Anadolu Günlük - Sayı 12

Page 1

1 12. Sayı

6 -13 Ağustos 2013 50 Kr

Zafere çok yakınız! Biz hep böyle bayramlar gördük, kan ve gözyaşı ile boyanmış bayramlar… Ama zafere bu kadar hiç yakın olmadık. Müslüman halklar için gün bugündür. Ya bugün dik durup kalleş savaşı kazanıp rabbimizden zaferi nasip etmesini bekleyeceğiz ya da imtihanı kaybedeceğiz.

Başbuğ’a iki müebbet Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın da aralarında bulunduğu 66’sı tutuklu 275 sanıklı Ergenekon Davası’nda mahkemenin nihai kararını açıklandı. Mehmet İlker Başbuğ iki ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı. Haberal tahliye edildi. Savcı, Haberal, Mustafa Balbay, Sinan Aygün, Doğu Perinçek ve Mehmet Şener Eruygur’un da aralarında bulunduğu 65 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet cezası istemişti. 11’de

Kandil gecesinde tek yürek olup teravih namazını Mevlana Meydanı’nda omuz omuza kılan Konya halkı zafere her zamankinden daha yakın olduğumuzu bir kez daha gösterdi. Anadolu Günlük yazarı Ali Eruyar, bu haftaki yazısında çağdaş dünyanın

ruh halini değerlendirdi. Mekke müşriklerinin helvadan yaptıkları putları acıkınca yedikleri gibi, Batı dünyasının çıkarlarına ters düştüğü için Mısır’da demokrasi putlarını hemen yediğini dile getiren Eruyar, darbenin Batı’nın menfaatlerini korumak için yapıl-

SUİKAST SİLAHLARINA 10 TUTUKLAMA

3

Daireleri iki üç kişiye satmışlar

Abdullah K.

Konya’da birçok daireyi birden fazla kişiye sattığı belirtilen Abdullah K. 14 kişiyle birlikte gözaltına alındı. 8 ay önce Abdullah K’nin şirketini takibe alan Mali Suçlar Bürosu ekipleri, 2005 yılında kurulan firmanın 100’ün üzerinde daire inşa ettiği, ancak evlerin sahiplerine teslim edilmediğini tespit etti. İnşaat firmasının bir daireyi aynı anda 3 kişiye sattığını belirleyen polis şirket sahibi Abdullah K’nin inşaat şirketinin ismini sürekli değiştirerek yeni şirketler kurduğunu belirledi. 3’te

dığına dikkat çekti. Eruyar, “Bugünün Müslümanlarının Sıla-ı Rahimi, yakın komşusu, uzak komşusu Adeviye’dir, Dımaşk’tır, Keşmir’dir, Patani’dir, Arakandır, Doğu Türkistan’dır… günümüzde Müslümanların zulme uğramadığı bir tek ülke yoktur. Bütün

dünya; Hıristiyan’ı, Yahudi’si, Budist’i, Şamanist’i v.s. birleşmiş topyekun Müslüman avına çıkmışlar. ...Biz hep böyle bayramlar gördük, kan ve gözyaşı ile boyanmış bayramlar… Ama biz zafere hiç bu kadar yakın olmadık” ifadelerini kullandı. 9’da

bayram şekerİ uyarısı

2

Başbakanlığa AÇIK ikaz Kamu Denetçiliği Kurumu Başbakanlık’tan kamuda başörtüsü yasağının kaldırılmasını istedi ve başörtüsü nedeniyle “ikaz” edilen kamu görevlisinin görevine başörtüsü ile devam etmesi gerektiğine karar verdi. Kamuda başörtüsü yasağı ile ilgili tartışmaları yeniden başlatabilecek nitelikteki kararın verilmesine dayanak olan karar bir kadın kamu görevlisinin başvurusu üzerine alındı. 10’da

Peruk düştü! Konya’da peruklu fotoğraflarını yapıştırdığı çalıntı kimliklerle bankalardan kredi çeken şüpheli çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. 39 yaşındaki Kemal Ç’nin 2 ayrı bankadan 12 bin lira kredi çektiği, çıkarttığı kredi kartlarından da 10 bin liralık harcama yaptığı belirlendi. 11’de

Aldanmayın!

Gelir İdaresi Başkanlığı, Motorlu Taşıtlar Vergisi’ni internetten ödeyen vatandaşları dolandırıcılara karşı uyardı. Yetkililer www.trafikcezaodemesi. com benzeri tüm adreslerin kullanılmaması gerektiğini bildirdi. 4’te


2 Üzülmez istifa etti Kamuoyunun beklediği oldu ve AK Parti Konya Milletvekili Hüseyin Üzülmez, Konya Ticaret Odası (KTO) Eğitim ve Sağlık Vakfı Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği’nden istifa etti. Üzülmez, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “KTO Başkanlığı görevim süresince birçok sorunun teşhisinin yanında, çözümü için mesai harcadığım kamuoyumuzun malumudur. Konya iş dünyasının o gün ve bugünde devam eden nitelikli eleman sorununun çözümüne katkı sağlamak, gençlerimizi işsizlik kaygısından kurtarmak, şehrin ve ülkenin beşeri sermayesini yükseltmek gibi pek çok amaca hizmet etmesi için kurduğumuz Konya Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık Vakfı, Allah’a Hamdolsun hedefine ulaşmıştır. Konya’yı geçmişteki misyona tekrar kavuşturan vakıfla, “Üniversiteler Şehri” olma hedefimiz gerçekleşmiştir.

Bayram şekeri uyarısı Selçuk Üniversitesi (SÜ) Rektör Yardımcısı, Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Musa Özcan, mat görünümlü ve ambalajsız satılan şekerlerin kesinlikle alınmaması gerektiğini söyledi. Şekerin özellikle bayramların en önemli ikram çeşidi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özcan, “Eğer tadına bakma imkanı varsa tüketildiğinde ağızda yakıcı bir tat, çözündüğünde ise renk vermemeli. Özellikle çikolataların yüzeyinde beyazlaşmış tabakanın olmaması gerekir. Bir diğer husus ise bayram şekeri ve benzeri tatlılar tüketilirken mevsim sıcaklıkları da göz ardı edilmemeli. Sağlıklı bir bayram geçirmek için şekeri tadında yemeli ve bırakmalı. Bu konuda istenmeyen sonuçlarla karşılaşmamak için duyarlı davranılması ve dikkat edilmesi gerekmektedir” dedi. Prof. Dr. Özcan, Standartlara uygun üretilmeyen şeker ve benzeri ürünlerin gıda zehirlenmelerine neden olabileceğine de dikkat çekti.

ESKİCİM sümeyye arıtürk sumeyyeariturk@gmail.com

S

okağın başındaki gaz lambası aydınlatırken etrafını, sizi yanına çağırır eski bir hikâyeye götürür gibi. Kapının girişinde bir dolap desenlerine takılır gözleriniz ve dükkân sahibi merakınızı giderecek cevabı verir; “Yeni gelin olmuş bir kızın çeyizidir.” Artan merakınız bakışlarını nereye koyacağını şaşırır; tahtadan bir beşik, el dokuması çantalar, takılar, gaz lambaları, halılar, kenarları ahşap desenli koltuklar, hayal meyal hatırladığınız o son tarihi yaşatmaya çalışan dedenizin mütevazı evindeki bakır eşyalar… “Bizim evde de var ufak tefek eşyalar. Siz nasıl bu kadar eşyayı bir araya getirdiniz?” diye ilk sorumu sordum Zehra ablaya. Eşi Zafer hocayla eski eşyalara olan ilgileri birer hobiymiş ilk başta. Eve gelen eşyaları değerlendirme çabası Zehra ablayı eski kilimlerden duvar süsü, kol çantası gibi eşyaları yapmaya yöneltmiş. Eşiyle beraber evlerinin bir odasını şark odası yapmışlar. Çevrelerinden gelen birer ikişer ‘Bizim için de yapın’ gibi teklifler, zamanla biriken bu tarihi eşyaları ile bir dükkân açmaya yöneltmiş. Şimdi Antalya’mızın Korkuteli ilçesinde halkında ilgisini çeken bu tarihi eşyalarla Eskicim’i açmışlar. Elleriyle dokudukları kilimlere adeta yaşadıkları kültürü ilmek ilmek işleyen kadınları seyreder gibi oldum kilim dokuma tahtasını ve kilimleri görünce. Her bölgenin deseni kendine has iken, bölgedeki köylerin yaptıkları desenlerinde kendilerine has oluşu bize her köyün ayrı birer kültür olduğunu gösteriyor. O köyün ismi verilirmiş dokunan kilime. Daskırı kilimi, meşhur bir kilimmiş. Çul, keçi kılından, kilim ve halı yünden yani koyun kılından dokunurmuş. Cicim ile kilimin farkı da beni

şaşırttı. Kilim kendinden desenli imiş. Cicimde nakışlı gibi görünürmüş. Tülü, koyunyünlerinin renkli boyanmış haliymiş. Emek böyle olur dedirten kilimlerin asıl hikâyesini kirmen başlatırmış. Kirmenle keçi ve koyunyünlerinden ipler, yumaklar yapılırmış. Yapağtarağı ile yünler dövülürmüş. Bizi buraya getiren o gaz lambasını da sordum. Tahtalardan oluşmuş bir rafta sıralı lambaları gösterdi. Şirin, ufaklı büyüklü lambaların her birinin ayrı adı vardı; kandil, idare yoksulların evinde bulunurmuş. Bir tanesi geldiği gün insanımıza lüks gelmiş ki adına o gün bu gündür lüks demişler. Rafta gemici fenerleri de vardı. Rafın el altında elden çevirmeli, ayaklığı olmayan bir dikiş makinesini görünce bir elinin tersiyle alnının terini silen, bir eliyle de kumaşı düzelten bir kadın canlandı gözümde. Susamış, dudakları çatlamış ve eğilerek yanındaki toprak testiden su içiyor. Yan yana dizilmiş su testisinden daha büyükçe toprak kaplar vardı. Onlarda saklama kabı olarak kullanılırmış; salça, turşu, tereyağı, peynir… Yemek yapacak kadın evinin ocağında ateşi tutturur; yemeği ateşe verir. Şehirde ki kadında gaz ocağını kullanırmış. Bizim şimdiki küçük tüplere benziyor. Gaz ocağı da lüksmüş. Ve ocağın başında davlumbaz mutfağın olmazsa olmazlarındanmış. Baharatlık görevi görüyor, taşıdığı o ince desenler bizi yine tarihe götürüyor. Her mutfakta iki tane yağ şişesi bulunurmuş. Bir üçüncüsü olmazmış. İki litrelik olan bu şişelerin birinde zeytinyağı birinde gaz yağı saklanırmış. Ve iki ay gibi bir sürede bitermiş. Bir evi ev yapan mutfağı, mutfağı mutfak yapan kadının yoğurt öğüttüğü kabı bile özelmiş. Adına bazı yerlerde

stil derlermiş. Yemeklerin konduğu o bakır tabaklardan pilavın tabağının özel bir adı varmış; Mertimani. Demek ki pilavda kıymetli bir yemekmiş. Mutfakta her şeyden bahsettikte çayı unutur muyuz? Bugün olduğu gibi o gün de çayın çok özel bir yeri varmış. O kadar özelmiş ki, her zaman demlenmezmiş. Misafire; misafirin de özeline. Bir karıştan daha küçük olan tek parça bu demlik ve yanında bir avuç kadar çay kutusuyla güzelmiş. Ve bir valiz ama şimdikiler gibi renkli değil. O çelikten. Bakınca size kilidiyle beraber bitmeyen hikâyeleri anlatmaya hazır görünüyor. Eski radyolar, plaklar, saatler, takılar, seyretmeye değer nostaljik bir atmosfer. Ayrılmadan bir gelinin çeyizinde neler olur diye sordum. “Neler olmaz ki?” diye başlayan cümle ile gösterilen eşyaların zarifliğini görmelisiniz. İnce işler, nakışlar, oyalar, kınalığın, gelinliğin o mütevazı duruşu… Üzeri işlemeli bir çeyiz sandığı, iki tane halı yastık (ve bu halı yastık olmazlarsa olmazlardanmış), bir ekmek torbası, bir tuz torbası (bu torbalar el işlemeli ve mutfakta direk kullanımda ve kavanoz, poşet yok), bakır sini, leğen, tabaklar, bakır tencereler, lenger ve ibrik (el yıkaması için), gaz lambası, döşek, yorgan, yastık… Sütün sağıldığı çömleği unutmayalım. Sırma denilen yastıklarsa üç etek benzeri bir dokumayla kadife üzerine işlenmiş beş tanesiyle bir takım oluşturulurmuş. Bu küçük tarihi gezintiden ayrılırken araştırmalarını ve yaşadıklarını benimle paylaşan Zehra ablama teşekkür ediyorum.


