art’ı Mekan Dekorasyon & Mimarlık Dergisi
SAYI 61 OCAK - ŞUBAT 2017 · 10 TL
ISSN 1307 - 1939
Söyleşi
Kafa farkıyla önde
Beril Ateş
İlmek ilmek dokunan hikayeler
Begüm Cana Özgür
Zaman ve mekanda akan tasarımlar
Otel
Hotel Palisade
Sami Savatlı Dosya
Sevgililer Günü Tam oturdu Mutfak denince akla...
Mekan
Kilimanjaro Room+Rumours Blanchette East
Şehir
Verona Juliet’in balkonunda aşk başka Marka
Emna Studio Watermark DCW
10.yıl özel
Dostlarla geçen yıl
2
Ocak - Åžubat 2017 #61
3
4
Ocak - Åžubat 2017 #61
5
Ocak - Şubat 2017 #61
İZMİR MERKEZ
I
ALSANCAK
I
ALSANCAK BY KEPİ KİDS 6
FLORYA I
I
ETİLER
I
CEMİL TOPUZLU
FLORYA BY KEPİ KİDS I
I
BAĞDAT CADDESİ
MUDANYA BY KEPİ KİDS I
I
MUDANYA
ADANA BY KEPİ KİDS
I
SAMSUN
/bykepifurniture /Bykepimobilyadekorasyon
7
8
Ocak - Åžubat 2017 #61
9
10
Ocak - Åžubat 2017 #61
11
12
Ocak - Åžubat 2017 #61
13
14
Ocak - Åžubat 2017 #61
15
16
Ocak - Åžubat 2017 #61
17
18
Ocak - Åžubat 2017 #61
19
20
Ocak - Åžubat 2017 #61
21
22
Ocak - Åžubat 2017 #61
23
24
Ocak - Åžubat 2017 #61
25
İçindekiler
96
30
Nesilden nesile şekilden şekile Atelier Tristan Auer, Wilson Associates Paris
Ajanda
36
Yeni Tasarım
Dekorasyon Ev
42
Etkinlik
46
Fikir İrem Senemoğlu
176
110
Birlikte daha iyiyiz Filiz Bür
132
Tüm aile bir arada Minarc
Juliet’in balkonunda aşk başka İrem Karagöz, Verona
138
Dosya
148
50
Her şey eskisi gibi Anna Fresko
Sevgililer Günü
Bir ki üç! Neslihan Pekcan
80
160
Tam oturdu
126
Mutfak denince akla...
Beyaz ve ötesi Oya Rodoplu
168
Gösteriş dozunda güzel AS Architects
İçindekiler
10. Yıl Özel
158
Dostlarla geçen 10 yıl Mekan
74
Caddenin yenisi: Gaggenau
156
Yanına yakışır: Ndesign Home
86
Yaşamı sevdirecek detaylar burada: Nitali Home
174
Yeşile çalan mekan Mehmet Yücebaşoğlu, Room+Rumours
Otel
108
Deniz aşırı düşler The Society Inc., Hotel Palisade
180 Ocak - Şubat 2017 #61
68
Bu hafta sonu Kilimanjaro’ya çıkın Autoban, Kilimanjaro
Ne kadar karmaşık o kadar samimi Blacksheep Design, Blanchette East
26
Mağaza
Havalar ısınıyor Woodea Studio Team, Krokodil
162
Dekorasyon Klinik
120
Bir ton daha beyaz klinikler Esat Fişek
art’ı MEKAN Dekorasyon ve Mimarlık Dergisi Barış Mh. Tutkun Sk. Çelikay Sit. D Bl. No.18 İhsaniye, Bursa Tel: 0 224 452 99 63
Tasarımcı & Söyleşi
Sahibi Altıntaş Yayıncılık adına Fatma Altıntaş Yılmaz Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Müdür Fatma Altıntaş Yılmaz fatos@altintasyayincilik.com f.yilmaz@artimekan.com Editör Duygu Yazıcı duygu@altintasyayincilik.com Grafik Sertan Şafak Fotoğraf Kaan Suud Sert Reklam Koordinatörü Çağlar Çiftpınar caglar@altintasyayincilik.com Reklam Sorumlusu Atakan Şenses atakan@altintasyayincilik.com Yayın Kurulu Adnan Serbest Atilla Kuzu Levent Çırpıcı Kunter Şekercioğlu Esat Fişek
70
İlmek ilmek dokunan hikayeler Begüm Cana Özgür
90
Zaman ve mekanda akan tasarımlar Sami Savatlı
Katkıda Bulunanlar Aise Amet, İrem Karagöz, İrem Senemoğlu, Gözde Şekercioğlu.
56
Kafa farkıyla önde Beril Ateş Marka
62
Emna Studio
94
DCW Atölye
124
Gücünü tasarıma yansıtan kadın: Duygu Yegül
Londra Temsilcisi Esra Tekeli Viyana Temsilcisi Gizem Önürmen ABD Temsilcisi Emre Hakgüder
78
Watermark
Baskı ŞAN OFSET Hamidiye Mh. Anadolu Cd. No:50 Kağıthane, İstanbul Tel: 0212 289 24 24 Baskı Yeri - İstanbul Baskı Tarihi - Ocak 2017 Süreli Yayın Ocak - Şubat 2017 Yazı ve fotoğrafların tüm hakları art’ı Mekan Dergisi’ne, yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. artimekan arti_mekan arti_mekan 27
T İyimser Olmayan Umut
erry Eagleton’a göre umudun “geleceğin kaybının hissedildiği bir çağda merak uyandırıcı bir biçimde ihmal edilmiş bir kavram olması” üzerine masaya yatırması, zamanlama açısından da önemliydi bizler için. Ülke olarak 2017’nin simsiyah gökyüzüne uyandığımız ilk sabahında hissettiğim şeyin umutsuzluk değil büyük bir kötümserlik olduğunu anlıyorum şimdi. Tüm edilgenliği ile yüreğime çöreklenen duygu, umutsuzluğun asiliğine benzemiyordu çünkü… Yazara göre umutsuzluk daha radikal bir tutumdu çünkü... Bizi içinde olduğumuz durumun dönüştürülmesi gerektiğine ikna eden, eleştirel bakmamızı sağlayan, içinde bulunulan durumu gerçekçi olarak tahlil etmemize sebep olan bu bakış, koşullara karşı daha isyankâr bir tavır geliştirebilmemizin anahtarıydı. “Umutsuzluğa kapılmak” denen şeyin bizlerdeki tanımının iyimserliğini kaybetmemek üzerine boş bir çabadan ibaret olduğunu anlamam beni hüsrana değil aksine umuda sürüklüyor.
Editör
Umuda sarılarak ayakta kalıp yoluna devam edebilmenin hesaplarını yaptığımız şu günlerde tutunmaya çalıştığım şeyin aslında umut değil beyni uyuşturan bir iyimserlik olduğunu yüzüme tokat gibi vuran bir kitaptı “İyimser Olmayan Umut”
Yayın Yönetmeni Fatoş Altıntaş Yılmaz
Nice 10 yıllara…
Ocak - Şubat 2017 #61
Umudun bir erdem olduğunu, ne kadar gerçek olduğunu hissettiğimiz anda mücadelemiz de o kadar değerli oluyor. Bizler mücadelemizin 10. yılındayız. Gerçeğiz, değerliyiz, umutluyuz. Dergimiz çatısı altında birleşen herkesin enerjisiyle güçlüyüz.
Bu 10 yıllık serüvenimizde bizlere heyecan, enerji, güç ve en önemlisi umut veren her şeye ve herkese sonsuz teşekkürler…
f.yilmaz@artimekan.com
28
Artık iyimser olmadığımı biliyorum. İyimserlerin iyi bir geleceğe duydukları inancın, şimdinin özünde iyi olduğuna dair duydukları güvenden kaynaklandığını bildiğim ve değişim için lüzum görmeyen muhafazakarlardan olduklarını bildiğim için.
www.bogaziciithalat.com.tr
0212 251
0707
29
Yer gök porselen Porselen sadece yemek takımlarıyla değil, karolarla da artık hayatımızda. VitrA’nın porselen karoları, konutlardan ofislere farklı mekanlarda dayanıklı yapıları dolayısıyla tercih ediliyor. Yeni ürünlerle zenginleştirilen VitrA porselen karolar, duvar ve zeminlerde zengin bir görünüm yaratıyor. Iconic Awards kapsamında Interior Innovation ödülü alan taş dokulu Tech-Slate, ahşap ve betonun uyumlu birlikteliğini sunan Mixcrete, doğal taşın modern bir dokunuşla yorumlandığı Meridien, oksitlenmiş doğal ve değişken ahşap tonları bir araya getiren Woodmix, yaşanmışlık hissi veren ödüllü Pera serisi, doğal taşın pozitif enerjisini mekanlara taşıyan British Stone serisi VitrA’nın yenilenen tasarımları arasında.
200 yıllık deneyim 200 yıllık tekstil firması Christian Fischbacher; döşemelik ve perdelik kumaş, halı, yatak ve ev aksesuarları ile dünyanın dört bir yanına lüksü ve şıklığı taşıyor. Sezonun en yeni ürünlerini ve dünyaca ünlü markaları bir araya getiren Tasarım Perde, Christian Fischbacher’in birbirinden şık ürünlerini Levent ve Kemerburgaz mağazalarında sizlerle buluşturuyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
Ajanda
Kate Winslet’ın sesiyle Rolls-Royce
30
İngiliz aktris Kate Winslet, dünyanın en tanınmış lüks evine (House of Rolls-Royce) öncülük eden ilham perisinin hikayesini, marka tarafından üretilen kısa film serileriyle yeniden anlatıyor. House of Rolls-Royce efsanesi, markanın otomotiv ve lüks tarihindeki dönüm noktalarını için hazırladığı kısa filmlerle göz önüne seriliyor.
Geleceğin restorasyon uzmanlarından geçmişe dönük çalışma Üniversite öğrencilerinin üzerinde çalıştığı proje, gerçeğe dönüştü. İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Mimari Restorasyon Programı öğrencileri tarafından yapılan çalışma sayesinde tarihi bir çeşme koruma altına alındı ve yok olmaktan kurtuldu.
31
Renkli radyatörlerin sıcak dansı
Şöyle küçük bir restaurantımız olsa... Birçok beyaz yakalı gibi siz de bu lafı bir kez olsun kullandıysanız, Eyüp Kayacan’ın “Pembe Restaurantıma hoş geldiniz” adlı eserine bir göz atmanızı tavsiye ederiz. Akıcı bir dille yazılan kitapta Kayacan, 25 yıllık tecrübelerinden yola çıkarak özellikle yeni yatırım yapacak olan iş verenlerin dikkat etmesi gereken konuları mercek altına alıyor. Faydalı tavsiyeler ve örneklerle ilerleyen kitap, işletmeciler için birçok püf noktası içeriyor.
22 yılın kitabı
20’li yıllara damgasını vuran Charleston dansı, radyatör üreticisi Zehnder Charleston markasına da ismini veriyor. Avrupa’nın ilk çelik radyatör üreticisi olan ve İsviçre kalitesini Türkiye’ye getiren ithal radyatör markası Zehnder Grup’un 700 farklı renk ve yüzey kaplama seçeneği, dans ahengini evlere getiriyor. Hızlı üretim süresi, sınırsız boyutsal özgürlük vaat eden, kolay montaj avantajı sağlayan ve 19 santimetreden 3 metreye kadar değişen yükseklik seçenekleri ile Zehnder Charleston, kavisli ve köşeli uygulama imkanı da sağlayarak tüm iç mekan tasarımına mükemmel uyum sağlıyor.
Ajanda
22 yılı geride bırakan Zoom TPU’nun iç mekan tasarımları Prestel Yayınevi tarafından basılan prestij kitabında buluştu. Atilla Kuzu ve Levent Çırpıcı liderliğinde, sadece mimari platformda değil ürün tasarımı ve sanatsal alanlarda da yeni başarı odakları oluşturma gayesi ile yeni ilkler yaratmaya çalışan mimari tasarım stüdyosu Zoom TPU; Prestel’in de getirmiş olduğu teklif ile artık uluslararası basın ve yayım platformlarında da varlık gösteriyor. Prestel Yayınevi imzasıyla basılan Zoom TPU kitabı; Acıbadem Maslak Hastanesi, Roche Türkiye, Dumankaya Modern Vadi Showroom ve Dumankaya Ikon satış ofisi, Intema Showroom Nişantaşı, Salt Galata Auditorium gibi birçok projeyi içeriyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
Yeriniz mi dar yoksa yerimiz var!
32
Bir serginiz var ya da bir hafta boyunca misafirlerinizi ağırlayacak bir toplantı alanı arıyorsunuz. Ofisiniz ne kadar şık olursa olsun uzun süre işgal etmek istemeyebilir ya da daha farklı bir mekan arayışına girebilirsiniz. Estetiğin ön planda olduğu butik etkinlik mekanı arayışlarına, Nişantaşı’nda hizmete açılan Room7 çözüm getiriyor. Konuklarının toplantı, sergi, lansman, workshop ve etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Müzeyyen Gürbaz, Orhan Madenoğlu ve Mehmet Gürbaz ortaklığındaki Septagram girişimiyle 2016 yılı sonlarında Teşvikiye Mahallesi’nde açılan Room7, estetiği ve tasarımı ön planda tutan mekanında konuklarının tercihlerine bağlı olarak saatlik, günlük, haftalık ve daha uzun süre aralıklarında esnek zamanlı olarak hizmet veriyor.
33
Müzede peynir var Slash Architects ve Arkizon Architects iş birliği ile Afyon’da tasarlanan 38° 30° Çiftliği, peynir üretim sürecinin tıpkı bir müze gibi sergilendiği planlaması ve ikonik ama işlevsel formu ile endüstri yapılarına yeni bir yorum getiriyor. Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık’ın baba toprağına minnet hisleriyle hayata geçirdiği proje, bölgede kaybolmaya yüz tutmuş manda üretimini canlandırmış olmasının yanında, bir fabrika binası olarak sahip olduğu sıra dışı mimariyle de dikkat çekiyor. Çiftlik, adını bulunduğu arsanın koordinatlarından alıyor.
Zeminlerde yeni trend İç ve dış mekanlarda uygulanabilen Dekton, dünyanın önde gelen kompozit kuvars yüzey üreticisi Cosentino Group’un yeni ürünü. Dekton’un sahip olduğu özellikler tasarımcılara, hayallerindekini gerçeğe dönüştürme imkanı tanıyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
Ajanda
Tasarımcılar bu özgürlük sayesinde dayanıklılık ve aşınmaya karşı yüksek direnç isteyen alanlarda, mimari uygulamaları kolayca gerçekleştirebiliyor.
Teknolojiyi konfor ile birleştiren CASA
Klasikten moderne
Casa Mobilya, tasarımı ve teknolojiyi buluşturduğu yeni yatak tasarımları ve özgün formlara sahip komodin ve şifonyerleri ile yatak odalarına yeni ve estetik bir yorum getiriyor.
Persan’ın 2017 Tarabya Koleksiyonları’ndan Gibran, klasik çizgileri modern dokularla buluşturuyor. Gibran, hem modern hem de klasik mekanlara rahatlıkla uyum sağlayabilecek kumaşlardan oluşuyor.
Zarif dokunuşların ve ince çizgilerin yer aldığı yatak koleksiyonlarıyla Casa, yaşam alanlarında konfor hissini açığa çıkarıyor. 34
35
Geometrik evler Modern ev dekorasyonunun önemli isimlerinden Enza Mobilya, geometrik formlarla şekillendirdiği “Luce” serisini müşterilerinin beğenisine sundu. Yatak odası, koltuk takımı ve yemek odasından oluşan seri, konforu ve işlevselliği bir arada sunuyor.
Sokaktan Müzeye Gitmediğimiz ülkelere göz atmak, aradığımız adrese ya da sadece kendi evimize bakmak için kullandığımız Google Street View’in bizi götüremediği yer yok. Sokak sokak gezmemize imkan veren bu uygulama aracılığıyla artık gidebileceğimiz bir yer daha var: Sakıp Sabancı Müzesi Sergilenen 14 binin üzerindeki objeyi görmek ve müze koridorlarında gezmek için internete girerek uygulamayı açmanız yeterli.
Ocak - Şubat 2017 #61
Yeni Tasarım
Kazanan belli oldu.
36
MOBI, International Design&Architecture Awards 2016’da COCO Lamba ile WINNER ödülüne layık görüldü. MOBI’nin ödüllü tasarımı, tasarımcı A. Raşit Karaaslan imzası taşıyor. COCO lamba, küresel-elipsoid olarak iki farklı formda ve naturel masif ceviz+metal - parlak lake+metal kombinasyonlarında üretiliyor.
Bilinçli belediyeler Sürdürülebilir moda, yeşil tasarımı ve sosyal duyarlılık hem hükümetlerin hem de markaların yakın markajında yer alıyor. Büyük ölçekli faaliyetler kadar küçük destekler de bu sürece katkı sağlıyor. Üsküdar Belediyesi’nin çevre ve sosyal sorumluluğu bir araya getiren fikirleriyle öne çıkan İyi Ki Üsküdar Var! “İyilik Hareketi” de tasarımcıları bir araya getirdi; ortaya hem şık hem de çevreci ekolojik çantalar çıktı. Çevre duyarlılığıyla dikkat çeken bu rengarenk çantalar Üsküdarlılara ücretsiz olarak dağıtılıyor.
37
Çalışma alanlarında dönüşüm başladı Ortak çalışma alanları gitgide yaygınlaşırken bireysel çalışma üniteleri de bu duruma çözüm getiriyor. “Self-Organised Workplace / Kendini Kurgulayan Çalışma Alanı” teması altında sunulan Koleksiyon’un yeni tasarımlarından Boccaporto, iki farklı modeliyle hem bireysel hem kolektif çalışmalara izin veriyor. Ünite, iç bölümünde kullanılan LED aydınlatma, enerji ve güç donanımı sayesinde havaalanı ve kütüphane gibi kalabalık mekânlarda özel bir çalışma ortamı sunuyor. 2-3 kişiyi ağırlayabilen modeli ile de ekip çalışmaları için gereken izole ortamın yaratılmasına izin veriyor. Tasarımı ve teknolojik donanımıyla öne çıkan Boccaporto, AIT 2016’da “Innovation Award” ile ödüllendirildi.
Su altında zaman İsviçreli Victorinox Swiss Army’nin dalış saati I.N.O.X. Profesyonel Dalgıç, uzun test aşamaları ve titiz çalışmalar sonunda görücüye çıktı. Victorinox Swiss Army’nin yeni modeli I.N.O.X. Profesyonel Dalgıç, yeni tasarımı ve estetikliği ile erkeklerin koluna şıklığı taşımaya hazır.
Ocak - Şubat 2017 #61
Yeni Tasarım
Kitapları tozlu raflardan kaldırın
38
Yine yeniden Antakya Mobilyası Geçmişten günümüze köklü bir kültürel mirasa sahip Antakya; türbeleri, kiliseleri, manastırları ve evleriyle 300’den fazla motif ortaya çıkaran büyük bir zenginlik sunuyor. Ünlü tasarımcılar tarafından yeniden yorumlanan bu motifler, “Antakya Mobilyası” markası için toplam 63 parçadan oluşan 15 koleksiyon ve geleneksel 12 farklı mobilyaya hayat veriyor. Geçmişten günümüze farklı medeniyetlerin ustalıklarını, kültürünü ve estetiğini bir araya getiriyor.
