizde en güncel yöntemleri kullanarak sektörde çok önemli bir yere ulaştık. Hızla artan müşteri portföyümüzle birlikte yeni yatırımlara da hız vererek, müşteri odaklı hizmet anlayışımızla sektörde farklı bir yerde olduk ve olmaya da devam edeceğimizi belirtmek isterim. Para taşıma endüstrisinde en büyük risk nedir? Avrupa’daki güvenlikli taşıma sektörünün % 80’ini temsil eden Avrupa Güvenlikli Taşıyıcılar Birliği’nin yaptığı güvenlik ve sigorta kapsamındaki konferansta ülkelerin Avrupa’da olan para taşıma endüstrisindeki kayıpları raporlayan bir sunum ve oluşturdukları bir lig var. Normalde liglerde sonlarda olmak üzücüdür ama burada Türkiye oluşturdukları kayıp liginde sonlardadır. Dışarıdan bakınca olumsuzluklar var gibi görülebilir ama Türkiye’de banka soygunları gibi şeyler terörün odak noktası değildir. Avrupa konusunda bir istatistik vermek gerekirse 80 milyon Euro’nun üstünde bir kayıp yaşanmıştır. Bu çok önemli bir kayıptır. Bu noktada müşteriler nasıl güvence altına alınıyor diye

bakarsak, bankalar bu konuda özel şirketlerle çalıştığı zaman bizler bu konuda uzmanlaşmış bir risk yönetimi yapısına sahibiz. Bundan dolayı da daha düşük kayıp içerisindeyiz. İkinci olarak da biz aldığımız bütün riskleri gelişmiş risk yönetimimiz sayesinde sigorta şirketine çok daha uygun ve tüm dünyada bu işi yapan firmaların hacmiyle birlikte sigorta sistemine devrediyoruz. Verdiğiniz hizmetin en önemli kalemlerinden biri de personel seçimi ve eğitimi. Personel seçimi konusunda hangi kriterlere öncelik veriyorsunuz? Loomis’de çalışacak personel adaylarında aradığımız kriterler; sadakat, güven ve dürüstlüktür. Bu kriterler risk yönetimi tarafından belirli süreçler doğrultusunda belirlenmektedir. Bu süreçler şöyledir; mülakatlar, referans araştırması, adayın daha önce çalıştığı yerlerin araştırılması ve yaşadığı çevre tespitinden oluşmaktadır. Yöneticilerimiz fiziki tespitleri yapmakta ve değerlendirmeye almaktadırlar. Son aşamada personel adayı için yapılan değerlendirme testleri raporlarda birleştirilerek yönetimin onayına sunulmakta ve üçlü imza ile onaylanırsa iş teklifi yapılmaktadır. Para, değerli eşya ya da altın taşınması esnasında güvenlik sisteminiz nasıl işliyor? Loomis gibi işi güvenlikli taşıma olan firmalar, profesyonel bir risk yönetimi sayesinde saldırı ihtimalini en aza indirebiliyorlar. Ayrıca değerli eşya veya nakdin müşteriden alındığı andan itibaren başlayan ve teslim edildiği ana kadar devam eden sigorta süreci ile taşıma firmasının üzerinde olan risk minimize ediliyor. Kıymetli eşya taşımacılığı yapan firmalar, riskleri doğru risk yönetimi ve aldığı güvenlik önlemleri çerçevesinde sigorta sistemine devrediyor. Bu nedenle bu firmaların en başarılı olduğu ve olmak zorunda olduğu nokta doğru risk yönetimleri oluyor. Kuyumculuk ve mücevher sektörü için verdiğiniz hizmetler nedir? Neden sizi tercih etmeliler? Loomis Türkiye, altın ve değerli mücevher taşımasında lider konumda olup uzmanlık alanı da altın ve mücevherat taşımacılığıdır. Altın rafinerileri, altın madenleri, altın imalathaneleri, kuyumcular, toptancılar, perakende-

182 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Loomis Türkiye Ülke Başkanı Sarp Tarhanacı


ciler neredeyse tüm büyük kuyum şirketleri için taşıma ve saklama hizmeti vermekteyiz. Rafineden çıkan külçe altının imalatçıya, imalattan çıkan takı ve mücevherin toptancıya, oradan da ihracat noktasına veya perakende mağazalara ulaştırılmasıyla ilgili tüm süreçte varız. Türkiye de gümrüklü altın antreposuna sahip tek firmayız. Dünyaca ünlü markaların Türkiye’de düzenlenen tüm fuarlarında sergilendiği yüksek değerli mücevherler için taşıma, gümrükleme ve saklama hizmeti verilmekte olup Loomis dışında bu alanda kasalama hizmeti veren başka bir firma bulunmamaktadır. Kuyumculuk ve mücevherat sektöründe değerli mücevher saklama ve transferi konusunda yeteri kadar bilinçli davranıldığını düşünüyor musunuz, bu konuda sektör temsilcilerine önerileriniz nedir? Kuyumculuk ve mücevherat sektöründe halen eski yöntemler ile taşıma yapan/yaptıran firmalar mevcut. Bu şekilde çalışan firmaların kayıp yaşama ihtimalleri yüksek. Kayıp yaşamaları durumunda hasarlarını telafi etmeleri maalesef mümkün değil. Sigortasız ve risk analizi yapılmamış yöntemlerle taşıma yapılması firmalar için son derece üzücü sonuçlar doğuruyor. Loomis, kuyumculuk ve mücevherat sektöründe transfer ve saklama hizmetlerinde lider bir kuruluştur. Türkiye genelinde aktif olduğumuz bölgelerde sektörün büyük bir bölümü de firmamızla çalışıyor. Loomis’in bu alanda tercih edilen bir firma olmasının en büyük nedeni de profesyonellik ve bu-

nun getirdiği güven. Hizmet verdiğimiz bütün müşterilerimiz bütün risklerini Loomis’e devretmenin verdiği güveni hissetmektedirler. Loomis müşterilerinin değerlerini %100 sigorta güvencesi altında güvene ve güvenliğe odaklanarak taşıyor ve kasalıyor. Şimdiye kadar karşılaştığınız en ilginç durum, olay nedir? Atatürk Havalimanı’nda 2009 yılında çıkan yangında kasada çok önemli miktarda nakdimiz yangına maruz kaldı. Yüklü miktarda döviz banknotları vardı. Yangın bittikten sonra iş makinaları ile birlikte yangının olduğu alana girmeye çalıştık. Parayı yanmamış fakat ıslanmış olarak bulduk. Kasa ısıyı geçirmemiş ama suyu geçirmişti. Haftalarca yurtdışındaki nakit merkezinde çamaşır ipinde paraları kurutmaya bıraktık.

Geçtiğimiz fuarda İstanbul Jewelry Show’un kasalama sponsoru olmuştunuz. Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan fuarda da yine aynı hizmeti verecek misiniz? Loomis Türkiye uzun bir süredir İstanbul Jewelry Show bünyesinde çeşitli sponsorluk anlaşmaları ile hizmet veriyor. Yurt çapında ve il bazında güvenli taşıma, organizasyon sırasında değerli eşyanın depolanması, fuar alanına ve katılımcıların stand alanlarına istenilen değerli eşyanın teslim edilmesi, organizasyon süresince teşhir saatleri dışında değerli eşyaların depolanması, fuarda sergilenen değerli eşyaların organizasyon bitiminde yurt çapında ve il bazında güvenli bir şekilde istenilen lokasyonlara tesliminin yapılması konularında %100 sigortalı hizmet vermektedir. Güvenli ve sigortalı hizmetlerimizin tamamı geçmiş yıllarda olduğu gibi 2014 yılı organizasyonlarının hepsinde devam edecektir.

Türkiye’de düzenlenen tüm fuarlarında sergilendiği yüksek değerli mücevherler için taşıma, gümrükleme ve saklama hizmeti verilmekte olup Loomis dışında bu alanda kasalama hizmeti veren başka bir firma bulunmamaktadır.

SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 183


Altın Dünyası • Koleksiyon

Trabzon hasırının öncü markalarından Karaltın; tamamen tescilini aldığı birbirinden güzel, yeni 40 modelini ilk kez İstanbul Jewelry Show’da kuyumcuların beğenisine sunacak.

T

rabzon hasır takısının önde gelen üreticilerinden Karaltın; yaklaşık 7 aydır hazırlandığı İstanbul Jewelry Show’da en yeni modellerini görücüye çıkaracak. Büyük bir özenle yeni tasarımlarını oluşturan ve kopyalanmaya karşı ürünün piyasaya sunulmasından önce mutlaka tasarım tescilini alan Karaltın; fuarda dikkatleri üzerine toplamayı hedefliyor. Piyasanın genel beklentilerine karşılık verecek, yüksek altın fiyatları nedeniyle bir parça daha hafiflemiş olan yeni fantezi Trabzon Hasır takılarının ilgi göreceğini düşündüklerini

ifade eden Karaltın Firma Sahibi Cevat Kara; “Rodajlı, eskitilmiş elmas kesimli taşlara sahip olan otantik tarzdaki yeni hasırlarımızda son aşamaya geldik. Hiçbir zaman modası geçmeyen, 10 yıl önceki bir hasır modelinin dahi rahatlıkla günümüzde satılabildiği bu elişi göz nuru takılarımız yurtiçinde olduğu kadar artık yurtdışından da ilgiyle takip ediliyor” dedi. İstanbul Jewelry Show’un sektörün adeta bir sezon açılışı olduğunu, bu önemli buluşma platformunda hem yerli hem yabancı alıcıların son dönemde yoğun katılım gösterdiklerini kaydeden Cevat Kara; özellikle iç pazarda birçok kuyumcunun alımlarını fuara kadar minimum seviyeye indirdiklerini, fuar ile birlikte piyasada ciddi bir canlanma olmasını beklediğini dile getirdi. Yurtdışı müşteri seçiminde; istikrarlı ve sürekliliği olan firmalarla çalışmayı tercih ettiklerini kaydeden Kara; sözlerini şöyle sürdürdü: “Trabzon hasırı çok yoğun emek isteyen bir ürün grubu. En erken 10 günde vitrinlere çıkabiliyor. Bu bağlamda, bizimle çalışacak firmaların yılın 12 ayında istikrarlı bir talep ortaya koymasını tercih ediyoruz. Üretim programımızı birkaç ay önceden tamamlıyoruz. Yabancı müşterilerimizin de yerli müşterilerimiz gibi programlı ve düzenli bir alım yapmaları konusuna önem veriyoruz.” Bu yıl yeni ve daha büyük bir stant ile müşterilerini fuarda karşılayacaklarını da belirten Kara; fuar organizasyonu yapan firmanın son dönemde fuara olan ilginin artmasıyla birlikte, farklı farklı masraf kalemleri ortaya koyduğunu, bazı masrafları yüksek bir fiyat eşliğinde faturalandırdığını bu yaklaşımın tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Yazıcı; “kredi kartı yasakları stratejilerimizde değişikliğe yol açtı” Sektörümüzün gündeminde ilk sıralardaki yerini koruyan, “Kredi kartı ile taksitli kuyum alışverişinin yasaklanması” uygulaması birçok firmanın yakın planlı stratejileri ve hamlelerinde revizyona gitmesine sebebiyet verdi. Ülkemizin önde gelen kıymetli madenler markalarından biri olan YSK Gold; bu yasaklamanın neticesinde bazı planlarını ertelemek zorunda kaldı. Geçtiğimiz günlerde tüm sektör kurumları birarada ortak bir eylem içinde oldular. Kuyum sektöründe kredi kartı ile taksitli satışların yasaklanması uygulamasına karşı başlatılan bu eylemde başta İKO; İTO Kuyumculuk Komitesi, Kapalıçarşı Esnaflar Derneği ve İMMİB (İhracatçılar Birliği) ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. İTO Kuyumculuk Komitesi ve Kapalıçarşı Esnaflar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, YSK Gold Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Yazıcı; ortaya çıkan bu yasak ile kuyum sektörünü sıkıntıya sokan bir durum meydana geldiğini, sapla samanı ayırmadan alınan bu radikal kararın birçok firmada olduğu gibi kendi kuruluşlarının da plan ve projelerinin değişmesine sebebiyet verdiğini ifade etti. 184 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Sektör içinde kredi kartlarından haksız kazanç elde eden ve adeta tefeci gibi illegal bir ticaret içinde bulunan çok az sayıda kişi ve kuruluşun bulunduğunu belirten İlhami Yazıcı; “Bu haksız kazanç elde eden kişilerin çok kolaylıkla tespit edilebileceğine inanıyorum. Bence bu konuda yasaklayıcı değil önleyici tedbirler alınmalıydı” dedi. Türkiye’de bankaların yıllardır kontrolsüz bir şekilde, kişilerin gelir durumunu iyi analiz etmeden kredi kartı vatandaşa dağıttığını vurgulayan Yazıcı, adeta toplumsal bir yara haline gelen bilinçsiz kredi kartı kullanımının önlenmesi için önce sorunun merkezine gidilmesi gerektiğini ve kuyumculuk sektörünün uğradığı haksızlığın yetkililer tarafından biran önce çözüme kavuşturulması gerektiğini dile getirdi.



Altın Dünyası • Haber

Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün en büyük 3 ihracatçısı arasında yer alan ve Capital Dergisi’nin yaptığı araştırmaya göre Türkiye’nin cirosunu en hızlı artıran 2. şirketi olan Onsa, istikrarlı büyümesine devam ediyor. Onsa İhracat Müdürü Armenak Cozmanyan fark yaratan yönetim anlayışının başarılarının arkasında yatan temel faktör olduğunu belirtti. yönü ile uluslararası bir firma olduğunu belirtti. Bu performansı ortaya koymalarındaki önemli faktörlerden birisinin profesyonel yönetim anlayışı olduğunu ifade eden Armenak Cozmanyan, “Günümüz rekabet koşullarında başarılı olabilmenin şartları her zaman değişiyor. Değişmeyen tek şey ise profesyonel yönetim anlayışının zorunluluğu. Onsa bu bakımdan ayrıcalıklı bir firma. Yalnızca ürünlerimizle değil bütün hizmetlerimizle fark yaratan bir konumdayız. Üstelik bu avantajlı konumumuz sadece Türkiye için de gereçerli değil. Özellikle son yıllarda yaptığımız çalışamalarla dünya ölçeğinde önemli uluslararası bir firma kimliği edindik. Yılın çok önemli bir bölümünü yurtdışında geçiriyoruz. Dünyada kuyumculuk sektöründe meydana gelen değişiklikleri yakından takip ediyor, müşteri ihtiyaçlarında meydana gelen ve gelebilecek değişiklikleri gözlemliyor, oluşabilecek talebin yapısını tahmin ediyor ve bu talebi karşılamaya yönelik ürün ve hizmetleri dizayn ediyoruz. Türkiye’nin en büyük ilk 3 ihracatçısı arasında yer almış olmamız bu konuda başarılı bir şekilde ilerliyor olmamızın bir göstergesi. Önümüzdeki dönemde ürün ve hizmetler anlamında çıtamızı yükseltmeye devam edeceğiz” dedi.

A

ltınbaş Holding çatısı altında faaliyet gösteren Onsa’nın istikrarlı büyümesi devam ediyor. Geçtiğimiz yıl gösterdiği performans ile Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün en büyük 3 ihracatçısı arasında yer alan Onsa, aynı zamanda Capital Dergisi’nin yaptığı araştırmaya göre Sanko’dan sonra Türkiye’de cirosunu en hızlı artıran 2. şirket olma başarısını gösterdi. Yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın önemli tedarikçilerinden birisi olduklarının altını çizen Onsa İhracat Müdürü Armenak Cozmanyan, Onsa’nın bu

186 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Onsa showroom ile alternatif servis hizmeti sunabiliyoruz Onsa Fabrika bünyesinde açtıkları showroom’da binlerce model ürünü sergileme imkanı bulduklarını söyleyen Armenak Cozmanyan, bu konudaki avantajları ile ilgili şunları söyledi; “Onsa çatısı altında 2 showroom’u hayata geçirdik. Biri altın diğeri de gümüş ürünlerin sergilendiği showroom’larımızda binlerce model hazır ürünü bulmak mümkün. Bu showroom’larda sergilenen ürünler arasından hazır ürün alınabildiği gibi sipariş de vermek mümkün. Ulaşım imkanlarının kolaylaşması ile birlikte yalnızca yurtiçinden değil yurtdışından gelen müşterilerimiz de showroom’umuza gelerek binlerce model ürünü görüp sipariş verebiliyorlar. Bu sayede ürün servis kalitemizin yükseldiğini söyleyebilirim. Şu anda ağırlıklı olarak Türkiye’deki toptan gümüş firmaları fabrikamızı ziyaretederek hazır ürün satın alıyorlar. Ancak yurtdışı ziyaretçilerimizin sayısı da her geçen gün artıyor.”



Altın Dünyası • Röportaj

Ufuk Alyans, “Ever After” markasını ilk kez İstanbul Jewelry Show'da sunmaya hazırlanıyor. Aylardır büyük bir titizlikle hazırlıklarını sürdürdüğü; özgün tasarımı ve çarpıcı görünümüyle ihracat çalışmalarında başrolü oynamak üzere hazırlanan bu yeni markayla ilgili Altın Dünyası’na konuşan Firma Sahibi Ufuk Güneş, “Ever After ile alyansın klasik çizgilerinin dışına çıktık” diyor ve bu çalışmayla ihracat çalışmalarını artırmayı hedeflediklerini ekliyor. Alyans kategorisinde ürün çeşitliliği ve model tasarımlarınızdan bahsedebilir misiniz? Firmamız, kurulduğu günden bu yana müşterilerine sürekli yeni tasarımlar ve farklılıklar sunma amacında olmuştur. Yıl içinde belirli periyotlarda yeni modellere vitrinlerimizde yer açıyoruz. Profesyonel tasarımcılarla birlikte, mevcut tecrübemizi harmanlayarak Ufuk Alyans’ın özgün tasarımlara imza atmasına gayret ediyoruz. Ayrıca yeni yeni adım attığımız ihracat çalışmalarında, Made in Turkey kalite algısına yakışır ürünler ortaya koyacağız. 2013 yılının yaz aylarında piyasaya duyurduğunuz “Ever After” markanızdan ve bu markanızla ilgili çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Yaklaşık bir yıldır sürdürdüğümüz bir çalışmayı fuar ile birlikte hayata geçirmenin heyecanını yaşıyoruz. 6 ay AR-GE çalışması ve ardından 4 ay süren üretim süreci nihayet son buldu ve fuarda sergilenmeye hazır hale geldi. Biz Ever After markamızla alyansın biraz klasik çizgilerinin dışına çıktık. Yeni markamız özellikle ihracat çalışmalarında ismiyle, tasarımlarıyla ön planda olacak. Sınırlı sayıda modelden oluşan Ever After’ın büyük beğeni toplayacağını düşünüyoruz. Ever After’da klasik alyansa yakın modeller olduğu gibi, çok uçuk alyans modelleri de yer alıyor. Ever After’ın bazı modelleri bekarlar tarafından dahi tercih edilebilir. Ufuk Alyans’ın ihracat çalışmaları ve bu konudaki hedeflerinden bahsedebilir misiniz? Markamız ihracat çalışmalarına yeni yeni adım atıyor. Şuanda bazı Türki Cumhuriyetlere ve Dubai pazarına ürünlerimizi sunuyoruz. Dünya piyasalarını yakından takip ediyoruz. Yeni markamız Ever After ile birlikte ihracat çalışmalarında vites yükseltmeyi hedefliyoruz.

188 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Markanızın sürdürülebilir büyümesini sağlamak adına hangi prensipleri benimsediniz, hangi strateji ile hareket ediyorsunuz? Öncelikle markamızın kontrollü bir büyüme gerçekleştirmesine özen gösteriyoruz. Markamızın özgün çalışmalar ortaya koymasını önemsiyoruz. Müşteri ilişkilerinde titiz bir politika izliyoruz. Hem reklam hem de PR çalışmalarında sistemli bir şekilde bulunuyoruz. Tecrübeli ustalarımızla genç yeteneklerin birlikte olmasına dikkat ediyoruz. Mutlu çalışanlarla, mutlu ürünler sunulabileceğini çok iyi biliyoruz.

“Kaliteyi uygun fiyat eşliğinde sunuyoruz” Alyans kategorisinde rakiplerinizden sizi ayıran en önemli farkınız nedir? Her şeyden önce verilen siparişleri hızla yetiştirmek için işlerimizde belirlediğimiz kalite standartlarını asla ihmal etmiyoruz. Müşterimiz ürünümüzü satamamışsa, o satışta gereken sorumluluğu alıyoruz. Kaliteyi uygun fiyat eşliğinde sunmayı başarıyoruz. Ayrıca markamız yeniliklere kapısını açan bir anlayışa sahiptir. Hizmet verdiğiniz sektörde olmazsa olmaz kurallardan biri başarılı pazarlama stratejisidir. Bu noktada nasıl bir pazarlama sistemi oluşturdunuz? AR-GE ve pazarlama çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Pazarlama stratejimizin en önemli detayını müşterilerimizle etkin iletişim kurmak olarak görüyoruz. Mevcut sorunları ve talapleri hızla değerlendiriyoruz. Yeni bir koleksiyon çıkarmadan önce titiz bir ön çalışma dönemi geçiriyoruz. Birçok yeni modelimizi tam istediğimiz gibi oluncaya kadar defalarca erittiğimizi biliyorum. Dünyadaki global gelişmeleri bizzat yerinde takip ederek, müşterilerimize güncel trendleri sunuyoruz. İstanbul Jewelry Show Mart fuarına katılımda bulunacak mısınız? Fuara özel hazırlıklarınız var mı? Bu yıl İstanbul fuarı bizim için ayrı bir öneme sahip. Birçok yeni modelimizin yanı sıra, yeni markamız Ever After, ilk kez sahne alacak. Ayrıca daha önce benzeri yapılmamış, sürpriz bir ürünü de beğeniye sunacağız. Kısaca bu fuar, markamız için ayrı bir öneme sahip. Umarım tüm sektörümüz için fuar, hayırlı sonuçlar doğurur.



Altın Dünyası • Haber

Ahlatçı, alyans ve bilezik kategorilerinde bir ilk başlattı Ahlatçı Kuyumculuk, 2014 yılına hızlı bir başlangıç yaptı. Bilezik ve alyansta yaptığı yeni çalışmalarıyla adından söz ettirecek olan Ahlatçı Kuyumculuk, yeni fabrikasıyla markasını daha da güçlendiriyor. Çorum merkezli Ahlatçı kuyumculuk inovatif çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. İster alyansını, ister bileziğini takı setine dönüştür… Kuyumculuk sektörünün lider markalarından Ahlatçı Kuyumculuk, inovatif çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Ahlatçı, istediğiniz tarzda olan alyans ve bileziğinizle birlikte kullanabileceğiniz takı setleri üretti. Ahlatçı Kuyumculuk 2014 yılına iddialı yatırımları ve çalışmalarıyla girdi. 2014 yılında büyük bir yeniliğe imza atan Ahlatçı, alyans ve bilezikte takı seti tercih edenler için büyük bir yenilik getirdi. Evliliğe adım atmak isteyenlerin vazgeçilmezi olan alyans grubuna, takım olarak kullanabilecekleri çeşitler üreten Ahlatçı, bu yenilikle tercih edilme oranını katladı. Nihai tüketici beğendiği alyans ya da bileziğin takımını ürettirip, satın alabilecek. Ayrıca arzu edildiği takdirde tüketici; kolye ucu boyutlarını ve küpedeki kilit tarzını bile istekleri doğrultusunda geliştirebilecek. Tüketici tercihlerini ön planda tutan Ahlatçı, tüm taleplere yanıt verebilecek bir yapıya sahip. Müşteri memnuniyeti ilkesiyle hareket eden firma, Türkiye’de geniş bir hizmet ağına sahip. Profesyonel kadrosu ve geniş ürün yelpazesiyle kusursuz hizmet sunan Ahlatçı, yeniliklerini sürdürmeye devam ediyor. Değişen tüketici tercihleri doğrultusunda kendini sürekli yenileyen Ahlatçı, tüm kategorilerinde olduğu gibi alyans kategorisinde de geniş bir yelpaze sunuyor. Evlilik hazırlığı yapan çiftler için vazgeçilmeyecek bir girişimde bulunan Ahlatçı, alyansa uygun takı setleriyle sektörde bir ilki gerçekleştirdi. Her zaman daha iyiyi hedefleyen Ahlatçı, uzun vadede yeniliklerini sürdürmeye devam edecek.

