Görsel ve yazılı basında özellikle son aylarda okullarımızda şiddet, saldırganlık, zorbalık gibi olaylarla ilgili haberlerin daha çok yer alması gerek eğitim öğretim kurumlarını gerekse toplumun diğer katmanlarını tedirgin etmektedir. Özellikle öğretim kademeleri içinde çocuğu bulunan ailelerin tedirginlikleri daha çok artmakta, çocuklarının güven ortamı içinde eğitim kurumlarına devam edebilmelerini istemek, akademik beklentilerinden daha önemli bir hâle gelmektedir. Öğrencilerin sosyal, psikolojik ve akademik gelişimlerini ve sağlıklarını olumsuz bir biçimde etkileyen ciddî bir sorun olarak karşımıza çıkan normal dışı davranışlar gelişmiş ülkeleri de etkilemektedir. Sorunun okullara kadar inmesi pek çok öğrencide ortama ve arkadaş ilişkilerine karşı güvensizlik, sınıfını-okulunu sevmeme, devamsızlık yapma gibi duygular geliştirmekte, bunun sonucu olarak öğrencilerin hem başarıları düşmekte hem de kendilerini değersiz hissetmelerine neden olmaktadır. Çocukların ruh sağlığı zedelenmesi bugün her toplumda yaygın olarak görülmekte olup toplum sağlığı açısından acil çözüm getirilmesi gereken bir konudur. Çağımızda hızlı bir değişme ve gelişme,yaşanmaktadır. Maalesef standartların, değer yargılarının alt üst olduğu, boşaldığı bir dönemde kültürel bir tehdit altındayız. Kültürel tehdit, insanın (yüzeysel, sığ ilişkiler yaşaması, gereksiz aşırı tüketim içinde olması, suça yönelmesi, şiddet, tv, sigara, alkol, uyuşturucu ve ilaçlarla avunma ve korunma çabaları vb.) fizik ve ruh sağlığını risk altına alan, daralan bir çember oluşturmaktadır. İnsanlığın üzerine düşen bu gölgenin yarattığı korkuya rağmen yaşamlarında ahenk ve mutluluğu yakalayan kişiler de vardır. Dünyanın her köşesinde, din, dil, cins, ırk, zekâ, kültür, eğitim, ekonomik durum ayrımı yapmaksızın bu tür insanlara rastlayabi-liriz. Yaşam onlara daha cömert davrandığından değil, onlar yaşama daha cömert bakabildiklerinden dinginliği ve ahengi yakalamışlardır. Günümüzün karmaşasında umut üretmenin coşkusunu bize sunanlara insanlık çok şey borçludur. Yüzyılın karmaşası karşısında; kuşkusuz, incelikle hareket etmek, berrak düşünmek, kendi düşünce ve kültür gücümüzün bilinci ile birlik ve dayanışma içinde olmak zorundayız. Çocuk ve gençlerimizin üzerine düşen gölgeyi ortadan kaldırmak, geleceğe sahip çıkmak ve yaşama sevincini yeniden yeşertmek durumundayız.
Çocuk ve Gençlerimizin Risklerden Korunması Varlıklarına anlam ve değer veren, hayatlarına sahip çıkan, ona sevgi ve gülümsemeyle bakan, barışı tercih eden, psikolojik olarak güçlü, ahenkli ve sağlıklı insanlar, çemberi kıracak yarınlarımızın umut ustalarıdır. Kuşkusuz bu sonuç, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerini öne çıkaran temel nedendir. Bu noktadan hareketle; bakanlığımız tarafından, ülke genelinde yürütülen, çocuk ve gençlerimizin risklerden korunması çalışmaları, kritik ve acil bir eylem planı içerisinde izlenmeye ve değerlendirilmeye alınmıştır.