BİZ BİR AİLEYİZ SAYI 15

Page 1

AİLE Biz bir aileyiz

Ü Ç AY D A B İ R YAY I M L A N A N K Ü LT Ü R V E S A N AT D E R G İ S İ

TEMMUZ ŞEHİTLERİMİZE VE GAZİLERİMİZE

MİNNETTARIZ

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yayınıdır.

Yıl 4

| Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15


Bu Sayı 15 Temmuz Şehitlerimize ve Gazilerimize İthaf Edilmiştir. Rahmet ve Minnetle...

TEMMUZ ŞEHİTLERİ VE GAZİLERİ


Sunuş

Dr. Fatma Betül SAYAN KAYA Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı

Türkiye, içinden geçtiği bu zorlu dönemde istiklaline yönelik tehditleri bertaraf ederken, 15 Temmuz ruhuyla geleceğini inşa etmeye devam ediyor. Milletimizin istiklaline sahip çıkmada gösterdiği yüksek şuur, küresel oyun peşindeki çevreleri şaşkına uğratmıştır. Millet olarak sahip olduğumuz üstün değerler, tarihin bu en zor imtihanını aşmamızı sağlamıştır. 15 Temmuz, siyasi tarihimiz açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Milletimiz, bu hain darbe girişimine karşı tek yürek olmuştur. Tarihimizde ilk kez milli irade bir darbe girişimine karşı galip gelmiş, vatan ve hürriyet düşmanı teröristler mağlup olmuştur. 15 Temmuz, Türkiye’nin tarihteki seyrini anlamak için önemli bir rehber olmuş, hain darbe girişiminin püskürtülmesi ülkemize yönelik birçok kirli oyunu da deşifre etmiştir. Darbe girişiminin ardından, İstanbul Şehitler Tepesi’nde ve Kayseri’de gerçekleşen terörist saldırılarla asker, polis ve vatandaşlarımız hedef alındı. Darbe girişimi ve terörist eylemlerle birlikte, ekonomimizi de zayıflatmaya çalıştılar. Milli seferberlik ruhuyla hareket eden milletimiz, bu

girişimleri de boşa çıkarmıştır. Bu defa hiç beklemedikleri kadar güçlü bir şekilde Türkiye’nin nasıl kenetlendiğini gördüler. Onlar tuzak kurdukça, Allah onların tuzaklarını boşa çıkarıyor. Milletimizin kararlı duruşu, vatanımıza kasteden bütün çevreleri şaşırtmış ve hayal kırıklığına uğratmıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, ülkemize yönelen her türlü tehdide karşı dik durmaya devam edeceğiz. Milli seferberlik ruhuyla, terör örgütlerini ve onların arkasındaki güçleri yeneceğiz. Dünya mazlumlarının umudu olan milletimiz, yolundan dönmeyecektir. Bakanlık olarak, 15 Temmuz ruhunu her yerde yaşatmak için “Biz bir aileyiz AİLE” dergimizin bu sayısını 15 Temmuz Şehitlerine ayırdık. Bu konuda yazılı ve görsel materyaller oluşturarak aziz şehitlerimizin hatıralarını yaşatmaya devam edeceğiz. Vatan savunmasında canlarını feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun.


2 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

TEMMUZ TÜM TÜRKİYE

TEK YÜREK TEK BİLEK DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKTIK


AİLE 3

Editörden

15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

“Biz Bir Aileyiz” Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yayınıdır. Üç ayda bir yayımlanır. Derginin Sahibi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adına Doç. Dr. Mustafa DURMUŞ Editör ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ulviye ESEN Yayın Kurulu Doç.Dr. Mustafa DURMUŞ İrfan ÇAYBOYLU Serpil PENEZ ŞAHİN Metin ÜNAL Dr. Dursun AYAN Samet CEYHAN Ozan İLTER Hakan AYDIN Aysun TÜRÜT Oya TANYERİ Handan ARSLAN Ulviye ESEN Danışma Kurulu Mehmet ERSOY Ebubekir ŞAHİN Ayşe KARDAŞ Mustafa KARAMAN Dr. Muhammet ÖRNEK Ahmet OKUR Gülser USTAOĞLU Gamze AYRIM Faik YILDIRIM Kenan ÖNALAN Prof. Dr. Vedat IŞIKHAN Doç. Dr. Ayşe Sezen SERPEN Doç. Dr. Cengiz ÖZBESLER Hümeyra ŞAHİN Dr. Murat YILMAZ İdare Adresi Söğütözü Mah. 2177. Sok. A Blok No: 10 Çankaya/Ankara Yapım

artı5medya

arti5medya.com

Tel: +90 312 286 13 00 Kurumsal iletişim Koordinatörü Muhammed Furkan SUNGUR Görsel Yönetmen Gürkan AKBAŞ Redaktör Necati BULUT Fotoğraf Cumhurbaşkanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Anadolu Ajansı ve ilgili arşivler Basım Yeri Uzman Matbaacılık Basım Tarihi ve Baskı Adedi 15.09.2016, 4000 Adet

Yazıların hukukî sorumluluğu yazarın kendisine aittir. Yayınlanmasını istediğiniz yazı, inceleme ve eleştirileriniz için: bizbiraileyiz@aile.gov.tr Dijital Dergi İçin: kutuphane.aile.gov.tr/sayfa/bizbiraileyiz

Sevgili Biz Bir Aileyiz Okurları, Ülkemizin oldukça zor günlerden geçtiği, uzun ve üzücü olaylarla dolu bir yaz mevsimini geride bıraktık.15 Temmuz’da hain bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık ve ne yazık ki 249 canı aramızdan sonsuzluğa uğurladık. Haklı bir gururla hatırlayacağımız ve asla unutmayacağımız kahramanlıklar kazındı zihinlerimize. Bu süreçte vatanı için savaşan, bu uğurda şahadet şerbeti içen aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor, kahraman gazilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki bir grup FETÖ/PDY üyesinin başlattığı bu alçak kalkışmaya karşı gösterdiği kararlılık ve cesaretle istiklâlimize ve istikbâlimize sahip çıkan; zalimlere boyun eğmeyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, dik duruş örneği sergileyen Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’a ve tanklara karşı iman dolu göğsünü siper ederek “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” diyen aziz milletimize minnet borçluyuz. Bu minnet duygusunun bir ifadesi olarak sözü,15 Temmuz gecesi kahramanlık destanı yazanlara bıraktık ve dergimizin bu sayısını millî iradenin kahramanlarına atfettik. Gazi Meclisimizin Başkanı Sayın İsmail Kahraman ile bu menfur girişimde fizikî olarak oldukça zarar gören yüce Meclisimizde yaşananlar üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın ve Sayın Bakanımız Fatma Betül Sayan Kaya’nın 15 Temmuz Darbe Girişimi Gazilerine ve Şehit Yakınlarına ziyaretlerine yer verdik. Hepimizin minnet borçlu olduğu kahraman askerimiz Ömer Halisdemir’i sizlere anlattık. Ayrıca Şehit Yakınları ve Gaziler Dairesi Başkanlığımızla birlikte şehit yakınları ve gazilerimiz için yapılmış, hâlihazırda yapılmakta olan hizmetlerimiz hakkında geniş bir dosya hazırladık. Hain darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanımızın talimatı ile dışarıya çıkıp gazilik makamıyla şereflenen kahramanlarımızla görüştük ve tanık oldukları olayları ilk ağızdan sizlere kendi ifadeleriyle aktardık. Yaşadıklarımız elbette ki dünya gündeminde de geniş yankı uyandırdı. Dünya liderlerinin 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesiyle ile ilgili yaptıkları yorumlara yer verdik. Kullandığı kamyonetteki fotoğrafıyla adeta millî mücadele yıllarının korkusuz Türk kadınlarından biri gibi hafızalarımıza kazınan Şerife Boz Hanımefendi ile o karanlık geceyi konuştuk. 15 Temmuz gecesi milletimizin tüm fertleri bölünmez büyük bir aile olduğumuzu tüm dünyaya göstermiştir. Millî irademizi anlattığımız 15. sayımızı gururla okumanızı temenni ederim.

Ulviye ESEN


içindekiler

8 BU VATAN SANA MİNNETTAR

ÖMER HALİSDEMİR

10 SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ

RECEP TAYYİP ERDOĞAN: ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ, ÜLKE VE MİLLET OLARAK BİZİM ŞEREF MADALYALARIMIZDIR

15 SAYIN BAŞBAKANIMIZ

BİNALİ YILDIRIM’DAN 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ GAZİLERİNE VE ŞEHİT YAKINLARINA ZİYARETLER

17 SAYIN BAKANIMIZ DR. FATMA BETÜL SAYAN KAYA SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN, 30 AĞUSTOS DOLAYISIYLA ŞEHİT YAKINLARINI VE GAZİLERİ AĞIRLADIĞI CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ’NDEKİ TOPLANTIDA KONUŞTU

DARBEYE KARŞI DURAN BİR ANADOLU KADINI:

ŞERİFE BOZ İLE SÖYLEŞİ

24


AİLE

DOSYA 15 TEMMUZ

28

| Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15

BAZI ÇOCUKLAR MEMLEKETİ SIRTINDA TAŞIR

37

YENİKAPI

MİTİNGİ

GAZİ MECLİS

46

40 DARBE GİRİŞİMİ

DÜNYA BASININDA

49

TEMMUZ DESTANI

52

ÇANAKKALE RUHUNUN DİRİLİŞİ:

15 TEMMUZ 59

DEMOKRASİ NÖBETLERİ

61


6 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

15 TEMMUZ CUMA

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

16 TEMMUZ CUMARTESİ

22:00

23:05

00:00

00:11

Genelkurmay’da silah sesleri duyuldu ve bir helikopterden dışarıda bulunan insanların üzerine ateş açıldı. İstanbul’da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri bir grup asker tarafından geçişe kapatıldı.

Başbakan Yıldırım, bir televizyon kanalına bağlanarak “bir kalkışma girişimi”nin olduğunu belirtti ve “Bu girişime izin verilmeyecektir.” dedi.

Güvenlik kaynaklarınca, “Askerî kalkışma, ordu içerisindeki Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/ PDY) mensubu bir grup subay tarafından yapılmaya çalışılmaktadır.” açıklaması yapıldı.

Marmaris’te bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’na doğru hareket etti.

02:20

02:30

02:42

03:00

Darbeciler Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığı’nı ve TÜRKSAT’ı havadan hedef aldı.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne girmeye çalışan FETÖ mensubu 3’ü rütbeli 13 asker gözaltına alındı.

TBMM’ye atılan bomba nedeniyle bazı polis memurları ve meclis görevlileri yaralandı, kulis camları kırıldı.

TRT yeniden normal yayınına döndü. TRT Genel Müdürlüğü binasını ele geçirmeye çalışan FETÖ mensubu askerler gözaltına alındı.

07:28

07:50

08:17

08:32

3. Ordu Harekât Kurmay Başkanı Tuğgeneral Ekrem Çağlar, Erzincan’da gözaltına alındı.

Fetullahçı Terör Örgütü üyesi 29 albay ve 5 general, İçişleri Bakanı Efkan Âlâ tarafından görevden uzaklaştırıldı.

Ege Ordu komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen, İzmir’de gözaltına alındı.

Asker, Ankara Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı’na operasyon düzenleyerek Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı kurtardı ve kendisini güvenli bölgeye götürdü.

10:15

10:59

12:04

12:57

Bingöl 49. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Yunus Kotaman ile Bolu 2. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer, gözaltına alındı.

İçişleri Bakanı Efkan Âlâ, Sahil Güvenlik Komutanı, Tümamiral Hakan Üstem’i görevden aldı.

Özel Harekât polislerinin operasyon düzenlediği Jandarma Genel Komutanlığı binasında 200 kadar asker gözaltına alındı.

Tümgeneral Suat Murat Semiz, 1. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Dursun Pak ile JFAC Komutanı Tuğgeneral Recep Ünal gözaltına alındı.

Bu bölümde kullanılan bilgiler, Anadolu Ajansı’nın 2 Ağustos 2016 tarihinde basılan “Dakika Dakika FETÖ’nün Darbe Girişimi” adlı kitabından alınmıştır.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 7

00:13

00:26

01:01

02:00

TRT’yi işgal eden kalkışmacı askerler, korsan darbe bildirisi okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir televizyon kanalının canlı yayınına bağlanarak, askerî kalkışmaya tepki gösterdi ve halkı meydanlara davet etti.

Ankara Emniyet Müdürlüğü savaş uçağı ve helikopterlerin saldırısına uğradı.

Darbe girişiminde bulunan FETÖ mensubu askerler gözaltına alınmaya başlandı.

03:20

04:00

06:30

06:52

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’a geldi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişiminde bulunan terör örgütü FETÖ/ PDY irtibatlı yargı görevlileri ve sözde “Yurtta Sulh Komitesi” mensubu askerler hakkında gözaltı kararı verdi.

Darbe girişiminde bulunan FETÖ mensuplarınca kullanılan ve TÜRKSAT’ı bombalayan askerî helikopter Gölbaşı’nda düşürüldü.

Genelkurmay Başkanlığı’na vekaleten 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar atandı.

08:36

09:40

09:40

10:07

Jandarma Genel Komutanlığı, emniyet özel harekât polislerince ele geçirildi.

Genelkurmay Başkanlığı’ndan çıkan 200’e yakın silahsız er ve erbaş polise teslim oldu.

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk ile Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Muhabere ve Destek Eğitim Komutanı Korgeneral Metin İyidil hakkında vatana ihanet suçundan işlem başlatıldı.

Genelkurmay Başkanlığı’ndan çıkan 700’e yakın silahsız er ve erbaş polise teslim oldu.

20:02

20:50

21:57

Akıncı 4. Ana Jet Üssü’ndeki FETÖ darbesine yönelik operasyon sona erdi.

Ankara Akıncı 4. Ana Jet Üssü’nde yürütülen FETÖ darbesine yönelik operasyonda Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi kurtarıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm ağır ceza cumhuriyet başsavcılıklarına yazı göndererek, “aynı örgüte üye oldukları değerlendirilen” idarî ve adlî yargıda görev yapan toplam 2 bin 745 hakim ve savcının gözaltına alınması ve haklarında soruşturma yürütülmesini istedi.


8 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

"Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın. Aksine onlar diri olup Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar. Allah’ın lütfundan kendilerine vermiş olduklarıyla sevinç içindedirler ve arkalarından henüz onlara kavuşmamış olanları, kendilerine bir korku olmayacağı ve üzülmeyecekleri üzere müjdelerler." (Ali İmran, 3/169-170)

KAHRAMAN ŞEHİT ÖMER HALİSDEMİR Yakın bir geçmişe kadar etrafındaki insanlardan başka kimsenin tanımadığı ama bugün herkesin minnet duyduğu kahraman bir asker, Ömer Halisdemir… 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin yaşadığı en kara günlerden biri oldu. Darbeci teröristler asker üniformasını giyerek bu ülkenin milletine silah doğrulttular. Halkın darbeye karşı koyması, vatansever askerler ve emniyet teşkilâtının bir bütün olması ile teröristler etkisiz hâle getirildi. Geceye dair birçok kahramanlık hikâyesini gördük, dinledik veya şahit olduk. Ancak o hikâyelerden en farklısı Ömer Halisdemir’e aitti. O vatanının üzerine gelecek kötülükleri canını hiçe sayarak bir an bile düşünmeden savuşturdu ve ülkemizin tarihindeki kahramanlık sayfalarına adını altın harflerle yazdırdı.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 9

Ömer HALİSDEMİR 1974 yılında Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Çukurkuyu beldesinde yedi çocuklu bir aileden gelen Ömer Halisdemir, çocukluğunu Niğde’nin Çukurkuyu beldesinde geçirmiştir. Okul sonralarında Çukurkuyu’da çobanlık yapan Kahraman Şehit Ömer Halisdemir’in Hatice Halisdemir ile olan evliliğinden Elifnur ve Doğan Ertuğrul adlarında iki çocuğu vardır. 15 Temmuz darbe kalkışmasının önlenmesinde önemli isimlerden biri olan Kahraman Şehit Ömer Halisdemir, 1999 yılında piyade astsubay olarak Türk Silahı Kuvvetlerine katılmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yurt için ve yurt dışında görev yapmıştır. 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin bekâsına yönelik yapılan hain kalkışmayı önlemek için canını çekinmeden feda eden Şehit Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir, Özel Kuvvetler Komutanlığına girmeye çalışan darbeci general Semih Terzi’yi, Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı’dan aldığı “Vur” emri üzerine alnından vurarak öldürmüştür. Tuğgeneral Semih Terzi’nin yanında bulunan cuntacı askerler tarafından şehit edilen Ömer Halisdemir, büyük bir kahramanlık örneği göstererek 15 Temmuz darbe kalkışmasının seyrini değiştirmiş ve demokrasinin temsili hâline gelmiştir. Şehidimizi rahmet ve minnetle anıyoruz...


10 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ

RECEP TAYYİP ERDOĞAN:

ŞEHİT VE GAZİLERİMİZ, ÜLKE VE MİLLET OLARAK BİZİM ŞEREF MADALYALARIMIZDIR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos dolayısıyla şehit yakınlarını ve gazileri Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırladı. >>

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada Fetullahçı Terör Örgütü’ne ilişkin, “Artık mesele kanma kandırma meselesi olmaktan çıkmıştır. 17–25 Aralık’ta ilk emâreleri görülen, 15 Temmuz’da artık gizli saklı bir tarafı kalmayan gerçeklere rağmen bu ihanet çetesinin içinde faaliyet göstermeyi sürdüren herkes taammüden vatan hainidir, millet düşmanıdır.” dedi.

“Şehit ve gazilerimiz, millet olarak bizim şeref madalyalarımızdır. Onların fedakârlığı sayesinde bugün burada olduğumuzu çok iyi biliyoruz.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Şunun da farkındayız, bu ülkede Şehitler Tepesi hiçbir zaman boş kalmadı. Allah’ın izniyle boş kalmayacak.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

Hamdolsun, milletimizin tamamı o tepedeki nöbete tâliptir, tâlip olmayı sürdürecektir. Bizim tarihimizde zaferler ayı olan Ağustos’u, 30 Ağustos Zafer Bayramı ile uğurluyoruz. 4 gün önce hem Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün açılışını yaptık hem de Malazgirt Zaferi’nin 945. yıl dönümü kutladık. Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı vesilesiyle bir aradayız. Ayrıca Ağustos ayı içinde Mercidabık Zaferi’ni, Otlukbeli Zaferi’ni, Çaldıran Zaferi’ni, Belgrad Zaferi’ni, Mohaç Zaferi’ni, Kıbrıs Zaferi’ni yâd ettik. Kurtuluş Savaşımızın habercisi olan Erzurum Kongresi, Sevr’in yırtılıp atılması gibi çok önemli hadiselerin yıl dönümleri de Ağustos ayı içindeydi. Geçmişini bilmeyenin geleceği de olmaz. Bu millet asla aslını inkâr eden haramzâde olmadı, olmayacaktır. Çünkü biz ‘kökü mazide olan âtiyiz.’ Bu zaferlerin hepsini de gelecek nesillere en doğru, en güzel şekilde öğretmeli, aktarmalıyız.” Milletin, Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının, devletin mensuplarına emanet ettiği silahları halka çevirmesi karşısında en büyük kenetlenmesini yaşadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada başka hiçbir örneği olmayan erkeği kadını, genci yaşlısı, her siyasi görüşten, her meşrepten insanın darbecilerin karşısında yer aldığını anımsattı. Darbecilerin, uçak ve helikopterlerle alçak uçuş yaparak bomba atmaları ve ağır silahlarla ateş etmelerinin milletimizi korkutmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

AİLE 11

“Darbe girişimi bastırıldığında 241 vatandaşımız şehit olmuş, 2 bin 194’ü de yaralanmıştı. Bakınız, sadece şu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin çevresinde şehit edilen vatandaşlarımızın sayısı nedir, biliyor musunuz? Buradaki şehit sayımızın son tespitte 29 olduğu ortaya çıktı. Şu bulunduğumuz binanın önünde, arkasında, aşağısında tam 29 masum vatandaşımız sırf ülkelerine, bayraklarına, ezanına, geleceklerine sahip çıkma iradesini ortaya koydukları için katledildi. Kendi milletine karşı böyle bir ihaneti sergileyebilenlerin bu milletle herhangi bir ilgilerinin olması mümkün müdür?”

