Anadolu Günlük - Sayı 22

Page 1

Yerel seçimler yaklaşırken belediye başkanlarının ve ekibinin karne notları ve değerlendirilmesine ilişkin anket ve mülakat sonuçları ileriki yazılarımızda yer alacaktır.

1

Jean-Jacques Rousseau, eğitimle ilgili güzel şeyler söylemiş. Genel olarak kabul etmesem de Türkiye de uygulansaydı güzel olurdu dediğim bir görüşünü sizinle paylaşayım.

Geçen ay bir dinî ve bir millî olmak üzere iki bayram yaşadık. Her ikisi de beni aldılar çocukluğuma ve ilk gençlik zamanlarıma götürdüler.

22. Sayı

4-10 Kasım 2013

50 Kr

Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı sürdürülen 10 bin kişilik Spor ve Kongre Sarayı’nın Şeb-i Arus törenlerine kadar tamamlanıp Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete açılması hedefleniyor. Türkiye’nin en büyük spor ve kongre merkezleri arasında yer alacak 10 bin kişilik Spor ve Kongre Sarayı inşaatında sona yaklaşıldı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, “Buraya Türkiye’deki en estetik salon da denilebilir. Mimari tarzıyla, yapı tekniğiyle, imalatıyla çok güzel bir salon ortaya çıkıyor. Zemin de düşünüldüğünde 12 bin kişinin aynı anda toplantı yapabileceği, büyük parti kongrelerinin, büyük toplantıların, kongrelerin ve sempozyumların yapılabileceği tarzda imal ediliyor. Uluslararası müsabakaların oynanabileceği, antrenman salonuyla, büyük salonuyla, çok amaçlı salonlarıyla, fuayesiyle, zemin altında yer alan sportif ve sosyal tesisleriyle Konya için büyük bir kazanım olacak” dedi. Mevlana bölgesini Mevlana Kültür Vadisi Projesi kapsamında kültür merkezleriyle, müzelerle, toplantı salonlarıyla, kongre merkezleriyle ve rekreasyon alan-

larıyla donattıklarını kaydeden Başkan Akyürek, Spor ve Kongre Merkezi’nin Konya’ya değer katacağını, Konya’da birçok yeni programın yapılmasına vesile olacağını ifade etti. Konya’nın en büyük yatırımlarından olan Spor ve Kongre Sarayı’nın aynı zamanda bölgede bir kentsel dönüşüm çalışması-

kart AİDATI YASALAŞIYOR MU?

6

Türkiye neleri konuştu? Ekim ayının siyasette öne çıkan kişi, konu ve olaylarını inceleyen Medya Takip Merkezi (MTM), hazırladığı medya raporunu açıkladı. Buna göre, Demokratikleşme Paketi, Lübnan’da kaçırılan Türk pilotlarının serbest bırakılması ve Marmaray projesinin hayata geçirilmesi, medyada öne çıkan konular oldular. Raporun dikkat çeken diğer başlıkları… Sayfa 10’da

nın da merkezini oluşturduğunu vurgulayan Başkan Akyürek, “Selçuklu bölgesinden, Selçuk Üniversitesi’nden çıkanlar raylı sistemle Alaaddin’den sonra yeni bir hatla da buraya ulaşabilecekler. Mevlana Türbesi’nden, Adliye’den ve KTO Karatay Üniversitesi’nden yürüyerek ulaşılabilecek bir mesafede yapılıyor. Hızlı trenle Konya’ya

gelen insanlar da Selçuklu’da yapılacak yeni istasyonda inip raylı sistemle buraya ulaşabilecekler. Tüm bunlar önümüzdeki süreçte hayata geçecek” diye konuştu. Başkan Akyürek, 10 bin kişilik Spor ve Kongre Sarayı’nın çevre düzenlemesi ve kamulaştırmalarla birlikte yaklaşık 80 milyon liraya mal olduğunu kaydetti.

AKAY, MERAM İÇİN ADAY ADAYI

Demokraside gelinen nokta

AK Parti Konya İl Başkanı Ahmet Sorgun, aralarında AK Parti Konya Milletvekili Gülay Samancı’nın da bulunduğu 4 AK Partili milletvekilinin, TBMM’deki çalışmalarına başörtülü olarak katılması ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. İl Başkanı Ahmet Sorgun; “Milletin temsilci olan milletvekili kardeşlerimizin kararına gösterilen saygı ve sağduyu, Türkiye’nin demokraside geldiği noktayı bizlere bir kez daha göstermiştir” dedi. 5’te

11

Erdem’i Hizmet Adamı seçtik Taşra ilçelerde halkın görüşlerini dinleyen “Anadolu Günlük Gazetesi” yaptığı değerlendirme sonucunda Çumra Belediye Başkanı Yusuf Erdem’e Hizmet Adamı ödülü verdi. Başkan Erdem, toz ve çamuruyla tanınan ilçeyi modern bir şehir görünümüne kavuşturmuştu. 11’de

Uyanık çetebaşı Konya polisi, çelik kasa, ev ve iş yeri hırsızlarına yönelik özel harekatın desteğiyle düzenlediği operasyonla 20 şüpheliyi gözaltına aldı. Örgüt liderinin takip edilip edilmediğini öğrenmek için evinin etrafına güvenlik kamerası döşettirdiği ortaya çıktı. 3’te


2

Yapay eleştirisi Kürtçe sözlük Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanan Kürtçe Sözlük, son incelemelerden geçiyor. Sözlük, Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından görevlendirilen akademisyenlerin bir yıl süren çalışmaları sonucunda tamamlandı. 13 bin kelimeden oluşan Kürtçe Sözlük, Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fevzi Karademir’in başkanlığında 3 akademisyen tarafından hazırlanarak, raportör incelemesi için TDK’ya gönderildi.

Kışa hazırlar Karatay Hayvanat Bahçesinde kış hazırlıklarına başlandı. Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, kış mevsiminin gelmesiyle birlikte Karatay Belediyesi bünyesinde bulunan hayvanat bahçesindeki hazırlıkların hız kazandığını ifade ederek, ”Hayvanların kışın soğuktan etkilenmemeleri ve korunmaları amacıyla barındıkları kapalı alanlara iklim ve hava ile uyumlu ısıtma sistemleri kuruldu. Yapılan hazırlıklar kısa sürede tamamlanacak. İklimlendirme sisteminde hayvanların sağlığı için en ince ayrıntı bile düşünüldü” dedi. Yazın sıcaktan bunalan bazı hayvanların su ile serinletildiğini ifade eden Başkan Hançerli, kışın da hayvanların doğal barınma ortamlarının düşünülerek ısıtma sistemleri oluşturulduğunu belirtti.

G

eçen ay bir dinî ve bir millî olmak üzere iki bayram yaşadık. Her ikisi de beni aldılar çocukluğuma ve ilk gençlik zamanlarıma götürdüler. Benim çocukluğumda bayram demek, yeni elbise ve ayakkabı demekti. Yeni elbise ve ayakkabı için bayramı bekleyen çocuklar için bayram heyecandır, yeniliktir, istediğine kavuşmaktır. Bayramdan birkaç gün önce gidilen alışverişte babamın fedakarlık yaptığını fark eder, buna rağmen o elbiseden fedakarlık edip vazgeçemezdim. İnsan küçükken daha bir bencil oluyor nedense. Bayramdan birkaç gün önce mahalledeki yaşıtlarımızla bir araya gelir, inanılmaz organizasyon yeteneğimizle hangi mahalleye ne zaman gideceğimizin planını yapardık. Arife akşamı kendimce tüm hazırlıklarımı yapar, karşımdaki elbiseye, başucumdaki ayakkabıya, kendimce şükredip kınalı ellerimle amin diyerek sabahın olmasını beklerdim. Kınanın rengi ve kokusu bayram sabahlarının en çok merak edilen konusu olduğundan namazla birlikte uyanır, ellerimi özenle yıkardım. Yıkadıkça koyu rengine hayran olur, o hayranlıkla mis gibi kına kokusunu sabahın serinliğiyle birlikte içime çekerdim. Kapı önü temizliği her bayram rutin yaptığım işlerdendi. Büyükler namaza giderler ben

de elime aldığım çalı süpürgesi ile sokağa çıkar, kapımızın önünü sokağa kadar temizlerdim. Herkes sabah kendi üzerine düşen işi yapar bayram yemeği için sabırsızlıkla beklerdik. Kocaman sofralara hazırlanan bayram yemeklerimizde neşe ve mutluluk eksik olmazdı. Bayramlar ailemizin bir araya gelmesi ve özlem gidermesi için harika fırsatlardı. Yemekten sonra sırayla büyüklerimin elini öper hayır dualarla birlikte sevgiyle sarılmalarını beklerdim. Tüm sevgisini o bayram gösterir gibi içtenlikle beni kucaklayan babama elbise ve ayakkabıyı gösterirken dünyanın olmasa da evin en mutlu çocuğu olduğumu hissettirirdim. Ben çocukların en küçüğü ve en özgürü olarak sabahtan bayram gezmesine çıkar, topladığım şekerleri sayarak ve saydıklarımı da akşama bırakmayarak günü geçirirdim. Çocukluktan çıktıkça bayramların anlamı yeni elbise ve ayakkabıdan memlekete gitmek için iyi bir neden olmaya başladı. Yatılı okul öğrencisi için bayram demek aileyle özlem gidermek demekti. Tatil

kısa olduğunda, yolculuk için yeterli imkanların olmadığı zamanlarda bayramı okulda geçirirdim. Okulda bayram, özel yemeğimiz olan tas kebabı ile birlikte mevsim meyvesi ve poşete konulmuş çerez demekti. Bayram en çok evdekileri düşünmek, bayram sabahı ağlayarak uyanmak, boğazım düğüm düğüm olup konuşamamaktı. Böyle bayramlarda okulun olduğu ilçeden bir arkadaşım beni evine davet ederdi. Bu davetlerde kendimi oraya ait gibi hissettirirlerdi. Ben gitmeden tertemiz çarşaflı yatağım hazır edilir, mutfakta benim sevdiğim tatlılar yerini alırdı. Kendi evimde olmazdım ama kendimi evimde gibi hissettiren iyi insanlar olurdu gurbetin bayramlarında. Sabah evin sahibi amca ve teyze ilk benden başlarlardı el öptürmeye ve bütün iyi duaları benim alacağımı söylerlerdi. Ayakkabı, elbise, kına, süpürülen kapı önleri olmazdı bu bayramlarda, tüm bunlar umurumda da olmazdı. Bu bayramlarda özlem olurdu, çocukça yalnızlık olurdu, değer görmenin hüznü, sevdiklerimi görememenin üzüntüsü olurdu. Bu bayramlarda özlem yerini kalabalık bir ailede onlardan biri gibi olmaya, benim için yapılmış tatlıyı yerken ağlamaya, yıllar boyunca unutmayacağım iyi insanlara, o yaşlarda öğrendiğim vefaya ve en çok da yalnızsanız birilerinin sizi unutmadığı için şükretme duygusuna bırakırdı.

