1 24. Sayı
Akyürek’in karnesi 18-24 Kasım 2013
50 Kr
Anadolu Günlük Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Ali Acar, 2014 mahalli seçimler öncesi Konya Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarını halka sordu. Acar, bu haftaki yazısını Büyükşehir Belediyesi’nin karnesine ayırdı. Mahalli seçimlere aylar kala Konya’da halkın beklentilerine verilen cevaplar ve halkın memnuniyet olma durumuna göre belediye başkanlarının karnelerine bakıldığında geçerli not almaları olmdukça zor görünüyor. Yapılan anket ve mülakatlarda ortaya çıkan durumu analiz edeceğiz: Bu çalışma bir saha çalışmasıdır. Bu hafta Konya büyükşehir belediyesi ile ilgili anket sonuçlarını sizlerle paylaşacağız.
Hukuka aykırı! Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Ayasofya’nın ibadete kapalı tutulmasının hukuka aykırı olduğunu söyledi. Gayrimunkullerin kiralanmasıyla ilgili kanunu hatırlatan Arınç, ibadethanelerin başka maksatla kullanılamayacçağına dikkat çekti. Haberi sayfa10’da
BELEDIYE BAŞKANINDAN MEMNUN OLMA DURUMU Çok memnun: N: 175 %: 13,5 Memnun: N: 676 %: 52,0 Memnun değil: N: 402 %: 30,9 Diğer: N: 47 %: 3,6 Total: N: 1300 %: 100,0 Prof. Dr. Ali Acar’ın yazısı 8’de
Alışkanlık yaptı
FUHUŞ OPERASYONU: 17 TUTUKLAMA
3
BUNUN ADI AŞK DEĞİL
3
Konya’da 5 ay önce şoför olarak çalıştığı para taşıma şirketinin aracından 2 milyon lira çalan zanlının, Aksaray’daki banka aracı soygununu da organize ettiği ortaya çıktı. Haberi Sayfa 3’te
Konya Şeker’e tedarikçi ödülü 4 çocuk berekettir! Diyarbakır’da toplu nikah törenine katılan Başbakan Erdoğan, “Benim şartımı biliyor musunuz? Bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur denge olur, dört olur bereket olur, gerisi Allah kerim” dedi. Haberi 2’de
ABD’de bağımsız jürinin yaptığı değerlendirme sonucunda, “Atık Yönetimi” dalında Türkiye’den sadece Konya Şeker’e “Yeşil Tedarikçi” ödülü verildi. Bağımsız jürinin yaptığı değerlendirmede, Konya Şeker’in çevreci vizyonu ile sıfır çevre kirliliğini hedef alması, buna uygun üretim tekniklerini kullanması ve atıkların ekonomiye kazandırılmasına yönelik yatırımları hayata geçirmesi ile küresel ısınmanın azaltılmasına katkı sağlayarak temiz ve sağlıklı yaşam ortamları oluşturması dikkat çekti. Haberi 4’te
Dünür kavgası Konya’da dünür olan iki aile arasında çıkan tüfekli, bıçaklı kavgada 7 kişi yaralandı. Kavganın ardından olay yerine çok sayıda polis ekibi ve ambulans sevk edildi.
2
İşaret diliyle! Katar’ın başkenti Doha’da işitme engelli Fransız vatandaşı, işaret dilini kullanarak Müslüman oldu. Katarlı bir Müslümanın, Twitter hesabı üzerinden paylaştığı fotoğraflarda, konuşamayan gencin, parmağını kaldırarak kelime-i şehadet getirdiği görülüyor. İsmi açıklanmayan Fransız, daha sonra Müslüman olmanın getirdiği sevinci, gözyaşları içinde yanındaki Müslümanlarla paylaşıyor.
‘Duygulandım’
Dört ‘bereket’ olur
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “I. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi”nde kendisine verilen katılım kartında yer alan 50 yıl önceki fotoğrafını görünce duygulandı. 50 yıl önce kucağında bir kediyle çektirdiği fotoğrafı yaka kartında gören Bülent Arınç duygulandı. Kürsüde bir konuşma yapan Bülent Arınç, fotoğrafın barkovizyona verilmesinin ardından, “Yaklaşık 50 yıl önceki fotoğrafım yaka kartına konulmuş” dedi.
Diyarbakır’da toplu nikah törenine katılan Başbakan Erdoğan, “Benim şartımı biliyor musunuz? Bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur denge olur, dört olur bereket olur, gerisi Allah kerim” dedi.
Tv sahibi oldu Ünlü yapımcı Acun Ilıcalı, TV8 kanalının satışı konusunda Mehmet Nazif Günal’la anlaşmaya vardıklarını duyurdu. Bir süredir TV8’in satışı için pazarlık yapan taraflar, nihayet anlaşmaya vardı. Konuya ilişkin Twitter’dan bir açıklama yapan Ilıcalı, “TV8 konusunda Sayın Mehmet Nazif Günal ile anlaştık. Satın alma süreci başladı” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından organize edilen toplu nikah törenine katıldı. Başbakan Erdoğan ile Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana nikah şahitliği yaptı.Başbakan Erdoğan, Kantar Kavşağı’nda katıldığı mitingin ardından Dicle Üniversitesi Kapalı Spor Salonu’nda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından organize edilen 400 çiftin toplu nikah törenine katıldı. Sahneye Mesut Barzani ve Şivan Perver ile gelen Başbakan Erdoğan katılımcıları selamladı. Daha sonra ses sanatçısı Bedri Ayseli tarafından
Türkçe Kürtçe şarkılar seslendirildi. Anonsların Türkçe ve Kürtçe yapıldığı nikah töreninde Başbakan Erdoğan, Barzani, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, 400 çifti temsilen sahneye çağrılan gelin ve damatların nikahlarına şahitlik yaptı. Nikah memuru, yeni evlenen 400 çifti temsilen salonda bulunan gelin ve damatlara ayrı ayrı evlenmek isteyip istemediklerini sordu. Salonda bulunan gelin ve damatlar hep birlikte evet diye bağırdı. Salondan istediği yükseklikte ses alamayan Başbakan Erdoğan, salon-
Ulusal KOP Kalkınma Sempozyumu sona erdi Konya’da düzenlenen Ulusal KOP Bölgesel Kalkınma Sempozyumu sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla sona erdi. UNİKOP Kurucu Başkanı Prof. Dr. Hakkı Gökbel bölgedeki enerji verimliliğinin mevcut durumunun analiz edilmesiyle bölgede enerji verimliliğini artırıcı faaliyetlerin belirlenerek uygulamaya geçirilmesi
gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Gökbel, “Güneş enerjisi ve yenilenebilir enerji kullanımının bütün sektörlerdeki mikro birimlerden makro birimlere kadar bölge geneline yayılması gerekiyor. Kısa vadede mümkün görünen Ermenek Barajı’nın kaynağında bulunan Gevne Çayından ve Kesikköprü Barajı üzerinden Kızılırmak
Havzası’ndan Konya Kapalı Havzasına su transferine ilişkin etüt ve planlama çalışmalarına ivedilikle başlanılması faydalı olacaktır. Bölgede arazi toplulaştırma projelerinin tarla içi geliştirme hizmetleri ile birlikte yapılarak bölgenin toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilirliğinin sağlanması önemlidir” diye konuştu.
da bulunan çiftlerin daha yüksek sesle evet demesini istedi. Bunun üzerine salondakiler daha gür sesle evet diye bağırdı.Başbakan Erdoğan, evlenen çiftlerin evlilik cüzdanlarını, “Bizler resmi şahit olduk, sizler de fahri şahitler oldunuz, böylece 400 çiftimizin nikah akdini gerçekleştirmiş olduk. Gerçekten bugün Diyarbakır’da ayrı bir süreç yaşıyoruz. Evlilik de bambaşka bir süreç. Ben sizden bir şey daha rica ediyorum. Benim şartımı biliyor musunuz? Bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur denge olur, dört olur bereket olur, gerisi Allah kerim” dedi.Konuşmaların ardından Erdoğan, evlilik cüzdanlarını gelinlere verdi.
TRT de “artık serbest” dedi Başörtüsü özgürlüğü, Meclis Genel Kurulu’nun ardından TRT ekranlarına da yansıdı. Feyza Çiğdem Tahmaz adlı sunucunun, TRT Türk’ün saat 17.00 bülteninindeki başarısı dikkat çekti. Bazı ulusal ve yerel televizyon kanalları başörtülü sunuculara uzun zaman önce ekranlarını açmıştı.