“TÜRKİYE’NİN BUGÜNÜ 15 TEMMUZ SABAHINDAN ÇOK DAHA AYDINLIKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca millet olarak sağlanan bu güzel birlik, beraberlik, kardeşlik iklimini daha da güçlendirerek 2023 hedeflerine ulaşmak için hep birlikte çalışmak gerektiğini de vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksi takdirde inanın bu hesabı vermek zor. Veremeyiz. Şu anda gazilerimizle beraber yaşıyoruz ve onlar her an, gördükleri her yerde bunu bize soruyor. Bu dünyada bizden şüphesiz ki davacı olma hakkına sahiptirler. 26 Ağustos ruhunun da 30 Ağustos ruhunun da ancak bu şekilde yaşatılabileceğini biliyoruz. Türkiye’nin bugünü 15 Temmuz sabahından çok daha aydınlıktır. Ümitvar olmak için bugün düne göre çok daha fazla sebebimiz var. Yeter ki ‘bir olalım, iri olalım, diri


12 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

olalım’, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım” ifadelerini kullandı. Bakanımız Dr. Fatma Betül Sayan Kaya’nın da hazır bulunduğu yemeğe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Başbakan Yardımcıları Mehmet Şimşek, Numan Kurtulmuş, Nurettin Canikli, Tuğrul Türkeş ve Veysi Kaynak, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Bakanlar Kurulu üyeleri, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ümit Dündar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ile milletvekilleri de katıldı.

“ŞEHİT YAKINLARI İLE GAZİLERİMİZİ KORUMAK VE KOLLAMAK BİZİM EN ASLÎ GÖREVLERİMİZDENDİR” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 bin 28 gazi ve şehit yakınının atamasını gerçekleştireceklerini belirterek, “Bunlardan 419’u 15 Temmuz gazisi veya gazi yakını, 67’si de 15 Temmuz şehitlerimizin yakınıdır.” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Gazi ve Şehit Yakınları Atama Töreni’ne katıldı. Burada yaptığı konuşmada 15 Temmuz’da Türk milletinin yeniden ayağa kalktığını, milletin yeniden adeta Çanakkale destanı yazdığını ve kurtuluş mücadelesi ortaya koyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeniden

işte Seyit Onbaşılarımız var. Bak yeniden ayağa kalktılar, ‘Biz buradayız.’ dediler. Şunu ispat ettiler, teknoloji her şey değildir. Sizin istediğiniz kadar F-16’larınız olsun, istediğiniz kadar bombalar atan helikopterleriniz olsun, tanklarınız olsun, toplarınız olsun, silahlarınız olsun. Parasını velev ki biz vermiş olalım ama yetmez, ‘İmandır o cevher ki ilâhi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür.’ Akif ne diyor İstiklâl Marşımızda, ‘Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın / Siper et gövdeni dursun bu hayâsızca akın / Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.’ İşte, İstiklâl Marşı’nı siz gerçekleştirdiniz bu meydanlarda. Bu millet gövdesini aynen orada dediği gibi siper etti. Elhamdülillah neticeyi de aldı.” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin etrafında 29 vatandaşın şehit, 36 vatandaşın gazi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hemen şuracıkta, Gölbaşı’nda, Özel Harekâtta 56 şehidimiz var. Orada aslanlar gibi polislerimiz şehit oldu, o yiğitlerimiz şehit oldu. Acımasızlar alçakça bombaladılar. İstanbul’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün üzerinde, çevreyle beraber 39 şehidimiz var. Onlar tankların üzerine yürüdüler, tankların paletleri arasına kendini atan gençlerimiz olduğu gibi aynı şekilde Türkan kardeşimiz gibi şehit olan bacılarımız da var.” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15–16 yaşında şehit olan gençlerin de bulunduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

“Rabbim onlardan razı olsun. Rabbim onların ortaya koyduğu cesaretleriyle, tavırlarıyla hamdolsun bu ülkeye adeta yeniden bir dinamizm, yeniden bir ayağa kalkış imkânını lütfetti. Şimdi bizim sorumluluğumuz daha da artıyor, mesuliyetimiz daha da artıyor. Daha çok çalışacağız ama birbirimizi de Allah için daha çok seveceğiz. Aramıza ayrılık gayrılık sokanlara karşı şunu söyleyeceğiz, ‘Biz biriz, beraberiz, iriyiz, diriyiz, kardeşiz, hep birlikte Türkiye’yiz.’Şehitlerimizin ailelerini ziyaret ettiğimde öyle anekdotlar, öyle hatıralar dinliyorum ki inanın tüylerim diken diken oluyor. Her ziyaretimde bir kez daha milletimin 15 Temmuz gecesi ortaya koyduğu dirayetin, cesaretin, kahramanlığın öyle rastgele bir tavır değil, binlerce yıllık köklere sahip asil bir duruş olduğuna imanım daha da artıyor.”

“TARİH YENİDEN BİR İSPATI VÜCUT EDİYOR” İki gün önce Gine Cumhurbaşkanı Alpha Conde’nin, eşi ile Çin’e giderken Ankara’ya uğradığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Beraberce bir yemek yedik. Bana, “O gece televizyonları izlediğimde, sizi ve milletinizi gördüğümde bu millet büyük bir millet. Siz bize örnek oldunuz.” diyor. Bunlar çok önemli. Hamdolsun tarih yeniden bir ispatı vücut ediyor. Bu çok önemli… Böyle bir milletin evlâdı olarak dünyaya geldiğim için Rabb’ime hamdediyorum.” dedi. Devletin, gazi ve şehit yakınlarına “ahde vefası” olarak gördüğü bir atama töreni vesilesiyle bir araya geldiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 bin 28 kişinin atamasını gerçekleştireceklerini, bunlardan 419’unun 15 Temmuz gazisi veya gazi yakını, 67’sinin de 15 Temmuz şehitlerinin yakını olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer atamaların da terörle mücadelede şehit olanların yakınlarından, mağdur, vazife ve harp malûlü olarak kabul edilenlerden oluştuğunu belirterek, ataması yapılanları tebrik etti, görevlerinde başarı diledi.

AİLE 13

Bugünkü atama ile birlikte sadece son iki yılda Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yapılan atama sayısının 17 bin 74 kişiyi bulduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehitlerimizin ve gazilerimizin yaptıkları fedakârlık yanında biliyorum ki devlet olarak bizim kendilerine sunduğumuz imkânların sözü dâhi edilemez. Şunu da söyleyeyim, tabii ki bu bir iane değil. Bu sadece devlete milletimin verdiği emanetin hak sahiplerine verilmesidir, çünkü şehitlerimizin bütün yakınları devlete emanettir. Gazilerimiz ve yakınları hakeza devlete emanettir. Onları korumak, gözetmek, kollamak bizim görevimizdir” değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehit yakınları ve gazilerin ihmâl edildiğine” yönelik muhalefetten gelen ithamlara ve medyada yer alan haberlere şöyle yanıt verdi: “Devlet elbette geçmişten beri şehit yakınları ve gaziler için çalışmalar yapıyordu. Biz, Başbakanlığım döneminde, 2011 yılında farklı bakanlıklar ve kurumlar tarafından yürütüldüğü için dağınıklık gösteren bu çalışmaları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız bünyesinde topladık. Bu ilk defa yapılıyor. Artık şehit yakınları ve gazilerimizle ilgili tüm işlemler, bu bakanlığımızdaki ilgili daire başkanlığı tarafından takip ediliyor ve neticelendiriliyor. Şehit yakınları ve gazilerimize sunulan imkânları teker teker saymaya kalksak ki az önce bir bölümü sayıldı, epeyce uzun bir liste karşımıza çıkar. Sadece şu başlıkları tekrar ifade etmek


14 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

istiyorum, şehitlerimizin mirasçılarına çeşitli başlıklar altında ciddi miktarda nakdî tazminat ödeniyor. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kendilerine hak ettikleri emekli aylığı veya emsal aylık bağlanıyor. 30 yıl üzerinden ikramiye ödeniyor. Okul çağındaki çocuklara öğrenim yardımı yapılıyor, özel okullarda kontenjan ayrılıyor. Kredi Yurtlar Kurumundan burs veriliyor. Yurtlardan öncelikli olarak faydalanmaları sağlanıyor. Sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmıyor. Toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanabiliyorlar. İhtiyaç duyan ailelere faizsiz konut kredisi verilerek uygun şartlarda ev sahibi olmaları temin ediliyor. Kamuda şehit yakınlarına ikişer, gazilerimize, vazife malûllerimize ve terör mağduru sivillere birer istihdam hakkı veriliyor. Çeşitli vergilerden muaf tutuluyorlar. Aslında bu çok uzun bir liste. Ben bu kadarıyla iktifa edeceğim. Verilen hizmetlerin para tutarları da elimizde mevcut ama inanın bunları burada ifade etmekten ben hicap duyuyorum çünkü biz hiçbir maddi karşılığın, bir insanın canını feda etmesinden, bunu göze alarak kendini öne atmasından daha kıymetli olmadığını çok iyi biliyoruz.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLERİMİZİ ZİYARET ETTİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Hanımefendi Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr.

Fatma Betül Sayan Kaya 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kazan’da şehit düşen vatandaşlarımızın ailelerini ve gazilerimizi ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak darbe gecesi 4. Ana Jet Üs Komutanlığından kalkan F-16’ları engellemeye çalışırken şehit düşen 19 yaşındaki Ömer Takdemir’in ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra, 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyarken şehit olan Ümit Güder ve Ahi Mahallesi Muhtarı Ali Anar’ın ailelerine taziye ziyaretinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyaretleri kapsamında darbe gecesi gazi olan ve hastanede tedavisi devam eden Mustafa Zorova’yı da ziyaret etti.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 15

SAYIN BAŞBAKANIMIZ

BİNALİ YILDIRIM’DAN

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ GAZİLERİNE VE ŞEHİT YAKINLARINA ZİYARETLER >> BAŞBAKAN YILDIRIM VE BAKAN KAYA’DAN ŞEHİT AİLELERİNE TAZİYE ZİYARETİ

Başbakan Binali Yıldırım, Bakanımız Dr. Fatma Betül Sayan ile birlikte 15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlığa uğramasındaki sembol isimlerden biri olan şehit Astsubay Ömer Halisdemir’in eşine taziye ziyaretinde bulundu. Ömer Halisdemir’in büyük bir kahramanlık örneği gösterdiğini dile getiren Bakan Kaya, “Gözünü dahi kırpmadan vatan hainlerinin karşısında duran şehidimizi milletimiz asla unutmayacak.” dedi. Şehit Ömer Halisdemir’in sergilediği kahramanlıkla tarihe geçtiğini belirten Bakan Kaya, “Birçok aile yeni doğan bebeklerinde şehidimizin adını yaşatıyor.” dedi. “Bakanlık olarak şehit yakınları ve gazilerimizin her zaman yanındayız.” diyen Bakan Kaya, “Milletin silahlarını millete doğrultanlar en ağır cezaları alacaklar.” şeklinde konuştu. Başbakan Yıldırım ve Bakan Kaya daha sonra Genelkurmay Başkanlığının önündeki hain saldırıda şehit düşen Necati Sayın ve damadı Fazıl Gürs’ün ailesini ziyaret etti. Sayın ailesinin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 2 şehit verdiğini, 2 aile üyesinin de gazi olduğunu belirten Bakan Kaya, “Milletimiz bir kez daha dünyaya her türlü zorluğun

ve hainliğin üstesinden gelebileceğini gösterdi.” ifadesini kullandı.


16 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

HANIMEFENDİ YILDIRIM VE BAKAN KAYA’DAN ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLERE ZİYARET Başbakan Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Fatma Betül Sayan Kaya FETÖ’nün gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit düşenlerin ailelerini ve gazilerimizi ziyaret etti.

Şehit Ömer Tokdemir’in ailesini ziyaret eden Yıldırım, şehidin annesi Ayfer Tokdemir ve babası Nihat Tokdemir’e başsağlığı diledi.

İlk olarak Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavileri devam eden gaziler Mustafa Zorova ve Rasim Kırçiçek’i ziyaret eden Yıldırım, geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Yıldırım, ayrıca darbe girişimi sırasında eşi şehit, oğlu ile kendisi de gazi olan Türkan Güder ile bir araya gelerek, başsağlığı ve sabır dileğinde bulundu. Semiha Yıldırım ve Bakanımız Dr. Fatma Betül Sayan Kaya’ya ziyaretlerinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık da eşlik etti. Yıldırım, daha sonra Kazan ilçesine geçerek, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit olan vatandaşların aileleri ile görüştü.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 17

SAYIN BAKANIMIZ DR. FATMA BETÜL SAYAN KAYA SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN, 30 AĞUSTOS DOLAYISIYLA ŞEHİT YAKINLARINI VE GAZİLERİ AĞIRLADIĞI CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ’NDEKİ TOPLANTIDA KONUŞTU >>

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Fatma Betül Sayan Kaya, hükûmet olarak şehit yakınları, gazi ve gazi yakınları ile sivil terör mağdurları için ne gerekiyorsa yaptıklarını, yapmaya da devam edeceklerini belirterek, başta ekonomik destek ve sosyal hizmetler olmak üzere hayatın her alanında yanlarında olacaklarını söyledi. Üzerinden üç aydan fazla bir süre geçmesine rağmen 15 Temmuz gecesinin dün gibi akıllarda olduğunu dile getiren Bakan Kaya, 15 Temmuz’un, Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi milletin kahramanlık destanı yazdığı, yeniden diriliş ve uyanış gecesi olduğunu aktardı. Törende, o gecenin kahraman şehitlerinin yakınları, gazilerle ülkeyi yer, zaman, durum fark etmeden terör örgütlerine karşı savunan ve bayrağın özgürce dalgalanması için şehâdete yürüyen güvenlik güçlerinin ailelerinin de bulunduğunu ifade eden Bakan Kaya, 15 Temmuz’daki darbe girişiminde, dini istismar eden, gözlerini, gönüllerini ihanet bürümüş teröristlerin 40 yıllık emellerini, milletin 12 saatte bertaraf ettiğini vurguladı.

“KARDEŞLİĞİMİZİ BOZAMAYACAKSINIZ” Bakan Kaya, “Bugün Türkiye çok daha güçlüyse, selamet içinde, millet olarak varlığımızı sürdürüyorsak 15 Temmuz gecesi Sayın Cumhurbaşkanımızın cesareti, bilgeliği sayesindedir. 15 Temmuz gecesi, milletimizin birliği için

bir dönüm noktası olmuştur. Birileri mezhep kavgasıyla, bölgesel ve etnik millîyetçilik kışkırtmalarıyla bizleri birbirimize düşüreceklerini sanıyorlarsa, buradan açık ve net bir şekilde ifade etmek istiyoruz ki, başaramayacaksınız. Kardeşliğimizi bozamayacaksınız.” diye konuştu. 15 Temmuz gecesi bir safhası yaşanan bu mücadelenin, milletin var olma mücadelesi, devletin ve milletin beka meselesi olduğuna dikkati çeken Bakan Kaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla operasyonların başladığını, sınır bölgelerinin teröristlerden temizlendiğini söyledi.


18 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

Bakan Kaya, 15 Temmuz'daki darbe girişiminde, dini istismar eden, gözlerini, gönüllerini ihanet bürümüş teröristlerin 40 yıllık emellerini, milletin 12 saatte bertaraf ettiğini vurguladı. “Selam ve dualarımız, kahramanca mücadele eden milletimizin, güvenlik güçlerimizin üzerine olsun.” diyen Bakan Kaya, 15 Temmuz gecesi, üç çocuk annesi Türkan Türkmen Tekin’in her türlü dayatmayı reddettiğini ve canilerin kullandığı tankın altında kalarak şehit düştüğünü hatırlattı. Kahraman astsubay Ömer Halisdemir’in “Devletimiz yıkılmasın, milletimiz bölünmesin!” diye şehit düştüğünü dile getiren Bakan Kaya, “Kadın, çocuk, genç, yaşlı 241 vatandaşımız 79 milyon mağdur olmasın, geleceğimiz ipotek altına alınmasın diye şehit düştü. Bugün onların aziz hatıraları, anneleri, babaları, evlatları, kardeşleriyle birlikte hepimizin yüreğindedir.” ifadesini kullandı. Bakan Kaya, tarih boyunca hainlerin sinsi planlarıyla karşı karşıya kalındığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama onların hesap edemedikleri iki şey vardı. Onlar Allah’ın bütün hesapların üzerinde olduğunu unuttular ve gazi milletimizin tüm planları boşa çıkaracağını da hesap edemediler. İşte 15 Temmuz gecesinin sırrı burada. Bugün de Mardin’de, Şırnak’ta, Hakkâri’de, Cerablus’ta şehâdete yürüyen evlatlarımız sadakat ve vefayı, kahramanlığı, Seyit Onbaşı’nın ruhunu bizlere göstermekte. Piyade Yüzbaşı Oğuz Özgür Çevik, Dağbaşı Tepe’deki çatışmada mermi seslerinin arasında arkadaşlarının yaralarını sarmıştı. Kahraman subayımız bir başka çatışmada 20 Ekim 2016’da Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde Hisar Dağı’nda şehit oldu. Bizler bu topraklarda yıllarca vatan müdafaası için bedel ödedik, gerektiğinde de ödemeye hazırız. Fedakârlığın mimarı bu şerefli evlatlarımızla aynı topraklarda yaşamaktan büyük bir onur duyuyorum. Şehit yakınları

ve gazilerimiz önce Rabb’imizin sonra milletimizin bizlere emanetleridir. Sizler için ne yaparsak yapalım Halil Kantarcı’ya, Sevgi Yeşilyurt’a, baba oğul kahramanca şehâdete yürüyen Erol ve Abdullah Tayyip Olçok’a, burada adını sayamadığım daha nice şehitlerimize vefa borcumuzu ödeyemeyiz. Sizlerin göstermiş olduğu büyük fedakârlık karşısında bizler de aynı ruhla, aynı inançla, aynı fedakârlıkla çalışmaya devam edeceğiz. Hükûmet olarak şehit yakınlarımız, gazi ve gazi yakınlarımız ile sivil terör mağdurlarımız için ne gerekiyorsa yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Başta ekonomik destek ve sosyal hizmetler olmak üzere hayatın her alanında sizlerin yanında olacağız.”

“ŞEHİT YAKINLARI İÇİN KAMUDA İSTİHDAM SAYISINI İKİYE ÇIKARTTIK” Bakan Kaya, hükûmetleri döneminde şehit yakınları için kamuda istihdam sayısını ikiye çıkarttıklarını hatırlatarak, malûl gazilerin yanı sıra gazi yakınlarına ve terör mağdurlarına birer istihdam hakkı getirdiklerini söyledi. Faizsiz konut kredisi uygulaması, eğitim, sağlık desteği, ücretsiz seyahat hakkı gibi birçok alanda sosyal yaşamı kolaylaştıran iyileştirmeler yaptıklarını anlatan Bakan Kaya, “Bugüne kadar Bakanlığımız tarafından 15 bin 46 kardeşimizin atama işlemlerini sonuçlandırdık. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın teveccühleriyle 2 bin 28 kardeşimizin daha atamasını gerçekleştiriyoruz. Bu atamaların şimdiden tüm kardeşlerimize, ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.” diyerek konuşmasını tamamladı. Konuşmaların ardından 2 bin 28 gazi ve şehit yakınının ataması gerçekleştirildi.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 19

SAYIN BAKANIMIZ DR. FATMA BETÜL SAYAN KAYA’DAN 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ GAZİLERİNE VE ŞEHİT YAKINLARINA ZİYARETLER Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Fatma Betül Sayan Kaya, FETÖ’nün darbe girişimine ilişkin, “Milletimiz, Türkiye demokrasisi ve millî iradenin yanında duruşuyla dünyaya mesaj verdi.” dedi.


20 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

“Milletimiz çok büyük demokrasi zaferi kazandı. Hep birlikte vatan ve millet için mücadele ettik. Milletimizin, polisimizin, medyanın desteğini unutmayacağız” Bakan Kaya, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi ve İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavileri devam eden yaralıları ziyaret etti. Hastalarla yakından ilgilenen ve sağlık durumları hakkında bilgi alan Bakan Kaya, Ankara’nın ardından İstanbul’da da yaralı ve şehit ailelerini ziyarete ettiklerini söyledi. Yaralıların ailelerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını getirdiğini ifade eden Bakan Fatma Betül Sayan Kaya, hastalara geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Olayın yaşandığı gece kendisinin de TBMM’de olduğunu anımsatan Kaya, vatandaşların o gece meydanda olmasının çok önemli olduğunun altını çizdi.

