Anadolu Günlük - Sayı 55

Page 1

Dünyanın seçimi olacak! Anadolu Günlük yazarı Kerim Bozdağ, Türkiye’deki seçimin dünyanın seçimi olacağını kaydetti. Bozdağ, bu haftaki yazısında şartların Türkiye’yi tarihî misyonunu üstlenmeye zorladığının altını çizdi. BİR KAŞIK SUDA BOĞACAKLAR

Kardeşliğimizin teminatı

Anadolu Günlük yazarı Kerim Bozdağ, seçim kritiği yaptı. Bu dönemde paralel yapının iplerinin kimin elinde olduğunu, MHP, CHP ve Saadet Büyük Birlik ittifaklarını yazan Bozdağ, “Bütün Türkiye ve dünya sathında başlatılan AK Parti ve Erdoğan düşmanlığının arkasında yatan sebepler iyi değerlendirilmeli. Ellerinden gelse hükümet yetkililerini ve hatta AK Parti’ye destek veren kitleleri bir kaşık suda boğacaklar” ifadelerini kullandı. Bozdağ, yıkacakları iktidarın yerin kuracakları rejimin kendi halkına kan kusturan Mısır rejiminden farklı olmayacağı tespitinde bulundu. Sayfa 2’de

AK Parti Karaman Milletvekili Adayı Recep Konuk, Annelerimizin, aklında evinin ve evladının huzur ve istikbali, gönlünde karşılıksız sevgi ile hoşgörüden başka bir şey taşımardığını kaydetti. Konuk Anneler Günü dolayısıyla gazetemize yaptığı açırklamada “Milletimizin güven, huzur ve kardeşlik teminatı olan annelerimizin “ANNELER GÜNÜ”nü kutlarım.” dedi.

55. Sayı

11-16 Mayıs 2015

www.anadolugunluk.com

Netekim öldü!

“Haksızlık olmasın diye bir sağdan bir soldan astık” diyen ve idam kararlarını imzalarken ellerinin titremediğiğle övünen Kenan Evren’in ölümü Türkiye’yi birleştirdi. Hiç bir ölümün bu kadar ‘az’ olmadığında hemfikir olan ülke insanı, Evren için devlet töreni düzenlenmesine de tepki gösterdi. Tedavi gördüğü GATA’da 98 yayşında ölen 12 Eylül darbesinin mimarı 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in cenazesi, yarın devlet töreninin ardından Devlet Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Liderlerin Evren için mesaj yayımlamaması en manidar mesaj olarak değerlendirimldi. ANNELERE HEDİYE İdam edilen sol görüşlü Yılmaz Yukarıgöz’ün kardeşi Ramazan Yukarıgöz: “Kenan Evren’in ölmesini istemiyorduk. Mahkeme müebbet hapis ve rütbelerinin sökülmesi kararı verdi ama Yargıtay kararı bekletiyordu. Görsün, yaşasın istedik, olmadı. Rütbeleri sökülseydi devlet töreni düzenlenmeyecekti. Hem mahkeme hem de halk nezdinde suçlu olan bir kişi devlet töreniyle

defnedilmeyi hak etmiyor. Ayrıca bu ölüm anlamlı bir güne de denk geldi. Sadece biz değil pek çok anne bu ölümü bir Anneler Günü hediyesi olarak görüyor. Ağabeyim idam edildiğinde 21 yaşındaydı. Evren’in, elleri kanlıydı.” HARAM OLUR, HARAM! İdam edilen sağ görüşlü Mustafa Pehlivanoğlu’nun ağabeyi Oktay Fırtına: “Kardeşim suçsuz yere idam edildi. Annem son anına kadar ‘Mustafam’ diye inledi. Bunun vebalini kim verecek? Soyadımızı ‘Fırtına’ olarak değiştirmemize rağmen her yerde tanınıyorduk. Her türlü zulmü gördük... Eğer devlet buna tören yaparsa o devlet devlet değildir, o asker asker değildir. Askeri tören yapılırsa haram olur buna, haram.” Evren’in bıraktıağı izler 3’te...

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, “Kayıtlara göre, 312 bin tonluk piyasa sürülmemiş patates stoku var. Bu stokun 70 bini 2 firmaya ait. Araştırmada spekülasyon çıkarsa ciddi bir müeyyide söz konusu” dedi. Canikli’nin bu açıklaması ise patates fiyatlarındaki bu artışın hükümeti yıpratacak seçim oyunu olduğu yönünde iddiaları akıllara getiriyor. Patatesteki bu fiyat artışıyla ilgi sosyal medyada “Patates dünyanın parası olmuş, ne yapalım duble yolu” şeklinde hükümeti yıpratmaya çalışan kampanyalar yapılıyordu.

50 Kr

ANNELER GÜNÜNDE BU ÜLKENIN ANALARINA VERILEBILECEK EN GÜZEL HEDIYE:

EN GÜZEL MESAJ

Bir kirli el mi var?

Dünya birincisi oldu Albaraka Uluslararası Hat Yarışmasına Konyalı hattatlar öne çıktı. Doç. Dr. Fatih Özkafa celî ta’lik kategorisinde dünya üçüncülüğü ödülüne lâyık görülürken, Abdurrahman Depeler celî sülüs dalında dünya üçüncülüğaü, kardeşi Seyit Ahmet Depeler ise celî divanî dalında birincilik ödülünün sahibi oldu. Haberi Sayfa 2’de

12 Eylül darbesinin mimarı Evren

Veri toplama merkezi Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile birlikte Konya’nın sadece siyasi yükselişinin değil, ekonomik, sosyal ve kültürel yükselişinin de devam edeceğini söyledi. Konya’ya yapılacak Veri Depolama Merkezi’nin son derece önemli olduğunu kaydeden Başkan Akyürek, “Konya, Türkiye’nin veri depolama merkezi ve veri başkenti olacak. Türkiye’deki tüm kamu kurumlarının kayıtları, devletin verilerinin tamamı Konya’da yapılacak olan merkezde tutulacak” dedi.