Erzurum’da sevenlerine konser veren Selçuk Balcı, yapay Karadeniz müziğini eleştirerek, sahnede gerçek enstrümanların kullanılması gerektiğini söyledi. Balcı, “Doğu insanı Karadeniz müziğini çok seviyor. Bütün Karadeniz müzikleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ama özellikle modern Karadeniz müziğini çok seviyorlar. Birçok arkadaşımız Doğu’ya gelip konser veriyor, ben de bunlardan bir tanesiyim. Karadeniz müziğini yapay yapmamak lazım. Bir enstrüman çalınacaksa gerçek enstrümanı sahneye koymak gerekir.” diye konuştu.

4 dakkaya orda Sanatçı Sinan Yılmaz, Marmaray için bir şarkı yazdı. Boğaz’ın 62 metre altından geçen tünelle Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan Marmaray’ın açılışı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşmişti. Sanatçı Sinan Yılmaz’ın Marmaray için bestelediği şarkı, “Osmanlı askerleri ne güzel atardı yay. Harika bir buluştur ha bu bizim Marmaray. İstanbul’un bahtını değiştirdik biz bu ay. 29 Ekim’de açıldı bak Marmaray” diye başlıyor. Şarkıda yer alan “Sevdiğimle sözleştik gidiyorum, yoldayım. Marmaray’la geliyom 4 dakkaya ordayım” mısralarıyla da Marmaray’ın hızına vurgu yapılıyor.


3

Şafak operasyonu

‘Hatırlayamıyorum’ Konya polisi, çelik kasa, ev ve iş yeri hırsızlarına yönelik özel harekatın desteğiyle şafak vakti düzenlediği operasyonla 20 şüpheliyi gözaltına aldı. Örgüt liderinin polisin kendisini takip edip etmediğini öğrenmek için evinin etrafına güvenlik kamerası döşettirdiği ortaya çıktı. Konya İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, kent merkezinde meydana gelen ev, iş yeri ve çelik kasa hırsızlıklarıyla ilgili yaptığı araştırmada bir hırsızlık çetesi tespit etti. 8 ay önce çalışmalara başlayan polis, hırsızlıktan onlarca kaydı bulunan Barbaros K’nin çeteyi yönlendirerek 40’a yakın hırsızlık olayına karıştığını tespit etti. 8 aylık çalışmasını tamamlayan ekipler, bugün şafak vakti özel harekatın da yer aldığı 300 polisle baskın yaptı. Bas-

Konya’da girdikleri depodan 10 bin liralık malzemeyi çalan 2 kişi yakalandı. Görüntülerde şüphelilerin rahat tavırlarla defalarca depoya girip malzemeler kendilerininmiş gibi çalması ise dikkat çekti. Hırsızlık olayının bildirilmesi üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, güvenlik kamerası kayıtlarındaki şahısları hemen tanıyarak baskınla yakaladı. Şüphelilerden Hasan U. ifadesinde, “Çaldığımız malzemeleri 25 liraya hurdacıya sattık” dedi. Şüpheli Murat Ö. ise, “Ben çocuk yaşta beynimden ameliyat oldum, o yüzden bu olayı hatırlamıyorum” şeklinde ifade verdi. kında 20 şüpheli evlerinde gözaltına alındı. Örgüt lideri Barboras K’nin merkez Meram ilçesi Turgut Reis Mahallesi’ndeki evinin çevresinde güvenlik kamerası olduğunu önceden belirleyen polis, önce etrafı çevirdi, ardından da eve özel harekat polisiyle girdi. Şüpheli Barboras K. ile örgütün kasası olduğu iddia edilen eşi evde gözaltına alındı.

Barbaros K’nin özellikle çelik kasa hırsızlığına gitmeden önce evine kurduğu kamera sisteminden sokakta kendisini izleyen polisin olup olmadığını kontrol ettiği ve ardından da hırsızlığa çıktığı ileri sürüldü. Barbaros K. ve arkadaşlarının şuana kadar 3 ayrı kasa hırsızlığında 300 bin lira çaldıkları ve çoğu iş yeri olmak üzere 40’a yakın hırsızlık olayına

karıştıkları iddia ediliyor. Operasyon kapsamında gözaltına alınan 20 şüpheli, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilerek Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Evlerde yapılan aramalarda 100 bin liralık çalıntı ziynet ve elektronik eşya ele geçirildiği öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Tır sürücüsü yangında ağır yaralandı Parasız kalınca... Konya’da daha önce hırsızlıktan 30 defa yakalanan şüpheli, bu kez kameraların önünde yardım kutusunu çaldı. Polisin kısa sürede yakaladığı şüpheli adliyeye sevk edildi. İddiaya göre, müşteri gibi gelen Ahmet S. (25), hat satın almak istedi. Şüpheli, iş yeri sahibi evraklarla uğraşırken, torbasından çıkardığı poşeti yardım kutusuna attı. Şüpheli daha sonra poşetle birlikte içinde 200 liraya yakın para bulunan yardım kutusunu alarak torbasına koydu. Hat alma işlemlerini tamamlayan şüpheli bayiden ayrıldı. Yardım kutusunun çalındığını gören iş yeri sahibi durumu polise bildirdi. Parasız kaldığı için hırsızlık yaptığını söyleyen şüpheli adliyeye sevk edildi.

Konya’da bir zirai ilaç fabrikasının deposunda TIR’a yükleme yapıldığı sırada meydana gelen patlama sonucu çıkan yangında ağır yaralanan TIR şoförü tedavi altına alındı. Yangın, 3. Organize Sanayi Bölgesi 209. Sokak’ta bulunan zirai ilaç üreten bir fabrikanın deposunda çıktı. Edinilen bilgiye göre, depoda zirai ilaç yüklemesi yapılan 42 GN x plakalı TIR’da henüz bilinmeyen bir nedenle yangın

çıktı. Bir anda depoyu saran alevler makinelerin bulunduğu yere de sıçradı. Yangında ağır yaralanan TIR sürücüsü Şaban Çeliksoy (57) olay yerine sevk edilen ambulansla Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Yangın, olay yerine sevk edilen çok sayıda itfaiye ekibi tarafından yapılan soğutma çalışmalarının ardından kontrol altına alındı.

Beklerken vuruldu Ereğli’de, Otogar’da otobüs bekleyen bir kişi bacağından tabancayla vurularak yaralanırken, firari saldırgan da polise teslim oldu. Edinilen bilgiye göre olay, otobüs bekleyen Celal G. (61) yanına yaklaşan bir kişi tarafından tabancayla vuruldu. Sol diz kapağından yaralanan Celal G., ambulansla Ereğli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedavi altına alınan yaralının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Olay yerinden bir araçla kaçan firari saldırganHalil Y. Ereğli Emniyet Müdürlüğü’ne teslim oldu.

Kolundaki bilezikleri bıçak zoruyla gasp ettiler Beyşehir’de yaşlı bir kadının kolundaki altın bilezikler, bıçak zoruyla gasp edildi. Edinilen bilgiye göre, olay Yeni Mahalle’de meydana geldi. 4 katlı bir evde oturan Türkan Ağmış’ın (73), camiye gitmek üzere eşinin ikametinden ayrılmasının ardından kapısını 2 kişi çaldı. Eşiyle görüşmek üzere geldiklerini söylemesi üzerine dış kapıyı açan Ağmış, merdivenlerden çıkarak dairesinin önüne gelen tanımadığı 2 kişi ile karşılaştı. Şüphelilerden birinin bıçak çekerek kolundaki bilezikleri istemesi üzerine korkuya kapılan yaşlı kadın, isteği yerine getirdi. Kolundaki

4 altın bileziği çıkarıp vermesinin ardından 2 kişi adresten ayrıldı. Yaşlı kadın, olanları eşine ve yakınlarına anlatmasının ardından soluğu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde aldı. Eşkalini verdiği 2 kişinin kolundaki bilezikleri bıçak çekerek aldığını daha sonra evden ayrıldığını belirten Ağmış, şüphelilerden şikayetçi oldu. Polis, olay üzerine adrese gelerek parmak izi çalışması yaptı. Yaşlı kadının bilgisine başvuran polis, çevredeki güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, polis 2 şüphelinin peşine düştü.

Televizyon yaktı Akşehir’de yaşlı bir kadının evinde, televizyonun alev alması sonucu yangın çıktı. Dumandan etkilenen yaşlı kadın hastaneye kaldırılırken, evde maddi hasar meydana geldi. Yangın sonrası evde maddi hasar meydana geldi.


4

Merve Kavakçı: Kazandık

CHP’den yorum Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, “Herkes tarafından bilinir, bizim başörtüsü sorunumuz hiç olmadı. Bizim türbanla sorunumuz oldu” dedi. Başörtülü vekillerin Meclis Genel Kuruluna girmesini değerlendiren Güler, “O tarihi gün Türkiye’yi karanlığa boğan AKP için ak günlerden, Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti için ise ne yazık ki en kara günlerden biri oldu. Herkes tarafından bilinir, bizim başörtüsü sorunumuz hiç olmadı. Bizim türbanla sorunumuz oldu. Hepimiz başörtüsünü takan annelerin, ninelerin çocuklarıyız. İçimizden, arkadaşlarımızdan o geleneğe uyup başörtüsü kullananlar her zaman olmuştur” diye konuştu.

CHP’li torunu TBMM çalışmalarına başörtüsü ile katılan AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar’ın dedesinin CHP’li olduğu ve hâlâ aktif olarak çalışmalarını sürdürdüğü ortaya çıktı. Sevde Bayazıt Kaçar’ın annesi Ayşegül Bayazıt, kızının herkes tarafından sevilen, aktif ve çalışkan bir siyasetçi olduğunu belirterek, “Şu an değişen nedir? Başına taktığı bir örtü mü değiştiriyor? O aynı Sevde... İnşallah her şey iyi olacak. Yeter ki Türkiyemiz zarar görmesin, gerilmesin” dedi.

