DAHA KAÇ SABAHIMIZ KALDI?
HARAMZÂDELER 3’te
HER YER GAZZE HER YER FİLİSTİN!
8’de
43. Sayı
14 - 21 Ağustos 2014
www.anadolugunluk.com
Makamdan çekil!
‘Bunlar haindir’
Seçim sonrası bir araya gelen bir grup CHP’li, Kılıçdaroğlu’na ‘makamdan çekil’ çağrısı yaptı. Emine Ülker Tarhan’ın önderliğinde toplanan CHP’li vekillerden Kılıçdaroğlu’na sert sözler geldi. 4’te
50 Kr
Irak’a yardım
IŞİD’e destek verilmediğini kaydeden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “IŞİD Türkiye’den destek alıyor diyenler ya kör ya da vicdansızdır. Hele bunu Türkiye’de söylüyorsa birisi, haindir” dedi. 5’te
Konya Büyükşehir Belediyesi, Irak’ta yaşanan terör olayları ve iç karışıklıklar nedeniyle göç etmeye mecbur bırakılan Türkmenler için 50 ton yardım malzemesi ile yüklü üç tır gönderdi. 2’de
Başbakanlık kriteri Recep Tayyip Erdoğan, devredeceği başbakanlık için üç ana kriter belirledi: Paralel yapıyla mücadele, terör sorununa çözüm ve yeni anayasa için Meclise 330 milletvekiliyle girebilecek güce sahip olma. PARALEL, ÇÖZÜM Türkiye’nin ve AK Parti’nin, “paralel yapı ile mücadele, çözüm süreci ve yeni anayasa” olmak üzere üç ana kriteri bulunduğunu açıklayan Erdoğan, paralel yapılanmanın ülkenin bekasını tehdit ettiğini belirterek, bununla mücadelenin ‘istiklal mücadelesi’ olduğunu, bu mücadelenin MGK’da da ‘devlet kararı’ haline getirildiğini söyledi ve yeni başbakanın bu konuda kararlı olması gerektiğini vurguladı.
Konya’nın Selçuklu Müftülüğüne bağlı Özalan Camii, bir Osmanlı geleneği olan hatim programlarını günümüzde hala sürdürmeye devam ediyor. Haftada bir kez indirilen hatimlerin duası, toplu olarak camide yapılıyor. 6’da
Lidya hazineleri Yurtdışına kaçırılan tarihi eserlerin iadesi için yapılan ısrarlı takip sonuç vermeye devam ediyor. Türkiye’nin de katıldığı operasyonla ABD’de ele geçirilen 10 Lidya mezarı, geri getiriliyor. Son 10 yılda 4 binden fazla iade var. 8’de
GÜÇLÜ GİRMELİYİZ Erdoğan’ın, yeni başbakanın hayati önemdeki yeni anayasa için Haziran 2015 seçimlerinde başarılı olması gerektiğini belirterek, “Yeni başbakan, seçimlerde AK Parti’yi en güçlü şekilde temsil edecek, Türkiye’yi de dünyada en güçlü şekilde temsil edeceği güvenini verecek biri olmalı. Böylece Yeni Türkiye’nin olmazsa olmazı yeni anayasa için gerekli 330 milletvekiline ulaşabiliriz” dediği öğrenildi.
İŞKUR müjdesi
2
3
5
6
7
DAVUTOĞLU ÖNDE Toplantıda MKYK üyelerinin başbakanlık için ‘isim’ önerileri alındı. MKYK üyeleri ağırlıkla Ahmet Davutoğlu, Mehmet Ali Şahin, Binali Yıldırım ve Bülent Arınç’ı önerdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün partiye dönerek genel başkan seçilmesini önerenler ile Gül’ün milletvekili seçilebileceği Haziran 2015 seçimlerine kadar ‘geçici başbakan’ olarak Arınç ve Babacan’ı aday gösterenler de bulunuyor. 4’te
Osmanlı geleneği
AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Akış, Beyşehir ve Akşehir ilçelerine İŞKUR Merkezi’nin kurulması için her şeyin tamamlanarak Bakan onayından geçtiğini söyledi. Türkiye genelinde altı büyük ilçede açılacak olan İŞKUR’un ikisi Konya’da yer alıyor. 2’de
2
Türkmenlere yardım Konya Büyükşehir Belediyesi, Irak Türkmenlerine üç tır yardım gönderdi
Örnek oldu
“Arkalarındayız” Cuma namazı çıkışında tarihi Şerafettin Camii önünde toplanan Müslümanlar, Gazze ve Doğu Türkistan’da hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kıldı. Konya İHH Yönetim Kurulu Üyesi Selim Öncü, “Yapılan saldırılarda çoğu kadın ve çocuk 2 bine yakın Gazzeli Müslüman şehit olmuş, 10 bine yakın insan da yaralanmıştır. Hamas, şanlı direnişine devam etmektedir. Çin diktatörlüğünün de Doğu Türkistan’a başlattığı saldırılar neticesinde sadece Müslüman oldukları için 300’e yakın kardeşimiz şehit edilmiştir. Doğu Türkistanlı kardeşlerimize yüce Rabbimizden rahmet diliyor ve geride kalan kardeşlerimizin maddi ve manevi her zaman yanlarında olacağız” dedi.
Dönüşüm başladı Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, yıllardır vatandaşların beklediği kentsel dönüşüm çalışmalarını sonunda müjdeledi. İlk olarak kentsel dönüşüm çalışmalarına Hacıfettah, Çaybaşı ve Aksinne Mahallelerinden başlandığını belirten Başkan Toru, ilçenin temel sorunlarına neşter vurmak için çalıştıklarını söyleyerek, dönüşümü çok yönlü düşündüklerini ifade etti. İlk olarak Hacıfettah, Çaybaşı ve Aksinne Mahallelerinde planlamanın yapıldığını belirten Başkan Toru, “Meram için artık dönüşüm ve gelişim başlamıştır” dedi.
Konya Büyükşehir Belediyesi, Irak’ta yaşanan terör olayları ve iç karışıklıklar nedeniyle göç etmeye mecbur bırakılan Türkmenler için gıda, hijyen ve çocuk ihtiyaçları malzemelerinden oluşan 50 ton yardım malzemesi ile yüklü üç tır gönderdi. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile koordineli olarak gerçekleşen organizasyon kapsamında yardım malzemesi taşıyan tırları uğurlayan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Irak’ta yaşanan olayların Türk milletini derinden etkilediğini söyledi. Akyü-
rek, “Bu coğrafyada bulunan soydaşlarımızın, dindaşlarımızın huzura ve barışa erişmelerini diliyoruz. Biz de mağduriyetlerin giderilmesi için elimizden gelen katkıyı yapıyoruz” dedi. Türkmeneli Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Dr. Aydın Beyatlı da, Irak’ta büyük bir insanlık dramı yaşandığını, Türkiye’nin zor durumda olan Türkmenlerin her zaman yanında olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin Irak’a 12 bin çadır ve 93 TIR yardım malzemesi gönderdiğini, bunu başka hiçbir ülkenin yapmadığını belirten Beyatlı, “Yaşanan sıkıntılar ancak el ele verilerek atlatıla-
bilir. Bizden desteğini esirgemeyen Türkiye Cumhuriyeti hükümetine, Konya Büyükşehir Belediyesi’ne, Konya’nın yöneticilerine ve Konya halkına çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. AK Parti İl Başkanı Ahmet Sorgun da bir açıklama yaparak, Irak’ta zor günler geçiren Türkmenlerin yanında olan ve yaralarını bir nebze de olsa sarmaya çalışan Konya halkına teşekkür etti. Konuşmaların ardından 50 ton yardım malzemesini taşıyan üç tır, Büyükşehir Belediyesi Mevlana Kültür Merkezi bahçesinden Irak’a uğurlandı.
