Algılama

Page 1

ÜNİTE

4

Algılama

Amaçlar Bu üniteyi çalıştıktan sonra, ■ Algının tanımını bilecek, ■

Algılama biçimlerini bilecek,

Gestalt algılama kuramını kavrayacak,

Algılamayı etkileyen iç ve dış etmenleri anlayacak,

Algısal değişmezlikleri bilecek,

Derinlik ve uzaklık algısını kavrayacak,

Algı yanılmalarını anlayacak,

Değişik algılama uygulamaları yapacaksınız.

İçindekiler ■

Giriş

Algılama Biçimleri

Gestalt'ın Algılama Kuramı

Algılamayı Etkileyin İç ve Dış Etmenler

Algısal Değişmezlikler

Derinlik ve Uzaklık Algısı

Algı Yanılmaları

Halüsinasyon

Özet

Değerlendirme Soruları

Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar

Öneriler ■

Ünitede algılamaya ilişkin olarak verilen bilgilerle günlük yaşantınızdaki deneyimleri karşılartırınız. Algı yanılmalarıyla ilgili örneklere benzer örnekler bulunuz. Ünitedeki uygulamaları eksiksiz yapınız. Mümkünse vardığınız sonuçları arkadaşlarınızla tartışınız.


Uygulama 1

Şekil 4.1. Devinim Algısı Algı konusuna ilginç bir denemeyle başlayalım. Kitabınızı yuvarlak hareketler yaparak oynatınız. Şekil 4.1. de bir plağın dönüşüne benzer bir hareket görüyor musunuz? Bu devinim algısıdır. Hareket eden nesnelerin, durağan bir ortamdaki durumları bu algıyı oluşturur. Başka deney ve gözlemler de yapabilirsiniz. Örneğin bir kuşa, yürüyen bir insana ilişkin gözlemlerle bu algılama türünü daha iyi öğrenebilirsiniz.

1. GİRİŞ Biz dış dünyaya ve kendimize ilişkin bilgiyi duyum ve algı yoluyla elde edebiliriz. Dünya hakkındaki bilgilerin tümü bize duyularımız yoluyla ulaşır. Algılamanın nasıl olduğunu anlamamız için, duyum mekanizmalarının yapısının nasıl olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Bilgi edinme sürecinde etkili olan duyum, bir kase çorbanın sıcaklığı, soğukluğu, ayağımızı çarptığımızda duyduğumuz acı gibi yaşantılarımızı içerir. Bir başka deyişle duyum, yaşantımızın ham maddesidir. Yaşantı sadece bir dizi duyumdan ibaret değildir. Duyum, bir organizmanın iç ve dış uyarıcılara karşı duyarlılığını gösteren bir terimdir. Buna karşı algı, duyumdan daha ileri bir adımdır ve algısal süreçler, duyularımızın bizde oluşturduğu yaşantıların en ufak parçalarını bile anlamlı, örgütlü bir bütün halinde yorumlanmasını içerir. Deniz üstünde duran bir teknenin biçimi, rengi ve büyüklüğünü algılama işleminde bütün duyular birlikte çalışırlar.

?

Algılama nedir?

Algılama, duyu organlarını uyaran nesnelerin, niteliklerin veya olayların farkında olunmasıdır.

- 50 -


Bireylerde sadece saf duyum ile ilgili deneyimler çok nadirdir. Ne zaman garip bir gürültü duysak, bu gürültü ne kadar alışık olmadığımız bir gürültü olursa olsun, onu hemen tanıdık bir gürültü ile bağdaştırırız. Aynı şekilde hiç tanımadığımız, bize tamamen yabancı ve garip bir cisim görsek, onu bilinçsiz olarak daha önce gördüğümüz benzer bir biçim veya şekille bağdaştırırız. Hangi yaşta olunursa olsun duyu organlarımızla aldığımız bilgi birikimleri, yorumlama işlemine tabi tutulur. Bir çocuk için portakal, oynanacak renkli bir top iken, bir yetişkin için kahvaltıda suyu içilecek bir meyvadır. Immanuel Kant'a göre, biz bazı şeyleri olduğu gibi değil, bizim istediğimiz biçimde görürüz. Herhangi bir zamanda algıladıklarımız sadece uyaranın yapısına bağlı değil, aynı zamanda ortama, önceki deneyimlerimize, o andaki duygularımıza, genelde istek, tutum ve amaçlarımıza bağldır.