Bakan Dr. Fatma Betül Sayan Kaya 15 Temmuz darbe girişimini durdurmak isterken şehit düşen veya yaralanan vatandaşlarımızın ailelerini ziyaretlerinde, darbe gecesi ile ilgili konuştu. “Meclisi bombalayacak kadar alçaldılar. Milletimiz çok büyük demokrasi zaferi kazandı. Hep birlikte vatan ve millet için mücadele ettik. Milletimizin, polisimizin, medyanın desteğini unutmayacağız. Tüm siyasi partiler meclisteydi. Milletçe bu kalkışmaya hep birlikte ‘Dur!’ dedik. Sizler kahramansınız. Allah sizden razı olsun. Sizler millî kahramanlarsınız. Milletimiz Türkiye demokrasisi ve millî iradenin yanında duruşuyla dünyaya mesaj verdi. Bu hain darbe planlarını hiçbir şekilde Türkiye’ye


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

uygulayamayacağını siz gösterdiniz. Bu kurşunları asker değil, asker kılığındaki FETÖ örgütünün teröristleri sıktı. Silahsız vatandaşlara milletin parasıyla alınan silahları doğrultular. Hepsi cezalarını çekecekler.” Bakanımız, Türk milletinin kahramanca mücadele verdiğini ve Türk milletinin bir ferdi olmaktan büyük onur duyduğunu ifade etti. Halkın demokrasisine ve millî iradesine sahip çıkmak için, tanklara ve bombalara rağmen, dimdik ayakta durarak demokrasiyi kimseye feda etmeyeceğini gösterdiğini anlatan Bakan Kaya, “Bakanlığımızda Şehitler ve Gaziler Daire Başkanlığını kurduk. Yaralılarımızın, şehitlerimizin ve gazilerimizin her zaman yanındayız.” şeklinde sözlerini sürdürdü. Bakan Kaya, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit olan Tolga Ecebalın’ın Fatih’teki evine taziye ziyaretine gitti. Şehidin babası Tarkan Ecebalın’a başsağlığı dileğinde bulundu. Baba Tarkan Ecebalın, oğlunun vatan için şehit olduğunu gözyaşlarıyla dile getirerek, “Bir torunum var. Onu da yetiştiriyorum. O da vatanıma feda olsun.” dedi. Ecebalın, torununun babasına yazdığı mektubu da Bakan Kaya’ya vererek, bu emaneti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iletmesini istedi. Kaya, şehidin çocuğunu kucağına alarak, şehit yakınlarının acılarını paylaştı.

AİLE 21

“Sizlerin dik duruşu sayesinde bu hainler amaçlarına ulaşamadı.” Bakan Kaya ayrıca İstanbul Esenler şehitleri Türkmen Tekin, Mehmet Şefik Şefkatlioğlu ve Muhammed Ali Aksu’nun ailelerine taziye ziyaretinde bulunarak baş sağlığı diledi. AK Parti Kadın Kolları Başkanı ve Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam’ın da eşlik ettiği ziyarette yaralılarla yakından ilgilenen Bakan Kaya, “Sizlerin dik duruşu sayesinde bu hainler amaçlarına ulaşamadı.” dedi. Darbe gecesi elindeki Türk Bayrağını bırakmayarak 15 Temmuz’un sembollerinden biri haline gelen Levent Karabilek’i ziyaretinde; darbeci hainlerin asker, polis, sivil demeden bütün milleti hedef aldığını söyledi ve vatanına karşı böyle bir ihanetin içine girenlerin en ağır cezayı alacağını ifade etti. Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sokağa çıkın çağrısıyla meydanlara indiğini söyleyen ve kolundan yaralanan Levent Karabilek ise “Türk bayrağı yaralandığım gece elimdeydi. Sağ kolumdan vurulmamın ardından yere düşen bayrağımızı sol elimle yerden geri aldım. Odamdaki bu bayrağın üzerinde benim kanım var.” dedi.


22 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

“Şehit düşen kahramanlarımız iman gücüyle tanklara meydan okudular. İkinci bir kurtuluş savaşı verdik.” Darbe girişimine karşı duranlardan 68 yaşındaki Ali Yılmaz ise o gece yaşadıklarını Bakan Kaya’ya şöyle anlattı: “Ben 68 yaşındayım, varlığı da gördüm yokluğu da. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından sonra tepkimi göstermek için dışarı çıktım. Sayın Cumhurbaşkanım, uzun adam… Onun çağrısı üzerine her vatandaş gibi ben de duramazdım. Genelkurmay Başkanlığının önüne geldik. Korkunçtu. Polis arabaları, tankların altında ezilmiş, cesetler yerde... Bu tür manzaralarla karşılaştığım zaman, ben ilk olarak tankın üzerine çıktım. Tankın üzerine çıkan ilk kişi ben oldum ve dedim ki “Açın tankı, ben de geleceğim oraya!” sonra diğer tanklarla mesajlaştılar ve “Yaklaşmayın, tanklara binecekler. Biz istila edildik, siz edilmeyin!” dediler. Oradan bir polis arkadaş işaret etti ve o tankların da üzerine çıkıldı. Çaresiz kaldı o askerler ve Genelkurmayın duvarlarını yıkan 11 tank içeri girdi. Sonra bize Genelkurmay Başkanımızın rehin olduğu söylendi. “Biz, bu güçle onu da alırız.” dedik. Öncüydüm. Canım da feda olsaydı. İçerde birinci katta grup halinde arkadaşlarla Istiklâl Marşı’nı söyledik ve ikinci kata çıktık. Askerler bizi gördüğünde, silahlarıyla çekildiler. Genelkurmay Başkanlığında uzun bir koridor vardı. Dip tarafta bir binbaşı vardı. Cehenneme de gitse, bulacağım ben. Elbisesi binbaşıya aitti ama içindekinin hiç de binbaşıya benzer bir tarafı yoktu. Darbe girişiminde bulunanlar asker değildi. Benim askerim, bana kurşun atamaz. Ben ikinci kata gelinceye kadar 50 askerle karşılaştım. Nöbet tutan asker, nöbeti bırakıp kaçtı. Binbaşı geldikten sonra ‘Ölümüne vur!’ emri verdi. İlk kurşun bana sıkıldı. Koruyan Allah koruyor. Yarım santim daha yana gelse kalbime girecekti.”

Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığına yapılan hain saldırıda şehit düşen Zeynep Sağır’ın evini ziyaret eden Bakan Kaya, darbe girişimine kalkışanların bu ülkeye en büyük ihaneti yaptığını söyledi. Şehit Zeynep Sağır’ın emekli Özel Harekâtçı eşi Oktay Sağır, “Darbe girişiminin ardından eşime telefon geldi. Arkasına bile bakmadan hemen çıktı. Elinde Türk bayrağı olan insanlara ateş edecek kadar gözleri dönmüş olan bu hainler zerre kadar insanlıktan nasibini almamışlar. Bunlar Türk ve Müslüman olamazlar.” dedi. “Devletimiz yaptığı operasyonlarla bu hainlerin tepesine balyoz gibi iniyor.” diyen Oktay Sağır, “Önce vatan diyen herkes şu anda bir olmuş durumda. Allah ülkemize güç kuvvet versin.” ifadesini kullandı.

Bu hain örgütün milletin parasıyla alınan silahları millete doğrultacak kadar gözü dönmüş olduğunu belirten Bakan Kaya ise darbe girişimine katkı sağlayanların hak ettikleri cezayı alacaklarını söyledi.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 23

Bakan Dr. Fatma Betül Sayan Kaya sonraki ziyaretini Genelkurmay Başkanlığının önündeki saldırıda şehit düşen Necati Sayın ve damadı Fazıl Gürs’ün yakınlarıyla gerçekleştirdi. Darbe girişimine karşı koyarken bacağından yaralanan Şehit Necati Sayın’ın kızı Ayşe Emine Sayın, o gece yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Olayların başlamasının ve Cumhurbaşkanımızın çağrısının ardından sokağa çıktık. Arabamızı Kızılay’a bıraktık. Oradan yürüyerek Genelkurmay’ın önene geçecektik. O arada tanklar geçiyordu. İleri geri yapıyordu insanları ezmek için. Babam o ara bizden ayrıldı taş attı onları durdurmak için sonra Genelkurmay’ın oraya döndük. Ondan sonra tankların üzerimize doğru geldiğini gördük. İnsanlar koşuşturmaya başladılar. İnsanların tank geçtikçe sağa sola savrulduklarını gördüm. Babam ve eniştem de o kalabalığın içindelerdi. Yaralanmıştım zar zor ayağa kalktım, yardım edin diye bağırdım. O an ayağım koptu sandım.” Necati Sayın’ın kızı ve Fazıl Gürs’ün eşi olan Bilge Gürs ise, “Olaylar başladığında eşimi aradım ve hakkını helal et bir şeyler olabilir, dedim. Birbirimize hakkımızı helal ettik ve telefonu kapattık. Daha sonraki aramalarımda babam ve eşime ulaşamadım. Sonra kardeşim aradı ve korkma abla verecek bir canımız var.” dedi.

Bilge Gürs, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kardeşim aradığında tankın saldırısı sonucu babam ve eşimin şehit olduğunu öğrendim. Ben olayı duyunca kendimi sokağa attım hastaneye gittim babamı gördüğümde yaralıydı yoğun bakıma alındı, yarım saat sonra vefat etti. Tank köprüdeki bütün insanları sürükleyerek aşağı düşmelerine neden oldu. Babam vefat edince ben kendimi silahların önüne attım ‘Gücünüz yetiyorsa beni de vurun! Benim sevdiğim kişiyi aldınız çünkü!’ dedim. Bizi yasak diyerek hastaneden sabah altıya kadar çıkarmadılar. Verecek bir canımız var şöyle bakınca ne zaman vereceğimiz de alnımızda yazılı zaten. Eşimle babam aynı yere gittiler ve şehit oldular. Allah güç veriyor. Tamamen şehitliğin verdiği bir şey… Babam çok acı çekiyordu gördüğümde. Ama vefatında gören herkes yüzünün güldüğünü söylüyor. Yüzüne nur çökmüştü.” Şehit Necati Sayın’ın eşi Vehibe Sayın da birkaç çapulcunun gücünün Türkiye’yi bölmeye yetmeyeceğini söyledi. Vehibe Sayın, “Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine tereddüt etmeden dışarı çıktık. Cumhurbaşkanımız ve sizlerin emeği olmasaydı Allah bu ülkeyi korumazdı.” dedi.


24 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

DARBEYE KARŞI DURAN BİR ANADOLU KADINI:

ŞERİFE BOZ İLE SÖYLEŞİ

Babam ve eşim hafriyatçı olduğu için, kamyon kullanmak ilgi alanıma girdi. Tabii ki kamyonu kullanıyorum ama hafriyata falan gitmiyorum. Ben resmen savaşa gittim. Olağanüstü bir durum söz konusuydu ben de kendimde olağanüstü bir güç hissediyordum. Çok büyük duygularla oraya gittim.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

>>

Devleti yönetme gücüne silah zoruyla sahip olmak için darbe girişiminde bulunan Fethullahçı Terör Örgütü’ne(FETÖ) mensup askerler, 15 Temmuz 2016 akşamı darbe girişiminde bulundu. Ülkemizin yakın tarihinde şiddetli bir travma olarak yerini alan, demokrasimize olduğu kadar millî ve manevi birliğimize de darbe yapmayı amaçlayan şer odaklarının oyunu, kadınından erkeğine, yaşlısından gencine tüm milletimizin iradeli duruşuyla bozuldu. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok şehrimizin önemli noktalarına operasyonlar düzenlendi. İnsanlarımızda kısa bir şaşkınlık sonrası meydanları doldurup darbeci askerlerin karşısına dikildi. Vatanı, bayrağı ve imanı için göğsünü siper eden milletimiz, büyük bir dayanışma ve birlik örneği gösterdi. Hem o gece hem de takip eden akşamlarda alanlar hiçboş bırakılmadı. Tehlike bertaraf edilip sular duruldukça bu menfur olaya karşı duran milletimize ait kahramanlık hikâyeleri de ardı ardına ortaya çıkmaya başladı. Kamyonuyla Taksim Meydanı’na giren Şerife Boz, yıllar geçse bile birçok insanın aklından çıkaramayacağı bir kahramanlık hikâyesiyle hafızalara kazındı. Onun ve çevresindekilerinhikâyesi, kadın ya da yaşlı demeden bu aziz milletin bir ferdi olmaktan doğan sorumluluklarımızın olduğunu bir kez daha hatırlattı bizlere.

O karanlık gecenin akıllara kazınan bir görüntüsü olan kamyonla Taksim Meydanı’na çıkışınız, medyanın oldukça ilgisini çekti. Eminim çoğunluk kamyonla darbeye karşı mücadele hikâyenize aşinadır ama sizin ağzınızdan bir kez daha dinlemek, biraz cesaret ve çokça vatan sevgisiyle neler yapılabileceğini duymak isteriz. O geceyaşadıklarınızı kısaca anlatır mısınız? “Darbe yapılıyor!” haberleri ortalıkta dolaşırken evde tedirgin şekilde haberleri izliyordum. Sayın Cumhurbaşkanımızın “Meydanlara gelin!” sözü ağzından çıkar çıkmaz hiç durmadan yalın ayak sokağa fırladım. Neredeyse Çeliktepe

AİLE 25

O anları anlatamam size; alkışlar ve sloganlar eşliğinde yüzlerce kişi kamyonun üstünde ilerledik ve Taksim’e vardık. Başımı camdan çıkartıp sürekli tekbir getiriyordum. Bütün halk bağırıp sevinçle yanımıza geldi. Bana orada “Şerife Bacı” diye bağırdılar. Adımı nereden biliyorlar derken, meğer Kurtuluş Savaşı kahramanlarından birinin adı da Şerife’ymiş. Bu da ayrı bir gurur oldu benim için. Levent’ten Boğaz Köprüsü’ne kadar koştum. Bir şeyler olduğunu biliyorduk ama detayına hâkim değildik. Vatanım, bayrağım vemilletim için canımı veririm diyerek gittim zaten. Devlet için, millet için, din için oradaydık. Çocuklarımı bırakıp evden çıkarken dönüp arkama bile bakmadım.

Tabii bu olay çok büyük bir ehemmiyete sahip, başka hayat tecrübeleriyle mukayese edilemez fakat genel olarak da bu kadar gözü kara, yüksek cesaretli bir insan mısınızdır? Normalde eşimin yüksek sesle konuşmasından bile korkarım, çekingen biriyimdir yani. Bu olaydaki hissettiğim duygular çok olağanüstüydü. Öyle günlük hayatımda kırk kere düşünüp verdiğim kararlara benzemiyordu. Eşim evden çıkarken bir yere ayrılmayın dedi ama ben kamyonla peşinden gittim. O akşam gözüm ne eşimi, ne çocuklarımı gördü. Hiçbir şeyden korkmadım. Eşim önden gitmişti. Oğlum geri dönmem için yalvardı. Takdir-i ilahidir, ne yazmışsa onu göreceğiz dedim; kızlar, diğer çocuklar hep arkamdan geldi. Ailece çatışmanın ortasına yürüdük. Tankların yanına, karakola kadar gittim. Askerle yüz yüze geldik. Ölseydik ailece ölecektik. Demek ki daha içecek suyumuz varmış.


26 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

İnsan psikolojisinin millî ve manevi değerlere karşı inanılmaz bir direnç gösterdiği gerçeğini bir kez daha doğruluyor yaşadıklarınız. O gece bu zor kararları bir an bile düşünmeden almışsınız. Köprüden eve kadar yürüyerek gidip döndük. O gece yaşadıklarım bir hayal gibi geliyor şimdi. Düşman düşmana yapmaz, askerimiz bunu nasıl yapar diye çok düşündüm. Sabaha kadar köprünün üzerinde ağladım. Haftada 3 gün geçtiğimiz köprüyü tanıyamaz olmuştuk.

Anladığım kadarıyla 15 Temmuz ŞehitlerKöprüsü’nde yaşadığınız o sarsıcı olaylardan sonra korkudan kabuğunuza çekilmek yerine daha çok mücadele etmek istemişsiniz. Ardından da Taksim Meydanı’na o meşhur kamyonla kalabalığı taşıma görüntüleriniz var değil mi? Boğaz Köprüsü’nde sivil halka ateş açılınca çevresindekiler korkmaya hatta geri dönmeye başladılar, gücümüz yettiğince, sesimiz çıktığınca onları uyardık. Selâları duydukça bambaşka duygularla doluyordum. Bol bol dua okudum. İki gece bu şekilde sabahladık. Allah beterlerinden korusun. O rütbeli askerler benim kadar azimli olamazdı. Savaş da olsa hazırım, göğsümü gere gere tekrar giderim. Sabah eve döndükten sonra Taksim’e gitme kararı aldım. Bu sefer çocuklarımı ve torunlarımı, hatta mahalleden birçok kişiyi de kamyona doldurup yola çıktık. Kamyonla caddeye indiğimde Beşiktaş ışıklarında bir grup, kamyonun çevresini sardı. Binenler oldu. O anları anlatamam size; alkışlar ve sloganlar eşliğinde yüzlerce kişi kamyonun üstünde ilerledik ve Taksim’e vardık. Başımı camdan çıkartıp sürekli tekbir getiriyordum. Bütün halk bağırıp sevinçle yanımıza geldi. Bana orada “Şerife Bacı” diye bağırdılar. Adımı nereden biliyorlar derken, meğer Kurtuluş Savaşı kahramanlarından birinin adı da Şerife’ymiş. Bu da ayrı bir gurur oldu benim için.

Kamyonu alıp yola çıkarken bir sorumluluk aldığınızı düşündünüz mü? Aslında daha önemli soru şu;

öncesinde böyle bir aracı kullanma tecrübeniz var mıydı? Çocuklarımı, torunlarımı vekomşularımı kamyona bindirip yola çıktığımda çok önemli bir görevim varmış gibi hissediyordum. Kamyonu ben kullandım. E sınıfı ehliyetim yok ama kamyon kullanabiliyorum. Babam ve eşim hafriyatçı olduğu için, kamyon kullanmak ilgi alanıma girdi. Tabii ki kamyonu kullanıyorum ama hafriyata falan gitmiyorum. Ben resmen savaşa gittim. Olağanüstü bir durum söz konusuydu ben de kendimde olağanüstü bir güç hissediyordum. Çok büyük duygularla oraya gittim. Sabaha kadar bağırdım. Sesim kısıldı. Aracı yolda giderken insanlarla doldurmak anlık gelişen olaylar oldu. Oraya gidince de tekbir getirdik, dualar okuduk. Bu kadar ilgi uyandıracağını hiç düşünmemiştim.

Bu menfur hadise bastırılıp tehlike bertaraf edilince yani sular durulunca hiç kendi kendinize “Ya ben bu işi nasıl başardım, aslında çok tehlikeli bir işmiş altından nasıl kalktım?” dediğiniz bir an oldu mu? Bana böyle sorulduğunda samimiyetle şu cevabı veriyorum; öncelikle dört çocuğum ve torunumla birlikte


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

alanlara inmekten gurur duydum. Darbeci askerlerle, çok karşı karşıya geldik. Onları alıp götürdüler. Gençler hep tankların üstündeydiler. Fotoğraflar çektiler. İnanın bir an bile korkmadım. Hep birlikte çok mücadele verdik. Cumhurbaşkanımız çağrı yaptığında düşünmeden yola çıktım. Kızlarım “Anne nereye gidiyorsun?” dediler, çarşafımı üstüme giyer giymez hemen düştüm yola. Hiç kimseyi dinlemedim. Sonrasında da vermiş olduğum bu kararları bir an için bile sorgulamadım. Sadece aklıma geldikçe gurur duyuyorum, bu da beni mutlu etmeye yetiyor.

Bütün bu kargaşanın, mücadelenin ortasında umudunuzu yitirdiğiniz oldu mu? Çünkü bu menfur olayın en şiddetli yaşandığı alanlarda cesaretle bulundunuz, karşınızda kendi milletine karşı silahlı çatışma yaratan askerleri gördüğünüzde inancınızın kırıldığını hissettiniz mi? Öncelikle şunu söyleyeyim, böyle bir duygunun, düşüncenin içine hiç girmedim. Köprüde ağladığımız zamanlar da oldu. Üzerimize kurşun yağıyordu ama inanın milletimize olan inancım hiç kırılmadı. Geleceğimiz için milletimiz için endişeleniyordum ama yine de gözümüze korku görünmüyordu. Her şeyi göze alarak Allah’ın izniyle oraya gitmiştik.