Taşkent Müftülüğü, bu yıl Yaz Okulları’ndan mezun olan yüze yakın genç öğrencisine Konya’yı gezdirdi. Taşkent Müftüsü Mustafa Bilgiç yaptığı açıklamada, “Taşkent Müftülüğü’müz olarak Yaz Okulları ve Kur’an Kursları’nda okuyan Kur’an-ı Kerim ve ezberlerde temayüz etmiş, Kırk Hadis ve Esma-ül Hüsna’yı ezberleyen 100 civarında kız ve erkek öğrenciyi Karatay Hayvanat Bahçesi, Şehitlik, Konya Mevlana Müzesi ve İslami Kriterlere göre dizayn edilmiş tatil köyü Yazır Akua Park’a götürdük” ifadelerini kullandı. Taşkent Müftülüğü’nün bu tür aktivitelerle yöre gençlerinin dini eğitimde motive etmeye devam etmesi bekleniyor. Ayrıca Taşkent Müftülüğü’nün bu faaliyetleri diğer müftülüklere de örnek oluyor.
Akış’tan, ilçelere İŞKUR müjdesi
“Konya’da Ramazan Sevinci”
AK Parti Konya Milletvekili Mustafa AKIŞ, Beyşehir ve Akşehir’e İŞKUR açılacağı söyledi.
“Konya’da Ramazan Sevinci” konulu ulusal fotoğraf yarışmasının sonuçları açıklandı.
Ak Parti Konya Milletvekili Mustafa Akış, Konya’nın büyük ilçelerine İŞKUR merkezi açılacağı müjdesini verdi. Akış, yaptığı açıklamada Beyşehir ve Akşehir ilçelerine İŞKUR Merkezi’nin kurulması için her şeyin tamamlanarak Bakan onayından geçtiğini söyledi. 81 İl Müdürlüğüne ilave olarak 49 büyük ilçede hizmet merkezleri ile faaliyetlerine devam etmekte olan İŞKUR’un Türkiye genelinde altı büyük ilçede daha yeni hizmet merkezi açacağını ifade eden Akış bu altı ilçeden iki tanesi Konya’nın Beyşehir ve Akşehir ilçeleri olduğunu söyledi.
Mustafa AKIŞ açıklamasının devamında, Konya ilimizde merkezde Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, Ereğli ilçesinde ise Hizmet Merkezi şeklinde hizmetin devam ettiğini ifade ederek, “Akşehir ve Beyşehir ilçelerinde de Hizmet Merkezlerinin açılmasıyla daha çok vatandaşın İŞKUR hizmetlerinden faydalanmasını sağlamış, hizmeti vatandaşımızın ayağına götürmüş olacağız. İş arayan ve işverenler il müdürlüğüne gitmeden, il müdürlüğünde yapabildiği işlemleri bu merkezlerimizde yapabilme imkanına sahip olacaklar” dedi.
Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Konya’da yaşanan Ramazan coşkusunu fotoğraf karelerine yansıtarak şehir kültürünün tanıtımına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği “Konya’da Ramazan Sevinci” konulu ulusal fotoğraf yarışmasında dereceye girenler belli oldu. Ramazan ayında Konya genelinde yaşanan sevinç ve coşkuyu fotoğraf karelerine yansıtarak şehir kültürünün tanıtımına katkı sağlamak amacıyla düzenlenen yarışmada 348 eser yarıştı.
Mehmet Can, Mustafa Binol, Mustafa Bülent Pirinçci, Seyit Konyalı ve Zeki Doğan Şenyıldırım’dan oluşan Seçici Kurul’un yaptığı değerlendirmenin ardından birinci, Mehmet Koru (Konya Meram), ikinci, Serkan Daldal (Konya Beyşehir), üçüncü, Salim Şimşek (Muğla) oldu. Yarışmada 30 eser de sergilemeye layık görüldü. Yarışmada birinciye 3 bin lira, ikinciye 2 bin 500 lira, üçüncüye 2 bin lira, sergilenen 30 esere de 150’şer lira ödül verilecek. Yarışma sonuçları ile ilgili ayrıntılı bilgi www.konya.bel.tr adresinde yer alıyor.
‘Yapılmayanı Erdoğan yaptı’
3
Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kadir, ‘Başka hiçbir hükümetin yapmadığını Başbakan Erdoğan’ın hükümeti yaptı. Türkiye tarihinde Uygur Türklerine bu kadar sahip çıkan başka hükümet yok’ dedi.
Kadir: Erdoğan Doğu Türkistan’da soykırım olduğunu söyleyen ilk devlet adamı.
Doğu Türkistan mücadelesinin sembol ismi, Uygurların anası olarak bilinen Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kadir, “Başka hiçbir hükümetin yapmadığını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümeti yaptı. Türkiye tarihinde Uygur Türklerine bu kadar sahip çıkan başka hükümet yok. Eğer birisi çıkıp ‘Başbakan Erdoğan Uygurlara yardım etmedi’ dese ben onun da karşısına dikilirim” dedi. SOYKIRIM DİYEBİLEN İLK DEVLET ADAMI Kadir açıklamasında “Başbakan Erdoğan’a çok minnettarız. Mevcut hükümetin bize en fazla sahip çıkan Türk hükümeti olduğunu üstüne basa basa söylemek istiyorum. Çin’in Doğu Türkistan’da soykırım yaptığını yıllardır tüm dünyaya anlatmaya çalışıyoruz ama dünya bu konuda
Şartlarımızı kabul etmedikçe buradayız Müftüden ret Hamas lideri İsmail Heniye, İsrail’e kalıcı ateşkes imzalamak için şartlarının olduğunu bundan geri adım atmayacaklarını söyledi. Hamas liderleri İsmail Heniye, Hamas’a yakın Aksa televizyonuna yaptığı açıklamada, “Kahire’deki Filistin delegasyonuna sonuna kadar güveniyoruz ve delegasyonun, Gazze halkının çektiği büyük acılar karşısında onurlu bir sonuç alacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Heniye, “Düşman, sahada başaramadığını siyaset yoluyla da başaramayacak. Çünkü şerefli halkımızın ödediği ağır bedellere karşılık büyük bir sorumluluğumuz var” dedi. Hamas’ın askeri kanadı İzzettin Kassam Tugayları ise İsrail’le varılan 72 saatlik ateşkese ve işgale son verilmesine rağmen mevzilerinde bekliyor. Bir Kassam Tugayları üyesi, “Yüksek bir hazırlık içindeyiz. Her an alarm halindeyiz. Düş-
man direnişin tüm şartlarını kabul etmedikçe buradan ayrılmayacağız” dedi. Bir başka Kassam Tugayları üyesi ise şunları söylüyor: “Hedeflerini gerçekleştirdiğini sanan düşmana buradayız diyorum. Siz de direnişin nasıl imkanlara sahip olduğunu gözlerinizle görüyorsunuz. Dahasını göreceksiniz. Biz hâlâ tüm imkânlarımızla burada, sınırdayız. Yardım hattındaki kardeşlerimiz her türlü desteği sağlıyor. Direnişin ortaya koyduğu tüm şartlar kabul edilinceye kadar burada direnecek güçteyiz” dedi. İsrail ve Hamas 5 Ağustos Salı günü saat 8:00 itibariyle başlayan 3 günlük ateşkesi kabul etmişti. Kalıcı ateşkes görüşmeleri ise Kahire’de devam ediyor. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Gazze saldırılarında 64’ü asker, 3’ü sivil 67 kişinin öldüğü, 463’ü asker, 83’ü sivil 546 kişinin yaralandığı belirtildi. (Al Jazeera)
Mısır’da, aralarında İhvan Rehberlik Konseyi Başkanı Bedii’nin de bulunduğu 14 kişiye verilen idam cezasına müftü olumsuz görüş bildirdi. Yargı kaynaklarından alınan bilgiye göre, Mısır müftüsü, “İstikame Camisi Olayları” olarak bilinen davada yargılanan ve Haziran ayında idam cezasına çarptırılan 14 kişinin iştişari amaçla gönderilen dosyasına olumsuz görüş bildirdi. Bunun ardından konuyu yeniden değerlendiren Giza Ceza Mahkemesi, dosyayı ikinci kez müftüye sevk etti. Müftünün idam kararlarındaki görüşünün istişari amaçlı olduğunu ve bağlayıcılığının bulunmadığını hatırlatan sanıkların avukatlarından Muhammed Demati, “Dosyanın ikinci kez müftüye sevk edilmesi, diğer kararlardaki gibi intikam amaçlı olduğunun delilidir” dedi.