Yeni fabrika 2014 yılı içerisinde faaliyete başlayacak Yaptığı yatırımlarla adından söz ettiren Ahlatçı’nın 2014 yılına özel bir diğer girişimi de faaliyete geçmeye hazırlanan fabrikası. Son teknolojiyi entegre ettikleri fabrikaları, 194.000 m2 alana sahip. Daima en iyi hizmet mottosuyla hareket eden Ahlatçı Kuyumculuk, yaptığı yenilik ve yatırımlarıyla farklılığını göstermeye devam ediyor. 190 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Haber

“Türkiye’nin ihracatına katkıda bulunacağız” Bilezik kategorisindeki tasarımlarıyla farkını ortaya koyan Bayramoğlu Kuyumculuk, teknolojik gelişmeleri şirket yapısına adapte edebilmiş, sektöre güncel modeller sunarak bilezik trendlerini belirleyen öncü firmalardan biri. Bayramoğlu Kuyumculuğun faaliyetleri ve yol haritası ile ilgili Altın Dünyası’na konuşan firma Genel Müdür’ü Hakan Ütebay geçtiğimiz yıl hizmete giren e-ticaret sitesi ile ilgili de bilgi verdi ve bu platformun mağazalar arası iletişimde sağladığı kolaylıklara değindi. ilezik kategorisinde verdiği uluslararası standartlardaki hizmetiyle fark yaratan Bayramoğlu Kuyumculuk, bu standardını belgelemek konusunda da çalışmalarını sürdürüyor. Bayramoğlu Kuyumculuk’un kurumsal kimliğini geliştiren bu çalışmalarından bahseden firmanın Genel Müdür’ü Hakan Ütebay, TSE ve TS 7000 standartlarında üretim yaptıklarını 2013 Ağustos ayından itibaren kalite belgelerini de tamamladıklarını açıkladı. Uluslararası standartlara sahip kaliteli hizmet ve üretimiyle ISO 9001, çevreye duyarlı olduğunu göstermek için ISO 14001, bu güne kadar iş kazası yaşamamasına rağmen, iş sağlığı ve iş güvenliğini daha da geliştirmek için OHSAS 18001 belgelerini aldıklarını risk analizlerini yaptırdıklarını belirtti. Yeni ürün gruplarının oluşturulduğunu ve bununla birlikte üretim kapasitesini artırmak için yatırımlar yaptıklarını söyleyen

Ütebay, üretim alanında gelişmeleri takip etmek ve sürekli yeniliklere açık olmak düşüncesinde ve bilincinde olduklarını da belirtti. Bununla ilgili “Fabrikada güncel olan programları kullanıyoruz, teknolojiyi yakından takip ediyor, bizim için yararlı yeni makina ve ekipmanlarla üretim ekibimizi destekliyoruz” dedi. “İhracata ağırlık veriyoruz” Türkiye’nin birçok bölgesinde faaliyet gösterdiklerini açıklayan Ütebay, “Bayramoğlu bileziklerini başta Marmara Bölgesi olmak üzere Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde bulunan seçkin kuyumcularda görmeniz mümkündür. Bunun yanında yeni bölge çalışmaları da yapmaktayız” dedi. Ütebay, ihracata ağırlık verdiklerini söyleyerek bunun için araştırmalar yaptıklarını ve Türkiye’nin ihracatına katkıda bulunmayı hedeflediklerini söyledi. Üretim dışında perakende alanında 34 yıllık tecrübeye sahip olduklarını hatırlatan Ütebay, “Esenler cadde, Metroport AVM, Profilo AVM ve Espri AVM’de dört adet mağazamız bulunmaktadır”’ dedi. Perakendede faaliyet göstermelerinin avantajlarını ve tecrübelerini üretime uyguladıklarını, her zaman kaliteli hizmet için çalıştıklarını söyledi. Sanal platformda Bayramoğlu Kuyumculuk… Hakan Ütebay geçen yıl hizmete giren www.bayramoglu.com.tr e-ticaret sitesinden de bahsetti: “Sektörün de yoğun olarak kullanmaya başladığı e-ticaret sisteminin gelişimini ve olumlu sonuçlarını her geçen gün görmekteyiz. Bayramoğlu e-ticaret sitesi çalışan ve zamanını alışverişe ayıramayan müştelerimizin kolayca ulaşabilecekleri bir platform oldu. Mağazalar arası iletişimde de bize pek çok kolaylıklar sağladı. Bu sistemi geliştirme, bize ve müşterilerimize sağlayacağı tüm kolaylıkları uygulamaya geçirme çalışmalarımız da devam etmektedir.” “Taksit yasağı kuyumcuların yanı sıra müşterileri de mağdur etti” Kredi kartlarına taksit yasağının etkilerine de değinen Ütebay, “Yeni düzenlemeden dolayı kuyumcuların yanında müşteriler de mağdur durumda. Taksiti tamamen ortadan kaldırmak küçük çaplı birçok kuyumcuyu da ortadan kaldırmak demek. Sektörün gelişmesi için düzenlemeler yapmak gerek diye düşünüyorum. Sektördeki firmalar gibi biz de yeni sistemin olumsuz etkilerini toptan ve perakende ağımızda gördük. Ancak, önceden aldığımız önlemlerle birlikte kendi öz sermayemiz ile çalışan bir firma olarak bu yeni sistemin olumsuz etkisini en aza indirgedik” dedi.

192 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Koleksiyon

Uğur İnci’den etkileyici bir koleksiyon;

MİLA

İnciye kazandırdıkları farklı formlar ve tasarımlarla mücevher severlerin beğenisini toplayan Uğur İnci, yeni koleksiyonu MİLA ile dikkatleri üzerine çekecek. Tamamı el işçiliği olan, 14 ayardan oluşan yeni koleksiyon modern çizgilerle geçmişin izlerini aynı tasarımda buluşturuyor. yılı aşkın bir süredir kuyumculuk sektöründe hizmet veren Uğur İnci, geniş ürün yelpazesi ve tasarım zenginliğiyle 7’den 70’e tüm mücevherseverlerin beğenisini topluyor. 14 ayardan oluşan tasarımlarında el işçiliğinin tüm zarafeti ve şıklığı göze çarpan Uğur İnci, yeni koleksiyonuyla da büyük yankı uyandırmaya hazırlanıyor. Yeni koleksiyonları MİLA ile inciye yeni bir boyut kazandırmaya hazırlanan Uğur İnci, kendine güvenen kadınların vazgeçilmez markası olacak. İncinin yüzyıllardır var olan serüveni, Uğur İnci’nin yeni koleksiyonu MİLA ile devam ediyor. Geçmişin etkilerini, modern çizgilerle birleştiren koleksiyon tamam el yapımı. Zamanı durdurmayı bilen, kendine güvenen, yenilikçi kadınlara özel tasarımlar, geçmişin izlerini, hatıralarını içinde barındırırken bir o kadar da etkileyici ve kışkırtıcı.

194 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • haber

İKO ve KUYAŞ Yöneticileri bir araya geldi İKO ve KUYAŞ Yöneticileri, İstanbul Kuyumcular Odası’nın Sultanahmet’teki merkez binasında bir araya gelerek yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirdiler.

Ş

ubat ayında gerçekleştirilen İstanbul Kuyumcular Odası başkanlık seçiminin ardından yeni Yönetim sektör temsilcileri, kurumları ve yöneticileriyle bir araya gelmeye devam ediyor. Bu noktada İstanbul Kuyumcular Odası ve Kuyumcukent Gayrimenkul Yatırımları A.Ş. (KUYAŞ) gerçekleştirilen bir organizasyonla hem bir araya gelme fırsatı hem de fikir alışverişinde bulunma şansı yakaladılar. Sektörel kurumlarla daha sağlıklı bir iletişim sağlamak adına önemli bir adım atan İKO ve KUYAŞ, İKO’nun Sultanahmet’te bulunan merkezinde yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirdiler. Toplantıda söz alan KUYAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sait Erdal Metiner, yapılan seçimlerde İKO Başkanı seçilen Norayr İşler ve yönetim kurulunu tebrik ederek, sektörün kurumlarının bir araya gelmelerinin sektör adına önemli sonuçlar doğuracağının altını çizdi.

196 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 197


Altın Dünyası • Haber

“Ucuz bir değerli taş her zaman doğru bir taş olmayabilir” Her geçen gün profesyonelleşerek yerini sağlamlaştıran firmalarla gelişmeye devam eden değerli taş pazarında, güvenilir ve kaliteli hizmetiyle değerli taş talebine karşılık veren firmalardan biri olan MYSTONE Mart fuarı için hazır. Mystone Firma Ortağı Gökhan Dalbudak bu fuarın önceki fuarlara göre daha aktif olmasını beklediklerini dile getirdi ve değerli taş piyasasını yakından ilgilendiren gelişmeler ile ilgili düşüncelerini Altın Dünyası ile paylaştı. düzenlenen fuarda da katılımcı olarak bulunduk.” diyen Gökhan Dalbudak; “Bu Mart fuarında da yeni ürün çeşidimizi ziyaretçilerimizin beğenisine sunma fırsatımız olacak. Bu fuarın, öncekilere göre daha aktif olacağına inanıyoruz.”diye konuştu. “Sentetik taşlar ticaretimizi olumsuz etkiliyor” Sektörde son zamanlarda yaşanan en önemli problemlerden biri olarak görülen sentetik taşların piyasada yarattığı etkiye de değinen Gökhan Dalbudak; “Yakın zamanda sentetik, iyileştirilmiş, laboratuar vs. gibi isimlerle piyasaya sunulmuş olan taşlar piyasada çekimserlik yarattı. Piyasadaki altın, döviz ve değişen prosedürler gibi belirsizliklerin yanı sıra ortaya çıkan gerçeksentetik belirsizliği ticaretimizi olumsuz yönde etkiliyor.”dedi.

Değerli taş tedarikinde dikkat edilmesi gerekenler…

üçlü stoku ve hızlı tedarik sistemi ile tercih edilen firmalardan biri olan Mystone değerli taş piyasasında gün geçtikçe artan kalite beklentisini karşılıyor. Firma Ortağı Gökhan Dalbudak Mystone’un da bu yöndeki profesyonel eğilimini şu cümlelerle açıklıyor: “Yakın döneme kadar ürünlerde kullanılan safir, zümrüt ve yakutun kalitesine çok önem verilmiyordu. Taşın fiyatının ucuz olması, taşın alınmasında en büyük etkendi. Fakat şimdi taş ofislerimize ve mücevher firmalarımıza baktığımızda, renkli taş kullanımında kaliteyi yukarı taşıdıklarını çok net görüyoruz. Firmalarımız artık kaliteli ve güvenilir taş kullanmayı ilke edindiler. Bu tercihleri, bizleri stokumuzda daha üst kaliteli taşları bulundurma konusunda motive etti.” Mystone İstanbul Jewelry Show’da… Istanbul Jewelry Show Mart fuarı için hazır olduklarını belirten Dalbudak, 7 yıldır bu fuarlara katıldıklarını söyledi. “Istanbul Jewelry Show fuarlarına 7 yıldır iştirak ediyoruz, 2014 Mart’ta da olacağız. Ayrıca yurtdışında Ukrayna fuarlarına da katılıyoruz. 2013’te Hong Kong’ta 198 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

“Değerli taş alımı yaparken dikkat edilecek öncelikle güveneceğiniz bir ofis. Ucuz bir değerli taş her zaman doğru bir taş olmaya bilir. Burada tedarikçinizin referansı ve karakteri önemlidir. Bu işi yapanların Bu kriterleri göz önünde tutmaları gerektiği düşüncesindeyiz. Biz firma olarak buna önem veriyoruz. İşimizi doğru yapma ilkesiyle hareket ederek güven sağlıyoruz, ürün kalitemize ve ekibimize güveniyoruz. Stokumuzdaki taşları, piyasa taleplerini analiz ederek temin ediyoruz. Yurtdışında birçok ciddi ve güvenilir tedarikçilerimiz mevcut. Bu yüzden stok konusunda çok ciddi bir endişemiz yok. Taşları temin ederken ilk tercihimiz firma güvenilirliği ve taş kalitesi, daha sonra fiyat konusunu değerlendiriyoruz. Yalnızca fiyatı uygun olduğu için alım yapmayı mantıklı bulmuyoruz. Bunun için uzun süreçler sonunda belirlediğimiz güvenilir taş kesim fabrikaları ve atölyeleriyle çözüm ortaklığı yapıyoruz. Bu titizliğimizi, bilgimiz ve tecrübelerimizle harmanlayıp müşterilerimizin beğenisine huzur ve güvenle sunuyoruz.”



Altın Dünyası • Haber

Mücevheri modaya dönüştüren Assos, 20-23 Mart 2014 tarihleri arasında mücevher sektörünün en önemli etkinliği olan İstanbul Jewelry Show Mart’ta yer alacak. eçtiğimiz sene fuara damgasını vuran Assos, bu sene de ziyaretçilerine birbirinden şık ve göz alıcı tasarımlar hazırladı. Piyasaya sunduğu tüm koleksiyonlarıyla trend yaratan Assos, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın pek çok bölgesindeki seçkin mağaza ve satış noktalarıyla mücevher severlerle buluşmaya devam ediyor. Assos, 2014 yılının trendleri ile yaratılan yepyeni koleksiyonlarını ve baharın gelişini kutlayan göz alıcı tasarımlarını keşfetmek isteyen herkesi 20-23 Mart 2014 tarihleri arasında İstanbul Jewelry Show’da yer alacak standına davet ediyor.



Altın Dünyası • Röportaj

Altınok Alyans’tan ergonomik, ekonomik ve modern tasarımlar

fiflettik, hem de alım gücünü kolaylaştırdık. Şıklık ve zarafet ekledik. Alyanslarımızın dışı kadar iç kısmı da önemli dedik ve her alyansımızın içini son kullanıcı rahat etmesi acısından bombeli yaptık. Bundan sonra da yenilik ve kalitede öncü olmaya devam edeceğiz.

Altınok Alyans, alyans sektörünün önemli markalarından biri. Ürünlerini tamamen nihai tüketiciye uygun olarak tasarlayan firma, bu anlamda nihai tüketicinin vazgeçilmezlerinden biri oldu. Kuruluşlarından itibaren tamamen teknoloji ve AR-GE’ye yatırım yaptıklarını söyleyen Firma Sahibi Eyüp Altınok, çalışmalarını Altın Dünyası için anlattı. Kuyumculuk sektörünün önemli firmalardan Altınok Alyans’ın kurulduğu günden bu güne kadar geldiği süreci özetleyebilir misiniz? Hizmet verdiğimiz süre içerisinde kaliteden ödün vermeyeceğimize dair bir karar aldık. İlk günden itibaren müşteri memnuniyeti esaslı çalışma sistemimiz bizim en büyük kazancımız olmuştur. 1990 senesinden bu yana gelişen teknoloji ve tüketici tercihlerinde yaşanan değişime ayak uydurarak sürekli gelişim ilkesiyle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Yenilik ve kaliteli hizmet her zaman her zaman ilkemiz olmuştur. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gelişimimizi sürdürerek faaliyetlerimizi hız kesmeden devam ettireceğiz. Pazarlama stratejilerinizden bahsedebilir misiniz, satış sonrası hizmet ve müşteri memnuniyetini sağlama sürecinizi anlatabilir misiniz? Satış ve satış sonrası süreçte kesinlikle müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz. Ürünlerimizde şıklığa olduğu kadar ergonomiye, uzun ömürlü olmasına ve tasarıma büyük önem gösteriyoruz. Ürünlerimizin uzun ömürlü kullanım garantisini her zaman veririz ancak kullanım hatası bir sorun olsa dahi ürünü birebir değiştiriyoruz. Bu da hedef kitlemizle aramızda büyük bir güven 202 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

ortamı sağlıyor ve tercih edilme oranımızı artırıyor. Bize biraz ürün yelpazenizden bahsedebilir misiniz? Hangi kategorilerde, hangi ürün ve ayar gruplarında çalışıyorsunuz? Üretimimizde teknolojinin tüm kaynaklarından faydalanıyoruz. En ileri teknoloji makina ekipmanlar, CNC işleme merkezi, CNC torna boru makinası, boru çekme makinaları gibi teknolojinin sektörümüze sağladığı tüm teknolojiyi firmamıza entegre ettik. Sektördeki ilk olan faydalı model patentli içi boş mukavemetli ezilmeyen içi boş model üretmekteyiz. Bu ürünün birçok cazibesi bulunmakta, bu yüzden faydalı model olarak patent alınmıştır. Bu ürünün nihai tüketiciye sağladığı birçok avantaj oluyor. Alım gücü, rahat kullanım, içi dolu görünüm bu avantajlardan birkaçı. Önümüzdeki dönemde alyans kategorisinde ne gibi değişiklikler yaşanacağını öngörüyorsunuz? Sizin bu konuda yapmayı planladığınız çalışmalar nelerdir? Büyük önem verdiğimiz ARGE çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Altınok Alyans ailesi olarak en yeni ve göz alıcı alyanslarımız, son teknoloji CNC makinalarımzla, boru döküm teknoloji ile kaynaksız içi boş aylans üretiyoruz. Alyansı rahatlık açısından hem ha-

Türkiye’de hangi noktalarda ağırlıklı olarak hizmet veriyorsunuz, yeni pazar araştırmalarınız var mı, varsa hedeflediğiniz bölgeler nereleridir? Ağırlıklı olarak Marmara Bölgesi’ndeki perakende ve toptan mağazalara bire bir çalışanlarımızla ulaşıyoruz. Hedefimiz Doğu bloku ülkelerinde satış adedini çoğaltmak. Dubai pazarına açılıp Arap müşterilerle de ticaretimizi geliştirmek de diğer hedeflerimiz arasında. Markanızı en iyi anlatan kelimeleri sıralayabilir misiniz? İş ortaklarımızdan aldığımız geri dönüşlere dayanarak söyleyebilirim ki; bizi en iyi anlatan kelimeler, güvenilirlik, kalite ve şıklık. Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan İstanbul Jewelry Show için hazırlık süreçlerinizden bahsedebilir misiniz? Fuarda ziyaretçilerinize sunacağınız yeni bir hazırlık var mı? İstanbul Jewelry Show fuarına yeni konsept modeller hazırladık. Bu ürünlerimiz zirkon taşlı, taşsız bayan, erkek ürünler. 8k-9k-14k22k olarak teşhir edilecek ürünlerimiz içi boş faydalı ürünler olacak. Yaşanan ekonomik dalgalanma, ÖTV ve kredi kartı taksit yasağı, sektör gündemini oldukça meşgul eden konular oldu. Bu durumun sektöre etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Genel olarak ÖTV ve kredi kartı taksit yasağı sektörü olumsuz etkiledi. Her sektörde taksitli satısın bir cazibesi bulunmakta. Bunun kaldırılması insanların alım gücüne dern vurmuş durumda. Bu da satışları önemli ölçüde düşürmüştür.



Altın Dünyası • Gündem

Türkiye “altın lig”de ilk 10’u zorluyor

Altın fiyatlarının bu yılki seyrini Çin belirleyecek

Altın rezervini artıran ülkeler arasında yer alan Türkiye, 519 tonla "altın rezervi ligi"nde ilk 10'u zorluyor.

HSBC analisti James Steel, altın fiyatlarında bu yılki seyri Çin başta olmak üzere gelişen piyasalardaki fiziksel talebin belirleyeceğini söyledi.

AA muhabirinin Dünya Altın Konseyi verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye 2013 Aralık ayı itibariyle 519,7 tonluk altın rezerviyle en çok altın rezervi bulunan ülkeler sıralamasında 12. sırada yer alıyor. Türkiye’nin altın rezervleri toplam rezervinin yüzde 15’ine karşılık geliyor. 2012’deki altın rezervi 359,6 ton seviyesinde olan Türkiye, söz konusu rezervle dünyada 16’ncı sırada yer alıyordu. 2012-2013 aralığında Türkiye’nin altın rezervini 160,1 ton artırdığı görülüyor. Türkiye’nin 2012’deki altın rezervi ise toplam rezervinin yüzde 16’sı seviyesine karşılık geliyordu. Merkez Bankası kaynaklarına göre ise Türkiye’nin altın rezervleri 21 Şubat 2014 itibariyle 19 milyar 845 milyon dolara karşılık geliyor. Söz konusu rakam 22 Şubat 2013’te 20 milyar 169 milyon dolar seviyesinde yer alıyordu. Uluslararası Para Fonu (IMF), 2 bin 814 tonla en fazla altın rezervine sahip uluslararası finans kuruluşu olurken, IMF’yi, 502,1 tonla Avrupa Merkez Bankası (ECB) takip ediyor. Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) ise 115 ton altın rezervi ile finans kuruluşları arasında üçüncü sırada yer alıyor. En fazla altına sahip ülkeler Dünyada en fazla altına sahip ülke ise 8 bin 133,5 tonla ABD. ABD’nin altın rezervlerinin toplam rezervleri içindeki payı ise yüzde 70’ler seviyesinde bulunuyor. Büyüme hızı ile dünyanın dikkatini üzerine çekmeyi başaran Çin, bin 54,1 ton altın rezervine sahip olmasına karşın, bu tutar ülkenin toplam rezervinin sadece yüzde 1’ine karşılık geliyor. Bölgenin bir başka gelişmiş ekonomisi Japonya’nın da 765,2 ton altın rezervi bulunuyor. Ülke bu rezervle listede 9’uncu sırada bulunmasına rağmen altın rezervi toplam rezervinin yüzde 2’sini oluşturuyor. Zengin altın madenleri ile adından söz ettiren Suudi Arabistan ise 322,9 ton altın rezervine sahipken, bu rakam ülkenin toplam rezervinin yüzde 2’sine tekabül ediyor. Son 30 yılda dünyanın en hızlı büyüyen ve gelişen ekonomileri arasında yer alan ve 104,4 ton altın rezervine sahip olan Güney Kore’nin, altın rezervinin toplam rezerv içindeki payı ise yüzde 1 seviyesinde bulunuyor. AB ülkelerinin altın rezervi Almanya, 3 bin 387,1 ton altın rezerviyle dünyada en çok altın rezervine sahip ikinci ülke olurken, bu ülkenin altın rezervi toplam rezervinin yüzde 66’sına karşılık geliyor. Küresel ekonomik krizin etkileriyle ekonomik darboğazdan geçen Portekiz, İtalya, Yunanistan gibi ülkelerin toplam rezervleri içerisinde altının payı, yüksekliğiyle dikkati çekiyor. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında krizi ilk yaşayanlardan Portekiz 382,5 ton altın rezervine sahip. Ülkenin altın rezervinin toplam rezerv içindeki payı ise yüzde 84 seviyelerinde yer alıyor. 204 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Altın fiyatlarının bu yılki seyrine dair bir değerlendirme yapıldı. HSBC Analisti James Steel, kaleme aldığı raporda, altının 12 yıllık rallisini destekleyen yatırım amaçlı fon alımlarının sona erdiğini belirtti. cnbce.com’un haberine göre Steel, “Bunun yerine altın fiyatları Çin’de ziynet, mücevher ve külçe altına olan taleple destek buluyor. Bize göre bu yıl altındaki fiyat hareketlerinde gelişen piyasalardaki fiziksel talebin seyri etkili olacak” dedi. 881 tonluk fon satıldı Yatırımcılar 2013 yılında 881 tonluk altın yatırım fonu sattı. Böylelikle altın fonları 2012 yılında gördüğü zirve seviyesinden üçte bir oranında azalmış oldu. Fiyatların düşmesine yol açan altın yatırım fonlarından çıkışların dengelendiğini belirten Steel, bu yıl fonlara 90 ton giriş olmasının beklendiğini söyledi.