?

Algılamayı etkileyen etmenler nelerdir?

Algılama, uyarının duygusal yapısı, ortam veya zemin, daha önceki duyusal deneyimler, kişisel duygu, tutum, amaç ve dürtüler tarafından etkilenir.

2. ALGILAMA BİÇİMLERİ Normal olarak algılamamızı belirleyen işlemlerin farkında olmayız. Sadece kendimizde ve dış dünyada olup biten herşeyi görme, işitme, dokunma gibi bütün duyu organları aracılığıyla algılıyoruz. Böylece biz eşyaları zihnimizde anlamlı bir bütün olması için biçim, şekil, ses veya görüntü biçiminde organize ederiz. Algılama ne olursa olsın, bir birleşik deneyimdir.

2.1. Görme Algısı Bir saate baktığımızda onun parçalarını görmeyiz, onu bir bütün olarak algılar, bir zaman dilimi olarak tanırız. Algılama karışık ve karmaşık bir olaydır. Kısacası, bireyin bir olayı neden o biçimde algıladığını etkileyen birbiriyle ilişkili bir çok olaylar ve nedenler vardır. Bir resme baktığımızda gözlerimiz sabit durmaz. Bir tarama işlemi yapar. Göz belirli bir süre hareketsiz kalır. Sonra başka yere sıçrar. Algılama gözün hareket ettiği sürede değil durakladığı dönemlerde meydana gelir.

- 51 -


Resim 4.1. de görme algılaması sırasında, göz duraklamalarının kaydı görülmektedir. Bu duraklamaların, dikkat çekici alanlara yöneldiği görülmektedir. Algılamanın, bu duraklama sırasında yapılan kayıtların bütünü olduğu anlaşılmaktırır.

Resim 4.1. Görme Algılaması Sırasında Göz Hareketleri

Uygulama 2 Siz de bir yakınınızın yüzüne ya da bir fotoğrafa bakarak aynı uygulamayı yapınız. Bakalım görme algılaması sırasında gözlerinizin yaptığı sıçrama ve duraklama hareketlerini keşfedebilecek misiniz? Ayrıca, algılamanın sıçrama sırasında mı yoksa duraklama sırasında mı meydana geldiğini anlamaya çalışınız.

2.2. İşitme Algısı Bir saz topluluğundan gelen sesi, ayrı ayrı müzik aletlerinden çıkan sesler gibi değil, ahenkli ve bütün bir ses olarak kavrarız. Bunun yanında kalabalık bir ortamda iken, işitmek istemediğimiz sesleri eleyip, duymak istediğimiz sesleri algıladığımız olur. Bunun nedeni, müziği toplu olarak, gürültüyü ayırt ederek algılama isteğimizdir.

2.3. Dokunma Algısı Dokunduğumuz eşyanın biçimi, yüzey durumundaki özellikleri bize eşya ile ilgili bilgiler verir. Bu bilgileri birleştirerek eşyayı algılarız. Örneğin, pürüzlü ve dört köşe, pürüzsüz ve yuvarlak özellikler taşıyan bir eşyanın biçimlenmesinde, görme ve dokunma birbirine yardım eder.

- 52 -


2.4. Tat ve Koku Algıları Bir çikolatalı pastanın tadına baktığımızda, içindeki besin maddelerini ayrı ayrı değil de bir çikolatalı pasta tadı olarak algılarız. Hoşa giden bir yemek kokusunun algılanmasında, bu kokunun hangi yemeğe ait oluşunu bilmemizde, sebzenin, salçanın, soğanın ve diğer yemek malzemelerinin meydana getirdiği bir bütünlük vardır.

