Vergi Harcaması
Rapor Haziran 2013
Vergi Harcaması
Osman Öztürk
Vergi Harcaması
Rapor Haziran 2013
Vergi Harcaması
Osman Öztürk
1
ISBN 978-605-63903-4-0
2013 © Bütün yayın hakları saklıdır.
Vergi Harcaması
İçindekiler Giriş .......................................................................................................................................................................................... 5 1. Vergi Harcaması Kavramı, Tanımı, Unsurları ve Sınıflandırılması ..................... 6 2. Vergi Harcamalarının Hesaplanma ve Raporlanma Sistemi . .............................. 11 3. Dünyada Vergi Harcaması Uygulamaları.................................................................................. 14 4. Türk Vergi Sistemi’nde Vergi Harcamaları ve Gelişimi . ............................................ 18 5. Türk Vergi Sistemi’ndeki Vergi Harcamalarının Değerlendirilmesi................ 23 6. 12/6/2013 Tarihli Gelir Vergisi Kanun Tasarısı’nın Değerlendirilmesi ....... 38 Sonuç................................................................................................................................................................................... 40 Ek
....................................................................................................................................................................................... 42
Kaynakça.......................................................................................................................................................................... 51
3
Vergi Harcaması
VERGİ HARCAMASI GİRİŞ Dünyanın önde gelen düşünce kuruluşları ve stratejistleri, Türkiye’nin artık bölgesel bir oyuncu olduğunu, bu ivmeyle devam ettiği takdirde birkaç on yılda belki de küresel bir güç olabileceğini ifade etmektedirler. Bölgesel ve küresel bir güç olmanın en önde gelen şartlarından biri, alanı genişleyen ve kalitesi artan kamu hizmetlerinin maliyetini karşılayacak mali kaynakların sağlam bir zemine oturtulmasıdır. Sağlam zemin ancak şeffaf, basit, adil, ekonomik kararları bozucu etkiye sahip olmayan, mükellef ve idareye fazla külfet oluşturmayan, gelir dağılımını düzeltici ve istihdamı teşvik eden bir vergi politikası ile mümkün olacaktır. Değişik açılardan bakılarak bu vergilemeyi zaafa uğratan birçok unsur sayılabilir. Bu çalışmada, vergi sistemimiz içerisinde bulunan ve önemli bir zafiyet noktası olarak gördüğümüz, vergi tabanını büyük ölçüde daraltıcı etkiye sahip olan ve kamuoyunun da yeterince farkında olamadığı vergi harcamaları kavramı irdelenecektir. Vergi tabanının genişletilmesinden anlaşılması gereken şey, beyanname veren kişi sayısını ve bununla bağlantılı olarak beyan edilen vergi matrahını artırmaktır. Daha detaylı anlatımıyla, vergi tabanının genişletilmesi, mevcut vergi sistemimize göre vergi mükellefi sayılmayan ve/veya verginin konusuna girmeyen bir kısım kişilerin/gelirlerin vergilendirilmeye başlanması ya da verginin konusuna girmesine rağmen istisna, muafiyet ve vergiden kaçınma yollarıyla vergileme dışı bırakılan unsurların azaltılarak, gelirlerin gerçek tutarlarına yakın beyan edilmesidir. Vergi politikasını belirleyen temel etmenler siyasi ve mali tercihlerdir. Vergi tabanının genişletilmesi de şüphesiz siyasi ve mali tercihlerin sonucu oluşabilecektir. Bu kapsamda vergi gelirlerinde önemli ve istikrarlı bir artış sağlamak ve vergi tabanını genişletmek bağlamında vergi harcaması konseptinin yeniden değerlendirilmesi çok önemlidir. Bu çalışmada ekonomik, sosyal ve politik gerekçelerle vergi sistemimizde oluşturulan ve önemli miktarda vergi erozyonuna sebep olan vergi harcamalarının etkileri üzerinde durulacaktır. Şüphesiz, diğer ülke uygulamaları da -dünyada bu konularda neler yapılıyor, ülkeler vergi politikalarında son yıllarda hangi eğilimlere sahipler- yeri geldikçe açıklanacaktır.
5
6
1. VERGİ HARCAMASI KAVRAMI, TANIMI, UNSURLARI VE SINIFLANDIRILMASI Kamu maliyesi literatüründe verginin çeşitli tanımları yapılmıştır: “Vergi, devletin milli gelirden cebir yolu ile aldığı parasal bir paydır.” “Vergi, belirli bir hizmet karşılığı olmamak ve geri verilmemek üzere kamu harcamalarını karşılamak amacıyla fertlerden cebir yolu ile alınan bir paradır.” “Vergi, devletin veya devletten aldığı yetkiye dayanan kamu tüzel kişilerinin geniş anlamdaki kamusal faaliyetlerinin gerektirdiği harcamaları karşılamak ya da kamusal görevlerinin gereklerini yerine getirmek amacıyla ve yasal esaslara uymak kaydıyla hukuki ceVergi harcaması, belirli bir altında, özel bir karşılık vaadi olmaksızın geri ekonomik ve sosyal vermemek üzere gerçek kişilerle gerçek olmaamaçlara ulaşmak için, yan kişilerden aldıkları para tutarlarıdır.” (Nadaroğlu 1998, 215). Kısacası vergi, devletin kamu kanunun öngördüğü hizmetlerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duydutemel yükümlülük ğu kaynakları temin etmek ve borçları dolayısistemi ile uyumlu sıyla üstlendiği yükümlülükleri karşılamak amaolmayan ve kanuni bir cıyla egemenlik gücüne dayalı olarak, karşılıkhükümden kaynaklanan sız, cebri ve nihai olarak gerçek ve tüzel kişilerden alınan parasal yükümlülüktür. Bu husus vergi geliri kaybı veya “Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mali ertelemesi şeklindeki gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür” ifakamu harcaması olarak desi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 73 tanımlanabilir. üncü maddesinde hüküm altına alınmıştır. Bu bağlamda vergi harcaması, belirli ekonomik ve sosyal amaçlara ulaşmak için, kanunun öngördüğü temel yükümlülük sistemi ile uyumlu olmayan ve kanuni bir hükümden kaynaklanan vergi geliri kaybı veya ertelemesi şeklindeki kamu harcaması olarak tanımlanabilir (Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü 2007, 5). 1.1. Vergi Harcaması Kavramı Literatürdeki ilk kullanılışı 1960’lara rastlasa da, günümüzde vergi harcamalarını tüm yönleriyle ele alan ve üzerinde fikir birliği sağlanan bir tanım yoktur. Tanımlama sorunu olarak adlandırılan bu durum, vergi harcamalarına dair uygulamaların ülkeden ülkeye değişmesinden kaynaklanır. Ancak böyle olmakla birlikte, vergi harcaması kavramı; tanımlama sorununu da kapsayacak şekilde unsurları, türleri ve hesaplama yöntemleri bağlamında teorik açıdan incelenebilir. (Saraç 2010, 263). Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde, söz konusu teorik çerçeve, vergi harcamalarının hukuki kapsamı, bu harcamaların bütçeleme sürecine alınması ve vergileme ilkeleriyle ilişkisi ortaya konularak genişletilecektir.
Vergi Harcaması
Vergi harcaması kavramı, ABD’ de 1950’li ve 60’lı yıllarda çeşitli kesimler tarafından federal gelir vergisinde ve kurumlar vergisinde yer alan istisna ve muafiyetlerin, vergi mahsuplarının, vergi indirimlerinin ve oran indirimlerinin federal bütçe harcamalarından farklı olmadığının, onların bir ikamesi olduğunun ileri sürülmesine dayanmaktadır (Pedük 2006b, 1). İlk kez 15 Kasım 1967’de New York’ta bir toplantıda, ABD Başkanları Kennedy ve Johnson’ın eski Hazine Bakan Yardımcısı (Türkiye’deki muadili: Maliye Bakanlığı Müsteşarı) Profesör Stanley S. Surrey tarafından kullanılan vergi harcaması kavramı, resmi olarak ilk ABD’de 1974 Yılı Bütçe Yasası’nda tanımlanmıştır. Vergi harcaması kavramının yer aldığı ilk resmi belge olan bu Bütçe Yasası’nda vergi harcamaları “vergi muafiyetleri, istisnaları, ayrıcalıklı vergi oranları ya da vergi ertelemeleri sebebiyle ortaya çıkan vergi kayıpları” şeklinde tanımlanmıştır (Mcdonald 2010, 5). Vergi harcaması yaklaşımı, vergi yapısının iki bölümden oluştuğu fikri üzerine kuruludur. Buna göre vergi yapısının birinci bölümü, gelir getirici standart bölümüdür. Bu bölüm vergi kanunlarındaki vergilendirme için zorunlu hükümler olan vergiyi doğuran olay, verginin konusu, verginin mükellefi veya sorumlusu, kanunen kabul edilen giderler, muhasebe düzeni, vergilendirme dönemi (hesap dönemi), oran/tarife, uluslararası mali zorunluluklar ve vergi idaresi ile ilgili hükümlerden oluşmaktadır. İkinci bölüm ise genelde vergi teşvikleri veya sübvansiyonları olarak da bilinen özel ayrıcalıklar bölümüdür. Vergi harcamaları da bu bölümde; vergi muafiyetleri, vergi istisnaları, vergi mahsupları, indirimli vergi oranları, vergi ertelemeleri ve diğerleri şeklinde görülebilen düzenlemelerdir (Pedük 2006a, 7). Vergi harcaması kavramı, devletin ekonomik, mali ve sosyal amaçlarla tahsil edeceği vergilerden kısmen veya tamamen, geçici veya süresiz feragat etmesi demektir. Bu kavram ana hatlarıyla vergi muafiyetlerini, istisnalarını, indirimlerini ve teşviklerini içermektedir (Mcdonald 2010, 6). Vergi harcaması kavramı dünyada en genel anlamda “standart vergi sisteminden (benchmark’tan) sapmalar” olarak tanımlanmaktadır ve bu konuda da ülkeler arasında belirli bir görüş birliği sağlanmıştır (Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü, 2007, 4). Standart vergi yapısından sapan bu unsurların da bazı belirleyici özellikleri vardır (Mcdonald 2010, 7): Vergi harcamaları: - Belli sektör, faaliyet veya mükelleflere fayda sağlar, - Devlet gelirlerinde bir azalmaya neden olurlar, fakat vergi harcamasının ortadan kaldırılması sonucunda devlet tekrar sürekli bir gelir elde etmeye başlar. - Vergi mükelleflerinin belirli bir şekilde davranmasını teşvik eder.
7
8
- Yeterince geniş kapsamlı vergiler için uygulanır. Böylece vergi harcamasının değerinin ölçülebilmesi için bir norm (benchmark) belirlenebilir. Vergi harcamalarının değerini tahmin edebilmek için, standart vergi uygulamalarının belirlenmesi gerekir. Vergi harcamalarına ilişkin çalışmalardaki standart vergi uygulamaları benchmark olarak bilinir. Vergi sistemi içerisindeki tüm imtiyaz unsurları vergi harcaması olarak sınıflandırılmamaktadır. Zira bunların bazıları, birçok ülkede genel kabul gördüğü üzere savunma ve askeri amaçlı vergi istisnalarında olduğu gibi vergi sisteminin yapısal unsurları olarak düşünülmekte ve benchmark olarak kabul edilmektedir (Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü, 2007, 6). 1.2. Vergi Harcamasının Tanımı Vergi harcamasını tanımlamadan önce kamu harcaması kavramının çerçevesini çizmek gerekmektedir. Kamu harcamaları dar ve geniş anlamda kamu harcamaları şeklinde ikiye ayrılarak tanımlanabilir. Dar anlamda kamu harcamaları; merkezi ve mahalli idareler tarafından para olarak yapılan harcamaların toplamıdır. Geniş anlamda kamu harcamaları ise; devletçe yapılan tüm işlerin maliyetine giren unsurların tümünü kapsar. Bu bağlamda Kamu İktisadi Teşekküllerinin harcamaları, sosyal sigorta ödemeleri, devlet aktifinde meydana gelen azalmalar, vergi harcamaları ve özel şahısların yardımları da geniş anlamda kamu harcaması olarak değerlendirilmektedir. Geniş anlamda kamu harcamalarından bahsederken, bütçede görülmeyen ama harcama düzeyini dolaylı olarak etkileyen vergi harcamalarının da kapsama girdiği görülmektedir. Uluslararası kuruluşların başında gelen OECD, IMF ve Dünya Bankası’nın vergi harcaması tanımları şu şekildedir (Pedük 2006a, 25): • OECD’ye göre vergi harcamaları; “Normal veya referans vergi yapısından ayrılan hususların neden olduğu kamusal gelir kayıpları”dır.
Vergi Harcaması
• IMF’ye göre vergi harcamaları; “Hükümetlerin gelir toplamını azaltan, standart vergi yapısından ayrılan ayrıcalıklar veya istisna ve muafiyetler”dir. • Dünya Bankası’na göre vergi harcamaları; “Politika yapıcıları tarafından arzu edilen davranışları teşvik eden, standart vergi yapısından ayrılan vergi ayrıcalıkları”dır. Ülke uygulamalarına bakıldığında ise vergi harcamaları tanımı, doğası gereği tanımı yasallaştıran ülkeye göre değişmektedir (Saraç 2010, 264). ABD, vergi harcamalarını “federal vergi kanunlarının brüt gelirden özel bir hariç bırakma, muafiyet veya indirim izni veren veya özel bir istisna, ayrımcı vergi oranı veya vergi yükümlülüğünün ertelenmesi olanağı sağlayan imtiyazlara atfedilebilen gelir kayıpları” olarak tanımlamıştır. Kanada ise benzer şekilde “özel muafiyetler, indirimler, düşük vergi oranları, iadeler, mahsuplar ve vergi ertelemeleri nedeniyle uğranılan ve vergi tutarını azaltan gelir kayıpları” tanımını kullanmıştır. Avusturya’da “bir kısım hakiki ve hükmü şahısların faaliyetlerine ayrıcalık tanınması için genel vergileme normuna istisna getirerek vergi geliri kaybedilmesi” şeklinde tanımlanan vergi harcamaları Hollanda’da “hukuki durumdan kaynaklanan ve temel vergi sistemiyle ahenk sağlamayan vergi gelirlerindeki kayıplar” olarak tanımlanmıştır. Finlandiya ise daha açık ve kolay bir tanım getirerek, vergi harcamasını “normal temel vergileme yapısından belli amaçları desteklemek için ayrılma halidir” şeklinde tanımlamıştır. Ülkemizde, Maliye Bakanlığı Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü’nce yapılan tanıma göre vergi harcamaları; “Belirli ekonomik ve sosyal amaçlara ulaşmak için, kanunun öngördüğü temel yükümlülük sistemi ile uyumlu olmayan ve kanuni bir hükümden kaynaklanan vergi geliri kaybı veya ertelemesi şeklindeki kamu harcaması”dır (Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü, 2007, 5). 1.3. Vergi Harcamasının Unsurları Vergi harcamalarının temelde iki unsuru bulunur (Saraç 2010, 264): • Harcamaların varlık nedenini açıklayan “belirli bir sosyal ve/veya ekonomik amacın varlığı,” • Ortaya çıkaracakları etkilerin oluşmasını sağlayan ve ayrıcalık oluşturma pahasına gerçekleştirilen “tahsilâttan vazgeçme.” Vergi harcamaları devletin ekonomik ve sosyal amaçlarının gerçekleşmesinde kamu harcamalarının alternatifini oluşturabilmektedir. Sosyal amaçlı vergi harcamaları gelir transferi yaratırken ekonomik amaçlı vergi harcamaları ise bir tür teşvik aracı olarak belirlenen maliye politikası hedeflerine ulaşmaya yardımcı olur (Saraç 2010, 271).
9
10
Dolaylı bir sübvansiyon aracı olarak nitelendirilen vergi harcamalarının, doğrudan kamu harcamaları ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmeleri de mümkündür (Pedük 2006a, 36-40; Kayalıdere ve Özcan 2012, 345): • Vergi harcamaları ekonomik, sosyal ve siyasal amaçlı, standart vergi yapısından sapma gösteren ayrıcalıklı vergi düzenlemeleridir. • Vergi harcamaları nakit ve doğrudan bir teşvik sağlamak yerine, gelir ya da servet kaynakları üzerindeki vergi yükünü hafifleterek dolaylı bir fayda sağlar. • Vergi harcamalarının basit, otomatik bir yapısı vardır. Kamu harcamaları ise karmaşıktır ve seçim yapmayı gerektirir. • Vergi harcamaları her mükellefe uygulanmayan, sadece bazı özel şartlara haiz mükellef ve faaliyetlere uygulanan vergi desteğidir. • Vergi harcamaları kaçınma, kaçakçılık ve rant kollama için fırsat yaratabilir. Öte yandan kamu harcamalarında da harcamaların miktarının belirlenmesi ve yapılacağı alanların seçiminde keyfiyet söz konusu olabilir. • Vergi harcamaları yapısı gereği hesap verilebilirliğe ve kontrole elverişli değildir; kamu harcamaları ise denetime açıktır. • Vergi harcamalarından sadece vergi mükellefleri faydalanabilir; kamu harcamalarında ise hedeflenen kullanıcı sayısı takdir yetkisiyle artırılarak daha fazla eşitlik sağlanabilir.