Altın fiyatlarında önemli iddia Ukrayna ve Kırım'daki olayların ardından altın fiyatlarına ilişkin yeni bir iddia ortaya atıldı. Uluslararası piyasalarda altının ons fiyatı, Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyet Parlamentosu’nun, bağımsızlık bildirisini kabul etmesiyle ve yapılan açıklamaların jeopolitik gerginliği yükseltmesi sonucu analistlerin güçlü direnç seviyesi olarak belirttikleri 1.350 doları test ediyor. Ak Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Gökhan Şen, “Altın fiyatının kısa vadede

gideceği yeri Putin belirleyecek” diye konuştu. Uluslararası piyasalarda altının ons fiyatı, Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyet Parlamentosu’nun, bağımsızlık bildirisini kabul etmesiyle ve yapılan açıklamaların jeopolitik gerginliği yükseltmesi sonucu analistlerin güçlü direnç seviyesi olarak belirttikleri 1.350 doları test ediyor. Analistler, ABD tarafında veri akışının zayıf olması nedeniyle altının ons fiyatında Ukrayna’dan gelen açıklamaların etkili olduğunu belirtirken, teknik olarak 1.350 dolar direncinin kırılması durumunda 1.370 ve 1.400 dolar seviyesinin gündeme gelebileceğini kaydediyor. Ak Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Gökhan Şen konuya ilişkin değerlendirmesinde, altın fiyatlarının yükselişinin birkaç sebebi olduğunu belirterek, öncelikle Çin’den gelen talebin mevsim normallerinin üzerinde gerçekleştiğini, ancak fiziki talep olarak mart ayının zayıf bir ay olduğunu ve bunun izlenmesi gerektiğini aktardı. AA



Altın Dünyası • Haber

“İstanbul Jewelry Show” Mart 2014 başlıyor

Türkiye’de mücevher sektörünün buluşma noktası; “İstanbul Jewelry Show” Mart Fuarı sektörün önde gelen firmalarını ve sektör profesyonellerini 38. kez bir araya getirmeye hazırlanıyor. UBM Rotaforte’nin Türk Ekonomi Bankası (TEB) Ana Sponsorluğunda organize ettiği dünyanın “ticari hacmi en yüksek” beş kuyumculuk fuarından biri olan “Istanbul Jewelry Show Mart Fuarı” 20 – 23 Mart 2014 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde (CNR Expo) gerçekleştirilecek. Türkiye, Belçika, İtalya, Almanya, Yunanistan, Çin, Hong Kong, Birleşik Arap Emirlikleri, Japonya, Hindistan, Tayland ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere toplam 25 ülkeden, 1200’ün üzerinde mücevher marka ve firmaları dünya çapındaki önemli alıcılar ile 20 -23 Mart 2014 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan “İstanbul Jewelry Show” Mart Fuarı’nda buluşacak. 400 ton altın işleme kapasitesine sahip olan ülkemizde, her yıl yaklaşık 250-300 ton altın mücevherat üretiliyor. Üretimin yüzde 30-40’ı ihraç edilen altın sektörü, Türk imalat sektörlerinin en büyükleri arasında yerini alıyor.

UBM Rotaforte’nin Türk Ekonomi Bankası (TEB) Ana Sponsorluğunda organize ettiği “Istanbul Jewelry Show” Mart Fuarı’nda kuyum ve değerli taş sektörünün temsilcileri bir araya gelecek. Türkiye açısından çok büyük önem taşıyan ve sektörün nabzını tutan “Istanbul Jewelry Show” Mart Fuarı, yerli ve yabancı sektör profesyonellerini 38’inci kez İstanbul’da buluşturacak. Katlanarak büyüyor! 20 -23 Mart 2014 tarihleri arasında 4 gün boyunca yerli ve yabancı sektör profesyonellerini bir araya getirecek olan “Istanbul Jewelry Show” Mart Fuarının bu yılki bir diğer önemli özelliği toplam 6 salonda 60.000 metrekarede düzenlenecek olması. 4 gün sürecek olan “Istanbul Jewelry Show” Mart 2014 Fuarı’nda; 6 Salonda, 1200’ün üzerinde yerli ve yabancı marka ve firmalar bir araya gelecek.

206 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Yalnızca sektör profesyonellerine açık! Dünyanın en büyük kuyumculuk ülkesi olmayı hedefleyen Türkiye için büyük önem taşıyan “İstanbul Jewelry Show” Mart 2014 Fuarı’nda altın takı, gümüş takı, pırlantalı takı, pırlanta, renkli taşlar, inci, altın montür, makine ve ekipman, saat, saat yazılım, vitrin dekorasyon, paketleme ve kutulama, led, kasa sektörünün önde gelen firmaları yer alacak. İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği ve KOSGEB tarafından desteklenen, “Istanbul Jewelry Show” Uluslararası Fuarlar Birliği (UFI) kalite onayı ve Kalite Yönetimi Sistemi ISO-9001 belgesine sahip.



BELLIS SEYAHAT ile güvenli, rahat bir yolculuk… Hızlı ve güvenilir hizmetler sunan Bellis Seyahat, yurtiçi ve yurtdışı uçak biletleri, yüksek hızlı tren (YHT) biletleri, yurtiçi ve yurtdışı otel rezervasyonları, vize hizmetleri, araç kiralamaları konularında dünyanın her yerine kusursuz hizmet veriyor.

K

uyumcukent’te Yüksek Hızlı Tren Tek Satış Yetkilisi olan Bellis Seyahat, başta Türk Hava Yolları olmak üzere; Anadolujet, Borajet, Pegasus, İzair, Atlasjet, SunExpress, Onurair Hava Yollarının Tam Yetkili, IATA ve TÜRSAB Belgeli A grubu bilet satış acentası. Açılışından bu yana, kurumsal ve bireysel müşterilerinin seyahat taleplerindeki beklentileri çok iyi bilen kaliteli ve profesyonel kadrosuyla hızlı ve güvenilir hizmetler sunan Bellis Seyahat, koşulsuz müşteri memnuniyetine önem vermektedir. Bellis Seyahat gelişen kadrosuyla; yurtiçi ve yurtdışı uçak biletleri, yüksek hızlı tren biletleri, yurtiçi ve yurtdışı otel rezervasyonları, vize hizmetleri, araç kiralamaları konularında dünyanın her yerine hizmet veriyor.

208 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Röportaj

Sura Hotelleri turizmin temsilcisi olacak Otelcilik ve turizm alanında 26 yıllık deneyimi olan Genel Müdür Zafer Avcı ile tarihi yarımada ve gelişen turizm hakkında konuştuk. Türkiye’deki design otellerinde öncü olduklarını söyleyen Zafer Avcı, Sura Design Hotels ve önümüzdeki günlerde açılacak olan Sura Hagia Sophia Hotel hakkında açıklamalarda bulundu. Design otel anlayışında öncü otellerden biri olarak, diğer otellere göre avantajlarınız nelerdir? Neden sizi tercih etmeliler? Türkiye’deki Design otellerin sayısı oldukça az. Dünyanın birçok bölgesinde, ilginç tasarımlarıyla ve sağladığı konforla, misafire evindeymiş hissi yaşatan bu otellerin sayısı oldukça fazla. Artık birçok turist, değişik deneyimler yaşamak için design otelleri seçiyor. Biz de bu anlamda Sura Design Hotels ile Türkiye’deki bu boşluğu doldurmaya çalışıyoruz. Dünyanın birçok yerinden gelen ve milyonlarca turistin ziyaret ettiği Sultanahmet, turizme önemli bir gelir kaynağı sağlıyor. Tarihi bir hikayeye sahip olan bu bölge ile beraber, otelimizde de hem modern yapıyı hem de tarihi dokuyu işlemiş olduk. Design otel anlayışındaki minimal ve keskin hatları, Sura Design Hotel’in tasarımıyla yumuşattık ve estetik kattık. Misafirlerimiz bu sayede iki duyguyu bir arada yaşamış olup, tarihten kopmayarak, İstanbul’un bu modern yapısında konaklamış olacaklar. Kısa sürede gözle görülür bir başarı yakaladınız. Başarınızın ardında yatan sebepler nelerdir? Yatırımcılarımızın 1970 yılından bu yana kuyum sektöründe, İpekyolu Silver ile gümüş konusunda bir dünya marka olması ve bu sayede sektörü, tarihi yarım adayı çok iyi analiz etmiş olmaları, turizm faaliyetlerinde de başarıyı getirmiştir. Tüketicinin veya misafirlerimizin ihtiyaçlarına en kısa sürede cevap verecek şekilde, organize olarak çalışan bir ekibe sahibiz. Kaygısız Group çatısı altında çalışan bu büyük ekip, hem turizm alanında hem de kuyumculuk alanında ileri düzeyde bilgiye sahip. Tarihi yarımadada gelişen otelcilik ile ilgili çalışmalar hakkında neler düşünüyorsunuz? İstanbul’daki otel sayısı günden güne artıyor. Bütün yatırımlar, misafirlerin en iyi şekilde konaklanması için yapılıyor, ancak turizm sektöründe en önemli konuların başında hizmet geliyor. Bir otelin kalitesi, hiçbir zaman hizmet kalitesinin önüne geçemedi, buna rağmen İstanbul’daki birçok projede de hala eksiklerin olduğunu görüyoruz. Biz bu eksiğe son vermek amaçlı, gerek lokasyon açısından gerek hizmet kalitesi açısından, turistlerin uğrak merkezlerinden biri olan Sultanahmet’te yatırımlarımıza devam edeceğiz.

Mimarinizi oluştururken nelerden esinlendiniz, tarzınız nedir? Kuyumculuk sektöründeki deneyimlerimizden yararlandığımız otelimizde, her kattaki konsepti ve tasarımı, sahip olduğumuz özel taşlardan yola çıkarak tasarladık. Bununla beraber, tarihi hipodrumun üzerine kurulan Sura Design Hotels’te en çok dikkat çeken, tasarımlarının özel olarak yapıldığı at figürleridir. Gelen turistler, konakladığı süre boyunca kendini Osmanlı’ya ait bir sarayda gibi hissederken, diğer modern tasarımlar ile de evlerindeki konfordan da uzak kalmamış oluyor. Sura Hotel’lerinin turizme olan katkısını nasıl anlatabilirsiniz? Önümüzdeki günlerde faaliyete geçecek olan Sura Hagia Sophia Hotel ile Sultanahmet’e yeni bir boyut kazandırıyoruz. Tarihi yarımadada açılacak olan tek 5 yıldızlı otel olma özelliği ile bu zincirin devamını getirmeyi diliyoruz. Başta Sura Design olmak üzere daha sonra Sura Hagia Sophia, aynı kültürün izlerini taşıyarak, başka kimliklerle hizmet verecek. Bu kültür altında, tarihimizi en iyi şekilde temsil ederken, turizm faaliyetlerimizi de maximum seviyede gerçekleştireceğiz. Bu anlamda Sura otelleri, Türkiye ve özellikle tarihi bölgeler adına, turizmin büyük bir temsilcisi olacak. Son olarak farklı, yeni proje ve yatırımlarınız olacak mı? Zincirimizin ikinci halkası olan Sura Hagia Sophia Hotel’den sonra 3. halka olan Tarihi Cumhuriyet Gazetesi binasındaki çalışmalarımıza başlayacağız. Kaygısız Group bu anlamda, titiz ve itinalı bir çalışma sürdürüyor. Tarihi dokuları bozmadan ve hizmet sektöründe bu anlamda genişlemeyi sürdürürken, hedeflerimiz arasında, Sultanahmet’te toplamda 1000 odaya ulaşarak, bölgenin turizm alanındaki öncü ismini oluşturmaktır.

Halka İlişkiler ve Tanıtım Müdürü Zeynep İçellioğlu

Zincir oteller serisinin ikinci halkası olan Sura Hagia Sophia Otel ile Halka İlişkiler ve Tanıtım alanında da yapılacak yeni yatırımlarla ilgili Zeynep İçellioğlu şu açıklamalarda bulundu; “Yakın bir süre zarfında açılacak olan Sura Hagia Sophia, gerek görkemli yapısıyla gerek tarihi dokusuyla ve modern oda tarzlarıyla başlı başına bir marka olacak. Buna ek olarak, uygun gördüğümüz mecralarda yapacağımız reklam ve tanıtım çalışmaları ile imajımızın ve kimliğimizin bilinirliğini artırma, dünya çapında bir oteller zinciri oluşturma yolunda ilerleyeceğiz. İlerleyen günlerde yapacağımız tanıtım destek çalışmaları ile Avrupa ve özellikle Ortadoğu’da birçok turistin tercih edeceği oteller grubu olacağız.”

İnsan Kaynakları Sorumlusu Yasemin Aytemiz

Halka İlişkiler ve Tanıtım Müdürü Zeynep İçellioğlu Zafer Avcı ( Genel müdür) / İnsan Kaynakları Sorumlusu Yasemin Aytemiz 210 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

İş alımlarında titiz ve itinalı bir çalışma sergileyen Yasemin Aytemiz, yapılan tercihlerde öncelikli olarak nelere yer verildiğini belirtti ve ekledi; “Sura Design ve yeni açılacak olan Sura Hagia Sophia Hotel’ine yaptığımız iş alımlarında, öncelikli olarak, Avrupa standartlarına uygun çalışma şartları altında ilerlemeyi hedefliyoruz. Hizmet kalitesinin en yüksek seviyede olabilmesi için, tüm ekibimizin mutlu ve sağlıklı yaşam koşulları altında, çalışmasını ön görüyoruz. Bununla beraber, insan kaynakları departmanı olarak yaptığımız itinalı çalışma sonucunda, otellerimiz için en uygun bireyleri seçerek misafirlerimize üstün hizmet kalitesi vermek birincil hedefimiz haline geliyor. Bir hizmetin en büyük kaynağı insan olduğundan, çalışma arkadaşlarımıza, doğru görev tanımlarını verip, onlara gerekli yatırımları yapabilmek için çalışmalarda bulunuyoruz. Bütün bunlara ek olarak Sura Akademi adını verdiğimiz kariyer kulübümüzde personellerimize gerekli bütün eğitimleri verip kurumumuzda daha iyi mevkilere gelmelerini sağlıyoruz.”



Altın Dünyası • Haber

İAR ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nden ortak proje

Sektörün önemli firmalarından İstanbul Altın Rafinerisi sosyal sorumluluk çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden Yıldız Teknik Üniversitesi ile önemli bir projeye imza atan İstanbul Altın Rafinerisi, başlattıkları Altın Eksperliği Sertifika programının ilk mezunlarını verdi.

Y

ıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş.’nin ortak bir proje olarak başlattıkları Altın Eksperliği Sertifika programı ilk mezunlarını verdi. Türkiye’de bir ilk olan Altın Eksperliği Sertifika programı sektöre daha kaliteli ve donanımlı insan kaynağı sağlama amacını taşıyor. İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. sertifika sahibi olan çalışanlarını, bankalara verdiği eksperlik hizmetinde değerlendirecek. Bu şekilde yastık altın altınların ekonomiye kazandırılma sürecinde görev alan çalışan kalitesini daha da artırmayı hedefliyor. İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş.’nin çalışanına sertifikalar, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Muhlis Sarıdede ve İAR Genel Direktörü Ayşen Esen ile Kurumsal Pazarlama Müdürü Özgür Anık tarafından verildi. Kurumsal Pazarlama Müdürü Özgür Anık; Bu sertifikanın Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıdığını ve bu projenin sektörde kaliteli ve donanımlı personelin yetişmesi için ilk adım olarak çok önem taşıdığını ifade etti. Ayşen Esen ise, İAR’ın sektörün öncü firması olarak yine bir ilke imza attıklarını ve nitelikli personel yetiştirilmesine yönelik çalışmalarının devam edeceğini ifade etti. 212 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Haber

Kendi üretimleri olan kaplama makinalarının ihracatını tüm dünyaya gerçekleştirme hedefiyle hareket eden Ayba Çelik, bu konuda gerçekleştirdikleri ileri teknolojiye sahip alt yapıları ve iş ortaklıklarıyla büyük bir ilerleme kaydetti. Uluslararası alanda önemli iş birliklerine imza atan firmanın sektöre verdikleri hizmetleri Satış Müdürü Demirhan Kıran ve Kimya Mühendisi Özgür Demir anlattı. Demirhan Kıran ve Özgür Demir

ri olan firmaların ürünlerinden oluşuyor. Firmamız, Türkiye’de bu firmalarla tek yetkili distribütörlük veya stratejik pazar ortaklığı şeklinde iş ilişkilerini geliştirmiş ve uzun yıllara dayanacak iş ortaklıklarının temellerini atmış oldu. Ayba Çelik’i anlatan, firmanızın mottosunu oluşturan konular nedir? D. K: Firmamızı yapılandırırken en önemle üzerinde durduğumuz konu, sektör firmalarının gerçekte ihtiyaç duyduğu, Dubai, USA veya Avrupa v.b. pazarlarına hitap eden, kaplama renklerini, en uygun maliyetler ve en yüksek kalite ile müşterilerimize sunmak ve aynı zamanda bu kaplamalar için ihtiyaç duyulan, her kapasitede kaplama makinelerinin imalatını yapmak. Faaliyet alanlarınız ile ilgili detaylı bilgi alabilir miyiz? Ö. D: Kurulduğumuz günden itibaren kuyumculuk sektörüne kaliteli, seri ve profesyonel bir hizmet sunuyoruz. Bu noktada sunduğumuz hizmetler, altın, gümüş, rodyum, paladyum v.b. gibi kaplama kimyasalları, her kapasitede kaplama makinaları, elektroform üretim prosesleri ve döküm alloylarını kapsamaktadır. Firmanızın yakın dönem hedefleri arasında öncelikli projeleri nedir? D. K: Firmamız, öncelikle kendi üretiminde bulunan kaplama makinalarını bütün dünyaya ihracatını hedeflemekte. Ayrıca Türkiye’de ve dünyada elektroform konusunda en son teknolojiyi geliştirerek ayar probleminin önüne geçen Enthone firmasının Türkiye’de kuyumcu piyasasına tanıtımını hedefliyoruz.

Firmanız hakkında bilgi alabilir miyiz, sektöre sunduğunuz hizmetleri sıralayabilir misiniz? Ö.D: Ayba Çelik, konusunda sektörel tecrübeye sahip uzman mühendis kadrosuyla, kaplama kimyasalları ve sistemleri üzerine çözüm ortağı olmak amacıyla 2007 yılında kuruldu. Geniş vizyonumuz, kalite odaklı çalışmalarımız ve müşteri memnuniyeti esaslı yapımızdan ödün vermeden kurulduğumuz günden itibaren hizmet veriyoruz. Her geçen süre zarfında kendimizi ve personelimizi daha da geliştiriyor, iş ortaklarımızın tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir yapıya sahip oluyoruz. Sunduğumuz hizmetin öncesi ve sonrasını profesyonel bir şekilde takip ediyor, satış sonrası hizmetimizi de kusursuz bir şekilde yerine getiriyoruz. Firmamızın ürün portföyünde bulundurduğu kaplama kimyasalları, sektöründe kalitesi ve pazar payı ile dünya lide-

İstanbul Jewelry Show Mart fuarına katılımda bulunacak mısınız? Fuara özel hazırlıklarınız ve fuardan beklentileriniz neler? Ö. D: Fuar öncesi sunacağımız hizmetler ve projelerimizi detaylı bir şekilde hazırlayıp, iş ortaklarımızın tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir şekilde fuarda yerimizi alacağız. Yurtiçi ve yurtdışından gelecek olan ziyaretçilerimiz için tüm hizmetlerimizle standımızda yer alacağız. Fuardan beklentimiz fuar öncesi yaptığımız görüşmeler ve ziyaretçi potansiyelinden dolayı yüksek. Fuarda kendi üretimimiz olan kaplama makinaları için yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda satıcı ve tüketicilerle buluşmak amacındayız. Bunun yanında Enthone firması hakkında ziyaretçilerimize ve iş ortaklarımıza tüm detayları anlatacak ve markanın tanıtımını fuarda gerçekleştireceğiz.

