ALTIN DÜNYASI EKİM 96. SAYI

Page 1








































































Başyazı Ekim fuarı yaklaşıyor

3 – 6 Ekim 2013 tarihleri arasında İstanbul CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan İstanbul Jewellery Show Ekim için 1 aydan kısa bir süre kaldı. Sektörel ticareti etkileyen en önemli faktörlerden birisi olan bu fuar için pek çok firma hazırlıklarına daha şimdien başladı. Fuar organizatörü UBM Rotaforte’nin bu konudaki hazırlıkları hızla devam ediyor. Ancak, firmalaeın fuardan bekledikleri verime ulaşabilmeleri için yalnızca organizatör firmanın pazarlama ve tantım firmalarına bel bağlamaması, firma olarak da çalışmalar yapması gerektiği ortada. Ne yazık ki fuara katılan pek çok firma, yalnızca yeni bir koleksiyon çıkarmakla fuar hazırlığının tamamlanmış olacağı gibi bir yanılgıya sahip. Oysa ki fuar hazırlığı daha pek çok konuda çalışmayı gerektiriyor. Bu çalışmaların neler olduğunu UBM Rotaforte Fuarcılık Pazarlama Müdürü Tülin Bozkurt Bulut’tan dinledik. Bu önemli konuları ilerleyen sayfalarda bulacaksınız. Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni

REMZİ ÇELEN

remzicelen@yayindunyasi.com www.twitter.com/altindunyasi www.facebook.com/altindunyasiyayingrubu

Dev işbirliği

Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörü dünya ölçeğinde başarılı çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Firmalarımız yalnızca ülke çapında değil dünyada önemli oyuncular arasında yer alma yolunda önemli adımlar atmaya başladı. Ankara’da Ekonomi Bakanlığı’nda gerçekleştirilen Türkiye Kırgızistan Karma Ekonomik Komisyonu’nda İstanbul Altın Rafinerisi ile Kırgızistan’ın en büyük devlet kuruluşu olan Kırgız Altın arasında geniş bir iş birliği anlaşması imzalandı. TC Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın imzaladığı bu protokol, firmalarımızın global pazardaki gücünü tasdikler nitelikte.

Firmalarımız sanayi devleri arasında

Türkiye’nin prestijli araştırmalarından birisi geçtiğimiz günlerde tamamlandı. İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl hazırlanan Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırması sonuçlarına göre Altınbaş Mücevherat yine ekonominin devleri arasında yer aldı. Listede bu yıl en önemli sıçramayı sektörümüzün köklü kuruluşlarından Nadir Metal gerçekleştirdi. Nadir Metal 2012 yılında gerçekleştirdiği performans ile listede 20. sırada yer aldı. Listede yer alan firmalarımızı başarılarından dolayı kutluyoruz.

UBM Rotaforte’den Jewellery Shopping Fest

UBM Rotaforte katılımcılarından gelen yoğun talepleri değerlendirerek bu defa sektörün önde gelen firmalarını ve tasarımcıları son tüketici ile buluşturmaya hazırlanıyor. Jewelry Shopping Fest Istanbul adı verilen ve 6-9 Şubat 2014 tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda ilk defa organize edilecek olan İstanbul’un tek mücevher alışveriş festivalinde şıklığı önemseyen, modayı takip eden mücevher tutkunları binlerce ürün alternatifini bir arada bulabilecek. Organizasyon nihai tüketicilere yönelik olması açısından önem taşıyor. Bu organizasyon ile ilgili çalışmaları ilerleyen sayılarda da sizinle paylaşmaya devam edeceğiz.

Oda için adaylar konuşulmaya başlandı

Geçtiğimiz günlerde sektörü en çok meşgul eden maddelerden birisi de İstanbul Kuyumcular Odası’nda yaşanan başkan değişikliği idi. Bu değişikliğin ardından gözler Şubat ayında yapılması planlanan İstanbul Kuyumcular Odası seçimlerine çevrildi. Yerel seçim takvimi ile çakışması sebebiyle seçimlerin erkene alınarak Kasım ya da Aralık ayında yapılabileceği ile ilgili tahmin ve değerlendirmeler yapılıyor. Henüz resmi aday başvuruları yapılmamış olsa da sektörde 3 adayın ismi konuşulmaya başlandı; Eski başkanlardan Ahmet Karbeyaz, Mustafa Ertekin ve Mustafa Atayık. Tabi adı geçen bu kişilerin resmi bir açıklamalarının bulunmadığının altını bir kez daha çizmekte fayda var. Seçimlerle ilgili gelişmeleri takip etmeye ve sayfalarımızda sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Tüm adaylara şimdiden başarılar dileriz.

Remzi Ç elen

AYLIK KUYUMCULUK SEKTÖRÜ GAZETESİ

SAYI: 95 • EYLÜL 2013 • YIL: 8 Yayın Dünyası Gazetecilik Yayıncılık ve Dağıtım A.Ş.

Adına, Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni:

REMZİ ÇELEN

REKLAM SATIŞ YÖNETMENLERİ

KATKIDA BULUNANLAR:

GÖRSEL YÖNETMEN

Altın Dünyası Gazetesi yerel süreli bir yayındır. Gazetede yayınlanan haber, yazı, resim ve fotoğrafların FSEK ve Basın Kanunu’ndan kaynaklanan her türlü hakları Yayın Dünyası A.Ş.’ne aittir. İzin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Altın Dünyası Gazetesi Basın Meslek İlkelerine uymayı taahhüt eder.

MELEK SANCAKLI KADER YAŞAR DİLA ECEM ÇAKIR İSMAİL BATI

GRAFİK/TASARIM

SELİN BEŞİRYAN

MEHMET ÇELİK • BURHAN GEZGİN SALİHA ASCENSİO • EMRE ALKİN MEHMET CAN ÖZDEMİR AYLİN GÖZEN

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ

DİJİTAL MECRA VE PAZARLAMA UZMANI

Yš netim Yeri: Küçükayasofya Mah. Aksakal Sk. No: 27 Fatih/İstanbul • Tel: 0212 518 84 01 (pbx) • Fax: 0212 518 84 02 info@yayindunyasi.com • www.altindunyasi.org

EDİTÖR

MUHASEBE SORUMLUSU

BASKI: GEZEGEN BASIM / 100. Yıl Mah. Matbaacılar Sit. 2. Cad. No: 202/A Bağcılar - İstanbul • Tel: 0212 325 71 25

ZEHRA KAŞIKOĞLU ÖRS ASLI ÇELEBİOĞLU

SELİN ARSLAN ERDAL BUDAK

İşletme Müdürü: Serap Baranoğlu / Basım Tarihi: HAZİRAN 2013



altınkonuk

70 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96


Tüketici paradigmasındaki değişim, gelişim yönümüzü belirliyor TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı ve Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş, günümüz koşullarında stratejik değişim yönetimi süreçlerinin doğru yönetilmesinin işletmeler için hayati derecede önemli olduğunu belirtti. Tüketici paradigmasında yaşanan değişimin, gelişimin yönünü belirleyen en önemli etken olduğunun altını çizen Altınbaş konu ile ilgili şunları söyledi;

T

ürk kuyumculuk ve mücevherat sektörü son yıllarda hızlı bir değişim yaşıyor. Küreselleşme, tüketici eğilimlerinde yaşanan değişim, hükümetlerin ekonomi ve maliye politikaları, altın fiyatlarında yaşanan yükselme gibi pek çok faktör sektörel değişimi hızlandırıyor. Kuyumculuktan mücevherciliğe doğru çok hızlı bir dönüşüm sözkonusu. Sektörel anlamda esnaflıktan sanayiciliğe dönüşümünü tamamlayarak dünyanın önemli ihracatçı ülkeleri arasına girme başarısı gösteren sektör, perakendecilik anlamında da sarraflıktan kuyumculuğa geçişini tamamladı. fiimdi de kuyumculuktan mücevherciliğe doğru dönüşüm hızla ilerliyor. Biz de bu süreçte değişime ayak uydurmanın ötesinde değişimi yöneten bir kimlik ve vizyonla sektörümüze hizmet veriyoruz. Ortaya koyduğumuz faaliyetler ve çalışma anlayışımızla uluslararası standartlarda mücevher perakendeciğinin ülkemizdeki öncüsü durumundayız. 1999 yılında ilk franchise mağazamızı açtığımız günden bu yana perakendecilik alanında oldukça başarılı bir yol kat ettiğimizi söyleyebilirim. Biz franchising sistemi ile faaliyet gösteriyoruz. Ancak sistem ve çalışma şartları sürekli çağın koşullarına göre kendini yenileyen bir yapıya sahip. Biz uluslararası standartlarda profesyonel mücevher mağazacılığının standartlarını belirliyor ve iş ortaklarımız ile birlikte bunları uyguluyoruz. Bu standartların uygulanmasında sıkıntı göreceğimiz durumlarda kendi mağazalarımızı kendimiz açıyoruz. Gerek franchise ve gerekse kendi mağazalarımızın son zamanlarda ortaya koydu-

ğu performans ve aldığımız geri bildirimler son derece doğru bir yolda olduğumuzun göstergesi. Özellikle son yıllarda ortaya koyduğumuz çalışmalarla organize mücevher perakendeciliği konusunda da önemli yol aldık. 1999 yılında ilk franchise mağazamızı açmamız ile başlayan bu yolculukta şu anda uluslararası standartlarda organize mücevher perakendeciliği alanında yalnızca Türkiye’de değil dünyada önemli zincirlerden birisi durumundayız. Bugüne kadar mağazacılık konusunda Türkiye dinamiklerine göre stratejiler belirliyorken bundan sonraki süreçte global oyuncu olmanın gerekleri doğrultusunda stratejiler belirliyor ve uyguluyor olacağız. Bu aynı zamanda farklı bir anlayışın da ilk örneği anlamına geliyor. Bundan sonraki süreçte Altınbaş’ı, organize mücevher perakendeciliği konusunda global oyuncu kimliğinde göreceksiniz. Bu amaçlarımıza ulaşabilmek adına yönetim organizasyon anlayışımızda da köklü değişikliklere gittik. Dünyanın önemli danışmanlık şirketlerinden birisi olan Deloitte ile birlikte uzun süre çalışarak geliştirdiğimiz sistem ile önümüze koyduğumuz hedeflere ulaşmamızı mümkün kılacak yeni bir yönetim organizasyon şeması ortaya koyduk. Şu anda bu değişim süreci halen devam ediyor. Bugüne kadar ortaya koyduğumuz çalışmalarla Türk Kuyumculuk ve Mücevherat Sektörü’nde yeniliklerin öncüsü olduk. Bundan sonraki süreçte de sektör adına üstlendiğimizbu misyonu devam ettirdiğimizi kanıtlayacak çalışmalar ortaya koyacağız. SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

71


altınhaber

İmam Altınbaş Slovakya Resepsiyonu’na katıldı Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş Slovakya Büyükelçiliği tarafından “Anayasa Günü” dolayısıyla Swissotel’de düzenlenen resepsiyona katıldı.

S

lovakya Büyükelçiliği tarafından “Anayasa Günü” dolayısıyla Swissotel’de düzenlenen resepsiyona katılan İmam Altınbaş, Altınbaş’ın Doğu ve Orta Avrupa’daki projeleri ile ilgili çeşitli görüşmelerde bulundu. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış rsepsiyonun onur konuğuydu. Slovakya’nın Türkiye’nin AB sürecine verdiği desteği önemsediklerini belirten Bağış; “Slovakya’nın NATO üyeliğine nasıl ülkemiz destek verdiyse, bugün AB üyeliğimize de onlar çok büyük destek veriyorlar” dedi. Egemen Bağış, yaptığı açılış konuşmasında, etkinliğe katılmaktan memnuniyet duyduğunu anlatarak, Slovakya’nın tarihiyle ilgili bilgi verdi. Türkiye ile Slovakya arasındaki diplomatik ilişkilere de değinen Bağış, Slovakya’nın İstanbul Başkonsolosu Jozef Sestak’ın çalışkan ve çok büyük emek ortaya koyan bir dostları olduğunu kaydetti. Resepsiyonda olmasının şahsi bir sebebi olduğunu da ifade eden Bağış, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz aylarda, 7 Haziran 2013’te, bu otelde Bakanlığımızın ev sahipliğinde bir toplantı düzenlendi. Küresel sorunlara karşı Türkiye’nin Avrupa Birliği perspektifinin tartışıldığı o toplantıda, iki onur konuşmacımız vardı. Biri Türkiye Cumhuriyeti’nin

72 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Başbakanı sayın Recep Tayyip Erdoğan, diğeri de Slovakya Başbakanı sayın Robert Fico’dur. Fico’nun o gün Avrupa’daki birçok meslektaşının Türkiye’yi karalamak için adeta yarıştığı ve Türkiye’yi eleştirmek için sıraya girdiği bir dönemde, İstanbul’a gelip Türkiye demokrasisinin Avrupa Birliği üyesi birçok ülke için dahi örnek teşkil ettiğini vurgulayan konuşması, çok anlamlıydı. Gerçekten o günlerde Slovakya’nın gösterdiği dostluk, bizim için çok önem içermekteydi.” Türkiye ile Slovakya arasında ekonomik ve diplomatik ilişkilerin geliştiğine dikkati çeken Bağış, “2002 yılında 75 milyon olan ikili ticaret, bugün 1.5 milyar doları aştı. Slovakya vatandaşları, artık son 1 aydır ülkemize vize almadan gelebilmekteler. Birçok farklı alanda, sanayi ve ilimde, Slovakya’daki kuruluşlarla beraber bir ilişki içine girildi. Slovakya’nın AB sürecinde verdiği desteği önemsiyoruz. Slovakya’nın NATO üyeliğine nasıl ülkemiz destek verdiyse, bugün AB üyeliğimize de onlar çok büyük destek veriyorlar” diye konuştu.



BAŞKAN’IN SÖZLERİ YAN altınhaber

Ramazan ayında düzenlenen iftar organizasyonunda Kuyumcukent’teki sektör mensuplarına seslenen Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç’ın sözleri sektörde yankı buldu. “Gerek Kuyumcular Odası ve gerekse İhracatçılar Birliği yönetiminde Kuyumcukent belirleyici rol oynamalı” diyen Halaç’a sektörden büyük destek geldi.

Ö

zellikle son aylarda Kuyumcukent’te yaşanan olumlu gelişmeler, ticari faaliyetlerin gelişmesinin ötesinde sektörel birlik ve beraberlik ruhunun gelişmesine de katkıda bulunuyor. Kısa bir süre öncesine kadar sadece üreticileri barındıran bir bina olarak algılanan Kuyumcukent, artık bu algının çok daha üzerinde bir “kimliğe” ve “ruha” sahip oldu. Artık sektör Kuyumcukent’e “Sektörün yeni merkezi” gözü ile bakmaya başladı. İftar organizasyonunda yaptığı konuşmada bu konunun önemine değinen Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç şunları söylemişti; “Kuyumcukent artık 1000’in üzerinde firmayı tek çatı altında toplayan dev bir boyuta ulaşmış çok önemli bir komplekstir.Kuyumcukent bu yönü ile bir üretim kompleksi olmanın ötesinde bir değere sahiptir. Kuyumcukent, Türk Kuyumculuk ve Mücevherat Sektörü’nün yeni merkezidir. Bu özelliği her geçen gün daha da pekişecektir. Burada bulunan pek çok firma gibi biz de tarihi yarımadada uzun yıllar faaliyet göstedik. Bugün dev boyuta ulaşmış pek çok firmanın temelleri burada atıldı. Ancak bugün geldiğimiz noktada tarihi yarımadanın gelişen sektörümüzün ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve sektörün gelecek stratejilerinin hayata geçirilmesinde rol oynayabilmesi mümkün değildir. Hükümet politikaları gereği tarihi yarımada bundan sonraki süreçte turistik bir merkez olacaktır. Bu yüzden özellikle son yıllarda Kuyumcukent’e yöneliş hız kazanmıştır. Kuyumcukent’e yöneliş sürecinde özellikle sektör içinden bilinçli olarak yaratılan sorunlar ve engellemeler neticesinde Kuyumcukent’in hızı kesilmiş hatta bu durum neticesinde anlamsız bir kutuplaşma yaşanmıştır. Özellikle İstanbul Kuyumcular Odası’nın eski başkanının tutumu, sektörün en önemli değeri olan Kuyumcukent’in hızını kesmiştir. Bu yüzden pek çok yatırımcı, yatırımlarının karşılığını alamamış, sektörün sermayesi atıl kalmış, sektörün böylesine önemli bir değere sahip olması ertelenmiştir. Bu anlamsız tutum neticesinde, Kuyumcukent’te yer alan yüzlerce firma zarar görmüş sektörde bilinçli olarak bir kutuplaşma yaratılmıştır. Yeni yönetim olarak en önemli önceliğimiz sektörde yaşanan bu kutuplaşmayı kaldırmaya yönelik adımlar atmaktır. Kuyumcukent’in çıkarları sektörün çıkarları ile paralellik gösterir. Kuyumcukent ile Kapalıçarşı ve çevresi birbirinin rakibi değil, birbirlerinin destekleyicisidir. Bir kaç kişinin şahsi çıkarlarına ters düşmesi sebebiyle, sektör içinde bilinçli olarak yaratılan bu ayrışmanın sona erdirilmesi gerekmektedir. Yalnızca Kuyumcukent yönetimi olarak değil, Kuyumcukent’te yer alan en ufak firmaya varıncaya kadar sektörel birlik ve beraberlik

74 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96


YANKI BULDU

ruhunun gelişimi için çaba sarfedeceğiz. Bu konularda çaba sarfederken yönetim olarak Kuyumcukent’teki firmaların haklarının yenmesine sessiz kalmayacağız. Şu gerçeği artık herkesin kabul etmesi gerekiyor. Kuyumcukent bir kaç kişinin çıkarlarına göre bir yaprak gibi oradan oraya savrulacak bir yer değildir. Burada 1000’in üzerinde firma var. Bu firmalar tek vücut halinde, tek amaca yönelik olarak hareket edebilirse sektörün en önemli gücü konumundadır. Kuyumcukent bu güce sahiptir. Kuyumcukent sektörün en önemli değeridir. Bundan sonraki süreçte en büyüğüğünden en küçüğüne kadar Kuyumcukent’te yer alan her firma sektörde hakettiği saygıyı görecektir. Burada bu birlik ve beraberlik ruhunun oluşması en büyük amacımızdır. Biz, Kuyumcukent’in sahip olduğu bu gücü harekete geçirmek için bu göreve talip olduk. Kuyumcukent sahip olduğu bu temsil gücü ile hem kuyumcular odası hem de ihracatçılar birliği yönetiminde önemli söz sahibi olabilecek güçtedir. Benim sizlerden isteğim, birlik ve beraberlik ruhu ile hareket etmemiz halinde sektörün bu önemli kurumlarında da söz hakkına sahip olacağımızı bilmeniz ve ona göre değerlendirmeler yapmanızdır. Sektörel kurumlarda Kuyumcukent’in gücü ve etkinliği artmalıdır. Sektörel kurumlarda söz sahibi olamadığımız için yıllarca önümüze bilinçli olarak engeller çıkarıldı. Birlik ve beraberlik halinde hareket edilmediği için bu konularda hiçbir şey yapılamadı ve Kuyumcukent bilinçli olarak geri bırakıldı. Ancak bu dönem artık çok gerilerde kaldı. Biz sizin hakkınızı her platformada savunmak için bu göreve talip olduk. Bizi seçtiniz. Bundan sonraki süreçte de bizden desteklerinizi esirgemeyin. Hep birlikte Kuyumcukent’i sahip olduğu noktaya taşıyacağız.”■

Bu sözlerin Kuyumcukent Dergisi’nde yayınlanması ile birlikte konu ile ilgili sektörde yorumlar yapılmaya başlandı. Yapılan yorumlar genellikle bir kaç noktada birleşiyor;

Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av.Özcan Halaç:

Kuyumcukent bir kaç kişinin çıkarlarına göre bir yaprak gibi oradan oraya savrulacak bir yer değildir. Burada 1000’in üzerinde firma var. Bu firmalar tek vücut halinde, tek amaca yönelik olarak hareket edebilirse sektörün en önemli gücü konumundadır. Kuyumcukent bu güce sahiptir. Kuyumcukent sektörün en önemli değeridir. Bundan sonraki süreçte en büyüğüğünden en küçüğüne kadar Kuyumcukent’te yer alan her firma sektörde hakettiği saygıyı görecektir.

- Kuyumcukent sektörün en büyük merkezidir. 1000’in üzerinde firmanın tek çatı altında toplandığı bu merkez bugüne kadar sektörel kurumlarda sahip olduğu güç oranında temsil edilememiştir. - Kuyumcukent güçlü olmadığı için kişilerin çıkarlarına göre yaratılan bilinçli problemlerle bile başedememiş, geri bırakılmıştır. - Eğer birlikte hareket edilebilirse Kuyumcukent’in sektörün en önemli gücü olacağı ortadadır. - Kuyumcukent’te birlik ve beraberlik ruhu canlandırılırken, sektörün diğer unsurlarını karşıya almak yerine bunlarla birlikte hareket edilmelidir. Kuyumcukent ve Kapalıçarşı birbirinin rakibi değil, birbirinin tamamlayıcısıdır. Pek çok firmanın hem Kuyumcukent’te hem de Kapalıçarşı’da ticarethaneleri bulunmaktadır. - Kuyumcukent’teki firmaların, gerek İstanbul Kuyumcular Odası gerekse Mücevher İhracatçıları Birliği seçimlerinde, kendi çıkarlarına ters düşen anlayışa birlikte cevap vermesi gerekir. - Kuyumcukent’in gelişmesi, yalnızca Kuyumcukent’teki firmaların değil sektörün lehine olacaktır. - Kuyumcukent’in ilerlemesi, kimsenin zarar görmesine sebebiyet vermez. Kuyumcukent’in gelişmesi sektörün ortak çıkarınadır. - Kuyumcukent’teki firmalar bu bilinçle ve birlik ve beraberlik ruhu ile hareket etmelidir.

SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

75


altınröportaj

Jival “Yıldız Kuyumcular” organizasyonu için hazır Sektörün tecrübeli firması Jival, “Yıldız Kuyumcular” organizasyonu için hazırlıklarını sürdürüyor. Organizasyon süresince yepyeni altın ve pırlanta koleksiyonlarını iş ortaklarının beğenisine sunmaya hazırlanan Jival, 2014 yılı için de mağazalaşma atağını aynı hızla sürdürüyor. 2013 yılında birçok başarıya imza atan Jival’ in organizasyonlarına ilişkin detayları ve mağazalaşma çalışmalarını Yönetim Kurulu Başkanı Naim Gençoğlu’ndan dinledik. rımıza, uzun süren araştırmalar sonucu hazırladığımız yepyeni altın ve pırlanta koleksiyonlarımızı her zamanki coşkumuzla tanıtacağız. Fuar dönemlerinde tanıtılan ürünler, yeni sezonu belirleyici ürünlerden meydana geliyor. Misafirlerimizi, her yıl olduğu gibi Jival’in kendi evinde göstereceği misafirperverlik ve Jival personelinin güler yüzü ile karşılayacağız. Jival Türkiye çapında yaygın bir dağıtım kanalının olmasının yanında, mağazalaşma alanında da önemli adımlar atmaya başladı. Mağazacılık alanındaki çalışmalarınızla ilgili neler söylemek istersiniz? Mağazalaşma süreci, her markanın yaşaması gerekli olan uzun soluklu ve kararlılık gerektiren bir dönemdir. Biz de bu süreçte, emin adımlarla yenilikçi ve inovatif bakış açısıyla ilerliyoruz. 2013 yılının ilk konsept mağazasını Nisan ayında modern ve sade çizgilerden oluşan yeni konseptimizle Palladium AVM içindeki JİVAL mağazamıza uyguladık. Ekim ayında Palladium AVM / Antakya’da da yeni bir mağazamız daha hizmete açılacak. Önümüzdeki dönemlerde, markamız adına uygun olan bölgelerde yeni Jival konsept mağazaları ile perakende müşterileriyle buluşmayı hedefliyoruz. Jival kurulduğu ilk yıllarda altından mamul ürünler üzerine yoğunlaşan bir firma iken, sektördeki değişime paralel olarak pırlantalı mücevherler kategorisinde de büyüme yolunda önemli adımlar atmaya başladı. Ürün kategorisi bazında Jival’in stratejisi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Günümüzde taleplerin değişmesi ile birlikte pırlanta tercihi eskiye oranla daha hızlı yaygınlaşmaya başladı. Öncelikli olarak özel günlerde altın takıların yerini pırlanta takılar aldı. Jival olarak her zaman gelişmeleri, trendleri ve müşterilerden gelen istekleri göz önünde bulundurarak ürünlerimizi belirliyoruz. Altın ürünlerdeki yoğun ürün yelpazemizi, yaklaşık oranlarda pırlantalı takılarda da uygulamaya çalışıyoruz. Amacımız; mücevher severlere olabildiğince farklı ve çok seçenek sunarak, onların beğenisini kazanmak. Son yıllarda ise farklı koleksiyonlarla hazırladığımız ürünlerimiz ile her bütçeye hitap edebilir durumdayız. Jival’in artık gelenekselleşen, “Yıldız Kuyumcular” organizasyonu için bu yılki hazırlıklarınız neler? Her yıl olduğu gibi bu yıl da “Yıldız Kuyumcular” buluşmamızı merkez binamızda gerçekleştireceğiz. İş ortakla76 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

2014 yılı hedeflerinizden bahsedebilir misiniz? 2006 yılından itibaren Jival marka değerini adım adım yükselterek geldiğimiz bugünlere, 2014 yılında da markamıza duyulan güveni ve kaliteyi devam ettirerek; daha çok noktada ve daha fazla ürünle, altın ve mücevher severlerle buluşmayı hedefliyoruz.

Kuyumculuk ve mücevherat sektörünün dev firmaları sektör dışındaki yatırımlarıyla da dikkat çekiyor. Sizin de bu alanda, gayrimenkulden turizme kadar önemli bir yelpazede yatırımlarınız olduğu biliniyor. Yeni yatırım projelerinizle ilgili son durum nedir? Kuyumculuk sektöründe yaklaşık 38 yıldır hizmet veriyoruz. Bunun yanı sıra 1990’lı yılların sonuna doğru gayrimenkul yatırımcılığı ile ilgilenmeye başladık. Ortağı olduğumuz gayrimenkul şirketimizde; ofis, konut ve AVM yatırımlarımız devam ederken, 3 yıl önce de otel konusu ilgimizi çekti ve bu konuda da yatırımlarımız başladı. Yılsonu itibari ile öncelikle Taksim’de 120 yataklı otelimizi hayata geçiriyoruz. Karaköy Salıpazarı’nda da 3 yıla kadar 400 yataklı otelimizi açmayı planlıyoruz ve bu konudaki fırsatları sürekli takip ediyoruz.



altınröportaj

İstanbul Sanayi Odası Kuyumculuk Meslek Komitesi Meclis üyesi İlyas Gençoğlu;

“İstanbul Sanayi Odası üyeliği, sektör temsili açısından bir güçtür” Yıllardır sektörel kurumlarda aldığı görevlerle Kuyumculuk sektörünün gelişimi ve sektörel sorunların çözümü noktasında sağladığı etkin rol ile sektörün önemli temsilcilerinden biri olan Mioro Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Gençoğlu, geçtiğimiz aylarda yapılan İstanbul Sanayi Odası seçimlerinde Kuyumculuk Meslek Komitesi Meclis üyeliği görevini üstlendi. İlyas Gençoğlu, Altın Dünyası’na verdiği röportajda üretici sektör mensuplarına, İstanbul Sanayi Odası’na üye olmaları için çağrıda bulundu.

78 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96


S

iz sektörün pek çok kurumunda uzun yıllardır sektöre hizmet eden kişilerden birisiniz. Geçtiğimiz dönemde yapılan seçimde de İstanbul Sanayi Odası Kuyumculuk Meslek Komitesi’nde Meclis üyeliği ve bu güne kadar geçen süreçte sektörel kurumlarda aldığınız görevler ve sektöre verdiğiniz hizmetlerle ilgili bilgi alabilir miyiz? Uzun yıllardır sektörün içindeyim fakat sektör kurumlarında görev almaya biraz geç başladım.1995 yılında TOBB bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye Kuyumculuk sektör meclisinde görev aldım ve bu kurumdaki görevimi başkan yardımcısı olarak devam ettiriyorum. 2008 yılında Mücevher İhracatçıları Birliği seçimlerinde aday oldum ve seçildim. Takriben 2 yıl Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı olarak görev yaptım. 28 Şubat 2009 tarihinde yapılan İSO seçimlerinde Kuyumculuk meslek komitesi için diğer 4 sektör mensubu meslektaşımla birlikte aday oldum ve seçilerek komitede ve İSO meclisinde 4 yıl görev yaptım. 29 Mayıs 2013 tarihinde yapılan İSO seçimlerinde TOBB’un yeni yaptığı Nace kodlamasına göre kuyumcular, bakır ve alüminyum sektörünün külçe ve levha üreticileri ile birlikte yeni bir birleşik komite oluşturuldu. Kuyumculuk sektörü olarak bağımsız bir komite şeklinde devam etmek için yaptığımız itirazlar kabul edilmedi ve 26. grup listesinde kuyumculuk, mücevherat, gümüş ve bijuteri sektörlerini temsilen ben ve Birol Yıldırım, bakır sektörü ve alüminyum sektörü temsilcileri ile birlikte 7 kişilik komite listesinde yer aldım ve tekrar seçildim. Şuan, İSO meclis üyesi olarak İSO meclisinde sektörümü temsil etmekteyim. Son zamanlarda sektörel kurumların sektördeki etkinliği arttığı gibi, bu kurumlardan beklentiler de artmaya başladı. Sektörel kurumların en önemlilerinden biri de İstanbul Sanayi Odası. Bu noktada, İstanbul Sanayi Odası Kuyumculuk Meslek Komitesi’nin sektör için önemi nedir? İstanbul Sanayi Odası, Türkiye sanayisinin temsilcisi olan en etkin kurumdur. Bu kurumda kuyumculuk sektörümüzün bütün diğer sanayi kolları ile birlikte anılması, temsil edilmesi sektörümüzün ulaşmış olduğu seviye açısından hakkıdır ve önemlidir. Kuyumculuğun genel anlamda bir zanaat ve sanat olduğu, toplumumuzun bütün kesimlerinde kabul edilmektedir. Bu algı sektörümüzü tarif etmeyen çok dar bir tariftir. Günümüzde sektörümüz istihdam ve katma değer yaratan, onlarca ülkeye ihracat yapan, dünyada iddialı bir sektör haline gelmiştir. Sektörümüzün bu başarılı süreci siyasetçilerimiz, bürokrasimiz ve iş adamlarımıza anlatmak, kuyumculuk sektörümüzü tanıtmak ve haklı olduğu saygınlığa ulaştırmak görevimizdir. Sektörümüzün TOBB, İSO, TİM ve İTO da temsil edilmesi çok önemlidir. Bulunduğum tüm konumlarda sektörün daha iyi tanınması ve en iyi şekilde temsil edilmesi için çalıştım ve çalışmaktayım. Bu vesile ile üretici olan sektör mensuplarımıza İSO’ya üye olmaları için çağrıda bulunmak istiyorum. 10 veya daha fazla çalışanı olan ve İstanbul’da üretim yapan sektör mensuplarımızın İSO’ya üye olmaları bir mecburiyettir ve sektörümüzü temsil açısından bir güçtür. Bahsettiğim özelliklere sahip firmalarımızın İstanbul Ticaret Odası’na kayıt yapmaları yeterli değildir. Her iki kuruma birlikte üye olduklarında ödemiş oldukları aidat yarı yarıya kurumlar arasında paylaşılacağı için firmalarımızın İSO’ya üye olmakla herhangi bir ek aidat gideri olmayacaktır. İSO’dan Kapasite

“Üretici olan sektör mensuplarımıza İSO’ya üye olmaları için çağrıda bulunmak istiyorum. 10 veya daha fazla çalışanı olan ve İstanbul’da üretim yapan sektör mensuplarımızın İSO’ya üye olmaları bir mecburiyettir ve sektörümüzü temsil açısından bir güçtür.” Raporu ve Sanayi Sicil Belgesi alarak elektriği % 20 civarında indirimli kullanabilirler.

İSO Kuyumculuk Meslek Komitesi’nin ajandasında yer alan öncelikli konular nelerdir? Meslek komitemiz bahsetmiş olduğum üç ayrı sektörden oluşmuştur. Sektörümüzü ilgilendiren en önemli konu, pırlantadaki ÖTV konusudur. Bu konuyu gündemde tutmaya devam ediyoruz. Bir diğer önemli konu ise, Avrupa Birliği ülkelerinin, üçüncü ülkelerle yapmış oldukları serbest ticaret anlaşmalarından faydalanmıyor olmaktır. Bu konu bütün sektörleri ve ihracatı ilgilendirmektedir. Yurt içi ve yurt dışı makro ekonomik konjonktürü göz önünde bulundurduğumuzda, mücevherat sektörünün iç ve dış pazarlardaki durumu ile ilgili nasıl bir tablo ortaya çıkıyor? Küresel kriz ile birlikte dünyada makro ekonomik göstergelerde büyük değişiklikler oldu. Sektörümüz krizin ilk yıllarında bu krizden çok etkilendi. Süreç içerisinde krizi yönetmeyi öğrendi, maliyetleri kontrol altına almaya çalıştı ve yeni ürünler geliştirerek yeni pazarlara girmeye başladı. Bu şekilde eski parlak günlerine geri döndü diyebilirim. Konjonktürel etkenlerden bağımsız olarak düşündüğümüzde, sektörün gelişmesini etkileyen yapısal problemler nelerdir? Sektörel kurumların genelini göz önünde bulundurduğumuzda bu problemlerin çözümü noktasında sektör hangi konuma ulaşmış durumda? Sektörümüz belirtmiş olduğum gibi krizin getirmiş olduğu zorlukları alt edebilmek için yeniden yapılandı ve bu süreç devam ediyor. Verimin artırılması, teknolojinin daha doğru ve yerinde kullanılması, eğitimli çalışanların sektöre girmesi, pazarlama faaliyetlerinde profesyonellerin istihdamı gibi konularda çok ilerleme sağlanmış olmasına rağmen, daha yapacak çok işimiz olduğunu düşünüyorum. 2023 yılı ihracat hedefi olan 500 milyar dolar içindeki sektör payımız 12 milyar dolar. Kolay ulaşılacak bir rakam değil, fakat imkânsız da değildir. Bu hedefe kilitlenerek gayretle çalışmamız gerekmektedir. SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

79


altınfirma

Kamil Karakaş

birincilik kupasını kaldırdı Yarış severlerin büyük ilgi gösterdiği 2013 Ege Kupası’nın üçüncü ayağı olan Karşıyaka Tırmanma Yarışı, 22 Eylül Pazar günü Ege Otomobil Sporları Kulübü tarafından Örnekköy-Sancaklı köyü yolunda yapıldı. Büyük çekişmeye sahne olan yarışta Atlantis Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Karakaş kategorisinde birinci oldu!

B

u sene ilki gerçekleştirilen Karşıyaka Tırmanma Yarışı, İzmirli yarış severlerin büyük ilgisini çekti. 3,5 kilometrelik asfalt parkurda üç çıkış üzerinden yapılan yarış, 4 ayrı kategoriden oluştu. Kategorisinde birinci olan Atlantis Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Karakaş yarışla ilgili “Parkur oldukça iyi, adrenalini yüksek bir yarış oldu. Özellikle tırmanma yarışları benim için özel. Bu yarışlardan büyük keyif alıyorum. Bundan sonra bu keyfi değişik parkurlarda da yaşamak istiyorum” dedi. Aynı zamanda bayanlar ve araç cinsi kategorisinde yarışan Karakaş Atlantis Reklam ve Marka Müdürü (ve aynı zamanda Kamil

80 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Karakaş’ın eşi) Onur Karakaş ise polo grup araç kategorisinde ikinci olmanın yanında, bayanlar en iyi etap zamanı ve bayanlar kategorisinde ikincilik elde etti. Rekabetin ve adrenalinin bol olduğu yarışta büyük başarılar elde eden Kamil Karakaş, birincilik kupasını kaldırdı. Tüm kategoriler için yapılan kupa törenlerinin ve toplu fotoğraf çekiminin ardından organizasyon sona erdi.



82 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



Altın Vadi Konakları Projesi hızla ilerliyor

Kuveyt Türk ve Denizbank konut finansman desteği ile yatırımcılara büyük imkan sunuyor Rafineri Yapı, Beylikdüzü merkezde Altın Vadi Konakları projesi inşaatına start verdi. İstanbul’un en hızlı gelişen bölgesi Beylikdüzü’nde 5’er katlı 8 bloktan oluşan ve 6.090 m2 arazi üzerinde hayata geçecek olan projede 102 daire bulunuyor.

R

afineri Yapı A.Ş. Başkan Vekili Orhan Savaş, projenin teslim tarihinin Temmuz 2014 olduğu belirterek, ilk projelerinin Altın Vadi Konakları ile bölge ortalamasının altında fiyat politikası ile kârlılığı yüksek ve kısa sürede kârı realize edilebilecek yatırım fırsatları ile sunduklarını söyledi. Savaş, bundan sonraki projelerinde de aynı stratejiyi uygulayamaya devam edeceklerini ve Rafineri Yapı A.Ş.’nin gayrimenkul yatırımcılarının ilk adresi olmayı hedeflediklerini bildirdi. Altın Vadi Konakları projesinde, kapalı otoparktan konutlara ve sosyal tesise dış hava şartlarıyla karşılaşmadan direkt ulaşma imkanı bulunuyor. İhtiyaçlara yöRafineri Yapı A.Ş. Başkan Vekili Orhan Savaş

84 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

nelik oluşturulan sosyal tesiste ise, açık ve kapalı yüzme havuzu, sauna, fitness, 7/24 saat güvenlik, kamera sistemi ve site çevresinde düzenlenmiş olan 400 metrelik koşu parkuru Altın Vadi Konakları’nın öne çıkan özelliklerinden sadece birkaçı. Altın Vadi Konakları, son dönemde ağırlıkla, çok katlı olarak tasarlanan projelerden farklı olarak beş katlı bloklardan oluşuyor. Beyaz rengin hakim olduğu konutların dış cephesine dikey sütunlar eşlik ediyor. Sadece sizin kullanımınıza özel yaklaşık 4.400 m² peyzaj alanına sahip Altın Vadi Konakları’nda; günlük hayat alıştığınız görüntülerin dışına taşınıyor. Dairelerin metrekareleri 82 m² - 233 m² arasında değişiyor. Proje 1+1, 2+1, 2+1 dubleks, 3+1, 4+1 dubleks ve 5+1 dubleks dairelerden oluşmaktadır. Altın Vadi Konakları projesi, inşaat kalitesi, peyzaj düzenlemesi, satış ve teslim sonrası hizmetler açısından beklentilere cevap verebilecek nitelikte. Ayrıca, projemize özel KUVEYT TÜRK 0.70 konut finansman desteği ile yatırımcılara büyük bir imkan sağlamaktadır.


a

ALTIN VADİ KONAKLARI PROJESİ’NİN KÜNYESİ

Lokasyon: Beylikdüzü Proje Sahibi: Rafineri Yapı İnşaat Gayrimenkul Yatırım A.Ş. Arazi Alanı: 6,090 m² Yeşil Alan: 4,400 m² Blok Adedi: 8 Blok Toplam Daire Adedi: 102 Daire Tipleri: 1+1, 2+1 dubleks, 2+1, 3+1, 4+1 dubleks ve 5+1 dubleks daireler Daire Büyüklükleri: 82 m² - 233 m² Proje Özellikleri: Açık ve kapalı yüzme havuzu, sauna, fitness, kapalı otopark, 7/24 Saat güvenlik ve kamera sistemi,

depreme dayanıklı yapı, ulaşım altyapısı çözülmüş; otoyollar, metrobüs ve havaalanına yakınlığı projenin göze çarpan özelliklerinden sadece birkaçı. Proje Satışa Çıkış Tarihi: Nisan 2013 Proje Bitiş Tarihi: Temmuz 2014 Satış İrtibat Telefonu: 212 876 30 95 İnternet Erişim: www.altinvadikonaklari.com

SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

85


altınfirma

MİORO,

gelişmiş standartta altın takı üretme hedefini gerçekleştirdi Sektörün lider markalarından Mioro, yaptığı teknoloji yatırımları ile miktar hedefli üretimden, kaliteli ve nitelikli üretim anlayışına geçerek ihracatını arttırmaya devam ediyor.

T

üketici beğenilerindeki değişim ile birlikte tasarımın her gün daha önemli hale geldiği günümüzde nitelikli ve farklılık arz eden koleksiyonların tercih edildiğini bu ihtiyacın bilincinde olan Mioro, 2013-2014 yılı çalışmalarında estetik ve günlük kullanıma uygun takılar üreterek, 3-6 Ekim tarihlerinde düzenlenen Istanbul Jewelry Show’da yerli ve yabancı müşterilerinin beğenisine sunmaya hazırlanıyor. Mioro Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Gençoğlu sezon trendlerini ve Mioro’nun yorumunu şu cümlelerle belirtiyor: “Koleksiyonumuz gece ve gündüz kullanılabilir özellikte ve tüketicilerin beğenisini kazanacak çeşitli

86 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

üretim metodu kullanılarak tasarlanmış bilezik zincir ve setlerden oluşturulmuştur. Takılarımızda yeşil altın, beyaz altın ve kırmızı altının estetik kombinasyonları kullanılmıştır.”



altınröportaj

Sektörün genç ve dinamik markası, “Işığın Efendisi” Zen Pırlanta…

“Herkesi büyüleyen ışığın kaynağı pırlanta ise, efendisi de Zen’dir” şeklindeki başarılı söylemi ile Zen Pırlanta, marka değerini başarıya taşımayı sürdürüyor. Dergimize verdiği röportajda, yurt içinde bulunan 45 adet mağaza sayısını, yılsonuna kadar 49’a çıkarmayı planladıklarını belirten Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş, Türkiye’nin dört bir yanındaki mağazalarında uyguladıkları standart mağaza konsepti uygulamalarını “sade ancak güçlü, zarif ve modern” cümleleri ile tarif ediyor. 88 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96


Emil Güzeliş, başarıya giden yolda uyguladıkları stratejileri ve fuar hazırlıklarını Altın Dünyası ile paylaştı. Firmanızı dünden bugüne taşıyan en önemli çalışmalarınız/adımlarınız/stratejileriniz nelerdir? Yıllardır sadece mücevher ürettik. Zen Pırlanta’nın uzmanlık alanı pırlanta, pırlantalı mücevherler tasarlıyoruz. Bu alana yönelerek uzmanlaştık, büyüdük. Bu bizi farklı kılan bugünlere taşıyan en önemli stratejimiz. Hep bu stratejimiz ışığında yol aldık, pırlanta üretimine yaptığımız yatırımlar sayesinde bugün Avrupa’nın en yüksek üretim kapasitesine sahip bir fabrikamız var. Pırlanta mağazacılığına yaptığımız yatırımlarla Türkiye’nin en büyük pırlanta perakendecisi olma yolunda ilerliyoruz. Pırlantada ihracata önem verdik, yurtdışında ofislerimizi 2000 yılında Hollanda’da, 2001 yılında Amerika’da, 2002’de Dubai’de açtık. Bu ofislerimiz sayesinde o bölgelerdeki müşterilerimize yakın olduk, bölgeyi daha iyi gözlemleyip tanıma şansımız oldu. Son 6 yıldır pırlantalı mücevher ihracatında lider konumdayız. Pırlanta konusundaki uzmanlığımızı ve bilgilerimizi kurduğumuz Pırlanta Akademisi sayesine tüm sektörle paylaşıyoruz. Bu güne kadar 3000’e yakın sektör çalışanına sertifikalı eğitimler verdik, pırlantayı öğrettik. Pırlantayı öğrenen satıcı, müşterinin karşısına daha bilgili çıkıyor, pırlanta satışına önem veriyor. Türkiye’de pırlanta satışlarının artmasında verdiğimiz bu eğitimlerin büyük katkısı olmuştur. Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda işimize olan tutkumuzun, bu konudaki uzmanlığımızın bizi pırlanta dendiğinde Türkiye’de akla gelen ilk marka olmaya doğru taşıdığını görüyoruz. Buradan yola çıkarak “Herkesi büyüleyen ışığın kaynağı pırlanta ise, efendisi de Zen’dir” söylemini kullanmaya başladık ve ismimizin altına “Işığın Efendisi” imzasını attık. Zen Pırlanta uzmanlığı pırlanta olan, amacı pırlantadaki ışığı en kaliteli, en farklı tasarımla sunmak ve müşterilerinin pırlanta hayallerini gerçekleştirmek olarak belirlemiş bir “Işığın Efendisi”. Vitrin, sunum, müşteri yaklaşımı hatta mağaza kokusu dahi kalite ve satış artırıcı etkenlerden bazıları. Mağazalarınızda nasıl bir stil, tarz sahibisiniz, bu maddelerin müşteriler tarafından nasıl algılandığını düşünüyorsunuz? Zen Pırlanta genç, dinamik ve modern çehreye sahip bir marka. Geniş bir kitleye sesleniyoruz. Tasarımlarımız, hizmetlerimiz ve dekorasyonumuz hem Zen Pırlanta’ya yakışır hem de geniş olan hedef kitlemizin beğenisine layık olmalı. Yaklaşık 3 yıl önce mağaza konseptimizi değiştirdik. Mağazalarımızı koyu tonlardan çıkarıp, ferahlık hissi veren, prestijli ve şık olma duygusunu sunan açık tonlardaki bir dekorasyona taşıdık. Mağaza vitrinlerinde ürünlerimizi daha rahat sergileyebileceğimiz, müşterilerimizin daha rahat seçim yapabilecekleri, modelleri daha rahat görüp seçebilecekleri üniteler oluşturduk.

