TEMMUZ AYI BÜLTENİ - 2016

Page 1

14

12 MUHACİR, ENSAR BİRARADA

ÖNDER BİLGİN: “ARNAVUTKÖY, CUMHURİYETİN KURULUŞ ÖYKÜSÜNÜ ANLATIR”

19 6 SPORCUMUZ MİLLİ TAKIM KAMPINA DAVET EDİLDİ

TEMMUZ 2016 SAYI: 45

15 Temmuz Darbe girişiminin ardından Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine tüm Arnavutköy halkı bayram havasında Demokrasi Nöbetinde Vatan’ı, Millet’i sahiplendiğini gösterdi

K ISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KIS A KIS

A KISA KISA KISA KISA K I S

A

KIS

A KISA KISA KISA KISA K I S A

K ISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KIS A


2

TÜRKİYE

Arnavutköy Bülteni

Milyonlar Yenikapı’da buluştu Türkiye’nin farklı şehirlerinden yoğun katılımın olduğu miting şölen havasında geçerken, yaklaşık 5 milyon vatandaşla rekor düzeyde katılım oldu İstanbul Yenikapı'da düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ne yaklaşık 5 milyon vatandaşla rekor düzeyde katılım olduğu bildirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra Türkiye’nin farklı şehirlerinden yoğun katılımın olduğu "Demokrasi ve Şehitler Mitingi" şölen havasında geçti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne ait helikopterle havadan yapılan denetimde, metrekareye düşen kişi sayısı analizi sonucunda yaklaşık 5 milyon vatandaşın miting için Yenikapı'ya geldiği ve bu rakamın bugüne kadarki mitingler dikkate alındığında rekor bir katılım anlamına geldiği belirtildi. Miting öncesinde, miting sırasında ve katılanların dağılımında yaklaşık 25 bin polis görev yaptı. Denizden sahil güvenlik ve deniz polisi botlarla, havadan ise 2 helikopter güvenlik tedbiri aldı. Vatandaşların üstlerinin ve çantalarının aranması için miting alanı ve çevresinde 165 metal dedektörlü kapı ile 22 adet X-Ray cihazı kuruldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, miting alanında 5 milyon şişe su ve 1 milyon gıda paketi dağıtımı yaptı. Mitingde 2,5 milyon adet sopalı Türk bayrağı, 1 milyon şapka da dağıtıldı. Miting güzergahlarında kurulan su istasyonları ve ikram alanlarında vatandaşlar su ve gıda ihtiyaçlarını giderdi. Miting alanına ulaşım için 7 bin otobüs, 203 tekne, 10 vapur ücretsiz hizmet verdi. Silivri, Bakırköy, Yenikapı, Sirkeci, Eyüp, Sütlüce, Haliç Kongre Merkezi, Beykoz, Üskü-

dar, Kadıköy, Pendik ile Adalar iskelelerinden deniz araçları hareket etti. Engelli vatandaşlar için 50 adet otobüs tahsis edildi ve engelli araçları için araç sayısı kadar engelli tabelası hazırlandı. Miting için 2 bin 500 zabıta personeli, 900 temizlik ve 500 program görevlisi çalıştı. Miting alanına 1 milyon watt gücünde ses sistemi kuruldu. Bunun, bugüne kadar Türkiye'de kurulan en büyük ses sistemi olduğu bildirildi. Alana kurulan ses sistemiyle 1,5 kilometre mesafeye ses iletimi sağlandı. Miting alanına 300 kişilik ekibin 3 gün süren çalışma sonucu kurduğu ses sisteminin enerji ihtiyacının 54 jeneratörle sağlandığı ve alana 22 led ekranın kurulduğu kaydedildi. Miting alanında ses ve görüntü aktarmaları vinçler ü-

zerine çekilen çelik halatlarla yapılırken, bu amaçla 6 bin metre halat çekildi. Görüntü aktarma ise 5 bin metre fiber hatla sağlandı. "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ni takip etmek isteyen yabancı konuklar ve gazeteciler için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin akıllı uygulaması tarafından "ibb simultane" hizmeti verildi. Başta İngilizce ve Arapça olmak üzere farklı dillerde, cep telefonları üzerinden online olarak simültane çeviri hizmeti sunuldu. Mitingde 48 kişilik canlı yayın ekibi görev aldı. Miting alanı ve çevresinde 102 kara ambulansı, 1 deniz ambulansı, 1 helikopter ambulans ile 728 sağlık personeli hazır bulundu. Miting alanı çevresinde 20 itfaiye aracı da bekletildi. AA

ARNAVUTKÖY BÜLTENİ TEMMUZ 2016 • Sayı: 45 İmtiyaz Sahibi Arnavutköy Belediye Başkanlığı adına Ahmet Haşim BALTACI Danışma Kurulu Kemal AYGENLİ Turgut BARAN Osman AKKAYA Yavuz FIRAT Mehmet Hakan ŞİŞMAN Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Abdul Menaf BATUR Fotoğraf Emre DÜZEL Veysel ÖZMENOĞLU Bünyamin ŞAHAN Hazırlık ve Baskı DERGAH OFSET Küçükçekmece / İSTANBUL 0212 489 33 33 Grafik Tasarım Muhammet AYAN İdare Adresi Merkez Mah. Genç Osman Cad. No: 19 34275 Arnavutköy/İstanbul Tel: 0212 597 00 57 Fax: 0212 597 00 57 E-Posta: bulten@arnavutkoy.bel.tr

2016


Arnavutköy Bülteni

İSTANBUL

3


4

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

Kadir Topbaş Arnavutköy'de İ

Arnavutköy’de düzenlenen Demokrasi Nöbeti, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın katılımıyla devam etti

stanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Arnavutköy’de meydanları doldurarak demokrasi nöbetine devam eden vatandaşlara seslendi. Arnavutköy’de demokrasi nöbetine katılan Başkan Kadir Topbaş, “Gelecek nesiller sizin bu duruşunuzla şekillenecek” dedi. Meydanlarda coşkuyla karşılanan Başkan Kadir Topbaş, “Demokrasi nöbetiniz hayırlı olsun. Ne güzel bir duruş sergilediniz ve yine sokaklarda meydanlardasınız. Devletin geleceği milletin bekası söz konusu olduğu zaman siyasi mülahazaları, etnik yapıları bir tarafa bırakarak bir araya geldiniz. FETÖ’nün asker kisveli teröristlerine gereken cevabı verdiniz” diye konuştu. “Sizler ülkemizin geleceğini kurtardınız” diyen Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nice şehitler verdik bu toprakları yurt edinmek için. Bin yıllık tarihimizin destanlarına bir yenisini eklediniz. Tanklara göğüs geren, namlunun ucuna korkusuzca atılan, F16’lara, helikopterlere karşı koyan büyük yürekli insanlarsınız. FETÖ’nün teröristleri milletin önüne çıktığında onların hile ve oyunlarını imanınızla yüreğinizle bozdunuz. Bu duruşunuz bütün dünyaya örnek oldu. Devlet nedir, millet nedir bunu herkese gösterdiniz.” Bütün vatandaşların dünyanın hiçbir milletinde bugüne kadar rastlanmayan bir duruş sergilediğini ve tüm dünya topluluklarına örnek olduğunu iade eden Topbaş, gelecekte tarih kitaplarına altın harflerle yazılacak bu duruşun okullarda okutulacağını ve bilimsel çalışmalara konu olacağını söyledi. Bir kardeşlik atmosferi oluştuğunu ve yarınlara umutla bakabildiklerini vurgulayan Kadir Topbaş, “İhtilaller ve darbeler zayıf, gergin toplumlarda başarılı olur. Birleşmiş yürekleri bir olan birlikte olan toplumlarda başarılı olmaz. Bundan sonraki nesiller sizin bu duruşunuzla şekillenecek. Bugün burada demokrasi nöbeti tutuşunuz bile düşmana zül olmakta. Çünkü siz su uyur düşman uyumaz diyorsunuz. Bunu gösteriyorsunuz. Ve Sayın Cumhurbaşkanımız tekrar artık tamamdır diyene kadar buradayız. İnşallah kavga ve sıkıntıları geride bırakırız. Bu bir milat olur inşallah. Sayın Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde yeni bir Türkiye hazırlayacağız” şeklinde konuştu.


Arnavutköy Bülteni

GÜNCEL

5

Selim Temurci Arnavutköy’de

15 Temmuz darbe girişiminin ardından demokrasi nöbetlerine devam eden Arnavutköylüleri, Ak Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ziyaret etti

A

rnavutköy Merkez Camii önündeki demokrasi meydanına gelen Ak Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci, Türkiye’yi Mısır ve Suriye’ye dönüştürmek isteyen güçlere Türk halkının müsaade etmediğini ve asla müsaade etmeyeceğini söyledi. Meydanı dolduran binlerce Arnavutköylüye hitap eden Temurci şöyle konuştu; “İstanbul’un tüm ilçelerinde binlerce insan sokakta demokrasiye sahip çıkıyor. Bu azim ve kararlılık sayesinde bu al bayrak asla yere düşmeyecektir. 12 gün daha dün gibi geride kaldı. Boğaziçi köprüsünde tanklara doğru çocuğuyla koşan hanım kardeşimiz hepimizin zihninde. Tankların üzerine çıplak elleriyle çıkmaya çalışan genç kardeşlerimiz gözlerimizin önünde. Hüzünlerimiz, acılarımız var. Elbette en büyük acımız, bizlere ait olan o tanklarla yine bizlerin evlatlarını vuran haşhaşilerin yaptıklarınadır. O zalimlere lanet okuyoruz bu meydanlarda. En ağır cezaya çarptırılacaklarından kimsenin şüphesi olmasın. Bu ülkeyi Mısır’a, Suriye’ye dönüştürmeye çalıştılar. Bir şeyi unuttular ki; o da bu milletin Çanakkale’deki şehitlerin evlatlarıdır. Bizler 1980’ları, 80’leri gördük. Bu darbe değil, bu bir katliamdı. Bu alçaklar Erdoğan’ı öldürmeye gittiler, milletin meclisini, köprülerini bombaladılar, korku salmaya çalıştılar. Bu zalimler başarılı olmuş olsalardı bu ülkede yaşayamayacaktır. Sisi Mısır’da, Esad Suriye’ye ne yaptıysa, bu millete de aynısını yapmak istediler. Şükürler olsun ki bu halk buna izin vermedi. Bugün meydanlarda her partiden kardeşlerimiz var. Bizi birleştiren şey vatan ve millet sevdasıdır. Onun için bugün burada her birimizin tek bir rengi vardır o da al bayrağımızın rengidir. Bu zalimler askerimizin içinden ayıklanacak. Arnavutköy bizler için çok kıymetli bir ilçe. Arnavutköy’deki birlik ve beraberliği her gün takip ediyoruz. Allah bu birlik ve beraberliğimizi bozmasın inşallah.”

Ünlü İsimler Arnavutköy’de

15 Temmuz darbe girişiminin ardından demokrasi nöbetine devam eden Arnavutköylüleri, ünlü isimler de yalnız bırakmadı

15

Temmuz gecesi başlatılan darbe girişimine karşı yurdun dört bir yanından tepkiler devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla sokaklara inen binlerce Arnavutköylü, tepkilerini sürdürüyor. Arnavutköy Merkez Cami önünde toplanan vatandaşlar sabah saatlerinde kadar demokrasi nöbetine devam ediyor. Demokrasi nöbetinde vatandaşları yalnız bırakmayan ünlü isimlerde, meydanlarda vatandaşlar ile bir araya geliyor. Son olarak Ünlü sanatçı Murat Kekilli, Tasavvuf Müziği Sanatçısı Emre Ermiş, Eşref Ziya Terzi, Grup Tillo ve Uğur Arslan vatandaşlarla bir araya gelerek, 15 Temmuz Günü yaşadıkların vatandaşlar ile paylaştılar.