sessiz kalmayı sürdürüyor. Ancak ilk kez bir devlet adamı olarak Başbakan ErdoğanTemmuz 2009’da bütün dünya kamuoyu önünde bunun bir “soykırım” olduğunu söyledi” dedi. GÖNLÜMÜZ ERDOĞAN’DA Hem Erdoğan hem İhsanoğlu, bizim için çok iyi insanlardır. Her ikisi de Doğu Türkistan meselesini kendi meselesi olarak görüyor. Biz Türkiye’deki bütün cumhurbaşkanı adaylarına, bütün partilere, herkese Doğu Türkistanlı olarak aynı mesafedeyiz ama gönlümüz Erdoğan’dadır, bütün Uygurlar ona dua ediyoruz. Ayrıca Ekmeleddin Bey Doğu Türkistan davasına çok yakın, çok samimi, uzun yıllar bu davaya gönül vermiş biri. Onun da hakkını yememek lazım.
Batılı IŞİD üyeleri Irak ordusunun, ülkenin kuzeyinde IŞİD militanlarının elinde tuttuğu Musul kentine düzenlediği hava saldırısı sonucu 60 IŞİD militanının öldüğü bildirildi. Peşmerge güçlerinin elinde bulunan cesetlerin incelenmesi sonucunda ilginç bilgilere ulaşıldı. Güvenlik kaynakları çatışmada öldürülen IŞİD militanlarından 4’ünün Fransız, 1’inin ise Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olduğunu bildirdi. Öldürülen kişilerin üzerinde ABD ve Fransa vatandaşı kimlikleri çıktığı öğrenildi. Bu iddialar IŞİD hakkındaki menfi yorumları kemikleştiriyor.
Rusya’yı takmıyor
Peşmerge engeli
Kazakistan Tarım Bakanlığı, Rusya’nın ABD, AB, Kanada, Norveç ve Avustralya’ya gıda ve tarım ürünlerine yönelik ithalat yasağı uygulayacağına dair aldığı yaptırım kararı konusunda Rusya ile görüşme halinde bulunmadıklarını açıkladı. Tarım Bakan Yardımcısı Gulmira İsayev yaptığı açıklamada, Kazakistan’da insan ve hayvan sağlığını tehdit edebilecek salgın ve benzeri durumlarda gıda ve tarım ürünü ithalatı yasağı uygulamasının gündeme gelebileceğini kaydetti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin-Nazarbayev görüşmesinde “Rusya’nın gıda ve tarım ürünlerine yönelik ithalat yasağı uygulayacağına dair aldığı yaptırım kararının tek taraflı bir işlem olduğu ve Avrasya Ekonomik Birliği’nin diğer ülkelerinin bu karara katılmak durumunda olmadığı” belirtildiği bildirilmişti.
IŞİD’in Telafer’in ardından Şengal’i işgal etmesi üzeri ne kentte katliamlar arta rak devam ediyor. Telafe r’in düşmesinin ardından Şengal’e sığınan yaklaşık 5 bin Türkmen’le beraber 50 bin kişi IŞİD tehdidi altın da. Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mehmet Tütüncü Türkiye’nin Telafer’de Müs lüman eliyle Müslümanlar’a yapılan zulme sessiz kal masına tepki gösterdi. Tü tüncü, “Bizim sıkıntımızın ana nedeni cellatlarımızın Müslüman olmasından kay naklanıyor” dedi. Tütüncü ayrıca, “Türkiye’ye gelmek isteyen insanlar var bunla rın birçoğunun pasaport sı kıntısı var. Telafer ve Musul doğumlular pasaportu olsa dahi Kürt bölgesine gireme dikleri için Türkiye’ye gele miyorlar. Kürtler onları ken di bölgelerine sokmuyorlar” ifadelerini kullandı. (Bugün)
4
Davutoğlu ilk sırada Tarhan: İstifa etsin Seçim sonrası parti yönetimini topa tutan bir grup CHP’li vekil, Emine Ülker Tarhan’ın önderliğinde basın açıklaması yaptı. Emine Ülker Tarhan basın açıklamasında şunları söyledi: “Birden bire bir aday zuhur etmişken, bu şahsın kim olduğunu sorgulamamıza bile izin verilmedi. CHP’de sol şeridi boşaltanlar şimdi mutlu mudur? CHP Gezi ruhundan, Atatürk’ten uzaklaşmış ve seçimi kaybetmiştir. Seçim sonuçları için başarılı demek CHP tabanının aklıyla alay etmektir. Bu muhalefet anlayışında artık sona gelinmiştir. CHP başkası gibi olmaya çalıştı ve kaybetti. Artık ya kendini kandırmaya devam edecek ya da yeni bir yol çizecektir. Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibi, seçmeni suçlamaktan vazgeçip makamdan çekilme ve kurultaya gitme olgunluğunu göstermelidir” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra başbakanlık için Ahmet Davutoğlu’nu öneren Anadolu Günlük halkın nabzını tuttu. Davutoğlu kamuoyu yoklamasına ilk sırada yer alıyor!
Anadolu Günlük’ün 8-15 Temmuz 2014 tarihli 39. sayısı
İnce: Kılıf bulmayın Genç, ucuz kurtardı Hanzoymuşuz CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Cumhurbaşkanlığı Seçiminde alınan yenilgi sonrası Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Ortada büyük bir hezimet var. Şimdi hezimete kılıf bulma zamanı değil, çare olma zamanıdır” sözleriyle seslendi. CHP’nin eriyip gitmesini seyretmeyeceğini kaydeden İnce, “Bu kötü sonucu öngördüm, uyardım ama partime zarar vermemek için sustum ve seçimi kazanmak için çalıştım” diye konuştu.