Ayrıca tüm mağazalarımızda kullandığımız standart bir kokumuz bulunuyor. Mağazalarımızda yeni dekorasyon ve kullandığımız koku ile müşterilerin gözünde markamızın sade ancak güçlü, zarif ve modern tarzını kuvvetlendirmiş olduk. Kurumsal firmaların gündem maddelerinin ilk sıralarında artık “glocal olmak” yer alıyor. Global ile local değerleri birleştirip daha başarılı olmak adına glocal bir tutum sergileyen firmalar başarıyı yakalıyor. İhracat alanında da faaliyet gösteren bir firma olarak sizin için yurtiçi faaliyeti mi yurtdışı faaliyeti mi ağır basıyor? Önceliğimiz yurtiçinde büyümek, rakamsal olarak da bakıldığında göreceksiniz Türkiye’de mağazacılık alanında önemli yatırımlar yapıyoruz. Yurtiçinde 45 mağazamız bulunuyor. Yılsonuna kadar 4 yeni mağaza daha açacağız. Türkiye genelinde 150 kuyumcuda da Zen markalı ürünlerin satışı yapılıyor. Yurtiçinde yaptığımız tüm çalışmalar, perakende yatırımları, pazarlama, reklam gibi global bir bakış açısıyla profesyonel hazırlanıyor. Dolayısıyla yurtdışında da bu çalışmalar doğrultusunda yol alıyoruz. Yurtdışında Kıbrıs’ta 3, Romanya, Belçika, Kuveyt, Katar ve Irak’ta 1’er mağazamız bulunuyor. Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan Istanbul Jewelry Show firmanız için hangi fırsatları taşıyor? Müşterilerimizle ve potansiyel müşterilerle bir araya geldiğimiz, müşterilerimizin nabzını tuttuğumuz, paylaşımlarda bulunduğumuz bir alan olduğu için fuarları çok önemsiyoruz. Yurtdışında da fuarlara katılıyoruz, dünyanın en iyi fuarlarında markamızla ülkemizi temsil ediyoruz. İstanbul fuarı öncesinde, her fuarda olduğu gibi ön hazırlıklarımızı yaptık. Koleksiyonumuza yeni ürünler ekledik, müşterilerimizi davet ettik. Bu yıl fuarda tanzanite taşlı tasarımları öne çıkarıyoruz. Bu değerli taş dünyada sadece tek bir yerde çıkarılıyor ve ilk kez 1967 yılında Tanzanya’da Kilimanjaro Dağı’nın eteklerinde çıkarılmış, yani sadece 46 yaşında. Biz de dünyanın yeni tanımaya başladığı bu değerli taşı pırlanta ile koleksiyonlarımıza ekledik ve ilk kez fuardaki ziyaretçilerimize sunacağız. Yılın son çeyreğine girmek üzereyiz. Firma performansınızı geçtiğimiz yıla oranla kıyaslarsak ortaya nasıl bir sonuç çıkıyor? Geçtiğimiz yıla göre 2013’ün son çeyreğine %10 yukarıda girdik. Önümüzdeki dönemde ağırlıklı olarak ihracatın artacağını düşünüyorum.

Zen Pırlanta her yıl yeniliklerle katıldığı fuarda, bu kez yeni koleksiyonlarında ilk kez kullandıkları Tanzanite taşlı tasarımları ile ön plana çıkmaya hazırlanıyor SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

89


altınhaber

Karakaş Atlantis ve Altınbaş Kuyumculuk’tan önemli işbirliği Altın sektörünün liderlerinden Karakaş Atlantis ile Altınbaş Kuyumculuk, hammadde temini ve mamul üretimi konusunda girdiği işbirliği ile Temmuz 2013 sonu itibariyle toplamda 742.677,00 gram altın üretilmesini sağladı.

43

yıldır kuyumculuk sektöründe faaliyet gösteren ve geçen yıl halka arz olan Karakaş Atlantis, geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin lider kuyumculuk firmalarından Altınbaş ile işbirliğine gitmişti. Kuyumculuk sektörünün, kaliteli mamul istikrarını korumak ve büyütmek adına işbirliğine giden Karakaş Atlantis ve Altınbaş Kuyumculuk firmaları sağladıkları anlaşma ile Türkiye’deki kuyum sektörü adına önemli bir adım attılar. Son olarak Karakaş Atlantis Kuyumculuk tarafından yapılan açıklamada Temmuz 2013 itibariyle olumlu gelişmeler yaşanıldığı belirtildi.

“Bu işbirliğinin sektördeki işbirliklerine öncü olacağını öngörüyoruz” Karakaş Atlantis Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Karakaş konu hakkında şu açıklamada bulundu: “Karakaş Atlantis Kuyumculuk A.Ş. ile Altınbaş Kuyumculuk İthalatİhracat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında kısa zaman önce yapılmış olan aylık ortalama 200-400 kg arasında 8-1418-21-22 ayarlarda mamül üretimini ve teslimini kapsayan sözleşmesi gereği, Altınbaş Kuyumculuk A.Ş.’ye Temmuz 2013 sonu itibari ile yaklaşık, 14 ayar 277.715,00 gram, 18 ayar 69.712,00 gram, 21 ayar 395.250,00 gram üretim gerçekleşmiş olup, toplamda 742.677,00 gram üretilmesini sağladık. Kuyumculuk ve altın sektörümüzde bu denli anlaşmaların devam etmesi, sektörün daha değerli olmasını sağlayacak olduğu gibi ülke ekonomisindeki cari açığa olumlu yönde katkı da bulunacaktır. Bunun yanı sıra yapılan üretimden doğan KDV ve işçilik, sektörün değeri açısından ekonomik kalkınmamıza ciddi destek sağlayacaktır. Sektörün kaliteli ürün istikrarını koruyan ve katma değer yaratacak bu işbirliği şirketimizin yıllık satış cirosu hedefine önemli katkı sağlamaktadır. Şirket olarak üretilen KDV, yaratılan işçilik ve istihdam ile ülke ekonomisine kazanç sağlamakta olan bu işbirliğinin sektördeki işbirliklerine öncü olacağını ve böylece katma değerin gitgide daha da fazlalaşacağını öngörmekteyiz.”

90 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınhaber

Regold Yönetim Kurulu Başkanı Selami Hoşgör MÜCEVHERİ KADININ ZERAFETİNİ TAMAMLAYAN BİR UNSUR OLARAK GÖRÜYORUZ Tasarımın ön planda olduğu ürün grubu ile uzun yıllardır sektörün öncü firmaları arasında yer alan Regold’un Yönetim Kurulu Başkanı Selami Hoşgör firmasının çalışmaları ve fuarların sektörel önemi ile ilgili düşüncelerini Altındünyası ile paylaştı.

Türk Kuyumculuk ve mücevherat sektöründe kuyumculuktan mücevherciliğe doğru yaşanan bir dönüşümden söz ediliyor. Siz sektörde yaşanan değişimi nasıl değerlendiriyorunuz? Türkiye’deki tüketicinin genel algısının bunu gösterdiğini düşünmüyorum. Şu ana kadar yaptığımız gözlemlerle Türkiye’de kuyumculuktan mücevherciliğe dönüşüm süreci yaşanıyor demek çok doğru değil. Özellikle son zamanlarda nihai tüketicinin talebi 22 ayar bilezik ve ziynet ürünlerine yönelik olmuştur. Dolayısıyla bu gelişmeyi ‘’kuyumculuktan mücevherata geçiş’’ olarak tanımlamak pek mümkün değil. Yeni jenerasyonda elbette ki bu yönde bir eğilim var. Bu kitle evlilik döneminde tektaş vb. ürünleri talep ediyor. Ama genel olarak baktığımızda Türkiye’de altın hala bir yatırım aracı olarak görülüyor. Bu ülkemizde oluşmuş bir kültür. Türkiye’de yer92 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

leşmiş bir yastık altı altın kültürü var. Bunun değişimi Türkiye’de zaman alacaktır. Bu yüzden kuyumculuktan mücevherciliğe değişimin hızlı olduğunu söyleyebilmemiz çok doğru olmayabilir. Türkiye’de altının tasarruf amacı ile talebi yüksektir. Bunun bir süre daha bu şekilde devam edeceğini tahmin ediyorum. Regold’un ürün grubu ve hedef kitlesini nasıl tanımlarsınız? Regold’u kurduğumuz günden beri hedef kitlemiz çalışan ve ekonomik özgürlüğünü elde etmiş kesim. Ürünlerimizi yatırım amaçlı değil de kadının zerafetini tamamlayan birer unsur olarak görüyoruz. Biz bu kitleye yönelik tasarımları hayata geçiriyoruz. Ürünlerimizi kadınların kendilerini ifade edebilmek için kullandıkları bir unsur olarak tanımlıyoruz. Ürünlerimizin yatırım amacıyla


talep edildiğini söylemek mümkün değil. Koleksiyonlarımız yüksek katma değerli, özgün tasarımlı parçalardan oluşuyor. Bu yılardır bu şekilde oldu. Türkiye genelini ele aldığımızda ürünlerimizin her kesimden kadınlar tarafından tercih edilebileceğini söyleyemeyiz. Regold corner sistemini dağıtım kanalı yapısı olarak belirlemiş durumda. Türkiye’nin dört bir yanında Regold satış noktaları görmek mümkün. İş ortağı seçiminde göz önünde bulundurduğunuz kriterler nelerdir? Aslında bunu bir seçim olarak tanımlamak doğru olmayabilir. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de 35 bin civarında kuyumcu olduğu söyleniyor. Biz, bu firmaların hepsinde satılabilecek tarzda ürünler üretmiyoruz. Bugün 81 ilin yaklaşık 60 kadarında, kendisini kanıtlamış ve belirli bir müşteri profiline sahip firmalarla iş birliği yapıyoruz. Türkiye’deki kuyumcuların çoğu yüksek işçilikli ürün alıp satmayı çok sevmezler. Bu yüzden bizim müşteri sayımız çok fazla değil. Bu açıdan baktığımızda Regold’un belirli bir hedef kitleye hitab ettiği söylenebilir. Daha çok belirli bir büyüklüğe ulaşmış kuyumcular tarafından tercih ediliyoruz. Bu yüzden kuyumcuların tamamına yönelik çalışabilmemiz mümkün değil. Regold’un ürün grubunu talep edebilecek tarzda, kentli, çalışan, ekonomik özgürlüğe sahip bir müşteri profiline sahip kuyumcular ile uzun süreli ve sağlıklı iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Tabi ki iş ortaklarımızın bölgenin önemli, güvenilir ve işlerini ileriye taşıma amacını güden, bizimle aynı heyecanı paylaşacak vizyona sahip olan firmalarından olmasını tercih ederiz. Ama genel olarak baktığımızda müşteri seçim kriteri diye bir kavramı çok doğru bulduğumuzu söylemek sağlıklı bir değerlendirme olmayabilir. Çalışma sisteminiz ile ilgili bilgi alabilir miyiz. Müşterileriniz ürünlerinize hangi kanallardan ulaşıyorlar? Bizim aktif pazarlama ekiplerimiz var. Koleksiyonlarımızı, belirli periyotlarla müşterilerimizi ziyaret ederek onlara ulaştırıyoruz. Aktif pazarlama sisteminin piyasanın takibi açısından da müşterilerimiz ile iletişimimiz her zaman sıcak tutma açısından da oldukça önemli bir görev üstlendiği düşüncesindeyiz. Bunun dışında İstanbul Nuruosmaniye’deki mağazamızdan da satış yapıyorız. Bizim müşteri kitlemizin önemli bir bölümü, sık aralıklarla İstanbul’a gelerek satın alma yapıyor. Bu kitleye mağazamızdan da hizmet veriyoruz. Bunun dışında fuar dönemleri de satışlarımız yükselme eğilimine giriyor. Müşterilerimize ulaşma yöntemlerimizden biri de belirli dönemlerde düzenlediğimiz organizasyonlar. Bu organizasyonlarda Türkiye’nin dört bir yanındaki müşterilerimiz ile bir araya geliyoruz. Bu toplantılarda onlarla karşılıklı görüş alışverişinde bulunmakla birlikte koleksiyonlarımızı tanıtma fırsatı da buluyoruz. Regold fuarlara oldukça önem veren ve uzun yıllardır katılan bir firma. Bununla birlikte sizin Mücevher İhracatçıları Birliği yönetiminde olmanız sebebiyle fuarlarla ilgili önemli çalışmalarınız da

var. Fuarlarla ilgili düşünceleriniz nelerdir? Gerek firma ve gerekse sektör olarak fuar hazırlıkları ile ilgili neler söylemek istersiniz? Fuar dönemlerinde firmaların yeni tasarımlarını vitrinlere çıkardığına tanık oluruz. Ancak biz sadece fuar için üretim yapan bir firma değiliz. Biz sürekli yeni koleksiyonlar üreten bir firmayız. Bu fuar için de güzel koleksiyonlar hazırladık. Umarım bu fuarda müşterşlerimiz beğenir. Ben bu fuar ile ilgili oldukça pozitif düşeüncelere sahibim. Fuara iyi hazırlanan firmaların başarılı olacağını düşünüyorum. Fuardaki hall sayısı da arttı. Fuarı yavaş yavaş istediğimiz yerlere getiriyoruz. İhracatçılar Birliği olarak fuarla ilgili önemli çalışmalar yapıyoruz. Fuar büyüme sürecinde. Biz İhracatçılar Birliği olarak bu anlamda görevimizi yerine getirdik. Ekim ve Mart fuarlarının iyi geçmesi bizim bu konuda ortaya koyduğumuz çalışmaların başarılı olduğunun birer göstergesi. Artık İstanbul’un dünyanın en önemli fuarları olan Hong Kong, Vicenza ve Las Vegas arasına girdiğini söyleyebiliriz. Fuarımız dünyada ilk 4’e girdi. Daha da iyi fuarla organize edebiliriz ama öncelikle çok iyi bir fuar alanının olması gerekiyor. Fuar alanı yeterli değil. 2023 ihracat hedeflerine bu fuar alanları ile ulaşmamız mümkün değil. Daha iyi fuar alanları yapmamız lazım. Bu bütün sektörler için geçerli bir değerlendirme. Bu konuda bir an evvel harekete geçilmesi gerekiyor. Örneğin, Yenikapı’da doldurulan alan çok güzel bir şekilde Hong Kong’daki örneğine uygun olarak fuar alanı olarak değerlendirilebilir. Türkiye dünyanın önemli mücevher ihracatçıları arasında yer alıyor. Sizin dış pazarlara yönelik olarak değerlendirmeleriniz nelerdir? Yurtdışı fuarlar dış pazarlara yönelik önemli faaliyetlerimizin başında geliyor. Fuarlar müşteriler ile en iyi buluşma yeri. Bununla birlikte yurtdışında da sürekli olarak müşteri ziyaretleri yapıyoruz. 2000-2010 arası bizim en iyi müşterilerimiz eski doğu bloku ülkeleriydi. Ancak bunların çoğunu kaybettik. Onlar da kendi üretimlerini yapmaya başladılar. Artık onlar da Hong Kong ve İtalya’dan ürün satın alıyorlar. Şu anda kuyumcularımız ağırlıklı olarak Ortadoğu’ya mal satabiliyorlar. Pazar çeşitlemesi çok önemli. Bunu kaybetmememiz lazım. Bunun için giriş ve çıkışlarda insanlara zorluk çıkartılmaması lazım. Her zaman herkesin söyledğigi ÖTV konusunu mutlaka çözmemiz lazım. Dubai’yi neden tercih ediyor insanlar, bunun yanıtını bulmak lazım. İstanbul’un bu konuda yol alması gerekiyor. Türkiye çok önemli bir jeopolitik konuma sahip. Bunu doğru bir şekilde değerlendirmemiz şart. Ticaret bir şekilde çoğalırsa zaten dolayısıyla vergi tahsilatı da artacaktır. Hükümetin ticarete yalnızca vergi geliri açısından yaklaşmaması lazım. Yüksek ticaret hacminin gerçekleştiği bir ekonominin istihdam başta olmak üzere pek çok alanda olumlu sonuçlar doğurabileceğini anlamamız gerek. Bunun akılcı ve bilimsel bir şekilde değerlendirmek gerekiyor. Hükümetler, vergi politikalarında yapılacak bir düzenleme ile vergi tahsilatı da dahil olmak üzere pek çok alanda kazanımlar elde edebilir. Ancak şu anki durum bundan uzaktır. SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

93


altınhaber

Altınbaş Life, moda trendlerine ışık tutmaya devam ediyor İlklere ve yeniliklere öncülük eden Altınbaş’ın mücevher modasından tasarıma, sanattan seyahate kadar zengin bir içeriğe sahip dergisi Altınbaş Life’ın altıncı sayısıyla moda severlerle buluşuyor.

A

ltınbaş’ın büyük beğeni toplayan dergisi Altınbaş Life, altıncı sayısı ile okurlarıyla buluştu. Altınbaş’ın özgün tasarımları ve sonbahar mücevher modasının ele alındığı sayıda moda, gündem, seyahat, sağlık, yaşam, bakım kategorileri altında geniş bir konu içeriği bulunuyor. Altınbaş Life’ tan Küçük Sırlar

İhtişamlı bir sonbahar düğünü için Altınbaş’ın en özel mücevher önerilerini okuyabileceğiniz dergide, tarihe damgasını vurmuş ünlü gelinler ve gelinlikleri dosyası yer alıyor. Kurban Bayramı’nın en iyi alışveriş rotaları sırlarının yanı sıra Minyatür Sanatçısı Hasan Kale deneyimlerini Altınbaş Life okuyucuları ile paylaşıyor. Sonbaharda okuma listesi oluşturmak için ünlülerin kütüphaneleri de Altınbaş Life’ın 6. sayısında dikkat çekiyor.

94 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınröportaj

Kusursuzluğun mücevher hali; Ödüller, başarılar, yenilikler, tasarım ve kalite… Bunlar 20. yılını kutlayan Kurtulan Kuyumculuk’u anlatmak için söylenebilecek sadece birkaç kelime. Post-modern tasarımları ve uluslararası alana yayılmış başarılarıyla Kurtulan Kuyumculuk, bilinirliğini her geçen gün artırıyor. İsmet Naci Kurtulan ve Meltem Kurtulan markalarının başarılarla dolu serüvenini Altın Dünyası Gazetesi için anlattı. Kuruldukları 1993 yılından itibaren her geçen gün ayrı bir başarıya imza atan marka Kurtulan Kuyumculuk… Tasarım alanında dünya çapında büyük dereceler almış, Türkiye’nin adını uluslararası arenada başarıyla duyurmuş markanın yaratıcıları İsmet Naci Kurtulan ve Meltem Kurtulan, geniş vizyonları, tasarım gücü ve kusursuz işletme anlayışıyla yakaladıkları bu başarıyı hız kesmeden sürdürüyor. 2013 yılı aynı zamanda Kurtulan markasının 20. yılını ifade ediyor. Dünden bugüne firmanızın gelişim sürecini ve hedeflerinizi anlatabilir misiniz? N.K: Kurtulan, yolculuğuna perakende dükkanları ile başlamış bir aile şirketidir. Perakendeciliği atölye ile birleştirerek çalıştığımız için talep, zaman ve şartlar bizi toptan üretime yönlendirdi. Perakende satışı bilmek ve müşteri tercihleri hakkında ciddi sayılacak bir bilgi birikimine sahip olmak, bize doğru ürünü üretmede çok yardımcı oldu. Aile şirketi olmak ise çoğu kez zamandan bağımsız çalışabilmemizi sağladı. Yabancı dil olarak Almanca ve İngilizceyi iyi bilmek, temaslarımızı güçlendirdi. Kısacası bu 20 yılda başarı elde ettiysek ve 20 yıla 40 yıllık anı biriktirdiysek bu elbette birçok parametrenin bir arada olmasının sonucudur. Kurtulan olarak şu andaki en büyük hedefimiz 3. Kurtulan olan oğlumuzu firmamıza kazandırmak. Şu sıralar onun üniversite eğitimi yanında kuyumcu olabilmesi için gerekli teknik eğitimleri sürüyor. Bu sürecin sonunda Kurtulan yeni hedeflerini hayata geçirmeye başlayacak. Yurtdışı pazarına daha da çok ağırlık vermeyi planlıyoruz. AR-GE çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? N.K: Dinamik bir firma olmak için AR-GE çalışmalarımız her zaman devam ediyor. Atölyemizde bir ekip sürekli olarak yeni teknikler üzerinde çalışıyor. Geliştirilen bazı teknikler için personelimizi eğitiyoruz. Bunun dışında pazarlama teknikleri üzerine çalışmalarımız da var. Tanıtım ve reklamla ilgili özel çalışmalar yürüterek firmamızın bilinirliğinin ve kalıcılığının altını çizen çalışmalar yapıyoruz. Uluslararası geçerliliği olan sertifikalandırma da projelerimiz arasında. 96 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96


Kurtulan markası için Meltem Kurtulan ve Naci Kurtulan’ın üzerlerine düşen roller nedir? M.K, N.K: Firma içinde iş bölümü yapmış durumdayız. Şirketin idari işleri, dış bağlantılar, fuarlar Naci Bey’in kontrolü altında, tasarım ise benim öncelikli sorumluluk alanımı oluşturuyor. Ancak tasarımla ilgili ön çalışmalarda mutlaka birlikte karar veririz. Çizgi belli olduktan sonra yapılacak modelleri belirleme süreci bana ait. Prototipleri çıkmış olan modeller üzerinde Naci Bey mutlaka fikir beyan eder, değişiklik gerekiyorsa bunlar üzerinde ön çalışmalar yapılır. Üretim için gerekli taş ve malzeme seçimleri birlikte yaptığımız bir iştir. Türkiye’de ağırlıklı olarak en çok hangi bölgelerde hizmet gösteriyorsunuz, pazarlama ağınızı genişletirken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz? N.K: Farklı, özgün ve kültürel esintiler taşıyan ürünleri müşterilerine sunmak isteyen Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki kuyumcular müşterimiz olabilir. Ancak ürün yelpazemiz gereği seçici olmaya özen gösteriyoruz. Birbirine yakın yerlerde mağazaları olan farklı müşterilerimize farklı ürünler sunmamız gerekiyor. Özellikle yabancı müşterilere hizmet veren mağazalardan büyük talep görüyoruz. Ama bunun yanında Anadolu’da da bizim ürünlerimizi ısrarla tercih eden değerli müşterilerimiz var ki bu müşterilerimizin Kurtulan markasına değerli katkıları var.

Meltem Kurtulan: “Kültürel etkilerin yoğun olduğu zamansız koleksiyonlar hazırlamayı ve modanın dışında kalmayı seviyoruz.” Dünyanın en iyi 10 tasarımcısı arasında yer alıyorsunuz. Bu durum aynı zamanda büyük sorumluluklar anlamına da geliyor. Bu durum çalışmalarınıza nasıl yansıyor? M.K: Bence hangi işi yapıyorsak yapalım en önemli olan üzerimizdeki beğeniyi ve takdiri sürekli kılmaya çalışmak. Ben rastlantısal başarılara inanmam. Yenilikçi ve çalışkan kişiler zaten hiç durmazlar ki… Eğer yaptığımız ürün başkaları tarafından beğeniliyor ve öncelikle tercih ediliyorsa başarı geliyor demektir. Ama asıl başarı müşteriye her zaman aynı kalitede ürün sunmak, satılan ürün için her zaman ve hızlı servis verebilmek. Ayrıca her ürün için yüzde 100 firma garantisi sağlamakla mümkün olabilir. Müşterilere bir dahaki alımlarında bambaşka yeni modeller sunabilmek, yenilikçi olabilmek vs. başarıyı tamamlayan en önemli unsurlardır. Tasarımlarınızda post-modern bir tarz hakim. Bu tarzı tercih etmenizin nedenleri nedir? M.K: Ülkemiz topraklarında yaşamış farklı kültürleri yansıtan mücevherler yaparak başladığımız üretim yolculuğu bir zaman sonra bizi geçmişten kopma-

İsmet Naci Kurtulan: “Dünya çok küçüldü ve erişim çok hızlandı. Bu rekabeti etkiliyor. Kurtulan olarak bu ortamda başarılı olmayı, öncü ve ilerici olmaya borçluyuz.” mış ama güncel koleksiyonlara taşıdı. Böylece bugün artık “Kurtulan” tarzı diye isimlendirdiğimiz tam anlamıyla post-modern tarzımızı oluşturduk. Kültürel etkilerin yoğun olduğu zamansız koleksiyonlar hazırlamak ve modanın dışında kalmayı seviyoruz. Tamamıyla elişi ürünler piyasaya sunuyorsunuz. Tasarımlarınızda ağırlıklı olarak hangi taşları ve teknikleri kullanmayı tercih ediyorsunuz? M.K: Herhangi bir kısıtlama yaratıcılığı etkileyeceğinden, belli taşlara odaklanmayı doğru bulmuyorum. Ama yine de bitmiş ürünün mücevher olabilmesi için üzerinde gerçek taşlar olması gerekir. Doğal formlar yanında, kalibre taşlar ama her zaman gerçek taşlar kullanıyoruz. Başlangıcımızdan itibaren 24 ayar ve elişi takılar üretiyoruz. Ama bu durum yıllar geçtikçe biraz değişti. Alternatif metaller devreye girdi. Fakat değişmeyen tek şey ürettiğimiz her üründe elişinin hissedilmesi. Elişine olan tutkumuz hiç değişmedi. Biz ürünlerimize hep bir ruh kazandırmaya çalıştık. Bakan gözler ürünün Kurtulan’a ait olduğunu hemen anlasın istedik. İmzamız yarattığımız tarz olsun istedik. Sanırım bunu başardık da. Yurtiçinde gerçekleştirilen fuarda oldukça ilgi gören markalardan birisiniz. Peki, yurtdışında hangi fuarlara katılım gösteriyorsunuz, fuarların firmanıza olan katkısı nedir? N.K: Fuarlar çağımızın vazgeçilemez tanıtım ve pazarlama ortamlarıdır. Artık eskiden olduğu gibi sadece iç pazarı hedeflemek yeterli değil. Dünyanın hemen her yerinden alıcı ve üreticilerinin buluştuğu fuarların bizim için de çok önemli olduğunu belirtmeliyim. Amerika’dan Hong Kong’a kadar birçok fuara katılıyoruz. Hatta önümüzdeki yıllarda farklı ürün grupları ile fuar yelpazemize yeni ülke fuarlarını da eklemeyi hedefliyoruz. Ancak şöyle bir gerçek var ki dünya çok küçüldü ve erişim çok hızlandı. Bu rekabeti etkiliyor. Kurtulan olarak bu ortamda başarılı olmayı öncü ve ilerici olmaya borçluyuz diyebilirim. İstanbul Jewelry Show Ekim’de ziyaretçilerinize sunacağınız yeni bir ürününüz ya da ön plana çıkaracağınız herhangi bir koleksiyon olacak mı? M.K: Kurtulan her fuar için koleksiyonuna mutlaka yeni parçalar ekler. Hatta yeni parçalar için fuar beklemez bile. Bu yüzden Ekim fuarında da takipçilerimiz için yeni sürprizlerimiz olacak.


altınfirma

Yazıcı Grup yatırımlarından Lapis Gold, İskoçya’da büyümesini sürdürüyor Yazıcı Grup’un yurtdışındaki birçok yatırımından biri olan ve İskoçya’nın Aberdeen şehrinde yaklaşık 5 yıldır başarılı bir faaliyet sürdüren Lapis Gold Kuyum Mağazası, mimari olarak baştan aşağı yenilendi. durumunun kuyum alışverişine açık olduğunu söyledi. İskoçların sanıldığı gibi çok cimri kişiler olmadığını, özellikle Christmas ve Paskalya tatil dönemlerinde insanların birbirine takı hediye ettiğini belirten Yazıcı; “İskoçlar; çelik ve gümüş takıları da çok seviyorlar. Saatlere de düşkünlükleri var. Biz Lapis Gold mağazamızda 6 farklı markanın saat ürünlerini müşterilerimize sunuyoruz. Şu anda Aberdeen şehrinin en büyük kuyumcu unvanına sahibiz” dedi.

“Lapis Gold markamızı Londra’ya taşımayı hedefliyoruz”

Y

azıcı Grup’un İşadamı Sezai Balcı ile ortaklaşa açtığı “Lapis Gold Aberdeen Kuyum Mağazası” 5’inci yılında ciddi bir dekorasyondan geçti. Elmastan pırlantaya, 14 ayardan 22 ayara, çelikten gümüşe, saatten yatırım altınına kadar çok farklı türde ve çeşitte Türk ürünlerini İskoçların beğenisine sunan Lapis Gold; 5 yıllık kısa bir süre içinde hizmet verdiği Aberdeen şehrinin en popüler ve tercih edilen kuyum mağazası oldu. İAR’ın yatırım altınlarının da satıldığı “Lapis Gold Aberdeen”, yeni dekorasyonunda tarz olarak otantik çizgilere ağırlık verdi.

“Aberdeen şehrinin en büyük kuyumcu unvanına sahibiz” Yazıcı Grup Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Yazıcı; Aberdeen şehrinin İskoçya’nın ve Avrupa’nın en kaliteli petrol üretim noktalarından biri olduğunu ve bölge insanının sosyo-ekonomik

98 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

İskoçya’da ilk faaliyete başladıkları dönemde yılda 8 kez devlet kuruluşları tarafından ani baskınlarla denetimden geçtiklerini ve Türklere karşı ciddi bir önyargıya sahip olunduğunu üzülerek gözlemlediğini vurgulayan Yönetim Kurulu Başkanı Yazıcı; “Ne yazık ki yıllar içinde Türklere karşı kötü bir algı oluşmuş. Bugün itibariyle Lapis Gold’da satılan bir dolarlık bir ürün dahi İskoç maliyesinin otomatik denetiminden geçtikten, kayıtlara alındıktan sonra olmaktadır. Önümüzdeki dönemde Lapis Gold markamızın Londra’nın seçkin bölgelerinden birinde olmasını arzu ediyoruz. Farklı ürün gruplarıyla, İngiliz Jet sosyetesine de sunum yapmayı planlıyoruz” diye konuştu. Tüm Dünyada olduğu gibi İskoçya’da da gram altına hergeçen gün artan bir ilgi olduğunu ve kişilerin yatırımlarını değerlendirmek için gram altın aldığını kaydeden Yazıcı; Londra haricinde Moskova’da mağaza açma düşüncelerinin olduğunu, Moskova’da düşündükleri mağazanın birkaç firmanın işbirliğiyle açılmasının düşünüldüğünü sözlerine ekledi.



altınhaber

Altınbaş Mücevherat CEO’su Ali Bulut Oldu Mücevher sektörünün lider markası Altınbaş’ta CEO’ luk görevine sektörün başarılı ve deneyimli ismi Ali Bulut getirildi.

K

ariyeri boyunca başarılı işlere imza atan, sektörün deneyimli isimlerinden Ali Bulut, Altınbaş Mücevherat’ta CEO olarak göreve başladı. Yeniliklere ve ilklere öncülük eden Altınbaş, Ali Bulut’un da ekibe katılması ile yeni projeler hayata geçirecek.

1960 Ankara doğumlu Ali Bulut, ODTÜ Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Altınbaş’tan önce CNR Holding’te 18 yıl CEO olarak görev yapan Ali Bulut, 2006 – 2008 yılları arasında da Altınbaş Mücevher Grup Başkanlığı yapmıştı. 2008 yılında CIBJO Dünya Mücevher Konfederasyonu Perakende Komitesi Başkan Yardımcılığı görevine seçilen Bulut, evli ve bir çocuk babası. 100 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95

Altınbaş Mücevherat Hakkında

Altınbaş Mücevherat’ın temelleri 1953 yılında Altınbaş ailesi tarafından kurulan Altınbaş Kuyumculuk ile atılmıştır. 60. Yılında sektörde lider marka konumunda sürdüren Altınbaş Mücevherat, bugün 120 mağazası ve 500’den fazla satış noktası ile hizmet vermektedir. 2012 yılında 20 mağazayı hizmet açan Altınbaş, 2013 yılında ülkemizde ve Almanya, Romanya, Bulgaristan, Makedonya, Katar, Ukrayna’nın da arasında bulunduğu ülkelerde 30 yeni mağaza açarak 2023 yılındaki toplam 1.000 mağaza hedefine ulaşmayı planlamaktadır. Dünya markası olma yolunda başarılı adımlar atan Altınbaş, altın takı ve pırlantalı mücevherleri; kadrosundaki uzman tasarım ekibi

tarafından, dünyadaki trendler ve yenilikler izlenerek, Türk motifleri ve tarihten, evrensel çizgilere uzanan bir estetik anlayışın yorumlanmasıyla sunmaktadır.



altınkoleksiyon

Belle Atasay ile Sonbaharda şıklığınızı tamamlayın Her yaşam biçimine uygun altın ve mücevherat tasarımlarıyla tüketicilerin yaşamlarındaki tüm özel günleri değerli kılan Atasay, şehirli kadının mücevher markası “Belle” koleksiyonuna ait 2013/14 Sonbahar-Kış konseptleri ile Sonbahar modasına uygun ışıltılı seçenekler sunuyor. Belle Atasay Sonbahar-Kış 2013/14 koleksiyonundaki birbirinden şık ve ikonik mücevherler, sonbaharda kadınların gündelik yaşamlarına tatlı ışıltılar katarak tarz sahibi olmanın keyfini yaşatıyor. Her yaşam biçimine uygun ve herkesin kendinden bir parça bulacağı heyecanlı ve şık tasarımlarıyla kadınların iş hayatından spor şıklığa kadar günün her diliminde anı yakalamaları için tasarlanan Belle Atasay, Sonbahar-Kış 2013/14 koleksiyonu; Ambiance, Aura, Juicy ve Empathy olmak üzere dört konseptten oluşuyor. Ambiance: Zamanı durdurmayı başaran, romantik, hayalperest ve yeniliklerden korkmayan kadınlar için tasarlanan bu konsept, zamansız detayların modern formlarla iç içe geçmiş tasarımlarını yansıtıyor. Barok etkilerin ön planda olduğu konseptte; pastel tonlar, pembe, ten rengi, vizon, somon, açık gri, buğulu beyaz, inci, smoky tonları ön planda tutuluyor. Aura: Enerjisini taşlardan alan, yalın bir görünüme sahip entellektüel şehirli kadınlar için tasarlanan bu konseptte ise üç boyutlu geometrik formlar ön plana çıkıyor. Dinginliğin ve yalın güzelliğin vurgulandığı konseptte; gri, beyaz, deniz ve günbatımı tonları ile calsedon, “sea to sky”, mint yeşili tonları ön planda tutuluyor. Empati: Üreten, şehirli, çalışma ve kişisel hayatı pratik, konfora önem veren kadınlar için tasarlanan bu konseptte kafes formlu tasarımlar ön plana çıkarken simetri etkisi de göze çarpıyor. Hacimli, parlak ve dikkat çeken mücevherlerin vurgulandığı konseptte günün her saati kusursuz ve parlak görünmek isteyen kadınlara özel beyaz, siyah, gri, kırmızı, kiremit, bordo, mor, smoky ve zümrüt yeşili tonları tasarıma yansıyor. Juicy: Hayatın tadını çıkarmayı bilen, eğlenceli, neşeli, enerjisi ile ortamları canlandıran kadınların teması Juicy, küçük espriler taşıyan enerjik ve iddialı aynı zamanda ikonikleşen tasarımlarıyla renkli bir kışın habercisi. Gündüz şıklığını geceye taşıyan kadınlar için tasarlanan bu konseptte; canlı renklerin, soğuk grilerle kombinasyonları, London blue, fuşya, ve mint yeşili ön plana çıkıyor. Moda Tasarımcısı Özlem Süer’in danışmanlığında geliştirilen Belle Atasay 2013 Sonbahar/Kış koleksiyonundaki tasarımlar, birbirinden şık ve ikonik mücevherlerle bu sezon modern, romantik ve gösterişli her kadının ışıltısını yansıtacak.

Favori’den Favori ’den altını ve oltu taşını harmanlayan sıra dışı bir tasarım Erzurum’da çıkarılan ve çok değerli bir yapıya sahip olan Oltu taşı, altın ile harmanlanarak daha da değerli bir hale bürünüyor. Kullandıkça parlayan Oltu taşının kalitesini ve altının zarafetini buluşturan Favori, yeşil altın taşlı kolye uçları ile büyülüyor. Oltu taşının bazı özelliklerinden yola çıkarak piyasaya sürülen kolye uçları, kullanıcılarına estetiğin yanında kaliteyi ve kullanılabilirliği de vaat ediyor. Psikolojik açıdan da kişiyi rahatlattığı bilinen Oltu taşı, gerginliği giderici, stres azaltıcı, mutluluk verici gibi özelliklere sahip olduğundan Favori’nin bu tasarımlarını farklı kılıyor. Hatta eski çağlarda nazara karşı etkili olması açısından nazarlık niyetine kullanılan Oltu taşı, kolye uçlarını içiniz ferah bir şekilde kullanmanızı sağlıyor. İşlendikçe sertleşen ve kullandıkça parlayan Oltu taşı Favori tasarımcıları sayesinde yeniden hayat buluyor. Erzurum Oltu taşı koleksiyonundaki bu sıra dışı tasarımlar hem kalite açısından hem de estetik açıdan bir adım öne çıkıyor. Uygun fiyat koşullarıyla sahip olunabilecek kolye uçlarına, en yakın Favori mağazasından ya da www.favori.com.tr internet adresinden ulaşmak mümkün.



altınhaber

İki lider lüks tüketim markası bir araya geldi

Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş, dünyaca ünlü lüks otomobil markası Aston Martin’in CEO’su Adham Charanoglu ile bir araya geldi.

müzdeki dönemde yapılabilecek olan işbirlikleri hakkında görüş alışverişinde bulunan iki lider lüks tüketim markasının nasıl bir işbirliğine imza atacağı ilerleyen dönemde açıklanacak.

M

ücevher sektörünün lider markası Altınbaş’ın Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş, dünyaca ünlü İngiliz otomobil markası Aston Martin MEA&North Africa CEO’su Adham Charanoglu ile İstanbul’da bir araya geldi. The Ritz Carlton Hotel İstanbul’da bir araya gelen iki lider markanın yöneticisi, önümüzdeki dönemde lüks tüketimde bölgesel işbirliklerini, lüks tüketim alışkanlıklarını ve bu alışkanlıklardaki değişimleri değerlendirdi. Önü-

1913 yılında Londra’da küçük bir atölyede kurulan Aston Martin, o günden bu yana dünyanın tamamen el yapımı en iyi otomobili kabul ediliyor. Aston Martin otomobilleri tamamen el yapımı olup, üzerlerine, en son parçayı monte eden işçinin adı yazılıyor. Araçta plastik madde kullanılmadığından küllük, düğmeler ve havalandırma ızgaraları da alüminyumdan imal ediliyor. Sektöre getirdiği yenilikler ve ilklerle uluslararası bir marka olma yönünde emin adımlarla ilerleyen Türkiye’nin lider markası Altınbaş 1975 yılında Gaziantepli Altınbaş Ailesi tarafından kuruldu. İstikrarlı bir büyüme stratejisi sergileyen Altınbaş Mücevherat, 2023 yılına kadar dünyada ve Türkiye’de toplamda 1000 mağaza hedefine ulaşmayı planlıyor.


altınfuar

UBM Rotaforte ve Kuyumcukent İşbirliği ile Kuyumcukent Pavilyonu Istanbul Jewelry Show Mart 2014’te UBM Rotaforte ve Kuyumcukent yönetimleri sektör için çok önemli bir projeye imza atıyor. 20-23 Mart 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Istanbul Jewelry Show Mart 2014’te toplam 300 metrekarelik Kuyumcukent Pavilyonu kurulacak.

O

rta ölçekli atölyelere fuarda yer alma şansı veren bu proje ile birçok avantaj sağlanacak. Toplam 47 adet 6 metrekarelik standın yer alacağı pavilyonda standlar full dekorasyonlu olarak teslim edilecek. Bir adet de Info Standın bulunacağı pavilyonda katılımcılara bilgisayar, internet, faks, tercüme, içecek ikramı gibi ek hizmetler de sunulacak.

UBM Rotaforte Murahhas Üye ve Genel Müdürü Şermin Cengiz projenin sektör için çok önemli olduğunu belirterek; “Kuyumcukent ile birlikte başlattığımız bu proje ile orta ölçekli atölyelere çok cazip katılım şartları ile ciddi avantajlar sağlayacağız, iş hacmi anlamında da geri dönüşünün çok olumlu olacağına inanıyorum. Bireysel olarak 6 metrekarelik standla katılmanın yerine görkemli bir pavilyon çatısı altında yer alarak Kuyumcukent Farkındalığı yaratılacak ve ziyaretçilerin büyük ilgisini çekecektir. Her geçen gün daha da büyüyen Istanbul Jewelry Show ile sektöre ve Fuarımıza yepyeni soluk getirecek projelere imza attığımız için çok mutlu ve heyecanlıyım” dedi

Kuyumcukent Pavilyonu projesi hayata geçiyor Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç ise projeyle ilgili görüşlerini şöyle ifade etti; 1000’den fazla üreticiyi tek çatı altında bulunduran ve sektörün üretim merkezi olan Kuyumcukent, sektörün pazarlama merkezi olma yolunda da çalışmalarına hızla devam edi-

106 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95


yor. Bu amaca hizmet eden çalışmalardan birisine de dünyanın önemli fuarlarından biri olan Istanbul Jewelry Show’un organizatörü UBM Rotaforte ile birlikte imza atacağız. UBM Rotaforte ile gerçekleştirmeyi planladığımız bu işbirliği çerçevesinde Mart ayında organize edilecek olan fuarda, Kuyumcukent’teki firmalara özel olarak hazırlanan “Kuyumcukent Pavilyonu” projesini hayata geçireceğiz. Bu şekilde, fuarı ziyaret eden gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışı firmaların Kuyumcukent’e gelerek her türlü ürün grubunu doğrudan üreticilerden alma şansına sahip olabileceğini bir kez daha anlatma fırsatı bulacağız. Bu konudaki tek sıkıntımız yalnızca belirli sayıda firmaya hizmet verme şansına sahip olmamızdır. Burada yer alacak firmaları belirlerken mümkün olduğunca farklı ürün kategorilerine yönelik ürün yapan firmalara yer vermeye çalışacağız. Bu konuda oluşturacağımız özel çalışma ekibi ile profesyonel bir çalışmaya imza atacağız. Bir süre sonra talepleri toplamaya ve değerlendirmeye başlayacağız. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin gelişmesi adına attıkları olumlu adımdan ve işbirliklerinden ötürü UBM Rotaforte Genel Müdürü Şermin Cengiz’e teşekkür ederim.”

Kuyumcukent Pavilyonu’nda fuara katılım bireysel katılıma oranla %38 daha ucuz Her türlü pırlantalı ve renkli taşlı takı, altın ve gümüş takı üretimi yapan, çıplak taş ve inci firmalarının katılabileceği Kuyumcukent Pavilyonu’nda özel paket fiyatlarla fuara katılım bireysel katılıma oranla %38 daha ucuz. Orta ölçekli atölyecilere büyük bir katılım avantajı sağlayan projenin ödeme seçenekleri de son derece cazip. Katılımcı atölye KOSGEB üyesi ise yine önemli bir oranda teşvik alabilecektir.

SAYI 95

• ALTIN DÜNYASI

107


altınhaber

Nadir Metal’den altın fikir

“Nadir Gold Sarrafiye” Geçtiğimiz ay Nadir Gold’un piyasaya sürdüğü sarrafiye altınlar, düşük işçilik fiyatıyla altın yatırımcısının kısa sürede büyük ilgisiyle karşılandı. Darphanenin kuyumculardan aldığı altının karşılığında sarrafiye ürünlerini zamanında vermemesi, çeşitli sebepler neticesinde ortaya çıkan yüksek işçilik bedelleri, Nadir Gold’un kendi sarrafiye altınını üretmesine vesile oldu. Nadir Metal; Nadir Gold Çeyrek (1,75 gr), Yarım (3,5 gr), Tam (7 gr), 2,5’lu (17,5 gr) ve 5’li (35 gr) yatırım altınları sarrafiye altın ile tamamen aynı has oranı ve aynı gramajıyla pazara sundu. Nadir Metal Genel Müdürü Burak Yakın; özellikle sarrafiye altın üretiminde son dönemde Darphanenin zamanında teslimat yapamamasının ve yükselen işçilik fiyatlarının kendi sarrafiye ürünlerini çıkarmasına sebebiyet verdiğini ve tamamen özellikleri aynı fakat işçilik fiyatları çok düşük olan Nadir Gold Sarrafiye altınlarına yatırımcıların yoğun ilgi gösterdiklerini söyledi. Bugün çeyrek altın alan bir kişinin, Nadir Gold Çeyrek altın alan kişiye oranla ürün bazında 15-20 TL’ye kadar fazla işçilik ödemesi yaptığını kaydeden Yakın; “Özellikle kendi müşterilerimizin talepleri ve yüksek işçilik ücreti ödeme konusunda yaşanan sıkıntılar, bu ürünümüzün çıkmasını hızlandırdı. Kulplu hazırladığımız Nadir Gold Sarrafiye ürünlerimiz, özellikle düğünlerde gelin veya damada takılmak için tercih ediliyor” dedi.

Ekim fuarına yeniliklerimizle hazırız... Genel Müdür Burak Yakın, yaklaşan İstanbul Ekim fuarına Nadir Metal’in yeni ürünleriyle katılmaya hazırlandığını ve ziynet, ata yatırım altınlarının Nadir Gold versiyonlarının ilk kez fuarda sergileneceğini belirtti. Yakın, sektörün çok önemli bir platformu olan ve birçok markanın yurtdışına açılmasına imkan tanıyan fuarları desteklemeye devam edeceklerini, sektörün menfaatlerini kendi menfaatleri olarak gördüklerini de sözlerine ekledi.