6

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

Arnavutköy Nöbette Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla sokaklara inen binlerce Arnavutköylü, Cumhuriyet Meydanı’nda toplandı

A

rnavutköy sokaklarında Türk Bayraklarıyla yürüyen vatandaşlar, darbeyi lanetti. Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan genç yaşlı binlerce Arnavutköylü tüm dünyaya “Demokrasiden Vazgeçmiyoruz” mesajını verdi. 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişiminin engellenmesinin ardından sokaklara dökülen milyonlarca insan darbeyi lanetlerken demokrasi dersi verdi. TBMM'de grubu bulunan tüm siyasi partiler de ortak bir bildiri yayınlayarak darbe girişimini lanetledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bu gece de sokaklarda olalım" çağrısına uyan binlerce Arnavutköylü araçları ile merkeze geldi. Ellerinde Türk bayrakları ile Arnavutköy Cumhuriyet Meydanı - Ak Parti İlçe Binası - Merkez Camii önü ve daha birçok noktada bir araya gelen Arnavutköylüler darbe girişimine karşı tek yürek oldular. Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı Cumhuriyet Meydanı’nda yaptığı konuşmasında haksızlığın karşısında hiçbir zaman susmayan aziz milletin evlatları; bugün burada kutsal bir vazife için bir araya geldik. Hepinizi bir ve beraber görmekten çok mutluyum. Bu millet tarihimiz boyunca hiçbir savaşta memleketimizi düşman güçlerine teslim etmedi. Ve yine gücü elinde bulunduran, devlete el koymaya çalışan zihniyet yapısını da boyun eğmedi, dik durdu. Millet kendisine layık olanlara sahip çıktı. Allah’a binlerce kez şükür. 15 Temmuz Darbe girişimine üzüntülü bir şekilde başlayıp, darbe girişimini engelleyip, aziz milletimiz sayesinde muzaffer olduk. Dünkü alçakça kalkışmanın önünde duran, karşı çıkan en büyük etken sizlersiniz. Allah sizden binlerce kez razı olsun dedi.


Arnavutköy Bülteni

GÜNCEL

7


8

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

Millet Tek Yürek

Eski AB Bakanı Egemen Bağış ve AK Parti İstanbul Milletvekili Erkan Kandemir’in katılımlarıyla Arnavutköy’de demokrasi nöbeti devam etti

15

Temmuz darbe girişiminde sonra meydanları boş bırakmayan vatandaşlar nöbetlerine devam ediyor. Gündüzleri iş yerinde olan vatandaşlar akşam saatlerinde ise meydanlara akın ediyor. Her akşam Arnavutköy Merkez Cami önü dolduran binlerce Arnavutköylü, dualarla demokrasi nöbetine başlıyor. Sabaha ilk saatler kadar devam eden gece nöbeti, sabah saatlerinde ise gündüz nöbetine dönüyor. Demokrasi nöbeti Eski AB Bakanı Egemen Bağış ve Ak Parti İstanbul Milletvekili Erkan Kandemir ile Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı’nın katılımlarıyla sürdü. İMAN DOLU GÖĞSÜMÜZ VAR Demokrasi nöbetiniz hayrolsun diyen Ak Parti İstanbul Milletvekili Erkan Kandemir şunları kaydetti: “Çok tarihi günlerden geçiyoruz. Bir destan yazıyorsunuz. Ve bu destanı yazmaya devam ediyorsunuz. Tüm mazlum halkların, zalimler karşısında nasıl dik duracağının destanın yazdınız. Bu zalimler zannettiler ki elimizde tanklarımız var. Tüfeklerimiz var. F16’larımız var. Bu milletin üstüne yürürüz. Onlarda korkar, kaçarlar diye düşündüler. Ama bilmedikleri bir şey var. Bizim iman dolu göğsümüz var. Tanklarla da gelseler. Tüfekle de gelseler. Üzerimize kurşunda yağdırsalar bu millet kaçmaz. Şehit ettiler gencecik inşaları, şehit ettiler kadınları, erkekleri, büyüklerimizi, küçüklerimizi ama göğsümüzdeki iman onların zalimliklerini yendi. Şimdi dünyanın farklı yerlerinde. Zalimler ayağa kalktıklarında bilecekler ki bu mazlum coğrafyanın insanları göğüslerindeki sevdayla bizi yenerler, üzerimize gelirler, tanklara karşı dik dururlar, şahadet şerbetini içer ve yenilmezler” diye ifade etti. HAKİMİYET MİLLETİNDİR Daha sonra kürsüye gelen Eski AB Bakanı Egemen Bağış, sizlere Başkomutanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını getirdim, Başbakanımız Binali Yıldırımız selamını getirdim dedi. Milletvekili Bağış konuşmasını şöyle sürdürdü: “Arnavutköy’ün başarılı belediye başkanı Haşim Baltacı kardeşimden Allah razı olsun. Sizlerle bizi bir araya getirdi. Ama en çok sizlere teşekkür ediyorum. Dün bir Arap gazeteci ile konuşuyordum. Biz Araplar Recep Tayyip Erdoğan’ı cesur görüyorduk. Ama şu 1 haftaya bakıyoruz da tüm Türkler cesurmuş dedi. Mısır’da 2 tank çıktı, millet çil yavrusu gibi dağıldı. Suriye’de herkes arazi oldu ama Türkler tankların üzerine tırmanıyor. Uçaklara gel gel diyor. Helikoptere yiyorsa gel aşağı diyor. Demokrasiye göğsünü siper ediyor. Göğsünü tanka karşı siper eden bir milletin karşısında hiçbir güç duaramaz. Bu kardeşiniz Avrupa Birliği Bakanıyken o deyyuslar ara sıra hadlerini aşıyordu. Bizde gereken cevabı veriyorduk. Oğlum bak git diyorduk. Oğlum al onu münasip diyorduk. Ama o zamanlar sizin demokrasiniz defolu, insan haklarınız biraz sıkıntılı falan diyorlardı. Avrupa’da hiçbir ülkenin vatandaşı demokrasiyi korumak için kendisini tankın önüne siper etmez.” Eski AB Bakanı Egemen Bağış: “Değerli kardeşlerim gerçekten bir destan yazıyorsunuz. Bundan 1 hafta evvel Cuma gecesi tanklara bu milletin üstüne yürüdü. Üstümüze yürüyen tanklar, F16’lar ve helikopterler başka ülkelerin araçları değildi. Sizlerin vergileri ile alanına araçlardı. Ama içindekiler köpekti, soysuzdu, şerefsizdi, ahlaksızdı. Yıllarca kendini bu millete hoca diye kazıklamış bir papazın, beyinlerini yıkadıkları adamın askerleydi. Onlar Türk askeri değildi. Onlar Fetoşun askeriydi. Ama siz öyle bir destan yazdınız ki Cumhurbaşkanımız cep telefonu aracılıyla meydanları doldurun dedi. Sizler de dakikalar içinde meydanlarda oldunuz. Ben buraya Taksim’den geliyorum orası da tıklım tıklım. Değerli kardeşlerim bu millet eli öpülesi, uğrunda ölünesi bir millet. Hakikaten çok asilsiniz. O gün yaşadığım bir olayı anlatayım. Darbe gecesi buna darbe denmez, işgal gecesi ben de üzerime düşeni yapıp Avrupa’da üst düzey bürokratları aradım. Beni hepsi güzel cümleler ile oyalamaya çalıştılar. Bir tanesi bile demokrasi yanlısı bir cümle kurmadı. Ne zaman kadar biliyor musunuz taki siz meydanlara inene kadar. Sizler meydana çıktınız Obama birden demokrasi havarisi kesildi. Merkel demokrasi savunucusu oldu. Öte yandan yandan Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker demokrasi yanlısı açıklama yaptı. Siz 1 saat önce neredeydiniz. Göbeğim çatladı sizden 1 tweet alana kadar. Bir demeç alana kadar. O yüzden güç sizde o yüzden hakimiyet milletin diyoruz ” diye konuştu.


GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

9

Arnavutköy Darbeye Karşı Tek Yürek Arnavutköy Belediye Meclisi 15 Temmuz darbe girişimi sonrası olağanüstü toplandı. Belediye Meclisi darbeye karşı kayıtsız kalmayarak, darbeyi ortak bir dile ile lanetledi

15

Temmuz gecesi başlatılan darbe girişimine karşı yurdun dört bir yanından tepkiler devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla sokaklara inen binlerce Arnavutköylü, tepkilerini sürdürüyor. Arnavutköy Belediye Meclisi Darbe Girişimini Şiddetle Kınadı Arnavutköy Belediyesi Meclisi’nce açıklanan Ortak Deklarasyon’da 15 Temmuz gecesi Aziz Milletimiz darbenin karşısında durmuş ve bu kanlı darbe girişimini engellendiği belirtildi. Deklarasyon’da şöyle denildi: Bizler Arnavutköy Belediyesi Meclisi çatısı altındaki AK Parti ve MHP Gruplarına mensup ve bağımsız Meclis Üyeleri olarak Aziz Milletimizin kendisine, Milli İradeye, Devletimize ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yönelik 15 Temmuz gecesi başlatılan darbe girişimini şiddetle kınıyoruz. Ülkemizin birliği, beraberliği ve bütünlüğü hedef alan bu darbe girişimi Türk demokrasi tarihine bir kara leke olarak girmiştir. Aziz Milletimiz darbenin karşısında durmuş ve bu kanlı darbe girişimini engellemiştir. Türkiye Cumhuriyeti ve kurumlarını canı pahasına koruyan bu Aziz Millet her türlü övgü ve takdiri ziyadesiyle hak etmektedir. O gece, Türk Milletinin devletine ve Milli İradeye verdiği destek tarih boyunca unutulmayacaktır. Dünya demokrasi tarihinin şanlı bir tablosu olarak kaydedilmiştir. Herkes bilmelidir ki; bugün olduğu gibi gelecekte de milletimize, milli iradeye ve devletimize karşı her türlü girişim, karşısında milletimizin çelikten iradesini bulacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisimizdeki tüm siyasi partilerimiz ve milletimiz gibi Arnavutköy Belediye Meclisi de, darbe girişimine ortak bir tavır ve ortak bir dille karşı durmaktadır. Bu ortak tavır, milli irade ve milletimizi daha da güçlendirmiştir. Arnavutköy halkının temsilcisi olan bizler, tüm halkımız ve kurumlarımızla milli iradenin ve demokrasinin yanındayız. Milli iradeye hep birlikte sahip çıkıyoruz ve ebediyen de sahip çıkacağız. Türkiye’de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının somut delili bu ortak bildiridir. Milletimiz müsterih olsun. Bu şanlı direniş sırasında milletimizin aziz fertlerinden pek çok vatandaşımız şehit olmuştur. Darbeye direnirken şehit olan kardeşlerimizi rahmetle anıyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz, milletimizin başı sağolsun.