Fazilet Partisi’nden (FP) 1999’da milletvekili seçilen ancak TBMM’de yemin ettirilmeyen Merve Kavakçı İslam, “Türkiye’de başörtüsü sorunu açısından Hak gelmiş, batıl zail olmuştur” dedi. Kavakçı, 4 milletvekilinin başörtüsüyle TBMM Genel Kurulu’na katılmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, bunun ülkenin insan hakları süreci açısından önemli bir adım olduğunu söyledi.

Başörtümün Zaferi Kutlu Olsun

S

ene 1999. Merve Kavakçı büyük bir cesaret ve kararlılıkla başörtüsüyle meclise girdi ve Türkiye’de yankısı yıllarca devam edecek olaylar cereyan etti. Önce protestolarla karşılaştı, ardından Ecevit’in birkaç cümlelik ağır ve hadsiz sözlerine maruz kaldı! İnternette olayın video görüntüleri mevcut. Açın bir seyredin derim ben. O andaki çaresizliği, şaşkınlığı, etrafına bakışı... Nazlı Ilıcak’ın arkadaşını korumaya çalışması, fakat onun da elinden fazla bir şey gelmeyişi ve en sonunda saygısızca ve çocukça bir tavırla “dışarı!” haykırışları arasında kalışı... Oysa onun yaptığı ne bir provokasyon gösterisiydi ne de devlete meydan okumaktı. O sadece özgür ve demokratik bir ülkede yaşayan, inandığı dinin emrini yerine getirmeye çalışan bir bayandı. Üstelik seçimler esnasında da örtülüydü ve halka; seçildiği takdirde meclise de bu şekilde gireceğini bildirmişti, onu seçenler bunu bilerek seçmişlerdi. Halkın oyuyla seçilen bir vekil nasıl olur da halkın meclisinden atılabilir!

Sene 2013. Dört bayan vekilimiz hac dönüşü aldıkları bir kararla kapandıklarını ve meclise de bu şekilde gireceklerini bildiriyorlar. Mecliste olağanüstü bir gün yaşanıyor. Diğer vekiller bu vekillerimizi tebrik etmek ve onlarla fotoğraf çekmek için adeta yarışıyorlar. Peki, ne değişti? Başörtü siyasi bir simge olmaktan mı çıktı(!)? Devletin en yüce kurumu olan meclis özel yaşam yeri mi oldu(!)? Aslında değişen çok şey var, fakat bunlarla ilgisi yok... Bunun planlanmış bir nifak tohumu ve provokasyon gösterisi olduğunu düşünenler var bir de. Dördünün birden kapanmış olmasını “hepsine aynı anda mı vahiy geldi?” sorusuyla beni kahreden cehalet var... Provokatör mü arıyorsunuz? O hâlde bayan vekillerin mecliste giymesi zorunlu olan tayyörü değil de -böyle bir günde- üzerinde Atatürk resmi olan tişörtü giyerek meclise gelen vekile bakmanızı öneririm. Şafak Pavey’in -hiçbir aslı olmayan- “başımı açarak bir daha kirlenmeyeceğim” sözünün kapanan vekillerimize ait olduğunu iddia etmesi ve “bu durumda başı

açık olanlar kirlenmişler midir?” sorusunu sormasından âlâ nifak mı olur? Pavey konuştukça yaralanıyorum; kadınları en çok kadınların ezdiği gerçeğini görüyorum. Ve ne tuhaftır ki kadın cinsini ikiye ayırıp adını “kapalı” ve “açık” koyanların en çok da açıklar olduğunu görüyorum. Dar zihniyetlilerin es geçtiği bir ayrıntıya daha değinmek istiyorum; az önce bahsettiğim gibi Pavey kapalı vekilin “arındım ve böyle kalmak istiyorum” sözünü “başımı açarak bir daha kirlenmeyeceğim” gibi çirkin bir şekilde çarpıtıp açık bayanları kışkırtmak üzere alenen iftira atarken suç değil, fakat Sabah Gazetesi yazarlarından Sevilay Yükselir, Pavey’e bunun hesabını sorunca yandaş, yalaka, satılık kalem oluyor öyle mi? Ne âlâ memleket... Hamt ediyoruz ki -kim ne derse desin- 14 yıl sonra kapalı vekillerimiz meclise girdi, bir tabu yıkıldı, göz yaşartıcı olaylar tekerrür etmedi. Kadınlara vekil olarak seçilme hakkı 1934’te verilmişti kapalı kadınlara ise bu hakları 2013’te -çok şükür- verildi.

“Türkiye’de başörtüsü sorunu açısından Hak gelmiş, batıl zail olmuştur” diyen Kavakçı, başını örtme kararı alan milletvekillerini tebrik ettiğini ifade etti. Kavakçı, şunları kaydetti: “On yıllardır yasaklı durumunda olan insanların, aslında son derece doğal olarak bir insan hakkını kullanmaları yani başörtüleriyle meclise girmeleri sonucunda hiçkimse bir şey kaybetmedi ancak toplum olarak çok şeyi tekrar kazandık. Ancak Turkiye’nin insan hakları sorunu bununla bitmemiştir. Diğer alanlarda da hızlı adımlar atılmalı ve herkesin inandığı gibi yaşamasını güvence altına alacak bir anayasa ve mevzuat değişikliği hızla sağlanmalıdır.” Başörtülülerin bundan sonra bu ihlallerin daha yakın takipçisi olması ve toplumun vicdanı olmak görevini de üstlenmesi gerektiğini vurgulayan Kavakçı, “Atılan bu büyük ve çok olumlu adım, başörtüsü sorununun yargı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyette de çözümünü hızlandırmalıdır. Başörtüsü, insanlara bakışımızda, bir değişken olmaktan çıkana dek bu tutum sürdürülmelidir. Bu konuda büyük emekleri geçen Şule Yüksel Şenler gibi büyüklerimiz ve çocuk yaşta bu işin mücadelesini yapmak zorunda bırakılan evlatlarımızdan çok şey öğrendik. Bu hakkımızı titizce koruyacağız” ifadelerini kullandı.


5

Saygı ve sağduyu AK Parti Konya İl Başkanı Ahmet Sorgun, aralarında AK Parti Konya Milletvekili Gülay Samancı’nın da bulunduğu 4 AK Partili milletvekilinin, TBMM’deki çalışmalarına başörtülü olarak katılması ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. İl Başkanı Ahmet Sorgun; “Milletin temsilci olan milletvekili kardeşlerimizin kararına gösterilen saygı ve sağduyu, Türkiye’nin demokraside geldiği noktayı bizlere bir kez daha göstermiştir” dedi. AK Parti Konya Milletvekili Gülay Samancı, Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey, Kahramanmaraş Milletvekili Sevda Bayazıt Kaçar ve Denizli Milletvekili Nurcan Dalbudak’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) çalışmalarına başörtülü gireceklerini açıklamaları ve bugün TBMM Genel Kurulu’na katılmaları, ülke gündeminin birinci maddesi olmaya devam ediyor. AK Parti Konya İl Başkanı Ahmet Sorgun da konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. TBMM Genel Kurulu’nda tarihi ve bir o kadar da anlamlı bir olduğunu kaydeden İl Başkanı Ahmet Sorgun, açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “4 AK Partili bayan milletvekili kardeşimiz, hac görevlerini yerine getirdikten sonra başlarını örtmüşlerdir ve hayatlarının geri kalanını başörtülü olarak devam ettirme kararını almışlardır. Öncelikle kardeşlerimizin haclarının kabul olmasını ve Allah’tan tekrarının nasip etmesini diliyorum. Milletvekili kardeşlerimizin milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne

MHP’den destek

kımından önemlidir ve bu konuda ülkenin normalleşmesine yaptığı katkı açısından tarihi bir gündür.” Sorgun; “Milletin değerlerini bilmeyenin değeri olmaz”

başörtülü olarak girmeleri ve çalışmalara katılmaları ile alakalı herhangi bir engelleme olmamasını takdirle karşılıyorum. Bu konuda sağduyulu davranan herkese teşekkür ediyorum. Elbette bazı bireysel tepkiler olmuştur ama bu ortam bile Türkiye’nin demokraside geldiği noktayı göstermesi ba-

Geçmişte bir milletvekilinin başörtülü bir şekilde TBMM Genel Kurulu’nda and içmesine engel olanların bugün meclis dışında kaldığını hatırlatan AK Parti Konya İl Başkanı Ahmet Sorgun; “O gün o milletvekili kardeşimize ‘dışarı dışarı’ diye tezahürat yapanların milletimiz tarafından bugün nasıl meclis çatısının dışına itildiği herkesin malumudur. Dolayısıyla millete rağmen hareket eden, milletin değerlerini, yaşam tarzını ve söylemini bilmeyen her türlü siyasi anlayış, dün olduğu gibi bugün de yarında milletimiz tarafından en doğru bir şekilde değerlendirilip cezalandırılacaktır. Milletin değerlerinden bihaber olan herkesin milletin gözünde de değeri olmaz. Ben, bu duygu ve düşüncelerle kendine yakışan tavır dolayısıyla yüce meclisimize bir kez daha teşekkür ediyor, milletvekillerimize çalışmalarında başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.

Hırsızlar adaylık hayalini çaldı Beyşehir’de yaşanan hırsızlık olayı, öğretmeni belediye başkanlığı aday adaylığından etti. Edinilen bilgiye göre, ilçede bir lisede kimya öğretmeni olarak görev yapan Yurdal Yakar, Beyşehir Belediye Başkanlığı’na aday adaylığı için AK Parti İlçe Teşkilatı’na giderek müracaat formu aldı. Öğleden sonra müracaat formunu doldurup başvuru için gerekli olan 6 bin 500 lirayı evdeki

bilezikleri bozdurarak yapmayı düşünen Yakar, evine geldiğinde aradığı bilezikleri yerinde bulamadı. Yurdal Yakar, ailesi ile birlikte Beyşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giderek evde bulunan 3 bileziğin çalındığı iddiasıyla polise hırsızlık müracaatında bulundu. Polis, müracaat üzerine evde parmak izi çalışması yapıp, olayla ilgili soruşturma başlattı. Yurdal Yakar, evdeki

İstanbul manzarası İstanbul’da bir araya gelen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, İstanbul Boğazı’nın eşsiz manzarasını izledi. Bakan Davutoğlu, İranlı mevkidaşı Cevad Zarif ile Pugwash Konferansı’nda bir araya geldi. Davutoğlu ve konuk bakan daha sonra konferansın yapıldığı Adil Sultan Sarayı’nın terasından İstanbul’un eşsiz manzarasını izledi. Bakan Davutoğlu, Cevad Zarif’e İstanbul ile ilgili bilgiler verdi. Davutoğlu ve konuk bakan daha sonra, Adil Sultan Sarayı’ndan aayrıldı.

