TıCARET ODASI ADANA
Adana Ticaret Odası’nın aylık ücretsiz yayın organıdır. ISSN: 0101868 Mayıs 2016 Yıl: 5 Sayı: 48
DERGİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan Adana’da: Türkiye, hedeflerine kararlılıkla ilerliyor
İran-Türkiye Ticaret Konseyi Başkanı Reza Kami’den Odamıza ziyaret: İran’ın ekonomik cazibesi yükseliyor
Meclis toplantımızda konuşan Menevşe: Cumhurbaşkanımızın ziyareti motivasyonumuzu yükseltti
İletişim Uzmanı Dr. Şaban Kızıldağ: Başarısızlığın en önemli nedeni; mazeret üretimi...
Karadağ Büyükelçisi Branko Miliç: Türk firmalarının Karadağ’a ilgisi artıyor
Katı Atık Zirvesi: Gelecek nesillere daha kullanılabilir bir çevre bırakmak zorundayız
11
Adana Ticaret Odası İmtiyaz Sahibi Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe
Genel Yayından Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Aka
16
Yönetim Adresi Abidinpaşa Cd. No:52 T: 0322 351 39 11 (pbx) F: 0322 351 80 09 web: www.adanato.org.tr e-mail: atobasin@gmail.com
17
Grafik-Tasarım Kerem Acar Nobel Kitabevi Tel: (0322) 233 00 29 www.nobelkitabevi.com.tr Reklam Rezervasyon Nazlı TOHUMOĞLU 0530 527 19 27
-2- | ADANA TİCARET ODASI
20
İÇİNDEKİLER Cumhurbaşkanı Erdoğan Adana’da: Türkiye, hedeflerine kararlılıkla ilerliyor Meclis toplantımızda konuşan Menevşe: Cumhurbaşkanımızın ziyareti motivasyonumuzu yükseltti Karadağ Büyükelçisi Branko Miliç: Türk firmalarının Karadağ’a ilgisi artıyor İran-Türkiye Ortak Ticaret Konseyi Başkanı Reza Kami: İran’ın ekonomik cazibesi yükseliyor KOBİGEL-KOBİ Destek Programı anlatıldı İletişim Uzmanı Dr. Şaban Kızıldağ: Başarısızlığın en önemli nedeni; mazeret üretimi... Odamız’dan KOSGEB’e işbirliği ziyareti 2. Çukurova Tarım Fuarı tamamlandı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Daire Başkanı Yakup Güzel: Aykırı ürün imalatçılarını teşhir ediyoruz İhracattaki devlet yardımları anlatıldı Üniversite mezunlarına iş bulma paneli Katı Atık Zirvesi: Gelecek nesillere dahas kullanılabilir bir çevre bırakmak zorundayız İslam’da Ticaret Ahlakı Paneli yapıldı Çukurova’nın Filizleri Projesi ile eğitime anlamlı destek... Meclis Üyemiz Ahmet Sürerdamar: Gayrimenkul sektöründe güven tesis edilmeli Meclis Üyemiz Ahmet Yarar: Sektörümüzde haksız rekabete izin verilmemeli... Çukurova Avrupa Birliği Derneği Başkanı Teyfik Kısacık: Akdeniz sahillerine vuran her cansız beden, AB’nin gücüne darbedir Adana Ekonomi Raporu: İthalatın ihracatı karşılama oranı yüzde 81.6’ya yükseldi Girişimcilik Ekosistemi Derneği Yönetim Kurulu Odamızı ziyaret etti: İş fikri olan genç girişimcileri desteklemeye hazırız Türkiye Kamp ve Karavan Derneği: Adana’da kamp yeri eksikliği var Ç.Ü. Dr. M. Feyyaz Etiz Onkoloji ve Hematoloji Merkezi binasının temeli törenle atıldı: Çukurova Üniversitesi’ne sağlık alanında dev yatırım… SÜSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Altun: Süs bitkisi buğdayın 100 katı kazandırıyor Yönetim ve Stratejik Planlama Danışmanı Mehmet Ergin’in yazısı: Mavi Okyanus Stratejisi ve Mavi Okyanus Pazarlama... Mali Müşavir Ender Demir’in yazısı: Elektronik ticaret geleneksel ticaretle yarışıyor Adanaspor Süper Lig’de... Yerelden ulusala uzanan önemli başarının adı; Groseri...
9 14 16 17 18 20 24 26 27 28 29 30 32 33 34 35 36 38 44 47 48 50 51 57 58 60
ADANA TİCARET ODASI | -3-
Adana Ticaret Odası
üyeliğinin firmanıza sağlayacağı imkanlar... ►► Ticari faaliyetleriniz sırasında ihtiyaç duyacağınız bilgi ve belgelerin temini,
►► Teşvikler, hibeler, fuar destekleri ve diğer fon kaynaklarına erişim için ücretsiz danışmanlık,
►► İşletmenizi geliştirebilmek için uzman çalışanlarımızdan görüş ve tavsiyeler,
►► Eğitim ve seminerlerde özel indirimler,
►► Odamızın 47 farklı meslek grubunda kayıtlı üyelere ulaşarak yeni ticari bağlantılar kurma fırsatı,
►► Dış ticaret yapacak olan firmalar ile dış ticaret hacmini artırmak isteyen firmalara danışmanlık ve takip hizmetleri,
►► İhtiyaç duyulan üye listelerine ve bilgilerine ulaşma imkanı,
►► İşletmelerin hedef pazarları ile ilgili olarak talep edecekleri ülke raporlarının hazırlanması,
►► ATO web sayfasından sanal fuara ücretsiz katılma imkanı ve bu sayede firmanızın dünya genelinde tanıtımının sağlanması, ►► Adana Ticaret Odası Dergisi’ne ücretsiz abonelik, ►► Yeni girişimciler için danışmanlık ve diğer destek hizmetleri, ►► ATO’nun İnsan Kaynakları Bankası’ndan yararlanma imkanı,
-4- | ADANA TİCARET ODASI
►► Yurtdışına yapacağınız ticari gezilerinizde vize alımını kolaylaştıracak belgeler,
►► Üye firmalara bankalar aracılığıyla sağlanan düşük faizli ve uzun vadeli kredi imkanlarından faydalanma olanağı, ►► Üyelerimize vergi avantajı sağlayan fire ve zayiat oranlarına ilişkin raporlar, ►► Adana Ticaret Odası Sosyal Hizmetler ve Eğitim Vakfı (ATOSEV) sosyal tesislerinden faydalanma imkanı, ►► ATO üyesi kimliği ile ülke genelinde birçok otelde özel indirimler,
►► Avrupa Birliği uyum sürecinde sektörünüzle ilgili olarak ihtiyaç duyabileceğiniz AB mevzuatlarına ve bilgilendirmelerine erişim olanağı,
►► Sanayi sicil belgesi almayı kolaylaştıran, teşvik-kota-tahsis ve ihalelerde avantaj sağlayan, ayrıca elektrikte yüzde 26,7 indirim imkanı veren kapasite raporlarının hazırlanması,
►► Üyelerimizin yaşadıkları ticari sorun ve anlaşmazlıklarda hukuki danışmanlık ve yönlendirme hizmetleri,
►► Ve daha birçok avantajdan faydalanabilmeniz için sizi Odamıza üye olmaya bekliyoruz.
Kalkınma, marka üniversitelerle gerçekleşir...