108 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınhaber

Pırıltı Alyans Center Nuruosmaniye’de

Sektörün öncü firması Pırıltı Alyans Nuruosmaniye’de açtığı Alyans Center’da hizmet vermeye başladı. Sektörde bir ilk niteliği taşıyan ve 5 kattan oluşan Pırıltı Alyans Center’da yüzlerce model, binlerce stok alyansın sergilendiği showroom’dan servis&hizmet’e kadar farklı departmanlar bulunuyor.

S

ektörün öncü firması Pırıltı Alyans, alyans kategorisindeki hizmet çıtasını yükseltiyor. Kuyumcukent’teki merkez bina ve fabrika kompleksinde hizmet veren Pırıltı Alyans, Nuruosmaniye’de hizmete açtığı “Pırıltı Alyans Center” ile iş ortaklarına verdiği hizmetin kalitesini yükseltmeyi hedefliyor. Nuruosmaniye’de hizmete açılan Pırıltı Alyans Center ile iş ortaklarına verdikleri hizmetin kalitesini daha da yükselteceklerini belirten Pırıltı Alyans Satış ve Pazarlama Müdürü Ethem Talus şunları söyledi; “Kuyumcukent’te bulunan merkez ofisimiz ve fabrikamızda tüm organizasyonumuzu sağlıklı bir şekilde yönetiyorduk. Ancak sektörün merkezi olan Nuruosmaniye’de açtığımız Pırıltı Alyans Center ile sektörde bir ilke imza atarak verdiğimiz hizmetin çıtasını daha da yükselteceğiz. Burası 5 kattan oluşan bir kompleks. Ürün portfoyüzümüz arasında yer alan yüzlerce model alyansı buradaki showroom’umuzda her an müşterilerimize sunuabiliyor durumda olacağız. Burada aldığımız siparişleri Kuyumcukent’teki fabrikamızda süratle ve en üst kalitede üretip müşterilerimize ulaştıracağız” dedi. Pırıltı Alyans Center’da aynı zaman110 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95

Pırıltı Alyans Pazarlama ve Satış Müdürü Ethem Talus


da bir katın servis ve hizmet katı olarak ayrıldığını söyeleyen Ethem Talus; “Müşterilerimize sağladığımız en önemli avantajlardan birisi de bizim hızımız. Gerek üretimde ve gerekse bakım ve tamirde müşterilerimize son derece hızlı hizmet veren bir yapıyız. Nuruosmaniye binamızda hizmete açtığımız servis&hizmet katı ile verdiğimiz hizmetin süratini de artıracak, kısa sürede neticelenebilecek işlemler için ürünlerimizi Kuyumcukent’e göndermeden servis vereceğiz” dedi. Sektörün dev firmalarına da hizmet verdiklerinin altını çizen Ethem Talus; “Biz aynı zamanda zincir mağazalara sahip sektörün dev firmalarının da alyans kategorisindeki iş ortağıyız. Bu dev firmalarla gerçekleştirdiğimiz uzun soluklu iş birliği ile ürünlerimiz Türkiye’nin dört bir yanındaki yüzlerce mağazaya ulaşıyor. Sektör devlerinin Nuruosmaniye ve çevresinde yer amaları da Pırıltı Alyans center’ı burada açmamıza neden olan faktörlerden biri. Burada, iş ortağımız olan dev firmalara da daha yakın olduğumuz için, bu firmalara verdiğimiz hizmetin kalitesi ve süratini artıracaktır” diyerek lokasyonun öneminin altını çizdi.

Showroom’da yüzlerce model bulunuyor

Alyans kategorisinin lider markası Pırıltı Alyans zengin model çeşidi ile de sektörde fark yaratıyor. Kuyumcukent’teki merkez ofisi ile birlikte artık Nuruosmanie’de açtığı Alyans Center’daki Showroom’da da yüzlerce model alyans çeşidini müşterilerinin beğenisine sunuyor.

Lojistik merkezi de Nuruosmaniye’ye taşındı

Alyansın diğer ürün kategorilerine göre teslim süresi bakımından çok daha önemli olduğunu belirten Ethem Talus; “Lojistik en çok önem verdiğimiz departmanlardan biri. Siparişin alınıp, üretilmesi ve müşterilere ulaştırılması bizim için son derece hassas bir konu. Çalışmalarımızın önemli bir kısmı numune sistemi üzerine kurulmaya başlandı. Bu sistemde zamanında teslimat çok daha önemli hale geldi. Bu yüzden lojistik pedartmanımızı da güçlendirme yoluna gittik ve bu departmanımızı da Nuruosmaniye’deki binamıza taşıdır. Sipariş takip sistemimiz buradaki departmanımızdan yönetilecek. Müşterilerimizin verdiği siparişler son derece kısa sürede burada yer alan profesyonel lojistik departmanımızca zamanında teslim edilecek” dedi.

Pırıltı Alyans Center 5 kattan oluşuyor

Sektörün merkezi Nuruosmaniye’de açılan Pırıltı Alyans Center 5kattan oluşuyor. Center’da showroom, yönetim ofisi, servis&hizmet, lojistik ve cafetarya bulunuyor.

SAYI 95

• ALTIN DÜNYASI

111


altınhaber

Pırlanta ve mücevher pazarı Rapaport Uluslararası Elmas Konferansı’nda ele alındı Pırlanta ve mücevher pazarına yönelik stratejilerin, trendlerin ve geleceğin konuşulduğu Rapaport Uluslararası Elmas Konferansı’nda HRD Antwerp Genel Müdürü Mehmet Can Özdemir Sentetik Elmas Pazarı’nı değerlendirdi. 2013 Rapaport Uluslararası Elmas Konferansı (IDC) 14 Ağustos 2013 tarihinde Mumbai’de gerçekleştirildi. 2004’ten beri her yıl organize edilen Rapaport Konferansı, pırlanta ve mücevher pazarına yönelik stratejilerin, trendlerin ve geleceğin konuşulduğu bir platform olarak pırlanta, mücevher sektörüne yönelik uluslararası konferanslar arasında liderliği elinde tutuyor. İlk oturum panel olarak devam etti. Panele Martin Rapaport (Rapaport Group), Russell Mehta (Rosy Blue), Vishal Doshi (Shrenuj&Co), Arnav Mehta (Blue Star), Ezriel Rapaport (Rapaport Group) katıldı ve yükselen ham elmas fiyatlarının pırlanta ve mücevher sektörüne etkisi tartışıldı.

Perakende mücevher pazarları konuları da ele alındı İkinci oturumun konusu ise perakende mücevher pazarlarını konu aldı. Sırasıyla Çin’in en büyük perakende zincirlerinden biri Chow Tai Fook’un CEO’su Kent Wong, Forevermark’ın Hindistan Bölge Yöneticisi Sachin Jain, Tanishq markasının pazarlama ve satıştan sorumlu genel müdür yardımcısı Sandeep Kulhalli’nin söz aldığı ikinci oturumda pazarda müşteri beklentilerinin ve tercihlerinin analiz edilmesiyle daha çok satışa ulaşılabileceğinin altı çizildi.

Sentetik elmasların pazar üzerindeki etkisi büyük HRD Antwerp Türkiye Genel Müdürü Mehmet Can Özdemir’in konuşma yaptığı 3. oturumda ise Sentetik Pazarı tartışma konusuydu. Katılımcılar, Sentetik üretim yöntemleri ile ilgili bilgi edinmelerinin yanı sıra sentetik elma-

sın pırlanta ve mücevher pazarını nasıl etkileyeceği ile ilgili bilgi aldılar. IGI Co-CEO’su Marc Brauner, sentetik elmas pazarının 2014’te 1 milyar dolarlık hacme ulaşmasını öngördüklerini belirtti. HRD Antwerp Türkiye Genel Müdürü Mehmet Can Özdemir, perakende mücevher pazarının sentetik elmastan korunmasının son derece önemli olduğunu belirtti. Özellikle 0,30 ct altı taşların kullanıldığı mücevherlerde sentetik kullanımının perakendeciler tarafından algılanamayabileceğinin ve bunun da ticarette çeşitli güven sıkıntıları yaratacağını söyledi. Bu sorunu aşmak için ise tüm sektörün 0,30 ct ve altı sentetik elmasların sertifikalanmaları yönünde ortak çalışmaları gerektiğini belirtti. HRD Antwerp’in sektöre tanıttığı HRD Antwerp Sentetik Elmas Sertifikası’nın pazardaki sentetik elmas problemini aşmadaki büyük etkisine dikkat çekti.

Uzun vadeli sektörel fayda Kapanış konuşmasında dünya çapında meşru, şeffaf, efektif ve rekabetçi bir pazarın oluşması yönünde büyük fırsatlar yattığını belirten Martin Rapaport, kısa dönemde pazarın önünde engeller olsa da uzun dönemde meşrulaşan operasyonlarla her oyuncunun fayda sağlayabileceği fırsatları yakalamanın hayal olmadığının altını çizdi. Katılımcılara ödülleri verildi. HRD Antwerp Genel Müdürü Mehmet Can Özdemir de ödülünü Martin Rapaport’tan teslim aldı. 112 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95




altınhaber

Mücevher Alışveriş Festivali İstanbul’da 28 yıldır kuyum ve mücevher piyasasında organize ettiği ihtisas fuarlarından aldığı güç ve deneyimle, UBM Rotaforte yine aynı sektörde katılımcılarından gelen yoğun talepleri değerlendirerek bu defa sektörün önde gelen firmalarını ve tasarımcıları son tüketici ile buluşturmaya hazırlanıyor. UBM Rotaforte Satış Müdürü Fatma Volkangil organizasyon ile ilgili sorularımızı yanıtladı. UBM Rotaforte uzun yıllardır kuyumculuk ve mücevherat sektörünün en büyük fuarları olan İstanbul Jewellery Show’u organize ediyor. Ancak bu kez nihai tüketicilere yönelik bir proje ile sektörün karşısındasınız. Bu organizasyon ile ilgili sizden bilgi alabilir miyiz? Söylediğiniz gibi uzun yıllardır kuyumculuk ve mücevherat sektörünün en önemli fuarlarını organize ediyoruz. Bu konuda çok önemli bir tecrübeye sahibiz. Bununla birlikte dünyanın en büyük fuar organizatör firmaları arasında er alan UBM ile gerçekleştirdiğimiz ortaklığın bize kattığı vizyon ile gün geçtikçe fuarcılık alanında dünya standartlarına ulaştığımızı söyleyebilirim. Bu kez de nihai tüketicilere yönelik bir organizasyon projesi hazırladık. Bu projenin ortaya çıkışı tamamen bizim uzun yıllardır birlikte çalıştığımız fuar katılımcısı firmalarımızın talebi üzerine oldu. Nihai tüketicilere yönelik olarak profesyonel anlamda gerçekleştirşlen bir organizasyona yönelik bu talep çok sayıda firmadan gelince biz de bu konuda detaylı çalışmalara başladık. Detaylı ve profesyonel bir çalışma sonrasında Jewellery Shopping Fest projesini hazırladık. Organizasyon ile ilgili sizden bilgi alabilir miyiz? 6-9 Şubat 2014 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda ilk defa organize

edilecek olan Türkiye’nin tek mücevher alışveriş festivalinde şıklığı önemseyen, modayı takip eden ve takı tutkunu tüm kadınlar (ve beyler) Sevgililer Günü öncesi farklı markaların yüzlerce ürün alternatifini bir arada bulabilecek. Bu organizasyon mücevhercilerimiz ile nihai tüketicilerin buluştuğu önemli bir platform olacak. Burada firmaların kurumsal itibar yönetim politikalarına çok önem veriyoruz. Bu yüzden ‘’stok temizliği’’, ‘’outlet’’ gibi tabirlerden kaçınıyoruz. Firmalarımızın gerektiği şekilde temsil edilmeleri çok önemli. Mücevhercilere yakışan bir organizasyona imza atacağız. Fuarla ilgili talepleri almaya başladık. Yerleşim planları ile ilgili çalışmalar şimdiden tamamlanmaya başladı. Bu organizasyon ile ilgili tek problemimiz talebi karşılayacak büyüklükte bir alana sahip olmamamız.

Sektör Sevgililer Günü Öncesi Son Tüketici ile Buluşuyor Bugüne kadar yalnızca kuyumculuk ihtisas fuarları düzenleyen UBM Rotaforte, altından pırlantaya, gümüşten saate değerli mücevherlerin perakende satışının mümkün olacağı bu etkinlikle tüm mücevher tutkunlarını çok mutlu edecek. Sevgililer Günü’nün vazgeçilmez hediyesi mücevherler ziyaretçisiyle buluşacak. Sevgililer gününden önceki son hafta organize edilecek olması nedeniyle de hem kadınların hem de beylerin çok ilgisini çekecek. Ünlü tasarımcıların koleksiyonlarının da sergileneceği etkinlikte hayalindeki mücevherleri arayan kadınlar mücevherdeki son trendleri yakından görme ve satın alma fırsatı elde edecekler. Tabi Sevgililer Günü’nde ne alsam diye düşünen beyler için de alternatifler sonsuz. Sevgilisi, nişanlısı ya da eşi için farklı mücevher tasarımları arayan beyler için kaçırılmayacak bir etkinlik.



altınhaber

SELAMİ TÜTÜNCÜOĞLU

’NİN KONUĞU OLDU

KUYUMCUKENT TANITIM ATAĞINDA Özellikle son zamanlarda hızlı bir gelişim süreci yaşayan Kuyumcukent tanıtım atağında. KİAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Selami Tütüncüoğlu konuk olduğu Bloomberg HT’de Kuyumcukent’in Türkiye ekonomisi için önemi ve komplekste yaşanan gelişim süreci ile ilgili soruları yanıtladı.

Yandaki kare kodu okutarak programı izleyebilirsiniz

116 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95


Kuyumcukent’te son aylarda yaşanan değişim iş dünyasının da ilgisinin Kuyumcukent’e yönelmesine sebep oldu. Bu gelişme paralelinde ekonomi kanalı Bloomberg HT Kuyumcukent’te yaşanan değişimi ekranlarına taşıdı. Kuyumcukent İşletme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Selami Tütüncüoğlu komplekste yaşanan değişim ve kompleksin Türkiye ekonomisi için önemi ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı. Selami Tütüncüoğlu’nun röportajının satır başları şöyle;

Kuyumcukent kuyumculuk sektörünün yeni merkezidir Tarihi yarımadanın uzun yıllardır kuyumculuk ve mücevherat sektörünün merkezi olduğunu vurgulayan Tütüncüoğlu, hükümetlerin tarihi yarımadaya yönelik projeleri doğrultusunda artık burada üretici firmaların yer alamayacağını, bu yüzden Kuyumcukent projesinin temellerinin atıldığını söyledi. Her ne kadar Kuyumcukent oluşum aşamasında problemler yaşamış olsa da özellikle son bir kaç aydır yeni yönetimin göreve gelmesi ile birlikte Kuyumcukent Atölye Bloğu doluluk oranlarının %100’e yaklaştığını söyleyen Tütüncüoğlu, 1000’den fazla üreticiyi tek çatı altında toplayan yapısı ile artık Kuyumcukent’in sektörün yeni merkezi haline geldiğini belirtti. Şeffaf ve kurumsal yönetim anlayışı ile özverili çalışmalar neticesinde kısa sürede önemli yol aldıklarını belirten Tütüncüoğlu ‘’Kuyumcukent’te moraller düzelmeye başladı. Bizden beklentiler büyük. Aynı şekilde her geçen gün artan bir destek de söz konusu. Sektörümüzün bize verdiği desteği hakederek Kuyumcukent için çok daha başarılı işler yapacağız’’ dedi.

Kuyumcukent’in doluluk oranları artıyor Yaşanan hareketlenmenin mağaza ve atölye doluluk oranlarına da olumlu yansıdığını belirten Tütüncüoğlu, ‘’Atölye bloğumuzun doluluk oranları %100’e yaklaşmş durumda. Son hazırladığımız raporda bu oran %97,2 seviyesindeydi. %3’lük bir kesim ise kendisi taşınacağı için kiraya vermeyen gayrimenkul sahiplerinin tercihleri sebebiyle özellikle boş tutuluyor. Mağazalar bölümümüzdeki doluluk oranları da %50 seviyelerine yaklaştı. Son zamanlarda mağazalar bloğundaki mağaza açılışları da artış eğiliminde. Burada önemli olan noktalardan birisi de şu; sektörün bir kısmı Wedding World Kuyumcukent AVM’de mağaza açmaya tereddüt ederken, burada mağaza sahibi olan kişiler ikinci hatta üçüncü mağazalarını açmaya başladı. Bu önemli noktanın mutlaka iyi değerlendirilmesi gerekiyor.

Kuyumcukent yalnızca sektörün değil, Türkiye ekonomisinin parlayan yıldızı olma yolunda hızla ilerliyor. Üreticiden halka satış avantajı kuyumcuların en önemli kozudur.

Evlenecek çiftleri Kuyumcukent’e davet ediyoruz Wedding World Kuyumcukent AVM’nin Türkiye’nin ilk ve tek evlilik konseptli alışveriş merkezi olduğunu belirten Selami Tütüncüoğlu, ‘’Alışveriş merkezimizde her türlü altn ve mücevherin yanısıra evlilik alışverişi ile ilgili her türlü alışverişi yapabilmek mümkün. Yeni evlenecek çiftler merkezimize gelerek doğrudan üretici fiyatları ile altın ve mücevher alışverişi yapabildiği gibi gelinlikten düğün davetiyesine kadar pek çok ihtiyacını tek çatı altında karşılayabiliyor. Bahçelievler Belediyesi Evlendirme Dairesi’ni de bünyesinde barındıran kompleksin çatısı altında aynı zamanda düğün salonu da yer alıyor. Artık yeni evlenecek çiftler Weding World Kuyumcukent’e uğramadan evlilik alışverişlerini tamamlamıyor. Kompleksimiz pek çok avantaja sahip. Bu avantajlarımızı duyurmak için tanıtım faaliyetlerimize ve farklı organizasyonlarımıza her geçen gün ağırlık vereceğiz.

Kuyumcukent’te kiralar ve gayrimenkul fiyatları yükseliyor

Kuyumcukent’teki bu olumlu hava buraya olan talebi de hızla arttırıyor. Örneğin kısa bir süre öncesine kadar bırakın kira vermeyi yalnızca aidat parası ödeyerek bir atölye tutabiliyorken artık doluluğun %100’e yaklaşması ile birlikte hava paraları ile kiralamalar yapılmaya başlandı. Aynı şekilde Kuyumcukent gayrimenkul piyasası da hareketlendi. Gayrimenkul fiyatları artış eğiliminde. Talep artışına paralel olarak kiralar da yükselme eğiliminde. Özellikle üretici firmaların talebini karşılamakta zorlanıyoruz. Bu sorunu çözmek için projeler geliştiriyoruz.

Kuyumculuk sektörü satın almasını Kuyumcukent’te gerçekleştiriyor ‘’Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün merkezi olarak Kapalıçarşı ve çevresi kabul ediliyordu. Artık Kuyumcukent, 1000’den fazla üreticiyi tek çatı altında toplayan yapısı ile sektörün yeni merkezi haline geldi. Türkiye’nin dört bir yanındaki kuyumcular Kuyumcukent’e gelerek doğrudan üreticilerden satın alma yapar duruma geldi. Kuyumcu ve mücevhercilerin vitrinlerinde gördüğünüz takıların çok büyük bir kısmı Kuyumcukent’teki firmalar tarafından üretiliyor. Kuyumcukent aynı zamanda 15 bin kişiye istihdam sağlayan yapısı ile ülke istihdamına da katkı sağlıyor. 4 milyar dolara ulaşan sektör ihracatının çok büyük bir kısmı buradaki firmalar tarafından gerçekleştiriliyor. Kuyumcukent yalnızca sektörün değil, Türkiye ekonomisinin parlayan yıldızı olma yolunda hızla ilerliyor.’’ SAYI 95

• ALTIN DÜNYASI

117


altınhaber

Pırlanta piyasasında değişen rekabet koşulları… Yurtdışında gerek merdiven altı gerekse büyük firmalara mensup bir takım kişilerin Türkiye’de yaptıkları gayri resmi ve etik dışı pazarlama faaliyetlerinin, son yıllarda pırlantaya karşı oluşmuş olan güveni yerle bir edebileceğini belirten LAVİN DIAMOND Firma Ortaklarından Can Mağzalçioğlu, bu konuda sektör büyüklerinin devreye girmesi gerektiğini söylüyor. bizlerin işi parası ve mesleki itibarı. Bilindiği gibi ülkemizde pırlanta ya güven henüz yeni yeni başlamakta. Ancak piyasaya sentetik taşlar da dahil olmak üzere öyle mallar girmekte ki inanın 50 senede zorla sağlanan güven1-2 yılda bitecek ve her şey başladığı yere dönecek. Yıl boyunca yurtiçinde ve yurtdışında gerçekleşen fuarlar ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Bu gibi organizasyonların sektöre ve firmalara katkıları nelerdir? Siz bu organizasyonlara katılım gösteriyor musunuz? Biz firma olarak oldukça fazla seyahat eden ve yurtdışındaki fuarlara özellikle oldukça önem veren bir firmayız. Ortalama olarak 365 günün yarısına yakın bir zamanda firmamızdan bir kişi mutlaka yurtdışında. Dünyada sektör tarafından kabul edilen ve markalaşmış bütün fuarlarda bulunuyoruz. Bu bizlere oldukça yeni pazarlar ve fırsatlar sunmakta ve yurtdışındaki tedarikçi ve müşterilerimizle görüşme fikir alışverişinde bulunma ve sektördeki en son gelişmelerden haberdar olma olanağı veriyor.

2013 yılını oldukça tempolu ve yoğun olarak değerlendiren Mağzalçioğlu, dergimize verdiği röportajda fuar hazırlıklarından da bahsetti. Sektörü, rekabet koşullarını ve firmanızın sektördeki konumunu nasıl değerlendirirsiniz? İşler ne kadar durgun olursa olsun dedelerimizden bu yana yaptığımız bu işten vazgeçecek durumda değiliz. Piyasada her gün yeni bir pırlanta firması boy göstermeye başlıyor ancak bütün röportajlarımızda söylediğimiz gibi bu iş bilgi birikim ve en önemlisi sermayeyle başarının yakalanabileceği bir sektör. Son zamanlarda Türkiye’de ve dünyada yaşanan olaylar ve emtia fiyatlarındaki hareketlilik son kullanıcı ve perakendecileri rahatsız etse de biz ticaret hayatımızın ilk gününde olduğu gibi tüm olayları soğukkanlılıkla ve plan çeşitliliğimizle yönetmeye çalışıyoruz. Firmamızın mutlaka b ve c ve hatta d planları bulunmakta, dolayısıyla bu tarz olaylar bizi etkilemiyor. Sektörün, dolayısıyla da firmanızın karşısına çıkan en büyük tehdit nedir? Bizim asıl sorunumuz ve pırlanta piyasasını olumsuz yönde etkileyen inanın ne savaş korkusu ne emtia fırsatları bizim asıl sorunumuz yurtdışında kimi merdiven altı kimiyse oldukça büyük firmalar olan bir takım kişilerin Türkiye’de yaptıkları gayri resmi ve etik dışı pazarlama faaliyetleri. Dünyanın hiçbir ülkesinde hiç kimse bu kadar başıboş ve etik olmayan yöntemlerle ticaret yapamaz veya başka bir deyişle hiç bir ülkede mesleki kuruluş ve kişiler buna izin vermez. Benim düşüncem her toplantı ve röportajda söylediğim gibi bu meslekte bizlerin yaşı kadar hizmet vermiş esnaf ağabeylerimizin bu işe bir çözüm bulması yönünde. Burada kaybolan 118 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95

Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan Istanbul Jewelry Show için hazırlıklarınız neler? Fuar, firmanız için hangi fırsatları taşıyor? 2013 yılının son aylarına girmiş bulunduğumuz şu günlerde düzenlenen 2013 Istanbul Jewelry Show için oldukça hızlı ve yoğun bir tempo içinde çalıştık. Bu fuarda da her fuar döneminde hazırladığımız kreasyonlara bir yenisini daha ekleyerek gerçekte ağırlık ve büyüklük olarak aslında büyük olmayan ancak farklı kesim ve mıhlama metotlarıyla oldukça büyük görünen taşlardan oluşan Illusions of Diamonds modellerinin ön lansmanıyla müşterilerimizle birlikte fikir alışverişi yapacağımız bu kreasyonda amacımız 3-5 karat görünümündeki bir taşlı ürünü çok çok uygun fiyatlarla müşterilerimizle buluşturmak. Biz fuarın oldukça iyi geçmesi için elimizden gelen bütün gayreti gösterdik ancak tek problem dünyada gerçekleşen ve oldukça büyük sayılan son 2-3 fuarda işlerin oldukça durgun olması. Temennimiz fuarın bütün esnaf arkadaşlarımız açısından hem alıcılar hem de satıcılar yönünden iyi geçmesi. Burada bizlerin en büyük şansı son birkaç aydır zaten işlerin düşük olmasından dolayı firmaların ellerindeki stokları tüketmiş olması ve yeni taleplerin yavaş yavaş gelmeye başlaması. Yılın son çeyreğine girmek üzereyiz. Firma performansınızı geçtiğimiz yıla oranla kıyaslarsak ortaya nasıl bir sonuç çıkıyor? 2013 yılı bizim açımızdan oldukça yoğun ve tempolu geçti. Uzun zamandır altyapısı ile uğraştığımız birçok yeni projeyi hayata geçirdik. Gerçekçi olmak gerekirse piyasada işler oldukça durgun ve bu süreçte karlı işler yaptığımız söylenemez ancak bu zor zamanı en azından zarar etmeden ve iş yoğunluğumuzdan dolayı fazla ilgilenemediğimiz projeleri hayata geçirerek değerlendirdik. Bunun da büyük bir kazanım olduğuna inanıyoruz.





altınfirma

KARALTIN’A

13 uğurlu geldi

Birçok kültürde 13 rakamı üstünde uğursuzluk ve şansızlığı barındırmasıyla tanınır ve böylelikle kötü bir üne sahiptir. Şu anda içinde bulunduğumuz 2013 yılı da 13 rakamıyla tedirginlik yaratırken, KARALTIN 2013 yılının ilk 8 ayında elde ettiği veriler eşliğinde şimdiye kadarki en verimli çalışma dönemini geride bıraktı. 2013 KARALTIN’ın uğurlu ve şanslı yılı oldu. “Trabzon hasırı önemli rakibi Hint takısını zor durumda bırakıyor”

Y

ıllardır birbirinden başarılı Trabzon Hasır takısına imza koyan KARALTIN; 2013 yılında özellikle tasarım alanında yaptığı önemli hamleler ve 150 civarındaki yeni modelleriyle hem ülke içinde hem de ülke dışında çok önemli satış grafiği elde etti. KARALTIN firma ortaklarından Nevzat Kara; bu yılın markaları için çok başarılı bir yıl olduğunu, bu başarının ortaya çıkmasının tesadüf olmadığını, yıllardır işlerine verdikleri önemin ve emeğin karşılığını aldıklarını söyledi. Kara; ürün çeşitliliğini artırmaktan özgün modeller ortaya koymaya, etkin pazarlama çalışmalarından müşteri ilişkilerinde hassasiyet göstermelerine, başarılı reklam ve iletişim faaliyetlerinden hızlı servislerine kadar birçok parametrenin bir araya gelerek 2013 yılının markalarının zirveye ulaştığı bir yıl olarak kayıtlara geçtiğini ifade etti.

122 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Nevzat Kara, bu yıl yeni müşteri edinme konusunda önemli hamleler yaptıklarını ve mevcut müşterilerinin olumlu referanslarıyla birçok yeni müşterinin KARALTIN kalitesiyle tanıştığını belirterek; “Bugün itibariyle her zevke hitap eden, yenilikçi tasarım anlayışımızla Tarihi Trabzon hasırını klasik bir düğün takısı olma hüviyetinden çıkarttığımıza inanıyoruz. Özellikle fantezi ürün grubumuzla Trabzon hasırı, kadının günlük şıklığını tamamlayan bir takı haline dönüştü. Tamamen Trabzon’da örülen takılarımızı günümüzde artık daha çok kişi örüyor. Gerek ülkemizde gerekse Arap dünyasındaki popüler dizilerde ürünlerimiz boy gösterdi. Bu durum; ciddi bir talep ortaya çıkardı. Bugün uluslararası arenada otantik takılar sınıfında, Trabzon hasırı önemli rakibi Hint takısını zor durumda bırakmakta ve daha çok tercih edilir olmaktadır” diye konuştu. İhracat alanında da önemli adımlar atıldı 2013 yılının ihracat çalışmalarında da KARALTIN’ın altın yılı olduğunu kaydeden Kara, şunları söyledi: “İstanbul Mart fuarının ardından yeni yabancı müşteriler edindik. Bugün itibariyle hala o dönemden siparişlerimizin devamı geliyor. 2013 yılı daha bitmeden, bu yılın şirket tarihimiz için en verimli bir yıl olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Her yıl markamız üzerine koyarak, geleceğe emin adımlarla ilerlemektedir.”

“Gerek ülkemizde gerekse Arap dünyasındaki popüler dizilerde ürünlerimiz boy gösterdi. Bu durum; ciddi bir talep ortaya çıkardı. Bugün uluslararası arenada otantik takılar sınıfında, Trabzon hasırı önemli rakibi Hint takısını zor durumda bırakmakta.”



altınhaber

İnternet projelerinde kiralama dönemi başladı

Ayda 150 USD’ye internet dünyasında

başarıyı yakalayın

Kuyumculuk ve mücevherat sektörüne yönelik bütünleşik internet projeleri üreten İnter Yazılım’ın gerçekleştirdiği proje ile sektördeki tüm firmalar profesyonel internet sistemine sahip olabilecekler. B2B katalog web sitesinden, perakende e-ticaret sitesine, Google optimizasyondan mobil siteye, sosyal medya sayfalarından e-posta pazarlamasına kadar bütün hizmetlerin yer aldığı ve satın alma bedeli 20.000 USD’ye ulaşan sistem, aylık 150 USD kiralama imkanı ile sektörün hizmetinde.

Aylık 150Ê USD

H

emen hemen her sektörde olduğu gibi kuyumculuk sektöründe de internet teknolojileri her geçen gün artan bir öneme sahip olmaya başladı. Artık pek çok firma kataloglarını internet ortamına taşıdı. E-ticaret sitesi perakende satışları sürekli artış eğiliminde. Sektörde internet kullanımı artmasına karşın bilinçli internet projelerinin uygulandığını söylemek pek de mümkün değil. Firmalar konu ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıklarından, internet teknolojileri ile ilgili risk sermayesi ayırmak da istemiyorlar. Bu durumda pek çok firma ayırdıkları kısıtlı bütçelerle başarısız internet deneyimine sahip oluyor. Oysa internette başarılı olmak için yapılması gereken yalnızca bir web sitesi yaptırmak değil. Alt yapısı profesyonel bir web sitesinin yanında pek çok bileşenin de sisteme dahil edilmesi gerekiyor. Google optimizasyon, mobil web siteleri, e-ticaret siteleri, micro siteler, sosyal medya uygulamaları, e-posta pazarlaması, B2B top124 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

tan satış sistemleri gibi çalışmaların da mutlaka yapılması gerekiyor. Bütün bunları topladığımızda 20.000 USD’nin üzerinde bir yatırım ortaya çıkıyor. Kuyumculuk sektöründe tecrübe sahibi olan İnter Yazılım, bu yüksek yatırım maliyetinden hareketle, ortaya koyduğu yeni proje ile yüksek yatırım maliyetini ortadan kaldırıyor.

Ayda 150 USD kira ile bütünleşik internet sistemi Geliştirilen sistem ile ayda 150 USD kira ile toplam maliyeti 20.000 USD’yi bulan sisteme sahip olmak mümkün olabiliyor. Şimdiden pek çok firmanın kullanmaya başladığı sistemle ilgili detaylı bilgi almak için 0 212 518 84 01 numaralı telefondan bilgi alabilirsiniz.


SAYI 95

• ALTIN DÜNYASI

125


altınhaber

Oda başkanları sektördeki son durumu değerlendirdi İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Yılmaz Uca, Balıkesir Kuyumcular Odası Başkanı Recai Gürcan ve Bursa Kuyumcular Odası Başkanvekili Harun Kula’ dan altın fiyatlarından son zamanlarda yaşanan hırsızlık olaylarına, haksız rekabetten sektörün son durumuna kadar bilgi aldık. Türkiye çapında son günlerde hırsızlık olayları arttı. Bölgenizde bu tür olaylar yaşanıyor mu? Esnafın hırsızlık olaylarına karşı ne tür önlem almasını öneriyorsunuz? Mevcut yasal düzenlemeler bu konuda yeterli ve caydırıcı mı? Tüm Türkiye’de yaşandığı gibi İzmir’de ve tüm Ege’de de hırsızlık olayları yaşanıyor. Gerek kuyumcu mağazaları soyuluyor gerekse evlerde yastık altında tutulan altınlar çalınıyor. Bunlar yine satış amaçlı meslektaşlarımıza getiriliyor. Meslektaşlarımız mağazalarındaki güvenlik önlemlerini artırıyorlar. Güvenlik kamerası, alarm sistemi olmayan işyerimiz yok. Önerim meslektaşlarımın bu sistemleri düzenli olarak kontrol ettirmeleri, eskiyen sistemlerini teknolojiye uygun yenilemeleri. Kemeraltı Kuyumcular Çarşısı’nda uzun yıllardır özel güvenlik elemanlarımız aracılığı ile de güvenliği maksimum seviyede sağlamaya çalışıyoruz. Satılmaya çalışılan hırsızlık malı takılara karşı esnafımız çok hassas. Şüpheli buldukları ürünleri odamıza ve emniyete bildiriyorlar. Oda olarak SMS ve web sayfamız aracılığı ile şüpheli takılar konusunda esnafımızı uyarıyoruz. Hırsızlık olayları da yine aynı yolla kuyumcu esnafımıza duyuruluyor. Hırsızlığı caydırması açısından verilen cezaların artırılması da önemli.

“Haksız fiyat rekabetinin önüne geçmenin en etkili yolu aynı semtte, aynı çarşıda faaliyet gösteren esnafın iletişimini güçlendirmek” diyen İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Yılmaz Uca sorularımızı yanıtladı. Altın fiyatlarındaki yükseliş sektörü ve bölgenizi nasıl etkiledi. Jeopolitik olaylar fiyatların seyrini nasıl etkileyecek? Altın fiyatlarındaki yükselişten ziyade sektörümüz için en önemli sıkıntı fiyatların istikrarsız seyretmesi. Gün içinde pek çok kez fiyat değişikliği olması hem kuyumcu meslektaşlarımızı hem de müşterilerini temkinli davranmaya zorluyor. Özellikle müşterilerin alışverişlerini geciktirmelerine yol açıyor. Bölgemizde yaşanan siyasi istikrarsızlık altın ve döviz fiyatlarında belirsizliği körüklüyor. Ekonomimiz açısından sağlıklı gelişmeler yaşamıyoruz. 126 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Perakende kuyumculuk alanında yaşanan en önemli problemlerden bir tanesi de haksız fiyat rekabeti. Bölgenizde bu konuda problem yaşanıyor mu, yaşanıyorsa uygulamaya aldığınız önlemler var mı? Altın fiyatlarındaki istikrarsızlık maalesef esnafımız arasında haksız fiyat rekabetini körüklüyor. Satışların durması, esnafımızı paniğe sürüklüyor ve en kolay çare gibi görünen fiyat rekabetine yöneltiyor. Biz her platformda fiyat rekabetinin fayda değil zarar getirdiğini anlatıyoruz. Bu konuda en önemli çalışmamız semtlerimizde esnafımız arasındaki iletişimi artırma amaçlı semt birlikleri oluşturmak. Göreve geldiğimizde başladığımız bu çalışmayla İzmir’de faaliyet gösteren kuyumcularımızın yüzde 98’ini kendi semtinde mesleki birlik adı altında birleştirdik. Ancak ekonomideki tıkanma, satışlardaki düşme bazı semtlerimizde birliklerin bozulmasına yol açtı. Fiyat rekabetine yönelen esnafımız bu uygulamanın faydadan çok zarar getirdiğini görünce yeniden semt birlikleri oluşmaya başladı.


Balıkesir Kuyumcular Odası Başkanı Recai Gürcan Altın fiyatlarındaki yükseliş bölgemizde sektörü olumsuz etkiledi. Müşteri gözünde altın 80 TL gibi fiyatlara alınabilir hatta daha geri gelecek düşüncesiyle beklenebilir. 90 TL civarı fiyatlarda ise satılabilir algısı oluştuğu için iş hacmimiz satış yönünden olumsuz etkilendi. Yaz sezonu olmasına rağmen 22 Ayar bilezik ve sarrafiye satışında birdenbire ani düşüşler gözlemledim. Müşteride hala fiyatların düşeceği endişesi hâkim. Çevremizdeki olaylar bence altını bu fiyatlardan yukarı çekmez. Çünkü altının alım yönünden desteklenmesi gerekiyor, alttan alımlar gelmediği sürece yükselişler sınırlı kalacaktır. FED’ in piyasalar ile ilgili söylemleri, tahvil alımı veya satımı gibi söylemleri netleşirse altının aşağı veya yukarı yönü netleşebilir. Bölgemizdeki hırsızlık olayları oldum olası kesilmedi. Son zamanlarda da profesyonellerin işi oldu. Yerel hırsızlıklardan evlere yapılan hırsızlıklar arttı. Yasaların yeterli olup olmadığı ortada, hırsızlık yapan kaç kişi hapishanede? Kanun nezdinde malı alan esnaf suçlu, çalıntı mal satan suçsuz olarak dışarıda geziyor. Onun için biz kuyumcuların sorunlarımız ile ilgili çalışmalarda etkin olmamız gerekiyor. Fakat daha Türkiye genelinde bizleri temsil eden bir birliğimiz, derneğimiz, federasyonumuz, herhangi bir birlikteliğimiz yok. Mümkün mertebe tanınmayan ve şüphe duyulacak kişilerden altın alırken mutlaka gider pusulası çıkartılıp, kimliği net almaları, geri gelen malin patentinin yöremizde satılan patent ile uyumlu olup olmadığını kontrol etmeleri konusunda esnaf arkadaşları sık sık uyarıyoruz. Haksız fiyat rekabetini önlemek mümkün değil yalnız bölgedeki sarraf arkadaşlarla her gün beraber yaşamakta ve yüz yüze bakmaktayız. Neticesinde birbirimizi hırpalamadan, kimseyi mağdur etmeden fiyat politikalarını belirlemeleri gerekir. Çünkü öyle bir hale geldik ki çok fazla rekabet de esnafımızı güvenilirlilik mefhumundan uzaklaştırıyor. Satma hırsının da bir durak noktası olmalı yoksa her türlü hileyi yapma noktasında insan çıkmaza girerse mesleğimize her türlü zararı vermiş olur. Onun için kimse kimseyi rencide etmeden mesleğini idame ettirmeli, her gün irtifa kaybeden mesleğimizi bizler yüceltmeliyiz ki ileride, bu mesleği, çocuklarımıza geçmişte olduğu gibi bırakalım.

Bursa Kuyumcular Odası Başkanvekili Harun Kula Altın fiyatlarının yükselmesinin mutlaka gerekli olduğuna inanıyorum. Mutlaka iyi yükselişlerin sonunda bir gerileme beklentisi içine giriliyor. Gerileme gerçekleşince de işler artıyor. O nedenle yükseliş sonrası gerilemeler, sektörümüzde iş potansiyelini artırıcı bir faktör. Hırsızlık ise, son zamanlarda özellikle Bursa ilimizde artış gösterdi. Kuyumcu arkadaşlarımızın ve tezgâhtarlarımızın bu konuda çok eğitimsiz olduğunu görmekteyiz. Arkadaşlarımızı internet sayfalarımızdan yazılı ve sözlü diyaloglarımızda ikaz etmemize rağmen bir ilgisizlik söz konusu. Hırsızlık olaylarına dahi ilgisiz kalıyorlar. Uyarılarımız nafile. Rekabet Üst Kurulu’nun biz kuyumculara gönderdiği bildiriler sonucu elimiz kolumuz bağlandı. Bu da haksız rekabetin yeniden artmasına sebep oldu. Bursa’da kuyumcu arkadaşlarımızın “Nasıl para kazanırız?” yerine “Nasıl para kazanmadan mal satarız?”, “Nasıl para kazanan meslektaşımızın işini bozarız?” düşüncesi beyinlerine yerleşmiş durumda. Sektör olarak beraberlik duygumuzu maalesef hayata geçiremiyoruz. Her geçen gün kan kaybı devam ediyor ve Bursa’da bundan sonra uzun yıllar kuyumcu meslektaşlarımızın bu haksız rekabete devam edeceklerini tahmin ediyorum. Mutlaka birlik beraberlik diyorum ama görünen köy kılavuz istemiyor. Böylesi bir rekabet mesleği bitirir demiyorum bitirdiğini görüyorum. Nasıl çözüleceğini de bilemiyorum. SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

127


Gizil İnci’ den fuara özel yeni ürünler Birbirinden şık ve elit tasarımlara imza atan Gizil İnci yeni ürünleriyle Istanbul Jewelry Show Ekim’de. İnci sektörünün öncü firmalarından Gizil İnci, mağazaları arasına bir yenisini daha ekledi. 2013 yılında Kapalıçarşı’da yeni bir perakende mağazası açan Gizil İnci, bu mağazasında trend yaratan pırlantalı inci ürünlerini ön plana çıkardı. İncili altın ve pırlanta modelleri ile mücevher severlerin büyük beğenisini kazanan Gizil İnci, tamamiyle kendi üretimi olan ürünlerini Istanbul Jewelry Show Ekim’de sergilemeye hazırlanıyor. Doğanın gizemi olan inciyi kendi tasarımcı ve çalışanları ile altınla buluşturan Gizil İnci, yurtdışı ihracatında da her geçen gün yeni gelişmeler yaşıyor, pazar ağını genişletiyor.

Sektš rden

Zafer Şen

Aile Şirketlerinde Kurumsallaşmak

Değerli meslektaşlarım bu yazımda sizlere aile şirketlerind e kurumsallaşmak ve yenidünyanın iş hayatında ki değişimi yazmak istiyorum. Kuyumculuk sektörünün son otuz yılına bu sektörün içinde yaşamış ve son yirmi yıldır Türkiye’yi defalarca gezmiş birisi olarak anlatmak istiyorum. Sektörün son otuz yılına damga vurmuş değerli büyüklerimizi ve ustalarımızı saygıyla anmadan geçemeyeceğim. Bizler ahilik anlayışının ne demek olduğunu ve meslek ahlakının tüm kurallarını da kendilerinden öğrendik kendilerine karşı büyük saygı duymalıyız, bizlere çok önemli şeyler öğrettiler. Mesleğimiz dünyada eşi benzeri olmayan bir anlayışla devam etmekte. Güvene ve söze dayalı evraksız çalışılan başka bir sektör yok. Bu anlayışı ve bir birimize güvenmemiz gerektiğini bizlere öğretenler ustalarımızdır. Mesleğin ana kriterleri olan saygı, dürüstlük, samimiyet gibi olmazsa olmazları ustalarımızın öğretilerini asla bırakmayacağız. Burada onlardan öğrendiğimiz değerleri yazarsam inanın sayfalar yetmez. Ancak ben buradan ustalarımızla ilgili başka bir şeye vurgu yapmak istiyorum sektörün son otuz yılına baktığımızda gördüğüm en olumsuz şey kalifiye personel eksiği ve tek patron anlayışıdır. “Her kararı ben almalıyım, her şey benim elimde olmalı, başkasına bu şirkette söz hakkı tanımam, tüm kararları ben vermeliyim” bakışı ne yazık ki şirketi günbegün geriye götürmektedir. Değerli meslektaşlarım ülkemiz büyüyor geride kalan otuz yılda dükkânımızın bulunduğu şehirler ve kasabalar büyümekte ve her geçen gün modern bir görüntü almakta. Artık dükkânımız yok mağazamız var, şirke128 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95

timiz var. Kısacası dünya değişiyor rekabet artıyor şartlar günbegün çetinleşiyor, bizler de bunun gereğini yapmak durumundayız. Babadan oğula dükkânın tezgâhını devretme zamanı çok gerilerde kaldı. Yenidünya anlayışında, şirketin patronu şirketini, yeni neslin temsilcisi olan, kendisini geliştirmiş, üniversiteyi bitirmiş, dünyayı ve sektörünü yakından takip eden oğluna teslim ediyor ve etmelidir de. Rekabetin arttığı, karlılıkların azaldığı masrafların hiç durmadığı bir dönem yaşanmakta. Bunlarla başa çıkmanın tek yolu şirket olmak ve kurumsallaşmak. Her iş yerinin kendi ihtiyaçlarının belirlenmesi, kendi ihtiyaçlarına göre de şirketinin yönetmeliğinin hazırlanması gerekmektedir. Şirketin bünyesine göre kararlar almak o şirketin geleceğini güvenceye alır. Şirketinize yeni personel alırken bu bizim akrabamız, tanıdığımız, sağlam adam, güvenilir adam diye bir bakış açısıyla personel almaktan vazgeçmelisiniz. İşe alacağınız personelin işinin ehli olup olmadığına, sizi temsil edebilecek ve güven verecek özelliklerine dikkat edin. Tabiki tüm bunlardan önce şirketinizin geçmişini ve geleceğini, şirketinizin elinde bulunan tüm imkânlarını, işin başına getireceğiniz, işinizi devam ettirecek kişi ile birlikte mutlaka analiz ediniz. Ben buradan tüm işletme sahiplerine sesleniyorum. Her şirketin kendi hedefleri ve elindeki imkânlar farklıdır. Her şirket kendi bünyesine göre mutlaka danışmanlık almalı. Eğer bu ölçüde bir şirket değil tek başına bir mağaza iseniz; sektörün başarılı insanları ile istişare ederek alacağınız kararları uygularken mutlaka sizi dışarıdan gözlemleyen ve sizi tanıyan bir dostunuzdan da yardım alınız. Kurumsallaşmak demek banka gibi bir anlayış ve duruş sergileyin demek değildir. Kurumsallaşmak, müşterisine sıcak bir ortam sağlamak, güler yüzlü, işini seven ve başarılı insanların bir arada olduğu ortamlar ve verimlilikleri ölçen organizasyonlar hazırlamak demektir. Başarıyı özlemiş ve başarmak için işine sevdalı insanları bir arada tutmak asıl başarıdır. Bu da tecrübeleriyle şirketinin veya mağazasının başında duran eski ustalarımızın yapabileceği bir iştir. Tüm dostlarımıza sektörü yakından takip etmelerini ve 03-06 Istanbul Jewelry Show Ekim fuarını da ziyaret etmelerini özellikle tavsiye ediyorum.



altınhaber

Türkiye Finans da Kuyumcukent’te Şube Açmayı Planlıyor Dünyanın en büyük entegre mücevher üretim merkezi olan Kuyumcukent’ in özellikle son zamanlarda hızlı bir gelişim süreci içerisinde olduğunu belirten Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, genişleme stratejilerinin içinde Kuyumcukent’ in de yer aldığını belirtti.