2

Dünya birincisi Konya’dan Albaraka Türk tarafından bu yıl 4.’sü düzenlenen uluslararası hat yarışmasında Konya’dan üç hattat ödül aldı.

BU SEÇİM DÜNYANIN SEÇİMİ

T

ürkiye adeta s eçim atmosferine girildiği andan bu yana perde gerisinde kimi mahfiller tarafından yazıldığı belli olan oyunların sahnelendiği tiyatro alanına döndü. Halkın huzuruna çıkanlar “iyi adam” rolüne uygun maskelerini birer birer giydiler. Her renge bürünebiliyor her telden çalıyorlar. AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığında sınır tanımıyorlar. Ellerinden gelse hükümet yetkililerini ve hatta AK Parti’ye destek veren kitleleri bir kaşık suda boğacaklar. Bu aşamada Fethullah Gülen faktörü çok önemli. Amerikan istihbarat başkanı çuvalcı generalin zamanın başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, “Siz İsrail ile olan ilişkilerinizi düzeltin, biz de cemaatle aranızı iyileştirelim” yolu konuşması ile iplerinin kimlerin elinde olduğu açıkça ilan edilen paralel yapı, bu günlerde HADEP’ten CHP’ye uzanan siyasi hareketin üçüncü ortağı konumunda. Kendilerine verilen emrin gereği için hareket ediyorlar. Saadet Büyük birlik ittifakı da cabası... MHP’nin hali malum. Ekmeleddin İhsanoğlu adayları. Bunda ne var ki denilebilir. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ilan ettiği adamı MHP ve önceden bir araya gelmesi mümkün görünmeyen bir sürü gurup desteklemişti. Bu destek için bütün diğer unsurları aynı gaye etrafında toplayabilen İRADE kimin iradesidir? Mansur Yavaş hikayesi deyip geçelim. Ama olayların arka planı anlaşılıyor ki göründüğü gibi basit değil. Bütün Türkiye ve dünya sathında başlatılan AK Parti ve Erdoğan düşmanlığının arkasında yatan sebepler iyi değerlendirilmeli. Türkiye, Mısır darbecilerine karşı çıkan ülke, İsrail vahşetini bütün dünya nezdinde dile getiren, Beşşar Esed

katilinin zulmüne sessiz kalıp seyirci olmayan, kendi ülkesi ve milleti için gece gündüz çalışan ülke... Tabi bu sıraladıklarımızın yanına ilave edilecek başka şeyler de var... Ama onların düşmanlığının asıl sebebi daha başka. Düşmanlığın gerçek sebebi, Salih Mirzabeyoğlu’nun “Şartlar Türkiye’yi tarihî misyonunu üstlenmeye zorluyor.” tespitinin hakikat olmasıdır. İşte onlar bu hakikatin gerçekleşmemesi için var güçleriyle TÜRKİYE’nin misyonunu çökertmeye harcıyorlar. Türkiye TİKA aracılığıyla bütün dünyada geleceğin inşasında rol alacak insanların ayağına gidiyor ve onlara hizmet veriyor. Kendi tebasının sınırlarını Asya’dan Afrika’ya hemen hemen bütün dünyaya doğru açılarak genişletiyor. Bosna, Afrika, Somali... Şura ya da bura fark etmez... Oralarda yaşayan kardeşlerimize el uzatıyor. Sömürgeci batı emperyalist devletlerinin etkilerini kırıyor. Birleşmiş milletler hakkında “Dünya beşten büyüktür.” tezini zihinlere kazıyor. Kendi halkını ayağa kaldırma teşebbüsünde muvaffak oldukça başkalarının da ayağa kalkmalarına öncülük ediyor. Öyleyse Amerika, İngiltere, İsrail ve batı için bu gidişe dur diyecek çalışmalar içerisine girmelerinden normal bir şey olamaz. Gelecek seçimler o yüzden sadece Türkiye’nin değil dünyanın seçimidir. Türkiye’de yıkacakları iktidarın yerine kurmayı hayal ettikleri rejim, kendi halkına MISIR’da olduğu gibi kan kusturacak bir rejim olacaktır. Şartların Türkiye’yi tarihi misyonuna hazırladığı bir ortamda bu misyonu zedeleyecek yalpalamalara geçit vermek, içine düşürülmesi muhtemel tuzağa kapılmamız manasına gelir.

Seyit Ahmet Depeler, celî divanî dalında dünya birinciliği ödülü aldı.

Doç. Dr. Fatih Özkafa’nın celî ta’lik kategorisinde üçüncülük ödülü alan eseri.

Abdurrahman Depeler’in çalışması dünya üçüncülüğü ödülü aldı

Annelere selam Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, tüm annelerin Anneler Günü’nü kutlayarak, annelere bekledikleri sevgi ve saygıyı göstermenin bir görev değil, içten gelen duygu olması gerektiğini söyledi. Ailelerin temel direğinin anneler olduğunu kaydeden Akyürek, annelerin çocuklarını büyütürken onlara sabrı, cesareti, sevgiyi, saygıyı ve hoşgörüyü öğrettiğini dile getirdi.