2.5. Uzay Algısı Çevremizdeki eşya ve uyarıcıları kendimize göre örgütler, onları bir "yön" içinde algılarız. Duyu organlarımız uyarıcıların kendimize göre hangi yönden geldiğini anlamamıza yardımcı olur. Eşyalarını bir boşluk içindeki yerini belirtmeye "yerleştirme" denir ve bu faaliyet çeşitli duyu organlarının ortaklaşa çalışmasıyla meydana gelir. Uzay duygusu, önce görmede sonra dokunmada en son da işitme duyumlarında vardır. Demek ki uzay algısının meydana gelmesinde tüm duyu organlarımızın rolü büyüktür. Uzay algılarımız izafiyet noktaları yardımıyla kolaylaşır. Uzaklıkların anlaşılmasında izafiyet noktaları yardımcı olur. Örneğin elimizde ölçecek bir alet bulunmasa bile ne kadar, kaç kilometre yol yürüdüğümüzü böyle belirli noktalara göre ayarlayabiliriz.

2.6. Zaman Algısı Uzaydaki eşya ve olayların algılanması belirli bir sürenin geçmesini gerektirir. Uzayda meydana gelen herşeyi süre ifadesi olan "zaman"la göstermeye çalışırız. Örneğin sınav olurken, kitap okurken, film seyrederken, gece-gündüzlerin art arda gelmesinden zamanın geçtiğini anlarız.

3. GESTALT ALGILAMA KURAMI Yirminci yüzyılın başında Almanya'da gelişen bir psikoloji okulu olan Gestalt psikolojisinin savunucuları, uyaranların organizasyonunun, algının gerçekleşmesinde önemli bir rol oynadığını vurgulamışlardır. Gestalt psikologları "Bütün, kendisini oluşturan parçaların toplamından farklıdır" ilkesini vurgulamışlardır. Gestaltçılar uyarıcıların nesneye yönelik olarak örgütlenmesi biçiminde beliren temel eğilimin, bireyin duyu organları ve sinir sistemlerinin doğuştan gelen bir özelliği olduğunu kabul ederler. Gestalt okulunun öncülerinden biri olan Max Wertheimer, art arda seri bir biçimde gösterilen hareketsiz bir dizi resmin yarattığı hareket hissinin, aslında tek tek ele alındığında hiçbir resimde olmadığına dikkati çekmiştir.

- 53 -


4. ALGILAMAYI ETKİLEYEN İÇ VE DIŞ ETMENLER Görme algısı ile diğer algı biçimlerine etki eden etmenler vardır. Bunları iç ve dış etmenler olarak iki gruba ayırabiliriz.

4.1. Algıya Etki Eden İç Etmenler 4.1.1. Algı Organizasyonu Gestalt psikologları, bir uyaranın parçalarından birinin, diğer bir parçayla nasıl ilişki içinde göründüğüyle ilgili sonuçlara varmışlardır. Bu sonuçlar algı organizasyonuna örnek gösterilmiştir. Algı organizasyonu hakkında yapılan Gestalt varsayımlardan biri, basitlik yasasıdır. Buna göre algı, uyarının olası en basit yorumuna karşılık verir. Algısal organizasyon ilkeleri arasında şekil-zemin ilişkisi ve algısal gruplandırma bulunur.

Şekil-zemin ilişkisi: Bütün algılamalarda bir şekil ve zemin vardır. Şekil- zemin ilişkisi bütün duyu organlarını kapsar. Herhangi bir zamanda çevremizdeki uyaranlardan, dikkat ettiğimiz ve gruplandırdığımız uyaranları şekil ve bunun dışında kalanları da zemin olarak algılıyoruz. Görsel alanda şekil bize daha yakındır ve bir nesne izlenimini verir, bir biçimi vardır, zemin ise tanımlanması zor bir madde izlenimi taşır. Şekil ve zeminin birbiriyle yer değiştirdiği algılamalarımız vardır. Bir biçimi önce şekil olarak görürken, biraz sonra zemin olarak görebiliriz. Ancak bir biçimi, aynı anda hem şekil hem de zemin olarak göremeyiz. Şekil-zemin algılamısı doğuştan gelen br özelliktir. Şekil 4.2. farklı algılanabilir. Şekil-zemin ilişkisine örnektir. Bazan açık kısım, bazan da koyu kısım zemin olarak algılanabilir. Bu algılama türünü işitme açısından da görebiliriz. Bir ses sanatçısı şarkı söylerken, arka plandaki müzik zemini oluşturur.