10

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

Demokrasi Nöbeti, Vatan nöbeti C

Arnavutköy, ellerinde Türk Bayrakları ile darbe girişimini lanetlemeye devam ediyor. Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı sabah saatlerine kadar vatandaşlarla nöbet tutuyor

umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla sokaklara inen binlerce vatandaş, sabah saatlerine kadar nöbet tutmaya devam ediyor. 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişiminin engellenmesinin ardından sokaklara dökülen milyonlarca insan darbeyi lanetlerken demokrasi nöbetini sürdürüyor. Arnavutköy Merkez Cami önünü ve Hadımköy TOKİKİPTAŞ meydanlarını dolduran binlerce vatandaş darbe girişimine karşı tek yürek oldu. Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, Ak Parti İlçe Başkanı Ercan Üner ve Belediye Meclis Üyeleri; Arnavutköy Merkez Cami önünü daha sonra Hadımköy TOKİ-KİPTAŞ Meydanlarında demokrasi nöbeti tutan binlerce vatandaşı ziyaret etti. Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı 16 Temmuz’dan bugüne hepimiz bir amaç uğruna bu alanlardayız, Darbe girişimi sonrası yaşanan olaylardan dolayı üzüntülüyüz. Ve memleketimizin böyle bir çelişkiye böyle bir kalkışmaya maruz kalması, bizleri üzüyor dedi. Başkan Baltacı konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Merhum Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi ‘Sahipsiz olan memleketin batması haktır; Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır’ bizim burada, bu meydanlarda olmamızı anlatan, özetleyen ana fikir budur. Sadece barışçıl bir amaçla ulvi bir amaç buradayız. Canı isteyenin demokrasiyi sekteye uğratacak, canı isteyen seçilmişleri meclisten çıkarak, canı isteyen ülkenin havalimanını, köprüsünü istila edecek her şeyi hak ile yeksan edecek anlayışa karşı çıktımız için buralardayız” diye konuştu. Sabah saatlerine kadar sokaklarda olan vatandaşalar, millet iradesini ortaya koyarak, demokrasisine sahip çıkıyor. Ellerinde Türk Bayrakları ile yola çıkanlar, araçları ile gelip tepkilerini koyan vatandaşalar ülkenin bir ve beraber olduğunu gösteriyor. Dualar eşliğinde devam eden demokrasi nöbeti her gün Arnavutköy Merkez Cami önünde Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı katılımıyla devam edecek.


Arnavutköy Bülteni

Binler Nöbette 15

Arnavutköy’de düzenlenen Demokrasi Nöbeti Ak Parti İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca’nın katılımıyla devam etti

Temmuz’dan bu yana düzenlenen demokrasi nöbetine binlerce Arnavutköylü vatandaş katıldı. Gündüz işinde olan vatandaşlar akşam saatlerinde ise Türk bayraklarını ellerine alarak, Arnavutköy Merkez Cami önüne koşuyor. Genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle her yaş gurubundan vatandaş, meydanları doldurarak; ülkesine, bayrağına ve demokrasisine sahip çıkmaya devam ediyor. Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı’nında her gün katladığı demokrasi nöbeti, sabahın ilk saatlerine kadar sürüyor. Binlerce vatandaşın katıldığı Demokrasi Nöbeti ‘ne milletvekilleri de katılarak, vatandaşlara eşlik ediyor.

Ülkemiz Uçurumdan Döndü Çok zor, çok kötü bir süreç geçiriyoruz. Ülkemizin uçurum kenarından kurtuluşuna hep beraber şahitlik ediyoruz diyen İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca: “15 Temmuz gecesi bir taraftan Saraçhane, diğer taraftan havaalanı ve TBMM’yi bombalayan ayrı bir güruh; başka yerler de başka saldırılar oldu. Ama Reis dedi ya ‘çıkın meydanlara’ kimse arkasına bakmadan meydanlara koştu. Kimisi yanına evladını aldı, kimi eşiyle vedalaştı, kimisi de abdest aldı meydanlara çıktı. O hainler her şeyi hesap etti ama bizim insanımızın inancını, güzelliğini ve cesaretini es geçmişti. Ama artık onlarda biliyor ve bütün dünyada biliyor” diye konuştu.

GÜNCEL

11


12

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

15 Temmuz Şehitleri İçin Mevlit

Arnavutköy Belediyesi, 15 Temmuz darbe girişiminde hayatını kaybeden vatandaşlar ve tüm şehitler için Arnavutköy Meydanı'nda mevlit okuttu

15

Temmuz'da yaşanan darbe girişiminde demokrasiyi savunma pahasına hayatını kaybeden vatandaşlar için Arnavutköy Meydan'da, Arnavutköy Belediyesi tarafından mevlit okutuldu. Arnavutköy halkının yoğun bir katılım gösterdiği akşamda şehitler için dua edildi ve Kur’an okundu. Mevlit programına Arnavutköy Belediye Başkanı Ahmet Haşim Baltacı, Arnavutköy Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu, siyasi parti temsilcileri de katıldı. Programda konuşan Arnavutköy Belediye Başkanı Ahmet Haşim Baltacı, 15 Temmuz akşamı yaşanan darbe girişiminde Türk halkının destan yazdığını söyledi. Vatandaşların darbecilere fırsat vermediğini belirten Baltacı konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi; "O gece hepimizin hatırlamak bile istemediği elim hadiseler meydana geldi. Ama vatan sevgisiyle dolu, millet aşkıyla dolu o kadar vatanperver insan var ki, kendi meclisini bombalayacak kadar vicdanı kurumuş olanlara fırsat vermedi. Bugün bu sahiplenme duygusuyla beraber sadece Arnavutköy'de değil birçok meydanda ellerinde Türk bayrakları olan vatanperver insanlar var. Allah bir daha öyle elim bir günü hiçbirimizi yaşatmasın."


Arnavutköy Bülteni

GÜNCEL

13

Milletvekilleri ile Demokrasi Nöbetine Devam

Ak Parti İstanbul Milletvekilleri Nureddin Nebati ve Harun Karaca’nın katılımlarıyla Arnavutköy’de demokrasi nöbeti devam etti

A

rnavutköy, ellerinde Türk Bayrakları ile darbe girişimini lanetlemeye devam ediyor. Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı sabah saatlerine kadar vatandaşlarla nöbet tutuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla sokaklara inen binlerce vatandaş, sabah saatlerine kadar nöbet tutmaya devam ediyor. 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişiminin engellenmesinin ardından sokaklara dökülen milyonlarca insan darbeyi lanetlerken demokrasi nöbetini sürdürüyor. BİZİM ALLAHIMIZ VAR Ak Parti İstanbul Milletvekili Nureddin Nabati “Değerli kardeşlerim 10 gün önce birileri bi hesap kitap üzerine yola çıktı. Tank verdiler, tüfek verdiler ve mermileri namluya sürdüler. Dediler ki şu Türkiye’de bir hareketlenin bakalım, yolları çıkın dediler. Hainlerin kendilerine verdikleri cesaret hapı ile yola çıktılar. Ama bilemediler tanka, tüfeğe kurşuna karşı dik duracak birilerinin olacağını. Hesap edemedikleri bir şey daha vardı. Saat 22.00 da tankalar Boğaz Köprüsü’ne gittiğinde herkes birbirine baktı önce ben yola çıkacağım dedi. Ve ardından bu ülkenin Reisicumhuru Başkomutanı Recep Tayyip Erdoğan meydanlara çıkın değin-

ce, bu ülkenin tüm vatandaşları sokaklara okaklara döküldü. Birilerinin hesabı ve planı vardı ama onlar hiçbir zaman sırtını, Allah’a h’a ve Kur-an-ı Kerim’e dayamadılar. Çünkü nkü bilmedikleri bir şey vardı. Hesapla-rın üzerinde bir hesap, planların üstünde bir plan vardı ve bu halk Za-fer Allah’tandır diyerek, meydanlara indi. Bu minarelerden hiçbir zaman ezan sesleri eksik olmayacak. Ve bu ay yıldız bayarak asla gönderlerden aşağı inmeyecek. Onlar inşaların önünde kulluk ederler. Onlar hain işbirlikçiler ile ortak çalışırlar. Biz ise sırtımızı Allah’a dayar, sadece ondan medet umarız” dedi. TARİHE DAMGA VURDUNUZ Arnavutköyümüzün yiğit insannları Allah’ın selamı bereketi üzeriinize olsun, geceniz mübarek olsun, un, demokrasi nöbetimiz hayırlı olsun n diyen Ak Parti İstanbul Milletvekilleri eri Ha-

run Karaca: “Değerli “ kardeşlerim biliyorum ki 10 gündür günd meydanlardasınız Başkomutanımız Cumhurbaşkanımız Sayın Recep T Tayyip Erdoğan Cuma Günü Gecesi milletimizi meydanlara davet ettiği ett zaman ‘Bismillah Allahuekber’ be nidalara ile her birimiz meydanlara d indik. Söz konusu vatansa s gerisi teferruattır diyen sizler, hep beraber sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan batmayacaktır anlayışıyla meydanları doldurdunuz. Büyük bir kahramanlık destanı yazıyorsunuz. Dünya’ya örnek bir davranış sergiliyorsunuz. Tarihte d her h zaman Çanakkale’deki dedelerimiz ile iftihar ettik. Ecdadımızle la her h zaman gurur duyduk. Ama bilirsiniz ki sizin çocuklarınız, sizin bilir torunlarınız torun 50 yıl sonra 100 yıl sonra sizin bu kıyamınızdan dolayı gurur duyacaklar” diye konuştu.


14

RÖPORTAJ

Arnavutköy Bülteni

Eğitimci - Yazar Yrd. Doç. Dr. Önder Bilgin

“Arnavutköy, Cumhuriyetin kuruluş öyküsünü anlatır” Her ay olduğu gibi yine bir başka sohbette “Sadakat Ahlâkı” adlı kitabın da yazarı eğitimci kişiliğiyle adından sıkça söz ettiren Yrd. Doç. Dr. Önder Bilgin ile kahve tadında söyleşimizi sizlerle paylaşıyoruz YRD. DOÇ. DR. ÖNDER BİLGİN DENİNCE AKLA “SADAKAT” GELİYOR.. ANCAK ÖNDER BİLGİN KİMDİR DİYE SORSAK CEVABINIZ NE OLURDU? Sivas, Kangal, Alacahan’da, 1971’de, doğdum. Bölgede ailemiz ‘Hocalar’ diye bilinir. Bunu söylememin bir nedeni var. Zira Osmanlı- Cumhuriyet aydını, münevveri aynı zamanda kendi bölgesinin fen ve din âlimi idi. Bizim dedelerimizde hem din bilgini hem de alanlarında çağın gerektirdiği bilimlerle uğraşan medrese âlimlerinden idi. Bu ailenin, çocuğu olarak, hayata ait ilk acı, bir o kadar da hakikat tanıklığım annemin ölümü iledir. 1977’de gerçekleşen bu trajik- reel durum, kardeşlerimle birlikte eğitim hayatımızın şeklini de belirledi. Çocukluğuma ilişkin diğer hatırladıklarım bahsi değerdir ve ancak bunun yanında kısmî bir hüküm ifade eder. Yıllar sonra fark ettim ki, sıkı bir eğitim ve disiplin insanın çağdaşlarıyla arasında farklılık oluşturuyor. Bu farklılığın hayatımı her zaman olumluya tahvil ettiğini ise asla söyleyemem. Gittikçe ortaya çıkan çocuksu, kırılgan ve aynı zamanda daha da titizlenen hayat anlayışıma bu dünyada katlanabilecek insan sayısının gittikçe azaldığından ben bile şüphe etmiyorum. İlk ve ortaokulu yukarıda söylediğim nedenle Hafik YİBO’da okudum. Orada mücadeleyi, ayakta kalmayı, ilkeli bir hayatın sıradan bir hayata tercih edilebilecek zor bir süreç olduğunu öğrendim. Öğretmenlerim, arkadaşlarım amca çocuklarım ve ağabeylerimin her birinin ayrı ayrı tesirleri zihin ve gönül dünyamın oluşması ve gelişmesine katkı sağladı. Okul kütüphanesindeki hemen bütün kitapla-

