1 MUSA YETER
SÜLEYMAN KARACA
MUSTAFA KUMRU
DR. YENAL KULLAP
Ö. SALİH ŞİPLEME
SÜMEYYE ARITÜRK 20. Sayı
7-13 Ekim 2013 50 Kr
Fuhuş mu turizm mi? 5 bin yıllık tarihi ile Konya’nın en güzel mahallelerinden biri olan ve turizme kazandırılmayı bekleyen Sille’deki mağaraların fuhuş yuvası haline dönüşmesi tepkilere neden oldu. Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Sille’yi anlatan konuşmayı yaptığı sıralarda mahalleyi gezmekte olan üniversite öğrencileri şaşkına döndü. Anadolu Günlük Gazetesi Sorumlu Müdürü Ömer Salih Şipleme, Sille’de mağaraları gezerken gördükleri manzara karşısında, “Yüzümüz kızardı, elimiz kolumuz kırıldı” ifadelerini kullandı. Başkan Altay’ın, “Sille 5 bin yıllık geçmişe sahip Selçuklu’nun bir mahallesi. Belediye olarak orada ciddi restorasyon çalışmaları yapıyoruz ve güzel bir doku ortaya çıkmaya başladı. Daha önce Sille’yi görmeyenleriniz varsa mutlaka gidip görsün.” sözlerini hatırlatan Şipleme, “Neden ziyaret edelim sayın başkan? Fuhuş izlemek için mi?” sorusunu yöneltti. Şipleme’nin yazısı sayfa 3’te
Selçuklu Belediyesi öncülüğünde Takkeli Dağ’da arkeolojik kazı çalışmaları başladı. Başkan Uğur İbrahim Altay, Konya’nın kültür mirasına sahip çıktıklarını ifade etti. AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Kabakcı ve
Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya’nın siluetini değiştirecek proje tamamlandığında Konya turizmine önemli katkı sağlayacak olan bölgede incelemelerde bulundu. Ayrıntısı Sayfa 6’da
88 ton zehir Ülke genelinde geçtiğimiz yıl 75 ton esrar, 11 ton eroin olmak üzere toplam 88 ton uyuşturucu madde ele geçirildi. 5 yıl önce geçiş ülkesi olarak bilinen Türkiye’nin 5 yıl içerisinde kullanıcı durumuna geldiği ve hızla yayıldığı da hazırlanan raporda yer alıyor. 3’te
KTO dinleyecek
EMZİREN ANNELER ŞANSLI
9
sahİp ata küllİyesİ İçler acısı
10
Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı Selçuk Öztürk, iş ve ticaret hayatını ilgilendiren kanun ve yönetmelik değişiklikleri hakkında üyelerin görüş ve önerilerini alacaklarını bildirdi. 2’de
Dayakçı öğretmen gözaltında
Sağlık kontrolüne götürelen engelli genç gözyaşlarını tutamadı
Beyşehir’de bir rehabilitasyon merkezinde Down sendromlu gence yapılan kötü muamele güvenlik kamerasına yansıdı. Savcılık ve Milli Eğitim Müdürlüğü soruşturma başlatırken, polis merkezde inceleme yaptı. Şikayetle ortaya çıkan olay sonrası merkezin yetkilileri konuşmak istemedi. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, öğretmen gözaltına alındı. Ayrıntısı Sayfa 3’te
25 yaş aranacak Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, KTO Karatay Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümü öğrencilerine deneyimlerini anlattı. Kendisinin de inşaat mühendisi olduğunu ifade eden Hançerli, mühendis-
liğin hata kabul etmediğini vurguladı. 256 bin nüfuslu 48 ilden büyük bir ilçeye hizmet etmeye çalıştıklarını anlatan Hançerli, Kentsel Dönüşümü en iyi uygulayan belediyelerinden biri olduklarını ifade etti.
AK Parti Sosyal İşler Başkanlığı, okul servislerinin çehresini değiştirmeye hazırlanıyor. Okul servisleri için ayrı bir ruhsat verilecek ve şoför 25 yaşından küçük olamayacak. Ayrıca okul ve memur servisleri birbirinden ayrılacak. 7’de
2 KTO görüş alacak
A
laeddin Tepesinden Araboğlu Makasına doğru şöyle bir adımlarsanız karşınıza dış görünümü itibariyle muhteşem bir yapı çıkar. Bu yapının adı Sırçalı Medrese’dir. Burayı Sultan 2. Gyaseddin Keyhusrev zamanında Bedreddin Musli 1242 yılında yaptırmıştır. İsminden de anlaşılacağı üzere burası bir medreseymiş. Sonra bir şeyler olmuş ve 1960 yılında Mezar Anıtları Müzesi olarak ziyarete açılmış. Ziyarete açılan müzede sergilenen mezar taşlarının her birinin hikayesi ayrı… Bu mezar taşları oraya nasıl gelmiş ya da getirilmiş? Taşları orada da acaba mezarları nerededir? Tarih ve sanat tarihi açısından değer taşıdığı iddia edilerek sergilenen ve şekil yönünden taşa nakşedilmiş harika yazılarla donanmış bu mezar taşlarının Selçuklular dönemi, Beylikler ve Osmanlı dönemlerini kapsayan bir geçmişi varmış… Bu tarihî geçmişin maddi delilleri ile karşılaştığınızda mazisi mezara, daha doğrusu Sırçalı Medrese’ye hapsedilmiş bir milletin dramı ile yüzleşeceksiniz. Bu yüzleşmeye hazırsanız şayet, kelimeler boğazınızda düğümlenecek ve aklınıza cevabını aramak mecburiyetinde olduğunuz yüzlerce soru takılacaktır. Bu sorular ve cevapları pek o kadar da geçiştirilecek kadar basit değildir. Bu taşların
toplandığı mezarlarda yatan insanların varsa kemikleri nerededir? 1960 Yılında halkın ziyaretine açılan bu müzede sergilenen materyaller kaç yılda toplanmıştır ve nerelerden toplanarak getirilmiştir? Yoksa önceden bir yerlerden toplanan bu eserler sonradan müze fikrine mi yol açmıştır. Ya da bunca mezar taşı “buraya bir müze yapalım, ismi de Mezar Anıtları Müzesi olsun” diye mi toplanmıştır? Bugün için bile anasının atasının mezarları yerle yeksan edilmiş bir kişinin yaşayacağı acıyı düşünebiliyor musunuz?
Mezar Anıtları Müzesinde sergilenen mezar sahiplerinin nesilleri, yani siz, biz, Konya halkı ve tüm Anadolu bu hale acaba ne der veya dedi? Bu müzeyi arada bir ziyaret ederek mazide yaşanan ve üstü örtülen kimi olayların dehşetini temaşa edin. Sonra Alaeddin Tepesine çıkıp Alaeddin Camiinde tefekküre dalın. Sonra, tarihçi İbrahim Hakkı Konyalı’nın “Naaşları köpeklere atılan Selçuklu Sultanları” ile alakalı yazılarını bir yerlerden bulup okuyun… Ve sonra, Konya’dan Gazze’ye doğru önünüzde bir koridor açıldığını göreceksiniz. O koridorun Gazze tarafında İsrail
ablukası ile yüzleşen kahramanların şahadetine tanık olacak ve yaşadıklarınız ile İsrail’e İsyan bayrağını çekeceksiniz. Sonra, Mescid’i Aksa’nın koruyucuları Filistinli Raid El Salah’lar, Hanzala ve diğerleri… “Ümmetin suskunluğunu sana şikayet ediyorum Allah’ım” diyen Şehid Şeyh Ahmed Yasin’ler aklınıza gelecek… Ve sonra bu topraklara döneceksiniz... İşte bu topraklar, kurtuluşa mekan olacak topraklardır ve burası kurtulursa her yer kurtulur… Tabi her şeyin nasılını ortaya koymak, öncelikle fikirde bu işin yolunu halletmek gerek.
Down sendrumlu genci döven öğretmen gözaltında Beyşehir bir rehabilitasyon merkezinde down sendromlu gence kötü muamelede bulunduğu iddia edilen öğretmen gözaltına alındı. Rehabilitasyon merkezinin güvenlik kamera görüntülerinde öğretmenin down sendromlu 29 yaşındaki İ.E.’ye kötü muamele yaptığı görülüyor. Eğitim kurumunun sahibinin eşi olan öğretmen F.K. (32) Beyşehir Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirildi. Öğretmen F.K. hastane çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı.
Öte yandan, olayın mağduru 29 yaşındaki İ.E. de ailesi tarafından getirildiği minibüsten indirilerek polis ekipleri nezaretinde hastaneye götürüldü. Acil serviste sağlık kontrolünden geçirilen İ.E.’nin gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü. Hastanedeki işlemlerin ardından İ.E., evine götürüldü. Mağdur yakınları ile rehabilitasyon merkezindeki bazı çalışanların da olayla ilgili olarak soruşturma kapsamında polis tarafından ifadelerine başvurulduğu öğrenildi.
Down sendromlu genç ile öğretmen ayrı ayrı getirildiği hastanede sağlık kontrolünden geçirildi.
Konya Ticaret Odası (KTO), iş ve ticaret hayatını ilgilendiren kanun ve yönetmelik değişiklikleri hakkında üyelerinin görüş ve önerilerini alacak. Üyelerin değişiklikler hakkında önceden bilgi sahibi olabileceği çalışma sayesinde KTO tarafından hazırlanan raporlar geniş katılım oluşturacak. KTO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Öztürk, ekonomik gelişmenin yapısal tedbirlerle desteklenmesi amacıyla son dönemde iş ve ticaret hayatını ilgilendiren kanun ve yönetmelik değişikliklerinde iş dünyasının görüşlerinin dikkate alındığını belirterek, bu görüş ve önerilerin daha geniş katılımla hazırlanması amacıyla Oda olarak, “Görüş Bildirim Formu” hizmetini hayata geçirdiklerini söyledi. Öztürk, ‘Görüş Bildirim Formu’ hizmeti çerçevesinde üyelerimiz internet sitemizden Odamıza gelen taslakları inceleyebilir ve varsa görüş ve önerilerini ilgili kurum ve kuruluşlara iletilmek üzere Odamıza bildirebilirler” şeklinde konuştu.
Adil yardım talebi Yeni Dünya Partisi (YDP) Genel Başkanı Seyyid Emanullah Gündüz, Konya İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında demokratikleşme paketi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Demokratikleşme paketinin aslında Kürt açılımının, isim değişikliği ile çözüm sürecinin, bir parçası ve sürecin devamı olduğunu ileri süren Gündüz, paketin açılım paketi olduğunu, demokratikleşme paketi olmadığını savundu. Gündüz, “Hükümet seçim sistemi konusunda net bir karara ulaşmış değildir. Ve hazine yardımının yüzde 3 olması da yanlıştır. İleri Demokrasi iddiasına olan iktidarın yapması gereken şudur: Aldığın oy kadar temsil ve tüm partilere adil hazine yardımı. “ dedi.