Konya’da “dur” ihtarına uymayan otomobil sürücüsü, polis otosuna çarptıktan sonra aracı terk ederek kaçtı. Uzun süren takip sonrası Adana Çevre Yolu’ndan Serdabat Caddesi’ne giren şüpheli, kendisini izleyen polisleri atlatmak için farlarını kapatıp kaçmaya çalıştı. Polis otosuna çarparak kaçışını sürdüren şüpheli, kullandığı otomobili lastiğinin patlaması üzerine Horozluhan Mahallesi Çifte Göz Sokak’taki bir işyerinin önüne terk ederek kaçtı. Otomobilde inceleme yapan polis, şüpheliyi yakalamak için araştırma başlattı.
3
Usta soyguncu! Konya’da 5 ay önce şoför olarak çalıştığı para taşıma şirketinin aracından 2 milyon lira çalan zanlı, Aksaray’daki banka aracı soygununu da organize etmiş Konya’da 5 ay önce şoför olarak girdiği para taşıma şirketinin aracını kaçırarak 2 milyon lirayı çalan ve 1 gün sonra yakalanan zanlının, Aksaray’daki banka aracı soygununu da organize ettiği ortaya çıktı. Bir hafta önce Aksaray’ın Taşpazar Mahallesi’nde özel bir bankaya ait zırhlı aracın şoförü İbrahim K., yanındaki güvenlik görevlisini atlatarak 800 bin lira bulunan aracı kaçırmıştı. Polis, şahsın 800 bin lirayı aldıktan sonra aracı terk ettiğinin ortaya çıkmasının ardından çalışma başlattı. İbrahim K’nin Konya nüfusuna kayıtlı olduğunu belirleyen polis, durumu Konya İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi’ne iletti. Aksaray’da banka aracının şoförü olan İbrahim K’nin Konya’daki bağlantılarının 5 ay önce 2 milyon lira bulunan banka aracını soyan ve cezaevinden yeni çıkan şoför Mehmet D. ile olduğu tespit edildi. Aksaray ile Konya polisi ortak hareket ederek, şüphelileri yakalamak için çalışmalara başladı. Şüphelilerden Mehmet D. ile arkadaşı Mehmet Ali A’nın Konya’nın Karapınar ilçesine bağlı Kızılpınar köyünde saklandıkları tespit edildi. Jandarmanın desteğiyle baskın yapan polis, 120 bin lira para ile birlikte şüphelileri yakaladı.
ANDIMIZ
N Aksaray’da banka aracını kaçıran, ardından da soygunu planlayan Mehmet D. ile buluşup banka aracının kasasını soyan şoför İbrahim K’nin yakalanması için polis titiz bir çalışma yaptı. Konya ve Aksaray polisi, şüphelinin Selçuklu’da bulunan evine gelme ihtimaline karşı gözcü yerleştirdi. Şüpheli bir şahsın eve girip çıktığını gören sivil polis, ekibe durumu bildirdi. Takip edilen aracın otogarda İbrahim K’yi indirdiğini gören ekip, şüpheliyi yakaladı. İbrahim K’nin üzerinden 87 bin lira para çıktı. Üç şüphelinin üzerinden toplam 200 bin lira civarında para çıktı. Banka aracında 800 bin liraya yakın para bulunduğu ancak 600 bin lirasının şuanda kayıp olduğu öğrenildi. Şüphelilerin ifadesinde banka aracından 200 bin lira çıktığını, başka para çıkmadığını söyledikleri iddia edildi. Polis,
şüphelilerin paraların büyük bir bölümünü sakladığı düşüncesiyle çalışmalarına devam ettiği öğrenildi. Aksaray’a götürülen şüphelilerden Mehmet D. ile Mehmet Ali A. çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. 2 MİLYON LİRA: 5 AY 6 Nisan 2013 tarihinde 16 ayrı suçtan kaydı bulunmasına rağmen para nakil aracı şoförü olarak işe giren Mehmet D. (27), firmanın anlaşmalı olduğu Karaman’daki iki bankadan 2 milyon lirayı alarak Merkez Bankası Konya Şubesi’ne götürmek için güvenlik görevlisi ile yola çıkmıştı. Konya’da yemek molası veren şoför Mehmet D., yanındaki güvenlik görevlisini atlattıktan sonra banka aracını kaçırmış ve merkez Selçuklu ilçesi Sille Parsana Mahallesi’nde kasada bulunan 2 milyon lirayı alarak, aracı terk edip kayıplara karışmıştı.
Memleketinde can verdi Kenya’da evinde hırsız tarafından vurulan ve 15 gün süren yaşam mücadelesini kaybeden iş adamı Emre Soyuğurlu, memleketi Konya’da toprağa verildi. Aile şirketlerinin ürettiği mutfak malzemelerinin satışını yapmak için 3 yıl önce Kenya’ya yerleşen 25 yaşındaki iş adamı Emre Soyuğurlu, 15 gün önce evine giren hırsız tarafından başından vurulmuştu. Kenya’daki hastanede yapılan müdahalenin ardından 10 gün önce genç iş adamı, Sağlık Bakanlığı’nın gönderdiği ambulans uçakla Konya’ya getirilmiş ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altına alınmıştı.
Fuhuş operasyonu Konya polisi tarafından Ereğli ilçesi merkezli düzenlenen fuhuş operasyonunda adliyeye sevk edilen 19 şüpheliden 17’si tutuklanarak cezaevine gönderildi. Konya Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ile Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, Ereğli merkezli fuhuş şebekesine yönelik operasyon yap-
mıştı. Operasyonda gözaltına alınan 19 şüpheli, adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden 1’i savcılıktan, 1’i ise mahkemeden serbest kaldı. “İnsan ticareti, zorla fuhuş yaptırmak, fuhuş yaptırmak için örgüt kurmak” suçlarından gece geç saatlere kadar ifade veren 17 şüpheli ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
e uğursuz bir kelime… Ne andı? Neyin, kimin andı? Nasıl andı? Öğleden önce mi sonra mıydı. Sabah vakti miydi? Şafak sökerken mi? Manalar birden bire farklı adreslere teslim posta mektupları gibi yer değiştiriyor. “Andımız”, “yeminimiz” demek istiyorlar da… Yemin diyemeyecekleri için, (neden diyemeyecekleri ayrı bir mevzu) anırır gibi, andımız deyip çıkmışlar işin içinden. Halkı terbiye edecekler, onlara kim olduklarını her gün hatırlatıp öğretecekler. Öğretmeye yeltenenler taifesinin baş nefret kutbu sadece ve sadece İSLAM. Kökleri karışık. Karışıklar ama ne Türk’türler, ne Kürt… Beynelmileller… Böyle olmasa, Moinz Kehen Tekinalp namlı ve ünlü Yahudi, “Türkleşmek” kitabını yazarımıydı zannediyorsunuz? Peki ya “Türkçülüğün Esasasları” kitabının yazarı kimdi? Hatırladınız mı? Siz onu hatırlamak için hafızanızı yoklarken, “Ben: “Bir Türk dünyaya bedeldir” sözünün arkasında yatan manaları keşfe çıkayım” dersem ne dersiniz? “Türk, öğün, çalış, güven!” nakaratı ile karşılık mı verirsiniz bilemem ama… Neyi öğüneceğiz? Neye güvenecektik? Nerede çalışacaktık? Kapkaranlık çehreleriyle tarihimizi tarumar edip ecdadımızı kirli elleriyle karaladılar… Onlara tarihleri boyunca sövdüler saydılar… Yetmedi, mukaddesatımıza saldırdılar. Değerlerimize, yapımıza, dokumuza bizi biz yapan her şeyimize hayasızca saldırdılar… Medeniyet maskesinin arkasına sığınıp mabetlerimizi çiğnediler… Bu milletin asırlardır kazandığı ne varsa onların tamamını imhaya yönelik operasyonlar yaptılar. Bizim medeniyetimizin izlerini yok edip hafızalar-
dan kazıdılar. Yaptıklarını saymaya kalkacak olanlar, karşılarına çıkacak acı tablo ile sarsılır yıkılır… Bir gün yanınıza çoluk çocuğunuzu alıp çıkın. Konya sokaklarında dolaşın. Alaeddin Tepesinden aşağı doğru, Arap oğlu makasına yönelin… Bira ilerledikten sonra karşınıza Sırçalı Medrese çıkacaktır. O medresenin adı bile size çok şey söyleyecektir: “Mezar Anıtları Müzesi”... O müzede sergilenen mezar taşları size çok şey söyleyecektir. “Sıksan şüheda fışkıracak!” topraklarda yatan atalarımızın işaret taşlarıydı onlar. Onların, her biri bir yerlerden getirilmiş müzelik malzemeler… Getirildiği yerlerde yatan biçareler üzerinde bir zamanlar estirilen terörün şahitleridirler… Türk’e “ andımız” ile Türk propagandası yaparken, bu topraklarda yaşayan diğer kavimlere mensup insanlara aşılanan kin ve nefret tohumları sonunda meyvesini vermiş, sen Türk’sen ben de Kürdüm dedirtecek raddeye getirmiş ve bu milletin çocukları birbirine kırdırılmıştır. “Andımız”, bize yaşatılan acının, dayatılan ucubenin çarpıcı bir belgesi olarak raflardaki yerini almıştır. Ondan medet umarak siyaset yapanlar neyin ne olduğunu bilmeyen kimi kişileri kandırabilirler ama, bu topraklarda yaşayan diğerlerine ne diyecekler? “Türk” adını dayatmayla kabul edilecek bir zorbalık aracı haline getirenler, aynı zamanda Türk’e de düşman olanlardan başkası değildir. O, başkalarının oyunları, bu anlamsız uygulamanın iptali ile son bulmuştur… Ve bu millet körpecik dimağlara vurulan zincirin minnacık bir halkasından kurtulmuştur… Hayırlı olsun!
