ALİ IŞIK PÎRLERİN TAŞKENT’İNE DOĞRU
TAŞKENT İNTİBALARIM
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KONYA MECZUPLARI
BİR ELİN NESİ VAR?
HÂDİMÎ HAZRETLERİ’NİN TÜTÜN RİSALESİ
PKK’ya ağır darbe
59. Sayı
21 - 27 Ağustos 2015
www.anadolugunluk.com
Bir garip şampiyon Manisa’da yaşayan Kemal Kamal, yaşadığı gecekondudan 4 kilometre uzaklıktaki salona yürüyerek gidip antrenman yapıyor. Kamal yaşadığı iki Avrupa Yıldızlar Güreş şampiyonluğunun ardından şimdiki hedefinin dünya şampiyonluğu olduğunu söylüyor. 2’de
Yeni(den) seçim geliyor Koalisyonun kurulamamasının ardından Erdoğan’ın kafasındaki seçim hükümeti formülü vatandaşın merak konusu oldu. Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi’ye göre seçim hükümetinin yol haritası şöyle olacak: 2 aylık bir seçim hükümeti kurulacak. HDP de hükümette yer alacak. 3’te
50 Kr
PKK-ABD görüşmesi İngiliz Daily Telegraph Gazetesi’ne göre PKK liderlerinden Cemal Bayık ABD ile dolaylı kanallar aracılığıyla temasa geçti. Haberde Bayık’ın “Mesajlar gidip geliyor, toplantılar yapılıyor, mektuplaşmalar var ve bu ilişkinin gelişmesi de olası” sözlerine yer verildi. 6’da
Taşkent’te büyük değişim TAŞKENT BELEDİYE BAŞKANI OSMAN ARI: HALKIMIZA HİZMETİ GÖREV DEĞİL AŞK BİLDİK ÇIĞIR AÇACAK Taşkent Belediye Başkanı Osman Arı, sosyal belediyecilikte çığır açacak yatırımların heyecanını yaşadıklarını kaydetti. Anadolu Günlük gazetesine yaptığı açıklamada, güzel bir gelecek için kentlerin temiz olması gerektiğine vurgu yapan Başkan Arı, sanayi sitesi, öğrenci yurtları, spor alanları, kiraz alım merkezleri, konaklama alanları, çarşı ve göletlerle Taşkent’in her mahallesinin daha yaşanabilir hale getirileceğini ifade etti.
KENTSEL DÖNÜŞÜM Parayla satın alınamayan huzur gibi şeylerin de olduğunu kaydeden Başkan Arı, temiz ve düzenli mahalleler oluşturacak altyapı çalışmalarının sürdüğünü dile getirdi. Taşkent’i geleceğe taşıyacak ve marka haline getirecek projeler yapmaya devam edeceklerini anlatan Arı, 50 bin metrekarelik alanda devam eden kentsel dönüşüm çerçevesinde, ilçenin görüntüsüne güzellik katacak evler inşa edileceği müjdesini verdi.
GÖREV DEĞİL AŞK Rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretme projesinin bölgenin kalkınmasına büyük katkı sağlayacağının altını çizen Başkan Arı, çalışmalarını, “İnsanımıza verdiğimiz hizmetleri görev değil, aşk bildik” sözleriyle değerlendirdi. “Taşkent bizim için değerlidir.” diyen Arı, yapılan çalışmaların ilçenin doğal zenginliğine zarar verilmeden sürdürüldüğünü sözlerine ekledi. Başkan Osman Arı’nın açıklaması sayfa 4-5’te
Taşkent’in kendileri için değerli olduğunu belirten Belediye Başkanı Osman Arı, “Memleketimize yaptığımız hizmete görev değil aşk diyoruz” ifadesini kullandı.
Çözüm sürecini engellemeye yönelik eylemlerini artıran terör örgütü PKK, güvenlik güçlerince 42 gündür hem karadan hem de havadan yapılan başarılı operasyonlarla ağır darbe aldı. TSK’nın PKK ve şehir yapılanması KCK ile terör örgütünün gençlik yapılanması YDG-H üyelerine yönelik operasyonları tüm hızıyla devam ediyor. Bugüne kadarki operasyonlarda 440 terörist etkisiz hale getirildi, 400’ün üzerinde de terörist yaralandı.
Askeri araca saldırı Siirt’in Şirvan ile Pervari ilçeleri arasındaki karayolunda devriye görevini yürüten askeri aracın geçişi sırasında PKK’lılar yola tuzakladıkları bombayı uzaktan kumanda ile patlattı. Patlamada ilk belirlemelere göre 8 asker şehit olurken, yaralı askerlerin de bulunduğu ve hastaneye kaldırıldığı öğrenildi.
Erdoğan’dan cevap 9. Muhtarlar Buluşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hükümet kurma görevinin Kemal Kılıçdaroğlu’na verilip verilmeyeceği tartışılırken, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı boykot eden CHP’ye ‘Beştepe’nin adresini bilmeyenlerle vakit geçirecek zamanımız yok’ yanıtını verdi.
2
Hedef dünya şampiyonluğu Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde gecekonduda yaşayan Avrupa Yıldızlar Güreş Şampiyonu Kemal Kamal’ın şimdiki hedefi dünya şampiyonluğu.
PÎRLERİN TAŞKENT’İNE DOĞRU îrler diyarı Taşkentimiz -bütün Boğaziçi- aslında cumhuriyet tarihini değişim ve dönüşümünü üzerinde taşıyan kıymetli beldelerimizden bir tanesidir.
P
Çünkü onların Taşkent’i insan olabilmenin muradına uygun yaşayabilmenin şartlarını taşıyan bir yer olacaktır. İnsanca yaşayabilmenin mümkün olabildiği bir yer olacaktır.
Taşkent bizim gözümüzde Kaşıkçı Ali Rıza efendidir..
Çünkü onların Taşkent’i insanın iç âlemine de nizam verecektir, dış âlemine de… Çünkü O’nların Taşkent’i sağlığında beşiği olacaktır. Hem dünya hem ahretimiz için. Örnek belde olacaktır tüm dünyaya…
Taşkent bizim gözümüzde Memiş Efendidir. Taşkent bizim gözümüzde Uzun Şıh’tır, Hadimi Hazretleridir… Taşkent bizim gözümüzde “Berika”dır… Hazreti Hadimi’nin Tarikat-ı Muhammediye –Peygamber Yolu- Kitabına şerhi olan Berikası… Berika yani Tarikat-ı Muhammediye –Peygamber Yolunun şimşek parıltısı… Yani Taşkent “İslâm, pusuya yerleşmiş düşman olan şeytana muhalefettir” diyenlerin “Târîkat-i Muhammediye – Peygamber Yolu-” yolcularının mümbit toprağıdır bizim gözümüzde… Pirler Kondu… Yani Erenler yurdu, yani Hâk Yolu’nun yiğitleri… Allah (C.C.) Davası’nın Erleri… *** Bir zamanlar “Tarikat-ı Muhammediye –Peygamber Yolu-” Yolcusu Kaşıkçı Ali Rıza Efendi bu memleketten göç etmek zorunda bırakılmıştı. Ülkeyi kurtardıklarını söyleyenler tarafından, dar edilmişti bu topraklar “O” yolun yolcularına… Bugün şartlar değişti elbet. Ve Taşkent geleceğe hazırlanmak yolunda… Taşkent için bu gün yapılacak çok şey olduğu doğrudur işin o yönü ile mülki idari amirler, sayın başkan ve ekibi ilgileneceklerdir ilgileniyorlar… Bizim açımızdan daha mühim bir hususa dikkat çekmek istiyoruz. *** Geleceğin Taşkent’i nasıl bir Taşkent kimin Taşkent’i olacak, olmalı şeklinde bir soru sorulacak olursa eğer biz, “elbette, Kaşıkçı Ali Rıza Efendilerin, Elbette Memiş Efendilerin Taşkent’i, Uzun Şıh’ların Taşkent’i” şeklinde olacaktır, olmalıdır” şeklinde cevaplarız.
Onların Taşkent’inin inşası onların tahsil etmemizi istedikleri, tavsiye ettikleri ilimleri tahsil ederek, o ilimlerin tahsil edilebilmesini mümkün kılacak “Medreseleri” inşa ederek olacaktır. Onların irfanıyla yoğurulabilmenin de başkaca yolunu bilemiyoruz biz açıkçası. Onların Taşkent’i ahirette karşılığı olan değerleri bu dünyada nizam haline getirebilmekle mümkün olabilecektir. O’nların Taşkent’i Sokağında Okulunda Dairesinde O’nların uğruna yaşadıkları değerlerinin geçer akçe haline gelmesiyle mümkün olacaktır.
Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde yaşadığı gecekondudan 4 kilometre uzaklıktaki salona yürüyerek gidip antrenman yapan milli güreşçi Kemal Kamal, yaşadığı iki Avrupa şampiyonluğunun ardından şimdi de gözünü dünya şampiyonluğuna dikti. Pazarcılıkla uğraşan bir ailenin çocuğu olan 16 yaşındaki Kemal Kamal, küçüklüğünden bu yana spor ile iç içe yaşadığını söyledi. Spora ilk olarak atletizmle başladığını belirten Kemal Kamal, “Bir gün atletizmle ilgili antrenman yapıyorduk, bir salona girdim. Güreş salonuydu. Oraya girdim ve bir daha çıkmak nasip olmadı, hala güreş salonundayım. Güreş artık benim hayatımın bir parçası haline geldi” diye konuştu. Başarıya giden yolda yaşadığı zorlukları dile getiren Kamal “Evimle stat arası yaklaşık 4 kilometre ve ben her gün bu yolu en az 3-4 kez yürüyorum. Bu da beni çok hırslandırdı ve çalışmamı tetikleyen etken oldu” dedi.
Sırbistan’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda grekoromen stil 46 kiloda altın madalya kazanan Kamal, ailesinin maddi durumu ve geleceğiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Güreşte başarılı olmaktan başka çarem yoktu. Çalışmak zorundaydım çünkü başka bir alternatifim yoktu. Kendi geleceğim ve ailem için çalışmak zorundaydım. Ben de bunu iyi yapmaya çalıştım. Başarı gelince para da kazanmaya başladım. Hem eve yük olmadım, hem de kendime
Uzun Şıh’a sahip çıkmak Uzun Şıh adına tören düzenlemek değil Uzun Şıh’ın gönlüne nizam veren değerleri tahsil edebilmekle o değerleri hayata da hâkim kılmanın yolunu bulabilmekle mümkün olacaktır.
Haftalık Bağımsız Siyasi Gazete Bölgesel Süreli Yayın Yıl: 3 | Sayı: 59 21 - 27 Ağustos 2015 SAHİBİ Çimke Basım Yayın Yapım Reklam ve Turizm Hiz. Ltd. Şti adına AHMET AKA
O değerlerin ilmini evlatlarımızın tahsil edebilmesini sağlamak için çabalamakla olacaktır. Uzun Şıh’ın Kaşıkçı Ali Rıza Efendinin tasarrufundan istifade etmek isteyen belde öncülerine de bu hususta çok fazla sorumluluklar düşeceği açıktır. Taşkent adına gelecek kaygısı taşıyan kıymetli Taşkent eşrafı bu yurda sahip çıkmak istiyorsa bu beldeyi bir medrese diyarı bir ilim irfan diyarı haline getirebilmenin çarelerini arayıp bulmaya bakmalıdır. Bu memleketin çocuklarının demokrasi kültürü, batı kültürü ve değerleri ile kuşatılıp yok edilmesinin önüne geçmenin çarelerini arayıp bulmaya bakmalıdır. Müspet ilimlerle beraber Hakiki ilimlerin de medrese ilimlerinin de öğrenilebildiği, o büyük adamları yetiştiren okulların aynısının var edilebildiği bir Taşkent’te buluşabilmek umuduyla.
bakmaya başladım. Aileme yardımcı oldum. Maddi sıkıntıları da biraz gidermiş oldum. Kardeşlerimin okul ihtiyaçlarına yardımcı oluyorum. Bu da beni mutlu ediyor.” Bugüne kadar yurt içi ve yurt dışında 100’e yakın madalya kazanma başarısı gösteren Kamal, 2014 ve 2015 yıllarında üst üste iki kez Avrupa Yıldızlar Güreş şampiyonu olduğunu, dünya şampiyonluğunu ise son anlarda kaybettiğini ama bu yıl kazanacağını söyledi.
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ ÖMER SALIH ŞIPLEME YAYIN YÖNETMENI ADNAN TEKE
Her kurşunun hesabı sorulacak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’nda Atatürk Kültür Sitesindeki komuta devir-teslim töreninde çözüm süreci ve son zamanlarda artan terör olaylarıyla ilgili konuştu. Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu belirterek ““Güvenlik güçlerimizin masum insanların mallarına, canlarına zarar gelmemesi için gösterdikleri hassasiyeti istismar ederek, ortada dolaşanlar kendilerini bekleyen acı akıbetten kurtulamayacaklar. Bunlara hangi
dilden anlıyorlarsa o dilden konuşacağız. Devletin ve milletin varlığına karşı sıkılan her kurşunun, atılan her bombanın, kazılan her çukurun hesabı sorulacak, cezası mutlaka verilecektir.” dedi. Genelkurmay Başkanlığı’nı Orgeneral Hulusi Akar’a devreden Orgeneral Özel ise, “TSK yüce milletimizin huzurunu bozacak, birlik, beraberliğine ve ülke bütünlüğüne kasteden, kastedecek devletimizin legal yapısı dışında oluşturulmak istenen, istenecek her türlü yapıyla mücadele etmektedir” ifadelerini kullandı.
SAĞLIK EDİTÖRÜ Dr. NEVZAT ŞIPLEME SANAT YÖNETMENİ NURETTIN ÖZEL HUKUK DANIŞMANI Av. ABDURRAHIM KÜÇÜK MALI DANIŞMAN MUSTAFA ÇALIŞKAN YÖNETIM VE BASKI ADRESI: Fevziçakmak Mh. 10453. Sk. No: 25 Karatay | KONYA Telefon & Faks: 0332 342 52 82 Web: www.anadolugunluk.com reklam@anadolugunluk.com haber@anadolugunluk.com BASKI Çimke Basım Yayın Yapım Ltd. Şti. Anadolu Günlük Baskı Tesisleri B.T. 21 Ağustos 2015 Cuma
3
Yeni(den) seçim!
Koalisyon çalışmalarının bir sonuca bağlanamamasının ardından, Türkiye ilk kez seçim hükümetine hazırlanıyor. Kurulacak hükümette AK Parti’ye 12, CHP’ye 7, MHP ve HDP’ye 3’er bakanlık düşüyor. Erken seçim ise ekim yahut kasım ayında yapılacak! Koalisyonun kurulamamasının ardından Erdoğan’ın kafasındaki seçim hükümeti formülü merak konusu oldu. Yeni Şafak Yazarı Abdülkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki sürece ışık tutacak değerlendirmeleri kanaat önderleriyle buluştuğu Cumhurbaşkanlığı Sofrasında yaptığını aktardı. Selvi’ye göre Erdoğan’ın kafasındaki seçim hükümetinin yol haritası şöyle olacak: “2 aylık bir seçim hükümeti kurulacak. MHP’nin politikaları nedeniyle HDP de hükümette yer alacak. Ancak hükümeti kurma görevini bu fakir verecek. Ama onların her önerdikleri kişi bakan olamayacak. Kimin bakan olacağına biz karar vereceğiz” ERDOĞAN’IN YETKİSİ VAR Türkiye ilk kez seçim hükümetine doğru giderken, kurulacak hükümetin yapısı merak konusu. Anayasa’nın 116’ncı maddesine göre, hükümet kurulamadığı durumda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis Başkanı İsmet Yılmaz’a danışarak “seçimlerin yenilenmesine karar verme” yetkisi bulunuyor. Yenilenme kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte süreç işleyecek.
Şehit olmalıyım Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, dolardaki dalgalanmalardan sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Yıldız, bir gazetecinin sorusu üzerine, “Benim amacım, Allah nasip ederse şehit olmaktır. Bunu açıkca söylüyorum. Dinim, milletim, vatanım için.. Bunu sorulduğu için söylüyorum. Oğlumun bedelli askerlik yaptığı ile ilgili konu tamamen bir iftira. Kaldı ki yapsa onu söylerim. Ben şeffaflıktan yana birisiyim” dedi.
TAŞKENT İNTİBALARIM
7
3 BAKAN BAĞIMSIZ Cumhurbaşkanı, Geçici Bakanlar Kurulu’nu kurmak üzere bir başbakan atayacak. Geçici Bakanlar Kuruluna, Anayasa’nın 114’üncü maddesi gereği Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları, TBMM veya meclis dışındaki bağımsızlardan atanacak. Bu önemli üç bakanlığa hangi isimlerin geçeceği de merak konusu. Öte yandan diğer bakanlıklar ise siyasî parti gruplarından, oranlarına göre alınacak. Siyasi parti gruplarından alınacak bakan sayısı Meclis Başkanı İsmet Yılmaz tarafından tespit edilerek, Erdoğan’ın görevlendireceği Başbakan’a bildirilecek.