3
Türkiye genelinde geçtiğimiz yıl polis 75 tonu esrar, 11 tonu eroin olmak üzere toplam 88 ton uyuşturucu madde ele geçirdi. Türkiye genelinde 2012 yılı içerisinde polis, 24 bin 600 operasyonda 47 bin 153 şüpheliyi yakalarken, 75 ton esrar, 11 ton eroin, 402 kilo kokain ve 403 kilo metamfetamin, 2 milyona yakın uyuşturucu hap ele geçirdi. Edinilen bilgiye göre, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Narkotik Suçlarla ilgili genel bir değerlendirme raporu hazırladı. Raporda, Türkiye genelinde geçtiğimiz yıl yüzde 80’i esrar, yüzde 15’i eroin, yüzde 5’i ise kokain, metamfetamin maddesi, uyuşturucu hap, bonzai ve afyon sakızı gibi uyuşturucu maddelerin oluşturduğu 88 ton madde ele geçirdi. ESRAR 5 YILDA YÜZDE 262, 1 YILDA YÜZDE 59 ARTTI Hazırlanan raporda, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye genelinde de esrar en fazla yakalanan ve kullanılan madde olarak yer aldı. 5 yıllık yapılan değerlendirmede Türkiye’de esrar maddesi yakalaması yüzde 262 arttı. 2011 yılına göre 2012 yılında ise esrar yakalamasında yüzde 59’luk bir artış olduğu belirlendi.Türkiye’ye İran, Irak ve Suriye’nin yanı sıra Güney Afrika Cumhuriyetinden de esrar girişinin olduğu ortaya çıktı.
MAĞARADA FUHUŞ
Â
YAKALAMA YÜZDE 72 ARTTI Türkiye’yi tehdit eden maddeler arasında ilk sırada yer alan eroinin, yakalaması 2011 yılına göre 2012 yılında yüzde 72 arttı. Polis bir önceki yıla göre yüzde 20 daha fazla operasyon yaparak 11 ton eroin ele geçirdi. Uyuşturucu madde ile mücadele kapsamında polis, her geçen yıl metamfetamin yakalamalarında sürekli yükseldiğini belirtiyor. 3 yılda yüzde 430 oranında artan metamfetamin yakalamalarında maddelerinin tamamının İran’dan gelmesi dikkat çekiyor. Narkotik suçlarla ilgili yapılan değerlendirmelerde Dünya’da uyuşturucu ekim, üretimi, kaçakçılığı ve kullanımının sorun olmaya devam ettiği
belirtilirken, Türkiye’nin stratejik konumu nedeniyle Asya ve Avrupa kıtaları arasında yasa dışı ticareti yapılan ürünlerin yoğun akışına maruz kaldığı yer alıyor. ESRAR ÜLKE SORUNU Türkiye genelinde son 5 yıl içerisinde esrar kaçakçılığı ile ilgili 148 bin 860 Türk ile 524 yabancıya işlem yapıldığını inceleyen polis, yakalananların nüfuslarına göre inceleme yapıldığında dağınık bir görüntü ortaya çıktığını ve bununda ülke geneline yayılmış bir sorun olduğuna vurgu yapıyor. 5 yıl önce geçiş ülkesi olarak bilinen Türkiye’nin 5 yıl içerisinde kullanıcı durumuna geldiği ve hızla yayıldığı da hazırlanan raporda yer alıyor. (İHA)
Film gibi soygunda Hazreti K. ile birlikte 7 tutuklama Konya’da kendi yaptığı sahte kutuyu tarihi sanduka diye satmaya çalışan şahsın alıcının ayarladığı sahte polisler tarafından gasp edilmesi olayıyla ilgili gözaltına alınan 7 kişi tutuklandı. Olay, Meram Batı Hadimi Mahallesi Berk Sokak’taki bir iş yerinde meydana gelmişti. İddiaya göre, Hüseyin A. (38), Karaman’dan Ali Y. (57) ile yaptığı görüşmede elinde çok değerli tarihi sanduka olduğunu söyleyerek satmaya çalıştı. Ali Y., yanında sarraf kılı-
ğına soktuğu yakını Hazreti K. (30) ile Hüseyin A’nın yanına giderek 150 bin dolara pazarlık yaptı. Ancak Ali Y.’nin önceden ayarladığı 5 kişi pazarlık sırasında sivil polis gibi baskın yaptı. Hüseyin A’ya plastik kelepçe vurup kaçıran sahte polisler, daha sonra şahsı boş bir arazide terk ederken, tarihi eser değeri olduğunu düşündükleri sanduka görünümlü bakır kutuyu aldılar. Hüseyin A., kurtulup polise gitti. Konya Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği
4 kişi daha tutuklandı Kulu’da 100 kilo eroinin ele geçirildiği ve 1 kişinin tutuklandığı operasyonun devamında gözaltına alınan 5 kişiden 4’ü daha tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bir tırda fındık kabukları arasına gizlenmiş 100 kilo eroin ele geçirilmişti. Operasyonda gözaltına alınan uyuşturucuları alan şahıs çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.
ekipleri tarafından şüphelilerden Hazreti K., Metin K. (38), Mustafa C. (23), Abdülkerim Y., Zeynel Y. (19) ve Niyazi Y. (32) Karaman’da, Ali Y. ise Konya’da yakalandı. Yakalanan 7 şüpheli, çıkarıldıkları mahkeme tarafından “unvan gaspı, yağma, adam kaçırma” suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan Müze Müdürlüğü yetkilileri, tarihi eser değeri olduğu iddia edilen kutunun bir dönemin kül kutusuna benzediğini ancak sahte
olduğunu belirledi. Tarihi esere benzetildiği için yetkililerin Hüseyin A. hakkında suç duyurusunda bulunacağı öğrenildi. Hüseyin A.’nın ise ifadesinde, kutuyu süs eşyası olarak satmak için kendisinin yaptığını söylediği ileri sürüldü.
Uyuşturucu için Konya’da uyuşturucu madde almak için çaldıkları motosikleti satmaya çalışan şüpheliler yakalandı. Hırsızlıktan suç kaydı bulunan M.S. (17) ve Y.K.’nin (16) yakalanmamak için motosikletin plakasını söktükleri ortaya çıktı. Motosikletin düz kontak yöntemle çalıştırıldığı belirlendi.
şıklar Bayramı ile ilgili yazmayı düşünüyordum. Yalnız bu hafta içi başıma gelen olay ve olayın başıma geldiği sıralarda Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Selçuklu Belediye Başkanı’nın konuşmaları çok daha ironik oldu. Hem de öğrencisi olduğum fakültede. Sille’yi, Konya’daki dört yıllık öğrencilik hayatında hiç görmemiş arkadaşlarımı Sille’ye, Sille Mağaralarına götürdüm. Hem Sille’yi hem de Sille Mağaraları’nı çok sevdiler. Bayan arkadaşlar da vardı. Mağaraları gezip incelerken, bayan arkadaşlardan biri mağaralarından birine doğru yalnız gitti. Mağaranın içine bakmasıyla geri dönmesi bir oldu. Şeytan görmüş gibiydi, çok korkuyor hatta titriyordu. “Ne oldu?” dedim. “Adam var” diyebildi sadece. “E ne var bunda?” deyince, “… kadın da var” cevabını aldım. Yüzümüz kıpkırmızı oldu. Ne denebilirdi ki? Bir düşünün. Konya’nın en eski mahallesi ve halka açık, turistik, müzelik mağaralar. Mağara içerisinde ve etrafında bira şişeleri, kutuları görmeye alışığız da bu da nesi yahu? 5 bin yıllık mahalleden bahsediyoruz. Buralarının korunması gerekirken, öylece bırakı verilmiş. Fuhuş yapan insanlar dışında kimseler yok! Ama Sille üzerinden reklam yapmak gibisi de yok hani. Aman Sillemiz şöyle tarihidir, böyle kültüreldir, aman ziyaret edin. Ettik de ne oldu? Hadi ben Konyalıyım da o bayan arkadaşa ne diyeceğim? 5 bin yılda bir olur böyle şeyler mi demeliydim? Evet, başımıza böylesi bir olay gelirken Sillesiyle övünen Selçuklu Belediyesi’nin başkanı benim öğrencisi olduğum fakültede neler konuştu dersiniz? Buyurun bir kesit: “Sille 5 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Selçuklu’nun bir mahallesi. Belediye olarak orada ciddi restorasyon çalışmaları yapıyoruz ve güzel bir doku ortaya çıkmaya başladı. Daha önce Sille’yi görmeyenleriniz varsa mutlaka gidip Sille’yi görsün. Konya’ya gelerek Hz. Mevlana’yı ziyaret edenlere de mutlaka Sille’ye uğramalarını tavsiye ediyorum.” Başkan Altay’a sorarlar: “Neden ziyaret edelim sayın başkan? Fuhuş izlemek için mi?” Restorasyon çalışmaları vs hakikaten güzel şeyler, zevkle gezmiş, gezdirmiş idik lakin… Yüz kızartan bu olaydan sonra bir önlem alma ihtiyacı hisseder misiniz acaba? Bunu belediye yapmak zorunda mı bilmiyorum. Kültür Müdürlüğü, Kültür Bakanlığı yahut hangi kurumsa yetkili yahut gönüllü… Birileri Sille Mağaralarına sahip çıkmalı, oraları sarhoşların ve sapıkların elinden almalı.
4 Kaçak tüfekler Beyşehir’de polis tarafından durdurulan bir minibüste yapılan aramada, 120 adet kaçak pompalı tüfek ele geçirildi. Minibüsün özel bölümlere yerleştirilen kutular içerisinde 120 adet pompalı av tüfeği ele geçirildi. Beyşehir’de merdiven altı üretim olduğu tahmin edilen ve kaçak olarak imal edildiği belirlenen pompalı tüfeklere el konuldu. Olayla ilgili araç sürücüsü F.T. gözaltına alınırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Korkutan patlama Akşehir’de bir apartmanın kalorifer kazanında meydana gelen patlama nedeniyle bina sakinleri geceyi sokakta geçirdi. Yeni Mahalle Stadyum Caddesindeki Burak Apartmanında gece saatlerinde meydana gelen patlama sonrası binanın giriş katında bulunan iş yerleri ve araçlar büyük hasar gördü. Güvenlik nedeniyle apartmandan tahliye edilen vatandaşlar da, geceyi sokakta geçirmek zorunda kaldı. Patlama nedeniyle büyük korku yaşanırken, can kaybının yaşanmaması teselli oldu. atlamanın şiddeti nedeniyle apartman altındaki iş yerlerindeki ürünlerin ve kazan dairesindeki kömür çuvallarının 400 metrelik alana dağıldığı görüldü.
İhtiyacı yokmuş!
