EMİN ÖZLEN
TAKTIM ŞU HARAM MESELESİNE
MASKELİ IŞİD
OSMANLIYI ANLAMAK...
BOKO HARAM
IŞİD’İN KELEBEK ETKİSİ OLUR MU?
47. Sayı
22 - 28 Eylül 2014
www.anadolugunluk.com
Yuh olsun Kadirov!
Müttefik değilmişiz
Çeçenistan’ın kukla lideri Kadirov’un Rusya kanalında yaptığı “Peçeli kadınları sokak ortasında gözaltına alıp onları iç çamaşırlarına kadar soyacağız” açıklamasının ardından kalleş sürüsü işkence ve tecavüzlere başladı. 3’te
Amerika’nın ünlü gazetelerinden Wall Street Journal’de, Türkiye’nin IŞİD’e karşı politikası anlatılan bir yazıda, “Ankara artık ABD’nin müttefiki değil” dendi. Yazıya göre artık İncirlik kapatılıp başka bir ülkede yeni üs arayışına girmelilermiş. 3’te
50 Kr
Çiftçi’ye yeni görev İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü Daire Başkanlığı’na Kaman Kaymakamı Mustafa Çiftçi atandı. Anadolu Günlük olarak bizler de hemşehrimizi tebrik eder kendisine başarılar dileriz. Çiftçi’nin başarı dolu hayatının ayrıntıları 8’de.
Maskeler düştü!
IŞİD’in elinden 101 gün sonra kurtarılan rehinelerle birlikte Ankara’da vatandaşlara seslenen Başbakan Ahmet Davutoğlu, olayın seçim malzemesi yapılacağı iddiasını ortaya atanların maskesinin düştüğünü belirterek, “Bir kez de bu milletin hissettiğini hissedin” dedi. BUGÜN SEVİNİN Başbakan Ahmet Davutoğlu, acı ve keder üzerinden siyasî operasyon yapmaya kalkanların maskelerinin rehine kurtarma operasyonuyla bir kez daha indirildiğini söyledi. Muhalefet yapmak adına rehinelerin canını tehlikeye atmak pahasına kendilerini açıklama yapmaya zorladıklarını anlatan Davutoğlu, “Artık spekülasyonları bırakın. Gelin bari bugün bu sevinci paylaşın” şeklinde konuştu.
FİDYE ÖDENMEDİ Edinilen bilgiye göre, IŞİD’in 11 Haziran’da kaçırdığı Musul Başkonsolosu ve 48 çalışanı için fidye ödemeyen Türkiye kurtarma operasyonu için de başka bir ülke ya da istihbarat kurumunun hiçbir şekilde yardım almadı. Rehinelerin MİT’in kendine has yöntemleriyle kurtarıldığını belirten Başbakan Davutoğlu, bu süreçte vakur duruşunu bozmayan ailelere de teşekkür etti.
PROVOKASYON! Paralel yapı yandaşlarının IŞİD konusunda da bir çok defa provokasyona yeltendiğini ve spekülatif bilgilerle provokatörlük yapmaya çalıştıklarını ifade eden Davutoğlu, “Bizim için 1 kişi 75 milyon kişidir, 75 milyon kişi de 1 kişidir. Bu süreçte sorumlu yayın yapanlara teşekkür ediyorum. Sorumsuz yayın yapanları Allah’a havale ediyorum. Bir kez de bu millet gibi sevinin ve üzülün.” dedi.
MORAL YALANI Rehinelerle IŞİD militanları arasında tercümanlık yapan kişi, IŞİD mensuplarıyla bire bir irtibat halinde olmak zorunda kaldığını belirterek, 101 gün boyunca zaman zaman yalan söylemek zorunda kaldığını da ifade etti. Türk halkının moralini yüksek tutmak için hep güzel şeylerden bahsetmeye çalıştığını anlatan tercüman, rehinelerin 8-9 kez farklı mekanlara nakledildiği bilgisini verdi. 4-5’te
Buna ne diyecekler Türkiye’nin sosyete kesiminin yoğunlukta yaşadığı Çeşme’de bir sitenin önündeki ağaçlar denizi görebilmek için kesildi. Gezi’nin destekçileri kendi keyifleri için ağaç kesmekte bir maruz görmüyor olacak ki kimse kesilen 25 ağaca tepki göstermedi. 8’de
AİHM’nin kör gözü Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin kaldırılması için AİHM’ye açılan davada “zorunluluktan muaf olunsun” hükmü çıktı. Yalnız Avrupa ülkelerinin hemen hemen hepsinde zorunlu din eğitimi devam ediyor. Peki ya Avrupa ülkelerindeki zorunlu din dersleri ne olacak? 6’da
Cüzdanından ödedi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl olduğu gibi bu yılda kurban vekaletini Kızılay’a verdi. Kızılay Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Eroğan’la görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Somali, Nijer, Bosna Hersek, Pakistan ve Bangladeş’tekendi adına kurban kesilmesini istedi. 3 bin 50 Lirayı’da cüzdanından verdi” dedi. 4’te
2 IŞİD’IN KELEBEK ETKISI OLUR MU?
B
ir “muamma olan IŞİD” gün geçtikçe ilerlemeye devam ediyor ve bu süreçte herkes IŞİD’in zararından, kötülüğünden (vs) bahsediyor ama gün geçtikçe ilerleyen bu “tehlike”nin komşularında bir etkiye yol açmayacağını düşünmek elbette büyük yanılgı olacaktır… Bilmem ki komşu iktidarlar bu etkilere hazır mı? Belki de halkı Müslüman olan laik yapılar, süreç bu şekilde devam edecek olursa varlıklarını devam ettirebilmenin ve IŞİD’e karşı durabilmenin tek geçerli yolunun gerçek Müslümanlığı “Devlet” çapında kabul ve ilan etmekten geçeceğini düşünebilirler, düşünmek zorunda kalabilirler, dediğimiz gibi başka politik manevra alanı kalmayabilir... Birileri bir şeylere hazır olsa iyi olur gibi geliyor bize… Neticede Müslüman tabanın bunlara karşı nasıl davranacağı konusunda, bütün enformasyon ve dezenformasyona rağmen kafası karışık. Bu karışıklığı tespit etmek için sosyal medyada küçük bir gezinti yapmak yeterli olacaktır sanırım… Yüzyıla yakın bir süredir “iktidar”a aç olan Müslüman taban nasıl bir söylem ile teskin edilebilecektir? Yanlışları da olsa, “çok acı çektiler mazeretleri var” diyebiliyor insanlar... Ve zaten oralardan gelen medya bilgisinin güvenilemez olduğu gerçeğini başta birinci körfez harbi ol-
mak üzere birçok kez acı şekilde tecrübe etmiş durumda insanlar... Hâsılı velkelam, bir savaş durumunda halkı Müslüman laik otoriteler çok düşünmek zorunda kalabilecekler... Ve tek çıkış yolunun gerçek bir İslâmî Devlet modeli olarak ortaya çıkmak olabileceğini düşünmek zorunda kalabilecekler gibi geliyor bize... Tabii bu gün IŞİD kendi politikasını daha çok şiddet üzerine korku salmak üzerine inşa ediyor... Ve onların bu politikaları zaaflarıymış gibi düşünülüyor ve IŞİD eleştirileri daha çok ne kadar cani filan diyerek onların bu politikalarını tersinden desteklemek üzere ilerliyor...