Vergi harcamalarının denetim ve ölçümünün tam yapılamadığı ve kamuoyu yeterince bilgilendirilmediği için kamu harcamalarına göre bazı politik avantajları olabilmektedir.
Görüldüğü gibi vergi harcamalarının denetim ve ölçümünün tam yapılamadığı ve kamuoyu yeterince bilgilendirilmediği için kamu harcamalarına göre bazı politik avantajları olabilmektedir. 1.4. Vergi Harcamasının Sınıflandırılması Uygulamada Vergi Harcamaları; Vergi Muafiyet ve İstisnaları, İndirimler, Mahsuplar, Vergi Kredisi, Düşük Vergi Oranı ve Vergi Ertelemesinden oluşmaktadır.
Muafiyet, vergi kanunlarında esas itibariyle kendileri için vergi borcu doğması öngörülmüş olduğu halde, belirli kişi veya grupların vergi yükü dışında tutulmasıdır. İstisna, vergi kanunlarında esas itibariyle vergilendirilmesi öngörülen bir konunun kısmen ya da tamamen, devamlı ya da geçici bir şekilde vergi dışında tutulmasıdır. Muafiyet ve istisna uygulamalarında kişi ya da konu verginin kapsamında olduğu halde çeşitli ekonomik, sosyal, kültürel ya da mali nedenler-
Vergi Harcaması
le bunlardan kısmen ya da tamamen vergi alınmaması söz konusu olmaktadır. İkisi de sonuçta vergi borcunun doğmamasına ya da eksik doğmasına neden olur. Ancak istisna konudan hareket ettiği için objektif, muafiyet ise yükümlüyü esas aldığı için subjektif bir kavramdır. İndirim, belirli vergi konularında, ekonomik ya da sosyal amaçlarla, belirli birtakım niteliklere sahip mükelleflerin gayri safi vergilendirilebilir gelirleri üzerinden belli tutarlarda eksiltmeler yapılması anlamına gelmektedir. Mahsup, daha önce ödemesi yapılmış bir vergi tutarının, daha sonra ödenmesi gereken vergi tutarından indirilmesidir. Vergi Kredisi, belirli bir miktarın vergi yükümlülüğünden düşülmesi veya vergi yükümlülüğünün arttırılmasına izin verilmemesidir. Düşük Vergi Oranı, belirli kişi veya faaliyetlerin yararına, vergi tarifesinde yer alan vergi oranının düşürülmesidir. Vergi Ertelemesi, belirlenen alanlarda belirli bir zaman dönemi için vergi ödenmemesi şeklinde uygulanan teşvik türüdür.
2. VERGİ HARCAMALARININ HESAPLANMA VE RAPORLANMA SİSTEMİ Devletlerin mevcut vergi kaynaklarının ne kadarından vergi topladığı, ne kadarını vergi dışı bıraktığı, vergi dışı bırakmış olduğu bir kaynağın vergilendirilmesi halinde ne kadar ek vergi tahsil edeceği hususları makroekonomik politikalar açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle vergi harcamalarının neler olduğunun, bu vergi harcamalarının devlete ne kadar maliyet getirdiğinin bilinmesi bir zorunluluk olmaktadır. 2.1. Vergi Harcamalarının Hesaplanma Yöntemleri Vergi harcamalarının tahmin edilmesinde üç yöntem kullanılmaktadır. Bunlar sırasıyla vazgeçilen gelir yöntemi, kazanılan gelir yöntemi ve eşdeğer harcama yöntemidir: Vazgeçilen gelir yöntemi, vergi ayrıcalıkları sebebiyle vergi gelirlerinde meydana gelen kayıpların ölçülmesine dayanır. Gelir kaybı, vergi ayrıcalıklarının olduğu durumdaki vergi yükümlülüğü ile vergi ayrıcalığının olmadığı bir durumdaki vergi yükümlülüğü arasındaki farktır. Kazanılan gelir yöntemi, vergi ayrıcalıkları kaldırıldığı zaman elde edilebilecek vergi kazancının tahmin edilmesidir. Eşdeğer harcama yöntemi ise vergi harcaması yerine, aynı fayda düzeyine ulaşmak için yapılması gereken doğrudan kamu harcamaları tutarının tahmin edilmesidir (Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü 2007, 7).
11
12
Uygulamada en çok kullanılan yöntem vazgeçilen gelir yöntemidir. Bu yöntemi kullanan ülkeler arasında Belçika, Finlandiya, Almanya, İrlanda, İtalya, Hollanda, İspanya, Fransa, İngiltere, Kanada, Avustralya, Avusturya ve Türkiye gibi ülkeler sayılabilir (Mcdonald 2010, 20). ABD, 1983 mali yılına kadar vazgeçilen gelir yöntemini uygulamıştır. Bu tarihten itibaren ise eşdeğer harcama yöntemini uygulamaktadır (Pedük 2006a, 73). İlk iki yaklaşım, vergi harcamalarının devlet açısından hesaplanmasıdır. Üçüncüsü ise, mükellef açısından hesaplanmasıdır. İlk ikisi vergi harcamalarını bir maliyet olarak görürken üçüncüsü onları bir fayda olarak değerlendirir (Mcdonald 2010, 22). Vergi harcamalarının normal harcamalarla aynı şekilde bütçe kontrolüne tabi tutulması, hükümet faaliyetlerinin yanı sıra vergi sisteminin bir bütün olarak daha kapsamlı değerlendirilmesine imkân vermesi bakımından önem arz etmektedir. Vergi harcamaları tahminleri, mali şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin arttırılması, kaynakların verimli ve adil paylaştırılması, kamu mali yapısının güçlendirilmesi hedefleri göz önünde tutularak sağlıklı ve tarafsız olarak yapılmalıdır. Bu kapsamda ülkemizde de vergi harcamaları listesi ve tahmini, her yıl bütçe kanununda yer almaktadır. Bununla vergi harcamalarının bütçeye olan maliyeti ve vergi harcaması uygulamalarından yararlananlar ile ilgili ön fikir sağlanması amaçlanmaktadır. 2.2. Vergi Harcamalarının Raporlanması Dünyada ilk vergi harcaması raporu 1959 yılında Almanya tarafından hazırlanmıştır. Almanya’yı ABD (1968), İspanya (1978), İngiltere (1979), Kanada (1979), Fransa (1980) ve Hollanda (1997) gibi OECD ülkeleri takip etmiştir (Gelirler Genel Müdürlüğü 2001, 7). Günümüzde OECD ülkelerinin tamamına yakınında yıllık olarak vergi harcamalar raporu yayınlanmaktadır. Vergi harcaması raporlarının hazırlanmasında, ülkeler arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Avusturya, Belçika, Fransa, Almanya, Portekiz, İspanya, Türkiye ve ABD’de yetkili makamların yasal olarak vergi harcaması raporu hazırlaması gerekmektedir. İstisnalar hariç birçok ülkede bu raporlar yıllık olarak üretilmektedir. Ancak Almanya’da iki yılda bir, İtalya ve Hollanda’da ise zaman zaman hazırlanmaktadır. Belçika, Finlandiya, Fransa, Portekiz ve İspanya’da vergi harcama raporu tamamen bütçe sürecine bağlanmıştır. Avusturya ve Almanya’da ise, hem doğrudan harcamalar hem de vergi harcaması yoluyla yapılan tüm destek biçimlerini içeren ve “sübvansiyon” kavramının geniş ölçüde kullanıldığı sübvansiyon raporları üretilmektedir (Gelirler Genel Müdürlüğü, 2001). Vergi harcaması raporları devlet bütçesinin bir parçası olarak sunulabileceği gibi bütçeye ekli bağımsız raporlar biçiminde de sunulabilir (Pedük
Vergi Harcaması
2006a, 77-78). Bir ülkenin vergi harcaması raporlama sistemi; vergi harcaması analizlerine konu olacak vergilerin saptanması ile vergi harcamalarının belirlenmesi, sınıflandırılması, maliyetlerinin hesaplanması ve tahminlerinin sunulması aşamalarından oluşmaktadır (Pedük 2006a, 60). Söz konusu raporların gerekliliği, aslında vergi harcamalarının bütçede yer almayan gizli harcamalar olma özelliğinden kaynaklanmaktadır. Buna göre, raporlamanın yapılmadığı bir ülkede kamu ekonomisinden özel ekonomiye yapılan gelir transferi tam anlamıyla kavranamamakta ve kaynak tahsisi ile yeniden dağıtım fonksiyonları eksik veya hatalı yorumlanabilmektedir. Ne var ki, vergi harcamalarından kaynaklanan ilave maliyetlerin belirsiz olduğu bir ortamda izlenen mali politikalar da araç bakımından yetersiz kalabilir. Buna karşılık, vergi harcaması raporlarının geleneksel kamu harcamaları ile vergi harcamalarını bir bütün olarak değerlendirmeye imkân tanımayan, farklı türden veriler içermesi ve raporların vergi harcamalarına dair fayda hesaplamalarını değil de sadece devlet açısından oluşan maliyet hesaplamalarını içermesi önemli bir eksikliktir. Ayrıca vergi harcamalarına ait raporların bütçeleme sürecine entegre edilebilmesi için olası mikro ve makro etkilerinin analizi gerekir (Saraç 2010, 268). Vergi harcama raporlarının faydaları aşağıda özet olarak sayılmıştır (Mcdonald 2010, 27-28): • Gelişmiş ülkelerde vergi harcaması raporları, mali saydamlığı ve verimli kaynak dağılımını sağlamaya yönelik olarak kullanılmaktadır. Vergi harcaması raporlarının bütçe sürecine entegrasyonu, kamu harcamalarında olduğu gibi vergi harcamalarında da yasal saydamlığı sağlayacaktır. Vergi teşvikleri sonucunda vazgeçilen gelirlerin tutarları, çeşitleri hakkında politika yapıcılarına ve kamuoyuna periyodik olarak bilgi sağlanacaktır.
13
14
• Vergi harcamalarının makroekonomik ve mali etkileri hakkında değerlendirme yapma olanağı elde edilebilecektir. • Her bir vergi harcaması itibariyle fayda-maliyet analizi yapılabilecektir. • Vergi harcaması hesapları, vergi reformları için değerlendirme ve planlamada bir araçtır. Bu anlamda vergi harcamaları, vergi reformlarını daha etkin kılacaktır. • Rasyonel bir vergi sisteminin oluşumunda vergi harcaması analizlerinin katkısı olacaktır. • Vergi harcaması analizleri sayesinde, vergi ayrıcalıklarından dolayı, vergi yükünün dağılımındaki değişmeler ve gelir grupları arasında faydaların dağılımının analizini yapma olanağı elde edilecektir. • Vergi harcaması hesapları, esas olarak bütçe analizinde kullanılmak üzere hazırlanır. Hesaplar ayrıca kamu harcamaları ile vergi teşvikleri arasında kamu hedeflerine varmada göreceli karşılaştırma imkânı sağlar. Vergi harcamalarının tutarı bir kez hesaplanabildiği zaman, kamu harcamaları ile aralarında seçim yapılabilir. • Anlaşılır vergi harcaması raporları vergi sisteminin gelişmesi, tasarlanması ve değerlendirilmesine yardım eder.
3. DÜNYADA VERGİ HARCAMASI UYGULAMALARI Mevcut ekonomik ortam düşünüldüğünde ülke ekonomileri için vergi hem en sağlam finansman kaynağı hem de en önemli maliye politikası aracıdır. Global ekonomik krize karşı verilen mücadelelerde vergi politikası, kamu harcamalarının finansmanı ve yatırımların teşviki noktasında ülkelerin kullandıkları önemli bir araç olmuştur. Bu kapsamda ülkeler gerek ekonomik, gerekse sosyal ve siyasal sebeplerle bir kısım vergilendirilebilir alanları vergi dışı bırakabilmektedirler. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, vergi harcaması oluşturulmasının gerekçeleri genelde farklıdır. Gelişmekte olan ülkeler için ekonomik kalkınma, geri kalmış bölgelerin kalkındırılması, uluslararası rekabet gücü kazanma, verimlilikte artış, istihdam imkânlarını genişletme, teknoloji transferi, ihracat artışı, sanayileşme ve yabancı sermaye çekme gibi hedefler güdülürken gelişmiş ülkeler içinse; rekabet gücünü korumak, teknolojik gelişmeyi sürdürmek, sermaye kaçışını engellemek, bölgesel dengesizlikleri gidermek, verimlilik artışını sağlamak, sorunlu sektörleri desteklemek ve işsizliği azaltmak gibi amaçlar doğrultusunda bu düzenlemelere ihtiyaç duyulur. Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen gelirin yüksekliği ve sermaye piyasalarının gelişmişliği, yeterli birikimi ve bu birikimlerin rasyonel yatırımlara yö-
Vergi Harcaması
neltilmesini sağladığından, vergi teşvikleri daha çok sosyal fonksiyonu olan eğitim, sağlık, çevre temizliğiyle ilgili yatırımlara ve araştırma-geliştirme yatırımlarına yönelik olmaktadır (Mcdonald 2010, 43-44). Vergi harcaması kavramının ortaya çıkmasıyla birlikte, uygulamanın maliyetini hesaplamak ve raporlamak ekonomi yönetimlerinin önemli bir gündemi olmuştur. Daha önce değinildiği üzere pek çok ülke vergi harcamalarının maliyetini hesaplamakta ve birer rapor şeklinde sunmaktadır. Fakat ülkelerin vergi harcaması raporlama sistemleri, uluslararası karşılaştırmalara imkân vermemektedir. Bunun nedeni ülkelerin her birinin değişik bir standart vergi yapısını benimsemiş olmasıdır. Bazı ülkelerde muhtelif vergi istisnaları, muafiyetleri ve indirim kalemleri vergi harcaması olarak düşünülürken, bir kısım ülkelerde ise bunlar benchmark olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca bazı ülkelerin yayınlamış oldukları vergi harcama raporlarında, veri teminindeki güçlüklerden dolayı bazı vergi harcaması kalemlerine de yer verilmemektedir. Yine önemli olan bir diğer husus da ülkelerin büyük bir bölümünün askeri ve savunma amaçlı vergi istisnalarını vergi harcamaları kapsamında değerlendirmemesidir. Bunun yanında tutarlarının önemli olmadığı düşünülen vergi harcama kalemlerinin tahminine yer verilmemesi de ülke vergi harcama raporlarında sık rastlanılan bir durumdur. Buradan ülkelerin vergi harcaması raporlarında tam ve eksiksiz vergi harcamaları tahminlerine yer vermedikleri, ancak vergi harcamalarının ağırlığını oluşturan kalemlerin tahminleri üzerinde yoğunlaştıkları ve vergi harcaması hesaplama modellerini bunlar üzerine kurdukları anlaşılmaktadır (Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü 2007, 8).