Yaklaşık yedi ay süren çalışmaların ardından, bütün İslam dünyasından yoğun bir katılımın olduğu Albaraka Uluslararası Hat Yarışması sonuçlandı. Katılımcı hattatların beş farklı kategoride yarıştıkları uluslararası müsabakada Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatih Özkafa celî ta’lik kategorisinde dünya üçüncülüğü ödülüne lâyık görüldü. Yarışmaya celî sülüs ve celî divanî dallarında katılan ve yine Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü mezunlarından olan Abdurrahman Depeler ve Seyit Ahmet Depeler de aynı yarışmada ödül alan Konyalı hattatlar arasında yer aldılar. Abdurrahman Depeler celî sülüs dalında dünya üçüncüsü olurken kardeşi Seyit Ahmet Depeler ise celî divanî dalında birincilik ödülü aldı. Üç ayrı kategoride Konya’ya üç uluslararası ödül kazandıran hattatlardan Doç. Dr. Fatih Özkafa, Hattat Hüseyin Öksüz’den 2002 yılında sülüsnesih icazeti aldı ve divanî, celî divanî ve talik yazılarını da meşk etti. Abdurrahman Depeler, yine Hüseyin Öksüz’ün öğrencilerinden olup kendisinden sülüs-nesih icazeti ve talik dersleri aldı. Seyit Ahmet Depeler ise Hüseyin Öksüz’den sülüs ve ta’lîk, Fatih Özkafa’dan celî divanî ve divanî yazılarını meşk etti.

Örgün lisans öğrencilerine müjde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, ÖSYM tarafından yapılan Lisans Yerleştirme Sınavında ilk 10 bin kişiye verilen bursların, bundan sonra ilk 25 bin kişiye verileceğini bildirdi. Uluslararası Bilim Olimpiyatları sonucuna göre veya Uluslararası Proje Yarışmasında, Türkiye adına birincilik, ikincilik ya da üçüncülük kazanan ve sınavla veya sınavsız yerleşme hakkını kullanarak ya da ÖSYM tarafından yapılan Lisans Yerleştirme

Sınavında MF puan türünde ilk 5 bin kişi arasında yer alarak; matematik, fizik, kimya, biyoloji bölümlerine yerleşenler ile Yükseköğretime Geçiş Sınavında YGS-1 puan puan türünde ilk 5 bin kişi arasında yer alarak; felsefe, tarih, coğrafya, sosyoloji, antropoloji, arkeoloji, sanat tarihi, arkeoloji ve sanat tarihi, ilahiyat, Türk dili ve edebiyatı bölümlerine yerleşen örgün lisans öğrencilerine aylık 2 bin lira burs verilecek.


3

Engelsiz yürekler Konya Büyükşehir Belediyesinin Necmettin Erbakan Üniversitesi ile birlikte düzenlediği “Engel Tanımayan Yürekler” programında duygu dolu anlar yaşandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, “Engel, ancak engelliyi ikinci sınıf kabul eden zihniyettedir. Bu engeli de kaldırmak için hep birlikte çalışacağız” dedi. Mevlana Kültür Merkezinde işaret dili ile İstiklal Marşı’nın okunması ve Büyükşehir Belediyesi’nin engelli gençlerden oluşturduğu Mehter Takımı’nın konseri ile devam eden programda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, hükümetin ve belediyelerin engelsiz bir ülke için gereken

20 Mayıs’ta iş başı Hükümetten binlerce engelli, şehit yakını ve yetime atama müjdesi geldi. 8 bin dezavantajlı vatandaş kamuda işbaşı yapacak. Dezavantajlı grupta yer alan 8 binin üzerinde vatandaş kamuya atanacak. Atamalar, 20 Mayıs tarihinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılacağı törenle gerçekleştirilecek. Bu atamalarla birlikte kamuda işe başlayan engelli, şehit yakını sayısı 50 binin üzerine çıkacak.

çabayı gösterdiklerini belirterek, son yıllarda engellerin kaldırılması ile ilgili birçok hizmetin hayata geçirildiğini ifade etti. Gerçek engelin fiziki olmadığını, zihinlerde olduğunu kaydeden Başkan Akyürek, “Engel, ancak engelliyi ikinci sınıf kabul eden zihniyettedir. Bu engeli de kaldırmak için hep birlikte çalışacağız. Herkes hayatının kalan döneminde engelli olma adayıdır. Konya’mızda 250 bine yakın engelli kardeşimiz var. Toplumumuza sesleniyorum: Engelli kardeşlerimize destek olalım, onların istihdamı, hayat kalitesinin yükseltilmesi, toplum içinde ön planda tutulan bireyler olarak hayatlarını iade

etmeleri konusunda hep birlikte gayret göstermeliyiz. Daha yaşanabilir bir Konya ve Türkiye’nin, daha iyi bir dünyanın kuruculuğunu yapmalıyız” diye konuştu. Konya Valisi Muammer Erol da, programda görev alan çocukları tebrik ederek, onlara hayatlarını vakfeden ailelere teşekkür etti. Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kırbıyık, Sakatlar Derneği Konya Şube Başkanı Ahmet Mıhçı’nın da katıldığı programda Konya Valisi Muammer Erol ve Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, çocuklarla yakından ilgilenerek onlara gül dağıttı.

Koca Yusuf durdu! Kaçak sigara yaktı Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Airbus A400M nakliye uçağının İspanya’da test uçuşunda düşmesi üzerine, aynı model 2 uçağın uçuşlarını durdurdu. İspanya’daki uçağın ilk test uçuşunda düştüğüne dikkati çeken yetkililer, uçağın teslim edilene kadar 3 bin saat test uçuşundan geçtiğini belirtti. Askeri yetkililer, Hava Kuvvetleri Komutanlığının, kabulden önce de test uçuşları gerçekleştirdiğini kaydetti.