4
‘Yeşil tedarikçi’miz
Aşure ikramı
Konya’nın Derbent ilçesinde, aşure ikramında bulunuldu. Derbent İlçe Belediye Başkanlığı, Ribat Aşevi Derbent Şubesi ve Derbent Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği tarafından müşterek olarak düzenlenen program kapsamında, ilçe merkezinde cami önlerinde ve değişik noktalarda kurulan yerlerde 5 bin kişiye kazanlarla yapılan aşure dağıtıldı. Derbent Belediye Başkanı Hamdi Acar, ilçede böyle mübarek günlerde artık vatandaşlara aşure ikramında bulunulmasının 4-5 yıldır devam eden bir gelenek halini aldığını belirterek, “Aşure günü nedeniyle bu programlarda birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhunu da ortaya çıkarmış oluyoruz. İlçemizde 5 bin kişiye aşure ikram ettik” dedi. nuldu.
Bisan yok sattı Bisan Genel Müdürü Abidin Dursun Kaleli, 2013 yılı satışlarında yok sattıklarını söyledi. Bisan Genel Müdürü Abidin Dursun Kaleli, tüketiciye önem veren firmaların ayakta kaldığını söyledi. Kaleli, “Bisan olarak biz bu ülkenin en köklü bir kurumuyuz. Tüketicinin taleplerini çok yakın takip ediyoruz. Bunun için biz tüketiciye önem veren ve satış sonrasına hizmet prensibini kendine kural edinmiş kurumlar artık ayakta kalacaktır ve bunlara sahip çıkan firmalar kalitesiyle ilgili, satışlarıyla ilgili hepsinde iyi olacaklardır. Bizim bu seneye baktığımızda ve geçen seneye baktığımızda son derece istikrarlı bir yükselişimiz görülmektedir” dedi.
ABD’de bağımsız jürinin yaptığı değerlendirme sonucunda, “Atık Yönetimi” dalında Türkiye’den sadece Konya Şeker’e “Yeşil Tedarikçi” ödülü verildi. ABD’nin Atlanta kentinde Coca-Cola tarafından düzenlenen ve bağımsız jürinin yaptığı değerlendirme sonucunda, “Atık Yönetimi” dalında Türkiye’den sadece Konya Şeker’e “Yeşil Tedarikçi” ödülü verildi. Bağımsız jürinin yaptığı değerlendirmede, Konya Şeker’in çevreci vizyonu ile sıfır çevre kirliliğini hedef alması, buna uygun üretim tekniklerini kullanması ve atıkların ekonomiye kazandırılmasına yönelik yatırımları hayata geçirmesi ile küresel ısınmanın azaltılmasına katkı sağlayarak temiz ve sağlıklı yaşam ortamları oluşturması dikkat çekti. Ekosisteme dikkat çeken “Yeşil Tedarikçi” yarışmasında, Konya Şeker’in de ana hedeflerinden de birisini oluşturan bir fabrikanın atığının bir başka fabrikanın hammaddesini sağlarken, entegre bir
yapı içerisinde yer alan sıvı karbondioksit yatırımı ise ödüle layık görüldü. Konya Şeker’den yapılan açıklamada, Biyoetanol Tesisleri’nin faaliyete geçmesiyle birlikte, biyoetanol üretiminde fermantasyon reaktörlerinde etanol üretimi sırasında açığa çıkan CO2 gazının, sıvı CO2 tesisinde hammadde olarak kullanılmakta olduğu kaydedilerek, “Atmosfere salınan CO2 gazından üretilen sıvı karbondioksit, şeker fabrikasının ihtiyacı olan ve kireç taşının kok kömürü ile yakılması sonucu elde edilerek kullanılan CO2 gazının belli miktarı da sıvı karbondioksit tesislerindeki üretim sonucu karşılanıyor. Bu kullanım sırasında şeker fabrikasının şeker pancarı işleme kapasitesinde yüzde 15-20 oranında artış sağlandığı görülürken, ayrıca Çumra Şeker Kampüsü içerisinde bulu-
KOMBASSAN’dan TÜMSİAD’a ziyaret
nan ultra klimalı seralarda ortamda bulunması gereken karbondioksit gazının belli miktarı da bu tesislerden temin ediliymekte ve üretimde verimlilik ve kalite sağlanmaktadır. Tesislerden çıkan ve havaya boşa uçup giden karbondioksit havada vakumlanarak tutulmuş ve bunun neticesinde elde edilen sıvılaştırılmış karbondioksit üretimi sayesinde hem atıkların minimizasyonu sağlanmış, hem diğer tesislerin verimliliğinin artması gerçekleştirilmiş, hem de atmosfere salınan karbondioksitte bulunan çevreye zararlı gazların oranı azaltılarak çevreye verdiği zarar ortadan kaldırılmıştır” denildi. Coca-Cola Türkiye Avrasya ve Orta Asya Grubu tarafından 4 kategoride kendi bölgelerindeki tedarikçiler arasında düzenlenen yarışma sonucu, kazanan firma-
lara yeşil tedarikçi ödülleri İstanbul’da düzenlenen bir törenle verildi. Konya Şeker’in ödülünü Anadolu Birlik Holding CEO’su Hamdi Bağcı aldı. Aynı ödül kapsamında “Yeşil Tedarikçi” yarışmasında ödül alan firmaların temsilcileri, Coca-Cola’nın Amerika’da bulunan Atlanta kentindeki tesislerinde misafir edildiler. Coca-Cola’nın üst düzey yöneticileriyle bir araya gelen Konya Şeker temsilcileri Şeker İşbirimi Koordinatör Vekili Kamil Vural Akyazan ile Sıvı Şeker Üretim Sorumlusu Fuat Akay, Konya Şeker’in yaptığı yatırımlarla ilgili bilgi verdiler. Coca-Cola’nın CEO’su Muhtar Kent ve 2. Başkanı Ahmet Bozer de Konya Şeker temsilcilerini kabul ederek “Atık Yönetimi” dalında aldıkları “Yeşil Tedarikçi” ödülünden dolayı tebrik ettiler.
Kombassan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Şahin, TÜMSİAD Konya Şubesi’ni ziyaret etti. Haşim Şahin, Konya’nın son yıllarda kaydettiği gelişmeleri ve Kombassan’ın son dönemde yeni yapılanmalarıyla ivme kazandığını, İSO’nun açıkladığı ilk 1000 şirket sıralamasında Kombassan Holding firmalarının yer aldığını belirtti. Şahin, yeni yatırımlarla Konya’nın istihdamına katkıda bulunmak ve ülke ekonomisinin canlandırılması için çalışmalar yapıldığının altını çizdi. TÜMSİAD Konya Şube başkanı Cemalettin Akpınar da, Kombassan Holding’in zor bir süreçten geçerek kendisini yeni yapılanmalarıyla daha da güçlendirdiğini yakından izlediklerini, iş dünyası olarak Konya’nın ve ülkemizin yatırım ve istihdam alanında gelişmesine yönelik çalışmalarda katkı yapacak projeler üstünde çalıştıklarını belirtti.