A
dana ekonomisinin gelişmesi, katma değerli ürünler üretilebilmesi, kentin sosyal ve kültürel atmosferinin güzelleşmesi, kentin ve ülkenin itibarının yükselmesi kuşkusuz bu yolda olumlu katkıları olan bileşenlerle mümkün olur. Bir kent veya ülke için bu bileşenlerin en önde gelenlerinden biri, bilimin ve yeniliğin geliştirildiği ve ticari hayata adapte edildiği, üniversitelerdir. Adana için bu anlamda dikkat çeken önemli bileşenlerimizden biri kuşkusuz kırk yılını devirmiş Çukurova Üniversitesi’dir. Resmi kuruluşu 1973; resmi olmayan kuruluş temelleri 1960’lı yılların sonlarına dayanan Çukurova Üniversitesi, iki bin civarındaki öğretim elemanıyla ve elli binin üstündeki öğrenci sayısıyla Adanamızın eğitim, kültürel, sosyal ve ekonomik yapısına önemli katkılar sağlamıştır. Son yıllardaki yönetimin hız kesmeyen çalışmalarıyla bu katkılar artarak devam etmektedir. Çukurova Üniversitemizin, geçen ay sonu Sayın Bakanlarımızın da katılımlarıyla temel atma törenine şahit olduğumuz onkoloji ve hematoloji hastanesiyle sağlık-tıp alanında bölgenin yıldızı olma pozisyonunu daha da güçlendirdiğini ve bölgemizde ve ülkemizde gurur kaynağımız olmaya devam ettiğini memnuniyetle ifade etmeliyim. Artık Çukurova Üniversitesi sadece bölgemizde değil, ülkemizde ve dünyada da bir marka üniversite konumuna gelmiştir ve bu konumunu her geçen gün daha da pekiştirmektedir.
Ayrıca toplu açılışı yapılan, aralarında bizim üniversite-iş dünyası işbirliği kapsamında çok önem verdiğimiz Teknokent ikinci etap binasının da olduğu, on iki hizmet tesisi ile Çukurova Üniversitemizin gelişimi kadar Adana’nın gelişimine de yeni katkılar konmuş durumdadır. Bu vesileyle marka üniversitemiz, Çukurova Üniversitesi yönetimini ve değerli öğretim elemanlarını Sayın Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar hocamızın şahsında kutluyorum. Değerli üyelerimiz, Artık rekabette, çok değil nitelikli ürünler satarak başarılı olunabileceğini hepimiz biliyoruz. Bunun, daha çok pazar bilgisine, trend analizlerine, yeni ürün geliştirmeye, yeni kaynaklar bulmaya, yeni ve daha verimli tedarik, üretim, pazarlama, dağıtım, finansman ve yönetim sistemleri ve modelleri geliştirmeye dayandığını da biliyoruz. Bizler günlük işlerimize yoğunlaşıp koşuştururken, yukarıdakiler konusunda da bir şeyler yapılması, ilerlemeler kaydedilmesi gerektiğinin göz ardı edilemez önemine tekrar vurgu yapmak istiyorum. Bu konularda üniversitelere duyduğumuz ihtiyaç, günümüzde çok daha ön plana çıkmaya başlamıştır. Üniversitelerimizin Adanamızın ve ülkemizin bilgi, bilinç, sosyal ve kültürel atmosferini güzelleştirmeye devam etmesi yanında; yenilikçiliği hızlandırma, rekabet gücümüzü artırma, katma değerli ürünler geliştirme ve dış ticarette hedeflediğimiz düzey-
Tarkan KULAK Meclis Başkanı lere ulaşabilme konusunda, kendisinden beklenilen sorumluluğu, günümüzün koşulları içinde doğal olarak artmıştır. Üniversitelerimizden, bizim de üzerimize düşen yeni yükleri ve sorumlulukları sırtlanmamız koşuluyla, bu alanda daha çok çalışmalarını ve yol almalarını bekliyoruz. Geçen ay terör riskinin gölgesinde olmasına rağmen canlı bir Portakal Çiçeği Karnavalı daha yaşadık. Adanalının sevdiği sahiplendiği bir şey uğrunda gözünün ne kadar kara olabildiğinin de bir göstergesiydi bu etkinlik. Şükür ki; güzel enstantaneler ve deneyimlerle yılın portakal çiçeğinin en güzel koktuğu bahar günlerini tadıyla yaşadık. Mayıs ayı, baharın son ayı olarak bilinir ancak biz de buğday hasadının başladığı aydır; yani artık yazdır... Diğer bir ifadeyle, tam Adana sıcakları başlamadan işleri toparlamanın gerektiği bir aydır. Bu nedenle temposu oldukça yoğun olan Mayıs ayında sizlere güç-kuvvet, işlerinizde muvaffakiyet diliyor, başımızın tacı analarımızın “Anneler Günü”nü en kalbi duygularımla kutluyorum…
ADANA TİCARET ODASI | -5-
Adana Ticaret Odası 122 yıldır hizmet veriyor
A
dana Ticaret Odası, 1894 yılında, pamuk ticaretinin dışarıya yönelik olması ve biraz da dış alıcıların baskısı ile pamuk ticaretinin düzenli bir şekilde yapılmasını sağlamak ve denetlemek üzere Ticaret ve Ziraat Bakanlığı’nın emri ile kurulmuş; 1894 - 1909 yılları arasında çok dar bir alanda, kısıtlı imkânlarla çalışabilmiştir. Odamız 1909 yılında, savaşlar ve dış güçlerin baskıları sonucu felce uğrayan ekonomik hayatla birlikte, bir süre faaliyetlerine ara vermek durumunda kalmış; 1909 - 1911 yıllarında Ziraat Odası’nı da bünyesine alarak “Ticaret ve Ziraat Odası” adı altında çalışmaya başlamıştır. Ticaret Odası, 1911 yılında Ziraat Odası’ndan ayrılmıştır. Bu arada çalışmalarının ağırlık merkezi olan pamuk ticaretinde ve özellikle, pamuk ihracatında yeni düzenlemeler yapılmıştır. Birinci Dünya Savaşı süresince, Oda faaliyetleri kısıtlanmış ve savaş koşullarının elverişli olmaması nedeniyle Oda seçimleri yapılamamış bu arada, Ticaret Bakanlığı, mevcut nizamnameyi yürürlükten kaldırarak, Odaların ünvanlarını, “Ticaret ve Sanayi Odaları” olarak değiştirmiştir.
Odamız da buna uyarak, “Adana Ticaret ve Sanayi Odası” ünvanını kullanmaya başlamıştır. I. Dünya savaşının aleyhimize sonuçlanması üzerine Adana, Aralık 1918’de işgal edilmiştir. Gerek Fransızlar’ın ve gerekse Ermeniler’in baskısı altında kalan Odamızın Türk asıllı yöneticileri görevlerinden ayrılmış ve yönetim kadrosuna Fransız idaresi tarafından Ermeni asıllı tacirler atanmıştır. 5 Ocak 1922’de yapılan Ankara anlaşmasıyla Fransız işgali son bulmuş ve Adana Türkler’e teslim edilmiştir. Fransız idaresi zamanında, Odanın mutlak hakimi olan Ermeniler, Adana’yı terkederken Odanın bütün belgelerini yakmışlardır. 27 Eylül 1925 tarihinde kabul edilip, 1926 yılı başından itibaren yürürlüğe giren 655 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu ile yeni bir dönem başlamıştır. Bu kanun ile Ticaret ve Sanayi Odalarına tüzel kişilik verilmiş, ticaret ve sanayi erbabına Odalara kayıt mecburiyeti konulmuştur. Bu kanunun bir özelliği de, Odaların çalışma alanlarını mahalli olmaktan çıkararak bölgesel bir kimlik kazandırmış olmasıdır.
