Sosyal fobik çocuklar

Page 1

BALIKLI RUM HASTANESİ ANATOLIA KLİNİKLERİ BÜLTENİ İSTANBUL Hazırlayanlar: Doç. Dr. Ö. Ayhan Kalyoncu Sevda Güllüm

Anatolia 1 Kliniği Günlük Tedavi Programı 09:00 - Dr. Yasin Genç tarafından “Vizit” yapılacaktır. 10:00 - Doç. Dr. Hasan Mırsal tarafından “Grup Toplantısı” yapılacaktır. 13:00 - Doç. Dr. Hasan Mırsal tarafından “Aile Toplantısı” yapılacaktır. 13:30 - Sanat Eğitmeni Dilek Şenol tarafından “Atölye Derinlikler”de uğraş çalışması yapılacaktır. -Gün içinde Dr. Yasin Genç tarafından yatan hastalarla bireysel görüşmeler ayrıca yapılmaktadır.

Anatolia 2 Kliniği Günlük Tedavi Programı BAYAN KATI 09:00 - Dr. Özgür Öztürk ve Dr. Hakan Erkaya tarafından “Vizit” yapılacaktır. 09:30 - Uzm. Psk. Ari Telyaz ve Hemş. Gülden Dinç tarafından “Günaydın Toplantısı” yapılacaktır. 11:00 - Dr. Özgür Öztürk / Dr. Hakan Erkaya / Uzm. Psk. Ari Telyaz tarafından “Bireysel Görüşmeler” yapılacaktır. ERKEK KATI 09:00 - Dr. Pelin Kaplan tarafından “Vizit” yapılacaktır. 09:30 - Psk. Büşra Gökçen ve Hemş. Selvinaz Demirak tarafından “Günaydın Toplantısı” yapılacaktır. 11:00 - Dr. Pelin Kaplan / Psk. Büşra Gökçen tarafından “Bireysel Görüşmeler” yapılacaktır.

Anatolia 3 Kliniği Günlük Tedavi Programı 08:00 - Doç. Dr. Hasan Mırsal tarafından “Vizit” yapılacaktır. 10:00 - Doç. Dr. Hasan Mırsal tarafından “Grup Toplantısı” yapılacaktır. 13:00 - Doç. Dr. Hasan Mırsal tarafından “Aile Toplantısı” yapılacaktır. 13:30 - Sanat Eğitmeni Dilek Şenol tarafından “Atölye Derinlikler”de uğraş çalışması yapılacaktır. -Gün içinde Doç. Dr. Hasan Mırsal ve Uzm. Psk. Gözde Hatiboğlu tarafından yatan hastalarla bireysel görüşmeler ayrıca yapılmaktadır.

Bugün Prof. Dr. Mansur Beyazyürek ve Uzm. Dr. Hakan Erkaya’nın poliklinikte hasta muayene günüdür.

27 Temmuz 2007 / Cuma

SOSYAL FOBİK ÇOCUKLAR Ebeveyni tarafından sürekli azarlanan, aşırı korunup kollanan ve insiyatif kullanmasına izin verilmeyen çocuklar, ileriki yaşamlarında utangaç, kendi başlarına karar veremeyen ve sosyal ilişkiler kurmakta zorluk çeken yetişkinler olarak karşımıza çıkıyor. Sosyal fobiyi öyle önemsememezlik yapmayın. Sosyal fobi, nüfusun yüzde 7’sinden fazlasını etkileyen psikolojik bir sorun. Başlangıç yaşı ise çok erken. Sosyal fobiklerin yüzde 40’ında başlangıç yaşı 10’un altında tespit edilmiş. Yüzde 95’inde ise başlangıç yaşı 20’nin altında... Okul fobisi ile sosyal fobiyi birbirine karıştırmayın ama birbiriyle ilişkili olduğunu da unutmayın. Uzmanlara göre okul fobisi olan çocukların yüzde 40’ında sosyal fobi görülüyor. Bu nedenle, anne babaların çocuklarını çok dikkatli gözlemleyip utangaçlık belirtilerini saptamaları gerekiyor.