“Eğer seçimlerde AKP yüzde 52 oy alsın kendimi yakacağım” diyen CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’i gurbetçiler kurtardı. Genç, seçimlerden önce, “Eğer bunca yolsuzluğa, hırsızlığa rağmen halk yine de AKP’ye oy veriyorsa ben buna şaşarım. Eğer seçimlerde AKP yüzde 52 oy alsın kendimi yakacağım. Kendimizi yakmamız lazım” demişti. YSK’nın yurt dışında oy kullanacaklar için getirdiği randevu sistemi Genç’e yaradı.
Yönetmen Mustafa Altıoklar, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sonrası Türk halkına hakaret etti. Altıoklar, Twitter hesabında anne ve babasının nikahlarında çekilen bir fotoğrafı, “Annemle babam 1953’te nikahlanırken, Türkiye’nin 2014’te bu denli hanzolaşacağını düşünmüş müdür acaba?” ifadeleriyle paylaştı. Erdoğan’ı büyük bir farkla Cumhurbaşkanlığı görevine layık gören Türk halkına “hanzo” diyen Altıoklar’a tepkiler sürüyor.
İLK SIRADA O VAR Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından gözler AK Parti’ye çevrildi. Şimdi herkesin aklında şu soru var: Yeni Başbakan kim olacak? Kamuoyu yoklamalarında Başbakanlık için Ahmet Davutoğlu ön plana çıkıyor. Davutoğlu’nu Mehmet Ali Şahin, Binali Yıldırım ve Bülent Arınç takip ediyor.
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU Edinilen bilgiler, yeni Başbakanın Ahmet Davutoğlu olacağı yönünde. MKYK toplantısında Erdoğan’a görüşlerini bildiren üyeler, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olacak kişinin Erdoğan kadar güçlü ve etkileyici olmasını istediler. “Başbakan kim olmalı?” diyen Erdoğan’a verilen cevapta Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ismi ön plana çıktı.
BAŞKAN, BAŞBAKAN… Seçimin ardından, yeni yol haritası için çalışmaya başlayan Erdoğan ile AK Parti kurmayları ilk olarak 27 Ağustos’ta kongre kararı aldı. Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve parti sözcüsü Hüseyin Çelik’in kongrede genel başkan olacak kişinin aynı zamanda Başbakan olacağına vurgu yapması dikkat çekti.
ERDOĞAN SORACAK Başbakanlık ile ilgili kararı Erdoğan verecektir, ancak AK Parti’ye gönül verenlerin Davutoğlu ismine itiraz etmediği açık şekilde görülüyor. Başbakan Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığı adaylığı belirleme sürecinde olduğu gibi; parti teşkilatı, milletvekilleri, il başkanları ve belediye başkanlarıyla yapacağı istişareden sonra karar vermesi bekleniyor.
‘Camileri yıkarız’ Çevreci(!) Filiz Ersan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının plajlara ibadet yerleri yapılmasına izin veren değişikliği eleştirdi. “Turizm gönüllüsü olarak, çocuklarımıza miras kumsallarımızda, cami yapılmasına izin vermeyeceğiz. Plajlara cami yapılsa bile gün gelip biz onları söke söke yıkmasını biliriz” dedi. Plajdaki camiye giden bir Müslüman’ın güneşlenen bir kadını mayolu halde gördüğünde günaha gireceğini ve abdestinin bozulacağını söyledi.
Galeyana gelmiş Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’ndaki Türk bayrağını indirdikten 2 ay sonra yakalanarak tutuklanan ‘Arap’ lakaplı Ömer M. “pişmanım” dedi. ‘Ömer M., “Cenazede sloganlar ve taşlama olunca bu atmosferden galeyana geldim. Duygularıma hâkim olamadığım için Türk bayrağını indirdim. Planladığım bir şey değildi. Bayrağı indirdiğim için pişmanım. Kimse beni yönlendirmedi. Hiçbir örgütle bağlantım yok. Pişmanım” dedi.
5
‘Ya vicdansız Ya haindir’
Haramzâde
Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği iddialarını bir kez daha reddeden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “IŞİD Türkiye’den destek alıyor diyenler ya kör ya da vicdansızdır. Hele bunu Türkiye’de söylüyorsa birisi, haindir” dedi. PKK VE PYD’DEN DESTEK 10 Haziran’da Musul’u ele geçiren Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının ilerleyişi sürüyor. Musul’un kuzey ve doğusundaki ilçelere yönelen örgüt, Ezidilerin yaşadığı Sincar ve Hıristiyanların Irak’taki en büyük yerleşimi Karakuş’u kontrolü altına aldı. Binlerce insan Erbil’e ve dağlara doğru kaçarken selefi örgütün ilerleyişini durdurabilmek için çabalayan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne PKK ve PYD’nin silahlı kanatları HPG ve YPG militanları da destek veriyor.
BU İDDİA SAHİPLERİ HAİN Türkiye’nin iç siyasi gündemi hareketliyken dışarıdan herhangi bir hesap edilmeyen riskin ülkemize bulaşmasını engellemeye çalıştıklarını söyleyen Davutoğlu, Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği iddialarını bir kez daha kesin bir dille reddetti. Davutoğlu, ‘’IŞİD Türkiye’den destek alıyor diyenler ya kördür ya da vicdansızdır. Hele bunu Türkiye’de söylüyorsa birisi, haindir. Bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanet, Türkiye’yi şu veya bu örgüt yapısıyla zikretmektir” diye konuştu.
DIŞİŞLERİ’NDE TOPLANTI Türkiye de Irak’taki gelişmeleri yakından takip ediyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Dışişleri Konutu’nda üç saat süren olağanüstü bir toplantı yapıldı. Toplantıya, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Servet Yörük, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan katıldı.
IŞİD’DE TÜRKMENLER VAR Irak’taki Türkmenler hakkında çarpıcı yorumlarda bulunan Davutoğlu, Maliki’nin yanlış politikalarının Şii ve Sünni Türkmenler arasına nifak tohumları attığını söyledi. IŞİD’in radikal terörize bir yapı olarak görülebileceğini, ancak oraya katılanların çoğunluğunun Türkmenlerden oluştuğunu kaydeden Davutoğlu, “Burada, Sünni Araplar ve Kürtler var. Daha önceki hoşnutsuzluklar, öfkeler, dışlanmışlıklar ve hakaretler bir anda büyük bir cephede geniş reaksiyon doğurdu’ dedi.