Uluslararası alanda iş ortaklığınız var mı? İş ortaklarınızla çalışma prensipleriniz ve bu firmaların bünyesindeki rolünüz nedir? D. K: Firmamız kuyumculuk sektörü için aşağıdaki firmalar ile distribütörlük ve stratejik ortaklık içindedir. - IWG / Austria - Rodyum, altın, paladyum ve diğer değerli metallerde flash ve mikron kaplama kimyasalları - ENTHONE / USA - Elektroform üretimi için komple tesis ve kimyasallar - UNITED / USA - Altın ve gümüş için döküm alloyları - LUXI / England - Altın ve gümüş için cila pastaları

214 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Röportaj

Artek’s yeni modellerinin müjdesini veriyor! Üreticilere yönelik profesyonel çözümler sunan Artek’s, bünyesine kattığı çeşitli distribütörlük anlaşmalarıyla uzun yıllardır makine ve malzeme konusunda üreticilerin çözüm ortağı oluyor. Firma Sahibi Ari Çolak, Altın Dünyası’na verdiği röportajda yeni modellerini İstanbul Jewelry Show’da müşterilerine sunacak olmanın heyecanını yaşadıklarını belirtti. 10. yılınızı geride bıraktığınız günlerde, dünden bugüne Artek’s’in gelişimini nasıl anlatırsınız? Artek’s Teknik de Türkiye ekonomisinin gelişiminden tabi ki kendine bir pay çıkartmaya çalıştı. Bu 10 yıl süresinde yurtiçi ve yurtdışında katıldığı fuarlarda almış olduğumuz bilgi birikimi ile kendi içimizde entegre alt yapımızı kurarak, belli başlı teknolojik makinelerin distribütörlük anlaşmalarını yaparak, sektörde belli bir seviye ve olgunluğa eriştiğimizi söyleyebilirim. Profesyonel yapısı ve geniş vizyonuyla faaliyetlerini sürdürdüğü sektörde sürekli yeniliklerle iş ortaklarına hizmet veren Artek’s için 2013 yılı nasıl geçti? 2013 yıllı firmam için çetin bir yıl oldu. Çok çalıştık, çok sattık fakat o kadar da hizmetimizin karşılığını alamadık veya müşterilerimiz veremediler diyebilirim. Maalesef piyasanın çok hareketli ve çok satış yapıyor olması her zaman için çok büyük karlar elde ediliyor anlamına gelmiyor. Sonuç olarak firmam için 2013 daha karlı ve bereketli bir yıl olabilirdi. Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan İstanbul Jewelry Show için hazırlıklarınız ne yönde ilerliyor? Ziyaretçilerinize sunacağınız ürün ve projelerinizden bahsedebilir misiniz? Her yıl olduğu gibi yeni bir yıla girmenin heyecanı, umudu ve beklentisi ile 2014 yıllının ilk fuarına çok güzel hazırlandık. Tabi ki bu hazırlıklarımızın başında makinelerimizi kullanıcıların ihtiyaçlarına uyarlamak ve en son teknolojiden olabildiğince faydalanarak yeni modeller tasarladığımızın müjdesini vermek isterim. Bunların başında senelerdir satmış olduğumuz, kişiye özel ürün üretebilen CNC Engraving makinelerimize bir yenisini katmak oldu. İsminden de anlaşılacağı gibi kuyumculuk sanatını maksimuma taşıyabilecek on numara bir kesme makinesi olan ArtMax 10’u yabancı ortağımızla birlikte yaptık. Bunun dışında İtalyan ortağımız Elettrolaser ile çok çalışarak ve araştırarak Laser yazı kesme ve markalama makinelerinin fiyatlarını teknolojiden faydalanarak çok uygun fiyatlara indirdik. Hedefimiz lazer makinelerini de 2014’de çok satmak olacak. Bunun dışında, projelerimizle yabancı ülkelere daha çok açılmak ve bu ülkelerin fuarlarında katılımcı olarak stant açmak olacak. Çünkü yerli üretimde kurlardan dolayı belli bir karlılık ve ihracata yönelmenin firmamıza daha iyi getirisi olacağını umuyoruz. Katılım ve ziyaretçi olarak bulunduğunuz fuarları aktaracak olursanız, fuarların firmanıza olan katkısını nasıl değerlendirirsiniz? Fuarlarda sergileyeceğiniz yeni ürün veya fiyatınız yoksa iyi bir fuar geçireceğiniz söylenemez. Aynı zamanda o fuarda yenilik, üründe ve fiyatta farklılaşma yoksa fuarı ziyaret edecek ziyaretçi açısından da parlak bir fuar olmaz. Bu düşüncede olduğumuz için seçkin fuarların katkısı olduğunu söyleyebilirim.

216 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

2014 yılı için firmanız adına nasıl bir yol haritası belirlediniz? Firmanıza kazandırdığınız ya da kazandıracağınız yenilikler olacak mı? Bu yılın yol haritasını geçen yıllara göre tersine çevirmeyi uygun gördüm. 2014 yıllının ilk bir kaç ayında yeni ürünlerin tasarımını imalatını ve tanıtımı yaparak geçirmek, yıllın son aylarında da satışını yaparak karlılık durumumuzu yılsonunda dengelemek şeklinde olacak. Kuyumculuk ve mücevherat sektörü gündem olarak oldukça yoğun bir dönemden geçiyor. Altın fiyatlarında yaşana dalgalanma, ÖTV, kredi kartlarında taksit yasağı gibi sorunlar arka arkaya geliyor. Bu durum hizmet verdiğiniz kategoriyi nasıl etkiliyor? Kuyumcu ve Kuyumcular Odası üyesi olmasak da, kuyumcu makinecileri ve malzemecileri olarak da sektörde alınan tüm kararlardan direkt olarak etkilenmekteyiz. Bu son alınan kredi kartı taksit yasağı ve altın fiyatlarındaki dalgalanmanın, özel günlerdeki satış yoğunluğumuzu azaltarak belli günlerde iç piyasayı durma noktasına getirdiği kanısındayım.



Altın Dünyası • Gündem

Altın üretimi hızlı başladı Darphane 14 Şubat itibariyle yaklaşık 4 milyon adet altın üretti. Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü verilerine göre, bu yılın Ocak ayında üretilen toplam 942 bin 179 altının; 666 bin 190’ını çeyrek altın, 69 bin 505’ini yarım altın, 194 bin 690’ını tam altın oluştururken, 11 bin 282 adet ikibuçukluk, 512 adet de beşlik altın üretimi gerçekleştirildi. Ocak’ta üretilen altınların toplam ağırlığı 3 tonu aştı. Darphane’nin, 14 Şubat itibariyle ürettiği altın miktarı, Ocaktaki tüm üretimin neredeyse 3 katına ulaştı. Kurum, 14 Şubat itibariyle 2 milyon 9 bin 175 çeyrek altın, 297 bin 978 yarım, 411 bin 224 de tam altın üretimi gerçekleştirirken, 49 bin 972 ikibuçukluk, 514 de beşlik altın üretimi yaptı. Darphane’nin, 14 Şubat itibariyle ürettiği altınların toplam ağırlığı da 8,3 ton civarında oldu. Böylece Darphane’nin yılbaşından

Altında yüzde 10`dan fazla düşüş olacak UBS Varlık Şefi Dominic Schnider, altındaki yükselişin ekonomik temellere dayanmadığını ve fiyatlarda yüzde 10'u aşan düşüşler olacağını söyledi. Yıl başından bu yana yüzde 10 değer kazanan altın yatırımcının yüzünü güldürdü. Ancak CNBC’de Squawk Box programına katılan UBS Yatırım Şefi Dominic Schnider, yatırımcıların çok daha rahat etmemesi gerektiğini söyledi. Altın ve gümüş rallisinin gözyaşlarıyla biteceğini söyleyen Schnider, Altında gördüğümüz alımların bir kısmı ekonomik temellere dayalı olmayan, piyasadaki yukarı yönlü harekete bağlı alımlar. Bu alımlar en sonunda tükenecek. Sonuçta altın ve gümüşte çift haneye varan oranlarda düşüş göreceğiz şeklinde konuştu.

218 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

bu yana ürettiği toplam altın miktarı 3 milyon 711 bin adede ulaşırken, bunların toplam ağırlığı da 11 bin 369 kilogram olarak gerçekleşti. Darphane, geçen yıl ağırlığı 98,8 tonu geçen 27,7 milyon adetten fazla altın üretimiyle tüm zamanların üretim rekorunu kırmıştı. Darphane, ziynet ve altın sikke olmak üzere 22 ayar iki tür cumhuriyet altını basıyor. Altın sikke, üzerinde Atatürk Darphane’nin, bu kabartması olduğu için ‘’Ata yılbaşından 14 Şubat’a altını’’ olarak da anılırken, kadar gerçekleştirdiği adet inceltilmiş şekilde basılan bazında altın üretimi şöyle: ziynet altını genelde takı Altının Cinsi Adedi olarak alınıyor. 2.675.365 Çeyrek Altın sikkelerin ve ziynet Yarım 367.483 altınlarının ağırlığa göre Tam 605.914 ‘’çeyreklik’’, ‘’yarımlık’’, ‘’birlik’’, ‘’ikibuçukluk’’ ve 61.254 İkibuçukluk ‘’beşlik’’ olmak üzere beş Beşlik 1.026 türü bulunuyor. Toplam 3.711.042

Türkiye'nin altın rezervi düştü IMF verilerine göre, Türkiye'nin altın rezervi Ocak'ta yüzde 6 düşerek 488,5 tona geriledi. Türkiye’nin altın rezervi Ocak ayında geriledi. IMF’nin verilerine göre Ocak’ta rezervlerini 31,1 ton azaltan Türkiye’nin toplam rezervi 488,5 ton oldu. Bu düşüşle birlikte Türkiye’nin rezervlerinde yüzde 6 azalma gerçekleşti. Şu anki rezerviyle Türkiye halen dünyanın en çok altına sahip 11’inci ülkesi olma konumunu koruyor. IMF’ye göre Ocak ayında Euro Bölgesi’nde ise altın rezervleri artış kaydetti. Rezervlerin 7,7 ton arttığı bölgede toplam altın rezervi 10 bin 787 tona ulaştı. Dünyanın en çok altına sahip olan ülkesi ABD’de rezervler Ocakta 8 bin 133 tonda sabit kalırken, ikinci sıradaki Almanya’da da rezervler 3 bin 387 tonda kaldı.



Altın Dünyası • Etkinlik

Mücevheri modaya dönüştüren marka Assos, ünlü rehber Saffet Emre Tonguç eşliğinde düzenlediği gezi ile Kapalıçarşı’nın gizem dolu tarihine ışık tuttu. Oprah Winfrey’den Calvin Klein’a, Madeleine Albright’tan Diane Von Furstenberg’e Türkiye’ye gelen bütün ünlü isimleri gezdiren rehber Saffet Emre Tonguç, bu kez Assos için Kapalıçarşı’daydı. Davetlilere Kapalıçarşı ile ilgili merak ettikleri her konuda anlatımda bulunan Tonguç, anlatımında Assos ışıltısının kaynağı mücevherin tarihine de yer verdi. Merkezi Kapalıçarşı’da bulunan Assos,

mağazada buluşturduğu davetlilere birbirinden zarif koleksiyonları sunduktan sonra Kapalıçarşı turu için yola çıktı. Gün bitiminde Assos ile keyifli saatler geçiren, mücevher ve Kapalıçarşı tarihine yönelik bilgiler edinen davetliler, Surplus’ta gerçekleşen happy hour ile bu eğlenceli günü noktaladılar.



Altın Dünyası • Saat

Dünya Saat Endüstrisinin Kalbi Basel’de Atacak Dünyanın en büyük uluslararası saat ve mücevher fuarı olan Basel World, 27 Mart 03 Nisan 2014 tarihlerinde ziyaretçilerini muhteşem atmosferle ağırlamaya hazırlanıyor. Konyalı Saat’in distribütörlüğünü yaptığı ünlü saat markaları ‘ZENITH’ ve ‘MOVADO’ yepyeni ve sıra dışı 2014 koleksiyonları ile fuarda yerini alacak.

Dünyanın saat ve mücevher sektöründeki en büyük ve en önemli organizasyonu Basel World, aynı zamanda İsviçre’nin de bugüne kadar ev sahipliği yaptığı en büyük organizasyonlardan biri. Geçtiğimiz yılda 100’den fazla ülkeden 104.300 ziyaretçinin yer aldığı fuarda, güncel tasarımları keşfetmek, saat ve mücevher sektörlerinin son eserlerini görmek için dünyanın her yerinden ziyaretçiler gelmişti. Bu yıl da fuara talebin oldukça yüksek olması bekleniyor.

Basel Word 2014’te Zenith ve Movado Rüzgarı Esecek Zenith ve Movado’nun yeni koleksiyonlarını tüm dünyaya tanıtmaları adına önemli bir fuar olan Baselworld’de fuar öncesi ilgi oldukça yoğun. Bu sene iki katı büyümeyle ibreyi hep yukarı doğru yükselten Zenith, doğru temeller üzerine kurulduğunu bir kez daha kanıtladı. Fuarda en dikkat çekici modelleriyle parlayacak olan lüks tutkunlarının vazgeçilmezi Movado ise zarafetin ve sadeliğin kusursuz bir örneği olarak biliniyor. İsviçre’nin Basel kentinde yapılacak olan Basel Word, 27 Mart 03 Nisan 2014 tarihlerinde saat ve mücevher sektörlerinin son eserlerini görmek isteyen saat tutkunlarını ağırlayacak.

Konyalı Saat mağazaları 2014 yılında büyümeye devam ediyor Büyüme hızını 2014 yılında da devam ettiren Konyalı Saat, 28 Şubat’ta ilk mağaza açılışını İstanbul Canpark AVM’de gerçekleştirdi. Konyalı Saat diğer mağazasını ise Anadolu Yakası’nın en prestijli AVM’lerinden biri olmaya aday Akasya AVM’de açtı. Konyalı Saat 2014 yılında mağazalaşma hızıyla dikkat çekiyor. 28 Şubat’ta İstanbul Canpark AVM’de açılışı gerçekleşen mağazasıyla büyük ilgi gören Konyalı Saat, 6 Mart 2014 tarihinde ise Anadolu Yakası’nın en prestijli AVM’lerinden biri olmaya aday Akasya AVM’de açtı. Yılsonuna kadar 6 mağaza daha açacak olan Konyalı Saat, yine İstanbul’da Metro Garden, Mall of İstanbul, Koru Florya ve İzmir Mavibahçe AVM’de yeni şubeler açacak. Konyalı Saat, 2017 yılına kadar 50 mağazalık bir yapıya ulaşmayı ve 2015 yılından itibaren franchise sistemini de kullanarak Türkiye’nin lider saat perakendecisi olmaya aday.

Kullanıcı dostu yeni web sitesi!

Konyalı Saat, web sitesini internet alışverişinin göz ardı edilemeyecek derecede kullanılır hale gelişi ile tamamen yenilikçi, kullanım kolaylığı nedeniyle de kullanıcı dostu bir web sitesi haline getirdi. Çok kısa bir süre içerisinde yeni yüzüyle faaliyetine devam edecek olan Konyalı Saat web sitesi, kullanıcılarına kullanım kolaylığı sağlıyor. 222 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Zenith Spindrift Racing’e katılıyor Zenith, Kuzey Atlantik, 24 saat ve Route du Rhum dahil büyük rekorlar kırmaya yardımcı olmak umuduyla, Spindrift ekibinin ve dünyanın en büyük okyanus yarışı ‘Trimara’nın’ resmi saati oldu. Felix Baumgartner ile ses duvarının aşılmasından sonra, Zenith’in bir kez daha dikkat çekici bir macerayı desteklemesi, orijinallik, cesaret ve haz değerlerini teknolojik bir projeyle ifade etmesi açısından önem taşıyor. Hakiki bir girişimci ruh taşımak, sınırları zorlamaya devam etmek… Profesyonel yetkinliği sürekli artırmak, yeni alanlar fethetmek, cesur olmak... Kurulduğu günden bu yana yeni ufuklar fethetme ve ileriye bakma becerisini geliştiren dünyaca ünlü saat markası Zenith, en dikkate değer maceraları desteklemeye devam ediyor. Zenith, Louis Blériot’dan Felix Baumgartner’a kadar havacılık ve uzay tarihine damgasını vuruyor. Gandhi’nin adımlarını hızlandırarak tarihi kat eden Zenith, çeşitli kâşiflerin bileğinde büyük başarılara katkıda bulundu. Tüm bu mükemmel maceralar, markanın mirasının ayrılmaz parçası olarak dikkat çekiyor.



Altın Dünyası • Röportaj

Firmalar ürünün tasarlanmasından sipariş zamanına, sipariş zamanından tahsilat zamanına kadar işletme sermayesine ihtiyaç duydukları bir süreç geçiriyor. Özellikle fuar dönemlerinde ortaya çıkan finansman ihtiyacının en önemli girdisi has altın olup firmaların bu anlamda taleplerini karşılayacak spesifik bir kredi ürünü bulunmuyor. Bu noktadan DenizBank, İmalatçılara Altın Destek Kredisi ile bu sorunu ortadan kaldırıyor. DenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut Gelgör İmalatçılara Altın Destek Kredisi ile ilgili merak edilen soruları dergimize açıkladı. pariş zamanından tahsilat zamanına kadar işletme sermayesine ihtiyaç duydukları bir süreç geçiriyor. Özellikle fuar dönemlerinde ortaya çıkan bu finansman ihtiyacının en önemli girdisi has altın olup firmaların bu anlamda taleplerini karşılayacak spesifik bir kredi ürünü bulunmuyor. DenizBank Altın Bankacılığı olarak sektördeki bu açığı İmalatçılara Altın Destek Kredisi ile dolduruyor ve yine bir ilki daha müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. İmalatçılara Altın Destek Kredisi ile mücevher ve kuyumculuk sektöründe alınan siparişlerin hazırlanması ile vadeli satış bedellerinin tahsilatı arasında geçen süreçte duyulan işletme sermayesi ihtiyacını 3 aya varan ödemesiz dönem ve 15 aya varan vadeler ile karşılama imkanını değerli müşterilerimize sunuyoruz. İmalatçılara Altın Destek Kredisi özellikleri nelerdir? İmalatçılara Altın Destek Kredisi, taksitli altın kredisi olup üreticiye hammadde sağlayan bir üründür. Sektöre daha önce yine bir ilk olarak sunduğumuz Eşit Taksitli Altın kredisinde de olduğu gibi kredi kg. olarak kullanılmakta ve gram olarak geri ödenmektedir. Faizin sabit olduğu ve dalgalanmalardan etkilenmediği, müşterinin ne ödeyeceğini bildiği, risk azaldıkça kredi limit boşluğu yarattığı için kredi imalatçı müşterilerin finansman ihtiyaçlarını karşılamalarına destek olmaktadır. Aynı zamanda firmanın satış bedellerini tahsil edeceği süre boyunca geri ödemenin ötelenmesi ürünün en büyük avantajlarındandır.

KOBİ’lerin gerek iç gerek dış faaliyetlerinde bankalardan kullandıkları altın kredileri kilit rol oynuyor. 2014 yılında kuyum ve mücevher sektörüne yönelik yeni kredi ürünleriniz nelerdir? Kuyumculuk ve mücevher sektörünün dinamiklerine uygun inovatif ürünler sunmak ilk günden itibaren DenizBank Altın Bankacılığı öncelikli hedeflerinden oldu. DenizBank Altın Bankacılığı imalatçıdan toptancıya, küçük üreticiden perakendeciye kadar altın ticareti ile uğraşan tüm sektör müşterilerine hizmet veriyor. DenizBank olarak, sektörümüzü altın bankacılığı konusunda ilklerle tanıştırmaya, mücevher ve kuyumculuk sektörüne en yeni ve kaliteli ürünleri sunmaya 2014 yılında devam edeceğiz.

Mücevher ve kuyumculuk sektöründe alınan siparişlerin hazırlanması ve vadeli satış bedellerinin tahsilatı sektör firmalarına yüksek tutarlarda işletme sermayesi ihtiyacı doğuruyor. Firmalar ürünün tasarlanmasından sipariş zamanına, si224 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Ürün özelliği neden 3 ay ödemesiz dönemlidir? İmalatçı firmaların aldıkları siparişleri hazırlaması, teslimi ile satış bedellerinin tahsilatı arasındaki süreçte ihtiyaç duydukları has altın ihtiyacını karşılamak ve sektör firmalarının bu süreçteki nakit akışına uygun bir ürün olması amacıyla kredi 3 aya varan ödemesiz dönem seçeneği ile sunulmuştur. Bu şekilde imalatçı müşterilerimizin sipariş ve vadeli satış bedellerinin finansmanı firma koşullarına çok daha uygun bir şekilde sağlanmış olmaktadır.

Fuar dönemlerinde ortaya çıkan finansman ihtiyacının en önemli girdisi has altın olup firmaların bu anlamda taleplerini karşılayacak spesifik bir kredi ürünü bulunmuyor. DenizBank Altın Bankacılığı sektördeki bu açığı İmalatçılara Altın Destek Kredisi ile dolduruyor.



Altın Dünyası • Röportaj

Osman Türel Mermer;

ÖTV’nin kaldırılacağı müjdesinin ardından söz konusu düzenlemenin torba yasadan çıkarıldığı haberi sektörde hayal kırıklığı yarattı. Konuya ilişkin görüşlerini aldığımız Super Gems Firma Sahibi Osman Türel Mermer, ÖTV’nin sektör için gerçekten bir sorun olduğunu ancak bundan daha önemli sorunların da olduğunu söyledi. Taşların tedarik süreci hakkında neler söyleyebilirsiniz? Piyasada yaşanan talep tedarik sürecinizi nasıl etkiliyor? Gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışında son derece etkin bir tedarik zinciri yönetim sistemimiz var. Oturttuğumuz bu sistem sayesinde kusursuz bir tedarik süreci yaşıyoruz. Son zamanlarda sentetik taşlar da sektörün gündeminde. Sentetik taşlar hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Sentetik taşlar senelerdir altınla birlikte piyasada kullanılıyordu. Son yıllarda bu kategoriye olan talebin ardından kullanımı daha da arttı. Gündemde olan bir diğer konu da ÖTV’de yaşanan gelişmeler. Değerli taş ithalatında alınan %20’lik özel tüketim vergisinin kaldırılması adına uzun zamandır çalışmalar yürütülüyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ÖTV’nin kaldırılabileceği yönündeki açıklamaları ile sektör sevinmişti. Ancak sonrasında söz konusu düzenlemenin torba yasadan çıkartıldığı haberi duyuldu. Sizin bu konudaki görüşleriniz nedir, bu durum sektörü ve branşınızı nasıl etkiliyor? Yapılan açıklamaların ardından büyük bir beklenti içerisine girdik. ÖTV’nin kaldırılması sektörümüz açısından bir şart ancak daha önce düzenlenmesi gereken birçok konu var. Gümrük işlemlerinde de kota olması gerektiği gibi… Yurtdışından gelen ürünlere kota getirilmesi şart. Eğer kota getirilirse, yaşanan talep karşısında toptancılar iç pazardaki imalatçılara yönlenecekler. Böylece iç piyasadaki tüm imalatçılar iş yapmış olacak, hem istihdam hem de ekonomiye daha fazla katkı sağlanmış olu226 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

nacak. Bu konu, ÖTV’den daha ciddi bir sıkıntı teşkil ediyor sektör için. Yurtdışından gelen ürünlere mutlaka ya kota konulmalı, ya da fiyatlarda düzenleme yapılmalı. Bu durumda piyasa daha da canlanacak. Tektaşa olan talep artınca, rekabet ortamında inanılmaz bir büyüme olurken, fiyatlar da çok fazla arttı. Parası olan yurtdışına çıkıyor, taşları alıp yurtiçinde pırlantacılık yapıyor. Son yıllarda hizmet verdiğimiz kategori bu nedenle oldukça genişledi. Haksız rekabet, bilinçsiz ticaret, fiyat farklılığı, üretim farklılığı, bunlar sektörün ciddi problemleri olmaya başladı. Sektör sürekli genişlerken iş hacmi aynı kalıyor, fiyatlar rekabetten dolayı düşüyor, bu da kaliteyi yok ediyor. Kapalıçarşı’da sistemli çalışma da yok. Evraksız, düzensiz çalışma prensipleri çok fazla. Söz senettir uygulaması hala devam ediyor. Faaliyet gösterdiğiniz kategori, dikkat, hassasiyet ve profesyonellik istiyor. Personel seçiminden tutun, tahsilât konularına kadar oldukça titiz davranılması gerekiyor. Sektörde alanında iddialı bir firma olarak sizin bu konularda dikkat ettiğiniz konular nedir? Çalıştığımız iş ortaklarımızı seçerken oldukça titiz davranıp, referansla iş ortaklıkları kuruyoruz. Biraz önce de bahsettiğim gibi çalışma sistemlerinde sıkıntı olduğu için, güven ve nakit akışında sıkıntı olmasını önlemek adına, tanıdığımız, güven-

diğimiz ve referansı kuvvetli kişilerle çalışıyoruz. Hizmet ağınıza yeni ekleyeceğiniz ya da eklemeyi hedeflediğiniz ülke var mı? Varsa nedene o pazarda yer almak istiyorsunuz? İç piyasa ağırlıklı olarak çalışıyoruz. Hizmet verdiğimiz kategoride ihracat yapmak çok zor, aksine ağırlıklı ithalat oluyor. Firmanız adına 2013 yılı nasıl geçti, 2014 yılı için belirlediğiniz bir hedef var mı? 2013 yılı firmamız için stabil geçen bir yıl oldu. 2014 yılında ise firmamızın gidişatını sektör gündemi belirleyecek. Fuar ve seçimin ardından 2014 yılının nasıl geçeceğini öngörebileceğiz.