rı okudum. Burada şiiri sevdim, gazel, hoyrat ve türkü okudum, âşık oldum. 1980 ihtilalı kısmen beni de etkiledi. Sivas Kongre Lisesi’nde okurken milli ve dini meselelere ilgi duymaya başladım. Bu yıllar aynı zamanda düşünce dünyamın netleşmeye başladığı, kavgalarımın ve sevdalarımın hedeflerinin somutlaştığı yıllardı. Türkiye’de milli ve muhafazakâr düşüncenin ürettiği hemen her türlü yayını okuyarak hayatı ‘sağ’ ve milli perspektiften anlamaya ve yorumlamaya çalıştım. Bu yorumlamalar sığ ve başkasının tercihleri idi. ‘sorgulanmamış bir hayatı yaşamaya değer bulmayan’ bir yanım vardı. Bu sorgulamalar en ‘teolojik’ ve en ‘teleolojik’ sorunlara ilişkindi. Üniversite tercihim sırasında ailemin özellikle dedemin ciddi ve belirleyici bir yönlendirmesi sonucu kendimi Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde buldum. Bu tercih daha sonraları aslında yukarıdaki sorunlarla boğuşmam için çok ciddi bir eğitim almamın kapılarını açmış oldu. Millet ve insan hayatı için vazgeçilmez şeylerden birinin hiç şüphesiz eğitim olduğuna inanırım. Yani milletler gibi insanların da hedeflerine uygun eğitim almaları başarılı ve huzurlu olmaları için vazgeçilmezdir. Amaçlarına uygun eğitim alamayan millet fertlerinin enerji ve emek kaybı yaşadıklarını görmek bunca yıllık akademik hayatımın en acı şahitliklerindendir. Bu yıllarda üniversite içinde ve dışında sivil inisiyatifler içerisinde aktif görev ve sorumluluklar aldım. Bugün geriye dönüp baktığımda pişmanlık duyacağım ciddi hatalar yapmadığımı, dönemin yöneticilerinin aldığı ve beğenmediğimiz ka-

rarlarından demokratik yol ve yöntemlerle vazgeçirebildiğimizi hatırlıyorum. Bu yıllar Türkiye’de çeşitli sosyal ve dini düşüncelerin daha liberal bir zeminde oluşmaya başladığı yıllardı. Dünyanın küresel bir köye dönüştüğü ve ülkenin geldiği noktayı da göz önünde bulundurarak söyleyebilirim ki; iletişim teknolojilerine rağmen daha derinlikli bir akademik eğitim aldığımız gibi ülke meselelerini de ıskalamayan bir üniversite öğrenciliği geçirmeyi başarabilmişim. Hayatımın önemli dönüm noktalarından biri elim ve meçhul bir trafik kazasında kaybettiğimiz merhum hocam Prof. Dr. Şaban Kuzgun’un beni Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesine Felsefe Tarihi asistanı olarak alması ile başladı. Bu aşamadan sonra artık dönülmez bir biçimde felsefeye ve hayata ait sorunları akademi içerisinde görmeye başladım. Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı Dinler Tarihi Bilim Dalında Yüksek lisans yaptım. 28 Şubat sürecinde YÖK tarafından uygulamaya sokulan Türkiye’de İlahiyat fakülteleri açısından hedeflenmeyen ama olumlu bir uygulaması olarak 35. Madde ile kadromuz geçici olarak Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüne aktarıldı. Burada yeniden Felsefe Tarihi alanında ‘Bilimsel Hazırlık’ okudum. Daha sonra da doktoraya başladım. İşte bu aşamada ahlâk sorunları ve Amerikan felsefesi üzerine yaptığımız ve 2008 yılında tamamladığımız ‘Josiah Royce’un Ahlâk Anlayışı’ adlı doktora tezinde, sadakatin merkezî bir ahlâk ilkesi olduğunu, sadakatin insanı ve toplumu huzura kavuşturabileceğini ileri sürmüş idik. Halen Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Felsefe Tarihi ABD’nda öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Lisans eğitiminde ‘İlkçağ’da Felsefe, Ortaçağ ve Rönesans’ta Felsefe, Türkiye’de Felsefe Çalışmaları, Felsefe Tarihi, 19. Yüzyılda Felsefe’ dersleri veriyorum. Yüksek lisansta ise ‘Mitoloji ve Felsefe, Felsefede Tanrı Sorunu, Ahlâk Felsefesi Tarihi ve Problemleri’ gibi derslerle hem kendimi hem de öğrencilerimi canlı tutmaya çalışıyorum. Zira yeni şeyler öğrenmeyen insan yaşamıyor demektir. 1991 yılında tanıdığım okul ve hayat arkadaşım ile evliyim. Gökçen, İlayda ve Gökalp adlarında üç çocuğumuz var. Üniversitede akademik ve idari görevler yanında çeşitli akademik dergilerde makalelerim ve doktora tezim ‘Sadakat Ahlâkı’ adı ile yayımlandı. İLAHİYAT FAKÜLTESİ’NDEN SONRA, FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ’Nİ SEÇMENİZİN ÖZEL BİR NEDENİ VAR MIYDI? Ben İmam Hatip Lisesi mezunu değilim. Ama yukarıda da kısmen ifade ettiğim gibi, İlahiyattan önce Felsefe ve din alanını seçmiştim. Çünkü derdim vardı, derman arıyordum. İlahiyattan sonra da bu ilgimi ancak Felsefe ve Din bilimleri karşılayabilirdi.


Arnavutköy Bülteni ÖZGÜRLÜK, BİREYSELLİK TALEPLERİNİN ARTTIĞI BİR ÇAĞDA “SADAKAT” ÜZERİNE ÇALIŞMALAR YAPMANIZIN NEDENİNİ MERAK EDİYORUZ. Sadakat üzerine ilgim doktora tez aşamasında ortaya çıktı. Esasen 2000‘li yılların başında Türkiye’de ortaya çıkan terör ve kaos ortamından bir çıkış yolu ararken, bunun sadece sosyal bir mesele değil, aynı zamanda ahlakî bir sorun olduğunu fark etmiştim. Sadakat Polonya asıllı bir Amerikalı olan Josiah Royce (1855-1916)’un meşhur kitabı Sadakat Felsefesi’nde (The Philosophy of Loyalty) hiçbir müştereki olmayan ve o yıllarda başlayıp 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde de artarak devam eden Büyük göç dalgaları dolayısıyla Yeni Amerika’nın oluşma aşamasında farklı dillerden, dinlerden, coğrafyalardan, milletlerden, mezheplerden, etnisitelerden, ekonomik ve sosyal katmanlardan göçler yoluyla oluşan topluluğu nasıl olupta ortak bir coğrafyada aynı hedeflere yönelmiş bir devlet içerisinde her bakımdan güçlü yapabileceğine ilişkin bir yorum olarak ortaya çıkmıştı. Bu dönem Amerikası için sadakat bir ‘eritme potası’ (melting pot) olarak büyük bir fonksiyon icra etti. Yani bütün farklılıklara rağmen Büyük Amerika’yı ancak sadakatle yaratmak mümkündü. Bu sadakate ilgimin sosyal ve siyasal yönünü başlatan ve besleyen pratik yanıdır. Sadakate ilgimin bir diğer yönü ise bir ahlâk felsefesi problemi olarak teoriktir ve bunu daha çok akademik ortamlarda tartışıyoruz. Nihayet üçüncü olarak insanlık ve dinler tarihinin bütün büyük olayları sanki sadakat destanı gibi gelir bana. Hz. İbrahim- İsmail, Hz. Ebu Bekir- Hz. Peygamber, Aslı- Kerem, Leyla-Mecnûn Vd. sadakat olmadan açıklanamazmış gibi gelir. İşte meseleye ilgimi hem teorik, hem pratik, hem de pragmatik nedenlerle canlı tutuyorum. Aslında sadakat insanlığın ortak anlam ve değer arayışının bir çabası olarak ortaya çıkan eski ya da yeni kavramlara yeni anlamlar yükleyerek sorun çözme çabamın da bir parçası olarak değerlendirilebilir. PEKİ SİZE GÖRE SADAKAT ALGISI NEDİR? Sadakatin modern insan tarafından alımlanışında ciddi bir sapma ve kayma olduğunu söyleyebilirim. Bu onun uygulanışından ve yan anlamlarının sadakat gibi anlaşılmasından kaynaklanıyor kanaatindeyim. Zira sadakat ile vefâ, vefâ ile itaat, itaat ile sebat, sebat ile bağlanma, bağlanma ile adanma arasındaki farkı gösteremeyenler bütün bunların hepsini sadakat ile ifade etmeye çalışıyorlar. Oysa sadakat özgür bir tercihte bulunmaktır. İradenin bir seçimi ve onu hayata aktarmaktır. Yani bizzat eylem alanına dökmek artık her ne pahasına olursa olsun bu seçimden dönmemektir. Ama sadakatin yanlış ünü onu köle ruhlu insanın davranışı şeklinde göstermektedir. Bugün sadık insan arayanlar aslında sadakatin sağlam bir muhakeme ve iman sürecini görmezden gelerek kendisine köle olacak insan aramaktadırlar. Bu sadakat değildir, itaattir. İtaat zorunlu adanma, iradesini kullanamama, tercihte bulunamama halidir. Komutan er ilişkisinde irade ve tercih yoktur. Olması da gerekmez. İtaat zorunlu belki de bazı durumlarda gönüllü bir adanmadır. Zaten bu ilişki bir ahlak ilişkisi de değildir. Bu ilişkinin sadakatin yukarıda tescillenmiş haliyle bir alakası olmadığını görmek için Hz. Peygamberin İsra- Miraçtan sonra kendisine Hz. Ebu Bekir’in ‘o ne söylüyorsa doğrudur.’ Tavrını, o dimdik ve sarsılmaz duruşunu, insan- insan ilişkisinin merkez noktası olarak göstermiştir. Bu o anda gelişen bir süreç değil, uzun bir değerlendirme, sorgulama, hidayet ve iman sürecidir. Bu serüveni yani sadık olan Hz. Ebu Bekir’i ve sadakat gösterilen Hz. Peygamberi ve onun mesajını modern insanın Facebook okumaları ile anlaması pek mümkün görünmüyor. Onun bu terime eski anlamını kazandırması için başka bir