Şimdi güvene ve rahata kavuştuğumuz bu günlerde, geriye baktığınızda o geceye ve sonrasına dair aklınızda kalan hiç unutamayacağınız bir anekdot ya da olay var mı? O geceye dair akımda kalan ilginç anılardan biri de bekleyişimiz esnasında torunumun Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün ayaklarından birine “Öyle yağma yok, bırakmayız.” yazmasıydı. Daha sonra o yazının altında eşim ve torunum ile fotoğraf çektirdik. Gerçekten de orada yazan yazı gibi hissediyordum yani içimdeki ses tam da öyle diyordu.

Ben müsaadenizle eşinize de sormak isterim. Şenol Bey, eşinizin 15 Temmuz gibi önemli bir gecenin

AİLE 27

sembollerinden birine dönüşmesi konusunda ve tabii ki o gece yaşananlar noktasında siz neler düşünüyorsunuz? Öncelikle size yaptığım işi söylemek isterim, ben nakliye işiyle uğraşıyorum. Yani kamyon kullanmak işimin önemli bir parçasını oluşturuyor. Hasta olduğum günlerde veya mecbur kalırsak eşim kamyonu kullanabiliyordu. O akşam korna ve sevinç nidalarını duyup baktığımda Taksim Meydanı’nda kendi kamyonumu gördüm ve çok şaşırdım. Her ne kadar ben onların can güvenliğini düşünerek evden ayrılmamalarını tembihlediysem de eşimin beni dinlemeyip böyle bir mücadelenin sembol isimlerinden birine dönüşmesinden gurur duydum. O geceyle ilgili söyleyeceklerim ise biz ailece 10 yaşındaki torunumuzdan 82 yaşındaki dedemize kadar meydanlardaydık. İmanımız aynı, din kardeşiyiz, mesele bu. Önemli olan “Bu bayrağın altına toplanabilmektir.” diye düşünüyorum.

Peki, Şerife Hanım size teşekkürlerimi sunarak son bir soru daha sormak isterim, bu menfur olaylar bastırılıp sular durulunca ve içimizdeki hain insanların devletimize, milletimize ve demokrasimize verdikleri tahribatlar umdukları gibi sonuçlanmayınca neler hissettiniz? Darbe girişiminin tahmin ettikleri gibi başarıya ulaşmamasına çok sevindik ve eğer bu başarıda biraz olsun benim de katkım varsa bundan çok hoşnut kalırım. Allah, devletimize ve milletimizi zeval vermesin. Devletimiz ve milletimiz büyük bir beladan kurtuldu. Rabbim, Cumhurbaşkanımıza büyük güç ve kuvvet versin ki böyle kötü günleri tekrardan yaşamayalım. Hak Teâlâ içimizdeki hainlere asla fırsat vermesin. Bu darbe falan değildi. Bu, Türkiye’yi parçalamak için yapılmış çok alçakça bir olaydı. Neyse ki umdukları gibi sonuçlanmadı. Bu güzel söyleşi için ve bana da fırsat verdiğiniz için çok teşekkür ederim.


28 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

15 TEMMUZ 15 TEMMUZ: KARANLIĞA MEYDAN OKUYAN BİR MİLLETİN HİKAYESİ 15 TEMMUZ ŞEHİTLERİNE TANINAN HAKLAR 15 TEMMUZ’DA MALÛL SAYILACAK ŞEKİLDE YARALANAN GAZİLERE SAĞLANAN HAKLAR 15 TEMMUZDA MALÛL SAYILACAK ŞEKİLDE YARASI OLMAYAN GAZİLERE SAĞLANAN HAKLAR


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 29

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Şehit Yakınları ve Gaziler Dairesi Başkanlığı

HAİNCE İHTİLALDEN MİLLETÇE İSTİKLÂLE “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” Mithat Cevdet Kuntay

>>

Üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen, etkisinden çıkamadığımız bir terör saldırısı yaşandı 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece. Bir soluğu ihanet, bir diğer soluğu kahramanlık olan. Tarifi imkânsız hüzünlere vehafızalardan hiç silinmeyecek bâkî şereflere ev sahipliği yapan. O gece, sevdiğini kaybedenin en acı feryadı, vatanı kurtarmanın ise en vâkur duruşu... “Darbe oluyormuş!” cümlesi dillerde. Kimse ne olduğunu anlamış değil. Televizyon yayınları, mesajlar, aranan aileler… Kimse birbirini korkutmak istemiyor. Dudaklardan dökülen tek kelime “iyiyim.” olsa da herkes farkında ki vatan iyi değil. Kalplere yıl gibi gelen kısa bir zaman geçiyor. Devletin başından, başkomutandan talimat geliyor. “Milletimi sokaklarımıza, illerimizin meydanlarına, havalimanlarımıza davet ediyorum.” Ve işte artık zamanı: Vatanın milletine ihtiyacı var! Ülke sevdalıları, geri dönmeyecekmişçesine sevdikleriyle kucaklaşıyor. Gücü olan savunmaya gidiyor, olmayan seccadesine sarılıp dualarıyla kalkan oluyorlar yiğitlerine. Yıllardır bize çatı olan, yuva olan vatanlarının arkasında dağ gibi duruyorlar. 7’den 70’e ellerinde bir tek ay yıldızlı bayrak, yüreklerinde vatan aşkıyla bir millet şahlanıyor. Öyle ki semadaki uçaklara, helikopterlere ve tanklara kimse aldırış etmiyor. Ölümden bile korkmayan bu milleti korkutacak bir şey var mı ki şu dünyada! Ne kalabalıklar ikna edebiliyor asker kılığındaki alçakları, ne onlar kabul ettirebiliyor geri çekilmeyi millete. Nasıl bir

gaflet içindedirler ki düşünmüyorlar bu millet asla teslim etmez sancağını.İşte o zaman hainlerin cüretleri boyut değiştiriyor. Bombalar ve silahlar… Aynı gecede yaşanıyor her şey, 12 saat içinde. Aynı anda sönüyor yüreklerdeki ışıklar, yine birden aydınlanıyor kapkaranlık cadde ve sokaklar. Sabahın habercisi olan şafak vaktinde duyuluyor en acı feryatlar… Bir sessizliğe bürünüyor her taraf…Saatler önce helâlleşip vatan savunmasına giden o yiğitler şimdi yerde yatıyor. Hainler o an bitti zannederek “Kırdık direnişi. Kazandık.” diyor. Lâkin hesap etmiyorlar ki “Biz bir ölür, bin diriliriz.”Savaş cephesi misali akın akın geliyor kahramanlar,birinin yerini diğeri alıyor. İsimler önemini yitiriyor adeta; bir meçhûlasker olup rüzgârını bekleyen tepenin aziz bayrağını koruyorlar. Saatler biraz daha ilerliyor, mücadele devam ediyor. Bu vatanın evlatları; sivili, polisi, askeri omuz omuza verip etten bir duvar oluyor.Aralarından cesareti bu dünyaya sığmayan biri çıkıyor. Adı Ömer. İhanet içinde gözü kararmışları durdurmak için bir an bile geri adım atmıyor.“O makam senin namusundur Ömer. Biliyorsun, bu yolun sonunda şehâdet var. Hakkını helâl et.” emri geliyor komutanından. Parmakları hiç tereddüt etmeden, basıyor tetiğe, vuruyor haini alnının ortasından. Ama o alçakların gözü kararmış bir kere. Kurşun yağdırıyorlar Ömer’in üzerine. Şehâdet makamına erişirken otuz kuş da ona eşlik ediyor.Bütün gece böyle kahramanlıklara şahit oluyor karanlık sokaklar. Ve nihayet gün doğuyor, vatan tekrar kurtarılıyor.


30 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

Akif’in de nazm ettiği gibi: “Asım’ın nesli… Diyordum ya… Nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.” Otuz yılı aşkın bir süredir amacı ülkemizi bölmek olan birden fazla terör yapılanması ile savaşılmaktadır. Bu mücadelelerin sonucunda da kolluk kuvvetlerimizden ve sivillerimizden sayısız şehit ve gazilerimiz olmuştur. Devlet olarak, vatanımızı ve bayrağımızı savunmaya cansiperane gidip dönemeyenlerin yakınlarının ve gazilerimizin her daim yanlarında olduk ve olmaya devam ediyoruz. Bu gururu bizlere yaşatan kahramanlarımızı, o kahramanları doğuran annelerini, büyüten babalarını, yollarını gözleyen eşlerini, çocuklarını ve kardeşlerini asla unutmuyoruz ve halkımız adına minnet borcumuzu ödemek için Bakanlık olarak canla başla çalışıyoruz. Yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi neticesinde 249 şehidin ailesi ve sevdikleri kalıyor geride.Türkiye’nin en büyük ailesi olan Bakanlığımız, olay anından itibaren şehit ailelerinin ve gazilerin yanında yer alıyor, onların acılarına ortak oluyor. “Biz büyük bir aileyiz.” diyerek geride kalanları kucaklıyor, sarmalıyor… Bakanlığımız bünyesinde şehit yakınları ve gazilerimizle özel olarak ilgilenmek için Şehit ve Gaziler Dairesi Başkanlığı bünyesinde çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalara örnek olarak: • 27 Temmuz tarihinde gerek 15 Temmuz gazilerimizi gerekse de şehitlerimizin emanetleri olan yakınlarını kucakladık, istihdam hakkını kullanmak isteyen ve müracaatta bulunan hak sahipleri Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın huzurlarında bir araya geldiler. • Karanlık geceden 14 gün sonra 29 Temmuz’da Başkanlığımız, milletin kahramanları ve aileleri milletin başı ile buluşturulmak üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Kültür ve Kongre Merkezinin açılış törenine götürüldü. Burada, şehit yakınları ve bizzat o gece kahramanca mücadele edip gazilik makamına ulaşanlar, Cumhurbaşkanımızla buluşup görüşme imkânı buldular. Acılarını paylaşarak tüm dünyaya, dosta düşmana birlik ve beraberlik görüntüsü verdiler.

aşkanlığımızın öncülüğünde, Türkiye Cumhuriyeti’nin B kuruluşunu müjdeleyen 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda, yine milletin kahramanlarının aileleri ve gazilerimiz Külliye’de Cumhurbaşkanımızla bir araya getirildiler. Ağrı Dağı’ndan Ergene Ovası’na, Kaçkarlardan Aladağlara kadar birliğimizi ve beraberliğimizi tekrar haykırdılar. 15 Temmuz’dan sonraki süreçte, Sayın Bakanımız Fatma Betül Sayan Kaya ve Daire Başkanımız Gamze Ayrım’ın da yer aldığı personelimiz kısım kısım şehit yakınlarının evlerine ziyarete gitti, onların acılarını paylaştı;dertleriyle dertlendi, taleplerini alıp çareler üretti.Halen de bu çalışmalar hız kesmeden devam ettirilmektedir. Aynı şekilde gazilerimiz hem hastanelerde hem de evlerinde ziyaret edilmekte,talepleri titizlikle alınmaktadır. 15 Temmuz şehitlerimizin yakınlarına ve gazilerimize ilişkin sosyal ve ekonomik haklar konusunda da Başkanlığımızda çalışmalar hızlı bir şekilde yürütülmektedir. Bir taraftan acılarını sarmaya çalışırken diğer taraftan da 15 Temmuz kahramanlarının yakınlarının ve de gazilerimizin sorularını/ sorunlarını takip ederek onların toplumsal hayata tutunmalarında bir dayanak olmaya devam etmekteyiz. Başta Ankara ve İstanbul İl Müdürlüğümüzün Şehit ve Gazi İşlemleri personelleri olmak üzere, ilk günden bugüne kadar 15 Temmuz şehitlerimizin emanetlerinin ve gazilerimiz hep yanındayız. Onların her türlü sorunlarına mesai mefhumu gözetmeksizin çözümler üretmeye çalışmaktayız. Yoğun, uykusuz ve meşakkatli geçen günlerden sonra Türkiye’nin en büyük ailesi olan Aile ve Sosyal PolitikalarBakanlığı personeli için görevini yapmanın haklı gururuyla hizmetlerimize kesintisiz ve ayrım gözetmeksizin devam etmekteyiz. Bugüne kadar devletimiz tarafından şehit yakınlarımız ve gazilerimiz için yapılanlar, onların yaptıkları büyük fedakârlık karşısında küçük bir damladan öteye geçemeyecektir. Yukarıda bahsi geçen çalışmalarımızın sonucunda şehit yakınlarına ve gazilere sağlanan hakları sizlere sunuyoruz.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 31

15 TEMMUZ ŞEHİTLERİNE TANINAN HAKLAR >> Aylık Bağlanması Hayatını kaybeden sivil vatandaşların hak sahiplerine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından aylık bağlanmaktadır. Bağlanacak aylık işlemlerinde, ilgililerin mevcut öğrenim durumları esas alınmakta, ancak terör eylemlerine maruz kalan erbaş ve erler gibi yüksek derece ve kademe üzerinden hesaplaması yapılmaktadır. Bu çerçevede, bağlanacak en düşük aylık tutarı 3.203 TL’dir.

anaya olmak üzere ana veya babasına konut sahibi yapmak amacıyla Toplu Konut İdaresince faizsiz olarak kredi verilecektir. 2016 yılı itibariyle faizsiz konut kredisi tutarı 94.000 TL’dir.

Ücretsiz seyahat hakkı

Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın kanuni mirasçılarına 88.596 TL, tazminat ödemesi yapılmaktadır.

Şehitlerimizin anne, baba ile eş ve 25 yaşını doldurmamış çocukları yurt içinde Devlet Demiryolları’nda, Denizyolları Şehir Hatları’nda ve belediye toplu taşıma araçları ile belediye tarafından kurulan şirketler veya özel firmalar aracılığıyla yaptırılan toplu taşıma işinde kullanılan araçlarda ücretsiz seyahat hakkından yararlanabilecektir.

Ek Tazminat veya Emekli İkramiyesi

Elektrik ve su ücret indirimi

Nakdi Tazminat Ödemesi

Hayatını kaybedenlerin hak sahiplerine 150.613 TL tutarında ek tazminat ödenecektir.

İstihdam Hakkı Şehitlerimizin eş veya çocuklarından birisi ile ana, baba veya kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam iki kişi kamuda istihdam edilecektir.

Faizsiz konut kredisi Şehitlerimizin öncelikle dul eşine, eşi hayatta değilse veya evlenmişse kredi kullanacak çocuklardan en az birisinin yetim aylığı almakta olması kaydıyla aylık bağlanma koşullarına bakılmaksızın talepte bulunan çocuklarına müştereken, bu kişiler bulunmadığı takdirde de öncelikle

Şehitlerimizin hak sahipleri, tahakkuk ettirilecek su ücretini % 50’den ve elektrik ücretini de % 40’tan az olmamak üzere belirlenen tarifeler üzerinden kullanım hakkına sahiptirler.

Ek Ödeme ile Eğitim Öğretim Yardımı Şehit çocuklarına ilköğrenimde 1.398 TL, lisede 2.098 TL, yükseköğrenimde ise 2.797 TL tutarında yılda bir defa eğitim öğretim yardımı ödenecektir. Ayrıca, 2017 yılında ek ödeme yapılacaktır.

Askerlik Muafiyeti 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemlere, görevi olmadığı halde mukavemet ederken şehit


32 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

olanların kendinden olma erkek çocukları ile aynı anne ve babadan kardeşlerinin tamamına askerlik muafiyeti hakkı sağlanmıştır.

Özel Tüketim Vergisi Muafiyeti Hayatını kaybetmiş olanların eş veya çocuklarından birisi, eş ve çocuğu yoksa ana veya babasından birisine bir defaya mahsus olmak üzere araç alımında ÖTV muafiyeti sağlanmıştır.

Mesken Vergisi Muafiyeti Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2’yi geçmeyen tek mesken için geçerli olup, bu haktan yararlanmak isteyenlerin konutun bulunduğu yerdeki Belediye Başkanlıklarına başvurmaları gerekmektedir.

Çocukların Özel Öğretim Kurumlarında Ücretsiz Okutulması

harp ve vazife malûlleri, bunların eş, anne, baba ve çocuklarının kamu kurum ve kuruluşlarına ait misafirhane ve sosyal tesislerden bu kurum ve kuruluşların kendi personeline uyguladığı ücret tarifesine göre yararlandırılır. Ücretsiz seyahat kartları aynı zamanda tanıtım amaçlı da kullanılabildiği için hak sahiplerinin bu kart ile ilgili kurumlara müracaat etmeleri gerekmektedir.

Müze ve Ören Yerlerinden Ücretsiz Yararlanma Şehit dul ve yetimleri ile gaziler; «Müze ve Ören Yerlerine Girişlerde Uygulanacak Usul Ve Esaslar Yönergesi» esaslarına göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait tarihî ve turistik yerlerden ücretsiz olarak istifade edebilmektedir. Ücretsiz seyahat kartları aynı zamanda tanıtım amaçlı da kullanılabildiği için hak sahiplerinin bu kart ile ilgili kurumlara müracaat etmeleri gerekmektedir.

Özel öğretim kurumları, öğrenim gören öğrenci sayısının % 3’ünden az olmamak üzere ücretsiz öğrenci okutmakla yükümlüdür ve ücretsiz okutmada şehit ve malûl gazi çocuklarına öncelik verilmekte olup, bu haktan 15 Temmuz şehitlerinin çocukları da yararlanabilecektir. Yararlanmak isteyen hak sahiplerinin SGK’dan alacakları hak sahipliği belgesi ile İl ve İlçe Millî Eğitim Müdürlüklerine ya da ilgili özel öğretim kurumuna başvurmaları gerekmektedir.

Devlet Tiyatroları’ndan Ücretsiz Yararlanma (Eş ve Çocuklar)

Şehitler /Gaziler Gününde İdari İzin

Kredi ve Yurtlar Kurumu (Yurt ve Kredi Önceliği)

2005/27 sayılı Başbakanlık Genelgesi gereğince; kamu kurum/kuruluşlarında görevli olan şehit eş ve çocukları ile anne, baba ve kardeşleri, 18 Mart Şehitler Günü’nde, kamu kurum/kuruluşlarında görevli olan malûl gaziler ve eşleri 19 Eylül Gaziler Günü’nde idari izinli sayılır. Uygulama kişilerin çalıştıkları kurumlar tarafından yerine getirilmektedir.

Sosyal Tesislerden Yararlanma 2006/16 sayılı Başbakanlık Genelgesi gereğince; şehitlerimizin eş, anne, baba ve çocukları ile gaziler,

Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nce, sezon boyunca gazi, şehit dul ve yetimlerine oyunlar, ücretsiz olarak izlettirilmektedir. Ücretsiz seyahat kartları aynı zamanda tanıtım amaçlı da kullanılabildiği için hak sahiplerinin bu kart ile ilgili kurumlara müracaat etmeleri gerekmektedir.

Şehitlerimizin çocukları devlete ait yurtlar ile öğrenim kredileri ve burslardan öncelikle yararlandırılırlar. Ayrıca bu çocuklardan, devlete ait yurtlarda kalmaları halinde kendilerinden yurt ücreti ve depozito alınmamaktadır.

Yükseköğrenim Harç ve Ücret Muafiyeti Şehitlerimizin eş ve çocuklarının durumlarını gösterir belge ile öğrencisi oldukları üniversitenin ilgili birimlerine başvurmaları gerekmektedir.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 33

15 TEMMUZ’DA MALÛL SAYILACAK ŞEKİLDE YARALANAN GAZİLERE SAĞLANAN HAKLAR

>> Aylık Bağlanması

Malûl hale gelen sivil vatandaşların, kendilerine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından aylık bağlanacaktır.

Nakdi Tazminat Ödemesi

Başkasının bakımına muhtaç hale gelen malûllere 177.192 TL, diğer malûllere ise, malûllük derecelerine göre 22.149 TL ile 66.447 TL arasında, tespit edilen tutarda nakdi tazminat ödenmektedir.

Ek Tazminat veya Emekli İkramiyesi

Bakıma muhtaç malûllere 150.613 TL, diğer malûllere ise 101.885 TL tutarında ek tazminat ödenmektedir.

İstihdam Hakkı Gazilerimize kendisi veya eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendisi veya anne, baba veya kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişiye istihdam hakkı sağlanmıştır.

Faizsiz konut kredisi Gazilerimize, bir konut ile sınırlı olmak üzere Toplu Konut İdaresi tarafından faizsiz olarak kredi verilecektir. 2016 yılı itibariyle faizsiz konut kredisi tutarı 94.000 TL’dir.