Güvenlik güçleri, sigara kaçakçılığından yıllık 1,2 milyar lira kazanç elde eden bölücü terör örgütüne büyük darbe vurdu. Türkiye-Irak sınır hattındaki Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı bazı köyler, kaçakçılıkla ilgili bölgenin “nabzını tutan kritik bölgeler” olma özelliğini taşıyor. Bölgedeki kaçakçılık türlerinin başında sigara kaçakçılığı geliyor. Kaçakçılar bunun için genellikle katırları kullanıyor.

NETEKİM ÖLDÜ ! TBMM kapatıldı, anayasa ortadan kaldırıldı, siyasi partilerin kapısına kilit vuruldu ve mallarına el konuldu. 650 bin kişi gözaltına alındı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı. 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1’i Asala militanı). İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderildi. 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelendi. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi. 14 kişi açlık grevinde öldü. 16 kişi “kaçarken” vuruldu. 95 kişi “çatışmada” öldü. 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi. 43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi. 388 bin kişiye pasaport verilmedi. 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. 30 bin kişi “siyasi mülteci” olarak yurtdışına gitti. 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 31 gazeteci cezaevine girdi. 300 gazeteci saldırıya uğradı. 3 gazeteci silahla öldürüldü. Gazeteler 300 gün yayın yapamadı. 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. 39 ton gazete ve dergi imha edildi.


4

Kavakçı: MESELE liderlik meselesi Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı, ümmetin bir lidere ihtiyaç duyduğunun altını çizerek, İslamsız, âlimsiz, sokakta yürümekle lider olunamayacağını, İslamiyet’in de yaşanamayacağını vurguladı. Kırgızistan’dan Endonezya’ya kadar 90 farklı ülke...

1999 yılında Fazilet Partisinden İstanbul milletvekili seçilmesine rağmen başörtülü olduğu gerekçesiyle kürsüye gelip yemin etmesi engellenen Merve Kavakçı’nın babası Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı, Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Uluslararası Rumi Medeniyetler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin hazırladığı “Uluslararası Seviyede Lider İnsan İhtiyacımız” konulu bir konferans verdi. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Muzaffer Şeker teşriflerinden dolayı Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı’ya teşekkür etti. Rektör Şeker, Türkiye’nin yakın tarihinde eğitim imkânlarının kısıtlı olduğu zamanlarda kendisini ve ailesini yetiştirmiş bir insan olan Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı’nın Konya’yı ve Üniversitelerini ziyaretinden do-

layı memnun olduklarını dile getirdi. Her topluma bir lider olması gerektiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı lider kavramının içini nasıl doldurmamız gerektiğine dair anekdotlar paylaştı. Mekanizmayı işletecek kişinin lider olduğunu söyleyen Kavakçı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası bir lider olduğunu belirtirken konuyu şu sözlerle örneklendirdi: “Lider işi ayrı bir iştir. Amerika’da bir ara her beni gören Erdoğan diyor, beni tebrik ediyorlardı. Ne olduğunu anlamıyordum, ‘one minute’ diyorlar, tabii sonra öğrendik olanları. Yolda, alışveriş merkezinde herkes beni tebrik ediyor, ertesi gün anladık ki mesele lider meselesiymiş. O dönemde Türkiye’den ev almaya çalışan insanlar

Celal Duran güven tazeledi Konya Muhtarlar Derneği Başkanı Celal Duran güven tazeledi. Konya Muhtarlar Derneği, olağan genel kurulunu gerçekleştirdi. Kongreye tek lise ile giren mevcut Başkan Celal Duran, yeniden Muhtarlar Derneği Başkanı seçildi. Konevi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen kongrede konuşan Başkan Duran, 3 yıl önce göreve talip olduklarında verdikleri sözlerin hepsini yerine getirdiklerini söyledi.

“BİRLİKTE BAŞARDIK” Konya’ya yaptıkları hizmetleri “Muhtarlarımızla, halkımızla birlikte başardık” sloganıyla gerçekleştirdiklerini kaydeden Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek de “Bu sloganımızı ‘Birlikte Başardık’ sloganıyla birlikte kullanıyoruz. Bu manada hangi hizmeti yapmışsak özellikle muhtarlarımızla, diğer arkadaşlarımızla birlikte başardık ve birlikte yürüyoruz” dedi.

vardı. Pakistanlısı, Afganistanlısı, Lübnanlısı dünyanın her yerinden gelmiş Müslümanlar, buraya yerleşmek için yollar soruyordu, işte nedeni yine lider konusuyla ilgili.” Sokakta Yürümekle Âlim veya Lider Olunmaz Ümmetin de bir lidere ihtiyaç duyduğunu dile getiren Kavakçı, İslamsız, âlimsiz, sokakta yürümekle lider olunamayacağını, İslamiyet’in de yaşanamayacağını kaydetti. Dünyada İslam’ı söyletecek liderlere, âlimlere ihtiyaç olduğunu belirten Kavakçı: “Akif’in dediği gibi ‘doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı, asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı.’ Adem lazım, adamlar lazım bize. Çok ihtiyaç var. Üniversiteniz de o yola gitmeli. Eğitim kurumları bu noktada önemli. Burada sizlere de pek tabii görev düşüyor.” dedi.

