Arel Psikolojik Danışma, Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Ocak Ayı Aylık E-Bülten

Page 1

DERİNCE Arel Psikolojik Danışma, Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Aylık E-Bülten

Ocak 2013


GÜNÜNDEN FAYDALAN YARINA GÜVENME ! Bu yüzden her zaman üzerinde durmamız gereken nokta “yapabilir miyim?” den ziyade “neden yapamayacak mışım?” olmalı... Bir şeyi gerçekten yapmak isteyen bir yol bulur istemeyen de mazeret. Şimdi karar zamanı. Siz yapmak mı istiyorsunuz yoksa olmasını mı bekliyorsunuz ? Unutmayınız ki okyanuslar kıyıda durup dalgalara bakılarak aşılamaz. Sadece hayal ederek sadece umut besleyerek istediğiniz noktaya ulaşmanız mümkün olmayacaktır. Ama yapmanız gerekenleri yaptıktan sonra hayallerinize ulaşmak için engeliniz de kalmayacaktır. Sonucu belirleyen sürecin kendisidir. Yani siz bu anı nasıl değerlendirirseniz sonuç da bu anı değerlendirdiğiniz şekilde olacak. Hayalleriniz ve beklentileriniz hayatınızdaki tek ve en önemli unsur değil tabi ki. Ancak hayatınızdaki diğer unsurlardan daha az önemli de değil. Bu sürece tanıdığınız öncelik; sizin, hedeflerinize ulaşmanızdaki başarınızı belirleyecek. Bu hedef için çaba harcamaya ne kadar ağırlık verirseniz başarı ihtimalinizi de o kadar arttırırsınız. Bu yüzden öncelikli olarak yaşantınızda: istekleriniz için, hedefleriniz için hazırlanma sürecine yer açmanız gerekmekte. Önce onları katmalısınız yaşamınıza sonra da hayatınızdaki diğer yaşantılarınızı. yerleştirmelisiniz. Ancak böyle bir planlama yaparsanız beklediğiniz sonuca ulaşırsınız. Sistem denilen kavram da budur aslında. Önceliklerini belirle ,yapman gerekenleri ortaya koy, önem sırasına göre sırala sonra uygulamaya başla. Periyodik olarak da tekrarla. Tabi ki kolay değil ama zor da değil. Başta biraz zorlanabilirsiniz. Belirlediğiniz hedef ulaşılmaz o hedefe ulaşmak için yapmaBazı insanlar her şeyde ilk önce olumsuzlukları fark ederler, eksikliklere odaklanırlar , sadece tek bir açı- nız gerekenler çok zorlu gözükebilir. İşler ağırdan gidan bakarak “nasıl olacak ki ?” diye sorarlar. Aslın- debilir. Ama dik tepelere tırmanmak için yavaş yada olması istenen biçimde hayal etmek ve “neden vaş ve kararlılıkla yürümeniz gerektiğini aklınızdan olmasın?” diye sormak lazımdır. Çünkü yeteri kadar çıkarmazsanız yapabilirsiniz. nedeniniz varsa her şeyi yapabilirsiniz.