T

ürkiye Finans, 240. şubesini İstanbul’un önemli finans merkezlerinden Kapalıçarşı’da açtı. Türkiye Finans Kapalıçarşı Şubesi’nin 27 Ağustos Salı günü gerçekleştirilen açılış töreninde Fatih Belediye Başkan Yardımcısı İzzettin Öztosun ve Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç; Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk ve banka üst yönetimiyle ile bir araya geldi. Türkiye Finans’ın Kapalıçarşı’da açtığı şubenin açılışına katılan Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç, Türkiye Finans’ın kuyumculuk ve mücevherat sektörüne özel önem verdiğini ve sektörün en önemli merkezi olan Kuyumcukent ile yakından ilgilendiğini ve Türkiye Finans’ın büyük potansiyele sahip olduğunu düşündüğü Kuyumcukent’te açacağı şube ile genişlemeye devam edeceğini söyledi. Hali hazırda Kuyumcukent’te Kuveyttürk, Garanti Bankası, TEB, İş Bankası’nın şubelerinin bulunduğunu belirten Halaç, pek çok bankanın Kuyumcukent’te yer almak konusunda çalışmalar yaptığının altını çizdi. Komplekste aynı zamanda T.C. Merkez Bankası Takas ve Saklama Merkezi’nin de bulunduğunu söyleyen Halaç, Kuyumcukent’in aynı zamanda önemli bir finans merkezi olma yolunda da hızla yol aldığını belirtti. Türkiye Finans’ın 240. Şubesi Kapalıçarşı’da Açıldı Türkiye’nin öncü katılım bankası Türkiye Finans, yeni şubesini 27 Ağustos Salı günü Kapalıçarşı’da hizmete açtı. Şubenin açılış töre130 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95

nine Fatih Belediye Başkan Yardımcısı Sayın İzzettin Öztosun, İstanbul Altın Rafinerisi Başkanı Sayın Özcan Halaç, Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk ve Türkiye Finans Kapalıçarşı Şube Müdürü Hakan Saygın katıldı. Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, açılış esnasında “Türkiye Finans olarak, istikrarlı bir büyüme sergiliyor, nitelikli bankacılık hizmetlerimizi Türkiye’nin dört bir yanındaki şubelerimizde müşterilerimiz ile buluşturuyoruz. Bugün de 240. şubemizi, Kapalıçarşı gibi tarihi, sosyal ve ekonomik anlamda önemli bir merkezde açmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kapalıçarşı Şubemizin, bölgenin finans hayatına yeni bir hareket katacağına inanıyoruz.” diye bilgi verdi. Açılacak yeni şubeler hakkında da bilgi veren Gürerk, “2013 sonuna kadar şube sayımızı 250’ye çıkarmayı ve istihdam sayımızı 4 binin üzerine yükseltmeyi hedefliyoruz. 2016 yılı sonuna kadar da şube sayımızın 300’ün üzerinde olmasını planlıyoruz.” diye konuştu.



altınhaber

Sesa’nın Ekim fuarındaki kozu;

Daha gösterişli daha hafif

“danetella 2”

Geçtiğimiz İstanbul Mart Fuarında ilk defa lansmanı yapılan ve estetik tasarımı, dantelsi dokusuyla özel bir yüzük koleksiyonu olarak piyasaya sunulan Danetella koleksiyonu, Ekim fuarında yeni versiyonlarıyla müşterisinin karşısında olacak.

5

yıldır İstanbul fuarına aralıksız katılan Sesa Kuyumculuk; 2013 yılında ihracata keskin bir dönüş yaparak bu yılki enerjisinin büyük bir kısmını yurtdışına yönlendirdi. Yaklaşık 7 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiren ve özellikle Mart fuarı sonrası ihracatta ivme kazanan Sesa Kuyumculuk, Ekim fuarında da ağırlıklı olarak ihracatta yeni müşteriler ile tanışmayı hedefliyor. İstanbul Ekim fuarında, bu yıl çok ses getiren Danetella koleksiyonunu yeni versiyonlarıyla geliştirdiklerini ve özel üretim teknikleriyle daha gösterişli ama aynı zamanda daha hafif modeller piyasaya sunmaya hazırlandıklarını kaydeden Sesa Kuyumculuk Firma Sahibi Selim Sarışın; “Son dönemde üretim bandımızda yaptığımız önemli teknolojik yatırımlar sayesinde çok daha gösterişli ve büyük ürünleri çok hafif üretebilme gücünü elde ettik. Ekim fuarında Danetella’nın 2. versiyonu yine çok ilgi toplayacaktır” diye konuştu.

Bilezik ve kolye uçlarıyla kusursuz uyum… Danetella koleksiyonunun, bilezikle kombine edilerek 2’li set ve kolye uçlarıyla kombine edilerek 3’lü set halinde de vitrinlerde yer alacağını kaydeden Sarışın, “Danetella koleksiyonumuzun en önemli özelliği olan dantelsi dokusu ve ihtişamlı görünümü yeni versiyonlarında aynen yer alacak. Özellikle bilezik ile yüzüğün kombine olması kuyum camiasında pek görülmeyen bir çalışma olarak kayıtlara geçecek” dedi.

“Fuarın iyi geçmesi altın fiyatlarının seyrine bağlı” Ekim fuarının iyi geçmesi için öncelikle altın fiyatının istikrarlı bir seyir göstermesinin önemli olduğunun altını çizen Selim Sarışın sözlerini şöyle sürdürdü: “Piyasalarda ani iniş ve 132 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

çıkışlar oluyor. Umarım fuar yaklaştıkça altın fiyatlarında ciddi çalkantı oluşmaz. Altın fiyatlarındaki yükselme söz konusu olursa ihracat çalışmalarımızda biraz hızımızı kesebilir. Fuara özellikle yabancı misafirlerimizi davet ettik. Önümüzdeki yıl yurtdışı fuarlarına katılımcı olarak yer almayı planlıyoruz. Her attığımız adımda öncelikle Türk kuyumculuk sektörünü temsil ettiğimizi bilerek, kalıcı ve iz bırakan özgün modelleri yapmayı kendimize bir misyon edindik.”



altınfirma

Seçkin Kuyumcuların tercihi,

Geniş ürün yelpazesiyle sektöre ismini altın harflerle yazdıran

Sektörün başarılı ismi 14 ayar ürün grubunun iddialı toptancısı Suat Özer Gold Store, taşlı ürünlerde gösterdiği başarıyı 2014 yılında da yakalamayı hedefliyor. Ürün seçiminde her zaman bir adım önde olmayı ilke edinen Suat Özer Gold Store’un sahibi Suat Özer yeni sezon için ciddi hazırlıkları olduğunu, müşterilerinin beklentilerini karşılayacaklarını belirtti.

Bize biraz firmanızdan ve faaliyet alanlarınızdan bahsedebilir misiniz? Uzun yıllar sektöre hizmet verdikten sonra Suat Özer Gold Store, adı altında kendi toptan satış mağazamı açtım ve aktif pazarlama ekibimizle çalışmalarımıza başladık. Birinci sınıf hizmet kalitesine önem verdiğim firmamda çalışanlarım ile birlikte kısa zamanda büyük yol aldım. Akhisar, Alaşehir, Aydın, Çine, Didim, Manisa, Milas, Ödemiş, Salihli, Selçuk, Söke, Tire, Torbalı, ve İzmir içi; Ayrancılar, Altındağ, Bayraklı, Bornova, Buca, Çamdibi, Çiğli, Ege Kent-2, Gaziemir, Gediz, Gültepe, Gümüşpala, Kemalpaşa, Kemeraltı, Menderes, Şemikler, Şi rinyer, Toros, Yamanlar, gibi semtlerdeki seçkin kuyumcularla çalışma yapıyoruz. Yaklaşık olarak 150 mağazaya Suat Özer Gold Store ayrıcalığı ile hizmet sunuyoruz. Ürün yelpazeniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Bünyemizde 14 ayar fantezi ürünleri bulunduruyoruz. Taşlı, taşsız her türlü fantezi ürünü müşterilerimize sunuyoruz. Üçlü set, yüzük, zincir, madalyonlar, tuğralı kolyeler, mineli hafif takılar.. o dönem moda ne ise önceden takip edip müşterilerimize sunuyoruz. Trendleri yakından takip edip, bölgemizde öncü bir konuma yükseliyoruz. Ağırlıklı olarak faaliyet gösterdiğiniz ürün grubunuz ile ilgili detaylı bilgi alabilir miyiz? En çok tercih edilen ürünlerimiz yüzük, set, kolye uçları ve halkalı bileklikler, yörenin zevklerine ve taleplerine uygun ürünler her zaman stoklarımızda bulunuyor. Bu dönem ağırlıklı olarak hasır örgülü setler, taşlı bombeli yüzükler çok tercih gördü. Zincir setler genç bayanlar tarafından beğenildi ve satışlarımızı genelde bu ürünler üzerinden gerçekleştirdik. 134 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Firmanızı anlatan en önemli cümleleri sıralayabilir misiniz? Firmamız için en önemli nokta, müşteri memnuniyetini ve hizmet kalitemizi sürekli arttırıyor olmamız. Bölgemizde öncü bir konuma sahibiz. Her geçen gün saygınlığımızı ve gücümüzü arttırarak yolumuza devam ediyoruz. Dürüst ve sıcak iletişim ile müşterilerimiz arasında güvene dayalı bir bağ oluşturuyoruz. Firmanızın çalışma prensipleri içerisinde benimsediğiniz olmazsa olmaz kurallarınız var mı? Firmamız için prensiplerine sıkı sıkıya bağlı, sahip olduğu değerlerden vazgeçmeyen bir kuruluş tanımlamasını yapsam yerinde bir cevap vermiş olurum. Prensiplerimizi özetlemem gerekirse; dürüstlüğe ve güven duygusuna sıkı sıkıya bağlı, karşılıklı memnuniyet çerçevesi içinde kazanç sağlayan. Günü kurtarma mantığında değil uzun süreli çalışma ortamı yaratmaya çalışan bir anlayış. Uzun vadede hedeflediğiniz konum nedir? Aslında kısa vadede hedeflerimizi yürütüyoruz. Hedefe ulaştıkça yeni hedefler koyuyoruz. Kısa vadede yeni bir pazarlama ekibi oluşturacağız. Daha fazla müşteriye ulaşıp, vitrinleri Suat Özer Gold Store ayrıcalığı ile buluşturacağız. Ege bölgesinin birçok yerine ulaşıyoruz ama, amacımız tüm Ege bölgesine hizmet sunmak. Yurt içi tüm gelişmeleri ve fuarları takip ederek bölgemize taşımak. ileride Yurt dışı bağlantıları oluşturarak hizmetlerimize devam etmek.



altınhaber

Kuyumcukent Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Karbeyaz

Kuyumcukent’in öncelikli gündemi sektörel birliğin yeniden sağlanmasıdır

Kişilerin şahsi çıkarları sebebiyle sektörün uzun zamandır bir kutuplaşma yaşadığını belirten Kuyumcukent Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Karbeyaz, bu kutuplaşmadan en büyük zararı yine Kuyumcukent’in gördüğünü söyledi. Bu kutuplaşmanın giderilmesinin en önemli gündem maddeleri olduğunu belirten Karbeyaz, bilinçli olarak bu ayrışmayı yaratanların sektöre hesap vereceklerini ifade etti.

K

uyumcukent’te yaşanan yönetim değişikliği sonrasında sektörde esmeye başlayan olumlu hava neticesinde, sektörel kutuplaşmaların artık geride kalması ile ilgili beklentiler konuşulmaya başlandı. Kuyumcukent Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Karbeyaz, sektörde esmeye başlayan bu olumlu havanın devamının getirilmesi gerektiğini ve Kuyumcukent’in bu konuda son derece yapıcı bir rol üstlendiğini belirtti. Karbeyaz, Kuyumcukent’te faaliyette bulunan 1000’in üzerindeki firmanın, yeni yönetimin çalışmaları ile birlikte moral bulduğunu ve tek vücut halinde hareket etmeye başladığını belirtti. Kuyumcukent’te sağlanan bu birlik ve beraberliğin tüm sektöre yayılmasının en önemli hedefleri olduğunu belirten Ahmet Karbeyaz bu konuda şunları söyledi; “Kuyumculuk ve mücevherat sektörü kişilerin şahsi çıkarlarını, sektörün önünde tıtmaları sebebiyle uzun zamandır anlamsız bir ayrışma ile karşı karşıya bırakıl136 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95

mıştır. Özellikle Kuyumcukent ile Kapalıçarşı ve çevresindeki firmaları karşı karşıya getirmeye yönelik bilinçli çabalar neticesinde kaybeden sektör olmuştur. “Kuyumcukent açık hapishanedir” şeklinde bilinçli olarak yapılan yorumlar, sektörün önemli değeri Kuyumcukent’e yatırım yapan, burada yer alan çok sayıda sektör mensubunun zarar görmesine sebep olmuştur. Herkesin şu gerçeği anlaması gerekiyor. Kuyumcukent ve Kapalıçarşı birbirinin rakibi değil tamamlayıcı unsurlarıdır. Güçlü bir Kuyumcukent güçlü bir Kapalıçarşı anlamına gelir. Kuyumcukent’te atölyesi olup da Kapalıçarşı’da mağazası olan pek çok firma var. Bunları birbirinden nasıl ayrıştırabilirsiniz. Bu sektöre yapılmış olan en büyük kötülüktür. Artık sektör bilinçli olarak yaratılan bu ayrışmanın farkına varmıştır. Kuyumcukent’in bilinçli olarak önünü keserek sektöre zarar verenlerin bu yaptıklarının hesabını vicdanlarına verecekleri günler yakındır.”



altınhaber

İKO’da “İlkesel Bir Devrim” gerekmektedir

Şubat ayında gerçekleştirilmesi planlanan İstanbul Kuyumcular Odası seçimlerinin, Kuyumculuk sektörünün önünü tıkayan, gelişim ve değişimden uzaklaştıran zihniyetin ilkeli bir kurumsal yapıya kavuşmasının miladı olmasını beklediğini belirten Mustafa Ertekin, seçimlerin “ayrışmanın değil, sektörel bütünleşmenin” tesisi açısından son derece önemli bir süreç olacağını söyledi. Önemli, ilkesel ve sektörün mutlaka yaşaması gereken bir değişim sürecinden bahsediyorsunuz. Sizin düşüncenize göre sektör bu değişimi başarabilir mi? Büyüyen sektörümüzün ilkel bir yönetim anlayışı ile ilerlemesi mümkün olmadığından bu değişim zaten zorunlu bir kesit olacaktır. Piyasamızın var olan sorunların iyi analiz edilip bir kurumsal çerçeve içine alınmamış olması değişimin gecikmesine sebep olduğu gibi birçok kazanımlarımızı da heba etmiş durumdayız. Sektörü ilgilendiren birçok kanun yapılırken İKO’nun devre dışında kalması temsil gücünü kullanamayan bir yönetim anlayışından kaynaklanmıyor mu? Bu sektöre rehberlik ederek dünya ile entegre olmasını sağlaması gereken kurumlarımızın meselelere kişisel ölçekten bakarak ortak akıl kullanmaması çok çeşitli komplikasyonlara da sebep olmuştur. Kuyumcular ekonomik ve sosyal gücünü idareler üzerinde maalesef hissettirememiştir. Bu sebeple 5 milyar dolarlık bir ihracat hacmine ulaşmış, binlerce üyesi olan İKO da sektörümüze yakışan bir “zihniyet devrimi” mutlak başarılmalıdır. Sizce bu değişim nereden başlamalıdır? Bana göre öncelikli değişim akıl ve izandan başlamalıdır. Sektör mensupları arasında sevgi ve bütünlük bağını kurmak yeni yönetimin ilk önceliği olmalıdır. Bakın 14 milyon nüfuslu bir şehrin kuyumcular odasından bahsediyoruz. Birçok dünya ülkesinden büyük bir şehirde ihracatta lokomotif bir sektörün oda seçilerinden bahsediyoruz. Sadece İstanbul da kayıtlı 6500 kuyumcu ve mücevherci var. Bu sayının 3100 civarı İTO ya geri kalan kısmı İKO ve dernekler üyedir. İhracat ve iç tüketime yönelik imalat merkezi Kuyumcukent’in de burada olması İKO’nun palyatif çözümlerle yönetilemeyeceği konusunda fikir vermektedir. Bu kapsamda bir sermayenin kişisel kararlarla yön bulması mümkün gözükmemektedir. İKO Dünyadaki ticari gelişmeleri takip etmekte geç kalıp iç dinamikleriyle örtüştürmekte geç kalmıştır. Toptan ve perakende sektörlerinde yaşanan küresel değişimlerin erken fark edilememesi önemli bir eksiklik oluşturdu. Türkiye üreten ülke olduğu halde bu ticaretten en az kazanan haldedir. Bir kaç örnek verelim, İKO gümrük meseleleri, fuar, pazarlama, vize ve vergi sorunlarında maalesef kural belirleyici kurumlar üzerinde yaptırım gücünü kullanmakta başarılı olamadı. Kanun ve yönetmelikler çıkarken kurumsal anlamda belirleyici bir rolü de üstlenemedi.Bu manada düşünürsek değişim mikro değil makro ölçekli bir proje ile mümkün olabilir. İKO bu değişim sürecinde sizce nasıl bir rol üstlenmelidir? İstanbul Kuyumcular Odası’nın sektörel rolü zaten kanunla belirlenmiştir. Sorun rolde değil, rolünü oynayamayan aktörlerdedir. İKO sadece üyelik işlemleri yapan faaliyet belgesi ve aidat işleriyle uğraşan bir kurum değil, bu sektš rŸ n tŸ m sorunlarını siyasi ve bŸ rokratik iradenin dikkatine su138 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95

nup meselelere çözüm solüsyonları bulmakla görevli kurumdur. Ancak bu görev ifa edilememektedir. Bu eksiklik sadece kişilerden değil, şimdiye kadar uygulanmış yönetim programlarından da kaynaklanmaktadır. İKO kamuoyu oluşturup iktidarın dikkat yerine piyasa belirleyicilerin gölgesinde kalan bir görüntü sergilemiştir. Darphane grevi elbette İLO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmeleri ve çalışma haklarının kullanılması açısından normal bir durum ancak bu durumun ticari fırsata dönüşmesi açısından etik bir durum olduğu söylenemez. Bu durumda odamız nasıl bir girişimde bulundu gerçekten merak ediyorum! İKO televizyonlarda dert yanan bir kurum gibi davranmak yerine kurumlar üzerindeki meslek örgütü gücünün farkında bile olamamıştır. Serbest ticari koşullarda İKO ne kadar belirleyici olabilir? Bu mesele serbest ticaret koşullarına girmez ortada bir mesele var. Bir ürünün ticari değeri vardır. Eğer bu kurallar suni olarak yaratılan bir iklimden faydalanıp ticari ranta dönüşüyor ise bu dengeyi sağlamakla görevli kurum İKO dur. Çünkü İKO resmi kurumların muhatabıdır. Meseleleri oralara doğru ve çözümleriyle sunması gereken bir kurumdur. Zaten odalar bu amaçla kurulan sivil örgütlerdir. Odamızın bu gelişmeleri objektif değerlendirmesi önleyici tedbirlerin alınması için girişimde bulunması gerekirdi. Mesela THY grevi hatırlayın turizme darbe vurur diye grevi sona erdiren çok ciddi önlemler alındı. Odamız piyasa belirlesin demiyoruz sadece sektš rŸ n š nŸ nŸ a• an sorunlara • are Ÿ reten kurum olsun istiyoruz. Sorun sadece bu değil yapısal meselelerimizde var. Vize konusu, dış fuarlarda açılan pavyonların konuşlanması, teşvik meselesinde yaşanan sorunlar, hırsızlık, soygun gibi meselelerde can ve mal kaybına neden olan olayların önlenmesi konusunda yeteri kadar kamuoyu oluşturulamamıştır. Üzerinde en çok durduğunuz konulardan biri sektörel birlik ve beraberlik. Bu aşamada sektörel birlik ve beraberliğin sektörümüzdeki önemi ile ilgili neler söylemek istersimiz? Zaten baştan beri ifade ettiğim gibi kişisel ihtirasların öne çıkarılıp ilkeli ortak aklın kullanılamaması sektörümüzün sorunu değil mi? İTO ya üye meslektaşlarımız ile İKO üyesi meslektaşlarımızın sektörel bir gelişim etrafında kenetlenememesi değil mi? Bizim baştan beri söylediğimiz bir şey var sektöre öncülük etmiş markalarımız ile onlara fason veya tedarik hizmeti veren küçük işletmelerimiz bir bütün olsun istiyoruz. Ortada ticari bir pasta var biz lokmaları sayalım demiyoruz bu pastayı kardeşlik içinde büyütüp geliştirelim istiyoruz. Mesellere çare bulunur da bütünleşme sağlanırsa daha güçlü bir sektör olacağımıza inanmaktayız. İşte O zaman güçlü bir İKO oluşturabiliriz. Son olarak ilkesel bir devrimden söz ettiniz bu ne demek? Efendim sözünü ettiğim şey kişisellikten uzak sektörün önünü açacak yeniliklerdir. Meslek etiği, sektörün gerekleri ve ilerlemesi için egoların törpülenmesi noktasında herkesin benimseyeceği bir vizyonun gerçekleştirilmesidir. Bunu başaracağımıza eminiz çünkü tabuları yıkılması için geç bile alındı. Efendim “ilkesel devrim” hatırı sayılır bir ekonomik büyüklüğe sahip sektörün hak ettiği yere getirilmesi için değişim projesidir. Müsaade ederseniz bunları da ilerde konuşalım. Bu vesile ile ekim fuarının ülkeme ve meslektaşlarıma hayırlı olmasını dilerim.

Yıllardır sürdürülen kısır döngü ve çekişme algısının yarattığı imajın mutlaka ortadan kaldırılması gerekmektedir.



altıngündem

Borsa Gold Firma Sahibi Sabahattin Baş; “İKO’yu İTO ve TÜSİAD kadar kuvvetli bir hale getirmek hepimizin görevi” Güneydoğu’ da doğan, büyüyen ve İstanbul’ da da kısa sürede güçlü bir konuma gelen, Borsa Gold’un sahibi Sabahattin Baş; yaklaşan İstanbul Kuyumcular Odası Başkanlığı seçimleri öncesi görüşlerini kamuoyuyla paylaştı. Sabahattin Baş; İKO’nun acil olarak revize edilmesi ve etkin bir kurum olması için elini taşın altına koymaya hazır olduğunu, din, dil, ırk ayırımı yapmadan sektörü birleştirici kimliği ile kendisine düşen görevleri üstlenebileceğini ifade etti.

G

üneydoğu’da babadan aldığı kuyumculuk bayrağını tüm Türkiye’ye taşıyan ve çok kısa bir süre içinde 22 ayar altın grubunda piyasada en bilinen markalardan biri olan Borsa Gold’un yaratıcısı Sabahattin Baş, sektörün acil çıkışa geçmesine dikkat çekiyor. 2004 yılında ilk kez İstanbul’a adım atan Baş, kısa sürede özellikle Hint takılarıyla kuyum camiasına özgün takılar sunmayı başardı. İKO’nun son dönemde çok pasif ve etkisiz bir kurum haline geldiğini belirten Sabahattin Baş, Kuyumcukent ve Kapalıçarşı’daki üreticilerin, esnafın ortak bir eylem planı içinde, cepheleşmeden, faydalı projeler

140 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95

üretmelerinin önemine vurgu yapıyor. Şu anki İKO Başkanı Alaattin Kameroğlu’nun kişilik ve insan olarak mükemmel biri olduğunu yalnız İKO yöneticiliği konusunda çok önemli eksikleri bulunduğu kaydeden Baş; “Bugün binlerce üyesi olan ve çok ciddi bir ekonomik güce sahip olan Kuyumcularımız ne yazık ki haklarını arayamaz ve koruyamaz durumdalar. Her şeyden önce İKO’nun içindeki büyük gücü uyandırmalıyız. İKO’nun İTO ve TÜSİAD kadar kuvvetli bir sivil toplum örgütü olmaması için hiçbir sebep yok” dedi. Borsa Gold markasını kısa sürede hızla yükselttiğini ve yöneticilik ruhunun sürekli kendisinde bulunduğunu vurgulayan Baş; “Hoş olmayan çeşitli duyumlar alıyorum. Bazı kişilerin İKO Başkanının şuradan, buradan olması gerekir diye adeta bir ültimatom verir gibi açıklamalarını duyuyorum. Biz kişileri o, bu diye hayatımız boyunca ayırmadık. Biz herkesi her şeyden önce yaratanın bir eseri olduğu için kucaklar ve bağrımıza basarız. Birlikte hareket etmeli ve haklarımızı her platformda arayacak iradeyi ortaya koymalıyız. Bugün Kapalıçarşı ile Kuyumcukent’in bölünmesine, ayrışmasına yol açacak tüm ifadelerden uzak durmalıyız. İKO için birçok aday ortaya çıkabilir. Biz bu çok adaylığı, gayet demokratik ve hizmet yarışında bir renk olarak görürüz. Kim göreve gelirse gelsin, kişilerden daha önemlisi fikirlerin ve projelerin yarışmasıdır” diye konuştu. İKO adaylarının biran önce kendilerini ifade etmeleri ve ortaya koyacakları projeleri paylaşmaları gerektiğini belirten Sabahattin Baş; sözlerini şöyle sürdürdü: “İKO adayları yumurta kapıya dayanmadan, fikir ve projeleriyle adaylıklarını sektör ile paylaşmaları gerekiyor. Bizim de çok kıymetli, sektörün menfaatine yönelik projelerimiz bulunuyor. Bizim ortak paydada buluştuğumuz birçok meslektaşımız var. Aklın yolu birdir. Hep beraber bu sektörü geleceğe emin adımlarla taşımak görevimizdir. Biran önce adaylar ve projeleri çıksın ki biz de yol haritamızı çizelim. Fikirlerimizle birleşen, kesişen arkadaşlarımızla ortak hareket etmekten de kaçınmayız. Kim olursa olsun, yeter ki biran önce sektörümüz ayağa kaldırılsın.”



MDM - Mücevher Danışma Merkezi ICA (International Colored Stone Association) Üyesi

Pırlanta... Sonsuza kadar... Peki ya müşteriler?

Mağazalarınızda istediğiniz, markanızdan ve servisinizden memnun müşteriler mi? Yoksa sunduğunuz sıra dışı hizmetten hayrete düşmüş, mağazanıza sağlam bağlarla bağlanmış takipçiler mi? Elbette size ömür boyu sürecek sağlam bağlar sağlayacak olan ikincisi... Günümüzde hepimiz tek bir müşterinin dahi büyük önem taşıdığını, elde tutmak için üstün servis ve servis sonrası hizmet vermek gerektiğini biliyoruz. Ancak günümüzün rekabet şartlarının, internet ve iletişim kanallarının inanılmaz hızla gelişmesi nedeniyle, sadece kısıtlı bir çevreyi kapsamadığını da biliyoruz. Bir müşterinin mağazanızdan memnun ayrılması size onu defalarca geri getirebilir. Ta ki başka bir markada veya mağazada onu şaşırtıp mutlu edecek, arkadaşlarıyla, çevresiyle paylaşacağı beklenmedik bir jestle ve hizmetle karşılaşana kadar... Bu beklenmedik jestin sizden olmasını sağlamak, mevcut ve potansiyel müşterilerinizi sizden vazgeçmeyen takipçiler haline getiriyor. Bu hedef, müşterinin mağazadan memnun ayrılmasını sağlamanın ötesinde bir beyin jimnastiği ve hizmete odaklı ekip çalışması gerektiriyor. Hem mevcut müşterilerle, hem hedef kitleyle karşılaştığımız mağazalar ve satış noktalarında, sıra dışı mükemmel servisin yanında, müşteri deneyimi yaratmak da, onları tekrar tekrar mağazalara çekmenin bir başka yolu... Bunun için beş duyuyu harekete geçirmeye özen göstermek gerekiyor. Servis ve çözüm odaklı, şık görünümlü personelin vazgeçilmez olduğu mağazalarda, markayı hatırlatacak özel bir koku en önemli hatırlanma unsurlarından biri. Çoğumuz, bir koku ile unuttuğumuz geçmiş anıların canlandığına şahit oluruz. Arka planda çalan keyifl i bir müzik, doğru aydınlatma, detaylara takıntı düzeyinde dikkat, farklı hissettirecek ikramlar, kusursuz müşteri deneyimi yaratmanın ilk adımları. Ürünün değerini hissederek sunmak, özenli bir paketle müşteriye teslim etmek, şaşırtan mutlu eden anlar yaşatmak... Hepsi, bir seremoninin parçasını oluşturuyor. Günümüzde mağazacılık, satışın ötesinde, her gün baştan başlayan bir daveti düzenlemek, her gün kendi mağazanızda misafirlerinizi ağırladığınız özel bir kutlamayı organize etmek gibi...

TEB ile ‘Yeni Altın Çağı’ başladı Türk Ekonomi Bankası (TEB), yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak amacıyla Türkiye’ de ilk kez kuyumcuları da kapsayan bir sistemi ‘Yeni Altın Çağı’ adıyla müşterilerine sunuyor. “Kuyumcularla birlikte ekonomi de kazanacak”

Türkiye’de altın bankacılığı alanındaki lider bankalardan Türk Ekonomi Bankası (TEB) ilk defa kuyumculuk sektörünü de içine alan bir model olan ‘Yeni Altın Çağı’ ürününü müşterilerinin kullanımına sundu. Yeni Altın Çağı sayesinde ülke ekonomisi ve kuyumcular kazanırken, bireysel müşteriler de kolay ve güvenli birikim yapabilecek. Kuyum sektörünün önemli oyuncuları olan kuyumcularla iş birliği yaparak bankacılık sektöründe fark yaratan TEB, kuyumcuların da kazanç sağlamasına fırsat veren Yeni Altın Çağı sistemini, 22 Ağustos Perşembe günü TEB Altın Bankacılığı Direktörü Selami Erten ve Ankara Kuyumcular Odası Başkanı Hasan Çavuşculu’nun katılımıyla Ankara’da tanıttı. 142 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

TEB Altın Bankacılığı Satış Direktörü Selami Erten, Yeni Altın Çağı sistemiyle yastık altında bulunan atıl altın tasarruflarının ekonomiye kazandırılması için kuyumcularla el ele verdiklerini söyleyerek, “Kuyumcularla iş birliği içinde yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak adına uygulamaya konulan Yeni Altın Çağı projemiz sayesinde ülke ekonomisi ve kuyumcular kazanırken, bireysel müşteriler de kolay ve güvenli bir şekilde birikim yapabiliyor. Sadece altın satarak değil, müşterilerinden altın alarak da para kazanan kuyumcu esnafı bu şekilde yastık altı altınların ekonomiye kazandırılması sürecinde kazanç elde etme imkanına kavuşuyor. Bu sistem ile Türkiye’nin dört bir tarafında anlaşmalı kuyumcularımız aracılığıyla ziynet, takı gibi altın birikimlerini toplayarak sadece belli günlerde değil sürekli olarak yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırıyoruz” şeklinde konuştu. Erten, “Yeni Altın Çağı sistemi ile haftanın sadece belli günlerinde değil, sürekli olarak yastık altı altın tasarrufları ekonomiye kazandırılabilecek. Müşterilerimize ‘Anlaşmalı kuyumcuda altınını bozdur, anında TEB’deki altın hesabına geçsin’ diyerek çağrıda bulunuyoruz” dedi. Yeni Altın Çağı sisteminde, anlaşmalı kuyumcuya giderek elindeki fiziki altını teslim eden yatırımcılar, teslim ettiği altının gram karşılığını banka kartı ile TEB POS cihazı üzerinden TEB’deki altın hesabına hızlı ve güvenli bir şekilde aktarabiliyor. TEB müşterileri sisteme her türlü ayar ve her çeşit altınla katılabiliyor.



altınfirma

“Üretimde kalite ve kurumsallık” Uzun yıllardır sektörde hizmet veren Hakan Ütebay, yaklaşık 3 yıldır Bayramoğlu Kuyumculuk ile çalışıyor. Bayramoğlu Kuyumculuğu “güvenilir ve aktif bir marka” olarak tanımlayan, Bayramoğlu Kuyumculuk Genel Müdürü Hakan Ütebay ile firmanın faaliyetleri üzerine konuştuk.

Bayramoğlu Kuyumculuğa katılımınız ne zaman ve nasıl oldu? Bayramoğlu Kuyumculuk ile daha önce doğrudan olmasa da dolaylı olarak çalışma imkânımız olmuştu. Piyasada güvenilir bir marka olması, aktif rol alması ve gelişime açık olması beni etkilemişti. Hasan Bey’le yaptığımız görüşmeler neticesinde fikirlerimizin paralel olduğunu görüp yola beraber devam etmeye karar verdik. 2010 yılında da iş birliğimiz başlamış oldu. Fabrikanızda ne tür ürünler üretiyorsunuz? Fabrikamızda 14, 21, 22 ayardan oluşan tel, şarnel, kakma

144 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

şarnel bilezik grupları var. Bunların dışında 14 ve 22 ayar kilitli kelepçe de üretmekteyiz. Üretim dışında sektörde başka hangi iş kollarıyla uğraşıyorsunuz? Üretim dışında ayrıca perakende bölümünde 34 yıllık tecrübeye sahibiz. Bu tecrübelerimizi üretimde de kullanarak bilezik müşterilerimize doğru ürünü ve doğru hizmeti sunmak için çalışıyoruz. Perakende de Esenler Cadde, Metro-


port AVM, Profilo AVM ve Espri AVM de dört adet mağazamız bulunmaktadır. Kurumsallaşma ve kaliteyle ilgili ne gibi çalışmalar yapmaktasınız? Bayramoğlu olarak biz, üretimde ve yönetimde en üst seviyede kaliteyi yakalamak için çalışmaktayız. Bunun için de üretimde kaliteyi ve kurumsallaşmayı sağlayacak olan belgelerimizi tamamladık. Kurum içerisindeki işleyişin sistematik olması ve şirket içindeki iletişimi yükseltmek için ISO 9001, çevreye duyarlı olduğumuzu göstermek için ISO 14001, bu güne kadar iş kazası yaşamamamıza rağmen, iş sağlığı ve iş güvenliğimizi daha da geliştirmek için OHSAS 18001 belgelerini aldık risk analizlerini yaptırdık. Ayrıca 4 yıldır da TSE ve TS 7000 standartlarında üretim yapmaktayız. Tüm personelimize bu sistemlerle ilgili eğitimler vermekteyiz. Piyasadaki rekabet hakkındaki düşünceleriniz nedir? Biz piyasadaki hiçbir firmayla rekabet halinde değiliz. Her yıl kendi hedeflerimizi aşmak ve yeni hedefler geliştirme ça-

bası içerisindeyiz. Bu bağlamda Türkiye’yi yurtdışında en iyi şekilde temsil etmek üzere T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın yayınladığı URGE tebliğini takip etmekte ve bu doğrultuda çalışmalar yapmaktayız. Şirketinizi piyasada geliştirmek için yaptığınız çalışmalar nelerdir? Reklam çalışmalarımıza ağırlık veriyoruz. Nitelikli tasarımcı kadromuzla birlikte tasarımlarımızı oluşturmaktayız. Türkiye’deki fuarlara katılmakta, bileziklerimizi yerli ve yabancı müşterilerimize tanıtmaktayız. Bunun yanında yurtdışındaki önemli fuarları ziyaret etmekte ve piyasa araştırmaları yapmaktayız.

“Kurum içerisindeki işleyişin sistematik olması ve şirket içindeki iletişimi yükseltmek için ISO 9001, çevreye duyarlı olduğumuzu göstermek için ISO 14001, bu güne kadar iş kazası yaşamamamıza rağmen, iş sağlığı ve iş güvenliğimizi daha da geliştirmek için OHSAS 18001 belgelerini aldık risk analizlerini yaptırdık.” SAYI 95

• ALTIN DÜNYASI

145


altınsektör

On MŸ cevheratÉ

Pırlanta yaşamın kendisidir. Hayatın özel anlarını taşır içinde… Aşk, sevgi, bağlılık gibi.

Mücevher satın almak kolay değildir. Pırlanta satın almak, kendini şımartmak, hayata değer katmaktır. Bu temayla yola çıkan ON MÜCEVHERAT, estetiği yansıttığı ürünlerini hayata sunuyor. Kadının estetiği ve çekiciliğini mücevhere yansıtıyor. Keskin hatlar estetik çizgi ile mücevherde bütünleşiyor. Modern ve estetik detayların yansımasını yakalamak ve günün modasını görmek için İSTANBUL JEWELLERY SHOW 1F12 - 22/1G11-21 numaralı stantta On Mücevherat ürünlerini inceleyebilirsiniz.

Zergeran müşterilerinin karşısında çok “net”

Son bir yıldır gerek katıldığı ulusal ve uluslararası fuarlarla, gerekse markasına yaptığı ciddi üretim ve pazarlama yatırımlarıyla piyasada hızla kendine yer edinen Zergeran Kuyumculuk; şimdi müşterilerine daha da yakın olmak için www.zergeran.com.tr isimli internet sitesini hizmete koydu.

Henüz 2013 bitmeden çift haneli ulusal ve uluslararası fuarlara katılarak ülkemizin elmas ve pırlanta mücevher üretiminden başarılı örnekleri sunan Zergeran Kuyumculuk, tüm bu çalışmalarının yanı sıra müşterileriyle daha etkin iletişim kurmak ve onların taleplerini hızla edinmek, yeni modellerini sanal alem vasıtasıyla tanıtmak gayesiyle internet sitesini geçtiğimiz ay açtı. Bir ay gibi kısa bir sürede 5000 kişinin ziyaret ettiği www.zergeran.com. tr adresi, aynı zamanda son derece şık görünümü, profesyonel fotoğrafçıların elinden çıkan imaj ve ürün görselleriyle Zergeran’ın ihtişamını gözler önüne seriyor. Zergeran Kuyumculuk Ürün Müdürü Merve Bedir; uzun bir dönem sitenin kurulumu için çaba sarf ettiklerini, birkaç proje arasından titiz incelemelerin ardından şuandaki görünüme sahip internet sitelerinin oluşturulduğunu söyledi. İleri teknolojiye sahip bir alt yapı eşliğinde oluşturulan internet sitelerinin, mobil teknoloji ile de uyumlu olduğunu kaydeden Bedir, “Aynı zamanda sitemiz üzerinden online satışta gerçekleştiriyoruz. Katıldığımız fuarlarla Dünyanın çok farklı ülkelerinde kısa sürede ciddi bir güven duygusu oluşturduk. 146 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95



altınfirma

Esta Diamond’dan kişiye özgü butik ürünler

Esta Diamond Kış dönemi koleksiyon hazırlığı tüm heyecanıyla başladı. Her yıl yaz sezonunun bitmesiyle mücevher sektöründe bir canlanma yaşanır. Esta Diamond da bu bilinçle üretim müdürü Osman Yavuz ve ekibi ile kış sezonu için koleksiyon hazırlıklarına yoğun bir mesai ile devam ediyor. Esta kurulduğundan bu yana kullandığı “Esta Mutlulukta” sloganı ile üretimden pazarlamaya farklı aksiyonlar ve çalışmalar yaparak sektörde var olduğunu kanıtlıyor ve sektöre değer katmanın mutluluğunu yaşıyor.

Esta Diamond koleksiyonlarına her geçen gün yeni ürünler katmaya devam ediyor. Esta Diamond klasik ürünlerinin dışında farklılık arayan ve özel hissetmek isten müşterilerine donanımlı tasarım ekibiyle kişiye özel olarak da hizmet veriyor. Esta Diamond Firma sahibi Zafer Şen özel tasarım ürünlerinin üretim sürecini şöyle anlatıyor: “Öncelikle Değerli meslektaşlarımızın müşterilerinden gelen kişiye özgün ürün taleplerini alıyoruz. Müşterinin talepleri doğrultusunda tasarım ve üretim birimlerimiz ön çalışmayı başlatıyorlar sonrasında ürünü kullanacak müşteri ile birlikte hareket ederek ürün üretimi sonuçlandırılıyor. Ürettiğimiz ürünün ismini de kullanan kişinin ismini vererek ürünün hikâyesinin yazılı olduğu üretim sertifikası ile birlikte özel kutu vb argümanlarla beraber müşterilerimize sunuyoruz.”

148 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95



altınhaber

MÜCEVHERCİLER YENİ PAZARLARI DEĞERLENDİRİYOR

Sekiz aylık mücevher ihracatı 1 milyar 430 milyon dolar

Türkiye ekonomisinin yıldızı parlayan sektörleri arasındaki mücevher, şık ve orijinal tasarımlarıyla tüm dünyaya kendini kanıtlıyor. Her yıl yaklaşık 400 ton altını ve 200 ton gümüşü işleyerek mücevherata dönüştüren Türk mücevher sektörü, dünya altın mücevherat üretiminde ilk 5 ülke arasında yer alıyor. Üretim ile birlikte ihracatını da artıran sektör, 2013 yılının 8 aylık döneminde külçe altın hariç 1 milyar 430 milyon dolarlık ihracata imza attı.

M

ücevher İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2013 yılı 8 aylık verilerine göre; Türkiye’nin külçe altın hariç mücevher ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artış ile 1,43 milyar dolar, miktar bazında ise yüzde 25’lik bir düşüş ile 1,183 ton olarak gerçekleşti. Dünya altın piyasalarında yaşanan fiyat değişiklikleri ihracatın miktar bazındaki azalışının en önemli sebebi oldu. Dünyada 200’ün üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiren Türk mücevhercilerin, Ocak-Ağustos 2013 döneminde en fazla ihracat gerçekleştiği ülkeler sırasıyla Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Rusya, ABD, Litvanya ve Almanya olarak yer aldı. Bölgeler açısından değerlendirdiğimizde ise ilk sırayı Yakın, Orta ve Doğu Asya ülkelerinin aldığı görülürken bu bölgeyi diğer Avrupa ülkeleri ve AB takip etti. Ağustos ayı ihracatını değerlendiren Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner; “Sektörümüz 2012 yılını Türkiye ihracatını artıran ikinci sektör olarak kapattı. Sekiz aylık dönemdeki yüzde 10’luk artış bu anlamda memnun edici. Fakat son dönemdeki ekonomik ve siyasi gelişmeler, uluslararası altın fiyatlarındaki değişkenlik ihracatımızın miktar bazında düşük

150 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

kalmasına sebep oldu. İhracat için yılsonu hedefimiz olan yüzde 26’lık artışa ulaşabilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve bu hedefe rahatlıkla ulaşabileceğimize inanıyorum. Türki Cumhuriyetler, Rusya, Ukrayna, Letonya, Litvanya ve Estonya gibi ülkelerden aldığımız talep çok büyük. Söz konusu yeni pazarlarla ihracatımızı dengeleyeceğiz. Sektörümüzün büyümesinde en önemli sorunumuz ham pırlantaya uygulanan yüzde 20 oranındaki ÖTV vergisi. Bu sorunumuzun çözümü sektörümüzün önünün açılmasını sağlayacak. Yıllık 2-2,5 milyar dolarlık ihracat ortalamasına sahip olan sektörümüzün ÖTV derdinden kurtulması 20 milyar dolarlık ihracatın kapısını açacak” dedi.



altınfirma

Sektörün önde gelen taş üreticisi

DİYAMANDİ…

DİYAMANDİ, müşterilerine sunduğu ürün yelpazesi ve güvenilir hizmet anlayışıyla sektörde tercih edilen taş markalarından biri… Gelişime açık yapısıyla sektöre farklılık kazandıran firmanın oluşumunu ve geleceğe dair hedeflerini Diyamandi Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Sorumlusu Ercan Hendek’ten dinledik. Firmanızın çalışma prensipleri içerisinde benimsediğiniz, olmazsa olmaz kurallarınız var mı? Uzman ve yaratıcı kadrosuyla kişilere ve kurumlara yönelik yenilikçi çözümler sunarak müşteri memnuniyetini sürekli kılmak. Dürüst ve adil işleyişimizle, yenilikleri yakından takip ederek öncülük eden ve sektöründe en iyi hizmet veren firma olmak olmazsa olmaz kurallarımızdan. Firma olarak ilkemiz ve misyonumuz gereği sektörümüzden edindiğimiz tecrübelerimizi ve kazandıklarımızı sektörümüzün yararına kullanmaktan oldukça memnunuz.

yurt içinde satışı ve bu durumun bir sonucu olarak ortaya çıkan haksız rekabet sektörel gelişimimiz için önemli bir engel. Ancak bu noktada güvenilirliğin önemini anlayan pek çok firma bizi tercih etmeye devam ediyor.