MHP ÜYE VERMİYOR Geçici Bakanlar Kurulu oluşturulması halinde, 258 milletvekili bulunan AK Parti’ye 12, 132 vekili bulunan CHP’ye 7, 80’er milletvekili ile temsil edilen MHP ve HDP’ye 3’er bakanlık düşeceği hesaplanıyor. MHP yöneticileri Geçici Bakanlar Kuruluna üye vermeyeceklerini ifade etti. MHP, üye vermediği takdirde, bu partilere düşecek bakanlıklar diğer partiler arasında pay edilecek. CEVAPSIZ SORULAR Öte yandan Ak Parti, CHP ve HDP’nin içerisinde bulunduğu hükümette 2016 bütçe görüşmeleri, PKK’ya karşı güvenlik paketleri nasıl karara bağlanacak kimse bilmiyor.
Yeni komutandan ilk mesaj Paralel’e Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Genelkurmay Başkanlığı’nda düzenlenen törenle, görevini Hulusi Akar’a teslim etti. Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin anayasal düzen içinde, yasalarla belirlenmiş tek bir emir komuta yapısı olduğunu ifade ederek, “Ordumuzun teşkilat ve faaliyetlerinde yasal hiyerarşi dışında hiçbir kişi ve oluşumun etkisi söz konusu olamaz” diye konuştu. Akar’ın bu konuşması TSK içerisindeki paralel yapıyla mücadeleye devam edileceğine işaret olarak yorumlandı.
Ağustos günü Taşkent'e doğru başlayan yolculuğumuz yaşadığımız güzelliklerle daha da anlamlı bir hale gelmişti. Alanya Mahmutlar’dan dağların zirvesine doğru tırmanışa geçtik. Biz yukarılara doğru çıktıkça hava değişiyordu. Kuş Yuvası denen yerde insanın içini ürperten dar bir tarafı uçurum yollarında yol almak aslına bakarsan biraz cesaret işi, ama o yolda karşılaştığımız tünel her şeyi ile muhteşem bir çalışmanın izlerini yansıtıyordu. Şirin'i için dağları delen Ferhat hikâyesinin aynısını yaşıyorduk sanki. Biraz ileride Çayarası'nı geçtikten sonra yapılan baraj ve arkasında biriken muazzam su, o dağların bağrına "Halka hizmet, Hakka hizmettir" mührünün vurulduğunu gösteriyordu. Yapılan hizmetlerin Türkiyenin her tarafında aynı hızla devam ettiğini görmek bizim için vazgeçilmez bir mutluluk sebebiydi. Yıllardır gelip geçtiğimiz yollar adeta yeniden inşa ediliyordu. Taşkent yolculuğumuzun son durağı Çetmi'deyiz. Başarılı vakıf çalışmaları ile birlikte Çetmi'nin Sesi dergisi ile adından söz ettirmeyi başaran bir belde Çetmi. Ekmeğini taştan çıkaran insanların mücadelesi neticesi elde ettikleri sonucu görmek isteyenler Taşkent ve civarında yaşayan (Avşar, Balcılar, Ilıcapınar, Çetmi, Sazak, Sarnıç, Bolay) sakinlerini ziyaret etsinler. Buralar bu azimli insanların hiç yılmak bilmeyen iradeleri ile hayat bulan vatan toprakları. Çetmi'ye ziyarete gelen Kaymakam Sayın Halid Yıldız'ın Çetmililerle buluşmasına şahit olduk. Herkesle hemhal olan Kaymakamımızın Hacımız ile tokalaşma anı bizi duygulandırdı. Halka isteklerini sordu. Hangi konuda olursa olsun fikirlerine değer verdiğini beyan etti, gösterdi. Halkın önünde muhtarımızla istişare etti. "Devlet millet kaynaşması"nın ne olması gerektiğini fiili hareketleriyle gösterdi. Sevinmekten de öte tarifi imkânsız duygularla bu anı yaşama saadetine erdik.
Halkı ile birlikte hareket eden yöneticilerin istikbalde unutulmayacak isimler arasında yerini alacakları muhakkaktır. Çetmi'de Vali İzzet Bey Caddesinin varlığı buna işaret
değil midir? "Doktorlarımızdan çok memnunuz" açıklaması, kendini sevdiren insanların halkın gönlünde nasıl yer ettiğini gösterir. Taşkent, sayın başbakanın memleketi olması hesabıyla genelde Dünyanın özelde de bütün Türkiye'nin dikkatini çekmektedir. Bu yüzden yerli yabancı gazetecilerin sıkça ziyaretine sahne olmaktadır. Gelen ziyaretçilerin tamamı hakkında "şunlar şöyle, bunlar böyle" diyemeyeceğimize göre... Gazeteci kimliği ile istihbarat toplayanlardan tutun da başka amaçlar için buralara gelenler olabileceğini de gözardı etmeyelim. Taşkent'ten çıkan ve DÜNYA siyasetine yön veren Başbakanımızın hemşerileri bir manada bu topraklarda gelen bütün ziyaretçilere karşı ONU ve MANASINI temsil etmektedirler. Bizler sayın başbakanımıza ve misyonuna ona layık bir biçimde sahip çıkmalıyız. Burada şu parti bu parti mantığı ile hareket ederek kendi aramızda bölünmemeliyiz. Aksine birbirimiz ile daha fazla kenetlenerek başbakanımızı temsil mevkiinden taviz vermemeliyiz. Taşkent deyince tabii ki belediye başkanı Sayın Osman Arı'dan bahsetmemek olmaz. Taşkent onun halka kazandırdığı hizmetlerle dünya ölçeğinde yükselişe geçecektir. Şimdiden Taşkent ve civarında yapılan işler kendini göstermeye başlamış, her alanda faaliyetler artmıştır. Aynı anda bütün mahallelerde hizmet vermek göründüğü gibi kolay olmasa gerek. Köye yapılan futbol sahası hakkında yakınlarımdan yeğenim Âdem’den duyduğum bir söz beni mest etti doğrusu. Onu buraya kaydetmeden geçemeyeceğim. "Fransa'da bizim bulunduğumuz bölgede böyle bir saha yok." Anadolu Günlük gazetesinin bu sayısında Taşkent'e geniş yer verilmesi vesilesiyle de diyebiliriz ki; “Dünya, haberleşme ağını ellerinde tutan şer güçlerin hakimiyeti altında.” Onların verdiği haberlerle beslenen insanlar meseleler üzerinde doğru düşünceler üreterek gerçeklere ulaşamazlar. Çünkü gerçekler gizlenmiş ve perdelenmiştir. Hakikatin üstü örtülmüş ve yalana teslim olunmuştur. Yalana teslim olmamak için Anadolu GÜNLÜK gazetesine sahip çıkalım onu yaşatalım.