3 BİR EVİ 3 KİŞİYE SATAN 15 KİŞİLİK DOLANDIRICILIK ÇETESİ ÇÖKERTİLDİ

Milyonluk vurgun Konya’da bir inşaat firması tarafından yapılan ve ardından da çektikleri kredileri ödemedikleri gerekçesiyle haciz gelen her bir daireyi 2 veya 3 kişiye birden satan şebeke polis tarafından çökertildi. 15 şüphelinin gözaltına alındığı operasyonda, şebekenin teslim etmediği evler için aldığı senetleri de işleme koyarak insanları dolandırdığı iddia ediliyor. Konya Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Şube Amirliğine bağlı ekipler, bir şirketin yaptırdığı işler karşılığında esnaf ve ev almak için para yatıran vatandaşların dolandırıldığı bilgisi üzerine çalışma yaptı. Mali Şubenin yaptığı 6 aylık çalışmada inşaat firması kuran şahıslardan Abdullah K’nin Ankara’dan, İbrahim B’nin ise Konya’dan şebekeyi yönettiği ortaya çıktı. Polis çalışmasında 15 şüpheliyi tespit etti. Şüphelilerin kurdukları inşaat firması üzerinden krediyle 2 bina yaptıkları, bu binalardaki daireleri vatandaşlara uygun şekilde ev veriyoruz diyerek 2 ve 3’er kişiye birden satarak 5 milyon liralık haksız kazanç sağladıkları ileri sürüldü. Şüphelilerin 2 ve 3 kişiye aynı anda sattıkları evlerin aslında bankadan alınan kredilerden dolayı hacizli olduğu da ortaya çıktı.

SENETLE VURGUN Dolandırıcılık şebekesinin ev almaya gelenler için hazırladığı şirket satış sözleşmesinde peşinat aldığı ve kalan para için senet imzalattığı belirlendi. İnşaat devam ederken ev alma hayali kuran vatandaşların taksit taksit parasını ödediği, ödenen senetlerini çeşitli bahanelerle vermeyen örgüt üyelerinin daha sonra bu senetleri tekrar tahsil ettiği ortaya çıktı. Aralarında asker, memur ve işçilerin bulunduğu 50’ye yakın kişi dolan-

dırdıkları iddiasıyla polise başvururken, bu sayının daha da artması bekleniyor. Şebekenin 50’ye yakın kişiden 5 milyon civarında vurgun yaptığı iddialar arasında yer alıyor. PARA ALAMAYINCA... Polisin takibi sırasında, dolandırıcılık yapan firmanın inşaatlarında çalışan işçiler paralarını alamayınca eylem yapmıştı. Paramızı alamıyorsak yaptığımız gibi yıkarız diyen işçiler, kapıları ve camları kırıp binaya zarar vermişlerdi.

4 İLDE OPERASYON Konya polisi, Konya merkezli Ankara, İzmir ve Kocaeli’de eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda örgüt liderleri Abdullah K. Ankara’da, İbrahim B’de Konya’da yakalandı. Operasyon kapsamında Konya’dan 8, Ankara’dan 5, İzmir ve Kocaeli’den ise 1’er kişi gözaltına alındı.

10 numaralı yağ baskını Konya polisi, 10 numara yağı kimyasal maddelerle karıştırıp kamyon ve otobüslere satan iş yerine suçüstü baskın yaptı. Baskında 2 şüpheli, 2 ton karıştırılmış 10 numara yağ ile yakalandı.Edinilen bilgiye göre, Konya Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, merkez Selçuklu İlçesi Horozluhan Mahallesindeki bir iş yerinde 10 numara yağların akaryakıt olarak otobüs ve kamyonlara satıldığı bilgisine ulaştı. Polis, bir kamyona kimyasal maddelerle karıştırılmış 10 nu-

Zehir tarlası gibi Ereğli’de jandarma tarafından bir arazide yapılan aramada, mısır tarlasına ekilmiş bin 500 kök hint keneviri ele geçirildi. Akhüyük Köyü Sazlı Mevkisinde bulunan bir araziye baskın düzenleyen jandarma ekipleri yapılan aramalarda C.E.’ye ait (52) mısır tarlasında bin 500 kök hint keneviri ele geçirdi. Olayla ilgili gözaltına alınan tarla sahibi C.E., ifadesinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Tutuklu sayısı 10’a çıktı Beyşehir’de kalem görünümlü suikast silahı operasyonu kapsamında gözaltına alınan 2 şüpheliden 1’i daha tutuklandı. Böylece soruşturma kapsamında tutuklananların sayısı 10 oldu. Konya İl Jandarma Komutanlığı tarafından Konya merkez, Beyşehir ve ilçeye bağlı Üzümle beldesinde yaklaşık 9 ay süren teknik ve fiziki takip sonrasında 14 ayrı adrese eş zamanlı olarak operasyon düzenlenmiş, bu çalışma çerçevesinde 52’si kalem görünümlü suikast silahı olmak üzere toplam 199 üretimi yasak olan silah ele geçirilmişti. Jandarma tarafından gözaltına alınan 14 şüpheliden 10’u mahkemeye çıkarılmış, bunlardan 9’u tutuklanırken, 1’i adli kontrol kararıyla serbest bırakılmıştı. (iha)

BEN DARBEYE DARBE DEMEM DARBE BENİM OLMAYINCA

mara yağ aktarılırken baskın yaptı. Yapılan baskında 10 numara yağı dolduran şüpheliler N.İ ve F.K. gözaltına alındı. Kamyon sürücüsü hakkında da yasal işlem yapıldı. İş yerinde 2 ton 10 numara yağ ile yakıt depolarını doldurmak için hazırlanan düzenek de bulundu. 10 numara yağa kimyasal maddelerin karıştırılması sonucu elde edilen akaryakıtın otobüs ile kamyonların yanmasına ve çevre kirliliğine neden olduğu belirtildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Asılı bulundu Kulu’nun Bozan Köyünde, bir kişi koyun ağılında ipe asılı olarak bulundu. Edinilen bilgiye göre, bunalıma girdiği öğrenilen Halil C. (50) evinin yanındaki koyun ağılına gitti. İftar vaktinin yaklaşmasına rağmen eve gelmeyen kişiyi arayan ailesi, Halil C.’yi ağılda asılı halde buldu. Eve giden sağlık ekipleri, şahsın hayatını kaybettiğini belirledi. Yapılan incelemelerin ardından şahsın cesedi otopsi için Adli Tıp Kurumuna gönderildi.

Hâcer Özdemir

hacerbetulozdemir@gmail.com

Allah’a sığınıyoruz. Kime gidelim, kime şikâyet edelim? Saldıran kendi devletimiz. Kurtulmak istiyorsanız soykırım yapın. İki saatte 300 yaralı geldi hastaneye. Biz de insanız. Yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun!” Bu ifadeler Mısırlı bir doktora ait. Mısır ordusu Rabiatul Adeviyye Meydanı’na saldırdığı gece izlediğim canlı yayında tercümanın ağzından dökülenlerden yazabildiğim birkaç cümle... Bir gecede 200’e yakın ölü ve 4500’e yakın yaralı vardı. Bu bir katliam! Bu apaçık Mısır yönetiminin (ki yönetim Mısırlı değildir aslen ABD ve İsrail gibi siyonist ve emperyalist devletlere bağlıdır) Mısır halkına indirdiği çok büyük bir darbedir. Aklı ve vicdanı olanlar için bunun başka bir açıklaması yoktur. Fakat ya kendi çıkarları her şeyden önemli olanlar, Müslüman liderlerden kimseye itiraf edemedikleri bir şiddetle korkanlar? Eksik olan akıl mı vicdan mı, Mursi’nin Hamas casusu olduğunu söyletiyor yahut karakol ve hapishaneleri basmak, güvenlik güçlerine zarar vermek gibi suçları olduğuna kendilerini inandırıyor? Hüsnü Mübarek vardı Tahrir’dekilerin unuttuğu, unutturulan... Zafer nidalarınız Amerika’yı nasıl keyiflendiriyor bilseniz. Bir Müslüman ülkeye daha özünü kaybettirme çabaları sonuç veriyor. Bir kez daha Amerika elini bir damla bile kana bulamadan büyük ve fırtınalı bir kaosa sebep oluyor. Amerikan halkının en büyük problemi hâlâ obezite ve tv programlarında hâlâ esprilerine bir türlü gülünmeyen talk-showlar var. Ve mikrofonlar Obama’ya; “Mısır’da yaşananlar hakkında siz ne düşünüyorsunuz?” Gelen cevap içinde ise darbe sözcüğü bilhassa kullanılmıyor. Obama’nın kullanmadığı bu sözü BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun da kullanmaya korkuyor. Ne de olsa Obama demedi, vardır bir bildiği! Yani anlayacağınız ordu yönetime ele koyuyor, anayasayı askıya alıyor, demokratik bir şekilde seçilmiş devlet başkanını görevden alıp tutukluyor, olağan şüphelileri gözaltına alıyor, zırhını başkent sokaklarına yığıyor ve televizyon kanallarını kapatıyor ama bu darbeye darbe demeyenler yüzünden dünya basınına iç savaş olarak lanse ediliyor. İlk kez bir darbe, darbe değil. Bizse hâlâ tehlikenin farkında değiliz! Allah’ım, senin kelamından güçlü lafımız yok; “Bizi rahmetinle o kâfirler topluluğundan kurtar.”


4 Cemil Bayık tehdit etti Terör örgütü PKK’nın sınır dışına çekilmesiyle ve çözüm süreci ile ilgili hükümetin adım atmasını isteyen örgütün liderlerinden Cemil Bayık, Twitter’den tarih verdi: “1 Eylül son tarihtir.” Bayık şu ifadeleri kullandı: “Artık adım atılması lazım. 1 Eylül son tarihtir. 1 Eylül’e kadar adım atılmazsa amacın çözüm değil, tasfiye ve katliam olduğu anlaşılacaktır. Elbette o zaman özgürlük hareketi ve Kürt halkı bu tasfiyeye karşı kendisini savunacaktır, bunu herkes böyle bilmeli.”

İnternetten vergi öderken... Gelir İdaresi Başkanlığı, Motorlu Taşıtlar Vergisi’ni internetten kredi kartı ile ödeyenleri uyardı. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) duyurusuna şöyle denildi: “İnternet Vergi Dairesi ekranlarını kullanarak Motorlu Taşıt Sorgulaması ve Kredi Kartı ile Ödeme formu bulunduran, Başkanlığımız internet sayfası görüntülerinin taklit edildiği www.trafikcezaodemesi.com benzeri tüm adreslerin Başkanlığımızla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamamaları için İnternet Vergi Dairesi uygulamasına www. gib.gov.tr adresimizden ulaşmaları hususu önemle duyurulur.

Y

akın tarihimizde önemli etkileri olan bazı şahsiyetler mercek altına alınıp incelendiği zaman, bugünleri aydınlatacak, aklın havsalanın alamayacağı korkunç gerçekler ortaya çıkmaktadır. Bu şahsiyetlerden birisi Pavrus’tur. Alexander İsrael, Helpland 1867 yılında Rusya’da Bresniz’de doğdu. Yahudi’dir. Kitap ve makalelerini Pavrus adıyla neşretmiş. Bu şahıs 1910-1915 yılları arasında Türkiye’de faaliyet gösteriyor. İttihat ve Terakki hükümetine yakın çevrelerle münasebet kuruyor. Yazıları o dönemin “Türkçü” gazete ve dergilerinde yayımlanıyor. Siyasî ve iktisadî fikirleriyle zamanın aydınlarına tesir ediyor. Türkiye’nin, Almanya’nın yanında savaşa iştirak etmesi için çalışıyor ve 1924 yılında Almanya’da ölüyor. Bu adam, Rusya’da iken Komünist Lenin ve Troçki ile beraber hareket ediyor. Sonra Balkanlarda İttihatçılarla ve 1910 yılında İstanbul’da... Jöntürk, Tanin ve Tasvir-i Efkar gazeteleri, Bilgi ve Türk Yurdu mecmualarında makaleleri yayımlanıyor. Zamanın Jöntürk gazetesi Siyonist teşkilatının parası ile Sami Hirtzberk adlı bir Yahudi tarafından çıkarılıyor ve Türkçülük akımını destekliyor… İlginç değil mi?