Altın Dünyası • Haber

Güneş enerjisi sistemiyle elektrik faturasından tasarruf edin Yarım asra yakın süredir yarı mamul üreticisi olarak hizmet veren VERT kalitesi ve tecrübesi temeliyle kurulan VERT Enerji, anahtar teslim güneş enerji santralleri kurulumu yapan bir mühendislik şirketi. Kullanımı her geçen gün artan, elektrik faturasından tasarruf sağlayan bu sistemle ilgili Makine Mühendisi Proje Satış Sorumlusu Yusuf Osun önemli açıklamalarda bulundu. Kurulduğunuz günden bu güne kadar yaşadığınız gelişimi anlatabilir misiniz, uzun vadede planladığınız hedefler nedir? Şirketimiz kuruluşunun ilk iki yılında müşterilerine kaliteli hizmeti en uygun bir şekilde sunabilmek adına sektörde yoğun araştırmalar yaparak altyapısını güçlendirmiştir. Mevzuatların da şekillenmesi ile birlikte son bir yıl içerisinde 60’a yakın proje geliştiren VERT Enerji, Türkiye genelinde birçok yatırımcı adayı ile temaslarını sürdürüyor. Türkiye’deki ilk sistemimizi ise geçtiğimiz yıl İstanbul’da bir fabrikanın çatısına kurduk. Kurulu güç kapasitesi 100 kW olan bu proje, Marmara bölgesinin en büyük çatı projelerinin ilklerinden oldu. Şirketimiz, anahtar teslim hizmetleri ile uzun vadede sektöründe pazara yön veren en etkin şirketlerden biri olmayı hedefliyor.

VERT, kuyumculuk sektöründe yarım asra yakın süredir yarı mamul üreticisi olarak bilinmektedir. Bu tecrübeyle birlikte enerji sektöründeki yatırımlarınız ve faaliyetleriniz hakkında da bilgi verebilir misiniz? Kuyumculuk sektöründe sahip olduğumuz yarım asırlık ticari tecrübe, markamıza duyulan güvenin temelini oluşturuyor. Enerji alanında ise yurtdışında edindiğimiz teknik birikim şirketimize bu sektörde rekabet avantajı sağlıyor. Yenilikçi ve sürdürülebilir sektörler ile yakından ilgilenen grubumuz, yenilenebilir enerji alanına yönelerek 2010 yılı sonunda VERT Enerji şirketini kurdu. Güneş enerjisinden elektrik üretimi gerçekleştiren, “Fotovoltaik” diye adlandırdığımız sistemlere odaklanmış olan şirketimiz, bu alanda anahtar teslim güneş enerji santralleri kurulumu yapan bir mühendislik şirketidir. Bir başka şirketimiz bünyesinde, 2007 yılından itibaren Yunanistan’da 200’den fazla tesisi devreye alan ekibimiz, işletmelerin enerji üretim lisansı almaksızın elektrik tüketiminin tamamını veya bir kısmını üretebilecek çözümler geliştiriyor. Verdiğiniz hizmetin iş ortaklarınıza sağladığı avantajlar nelerdir? Ülkemizde geçtiğimiz yıllarda çıkan mevzuatlar çerçevesinde, lisans almaksızın ve şirket kurma zorunluluğu olmadan ihtiyaç duyduğunuz elektriği kendiniz üretip ihtiyaç fazlasını da 10 yıl boyunca devlete satabiliyorsunuz. Güneş enerjisine yatırım yapan işletmeler özellikle otel, AVM, hastane, fabrika gibi yerlerde, elektrik giderlerini kazanca dönüştürerek rekabet üstünlüğü sağlamaktadırlar. Ayrıca doğa dostu olan bu yeni teknolojilerin ülkemizde yaygınlaşmasına öncülük ettiklerinden dolayı markalarının prestijlerinin artmasına da katkıda bulunmaktadır. Üstelik leasing ve kredi yöntemleri ile elektrik faturası öder gibi yatırım yapmanız mümkün. 228 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Bu projenin detaylarından bahsedebilir misiniz? Bir tekstil fabrikasının çatısının yaklaşık 700 m2 alanına kurduğumuz bu sistemde, toplam 417 adet güneş paneli kullanılarak yıllık 135.000 kWh elektrik üretimi gerçekleştirilecektir. Üretilen enerji sistemde kullanılan 5 adet invertör ile şebeke ile uyumlu hale getirilmiş ve böylece sistemin şebeke ile paralel şekilde çalışması sağlanmıştır. Yaklaşık 10 gün gibi kısa bir sürede tüm kurulumu tamamlanan tesiste çift yönlü ölçüm yapabilen sayaç kullanılarak üretimin tüketimden fazla olduğu zamanlarda şebekeye elektrik satması mümkün hale getirildi. Elektrik faturasından tasarruf sağlayan müşterimiz, üretilen temiz enerji sayesinde yıllık yaklaşık 95.000 kg CO2 salınımını engellemeye de katkıda bulunacak. İlerleyen dönemlerde emisyon ticaretini mümkün kılan yasal düzenlemeler planlanıyor. Hizmet verdiğiniz sektörü değerlendirecek olursak, Türkiye’de bu alan olması gerektiği kadar gelişti mi? Güneş enerjisi sistemleri tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılmakta ve hızla yaygınlaşmakta. Araştırmalar bize güneş enerjisinin yakın geleceğin en önemli enerji kaynaklarından biri olacağını gösteriyor. Ülkemizde elektrik üretimindeki payı yok denilecek kadar az olan bu sistemlere talep ise oldukça fazla. 1 MW altı lisanssız uygulamalar giderek yaygınlaşıyor. Ayrıca bu yıl içerisinde yapılan 8.900 MW lisans başvurusundan toplam 600 MW lisans dağıtılacak. Böylece pazarın hızla büyümekte olduğunu söyleyebiliriz.



Altın Dünyası • Koleksiyon

Roberto Bravo’dan Doğaya Duyarlı Koleksiyon;

Doğanın saf güzelliğini ve büyüleyici renklerini tasarımlarına yansıtan Roberto Bravo Global Warming Koleksiyonu, doğaya gösterilmesi gereken hassasiyete ve öneme dikkat çekiyor. Roberto Bravo’nun doğadan esinlenerek oluşturduğu koleksiyonu Global Warming, küresel ısınmaya dikkat çekmenin yanı sıra baharın sevincini ve doğanın yenilenişini de yansıtıyor. Roberto Bravo’nun sıra dışı koleksiyonları arasında yer alan Global Warming Koleksiyonu tasarımı kadar hikayesi ile de dikkatleri çekiyor. Doğanın içinden esintiler, Global Warming İyi bir görünümü yaşam biçimi olarak benimseyen doğaya saygılı kadınlara hitap eden Global Warming Koleksiyonu, doğanın renklerini ve zarafeti bir arada sunuyor. Renkli safir, altın ve pırlantanın mükemmel uyumunu çiçek ve kelebek figürleriyle doğaya uyarlayan Global Warming Koleksiyonu dünyayı daha güzel kılan detayları mücevherlere taşıyor. Doğanın güzelliğini ve renklerini tasarımlarına yansıtan Global Warming Koleksiyonu, sonraki nesillerin de doğanın mükemmel uyumunu ve canlıların sıra dışı dünyasını keşfetmesi için tüm doğasever kadınların beğenisine sunuluyor. Roberto Bravo Global Warming Koleksiyonu ile herkesi doğaya iyi davranmaya ve küresel ısınma konusunda daha duyarlı olmaya davet ediyor.

230 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Haber

Tüm dünyanın merakla beklediği 86. Oscar Ödülleri 3 Mart tarihinde düzenlenen ödül töreniyle sahiplerini buldu. 2014 yılı trendlerini yansıtan kırmızı halıda birbirinden şık kıyafetler ve göz alıcı mücevherler en az Oscar kazananlar kadar öne çıktı. Charlize Theron, Cate Blanchett, Angelina Jolie, Jennifer Lawrence, Lupita Nyong gibi daha ismini sayamadığımız birçok ünlü isim birbirinden ünlü markaların tasarımlarıyla göz kamaştırdı. İşte Kırmızı Halıda öne çıkan mücevherler…

Jennifer Lawrence 2 Milyon Dolarlık Neil Lane kolyesiyle Jennifer Lawrence, gecenin en pahalı mücevherlerinden birini kullanmış oldu. Kolyede 100 karatlık elmas bulunuyor. Ünlü oyuncunun küpeleri de Neil Lane...

232 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


Cate Blanchett Blue Jasmine filmindeki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan Kate Blanchett’in tercihi Chopard küpelerden yana olmuştu. Opal taşlardan oluşan küpede beyaz altın kullanılmış.

Amy Adams Amy Adams’ın küpeleri de gecenin en çok konuşulan mücevherlerinden biri oldu. Tiffany Co. küpelerin değeri 30.000 Dolar...

Lupita Nyong’o Ünlü oyuncunun başına taktığı taç altın ve pırlantadan oluşuyor. Oyuncunun pırlantalı küpeleri ve tacı Fred Leighton tasarımı...

Sandra Bullock Lorraine Schwartz küpeleriyle dikkat çeken oyuncu yine gecenin en pahalı ve şık mücevherlerinden birini takmış oldu. Oyuncunun takmış olduğu küpelerin değeri 1.8 Milyon Dolar...

Charlize Theron Gecenin göz alıcı kolyeleri arasında Charlize Theron’un taktığı Harry Winston kolye başı çekiyor. Göz alıcı kolyenin değeri 15 milyon Dolar...

Anne Hathaway Anne Hathaway tüm takılarını Neil Lane’den tercih etmişti. Oyuncunun Neil Lane bilekliği 100 karat elmastan oluşuyor ve değeri 1 Milyon Dolar. Kare kesimli elmas yüzük ise 250.000 Dolar değerinde...

Angelina Jolie Angelina Jolie’nin küpeleri de hem çok şık hem de çok değerliydi. Jolie’nin küpeleri Robert Procop tasarımı, pırlanta küpeler 42 karat ve 1 milyon dolar değerinde...


Sonsuzluğa Uzanan Aşk Dolu Yolda Altınbaş Işıltısını Hissedin Aşkın ve bağlılığın bir ömür boyu sembolü olma özelliğini taşıyan pırlanta, Altınbaş’ın usta ellerinde zarafet ve ışıltı ile hayat buluyor. Bahar aylarının romantizmi içinde evet demeye hazırlanan çiftler için Altınbaş, ömür boyu aşkı arayan tasarımlar sunuyor… Altınbaş baharın romantizmini aşkın ışıltısı ile birleştiyor ve aşkın mücevher formunu tasarımlarına taşıyor. Yüzyıllardır aşkın simgesi olan pırlanta, 2014 yılının peri masallarında da en dikkat çekici rolün sahibi olacak. Temeli sarsılmayan sonsuz aşkları temsil eden mücevherler, Altınbaş 2014 Koleksiyonu’nda yer alıyor. Pırlanta’nın en ince hatları ile işlendiği Wedding Koleksiyonu’nda yüzükler, kolye ve küpeler klasik çizgisini korurken, prenseslerin boynunu saran boyun hizasında kolyeler göz kamaştırmaya devam edecek.

Altınbaş mutluluğunuza bir ömür boyu tanık olacak Birbirinden şık tasarımların markası Altınbaş, bir ömür boyu mutlulukla taşınacak alyans seçenekleriyle gelin ve damatlara en özel günlerinde farklı alternatifler sunuyor. Altınbaş’ın çiftlere her zevke hitap eden modern, klasik ve zarif alyansları ile gelin ve damatlar, en mutlu anlarını ölümsüz kılıyor.

234 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Haber

Sektörde tecrübeli bir ekibin bir araya gelişiyle 2010 yılında kurulan DST Makine, kuyumculuk sektörüne yönelik makine ve ekipman hizmeti veriyor. Bünyesinde bulunan distribütörlükleriyle Türkiye’deki firmalara kaliteli ve profesyonel bir hizmet sunuyor. Kuyumculuk sektöründe uluslararası rekabette büyük avantaj sağlayacak yeni makineleri, bu yıl içinde tanıtmayı planladıklarını belirten DST Makine Genel Müdürü Tolga Burkay, distribütörlüğünü yürüttükleri SISMA firmasının DST Makine’nin ortağı olduğunu Altın Dünyası aracılığıyla duyurdu. DST Makine olarak sektörde kaç yıldır hizmet veriyorsunuz? Firmanızın oluşum aşamasından bahsedebilir misiniz? DST Makine’yi oluşturan adımlarınız/stratejileriniz nelerdi? Şahsen 17 yıldır içinde bulunduğum kuyumculuk sektöründe, DST Makine ile 4 yıldır hizmet vermekteyiz. Kuyumculuk makine ve ekipmanları işiyle 1997 yılında tanıştım; sektörün önemli firmalarında satış müdürü ve genel müdür olarak 11 yıl çalıştım. 2008 yılında, daha önceleri Avrupa ve Rusya Satış müdürlüklerini yaptığım Japon YASUI firmasında, Teknik Satış Müdürlüğü görevini üstlendim. 2010 yılında Türkiye’ye döndüm ve uzun yıllar beraber çalıştığım bir ekiple beraber DST Makine firmasını kurduk. DST, “Dinamik, Servis, Teknoloji” kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır. En başından beri fark yaratmak arzu ve iddiasında olduğumuz şekilde, tamamen müşteri memnuniyeti odaklı ve profesyonel bir anlayışla, sadece belirli makinelerin satış ve satış sonrası hizmetlerini yürütmek, teknik bilgi birikimimizi müşterilerimize aktarmak amacındayız. Kısa zamanda, SISMA (İtalya) Lazer Sistemleri, YASUI (Japonya) Döküm Sistemleri ve SHIMADZU (Japonya) elektronik hassas terazilerinin Türkiye Distribütörlüklerini firmamız bünyesine kazandırdık. Faaliyet alanlarınız ile ilgili detaylı bilgi alabilir miyiz? Yukarıda da bahsettiğim gibi üç firmanın Türkiye Distribütörlüğünü yürütüyoruz. Bunlar hakkında biraz daha detaylı bilgi vermek gerekirse; SISMA markalı Lazer Kaynak, Lazer Markalama ve Lazerli CNC makineleri, YASUI markalı Otomatik Mum Enjeksiyon Sistemleri, Alçı Pişirme Fırınları ve Tam Otomatik Döküm Makineleri ile SHIMADZU markalı hassas elektronik kuyumcu terazilerinin satış, yedek parça, bakım, teknik servis ve eğitim hizmetlerini veriyoruz. Firmanızın yakın dönem hedefleri arasında öncelikli projeleri nedir? Yakın zamanda sonuçlandırdığımız çok önemli bir projeyi, buradan sizin aracılığınızla aktarmak isterim. Şu an distribütörlüğünü yürüttüğümüz SISMA firması, uzun zamandır devam ettiğimiz görüşmeler sonucunda DST Makine firmasının ortağı oldu. Belki de, Türkiye’de kuyumculuk makineleri sektöründe bir ilk gerçekleşti ve bir yabancı firma Türkiye’deki bir firmaya sermaye yatırımı yaparak ortak oldu. Bunun bize katacağı güçlü sermaye yapısı dışında çok önemli bir yanı var ki, o da bize ve sektörümüze duydukları güvenin bir tezahürü olmasıdır. Bu yeni oluşum sonrası, bir süre sonra faaliyetlerimize “SISMA MEA” adında uluslararası bir firma olarak devam 236 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

edeceğiz. Firmamız; Orta Doğu, Balkanlar ve Yakın Doğu’daki birçok ülkeye, SISMA’nın bölgesel merkezi olarak hizmet vermeye başlayacak. Teknik Personel sayımızı şimdiden iki katına çıkardık. Arkamıza SISMA gibi bir sektör devinin gücünü aldık, yeni alanlarda da başka yatırımlarımız olacak. Büyük bir heyecan ve arzuyla devam ettirdiğimiz görüşmelerin, bu şekilde mutlu sona ulaşması bizim için bir gurur kaynağı oldu. DST Makine’nin gelecek hedeflerinde neler var? SISMA ve YASUI firmalarının tamamlamak üzere olduğu ve kuyumculuk sektörüne uluslararası rekabette büyük avantaj sağlayacak yeni makineleri, bu yıl içinde tanıtmak arzusundayız. Ayrıca şirket personelimizin katılacağı yerli ve yabancı eğitim ve seminerler aracılığı ile hizmet kalitemizi artırmak istiyoruz. Pozitif kurumsal dönüşümümüzü hızlandırarak, içinde bulunmaktan gurur ve mutluluk duyduğumuz kuyumculuk sektöründe uzun yıllar, faaliyetlerimizi artan bir başarı grafiğiyle devam ettirmek azmindeyiz.


Altın Dünyası • Haber

Kredi kartına taksit yasak sektörü %35 zarara uğrattı Borsa Gold Yönetim Kurulu Başkanı Sabahattin Baş, hareketli geçen sektörün son durumuna karşı açıklamalarda bulundu. Özellikle kredi kartında taksit yasağının sektörü % 35 zarara uğrattığına değinen Baş, bu konuyla ilgili sektörün mücadeleden vazgeçmemesi gerektiğini söyledi.

2014 yılı kuyumculuk sektörü için oldukça hareketli başladı. Kuyumcu Odaları seçimleri, kredi kartı satışlarında taksit yasağı, ÖTV’de yaşanan gelişmeler sektörün gündemini oldukça meşgul etti. Sektör temsilcileri bu gelişmeler karşısında sağlıklı bir şekilde ayakta durabilmek adına belirledikleri stratejiler doğrultusunda hareket ediyor, hedeflerine ulaşabilmek için çalışmalarını sürdürüyor.

Kuyumculuk ve mücevherat sektörünün gündemini belirleyen konulara ilişkin açıklamalar yapan Borsa Gold Yönetim Kurulu Başkanı Sabahattin Baş, “sektör yeni bir seçimden çıktı. Ardından kredi kartlarına taksit yasağı geldi. Sektör bu durum sonucu %35 sekteye uğradı. Bu durumun sebebi sektörde kötü niyetli çalışan kişilerin var olmasıdır. Hükümet bu faturayı sadece o kesime değil, tamamen sektöre kesmiştir. Tabi ki bu konuyla ilgili mücadeleye devam edilmelidir. Gündem bu şekilde devam ederken sektörün en önemli fuarı İstanbul Jewelry Show Mart yaklaştı. Fuara iyi hazırlandık fakat içinde bulunduğumuz seçim, siyasi kriz ve altın fiyatlarının yükselmesi sektörde hissedilir bir şekilde işsizlik yarattı. Bu gelişmeler sektörde moral bozukluğu yaratmakla beraber küçük esnafın gidişatını da kötüye sürüklüyor. Esnafın zararla kapatması bizde de özellikle kredi verdiğimiz esnafta zarara neden oluyor. Kimsenin emeğininin, tecrübelerinin zarar görmemesi adına ticaretimizi sağlam temeller üzerine gerçekleştirmeli, sektörün saygınlığına zarar vermeden çalışmalıyız” şeklinde konuştu.

Ortadoğu Altın & Mücevher Fuarı 10 yaşında Gaziantep Kuyumcular Odası Başkanı Sedat Özdinç ve Start Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Musa Öztürk bu yıl 10. yılı kutlanan Ortadoğu Altın & Mücevher Fuarı’nda 13 ülkeden gelecek alım heyetini Gaziantep’te ağırlıyor. Fuara katılan firmaların yurtdışından getirecekleri müşterilerinin ulaşım ve konaklama giderleri Ekonomi Bakanlığı’ndan alınan desteklenecek.

Bu yıl 10. yılı kutlanan Ortadoğu Altın & Mücevher Fuarı’nda 13 ülkeden gelecek alım heyeti ağırlanacak.

Alım Heyeti Getirilecek Ülkeler; Azerbaycan / Birleşik Arap Emirlikleri Bahreyn / Cezayir / Fas / Irak İran / Katar / Kuveyt / Libya Lübnan / Tunus / Ürdün Katılımcı firmaların belirtilen ülkelerden fuara getireceği müşterilerinin bilgilerini 4 Nisan 2014 tarihine kadar Start Fuarcılık’a bildirmeleri, bağlı bulundukları ülke konsolosluklarının içerisinde yer alan Ticaret Müşavirliklerine müracaat etmeleri gerekiyor. SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 237


Altın Dünyası • Haber

K

uyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç, yapılan işbirliği öncesinde yapmış olduğu açıklamada bu işbirliğinin önemini şu cümlelerle vurguladı: “1000’den fazla üreticiyi tek çatı altında bulunduran ve sektörün üretim merkezi olan Kuyumcukent, sektörün pazarlama merkezi olma yolunda da çalışmalarına hızla devam ediyor. Bu amaca hizmet eden çalışmalardan birisine de dünyanın önemli fuarlarından biri olan Istanbul Jewelry Show’un organizatörü UBM Rotaforte ile birlikte imza atacağız. UBM Rotaforte ile gerçekleştirmeyi planladığımız bu işbirliği çerçevesinde Mart ayında organize edilecek olan fuarda, Kuyumcukent’teki firmalara özel olarak hazırlanan “Kuyumcukent Pavilyonu” projesini hayata geçireceğiz.” %38 oranında daha cazip fiyatların yanı sıra KOSGEB desteğinden de faydalanan Kuyumcukent firmaları, Mart fuarında bu denli avantajlı şekilde yer alacak olmanın heyecanını yaşıyor. UBM Rotaforte ve KİAŞ tarafından katılımcılara ikram malzemeleri, laptop, printer, ketle gibi ihtiyaç olacak elektronik aletler, misafirlere servis yapacak personel, yabancı ziyaretçilerle iletişimin sağlıklı yapılabilmesi için fuar süresi boyunca pavilyonda görev alacak tercüman

temini gibi hizmetler sunulacak. Kuyumcukent’lilere sağlanan özel imkanlar arasında; fuar alanında katılımcıların değerli mallarını muhafaza edecekleri kasa, Kuyumcukent Pavilyonu’na özel yönlendirmeler ve hazır olarak teslim edilen stant alanları da yer alıyor. Fuar boyunca organizasyonun kontrolünü sağlayacak, ihtiyaçlara yardımcı olacak ve gerekli yönlendirmeleri yapacak olan KİAŞ çalışanları ise tüm hazırlıklarını tamamladı. Kuyumcukent Pavilyonu’nda yer alacak olan markalar arasında; Ahmet Karbeyaz, Arjan Gold, Berbey Kalıp, Berhan Cıvıldar, Çavuşlar Kuyumculuk, iki alanıyla Delaloğlu Kuyumculuk, Ege Kuyumculuk, Erva Gold, Göğüş Kuyumculuk, iki alanıyla Harree Stone, İkra Kuyumculuk, Işık Gold, İvian Gold, Karaağaç Altın, Küçükler Kuyumculuk, Murobu Takı, Pina Kuyumculuk, Pamira Kuyumculuk, Rüzgar Stone, Staf Diamond, Suset Kuyumculuk ve Toprak Kuyumculuk yer alıyor. Gerçekleşecek olan fuarın, kendi markaları için büyük bir fırsat olduğunu belirten firma sahipleri, KİAŞ’ın sağladığı desteğin markalarını büyütmek ve dünyaya açılmak adına kendileri için önemli bir imkan olduğunu belirtmekteler. İlk kez projelendirilen pavilyon çalışmasının tüm detayları katılımcı firmaların fikirleri doğrultusunda KİAŞ yönetimi tarafından tamamlandı ve fuar için geriye sayım başladı...