Şekil 4.2. Şekil Zemin ilişkisi

- 54 -


4.2. Algıya Etki Eden Dış Etmenler Değişik algılamalarda eşya ve varlıkların boşluktaki özellikleri ve bize etki biçimleri dış etmenleri meydana getirir. Bunlar: •

Yakınlık: Birbirine yakın olan uyaranları, aynı nesnenin parçalarıymış gibi bir örüntü içinde ve aynı nesnenin parçaları olarak gruplarız. Şekil 4.3. e soldan baktığımızda yakın parçaları gruplayıp, üç çift çizgi görürüz. En sonda da fazladan tek bir çizgi algılarız.

Şekil 4.3. Yakınlık

Benzerlik: Aynı büyüklük, şekil ve kalitedeki nesneler birbirinden farklı olarak değil, bir grup olarak gözlenirler. Sokakta yürürken bir kalabalığa baktığımızda bazı özelliklere göre bireyleri gruplarız; cinsel benzerliğe göre erkek veya dişi gruplararını ayrı algılarız. Şekil 4.4 teki benzer şekilleri ayrı ayrı gruplarız.

X X X X X

X 0 0 0 X

X 0 0 0 X

X 0 0 0 X

X X X X X

Şekil 4.4. Benzerlik

Tamamlama: Bireyler, görsel dünyada algıladıkları uyaranlarda varolan boşlukları doldurarak örgütleme ve bu yolla da kopuk parçalar yerine, bütün bir nese algılamaya eğilimlidirler. Eğer şekil 4.5 .teki geometrik biçimlere bakacak olursak onları daire, üçgen veya yıldız olarak görürüz.Bu şekiller tamamlanmamış olmalarına rağmen onları tamamlanmış gibi algılamamız için güçlü bir eğilim vardır. Böylece zihinsel olarak şekilleri kapatıp veya boşlukları doldururuz. Bu olgu, algılamada tamamlama olarak geçer.

- 55 -


Şekil 4.5. Tamamlama Örneği

Süreklilik: Algısal alanımızda bulunan ve aynı yönde giden birimler birbirleriyle ilişkili görünür. Bu algısal eğilimin adı sürekliliktir. Şekil 4.6 daki noktaları tek tek görmemekte bunları birbiriyle kesişen doğru çizgiler halinde bir-

• • •

birine bağlamaktayız. Bir melodi meydana getiren notalar ayrı ayrı sesler olarak değil, zaman içinde birbirine bağlanmış sürekli bir melodi olarak algılanır.

• • • • • • • •

Şekil 4.6. Süreklilik

5. ALGISAL DEĞİŞMEZLİKLER Tanıdık bir nesneyi ışık koşulları, nesnenin konumu ya da bize uzaklığı ne olursa olsun kalıcı ve değişmez algılarız. Bildiğimiz bir nesnenin, ışık koşulları nasıl olursa olsun değişmez bir tona sahipmiş gibi görünmesine parlaklık değiş-

Şekil 4.7. Algısal Değişmezlik

mezliği denir. Bu nesnenin renginin aynıymış gibi görünmesine renk değişmezliği denir. Görüş açısı ne kadar olursa olsun nesnenin biçimini değişmeden algılamaya şekil değişmezliği denir. Şekil 4.7. deki açık kapıya çizgi halinde olmasına rağmen tam bir kapı gibi algılarız. Bir nesneyi uzaklığına bakılmazsızın aynı büyüklükte görmemize de büyüklük değişmezliği denir Bir bozuk paraya hangi uzaklıktan bakarsak bakalım aynı büyüklükte algılarız.