Faturalara neler oluyor? Büyükşehir yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte, ilçe ve köylerdeki su faturalarında artış olduğunu iddia eden Eğitim Bir Sen Doğanhisar İlçe Başkanı Şakir Kapçı bu duruma tepki gösterdi. Büyükşehir Belediyesi yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte; il, ilçe, belde ve köylerin su dağıtımı, su bedellerinin toplanması Büyükşehir Belediyelerine geçti. Doğanhisar Eğitim Bir Sen İlçe Başkanı Şakir Kapçı, daha önceki aylarda gelen ve Büyükşehir’e bağlandıktan sonra gelen faturaları sosyal medyada paylaşarak tepkisini dile getirdi. İşte Kapçı’nın o paylaşımı: Doğanhisar’da her ailenin ortalama su tüketim miktarı aşağı yukarı belli standartlardadır. Büyükşehir yasasına kadar ortalama 15 ile 50 TL su faturası ödeyen halkımızın artık yüksek faturalar, hatta anormal derecede yüksek
faturalar ödemeye başlaması vatandaş üzerinde ciddi sıkıntılara yol açmaya başladı. FATURALARDA TUTARSIZLIKLAR VAR Örneğini yayınladığımız su faturasının geçmiş 4 ay için harcanan miktar 68 m3 olarak ( 68 ton) belirtilirken, aynı aileye gelen son iki aylık su faturası 327 M3 Yani 327 ton harcama olarak görünmektedir. Önceki 4 aya ait aynı aboneye ait olan su faturası bedeli 47 TL iken, son 2 aya ait olan fatura bedeli son gelen su tüketim bedeli ise önceki 355TL görünmektedir. Bu durum su saatlerimizin sıkıntılı olduğunu göster-
mektedir. Veya bir aksaklığın olduğunu belirtmektedir. HALKIN YANINDA KİM VAR? İçme suyumuzdan kaynaklanan ishal ve benzeri salgınlar her geçen gün artmaktadır. Su kaynaklarımız hiç bir ek masraf yapılmadan çeşmelerimize kadar ulaşmaktadır. Durum böyle iken su faturalarının kabarık gelmesi düşündürücüdür. Ayrıca hizmet yönünden maliyeti yüksek olan yerle, maliyeti düşük olan yerlerde bölgesel şartlara göre fiyat uygulama farklılığı yapılmalıdır. (kaynak: cafekulis.com)
Muhtemelen bu şiddete ve korku salmaya yönelik politika bir süre sonra değişecektir... Başka bir yüzlerini göstermeye başlarlarsa da söyleyeceğiniz pek bir şey kalmayabilir... Şiddet değil de şefkat yüzünü gösterirse politikasını onun üzerine inşa ederse o zaman ne olacak? IŞİD’in bir politika gütmüyor olduğunu düşünmenize yol açan neyse bilemiyorum ama akılsız kişiler olduğunu düşünmek büyük yanılgıya götürebilir. Anlatabildim mi? 1921 anayasası belki IŞİD “tehlikesine” karşı işe yarayabilir. Şimdilik… Ve yalnızca bu tür durumlar da.
Yine şampiyon oldu Yardımcı oluyorlar Konya Büyükşehir Belediyespor’dan İlker Tuzcu, İspanya’da yapılan Bedensel Engelliler Avrupa Badminton Şampiyonası’nda tek ve çift erkeklerde altın madalya kazanarak üst üste ikinci kez Avrupa şampiyonu oldu.Şampiyonada 3 günde 86 maç yapan Milli Takım sporcuları, 3 altın, 2 gümüş ve 7 bronz madalya kazanırken Konya Büyükşehir Belediyesporlu İlker Tuzcu başarısıyla göz doldurdu. 5 kez üst üste Türkiye Şampiyonluğu yaşayan İlker Tuzcu, Bedensel Engelliler Avrupa Badminton Şampiyonası’nda tek ve çift erkeklerde altın madalya kazanarak üst üste ikinci kez Avrupa şampiyonluğuna uzandı.
Konya Büyükşehir Belediyesi Kılıçarslan Gençlik Merkezi ile Gençlik Meclisi üyeleri, Konya üniversitelerini tercih ederek şehre yeni gelen öğrencilere yardımcı oluyor. Selçuk Üniversitesi’nde stant kuran, ve Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde de stant kuracak olan Gençlik Merkezi üyeleri, gelen öğrencilere Konya, Gençlik Merkezi, Gençlik Meclisi, öğrenci yurtları gibi konularda bilgi ve materyaller ile çeşitli hediyeler veriyor. Öğrenciler ayrıca Gençlik Merkezi kayıtları hakkında da bilgilendiriliyor. Konya Büyükşehir Belediyesi Kılıçarslan Gençlik Merkezi’nin güz dönemi kayıtları 22 Eylül Pazartesi günü başlıyor.
Sokakta IŞİD alarmı IŞİD’in Hatay, Adana, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, İstanbul, Mersin gibi yerlerde hücre evleri açtığını belirleyen polis örgüte militan kazandıran dernekleri de takibe aldı. Konya’da M. G., Ankara’da ise İ. A.’nın başında bulunduğu iki grubu takip eden güvenlik güçleri, Türkiye’de IŞİD’in kontrolünde, çoğunluğu kamyonet olan 22 bombalı araç olduğu yönündeki ihbarları değerlendiriyor. Canlı bomba olabileceği değerlendirilen 30 militanın Türkiye sınırları içinde olduğu tahmin ediliyor. Emniyet ve jandarma, militanların kullandığı İstanbul, Ankara, Konya, Kilis, Şanlıurfa, Adana, Mersin ve Gaziantep’teki tüm ekiplerin hazır olmasını istedi.
3
YUH OLSUN! Rus kuklası Çeçenistan lideri Kadirov, yaptığı açıklamada tesettürlü kadınları sokak ortasında göz altına alıp iç çamaşırına kadar soyacaklarını söyledi. Çeçenistan’ın kukla lideri Kadirov’un Rusya kanalında yaptığı “Peçeli ve çene üstünü kapatan kadınları sokak ortasında gözaltına alıp onları iç çamaşırlarına kadar soyacağız” açıklamasının ardından kalleş sürüsü işkence ve tecavüzlere başladı. Bölgeden bağımsız kaynakların yaptığı açıklamada 10’a yakın tesettürlü bayanın zorla gözaltına alındığı ve bunlardan birisine işkence ve tecavüz edildiği öğrenildi. Sütun Haber’in haberine göre, tecavüze uğrayan tesettürlü bayanın kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği bildirildi. Kadirov’un tesettürlü bayanların yanı sıra sakalı uzun erkeklere de gözdağı vererek “Onlar vahabilere benzemek istiyorlar. Hiçbir suçları yoksa bile onlara benzemek istedikleri için onların sadece sakallarını değil sakallarıyla birlikte kafalarını da keseceğiz” şekilde açıklama yapmıştı.