4
Taşkent’te Taşkent Belediye Başkanı Osman Arı, başkanlığı süresince Taşkent’teki büyük değişimi Anadolu Günlük’e anlattı. Yapılan her hizmeti “önce insan” anlayışına bağlı kalarak yaptığını ifade eden Arı, “Biz memleketimize yaptığımız hizmete görev değil aşk diyoruz” şeklinde konuştu. Taşkent Belediye Başkanı Osman Arı, Anadolu Günlük’ü misafir etti. Başkanlığı süresince hayata geçirdiği projeleri anlatan Başkan Arı, Taşkent’in kendileri için çok değerli olduğunu dile getirdi. Başkan Arı, gazetemize yaptığı açıklamada şunları kaydetti: Taşkent bizim için değerlidir. Sizin için de değerli olduğunu bildiğimiz için tüm çalışmalarımız bu yönde yapılmaktadır. Yaptığımız ve yapacağımız tüm faaliyetlerde ilçe merkezi ve mahallelerimizde “doğal yapı ve görsel zenginliğe” zarar verilmemiştir. Aksine düzeltme yoluyla çalışmalarımız sürdürülmektedir. Kentsel dönüşüm kapsamında yapılan çalışmalar ilçemize güzel bir görünüm kazandırmak, tarihsel dokuyu bozmadan aslına uygun yapılarla ilçemizi zenginleştirmektir Taşkent’e yapılan yatırımlar ilçemizin refah düzeyini yükseltmek insanımıza daha yaşanılabilir bir Taşkent sunmak içindir. İlçemizde turizm açısından birçok zenginlik bulunmaktadır fakat konaklama imkanlarının sınırlı olmasından dolayı çok fazla yerli ve yabancı turist gelmemektedir. Yapılan çalışmalarla bu sıkıntılar giderilecektir. 30 Mart 2014 tarihinden bu yana çalışmalarımızı gece gündüz demeden sürdürmekteyiz. Bölge insanının mutlu olması, hizmetin aynı zamanda alınabilmesi için canla başla çalışıyoruz. İşsiz vatandaşlarımıza belediye olarak gerekli istihdamı sağlıyoruz. Bölgemizde önemli bir gelir kaynağı olan kirazın daha iyi değerlendirile bilmesi için kiraz alım merkezleri yapıyoruz. Vatandaşlarımızın ürettikleri meyvelerle mağdur olmamaları için elimizden gelen çaba-
yı gösteriyoruz.Tarımsal alanda projelerimiz devam ediyor. Taşkent Turizm ve Kiraz Festivali kapsamında yapılacak olan Tarım Çalıştayı ile çiftçilerimiz bilgilendirilecek ve daha kaliteli ürün yetiştirme konusunda uzmanlardan yardım alacaklar. Turizm ve Kiraz Festivali kapsamında Temmuz ayında düzenlenen organizasyonda halkımız bir araya gelmiş sıla-i rahim yapmışlardır. Yoğun bir katılımla gerçekleşen festivalde ilçemizin tanıtımı en güzel şekilde yapılmıştır.Turizm ve Kiraz Festivali bir günle sınırlı kalmamış Fotoğraf Festivaliyle devam etmiştir.Yerli ve yabacı fotoğrafçılardan oluşan 15 kişilik fotoğraf ekibi üç gün
boyunca ilçemizde fotoğraf çektiler.Üç günün sonunda yapılan fotoğraf sergisinde fotoğrafçılara plaket takdim edildi. İlçemizin tanıtımına büyük katkı sağlayacak olan fotoğraflar kitaplaştırılacak ve ilçemizin tanıtımlarında kullanılacak. ALİMLER ÇALIŞTAYI Festival kapsamında 25-27 Eylülde yapılacak olan alimler Çalıştayıyla ilçemizde yetişmiş alimleri konuşacağız. Pek çok önemli ismin katılacağı bu çalıştayda bölgemize yön veren alimlerin hayatları ele alınacak. Çalıştay süresinde ele alınan alimlerin hayatlarından oluşan “Bölgeye Yön Veren Alimler” kitabı kültürel bir eser olarak halkımıza sunulacak.
NELER YAPTIK? “Temiz bir kent, Güzel bir gelecek için ilk adım” sloganıyla çıktığımız bu yolda ilçemiz için temizlik alanında bir çok yatırım yaptık. Alt yapı sorunlarını büyük oranda çözdük. İlçe merkezimiz ve mahallelerimiz daha temiz ve daha yaşanılır olabilmesi için gerekli bütün çalışmalar yapılmaktadır. İşte hayata geçirdiğimiz projelerden bazıları: 5 adet 2015 model çöp kamyonu, tam donanımlı 2 adet vidanjör ve 275 adet çöp konteynerı temin edildi. Sosyal Belediyecilik, vatandaşlarına insan onuruna yakışır asgari düzeyde bir yaşam standardı sağlamayı hedefleyen ve bu hedefi in-
san hakları ilkelerine bağlı olarak gerçekleştirme şeklidir. Biz de Taşkent Belediyesi olarak insanımıza verdiğimiz hizmetleri görev değil aşk bildik. Bu bağlamda gece demeden gündüz demeden çalışmalarımıza devam ediyoruz. Halkımızın huzuru ve mutluluğu için yaptığımız hizmetler ise şöyle: Taşkent Devlet Hastanesi 41 Personeliyle hizmet vermeye başladı. Acil bölümü 7/24 hizmet vermesi sağlanmıştır. Avea Çağrı merkezi 30 personelle çalışmaya başladı. Gençlerimize iş imkanı sağlandı. Özel İdareye ait olan lojmanları yasal olarak belediyemize kazandırdık.29 lojmanımıza kalorifer yaptırılarak gerekli bakımları ve tadilatı yapılarak hizmete sunuldu.29 lojmanımıza kalorifer tesisatı yapıldı. GÜÇLÜ BİR NESİL Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkacak güçlü bir nesil yetiştirmek adına bu uğurda yapılacak her türlü sosyal ve kültürel faaliyetleri destekliyoruz. Fayda sağlayacağına inandığımız Taşkent Kültür Merkezi ve Avşar Kültür Merkezinin yapımı tamamlandı. Bizler geleceğimize daha güzel bir Taşkent bırakmak için çalışıyoruz. Bu bağlamda Sazak, Ilıcapınar, Kecimen, Kongul mahallelerimiz ile birlikte tüm mahallerimize çocuk parkı kazandırdık. İçme suyu sıkıntılarını gidermek için Bolay Mahallesine 300 Tonluk çelik içme suyu deposu yapıldı. Avşar Mahallemizin içme suyu sıkıntısını gidermek için Çakıllı Bükü mevkiinden içme suyu şebekesi çalışmaları başladı.
5
büyük değişim EN ÖNEMLİSİ HUZUR Parayla satın alınamayacak şeylerden bir tanesi huzurdur. Vatandaşlarımızın huzurlu vakit geçirebileceği, doğayla iç içe mekanları halkımızın hizmetine sunduk. Bu kapsamda Balcılar Boğaziçi Mesire Alanının, Balcılar Boğaziçi Aile ve Gençlik Parkının ve Kongul Taşpınar Mesire Alanının düzenlemeleri yapılarak hizmete sunulmuştur. Bölgemizin tarihi ve doğal güzelliklerini her alanda tanıtmak ve ziyaretçi sayısını arttırmak için çalışmalarımız devam ediyor. Gelen misafirlerimizi en güzel şekilde ağırlamak ve mutlu bir şekilde buradan ayrılmalarını sağlamak için tüm gayretimizle hizmet ediyoruz. İlçemize ve bölgemize turist çekmek için yapılan ekonomik ve kültürel çalışmaları şöyle sıralayabiliriz: Daha temiz ve düzenli mahalleler için 25.000 metre kare kilitli taş döşemesi yapıldı. Spor aktiviteleri geliştirmek için Balcılar, Avşar ve Çetmi mahallelerimize 3 adet kapalı halı saha yapıldı. İlçemizde bulunan Pirlerkondu Oteli 4 yıldızlı hale getirildi. Sultan Suyu Pirlerkondu Çarşısı Projesi tamamlandı.2016 yılının ilkbaharında temeli atılacak. Kıble Kayası Yaz Kampı Projesi tamamlandı. 2016 yılının ilkbaharında temeli atılacak. İlçemizin çehresini değiştirecek projeler yapmaya devam
ediyoruz. Taşkent’in sosyal yaşam alanların birisi olacak olan Taşkent Şehir Meydanı Projesi tamamlandı. 2016 yılının ilkbaharında temeli atılacak. İlçemizin doğal güzelliklerinden olan Çetmi Şelalesinin çevre düzenlemesi yapıldı. Misafirlerimize doğal ve temiz bir ortamda hizmet sunmaya başladı
yurdunun temeli 2015 yılı içerisinde atılacak. Güneybağ imar yolu yapımı çalışmaları devam ediyor. Balcılar ana cadde asfaltlama çalışmaları devam ediyor. Balcılar mahallesinde yapılan kanalizasyon ve su izole hattı sonrasında 2 km ana cadde asfaltlama ve yol düzenleme çalışmaları başladı.