Kitabı daha okuması gerekiyor. MESELA “ANGUT” DENİNCE AKLA “APTAL” GELİR AMA GERÇEKTE ANGUT’UN BİR KUŞ OLDUĞUNU VE “SADAKAT’IN SEMBOLÜ OLDUĞUNU ÇOK AZ İNSAN BİLİYOR.. BU KONUDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? Angut’ ölen eşinin başında bekleyen kuşun aval aval bakışını ifade için söylenir. Sadakatin yozlaşan anlamlarından birinin kaynağı işte bu angutluk durumudur. Sadakat ölen eşe değil, yaşayan eşe yapılmalıdır. İkinci olarak sadakat aktif bir yeni durum ve pozisyon alma sürecidir. Angutluk aktifliği de sadakati de öldürür. Sadakat yeni duruma intikal ve intibakta merkez bir ilke ve karar alma sürecidir. Süreklilik, kararlılık, cesaret ve yeni hedef belirleyerek insan bu ataletten kurtulabilir. Eğer Angut’un tek eşliliği ve ölene kadar evlenmeme durumu kastediliyorsa, anlam daralmasına rağmen ‘hoş’ bir şey olarak değerlendirebilirim. SADAKAT TERİMİNİN İÇİNİN BOŞALTILDIĞINI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ? Sadakat ‘bir şeye, her zaman, her yerde, her koşulda, en çok, en iyi ve en uzun bağlamak demektir. Ölüye sadakat, sadakatin boşalan anlamlarındandır. Dirisine sadakat göstermemişseniz ölü sizden kurtulduğu için mesuttur. Bu haliyle siz zaten sadakat iddiasında olamazsınız. Ben iyimser bir insanım. Her çağın ve milletin bağlılık merkezleri değişebilir ama sadakat baki kalır. Şairin ‘ölür ise ten ölür/ canlar ölesi değil dediği gibi içi boşalan; sadakat değil, onun muhatabı olan, anlam ve değer yüklü olması gereken insanın zembereğidir. “SADIK VE SADAKAT ARASINDAKİ İLİŞKİ NASIL AÇIKLANABİLİR? Sadık sadakatin öznesidir. Köpekler de sadıktır. Ancak insan bir ilkeye, ülküye, ülkeye, ideale, vd. sadakat besler. Kendisini besleyene değil! Sadakat ahlâkın öznesi, muhatabı ve eşref-i mahlûkat olan insanın özgür bir seçimle bağlandığı ilkedir. Sadık, insanın insanlaşma sürecinde dinin ve ahlakın rehberliğini akıl ile iradî bir seçimle uygular. Yani sadık insan özgürdür, aktiftir, daha yüce değerlerle donanmıştır. Sadakatinin amacı bir başka dünyayı da kapsar. Oysa sadece bu dünya için gösterilen sadakatin değeri her hangi bir canlının içgüdüsel olarak yaptığı davranışlar kadardır.

RÖPORTAJ

15

SADAKAT VE VEFA KAVRAMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİYİ ANLATIR MISINIZ? Vefâ tek başına anlamlı değildir. ‘ Söze bağlı kalmak ahde vefâ’ , ‘Hukukî sözleşmeye bağlı kalmak ise akde vefâdır.’ Yani vefâ kendini uygulamada gösterir. Yani vefâ bil -kuvve (potansiyel) bir haldir. Oysa sadakat tezahürlerde, yansımalarda, uygulamalarda, iman ve bilgi süreçlerinde kendini gösterir. Yani sadakat insan eylemlerinin tefekkür, iman, ahlak ve eylem alanlarında bil- fiil (aktif) sapasağlam bir duruş ve tavır halidir. SADAKAT, YAYIN ORGANLARINA DA OLMALI DEMİŞTİNİZ BİR SOHBETİNİZDE KİTABA, GAZETEYE, DERGİYE… BUNLARA SADAKAT KALDI MI? Evet, geleneğin bir anlamı da sünnettir. Sünnete devamla esasen peygamberî bir tutum almak murad edilir. Benim yayına sadakat konusunda ısrarımın modern dünyaya eklemlenememe ile bir ilgisi var. Ama diğer taraftan e- kitap, e- dergi, e- gazete, e-mail, e- ortam, e- devlet gibi muhatabı sanal olan bir dünyayı benimseyememiş olmamdan da kaynaklanıyor. Biz eski dostlarımıza, düşmanlarımıza olduğu gibi sadık kalmalıyız! TÜRKİYE’DE FELSEFE, SİZCE HAKETTİĞİ YERDE Mİ? Bu sorun sadece bizde değil dünyada da tartışılıyor. İnsanımızın felsefe eğitimi, soyut düşünme, felsefî bilgi ve somut olmayana ilgisinin gittikçe arttığını görmekten memnunuz. Bu ilgi artmaya devam ediyor. ARNAVUTKÖY İLÇESİ, ARNAVUTKÖY BELEDİYESİ VE ETKİNLİKLERİ İÇİN NELER SÖYLEYEBİLİR SİNİZ? Arnavutköy, Cumhuriyetin kuruluş öyküsünü anlatır sanki. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunda gösterilen derin feraset ve feragatin adıdır Arnavutköy. Çalışmalarınızda kolaylık ve başarılar dilerim. SON OLARAK EKLEMEK İSTEDİKLERİNİZ? Biz bu ülkede sadakat anlatırken 15 Temmuzda ülkeye, Türk milletinin iradesine, parlamentosuna, Cumhurbaşkanına ve demokrasisine bir büyük ihanet yapıldı. Biz sadakati düşlerken, yazarken, anlatırken, ihaneti anlatmadık. Kısmetse bunu da Arnavutköy’de konuşuruz.


16

DİNİ BİLGİLER

Arnavutköy Bülteni

ATEŞTEN GÖMLEK Hz. Aişe (r.a.), Allah Rasulü (s.a.s.)’nün şöyle buyurduğunu nakletti: “Allah’ım! Kim ümmetimin işiyle ilgili bir göreve gelir de onlara zorluk çıkarırsa, sen de ona zorluk çıkar. Kim de ümmetimin işiyle ilgili bir göreve gelir de yumuşak davranırsa, sen de ona yumuşak davran.” (Müslim, İmâre, 19.) Bu hadis, Hz. Aişe’ye bir şey sormak için gelen tabiundan Abdurrahman b. Şimâse (ö. 90) tarafından nakledilmiştir. Aralarında geçen diyalogda Hz. Aişe ona nereli olduğunu sormuş, Mısırlı olduğunu söyleyen Abdurrahman’a, “Bu savaşta emiriniz (Muaviye b. Hudeyc) (ö.52) nasıl?” diye sorunca Abdurrahman, “Ondan bir kötülük görmedik. Birimizin devesi ölse deve verir. Kölesi ölse köle verir. Nafakaya ihtiyacı olsa nafaka verir,” şeklinde karşılık vermiştir. Bunun üzerine Hz. Aişe, “(Muaviye b. Hudeyc’in) kardeşim Muhammed b. Ebubekr’e yaptığı, beni, bunu söylemekten menetmez” diyerek yukarıdaki hadisi nakletmiştir. (Müslim, İmâre, 19; İbnu’l-Esir, Üsdü’l-Gâbe, 5/206-7.) Muaviye b.Hudeyc’in, Amr b. el-Âs’ın emriyle Hz. Aişe’nin kardeşi Muhammed b. Ebubekr’i öldürdüğü kaynaklarda zikredilmektedir. (Üsdü’l-Gâbe, 5/206.) Müslim’in Sahih’inde, bu hadisin arkasından, “hepiniz çobansınız” hadisi yer almakta, “emirin (yöneticinin), insanlar üzerine çoban olduğu ve halkından sorumlu olduğu” bildirilmektedir. (Müslim, İmâre, 20.) Yöneticilik, toplumsal hayatta üstlenilen en büyük sorumluluktur. Yerine göre, yüzlerce, binlerce, hatta milyonlarca kişi adına karar veren insanların taşıdıkları mesuliyetin ağırlığı, bunun nihai hesabını Allah’a vereceklerine inanan müminler için büyük bir yüktür. Hakkını verebilenler için binlerce hayır dua ve ebedî mutluluk vesilesi olan bu görev, kendi çıkar ve ihtirasları uğruna halkına zulmedenler için, giyeni her iki dünyada da yakıp kavuracak ateşten bir gömlektir. Bunun bilincinde olan birçok İslam büyüğü geçmişte kendilerine tevcih edilen görevlerden ısrarla kaçınmışlar, hatta bu uğurda hapsi ve ölümü bile göze almışlardır. Kur’an-ı Kerim’de, müminlere belirli bir yönetim biçimi öngörülmemiş olmakla beraber, iyi bir yönetimin nasıl olacağıyla ilgili ilkeler verilmiştir. Bunların başında ehliyet ve liyakat ilkesi vardır. İkincisi adalettir. Cenab-ı Hak, “Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder.” (Nisâ,58.) buyurmaktadır. Adaleti emreden ve zulmü kötüleyen birçok ayet, (Bakara, 188; Nisâ,10; Maide, 8, 42; Enam, 152; Nahl, 90; Sad, 26.) âdil bir yönetim ilkesinin çok önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu önemi idrak eden atalarımız, “Devlet küfür ile payidar olsa da zulüm ile payidar olmaz” demişlerdir. İyi yönetimin diğer bir ilkesi günümüzün deyimiyle katılımcılıktır. Bu da seçimle olur. Yöneticiler ilâhî bir lütufla gelmeyeceğine göre insanların kendi yöneticilerini seçmeleri en uygun yöntemdir. Nitekim Allah Ra-

Topluma hizmetin organize biçimi olan devlet mekanizmasının iyi işleyişiyle sorumlu olan yöneticiler, içinden çıktıkları topluma yabancılaşarak birer zorba haline gelirlerse, “ahkemu’lhâkimîn” olan Yüce Yöneticinin huzuruna, sorumlu oldukları kişilerin vebalini üstlenmiş olarak çıkacaklardır. sulü, İslam’a davet ettiği insanlardan, kendisini destekleyeceklerine dair söz (biat) almış ve onların desteğiyle toplumun lideri olmuştur. Bu yüzden, Allah’ın, kendisini elçi olarak gönderdiğini defalarca söylediği halde, hiçbir zaman, onlar üzerine yönetici olarak gönderildiğini beyan etmemiştir. İnananların desteği onu, toplumun doğal lideri ve yöneticisi yapmıştır. Kendisinden sonra gelen ilk dört yönetici de, toplumun çoğunluğunun biatiyle yani onayı ile başa geçmişlerdir. Daha sonra halife olarak anılan bu yöneticilerin arkasından, silahlı güçlerini kullanarak başa geçen ve yönetimi bir hanedan mirasına dönüştüren idareciler, toplum üzerinde manevi nüfuz oluşturmak için “halifelik” gibi bir unvanı da kullanmışlardır. Bilindiği üzere İslam dininde “halifelik” diye bir yönetim biçimi olmadığı gibi, Kur’an ve sünnetten kaynaklanan böyle bir kurum da yoktur. Allah Rasulü’nün vefatından sonra başa geçen ilk yöneticilere “halifetü Rasulillah” (Allah Rasulü’nün halefi/ ardılı) denmesinden kaynaklanan bu kullanım, sonradan özel bir anlam kazanmaya başlamıştır. Hicri 1. asrın ilk yarısında daha çok, “emiru’l-müminin, imamu’lmüminin” (müminlerin emiri/yöneticisi/ önderi) hitabına muhatap olan idareciler, “halife” kullanımının giderek yaygınlık kazanmasından sonra Hz. Peygamber’in manevi halefliğine de aday olduklarını imâ eden bu unvanı bazen toplum üzerinde bir otorite aracı olarak kullanmışlar, bazıları daha da ileri giderek, “Allah’ın yeryüzündeki gölgesi” gibi nitelemelerle hâkimiyetlerine ilahî bir unsur katma-