Pavrus vazifesini tamamlamış olacak ki İstanbul’u terk etmesi ile birlikte onun yerini asıl adı Moise Cohen olan Tekin Alp alıyor… Moise Cohen ile Ziya Gökalp arasında çok enteresan muazzam bir ilişki başlıyor. Tekin Alp Türkçülük uğrunda canla başla çalışmış, makaleler yazmış eserler vermiştir. Bu arada Ziya Gökalp’i etkilemiş ve onu “Türkçülüğün Peygamberi!” diyerek göklere çıkarmıştır. Kemalizm, Türk Ruhu, Türkler Bu Muharebede ne Kazanabilirler? Gibi eserleri vardır. Eserlerinin bazıları Kültür Bakanlığı tarafından neşredilmiştir. Emanuel Karasu, Gavlis, Dönmeler, Masonlar, İttihatçılar, bahsettiğimiz bu iki isim ve daha niceleri… Yaptıkları ve yaşadıklarıyla geçmişimize yön vermişler ve halen günümüzde de geleceğimizi etkilemeye devam etmektedirler… Şimdi sorulması gereken soru şu: Böylesi insanlar acaba geçmişte mi

kaldı? Yoksa, onların vazifelerini devralan başkaları halen ülkemizde görevlerini icra etmektedirler mi? Cevabı bulunması gereken ciddi bir soru değil mi? Köken itibarıyla taa o zamandan dış güçlere bağlı/bağımlı bu şahsiyetlerin yaptıklarını anlamadan günümüzü anlamak mümkün değil. Bunlar sadece Osmanlı devletinin son demlerinde Türkiye’de ortaya çıkmış şahsiyetler değildir. Aynı türden farklı İslam coğrafyalarında benzer faaliyetler yapılmış ve bugünler o zamanlardan ayarlanmıştır. Arap yarımadasında meşhur İngiliz casusu Lavrens’in yaptıklarını bilmeyen yoktur. Ketrude Bell, İngiliz çıkarları adına bugünkü Irak’ı şekillendiren kadındır. Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, Ürdün, Fas, Cezayir, Tunus içinde Müslümanların yaşadığı hangi devleti ele alırsanız alın bütün bu devletler böylesi iç düşmanların ayak oyunlarıyla Müslümanları inançları ile birlikte imha için kurulmuşlardır. Tarihten bugüne yaşadığımız olaylarda bu gibi hainlerin parmak izi vardır. İşte Mısır, işte Suriye ve işte bütün dünya! Kurtuluşumuzu gerçekleştirecek sahici fikirlerle donanmadan istikbalimize yönelik adımlar atmamız mümkün değildir… Vesselam…

Ramazan Bayramınızı tebrik eder, Ülkemize, Milletimize, İslam Alemine ve Bütün İnsanlığa Hayırlara Getirmesini Dileriz. Mustafa TAMER KONYA ŞUBE BAŞKANI


5 Ramazan Bayramınızı tebrik eder, ülkemize, milletimize ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini dileriz.

Saim ÖZEL

Şeker İş sendİkası Konya Şube başkanı

Yukarıdan aşağıya

Soldan sağa Haftalık Bağımsız Siyasi Gazete Bölgesel Süreli Yayın Yıl: 1 | Sayı: 12 6- 13 Ağustos 2013 SAHİBİ Çimke Basım Yayın Yapım Reklam ve Turizm Hiz. Ltd. Şti adına Ahmet Aka SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ömer Salih Şipleme HALKLA İLİŞKİLER SORUMLUSU Hakan Mutlu SANAT YÖNETMENİ Nurettin Özel HUKUK DANIŞMANI Av. Abdurrahim Küçük SAĞLIK EDİTÖRÜ Dr. Nevzat Şipleme Yönetim ve Baskı Adresi: Fevziçakmak Mh. 10453. Sk. No: 25 Karatay | Konya Telefon & Faks: 0332 342 52 82 Web: www.anadolugunluk.com reklam@anadolugunluk.com haber@anadolugunluk.com BASKI Çimke Baskı Tesisleri 0332 342 5282 KONYA B.T. 6 Ağustos 2013

1. Coşmak, azmak, kudurmak... 2. Arka, geri... Ayrık otu... 3. Kavram... Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan illerinden biri... 4. Eğitim etkinliklerinin planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi konularında öğrencilere geniş çapta katılma imkânı sağlayan okul... Dolaylı olarak anlatma, üstü kapalı olarak belirtme, işaretleme, anıştırma, ihsas... 5. Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen... Güzel, zarif, modaya uygun... Genellikle çocuk oyunlarında baş olan, diğer çocuklara veya gruba karşı cezasını çekmek ve bundan kurtulmak için tek başına bütün sorumluluğu üzerine alan çocuk, oyun 1 ebesi... Dek, değin, kadar, beri vb. edatlarla 1 birlikte kullanılarak bir fiilin, bir hareketin, 2 bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımından 3 abartmalı bir biçimde anlatan bir söz... 6. Rus 4 imparatorlarına ve Bulgar krallarına verilen 5 unvan... Kurçatovyum elementinin simgesi... 6 Bir konuda söyleyecek söz kalmadığını anlatan 7 bir söz... 7. Mal (eski)... Kedigillerden, uzunluğu 120, kuyruğu 70 santimetre, sırtı kahverengi, 8 karnı beyaz, Amerika’da yaşayan bir memeli 9 türü, Yeni Dünya aslanı, dağ aslanı... Aklama, 10 temize çıkarma... 8. Cisimlerin hareketlerini 11 yörünge, hız ve ivme vb. konular bakımından 12 inceleyen mekanik kolu, sinematik... 9. Bir 13 işi yapabilme gücü, erk, kudret... Sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki... 14 10. Tohumların ezilip yağ çıkarıldığı yer (halk 15 ağzı)... Ağabey (halk ağzı)... 11. Ameliyatı gerektiren hastalıklarla ilgilenen hekimlik kolu (eski)... Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı... 12. Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü... Orakla ekin biçme... 13. Tür, çeşit... Adanalı olma durumu... 14. Sakız rakısı... Olağandan daha hacimli, olağanı aşan büyüklüğü olan, ince karşıtı... 15. Yapılması kesinleşen bir işi üstlenmek, taahhüt altına girmek... Çıkıkları düzelten kimse...

2

3

4

5

6

1 2 3 4 5 6

1

2

S O K U C U

M U R A S S Y A A L A I Ç A K Ğ I A S S I I Z

7 8 9 10 11 12 13 14 15

7

Y O K L A M A K

Ġ T Ġ C Ġ

3

4

8

5

6

A L R M A M A G Ġ M A N Ġ N A L A N Ġ L T S I K O N Ġ R O L A T L A I L K

9

7

8

A K R Ġ ġ E Ġ N P M A Ġ H Y A O L K E O K B Ġ A N

10

9

10

11

11

L A K O L K A R B O M A D A ġ A K A P L S L A L A M A N E M E L A R Ġ S A T

12

12

13

13

14

15

Y A M A N M S A I M A A K K D Ġ A K T E Ġ N

A B U K S U B U K

T A K S Ġ M A T

Ġ B A R E

O T A M A

E T Ġ K E T

1. Ağdan örülerek yapılan ve balıkçılıkta kullanılan, uzun saplı sepet... Ticari kuruluşlarda bir yıl içinde yapılan işlemlerin toplam değeri, ciro... 2. Hayvan, dolaşarak yerdeki ot, çimen, yaprak vb.ni yemek, yayılmak... Gelecek (eski)... 3. Toplantı ve gösterilerde taşınan, üzerinde benimsenen amacın birkaç sözle gösterildiği karton veya bezden levha... Taranmak işi... 4. Trabzon iline bağlı ilçelerden biri.. Birden sonra gelen sayının ad... Gönderme (eski)... 5. Çapı 9 milimetre olan, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek... Kuralcı... Samaryum elementinin simgesi... 6. Kenarları saçaklı ipek, pamuk, yün vb.nden yapılmış bir tür başörtüsü, dolama 14 15 (halk ağzı)... Nazizm yanlısı olan kimse... Baba... 7. Alından geçerek başın çevresine çember gibi bağlanan bağ, kaşbastı... Süreli yayın... 8. Bir toplantıya katılanların, bir sorunla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey... Hipostaz (eski)... Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek... 9. En yüksek devlet otoritesini, bütün devlet başkanlığı yetkilerini kalıtım veya soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran kimse... Belirti, iz, ipucu (eski)... Yemiş verecek durumdaki ağaç... 10. “Ses çıkarmasına fırsat vermemek” anlamındaki “...dedirtmemek”, “ses çıkarmak, karşı çıkmak, yakınmak” anlamındaki “.... demek”, “sesini çıkarmamak, karşı çıkmamak, yakınmamak” anlamındaki “.... dememek” (veya .... çıkmamak) deyimlerinde geçen bir söz... Tek başına anlamı olmayan, sonuna geldiği sözle cümledeki diğer kelimeler arasında ilişki kuran kelime türü, ilgeç... Olay, hadise... 11. Kumul (eski)... Birbirinden ayrı, birbirinden bağımsız, birbirine geri götürülemeyen, birbirinin yanında veya karşısında bulunan iki ilkenin varlığını kabul eden görüş, düalizm... 12. Dünya üzerinde yer alan bir kıta... Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın.. 13. Otlak... Antimon elementinin simgesi... Bir maddeyi sürekli satma işi... 14. Afyon, tütün, kahve, çay vb. keyif veren maddelere alışmış olan (kimse)... 15. Omlet... Kapağı olan...


6

KONEV’den teşekkür Emperyalizmin Başdüşmanı

Konya Eğitim Kültür Sağlık Vakfı (Konev) Başkanı Hakkı Teke, Büyük Konya Platformu tarafından düzenlenen iftar programındaki yoğun ilgiye teşekkür etti.

ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU

D

ünya’daki gelişmelere ayak uydurmak gerçekten zor... Gezi, Mısır Darbesi, PYD-PKK katliamları, fitneci tekbir düşmanı hutbeler, bunların hepsi bir yerde yazımızın başlığındaki o iki isme saldırmanın diğer şekilleridir. Sondan başlayalım. Suriye’nin Kuzeyi hareketli günler geçiriyor. Nusra Cephesi-PKK, PYD, YPG çatışmaları Kürt katliamı gibi gösteriliyor. Sosyal medyada Esed güçlerinin yaptığı 2 ay öncesine ait Kürt katliam görüntülerini sanki Nusra Cephesi yapmış gibi lanse ediliyor. Üstelik Kürtlere esas katliamı, işkenceyi Esed güçlerinin desteğiyle PKK-PYD-YPG yaptığı halde. Bu tespiti ben değil yine bir Kürt partisi olan HAK-PAR yapıyor. Hedef çözüm sürecini baltalamak. Üstelik PKK, Suriye’nin kuzeyinde Esed’den aldığı silahlarla gerek Nusra Cephesine gerek diğer Suriyeli muhaliflere saldırırken bunu Şeriata karşı savaşıyoruz diyerek yapıyor. Bu arada PKK harakirisini de yapmış oluyor. Gelelim Mısır Darbesine. İslam Dünyası’nın 4 güdücü devleti vardır. Biri Fars emperyalisti İran! Tamamıyla batı emperyalizmiyle Suriye’de olduğu gibi işbirliği içerisinde ileri karakol rolü üstlenmiştir. Bir misal verelim. Geçen El Kaide’nin Lübnan’daki Hizbullah’a intihar saldırıları düzenleyeceğini haber alan ABD, Hizbullah’a durumu haberdar ederek bu tehlikeden onu dolayısıyla İran’ı kurtarmıştır. Bir diğer ülke Suudi Arabistan’dır ki o da Sünni bölgeleri İhvan gibi devrimci hareketlerden korumak ve İhvan’ı yok etmek yahut bastırmak misyonunu batı emperyalizmi adına yüklenmiştir. Diğer iki devlet ise en başta Türkiye sonra Mısır’dır. Başbakanımız sayesinde Gezi olayı püskürtülmüş evelallah. Türkiye emperyalizme boyun eğmeden yoluna devam etmektedir. Mısır darbeye İhvan’ın şanlı direnişiyle karşılık vermiş ve kanlı da olsa İhvan zafere kadar direnişe devam edecektir. Peki, biz halk olarak ne yapabiliriz? Bir kere Mısır’a desteğimizi dualarımızla, maddi yardımlarımızla tıpkı Suriye direnişi için yaptığımız gibi devam ettirmeliyiz. Ayrıca İslam Dünyası’ndaki bütün katliamlara başta Mısır, Suriye, Arakan olmak üzere destek amaçlı barışçıl gösteriler düzenlemeli ya da bunlara katılmalıyız. Bir de gazeteci Fatih Tezcan’ın umre ve haccı Suud Kralı hizaya gelene kadar boykot teklifine icabet etmeliyiz. Bunun fetva boyutu, devrimci ehlisünnet âlimlerimizi bekliyor. Şimdi can alıcı soruya gelelim; “Türkiye Devleti Hükümeti olarak ne yapılmalı?” Gereken; 28 Şubat mağdurları için yapılması gerekenler hariç başbakanımız ve Davutoğlu ekibi tarafından yapılıyor hatta Today’s Zaman gibi emperyalizm taşeronlarına rağmen yapılıyor. İşte yazımızın başlığının sebebi… Allah başbakanımıza, Ahmet Davutoğlu’na istikametlerini koruyarak güç, kuvvet sıhhat, afiyet versin bizleri de hızlarına ayak uydurtsun. İslam birliği bayramında buluşmak dileğiyle…