5
E Hulusi Baybal anıldı Konya’nın manevi mimarlarından Dr. Hulusi Baybal, Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen programla anıldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda ilk konuşmayı yapan Büyük Selçuklu Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı Recep Öncel, Dr. Hulusi Baybal’ın hizmetlerini anlatarak, onu anmak için düzenlenen program nedeniyle Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek de, Konya’nın geçmişten günümüze her zaman bir aşk ve inanç şehri olarak anıldığını belirterek, Konya’nın bu şekilde anılmasını sağlayanların maneviyat büyükleri, gönül insanları olduğunu ifade etti.
Haftalık Bağımsız Siyasi Gazete Bölgesel Süreli Yayın Yıl: 1 | Sayı: 24 18-24 Kasım 2013 SAHİBİ Çimke Basım Yayın Yapım Reklam ve Turizm Hiz. Ltd. Şti adına AHMET AKA SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ ÖMER SALIH ŞIPLEME SANAT YÖNETMENİ NURETTIN ÖZEL HUKUK DANIŞMANI Av. ABDURRAHIM KÜÇÜK SAĞLIK EDİTÖRÜ Dr. NEVZAT ŞIPLEME REKLAM KOORDINATÖRÜ ADNAN TEKE Yönetim ve Baskı Adresi: Fevziçakmak Mh. 10453. Sk. No: 25 Karatay | KONYA Telefon & Faks: 0332 342 52 82 Web: www.anadolugunluk.com reklam@anadolugunluk.com haber@anadolugunluk.com BASKI Çimke Basım Yayın Yapım Ltd. Şti. Baskı Tesisleri B.T. 18 Kasım 2013
vvel zaman içinde kalbur saman içinde” diye başlar bütün masallar. Şimdi anlatacağımız şey masal değil gerçek... Günün birinde bu topraklarda Kılık Kıyafet Kanunu mucibince adına devrim denilen bir kısım faaliyetler icra ediliyor… Halk, inkılap kanunlarına uymadığı gerekçesiyle adına İstiklal denilen mahkemelerde yargılanıp idam sehpalarında sallandırılıyordu. Şapka kanununa muhalefetten Rize halkı, denizden ablukaya alınıp top mermileriyle susturuluyordu. “Ben ne diyorsam o olacak ulen” modundaki elit tabakanın seçkin insanları yönettikleri halkı her açıdan tepelemenin planlarını icra ediyordu. Cephelerde milyonlarca askerini şehit vere vere kıstırıldıkları son mekan Anadolu’da inanç, itikat, ibadet, tarih, şuur… Hasılı mukaddesat adına ne varsa onlar, bir bir sökülüp atılıyordu ait oldukları yerlerden. Öz yurdunda paryalaştırılan halkın önüne konan tek seçenek, “Medeni milletler sevi-
yesine ulaşmak” ideali idi. O ideale ulaşmanın yolu, kendinde var olan hasletlerden kurtulmaktan geçerdi. Bunun için Avrupa’dan ithal edilen şapkalarla donattılar insanların kafalarını. Kur’an-ı yasakladılar. Ezan-ı Muhammedi’yi yasakladılar… Yıllar yılları kovaladı ve bugünlere geldik. Bugünlerde tanık olduğumuz kimi olaylar, geleceğe milat olacak tarihî anların yaşandığını gösterecektir. Meclise bunca yıl sonra başörtüsü ile girilebilmesi hadisesi, dünkü halimize baktığımız zaman bugün için çok önemlidir. Okullardan ancak kaldırılabilen andımız da öyle. Hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan öyle eften püften
şeylerle uyutulup kendimizden uzaklaştırılmışız ki… Farkında değiliz, şehrimizin en güzide yerlerine dikilen anıtlara mahkum olduğumuzun… Farkında değiliz çoluk çocuğumuzun beyinlerine enjekte edilen virüslerin. Farkında değiliz içine düşürüldüğümüz tuzağın bağlarından. Ellerimiz bağlanmış, dillerimiz bağlanmış, kalbimiz kafamız, kalıbımız ama her şeyimizle biz bağlanmışız. Suriye’de yaşanan vahşeti seyretmekten öte yapacağımız bir şey yok; “Acımaktan başka” algısı oluşmuş/ oluşturulmuş zihinlerimizde. Mısır’ın eli kanlı silahlı katilleri işbaşında… “Nerdeyse, “bizde olmadı ya, şükür!” diyecekmiş gibi bir halimiz var. Yoksa öyle miyiz?
Milletin uyanışının alametleri zahir olmaya başladıkça bir bir, ümmetin kurtuluşuna doğru adımlar atıldığını göreceğiz/görüyoruz. Filistin, Afganistan, Çeçenistan, Suriye, Mısır… şura bura her yer… Bir şeye muhtaç: kurtarıcı fikre… Önce fikir. Fikrin olmadığı her hareket, netice itibarıyla zilleti doğurucu felaketleri de beraberinde getirir. Hani derler ya, “savaşta kazanıp masada kaybetmek” … Savaşta kazananın masada kaybetmesinden daha büyük bir felaket tasavvur edilemez. Masada kazanmak, fikri manada düşmanlarını galebe çelmek demektir. Bugünler, o fikrin hakimiyetinin gerçekleşeceği günlerin arefesi günlerdir. Yani, güneş doğmadan meydana gelen ve o doğuncaya kadar alacakaranlığın hüküm sürdüğü, görünen nesnelerin göz kararıyla, el yordamıyla seçilebildiği günlerdir. Hele bir çıksın alem-i cihana baştan başa tezatsız bir bütün halinde nizam teklif eden Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu o zaman görbak daha neler olacak.
SOLDAN SAĞA
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1. Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü... Yankesici... 2. Dallamak işi... Sinop iline bağlı ilçelerden biri... 3. Çalmak, aşırmak (argo)... Aralarında aynı yerde bulunmaktan başka hiçbir ortak özellik bulunmayan kişilerden oluşan topluluk... 4. Yılın üçüncü ayı... Gereksiz, anlamsız, boş söz (eski)... Aktinyum elementinin simgesi... 5. Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak (halk ağzı)... Her vakit, sürekli olarak... Ansızın ortaya çıkan... 6. Türk alfabesinin beşinci harfinin adı, 1 2 okunuşu... Seda... Şehirli... 7. Ağır bir şeyi 1 denizden çıkarma veya denize indirme 2 işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi... İçinde alkol bulunan içecek... 8. Erme işi... 3 Özenilmiş, özenle yapılmış (eski)... 9. Yemek 4 pişirmeyi meslek edinen kimse... İyi kalpli... 5 10. İçilebilecek nitelikte olan su... Hücrelerin 6 aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki 7 dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, tümör, neoplazma... Bir 8 sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya 9 koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, 10 çalışma... 11. Yiğit, özellikle Batı Anadolu 11 köy yiğidi, zeybek... Ramazan ayı boyunca, 12 yatsı namazından sonra kılınan namaz, teravih namazı... Asklı mantarlara özgü 13 üreme organı... 12. Stronsiyum elementinin 14 simgesi... Bir metreküp hava içinde bulunan 15 su buğusu niceliği, mutlak nem... Bir kişinin mülkiyetinde olmayıp devlete ait olan toprakların vergilerinin veya gelirlerinin asker veya sivil erkâna hizmet ve maaşlarına karşılık verilmesi... 13. Bildirme... Terlemesine sebep olmak... 14. Geminin yan yatması... Marka satan kimse... 15. Kişileşmek işi... Marangozlukta tahta üzerine boydan boya açılan, kesiti kare veya dikdörtgen biçiminde kanal...
1. Gölge gibi izleyerek... Eski, geçmiş, önceki (eski)... 2. Kuzeybatıdan esen, genellikle soğuk, bazen fırtına niteliğinde yel, keşişleme karşıtı... Şifresi olan... 3. Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret... Biraz geç olarak, geç saatlere yakın... Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin... 4. Bir tasarımın hazırlanmış ilk biçimi... Küçük çocuk... 5. Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış 14 15 bir bitkinin yaşama ve büyüme organı... Okuyucu, okur (eski)... Alkol... 6. Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü... Şuh... Renyum elementinin simgesi... 7. Çapraz düğmeli, ipek veya sırma işlemeli bir tür kısa yelek (eski)... Yurtları veya yurt duyguları bir olanlardan her biri, vatandaş... 8. Ağabey (halk ağzı)... Kibarca olmayan, bayağı... 9. Pek olma durumu... Uyuvermek işi... 10. Fransiyum elementinin simgesi... Bir oluş, düşünce veya ideolojinin temelini oluşturan değer yargıları... Yazım... 11. Hafakan... Siirt iline bağlı ilçelerden biri... Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar... 12. Kurtuluş, kurtulma (eski)... İnceltici... Tepi... 13. Gözde sarıya çalan kestane rengi... Yerden uzaklığı az olan... Bozulmamış, saf, temiz... 14. Atkı, hırka vb.nde kullanılan bir tür örgü biçimi... Liste yapan kimse... 15. İkicilik felsefesini kabul eden, düalist... İterek...