Hiç ihtimal vermesek de tozlanan kitaplar büyük oranda bakteri ve mantar oluşumu yapıyor. Acar Group bünyesindeki ABM Yayınevi’nin satışa sunduğu cihazın Türkiye’de bir benzeri yok. “BookShower” adı verilen Kitap Yıkama Cihazı; kitaplardaki virüs, bakteri ve kitap mantarlarının büyük bir kısmını yok ediyor. Cihazın içerisinde bulunan UV lambaları ve antistatik hava filtresi her tür ve boyuttaki kitabı 45 saniye ile 1 dakika arasında dezenfekte edebiliyor. Cihazın verdiği özel aroma sayesinde kitaplar, mantar ve küf kokularını geride bırakarak temiz bir kokuya sahip oluyorlar. Grip gibi bulaşıcı hastalıkların önüne geçen cihaz özellikle kütüphanelerin ilgi odağı.
39
Müzik ve hareket Vestel, müzik tutkunlarını mutlu edecek yeni ürünlerini satışa çıkardı. Desibel ailesinin yeni üyeleri K550 ve K600 kulaklıklar ile H400 ve H450 hoparlörlerle kullanıcılar, dinledikleri müziğin her notasını pürüzsüz bir şekilde duyabiliyor. Üstelik Desibel ailesinin yeni üyeleri, müziğini özgür bırakmak isteyenlere bluetooth özelliğiyle kablo derdi olmadan rahatça müzik dinleme keyfi sunuyor.
Götür beni gittiğin odaya Microsoft’un bilgisayar ve televizyona uyumlu kablosuz klavyesi All-in-One Media Keyboard oturma odasına teknoloji keyfini getiriyor. Klavye, su geçirmeme ve darbelere dayanıklılık gibi özellikleriyle en zor şartlar altında bile çalışabiliyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
Yeni Tasarım
Aydınlatmanın anahtarı
40
VİKO by Panasonic, yenilikçi felsefesini aydınlatma ürünlerinde de ortaya koyuyor. Yuvarlak ve kare sıva altı LED ürünlerin yanı sıra sıva üstü LED ürünlerle hem yaşam hem de çalışma alanları için uygun aydınlatma seçeneklerini sunuyor.
Gürültü kirliliğine akustik çözüm Açık ofislerin sayısı hızla artarken gürültü de aynı oranda çoğalıyor. Akustik etki yaratan kanepe ve dolapları piyasaya sunan Tuna Ofis, bölücü özelliğe sahip panel tasarımı için çalışmalarına başladı. Bu yıl içerisinde piyasaya sürülecek paneller kalabalık ofisler için estetik olduğu kadar sakin ve huzurlu bir ortam yaratacak.
41
Kavramın güzelliği, herkese açık Sanata ve sanatçıya destek veren etkinlikleriyle ön plana çıkan İstanbul Ayvansaray Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Plato Sanat, Küratör Marcus Graf yönetiminde yeni bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Türk sanatçılarının son dönem yönelimlerini araştıran sergi dizisinden sonuncusu olan “Kavramın Güzelliği” 19 Nisan 2017 tarihine kadar Balat’ta yer alan İstanbul Ayvansaray Üniversitesi’nde ziyaretçilerine açık olacak.
Mutfak Tasarım Yarışması başladı! Güzel yemek yapmak için yetenek kadar doğru ekipmanları kullanmak ve mutfakta rahat etmek de önem arz ediyor. Soğutucu ve pişirme markası Sub-zero Wolf, bu ortamı yaratacak tasarımcıları seçmeye hazırlanıyor.
Etkinlik
Dünyanın en iyi mutfak tasarımcısını seçiyoruz diye başlatılan Mutfak Tasarım Yarışması’na 31 Ocak 2017 tarihine kadar www.subzero-wolf.com adresinden başvuru yapılabiliyor. Jüri tarafından seçilecek finalistler, 24-27 Eylül 2017 tarihleri arasında San Diego’da gerçekleştirilecek Kazananlar Zirvesi’nde boy gösterecek. Dünyanın en iyi mutfak tasarımcıları arasında yer alanlar ise birbirinden değerli ödüllerin sahibi olacak.
Kahvaltıda caz başkadır Siemens Ev Aletleri, Pazar kahvaltılarını caz ezgileri eşliğinde renklendirmek isteyenleri Sait Halim Paşa Yalısı’na çağırıyor. Geçtiğimiz yıl büyük ilgi gören “Kahvaltı ve Caz” etkinlikleri bu yıl da Siemens Ev Aletleri’nin sponsorluğunda gerçekleşiyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
Şubat Programı 5 Şubat Dolunay Obruk Trio 12 Şubat Ece Göksu & Neşet Ruacan 19 Şubat Ayşe Gencer & İmer Demirer Quintet 26 Şubat Başak Yavuz Trio
42
Arter’de kimler var? Açıldığı 2010 yılından bu yana çağdaş sanat alanında sürdürülebilir bir üretim ve sergileme altyapısı sunmak amacıyla varlık gösteren Arter, İngiltereli sanatçılar Jake ve Dinos Chapman’ı misafir ediyor. Jake ve Dinos Chapman’ın Türkiye’deki ilk kişisel sergileri “Anlamsızlık Âleminde” başlığıyla 10 Şubat - 7 Mayıs tarihleri arasında Arter’de yer alacak. Serginin küratörlüğünü ise Nick Hackworth yapacak.
MODERN YAPI
43
Bin yıla yolculuk
Akasya Kültür Sanat, dünyanın ilk ve tek canlı tarih ve diorama müzesi Hisart ile bir ilke ev sahipliği yapıyor. Hisart Canlı Tarih Müzesi’nden dioramalarla ve mankenlerle zenginleştirilerek, tarihimizin eşsiz mirasını AKS’de gün yüzüne çıkarıyor. Küratör Nejat Çuhadaroğlu tarafından hazırlanan sergi tarihe tanıklık etmeniz için AKS’de ziyaretçileri ile buluşuyor.
Sanatçı ve zamanı İstanbul Modern’in koleksiyon sergisi “Sanatçı Ve Zamanı”, Türkiye’nin mihenk taşı düşünür ve edebiyatçılarından Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında” sözlerini bir çıkış noktası olarak belirliyor. Müze koleksiyonundan 109 sanatçının 193 çalışmasına yer veren sergi, sanatçının zamanı ile toplumun, kültürün, doğanın ve evrenin zamanı arasında kurulan bağa ve hesaplaşmaya dair bir düşünce alanı öneriyor ve geçmişten geleceğe farklı zamanları, belirli ortak temalar çerçevesinde bir araya getiriyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
Etkinlik
Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED), yeni sergisi ile Ömer M. Koç Koleksiyonu’nda yer alan, 19. yüzyıl sonu Osmanlı bürokratı, hariciyeci, mutasarrıf, cemiyet adamı Yusuf Franko Kusa’nın karikatür albümünü ilk kez gün yüzüne çıkarıyor. 26 Ocak’ta kapılarını açacak olan sergi, 01 Haziran 2017 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.
Amerika doğumlu, Güney Afrikalı fotoğrafçı ilk kez Türkiye’de... İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi, Roger Ballen’ı bir retrospektifle konuk ediyor. Çağdaş fotoğraf sanatının en sıra dışı ve üretken fotoğrafçılarından olan Ballen’ın sergisi, sanatçının 1980’lerden günümüze yaptığı üretimlerin izini sürüyor. Sergi, 4 Haziran’a kadar İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nde görülebilir.
44
Osmanlı’dan günümüze
45
Fikir
İç Mimar İrem Senemoğlu irem@senemoglu.com.tr
Ocak - Şubat 2017 #61
2017’de yeni yıldızlarımız var...
46
Yeni yıl kararlarınızdan biri yaşam alanınızı yenilemek ise kalemi kağıdı elinize alın ve not almaya başlayın derim.
Kısa bir gözlem yapalım: Son birkaç senedir etrafınızda daha az beyaz duvar olduğunu fark ettiniz mi? Özellikle de 2016’da klasik beyaz duvarlar, yavaş ama emin adımlarla kaybolmaya başlamış, yerini sıcak gri tonlarına bırakmıştı. Yok canım duvarları gri mi yapacağız, diye direnenler bile kısa bir süre içerisinde adapte oldu.
Gri gibi nötr, ama gri gibi soğuk değil. Sıcak bej gibi ancak bej gibi doğru renk tonunu seçmek o kadar kolay da değil. Her stile her mekana uyum sağlayan hileli bir renk aslında gri. Tam olarak gri ve bej karışımı diye adlandırmak daha doğru olacak.
47
Grilere alıştığınızı düşünerek açık tonda değil nerdeyse siyaha yakın olanından bahsetmek istiyorum. Lütfen çok bilmişlik yaptığımı düşünmeyin ama her şey bittiğinde eyvah ne yaptım ben diye düşünmemeniz için, profesyonel bir göz olmadan uygulamanızı asla önermem. Sadece yaşam alanlarımızda değil, tüm mekanlarda koyu renk hakimiyeti yeniden gündemde ve beklenenden daha hızlı kabul görmeye başladı bile.
Fikir
Kimi zaman antredeki bir köşeyi ele geçirip kimi zaman da banyonuzdaki alışılagelmiş açık renklerin yerini alsa da hiçbiri salonun duvarlarına uygulamak kadar cesaret istemiyor. Tavanlarınız yüksekse korkacak bir şey yok. Hiç düşünmeyin, cesaretle uygulayın derim.
Ocak - Şubat 2017 #61
Hadi karar verdik uygulayalım dediğimizde çok önemli birkaç detaya dikkat etmeliyiz çünkü bu rengin yanına eklenen yeni yıldızlar var. Favori renklerim: Petrol mavi ve lacivert tonları. Zaten mavi rengi sevmeyenimiz yok gibidir ama bu yazıdan sonra belki siz de her yerde mavi görmeye başlayabilirsiniz. Peki bu yıldız rengi alıp nereye yapıştıralım? Kanepelere, sanat eseri gibi farklı malzeme seçimleriyle uygulanacak bir duvara, fon perdelere, tekli kadife koltuklara… Koyu bir renk tonu seçtikten sonra tarzımız illa da klasik olmak zorunda değil. Modern bir düzenlemede seçilecek ahşaplarla da birlikteliği çok şık olacaktır. 48
Tek renk kullanmak istemiyorsanız mavilerin yanına diğer mücevher renkleri de ekleyebilirsiniz. Zümrüt yeşili 2017 için listenin en çok yıldız alanı... Geçen sene büyük yapraklı etnik duvar kağıtlarında kullandığımız bu rengi şimdilerde en çok kadife kumaşlarda göreceğiz. Siz de siyah doğal taşlarla tasarlanmış sehpalar ve ahşap mobilyalar ile destekleyebilirsiniz. Işığı ve dengesi doğru çözümlenmiş koyu mavi, antrasit ve hatta siyah bir duvar önünde etkisiyse göz alıcı olacaktır. Maviler, yeşiller derken diğer favori rengimiz tabii ki koyu kırmızı ve tonları... Benim önerim yakut kırmızı ve bordo renk kombinasyonları. Pastel renkler yok bu sınıfta dersem itirazlar geleceğini biliyorum. 2017’de pembeler olmasına rağmen salondaki kanepenizi pembe yapmak ister misiniz, bilemedim. Bu rengin ancak küçük objeler ile aramıza katılmasını tercih ederim.
Mekanda vurgulamayı arzu ettiğiniz rengi içerisine alan çiçekli ya da geometrik desenli bir duvar kağıdı ile farklı bir dokunuş yapmak için mükemmel bir fırsat sizi bekliyor. Son aşamada en can alıcı olanı aksesuarları doğru seçmek. Metal objeleri beğeniyorsanız koyu renkleri tercih edebilirsiniz: Paslı, koyu renkli, oksitlenmiş demir ya da fırçalanmış pirinç, bronz... Yeni senede sadece parlak yüzeylerdense el işçiliği ön plandaki uygulamalara yönelebilirsiniz. Yeni yılda nasıl bir değişiklik yaparsanız yapın, kendi zevkinizi katmayı unutmayın.
49
Breville Kahve Keyfi Erkeklerin birçoğunun teknolojik hediye sevdiği aşikar.
Dosya Sevgililer Günü
Bir yudumda aşk!
Sevgililer Günü’nde sevdiği erkeğin kalbini fethetmek isteyenler için Enplus Mağazaları’da bulunan Breville BES 810 Espresso Makinesi ve BCG 400 Kahve Öğütücü muhteşem bir alternatif oluşturuyor.
Keyifle yudumlayacağınız kahveler için Jumbo tarafından özel olarak üretilen Pink ve Rosa, şık tasarımları ile sevdiğiniz kişiyle geçireceğiniz anları daha da özel kılıyor. Bone porselen malzemesi, altın işlemeli kenar detayları ile 2’li olarak satışa sunulan setler, kahve keyfinizi taçlandırmanız için...
Aşkın tarifi Şık bir sofra, birkaç mum ve enfes bir yemek... Sevgililer Günü’nde karşı tarafı beklemeyin ve mutfağa girin. Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), Şubat ayında birbirinden özel workshop’lar ile dopdolu bir eğitim programı sunuyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
Sevgililer Günü’ne özel olarak hazırlanan workshop’larda öğreneceğiniz tariflerle sevgilinize unutulmaz bir sofra hazırlaybilirsiniz.
Evini de sevin Dünyaca ünlü dekorasyon markalarını tek bir çatı altında buluşturan Harvey Nichols, sevgilisine hediye almak isteyenleri çağırıyor. Türkiye’de ilk defa Harvey Nichols’ta satışa sunulan mimar Kelly Wearstler imzalı modern, ikonik dekoratif ürünlerinin yanı sıra Glasshütte, Michael Aram, Missoni, Victorian Candles, Voluspa ile sevdiğinizin evine ve ofisine farklı bir dokunuş katabilirsiniz.
50
51
Aşk iki kişiliktir
Sevgililer Günü hediyeniz size özel olsun. Kişiye ve mekana özel hazırlanabilen el yapımı seramik, mobilya koleksiyonu ile Stil44 yeniden yorumladığı binyılların mirasını beğeninize sunuyor.
Dosya Sevgililer Günü
Doğaya saygı duyan hemen herkesin ulaşabileceği özgün tasarımlar oluşturarak sevdiklerinize farklı bir hediye alabilirsiniz.
İstanbul’un en gözde İtalyan restoranları arasında yer alan Gina, 14 Şubat’a özel olarak hazırladığı iki kişilik menüsü ‘Love and Taste to Share’ ile misafirlerine Sevgililer Günü’nde de keyifli bir yemek vadediyor.
Buram buram aşk
Ocak - Şubat 2017 #61
Diptyque’in Antoneitte Poisson iş birliği ile hazırladığı, tamamen el işçiliğiyle tasarlanan biri çiçek, diğeri geometrik desenlerle zenginleşen iki özel seriden oluşan Sevgililer Günü Koleksiyonu BEYMEN’lerde...
Sevgilinize duş keyfi hediye edin. Rengarenk seçenekleriyle mükemmel bir stil ifadesi olan GROHE duş başlıkları, Sevgililer Günü’nde de farklı ve kalıcı bir hediye arayışında olanlar için eğlenceli bir seçenek daha sunuyor.
52
53
54
Ocak - Åžubat 2017 #61
Marka
55
Söyleşi
KAFA farkıyla önde Ocak - Şubat 2017 #61
Beril Ateş
56
Onun ilgisini insanlar çekiyor. İnsanlığın gidişatıysa içinde korku yaratıyor. İşte böyle zamanlarda denizaltına saklanıyor. Bir hikayenin kahramanı olmasa da farklı kahramanların ve KAFA markasının yaratıcısı Beril Ateş ile hoş bir söyleşi yaptık. Keyifli okumalar...
Her şey Kafa’da başlıyor. Peki Beril Ateş’in kafası nasıl çalışıyor? Nereden geldi, nerelere gidiyor?
Bahsettiğimiz bu yerler dışında bir de Ankara var. Onun yeri ayrı diyorsunuz? Biraz da onun size kattıklarından bahsedelim.
Benim Kafa hayallerle çalışıyor. Bu hayata sığdırmak istediğim birçok güzellik var, onları yaşayabilmek için çabalıyor kafam. Yani biraz “konfor alanı”nın dışında işliyor. Daha zevkli, tatmin edici... Kısaca özetlemem gerekirse; denizden geldi, insanlarla yoğruluyor, yine denize dönecek gibi duruyor.
Ankara’da doğup büyümemin en büyük katkısı bana dostluğu, saygıyı, yerini bilmeyi, yerinde samimiyeti ve alçakgönüllü olmayı öğretmesidir. Etik değerleri daha kuvvetli bir şehirdir Ankara. New York’ta ve İstanbul’da yaşamama rağmen hala dönüp dolaşıp en çok eğlendiğim ve dostlarla birlikte olmaktan tat aldığım yerdir. Bu yüzden yeri ayrıdır. Tabi Ankaralı olunca İstanbul’un kıymetini İstanbullulardan daha çok biliyor insan. Mesela boğazı içime çekip, martılarla konuşmak falan istiyorum. Çok hayranım İstanbul’a.
Türkiye ve Amerika’da yaşıyorsunuz, Hindistan ve İran gibi baskın kültürlerin merkezine yolculuk ediyorsunuz. Birçok farklı coğrafya, sayısız insan prototipi. Kafayı insanlara ve insanlığa takmış biri olarak size göre nedir bu insanları birbirinden farklı ya da bir kılan? İnsan garip bir varlık. Hayranlık duyulacak kadar yüce ve nefret dahi edilemeyecek kadar zavallı olabiliyoruz. Bizi farklı kılan da bir kılan da aslında insanlığımız. Yaşamımız boyunca iyi bir insan olabilmek için ne kadar çabalıyoruz bunu sorgulamamız gereken bir çağdayız. Kötülüğün elinde oyuncağa dönmüşüz gibi hissediyorum. İnsanlar zaten birbirinden farklı, olması gereken ve güzel olan da bu ancak maalesef bizi ayrıştıran öyle çok şey var ki... Din, dil, ırk ayrımcılığını bir kenara bırakalım; bugün sosyal medya ve TV programları bile bu ayrımcılığı körüklüyor. Bizi bir kılanın ise sevgimiz ve korkularımız olduğunu düşünüyorum. Manipüle edilmesi en kolay en ortak duygularımız bu ikisi. Bu yüzden bizi ayrıştırmak istediklerinde bu iki duyguya yükleniyorlar. Bizse en çok bu duygulara tutunmalıyız, çünkü sevgi asla yok olmaz.
Çizimle, renklerle, fotoğraflarla dolu bir portfolyo var önümüzde. Beril Ateş çok yönlü bir sanatçı peki bir günü nasıl geçiyor? Ben 24 saat yaşayan bir atölyede çalışıyorum. Burası hem evim hem çalışma alanım. Günün kalabalık saatlerini daha çok araştırmalarıma ayırıyorum. Çizim yapmaya ise şehrin gürültüsü durulduktan sonra başlıyorum. Haliyle uzun soluklu oluyor, gece 3-5... Arada bir şeyler içmeye çıkıyorum, nefes alıyorum. Sonra yine devam. Eğer bir sergi hazırlığındaysam o büyünün bozulmaması ve ilhamımı korumak için günlerce atölyeden dışarı adım atmadığım oluyor. Bundan hiç şikayetçi değilim, aksine mutlu oluyorum. Kurumsal yaptığım projelerde ise bir onaylatma/beğendirme kaygısı taşıdığım için birazcık daha stresli bir ortam hakim oluyor:) Bunun dışında atölyede yaratıcı illüstrasyon dersi verdiğim yirmiye yakın öğrencim var. Onlarla geçirdiğim keyifli vakitler bu mekana ayrı bir enerji veriyor.