- 56 -


6. DERİNLİK VE UZAKLIK ALGISI Algı etkin ve karmaşık bir süreçtir. Algısal süreçler, uyaranların tanınması, örgütlenmesi ve anlam yüklenmesini içerir. Görsel uyaranları yorumlamak, nesnenin hangi mekanda, nerede olduğunun anlaşılması yoluyla gerçekleşir. Algılamada çeşitli çevresel özelliklerden ipucu olarak yararlanabiliriz. İpuçlarını değerlendirirken bazen tek göz yeterli olurken, bazen de iki gözün kullanılması gerekir. Algılama için tek gözün yeterli olduğu ipuçlarına monoküler ipuçları, iki gözün kullanılmasını gerektirenlere ise binoküler ipuçları denmektedir. Şimdi bunları tek tek inceleyelim. •

Monoküler İpuçları: Sanatçılar nesnelerin uzaklığını ifade eden çok sayıda monoküler ipuçları kullanırlar. Bir fotoğrafa baktığımız zaman aslı kadar olmasa bile üç boyutluluk izlenimi ediniriz. Derinlik algısında dört çeşit ipucu görülür. Eğer bir nesne, bir başka nesnenin önüne geçerek tamamen görülmesini engelliyorsa, genellikle birinci nesneye daha yakınmış gibi algılarız.

Şekil 4.8. Üst Üste Binme

Farklı büyüklükteki aynı nesneler bir hizadaysa, küçük olanları uzaktaymış gibi algılarız. Farklı büyüklükte serpiştirilmiş daireler, farklı uzaklıkta aynı büyüklükte küreler olarak görülür.

Şekil 4.9. Görece Büyüklük

Bir diğer ipucu ise görsel alanın yüksekliğidir. Bir düzlem boyunca bakarsak, uzaktaki nesnelerin görüş alanımızın daha yukarısında olduğunu görürüz. Aynı büyüklükteki nesneleri farklı yüksekliğe yerleştirerek bunların birbirinden uzakta olduğu izlenimi yaratabiliriz. Şekil 4.10. Alandaki Yükseklik

- 57 -


Kayalık bir çöl ya da dalgalı bir okyanus yüzeyi gibi düz olmayan yüzeylerde bile uzaklıkla orantılı bir ilişki vardır! Uzaklık arttıkça kum taneleri incelir. •

Binoküler İpuçları: Aralarındaki uzaklık nedeniyle her iki gözün aynı nesneye farklı açılardan bakıyor olmaları derinlik algısı için önemli bir ipucudur. Yalnızca tek gözle gören kişiler çift gözle görenlerin görme deneyimlerinin çoğuna sahiptirler. Ancak iki gözle görenler; aynı anda daha fazla şey görürler. Derinlik ve uzaklık hissini iki gözün işbirliğini sağladığını göstermek için stereoskop adı verilen bir araç kullanılır. Stereoskopik görmede iki göz işbirliği yapar. Böylece daha doğru bir uzaklık ve derinlik duyumu oluşur. İki gözümüzün arasında belirli bir mesafe olduğundan, sol göze ulaşan görüntü, sağ gözünküyle tıpatıp aynı değildir; aralarında çok az fark olan bu iki görüntünün, tek bir görüntü oluşturacak biçimde bir araya gelmesi stereoskopik etkiyi ortaya çıkarır.

7. ALGI YANILMALARI Dış duyumların ortaya çıkardığı algılama hatalarımızın bazıları o kadar sıktır ki, bunlara psikolojide "Algı Yanılması" "İllüzyon" deriz. Algı yanılmaları, algılama düzenimizin hata yapmaya açık olduğunu ve algı ürününün mükemmel olmadığını gösterir. Fiziksel gerçek ile psikolojik yaşantı arasındaki etkileşimlerin en iyi belirlediği durumlardan biri de illüzyondur . İllüzyon algılarımızın fiziksel gerçekten çok farklı ya da geometrik özellikleriyle ilgilidir. Bunlar çoğu zaman görme algısı ile ilişkilidir. Yanılmayı etkileyen fiziki faktörler eşyanın büyüklüğü ile ağırlığı arasında ilişkisidir. Geçmiş yaşantılarımız, bu iki özelliğin birarada bulunduğunu göstermiştir. Duyu organlarımızın yanılmaları eşyanın fizik özellikleri ve geometrik özellikleriyle ilişkilidir.