Eğitim alacaklar

altın bilezikleri bozdurarak aday adaylığı müracaatı yapmayı düşünürken, altınların evde olmadığını gördüğünü dile getirdi. Niyetinin altınları bozdurup alacağı parayla aday adaylığı başvurusu yapmak olduğunu öne süren Yakar, “Ama nasip değilmiş, bugün de son gündü” dedi. Yakar, altınlarının çalındığı evine yaklaşık bir ay önce taşındığını söyledi.

Parlamenter Danışmanları Derneği, üyelerinin Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tezsiz yüksek lisans eğitimi almalarını sağlayacak protokolü Selçuk Üniversitesi (SÜ) ile imzaladı. Protokol gereği dernek üyeleri, tezsiz yüksek lisans programı kapsamında 36 kredilik 12 ders alacak ve dönem projesi gerçekleştirecek. Eğitimler 3 dönem sürecek. Rektörlük’te gerçekleştirilen protokol imza törenine SÜ Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel ve Parlamenter Danışmanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Necip Yüce’nin yanı sıra Rektör Danışmanı Prof. Dr. Hasan Kürşat Güleş, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Metin Aksoy, Parlamenter Danışmanları Derneği Başkan Yardımcısı İbrahim Tutar ve dernek üyeleri katıldı.


6

Kredi kartı aidatı yasalaşıyor! Tüketiciler Derneği Başkanı Aydın Ağaoğlu, tüketici hakları ile ilgili yeni yasa tasarısı hakkında açıklamalarda bulundu. Bankacılıkla ilgili ciddi endişelerinin bulunduğunu ifade eden Ağaoğlu, diğer düzenlemeleri ise olumlu bulduğunu söyledi.

Beşkardeş’e su Kulu’ya bağlı Beşkardeş köyü içme suyu yapım işleri ihalesi yapıldı. İl Özel İdare tarafından tahsis edilen ödenek kapsamında Kulu Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından, Beşkardeş köyü içme suyu yapım işleri ihalesinin 136.002.67 liraya yapıldığı ifade edildi. İçme suyu yapım işlerini üstlenen firmanın sözleşme gereği 45 gün içerisinde içme suyu işlerini tamamlayarak, Köylere Hizmet Götürme Birliği yetkililerine teslim etmesi gerekiyor.

Tüketiciler Derneği (TÜDER) Başkanı Aydın Ağaoğlu, iki buçuk yıldır üzerinde çalışılan ve Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanacak olan “Tüketicinin Korunması Yasa Tasarısı’ hakkında açıklamalarda bulundu. Önceki kanunun pek çok kurum ve satıcı firma tarafından kevgire çevrildiğini belirten Ağaoğlu, yeni tasarının kredi kartları ve bankacılıkla ilgili kısımlar hariç olumlu olduğunu belirterek 18 yıl önce yürürlüğe giren ve bugüne kadar pek çok konuda tüketicileri koruyan kanunun değişmesinin olumlu olduğunu fakat bazı eklemeler ve düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi. DELİ DUMRUL VERGİSİ Yeni yasada bankalarla ilgili hüküm olmadığını ifade eden Aydın Ağaoğlu, “Yeni yasa ile beraber bankaların tüketicilerden aldığı 31 kalem ‘Deli Dumrul’ vergisinin önüne geçilmiyor aksine bankalar, bu ücretleri aldıkları sırada BDDK’ya bilgi veriyor. Yani bu yasal olmayan ücretler yasal hale getiriliyor” dedi. Tüketiciler açısından sancılı bir durum doğduğunun altını çizen Ağaoğlu, “Bankalara aidatsız kart çıkartması zorunluluğu getirilmesine rağmen bugün kullanımdaki 57 milyon kredi kartının aidatsız olmasına dönük bir hüküm bulunmamaktadır” şeklinde konuştu.

KAZAN KAZAN OYUNU Bankaların, taksitlendirme ve puan uygulamalarının, kart aidatına kılıf olarak ortaya sürüldüğünü belirten Ağaoğlu, “Bu uygulamalar tüketicinin lehine değil, aksine bankaların kazan kazan oyunudur. Tüketiciler çok harcadıkça puan kazanıyor, yani gideri artıyor, hane halkı bütçesinin açığı büyüyor ve banka satıcıdan sağladığı komisyon gelirini arttırıyor. Tüketici çok taksit yaptıkça çok borçlanıyor, bütçesi açık veriyor, ama banka satışını arttırdığı için satıcı firmadan daha çok gelir elde ediyor. Yani bankalar her durumda kazanıyor, tüketici kaybediyor” dedi.

BANKA ŞİKAYETLERİ… 2013 yılının ilk 6 ayında Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine gelen başvuruların yüzde 69’unun bankalara ait olduğunu söyleyen Ağaoğlu, “Tüketici Sorunları Hakem Heyeti, bankalarla ilgili şikayetlerin çokluğu yüzünden, tüketicilerin karşılaştıkları ayıplı hizmet ve ürünlerle ilgili sorunlara cevap veremez hale geldi. Dolayısıyla kanunen zorunlu maaş, emekli aylığı, öğrenci harcı ve kira gibi bankacılık işlemlerinde ücret alınması engellenmelidir. Çünkü kanunun emrettiği işler hiçbir demokratik hukuk devletinde ücrete tabii olmaz” ifadelerine yer verdi. KAYIP-KAÇAK BEDELİ Kendilerine intikal eden en önemli konular arasında elektrik faturalarındaki ‘kayıp-kaçak’ bedeli olduğunu belirten Ağaoğlu “Hiç bir suçu olmayan, faturasını düzenli ödeyen vatandaştan bu paranın alınması yanlıştır. Ülkemizde yaklaşık 34 milyon elektrik abonesi var eğer aboneler faturalarındaki bu bedelle ilgili bir dava açacak olsalar kazanırlar. Fakat, bankacılıkla ilgili olarak çok yoğun olan ve bu şikayetlerden neredeyse ayıplı ürün ve hizmetlere yetişemeyen Tüketici Hakem Heyetleri ve Tüketici Mahkemeleri elektrik faturalarıyla ilgili bu itirazlarla tamamen tıkanır.

‘Beni evlatlık alsana’ Gül gibi biber Sivas’ın Koyulhisar ilçesinde Necati Nohut adlı vatandaşın bahçesinde hobi olarak yetiştirdiği biber fidelerinin mahsulü görenleri şaşırtıyor. Nohut’un bahçesine ektiği biberler büyümeye başlayınca gül şeklini aldı. Bahçe işleriyle iç içe olduğunu söyleyen Nohut, “Acı biber diyerek fideledik, bir baktık ki biberler gül şeklini aldı. İlk defa böyle bir bibere denk geldik. Arkadaşlara bu biberlerden gösterdim, onlarda çok şaşırdı” dedi.


7 Bosna Hersek’te savaş sonrasında yakınlarını arayan insanların dramatik öyküsünü konu alan “Üç Yol” filmi, Konya’da vizyona girdi. Ödüllü yönetmen Faysal Soysal’ın ilk uzun metraj filmi olan “Üç Yol” büyük ilgi gördü. Film, 1990’lı yıllarda Avrupa’nın ortasında, Bosna Hersek’te savaş sonrasında yakınlarını arayan insanların dramatik öyküsünü konu alıyor: Batmanlı bir şair ile savaş sırasında sevdiklerini kaybetmiş Boşnak Sırp asıllı bir psikoloğun yolları bir tesadüf eseri kesişiyor. ‘Üç Yol’da Bosna’daki toplu mezardan, Hasankeyf’in sular altında kalmasına uzanan yolculuğa, aşk, savaş sonrası yaşanan bunalımlar eşlik ediyor. Filmin kalbinde yer alan Yusuf, Bünyamin ve Züleyha’nın hikayesi ise, Bosna’da yaşanan insanlık dramlarının çerçevesinde yeniden yorumlanıyor. ‘Üç Yol’ daha önce

Mükemmeli aramayın Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Evlilik Okulu Seminerleri kapsamında “Mutlu Evliliğin Sırrı” konusunu anlatan Eğitimci Yazar Sema Maraşlı, mutlu evlilik konusunda en temel şeyin mükemmeli aramamak olduğunu söyledi. Evlerin dinlenme ve huzur yeri olduğunu, evde yoruculuk varsa insanın hiçbir yerde dinlenemeyeceğini belirten maraşlı, kadın ve erkeğin birbirini tamamlayan bir bütünün parçaları olduğunu vurguladı. Maraşlı, “Çok farklı yaratılmışız. Bu farklılıkları bilmek lazım. Mutlu evlilik konusunda en temel şey mükemmeli aramamaktır. Biz her zaman mükemmeli arıyoruz. Herkes dört dörtlük eş arıyor. Hiçbirimiz dört dörtlük değiliz.

Haftalık Bağımsız Siyasi Gazete Bölgesel Süreli Yayın Yıl: 1 | Sayı: 22 4-10 Kasım 2013 SAHİBİ Çimke Basım Yayın Yapım Reklam ve Turizm Hiz. Ltd. Şti adına Ahmet Aka SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ömer Salih Şipleme SANAT YÖNETMENİ Nurettin Özel HUKUK DANIŞMANI Av. Abdurrahim Küçük SAĞLIK EDİTÖRÜ Dr. Nevzat Şipleme Reklam Koordinatörü Adnan Teke Yönetim ve Baskı Adresi: Fevziçakmak Mh. 10453. Sk. No: 25 Karatay | Konya Telefon & Faks: 0332 342 52 82 Web: www.anadolugunluk.com reklam@anadolugunluk.com haber@anadolugunluk.com BASKI Çimke Basım Yayın Yapım Ltd. Şti. Baskı Tesisleri B.T. 4 Kasım 2013

Balkon Film yapımcılığında, yönetmenliğini Faysal Soysal’ın üstlendiği, başrollerinde, Nik Xhelilaj, Turgay Aydın, Rıza Akın, Kristina Kerepela, Alma Terzic ve Faketa Salihbegovic’in yer aldığı ‘Üç Yol’ Pinema Filmcilik tarafından vizyona sunuldu.

yerli ve yabancı festivallerde kısa filmleri ile övgüler alan, ödüllü yönetmen Faysal Soysal’ın ilk uzun metraj projesi olma özelliğini taşıyor. Üç Yol filminin çekimleri Malabadi, Batman, Hasankeyf ve Midyat’ta başlayıp Saraybosna, Visokov, Mostar ve Poçitel’de tamamlandı. Oyuncular Türkiye, Bosna, Hırvatistan ve Arnavutluk’tan seçildi. Filmin müzikleri İran’ın önemli müzisyenlerinden Kayhan Kalhor’un eserlerinden oluşuyor. Ülkemizde de çok sevilen Rus müzisyen Evgeny Grinko ‘Serenade’ isimli çalışmasını, filmin fragman müziği için yeniden düzenledi. Uluslararası bir ekibin çalışması sonucu ortaya çıkan ‘Üç Yol’un hikayesi, Evliya Çelebi’nin ‘Seyahatname’ adlı eserinde de iki kardeş köprü sayılan, Batman’daki Malabadi Köprüsü’yle acılara tanıklık etmiş Mostar Köprüsü’nü birleştiriyor.