11 Ocak 1943 tarihinde kabul edilen 4355 sayılı “Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu” 655 sayılı kanun ile bu kanunun 8. maddesini tadil eden 916 sayılı kanun ve 1302 sayılı Umumi Borsalar Nizamnamesi’nin Ticaret ve Zahire Borsalarına ait hükümlerini yürürlükten kaldırmıştır. Yeni kanun, Ticaret, Sanayi ve Esnaf Odaları ile Ticaret Borsalarına yeni bir şekil vererek, Meslek Grupları, Oda Meclisi ve İdare Kurulu’nu ihdas etmiştir. 8 Mart 1950 tarihinde kabul edilen 5590 sayılı Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Ticaret Borsaları ve Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Kanunu, 4355 sayılı kanun ve bu kanuna ilişkin tüzüğü yürürlükten kaldırmış, Oda ve Borsalara yepyeni bir biçim vererek, bir birlik etrafında teşkilatlanmalarına imkân sağlamıştır. 54 yıl boyunca yürürlükte kalan bu kanun, uzun çalışmalar sonrasında değiştirilmiş ve 1 Haziran 2004 tarihinde yürürlüğe giren 5174 Sayılı “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu” ile Odalar ve Borsaların kuruluş ve işleyişine ilişkin esaslar çağın gereklerine göre yeniden düzenlenmiştir.
Ekonomiye sportif başarı motivasyonu...
A
dana’nın, geçtiğimiz ay içerisinde, gerek ekonomik, gerekse sportif alanda ortaya koymuş olduğu başarılar yepyeni bir dönemin habercisi niteliğindeydi. Önce Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Adana ziyareti ve hizmete açtığı tesislerin kent ekonomisine sunacağı katkılar, ardından da başta Adanaspor’un Süper Lig’e yükselmesi olmak üzere çeşitli alanlarda elde edilen sportif başarılar motivasyonumuzu en üst seviyeye çıkardı. Erdoğan’ın, Adana’daki ilk durağı Sabancı Grubu’nun, 1,1 milyar dolara mal olan ve 450 megavat kapasiteye sahip Enerjisa Tufanbeyli Termik Santrali oldu. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki bakan ve bürokratların birlikte açtığı Tufanbeyli Termik Santrali ile 6 milyar dolarlık doğal gaza eşdeğer kömür kullanılarak 1,5 milyon konutun tüketimini karşılayacak enerji üretilecek. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, Tufanbeyli’deki açılışın ardından Samsun Makina Sanayi tarafından yaptırılan DÜKTİL Boru Fabrikası ile Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde yapımı tamamlanan 49 fabrika ve tesisin toplu açılış törenine de katılarak Adana’dan, dünyaya gerçek Türkiye’nin imajı, kentimize de motivasyonumuzu en üst düzeye çıkaran şu mesajı verdi: “Türkiye’ye bakınca sadece hendekleri görenlere sesleniyorum; bu hendekleri kazdıranlara bakın diyorum. Türkiye’ye bakınca sadece terör olaylarını görenler, o olayların müsebbibi olan örgütü besleyen, teşvik eden ve destekleyenlerdir. Türkiye’ye bakınca sadece Suriyelileri, çaresiz göçmenleri görenler, o insanların ülkelerini yaşanmaz hale getirenlerdir. Oysa gerçek Türkiye; üreten, büyüyen Türkiye’dir, her alanda tarih yazan Türkiye’dir. Adana’ya, Adanalı
kardeşlerime, işte bu çabalarıyla, gayretleriyle, azimleriyle Yeni Türkiye’nin inşasına verdikleri destek için şükranlarımı sunuyorum.” Cumhurbaşkanımızın bir günlük gezisinde yaptığı açılışlar ve kent ekonomisinin dinamiklerine enjekte etmiş olduğu sinerji, aynı günlerde Süper Lig’e yükselmeyi garantileyen Adanaspor’un başarısıyla taçlandı. 12 yıl önce olanaksızlıklardan dolayı 3. Lig’e kadar düşen Adanaspor, Kulüp Başkanı Sayın Bayram Akgül’ün olağanüstü çabalarıyla tekrar Süper Lig’e çıkmayı başardı. Adanaspor’un bu başarısını sadece sportif olarak ele alamayız. Çünkü bu yükseliş, kentin de başta ekonomik, sosyal ve kültürel olmak üzere tüm dinamikleriyle Süper Lig’e çıkması anlamına geliyor... Bu başarı, Adana’nın; bugüne kadar gıpta ile izlediğimiz Konya, Gaziantep, Kayseri gibi Süper Lig’de takımı bulunan illerimizle arasındaki farkın kapanması anlamına da geliyor. Bunun ilk örneğini, kupa töreninde yaşadık. Bugüne kadar ulusal yayın yapan televizyon kanallarında çok kısıtlı süre alabilen Adana, TRT Spor ekranındaki törende, canlı olarak yaklaşık yarım saat süreyle bütün dünyadan izlendi. Adanaspor’una Süper Lig başarısının diğer olumlu yansımaları ise 2016-2017 futbol sezonunun başlangıcıyla hissedilecek. Başta Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş olmak üzere 17 takım, kafileleri ve taraftarlarıyla Adana’ya gelerek ekonomiye artı değer ve hareketlilik kazandıracak. Adana’nın spor alanındaki başarıları sadece Adanaspor ile sınırlı kalmadı. Öncelikle PTT 1. Lig’de ilk 6 takım arasına girerek Play Off oynamaya hak kazanan Adana Demirspor’un da Süper Lig’e yükselerek kente ikinci sevinci yaşatacağına inanıyorum.
Atila MENEVŞE Yönetim Kurulu Başkanı Bu arada İstanbul Cup Finali’ndeki kadınlar tenis organizasyonunda şampiyonluk kazanan Türk tenisçi olarak tarihe geçen Adanalı tenisçi kızımız Çağla Büyükakçay, Türkiye Erkekler Voleybol 2. Ligi A Grubu’nu lider bitiren, Ankara’da yapılan Play Off Yarı Final Grup maçlarından ve Bursa’da yapılan 4’lü final grup maçlarından başarı ile çıkarak 1. Lige çıkan Adana Toros BYZ Spor’u da yaşattıkları gururdan ötürü kutlamak istiyorum. Türkiye ekonomisine paralel bir performans sergileyen ve mevcut göstergelerini yükseltmek için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Adana iş dünyası olarak; Nisan ve Mayıs aylarında yaşanan ekonomik ve sportif başarılardan son derece olumlu etkilendiğimizi belirtmek istiyorum. Adana’nın bu sevinci yaşamasına vesile olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyor, Adanaspor, Adana Demirspor, Milli Tenisçimiz Çağla Büyükakçay ve Adana Toros BYZ Spor’un başarısında pay sahibi olan kişi, kurum ve kuruluşlara şimdiye kadar sağladıkları ve bundan sonra da devam ettireceklerine inandığım katkılardan dolayı teşekkür ediyorum.