Büyük Konya Platformu tarafından Keçiören Kalaba Vadisinde gerçekleştirilen ve 5 binden fazla vatandaşın katıldığı Konya İftar Programına ilgi büyüktü. Konya Eğitim Kültür Sağlık Vakfı (KONEV) Başkanı Hakkı Teke programla ilgili yaptığı değerlendirmede programa olan ilgiden memnun olduğunu belirterek; “Programımıza katılan bakanlarımıza,

milletvekillerimize, valilerimize yüksek yargı organlarımızın başkan ve üyelerine AKDTYK Başkanımıza, müsteşarlarımıza, genel müdürlerimize, belediye başkanlarımıza, üniversitelerimizin rektör, dekan ve öğretim üyelerine, siyasi partilerimizin başkan ve yöneticilerine, bürokratlarımıza, sivil toplum örgütlerimizin başkan ve üyelerine, Devlet Demir

Yolları Genel Müdürlüğü’ne, Türkiye’nin her yerinden katılan hemşerilerimize, yazılı ve görsel basınımızın değerli mensuplarına, iftar programımıza katılarak gücümüze güç kattıkları için teşekkür eder, sağlık, sıhhat, huzur ve mutluluk dileklerimizle, önümüzdeki günlerde idrak edeceğimiz Ramazan Bayramınızı tebrik ederiz” dedi.

1 milyona göz diktiler Konya’da bir müteahhide silahlı ve maskeli yağma girişiminde bulunan 2 şüpheli, kiraladıkları aracın üzerindeki sahte plakada yazan şirket adı sayesinde yakalandı Konya’da, müteahhitlik yapan bir kişinin otomobilinin önünü keserek yağma girişiminde bulunan maskeli 2 şüpheli, kiraladıkları lüks aracın sahte plakası üzerindeki şirket adı sayesinde yakalandı. Edinilen bilgiye göre, iş yerinden çıktıktan sonra otomobiline binen müteahhit M.P.’nin (39) önü lüks otomobilli maskeli ve silahlı şahıslar tarafından kesildi. Maskeli şahıslar, önünü kestikleri müteahhit M.P.’yi korkutmak amacıyla otomobilin önüne 2 el ateş etti. Ateş edilmesi üzerine olay yerinden hızla uzaklaşan müteahhit M.P., polise başvurdu. Araştırma başlatan polis ekipleri, aracı tespit edebilmek için kentteki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Yapılan araştırmalar sonucunda lüks aracı

tespit eden polis, araç üzerindeki plakanın da sahte olduğunu belirledi. Bunun üzerine çalışmalara Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri de dahil oldu. BİRLİKTE HARCAYACAĞIZ” Ekiplerin çalışmalarını sürdürdüğü sırada, müteahhit M.P.’nin cep telefonuna “1 milyon Euro’yu tek başına harcayamazsın, birlikte harcayacağız” diye bir mesaj geldi. Bunun üzerine Çalışmalarına hız veren polis, şüphelilerin kullandığı araçtaki sahte plakanın üzerinde yazan şirket adından otomobilin gerçek plakasını tespit etti. Çevre yollarındaki TEDES ve güvenlik kameraları görüntülerinden üzerinde gerçek plaka takılı otomobili gören polis, takibe aldığı aracın sürücüsüne ‘dur’

ihtarında bulundu. Durmayan araç sürücü, Adana Çevre Yolu üzerinde bir petrol istasyonunda durduruldu. Araç içerisinde bulunan Akif A. (35), etkisiz hale getirildikten sonra gözaltına alındı. SEVGİLİSİYLE YURT DIŞINDA YAŞAYACAKMIŞ” Şüpheliler ile müteahhit M.P. il aralarında daha önceden alacak verecek meselesi yüzünden husumet bulunduğu öğrenildi. Şüphelilerden Mehmet Akif A. sorgusunda alacağı paralarla birlikte Moldova uyruklu sevgilisi olan Tatiana T. (26) ile birlikte yurt dışında çıkıp orada yaşayacağını itiraf ettiği öne sürüldü Mahkemeye sevk edilen şüpheliler, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.


7 Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik eder, ülkemize, milletimize, İslam Alemine ve bütün insanlığa hayırlara vesile olmasını dileriz.

BİR RAMAZAN GÜNLÜĞÜ

Ahmet SORGUN İl Başkanı

Ulvi BEZİRCİ Meram İlçe Başkanı

Mustafa AK Selçuklu İlçe Başkanı

Ömer ÜNAL Karatay İlçe Başkanı

Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik eder, ülkemize, milletimize, İslam Alemine ve bütün insanlığa hayırlara vesile olmasını dileriz. Abdulkadir ÇETİN MALİ MÜŞAVİR

Tel. : 0332 233 25 25 Fax : 0332 236 04 80 Gsm: 0532 785 79 01 0505 868 33 88

mmabdulkadircetin@hotmail.com

Hazım Uluşahin İş Merkezi B/Blok kat: 6 / 607 Selçuklu / KONYA

R

amazan üzerine yazılabilecek türlü türlü kelimelerinde kullanılabileceği çok edebi metinler olmasına rağmen, şehrin ramazan gündemine ve günlüğüne dair birkaç satır yazmak istedim. Geçtiğimiz Perşembe günü seccade-sefertası Adeviyye Müdafaası başlığında tüm Türkiye’de olduğu gibi Konya’da da her Meydan Rabiatul Adeviyye şuurunu hissedebilmek adına birkaç bin insan iftar, teravih ve teheccüd ibadetleri ve duaları eşliğinde Hükümet Meydanında buluştu. Ülkemiz adına, Ramazanın manevi kimliğine yakışır güzel bir etkinlikti. “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir ve dostudur” şuurunun hissedildiği böylesi etkinliklere hem Türkiye hem de Konya Halkı zaten alışık olmakla birlikte,bu gibi manevi ortamlara katılım sayılarının artması ancak güzel bir dua olur. *** Dünya Müslümanlığı değişik ülkelerde, değişik sebeplerle imtihan halinde. Kimi yerlerde maddi silahların kurşunların kullanıldığı, ölenlerin inşallah adı belli gazi-şehit olduğu bir tablonun yanında bir de manevi hastalıklar ve BOŞANMA imtihanı ile başı dertte olan bir İslam Ümmeti var. Boşanma belasının ciddi manada rahatsız edici rakamlara ulaştığı Türkiye İslam Coğrafyasında bu hususa yönelik daha bilinçli ama İslam bilinci ile bilinçlenmiş hareketler ve adımların hem halk tarafından hem de Hükümet tarafından atılmasının vakti geldi de geçiyor. İslam ümmetinin çokluğu hem sayısal hem de manevi büyüklük olarak Boşanma virüsünün hızla yayılmasından dolayı büyük tehlike altında. İslami hassasiyeti olan insanların özellikle çok anlamsız sebeplerle kolayca boşanabilmeleri büyük psikolojik ve sosyolojik sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Sadece devlet kanalı olan TRT’de belgesel tadında yapılan uzun ömürlü evlilik hikayelerinin anlatıldığı programlar günümüz Türk ve İslam Halkının boşanmalarına engel olabilecek çabalar asla değildir. Evliliğin magazinleştirildiği evlilik programlarından bir an evvel kurtulmakla birlikte evliliğin gerçekten ne kadar ciddi bir birliktelik olduğunu anlatan değil bangır bangır bağı-

ran projelerin- programların bütün kurumların ve kişilerin katkıları ile yapılmasının zamanı geldi geçiyor bile. Sadece kadını değil hem kadını- hem babayı hem de çocukları ve dede-nine ve diğer akrabaları ayrıca komşuları da içine alan sağlıklı yuva ve evlilik adına hükümet büyük kararlar almalı. İnternette kapatılması gereken siteler varsa kapatılmalı sadece çocuklara değil büyüklere de ülke olarak filtreler konulmalı. Bu internet ve televizyon gerçekten fazlasıyla denetlenmeli ve kesinlikle kısıtlanmalı. Türk- Müslüman aile yapısına aykırı olan tüm tv program ve dizileri ile internet siteleri kesinlikle devlet eliyle denetlenmeli, yayın izni verilmemeli. İnsanoğlu sınırsız özgürlük yüzünden başına büyük belalar sardı, ve insan sürekli ayağı kaymaya meyilli bir varlık olduğu için nefis denilen mekanizma ve şeytan işbirliği ile çok basitçe raydan çıkabiliyor. Bu raydan ve yoldan çıkmalarda büyük manevi yıkımlara sebep oluyor. En büyük problem ise aile kavramının da yok olması. Herkesin elinde bir telefon var ve o telefonun açmadığı hiçbir şey yok. Sadece konuşmak için değil, özellikle silah olarak kullanılan bir telefon çağındayız. Elimizde, cebimizde, çantalarımızda bombalar taşıyoruz. Sürekli bombaların arasında bir yaşam nereye kadar hayatına devam edebilir? Ülke insanı olarak gerçekten azdık ve sınırları aştık. Rabbim daha büyük yok oluşlardan bizleri korusun. Ama bizlerde kullar olarak çok çabalamalıyız. Çocuklarınızın ellerindeki telefonları almakla işe başlayabilirsiniz, yetişkin bir birey olarak kendinizi internetten alıkoyamıyorsanız-gidin ve internet paketinizi kapatın- akşamları ailecek televizyonsuz- internetsiz vakitler geçirmek için kendinizi zorlayın. Zor şeylerden bahsetmiyorum. Çok gurur duyduğumuz, anlata anlata güzelliklerini bitiremediğimiz dedelerimizin-atalarımızınOsmanlı’nın hayatlarında bunlar var mıydı? Bu insanlar onlarca yıllık ömürlerini nasıl geçiriyorlardı? Çok basit insan ve Müslüman gibi konuşarak sohbet ederek. İnsan ve Müslüman gibi Konuşmayı ve sohbet etmeyi unuttuğumuz için bu haldeyiz.


8


9

ÇAĞDAŞ DÜNYANIN RUH HALİ

B

iz hep böyle bayramlar gördük, kan ve gözyaşı ile boyanmış bayramlar… Ama biz zafere bu kadar yakın olmadık hiç. Müslüman halklar için gün bugündür. Ya bugün dik durup bu kalleş savaşı kazanıp rabbimizden zaferi nasip etmesini bekleyeceğiz ya da hepimiz imtihanı kaybedeceğiz. Bütün dünya birleşti ve bir tek kaile edindi; Müslümanların uyanışını engelleyip sindirmek!

CUMHURİYET HALK PARTİSİ KONYA İL BAŞKANLIĞI

‘Peruklu’ dolandırıcı Konya’da başkalarına ait nüfus cüzdanlarına peruklu fotoğrafını yapıştırıp, kafasına peruk takıp bankalara giden şahıs 12 bin lirası kredi 22 bin lira dolandırdı Konya’da polisin şüphelenip durdurduğu şahsın peruklu dolandırıcı olduğu ortaya çıktı. Şüphelinin başkalarına ait nüfus cüzdanlarını çaldıktan sonra peruklu fotoğrafını yapıştırıp, kafasına peruk takıp bankaya giderek 12 bin lirası kredi, 22 bin lira dolandırdığı belirlendi. Edinilen bilgiye göre, Konya Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, merkez Karatay İlçesi Yenimahalle de, bir şahsı durdurdu. Şahsın kimliğini sorgulayan polis, 39 yaşındaki Kemal Ç’nin, verdiği kimlikteki kişinin 87 doğumlu olmasından şüphelenerek fotoğrafı inceledi. Durdurduğu şahsın saçları olmamasına rağmen,

verdiği nüfus cüzdanındaki fotoğrafta saç olduğunu fark eden polis, Kemal Ç’yi sahte kimlik kullanmak gözaltına aldı. Polis, şüpheli şahsın üzerinde yaptığı aramada peruklu fotoğrafı yapıştırılmış 3 adet sahte kimlik, 8 bin lira para, 8 adet gramlık altın ile sahte kimlikler adına çıkartılmış 5 adet kredi kartı buldu. PERUKLU KREDİ! Kredi kartları ve sahte kimliklerden yola çıkan polis araştırmasını derinleştirdi. Sahte kimliklerin sahiplerinin çalıştıkları inşaatta kimliklerini çaldırdığını öğrenen polis bu kimliklerle iki farklı bankadan 12 bin lira kredi çekildiğini, 5 tanede kredi kartı çı-

kartıldığını tespit etti. Şüphelinin üzerinden çıkan sahte kimliklerle çıkardığı kredi kartlarından 10 bin lira değerinde 5 adet cep telefonu, gramlık altınlar ve kıyafet aldığı belirlendi. “BEN İŞ ADAMIYIM” DEDİ Asayiş Şube Müdürlüğüne getirilen Kemal Ç, kendisinin iş adamı olduğunu iddia etti. Üzerinden çıkan paralar ve kredi kartlarını çevirerek para kazandığını iddia eden şüphelinin, sahte kimliklerin de arkadaşlarına ait olduğunu ileri sürdü. Polis, kimliklerin bir süre önce çalındığını söylemesi üzerine Kemal Ç, peruk takarak sahte kimliklerle dolandırıcılık yaptığını itiraf etti.