15
16
Aşağıda görülen Tablo 1 ve Tablo 2’de bazı OECD ülkelerinin vergi harcaması raporlarına ilişkin bilgiler verilmektedir. Tablo 1’de, seçilen 10 OECD ülkesinin vergi harcama raporlarının nedenlerine göre karşılaştırması yer almaktadır. Tablo 1. Seçilen 10 OECD Ülkesinin Vergi Harcaması Raporlarının Nedenlerine Göre Karşılaştırması: ÜLKE
AMACI VE KULLANIMI
YASAL GEREKSİNİM
BÜTÇEYLE İLİŞKİSİ
SIKLIKLIĞI
HESAPLAMA YÖNTEMİ
AVUSTRALYA
Vergi harcamalarının değerini ölçmek, vergi sistemini onarmak ve kamuoyunu bilgilendirmek
Yasal Zorunluluk
Bütçeden ayrı hükümet dokümanı
Yıllık
Tahakkuk Esasına Dayalı Vazgeçilen Gelir Yöntemi
AVUSTURYA
Vergi reformunu şekillendirmek ve bütçe prosedürünü geliştirmek
Yasal Zorunluluk
Bütçeye ek sübvansiyon raporunun bir parçası
Yıllık
Tahakkuk Esasına Dayalı Vazgeçilen Gelir Yöntemi
BELÇİKA
Gelir üzerindeki değişik etkilerin değerini ölçmek
Yasal Zorunluluk
Bütçe eki
Yıllık
Nakit Esasına Dayalı Vazgeçilen Gelir Yöntemi
KANADA
Parlamentoyu ve kamuoyunu bilgilendirmek
Şekli zorunluluğu yok
Bütçeyle doğrudan ilişkili değil ama ek bilgi
Yıllık
Nakit Esasına Dayalı Vazgeçilen Gelir Yöntemi
FRANSA
Bütçe prosedürünü geliştirmek
Yasal Zorunluluk
Bütçe eki
Yıllık
Nakit Esasına Dayalı Vazgeçilen Gelir Yöntemi
ALMANYA
Sübvansiyonları ve harcamaları azaltmak
Yasal Zorunluluk
Bütçenin bir parçası
İki yılda bir
Nakit Esasına Dayalı Vazgeçilen Gelir Yöntemi
İTALYA
Vergi harcamalarının değerini ölçmek
Yasal Gereksinim
Bağımsız
Düzensiz
Tahakkuk Esasına Dayalı Vazgeçilen Gelir Yöntemi
HOLLANDA
Parlamentoyu bilgilendirmek ve alternatif bütçe göstermek
Yasal Zorunluluğu yok
Bütçeyle doğrudan ilişkili değil ama bütçe eki
Yıllık
Tahakkuk Esasına Dayalı Vazgeçilen Gelir Yöntemi
İNGİLTERE
Bütçe tartışmalarını ve görüşmelerini geliştirmek
Tavsiye niteliğinde
Bütçeden bağımsız istatistiki bilgi
Yıllık
Tahakkuk Esasına Dayalı Vazgeçilen Gelir Yöntemi
ABD
Vergi reformlarını şekillendirmek ve kamu açıklarını azaltmak
Yasal Zorunluluk
Bütçe prosedürüne tabi olmayan bütçe dokümanı
Yıllık
Nakit Esasına Dayalı Vazgeçilen Gelir, Harcama Eşdeğeri Ve Bugünkü Değer Yöntemleri
Kaynak: Pedük 2006a, 127
Buna göre, Avustralya, Avusturya, Belçika, Fransa, Almanya ve ABD’de vergi harcama raporlarının hazırlanması yasal bir zorunluluktur. Hollanda ve İngiltere’de ise yasal bir zorunluluk yoktur. Ayrıca yine tablodan anlaşıldığı üzere, vergi harcama raporlarının hazırlanma amaçları da her ülkede farklılık göstermektedir. Örneğin Avustralya’da vergi harcamalarının değerini ölçmek, vergi sistemini onarmak ve kamuoyunu bilgilendirmek; Avusturya’da vergi reformunu şekillendirmek ve bütçe prosedürünü geliştirmek; Belçika’da değişik vergi önlemlerinin gelir üzerindeki etkilerini ölçmek; Kanada’da parlamentoyu ve kamuoyunu bilgilendir-
Vergi Harcaması
mek; Fransa’da bütçe prosedürünü geliştirmek; Almanya’da sübvansiyonları ve harcamaları azaltmak; İtalya’da vergi harcamalarının maliyet, nesnel ölçütler ve bütçe ile tutarlılığı açısından değerini ölçmek; Hollanda’da vergi harcamalarının bütçe üzerindeki maliyeti hakkında parlamentoyu bilgilendirmek ve alternatif bütçe göstermek; İngiltere’de bütçe tartışmalarını ve görüşmelerini geliştirmek ve nihayet ABD’de de vergi reformlarını şekillendirmek ve kamu açıklarını azaltmak amaçlarıyla vergi harcama raporları hazırlanmaktadır. İtalya ve Almanya dışındaki tüm ülkelerde bu raporlar yıllık olarak hazırlanır. Almanya bu raporları iki yılda bir hazırlarken İtalya’da ise raporların hazırlanma periyodu düzensizdir ve vergi harcamaları ayrı bir belge olarak hazırlanmaktadır (Mcdonald 2010, 39). Tablo 2’de ise seçilen 10 OECD ülkesinin vergi harcama raporlarının içeriklerinin karşılaştırması yer almaktadır. Tablo 2. Seçilen 10 OECD Ülkesinin Vergi Harcaması Raporlarının İçeriklerinin Karşılaştırılması: HÜKÜMETDÜZEYİ
ÜLKE
TANIMLAR VE ESASLARI
VERGİ TÜRLERİ
AVUSTRALYA
Yasal vergi harcaması tanımını yapmakta ve normu uygulamakta
Gelir üzerinden alınan vergiler ve özel tüketim vergisi
Merkezi
Fonksiyonları ve mükellef grupları itibariyle
AVUSTURYA
Vergi harcaması tanımı için normu veya vergi harcaması norm kolaylıkları ile her iki arasında kalanları esas almakta
Dolaylı ve dolaysız vergiler
Hem merkezi hem yerel
Vergi türleri ve faydaları itibariyle
BELÇİKA
Geliri azaltan normdan ayrılan tüm sapmaları vergi harcaması olarak tanımlamakta
Dolaylı ve dolaysız vergiler
Federal
Vergi türleri ve amaçları itibariyle
KANADA
Yapısal ve yapısal olmayan vergi ayrıcalıklarını içeren dar bir vergi harcaması tanımı kullanmakta
Dolaylı ve dolaysız vergiler
Federal
Vergi türleri ve bütçe fonksiyonları itibariyle
FRANSA
Yasal bir vergi harcaması tanımı yapmakta ve normu uygulamakta
Dolaylı ve dolaysız vergiler
Merkezi
Vergi türleri ve amaçları itibariyle
ALMANYA
Dolaysız bütçe harcamaları ve vergi ayrıcalıklarını içeren sübvansiyon raporunu kullanmakta
Dolaylı ve dolaysız vergiler
Federal
Vergi türleri ve sektörler itibariyle
İTALYA
Yapısal ve yapısal olmayan ayrıcalıklı vergi hükümlerini benimsemekte
Dolaylı ve dolaysız vergiler
Hem merkezi hem yerel
Vergi türleri, sektörler, amaçları, faydaları ve bölgeler itibariyle
HOLLANDA
Yasal vergi harcaması tanımı yapmakta ve normu uygulamakta
Dolaylı ve dolaysız vergiler
Merkezi
Vergi türleri ve amaçları itibariyle
İNGİLTERE
Vergi kolaylıklarını içeren yapısal, yapısal olmayan ve gümrük kolaylıkları olmak üzere üç kategori var
Dolaylı ve dolaysız vergiler
Merkezi
Vergi harcamaları ve vergi türleri itibariyle
ABD
Vergi harcaması tanımını kullanmakta ve normal ve referans olmak üzere iki ayrı esasa göre vergi harcamasını göstermekte
Dolaysız vergiler ve servet vergileri
Federal
Bütçe fonksiyonları itibariyle
Kaynak: Pedük 2006a, 128
SINIFLANDIRMA
17
18
Buna göre, vergi harcama raporlarının hazırlanmasında Avusturya, Belçika, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, İngiltere dolaylı ve dolaysız vergilerde yer alan tüm vergi harcamalarını dikkate almaktadırlar. ABD, sadece dolaysız vergiler ve servet vergilerini dikkate alırken Avustralya gelir üzerinden alınan vergiler ile özel tüketim vergisi üzerindeki vergi harcamalarını dikkate almaktadır. Avustralya, Fransa, Hollanda ve İngiltere’de vergi harcaması raporları merkezi düzeyde hazırlanırken Belçika, Kanada, Almanya ve ABD’de federal düzeyde hazırlanmaktadır (Mcdonald 2010, 42). Vergi harcamalarının sınıflandırılması da ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Örneğin Belçika, Fransa ve Hollanda’da vergi türleri ve amaçları itibariyle bir sınıflandırma yapılırken Avustralya’da fonksiyonları ve mükellef grupları itibariyle; Avusturya’da vergi türleri ve faydaları itibariyle, Kanada’da vergi türleri ve bütçe fonksiyonları itibariyle; Almanya’da vergi türleri ve sektörler itibariyle; İngiltere’de vergi harcamaları ve vergi türleri itibariyle; ABD’de bütçe fonksiyonları itibariyle; İtalya’da ise vergi türleri, sektörler, amaçları, faydaları ve bölgeler itibariyle sınıflandırma yapılır (Mcdonald 2010, 42).
4. TÜRK VERGİ SİSTEMİ’NDE VERGİ HARCAMALARI VE GELİŞİMİ Gelişmekte olan ülkeler; ekonomik kalkınma, geri kalmış bölgelerin kalkındırılması, uluslararası rekabet gücü kazanma, verimlilik artışı, istihdam imkânlarını genişletme, teknoloji transferi, ihracatı artırma, sanayileşme ve yabancı sermayeyi çekme gibi gerekçelerle vergi harcaması uygulamalarına mevzuatlarınGelişmekte olan ülkeler; da yer vermektedirler. Gelişmiş ülkeler; rekabet ekonomik kalkınma, gücünü koruma, teknolojik gelişmeyi sürdürgeri kalmış bölgelerin me, sermaye kaçışını engelleme, bölgesel dengesizlikleri giderme, verimlilik artışını sağlama, kalkındırılması, sorunlu sektörleri destekleme, işsizliği azaltma uluslararası rekabet gücü gibi amaçları gerçekleştirmek için vergi yasakazanma, verimlilik artışı, larında vergi harcamalarına yer vermektedirler. istihdam imkânlarını Hem literatürde hem de uygulamada vergi aygenişletme, teknoloji rıcalıklarını daha iyi analiz edebilmek ve amacına daha uygun şekilde kullanabilmek için cidtransferi, ihracatı artırma, di çalışmaların yapıldığı son yıllarda, Türk Vergi sanayileşme ve yabancı Sistemi’nde yer alan vergi harcamalarının nasıl sermayeyi çekme gibi uygulandığının tespiti özel bir önem kazanmakgerekçelerle vergi tadır (Mcdonald 2010, 63).
harcaması uygulamalarına mevzuatlarında yer vermektedirler.
2023 yılına gelindiğinde dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi, 500 milyar dolar ihracat ve 25 bin dolar kişi başı milli gelire ulaşmayı hedefleyen Türkiye’nin bu amacına ulaşabilmek
Vergi Harcaması
için alanı genişleyen kamu harcamalarının maliyetini karşılayabilecek sağlıklı mali kaynaklara ihtiyacı vardır. Daha önce de ifade edildiği gibi, en sağlıklı mali kaynak ise şeffaf, basit, adil, ekonomik kararları bozucu etkiye sahip olmayan, mükellef ve idareye fazla külfet oluşturmayan, gelir dağılımını düzeltici ve istihdamı teşvik eden bir vergi sistemidir. Çalışmanın bu bölümünde, Türk Vergi Sistemi içerisinde bulunan ve önemli bir zafiyet noktası olarak görülen, vergi tabanını büyük ölçüde daraltıcı etkiye sahip olan ve kamuoyunun da yeterince farkında olamadığı vergi harcamaları kavramının ülkemiz üzerindeki etkileri değerlendirilecektir. 4.1. Türk Vergi Sisteminde Vergi Harcaması Kavramının Gelişimi 2000 yılında Türkiye’de VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı hazırlık çalışmalarında; vergi harcamaları, “Bütçe Kapsamı Dışında Kalan Dolaylı Kamusal Harcama Alanları” arasında değerlendirilmiş ve Türkiye’nin vergi harcamaları karşısındaki durumu hakkında aşağıdaki değerlendirme yapılmıştır: Vergi harcamaları bir vergi politikası aracı olarak çok yaygın kullanım alanına sahip olmakla birlikte bu nitelikteki harcamaların miktarı ve kapsadığı kesimler genellikle bilinmediği gibi aynı zamanda bu harcamalar bütçelendirilmemektedir. Hâlbuki kamuoyunun ve meclisin böyle bir karar sonucu toplumun hangi kesimlerine kamu eli yoluyla kaynak aktarıldığını bilmek en doğal hakkı olmalıdır ve böyle alınan bir kararın maliyetinin ne olduğunun bu karara katkı sağlayan insanlar tarafından önceden biliniyor olması esas olmalıdır. Türkiye’ de bugüne kadar vergi harcaması niteliği olan kanun veya kararların ne ilgili metinler içinde ne de gerekçe içinde bir hesaplamasının yapıldığını görmek mümkün değildir. Devamında vergi harcamalarına, VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın makroekonomik politikaları arasında yer verilmiş ve “İstisna, Muafiyet ve Vergi İndirimi gibi vergi harcamaları ekonomik ve sosyal politikalar çerçevesinde yeniden düzenlenecek, vergi harcamaları yoluyla alınmasından vazgeçilen tutarlar Bütçe Kanunu kapsamında ayrıntılı bir şekilde raporlanacaktır” denilmiştir. Bu gelişmenin ardından 2001 yılında T.C. Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Vergi Harcamaları” adlı çalışmada, vergi harcamalarının detaylarına girilmeden, ilk bakışta vergi harcaması olduğu söylenebilecek muhtelif unsurlar vergi türleri itibariyle liste halinde özetlenerek ortaya konulmaya çalışılmıştır; ancak rakamsal tutarlarına yer verilmemiştir (Pedük 2006c, 2). Vergi harcaması kavramı daha sonra 10.12.2003 tarih ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile mevzuatımızda yerini almıştır. Söz konusu kanunun Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ve bağlı cetvellerle ilgili 15. maddesinde şu hükme yer verilmektedir:
19
20
Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda; yılı ve izleyen iki yılın gelir ve gider tahminleri, varsa bütçe açığının veya fazlasının tutarı, açığın nasıl kapatılacağı veya fazlanın nasıl kullanılacağı, vergi muafiyeti, istisnası ve indirimleri ile benzeri uygulamalar nedeniyle vazgeçilen vergi gelirleri, borçlanma ve garanti sınırları, bütçelerin uygulanmasında tanınacak yetkiler, bağlı cetveller, mali yıl içinde gelir ve giderlere yönelik olarak uygulanacak ve kısmen veya tamamen uygulanmayacak hükümler yer alır. Bu düzenlemeye göre, yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunlarında vergi muafiyeti, istisnası ve indirimleri ile benzeri uygulamalar nedeniyle vazgeçilen vergi gelirleri yer alacaktır. Madde gerekçesinde de “Bu maddenin ikinci fıkrasında, Kanunda yer alacak hususlara yer verilmiştir” denilerek vergi muafiyeti, istisnası ve indirimleri ve benzeri uygulamalar nedeniyle vazgeçilen vergi gelirleri ile ilgili metinlerin yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunlarında yer alacağı belirtilmiştir. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun “Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu” başlıklı İkinci Bölümünde yer alan 18/c maddesinde ise “Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısına… Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmesi sırasında dikkate alınmak üzere... vergi muafiyeti, istisnası ve indirimleri ile benzeri uygulamalar nedeniyle vazgeçilen kamu gelirleri cetveli... eklenir” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre de, yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarılarına vergi muafiyeti, istisnası ve indirimleri ile benzeri uygulamalar nedeniyle vazgeçilen vergi gelirleri cetveli eklenecektir. Ancak maddenin “Maddede, Merkezi İdare Bütçe Kanunu Tasarısının hangi eklerle ve ne zaman Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulacağı belirlenmiştir. Madde, Merkezi İdare Bütçe Kanun Tasarısına vergi harcamaları ile merkezi idare bütçesinden yardım alan kurum ve kuruluşların listesinin de eklenmesini öngörmek suretiyle mali saydamlığın sağlanmasında önemli yenilikler getirmektedir” şeklindeki gerekçesinde, yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarılarına vergi harcamalarının eklenmesinin maddede öngörüldüğü anlaşılmaktadır (Pedük 2006b, 1-2). İlk defa 2006 yılı bütçesine konulmak üzere, Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi Kanunlarında yer alan ve hakkında veri temin edilebilen istisna, muafiyet ve indirimlerden kaynaklanan vergi harcamalarının tahminine yönelik bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışma 2006 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli B cetveli içerisinde yer alan “Vergi Harcamaları Listesi” şeklinde 2006 yılı bütçesinde yer almaktadır (bkz. bu çalışmanın sonundaki Ek). Aynı şekilde 2007 yılı bütçesinde bu çalışma veri teminindeki artışla birlikte geliştirilmiştir. Son olarak da Ekim 2007’de T.C. Maliye Bakanlığı Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü tarafından “Vergi Harcamaları Raporu” yayınlanmıştır. Bu rapor bir önceki çalışmaya göre daha kapsamlı olup, öncelikli olarak ülke-
Vergi Harcaması
miz vergi harcamaları rakamlarının ağırlığını oluşturan Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi Kanunlarında yer alan hükümlerin büyük bir bölümünün 2007 yılında neden olabileceği vergi harcamaları tahminleri hesaplanmaya çalışılmıştır. Bu hesaplamalar başta TÜİK olmak üzere ilgili bulunan kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerinden elde edilebilen veriler çerçevesinde ve gelir bütçesinin hazırlanmasında kullanılan yöntem ve modellere paralel olarak “Vazgeçilen Gelir Yöntemi” ile yapılmıştır. Öncelikle, vergi ve diğer kanunlarda yer alan vergi muafiyeti, istisnası ve indirimleri ile benzeri uygulamalar, vergi harcaması ya da standart vergi sisteminin bir parçası (benchmark) olup olmadıklarının tespiti için detaylı inceleme ve araştırmaya tabi tutulmuştur. 4.2. Türk Vergi Kanunlarında Yer Alan Vergi Harcamaları 6363 sayılı 2013 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa göre vergi harcaması, en genel anlamıyla “devletlerin gelir toplamını azaltan, standart vergi sisteminden ayrılan ayrıcalıklar veya istisna ve muafiyetler” olarak tanımlanabilir. Söz konusu kanunda, vergi sistemimizdeki Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, KDV, ÖTV ve diğer bazı kanunlarda yer alan ve potansiyel olarak vergi harcaması niteliği taşıdığı düşünülen tüm düzenlemeler listelenerek tek tek sayılmıştır. Söz konusu liste işbu çalışmaya ek olarak verilmektedir (bkz. sondaki Ek bölümü). Ayrıca çalışmanın ilerleyen bölümlerinde detaylı olarak analiz edileceği üzere, tahmin edilen vergi harcaması tutarları da bu kanunda yer almaktadır. Aynı kanunda “standart vergi sistemi”ne ilişkin varsayımlara göre bu listedeki unsurların değişebileceği, vergi harcamalarına ilişkin yer alan tutarların, mevcut veri seti kullanılmak suretiyle “vazgeçilen gelir” yöntemiyle tahmin edildiği, hakkında herhangi bir veri temin edilemeyenlerin hesaplama dışında tutulduğu ve veri teminindeki artışlara paralel olarak vergi harcaması tahminlerinin de değişeceği hususları belirtilmiştir. 2007 yılında yayınlanan Vergi Harcaması Raporu ise daha detaylıdır. Raporda vergi harcamalarının önemli bir kısmını oluşturan Gelir, Kurumlar, Katma Değer ve Özel Tüketim Vergisi Kanunları ile diğer bazı önemli kanunlarda yer alan vergi istisna muafiyet ve indirimlerinden vergi harcaması oldukları düşünülenler, ilgili kanun başlığı altında madde numaralarına göre sıralanmıştır. Her bir kanun hükmünün altında vergi harcaması olarak kabul edilme nedeni ayrıca açıklanmıştır. Diğer vergi kanunlarında yer alan vergi harcamasına ilişkin hükümler ile vergi kanunları dışındaki kanunlarda yer alan hükümlere ise rapor ekinde yer verilmiştir (Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü 2007, 9).