M Dekardan 8 ton Kulu ilçesinde merkez belde ve köylerinde yaklaşık 8 bin 300 dekarlık alanda yetiştirilen pancar hasadına ve alımlarına başlandı. Pancar yetiştiricilerinden Nurettin Ekenler, Kulu merkez Karacadağ istikametindeki 65 dekarlık alanda pancar hasadına başladıklarını ifade etti. 2013 yılında pancar veriminin ilk belirlemelere göre dekar başına 8 ton pancar alındığını dile getiren Ekenler, bu durumda verim ve kalitenin sevindirici olduğunu kaydetti.
avi ve yeşili görmek var, görmek var diyebileceğimiz o şifresini çözmüşçesine herkesin baktığı ama fark edemediği göğe doğru yükselmiş muhteşem gövdesiyle gövdesini sarmış yeşil yaprakları seyrediyordu, genç. Ve aklına geldi Yaratıcı’ nın ilk emri: “ İkra”. Bu banka oturmak, denizi, ormanı ve bulutların kayıp gittiği gökyüzünü seyretmek ona huzur vermişti. Hayatta düşünen bir birey olduğunu fark ettiğinden beri merak saldığı konular hakkındaki kitapları okuyor ve adeta kütüphane evi gibi oluyordu. Okuduğu kitaplar sayesinde sorgulamayı öğrenmiş ve sağlam kararlar alan bir birey olmuştu. Arkadaşlarıyla, akrabalarıyla, eşle dostla arası gayet iyi olan bu genç, tebliğ vazifesinin de yaş ilerledikçe ne
DÜŞÜNEN BİR GENÇ kadar önemli olduğunu fark eder hale gelmişti. Sevdikleri de doğruyu görsün, yanlış yapmasınlar, gelenekselci din anlayışından daha çok Kur’an ne diyor ona baksınlar diye düşünür olmuştu. İşe nereden başlayacağını bilemiyordu. “Kendisi ne kadar yapıyordu ki?” diye düşünmeden edemiyordu. Kayalıklarda kendine yol yapan damlacık misali okuduğu her kitabın hayatında bir düzene, değişikliğe neden olduğunu fark edemiyordu, genç. Attığı adımlar sağlamlaşırken, konuşması güzelleşiyor ve bakışları değişiyordu. O gözler sadece bakmıyordu. Okuyordu adeta hayatı. Mavi ve yeşilin, o ağacın dili yoktu, evet. Her sabah ışığıyla yeryüzünü aydınlatan güneşe gülümsüyordu, duruşundan hiç taviz vermeyen ağaç. Sanki
ilim dağıtan bir zenginlikti güneş de tüm ağaçlar ona yönelmişti. Kimse kimsenin gölgesinde değildi. Kimisi zorlanmış ama öyle ya da böyle güneşin aydınlığına kavuşmuştu. Her şeye rağmen ilim yolunda dimdikti. Onu yalnız gören arkadaşı derin düşüncelere dalmış olduğu için onu rahatsız etmek istemezcesine sessizce yanına oturdu. Onunla kıyıya, kayalıklara sertçe çarpan dalgalar ile rüzgârın yapraklarını savurduğu ağacı seyretmeye başladı. Genç, arkadaşının yanında her zaman taşıdığı kitabını karıştırmaya başladığını fark etmemişti. Şimdi aynı kitabı okuyor, mavi ve yeşilin şifresini beraber keşfediyorlardı. Genç, yapacağın bir işteki samimiyetin, istikrarın senin konuşamadığın yerde seni anlattığını öğrenmişti.
Konya’da bir işyerinin güvenlik kameraları tarafından bisiklet ve dizüstü bilgisayar çalarken görüntülenen hırsızın yakalanınca, “İhtiyacım da yok, ama camı açık görünce dayanamadım” dediği öğrenildi. İçeride yaklaşık yarım saat duran hırsız kamera görüntülerinde üzerinde unutulan anahtarla kapıyı açarak bisikleti dışarıya çıkarıp, kapıyı kapattıktan sonra dizüstü bilgisayar çantasını bisiklete takarak olay yerinden kaçıyor.
Cinayet tatbikatı Akşehir’de kendisini bıçaklayan şahsı silahla vurarak öldürdükten sonra Antalya’da yakalanan cinayet zanlısına olay yerinde tatbikat yaptırıldı. Akşehir ilçesine bağlı Selçuk Mahallesi Aziz Perkün Caddesi üzerindeki bir kahvehanede 4 Haziran 2013 tarihinde meydana gelen olayda Muammer Ü., Hasan B’yi (37) bıçakla yaralamıştı. Olaydan bir gün sonra Muammer Ü. bıçak çektiği Hasan B. tarafından tabancayla vurularak öldürülmüştü. Olayda orada tesadüfen bulunan Atife B. da yaralanmıştı.
5
AÖF 400 bin öğrenci alacak
Anadolu Üniversitesi (AÜ) Akademik Danışmanlık ve Uygulama Hizmetleri Koordinatör Yardımcısı Yard. Doç Dr. Kamil Çekerol, Açıköğretim Fakültesi’nin (AÖF) her geçen gün büyüdüğünü ve çoklu kayıt süresinde de yaklaşık 400 bin öğrencinin kayıt yaptırmasını beklediklerini söyledi. İHA’ya açıklamalarda bulunan Yard. Doç. Dr. Çekerol, AÖF’te yeni kayıt ve kayıt yenileme işlemlerinin tamamlandığını, şuan ise çoklu kayıtların devam ettiğini belirterek, “30 Eylül itibariyle başlayan ÖSYS ek yerleştirme, dikey geçiş, lisans tamamlama, ikinci üniversite ve yatay geçiş kapsamında gerçekleştirilecek olan ‘Çoklu kayıt’ süreci 25 Ekim’e kadar sürecektir. Bu kayıt grubunda 400 bin öğrencinin kayıt yaptırması beklenmektedir. 25 Ekim 2013 tarihinde kayıt süreci tamamlandıktan sonra güz dönemi ara sınavı hazırlıkları başlayacaktır. 2013-2014 öğretim yılı güz döneminde ara sınav 14-15 Aralık 2013, dönem sonu sınavı 25-26 Ocak 2014 tarihlerinde, bahar döneminde ise ara sınav 26-27 Nisan 2014, dönem sonu sınavı 7-8 Haziran 2014 tarihlerinde yapılacaktır” dedi.
E
ğitimin yüzlerce kitabî tarifi var. Burada onlardan bahsetmeyeceğim. Eğer eğitimi tek kelimeyle ifade etmek mümkün olsaydı, o kelime “alışkanlık” olurdu herhalde. Üstad Necip Fazıl Kısakürek eğitimi, “duygu ve düşünce alışkanlığı” şeklinde bir cümleyle özetleyiverir. Allah’ın Resûlü, “İlim öğrenmekle, güzel ahlak ona alışmakla olur” hadisinde buyurdukları üzere ve bizimde bu hadis mealinden anladığımız kadarıyla “güzel ahlak eğitiminin” alışkanlık üzerine olacağı... Alışkanlığın “huy” anlamına da geldiğini biliyoruz. Can çıkar huy çıkmaz derler ya, huyun ruhî bir alışkanlık olduğu belli. İyi kötü tüm alışkanlıklar ruhî. Zararlı bir alışkanlığı akılcı yöntemlerle gidermek oldukça zor. Sigara içmekten dolayı bacağı kesilen, ama hâlâ içmeye devem eden bir insanı hangi akılcı yöntemle ikna edeceksiniz. Ruha tutmuş bir alışkanlığı değiştirmek ancak ruhi bir
çocuğunun ruhuna tutarda yani alışırsa geçmiş olsun. İki arkadaş gezerken birisi namaz kılmak için camiye girer. Dışarıdaki uzun müddet arkadaşının çıkmasını beklemekten usanır ve caminin kapısından içeriye seslenerek niçin geciktiğini sorar. Arkadaşı “bırakmıyorlar” diye cevap verir. Caminin içinde arkadaşından başka kimseyi göremeyerek hayretle “kim bırakmıyor?” diye sorar. Arkadaşı cevap verir: “Seni içeri bırakmayanlar.” Hubbu fillah (Allah için sevmek), Buğzu fillah (Allah için nefret etmek). Bu iki duygu, bir Müslümanın eğitim yoluyla alışması gereken olmazsa olmazıdır. Şehit Esma’nın ahiretten müjdeler verici gülümseyen yüzüyle, öldürücü gaz kokan Esed’in abus çehresi arasında seçim yapabilmek, batılı vahşilerin işgali ve zulmü sebebiyle Afrikalı çocuğun, açlıktan kuru kemik kalmış vücudunun tek zayıflamayan parıltılı gözlerinden “neredesin ey Müslüman” diyen merhamet çığlığını hissede-
çabayla mümkün. Ruhun faydalıya olduğu gibi zararlıya da alışabileceği buradan anlaşılabiliyor. Alışkanlığın şahsiyetle yakın ilişkisi var. Kabulleriniz, seçtiklerinizle şahsiyetinizi oluşturursunuz. Her alışkanlık bir aksiyon ifadesidir. Hangi meslekten olursanız olun mesleğinizi icra ederken yaptığız işler, işinize gidip gelirken devamlı gittiğiniz yol akt, rutin, sıradan işlerdir, aksiyonla alakası fazla yoktur. Mesleğinizi, gittiğiniz yolu değiştirebilirsiniz ama aksiyon ifadesi olan alışkanlığınızı kolayca değiştiremezsiniz. Bize ait olmayan, dışarıdan gelen her teknoloji (bilgisayar, cep telefonu vb.) yalnız teknolojik alet olarak gelmediğini, kültürünü de beraber getirdiğini biliyoruz. Telefonun çalıp açtığında alışkanlıkla batı kültürünün ürünü olan “alo” demeniz gibi. Bu teknolojiye ve yanında getirdiği kültüre alışma aşamasında olan çocuğunu başlangıçta vazgeçirtebilirsin ancak
YUKARIDAN AŞAĞIYA
SOLDAN SAĞA Haftalık Bağımsız Siyasi Gazete Bölgesel Süreli Yayın Yıl: 1 | Sayı: 20 7-13 Ekim 2013 SAHİBİ Çimke Basım Yayın Yapım Reklam ve Turizm Hiz. Ltd. Şti adına Ahmet Aka SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ömer Salih Şipleme HALKLA İLİŞKİLER SORUMLUSU Hakan Mutlu SANAT YÖNETMENİ Nurettin Özel HUKUK DANIŞMANI Av. Abdurrahim Küçük SAĞLIK EDİTÖRÜ Dr. Nevzat Şipleme Reklam Koordinatörü Adnan Teke Yönetim ve Baskı Adresi: Fevziçakmak Mh. 10453. Sk. No: 25 Karatay | Konya Telefon & Faks: 0332 342 52 82 Web: www.anadolugunluk.com reklam@anadolugunluk.com haber@anadolugunluk.com BASKI Çimke Baskı Tesisleri B.T. 7 Ekim 2013
1. Dört kişi arasında oynanan bir iskambil oyunu... Döllemek... 2. Karşıt duygu... Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik... 3. İstenççi... Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan... 4. Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı... Silikatlamak işi... 5. Haberci, haber veren kimse... Dümeni ortaya alarak gemiyi bulunduğu doğrultuda yürütme... En kalın erkek sesi... 6. Az tavlı, yarı yaş yarı kuru olan (toprak) (halk ağzı)... Çinko elementinin simgesi... Tuğra (halk 1 ağzı)... 7. Bir açıyı, ölçüleri birbirine eşit olan 1 iki açısal bölgeye ayıran doğru parçası... Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, 2 pusula... 8. Ülkenin vali yönetimindeki 3 bölümü, vilayet... Gam dizisinde “sol” ile 4 “si” arasındaki ses... Erbainden sonra gelen, 5 31 Ocakta başlayan elli günlük kış dönemi 6 (halk ağzı)... Müzikal ses dizilerinde mi ile 7 sol arasındaki ses... 9. Dokunum (eski)... 8 Daire ile ilgili... 10. Radyoaktif cisimlerde 9 ölçü birimi... Türk alfabesinin yirmi üçüncü 10 harfinin adı, okunuşu... Toplanma, birleşim 11 (eski)... 11. İçine alacağı şeye oranla ölçüleri 12 yetersiz olan... Aynı biçimde... Kırk dokuzdan 13 sonra gelen sayının adı... 12. Görmede hiçbir 14 bozukluk olmadığı hâlde okuma yetisinin yok 15 olması, aleksi... Olumsuz yargılı cümlelerde fiilin anlamını pekiştiren bir söz... 13. Emek vermeden ele geçirilen şey (argo)... Saçları ağarmaya başlamış (erkek)... 14. Mahkûmu cezasını tek başına çekmesi için diğer hükümlülerden ayırma... Üvey anne... 15. İstenilen, arzu edilen bir şeyin gerçekleşmesi beklentisiyle özlenen durum, ümit kapısı... Umutsuzluktan doğan karamsarlık, üzüntü...