M
HEDEF IRAK KÜRDİSTANI… Peki IŞİD’in yeni hedefi ne? Örgüt, Erbil’e yönelebilir mi? Bölgeyi çok iyi bilen gazeteci Seid İke’ye göre, IŞİD’in asıl hedefi Güney Kürdistan olarak nitelediği Irak Kürdistanı’nı fethetmek. İke, ‘IŞİD’i salt bir çete örgütü veya terör örgütü olarak görmüyorum. Baas ve Saddam şahsında darbe alan Arap ırkçılığı IŞİD adı altında yeniden örgütleniyor. IŞİD, Esad’la iktidar kavgasına girer, Şiilerle arada kapışır ama asıl hedefi Kürdistan coğrafyası ve Kürtlerdir’ dedi.
alumunuz vechile devlet içerisinde yuvalanmış bir grup, “haram para” siyaseti (şantajı) ile hükümet ve Sayın Erdoğan hakkında kampanya yürütmektedir. Bu kampanya o kadar kabak tadı verdi ki, malum şahsın beddualarıyla yükselen espri piyasası bile artık durumu sevimsiz buluyor. ABD himayesinde yaşayan zevat arkasına Türk Milliyetçilerini ve Atatürkçüleri alıp ABD’den nasıl kampanya yürütebiliyor, akıl sır erdiremiyoruz. Her neyse, benim taktığım şu haramzâdelik meselesi... *** İnternet medyasında bu yapıya isnat edilen soruları sıralamak istiyorum. Haram, sadece para yemek midir? Üniversitelere hak etmeyenleri asistan yapmak, yüksek lisans yaptırmak haramzâdelik değil midir? Aynı bâbdan olmak üzere binlerce gencin annelerinin sütü kadar helal olan iş hakkını, ekmeğini, aşını elinden almak haramzâdelik değil midir? Devlet kadrolarına liyakatle değil de maklubeyle insan yerleştirmek haramzâdelik değil midir? Binlerce gazeteci ve yazarın sizlere biat etmediğinden dolayı önünün kesilmesi haramzâdelik değil midir? Üniversite sınav sorularını çalıp binlerce ye-
timin hakkını yemek, haksız kazanç sağlamak haramzâdelik değil midir? KPSS sınav sorularını çalıp yine binlerce gencin kanına girmek haramzâdelik değil midir? Devletin açtığı ücretsiz halk eğitim kurslarını kapattırıp, binlerce fakirin sofrasındaki ekmeğe ve soğana göz dikmek haramzâdelik değil midir? Yandaşı öğrencilere sınavlardan önce soru verip yüksek not almalarını sağlamak haramzâdelik değil midir? Siyasi bağlantıları kullanıp beytülmâlı cemaat zimmetine geçirmek, cüz’î kiralarla fâhiş kazançlar sağlamak amacıyla kullanmak haramzâdelik değil midir? 2000 yılından itibaren memurları, işadamlarını, hülâsa ülkede yaşayan herkesi fişlemek haramzâdelik değil midir? Milletin fitresini, zekatını gayrimüslimlere “müellefe-i kulûb” adı altında dağıtmak haramzâdelik değil midir? Velhasılı kendinden olmayanı ötekileştirmek, tehdit etmek, devlet kademelerinde görev almasını engellemek haramzâdelik değil midir? *** Yukarıda isnat edilen suçları işleyenler için biraz da mülâane yapalım mı? Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkan vermesin...
Partime döneceğim IŞİD’den savaş çağrısı IŞİD’e NATO cevabı Yerlerinden edecek Bizimle çalışmalıydı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı görevi bittiğinde kurucuları arasında bulunduğu AK Parti’ye döneceğini açıkladı. Gül, “Partime dönmem benim için doğal olan şeydir. İnanıyorum ki Türkiye çok güçlü bir şekilde yoluna devam edecektir” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, “Hayrünnisa Hanım, cumhurbaşkanı eşi olduğunu Çankaya’dan önce Türkiye dışında anladı. Türkiye çok şeyleri aştı” ifadesini kullandı.
Kendisini halife ilan eden IŞİD lideri Ebubekir El Bağdadi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’ye savaş ilan etti. Bağdadi, yaptığı açıklamada, “Erdoğan laik biridir, şeriata göre davranmıyor ve peşmergeyi destekliyor... Yakında kendinizi ‘İslam’ın oğullarının’ karşısında bulacaksınız. Erdoğan derhal bana biat etmelidir.” diyerek Türkiye’ye karşı savaşılması çağrısında bulundu. Bağdadi’nin Shimon Eilot adlı bir Yahudi olduğu ileri sürülmüştü.
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Türkiye’nin IŞİD tehdidi altında kalması durumunda Türkiye’yi savunmak için gereken adımları atmakta tereddüt etmeyeceklerini açıkladı. IŞİD’in faaliyetlerinden büyük endişe duyduklarını kaydeden Rasmussen, “Onların ilerleyişini durdurmak bizim için son derece büyük önem taşıyor” dedi. Türk sınırına doğru İlerleyen IŞİD’in asıl hedefinin Irak Kürdistanı olduğu ifade ediliyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimine çatı aday ile giren CHP ve MHP’de liderlik kavgası kokusu geliyor. Sosyal medyada paylaşılan ankete göre ‘Bahçeli gitsin’ diyenlerin sayısı ‘Bahçeli kalsın’ diyenleri üçe katladı. CHP’de de benzer bir durum var. Mustafa Sarıgül ve Muharrem İnce grubundan yapılan açıklamalar Kılıçdaroğlu’nu genel kurula zorlayacağının işareti olarak yorumlanıyor. Şimdi bütün gözler 28 Ağustos’a çevrilmiş durumda.
HDP eski eş genel başkanı Sebahat Tuncel, cumhurbaşkanı seçimlerinde yüzde 51,7 oy oranıyla Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanmasını CHP’nin başarısızlığına bağladı. Tuncel, “Erdoğan’ın başarısından ziyade muhalefetin başarısızlığını görmek mümkün. Ana muhalefet önerilerimizi dikkate alsaydı, cemaatle işbirliği yerine bizimle bir işbirliği arayışına girseydi Erdoğan Köşk’e çıkamazdı” dedi.