Bugünün Müslümanlarının Sıla-ı Rahimi, yakın komşusu, uzak komşusu Adeviye’dir, Dımaşk’tır, Keşmir’dir, Patani’dir, Arakandır, Doğu Türkistan’dır… günümüzde Müslümanların zulme uğramadığı bir tek ülke yoktur. Bütün dünya Hıristiyan’ı, Yahudi’si, Budist’i, Şamanist’i v.s. birleşmiş topyekun Müslüman avına çıkmışlar. Bu telaşları boşuna değil, zira Müslümanlar son yıllarda hızla toparlanıyorlar ve dünyada sömürü düzenine karşı yegane tehlike onlar. Çağdaş dünyanın ruh hali çok tanıdık. Mekke müşriklerinin put yapıp acıkınca yedikleri helva misali, çıkarlarına ters düştüğü anda demokrasi putlarını hemen yediler. Bazıları Mısırdaki firavunu batının kınamasını bekliyor ve bu olmadı diye hayrete düşüyor, ama nafile çünkü o darbe Batı’nın menfaatlerini korumak için yapıldı. Bu darbeyle Mısır’ın Hıristiyanların kontrolünde kalması amaçlanıyor. Mısırı son yüzyılda beyaz Araplar yönetti; buna Türk asıllı Batı piyonu seçkinciler de dahildir. Bu seçkinci beyaz Arapların çoğunluğu Mısır’da görev yapmış Osmanlı paşalarının torunlarıdır ve Batı bir şekilde onların kulağına devşirme geçmişlerini fısıldamıştır. Bu sebeple onlar Batı’nın çarklarını çeviren zavallılar haline gelmişlerdir. Ekmeleddin İhsanoğlu, Hüsnü Mübarek dönemi Mısır bürokrasisi ile kanaatimce özel bir hukuku vardır ve onun pasif kalması biraz da bundan olsa gerektir. “Arap Baharı” olarak adı konmaya çalışılan halk hareketleri gerçek bir bahar olabilmesi için önce Suud ailesini ve diğer petrol

zengini kralcıkları götürmeliydi. Gerçekte olanlara Berberî baharı denilebilirdi. Müslüman dünyanın zenginliklerini batıya peşkeş çeken Suud ailesi ve diğer krallar iktidarda kalmaya devam ettiler ve bu gerçek Arap coğrafyasında bir şeyin değişmediği anlamına geliyordu. Suud ailesi (Suud çağdışı bir kabile devletidir.) Sisi’ye destek vererek kendi fitilini ateşlemiştir. Arap baharının Suud ailesinin gidişi ile başlamasını beklemek en doğru hal olacaktır ve İslâm dünyasının geleceğini Arap gençliğinde gören Arap milliyetçisi yazarlara “Hadi buyurun, meydan sizin!” diyorum. İslam halklarının hak arayışı sancılı bir şekilde devam edecektir, ama bizim ne yapacağımız fevkalade büyük bir öneme haizdir. Önce bizim kendi içimizde kenetlenmemiz ve Müslüman halkların kenetlenmesi için tutkal vazifesi görmemiz gerekiyor. Bunu yapmazsak, tarihin sıkıştığı ve yeni şeyler doğuracağı bu dönemi heba etmiş oluruz. Eğer bugün gereğini yapar ve Allah’ın nusretini beklersek o zaman Pekin’in, Washington’un fethini bekleyebiliriz. Adeviyye’yi uzaktan seyrederek, Arakan’a iki damla gözyaşı ile destek olmaz/olunmaz. Mısırlı Mü’minlerin iftar menüleri birkaç hurma ve su iken biz nasıl o iftar sofralarına oturduk hiç düşündük mü? Öyle ise Müslüman dünya çocuklarına da 5 TL bayram harçlığı ayırarak yola çıkabiliriz. Halkımız, bu millete tarihin verdiği rolün farkında olmalı ve geziye, izine, tatile gitmek yerine secdeye dönüş yapmalıdır. Bedir, Uhud, Hendek birer secdedir ve sıra Tebük’tedir, asrımız Müslüman’ı ya Tebük’e katılır ya da ebediyen kaybeder. Ümmet gerçek bayramları görmeyeli yüzyıllar oldu. Gözyaşının, kanın olmadığı bayramlarda buluşmak için maddi manevi yapabileceklerimizi bir gözden geçirelim. Allah’ın zaferi nasip ettiği günlerde bayramlaşmak temennisi ile Rabbime emanet olunuz.


10

Başörtüsüne serbestlik Kamu Denetçiliği Kurumu, Başbakanlık’tan kamuda başörtüsü yasağının kaldırılmasını istedi ve başörtüsü nedeniyle “ikaz” edilen kamu görevlisinin görevine başörtüsü ile devam etmesi gerektiğine karar verdi. Kamu Denetçisi Elkatmış, inceleme sonunda; “Başbakanlıktan Kılık Kıyafet Yönetmeliği’ndeki kamu görevlilerinin görev mahallinde başlarının daima açık olacağı yönündeki hükmün yönetmelikten çıkarılmasına, başvurucu kamu görevlisinin başı kapalı olarak görevinin devam etmesine, bu konuda Başbakanlığın, İçişleri Bakanlığı’na bu görevlinin başı kapalı olarak devamını sağlaması tavsiyesinde bulunmasına” karar verdi.

Akınsoft’tan bayilere ödül Yazılım firması AKINSOFT, belirlediği kategorilerde dereceye giren bayilerine törenle 4 otomobil ve çeşitli hediyeler verecek. Üstün performans gösteren AKINSOFT Çözüm Ortakları ve hediyeleri şöyle: Bursa Bölge Bayi Kobihattı Bilgisayar ve Yazılım Chevrolet Aveo Sedan, İstanbul Bölge Bayi Arıkan Elektronik ve Bilgisayar, Samsun Bölge Bayi Bilsam Bilgisayar ve Samsun/Çarşamba Ana Bayi Prizma Bilgisayar Citroen C-Elysee otomobil, kategorilerinde dereceye giren diğer çözüm ortakları ise LCD Tv ve Tablet Pc gibi birbirinden güzel hediyelerin sahibi oldular” denildi. 9. Bonus Dönemi’nde ödül kazanan bayiler ödüllerini, 31 Ekim - 03 Kasım 2013 tarihleri arasında Antalya’da törenle alacak.

İdrardan üretildi Çinli bilim insanları, idrardan diş geliştirme konusunda önemli ilerlemeler sağladı. Sonuçları “Cell Regeneration” dergisinde yayımlanan araştırma, kök hücre kaynağı olarak kullanılabilen insan idrarından, küçük diş benzeri yapının geliştirilebileceğini gösterdi. Guangzhou Biyotıp ve Sağlık Enstitüleri’nde görevli ekibin yaptığı araştırmada geliştirilen diş benzeri yapının, diş özünü, kemiğini ve minesini içerdiği, öte yandan doğal diş kadar sert olmadığı kaydedildi.

Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık), Başbakanlık’tan kamuda başörtüsü yasağının kaldırılmasını istedi ve başörtüsü nedeniyle “ikaz” edilen kamu görevlisinin görevine başörtüsü ile devam etmesi gerektiğine karar verdi. Kamuda başörtüsü yasağı ile ilgili tartışmaları yeniden başlatabilecek nitelikteki kararın verilmesine dayanak olan karar bir kadın kamu görevlisinin başvurusu üzerine alındı. İsmi ve kurumu açıklanmayan ancak Manisa il veya ilçelerindeki bir emniyet müdürlüğünde bilgisayar işletmeni olarak çalıştığı anlaşılan kadın görevli, başörtüsü nedeniyle amirlerinden “uyarı” aldı. Yazılı uyarıda, başörtüsü ile görevine gelmeye devam etmesi halinde hakkında disiplin soruşturması başlatılacağı belirtildi. Kadın görevli bunun üzerine ilgili emniyet müdürlüğünü Kamu Denetçiliği Kurumu’na şikayet etti ve “Disiplin cezası alırsa telafisi imkansız sonuçlar doğabileceğinden ikaz yazısının yanlışlığının tespit edilmesini, ikazdan vazgeçilmesini” istedi. BAŞBAKANLIK’TAN DEĞİŞİKLİK İSTEĞİ Başvuruyu, ombudsmanlardan eski TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış inceledi. Elkatmış, kadın görevlinin sadece ilgili emniyet mü-

dürlüğünden şikayetçi olmasına rağmen Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nin yürütmesinin Bakanlar Kurulu’nda olduğunu, Başbakanın, Bakanlar Kurulu’nun başkanı olduğunu bu nedenle başvuruya Başbakanlığın da taraf olması gerektiğini değerlendirerek resen Başbakanlığı da taraf olarak kabul etti. Kamu Denetçisi Elkatmış, inceleme sonunda; “Başbakanlıktan Kılık Kıyafet Yönetmeliği’ndeki kamu görevlilerinin görev mahallinde başlarının daima açık olacağı yönündeki hükmün yönetmelikten çıkarılmasına, başvurucu kamu görevlisinin başı kapalı olarak görevinin devam etmesine, bu konuda Başbakanlığın, İçişleri Bakanlığı’na bu görevlinin başı kapalı olarak devamını sağlaması tavsiyesinde bulunmasına” karar verdi. İdarenin 30 gün içinde bir işlem yapmazsa başvurucunun dava açma hakkı olduğunu hatırlatan Elkatmış, 17 sayfalık kararında özetle şu görüşleri dile getirdi: SAVUNMAK İMKANSIZ Başörtüsü yasağı uygulamasını kabul etmek ve savunmak imkânsızdır. (Erkekler için benzer yasaklar olmadığını belirttikten sonra) Başkalarının hak ve özgürlüklerini ve kamu düzenini koruma adına kadın çalışanların din ve inanç özgürlüğüne, başörtüsü yasağı yoluyla getirilen kısıtlama, bir cinsiyet grubu ile sınırlı

kalmaktadır. Bu durum, sadece kadınların kamu düzenini bozacağı ön kabulü ile hareket edildiği anlamına gelecektir. STRECH KOT GİYİLİYOR Yönetmelik hükümleri hem kadın memurlar hem de erkek memurlar için ayrıntılı hükümler içermesine rağmen, bu hükümlerin tamamına yakın bir kısmının uygulanmadığı görülmektedir. (ütülü ve sade ayakkabılar ve/veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı, tırnaklar normal kesilmiş olur. Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez. vb. hükümler) Buna rağmen yönetmeliğin sadece başörtüsüyle çalışıl-masını yasaklayan hükmünün uygulanıyor olması başlı başına bir ayrımcılık göstergesi olup, hakkaniyetle bağdaşmamaktadır. BU YASAK EN BÜYÜK KÖTÜLÜK Çalışan bir kadının başını örtmesi, kendi gibi düşünmeyen insan-ların haklarına herhangi bir tecavüz olarak düşünülemeyeceği gibi; bu durum kamu ve çalışma düzenini bozucu hareket olarak da algılanmamalıdır. Zira kişinin başının açık ya da kapalı olmasının çalışma verimliliği üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi olduğu

düşünülemez. Aksine mevcut yasak, nüfusun çalışma niyetinde olan eğitimli, dinamik, üretken ve nitelikli bir kısmının üretim potansiyeli dışında tutularak katma değer üretmesi engellenmek suretiyle toplumun gelişmiş toplumlar seviyesine ulaşmasında değerlendirilememiş ve atıl bırakılmış olmaktadır ki bu durum ülkeye yapılan en büyük kötülüktür. KORKULARA DAYALI VARSAYIMLAR Kaldı ki ülkemizde başkalarının hak ve özgürlüklerini koruma amacını meşru gösterebilecek, din ve inanç hürriyetini kısıtlamayı haklı çıkarabilecek hiçbir veri ve olaya rastlanmamıştır. Bu nedenle yapılacak kısıtlamalar, varsayımlara dayanan muhtemel bir tehlike için temel bir hak olan din ve inanç özgürlüğünün tamamen kullanılmaz hale gelmesine izin vermek demek olacaktır. Hâlbuki demokratik ve çoğulcu bir toplumda temel hak ve özgürlükler korkulara dayalı varsayımlarla kısıtlanamamalıdır. TOTALİTER REJİM ÜRÜNÜ Kaldı ki söz konusu yönetmelik1980 darbesi akabinde ve darbe hükümeti tarafından çıkartılmış olup, darbe döneminin izlerini taşımaktadır. Totaliter ve tek tip insan yetiştirme zihniyetinin bir tezahürüdür.