Sektörü, rekabet koşullarını ve firmanızın sektördeki konumunu nasıl değerlendirirsiniz? Gerek günün rekabet şartlarına uymamız gerekse her türlü yeniliğe açık oluşumuz firmamızın taş satışı, ürün, ciro, sermaye ve servis konusunda ilk sıralarda yer alan firmalar arasına girmesine vesile olmuştur.

Yılın son çeyreğine girmek üzereyiz. Firma performansınızı geçtiğimiz yıla oranla kıyaslarsak ortaya nasıl bir sonuç çıkıyor? Geçen yıl ile kıyasladığımızda ekonominin de çok hareketli bir dönem geçirmesi nedeniyle geçen seneki performansı yakalamakta zorlanmaktayız. Fakat bu durumda müşteri temsilcilerimizin saha olaylarını daha aktif hale getirmesiyle müşteri portföyümüzde artış söz konusu olmuştur.

Sektörün, dolayısıyla da firmanızın karşısına çıkan en büyük tehdit nedir? İllegal yollar ve etik dışı satışlar ile temin edilen malların

Değerli taşlar ve mücevher ile alakalı yurt içi ve yurtdışı organizasyonları takip ediyor musunuz? Yurt içi ve yurtdışı organizasyonları, özellikle dünyanın önde gelen fuarlarını, çok yakinen, gerek şirket ortaklarımız gerekse müşteri temsilcilerimiz aracılığı ile güncel olarak takip ve ziyaret ediyoruz.

Diyamandi’yi başarıya taşıyan çalışmaları, adımları ve stratejileri… 1. İnsana yatırım yapmak 2. Laboratuar oluşturmak 3. Yurtdışındaki ofislerimizi aktif olarak kullanmak 4. Ucuza satın alma başarısı 5. Kişisel iletişim başarısı 6. Ön yargıları değiştirebilme azmi 7. Gelişime açık olmak



altınfirma

Sina Motür’den fuara özel

yepyeni koleksiyonlar Istanbul Jewelry Show’a, kurulduğu 2005 yılından bu yana düzenli katılım gösteren Sina Montür; fuarda, yeni montür modellerinin yanı sıra ilk kez bitmiş ürünlerini de sergileyecek. İhracat alanında önemli adımlar atıldı

B

u yıl içinde bitmiş ürün alanında yatırım yapan ve ilk kez bu ürün grubunda hazırladığı kataloğunu müşterilerine takdim eden Sina Montür; montür alanında iddialı olduğu kadar, “bitmiş ürün grubunda” da iddialı. Sina Montür Firma Sahibi Barış Lek; çok yakın bir zaman önce “bitmiş ürün grubu” kataloğunu çıkardıklarını ve bu fuarın yeni boy gösterdikleri ürün grubunu tanıtmaları için çok önemli bir fırsat olduğunu ifade etti. İstanbul Ekim fuarı öncesi, Uluslararası Hong Kong fuarında sahne aldıklarını ve bu fuarda özellikle Asya kültürünün kıymetli ve manevi değeri ön planda olan objelerine yer verdiklerini belirten Lek, “Bugün itibariyle Sina Montür, dünyanın çok farklı coğrafyalarında farklı kültürlere sahip kişilerin beğenisini kazanmak için gayret gösteriyor. Biz de tasarımlarımızda bu detaya önem veriyoruz” dedi.

Barış Lek, 2013 yılında daha önce çok daha az ihracat yaptıkları ABD pazarında önemli bir ivme kazandıklarını ve ABD pazarının yakın gelecekte çok hareketleneceğini öngördüklerini kaydederek şunları söyledi: “İhracat çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Bu yıl ihracat yaptığımız ülkeler arasına Srilanka, Yemen ve Malezya’yı kattık. İstanbul Ekim fuarına büyük önem veriyoruz. Bizim için İstanbul Ekim fuarı hiçbir zaman Mart fuarıyla karşılaştırdığımızda ikinci fuar kimliğinde olmamıştır. Hatta bazen Mart fuarından bile daha iyi sonuç aldığımız bir fuar olmuştur. Bu fuarda yabancı alıcıların yanı sıra, yurtiçinden de kuyumcuların katılımlarının yoğun olacağını tahmin ediyoruz. Şu an itibariyle hazırladığımız yeni bitmiş ürün kataloğumuz müşterilerimize ulaştı. Bu fuar ile bitmiş ürün grubundaki yaklaşık 150 farklı modelimizin, montür grubunda 250 civarındaki yeni modelimizin sunumunu gerçekleştireceğiz. Tektaş ve sıralı taş yüzük takı grubunda ağırlıklı modellerimiz bulunacak. Kelepçe pırlanta montürümüzün de ilgi göreceğini ön görüyoruz. Üretimimizde yüksek teknolojiden faydalandığımız ölçüde, tecrübeli ustaların maharet dolu el işçiliklerinden de faydalanıyoruz.”



altınfirma

Roberto Bravo, Istanbul Jewelry Showʼda bir kez daha yerini alıyor Uluslararası katılımcıları ve mücevher sektörüne kattığı değerlerle bu yıl 37.’si düzenlenecek olan İstanbul Uluslararası Mücevher, Takı, Gümüş, Saat ve Malzemeleri Fuarı’na Roberto Bravo damgasını vuracak…

S

ıra dışı koleksiyonları, stili ve tasarıma bakış açısı ile mücevher tutkunları arasında bir ikon haline gelen mücevher markası Roberto Bravo, CNR Expo’da 03-06 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek İstanbul Uluslararası Mücevher, Takı, Gümüş, Saat ve Malzemeleri Fuarı’nda bir kez daha yerini alıyor. Roberto Bravo Black Magic Koleksiyonu ile Sofistike Siyah’ı yorumlamaya devam ediyor O akşam çocuksu halini bir kenara bıraktı, kendini femme fatale siluetlerin sınırları zorlayan cazibesine kaptırdı. Siyah dantel elbisesi üzerinde aynada kırmızı dudaklarına son defa baktı... Elinde bir kadeh şampanya; şehrin göz alıcı manzarasına karşı siyahın büyüsünü ruhunda keşfetti.

Son moda akımlarına göre, sofistike siyah çılgınlığı modanın tüm alanlarında stil reçetesini sunmaya devam ediyor. ROBERTO BRAVO’nun trend belirleyici ruhu siyah efsanesini, altın ve siyah onix’i doğadan ilham alan illüzyonlar ile kombine ederek; Black Magic Koleksiyonu’nda yaşatmaya devam ediyor. Sıradan ruhlara karşı; karanlık figürler ve estetik algıları gizemli tasarımlara yansıtıyor Şüphesiz, siyahın büyüsü hiç bir zaman dilimi ile sınırlandırılamaz; Roberto Bravo kadını stil yaratmanın femme fatale formülünü Black Magic Koleksiyonu’nun aydınlık yansımaları ile keşfederek limitlerini zorlamaya devam edecek.

156 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

‚ OK YAKINDAÉ ?

ROBERTO BRAVO’nun 2014 senesi için hazırladığı sürpriz Kareena Koleksiyonu ile önümüzdeki sezon çok şık geçecek... Marka, doğal ve güçlü kadınların değişken tüm ruh hallerini düşünerek yarattığı, sevimli, romantik, sade ve zarif tasarımlar için geri saymaya başladı. Sade çizgileri tercih eden moda takipçileri, Kareena Koleksiyonu ile stili ince detaylarda keşfedecekler…



altınhaber

Çetinol fuarda misafirlerini geçmişe götürecek

İstanbul’da düzenlenen Mart ve Ekim fuarlarına 2006 yılından beri aralıksız katılan Çetinol Kuyumculuk; Hitit, Selçuklu ve Anadolu Medeniyetleri dönemini aksettiren antik takılarının yeni modellerini fuarda sergileyecek. 24 ayar saf altından ürettiği antik ve mitolojik takılarıyla kuyum camiasında farklı bir boşluğu dolduran Çetinol Kuyumculuk, Hong Kong Fuarının ardından ayağının tozuyla İstanbul Ekim fuarına katılacak. Çetinol Kuyumculuk firma sahibi Ahmet Çetinol; 40 parçadan oluşan yeni hazırladıkları Hitit ve Selçuklu ve Anadolu medeniyetlerinin çizgilerini taşıyan koleksiyonu Ekim fuarında ilk kez görücüye çıkaracaklarını söyledi. Çetinol; son birkaç yıldır firmalarının bölgeye, ülkeye göre takı tasarımı yaptıklarını, bölgelerin kültürel değerlerini özümseyerek dizaynlarında bu ay-

rıntılara büyük önem verdiklerini belirterek, “Biz tamamen el işçiliği ile butik üretim yapıyoruz. Tabi ki biz sınırlı ve kısıtlı bir üretim potansiyeline sahibiz. Bugün itibariyle çalıştığımız antik tarzda ürün ortaya koyacak ustaları bile bulmakta zorluk çekiyoruz. Katıldığımız ulusal ve uluslararası fuarlar bize sürekli yeni ufuklar açıyor. Bu fuarda ayrıca elmas ve pırlanta ile süslenmiş eserlerimiz de vitrinlerimizde olacak” diye konuştu. Ekim fuarına Arap dünyasından önemli katılım olmasını beklediğini kaydeden Ahmet Çetinol, yükselen altın fiyatları nedeniyle saf altından üretilen ürünlerini daha uygun bütçelerde ortaya koymak için gümüş parçalarla harmanlamak zorunda kaldıklarını ifade ediyor.

Çetinol yeni internet sitesiyle şimdi müşterilerine daha yakın…

Çetinol Kuyumculuk geçtiğimiz günlerde yeni internet sitesini hizmete soktu. Türkçe, İngilizce ve Arapça dillerinde hazırlanan ve usta fotoğrafçıların ellerinden çıkan Çetinol kuyumculuğun internet sitesi kısa sürede büyük ilgi gördü. www.cetinol.com isimli siteyi ziyaret ettiğinizde, Çetinol Kuyumculuğun geçmişte ortaya koyduğu onlarca çeşit takıyı yakından inceleyebilirsiniz.

Berbey Kalıp İstanbul Jewelry Show’da Kalıp sektörünün önemli markalarından Berbey Kalıp yeni projeleri ve ürünleriyle Istanbul Jewelry Show’da iş ortaklarıyla buluşacak.

A

lanında birçok ilk gerçekleştiren Berbey Kalıp, Mart ayında gerçekleştirilen fuarın ardından Istanbul Jewelry Show Ekim için iyi bir hazırlık dönemi geçirdi. Gelen talepler ve piyasa koşulları doğrultusunda her tür kalıbı ürettiklerini dile getiren Firma Sahibi İbrahim Doğankaya, son çalışmalarını fuarda ziyaretçilerinin ve iş ortaklarının bilgisine sunacaklarını söyledi. Doğankaya; yenilikçi vizyonu, teknoloji takibi, doğru stratejiler ve başarılı yatırımları sayesinde alanında lider markalar arasında yer alan firmanın, üretim, satış sonrası hizmet ve müşteri memnuniyeti konularında oldukça titiz olduğunu söyledi. Yurtiçi ve yurtdışında etkin bir pazarlama ağı olduğunu anlatan İbrahim Doğankaya, yeni ihracat pazarları için araştırmalara başladıklarını dile getirdi. 158 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınhaber

DenizBank’tan İmalatçıya

Altın Destek Kredisi DenizBank, bankacılık sektöründe yine bir ilke imza atarak İmalatçıya Altın Destek Kredisi ürününü sundu. Daha önce sektöre özel odaklanma sonucu eşit taksitli altın kredisini müşterilerinin hizmetine sunan DenizBank son olarak da İmalatçıya Altın Destek Kredisi ile ilke imza attı. Kuyum sektörünün dinamiklerini de göz önüne alarak sektöre özel kredi değerlendirmesi yapan Bankamız imalatçıya altın destek kredisi ile imalatçı müşterilerimizin has altın ihtiyaçlarını 3 aya varan ödemesiz dönem ve 15 aya varan vade seçenekleriyle finanse ediyor

Y

enilikçi ürün ve hizmetleriyle farklılaşan DenizBank, altın bankacılığı konusunda sektörde yine bir ilke imza attı. DenizBank Altın Bankacılığı, son olarak hayata geçirdiği İmalatçıya Altın Destek Kredisi ile kuyumcuların nakit akışına uygun bir şekilde has altın alım imkânı getirdi. 3 aya varan ödemesiz dönemin de bulunduğu İmalatçıya Altın Destek Kredisi’nde öteleme süresi sonrasında 9 ay veya 12 ay vade üzerinden taksitlendirme imkânı da bulunuyor. DenizBank’ın yeni ürünü ile sektör firmalarının vadeli satışlarının finanse edilebilmesi de mümkün hale geldi. İmalatçıya Altın Destek Kredisi, taksitli altın kredisi kapsamına giriyor. Üreticiye hammadde sağlama imkânı getiren üründe kredi gram altın olarak kullandırılıyor ve kuyumcu da krediyi gram altın olarak geri ödüyor.

160 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

“En yeni ürünleri sunmaya devam edeceğiz” Konuyla ilgili açıklama yapan DenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut Gelgör, “Mücevher ve kuyumculuk sektöründe özellikle fuar dönemlerinde alınan siparişlerin hazırlanması ile vadeli satış bedellerinin tahsilatı, sektör firmalarına yüksek tutarlarda işletme sermayesi ihtiyacı doğuruyor. Firmaların ürünü tasarlamasından sipariş zamanına, sipariş zamanından tahsilat zamanına kadar geçen süreç 12 ayı bulan vadelere ulaşabiliyor. Sektör firmalarının finansman ihtiyacında en önemli girdisi ise has altın. DenizBank Altın Bankacılığı olarak bu konuda sektör taleplerinin karşılanacağı İmalatçıya Altın Destek Kredisi’ni sunduk. Bu kredimizde müşterilerimiz 3 ay ödemesiz dönem ile dilerlerse 9 dilerlerse 12 taksit seçeneğinden yararlanabiliyorlar. Sektörümüzü altın bankacılığı konusunda ilklerle tanıştırmaya, mücevher ve kuyumculuk sektörüne de en yeni ve kaliteli ürünleri sunmaya devam edeceğiz” dedi.



altınhaber

KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ

AKEDİMİK YILA TÖRENLE BAŞLADI İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, 23 Eylül Pazartesi günü Fatma Altınbaş Konferans Salonunda yapılan açılış töreni ile yeni akademik yılına başladı. Bir sonraki hafta düzenlenen törende KKTC Cumhurbaşkanı Dr.Derviş Eroğlu'na fahri doktora unvanı verildi.

M

ehmet Altınbaş Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından 2008 yılında kurulan ve 2011-2012 akademik yılında ilk öğrencilerini kabul eden İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, 23 Eylül 2013 Pazartesi günü Fatma Altınbaş Konferans Salonunda yapılan açılış töreni ile yeni akademik yılına başladı. Açılış töreni, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ’un açılış konuşması ile başladı. 2013-2014 akademik yılı ile ilgili değerlendirmelerin ve üniversitenin geleceğe yönelik projeleri ve vizyonu ile ilgili görüşlerin törene katılanlarla paylaşıldığı açılış konuşmalarının ardından İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Öğrenci Konsey Başkanı Cemre Ketencioğlu üniversiteye yeni katılan öğrencilere hoş geldiniz dedi. Konuşmaların ardından ülkemizin yetiştirdiği sayılı resim sanatçılarından biri olan ve aynı zamanda İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi Prof. Dr. Devrim Erbil, “Sanat ve İnsan” başlıklı açılış dersini verdi. Türkiye’nin en yeni Tıp Fakültelerinden biri olan ve 20132014 akademik yılında ilk öğrencilerine kapılarını açan Tıp Fakültesi ile birlikte İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, yeni

162 ALTIN DÜNYASI • SAYI 95

eğitim-öğretim yılında Eczacılık, Fen - Edebiyat, Güzel Sanatlar ve Tasarım, Hukuk, İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik ve Mimarlık Fakülteleri ile akademik hayatına devam edecek. 2013-2014 akademik yılında Şişli yerleşkesinde ilk öğrencileriyle buluşacak olan Meslek Yüksekokulu ile eğitim ağını genişleten İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, güçlü akademik kadrosuyla bilimden sanata birçok konuda bilgi sahibi olan ve her konuda tartışabilen bireyler yetiştirmeyi hedefliyor. - İstanbul



altınfirma

Pırlantadan daha fazlası… ‘‘Pırlantanın yıldızı Lizay’’ın koleksiyonları tüm albenisi ile büyülemeye devam ediyor.

T

ürkiye’de bir ilk titreyen pırlantalar, yalnızca Lizay mağazaları ve satış noktalarından sonra müzayede de boy gösterdi. Türkiye’nin önde gelen isimlerinin yer aldığı müzayedede koleksiyonda bulunan modeller seçilirken renkli sahneler yaşandı. Kıpır kıpır koleksiyonu kullanıcılarımıza hiç sönmeyen ışıl ışıl bir yaşam diliyoruz…



Capri Watch saatlerini seçmek

r o z a h a d i d şim Ünlü İtalyan tasarımcı Silvio Staino tarafından dizayn edilen ve İtalya’nın Capri Adasında üretilen Capri Watch’un yeni modelleri; İtalya, Japonya ve Türkiye’ de aynı anda seçkin mücevher mağazalarının vitrinlerinde yerini alıyor.

D

ünya mücevher modasının kalbinin attığı İtalya’da; son bir yıldır klasik, beyaz elmas ve pırlanta taşlı mücevherler yerine çok daha renkli değerli taşlar ile kombine edilmiş mücevherler tercih ediliyor ve tasarımcılar daha çok renkli taşlar ile dizayn yapıyorlar. Modanın kalbi olan İtalya’dan gelen Capri Watch bu akımdan bir hayli

166 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

etkilenen markalardan birisi. Son derece renkli swarovski taşlarla üretilen Capri Watch, şimdi yenilenen modelleriyle çok daha fazla seçenekle, kendini özel hissetmek isteyen ve saati bir takı olarak değerlendiren kişilere renkli alternatifler sunuyor. Capri Watch saatlerini ülkemize getiren İşadamı Hasan Besneli; Capri Watch’un tek ve özel bir tasarımcının elinden çıktığını ve bu tasarımcının ruh haline göre bazen ayda 10 farklı modelin bazen ise hiç yeni modelin ortaya çıkmadığını ifade ediyor. Besneli; birçok saat markasının tasarım ofisleriyle birden çok kişiyle çalıştığını ve çeşitli sezon başlangıçlarında piyasaya yeni modeller sunduğunu, yalnız çok değerli birkaç saat firmasının ise yılda sınırlı sayıda yeni model ortaya koyarak, klasikleşen çizgisini muhafaza etmeyi tercih ettiğini söyledi. Besneli; İtalya’nın Capri Adasında doğan Capri Watch’un, Akdeniz’den esinlenerek sportif görünüşlü olduğunu, İtalya’daki moda akımından etkilenerek çok renkli bir görünüme sahip olduğunu belirterek şunları söyledi: “Capri Watch; dünyada ve ülkemizde saatçilerden çok daha fazlasıyla mücevher mağazalarında kendine yer bulmuş bir marka. Capri Watch saatten önce, şıklığın tamamlandığı bir takı. Siz isterseniz renkli kıyafetinizi renkli bir Capri Watch ile tamamlayabilir, isterseniz koyu veya sade bir elbisenizi yine renkli bir Capri Watch ile hareketlendirebilirsiniz. Birkaç ay önce ithal ettiğimiz ve 71 farklı model ile piyasaya sunduğumuz Capri Watch, bugünlerde yaklaşık 50 yeni model ile daha çok seçeneğe sahip oldu. Bu yeni modeller ülkemize gelmeden önce, Dünyanın çok farklı ülkelerinden Capri Adasına gelen turistlerin beğenisine sunuluyor. Bu dönemde ilgi görenler; İtalya, Japonya ve Türkiye’de satışa sunuluyor.”



altınhaber

Valentine Diamond

dünyanın en büyük yüzüğü rekorunun sahibi oldu Valentine Diamond, Nuruosmaniye Caddesi'nde halk önünde gerçekleştirilen lansman ile “ dünyanın en büyük yüzüğü” rekorunu kırarak Guinness Rekor'un sahibi olmayı başardı.

H

alka açık alanda, jüri önünde yaklaşık 10 usta ile gerçekleştirilen son kaynak işlemi sonrasında yüzüğün eni ve kilosu ölçüldü. 91,32 kg ağırlığında 92 cm çapında olan yüzüğün, maden tespiti için İKO kimya mühendisleri örnek alarak, yüzüğün yüzde 99,9 saf gümüş olduğunu tespit etti. Prof. Dr. Orhan Kural, İKO’dan gelen onay raporunu okudu ve akabinde yüzüğün ağırlığı ve eni ölçüldü. Sonuçların belirlenmesini takiben, bugüne kadar yapılmış yüzüklerden daha büyük ve daha ağır olduğunun açıklanmasıyla Valentine Diamond dünyada kırılması zor bir rekora da imza atmış oldu. Valentine Diamond’ın sahibi Hüseyin Tangülü, 3 aydır çalışan 50 kişilik ekibine ve jüri üyeleri İKO Başdanışmanı ve Eski Bşk. Alaattin Kameroğlu, İKO Başkanı Muhammed Ali Şengül, İMMİB Başkanı Ayhan Güner, Kapalı Çarşı Esnafları Derneği Başkanı Dr. Hasan Fırat ve Nadir Gold’un sahiplerinden Alaattin Tütüncü’ye teşekkür etti.

168 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Hüseyin Tangülü törende yaptığı konuşmada, dünyada Türk kuyumculuğuna dikkat çekmek için böyle bir çalışma yaptıklarını belirterek, “Son zamanlarda çok ihtiyacımız olan barışı ve kardeşliği sembolize etmek için yüzüğün üzerine Anadolu medeniyetlerini işledik. Detaylı bir bilim heyeti çalıştı, emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi. İstanbul Kuyumcular Odası Baş Danışmanı Alaattin Kameroğlu ise sektörün içerisinden vizyon sahibi gençlerin çıkmasının kendilerini sevindirdiğini ifade ederek, “Güzel ülkemizi simgeleyen medeniyetlerin de yüzüğe işlenmesi ona daha farklı bir değer katmaktadır” diye konuştu. Üzerine Mezopotamya’nın kilometretaşı olarak kabul edilen medeniyetlerine ait armaların işlendiği ve ismi “Medeniyetler Köprüsü” olan yüzüğe ilgi büyüktü. Özellikle yabancı turistlerin fotoğraf çekmek için yarıştığı yüzük, parlatma ve cilalama gibi işlemler için tekrar atölyeye götürüldü. Dünyanın en büyük yüzüğü son hali ile 3 Ekim 2013 Perşembe günü CNR EXPO’da düzenlenecek 37. İstanbul Jewelry Show’da sergilenecek.



altınfirma

Goldtakas kısa sürede yüzlerce kişinin tercihi oldu

Geçtiğimiz ay hizmete giren “GOLDTAKAS” canlı altın borsası, kısa süre içinde yüzlerce kişinin değerli maden alım ve satımında tercihi oldu. Tamamen serbest fiyat anlayışıyla çalışan platformda buluşan alıcı ve satıcılar güven içinde Altın ve Gümüş ticareti yapıyorlar. olarak Altın ve Gümüş alıp satabildiğini belirten Çelik; “Sistemimiz sayesinde hayatınızda hiç tanımadığınız bir kişiye dahi yıllardır tanıyormuşçasına büyük bir güven içinde satış ve tahsilat yapabilecek veya o kişinin malını yine aynı güven duygusu içinde satın alabileceksiniz” dedi.

Sistem sektörün kayıt dışından kaynaklanan tahsilat ve teslimat risklerini ortadan kaldıracak

Y

ıllardır kıymetli maden ticareti alanında sektörümüze önemli hizmetler sunan “Troy Kıymetli Maden Ticereti A.Ş” geçtiğimiz günlerde, titiz bir çalışmanın ardından “GOLDTAKAS” değerli maden alım satım platformunu devreye soktu. Çok kısa sürede yüzlerce kişinin hesap açtırdığı “GOLDTAKAS” platformunda, kişiler özgürce istedikleri fiyatları beyan ediyorlar ve istedikleri fiyata hem alım hem satış yapabilme şansı elde ediyorlar. Kısa sürede İngilizce versiyonu da hizmete giren “GOLDTAKAS”a artık yurtdışından da katılım var. Türkiye’de bir ilk olan bu uygulama ile gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından sistemde hesap açtıran her kişi ve kuruluş rahatlıkla fiziki altın alım satımı yapabiliyor. Teslimat yaptırabiliyor. Troy Kıymetli Madenler Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdürü Hüseyin Çelik; ülkemizde bir ilk olan “GOLDTAKAS” sistemine kişilerin, kurumların alışması ve adapte olması için belli bir süreye ihtiyaç olduğunu, buna rağmen kısa süre içinde yüzlerce kişinin hesap açtırmasından memnuniyet duyduklarını ifade etti. “GOLDTAKAS”ın herkes için çok kıymetli bir imkan ortaya koyduğunu, tamamen TROY’un garantörlüğü altında herkesin gönül rahatlığıyla gr, kg, has, veya ziynet

“GOLDTAKAS”a yurtdışından da büyük ilgi olduğunu kaydeden Çelik, yakında Londra’da gerçekleşecek ve değerli maden alıcılarının buluşacağı uluslararası toplantıda da bu sistemi ayrıntılı bir şekilde tanıtacaklarını, sistemin Dünya ile en kısa sürede entegre olarak uluslararası bir kimliğe kavuşacağını söyledi. Bugün itibariyle Dubai’den bir alıcının İstanbul’daki bir satıcı ile bu platformda bir araya geldiğini ve birbirini hiç tanımayan bu kişilerin “ GOLDTAKAS” üzerinden gözü kapalı ticaret yapabilmelerinin çok ciddi bir avantaj oluşturduğuna dikkat çeken Hüseyin Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “www.goldtakas.com sitesine giren bir kişi, herhangi bir bankada hesap nasıl açıyorsa o prosedürler eşliğinde burada da bir hesap açması ticarete başlaması için yeterli oluyor. İstanbul Altın piyasasını ve Borsasını bir nevi “GOLDTAKAS” ile halka indirdik. İster 1 gram ister 100 kilo altının, ziynet-meskük ve has atının veya her türlü fiziki gümüşün herhangi bir marj aralığı olmadan rahatlıkla alınıp satılabileceği bir ortam mey-

dana getirdik. Bu sistem, ayrıca kuyum sektörünün kayıt dışından kaynaklanan tahsilat ve teslimat risklerini de ortadan kaldıracak. Tamamen sıfır risk eşliğinde, her aldığınız ve sattığınız maden hesabınızda kayıtlarda olacaktır. Geleneksel olarak siz, en fazla çevrenizde yakından tanıdığınız 10-20 kişiyle sözleşmesiz ticaret yapabilirsiniz. Biz ise kendi referansımız ve garantimiz ile size binlerce müşteri sunuyoruz. Hiç ummadığınız bir fiyata altınınızı -gümüşünüzü satabilir hiç ummadığınız avantajlı bir fiyata da değerli maden satın alabilirsiniz.”



altınhaber

Mücevherde Mercan Renklerin Hakimiyeti Sürüyor Altınbaş 2013 – 2014 Sonbahar-Kış koleksiyonunu canlı pembe ve gizemli morun ışıltılı tonlarıyla hazırladı.

A

ltınbaş yeni sezona renkli ve cıvıl cıvıl bir merhaba diyor. 2013-2014 Sonbahar Kış trendlerinde yer alan coral renk etkisi, mücevherlerin büyülü dünyası ile buluşuyor. Koleksiyonda kullanılan ve mücevherlere renkleri ile ilham veren Ametist, Blue Topaz, Radolite taşlarının öne çıktığı tasarımlarda mavi ile mor; yüzük ve küpelerde yoğun olarak kullanılıyor. Sonbahar mevsiminde stil sahibi kadınların imajını tamamlayacak olan mücevherlerde, renkler feminen kesimler ile buluştu. Oval hatlara sahip küpeler kesim teknikleri ile sofistike ve neşeli bir kimliğe bürünüyor. Gökyüzü ve denizin rengi mavi, huzur ve sonsuzluk konseptinde kullanılıyor. Pembe ve mor ise sonbaharda hayal gücüne ihtiyacı olanlara güç veriyor.Mavinin ve morun en güzel tonlarını Altınbaş’ın yeni sezon ürünlerinde hem gece hem gündüz kullanımına uygun olarak tercih edebilirsiniz…

172 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınröportaj

“Çözüm odaklı yapımız başarımızı tetikliyor” Değerli maden tedariği kategorisinde lider firmalardan ONSA RAFİNERİ, özellikle üretim alanında faaliyet gösteren firmaların en önemli destekçisi olmaya devam ediyor. ONSA RAFİNERİ Satış Müdürü Kenan Görgü yakaladıkları bu yükselişi ve başarıyı iş ortaklarına verdikleri destek ve geri dönüşün sonucu olduğunu söyledi.

Onsa Rafineri, alanında sektörün önde gelen firmalarından birisi. Faaliyet alanınızla ilgili bilgi alabilir miyiz? Onsa Rafineri yalnızca sektörün değil Türkiye ekonomisinin dev markası Altınbaş Holding çatısı altında faaliyet gösteren bir firma. Ana faaliyet konusu değerli metal rafinasyonu. Biz sektörde üretim alanında faaliyet gösteren firmaların ihtiyaç duyduğu değerli maden tedariği ve dönüşümü noktasında hizmet veriyoruz. Firma olarak uzun yıllara dayanan bir üretim geçmişine ve tecrübesine sahibiz. Dolayısıyla hizmet verdiğimiz ve iş ortağı olarak gördüğümüz müşterilerimizin ihtiyaçlarını son derece iyi analiz edip belirleyebilecek durumdayız. Bu yüzden ortaya koyduğumuz ürün ve hizmetler de müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılar düzeyde. Bu bizim sahip olduğumuz en önemli avantajlardan biri. Çünkü konulara ve sorunlara müşterilerimizin gözünden bakabiliyor ve onların açısından yaklaşarak çözümler üretebiliyoruz. Bu Sayın Nusret Altınbaş’ın bizlere aktardığı kurum kültürümüzün önemli bir parçası. Gerek faaliyet tanımınız ve gerekse sektör deneyiminiz gereği özellikle üretici firmalar ile birlikte çalışıyor ve onlara rehberlik yapıyorsunuz. Bu konu ile ilgili bilgi alabilir miyiz? 174 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Söylediğim gibi, hizmet verdiğimiz firmaların tüm süreçleri ile ilgili bilgi sahibiyiz. Hangi aşamada neler yapılması gerektiği ile ilgili en az onlar kadar konuya hakimiz. Bu yüzden faaliyetlerimiz ve hizmetlerimizin bir bölümünün danışmanlık hizmeti olduğunu da söyleyebiliriz. Örneğin, bir müşterimiz dökümde ya da madenin renginde sıkıntı yaşıyorsa bu konuda kendilerine destek sağlayabiliyoruz. Hurdaları ya da takozları ile ilgili problemlerde rehberlik yapıyoruz. 30 yılı aşkın sektör tecrübemizi müşterilerimiz ile paylaşıyoruz. Son zamanlarda sıklıkla karşılaştığınız problemler ve kuyumcuların yapması gerekenler nelerdir? Altın fiyatlarının yükselmesi ile birlikte uzun zamandır rastlamadığımız düşük ayar sahteciliği vakaları gözlenmeye başladı. Biz rafineriler bir nevi sektörün merkezinde yer alan firmalarız. Dolayısıyla toplanan hurda altınların önemli bir bölümü bizim süzgecimizden geçiyor. Bu yüzden yaşanan problemlerden ilk bizim haberimiz oluyor. Son zamanlarda ayar konusunda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Takozlarda beklenen ayarlara ulaşılamıyor. Örneğin; 800 – 850 milyem gelen 22 ayar bilezikler sözkonusu. Bu yüzden perakendecilerden çantacılara kadar herkesin hurda alırken mutlaka detaylı incelemesini hatta ayar suyunu sıklıkla kullanmalarını öneriyoruz.



altınhaber

Frédérique Constant’tan

yeni Classics Art Déco Oval serisi

Türkiye ekonomisinin yıldızı parlayan sektörleri arasındaki mücevher, şık ve orijinal tasarımlarıyla tüm dünyaya kendini kanıtlıyor. Her yıl yaklaşık 400 ton altını ve 200 ton gümüşü işleyerek mücevherata dönüştüren Türk mücevher sektörü, dünya altın mücevherat üretiminde ilk 5 ülke arasında yer alıyor. Üretim ile birlikte ihracatını da artıran sektör, 2013 yılının 8 aylık döneminde külçe altın hariç 1 milyar 430 milyon dolarlık ihracata imza attı. Kurulduğu günden bu yana Frederique Constant büyük bir tutkuyla, klasik ve zamansız güzellikte saatler üretmektedir. Saatlerin göz alıcı zarafeti kadar teknolojik seviyesi ve güvenilirliği de oldukça önemlidir. Dokuz farklı modelden oluşan yeni Classics Art Deco Oval serisi, markamızın temel stratejisinin dayandığı erişilebilir lüks kavramını yepyeni seviyelere taşıdı. Bayanların, yeni koleksiyonda bulunan muhteşem özelliklerdeki bu tasarımları gördüklerinde birden fazla Art Deco modeline sahip olmak istemeleri kaçınılmaz olacak!

Göz alıcı ve güvenilir Bu seriye ait her bir saat, üzerinde yedi adet değerli taş bulunan ve rakipsiz bir doğruluk ile beş yıldan daha uzun (63 ay) pil ömrü sunan FC-200 quartz kalibre ile desteklenmektedir. Sadece 30x25 milimetrelik ölçüsü ile cilalanmış oval formlu kasa; en zarif bileklere rahatça uyum sağlayacaktır. Serideki tüm modellerin paylaştığı diğer özellikler; konveks kesimli safir kristal cam, saat ve dakika fonksiyonları ve kadran ortasında bulunan nazik guilloché taramadır. Bu saatlerin hassas görünümüne aldanmayın, her bir Art Deco Oval deniz seviyesinin altında 30 metre suya dayanıklılık vaat eder.

Her model eşsiz bir sanat eseridir Saat kasası olarak seçiminiz zengin, parlak sarı altın ya da parlak çelikten biri olabilir. Kadran içindeki rakamlar için elle uygulanmış Arabik rakam ya da Romen rakamdan hangisinin görünümü hoşunuza gidiyorsa onu tercih edebilirsiniz. Son olarak da bileğinizi gri veya kahverengi saten kayış ya da sarı altın kaplama veya çelik bilezikle sarmayı arzu edebilirsiniz; yeni Art Deco Oval serisinde tüm bu alternatifleri bulacaksınız. Tasarımcılarımız bu koleksiyonu yaratırken hiçbir detaydan ödün vermedi. Gümüş kadranların pek çoğunda sedef uygulanmış çeşitli modeller bulunmaktadır. Ve tabii ki, bir bayan en iyi arkadaşı olan pırlantaları da unutamadık. FC-200MPW2VD6 modeli çerçeve ve boynuzlara yerleştirilmiş 78 adet parıldayan pırlantalar ile süslenmiştir. Yeni Art Deco Oval serisindeki saatler, bu kalitedeki el yapımı bir İsviçre saati için, sadece 850 İsviçre Frangı’ndan başlayan fiyatlarıyla oldukça şaşırtıyor. Daha fazla bilgi için www.frederique-constant.com sitesini ziyaret edebilir veya info@mayasaat.com adresine mail gönderebilirsiniz. 176 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınfirma

Yıldız kuyumcular 10. kez buluşuyor

Jival, kuruluşundan itibaren her yıl geleneksel olarak gerçekleştirdiği Yıldız Kuyumcular Buluşmasını bu yıl 10. kez düzenleniyor.

T

ürkiye genelindeki 1300 satış noktası ile sektörün öncü firması olan Jival Ekim ayında merkez binasında iş ortaklarına sağladığı; geniş ve rahat imkânlarla, ayrıcalıklı bir fuar atmosferi hazırlıyor.

J

İVAL’in altın ve mücevher takılarında izlediği genç ve yenilikçi koleksiyonlarının yanı sıra altın ürünlerde geleneksel ve birbirinden farklı takılar da bulunuyor.

S

onbahar yapraklarından esinlenen geometrik kesimlerle şekillenmiş sevgi, özgürlük ve çiçek desenlerinden meydana gelen “Grace” koleksiyonu ile sonsuzluğun değişmeyen simgesi elmasın “Rhapsody”si eşliğinde, sade, yalın ve bir o kadar da parlak çizgiler sizi cezb edecek.

A

ltın ürünlerde klasikleşen gelin setleri “Açelya” ve “Elegance” tüm görkemiyle fuardaki yerini alıyor. Kolye, küpe ve yüzükten meydana gelen taşlı mini setler ve Jival’e özel kelepçeler bu yıl öne çıkacak tasarımlar arasındadır.

178 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



“Firmalar kaliteli taş kullanmayı kendilerine ilke edindiler” altınfirma

“MY STONE olarak her fuar gibi bu fuarda da ziyaretçilerimizi en iyi şekilde karşılayıp, gereken hizmeti kendilerine kusursuz bir şekilde verme çabasında olacağız” diyen My Stone Firma Ortağı Gökhan Dalbudak, fuar hazırlıklarını, iç piyasada kullanılan taş kalitesini, safir, zümrüt ve yakut gibi tedarik edilmesi zor doğal taşların tedarik süreçleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

liyor. Ayrıca stokumuzda bulunmayan bir ürün talep edilginde çok ekstra bir ürün değilse kısa zamanda temin ediyoruz. MY STONE, sadece ofiste değil, belli periyotlarda şehri içi ve şehir dışında da müşterilerine servis ve sunum hizmeti verme konusunda aktiftir. Tamir ve kesim konusunda da işinin ehli firmalarla çalışıp müşterilerimize bu hizmeti de kusursuz bir şekilde veriyoruz. İç piyasada kullanılan taş kalitesi sizce tüketiciyi tatmin ediyor mu? Kesinlikle tatmin ediyor. Eskiden ürünlerde kullanılan safir, zümrüt ve yakutun kalitesine çok önem verilmiyordu. Taşın fiyatının ucuz olması, o taşın alınmasındaki en büyük etkendi. Fakat şimdi gerek taş ofislerimize gerek mücevher firmalarımız ve kuyumcularımıza baktığımızda, renkli taş kullanımında kaliteyi yukarı taşıdıklarını çok net görüyoruz. Firmalarımız kaliteli taş kullanmayı kendilerine ilke edindiler. Bu tercihleri de bizleri stokumuzda daha üst kaliteli taşları bulundurma konusunda motive etti.

Eylül ayında Hong Kong Fuarında katılımcı firma olarak bulundunuz. Fuar hakkında değerlendirmeleriniz ve görüşleriniz nelerdir? MY STONE olarak Hong Kong Fuarı’na katılmamız gerekiyordu. Bu katılım MY STONE’a uluslararası pazarda etkili bir yer edilmek için atılmış adımdır. Bu fuarın firmamıza, ticaretimiz ve ilerde gerçekleşecek diğer katılımlarımız için ciddi bir tecrübe kazandırdığını gördük. MY STONE yurtiçi ve yurtdışında birçok fuara katılımcı olarak iştirak ediyor. Fakat Hong Kong fuarı, MY STONE için yeni müşteriler ile tanışma açısından farklı bir deneyim oldu ve bize bu işte globalleşmek adına yeni fikirler verdi. Hong Kong fuarı bilindiği gibi çok aktif bir fuar. Biz de bu fuarda katılımcı olmaktan memnunuz. MY STONE ile çalışan firmalara sunduğunuz avantajlar nelerdir? Ofisimize gelen müşterilerimize rahat bir çalışma ortamı ve servis sağlamaktayız. MYSTONE öncelikle tüketicinin sık kullandığı ürünlerde kuvvetli bir stoka sahip. Ürün çeşidi konusunda da iddialıyız. Fakat amacımız daha kaliteli taşları müşterilerimize minimum farklarla sunabilmek. Güçlü stokumuz sayesinde müşterilerimiz, kendilerine uygun ürünleri farklı kalite ve fiyat alternatifleriyle değerlendirebi180 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Safir, zümrüt ve yakutun tedarik edilmesi zor doğal taşlar olduğunu biliyoruz. MY STONE’un bu konuda problemleri olur mu? Böyle bir gerçek var. Ancak biz yurtdışında çok sayıda firmayla çalışmalar yaptığımız için bizim sık karşılaştığımız bir durum değil. MY STONE olarak sürekli stokumuzu ve trendi sıkı takip ediyoruz. Ayrıca tedarik için belirlediğimiz birkaç farklı ülke var. Yakında bu ülkelerdeki maden bölgelerine ziyaretler yapmayı planlıyoruz. İşimizi ileriye taşıma adına bir takım teorilerimiz var. Bunları zamana yayarak, acele etmeden pratiğe dönüştürme çabasındayız. Müşterilerimize verdiğimiz hizmeti ve kendimizi daha çok geliştirmek adına sürekli araştırma yapıyoruz.


altınfirma

VAGOLD 8 ayarda iddialı Son dönemde altın fiyatlarının yüksek seyretmesi kuyumcular için alternatif çözümler üretti. Bunlardan biri de 8 ayar oldu. Gösterişli tasarımları uygun fiyata alabilme olanağı sağlayan bu kategori, sektör tarafından da oldukça talep gördü. 8 ayar ürün kategorisine ürün yelpazesinde geniş yer ayıran firmaların yanı sıra sadece 8 ayarda uzmanlaşan firmalar da oldu. 8 ayar denince akla gelen, bu kategorinin öncü firmalarından biri VAGOLD Kuyumculuk.

Vagold Kuyumculuk Firma Sahibi Vural Akbal ile hızla analiz ederek uzmanlaştıkları 8 ayar ürün kategorisi üzerine konuştuk. 8 ayar kategorisi son yıllarda en hızlı gelişen kategorilerden birisi. Bu gelişimi neye bağlıyorsunuz? 8 ayar kategorisi has altın fiyatının ani şekilde hızlı artışı sonucu gelişim gösteren bir ürün grubu oldu. Fiyat itibariyle ulaşılamayan takıların artık daha uygun fiyatlara satın alınabilmesi bu kategoriyi cazip hale getirdi. O nedenle 8 ayar hem kuyumcuların hem de tüketicinin gözbebeği haline geldi. Sizin bu kategoride çalışmanızı sağlayan faktör ne oldu? Bizim bu kategoride çalışmamızı sağlayan faktör yenilikçi olmamız. Düşünerek yeni neler yapılabileceğini bulduk ve 8 ayarda karar kıldık. İlk üretici olmamız bizim diğer firmalardan ayıran en büyük özelliğimizdir. Altın fiyatlarındaki değişimin bu kategoriye etkileri nasıl oldu? Altının fiyatının yükselmesi tabii ki etkili bir faktör fakat 8 ayarda 22 ve 14 ayar gibi bir ayar. Sonuçta herkes istediği fiyata istediği gösterişe sahip olabiliyor 8 ayar sayesinde. 8 ayar ürün kategorisinde farklı koleksiyon çalışmalarınız olduğunu biliyoruz. Bilezik kategorisinin gösterişli modellerini 8 ayarda üretiyorsunuz. Bize bu çalışmalarınızdan, bununla hedeflediğiniz kitleden ve elde ettiğiniz başarıdan bahsedebilir misiniz?

8 ayar ürünlerde, bilezikte olabilir kelepçe de olabilir, başarımız oldukça üst düzeyde ve tek tercih edilen firma biziz. Çünkü müşteri kitlemiz, kalitemizin, ürün çeşitliğimizin ve tabii ki hizmetimizin farkında. Perakendeciler 8 ayar ürün satarken nelere dikkat etmeli? Perakendeciler öncelikle herkesten 8 ayar ürün almamalı. Kalitesi belli ve referanslı firmayla çalışmalıdır. Çünkü bu kategoride herkes bizim gösterdiğimiz özeni göstermeden üretim yaptı ve çoğu firma başarılı olamadığından 8 ayar üretiminden çıktılar. 8 ayarda çalıştığınız farklı kategorilerde de tasarımlarınız var mı? 8 ayarda genel anlamda kelepçeye ve kaburgaya yoğunlaşmış durumdayız. Her hafta 15 farklı kelepçe modeliyle müşterilerimize hitap ediyoruz. Ürünlerdeki çeşitliliğimizde de 1 numara olmamızın ektisi çoktur. Düğün sezonu firmanız ve sektör adına yeterince verimli geçti mi? 8 ayar artık hediyelik takıdan çıkarak bayanların en çok tercih ettiği takı haline gelmiştir. Tabi ki düğünlerde en çok tercih edilen hediye yine 8 ayardır.


altınfirma

Kazaziye ve Hasırın kusursuz uyumu

Tarih boyunca uzun yıllar birbirleriyle tatlı bir rekabet içinde oldular. Trabzon’un tarihi ve otantik yerel takı kültürünün iki önemli aktörü olarak nice mutluluğa şahitlik ettiler. Bu iki kıymetli takı, Trabzon Kazaziye ile Trabzon Hasırı, yüzlerce yıl sonra BYKUK Kuyumculuk tarafından beraber rabzon hasır takısı dendiğinde ülkemizde ilk akla gekullanılıyor. len isimlerden biri olan ve yıllardır bu alanda çok önem-

Kim demiş bir araya gelemez diye? T

li yeniliklere imza atmış olan BYKUK, yine farklı bir fikir ve farklı bir hayali gerçeğe dönüştürüyor. Trabzon’un köklü geçmişe sahip olan ve otantik takılar arasında özgün yapılarıyla farklılaşan Kazaziye ve Trabzon Hasırı ilk kez birlikte yepyeni bir takı olarak vitrinlerde yer almaya hazırlanıyor. “Kazhas” ismiyle dizayn edilen bu yeni takı ile hem kazaziyeyi hem de Trabzon hasır takısını sevenler aradıklarını tek bir takıda bulabilecek.