57
Ocak - Şubat 2017 #61
Söyleşi
Ürün üzerinde eserlerinizi görmek... Yaptığınız şey bir yandan sıradanlaşıyor (popüler dünyanın bir objesi oluyor ve herkes tarafından ulaşılabilir bir hale geliyor) bir diğer yandan da sıradan olanlara sıra dışılık katıyor. Bu noktada sizin bakışınız nedir?
58
Evet bu sıradanlaşmayı önlemek için ben kendimi 2 farklı kimliğe böldüm. Markam KAFA, çizimhane ve sanatçı Beril Ateş ayrı çizgilerde yürüyor. Çizimlerimin insanların kullandığı objelere dönüşmesi tabi ki müthiş bir keyif veriyor ama sanatla popüler kültür unsurlarını iyi ayırmak lazım. Bu yüzden KAFA için kullandığım illüstrasyonları bu tarafa hiç karıştırmıyorum. Sergilerim için yaptığım eserleri ise sıradanlaşmamaları ve orijinalliklerini korumaları için hiçbir ürüne dönüştürmüyorum. Bazı şeyler tek ve özel kalmalı. Özellikle seri üretim çağında özgün eserler giderek kıymetleniyor. Bir sanatçının eserleri kronolojik olarak sıralandığında bir nevi biyografisi gibidir. İnişleri çıkışları, başlangıçları ve sonları gösterir bize. Sizin ilk serginiz ve son serginiz arasında neler değişti? Bir değişim var tabi ki ama ben bunu daha çok bir dönüşüm olarak görüyorum. İlk sergimi açtığımda 20 yaşındaydım, geçtiğimiz ay 6. sergimi açtım. Büyürken açtığım sergiler dediğiniz gibi bir biyografi niteliğinde. En büyük ilham kaynağım insan. Vaktimi insan davranışları, duyguları ve tepkileri üzerine düşünerek geçirdim. Bu süreçte hem yaşadığım toplumu hem de kendi bakış açılarımı kağıda dökmüşüm. Yeni malzemelerle tanıştıkça ve sürekli çizdikçe tekniğim gelişmiş, hala da her gün gelişmeye devam ediyor. Bu mutluluk verici. Şuan tek değişen kendimi çocukluğumda olduğu gibi balıklara adamam. Küçükken de sürekli denizkızları ve değişik deniz canlıları çizerdim. Sanırım o saflığa dönme ihtiyacında ruhum. Uzun zamandır yaşadığımız dünyadan rahatsızım, insanların kötülükleri ve
umursamazlıkları canımı sıkıyor. Ne zaman insanlardan kaçsam kendimi balık çizerken buluyorum. Dinginliği onlarda buluyorum. Bu yolla insanlara mutluluk ve dinginlik vermeye çalışıyorum. Birilerinin insanları gülümsetmeye devam etmesi lazım. Yeni olamayacak kadar tecrübeli, eski olamayacak kadar da gençsiniz. Bugüne kadar biriktirdiklerinizle peşiniz sıra gelenlere neler tavsiye edersiniz? Her iş gibi sanat da sabır ve adanmışlık ister. Her şey hemencecik olmuyor. Çok emek veriyoruz hepimiz çünkü büyümek zaman alıyor. Bazen sabredip tecrübe ve bilgi biriktirmeniz, zamanı geldiğindeyse aksiyona geçmeniz lazım. Sanat hissi bir olgu. Bu yüzden lütfen hislerinizi dinleyin ve mantığınızla yoğurarak hareket edin. Emin olun giderek yapaylaşan bu dünyada samimiyetinizi ve içtenliğinizi koruyarak sevgiyle hareket etmeniz günün sonunda size çok şey kazandıracak.
59
Sanat’a Dair Sanatın toplumların kültürel eğitimine, gelişmesine çok katkı koyduğu dünyanın kabul ettiği bir gerçektir. Biliriz ki devletler, yönetimler; kültür ve sanat başlığı altında birimler oluşturup bireylerini sanatla buluşturur, bu yönde teşvik eder ve desteklerler. Resim, heykel, mimarlık, müzik ve edebiyat özetle tüm güzel sanatlar, çağdaş toplumların aydınlık gereksinimleridir. Şimdilerde giderek daralan, kararan, yeryüzünde insan varlığının ne kadar yetenekli, ne kadar üstün olduğunu yaradanın bize hatırlatmasıdır, sanat. Antik Yunan’da ve Roma’da güzel sanatlara olan tutku; mimarlık, heykel, resim, müzik ve tiyatro dallarında olağanüstü eserlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Anadolu’daki eski çağ medeniyetlerinin kültür ve sanatta geldikleri noktayı yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eserlerden görüyoruz. O zamanki toplumların, şehircilik ve mimari alanındaki ilerlemişlikleri ortadadır. Heykel ve rölyef yapıtlardaki eşsiz ustalıklar hayranlık vericidir. Batıda, karanlık ortaçağın yaşandığı dönemlerde, daha çok burjuva kesiminin sanata düşkünlüğü, resimle, müzikle ve tiyatro ile yoğun olarak ilgilendikleri izlenmiştir. Fakirlik ve sömürü düzeni sanatın geniş tabanlara yayılmasına engel olmuştur. Rönesans Avrupa’sı güzel sanatların tüm dallarında bir aydınlanma, topyekûn bir canlanma yaşanmasına ortam yaratmıştır. Dönemin usta sanatçıları, bugün hayranlıkla izlediğimiz eserlerini yaratmışlar; bu dirilişi bu yeniden uyanışı eserleri ile taçlandırmışlardır.
Ocak - Şubat 2017 #61
Ahmet Raşit Karaaslan
60
Rönesans ile birlikte tüm Avrupa’da bilim ve edebiyatla birlikte sanat alanında da yeni bir dünya görüşü ortaya çıkmıştır. Düşüncede serbest bir ortam doğmuş, deney ve gözleme dayanan pozitif düşünce önem kazanmıştır. Sanatın reform ortamındaki değişimi, tasarımda fonksiyon ve işlevselliğin önemini ortaya çıkarmıştır. Gotik mimarinin devamı olan Barok ve Rokoko mimari anlayışı, artık sade ve işlevsel mimari anlayışının öne çıkması ile geriye düşmüştür.
Devam eden zamanda da yaşanan savaşların ardından gelen sanayi devrimi, gerek mimari tasarımlarda gerekse yaşamın her kesitinde kullanılan ürün tasarımlarında bilim ve sanat birlikteliğini öne çıkarmıştır. Buradan şu özeti çıkartabiliriz: -Her tasarımcı bir sanatçıdır. -Kullandığımız her şey ise gereksinime göre tasarlanmış bir üründür. -Çağımızda üretim, bilim desteği ile geliştirilmekte olup sürekli bir yenilenme içerisindedir. -Endüstriyel tasarım da sanatın endüstriye bakan yüzü, gözü, kulağıdır. Ülkemiz için, üretimde gücümüzün artması ne kadar önem arz ediyor ise ürünlerimizin dünyanın her köşesinde kabul görecek kalitede ve estetik güzellikte üretilmiş olması da o kadar önemlidir. Bunu gerçekleştirebilmek için, üretimde tasarım gücünü öne çıkarmak bugün sanayimizin vazgeçilmezi olmalıdır. Başarılı olabilecek yetenekli insanımızı tasarıma yönlendirmek ise işin anahtarıdır. Bu, güzel sanatları daha erken yaşlarda sevdirmek ve benimsetmekle olur. Sanat tarihini öğrenmekle, öğretmekle, dünyada sanatın geçirdiği evreleri incelemekle olur. Sanatı zaman içerisinde özümsemekle bir kültür birikimi oluşturmakla pekişir. Özetle vurgulamak istediğim şudur: İnsanımıza sanatı ve tasarımı sevdirmek, sanatçıyı takdir ve teşvik etmek, sanatçı yetişmesine katkı koyacak girişimleri olanca gücümüzle desteklemek, toplumumuzu gelecekte çok güçlü kılacaktır. Fikrim o ki, ülkemizde sanata ve tasarıma dair yapılmış her şeye şükran duyarken yapılacak her şeye de gücümüzün yettiği katkıyı koymalıyız. İşte bu nedenle, 10 yıldır yayın hayatını başarıyla devam ettiren Mekan Dergisi’ni, sanata, tasarıma, tasarımcıya katkılarından ötürü kutlayalım. Alkışlayalım. Nice 10 yıllar dileğimle…
61
3 kıta 1 marka! İnsanoğlu çok uzun yıllar önce başladı cisimlere şekil vermeye ve hayatını kolaylaştıracak gereçler üretmeye. Bu hayatta kalma mücadelesi hala güncelliğini korusa da artık çok daha farklı bakıyoruz ortaya çıkardığımız ürünlere. Fonksiyonelliğe bir de tasarım ekleniyor ve hatta çoğu zaman işlevin bile önüne geçiyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
Marka
Türkiye’de hayata geçen tasarım markası Emna’da durum biraz farklı. Tasarımıyla göz dolduran ürünler aynı zamanda fonksiyonellikleriyle de ön plana çıkıyor. Bir nevi denge kuruluyor.
62
Yaratılan denge ve uyum markanın doğasında var aslında. Tunus kökenli Fransız mimar Emna Rached; 3 kıtadan edindiği bilgi birikimi ve ruh halini tasarımlarında bir araya getiriyor. Farklı kültürler; bir mobilya, aksesuar veya dekorasyon objesi üzerinden anlatıyor hikayelerini. Bu yüzdendir ki malzemenin doğal hali ve renkler her parçada başka bir serüvene dönüşüyor; minimalist ama bir o kadar da oryantalist vurgular ortaya çıkıyor.
Dünyada hüküm süren ayrıştırıcı söylemlerin aksine çoklu kültürel bir mirasa sahip Emna; minimalist-oryantal bir vurguyla günlük hayatta fark edilir iç dizayn çözümleri yaratıyor. Emna ve ekibi sanatın ne ırkla ne de limitlerle kısıtlanamayacağına inanıyor. Bu nedenle Emna ürünleri farklı kültürleri ve stilleri içerisinde barındırıyor. Onlara göre ideal yaratım süreci ürünün fonksiyonelliği, çizgisinin netliği ve usta ellerden çıkan materyalin kalitesi arasında oluşturulan sinerji... 63
Marka Ocak - Şubat 2017 #61
64
Renklerin değiştiremeyeceği bir materyal yok. Doğal malzemelerin yanına renkler eklenince tasarım da başka bir boyuta taşınıyor. Her şey mimari, dizayn ve sanat üzerine kurulu. Emna tasarımcıları, onları çevreleyen doğaya, sosyal çevreye ve de müşterilerinin fonksiyonel ihtiyaçlarına karşı duyarlılar. Bu da karşılığını ahşap, mermer, pirinç, bakır gibi ham malzemelerle üretilen tasarımlarla buluyor.
Hepsi tamamen el işçiliği olan sınırlı sayıdaki koleksiyonlar benzersiz parçalardan oluşuyor. Sürekli bir deneyim arayışı içerisinde olan marka, yerel el işçiliğinin altını çizecek yeni iş birlikleri peşinde. Var olan metotlarını geliştirecek çözümler arayan ekip farklı materyalleri test ederek yeni tasarımlar geliştiriyor. Bu süreç usta zanaatkarların becerileriyle de birleşince ortaya “daha iyi” tasarımlar çıkıyor. Geometrik formlardan mimari ayrıntılara çevresinde gördüklerinden ilham alan Rached, tasarımlarını ve projelerini bu detaylarla şekillendiriyor. Ona göre detaylar bütünün ta kendisi.
65
66
Ocak - Åžubat 2017 #61
67
Caddenin yenisi: Gaggenau
Mağaza
333. yılını kutlayan lüks ev aletleri üreticisi Gaggenau, bu kutlamanın önemli bir parçası olarak bir sürprizle karşımızda. İlk cadde mağazasını açan Gaggenau, Levent’te tüketicisiyle buluşuyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
27 Aralık tarihinde açılan mağaza, Gaggenau’nun “Made in Germany” teknolojisini ve üst sınıf tasarım anlayışını en modern haliyle yansıtıyor. Gaggenau, 250 m2’lik geniş mağazasıyla seçkin müşterilerine ayrıcalıklı bir hizmet vermeyi amaçlıyor; kendilerini evlerinde hissedebilecekleri bir deneyim sunuyor.
68
Gaggenau‘nun tüm ürün gamını sunabilen kullanışlı, modern ve üst sınıf bir mimari anlayışla tasarlanan mağazanın açılışı, BSH Türkiye CEO’su Norbert Klein, BSH Türkiye CSO’su Ronald Grünberg, Gaggenau Türkiye Satış Direktörü Alper Şengül, Gaggenau Türkiye Pazarlama ve Ürün Müdürü Sadettin Çağlar ev sahipliğinde üst düzey müşteriler, iş ortakları ve basından seçkin konuklarla, 27 Aralık tarihinde özel bir davetle gerçekleşti. Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ve Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz’ın açılışını gerçekleştirdiği, Gaggenau Messe adıyla hizmet veren yeni mağaza, Levent Caddesi’nde
69
İlmek ilmek dokunan hikayeler...
Söyleşi
Tasarımcı Begüm Cana Özgür, son günlerde adını yarattığı Kirkit markasıyla duyuruyor. Kirkit’ten aldığı ivmeyle tasarım alanında farklı dünyalara yol alıyor.
Begüm Cana Özgür kimdir, nasıl biridir?
Ocak - Şubat 2017 #61
Ben Ankaralıyım. 27 yaşındayım. Bilkent’te iç mimarlık okudum. Seçerken de iç mimarlığı; mimarlık mı, iç mimarlık mı, endüstri tasarımı mı net değildim. Hep yaratıcı, tasarımsal bir şey yapmak istediğimi biliyordum ama hangisine yönelmek istediğimden emin değildim.
70
Okurken ürün tasarımına olan ilgim gittikçe biraz daha yoğunlaştı. Üniversitenin son yılında AvivaSA’nın düzenlediği bir tasarım yarışmasına katılmıştım, kumbara tasarımı. O yarışmada birincilik kazandı tasarımım ve ben böylece iyice motive oldum. Amerika’da Cranbrook Sanat Akademisi’nde okudum. Bu okul çok farklı bir okul: Sadece yüksek lisans üzerine eğitim veriyor. Dersler yok, hocalar yok. Oraya gidince de zaten bir afalladım yani ahşap atölyesi var, metal atölyesi var, kaynak yapıyorlar.
Kilime giden süreç burada mı başlıyor? Aslında kilime giden sürecin başlangıcı, benim başlamak için ahşabı ya da metali biraz korkutucu bulmamdı. Keçeyle başladım çünkü kesmesi, biçmesi, dikmesi daha elimin kolay hakim olabileceği bir malzeme diye… Keçeden bir konsept tasarladım, endüstriyel keçeden. Keçeye belli sıklıklarda kesikler attığınızda karşınızda file gibi bir şey oluyor. Aralarına ek parçalar koyarak istediğin deseni yapıyorsun. Kilimlerde bir hikaye vardır o motiflerin her birinin sembolik bir anlamı olduğu, kilimin bir hikayesi olduğu anlatılır. Bunda da aslında çağdaş bir yorumla kendi hikayesini kullanıcı kendisi dokusun gibi bir fikir vardı. Okuldaki son projemde de kilimlerle bir enstalasyon tasarlamıştım. O kilimleri üretmem gerekiyordu. Orada bir arkadaş bana tezgahı nasıl hazırlayacağımı, kullanacağımı öğretti ve kilimleri dokudum. Tam hevesim kursağımda, okul bitti ve Türkiye’ye döndüm. Türkiye de bir tekstil ülkesi aslında dokumacılık falan hep buranın özünde var. Farklı malzemeler denedim. Farklı teknikler denedim. İçlerinden bir tanesi kilim olarak uygulamaya çok müsait bir tasarımdı onu aldım ve köylere gittim bu sefer bunun üretimi için. Birçok yere gittim tabi hepsinin farklı tezgahları var. Hangisinden ne çıkacağını bilemiyorsun. Beceren oldu beceremeyen oldu, tezgahı uygun olan oldu olmayan oldu. En sonunda İç Anadolu’da çalıştığım dokumacılarla başardık. Ama vakit aldı. Yani bir bakmışsın güzel geliyor çok heyecanlanıyorsun sonra ikinci gelen kötü olmuş. Bir de teknik, onların çok alışık olduğu bir teknik değil bunun için biraz vakit aldı. Yaptığımız renk geçişli kilimlerde çözgüler de atkılar da eşit gözüküyor. Bu dokuyu yakalamak zamanımızı aldı. Dediğim gibi onların elinin alışık olduğu bir şey değil, ben de uzmanı değilim. Ne görmek istediğimi biliyorum onlara anlatıyorum, anlıyorlar. Onlar yapıyorlar bir beceriyorlar, bir beceremiyorlar. Oynayarak, deneyerek sonunda bir şey tutturduk. Her kilimin bir hikayesi var. Kirkit kullanıcısına ne anlatıyor? Dokuma çok eski bir kültür, elimizin altında binlerce yıllık bir bilgi birikimi var kaybolmaya yüz tutmuş bir şekilde ama biz buna farklı bir bakış açısıyla bakarak ayakta tutabiliriz. Kirkit’in yola çıkışı çağdaş bir tasarım anlayışıyla geleneksel kültürü bir araya getirmek ve böylece el işini konseptsel bir bağlama çekmek. Dolayısıyla el emeği evet, fakat alışılagelmişin dışında olması Kirkit’in hedefi. Shades koleksiyonu artık size ait değil... Kirkit’in ilk üretimi, Şerit Koleksiyonu (Shades)… Dokuduğum numunelerden ilk bununla yola çıktık. Şimdi artık bu kilimleri Kirkit üretmiyor olacak. Biz bu tasarımı Nanimarquina’ya, Barselona merkezli bir halı firmasına sattık. Onlar üretip, satıyor olacaklar. Ben başka tasarımlar üzerinde çalışıyorum artık çok farklı. Optik illüzyonlar yaratmaya çalışıyorum kilimler üzerinde. Numuneler elde dokundu ve gördük ki çok zor o yüzden bunlar galiba makinede dokunacak ve yine Kirkit’in ürünü olacak. Kirkit yine çağdaş tasarımları olan ürünler yapmaya devam edecek ama zaten ben halıcı değil, tasarımcıyım. O yüzden bu yabancı firmanın teklifi de o bağlamda cazip geldi.
71
Tasarıma olan yaklaşımınızı, tasarımın temel işlevini insanlara derinden dokunmak olarak tanımlamışsınız. Kirkit’in kilimleri insanlara neler fısıldıyor, hangi anlamda insanlara dokunuyor?