Etiyopyalı öğrenciler, “Biz bir milletiz” diyor.

Buluşmada renkli sahneler dikkati çekti.

Biz bir milletiz İki Doğu İki Batı Uluslararası Öğrenci Derneği ve Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) Konya’da eğitim gören 90 farklı ülkeden 3 bin civarında uluslararası öğrencinin kendi ülke ve kültürlerini tanıttıkları “Biz bir milletiz” mesajıyla organize edilen “8. Uluslararası Öğrenci Buluşması” sona erdi. “Dünyanın rengi, Türkiye’nin Misafiri” sloganıyla gerçekleşen programda renkli görüntülere sahne oldu. Balkanlardan Uzak Doğuya, Kafkaslardan Güney Afrika’ya kadar birçok ülkeden gelip Konya’da eğitim gören öğrenciler kendi kültürlerini tanıttı. Programa Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Konya Valisi Muammer Erol, belediye başkanları, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kent Meydanı’ndaki programda konuşan Gençlik

ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “Gerçekten Konya’mızda 3 bine yakın uluslararası öğrencinin eğitim görüyor olması Konya’nın bir üniversite şehri anlamında ne kadar yol kat ettiğini ne kadar büyük anlam ifade ettiğini bir kez daha ortaya koydu” dedi. İki Doğu İki Batı Uluslararası Öğrenci Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mücahit Şahin Uludağ da, “Bize misafir olan uluslararası öğrenci kardeşlerimize hem manevi olarak hem de kendi geçmiş tarihimizden aldığımız güçle şunu söylüyoruz; Biz Peygamber Efendimizden ensar-muhacir olmanın ne olduğunu çok iyi öğrendik. Şimdi eğitim amacıyla bizim şehrimizi tercih eden kardeşlerimize eğitimlerini tamamlayıp ülkelerine sağlıklı, sıhhatli dönene kadar yoldaşlık ediyoruz” dedi.


i ğ i l n e ş z e l l e r ı d ı H r i b i k s e a d ’ Meram

Hıdırellez kutlamalarının kökeni İslâm öncesi eski Orta Asya, Ortadoğu ve Anadolu yaz bayramlarına dayanmaktadır.

5


6

e-abay@hotmail.com

Son kez oldouğunu bilseydim...

V

edaların soğuk duvarlarıyla çarpışan tebessümler öldü biraz evvel. Birkaç zaman önce konuşmuştuk, ‘yeni yollar yeni hayatlar bekliyor’ demişti. Hangi yolun nereye çıkacağını bilemiyor tabi insanoğlu. Gülmüştü, gözlerinde bir yere yetişmenin telaşı vardı. Her baktığımda değişen göz rengi özgürlüğü fısıldıyordu bu kez, sevincini gözlerinde hissettim. Hüznümü ceplerime saklayıp mutluluğuna ortak olmak istedim. ‘Ne zaman gidiyorsun’ dedim, kapıda duran valizlerine bir bakış attı, ‘2 saat sonra’ dedi. İçimi kaplayan boşluğu sözcüklerle doldurmaya çalıştım. Onu ilk gördüğümde küt saçlı haylaz bir kız çocuğu gibiydi. Uzayan saçlarını ellerimle taradım. Zaman ne çabuk geçiyor diye geçirdim içimden, nasıl da fark ettirmeden geçiyor. Dört yıl önce karşılaştığımız yurt koridorları vedamıza şahit oluyordu şimdi. Ayaklandı, klasik veda cümlelerini sıralamaya başladı. Sarıldık sıkıca. Gözlerimiz doldu ama ağlamadık. En kısa zamanda görüşeceğimize söz verip ayrıldık. Emindik, hayat üzerine kesin planlar yapılmayacağını öğrenmemiştik henüz. Arkasından baktım bir süre. Seri adımlarla yürüdü. Her adımı beni bir hüzne itiyordu. Vedalaşmayı da veda cümlelerini de seven bir insan olmadım hiç. ‘En kısa zamanda’yı kalkan bildim kendime. O yürüdü geceden, ben arkasından baktım. Başımı gökyüzüne kaldırıp derin

bir nefes aldım. Hiç yıldız yoktu, koskoca bir siyahlık vardı sadece, sonsuz bir siyahlık. Ertesi gün uyandığımda uykunun unutturduğu yokluğu buldum karşımda. Birkaç saat sonra da asıl yoklukla tanıştım. küt saçlı kâküllü kızın bindiği otobüs kaza yapmış, ağır yaralanmıştı, yoğun bakıma alınmış fakat kurtulamamıştı. Odama gelişi geliyor şimdi aklıma, gözlerindeki telaş geliyor, attığı hızlı adımların uzandığı yollar geliyor. Hangi yolun nereye çıkacağını bilemiyor tabii insanoğlu. Hangi gecenin son olduğunu bilemiyor. son kelimesinin soğukluğu yayılıyor yeryüzüne. Odamdan dünyaya yayılan bir yalnızlık. Birkaç gün çıkıp gelmesini, şaka yaptım buradayım demesini bekledim. Gelmedi, gülücükler saçıp gittiği yoldan dönmesini bekledim. Dönmedi. Son bakışı gitmiyor gözümün önünden, yüzünden eksik etmediği tebessümünü, birlikte içtiğimiz ikindi çaylarını, aynı espriye saatlerce gülebildiğimiz mutlu günlerimizi kutsal bir emanet gibi saklıyorum yüreğimde. ‘Bir telefon uzağındayım, alo de koşar gelirim’ demişti, telefonum her çaldığında yüreğim sıkışıyor şimdi. Zaman geçtikçe her şeye alışan insanoğlu, buna da alışırdı elbet. Ama hala aynı pişmanlık yüreğimde; son kez olduğunu bilseydim daha sıkı sarılırdım.