ADANA TİCARET ODASI | -7-
-8- | ADANA TİCARET ODASI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Adana’da konuştu:
Türkiye, hedeflerine kararlılıkla ilerliyor
C
umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Nisan tarihinde geldiği Adana’da Enerjisa Tufanbeyli Termik Santrali, Samsun Makina Adana Fabrikası ve şehirde yapımı tamamlanan 49 tesisin toplu açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sabancı Grubu tarafından yapılan Enerjisa Tufanbeyli Termik Santrali’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada son yıllarda yaşanan sıkıntıların çoğunun arkasında Türkiye’yi 2023 hedeflerinden uzaklaştırma amacı olduğunu vurgulayarak, “Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelmiş bir Türkiye’nin, birilerinin işine gelmediğini çok iyi görüyoruz. Eğer Türkiye’de bugün terör belasıyla karşı karşıyaysak; bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi, Türkiye’nin ilk 10’a yürüme sürecidir. Ve bunlar ülkemizi terör belasıyla, bu amacından uzaklaştırmanın gayreti içerisindeler” dedi.
Türkiye’nin özel sektöre ait en büyük linyit santrali Açılışı yapılan santralin Sabancı Grubu’na, Türkiye’ye ve millete hayırlı olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1,1 milyar dolara mal olan ve 450 megavat kapasiteye sahip Enerjisa Tufanbeyli Termik Santrali’nde, 6 milyar dolarlık doğal gaza denk kömür kullanılarak 1,5 milyon konutun tüketimini karşılayacak enerji üretileceğini belirtti. Yapımında 4 bin 500’ü aşkın kişinin çalıştığı, işletme döneminde de bin kişiye istihdam sağlayacak santralin, Türkiye’nin özel sektöre ait en büyük linyit santrali olduğuna; yeni ve çevreyle uyumlu teknolojisi sayesinde, uluslararası standartlarda üretim yapacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bildiğiniz gibi bu tür yatırımlarda birçok ‘istemezük’ diyenler çıkar. Fakat bunların üzerine üzerine gitmek suretiyle,
tüm milletimizin ve ülkemizin menfaati çıkarı için onlara bunu kabul ettirmek durumundayız” dedi. “2023 Hedeflerimiz doğrultusunda ilerledikçe, enerji talebimiz de katlanarak sürecek” Enerjinin, Türkiye’nin dışa bağımlı olduğu alanların başında geldiğine ve Türkiye’nin cari açığının önemli bölümünün, enerji hammaddelerinin ithalatından kaynaklandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz geliştikçe, büyüdükçe, sanayiden ticarete, hizmet sektöründen altyapıya kadar her alanda ileriye gittikçe, enerji ihtiyacımız da artıyor. Milletimizin refah düzeyinin yükselmesi, şehirleşmenin artması, her alanda teknolojinin daha etkin kullanılması, enerji talebini yükseltiyor. ‘Bir ülkenin refah düzeyi nasıldır, ne durumdadır?’ sorusunun cevabı enerji tüketimiyle orantılıdır. OECD ülkeleri arasında
ADANA TİCARET ODASI | -9-
enerji talep artışının en fazla olduğu ülke, Türkiye’dir. 2023 hedeflerimiz doğrultusunda ilerledikçe, enerji talebimiz de katlanarak sürecektir” diye konuştu. “İthal kömürün ülkemize gelmesine karşıyım” Türkiye’nin kömür ve su gibi kendi kaynaklarını, güneş ve rüzgâr gibi doğal kaynakları daha etkin kullanarak, enerjide yükselen talebi karşılamayı ve dışa bağımlılığı en aza indirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 13 yılda bu doğrultuda kamu kaynakları ile özel sektörün dinamizm ve imkânlarını adeta seferber ettiklerini söyledi ve ekledi: “Bunun için de ‘illa ithal kömür alalım’ gayreti içinde olanlar var, şahsen ben ithal kömürün ülkemize gelmesine karşıyım. Onu da burada ayrıca açıklıyorum. Niye karşıyım? Cari açığı tahrik ettiği için karşıyım. Benim yerli kömürüm var mı? Var. Kalori değeri düşüktür, olabilir. İthal kömürden 5 kullanacağın yerde, bundan 10 kullanırsın. Ama yerli kömür kullanmak suretiyle de cari açığımızı düşürürüz. Bu adımın atılması lazım” değerlendirmelerine yer verdi. Sadece güneş ve rüzgâr gibi doğal enerji kaynaklarıyla Türkiye’nin ihtiyacını karşılamanın mümkün olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kömür ve su kaynaklarımızı, mutlaka en ileri seviyede, en iyi şekilde değerlen-
-10- | ADANA TİCARET ODASI
dirmek mecburiyetindeyiz. Bugün burada açılışını yaptığımız tesis, kömür kaynaklarımızın etkin kullanımı bakımından çok önemli ve örnek bir yatırımdır” diye konuştu. “Benim için önemli olan milletimin ve ülkemin menfaati” Dünyada kömürün, yüzde 29’luk oranla, en çok kullanılan enerji kaynağı olarak petrol ve doğal gazın önünde olduğuna ve enerji üretiminde kömürün, daha uzun yıllar boyunca liderliği elden bırakmayacağına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizdeki bazı çevrecilerin, kömür, hidroelektrik ve nükleer santraller karşıtı eylemleri, hiçbirimizi yanıltmasın. Bunlara çok fazla kulak asmaya gerek yok. Gereğini yapmak durumundayız. Benim için önemli olan milletimin, ülkemin menfaatidir. Bunun karşısına dikilenlerin hepsi teferruattır. Bunların dikili ağacı yoktur bu ülkede. Köprü yaparsın, karşı çıkarlar. Baraj yaparsın, karşı çıkarlar. Ağaç dikersin, karşı çıkarlar. Bunlar zaten her şeyin karşısındadır” eleştirilerinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece Avrupa ülkelerine baktığımızda, kömürle ilgili olarak karşımıza çıkan fotoğraf şudur: Polonya yüzde 84, Almanya yüzde 45, İngiltere yüzde 39, Romanya yüzde 38, Danimarka yüzde
34 oranında elektrik üretimini kömürle gerçekleştiriyor. Dünyada da durum farklı değil. Kömüre dayalı elektrik enerjisi üretimi Çin’de yüzde 75, Hindistan’da yüzde 73 seviyesinde. Peki, ülkemizde bu rakam nedir? Yüzde 28,5. Üstelik bunun da sadece yüzde 13,5’i yerli kömür… Geçtiğimiz günlerde nükleer santrallerle ilgili benzer bir örneği de kamuoyuyla paylaşmıştım. Avrupa ülkelerinde halen 135 nükleer santral faaliyet gösteriyor. Bu rakam dünya genelinde ne biliyor musunuz? 444. Ayrıca, inşa halinde 62 nükleer santral daha var. Türkiye, 2 tane nükleer santral inşaat teşebbüsünde bulundu diye kıyametler kopuyor.” Türkiye’nin 15 milyar ton olan kömür rezervi ile 25 bin megavatlık potansiyeli destekleyecek bir rezerve sahip olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni geliştirilen ve açılışına katıldığı termik santralde kullanılan teknolojilerin, artık kömürün kirli, çevreye zarar veren bir enerji kaynağı olduğu algısını tamamen yıktığını da sözlerine ekledi. “Türkiye’nin yıldızının parlaması, bazı çevreleri endişelendiriyor” Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıların çoğunun arkasında, Türkiye’yi 2023 hedeflerinden uzaklaştırma ve saptırma amacının olduğunu ifade etti ve konuşmasına şöyle devam etti: “Dünyanın
en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelmiş bir Türkiye’nin, birilerinin işine gelmediğini çok iyi görüyoruz, anlıyoruz. Bakınız eğer Türkiye’de bugün terör belasıyla karşı karşıyaysak, bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi nedir biliyor musunuz? Türkiye’nin ilk 10’a yürüme sürecidir. Ve bunlar ülkemizi terör belasıyla bu amacından uzaklaştırmanın gayreti içerisindeler. Ama biz amacı da biliyoruz, bunu da yıkacağız. İhracatını 500 milyar dolara, dış ticaretini 1 trilyon dolara çıkaracak bir Türkiye’nin birilerini oldukça rahatsız ettiği açıkça görülüyor. Savunma sanayinde dışa bağımlılığından kurtulmuş bir Türkiye’ye, birilerinin tahammülü olmadığı belli. İşte burada olduğu gibi, kendi rezervlilerini kullanarak, potansiyelini harekete geçirerek, enerji konusunda kaynak çeşitlendirmesini başarmış bir Türkiye, hiç şüphesiz birilerinin işine gelmiyor. Özellikle Avrupa’da nüfus hızla yaşlanırken, Türkiye’nin genç, eğitimli ve dinamik nüfusuyla, yükselen bir güç olarak yıldızının parlaması, bazı çevreleri endişelendiriyor, olay bu kadar basit. Maalesef, ülkemizde de bu gerçekleri kavrayamadıkları için aynı üslupla konuşanlar, aynı amaca hizmet edenler var. Ben bunlara, rahmetli Cengiz Aytmatov’dan aldığım ilhamla, ‘mankurt’ diyorum.”