20-23 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek olan İstanbul Jewelry Show’da kurulacak olan Kuyumcukent Pavilyonu çalışmaları tamamlandı. KİAŞ Yönetimi ve UBM Rotaforte arasında yapılan işbirliği ile Kuyumcukent’te faaliyet gösteren orta çaplı firmalar çok özel fırsatlarla Mart fuarında Kuyumcukent Pavilyonu’nda yerlerini aldı. 238 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Haber

Steel Kalıp, makinada dışa bağlılığı ortadan kaldırdı

Yaklaşık 6 yıl önce faaliyetlerine başlayan, teknik ve teknolojik konularda dışa bağımlılığı ortadan kaldırmayı hedefleyen Steel Kalıp Makina; kısa süre içinde başta kuyumculuk sektörü olmak üzere birçok farklı iş kolunda başarılı çalışmalara imza attı. Tamamen “Made In Turkey” damgasıyla çeşitli kalıp makinaları, kuyum üretim teknik ekipmanları ve özel kalıplar üreten Steel; ilk kez katıldığı Hong Kong fuarının ardından en son yeniliklerini İstanbul Jewelry Show’da sergilemeye hazırlanıyor.

Yıllarca kuyumculuk ve kalıp iş alanında çalışan, adeta Kapalıçarşı mezunu olan, sektörün deneyimli ismi Yusuf İzzet Çelik tarafından 2008 yılında kurulan “Steel Kalıp Makina”, binlerce farklı kalıp üretiminin yanı sıra, sektör mensuplarının teknik ve teknolojik ihtiyaçlarını da gideriyor. Yaklaşık 450 m2’lik modern üretim merkezinde 35 personeliyle ve işinin uzmanı Makine Mühendisleriyle tüm satışa sunduğu cihazları kendi üreten Steel; sadece ülkemizde değil, Dünyanın çok farklı coğrafyalarında bulunan üreticilerin de çözüm ortağı oluyor. Teknik ve teknolojik altyapı yetersizliğinden kaynaklanan, üretim makinalarında dışa bağımlı olma durumuna son vermek ve zamanında piyasanın kalıp ihtiyacına karşılık sunmak için markalarını kurduklarını vurgulayan Steel Kalıp Makina Firma Sahibi Yusuf İzzet Çelik; “Bugün geldiğimiz nokta itibariyle, press üretimde en yüksek kaliteli, farklı güçlere sahip baskı makinalarını üretiyoruz. Dışa bağımlılığı ortadan kaldırdığımız gibi, yurtdışına ihracat gerçekleştirecek ve bu alanda en önde gelen ülkelere satış yapacak pozisyona ulaştık” diye konuştu.

Firmaların üretim aşamasında ortaya çıkan teknik ve teknolojik ihtiyaçlarını tamamen kendi bünyelerinde çözdüklerini, firmalara özel kalıp çalışmaları da yaptıklarını belirten Çelik; başarılı geçen Hong Kong Uluslararası Takı Fuarının ardından İstanbul Jewelry Show’dan daha büyük beklenti içine girdiklerini dile getirdi. Kalıp ve makine üretiminde üretimlerinin; %25’ini tekstile %50’sini kuyumculuk sektörüne %25’ini de farklı çalışma kollarına sunduklarını kaydeden Çelik; “Branşımızla ilgili birçok önemli yeniliğimizi ilk kez İstanbul Jewelry Show’da sergileyeceğiz. Hem yerli hem de yabancı birçok yeni alıcıyla buluşacağımıza inanıyoruz. İçi boş (hollow chain) şarnel ve stampato, press üretim tekniği uygulayan firmaları en son yenilikleri yakından incelemek için standımıza davet ediyoruz” dedi. İki yıl garanti eşliğinde satışa sunulan ve sürekli teknik hizmet ekibi bulunan Steel Kalıp Makina, CE kalite standartlarında üretim gerçekleştiriyor. Dünyada 40 farklı ülkedeki üreticilerin tercihi olan Steel; tüm çalışmalarında “Made In Turkey” kaşesini gururla kullanıyor.

Kültür mirası tespihlerde mücevher değeri Yıllardır kuyum alanındaki tüm bilgi ve birikimi altın tespih imalatı için kullanan, deneyimli kuyum ustası M. Yavuz Tuncer; ülkemizin hemen hemen her şehrine tespihlerini ulaştırıyor. Aynı zamanda başarılı ihracat çalışmaları da gerçekleştiren Tuncer; yüzlerce farklı tespih modelini hayata geçiriyor. Arap ve Türk kültürünün, ayrıca İslamın önemli öğelerinden biri olan ve toplumumuz tarafından çok yoğun bir şekilde kullanılan Tespih; hünerli ellerde birbirinden özel motifiler ve tasarımlar eşliğinde Yavuz Kuyumculuk tarafından üretiliyor. Ülkemizin en büyük altın tesbih üreticilerinden olan Yavuz Kuyumculuk; kuyum ustası Yavuz Tuncer tarafından kurulmuş. 1989 yılında Kapalıçarşı’nın duayen ustalarından birinin ya240 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

nında çok genç yaşta adım atan Tuncer; yaklaşık 15 yıl boyunca her türlü ürün grubunun üretiminde görev almış ve mesleğin tüm inceliklerini öğrenmiş. Ardından kendi işini kurmaya karar vererek atölyesini açan Tuncer; kısa süre içinde altın tespih alanındaki boşluğu görerek kendisini bu alana kanalize etmiş. Altın tespih üretimine başladığı dönemde Kapalıçarşı’da sadece iki tip altın tespih üretildiğini belirten Yavuz Tuncer; “Ben kısa sürede tespihte hızla farklı modelleri üretmeye soyundum. 14 ayardan 22 ayara kadar ürettiğim tespihler, kısa sürede birçok önemli markanın ve kuyumcuların vitrinlerine taşındı. Günümüzde artık kişiye özel butik tespih üretimi yapabiliyoruz” dedi. Bugün 3 boyutlu tasarımlar eşliğinde özel robot kalıplarıyla her bir parçası, akla hayale gelebilecek her şekilde ve motifte üretilebilen tespihin her yaştan kişilerin ilgisini çektiğini kaydeden Tuncer; tespih koleksiyonu yapan yüzlerce kişi olduğunu, bayanların dahi tespih kullandıklarını, dua etmek haricinde tespihin stres atmak için de kullanıldığını söyledi.


Altın Dünyası • Saat

Yeni Frédérique Constant Slimline Moonphase Manufacture tek kelime ile olağanüstü Frédérique Constant Slimline Moonphase Manufacture modellerinde kullanılan zarif tasarım detayları, onları zamansız kılıyor. Çünkü gerçek güzelliğin modası asla geçmez. Bu yeni seride tümü eşsiz FC-705 Manufacture kalibre ile donatılmış beş yeni model tanıtılmaktadır. Her bir model özel olarak tasarlanmış ahşap hediye kutusunda sunulmaktadır. Tek bir tepe yeterli Yeni Slimline Moonphase koleksiyonunun sahip olduğu inanılmaz özellikler bir yana, bu saatlerin gerçek dehası saatin sahip olduğu tüm komplikasyonların tek bir tepe aracılığıyla ayarlanabiliyor olmasıdır. Bu özellik Frédérique Constant saatler için gün geçtikçe bir standart halini almaktadır. Saatlerde tepe üç konumda ayarlanabilir. “Konum 0” saati kurmak için seçilir. “Konum 1”de iken ise tepe saat yönünde çevrilerek takvim ayarı yapılabilir. Tepeyi saat yönünün tersine çevirmek de kullanıcının moonphase ayarını yapmasına olanak tanır. Son olarak, “Konum 2” ise saat ve dakikada ayarlamalar yapmanıza olanak verir. İşte bu kadar kolay! 42 milimetrelik kasa çapına sahip saatler şık ve ince bir tasarıma sahiptir. Tüm modellerin ön camı konveks kesimli safir kristalden olup kasa arka kapağı da transparan kristalden yapılmıştır. Buna ek olarak, her modelin kadranında tarih ve saat 6 pozisyonunda konumlandırılmış moonphase fonksiyonları yer alır. Kadran üzerinde bulunan ayın bu denli işçilikli bir şekilde ortaya çıkması için oldukça yeni bir lazerli teknoloji kullanılmıştır. Yeni Slimline Moonphase modellerin her biri, üzerinde

Perlage ve dairesel Côtes de Genève dekorasyonu bulunan ve 26 adet değerli taş ile sabitlenmiş 42 saatlik güç rezervine sahip makineye sahiptir. Bir galaksi seçenek! Şaşırtan fiyatlarıyla Slimline Moonphase gerçek sıra dışı değeri sunuyor. FC705S4S6 modelinin parlak çelik kasasının içerisinde yer alan bombelendirilmiş gümüş kadran; elle cilalanmış nikel indeksler ve akrep-yelkovanı çevreliyor. Kelebek tokalı zarif siyah aligatör kayış, saatin zamansız görünümü tamamlıyor. Mavi tutkunları için FC-705N4S6 referanslı model hayalleri gerçekleştiriyor. Çelik modellerin ikinci alternatifi olan bu saatin sahip olduğu göz alıcı deniz mavisi kadran nikel renkli indeksler ve akrep-yelkovan ile muhteşem bir kontrast sunuyor. Beyaz dikişli mavi aligatör kayış ise yine kelebek toka ile tamamlanıyor. FC-705V4S4 modelinin ışıldayan pembe altın kaplama kasası zarafeti en ince haliyle sunuyor. Bombelendirilmiş gümüş kadran pembe altın kaplama indeksler ve akrep-yelkovan ile uyum sağlarken koyu kahverengi aligatör kayış incecik kasanın güzelliğini daha da vurguluyor. Slimline Moonphase serisinin zirvesinde 18 karat som pembe altın kasaları ile iki göz alıcı model duruyor. FC-705V4S9, bombelendirilmiş gümüş kadranı üzerine titizlikle yerleştirilmiş el emeği pembe altın indeksler ve akrepyelkovan, koyu kahverengi aligatör kayış ile bütünleniyor. Diğer yandan FC705C4S9 modelinde ise pembe altın kaplama indeksler ve akrep-yelkovan ile harmanlanan göz alıcı çikolata kahvesi kadran, koyu kahve kayış ile bütünlenmiş. İster gökyüzünde olsun ister bileklerinizde, ay hayran bakışları üzerinde toplamaya devam edecek!


Altın Dünyası • Koleksiyon

JİVAL’DE

bahar esintisi…

20-23 Mart tarihleri arasında düzenlenecek 11. Yıldız Kuyumcular Buluşması baharın renklerinden esinlenerek oluşturulan yeni tasarımlarıyla misafirlerini buluşturmaya hazırlanıyor.

B

aharın habercisi kuşlar, çiçekler ve doğaya canlılık veren tüm şekillerden ilham alınarak hazırlanan altın koleksiyonları; 14 ayar yeşil altın üzerine taşlı ve sade çizgilerin işlendiği; zarif düğün setleri, bileklikler, kolyeler, kelepçeler ve muhteşem yüzüklerden meydana geliyor.

Mücevher ürünlerde; pırlanta ve değerli taşlar ile tasarlanmış kolye, küpe ve yüzükten oluşan mini setler, pırlanta tektaş yüzükler ve alyans modelleri ön planda yer almaktadır.

242 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


Haremaltin.com takipçileri ortalama bir ilçe nüfusuna ulaştı

Geçen yıl kurulan, kuyumculuk sektörünün tüm önemli güncel bilgilerini sektör mensuplarına aktaran ve tek bir internet sitesinde altın yatırımcısının, kuyumcunun bilgi ihtiyacını gideren haremaltin.com; kısa bir zaman içinde 120 bin takipçi sayısına ulaştı.

Altınbaş

Akasya AVM’de! Türkiye’nin lider mücevher markası Altınbaş; yurtdışı ve yurtiçinde sayısı her geçen gün artan mağazalarına Akasya AVM ile bir yenisini daha ekledi. Altınbaş, Mart ayında Acıbadem’de açılan Akasya AVM’de yer alan mağazasında, mücevher tutkunlarına benzersiz tasarımlarını sunacak… Dünya genelinde 120 mağaza ve 1000 satış noktasına sahip Altınbaş, mağazalarına bir yenisini daha ekledi. Akasya AVM içinde yer alacak yeni Altınbaş mağazası, mücevher tutkunlarına ışıltı ve zarafet sunmaya devam edecek. İstanbul’da ki mağaza ağına yenisini ekleyen Altınbaş, Dünya trendlerini takip eden inovatif mücevherler ile özel olarak dizayn edildi. Mücevher sanatını trendler ile birleştiren Altınbaş’ın tüm koleksiyonlarının yer aldığı mağazada renkli pırlantalar büyük ilgi görüyor.

Kuyumculuk sektöründe 30 yılı aşkın bir süredir hizmet sunan Harem Döviz & Altın; geçtiğimiz yıl teknolojiye yaptığı yatırımlarla sektörde dikkat çekti. 20’den fazla günlük kurun en güncel verileri, altın fiyatlarının geçmişe dönük istatistiki bilgileri, Dünyanın en prestijli haber ajansı Reuters’ten alınan en son anlık altın, döviz ve ekonomi haberleri, ayrıntılı grafikler, günlük yorumlar ve daha birçok yatırımcıyı aydınlatan bilginin bulunduğu www.haremaltin.com çok kısa sürede 120 bin kişinin takip ettiği bir sanal platform oldu. Sektörün adeta bilgi bankası konumuna gelen www.haremaltin.com sitesinin bu ölçüde büyük ilgi göreceğini kendilerinin de tahmin etmediğini belirten Harem Döviz&Altın Kıymetli Madenler Genel Müdürü Ara Miraşoğlu; “Sitemizin sadece kuyum camiasından değil, bireysel kullanıcıların da ilgi alanına girmesi bizi çok mutlu kıldı. Yaklaşık 120 bin takipçi sayısını sadece Apple’a uyumlu tablet ve mobil cihazlarla elde ettik. Son 3 aydır Android tüm işletim sistemlerine uyumlu hale getirdiğimiz uygulamamızın, çok yakın zamanda 200 bin kişinin takibine gireceğini tahmin ediyoruz” diye konuştu. İstanbul Jewellery Show’da Piyasanın Nabzı Harem Altın Standında Atacak… Bu yıl ilk kez fuara katılmaya hazırlanan Harem Döviz & Altın Kıymetli Madenler; stant alanında kuracağı dev ekran ile sektörün en güncel verilerini ve bilgilerini katılımcılara anında aktaracak. Ara Miraşoğlu; fuara ilk kez katılmalarının heyecanını yaşadıklarını, ülke genelinde birçok kuyumcunun bilgisayar ekranlarında olan markalarının, sektörün en değerli platformu olarak kabul edilen İstanbul Jeweller Show’da da yer almasının kendileri için çok anlamlı olduğunu ifade etti. SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 243


Altın Dünyası • Röportaj

AIFA SOFT sektörel

yazılımlarıyla sektördeki büyük bir boşluğu doldurdu Sektörün dev firmalarının da aralarında bulunduğu pek çok firmaya özel sektörel yazılım geliştiren AIFASOFT, bu alandaki çok önemli bir boşluğu doldurdu. AIFASOFT Kurucusu Fatih Şahin, ürettikleri yazılımlar ile ilgili farklılıkları Altın Dünyası ile paylaştı. Şirketlerin kontrol ve karar mekanizmalarında en önemli rolü bilgisayar yazılımları oynamaya başla¬dı. Bundan birkaç sene öncesine kadar yalnızca stok ve kasa takibi yapma amacıyla kullanılan yazılımlar artık yöneticilerin en önemli yardımcısı durumunda. Bir şirketin yönetilmesi için ihtiyaç duyulan her türlü veri seti¬ne sahip olmak son derece önemli. Şirketi ile ilgili değiş¬kenlere hakim olamayan bir yöneticinin de süreçleri sağ¬lıklı bir şekilde kontrol etmesi ve yönlendirmesi de nere¬deyse imkansız. Her firmanın ihtiyacına uygun yazılım... Bu gerçeğin bilincinde olan AIFASOFT sektöre özel ge¬liştirdiği yazılımlar ile sektörel yazılımları kasa ve stok ta¬kibi yapan sistemlerden çok yöneticilerin en önemli yar¬dımcı konumuna taşıdı. Aralarında İstanbul Altın Rafine¬risi, İnnova ve İstor gibi dev firmaların da bulunduğu pek çok firmaya özel sektörel yazılım geliştiren AIFASOFT, bu alandaki çok önemli bir boşluğu doldurdu. AIFASOFT Kurucusu Fatih Şahin ürettikleri yazılımlar ile ilgili farklılıkları şu şekilde tanımla¬dı; “Sektörümüzde firmalar her ne kadar gün içinde ben¬zer işlemleri gerçekleştiriyor olsalar da her firmanın ken¬dine özgü bir yönetim anlayışı mevcut. Aynı şekilde her firmada uygulanan takip sistemleri de farklılıklar göstere¬biliyor. Bu yüzden her firma kendi süreçlerine uygun çö¬zümler tercih etmek istiyor. Ancak sektörde genelde ha¬zır yazılımlar tercih ediliyor. Sektörde dışarıdan hizmet ve¬ren profesyonel yazılım şirketleri de sektörün dinamikleri¬ne ve teknik altyapıya hakim ol244 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

madıkları için bu çalışma¬lar da yeterli verimi sağlamadığı gibi başarılı sonuçlar da ortaya çıkmıyor. Biz de bu ihtiyaçtan hareketle, uzun yıl¬lara dayanan sektör tecrübemiz ile her irmanın ihtiyacı¬na uygun çözümler üretiyoruz. Şu anda sektörün dev fir¬malarına hizmet veriyoruz. Aynı zamanda pek çok ilde¬ki perakendeciler de yazılımlarımızı tercih ediyor. Bunun¬la birlikte hasçı ve dövizcilere yönelik çözümlerimiz de bu alandaki önemli bir boşluğu doldurdu. Bu konuda da ol¬dukça iddialı durumdayız. Öncelikle müşterilerimizin sü¬reçlerini analiz ediyor ve ihtiyaçlarını belirliyoruz. Sonra¬sında bu ihtiyaçlara uygun çözümler üretiyoruz. Çalıştığı¬mız süre boyunca da ortaya çıkabilecek her türlü ihtiyacı karşılayacak güncellemelerle hizmet vermeye devam edi¬yoruz.” Butik yazılım hizmeti vermenize karşın son dönem¬lerde pek çok firmanın AIFA SOFT’u kullanmaya başladığını gözlemliyoruz. Bunu biraz açabilir mi¬siniz? Firmanın faaliyet alanlarının çeşitliliği, büyüklü¬ğü ve kullanıcı sayısının fazlalığı gibi faktörler o firmanın ihtiyaç duyduğu yazılımın özelliklerini belirler. Biz uzun yılardır, kuyumculuk sektöründe olan ama farklı faaliyet alanlarında çalışan büyük firmalara hizmet ve¬riyoruz. Bu boyuttaki firmalar özel yazılımlara gerek¬sinim duyuyorlar. Ancak orta ve küçük ölçekli firmaların yazılım ihtiyacı dev firmalar kadar kompleks değil. Ama mevcut pazar, değişen teknoloji ve şirket yapılarına göre sağlıklı bir yazılıma ihtiyaç duydukları da ortada. Biz bu yapıdaki fir¬maların,

dev firmaların aldığı stan¬dartlardaki yazılıma sahip olabilmeleri için yazılım paket sistemi geliş¬tirdik. Artık pek çok firma yazılımın yalnızca bir stok tutma programı olmadığının farkında. Bu yüzden kısa süre önce sektöre sunduğumuz özel ya¬zılım paketlerimiz hızla yaygınlaşıyor. Yazılımın yalnızca bir stok tutma programı olmadı¬ğından bahsettiniz. Bunu biraz daha detaylandırabilir miyiz? Sektöre hizmet vermeye başladığım dö¬nemde yılda 1 defa tartı yapıp stok tutan, yıllık karı¬nı veya zararını bu şekilde hesaplayan firmalar vardı. O dönemde günlük olarak stok kaydı tutabilen bir prog¬ram devrim niteliğindeydi. Bu sayede sektörel yazılım kullanımı son derece hızla arttı. Ancak günümüze gelin¬diğinde firmaların yazılım ihtiyaçlarının değiştiğini görüyoruz. Artık firmalar kullandıkları yazılımlardan stok tutmanın ötesinde, karar süreçlerinde ihtiyaç duydukla¬rı veri setlerine ulaşmayı ve bu veri setlerinden hareket¬le sağlıklı analizler yapabilmeyi bekliyorlar. Hatırlarsa¬nız bu yüzden pek çok dev firma, piyasada mevcut sek¬törel yazılımlar ihtiyaçlarını karşılayamadığı için SAP, Microsoft gibi firmalara yönelmişti. Sektörde yazılımın önemini doğru kavrayan firmaların çoğalması bizim büyümemizin yolunu açan en önemli etken oldu. Bir işlet¬meyi yönetmek, belirli veriler ışığında karar vererek şir¬ketin rotasını çizmek demektir. Bir yöneticinin böylesi¬ne önemli kararlar verirken ihtiyaç duyduğu şey stok takip verilerinden çok daha önemli veri setleridir. Biz geliştirdiğimiz yazılımda bunlar üzerine odaklandık.