ya çalışmışlardır. Halbuki Hz. Peygamber’in vefatından sonra başa geçen yöneticiler, onun peygamberlik görevinin değil, yönetim görevinin halefi olmuşlardır. Peygamberlik görevinin kendisiyle son bulduğu Hz. Muhammed (s.a.s.)’in elçilik görevine halef olmak doğal olarak mümkün değildir. İlk halifeler de zaten böyle bir iddiada bulunmamışlardır. Allah Rasulü, manevi mirası olan İslam Dinini ise bütün bir ümmete bırakmış ve onlardan bu mirasa layıkıyla sahip çıkmalarını istemiştir. İyi bir yönetimin vazgeçilmez unsurlarından birisi de meşverettir. Serahsî’nin (ö. 490), “akılların birbirine aşılanması” (el-meşveretu telkîhu’lukûl) (Usûl, 2/94.) olarak tanımladığı meşveret, bugünün ifadesiyle görüş alışverişinde bulunmaktır. Bu da yönetenlerle yönetilenlerin birbirlerine yakın olmalarını, ya doğrudan ya da dolaylı yoldan görüş ve önerilerini paylaşmalarını gerekli kılar. Demokratik bir yönetimin esası da budur. Hemen her konunun uzmanlık gerektirdiği günümüzde, ehil olanı istihdam etmek ve iyi bilenle istişare etmek başarılı bir yönetimin ön şartıdır. Cenab-ı Hak elçisine, çevresindekilerle istişare etmesini emretmekte (Âl-i İmran, 159.) müminlerin işlerinin de kendi aralarında istişare ile olduğunu bildirmektedir. (Şûrâ, 38.) Peygamberi meşveretle emrolunan bir dinde, kerametleri kendilerinden menkul, her söyledikleri hikmet, her yaptıkları isabet kabul edilen kimselere yer olmadığı açıktır. İster dinî, ister siyasi hangi alanda olursa olsun, akıllarını başkalarına rehin veren insanların, akıl nimetini kötü kullanmaktan hesaba çekileceklerinde şüphe yoktur. Başkalarının komutlarıyla hareket edip kendi iradelerini kullanmayan, söz ve eylemlerinin arkasında duramayan kişilerin şahsiyetli mümin oldukları da söylenemez. Burada yorumunu yaptığımız hadis, her kademedeki yöneticinin toplumuna hizmet etmek, onlara yumuşak davranmak ve işlerini kolaylaştırmakla yükümlü olduğunu bildirmektedir. Sevgili Peygamberimiz’in buyurduğu gibi, bu kolaylığı sağlayanların öbür dünyadaki işleri de kolay olacaktır. Topluma hizmetin organize biçimi olan devlet mekanizmasının iyi işleyişiyle sorumlu olan yöneticiler, içinden çıktıkları topluma yabancılaşarak birer zorba haline gelirlerse, “ahkemu’lhâkimîn” (Tîn, 8.) olan Yüce Yöneticinin huzuruna, sorumlu oldukları kişilerin vebalini üstlenmiş olarak çıkacaklardır. Prof. Dr. I. Hakki Ünal (Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi)’nın Diyanet İşleri “40 Hadis 40 Yorum” kitabından alınmıştır.


Arnavutköy Bülteni

GÜNCEL

17

Boğulmalara Karşı Dikkat! Arnavutköy sınırları içerisinde yer alan Karaburun sahilinde boğulmaları önlemek için vatandaşlar uyarıldı

K

aradeniz sahillerindeki plajlarda, alınan tüm önlemlere rağmen boğulma olaylarının nedenlerinin başında rip akıntıları ve vatandaşların kontrolsüz bölgelerde yüzmeleri geliyor. Yaz aylarının gelmesiyle artan sıcaklarda serinlemek isteyen vatandaşlar ilçemizde bulunan Karaburun ve Yeniköy sahillerini tercih ediyor. Ramazan ayının bitmesiyle yeniden yoğunluk yaşanan sahillerde vatandaşların dikkatli olması gerekiyor. Yetkililer, vatandaşları; Aşırı rüzgârlı havalarda oluşan büyük dalgalara, rip akıntısına ve kontrolsüz bölgelerde yüzmelerine karşı uyarıyor. Yetkililer; Karaburun sahil şeridi boyunca konuşlanan cankurtaran ekiplerine, uyarı levhalarına ve denize gerdirilen şamandıralara vatandaşların uyması gerektiğini vurguluyor. Dalgalı denizde yüzmenin tehlikeli olduğunu belirten yetkililer, Karadeniz sahillerinde rüzgârlı havalarda oluşan rip akıntısına karşı vatandaşların dikkat etmeleri gerektekini söylüyor. Yetkililer Uyarıyor! Arnavutköy’ün 4 km lik sahil şeridinde görev yapan 44 cankurtaran, haftanın 7 günü hizmet veriyor. Sabah 09.30 da başlayan mesaileri akşam 20.30 a kadar devam ediyor. Hafta sonları 100 bin insana hizmet eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait cankurtaranlar, boğulma anında 30 saniye gibi kısa sürede olaya müdahale edip, 1 dakika gibi bir zaman diliminde de ambulansa sevk ediyorlar. 3 adet jetskı, 2 adet atv, 1 quad de ski ve 1 adet bot bünyesinde bulunduran Karaburun Cankurtaran Merkezi, her mendirek arasında 2 cankurtaran bulunduruyor. Karaburun Cankurtaran Merkezi yetkilerinin yaptığı açıklamaya göre; boğulmaların çoğu liman bölgesi ve yasaklı bölgelerde gerçekleşiyor. Vatandaşların yasaklı bölgelerde yüzmemeleri, rip akıntısının olduğu yerlerden uzak durmaları ve rüzgarlı havalarda açılmamaları konusunda uyarılıyor. Kontrollü bölgelerde yüzen vatandaşlar

sorun yaşadıkları zaman anında müdahale ediliyor. Rip Akıntısı Nedir Kıyıya ulaşan dalgaların etkisine tepki nedeniyle oluşur. Kıyıya ulaşan suların tekrar denize dönmeleri sırasında meydana gelir. Pek çok plajda bu oluşum bazı bölgelerde kıyıya dik bir şekilde meydana gelir.

bilecek rip akıntısına yakalananların paniğe kapılmamalarını, sahile doğru değil sahile paralel olarak yüzülmesi gerektiği, rip akıntısının bulunduğu alandan ancak bu şekilde çıkılabileceği uyarısında bulunuyor.

Rip akıntısı ancak yüksekten bakıldığında dikkatli gözle anlaşılır. Bu bölgede suyun rengi çevresindeki su rengine oranla daha koyudur. Bu bölgede derinlik artar. Yüzey çevresi, denizin yüzeyine göre daha kırışıktır. Sabit, aniden oluşan ve gizli olmak üzere değişik türleri bulunan rip akıntılarında sahile gelen dalga geri dönerken çık hızlı bir şekilde hareket ettiğinden, çok iyi yüzme bilen kişi bile bu akıntıya karşı koyamaz. Uzmanlar dize kadar gelen sığ suda bile aniden oluşa-

ARGEM Tercih Günleri TEOG

Arnavutköy Belediyesi’nin organizasyonuyla gerçekleştirilen ‘Tercih Danışma Merkezi’nde, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) sınavlarına giren öğrencilere, uzman eğitimciler eşliğinde ücretsiz olarak danışma hizmeti sağlanıyor

sınavına giren öğrencilerin istedikleri okulları doğru tercih yapabilmesi için ARGEM tarafından tercih günleri düzenleniyor. ARGEM tarafından düzenlenen tercih günlerinde rehber öğretmenler tarafından 420 öğrenciye ücretsiz danışmanlık hizmeti verildi. ARGEM Merkez ve KİPTAŞ ARGEM’de kurulan Tercih Danışma Merkezlerinde bulunan uzman eğitmenler, sınava giren öğrencilerin daha sağlıklı bir biçimde tercih yapmalarına destek oluyor. Yerleştirme işlemleri için tercihler 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren 25 Temmuz 2016 saat 17:00’ye kadar http://e-okul.meb.gov.tr adresinden yapılabilecektir. Yerleştirme işlemleri için yapılan tercihler http://eokul.meb. gov.tr adresinden bireysel olarak yapılabilecektir. Tercih yapabilmek için, açılan tercih işlemleri ekranındaki «TERCİH YAPMAK İSTİYORUM» butonu seçilecektir. Tercihler mutlaka herhangi bir okul müdürlüğüne gidilerek elektronik ortamda onaylatılacaktır. Onaylanan tercih formunun iki nüsha çıktısı alınarak okul müdürlüğü yetkilisi ile veli tarafından imzalanacak; bir nüshası okulda saklanacak ve diğer nüshası veliye verilecektir. Onaylama işlemi tamamlandıktan sonra herhangi bir düzeltme yapılamayacaktır. Onaylama işlemi yapıldığı anda öğrencinin tercih işlemleri tamamlanmış olacaktır. Öğrenciler yerleştirme işlemleri için en fazla 25 okul tercihinde bulunabilecektir.


18

SPOR

Arnavutköy Bülteni

Yaz Spor Okulunda, Değerler Eğitimi Verilmeye Başlandı Arnavutköy Belediyesi tarafından düzenlenen Yaz Spor Okulu kapsamında öğrencilere değerler eğitimi veriliyor