Hayat oyunu iyi bir ele sahip olmak değil kötü bir eli iyi oynamaktır. İçinde bulunduğunuz şartlar, koşullarınız bir takım sıkıntılar yaratıyor olabilir. Başarısızlık korkusu, ümitsizlik, bir çok işi bir arada götürme zorluğu önceden yaşanmış hayal kırıklıkları, yaşanılan günlük ufak tefek sıkıntılar ve bunun gibi bir takım zorluklar yılgınlık yaratıyor ya da performans ortaya koymanıza engel oluyor olabilir. Böyle durumlarda yapmanız gereken başaracağınıza da inanırsanız haklı çıkarsınız başaramayacağınıza da sözünü ilke edinip yapmanız gerekeni yapmak. Böylece dış faktörler ne olursa olsun siz çalışmalarınızı planlı ve sistematik bir şekilde sürdürdüğünüz takdirde bu olgular önünüzde çarpacağınız duvarlar olmaktan çıkıp aşılması mümkün basit engeller haline gelecektir. Çok detaylı çok planlı bir programa ihtiyacınız yok. “Günü değerlendir, yarına güvenme.” Sloganınız bu olmalı. Ulaşmak istediğiniz hedefleriniz olmalı. Her gün için, her hafta için her ay için hatta bütün bir yıl belki de ömür için. Bu hedeflere ulaşmak için çalışma ile geçirdiğiniz zamanınız olmalı. Bu hedefleriniz gerçekçi olmalı. Sizin koşullarınıza uymalı. Yapabileceğiniz ölçüde zorlayabileceğiniz sınırların eşiğinde olmalı. Sizi en iyi tanıyan sizsiniz. Hedefleriniz sizi yansıtmalı. Yeteri kadar nedeniniz, peşlerinden gidecek kararlığınız da varsa rüya dediklerinizin hepsi gerçek olabilir. Kendinize güven duymak istiyorsanız başarısızlığa imkan vermeyecek şekilde iyi hazırlık yapın. “Birazdan değil , sonra değil, yarın değil. Hemen! Şimdi!” zaten sıkıntı da hep burada. Ertelemek sürekli ertelemek. Aslında en önemlisi işe bir an bir an

önce başlayabilmek. Bir türlü sıra gelmez. Yapılacakları hep gözümüzde büyütürüz şimdi yapmayacaksak sonra yapmamız gerekmeyecek gibi hissederiz nedense. Şu da olsun bu da aradan çıksın şunu da halledeyim derken bir türlü başlayamamışız. Gün de geçmiş gitmiş. Ertesi gün de aynısı. Sonraki gün de… sonra yine planlar kararlar kendi kendimize verdiğimiz ama yine tutamadığımız sözler. O yüzden derler ya başlamak bitirmenin yarısı diye. Sıkı bir biçimde derhal uygulamaya konulacak iyi bir plan gelecek hafta ortaya konacak mükemmel bir plandan çok daha iyidir. Çünkü başladıktan sonra arkası gelir zaten. En azından buna karar vermiş olmak bile büyük bir aşamayı halletmenizi sağlayacaktır. Hedefinizi ve ulaşmak için gerekenleri belirleyin. Kendinizi ve nedenlerinizi ortaya koyun. Ve bir an önce işe koyulun. Yeteri kadar nedeniniz var mı ? Şimdi değilse ne zaman ?

Uzm. Psk. Danışman Çağlar ERCEN


YEME BOZUKLUKLARI Beslenmek, dünyaya gelir gelmez yapmaya başladığımız ve fizyolojik açıdan basit bir mekanizma gibi görülse de psikososyal açıdan oldukça karmaşık bir durumdur. Sadece aç olduğumuz ve fizyolojik ihtiyaçlarımızı gidermek için yemek yememekteyiz. Kimimiz rahatlamak için, kimimiz stresli olduğumuzda, kimimiz de sıkıntıdan yemek yeme davranışını zaman zaman gösterebilmekteyiz. Yemek yemenin bizim için önemi tartışılmaz ancak gözden kaçan bir durum var ki o da, bu konuda baş gösteren hastalıkların tanınmaması ve gerekli müdahalelerin gecikmesine neden olunmasıdır. Günümüzde dergiler, televizyonlar aracılığıyla “ideal” olarak gösterilen bedenler, özellikle ergenlik çağındakilerde sağlıksız bir beden algısı oluşumuna neden olabilmektedir. Sağlıklı beslenmenin önemi vurgulanmadan önerilen diyetler, yapılan hatalar ve aşırı zayıf olmak adına girişilen sağlıksız uygulamalar, kişide hem bedensel hem psikolojik rahatsızlıklara neden olmaktadır. Bu bozuklukların, ciddiye alınması gereken hastalıklar olduğu ve bu durumun tıbbi ve psikolojik destek alınmasına kadar ilerleyebileceği unutulmamalıdır.