Yurtiçi ve yurtdışından büyük talep bekleniyor Bykuk Kuyumculuk firma ortaklarından İbrahim Kuk; “Kazhas” ismini koydukları ve kazaziye ile Trabzon hasırının bir arada kullanıldığı bu yeni takı türünün kısa sürede büyük ilgi göreceğini öngördüklerini söyledi. Kazaziye takısı ören kişilerle Trabzon Hasır takısını ören kişilerin farklı olduğunu, örme stilleriyle tamamen birbirinden ayrı bir görünüme sahip olan bu iki takıyı birlikte örebilen çok az kişi olduğunu kaydeden Kuk; “İlk modellerini ürettiğimiz “Kazhas” isimli takımız, hem yurtiçinde hem de yurtdışında farklı takıya sahip olmak isteyen kişileri hedefliyor. Tarih boyunca kendi aralarında tatlı bir rekabet yaşanan, aynı toprakların bu kültürel mirasını gelecek nesillere taşımayı kendimize bir borç olarak biliyoruz” diye konuştu.

Yeni koleksiyon Ekim ayının ilk haftasında piyasada “Kazhas” takısının hem kazaziye hem de Trabzon hasırını seven kişiler için çok güzel bir yenilik olduğuna dikkat çeken İbrahim Kuk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir takıyla; birbirinden güzel motiflere sahip, tamamen el işçiliği ile yapılan mükemmel iki takının birleşimine şahit olacağız. Yaklaşık 7 temel motife sahip olan kazaziye modelimizi, Bykuk’un yeni tasarımlı tokalarıyla kombine ederek çeşitlendireceğiz. Ekim ayının ilk haftasında piyasaya sunmayı düşündüğümüz “Kazhas” takımızla ilgili hazırlıkların son aşamasına geldik. Artık Bykuk dendiği zaman; sürekli yeniliğin peşinde koşan, standartların dışına çıkmak isteyen isim akla geliyor.” 182 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınhaber

2014 Ortadoğu Altın & Mücevher Fuarı için Oda Başkanları bir araya geldi

16-18 Mayıs 2014 tarihleri arasında 10.’su düzenlenecek Ortadoğu Altın & Mücevher Fuarı’nın Ortadoğu’nun en önemli fuarlarından biri olması adına Gaziantep Kuyumcular Odası ve Start Fuarcılık yetkilileri oda başkanları ile bir araya geldi. 24-25 Ağustos tarihlerinde Mersin Kızkalesi Barborossa Otel’de iki gün boyunca Ortadoğu Kuyumculuk fuarını daha da başarılı kılmak adına Gaziantep Kuyumcular Odası, Start Fuarcılık yetkilileri ve farklı illerin oda başkanları fikir alışverişinde bulundu. Oda başkanlarının hem fikir olduğu konu, İstanbul fuarından sonra 2. sırada yer alan Gaziantep Ortadoğu Altın & Mücevher Fuarı’nın bölge ve ülke için büyük önem taşıdığı. Gaziantep Kuyumcular Odası Başkanı Sedat Özdinç, Kahramanmaraş Kuyumcular Odası Başkanı Hacı Mustafa Öz, Adana Kuyumcular Odası Başkanı Oğuz Başman, Bingöl Kuyumcular Der-

neği Başkanı Mehmet Yaşar Devran, Şanlıurfa Kuyumcular Odası Başkanı İbrahim Halil Demirkol, Erzurum Oda Başkanı Rasim Fırat, Kilis Oda Başkanı Zafer Bilik, Konya Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Dolmacı, Adıyaman Oda Başkan Vekili Ebubekir Ünal organizasyona katılan isimler arasındaydı. Oda Başkanlarının ortak görüşü; Ortadoğu Altın & Mücevher Fuarı’na daha çok katılımcı ve daha fazla ziyaretçi getirilmesi için çalışma yapılması ve ulusal markaların fuara hem katılım anlamında hem de ziyaretçi boyutunda daha fazla ilgi göstermesinin sağlanmasıydı. Yine Oda Başkanlarının üzerinde durduğu bir diğer konu ise, bölgeye ürün satan, satış mağazası açan ve çanta gönderen firmaların Ortadoğu Altın & Mücevher Fuarında stant açmalarının hem firmaya hem de fuara katkı sağlayacağının altını çizdiler. Toplantı sonrası düzenlenen akşam yemeğinde renkli anlar yaşandı. Katılımcılar canlı müzik eşliğinde doyasıya eğlenme şansı elde ettiler. Gece geç saatlere kadar süren eğlencenin ardından, ertesi gün Mersin’in tarihi ve doğal güzellikleri ziyaret edildi. Toplantıya katılan oda ve dernek başkanları, fuarın daha iyi geçmesi ve daha önemli sonuçlar doğurması için ortak fikir beyan ettiler. Amaç; Gaziantep Fuarının hızla büyümesi ve yüksek katılım ile ülkenin en önemli fuarlarından biri olması.

Mücevher Üretim Tasarım İhracat ve Sanayicileri Derneği (MÜTİSAD) kuruldu

Mücevher sektörünün ulusal düzeyde hak ettiği gelişme düzeyinin yakalanması ve ihracat için uluslararası standartlara uygun, özgün tasarım katkısı ve katma değeri de yüksek ürünlerle mücevher sektörünün sağlıklı gelişimine hız kazandırmak adına MÜTİSAD Nilgün Kuyumcu önderliğinde kuruldu. 4. kuşaktan kuyumculuk sektöründe yer alan Nilgün Kuyumcu ve sektörün ileri gelenleri tarafından, İstanbul Kapalıçarşı’da kurulan Mücevher Üretim Tasarım İhracat ve Sanayicileri Derneği (MÜTİSAD), mücevher, takı, kuyum, saat ve değerli madenler ile bunlardan imal kişisel veya ev aksesuarları sektöründe, nitelikli ve katma değeri yüksek özgün tasarımlar yapmak, üretim ve ihracata doğrudan veya dolaylı katkı sağlamak, başta üyeleri olmak üzere, sektör ve Türk ekonomisi yararına kalıcı ve etkin çalışmalar yapmak, sektöre uluslararası düzeyde rekabetçi bir yapı kazandırmak ve mevcut sorunların, kalıcı çözüme ulaştırılması konularında, etkin bir güç birliği oluşturmayı ve sektöre güçlü bir soluk getirmeyi amaçlıyor. 184 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınhaber

IJS' IJS'de mücevherler Loomis güvencesinde İstanbul Jewelry Show Ekim’ de fuar süresince, depolamadan taşıma organizasyonuna kadar birçok önemli görev Loomis kontrolünde gerçekleşecek. Fuara günler kala büyük bir tempoda süren çalışmalarla ilgili detaylı bilgiyi Loomis Türkiye Ülke Başkanı Sarp Tarhanacı’ dan dinledik. kiye genelinde bulunan kuyumcuların yurt içi küçük paket sevkiyatlarını sigortalı bir şekilde gerçekleştiriyoruz.

Türkiye’nin en değerli fuarında en riskli görevlerden birini üstleniyorsunuz. Dünya çapında profesyonelliğini kanıtlamış olan firmanızın kuyumculuk ve mücevherat sektörüne verdiği hizmetleri anlatabilir misiniz? Loomis olarak verdiğimiz pek çok hizmet arasından kuyumculuk ve mücevherat sektörüne yönelik olarak Değerli Kargo Lojistik Hizmeti’ni, Uluslararası Taşımacılık Hizmeti’ni ve Küçük Paket Hizmeti’ni sayabiliriz. Değerli Kargo Lojistik Hizmeti temelde iki farklı operasyonel hizmet sunuyor. Kuyumculuk sektörünün yanı sıra bankalar, finans kuruluşları, devlet ve belediye kurum ve teşekküllerine de bu hizmeti veriyoruz. Sunduğumuz bu hizmet ile şehir içerisinde veya şehirlerarasında değerli (para, mücevher, kıymetli evrak vb.) kargoların yüzde yüz sigorta güvencesinde taşınmasını sağlıyoruz. Uluslararası Taşımacılık Hizmeti kapsamında yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen fuarlara taşınan eşyalarla ilgili çeşitli hizmetler sunuyoruz. Giriş-çıkış gümrükleme işlemleri, fuarda sergilenecek eşyaların adresten teslim alınması, uluslararası nakliyesi, fuar başlangıcına kadar depolanması, teşhir saatleri dışında depolanması gibi fuar döneminde ihtiyaç duyulabilecek her tür hizmeti sunuyoruz. Loomis’in Uluslararası Taşımacılık Hizmeti altında sunduğu bir diğer hizmet ise ihracat ve ithalat aşamasında Kasalama Hizmeti, Fuar Kasalama Hizmetleri ve Genel Kasalama Hizmetleri’ni kapsayan kasalama ile ilgili hizmetlerdir. Kuyumculuk sektörüne yönelik olarak Loomis’in bir diğer hizmet alanı ise Küçük Paket Hizmeti’dir. Loomis, kuyumculuk sektöründe kendini hissettiren ihtiyaç ve müşterilerin talepleri sonucunda küçük paket taşıma ve sigorta hizmetleri konusunda da faaliyet göstermeye başlamıştır. Bu hizmetimiz ile Tür186 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Loomis, İstanbul Jewelry Show kapsamında kasa sponsorluğu hizmeti verecek. Fuar süresince Loomis hangi görevleri üstlenecek? Loomis uzun bir süredir İstanbul Jewelry Show kapsamında çeşitli sponsorluk içerikleri ile hizmet veriyor. Uluslararası – yurtiçi ve şehir içi güvenli taşıma, giriş gümrükleme işlemlerinin yapılması, fuar başlangıcına kadar eşyanın depolanması, fuar alanına ve katılımcıların stand alanlarına istenilen eşyanın teslim edilmesi, fuar süresince teşhir saatleri dışında eşyaların depolanması, fuarda sergilenen eşyanın uluslararası – yurtiçi ve şehir içi güvenli dönüş taşıma organizasyonunun yapılması konularında hizmet veriyor.

Türkiye’nin hangi noktalarına, hangi pazarlama ağı ile ulaşıyorsunuz? Loomis, bugün 6 adet nakit işleme ve taşıma şubesi, 15’i küçük ve 2’si uydu 17 nakit taşıma şubesi ile toplamda 23 noktadan hizmet veriyor. Bunların 7’si İstanbul’da, kalan 16’sı Türkiye genelindeki önemli şehirlerde faaliyet gösteriyor. Genel olarak faaliyetlerimiz açısından var olan hedeflerimizi değerlendirdiğimizde Loomis Türkiye olarak; organik ve/veya inorganik büyüme stratejisi ile Türkiye’nin 1. veya 2. CIT şirketi olmak en önemli önceliklerimiz arasında yer alıyor. Bizim gibi firmalar açısından tüm ülke genelinde hizmet verebilecek alt yapıya sahip olmak bir diğer önemli konu. Bu anlamda baktığınızda Türkiye’nin tamamında CIT veya CMS Hizmeti vererek pazar mevcudiyetimizi arttırmayı hedefliyoruz. Operasyonel anlamda sunduğumuz hizmetleri daha da geliştirerek; teknik avantaj ve kapsamlı çözümler sunarak müşterilerin nakit yönetim verimliliğini iyileştirmek bir diğer önem verdiğimiz ve bizim için öncelikli sayılabilecek konular arasında yer alıyor. Kurum algımız açısından ve çalışan memnuniyeti olarak değerlendirdiğimizde; iyi yönetim ve çalışana saygı prensibiyle sektörde tercih edilen işveren olmak son derece önem arz ediyor. Türkiye’nin altın merkezi olması açısından var olan hedeflerimiz genelinde kasalama (gümrüksüz kasa, lojistik kasa) kapasitesini artırarak, Türkiye’de ve Bölge’de altın depolama hizmetlerinde lider firma olmak öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor.



altınhaber

2013 yılının başında kurulan ve sektöre yaptığı hızlı giriş ile adından söz ettiren Diamond & Diamond, ürün yelpazesini ve çalışma koşullarını geliştirmeye devam ediyor. Firma ortakları Mihraç Koç ve Tolga Uluocak firmaları Diamond & Diamondʼı ve projelerini anlattı.

Diamond&Diamond sektöre hızlı giriş yapan yeni bir firma. Kurulduğunuz günden bu güne aldığınız yol ve firmanızın gelişimi hakkında bilgi alabilir miyiz? Firmamızı 2013 yılı başında kurmuş bulunmaktayız. 8 aylık bu süreçte Diamond&Diamond ailesi olarak çalışma ekibimizle birlikte hedeflerimize ulaşmanın gururunu yaşamaktayız. Ama rekabet ve ticaret her zaman bir yarış. Biz bu yarışa rakiplerimizle tatlı bir rekabetle devam edeceğiz. Ürün yelpazenizde neler var? İlk röportajımızda bahsettiğimiz üzere ürün stok yelpazemizde sadece yuvarlak kesim taşlar bulundurmaktaydık. Fakat zamanla ürün stok yelpazemize baget, damla ve özellikle markiz kesimini de dâhil etmeye başladık. Sektörü, rekabet koşullarını ve firmanızın sektördeki konumunu nasıl değerlendirirsiniz? Rekabet koşullarını müşterilerin talepleri belirliyor. Biz de müşterilerimizin isteklerini çok iyi anlayabildiğimizi düşünüyoruz. Bu sebeptendir ki müşterilerimiz ile olan iş ilişkimizi sıcak tutuyoruz. 188 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Türkiye’de hangi bölgelerde markanızı bulabiliriz? İstanbul’da Anadolu Yakası ve Avrupa Yakası, Gebze, Adapazarı, İzmir, Antalya, Van ve Manisa’da seçkin müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Her geçen gün yeni bir ilde portföyümüze yeni iş ortakları eklemekteyiz. Daha fazla kitleye ulaşmak, iş ortaklarınızla daha sağlıklı bir iletişim kurmak adına hangi kaynaklardan besleniyorsunuz? Değişen ve gelişen dünya konjonktüründe sürekli yeniliklere açık olmak için enerjimizin büyük kısmını Ar-Ge çalışmalarımıza ayırmaya çalışıyoruz. Bu konuda profesyonelce yardım aldığımız uzman ekibimiz var. Kısa periyotlarla geçmişle ilgili muhasebe yapıp bir sonraki periyotla ilgili yol haritası belirliyoruz. Firmanız için uzun vadede hedeflediğiniz konum nedir? İlk röportajımızda bahsettiğimiz üzere sektör alanında lider markalardan biri olmayı hedefliyoruz. Bize her zaman destek olan ve bizimle birlikteliğini sürdüren iş ortaklarımız sayesinde hedeflediğimiz yere geldiğimizi düşünüyoruz. Bizi bu süreçte yalnız bırakmayan iş ortaklarımıza buradan sizin aracılığınız ile teşekkür ediyoruz.



altınhaber

Satışlarınızı arttırmanız için Mücevher Danışma Merkezi yanınızda

Aylin Gözen

Mücevher Danışma Merkezi (MDM) tüm Türkiye'de kuyumcu ve mücevher mağazalarında başarınızı artırmanıza destek oluyor. Mücevher Danışma Merkezi (MDM), kuyumcu ve mücevher mağazalarında gerek sertifikalı uzmanlarıyla, gerek danışmanlık hizmetleri ve satış arttırıcı mağaza içi etkinlikleriyle mevcut ve potansiyel müşterilerinizden verim

almanızı sağlıyor. MDM, mücevher firmalarının tüketici ile buluştuğu noktalarda; gerek sertifikalı uzmanlarıyla doğru hizmet, beklentilerin karşılanması bakımından, gerekse mağazaya gelen ziyaretçilerle sağlam bağların kurulması konularında danışmanlık hizmetleriyle, trend ve yönelimler konusunda fonksiyonel bilgilendirmeler yapmak ve etkinliklerle fark yaratmak üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Mücevher mağazalarının bu konudaki çözüm ortağı olarak çalışıyor. MDM, bütün enerjisiyle, araştırmalarını, uluslararası bağlantılarını, firmaların ve mağazaların tüketici ile buluştuğu yerlerde en iyi hizmetin verilmesi üzerinde yoğunlaştırıyor.

Satışları Arttırmak İçin Son Bilgilerle Donanmış Danışmanlık ve İnsan Kaynakları Hizmetleri Mağazalarda çalışan personel ve motivasyonunun, marka açısından bakıldığında çok önemli olduğunu vurgulayan MDM, alış veriş yapmaya gelenlerin gözünde markanın temsilcisinin mağaza personeli olduğunu vurguluyor. Markaya yapılan her türlü yatırımı göz önüne alarak, mağaza çalışanlarının aslında en fazla yatırımın yapılması, sadece mücevher konusunda teknik bilgi açısından değil, pek çok açıdan mükemmel yetiştirilmesi gereken kişiler olduğunu vurguluyor. Mücevher satışı, hem teknik bilgiyi hem mağazacılık ve lüks ürün sunumu ile ilgili bilgi ve beceriyi gerektiriyor.

Mücevher sektöründe bir kariyere başlamanın en doğru yolu; İş Garantili MDM Satış Uzmanı Seminerleri Eğitime katılacaklar açısından bakıldığında; mağazalar, parlak bir kariyere başlamanın en kolay yolu. Çünkü mağazalar müşteri ile yüz yüze olunan alanlardır. Markaların yaptıkları yatırımların en büyük kısmı mağazalara giderken, iş gücünün büyük kısmını merkezde oturan personellerden oluşturması çok düşük bir olasılıktır. MDM Mücevher Satış Uzmanlığı, bir mücevher markasında yükselmenin en doğru ilk adımıdır.

Mezunların Gözünden… / Halenur Ünal Aldığım eğitimden çok memnunum, mücevherler hakkında çok beğenmenin ötesinde hiç bilgim olmadan başladığım eğitimi mücevher ve mücevher satışı konusunda çok donanımlı olarak bitirdim. Beklentilerimin de üzerindeydi verilen bilgiler ve profesyonel yaklaşım. Gittiğim mücevher mağazalarında bunun farkını o kadar hissediyorum ki, bu kadarını beklemiyordum. Burada birçok farklı bilgiyi bir arada almak çok keyif vericiydi. Sadece mücevher satış ve mücevher taşları hakkında değil, genel kültür sanat ve moda hakkında da kullanabileceğim birçok bilgi aldım, mücevher satışında çok farklı bir bakış açısına sahip oldum. Üstelik eğitimim henüz bitmeden iş görüşmelerim başlamıştı ve bitirdiğim gün işe yerleştirildim. Bu nedenle çok memnunum, aldığım eğitimle hem bir meslek kazandım hem bir işim oldu.

190 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Mücevher Danışma Merkezi İnsan Kaynakları Servisi Kuyumculuk sektöründe iş ve eleman arayan herkes kayıt olarak hedefine kolay ve çabuk yoldan ulaşıyor. Mağaza Satış elemanı, mineci, mıhlayıcı, cilacı, tasarımcı, mağaza müdürü gibi tüm pozisyonlarda Kuyumculuk sektöründe iş arayanların ve eleman arayanlar ücretsiz olarak Mücevher Danışma Merkezi (MDM) servisine kayıt yaptırabiliyor. Kayıt olmak için: 0212.527 27 95 www.mdm-ik.com



altınhaber

Dünyanın en özel pırlanta fuarı 26-28 Ocak’ta Antwerp’te düzenleniyor Davetiye ile ziyaret edilebilen dünyanın en özel pırlanta fuarı ilk kez ziyaret edecek kriterlere uygun firmaların uçak ve konaklama masrafları karşılanıyor. 26-28 Ocak tarihleri arasında 5.’si düzenlenecek olan ADTF- Antwerp Diamond Trade Fair için geri sayım başladı. Sadece özel davetiye ile ziyaret edilebilen fuara bu yıl Türkiye’den katılacak delegasyonu MDM - Mücevher Danışma Merkezi organize ediyor. MDM - Mücevher Danışma Merkezi’nden Aylin Gözen fuarla ilgili olarak; “Bu yıl eklenen bölümlerle daha da gelişen fuar için hazırlıklar hızlandı. Dünyanın en önemli pırlanta merkezlerinden biri olan Antwerp’de, fuara uzanan ana cadde 3 gün boyunca kırmızı halı kaplanacak. ADTF, bu ve benzeri çalışmalarıyla bir kez daha ziyaretçilere pırlantanın ambiyansını da yansıtacak. Ayrıca fuarda önemli pırlanta satan firmalar bir arada olacağından, ziyaretçilerin üst kalite pırlantalara hem kaynağından, hem rekabet avantajıyla çok özel fiyatlarla ulaşması da mümkün olacak. Bu yıl fuara dünyanın en önemli ham elmas borsası olan “Antwerp Diamond Kring” de katılıyor. Fuara Avrupa, Orta Doğu, Hong Kong, Çin, Amerika ve Güney Afrika’dan gelen ziyaretçiler, seçkin katılımcılarla düzenlenecek Gala Gecesi’nde tanışıp ticaret olasılıklarını da arttırma imkanı bulacak” dedi. 5. ADTF’i ilk kez ziyaret edecek Türkiye Delegasyonu’ndaki kriterlere uygun firmaların uçak ve konaklama masrafları karşılanıyor.

Fuarı ziyaret etmek için davetiye başvurusunda bulunmak ve Türkiye Delegasyonuna sunulan fırsatlardan yararlanmak için, MDM- Mücevher Danışma Merkezi Aylin Gözen ile irtibata geçiliyor. 192 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınhaber

Lion Diamond binde biri arıyor Sektörümüzde az sayıda bulunan, butik mücevher üretim yapan markalar arasına yeni bir isim eklendi. Lion Diamond markasıyla pırlantalı mücevher üretimi yapan Ahmet Bay ve Recep Arslan, özel üretim mücevherleri için çok sınırlı sayıda mücevher mağazasıyla çalışmayı planlıyor. Yapılan hesaplamalara göre, Lion Diamond’ı müşterilerine Bin kuyumcudan yalnız biri sunabilir.

U

zun bir dönemdir kuyumculuk mesleğinin içinde olan iki genç girişimci, bu yılın başında kurdukları Lion Diamond ile yüksek kaliteli işçiliği en iyi sınıftaki pırlanta taşlarla bezeyerek ve sadece her modelden bir adet üreterek sınırlı bir hedef kitleye hitap etmeye hazırlanıyor. Yaklaşık 6 yıl boyunca Ekinci Kuyumculuk ismi ile altın takı üretimi yapan iki ortak, 2013 yılında tüm bilgi ve birikimlerini Lion Diamond isimli markalarına yatırma kararı aldılar. Tamamen profesyonel bir üretim ve pazarlama ekibiyle yola çıkan Bay ve Arslan; Lion Diamond markasını, geniş kitlelere değil mücevherde hayallerini görmek isteyenlere sunacak.

Mücevher üretiminde atağa geçildi

Lion Diamond markasının ortaklarından Ahmet Bay, butik üretim yapan çok az sayıda mücevher üreticisi olduğunu ve bu boşluğu doldurmak için kolları sıvadıklarını söyledi. Lion Diamond’ın, tasarımdan taş seçimine, mıhlamadan montürüne kadar tüm üretim aşamalarının kendi bünyelerinde tamamlandığını vurgulayan Bay, “Tüm birimler kendi içimizde ve bu durum, bizim hem daha hızlı üretim yapmamızı hem de butik üretimin bir handikabı olan yüksek işçilik fiyatlarını daha normal seviyelere çekmemize olanak tanıyor” dedi.

“Benzersiz kalitedeki mücevherler uygun fiyata vitrinlerde”

Lion Diamond’ın ülke genelinde her ilde yer almayacağını ve 3 büyük şehrimiz haricinde sadece her ilde bir mücevher mağazası ile çalışmayı planladıklarını belirten Ahmet Bay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Lion Diamond; benzersiz modern tasarım çizgisiyle ve her yaş grubuna özel dizayn anlayışıyla, kullandığı en üst sınıf pırlanta taşlarıyla ve en önemlisi kişiye özel üretimiyle bambaşka bir noktada konumlanmaktadır. Bugün Türkiye’de yüksek kaliteli mücevher takı kullanıcısı on binde bir civarında. Biz bu kişilere ulaşan ve bu kişilere mücevher sunan çeşit194 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

li illerdeki mücevher mağazalarıyla işbirliğine hazırız. Bu mücevher mağazaları bizimle işbirliği sayesinde hem müşterilerinin hayallerindeki ürünü sunabilecekler, hem de benzersiz kalitedeki mücevherleri uygun fiyat eşliğinde vitrinlerine taşıyabilecekler. İsteyen müşterilerimize önce tasarımları çizim halinde göndererek, içlerinden seçtikleri tasarımı üretme opsiyonuna da sahibiz. Kısacası bizimle çalışan bir mücevher mağazası adeta kendi içinde butik üretim atölyesini açmış gibi olacak. Lion Diamond olarak hem yurtiçi hem de yurtdışı çalışmalarına hız vermeye başladık. Yavaş yavaş ama sağlam adımlarla geleceğe ilerlemeyi planlıyoruz. İlerleyen dönemlerde müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda bir başka marka altında seri üretim yapabileceğimiz koleksiyonlarda çıkarabiliriz. Ama şu an için kişiye özel tasarımlar ortaya koyacağız.”



altınröportaj

Üretimin son aşamasında Ürünün oluşum sürecini oluşturan önemli halkalardan biri de altın/yaldız. Müşteri memnuniyeti temeli ile en kaliteli ürün ve hizmetleri müşterilerine sunduklarını belirten Sırma Yaldız Firma Sahibi Şükran Ateşoğlu Kirik, üstlendikleri görevin bir nevi makyaj olduğunu söylüyor. Şükran Ateşoğlu Kirik, sektördeki tecrübesini 2006 yılında kurduğu firması SIRMA YALDIZ’da sürdürüyor. Gümüşe paladyum istenen renkte altın kaplama ve lak yapıyoruz. Patlatmada firesiz patlatma çalışmalarımız devam ediyor. Birkaç firmada içi dolu ve içi boş ürünlerde yaptığımız denemelerde olumlu dönüşler oldu. Tabi hala denemelerimiz devam ediyor. Bu yöntemin avantajı hem müşterimize hem bize. Milyem düşme riski ortadan kalkacak ve ramat sıkıntısı olmayacak.

Firmanız hakkında bilgi verir misiniz? Sırma yaldız olarak 2006 yılında Beyazıt Taşkent Pasajında faaliyete başladık. Altın kaplama/yaldız kategorisinde sektöre hizmet veriyoruz. Altın ve gümüş imalatçıları ve toptancılara çalışıyoruz. Satışa katkı sağlayan üretimin son aşamasıyız. Müşterilerimize son teknolojiyle en iyi kalitede ve en uygun fiyata hizmet sunan müşteri memnuniyetine önem veren bir firmayız. Çalışmalarınızda teknolojiyi hangi biçimde kullanıyorsunuz? Son sistemle geliştirilmiş redresörlerle makinelerimizi yeniledik. Makinelerimizin teknik bakımına önem veriyoruz. Gerek kaplama aşamasında gerekse ürünleri müşteri ile buluşturmada ne gibi yöntemler uyguluyorsunuz? Firma olarak müşterilerimize geniş kapsamlı renk yelpazesi sunarak en iyi ve en güzel hizmeti sunmayı verilen işi zamanında ve sorunsuz teslimatı ve müşterilerimizin bu yönde memnuniyeti bizim için önemlidir. Bundan dolayı müşterilerimizden kaplamaya ürün alırken istedikleri rengin numune rengini de istiyoruz. Numune ile çalışmak yaptığımız işin garantili olmasına ve müşteri isteklerine daha doğru ve iyi yanıt vermemize yardımcı oluyor. Altın Kaplama/Yaldız alanında ne tür çalışmalarınız var? Altın kaplamada 8,9,10,14,18,21,22 ayar kırmızı ve yeşil kaplama, banyo rodaj, siyah ve beyaz kalem rodaj, ağırlıkla lalelideki müşterilerimize rus kırmızısı kaplama yapıyoruz. 2 renk ve 3 renk zincir kaplamalarımız var. 196 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Bize biraz işinizin inceliklerinden, kaplamada dikkat ettiğiniz noktalardan bahsedebilir misiniz? İşimizin inceliklerinde temizlik önemli bir işlem basamağı. Patlatma, bilye-iğne dolabının temizliği cila işleminde, cila işleminin temizliği kaplama işleminin kalitesinde etkilidir. Cilasız ürünlerde, hasır modellerinde zeminin temiz oluşu kaplamada kaliteyi güçlendiriyor. Temiz çalışmak müşterilerimizin memnuniyeti için önemlidir. Kullandığımız kimyasallarında saflık derecesi kaplama boyaları için ayrıca önem taşıyor. Bunun için potasyum altın siyanürde İAR tercihimizdir. Rodyum banyomuzda Alman marka profesyonel bir markadır. Altın boyalarının parlatıcısını İtalya’dan temin ediyoruz. Kullandığımız kimyasal malzemeleri hassasiyetle seçiyoruz. Cağaloğlu’nda bir yaldız atölyeniz var ve Kuyumcukent’te de yeni bir yaldız atölyesi açtınız. Kuyumcukent’in firmanıza ne gibi katkıları oldu bunları gözlemleme şansınız oldu mu? Daha yeni bir şubeyiz Kuyumcukent’te. 1 ay oldu açılalı. Cağaloğlu’ndaki merkezimize Kuyumcukent’ten müşterilerimiz geliyordu fakat trafik sorunu müşterilerimizi zor durumda kalmasına neden oluyordu. Şu anda arz talep aşamasındayız. Kuyumcukent’teki firmalarla deneme ürünler çalışıyoruz. Dönüşlerdeki olumlu sonuçlar müşterilerimizin memnuniyeti bizi mutlu ediyor. Yaptığımız işi severek yapıyoruz. Firmanızın uzun dönem hedefleri arasında öncelikli projeleri nedir? Her geçen gün büyüyen ve yenilenen kuyumculuk sektöründe daha geniş müşteri kitlesine ulaşmak ve büyümek.



altınfirma

CRS Diamond Yönetim Kurulu Üyesi Nihat İmanlı;

Mücevhere değer katıyoruz

Pırlantalı mücevher kategorisinde tasarımları ile farklı bir yere sahip olan CRS Diamond, yurtdışına yönelik çalışmalarına hız verirken diğer taraftan da yurtiçindeki mücevhercilere önemli fırsatlar sunuyor.

T

ü rk kuyumculuk ve mücevherat sektöründe kuyumculuktan mücevherciliğe doğru yaşanan değişim devam ediyor. Mücevher kategorisinde faaliyet gösteren firma sayısının artması sonucu artan rekabet bereberinde üst düzey hizmet kalitesini de getirdi. Sektörde her geçen sene birbirinden özel tasarımları ve çok kaliteli işçilikleri görmek mümkün. Kendini bu konuda geliştiren firmalar da adından söz ettiriyor. Mücevher kategorisinde son zamanlarda adından söz ettiren firmalardan birisi de CRS Diamond.

nu görmek mümkün. Pırlantalı mücevherlerin bir perakende mağazanın toplam cirosu ve karı içindeki payı da sürekli artış eğiliminde. Kısacası pırlanta artık firmaların en önenli kategorilerinden biri. Bu yüzden satın alma ve tedarik süreçlerinin profesyonelce yürütülmesi gerekiyor. 30 yılı aşkın bir tecrübe ile kurulan CRS Diamond olarak bu alanda müşterilerimizin ihtiyaçlarını profesyonel bir anlayış ile karşılıyor durumdayız. İş ortağı olarak gördüğümüz müşterilerimizin sektörün merkezi olan Kapalıçarşı’daki satın alma departmanı anlayışı ile hizmet veriyoruz.

Özellikle ürün kaliteleri ile fark oluşturduklarının altını çizen CRS Diamond Yönetim Kurulu Üyesi Nihat İmanlı, çalışmaları ile ilgili şunları söyledi: “Sektörde pırlantalı mücevherlere doğru hızlı bir dönüşüm yaşanıyor. Yaklaşık 10 sene önce başlayan bu değişim gün geçtikçe hızlanarak devam ediyor. Bundan yalnzca bir kaç sene önce bir semtte sınırlı sayıda mağazada pırlantalı mücevherler satılıyor iken artık günümüzde hemen hemen her mağazada bu ürün grubu-

Tasarım alanında da sürekli yeni modellerle hizmet çıtalarını yükselttiklerini belirten Nihat İmanlı: “Fark sağlayan ve kolay satılabilir tasarımlar üzerinde yoğun emek harcıyoruz. İş ortağı olarak gördüğümüz müşterilerimizi satış konusunda rahatlatabilmek için trendleri yakından takip ediyor ve fark oluşturan tasarımlara imza atıyoruz. Bununla birlikte iç piyasada talep gören klasik modelleri de en üst seviyedeki taş ve işçilik kalitesi ile üretim müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz” dedi.

198 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



Türkiye’de ilk defa bir saat markasına dijital katalog

Nacar Android kataloğunu artık android tabletlerinize indirebilirsiniz Konyalı Saat’in modaya yön veren Nacar marka saatleri Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi. Türkiye’nin ilk dijital saat kataloğu olan Nacar’ı artık Google Play ile tüm android tabletlere indirebilirsiniz. Farklı saat tasarımlarının ve cıvıl cıvıl renklerin yansıtıldığı katalogda Nacar markasının tüm saatlerine ulaşabilirsiniz. Tasarımda sınır tanımayan Nacar, yeniliklere imza atmaya devam ediyor. Türkiye’de bir saat markası olarak ilk defa android katalog uygulamasını hayata geçirdi. Tarzınıza uyabilecek, hem spor hem de klasik kıyafetlerinizle kullanabileceğiniz Nacar saat modellerini artık android tabletlerinizden seçebileceksiniz. Günümüzde hızlı ve yoğun yaşam koşulları içerisinde hepimiz için mağazalara gitmek büyük bir zaman kaybı. Nacar, hayata geçirdiği android uygulamasıyla alışverişte büyük kolaylık sağlıyor. Sizin yapmanız gereken beğendiğiniz ürünü katalogdan seçmek, daha sonra Konyalı Saat Mağazaları’ndan ve Konyalı Saat’in Türkiye’deki 570 bayisinden satın almak. Bunun için ise android tablete sahip olmanız yeterli! Dinamik ve kendini sürekli yenileyen Nacar, android katalog uygulamasıyla alışveriş tutkunlarının işini kolaylaştırıyor. Eski adıyla Android Market, yeni adıyla Google Play üzerinden Nacar 2013 Android Katalog Uygulamasını indirin siz de gözde tasarımlara daha kolay sahip olun.

Kusursuz tasarım;

Bayram hediyesi için Konyalı Saat’te geri sayım başladı

Sıradışı tasarımları ile İşviçre’nin öncü saat markası Zenith, El Primero Chronomaster Open Grande Date serisi ile saat tutkunlarının vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Şıklığın ve zarafetin göstergesi Chronomaster Open Grande Date serisi, ay ve güneş göstergesiyle özgün tasarımları bileklerinize taşıyor!

Konyalı Saat bu bayram da sevdiklerine hediye arayanlara Nacar’ın her stile uygun farklı renk ve modeldeki saatleriyle şık ve zarif seçenekler sunuyor.

Zenith El Primero Chronomaster Open Grande Date

Dünyaca ünlü saat markalarını bir arada buluşturan Konyalı Saat’in distribütörlüğündeki Zenith, kalite ve rahatlığı bir arada sunduğu El Primero Chronomaster Open Grande Date serisi ile lüks yaşamın kapılarını sizin için aralıyor. Eşsiz tasarımın lüks tutkunlarıyla buluştuğu El Primero Chronomaster Open Grande Date, saatte 36.000 titreşimlik bir frekansta atıyor. Lüks yaşamın modern detaylarından Zenith El Primero Chronomaster Open Grande Date, 5 ATM su basıncına dayanıklı 45 mm çelik kasası, siyah ve kahverengi timsah derisi kayışıyla şıklığı ve kaliteyi bileklere taşıyor. Gece ve gündüz göstergeleriyle taçlanan seri, transparan safir camdan oluşuyor. El Primero Chronomaster Open Grande Date, otomatik kronograf seri, 50 saat güç rezervi özelliğiyle de tarihinde yeni bir döneme imza atıyor.

200 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Konyalı Saat, bayramın yaklaştığı şu günlerde sevdiklerine ne hediye alacağını düşünenler için sunduğu farklı modelleriyle bayram hediyesi seçmeyi keyifli hale getiriyor. Konyalı Saat mağazalarında bulabileceğiniz Nacar saatler, her zevke hitap eden klasik ve spor modelleri ile bu bayram da dikkatleri üzerine toplayacak. Birbirinden şık ve kullanışlı saatleriyle kalitesinden ödün vermeyen Konyalı Saat bünyesindeki Nacar, hem özel hem de günlük kullanıma uygun saatleriyle bu bayram sevdiklerinizi mutlu ederken, şıklıklarının da tamamlayıcısı olacak.



altınfirma

Besay, özel koleksiyonlarıyla fuara renk katacak İstanbul Jewellery Show’un düzenlendiği yıllardan buyana sürekli hem Mart hem Ekim ayağına katılım gerçekleştiren Besay Gold; çok ses getirmeyi planladığını yepyeni modellerinin lansmanını Ekim fuarına sakladı.

Ö

zgün tasarım anlayışıyla ve el işçiliği yoğun üretim tarzıyla sektörümüzde farklı bir noktada yer alan Besay Kuyumculuk; yeni tasarımlarını müşterilerine ilk kez sunmaya hazırlanıyor. Besay Kuyumculuk firma sahibi Ömer Kaya; İstanbul’da düzenlenen iki fuarın da sektöre dinamizm kattığını ve bu fuarların katılan firmalara sü-

202 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

rekli kendini yenileme için ekstra bir motivasyon unsuru oluşturduğunu söyledi. Firmaları için Ekim fuarının Mart fuarı kadar önemli olduğunu, özellikle son yıllarda Ekim fuarında ciddi bir canlanma gözlemlediklerini kaydeden Kaya; “Biz herşeyden önce fuarları ticari bir mecra yerine, markamızı ifade ettiğimiz, eski ve yeni müşterilerimizle biraraya geldiğimiz, yepyeni ürünlerimizi lanse ettiğimiz bir iletişim platformu olarak görüyoruz” dedi. Bu fuar için doğal değerli taşlar ile pırlantanın kombine edildiği çok farklı bir koleksiyon hazırladıklarını ve bu koleksiyondaki modellerin kısa sürede piyasada anonim haline geleceğini iddia eden Ömer Kaya; “Değerli doğal taşlarla ve pırlantayla bezediğimiz modellerimiz sınırlı sayıda olacak. Bu modellerimizin çoğunun anonim olacağını tahmin ediyoruz ve yıllarca klasik ürünler sınıfında üretilmeye çalışılacak. Ayrıca sınırlı sayıda üreteceğimiz için alanın olacak. Biz doğal taşların şekline göre her biri için ayrı bir montür, hazne ürettik. Bu ürünlerimiz simetrik değil taşın doğal haliyle asimetrik olacak. Zaten bu tarz ürünleri tercih edenler, taşı en doğal halinde kullanmayı tercih ediyorlar” diye konuştu. Kaya; çocuk ve kadın bilezik, bilekliklerinde, kolye modellerinde yeni ürünlerini fuarda sergileyeceklerini açıklayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Fuarlar gerçekten sektörümüz için çok önemli itici güç oluşturuyorlar. Firmalar rekabet ortamlarında daha iyisini üretme kaygısı taşıyorlar. Fakat fuar atmosferinde etkileyici nüansları ortaya koyamıyoruz. Tek düze stantlarla, zengin kültürel değerlerimizi sergileyemiyoruz. Bence yeni markaların fuarlara katılımları için pozitif ayrımcılık yapılabilir. Bu yeni markalar daha çok desteklenmeli. Çünkü yeni markaların bizim gibi köklü firmaları sürekli daha sıcak tutacağını ve zorlayacaklarını düşünüyorum. Böylelikle ortaya bir sinerji çıkacak bu sinerji de sektöre artı değer katacaktır.” Yerli ve yabancı birçok müşterilerini fuar dönemlerinde en iyi şekilde ağırladıklarını da sözlerine ekleyen Ömer Kaya, Ekim fuarının zamanlamasının gayet doğru olduğunu, firmaların isterlerse bu fuara yapacakları yatırım ile fuarın ikinci önemdeki kimliğinden çıkarabileceklerini ifade etti.



altınhaber

ZEN Türkiye'nin en büyük ZEN, pırlanta perakendecisi olma yolunda hızla ilerliyor

T

ürkiye’nin en büyük pırlanta perakendecisi olma yolunda hızla ilerleyen Zen Pırlanta, sadece pırlantalı mücevherler sunduğu mağazalar zincirine her geçen gün yeni bir halka ekliyor. Türkiye’de 44 mağazaya ulaşan Zen, yılbaşında bu yana 6 yeni mağaza açtı. Ankara’daki 3. mağazası Kentpark AVM’de, Samsun’daki ilk mağazası Piazza AVM’de mücevher severlerle buluştu. İstanbul’da ise Bahçelievler, Ataşehir Novada ve Brandium ile Göztepe Optimum AVM mağazaları ile hizmet vermeye başladı. Pırlantada en geniş satış ağı ile ulaşılabilir olmayı hedefleyen Zen Pırlanta, Katar’da Orta Doğu’nun en büyük pırlanta mağazasını açtı.

Türkiye ekonomisinin yıldızı parlayan sektörleri arasındaki mücevher, şık ve orijinal tasarımlarıyla tüm dünyaya kendini kanıtlıyor. Her yıl yaklaşık 400 ton altını ve 200 ton gümüşü işleyerek mücevherata dönüştüren Türk mücevher sektörü, dünya altın mücevherat üretiminde ilk 5 ülke arasında yer alıyor. Üretim ile birlikte ihracatını da artıran sektör, 2013 yılının 8 aylık döneminde külçe altın hariç 1 milyar 430 milyon dolarlık ihracata imza attı.

Zen Pırlanta, sizi “Işığın Efendisi” olmaya çağırıyor Türkiye'de pırlantanın lider markası Zen, bayilik almak isteyenlere avantajlar sunuyor. Zen, pırlantaya olan tutkusu ve bu konudaki uzmanlığı ile pırlanta dendiğinde Türkiye’de akla ilk gelen marka. Kurulduğu günden bu yana Türkiye’ye ve dünyaya sadece pırlantalı mücevherler sunuyor. Avrupa’nın en yüksek üretim gücü sayesinde pırlantalı mücevherde Türkiye’nin en geniş model seçeneğini, fiyat avantajı ile müşterilerine sunuyor. Pırlantayı değerine yakışır bir şıklıkta sergilediği mağaza dekorasyonu ve servis üniteleri ile dikkat çekiyor. Ayrıca satış sonrası sunduğu sigorta, ücretsiz bakım, iade-değişim hizmetleri ile de müşterilerinin güvenini kazanmış bir marka. Zen Pırlanta, yurt içinde sektördeki diğer markalardan farklı olarak “Her bölgede tek bir firmayla işbirliği” esasına dayanan bir bayilik sistemi uyguluyor. Franchise mağazalarına mağazacılık, perakendecilik konusunda eğitim ve reklam desteği bulunuyor. Kazan-kazan prensibi ile yürüttüğü bayilik ve franchise sistemi ile avantaj sağlıyor. Siz de bölgenizde Zen Pırlanta’nın tek temsilcisi olup, tasarımları, fiyat avantajı ve satış sonrası hizmetleri ile mağazanıza yeni müşteriler çekebilirsiniz. 204 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınhaber

İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. çatısı altında faaliyet gösteren Rafineri Döküm ve Yarımamül son dönemlerde ortaya koyduğu yeniliklerle, kendi alanındaki liderliğini pekiştirdi ve hizmet çıtasını yükseltti.

ektörün lider kuruluşu İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. Döküm ve Yarımamül konusundaki hizmetlerini, sektörün ihtiyaçları paralelinde genişletti. Çekili hastan hurda altın rafinasyonuna kadar, pek çok süreçte sektör üreticilerine hizmet veren İstanbul Altın Rafinerisi bünyesindeki Rafineri Döküm ve Yarımamül bölümü ile de üreticilerin en önemli destekçilerinden birisi konumunda.

S

Sektörün değişen ihtiyaçları doğrultusunda, hizmet kalitelerini arttırmak adına önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Oktay Asker şunları söyledi; ‘’Rafineri Döküm ve Yarımamül olarak yıllardır üreticilere hizmet veriyoruz. Sektörde yaşanan değişim ve ilerleme paralelinde hizmet kalitemizi arttırma adına önemli çalışmalara imza attık. Öncelikle model sayımızı son derece arttırdık. Artık iş 206 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

ortağı olarak gördüğümüz müşterilerimiz son derece geniş tasarım havuzumuzdan seçim yapabiliyorlar. Tasarım sayımızı arttırma adına bünyemizde bulunan tasarım ekibimizin sayısını artırdık. Bunun dışında sektördeki gelimeleri, trend modelleri ve revaçta olan tasarımarı takip eden araştırma ekibi kurduk. Pazarın ihtiyaçları doğrultusunda tasarım çalışmalarımızı şekillendiriyoruz. Firmamızın makine ve ekipman altyapısını da geliştirdik. Makina parkımızı son teknoloji olan ekipmanlarla baştan aşağıya revize ettik. Bu sayede ürün kalitemizi son derece arttırdığımız gibi aynı zamanda üretim süreçlerimizdeki etkinliğimizi de arttırdık. Bununla birlikte ağırlıklı olarak İstanbul ve çevresindeki firmalara hizmet veriyorken Samsun, Ankara, İzmir ve Kahramanmaraş’ta açığımız ofisler vasıtasıyla bu bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan firmalara da verdiğimiz hizmetin kalitesini arttıracağız. Bu şekilde Türkiye’nin dört bir yanındaki üreticilerimizi kucaklayan bir dağıtım kanalına sahip olmuş olacağız. Üreticilerimiz şubelerimizden ürünlerimize ulaşabilecekleri gibi aynı zamanda kısa bir süre sonra faaliyete geçecek olan B2B internet sitemiz üzerinden de ürünlerimizi görüp sipariş verebilecekler. Rafineri Döküm ve Yarımamül, bundan önce olduğu gibi bundan sonraki süreçte de üreticilerimizin en büyük destekçisi olmaya devam edecek.



altınhaber

Diyarbakır, kuyumculuk fuarı için çalışmalarını sürdürüyor Kuyumculuk fuarının Diyarbakır’ da da yapılması adına görüşmelerini sürdüren Diyarbakır Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Akkul, fuar şirketleriyle görüşmelerini sürdürüyor. Fuar için şimdiden katılımcı firma sayısının fazlalığından bahseden Akkul, çevre bölgelerden ve Irak ile Suriye’ den büyük talep aldıklarını söyledi. len talepleri değerlendireceğiz. Kuyumculuk fuarının Diyarbakır’da da gerçekleştirilmesini istiyoruz. Yapılmasını planladığımız kuyumculuk fuarının Diyarbakır ve bölgeye çok katkısı olacağını düşünüyoruz. Kısa bir süre sonra bu projenin protokolü imzalanarak Diyarbakır’ın tüm işletmecilerine müjdeyi vereceğiz” diyerek fuar girişimleriyle ilgili bilgi verdi.