Soldan sağa

Yukarıdan aşağıya

1. Su (eski)... Tabakalar durumuna gelmek... 2. Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’de yaşayan tekirlerin irisi... Çeşitli parçalardan meydana gelen alet, cihaz... Telefon konuşmasına başlarken kullanılan bir seslenme sözü... 3. Bir akışkanda ısıyı her tarafa eşit olarak yaymaya yarayan alet, konvektör... Ölü yıkayıcı (eski)... 4. Saçı dökülmüş olan (kimse)... Önemsemeyerek... Molibden elementinin simgesi... 5. Amonyağın 1 hidrojeni yerine bir asit kökünün 1 geçmesiyle oluşan birleşiklerin sınıf adı... Belitler sistemi... 6. Ehvenlik (eski)... Duyuş, 2 düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik, belgi 3 (eski)... 7. Kuru buhar banyosu... Utanma 4 duygusu... Göz kapağının kenarındaki 5 kıllar veya bu kıllardan her biri... 8. Sunma 6 (eski)... Hafniyum elementinin simgesi... 7 Türk alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı, okunuşu... Ağabey (halk ağzı)... 9. Kıvrımlı, 8 kırmalı ( Kumaş, kâğıt vb.)... Gam dizisinde 9 re ile fa arasındaki ses ve bu sesi gösteren 10 nota işareti... Katranlı kıldan yapılan ve 11 kalafat işlerinde kullanılan bir tür macun... 12 10. Cam veya seramikten yapılmış, 13 kulplu, büyük bardak... Saf bir biçimde... 14 11. Tüzel... Romanya’nın yerli halkına 15 ve bu halkın soyundan olan kimselere Osmanlı Türklerinin verdiği ad (eski)... 12. Alüminyum elementinin simgesi... Çok canlı... Ben... 13. Bayındır yer, bayın (eski)... Tencere, tava, sahan vb. mutfak eşyası... 14. Ut çalan çalgıcı, utçu... Yükseklik... Düzen, hile (eski)... 15. Herhangi bir siyasi veya sosyal olayı lanetlemek için gerçekleştirilen protestolu gösteri... Galyum elementinin simgesi...

1. Peşin para veya bono vermeden yapılan alışveriş... Araba koşumunda atların boyunlarına geçirilen ağaç veya üstüne meşin geçirilmiş çember... 2. Öpücük (eski)... Eşi görülmemiş, şaşkınlık yaratıcı, olağanüstü... 3. Kılavuz olma durumu veya kılavuzun işi, rehberlik... Selin sürükleyip getirdiği çok küçük taneli çamurlaşmış kum ve toprak karışımı... 4. Üç yaşına kadar olan at yavrusu... Yasaklama, izin vermeme... 14 15 İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare... 5. Bildik, tanıdık... Genellikle şeker hastalarının şeker yerine kullandığı, maden kömürü katranından elde edilen, beyaz.. 6. Doğu Anadolu’da maniye verilen ad... Helyum elementinin simgesi... Erkek üreme hücresi... 7. Çok ak... Kınama, üzüntü, nefret bildiren bir söz... Yassı demir çelik ürünü... Titan elementinin simgesi... 8. Yakınlık (eski)... Yeşil renkli, yontulup parlatılabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat, bakır taşı... 9. Utanma, utanç duyma... Kabarma... Pamuk kozası (halk ağzı)... Yararlı (eski)... 10. Yasal... Türk alfabesinin on dördüncü harfinin adı, okunuşu... Çoban yıldızı... 11. Birtakım getir götür işleri... Zodyak üzerinde Kova ile Koç arasında yer alan takımyıldızın adı... 12. Yergi... “İyilik edeyim derken kimseyi memnun edemedi” anlamındaki “...’yı küstürdü, Muhammed’i memnun edemedi” sözünde geçer... Gösteriş, çalım, caka... 13. Emme, emerek içine çekme, soğurma (eski)... Ünsüzle biten hece. 14. Amerikan usulü... Bir maden cevherini, bir değerli taşı saran değersiz madde... 15. Sütun... Kara yollarında çok sık kaza olan yer.

2

3

4

5

1 1 2 3 4 5 6 7

A H M A K Ç A

8 9 10 11 12 13 14 15

Y I K A N M A

2

6

3

R A L U A S L L A A M N A M A Y O O R R D A A M D A

7

4

5

Ş İ R İ N

T I R I R Ü R E F E N Ü S H M A İ S E S A L E L A N İ A C A N İ T E İ Z O N M A K P İ Y N İ C İ E L İ

N İ M T A T İ L

6

8

7

8

9

9

10

11

10

12

L A B İ E M İ V A N İ A İ L A C E P R İ N A Y M H A Y E A A K L İ K B A Y V İ L İ A S A Y K M İ A R A M

13

11

14

15

L M E Ü S L Y A E T B İ T E R İ R Î G S A N İ M A R A K K L E R İ L Y İ C E

12

13


8

E

mile” isimli eğitim üzerine yazılmış kitabın sahibi Jean-Jacques Rousseau, eğitimle ilgili güzel şeyler söylemiş. Genel olarak kabul etmesem de Türkiye de uygulansaydı güzel olurdu dediğim bir görüşünü sizinle paylaşayım. Şöyle der J.J.Rousseau, “Eğitim soylular içindir, soylu olmayanların eğitilmelerine gerek yok. Çünkü soylu olmayan yani fakir fukaranın çocuğu adam olmak ZORUNDADIR, bizim asıl işimiz adam olmak ZORUNDA OLMAYAN soyluları eğitmektir, onlardan ne kadarını adam edersek kârdır.” Türkiye’yi Sömüren 3000 aile. Sömürdüklerini yurt dışına taşıyan, tüm kurum ve kuruluşların üzerine hakim bir sıfatla yılanvari üzerine çöreklenen, halkı küçümseyen, dışarıdaki güçlü bağlantılarıyla iktidarları bile dize getirip kendilerine tâbi kılan, derinlemesine düşündüğümüzde (dini, milli duygularımız eşliğinde) vatan haini diyebileceğimiz 3000 aile. Türkiye’de zaten adam olmak zorunda oldukları için eğitilmeseler de adam olacak milyonları bir kenara bırakarak, zenginlikleri sebebiyle adam olmak zorunda olmayan bu üç bin aileyi tüm eğitim imkanlarımızla adam etmeye çalışsaydık daha kârlı çıkardık gibi geliyor bana. *** Kuruluşundan günümüze kadar eğitim sistemimiz “öğrencileri aşağı seviye de eşitlemek” üzerine bina edilmiştir. Meselâ, Öğrencinin kılık kıyafetine bakın, adına forma dediğimiz tek tip kıyafet hakimdir. Gerekçeleri hazırdır, fakirle zengini okulda eşitlemek. Eğitimcilerin büyük bir kesimi de bunu savunur. Okulda aynı kıyafet giyilirse fakir çocuk aşağılanmış olmazmış. Çocukların zekalarını ve anlayışlarını fazla mı küçümsüyoruz acaba.? Aile ortamında ve sosyal çevrenin her kesiminde fakirliği yüzüne vurulurken, çocuğu nasıl olsa anlamaz diye, bu sanal eşitlikle kandırmaya çalışmak, zenginliği bir değer olarak görüp fakirliği bir suçmuş gibi gizlemeye çalışmak nasıl bir düşüncenin ürünüdür acaba? Çocuklarımızı yüksek seviyede eşitlemek, onların ait oldukları ailelerinin de yüksek seviyeye (ekonomik vs.) çıkarmakla bağlantılı olduğunu düşünürsek,

zor olanı bırakmış kolay olana sarılmışız gibi geliyor bana. Zora talip olmayacağınıza göre şöyle dediğinizi duyar gibiyim; “adımız hıdır elimizden gelen budur.” *** John Dewey, eğitimimize çeki düzen vermesi için Türkiye’ye davet edilen bir düşünür. 1926 yıllarında bu davet üzerine gelmiş, iki sene sıkı bir araştırma yapmış ve 100 sayfalık raporuyla eğitimimizi şekillendirmiş. Sonradan çağın gerisinde kaldı diyerek yine kurucuları tarafından kaldırılan Köy enstitüleri onun raporuna binaen kurulmuş. Kendi ülkesi olan Amerika’da kendisine verilen ilkokulları organize işini batırdıktan bir süre sonra Türkiye’ye ziyarete geldiğinde sisteminin tuttuğunu görünce hayret etmiş ve dünyanın her yerinde bizi örnek göstermiş. Acaba başka herhangi bir eğitim sistemini kabul etseydik tutmama şansı var mıydı. Şöyle bir ses duyar gibiyim gaipten, “biz tutmayacak eğitim sistemini süngünün ucuna takar gezdiririz.” *** Çilekeş ilkokul öğretmenleri. Eğitim müfredatının ağırlığı onları ve öğrencilerini silindir gibi ezmekte. Çocukların anne ve babalarından daha çok inandıkları ve ömür boyu unutmadıkları bu öğretmenler, bunun bilincinde olarak bu sevimli yavrular için ellerinden gelen gayreti göstermekteler. Ne yazık ki, çalışmalarına oranla da bu yavrulara bilsinler veya bilmesinler zarar vermekteler. Müfredata uyma zorunlulukları ve velilerin yanlış beklentileri onlara tüm alternatif yolları tıkamış durumda. Müfredat gereği kendilerinin dahi çözmekte zorlandıkları problemleri öğretmek, ancak belli bir yaşa gelince anlaşılabilecek mücerret kavramları anlatmak zorundalar. Çocuk bu sebepten ikinci kademeye bir çok dersten nefret ederek gelmektedir. Bunun faturasının kime çıkarılacağı bellidir. Psikoloji, çocukların hangi yaşlarda neyi kavraya-