11

Ergenekon’a rekor cezalar

SERVİS & SATIŞ

K. İhsaniye Mah. Şehir Ömer Taşer Sk. Odakent Sitesi C Blok No: 13/ A (Demiryolu Yanı) Selçuklu / KONYA konya2@profilo-servis.com.tr

Tel. :(0332) 321 33 78 (0332) 321 33 79 Fax: (0332) 321 33 80

Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik eder, ülkemize, milletimize, İslam Alemine ve bütün insanlığa hayırlara vesile olmasını dileriz. Yasin AYVAZ MALİ MÜŞAVİR

Tel. :(0332) 236 11 16 Fax :(0332) 236 11 16 Gsm:(0532) 705 35 13

yasinayvaz@hotmail.com K. İhsaniye Mah. Hazım Uluşahin İş Merkezi B/Blok No: 6 / 616 Selçuklu / KONYA

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın da aralarında bulunduğu 66’sı tutuklu 275 sanıklı Ergenekon Davası’nda mahkemenin nihai kararını açıklandı. MAHKEME “TERÖR ÖRGÜTÜ” DEDİ Mahkeme, Ergenekon’un bir terör örgütü olduğuna karar verirken, bazı isimlere ceza verdi, 21 kişiye de beraat kararı geldi. İŞTE CEZA ALANLAR -Mustafa Balbay 24 yıl -Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz 13 yıl 11 ay! -Emekli Binbaşı Fikret Emek 41 yıl 4 ay -Hurşit Tolon için 129 yıl hapis cezası verildi. -Tuncay ÖZKAN ağırlaştırılmış müebbet! -Hikmet Çiçek 21 yıl 9 ay ceza. -İsmail Hakkı Pekin 7.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. -Emekli Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu 20 yıl 6 ay hapis cezası aldı. -Doç. Ümit Sayın 4 yıl hapis cezası aldı -Mehmet Perinçek 6 yıl hapis cezası aldı. -Eski YÖK Başkanı Kemal Gürbüz hakkında 12 yıl 11 ay hapis cezası verildi. -Fatma Cengiz’e 11 yıl hapis cezası verildi. -Bedrettin Dalan ve Turhan Çömez’in de aralarında bulunduğu firari sanıkların dosyası ayrıldı. -Eski rektörler, Ferit Bernay, Mustafa Yurtkuran 10’ar yıl hapis cezasına çarptırıldı. -Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. -Ali Yasak 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı. -Eski Emniyet Müdürü Adil Serdar Saçan’a 14 yıl hapis cezası verildi. -Emekli Tuğamiral Alaattin Sevim’e 10 yıl hapis cezası verildi. -İşçi Partili Hikmet Çiçek 31 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. -Osman Yıldırım 8 yıl 9 ay hapis cezası aldı. -İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

-Sedat Peker 10 yıl hapis cezası aldı. -Tufan Özlü 9 yıl hapis cezası aldı. -Akın Birdal suikastinin azmettiricisi Semih Tufan Gülaltay’a 12 yıl hapis cezası verildi. -Tutuksuz sanık Ferda Paksüt’e 2 yıl 6 ay hapis cezası aldı. -Danıştay saldırısında adı geçen Osman Yıldırım’a 8 yıl 9 ay hapis cezası verildi. -Cumhuriyet Gazetesi’ne molotoflu saldırıda adı geçen Bedir Şinal’a 18 yıl 8 ay, Adnan Bulut’a 6 yıl 3 ay ve Turan Özlü’ye 9 yıl hapis cezası verildi. -Yazar Ergün Poyraz 29 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. -Eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’a 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. -Emre Olcayto 13 yıl 2 ay hapis cezası aldı. -Emekli Albay Arif Doğan 25 yıl hapis (Toplamda 47 yıl 2 ay) hapis cezası aldı. -Prof. Erol Manisalı 9 yıl hapis cezası aldı. -Güler Kömürcü 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. -Özlem Usta 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı. -Bekir Öztürk 12 yıl hapis cezası aldı. -Emekli Binbaşı Fikret Emek 41 yıl 4 ay hapis cezası aldı. Duruşma öncesi cezaevi önünde jandarma kuvvetleri yoğun güvenlik önlemleri aldı. Davanın görüldüğü Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nin çevresinde yoğungüvenlik önlemleri alan jandarma TEM ve E-5 karayolundan gelirken kullanılan cezaevi sapaklarında kontrol noktaları oluşturdu. TEM ve E-5 karayolundan cezaevine gelirken kullanılan yol üzerindeki bariyerler yaklaşık 500 metre boyunca uzatılırken duruşma salonun bulunduğu caddeye sanıklara destek vermek için cezaevi önüne gelenlerin geçişine izin verilmedi. Mehmet İlker Başbuğ iki ağırlaştırılmış müebbet, Hasan Ataman yıldırım ağırlaştırnılmış müebbet, Veli Küçük, Hurşit Tolon, Fuat Selvi, Dursun Çiçek, Hasan Iğsız, Nusret Taşdelen’e müebbet cezası verildi. Mehmet Haberal tahliye edildi.


12

Evlada bayram hediyesi: BÖBREK Kayseri’de 1,5 ay önce böbrek yetmezliğine yakalanan ve 2 haftadır diyalize girmeye başlayan 14 yaşındaki Hakkı Burak Özkan, annesinin bağışladığı böbrekle sağlığına kavuştu. Kendisine ikinci kez hayat veren annesine minnettar olduğunu dile getiren Hakkı Burak Özkan, “Kısa sürede böbrek rahatsızlığına yakalandığım için çok üzülmüştüm. Hareket-

lerim kısıtlanmaya başlamıştı. Diyalize girmeye başlayınca üzüntüm daha da arttı. Babam ve annem bana böbreklerini vermek için konuştular. Annem vermeye karar verdi.Şuan sağlığıma kavuştum. Anneme ne kadar teşekkür etsem azdır. Bayram öncesi beni yeniden hayata bağladı” dedi. Oğluna böbreğiyle ikinci kez hayat veren anne Hamiyet Özkan da, sadece televizyon-

da takip etikleri böbrek naklinin kendi başlarına gelince biraz tedirgin olduklarını hatırlattı. Oğlunun diyalize girmesine dayanamadığını ifade eden anne Özkan, “Oğluma böbreğimi vermek için buraya geldim. Şuan ikimizde sağlıklıyız. Yaklaşan bayram bizim için çifte mutluluk olacak. Herkes organ bağışı konusunda duyarlı olsun, çünkü bizim hiç aklımıza gelmezdi” diye konuştu.

İyi anne-baba olmanın yolları Nasıl bir evlat sahibi olacağımız tam olarak bizlerin elinde olmasa da nasıl bir anne-baba olacağımız bizim elimizde. Peki, iyi anne-baba nasıl olunur? Uzmanlar nasıl iyi anne-baba olunurun cevabını sıralıyor. İyi anne-baba olmak evlatlarımızın geleceğinde de en büyük etken. İşte iyi anne-baba olmanın yolları: 1- İdeal ebeveynlik için okumaktan ve çeşitli eğitim çalışmaları ile kendinizi geliştirmekten geri durmayın. 2- Hayırlı evlat sahibi olmak istiyorsanız hayırlı ebeveyn olmak için çaba sarf etmeli ve dua etmelisiniz. 3- Etkili ebeveynliğin sağlanabilmesi için eşler arası münasebetin pozitif olması gereğidir. Karıkoca arası tartışmaların yoğun olduğu bir ev ortamında çocukların da psikolojileri kendilerine negatif davranılmasa bile negatif bir biçimde etkilenir. 4- Kadının eve yaydığı enerji evi tesir altına alabilecek güçtedir. Bu nedenle denilebilir ki; annelerin evde pozitif oluşları evin diğer fertlerine yansıyacaktır. Yani annenin psikolojisi ve evde yaydığı enerjinin çocuğun ders çalışma performansına da, beyin stres atma sürecine de yansıyacağı anneler tarafından unutulmamalıdır.

5- Gebelik dönemiyle birlikte çocuk eğitimi aktif bir biçimde başlar. Bu dönemde çocuk sahibi olacak çift, çeşitli kitaplar ve eğitim çalışmaları ile kendilerini geliştirmeli, anne karnındaki bebeği olumlu etkilemesi için çeşitli musikiler dinlettirmeli, anne adayını stresten uzak tutmaya çalışmalıdırlar.

* Karşılıklı saygıya önem verin. * Çocuğunuza zaman ayırın. * Çocuğunuza verdiğiniz değeri hissettirin. 7- Bir ebeveyn mütebbessim olmalıdır. Aynaya bakin ve söyleyin lütfen; çocuğunuza karsı genelde mütebbessim misiniz?

6- Sabır olmadan asla. Ebeveynliğin birinci şartı sabırdır. Çocuğunuzla olumlu ilişkiler mi geliştirmek istiyorsunuz? İşte yapmanız gerekenler:

8- Etkili bir ebeveynlik için olmazsa olmaz şartlardan biri ise çocuğunuzu her şeye rağmen sevmeniz ve ona saygı duymanızdır. Çocuklarınıza karşı iyi kalpli ve kararlı olun.

* Empati kurun. Yani kendinizi çocuğunuzun yerine koyarak düşünün ve onu anlamaya çalışın.

9- Zayıf yönlerinizi göstermeyin. Duygusallığını veya katı otoriteyi amacına ulaşmada kullanan ebeveyn zayıf ebeveyndir.

Ramazan Bayramı’nda kiloya dikkat Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Özge Akar, ikram çeşitlerinin bol olduğu Ramazan Bayramı’nda alınacak kilolar konusunda uyardı. Bayram şekerlerinin tezgahlarda yerini aldığı bu dönemlerde Akar, düşük kalorili yiyeceklerin ve minik atıştırmaların bu riski azaltacağını söyledi.

Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Özge Akar, Ramazan ayı boyunca günlük öğün sayısının azalması ve beslenme düzeninde oluşan değişiklikler nedeniyle, bireylerin bayramda psikolojik olarak daha fazla yemek yemek istediklerini vurguladı. Akar, “Bu davranış hazımsızlık başta olmak üzere, sindirim siste-

minde bazı sağlık problemlerine neden olur. Her zaman olduğu gibi tamamen beyninize hükmetmeniz gerekiyor. Bunu bir sınav olarak düşünün ve her misafirlikte büyük porsiyonlarda sunulan ikramlardan alırsanız 3 günlük bayram sürecince 3 kilodan daha fazlasını bile alabileceğinizi unutmayın” dedi.

BİR DİRHEM ET

B

ir dirhem et bin ayıp örter demiş atalar. Bu lafı söylerken neyi düşünmüşler açıkçası çok merak ediyorum. “Kara kuru olma az etine dolgun ol” mu demek istediler, yoksa “Atın ölümü arpadan olsun”un anlamdaşı olarak mı söylediler bilmiyorum. Her ne için kullanmış olurlarsa olsunlar bu söylemin bugünün kafasıyla pek alakası olmadığı kesin. *** Gerçi günümüzde de her şey kilo üzerine kurulu, ama bir farkla. Atalar sözünün tam tersine “Bir dirhem et bin kere ayıp” anlayışı hâkim olmuş. Her ortamda, her muhabbette bir kilo lafı olmazsa olmuyor. Sanki konuşmanın farzıymış, on lafın dördü kilo üzerine olmazsa muhabbetin tadı çıkmazmış gibi insanlar bu konuya temas etmeden konuşamaz oldular. Bir ortama giriyorsun daha hoşbeşe başlamadan “Sen kilo mu aldın”a bağlanıyor laf. Adam sanki kırk yıllık kasap veya besici, gördüğü her şeyi kilosuyla değerlendiriyor... Aslında böyle bir soruya “Sen de biraz sığırlaştın mı” şeklinde bir cevap cuk oturur ama bırakın efendilik sizde kalsın. *** Bu konuya takmışlığım aslında bu muhabbetten aşırı derecede rahatsız olduğum için değildir. Hayır, rahatsız olmasına rahatsızım ama öyle takıntı derecesinde değil.