YEME BOZUKLUKLARI NEDİR? Yeme bozuklukları, vücut ağırlığı takıntısı, vücudun şekli ile ilgili olumsuz düşüncelerin olduğu ruhsal rahatsızlık grubudur. Yeme bozukluğu yaşayan kişilerin, kendi vücutlarıyla ilgili yanlış algıları vardır. Bu bozukluklar, DSM-4’e* göre anoreksiya nevroza, bulimiya nevroza ve son yıllarda tanımlanan tıkınırcasına yeme bozukluğu olarak üç grupta toplanır.

ANOREKSİYA NEVROZA NASIL BİR HASTALIKTIR? Kilo almaktan korkma ve aşırı zayıf olma arzusu ile kendini gösteren, beden imgesinde bozukluklara yol açan bir hastalıktır. Kişi ne kadar zayıf olursa olsun, kendini olduğundan şişman hisseder ve görür. Kilo kaybetmek amacıyla yediklerini ileri derecede azaltır, kimileriyse yoğun egzersiz yapar. Bu hastalık grubundakilerin bir kısmı ise, sürekli sıkı diyetler uygular ve ara sıra tıkanırcasına yemek yiyip yediklerini kusma yoluyla dışarı çıkarır. Kimi hastalar, aldıkları besinlerin kilo aldırıcı etkilerini yok etmek için ishal yapıcı ve su atıcı ilaçlar kullanırlar. Anoreksiya nevroza hastalığının sonucunda kişi, bedensel ve ruhsal sağlığını büyük ölçüde etkileyecek kadar zayıflamış olur. Ancak, bu kişiler kendilerini olduğu gibi görmemekte ve kilo verme ihtiyaçları devam etmektedir. Kişi, karbonhidrat ve yağ içeren gıdalar başta olmak üzere gıda alımını tamamen azaltır. Aşırı hareketli olabilir veya egzersiz yaparlar. Kilo almadığına inanmak için aynaya uzun uzun bakarlar. Bazıları kendini tamamen şişman algılarken bazıları zayıf olduğunu, ancak karın, baldır, kalça gibi bazı bölgelerin şişman olduğunu kabul eder. Zayıflıklarının tehlikeli boyuta geldiğinin farkına varmazlar. Anoreksiya nevroza beraberinde birçok hastalığı getirebilmektedir. Kişinin kan tablosunda bozukluklar görülür. Kalp sağlığı ile ilgili problemler görülebilir. Kişide güçsüzlük, uykuya eğilim, kalp ritim bozuklukları oluşabilir. Kalp ritmindeki bozukluklar kalp durmasına yol açarak ani ölüm nedeni olabilir. Karaciğerde yağlanma görülebilir. Kolesterol düzeyleri yükselebilir. Diş çürümeleri, adet gecikmeleri, kuru cilt, tüylenme, kırıklar, kabızlık, metabolizmasının düşmesi, beden ısısının düşmesi diğer belirtilerdir.


BULİMİYA NEVROZA NASIL BİR HASTALIKTIR? Bulimiya nervoza aşırı yeme atakları ve ardından gelen kusmaların ön planda olduğu bir yeme bozukluğudur. Hasta yine zayıf bir bedene sahip olmak istediği için anoreksiya nervozadaki gibi yediklerini dışarı atar, kalori yapıcı etkilerini gidermek için çeşitli yollara başvurur. Ancak bu tabloda farklı olarak hasta hafif kilolu ya da normal beden ağırlığındadır. Bulimiya nervoza genellikle bir yıl ya da daha uzun süreli diyet yaptıktan sonra gelişir. Diyet yaparak kilo kaybedilir veya başarılı olunamaz, ancak kilo kaybı, asla anoreksiya nervoza tanısı koyulacak kadar fazla değildir. Yemeyi kısıtlama, tıkınma(aşırı yeme) atağına yol açabilir, bunlar da karında rahatsızlık hissi oluşturur ve kendini kusturmayla sonlanır. Aşırı yeme atağını sıklıkla suçluluk duygusu, depresyon ve kendini eleştirme takip eder. Bazı hastalar kilo kontrolü için müshil kullanır ve aşırı yeme davranışından sonra kişi uzun süre aç kalabilir. Aşırı yeme sırasında yenilen gıda yüksek kalorili ve hızlı yemeyi kolaylaştıracak yapıdadır. Hastalarda kilo alıp verme sık görülür. Bu kişiler, genellikle evde tek başına yemeği tercih ederler. Çoğunluğu normal ağırlık aralığının üst sınırında veya hafif kilolu olmalarına rağmen, ideal kilo olarak normal ağırlık aralığının alt sınırını tercih ederler. Çoğu hasta için aşırı yeme nöbeti gerilim ve sıkıntıyı hafiflettiği için ödül olarak görülebilir. Bulimia nevroza hastalığının yol açtığı bazı bedensel hastalıklar da vardır. Çıkarma davranışlarına bağlı anoreksiya nervozadaki benzer tıbbi sorunlar, dişlerde aşınma, mide genişlemesi, yemek borusu zedelenmesi, karın ağrıları, kalp yetersizliği önemli sonuçlardır.