bilmek ancak ruhumuza işlemiş İslâm ahlakı ile mümkün. Nelere alışıyoruz, alıştırılıyoruz.. Sultan Kanuni’yle duraklayan, Sultan Abdülhamid’in düşürülmesiyle yerlere düşürülen, Tanzimatla süründürülen, İ.Terakkicilerle çiğnenen ve Cumhuriyetle beraber yerden kazınıp çöplüğe atılan ve yerine sahtesi yerleştirilip, tüm kurum ve kuruluşlarıyla gerçeğiymiş gibi bize öğretilen, İslâm’ın her Müslüman’da olmasını istediği duygu ve düşünce alışkanlığının yokluğunu işaret ettik. Eğitimle kazanmamız gereken bu duygu ve düşünce alışkanlığını, ana sınıfından başlayarak üniversiteden mezun oluncaya dek arayın. Gerçeği ile sahtesi arasındaki fark ve benzerlik, kömürle elmas arasındaki fark ve benzerlik gibi olan, ikisinin de karbon olmasından yola çıkarak aynısı sanan safları bir kenara bırakarak, arayıp da bulamamış bir eğitimci olarak soruyorum, bulan var mı?
2
3
4
5
6
1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15
2
3
E K İ P M K A K A N L R İ N İ K I M Ç A T İ Ç İ S L İ Z A K E S
Ö B Ü R Ü
V A N A
7
4
8
5
6
Ç S I M E T E R R E I H R A Y A M A K E N L T İ I L İ D İ T E Ç K H A T İ V E
7
9
8
A H V İ L B A O F A G A R L İ K A D L E İ N İ R M
9
10
10
N E K A S B İ A N K Ü B S E K K A İ T İ B R İ E K
11
12
11
13
L E M O R U T İ K K A S B A P İ R E L M T A R A L O R A L A M K A Z İ K I Y P E
14
12
15
E K M A R Ç A E N K O İ K M T C A İ Ü A R Ç E I M K İ
1. Buğdaygillerden, sıcak ülkelerde yetişen, boyu 25 metre kadar olabilen, mobilya, merdiven, baston vb. birçok eşyanın yapımında kullanılan bir tür kamış, Hint kamışı, hezaren... Ailece tanışılan ve yakın ilişki içinde olunan ahbap... 2. Radon elementinin simgesi... İlaç sürmek... İlaç, merhem (halk ağzı)... 3. Özenli... Marul yetiştiren veya satan kimse... 4. Kayısı, erik, zerdali vb. meyvelerin kurusu (halk ağzı)... Arı kil... Ölmüş (hayvan)... 5. Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde... Volkanik tüf... Köpek (halk 13 14 15 ağzı)... 6. Değişiklikler... Cinsiyet... Dek, değin, kadar, beri vb. edatlarla birlikte kullanılarak bir fiilin, bir hareketin, bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımından abartmalı bir biçimde anlatan bir söz... 7. Yolcu ve turistlere geceleme imkânı sağlamak, bunun yanında yemek, eğlence vb. hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş işletme... “Yazık” anlamında söylenen bir söz... Bere, çürük... 8. Yergi... Yabancı... İyi nişan alan, attığını vuran (kimse)... 9. İkisi bir arada doğan (çocuk)... Mavi (eski)... Saydam tabaka ile göz merceği arasında bulunan, ince, kasılabilen bir zardan oluşan, gözün renkli bölümü... 10. Manganez elementinin simgesi... Göz (eskimiş)... Sinema işleten kimse... 11. Mızrapla çalınan, gövdesi uttan küçük bir çalgı... Bir tanesi... Kayınbirader (halk ağzı)... 12. Şaşkın, dağınık, ne yapacağını bilmez... Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac... Üç yaşına kadar olan at yavrusu... 13. Kuzey Afrika’da dervişlere verilen ad, murabıt (eski)... Kesimevi (eski)... 14. Kar, süt vb.nin rengi, beyaz... Usta, hünerli... Nikel elementinin simgesi... 15. Gür ve geniş sakallı... Kelimenin ön sesle son sesi arasında kalan ses veya sesler...
6
Takkeli Dağ turizme kazandırılıyor Selçuklu Belediyesi öncülüğünde Takkeli Dağ’da arkeolojik kaza çalışmaları başladı 6 EKİM İHVAN İÇİN ZAFER GÜNÜ
T
Selçuklu Belediyesi öncülüğünde Takkeli Dağ’da arkeolojik kazı çalışmaları başladı. Başkan Uğur İbrahim Altay, Konya’nın kültür mirasına sahip çıktıklarını ifade etti. Selçuklu Belediyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Konya İl Kültür Müdürlüğü’nün işbirliği ile sürdürülen çalışmalar, Necmettin Erbakan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Çaycı Başkanlığında uzman bir ekip tarafından yürütülüyor. AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Kabakcı ve Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya’nın siluetini değiştirecek proje tamamlandığında Konya turizmine önemli katkı sağlayacak olan bölgede incelemelerde bulundu. Necmettin Erbakan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm
Başkanı Prof. Dr. Ahmet Çaycı, bölgede yapılan kazı çalışmalarında gelinen son aşama hakkında bilgi verdi. Çaycı, “Konya’nın tarihine ışık tutacak ve turizmine de önemli bir kazanç sağlayacak bu çalışmalar ile önemli yapılar gün yüzüne çıkarılıyor. Ortaya çıkan bu eserler yine bu kazı alanında projelendirilip restore edilecek” dedi. SEYİR TEPESİ Kazı çalışmaları hakkında bilgi veren AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Kabakcı, “Şu anda bulunduğumuz alanda Selçuklu Belediyemiz kazı izni almış durumda ve kendilerinin destekleri ile şu anda burada bir ekip kazıyı yapıyor. Selçuklu ve Roma dönemlerine ait ciddi bulgular ortaya çıkmış durumda. 100’e yakın sarnıç bulunuyor. İnşallah Konya yeni bir
gezi alanı, yeni bir seyir tepesi daha kazanacak. Konya siluetine burçlarıyla beraber Fatih Sultan Mehmet döneminde yıkılmış olan kalemizi yeniden kazanacağız ve Konya Mevlana’sıyla, kalelerindeki surlarıyla beraber daha da görsel bir zenginliğe kavuşacak, daha görünür bir hale gelecek. Bundan dolayı da son derece memnunuz. Değerli belediye başkanımıza, kazı ekibimize, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesine kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. Konya adına teşekkür ediyorum. Güzel bir geleceğe el ele hep beraber yürüyoruz” şeklinde konuştu. SAHİP ÇIKIYORUZ Konya’nın en güzel Takkeli Dağ’dan gözlenebildiğini ve buranın önemli bir kültür mirası olduğunu kaydeden Başkan Uğur İbrahim Altay,
‘Kapalı pazar çok katlı olsun’ isteği Beyşehir’de, CHP İlçe Başkanı Nevzat Aras, yapımı devam eden Kapalı Pazaryeri inşaat çalışmalarının durdurulması istendi. Beyşehir Belediyesi tarafından yürütülen kapalı Pazaryeri inşaatının tek katlı olarak inşa edilmesine karşı olduklarını söyleyen Aras, belediyenin istemesi halinde bir kuruş harcamadan yapişlet-devret modeli ile daha
çok katlı, daha çok kullanışlı, daha geniş kapsamlı ve bünyesinde iş merkezleri, eğlence ve konferans merkezlerinin de yer alacağı şeklinde bir projenin hayata geçirebileceğini savundu. Aras, “Aynı zamanda yapılacak olan Pazaryeri iş merkezinin bodrum katı, otopark olarak kullanıldığında ilçemizin otopark sorunu çözüme kavuşabilirdi. Şehir içi
araç ve yaya trafiği sıkışıklığı ortadan kalkardı. Ve çarşı içi araçlardan arındırılıp yayalaştırılabilirdi” şeklinde konuştu. Aras, açıklamasının ardından kapalı Pazaryeri inşaatıyla ilgili Beyşehir Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, inşaat çalışmalarının yargı süreci bitene kadar durdurulmasını talep edeceklerini kaydetti.
“Burada Sayın Milletvekilimiz Mustafa Kabakcı’nın teşvikleriyle, Matrakçı Nasuh’un bir minyatüründen yola çıkarak kale siluetini tamamlamak için kazı çalışmalarına başlandı. Yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Hızlıca çalışarak burada ki tarihi eserlerin restorasyonu bir an önce tamamlanacak. Böylece hem Konya’nın panoramik olarak gözlemlendiği bir yer ortaya çıkarken hem de burada ki kültür mirası önemli bir ziyaret merkezi haline dönüşecek.” dedi. Konya Müzeler Müdürü Arkeolog Yusuf Benli de, “Selçuklu Belediyesi ile birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Konya Müzeler Müdürlüğü işbirliğinde bir çalışma yürütülmekte. Bu çalışma ile bölgenin turizme kazandırılması amaçlanıyor” ifadelerini kullandı.