cağı konusunda çok yerinde açıklamalar getiren bir ilim dalıdır günümüzde bakmasını bilene. Takipçisi ve taklitçisi olduğumuz batı, belli bir yaşa gelinceye kadar iki kere ikinin dört ettiğini bile öğretmez ve bu işi bilincinde olarak yapar. Sanki derslerden “nasıl nefret ettirilir” üzerine bina edilmiş gibidir eğitim müfredatımız. Bu bilindik psikolojik durum, bilinmediğinden mi yoksa domuzluğundan mı 70-80 senedir aynen devam etmektedir. *** Öğrenmek, daha doğuştan insana verilen bir özelliktir. Çocuklarımıza bu bilgiyi neden öğrenmeleri gerektiği hissettirilir ve kavratılırsa çocuk kendiliğinden öğrenme çabasına girecektir. İlgi ve bilgi arasında ki öğrenme arzusunu bizden başka bütün dünya anladı. Dünyanın en ilkel kabilesi olan ve hâlâ ilkel bir hayat süren Aborjinler eğitimde bizden ileri seviyedeler. Yetişkin bir Aborjin çocuğa ok atmayı öğretirken bunun tabiatta ne işe yarayacağını pratiğiyle birlikte vermektedir. *** Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin mezuniyet töreninde fakülteden birincilikle mezun olan Dr. Tuğba Akın’ın yaptığı konuşma sadece tıp fakültelerinin değil tüm diğer üniversitelerde hakim olan duyguyu ifade etmesi bakımından mühim; “İnternler arasında yaptığımız ankete göre arkadaşlarımızın sadece yüzde 2.8’i gelecekten umutlu. Geri kalan kısım ise meslek yaşantısı ile ilgili beklentilerinin gerçekleşmesi konusunda umutsuz ve karamsar. Hekimlik gibi prestijli bir mesleğe birkaç adım kala hekimlerin karamsar olmasının nedeni çok açık. Çünkü bizler siyasi dengeleri hâlâ oturmamış, sağlık politikalarının sürekli değişiyor olduğu ve hekimine gereken değer ve imkanın verilmediği bir ülkede yaşıyoruz. Anket sorularından biri de şuydu: ‘Kendi döneminizden bir hekim arkadaşınıza anne babanızı emanet eder misiniz?’ Çıkan sonuç

aslında çok vahim. Sadece yüzde birimiz ailemizi tam güvenerek, aynı dönemde mezun olduğumuz hekim arkadaşına emanet ediyor” *** Bir emekli öğretmen olarak merak ettiğim ve çözemediğim bir mesele var kafamda. Doktorunu, hakimini, her türlü meslek erbabını eğittiğimiz halde askeri neden biz eğitmiyoruz. Tevhidî Tedrisat Kanuna aykırı olarak 1946’lı yıllarda Milli Eğitim camiasından kaçan ve her on yılda bir darbe yaparak halkın anasını ağlatan bu mektep kaçkınlarını Milli Eğitim camiasına kazandırmak halkın mutluluğu için büyük önem taşıyor. Yanlış mı düşünüyorum acaba? Ya Tevhidî Tedrisat Kanunu uygulamaya sokarak bu mektep kaçkınlarını yakalayıp biz öğretmenlerin karşısına eğitilmek üzere getirin veya yürürlükten kalkmış görüntüsü verilen Tevhidî Tedrisat Kanunu kaldırıverin ki çenemizi boşa yormayalım. *** Kendimi bildim bileli şu yabancı dille eğitim masalını traji-komik bulurum. Bunun mümkün olduğunu iddia edenlere şöyle sorarım; rüyalarını hangi dille görüyorsun, hangi dille düşünüp hayaller kuruyorsun... İnsan ancak ana diliyle düşünür, hayal kurar ve rüya görür. Bu sebeple yoğun bir düşünce ve anlama gerektiren bir ilmi yabancı bir dille anlamanın imkanı yoktur. Anlamanın ve yeni düşünceler üretmenin yerine ezberlemeye eğitim diyorsanız o zaman başka. *** Türkiye bir özelliğiyle eğitim konusunda parmak ısırtacak dünyada tek ülke. Atalarımızın eserleriyle dolu olan bir kütüphaneye girip oradan tek cümle anlamadan çıkabiliyoruz. *** Geçmişten günümüze bakanlarımız ve eğitim çalışanları çırpına çırpına hepimizi okuryazar yapmayı başardı. İlköğretimde iken iyi bir liseyi kazanmak için, lisede iken iyi bir üniversite kazanmak için, üniversitede iken mes-

lek kazanmak için test ve ders kitaplarını okuya okuya öyle bir doyuma ulaştık ki artık kitap okumuyoruz. *** Komünist kafayla-kapitalist hayatın, biber gazı üreten teknolojiyi kabulle-kullanılmasına karşı olmanın, ağaç dikmeyle-ağaç sökmenin, rejimim iç desteğini kabul etmeyle-dış gücüne karşı olmanın, halkçı olmayla-halkın değerlerine karşı olmanın .........kıvamında nasıl birleştiğini görmek istiyorsanız ODTÜ ye bakın. ODTÜ eğitimimizin test yeri ve sonucudur. *** Osmanlı devletinde en düşük öğretmen aylığı bu günün hesabıyla yaklaşık on bin lira, en yüksek öğretmenin (Müderris) aylığı bugünün hesabıyla yaklaşık bir buçuk milyon lira imiş. Öğretmenlerin hemen ağzı sulanmasın çünkü doğudan öyle koparıldık ki geriye dönüş mümkün değil. Demokratik Cumhuriyetimizin verdikleri neyinize yetmiyor. Yaklaşık üç yüz bin öğretmen adayın öğretmen olmak için sırada beklediği şu zamanda, anladınız değil mi? *** Yaklaşık üç yüz bin öğretmen adayın sırada beklemesi ki on yıldır bekleyenler var ve Bakanlığın şu andaki çalışmalarına bakınca daha çok bekleyecekleri gerçeğiyle yüz yüzeyiz. Bu genç ve dinamik adayların öğretmen olmaları emekliliği gelmiş olanların emekli olmalarına veya ölmelerine bağlı gibi görünüyor. Ben hemen emekli olmayı tercih ettim. Sen ey emekliliği gelmiş ve çok çok geçmiş kardeşim artık ölür müsün öldürür müsün bilemem. *** Herkesin hakkını aldığı yerde sendikaların varlığı lüzumsuzdur. Şu anda sendikaların olmazsa olmaz olduğunun bilincindeyiz. Eğitim sendikaları da öyle. Ancak iktidarların verdiği kadarını alabilen, isteyip de verilmeyenler karşısında acziyet ifadesinden başka varlık gösteremeyen eğitim sendikalarının halini gördükçe,hepsinin devlet karşısında yerlerinin hak olanın alıcısı değil sadece hak olanın arayıcısı ve laklakçısı mı acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum....


9

Yalan işbirliği Türkiye’nin Suriyeli muhaliflere kimyasal silah verdiği iddialarının yayılmasında Rusya-PKK işbirliği ortaya çıktı.

Yatırımlar ABD’ye! Obama, Washington’da, aralarında 12 Türk şirketinin temsilcilerinin bulunduğu 60 ülkeyi temsil eden işadamlarına Amerika’da yatırım imkanlarını anlattı. Başkan Barack Obama, işadamları heyetine SelectUSA Yatırım Zirvesi’nde bir konuşma yaptı. Washington’da düzenlenen ilk SelectUSA Yatırım Zirvesi, Amerika’ya doğrudan yatırımları teşvik etmeyi amaçlıyor. Yatırım zirvesine, Türkiye’de bilgi ve iletişim, tarım ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren 12 şirket katıldı. 2012 yılı itibariyle Türkiye’nin Amerika’ya yaptığı yatırım tutarı yaklaşık bir milyar dolar civarında. Bu yatırımlar tekstil, seramik ve inşaat sektörleri gibi alanlara yayılmış durumda.

EMİR RUSYA’DAN PKK‘nın üst düzey iki yöneticisi arasında Eylül ayı başlarında gerçekleşen görüşmede Rus istihbarat yetkililerin PKK’nın Suriye sorumlularına “Türkiye’nin muhaliflere kimyasal silah verdiği” şeklinde yalan haber yaptırılması için baskı yaptığı Türk istihbarat birimlerinin yaptığı dinlemelere takıldı. KONUŞMA KAYDI Milliyet’in haberine göre; Rusya’nın PKK’dan Suriye ilgili psikolojik harekat telebinde bulunduğu ve 21 Ağustos’ta Şam’da düzenlenen kimyasal saldırının ardından Şam’ı bombalamadan kurtarmak için PYD’yi Rusya’nın yönlendirdiği ortaya çıktı. PKK’YA BASTIRMIŞ PKK’nın üst düzey yöneticilerinden KCK Suriye sorumlusu Sofi Nurettin kod adıyla bilinen Suriye kökenli Nurettin Halef el Muhammed ile yardımcısı konumunda

Adem Esen yeniden sahnede

bulunan Şahin Cilo adıyla bilinen Ferhat Abdi Şahin arasında geçen görüşme istihbarat birimlerince dinlenip kayıt altına alındı. Görüşmede Rusya’nın kimyasal konusunda yalan haber ve dezenformasyon için PKK’ya baskı yaptığı açıkça dile getiriliyordu. Rusların PKK’nın haber sitelerinin yalan haberi bir kere bile olsa vermesi konusunda ısrar ettiği, muhaliflere Türkiye’nin kimyasal verdiği iddialarının bir kere bile ortaya atılmasının Rusya’yı memnun edeceği görüşü dile getirildi.

İŞ YİNE PKK’YA KALDI Rusya’nın işini şansa bırakmayıp PKK’nın Avrupa ve Rusya sorumluları üzerinde de baskı yaptığı belirtilirken, örgüt içinde “Şişko” lakabıyla bilinen PYD lideri Salih Müslim’e de aynı talebin ulaştırdığı ifade ediliyor. Rusya’nın istediği yalan haberi kendisinden bağımsız bir internet sitesinde yayınlatamayan PYD’liler, bunun üzerine görüşmeden birkaç gün sonra ilk olarak 12 Eylül tarihinde “Lekolin.org” adlı PKK’ya yakın bir internet sitesinde yayınlattıkları ortaya çıktı.