Söyleşi
Tasarımın endüstriyel boyutundan ziyade kültürel boyutuyla daha çok ilgileniyorum. Yani kültürün bir parçası haline geliyor ürünler. İnsan ihtiyaçları çok boyutlu sadece fonksiyonel ve ekonomik olması beklenemez artık bugün çok daha ifadesi güçlü ürünler yapılıyor çünkü insanlar şaşırmak istiyorlar, insanlar o ürünlerle duygusal bağlar kurmak istiyorlar. Bu duygusal bağın kurulması aynı zamanda o ürünün sürdürülebilirliğine de katkı sağlıyor. Çünkü üç gün kullandım sıkıldım attım olmuyor da sevdiğin özel bir ürün oluyor ve bir ömür kullanıyorsun, özellikle üretimi de o kalitedeyse. Kirkit’in de yapmaya çalıştığı aslında bu, duygusal bağı kurmak. Mesela Şerit koleksiyonu ilhamını doğadan alıyor doğadaki o sessizlik ya da akşam herkes çekilmişken renkler akışmaya başlar ve o böyle çok meditatif bir ortam yaratır eğer o anı yaşayanlardansanız. Ben o anları kilimlere yansıttım. Dolayısıyla baktığınızda bir anlık bile olsa büyüleyen bir etkisi oluyor. O duygusal bağı kurabildiği için başarılı oldu bu koleksiyon. Peki atölye süreci? Atölye işlerine de arkadaşım Aslı Smith’le başladık. Ben dokuma yapıyorum, o doğal boyamacılık yapıyor ve hadi beraber workshoplar yapalım dedik. Beraber Heliotropic diye bir stüdyo kurduk. Heliotropic’in kelime anlamı başını güneşe çeviren bitkiler... Bu stüdyo kapsamında deneysel doku, renk ve desen atölyeleri gerçekleştirmeye başladık. Heliotropic’te de insanların sürece biraz deneysel bakmalarını istiyoruz. Çünkü eğer ondan keyif alırsan ve devam edersen o zaman gerçekten özgün şeyler çıkartabilirsin.
Ocak - Şubat 2017 #61
Yeni çalışmalar, projeler var mı?
72
Yeni üzerinde çalıştığım koleksiyon yine dokuma tekniğine bağlı olarak ortaya çıkmış olan optik ilizyonlar yaratmak kilimlerde. Şu anda onun üzerine çalışıyorum. Bir başka üzerinde çalıştığım proje de deri dokumacılığı… Ondan da yine böyle bir dokuma tekniği geliştirdik. Şimdi bu tasarım çok uygun olacağı için bir çanta koleksiyonu hazırlıyorum. Bu çantalar Kirkit’ten mi ilerleyecek yoksa başka bir marka mı olacak, zaman gösterecek.
73
Bu hafta sonu Kilimanjaro’ya çıkın
Ocak - Şubat 2017 #61
Mekan
Günümüzde sadece konut ve iş yerleri değil, eğlence mekanları da kentsel dönüşümden payını almaya başladı. İstanbul’un en eski semtlerinden birine adını veren Bomonti Bira Fabrikası, bu değişimin en keyifli parçalarından biri...
74
Bomontiada adıyla faaliyete geçen tesiste konser ve sergi alanlarından restoran ve kafelere kadar farklı eğlence birimleri bulunuyor. Şehre yeni bir alternatif getiren “casual” yeme-içme mekanı Kilimanjaro da Bomontiada içerisinde yer alan seçme mekanlar arasında. Canlı müzik kulübü Babylon ve düzenledikleri özel konserler ve festivaller ile kent yaşamını yönlendiren Pozitif’in yeni projesi olan Kilimanjaro’nun iç mekan tasarımı ise Autoban imzası taşıyor. Projenin mimarları mekanın bulunduğu endüstriyel yapıyı değiştirmek yerine koruyarak dönüştürmeyi tercih etmiş. Yapının fabrika olarak aktif olduğu dönemin endüstri anlayışına ait zanaat geleneğinin halen varlığını sürdürdüğü fikrinden yola çıkarak başta iç mimariyi oluşturan kabuk olmak üzere, tüm malzeme seçimlerini de bu temel doğrultusunda gerçekleştirmişler. Projenin tamamına yeni nesil çok katmanlı bir bakış açısı hakim. Dış katmanda fabrikanın orijinal, çıplak tuğla duvarları korunurken iç katmanı ise mekanın sıcaklığını artıracak ahşap bir kabuk çevreliyor. Sadece görüntü anlamında değil, fonksiyonellik açısından da aktif bir rol üstlenen bu iç kabuk, içerisinde aydınlatma ve mekanik işlevlerin de çözümlenmesine olanak sağlıyor. Ahşap panelde Autoban tarafından özel olarak tasarlanan üç boyutlu geometrik figürler yer alırken ahşap zeminde de bu form iki boyutlu olarak karşımıza çıkıyor.
75
76
Ocak - Åžubat 2017 #61
Mekan
Kilimanjaro iki ana bölümden oluşuyor: Bar ve yemek alanı. Projenin merkezi olarak belirlenen bar, kıvrımlı yapısıyla mekanın odak noktasında yer alıyor. Kendi içinde buluşma ya da yalnız kalma alanları yaratan bar, mekan içerisinde başka bir mekanda vakit geçiriyormuşsunuz hissiyatı uyandırıyor. Tüm taşıyıcı fonksiyonların ve strüktürün sergilendiği üst kafes yapısı içerisinde yeşil bitkiler de barındıran bu amorf form, endüstriyel atmosferin yarattığı sert etkinin kırılmasına da olanak sağlıyor. Sosyal iletişimi destekleyen bu sıcak ve samimi mekanda, birimler birbirlerine olabildiğince yakın ve hatta bazı noktalarda iç içe geçer şekilde kurgulanmış. DJ kabini de dahil olmak üzere yemek parçasına eklemlenen üniteler göze çarpıyor. Yemekoturma alanları ve tüm diğer fonksiyonlar barın etrafında şekillenen bir bütünün parçaları gibi ve diğer mobilyalarla benzer olarak Autoban tarafından tasarlanmış. Ağırlıklı olarak metal profilli mobilyaların kullanıldığı projede, honlama, kumlama ve fırçalama gibi işlemlerden geçirilen mermer yüzeylerde malzemenin potansiyeli ve dokusu üzerinde yeni denemeler yapılmış. İç içe geçen spirallerden oluşan metal aksamlı bar taburelerinin oturma alanlarında, aynı form bu kez ahşap malzemede görülüyor. Aydınlatmalarda ise, yine endüstriyel dönemin izlerini taşıyan tasarımların çağdaş yorumları yer alıyor.
77
Başka türlü zarafet Zarafet dendiğinde aklınıza ne gelir? Duruş, kibarlık ya da ince detaylar olabilir mi? Zarafet dendiğinde bizim aklımıza gelen bir armatür. Kırılacak kadar kibar olmayı bir kenara bırakın, yıkıp geçecek kadar güçlü bir duruşa sahip armatürleriyle bu sayıda merceğimizde The Watermark Collection var. Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru Yılmazlar Banyo Merkezi aracılığıyla tanıştığımız marka, zarafet kelimesinin tanımına başka bir açıdan bakmamıza olanak sağladı.
Brooklyn
Marka
1976 yılında Herman Abel tarafından kurulan firma o günden bugüne Brooklyn’de hizmet veriyor. Bir bağlantı borusu ya da yan bloğunuzdaki inşaat… Brooklynli ustaların yetenekli ellerinden çıkan armatürlerin ilham noktası mimari detaylar ve mühendislik yapıları. Bakan göze oldukça kaba gözükebilecek bu parçalar, gören gözün bakış açısıyla birleşince bambaşka bir boyut kazanıyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
Elan Vital
78
Armatürler yüksek kaliteli pirinçten üretiliyor ve büyük oranda elde işleniyor. Özenli bir çalışmanın karşılığı olarak da sağlamlığıyla uzun yıllar kullanım şansı yaratıyor. Dünyanın birçok ünlü mimarı tarafından tercih edilen The Watermark Collection; New York’taki Trump Park Avenue’den Şangay’daki The Ritz Carlton’a kadar pek çok önemli noktada kendine yer bulmuş.
79
Tam oturdu
Dosya Sandalye
Yakın zamana kadar yer sofralarında otursak da sandalye kültürü sandığımızdan çok daha eski bir zamana uzanıyor. İnsanlık tarihinin bildiğimiz anlamda gördüğü ilk sandalyeler M.Ö 3000 yılında Mısırlılar tarafından bir törende kullanılmış. Yüksek arkalıklı bu sandalyeler bir başlangıç. Bugün geldiğimiz noktada ise tasarımın ve bilimin gücüyle çok daha farklı sandalyelere erişmek mümkün. Biz de yapıldıkları malzemelerden, farklı model ve tasarımlarına kadar evinize tam oturacak sandalyeleri sizler için bir araya getirdik.
Ocak - Şubat 2017 #61
Haaz
80
Diseno
NORDist
Mobi
Crate & Barrel
Leta NORDist 81
Mozaik
Dosya Sandalye
Mozaik
Loda
Ocak - Şubat 2017 #61
İtaldeko
NORDist 82
Hamm
Haaz
Haaz
NORDist
NORDist
Mobi
Diseno Ä°taldeko 83
Bou Design
Dosya Sandalye
NORDist
Ocak - Åžubat 2017 #61
Diseno
Haaz 84
Mozaik
85
Yeşile çalan mekan
Mekan
Biraz moda, biraz mimari ama bol bol yeşillik... Dışarıdan baktığınızda balon lambalarla oluşturulan tabelası, yeşile bezenmiş bitki örtüsü; içeri girdiğinizdeyse mekan içerisinde farklı yolculuklara çıkaran misafirperver bir yapı... Son günlerin gözde mekanı Room+Rumours şehir hayatı içerisinde nefes almanızı sağlayacak ayrıcalıklı bir mekan.
Projenin mimarı Mehmet Yücebaşoğlu projeyi herkes için çok keyifli ama bir o kadar da zorlu bir süreç olarak tanımlıyor. İlk bulduklarında iki katlı yıkık dökük bir harabe olan bu yer, iki buçuk ay gibi kısa bir zamanda bugünkü halini alıyor. Yıkık dökük olmasına rağmen bu kadar yeşili ve sükûneti bir arada tutması ve merkezi bir konumda bulunması bu yeri hayal edilen proje için vazgeçilmez kılıyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
Yeme, içme ve moda gibi farklı konseptleri bir arada bulunduran projede mekanın doğru kullanılması önem taşıyor. Bahçenin ortasına bir kış bahçesi yapma fikri de buradan çıkıyor. Yüksek tavanlı kış bahçesini dış mekandan ayırmak neredeyse imkansız. Kullanılan bol miktarda yeşillik iki alan arasında net bir bütünlük ve geçiş oluşturuyor. Kışın bile bahçede oturmanızı sağlayan bu alan, içinizde oldukça keyifli ve iç açıcı duygular uyandırıyor. Kış bahçesinin önünde yer alan bahçe alanı da bu duyguyu devam ettiriyor.
86
Kış aylarında şöminenin önündeki rahat lounge koltuklara yayılarak doğanın tadını çıkarmak yüksek binaların arasında yaşayan İstanbullular için büyük bir avantaj, Nişantaşı sakinleri içinse tatlı bir kaçış noktası. Mekan içerisindeki farklı konseptlere geçiş yine mimari dokunuşlarla sağlanıyor. Malzeme farkları Room+Rumours’un farklı mekanlar için ayırdığı alanları daha da özel kılıyor. Projenin genelinde ahşap, kiremit ve mermer kullanımı göze çarpıyor. Mağaza ve showroom bölümleri daha düz ve net hatlara sahipken restoran ve bahçe çok daha sıcak malzemelerle döşenmiş. Bütün olarak birbirine destek çıkan farklı malzemeler, ayrı ayrı baktığınızda bambaşka yerlerde hissetmenizi sağlıyor. Mehmet Yücebaşoğlu’nun zevkle tasarladığı, Başak Dizer Tatlıtuğ ve Deniz Marşan’ın sanat ve lezzetle donattığı Room+Rumours farklı zevklerin ortak noktası olmaya aday.
87
88
Ocak - Åžubat 2017 #61
89
Zamanda ve mekanda akan tasarımlar
Söyleşi
Mimari ve moda gibi sektörlerde de imzası bulunan, mekanlara hayat katan ve mekan müşterilerine yenilikler sunarak eğlendiren bir tasarımcı... Tasarımı her yönüyle ele alan Sami Savatlı ile Content İstanbul’u ve tasarım meselelerini konuştuk.
Aise Amet
Ocak - Şubat 2017 #61
Tasarım yolculuğunuz nasıl başladı? Bize biraz kendinizi anlatır mısınız?
90
ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü mezunuyum, ağırlıklı olarak restoran projeleri olmak üzere, mekan ve ürün tasarımcısı olarak sektörde bilinen pek çok ünlü markayla çalıştım. Son dönemin popüler mekanlarından Mitte Karaköy dışında; projelendirdiğim mekanlar arasında La Boom Emirgan, Next Door Sushi, Çengelköy Abdullah Ağa Yalısı, Çubuklu 29, 3. kuşak kahve zinciri Espresso Lab, Kuveyt Sütiş Restaurant, Riyadh Lokma Restaurant, DutyFree merkez ofisi gibi farklı projeler yer alıyor. Daha çok mekan-restoran tasarımları ile bilinsem de Cem Yılmaz - Bodrum Mandarin evi; Çilingiroğlu Evi gibi farklı pek çok ev ve rezidans projesini de hayata geçirdim. Hemen akabinde, mobilya ve aydınlatma koleksiyonum ile 2012 yılında, Uluslararası EDIDA / Elle Decor International Design Award ödülüne layık görüldüm.
Content İstanbul dendiğinde insanların aklında ne canlanmalı?
Ağırlıklı olarak hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?
Kendi imzamı taşıyan mobilya ve aksesuarların yanı sıra çeşitli tasarımcıların ve sanatçıların Content İstanbul için yarattığı aksesuar, resim, heykel çalışmalarının da yer aldığı bir mağaza. Farklı seçenekler arayan dekorasyon severlere zengin bir dünya sunuyoruz diyebilirim.
Farklı metaller, doğal dokular, ahşap ve mermeri eşit oranda kullanıyorum diyebilirim. Sıcaklık uğruna tüm mekanı ahşap yapanlardan değilim. Zaten bu mantığı kolaycılık olarak görüyorum ve yanlış buluyorum. Tüm malzemede renk ve doku ile sıcaklığı yakalamak daha doğru, isteniyorsa tabi.
Ne tür ürünlerde Sami Savatlı imzasını görebiliriz? Bardaktan koltuğa, vazodan aydınlatmaya kadar uzanan çok farklı ölçeklerde ürünler tasarlıyorum. Content İstanbul’un çizgisini nasıl yorumluyorsunuz? Tasarımlarımızda; seri üretim ve zanaat işçiliği arasındaki ilişkiyi sorgulayan ve gündelik hayata dair çözümler sunan, çizgisi ise formların manipülasyonunun söz konusu olduğu ve çok katmanlı stil birliktelikleri olarak tanımlanabilir. Sizce her tasarımın bir hikâyesi olmalı mı? Hikayeden ziyade bir çıkış noktası olmalı diyelim. Bu nokta kavramsal olabileceği gibi bir ihtiyaçtan da doğabilir. Yoksa ergonomi, fonksiyon, amaca uygunluk mu daha öne çıkmalı? Eş zamanlı olarak değerlendiriyorum. Hikayesi olan bir ürün, ergonomiden yoksun olamaz. Ergonomi zaten işin ABC’si.
Tasarımlarınızı birkaç cümleyle özetleseniz... Daha zamansız, malzemenin doğası gereği kullanıldığı, çok tasarlanmış durmayan ve zamanda ve mekanda akan tasarımlar diyebilirim. Tasarım sürecinden bahsetmek gerekirse... Nasıl işliyor? Sürecin başlangıcına ve sürece ilişkin bence her tasarımcının kendine özgü bir yöntemi olmalı. Bu yöntem elbette zaman içinde gelişen bir şey ve tasarımcıya özgü bir durum. Sürecimi deşifre etmek, işimin büyüsünü bozar. Bir tasarımı tamamlamak, tüketiciye sunar hale getirmek ne kadar zamanınızı alıyor? Ne tasarladığınıza bağlı olarak değişebilir. Bir hafta da olabilir bir yıl da! “Tasarımda özgünlük” size ne ifade ediyor? Özgünlüğe inanmıyorum, her şey başka bir şeyden türer ve türemek zorunda. Mühim olan sizin görgünüz, bilginiz, bakış açınız ve neyi neyden türettiğiniz. 91
Neden piyasada birbirini takip eden onlarca kopya iş var? Etkileşim bu mu?
İlhamı tanımlamak isteseniz neler söylerdiniz? Sizde nasıl oluyor bu süreç?
Türkiye şartlarında mobilya tasarımları, aksesuarlar üretmenin zorlukları var mı?
Piyasada tasarım yapılmıyor çünkü trend olduğu düşünülen ürünler kopyalanarak çark dönüyor.
İlham biraz disiplinle, biraz çağrışımla, biraz da bilinmezlikle oluyor.
Türkiye bu konuda çok zengin, birçok üretim çok kolay bir şekilde yapılabiliyor. Tek sıkıntı üretimdeki insana dair zorluklar diyebilirim.
Tasarımda etkileşim ne kadar olmalı, bunun ölçütü nedir?
Söyleşi
Bunun belirli bir kriteri yok, olamaz da… Tabi ki kanunsal ya da etik boyutta bir takım söylemler var ancak birebir aynı işi yapıp, farklı olduğunu iddia edip bunu kanıtlama ihtimaliniz çok düşük değil. Tasarımda rekabet var mıdır? Elbette... Tasarıma dair özel teknikleriniz, sırlarınız, örneğin; tasarladığınız ürünlerde gizli bir imza vb. özel çizgiler var mı? Tekniklerim, sırlarım tabi ki var. Ürün üzerinde gizli bir imzam yok. Ürün tasarımcısını belli ediyor diye düşünüyorum. Her yaratıcı fikir aynı zamanda faydalı olmak zorunda mıdır? Duygusal da olsa bir fayda sağlamalı.
Ocak - Şubat 2017 #61
Hayatta altını çizmek istediğiniz konulara değinebilir miyiz?
92
Yaşam alanlarını güzelleştirme bilincine erişecek doygunluğa ulaşmış insan profili için eğitim, görgü ve vizyon.
Fikir dediğiniz sizin için nedir? Fikirden ilham... Tasarım Türkiye’de ne kadar önemli sizce? Belirli bir kesim için önemli. Modaya dair tasarım durumu önemli elbette, ancak insanın yaşadığı çevreyi ve temas ettiği objeleri, mobilyayı önemsemesi ve bu konuda seçici olması, moda dünyasının etkilediği insanlardan, daha fazla doygunluğa ulaşması ile alakalı.
Content İstanbul için nasıl değişimler olacak? Content İstanbul; ulaşılabilir sanat noktasındaki açığı kapatacak kadar geniş bir sanatçı ve sanat koleksiyonuna ulaşıyor. Bir yandan sanat bir yandan da tasarıma ilişkin konularda yeni sürprizlerimiz var.
www.mutamobilya.com
93
Aydınlatma devrimi
Dekorasyon Ev Marka
Endüstri devrimi, yaşandığı günden beri pek çok yeniliği de beraberinde getirdi. Hayatları kökünden değiştiren bu devrimin etkileri günlük yaşantımızın her anına bir şekilde girmeyi başardı. Evimizden ofisimize tasarımcılar ve markalar bu değişiklikten ilhamla üretmeye devam ettiler. Tasarımın küçük gözükse de aslında en önemli parçalarından biri olan aydınlatma da bu yenilikten nasibini aldı.
Sadece güzellik ve doğruluk kalıcıdır mottosuyla yola çıkan Fransız DCW Editions’ın kurucuları, endüstri devriminden günümüze kalıcı olmayı başarmış 4 markayı bizlerle buluşturuyor. Endüstriyel bakış açısının netliğini yansıtan bu özel tasarımlar Diseno aracılığıyla artık Türkiye’de. Ocak - Şubat 2017 #61
Lampe Mantis
94
Geniş fonksiyon ve hareket kabiliyetine sahip Lampe Gras ve Lampe Mantis modelleri iç mekanlarda yer, masa, tavan, duvar lambası olarak kullanabildiği gibi akrobat, mobil ve çok kola sahip modelleri ile dış mekanlarda da kullanılabiliyor. Lampe Gras Xlarge adı verilen bu tasarım, mekanlara koyduğumuz hayali sınırları da ortadan kaldırıyor. Endüstriyel tarzın malzeme ve fonksiyon yalınlığı ile samimi stili bu aydınlatmalar ile çağdaş mekanlara oldukça yakışıyor. Tek bir tarz üzerinden mekanları dekore etmeyi bıraktığımız bu son günlerde farklı stillerle birlikte bu aydınlatma ürünlerini kullanmak mümkün.