Meclis üyeleri Aladağ’da Geçtiğimiz yıl 30 Mart Mahalli İdareler Seçimleri sonrasında kapanan Konya İl Özel İdaresinin karar organı İl Genel Meclisinin 19. ve 20. Dönem Meclis Üyeleri Derbent İlçesindeki Aladağ’da bir araya gelerek hasret giderdi. Derbent eski İl Genel Meclisi Üyesi Rafet Furunkoyak’ın davetlisi olarak İlçeye gelen İl Genel Meclisi Üyeleri, ka-

yak merkezi olarak yapılması planlanan yaklaşık 2 bin 300 metre yükseklikteki Aladağ’da piknik yaptı. Konya İl Genel Meclisi eski Başkanı Ali Selvi’nin de katıldığı programda, İl Genel Meclis Üyeleri eski günlerini yad etti. Programda bir konuşma yapan Konya İl Genel Meclisi eski Başkanı Ali Selvi; “Zaman zaman bu tür etkinlikler düzenleyerek

arkadaşlarımızla bir araya geliyoruz. İl Genel Meclisindeki yaklaşık 10 yıllık birlikteliğimizi, mesai arkadaşlığımızı, dostluğumuzu bu şekilde devam ettirmeye çalışıyoruz. Güzelde oluyor, eski günleri yad ediyoruz. Rafet beye, bize böyle bir ortamı sağladığı, buluşturduğu içinde tüm arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum” dedi.

Haftalık Bağımsız Siyasi Gazete Bölgesel Süreli Yayın Yıl: 2 | Sayı: 55 11- 16 Mayıs 2015

KOMGIDA bayileriyle buluştu Kombassan Holding’in gıda sektöründe faaliyet gösteren şirketi Komgıda A.Ş., yurtiçindeki bayileriyle bir araya geldi. Kombassan’ın “Helal Hizmet” konseptiyle faaliyet gösteren şirketlerinden Bera Alanya Otelde gerçekleşen toplantıda, Komgıda’nın mevcut faaliyetleri, gelecek yatırım planlarının değerlendirilmesi yanı sıra, Kombassan Grubunun tanıtımı da yapıldı. Programda, toplantıyı düzenleyen Komgıda A.Ş. Genel Müdürü Fatih DOĞAN, geleceğe yönelik yatırım planları

ve sektörün durumu hakkında bilgiler verdi ve bayilerin desteklerine teşekkür etti. Toplantı, katılımcılara plaket takdimi ve gala yemeği ile son buldu. Karaman Kazımkarabekir’de bulunan Komgıda, gıda sektöründe makarna, un, irmik, bakliyat, bisküvi ve gofret üretimi yanında, son yıllarda portföyüne eklediği hayvancılık yatırımlarıyla da faaliyetlerini sürdürmekte. 100’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştiren Komgıda, Ülkemizin en büyük ikinci 500 firması arasında yer almakta.

Yaşlı ülkeler kategorisine giriyoruz Türkiye’de yaşlı nüfus artarken, çocukların toplam nüfus içindeki payı ise sürekli azalıyor. 2075’te yaşlı sayısı çocuk saysını geçecek! Çocuk nüfusunun toplam nüfusa oranı yıllar içinde hep azaldı. 0-14 yaş grubu çocukların genel nüfusa oranı 1990’da yüzde 35’e (toplam nüfus 56,4 milyon kişi), 2000 yı-

lında yüzde 29,8’e (toplam nüfus 67,8 milyon kişi) ve 2014 yılı sonunda da yüzde 24,3’e kadar geriledi. 2014 sonu itibarıyla 77,7 milyonluk Türkiye nüfusunun yaklaşık 4’te biri çocuk. Ülkede, 0-14 yaş arasında 18,8 milyon kişi, 65 yaş üzerinde ise 6,2 milyon kişi bulunuyor.

SAHİBİ Çimke Basım Yayın Yapım Reklam ve Turizm Hiz. Ltd. Şti adına AHMET AKA SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ ÖMER SALIH ŞIPLEME SANAT YÖNETMENİ NURETTIN ÖZEL HUKUK DANIŞMANI Av. ABDURRAHIM KÜÇÜK SAĞLIK EDİTÖRÜ Dr. NEVZAT ŞIPLEME YAYIN YÖNETMENI ADNAN TEKE Yönetim ve Baskı Adresi: Fevziçakmak Mh. 10453. Sk. No: 25 Karatay | KONYA Telefon & Faks: 0332 342 52 82 Web: www.anadolugunluk.com reklam@anadolugunluk.com haber@anadolugunluk.com BASKI Çimke Basım Yayın Yapım Ltd. Şti. Baskı Tesisleri B.T. 11 Mayıs 2015


7 Seçilmiş!.. “Üstünlük; yüceliğe ulaşma savasındadır” kuralı konunca başa, Uğrunda can verenlerde düşmez elbet kor ataşa.