6 DAHA KAÇ SABAHIMIZ KALDI?
İ
nsanlar arasındaki en ortak soru; DAHA KAÇ SABAHIMIZ KALDI? ABD’nin en gözde edebiyatçılarından Paul Auster, son kitaplarından birinde kendini anlatıyor. ‘Kış Günlüğü’nde. Yazarın kendi tabiriyle Kış Günlüğü, soluk almanın fenomenolojisi… Kendine sen diye seslendiği bu kitapta özetle diyor ki; “Daha kaç sabahın kaldı? Bir kapı kapandı. Bir kapı açıldı. Hayatının kışına girdin.” Auster, sanki ayna karşısına geçmiş, kendine sesleniyor. Satırlarında ruhundaki tüm çalkantıları, ailevi huzursuzluklarını açığa vurmuş. Bir nevi kendi geçmişiyle yüzleşmek ister gibi. “Yataktan kalkıp, pencereye giderken, soğuk yer döşemesine ayaklarınla basıyorsun. Altmış dört yaşındasın. Dışarıda hava gri, neredeyse beyaz. Görünürde güneş yok. Kendine soruyorsun. Daha kaç sabahın kaldı?” Yazar dünü de, bugünü de ince eleyip, sık dokuyarak irdeleme taraftarı. En sonunda bugününün dününden hiç farklı olmadığı sonucuna varıyor. Hayatı boyunca yaptığı yanlışlarını kabullenemiyor bir türlü. Şu satırlar da kitaptan; “Hep kayboldun. Hep yanlış yola gittin. Boyuna daireler çizip durdun. Ömrün boyunca yön bulma yeteneksizliğinin acısını çektin.” Yönünü yaşlandığı halde hala tayin edememiş bir insanın maddi, manevi sancılarını yazarın satırlarında rahatlıkla keşfedebiliyorsunuz. İşte tam burada özel bir inanca sahip olduğunuz için şükrediyorsunuz. Çünkü bizler için hayat, geçmişte yapılan yanlışlara takılıp kalmayacak kadar değerli. Yeryüzüne halifeliğe layık görülmüş bir insanın daima tekamül içinde olduğunu düşünmek, mantığa daha uygun geliyor. Hem zaten Hakk’ın emri bu! Her hal ve durumda yaradılış sırrını çözerek, ruhumuzu pişmanlıklardan, nedametlerden arındırmaya mecburuz kullar olarak. Üstelik yeislerde oyalanmak dahi biz iman sahiplerine yasak bir kavram. *** Bir doğru yön bulamazsak, bazen hayatın labirentlerinde kaybolmak bile mümkün. İn-
sanların çoğu geçmişlerindeki hataları görmek istemez. Geçmişine hayran yaşar hep. Bazıları da geriye bakmayı sevmez. Hatırlamak hoşuna gitmez. Hatırlayarak paniğe kapılmak ise, kimi psikologlara göre zihinsel kaçışın bir ifadesidir. Aklımızın kapılarını, kendi geleceğimizi karartmak adına ruhumuza kapatmaktır. Geçmişte yitirdiklerimize özlem duymak, bir yere kadar affedilir. Sonuçta bu bizi kendimize karşı büyük bir öfkeye sürüklememeli. Ama yaşadıklarımızla ilgili kendi geçmişimizi tahlil, bence geçmişin acılarından dolayı hasta kalplerin tedavi yolu gibi. Bence geçmişle tamamen ilgiyi kesmek, sadece geçmişe odaklı yaşamak kadar kötü. Tolstoy’un bu konuda çok önemli bir uyarısını size aktarmalıyım. Der ki büyük usta; “Her insan mutlu olamaz. Çünkü gereğinden fazla özler dünü. Geçmişinin hak ettiğinden daha fazla…” *** Maziye yaptığımız yolculukların, hiçbir zaman yaşlılık günlerimizdeki kadar popüler olacağını sanmıyorum. Hepimiz yeryüzü yolculuğu içinde, üzüntü ve kaygılarımızı nasıl yok edeceğimizi araştırır, dururuz. Yerine göre unutmak güzel! Bazen de unutmamak her şeyden kıymetli sanki. Ama Auster gibi paniklere, ruhsal hezeyanlara kapılmadan. Çünkü geçmişte yaptığımız her şey, adeta bizim kendi özel yaşam rehberimiz. Herkesin bir hayat hikâyesi var. İçimizde her anını ifşa etmeyi sevenler de mevcut. Kendi hikâyesini değil anlatmak, hatırlamaktan bile korkanlar da... Öyleyse çare ne? Vaktiyle bana tevdi edilen bir dost reçetesini sunayım size. (Ben uyguladım, ruhum Auster’inkine benzer karanlık bulutlardan arındı inanın) En doğrusu her mutsuzluk, ya da hayal kırıklığı sonrası zengin gönülle, hayatımıza bir yeni sayfa daha açıp, devam etmek. Geçmişimizin bizi esir almasına izin vermeyerek, kendimizi daim izzetli ve devletli sabahlarda uyanmaya teşvik etmek. Aslında canımız istese, gecelerimizi aydınlatan bir ay ışığının güzelliğinde dahi kendi yalnızlıklarımızı ve sonsuzluğa hasret ruhumuzu bulabiliriz. Belki ötelere uzanan ümitlerimizin pırıltılarını da… Sevgiyle kalınız.
Komutanlar ve Beyaz Kitap Gazetemiz yazarlarından Abdurrahim Küçük’ün Komutanlar ve Beyaz Kitap adlı eseri, Bizim Kitaplar’dan çıktı. Gazetemiz yazarlarından Avukat Abdurrahim Küçük’ün beşinci kitabı Komutanlar ve Beyaz Kitap raflarda yerini aldı. Anadolu Günlük’e kitapla ilgili açıklamalarda bulunan Küçük, “Bugün Ortadoğu kan gölü, yarını ise meçhul. Oralarda neler olup bittiğini kimse tam manasıyla bilmiyor bilenler de gerçeği saklıyor. İnsanlar süslü cümlelerle kandırılıyor” dedi. Amerika’nın Ortadoğu’daki demokrasi oyununun tutmadığını belirten Küçük, “Saddam Hüseyin ile başlayan
süreçte kan hiç durmadı, Amerika’nın demokrasi oyunu da tutmadı. Ortadoğu’nun bugününü görmek için düne bakmak gerekli. Bizler de bu olayların dününü aydınlatmak için bu kitabı kaleme aldık” ifadelerini kullandı. Komutanlar ve Beyaz Kitap hakkında bilgi veren Küçük, “Bu kitap okurları Körfez Savaşları’na götürecek ve Körfez Savaşları sırasındaki bilinmeyenleri gün yüzüne çıkartarak Ortadoğu’nun bugününün daha iyi anlaşılmasına vesile olacak” şeklinde konuştu.
Asırlık gelenek sürüyor Selçuklu’da, Özalan Camii’nde her hafta hatim programı yapılıyor. Bu bir Osmanlı geleneği… Konya’nın Selçuklu Müftülüğüne bağlı Özalan Camii, bir Osmanlı geleneği olan hatim programlarını günümüzde hala sürdürmeye devam ediyor. Haftada bir kez indirilen hatimlerin duası, toplu olarak camide yapılıyor. Ramazan aylarından alışık olduğumuz bu uygulamayı her hafta yerine getirilmesi için çalışan imam Muhammed İkbal Şenol, “Her hafta cemaatimiz dönüşümlü olarak hatim indiriyor. Dualarını ise her perşembe günü yatsı namazını müteakiben yine cemaat ile birlikte yapıyoruz” dedi. Şenol, bu uygulamanın bir Osmanlı geleneği olduğunun altını çizerek, “Bu faaliyetimizin önce Konya’daki sonra ülkemizdeki tüm camilerde gerçekleşmesi gerek. Bilhassa gençlerimizin ve vatandaşlarımızın günlük yaşantısında
Kur’an’a yer vermesi gerekiyor. Bunun için de bu tür faaliyetlerin artırılarak tüm ülkeye yayılmasını istiyoruz” dedi. Özalan Camii’nde dört seneden beridir devam ettirilen uygulama, mahalle sakinlerinden de yoğun ilgi görüyor.
Abdurrahim Küçük, 1959’da Taşkent Balcılar’da doğdu. Ürdün Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1992’de mezun oldu. 1996’da İstanbul Üniversitesi’nden denklik diplomasını aldı. Ulusal ve yerel birçok gazete ve televizyonlarda görev yaptı. Küçük halen Konya’da serbest avukatlık yapıyor. Abdurrahim Küçük’ün diğer eserleri: Şiir Gözlüm (Şiir) - Çimke Yayınları, Dürtü (Roman) – Yenda Yayınları, Gerici (Roman) – Mola Yayınları, Hicran (Şiir) – Çimke Yayınları.