Here Comes The Sun
Lampe Gras Bernard-Albin Gras tarafından 1920’lerde tasarlanan Lampe Gras akrobat lambalar modern mimarinin öncüsü Le Corbusier tarafından kullanıldıktan sonra birçok mimarlık ofisinin dikkatini çekti. Haliyle ev ve diğer mekanlardaki yerini alması da uzun sürmedi. Edison’dan bu yana aydınlatma, işlevselliğin yanı sıra tasarım anlamında da çok yol kat etti. Farklı tasarımcıların da aydınlatma üzerine yoğunlaşması gecikmedi. Heykeltıraş Bernard Schottlander tarafından tasarlanan Mantis serisi de bunun örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Çok yönlü hareketleri ve heykelsi estetik formu ile halen Avrupa’ da çağdaş mekanlarda en çok kullanılan modeller arasında yer alan Mantis lambalar, yaşam alanlarımızı sadece ışığıyla değil şıklığıyla da aydınlatıyor.
In the tube Dominique Perrault ve Gaelle Laurict-Prévost tarafından tasarlanan “In the Tube” ise aydınlatmanın en modern yansımalarından biri... Yüksek aydınlatma teknolojisini dayanıklı ve endüstriyel görünümlü tüp lambalara uygulayan bu tasarımlar yaşam alanlarına esprili bir anlayış katıyor. İster James Bond filmlerinden ister Jules Vernes kitaplarından çıkmış deyin, aydınlatmayı başka bir boyuta taşıdığını inkar edemezsiniz. Güneş tepelerden aşağı inip yüzünü bizden sakladığında ise başka bir ışık kaynağı çıkıyor karşımıza. Güneşin yerini alamasa da ondan esinlenerek üretilen “Here Comes The Sun” 1970 yılında Bertrand Balas tarafından tasarlanmış. İki parçadan oluşan bu ışık kaynağı, farklı renkleri ve boyutlarıyla yemek masasından ofise yaşam alanlarımıza tarz katıyor.
In the tube
Tamamı çelik, alüminyum gibi dayanıklı metalik malzemelerden üretilen bu aydınlatmalar hem klasikleşmiş modern yüzleri ile hem de çoklu hareket kabiliyetleri ile iç ve dış mekanlarda endüstriyel tasarımın aydınlatmaya yansıyan yüzünden keyif alanları uzun yıllar mutlu edecek gibi görünüyor. Bir dekorasyon objesi ya da aydınlatma ürünü olarak kullanmak ise tamamen sizin tercihinize kalmış. 95
Dekorasyon Ev Atelier Tristan Auer Wilson Associates Paris
Ocak - Şubat 2017 #61
Nesilden nesile, şekilden şekile
96
Bir ev bir aileye özel olarak yapılsa da yıllar geçtikçe yeni sahipler bulur kendine. İçeride onca hikaye yaşanır ama ne yaşanırsa yaşansın evde kalır. Yenileri gelir, ev ona göre şekil alır. Geçmişi 20. yüzyılın başlarına dayanan şimdilerde ise genç ve dinamik bir aileye ev sahipliği yapan bir villanın kapılarını araladık. İsmi gizli tutulan bir süper starın satın aldığı bu ev, ultra lüks Paris banliyösü Saint Cloud’da yer alıyor. Hakim olduğu Paris manzarası Eyfel kulesinin de oturduğunuz yerden net bir şekilde görülmesine olanak tanıyor.
97
98
Ocak - Åžubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Proje, Atelier Tristan Auer ve Wilson Associates Paris iş birliğiyle hayata geçirilmiş; genç, modern ve çocuklu bir ailenin ihtiyaçlarını karşılayacak özelliklerle donatılmış.
99
Ocak - Şubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Tristan Auer projedeki amaçlarını “Proje, küçük çocukları olan bir ailenin hayat stili ve alışkanları çerçevesinde dekore edildi. Pratik ve işlevsel olmalıydı. Burası bir aile evi ve ailenin çocuklarıyla geçireceği vakit ev sahipleri için oldukça değerli. Hedonist bir ev çünkü iyi müzik dinlemeyi seven ailenin bunu en iyi kalitede dinlemesine olanak sağladık. Bir yandan da sanat eserlerini dekorasyonun bir parçası haline getirmemiz gerekiyordu. Bu parçalardan biri de bir motosikletti. O ve bir astronot başlığı da evin ofis kısmında kendilerine yer buldu.” sözleriyle dile getiriyor. Bu bakış açısı ve düşünülmüş detaylar evin dekorasyonundaki incelikleri de açıklıyor.
100
101
Dekorasyon Ev
Evi ayrıntılı bir şekilde incelendiğinizde kişisel detaylar göze çarpıyor. Evin diğer parçaları da bu detaylar etrafında şekilleniyor. Ev sahiplerinin günlük ihtiyaçlarına, ilgi alanlarına ve zevklerine son derece önem verilen projede yine ev sahibine ait bir modern sanat koleksiyonu sergileniyor. Yüksek kaliteli ses sistemi de ev sakinlerinin müziği evin her tarafından net bir şekilde duymasına olanak veriyor. Sergilenen mobilyaların birçoğu Atelier Tristan Auer imzası taşıyor ve bu deneyimi yansıtıyor. Vintage parçaların özenle seçilerek yerleştirilmesinin yanı sıra Silvera, Knol ve Minotti’den alınan mobilyalara da yer verilmiş.
Ocak - Şubat 2017 #61
Beş metre uzunluğundaki kanepenin tasarımı, Fendi’nin de mobilyalarını tasarlayan Thierry Lemaire’a ait. Hemen arkasında ise figürlerin ve sanat eserlerinin yer aldığı bir raf bulunuyor. Odadaki kiriş, siyah metalle kaplanarak tavandan sarkan şömineye ve hemen arkasında duran odunluğa alan yaratıyor. Gyrofocus’tan alınan şömine fütüristik bir görüntü sunuyor. Bu görüntüye Thierry Lemaire tarafından tasarlanan kahve sehpası farklı çizgisiyle eşlik ediyor.
102
103
104
Ocak - Åžubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Yer döşemesinde kullanılan antik parkeler daha önce farklı mekanlarda kullanılmış ve proje için tekrar elden geçirilmiş. Ev sahibinin özel olarak seçtiği mermerler banyo küveti başta olmak üzere zemin de dahil evin farklı bölümlerine detay katıyor. Banyoda da sanat eserlerinden bir parça görmek mümkün. Yatak odası ve ofis daha sade bir zevkle döşenirken çocuk odaları çok daha renkli. Leonard Butler tarafından yapılan duvar boyamaları masalsı bir dünyanın kapılarını aralıyor. Evdeki bir diğer duvar boyaması ise Christian Dior’un da tamamlamalarını yapan Art et Beton’a ait. Bu boyamalar giyinme odasına kadar uzanıyor. Orada da karşımıza çıkan cam dolap kulpları el yapımı ve Brehat in Brittany’den alınmış. Öne çıkan bir diğer önemli detay ise merdivenlerin merkezinde yer alan, ünlü sanatçı James Turrell’in tasarladığı iç içe geçen tavan aydınlatması.
105
Dekorasyon Ev
İç mimari: Atelier Tristan Auer, Wilson Associates Paris Baş tasarımcı: Tristan Auer Kıdemli tasarımcı: Neil Rawson Mimar/Proje yöneticisi: Jerôme Bugara, company JWB
Ocak - Şubat 2017 #61
Fotoğrafçı: Yann Deret
106
107
Ne kadar karmaşık o kadar samimi
Mekan
2013 yılında Londra’nın kalbi Soho’da the Alary Brothers tarafından açılan Blanchette, tam anlamıyla bir Parizyen bistrosu. Fransız yemekleri servis eden mekan, ismini kardeşlerin annesinden alıyor. Popülerliği günden güne artınca geçtiğimiz yaz bir restoranı da Doğu Londra’da açıyorlar. Yeni yerleri için Blacksheep Design Studio’yla çalışmaya karar veren kardeşler mekana bulunduğu yerle özdeş olarak Blanchette East ismini veriyorlar.
Ocak - Şubat 2017 #61
Blanchette East, Soho’daki bistro’nun aksine sadece Fransız değil, Kuzey Afrika kültürüne ait yemekleri de menüsünde barındırıyor. Bu çoklu kültüre ayak uydurularak dizayn edilen mekan, gerçek bir mahalle bistrosu gibi sıcak ve rahat bir ortam sunuyor.
108
Girişte yer alan geniş pencere sokak ve restoran arasında gözle görülmese de hissedilebilir bir enerji akımı yaratıyor. Büyük odalık diye adlandırılan kısım devasa bir freskle davetkar bir ortam sunuyor. Mekanın farklı bölümlerine konumlandırılan barlar; mermer tezgahları, yer yer aynalı duvarları ve klasik bar tabureleriyle samimi bir görünüme sahip.
Yukarı çıkan yarım merdivenleri takip ettiğinizde ise ana yemek odasına ulaşıyorsunuz. Yeterince rahat bir şekilde dekore edilen bu alan ince detaylarla şık bir hale getirilmiş. Antika camdan yapılan avizeler oda boyunca size eşlik ediyor. Odanın merkezine konumlandırılan şömine, domestik bir hissiyat yaratarak Blance’in misafirperverliğini gözler önüne seriyor. Pembe mermer, ahşap ve pirinç mobilyalar ve resimler yine annelerinden ilhamla oluşturulmuş detaylar arasında yer alıyor. Zengin görünümlü kadife perdeler yemek odasının arkasındaki özel yemek alanına bir fon oluşturuyor. The ‘Cote d’Azur’ olarak adlandırılan bu alan 14 kişilik oturma kapasitesine sahip. Aldo Gigli tarafından bu alanın duvarlarına resmedilen Picasso’ya ait bir eser de odaya renk katıyor.
109
Dekorasyon Ev
Mimar Filiz Bür
Ocak - Şubat 2017 #61
Birlikte daha iyiyiz
110
Bir ev sahibini ne memnun eder? Herkesi hayran bırakan bir ev mi yoksa kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılayan bir yaşam alanı mı? Bizim cevabımız, her ikisi birden. İç mimar Filiz Bür’ün Bursa Bademli’de hayata geçirdiği villa projesi hem ev sahibinin zevklerini yansıtıyor hem de yapılan incelikli dokunuşlarla görenlerin beğenisini kazanıyor.
111
112
Ocak - Åžubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
800 m2 kapalı alana sahip 3 katlı villa; 2 misafir yatak odası, ebeveyn süitiyle birlikte 3 yatak odası, 2 salon, bir mutfak ve müştemilattan oluşuyor. Giriş katı yaşam alanları, üst kat yatak odaları ve çatı katı ise hobby ve yaşam alanı olarak düzenlenmiş. Sade ve şık bir tarz oluşturmaya özen gösterilerek ev sahibinin bakış açısı göz önünde bulundurulmuş.
113
Ocak - Şubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Giriş kat zemininde kullanılan mermer, eve sofistike bir hava katıyor. Duvar yüzeylerindeki kumaş bazlı duvar kağıtları ve kadife dokular da bu havayı artırıyor. Evin geneline hakim gri-vizon monokrom renklere yer yer ceviz ve meşeler eşlik ediyor.
114
Salonda dikkatimizi çeken şömine giydirmesi ve önünde yer alan Onix, ışıklı mermer projenin mimarı tarafından eve özel olarak tasarlanmış. Farklı renkte oturma grupları salonda derinlikli bir algı yaratıyor. Yemek bölümünde yer alan lambri giydirmenin üzerindeki ahşap çalışma ise ev sahibinin keşfettiği bir sanatçıya ait. İki katı da içine dahil ederek oluşturulan bir diğer oturma alanı misafirlere yukardan sarkan avizesiyle görkemli bir ambiyans sunuyor. Oldukça geniş bir alana sahip mutfağın bir yanında minik bir oturma alanı diğer yanında ise yemek masası konumlandırılmış. Özel olarak tasarlanan bu masa grubunu beyaz ve ahşap renklerdeki mutfak dolapları tamamlıyor. Giriş katının ihtişamını misafir tuvaletinde de görmek mümkün. Özel tasarım dolaplar ve Ralph Lauren’den seçilen duvar kağıdıyla iddialı bir görünüme sahip.
115
Üst kata uzanan yuvarlak formlu merdivenler, mermerle oluşturulan desenin tüm katlardan görülebilmesine olanak sağlıyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Süit mantığında düzenlenen ebeveyn yatak odası mimarın bu ev için tasarladığı mobilyalarla sade ve ağır bir görünüm kazanmış. Kullanılan renkler ve seçilen objeler bu uyumlu görüntünün oluşmasına hizmet ediyor.
116
Sabit mobilyalar: Gökşen Mobilya Hareketli mobilyalar: By Kepi Sandalye - koltuk: Yılmaz Koltuk Parke: Aksun Parke Mermer: Oğuz Konuk Aydınlatma: Özertaş Avize Boya Uygulama: Polat Ticaret Halı: Şark Halı Perde uygulamalar: Persan Merdiven: Atölye Trio Aksesuar: Ceren’s Home - Eitchoz Mutfak: Nolte Yatak örtüleri: Beymen Home Şömine: Teknik Şömine Islak Hacimler: Altay Yapı - No Two Design
117
118
Ocak - Åžubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Evin kız çocuk odasına adım attığımızda daha aydınlık ve ferah bir görünümle karşılaşıyoruz. Kırık beyaz tonların ve naturel dokuların hakim olduğu odanın sadeliğine keten dokulu, pembe renkte, rustik bir koltuk eşlik ediyor. Ev sahibesi tarafından tasarlanan koltuk, özel olarak yaptırılmış ve sırt kısmına kızının isminin baş harfleri aplike ettirilmiş. Ailenin hobi ve keyif odası çatı katına konumlandırılmış. Geniş bir kütüphanenin de yer aldığı odada ev sahipleri rahatça kitap okuyabiliyor ya da ailecek film izliyor. Bir misafir yatak odasının ve banyonun da yer aldığı alan, ailenin bir arada olmanın tadını çıkardığı keyifli anlar için birebir.
119
Dekorasyon Klinik
İç Mimar
Esat Fişek
Ocak - Şubat 2017 #61
Bir ton daha beyaz klinikler
120
Diş kliniği dendiğinde aklınıza ne gelir bilemeyiz ama bu uzun zamandır gördüklerimizden bir hayli farklı. Her klinikte olması gereken steril hava burada da hakim. Bunun yanı sıra oldukça samimi bir duruşu var. Esat Fişek tarafından tasarlanan Dentaplan, Bursa’da yer alıyor.
Yüksek camlı ferah girişinden itibaren açık ahşap tonlar ve beyazın hakimiyeti davetkar bir duruş sergiliyor. İki katlı kliniğin ilk katında danışma ve bekleme alanları ve klinikler konumlanırken üst katta ise bir mutfakla birlikte klinikler yer alıyor. Kullanılan yeşil bitkilerin yoğunluğu ve sadeliği ortamı oldukça yumuşatıyor. Giriş camında yer alan neon amblem, mekana pop bir görünüm veriyor. Danışmanın hemen arkasındaki duvara Ekin Büyükşahin tarafından özel bir uygulama yapılmış ve Erdinç Sakin tarafından aslına uygun olarak bu duvara boyanmış. Yüksek tavanlı girişte yer alan bekleme alanında gri kanepelerle bir bekleme alanı yaratılmış. Ortada ise mermer ve ahşap birleşimi bir sehpa yer alıyor.
121
Dekorasyon Klinik
Gerek tavanda kullanılan beyaz aydınlatmalar gerekse duvar üzerine uygulanan kabartma beyaz logo, katmanlı bir görünüm yaratıyor. Sehpayla uyumlu mermer basamaklı merdivenler üst kata gelindiğinde yine bir beyaz panelle destekleniyor. Projenin kliniklerini oluşturan panellerse ahşap ağırlıklı seçilmiş.
Ocak - Şubat 2017 #61
Ahşap yoğunluğu artırılmış kliniklerin her biri benzer gözükse de kullanılan Cielo marka lavabolardan seçilen seramiklere farklı bir ambiyans sunuyor.
122
Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Sanayi Caddesi Evke Plaza No.646-1
0224 245 98 16
123
Gücünü tasarıma yansıtan kadın: Duygu Yegül
Ocak - Şubat 2017 #61
Dekorasyon Ev Atölye
Her insan biricik olmak ister. Tavrıyla, duruşuyla, sözleriyle... Özel olma kaygısıyla hareket ederken bu önce görünür noktalara yansır. Giyimimize yaptığımız bir dokunuş, üstümüze oturttuğumuz bir tavır ya da yaptırdığımız farklı bir dövme olsun isteriz ki diğerleri de fark edebilsin. Bir yandan da diğerlerini takip etmekten kendimizi alamayız. Özel olmayı irdelediğimiz bu noktada Custom Rebels ve onun yaratıcılarından Duygu Yegül çıkıyor karşımıza. Kendinize ait olanı dışarı yansıtmak gibi özel güçleri olan bir kadın, tasarımcı ve reklamcı...
Her biri ayrı bir hikaye barındıran ceketler tasarlıyorsunuz. Peki Custom Rebels’ın hikayesi nasıl başladı? Deniz bir motorsiklet aldı ve her şey böyle başladı. Ben de ona özel bir deri ceket yaptım. Sonra da kendime. Ceketleri görenler sormaya, hatta istemeye başladı. Sonra araştırmaya başladım. Boya çeşitleri, dericiler... Zevkli bir dönemdi. Tasarım düşünme, malzemeleri bulma çok eğlenceli ve heyecanlıydı. Deniz (Özgün), ben ve Cem (Cem Alex Uster), Custom Rebels’ı kurduk. Tasarım sürecin bir kısmı peki ya diğer parçaları? Fikirden üretime nasıl bir yol izliyorsunuz? Her bir ceketin kişiye özel olmasını istediğimiz için tek tek elde boyuyorum. Tabi ki her cekete özel bir tasarım ürettiğimi belirtmem gerek. Modelleri tasarıma göre değişebiliyor. Çünkü modellerle de kendimiz ilgileniyoruz. Önce konsept düşünüyoruz. Cümleler o tavır çerçevesinde çıkıyor. Her şey bize iham veriyor. Kişiye özel olduğunda isteyen kişiyle bir kahve içiyorum biraz onun hakkında konuşuyoruz. Tanıyarak yapmak çok önemli. Birbirinin aynı iki ceket yok her ceketin mottosu ve tasarımı farklı ayrıca tek tek elle boyanıyor. Yoğunluğa göre değişiyor ama iki haftada teslim etmeye çalışıyoruz. Custom Rebels’ı ünlü isimlerin üzerinde tanıdık. Genelde onların hikayeleri mi size ilham veriyor yoksa akıllarında bir fikirle mi geliyorlar? İkisi de oluyor, önemli olan ondan bir parça
124
Custom Rebels’ı 3 kelimeyle tanımlamanız gerekse ne derdiniz? Başkaldıran, özgün, yaratıcı. taşıyıp ceketin biricik olmasını sağlamak. Genç tasarımcılara, mutlaka yapın ya da yapmayın dediğiniz kırmızı çizgiler nelerdir? Wepublic ile de bir iş birliğiniz oldu. Geri Korkmayın, cesaretle yapın. Tedirgin dönüşleri nasıl? olmayın. Hatalar olsun, başarısızlıklar olsun Beklediğim gibiydi. Çok güzel ama bence ki daha güçlü markalar yaratabilelim. kişiselleştirme hala bizde çok yaygın değil aslında tam da ne olduğu bilinmiyor. Şu an Gelecekte Custom Rebels’ı neler bekliyor? için bir trend gibi algılandığından moda ama Sürprizler var mı? bu bir felsefe ve hayatınızın her sürecinde Kendi felsefesine bağlı kalarak, tasarımlarını olmalı. Buna destek veren markalarla her ve koleksiyonlarını çeşitlendirmek. Her zaman iş birliği yapmaya hazırız. tasarım bizim için bir sürpriz niteliğinde. Olmaya da devam edecek. Custom Rebels dışında tasarım kimliğiyle tanıdığımız bir Duygu Yegül var. Duygu Yegül kimdir? Kimleri beğenir, nelere değer verir? Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik bölümünde okudum. Okulla eş zamanlı reklamcılığa başladım. Reklamcılık yaparken aynı zamanda kişisel olarak tasarım işleriyle ilgilendim. Ben de birçok kadın gibi giyinmeyi çok seviyorum ama bana sunulanla yetinmeyip kendim için yeni parçalar yaratmak ve sevdiğim tasarımcı arkadaşlarımdan parçalar alıp değişik kombinler yapmayı hep ilginç bulmuşumdur. Bu yüzden zaman içinde bu heyecan beni modaya bağlamış oldu. Tasarımcı, müzisyen, ressam… Aslında üreten, okuyan, kendini geliştiren kişileri beğeniyorum. İsim çok. Örneğin son koleksiyonda güçlü, başkaldıran kadın ve erkeklerden ilham aldım. Kim bunlar; Jean d’arc, William Wallace, Medea, Che, Martin Luther King, Prometheus gibi...