ABD: Aşırıya kaçtık ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ülkesinin gizli dinleme faaliyetlerinin bazı durumlarda “aşırıya kaçtığını” söyledi. Kerry, Obama yönetiminde şimdiye kadar, ABD’nin Avrupalı müttefiklerinde infiale yol açan dinleme iddiaları konusunda doğrudan açıklama yapan en üst düzey yetkili oldu. Kerry, “Ulusal Güvenlik Kurumu’nun uygunsuz davranışlarını önlemek için Başkan Obama’yla birlikte çalışacağını” söyledi.

Selçuklu Belediyesi eski başkanı Esen Aday Adaylığı başvurusunda bulundu İki dönem Selçuklu Belediye Başkanlığı yapan, halen İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi kurucu üyeliği ve rektörlüğü görevinde bulunan Prof. Dr. Adem Esen, Konya Büyükşehir Belediye Başkan Aday adaylığını açıkladı. Konya Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ) İl Başkan vekili Beyazidi Bestami İnan’a aday başvuru formunu teslim eden Prof. Dr.Adem Esen, ‘’Yapılacak olan yerel seçimleri için Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevi için başvurumuzu yapmaktan onur duyuyorum. Verilecek olan her hizmetin Konya’mıza ve hemşehrilerimize ve partimize hayırlı olmasını diliyorum.’’dedi.

Rusya’da iş buldu

Türkiye, İsrail’i işgal planları nedeniyle kınadı Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yasadışı yerleşim planlarını ilerletme kararını şiddetle kınadığını bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, İsrail’in 30 Ekim günü açıkladığı aralarında Ramat Shlomo’da bin 500 ila-

ve konut yapımı da dahil olmak üzere Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yasadışı yerleşim planlarını ilerletme kararını şiddetle kınadığı kaydedildi. Açıklamada, “İhtilafın iki devletli barış vizyonu temelinde çözümü ancak bu ve buna benzer adımlardan ka-

çınılmasıyla mümkün olabilecektir. İsrail, görüşme sürecinin ruhuna ve barış zeminine zarar veren, uluslararası hukuka aykırı bu uygulamalardan derhal vazgeçmelidir. Uluslararası camianın da gerekli adımları atması gereklidir” denildi.

ABD’nin gizli belgelerini sızdırmakla suçladığı NSA istihbaratçısı Edward Snowden’in bir süre önce sığındığı Rusya’da iş bulduğu bildirildi. Snowden’in avukatı konuyla ilgili yaptığı açıklamada Snowden’in tanışma ve arkadaşlık alanında Rusya’nın en büyük internet sitelerinden birinde çalışmaya başlayacağını söyledi. Snowden’a iş teklifini sitenin genel müdürü Pavel Durov’un yaptığı ve site üyelerinin kişisel bilgilerinin güvenliğini sağlama konusunda Snowden’in görev alacağı açıklandı.


10

Türkiye bunları konuştu YEREL YÖNETİMLER

Y

erel yönetimlerin daha iyi hizmet sunma temeline dayanan belediye yönetimi yapılan bir seçim sonucu işbaşına geldikleri için katılımcılık, şeffaflık, vatandaş odaklılık, hesap verebilirlik gibi ilkelere sahip olan “yönetişim” anlayışı, kendisini hemen her alanda olduğu gibi, yerel yönetimlerin işlevlerinde de önemli yer almaktadır. Yerel yönetimler, içerisinde belediyeler, yerel bir topluluğun ortak gereksinmelerini karşılamak amacıyla oluşturulan, karar organlarını doğrudan halkın seçtiği, demokratik ve özerk bir yönetim kademesi, bir kamusal örgütlenme biçimi olarak tanımlanabilirler. Bu birimlerin, devletin tüzel kişiliği dışında ayrı bir tüzel kişiliği, malvarlığı, kendine özgü gelir kaynakları bulunmaktadır. Yerel yönetimlerden önemli yere sahip olan belediyeler, kamu yönetiminin vatandaşa en yakın birimleridir. Dolayısıyla, kamu yönetiminin bir öğesi olma kapsamında,yukarıda sözü edilen yeni değerlerin etkisini net bir şekilde gözlemleyebileceğimiz alanlardan sayılabilirler. Kamu yönetiminde belirli bir süre egemen olan “organizasyon ve yöntem” anlayışı, yerini giderek “toplam kalite” ve “müşteri memnuniyeti” hedefleriyle iş gören ve / oydaşların dolayısıyla paydaşların katılımına dayanan verimlilik yönetimi anlayışına bırakmış; yönetim üzerinde giderek daha çok rol oynayan ve beklentileri artan halkın / vatandaşın memnuniyeti hedeflenen “müşteri” olarak görülmeye; kamu idarelerinin faaliyetleri de kalite standartları sürekli yükseltilmesi gereken “hizmetler” olarak kabul görmeye başlanmıştır. Ülkemizde de toplumun, yönetim sisteminden beklentilerinde önemli değişmeler meydana gelmiştir. Toplum, yönetimin üstlendiği hizmetleri, kaynakları etkin ve verimli kullanarak üretmesini beklemektedir. “Sosyal fayda olduğu sürece hizmet devam eder”, ilkesinden hareket eden kamu yönetimi açısından çağdaş yönetim ilke esas ve uygulamaları daha fazla önem taşımaktadır. Belediyeler tarafından sunulan hizmetlerin partili-partisiz, oy veren vermeyen ayrımı yapılmaksızın yapılması yeni yönetin anlayışı çerçevesinde yerel demokrasinin gelişmesinde önemli kilometre taşlarından birisi olmaktadır. E-belediyecilik,teknolojik gelişmelerin hızla değiştirdiği dünyada, gelişen teknolojileri kullanarak, insana hizmet etmenin ve şeffaflaşmanın temelini teşkil eden çağdaş belediyecilik anlayışı olarak tanımlanmaktadır.. E- belediyecilik sadece birkaç tuştan ibaret, mekanik bir sistem değildir. Şeffaf ve denetleyici bir yapıya sahiptir. Bu aynı zamanda yerel yönetimlerin daha çoğulcu demokrasinin oluşumunu sağlamış olmasının bir yoludur. Yerel seçimler yaklaşırken belediye başkanlarının ve ekibinin karne notları ve değerlendirilmesine ilişkin anket ve mülakat sonuçları ileriki yazılarımızda yer alacaktır.

Ekim ayının siyasette öne çıkan kişi, konu ve olaylarını inceleyen Medya Takip Merkezi (MTM), hazırladığı medya raporunu açıkladı. Buna göre, Demokratikleşme Paketi, Lübnan’da kaçırılan Türk pilotlarının serbest bırakılması ve Marmaray projesinin hayata geçirilmesi, medyada öne çıkan konular oldular. İşte, raporun dikkat çeken başlıkları… Demokratikleşme Paketi damga vurdu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Eylül ayının son günü açıklanan “Demokratikleşme Paketi”, ay içerisinde uygulamaya geçen maddeleri ile Ekim ayında gündemin en sıcak başlıklarından biri oldu. İlkokullarda okutulan andımızın kaldırılması, özellikle MHP tarafından tepki ile karşılanırken; kamuda başörtüsü serbestliği medyanın en yakından takip ettiği konuların arasında yer aldı. Kamudaki başörtüsü yasağının sürmesi için CHP Danıştay’a başvururken, ayın son günü 4 kadın milletvekilinin başörtüleri ile meclise girmesi, konunun en yoğun gündeme geldiği dönem oldu. AK Parti’nin Konya milletvekili Gülay Samancı, Kahramanmaraş milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar, Denizli milletvekili Nurcan Dalbudak ve Mardin milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey başörtüleri ile meclis oturumuna katılırken, CHP’den Şafak Pavey ve Muharrem İnce bu durumu eleştiren birer konuşma yaptılar. Demokratikleşme Paketi 55 bin 971 haber ve yazı ile gündeme gelirken, türbanbaşörtüsü ile ilgili 29 bin 496 haber ve yazı yayınlandı. Marmaray açıldı… Asrın projesi olarak nitelendirilen Marmaray, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Üsküdar’da düzenlenen törenle hizmete açıldı. Asya ile Avrupa kıtaları arasında denizin altından kesintisiz demiryolu ulaşımı sağlayacak Marmaray’ın açılışına, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan katıldılar. Cumhuriyetin kuruluşunun 90’ıncı yılında hizmete giren Marmaray’ın teknolojik alt yapısı, ekonomik büyüklüğü, demiryolu ulaşımına kazandıracağı ivme ve daha birçok yenilikleri kamuoyuna tanıtıldı. Pilotlarımız serbest Lübnan’da 9 Ağustosta kaçırılan türk pilotlarının 71 gün sonra serbest bırakılması, Ekim’de öne çıkan bir diğer konu oldu. Pilotlar Akpınar ile Ağca’nın bulunduğu özel uçak, saat 23.10’da Atatürk Havalimanı’na iniş yaptı. Lübnan’da kaçırıldıktan sonra serbest bırakılan Türk pilotlar Murat Akpınar ile Murat Ağca, İstanbul’da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile aileleri tarafından karşılanırken, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu ve THY Genel Müdürü Temel Kotil de katıldı. SİYASET GÜNDEMİ MTM’nin aynı raporuna göre, medyanın en çok yer verdiği siya-

si parti Adalet ve Kalkınma Partisi oldu. Bir önceki aya göre, haberlerinde yüzde 25 oranında artış yaşanan AKP, kadın milletvekillerinin başörtüleri ile meclise girebilmelerine ilişkin yapılan düzenleme ile medyada sıklıkla yer bulurken, ilkokullarda okutulan “andımız” uygulamasının kaldırılmasıyla da konuşuldu. AK Parti, medyaya 133 bin 764 haber ve yazı ile konu edildi. Sarıgül CHP’de Ekim ayında medyada en fazla yer bulan ikinci siyasi parti, Cumhuriyet Halk Partisi oldu. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye üye olup olmayacağı konusu ay boyunca gündemdeki yerini korurken, ay sonunda Sarıgül’ün üyelik için başvuru yaptığı haberi medyada ses getirdi. Kadın memurlara işyerinde başörtüsü takabilme imkânı getiren uygulamanın iptali için Danıştay’a başvuran CHP, 4 kadın milletvekilinin başörtüleri ile meclise girmesi ile ilgili tepkisini Şafak Pavey ve Muharrem İnce’nin dikkat çeken konuşmaları ile dile getirdi. CHP, toplamda 95 bin 608 haber ve yazıda yer aldı. MHP’den and tepkisi Milliyetçi ve Hareket Partisi, Ekim ayında medyaya en fazla konu olan siyasi partilerden bir diğeri oldu. Kadın milletvekillerinin başörtüleri ile meclise girmelerine taraftar olduğunu belirten parti, andımızın kaldırılması ile ilgili genel merkez binasına, üzerinde ‘Andımız’ yazılı dev bir afiş asarak tepki gösterdi. MHP, ay boyunca 43 bin 115 haber ve yazı ile gündeme geldi.