Ancak unutmayın; sosyal fobi tanısı konulabilmesi için; korku ya da kaçınma davranışının çocuğunuzun olağan günlük işlerini, okul yaşamını, toplumsal etkinliklerini bozacak düzeyde olması gerekiyor. Çocuğun yaşına göre ilaç tedavisi ve psikoterapi öneriliyor. Ancak yine büyük görev anne babalara düşüyor. Çocuklarınızın özgüvenini arttırın, onların kendi kanatlarıyla uçmasına izin verin.

“Rezil olacağım” hissi

Kendinizin ya da çocuğunuzun sosyal fobisi olup olmadığını anlamanız zor değil. Sosyal fobik kişiler, başka insanların kendilerini yargıladığı ve negatif değerlendirdiği düşüncesi ile yetersizlik, aşağılanmışlık hissediyorlar ve hayal kırıklığına uğruyorlar. Sosyal fobikler yalnız başlarına kaldıklarında sıkıntı duymuyorlar. Ne zaman sosyal aktivite içinde yer almaları zorunluluğu doğuyorsa onların da sıkıntıları başlıyor. Çünkü yabancılarla tanışmaktan, tanımadıklarının yanında konuşmaktan veya hareket etmekten rahatsızlık duyuyorlar. Yanlış birşey yapacak, söyleyecek ve insanlar onunla alay edecek, onu yadırgayacak, aşağılayacak, herkesin içinde rezil olacak gibi hissediyorlar.

Sorunun kaynağı aile Bazı çocuklar yazılı sınavlarda başarılı oldukları halde tahtaya kalktıklarında bildiklerini unutuyor. Çünkü yapacakları en ufak hata gözlerinde büyüyor, arkadaşlarının önünde küçük düşeceklerine inanıyorlar. Çocuklarda sosyal fobinin gelişimi ve tedavisinde anne-babaların rolü ve çocuklarına yaklaşımları oldukça önemli... Ebeveyni tarafından sürekli azarlanan, aşırı korunup kollanan, insiyatif kullanmasına izin verilmeyen, yetersiz ya da beceriksiz olduğu kendilerine hissettirilen çocuklar, ilerideki yaşamlarında utangaç, çekingen, ürkek, kendi başlarına karar veremeyen, sosyal ilişkiler kurmakta zorluk çeken yetişkinler olarak karşımıza çıkıyor. Çocuğunuzun sosyal fobisinin olup olmadığı, sosyal ortamlarda gösterdiği belirtiler ve tanıyla kesinleştiriliyor. Sosyal fobi okul çağındaki çocukların işlevselliğini önemli ölçüde bozuyor. Çocuğun normal psikososyal gelişiminde ciddi sıkıntılara yol açıyor.

Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Anatolia Klinikleri Belgrad Kapı Yolu No:2 34760 İstanbul / TÜRKİYE

Tehlikeli sınırda mısınız • •

• •

Başkalarının yanında utangacım. Sosyal ortamlarda insanların beni yargıladıklarını hissediyorum. Başkalarının sinirli olduğumu görmelerinden endişe duyuyorum. Başka insanlar etrafımdayken asla kendimi rahat hissetmiyorum. Topluluk içinde küçük düşmekten, korkuyorum. Böyle durumlarda vücudum terleme, titreme, hızlı kalp atışı, nefes darlığı, kızarma, ağız kuruluğu, karıncalanma hissi gibi belirtiler veriyor.

Yukarıdaki belirtilerden çoğu çocuğumda ya da bende var” diyorsanız, bir uzmana danışmalısınız.

DUYURULAR • Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, Doç. Dr. Ö. Ayhan Kalyoncu, Doç. Dr. Özkan Pektaş’ın kişisel web siteleri yayına girdi. Aşağıdaki adreslerden web sitelerine ulaşabilirsiniz. www.ayhankalyoncu.com www.ozkanpektas.com www.mansurbeyazyurek.com

POLİKLİNİK RANDEVULARI İÇİN... Polikliniğimizde muayene olmak için 0212 547 16 00 dahili: 343 - 349 numaralı telefondan Nuray Caymaz’dan randevu alabilirsiniz.