21
22
Fakat daha sonraki yıllar için bu detaylı rapor güncellenmemiş, sadece bütçe kanunlarında yer alan tahmin ve özet liste ile yetinilmiştir. Vergilerin gelir, servet ve harcama vergileri şeklinde ayırımı ekonomik tasnif veya konularına göre tasnif olarak bilinir. Bu kapsamda Türk vergi sistemini oluşturan vergiler de gelir üzerinden alınan vergiler, harcama üzerinden alınan vergiler ve servet üzerinden alınan vergiler olarak üç ana grupta ayrıma tabi tutulmaktadır. Gelir üzerinden alınan vergiler: Gelir vergisi ve Kurumlar vergisi; Harcamalar üzerinden alınan vergiler: Katma değer vergisi, Özel tüketim vergisi, Gümrük vergisi, Banka ve sigorta muameleleri vergisi, Damga vergisi, Değerli kağıtlar vergisi ve Harçlar vergisi; Servet üzerinden alınan vergiler: Motorlu taşıtlar vergisi, Emlak vergisi, Veraset ve intikal vergisi olarak sayılabilir. 1. Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Yer Alan Vergi Harcamaları: Gelir Vergisi’nde yer alan vergi harcamaları, gelirin yedi unsuru (Ticari Kazançlar, Zirai Kazançlar, Ücretler, Serbest Meslek Kazançları, Gayrimenkul Sermaye İradı, Menkul Sermaye İradı, Diğer Kazanç ve İratlar) içerisinde yer alan muafiyet, istisna, indirim, vergi tatili gibi vergi ayrıcalıklarından oluşmaktadır. Gelir Vergisi’ndeki vergi harcamaları, belli kişi veya gelir unsurlarını koruyup teşvik etmek ve gelir dağılımında adaleti sağlamak gibi ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel amaçlarla gelir vergisinde yer almaktadır. Kurumlar Vergisi’nde yer alan vergi harcamaları, kurum kazançlarına uygulanan bazı muafiyet, istisna ve indirimlerden oluşur. Kurumların kendisini oluşturan bireylerden farklı bir ekonomik gücü olması nedeniyle uygulanan kurumlar vergisinde yer alan vergi harcamalarının çoğu belirli alanlarda, belirli ürünleri üreten kurumların vergisel açıdan korunmasına ve gelişiminin sağlanmasına yöneliktir. Genellikle sosyal yardım amacıyla faaliyette bulunan kurumların vergi dışı bırakılması şeklindeki muafiyet uygulamaları, gelir vergisindekilere göre daha sınırlı bir yapı ve sayıda görülmektedir. İstisna, indirim, vergi yükümlülüğünün ertelenmesi şeklindeki vergi harcamaları, ekonomik amaçlarla ve daha yoğun olarak uygulanabilmektedir. 2. Harcamalar Üzerinden Alınan Vergilerde Yer Alan Vergi Harcamaları: Harcama vergileri, üretilen, satılan veya tüketilen mal ve hizmetler üzerine konulan vergilerdir. Gelir veya servet harcandıkları aşamada, mal ve hizmetlerin fiyatları içerisinde gizlenmiş olarak vergilendirilirler. Harcama vergilerinde genellikle, muafiyet şeklindeki vergi harcamaları yer almaz. İstisna ve farklı vergi oranı uygulanması şeklindeki vergi harcamaları özellikle düşük gelir gruplarının daha yoğun olarak satın aldıkları mal ve hizmetler için söz konusu olmaktadır.
Vergi Harcaması
3. Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Yer Alan Vergi Harcamaları: Servet vergilerinde de vergi harcamaları gelir vergisinden daha dar kapsamlı olarak yer almaktadır. İstisna ve muafiyetler genellikle sosyal amaçla uygulanmaktadır.
5. TÜRK VERGİ SİSTEMİNDEKİ VERGİ HARCAMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Türk Vergi Sisteminde de sosyal, ekonomik ve siyasi amaçlı birçok vergi harcaması bulunmaktadır. Hemen hemen tüm vergi sistemlerinde yer alan vergi harcaması uygulamaları ihracat, üretim, yatırım gibi ekonomik davranışları teşvik etmek ya da aileler, özürlüler, düşkünler, emekliler gibi bazı sosyal grupları vergi yükü açısından rahatlatmak amacıyla uygulanmaktadır. 5.1. Vergi Harcamalarının Ekonomik Etkileri Yönünden Değerlendirilmesi Verginin ekonomik fonksiyonu, ekonominin vergisel tedbirlerle yönlendirilmesini ifade eder. Uygulanan Vergi Politikası ile korumak ve geliştirilmek istenen alanlar için vergi teşviki; önlenmek istenen alanlar içinse vergileri ağırlaştırma suretiyle vergilerin iktisat politikasının bir aracı olarak kullanılması yoluna başvurulmaktadır. Bu konuda vergi yoluyla güdülebilecek başlıca ekonomik amaçlar arasında yatırımları teşvik etmek, üretimi ve tüketimi teşvik etmek ya da kısıtlamak, ödemeler dengesini düzeltmek, tasarrufları teşvik etmek, ekonomik istikrarı sağlamak, ekonomik yapıyı değiştirmek, boş kapasiteyi önlemek ve spekülasyonun önüne geçmek sayılabilir (Mcdonald 2010, 137). Örneğin enflasyonla mücadelede toplam arzın artırılması amacıyla teşvik edici bir vergi politikası uygulanması gerekmektedir. Bunun için, yatırım indirimi gibi teşvik sağlayan vergi harcaması uygulamalarına başvurulabilir. Ayrıca vergi harcamalarıyla belirli mükellef gruplarının vergi yüklerini azaltmak suretiyle teşvik edilmesi ve rahatlatılması; yine aynı paralelde belirli üretim ve sanayi dallarının sübvanse edilerek ekonomik büyüme ve kalkınmaya katkıda bulunması sağlanır. Sözgelimi yatırım indirimi uygulamalarıyla yatırımları teşvik etmek suretiyle milli gelirin ve refahın artması sağlanmaya çalışılır (Mcdonald, 2010, 138). Türk Vergi Sisteminde ekonomik amaçlı vergi harcamaları genelde üretimin, ihracatın, yatırımların ve tasarrufların teşvik edilmesi, sermaye birikiminin arttırılması ve ekonomik istikrar ve kalkınmanın sağlanması doğrultusunda düzenlenmiştir. Çalışmanın 1 numaralı ekinde yer aldığı üzere, aşağıdaki bazı düzenlemeler ekonomik amaçlar çerçevesinde sayılabilir: i- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesine göre, mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri, münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 100’ü oranında hesaplanacak Ar-Ge indirimi uygulaması.
23
24
ii- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi kanununun 32. maddesine göre, Kanunla tespit edilen yatırımlardan elde edilen kazançların indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulması. iii- 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13. maddesine göre, Yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere belge kapsamındaki makine ve teçhizat teslimlerinin katma değer vergisinden müstesna olması. Ekonomik amaçlı uygulanan vergi harcamalarının ekonomi açısından olumlu etkilerinin yanı sıra olumsuz etkileri de mevcuttur (Mcdonald 2010, 140): i. Bir ekonomide yüksek gelirli gruplar dolayısıyla vergi ödeme gücü yüksek olan kişiler daha fazla yatırım yapma imkânına sahiptirler. Bu gruplar bu tür vergisel teşviklerden yararlanarak az gelirli veya vergi ödeme gücü olmayan kişiler karşısında vergi yüklerini hafifleterek vergi adaletsizliğine neden olmaktadırlar. ii. Ayrıca vergi harcamaları, ekonomik faaliyetlerin tüm alanlarından ziyade belirli alanların desteklenmesine yol açtıklarından haksız rekabete zemin hazırlayarak serbest piyasa ekonomisine de zarar verirler; tüm mükelleflerin değil de bir kısım mükellefin vergi bakımından ayrıcalıklı tutulması sonucunda yatay ve dikey eşitliğin bozulmasına yol açarak mükellef psikolojisini olumsuz yönde etkilerler. iii. Amacını aşan, gelişigüzel muafiyet, istisna ve indirimler gibi vergi harcamaları fon transferine neden olarak ekonomik istikrarı olumsuz etkileyebilirler. iv. Vergi harcamaları, vergi erozyonuna da yol açabilir. Bunun sonucunda, teşebbüsler arasında ekonomik rekabet ve eşitlik bozulur. Ayrıca, vergi erozyonu üretim faktörlerinin dağılımını da olumsuz etkileyeceğinden muafiyet, istisna ve indirimler nedeniyle bazı üretim faktörlerinin teşvik edilmek istenmeyen ve gelişmesinde ekonomiye yarar sağlamayacak alanlara kayması da söz konusu olabilecektir. v. Vergi harcamaları, basit olarak vergi yükümlülüğünün düşürülmesi olarak ele alınır ve yükümlüleri kârlı olmayan faaliyetlere yöneltirlerse, ekonomik etkinsizliğe de neden olabilirler vi. Vergi harcamaları dolaysız kamu harcamaları gibi bir kamu gelirini harcama aracıdır. Bu açıdan vergi harcamaları da kamu gelirini azaltır. İstisna, muafiyet, düşük oran gibi vergi harcamaları, vergi gelirlerinde azalış yaratmakla kamu gelirlerinden kayba yol açmaktadır. vii. Vergi harcamalarından kaynaklanan gelir kaybının telafi edilme yöntemleri gelir ve vergi yükü dağılımını etkileyebilir. Devlet gelir sağlama amacıyla vergilerin oranlarını artırabilir, yeni vergiler koyabilir veya vergi sistemi dışında telafi yoluna, borçlanmaya gidebilir. Ek vergiler konulması ya da mevcut vergi oranlarının artırılması yoluyla finanse edilen devlet yardımları,
Vergi Harcaması
25
harcanabilir gelirin azalması sonucu tüketim seviyesinin olumsuz yönde etkilenmesine ve tüketim yapısının değişmesine yol açabilir. Vergi sistemlerinde yer verilen muafiyet, istisna ve indirimlerle ekonomik yapının yönlendirilmesi ve istikrarın sağlanması amaçlanırken bu ayrıcalıkların vergi erozyonuna yol açmayacak biçimde düzenlenmesine dikkat edilmeli, söz konusu ayrıcalıkların ekonomik istikrarı, ekonomik rekabet ve eşitliği, kaynak ve gelir dağılımını ve vergi adaletini bozması ve ekonomik etkinsizliğe neden olması engellenmelidir. 5.2. Vergi Harcamalarının Mali (Türkiye Bütçesi Üzerindeki) Etkileri Yönünden Değerlendirilmesi Doğrudan bütçe harcamalarına benzer şekilde, vergi harcamaları da genel bütçe dengesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Vergi harcamaları vergi gelirlerini azaltarak bütçe dengesini olumsuz etkiler. Aşağıdaki tabloda (Tablo 3), 6363 sayılı 2013 yılı Bütçe Kanununa ekli 20132015 yılları için tahmin edilen vergi harcama tutarları ile hedeflenen vergi gelirleri yer almaktadır. Tablo 3. Vergi Türleri İtibariyle Toplam Vergi Harcaması Tahminleri (20132015): 2013 KANUN ADI
Vergi Gelirleri
Vergi Harcaması
2014 Oran
Vergi Gelirleri
Vergi Harcaması
2015 Oran
Vergi Gelirleri
Vergi Harcaması
Oran
Gelir Vergisi
65.483.652.000
14.017.491.922
0,21
72.602.244.000
15.513.713.528
0,21
80.518.761.000
17.181.105.309
0,21
Kurumlar Vergisi
32.043.560.000
4.776.549.213
0,15
35.320.862.000
5.252.509.892
0,15
39.167.590.000
5.802.378.276
0,15
121.267.159.000
1.242.492.468
0,01
133.017.774.000
1.376.371.031
0,01
146.401.207.000
1.524.675.010
0,01
Özel Tük. Vergisi
83.245.531.000
375.730.301
0,005
88.596.073.000
416.215.241
0,005
94.136.678.000
461.062.433
0,005
Diğer Kanunlar
45.850.117.000
2.004.584.857
0,04
50.605.422.000
2.220.578.876
0,04
56.070.180.000
2.459.846.250
0,04
347.890.019.000
22.416.848.762
0,064
380.142.375.000
24.779.388.568
0,065
416.294.416.000
27.429.067.279
0,065
Katma Değer Vergisi
Toplam
Kaynak: GİB 2013, BÜMKO 2013.
Tablodan anlaşıldığı üzere 2013, 2014 ve 2015 yıllarında toplanması hedeflenen gelir vergisinin %21’i, kurumlar vergisinin %15’i ve Katma Değer vergisinin %1’i kadar bir tutar, muafiyet ve istisna hükümleri gereği vergi harcaması olarak mükelleflere teşvik olarak verilecektir. 2013 yılında yaklaşık 22,4 Milyar TL tutarında bir vergi gelirinden vergi harcaması yoluyla vazgeçilmesi öngörülmektedir. Çalışmanın bu bölümünde Türkiye’deki vergi harcamalarının bütçe üzerindeki etkisini daha rasyonel bir şekilde saptamak için kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden bir hesaplama yapılmıştır. Aşağıdaki tabloda (Tablo 4) 2007-2011 yıllarında verilen kurumlar vergisi beyannamelerinde yer alan
26
matrah, hesaplanan vergi, matrahtan indirilen ve vergi harcaması olarak kabul edilen istisna ve indirim tutarları yer almaktadır. Tablo 4. Kurumlar Vergisi Beyannamesi Özetleri (2007-2011): Vergi Harcamasından Faydalanan Mükellef Sayısı
Dönem
KV Matrahı (A)
Hesaplanan KV (B) = (A) x 0.20
İndirim ve İstisna (C)
Vergi Harcaması (D) = (C) x 0.20
Vergi harcamasının hesaplanan vergiye oranı (D)/(B)
2007
81.383.118.962,65
16.489.016.048,82
47.282.401.661,15
9.456.480.332,23
0,57
-------
2008
84.647.248.307,15
16.948.712.010,01
50.266.059.589,18
10.053.211.917,84
0,59
16.301
2009
112.063.278.187,19
22.397.201.061,10
36.742.993.892,57
7.348.598.778,51
0,33
14.094
2010
125.644.400.041,74
25.067.086.481,08
43.095.940.780,78
8.619.188.156,16
0,34
16.401
2011
131.657.612.869,29
26.153.081.206,54
67.576.435.894,20
13.515.287.178,84
0,52
18.791
Toplam
535.395.658.368,02
107.055.096.807,55
244.963.831.817,88
48.992.766.363,58
0,46
65.587
Kaynak: GİB 2013
Tablodan açıkça görüldüğü üzere yılda ortalama hesaplanan kurumlar vergisinin %46’sına denk gelen bir tutar vergi harcamalarıyla eriyip gitmektedir. Bu rakam içinde muafiyet ve düşük oranlı vergi uygulaması sonuçları bulunmamaktadır. Sadece istisna ve indirimler dikkate alınmıştır. Gerçek oran bu rakamın çok üzerindedir. Diğer kanunlardaki vergi harcama tutarlarını da değerlendirmeye katarsak bu konunun kesinlikle detaylı bir gözden geçirmeye ihtiyacı olduğu kesindir. 5.3. Vergi Harcamalarının Sosyal Etkileri Yönünden Değerlendirilmesi
Verginin bilinen sosyal fonksiyonu, gelir ve servet dağılımını düzenlemek, sosyal güvenliği sağlamaktır (Mcdonald 2010, 145). Türk Vergi Sistemi’nde sosyal amaçlı vergi harcamaları genelde, gelir ve servet dağılımını düzenlemek, sosyal güvenliği sağlamak, aileyi korumak, dernek ve vakıfların kurulup gelişmesine yardım etmek, sağlık, spor, eğitim ile kültürel faaliyetlerin geliştirilmesini sağlamak, doğal afete maruz kalmış kişileri korumak, belli kişi veya gelir unsurlarını korumak ve teşvik etmek amacıyla düzenlenmiştir. Çalışmanın 1 numaralı ekinde yer aldığı üzere, aşağıdaki bazı düzenlemeler ekonomik amaçlar çerçevesinde sayılabilir. i- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 25. maddesinde düzenlenen Hizmet erbabına ödenen çocuk zamları, evlenme ve doğum münasebetiyle hizmet erbabına yapılan yardımlar, yardım sandıkları tarafından ölüm, sakatlık, hastalık, doğum, evlenme gibi sebeplerle üyelerine yapılan yardımlar, spor yarışmalarına katılan amatör sporculara ödenen ödül ve ikramiyeler gelir vergisinden istisnadır. ii- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4. maddesine göre tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç kooperatifler kurumlar vergisinden muaftır.