3
4
1 2 3 4 5 6
5
1
2
M A K Ġ N E
A R O M A
7 8 9 10 11 12 13 14 15
F A Ġ K Ġ Y E T
6
3
Y A ġ A R M G A E B D R Ġ E L L E E M M E E K
4
5
7
6
O K N J E F A N E D E N A S S R N Ġ C E Z A L S E P Ġ T Ġ M E K N E E V L
7
8
8
E M N R O N K E T T Ü A R T E A L R A A Z D Ġ Ġ L
9
10
9
11
12
R E L A L B Ġ L Y A E L Ġ M E K R E Ġ S Y Z E L A B E F Ġ M Ġ L E L Ġ Ğ Ġ K
E ġ A R P
10
13
14
15
M U K A T A H A Ġ L Ġ A ġ L E T A M N E A K
E R Ġ T Ġ L M E K
K A S I K O T U
M U M L U
ġ E R A Ġ T
11
12
13
6
P
ZAMANIN DİLİ
ost modern bir çağda Müslüman olmanın gerektirdikleri diğer dönemlere nazaran farklılık arz eder. Peygamber’in diriliş çağrısını yaptığı zamandan bu yana tebliğ ile irşat noktasında yöntem ve hareket ciddi değişikliklere uğramamıştır. Bölgesel faktörler, mezhebi farklılıklar vs dahi bu durumda önemli bir ayrıma neden olmamıştır. Tarihsel sürecin Peygamber’in sünnetini korumakla yahut Peygamber’in ameline katılmaya çalışılan uydurma hadiselerine karşı yapılan çalışmalarla şekillendiğini görürüz. Ancak günümüze gelindiğinde ise durum hatırı sayılır bir şekilde zorlaşmıştır. Din adıyla zikredilen her inanışın aynı kefeye konulduğu, daha da önemlisi Müslüman kimseler olarak bizlerin son din kabul ettiği İslam’ı ve son Peygamber bildiğimiz Hz. Muhammed Mustafa’yı dogma olarak gören bir çağın zamanında yer alıyoruz. Dolayısıyla kendimizi ifade etmekle beraber değerlerimizi ve inançlarımızı koruma, hatta savunma noktasında geçmişten başka bir çizgide olmamız gerekiyor. Fakat bu çizgi yalnızca itiraz etmek niyetiyle söylenen İslami kılıflı birkaç cümleyle olacak şey değildir. Ya da asrı saadetten 2000’li yıllara atlamaya çalışan, bunu yapmaya çalıştıkça da çıkmazlarda kalan kısır bir döngüyle de olmaz. Ayakları yere basmayan bunun neticesinde söylemde kalan, vecibelerin yerine getirilmesinde bir hareket görülmeyen, kendi içinde çelişkiye boğulan bir tutumda nihayetinde çözüme götürmez. Zamanın problemlerine zamanın diliyle cevap verilmediği müddetçe ve hali hazırda kitaplarda sunulan cevaplardan başkasına kafayı çalıştırmadan bu çarpık algımızın da değişmesi mümkün değildir. Zira bildiğimiz cevaplar şimdiki sorulara cevaplık teşkil etmiyor. Zira rivayet yoluyla gelen her bilgi, tercüme eserlerde yazdığı gibi karşılık bulmuyor şimdinin dünyasında. Sırtımızı yalnızca geçmişe yaslayan bir bakışla ancak tarihin kollarında yaşarız. Güncelin sorunlarına dönüp bakmamamız davetin sorumluluğundan kurtarmaz bizi. İçinde bulunduğumuz yüzyılın bilim ve teknoloji yüzyılı olduğunun farkındalığı ile temel İslami bilimlerle sosyal bilimleri harmanlayıp insanlığın öze dönüşüne vesile olma niyeti taşımalıyız. Mevcut bulunan İslami bilgimizi hayata geçirmek için İslami düşünce metotlarını da öğrenerek sahih kaynaklarımızı en doğru şekilde kullanmanın yollarını bulmalıyız. Daha da önemlisi metaya ehemmiyet veren sömürgeci dünya anlayışına karşı kılavuzumuz İslam’ın itidaline çağırmalıyız. İslam olmanın temeli vasatlığı yaşayabilme ümidi ile…
Âşıklar Torku söyledi ÂŞIKLARIN SAZINDAN DA DİLİNDEN DE KONYA ŞEKER DÜŞMEDİ 45 yıldır aralıksız olarak sürdürülen Aşıklar Şöleni dolayısıyla Konya’ya gelen halk âşıkları, Konya Şeker’e ait Torku Et ve Süt Tesisleri ile Çumra Şeker Kampusu’nda bulunan entegre tesisleri gezdiler. Türk tarımı ve tarımsal sanayi adına yapılanları yerinde gören âşıklar, Konya Şeker’in ülke tarımına kazandırdığı yatırımlardan ilham aldıklarını ve tesislerle iftihar ettiklerini söylediler. Konya tarımına ve ülke ekonomisine kazandırılan yatırımlar ve gerçekleştirilen hiz-
metlerden dolayı Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk’a teşekkür ettiklerini belirten âşıklar, hislerini tesisleri gezdikten sonra söyledikleri şiir ve güzellemelerle ifade ettiler. Konya Âşıklar Şöleni’nin 45’incisi için Türkiye’nin değişik bölgelerinden gelen 30 kadar Halk Ozanı, önce Konya Şeker’in iştirakleri arasında yer alan ve dünyanın en büyük et ve süt tesisi olan Torku Et ve Süt Tesisleri’ni gezdiler. Burada Torku Süt ürünlerini tadan âşıklar, “Ağzımız-
dan bal damlayacak” esprisiyle tesislere ve üretilen ürünlere olan ilgilerini gösterdiler. Şeker Kampusu, Âşıklara ilham verdiTorku Et ve Süt Entegre Tesisleri’nin ardından Konya Şeker’in Çumra Şeker Kampusu’na gelerek burada bulunan entegre tesisleri gezen âşıklar, Torku Çikolata, Yem, Paketli Şeker, Sıvı Şeker, Biyoetanol, Çumra Şeker Fabrikası, Ultra Klimalı Seralar ile Muz Seraları’nı gezdiler ve üretimi yapılan ürünleri yerinde gördüler.
Otomatiğe geçiş! Sürücü eğitimindeki manuel vites zorunluluğu kalkıyor. Türkiye Sürücü Kursları ve Eğitimcileri Konfederasyonu (TÜSEKON) Başkanı İsmail Yılmaz, kadınlara manuel vitesli otomobillerle verilen sürücülük eğitimi zorunluluğunun biteceğini belirterek, “Bayanlar çok istiyor. ‘Ben otomatik kullanacağım’ diyor. İnşallah bu da gerçekleşecek” dedi.
Diyabet ikiye katladı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in katıldığı “Uluslararası Diyabet Liderler Zirvesi’nde, bir diyabet hastası, diyabet hastalarının elektronik gözetim altında tutulabilmesi için üretilen “Elektronik Diyabet Ölçme Cihazı’nın” tanıtımını yaptı. Bakan Çelik, “Ülkemiz açısından olaya bakacak olursak, 2008 ile 2012 yılları arasındaki diyabet hastalarımızın sayısının 2 kat daha arttığını yani yüzde 100 artış gösterdiğini görüyoruz. Bizim 2012 yılında toplam sağlık harcamamız, 44 milyar dolardır. Bunun dörtte biri diyabet tedavilerine gitmektedir. Bu yönüyle baktığımız zaman son derece
önemli ve sıkıntılı bir tabloyla ülkemiz karşı karşıyadır.” dedi. Diyabet hastası İlhan İşman, diyabet hastalarının elektronik gözetim altında tutulabilmesi için üretilen “Elektronik Diyabet Ölçme Cihazı’nın” tanıtımını yaptı. Daha sonra basın mensuplarının sorularının yanıtlayan İşman, “Diyabet şeker hastasıyım. Bu cihazla hem tansiyonu mu hem de şekerimi ölçüyorum. Tansiyon ve şeker değerleri ölçüldükten sonra cihazın arka tarafından takılı olan 3G sim kart var. Bu sim kart ile bu veriler bizim medula sistemine gönderiliyor. Yani bu cihaz 3G ile çalışıyor” diye konuştu.