NELER YAPACAĞIZ? Amacımız ‘Önce İnsan’ anlayışından hareketle, çağdaş yönetim ilkeleri çerçevesinde yerel hizmetleri etkin ve verimli yürütmek suretiyle halkımızın yaşam standardını kolaylaştırmaktır. Halkın içinde yaşamaktan haz duyduğu, sosyal ve kültürel hayatı zengin, alt yapı
NELER YAPIYORUZ? İlçemizin en büyük sıkıntılarından birisi olan konut ihtiyacını gidermek için 108 dairelik TOKİ inşaat yapımına başlandı. 2016 Temmuz ayı itibari ile hak sahiplerine dağıtılacaktır. Taşkent Meslek Yüksek Okulu Kampus alanının kamulaştırılması tamamlandı. Öğrencilerimizin daha rahat ortamlarda eğitim öğretimlerine devam edebilmeleri için yeni kampüs alanında 400 kişilik okul, 200 kişilik kız öğrenci yurdu, 200 kişilik erkek öğrenci
Dere Islahı ve Taşkın Koruma Projesinin Yapımı devam ediyor. Kışın oluşan sel sularının tahribatını önlemek ve toprak kaybının önüne geçmek için Çetmi Deresi ıslah ediliyor. Ilıcapınar yayla yolu yapımının 6 km kısmı tamamlandı. En kısa sürede yayla yolunun bütünü tamamlanacaktır. Ilıcapınar Mahallemizde atıl durumda bulunan okul gelecek dönemde değerlendirilmek üzere belediyemiz bünyesine kazandırıldı.
standardı ve şehircilik bilinci yüksek, örnek bir kent oluşturmak ve sürdürmek bilinciyle projeler geliştirmeye devam edeceğiz Taşkent’i geleceğe taşıyacak ve marka haline getirecek olan projeler yapmaya devam ediyoruz. 50.000 m2 alanda kentsel dönüşüm projesi devam ediyor. Taşkent merkezde tarihi yapılar aslına uygun olarak restore edilecek ve ilçemizin görüntüsüne güzellik katacak olan evler halkımızın hizmetine sunulacak.
ÜÇ AYRI GÖLET Borboğazı Göleti, Avşar Göleti ve Balcılar Göleti Yapım Projesi devam ediyor. Tarım alanında daha yüksek verim almak için ilçemiz genelinde gölet projeleri yapıyoruz. Borboğazı ve Balcılar Göleti 2015 Ekim ayında ihaleye çıkartılacaktır. Pirlerkondu Oteli, Sultan Çeşmesi ve Pirlerkondu Çarşısı Projesi ile ilçemize gelen misafirlerimizin konaklayacakları alanlar oluşturacağız. İlçemizin büyük gereksinimlerinden olan sanayi sitesini yaptığımız projeyle ilçemize kazandıracağız. Bölgemizin tanıtımında büyük rol oynayan kirazın daha kaliteli yetiştirilmesi ve pazarlanması için Taşkent merkez ve Balcılar Mahallemize Kiraz Alım ve Depolama Merkezleri yapıyoruz. Çiftçimizin bilgilenmesi için tarım çalıştayları düzenliyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarını en etkin biçimde kullanmak ve halkımızın hizmetine sunmak için Rüzgar Gülünden ve Güneş Enerjisinden Elektrik Üretme projelerimiz devam ediyor. Taşkent Şehir Lokantası Projesi devam ediyor. İlçemizin güzelliğine güzellik katacak olan ana cadde düzenlemesi mevcut yolun genişlemesiyle beraber ilçemize kazandırılacak Taşkent Ana Cadde Düzenleme Projesi tamamlandı. İhale süreci tamamlandı, Eylül ayı itibari ile çalışmalar başlayacak.
6 GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KONYA MECZUPLARI
K
onya’da doğdu. Ali Efendi diye de tanınırdı. Ailesi Konya eşrafındandı. Özel Füyûzat-ı Hamidiye Mektebinin ilk ve rüştiye kısmında okudu. Bir süre hafızlığa çalıştı. Füyûzat-ı Hamidiye Mektebinin faaliyette bulunduğu dönemler dikkate alındığında onun 1880-1890 yılları arasında doğması muhtemeldir. Ali Hoca gençlik yıllarında sarıklı, entarili; düzgün ve bakımlı bir vaziyette dolaşırdı. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuduğu için, zaman zaman Kapı Camii’nde ezan ve aşır okuduğu olurdu. Ali Hoca daha sonraları, nedendir bilinmez, meczupça yaşamağa başladı. Ali Hoca, 1950’li yıllarda kış yaz bağrı açık, koynunda büyük bir masa saati, büyükçe bir Kur’an-ı Kerim ve birkaç kitapla dolaşır dururdu. Bazen yerlerden kâğıt topladığı da olurdu. Evini, aklı başında olan hanımı çekip çevirirdi.
-ALİ HOCA-
Ona Alâeddin Caddesi’nde, Kapı Camii ve Hükümet Binası çevresinde, çarşı-pazarda, her zaman rastlamak mümkündü. Kendi hâlinde sessiz, sakin bir insandı. Lüzumsuz laf ettiği hiç görülmezdi. Kimseden bir şey istemez, fakat verilenleri de geri çevirmezdi. Ali Hoca, hayvanlarını kırbaçlayan araba sürücülerine çok kızar, onların ahir ömürlerinde ekmek bulamayacaklarını söylerdi. Onun bazen elini omuzu üzerinden arkaya doğru salladığı olurdu. Niye böyle yaptığını soranlara: “İşe yaramayan şeyleri arkama atıveriyorum” derdi. Halk arasında pek çok menkıbe ve kerametinden bahsedilen Ali Hoca, 1960’lı yılların başında vefat etti (Uz ts.: 188). Onun gösterdiği bir kerameti merhum araştırmacı-yazar Mahmut Sural (1914-1987) şöyle nakleder:
“Adamın biri Ali Efendi’ye “Ben ne zaman öleceğim?” diye takılır, Ali Efendi cevap vermez geçermiş. Adam bir gün Ali Efendi’yi yakalayıp ısrar etmiş. “Ben ne zaman öleceğim?” diye. Ali Efendi gününü, yerini, saatini söyleyerek bir eşek üstünde öleceğini haber vermiş ve adam cidden eşek üstünde, Ali Efendi’nin söylediği yer ve saatte ölüvermiş.” (Sural 02.01.1976: 3). Ona dair rivayet edilen ibretamiz bir menkıbe de şudur: Çarşı esnafından biri, bir akşam evinde yemekli olarak önemli bir insan grubunu ağırlayacakmış. Hanımı, evde eksik olan malzemeyi listeleyip beyine vermiş. Bunları vakitlice tedarik edip eve ulaştırmasını da sıkı sıkı tembihlemiş. Sabah erkenden dükkânını açan esnaf, vakit geçirmeden hanımının ihtiyaç listesini eksiksiz tamam edip heybesine de güzelce yerleştirmiş. Olacak ya, dükkânı âdeta müşteri akınına
-2-
uğramış, soluk aldırmıyorlarmış ona. Bakmış siparişler eve gecikecek; ala vere arasında heybesini evine ulaştırıverecek tanıdık bir yüz gözlemeye başlamış. İyice daraldığı bir anda Ali Hoca karşıda görünmez mi. Esnaf hemen Ali Hoca’ya ünleyip eliyle dükkânına gelmesini işaret etmiş. Doğruca dükkâna gelen Ali Hoca: “Buyur ağa” demiş. Adam, durumu izahla Ali Hoca’dan heybesini çarçabuk evine ulaştırmasını rica etmiş. Adamın sözünü iki etmeyen Ali Hoca hemen heybeyi omzuna vurup dükkândan ayrılmış. Akşam evine dönen adamı, hanımı mahkeme duvarı gibi bir suratla karşılamış. Ardından da ihtiyaç listesinin akıbeti sorusu yüzünde patlayan bir şamar olmuş. Sabahki safahatı izahla hanımına istediği malzemeleri Ali Hoca’yla vakitlice gönderdiğini söylemiş; ama nafile… Ertesi günü dükkânını açan adam, hesap sormak için dükkânının önünde Ali Hoca’yı
gözlemeye koyulmuş. Nihayet Ali Hoca cadde başında görününce dükkânına kadar gelmesini beklemeden soluğu Ali Hoca’nın yanında almış ve hışımla heybeyi niçin evine götürmediğini sormuş. Ali Hoca oldukça rahat, emaneti yerine ilettiğini söylemiş. Adam, Ali Hoca’yı yalan söylemekle suçlayınca Ali Hoca: “İnanmazsan düş ardıma da doğru söylediğimi göstereyim” demiş. Ali Hoca önde adam ardında yola koyulmuşlar. Kısa yolculuk Üçler Mezarlığı’nda bir mezarın başında nihayetlenmiş. Ali Hoca, işte emanetin, diyerek kabrin üstündeki ağacın bir dalına asılı heybeyi göstermiş. Kızacağını mı güleceğini mi bilemeyen adam, Ali Hocaya: “İyi de Ali Hoca burası bizim ev mi?” diye sorunca Ali Hoca’nın, öfke rengine bulanmış ses tonuyla verdiği “Behey adam, senin asıl evin burası; ama çok ihmal ediyorsun!” cevabıyla mezarın üzerine yığılmamak için kendini zor zapt etmiş. Devam Edecek...