Haftalık Bağımsız Siyasi Gazete Bölgesel Süreli Yayın Yıl: 2 | Sayı: 43 14 - 21 Ağustos 2014 SAHİBİ Çimke Basım Yayın Yapım Reklam ve Turizm Hiz. Ltd. Şti adına AHMET AKA SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ ÖMER SALIH ŞIPLEME SANAT YÖNETMENİ NURETTIN ÖZEL HUKUK DANIŞMANI Av. ABDURRAHIM KÜÇÜK SAĞLIK EDİTÖRÜ Dr. NEVZAT ŞIPLEME YAYIN YÖNETMENI ADNAN TEKE Yönetim ve Baskı Adresi: Fevziçakmak Mh. 10453. Sk. No: 25 Karatay | KONYA Telefon & Faks: 0332 342 52 82 Web: www.anadolugunluk.com reklam@anadolugunluk.com haber@anadolugunluk.com BASKI Çimke Basım Yayın Yapım Ltd. Şti. Baskı Tesisleri B.T. 14 Ağustos 2014
7
Yaralı Filistinliler Türkiye’de! Türkiye, Gazze’ye sahip çıkmaya devam ediyor. Ağır yaralanan 4 Filistinli uçakla Türkiye’ye getirildi. 200 Filistinli’nin daha Türkiye’ye getirilmesi bekleniyor. İsrail’in saldırılarında ağır yaralanan Filistinlilerden 4 kişi, Sağlık Bakanlığına ait ambulans uçakla Türkiye’ye getirildi. Tel Aviv Ben Gurion Havaalanı’ndan alınarak tedavi için Ankara Esenboğa Havaalanı’na getirilen Filistinlileri Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile diğer ilgililer karşıladı. Bakan Müezzinoğlu, Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, ambulans uçağa girerek yaralılarla bir süre görüştü. Filistinli yaralılar, havaalanından ambulanslarla Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldü. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Son ateşkes ilanı sonrasında Gazze’nin ihtiyaçlarının acilen karşılanması için bütün taraflarla temasa geçtik. Yaralıların tedavisi ko-
Ümmet size duacı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Konya’da seçim öncesi düzenlediği son mitinginde Konyalılara bir sürpriz yaptı. Mitinge video konferans sistemiyle Saraybosna Cumhurbaşkanı Bakir İzzetbegoviç katıldı. Bakir İzzetbegoviç canlı bağlantıda “Bosna savaşında Aliya İzzetbegoviç’in taşıdığı bayrağı lideriniz taşıyor. Aliya’dan sonra Erdoğan hem lider hem de büyük siyasetçi olunacağını gösterdi. Tüm İslam ümmeti sizin için dua ediyor. Türkiye’deki kardeşlerim! Konya’daki kardeşlerim! Bosna sizi çok seviyor” ifadelerini kullandı. Erdoğan mitingini Fatiha Suresi’nin mealini okuyarak bitirdi.
HER YER GAZZE HER TARAF FİLİSTİN!
A nusunda da Gazze’de elektrik olmadığı için sıkıntı çekiliyor. Nihayet Gazze’den yaralılarımız gelmeye başladı. İnşallah bugün 200 yaralıyı Türkiye’ye getirip tedavi etmeyi planlıyoruz” dedi. Davutoğlu açıklamasının devamında, “Irak’ta da olağanüstü bir hal var tabiri caizse. Çok ciddi bir insanlık dramı yaşandı. Yüz binlerce insan yerlerinden edildi. Türkmen kardeşlerimize yönelik büyük
bir yardım kampanyası başlattık. (Irak’ta rehin tutulan vatandaşlar) Daha önce çok zor şartlarda vatandaşlarımızı ülkelerine, ailelerine getirdik. İnşallah bu konularda da hayırlı bir haber vermek nasip olur. Sabırla ve titizlikle çalışıyoruz. Önemli olan vatandaşlarımızın can güvenliği. Ülkelerine dönmeleri için gece gündüz çalışıyoruz, bundan herkesin emin olması gerekir” ifadelerini kullandı.
Muhasebeci Aranıyor Ön muhasebe bilgisi olan Bayan muhasebe elemanı alınacaktır. Başvurular (CV’lerinizle birlikte) şahsen yapılacaktır. Adres: Furkan Dede Cad. No: 56/20 Meram - KONYA
klınıza gelen bütün Müslüman toplulukların yaşadığı ülkeler coğrafyasını gözlerinizin önüne getirerek şöyle bir düşünün. Gazze’de yaşanan vahşetin aynısı her yerde her zaman yaşanmakta. Yaşadığımız yüzyıl içerisinde gerçekleştirilen kıyımların tamamı Müslümanları bulundukları yerlerde imhaya yönelik çalışmaların tabii bir neticesidir. Müslümanlar aslında çağın gelişmiş silahlarıyla öldürülerek yok edilmiyorlar. Silahların devreye sokularak imha hareketinin başlatılması gözlerden kaçırılan asıl vahşetin son ve nihai noktasıdır. İslam ülkesi denen, içinde kahir ekseriyetle Müslümanların yaşadığı bir ülkeyi ele alalım. Mesela Arabistan, Mısır, Tunus, Cezayir, Fas, Türkiye… Fark etmez. Bu ülkelerde yaşayan Müslümanlar üzerinde tatbik edilerek uygulanan asıl vahşet, gözlerin görmediği, bizim farkına varmadığımız ve anlamadığımız zulümdür. Mesela, bugün Suriye’de kendi ordusu tarafından katledilen bir halk var değil mi? Bunlara başlarına geçirilen lidere itaat ettikleri müddetçe dokunmuyorlardı. Tıpkı bugün Suudi Arabistan’da dokunmadıkları gibi… Suriye ordusu yıllarca silahlandırıldı. Parası pulu, adliyesi ve polis teşkilatı bütün organları ile bir devlet şekline büründü. Bu devletin yapısı içinde yaşayan insanlar belli bir kalıpta yaşamaya mahkum edildi. O kalıp, emperyalistlerin dikte ettiği emirler çerçevesinde şekil alacak insanların varlığı için oluşturuldu. Rejimin çarklarına aykırı hareket edenler derhal tasfiye edilerek sindirildi. Gerektiğinde zindanlarda çürütüldü, öldürüldü. Onların belirlediği kurallara göre yaşamak gerektiği inancı her türlü vasıta ile zihinlere kazındı. İnsanların çevresi ihdas edilen kurallarla, kalıba uygun imalat için kuşatıldı. İşte asıl vahşet bu kuşatmadır. Demek ki, yaşanan katli-
amdan daha da korkuncu, bu katliam hareketine girişmeden önceki Suriye’nin halidir. Halkın, “oh ne ala, güllük gülistanlık bir hayat” sürdüğünü zannederken yaşadıklarıdır. Çünkü bu durum, onların zihnen ele geçirilişini ve kendi aslından uzaklaşarak tağutlara, tiranlara teslimiyetini ifade eder. Onlar, tağutlara isyan ettiği an, silahlar devreye sokularak katliam başlatıldı… Yaşanan katliamdan daha da kötü ve korkunç olan hal ise, verilen mücadele neticesi kazanılan zaferden sonra yapılması gerekenlere dair bir şeyin gündemde olmaması ve tekrar düşmanların koyduğu kurallarla idare edilmeye mahkum olmaktır. İşte asıl zulüm, asıl vahşet bu haldir. Yani Müslümanlar, içine hapsedildikleri gayri meşru rejimlerin tasallutu altında hayat sürmeye devam ediyorlarsa bu esaretten daha kötü bir hal olamaz. İçinde yaşadıkları rejimin kurallarına uygun davranmayarak kendi inançlarının gereği için mücadele edenlerin karşılaştıkları muameleler, asılsalar, kesilseler, hapishanelerde çürütülseler dahi onların kurtuluşuna vesile olacak ve uyanışlarını hızlandıracaktır. Düşman unsurları tepeledikten sonra yapılması gerekenlere dair doğru bir tavır alamayan, ne yapılması gerektiğini bilmeyenlerin sonu, yeni felaketlere yelken açmak olacaktır. Bugün Filistin toprakları etrafında oluşturulan devletlerin yapısına baktığımız zaman yukarıda izah ettiğimiz halden başka bir vaziyet yoktur. Arap ülkeleri sessiz… İslam ülkeleri (!) seyirci… Müslümanlar çaresiz… Kendi kardeşlerinin katliamını seyrederken esaretlerinin farkında bile değiller. Onlara acırken, acınası vaziyette olduklarından bi haberler… Gazze’de yaşanan vahşet, kendi yaşadıkları bölgelerde, onların tamamına ruhundan sirayet ederek kelepçelemiş vaziyette. O yüzden her taraf Gazze, her yer Filistin!