Beni asıl rahatsız eden sadece fiziksel özellikler konuşup bunun dedikodusunu yapacak kadar sığlaşmış, bayağılaşmış olmamızdır. Üstelik yüzdeye vurduğunda bunun yüze yaklaşıyor olması işte asıl rahatsızlık veren şeydir. *** Ola ki Türkiye’den birisi atomu parçalasaydı katıldığı bütün ortamlarda sadece kilosu veya fiziği konuşulurdu. Şu tür konuşmalar muhtemeldi: “Fesatlığıyla atomu bile çatlatmış, gerisini siz düşünün…” “Bu tipsizlikle evlenemeyince kafayı yemiş, yazık.” “Ben her gün yarım ton odun kırıyorum. Pabucumun bilimcisi, yiyorsa gel bizim odunları parçala.” “Kesin bu kilolarla üstüne oturup da parçalamıştır atomu.” Ve elini sıkan ilk devlet büyüğü büyük bir ihtimal “Sen biraz kilo mu aldın Einstein ” türünden bir laf edecekti. E haliyle Einstein’ın içinde de fırtınalar kopacaktı: “Atom atom, ben atomu parçaladım.” “Hu hu, kimse ilgilenmiyor mu atomla?” Adamın kafa zehir gibiymiş, bilimde çığır açmış, falan filan kimsenin umurunda değil. Kafalarda tek bir soru var: ya “Kiloyu nasıl verdin” ya da “Sen kilo mu aldın?” Sosyal statüler, arkadaşlıklar, sevmeler, sevilmeler… Her şey kilona göre!


Savcıya kızdı Hıristiyan oldu

13 Elti inadı bu kadar olur

Trabzon’da kendisine ceza veren savcıya ilginç bir tepki gösteren kişi nüfus cüzdanında din hanesini Hıristiyan olarak değiştirdi Bir süredir psikolojik tedavi gören 45 yaşındaki Cemal Salih Ofluoğlu, evinde eşi ile tartıştı. Tartışmanın dozunu artıran Ofluoğlu, eşini darp edince bir anda hayatı değişti. Eşi, Ofluoğlu’ndan şikâyetçi olunca savcılık kadın hakkında “6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı işlenen şiddetin önlenmesi” kararı vererek Cemal Salih Ofluoğlu’nu 6 ay evden uzaklaştırdı. 6 ay boyunca eve gidemeyen Ofluoğlu sokaklarda yatmaya başladı. Bir süre sonra çocuklarını özleyerek eve giden Ofluoğlu, savcının verdiği kararı bozduğu gerekçesiyle cezası iki katına çıktı. Duruma sinirlenen Ofluoğlu, yetkililerden yardım istedi, bu talebi de yerine getirilmeyince isyan etti.

Savcının verdiği kararla psikolojisinin tekrar bozulduğunu ifade eden Ofluoğu, “Şu an psikolojim alt üst. Hastaneye geldim bana yardım etsinler diye fakat buradan da bir yardım göremiyorum. Doktorlara

ve yetkililere sesleniyorum. Ne olursunuz bana yardımcı olun. Savcının vermiş olduğu karara kızdım ve 25 Temmuz’da gittim dinimi değiştirdim. Böyle bir vicdansızlık olamaz, bana işkence yapıyorlar.

Şimdi de beni hastane yetkilileri hastanede istemiyor. Ben ne yapacağım? Şu an beni bu hastaneye yatırsınlar, tedavi etsinler, iyileşip eşimin ve çocuklarımın yanına döneyim. Size yalvarıyorum” şeklinde konuştu.

Tatlı su çeşmesinde dünya rekoru kırdık Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Konya’nın tatlı su çeşmeleri ile de Türkiye’ye örnek olduğunu söyledi.

Ereğli’nin tarihi sergileniyor Ereğli ilçesindeki Sebahattin Sayın Etnografya Müzesinde ilçenin tarihi sergileniyor. 11. dönem Konya Milletvekillerinden ve Ereğli Belediye Başkanlarından Sebahattin Sayın’ın isminin verildiği Etnografya Müzesine ilçe halkı ilgi gösteriyor. Müze, Pirömer Mahallesi Muhtarı Hilmi Erel’in şahsi eşyaları ve Mithat Gülsoy’un öğrencilerden derleyerek oluşturduğu eşyalarla dolduruldu. “Müzeler kültürlerin yaşatıldığı yerlerdir” diyen müze sorumlu

Hilmi Erel, yaklaşık 100 civarındaki eser barındırdıklarını söyledi. Müzenin geçmişle gelecek arasında kurulan köprüler olduğuna dikkat çeken Erel, “Bizlere miras kalan bu eserler Ereğli gençliğine ve geleceğine tanıtılarak bırakılmalıdır. Ereğli’nin tarihi ve kültürünün gelecek nesillere aktarılması için kurulan bu müzeye hemşerilerimizin de katkısını bekliyoruz” dedi.

Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Mahalle İftarları Gödene, Pamukçu, Hatıp, Alakova, Yeni Bahçe, Çayırbağı ve Karadiğin Mahallelerinde gerçekleştirilen programlarla devam etti. Mahalle İftarları’nın Türkiye’ye model olduğunu belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Ramazan ayı sonuna kadar 102 mahallenin katılımıyla iftar programları yapmış olacaklarını dile getirdi.

Çayırbağı ve Hatıp Mahallelerinin Konya’nın sayfiyesi konumunda olduğunu kaydeden Başkan Akyürek, Çayırbağı Mahallesi’nin 130 yıldır Konya merkezin tatlı su ihtiyacını karşıladığını hatırlattı. Başkan Akyürek, “Çayırbağı mahallemize Konya merkez adına teşekkür ediyorum. Şu anda tatlı su çeşme sayımız eklenen yeni kaynaklarla birlikte 951 oldu. Türkiye’ye örnek oldu. Türkiye’de ve dünyada hiçbir büyük şehirde böyle ücretsiz memba suyu, tatlı su çeşmesi yoktur.” dedi.

Rize’de 50 yıldır aynı evi kullanan Fatma Barın (73) ve Semihe Barın (71) isimli iki elti, hiçbir şeyi ortak kullanmıyor. Eşleri 20 yıl önce vefat eden ve çocukları da yanlarından ayrılan iki eltinin inadı evde aynı oda içerisinde iki farklı soba kurulmasına, iki farklı mutfak düzeni oluşmasına neden olmuş. Eltiler ısınmak için kendilerine ait sobaları yakarken, yemeklerini de ayrı pişirip ayrı sofralarda yiyor. Fatma Barın, 50 yıldır bu şekilde yaşadıklarını belirterek, “Odada herkes kendi sobasını yakar ama sıcak olduğu zaman sırayla yakıyoruz. Birbirimizi bu şekilde idare ediyoruz. Yemeğimiz, sobamız her şeyimiz ayrıdır. Nedenini sormayın uzun hikaye” dedi. Semiha Barın ise, bu duruma artık alıştıklarını söyleyerek, “Birbirimizle konuştuğumuz zaman aramızda sorun olmuyor. Her şeyi sırayla kullanıyoruz. Zaman zaman tartışıp küstüğümüz de oluyor. Yemeklerimizi ayrı ayrı yapıyoruz” diye konuştu.

Fas’ta 100 nikah! Karatay ilçesinin Fas’taki kardeş şehri Kenitra’da 100 çiftin evlendirilmesi projesi için Fas Heyeti Başkanlığı görevini yürüten AK Parti Konya Milletvekili İlhan Yerlikaya, Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, Başbakanlık Dış İlişkiler Müşaviri Cebrail Keyvan, Mehir Vakfı Başkanı Mustafa Özdemir ve belediye meclis üyeleri bir araya geldi. Gerçekleşen toplantıda proje için yapılabilecek çalışmalar ele alınarak gerekli planlamalar yapıldı. Görüşmelerin ardından Fas Heyet Başkanı AK Parti Konya Milletvekili İlhan Yerlikaya yaptıkları çalışmalar ile dış politikayı kalıplaşmış bürokrasi sınırlarından kurtararak insani ilişkilere daha çok önem verdiklerini belirtti. Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli de, Mevlana diyarı Karatay’dan, Fas’ın Kenitra şehrine uzanan bir köprü vazifesi görecek bu projenin içinde olmaktan mutlu olduklarını söyledi. Mehir Vakfı Başkanı Mustafa Özdemir ise, sivil toplum kuruluşu olarak gençlerin geleceklerini kurmalarında yardımcı olduklarını ve bu projeler sayesinde gelecek nesillerin temellerinin atıldığını ifade etti.


14

Twitter partileri güldürüyor Sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden açılan sahte siyasi parti hesapları, paylaşılan yazılar ile takipçilerini güldürüyor. Siyasi partilerin yaptıkları icraatlar ve az sayıdaki oy oranlarına espri ile bakılan bu hesapları binlerce kişi takip ediyor. Yüzlerce kişi tarafından paylaşılan hesaplardaki tweetlerden bazıları şöyle: Anavatan Partisi: - Meclis’e girebilmemiz için seçim barajının 7’ye düşmesi lazım. Yüzde 7 değil, normal 7, düz 7. Hani var ya 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7. O kadarız çünkü. - Taksim’de iftar yapmasına izin verilen tek parti biziz. İzin istemiyoruz zaten, 4 kişi döner yiyoruz. Kimse parti iftarı olduğunu anlamıyor. HAS Parti: - HAS Parti Genel Başkanı Sayın Ali Cengiz Cırcıroğlu Anadolu Üniversitesi AOF Sosyoloji Bölümü’nü kazanmıştır, partimizde büyük coşku var. - HAS Parti MYK toplantısına gelmeyip kahvede okey oynayan genel başkan yardımcılarımızı kınıyoruz. - Sahibinden devren siyasi parti.

Erdoğan’dan yeni film

‘Bir güzel ölüm’le gitti Gazeteci-yazar Mustafa Miyasoğlu tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Miyasoğlu Milli Gazete’de günlük yazı kaleme alıyordu. Türk-İslâm kültürünün sözcülerinden Gazeteci-yazar Mustafa Miyasoğlu tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Aynı zamanda edebiyatçı olan Mustafa Miyasoğlu tedavi gördüğü Bağcılar Medipol Hastanesi’nde hayata gözlerini yumdu. Miyasoğlu bir süredir beynindeki tümör yüzünden hastanede tedavi görüyordu. Miyasoğlu’nun cenazesi, Fatih Camisi’nde kılınan namazın ardından Eyüp Mezarlığı’nda toprağa verildi. Öte yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, vefat eden Yazar, Şair ve Edebiyatçı Mustafa Miyasoğlu’nun oğlunu arayarak taziye dileklerini iletirken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül taziye mesajı yayınladı. Cumhurbaşkanı Gül’ün, mesajı şöyle: “Değerli arkadaşım Mustafa Miyasoğlu’nun vefatını derin bir teessürle öğrenmiş bulunmaktayım. Yakın ve kıymetli bir dostu kaybetmenin üzüntüsü içindeyim. Edebiyat dünyamıza seçkin eserler kazandıran Mustafa Miyasoğlu’nu, her zaman saygı ve şükranla hatırlayacağız. Kendisine Allah’tan rahmet, kederli ailesine, sevenlerine, dostlarına ve edebiyat dünyamıza başsağlığı diliyorum.”

İlk şiiri Filiz Dergisi’nde çıktı (Kayseri, 1966). Şiir ve yazıları Hisar, Türk Edebiyatı, Edebiyat, Mavera, Millî Gençlik, Yeni Sanat, Sedir dergilerinde yayınladı. Suffe Yayınlarını kurarak Suffe Kültür Yıllığı’nı yayınlamaya başladı (1982). Şiir, hikâye ve romanlarında millî kimlik arayışına yöneldi, toplumda değer çatışmalarını işledi. Bazı araştırmalarında Semih Güngör imzasını kullanmıştır. Miyasoğlu’nun eserleri şöyle: Şiirleri: Rüya Çağrısı (1993), Devran (1978), Hicret Destanı (1981), Şiirler (Toplu şiirleri, 1983), Bir Gülü Andıkça (1997).

MİYASOĞLU KİMDİR? 1946 yılında Kayseri’de doğan şair, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde okudu. On yıl liselerde öğretmenlik, on iki yıl da üniversitede okutmanlık yaptı. Bu arada, 1988-92 yılları arasında Pakistan’ın İslamabad şehrindeki yabancı diller enstitüsünde yardımcı profesör unvanıyla görevlendirildi.