Vergi Harcaması
iii- 3065 sayılı Katma Değer Vergisi kanununun 17. maddesine göre, engellilerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları katma değer vergisinden istisnadır. Ancak sosyal amaçlarla bu tür düzenlemelere yer verilirken, bunların bazı olumsuz yönleri de ortaya çıkabilmektedir. Mesela, gereğinden fazla ve anlamsızca yapılan vergi harcamaları vergi gelirlerinde bir azalmaya yol açacağından, vergi ayrıcalıklarından yararlanmayan diğer mükelleflerin üzerinde ek bir vergi yükü oluşturabilir; bu da sosyal adaletsizlik ve yolsuzluklara, gelir dağılımında bozulmalara, vergide adaletsizliğe, mükelleflerin vergiden kaçınmasına, vergi tabanının daralmasına, rant kollama faaliyetlerinin artmasına vb. neden olabilir (Mcdonald 2010, 146). Bu nedenle vergi harcamalarını uygularken sosyal amacından sapıp sapmadığı, gereğinden fazla yapılıp yapılmadığı, verimli ve etkin olup olmadığı önem kazanmaktadır. 5.4. Vergi Harcamalarının Vergi Tabanı Üzerindeki Etkisi ve Değerlendirilmesi Vergi sistemimiz gelir, servet, tüketim ve dış ticaret üzerinden alınan vergilerden oluşmaktadır. Türk vergi sisteminin temelini gelir üzerinden alınan vergiler oluşturmakla beraber vergi hâsılatının büyük bölümünü tüketim ve dış ticaret üzerinden alınan vergiler oluşturmaktadır. Vergi tabanının daralmasına yol açan en önemli etmenlerden bir tanesi ekonomik, sosyal veya politik gerekçelerle getirilen vergi muafiyeti ve istisnalarıdır. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 2011 yılı Faaliyet Raporuna göre, 2007 ve 2011 yılları sonu itibariyle vergi türü bazında faal mükellef sayıları aşağıdaki (Tablo 5) gibidir: Tablo 5. Faal Mükellef Sayıları (31.12.2007-2011): Vergi Türü
Faal Mükellef Sayısı (2007)
Faal Mükellef Sayısı (2011)
Fark (2011- 2007)
Gelir Vergisi
1.724.366
1.703.754
-20.612
Kurumlar Vergisi
634.569
663.967
29.398
GMSI
696.903
1.041.427
344.524
Gelir Stopaj Vergisi
2.284.723
2.386.309
101.586
Katma Değer Vergisi
2.268.925
2.293.765
24.840
Basit Usulde Ticari Kazanç
762.111
714.693
-47.418
Potansiyel Mükellef
33.194.015
32.136.010
-1.058.005
Kaynak: GİB 2013
27
28
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 2011 yılı Faaliyet Raporuna göre, 2011 yılı sonu itibariyle türlerine göre faal mükellef sayıları aşağıdaki (Tablo 6) gibidir: Tablo 6. Faal Mükellef Sayıları (31.12.2011): Mükellefiyet Türü Gerçek Kişi Limited Şirket
Faal Mükellef Sayısı 3.499.369 576.960
Adi Ortaklık
39.753
Anonim Şirket
79.049
Diğer
95.949
Kooperatif
40.822
Kollektif Şirket Adi Komandit Şirket Eshamlı Komandit Şirket Toplam
2.573 202 1 4.334.678
Kaynak: GİB 2013
Gelir İdaresi Başkanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yapılan hesaplamalara göre, Türkiye nüfusu 2007 yılından beri yılda yaklaşık 4 milyon kişi artmıştır. Buna karşılık aynı dönemde vergi ödeyen mükellef sayısındaki artış yaklaşık 430 bin kişide kalmıştır. 2011 yılı itibariyle Türkiye’nin nüfusu yaklaşık 74 milyon iken Türkiye’deki gerçek kişi mükellef sayısı yaklaşık 3 milyon 500 bindir. 2007-2011 döneminde gelir vergisi mükellefleri 1 milyon 704 bine, Vergi harcamalarını basit usulde vergiye tabi mükellef sayısı da 714 bin’e gerilemiştir. En fazla mükellef artışı gayriuygularken sosyal menkul sermaye iradı için gelir vergisi ödeyenamacından sapıp lerde yaşanırken 5 yıl önce 696 bin 905 olan sapmadığı, gereğinden mükellef sayısı, 2011 sonunda 1 milyon 41 bine fazla yapılıp yapılmadığı, yükselmiştir. Kira gelirleri için vergi ödeyenlerin verimli ve etkin sayısındaki bu artışta, Gelir İdaresinin kira geliri elde edip de vergisini vermeyenlere yöneolup olmadığı önem lik olarak Türkiye çapında başlattığı takibat etkazanmaktadır. kili olmuştur. Bu istatistikler göstermektedir ki, ülkemiz nüfusu ile mükellef sayısı arasında büyük bir uçurum vardır ve bu uçurumu vergi harcaması uygulamaları daha da derinleştirmektedir. Aşağıdaki tabloda da (Tablo 7) 2009-2011 yıllarında gerçekleşen ve 20122015 yıllarında hedeflenen genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı bilgileri yer almaktadır.
Vergi Harcaması
Tablo 7. Vergi Gelirleri Tahsilatı (2009-2015): GERÇEKLEŞEN
GERÇEKLEŞME TAHMİNİ
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
224.504.298
273.471.884
332.491.753
300.995.224.000
347.890.019.000
380.142.375.000
416.294.416.000
78.538.326
88.433.299
109.116.023
86.745.631.000
97.527.212.000
107.923.106.000
119.686.351.000
7.371.276
8.216.948
9.060.013
7.065.714.000
7.790.506.000
8.608.864.000
9.432.211.000
Dâhilde Alınan Mal ve Hizmet Vergileri
96.673.100
120.325.712
141.253.112
131.285.359.000
155.263.326.000
168.211.597.000
182.810.820.000
Uluslararası Ticaret ve Muamelelerden Alınan Vergiler
28.674.535
39.563.175
53.499.747
58.976.353.000
67.501.021.000
73.467.873.000
80.088.015.000
Damga Vergisi
5.551.706
6.897.424
8.507.647
7.366.162.000
8.238.194.000
9.120.208.000
10.088.298.000
Harçlar
5.921.150
8.707.378
10.255.271
9.459.041.000
11.465.141.000
12.695.315.000
14.060.507.000
Başka Yerde Sınıflandırılmayan Vergiler
1.774.205
1.327.948
799.940
96.964.000
104.619.000
115.412.000
128.214.000
Vergi Gelirleri Toplamı Gelir ve Kazanç Üzerinden Alınan Vergiler Mülkiyet Üzerinden Alınan Vergiler
Kaynak: GİB 2013
Aşağıdaki tabloda (Tablo 8) 2009-2011 yıllarında gerçekleşen ve 20122015 yıllarında tahsilâtı hedeflenen genel bütçe vergi gelirlerinin türleri itibariyle toplam vergi gelirleri içindeki payları yer almaktadır. Tablo 8. Vergi Gelirlerinin Dağılımı (2009-2015): 2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
Vergi Gelirleri
1,00
1,00
1,00
1,00
1,00
1,00
1,00
Gelir ve Kazanç Üzerinden Alınan Vergiler
0,35
0,32
0,33
0,29
0,28
0,28
0,29
Mülkiyet Üzerinden Alınan Vergiler
0,03
0,03
0,03
0,02
0,02
0,02
0,02
Dâhilde Alınan Mal ve Hizmet Vergileri
0,43
0,44
0,42
0,44
0,45
0,44
0,44
Uluslararası Ticaret ve Muamelelerden Alınan Vergiler
0,13
0,14
0,16
0,20
0,19
0,19
0,19
Damga Vergisi
0,02
0,03
0,03
0,02
0,02
0,02
0,02
Harçlar
0,03
0,03
0,03
0,03
0,03
0,03
0,03
Başka Yerde Sınıflandırılmayan Vergiler
0,01
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
Kaynak: GİB 2013
Tablodan açıkça görülmektedir ki gelir üzerinden alınan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı %35’ten %33’e düşmüş olup ileriye dönük projeksiyonlara göre önümüzdeki dönemde daha da düşeceği (%28-29) tahmin edilmektedir. Ülkemizdeki vergi tahsilâtı büyük ölçüde harcama vergilerine dayanmaktadır. Gelir dağılımının tam olarak adil olmadığı ülkemizde harcama vergileri üzerinden vergi planlaması yapmak vergilendirmenin temel ilkelerinden biri olan adalet ilkesiyle örtüşmemektedir. Dolayısıyla gelir üzerinden alınan vergilere yönelik politika geliştirilmesi, gelir vergileri üze-
29
30
rindeki vergi harcamalarının daraltılması, bu sayede kazanç vergilerinin toplam vergi hasılatındaki payının artırılması değerlendirilmelidir. Tablo 9. Vergi Gelirlerinin Dağılımı (2009-2015): GERÇEKLEŞEN
GERÇEKLEŞME TAHMİNİ 2013
2014
2015
56.710.510.000
65.483.652.000
72.602.244.000
80.518.761.000
6.324.958.000
3.529.763.000.000
4.069.781.000
4.453.512.000
4.933.753.000
523.608.000
555.859.000
360.199.000
338.60.000
370.418.000
410.337.000
47.787.893.000
52.437.448.000
62.724.983.000
51.234.785.000
59.522.553.000
66.062.761.000
73.269.505.000
1.616.253.000
1.782.954.000
1.997.312.000
1.585.763.000
1.552.717.000
1.715.553.000
1.905.166.000
Kurumlar Vergisi (Toplam)
24.458.384.000
28.830.870.000
37.512.911.000
30.035.121.000
32.043.560.000
35.320.862.000
39.167.590.000
Beyana Dayanan Kurumlar V.
3.003.449.000
5.718.026.000
10.823.501.000
3.091.348.000
1.561.812.000
1.685.106.000
1.867.783.000
290.570.000
306.271.000
469.599.000
389.897.000
296.436.000
328.564.000
364.587.000
21.164.365.000
22.806.573.000
26.219.811.000
26.553.876.000
30.185.312.000
33.307.192.000
36.935.220.000
Gelir Vergisi (Toplam) Beyana Dayanan Gelir Vergisi Basit Usulde Gelir Vergisi Gelir Vergisi Tevkifatı Gelir Geçici Vergisi
Kurumlar Vergisi Tevkifatı Kurumlar Geçici Vergisi
2009
2010
2011
54.079.942.000
59.602.429.000
71.603.112.000
4.216.079.000
4.858.419.000
459.717.000
2012
Kaynak: GİB 2013
Tablodan (Tablo 9) açıkça görülmektedir ki, gerek gerçekleşen gerekse planlanan verilere göre tevkif suretiyle tahsil edilen/planlanan gelir vergisinin toplam gelir vergisi içindeki payı %90 seviyesindedir. Bu durum bile tek başına ülkemizde bir vergi tabanının oluşmadığını göstermektedir. Tevkif suretiyle vergilendirme hiç bir zaman nihai vergileme rejimi olarak kullanılamaz. Esas olan beyan yoluyla vergilendirmedir. Vergi tabanının genişletilerek belge düzeninin oturtulması için mükelleflerin beyan usulüne zorlanmaları, bu konudaki yasal ve ikincil düzenlemelerin uygulamaya konulması bir zorunluluktur. Ülkemizde vergi yükü diğer ülkelerle kıyaslandığında çok düşüktür ve mevcut vergi gelirlerinin büyük bir kısmı da dolaylı vergilerden sağlanmaktadır. Türkiye, OECD üyesi ülkeler içinde kişi başına vergi yükü en düşük ülkeler arasındadır. Tablo 10’daki verilerden de anlaşılacağı üzere son 10 yıldır Türkiye’deki vergi yükü neredeyse aynı oranlar (%19) civarında yer almaktadır. OECD üyesi 34 ülkenin verileri karşılaştırıldığında vergi yükü anlamında Türkiye en düşük vergi yüküne sahip ülkeler liginde yer almaktadır.
Vergi Harcaması
Aşağıdaki tabloda (Tablo 10) OECD üyesi ülkelerinin vergi yükleri topluca görülmektedir. Tablo 10. Toplam Vergi Gelirlerinin GSYH İçindeki Payı (Sosyal Güvenlik Primleri Hariç):
1965
1975
1985
1990
1995
2000
2007
2010
Avustralya
20,6
25,4
27,8
28,0
28,2
30,4
29,7
25,6
Avusturya
25,4
26,6
27,9
26,6
26,5
28,4
27,7
27,5
Belçika
21,3
27,5
30,3
28,0
29,2
30,8
30,0
29,4
Kanada
24,3
28,8
28,1
31,5
30,6
30,8
28,3
26,3
15,5
17,3
17,5
21,5
18,3
Şili Çek Cumhuriyeti
21,0
18,9
20,2
18,9
28,8
38,2
44,8
45,6
47,7
47,6
47,9
46,6
24,0
20,1
21,0
21,0
Finlandiya
28,3
29,1
31,1
32,5
31,6
35,3
31,1
29,8
Fransa
22,5
21,1
24,3
23,5
24,4
28,4
27,5
26,3
Almanya
23,1
22,6
22,9
21,8
22,7
22,8
22,9
22,0
Yunanistan
12,3
13,8
16,6
18,4
19,7
23,8
21,3
20,0
Macaristan
26,7
27,8
27,2
26,0
İzlanda
24,1
29,2
27,5
30,0
28,7
34,4
37,6
31,1
İrlanda
23,3
24,5
29,2
27,9
27,5
26,8
26,2
22,1
İsrail
31,5
31,4
30,7
26,9
İtalya
16,8
13,7
22,0
25,3
27,4
30,0
30,3
29,5
Japonya
13,9
14,5
18,7
21,0
17,6
17,3
18,1
16,3
14,8
15,8
17,5
17,6
18,8
21,0
19,3
18,8
23,1
29,1
26,0
27,3
29,1
25,8
26,3
Danimarka Estonya
Kore Lüksemburg Meksika
13,7
13,7
12,7
14,1
15,0
15,9
Hollanda
22,7
25,1
23,7
26,9
24,1
24,2
25,3
24,7
Yeni Zelanda
23,9
28,4
30,9
36,9
36,2
33,2
34,7
31,5
Norveç
26,1
29,5
33,8
30,2
31,3
33,7
34,0
33,3
Polonya
25,2
19,8
22,8
20,6
Portekiz
12,4
12,5
18,1
19,6
21,5
22,9
23,9
22,3
25,3
19,9
17,8
16,0
Slovak Cumhuriyeti Slovenya
22,3
23,1
24,0
22,4
İspanya
10,5
9,7
16,3
21,0
20,5
22,4
25,2
20,1
İsveç
29,2
33,2
35,6
38,0
34,4
37,9
35,0
34,1
İsviçre
14,9
18,6
19,5
19,0
19,6
22,1
21,2
21,4
Türkiye
9,9
10,8
9,8
12,0
14,8
19,6
18,9
19,6
İngiltere
25,7
28,8
30,4
29,5
28,0
30,2
29,2
28,2
ABD
21,4
20,3
19,1
20,5
20,9
22,6
21,4
18,5
OECD-Toplam
20,9
22,8
24,9
25,4
25,4
26,3
26,3
24,6
Kaynak: OECD, Revenue Statistics of OECD Member Countries, Paris, 2012 (Table 3).
31
32
Ülkemizde vergi tabanı bir türlü genişlememekte ve vergi yükü de belli toplumsal kesimler üzerinde aynı düzeyi muhafaza etmektedir. Aşağıda yer alan Tablo 11’de açıkça görülmektedir ki ülkemiz kişi başına vergi hâsılatında OECD ülkeleri arasında en altlarda yer almaktadır. Oysa genel kanı ülkemizde vergilerin, vergi yükünün çok yüksek olduğu şeklindedir. Bunun altında yatan en önemli neden, vergilendirme psikolojisidir. Aynı şekilde, ülkemizdeki gelir dağılımındaki çarpıklık ve kişi başına düşen gelir düzeyinin istenen seviyede olmaması da OECD geneline göre çok düşük vergi yüküne sahip ülkemizin vatandaşlarının vergi yükünü daha yüksek hissetmesine neden olmaktadır. Açıkça anlaşılmaktadır ki, klasik maliye kitaplarında yer alan “Dolaylı vergilerin mali anestezi etkisinin olduğu, fiyatın içerisine girerek hissedilmeği” görüşü de artık ülkemizde büyük ölçüde geçerliliğini yitirmiştir (Karyağdı 2011, 38).