GÜNE BAŞLARKEN... Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkum olmaktır. Latin Atasözü

Tel: +90 (212) 547 16 00

Faks: +90 (212) 582 23 28


İZLEYİN...

ÖLÜM TOHUMLARI Vizyon : 20.07.2007 Yönetmen : Regis Wargnier Oyuncular : Jose Garcia Marie Gillain İçgüdülerinin kuvveti ile bilinen Komiser Adamsberg’in hayatı pek de iyiye gitmemektedir. Kız arkadaşı kendisini terketmiştir, yeni bir birime transfer olmuştur. Ancak komiserin hayatındaki zorluklar bunlarla sınırlı kalmaz. Paris’in merkezinde performans sergileyen bir modern zaman tellallının eline tuhaf tehdit mesajları geçmektedir. Tüm halkın korkunç bir salgına kurban gideceğini iddia eden bu mesajları takiben şehrin çeşitli yerlerindeki apartmanların kapılarında gizemli işaretler belirmeye başlar. Adamsberg ve ekibi başta olanları çok önemsemezler. Ancak kısa süre sonra, kapılarında işaret olan apartmanlarda cinayetler işlenmeye başlanır. Katilin bıraktığı ipuçları, kurbanların veba virüsü nedeniyle öldüğünü düşündürmektedir. Adamsberg ve ekibinin veba salgını tüm şehri sarmadan, katili yakalamaları gerekmektedir.

OKUYUN...

BİPOLAR (MANİK DEPRESİF) BOZUKLUK Türkçe’de “iki uçlu mizaç bozukluğu” veya “iki uçlu duygudurum bozukluğu” terimleriyle adlandırılan bu rahatsızlık, daha çok “manik depresif bozukluk” adıyla şöhret bulmuştur. Ama hastalığın günümüzde bilim çevrelerinde kullanılan ismi “bipolar bozukluk”tur. Mani Nedir? Mani, kişinin kendisini olağanüstü iyi hissettiği bir hastalık tablosudur. Kişi kendisini olağanüstü iyi hissediyorsa, bu duruma niçin hastalık diyoruz? Maninin belirtilerini sıralayarak bu soruyu cevaplandırmaya çalışalım:

resyondur. Ama bipolar bozukluk teşhisi koyabilmek için hastanın bir depresyon dönemi geçirmiş olması şart değildir.

KARMA EPİZOT NEDİR?

• • • • •

BAŞA ÇIKILAMAYAN ÇOCUKLAR Yazarı Yayınevi Yayın Yılı

: Dr. Ross W. Greene : Timaş Yayınları : 2002

Tüm ebeveynler bu kitabı okumalıdır, özellikle çocukları kontrolden çıkanlar. Anne ve babaların kendi hataları olduğunu ve çözümsüz olduğunu düşündükleri problemleri, Ross Greene iyi bir çalışmayla masaya yatırmış.’Başaç ıkılamayan Çocuklar’; zor, yönlendirilmesi güç, kolayca hayal kırıklığına uğrayan çocuklara rehberlik etmek isteyen ebeveynler, öğretmenlar ve uzmanlar için mutlaka okunması gereken bir kitaptır.

Muayenehane İrtibat Bilgileri Prof. Dr. Mansur Beyazyürek 0212 225 28 27 - 0212 225 28 32 Doç. Dr. Ö. Ayhan Kalyoncu 0212 251 30 30 - 0212 245 35 52 Doç. Dr. Özkan Pektaş 0212 231 46 45 - 0212 232 09 05 Doç. Dr. Hasan Mırsal 0212 249 20 63 - 0212 249 26 81 Uzm. Dr. Gültürk Köroğlu 0212 249 20 63 - 0212 249 26 81 Uzm. Dr. Özgür Öztürk 0212 249 20 63 - 0212 249 26 81 Uzm. Dr. Yasin Genç 0212 249 20 63 - 0212 249 26 81 Uzm. Dr. Pelin Kaplan 0212 249 20 63 - 0212 249 26 81 Uzm. Dr. Hakan Erkaya 0212 249 20 63 - 0212 249 26 81 Uzm. Dr. Gürkan Odabaşıoğlu (Çocuk ve Ergen Psikiyatristi) 0212 249 20 63 - 0212 249 26 81