BİLGE KRAL’A VEFA
Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç, doğumunun 89. yıl dönümünde, Kovaçi Şehitliği’ndeki anıt mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Bosna Hersek’e bağımsızlık yolunda liderlik eden ve derin bilgi birikimi nedeniyle “Bilge Kral’’ olarak anılan İzzetbegoviç’in mezarı başındaki törene, Aliya’nın oğlu ve Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegoviç, merhumun kurduğu ve ülkedeki Boşnakları temsil eden en büyük siyasi parti olan Demokratik Eylem Partisi (SDA) üyeleri, çok sayıda Bosna Hersek Ordusu mensupları, savaş döneminin komutanları ve vatandaşlar katıldı. Bosna-Hersek’in kuzeybatısındaki Bosanski Şamats şehrinde 1925’te dünyaya gelen ve babaannesi Üsküdarlı bir Türk olan Aliya İzzetbegoviç, II. Dünya Savaşı boyunca faşist ve çetnik ideolojiye, daha sonra ise komünist ideoloji ve uygulamalarına karşı çıkarak Mladi Müslümani (Genç Müslümanlar) isimli, kolej ve üniversite öğrencilerinden oluşan, Bosnalı Müslümanları İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan soykırımdan kurtarma amacını taşıyan teşkilatın içerisinde yer
aldı.Halkı için verdiği mücadele sırasında tutuklanan ve hapis hayatını zor koşullarda sürdüren Aliya İzzetbegoviç, 1988 yılının sonunda Yugoslavya hükümetinin “sözlü muhalefet sebebiyle cezalandırılanlara tanınan aftan” yararlanarak serbest kaldı. ‘’Bilge Kral’’, Bosnalı Müslümanların silahsız bir şekilde savaşla yüzleştikleri İkinci Dünya Savaşı’nda tecrübe edilen durumun tekrarını önlemek için 27 Mart 1990’da bugün de politik yaşamını sürdüren Demokratik Eylem Partisi’ni (SDA) kurdu. Bosna’da 1992-1995 yılları arasında yaşanan savaşta da halkına önderlik etti. Bosna-Hersek halkı, Aliya İzzetbegoviç önderliğinde 21 Kasım 1995 tarihinde imzalanan Dayton Antlaşması ile bağımsız devleti devam ettirmeyi başardı. Halkına uluslararası arenada tanınan bir devlet ve bayrak bırakan Aliya İzzetbegoviç, dünya güçleri tarafından imzalanan bu anlaşma ile bir kez daha Bosna-Hersek’in siyasi sınırlarını korudu.
İHL’ye iğrençlik Avusturya’nın başkenti Viyana’da Eyüp Sultan Cemiyeti Başkanı Kazım Parlak, Mayıs ayında temeli atılan Eyüp Sultan İmam Hatip Lisesi inşaatına kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişiler tarafından 5 domuz kafası konulduğunu söyledi. Polisin konuyla ilgili soruşturma başlattığını belirten Parlak, “Bu olay bizi çok üzmüştür. Bunu yapanların karanlık ve zayıf karakterli insanlar olduğunu düşünüyoruz. Ortalığı karıştırmak istiyorlar. Irkçı bir saldırı olabilir. Biz, provokasyona gelmeyeceğiz. Yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu. Yaklaşık 600 bin Müslüman’ın yaşadığı Avusturya’da, Eyüp Sultan İmam Hatip Lisesi, inşaatı tamamlandığında ülkede bu türdeki ilk lise olacak.
Lidya hazineleri yurtta
Türkiye’den yurtdışına kaçırılan tarihi eserlerin iadesi devam ediyor. ABD’de yapılan operasyonlar neticesinde 10 Lidya mezarı vatanına geri dönüyor.
Ebola alarmı Ebola salgınından en fazla etkilenen ülkelerden Liberya’da sağlık sistemi alarm veriyor. Liberya Sağlık Bakanı Augustine Kpehe Ngafuan, doktor ve sağlık çalışanlarından bazılarının Ebola virüsü kaptığını ya da karantina altına alındığını, bazılarının ise işinden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek, “Sağlık sistemi çöküyor” ifadesini kullandı. Ngafuan, hastaların toplu halde öldüğünü, bu durumun uzun vadedeki sonuçlarından endişe duyulduğunu vurguladı.
Yurtdışına kaçırılan tarihi eserlerin iadesi için yapılan ısrarlı takip sonuç vermeye devam ediyor. Türkiye’nin de katıldığı operasyonla ABD’de ele geçirilen 10 Lidya mezarı, geri getiriliyor. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik yaptığı açıklamada, Bakanlığın, uzun yıllar izini sürdüğü Lidya mezarları ve adak stellerini ABD’den teslim aldığını bildirdi. Stellerin en kısa zamanda Türkiye’ye getirileceğini dile getiren Çelik, eserlerin önce Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde, daha sonra da Manisa Müzesi’nde teşhir edileceğini açıkladı. Yurt dışına kaçırılan eserlerin izini sürme konusunda kararlı ve ısrarlı adımlar attıklarını belirten Çelik, ‘Konuya ilişkin attığımız her adım, bu topraklara ait olan eserlerin geri gelmesinde
son derece önemli gelişmeleri beraberinde getiriyor. Diplomatik ilişkileri ve hukuki hakları dikkatli ve ısrarlı bir şekilde devreye sokmamız Anadolu’ya kazandırılan eser sayısını her geçen gün daha da artırdı’ diye konuştu. Çelik son 10 yılda yasa dışı yollarla yurt dışına kaçırılan 4 bin 147 kültür varlığının iadesinin sağlandığına işaret etti. FBI ve Washington Emniyet Müşavirliği’nce yapılan ortak operasyon neticesinde eserler tacirlerin elinden alındı. Çelik, “Büyük hassasiyet gösterdiğimiz bu konuda yeni ve sevindirici gelişmeler yaşıyoruz. Bu coğrafyada yaşamış medeniyetlerin kültürüyle hayat bulmuş eserler yine bu toprakların bir parçası olarak artık daha emin ellerde varlığını sürdürecektir.”
İslam’da yeri yok Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Irak’ın kuzeyinde IŞİD’in saldırılarına maruz kalan Yezidilere ilişkin, insanları inancından dolayı kıyıma uğratanların, yaşadıkları toprakları terke zorlayanların ve bu vahşeti yaşatanların İslam’dan onay alma imkânı olmadığını söyledi. Sincar bölgesinden gelen haberlerin dehşet verdiğini söyleyen Görmez, “Ne olursa ve kim olursa olsun bu bölgede kadim tarihlerden bu yana beraber yaşadığımız bir dine, inanca, mezhebe, anlayışa ve kavmin mensuplarının her türlü insan hak ve onuruna aykırı muameleye tabi tutulması asla kabul edilemez” dedi.