Vergi Harcaması
Aşağıdaki tabloda (Tablo 11) OECD üyesi ülkelerin kişi başına düşen vergi gelirleri yer almaktadır. Tablo 11. Kişi Başına Düşen Vergi Gelirleri:
1965
1975
1985
1990
Avustralya
496
2 001
3 196
5 326
Avusturya
4 219
8 936
Belçika
4 259
8 968
Kanada
711
2 448
4 551
Şili
Çek Cumhuriyeti
Danimarka
1995
2000
2007
2010
6 119
6 491
13 892
14 752
11 892
10 322
18 877
18 994
11 656
10 138
18 852
18 834
7 555
7 207
8 563
14 487
14 555
442
944
951
2 375
2 485
2 009
1 944
6 266
6 428
641
3 007
5 522
12 303
16 964
14 790
27 889
26 780
Estonya
914
1 285
5 154
4 831
Finlandiya
3 520
9 942
11 224
11 113
20 000
18 760
Fransa
4 359
9 711
11 594
9 974
18 203
17 466
Almanya
3 459
7 268
11 011
8 599
14 597
14 575
Yunanistan
362
1 434
3 179
3 915
8 864
8 221
Macaristan
1 832
1 783
5 459
4 881
İzlanda
721
1 909
3 428
7 727
8 177
11 483
26 651
13 899
İrlanda
1 837
4 392
6 253
7 944
18 467
12 759
İsrail
6 353
7 301
8 439
9 249
İtalya
1 932
5 934
8 740
8 142
15 470
14 598
Japonya
174
961
3 102
7 309
11 283
9 945
9 720
11 877
Kore
92
387
1 228
2 357
2 564
5 724
5 150
Lüksemburg
5 438
12 443
17 931
18 186
38 106
39 060
Meksika
345
536
520
1 090
1 732
1 795
Hollanda
4 448
8 873
10 721
9 573
18 506
18 178
Yeni Zelanda
525
1 340
2 279
4 829
6 198
4 675
11 130
10 295
Norveç
633
3 188
6 598
11 370
13 959
15 987
35 891
36 629
Polonya
1 315
1 466
3 882
3 902
Portekiz
420
1 885
3 353
3 540
7 083
6 721
Slovak Cumhuriyeti
1 899
1 817
4 594
4 543
Slovenya
2 652
3 208
8 872
8 631
İspanya
974
3 387
4 771
4 946
11 979
9 727
1 003
3 881
6 035
14 924
13 646
14 338
23 947
22 444
439
2 255
3 966
9 062
12 387
10 458
16 525
19 752
Türkiye
41
188
212
547
641
1 004
2 225
2 571
İngiltere
563
1 470
3 034
6 280
6 789
9 120
16 595
12 688
ABD
860
1 923
4 497
6 306
7 688
10 354
12 913
11 605
3 168
6 627
7 182
7 265
13 923
13 166
İsveç İsviçre
OECD-Toplam
Kaynak: OECD, Revenue Statistics of OECD Member Countries, Paris, 2012 (Table 33).
33
34
Aşağıdaki tabloda da (Tablo 12) OECD üyesi ülkelerin sahip oldukları gelir ve kâr üzerinden alınan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı yer almaktadır. Tablo 12. Gelir ve Kar Üzerinden Alınan Vergilerin Toplam Vergi Gelirleri İçindeki Payı: 1965
1975
1985
1990
1995
2000
2007
2010
Avustralya
50,7
56,0
54,6
57,1
55,4
58,0
59,8
57,1
Avusturya
25,5
26,1
26,4
25,5
26,3
28,4
30,0
28,3
Belçika
27,6
39,5
40,5
36,9
38,1
38,5
35,9
34,3
Kanada
38,6
47,2
44,1
48,6
46,4
50,1
49,1
46,8
23,2
25,2
23,3
45,7
38,4
Şili Çek Cumhuriyeti
25,0
22,8
24,8
20,4
46,8
59,0
57,7
60,1
61,7
60,3
60,0
61,1
30,0
24,9
23,7
19,9
Finlandiya
41,4
43,3
40,8
39,2
36,1
43,1
39,3
35,7
Fransa
15,9
15,9
16,0
16,1
16,3
24,9
23,9
21,9
Almanya
Danimarka Estonya
33,8
34,4
34,8
32,4
30,3
30,1
31,2
28,7
Yunanistan
9,1
13,3
17,5
19,9
22,3
27,3
23,3
22,2
Macaristan
21,0
24,3
25,2
20,4
İzlanda
21,4
22,8
22,7
29,7
34,1
39,9
45,4
44,4
İrlanda
25,7
30,0
34,5
36,9
39,1
42,3
39,2
36,2
İsrail
35,0
39,6
36,5
29,3
İtalya
17,8
21,5
36,8
36,5
35,3
33,2
33,8
32,9
Japonya
43,9
44,6
45,8
50,2
38,3
34,8
36,4
30,2
24,3
26,4
32,8
30,1
28,8
31,8
28,2
Kore Lüksemburg
35,9
43,1
43,2
39,4
39,3
36,1
34,8
36,6
Meksika
22,2
27,1
24,9
27,3
27,7
27,8
Hollanda
35,8
34,8
26,4
32,2
26,3
25,3
28,2
27,9
Yeni Zelanda
60,5
66,5
69,4
59,6
61,3
60,0
62,9
53,7
Norveç
43,4
34,4
39,7
35,2
35,1
45,0
47,9
47,0
Polonya
30,6
20,9
23,0
20,4
Portekiz
24,6
17,5
25,8
25,7
26,3
29,8
28,1
26,9
25,6
20,5
19,8
17,8
Slovak Cumhuriyeti Slovenya
16,7
18,5
23,3
20,2
İspanya
24,5
22,0
24,8
30,6
29,2
28,4
33,6
28,3
İsveç
54,9
50,5
42,2
41,6
39,3
40,9
38,8
35,6
İsviçre
41,1
47,6
46,0
47,2
43,5
44,2
46,4
46,2
Türkiye
29,6
42,3
37,0
33,5
28,3
29,5
23,7
21,7
İngiltere
37,0
44,8
38,6
39,3
36,9
39,0
39,5
37,5
ABD
48,1
46,0
45,4
46,0
46,0
50,5
48,8
43,6
OECD-Toplam
34,7
37,1
36,9
37,1
34,0
35,0
35,9
33,2
Kaynak: OECD, Revenue Statistics of OECD Member Countries, Paris, 2012 (Table 8).
Vergi Harcaması
Tablodan görüldüğü üzere ülkemiz, gelir üzerinden vergi toplamada OECD ülkeleri ortalamasının çok gerisinde yer almaktadır. Katma değer vergisinin artık vergi gelirleri içinde birinci önemli vergi haline gelmesi ve hayatımızın her alanına girmesi; ilaveten özel tüketim vergisi ile akaryakıt, motorlu araçlar, beyaz eşya, tütün mamulleri ve alkollü içeceklerin yüksek oranda vergilendirilmesi ve haberleşme üzerindeki Özel İletişim Vergisinin de yüksek olması, dolaylı vergilerin artık doğrudan bir vergi gibi algılanması sonucunu doğurmuştur. Gelir dağılımındaki adaletsizliği yüksek dolaylı vergiler yoluyla derinleştirmek vergi sisteminin geleceğini, inanılırlığını ve vatandaşların vergi yasalarına gönüllü uyumunu etkileyebilecek bir unsur haline dönüşebilmektedir. Kısacası Türkiye’de dolaylı vergi uygulaması, vergileme psikolojisi alanında mali anestezi etkisi yerine vergiye karşı direnci artıran bir sonuç doğurmaktadır (Karyağdı 2011, 38). Vergi bilinci, vergi ödemek ve bunun karşılığını kamu hizmeti olarak almak suretiyle sağlanabilir. Sadece kamu hizmeti alıp vergi ödemeden vergi bilinci gelişmez. Yukarıda yer alan tablo ve açıklamalarda yer aldığı gibi pek çok gerçek kişinin beyanname verme sınırının altında kalması, vergiden muaf olması ya da kazançlarının sadece tevkifatla vergilendirilmesi, bazı kazançlarının ise vergiden müstesna kılınmış olması gibi nedenlerle beyanname vermek durumunda olmaması, kazancını beyan edip vergi ödemenin ekonomik ve psikolojik gerekliliğini hissetmemesi, vergi bilincinin ortaya çıkmasını ve gelişmesini engellemektedir. Yararlanmış olduğu kamu hizmetleri için doğrudan bedel ödediğinin farkında olmayan bir kimseden vergi ile kamu hizmeti arasındaki bağı kurabilmesini veya gerek kendisine hizmet sunan kamu kurum ve kuruluşlarından ve onların yönetici ve çalışanlarından, gerekse de demokrasi yoluyla seçtiği temsilcilerden vergilerin harcanmasındaki tercih ve uygulamaları hakkında hesap sormasını beklemek de mümkün değildir. Nasıl ki temsilsiz demokrasi olmaz ise vergisiz temsil olması da mümkün değildir (Karyağdı 2011, 39). Vergi alınmayan sektörler kendiliğinden kayıtlı sistemin dışında kalmakta, aslında vergiye tabi olmayan alanlar kayda tabi olmayan alanlar haline dönüşebilmektedir. Vergi vermenin en önemli sonuçlarından biri kazanç ve harcamaların muhasebe ve diğer yöntemlerle kayıt altına alınmalarıdır. Beyana tabi olmayan bir gelir ya da kazanca ilişkin olarak herhangi bir kayıt tutulmasını, herhangi bir belgenin alınması ya da saklanmasını beklemek söz konusu olamaz; çünkü sizi buna yönlendiren herhangi bir neden bulunmamaktadır. Ancak kazancını beyan etmek zorunda olan kişi harcamalarına ilişkin belge almak, kazanç getiren işlemlerine ilişkin belge düzenlemek ve bu belgeleri de bir kayıt sistemi içerisinde tutmak, böylelikle de kazancını tespit etmek durumundadır. Ülkemizde pek çok kesimin beyanname vermek zorunda olmaması, sadece bu kişilerin kayıt dışında kalmasına yol açmamakta, aynı zamanda bu kişilerin ticari, zirai, sınai ve mesleki faa-
35
36
liyette bulunduğu diğer kesimlerin de kayıt dışı kalmasına neden olmaktadır (Karyağdı 2011, 39). Beyanname verme sınırlarının çok yüksek olması veya bazı gelirlerin vergi dışı bırakılması da vergi tabanının çok dar bir alan üzerinde inşa edilmesinin temel nedenlerinin başında gelmektedir. Çalışan kesimin, tarım kesiminin, menkul sermaye iradı elde edenlerin, telif kazançları elde edenlerin beyan dışı olması ve bu kişilerin günlük hayatlarını sürdürürken katlandıkları giderlerini yansıtamamaları, harcamalarının bir kısmının kayıt dışı alanda cereyan etmesine ve dolayısıyla bu kişilere mal ve hizmet sunan kişilerin kazançlarının da kayıtdışı kalmasına sebep olmaktadır. Esasen yaygın bir tabana sahip gelir vergisi sisteminde daha fazla kişinin beyanname vermesi ve giderlerin büyük bir kısmının beyan edilmesin lüzumu vardır. Örneğin 1950’lerin Türkiyesi için geçerli olan, zirai kazançların neredeyse tamamını vergi dışı bırakacak bir sistemi, profesyonel sporcuları beyan dışı bırakacak bir yapıyı, faiz gelirleri için neredeyse sadece tevkifat yoluyla vergilendirmeyi esas alan bir yapıyı, 21. yüzyılın dinamik ve gelişen piyasalarında en önde yer alan ve G20 üyesi bir Türkiye için savunabilmek mümkün değildir (Karyağdı 2011, 39). Aşağıda, Türkiye’de vergi harcamalarının vergi tabanı üzerindeki etkisini test etmek için kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden bir hesaplama yapılmıştır. Tablo 13’te 2007-2011 yıllarına ilişkin olarak verilen kurumlar vergisi beyannamelerine göre en fazla matrah beyan eden ilk 100 mükellefin beyanları ile toplam beyanlar verilmektedir. Tablodan açıkça görüldüğü üzere yılda ortalama hesaplanan kurumlar vergisinin %46’sina tekabül eden bir tutar sadece ilk 100 mükellef tarafından beyan edilmektedir. Durumu diğer kanunlardaki vergi harcama tutarlarıyla değerlendirirsek bu konunun kesinlikle detaylı bir gözden geçirmeye ihtiyacı olduğu kesindir. Tablo 13. Kurumlar Vergisi Beyanname Özeti (2007-2011): Dönem
Toplam Hesaplanan Kurumlar Vergisi (A)
İlk 100 Mükellefin Hesaplanan Kurumlar V. (B)
İlk 100 Mükellefin Payı(B)/ (A)
Toplam Kurumlar V. Mükellef Sayısı
2007
16.489.016.048,82
7.674.294.606,47
0,47
634.564
2008
16.948.712.010,01
7.514.559.807,86
0,44
640.979
2009
22.397.201.061,10
11.753.983.715,48
0,52
640.786
2010
25.067.086.481,08
12.349.670.157,41
0,49
652.009
2011
26.153.081.206,54
10.313.795.809,88
0,39
663.967
107.055.096.807,55
49.606.304.097,10
0,46
-----
Toplam
Kaynak: GİB 2013
Vergi Harcaması
5.5. Türk Vergi Sistemindeki Vergi Harcamalarının Vergileme İlkeleri Açısından Değerlendirilmesi Bir vergi sisteminin gelişmesinde ve değerlendirilmesinde kullanılan ve vergileme ilkeleri olarak tanımlanan bazı kıstaslar vardır. Bu kıstaslar vergi uygulamasının gerek mevzuat gerekse de uygulama açısından başarılı bir şekilde yürütülebilmesi ve kendisinden beklenen mali, ekonomik ve sosyal sonuçların alınabilmesi için geliştirilmişlerdir. Bunlar; vergide adalet, eşitlik, genellik, belirlilik, verimlilik, etkinlik, uygunluk, istikrar ve esneklik gibi başlıklarda açıklanmaktadır. 5.5.1. Vergi Harcamalarının Adalet ve Eşitlik İlkesi Açısından Değerlendirilmesi Vergide adalet denildiğinde genellikle, vergi yükünün adil dağıtılması anlaşılır. 1982 Anayasası’nın 73. maddesinde de belirtildiği gibi, “Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi vermekle yükümlüdür.” Vergide adalet, bireylerin vergi ödeme güçlerine göre vergilendirilmesini gerektirir. Bireyler genel vergi yüküne, kendi ödeme güçlerine göre katılmalıdırlar. Aynı zamanda adil vergilendirmeyi, sosyo-ekonomik düzenlemelere olanak sağlayan bir vergilendirme sistemi olarak da anlamak mümkündür. Vergide eşitlik yatay eşitlik ve dikey eşitlik olarak incelenebilir. Yatay Eşitlik: Aynı vergi ödeme gücüne (gelir, servet ve harcama itibariyle) sahip olanların aynı miktarda vergi ödemelerine denir. Dikey Eşitlik: Farklı vergi ödeme gücüne sahip olanların farklı miktarda vergi ödemelerine denir (Mcdonald 2010, 153). Ekonomik, sosyal ve mali nedenlerle bazı vergi konularının ya da vergi mükelleflerinin vergi dışı bırakılması, ödeme gücüne ulaşmada etkili olabildiği ölçüde vergi adaletine uygundur. Aksi durumda, vergi ödeme gücüne ulaşmada etkili olmayan ve belli mükellefler lehine fırsatlar doğuran bu tür istisna ve muafiyetler, vergi adaletinin sağlanmasında olumsuz bir durum ortaya çıkarırlar. Örneğin ekonomik amaçla gelir vergisinde yer alan vergi harcamaları vergi adaletine aykırı sonuçlar yaratabilmektedir. Bir anlamda, vergide adaletten fedakarlık edilerek üretimin, yatırımın, istihdamın artmasına, ülke içinde bölgesel gelişmişlik farkının azaltılmasına, ekonomik kalkınmanın sağlanmasına çalışılmaktadır. Bu amaçla yapılan düzenlemeler geliri, dolayısıyla tasarrufu yüksek olan mükelleflerin vergi yükünü azaltarak teşvik etmektedir. Diğer yandan bu mükelleflerin daha az vergi ödemesi nedeniyle aynı ayrıcalıklardan yararlanamayan mükelleflerin sırtına daha ağır bir vergi yükü yüklenmektedir. Bu açıdan vergilemede adalet duygusunu sarsabilecek şiddetli ve taraflı muamelelerden kaçınılması ve bu yapılırken de sermaye birikimine veya reel gelirin artmasına engel olunmaması gerekmektedir (Mcdonald 2010, 154).