Bütün bunların hiçbirinin milletin, girişimcilerin ve iş adamlarının umurunda olmadığını belirten ve bunun sevindirici olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz, kendi hedeflerine odaklanmış bir şekilde, önüne çıkan, çıkartılan tüm engelleri sabırla ve dirayetle aşarak, yoluna devam ediyor. Girişimcilerimiz, iş adamlarımız, hem ülke içindeki yatırımlarını, hem de dünyanın dört bir yanında çalışmalarını sürdürüyorlar. Hükûmetimiz, kendi programını harfiyen uyguluyor. Bakanlıklarımız, kendi alanlarında bir yandan mevcut projeleri tamamlamak, bir yandan yeni projeleri hayata geçirmek için harıl harıl çalışıyor. Türkiye, sabotaj girişimlerine rağmen, hamdolsun, hedeflerine kararlılıkla ilerliyor” diye ekledi. Ekonomik verilerin, “öldük, bittik, battık” yaygaralarına rağmen, hem de beklentilerin ötesinde bir büyümeye, gelişmeye ve ilerlemeye işaret ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklanan rakamların, hayata geçirilen devasa projelerin, felaket tellallarına her seferinde büyük bir hayal kırıklığı yaşattığını kaydetti. Açılışlarını yaptığı ve yapacağı dev yatırım hizmetlerinden örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle seslendi: “Ey Avrupa, ey dünya! Eğer Türkiye’nin
gerçek fotoğrafını görmek istiyorsan işte buraya bak. Terör, sadece bizim değil tüm insanlığın sorunu. Terör olayları üzerinden Türkiye’yi okumaya kalkarsan, yanılırsın. Tamamı da siyasi hesapların ürünü, tamamı da ideolojik körlüklerle, çarpıtmalarla, yalanlarla bezeli raporlar Türkiye’yi anlatmıyor, anlatamaz da... Türkiye’yi anlamak için bakacağın yer, işte burasıdır, işte bu yatırımlar, işte bu hizmetlerdir.” Konuşmasının sonunda, Türkiye’yi 2023 hedeflerine yaklaştıran proje ve hizmetleri hayata geçirenlere, hükûmete, iş adamlarına ve sivil toplum kuruluşlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini; Tufanbeyli Teknik Santrali’nin, Sabancı Grubuna ve Türkiye’ye hayırlı olmasını dileyerek ve santralin yapımında emeği geçenleri kutlayarak tamamladı. Erdoğan, Hacı Sabancı OSB’de... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana’da Samsun Makina Sanayi tarafından yaptırılan düktil boru fabrikası ile Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde yapımı tamamlanan 49 fabrika ve tesisin toplu açılış törenine de katılarak bir konuşma yaptı. Açılışı yapılan Samsun Makine Sanayi Düktil Boru Fabrikası ile Organize Sa-
ADANA TİCARET ODASI | -11-
nayi Bölgesi’ndeki 49 fabrika ve tesisin Adana’ya, Türkiye’ye ve bu yatırımların sahip ve çalışanlarına hayırlı olmasını dileyerek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırımları Adana’ya kazandıran iş adamlarını tebrik etti. Erdoğan, toplam 1 milyar lirayı aşkın yatırım bedeli olan bu fabrikaların, binlerce kişilik yeni istihdam alanı oluşturduğunu belirterek; açılışı yapılan fabrikaların sahipleri ile çalışanlarına hayırlı ve bol kazanç temennisinde bulundu. Gerçek Türkiye fotoğrafının işte bu eserlerde görüleceğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: “Türkiye’ye bakınca sadece hendekleri görenler, bunlara sesleniyorum; bu hendekleri kazdıranlara bakın diyorum. Türkiye’ye bakınca sadece terör olaylarını görenler, o olayların müsebbibi olan örgütü besleyen, teşvik eden ve destekleyenlerdir. Türkiye’ye bakınca sadece Suriyelileri, çaresiz göçmenleri görenler, o insanların ülkelerini yaşanmaz hale getirenlerdir. Hâlbuki gerçek Türkiye; üreten Türkiye’dir, büyüyen Türkiye’dir, her alanda tarih yazan Türkiye’dir. Adana’ya, Adanalı kardeşlerime, işte bu
-12- | ADANA TİCARET ODASI
çabalarıyla, gayretleriyle, azimleriyle Yeni Türkiye’nin inşasına verdikleri destek için şükranlarımı sunuyorum.” “Milletimize aşkla hizmet ettiğimiz için yorulmadık, yorulmayacağız” 13 yıldır Türkiye’nin 80 vilayetiyle birlikte Adana için de çalıştıklarını, projeleri hayata geçirdiklerini ve hizmet verdiklerini ifade eden Erdoğan, konuşmasında; yapımı devam eden Konya-Adana-Gaziantep Hızlı Tren Hattı’nı, yeniden projelendirilen ve 2018’e kadar tamamlanacak olan Mersin-Adana Yolu’nu, 2020 yılına kadar tamamlanacak olan Güney Çevre Yolu’nu, yakın zamanda açılacak olan Çukurova Bölge Havalimanı’nı, inşa edilen 33 bin kişilik stadyumu ve tamamlandığında tüm Orta Doğu bölgesinin sağlık üssü olacağına inandığını söylediği bin 550 yataklı bir Şehir Hastanesi’ni zikretti ve devamında şunları söyledi: “Bakınız, dikkat ederseniz, artık yaptıklarımızı ifade etmeyi bir kenara bıraktık, sadece şu anda yapılanları, yapılacak olanları anlatıyoruz. Eğer 13 yılda Adana’ya yaptıklarımızı teker teker saymaya kalksam, inanın burada sabahı
ederiz. Artık bunları yaşıyorsunuz. Rahmetli Neşet Ertaş, merhum babasından ilhamla, ‘Aşkınan çalışan yorulmaz’ derdi. Aşk, aşk! Aşkla çalışan, derdi olan yorulur mu? Biz de milletimize aşkla, şevkle, sevdayla hizmet ettiğimiz için yorulmadık, yorulmayacağız.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “Biz Yeni Türkiye derken, birilerinin ısrarla eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşması gözünüzden kaçmıyor değil mi? Biz Yeni Anayasa derken, birilerinin ısrarla darbe Anayasasına sahip çıkmasına Adanalı sessiz kalır mı? Biz Türkiye’yi terör belasından kurtarmak için gövdemizi taşın altına koyarken, bizi taşa tutanları Adanalı affeder mi? Adana’yı, -bakınız Türkiye’nin demiyorum, bölgenin demiyorum- tüm dünyanın en önemli enerji dağıtım merkezlerinden biri haline getirmek için çalışırken, bize çelme takanları Adanalı affeder mi?” diye sordu ve aldığı ‘hayır’ cevapları üzerine şunları ekledi: “İşte bunun için Adana’yı seviyoruz. İşte bunun için her önemli kararımızda, Adana’ya bakıyoruz, Adanalıların ne dediğine bakıyoruz.” Konuşmasının ardından, tören hazır bulunan bakanlar, milletvekilleri ve açılışı