ürkiye’de demokratikleşme paketi açıklandı. Ak devrim yeni mevziler kazandı, Suriye devrimi İslami muhalefet olarak birleşti ve “bizi sadece biz temsil ederiz, otel mücahitleri değil” diyerek devrimi sulandırmak isteyen batılıların önünü tıkadı ve Esed rejimine karşı istikrarlı ilerlemesini sürdürüyor. Gelelim gözlerden kaçar gibi olan Mısır’a... Aslında İhvan, R4BİA ve Fetih Camisi katliamlarından sonra meydanlardan ziyade caddelerde ve üniversitelere kaydırmıştı gösterileri, ama 1 Ekim 2013’de ani bir sürpriz yaparak Tahrir Meydanı’na indi. Bu, darbecileri şaşkına çevirdi. 6 Ekim günü tıpkı yılar önce Enver Sedat’ın son günü olduğu gibi Sisi ve diğer darbeci generallerin son günü de olacak inşallah. Albay seviyesindeki Müslüman asker kardeşlerimizle beraber halk, devletin anahtarlarını seçilmiş meşru Cumhurbaşkanlarına Muhammed Mursi’ye teslim edecek. Arap baharının antiemperyalistlerin bir oyunu olmadığını bilakis gittikçe İslamileşen bu Arap baharının asıl antiemperyalist olduğunu kör olan gözlere gösterecekler. Mısır darbesinin düşmesi Türkiye’deki Ak devrime, Suriye devrimine de ivme katacak. Başta Esed olmak üzere, Suud Kralı, Ürdün Kralı vs bir bir devrilecekler. İşte o zaman görülecek Arap baharı, Türk baharı… İslam Birliği’ne kapı açılacak. İşte bu yüzden diğer meseleleri 6 Ekime kadar erteleyelim ve Mısır’daki ihvan baharına odaklanalım. Gerek sosyal medyada gerek R4BİA meydanlarında ihvan devriminin propagandasını yapalım elbette dualarda da unutmayalım. 6 Ekim İhvan’ın zafer günü olacak inşallah.
7 ACALEYE GEREK YOK, TEMİZ BİR ŞEY OLSUN
K
urban Bayramı yaklaşıyor. Şimdiden bayramınızı kutluyorum… Sıhhat afiyet içerisinde sevdiklerinizle beraber geçirmenizi dilerim… Her yıl şuydu buydu diyen kafa karıştırıcılar bu yıl pek ortalıkta görünmüyorlar… Allah’a şükür… Gerçi ufak tefek girişimler yok değil… Onları siz takmayın, boş verin. İbadetinizi yapın… Allah kurbanlarınızı kabul etsin… *** Kurban satış yerlerine çocuklarınızla gidin… Hayvanları görsünler, tanısınlar… Kurbanı anlatın… Bu arada iyi kurban nasıl alınır onu da öğretin. Küçükken öğrensinler, büyüyünce zor oluyor… Kendimden biliyorum… Kurbanlıktan anlamam… Kurbanlık almaya bilgisine güvendiğim birisiyle gittim hep… ‘Kurbanın iyisi nasıl olur?’ diye öğrenme çabalarımın sonunda hep çuvalladım… Genellikle hayvanın dişleri-
ne bakılıyor, kapak atmış mı atmamış mı? Sonra sırtı yoklanıyor, etli mi değil mi karar veriliyor. Öyle gördüm… *** Bir dostuma kurbanlık almaya gidiyoruz… Kendisi anlamıyor… Anladığım zannı içerisinde beni götürüyor… Anladığıma nasıl kanaat getirdiyse!.. (Hayvanın şurasına burasına bakılacak diye birkaç yerde ahkam kesmiştim. Her halde onlardan birini duymuş.) Kurban pazarına gidiyoruz… Arkadaşım küçükbaş hayvan alacak… Bilmiyor diye başlıyorum pazaryerini anlatmaya… Bunlara inek denir. Şunlarda satıcılar. Şu gördüklerin de alıcılar. Küçük olanlara küçükbaş, büyük olanlara büyükbaş denir… Bir birlerinin ellerini koparırcasına sallayan şunlar da, ısınma hareketi yapıyorlar. Az sonra güreşecekler… Daha önceden onca seyretmişliğimiz var ya!.. Başlıyorum önüme gelen hayvanın dişlerine, sırtına bakmaya… Allah Allah hepsi aynı gibi geliyor… Hep
Konya’ya geldiler kemik geliyor elime… Ulan nasıl anlayacağız?.. Bir türlü karar veremediğimden ‘Cık, olamaz bu!..’deyip başka bir hayvana geçiyorum… Arkadaşım ‘Hadi…’ dedikçe ben ‘Aceleye gerek yok, temiz bir şey olsun.’ diyorum… Aradan iki saat, üç saat geçiyor… Nihayet bir hayvana dek geliyorum. Sırtını yokluyorum… Diğerlerinden farklı… Dişlerine bakıyorum, bembeyaz inci gibi… Tamam diyorum arkadaşa… Sen bu hayvanı kaçırma al… Maşallah iyi etli de… Hayvanların sahibinin yanına gidiyoruz pazarlık yapmaya… Ver hemşerim elini… Kaç lira istiyon?.. Satıcı şaşkın ‘N’apacaksınız o hayvanı?’ diye soruyor. ‘Kurban edeceğiz.’ diyorum… Deve, sığır, keçi, koyun kurban olurmuş, sıpadan olmazmış. Bunu da öğrenmiş olduk… Karpuz seçer gibi kurbanlık hayvan seçmeye devam ettik… Hava kararırken arkadaşım ‘Yeter! Gidelim artık.’ dedi.
Pazardaki bütün küçükbaşları elledik bir sonuç çıkmadı. Arkadaşa ‘Pazarda iyi mal yok…’ gibi sözler söylüyorum… Ne söylersem söyleyeyim, düştüğüm durumdan hiç biri beni kurtaramaz… Ertesi gün arkadaş veteriner bir tanıdık bulmuş… ‘Hadi pazara gidelim.’ teklifinde bulunuyor. Kabul ediyorum… Hiç olmazsa veterinerden bir şeyler öğreniriz… Veteriner, şöyle bir süzüyor malları… Gözüne bir mal kestiriyor… ‘Sen bunu al…’ diyor… Bayramlaşmak için arkadaşa gidiyorum… Kurbanın nasıl çıktığını soruyorum… ‘Yedirmişler, içirmişler, şişirmişler hayvanı… Hiç eti çıkmadı desem yeridir…’ diyor… *** Çok üzülmüştü… Bu bayramda kurbanlık almaya veterinerlik fakültesinden profesör veya doçent birilerini götürmeyi düşünüyordu… Ne yaptı ki?.. Bu yıl ben de onlara katılsam mı?..
Sitesiz şirket kalmasın Çay yangın çıkardı Beyşehir’in Bademli Köyü yakınlarında, bir kişinin çay demlemek için yaktığı ateşin otları tutuşturması sonucu çıkan yangın, ormanlık alana sıçramadan söndürüldü. İtfaiye, arazinin engebeli olması ve yangının ormanlık alana sıçrama ihtimali üzerine bölgeye arazöz sevk edildi. Yangın nedeniyle yol üzerinde bulunan elektrik direkleri de zarar görürken, bahçelerde bulunan değişik türdeki çok sayıda ağacın yandığı öğrenildi. Yangının çay pişirmek isterken çıktığını belirten yaşlı adam, “Kendimiz müdahale etmemize rağmen alevleri söndüremedik. Ardından itfaiyeden yardım istedik” dedi. Yangın esnasında alevlerden kaçan iki kaplumbağanın görüntüleri dikkat çekti.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın bağımsız denetime tabi şirketlere yönelik internet sitesi açma zorunluluğu başladı Yeni Türk Ticaret Kanunundaki düzenlemeler ile ticaret hayatına ilişkin bir dizi yeniliğe imza atan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, bu kapsamda bir yeniliği daha hayata geçiriyor. Bakanlığın 1 Temmuz’da yürürlüğe giren Sermaye Şirketlerinin Açacakları İnternet Sitelerine Dair Yönetmeliği’ne göre, bağımsız denetime tabi şirketlerin internet sitesi açma zorunluluğu başladı. Yönetmelik, 1 Temmuz’dan sonra kurulan bağımsız denetime tabi şirketlerin, ticaret siciline tescil edildiği tarihten itibaren 3 ay içinde internet sitesi açmaları zorunluluğu getiriyordu. Zorunluluk kapsamına giren ve halihazırda internet sitesi olan şirketler ise belirlenen kurallara göre sitelerini güncelleyecek. Şirketler, bu kapsamda internet sitelerinin bir bölümünü kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanması için uyarlayacak.
Şirketler, söz konusu internet sitesi yükümlülüğünü doğrudan kendileri yerine getirebileceği gibi Merkezi Veri Tabanı Hizmet Sağlayıcısı (MTHS) adı verilen özel hukuk tüzel kişilerinden de destek alabilecek. Oluşturulan internet sitesi, şirketlerin MERSİS numarası altında tescil edilecek. SİTEDE NELER OLACAK? İnternet sitesinin açılması ile birlikte siteye konacak bilgiler arasında, şirketin MERSİS numarası, merkezi, taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı ile anonim şirketlerde yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, limited şirketlerde müdürlerin, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde ise yöneticilerin isimleri yer alıyor. Ayrıca, şirketin son 3 yılın finansal tabloları ile yıllık faaliyet raporları, gereğinde ara bilançoları ortakların incelemesine sunulmak üzere genel kurul kararından önceki 30 gün içinde internet sitesinde yer alacak. Öte yandan, şirkete fesih davası açılmış ise davanın açıldığı husu-
su, sicil gazetesinde yayımlandığı tarihten itibaren en geç 5 gün içinde internet sitesine konacak. BİLGİLER ARŞİVLENECEK İnternet sitesinde yayımlanan içerik, ilgili mevzuatta daha uzun bir süre öngörülmedikçe internet sitesindeki yayımının son bulduğu tarihten itibaren 5 yıl süre ile elektronik olarak arşivlenecek. İnternet sitesinde yer alacak içeriğin arşivlenmesinde güvenli elektronik imza ve zaman damgası kullanılacak, içeriğin MERSİS veya diğer veri tabanlarına bir MTHS aracılığıyla aktarılması bakanlık tarafından zorunlu kılınmışsa bu içerik belirlenen format ve standartlara uygun olarak ilgili veri tabanına aktarılabilecek. KAPSAM DIŞINDAKİ ŞİRKETLER Öte yandan, 21 Eylül’deki Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklikle, doğrudan bağımsız denetim kapsamında olmayan sermaye şirketlerine internet sitesi yükümlülüğü kaldırıldı.
AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından kabul edilen “Fotoğraf Karesinde Çevre Bilinci” isimli proje kapsamında Konya Büyükşehir Belediyesi Kılıçarslan Gençlik Merkezi’nin ev sahipliğinde Konya’da buluşan gençler şehri gezerek fotoğraf çekti. Türkiye ile birlikte Romanya, Litvanya, Estonya, İtalya ve Hırvatistan’dan 30’u aşkın genci buluşturan “Fotoğraf Karesinde Çevre Bilinci” projesiyle kuraklığa ve çevre sorunlarına dikkat çekerek farkındalık oluşturmaya çalıştılar.
25 yaş şartı geldi AK Parti Sosyal İşler Başkanlığı, okul servislerinin çehresini değiştirmeye hazırlanıyor. Okul servisleri için ayrı bir ruhsat verilecek ve şoför 25 yaşından küçük olamayacak. Ayrıca okul ve memur servisleri birbirinden ayrılacak. Çünkü önce memurları işe götüren servisler, sonra da acil bir şekilde öğrencileri okula yetiştirmeye çalışıyor. Bu da trafikte ciddi problemlere yol açıyor. Ayrıca hostes bulundurmayan, sigara içen, hız yapan, uygunsuz müzikler dinleyen, emniyet kemeri olmayan, argo konuşanın servis elinden alınacak.