PKK, ABD ile gizlice ne görüşüyor? MEMURA TEKLİF PKK roketinde ALMAN izi mi var? İngiltere’de yayınlanan Daily Telegraph gazetesi, PKK liderlerinden Cemil Bayık’la yaptığı röportajda PKK’nın ABD ile dolaylı kanallar aracılığıyla temasa geçtiğini bildirdi. Haberde Bayık’ın “Mesajlar gidip geliyor, toplantılar yapılıyor, mektuplaşmalar var ve bu ilişkinin gelişmesi de olası” sözlerine yer verildi. ‘PKK Türkiye’yle çatışmaları bitirmek için ABD’yle gizlice görüşüyor’ başlığını taşıyan haberde, PKK’nın ABD’nin arabuluculuğuna sıcak baktığı da ifade edildi. Haberde Bayık’ın şu sözleri yer aldı: “ABD’nin Türkiye ile aramızda arabuluculuk
yapması gerektiği çağrımı yineliyorum. Bize bir garanti verirlerse üzerimize düşen rolü yerine getiririz. Ancak bir garanti verilmezse tek taraflı adım da atamayız” Ankara ve PKK arasındaki çatışmaların yeniden başlamasıyla birlikte DAEŞ’e karşı mücadelenin daha da zor bir hale geldiği ifade edilen haberde bugüne kadar IŞİD’e karşı en etkin güçlerden birisinin Kürtler olduğu belirtildi. Türkiye’nin hava harekatları ile PKK’nın saldırıları konusunda ise ‘Çatışmaların sonlandırılmasında ABD’nin rol üstlenebileceği konusunun gün yüzüne çıkmış olduğu’ vurgusu yapıldı.
Kamu görevlilerinin 20162017 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği toplu sözleşme görüşmelerinin 4’üncü toplantısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Reşat Moralı Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. Kamu İşveren Heyeti, kamu görevlilerine zam teklifini 2016 için %4+4, 2017 için %3+3 olarak yaptı. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın teklifin beklediklerinden düşük olduğunu ve Kamu İşveren Heyeti’nden yeni bir teklif beklediklerini açıkladı. Bunun üzerine Kamu İşveren Heyeti teklifi; 2016 için %5+4, 2017 için ise %3+3 olarak revize etti.
PKK’nın son zamanlarda zırhlı araçlara gerçekleştirdiği füze saldırılarında ağır hasar vermesi ve şehit sayısının artması üzerine güvenlik birimleri alarma geçti. DAEŞ ile savaşta Irak’taki peşmerge birliklerini MILAN anti tank füzeleri ve tahrip gücü yüksek ‘DM51A1’ model el bombalarıyla donatan Almanya’nın bu silahları PKK’nın eline geçmiş olabilir. Alman Der Spiegel Dergisi, geçtiğimiz şubat ayındaki sayısında ‘Almanya’nın peşmergeye gönderdiği silahlar PKK’nın eline geçti’ başlığıyla PKK’nın peşmergeden silah aldığı iddialarını gündeme getirmişti.
Bu iddaaların ardından Adana’daki bir çöplükte kullanılmış MILAN füzesi kartuşları bulunmuş, polis füze kartuşlarının üzerindeki seri numaları takibe almıştı. Spiegel TV’nin yayımladığı video görüntülerinde ise PKK militanlarının Almanya tarafından gönderilen silah sandıklarını gösterdikleri açıkça ortaya çıkmıştı. Alman-Fransız ortak yapımı MILAN anti tank füzesi, 1970’lerde modern tankların savaş alanına girmesiyle tasarlanmış, uzaktan bir kablo yardımıyla kontrol edilebilen ve 2000 metre menzili bulunan MILAN füzesi, helikopterlere karşı da kullanılabiliyor.
7
Sorumlusu kim? Koalisyon uçakları Atme’de masum insanları vurdu. 20’ye yakın masum kadın ve çocuk öldü. Türkiye’nin de bu koalisyonda yer alarak katliama ortak olmasına tepkiler sürüyor. ABD Merkez Komutanlığı öncülüğünde DAEŞ ile mücadele kapsamında oluşturulan Doğal Kararlılık Operasyonları Birleşik Görev Gücü (CJTF-OIR), daha önce yaptığı açıklamadan farklı bilgiler vererek, düzenlenen hava saldırılarının Atme bölgesini de içerdiğini açıkladı. Atme kasabasında Ceyş-ul Sunne ve Nusra Cephesi’ne ait karargâh ve silah üretim atölyelerini hedef alan saldırıda, sivil yerleşim yerleri de isabet almış, aralarında kadın ve çocukların bulunduğu onlarca kişi hayatını kaybetmişti. İNCİRLİK’TEN KALKMADI! Türkiye Dışişleri Bakanlığı, saldırıda İncirlik Üssü’nün ya da Türk hava sahasının kullanılmadığını, operasyonun ABD öncülüğündeki Koalisyon güçleri tarafından düzenlendiğini açıklamıştı.
PKK engelledi! Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, son günlerde yaşanan PKK saldırıları hakkında bilgi verdi. Eroğlu, hem güvenlik açısından hem de saldırı yüzünden yolların bozulması sebebiyle Silvan Barajı inşaatına malzeme ikmali yapılamadığı için inşaatın neredeyse durma noktasına geldiğini ifade etti. Ayrıca Eroğlu, Diyarbakır, Bitlis ve Kars başta olmak üzere birçok şantiyede baraj inşaatlarına saldırılar olduğunu dile getirdi. Bu durumu sert bir dille eleştiren Eroğlu, hiçbir aksaklığın hükümete engel olamayacağını belirtti.
B
ATME’YE SALDIRDIK! Bir soru üzerine, bu alana yönelik hava saldırısı bulunmadığını belirten CJTF-OIR ise yeni bir açıklama yaptı. CJTF-OIR tarafından yapılan yazılı açıklamada, sivil kayıplara yönelik haberlerin ciddiyeti nedeniyle konuyla ilgili daha fazla
araştırma yapıldığı ve bu bölgeye dair birçok farklı adlandırma şeklinin olduğunun görüldüğü kaydedildi. Açıklamada, “CJTF-OIR olarak, 11 Ağustos 2015’te Halep civarına planlı bir hava saldırısı düzenlendiğini teyit edebiliriz. Bu alan, Atme bölgesini de içeriyor” ifadesi kullanıldı.
Emekliye taksitle ev Obama İsrail’e karşı Emeklilerin 250 TL taksitle konut talebine TOKİ’den onay çıktı. Ev almak isteyen emeklilerin başvuru yapabilmesi için aranan şart ise, Tüm İşçi Emeklileri Dul ve Yetimleri Derneği üyesi olması ve üzerine herhangi bir mülkiyeti bulunmaması. Bu şartlara uygun emekliler, derneğin faaliyet gösterdiği illerdeki TOKİ şubelerine başvuru yapabiliyor. Emekliler, 2+1 veya 3+1 ev seçeneklerinden bir tanesini seçebiliyor. 2+1 evlerin 240 ayda 250 lira taksiti bulunuyor. 3+1’ler için ise fiyat henüz belirlenmiş değil.
İlk kez bir ABD Başkanı AIPAC’e meydan okuyor! İran’la varılan nükleer anlaşma nedeniyle ABD Başkanı Barack Obama ile ülkenin Ortadoğu’daki en büyük müttefiki İsrail arasındaki kriz derinleşiyor. Başkan Obama, ülkenin en büyük İsrail yanlısı lobi kuruluşu olan American Israel Public Affairs Committee’nin (AIPAC) iki yöneticisini bu hafta Beyaz Saray’a çağırarak İran nükleer anlaşmasına yönelik tutumları konusunda oldukça sert mesajlar verdi. Başkan, AIPAC’i “anlaşmaya karşı milyonlarca dolar harcamak ve gerçek dışı iddialar yaymakla” suçladı.
erika Kitabı’nın yazarı evliyaullahtan Muhammed Hâdimî Hazretleri (1701/1762) Risale-i Duhan (tütün risalesi) isimli bir risale yazar. O dönem Konya müftüsü ve bazı vaizler de bu sigara illetine müptela olmuştur. Hâdimî Hazretlerinin aleyhinde konuşmaya başlarlar ve bir gün davet edip kendilerine sigaranın haram olduğunu ispata davet etmeye karar verirler. Hâdimî Hazretleri söylenen günde değil de bir gün sonra gelebileceğini bildirir. O gün müftü efendi ve vaizler bir rüya görürler. Rüyalarında büyük bir meydanda bir kürsü ve üzerinde sevgili peygamberimiz. İnsanlar peygamberimizin huzuruna çıkmak isterler ancak görevliler insanların ağızlarını kokladıktan sonra huzura kabul ederler. Sigara müptelası müftü ve vaizlerde manzarayı bir köşede seyrederler. Bir ara sevgili peygamberimiz kalkarak orada bulunan Hâdimî Hazretlerinin huzuruna getirilmesini emrederler. Hâdimî Hazretleri huzura geldiğinde peygamber efendimiz yazdığı “duman risalesinden” dolayı memnuniyetlerini ifade buyururlar. Ertesi günü sözleşilen yere gelen müftü ve vaizler karşılarında Hâdimî Hazretlerini görünce özür diler ve helallik isterler ancak Hâdimî Hazretleri bir şartla hakkımı helal ederim der: Yazdığım bu risaleyi Konya'nın bütün köylerine varıncaya kadar herkese dağıtırsanız o zaman hakkımı helal ederim buyururlar.