Şifreni değiştir! Yazılım devi Adobe’nin 38 milyon kullanıcısına ait şifrelerin çalınmasının ardından Facebook, kullanıcılarına acil “şifre değişikliği” uyarısında bulundu. Sosyal ağ, Adobe’nin hizmetlerinde Facebook hesabıyla aynı şifreyi kullanan kullanıcıların hemen gerekli değişikliği yapması gerektiğini belirtti.
7
Bunun adı aşk değil Ünlü edebiyatçı Prof. Dr. İskender Pala, ‘Herkes yaptığı fedakarlığı birbirinin yüzüne vuruyor. Bunun adı aşk değil, menfaatçiliktir’ dedi. Günümüz ilişkilerini eleştiren Ünlü edebiyatçı Prof. Dr. İskender Pala, “Herkes yaptığı fedakarlığı birbirinin yüzüne vuruyor. Bunun adı aşk değil, menfaatçiliktir” dedi.İskender Pala, Küçükçekmece Belediyesi Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirdiği ’Fuzuli Okumaları’ isimli söyleşi programında okurlarıyla bir araya geldi. Küçükçekmece’de her ay gerçekleşen söyleşi kapsamında, ünlü divan edebiyatı şairi Fuzuli’nin gazellerinden örneklerle hayata dair değerlendirmelerde bulunan Pala’nın verdiği söyleşiye, Küçükçekmeceliler yoğun ilgi gösterdi. “SEVDİĞİ KULLARI İSYAN ETMEZLER” “Bir insanın yaşamı boyunca belaya uğramaması, en büyük beladır. Çünkü o zaman size ne haliniz varsa görün demek istiyordur” cümleleriyle konuşmasını sürdüren ünlü edebiyatçı,
Y
Allah’ın sevgili kullarının kendilerine bir bela geldiğinde ’çok şükür rahmet yaklaştı’ diyerek karşıladıklarını ve isyan etmediklerini ifade etti. “MENFAAT İLİŞKİLERİ EVLİLİKLERİ BİTİRİYOR” Söyleşide günümüz iliş-
kilerine de dikkat çeken İskender Pala, evliliklerin kısa sürme sebebinin menfaat ilişkileri olduğunu söyleyerek, “Herkes yaptığı fedakarlığı birbirinin yüzüne vuruyor. Bunun adı aşk değil, menfaatçiliktir” dedi.
AR-GE’de yenilik Köyler boşalacak Vuslateri’ne dava Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, araştırmacıların Ar-Ge merkezi dışında geçirdikleri sürenin de muafiyet kapsamına alınacağını açıkladı. Ergün, yeni bir yatırım destek programı başlatmak istediklerini belirterek, “Bakanlık olarak, ülkemizde ilk defa orta yüksek ve ileri teknoloji alanlarında yapılan Ar-Ge projelerinin yatırım ve üretime dönüşmesi için yeni bir yatırım destek programı başlatacağız. Bu program kapsamında, toplam 50 milyon TL’ye kadar olan projeler desteklenecek. Bu program ülkemizde çok önemli bir eksiği kapatacak: Çünkü Türkiye’de Ar-Ge projeleri için çok çeşitli ve önemli destekler mevcut” diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi (PM) Üyesi ve İzmir Milletvekili Prof. Birgül Ayman Güler, Bütünşehir Yasası ile kırsal alandan kentlere büyük göç yaşanacağı uyarısında bulundu. Bütünşehir Yasası ile birlikte hayat pahalılığının geleceğini söyleyen CHP’li Güler, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu yasa ile birlikte köylerde yaşam pahalılaşacak. Emlak vergisi artacak. Zaten tarım politikaları nedeniyle köylerde büyük boşalma var. Günlük yaşamı sürdürme bakımından hayat o kadar pahalı hale gelecek ki insanlar köyü terke zorlanacak. 1950’li yıllardaki gibi büyük göç kırsal alandan kentsel alanlara doğru bir kez daha bu 30 ilde yaşanacak.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi eylemleri sırasında kendisiyle ilgili tweet atan oyuncu Gonca Vuslateri’ne dava açıyor. 25 Haziran 2013’de Başbakan Erdoğan’ın canlı yayınlanan grup toplantısı esnasında oyuncu Gonca Vuslateri, Twitter hesabından bir mesaj paylaşmıştı. Başbakan Erdoğan’ın avukatları Ali Özkaya, Muammer Cemaloğlu ve Burhanettin Sevencan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları’na gönderdiği dilekçede, Gonca Vuslateri’nin konu ile alakalı savunmasının alınmasını ve Twitter hesabının kendisine ait olup olmadığının sorulmasını istedi. Vuslateri, Erdoğan’ın grup toplantısı esnasında yazıp ardından hemen silmişti.
SURİYE ÇELİŞKİSİ
azarlarımızdan Nevzat Şipleme geçenlerde bir yazısında cemaatlerdeki gizli ellerin Müslümanların ortak meselelerinde birleşmelerini engellediğinden ve bunlardan cemaatlerin tabanlarının kurtulması gerektiğinden bahsetmişti. Bunun böyle olduğunu Suriyeli mazlumlara giden bir yardım tırına eşlik etmek için Antakya’ya gittiğimde gözlerimle gördüm. Nasıl mı? Antakya; Suriye’de Esed’in zulmüne, o zulümden kaçmak zorunda olanlara çoluğunu çocuğunu oralara bırakıp yine memleketlerindeki haklı savaşlarına dönen kahramanlara öyle yakinen şahitlik ediyor ki cemaatlerdeki gizli eller onlara uzanamıyor kafalarını bulandıramıyor. Ümmet bilinciyle davranmalarına engel olamıyor. Antakya’da bütün cemaatler Suriyeli kardeşlerimiz için neler yapabiliriz diye her hafta sırf bu gündemle koordinasyon toplantıları yapıyorlar. Hatta Konya’daki gönüllü teşekkül toplantılarına bile temsilci göndermeyen bir cemaat orada temsilci gönderebiliyor. Yurtlarını misafirhanelerini istisnasız gerek Suriyelilere gerek onlara yardım için gelen aktivistlere açıyorlar.Çünkü oradaki haklı davayı fiziken yakın olmaları hasebiyle yaşayarak öğreniyorlar. Sınırda yaşayanlar Esed’in top, bomba, füze atışlarını duyabiliyor, görebiliyorlar. Ama batıya doğru gidildiğinde bu iki adım ötemizde elimizi uzatsak elimizin değeceği yakınlıktaki bu topraklardaki zulme engel olmak isteyip elimizi uzattığımızda o gizli eller hemen elimizi tutup midemizi bulandırmaya başlıyorlar. Dur bakalım Esed’in askerlerinin adları ne; Ali, Veli yani Müslüman ismi zahire göre hükmederiz. Müslüman Müslümanı öldüremez diyebiliyorlar. Sen Cevaben Esed İsrail’in gizli garantörü, ya-
nında Amerika, Rusya, Çin, İngiltere, İran, Hizbuşşeytan var. Camilere, hastanelere masumların evlerine hedef gözetmeksizin bombalar yağdırmaya devam ediyorlar. Bunlarla savaşmayalım mı diyorsun? Şeytanın sağdan yaklaşma yolları çeşitli ya hemen yetiştiriyorlar. İçlerinde kaçamayanlar vardır razı olmadığı halde. Allah Rasulu bu gibiler için Mekke’nin fethini 1 yıl ertelemişdi rivayetini delil göstererek evet savaşmamalılar diyorlar. Buradakilere de savaşan muhaliflere askeri yardım etmeyin diyorlar. Oysa Mekke’nin fethi sırasında Hudeybiye anlaşması vardı ve Mekkeliler bu anlaşmayı bir defa ihlal ettiler daha sonra Medine’ye saldırmadılar. Halbuki Esed arttırarak saldırıyor ve 1 sene bekleme süresi geçti hatta 2 seneyi de geçti. Esed tarafında kalan Müslümanlar da istisnalar olsa da genelde hicret edenlerin binalarının kira gelirlerini almak için orada kaldılar. Esed de askeri kalmayınca onları zorla askere aldı. Çeşitli yollarla Esed tarafından askerler kaçabiliyorlar. Yani mazeret kalmadı Esed’in askerlerine… Ve bize de şu ayeti kerime mealen mazeret bırakmıyor.” Hem size ne oluyor da Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri bu ahalisi zalim memleketten çıkar, tarafından bize bir yardımcı gönder!” diye yalvarıp duran o güçsüz bırakılmış erkekler, kadınlar ve yavrular uğrunda savaşmıyorsunuz?” Nisa 75 Ben de sesleniyorum Ey Müslümanların önderleri bu ayetle amel etmiyorsanız bu ayetle amel edenlere engel olmayın,bu ayetle amel edenlere kesinlikle terörist demeyin, bu ayetle amel edenlere yardım edenlere de engel olmayın. Meydanlarda Rabia işareti yapıp Suriye cihadına, yakın olana sırtınızı dönme çelişkisini göstermeyin.