Tırlar çarpışınca! Konya-Adana karayolunun 70. kilometresinde karşı şeride geçen yabancı plakalı tır, başka bir tıra çarptı. Kazada 1 kişi öldü, 1 kişi de yaralandı. İddiaya göre, Hüseyin Akın (39) idaresindeki yabancı plakalı tırla Konya istikametine seyir halindeyken yoldan çıkarak karşı şeritte Adana istikametine seyir halinde olan Faruk Merifakoğlu idaresindeki tıra yandan çarptı. Kazada yabancı plakalı tır sürücüsü olay yerinde hayatını kaybederken, aynı araçta bulunan 18 yaşındaki Hasan Hüseyin Uğur yaralandı.
8
ERKEKLERİN SUSTUĞU YERDE …
E
rkeklerin sustuğu yerde kadınların ağıtları başlıyor. Çanakkale anaların ağıdı, Sarıkamış, Bosna, Anadolu, Gazze, Kudüs, Suriye, Mısır, Afganistan , Çeçenistan anaların ağıtları ile kulaklara derinliği, gönüllere direnişi, akıllara Allah’ı getirmemize vesile oluyor. Anaların ağıtları, anaların gözyaşları, anaların direnişi olmasaydı bu ümmet ayağa kalkmak için daha çok emeklemek zorunda kalabilirdi. Kınalı Hasan’ın anasının ağıdı Rabbimizden bir müjde gibi Çanakkale’yi nurlandırmamış mıydı? Kınalı hasanın anası Hatice anamızın ağıdı tüm kulaklara duymayı, tüm gönüllere görmeyi hatırlatmamış mıydı? Kınalı Hasan’ın anası gibi nice evliya analar yetiştirmedi mi o evlatları? Hatice ana “EL hükmü billah. Allah seni İsmail peygamberin yolundan ayırmasın. Seni melekler şimdiden rahmetle anacak…” derken, bu imanın sahibi ana bağıra bağıra ağlatmıyor muydu tüm ümmeti? Oğlunu kurban eden anaların vatanı; erkeklerin susması ve İSLAM’ı susturmaya çalışması neticesinde o raddeye gelmemiş miydi? Batı da batı diye tutturulan bir dönemde, susmayı ve kolay olanı seçmeyi marifet bilen insanlar yüzünden bir millet savaşlarda yok olmayı ve analara ağıt yaktırmayı başarmamış mıydı? O anaların öyle yiğitleri varmıştı ki bu vatanı kanları ile ebediyen beslemeyi ve ümmetin onurunu korumayı bildiler. İbrahim ve İsmail peygamberi de önderleri yaptılar. İslam’dan kopmak ve İslam ile dirilmenin bir küçük hikayesini Çanakkale’de görebildik. Onlar yaptıkları gelip geçmişken biz güneşi aynı hatalarla sıvamaya mı çalışıyoruz hâlâ? Bu ümmetin erkekleri susuyor arkadaş! Bu ümmetin erkekleri hayal dünyasında yaşıyor. Bu ümmetin erkekleri cihadı unuttular! Allah’ın koyduğu iffet sınırlarını çoktan aştılar. Bu ümmetin erkekleri erkek olmaktan uzaklaştılar! Bu ümmetin erkekleri korktular, sindiler, erkek olmayı eziyet gördüler! Bu erkekler adamlaşamadılar! Bu erkekler görevini yapamadılar. Kadınlara dahi sahip çıkamadılar. İffet dağıldı, kadınlarımız dağıldı. Cihadımızın ne olduğunu unuttuk. Çok kötü vurulduk. Paraya, dünyaya öyle bir tutunduk ki sadece kolumuzu kökünden kesip kurtulacak vaziyete geldik. Resulullah sav bize bunu 1400 sene önceden haber vermişti. “Ben sizin az kalmanızdan korkmuyorum, sizin değersizleşmenizden korkuyorum. Kalbinize vehn (dünya sevgisi) atılmasından korkuyorum” derken biz İslam’ı namaza ve tesbihe sıkıştırarak O’nun getirdiği dine en büyük ihaneti yaptık. Evet
biz sustuk, kurbanlarını dahi kesemeyen birer birey olduk. Cihad müessesine sahip çıkamadık ve kadınların hükümran olduğu “İLAHİİYAT’’ fakülteleri peydah edildi. Bunlar hep bizim umarsızca susmamızdan dolayı oldu! Ve erkeklerin sustuğu yerde kadınlar indi meydanlara. Kadınlar erkeklerin yerine geçti. Allah’ın cc yarattığı fıtratın fabrika ayarlarıyla oynanmaya başlandı. Erkekler susarak bu işten payına düşenin en fazlasını aldı. Bir zamanların mustazafları olmalarına rağmen , durumları eşitlenince atılan cihad naraları ve özgürlük söylemleri yerini rahatlığın susturucu kollarına kendisini bıraktı. Dünya üzerimize tüm ağırlığı ile oturdu. Ve kaçınılmaz son ‘’ANALAR ağıtlarını koyverdi’’ “Dünya sevgisi her çeşit hatalı davranışların başıdır. Bir şeye olan sevgin seni kör ve sağır yapar.” Ebu Davud Edep 125, (5150). Resulullah sav’in lisanı ile dünya sevgisinin başlaması bizi cihada ve İslam’ın yaşanmasına dair tüm ilkelere karşı sağır ve kör etti. Çanakkale ağlamıştı, Bosna ağladı sonra, sonra Çeçenya, Afganistan, Gazze, Rabiatül Adeviyye, Şam-ı şerif! Ağladık ağladık ve tam uyanacağız derken kurduğumuz surların deliklerinden su almaya başladık. Resulullah’ın sav lisanı ile ümmet bir duvarın tuğlaları gibiydi ama biz tefrika balyozları ile her seferinde duvarımızı yıktırdık. Yıkıldık, ağladık, ağıtlar yaktık! Ve bugüne geldik. ‘Artık özümüze dönme vakti’ diye bir söz demagojiden öteye gitmez. Bizim özümüz, mayamız zaten belli ve o maya ile yoğrulmuş, Allah’ın boyası ile boyanmış, O’nun cc ipine sımsıkı tutunmuş bir ümmet mefhumumuz var. Sadece bu müessese elinden tutulmaya muhtaç. Kuran’ımız ‘Onlar öyle erkeklerdi ki Allah’a verdikleri sözden asla dönmediler’ dedi ashap için. Biz sözümüzü vermiş çoktan yola koyulmuş vaziyetteyiz. Ama sözümüzü tutmadığımız için gittiğimiz yollar sapa ve o sapa yollar şeytan ve yoldaşları tarafından tutulmuş. Yol bir tane, yol yegane, yol tevhid yolu. Biz İbrahim as milletiyiz, biz hanifiz, biz Resulullah’In sav ümmetiyiz. Bize cihattan uzak kalmak yakışmaz! “Erkeklerin sustuğu yerde kadınların ağıtları başlar.” Susanlar sustukları şey ile haşrolunur ve mahşer yerinde o ağıtlar ve gözyaşları bizi boğar. Boğulmamak için önce nefesimizi tutup su yüzüne çıkmalı ve ardından bütün surları tek tek aşmalıyız. Bu dava kıyamete kadar sürecek yeter ki asrısaadetin mücahitlerini şehitlerini karşıladığı gibi ‘’ELHAMDÜLİLLAH’’ diyerek, biz de ALLAHU EKBER hizmetinde olabilelim. Elbette Allahu Ekber diyebilelim.
Türkiye’de bir ilk!
9
Konya’da trafik kazası sonucu hayatını kaybeden vatandaşın organları 6 hastaya umut verdi. Organların Konya’dan Ankara’ya hızlı trenle götürülmesi ise Türkiye’de bir ilke vesile oldu. Konya’da trafik kazası sonucu beyin ölümü gerçekleşen 30 yaşındaki hasta 6 kişiye umut oldu. Hastanın korneaları Konya’da kalırken, 3’ü Antalya’ya, 1’i ise hızlı trenle Ankara’ya gönderildi. Konya’da geçirdiği trafik kazası sonucu beyin ölümü gerçekleşen 30 yaşındaki B.Ö’nün organlarını ailesi bağışladı. Özel bir hastanede yapılan organ nakli operasyonu 6 kişiye umut oldu. Organlardan kornealar Konya’da, 2 böbrek ile karaciğer Antalya’ya, pankreas ise Ankara’daki hasta-
lara nakledilmek üzere yola çıktı. 3 organ Antalya’ya ambulansla gönderilirken, pankreas ise Türkiye’de ilk defa Yüksek Hızlı Trenle gönderildi. Ankara’dan gelen Sağlık Bakanlığı Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Murat Kaymak, pankreası alarak Konya Gar’ına geldi. Türkiye’de ilk defa hızlı trenle organ nakli gerçekleştirdiklerini belirten Kaymak, bunun bir örnek olacağını söyledi. Yüksek Hızlı Trenin 18.15 seferiyle organ Ankara’ya yola çıktı.
Meme kanserine karşı bebeklerinizi emzirin! Uzman Doktor Zeliha Küçük, çocuk emziren annelerin meme kanserinden de korunduğunu söyledi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Zeliha Küçüktaş, anne sütünün tek başına bebeğin ilk 6 ay bütün beslenme ihtiyacını karşılayabileceğini söyledi. Küçüktaş, bebeklerini emziren kadınlarda meme kanserinin daha az görüldüğüne dikkat çekti. Bütün dünyada anne sütü ile beslenmeyi desteklemek ve yaygınlaştırmak maksadıyla 1-7 Ekim tarihleri arasının Dünya Emzirme Haftası olarak kutlandığını ifade eden Küçüktaş, Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü anne sütünün teşviki ve Bebek Dostu Hastaneler programı sayesinde ilk 6 ay sadece anne sütü emziren anne oranının arttığını ifade etti. Küçüktaş, 2003 yılında
yüzde 30 olan bu oranın 2009 yılında ise yüzde 40’a çıktığını hatırlattı. Türkiye’de kadınların yüzde 95’inin bebeklerini doğduğundan itibaren emzirmeye başladığını belirten Küçüktaş, “Emzirme çocuklara hayat için en iyi başlangıcı sağlar. Anne sütü bebek için en sağlıklı olan gıdadır. Asla açıklanamayacak sayısız özelliği ile başlı başına harika bir gıdadır. Her annenin sütü kendi bebeğine özeldir. Isıtma, soğutma, depolama, mikroptan arındırma için özel aletlere, biberon, emzik gibi aracılara ve temiz su kaynağına bağımlı değildir. Anne sütünde mikrop üremez. Anne sütü bozulmaz, hastalık kaynağı olmaz” diye konuştu.