“Fuar için şimdiden yeterli katılım sağlandı”

Diyarbakır Kuyumcular ve Sarraflar Odası Başkanı Mustafa Akkul, kuyumculuk fuarının Diyarbakır’da kurulmasını ve bu konuyla ilgili çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Akkul, 4 yıldır verdikleri mücadele sonucunda sona doğru yaklaştıklarını, son dönemde Diyarbakır’a davet ettikleri 2 kuyumculuk fuarı yapan firmanın Diyarbakır’da incelemelerde bulunduğunu kaydetti.

“Fuarın bölgeye büyük katkısı olacak” Her iki firmanın da Diyarbakır’da kuyumculuk fuarı kurmak istediklerini aktaran Akkul, “Bize ge-

Diyarbakır’da kurulacak olan kuyumculuk fuarının sadece bölgeye değil, Kuzey Irak, Suriye ve İran’ın da katılacağı bir fuar olacağına vurgu yapan Akkul, Türkiye ve Irak’tan yoğun taleplerin geldiğini ve bu talepleri değerlendirdiklerini anlattı. Fuar adına Diyarbakır’ın iyi bir konumda olduğunu söyleyen Mustafa Akkul, “Diyarbakır’a kurulan fuar sektörün iştahını kabartıyor. Kurulacak olan fuarın şimdiden stand sayısı yeterli sayıya ulaştı” dedi.

Fuar için görüşmeler sürüyor Diyarbakır’da kurulması planlanan fuara büyük destek geldiğini anlatan Akkul, “Diyarbakır Kuyumcular Odası olarak da fuarın verimli geçmesi ve başarısı için elimizden geldiğince çaba sarf edeceğiz. Bu konuda Diyarbakır Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Ticaret Odası’yla yaptığımız görüşmelerde destek olacaklarını, fuarı yapan firmayla katılan katılımcılara en uygun imkanları sunacaklarını belirttiler” dedi.

Nev Mücevherat yeni pazarlara yeni merkezinden yelken açacak Sektörün önde gelen ve sayılı elmas mücevher üreticilerinden biri olan Nev Mücevherat; ihracat çalışmalarına yeni taşındığı 4 katlı modern merkez binasından hız verecek.

1998 yılından buyana elmas takı üretimi yapan Kerim Şilazi ve ortağı Kenan Kaçar, piyasaya yüksek kaliteli elmas mücevherler sunuyor. Daha önce, üretim ve idari birimlerin ayrı yerlerde olduğu Nev Mücevherat’ta şimdi A’dan Z’ye tüm birimler Nuruosmaniye’deki merkez binasında tek çatı altında birleşti. Nev Mücevherat Firma Ortağı Kerim Şilazi; yeni taşındıkları modern şirket merkeziyle, tüm birimlerin birbiriyle daha hızlı ve koordineli bir şekilde iletişim kurabildiklerini ve son derece ferah bir ortamda, çalışanların yüksek standartlar eşliğinde faaliyet gösterdiğini söyledi. Elmas mücevher üretiminin son derece itinalı ve etkin tecrübe istediğine dikkat çeken Şilazi; “Şu anda yeni binamızda, çalışma arkadaşlarımıza çok daha konforlu bir ortam sunabiliyoruz. Yüksek hijyen eşliğinde, çalışanlarımız çok daha verimli ve keyifli bir şekilde, yepyeni Nev Mücevher ürünlerine imza atıyorlar” dedi. İhracat çalışmalarına geçen sene start verdiklerini, özellikle elmas takı üretiminde Dünya çapında önemli bir boşluk olduğunu kaydeden Kerim Şilazi, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Geçen yıl ilk ihracatlarımızı gerçekleştirdik. 2012 Eylül ayında Uluslararası Hong Kong Fuarına katılarak ilk uluslararası fuar tecrübemizi de yaşadık. Yıllardır İstanbul’da düzenlenen fuarın hem Mart hem de Ekim organizasyonlarına katılıyorduk. Bu yıl ihracat çalışmalarımızda ki yoğunluğumuz neticesinde, Ekim fuarını pas geçiyoruz. Bu ay içinde yine Hongkong fuarında ülkemizi elmas mücevher alanında layıkıyla temsil edeceğiz. Yeni ürünlerimizi bu fuarda sergileyeceğiz. Otantik çizgimizi korurken, sürekli yeniliklerin peşinden koşmaya ve Osmanlı ile özdeşleşen elmas mücevher üretimini “Made In Turkey” algısı ile dünyaya sunma gayretindeyiz.” 208 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınfuar

Istanbul Jewelry Show Ekim’i Ziyaret Etmeniz için 3 Neden

600’ün üzerinde yerli ve yabancı firma ve marka

Türkiye ekonomisinin yıldızı parlayan sektörleri arasındaki mücevher, şık ve orijinal tasarımlarıyla tüm dünyaya kendini kanıtlıyor. Her yıl yaklaşık 400 ton altını ve 200 ton gümüşü işleyerek mücevherata dönüştüren Türk mücevher sektörü, dünya altın mücevherat üretiminde ilk 5 ülke arasında yer alıyor. Üretim ile birlikte ihracatını da artıran sektör, 2013 yılının 8 aylık döneminde külçe altın hariç 1 milyar 430 milyon dolarlık ihracata imza attı.

03-06

Ekim 2013 tarihleri arasında 37. kez 30.000 metrekarelik bir alanda gerçekleştirilecek olan Istanbul Jewelry Show Ekim, sektöründen aldığı güçle gerek büyüklüğü gerek gerçekleştirilen iş hacmi açısından dünyanın sayılı fuarları arasında yer almaktadır. Dünyanın her kıtasından ve Türkiye’nin dört bir yanından alım yapmaya gelecek kuyumcuları ağırlayacak olan Istanbul Jewelry Show Ekim Fuar’ı; Hong Kong, İtalya ve Tayland’dan ülke pavilyonlarının yanı sıra, bireysel katılımlar ile birlikte toplam 25 ülkeden 600’ün üzerinde katılımcı firma ve markayı Doğu Avrupa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’dan Türki Cumhuriyetler’e kadar dünya çapındaki en önemli alıcılarla buluşturuyor.

Sınırsız Ürün Çeşitliliği Altın takı, gümüş takı, değerli taşlar, pırlanta, inci, mücevher, montür, saat, makine… Firmaların on binlerce yeni ürün ve koleksiyonunu yerli ve yabancı alıcıların beğenisine sunacağı Istan210 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

bul Jewelry Show Ekim, yılsonu ve yeni yıl siparişlerinizi vermek için kaçırılmayacak bir platform. Türk mücevher işçiliğinin köklerinin M.Ö. 3000’e kadar uzandığı düşünüldüğünde böylesi bir birikim; yeni teknolojiler, uzman işçilik ve rekabetçi fiyat avantajıyla birleştiğinde, Türk ve Dünya kuyum sektörünü bir araya getiren Istanbul Jewelry Show Ekim eşsiz fırsatlar sunmaya devam ediyor.

Rekabetçi Fiyatlar Türkiye, dünyanın 2. en büyük mücevher ihracatçısı konumuna gelmeyi başardı. Bugün mükemmel kaliteyi inanılmaz fiyatlara sunarak, dünyanın her köşesinde milyonlarca müşterinin taleplerini karşılamaya devam etmektedir. Teknolojiye yapılan yatırımlar sayesinde de her tür talep en kısa zamanda en yüksek kalite ve fiyat avantajıyla müşteriye ulaştırılabilmektedir.



altınfuar

Fuar ziyaretçileri için ulaşım, konaklama ve restaurant seçenekleri Türkiye’deki en büyük fuar alanına sahip olan CNR Expo, Stratejik olarak İstanbul Atatürk Havalimanı'nın karşısında bulunan ve metro, otobüs veya araba ile kolaylıkla ulaşılabilen, dünya çapındaki tesisleri ve modern, sofistike altyapısı ile önde gelen uluslararası ticaret fuarı merkezlerinden biri haline gelmiştir. Peki, İstanbul’u fuar için ziyaret eden binlerce ziyaretçi için ulaşım, konaklama ve restaurant seçenekleri neler? Wow Istanbul Hotel / Yeşilköy

veriyor. Holiday Inn Airport Hotel, İstanbul Atatürk Havalimanı’na 7 dakika, CNR Expo’ya 10 km uzaklıkta ve TEM - Basın Ekspres otoyolu bağlantı noktasında. SNG : € 105 / DBL : € 120 Misafi rlerinizi iyi bir yemek ve hoş bir davetle ağırlayabileceğiniz, bölgenin en seçkin mekânları…

Kaşıbeyaz

200 Standart oda, 3 Suit oda, 36 Executive oda, 34 Bağlantılı oda, bedensel engelliler için donatılmış 2 oda, Restaurant Mezzahine, Lobby Bar, Executive Lounge, 3 adet toplantı salonu ve 4.000 kişilik Wow Convention Center, sauna, Türk hamamı, masaj, kuru temizleme, kapalı yüzme havuzu, Pay Tv bulunmaktadır. Konum itibariyle havaalanı ve CNR fuar merkezinin yanında yer alan Wow Hotel, fuar ziyaretçileri için oldukça cazip bir seçenek. SNG : € 130 / DBL : € 130

Polat Renaisssance Hotel / Yeşilyurt

392 Oda, 22 Suit, 13 Toplantı salonu, Daphne Restaurant, Noblesse Bar, Polat Patisserie, Bier Stube, Champions American Sport Bar, Royal China Restaurant, Marmara Balık Restaurant. Otelin içinde bulunan Spor + sağlık kulübünde, açık-kapalı yüzme havuzu, tenis kortları, solaryum, sauna, jakuzi, Türk hamamı, masaj salonu ve jimnastik salonu bulunmaktadır. Polat Renaisssance Hotel, şehir merkezine 18 km, havaalanı ve CNR fuar merkezine 2 km uzaklıkta bulunuyor. SNG : € 140 / DBL : € 162

Holiday Inn Airport Hotel / Halkalı

Holiday Inn İstanbul Airport; konforlu odaları, uluslararası ve yerel lezzetler sunan restoranları, son teknoloji donanımlı toplantı salonları ve özel spasında, misafi rlerinin beklentilerine en üst düzeyde cevap 212 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Kaşıbeyaz, Florya’da 550 kişilik iç içe 2 salon, 50 kişilik VIP Salonu, geniş bir bekleme salonu, çocuk odası, çocuk oyun parkı ve 400 kişilik yazlık bahçesiyle hizmet veriyor. Şenlikköy Mah. Çatal Sok. No:17 Bakırköy - Florya, İstanbul - Avrupa (0212) 663 28 90 / http://www.kasibeyaz.com.tr

Develi

Beş dönüm arazi üzerinde kurulan Develi Florya, Develi lezzetlerinin İstanbullularla buluşacağı 7. Adresi. Develi Florya, 3.000 m2 kapalı alanı 580 kişilik, 1.500 m2 bahçe kullanım alanı 550 kişilik ve 800 m2’lik terasında 600 kişilik kapasitede, 120 kişilik deneyimli bir ekip ile misafi rlerine hizmet veriyor. Develi Florya’da ayrıca, grup yemekleri için hareketli paneller ile oluşturulabilen yemek mekânları ile özel olarak tasarlanmış 60 kişilik VIP odası da dikkat çekici bir detay olarak göze çarpıyor. Çiroz Mevkii İstanbul Asfaltı Petekevler içi Florya/İstanbul / Florya Büyükşehir Sosyal Tesisleri Yanı Tel: 0212 662 50 00

CNR Expo Fuar merkezi konumu itibariyle misafirlerine birden fazla ulaşım seçeneği sunuyor.

Atatürk Havalimanına oldukça yakın olan fuar merkezin ana karayolu arterlerinin (E-5, TEM, Sahil yolu) kesişme noktasında yer alıyor. O nedenle özel araçla ulaşım oldukça kolay. Fuara toplu taşıma ile gelmek isteyenler için de şehrin merkezinden alana ulaşım çok seçenekli. İsterseniz tramvay ve metro sistemini kullanarak, isterseniz de şehrin belirli noktalarından, belirli saatlerde kalkan ücretsiz servisleri kullanabilirsiniz. Servis saatleri ve güzergâhını öğrenmek için listeyi inceleyebilirisiniz Metro ve Tramvay istasyonları ise kentin farklı bölgelerinden gelen fuar ziyaretçileri için aşağıda listelenmiştir. Eminönü: Zeytinburnu’na Tramvay, Metro ile IJS Fuar Alanı (İstanbul Fuar Merkezi) Aksaray: Metro ile IJS Fuar Alanı (İstanbul Fuar Merkezi) Kabataş: Zeytinburnu’na Tramvay, Metro ile IJS Fuar Alanı (İstanbul Fuar Merkezi) Atatürk Havalimanı: Metro ile IJS Fuar Alanı (İstanbul Fuar Merkezi)



altınhaber

999,9/1000 999,9 999,9/ /1000 /1000

Üretim esnasında kullanılan hammadde kalitesinin son derece önemli olduğu kuyumculuk ve mücevherat sektöründe, en üst seviyede hassasiyet gösterilen konu ayar olarak ön plana çıkıyor. Bu yüzden üretim faaliyetinde bulunan firmaların kullandıkları madene son derece dikkat etmeleri gerekiyor. Konu ile ilgili İstanbul Altın Rafinerisi İşletme Müdürü Cenk Kocatüfek’ten bilgi aldık.

İstanbul Altın Rafinerisi kuruluşundan günümüze kadar, hizmet verdiği kıymetli metal sektörüne karşı sorumluluğunun bir yansıması olarak üstlendiği kalite misyonunu işletmesinin her noktasında hissetmiş, çalışanlarını bu yönde eğitmiş, geliştirmiş ve motive etmiştir. Bu yöndeki çalışmalarını genişletmek, sektörün geleceğine katkıda bulunabilmek adına üniversitelerle işbirliğine gitmiş, kıymetli metallerle ilgili her konuda geleceğe dair bir projeksiyon oluşturma gayretiyle, sürekli bilgi alışverişinde bulunmakta ve sektörle üniversiteleri bir potada kaynaştırma adına akademik çalışmaları desteklemektedir. Yine bu yöndeki çalışmalarımızın bir izdüşümü ise “ölçemediğiniz konuda çalışamazsınız” prensibini göz önünde bulundurarak Yıldız Teknik Üniversitesi ile yapılan ortak çalışma sonucunda, ölçüm tekniklerini geliştirebilmek amacıyla Ömer HALAÇ Kıymetli Metal Analiz Laboratuarı kurulmasıdır. Önümüzdeki dönemlerde de artarak sü214 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

receğini öngördüğümüz bu destek umuyoruz ki bizim dışımızda da üniversitelerle çalışmak isteyen sektördaşlarımıza ve bununla birlikte kıymetli metal sektörüne katkı sağlayacaktır. Sektörümüzün ihtiyaçlarına dair hassasiyetlerimizin bir diğer yansıması da ürünlerimizi hammadde olarak kullanan tüm üreticilerle yakın iletişimde olarak müşteri memnuniyetini en üst seviyede sağlamaktır. Üreticilerin ihtiyaçları, ürün kalitesi ve proses verimlerindeki artış, İstanbul Altın Rafinerisi olarak bizim öncelikli konularımızdandır. Bu konuda, bugüne kadar yaptığımız tüm teknik çalışmalar, edindiğimiz tecrübeler ve müşterilerimizle yapılan görüş alışverişi sonucunda geldiğimiz nokta şudur ki; 999,9/1000 saflıktaki altının 995/1000 saflıktaki altına göre; empürite (safsızlık) miktarının minimum olması nedeniyle, kullanımında üretim başarı grafiğini daima yukarıda tutmaktadır. Saflığının en yüksek seviyede olması; alaşımlama veriminin maximum olduğu 999,9/1000 saflıktaki altının ikamesi olarak kullanılan 995/1000 saflıktaki altına göre teknik üstünlüğü aşikardır. Zira üretim tekniği gereği 995/1000 saflığın altındaki “altının ayarını etkilemeyen” ama diğer ayarlara (8K, 14K, 18K gibi) alaşımlama esnasında etkisini gösteren, döküm ve mekanik işlem verimini etkileyen birçok potansiyel safsızlık bulunabilmektedir. Örneğin; piyasa da has olarak tabir edilen saf altının sahip olduğu kimyasal kompozisyon, ürün kalitesinin devamlılığının sağlanmasında, ciddi bir potansiyel etki oluşturabilmektedir. Düşük miktarlarda olsa dahi, bazı empirüteler, dökümde renk bozuklukları, gevrekleşme ve döküm boşlukları (fiske) vb. etkilere neden olabilmektedir. Yaygın olarak bulunan empüritelerden kurşun, bizmut varlığında taneler arasında kimyasal bileşikler oluşturarak, ürünlerde mekanik işlemlerde sertleşme ve gevrekleşmelere neden olmakta bunun sonucunda da üründe çatlaklar oluşabilmektedir. Ayrıca silisyum, iridyum ile birlikte ürün üzerinde bölgesel sert noktaların oluşmasına neden olabilmektedir. Bünyede bulunabilecek olan magnezyum ve kromun oksitli bileşikleri ise tel çekme ve haddeleme sırasında çatlak oluşumlarına neden olabilmektedir. Konuyla ilgili örnekler arttırılabilir. Üretim sırasında hammaddeden gelebilecek olan potansiyel safsızlıklardan kaynaklanabilecek olumsuzlukların giderilmesi sonucu döküm verimindeki artış, fire miktarında oluşan azalma ve döküm hatalarındaki oransal düşüş, beklenmedik hatalardan kaynaklanan maliyetlerin azalmasını da sağlayacaktır. Uluslararası standartlarda da belirtildiği üzere kuyumculukta hammadde olarak kullanılan altının, 999,9/1000’den düşük saflıkta olması durumunda, empürite (safsızlık) miktarlarındaki artış aşikardır. Üretim maliyetlerinin ve ürün çeşitliliğinin arttığı buna bağlı olarak da müşteri memnuniyetinin ve ürün kalitesinin daha da önem kazandığı kuyumculuk sektöründe, hammadde konusunda ki seçicilik daha da ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle İstanbul Altın Rafinerisi olarak uzmanlığımız olan saf altın konusunda üreticilere her zaman 999,9/1000 saflıkta altını hammadde olarak öneriyoruz. Sektörün bu konudaki artarak devam eden talebini, verdiğimiz hizmetin kalitesi açısından değerlendiriyor ve memnuniyetle karşılıyoruz.


altınhaber

Harem Altın’dan sarrafiye çeyrek altına alternatif;

“Harem Çeyrek”

Son aylarda; özellikle Darphane’nin mevcut sarrafiye talebine hızla cevap verememesi, Darphane bünyesinde yaşanan grevler neticesinde çeyrek altında tarihinde görülmemiş işçilik fiyatları ortaya çıktı. Harem Altın; ortaya çıkan bu yüksek ve mantık dışı işçilik fiyatlarına çıkardığı yeni ürünüyle adeta “dur” diyor.

B

u yaz başında Darphane’nin oluşan talebe çeşitli sebeplerden hızlı cevap verememesi neticesinde, elde olan sarrafiyeler kontrol dışı bir değer kazandı. Hatta altın fiyatları düşerken bile çeyrek altın işçilik fiyatlarıyla el yaktı. Çeyrek altında alım satım arasında yıllarca 1-2 liralık bir fark ortaya çıkardı. Bugün ise Darphane’nin bastığı çeyrek altını almak istiyorsanız 15-20 TL’lik bir işçilik ücretini hesap etmeniz gerekiyor. Ülkemizin önde gelen altın ve döviz markalarından Harem Altın, ortaya çıkan bu durum karşısında kendi logolu Harem altın ürününü piyasaya sürdü. Tamamen çeyrek altın görünümünde, 1 ve 1.75 gramlık farklı ağırlığa sahip olan “Harem Altın çeyrek”, Darphane’nin çeyrek altınından düşük işçilik ücreti ile ayrılıyor. Harem Altın Genel Koordinatörü Anet Miraşoğlu; Harem Altın’ın çıkardığı bu ürün ile vatandaşın boşu boşuna yatırım altınında yüksek işçilik ücreti ödemesinin önüne geçmeyi hedeflediklerini söyledi. Miraşoğlu; profesyonel bir tasarımcının elinden çıkan Harem Çeyrek Altın ürününün kısa sürede bü-

yük bir ilgi gördüğünü, özellikle son dönemde artan sahte sarrafiye altının da böylelikle önüne geçtiklerini belirterek şunları söyledi: “Bizimle beraber birkaç altın rafine firması da bu tip bir ürün çıkartarak, müşterilerinin mağduriyetini önlemek istediler. Yaptığımız tespitlerde; vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu çeyrek altına yöneliyorlar. Mağaza logomuzun bulunduğu, markamızın isminin yazdığı, ürünün gramını ve has oranını ifade eden rakamın damgalandığı “Harem Çeyrek” ilk olarak 5000 adet piyasaya sunuldu. Ürünümüzün 1 gram ve 1.75 gramlık iki versiyonu bulunuyor. Kısa sürede tüm ülke çapında ürünümüz yer aldı. Ayrıca isteyen müşterilerimiz online, bu ürünümüzü sipariş edebiliyorlar. Vatandaşlarımız altını yatırım amacıyla alıyorlar. Şu anda ortaya çıkan ve yaklaşık %12’yi bulan sarrafiye altındaki işçilik oranları, piyasanın gerçekleriyle bağdaşmamaktadır. Biz bu ürünümüzle ticari bir başarı elde etmekten ziyade, vatandaşa gönül rahatlığıyla bir alternatif oluşturarak, bu spekülatif yüksek işçilik oranını aşağı çekmeyi ve güvenilir altın alma imkanı ortaya koyduk.”

2013 yılı külçe altının altın yılı oldu Henüz 2013 yılı bitmeden, gerek piyasaya sürülen gram altınların sayısı gerekse rafineri firmalarının gram altın üretimindeki yüksek rakamları bu yılın külçe altının zirve yaptığı bir yıl olduğunu gösteriyor.

Bu yılın başında altın fiyatının yükselmesi neticesinde en küçüğü 1.75 gram olan çeyrek altını alamayan kişiler, 1 gram ağırlığında olan külçe altın alımı yaptılar. Ardından Darphane’nin çeşitli sebeplerden dolayı piyasaya geç sarrafiye altın sunması ve böylelikle sarrafiye altında aniden yükselen işçilik fiyatları, yine külçe altının cazibesini arttıran sebeplerden oldu. Külçe altın üreten firmaların külçe altını çok şık ambalajlamaları, hediye olarak tasarlanması ve kulplu bir şekilde dizayn edilerek özellikle düğünlerde de kullanılması talepleri üst seviyeye çıkardı. Ülkemizin önde gelen altın rafineri firmalarından birisi olan Nova Pres Gold’da bu yıl külçe altın üretiminde en yüksek rakamlara erişti. Nova Pres Gold Genel Müdürü Murat Niziplioğlu; birçok etkenin bir araya gelmesi sonucunda Külçe altının bu yıl tam anlamıyla rüştünü ispat ettiğini, son aylarda sarrafiye altında görülmemiş düzeydeki işçilik fiyatları ortaya çıkmasının da külçe altının avantajlarını daha çok ön plana çıkardığını söyledi. Sadece ülkemizde değil, Dünya çapında külçe altına özellikle yatırımcıların ilgisinin arttığını kaydeden Niziplioğlu; “Bu yıl altın, tüm Dünyada inişiyle çıkışıyla çok dillendirildi. Yatırımcılar bu durumdan etkilenerek eskiye oranla portföylerinde daha çok altına yer verdiler. ABD’de bile vatandaşın altınlarını yüksek fiyatla toplayan ve külçe altına çeviren birçok yeni rafineri firmaları türedi. Gerçek anlamda 2013 külçe altının altın yılı oldu” diye konuştu. Niziplioğlu, son dönemde ülkemizin seçkin rafineri firmalarının Darphanenin ürettiği çeyrek altınla tamamen aynı gramajda ve aynı has oranında kendi sarrafiye, yatırım altınlarını ürettiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Ben bu girişimleri çok faydalı ve başarılı buluyorum. Darphanenin bir çeyrek altınında 15-20 liralık işçilik ortaya çıkarken, rafineri firmalarının benzer ürünlerinde 2 -3 lira arasında bir işçilik ücreti söz konusu. Bu vatandaş için çok ciddi bir alternatiftir. Darphanenin özelleştirilmesinin mümkün olduğunu düşünüyorum. Bugün itibariyle ülkemizdeki rafineri firmalarının piyasanın sarrafiye altın talebine cevap verebilecek güçleri olduğunu biliyorum. SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

215


altınfirma

Altınbaş’tan Eylül ayında

dört yeni mağaza Mücevher sektörünün lider markası Altınbaş, Eylül ayında dört yeni mağaza açarak toplamda 114 mağazaya ulaştı. Primemall Gaziantep

Mark Antalya

M

ücevher sektörünün lideri Altınbaş, her yaş ve zevke hitap eden mağaza zincirine Maltepe Park AVM, Mark Antalya, Primemall Gaziantep ve Sabiha Gökçen Dış Hatlarda olmak üzere dört yeni mağaza ekledi. Elmas, pırlanta, altın ile safir, yakut ve zümrütten oluşan özel koleksiyonlarını mücevher severlerle buluşturan Altınbaş, yine büyük beğeni toplamayı hedefliyor. Koleksiyonlarını farklı hikâyeler ve tasarımlarla harmanlayarak mücevher tutkunlarının beğenisine sunan Altınbaş, önümüzdeki dönemde yurt içi ve yurt dışında birçok yeni mağaza açmayı planlıyor.

Sabiha Gökçen Dış Hatlar Altınbaş, zengin mücevher çeşitliliği ile Maltepe Park AVM, Mark Antalya, Primemall Gaziantep ve Sabiha Gökçen Dış Hatlarda mücevher severleri bekliyor.

Maltepe Park AVM 216 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınfirma

İsgold yeni kimliği ile yatırım altınına farklı bir boyut katmaya hazırlanıyor Döviz ve takoz altın alanında uzun yıllar başarılı çalışmalar ortaya koyan İsgold, 2010 yılında Erdoğan Aşık tarafından devralınarak yatırım altın üretimi ağırlıklı çalışma şeklini tercih etti. İsgold; klasik külçe yatırım altınının yanında, özenle ve büyük gizlilik içinde hazırladığı, çok farklı özelliklere sahip olacak yatırım altınını yakında piyasaya sunacak.

Y

ıllarca Mehmet Yıldırım tarafından işletilen İsgold, 2010 yılından itibaren yeni sahibi Erdoğan Aşık ile ihracat çalışmalarına hız verdi. Avrupa’da birçok ülkeye “İsgold Yatırım Altını” ihraç eden firma, şimdi ülkemizdeki tüm altın yatırımcılarının büyük beğenisini kazanacak yeni bir ürün ortaya koyma arifesinde. İsgold Firma Sahibi Erdoğan Aşık, 2010 yılında devraldıkları markaları ile günümüze kadar başarılı ihracat çalışmalarına imza attıklarını, son derece ileri teknoloji ile donanmış üretim mer-

kezlerinde daha önce denenmemiş bir yatırım altını üzerinde son rötuşları yaptıklarını söyledi.

“Yeni ürün her an her yerde karşınıza çıkabilir” Ülkemizde çok kıymetli altın rafi neri firmalarının olduğunu ve bu firmaların ürettiği külçe altınlar ile rekabet etmek yerine, benzersiz yeni bir ürünle yeni bir hedef kitlesi oluşturmayı düşündüklerini ifade eden Aşık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hazırlamakta olduğumuz yatırım altını, 7’den 70’e herkesin ilgisini çekecek ve sahip olmak isteyecekler. Bu ürünümüz son tüketicinin her an karşısına çıkabilir. Bazen bir AVM’de, bazen bir süpermarkette bu ürünümüz altın yatırımcısının karşısında olacak. İnsanlar bu altın ile kendilerini özel hissedecekler. Çok fazla detaylı bilgi vermek şu aşamada istemiyoruz. Çok yakında tüm bilgileri kamuoyuyla paylaşacağız. Kuyumcularda da olmasını planladığımız özel ürünümüz için reklam ve tanıtım çalışmaları gerçekleştireceğiz. Tabi ki bizim bünyemizde, her türlü külçe altın üretimi de devam ediyor ve bu çalışmalarımızı da sürdüreceğiz.”



altınkoleksiyon

Belle Atasay ile Sonbaharda şıklığınızı tamamlayın Her yaşam biçimine uygun altın ve mücevherat tasarımlarıyla tüketicilerin yaşamlarındaki tüm özel günleri değerli kılan Atasay, şehirli kadının mücevher markası “Belle” koleksiyonuna ait 2013/14 Sonbahar-Kış konseptleri ile Sonbahar modasına uygun ışıltılı seçenekler sunuyor. Belle Atasay Sonbahar-Kış 2013/14 koleksiyonundaki birbirinden şık ve ikonik mücevherler, sonbaharda kadınların gündelik yaşamlarına tatlı ışıltılar katarak tarz sahibi olmanın keyfini yaşatıyor. Her yaşam biçimine uygun ve herkesin kendinden bir parça bulacağı heyecanlı ve şık tasarımlarıyla kadınların iş hayatından spor şıklığa kadar günün her diliminde anı yakalamaları için tasarlanan Belle Atasay, Sonbahar-Kış 2013/14 koleksiyonu; Ambiance, Aura, Juicy ve Empathy olmak üzere dört konseptten oluşuyor. Ambiance: Zamanı durdurmayı başaran, romantik, hayalperest ve yeniliklerden korkmayan kadınlar için tasarlanan bu konsept, zamansız detayların modern formlarla iç içe geçmiş tasarımlarını yansıtıyor. Barok etkilerin ön planda olduğu konseptte; pastel tonlar, pembe, ten rengi, vizon, somon, açık gri, buğulu beyaz, inci, smoky tonları ön planda tutuluyor. Aura: Enerjisini taşlardan alan, yalın bir görünüme sahip entellektüel şehirli kadınlar için tasarlanan bu konseptte ise üç boyutlu geometrik formlar ön plana çıkıyor. Dinginliğin ve yalın güzelliğin vurgulandığı konseptte; gri, beyaz, deniz ve günbatımı tonları ile calsedon, “sea to sky”, mint yeşili tonları ön planda tutuluyor. Empati: Üreten, şehirli, çalışma ve kişisel hayatı pratik, konfora önem veren kadınlar için tasarlanan bu konseptte kafes formlu tasarımlar ön plana çıkarken simetri etkisi de göze çarpıyor. Hacimli, parlak ve dikkat çeken mücevherlerin vurgulandığı konseptte günün her saati kusursuz ve parlak görünmek isteyen kadınlara özel beyaz, siyah, gri, kırmızı, kiremit, bordo, mor, smoky ve zümrüt yeşili tonları tasarıma yansıyor. Juicy: Hayatın tadını çıkarmayı bilen, eğlenceli, neşeli, enerjisi ile ortamları canlandıran kadınların teması Juicy, küçük espriler taşıyan enerjik ve iddialı aynı zamanda ikonikleşen tasarımlarıyla renkli bir kışın habercisi. Gündüz şıklığını geceye taşıyan kadınlar için tasarlanan bu konseptte; canlı renklerin, soğuk grilerle kombinasyonları, London blue, fuşya, ve mint yeşili ön plana çıkıyor. Moda Tasarımcısı Özlem Süer’in danışmanlığında geliştirilen Belle Atasay 2013 Sonbahar/Kış koleksiyonundaki tasarımlar, birbirinden şık ve ikonik mücevherlerle bu sezon modern, romantik ve gösterişli her kadının ışıltısını yansıtacak.

Favori’den Favori ’den altını ve oltu taşını harmanlayan sıra dışı bir tasarım Erzurum’da çıkarılan ve çok değerli bir yapıya sahip olan Oltu taşı, altın ile harmanlanarak daha da değerli bir hale bürünüyor. Kullandıkça parlayan Oltu taşının kalitesini ve altının zarafetini buluşturan Favori, yeşil altın taşlı kolye uçları ile büyülüyor. Oltu taşının bazı özelliklerinden yola çıkarak piyasaya sürülen kolye uçları, kullanıcılarına estetiğin yanında kaliteyi ve kullanılabilirliği de vaat ediyor. Psikolojik açıdan da kişiyi rahatlattığı bilinen Oltu taşı, gerginliği giderici, stres azaltıcı, mutluluk verici gibi özelliklere sahip olduğundan Favori’nin bu tasarımlarını farklı kılıyor. Hatta eski çağlarda nazara karşı etkili olması açısından nazarlık niyetine kullanılan Oltu taşı, kolye uçlarını içiniz ferah bir şekilde kullanmanızı sağlıyor. İşlendikçe sertleşen ve kullandıkça parlayan Oltu taşı Favori tasarımcıları sayesinde yeniden hayat buluyor. Erzurum Oltu taşı koleksiyonundaki bu sıra dışı tasarımlar hem kalite açısından hem de estetik açıdan bir adım öne çıkıyor. Uygun fiyat koşullarıyla sahip olunabilecek kolye uçlarına, en yakın Favori mağazasından ya da www.favori.com.tr internet adresinden ulaşmak mümkün. 220 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96



altınhaber

İstanbul Ticaret Odası Kuyumcular Komite Başkanı Erhan Hoşhanlı;

Fuarın gücü içinde bulunan katılımcıların gücüyle orantılıdır Aralıksız olarak 1986 yılından bu yana organize edilen Istanbul Jewelry Show; hızla uluslararası fuarlar arasında üst sıralardaki yerini alırken, İstanbul Ticaret Odası Kuyumcular Komite Başkanı Erhan Hoşhanlı da sektörün çok önemli organizasyonunun çok daha iyi noktalara gelmesi için yapılması gereken birkaç önemli hususa değindi.

In Turkey teriminin kuyum sektöründe çok kuvvetli bir algı oluşturmadığını fakat bu konuda zaman içinde önemli adımlar atıldığını vurgulayarak, “Ülkemizde düzenlenen fuarımız, markalarımızın global piyasadaki etkinliğiyle birlikte gelişecektir. Bugün itibariyle yıl içinde iki fuar düzenlenmesini ülkemiz ve İstanbul için lüks görmüyorum. Sadece iki fuarın düzenlenirken zamanlamasının çok iyi gerçekleşmesi gerektiğini ve uluslararası benzer fuarlar ile zamanının çok yakın olmamasının önemine dikkat çekmek isterim” diye konuştu.

“Fuarın daha hızlı gelişmesi için yabancı katılımcılar daha fazla olmalı” Istanbul Jewelry Show’un sektörün gelişimiyle paralel olarak özellikle son yıllarda çok önemli bir ilerleme kaydettiğini belirten Başkan Erhan Hoşhanlı, “Uluslararası takı ve mücevher fuarları arasında benim gözümde ilk üçte olan Istanbul Jewelry Show, daha önceki yıllarda bu başarıyı elde edebilirdi. Firmalarımızın özellikle kendi isimleriyle dünya arenasında boy göstermesi ve bu paralelde ticari gelişim ortaya koymalarıyla birlikte fuarımızda aynı zamanlamayla ivme kazandı” dedi.

“Fuarlar düzenlenirken zamanlama .iyi ayarlanmalı” Ulusal markalaşma yaratmak için daha fazla çaba sarf etmenin önemine dikkat çeken Hoşhanlı; henüz Made In Italy gibi Made

222 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Yıllardır CNR Fuarcılık merkezinde düzenlenen takı fuarının, ne yazık ki birçok teknik ve fiziki sıkıntılar içinde kaldığını, İstanbul Ticaret Odası’na büyük oranda ait olan bu merkezin, uzun dönemli kiralayan firmanın sorumluluğunda olduğunu kaydeden Başkan Hoşhanlı sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerek fuarı düzenleyen Rotaforte, gerek İstanbul Ticaret Odası bu konuyla ilgili kiralayan firmaya daha çok baskı yapmalı ve ısrarcı olmalı. Bu kıymetli merkeze bir alternatif aramak yerine, gereken bakımlarını gerçekleştirerek, günün çağına uygun fiziki şartları oluşturmak daha kolay olacaktır. Bunun için gerekirse üst düzey siyasilerimizin de müdahil olması gerekebilir. Mekanı güzel olmayan bir yerde ne kadar güzellikler sunarsanız sunun, arzu ettiğiniz etkiyi elde edemeyeceksiniz. Istanbul Jewelry Show’un daha hızlı gelişmesi için özellikle yabancı katılımcıların ve İstanbul dışından gelen farklı illerimizdeki üreticilerin fuara daha çok sayıda dahil olması sağlanmalıdır. Gerekirse bu konuda pozitif ayrımcılık bile söz konusu olabilir. Yabancı katılımcıların sayısının artması, fuarın uluslararası kimliğini güçlendirecek. Farklı illerimizden üreticilerin gelmesi de, Türk kuyumculuğunun zenginliğini ve kültürel mozaiğini daha çok ortaya çıkaracaktır. Tüm bunların yanında fuarlarımızın özellikle yurtdışında çok daha iyi tanıtımının yapılması gerektiğine ve katılan firmalarımızın da eksiksiz bir hazırlık yapmalarının önemine inanıyorum.”


altınhaber

İstanbul Kıymetli Madenler A.Ş. gümüş sektörünün hizmetinde Sektörün lider kuruluşu İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. çatısı altında kurulan İstanbul Kıymetli Madenler A.Ş. İstanbul Çemberlitaş’ta açtığı mağazasında İstanbul Altın Rafinerisi kalite ve güvencesiyle üretilen kıymetli madenleri gümüş sektörünün hizmetine sunuyor.

T

ürk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün lider kuruluşu İstanbul Altın Rafinerisi, sektöre yönelik verdiği

hizmetlerini her geçen gün genişletiyor. İstanbul Altın Rafierisi çatısı altında kurulan İstanbul Kıymetli Madenler A.Ş. gümüş sektörüne yönelik olarak faaliyet gösterecek. İstanbul Altin Rafinerisi kalite ve güvencesi ile üretilen 0.5, 1 ve 5 kg’lık külçe gümüşler ve 2.5, 5, 10, 20, 50 ve 100 gramlık Gramgümüşlerin yanısıra gümüş granüller ile sektöre yönelik üretim faaliyetinde bulunan üreticilerin hizmetinde olacak. İstanbul Kıymetli Madenler yöneticilerinden Halim Yüksel ve Erhan Tuncelli ile yaptığımız görüşmede artık üreticilerin kıymetli madenler tedarik ederken aynı zamanda hurda gümüşlerini de İstanbul Kıymetli Madenler bünyesinde değerlendirebileceklerini belirttiler. Tuncelli özellikle bugüne kadar daha çok 10 kg’lık paketlerde bulunan gümüş granül ürününü artık 1 ve 5 kg’lık mühürlü ambalajlarda sunarak sektöre alternatif getirdiklerinin de altını çizdi. HalimÊ YŸ ksel

ErhanÊ Tuncelli

SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

223


altınhaber

Türkiye'de Gemolog Enflasyonu ve Mücevher Taşları Hakkında Yanlış Deyimler “Ülkemizde maalesef yıllardır pek çok kişinin farklı şekilde ve yanlış öğrendiği ve öğrettiği bazı isimlendirmelere son noktayı koymak istiyoruz” diyen ICA International Colored Gemstone Association Uluslararası Mücevher Taşları Derneği Türkiye Başkanı Fazıl Özen konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Şüphesiz bunların en başında “mücevher taşlarının” “süs taşlar”ı olarak adlandırılması gelmekte. Tüm mücevhercilerin ve aynı zamanda son kullanıcıların kullandığı Mücevher taşı veya Değerli taş terimleri maalesef yıllardır garip bir şekilde süs taşları adı altında gruplandırılmaya çalışılmakta. Pratik ve ticari olarak bu konunun dışında olan ilgili üniversitelerden ve gemoloji adını kullanan bazı hobi grupları da maalesef hala bu ismi ısrarla kullanmaya çalışmakta. Bir doktorun, hobi olarak konu ile ilgilense dahi mühendislik ile ilgili yazı yazamayacağı veya bir mühendisin hobi olarak ilgilense dahi tıp konusunda makaleler yazamayacağı, eğer yazarsa pek çok hatalar yaparak komik duruma düşebileceğini unutmaması gerekir. Kuyumculuk sektöründe reklam vererek o dergide köşe yazmak veya bilip bilmediği konularda açıklamalar yapmak her şeyden önce sektöre de haksızlık ve saygısızlık olmakta. Özellikle hiç bir kuyumcunun, hiç bir mücevhercinin ve hiç bir son kullanıcının hiç bir şekilde kullanmadığı süs taşı adını Pırlanta ve diğer mücevher taşları için kullanmaya çalışmak tek kelimeyle saçmalık ve haddini bilmezlik. Bugüne kadar hiç bir kuyumcunun, mücevhercinin veya perakende müşterisinin “ben bir karatlık bir pırlanta süs taşı almak istiyorum” dediği sanırım hiç duyulmamıştır. Kulağa da hiç bir şekilde doğru, hoş ve alışık gelmeyen bu terimler maalesef kulaktan kulağa yayılmaya çalışılmakta. Sektördeki hemen herkesin şüphesiz bir pırlantayı, zümrütü, safiri, yakutu ve mücevherlerde kullanılan tüm diğer doğal taşları “Mücevher taşları” adı ile ifade ettiğinde bir şüphe yok. Fakat bu bilgisizce yapılan yanlış bilgilendirilmelere ve bunları yapan kişilere de bir dur denmesi gerekmekte.

Gemoloji nedir, Gemolog kimdir, neleri bilmelidir?

Gemolog adının, kısa dönem kursları bitiren kişilerce dahi kullanılması, bu terimin gereklerini hafife almakta, gerçek gemologların uzun süren çalışmaları ve bilgisini yansıtmamaktadır. Bununla beraber gemoloji eğitimi almış, fakat taşlarla yeterince tanışmamış, pratik eksiği olan diplomalı gemologlar da, çok büyük yanlışlara düşmektedir. Pratik bilgi olmadan, taşlarla iç içe yaşamadan ve teorik bilgi ol224 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

madan, sadece taş ticareti ile uğraşmanın da yeterli olmayacağı çok nettir. Üstelik kendini iyi satan ve bu sayede çevresini genişleten bu kişilerin bilgileri güvenilir algılanmakta, bu da, taşlar konusundaki eksik ve yanlış bilgileri içinden çıkılamaz hale getirmektedir. Kısaca mücevher taşları bilimi olarak tanımlayabileceğimiz Gemoloji, Jeoloji ve Mineraloji bilimlerinin alt dallarından biridir. Taşların oluşumlarını, özelliklerini vb gibi inceleyen Gemoloji alanında uzman kişilere de Gemolog adı verilmektedir. Gemolog olabilmenin en büyük şartı ise dünyada var olan tüm mücevher taşlarını, doğallarını, sentetiklerini ve taklitlerini doğru bir şekilde tanımlayabilmektir. Sadece pırlanta konusunda uzmanlaşmış kişiler dünyanın en iyisi olsalar da, Gemolog olarak adlandırılamazlar. Bu kişilere ancak pırlanta uzmanı denilebilir. Dolayısıyla yurt içinde ya da yurt dışında kısa dönem pırlanta veya renkli taş eğitimi aldıktan sonra, bu kişilerin kendini Gemolog olarak nitelendirmesi yanlıştır. Gemoloji hem teorik hem de pratik olarak geniş kapsamlı bilgiyi ve aynı zamanda tecrübeyi gerektiren bir bilim dalıdır. Dünyada gemoloji alanında her geçen gün yeni teknikler gelişmektedir, devamlılık arz eden bu gelişmeleri bilmemek, yeni bir iyileştirme, tedavi (treatment) tekniği çıktığında bunlardan haberdar olmamak, doğru tespit şansını tehlikeye sokar. Bunun dışında dünya piyasasını takip etmek pek çok taşı incelememizde son derece büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Örneğin 20, 30, 40 karat ağırlığında hiçbir iyileştirme işlemi görmemiş mükemmel renk ve berraklıkta bir yakut bugün müzelerde ya da en büyük mücevhercilerde dahi yoktur. Eğer olduğunu kabul edersek fiyatı 10 milyonlarca dolar olacaktır. Maalesef bu konuda, Türkiye’de yanlış düzenlenen pek çok sertifika bugün piyasada dolaşmakta ve insanların kafasını karıştırmaktadır. En mükemmel gemoloji laboratuarına danışılsa da, eğer buradaki kişilerin laboratuar sonuçlarını okumada yeterli tecrübe ve dünya piyasaları deneyimi yoksa büyük bir ihtimalle hata yapılır. Bu da gerek şahıs gerekse kurum olarak düzenlenen sertifikaların güvenirliliğini yok edecektir.



sektörden...