Altın Dünyası • Röportaj

“Sektör tam kapasite çalışamıyor” BDDK’nın kart yasakları, bir türlü çözüme ulaşamayan ÖTV sorunu, ekonomi yönetiminin iç piyasayı etkileyen olumsuz politikaları gibi, etkilerini gün geçtikçe hissettiğimiz sektörel problemlerimiz üzerine Esgold Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cankoray Erhan ile konuştuk. “Türkiye yıllık olarak 400 ton altın işleme kapasitesine sahiptir; fakat her yıl yaklaşık 250–300 ton altın mücevherat üretilmektedir.” diyen Cankoray Erhan sektörün bu rakamlarla tatmin olamamasının en önemli sebebi olarak; tam kapasite çalışamamasını işaret etti ve buna sebep olan etkenleri değerlendirdi. Geçtiğimiz aylarda sektörün yapısal problemlerinin başında gelen ÖTV’nin kaldırılmasına yönelik bir açıklamada bulunulmuştu. Ancak bu madde daha sonra torba yasadan çıkarıldı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce ÖTV’nin kaldırılması sektöre nasıl etki eder? Geçen aylarda böyle bir açıklama olmuştu doğrudur. Yalnız henüz bir netlik kazanmamakla beraber sektör için önemli bir konudur. Bilindiği gibi uluslararası rekabet için ÖTV’nin kaldırılması sektörde hızlı bir şahlanmaya sebebiyet verecektir. Ortalama hesaplamalara göre, ithal hammadde pırlantayı kullanarak üretilen işlenmiş mücevherleri yurt dışına ihracatın minimum 15 milyar dolar seviyelerine çıkması ihtimali hesaplanmaktadır. Eğer uygulama hayata geçerse İsrail ve Belçika’ya İstanbul Elmas Borsası yakın bir muadili olacaktır. BDDK’nın kuyumcu mağazalarında yapılan alışverişlerde kredi kartına taksit yasağı getirmesi ile birlikte sektörde ileriye dönük ciro beklentileri aşağıya çekildi. Sizin kısa ve uzun vadede, bu kararın sektöre etkileri ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? BDDK’nın yeni düzenlemesi uzun zamandır oluşan piyasa alışkanlıklarını bozacağı gibi bazı dengeleri de kuracağına şüphe yok. Bence bu yeni düzenleme, mesleğin asaletine ahlakına zarar veren, “ticarethane” adı altında başka işler yapanlar için hiç de iyi olmadı. BDDK bu uygulamayı başka sektörlerde de kontrol altına almak için kullanmalıdır. Üretim, bunun devamında toptancı ve vitrin kuyumcuları, finans ve banka kurumu değildir. Konunun özüne böyle bakılmalıdır. Piyasaların ileriye dönük cirolarını olumsuz olarak etkilemesi muhakkaktır, ama sektör kendi içinde olumlu anlamda bunun çözümünü mutlaka bulacaktır. Yani biraz zamana ihtiyaç var. Kısa bir süre sonra yeni bir sezon başlıyor. Seçim atmosferi, BDDK’nın kart yasakları, ekonomi yönetiminin daraltıcı ekonomi politikaları iç piyasayı etkilerken dış pazarlarda global ekonomik krizin etkilerinin azaldığı ve ihraç pazarlarımızın nispeten toparlandığını görüyoruz. İç ve dış pazarlardaki mevcut durum ışığında önümüzdeki sezonla ilgili beklentileriniz nelerdir? 2013 yılı geride kalan son 5 sene içinde piyasalar için verimli geçen bir yıl olmuştu. 2014 yılı 1. ayından itibaren siyasal gelişmeler malumunuz üzere iç piyasaları olumsuz etkilemiş, dolar euro ve borsalar da bu anlamda etkilenmiştir. Bu durumun bir müddet daha böyle gitmesi muhtemeldir. Hükümet ekonomi yönetiminde ve sıcak para konusunda acil programlar geliştirmeli, dünya ülkelerinin küresel ekonomik krizi hızla aştığı gibi dönem hükümeti de ülke ekonomisi için hızlandırılmış bir şeklide çözümler üretilmelidir. Malumunuz biz ekonomist değil ticaret adamıyız. Bizim kriz yönetimimiz ancak kendi firmamız adına olur. Hükümet ise ülke adına çok acil bunu yapmalıdır. Şu an üretim piyasanın iş durumu, ihracatla işin hızının kesilmemesini sağlamak ve iç piyasada da rutin olan işin nabzını tutmaya çalışmaktan öte değildir. Bu durum da üreticilerin daha çok dış piyasa eğilimli çalışmasını sağ-

Foto by Aynacı

lamaktadır ve bu perakende mağazalar tarafından, iç piyasaya gerekli özenin gerçekten gösterilmediğini hissettirmektedir. Konjonktürel etkenlerden bağımsız olarak düşündüğümüzde, sektörün gelişmesini etkileyen yapısal problemler nelerdir? Sektörel kurumların genelini göz önünde bulundurduğumuzda bu problemlerin çözümü noktasında sektör hangi konuma ulaşmış durumda? Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye, altın mücevherat pazar büyüklüğü açısından Hindistan, Çin, ABD ve Rusya ile birlikte dünyanın en büyük beş pazarı arasında yer alırken, üretimde de Hindistan ve İtalya ile birlikte ilk üç ülke arasında bulunmaktadır. Türkiye yıllık olarak 400 ton altın işleme kapasitesine sahiptir; fakat bu kapasitenin tümü kullanılamamaktadır. Ülkemizde her sene yaklaşık 250–300 ton altın mücevherat üretilmektedir. Bu demek oluyor ki sektörün tatmin olamamasının belki de en önemli sebebi tam kapasite çalışamıyor olmasıdır. Bunun da önemli sebeplerinden birisi yine belki de makine teknolojisine genel piyasanın çok geç adapte olabilmesi, ayrıca ülke sınırlarında kendi teknolojisini ve makinesini, İtalya örneğinde olduğu gibi, üretememesidir. Yurt içi ve yurtdışında gerçekleştirilen fuarlara katılımda bulunuyor musunuz? İstanbul Jewelry Show Mart fuarına katılacak mısınız? Fuara özel hazırlıklarınızdan bahsedebilir misiniz? Esgold olarak bizim CNR EXPO Altın ve Mücevher Fuar etkinliğine katılımımız ilk olarak 2009 yılında gerçekleşmiştir. Geçen 4 yıl içinde daha konuya vakıf, sektöre daha profesyonel bir şekilde hizmet etme yolunda çok yol kat etmiş bir firmayız. Her sene daha fazla yurt içi ve yurt dışı ziyaretçiyi ağırlamaktan, yeni işletmelerle iş birliği yapmaktan onur ve gurur duyuyoruz. Fuar etkinlikleri ülkemizin uluslararası arenadaki kalitesini belirler. Bu bakımdandır ki çok önemlidir ve kıymetlidir. SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 245


Altın Dünyası • Haber

AŞK; İnsanı baştan çıkartan, ayaklarını yerden kesen duygu; Her şeyi güzelleştiren AŞK. Tüm bu duyguları tasarımlarına sığdıran On Mücevherat Aşkın Rengi koleksiyonunu İstanbul Jewelry Show’da tanıtacak. Bazen bir bakışla başlar bazen bir sesle ya da küçük bir tebessümle adım atılır bu büyülü zamanlara… Her aşk kendi renginde yaşanır. Kimi aşk alev gibidir. Kırmızının rengi gibi coşkuyla yaşanır. Her şeyi yapabilirmiş gibi gelir insana Kimisi mavinin derinliklerinde yaşar aşkını. Yeşil huzurdur. İnsan kendini güvende hisseder sevdiğinin yanında Her aşkın bir rengi vardır sonuçta İşte bu duygularla yola çıkan ON Mücevherat aşkı mücevherlerine sığdırmıştır. Her ürün farklı bir rengi AŞKI temsil ediyor. AŞKIN RENGİ adı verilen yeni koleksiyon İstanbul Jewelry Show’da sergilenmeye başlanacak. Renklerin büyüsünü yakalamak için İSTANBUL JEWELRY SHOW Salon:6 Stand: 6-O 11 -21 de’ki yerimize bekleriz.

Atasay ve Asgold tasarımları

İstanbul Jewelry Show’da

Her yaşam biçimine uygun mücevher tasarımlarıyla, her anını değerli aksesuarla tamamlamak isteyen kadınlara yılda dört ayrı koleksiyon hazırlayan Atasay Mücevherat, 38.’si düzenlenen kuyumculuk ve mücevherat sektörünün buluşma platformu, ‘İstanbul Jewelry Show’da tasarımlarıyla yine göz kamaştırıyor.

T

ürk mücevherat sektörünün son üç kuşaktır birinci liginde yer alan Atasay Mücevherat, Atasay ve Asgold markalarıyla bu yıl 20-23 Mart tarihleri arasında düzenlenen İstanbul Jewelry Show’daki yerini alıyor. Her yaşam biçimine uygun altın ve mücevherat tasarımlarıyla yıl boyunca tüketicilerin yaşamlarındaki tüm özel günleri ve kutlamaları değerli kılan Atasay, güncel trendleri tüketici eğilimleriyle birleştirerek hazırladığı koleksiyonlarını İstanbul Jewelry Show’da iki farklı stantta sergileyecek. Tamamı ödüllü tasarımcılardan oluşan tasarım ekibiyle dünyadaki moda trendlerini tıpkı hazır giyim markaları gibi yakından takip eden Atasay’ın, bugün toplam 11 alt markasıyla fuarda sergileyeceği ürünleri arasında; her biri, esinlendiği tarih ve coğrafyanın hikayesiyle tasarlanan Myras, her sezona uygun güncel trendler takip edilerek uyumlu taş renkleri kullanılan özgün tasarımlarıyla Belle, gösterişli ya da sade, modern ya da klasik her kesime hitap edebilecek tasarımlarıyla Atasay Pırlanta, evlilik tekliflerinin en büyüleyici pırlantalarıyla One&Only, 2014’ün evlilik bağlarını simgeleyen alyanslarla Alyanz, kayınvalidelerin bütçelerine,

gelinlerin zevklerine uygun altın setlerle Asgold Classic, “Sonunda benim de oldu” dedirtecek büyük efektli pırlanta koleksiyonlarıyla Coronet, 22 ayardan vazgeçmeyenler için gramı azaltılmış güncel tasarımlarla 22 Ayar, değerli hediyeliklerin adresi Gifty, kendini sattıran şık, zarif, hafif gramajlı bol seçeneğiyle Asgold Jou fuarda Atasay ve Asgold standlarında ziyaretçilerini bekliyor.



Altın Dünyası • Bülten

Gülaylar’a İnsana Saygı Ödülü Kariyer.net tarafından düzenlenen İnsan Kaynakları Zirvesi kapsamında Gülaylar Group, 13. İnsana Saygı Ödülleri’nde ödül almaya hak kazandı.

80 seneyi aşkın tecrübesi ile kuyumculuk sektöründe tam entegre yapıda faaliyet gösteren Gülaylar, tasarımdan üretime, toptan satıştan perakende satışa, ithalattan ihracata kadar geniş bir yelpazede faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. Hızla büyüyen grup yapısı içerisinde insan ve insan kaynak-

larına da giderek daha çok ihtiyaç duyan Gülaylar’ın, bu anlamda Türkiye genelinde sağlamış olduğu istihdamları ve iş imkanları hızla artmaktadır. Türkiye’nin iş ve insan kaynakları sitesi kariyer.net, 10.000 kişinin üzerinde başvuru alan, en hızlı ve en yüksek oranda geri bildirim yapan firmalar arasında yer aldığından dolayı, 2013 yılı “İnsana Saygı Ödülleri” kapsamında onurlandırılmıştır. Gülayların ödülünü Gülaylar Group İnsan Kaynakları Müdürü İlknur Ünlü aldı. Sürekli daha iyisini yapma prensibi ve ortak başarı felsefesi ile hareket eden Gülaylar emin adımlarla ilerleyerek hem tüketicisine hem de çalışanlarına bir adım daha yaklaşıyor.

Bereketin Taşı; Blue Topaz Havaların ısındığı bu günlerde, bahar ayının tüm güzellikleriyle içimizi ısıtması dileğiyle bolluk bereket ve aşk taşı olan Blue Topaz’lı ürünler tüm Gülaylar mağazalarında sizleri bekliyor.

Riva Gold İstanbul’a iltimas geçiyor Her yıl ulusal ve uluslararası birçok takı fuarına katılımcı olarak dahil olan Riva Gold; en özel ve çarpıcı modellerinin ilk tanıtımını İstanbul Jewelry Show’a saklıyor. Ülkemizin önde gelen içi boş (hollow) bileklik ve kolye üreticisi Riva Gold; yılın başında düzenlenen İtalya Vicenza fuarının ardından, kendi evinde müşterilerini ağırlayacak. Yıllardır İstanbul Jewelry Show’a düzenli katılım gösteren Riva Gold; özenle hazırlandığı fuarda daha önce lansmanını yapmadığı 250’ye yakın yeni modelin ilk sunumunu gerçekleştirecek. Dünya çapında yılın ilk önemli takı fuar organizasyonu olan İtalya Vicenza fuarını başarıyla geçtiklerini ve birçok yeni alıcıyla tanışma fırsatı elde ettiklerini belirten Riva Gold İhracat Müdürü Onur Şahin; “ İtalya’da iyi geçen bir fuarın ardından doğal olarak İstanbul fuar beklentimiz arttı. Özellikle iç piyasadaki daralmanın ve sisli havanın fuarımız ile birlikte dağılacağını ümit ediyoruz” dedi. Her yıl ev sahibi olmanın getirdiği bir sorumlulukla İstanbul Mart Fuarına özenle hazırlandıklarını ve yıl içinde çok ses getirecek özel bir koleksiyonlarını fuarda ilk kez sergileyeceklerini kaydeden Onur Şahin; daha gösterişli ve daha hafif birbirinden şık özel ürünler hakkında çok fazla detay belirtmek istemediğini, özel ürünleri canlı görmek için tüm ziyaretçileri stantlarına beklediklerini söyledi. Yeni koleksiyonlarının, hem yurtiçinden hem de yurtdışından beğeni toplayacağını öne süren Şahin; İstanbul fuarı için özellikle yabancı müşterilerinin hepsini davet ettiklerini, ev sahibi olma bilinciyle benzer harekette bulunacak firmaların hem fuarın kalitesine hem de ziyaretçi profilinin gelişmesine önemli katkı sağlayacağını sözlerine ekledi. 248 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102


Tarihin sayfalarından çıkan takılar doğduğu topraklarda Her yıl Amerika’dan Hong Kong’a kadar çok farklı ülkelerde düzenlenen birçok uluslararası fuarda Türk takı sanatının tüm inceliklerini ortaya koyan, tamamen el işi üretilen, antik Çetinol imzalı takılar, doğduğu topraklarda misafirlerini ağırlayacak. Her biri büyük bir özen ve ustalıkla hazırlanan, 24 ayar saf altından yapılan ve Dünya çapında ilgi gören Çetinol Kuyumculuk üretimi antik, mitolojik takılar İstanbul Jewelry Show’da mistik bir hava yaratacak. Yeni yıl ile birlikte üretiminin %90’ını saf altına ayıran ve gümüş ile altın karışımı takılarını çok azaltan Çetinol Kuyumculuk; dünyanın çok farklı yerlerinden çıkan doğal taşlarla, tarihi dokuları ve hikayeleri bir araya getirecek. Ortalama her ay bir fuara hazırlandıklarını belirten Çetinol Kuyumculuk firma sahibi Ahmet Çetinol; “Hiçbir fuara özel hazırlanmıyoruz. Zaten sınırlı sayıda el işi üretim yapabildiğimiz için ve her üründen bir adet üretim yaptığımızdan dolayı bizim standımızı ziyaret eden her müşterimiz her fuarda ayrı bir takı grubu görüyorlar” dedi. Son dönemde İstanbul Jewelry Show’un dünya çapında iyi bir yükseliş ivmesi kazandığını vurgulayan Çetinol; yurtdışından ciddi alıcıların fuara geldiğini, katılımcıların büyük bir özenle hazırlandığı İstanbul fuarının, tüm dünyada yılın takı trendinin de ortaya çıktığı bir konuma hızla geldiğini dile getirdi. Milyem usulüyle satılmayan takılarının iç piyasadaki dolar ve altın fiyat artışından olumsuz etkilendiğini kaydeden Çetinol, şunları söyledi: “Ürettiğimiz ürünler sirkülasyonu fazla ürünler olmadığı ve seri satışı yapılmadığı için ancak satıldığı zaman yenisi talep ediliyor. Bu bağlamda doların ne kadar yükselirse yükselsin, yurtdışındaki bir müşterimiz daha önce aldığı ürünleri satmadan yeni ürün talebinde bulunmuyor. Fuar boyunca yerli ve yabancı müşterilerimizi en yeni daha doğrusu en eski, tarihi takılarımızı görmeye bekliyoruz.”

Somoro’dan fuara özel sürprizler Yıllardır Jewelry Show’a katılan sektörün deneyimli markası Somoro Kuyumculuk; bu yıl fuara, özel hazırladığı çarpıcı tasarımlara sahip yeni ürün koleksiyonlarıyla ve özel sürprizlerle damga vurmaya hazırlanıyor. İstanbul Jewelry Show’a büyük önem verdiklerini belirten Somoro Kuyumculuk Genel Koordinatörü Haluk Ocuşlar, “Bu yıl sürprizlerle dolu yepyeni bir stand ile müşterilerimizin karşısında olacağız. Değerli İç Mimar Ömer Akbaş imzalı yeni standımızın çok beğenileceğini tahmin ediyoruz. Ana hedef kitlemiz olan bayanlara yönelik yeni koleksiyonlarımızda daha gösterişli ve hafif modellerimiz ön planda olacak. Personelimiz, güler yüzleriyle müşterilerini ağırlamaktan mutluluk duyacaklar” dedi. Haluk Ocuşlar; Somoro’nun hizmet anlayışında her günü yeni bir fuar günü olarak gördüklerini ve bundan dolayı yeni tasarımlara sürekli vitrinlerinde yer açtıklarını vurgulayarak; “Biz fuara özel olarak hazırlanmayan nadir firmalardan biriyiz. Fuara özel yeni tasarımlar yapmıyoruz. Bazı özel modellerimizin lansmanını fuara sakladığımız doğrudur. Son yıllarda yükselen bir çizgiye sahip olan İstanbul Jewelry Show’un sektörümüz açısından etkin sonuçlar doğuracağına inanıyoruz” diye konuştu.

Akgün fuara özel limitli ürünleriyle sahne alacak Ülkemizin önde gelen gümüş takı ve yarı mamül üreticisi Akgün Silver; sadece İstanbul Jewelry Show Mart fuarı kapsamında ürettiği limitli yepyeni koleksiyonlarını, fuarda standına gelecek misafirlerine sergileyecek. Başarıyla geçen bir yılın ardından yaklaşık 6 aydır özenle hazırlandığı İstanbul Jewelry Show’da sahne almaya hazırlanan Akgün Silver; baştan sona değişen standı ve binlerce farklı model grubuyla hem yerli hem yabancı müşterileri ile buluşma heyecanında. Fuarın kurulduğu günden bu yana fuarda katılımcı olarak yer alan Akgün Silver; bu yıl Bezek zincir markasını da standında özel bir şekilde konumlandıracak. Bu fuarın uluslararası çapta önemli bir saygınlığı olduğunu ifade eden Akgün Silver Genel Müdürü Halit Ağca; “Biz bu fuar ile misafirlerimizi kendi evimizde ağırlama şansı yakalıyoruz. Yurtdışına tüm ürünlerimizi götürmemiz mümkün değil. Fuar standımızda ise binlerce modelimizi rahatlıkla sergileyebiliyoruz. Günümüzde hayat hızla değişiyor. Değişmeyen tek şey değişimin kendisi. Ürün grupları, müşteri beklentileri, gümüşe bakış açısı sürekli değişiyor. Eskiden çok büyük oranlarda satış yaptığımız Avrupa’dan yavaş yavaş piyasa şartları gereği çok daha geniş bir coğrafyaya kayıyoruz. Tam bu aşamada “Toptan Butik” dediğimiz; her ülkenin ve kültürün beklentilerine uygun, bölgesel takı üretimi yapmamız, bizi bir adım öne taşıyor. Artık ürünü yapıp satmıyor. Önce danışıyor, bilgi alıyor talepleri derliyoruz ve daha sonra üretime geçiyoruz. Bazen tasarım aşamasında müşterimize danışıyoruz. Tabi ki mesafeleri kaldıran gelişmiş iletişim teknolojileri bize büyük avantaj sağlıyor” diye konuştu. SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 249


Aşkın simgesi “Lale” Altınbaş ile hayat buldu Klasikten moderne her zevke hitap eden tasarımlarıyla mücevher severlerin gözdesi olan Altınbaş, “Lale” koleksiyonuyla iddiasını sürdürüyor. Altınbaş’ın mücevherlerinde tekrar hayat bulan “Lale” sanatı aşka dönüştürüyor.

T

asarımlarına dünya trendleri ve Türk motifleri ile harmanlayarak yön veren Altınbaş, “lale” trendini yeniden yorumluyor. Altınbaş’ın lale desenli yüzük ve küpeleri, kadınlara hem gece ve günlük kullanımda şıklık katıyor. Modern ile klasik çizgilerin buluştuğu mücevherler, kadınsı bir zarafeti temsil ediyor. “Lale” temalı koleksiyondaki kolye ile sonsuz ve en güzel gülümseme, geleceğe taşınıyor. Baharın müjdeleyen lale, Altınbaş’ın tasarımlarında zarafetini, gösterişin sembolü olan pırlantalarla zenginleştiriliyor. Geçmişten günümüze kültürümüzün en önemli simgelerinden biri haline gelen laleyi tasarımlarında yaşatan Altınbaş’ın birbirinden şık lale mücevherlerini, Altınbaş’ın tüm mağazalarında ve www.altinbas.com’da bulabilirsiniz…


Altın Dünyası • Bülten

Zen Pırlanta, yeni tasarımları ile Istanbul Jewelry Show’da Zen Pırlanta, fuarın en geniş model seçeneği ve bayilik için sunduğu avantajlar ile Hall 6 / 6M24-42 numaralı standına tüm ziyaretçilerini bekliyor.

Avrupa’nın ve Orta Doğu’nun en büyük üretim kapasitesine sahip olan ZEN Pırlanta, bu üretim gücü sayesinde pırlantalı mücevherde Türkiye’nin en geniş model seçeneğine sahip. Zen Pırlanta, bu geniş stokuna eklediği yeni ürünleri ilk kez fuarda sergiliyor. Zen koleksiyonlarına yeni eklenen bu modellerden yapacağınız seçimlerle, mağazanızda farklı bütçe ve beğenilere sahip müşterilere seslenebileceksiniz. Ayrıca fuar boyunca yurtiçi ve yurtdışında uyguladığı bayilik ve franchise sistemi hakkındaki bilgileri de ziyaretçilerle paylaşarak, sektör temsilcilerini bölgesinde bir pırlanta markası olmaya davet ediyor. Yurtiçinde, sektördeki diğer markalardan farklı olarak “her bölgede tek bir firmayla ile işbirliği” esasına dayanan bayilik sistemi ve mağazalarınızda sergileyeceğiniz farklı tasarımlar ile sizi de bölgenizde “Işığın efendisi” olmaya çağırıyor.

Türkiye'nin lider pırlanta markası Zen, İstanbul'daki 20. mağazasını Nişantaşı’nda açtı.

Mağazalaşma atağı ile dikkat çeken Zen, İstanbul’daki 20. mağazasını Nişantaşı’nda açtı. Sadece pırlantalı ürünlerin satışa sunulduğu mağaza, şık ve zarif dekorasyonu ile dikkat çekiyor. Mağazada pırlantanın asaletini yansıtan tektaşlar, beştaşlar ve alyansların yanı sıra, en zarifinden en gösterişlisine birçok model bulunuyor. Ayrıca, erkeklere özel pırlantalı aksesuar koleksiyonu ve ZEN markalı pırlantalı saat koleksiyonu da mağazada sergileniyor.


Altın Dünyası • Koleksiyon

Mücevher sektörüne yön veren markalardan Regold Stylish Gold, yeni ürünleriyle kadınların kusursuz şıklığa ulaşmalarını sağlayacak.