ABDURRAHİM KÜÇÜK

Ç

iftlik yaşamını bırakıp dönünce köyümüze, kendi hünerlerimizle ‘yan gelip yatarak’ geçirir gideriz günlerimizi, armasını yapıştırmayalım ıslak tenimize. Arma sıcak, ten soğumuşsa eğer tembellikten, hareketsizlikten, armaya, aksine ise tenimize yazık olacaktır. Zira bu buluşma geceyle gündüzün aynı aydınlık ve aynı karanlıkta buluşması gibi olacaktır ki bu imkânsızdır. Tek başına kırlarda yaşayan, Yaradan’ın diğer yaratıklarına zarar vermeden hayatını idame ettirme kolaylığını ne gün terk etmiş, toplu yaşamı tercih etmişse insan, işte! O tarihte hayatının en zor yaşam tarzını seçmiştir kendine… Tabi ki bu tercih insanın kendi tercihi midir? Yoksa Yaradan’ın onun hamuruna koyduğu, mayasına işlediği bir eylem midir onu ancak kendisini yoktan var eden yegâne kudret sahibi bilir. Bizim gibi hafif yükünü ağırlaştıran ‘saf’ insanlar ancak inciklerinin yükün altında titremesini hissettiği zaman anlarlar, han yayla Konya’yı. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak tercih yapmış olsun; topluluklar, köyler ilçeler şehirler, koca koca kentler içinde yaşamayı… Ne kadar kalabalıksa şehir sorumluluk o derece büyüktür. Kentin enlemi ve boylamıyla sorumluluğun enlemi ve boylamı aynıdır. Küçük yerlerde hiçbir ulaşım araçlarına gerek olmadığı gibi iletişim araçlarına da gerek yoktur. Gider söyleyiversin kulağına insanın ne söylemek istersen, eğer onun için, ona özelse. Yok, herkesin duymasını istersen, atarsın kendini herklesin göreceği bir tepeye söyleyiverirsin neyse söylenmesi gerekeni. Oysa kentlerde hiçte o kadar kolay değildir sırttaki yükü atıvermek bir başkasına… Tabi herkesin yükü; cüssesi gücü kadardır. Zira öyle emreylemiş yaradan. Yükü ağır olanların görevlerini yapmaları, oh! Bu günlük tamam demeleri hiçte sanıldığı kadar kolay değildir. Sahi onlar nerden alırlar bu katırların, katarların, tüm nakliye araçları ve iletim araçlarının yetişemeyeceği, saymakla bitiremeyeceğimiz

yükün taşımacılığını. İyi’mdir bu kadar yükün olması? Kârlı bir şey mi? Düşünme eyleminde birkaç adım ilerleyince oksijeni bol bir ovada, kârlı olmadığı konusunda hiç tereddüt etmeyecektir insan karlı bir havada… Nerden, kim yâda kimler tarafından kimlere bu zorlu yük yüklenir sorusu atılınca ortaya, insanın havsalasına gelmedik söz kalmaz da aslında bu sözler havadaki toz zerrecikleri kadar ehemmiyet atfetmezler. Modern çağ teorisine göre sorumluluk, bir bütün olarak yaşadığımız evrende başka gezeğenlerden gelen ileri teknoloji sevisine ulaşmış yaratıklar tarafından nokta atışı yapılarak verilir belirli şahıslara… O şahıslar ki; Zekâ, duyduklarını ve gördüklerini değerlendirme olgunluğu ve ikna kabiliyetleri bakımından son derece ileridirler. Yani anlatılanı hemen kavrar, olayın derinliklerini düşünür ve anında o konuda yeni yorumlar getirerek çevresinde bu tür meziyetleri olmayan insanları ikna ederler bu duydukları ve gördüklerine… Oysa modern ilmin modayla boy ölçüştüğü günümüzde; mevsimler gibi karıştırmaya başlamıştır artık yazla kışı, ilkbaharla son baharı. Gözler yerdeki dökülmüş yaprakları ağacın dallarında, ağacın dallarındaki yapraklarında yerde görmeye başlamıştır bakış açılarını değiştirince… Oysa çiftlik yaşamını reddedip köye dönüşümüz, bilerek mi yoksa bilmeyerek mi böyle bir eylemi yaptığımızı konusunda daha net bir sonuç bulunduramazken elimizde, sınırlı verilerimizle yaptığımız her şeyin de sınırlı olacağını kazımalıyız en hassas yerimize. Biz henüz daha niçin bir şeyler yemek zorunda kaldığımızda kendimize hâkim olabilme, doyumu yalnız maddeden değil ruhun engin ilmiklerinden, ilmik sağabileceğimiz ineğim sağmaların içinden geçirerek, yerimizden devinmeden de bal şerbetle doyabileceğimiz bilincine ulaşmadan nasıl çıkabiliriz girdiğimiz dehlizlerden… Gezegenimiz dışındaki gezeğenler tarafından içimizden yeterli özellikleri taşıyanlara