7.1. Panzo İllüzyonu Şekil 4.11 de görüldüğü gibi birbirine yatay çizgiler aynı büyüklükte olduğu halde, sayfanın yukarı kısmında bulunan çizgi, sayfanın alt kısmında kalan çizgiden daha uzun görünüyor. Panzo yanılması, uzaklık algılamasında birbiriyle mekanda kesişen çizgileri bir referans, karşılaştırma birimi olarak ortaya çıkarmıştır.

Şekil 4.11. Panzo Yanılması

- 58 -


7.2. Muller-Lyer Yanılması: En iyi bilinen görsel yanılma, Muller-Lyler yanıl-

A

B

C

D

masıdır. Şekil 4.12 deki AB çizgisiyle, CD çizgisi aynı uzunlukta olduğu halde AB çizgisi, CD çiz-

Şekil 4.12. Muller-Lyer Yanılma Örnekleri

gisinden daha uzun görünür.

7.3. Yön Yanılması Şekil 4.13 te birbirine paralel olan yedi çizgi bulunuyor. Oysa bunlar birbirini kesecekmiş gibi görünüyor. Bu da yöne ilişkin bir algı yanılmasıdır. Alışkanlık ve geçmiş deneyimler, bu görsel yanılmaları yaratmada etkilidir. Duyu organlarının özellikleri, fiziksel nedenler ve çevresel koşullar da bu yanılma-

Şekil 4.13. Yön Yanılması

ları doğurabilir. Renk zıtlıkları ve geometrik yanılmalar gibi fiziksel faktörden, giyimde, ev döşemede, iç ve dış mimarlıkta yararlanılmaktadır. Bazı mağazalar ve lokantalarda küçük salonların geniş görülmesi için, bir duvarın ayna ile kaplandığı ve resimlerle derinlik verilmeye çalışıldığı görünür.

7.4. Alan Yanılması Şekil 4.14 te ortadaki yuvarlak her iki şekilde de aynı büyüklükte olduğu halde, küçük daireler arasında yer alan sağdaki yuvarlağa göre daha büyük görünür.

• •• ••••

•• ••• ••

Şekil 4.14. Alan Yanılması

7.5. Bükülme Yanılması Şekil 4.15 te yer alan A ve B çizgileri şişkin, C dairesi de bükük olarak görülür. Kitabı kaldırdığınızda çizgilerin birbirine paralel dairenin de yuvarlak olduğunu göreceksiniz.

- 59 -


Şekil 4.17. Bükülme Yanılması

8. HALÜSİNASYON Algı yanılmaları yalnız fiziksel nesne ve olayları kapsamaz, sosyal durumları, insan davranışlarını da içerir. Bir insan düzenli ve tutarlı algı yanılmaları gösteriyorsa, bu tür algılamaya halüsinasyon denir Gaipten ses duyduğunu, devamlı takip edildiğini, burnuna koku geldiğini iddia edenler vardır. Bunlar uyarıcısız halüsinasyonlara birer örnektir. Halüsinasyonlar, hayal ürünüdürler. Çünkü algıyı meydana getirecek hiçbir uyarıcı yoktur.

illüzyon ile halüsinasyonu karşılaştırınız.

İllizyonda var olan bir nesne farklı algılanır. Halüsinasyonda kişi olmayan bir şeyi algılar. Genellikle, illüzyon belirli bir fiziksel nesne ya da olayı, halüsinasyon bir sosyal olayı ya da etkileşimi içerir. Sürekli halüsinasyonlar, ateşli hastalıklarda, kötü bir olayla karşılaşmış olan kimselerde, ya da akıl hastalarında görülür. Uygulama 3 Ali kasabaya doğru uzanan demiryoluna uzun uzun baktı. Raylar uzaklarda kesişiyordu. Öylesine dalmıştı ki kendisine yaklaşmakta olan trenin sesini son anda duydu. Kendini rayların dışına zor attı. Kendine geldiğinde ortada tren yoktu. Hayal görmüştü. Bu olayda geçen iki kavramın ne olduğunu boşluklara yazınız. 1. Rayların uzaklarda kesişmesi (........................................) 2. Tren sesini hayal etme (........................................)