125
Dosya Mutfak
Mutfak denince akla…
Bir tarafta mis gibi yemekler fokurdar diğer tarafta telaşla bir sofra kurulur. Kimi evde kitaplar, tarifler, tabletler açılır kimi evde göz kararı biraz tuz atılır. Hayatını orada geçireni de vardır arada bir uğrayıp buzdolabından bir şeyler aşıranı da… Mutfak denince herkesin aklına belki de aynı şey gelir. Ne var ki her mutfakta başka hikayeler salık verir. Her zaman evin merkezi, ailenin buluşma noktası olan mutfakların işlevi evden eve değiştiği gibi tarzı da öyle kişiden kişiye değişir, yıllar geçtikçe yenilenir. Biz de yeni nesil mutfaklara ve mutfak gereçlerine şöyle bir göz atalım dedik.
Ocak - Şubat 2017 #61
Gaggenau
126
Diesel Scavolini
Vzug
Smeg
Mutfaklar doğası gereği her daim canlılık içeren, biz istesek de istemesek de kargaşanın olduğu alanlardır. Sevdiğinize hazırladığınız bir yemek ya da çocuklarınızla hazırladığınız bir kek ortalığı karıştırmaya yeter de artar bile. Bu noktada size tavsiyemiz net çizgilere sahip bir mutfak tercih etmeniz. O kadar da sade olmayalım derseniz renkli ankastrelerle birleştirerek farklılık yaratabilirsiniz.
Bertazzoni
Varenna
127
Dosya Mutfak
Nolita Marchi Group
Franke
Ocak - Şubat 2017 #61
Gorenje
128
Evin sıcaklığını mutfağa da taşımaktan yanaysanız rustik detaylarla şekillendirilmiş bir mutfakta vintage tarzda ankastre bir fırına yer açabileceğiniz gibi modern bir ankastreyle de tamamlayabilirsiniz. Mutfak alışkanlıklarınızın ankastre seçiminde belirleyici olacağını unutmamak gerek. Kalabalık bir aileniz varsa farklı yemekleri aynı anda pişiren bir fırın tercih edebilirsiniz. Franke’nin tatlarının karışmamasına olanak sağlayan ızgara sistemi ya da Goronje’nin geniş hacimli fırını işinizi görecektir.
Miele Solo beyaz eşyalar giderek azalıyor. Eski dostlarımız yerini ankastrelere bırakırken bizler için de yeni bir oyun alanı yaratıyor. Buzdolabının yeri, kapak sayısı ya da fırının nerede konumlanacağı tamamen tercihimize kalıyor. Siz de mutfak tipinizi seçtikten sonra alanınıza göre mutfak içerisinde adalar yaratabilir ya da buzdolabı ve şaraplığınızı ayrı ayrı kullanabilirsiniz. Biraz cesaretle mutfağınıza Franke’nin ada üstü davlumbazı gibi yenilikçi bir çözüm de getirebilirsiniz. Bertazzoni
Atölye Mutfak 129
Gaggenau
Dosya Mutfak
Franke
Ocak - Åžubat 2017 #61
Gaggenau
Smeg Vzug
130
Soho Kitchen
İntema Mutfak Son olarak mutfağımızda ne kadar vakit geçirdiğimizi aklımızı bir köşesinde tutacak olursak modern ya da rustik, açık ya da koyu renk öncelikle neyi sevdiğimizi göz önünde bulundurmamız gerek. Biz sevdiğimizi seçtikten sonra peşinden lezzet gelir zaten.
Atölye Mutfak
131
Ocak - Åžubat 2017 #61
Minarc
132
Dosya MutfakEv Dekorasyon
Tüm aile bir arada Dünya’nın duyduğu ve izlediği çoğu şeyin üretildiği yer. Hollywood setlerinden Silikon Vadisi’ne ve müzik şirketlerine kadar renkli bir dünyaya ev sahipliği yapan Kaliforniya’da, inadına sakin bir evi inceledik. 222 metrekare büyüklüğündeki bu villa, minimal tarzıyla geniş ve dingin bir yaşam alanı sunuyor. Ergonomik yapısıyla tüm aile bireylerini bir araya getiriyor.
133
134
Ocak - Åžubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Minarc Mimarlık tarafından hayata geçirilen projede sürdürülebilirlik, renk ve alan üzerine yoğunlaşılmış. Tasarım elementleri ise doğal ışığın ve çapraz havalandırmanın avantajlarından yararlanabilecek şekilde tasarlanmış. Cilalanmış beton zemin, dış ve iç cephe arasında doğal bir akışkanlık hissi yaratıyor. Zemin, iki alan arasında engel oluşturan faktörleri akışkan bir formla ve keskin çizgileri azaltarak bir araya getiriyor. Yerden tavana kadar uzanan geniş camların açılabilme seviyesi ve mobilya yerleşimleri de bu algıyı kuvvetlendiriyor.
135
Ocak - Şubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Asma merdivenler, çelik borularla sizi hol boşluğundan ikinci kata taşıyor. Her bir aile üyesi için bireysel ve toplu yaşanan alanlar evin merkezinin etrafında toplanıyor.
136
İki kat ayrılarak tavanı yükseltilmiş salon evin tam merkezinde yer alıyor. Evin her bir bireyi için bu alan yaşamlarının odak noktası olmuş. Bunun en önemli nedeni de evin tüm mimarisinin bu salonun etrafında dönecek şekilde tasarlanmış olması. Yeme ve yaşama alanlarının havuza ve bahçeye bakıyor oluşu da ailenin bir arada ya da öyleymiş gibi hissetmesine olanak sağlıyor, var olan alanlarını da olduğundan daha geniş gösteriyor. Bahçedeki basket sahası da oturma alanı, mangal bölümü ve açık hava mutfağıyla içi içe geçmiş durumda. Şehrin gürültüsünden uzaklaşıp aile ve misafirleriyle vakit geçirmek için son derece kullanışlı bir ev.
137
Her şey eskisi gibi
Dekorasyon Ev
Kıyafet modası gibi dekorasyon ve mimarinin de modası yıllar geçtikçe değişir. Zevklerimiz ve beğenilerimiz de bu moda anlayışına göre evrilir. Eski fotoğraflara bakıp şu halimize bak demeyenimiz yoktur herhalde. Bir de öyle stiller vardır ki kaç yıl geçerse geçsin küçük ve zevkli bir dokunuşla zamana ayak uydurur. İstanbul Ataköy’de konuk olduğumuz ev de işte böylesine zamana meydan okuyan zevklerle döşenmiş. İç mimar Anna Fresko tarafından tasarlanan daire aslında 10 yıl önce aynı ev sahipleri için tasarlanan başka bir evin mobilyalarını taşıyor. İlk evlerini Anna Fresko’nun tasarladığı ev sahipleri bu konuda yine ona güvenmeyi tercih etmiş.
Ocak - Şubat 2017 #61
İçMimar Mimar Anna FilizFresko Bür
138
Evin konumu itibariyle içeri adım atığımız andan itibaren bizi sonsuz bir deniz manzarası karşılıyor. Projenin mimarı eve ilk girdiğiniz anda neyle karşılaştığınız oldukça önemlidir, diyor. Tıpkı bir insanı tanıdığımızda edindiğimiz ilk intiba gibi. Sol tarafta portmanto sağ tarafta ise Anna Fresko tarafından renove edilmiş aynalı konsolu görüyoruz. Karşımızda ise alabildiğine deniz ve açık girişe sahip üç bölümden oluşan salon.
139
Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2017 #61
140
Salonunun altıgen şekli başka bir evde olsa oldukça biçimsiz görünebilir. Yerinde iç mimari dokunuşlarla mobilyalar ortaya alınıyor ve birbirlerine dik ve paralel bir konuma getiriliyor. Krem ve gri tonlarla döşenen salonun merkezinde geniş yemek masası yer alıyor. Üzerinde de sade tonlara canlılık getirecek mor aksesuarlar...
Duvarlarda gri tonlarında Dokumacı’dan alınan bir duvar kağıdı kullanılırken perdeler neredeyse yok denecek kadar az. Ne taşınacağız hissiyatı olsun demişler ne de manzara kapansın. Salon da dahil evin pek çok noktasında kullanılan gri oymalı sandalyeler ise antika.
141
Ocak - Şubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Sağ ve sol tarafta yer alan oturma alanlarından biri misafirlerin ağırlanabileceği şekilde görece klasik mobilyalarla döşenmiş. Bu köşeye yeşil köşe adını vermişler. Sol tarafta ise kehribar tonlarında döşenmiş televizyonun da olduğu samimi bir alan yaratılmış. Yine iç mimar tarafından tasarlanan tekli koltuk dikkatimizi çekiyor. Öğrendiğimize göre bu turuncu koltuk bir palto kumaşından yapılmış ve bizce bulunduğu alana aykırı bir hava katmış. Salondaki diğer objeler de yine Anna Fresko ve Laila Dekorasyon imzası taşırken kırlentler Dilek Aksu’dan seçilmiş.
142
Mutfakta projenin esasından çıkılmayarak ufak dokunuşlar yapılmış. Yarım dolapların üzerine yerleştirilen camlı vitrin, dekoratif objelerin konulabileceği bir alan yaratıyor. Yemek masasının üzerinde yer alan avize ise modern ve şık bir izlenim sunuyor. Yatak odasına geldiğimizde ise krem ve bej tonlarına eşlik eden uçuk maviyi görüyoruz. Gözü yormayan renklerle dekore edilen yatak odasının dolaplarında yapılan uygulama, alanı olduğundan da geniş gösteriyor. Dolap yoğunluğu çok fazla olduğu için Fresko, bazı dolap kapaklarını duvar kağıdıyla kaplamış. Puflardan mobilyalara birçok şeyi de yine kendisi tasarlamış.
143
Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2017 #61
144
Dinlenme ve keyif alanı olarak düşünülen bir diğer odaya ise kanepeyle birlikte bir piyano yerleştirilmiş. Kütüphane içerisindeki aydınlatmalar televizyon seyrederken tavan aydınlatmasını açmadan soft bir ambiyans yaratmanıza olanak veriyor. Misafir odasında da dairenin genel renk skalasından vazgeçilmemiş. Yatağın sağına ve soluna yerleştirilen camlı kütüphane ve dolaplar alana bütünlük getiriyor. Cam kenarındaki sehpa ve antika sandalye ise denize karşı minik bir keyif alanı oluşturuyor.
145
146
Ocak - Åžubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Evin kızına ait oda, Fransa’ya taşınmasına rağmen ona özel olarak tasarlanmış. Soft renklerin spor çizgilerle birleştiği oda oldukça sade ve kullanışlı. Duvar renklerine uygun olarak tasarlanan dolaplar bej renginde boyalı cam. Evin tüm odaları gibi burada da Şark Halı’dan seçilen bir kilim kullanılmış. Çalışma masası da zarif yapısıyla mimari yapıya uyum sağlıyor. Evin küçük ama en gösterişli alanlarından biri ise misafir tuvaleti. Ev sahiplerinin dantelle işlenmiş eski kumaşları burada çerçeveli bir şekilde kullanılmış. Tezgah üstü objeler de evin diğer bölümlerini aratmayacak şekilde özenli bir duruş sergiliyor.
147
Bir ki üç!
Dekorasyon Ev
Birken iki, ikiyken üç olmak. Geçtiğimiz yıla kadar Tarabya’daki dairesinde yalnız yaşayan Alican Müezzinoğlu; eşi Mayumi ile evlenmesi ve çocuk sahibi olmasıyla üç kişilik bir hayata adım atıyor. Müezzinoğlu’nun sadece hayatı değil evi de üç kişilik bir hal alıyor ve aile yaşamına uyum sağlıyor. 2009 yılında Pebbledesign/Çakıltaşları Mimarlık tarafından baştan aşağı yenilenen daireyi, 2016 yılında da yine güvendiği bu ekibin ellerine teslim ediyor. Son derece maskülen çizgilere sahip 150 m2’lik bekar evi ailenin diğer üyelerinin de ihtiyaç ve zevklerine uygun olarak yeniden projelendiriliyor. Bebek odası ve yemek masası hayat tarzına göre değişen radikal farklılıklar arasında.
Ocak - Şubat 2017 #61
İç Mimar Neslihan Pekcan
148
149
Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2017 #61
150
Salona geçildiğinde ise mobilya detaylarında asimetrik formlar öne çıkıyor. Yükseltilmiş döşemeyle kaplanan yemek bölümünün üzerine sinterflex uygulanmış. Açık renkler salonun geneline hakim olarak daha dingin ve sakin bir mekan yaratıyor. Ceviz kaplama yemek masasının üzerinden salonda kullanılan renklere uygun olarak mavi, kırmızı lake çizgiler geçiyor. Cenan Ahşap’tan seçilen yemek masası sandalyeleri de ceviz kaplama ve yakın tonlarda bir deriyle özel olarak üretilmiş. Koltuk arkası için tasarlanan açılı dresuar iki parçayı bir bütün gibi gösteriyor. Boyalı cam ve lake ayrıntılarının yer aldığı TV ünitesinde de genel konseptten taviz verilmiyor. TV ünitesinin yanında açılı mavi lake kütüphane yer alıyor. Üç parçadan oluşan orta sehpa, hem bütün hem de ayrı ayrı kullanılabiliyor. Yüzeylerinde ahşap ve lake kullanılan sehpanın ayaklarına Do Pleksi tarafından asimetrik formda pleksi yerleştirilmiş. Pleksinin de etkisiyle sehpa, yerden havalanmış gibi gözüküyor.
Giriş duvarlarını dolduran duvar kağıtları Evdekor’dan seçilmiş ve modern bir tarzda yorumlanarak uygulanmış. Ayak detayları oluklu olarak tasarlanan lake bank, evin geneline hakim olan kırmızı renkle canlı bir görünüm kazanıyor. Lake ve pleksiden tasarlanmış bir raf girişin sağ tarafında yer alıyor. Şık görünümünün yanı sıra anahtar gibi objeler için depolama alanına sahip bu raf işlevsel bir anlam da taşıyor. Devamında ise amorf formda bir ayna, açılı bir etki yaratıyor. Dış kenarları lakeden üretilen ayna bank ile dengeli bir görüntü sunuyor. Aynanın asimetrik çizgilerle kırılışı, salonda kullanılan açılı mobilyalar ile uyumlu bir geçiş yaratıyor. Mobilyalardaki sıcak renklerin etkisini ise duvarlarda kullanılan açık renkler bir kez daha vurguluyor. Statü Mobilya’dan alınan Cattelan Fly askı da vestiyer ihtiyacına açık bir çözüm getiriyor. Mutfağa girdiğiniz anda beyazın ferahlığı mekanı sarıyor. Sürgülü doğrama önünde yer alan akrilik tezgah, masa olarak kullanılıyor. Sandalyeler Genç Metal’den, masa üzerinde kullanılan aydınlatma Öztaş Avize’den seçilmiş. Açık tonlarda kullanılan zebra perde Evdekor’a yaptırılmış.
151
152
Ocak - Åžubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Bebek odası tasarımının ilham noktası, seçilen duvar kağıdı üzerindeki denizaltı ve kuş figürleri. Ağırlıklı olarak beyaz, pembe ve tonlarının hakim olduğu odanın detaylarında meşe kaplama kullanıldığı görülüyor. Orta kısmında açık raf ve televizyon bölümü oluşturulan giysi dolabının kapakları da boyalı camla kaplı. İşlevselliğin de tasarım kadar önemsendiği projede bebek yatağının yanlarında kutu şeklinde oyuncak koyma alanları bulunuyor. Şifonyer ise depolama görevinin yanı sıra bebek bezi istasyonu olarak da kullanılabiliyor. Akdeniz Elektrik tarafından uygulanan gizli ışık detayı tavana kadar devam eden yatak ünitesini aydınlatıyor. Odanın konseptine de ilham veren duvar kağıtlarından biri denizaltı, diğeri ise kuş detaylarıyla kaplı ve her ikisi de Littlehands’ten seçilerek yurt dışından getirilmiş. Masalsı bu görüntü tavandaki bulut sticker’larıyla devam ediyor. Mobilyalar Pebbledesign tarafından özel olarak tasarlanıp Engin Mobilya’ya, sticker uygulamaları Enboy Reklam, boyalı camlar Buğra Metal, perdeler Evdekor’a yaptırılmış. Bebek yatağının üzerinde kullanılan müzikli dönence Londra’dan özel olarak getirtilmiş.
153
Dekorasyon Ev
Aile yaşamına göre adapte edilen projenin ana banyosunda da bebek odasıyla uyum sağlanmış. Denizaltı konsepti devam ettirilirken pembenin yerini mercan rengi alıyor. Islak alan kullanımı hesap edilerek tercih edilen paslanmaz çelik çerçevelere yerleştirilen canlı sukulentler beyaz, pleksiden mavi ve mercan saksılar içerisinde yer alıyor. Duvarda ve tavanda asimetrik formda devam eden barrisol uygulaması bulunuyor. Paslanmaz boru ile asılan Hayon ayna Moda Bagno’dan alınmış. Asimetrik detaylara tezatlık oluşturan aynayı, klasik ayaklı mercan rengine boyanmış döküm radyatör tamamlıyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
Banyoda denizaltı algısı duş camında ve arkasında devam ediyor. Şeffaf duş camında çizimi özel olarak yapılan denizaltı tasarımı baskı halinde yer alırken arka duvarda ise asimetrik formda mavi degrade cam tasarımı bulunuyor. Çanak lavabo ve armatürler Vitra’nın İstanbul özel serisinden seçilerek Evdema’dan temin edilmiş.