Bağımsız değiller İskoçya’nın Birleşik Krallık’tan ayrılmasıyla ilgili yapılan tarihi referandumda sonuçlar açıklandı. İskoçya Bağımsızlık Referandumu’nda Sandıkların yüzde 88’i açıldı. 32 bölgenin 31’inde oylar sayıldı. İskoçya’da halk yüzde 56’lık oy oranıyla “bağımsızlığa hayır” dedi. Evet diyenler ise yüzde 44’te kaldı. “İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı?” sorusunun yönetildiği referanduma 4 milyondan fazla kişi katıldı ve katılım oranı yüzde 80’den fazla oldu. 5 milyon 300 bin nüfuslu İskoçya’da referandumda, ülkede yaşayan 16 yaş ve üzerindeki tüm İskoçlar dün yerel saatle 07.00 ile 22.00 arasında oy kullanabildi.
MASKELI IŞİD
A
‘Türkiye ve ABD artık müttefik değil’ dendi Amerika’nın ünlü gazetelerinden Wall Street Journal’de, Türkiye’nin IŞİD’e karşı politikasını ve ABD önderliğinde oluşturulan koalisyondaki tutumunu değerlendiren bir yazı yayınlandı. Yayınlanan yazı da, “Ankara artık ABD’nin müttefiki değil” başlıklı yazının en önemli satırları şunlar: Anlaması en güç durum Türk hükümetinin bir NATO üyesi olmasına rağmen ABD müttefiki ya da Batı’nın dostu olarak davranmayı uzun bir süre önce bırakmış olması. Erdoğan hükümetinin Gazze’de Hamas’a ve Mısır’da Müslüman Kardeşler’e uzun bir süredir verdiği destek göz önünde bulundurulursa Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmeme isteği anlaşılıyor. IŞİD Türk diplomatları ve aileleri-
ni Musul’da esir tutuyor olabilir ancak vatandaşları esir düşen tek ülke Türkiye değil. Ankara aynı zamanda IŞİD karşıtlarına gönderilecek silahların Kürt terörist örgütü PKK’nın eline geçmesinden korkuyor. Ancak bu İncirlik Üssü’nün ABD harekâtlarına kapatılması için bir sebep olamaz. Kaçınılmaz sonuç ABD’nin IŞİD’e karşı vereceği savaşta daha iyi bir bölgesel müttefik bulmasıdır. Burada en iyi seçenek, desteklerini sunan ve diğer müttefiklerin aksine asker göndermeye hazır olan Kürtler olarak öne çıkıyor. İncirlik yaklaşık 60 senedir ABD güçlerine ev sahipliği yaptı ancak belki de İncirlik’i Kuzey Irak’taki Kürt topraklarında bulunan bir hava üssüyle değiştirmenin zamanı geldi.
damlar savaşıyorlar! Birçoğu belki birazdan ölecek. Fakat o şartlarda dahi suratlarında maske ile dolaşıyorlar. Niçin? Yüzlerini kimden gizliyorlar neden çekiniyorlar? Suratlarındaki maske neyi örtüyor? Yüzlerini Allah’ tan saklayamayacaklarına göre kim ya da kimlerin kendilerini tanımasından çekiniyor olabilirler? Aklıma avlanmaya giden kimi avcıların elindeki av tüfeğiyle yüzlerini maskeleyerek objektiflere verdikleri pozlar geldi. Bu durumu gören bir arkadaşın muhteşem bir yorumu vardı. “Yüzünü kimden saklıyorsun kardeşim. Avlamaya çalıştığın kekliklerden mi?” Keklikler av sahasına dolaşan yüzü maskeli adamı tanısa ne olur, tanımasa ne olur ki? Sonuçta avcının kurbanı olacaklardır. Maskeli IŞİD militanlarının öldürdükleri adamlardan çekinecek bir şeyleri yok. O halde niçin maske? Bunların suratlarındaki maske altında gizledikleri yüzün gerçek mahiyetini açığa çıkarmak için yaptıkları işlere yakından bakmak lazım. Musul’da Türk Büyükelçiliği personelini rehin almakla atağa geçtiler... Hilafet Devletini ilan ettiler. İsrail Gazze’ye saldırırken bunların gıkı çıkmadı.
Maliki rejiminin Şii milisler eliyle ezdiği Sünni aşiretlerin fiili desteğini alarak kendilerinin hâkim olduğu bir alanda sağa sola at koşturmaya başladılar. Beşşar Esed güçleri ile savaşan, ancak kendilerine tabi olmayan Müslümanları imhaya yöneldiler. İşledikleri cinayetlere “İslam” kılıfı giydirerek bütün dünyanın dikkatini üzerlerine çektiler. Sağa saptılar, sola saptılar kendi anlayışlarına uygun, adına “gerçek İslam” dedikleri yeni bir din uydurdular. O dine tabi olmayan bütün Müslümanları kâfir ilan ettiler. İslam topraklarında emperyalist kâfirlerin rahatça avlanacakları bir zemin inşa etmeyi başardılar. Suriye diktatörü, katil İran destekli Hizbullah şebekeleri ve tabi ki İsrail bölge halkının hakkından gelememişti. Ne yapsalar gelen gerçek İslam’ın sedası yankılanıyordu her yerde. Onu imha etmenin yolu bu usul ve metotlarla Müslümanları kendi evlatları eliyle kendilerine hançerletmekten geçerdi. Onun için maske önemliydi ve kendilerinden başka kimse bu durumu bilmemeliydi. Değilse maskesiz IŞİD bir işe yaramazdı. IŞİD oltanın ucundaki yem. Av büyük?
Türkiye aşığıymış İsrail, Dışişleri Bakanlığında sözcülük koltuğuna İsrail’in Ankara’daki büyükelçiliğinde uzun yıllar müsteşar olarak görev yapan elçi Emanuel Nashdon’u atadı. Çok iyi derecede akıcı bir şekilde Türkçe konuşan Nashdon, “Ankara’da 20022006 yıllarında diplomat olarak görevde bulundum. Bu benim için sıradışı bir deneyimdi. Çok güzel birçok insanla tanıştım ve Türkiye’ye karşı, kültürüne karşı, insanına karşı çok sıcak duygular besliyorum. Türkiye’nin kal-
bimde çok özel bir yeri vardır ve aşık olduğum bir ülkedir. Ben kuvvetle ülkelerimiz arasında diyalog ve dostluk olacağına inanıyorum” dedi. İsrail’in Türkiye aşığını birini neden sözcülüğe atadığı merak ediliyor. Emmanuel Nahshon, Fransa’da doğdu. Kudüs İbrani Üniversitesi’nde Hukuk tahsili yaptı. 1992 yılında meslek memuru olarak göreve başladığı İsrail Dışişleri Bakanlığı’nda sırasıyla Venezuella, Brüksel, Ankara ve Berlin’de görev yaptı.