- 60 -


Özet Algılama, duyu organlarını uyaran nesnelerin, niteliklerin veya olayların farkında olunmasıdır. Algılama, ortamlardan, duygusal deneyimlerden, kişisel duygu, tutum, amaç ve dürtüler tarafından etkilenir. Algılama biçimleri, görme, işitme, dokunma, tat ve koku, uzay ve zaman algısı şeklinde sıralanır. Yirminci yüzyılın başında Almanya'da gelişen bir psikoloji okulu olan Gestalt psikolojisinin savunucuları, algıların organizasyonunun algının gerçekleşmesinde önemli bir rol oynadığını vurgulamışlardır. Algısal organizasyon ilkeleri arasında şekil-zemin ilişkisi ve algısal gruplandırma bulunur. Algı sal değişmezlikler duyularımız aracılığıyla gelen uyarıcıları örgütler ve yorumlamamıza yardım eder. Algılamada çeşitli çevresel özelliklerden ipucu olarak yararlanabiliriz. İpuçlarını değerlendirirken bazen tek göz yeterli olurken, bazen de iki gözün kullanılması gerekir. Dış duyuların ortaya çıkardığı algılama hatalarımızın bazıları o kadar sıktır ki, bunlara algı yanılması denir. Yanılmayı etkileyen fiziki faktörler vardır. Panzo illüzyonu, Muller-Lyer yanılsaması, yön alan ve bükülme yanılması algı yanılmalarına örnek olabilir. Algı yanılmaları yalnız fiziksel nesne ve olayları kapsamaz, sosyal durumları ve insan davranışlarını da içerir.

Değerlendirme Soruları Aşağıdaki soruların cevaplarını bulunuz. Cevaplayamadığınız sorularla ilgili bölümleri tekrar okuyunuz. 1. Aşağıdakilerden hangisi "algılama" kavramını açıklamaktadır? A) B) C) D) E)

Uyarıcının süzgeçten geçmesi Çevrenin uyarılması Yaşantı yoluyla edinilen davranış Duyu organlarını uyaran nesnelerin, niteliklerin veya olayların farkında olunması Yeni uyarıcıların kalıba sokulması

2. Aşağıdakilerden hangisi, algılamayı etkileyen etmenlerden değildir? A) B) C) D) E)

Uyaranın duygusal yapısı Ortam veya zemin Daha önceki duygusal deneyimler Toplumsal amaç ve dürtüler Kişisel duygular

- 61 -


3. "Bütün kendisini oluşturan parçaların toplamından farklıdır" ilkesini kimler savunmuştur? A) B) C) D) E)

Freud Gestalt Kant Jung Watson

4. Birbirine yakın olan uyaranları, aynı nesnenin parçalarıymış gibi bir örüntü içinde ve aynı nesnenin parçaları olarak gruplanmasına ne denir? A) B) C) D) E)

Yakınlık Tamamlama Süreklilik Benzerlik Değişmezlik

5. Aşağıdakilerden hangisi, algıya etki eden dış etmenlerden değildir? A) Benzerlik B) Yakınlık C) Süreklilik D) Tamamlama E) Ayırma

6. Önce görme, sonra dokunma ve en sonunda işitme duyumlarında oluşan algı biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)

Uzay Zaman Tat ve Koku İşitme Dokunma

7. Aşağıdakilerden hangisi, illüzyon kavramını açıklar? A) B) C) D) E)

Varolan bir olayı algılama Durumları yanlış olarak yorumlama Bazı uyaranlara tepki Nesneleri farklı görme Gözlem sonucu edinilen bilgiler

- 62 -


Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar Atkinson, R. Atkinson, R.S. Hilgard. Introduction to Psychology, 9 th ed. Harcourt, Brace Javanovıch Pub. Sandiego, 1985. Baymur, Feriha. Genel Psikoloji. İnkılap ve Aka yay. İstanbul,1978 Cüceloğlu, Doğan. İnsan ve Davranışı. Remzi Kitabevi, İstanbul, 1992. Feldman, S. Robert. Understanding Psychology. 4 th Ed. Mc Graw-Hill İnc. New York. 1996. Özkalp. Enver. Psikoloiye Giriş. Anadolu Üniversitesi Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı, No: 73. Eskişehir, 1989.

- 63 -


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.