Muhammed Hâdimî Hazretlerinin tütün hakkında yazdığı iki risalenin kısa bir özetini aşağıda okuyabilirsiniz: “Tütün ürünleri kullanımı hakkında en fazla fetva olan, eser yazılan, laf edilen, âlimini de cahilini de şaşırtan, tüm insanlığı bozguna uğratan bir husustur. Tütün ürünlerini israf, bidat, eza ve pislik kategorisindeki ayet ve hadislerin içine alınmasında şüphe yoktur. Tütün ürünlerinin haramlığının tartışılması bunda bir şüphenin varlığının ispatıdır. Şüpheli olduğunu inkâr safsatadır. Haramlar şüpheyle başlar, şüpheye düşen harama düşer.
Bazı ayetler ve “eşyada asıl olan mubahlıktır” sözünü ileri sürerek mubah olduğunu iddia edenlere deriz ki: Tütün ürünlerinin haramlığı hakkındaki deliller mubahlığına ait olanlardan çok baskındır. Usule göre bu konuda haramlığı mubahlığa tercih etmek gerekir. Tarikat-i Muhammediye’de, takva bir âlimin sözünün tercihi gerekir diyor, şurası bir gerçektir ki tütün ürünlerine haram diyenler mubah diyenlerden çok daha takva olan zatlardır. İçmeye devam edenlerin büyük çoğunluğu da sakıncalı olduğunu kabul ediyorlar. Ayrıca tartışmalı bir mubahta ısrar etmek küçük günah olur küçük günaha devam ise o günahı büyültür ve harama dönüştürür. Bütün mubahlardan da hesaba çekileceğimiz unutulmamalıdır. Tütün ürünlerini kullananların büyük oranda fasıklar olduğu da bir hakikattir. Onu kullanarak fasıklara benzemek ayrıca bir vebaldir. Kişi kime benzerse onlardandır. Tütün ürünlerini devletin kanunlarla yasaklaması kesin itaati gerektiren bir durumdur. Tütün ürünlerine haram diyen alimlerin kimisi insan mizacına ters pis kokusunu, kimisi israf ve boşa mal kaybı olmasını, kimisi misvak emrine ters durumunu, kimisi ağız kokusuyla alakalı hadislerle ilişkisini, kimisi bidatoluşunubaz alarak haram diyorlar. Benim de şahsen görüşüm doğru olanın bu guruptakilerin savunduğu haramlıktır. Sigaranın haram mı mubah mı tartışması bile bir şüpheyi ortaya koymaktadır. Bir Müslümanın sakıncalı, tartışmalı ve şüpheli olandan helal olana kaçması gerekir. Ayrıca Müslümanların iki görüşten birisini tercih etmeleri gerektiğinde takva âlimlerin çoğunlukta olduğu tarafı seçmesi lazımdır. Tütün ürünlerinin mekruh yani küçük günah olduğunu iddia edenlere göre durum tamamen haram sayılma yönüne kayar. Zira sigara kullanmak bir bağımlılıktır,“küçük günahlara devam etmek harama girer” manasınca bu müptelalık ve sürekli kullanma da tütün ürünlerinin haram olduğuna kati delildir.”
BİR ELİN NESİ VAR?
B
ir elin nesi var iki elin sesi var, demiş atalarımız. Çok doğru ve yerinde bir söz söyleyerek en azından iki eli birleştirerek bir ses çıkarmamızı beklemişler bizden. Bu ses çok cılız bir ses olabilir, ama yinede bir sestir. Daha çok eller bir araya gelirse kulakları çatlatacak, dağı taşı çınlatacak bir ses olabilirdi. Ne yazık ki bunu başaramadık. Yeni nesil başarabilir mi diye kendime soruyorum, tatmin edici bir cevap alamıyorum. Çünkü biz tarlaya birlik ve beraberlik tohumu ekemedik, gönül bahçelerine dostluk ve kardeşlik fidanları dikemedik, Çetmi’nin Bolay’ın Avşar’ın dağlarına baktığımda, o beldede yaşayan yüzleri, yaşadığı yoksulluk ve çaresizlikler yüzlerine çizgi çizgi yansımış insanlarına baktığımda bir suçluluk duygusu kaplıyor içimi.. Ama demişler ya “bir elin nesi var…” diye, tek başına bir şeyler yapamıyor insan, hayal kuruyor proje üretiyor, ama hayata geçmediğinden sonunda bir umutsuzluk doluyor içine…. Öfkemize, gururumuza, inadımıza, küçük menfaatlarımıza yenik düştük. İki el olamadık yıllardır, ufukta yeni yeni bir uyanış görünse de tek başına yapılan çalışmalar bunlar.. Ne bir önden gidip çığır açan oldu, ne de bir baş tutan…“Gemisini kurtaran kaptan!” misali paçayı kurtaran çıktı bir tepeye seyretmeye başladı aşağıdakileri…
Aynı camide, aynı safta namaz kıldık, düğünde, dernekte, cenazede, hatta yağmur dualarında birlik olduk, el açıp Allah’tan yağmur istedik, huzur istedik; ama memleketimizi, köyümüzü, Boğaziçi’ni kalkındıracak, binlerce insanımıza istihdam sağlayacak birliği oluşturamadık. Bunun için hâlâ suçlu hissediyorum kendimi… “Keşke” doğru bir söz olmasa da hâlâ “keşke” diyorum kendi kendime… Sene 1975… 25 beş yaşında genç ve idealist bir inşaat mühendisiyim.. Cebi boş, ama yüreği dopdolu bir delikanlı… Açılımı Çetmi-Alata-Bolay-Avşar olan, daha iki ay önce ticari kaydı Antalya Ticaret Odasından silinen ÇABA diye bir firma kurdum Antalya’da Zeytin köyünde bütün Çetmilileri topladım, sağ olsunlar ekseriyeti de geldi.. Listesi hâlâ yıllardır evden eve taşıdığım bir tomar evrakın içinde sarılı bir liste oluştu..Listede en küçük iştirakçi Çetmili Ali Üre 100 lira ile, en
yüksek iştirakçi Çetmili Fil Ahmet 100 lira ile katılarak yanlış hatırlamıyorsam 500 bin liralık yada 500 liralık bir sermaye oluştu. O zamanlar bu para çok büyük bir para; bir BEKO kepçe alınabiliyor, düşünsenize daha Avşar’a Bolay’a, Alata’ya ve bu köylerin iş adamlarına, hatta yurt dışında çalışanlarına gidilecek proje anlatılacak ve sermaye kartopu gibi katlanarak büyüyecek… O dönemde Alata, Çetmi ve Bolay’a çalışan tek araba rahmetli Taşketli Ali Küçük’ün cibi var... İnsanlarımız yoksul, çocuklarımız ilkokulu bitirip kalıyor... Tahta sabanla ekiliyor tarlalar, kazmayla kazılıyor tarlanın sabanın yanaşmadığı kenarlar… Yoksuluz, ama yüreklerimiz sıcak; her mahallede odalar var köylerde, gelip geçen yolcular için sini sini ekmek yemek gidiyor evlerden, en fakirimizin evine bir ordu gelip açım dese; ambarda, küpte ne varsa ortaya koyar bir Halil İbrahim Sofrası kurar doyururdu gelenleri… Bir kardeşlik bir muhabbet vardı yaşlısının, gencinin kadınının, kızının arasında…