4
Erdoğan peşin verdi Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kızılay Başkanı Ahmet Lütfi Akar’ı, Beylerbeyi Sarayı’nda kabul etti. Akar, Erdoğan ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklama, “Kendisinden kurban bayramı için bize vekalet vermesini istedik. Geçen yıl da bize vekalet vermişti. Bu yıl da kabul etti ve cumhurbaşkanı olarak bize vekalet verdi. Yurtdışında 5 hisse, yurt içinde 3 hisse aldı. Somali, Nijer, Bosna Hersek, Pakistan ve Bangladeş’te kendi adına kurban kesilmesini istedi. Yurt içinde nerede kesileceği önem taşımıyor. Hangi kombinada kesilecekse orada ismi anılacak. Parayı peşin aldık. Toplam 3 bin 50 lira kendisi cüzdanından çıkartarak saydı, bize verdi sonra ben de saydım ve teslim aldık” dedi.
IŞİD’den kurtardık!
Başbakan Ahmet Davutoğlu Irak’taki 46 rehinemizin ülkeye döndüğü müjdesini Bakü’den verdi. Peki şimdi Türkiye’nin IŞİD meselesinde rolü ne olacak? ŞÜKÜR NAMAZI KILDI Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bakü’de yaptığı basın toplantısında, IŞİD’in Musul’daki Türk konsolosluğunu basarak alıkoyduğu 46 Türkiye vatandaşının özgürlüğüne kavuştuğunu ve Türkiye’ye döndüğünü söyledi. Bakü programını iptal ederek rehinelerle Urfa’da buluşan Davutoğlu, ilk haberi aldığında şükür namazı kıldığını belirterek, “Biz de size güvendik hamdolsun, bundan sonra da başarılı çalışmalarınıza devam edeceğinizden eminim. İki bayramı birden yapacağız dedim, Allah nasip etti. Allah sizi bir daha ailelerinizden ayırmasın. Hep beraber Ankara’ya geçelim, eşiniz, dostunuz ailenizle buluşun” dedi.
Davutoğlu’na tebrik Asansörde kaldı CHP Basın Biriminde yapılan yazılı açıklamaya göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu arayarak Musul’da IŞİD terör örgütü tarafından rehin alınan 46 Türkiye konsolosluk görevlisinin başarılı bir şekilde Türkiye getirilmesinden dolayı duyduğu mutluluğu dile getirerek tebrik etti. Açıklamada Davutoğlu’nun da böyle zamanlarda gösterilen birlik ve duyarlılığın önemine dikkat çekerek Kılıçdaroğlu’na teşekkür ettiği bildirildi.
Soma’da düzenlenen bir programa katılmak üzere ilçeye gelen TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, belediye hizmet binasındaki asansörde mahsur kaldı. Soma Belediye Meclis Salonu’na çıkmak için asansörü kullandıkları asansör bir üst kata çıktığı sırada aniden durarak alarm verdi. Sorunun çözüldükten sonra Feyzioğlu, “Vallahi dostlarla birlikteyiz. Önemli olan dostlarla birlikte olmaktır. Asansörde yan yana gelmek istemediğimiz kişilerle de kalabilirdik dolayısıyla olaya böyle bakalım” dedi
NASIL KURTARILDILAR? Rehinelerin kurtarılmasında silahlı bir çatışma veya silahlı bir operasyon olmadığı gibi fidye de verilmedi. Rehineler değişik kanallar üzerinden yürütülen müzakereler sonucu ikna yöntemiyle kurtarıldı. Rehinelerin kurtarılmasında MİT operasyonun baş rolünde yer aldı. Ancak MİT askeri unsurlarla da sürekli irtibat halinde kaldı. Bordo bereli özel harekatçılar her an hazır tutuldu. Kaçırılma olayından serbest bırakılana kadar rehinelerle görüntülü irtibat hiçbir zaman kesilmedi. Rehineler tutulduğu adres 8 kez değiştirildi. İnsansız Hava Araçlarıyla bütün hareketlilik takip edilirken, rehinelerin tesbitinde Arap aşiretler de sürekli destek oldu.
TEBRİK EDİYORUM Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuyla ilgili yaptığı açıkalamada, “Irak’ta bir süredir alıkonulan Musul Başkonsolosumuz, ailesi ve Başkonsolosluğumuzda bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, yapılan başarılı bir operasyonla kurtarılmıştır. Öncelikle, uzun süredir özgürlüklerinden mahrum kalmış olan Başkonsolosumuz ve ailesine, çalışma arkadaşlarına, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm aziz vatandaşlarına geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, milletimizin gözü aydın diyorum” dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise, “Tüm aşamaları takip ettik. MİT’e madalya takılması lazım. Kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.
‘İslami’ düzeltmesi ‘Küfür merkezi’ ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde IŞİD stratejisinin ele alındığı oturumda konuştu. ABD Dışişleri Bakanı Kerry, oturum sırasında, IŞİD gibi gruplara çeşitli çevrelerden fon akışının durdurulması gerektiğinden bahsederken, “Beklentilerimizi net olarak ortaya koyduk. Beklentilerimiz, insanların İslami radikal grupları fonlamayı durdurması yönünde, pardon ‘İslami’ yanlış kelime, radikal dini aşırılık yanlılarını” dedi. Kerry hatasını erken farketti.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Kılıçdaroğlu’nun mektubu hakkındaki sorusu üzerine Canikli: Kılıçdaroğlu’nun böyle bir yöntem ve içerikle mektup yazmasını ciddiyetsizlik ve samimiyetsizlik olarak görüyorum. Özellikle mektubun içeriğinde kullanılan ifadeler, Sayın Kılıçdaroğlu’nun karalayıcı, hakaret edici, küfür edici, adeta ‘küfür üretim merkezi’ gibi çalışma özelliğini değiştirmediğini bir kez daha ortaya koymuştur.
ŞİMDİ NE OLACAK? Başta New York Times olmak üzere batı medyası üzerinde batı devletleri Türkiye’nin IŞİD’e silahlı saldırıda bulunması için baskı yapıyor, Türkiye’nin IŞİD’in elinde bulunan rehinelerinden çekindiği için silahlı saldırıda bulunmaktan kaçındığını iddia ediyorlardı. Son çıkan haberlerde New York Times Erdoğan ve Davutoğlu’nun Hacı Bayram Veli Camii’nden çıkışının fotoğrafını yayınlayarak burada IŞİD adam topluyor demişti. Peki şimdi, 49 rehinenin kurtarılmasından sonra, Türkiye’nin IŞİD’e karşı olan stratejisinde değişiklikler olacak mı? Batı, Türkiye’ye silahlı müdahale için baskı uygulamaya devam edecek mi? Rehinelerin kurtarılması neleri değiştirecek?