Ücretsiz seyahat hakkı Gazilerimizin kendileri, anne, baba ile eş ve 25 yaşını doldurmamış çocukları yurt içinde Devlet Demiryolları’nda,

Denizyolları Şehir Hatları’nda ve belediye toplu taşıma araçları ile belediye tarafından kurulan şirketler veya özel firmalar aracılığıyla yaptırılan toplu taşıma işinde kullanılan araçlarda ücretsiz seyahat hakkından yararlanabilecektir.

Elektrik ve su ücret indirimi Gazilerimiz, tahakkuk ettirilecek su ücretini % 50’den ve elektrik ücretini de % 40 tan az olmamak üzere belirlenen tarifeler üzerinden kullanım hakkına sahiptirler.

Ek Ödeme ile Eğitim Öğretim Yardımı Gazilerimizin çocuklarına ilköğrenimde 1.398 TL, lisede 2.098 TL, yükseköğrenimde ise 2.797 TL tutarında yılda bir defa eğitim öğretim yardımı ödenecektir. Ayrıca, malûliyet derecelerine göre 2017 yılında ek ödeme yapılacaktır.

Sağlık Yardımı Bu kapsamda ilaç, ortez/protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçleri ile yardımcı üreme yöntemi ve tedavilerinde katılım payı ve ilave ücret alınmayacaktır. Gazilerimizin sağlık kurulu raporuyla ihtiyaç duydukları her türlü ortez/protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçleri herhangi bir kısıtlama getirilmeksizin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Yaralananların tedavileri sonuçlanıncaya veya malûliyetleri kesinleşinceye kadar sağlanacak sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmayacaktır. Ayrıca, tedavileri sonuçlanıncaya


34 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

veya malûliyetleri kesinleşinceye kadar geçen süre içerisinde verilen sağlık hizmetleri ve diğer haklardan aylık bağlanmış olanlar gibi yararlandırılacaklardır.

Mesken Vergisi Muafiyeti Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2’yi geçmeyen tek mesken için geçerli olup, bu haktan yararlanmak isteyenlerin konutun bulunduğu yerdeki Belediye Başkanlıklarına başvurmaları gerekmektedir.

Çocukların Özel Öğretim Kurumlarında Ücretsiz Okutulması Özel öğretim kurumları, öğrenim gören öğrenci sayısının % 3’ünden az olmamak üzere ücretsiz öğrenci okutmakla yükümlüdür ve ücretsiz okutmada şehit ve malûl gazi çocuklarına öncelik verilir. Bu haktan yararlanabilmek için hak sahiplerinin SGK’dan alacakları hak sahipliği belgesi ile İl ve İlçe Millî Eğitim Müdürlüklerine ya da ilgili özel öğretim kurumuna başvurmaları gerekmektedir.

Şehitler /Gaziler Gününde İdari İzin 2005/27 sayılı Başbakanlık Genelgesi gereğince; kamu kurum/kuruluşlarında görevli olan şehit eş ve çocukları ile anne, baba ve kardeşleri, 18 Mart Şehitler Günü’nde, kamu kurum/kuruluşlarında görevli olan malûl gaziler ve eşleri 19 Eylül Gaziler Günü’nde idari izinli sayılır. Uygulama kişilerin çalıştıkları kurumlar tarafından yerine getirilir.

Müze ve Ören Yerlerinden Ücretsiz Yararlanma Şehit dul ve yetimleri ile gaziler; «Müze ve Ören Yerlerine Girişlerde Uygulanacak Usul ve Esaslar Yönergesi”ne göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait tarihî ve turistik yerlerden ücretsiz olarak istifade edebilmektedir. Ücretsiz seyahat kartları aynı zamanda tanıtım amaçlı da kullanılabildiği için hak sahiplerinin bu kart ile ilgili kurumlara müracaat etmeleri gerekmektedir.

Devlet Tiyatroları’ndan Ücretsiz Yararlanma (Eş ve Çocuklar) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü tarafından, sezon boyunca gazi, şehit dul ve yetimlerine oyunlar, ücretsiz olarak izlettirilmektedir. Ücretsiz seyahat kartları aynı zamanda tanıtım amaçlı da kullanılabildiği için hak sahiplerinin bu kart ile ilgili kurumlara müracaat etmeleri gerekmektedir.

Sosyal Tesislerden Yararlanma

Kredi ve Yurtlar Kurumu (Yurt ve Kredi Önceliği)

2006/16 sayılı Başbakanlık Genelgesi gereğince; şehitlerimizin eş, anne, baba ve çocukları ile gaziler, harp ve vazife malûlleri, bunların eş, anne, baba ve çocuklarının kamu kurum ve kuruluşlarına ait misafirhane ve sosyal tesislerden bu kurum ve kuruluşların kendi personeline uyguladığı ücret tarifesine göre yararlandırılır. Ücretsiz seyahat kartları aynı zamanda tanıtım amaçlı da kullanılabildiği için hak sahiplerinin bu kart ile ilgili kurumlara müracaat etmeleri gerekmektedir.

Gazilerimizin çocukları devlete ait yurtlar ile öğrenim kredileri ve burslardan öncelikle yararlandırılırlar. Ayrıca bu çocuklardan, devlete ait yurtlarda kalmaları halinde kendilerinden yurt ücreti ve depozito alınmamaktadır.

Yükseköğrenim Harç ve Ücret Muafiyeti Gazilerimizin eş ve çocuklarının durumlarını gösterir belge ile öğrencisi oldukları üniversitenin ilgili birimlerine başvurmaları gerekmektedir.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 35

15 TEMMUZDA MALÛL SAYILACAK ŞEKİLDE YARASI OLMAYAN GAZİLERE SAĞLANAN HAKLAR >> Nakdi Tazminat Ödemesi Gazilerimize tedavi amacıyla başvurdukları hastane ve sağlık kuruluşunun kayıtları esas alınmak suretiyle, engellilik ve yaralanma derecesine göre 4.429,65 TL ile 88,595 TL arasında tazminat ödenmektedir.

İstihdam Hakkı Gazilerimizin kendisi veya eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendisi veya anne, baba veya kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişiye istihdam hakkı sağlanmıştır.

Faizsiz konut kredisi Gazilerimize, bir konut ile sınırlı olmak üzere Toplu Konut İdaresi tarafından faizsiz olarak kredi verilecektir. 2016 yılı itibariyle faizsiz konut kredisi tutarı 94.000 TL’dir.

Ücretsiz seyahat hakkı Gazilerimizin kendileri, anne, baba ile eş ve 25 yaşını doldurmamış çocukları yurt içinde Devlet Demiryolları’nda, Denizyolları Şehir Hatları’nda ve belediye toplu taşıma araçları ile belediye tarafından kurulan şirketler veya özel firmalar aracılığıyla yaptırılan toplu taşıma işinde kullanılan araçlarda ücretsiz seyahat hakkından yararlanabilecektir.

Elektrik ve su ücret indirimi Gazilerimiz, tahakkuk ettirilecek su ücretinin % 50’den ve

elektrik ücretinin de % 40’tan az olmamak üzere belirlenen tarifeler üzerinden kullanım hakkına sahiptirler.

Ek Ödeme ile Eğitim Öğretim Yardımı Gazilerimizin çocuklarına ilköğretimde 1.398 TL, lisede 2.098 TL, yükseköğretimde ise 2.797 TL tutarında yılda bir defa eğitim öğretim yardımı ödenecektir. Ayrıca, malûliyet derecelerine göre 2017 yılında ek ödeme yapılacaktır.

Sağlık Yardımı Bu kapsamda ilaç, ortez/protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçleri ile yardımcı üreme yöntemi ve tedavilerinde katılım payı ve ilave ücret alınmayacaktır.


36 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

Gazilerimizin sağlık kurulu raporuyla ihtiyaç duydukları her türlü ortez/protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçleri herhangi bir kısıtlama getirilmeksizin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Yaralananların tedavileri sonuçlanıncaya veya malûliyetleri kesinleşinceye kadar sağlanacak sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmayacaktır. Ayrıca, tedavileri sonuçlanıncaya veya malûliyetleri kesinleşinceye kadar geçen süre içerisinde verilen sağlık hizmetleri ve diğer haklardan aylık bağlanmış olanlar gibi yararlandırılacaktır.

Mesken Vergisi Muafiyeti Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2’yi geçmeyen tek mesken için geçerli olup, bu haktan yararlanmak isteyenlerin konutun bulunduğu yerdeki Belediye Başkanlıklarına başvurmaları gerekmektedir.

Çocukların Özel Öğretim Kurumlarında Ücretsiz Okutulması Özel öğretim kurumları, öğrenim gören öğrenci sayısının % 3’ünden az olmamak üzere ücretsiz öğrenci okutmakla yükümlüdür ve ücretsiz okutmada şehit ve malûl gazi çocuklarına öncelik verilir. Bu haktan yararlanabilmek için hak sahiplerinin SGK’dan alacakları hak sahipliği belgesi ile İl ve İlçe Millî Eğitim Müdürlüklerine ya da ilgili özel öğretim kurumuna başvurmaları gerekmektedir.

Şehitler /Gaziler Gününde İdari İzin 2005/27 sayılı Başbakanlık Genelgesi gereğince; kamu kurum/kuruluşlarında görevli olan şehit eş ve çocukları ile anne, baba ve kardeşleri, 18 Mart Şehitler Günü’nde, kamu kurum/kuruluşlarında görevli olan malûl gaziler ve eşleri 19 Eylül Gaziler Günü’nde idari izinli sayılır. Uygulama kişilerin çalıştıkları kurumlar tarafından yerine getirilir.

Sosyal Tesislerden Yararlanma 2006/16 sayılı Başbakanlık Genelgesi gereğince; şehitlerimizin eş, anne, baba ve çocukları ile gaziler,

harp ve vazife malûlleri, bunların eş, anne, baba ve çocuklarının kamu kurum ve kuruluşlarına ait misafirhane ve sosyal tesislerden bu kurum ve kuruluşların kendi personeline uyguladığı ücret tarifesine göre yararlandırılır. Ücretsiz seyahat kartları aynı zamanda tanıtım amaçlı da kullanılabildiği için hak sahiplerinin bu kart ile ilgili kurumlara müracaat etmeleri gerekmektedir.

Müze ve Ören Yerlerinden Ücretsiz Yararlanma Şehit dul ve yetimleri ile gaziler; «Müze ve Ören Yerlerine Girişlerde Uygulanacak Usul ve Esaslar Yönergesi”ne göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait tarihî ve turistik yerlerden ücretsiz olarak istifade edebilmektedir. Ücretsiz seyahat kartları aynı zamanda tanıtım amaçlı da kullanılabildiği için hak sahiplerinin bu kart ile ilgili kurumlara müracaat etmeleri gerekmektedir.

Devlet Tiyatroları’ndan Ücretsiz Yararlanma (Eş ve Çocuklar) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü tarafından, sezon boyunca tüm oyunlar gazi, şehit dul ve yetimlerine ücretsiz olarak izlettirilmektedir. Ücretsiz seyahat kartları aynı zamanda tanıtım amaçlı da kullanılabildiği için hak sahiplerinin bu kart ile ilgili kurumlara müracaat etmeleri gerekmektedir.

Kredi ve Yurtlar Kurumu (Yurt ve Kredi Önceliği) Gazilerimizin çocukları devlete ait yurtlar ile öğrenim kredileri ve burslardan öncelikle yararlandırılırlar. Ayrıca bu çocuklardan, devlete ait yurtlarda kalmaları halinde kendilerinden yurt ücreti ve depozito alınmamaktadır.

Yükseköğrenim Harç ve Ücret Muafiyeti Gazilerimizin eş ve çocuklarının durumlarını gösterir belge ile öğrencisi oldukları üniversitenin ilgili birimlerine başvurmaları gerekmektedir.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 37

Ümmügülsüm TAT ÜMÜTLÜ

>>

BAZI ÇOCUKLAR MEMLEKETİ SIRTINDA TAŞIR

11 Eylül 2001 saldırıları, Batı’nın İslam coğrafyası için hazırladığı yeni ajandanın haklılığının(?) dünya kamuoyuna servis edilmesiydi. ABD’de büyük bir güvenlik krizi yaşanmış, birçok insan ölmüş, ülke terör saldırısına maruz kalmıştı. Yeni yüzyılda yıllar boyunca konuşulacak İslamofobiye uygun bir zemin hazırlanmıştı. O günlerde Batı, bu zemin üzerine inşa edeceği kullanışlı Müslüman profilleri arayışındaydı. Bu profiller ilk bakışta birbirine taban tabana zıt görünse de aslında küresel bir planın parçası olarak birbirini tamamlayacak iki ayrı gruptan oluşmalıydı. Birinci grup “Müslüman Terörist” imajı veren radikallerden meydana gelecekti. Varlığını sözde bu gruplarla mücadeleye adayan Batı, arka planda onların örgütlenmesine her türlü katkı sağlayacak; terör örgütlerini kendi tasarlayacak, büyütecek ve mücadele ediyormuş gibi gösterecekti. Siyasetten sosyolojiye, ekonomiden medyaya sahip olduğu tüm gücü imaj çalışmaları ile algı yönetimi için kullanacaktı. İkinci grupta ise “Ilımlı İslamcılar” yer alacaktı. Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve benzer yapılanmalar bu iş için biçilmiş kaftandı. Çünkü yıllardır Türkiye’de FETÖ’nün ılımlı İslam projesi adı altında tepkisiz, yalnızca örgüt içi hiyerarşiye itaat eden, vatan nedir sorusunun cevabını çoktan unutmuş, en temel İslamî meselelerde bile aldıkları “fetva” ile büyük hatalar yapan bir nesil yetiştiriliyordu. İleride, Türkiye başta olmak üzere İslam coğrafyasında büyük ihanetlere ortak olacak proje bir nesil…


38 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

Bizim bildiğimiz Müslüman, gerektiğinde omuz omuza çarpışır, gerektiğinde ellerini açıp Rabb’ine yalvarır, gerektiğinde en koyu mücadeleleri tek başına verirdi. Batı’nın İslamofobik rüyalarının İslam coğrafyasındaki büyük ortaklarından biriydi FETÖ. Türkiye’de yurt dışında okullar açan ve birbirinden farklı gruplarla iletişim içinde olan hatta yeri geldiğinde ortak platformlarda onları buluşturan bir cemaat imajı ile çalışıyor, Türkiye sınırları dışında ise birçok ülke için kullanışlı müttefik olarak varlığını sürdürüyordu. Müttefiklerine Anadolu’nun genç beyinlerini, sermayesini, birikimini deyim yerindeyse altın tepside sunuyordu. FETÖ’nün proje neslinin, Türkiye’ye büyük zararlar veren o neslin ortak özelliği tepkisizlikti. Evlerine giden, yurtlarında kalan, okullarında okuyan, şirketlerinde çalışan, sohbet gruplarına katılan, bir şekilde onlarla bağı olan insanların büyük kısmı ilk bakışta problemsiz vatandaş imajı veriyordu. Komşuluk, akrabalık, arkadaşlık ilişkilerinde problem çıkartmıyor hatta problemli olan hiçbir konuda taraf olmamak için büyük çaba sarf ediyorlardı. Sosyal ya da siyasi bir olay gündeme geldiğinde bildikleri tüm sesleri unutuyorlardı. Güney Asya’da olan deprem,Gazze’de yaşanan ambargo, Myanmar’daki Müslümanların yaşadığı insanlık trajedisi, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun bir suikast sonucu şehit edilmesi, ekonomik krizler, 28 Şubat, ülkemizin ve dünyanın sorunları… Hiçbiri onların gündemine düşmezdi. Düşünce dünyaları“Biz bilmeyiz.” taşları ile örülüydü. Okullarda, iş yerlerinde, arkadaş ortamlarında, parklarda… Örgütün tam üyesi olanlar, önce tanışma maksadı ile yanınıza gelir; davetlerini reddediyorsanız size, kendisinden soğutacak kadar, ısrarcı davranırlardı. Önceden kendisine hedef gösterilen toplantıya, görüşmeye, tanışmaya sizi götürmeyi beceremezse, hele ki bu süreçte sözde liderlerine laf ettiyseniz, eleştirdiyseniz, “Ben sizin evleri pek sevmiyorum.” cümlesini kurduysanız, sizinle selamı sabahı keserlerdi. Sanki büyük bir suç işlemişsiniz, büyük bir günaha girmişsiniz muamelesi yaparlardı.

17–25 Aralık olaylarından sonra çevremizdeki tepkisiz insanların, iki düşünüp bir konuşanların, lafın içinde laf cambazlığı yapanların çok büyük bir bölümünün FETÖ üyesi olduğunu ve millete ihanet ettiğini öğrendik. Bu yapının toplumsal açıdan bize ve İslam dünyasına çok büyük zararları vardı. En büyük zararı; militanlarını tepkilerini gizleyen, hayatı boyunca hep ikinci ajandası olan insanlar haline getirip toplumun içine bırakmaktı. Oysa bizim bildiğimiz Müslüman, gerektiğinde omuz omuza çarpışır, gerektiğinde ellerini açıp Rabb’ine yalvarır, gerektiğinde en koyu mücadeleleri tek başına verirdi. Bunlarsa“Dua edelim dünya çiçek olsun.”anlayışıyla yaşadılar, daha doğrusu vitrinlerini bununla süsleyip kapıların arkasında Türkiye Cumhuriyeti’ne ihanet ettiler. Biz, kariyer için, makam için, bir adım daha yükselmek için her şeyini kaybedenleri bu yapı deşifre oldukça gördük. 15 Temmuz 2016’daTürkiye tarihinin en uzun gecesi yaşandı. Bir zamanlar kaymakam, basın danışmanı, müsteşar, yüksek yargıda hâkim vs. olmak için İslam’ın kesin yasaklarını fetva aldım bahanesi ile delen ve yaptıklarının “masum bir takiye”


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 39

Kimsenin aklına gelmeyen bir şey daha vardı; FETÖ’nün vatana ihanet için yetiştirdiği proje neslin karşısında Anadolu’nun yiğit evlatları çıkacaktı. Kadın, yaşlı, çocuk… On binler meydanlara inecek ve tankları durduracaktı.

olduğuna inanan insanlar kaybetmişti. Sorun şu ki sadece kendileri kaybetmedi. Namazı gizli kılan, kariyer için her şeyin mübah olduğuna inanan, söz konusu mazlumlar olduğunda bile zalimlerin tarafını tutan, “işine gelince susan” bir toplum inşa etmeye çalıştılar. Toplumu bir nevi intihara sürüklemek istediler.

yağmurun sesini bilerek büyüyen çocuklar, kardeşlerini önce Allah’a sonra millete emanet ederek millî direnişten şehâdete koştular. Astsubaylık sağlık sınavından evine gelip akşam tankların üzerine korkmadan yürüyecek koca yürekli 17 yaşındaki Uhud gibi…

Türkiye, 15 Temmuz gecesi tarihinin en uzun gecelerinde birini yaşadı. Aslında herkes yıllarca gizli gizli örülen vatana ihanet duvarlarının farkındaydı fakat FETÖ’nün yıllardır hayalini kurduğu askerî darbenin o gece yapılacağı kimsenin aklına gelmemişti.

Annelerinin geceleri üstünü örttüğü çocuklar, memlekete siper oldu. İstiklâlimizi de istikbâlimizi de korudular. 15 Temmuz’da memleket, kimi zaman çocuk kimi zaman anne kimi zaman baba oldu her birimize. Memleket türküsü ile büyüyenler, memleketin yeniden dirilişinin kahramanları oldu.

Fakat kimsenin aklına gelmeyen bir şey daha vardı; FETÖ’nün vatana ihanet için yetiştirdiği proje neslin karşısında Anadolu’nun yiğit evlatları çıkacaktı. Kadın, yaşlı, çocuk… On binler meydanlara inecek ve tankları durduracaktı.

15 Temmuz’da öğrendik ki bazı çocuklar memleketi omuzlarında taşırmış. Onlar FETÖ’nün proje çocukları değil halkın çocuklarıydı. Halka namlu doğrultanlara en büyük dersi 15 Temmuz’da verdi. Yüreklerinde vatan ve millet sevgisi vardı.

Öyle de oldu. Batının vicdanına sığınanlara inat Allah’a sığınarak koştular meydanlara. Anadolu’ya “uluslararası” gözlüklerle bakanlara rağmen toprağın kokusunu,

15 yaşında çalıntı sorularla askerî okullara gidenler, 15 Temmuz gecesi tankların üzerine gözünü kırmadan yürüyen çocukları anlayamazdı.