yapılan fabrika sahipleri ile birlikte temsili açılış kurdelesini kesen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Samsun Makine Sanayi Düktil Boru Fabrikası’nı gezdi; Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde incelemelerde bulundu Açılış sonrası AOSB başkanlığına geçti Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırım tutarı 1 milyar 223 milyon 950 bin olan 48 yeni ve ilave tesisin açılışından sonra, AOSB Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü’nün daveti üzerine, Bölge Başkanlığını ziyaret etti. Erdoğan’ı Meclis Başkanımız Tarkan Kulak, Yönetim Kurulu Başkanımız Atilla Menevşe, Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı Hüseyin Nuri Çomu, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, ATB Meclis Başkanı Selahattin Yumuşak, Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç ve OSB Başkanı Bekir Sütcü ile sanayiciler karşıladı.
ADANA TİCARET ODASI | -13-
Meclis toplantımızda konuşan Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe:
Cumhurbaşkanımızın ziyareti motivasyonumuzu yükseltti
Y
önetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adana’ya gerçekleştirdiği ziyaret ve ardından yapılan toplu açılışların, kent ekonomisinin lokomotifi konumundaki iş dünyasına önemli bir moral kaynağı olduğunu belirterek, “Cumhurbaşkanımıza, kentimizin sorunları ve çözüm önerilerini içeren rapor sunduk. Kentimize göstermiş olduğu ilgi ve yakınlığın en kısa zamanda yatırım ve istihdama dönüşeceğine inancımız tamdır” diye konuştu. Nisan ayı olağan Meclis toplantımızın açılışında konuşan Meclis Başkanımız Tarkan Kulak, sporda yaşanan başarıların her yönden sevindirici olduğunu ifade ederek, “Şehrimizin iki güzide takımı Süper Lige çıkmak için mücadele ediyordu ve Adanaspor bu hedefine ulaştı. Adana Demirspor ise Süper Lige yükselmek için direkt olmasa bile Play Off mücadelesi yapacak ve inşallah her iki takımımızı da
-14- | ADANA TİCARET ODASI
birinci ligde izleyeceğiz. Yine Adanalı kızımız Milli tenisçi Çağla Büyükakçay WTA turnuvalarında ilk kez final oynayıp şampiyonluğu kazanarak bir ilki daha gerçekleştirdi ve tarihi bir başarıya imza attı. Spor tanıtımın en önemli aracı, toplumlararası diyaloğun, ifadenin en güzel yoludur. Bizlere bu gururu yaşatan takımlarımız ve sporcularımıza teşekkür ediyorum. Başarıları bizim için sportif bir başarıdan daha fazlasını ifade ediyor. Önümüzdeki dönemde Adana’yı her alanda iyi şeyler beklediğine inanıyorum” dedi. Mart ayı Mizanı ve Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu’nun okunup, oybirliğiyle kabul edilmesinin ardından söz alan Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe de, gündemdeki konulara ilişkin görüşlerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adana ziyaretinin, kent ekonomisine olumlu katkılar sağladığını belirten Menevşe şu görüşlere yer verdi:
“Cumhurbaşkanımız, Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde Samsun Makine Sanayi AŞ. ye ait Düktil Boru Fabrikası ile Tufanbeyli’de Enerjisa’ya ait termik santralin açılışlarını gerçekleştirdi. Organize Sanayi’deki tesis 130 milyon dolarlık bir fabrika ve yıllık 300 bin tonluk üretimi, 500 kişilik istihdamıyla dünyada düktil boru üretiminde önemli bir sırada yer alıyor. Üretiminin tamamı ise ihraç edilecek. Sabancı Grubuna ait Tufanbeyli Termik Santrali ise 1,1 milyar dolarla kendi alanında Türkiye’nin en büyük yatırımı ve elektriği Adana’yı besleyecek. Gerçekten Adana adına gurur veren iki büyük yatırım. Hedefimiz, Adana’nın bu tür yatırım haberleriyle anılmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın gelişi nedeniyle Odalar ve Borsa ile OSB olarak ilimizin sorunları, çözüm önerilerimiz ve projelerimiz hakkında bir rapor hazırladık. Raporun ayrıntıları hakkında Cumhurbaşkanımızla görüşülerek öncelikli konularla ilgili bilgiler verildi.” Menevşe konuşmasında, Adana’da sayıları sürekli artan Suriyeli misafir sığınmacıların yasalar kapsamında ve daha sağlıklı koşullarda çalıştırılmasına yönelik son gelişmeleri de anlat-
tı. Suriyeli çalışanlar için Uluslararası Koruma Kanunu ile Geçici Koruma Yönetmeliği kapsamında yeni bir yönetmelik hazırlandığını ve Türkiye’deki geçici koruma sağlanan yabancıların çalıştırılmasına ilişkin düzenlemenin 11 Ocak 2016 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından imzalanarak yürürlüğe girdiğini dile getiren Menevşe şunları söyledi: “Buna göre Bakanlar Kurulu kararı ile ülkesinden Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacılara yönelik çalışma izni hakkı tanınmış oldu. Geçici koruma altındaki yabancıların istihdamı yasal zemine oturtuldu. Suriyelilerin çalıştırılmasına ilişkin bazı şartlar var. Öncelikli olarak bu şahısların geçici koruma kimlik belgesi alması gerekiyor. Bu belgenin düzenleme tarihinden 6 ay sonra çalışma izni için başvuru yapılabiliyor. Başvuruyu işveren veya çalışma izni talep edenin kendisi e-devlet üzerinden yapabilecek. Çalışma izni bakımında yüzde 10 kotası mevcut. Çalışma-
larına izin verilen yabancı işçi sayısı, işyerindeki Türk vatandaşı sayısının yüzde 10’unu geçemeyecek. Ancak başvuru tarihi itibariyle, geriye dönük 4 haftalık sürede, açık iş pozisyonunun kapatılamadığının işveren tarafından belgelenmesi halinde yüzde 10 kotası uygulanmayacak. 10 kişiden az eleman çalışan işyerlerinde ise en fazla 1 kişi çalıştırılabilecek. Geçici koruma
kimlik belgesi olup mevsimlik tarım ve hayvancılık işlerinde çalışacaklara; kota uygulaması dışında, Valiliklerin koordinasyonunda çalışma izni muafiyeti sağlanacak. Yönetmeliğe göre çalıştırılacak yabancılara asgari ücretin altında maaş verilemeyecek ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı bakımından Türk vatandaşları ile aynı hak ve yükümlülüklere sahip olacaklar.”