ABD basınına çattı! ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Ross Wilson, ABD Büyükelçiliği’nin yeni Kamu Diplomasisi Danışmanı Johathan Henrick ile Basın Sözcüsü Joe Wierichs’in göreve başlaması dolayısıyla verilen resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Wilson, iki ülke arasındaki ilişkiler hakkında son dönemde uluslararası basında çıkan haberler hakkındaki bir soru üzerine, “Türkiye ve ABD’nin iki müttefiktir ve ABD dış politikasını yapan Amerikan basını değildir” dedi.
5
Maskeleri indi!
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 101 gün sonra IŞİD’in elinden kurtarılan rehinelerle birlikte Ankara Esenboğa Havalimanı’nda vatandaşlara seslendi. Rehine olayının seçim malzemesi yapılacağı iddiasını ortaya atanların maskesinin düştüğünü kaydeden Davutoğlu, “Bir kez de bu milletin hissettiğini hissedin” dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Esenboğa Havalimanı’nda rehinelerle birlikte vatandaşlara hitap etti. Davutoğlu, “Seçim malzemesi yapacak diyenlere sesleniyorum, vatandaşlarımızın bir tek saç telini dünyaya değişmeyiz. Bir kez de bu milletin hissettiğini hissedin” dedi. Davutoğlu’nun konuşmasından; “Bu aziz millet, acıyı da kederi de mutluluğu da paylaşmayı bilir, acı ve keder üzerinden siyasi operasyon yapmaya kalkanların da maskelerini indirir. Bugün maskeler inmiştir. O provokasyon yapanlara da sesleniyorum; muhalefet yapmak adına her gün bu kardeşlerimizin canını tehlikeye atmak pahasına bizleri bazı açıklamalar yapmaya zorlamaya çalışanları da biliyorum. Onlara da seslenmek istiyorum; gelin bari bugün bu sevinci paylaşın, artık spekülasyonları bırakın. Bir kere de bu millet ne hissediyorsa onu hissedin, bu milletle üzülün, bu milletle ağlayın, bu milletle sevinin. Vatandaşlarımızı alıp getiren ve belki de yüzünü hiçbir zaman görmeyeceğiniz, yolda karşılaştığımızda tanıyamayacağımız öyle isimsiz kahramanlar var ki; Allah onlardan razı olsun. Canlarını ortaya koyarak bu kardeşlerimizi vatanlarına kavuşturan isim-
Avrupa buysa… Bülent Ersoy’un tırnaklarının Lady Gaga’ya benzetilmesi üzerine Türk Müziğinin Divası Bülent Ersoy ilginç bir yorum yaptı. Lady Gaga’nın sahnede soyunması konusunda Diva “Tabiki şov her şeyi kaldırır. Ama edep denen bir haslet var. Edebi bozmamak, kurallarını çiğnememek gerekir. Eğer Avrupalılaşmak buysa ben şahsen böyle Avrupalı olmayı istemem. Ben de sütten çıkmış ak kaşık değilim doğru ama bunlar hiç hoş değil” ifadelerinde bulundu.
TAKTIM ŞU HARAM MESELESINE
M
siz kahramanları selamlıyorum. ‘Bir gün acaba buradan kara bir haber gelir mi’ diye siyasi hesap yapanların oyunlarını bozan bu kardeşlerimin hepsini alnından öpüyorum, bağrımıza basıyorum, milletimiz adına onlara teşekkür ediyorum. Bundan sonra da her bir vatandaşımızı dünyanın neresinde olursa olsun koruma kudretini göstermeye devam edeceğiz, hem de dünyanın neresinde olursa olsun tek bir mazlumun gözyaşını silmek bize nasipse o gözyaşını silmek için bir an bile beklemeyeceğiz, bir an bile beklemeyeceğiz.
‘İbadete kapalı’ydı Başbakan Ahmet Davutoğlu, Azerbaycan’da merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in kabri ile Türk ve Azeri şehitliklerini ziyaret etti. Başbakan Davutoğlu, Haydar Aliyev’in kabrine ve temsil şehit mezarlarına çiçek bıraktıktan sonra, aynı bölgede bulunan ve 6 yıldır ibadete kapalı olduğu öğrenilen Şehitlik Camisi’ne geçti. Caminin durumuyla ilgili yetkililerden bilgi alan Davutoğlu, burada namaz kıldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na hareket etti.
1 kişi bizim için 75 milyon kişidir, 75 milyon kişi de 1 kişidir. Vatan topraklarına hoş geldiniz diyorum. Bu süreç içerisinde sorumlu yayın yapan medya organlarına teşekkür ediyorum. Sorumsuz yayın yapanları Allah’a havale ediyorum. Bir kez de bu milletin hissettiğini hissedin. Bu millet gibi sevinin ve üzülün. Bilindiği gibi paralel yapı yandaşları IŞİD konusunda bir çok defa provokasyona yeltenmiş ve spekülatif bilgilerle provokatörlük yapmaya çalışmışlardı” Davutoğlu, bu oeprasyonda görev alan herkese ayrı ayrı teşekkür etmeyi de ihmal etmedi.
Bunların aslı yok 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görev süresinin tamamlanmasının ardından ilk kez memleketi Kayseri’ye geldi. Kendisini karşılamaya gelen vali ve belediye başkanının yanı sıra milletvekilleri ve vatandaşlarla tek tek tokalaşmaya çalışan Gül, kendisine verilen gülleri de geri çevirmedi. Abdullah Gül, “siyasete dönecek misiniz” sorusu üzerine, “Zaman zaman görüyorum, yeni parti falan gibi söylentiler... Bunların hiçbirinin aslı yoktur” dedi. Gül Kayseri’de baba ocağında kalacak.
alum şebekenin “haramzade” çıkışıyla hareketlenen “haram” mevzuu temcit pilavına döndü. Dillere pelesenk olan söz, her yerde karşımıza çıkar oldu. Ehil olan olmayan, haram yiyen yemeyen; herkes bülbül gibi şakıyor: haram, haram... *** Geçenlerde bir olay anlatıldı ki; adeta işin şirazesinden çıktığının resmiydi. Yeni doğum yapmış bir başörtülü hanım memur bebeğinin ihtiyaçlarından mütevellit izin almak istiyor, amiri izin vermiyor. Daha sonra hekim raporu almak istemiş. Durumunu da amirine iletmiş. Amiri pos bıyıklarını tükürüğüyle ıslata ıslata “haram” diye kükremiş. Bunu söyleyen adam(!) da devletin lojmanına geçip aynı şehirdeki evini kiraya veren ve işyerinden evindeki içme suyunu doldurup giden birisi... *** Anladınız mı durumun vehametini? Minicik beyinleriyle ortalıkta “müdürüm”, “amirim” diye dolaşan pislik çukurlarının insanları ne hale getirdiklerini, kafaları atınca ne ile suçladıklarını anladınız mı? Böyle bir töhmet, yapanı cehennemlik; yapılanı da katil eder.