Geçen Kuyumculuk Ekim Fuarı’na özel koleksiyon hazırladı

Altıniș Kuyumculuk’un mutluluk kaynağı müșterilerinin mutluluğu Sektörün köklü firmalarından Altıniş Kuyumculuk, ikinci kuşak üyeleriyle geleceğe emin adımlarla ilerliyor. Altıniş; son yıllarda müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için yaptığı hamlelerin karşılığını, müşteri sadakati ile geri alıyor. Günümüzde yüksek kaliteli üretim yapabilmek, gelişen bilim ve teknoloji ile çok daha kolay bir hale geldi. Hemen hemen birbirine çok yakın kaliteli üretim yapan firmalar, piyasada fark ortaya koymak, daha çok tercih edilir olmak ve uzun vadeli çalışmalara imza atmak için hizmet anlayışlarını geliştirme yöntemini tercih ediyorlar. Bu konuda önemli adımlar atan firmalardan birisi de Altıniş Kuyumculuk. Başta çerçeveli takı grubu olmak üzere, farklı ayarlarda birçok takı çeşidini başarıyla üreten ve gerek yurtiçi gerekse yurtdışına sunan Altıniş Kuyumculuk Firma Ortağı Çağdaş Ahlat; en önemli yatırımın insana yapılan yatırım olduğunu, son yıllarda pazarlama alanında geniş bir kadroyla, hızlı ve sıfır sorun üreten bir hizmet anlayışını benimsediklerini söyledi. Ahlat; ülke genelinde birçok noktaya bizzat ekipleriyle hizmet sunduklarını ve müşteri memnuniyetinde en üst seviyeyi yakalamak için “müşteri her zaman haklıdır” sözünü hayata geçirdiklerini ifade ederek; “Bu anlayış sayesinde kısa sürede müşterilerimiz ile çok farklı bir iletişim bağı kurduk. Onların mutluluğu markamıza sadakat olarak geri dönüyor. Arzu ettikleri servis hızını ve isteklerinin kolaylıkla yerine getirilmesi onları mutlu kılıyor. Bu sıcak iletişimi arttırarak devam etmeyi ve onların talepleri doğrultusunda üretim tarzımızı şekillendirmeye önem vereceğiz” diye konuştu. Altıniş Kuyumculuk’un ülke çapındaki müşterilerinden bazıları da firma ile ilgili şunları söylediler: Karadeniz Kuyumcusu – Sefaköy / İstanbul: Süleyman Alimoğlu “Biz 1993 yılından beri bölgemizde kuyumculuk mesleğimizi icra ediyoruz. Yaklaşık 4 yıldır Altıniş Kuyumculukla çalışıyoruz. Her şeyden önce Altıniş’ten bizi sık sık ziyarete gelen arkadaşlarımızın yakın ilgisinden dolayı çok memnunuz. Altıniş’in kolyeleri, turalı çerçeveli takı ve ince bilekliklerini çok rahatlıkla müşterilerimize satabiliyoruz. Sürekli yeni ürünler tasarlamaları ve bunları hızla bize sunmaları, satışlarımızı kolaylaştırıyor. Altıniş’in titiz işçiliği kadar mükemmel iletişim kurmalarından da çok memnunuz. Umarım uzun yıllar birlikte çalışırız.” Fahret Kuyumcu- Ümraniye / İstanbul: Alparslan Çubukçuoğlu “20 senedir kuyumculuk yapmaktayız. 14 ayar takı grubunda 3 yıldır ağırlıklı olarak Altıniş’i tercih ediyoruz. Gerek hızlı servisleri, gerek kaliteli işçilikleri, gerekse de uygun fiyatlı ürünleri Altıniş’i tercih etmemize vesile oluyor. Bize farklı markalardan gelen kişiler de oluyor. Ama Altıniş’in sıcaklığı ve müşterisine verdiği önem bir başka. Uzun yıllar çalışmayı arzu ediyoruz.” İlhan Gold Market / Kocaeli: Atakan İlhan “Markamız 2001 yılından beri Kocaeli halkına hizmet sunuyor. Yaklaşık 4 yıldır başta otantik ve çıtır kolye grupları olmak üzere birçok takı çeşidinde Altıniş markasını tercih ediyoruz. Ayrıca bizim istediğimiz özel taleplerde Altıniş tarafından hemen olumlu bir şekilde değerlendirildiğini görüyoruz. Bu bir kuyumcu için çok önemli bir kriter. Hızlı ve arzu ettiğimiz şekillerde istediğimiz takıların elimize geçmesi bizim satışlarımızı olumlu yönde etkiliyor. İstanbul’a her gittiğimizde mutlaka kendilerini ziyaret ediyoruz. Altıniş, kuyumculuk bilgisayar programlarını daha etkin kullanırsa çok daha verimli sonuçlar elde edecekler diye düşünüyorum. Onlarla çalışmak büyük keyif.” 226 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

Sektörün 14 ayar set takı alanında uzmanlaşan markalarından biri olan Geçen Kuyumculuk; bu yıl nerdeyse her ay yeni bir koleksiyon ortaya koydu. Tasarıma büyük yatırım yapan Geçen; şimdi de yaklaşan İstanbul Ekim Fuarında “Avangard” isimli özel koleksiyonunun ilk lansmanını yapmaya hazırlanıyor.

Riva Kuyumculuk’ta ilk Ekim Fuar heyecanı Istanbul Jewelry Show Mart Fuarı’na çok uzun yıllardır düzenli katılım gösteren Riva Kuyumculuk; ilk kez Istanbul Jewelry Show Ekim Fuarı’na katılacak. Ekim Fuarı’na özel yeni bir koleksiyon hazırlayan Riva Kuyumculuk, fuardan müspet beklentiler içinde.

Hollow Chain dendiğinde ülkemizde ilk akla gelen isimlerden biri olan ve bu alandaki başarısını Dünya çapına taşıyan Riva Kuyumculuk; Vicenza Eylül fuarının ardından kendi evinde müşterilerinin karşısına çıkacak. Riva Kuyumculuk İhracat Müdürü Onur Şahin, İstanbul Mart fuarının çok verimli geçmesi, 2012 yılında düzenlenen İstanbul Ekim fuarına katılan kuyum camiasından bazı dostlarının olumlu referanslarının, Ekim fuarına ilk kez katılımına vesile olduğunu ve bu fuardan özellikle ihracat alanında önemli beklentiler içinde olduklarını söyledi.


altınhaber

“Dükkân” algısını markaya dönüştüren tasarımlar… “Vitrin, net olmalı ve iç mekân görünür şekilde tasarlanmalı, mekân algısının davetkâr olmasına dikkat edilmeli” “İç mekânda ise müşterilerin ürünlere rahatça bakabilecekleri şekilde konumlanmış mobilyalar ve yanlarında gelebilecek refakatçilerin bekleyebileceği bölümler oluşturulmalıdır. Doğru aydınlatma burada da önemlidir. Yorucu yoğun veya az ışık müşterinin mekânı çabuk terk etmesine sebep olabilir. Bunun dışında kullanılacak malzemelerin doğal olması önemlidir. Hazır malzemelerdeki detay birleşim kusurları ve plastik algı kalitesiz mekân algısına sebep oluyor.”

“Tasarladığımız mağazalarda en fazla

Tasarım ve mekân çözüm merkezi olarak dikkat ettiğimiz konu dükkân algısını, marka algısına çevirmek” kurgulanan, Mahmut Emre Yağmur ve ekibinin tasarımları ile mekân çözümleri konusunda fark “Satılan ürün kalitesi, çeşitlilik ve kuyumcu sayıyaratan birçok markaya tasarım hizmetini bir arada sı çok artarken fiyatlar arasındaki makas iyice daraldı. Bu da kuyumcuların mağazalarını diğerlerinsunan, tasarımcıların, mimarların ve işverenlerin den ayıracak, bilinirliği artıracak ve kurumsal etkiçözüm ortağı olan Yağmur Proje Firma Sahibi Mahmut Emre Yağmur Mücevher ve kuyum mağaza yi verecek şekilde yeniden gözden geçirmelerine sebep oldu. Eski alışkanlıklarını bırakamayan ya da tasarımlarında özellikle hangi konulara dikkat güven endişesi yüzünden bildik kuyumcularına rağedilmesi gerekenleri şöyle sıralıyor: bet edenler dışında, artık müşteriler kuyumcu alış“Öncelikle bir mağazada satılan ürünler önemli bir belirleyici. Ürünlerin sergi mantığı mağazanın şekillenişini yönlendiriyor. Bazı ürünleri mümkün olduğunca tek başına göstermek gerekiyor, gerek ürün fiyatı gerekse karar verebilmeyi kolaylaştırmak adına. Müşterinin kendisini rahat hissedeceği bir düzen her durum için şart. Aynı zamanda ürüne uygun, zevkli ve kaliteli malzeme kullanılmış olmalı. Bu konuda en önemli unsur satılan şeyin dekor değil ürün olduğu gerçeğinden uzaklaşmamaktır. Bazı durumlarda ise mümkün olan en fazla ürünü rahatlıkla gösterebilmek gerekli.”

verişini daha özel hissettikleri, farklı talep ve kişiye özel uygulamalara müsait mağaza ve butiklerde yapmak istiyor. Bu dönüşümün devam edeceğini düşünüyorum. Tasarladığımız mağazalarda en fazla dikkat ettiğimiz konu dükkân algısını, marka algısına çevirmek. Herkesin de bu konuya dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum.”

Dikkat çekici bir ürün sunumu için…

En önemli konu ürünün görülebilir olmasıdır. Doğru yükseklik, çok kalabalık olmayan ve uygun aydınlatma. Yeterli ve doğru renkte gölgeli ışık kullanılarak aydınlatılacak ürünlerin kalite algısı, aynı ürünlerin fazla veya yanlış ışıkta olanlardan çok daha yüksek olmakta. Ayrıca sunumun yapıldığı yer ve renkler çok önemlidir. Farklı ürün grupları farklı renkte ışık ve dekorla sunulmalı ve kullanılan malzemenin kalitesinin satılan ürünlerin değerine de uygun olması gerekir.

SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

227


altınhaber

Vav Diamond Ekim Fuarını sabırsızlıkla bekliyor İlk İstanbul fuar deneyimini geçtiğimiz Mart ayında yaşayan VAV Diamond, Ekim İstanbul fuarında bitmiş ürün koleksiyonunu ne kadar geliştirdiğini göstermek için sabırsızlanıyor. VAV Diamond; müşterisinin isteyeceği modellerle ilgili “yok“ cevabını lügatından çıkardı.

liliğiyle adeta şova şov katmaya hazırlanıyor. Vav Diamond Genel Müdürü Hakan Dinçkul, “Piyasaya, uygun şartlarda yüksek kaliteli ürünlerin nasıl başarıyla sunulabileceğini göstermeye geliyoruz” diyor. Mart fuarında bitmiş ürün kategorisinde ilk kez piyasaya sunum yaptıklarını hatırlatan Dinçkul; “Gelen olumlu tepkiler ve yüksek talep bu alanda doğru yolda olduğumuzu gösterdi. Ekim fuarında binin üzerinde pırlanta modelimizin yanında, yaklaşık 500 elmas mücevher çeşitliliğiyle büyük ses getirmeyi hedefliyoruz. VAV Diamond adeta pırlanta süper marketi gibi bol çeşit ile hayallerin en uç noktalarına dahi hitap edecek” diye konuştu.

Ekim fuarı için beklentiler yüksek

Y

ıllarca çıplak pırlanta taş ticaretinde başarıyla faaliyet gösteren VAV Diamond; bu yıl itibariyle ilk defa bitmiş ürün müşterilerine sunmaya başladı. İlk olarak İstanbul Mart fuarında 300 parçadan oluşan bitmiş ürün koleksiyonunu müşterilerine sunan VAV Diamond, Ekim ayında koleksiyonunu yaklaşık 5 kat artırarak binin üzerinde model çeşit-

Çıplak taş konusunda yıllara dayanan geniş bir çeşitlilikle hizmetlerine ara vermeden devam ettiklerini de kaydeden Genel Müdür Dinçkul, Ekim fuarında beklentilerinin üst düzeyde olduğunu belirtti. Bitmiş ürün kategorisinin yaklaşık %30’unun A plus mücevher grubunu teşkil ettiğini geri kalan bölümün ise daha genele hitap eden modellerden oluştuğunu kaydeden Dinçkul, sözlerini şöyle sürdürdü: “VAV Diamond, bitmiş ürünlerde iddialı bir giriş gerçekleştirdi. Bizim çıplak taş alanında ciddi bir tecrübemiz bulunuyor. Bu yeni çalışma alanı için kadromuzu ciddi anlamda genişlettik. Tamamen işinin ehli ve tecrübeli arkadaşlarımızla kısa zamanda çok işler yapmayı planladık. Şu anda bizim dilimizden anlayan ve her biri ayrı ürün gruplarında uzmanlaşmış 4 farklı atölye ile ortak çalışarak koleksiyonlarımızı oluşturuyoruz. Biz bir mücevhercinin kendi başına üretimini gerçekleştirdiği bir ürünü aynı fiyata üretebiliyoruz. Böylelikle mücevher mağazasının, takip gerektiren ve çeşitli riskleri içinde barındıran üretim sürecinden kurtularak tamamen satışa konsantre olmasını sağlıyoruz.”

Akgün Silver Ekim fuarına Mart fuarındaki kadar hazırlandı Ülkemizin önde gelen gümüş takı üreticilerinden Akgün Silver, İstanbul Ekim fuarına adeta İstanbul Mart fuarı gibi büyük bir özenle hazırlandı. Sakin geçen yaz dönemini özellikle yeni tasarımlar oluşturmak için değerlendiren Akgün Silver; fuarda standına gelecek müşterilerine yüzlerce farklı yeni model sunacak.

Başta etkin ihracat çalışmaları olmak üzere, dünya genelinde onlarca ülkeye Türk gümüş takılarını sunan Akgün Silver, Ekim fuarı için tüm hazırlıklarını tamamladı. Akgün Silver Genel Müdürü Halit Ağca; Haziran ayına kadar gümüş takı ticaretinin çok olumlu seyrettiğini, Haziran’da başlayan İstanbul Gezi olayları ve ardından Mısır, Suriye’de patlak veren iç kargaşanın yaz ayındaki işlem hacmini ciddi oranda düşürdüğünü ifade etti. Ağca, son 3 ayda ortaya çıkan bu durgunluğu, yeni tasarımları hayata geçirme ve üretim kaslarını geliştirme adına kullanmayı tercih ettiklerini, bu alandaki yatırımlarının da meyvelerini Ekim fuarından itibaren almayı hedeflediklerini söyledi. İstanbul Ekim fuarının dünyadaki birçok önemli fuarın hemen sonrasında yapılmasının ciddi handikaplar oluşturduğunu ve Ekim fuarının özellikle yurtdışında etkin, programlı bir reklam kampanyasıyla duyurulmadığına vurgu yaparak şunları söyledi: “Öncelikle UBM firmasıyla yapılan ortaklığın ardından hem Mart hem Ekim İstanbul fuarlarımız hareketlenmiştir. Yalnız Ekim fuarımız hala üvey evlat olarak kalmaktadır. Fuarımızın uluslararası tanıtımında eksiklikler olduğunu ve teknik aksaklıkların ciddi sıkıntılar ortaya çıkardığını gözlemlemekteyim. Tüm bu olumsuzluklara karşı, hiç olmadığı kadar Ekim fuarına yüzlerce yeni modelimizle hazırız. Özellikle fuara gelecek olan müşterilerimize özel, sınırlı sayıda ürettiğimiz ve kesinlikle tanıtımını yapmayacağımız, satışa sunmayacağımız bir koleksiyon sunacağız. Bu fuara kalkıp gelen, emek harcayan müşterilerimiz, benzersiz bir ürün grubuyla karşılaşacaklar. Her zaman söylediğim gibi, biz üretim yaparken, ortaya yeni dizaynlar ortaya koyarken öncelikle Türk takı sektörünü temsil ettiğimizi ve bu sektörün gelişmesinin kendi markamızın gelişimiyle paralel olacağının bilincinde hareket ediyoruz.” 228 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96


Altınbaş, 16. ve 17. yüzyıl Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan döneminden esinlenerek tasarlanan, Osmanlı saray mücevherlerini yansıtan Otto Koleksiyonu ile 31 Ağustos – 8 Eylül tarihleri arasında Marmara Forum’ da “Osmanlı İhtişamı” Sergisi düzenledi.

Mücevher sektörünün lider markası Altınbaş, Osmanlı Dönemi’nin çizgilerini yansıtan; elmas, yakut, zümrüt, safir ve değerli taşlardan oluşan Otto Koleksiyonu ile 31 Ağustos – 8 Eylül tarihleri arasında Marmara Forum’da “Osmanlı İhtişamı Sergisi”nde mücevher severler ile buluştu. Tasarımlarına dünya trendleri ve Türk motifleri ile harmanlayarak yön veren Altınbaş’ın Osmanlı İhtişamı Sergisi’ni gezen ziyaretçiler, özel olarak hazırlanan sultan kostümlerini giyerek ve sergideki mücevherler ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Ziyaretçilerin çekilen fotoğrafları Altınbaş’ın facebook adresinden yayınlandı. Altınbaş’ın Marmara Forum’da düzenlenen Osmanlı İhtişamı Sergisi’ni ziyaret edenler sürpriz hediyeler de kazandı.

SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

229


altınhaber

“28 yıllık ihtisas fuarı deneyimimizi perakendeye taşıyoruz” Mücevher Alışveriş Festivali İstanbul’ da 80 seçkin firma arasında Siz de Yerinizi Alın!

28 yıldır kuyum ve mücevher piyasasında organize ettiği ihtisas fuarlarından aldığı güç ve deneyimle, UBM Rotaforte yine aynı sektörde katılımcılarından gelen yoğun talepleri değerlendirerek bu defa sektörün önde gelen firmalarını ve tasarımcıları son tüketici ile buluşturmaya hazırlanıyor. Jewelry Shopping Fest Istanbul adı verilen ve 6-9 Şubat 2014 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda ilk defa organize edilecek olan Türkiye’nin tek mücevher alışveriş festivalinde şıklığı önemseyen, modayı takip eden ve takı tutkunu tüm kadınlar (ve beyler) Sevgililer Günü öncesi farklı markaların yüzlerce ürün alternatifini bir arada bulabilecek. Sektör Sevgililer Günü öncesi son tüketici ile buluşuyor

Bugüne kadar yalnızca kuyumculuk ihtisas fuarları düzenleyen UBM Rotaforte, altından pırlantaya, gümüşten saate değerli mücevherlerin perakende satışının mümkün olacağı bu etkinlikle tüm mücevher tutkunlarını çok mutlu edecek. Sevgililer Günü’nün vaz-

geçilmez hediyesi mücevherler ziyaretçisiyle buluşacak. Sevgililer gününden önceki son hafta organize edilecek olması nedeniyle de hem kadınların hem de beylerin çok ilgisini çekecek. Ünlü tasarımcıların koleksiyonlarının da sergileneceği etkinlikte hayalindeki mücevherleri arayan kadınlar mücevherdeki son trendleri yakından görme ve satın alma fırsatı elde edecekler. Tabi Sevgililer Günü’nde ne alsam diye düşünen beyler için de alternatifler sonsuz. Sevgilisi, nişanlısı ya da eşi için farklı mücevher tasarımları arayan beyler için kaçırılmayacak bir etkinlik. Tam bir festival havasında geçecek olan Jewelry Shopping Fest Istanbul aynı zamanda büyük bir sosyal s o r u m lu lu k projesine de imza atıyor. Bir vakıf yararına gerçekleştirilecek olan gala gecesinde çok özel isimler ve ünlü sanatçılar çocuklar için bir araya gelecek. Defileler ile daha da renklenecek olan gecede gelen konuklar firmaların çok özel ürünlerini görme şansı yakalayacaklar. Kapılarını ilk defa birçok sürprizle açacak olan Jewelry Shopping Fest Istanbul’da, UBM Rotaforte giriş ücretinin yarısı yine aynı vakfa çocuklar yararına aktaracak. ■

Victorinox Swiss Army’den işlevsel ve şık bir saat, Chrono Classic

Victorinox Swiss Army saatlerinin en çok satan modellerinden olan Chrono Classic; 2013 sonbaharı için yenilenen yüzü ve gelişen teknik aksamı ile şimdi daha da estetik ve heyecan verici.

İsviçre’li Victorinox Swiss Army, en çok sevilen saatlerinden Chrono Classic’i; orijinal Victorinox çakısından ilham aldığı fonksiyonellikle ve şık dokunuşlarla yenileyerek, zamanı daha keyifli yaşamanıza yardımcı oluyor. Dünyanın en çok bilinen, İsviçre’nin en eski markalarından Victorinox Swiss Army; zamanla yarışınıza bambaşka bir boyut kazandırmak amacıyla; Chrono Classic modelini daha da geliştirdi ve ortaya kullanışlı, fonksiyonel ve şık bir saat çıkardı. Geleneksel duruşundan hiçbir zaman ödün vermeyen Victorinox, tüm ürünlerinde olduğu gibi, saatlerinde de köklerini yansıtan detaylara yer veriyor. İsviçre çakısının şeklini ve kasasını hatırlatan meneviş süsleme ile köklerine olan değeri bir kez daha vurguluyor Orijinal Chrono Classic’in yapısına sadık kalarak minelerle ve taşlarla süslediği yeni modellerinde, metal ve deri kayış ile 4 farklı renk alternatifi sunuyor.

230 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96


altınhaber

Yurtdışı fuar teşviki için yurtdışında tescil edilmiş logolar yurtiçinde de tescil edilmeli

Tescilsiz logoya yurtdışı teşviki yok!

Ekonomi Bakanlığı’nın Yurt Dışında Gerçekleştirilen Fuar Katılımlarının Desteklenmesine İlişkin 2009/5 Sayılı Tebliğ’ de değişiklik yapıldı. Buna göre artık yurtdışı işlemlerde teşvik alınabilmesi için yurtdışındaki işlemlerde kullanılan logo ve marka ibaresinin aynı şekli ile yurtiçinde de marka tescilinin yaptırılması gerekiyor. Ocak 2014 tarihinden sonra yapılacak fuarlara katılımda bu koşula uymayan başvurulara teşvik desteği verilmeyecek. Ocak 2014 sonrasındaki fuarlara dikkat! Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, yurtdışı fuarlara başvuran firmaları teşvik fırsatlarını kaçırmamaları ve başvuruda sorun yaşamamaları için logo ve markalarını hem yurtiçinde hem de yurtdışında aynı olacak şekilde bir an önce tescil ettirmeleri konusunda uyardı. Logo tescili şartı hem 01 Ocak 2014 tarihinden itibaren düzenlenecek fuarlara dair hem de halen inceleme süreci devam eden destek talebi olan başvurularda aranacak.

Yurtdışı ve yurtiçi tescilde uyum

T

ürkiye’nin lider marka ve patent vekilliği şirketi Destek Patent önümüzdeki yıl yurtdışında fuarlara katılacak firmaların dikkatini, Yurt Dışında Gerçekleştirilen Fuar Katılımlarının Desteklenmesine İlişkin 2009/5 Sayılı Tebliğ’de gerçekleştirilen değişikliğe çekiyor. Tebliğde yapılan değişiklik uyarınca artık yurtdışındaki fuarlara katılmak üzere teşvik almak isteyen şirketlerin, yurtdışındaki işlemlerde kullandıkları logo ve marka ibaresinin aynı şekli ile yurtiçinde de marka tescilini yaptırması gerekiyor.

Ekonomi Bakanlığı yurtdışındaki fuarlara katılacak şirketlerin teşvik desteğinden yararlanması için yerine getirmesi gereken bazı şartlarda değişiklik yaptı. Firmalardan stant alanında kullanacakları logo ve markalara ilişkin Marka Tescil Belgesi sunmaları istenecek. Ayrıca yurtdışında tescil ettirdikleri logo ve markanın yurtiçinde de tescilli olması şartı getirildi. Örneğin; bir firmanın yurtiçinde tescil ettirdiği marka “Aaa” ise, ancak yurtdışındaki fuar standında “Aaa Tekstil” olarak kullanıyorsa, teşvikten yararlanabilmesi için “Aaa Tekstil” markasını yurtiçinde de tescil ettirmesi gerekiyor. Aynı şekilde yurtdışında kullanılan markada logo ya da amblem varsa, ancak yurtiçinde tescil edilen markada logo veya amblem kullanılmamışsa, teşvik başvurusu yapabilmek için markanın logolu halinin de Türkiye’de tescilli olması koşulu aranıyor. SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

231


Akademi Atölye ve Kuyumcukent arasında eğitim işbirliği için protokol imzaları atıldı altınfirma

Akademi Atölye - Kuyumcukent işbirliği için start verilerek eğitimde işbirliği protokol imzaları atıldı.

H

AKADEMİ ATÖLYE KUYUMCUKENT ŞUBESİ BÜNYESİNDEKİ DERSLER A) SANATSAL KARAKALEM/ELÇİZİMİ PROGAMLARI 1. Mücevher Tasarımı (1.Seviye) 2. Mücevher Tasarımı (2.Seviye) 3. Aksesuar Tasarımı (1.Seviye) 4. Aksesuar Tasarımı (2.Seviye) 5. Koleksiyon Hazırlama ve Sunum Teknikleri

B) BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÇİZİM PROGRAMLARI 1. Matrix (Bilgisayar Destekli Mücevher Tasarım 1.Seviye) 2. Matrix (Bilgisayar Destekli Mücevher Tasarım 2.Seviye) 3. JewelCad (Bilgisayar Destekli Mücevher Tasarımı 1. Seviye) 4. JewelCad (Bilgisayar Destekli Mücevher Tasarımı 2. Seviye) 5. Rhinoceros (Bilgisayar Destekli Endüstriyel Tasarım) 6. Zbrush ( Bilgisayar Destekli Endüstriyel ve Mücevher Tasarımı Yardımcı Programı 1. Seviye) 7. Zbrush ( Bilgisayar Destekli Endüstriyel ve Mücevher Tasarımı Yardımcı Programı 2. Seviye)

asret ÇINAR firmasının kurucusu Mücevher Tasarımcısı Hasret Çınar ve İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Takı Tasarımı Bölümü Öğr. Gör. Elanur Güner’in 25 Ocak 2013 tarihinde kurmuş olduğu Sanatsal Eğitim Merkezi olan Akademi Atölye ile Kuyumcukent İşletmeleri A.Ş. arasında eğitimde işbirliği için protokol imzaları atıldı. Akademi Atölye Kuyumcukent şubesi ismiyle anılacak olan Sanatsal Eğitim Merkezi ile Kuyumcukent İşletmeleri A.Ş. birlikte birçok projeye ve işbirliğine de imza atacaklar. Bunlardan bazıları Kuyumcukent’te sektörel eğitimler, bilgi alışverişleri, sektör bilgilendirme toplantıları, tanıtımlar, kurslar v.b. etkinliklerdir. Yakın bir zamanda Akademi Atölye Kuyumcukent şubesi yeni yerinde faaliyete geçerek açılış törenlerini gerçekleştirip eğitimlerine kaldıkları yerden daha dinamik devam edecek. Akademi Atölye Kuyumcukent şubesinde öncelikle verilecek ders konuları Sanatsal Karakalem ve Bilgisayar Destekli Çizim Programları olarak iki gruptan oluşacak. Bu ders gruplarında birçok farklı ders ve grup bulunmaktadır. İleriki zamanlarda ise Sanatsal Eğitim Merkezi’nde üretim aşamaları ile ilgili dersler de faaliyete girecektir. Aynı zamanda Akademi Atölye Kuyumcukent şubesinden eğitim alıp başarı gösteren öğrencilere, eğitimlere katkıda bulunan kişi ve kurum lara Kuyumcukent’in de logosunun bulunduğu başarı veya teşekkür belgeleri dağıtılacak. Karşılıklı işbirliği ile güzel başarılara beraber imza atmak dileğiyle...

İletişim:

Akademi Atölye: 0505-3170807 / 0212-6032151 akademiatolye@hotmail.com akademiatolye@gmail.com www.facebook.com/AkademiAtolye www.akademi-atolye.com (yapım aşamasında) Kuyumcukent: 0212-6030000 www.kuyumcukent.com.tr 232 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96


? m i s i i g n a h Renk değiştirme özelliğine sahip olan ve dünyada sadece Türkiye’ de bulunan bu nadide mücevher taşı dünyada nasıl meşhur oldu? Bu önemli sorunun cevabını ICA International Colored Gemstone Association ve Uluslararası Gemoloji Derneği Türkiye Başkanı Fazıl Özen verdi.

S

on on yıldır dünya değerli taş piyasalarında ülkemizin adının sıkça duyulması neden olan ve piyasada “renk değiştiren diyaspor” olarak bilinen diyaspor kristalleri Türkiye’de sadece Muğla ilimizin Milas bölgesinde Milenyum Madencilik firması tarafından üretilmektedir. 70’li senelerde Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün alüminyum üretimleri sırasında ilk defa rastlanan bu kristallere gereken özeni gösterildiği söylenemez. Rastlandıkça bir kenarda biriktirilen ve bugün itibariyle halen akıbeti belli olmayan bu kristallerin bazı çalışanlar, mühendisler ve çevre köylüleri tarafından yağmalandığı ve süs eşyası olarak kullanıldığı rivayetler arasındadır. Ayrıca Eti Maden İşletmelerinin bölgeden çekilmesiyle ruhsatın Milenyum Madenciliğe devri arasında geçen süre içinde bu ruhsat sahası, sahada diyaspor kristali olduğunu bilenler tarafından iyice hırpalanmış, izinsiz yapılan maden hırsızlıkları sonucu ocaklarda göçükler oluşmuş, vergisi ödenmeden çıkartılan bu kristaller hiç değerinde olmayan fiyatlarla çalan kişiler tarafından satılmış ve milli ekonomiye kazandırılması gereken meblağ heba olmuştur. Ruhsatın şirket ortaklarından Ahmet Murat Akgün’e devrinden sonra, Milenyum Madencilik tarafından yapılan büyük yatırımlar ve uzun süren uğraşlar sonucu ocaklar tekrar üretim yapılabilir bir hale getirilerek, Türkiye’de yasal çerçevede ilk diyaspor kristali üretimi Milenyum Madencilik tarafından sağlanmıştır. Önceki dönemde bu konuda yeterli tecrübe ve bilgisi olmayan şahıslar tarafından yasadışı yollardan üretilerek pazarlanmaya çalışılan diyaspor kristalleri piyasada fazlasıyla bulunduğu için yasal üretimlerin piyasaya sürümü de uzun bir zaman ve efor gerektirmiştir. Bu şahıslar tarafından çalınarak ve bilinçsizce işlenmeye çalışılan kristallerin piyasalarda var olan kötü etkisini silmek ve tekrar hak ettiği yere getirmek ruhsat sahibinin kişisel çabaları sonucunda mümkün olabilmiştir. 2006’dan bu yana yasal olarak üretilerek satışa sunulan diyaspor kristali, ülke ekonomisine direk olarak katkı sağlamaya devam etmektedir. Ayrıca Milenyum firmasının direk ve dolaylı olarak bir çok yabancı ülkede katıldığı fuarlar ve yaptığı sistemli pazarlama çalışmaları sayesinde değeri artarak satıldığı her ül-

kede Türkiye’mizin tanıtımına pozitif etki etmektedir. Mineral gurubu diyasporun bir üyesi olan ve Türkiye’de çıkarılan “renk değiştiren diyaspor” taşı renksiz olarak da bulunmaktadır. Değerini belirleyen ‘renk değiştiren özelliği ’ farklı ışık altında farklı açılardan bakıldığında çeşitlilik gösteren renk yapısından kaynaklanmaktadır. Her boyutunda bu özellik olabilse de büyük taşlarda daha belirgin olarak görülmektedir. Kivi yeşilinden morumsu pembe tona kadar farklı renklerde bulunabilen bu taş diğer taşlara oranla çok az rastlanır bir şekilde ısı, radyasyon, dolgu vb. işlemlere tabi tutulmaksızın %100 doğal bir şekilde piyasalara girmiştir. Türk diyasporu çoğunlukla son derece temiz ve berraktır. Bazılarında ise “kedi gözü” efekti ve taşın yüzeyinde boylu boyunca uzanan tek bir ışık huzmesi görülür. Türk diyasporu piyasaya sürülmeden önce mücevher taşları arasında “kedi gözü” efektine sahip ve aynı zamanda renk değiştiren tek mücevher taşı Aleksandrit idi.

Diyaspor taşının imitasyonunu nasıl ayırt edebiliriz? Dünya piyasalarında taşa olan yüksek taleple beraber maalesef birçok imitasyon versiyonu da piyasaya sürüldüğü için bu son derece dikkat edilmesi gereken bir konu. Ülkemize gelen turistlerin birçoğu artık diyaspor kristalini vatanından alabilmek için kuyumculara sormaktadır. Maalesef turiste hizmet veren birçok kuyumcunun sahte taşları gerçek diye satmaya çalıştıkları duyumları günden güne artmaktadır. Bu şahıslar hem ülkemiz esnafına hem de Türk insanına olan güvenin sarsılmasına neden olmaktadır. Sahte olanları çoğunlukla mükemmel kesilmemiş ve boyut olarak da kalibre edilmiş, standart boyutlardadır. Aynı boyutta ve şekilde, büyük miktarlarda ve özellikle büyükçe ölçülerde bulduğunuz diyasporların imitasyon olma olasılığı oldukça yüksektir. Renk değiştiren özelliği gün ışığında ve parlak spot ışık altında aşırı belirgin oluyorsa bu da taşın sentetik veya taklit olma ihtimalinin yüksek olduğuna işarettir. Tozundan yapılan, sıkma Diyaspor kesinlikle yoktur ve bu tür deyimler genelde konuyu istismar edenlerin söyledikleri terimlerdir. SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

233


altınhaber

AuroTest ile sahte altın sorunu sona eriyor Sektörün önemli sorunlarından biri de hiç kuşkusuz ki sahte altınlar. Hem sektör hem de nihai tüketici adına büyük sıkıntı yaratan bu sorun AuroTest cihazı ile ortadan kalkıyor. Kuyumculuk sektöründe AuroTest’in kullanımı, özellikleri ve dikkat edilmesi gereken konuları Kuyumcukent’e hizmet veren Impeksia Firma Yetkilisi Barış Yurttutan anlattı.

AuroTest cihazı nedir, ne için kullanılır? AuroTest cihazı sahte altınların tespitinde kullanılan bir cihazdır. Altın sahteciliğinde karşılaşılan tek unsur, değersiz metalin altın ile kaplanarak, ağırlığınca altın değeri ile satılmasıdır. Tabi bu sahtecilik sadece altın için geçerli değildir. Gümüş, platin, paladyum gibi değerli metallerin hepsi için geçerlidir. Bazı durumlarda altın olarak sunulup, altınla bile kaplanmadan sadece renk olarak altını andıran, çekici bir parlaklık kazandırılarak altın konusunda tecrübesiz kişilerin de mağdur olduğu sıkça duyulmaktadır. AuroTest cihazı hangi işlemlerde kullanılır? Bu cihaz en çok, altın paralar ve sikkeler, Cumhuriyet altını, reşat altın, çeyrek altın, altın/gümüş külçeler, tüm değerli madenler (platin, paladyum...), gramaltın, yatırım altınları/gümüşleri gibi ürünleri test etmek için kullanılır. Cihazın ölçüm yeteneği ve özelliği itibarı ile elbette kuyumculukta da kullanılabilir. Ancak şu nokta gözden kaçmamalıdır, o da test edilen objenin/cismin düz bir yüzeye sahip olması gerekmektedir, örneğin bir yüzük veya bilezik gerekli düz bir yüzeye sahip değildir ve kavisli şeklinden dolayı bu cihaz ile test için çok uygunluk göstermez. AuroTest cihazı nasıl çalışır? Ultrason ve radyo ses dalgaları kullanarak cismin içini tarar, elde edilen rakamsal değer metalin yoğunluğuna göre rakamsal bir değer verir. Bu veri her metalin kendine has yoğunluğuna göre cihaz ile birlikte verilen bir tablodan bakılarak, cismin/ürünün saflığı konusunda bir sonuç çıkarır. AuroTest cihazı ayar sonucu verir mi? Bu soru genellikle akla gelen ilk sorudur ve yanıltıcı olmaması açısından kesinlikle dikkat edilmesi gerekir. AuroTest cihazı ayar tespit etmek için kullanılmaz, ancak saf olan metalin, sahtelerinde olduğu gibi, saflığının doğru olup olmadığı sonucunu verir. Peki, bu cihazın genel özelliği nedir? Alışılagelmiş altın ve gümüş veya diğer değerli metallerin tespit edilmesinde kullanılan yöntemlerin hepsinde, cisim, mutlaka bir parça veya tamamen bir şekilde hasar görür veya formunu tamamen kaybeder. Örneğin; ürünün kapla olup olmadığını anlamak için çizilmesi, kesilmesi, eritilmesi, eğilmesi gibi… İşte bu nokta, AuroTest cihazının en 234 ALTIN DÜNYASI • SAYI 96

önemli özelliğini ortaya koyar. Çünkü bu cihaz ile bu tip hasarlar vermeden elinizdeki cismi/ürünü test edebilir, hatta ürün bir paketin içinde dahi olsa, paketi bozulmadan ve açılmadan ürünü test edebilirsiniz. AuroTest cihazı pratik midir, herhangi bir zararlı ışın içerir mi? AuroTest, potansiyel alternatiflerinden ayrılan bir özelliği de hacminde dolayı kolayca taşınabilmesi, kullanmak için herhangi özel bir mekan gerektirmemesi, XRF gibi zararlı ışınlar yaymaması itibariyle son derece pratik ve zararsızdır. AuroTest cihazını kimler kullanabilir? Bu cihaz bireysel veya kurumsal olmak üzere, altın ve genel olarak değerli metaller ticarinde çalışan, yatırımcılar, esnaflar, kuyumcular, rafineriler, bankalar, döviz büroları, emanetçiler, gümrükler, havaalanları denetimlerinde ve benzeri her noktada kullanılır. Yakın zamanda sahteciliğin kontrol edilmesi, önlenmesi, paranın korunmasında resmi kurumlara operasyonel destek verilmesi için Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünde “Madeni Para Sahtecilik ve İzleme Birimi” oluşturulmuştur. Bu yeni oluşum uyarınca birçok nokta da öyle sanıyorum ki kullanılmaya başlayacaktır.

Teknik çalışma prensibi nasıldır?

Ultrason ve ses dalgaları ile çalışma prensibi aşağıda ki grafikde kısaca açıklanmaya çalışılmıştır. A Grafiğinde; Saf altın test edilmiştir, burada ses dalgaları objeyi baştan aşağı süzerek yoğunluk taraması yapar, bu tarama sonucunda rakamsal bir değer elde edilir, elde edilen değer obje saf ise, tam sonuç verir. B Grafiğinde; Cisim içinde altına ağırlığı en yakın metal olan wolfram gömülüdür, dalgalar cismin kalınlığına göre eksik rakamsal değer verir ve bu da saf olmadığını gösterir. C Grafiğinde; Cisim ince tabaka altınla kaplanmıştır ve iç dolgu malzemesi tamamen wolframdır, bu durumda ses dalgaları ince altın tabakasını aşarak yine dip noktasına ulaşarak bir sonuç alır bu sefer de yoğunluk farkından dolayı yine saf olmadığı sonucunu verir. D Grafiğinde; Burada ise cisim yine altın ile kaplanmış ancak bu sefer içinde az miktarda altın parçaları olmakla beraber homojen bir yapıya sahip değildir, cihaz cismi test ederken sürekli değişken değerler verir ve yine saf olmadığı kolayca anlaşılabilir. E Grafiğinde; Burada D grafiğine benzer bir koşul vardır ancak bu sefer tam tersi bir sahtecilik ortaya çıkmıştır, test sonuçları burada da farklı değerler verir ki, istenilen saflıkta olmadığı yine kolayca anlaşılmış olur.


altınhaber

Türkiye’nin En Büyük Mücevher Taşları Koleksiyonu ile Pratik ve Teorik Eğitim Harmony’de…

İstanbul Ticaret Odası'ndaki Harmony Renkli Taş ve Pırlanta Eğitimlerine Büyük İlgi Harmony Akademi'nin, İTO’ da tamamlanan “Pırlanta Uzman” eğitimlerinin ardından düzenlenen Renkli Mücevher Taşları eğitimlerine çok büyük bir talep oldu. Kurslar, İstanbul Ticaret Odası'nın Eminönü'ndeki binasında sabah ve akşam olmak üzere günde iki kere düzenlendi.

tüm taşların alış ve satış fiyatları da öğretiliyor. Bununla birlikte taş ticaretinde karşılaşılabilecek oyun ve istismarlar da, yine Fazıl Özen’in 60’tan fazla ülkede edindiği tecrübeleri paylaşması sonucunda, artık tehlikeli olmaktan çıkıyor. Yurt içi ve yurt dışı fuarlarda dikkat edilmesi gereken konular hakkında da bilgilenen katılımcılar sektörde çalışmak için gerekli tüm bilgilere sahip olarak iş hayatına atılabiliyorlar.

K

urs süresince, katılımcılar, özellikle son zamanlarda birçok kuyumcunun piyasada sık sık karşılaştığı “glass filled ruby” (içi cam doldurulmuş yakut), boyalı kuvars, sıkma zümrüt, kök zümrüt gibi yanlış isimlerle pazarlanan taşların gerçekte ne olduklarını, onlara bu taşlarla bire bir çalışarak dokunarak görme şansına sahip oldular. Bu taşlarla, aynı taşların doğalları arasında onlarca, hatta yüzlerce kat fiyat farkı olduğunu ve bu farkların miktar ve değerlerini de Harmony farkıyla öğrendiler.

Harmony Yılları Sadece Bir Haftaya Sığdırıyor… Özellikle kuyumculuk bölümlerinde okuyan veya mezun olan öğrencilerin de oldukça fazla ilgi gösterdiği bu özel eğitimlerde, katılımcılar Harmony ayrıcalığı ile kendi günlük ticari hayatlarında karşılaşabilecekleri pek çok problemi nasıl çözebileceklerini de bilir hale geliyorlar. Bunun yanında aynen diğer eğitimlerde olduğu gibi, pırlantanın ve renkli mücevher taşlarının isimlerini, gruplarını, minerolojik özelliklerini, hangi ülkelerden çıktıklarını, aynı renkte tüm benzer olan diğer taşları görerek, onlara dokunarak öğreniyorlar. Katılımcılar, gemolojik aletleri kullanarak veya sadece pratik yollardan taşları taklitlerinden ayırt etme yöntemlerini öğrenmenin kendilerine çok büyük bir özgüven verdiğine belirtmekteler. Dünya ve Türkiye piyasalarında neyin ne kadara alınıp satılacağını,taşların alımında, imalat esnasında veya kullanımında dikkat edilmesi gereken noktaları ve daha pek çok önemli bilgiyi de Türkiye’de sadece Harmony tarafından verilmekte olan bu eğitimlerde öğreniyorlar. Kapalı Gözle Mücevher Taşları Testi Harmony’de… Eğitimi tamamlayan katılımcılar Harmony farkı ile bazı taşları gözleri kapalı olarak dahi test edebilmekteler. Pratik esaslara dayanan bu testi yapanlar artık doğal taşları taklitlerinden rahatlıkla ayırabilmekteler. Daha önceleri renkli taşlar hakkında hiçbir kapsamlı bilgiye sahip olmadıkları halde bir hafta içinde bu düzeye erişen katılımcılar bundan büyük memnuniyet duyduklarını ifade ediyorlar. İlgili okullarda okuyan veya mezun olan pek çok öğrenci de iki yıl veya dört yıl okudukları üniversitelerdeki eğitimlerinde Harmony’de edindikleri bilgilerin ve eğitimin dörtte birine dahi ulaşamadıklarını üzülerek belirtiyorlar.

Türkiye’de Mücevher Taşları Piyasasındaki Sıkıntılar… Son yıllarda piyasaya giren renkli taşların çeşidinin çok fazla olması maalesef konuyu istismarlara, hatalara çok daha fazla müsait hale getiriyor. Buna ek olarak her taşa Türkiye’de sertifika düzenlenememesi veya düzenlenen sertifikalarda ciddi hataların yapılması sektöre olumsuz yansımakta ve bu konuda ciddi sıkıntılar yaşanmakta. Eğitimlerde katılımcılara teorik bilginin yanında mesleki hayatta bir kuyumcuya en çok gereken pratik bilgilerin de verilmesi, kuyumcuların aldıkları ve sattıkları ürünlerde tam bir güvenle alışveriş yapmalarını sağlamakta. Piyasada çok büyük kafa karışıklıklarının, hataların, istismarların yaşandığı renkli taşlarda pek çok esnaf ne yapacağını ve ne söyleyeceğini şaşırmış durumda. Renkli taşlar, hemen herkesin hakkında farklı şeyler söylediği, hatta satanların dahi pek çoğunun tam olarak bilemediği veya açıklama yapamadığı bir konu. Özellikle de son yıllarda bilim ve tekniğin gelişmesi sonucunda pek çok farklı, alışılmamış, yeni şekillerde karşımıza çıkmakta. Bu da dürüst dahi olsa birçok esnafın bilgisizlikten kaynaklanan sebeplerden dolayı mağduriyet yaşamasına sebep olmakta. Satın aldıktan sonra taşların gerçekte ne olduğunun bilinememesi de yine satan kişiler açısından büyük tehlike oluşturmakta. Söz konusu taşların satılmasından sonra son kullanıcı tarafından gerçek olmadığının fark edilmesi halinde esnafını düştüğü zor durum da bu konuda yaşanan en kritik noktalardan birini teşkil etmekte.

Harmony’de Pırlanta ve Renkli Mücevher Taşları Tam Olarak Sektörün İhtiyacına Göre… Harmony’de dünyadaki tüm eğitim kurumlarından farklı olarak piyasadaki SAYI 96

• ALTIN DÜNYASI

235





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.