40 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

YENİKAPI MİTİNGİ

Darbe girişimi sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla başlatılan ve “Demokrasi Nöbeti” olarak adlandırılan darbe karşıtı gösterilerin sonuncusu İstanbul Yenikapı’da düzenlendi.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 41


42 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

>>

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi desteğiyle düzenlenen “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” Yenikapı Miting Alanı’nda 7 Ağustos 2016 Pazar günü gerçekleştirildi. Yenikapı Miting Alanı’nda düzenlenen “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ne yaklaşık 5 milyon kişi katıldığı bildirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra Türkiye’nin farklı şehirlerinden yoğun katılımın olduğu “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” şölen havasında geçti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ait helikopterle havadan yapılan denetimde, metrekareye düşen kişi sayısı analizi sonucunda yaklaşık 5 milyon vatandaşın miting için Yenikapı’ya geldiği ve bu rakamın bugüne kadar yapılan mitingler dikkate alındığında rekor bir katılım anlamına geldiği belirtildi. Miting alanına ulaşım için 7 bin otobüs, 203 tekne, 10 vapur ücretsiz hizmet verdi. Silivri, Bakırköy, Yenikapı, Sirkeci, Eyüp, Sütlüce, Haliç Kongre Merkezi, Beykoz, Üsküdar, Kadıköy, Pendik ile Adalar iskelelerinden deniz araçları hareket etti. Engelli vatandaşlar için 50 adet otobüs tahsis edildi ve engelli araçları için araç sayısı kadar engelli tabelası hazırlandı. Miting alanına 1 milyon watt gücünde ses sistemi kuruldu. Bunun, bugüne kadar Türkiye’de kurulan en büyük ses sistemi olduğu bildirildi. Alana kurulan ses sistemiyle 1,5 kilometre mesafeye ses iletimi sağlandı. Miting alanına 300 kişilik ekibin 3 gün süren çalışma sonucu kurduğu ses sisteminin enerji ihtiyacının 54 jeneratörle sağlandığı ve alana 22 led ekranın kurulduğu kaydedildi. Miting alanında ses ve görüntü aktarmaları vinçler üzerine çekilen çelik halatlarla yapılırken, bu amaçla 6 bin metre

halat çekildi. Görüntü aktarma ise 5 bin metre fiber hatla sağlandı. “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ni takip etmek isteyen yabancı konuklar ve gazeteciler için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin akıllı uygulaması tarafından “ibb simultane” hizmeti verildi. Başta İngilizce ve Arapça olmak üzere farklı dillerde, cep telefonları üzerinden online olarak simültane çeviri hizmeti sunuldu. Mitingde 48 kişilik canlı yayın ekibi görev aldı. Ayrıca mitingde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı 15 bin polis ve 15 bin sivil polis görev aldı. Güvenlik önlemleri kapsamında iki helikopter de görevlendirildi. Mitingin yayını için 80 ilde ekranlar kurulduğu bildirildi. Başbakan Binali Yıldırım daha önce miting için yayımladığı genelgede “Miting partiler üstü millî bir miting olacağı için müşterek idealler seslendirilecek, slogana müsaade edilmeyecek” şeklinde ifadeler kullandı. Miting İstiklâl Marşı’nın okunması ile başlayıp Kuran-ı Kerim tilavetiyle devam etti ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez öncülüğünde dua edildi. Miting daha sonra partili liderlerinin konuşmalarıyla sürdü.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

YENİKAPI’DA SİYASİ PARTİLERİN KATILIMIYLA “DEMOKRASİ VE ŞEHİTLER MİTİNGİ”

AİLE 43

Anadolu Ajansı’ndan alınan bilgiye göre mitinge yaklaşık 5 milyon kişinin katıldığını belirtti.

Darbe girişimi sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla başlatılan ve “Demokrasi Nöbeti” olarak adlandırılan darbe karşıtı gösterilerin sonuncusu İstanbul Yenikapı’da düzenlendi.

Kürsüde ilk konuşmayı yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Âlim ve hoca görünümlü bir terörist, sığındığı Pensilvanya’dan getirdiği beddua seanslarıyla, nefret söylemleriyle, öfke nöbetleriyle cinayet örgütüne Türkiye’ye ‘vur!’ emri verdi.” dedi.

Mitinge katılanlar ellerinde Türk bayrakları, Cumhurbaşkanı Erdoğan posterleri taşıdı.

Bahçeli’nin konuşmasının bir kısmı şöyle:

Miting alanına kurulan kürsünün yanına Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın posterleri ile Türk bayrağı asıldı.

“İblis’e ruhunu satan bu vaiz, Müslüman görünümlü bu Voyvoda, ihanetle, Türk ve Türkiye düşmanlığıyla doruğa çıktı, fitne ve münafıklıkta rekor kırdı. Haçlı emellerinin


44 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

taşıyıcılığını yapan FETÖ, Türkiye’nin kalbine nişan aldı. Türkiye tek yürek olduğunu göstermiştir. Ayrımız, gayrımız yoktur. Müştereklerimiz, farklılıklarımızdan daha çoktur. Birliğimizi kıskançlıkla kararlılıkla korumalıyız. Kutuplaşma ve cepheleşmeleri bıçak gibi kesmeliyiz.” CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da miting için “Bugün, demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür” dedi. Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı: “15 Temmuz bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz’da artık yeni bir Türkiye vardır. Eğer biz bu gücü, bu uzlaşma kültürünü daha da ileriye taşıyabilirsek, çocuklarımıza güzel bir ülkeyi bırakmış olacağız.” Kürsüde söz alan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar da konuşmasında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ilişkin şunları söyledi:

“15 Temmuz günü ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte TSK’ye sızmış bir kısım illegal çete üyesi, terörist hain FETÖ tarihimizde görülmemiş bir şekilde, vatanımıza, milletimize, cumhuriyetimize bu zilleti ve rezaleti yaşatmış ve TSK’nin şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürmüşlerdir. Her yönüyle millî ve yerli olan yüksek siyasi liderlikçe verilen direktifler doğrultusunda aziz milletimiz ve TSK’nin gerçek evlatlarıyla emniyet mensupları kahramanca bu hain girişime karşı koymuşlardır. Bu rezaleti yaşatan hainler en ağır şekilde cezalandırılacaktır.”

BAŞBAKAN YILDIRIM’DAN CHP VE MHP’LİLERE: BU TABLOYU YAŞATTIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM Başbakan Binali Yıldırım da kalabalığa “16 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan ayrılırken ne kadar umutluysa milletimiz, bugün o kadar umutludur. 6 Ekim 1923’te geldikleri gibi giden düşmanın arkasından


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

ne kadar coşkuluysa bugün de o kadar coşkuludur.” diye seslendi. Yıldırım, “15 Temmuz demokrasi şehitlerimizi kalpten selamlıyorum. Bugün aramızda olan kahraman şehitlerimizin ailelerini yürekten selamlıyorum. İstanbul’u düşmana teslim etmeyen kimi hastanede kimi evinde kimi aramızda olan kahraman gazilerimizi selamlıyorum.” dedi ve MHP ile CHP’nin mitinge katılımından duyduğu memnuniyeti şu sözlerle ifade etti: “AK Partili kardeşlerim CHP’li kardeşlerim, MHP’li kardeşlerim her kesimden değerli vatandaşlarım, bu muhteşem tabloyu bize yaşattığınız için bizi buraya getirdiğiniz için hepinize çok çok teşekkür ediyorum.” Mitingde parti liderlerinden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüde halka seslendi. “Tüm farklılıklarını bir kenara bırakarak her kökenden insanıyla dünyayı kendine hayran bırakan tüm vatandaşlarımızın gazası mübarek olsun.

AİLE 45

Verdiğimiz şu görüntü var ya, işte bu görüntü inanın bana, ülkemizin düşmanlarını en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür, kahretmiştir. O gece adeta ölümü öldürerek sokakları dolduranlar arasında şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar isimlerini tarihe yazdırdılar. 15 Temmuz’da sokaklara inerek, namluların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti gösteren tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bu kardeşlerimizden 172’si sivil, 63’ü polis, 5’i asker olmak üzere, 240’ı şehâdet makamına ulaştılar. Kendilerine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Çanakkale’de hangi iradeyle kanını akıttıysa, 15 Temmuz’da da aynı iradeyle FETÖ’yü, darbecileri geri püskürttük. 15 Temmuz dostlarımıza bu ülkenin sadece diplomatik saldırılara değil, askerî sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, rayından çıkmayacağını göstermiştir.” Rakamsal Veriler: AA


46 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

GAZİMECLİS

TBMM BAŞKANI İSMAİL KAHRAMAN İLE 15 TEMMUZ’U KONUŞTUK

Çankaya’ya çıkacağım, Hükûmetle konuşacağım, onlara gereken takviyeyi ve konuşmayı yapacağım hemen. 16 Temmuz Cumartesi için Parti Meclis Grup Başkanlıklarına hemen birer mektup “Yarın Meclisi olağanüstü toplantıya çağırıyorum. Meclisi yarın açacağım. >>

15 Temmuz hain darbe girişiminde “Ben Meclisi açıyorum, çalıştırıyorum.” şeklindeki dirayetiniz her türlü takdirin üzerindedir. Darbe girişimini ne zaman, nerede ve nasıl öğrendiniz? O an neler hissettiniz? Meclise gelme ve Genel Kurulu açma kararını nasıl verdiniz? 1960’da hukuka yeni girmiş bir talebeydim, 27 Mayıs darbesini biliyorum. Arkasından, 22 Şubat 1962 Talat

Aydemir darbe teşebbüsünü biliyorum. Harp Okulu komutanıydı Talat Aydemir, talebe kendisini çok seviyordu. Tabii, o sevgiyi oluştururken hedefinde o talebeyi kullanmak muhakkak ki vardı. Talat Aydemir 1960 darbesini hazırlayan çalışmaların 1956’daki ilk nüvesinde yer aldı. 1956’da darbe için kuruldu. 1971’de 12 Mart darbe teşebbüsü. Onu Atıf Erçıkan, Korgeneral, Plan ve Prensipler Daire Başkanı ve Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç önledi ve Süleyman Bey’in meşhur, şapkayı alıp gittiğidir.1980, malum 12 Eylül,


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

11 Eylül’de kan gövdeyi götürüyor, 12 Eylül oldu, hepsi bitti çünkü ön hazırlık vardı. Velhasıl 1960, 27 Mayıs ile günümüz arasında 16 tane darbe vardır neticelenen, neticelenmeyen. Bu 17’nci darbe de 15 Temmuz darbesidir. Şimdi, eski darbeleri bildiğim için direnmenin gerektiği kanaati öteden beri bende vardır. Dolayısıyla, bir darbe varsa karşı duracaksın. Karşı durmazsan olmaz.

Cumhurbaşkanımızla, Başbakanımızla, bir temas imkânınız oldu mu? Hiç kimseyle bir temas, telkin ve tavsiye yok, kendim resen hareket ediyorum. Zaten Cumhurbaşkanını da bulamadım, bulmadım yani yoktu, aklımıza da gelmedi. Ben evvela buraya geldikten sonra, tekrar Çankaya’dan geldikten sonra aradım, ulaşma imkânı yok. Dedim ki: “Çankaya’ya çıkacağım, Hükûmetle konuşacağım, onlara gereken takviyeyi ve konuşmayı yapacağım hemen. 16 Temmuz Cumartesi için Parti Meclis Grup Başkanlıklarına hemen birer mektup “Yarın Meclisi olağanüstü toplantıya çağırıyorum. Meclisi yarın açacağım, olağanüstü toplantı yapacağım, dört parti grup başkan vekillerine davet mektubu hazırlayın ve SMS’yle de grup başkan vekillerinin telefonlarına bildirin. Işıkları yakın, ses tertibatı kurulsun, Meclisi açacağım. Şimdi, ben Çankaya’ya, Hükûmete gidiyorum, oradan tekrar döneceğim.” Çankaya geliş ve gidiş açısından rahattı. Dönüşte hareketlenme oldu ve biz Ayrancı kapıdan dolaşarak arkadan geldik. O zaman tıkanma oldu. Adalet Bakanı Sayın Bozdağ konuşurken büyük bir gürültü oluyor Genel Kurula ilk bomba atıldıktan sonra iki üç dakika geçmeden bir bomba daha ama bu sefer çok daha büyük gürültüyle ve üç dört dakika sonra bir bomba daha… Bana dediler ki: “Aşağıda sığınak var, burada hayati tehlike yaşanabilir. Meclis binasının içindeyiz, bir yere gitmiyoruz, binanın içinde kalalım ama sığınağa inelim, gene yayın devam etsin, gene toplantı devam etsin. Aşağıda 500 kişilik toplantı salonu var.” Ben gene duruyorum ama köşeden içeriye barut kokuları, dumanları giryor. Kablonun dışarı çıktığı o bomba, demek ki Başbakanın makamına inen o

AİLE 47

İşte darbeyi önleyen Cumhurbaşkanı’nın o çağrısı ve Cumhurbaşkanı’na duyulan saygı ve sevgidir. Şimdi, galibiyetlerin babası çoktur ya mağlubiyetler yetimdir. Herkes sahip çıkar galibiyete. Ama burada hadisenin, darbenin önlenmesinin düğümü, ana noktası kesinlikle Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı’nın halkı sokağa davet etmesidir. bomba… Yani, buradan ne kadar diyelim ki 15 metre daha beri atılsa biz çökeceğiz. Levent Gök geldi, ben Başkanlıktaydım. Dedi ki: “Sayın Başkan, görüyorsunuz durumu. Aşağıda sığınak varmış, aşağıya inelim. Bizim tedbirli olmamız yanlış bir şey değil ki.” Gene Divana Oktay Vural geldi. “Sayın Başkan, biz ecele inanan insanız, ecel geldiğinde ölürüz, tamam ama bir de yansıması var bunun yarına, elimizden gelen tedbiri almış olalım, aşağıdaki salonda toplantıya devam ederiz.” Ahmet İyimaya kollarımdan tuttu beni “Haydi gidiyoruz.” dedi. Çünkü daha önceden de bu teklifler geldi bana ama o sarsıntı hadisesi demek ki bizim tepemize bomba düşebilir ve bu kadar insan bir anda gidebilir. Artık, yaşamamız lazım, elimizden geldiği kadar müdafaa edeceğiz kendimizi. Onun üzerine aşağıya indim, ben aşağıda öyle bir salon olduğunu zannediyor idim. Aşağı inince bildiğiniz gibi baktık ki doğal gaz boruları, kalorifer boruları, bodrum. İkinci bodrumdayız. Bir tarafta büyük oda var, ortada birleşiyor. Büyük tarafta mutfak deposu, öbür büyük tarafta kütüphane deposu, ortadakiler de çeşitli birimlerin depoları. Sığınak denmesinin sebebi demek ki o kalın duvar. Ama nasıl sığınak ki hiç su deposu yok, nasıl sığınak ki hiç sağlık odası yok, nasıl sığınak ki tuvaletleri yok. Toplantı yeri yok. Namazımızı, mukavvaların üzerinde kıldık.


48 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

Başkanım, Meclisin bombalanacağını hiç düşünmüş müydünüz gelirken? Yok, yok. Bomba düşünmedim de içeri girecekler dedim tabii. Çünkü Meclisi almaları lazım…

Korktunuz mu hiç? Hiç olmadı... O korku insanın aklına gelmiyor ki. Karar veriyorsunuz ya.

Bombalanan yerleri gördükten sonraki düşünceniz ne oldu? Daha çok üzüntüm arttı. Yani benim milletimin evlatları birbirine giriyorlar. Benim askerim benim Meclisimi bu hâle getiriyor. Çok üzüldüm. O adamı görüyor musunuz bir tane resim var? Onlar da böyle bir darbe geçirmişler ve parlamentoda nöbete girmişler. Bugün Dışişleri Bakanının bana söylediği. Litvanya Dışişleri Bakanı. Kendi komünist. Şimdi Sosyalist Parti… Cumhurbaşkanları yüzde 69,7 rey alarak seçilmiş. Bu sene seçimleri varmış.

İktidar ve muhalefet milletvekillerinin bir arada olması herhâlde çok önemlidir, değil mi Başkanım? Yani sadece iktidar milletvekili olsaydı bu kadar toplumda yansıması olmazdı. O açıdan önemli olsa gerek… Kemal Kılıçdaroğlu aradı beni, “Sayın Başkan, saat 14.00’e yetişemiyorum, kara yoluyla geleceğim, Yalova’dan geçeceğim, acaba mümkün mü saat 15.00’e alsanız. Yetişirim toplantıya ama arkadaşlarımı dinleyemem, onları da dinlemek isterim.” dedi. “Hay hay.” dedim. Saati 15.00 yaptık. Başbakan aradı “Bazı temaslar var, bazı gelişmeler var, saat 17.00 yapsak olmaz mı?” Dedim ki: Ben 15.00’te yani dediğim saatte açayım, bütün Türkiye’ye bu ilan edildi, alt yazı da geçti. Sonra derim ki ben: Partiler arası bir görüşme yapacağız. Ara veririm. “Yok, öyle yapmayalım, tehir yapalım.” Yani ben istedim ki gene “acaba” demesinler, Türkiye takip ediyor, toplantıyı açamadılar, açamıyorlar,

demek ki askerle bir şey var.” Çünkü herkes bir şeyler fısıldıyor, “Demek ki asker ayağa kalktı tekrar, darbe devam ediyor.” demesinler. “Yok.” dedi. Neden dolayı Binali Bey buna lüzum gördü tam bilmiyorum da bazı temaslar yaptı hakikaten.

Sayın Başkanım, Cumhurbaşkanımız cep telefonunun kamera özelliğinden, teknolojiden istifade ederek ki bunun önemli olduğunu siz de buyurdunuz, halkı meydanlara davet etti. Başbakanımız keza aynı şeyi söyledi. Milletimiz de yediden yetmiş yediye bayrağı eline alan sokağa çıktı. Bu milletimizin kahramanlığı hakkında neler söylemek istersiniz? İşte darbeyi önleyen Cumhurbaşkanı’nın o çağrısı ve Cumhurbaşkanı’na duyulan saygı ve sevgidir. Şimdi, galibiyetlerin babası çoktur ya mağlubiyetler yetimdir. Herkes sahip çıkar galibiyete. Ama burada hadisenin, darbenin önlenmesinin düğümü, ana noktası kesinlikle Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı’nın halkı sokağa davet etmesidir. Onun daveti üzerinedir ki o kule Yeşilköy’de alındı, rahatlıkla Marmaris’ten gelen uçak aşağı indi. Onun davetiyledir ki millet tankın önüne çıktı. “Ha, Türkiye ayağa kalkıyor!” dendi. Milletin ruhundaki, yapısındaki necabet, neciplik ortaya konuldu. DNA diye bir hadise kesinlikle ortaya çıkıyor. Bu milletin DNA’sı bambaşka. Kulağında küpe olanlara kızardım, saçını toplayıp arkada topuz yapan erkeklere kızardım. Aa! Hepsi, kulağı küpeli, saçı bilmem neliydi hepsi… Bu kök var ya bu kök, bu kökteki o sağlamlık kendini gösterdi, çok hoş bir şey bu.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 49

DARBE GİRİŞİMİ

DÜNYA BASININDA Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine dünya basınında geniş yer verildi. İngiliz basınında, halkın meydan ve sokaklarda darbe karşısında durduğu vurgulandı.

>>

AZERBAYCAN Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, FETÖ’nün darbe girişimine karşı Türk halkı ve devletine destek açıklaması yayımladı. Bakanlığın açıklamasında, yaşananlar, Türk halkının demokratik yolla seçtiği hükûmete karşı bir grubun darbe girişimi olarak nitelendirildi. Türk milleti ve devletinin birlik göstererek bu girişime karşı çıktığının belirtildiği açıklamada, “Türkiye’de yaşanan olaylar bizi ciddi şekilde tedirgin etti ve sarstı. Kardeş Türk halkı ve devletinin yanında olduğumuzu beyan ediyor, durumun yakın zamanda sabitleşeceğine ve normalleşeceğine emin olduğumuzu belirtiyoruz.” ifadelerine yer verildi. GÜRCİSTAN Gürcistan Cumhurbaşkanı Giorgi Margvelaşvili ve Başbakanı Giorgi Kvirikaşvili, Türkiye’de demokratik yollarla seçilen hükûmetin göreve devam etmesinin son derece önemli olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Türk hükûmetini desteklediklerini vurguladı. Margvelaşvili

açıklamasında; “Öncelikle Türkiye’de demokratik yollarla seçilen hükûmete destek verdiğimizi ifade etmek istiyorum. Şahsi olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklediğimi ifade etmek istiyorum.” dedi. Margvelaşvili, dost ve komşu Türkiye’deki gerginliğin kısa süre içinde sona ereceğinden ve hayatın normale döneceğinden emin olduğunu vurguladı. BM GENEL SEKRETERİ BAN Kİ-MUN Türkiye’deki darbe girişimiyle ilgili olarak, askeri müdahalenin kabul edilemez olduğunu vurguladı. NATO GENEL SEKRETERİ JENS STOLTENBERG Yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin demokratik kurumları ile anayasasına tam saygı gösterilmesi çağrısı yaptı. Türkiye’deki olayları yakından ve endişeyle izlediğini belirten Stoltenberg, “İtidal, sükûnet ve Türkiye’nin demokratik kurumları ile anayasasına tam saygı gösterilmesi çağrısında bulunuyorum. Türkiye değerli bir NATO müttefikidir.” dedi.