*** Siyaseten var olmak için iftiralarla “dini cemaat” olduğunu iddia eden şebekenin verdiği zarar siyaseti aşmış, sıradan insanlar arası vakayi adiyeden olaylara sebebiyet verecek hale gelmiştir. Sadece iftira attıkları siyasi partiye değil mütedeyyin hayat tarzını benimsemiş herkes bundan zarar görmektedir. İttifak içerisinde oldukları pos bıyıklılar da artık aynı argümanla siyaset yaptıklarından, siyasetle alakalı olsun almasın; kendileri gibi düşünmeyen herkesi “haram”la suçlamaktalar. *** Sıradan insanların bu suçlamalarla canları sıkılırken hükümete de kızmıyor değilim. İnsanlar iktidarlarına, iradelerine sahip çıkarken iktidarın bu tür mobbing(bezdirme, yıldırma) faaliyeti yapan ahlaksızları hala makamlarında oturtması manidar değil mi? “İnlerine gireceğiz” sözü söyleneni kaç ay oldu, Allah’ınızı severseniz. Ama ortada hala fol yok yumurta yok... *** Son söz... İktidara: Ya sahip çıkın iradesine sahip çıkanlara. Ya da ümit vermeyin mazlumlara... Veya cesaret vermeyin zalimlere...
Çocuk yarışına son Deri toplayacaklar 7-14 yaş arası çocukların yer aldığı programda her tür müziği seslendiren çocukların yarışması O Ses Çocuklar RTÜK’ten onay alamadı. RTÜK özellikle çocukların birbirleriyle yarıştırılmasının yanlış olduğunu belirterek programa daha önce birkaç kez bölüm başına ceza vermişti. Ancak TV8’e geçen program RTÜK tarihinde ilk kez bölüm başına değil, ‘formatı’ nedeniyle ceza verildi. Bundan sonra çocukların bu tür programlarda yer alması durumunda doğrudan ceza verilecek.
Paralel yapıya bağlı vakıf ve dernekler, Kurban Bayramı’nda oluşacak 100 milyon liralık deri pazarını ele geçirmek için harekete geçti. Ekonomik olarak büyük kayıp yaşayan paralel yapı, ülke çapında kendisine bağlı 500 vakıf ve dernek ile Kurban Bayramı’nda ev ev deri toplayacak. 2013’te yapılan yasa değişikliğiyle, kurban derisi, bağırsak ile fitre ve zekât toplama yetkisi THK’dan alınmış, diğer kurum ve kuruluşların da bu faaliyette bulunabilmesinin önü açılmıştı.
6 EMİN ÖZLEN
OSMANLI’YI YENIDEN ANLAMAYA ÇALIŞMALIYIZ (II)
O
smanlı'nın İslam Medeniyet Tarihi İçindeki Yeri Nedir? Osmanlı, kendi dönemine kadar gelen İslam, bilgi ve değer birikiminin bütününü kullanmıştır. Bütün İslam ekollerine tartışma ve hayat alanı açmıştır. Osmanlı müesseselerine baktığımızda Yeniçerilikte Bektaşilik vardır. Ama aynı Yeniçeriler kendilerini Hz. Hamza ile bütünleştirirler. Bütün esnaf loncalarında bir peygamber sembol olarak seçilir. Bununla anlatmak istenilen “İslam medeniyetinin değişik renkleri, benim bünyemde birleşmiştir” mesajıdır. Türk Tarihi Açısından ve Türkiye’de Bugün Yaşadığımız Gerçeklik Açısından Osmanlı’nın Yeri Nedir? Osmanlı’nın şehir ve köy hayatında bir birlik ruhu vardır. Osmanlı insanı bugün olduğu gibi bir kimlik krizi yaşamadı. Ağaçlar ayakta ölür sözünde olduğu gibi ölürken de ayaktaydı. Bugün bir Alman kimliğinin içinde Kutsal Roma-German kimliği vardır. Hem kutsaldır çünkü Hristiyan’dır, hem German’dır çünkü o soydan gelmektedir. Tarihsizleşen bir toplumun ayakta kalabilme şansı yoktur. Geçmişi olmayanın geleceği de olmaz. Bu yüzden fikir adamlarımızın güzel bir ifadesi vardır: İstikbal köklerdedir. Batıdan geri çekilişimizle birlikte “Ortadoğu sınır kavramı” da sürekli değişmiştir. XVIII. yüzyıl sonunda Viyana önünde başlayan Ortadoğu sınırı, bugün Edirne’den başlatılmaktadır. Ortadoğu coğrafi, siyasi bir kavram değil, jeo-kültürel bir kavramdır. Osmanlı’da da Rumeli kavramı bizim ilerlememizle orantılı olarak değişmiştir. İstanbul’un isimlerinden olan DERSAADET bir umudun simgesidir. Zira başı sıkışan Osmanlı Devleti’nden yardım istiyordu.( Müslim-Gayri Müslim) Osmanlı’da ilim adamları, hiç çekinmeden, ilim alabile-
ceklerine inandıkları her yerden yararlandılar. Bu kendilerine duydukları güvenin sonucuydu. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamaya dikkat ettiler. Bilmedikleri şeyleri yok saymadılar. XIX. Yüzyıl, bir ilim adamımızın ifadesiyle, imparatorluğun en uzun yüzyılıdır. Bu yüzyıldaki milliyetçilik düşüncesi Osmanlı’nın sonunu hazırlamıştır. Balkan bozgunu ve Ortadoğu (Filistin) bozgunu, batıyı ve güneyi kaybetmemize yol açtı. Osmanlı’nın stratejik temeli Anadolu-Balkan eksenidir. O temeldeki sarsıntı pahalıya mâl oldu. Bizde, Batının üstünlüğünü kabullenme XVIII. yüzyılda başladı. Önce askerî alanda ıslahatlara girişildi. Çünkü gerilemenin en önemli sebebi olarak askerî başarısızlık görüldü. Modernleşme daha sonra diplomasiye sirayet etti. XIX. yüzyılda Avrupa’ya öğrenci gönderiyorduk ama onlardan darvinizmi, pozitivizmi alıyorlardı. O zaman modernizm artık bir yapı kurum olmaktan çıkıp felsefi bir problem haline geldi. Bu aslında kötü bir şey olmayıp bir hesaplaşmayı başlattı. Ancak bu hesaplaşmada gereken hazırlık tam yapılamadığı için başarılı olunamadı. Son dönemlerde zihniyetimizi özgürleştiremedik. Evrensel doğrular üretemedik. Gerçekte bu doğruları üretebilecek gücümüz ve birikimimiz vardı. Batıda, veren hükmeder, alan hükmedilir düşüncesi vardır. Biz ilk dış borcumuzu da XIX. yüzyılda aldık. Osmanlı’da paran kadar değil bilgin kadar konuş ülkesi egemendi. XIX. yüzyılda para bilginin yerini almaya başladı. Osmanlı son dönemlerine kadar iş bırakan değil iz bırakan bir devletti. Ama bu en kötü yüzyılında dahi meşru olmayan (Avrupa köle ticaretini ancak bu yüzyılda terk etti) yollara tevessül etmedi.