ADANA TİCARET ODASI | -15-
Odamızı ziyaretinde konuşan Karadağ’ın Ankara Büyükelçisi Branko Miliç:
Türk firmalarının Karadağ’a ilgisi artıyor
K
aradağ’ın yabancı yatırımcılara sunduğu teşvik ve yatırım avantajları doğrultusunda ülkesine ilginin giderek arttığını belirten Ankara Büyükelçisi Branko Milic, “Ülkemizde faaliyet gösteren Türk iş adamlarının sayısı da günden güne artış göstermektedir. Adanalı iş adamları ve yatırımcıların da ülkemizdeki cazip fırsatlardan yararlanmalarını bekliyoruz” dedi. Karadağ Ankara Büyükelçisi Branko Milic, beraberindeki Karadağ Dışişleri Bakanlığı’ndan Avrupa ile Entegrasyon Birim Başkanı Miroslav Šcepanovic, Asya Kıtası Koordinatörü Bedri Gül, Berane Belediye Başkanı Dragoslav Scekic, Belediye Başkanı Yardımcısı Rade Kljajic, Büyükelçilik 1. Katibi Jovana Krivokapic, Karadağ Diyasporası İdaresi’nden Zoran Djukanovic ve bir grup iş adamıyla birlikte Odamızı ziyaret ederek, karşılıklı yatırım ve ticari ilişkilerin artırılabilmesine yönelik görüş alış verişinde bulundu.
-16- | ADANA TİCARET ODASI
Ziyaret sırasındaki konuşmasında Karadağ’ın yabancı yatırımcıları teşvik eden ve önemli kolaylıklar sağlayan bir ülke olduğunu ifade eden Büyükelçi Branko Milic, “İstikrarlı bir ekonomik yapıya ve para politikasına sahip olan Karadağ’da, yabancı yatırımcılar, yerli yatırımcılarla aynı haklara ve yükümlülüklere, hatta ayrıcalıkları itibarı ile yerli yatırımcılardan daha da avantajlı imkanlara sahip bulunmaktadırlar. Şu anda Türkiye ile ticaretimizin yüzde 70’ini ithalat, yüzde 30’unu ise ihracatımız oluşturmaktadır. Türk yatırımcılar için ülkemizde hemen her sektörde fırsatlar bulunmaktadır. Bu fırsatlardan yararlanmak üzere sizlerin önderliğinde Adanalı iş adamlarını ülkemizdeki yatırım imkanlarını görmeye davet ediyoruz. Karadağ’da faaliyet gösteren yabancı yatırımcılar içerisinde Türk iş adamlarının sayısı günden güne artış göstermektedir. Biz Türk iş adamları içerisinde
Adanalı yatırımcıları görmeyi de arzu ediyoruz” dedi. Berane Belediye Başkanı Dragoslav Scekic de, yatırım yapmak üzere bölgelerine gelen Türk iş adamlarına başta arsa tahsisi konusunda olmak üzere her türlü kolaylığı göstermeye hazır olduklarını ifade etti. Adana ziyaretleri kapsamında Karaisalı Belediyesi ile Berane Belediyesi arasında “Kardeş Şehir” protokolünün de imzalandığını hatırlatan Dragoslav Scekic, “Sizleri ülkemizde görmekten büyük bir mutluluk duyacağız” diye konuştu. Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe de geçtiğimiz yıl Karadağ’a bir iş gezisi düzenleyerek yatırım olanaklarını yerinde görme fırsatı elde ettiklerini söyledi. Türkiye ile Karadağ arasında ortak bir tarihi geçmişin oluşturduğu kültürel yakınlığın da bulunduğunu kaydeden Menevşe, “Karadağ ile ticaret hacmimiz maalesef oldukça düşük seviyelerde. Bu kapsamda önümüzdeki dönemde, Karadağ’daki yatırım, ticaret ve işbirliği avantajlarının değerlendirilmesi konusunda Adana Ticaret Odası olarak yoğun bir çaba göstereceğimizin bilinmesini isterim. Bu ziyaretinizin ve Karaisalı Belediyesi ile imzaladığınız kardeş şehir protokolünün, Adana ile Karadağ arasındaki ticari gelişmelere olumlu yansımalarda bulunacağına inanıyorum” dedi. Yönetim Kurulu Üyemiz Muzaffer Emin Yumuşak’ın da hazır bulunduğu ziyaret sırasındaki konuşmaların ardından karşılıklı hediye ve plaket takdiminde bulunuldu.
İran-Türkiye Ortak Ticaret Konseyi Başkanı Reza Kami’den Odamıza ziyaret:
İran’ın ekonomik cazibesi yükseliyor
Ü
lkesine uygulanan ambargoların kalkmaya başladığını hatırlatan İran-Türkiye Ortak Ticaret Konseyi Başkanı Reza Kami, bu fırsatı değerlendirmeleri konusunda Türk iş adamlarına çağrıda bulundu. Elka Fuarcılık Ltd. Şti. tarafından düzenlenen 2. Çukurova Tarım Fuarı’na katılmak üzere Adana’ya gelen İran - Türkiye Ortak Ticaret Konseyi Başkanı Reza Kami, Tebriz Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Sonia Andish ve Elka Fuarcılık Genel Müdürü Bülent Yamaç ile birlikte Odamızı ziyaret etti. Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe, Başkan Yardımcımız Mehmet Şahbaz, Yönetim Kurulu Üyemiz Mehmet Şah Aba, Genel Sekreter Vekilimiz Birol Yarman ve Genel Sekreter Yardımcımız Barış Topal ile görüşen Kami, İran’a yönelik ambargoların kalkmaya başlaması ile birlikte Avrupa firmalarının ticaret ve yatırım için ülkesine büyük ilgi göstermeye başladığını ve İran’ın ekonomik cazibesinin günden güne yükseldiğini söyledi. Reza Kami, “Türk firmalarının İran’daki potansiyeli değerlendirebilmeleri bakımından zaman kaybetmeden ülkemize gelerek fırsatları yerinde görmeleri kendi yararlarına olacaktır. Türkiye, gerek İran’ın komşusu olması, gerekse de bir İslam ülkesi olması bakımından bu fırsatlardan en çok yararlanması gereken ülkedir. İran’ın nüfusunun neredeyse yüzde 80’i Türkçe bilmektedir. Yani dilimiz
de, dinimiz de birdir. Düşüncemizin de bir olması lazımdır. Bunun ötesinde İran ve Türkiye’nin ekonomileri de birbirini tamamlamaktadır” dedi. İran’la Türkiye arasındaki ticaret hacminin 2016 yılında 30 milyar dolara ulaşmasının hedeflendiğini vurgulayan Kami konuşmasını, “İran, ambargonun ardından bir fırsatlar ülkesi konumuna yükselmiştir. Türk sanayici ve işadamlarının yatırım ve ticaret açısından ülkemizde çok büyük şansları ve avantajları bulunmaktadır” diye tamamladı. Ziyaretinden dolayı İran-Türkiye Ortak Ticaret Konseyi Başkanı Reza Kami’ye teşekkür eden Yönetim Kurulu Başkanımız
Atila Menevşe, komşu ülkelerle pazarların daraldığı bir dönemde İran’a yönelik ambargoların kalkmasından dolayı büyük bir memnuniyet duyduklarını ve bu yöndeki fırsatları iyi değerlendirmek istediklerini söyledi. Menevşe, “Özellikle dış ticaret alanında faaliyet gösteren üyelerimize İran’daki imkanları değerlendirmeleri konusunda çağrıda bulunuyoruz. Adana Ticaret Odası olarak önümüzdeki günlerde İran’da düzenlenen fuarlara katılım sağlayacağız. Ardından da karşılıklı ticaret heyetleri organizasyonları düzenleyerek üyelerimizin İran pazarından en etkin şekilde yararlanabilmesi için çaba göstereceğiz” dedi.