Biyografileri: Necip Fazıl Kısakürek (1985), Asaf Halet Çelebi (1986), Ziya Osman Saba (1987), Haldun Taner (1988). Antoloji: Çağdaş İslâmî Şiirler Antolojisi (1988). Denemeleri: Edebiyat geleneği (1975), Devlet ve Zihniyet (1980), Muhacir (1981), Roman Düşüncesi ve Türk Romanı (1998).

Hz. İsa’ya ait sanduka mı? Sinop’ta sürdürülen kazılar sırasında Hıristiyanların kutsal emanetlerinin saklandığı ileri sürülen bir sandukanın parçası bulundu.

Çektiği filmlerle gişede büyük başarılara imza atan Yılmaz Erdoğan, herkesten gizlediği yeni filmini, Oscar’lı oyuncu Russel Crowe gibi, UNESCO’nun dünya miras listesinde yer alan Kapadokya’da çekecek. Erdoğan, senaryosunu yazdığı yeni filmine ‘Patron Mutlu Son İstiyor’ adını verdi. Romantik komedi tarzında olacak sinema filminin başrollerini ise ‘Komedi Dükkan’ı adlı programıyla büyük beğeni toplayan Tolga Çevik ve başarılı oyuncu Ezgi Mola paylaşacak. Film 2014’ün Ocak ayında vizyona girecek. Son 40 yılda toplam 193 filmin çekildiği Kapadokya, Nicolas Cage’in oynadığı Hayalet Sürücü 2, Nuh’un Gemisi, Kurtlar İmparatorluğu, Paralı Askerler gibi dünyaca ünlü filmlerin setlerini konuk etti.

1966 yılından beri şiir yanında deneme, hikâye, tiyatro ve roman türlerinde de eser veren sanatçı, pek çok dergi ve gazetede kültür ve sanat yazıları yayınladı, şiir ve romanlarıyla armağanlar kazandı. T. Millî Kültür Vakfı özel armağanını kazanan Hicret Destanı adlı şiiri Dr. Muhammed Harb tarafından arapçaya çevrildi. Ayrıca başka şiir ve hikâyelerinin de İngilizce, Arapça ve Urduca çevirileri yurtdışında yayınlandı. Samsun, Ankara ve Kahire üniversitelerinde eserleri üzerine tezler hazırlandı.

Hikâyeleri: Geçmiş Zaman Aynası (1976). Romanları: Kaybolmuş Günler (1975), Dönemeç (1980), Güzel Ölüm (1982), Bir Aşk Serüveni (1995).

Sinop’ta sürdürülen kazılar sırasında, Hıristiyanların kutsal emanetlerinin saklandığı sandukaya ait bir parça bulundu. Sinop’ta birçok tarihi kalıntının ortaya çıkarılacağı ‘Balatlar Kazısı’nda Hıristiyan alemini yakından ilgilendiren önemli buluntular ortaya çıkıyor. Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim

Üyesi Prof. Dr. Gülgün Köroğlu başkanlığında, Avrupa Birliği destekli Sinop Alan Yönetimi Projesi kapsamında 4 yıl önce başlatılan kazılarda Roma Hamamı ve Hıristiyan mezarlığı bulunmuştu. Hazreti İsa ile neredeyse yaşıt olan harabelerde sürdürülen kazılar sırasında önemli Hıristiyan din adamlarına ait mezarlara da rastlanmıştı.

Hazreti İsa’ya ait olduğu tahmin edilen haç parçası

“1930’lardan kalma lider”

Orhan Pamuk’un ABD’de yayınlanan röportajında Recep tayyip Erdoğan’a; “1930’lardan kalma lider gibi hareket ediyor” sözleri, Erdoğan’ı M. Kemal’e benzettiği yorumlarını getirdi. Orhan Pamuk ABD’nin önde gelen liberal siyaset ve sanat dergilerinden The NewRepublic’te yayımlanan röportajda Türkiye’deki siyasi durumunu ve Gezi Parkı olaylarından söz etti. Gezi Parkı protestolarıyla ilgili olarak, “İnsanların siyasi tercihlerini ifade edebildikleri demokratikleşme çağında milyonlarca kişinin şehirlere akın etmesinin siyasi İslam’ın muhafazakâr türlerinin güçlenmesine neden olacağını düşünüyor musunuz?” sorusuna Pamuk şöyle yanıt verdi: “Taksim ve Gezi Parkı olaylarıyla gördüğümüz şey kısmen şudur: Bir ülke zenginleşince bireysellik

duygusu güçlenir. O ülkeyi eski otoriter yollarla idare edemezsiniz. Erdoğan’ın yaptığı gibi medyayı kontrol etseniz bile, bireyler sokağa çıkar ve parklarda ayaklanır. Bu gösteriler organize değildi. Siyasi partiler bunu yönetmeyi başaramadı. Herkes sınırlarını bilirse ılımlılar ve modern birey aynı toplumda yan yana yaşayabilir. Burada sorun Erdoğan’ın eski moda, 1930’lardan kalma bir lider gibi hareket etmesiydi. Her şeyi yapan, her şeyi idare eden... ‘Benim yüzde 50 oyum var, çenenizi kapatın’ diyen. Evet, yüzde 50 oyunuz var ama karsınızda tamamen sizin gibi olmayan 72 milyon insan var.


4 TL’ye Adeviyye ile iftar açtılar Rida Derneği, Mısır’da olan askeri darbenin ardından kefenleriyle meydanlara çıkan Mısır halkına geçtiğimiz hafta Adeviyye’de 5 bin kişilik iftar vererek destek oldu. Kişi başı 4 TL ödeyerek Adeviyye’deki kardeşleriyle iftar açmak isteyenlerin sayısı oldukça fazlaydı. Mısır’da 3 Temmuz’dan bu yana yaşanan askeri darbenin ardından, darbe karşıtı Müslümanlar Rabiatul Adeviyye Meydanı’nda Cumhurbaşkanı Mursi serbest bırakılana kadar meydanları terk etmeyeceklerini ifade ediyor. Mısır güvenlik güçlerinin silahlı saldırısının ardından gün boyunca Adeviyye Meydanı’nı boş bırakmayan darbe karşıtlarının sayısı akşam saatlerinde yüz binleri buluyor. Yetim merkezli çalışan Rida Uluslararası Yetim ve Muhtaçlara Yardım Derneği dünyadaki mazlumlara da el uzatmaya devam ediyor. Rida Derneği Mısır’da yaşananlardan sonra özellikle geçen hafta yapılan katliam sonrası, Adeviyye Meydanı’nda Ramazan sonuna kadar iftarlık verdi.

Konu ile ilgili basın açıklaması yapan Rida Derneği Başkanı Mehmet Şahin; “Mısır’da yaşanan olayları endişe ile takip ediyoruz ve yaşanan zulümden dolayı büyük bir üzüntü duyuyoruz. Adeviyye Meydanı’nda toplanan kardeşlerimizin sayısı yüz binlerle ifade ediliyor. Bu sayının fazla olmasından dolayı iftar yapabilmek çok güçleşiyor. Bölgeyle yaptığımız görüşmeler sonucunda, iftarlık dağıtımının çok önemli olduğunun farkındayız. Ramazan ayının son haftasını yaşadığımız dönemde, toplanan yüzbinler, dünyanın en büyük iftar sofrasında buluştu, açılan iftarların ardından

hep birlikte dualar ettiler. Rida Derneği olarak geçen hafta Adeviyye Meydanı’nda 5000 kişiye iftar verdik. Verilen iftar yemeğine büyük katkıları olan derneğimiz üyelerinden Ahmet Gazi Akpınar kardeşimize de hassasiyetinden dolayı teşekkür ediyorum. Dernek olarak Ramazan ayının sonuna kadar her gün Adeviyye Meydanı’nda iftarlık dağıttık. Adeviyye’de 1 kişinin iftar bedelini 4 TL olarak belirledik. İnşallah yaşanan bu sıkıntıların bir an önce bitmesini, Müslümanların Ramazan ayının son haftasını huzur içinde geçirmesini ve bayrama da huzur içinde girmesini Cenabı Allah’tan niyaz ediyoruz” dedi.

Humus’ta bir depoda meydana gelen patlamada en az 40 kişi öldü 160 kişi ise yaralandı. Patlamaya Esed yanlısı ordu birliklerinin sebeb olduğu iddia edildi. bilgisi verilirken yaralılar arasında durumu ciddi olanların bulunduğu ve ölü sayısının artabileceği ifade edildi. Öte yandan, kilometrelerce uzaktan görülebilen patlamaya Esed yanlısı ordu birlikleri tarafından atılan Scud füzesinin sebep olduğu iddia edildi. Patlama sonrasında çıkan yangına civarda bulunan itfaiye ekipleri yardım ederken yaralılar çevredeki hastanelere kaldırıldı.

ABD’de gazeteci kovuldu! ‘İş planınızı alın ve bir tarafınıza sokun Sayın Başkan’ diyen Amerikalı gazeteci işten çıkartıldı. Tennessee eyaletine bağlı Chattanooga şehrinde yayın yapan Chattanooga Times Free Press adlı bir yerel gazetenin açık görüş sayfa editörü Drew Johnson, yazdığı köşe yazısında Obama’yı hakaret ederek hedef aldı. Obama’nın kenti ziyaret ettiği gün yayınlanan yazıda Johnson, “İş planınızı alın ve bir tarafınıza sokun Sayın Başkan. Sizin politikalarınız Chattanooga’ya yeterince zarar verdi” ifadelerini kullandı. Demokrasiyi ve özgürlüğü Amerika’dan bekleyen Gezi eylemcileri ise bu olay karşısında şaşkın.

Karısı donundan yakaladı Çin’in Changchun kentinde meydana gelen olayda, işsizlik nedeniyle depresyona giren 45 yaşındaki Wang Li altı katlı binanın en üst katındaki dairesinin penceresinden atlamak istedi. Ancak intihar etmek isteyen adamın eşi Ling Su camdan kendini boşluğa bırakan kocasını son anda boxer külotundan yakalamayı başardı. Kadının bağrışları üzerine manzarayı görenler itfaiye ve polisi haberdar ederken, kadın, kocasını o durumda tek elle tam 20 dakika boyunca tutmayı başardı.

Humus’ta patlama: EN AZ 40 ÖLÜ! Suriye’nin Humus kentindeki bir mühimmat deposunda meydana gelen patlamada en az 40 kişi öldü 160 kişi ise yaralandı. Suriye İnsan Hakları Örgütü’nden (SNHR) yapılan açıklamada Humus’un güney doğusunda yer alan Vadi elDhahab bölgesinde gerçekleşen patlamada aralarında sivil ve askerlerin bulunduğu 40 kişinin öldüğü belirtildi. Patlamada en az 160 kişinin de yaralandığı

15

Snowden Rusya’da ABD’nin casuslukla suçladığı ve bir süredir Moskova Havalimanı’nda tutulan Edward Snowden Rusya’dan 1 yıllık sığınma hakkı elde etmesi sonrası havalimanından ayrıldı. Kararın açıklanması sonrası dosyalarını Rus Göçmen Dairesi’ne teslim eden Snowden bu sayede 1 yıl boyunca Rusya’da yaşama hakkı elde etti. Eski CIA ajanı olan Snowden Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu’nun mail, mesaj ve cep telefonu konuşmalarını ifşa ettiğini açıklaması sonrası Hong Kong’a kaçmıştı. Bir

süre Hong Kong’da kalan Snowden ABD hükümetinin iadesini istemesi sonucu ise Moskova’ya kaçarak buradaki havalimanında kalıyordu. Snowden’ın bundan sonraki yaşamıyla ilgili ipuçları Rus avukatı Anatoliy Kuçerena’dan geldi. “Snowden’ın Rusya’yı terk etme planı yok” diyen avukat Anatoliy Kuçerena, ABD Ulusal Güvenlik Kurumu NSA’nın küresel dinleme ve izleme belgelerini basına sızdıran CIA eski çalışanı Edward Snowden’a Rusya’dan iş teklifleri geldiğini söyledi.

Milyarder çöpçü! Çin’in Wuhan şehrinde yaşayan çöpçü kadının hikayesini duyanlar şaşırıp kalıyor. Yu Youzhen isimli çöpçü kadın aslında bir milyarder. 53 yaşındaki Youzhen, emlakçılık sektöründe yıllarca çalışarak tam 228 milyon dolar biriktirdi. Ancak zenginlik onu mutlu etmeye yetmedi. İhmal ettiği çocuklarının kötü alışkanlıklar edindiği gören Youzhen, radikal bir karar aldı.Youzhen sahip olduğu herşeyi bir kenara bırakarak çöpçülük yapmaya başladı. Amacı çocuklarına parayla saadet olmayacağını göstermekti. Youzhen 1998 yılından beri sokaklarda temizlik yapıyor.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.