YEME BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ NELERDİR? Nedeni tam olarak bilinmese de, anoreksiya nervozanın başlangıç yaşı göz önüne alındığında hastalığı ergenlik değişimleri ve bu değişimlere uyum sağlamaktaki yetersizlikle açıklamak uygun olabilir. Sosyal değişimler de özellikle bulimiya nervozanın gelişiminde rol oynamaktadır. Diyet yapma davranışının yeme bozukluklarının gelişmesine sebep olan ortak bir neden olduğu düşünülebilir. Modern toplumlarda ince bedene sahip olmak kabul edilen bir kavramdır. İsteyerek diyet yapanların çoğunluğu daha çekici olma amacındadır. Günümüzde gerek televizyonlarda gerek yazılı basında, “sıfır beden” olarak adlandırılan kadınların ideal olarak gösterilmesi, özellikle genç kızların yeme bozuklukları geliştirmesine neden olabilmektedir. İsteyerek diyet yapma toplumdaki kabul gören “ideal beden”e kavuşma isteği ile bağdaştırılabilir. Ayrıca zayıflatma amacıyla piyasaya sürülen ve her yıl farklı isim alan ürünler, ciddi bir gelir kaynağıdır ve toplumda sürekli “zayıf” olgusu gündemde tutulmasına sebep olmaktadır. Son yıllarda yeme bozukluklarının artması, “sıfır beden” olma arzusuyla genç kızların sağlığını kaybetmeleri konuları gündeme gelmiş ve bu konu hakkında çalışmalar yapılmaya başlanmıştır.

YEME BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİ VAR MIDIR? Yeme bozukluklarının tedavisi başta psikiyatrist ve psikolog olmak üzere, hastanın durumuna göre dahiliye uzmanı ve kadın doğum uzmanlarıyla ortaklaşa bir çalışma içinde sürdürülmektedir. Tedavi sürecinde psikoterapi mutlaka yer almaktadır. Aile bireyleri ile iş birliği içinde, hastanın öncelikle durumunu kabul etmesi ve tedaviye istekli olması sağlanmalıdır. Beden imgesinin bozulması sonucu kilosunun normal veya fazla olduğuna inanan hastanın, bunu kabul etmesi ilk hedeftir. Bu bozukluklar ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğinden, bazı durumlarda yatarak tedavi zorunlu hale gelmektedir. Hastaneye yatmayı gerektiren durumlar şunlardır:

Çok fazla ve hızlı kilo kaybı

Durdurulamayan kusmalar,

Yukarıda sayılan çeşitli tıbbi sorunların varlığı,

Daha önceki ayaktan tedavilerde iyileşme sağlanamamış olması.

Yeme bozuklukları, basit ve gelip geçer denebilecek bir hastalık değildir. Kendinizde veya çevrenizde bu tip bir hastalığın belirtilerini gördüğünüzde, hemen bir uzmana başvurmanız erken tanı ve tedavi için çok önemli bir yere sahiptir. * DSM (The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders)

Psikolog Gülşen TURNA



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.