A

rnavutköy Belediyesi Yaz Spor Okulu kapsamında verilen "Değerler eğitimi" ile çocuklar kişisel gelişimlerini tamamlıyor. Spor saatleri dışından verilen değerler eğitimi ile çocuklar sorumluluk sahibi, özgüvenli, bilinçli ve güzel ahlaklı bireyler olarak yetişiyor. Spor branşlarında ki eğitimlerini tamamlayan öğrenciler öğle saatlerinde değerler eğitimine katılıyor. ARGEM Şubelerinden gelen rehber öğretmenlerden eğitim alan öğrenciler, spor eğitimlerinin yanında ahlaki eğitimler alma fırsatı buluyor. Günlük spor eğitimini tamamlayan öğrenciler Hadımköy Spor Salonu, Arnavutköy Spor Salonu ve Vadipark Spor Tesisleri’nde değer eğitimini yaz spor okulu bitene kadar almaya devam edecek. Spor branşlarında ki sayına göre eğitim alan öğrenciler İyilik, adalet, hoşgörü, tevazu, yardımseverlik, sabır, dayanışma, doğruluk, saygı-sevgi, empati, çalışkanlık, sorumluluk ve alçakgönüllülük gibi eğitimler alan öğrenciler kişisel gelişimlerini en güzel şekilde tamamlama fırsatı buluyorlar. Arnavutköy Spor Salonu’nda gerçekleştirilen Değerler Eğitiminin bu haftaki konusu sabır, dayanışma ve yardımlaşma oldu. SABIRLI OLMAK ÜSTÜN BİR MEZİYET ARGEM Rehber Öğretmenlerinden Esma Çağlar sabır konusunda şunlara değindi: “Sabır, lügate acıya, üzüntüye ve sıkıntıya katlanma, başa gelen bela ve musibetlere dayanma, nefsi kötülüklerden uzaklaştırmaya çalışma gibi manalara gelir. Dinimizde, sabırlı olmak, üstün bir meziyet olarak kabul ve hatta emredilir. Başa gelen her türlü musibete karşı alçak gönüllülük gösterip, Allah’a sığınmak, hemen isyan ve itaatsizlikte bulunmamak yüce Rabbimizin hoşuna gider. Bir Ayet-i Kerimede “Şüphesiz ki Allah sabredenlerle beraberdir.” buyurulmuştur. Sabırsızlık ruhun zayıflığından, imanın güçsüzlüğünden kaynaklanır. Halbuki sabrın sonunda selamet ve saadet bulunur. Sabır her hususta övüldüğü halde, haksızlık, karşısında gösterilirse, günah olur. Çünkü Müslüman, dinine ve imanına karşı yapılan saldırılara karşı sabırsız davranacaktır. En azından bunlara kalbiyle buğzederek, eliyle ve diliyle düzeltebiliyorsa hemen düzeltecektir. Sabır felaketin ilk anında gösterilmelidir. İlk acı ve sıkıntı gittikten sonra sabretmek o kadar önemli değildir. İnsan belaya sabrettiği gibi nimete karşı da sabır göstermeli, açgözlü olmamalıdır.” ARGEM Öğretmenlerinden Nuriye Can ise Dayanışma konusunda bilgi verdi. Can: “ Dayanışma bir topluluğu oluşturanların duygu, düşünce ve ortak çıkarlarda birbirlerine karşılıklı bağlanması demektir. Toplumsal dayanışma ise toplumun kurum ve kuruluşlarıyla ortak değerlerde birleşmesi ve birlikte hareket etmesidir. "BİR ELİN NESİ VAR, İKİ ELİN SESİ VAR.", "BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR." Birlik ve beraberlik içinde olan toplum kendi kendini yönetir, dışarıdan müdahalelere izin vermez. Karşılaşılan sorunlar daha çabuk çözülür ve gelişmek için gerekli şartlar kolayca aşılır. Ülkemizin dünya ülkeleri arasında önemli bir yere gelmesi için, toplum olarak dayanışma içinde olmalıyız” dedi. YARDIMLAŞMA, TOPLUMSAL DEĞERDİR Gülşen Cüher ise Yardımlaşma konusunu öğrencilere anlattı Cüher: “Yardımlaşma ve yardımseverlik, önemli ve yaygın bir toplumsal değerdir. Toplumsal hayatta karşılaşılan ve çözümünde zorlanılan problemler, yardımlaşma yoluyla kolaylıkla çözülür. İnsanlar çok farklı konularda birilerine yardım edebilirler. Yardım ilişkisinde taraflardan birisini yardımsever, diğer tarafı ise yardıma muhtaç kesim oluşturur” diye konuştu.


Arnavutköy Bülteni

SPOR

19

6 sporcumuz milli takım kampına davet edildi Arnavutköy Belediyesi Halter takımı sporcuları milli takım kampına çağrıldı

Ö

nümüzdeki aylarda Polonya da yapılacak olan U15 / U-17 Avrupa şampiyonasına hazırlanan Türkiye halter milli takımına Arnavutköy Belediyesi halter takımından 5 sporcu davet edildi. Son zamanlarda dopingle mücadele konusunda oldukça radikal kararlar alan halter federasyonu u-15 ve u-17 grubunda yarışan sporcuları yakın takibe almıştı. Halter camiasında dopingle savaşması ve dopinge karşı sert tavırları ile dikkat çeken Dilek Selçuk hocamızın son şampiyonalarda alınan başarılar sayesinde milli takım kampına çağrılan sporcularımın hemen hemen hepsinin ilk üç dereceye girme şansı var diyerek umut verdi. Arnavutköy Belediyesi Halter takımı hocası Dilek Selçuk, Kürşat Yıldırım, Ayşe Doğan, Ayşe Narin, Rabia Danış

ve Muhammet Gülten kampa katılmak üzere yola çıktı.

Arnavutköy Belediyespor Bayan Voleybol 2. Lig’de

Bayanlar voleybol 3. Lig’inde mücadele eden Arnavutköy Belediye spor bu sezon federasyonun yapmış olduğu yeni düzenleme ile 2. Lig’e yükseldi

Artık 2. Lig’de mücadele edecek olan takımımız yaptığı transfer çalışmaları ile 1. Lig’e çıkma planları yapıyor. Geçtiğimiz sezon finallerde kaybettiği bu hakkı bu sezon yeni düzenleme ile kazanmış oldu. İç ve dış transferlere başlayan ve ilçemizi 2. Lig’de temsil edecek ideal kadroyu oluşturmaya başlayan voleybol takımımız Sevinç Salim, Eda Aktunca, Ayşe Zilayas, Aysu Şeker, Büşra Parlak, Melek Çolak, Rabia Altıntaş, Gamze Adar, Hatice Ak anlaşma sağladı.


20

KÜLTÜR SANAT AJANDASI IMDB PUAN

Buz Devri 5: Büyük Çarpışma Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

8,6

15 Temmuz 2016 (1s 34dk) Mike Thurmeier, Galen T. Chu Ali Poyrazoğlu, Yekta Kopan, Haluk Bilginer Animasyon, Aile ABD

Fox Animation Studios ve Blue Sky Studios firmalarının yapımcılığında hayata geçirilecek serinin yeni filmi çok sevilen animasyonun beşinci filmi olacak. Meşe palamudu delisi firavun faresi Scrat karnını doyurmaya çalışırken bir takım kozmik olayları tetikler IMDB PUAN

Bol Şans 9,0

Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

İstanbul’da arkadaşının barında şarkıcılık yapan Deniz babasının ölümü üzerine memnun olduğu hayatından uzaklaşarak köyüne gelir. Cenaze işlerini halledip bir an önce eski hayatına geri dönmek isteyen kadının planları köyde karşılaştığı Buse ve babasının ölümünün ardından gelişen kirli planlar sebebiyle sekteye uğrar. ..

Viral

Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

7,0

19 Ağustos 2016 (1s 29dk) Henry Joost, Ariel Schulman Sofia Black D'Elia, Analeigh Tipton, Travis Tope Korku, Bilimkurgu ABD

Emma ve onun küçük kız kardeşi Stacey küçük bir kasabada normal bir yaşam sürerken, nedeni belli olmayan bir şekilde kasabaya bir enfeksiyon yayılmaya başlar. Kasaba karantinaya alındığında emma ve Stacey’nin ailesi bariyerin diğer tarafında kalırlar. Abur cubur yemek, partilere gitmek gibi alışkanlıklarını yaşamak için bü-

IMDB PUAN

ve bunun ucu Buz Devri'nin sevdiğimiz kahramanlarına dek ulaşır. Tuhaf ekibimiz yaşamlarını kurtarabilmek için, rengarenk yeni karakterlerle tanışacakları egzotik diyarlara doğru eğlenceli bir yolculuğa çıkarlar. Filmin yönetmenliğini Mike Thurmeier ve Galen T. Chu üstleniyor.

19 Ağustos 2016 Gökhan Yılmaz Burçin Abdullah, Selim Gülgören, Atıf Emir Benderlioğlu Dram Türkiye

Romantik öğeleri olan dram türündeki film Bol Şans'ın kadrosunda, başrolleri Selim Gülgören ile Burçin Abdullah üstlenirken, kadroda kendilerine Emir Benderlioğlu, Sarp Bozkurt, Semra Dinçer, Orhan Eşkin, Onur Şirin ve Yusuf Çetin eşlik ediyor. Gökhan Yılmaz'ın yönetmenliği ve senaristliği üstlendiği yapımın çekimleri Edirne'de gerçekleşti. IMDB PUAN

Arnavutköy Bülteni

yük bir istek duyarlar. Fakat Emma ve Stacey hastalığın yayılarak insanlara bulaşmaya başladığını bilirler. Emma’nın gizli aşları olan komşuları Evan ile birlikte evlerine barikat kurarlar. Belki de her şey için çok geçtir, virüs onlara bulaşmış olabilir. Emma bir seçim ile karşı karşıya kalır: ya kardeşini koruyacak ya da hayatta kalacaktır.

Lanetli Anahtar 6,0

Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

12 Ağustos 2016 Hasan Gökalp Zeynep Buse Kale, Hasan Gökalp, Ayça Büsküvütçü Korku, Gerilim Türkiye

Bir grup arkadaş arkadaşlarına yardımcı olmaya çalışırken kendi başlarını içinden çıkılmaz bir belanın içine sokarlar. Kendisine büyü yapılan arkadaşlarını kurtarmak adına internetten indirdikleri büyü ve cin yazılarını yakan genç grup çok tehlikeli bir kabile olan Daktylos cinlerinin hedefi haline gelir. İda dağında yaşayan Daktylos cinle-

IMDB PUAN

rinin en azgını olan Damanaus'un gazabından hiç kimse kurtulamamıştır ve Damanaus'un yeni hedefi de genç arkadaş grubundan başkası değildir... Yönetmenliğini, senaristliği ve yazarlığını Hasan Gökalp'in üstlendiği filmin başrollerinde yönetmenin yanı sıra Zeynep Buse Kale, Ayça Büsküvütçü ve Zeynep Ülkü Kam yer alıyor.

Suikast 8,2

Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

26 Ağustos 2016 (1s 39dk) Dennis Gansel Jason Statham, Jessica Alba, Tommy Lee Jones Aksiyon ABD

Jason Statham, Jessica Alba ve Tommy Lee Jones gibi isimlerin başrollerini paylaştığı, Dennis Gansel’in yönetmen koltuğuna oturduğu aksiyon dolu suç filmi… Dünyanın en tehlikeli kiralık kati-

li Arthur Bishop, kanlı geçmişini geride bırakır. Artık amacı sakin bir hayat sürerek sevdiği kadınla olmaktır. Fakat bir gün korkunç düşmanları hayatının aşkını kaçırır. Şimdi ise Arthur dünyayı dolaşarak üç imkânsız suikast gerçekleştirmek ve hayatının aşkını kurtarmak zorundadır.