verilen görevleri yerine getirme görevine tayin olunan seçkin kişileri bir tarafa bırakıp asıl seçme özelliğini kendi ukdesinde toplayan yegâne güç sahibine göre görevli, kendi şeması ve fizibilitesinin yapımcısı tarafından atana kişidir. Gezegenler arası bilgi alır verişi her zaman için evrenin içinde bir komşu ziyaretinden maada başka bir şey değildir. Sebepten çok m müsebbibe bakmak lazımdır. Söyleyene değil söyletene bakmakta olduğu gibi. Semavi dinlerin (dinin) tabileri bu olguyu kendi akli melekeleri doğrultusunda değerlendirmişlerdir. Örnek vermek gerekirse Yahudiler; Hz Yakup’un atası olan Hz. İbrahim’in dürüstlüğünden dolayı yaratıcıyla araların da bir antlaşma yapıldığını (ahitleşme) ve Hz. İbrahim- Hz. Yakup soyundan gelen beni İsrail’in seçilmiş millet olduğuna inanılır. Bu ırkı bir üstünlüktür. Oysa yine aynı soydan gelen Hz Musa’ya izafeten söylenen Musevilik veya Yahudilikte üstünlük, Musa inanışına girmekle başlar. Yine bu inanış mensuplarına göre cennete girmek için öyle dine mensup olmaya ve ibadet yapmaya falanda gerek yoktur. Zira cennete ulaşmak için Allah’ın birliğine inanmak ve insanlığın temel değerlerini korumak yeterlidir. Hristiyanlıkta ise görev; Allah’tan geleni söylemek, Allah’ın sesi olmaktır. Hz. İsa Allah’ın adına konuşan pir önderdir. Nüvesinde aynı olmasına rağmen beni beşerin aklının girmesiyle ayrı şeylermiş gibi söylene gelen ve aslında son şekliyle tekâmüle ermiş ilk ve tek semavi din olan İslam’a göre önder: kendisine doğru yolu gösterme görevi verilen, misyonu ve vizyonu olan geçmişinde şaibesi olmayan, her ortamda alnı pak yüzüz ak olan insandır. Anlatmaya çalıştığımız o dur ki; kendi kuvveyi melekesiyle değil haricin onayı ve tasdikiyle, içinde yaşadığı toplumun menfaatlerini ve zararlarını idrak edebilecek kuvvei akliye ’ye, ilmi irfana, nezaket ve liyakat’a erişmiş kişilerin öne sürülmesiyle meydana çıkmalıdır, yükün altına kendini

koyan. Cüssesine ve cürmüne bakmalıdır küfenin altına girerken zorla da olsa. Bir süre sonra sersemleyeceği, kündeleyeceği, altında ezileceği yükün altına girmemelidir, velev ki o yük hacim bakımından küçük görünse de. Zira biliriz ki her ilkokul çocuğuna ilk başlarda sorulsa 1 kilo pamuk mu ağır yoksa demir mi diye hiç düşünmeden demir diyecektir şüphesiz… Kısaca eskilerin tabiriyle olayları deruhte etmede, sorunlara çözmede, kendini kurtarmış, içinde bulunduğu toplumu da düzlüğe çıkarma mertebesine erişmiş şahsiyetler atılmalıdır toplumu çıkmaz sokaklardan, kokuşmuş şiltelerden papatyalı ovalara taşıyabilecek. Ailesinde, mahallesinde, köyünde, kentinde, komşusunda, ıstırap sahibi olanların ıstıraplarını kendi becerisiyle çözebilmiş insanlar atılmalıdır başsız kalabalığın önüne. Bunu anlamak için üstün zekâ sahibi olmaya gerek yoktur. Oturup kalkmasını bilen iki ulakla, milleti temsile namzet adayların muhitinde yapılan kısa bir araştırmayla bu olay kısa zamanda çözülebilir. Toplum önderleri, böyle sıradan, tebdili kıyafetle bir alt yapı araştırmadan etrafındaki şakşakçıların tahrikiyle, akla karayı bir birine karıştırarak soyunursa milletin temsilcilerini seçmeye, hem kendini hem de toplumu aldatmaktan kendilerini alıkoyamazlar. Her inanış sahi bilmelidir ki zulüm hiçbir zaman ebedi kalmamakta zalim er geç ettiğin cezasını bulmaktadır. Kendi yükünü taşıyamayan topal eşeğin ( tabirimi mazur görün) başkasının yükünü taşımaya yeltenmesinin akıbeti neyse, korumasız bir kuyu civarında yürüme antrenmanı yaban çocuğun akıbeti olacaktır önünde sonunda… Özetle; kendi dertlerini bitaraf edip toplumun derdiyle derdi-nas olabilme sathı mahalline ulaşabilmiş; gözü kapalı, “haydi gelin” deyince hiç tereddüt etmeden peşine, ardına düşülecek, uğrunda cefasına, var ise sefasına katlanılabilecek şahsiyet sahibi insanlar olmalıdır SEÇİLMİŞ…

PKK 2 kişiyi kaçırdı Genelkurmay, Muş’un Malazgirt ilçesinde iki kişinin, 4 terörist tarafından, bölücü terör örgütünün dağ kadrosuna götürülmek üzere kaçırıldığı bildirildi. Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinden yapılan açıklamada, önemli yurtiçi olaylara ilişkin bilgi verildi. Buna göre, Muş’un Malazgirt ilçesi Hasanpaşa köyünde ikamet eden iki kişi, bölücü terör örgütü mensubu dört terörist tarafından, bölücü terör örgütünün dağ kadrosuna götürülmek üzere kaçırıldı. Olayla ilgili olarak adli tahkikat başlatıldı.

Kemikler tuzla buz! Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nilgün Güvener Demirağ, fazla tuz tüketiminin kemik yapısını bozduğunu bildirdi. Demirağ, hazır gıdaların da bu sıkıntıyı tetiklediğini ifade etti. Pek çok insanın yaklaşık 30 yaşına kadar kemik kitlesinde zirveye ulaştığını ifade eden Demirağ, bu yaş sonrasında kemiklerde yıkımın arttığına dikkati çekti. Demirağ, kemik kitlesinin bu yaşa kadar ne kadar yüksek zirveye ulaşılırsa, ileriye yönelik kemik kaybının getireceği sorunların da daha kolay önlenebileceğini belirterek, genetik faktörlerin de kemik sorunlarında belirleyici olduğuna dikkat çekti.

grafiker aranıyor Gazetemiz ve matbaamız bünyesinde çalışacak grafiker arkadaşlara ihtiyaç vardır. Müracaatlar şahsen yapılacaktır.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.