Avrupa’nın dincileri Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin kaldırılması için AİHM’ye açılan davada “zorunluluktan muaf olunsun” hükmü çıktı. Peki ya Avrupa ülkelerindeki zorunlu din dersleri ne olacak? Eğitimdeki zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin kaldırılmasını isteyerek 2011 yılında Türkiye’den davacı olan 14 Türk vatandaşının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) açtığı dava sonuçlandı. Mahkeme söz konusu kararında, Türk Hükümeti’nden ‘zaman geçirmeden öğrencilerin zorunlu din ve ahlak kültürü derslerinden muaf tutulmalarını da sağlayacak yeni bir sisteme geçmesini’ istemişti.
AİHM’in söz konusu kararı Türkiye’de tartışmalara yol açarken, birçok Avrupa ülkesinde din dersinin zorunlu olduğu öğrenildi. Din veya ahlak dersinin zorunlu olduğu Avrupa ülkelerinden İspanya’da ilk ve orta dereceli devlet okulları, öğrenciye din dersi vermek zorunda. Din dersleri programlarını ilgili dinin temsilcileri yapıyor. Avusturya’da din dersi ilkokul, ortaokul, eğitim, ziraat ve orman fakültelerin-
de zorunlu, özel okullarda seçmeliyken İngiltere’de, din dersleri, resmî okullarda ders çizelgesinde yer alır. Bütün okullarda güne toplu dua ile başlama yasa emridir. Dinî gruplar ve cemaatler özel okul açabilir. Din dersi zorunlu olan diğer Avrupa ülkeleri ise şöyle: Almanya, Belçika, Finlandiya, Danimarka, İsveç, Norveç, Hollanda, İtalya, Portekiz, Polonya, Yunanistan. AİHM bu devletler için ne diyecek?
Haftalık Bağımsız Siyasi Gazete Bölgesel Süreli Yayın Yıl: 2 | Sayı: 47 22 - 28 Eylül 2014
Onlara yeni görev Ebucehil kurtaracak Aile hekimlerine yeni görev getirildi. Aile hekimleri artık acil hastaları da tedavi edecek. Hastaneye gitme imkanı olmayan veya o an acil durumda olan hastalara aile hekimi müdahalede bulunacak. Torba yasa ile gelen yeniliklerin arasında, bundan sonra aile hekimlerinin de acil hastalara bakması, tedavi etmesi yer alıyor ve bu sayede hastanelerin acil servislerinde oluşan yoğunluğun giderilmesi ve acil hastalara anından müdahale edilip sorunlarından kurtulması sağlanmış olacak. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Vatandaşımız hiç olmazsa gündüz 12 saatlik aktif dilimde kendi aile hekimi veya aile sağlığı merkezindeki aile hekimiyle muhatap olabilecek. Uzun vadede (aile hekimi sayısı) 35-40 binleri bulduğumuzda da 24 saatlik nöbet sistematiğini o zaman düşüneceğiz” dedi.
Kuraklık ve çölleşme ile mücadelede örnek çalışmaların yapıldığı Karapınar ve Kulu’da, bitki örtüsünün zenginleştirilmesi amacıyla “tuz” ve “ebucehil” çalıları dikilecek. Konya Orman Bölge Müdürlüğü fidanlıklarında deneme üretimleri tamamlanan çalılardan, ilk etapta 5’er bin adet üretildi. Erozyona maruz kalmış alanlarda bitki örtüsünün oluşmasına katkı sağlayacak olan tuz çalısı, toprağın üzerindeki kısmı zarar görse de köklerinden yeniden canlanabilme özelliğine sahip. Konya Orman Bölge Müdürü Bekir Karacabey, Olcay, Altınanapa, Doğanhisar, Ereğli, Seydişehir ve Ermenek olmak üzere 6 fidanlığın bölgede ihtiyacı karşıladığını, kurak bölgeler için de zerdali, ılgın çalısı, dişbudak, akçaağaç, türlerin üretimine de başladıklarını belirtti.
SAHİBİ Çimke Basım Yayın Yapım Reklam ve Turizm Hiz. Ltd. Şti adına AHMET AKA SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ ÖMER SALIH ŞIPLEME SANAT YÖNETMENİ NURETTIN ÖZEL HUKUK DANIŞMANI Av. ABDURRAHIM KÜÇÜK SAĞLIK EDİTÖRÜ Dr. NEVZAT ŞIPLEME YAYIN YÖNETMENI ADNAN TEKE Yönetim ve Baskı Adresi: Fevziçakmak Mh. 10453. Sk. No: 25 Karatay | KONYA Telefon & Faks: 0332 342 52 82 Web: www.anadolugunluk.com reklam@anadolugunluk.com haber@anadolugunluk.com BASKI Çimke Basım Yayın Yapım Ltd. Şti. Baskı Tesisleri B.T. 22 Eylül 2014
7
PKK Diyarbakır’daki okulları yakıyor ‘Su bile dökmesin’ Kilisede Ankara’nın Bağları’nı çaldı Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde, “Önemli yurt içi olaylar” başlığı altında yer alan açıklamada, Diyarbakır’ın Lice ilçesi Dallıca Mahallesi’ndeki Dallıca İlkokulunun bölücü terör örgütü mensupları tarafından yakıldığı kaydedildi. Silvan ilçesi Dağcılar Mahallesi’ndeki Dağcılar İlkokulu ve Çaldere Mahallesi’ndeki Çaldere İlkokulunun da kimliği belirsiz kişi veya kişilerce yakıldığı belirtildi. Siir’teki köprü inşaatında çalışan bir iş makinesinin de kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından yakıldığı kaydedildi.
Adana’da emekli polis memuru, beylik tabancası ile intihar etti. Olay yerine gelen polis ekiplerinin yaptığı incelemede, emekli polis memuru İsmet Öncü’nün bıraktığı, “Eşimin hakaretleri ve küfürleri bütün acılarımı bastırıyor. Eşime çok yük oluyormuşum. Artık gidiyorum hanımefendi rahat etsin. Bu acılara dayanamıyorum. Eşim cenazeme gelmesin, naaşıma dokunup bir tas su bile dökmesin. Kimseden şikayetçi değilim” notu bulundu. İsmet Öncü’nün cenazesi, Ceyhan İlçesi’ne götürüldü.