Köklü işçilik geleneği, eşsiz tasarımlar ve orijinal parçalardan oluşan mücevher, her zaman kadınların tutkusu olmuştur. Bu tutku Regold mücevherleriyle farklı bir boyut oluşturuyor. Regold Stylish Gold, mücevheri taşıyan kadının kalbini saran değişimleri, inceliğini, modaya uyumunu, özgün tasarımları ile ortaya koyuyor. Doğanın derinliklerinden gelen değerli taşlarla oluşturulmuş tasarım ve işçilik harikası ürünler, insanın kusursuz ve eksiksiz görünmesini sağlıyor. İstediğiniz eşsizliği tanımanızda ve bulmanızda size yol gösteriyor. 252 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102



Altın Dünyası • Haber

Sektörde 30 yıldır faaliyet gösteren, tecrübesini ve bilgi birikimini tamamen işine yansıtan Erdal Asker, Kuyumcukent ve Kapalıçarşı’da hizmet vermeye devam ediyor. Firma Sahibi Erdal Asker kuruldukları günden itibaren iş odaklı hizmetlerinden vazgeçmeden faaliyet gösterdiklerini söylüyor ve ekliyor, “Kalite, müşteri memnuniyeti ve doğru stratejiler bizi başarıya taşıyan en önemli faktörler. Yaptığımız işin her zaman arkasındayız. Hızlı, kusursuz ve mükemmeliyetçi iş anlayışımızla iş ortaklarımıza her zaman sorunsuz hizmet vermeyi ilke ediniyoruz.”

Y

aklaşık 30 yıldır sektörde Yaldızcı Erdal markasıyla hizmet veren Erdal Asker, bugüne kadar birçok başarıya imza attıklarını, bundan sonra da yakaladıkları bu güven ortamına ve kaliteye asla zarar vermeden faaliyetlerini sürdüreceklerini söyledi. Ana merkezi Kapalıçarşı’da bulunan firma, 2 şubesiyle Kuyumcukent’te hizmet veriyor. Sektörün en önemli merkezlerinde yeri olan firmanın hizmetleri hakkında bilgi veren Asker, “Altın, gümüş, bronz gibi ürünlerin altın yaldız, flaş kaplama, palladium kaplama, mikron kaplama, koruma ve gümüş flaş kaplama işlemlerini yapıyoruz” dedi. Büyük dikkat ve özen gerektiren bir branş olan kaplamanın incelikleri hakkında bilgi veren Erdal Asker, “İyi bir kaplama olması için öncelikle ürünün kaliteli olması gerekmektedir. Bunun yanında kaplama işini yapan ustanın beceri ve tecrübesi bu noktada önemli yer tutmaktadır. Tüm bunların birleşiminden ortaya çıkan ürünler ile kaliteli bir kalıp oluşmaktadır. Mesleğimiz tamamıyla detay, dikkat ve özen gerektiriyor. Alanında tecrübeli ekibimiz ve teknoloji alt yapımız ile iş ortaklarımızla kusursuz bir iş ortamı sağlıyoruz” diye konuştu.

Firmalar arasında ciddi bir rekabet ortamı bulunduğunun altını çizen Asker, sektörde kaliteyi düşüren çok fazla firma olduğunu ancak bu durumun tüm sektöre mal etmemek gerektiğini vurguladı. Ucuz fiyata kalitesiz ürünlerin büyük haksızlığa ve kandırıcılığa sebep olduğunu anlatan Asker, sektör mensuplarının ucuz ama kalitesiz ürünlerden uzak durmaları gerektiğini, aksi takdirde bu işin sonuçlarının daha pahalıya patlayacağını dile getirdi. Yaşanan fiyat dalgalanmalarından firmalarının etkilenmediğini, iş odaklı ilerleyişlerini bozmadan tamamen işlerine kanalize olduklarını söyleyen Asker, bu nedenle yaşanan hiçbir sıkıntıdan yara almadıklarını vurguladı. Sektörde Yaldızcı Erdal markalarının güven ve kaliteyi temsil ettiğini söyleyen Asker, bu güvene zarar vermeden faaliyetlerini sürdüreceklerini dile getirdi. Sektörde gündemin son günlerde oldukça yoğun olduğunu söyleyen Erdal Asker, bu tür zamanlarda firmanın zarar görmeden faaliyetlerini sürdürebilmeleri için doğru stratejilerle hareket edip, doğru karar vermeleri gerektiğini söyledi.

Erkek yüzüğüyle ilgili daha önce bildiklerinizi unutun

Uzun yıllar önce kuyumculuk mesleğine çok küçük yaşta adım atan ve dönemin meşhur yüzük modeli “Şovalye” yaparak ilk çalışmalarını ortaya koyan deneyimli kuyum ustası ve tasarımcı Ayhan Torsun; erkek takısına ayrı bir boyut kazandırmak için emin adımlarla ilerliyor.

Uzun yıllar ihmal edilen ve çok az ürün yapılarak adeta kaderine terk edilen Erkek takısı ve yüzükleri, Deneyimli kuyum ustası ve tasarımcısı Ayhan Torsun ile yeniden hayat buluyor. İlk olarak 1979 yılında adım attığı kuyum camiasında bugüne kadar piyasanın en değerli markalarında görev alan ve birbirinden başarılı bay, bayan takılarına imza atan Ayhan Torsun; geçtiğimiz yıl ilk olarak piyasaya sunduğu “THOR’S” isimli erkek takı markasıyla piyasada bir anda sivrildi ve ülkemizin önde gelen markalarının yoğun talebiyle karşılaştı. İlk olarak mesleğe dönemin efsane kuyum usta254 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

sı Çıtık Usta’nın yanında adım attığını söyleyen Ayhan Torsun; uzun yıllar hem bay hem bayan takısını beraber yaptığını, daha sonraki dönemde çalıştığı iki büyük markaya da önemli katkılarının olduğunu ve bugün dahi satışları devam eden yaklaşık 24 yılı geçkin bir süredir piyasada olan “İtalyan Flexibl” isimli bileziği piyasaya sunan kişi olduğunu belirtiyor. Bugüne kadar birçok değerli ustanın yetişmesine de ön ayak olduğunu kaydeden Torsun; “Bugün o ustaları değerli markalarımızda görmekten büyük mutluluk duyuyorum. 2011 yılında ben tam bağımsızlığımı kazanarak kendi firmamı kurdum. İlk önce bayan ürünleriyle üretime başladım. Sürekli aklımda erkek yüzüğü alanındaki boşluğu dolduracak fikirler dolaşıyordu. Tam 2 yıl boyunca erkek yüzüğündeki fikirlerimi ince ince filizlendirdim. Ardından 2013 yılının başında “Gladyatör” isimli 10 parçadan oluşan ilk erkek yüzük koleksiyonunu piyasaya sürdüm. Osmanlı döneminin savaşçılarının kullandığı aksesuarlarından esinlendiğim bu koleksiyon “THOR’S Men Collection” markamın ilk çalışması oldu” diye konuştu.



Altın Dünyası • Haber

6. Ajur Mücevher Takı Tasarım Yarışması’nda ödüller sahiplerini bekliyor “Doğa, Aşk ve Tasarım”, 6. Ajur Mücevher Takı Tasarım Yarışması’nda mücevherle hayat bularak takıya dönüştü. “Altın Takı” ve “Değerli Taş” kategorilerinde finale kalan 10’ar eserin üretimi tamamlandı ve artık son değerlendirmeyi bekliyorlar. Yarışmanın ödül töreni için geri sayım başladı.

M

ücevher İhracatçıları Birliği tarafından geleneksel hale getirilen ve bu yıl 6.’sı düzenlenen Ajur Mücevher Takı Tasarım Yarışması’nın finali “İstanbul Jewelry Show” Mart Fuarı ile eş zamanlı olarak 21 Mart 2014 tarihinde WOW Otel’de yapılacak. Bu yıl teması “Doğa’da Aşk” olarak belirlenen yarışmaya başvurular geçtiğimiz yıl Aralık ayında başladı. 2014 yılı Ocak ayında sona eren başvurularda 237 tasarım ile bir rekora imza atıldı. “Altın Takı” ve “Değerli Taş” kategorilerinde jüri değerlendirmesiyle finale kalan ve ödül törenine özel olarak üretilen 10’ar tasarım

“Doğa’da Aşk Koleksiyonu”nu oluşturdu. Yarışma sonunda kategori birincileri 10 bin TL para ödülü ve yurt dışı eğitim fırsatına sahip olurken, ikinciler 7 bin 500 TL, üçüncüler ise 5 bin TL ile ödüllendirilecek. Sektör mensupları, bağımsız tasarımcılar ve üniversiteli tasarım öğrencilerine açık olan yarışmanın jüri üyeliğini ise Hiref markasının kurucusu Ebru Çerezci, ünlü kalemkar Berç Melikyan, resim sanatçısı Hasan Kale, Kapalıçarşı’nın usta mücevher tasarımcısı Kader Yıldız, Roberto Bravo Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar, ünlü moda tasarımcısı Özgür Masur ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölüm Başkanı ve Dekan Yardımcısı Doç. Şeyma Üstüner Uzunöz üstleniyor.

Mutlu Gold, Fas’ın dünyaca ünlü saray mozaiklerinden ilham aldığı has taşlardan oluşan Morocco serisini sunuyor. Has taşların enerjisiyle baharın ışıltılarını birleştiren Mutlu Gold, Morocco koleksiyonu ile yüzyıllar öncesinden yaratılan renk uyumunu kusursuz şekilde günümüze taşıyor. 13. yüzyıldan günümüze gelen Morocco mozaikleri güçlü tasarım öğeleri ve farklı renklerin zengin karışımıyla Mutlu Gold Morocco koleksiyonuna ilham kaynağı oluyor. Oluşumları milyonlarca yıl süren ve dünyanın geçirdiği tüm evreleri bünyesinde toplayan ametist, ay taşı, sitrin ve topaz gibi has taşlardan oluşan Morocco kolye renklerin gücüyle şıklığınıza zerafet katıyor. 256 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

Mutlu Gold, Fas’ın gizemini yansıttığı Morocco koleksiyonu ile ilkbaharın aksesuarı olmaya aday. Has taşların bir araya gelmesiyle oluşan renk paletini simgeleyen kolyede yeşil altın kullanılıyor. Feminen detayları ve swarovski taşlarıyla hareketlendirilen Morocco kolye şıklığı ile kadınların favorisi olmaya aday. Yeşil, mavi, vizon, lila ve sarının birlikte kullanıldığı Morocco kolye renk zenginliğini bir arada sunuyor. Has taşlar ve swarovski taşların kusursuz uyumuyla oluşan Morocco kolyeyi hem gündüz hem gece farklı kombinlerde kullanabilirsiniz.


Dünyanın En Önemli Mücevher Taşları ve Gemoloji Ödül Töreni Amerika’da yapıldı Dünyanın en prestijli gemoloji derneklerinden birisi olan Accredited Gemologists Association yıllık konferansı ve ödül töreni çeşitli ülkelerden tanınmış gemologlar, taş laboratuvarları, CEO’ları, Gemoloji ve Kuyumcu dernekleri başkanlarının katılımıyla Tucson’da yapıldı. Uluslararası Gemoloji Derneği Başkanı Fazıl Özen’le Türkiye Amerika’da Temsil Edildi.

Dünyanın en prestijli gemoloji derneklerinden birisi olan Accredited Gemologists Association (AGA) yıllık konferansı ve ödül töreni geçtiğimiz ay Tucson’da yapıldı. Türkiye’yi temsil eden Uluslararası Mücevher Taşları Derneği Başkanı Fazıl Özen’in de bulunduğu toplantıya çeşitli ülkelerden tanınmış gemologlar, taş laboratuvarları, CEO’ları, Gemoloji ve Kuyumcu dernekleri başkanları katıldı. Katılım ve ilginin oldukça büyük olduğu bu ödül töreninde

Antonio C. Bonanno ödülü bu yıl dünyaca ünlü Gemolog Dr. John Emmett’e verildi. Gemoloji konusunda yapmış olduğu çok önemli buluşlar ve çalışmalardan dolayı bu ödüle layık görülen Emmett yaşamı boyunca pek çok ilklere imza atan bir isim. Özellikle safir ve yakutlara yapılan iyileştirmelerle ilgili dünyadaki en bilgili isim denilebilir. 50 yıldır dünyanın en tanınmış laboratuvarları ve enstitüleri ile işbirliği ve yardımlaşma içinde olan Emmett, edinmiş olduğu bilgileri konuyla ilgilenen tüm gemologlarla paylaşan bir isim aynı zamanda. Pek çok ülkeden tanınmış gemologların katıldığı, Birleşmiş Milletler toplantılarını andıran bu özel toplantıda günümüzde dünya mücevher taşları madenlerinde ve piyasalarında yaşanan sorunlar da ele alındı. Accredited Gemologists Association kısa adıyla AGA’in, tüm dünyada yaygınlaştırmaya çalıştığı uygulamalardan birisi de mücevher taşı ve mücevher satışlarında taşların işlem görüp görmediğinin açıkça belirtilmesi konusu oldu. Çünkü iyileştirilmiş bir taş ile hiçbir işlem görmemiş bir taşın arasındaki fiyat farkı bire yüz, bire bin, hatta bire onbin oranına dahi varabilmekte. Bu uluslararası toplantılarda edinilen bilgilerle mücevher taşları madenlerinden, taşlara yapılan iyileştirmelerden, işlenmiş ve satışa hazır duruma getirilmiş mücevherlerin satış trendlerine kadar pek çok istatistikler de tutulabilmekte.

Türkiye bunu haketmiyor

Uluslararası Mücevher Taşları Derneği Başkanı Fazıl Özen, uluslararası toplantılarda karşısına çıkan ve yurtdışı basınına da yansıyan, Türkiye’de fahiş fiyatlara satın alınan bazı mücevherlerde yaşanan sıkıntılara ilişkin çok önemli bilgiler verdi. Uluslararası Mücevher Taşları Derneği Başkanı Fazıl Özen son zamanlarda karşısına çıkan sorulara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Özen, herkesin dikkatini çekecek olan şu açıklamalarda bulundu; “Tüm dünyada Türkiye denince akla hiç şüphesiz deniz, güneş, doğa ve tarih geliyor. Bunun yanında özellikle son 10-15 yılda oldukça gelişen kuyumculuk ve mücevher sektörü ile de adımızdan sık sık söz ettirmekteyiz. Fakat ne yazıkki son yıllarda yurtdışında ülkemizin adı özellikle sahte taşlarla yapılan mücevher satışları ile anılmakta. Katılmış olduğumuz hemen her uluslararası toplantıda karşılaştığımız gemologlar Türkiye’den fahiş fiyatlar ödenerek alınan bu mücevherlerin neden bu denli kolay ve çok satılabildiğini sormakta. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde bu kadar sıklıkla karşılaşılmayan bu sorun artık yabancı basında da yer almaya başladı. Bunların son örnekleri ise Brezilya ve Almanya basınında çıkan haberler oldu. Türkiye’ye gelen turistlerin almış oldukları pırlantalı ve zultanit taşlı mücevherlerdeki zultanitlerin taklit çıkma-

sı bu ülkelerde büyük haber ve skandal oldu. Ülkelerine geri dönenler sigorta için sertifika almak üzere mücevherleriyle laboratuvarlara başvurduklarında almış olduklarının hem çok fahiş rakamlar olduğunu, fakat aynı zamanda da üzerindeki taşların sahte olduğunu tesbit etmekteler. Özellikle son yıllarda pek çok ülkedeki laboratuvarlardan sık sık, şok edici ve utanç verici sonuçlar gelmeye başladı. Sadece 1-2 bin dolar maliyeti olan taklit taşlarla yapılmış mücevherler maalesef onbinlerce dolarlara satılmakta. Sektörün yıllardır üzerinde durduğu ÖTV problemi kadar önemli olan bu konu tüm Türkiye çapında kuyumcu odaları ve dernekleri işbirliğiyle masaya yatırılmalı ve kesin bir çözüm bulunmalıdır. Maalesef bugüne kadar bu konularda aslında sadece kuyumcu esnafının değil aynı zamanda oda ve derneklerin de yıllardır bilgisi olduğu halde bu soruna bugüne kadar ciddi hiç bir tedbir alınmadı. Bunu fırsat bilen ve maalesef değerli taş veya mücevher işinde olan bazı kişiler bu yoldan yıllardır inanılmaz oranlarda para kazandılar ve hala da kazanmaktalar. Fakat unutulmamalı ki birkaç kişinin cebi, kasası dolarken ülkemizin mücevher konusundaki imajı neredeyse sıfıra yaklaşmakta.” SAYI 102 • ALTIN DÜNYASI 257


Altın Dünyası • Haber

KİAŞ üyelerine hizmette hız kesmiyor;

KİAŞ Kuyumcukent’e sunmakta olduğu hizmetlerin her daim en üst düzeyde yarar sağlamasını hedef edinerek çalışmalarına devam ediyor.

A

ralıksız olarak devam eden hizmet, yeni gelişme ve değişikliklerden her zaman üyelerini bilgilendirerek yorum ve önerilerini alarak yakalanan başarıyı kalıcı hale getirmek ve daha iyi hizmetler verme adına KİAŞ’a yol gösteriyor. Kapalıçarşı ring, AVM müşteri ve personel taşıma hizmetlerini Kuyumcukent’te sürdüren eski firmalardan alınan yoğun şikâyetler üzerine KİAŞ, ilgili firma Yöneticilerini uyarmış ve hatalarını düzeltmelerini ve yasalara uygun biçimde sözleşme yapmalarını talep etmiştir. Haklı taleplerin olumlu karşılanmaması ve Kuyumcukent sakinlerinin şikayetlerinin artması üzerine KİAŞ; KapalıçarşıKuyumcukent arası ring servis, AVM Müşteri servisi ve personel taşıma servis hizmetlerini daha modern, hızlı, güvenli ve kontrollü hale getirmek adına Ocak 2014 tarihinde ihale açmış ve sonucunda Beşkaya Uluslararası Taşımacılık firmasıyla anlaşma sağlayarak siz değerli üyelerimizin daha kaliteli hizmeti sunarak, memnuniyeti sağlamıştır.

Yapılan değişiklikler kapsamında; araçlar 0 km’ye çevrilmiş, daha kompakt ve seri hale getirilmiş, şoförleri çağdaş kıyafetlerle donatılarak davranışları denetlenmeye başlanmış, servis araçlarına kamera sistemi, elektronik kart, araç takip sistemleri ve bariyerli geçiş sistemleri olarak adlandırılan, ulaşım sistemlerinde yolcuların geçişlerini elektronik ortamda takip edilmesi bu vesile ile Kuyumcukent sakinlerinin daha rahat ve güvenli yolculuk yapmaları sağlanmış, servis saatleri 30 dk.’dan 15 dakikaya düşürülmüştür. Diğer taraftan firmanın Atölye Bloğu Zemin katında ve Kuyumcukent çıkışında açmış olduğu İrtibat Büroları vasıtasıyla hizmet üyelerimizin ayağına götürülmüştür. Kuyumcukent konuya ilişkin yaptığı açıklamada; “Verilen bu kaliteli hizmeti sabote etmek için eski firmalar; İVP Yönetimi ile anlaşma yaparak, “ücretsiz” taşıma, yolcuları zorlayarak kendi araçlarına yönlendirme, Yönetimi ve Genel Müdürü hedef alan el ilanlarını dağıtarak bir takım yanlış ve yasal olmayan davranışlarda bulunmuşlardır. Bu haksız ve yanlış davranışların hepsi resmi makamlara bildirilmiş, suç duyurusunda bulunulmuş ve gereken işlemler yapılmıştır. Neticede Kuyumcukent sakinleri akl-ı selim ile hareket etmişler ve geçmişteki firmalara itibar etmemişler, kaliteye itibar etmişlerdir” ifadelerine yer verdi. Genel Müdür Selami Tütüncüoğlu konuya ilişkin yaptığı açıklamada; “Yaklaşık 1 yıldır Kuyumcukent’in çehresini değiştirmek için yürüttüğümüz projelerin daha da geliştirilmesi için üyelerimizin öneri ve görüşlerine her zamanki gibi ihtiyacımız olduğunu bildirmek isterim. Yaptığımızın daha iyisini yapmak için buradayız ve sürekli çalışıyor olacağız. Hepimize hayırlı olması dileğiyle” sözleriyle Kuyumcukent sakinlerinin verdiği desteğe teşekkür etmiştir.

Wedding World Kuyumcukent AVM yeni yılda hediyeler saçtı! Kuyumcukent İşletme A.Ş. (KİAŞ) tarafından işletilen Evlilik ve Altın Alışveriş Merkezi olan Wedding World AVM, Yılbaşı ve Sevgililer Günü alışverişlerini yapan ziyaretçilerin yüzünü güldürdü. Yılbaşı ve Sevgililer Günü alışveriş dönemlerini birleştirerek kapsamlı bir çalışmayı ilk defa uygulayan KİAŞ Yönetimi gelen olumlu yorumlardan oldukça memnun kaldıklarını dile getirdi. “Wedding World Kuyumcukent AVM Yeni Yılda Ayağınızı Yerden Kesecek” sloganıyla başlatılan kampanya için özel olarak bastırılan ve dağıtımı yapılan broşürlerin yanı sıra, ziyaretçilerin katılımcı mağazaları kolaylıkla ayırt edebilmeleri için kampanya noktası stickerları bastırıldı. Radyo ölçümleri ve gelen talepler doğrultusunda birçok ulusal radyo kanalına kampanya spotları verildi. Yapılan çalışmalar, hem firma sahipleri hem de AVM müşterileri tarafından ilgiyle karşılandı. 28 Aralık’ta başlayarak 16 Şubat’ta sona eren kampanyada 250 TL ve üzeri alışveriş yapan tüm müşteriler sürpriz çekilişe katılma hakkı kazandı. Hyundai araç, televizyon, buzdolabı, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, süpürge ve ütü kazanma şansını elde eden ziyaretçiler 22 Şubat 2014’de AVM Konferans Salonunda Genel Müdür Selami Tütüncüoğlu’nun açılış konuşması ile gerçekleşen Milli Piyango Yetkilisi ve Noter huzurunda yapılan çekilişin ardından sonuçları duyuru ve gazete ilanlarından öğrendiler. 258 ALTIN DÜNYASI • SAYI 102

ASİL TALİHLİ LİSTESİ AD-SOYAD KAZANDIĞI HEDİYE Sevil Şimşek HYUNDAI YENİ i20 1.2 D-CVVT JUMP 2013 MODEL ARAÇ Selami Can LG 42LN575 TELEVİZYON Bayram Sancak SIEMENS BUZDOLABI KD42NNW20N Deniz Akal SIEMENS BULAŞIK MAKİNESİ SN23E200TR Ufuk Çerik SIEMENS ÇAMAŞIR MAKİNESİ Gülbiye Emiroğlu SIEMENS SÜPÜRGE VS55A01 Ender Kılıççı SIEMENS ÜTÜ TB26330 YEDEK TALİHLİ LİSTESİ Mete Danışman HYUNDAI YENİ i20 1.2 D-CVVT JUMP 2013 MODEL ARAÇ Cafer Çetinkaya LG 42LN575 TELEVİZYON Dursun Ali Öztürk SIEMENS BUZDOLABI KD42NNW20N Nusret Genç SIEMENS BULAŞIK MAKİNESİ SN23E200TR Esra Önay SIEMENS ÇAMAŞIR MAKİNESİ Özhan Çelik SIEMENS SÜPÜRGE VS55A01 Şükrü Tunay SIEMENS ÜTÜ TB26330






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.