SİYASİ PARTİLER Siyasi Parti - Haber adedi AKP 133.764 CHP 95.608 20 MHP 43.115 65 BDP 33.662 39 SP 4.677 SİYASİ İSİMLERİ Siyasi isim - Haber adedi R. Tayyip Erdoğan 109.583 Abdullah Gül 28.110 41 Kemal Kılıçdaroğlu 23.240 6 Barack Obama 19.277 6 Ahmet Davutoğlu 10.866 38 Veriler, MTM Medya Takip Merkezi’nin, Ekim 2013’te 3 bini aşkın gazete, dergi, TV kanalı ve haber sitelerinde yaptığı medya takibi sonuçlarından derlendi. MTM’nin derlemesiyle ayın dikkat çeken diğer gelişmeleri:  CHP Şanlıurfa il başkanı Ferhat Karataş da dahil 14 kişilik CHP yönetimi Şanlıurfa’da istifa etti.  Suriye’ye geçmek için kara yoluyla Erbil’e giden Bağımsız Van

Milletvekili Aysel Tuğluk ve beraberindeki BDP heyeti, KDP yöneticilerinden Kemal Kerküki ile görüştü.  Hükümet, Irak tezkeresinin süresinin 1 yıl daha uzatılmasını içeren yeni tezkereye ‘süreç ayarı’ yaptı. Tezkerede, sınır ötesi harekat için ‘gerektiği takdirde’ ifadesi getirildi.  İktidar ve anamuhalefet partisinin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun üzerinde mutabakata vardığı 60 maddeyi Meclis’ten geçirme teklifine MHP ve BDP karşı çıktı.  CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, İstanbul’dan belediye başkanlığı için aday adayı olacağını söyledi.  CHP’li milletvekilleri Yargıtay tarafından cezası onanan MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ı cezaevinde ziyaret etti.  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri Büyükşehir Belediyesi hakkındaki söylemlerden dolayı tazminat ödemeye mahkum edildi.  TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Ankara’da Keçiören Belediyesi tarafından yaptırılan Mevlana Kültür ve Spor Merkezi’nin açılışına katıldı.  Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK), internet ve iletişim trafiğini izleme kararının bir benzerinin de Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından alındığı ortaya çıktı.  “Türk dünyası ile bir olduk” diyen Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “Türküm, doğruyum diyerek değil, Türk’e ve Türk’ün eserlerine sahip çıkarak atalarımıza olan borcu ödüyoruz” mesajı verdi.  BDP Mardin Milletvekili Erol Dora ile bir grup, Suriye sınırında yapılmak istenen duvarı insan zinciri ile protesto etti.  Muğla’nın Fethiye ilçesinde bilboardlarda yer alan Kürtçe ve Türkçe bayram mesajı nedeniyle partiden kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilen Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatçi, 12 meclis üyesiyle birlikte MHP’den istifa etti.  MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda mutabık kalınan 60 madde ile ilgili AK Parti ve CHP kurmayları arasında gerçekleşen görüşmeyi ‘korsan görüşme’ olarak nitelendirdi.  CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat mağdurlarının haklarının iadesi için Meclis Başkanlığı’na kanun teklifi sunduklarını açıkladı.


11 Akay, Meram için aday İnşaat Mühendisi Mehmet Akay AK Parti’ den Meram Belediye Başkanlığı için aday adaylığını açıkladı. Mehmet Akay İlkokulu Konya Zafer İlkokulunda, orta ve liseyi Konya İmam Hatip Lisesinde okudu. Üniversiteyi Çukurova Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık fakültesinde tamamladı. Ayrıca Anadolu Üniversitesi

Kamu Yönetimi Bölümünü bitirdi. 1999 yılında Fazilet Partisi’nden (FP) Ilıcapınar Belediye Başkanı seçildi. 2001 yılında AK Parti’nin kuruluşu ile birlikte AK Partiye katıldı ve siyasi yaşamını Ak Parti ile devam ettirdi. 2004 yılında AK Parti’ den aynı göreve ikinci kez seçildi. 2009 TOKİ Emlak Yönetim Genel Müdür Yardımcılığı görevin-

de bulundu. KONSİAD (Konyalı Sanayici ve İşadamları Derneği) Yönetim Kurulu Üyesi. Halen kendisine ait şirketlerde üst düzey yöneticilik yapmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır. Akay, tecrübe, birikim ve deneyimlerini yetişip büyüdüğü Meram ilçesine hizmet olarak sunmak amacıyla aday adayı olduğunu açıkladı

Erdem’e Hizmet Adamı Ödülü Taşra ilçelerde halkın görüşlerini dinleyen “Anadolu Günlük Gazetesi” yaptığı değerlendirme sonucunda Çumra Belediye Başkanı Yusuf Erdem’e Hizmet Adamı ödülü verdi. Çumra Belediye Başkanı Yusuf Erdem Çumra’nın gelişmesi ve modern bir kent görünümüne kavuşması için yaptığı doğalgaz ve içme suyu şebekesi gibi altyapı çalışmaları, cadde ve sokak düzenlemeleri, park ve bahçe yapımları nedeniyle ödüle layık görüldü. Konya Anadolu Günlük Gazetesi adına Yusuf Erdem’e hizmet adamı ödülünü veren imtiyaz sahibi Ahmet AKA Çumra’nın modernleşmesinde ve şehirleşmesinde planlı ve projeli çalışmalar sonucu gözle görünen bir değişim olduğunu ifade etti. Aka, modern kentlerin oluşturulmasında uzun vadeli öngörülü planlamalar yapılması, altyapının eksiksiz tamamlanması ile birlikte sosyal donatı alanlarının da planlamalarda mutlaka yer alması gerektiğini vurguladı. Ahmet Aka, “Çumra’da belediyenin hizmetlerinde belediye hizmet alanları ve araçlarının yenilenmesi, cadde ve sokakların genişletilmesinin yanında yürüyüş yolları ve bisiklet yollarının projelerde yer alarak düzenlenmesi, insanların dinlenme ihtiyaçlarına yönelik kamelya ve piknik alanları ile çocuklara güvenli oyun alanlarının oluşturulduğu park ve bahçelerin yapılmasındaki özveri ve gayretler bu ödülü Sayın Erdeme vermemizdeki önemli kriterler olmuştur.” dedi.

Vakıf kuracak Akşehir Belediye Başkanı Abdülkadir Oğul, katıldığı bir televizyon programında Başkanlıktan bugüne kadar aldığı ve aday gösterilip kazanırsa alacağı Başkanlık maaşlarını kuracağı vakfın sermayesinde kullanacağını söyledi. Geçtiğimiz günlerde aday adaylığı için AK Parti’ye başvuruda bulunan Akşehir Belediye Başkanı Abdülkadir Oğul, katıldığı programda, Akşehir’de yapılan belediye ve hükümet yatırımları hakkında bilgiler vererek, hedefindeki projeler ve yapmak istediği çalışmaları anlattı. Başkan Abdülkadir Oğul program sonunda, 3 yıldır belediye başkanlığı yaptığını hatırlatarak, “Beni herkes emekli bir öğretmen olarak biliyor ama aynı zamanda büyük bir ticarethanem de var. Kitap, kırtasiye, oyuncak satan bir iş yerim, ayrıca oyuncak imal eden bir fabrikam var.” dedi.

Döküntüsü de para

Çumra Belediye Başkanı Yusuf Erdem de, Anadolu Günlük Gazetesi Sahibi Ahmet Aka’nın şahsında Konya Anadolu Günlük Gazetesine teşekkür etti. Erdem, “4,5 yıllık görev süremizde belediye hizmetlerimizi önce projelendirip sonra uygulamaya geçerek doğru sonuçlandırmış olmak ve halkımıza günü kurtaran değil uzun vadeli planlamalarla hizmetler sunmanın gururunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu. Çumra halkının yüzde 80’inin doğalgazdan yararlandığını kaydeden Er-

dem, cadde ve sokaklarda yol genişletme ve kilitli parke döşenmesi çalışmalarında doğalgaz, elektrik, telefon ve içme suyu şebekeleri kaldırım altlarına alarak hem araç trafiğinden etkilenerek arıza çıkmasını önlediklerini hem de arızalarda müdahaleyi kolaylaştırdıklarını belirtti. Başkan Erdem, ayrıca yol genişletme ve kilitli parke taşı kaplaması yapılan cadde ve sokaklarda yürüyüş ve bisiklet yolları da yapıldığını, buraların dört mevsim yeşil kalan ağaç türleri ve oturma bankları

ile donatılarak güzel bir görünüme kavuşturduklarını vurguladı. Çumra’nın giriş yollarının ilçeye yakışır şekilde yeniden dizayn ettiklerini anlatan Başkan Erdem, sözlerini şöyle tamamladı: “Ülkemize hizmeti geçen devlet adamlarının isimlerini vererek halkımızın hizmetine sunduğumuz park ve bahçelerimiz bizler için olmazsa olmaz hizmetlerdendir. Halkımızla bu hizmetleri birlikte başarmamın huzuru ile bu ödülü Çumralı değerli hemşerilerime hediye ediyorum.”

Konya’da elma üretiminin önde gelen ilçelerinden olan Beyşehir’de sanayi tipi döküntü elma alımları başladı. Çiftçiler, döküntü elmayı otomobillere bağlanan römorkların yanı sıra öğrenci servisi hizmeti veren otobüsler ile minibüslerin içerisine konulan ve bagajlardan çıkarılan çuvallar içerisinde tüccarlara teslim ediyor. Yolcu otobüsü sürücüsü Mehmet Taçbaş, elma yetiştirdiği bahçesinde bu sene ürünün fazla olması nedeniyle alım merkezine getirdiğini belirterek, “Başka aracımız yok, elmayı bu araçla taşıyoruz. Önce yolcuyu, ardından elmayı taşıyoruz” dedi.


12


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.