BUZ DEVRİ 5: BÜYÜK ÇARPIŞMA beyazperde.com

Animasyon yapımlar son 15 yıllık zaman diliminde adeta seviye atladı desek yanlış olmaz. Çocuklara yönelik çizgi filmler oldukları algısından kurtulan yapımlar artık gençlere ve hatta yetişkinlere de sunulabilecek yapımlara dönüştüler. Bu stratejiyle çekilen kimi yapımlar adeta dibe batarken, kimileri de başarıyla parlayarak seri halinde devam ettiler. Buz Devri de bu başarısını düzenli olarak devam ettirebilen animasyon serilerinden biri olarak öne çıkıyor. Kung Fu Panda ve Oyuncak Hikayesi gibi başarılı animasyon serilerinin yanında ismi es geçilemeyecek olan seri bu kez 5. devam halkasıyla seyircilerle buluşuyor. Başarılı serinin yeni devam halkasında yönetmen koltuğuna serinin 3. filminden beri ortak yönetmenlerden biri olarak her filmde yer alan Mike Thurmeier oturuyor. Filmin yönetmenliğini üstlenen 2. isim ise serinin ilk filminin senaryosunda kalem oynatan, 2. ve 3. filmlerinde de animasyon ve görsel efekt süpervizörlüğünü üstlenen Galen T. Chu. Yani filmin yönetmenleri seriye bir hayli aşina ve seriyi benimsemiş isimlerden oluşuyor. Böylece her yönetmenle gelen değişik bakış açısı kopuklukları da ortadan kalkmış oluyor. Buz Devri serisi belki de animasyon serileri arasında seslendirme açısından hem orijinal, hem de dublaj kadrosu olarak çifte başarıyı yakalayan nadir serilerden biri. Mamut Manny'ye Ali Poyrazoğlu'nun tok sesi, yırtıcı ama altın kalpli kaplan Diego'ya da Haluk Bilginer'in sisli sesi çok yakışıyor. Öyle ki kimi izleyiciler filmi orijinal dili yerine dublajlı olarak seyretmek isteyebilir. Buz Devri'nin 5. devam halkasında elbette ki her şey Scrat ile başlıyor. Dünya üzerindeki bütün değişimleri başlatan karakter olarak karşımıza çıkan bu meşe palamudu aşığı yaratık yine yapacağını yapıyor ve uzayda bir seri asteroid zincirlemesini tetikliyor. Bunun sonucunda da dünya yeniden tehdit altına giriyor. Uzay bu sebeplerden bir hayli karışıkken her filmde genişleyen sürümüzü bu filmde daha da genişlerken görüyoruz. Manny'nin kızı Peaches nişanlısı Julian ile evlilik hazırlıklarında. Ancak kötü olaylar da peşlerini bırakmıyor. Zira Sid sevgilisine evlenme teklif etmek üzereyken terk ediliyor ve Manny ile Ellie'nin evlilik yıldönümlerinde bir göktaşı dünyaya isabet ediyor. Canını zor kurtaran sürümüz tekrar yeni bir ev arayışına giriyor. Tek gözlü gelincik Buck da tam bu anda elinde bir tarihi eser ve kurtuluş planıyla karşılarına çıkıyor. Asteroidleri geri püskürtme temeline dayanan bu planın yolu da ilk kez gördüğümüz Geotopia'dan geçiyor!


KİTAPLAR

Arnavutköy Bülteni

21

Yürekten Anne Baba Olmak İçin 7 Armağan UÇURTMA AVCISI Halit Hüseyni – kulturelmeasi.com

”Nereye giderseniz gidin ülkeniz peşinizden gelir.’’ 1965 yılında Afganistan Kabil’de doğan yazar, ABD’de yaşamaktadır. Aslında doktor olan yazar, 1978 yılında Afganistan’daki iç savaş ve işgallerden dolayı ailesiyle birlikte ilk önce Paris’e daha sonra ABD’ye taşınır. 2003 yılında ilk romanı ”Uçurtma Avcısı’‘nı (The Kite Runner) yayımlar. Bu kitap aynı adla 2007’de filme uyarlanır. Film, kitaba göre daha yüzeyseldir. ”Bin Muhteşem Güneş” (A thousand Splendid Suns) , ” Ve Dağlar Yankılandı” (And the Mountains Echoed) onun diğer eserleridir. Hosseini’nin kitaplarının ortak özelliği, Afganistan’dan izler taşıyor olmasıdır. Afgan kadınları, çocukları, erkekleri ve gelenekleri gerçekçi bir biçimde yansıtır. 1970’li yıllarda SSCB’nin Afganistan’ı işgal etmesiyle otorite boşluğu oluşmuş ve iç savaşlar meydana gelmiştir. Tarihi gerçekleri hikâyelerinin arka planına yerleştirir ve hikâyelerinin çoğu Afganistan’da başlar ve Amerika’da biter. Kendini anlatır, göç sırasında yaşadıklarını anlatır, en çok da nereye giderse gitsin peşinde olan ülkesini anlatır. Yazarın en başarılı romanlarından olan Uçurtma Avcısı, savaş yıllarındaki çocukların öyküsü… Emir ve Hasan, Kabil’de savaş yıllarında aynı evde birlikte yaşayan iki çocuktur. Emir, zengin bir işadamının oğlu; Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Kabil’de her yıl uçurtma şenliği düzenlenir. Bütün uçurtmaları koparıp kazanmak çocukların tek arzusudur. ”Uçurtmayı senin için yakalamamı ister misin? Senin için bin tane de olsa yakalarım.” der Hasan. Emir için son uçurtmayı da yakalar. Hasan ortadan kaybolur, Emir onu takip eder ve bir grup tarafından Hasan’ın sıkıştırılmış olduğunu, dövüldüğünü ve Hasan’a tecavüz ettiklerini görür fakat müdahale edemez. Her şeyi uzaktan izler. Savaştan dolayı Emir ve babası Amerika’ya göç ederler. Yaşadıklarını, Hasan’ı unutamaz Emir. Yıllar sonra çocukluğuyla yüzleşmek için çocukluğuna, topraklarına geri dönüp Hasan’ı görmek ister. Hasan evlenmiş ve Sohrab adlı bir çocuğu olmuştur. Emir Hasan’ı göremez çünkü Hasan ve karısı bir çatışmada ölmüştür. Emir ise Sohrab’ı aramaya koyulur… Savaş en çok çocukları ve kadınları etkilemişti. Çünkü bu erkeklerin savaşıydı. ” Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi bir erkeğin suçlayan parmağı da daima ve mutlaka bir kadını gösterir. ” İki çocuğun hikâyesinin yanında birçok kadının hayatı da erkeklerin savaşında yok olmuştu. Recm edilen kadınlar, çocuklar, tarihi gerçekler, etnik katliamlar, dinin insanlar tarafından kötüye kullanımı, dostluk ve pişmanlık… Kitapta var olan temalardan birkaçı.

Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Kudret Eren Yavuz Ağustos 2016 9786050823448 Aile (Kadın, Erkek ve Çocuk) Timaş Yayınları

“Artık büyü, okuluna git, sokaklarda dolaşma. Sabah akşam bana eziyet ediyor, eğlence uğruna zamanını boşa harcıyorsun.” Bu sözler, Sümerlerden kalan bir tabletteki babanın haykırışları. Yüzyıllar geçiyor, medeniyetler değişiyor ama anne-baba-çocuk arasındaki çatışmalar bitmiyor. Uzman psikoterapist Kudret Eren Yavuz, bir çözüm yolu bulunmadıkça kördüğüm haline gelen bu sorun-

Sayfa Sayısı: 352 Dil: Türkçe

ların üstesinden gelmek için bütün kalbiyle, candan anne baba olmak isteyen ebeveynlere Yedi Armağan sunuyor. Gerçek bir aile olmanın ipuçlarını, anne babanın önce kendilerinin ve sonra da çocuklarının mizaç özelliklerini bilmekle kolaylaşacak yol haritalarını, kriz zamanlarını atlatmayı sağlayan anahtarları bir araya getiren kitap, aslında her anne babanın içinde olan cevheri ateşliyor.

Başarı Tesadüf Değildir (Başarı Taktikleri) Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Frederick Johnson Sayfa Sayısı: 240 Ağustos 2016 9786059598170 Ekonomi-Emek-İş Dünyası, Eğitim Siyah Beyaz

İnsan beyninin diğer her türlü organdan farklı çok önemli bir özelliği vardır. Tüm bilişsel özelliklerinin yanı sıra, bilinen en iyi dil işlemcisidir. Bu yüzden dilbilimciler için insan beyni üzerinde yapılan çalışmaların değeri bir kat daha artmaktadır. İnsan beyninin dili işleme özellikleri ve temel prensiplerinin anlaşılması ile dil konusunda bilinmeyen birçok olgu açıkla-

nabilecektir. İnsan beyni, dilin yaratıcı özellikleri göz önüne alınırsa, dili zahmetsizce öğrenen, üreten ve anlayabilen tek işlemcidir. Bu nedenle nörolojik sistem üzerinde yapılacak çalışmalar dilin işlenmesi ile ilgili temel kuralların ortaya çıkmasını sağlayabilir. Dili işleyebilen bir sistemin insan beyni ile aynı fiziksel ve anatomik özellikleri göstermesi zorunluluğu yoktur...

Gönül Kördüğümü Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Hakan Atalay Ağustos 2016 9786059352222 Edebiyat, Şiir Karina Yayınları

Vecde gelerek yazılmış şiirlerimden oluşan, gönül dünyamın tezahürü olan bu kitap; sevgi, aşk, çile, elem, gurbet, hasret, özlem, öfke, hüsran, haz, cefa, vefa ve dostluk gibi hissiyata ve gönle dair her ne varsa hepsini içinde barındıran, milli-manevi değerler ile de harmanlanan bir samimiyetin ifadesidir. Bu eserde, bazen âşığın maşuğuna duyduğu muhabbete ve

Sayfa Sayısı: 304 Dil: Türkçe

ona dair tükenmek bilmez bekleyiş, ümit ve hayallerine, bazen vatanının durumunu kaydeden ve milletinin derdine ortaklık eden bir kalemin sızlayışına, bazen de çözülmek bilmez bir muamma olan gönlün ızdırap ve sorgulamalarına şahit olacaksınız. Çoğu zaman ise alışılmış kalıpların dışına taşarak, sebeplerin ötesine doğru derûnî bir yolculuğa çıkacaksınız.

Rüya Postacısı Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Selcen Yüksel Arvas Ağustos 2016 Sayfa Sayısı: 160 9786050823479 Hikaye (Öykü), Çocuk, Edebiyat Timaş Çocuk Yayınları Dil: Türkçe

Miçi, Rüyalar Ülkesi'nde yaşayan bir rüya postacısı... En büyük hayali de zorlu sınavları geçip rüya senaristi olabilmek. Ancak yüzyıllardır bunu deniyor ve başaramıyor. Tam ümidini kaybetmişken Ali ile tanışıyor ve hayatı değişiyor! Miçi kendi hayallerini gerçekleşti-

rirken aynı zamanda Ali'nin de hayatına dokunacak, onun yaşadığı acıyı atlatmasına yardımcı olacaktır. Tabii yaşadıkları maceralar da cabası! Hayaller için çabalamayı, dostluğun gücünü önemseyen sımsıcacık, heyecanlı ve eğlenceli bir öykü.

Aşktır Bizimkisi Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Bekir Fatih Demirağ Ağustos 2016 9786053236603 Edebiyat, Şiir Cinius Yayınları

"Yazdığım gibi konuşamıyorum biliyorum. Genellikle çookk konuşuyorum. Uzun bir süre oldu üretmeden geçen. Nedenleri var elbet. Bu uzun süre içerisinde kendi hatalarımla da yüzleştim. Her zaman demez miyim; "İnsan ölene kadar hata yapabilecek bir canlı." Sevmeyi hiç bırakmadım; hayatı, insanı ve doğayı…

Sayfa Sayısı: 76 Dil: Türkçe

İki kitap yazdın ne oldu diyen de oldu, baltalı saplı örnek veren de, devam ettim. "Aşktır Bizimkisi" benim dördüncü eserim. Dördüncü dikili ağacım, dördüncü çocuğum; nasıl telaffuz ederseniz. Tutku ile bağlıyım yazmaya. Yoookkk düşündüğünüz gibi değil. Best seller olsun yani çok satanlar listesine girsin, bana başka kapıları açsın vb. değil derdim. ...


22

BULMACA

Arnavutköy Bülteni

Haksızlığın karşısında susan, dilsiz şeytandır. Hz. Muhammed


Arnavutköy Bülteni

SOSYAL MEDYA

23

Teknolojiyi her alanda aktif bir şekilde kullanan Arnavutköy Belediyesi, sosyal medya aracılığı ile vatandaşlarına ulaşıyor. Arnavutköy Belediyesi resmi sosyal medya adreslerini takip ederek, belediye ile aktif iletişime geçebilirsiniz.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.