154
Yatak odasında evin genel atmosferinden farklı olarak siyah-beyazın ağırlığı hissediliyor. Geniş giysi dolabının kapaklarında beyaz, bazataç ve kulp detaylarında siyah renk hüküm sürüyor. İki renk birbirine ahenkli bir tezat oluşturuyor. Dolabın orta kısmında müşterinin ihtiyaçlarına uygun aksesuar çekmeceleri yer alıyor. Duvarda ise Pebblestones tarafından özel olarak tasarlanan çizgisel formda saate yer verilmiş. Evdekor’a yaptırılan koyu renk perdeler aynı kumaştan kaj radyatör kapaklarında da kullanılarak geçişi sağlıyor. Soyunma odasında ev sahiplerinin istekleri doğrultusunda fonksiyonel alanlar yaratılmış. Kullanılan geniş beyaz kapaklar alana ferahlık katıyor. Zeminde Interface’ten seçilen karo halı kullanılmış, tavanda aydınlatma olarak Demiralp Avize’ye özel olarak yaptırılan kare raylı spota yer verilmiş. Çalışma odası olarak kullanılan oda da tamamen ev sahiplerinin ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmiş. Açık renk tercih edilen duvarlar, koyu renkli ahşap çalışma ünitesine tezat oluşturuyor. Odanın bir bölümüne yerleştirilen bateri ve müzik ekipmanları ev sahiplerinin kişisel zevklerini ortaya koyuyor.
155
Ocak - Şubat 2017 #61
Mağaza
Yanına yakışır
156
Evinize şık bir masa aldınız. İlk görüşte aşık olduğunuz bu masanın üzerine onu daha da güzel gösterecek birkaç obje almak için ise gezmediğiniz yer kalmadı. Ndesign’ın yaratıcıları kendi müşterilerinde fark ettikleri bu ihtiyaçtan yola çıkarak otuzu aşkın yıldır faaliyet gösterdikleri mobilya alanına bir de aksesuar markasıyla zenginlik getiriyor. Ndesign Home, Ndesign kalitesini ev aksesuarı alanına da taşıyarak tüketicisine hayalindeki evi yaratma imkanı veriyor.
İstanbul Haliç Cevahir AVM’de hizmet veren Ndesign Home’da kaliteli, pratik ve günün çizgisine uygun aksesuarlar yer alıyor. Hem özel tasarım ürünlerin hem de dünya markalarından seçkilerin yer aldığı mağazada bir de tasarım danışmanı bulunuyor. Evinize ve zevkinize uygun mobilya veya aksesuarlar tasarlatmanıza olanak veren bu hizmetin yanı sıra sadece fikir almak için de Ndesign Home danışmanlarıyla görüşebilirsiniz. Ndesign Home ürünlerinin bir kısmına Ndesign mağazalarından da ulaşmanız mümkün.
157
Dostlarla geçen yıl 10 yıl önce Bursa’da mimari ve dekorasyonla ilgili güzel şeyler yapmak, farklı olanı ve fark yaratanı kendi penceremizden sizlere sunmak için çıktık yola. İlerledikçe bizimle birlikte yürüyen dostlar biriktirdik. Bugün 10. yılını doldurmuş bir yayın organı olarak Türkiye’nin dört bir yanında siz okurlarımızla buluşuyoruz. Bu yolda bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayan ve iyi dileklerini paylaşan dostlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Birlikte nice 10 yıllara...
Karpuz gibi ikiye bölünüp ayrışan bir toplum, baş aşağı giden bir ekonomi, tasarım kalitesine değil pazarlama becerisine verilen ödüller... Yokuş aşağı yuvarlanan bir sektörde 10 yıla inanılmaz başarılı etkinlikler de sığdıran bir yayın organı, ardında güçlü aile desteği ve fedakarlıklar, kutlarım. Yılmaz Zenger - Tasarımcı
gibi geçti, daha dün 10 yıl çok çabuk yısı k sayısını. İlk sa hatırlıyorum il yısı yıl sonra son sa da farklıydı, 10 da çok farklı. tımıza, Art’ı Mekan haya ktörümüze, mekanlarımıza, se ı. Bu ima artılar katt projelerimize da ğil, ş farkı. Ticari de da tabii ki Fato güzel arkadaşım ilkeliydi. Yüreği yle.... kavuşmak dileği nice 10 yıllara olsun. Başarıların daim
Ocak - Şubat 2017 #61
u - Mimar Taner Şekercioğl
158
taya üne katarak or Gecesini gündüz karan ğerli eserler çı birbirinden de tanın tasarımcının, us birçok mimarın, ini inin onca emeğ ve perakendec nan, tüm gözlere su sektörle ilgili ı olan edilmesine arac güzelin takdir şekkür ailesine önce te Mekan Dergisi lerimizi sunmak sonra da tebrik . larca yıllara.. isteriz. Nice on m Aydınlatma Alp Koralp - Fe
Konusu nda her zaman ö ve bu ö ncülük ncülüğ etmiş ünü de vam ett başarıs irebilm ını gös e teren s ektörel dergi o lan Mek bir an Derg yaşını isi’nin tebrik 10. ediyoru m. Nezih B ağcı - N ezih Ba Tasarım ğcı Per de
Mekan De rgisi ola rak 10 yıl önce başl adığınız bu güzel serüvenl e sektörd e önemli bir açığı kap attığınız ı, zaman içinde de yön v eren der gi olarak birçok ilki gerç ekleştird iğinizi g ö beğeniyl rüyor, e takip e diyorum. Bursa sınırları dışına ta şırarak u medyada lusal yer sahib i olmanız partnerin , bir iz olarak sizler gib bizleri d i e gururl andırıyo r. Gelece de bu ba kte şarıların ızın deva m etmesi dileğiyle ... Nice on yıllara M Dergisi! ekan Bülent Y aşar - Be rk Mekan ik
Başarıl arınızı n devam diliyor ını um. Dah a nice y aşlara. Hakan Örüç - M odern Y apı
en en her şeyin üzerine hem on y as or en rım ve dek lduğu günd Mimari, tasa dığı ve kuru al er y ar ’ı Mekân sına kad ettiğim Art ince ayrıntı ip k ta le iy ilg büyük bir luş yılını bu yana da nin, 10. kuru i’ is g er D k ve Mimarlı Dekorasyon orasyon utluyorum. i trend dek en gönülden k y , ca n u boy ılan 10 yıl manlanarak Geride bırak rzlarla har ta n er od m e in klasik v dığı, zarif çözümlerin kle tasarlan li ce in n ri ekan için önüşümle her türlü m mekânsal d e v i iğ şt tünle rı sanatla bü el detayla çizgilerin lduğu en öz tu tu a d n liğin ön pla fonksiyonel ımız oldu. etme imkan ip k ta le Mimarlık if key orasyon ve ek D ân ek M ibe Art’ı geçen tüm ek Bu anlamda, ında emeği as m n lara la ır haz ; nice 10 yıl Dergisi’nin ını diliyor am ev d ın lışmaların le, başarılı ça . Sevgilerim ni ediyorum en m te ı ız ulaşman - Limazzi Serpil Cavas
Tasarımın yaşamda yeri olduğuna inanan dostları buluşturan bir mecra olan Mekan Dergisi’nin 10 yılı başarı ile bitirmiş olmasının haklı gururunu tebrik ediyorum. Bu yüzyılda sevginin, barışın ve iş birliğinin değer kazanacağını bizzat yaşayarak görüyoruz. İnsanları ortak pozitif paydalarda toplayabilen tüm çabaların destek görmesi dileğiyle nice 10 yıllara! Şebnem Buhara - İç Mimar
Hem görsel hem de içer ik anlamın arasında k da ulusal alitesiyle dergiler öne çıkan Mekan Der yaşını kutl gisi’nin 10 uyorum. Ok . uyucusuyla yapılan k olduğu ka işi, mekan d a r konu ve konula rla kurdu aktarım b ğu bağ ve içimi de ol bunları dukça far klı. Nice 10 senelere... Emre Evra nos - İç Mim ar
Mekan Dergisi’nin genetiğinde tasarım odaklılık var. Atılan her adımda bu özellik kendini belli ediyor. İstanbul merkezli Türkiye tasarım ha reketliliğine yeni bir boyut katıl masında önemli bir yere sahip olan Mekan’ın 10. yaşını kutluyorum. Derin Sarıyer - Ta sarımcı
Kurulduğu günden bu yana Mekan Dergisi; yakından takip ettiğim, çizgisini çok beğendiğim bir yayın organı. Her zaman net, vermek istediği mesajı, bilgiyi hep üst kalitede tutan bir kuruluş olmuştur benim belleğimde. Ayrıca gerek Sayın Fatoş Altıntaş Yılmaz’ın gerek ekibinin çok yakın ilgileri, konuyu takipleri, zaman zaman beni; üzerinde çalıştığım mekanların çekime yetiştirilmesi konusunda tatlı tatlı dürtmeleri, hep takdir ettiğim yönleridir. Mekan Dergisi’ni yakından tanımış olmaktan çok mutluyum, beraberliğimizin daha uzun yıllara
Mekan şey sığdıran 10 yıla çok ediyor, sini tebrik Dergisi aile kattıkları mda sektöre mimari anla lerimi layı teşekkür değerden do arda da Gelecek yıll sunuyorum. i devam etmes rılarınızın şa ba Art’ı Mekan aile siyle tanışmamız 5 yıl dileğiyle... öncesine dayanı yor. O günden bu yana ksiyon derginin gerek ta m - BM Kolle erruh Bayra sarımı ve haberl F eri gerekse üretim ve hedef kitlesi il e elde ettiği başa rılarını yakından takip ediyor, te msil ettiğimiz 10 yıldır h er sayıda çı markalar ile Ar tasını bir t’ı Mekan dünyas ının basamak dah a yukarı ta içerisinde yer al ıyoruz. şıyan, öncelikle B ursa’da ard Modern içeriği, ok ın uyucusunun dan tüm Türkiye’de mimariye y gelişimine katkı ön veren M sağlayan yayınc ekan Dergisi ekib ılık ini yürekte ilkeleri ve yaşa n tebrik m için oluşturduğ ediyorum. K u ol kola iler enerjisi ile başt lediğimiz b a Genel Yayın kulvarda b u aşarılarının Yönetmeni Fatoş ın devamın Altıntaş Yılmaz diliyorum. ı ’a ve şahsında tüm ek ibine başarıları nın nice 10 yıllara Berkay Yıl ulaşması adına iy maz - Yılmaz i lar Banyo dileklerimizi su Merkezi nuyoruz.
Sabriye Aktaş Above The Time
taşınması dileklerimle... Anna Fresko - İç Mimar
159
Beyaz ve ötesi
Dekorasyon Ev
Bir ev sahibi olduğunuzda sadece o eve değil, onunla birlikte birçok hayale de sahip olursunuz. Köşede duracak bir berjer ya da kitaplık bir başkasına göre çok şey ifade etmezken sizin için oldukça değerli bir anın simgesidir. İç mimar Oya Rodoplu da ev sahipleriyle iletişime geçtiğinde ilk olarak bu hayallerden yola çıkıyor ardından da kendi hayalleriyle harmanlıyor.
Ocak - Şubat 2017 #61
İç Mimar Oya Rodoplu
160
Bursa Özlüce’de hayata geçirdiği proje de işte böyle bir hayal karmasının ürünü… Ev sahiplerinin istekleri ve Oya Rodoplu’nun hayalleri birleşince ortaya son derece konforlu, avangart ve aynı zamanda modern bir ev çıkıyor.
161
Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2017 #61
162
Toplam 550 m2 kullanım alanına sahip olan villanın girişi de kendisi kadar ferah bir görünüme sahip. Antreye özel olarak tasarlanan lake tavan deseni ve aydınlatılmış asma tavan detayı da bu algıyı destekliyor. Rodoplu tarafından tasarlanan beyaz parlak lake kapılar antre başta olmak üzere evin genelindeki havaya uyum sağlıyor. Merdiven korkuluğu, gümüş varak çerçeveli ayna ve dresuar ise girişe bir bütünlük katıyor. Ayak bastığımız andan itibaren dikkatimizi çeken mermer görünümlü yer döşemesi aslında Villeroy&Boch’a ait porselen seramiği. Üst katlarda ise daha samimi bir algı yaratan ithal lamine ve laminat yer döşemeleri yer alıyor.
Beyazın hakimiyeti 50 m2’lik salonda kullanılan lacivert ve gri kanepelerle kırılıyor. Avangart ve yalın çizgiler birbirleriyle uyum içerisinde yer alıyor. Elips yemek masasında ve zigonlarda kullanılan özel paslanmaz ayaklar, sırt kısmı çizgili kumaşla döşenmiş berjerler salona değişik bir hava katıyor. Işıklar Mobilya’dan seçilen salon mobilyası beyazın hakimiyetini destekliyor. Bej renklerinde tercih edilen salon perdeleri başta olmak üzere villanın tüm perdeleri Mavideniz’den temin edilmiş. Oldukça yalın bir görünüme sahip şömineyi sağında ve solunda yer alan beyaz dolap modülleri tamamlıyor. Asma tavan, yemek masasının üzerinde yer alan aydınlatma ve gizli aydınlatmaları vurgulayan detaylar özenli bir çalışmanın örneği olarak karşımıza çıkıyor. 38 m2 büyüklüğündeki mutfağın dizaynında ev sahibinin isteklerinin payı oldukça hissediliyor. Farklı bir forma sahip mutfağın mobilyaları için Intema Mutfak’la çalışılmış sonucunda ise ortaya kullanışlı ve konforlu bir alan çıkmış. Beyaz ve açık renk ahşabın uyumunun yanı sıra bordo sandalye kaplamaları karakterli bir görünüm sergiliyor.
163
Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2017 #61
164
Üst kata çıktığımızda ise 45 m2’lik ebeveyn yatak odasında avangart tarzın izlerini görebiliyoruz. Özel olarak tasarlanan yatak odasının genel mobilyası sedefli, beyaz parlak lake. Aynalı ve CNC kesimli gardırop kapakları, yatak başlığı ve komodin üzerindeki desen birbirleriyle aynı çizgilere sahip. Mürdüm rengindeki kapitoneli yatak başlığı ise odadaki beyaz yoğunluğunu dengeliyor.
Evin gençlerine ait odalardan biri pembe ve morla detaylandırılırken yine beyazdan vazgeçilmemiş. Yatak başlığının yanlarında kullanılan aynalar ferahlık hissini artırıyor. Bir diğer genç odası ise dinamik ve maskülen bir zevki işaret ediyor. Asma tavanın bütünlüğü ve asimetri olması hem odaya hareket katıyor hem de iki ayrı bölümü birleştiriyor. Mobilyaya da maskülen tavrın bir yansıması olarak ceviz, bronz ve siyah tonları hakim.
165
Mobilyalar: Kordoba Ahşap, Işıklar Mobilya, Classi Mobilya Kapılar: Kapı Dünyası
Dekorasyon Ev
Mutfak : B&M Collection İntema, Banyolar: Vitra Bayii B&M Collection Parke: Kahveci Parke Halı: Halıca Akıllı Ev sistemi: Viko- İnso Mühendislik Perde ve Taş duvar: Mavideniz, Stonewrap Aydınlatma ürünleri: Işık Evi, Deniz Avize Şömine: Teknik Şömine
Ocak - Şubat 2017 #61
Villanın bütün banyoları modern ve şıklıklarıyla göz dolduran bir görünüme sahip. Üst kat banyolarında beyazdan vazgeçilmezken çatı katındaki banyoda siyah vitrifiyeler dikkat çekiyor. Mermer görünümlü seramikler ise maskülen bir hava veriyor. Seramik tercihi banyolarda da değişmiyor; bu sefer Villeroy&Boch’a Vitra’dan seçilen ürünler de ekleniyor.
166
Tüm ailenin bir arada olabileceği samimi bir çatı katı arzulayan ev sahiplerinin isteği projenin iç mimarı tarafından göz ardı edilmiyor. Son derece modern ve rahat mobilyalar sıcak renklerle harmanlanıyor. Kullanışlı bir açık mutfağın da plana dahil edildiği çatı katının şekilsiz formu farklı bir tavan uygulamasıyla dengeleniyor. İç mimar Oya Rodoplu tarafından projeye özel olarak tasarlanan mobilyaların üretimi ise Kordoba Ahşap-Mutfak-Banyo ve Kapı Dünyası ile gerçekleştirilmiş.
167
Dekorasyon Ev
AS Architects
Ocak - Şubat 2017 #61
Fotoğraf: Alper Yurtsever
168
Gösteriş dozunda güzel Ne çok kalabalık ne çok sade... AS Architects tarafından hayata geçirilen projede esas alınan bu anlayış son derece keyifli ve dozunda gösterişli bir ev çıkarıyor karşımıza. Ankara’da 350 m2’lik alanda yer alan daire, geniş ve çok kollu girişiyle içeri adım attığınız anda ferah bir izlenim sunuyor.
169
Ocak - Şubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Projenin mimarları giriş ve salon arasındaki ilişkiye oldukça önem vermiş. Açık giriş ve boşluklu panellerle ferahlık ve bütünlük algısı güçlü bir alan yaratılmış. Salon, bir misafir ağırlama alanından çok her daim ailecek vakit geçirebilecek, dostlarla uzun sohbetler edilebilecek şekilde tasarlanmış. Toprak tonları üzerinde kullanılan sıcak renkler de bu algıyı besler nitelikte. Kullanılan altın rengi ve gösterişli öğeler ise mekanın albenisini bir adım ileri taşıyor.
170
Salon ve girişte yaratılan bütünlük algısı evin her noktasına kahverengi, gri ve vizon renkleriyle taşınmış, kullanılan malzemelerin benzerliği de bu hissiyatı güçlendirmiş. Bir araya geldiğinde uyumu yakalayan bu ögeler, farklı tarzların buluşmasıyla ayrışıyor. Salon kadar önem verilen bir diğer alan ise mutfak. Ada şeklindeki tezgahın merkez olarak alındığı mutfakta yemek masası da bu alan etrafında şekilleniyor. Teknik detaylar dikkat çekse de merkeze yaşamın ve keyifli vakit geçirmenin konulduğunu söyleyebiliriz. Kış bahçesine açılan mutfak, yeme-içmenin yanı sıra keyifli vakit geçirmek için güzel sebepler sunuyor.
171
172
Ocak - Åžubat 2017 #61
Dekorasyon Ev
Gerek misafir yatak odası gerekse ebeveyn yatak odasında kullanılan doğal malzemeler sade bir şekilde işlenmiş ve detaylarla güçlendirilmiş. Büyük bir kısmı projeye özel olarak tasarlanan mobilyalar, özellikle yatak odalarındaki detaylarla kendini gösteriyor. Banyolar da evin tüm mekanları ile bütünleşecek şekilde benzer bir dili temsil ediyor. Proje kapsamında kullanılan tekstil ürünleri ise firmanın sıklıkla tercih ettiği Persan koleksiyonları arasından seçilmiş. Aydınlatmalar birbirini tekrar etmeden uyum içerisinde yer alıyor. Her bir mekanın kendi vurgusuna, fonksiyonuna ve ölçüsüne uyum sağlayacak şekilde oluşturulan aydınlatma elemanları Bahar Aydınlatma imzası taşıyor. Sade ve göze çarpan aydınlatmalar, projeye dikkat çekici bir detay kazandırıyor. Aksesuarlar ve tablolar ise aidiyet hissini tamamlıyor.