50 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

İRAN İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Türk halkının darbe girişimine karşı duruşu ile ilgili “cesurca” değerlendirmesinde bulundu ve övdü. İran Dışişleri Bakanı Zarif, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Türk halkının demokrasi ve seçilmiş hükûmetini cesurca savunması bölgede darbelere yer olmadığının ve teşebbüslerin de başarısızlığa mahkûm olduğunun kanıtıdır.” ifadelerini kullandı. ABD DIŞ İŞLERİ BAKANI JOHN KERRY Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na ABD’nin, Türkiye’nin demokratik yollarla seçilmiş sivil hükûmetine ve demokratik kurumlarına mutlak destek sunduğunu ilettiğini bildirdi. Kerry, yazılı açıklamasında, Çavuşoğlu ile Türkiye’deki gelişmelere ilişkin bir telefon görüşmesi yaptığını belirtti. Türkiye’de şu anki “akışkan durumu” izlediklerini ifade eden Kerry, “Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile bu akşam bir görüşme gerçekleştirdim ve ABD’nin, Türkiye’nin demokratik yollarla

seçilmiş, sivil hükûmetine ve demokratik kurumlarına mutlak destek sunduğunu ilettim.” açıklamasında bulundu. Kerry, Türkiye genelindeki tüm taraflara diplomatik misyonlar, personel ve sivillerin güvenliğinin sağlanması yönünde çağrı yaptı. BOSNA HERSEK Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzetbegovic, İstanbul ve Ankara’daki darbe girişimine ilişkin, “Ordunun görevi devletini korumaktır, başka bir şey değil. Ordunun kontrolü eline alma hakkı yoktur.” dedi. PAKİSTAN Pakistan’ın Başbakanı Navaz Şerif, FETÖ’nün İstanbul ve Ankara’daki darbe girişimini kınadı. Şerif’in ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Pakistan halkı ve hükûmetinin en büyük dileğinin Türkiye’de huzurun en kısa zamanda tesis edilmesi olduğu belirtilerek, şöyle denildi:


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

“Pakistan, Türkiye halkı ve hükûmeti ile dayanışma içerisindedir. Türkiye’deki halkın iradesi ile oluşan demokratik sistemi ve demokratik yollardan seçilmiş liderliğini destekliyoruz. Pakistan, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü yıkma girişimini kınamaktadır. Pakistan halkı ve hükûmeti, Türkiye’de huzurun en kısa zamanda tesis edileceğini ümit etmektedir.” TUNUS Tunus Nahda Hareketi Lideri Raşid elGannuşi, İstanbul ve Ankara’da FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe girişimini kınadı. Nahda Hareketi’nin resmi internet sayfasından Gannuşi imzasıyla yayınlayan yazılı açıklamada, “Nahda Hareketi Türkiye’de ordudan bir kanadın Türk halkının iradesi ve demokratik anayasal kurumların ihlaline yönelik isyan hareketini reddedip kınamaktadır.” ifadesi kullanıldı. Gannuşi, darbe girişiminin karşısında durulduğunu ve demokratik yasallığın yanında yer alan Türk halkı ve sivil güçlerle dayanışma halinde olunduğunu vurguladı. Dik duran ve darbeye boyun eğmeyen Türk halkını ve güvenlik güçlerini kutlayan Gannuşi, Tunus ve tüm Arap dünyasındaki siyasi güçlerden, Türkiye’deki tehlikeli darbe girişimini kınamalarını istedi.

AİLE 51

FAS Fas Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Türkiye’nin anayasal düzenine karşı yapılan darbe girişiminin kabul edilemez olduğu belirtildi. Açıklamada, “Fas, kardeş ve Müslüman ülke Türkiye ile her zaman dayanışma içerisinde olacaktır.” ifadelerine yer verildi. İfadelerin devamında, Türkiye’deki anayasal düzeni koruma çağrısı yapıldı. UKRAYNA Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko da Türkiye’de yapılan darbe girişimine tepki göstererek, Ukrayna’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Türk hükûmetini desteklediğini bildirdi. Poroşenko, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Demokrasinin temel prensiplerine saygı gösterilmelidir. Ukrayna demokratik olarak seçilen Türkiye’nin Cumhurbaşkanını ve hükûmetini destekliyor.” ifadelerine yer verdi. Kaynak: AA


52 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

TEMMUZ DESTANI DİRENİŞİN

KAHRAMANLARI ANLATIYOR


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

Onlar vatan için, bayrak için, demokrasi için, aslında bir bakıma “namus” için canlarını bir an olsun çekinmeden ortaya koydular. Bazıları şehit oldu, çoğunluğu da gazi... Hepsi yaralarını adeta birer şeref madalyası gibi ömür boyu üzerlerinde taşıyacak olmanın mutluluğunu yaşıyorken şehit yakınları hüznü, sevinci ve gururu birlikte tattı. 15 Temmuz kahramanlarının hikâyelerinde hüzün, umut, vatan sevgisi vardı ama hepsinden daha da çok gurur...

AİLE 53


54 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

Eşinin şehit olduğunu anladığı anı “Yerde bir ceset gördüm. Ayakkabılar ve kıyafet onun... Uzaktan telefon ettim, sonra yaklaştımve telefonuna baktım. Son arama benim.” diye anlatıyor.

Eşimin de hayali oğlumuzun büyüdüğünü görmek, onunla ilgilenen bir baba olmaktı. 8 yıldır evliydik. 23 Temmuz evlilik yıldönümümüzdü. Cuma günü doğduğu için Cuma adını vermişler. Ve yine bir cuma günü şehit düştü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ’nün 15 Temmuz’da yaşattığı vahşeti “Bir kardeşimizin maalesef kopan başı bina çatısında bulundu. Hangi insanî yapı kalkıp kendi halkına uçaktan bomba yağdırarak böyle bir vahşeti yapabilir.” sözleriyle dile getirmişti. Yenikapı mitinginde bu sözlerleanılan şehit, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde, cuntacıların helikopterden açtığı ateş sonucu başı koparak vefat eden Cuma Dağ’dan başkası değildi. MTA’da jeoloji mühendisi olan eşini elbiselerinden tanıyabilen Rukiye Dağ,yaptığımız görüşmede o geceyi ve eşinin hikâyesini anlattı.

Eşimle parkta oturmuş sohbet ediyorduk. F-16’ları görünce, “Herhalde PKK’nın kökünü kazıyacaklar.” diye düşündük. Meğer bizi öldürmek için havalanmışlar. Darbe olduğunu öğrenince eve geçtik. Başbakan’ın konuşmasını dinleyince Cuma bana dönüp, “Rukiye oğlumla güzel bir fotoğrafımı çek, hatıra kalsın.” dedi. Oğlunu göğsünde uyuttu. Cumhurbaşkanı’nın çağrısıyla birlikte, “Memleketelden gidiyor, haydi savunmaya!” dedi. Ben onu beklemeden gayriihtiyarî bir hareketle yanıma su alıp evden ayrıldım. En son arkamdan geldiğini düşünüyordum, kalabalığa karıştık ve onu göremez oldum.

“Sanki oğlumuza veda eder gibiydi.”

Tepemizde dönüp duran helikopterden durmadan kurşunlar atılıyordu. Saat 01.00 gibi yakınımızdaki insanların üzerine

RUKİYE DAĞ O, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde can veren 15 Temmuz şehidi, jeoloji mühendisi Cuma Dağ’ın eşi…


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 55

büyük bir gürültüyle bomba düştü. Cesetleri yara yara ilerledim. En son, tankın hemen önünde başı olmayan birini gördüm. “Yazık, adama ne yapmışlar Allah’ım.” dedim. Şoku atlatınca adamı incelemeye başladım. Çoraplar onun, pantolon onun, ayakkabılar onun... Yaklaşmadan önce telefonunu aradım. Yanına gidip telefonundaki son aramalara baktığımda anladım ki bu eşimdi. Elini tuttum. Hâlâ yağmakta olan mermilere aldırmadan yanına oturdum, göğsünü sıvazladım. Polis beni uzaklaştırdı, eşimi alamadan ayrılmak zorunda kaldım. Metanetle anlatmaya devam etti. Yeni doğan her çocuk 15 Temmuz’u bilerek büyümeli. Eşimin de hayali oğlumuzun büyüdüğünü görmek, onunla ilgilenen bir baba olmaktı. 8 yıldır evliydik. 23 Temmuz evlilik yıldönümümüzdü. Cuma günü doğduğu için Cuma adını vermişler. Ve yine bir cuma günü şehit düştü. Dediğim gibi hayattaki en büyük hayali oğlumuz Ahmet Yavuz’un büyüdüğünü görmekti. Mesleği nedeniyle genellikle arazide olurdu. Son 3 yıldır da kömür çıkarmak için Nallıhan’daydı. Onu haftada bir görürdük. 8 Temmuz’da yeni evimize taşındık,o süre boyunca arazide olduğundan yeni evimizde geçireceği ilk gecede şehit oldu. O gece dışarı çıkıp kendilerini kurşunlara siper ettikleri için bir pişmanlık duymadığı her sözünden belliydi. Biz zaten ölmek için çıkmıştık. Şükür ki vatan artık selamette... FETÖ’cü askerler, PKK’dan sakındıkları mermileri bize yağdırdılar. Eşimin kanının yerde kalmaması, şehidimizin unutulmaması tek isteğim… Biz o gece, ülkemizi canımızla kazandık. Bana vereceğiniz en büyük teselli bunlarla mücadeleyi bırakmamanız olacaktır. DERYA OVACIKLI FETÖ darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesinde yaralanan ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde hâlen tedavi görmekte olan öğretmen Derya Ovacıklı, olay günü yaşadıklarını o anların heyecanıyla, üzüntüsüyle ama en da çok gururuyla anlattı.

Onu, darbe girişiminde Akıncı Üssünden açılan ateş sırasında yanındaki gence siper olup yaralanan öğretmen olarak biliyoruz. Ovacıklı, darbe girişiminin olduğu akşam saatlerinde ailesiyle evde otururken Kazan istikametine gitmesi gereken F-16 uçaklarının ışıklarını yakmadan, Kızılay istikametine gittiğini gördüğünü ve bir sorun olduğunu hissettiğini söyleyerek şöyledevam ediyor: Televizyondan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısını duyduk. Saat 22.00 civarında Akıncı’daki Camii taranmaya başlandı. Önce camiinin önüne gittik. Oradaki ekibin “Ülkede sıkıyönetim var. Yaklaşanı vururuz, buradan dağılın!” uyarılarına rağmen F-16’ların hâlâ çıktığını düşünüyorduk. “Uçaklar Ankara’da Meclis’i bombalıyor.” diye haber gelincede Akıncı Nizamiyesinin önüne doğru yöneldik. Vatandaşlarımızla birlikte saat 22.30’dan gece 03.30’a kadar elimizdeki megafonlararacılığıyla gerek askerle gerek vatandaşlarla durumun ehemmiyetini paylaştık. Bu duruma karşıolağan tepkimizi gösterdik. “Saat sabah 3’e kadar bu şekilde ikna için uğraş verdik.”


56 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

Fakat saat 03.23 civarında karargâhın içinden gelen bir başka grup tarafından, -sanırım onlar TSK mensubu değildi-katliama tabii tutulduk ve tarandık. Ben ilk önce “Vur!” emrini duydum. “Mavi gömlekliye ateş edin, hedef alın!”gibi ifadeler geldi kulağıma. Söyledikleri kişi yanımdaki bir gençti. Hemen benim yanımdaydı ateş açılınca üzerine atladım. İlk kurşunu sağ baldırımdan yedim ve yere yığıldım. O genç altımdan sürünerek çıktı. Arkadan gelenler yüzleri maskeli bir gruptu ve değişimli olarak taradılar bizi,önce öndekiler taradı sonra değişip arkadakiler tekrar taradı. Yere yığıldıktan sonracaniler ateş etmeye devam ettikleri gibi “Başınızı kaldırırsanız öldürürüz.” dediler. Arka gruptakilerin de yaralılara yardım etmesini engellediler.

Münire Aydın, televizyondan şehit olduğu haberlerinin verildiğini öğrendiğinde neler hissettiğini anlatıyor:

“Herkesin feryat figan içinde bağırdığını duyuyordum.” derken o anı tekrar yaşıyor gibiydi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine eşi ve oğluyla sokağa çıktıklarını söyleyen Münire Aydın, Ankara Emniyet Müdürlüğüne geldiklerinde tankların önüne geçtiklerini, eşi Bahri Aydın’ın gözleri önünde tanktan açılan ateş sırasında vurulduğunu ifade ediyor ve o anı tekrar yaşayarak ekliyor:

O anda yanıma canilerden biri yaklaştı. Başımı kaldırıp sadece “yaralıyım” dedim ama medet ummadım. Hiçbir Türk vatandaşı, bir caniden medet ummaz. Bu hâlimi görmesine rağmen ayağıma namluyu dayadı ve tetiğe bastı. Sağ bacağımın dizimden aşağısının parçalanması o an oldu. Aramızda dolaşırlarken de yaşayıp yaşamadığımızı anlamak için namlunun ucuyla yaralıları, şehit olanları kontrol ediyorlardı. Ben ikinci kurşundan sonra şoka girip şuurumu kaybetmişim. Kendine geldiğinde hastanedekihemşirelere vatanın ne durumda olduğunu sorduğunu dile getiren Ovacıklı gururla sözlerini sürdürüyor. Şükürler olsun ki millet iradesinin karşısında hiçbir iradenin duramayacağını Türk milleti, şanlı tarihindeki gibi tekrar gösterdi. Milletimize karşı yapılan bu girişimde bir damla kanımız aktıysa bu bizim için şereftir. MÜNİRE AYDIN - BAHRİ AYDIN Ankara Emniyet Müdürlüğü civarına giderek tankların önüne geçen 15 Temmuz’un sivil kahramanlarından 58 yaşındaki Bahri Aydın ve 53 yaşındaki eşi Münire Aydın, darbeci askerlerin kurşunlarıylagazi oldu.

Benim şehit olduğumu söylemişler. Ankara Emniyet Müdürlüğünün önünde ilk düşen ben olduğum için sanırım. Ben de gördüm, televizyonda şehit olarak yayınladılar. Hâlbuki şehit olmadım, gazi oldum. Ama şehit olmayı çok isterdim. O günden sonra uzun süre hastanede tedavileri süren Aydın çifti, şu anda evlerinde ve tedavileri devam ediyor. O gece Ankara Emniyeti önünde neler yaşadınız diye sorduğumuzda sanki az önce başlarından geçmiş gibi heyecanla anlatıyorlar.

Önce eşim vuruldu. Tanktan inen kişi, asker demeyelim artık o kişilere de, tekrar vurmak isteyince ben önüne geçtim. Eşime ateş ettiğini gördüm. Tanktan indiğini fark ettim, biraz daha yürüdüm, eşimin önüne geçtim. Yoksa tekrar ateş açacaklardı. O sırada benim olduğum tarafa doğru yöneldi. Belki o anın etkisiyle öyle görmüş olabilirim ama çok kötü bir yüz ifadesi vardı, bizi vurduğuna seviniyordu. Bizim askerimiz değil gibiydi, olsa Türk anasını vuracak cesareti olur muydu? Ben karnımdan vuruldum, kalın bağırsağım ve böbreğim zarar gördü, mermi ise sırtımdan çıkmış. Gazi olduğu için mutlu olduğunu her vesileyle söyleyen Aydın, ayağa kalktığında yine benzer şartlar yaşanması hâlindetankların önüne geçebileceğini söylüyor ve 35 yıldır evli olduklarını aktararak eşi ile bir gün bile ayrı kalmadıklarını, ölüme de beraber gittiklerini gururla ifade ediyor. “Ölüme göğsümüzü gererek gittik.”


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

Münire Aydın, kurşunların hedefi olmalarıyla ilgili olarak hep aynı şeyi söylediğini dile getiriyor. Eşimin vurulduğuna üzülmedim. Kendi vurulduğuma da üzülmedim. Allah’ım çok güzel bir mertebeye getirdi bizi. Her şey gelecek için, çocuklarımız için. Biz oraya ölüme göğsümüzü gere gere gittik. Bahri Aydın da Ankara Emniyet Müdürlüğü önüne kadar nasıl zorluklarla gelebildiklerini heyecanla anlatıyor: Tankların önüne geçip silahlarını kalabalığa doğrultan askerlere “Bizi mi vuracaksınız?” diye seslendim. Tank bizim, silah bizim diye düşündüm. Ateş açtılar ve sol kalçamın üzerinden mermi yedim. O gece tankın önünde vurulan ilk kişinin kendisi olduğunu söyleyerek ekliyor Bahri Aydın; sağlık durumum iyiye gidiyor

AİLE 57

çok şükür. Kurşunu çıkardılar, ince bağırsağımı aldılar. Ayağım da toparlandı. Hanımım da iyileşiyor yavaş yavaş. Biz her yere beraber gideriz, Allah iki cihanda da ayırmasın. EMRE DOĞAN Henüz 22 yaşındabir esnaf Emre Doğan. Ülke gündemini takip etmeyi seven geçmiş ve gelecek arasında fikir yürütmeyi bilen bir isim. O geceyi şöyle anlatıyor: Yani normal bir akşamdı, ailecek toplanmış evde oturuyorduk. Çok geçmeden yakından geçen uçak seslerini duymaya başladım ve gayriihtiyarî balkona çıkıp ne olduğunu anlamaya çalıştım. Fakat evdekilere de bir şeyler yansıtmamaya çalışıyordum. Böylece biraz zaman geçirdim. Neyse biraz sonra öğrendik ki olanlar olmuş, tepemizdeki jetler meğer ülkemizin zararına uçuyormuş.


58 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

Meclisimizin bombalanma görüntülerini gördüğünde ne kadar üzüldüğünü ve bölgedeki emniyet görevlilerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi etrafında bulunulmasının o an için daha önemli olduğunu söylemesiyle babası, enişte ve dayısıyla Külliye civarına gitmeye karar verdiklerini yaşayarak anlatıyor. Külliye civarına hareket etmemizin iyi olacağını düşündük. Bu sırada sabah ezanları okunmaya başlamıştı ve bölgedeki Millet Camii’nde namazımızı kıldık. Sonrasında hâlen etrafta güvenliğin tam sağlanamadığını görüyorduk. Camii üstünde ve Külliye civarında jetler alçak uçuş yapmaya devam ediyordu, şiddetli patlamalarla sarsılıyordu her yer. Sonradan öğreniyoruz ki sonik patlama denilen bir durummuş bu, ses hızını aştığı için oluyormuş. Evden çıkma düşüncesini ise kısa bir süre ne olduğunu anlamaya çalışmanın ardından derhal alınmış bir karar olarak anlatıyor. Bilgi kirliliği biraz olsun geçip Cumhurbaşkanımız haber kanallarınabağlanınca zaten kararımızı vermiştik. “Tüm halkımızı meydanlara toplanmaya davet ediyoruz!” sözlerini kendisinin ağzından duyunca evdekilerle birlikte önce yakınımızdaki bölgelere sonra Emniyet Genel Müdürlüğünün etrafına doğru yöneldik. Emre Doğan bu anları belki yüzlerce defa yeniden düşünmüş olmanın getirdiği kolaylıkla tümünü detaylarıyla anlatırken sözlerinde ömrü boyunca bu karanlık geceyi hatırlayacağının ve hatırlatacağının kararlığını duyuyoruz. Emniyet Genel Müdürlüğünün çevresi karışıktı, bölgedeki görevli polislerle konuşarakbilgi alma şansımız oldu. Bazı polisler kendi arkadaşlarının üstlerine ateş açtığını ve kısa bir şaşkınlığın ardından onları etkisiz hâle getirdiklerini söylüyordu. Çok etkilendim bunlardan. Bölgedeki büyük patlamanın ardından halkın da emniyet güçlerine verdiği destek ile çevre biraz olsun sakinleşir gibi oldu ama tepemizde hâlen helikopterler ve jetler uçuyordu.