• •

• •

Maniye girmiş kişi (yani “manik” hasta) son derece neşelidir. Güler, şarkılar söyler, herkesle sohbet eder. Hatta etrafına neşe saçar. Manik hastanın uyku ihtiyacı azalır. Çok az uyur, ama son derece dinç uyanır. Manide iştah artar. Kişi genellikle hayatında hiç olmadığı kadar yemek yer. Manide insan son derece enerjiktir. Yerinde duramaz, bir an durup dinlenme gereği duymaz. Manik hasta kendini oldukça güçlü, önemli, güzel hisseder. Herşeyi başarabileceğine inanır. Manide cinsel istek artar. İşyerinizde çalışan kendi halinde bir kadıncağız günün birinde mesaiye alışılmadık derecede açık ve frapan kıyafetlerle gelirse, sakın bu kadının huyunun bozulduğunu zannetmeyin. Bilin ki maniye girmiştir. Manik kişi çok konuşur. Hatta genellikle hiç durmamacasına, neredeyse nefes bile almadan ve yüksek sesle konuşur. Konudan konuya atlar, asla konu sıkıntısı çekmez. Manik hastanın düşünceleri hızlanmıştır. Aklına büyük bir süratle bin türlü düşünce üşüşür. Manide hastanın dikkati artmıştır, küçücük ayrıntıları gözden kaçırmaz, ama dikkatini belli bir konu üzerinde sürdüremez (yani dikkati dağınıktır). Hafızası da güçlenmiştir. Manide insan çeşitli taşkınlıklar yapar. Mesela çok para harcar, cesurca ve hatta tehlikeli yatırımlar yapar, işini bırakır, yeni işler kurar. Manide hasta neşeli olmakla birlikte, kolaylıkla da sinirlenir. Kendisiyle tartışmaya, fikirlerini eleştirmeye, taşkın davranışlarını engellemeye çalıştığınızda büyük bir öfkeye kapılır.

Görüldüğü gibi mani, “anormal” bir durumdur. Evet hasta neşeli, mutlu, enerjik, dinç, esprili, zekidir. Ama düşünün ki bir yakınınız bir gün aniden sürekli konuşmaya, gezmeye, para harcamaya başlıyor. Uyumuyor, cinsel isteğini bastıramıyor, kadınsa gökkuşağının türlü renkleriyle yüzünü boyuyor, 100 kişinin içinde kendini belli edecek tarzda giyiniyor. Bu durumda dehşete kapılmaz mısınız? Mani, yukarıda saydığımız şiddetli belirtileri sebebiyle, başladığı ilk gün fark edilen bir hastalıktır. Maniye giren kişi okulunu veya işini de sürdüremez. Evet dinçtir, zekası ve hafızası yerindedir, uyku ihtiyacı bile azalmıştır; ama hasta bir yerde duramamakta, belli bir konu üzerine yoğunlaşamamakta, belli bir işi sürdürememektedir. Kimseyi dinlememekte, sürekli kendisi konuşmaktadır. Kendisini herkesten üstün görmektedir. Genellikle de aşırı cesareti sebebiyle kendisine ve çevresine zarar verir. Büyük paralar harcar, kar amacıyla giriştiği çılgınca yatırımlar başarıya ulaşamaz, sık sık tartışır. Mani tedaviyle genellikle iki ila dört hafta içinde düzelen geçici bir durumdur. Bu yüzden mani kelimesini “atak” veya “epizot” kelimeleri takip eder (mani atağı, manik epizot). Hasta tedavi edilmezse bir süre sonra bedeni bu faaliyet hızını kaldıramaz hale gelir ve fiziksel olarak tükenir. Bipolar Bozuklukta Depresyon Dönemleri de Olur mu? Bipolar bozukluğun diğer adı “manik depresif hastalık”tır. “Bipolar” kelimesi de “iki uçlu” anlamına gelmektedir. Hastalığın bir ucu mani, diğer ucu dep-

Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Anatolia Klinikleri Belgrad Kapı Yolu No:2 34760 İstanbul / TÜRKİYE

Bipolar bozukluklu bazı hastalarda hastalık dönemleri sırasında hem mani hem depresyon belirtileri birlikte görülür. Mesela kişi çok hareket etmektedir, çok enerjiktir, cinsel isteği yüksektir, kendisini çok zeki ve güzel bulmaktadır; ama aynı zamanda boğulacak derecede sıkılmakta, en ufak bir şeye aşırı üzülmekte, sebepsiz yere ağlamakta, hatta bazen “ölsem daha iyi” diye düşünmektedir. İşte mani ile depresyon karışımı bu hastalık atağına “karma epizot” deriz. “Epizot” kelimesinden de anlaşılacağı üzere, gelip geçici bir durumdur. BİPOLAR BOZUKLUK DÜZELİR Mİ? Bipolar bozukluk, ataklar halinde seyreden ve ataklar arasında kişinin tamamen düzeldiği bir hastalıktır. Mani atakları tedavi ile 2-4 haftada genellikle iyileşir. Depresyon ataklarının büyük bölümü de 2-3 haftada düzelmeye başlar ve 1.5-2 ayda önemli ölçüde iyileşir. Hastalık atağı düzeldikten sonra kişi rutin faaliyetlerine, işine gücüne dönebilir ve performansından bir şey kaybetmeden hayatını sürdürebilir. Mani ve depresyon ataklarının tekrarlama riski her zaman mevcuttur. Kimisi ömrü boyunca başka hiç atak geçirmez. Hastalığın en üzücü tarafı da bazı kişilerde atakların sık tekrarlamasıdır. Hatta her ay bir manik, bir depresif atak geçirenler bile vardır. Öyle ki zaman zaman mani ve depresyon atakları arasında ya hiç iyilik dönemi olmamakta ya da iyilik dönemi birkaç günü geçmemektedir. Tedavi olmayan bipolar bozukluk hastalarında alkol ve madde bağımlılığı, intihar gibi ciddi problemler sık görülür. TEDAVİSİ: Bipolar bozukluk modern tıbbın başarıyla tedavi edebildiği hastalıklardan biridir. Tedavisinde iki aşama söz konusudur: 1- Atak Tedavisi: Hastanın zaman zaman geçirdiği manik veya depresif atakların tedavisidir. Manik atağın ayaktan tedavisi çok zordur. Hastanın genellikle yatırılması gerekir. Beyinde dopamini azaltan ilaçlarla hasta genellikle 2-4 hafta içinde tam veya tama yakın düzelme gösterir. Depresif atak ise, eğer ağır değilse hasta yatırılmadan da tedavi edilebilir. 2- Koruyucu Tedavi: Bipolar bozuklukta asıl kritik nokta koruyucu tedavidir. Çünkü ataklar geçici tabiattadır, ama tekrarlama riski her zaman vardır. Bipolar bozukluğun koruyucu tedavisinde kullanılan ilaçlara “duygudurumu düzenleyicileri” adı verilmektedir. Koruyucu tedaviyle atak sıklığı azaltılır, hasta tekrar mani veya depresyon geçirse bile bunların hafif olması ve kısa sürmesi sağlanır. Bazı hastalar ömürleri boyunca bir daha hiç hastalık atağına yakalanmazlar. Koruyucu tedavi 2-5 yıl sürdürülür, hasta bu sırada yeni bir atak geçirmezse ilaç kesilir. Bu arada atak tekrarlarsa daha uzun süre ilaç kullanılır. Hastaların küçük bir bölümünde ne yapılırsa yapılsın ataklar sık sık tekrarlamaktadır. Ancak yeni tedavi yöntemleri bu hastaların da acısını hafifletmekte, ümitlerini canlı tutmaktadır.

Tel: +90 (212) 547 16 00

Faks: +90 (212) 582 23 28


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.