173
Yaşamı sevdirecek detaylar burada:
Ocak - Şubat 2017 #61
Mağaza
Nitali Home
174
Bir ev tasarlarken kullandığımız mobilyalar kadar onlara eşlik eden obje ve aksesuarlar da önem taşır. Dekorasyonu zenginleştiren objeler hem kişisel beğenilerimizi ortaya koyar hem de eve kimlik kazandırır. Bursa Orhaneli yolunda açılan mağazasıyla Nitali Home, lüks ev dekorasyonuna nitelikli bir alternatif getiriyor; evi, yaşanacak yer haline dönüştüren ürünleri hizmetinize sunuyor. Yaşamı sev mottosuyla hizmet veren Nitali Home, ünlü markaların ürünlerini İnegöl’den sonra Bursalılarla da buluşturuyor.
Sayısız çeşidin olduğu mağazada; mobilya, ev aksesuarları, dekorasyon ve banyo tekstili ürünleri yer alıyor. İki katlı mağaza girişten itibaren minik konseptli köşelerle satın aldığınız şeyin hayalini kurmanızı sağlıyor. Bir köşede masif mobilyaların üzerinde üfleme camlar yer alırken bir diğer köşede gümüşler sergileniyor. Böylesine geniş bir mağazada seçim yapmak haliyle çok zor. Nitali Home, talep ettiğiniz takdirde danışmanlık hizmeti de vererek her anlamda dekorasyon ihtiyacınızı karşılıyor.
175
Şehir Ocak - Şubat 2017 #61
İrem Karagöz www.iremkaragoz.com
176
Juliet’in balkonunda aşk başka Bir şehir düşünün: Sokaklarında bisikletle gezebileceğiniz kadar içten, antik tiyatro manzarasına karşı şarabınızı yudumlayabileceğiniz kadar epik, akşamları opera izlemeye gidebileceğiniz kadar şairane... İtalya’nın sevimli şehri Verona’ya ayak bastığınız anda kendinizi, Roma döneminden kalma birçok tarihi yapı ve eserin de etkisiyle masalsı bir atmosferin içinde bulacaksınız.
Her köşesi tarih kokan bu şehir, İtalya’da ziyaret edilecek yerler listesinde popüler bir konuma sahip olmasa da ülkenin en çok turist çeken şehirlerinden biri. Kuzey İtalya’da, Milano ve Venedik arasında yer alan Verona’ya Türkiyeden direk uçuş bulunmuyor. Eğer rotanızda Milano, Venedik veya Bologna varsa günübirlik de olsa Verona’yı da ziyaret etmenizi öneririm. İtalya’da şehirler arası seyahat için tren ile ulaşım tercih ediliyor. Biletleri internetten online olarak satın alabilir veya tren istasyonlarında bulunan makinelerden de işinizi kolayca halledebilirsiniz. Hızlı trenle Verona; Milano, Venedik ve Bologna’dan ortalama 1 saat 15 dakika sürüyor. Hızlı treni tercih etmezseniz bu süre bir saat kadar daha uzayabiliyor. Bu da manzaranın tadını çıkarmak için iyi bir fırsat. İnmeniz gereken istasyonun ismi Verona Porta Nuova. Şehre gitmek için istasyonun önünde bulunan duraklardan otobüse binebilir ya da çıktığınızda sağ tarafınızda kalacak taksileri de tercih edebilirsiniz. Otobüs biletini istasyonun içinde bulunan tobaccodan satın alabilirsiniz. Şehirdeki tüm tobaccolarda otobüs bileti bulmak mümkün. Eğer vaktiniz varsa ve yanınızda ağır bir çantanız yoksa yürümenizi tavsiye ederim. Yaklaşık 20 dakikada şehir merkezine ulaşabilirsiniz. 177
Verona’nın birbiriyle dikey kesişen sokaklarından bu planlamanın Antik Roma tarzına uygun olarak yapıldığını anlıyoruz. Yapılan kazı çalışmalarında bu sokakların altında Romalıların kullandığı bazalt taşlar bulunmuş. Bu şehir, içinde bulunan tarihi binaların ve eserlerin değer ve önemleri dolayısıyla UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. Verona, tarihi yapısı ve Arena’nın şehre verdiği atmosfer dolayısıyla Roma’ya benzetilse de Roma’dan çok daha sakin, küçük ve huzurludur. Şehri çevreleyen Adige Nehri ve bolca göreceğiniz ağaçlar şehre doğal bir hava katıyor. Verona’da geçireceğiniz bir dolu gün size yetecekken, Roma’da geçireceğiniz 3 gün size az gelecektir. Bisiklet kiralayıp Verona’nın güzel sokaklarını keşfetmek, Adige Nehri boyunca sürmek kuşkusuz çok keyifli olacaktır. Yanınıza alacağınız küçük bir örtü, sandviç ve içecekle keyifle piknik yapabileceğiniz çok güzel bir bahçe biliyorum. 16. yy’dan kalma klasik bir İtalyan bahçesi olan Giardino Giusti’nin atmosferi sizi tam anlamıyla büyüleyecek.
Ocak - Şubat 2017 #61
Şehir
Verona’ya aşk şehri ünvanını veren Romeo ve Juliet’in evi, Piazza Bra’ya 2 dakikalık yürüme mesafesinde yer alıyor. Şehrin en uğrak noktalarından olan Via Mazzini’de ünlü İtalyan lüks giyim markaları da dahil olmak üzere yabancı ve yerli markaların mağazaları bulunuyor. Piazza Bra’dan bu sokağı takip edip sonunda karşınıza çıkan Via Cappello 23 numarada Julietin balkonunu görebilirsiniz.
178
Şehir merkezine ulaştığınızda, Piazza Bra meydanında bulunan Romalılardan kalma antik Arena di Verona sizi tüm görkemiyle karşılıyor. Roma’daki Colosseum ve antik Kapua şehrindeki arenadan sonra 3. en büyük amfi olan Arena, mimarisi ve güzelliği ile şehrin odak noktası. Yaz aylarında yoğunlaşan döneme denk gelmeden önce mutlaka göz gezdirmeli, imkanınız varsa son dönemlerde birçok ünlüye ev sahipliği yapan Arena’da opera veya konser izlemelisiniz. Gösteriyi son sıralardan izleseniz bile sahneyi çok rahat görebileceğinizi söylemeliyim.
Romeo ve Julietin evi günümüzde müzeye çevirilmiş durumda. Dilerseniz 10 Euro ödeyerek müzenin içini de gezebilirsiniz fakat gerçekleştirmeniz gereken üç tane göreviniz var. İlki, ana kapıdan girdiğiniz gibi duvarlarda boş bulduğunuz alana isminizi yazmak. Eğer duvarın üzerine kağıt yapıştırırsanız maalesef kalıcı olmaz, onları bir süre sonra topluyorlar benden söylemesi. İkinci göreviniz, bahçeye ulaştığınızda Juliet’in altın renkli heykelinin sağ göğsüne dokunarak dilek dilemek. Söylentilere göre Juliet’e dokunup aşk dileyen ziyaretçiler aradıkları aşkı buluyormuş. Üçüncü ve son göreviniz ise satın alıp üzerine sevdiğinizin ve kendi isminizi yazdığınız kilidi bahçedeki duvara asmak. Bunları gerçekleştiren aşıklar inanışa göre hiç ayrılmıyorlarmış. Romeo ve Juliet’in evini ziyaret ettikten sonra Piazza Erbe’de her gün kurulan minik pazarı gezebilir ve hediyelik eşyalara göz atabilirsiniz. Bu meydanın çevresinde bar, restoran ve mağazalar sıralanıyor. Meydandaki restoranlar öğle veya akşam yemeği için güzel bir seçenek olur. Akşam vakitlerinde bir şeyler içmek için de tercih edebileceğiniz Piazza Erbe’de, turistler tarafından Roma’daki Fontana di Trevi muamelesi gören Verona Madonna Çeşmesi’nin su sesleri ve meydanın büyüleyici atmosferinin etkisinde geçireceğiniz vakit sizde bu şehirden hiç ayrılmama isteği doğuracak. Eğer Verona’ya bir gün daha ayırmak isterseniz Garda Gölü’nü de ziyaret edebilirsiniz. İtalya’nın en büyük gölü olan Garda’ya Verona’dan ulaşım gayet kolay. Porta Nuova istasyonundan trenle yapacağınız yolculuk 15 dakikadan fazla sürmez. Buraya kadar gelmişken gölün güney kısmından içeriye doğru uzanan yarım ada Sirmione’yi ziyaret etmemek de olmaz. Orta çağdan kalma tarihi yapıtlar ve gölün muhteşem manzarası kesinlikle görülmeye değer. Bu sevgililer gününde ister aşkı arayan biri olun ister dolu dizgin yaşayan bir çift, Verona’nın aşk kokan atmosferinde kaybolup gitmenizi tavsiye ederim.
179
Havalar ısınıyor
Dekorasyon Mekan
Arkadaşlarla vakit geçirilecek keyifli ve samimi bir mekan Bursalıların uzun yıllardan beri eksikliğini hissettiği bir konuydu. Bursa’nın köklü mekanlarından Krokodil, “Drink good beer with good friends” mottosuyla yenilenerek bu ihtiyacı sonuna kadar karşılayacak gibi gözüküyor. Samimi tarzı, sıcak atmosferiyle muadillerinden ve eski halinden oldukça farklı.
Ocak - Şubat 2017 #61
Woodea Studio Team
180
Projenin iç mimarları işe; açılır kapanır tenteli ve katlanır camlı mekanı, kapalı bir alana dönüştürmekle başlıyor. Tahminimizden daha zor oldu diyen mimarlar, tenteyi gizlemek için yan duvarlardan ve dört taşıyıcı kolondan destek alan bir tavan tasarlıyor. Demir karolajlı tavan üzerine ahşap giydiriliyor. Tavan karolajlarında farklı vintage görseller, demir ve ahşap meteryaller kullanılarak tente gizleniyor. Eğimli tavanın yüksekliğini muhafaza etmek içinse kapı girişinden itibaren demir ve halat kablo aydınlatmalar kullanılarak devamlılık yaratılıyor. Girişteki dört kolon arasında ise renkli camla oluşturulmuş ışıklı tavan detayı dikkat çekiyor. Hali hazırda kapalı olan alan ise bir canlı müzik ve performans mekanına dönüştürülmüş. İki alanın arasına koyulan kırmızı devasa kapı, doğal kiremit tuğlalar ve kolonların arasında kalıyor. Sağında ve solundaki ahşap panjurlar samimi bir görüntü yaratıyor. Hemen önündeki üst tavana özel olarak üretilen fıçılar oldukça orijinal bir görünüm sergiliyor.
181
Dekorasyon Mekan
Üzerlerindeki eskitilmiş efekt ve vintage bira logoları da gerçeklik hissini artıran ögeler arasında. Aralarından sarkan aydınlatmalar öncelikle fıçıları aydınlatırken az da olsa mekanın aydınlatmasına katkıda bulunuyor. Sağa doğru devam ettiğinizde ise kalabalık gruplar için düşünülen ahşap kütük masa ve arkasındaki asimetrik metal saksı ve renkli neonlar mekana hareketli bir hava katıyor. Yükseltilmiş bu alanda tuğla duvarlar, giyotin pencereler ve üzerindeki sabit tente ve aydınlatmalardan ortamın sıcaklığı hissediliyor. Vagon sistemiyle tasarlanan sedir alanı da küçük gruplar için samimi bir sohbet ve yeme-içme alanı yaratıyor. Farklı beklentiler için oluşturulan değişik oturma alanlarında kullanılan ahşap sandalye ve masalar Woodea imzası taşıyor. Kullanılan kumaşlar da ahşabın samimiyetiyle örtüşür nitelikte.
Ocak - Şubat 2017 #61
Olduğu yerde bırakılan eski bar, yeni konsepte uygun ögelerle revize edilmiş. Yanındaki boş duvara mekanın da mottosu olan “Drink good beer with good friends” yazısının boyandığı bir kütük yerleştirilmiş. Krokodil’in yenilenen logosu da barın üzerinde kendisine yer buluyor. Mermerden yapılmış yuvarlak logo, ahşap çerçeve içerisinde kullanılarak yeni konsepte uyumlu hale getirilmiş.
182
Bahçeye açılan bölümde yer alan ahşap katlanır doğramalar, içeride de hakim olan griyle aynı renkte. Kış aylarında iç-dış bütünlüğünü sağlayan katlanır doğramalar yaz aylarında ise uyumlu bir geçiş alanı yaratıyor.
183
Deniz aşırı düşler
Dekorasyon Otel
Her otel bize rüya gibi bir deneyim sunduğunu söyleyebilir. Avustralya’daki Hotel Palisade bu iddiayı bir adım daha ileri taşıyor. Duvarlara yapılan boyamalarla misafirlerini bambaşka dünyalara götürüyor; detaylarda dolaşırken geçmişten günümüze doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Her bir oda Sidney’in meşhur The Rocks semtine bakıyor. Odalar da ismini yolu The Rocks’tan geçen Avustralyalı bir karakter ya da sanatçıdan alıyor: Arnt Andersen, Alice Musket, Sydney Long, Surgeon White…
The Society Inc.
Ocak - Şubat 2017 #61
Fotoğraflar : Anson Smart The Society Inc.
184
Kullanılan materyaller eski ve yeninin bir karması niteliğinde. Bir yerlerden bulunan ve yeniden tasarlanan eşyalarla odalar yeniden yaratılmış. Elektronik cihazlar ve tamamı Avustralya yapımı olan battaniyeler, mobilyalar ve Murobond tarafından uygulanan duvar boyamaları dışında... Duvar boyamaları ve kullanılan renklerin de katkısıyla yaratılan marin etkisi banyoda da buz mavi ve gri tonlarla devam ediyor. Lüksü detaylarda saklayan cömert odalar, banyolarda da aynı sakinliği sürdürüyor. Banyonun ana öğeleri eski moda bir dekorasyonun izlerini taşıyor. Aesop marka ürünlerle üstün bir deneyim vadediyor. Kuş tüyü yataklar, pamuk kumaşlar ve Tasmanya’da işlenen yün battaniye rahatlığı getiren detaylar arasında. Odalardaki tüm bu ayrıntı ve incelikler Sidney deniz manzarasını gözler önüne seren Neil Mallard’a ait eserden esinlenerek yaratılmış.
185
MOBİ
ASPENDOS CONCEPT
NEZİH BAĞCI
ADA KOLTUK
Yalova Yolu 14.Km
İzmir Yolu 7.Km.
Bademli Mah. 20. Sok Sirkeci Evleri
Ertuğrulgazi Cad. No:53
No:4/40 Mudanya/Bursa
Inegol/Bursa
T: 0224 549 0 777
T:0224 444 4 395
www.nezihbagci.com
www.adaavangarde.com
LETA SANDALYE
METEOR İNŞAAT
www.letasandalye.com
Balat Mah. Bozkır Sok.
Sanayi Cad. No: 4
No: 276/A
T: 0 224 267 06 48
Nilüfer / Bursa
www.mobi.com.tr
T: 0 224 451 88 10 www.persan.com.tr
AYDINLAR PARKE Balat Mah. Sanayi Cad.(Mudanya Bulvarı) 54.Sok. Office 4200 İŞ Merkezi No:47 Nilüfer / Bursa T:0224 452 10 13
No:6 Nilüfer /Bursa
IŞIK EVİ Üçevler Mah. Ahıska Cad. No: 213/A Nilüfer / Bursa
MUTA COLLECTION
T: 444 8 391
Yunuseli Mah. Yenice Sok.
www.meteorinsaat.com
No:10 Osmangazi/Bursa
T: 0224 271 89 59
T: 0224 248 67 75
SOHO KITCHEN STUDIO
www.isikevi.com
www.muta.com.tr
Ertuğrul Mah. Uğur Mumcu Bul. Kumova Kuzey Residence No:19
GSM:0542 243 89 14 www.aydinlarzemin.com
SEMİH HAIR DESIGN Kükürtlü Mah. Oulu Cad.
BEYAZ TEPE
Aka Plaza No:1
Mudanya Yolu Sanayi Cad. No: 132
T: 0224 233 59 79
LİMAZZİ Laleli Çavuş Mah. Cezaevi Cad.
www.beyaztepe.com.tr
ZETT MOBİLYA Barış Mah. İzmirYolu Cad. No:178 T: 0224 247 58 88
EMİN IŞIK / IŞIK KAPLAMA Üçevler Sanayi Sit. 80. Blok 18. Cad. No: 37 T: 0224 443 44 95 www.isikkaplama.com
www.zettbursa.com
T:0224 413 88 11 www.limazzi.com BY KEPİ www.bykepi.com SORELLA Ahmet Yesevi Mah. Piknik Cad. Flora Sit. Begonya Blokları No:9E/A
YILMAZLAR BANYO MERKEZİ
Nilüfer / Bursa
Yeni Yalova Yolu No:456
T: 0224 244 70 01
T:0224 211 12 73 www.banyomerkezi.com.tr
DEKO MOBİLYA Arabayatağı Mah. Ankara asfaltı
Fihrist
No:319 Osmangazi/BURSA MASSIVE PARKE
WOODEA STUDİO
T:0224 366 17 44
Mudanya Yolu Sanayi Cad. No:334
Millet Mah. Veli Sok. 3 Yıldırım / Bursa
www.dekomobilya.com
Bağlarbaşı / Bursa
T: 0224 351 45 58
T: 0224 245 65 70
www.woodea-studio.com
www.massive.com.tr
İhsaniye Mah. Tuna Cad. Çetinkaya Sit. No: 1-2 T: 0224 247 88 84 www.berkmekanik.com.tr
Ocak - Şubat 2017 #61
186
Cumhuriyet Mah. Gazi Cad. No: 2 Sadıkoğlu Sit. A Blok/A T: 0224 451 02 24 www.no-two.com.tr
Kültür Mah. Gümüşdere Cad. Çamlıca Sok. No: 5 Nilüfer/Bursa T: 0224 452 00 61 www.insomuhendislik.com.tr NİTALİ HOME Odunluk Mah. Lefkoşe Cad Eker İş Mkz. C Blok No:2 Nilüfer/Bursa T:0224 453 03 81 www.nitalihome.com.tr FEM AYDINLATMA Fatih Sultan Mehmet Mah. Sanayi Cad. Evke Plaza No: 646-1 T:0224 245 98 16 KUARTZ YAPI Alaaddinbey Mah. Alaaddinbey Cad.
www.efendioglu.com.tr
No: 12/1 Nilüfer/Bursa T: 0543 774 39 99
İzmir Yolu Üzeri 7.Km. Beşevler Metro İstasyonu Yanı T: 0024 452 83 43 www.denizavize.com
ATÖLYE TRİO
KORDOBA MUTFAK
MODERN YAPI
Küçük San. Sit. Nilüfer Cad.
Alaattin Bey Mah.
C Blok, No: 66/F
İzmir Yolu Uludağ Ticaret Merkezi
Nilüfer, BURSA
No: 277/1 Nilüfer/Bursa
T: 0224 441 10 77
T:0224 443 68 68
www.kordoba.com.tr NDESİGN
Veysel Karani Mah. Veda Sok. No:4 NO TWO DESIGN
İNSO MÜHENDİSLİK
EFENDİOĞLU MERMER
DENİZ AVİZE BERK MEKANİK
T:0224 404 00 66
No:37/A Nilüfer/Bursa
Osmangazi / Bursa T: 0224 249 06 61
Nilüfer/Bursa
Osmangazi/Bursa T:0224 453 60 70 / 0212 280 89 78 www.atolyetrio.com
BM KOLLEKSİYON
Organize San. Böl.
İzmir Yolu Küçük Sanayi
1.Cad No: 12
Kavşağı Nilüfer Tic. Mrk. No:8
İnegöl Bursa
Nilüfer / Bursa
T:0 224 714 80 68
T: 0224 443 21 21
www.ndesign.com.tr
187
188
Ocak - Åžubat 2017 #61