8
Bütçe açığı 3,17 milyar lira
KONYA BELEDİYELERİNİN ÇALIŞMALARINA İLİŞKİN HALKIN DEĞERLENDİRMESİ -1Konya Büyükşehir
K
entli haklarının en başta ve en geniş kısmını, yaşama hakkının kente bakan yönü olan sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkı oluşturmaktadır. Çünkü kentleşme sosyolojik bir olaydır ve kent halkının kente uyumu, kentin tabii çevresiyle bütünleşmesiyle tamamlanır. Bu açıdan çevre kavramının içine sosyal ve kültürel çevre de girmektedir. Günümüzde Türkiye nüfusunun % 80’ine yakını kentlerde yaşamaktadır. Hızlı göçün yarattığı bu durum, kentlerin fiziki olarak da çevresinin değişimine yol açmaktadır. Bu sebeple mevzuata giren bu hakkın kapsamı da geniş tutulmuştur. Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı kapsamında yer alan hakların çoğunluğu kentli hakları olarak yerel siyaseti ilgilendirmektedir. Mahalli seçimlere aylar kala halkın beklentilerine verilen cevaplar ve halkın memnuniyet olma durumu göre belediye başkanlarının karnelerine bakıldığında geçerli not almaları zor olacak gibi görünüyor. Yapılan anket ve mülakatlarda olgusal olarak ortaya çıkan durumu analiz edeceğiz: Bu çalışma bir saha çalışmasıdır. Belediye Başkanından Memnun Olma Durumu
Diğer N: 47
%: 3,6
Total N: 1300 %: 100,0 Bu çalışma belediye başkanlarının karne durumlarını ifade etmektedir. Halkın beklentileri arasında öncelik belediye başkanlarının geçen dönem seçim vaatleri arasında yer alan hususların gerçekleştirilip gerçekleştiremedikleri ile belediye bütçesinin nerelere harcandığı konularıdır. Büyükşehir Belediye Başkanından Memnun Olmama Durumu Ekip Çalışması Yok N: 263 %: 20,2 Halka inmeli N: 110 %: 8,5 Bütünleştirici Olmalı N: 55 %: 4,2 Total 428 %: 32,9 Olumlu N: 872
%: 67,1
Toplam N: 700
%: 100,0
Belediye Başkanı Hakkında İzlenimler Sorunları Dinleyen ve Çözen N: 237 %: 18,2 Mütevazi N: 310
%: 23,8
Çok memnun N: 175 %: 13,5
Halka Tepeden Bakan N: 127 %: 9,8
Memnun N: 676
Kendini Beğenmiş N: 87 %: 6,7
%: 52,0
Memnun değil N: 402 %: 30,9
Babacan Yardımsever N: 101 %: 7,8
Yorum Yok Sessiz Kalan N: 357 %: 27,5 Yakından Bilmiyor N: 1219 %: 93,8 Cevap Yok N: 81 %: 6,2 Total N: 1300
%: 100.0
Basında da yer alan haberlere göre Yerel Yönetimler Başkanlığı’nın hazırladığı performans kriterleri ile belediye başkanlarının performans kriterlerinin birbiriyle uyuşmamasının, belediye başkanları için büyük handikap olacağına göre Konya’mızda görev yapan belediye başkanlarının özellikle de Büyükşehir Belediye Başkanının işi hayli zor olacak gibi... Belediyelerin bütçeleri üzerinde yatırım ile festival/ eğlence için ayrılan miktarların oranının kontrol noktasının da önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Yapılan mülakatta, belediye başkanlarının eğlence ve sosyal faaliyetlerde, mevcut üniversite ve bilim camiası yerine, yüksek miktarlarda ücret ödenerek yapılan sosyal ve kültürel faaliyetlerin bütçe denetimi de istenmektedir. Mevcut Belediye Başkanlarının Yeniden Aday Olması Olsun Memnunuz N: 733 %: 56,4 Hayır Olmasın N: 509 %: 39,2 Diğer (alternatifi yok) N: 58 %: 4,5 Total N: 1300 %: 100,0
Mevcut belediye başkanlarının yeniden aday olması hizmet not karnelerinin derecelerine bağlı olmaktadır. Geçmiş seçim kampanyalarındaki vaatlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği, vatandaşlara hizmet için farklı yatırımlar geliştiren belediyelerin öne çıkarılacağı, belediye başkanının şahsi oyunun o ildeki parti oyundan az olmasının tekrar adaylık için büyük risk oluşturduğu, o ilin il milletvekillerinin belediye başkanı için verecekleri değerlendirme puanının önemseneceği bir ortamda belediye başkanlarının bir hayli zorlanacağı ifade edilmektedir. Belediye Başkanında Bulunması Gereken Özellikler Dürüst Tutarlı ve Adil N: 353 %: 27,2
Bütçe 2013 Ekim ayında 3,17 milyar lira açık verirken, 10 aylık açık 7,7 milyar lira oldu. Maliye Bakanlığı, bütçenin Ekim ayında 3,17 milyar lira açık verdiğini açıkladı. Ekim’de bütçe 761 milyon dolarlık faiz dışı açık verirken Ocak-Ekim döneminde bütçe açığı 7,7 milyar lira oldu. Faiz dışı fazla ise 38,6 milyar lira olarak belirlendi.
FUJIFILM en iyi yenilikçilerden Shigehiro Nakajima başkanlığındaki FUJIFILM Corporation, dünyanın en yenilikçi şirketlerinden biri olarak elde ettiği başarılarının sonucunda, arka arkaya ikinci yılda da Thomson Reuters tarafından “2013 En İyi 100 Küresel Yenilikçi”den biri seçildi.
Girişici/Yat. Olmalı N: 222 %: 17,1 Halka Saygılı N: 151 %: 11,6 Şeffaf ve Anlayışlı N: 351 %: 27,0 Halkla İç İçe N: 100 %: 7,7 Değerlere Saygılı N: 31 %: 2,4 Diğer N: 31
%: 2,4
Cevap Vermeyen N: 61 %: 4,7 Total N: 1300 %: 100,0
İlçelerle ilgili değerlendirme haftaya...
Gümrük kaçağı Ereğli’de polisin dur ihtarına uymayan otomobilde 12 bin adet gümrük kaçağı sigara ele geçirildi. Araca ve sigaralara el konulurken, daha önce görev başındaki polis memurunun üzerine araç sürmekten aranan araç sürücüsü E.E. gözaltına alındı.