Bu ÇABA şirketinde ilk önce ortaklar ve onların çocukları çalışacak, aldıkları ücretlerden ihtiyaç fazlası ile şirketteki ortaklık paylarını artıracaklar, sosyal bir fon kurulacak doktora gidemeyen hastalarımız o fondan doktora götürülecek, evlenme yaşı gelmiş kızlarımız gençlerimiz evlendirilip bir yuva kurması sağlanacak, dağlarımızda tüm dere yataklarımızın, yağmur ve kar suyu yataklarımızın önlerine setler yapılıp kurak tarlalarımız sulanacak; yetimlerin öksüzlerin, dulların, yaşlıların yalnız olmadıkları kendilerini seven sayan kardeşlerinin hemşehrilerinin oldukları hissettirilecek, fakirle zenginin arasında uçurumlar, kırgınlıklar oluşması önlenecek… Ev yapma adına dağlarımız bozkırlaşmaktan kurtulacak, kesilen ağaçların yerine yenileri dikilecek böylelikle gelecek nesillere yemyeşil bir doğa bırakılacak… Hamamlar olacak Çetmi’de Bolay’da Avşar’da Alata’da… Temiz ve pürüpak olmak için, kurslar oluşacak yüreğimizi karartacak evhamların ve şeytanın içimize saldığı vesveseden kurtarmak, fitneden beri olmamız için…
Benim yüreğimi sızlatanda bu zaten, sadece Antalya’daki Çetmililerden bir iş makinası (kepçe) parası toplanmış, düşünsenize kartopu yuvarlanıp hedefine varsa oluşacak sermaye…
Demircilerimizin körükleri nefes almadan çalışacak; balta, tahra, kazan, orak, yanında Osmanlı kılıçları üretecekler, av tüfeği üretecekler Huğlu’da, Üzümlü’de olduğu gibi…
İşletme şeması tamam; yönetim kurulu bu dört köyün katılımcılarının seçtikleri üyelerden oluşacak içlerinden en ehil ve en itimat edileni yönetim kurulu başkanı seçilecek. İnşaat firmaları kurulup, çocukların okuması için ve bölgede çalışanların barınacağı yurtlar misali devasa binalar yapılacak, insanlar kahvelerden kurtulup ehil hocalarımız tarafından kendi öz kültürü ile eğitilecek, kendi kimliği ile yaşamayı bir onur vesilesi sayacak…
Marangozlarımız ev işlemenin, evlere taban çakmanın yanında biblo gibi antika çeyiz sandıkları üretecekler…
Ve bu köylerde bir tek vasıfsız işçi kalmayacak, kurslar açılacak köylerde inşaat projesi okumayı, soğuk demir, kalıp, fayans işçiliği, sıva- boya -badana, kartonpiyer isçilikleri öğretilip yetiştirilecek ve usta olanlara, Karadenizlilerin yaptığı gibi, Gümüşhanelilerin yaptığı gibi yanına iki üç elaman al git çalış hem bunları eğit usta yap, hem de para kazan inşaat ameleliğinden iki yılda kazanacağın parayı bir yılda kazan denilecek…
Kadınlarımızın dokuduğu halılar şirket tarafından değerine satın alınıp yurt dışı pazarlara götürülecek… Bahçelerimizde yetişen sebze - meyveler, dağlarındaki kekikler, sarı otlar, salepler, şifalı bitkiler bu dört köyün ortak bir noktasında kurulacak ambalajlama atölyesinde paketlenip o nefis koku ve tatlarıyla şehirdeki tüketicilere ulaştırılacak… Şimdi bakımsızlıktan ve tembellikten harap olan bağlarımızın üzümleri, kasalarından şıra akarak şarap fabrikasına giden üzümlerimiz artık meyve suyu fabrikasında işlenip şehirlere ulaştırılacak.. Dağlarımızda buz gibi boşa akıp giden sularımız şişelenip Alanya’ya indirilecek… Sığırlarımız, koyunlarımız, keçilerimiz hatta tavuklarımız üç otuz paraya satılıp heder olma-
yacak; besihaneler yapılıp, tavuk çiftlikleri kurulacak, kesimhanelerde sucuk, salam, sosis, kavurma yapılıp pazara ulaştırılacak… Mandıralarda paketlediğimiz sütümüz, yoğurdumuz, peynirimiz aranır olacak marketlerde… Okuyan gençlerimiz, tüccarlarımız çay kenarında, dağlarda kuracağımız nostaljik obalarda geçirecek tatillerini… Köylerde kurulan çamaşırhanelerde yıkanacak yaşlıların çamaşırları, açılacak aş evlerinde doyacak karınları… Firmanın sağladığı bir otobüsle ziyaret edecekler Hz. Hadimi’yi, Mevlana’yı, Eyüp Sultanı Ashab-ı Kehf’i… Olmadı, yapamadım; tuzu kuru birkaç kişi fitne soktu işin içine, içinizden en güvendiğiniz adamı yönetici seçin dediğim halde, bana bu adam inşaat mühendisi olmuş, yarın işin başına geçer ve kıçımıza bir tekme vurur, bizi kullanıp atar diye laf attılar ortaya. Öksüz büyüdüğümden midir nedir, alınganlığımdan mıdır çok üzdü bu beni…Fitneyle savaşmasını bilemedim, beceremedim, geri adım attım ve proje yattı…
‘Kadınları öldürdük’ Dünyaca ünlü Brezilyalı yazar Paulo Coelho, sosyal medya hesabından Kuran-ı Kerim’in fotoğrafını “Dünyayı değiştiren kitap” notuyla paylaştı. Hiba B. Dakkak adlı bir kızın “Doğru, şiddet ve katliamın kaynağı” şeklindeki yorumunu cevaplayan yazarın sözleri olay oldu. Coelho, “Bu doğru değil. Ben Hıristiyan’ım ve biz Hıristiyanlar asırlar boyu inancımızı kılıç ile yaymaya çalıştık. Haçlılar kelimesine sözlükten bir bak. Kadınları öldürdük. Onlara cadı dedik ve bilimi engellemeye çalıştık. Galileo’ya yaptığımız gibi. Ancak bütün bunlar inançların değil, onu istismar edenlerin sorunudur” dedi.
Yıllar sonra Konya’da aynı düşüncenin çok daha azı ile KOMBASSAN kuruldu,İTTİFAK kuruldu, daha bir çok şirket, holding kuruldu, niyeti düzgün olanlar başardı, olmayanlar battı gitti… Bizim projenin akıbeti ne olurdu bilemiyorum, ama niyet halisti… Şimdi bozkırlaşmış dağlara baktıkça, çoraklaşmış topraklara baktıkça, hâlâ var olma çabası içinde olan yoksul insanlarımızın yüzlerine baktıkça kendimi affedemiyorum; hâlâsuçluluk duygusu içindeyim ve onlardan bütün samimiyetimle özür diliyorum… Ama yanlışın neresinden dönersen kârdır misali, “henüz vakit geçmiş değil” diyor içimden bir ses… Hâlâ soğuk suların başında ta Mudurnu’dan gelen tavuk etleri yerine bu yörenin çiftliklerinde üretilen etleri yemenin keyfini, ta Balıkesir’den gelen yoğurtlar yerine yöremizin nefis yoğurtlarına kaşık sallama, ayran içme keyfini yaşayabiliriz diyorum… Yeter ki gönül birliği, yürek birliği, bilek birliği sağlayalım; “İyi niyetli iki ortağın üçüncü ortağı benim!” diye vaat ediyor Mevlamız…Yeter ki bizler bir adım atalım, onun bize on adım atacağı kesin… Bir elin nesi var iki elin sesi var… Selam ve saygılarımla…
Boko Haram katliamı Nijerya’da Boko Haram terör örgütünün bastığı KukuwaGari köyünde yaklaşık 150 kişi öldü. Yobe eyaletinin başkenti Damaturu’ya yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki köyde ölenlerden bazılarının vurulduğu, bir kısmının ise silahlı teröristlerden kaçmak için atladıkları nehirde boğuldukları belirtildi. Modu Balumi isimli bir köy sakini, AFP’ye yaptığı, “Çok sayıda insanı vurup öldürdüler. Birçok kişi de canını kurtarmak için nehre kaçtı. Ancak boğuldular. Silahlı kişiler, boğulmak üzere olan köylüleri kurtarmaya çalışan bir balıkçıyı da vurdu. Can kaybının 150 olduğunu biliyoruz” dedi.