Bazı annelerin emzirdikleri dönem boyunca adet görmeyebileceğini belirten Küçüktaş, ama bunun güvenilir bir aile planlaması yöntemi olmadığını söyledi. Küçüktaş, “İleriki yıllarda alerji, şişmanlık, şeker hastalığı, meme kanser gibi sinir sistem hastalıkları, diş çürükleri daha az görülmektedir. Emziren annelerde meme kanserine yakalanma riski daha düşüktür. Anne sütü doğumdan hemen sonra bebeğe verilmeye başlanmalıdır. Süt gelmemiş olsa bile emzirilmelidir, böylelikle bir an önce süt yapımı uyarılır. Bebeğin yaşaması, fiziki ve zihni gelişimi, hastalıklardan korunması, ruh sağlığı, annenin sağlığı, ailenin ve toplumun ekonomik gelişmesi, çevre sağlığı açısından anne sütü ile beslenme desteklenmeli ve teşvik edilmelidir” diye konuştu.
‘Sağlığımı çalışmaya borçluyum’ 75 yaşında olmasına rağmen çaycılığa devam eden Hasan dede konuştu: “Sağlığımı, sıhhatimi, dinamik olmayı, düzenli olarak çalışmaya borçluyum.” Çay ocağı işleten 75 yaşındaki Hasan Erayman, “Sağlığımı, sıhhatimi, dinamik olmayı, düzenli olarak çalışmaya borçluyum” dedi. 75 yaşındaki Hasan dede, bir çay ocağını işletiyor. Her gün sabah 07.00’de çay ocağını açarak işinin başına geçen Hasan Eryaman, kendisini 30 yaşında hissettiğini söyledi. Hayatının 65 yılını çalışarak geçirdiğini ifade eden Eryaman, bu yüzden sağlık konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadığını belirtti.
‘Çaycı dede’ olarak bilinen Hasan Erayman, bazı gençlerin çalışmaktan yana şikayet ettiğini kaydederek, uzun ve sağlıklı yaşamasını bir işle meşgul olmaya ve hayatının düzenli olmasına bağladığını belirtti. Yaşının nüfus kayıtlarına göre 75 olduğunu fakat kendisini 30 yaşında gibi hissettiğini dile getiren Hasan dede, “Yaşım 75, 10 yaşımdan beri her sabah 7’de kalkarım ve işime giderim. Her gün düzenli olarak sabah kahvaltımı yaparak dükkanımı açarım.
Öğle ve akşam yemeklerimi hiç aksatmam ve her zaman aynı saatte yemeye gayret ediyorum. Yaşımın 75 olması beni kahvede ya da evde oturmaya mecbur bırakmıyor. Hayatımı düzenli olarak yaşadığım için çok şükür ne kalp rahatsızlığım, ne tansiyonum ne de şekerim var. Bu kadar sağlıklı olmamı düzenli olarak çalışmaya bağlıyorum. Eğer çalışmasam bu kadar sağlıklı olamam” şeklinde konuştu. Hayatından memnun olan Hasan dede, bugünde çay ocağını erkenden açtı.
Doğum izni artıyor mu? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, doğum izninin 18 haftaya çıkarılabileceğini söyledi. Bakan Çelik konuyla ilgili soruya, ‘Bu düzenlemedeki amaç; kadın istihdamını düşürmek değil. Kadın iş gücüne katılım son yıllarda büyük artış içerisinde. Kadının iş gücüne katılımı yüzde 32’lerde. Bu artıyor, inşallah istihdam stratejisi çerçevesinde bizim hedefimiz kadın istihdamını yüzde 38’lere çıkarmak. İnşallah onları önümüzdeki dönem içerisinde sıkı bir takiple bu oranları yükseltmeye devam edeceğiz.’ şeklinde cevap verdi.
Üzüm şifa kaynağı Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, üzümün tüketilmesi gereken gıdaların başında geldiğini belirterek üzümün antioksidan özelliği taşıdığını ve A, B1, C ve E vitamini içerdiğini aynı zamanda demir, kalsiyum, potasyum, sodyum, magnezyum ve fosfor gibi mineralleri bünyesinde barındırdığını açıkladı. Başkan Ülgen, üzümün en önemli özelliğinin çok güçlü bir antioksidan olması olduğunu belirterek şöyle konuştu: “E ve C vitaminlerinden kat kat daha çok antioksidan içermektedir. Araştırmalar bu maddelerin beyin hücrelerini koruduğunu göstermektedir. Ayrıca, üzüm kalp damar sağlığı açısından da faydalıdır. Yüksek kolesterol problemi yaşayan kişilere kolesterol düşürücü olarak önerilmektedir. Kan damarlarını ve kılcal damarları güçlendirerek damarları korumaktadır.”
10
Sahip Ata’yı mahvettiler Sözde Sahip Ata Külliyesi’ni restore edecek olan firma, külliye içindeki nadide çinileri tahrip ettiği iddia edildi. Hatta çinilerin bir kısmını da harç malzemesi olarak kullandığı belirtiliyor.
Rektörden yurt dışı müjdesi Diş Hekimliği Fakültesi’nin akademik kurul toplantısına katılan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel, burada yaptığı konuşmada, akademisyenlerin özellikle yurtdışındaki kongre ve diğer bilimsel etkinliklere katılarak vizyonlarını genişletmelerinin önemini vurgulayarak, “Akademisyenlerimizin yurtdışına giderek alanları ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmelerini çok önemsiyoruz. Bu konuda YÖK ve TÜBİTAK’ın destekleri son yıllarda önemli ölçüde arttı. Biz de yeni dönemde akademisyenlerimizi yurtdışına gitmeleri konusunda daha çok destekleyeceğiz. Ayrıca, TÜBİTAK bir değişiklik yaptı ve artık makalenizin yayınlandığı derginin etki faktörüne göre maddi destek veriyor. Üniversitemiz bünyesinde benzeri sisteme önümüzdeki günlerde geçeceğiz. Bunun dışında, akademisyenlerin BAP bünyesinde yaptıkları işlemleri de mümkün olduğu kadar elektronik ortama taşıdık” diye konuştu.
Namaza başlıyorum etkinliği
Tüm Din Hizmetleri Derneği, Hazreti Peygamber’in ‘Çocuklarınız 7 yaşına geldiğinde onlara namazı öğretin’ hadis-i şerifinden yola çıkarak, Fatih Camisi’nde, 6-12 yaşındaki yaklaşık 5 bin çocuğun katılımıyla ‘7 Yaşındayım Namaza Başlıyorum’ etkinliği düzenleyecek. Etkinlik günü cami girişinde kayıt alınacak ve çocukların programa katıldıklarına dair belge verilecek.
YouTube’tan müzik ödülleri
YouTube, video müzik ödülleri şovuna başlıyor. YouTube, gelecek ay tarihinde ilk kez düzenleyeceği bir etkinliğe imza atacak. New York’ta 3 Kasım’da düzenlenecek YouTube Video Müzik Ödülleri’nin ilkinde, amatör sanatçılar sahneye çıkacak ve çeşitli dallarda ödül alacaklar.
Haber 7’nin haberine göre, Sahip Ata Külliyesi’ndeki 730 yıllık Selçuklu çinilerini tahrip etme suçlamasıyla yargılanan Gündağ Turizm İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi ve yöneticileri, 1 milyon 246 bin TL tazminat ödeyecek. Türkiye’de restorasyon sırasında birçok tarihî eses zarar görüyor. Sahip Ata Külliyesi de zarar gören tarihî mekânlardan birisi. 2005 yılındaki onarım, adeta faciayla sonuçlandı. Eyvan ve türbe duvarlarındaki mor renkli altıgen Selçuklu çinilerinden oluşan panolar kırılarak, yerlere serildi. Nadide çinilerin bu halini gören birçok kişi gözyaşlarını tutamadı. Kırılanlar birleştirildiğinde 437 çininin kayıp olduğu ortaya çıktı. Mahkeme kayıtlarına göre, 7 Temmuz’da restorasyon ihalesini alan Gündağ Turizm İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi ile Vakıflar Bölge Müdürlüğü arasında sözleşme imzalandı ve firma çalışmalara başladı. 30 Temmuz günü firma işçilerinin hangâhın eyvan bölümündeki çini panoları tahrip ettiği ve harç malzemesi olarak kullandığı tespit edildi. 4 Ağustos’ta firmanın sözleşmesini
fesheden Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Konya Adliyesi’nde firma ve yöneticiler Aşur, Mikdat ve Seher Taştan aleyhine tazminat davası açtı. Konya 1. Asliye Mahkemesi’ndeki tazminat davasında mahkeme heyeti, eyvan bölümündeki altıgen 700 adet çininin yerinden sökülerek tahrip edildiğini, hangâhın türbe bölümünün batı ve güney cephesindeki 437 çininin ise yerinden söküldüğünü ve halen kayıp olduğunu belirledi.
Mahkemenin talebi üzerine hazırlanan bilirkişi raporunda, tahrip edilen ve kaybolan Selçuklu dönemi çinilerinin zararının ölçülemez olduğu ifade edildi. Piyasada alınıp satılan bir ürün olmadığı için fiyat belirlenmesi zor oldu. 5 kez bilirkişi raporu hazırlandı ve sonunda tahrip edilen her bir çiniye bin TL fiyat biçildi. Kararını açıklayan Konya 1. Asliye Mahkemesi, Gündağ Turizm İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi ve yöneticilerini tazminat ödemeye
mahkum etti. Mahkeme heyeti, tahrip edilen 700 çini için 700 bin TL, yerinden sökülen ve halen kayıp olan 437 çini için ise 546 bin 250 TL olmak üzere toplam 1 milyon 246 bin TL tazminat miktarı belirledi. Heyet, tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine hükmetti. Davalıların temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay’a gitti. Gündağ Turizm İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi yöneticisi Aşur Taştan, kararı temyiz ettiklerini belirtiyor. Kendilerine komplo kurulduğunu öne süren Taştan, “Çinileri kırmadığımı mahkemede belgeledim. Bilirkişi raporları ve kamera kayıtları, restorasyonu biz devralmadan çinilerin kırıldığını gösteriyor. Biz acemi firma değiliz ki çinileri kıralım. Türkiye’de adalet yok.” dedi. Öte yandan Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün firma yöneticisi aleyhine açtığı ceza davası da sürüyor. Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesi, restorasyonu yapan firma yetkilisine 18 ay hapis cezası verdi. Dosya da şu an Yargıtay’da.