9
S
enin ne zamandan beri hayatımda var olduğunu hatırlamıyorum ama varlığını unutacak kadar birbirimizden ayrı kalacağımızı sanmıyorum. Küçükken benim yanıma pek uğramadın çünkü ben senin varlığını fark edemeyecek kadar küçük olduğumdan benimle zaman geçirmek sana zaman kaybından başka bir şey olmayacaktı. Ben aslında kendimi fark ettikçe seni de fark etmeye başladım.. Başkalarının beni fark etmemesi ile arttı benim seni farketmem. İlk okulda başkalarının yanında seni gördükçe senin yerine kendimi koymaya çalıştım bir şekilde. Fakir ya da bakımsız olduğu için oyuna alınmayan çocuklarının yanında sen vardın, başkalarına göre daha az çalışkan olduğu için küme çalışmalarına alınmayanların yanında da sen. Nerede üzgün birini görsem yanında sen oluyordun, kendine bile hayrın yokken başkalarının yanında ne demeye olduğunu hala anlamış değilim. Sana rağmen, oyuna ya da çalışma grubuna alarak senden kurtarmaya çalıştım onları. Nerede kendi başına birini görsem anlarım ki yakınlarında bir yerlerde sen varsın. Benim de yakınlarımda oldun hep.. Kendi yalnızlığından kurtulmak için bana geldiğini filan söyleyerek kendimi de anlamlı kılmaya çalıştım ama ne sen kendinden kurtulabildin ne de ben senden. Ortaokul yıllarımızda sen birine verilebilecek en büyük ceza idin. Sürü psikolojisi ile yaşayan, birey olmanın ne olduğunu anlayamayan bizler için grubun dışına atılma, yani seninle baş başa kalma ne aşağılık bir şeydi. 16 kişinin aynı anda diş fırçalamaya gittiği, en az üçer beşer gruplarla gezilen bir yerde tek başına olanlara çok iyi bakılmazdı. Tek başına olanlara ne zaman iyi bakılır ki? Yemekhane sırasında sen varsın, çamaşır yıkamaya gidip de tek başına sıkamadığı çamaşırı sulu sulu bırakan birinin gözlerinin de sulu sulu olduğunu bir tek sen görürsün. Akşam sıkıcı etüt saatlerinde en çok sıkılan seninle zaman geçirendir yine. Kağıt-
ları karalatır, saçma saçma şiirler yazdırır, kendi kendine konuşturursun insanları. Kalp ağrısı çekenler hiç istemezler senin orada olmanı. Birileri ile heyecanını paylaşmak isterken seninle paylaşır en ağlamaklı anlarını, en acıyan yanlarını. Bu yaşlarda kimse istemez seni. Sen bu yaşlarda ne çekilmez şeysindir yalnızlık. Ceza olursun bitmezsin, arkalarında bırakıp kaçmak isterler onlardan önce o mekanlara gidersin. Çirkin ördek yavrusu kızlar çirkinliklerinin bedelini hep seninle öderler. Ödemeye başladıkları bedel, çoğu kez yaşama sevinçlerini de alır karşılık olarak. Yaşama sevinci bitince de sen çıkıp gelirsin. Özellikle kızlar çok takar sana. Onlar için sen en son düşünülecek şeysindir ama hep ilk sen çıkarsın olur olmadık yerde. Partide, düğünde, yemekte, filmde, çay bahçesinde. Nereye gitse, gittiği yer neresi ise sen doldurursun o gelmeden. Senin çok takıldığın insanlar belli bir zaman sonra diğerlerinin de ilgisini çekerler. Bak nihayet bir işe yaradın.. Herkes kendi arasında konuşmaya başlar neden senden ayrılamadığını. Ama sen kulakları sağır, gözleri görmez edersin belli bir zaman sonra. İnsan sana alışmaya görsün, gözü başka bir şeyi görmez olur. Alışmasa da katlanır, bilmez ki senden nasıl kurtulabilir.
Yetişkin bir birey olduğunda sen daha da çok batarsın göze. Yetişkin birey yetişemediği doğru kişilerin ardından ah vah ederken, sen mahçup bile olmazsın onu oyaladığın için. Doğru zaman teraneleri okuyanlar sana da arada bir ah ederler gidemediğin için. Davetlerde masanın en kötü yanı seninle olan kişiye verilir. Dans eden çiftler acıyarak senin dansa kaldıramadığın kişiye bakarlar ve acınası yalnızlığını vurgulayarak birilerinin seni lütfedip dansa kaldırması için baskı yaparlar. Çiftler çift olmanın olumlu yanlarını teker teker anlatırken, söz yine senin bırakamadıklarına gelir. Küçük yaşlarda ceza iken belli bir zaman sonra kader olursun çoğunun gözünde. Sokakta elini tutamazsın, sinemada ağladığında göz yaşını silemezsin, yemekte ne yenileceğine karar veremezsin, ama zor zamanlarda kararlar senin sayende daha kolay ve çabuk alınır. Kendini iyi hissetmek için yapılan yemekleri beğenip yemezsin, senin yemediklerini onu seninle daha fazla baş başa bırakmaya kıyamayan arkadaşları gelip afiyetle yer. Yemekler yenilir, muhabbet edilir, senin kulakların çınlatılır.. Bilmezler ki sen bir köşeye pusu kurup beklemedesin, misafirler gider gitmez ilgisizliğin acısını çıkartıp ta yüreğine gelip konacaksın.
Bilmezler ki sen gece yarısı ağlamalarına, gündüz kendi başına konuşmalarına, menekşenin her yaprağına fısıldanan sırlara ortaksın. Sen en çok dua ile gelirsin, sen varken dua etmeği gelir insanlara. Özellikle bilinmeyen bir mekanda seninle baş başa iken. Senden değildir korkuları, seni aratacak başka insanlardır. Sen Pazar sabah içilen kahvenin mis kokusunu içine çekerken, kahveyi içen ya keyifle çeker yudumunu ya da sana kızarak. Ne yüzsüzsün sen böyle. Sağlıkta pek dokunmazsın da hastalıkta hiç çekilmezsin. Eli ayağı tutmayan birinin çorba içesi geldiğinde içesi gelmez sen boğazını yumruk yumruk ettiğinde. Ne ayağı tutar ne eli, ne de dili sana kızmaya, ne de senden yakınmaya. Herkes eş olmaktan bahsederken, sen birey olmakla ilgili nutuklar çektirirsin. Sağlam durmayı öğretirsin ama öğretemezsin seninle yaşamayı hiç bilmeyenlere. Korkar insanlar senden. Seninle kalmaktan korkarlar, ışık yakarlar sen kaybol diye ama ışıktan da rahatsız olmazsın. Televizyon sesi açarlar, senin sesini bastırmak için, kapılara ayakkabı koyarlar tüm sülalenle orada olduğun anlaşılmasın diye. Evdeki kavrulmuş soğan kokusu ile kalabalıkmış hissi verirler çünkü komşular bilmez senin soğan yemediğini. Pazara gidip koca bir aileye yetecek kadar alış veriş yaptıklarında anca kendilerini kandırırlar mutlu aile yalanları ile doldurdukları poşetlerinde. Alışveriş sepetinde de sen varsın. Gram hesabı alınan zeytin ve peynirler bas bas bağırırlar dolu sepetlere biz buradayız diye. Ve de dolu sepetlerin sahiplerine bizim yüzümüzden “ben” oluyor diye. Ben aslında diye başlayan cümlelerde işin aslını dile getiremeden, diğer insanlar keser lafını senin yüzünden. Ben aslında yalnız başıma film izleyebilirim, yemek yiyebilirim, sokaklarda yürüyebilirim, acılarımla baş edebilirim, istediğim filme gider beğenmediğimde kendime kızarım, kendime tatlı ısmarlarım diyemeden sen bas bas bağırırsın “yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz” diye. Şairin sana sahip çıktığı zamanlardan kalan dizeleri…
Cemaata izah! Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı gündemdeki ‘dershanelerin kapatılması’ tartışmasında kendilerine yönelik eleştirilere yanıt verdi. Bakan Avcı Gülen cemaatinin niye bu kadar tepki gösterdiğini anlamadığını kendilerine de defalarca izah ettiklerini söyledi. Bakan avcı şyöyle devam etti: “Bu konu zaten uzunca bir süreden beri gündemde. Daha önce de yasal düzenleme yapılacağı konusunda açıklamalarda bulunuldu. Ortaya atılan bir metin üzerinden var olmayan sonuçlara ve yargılara dayanarak bu kadar haksız eleştirilerin yapılması hepimizi çok şaşırttı. Bu krizde oturup konuşulup ara yol bulunur.”
CHP’nin tavrı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bugünkü koşullarda dershanelerin kapatılması pek akıllı bir politika değil” dedi. Dershanelerin sorun değil bir sonuç olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Üniversite sınavlarına milyonlarca genç giriyor. Bu eğitim sistemi dershaneleri zorunlu olarak ortaya çıkarıyor. Her anne baba şu ya da bu şekilde çocuğunu dershaneye gönderiyor. Ayrıca bugün dershanelerde binlerce kişi çalışıyor. Öğretmen ya da öğretmen olmayan. Bütün bunları görmeden sağlıklı gözlemlemeden ‘Ben dershaneleri kapatacağım’ demek doğru değildir. Ne olacak orada çalışa öğretmenler. Ne olacak öğrencilerin hali. Anneler babalar gönüllü olarak mı çocuklarını dershanelere gönderiyorlar.” diye konuştu.
10
11