37
38
5.5.2. Vergi Harcamalarının Genellik İlkesi Açısından Değerlendirilmesi Bu ilke ülke sınırları içinde bulunan herkesin toplam vergi yüküne katılmasını ifade eder. Sosyal sınıf farkı gözetilmeksizin herkesin elde ettiği gelir, servet ya da harcamalar üzerinden vergi ödemesini amaçlamaktadır. Anayasanın 73. maddesinde belirtildiği gibi, “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi vermekle yükümlüdür”. Buradaki “herkes” vergide genellik ilkesini ifade etmektedir. Vergi devletin yüklendiği görevleri yerine getirebilmesi için alındığından devletin vergi harcamasına yönelik düzenleme ve uygulamaları genellik ilkesine ters düşmemektedir. Fakat ekonomik, sosyal, mali ve politik bazı nedenlerle düzenlenen ve uygulanan vergi teşviklerinin aşırı boyutlara ulaşarak genellik ilkesiyle çelişmesine ve vergi adaletini bozmasına izin verilmemelidir. 5.5.3. Vergi Harcamalarının Verimlilik İlkesi Açısından Değerlendirilmesi Vergilemede verimlilik ilkesi, vergiden beklenen hâsılatın, yapılması gereken kamu giderlerini karşılamaya yetmesini ifade eden bir durumdur. Dolayısıyla, kamu harcamalarının vergi gelirleriyle karşılanma oranı yükseldikçe, vergilendirmede etkinlik sağlanıyor demektir. Bu sonuca ulaşabilmek için de vergi sisteminde yer alan ve vergi tahsilatını olumsuz etkileyen vergi muafiyet, istisna ve indirimlerinin düşük düzeyde tutulması gerekir. Ayrıca verimlilik ilkesinin bir gereği olarak vergi uygulama ve toplama maliyetinin de dikkate alınması bir zorunluluktur. Vergi hâsılatına kıyasla vergi maliyetinin yüksek olmamasına dikkat edilmelidir. Vergi maliyetinin yüksek olduğu alanlarda vergi harcaması devreye girebilir. 5.5.4. Vergi Harcamalarının Etkinlik İlkesi Açısından Değerlendirilmesi Vergilemede etkinlik, vergilerin ekonomide refah kaybına yol açmamasını veya ortaya çıkan refah kaybının asgari düzeyde tutulmasını ifade eder. Bir vergi konulmasıyla verginin mükellefleri açısından bir kayıp söz konusu olmaktadır. Etkinlik ilkesine göre, bu kayıpların asgari düzeyde kalması için vergi düzenlemelerinin günün ekonomik koşullarına uygun bir biçimde planlanması gerekmektedir. Vergi harcamaları bu noktada önemli bir kavram olarak devreye girmektedir. Kriz ve daralma dönemlerinde ekonominin istikrar kazanması için vergi teşviklerinin kullanılması, vergilendirmede etkinlik ilkesinin sağlanması noktasında önemli olmaktadır.
6. 12/6/2013 TARİHLİ GELİR VERGİSİ KANUN TASARISI’NIN DEĞERLENDİRİLMESİ 12/6/2013 tarihli Gelir Vergisi Kanun Tasarısı; etkin, basit ve adil bir vergi sistemi oluşturarak kamu finansmanını sağlam temellere dayandırmak, sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, istihdamı, üretimi, tasarruf ve yatırımları teşvik etmek, vergiye gönüllü uyumu kolaylaştırıp ekonominin kayıtlılık düzeyini artırmak ve bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılmasına katkıda bu-
Vergi Harcaması
lunmak gerekçeleriyle Bakanlar Kurulu tarafından TBMM’ne sevkedilmiştir. Tasarı yürütme ve yürürlük maddeleriyle birlikte 92 maddeden oluşmaktadır. Geçici ve mükerrer maddelerle birlikte 210 maddeyi geçen Gelir Vergisi Kanunu ile 45 maddeden oluşan Kurumlar Vergisi Kanunu birleştirilmiş ve 92 maddeden oluşan bir tasarı oluşturulmuştur. Tasarıyla yapısal bir değişiklik önerilmemiştir. Gelirin tanımı ve gelir unsurları değişmemekte, beyan esası küçük değişikliklerle korunmaktadır. Tasarıya göre hem gerçek kişilerin gelirleri hem de kurum kazançları gelir vergisine tabi tutulacaktır. Gerçek kişiler için gelire giren kazanç unsurlarında değişiklik yoktur. Tasarıda yedi gelir unsuru korunmuştur. Kurum kazancı ise gerçek kişilerin gelir unsurlarından oluşmaktadır. Gelirin tanımı konusunda, mevcut kanunda olduğu gibi, kaynak teorisine uygun bir tanım yapılmıştır. Gerçek kişiler için vergi tarifesinde ve kurumlar için vergi oranında bir değişiklik yapılmamaktadır. Söz konusu tasarının gerekçesine göre, ülkemizde gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin vergi kapasitesinin altında kalması, dolaysız vergilerin toplam vergi gelirleri içerisindeki payının düşük olması sonucunu doğurmakta, bu durum ise vergi adaletini zedelemektedir. Tasarı gerekçesine göre, Türkiye’de gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin GSYH’ye oranı yaklaşık %6 gibi oldukça düşük bir seviyede olup, son verilere göre OECD ülkelerinde bu oran %11,4’tür. Türkiye, OECD ülkeleri arasında gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerde en düşük vergi yüküne sahip ülkelerden biridir. Tasarısının gerekçesine göre, tasarının hazırlanmasında aşağıda belirtilen ilkeler dikkate alınmıştır: - Yatırım, üretim, istihdam ve tasarrufların teşvik edilmesi - Vergiye gönüllü uyumun artırılması ve kayıtlı ekonomiye geçişin hızlandırılması - Vergi tabanının genişletilmesi ve vergi adaletinin pekiştirilmesi - Vergi güvenliğinin güçlendirilmesi - Sosyal ve çevresel politikalarla uyumlu düzenlemelerin yapılması - Yürütmede esneklik ve etkinliğin artırılması Tasarı ile gelirin toplanması ve beyanı esasında esaslı bir değişiklik yapılmamaktadır. Ancak sınırlı da olsa beyannameli mükellef sayısının artırılması amaçlanmaktadır. Yapılmak istenen düzenlemeyle, ücret ve istisna serbest meslek kazancı elde eden gerçek kişilerden, elde ettikleri gelirleri belirlenen tutarı aşanlara yıllık beyanname verme zorunluluğu getirilmektedir. Beyanname verilmesi durumunda bu kişiler; yaptıkları bağış ve yardımlarını vergi matrahlarından, eğitim ve sağlık harcamalarının bir kısmını da hesap-
39
40
lanan vergilerinden indirebilecektir. Gerek beyanname veren mükellef sayısının artması, gerekse gider ve indirimlerin beyannamelere yansıtılması yoluyla kayıtlı ekonomiye geçişin daha da hızlandırması planlanmaktadır. Yine tasarısının gerekçesine göre vergi tabanını genişletmeye ve vergi adaletini güçlendirmeye yönelik önemli düzenlemeler yapılmaktadır. Kentsel rantların ve sermaye kazançlarının vergilendirilmesindeki istisnalar daraltılmaktadır. Buna göre; taşınmazlar, pay senetleri, ortaklık hakları ve hisselerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, elde tutma süresine göre kademeli olarak istisnaya tabi tutularak vergilendirilecektir. Vergi tabanını genişletmeye yönelik olarak yapılan diğer bir düzenleme ise kira gelirlerinde götürü gider uygulamasına getirilen sınırlamadır. Taşınmazların konut olarak kiralanmasından elde edilen gelirin beyanında uygulanan götürü gider, elde edilen hâsılat tutarına göre sınırlandırılmakta, belli bir hâsılat tutarı üzerinde gelir elde edilmesi halinde ise kaldırılmaktadır. Tasarıdan, vergi tabanını genişletmeye yönelik olarak mevcut bazı istisnaların da gözden geçirildiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, mülkiyeti işverene ait konutların çalışana mesken olarak tahsis edilmesi suretiyle uygulanan ücret istisnası, Kamu Konutları Kanunundaki kira bedelleri emsal alınarak sınırlandırılmaktadır. Birden fazla işyerinde ticari faaliyette bulunanlar ile Kanunda öngörülen haller hariç birden fazla taşıtla iş yapanlar basit usulden yararlanamayacaktır. Ayrıca, vergi tabanını genişletmeye yönelik olarak, teknolojik gelişmeler ışığında her türlü elektronik ortam veya alan adlarının kiralamasından elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu hükme bağlanmaktadır. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu olmak üzere iki ayrı kanunda düzenlenen gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergiler, mükerrerliği ortadan kaldırmak ve daha kısa ve kolay anlaşılır bir sistematik oluşturmak üzere tasarı ile tek bir kanun haline getirilmektedir. Fakat yapılması planlanan bu düzenlemelerin, yukarıda detaylı olarak incelenen verginin tabana yayılması ve vergi harcamalarının yeniden düzenlenmesi hususları için yeterli olduğu söylenemez. Tasarıdaki istisna, muafiyet ve en az beyan sınırı gibi uygulamalar hâlâ beyanname verme görevini ortadan kaldırmakta; götürü sistemlerin ve stopajın son vergileme olduğu uygulamalar devam etmektedir.
SONUÇ Verginin ne üzerinden alınacağı olgusu ülkelerin ekonomik ve sosyal yapıları dikkate alınarak siyasi otoritelerin alması gereken bir karardır. Siyasi otoriteler vergi sistemleri ile ilgili karar alırken temel vergilendirme ilkelerini göz önüne almak durumundadırlar. En temel vergilendirme ilkesi adalettir. Bireylerin mali gücüne göre vergilenmesi prensibine dayanan bu ilke, belirlilik, uygunluk, etkinlik, esneklik ve ekonomiklik ilkeleri ile desteklenir.
Vergi Harcaması
Vergi harcamalarını bu ilkeler kapsamında değerlendirirken güçlükler baş göstermektedir. Siyasi aktörlerin algıladığı ulusal öncelikler, onları vergileme ilkeleri arasında bir tercihe zorlayabilir. Bu bağlamda vergi harcaması konsepti adalet ilkesi ile etkinlik ilkesi arasında bir çatışmaya yol açabilir. Son dönemlerde gelişmiş ülkelerde vergileme eğilimi, geniş tabanlı tüketim vergilerine ağırlık vermek yönündedir. Geliri ve sermayeyi vergilendirmek büyümeyi engelleyici bir unsur olarak görüldüğü için ülkeler harcama vergilerine odaklanmaktadırlar. Gelişmekte olan ülkelerde ise temel olarak gelir yeterince vergilendirilememektedir. Bu ülkelerde vergi yapısı genel olarak karmaşık, adaletsiz, eşitlik ve etkinlikten uzaktır. Bu nedenle harcama vergilerine ağırlık verilmesi politik bir tercihten ziyade zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Bir vergilendirme politikası olarak gelirler üzerindeki vergi yükü vergi harcamaları yoluyla azaltılırken diğer taraftan da harcama vergileri üzerindeki vergi yükü istisna ve muafiyetler daraltılarak artırılırsa, bunun etkinlik ilkesi bakımından yarar getireceği değerlendirilebilir. Fakat gelişmekte olan ve gelir dağılımının adaletli olmadığı bir ekonomik yapıda bu şekildeki bir vergilendirme politikası, adalet ilkesinden sapmaya yol açacaktır. Ayrıca vergi harcaması kalemlerinin artması, vergi sistemini karmaşıklaştırır. Anlaşılabilirliğin ve belirliliğin olmadığı sistemler vergiye uyumu zorlaştır ve kayıt dışılığı özendirir: Bu noktada verginin tabana yayılmasına yönelik olarak vergi harcamaları ile ilgili aşağıdaki tedbirler hızla alınmalıdır: 1- Türkiye’de yaşayan herkes yıllık gelir vergisi beyannamesi vermelidir. İstisna, muafiyet, indirim, vergi ertelemeleri ve en az beyan sınırı gibi uygulamalar beyanname verme görevini ortadan kaldırmamalı, götürü sistemlerin ve stopajın son vergileme olduğu uygulamaların kurulmasına izin verilmemelidir. Vergi beyannamesi düzenleme işinin kişilere külfet getirmemesi için Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından daha önce pratiği yapılan ve başarılı sonuçlar alınan “önceden hazırlanmış beyanname” sisteminin uygulaması genişletilmelidir. Herkesin beyanname vermesi demek, vergi dairesine gitmesi ve vergi vermesi demek olmamalıdır. Anayasanın “sosyal devlet” ilkesi gereği kişilerin kazançlarının belirli bir tutarı vergi dışı bırakılmalıdır. Ancak belge düzeninin oturması ve devletin her bireyin yüklendiği vergi tutarını bilmesi bakımından beyanname almak önemlidir. 2- Vergi sisteminde yer alan tüm vergi harcama kalemlerinin tek tek gözden geçirilerek fayda-maliyet analizine tabi tutulması ve ekonomik, sosyal ve siyasal amaçlara ulaşma noktasında etkinlik ve verimliliklerinin analiz edilmesi gerekmektedir.