Yaralanma anını sorduğumuzda bakışları bir ara yere sabitleniyor ama aynı kararlıkta devam ediyor. Sabah altı civarıydı biraz ilerde yani Millet Camii’nin oldukça yakınında şiddetli bir patlama yaşandı. Silah sesleri artmaya başladı. Yardıma gitmeye karar verdik. O anda daha keskin bir bomba sesi duydum ve yüksekten bir jetin bomba attığını fark ettim. Sonrası malûm, kısa bir süre içinde kendimi yerde buldum.Etraftaki insanlara bakmaya başladım. Çoğu şehit olmuş, bazıları isebenim gibi yaralanmış ve yardım bekliyordu. Sonra babam ve birkaç kişinin yardımıyla çevredeki bir hastaneye getirildim. İlk müdahaleden sonra Hacettepe Hastanesine ulaştırdılar. Ameliyatlar ve birkaç günlük uyuma sürecinden sonra 19 Temmuz sabahı yeniden dünyaya gelmişim. Gelecekten söz açılınca bu kadar travma yaşamış bir insandan beklenenin ötesinde umutlu olduğu her cümlesinden hissediliyor. Artık kimin ne olduğu belli oldu, dostumuzu ve içimizdeki düşmanımızı tanıdık ya, en önemlisi birlik ve beraberliğin önemini anladık ya umutsuz olmak için sebep göremiyorum.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 59

Muhammed UÇAR Zeynep Sena DURAN

ÇANAKKALE RUHUNUN DİRİLİŞİ:

15 TEMMUZ Daha nice Ahmetler, Uhudlar, Abdullahlar, Akın akın serpilir Cennetler, Gülşahlar, Kübralar… Hepsi de Peygamber komşusu olmaya adaylar Korkma! Asım’ın nesli bitmez Türkiye’m.

>>

18 Mart 1915 Çanakkale Muharebelerini hepimiz biliriz ve hüzünle karışık bir gururla bunu anlatırız nesilden nesle. Çünkü bize, birlikte olduğumuzda ne kadar güçlü, yenilmez ve topraklarımız üzerinde hain planlar kuranlara karşı nasıl çelikten siper olabileceğimizi hatırlatan bir olgudur bu. Yani millî şairimiz Ersoy’un deyimiyle “Asım’ın nesli” olduğumuzu hatırlatır bizlere. Hepimizin malumu olduğu gibi Çanakkale’nin neredeyse 101.yılını geride bıraktığımız bu günlerde, hain birdarbe girişimiyle -işgal de diyebiliriz- karşı karşıya kaldık. Destansı kahramanlıklarıyla ve her köşesinden bize yüzünü gösteren ayrı ayrı acılarıyla 15 Temmuz; hiç şüphe yok ki tarih kitaplarına bir gurur abidesi olarak altın harflerle kazınacak ve tıpkı Çanakkale gibi uzun yıllar boyu anlatılacaktır. O geceye dair hepimizin ya bizzat tecrübe ettiği ya da tanık olduğu birçok olay oldu. Yitirilen hayatlar, sırtından vuran dostlar, safı belli olmayan düşmanlar, vazgeçilen hayaller… İnsanımızın bir şeylerin ters gittiğini anladığı ve “Dur!” demek için sokağa çıkmaya karar verdiği o kırılma anı, Hande Fırat’ın programında Cumhurbaşkanımızın sesini duyması ve verilen talimatı almasıydı. Meydanlara çıkan her insanın aklında, devlete başkaldıran ama kendi evlâdı gibi sevdiği askerleri ikna edip vazgeçirmekti.

Ama bambaşka bir durum bekliyordu onları. Dişinden tırnağından eksilte eksilte verdiği vergisi ile alınan silahları,onlara karşı ateşleyerek karşılarına dikilenler Türk askeri değil onların görünümüne bürünmüşteröristler ve kandırdıkları Mehmetçiklerdi. Ne olduğunun farkına bile varmayan Peygamber ocağının yiğitlerini bir anne şefkatiyle sarıp kurtardılar o vatan hainlerinin ellerinden. İyice gözü dönmüş olanlara güçlerini yetirmek mümkün olmadı. Bunu bile bile cansiperane uğraşmaktan vazgeçmediler, sokaklarımızı onlara teslim etmediler. 15 Temmuz gecesi bizleri sınayan tek durum bu değildi. Asıl savaşmamız gereken içimizdeki niyeti sapmış, safı belli olmayan kişilerdi. Bizi korumak için gelen polislerimiz, askerlerimiz vardı; kâh biz önde onlar arkada, kâh sırt


60 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

Nasıl ki takvimler 1915 yılını gösteriyorken yapılması gereken işi gücü, eğitimi, hayalleri ve sevdaları bırakıp vatana sahip çıkmaktı; 15 Temmuz gecesi de yapılması gereken oydu ve milletimiz kendine yakışanı lâyıkıyla yerine getirdi. sırta savunduk memleketimizifakat onların da içlerinde hala kendini belli etmemiş hainler vardı maalesef. Güvendikleri, güvenmek istedikleri mesai arkadaşları bir anda saf değiştirebiliyordu. Vatanını, milletini koruması için kendisine emanet edilen keskin nişancı silahıyla köprünün üstüne çıkmış kendi halkını vuruyordu mesela bir tanesi. Ya da üstünde polis üniforması olan kişilerin “Kendinizi korumaya bakın! Darbeciler ya da bunlar fark etmez! Biz her halükarda işimize devam ederiz.” dediği duyulabiliyordu. Yani ihanetin her çeşidi o gece sokaklardaydı.

Bütün bunların karşısında milletimizin elinde tek bir silah vardı. Vatan ve bayrak aşkı… Evet, biz tarihimizden beri özgürlüğümüze, vatanımıza ve sancağımıza âşık bir millet olduk. Belki de ömrümüzde gördüğümüz en uzun gece olan o karanlığa, askerinden polisine ve siviline kadar topyekûn çıkmamızın sebebi buydu. “Ben ölmeye hazırım. Peki, sen beni öldürmeye hazır mısın?” diye tankın önünde devleşmemizin; “Polis ağabey, ben sağlam biriyim, 3-4 kurşunla ancak durdururlar beni. Önden gideyim de onlar beni hedef alırken siz de arkadan gerekeni yapın.” diyerek gözümüzü karartmamızın; bir kere bombalanmış olmasına rağmen görev yerimizi namusumuz bilip terk etmeyişimizin; hain olan general bile olsa tereddüdün zerresini hissetmeyişimizin sebebi de budur. Nasıl ki

takvimler 1915 yılını gösteriyorken yapılması gereken işi gücü, eğitimi, hayalleri ve sevdaları bırakıp vatana sahip çıkmaktı; 15 Temmuz gecesi de yapılması gereken oydu ve milletimiz kendine yakışanı lâyıkıyla yerine getirdi. Daha kelimelerin yetmediği o kadar çok hikâye var ki bir ukde gibi kalplerimizde takılıp kalan. “Siz Allah’tan korkmaz mısınız?” diyerek şehit olan 20 yaşında akranlarımız var. Hayalinde okulunu bitirmek, evlenmek olan. Babasının gideceği makamı hissetmiş gibi, Eylül’de doğması gerekirken Temmuz’da dünyaya gelen; kendini babasına gösterdikten sadece 10 gün sonra yetim kalan bir miniğimiz ve evliliğinin ilk yıldönümünde hayat arkadaşını toprağa veren annesi var mesela. Ya da nişanlısının yarım kalan hayallerini tamamlamak için komiserlik sınavına girip kazanan koca yürekli bir Türk kadınını hangi satırlara sığdırabiliriz ki? İşte burada dilimiz döndüğünce saydığımız ve hatta sayamadığımız pek çok anekdotla birlikte bizler bir Çanakkale’nin, bir Kurtuluş Savaşı’nın ruhunu damarlarımızda sonuna kadar hissettik ve bütün dünyaya da hissettirdik.Cumhurbaşkanımızın dediği gibi 15 Temmuz’da milletçe yeniden Çanakkale Destanı’nı yazdık. Çünkü “Asım’ın nesli” olmak bunu gerektirir. Söz konusu vatansa fikir ayrılıkları, küslükler, farklılıklar önemini yitirir. Direnişin göbeğinde,bir şadırvanda abdestini tazeleyen orta yaşlardaki polisimizin sözleri, hislerimizi adeta özetler gibiydi. “Ya şehâdet, ya zafer!” Vatanımız için canını vermiş aziz kahramanlarımız! Vatanımızla birlikte, geride bıraktığınız yetimleriniz, öksüzleriniz, eşleriniz ve gözü yaşlı anne babalarınız da artık bizlere emanettir merak etmeyin. Başımızın üstündeki yerleri bâki kalacaktır. Dökülen kanlarınızın hesabını bir bir soruyoruz ve sormaya da devam edeceğiz. Sevinin! Sayenizde biz kazandık, halk kazandı, Hak kazandı.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

AİLE 61

DEMOKRASİ NÖBETLERİ

Yurt genelinde vatandaşlar, FETÖ/PDY üyesi bir grup asker tarafından yapılan darbe girişimine tepki göstermek için ellerinde Türk bayraklarıyla meydanlara akın etti. Yurt genelinde vatandaşlar, Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi bir grup asker tarafından yapılan darbe girişimine tepki göstermek için Türk bayraklarıyla meydanları doldurdu.

başarılı olacağına inanmıyorum. Tarih boyunca darbecilerin hiçbiri başarılı olamamıştır.” çağrısı üzerine Edirne’den Hakkâri’ye kadar yurdun dört bir tarafındaki vatandaşlar meydanlara akın etti.

FETÖ/PDY mensubu askerlerin darbe girişiminin hemen ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Milletime çağrı yapıyorum, meydanlara gelin, meydanlarda bunlara en güzel cevabı verelim. Bu darbe girişiminin

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısına uyan kadın-erkek, genç-yaşlı binlerce vatandaş, 15 Temmuz Cuma gecesinden itibaren milli irade için attıkları sloganlar ve hazırladıkları pankartlarla meydanlarda demokrasiye sahip çıktı.


62 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

İSTANBUL’DA MUHTARLARDAN DESTEK İstanbul Muhtarları Dayanışma Derneği, Taksim Meydanı’ndaki demokrasi nöbetine katılarak FETÖ darbe girişimini protesto etti.

Yüz binlerce kişi, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez”, “Darbecilere idam”, Recep Tayyip Erdoğan’ı yedirmeyeceğiz”, “İşte ordu, işte komutan” sloganları eşliğinde Boğaziçi Köprüsü’ne yürüdü. Vatandaşlar, Türk bayrakları ve meşaleler taşıdı. Yürüyüş nedeniyle köprü, araç trafiğine kapandı.

KIZILAY’DA NÖBETLER GÜNLERCE DEVAM ETTİ

İstanbul Valisi Vasip Şahin, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve İstanbul Muhtarları Dayanışma Derneği üyesi muhtarların yanı sıra çok sayıda vatandaş, Taksim Anıtı önünden yürüyerek, darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden şehitlerin isimlerinin yazılı olduğu platforma geçti. Taksim Meydanı’ndaki platformda hayatını kaybeden şehitler anıldı, platforma karanfiller bırakıldı. Şehitler için bir dakika saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu. FETÖ’nün darbe girişimi, İstanbul’un değişik noktalarında vatandaşlar tarafından protesto edildi.

YÜZ BİNLERCE KİŞİ, BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ’NDE İstanbul’da yüz binlerce kişi, Boğaziçi Köprüsü’nde yürüyerek darbe girişimini protesto etti. Milli İrade Platformunca düzenlenen “Darbeye Karşı Boğaziçi Köprüsündeyiz” yürüyüşü için vatandaşlar, Üsküdar Altunizade’de toplandı.

Kızılay Meydanı’nı dolduran binlerce vatandaş, demokrasi nöbetine geceleri de devam etti. Kızılay Meydanı’nda kurulan platformdan halka hitap eden eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Polatlı’daki top atışlarına karşı Cumhuriyeti kurduk, şimdi de 15 Temmuz’daki alçak uçuşlar karşısında dik duruşumuzla demokrasimizi kurtardık. Demokrasiyi yeniden inşa ettik” dedi. Türk milletinin daima hür kalacağını vurgulayan Davutoğlu, “Bu topraklarla bu ülkeyle ilgili kararlar, Başkentimiz Ankara’da alınacak. Pensilvanya’da ya da herhangi bir başka şehirde değil. Onlar zannettiler ki bu millet, içinden çıkan Cumhurbaşkanına sahip çıkmaz, çekilir, seyreder. Biz 27 Mayıs’ta değiliz. İçimizden çıkan Adnan Menderes’i şehit ettiler ama içimizden çıkan Recep Tayyip Erdoğan’ı ve dahi bu milletin kaderine mührünü vuran, hiç kimseyi bunlara teslim etmeyeceğiz, teslim olmayacağız.” ifadelerini kullandı.


15 | Temmuz Ağustos Eylül 2016 |

Platformdan ayrıca, bazı AK Parti milletvekilleri, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, milli güreşçiler Rıza Kayaalp ve Taha Akgül de demokrasi nöbetine katılan vatandaşları selamladı.

BİTLİS Bitlis’teki vatandaşlar, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimine karşı “demokrasi nöbetini” sürdürdü. Darbe girişimi sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine Bitlis’te AK Parti önünde toplanan vatandaşlar, ellerinde Türk bayraklarıyla sloganlar atarak, darbe girişimini lanetledi.

ERZURUM

AİLE 63

YABANCI ÖĞRENCİLERDEN DESTEK Türkiye’de eğitim gören yabancı ülke vatandaşları da FETÖ’nün darbe girişimini protesto etti. Aralarında Kazakistan, Kırgızistan, Gana, Kosova, Pakistan, Somali, Azerbaycan, Sierra Leone, Kamerun, Yemen, Etiyopya, Tanzanya ve Burkina Faso gibi ülkelerden öğrencilerin bulunduğu grup, Ankara’da Kızılay Meydanı’nda devam eden demokrasi nöbetine destek verdi.

BURSA’DA ÇİFTÇİLERDEN TRAKTÖR KONVOYU Bursa’nın İnegöl ilçesinde FETÖ darbe girişimine tepki göstermek amacıyla çiftçiler yaklaşık 300 traktörle konvoy oluşturdu.

VAN Van’da 70 sivil toplum örgütünün temsilcileri ve vatandaşlar, dev Türk bayraklarıyla gerçekleştirdikleri yürüyüşle FETÖ’nün darbe girişimini protesto etti.

Erzurumlu çiftçiler, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından Erzurum’da demokrasi nöbetini sürdüren vatandaşlara destek vermek için traktörleriyle kent merkezinde dolaştı. Demokrasi nöbetleri devam ederken FETÖ’nün darbe girişimine tepkilerini sürdüren vatandaşlara Erzurumlu çiftçilerden destek geldi. Öte yandan Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine karşı vatandaşların “Demokrasi Nöbeti” sırasında indirdiği 2 bin 71 hatmin duası yapıldı, teheccüd namazı kılındı.

Kurtuluş Parkı’ndaki “120 Vanlı Kahraman Çocuk Anıtı” önünde toplanan 70 sivil toplum kuruluşu temsilcisinin de aralarında bulunduğu binlerce kişi, 150 metre uzunluğundaki dev bayrakla, “Recep Tayyip Erdoğan”, “Darbeye karşı omuz omuza”, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez”, ‘’Darbeye hayır” ve ‘’Vanlılar burada darbeciler nerede’’ şeklindeki sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçti.

YURTTAN DEMOKRASİ NÖBETLERİ Adana’da çok sayıda sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu “Adana Milli İradeye Saygı Platformu”nca düzenlenen “Demokrasi ve Milli İradeye Saygı Mitingi” düzenlendi. Samsun’da toplanan çok sayıda vatandaş, FETÖ’nün askeri darbe girişimine karşı ‘’demokrasi nöbeti’’ni sürdürdü. Eskişehir Vilayet Meydanı’nda toplanan vatandaşlar, saygı duruşunda bulunup, İstiklal Marşı’nı okudu. Türk bayraklarıyla FETÖ’nün darbe girişimini lanetleyen


64 AİLE | Temmuz Ağustos Eylül 2016 | 15 |

Ş e h i t v e G a z i l e r i m i z e R a h m e t v e M i n n e t l e. . .

vatandaşlar, şehit olanlar için Kur’an-ı Kerim okuyup dua etti. Kahramanmaraş’ı işgale gelen Fransız askerlerini karşılamak için Ermenilerce davul çaldırılmak istenen davulcu Abdal Halil Ağa’nın torunları, darbe girişimine karşı, kent meydanında davul çalarak tepkisini gösterdi.

BAYIRBUCAK TÜRKMENLERİ “DEMOKRASİ NÖBETİ”NE KATILDI Suriye’nin Lazkiye kırsalındaki Bayırbucak Türkmenleri, Nevşehir’e gelerek “demokrasi nöbeti”ne katıldı. Gençlik ve Spor Bakanlığının yürüttüğü Damla Projesi

Kurtuluş Savaşı’nda kent işgal altındayken “Bayrak Olayı”nın yaşandığı Kahramanmaraş Kalesi önünde nöbet tutulan alana ellerinde Türk bayraklarıyla gelen binlerce kişi, darbe girişimini protesto etti.

kapsamında Kırklareli’ne gelen 9 ülkeden 30 öğrenci, Vilayet

Hatay’da da vatandaşlar, FETÖ’nün darbe girişimini protesto etmek için meydanları doldurdu.

düzenlenen “Seccadeni al, gel” etkinliğinde bir araya gelen

Antakya DSİ Parkında bir araya gelen vatandaşlar, “Demokrasi Nöbetini” sürdürdü. Türk bayrakları taşıyan vatandaşlar, ‘’Şehitler ölmez, vatan bölünmez’’, ‘’Hainlere karşı omuz omuza’’ sloganları attı.

kıldı.

KONYA’DA SURİYELİLER GÜL DAĞITTI

Yozgat’ta 150 derneğin yöneticileri ve üyeleri, FETÖ’nün

Konya’da yaşayan Suriyeli sığınmacılar, Mevlana Meydanı’nda devam eden “Demokrasi Nöbeti” ne katılarak, halka gül dağıttı. Türkiye ve Suriye bayrağı taşıyan Suriyeliler, meydanda bulunan halk ile sloganlara eşlik etti.

Trabzon’da “demokrasi nöbeti”ni Meydan Parkında sürdüren

Nevşehir’de Türk Telekom binası önünde toplanan çok sayıda vatandaş, sloganlarla FETÖ’nün darbe girişimini protesto etti.

Meydanı’daki “Demokrasi Nöbeti’’ne katıldı. Şanlıurfa’da da Büyükşehir Belediyesince Rabia Meydanı’nda vatandaşlar, FETÖ’nün darbe girişimine tepki olarak namaz

Kayseri’de HAK-İŞ’e bağlı sendikalara üye yaklaşık 10 bin işçi, FETÖ’nün darbe girişimini protesto etti.

darbe girişimine tepki göstermek için yürüyüş düzenledi.

bir grup vatandaşın iki ağaca astığı ‘’Başkomutanımız, sivil askerlerin son emre kadar meydanlardan çekilmeyecek’’ yazılı pankartı dikkat çekti. Demokrasi Nöbetleri, Bilecik, Yalova, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Sivas, Kırıkkale, Antalya, Kırşehir, Balıkesir ve Muğla’nın da aralarında bulunduğu birçok ilde FETÖ’nün darbe girişimi protesto edilerek bu kapsamdaki son etkinlik olan İstanbul Yenikapı Miting Alanında düzenlenen Demokrasi ve Şehitler Mitingi’ne dek sürdürüldü. Kaynak: AA http://aa.com.tr/tr/15-temmuz-darbe-girisimi/fetonun-darbe-girisimine-karsivatandaslarin-nobeti-suruyor/613167



Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı eydb.aile.gov.tr

Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü

Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü

Şehit Yakınları ve Gaziler Dairesi Başkanlığı

sosyalyardimlar.aile.gov.tr

ailetoplum.aile.gov.tr

cocukhizmetleri.aile.gov.tr

eyh.aile.gov.tr

kadininstatusu.aile.gov.tr

sehityakinlari.aile.gov.tr

www.aile.gov.tr


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.