Bir grup İzmirli genç turistik gezi için gittikleri Polonya’da girdikleri bir kilisede Ankara’nın Bağları’nı çalmaya başladı. Bir dönemler dillerden düşmeyen Ankara’nın Bağları müziği, kilisede çalındı. Bir grup İzmirli genç, turistik gezi için gittikleri Polonya’da St. James the Apostle katedralinde bulunan orgu görünce içlerinden biri dayanamayıp başına geçti. Orgun başına geçen genç, Ankara’nın Bağları’nı söylemeye başlayınca kilisedeki ziyaretçiler ve din adamlarından da alkış topladı. O anlar kamerelara kaydedildi.
Buna ne diyeceksiniz? Türkiye’nin sosyete kesiminin yoğunlukta yaşadığı Çeşme’de bir sitenin önündeki ağaçlar denizi görebilmek için kesildi. Gezi’nin destekçileri kendi keyifleri için ağaç kesmekte bir maruz görmüyor olacak ki kimse tepki göstermedi. İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı Dalyan’da bulunan bir sitenin sakinleri, villalarının önünde bulunan ağaçları “denizi daha iyi görebilmek” adına kestiler. Bir vatandaş, ağaç katliamını videoya çekerek sosyal paylaşım sitelerinde paylaştı. Gezi parkında ağaç kesilecek diye günlerce ortalığı birbirine katan Beyaz Türkler, Çeşme’de yapılan ağaç katliamını görmedi. Dalyan’daki Erbil Sitesinin yönetimi, yaptıkları toplantı sonucu 12’ye karşı 14 oyla, evlerin önündeki fıstık çam ağaçlarını deniz manzarasını kapattığı gerekçesiyle, kökünden kestiler. Kesim izni olmadan yönetimin kafasına göre kestiği ağaçların içler acısı görüntüsü ise bir vatandaş tarafından videoya çekildi.
Videoyu çeken vatandaş çekim esnasında, “Burası Çeşme Erbil Sitesi, 25 ağacı kestiler. Kökleri ağlıyor, yaş var burda. Bu kadar zevke düşkünlük, bu ağaçları yok etmeye değmez. Ben bunları içim parçalanarak izliyorum. Neyse bunların cezası çeksinler. Zevke düşkün ahlaksız insanlar bunlar” ifadelerini kullandı. Olayın duyulmasının ardından site yönetiminden bir açıklama geldi. Yönetim, kesilen ağaçların yerine manzarayı kapatmayan bodur ağaçlar dikeceklerini, ayrıca başka bir yere de telafi amacıyla 2000 adet ağaç dikeceklerini duyurdu. Ancak ağaçların nereye ve ne zaman dikileceği ile ilgili bir bilgi verilmedi.
Çiftçi, Personel Daire Başkanı Kaman Kaymakamı Mustafa Çiftçi İçişleri Bakanlığı’na Personel Daire Başkanı olarak atandı İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü Daire Başkanlığı’na Kaman Kaymakamı Mustafa Çiftçi atandı. 1970 yılında Konya’nın Çumra İlçesinde doğdu. 1990 yılında Konya İmam Hatip Lisesi’ni bitirdi. 1995 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldu. 1996 yılında İçişleri Bakanlığının açmış olduğu Kaymakam Adaylığı sınavını kazanarak 85. Dönem Konya Kaymakam Adayı olarak göreve başladı. 1998 yılında 8 ay süreyle İngiltere’ye gitti. Sırasıyla Aksaray-Gülağaç, Erzurum-Tekman, Nevşehir-Derinkuyu ve Bitlis-Adilcevaz İlçelerinde Kaymakamlık yaptı. 2007 yılında Selçuk Üniversitesi SBE Kamu Yönetimi ABD Kamu Yönetimi Bölümünde Yüksek Lisans çalışmasını tamamladı. 2010 yılında Kaman Kayma-
kamlığına atanan Mustafa Çiftçi, kişisel gelişimine de önem verdi. 2011 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini, 2012 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi SBE Kamu Yönetimi ABD Yönetim Bilimleri Dalında başka bir yüksek lisans çalışmasını, 2013 yılında da A.Ü. Adalet Bölümü’nü bitirdi. “İnsan öğrenmeyi bıraktığı gün yaşlanır”, felsefesini benimseyen Çiftçi, halen A.Ü. İktisat Bölümü 4. sınıfta öğrenimine devam ediyor. İçişleri Bakanlığınca 2012’de 1.Sınıf Mülki İdare Amirliğine yükseltilen Çiftçi, 3 Eylül 2014 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan atama kararnamesiyle Bakanlık Personel Daire Başkanlığı görevine getirildi. İngilizce ve Arapça bilen Başkan Çiftçi evli ve üç çocuk babası. Hemşehrimiz Mustafa Çiftçi’yi tebrik eder, yeni görevinde başarılar dileriz.
IŞİD ilanına servet! Paralel yapı lideri Fethullah Gülen ABD’nin önde gelen ulusal gazeteleri Wall Street Journal, New York Times, Washington Post, Los Angeles Times ve Chicago Tribune’e, IŞİD’i sert dille eleştiren bir ilan verdi. Gülen adına tam sayfa siyah beyaz ilanları gazetelere “Ortak Değerler için İttifak” (ASV) adlı platform verdi. Gülen’in bu ilan için gazetelere verdiği toplam para ise 600 bin doları geçti. Gülen bir röportajında, “Hayatımda hiçbir zaman 2 ceketim olmadı” demişti.
İran, bu ne iş? Her fırsatta ABD ve İsrail sert eleştirilerde bulunan ve gerekirse silahlı saldırı tehditleri savuran İran, ABD ile ticaret odası kuruyor. Uluslararası İran Ticaret Odası Komitesi Genel Sekreteri Muhammed Hüseyin Behkiş yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla İran ile ABD arasında ortak ticaret odasının kurulacağını bildirdi. İran gümrük istatistiklerinin son 5 aylık verilerine göre, ABD’ye ihracat yaklaşık 207 bin dolar iken, ithalatı 50 milyon 500 bin dolar.
Eşcinsel camiye çüş Bir Müslüman(!) akademisyen, ölüm tehditleri ve ağır eleştirilere rağmen Güney Afrika’da eşcinseller için bir cami açtı. Taj Hargey adlı akademisyenin Cape Town kentinde açtığı ‘Açık Cami’de kadınlar da imamlık yapabilecek. Cape Town’daki Müslüman toplum, Hargey’in “sapkın” olduğunu söyleyerek ölüm tehditleri yağdırdı. Hargey ise “Bizim camimiz Muhammed Peygamber’in camisinin bir kopyası ve bariyerleri olmayan bir cami olacaktır” deme curetini gösterdi.