Tuncel Kurtiz kimdir? 27 Eylül’de evinde düşerek başını çarpması sonucu hayatını kaybeden Tuncel Kurtiz kimdir? İşte cevabı: Tuncel Kurtiz, 1 Şubat 1936 tarihinde, Bilecik’te dünyaya geldi. Babası Selanik doğumlu bir Türk bürokratı, annesi Boşnaktır. Üniversitede kısa bir süre hukuk fakültesinde, daha sonra ise filoloji, felsefe, psikoloji ve sanat tarihi bölümlerinde okudu; ancak hiçbirinden mezun olmadı. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne kayıt olan Kurtiz, bu üniversitede İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü başarıyla tamamladı. Oyunculuğa tiyatro ile başlayan Tuncel Kurtiz, ilk olarak 1958 yılında, Haldun Dormen Tiyatrosu’nda sahne aldı. Yurt içi ve yurt dışında pek çok tiyatroda (A.B.D, Almanya, İsveç, Hollanda vs..) sahne alan başarılı oyuncu,
İnsanlık dersi
Şeyh Bedrettin Destanı, Keşanlı Ali Destanı, Devr-i Süleyman gibi pek çok tiyatro oyununda rol aldı. 1964 yılında rol aldığı ve Orhan Günşiray’ın yönettiği Şeytan’ın Uşakları adlı sinema filmi ile beyazperdeye adım atan Kurtiz, sinemadan da bir
daha kopmadı. Yılmaz Güney’in Sürü, Umut ve Duvar gibi efsanevi filmlerinin de aralarında yer aldığı 50’den fazla filmde rol aldı. Tuncer Kurtiz’in genç nesiller tarafından tanınması ise, son yıllarda oynadığı T.V. dizileri sayesinde oldu.
Türkiye genelinde etkisini göstermeye başlayan sağanak yağış, insan hayatını olumsuz yönde etkiledi. Yurdun çeşitli bölgelerinden gelen yağmur manzaraları dikkat çekerken, günün en anlamlı fotoğraf karesi Bursa’dan geldi. Sabah saatlerinde yağan yağmurda engelli bir vatandaşın, ıslanmaması
için şemsiyesini tutan genç dikkat çekti. Tekerlekli sandalyedeki engelli bayana yardım eden genç, kendi ıslanmasına rağmen şemsiye tutmaya devam etti. Engelli genç kızın ıslanmaması için gideceği yere kadar şemsiyeyi tutan gencin görüntüsü insanlığın ölmediğini bir kez daha gösterdi.
2003 yılında Alacakaranlık, 2006 yılında ise Hacı adlı dizilerde rol alan Kurtiz, özellikle 2007 yılında yayınlanan Asi ve 2009 yılında vizyona giren Ezel adlı dizilerle beraber popüleritesini büyük oranda arttırdı. Ezel adlı dizide canladırdığı Ramiz Dayı karakteri o kadar fazla sevildi ki, adına fan klüpleri kuruldu, filmde seslendirdiği replikler dillerden düşmez oldu. 1979 yılında çekilen sinema filmi Gül Hasan ile yönetmenliği denemiş olan Kurtiz ayrıca Gül Hasan ve Bereketli Topraklar Üzerinde (1980) adlı filmlerin senaryosunu da yazmıştır. Altın Portakal, Gümüş Ayı ve Altın Böcek ödüllerinin sahibi olan Kurtiz, son olarak Ezel adlı T.V. dizisinde Ramiz Dayı karakterini canlandırmıştır.
11 Juventus Teknik Direktörü Antonio Conte, maç sonrası tedirgin:
‘Alkışlamak zorunda kalırız’
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi Grup maçında Juventus konuk oldu. Maçta 2-2 beraberlikle dönen Galatasaray ekibi sonuçtan memnun iken, Juventus teknik direktörü tedirgin. UEFA Şampiyonlar Ligi B Gurubu maçında Juventus kendi sahasında ağırladığı Galatasaray ile 2-2 berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Juventus Teknik Direktörü Antonio Conte, şanssız goller yediklerini ifade ederek, “Maçı gördünüz. Tamamen şanssızlıktan goller yedik. Ben de eski bir futbolcuyum. Bu tür hatalar olabilir. İlk yarı çok iyi oynamadık. Grubu geçmek zor. Umudu kaybetmemek lazım. Önümüzde 4 maç var. Ama hepsi zorlu geçecek. İyi oynayıp geçmemiz lazım. Aksi takdirde Galatasaray’ı alkışlamak zorunda kalırız” dedi.
Galatasaray Teknik Direktörü Roberto Mancini, sonuçtan memnun olduklarını belirterek, “Penaltı biraz durumu değiştirdi ve daha fazla atak yapmaya başladılar. İkinci gol ise dikkatsizlikten kaynaklandı. Sonuç olarak bakarsak olumlu bir geceydi” şeklinde konuştu. Maçın ikinci yarısı yapılan oyuncu değişikliğinde Burak yerine Umut’u tercih etmesiyle ilgili sorulan soruya ise Mancini, “Umut’un daha yararlı olabileceğini düşündüğüm için onu tercih ettim. Burak çok iyi oyuncu. Önümüzdeki maçlarda oynayacaktır” şeklinde cevap verdi.
Maçtaki penaltı pozisyonuyla ilgili olarak ise Mancini, “Amrabat beklediğim gibiydi. Amrabat da gayet iyi çalıştı. Penaltı pozisyonunda şansızdı. Bence pozisyon penaltı değildi” yorumunda bulundu. Grupla ilgili de açıklamada bulunan İtalyan teknik adam, “Bence Real Madrid, Juventus’u iki maçta yenemeyecektir. Real Madrid’i bu hafta çok formda görmedim. Biz Kopenhag’a karşı elimizden geleni yapmalıyız ama futbol bu her sonuca açık. Grup da her şeye açık” şeklinde konuştu.
Altın madalyaya Altun’el’ koydu!
Kayseri Erciyes hazırlığına devam Torku Konyaspor, Spor Toto Süper Lig’in 7. haftasında kendi evinde oynayacağı Kayseri Erciyespor maçı hazırlıklarına başladı. Ligin 6. hafta maçında deplasmanda Trabzonspor’a 2-0 mağlup olan yeşil-beyazlılar bir günlük iznin ardından Tatlıcak Tevfik Lav Tesisleri’nde çalışmalara başladı. Haftanın ilk antrenmanına İstanbul’da bulunan teknik direktör Uğur Tütüneker katılmazken takımı antrenör İbrahim Özdoğan çalıştırdı. Antrenman öncesi basın mensuplarına konuşan takımın genç orta saha oyuncusu Recep Aydın, iyi oyunu sonuca yansıtamadıklarını belirterek, “Kayseri Erciyesspor maçından da en iyi skorla ayrılmak istiyoruz” dedi.
3. İslam Dostluk Oyunları’nda Türkiye’yi temsil eden Durdane Altunel, altın madalya kazandı.
Akşehir Amatör Spor Haftası etkinlikleri heyecanlı başladı.
Akşehir Amatör Spor Haftası başladı Akşehir ilçesinde 30 Eylül-6 Ekim tarihleri arasında kutlanan Amatör Spor Haftası çeşitli etkinliklerle başladı.
ladı. Program veteranlar arası 3x3 basketbol maçı ve Akşehir Belediyesi Fasıl Grubu’nun dinletisiyle sona erdi.
Amatör Spor Haftası etkinlikleri çerçevesinde Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan amatör spor kulüpleri Akşehir Belediye Bandosu eşliğinde yürüyerek Zekai Baloğlu Kapalı Spor Salonu’na gitti. Kapalı spor salonunda minik öğrenciler tarafından jimnastik gösterisi yapıldı. Programda Akşehir Nasreddin Hoca Tekvando Spor Kulübü sporcularının gösterisi ve Okçuluk Spor Kulübünün yaptığı atışlar izleyicilerin beğenisini top-
Akşehir’deki Amatör Spor Haftası etkinlikleri kapsamında ilkokullarda mendil kapmaca, seksek yarışması, ortaokullarda basketbol, voleybol, masa tenisi, hentbol müsabakaları, liselerde basketbol, voleybol, masa tenisi müsabakaları, üniversitelerde basketbol voleybol, masa tenisi müsabakaları, veteranlarda basketbol, voleybol, masa tenisi müsabakaları, engelliler de ise spor yarışmaları düzenlenecek.
Endonezya’da düzenlenen 3. İslam Dostluk Oyunları’nda Tekvando Milli Takımda Türkiye’yi temsil eden Selçuklu Belediyesporlu Dürdane Altunel, altın madalya kazandı. 22 Eylül-2 Ekim tarihlerinde Endonezya’da Güney Sumatra’nın başkenti Palembang’ın ev sahipliğinde 55 ülkenin katılımıyla gerçekleşen oyunlarda Türkiye, 12 branşta 160’a yakın sporcuyla mücadele etti. Türkiye; atletizm, badminton, basketbol, futbol, halter, karate, okçuluk, tekvando, tenis, voleybol, wushu ve yüzme branşlarında yer aldı. İslam Dostluk Oyunları Federasyonu’nun (ISSF) organizatörlüğünde, İslam Konferansı Örgütü’ne (İKÖ) üye ülkelerin katıldığı oyunların ilki, 2005 yılında Suudi Arabistan’da düzenlendi. Dört yılda bir yapılması ka-
rarlaştıran oyunların ikincisi Endonezya’da gerçekleştirildi. Tekvando Milli Takımında Selçuklu Belediyesporlu sporcu Dürdane Altunel’de 62 kiloda yer aldı. Altunel, çeyrek finalde Ürdün, yarı finalde Tunus ve finalde Mısırlı rakiplerini eleyerek altın madalyaya uzanmayı başardı. Selçuklu Belediyesi Spor Kulübü Yönetimi, İslam Ülkeleri Dostluk Oyunlarında şampiyon olan Dürdane Altunel’i tebrik etti. Kulüp Yönetimi yaptığı açıklamada, “Ulusal ve uluslararası turnuvalarda birçok başarıya imza atan sporcumuz Dürdane Altunel yine üstün bir performans sergilemiş, ülkemizi şehrimizi ve kulübümüzü en iyi şekilde temsil etmiştir. Hepimizi gururlandıran Dürdane Altunel’i kutluyor ve başarılarının devamını diliyoruz” denildi.
“Ünal Efendi” Erman Toroğlu, Terim ve teknik ekibinin son 1.5 aydır Florya’da, Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’dan ‘’Ünal efendi’’ diye bahsettiğini söyledi. Telegol programı yorumcularından Selim Soydan, “Fatih Terim gibi Galatasaray’da büyük başarılara imza atan bir teknik adamın böyle gönderilmesi hiç olmadı” diye konuştu. Erman Toroğlu, “Madem böyle düşünüyorsunuz o zaman konuyla ilgili önemli bir nokta: Fatih Terim ve teknik ekibi, Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’la ilgili yaptıkları her konuşmada, kendisi hakkında aynı lakabı kullanıp, ‘Ünal efendi’ diye bahsediyordu. Bu son 1.5 aydır böyleydi’’ şeklinde konuştu. Programda konuşmalar, ‘Ünal efendi’ lakabının üzerine yoğunlaştı. O noktada da söz alan Erman Toroğlu, ‘’Herhalde Aysal’ın, Terim hakkındaki ‘Eleman’ sözünden sonra, karşılık olarak ‘Ünal efendi’ lakabı ortaya çıkmıştır’’ dedi.
9 ABD’de gerçekleştirilen Uluslararası Girişimin Yıllık toplantısına katılan Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, Konya’nın geleceğinin dünyanın geleceği olduğunun altını çizerek, “Bütün yollar Konya’ya çıkar” ifadevsini kullandı.