41
42
EK 2013 YILI VERGİ HARCAMALARI LİSTESİ KANUN ADI VE NUMARASI 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
MADDE NO Madde 9/1-2-3-4-56-7-8-9
MADDE AÇIKLAMASI
Vergiden Muaf Esnaf
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Ticari ve Zirai Kazançlarda Yatırım İndirimi İstisnası (6009 sayılı Kanunla 2010 yılı kazançlarına uygulamak üzere 01.08.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere)
Madde 20
Eğitim ve Öğretim İşletmelerinde Kazanç İstisnası
Madde 21
Gayrimenkuller ve Haklarda İstisnalar
Madde 22/1 Madde 23/1 Madde 23/2 Madde 23/3
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 23/5
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 23/6
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 23/7
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 23/8
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 23/9
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 23/10
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 19
Menkul Sermaye İratlarında İstisnalar Köylerde, münhasıran el ile dokunan halı ve kilim imal eden işletmelerde çalışan işçilerin ücretleri Gelir Vergisi’nden muaf olan veya gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerin yanında çalışan işçilerin ücretleri Maden ve toprakaltı işlerde çalışan işçilerin münhasıran yer altında çalıştıkları zamanlara ait ücretleri Köy muhtarları ile köylerin katipleri, korucuları, imamları, bekçileri ve benzeri hizmetlilerine köy bütçesinden ödenen ücretler Hizmetçilerin ücretleri Sanat okulları ile bu mahiyetteki enstitülerde çalışan öğrencilere, ceza ve ıslahevlerinde çalışan hükümlülere, tutuklulara ve darülacezelerin atölyelerinde çalışan düşkünlere verilen ücretler Hizmet erbabına işverenlerce yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler Genel olarak madenlerde ve fabrikalarda çalışan işçilere ve özel kanunlarına göre barındırılması gereken memur ve müstahdemlere konut tedariki ve bu konutlar ile ilgili sağlanan menfaatler Hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla işverenler tarafından yapılan toplu taşıma giderleri
Vergi Harcaması
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 23/12 Madde 23/13
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 23/14
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 23/15
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 25/3
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 25/4 Madde 25/5 Madde 25/6 Madde 25/7 Madde 25/9 Madde 25/10 Madde 29/1 Madde 29/2 Madde 29/3 Madde 29/4
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 30/1
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 30/2
3308 sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanununa tabi çırakların asgari ücreti aşmayan ücretleri Yabancı ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenen emekli, malûliyet, dul ve yetim aylıkları Dar mükellefiyete tâbi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler Yüz ve daha az işçi çalıştıran işyerlerinde bir, yüzden fazla işçi çalıştıran işyerlerinde iki amatör sporcuya ödenen ücretler Kanunla kurulan emekli sandıkları ile Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesinde belirtilen sandıklar tarafından hak sahiplerine aylık dışında ödenen tazminat, yardım ve toptan ödemeler Hizmet erbabına ödenen çocuk zamları Evlenme ve doğum münasebetiyle hizmet erbabına yapılan yardımlar Sosyal sigorta kurumları tarafından sigortalılara yapılan ödemeler Kıdem tazminatı ödemeleri Yardım sandıkları tarafından ölüm, sakatlık, hastalık, doğum, evlenme gibi sebeplerle üyelerine yapılan yardımlar Yabancı ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumları tarafından hak sahiplerine ödenen tazminat ve yardımlar İlim ve fenni, güzel sanatları vb. teşvik maksadıyla verilen ikramiyel ve mükafatlar Uçuş ve dalış tazminatları, ikramiyeler, gündelikler, zamlar v.b Spor yarışmalarına katılan amatör sporculara verilen ödül ve ikramiyeler Spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler Dar mükellefiyete tabi olanların, hükümetin müsaadesiyle açılan sergi ve panayırlarda yaptıkları ticari faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar (Türkiye’de başkaca iş yeri ve daimi temsilcileri bulunmamak şartıyla) Dar mükellefiyete tabi olanların bu sergi ve panayırlarda yaptıkları serbest meslek faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar
43
44
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 63/2
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 63/3
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 63/4 Mükerrer Madde 80
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 89/1
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 89/2
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 89/3
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 89/4
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 89/5
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 89/6
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 89/7
Kanunla kurulan emekli sandıkları ile Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesinde belirtilen sandıklara ödenen aidat ve primler Ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası poliçelerinin %50’si ile şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler Çalışanlar tarafından ilgili kanunlarına göre sendikalara ödenen aidatlar Değer Artış Kazançlarında İstisna
Madde 82
Arızi Kazançlarda İstisna
Beyan edilen gelirin %15’ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortalarına ödenen primlerin %50’si ile ölüm, kaza, hastalık, sağlık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri Beyan edilen gelirin %10’unu aşmaması şartıyla mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamaları Serbest meslek faaliyetlerinde bulunan veya basit usulde vergilendirilen özürlülerin beyan edilen gelirleri için hesaplanan yıllık indirim Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve kamu yararına çalışan dernekler ile vergi muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin % 5’ini (kalkınmada öncelikli yöreler için % 10’unu) aşmamak üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelleri Kültür, Sanat, Edebiyat v.b faaliyetlere ve Kültürel, Tarihi, Tabii v.b varlıkların korunmasına dair yapılan harcamalar ile bağış ve yardımlar
Vergi Harcaması
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 89/8
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 89/9
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 89/10
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Madde 89/11
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Geçici Madde 75
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Geçici Mad. 80
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
Geçici Mad. 82
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 4/1-ç
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 4/1-d
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 4/1-ı
3289 ve 5894 sayılı Kanunlar kapsamında yapılan sponsorluk harcamaları (amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için %50’si) Mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 100’ü oranında hesaplanacak “Ar-Ge indirimi”. Bakanlar kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığıyla makbuz mukabili yapılan ayni veya nakdi bağışlar İktisadi işletmeler hariç, Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımlar 31/12/2013 tarihine kadar, 5746 sayılı Kanunun 3. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen Ar-Ge ve destek personelinin, bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisinin; doktoralı olanlar için yüzde 90’ı, diğerleri için yüzde 80’i Bakanlar Kurulunca kanunda belirtilen şekilde belirlenen illerde, Ekonomi Bakanlığı tarafından düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında 31/12/2023 tarihine kadar gerçekleşen yatırımlarda, teşvik belgelerinde öngörülen ve fiilen istihdam edilen işçilerin ücretlerinin sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin brüt tutarına tekabül eden kısmı üzerinden hesaplanan gelir vergisi, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan tarihten itibaren 10 yıl süreyle verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilecektir. 31/12/2017 tarihine kadar, 4059 sayılı Hazine Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 5. maddesi kapsamına giren bireysel katılım yatırımcısı tam mükellef gerçek kişilerin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra iktisap ettikleri tam mükellef anonim şirketlere ait iştirak hisselerini en az iki tam yıl elde tutmaları şartıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümlerine göre hesapladıkları hisselerin tutarlarının %75’ini yıllık beyannamelerine konu kazanç ve iratlarından indirebilmeleri Kamu idare ve kuruluşları tarafından yetkili idarî makamların izniyle açılan yerel, ulusal veya uluslararası nitelikteki sergiler, fuarlar ve panayırlar Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ait olup sadece kamu görevlilerine hizmet veren, kâr amacı gütmeyen ve üçüncü kişilere kiralanmayan kreş ve konukevleri ile askerî kışlalardaki kantinler İl özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların oluşturdukları birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar tarafından işletilen su ve yolcu taşıma işletmeleri ile mezbahalar
45
46
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 4/1-i
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 4/1-j
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 4/1-k
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 4/1-l
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 4/1-n
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 5/1-c
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 5/1-e
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 5/1-f
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 5/1-h
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 5/1-ı
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 10/1-a
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 10/1-b
Köyler veya köy birlikleri tarafından köylünün genel ve ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla işletilen hamam, çamaşırhane, değirmen, soğuk hava deposu ve yolcu taşıma işletmeleri ile tarım işletmeleri Spor klüplerinin idman ve spor faaliyetinde bulunan iktisadi işletmeleri ile sadece idman ve spor faaliyetinde bulunan anonim şirketler Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç kooperatifler Yabancı ülkeler veya uluslararası finans kuruluşları ile yapılan malî ve teknik işbirliği anlaşmaları çerçevesinde yalnızca kredi teminatı sağlamak üzere kurulmuş olup bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları teminat sorumluluk fonlarına ekleyen ve sahip oldukları fonları ortaklarına dağıtmaksızın, kredi sağlayan banka ve kuruluşlara yatıran kurumlar Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin altyapılarını hazırlamak ve burada faaliyette bulunanların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulan işletmeler Yurtdışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kurum kazançları Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75’lik kısmı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve bankaların borç karşılığında elde ettikleri değerler ile bu değerlerden elde edilen hasılatın borçların tasfiyesinde kullanılan kısmına isabet eden kazançların tamamı ile bankaların bu şekilde elde ettikleri söz konusu kıymetlerin satışından doğan kazançların %75’lik kısmı Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlar Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta eğitim özel okulları ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara veya kamu yararına çalışan derneklere bağlı rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden faaliyete geçilen hesap döneminden başlamak suretiyle beş hesap dönemi itibarıyla elde edilen kazançlar Mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 100’ü oranında hesaplanacak “Ar-Ge indirimi” 3289 ve 5894 sayılı Kanunlar kapsamında yapılan sponsorluk harcamaları (amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için %50’si)
Vergi Harcaması
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 10/1-c
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 10/1-ç
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 10/1-d
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 10/1-e
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 10/1-f
5521 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 10/1-g
5522 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 10/1-ğ
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Madde 32/a
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Geçici Madde 4
Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların o yıla ait kurum kazancının % 5’ine kadar olan kısmı Yukarıda sayılan kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, 100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımlar Kültür, Sanat, Edebiyat v.b faaliyetlerine ve Kültür, Tarihi, Tabii v.b varlıkların korunmasına dair yapılan harcamalar ile makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımlar Bakanlar Kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığı ile makbuz karşılığı yapılan aynî ve nakdî bağışlar İktisadi işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış veya yardımlar Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların %10’unu aşmayan kısmı Münhasıran yurt dışında yararlanılan hizmetler ile Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilen hizmetler dolayısıyla elde edilen kazancın %50’si Kanunla tespit edilen yatırımlardan elde edilen kazançların indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulması Münhasıran tekstil, konfeksiyon ve hazır giyim, deri ve deri mamulleri sektörlerinde faaliyette bulunanlardan üretim tesislerini Bakanlar Kurulunca belirlenen illere 31/10/2010 tarihine kadar nakleden ve asgari 50 kişilik istihdam sağlayan mükelleflerin, bu illerdeki işletmelerinden sağladıkları kazançlar için nakil tarihini izleyen hesap döneminden itibaren beş yıl süreyle kurumlar vergisi oranını % 75’i geçmemek üzere indirimli uygulanması
47
48
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Geçici Madde 5
Gelir Vergisi Kanunu Mad.19
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
Madde 13/a-b
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
Madde 13/c
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
Madde 13/d Madde 13/1-g
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
Madde 17/1-b
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
Madde 17/4-g Madde 17/4-k
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
Madde 17/4-l-m
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
Madde 17/4-r
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin bu madde kapsamında 31/12/2009 tarihine kadar yapılan birleşmelerinde; gerekli şartları sağlayan birleşme işlemlerinden doğan kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır. Birleşme nedeniyle infisah eden kurumun, birleşme tarihinde sona eren hesap döneminde elde ettiği kazançları ile birleşilen kurumun birleşme işleminin gerçekleştiği hesap dönemi dahil olmak üzere, üç hesap döneminde elde ettiği kazançlara, % 75’e kadar belirlenen indirimli kurumlar vergisi uygulanır. Ticari ve Zirai Kazançlarda Yatırım İndirimi İstisnası (6009 sayılı Kanunla 2010 yılı kazançlarına uygulamak üzere 01.08.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere.) Faaliyetleri deniz, hava, demiryolu taşıma araçlarının kiralanması veya çeşitli şekilde işletilmesi olan mükelleflere bu amaçla yapılan teslim ve hizmetler ile deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetler Petrol ve maden arama faaliyetlerine ilişkin olmak üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler ile aynı Kanun hükümlerine göre boru hattıyla taşımacılık yapanlara bu hatların inşa ve modernizasyonuna ilişkin yapılan teslim ve hizmetler Yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere belge kapsamındaki makina ve teçhizat teslimleri Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listede yer alan malların, Başbakanlık merkez teşkilatına teslimi Kamu kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, kooperatiflerin ve dernek ve vakıfların tiyatro, kütüphane v.b ile spor tesisleri işletmek veya yönetmek suretiyle ifa ettikleri kültür ve eğitim faaliyetlerine ilişkin teslim ve hizmetler Değerli madenler ve değerli kâğıtlar ile metal, plastik, lastik, kauçuk, kağıt, cam hurda ve atıklarının teslimi Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi siteleri hazırlamak amacıyla kurulan işletmelerin arsa ve işyeri teslimleri Bankalar kanunu uyarınca mal ve hakların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na teslimi ile bunların TMSF tarafından teslimi, Fonun devraldığı alacakları tahsil amacıyla bunların teminatını oluşturan mal ve hakların teslimi Kurumların aktifinde ve belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile gayrimenkullerinin devir ve teslimleri ile bankalara borçlu olanların borçlarına karşılık bankalara yapılan iştirak hissesi ve gayrimenkul devir ve teslimleri
Vergi Harcaması
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
Madde 17/4-s
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
Madde 17/4-ş
3066 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
Madde 17/4-u
3067 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu 3066 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
Madde 17/4-v
4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu
Madde 7/1-b
4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu
Madde 7/1-c
4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu
Madde 7/2
4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu 4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu
Madde 7/3-a Madde 7/3-b
4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu
Madde 7/5
4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu
Geçici 29
Madde 7/6
4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu
Madde 8/2
4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu 4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu
Geçici Md.5 BKK 2003/5868
Engellilerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları teslimleri Konut finansmanı amacıyla teminat gösterilen veya ipotek konulan konutun konut finansman kuruluşlarına, Toplu Konut İdaresi Başkanlığına, ipotek finansmanı kuruluşları ya da üçüncü kişilere teslimi Menkul, gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların, varlık kiralama şirketlerine devri ile bu varlıkların varlık kiralama şirketlerince kiralanması ve devralınan kuruma devri. Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından münhasıran uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin olarak verilen hizmetler Büyük ölçekli projelerin gerçekleştirilebilmesi için bu çerçevede yapılacak olan mal teslimleri ve hizmet ifaları Bu Kanun’a ekli (I) sayılı listede yer alan malların petrol arama ve istihsal faaliyetlerinde kullanılmak üzere bu faaliyetleri yapanlara teslimi Bu Kanun’a ekli (I) sayılı listede yer alan malların Gümrük Kanunu uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinin tabiî afetler vb. olağanüstü durumlarda genel ve katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi Bu Kanun’a ekli (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tabi mallardan bu maddede belirtilenlerinin malul ve engelliler tarafından beş yılda bir olmak üzere ilk iktisabı Bu Kanun’a ekli (II) sayılı listede yer alan mallardan uçak ve helikopterlerin Türk Hava Kurumu tarafından ilk iktisabı Bu Kanun’a ekli (II) sayılı listede yer alan malların, Başbakanlık merkez teşkilatı tarafından ilk iktisabı Bu Kanun’a ekli (IV) sayılı listede yer alan malların genel ve katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi veya bunlar tarafından bedelsiz olarak ithali Gümrük Kanunu uyarınca gümrük vergisinden muaf ya da istisna eşyanın ithali İhraç edilmek üzere ihracatçılara teslim edilen malların mücbir sebeplerden dolayı ihracatının gerçekleşmemesi halinde ihracatçıya teslim tarihinden itibaren verginin tahsil edildiği tarihe kadar gecikme zammı yerine tecil faizi uygulanması 31/12/2012 tarihine kadar, elektrik üretimi yapanlara (I) sayılı listedeki bazı malların teslimleri Kabotaj hattında yapılan taşımacılık işleri için akaryakıt teslimleri istisnası
49
50
Geçici Madde 3/A-B-C
4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Kanunu
Geçici Madde 2
5084 sayılı Yatırım ve İstihdamın Teşviki Kanunu
Madde 3/A
3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
Madde 88
5746 Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun
Madde 3/1
5746 Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun
Madde 3/2
Serbest bölgelerde vergi, resim, harç, gümrük ve kambiyo mevzuatına dair hükümler uygulanmaması Teknoloji geliştirme bölgeleri kurulmasında sorumlu yönetici şirketlerin bu kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergiden muaf tutulması ile yönetici şirketler ile bu bölgelerde faaliyette bulunan şirketlerin anılan bölgelerdeki araştırma ve geliştirme faaliyetlerinden elde ettikleri kazançların 31.12.2013 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden istisna olması Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu Kanunun 2. maddesi kapsamındaki il ve ilçelerdeki işletmelerinde çalıştırdıkları işçilerin en az 10 işçi olması şartıyla bu işletmelerde çalışan işçilerin gelir vergisi stopajları toplamının organize sanayi bölgelerinde tamamı diğer yerlerde ise %80’inin kanunda belirtilen sürelerle sınırlı olmak üzere terkin edilmesi Bu Kanunun 11. fıkrasına göre Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz. Teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçekleştirilen Ar-Ge ve yenilik harcamalarına uygulanan indirim Kamu personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ya da TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde ve rekabet öncesi işbirliği projelerinde çalışan Ar-Ge ve destek personeline gelir vergisi stopajı teşviği
Vergi Harcaması
Kaynakça Akdoğan, A. (2006). Kamu Maliyesi. Gazi Kitabevi. BÜMKO (2013). İstatistikler. Ocak 15, 2013 tarihinde Maliye Bakanlığı Bütçe Mali Kontrol Genel Müdürlüğü: http://www.bumko.gov.tr/TR,185/merkezi-yonetim-butcesi.html adresinden alındı. Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü (2007). Vergi Harcamaları Raporu. Ankara: Maliye Bakanlığı. Gelirler Genel Müdürlüğü (2001). Vergi Harcamaları 2001 Yılı. Ankara. GİB (2013). Vergi İstatistikleri. Ocak 15, 2013 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığı: http:// www.gib.gov.tr/fileadmin/user_upload/VI/GBG1.htm adresinden alındı. IMF (2007). Manual on Fiscal Transparency. Ocak 15, 2013 tarihinde http://www.imf.org/ external/np/pp/2007/eng/051507m.pdf adresinden alındı. Karyağdı, N. (2011). “Türkiye’de Gelir Vergisi Reformunun Gerekliliği.” Vergi Dünyası, Temmuz, s. 37-40. Kayalıdere, G., ve P. M. Özcan (2012). “Gelir Vergisi Açısından Vergi Harcamalarının Analizi: Türkiye ve Bazı OECD Ülke Örnekleri.” Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF Dergisi, s. 341-366. Mcdonald, H. (2010). Türk Vergi Sistemindeki Vergi Harcamalarının Etkinlik ve Verimlilik Açısından Değerlendirilmesi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi. Nadaroğlu, H. (1998). Kamu Maliyesi Teorisi. İstanbul: Beta. OECD (2010). Tax Expenditure in OECD Counties. OECD. Organ, İ., ve F. Çavdar (2012). “Ülke Uygulamaları Işığında Vergi Harcaması Kavramı.” Vergi Dünyası, Ağustos. Pedük, T. (2006a). Vergi Harcamaları. Ankara: Yaklaşım Yayıncılık. Pedük, T. (2006b). “Vergi Harcaması Kavramının Ortaya Çıkışı ve Gelişme Süreci.” Vergi Raporu, Mayıs, s. 1-4. Pedük, T. (2006c). “5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve Vergi Harcamaları.” Vergi Dünyası, Şubat, s. 1-4. Saraç, Ö. (2010). “Vergi Harcamaları ve İktisadi Etkileri.” Maliye Dergisi, Temmuz-Aralık, s. 262-278.
51
52
Osman ÖZTÜRK Öztürk 1975’te doğdu. 1998’de Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümünü bitirdi. 2012’de University of Illinois at Urbana-Champaign (ABD)’de ekonomi alanında yüksek lisansını tamamladı. Maliye Bakanlığı’ndaki kariyerine 1998’de Stajyer Gelirler Kontrolörü olarak başlayan Öztürk, 2002’de Gelirler Kontrolörlüğüne atandı. 2006’de Gelirler Kontrolörleri Ankara Grup Başkan Yardımcısı, 2008’de Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir İdaresi Grup Müdürü olarak görevlendirildi. 2010’da vergi inceleme teknikleri üzerine araştırma yapmak üzere bir yıl süreyle Amerika Birleşik Devletleri’nde bulundu. Öztürk halen Vergi Başmüfettişi olarak Ankara Organize Vergi Kaçakçılığı ile Mücadele Grup Başkanlığı bünyesinde görev yapmakta olup evli ve 3 çocuk sahibidir.
Ehlibeyt Mahallesi 1271.Sokak Ekşioğlu İş Merkezi 16/9 06520 Balgat - Çankaya / Ankara Telefon +90 312 232 6222 Faks +90 312 231 0111
ISBN 978-605-63903-4-0
9 786056 390340
grafiker.com.tr • 0 312. 284 16 39
info@asem.org.tr www.asem.org.tr