ADANA TİCARET ODASI | -17-
KOBİGEL - KOBİ Destek Programı anlatıldı
K
OSGEB tarafından imalat sanayinde katma değerli ürün üretiminin artırılması amacıyla hazırlanan KOBİGEL-KOBİ Gelişim Destek Programı ile 300 milyon liralık destek sağlanacak. Odamız ile KOSGEB İl Müdürlüğü işbirliğiyle KOBİGEL - KOBİ Gelişim Destek Programı Bilgilendirme Toplantısı düzenlendi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe, KOBİ’lerin Türk ekonomisindeki yerinin her geçen gün daha da önem kazandığını belirterek, “İhracatımızın üçte ikilik bölümü KOBİ’ler tarafından gerçekleştiriliyor. Bu anlamda gerek Ekonomi Bakanlığı, gerekse KOSGEB tarafından girişimcilere sunulan desteklerden en üst seviyede yararlanılması gerekiyor. Çünkü KOSGEB destekleri sıfıra yakın maliyetiyle kolay ulaşılabilecek konumda. Bu desteklerin ne olduğu ve nasıl yararlanılacağı konularında sürekli
-18- | ADANA TİCARET ODASI
bilgilendirme toplantıları düzenliyoruz. Türkiye ortalamasına baktığımızda Adana’nın bu desteklerden yararlanma oranının yüzde birin altı gibi çok düşük seviyelerde olduğunu görüyoruz. Sunulan destekleri iyi takip etmeli ve mutlaka kendi işletmemize ve kent ekonomisine yansıtmak zorundayız. Bu anlamda imalat sanayine yönelik KOBİGEL KOBİ Gelişim Destek Programını önemsiyor, tüm firmalarımızın bu desteklerden yararlanmalarını bekliyoruz” dedi. KOSGEB Adana İl Müdürlüğü Uzmanlarından Özlem Özlütıraş da sunumunda, destek programından yararlanacak her KOBİ’ye 300 bin TL. ödemesiz, 700 bin TL. geri ödemeli, toplam 1 milyon TL’ye kadar destek verilebileceğini anlattı. KOBİGEL’in yeni bir program olduğunu kaydeden Özlütıraş, bu desteğin amacının KOBİ’lerin ekonomideki paylarını ve etkinliğini artır-
mak, rekabet güçlerini yükseltmek olduğunu bildirdi. Sadece imalat sanayine verilen bu desteklere 1 Nisan - 6 Mayıs tarihine kadar başvuru yapılabileceğini de hatırlatan Özlütıraş, destek miktarları hakkında bilgi verirken, orta yüksek ve yüksek teknolojide 800 bin TL’ye, geleneksel imalat sanayinde ise 600 bin TL’ye kadar destek verilebildiğini anlattı.
ADANA TİCARET ODASI | -19-
İletişim Uzmanı Dr. Şaban Kızıldağ, Odamız Meclis ve Meslek Komitesi üyeleriyle çalışanlarına ‘Mazeret Yok’ eğitimi verdi:
Başarısızlığın en önemli nedeni; mazeret üretimi...
M
azeret kavramının başarısızlığın en önemli nedenlerinden birisini oluşturduğunu vurgulayan Dr. Şaban Kızıldağ, “Türk toplumu olarak bireysel konularda da toplumsal sorunlarda da mazeret üretiminde son derecede başarılıyız. Mazeret üretmek günümüzde insanlarımızın başarısız ve mutsuz olmalarının başlıca nedenidir ve insanın kendisini kandırdığı en büyük yalandır” dedi. Bugüne kadar, yurt içinde ve dışında 1 milyon kişiye “Mazeret Yok Semineri” veren İletişim Uzmanı ve Eğitimci Dr. Şaban Kızıldağ, Adana Ticaret Odası Meclis ve Meslek Komitelerinin üyeleriyle Odamız çalışanlarına yönelik eğitiminde de, hayata karşı farkında olmadan ürettiğimiz mazeret alışkanlığından vazgeçilerek yeni bakış açıları kazanabilmenin ve başarılı bir geleceğe doğru adım atabilmenin yollarını, gerçek hayattan alıntıladığı örnekler ve esprili anlatım üslubu ile aktararak katılımcılara mazeretsiz bir dünyanın kapılarını araladı.
-20- | ADANA TİCARET ODASI
Gerek toplumsal gerekse de iş dünyasındaki başarısızlıklarda mazeret üretilmesinden vazgeçilmesinin son dere-
ce önemli olduğunu belirterek mazeret sözcüğünün günlük hayattan çıkarılmasını isteyen Kızıldağ, yapılan araştırma-
ların, Türk vatandaşlarının yüzde 70’inin kendisi ile barışık olmadığını, hayal etmediğini, dedikodu yaparak birbirlerini suçladıklarını gösterdiğini vurgularken şöyle konuştu: “Fakat en önemlisi, her zaman bir mazeretimiz var. Yani, mazeret üretmekte üzerimize yok. Hiçbir zaman vaktimiz olmaz ve her zaman yorgunuzdur. Hazreti Ali bir sözünde, ‘Mazeret, insanın kendisine söylediği en büyük yalandır’ der. Hepimiz biliriz ki, mazeret bizim en önemli toplumsal yaralarımızdan biridir. Bireysel konularda da toplumsal meselelerde de mazeret üretme konusunda son derece başarılı bir toplumsal yapıya sahibiz” dedi. Günlük yaşamda sık sık sığınılan ve toplumsal bir alışkanlık haline gelen mazeret üretiminin, özellikle iş hayatına olumsuz yansımalarda bulunduğunu belirten Kızıldağ, gerek patronların, gerekse de işçilerinin çeşitli gerekçelerle mazeret göstermelerinin işletmelerde kötü yönetimi, başarısızlığı ve çözümsüzlüğü beraberinde getirdiğini söyledi. “Mazeret Yok Semineri”nde, farklı insan malzemesine sahip ülkeler arasında marka ve katma değer yaratılması açısından kıyaslamalarda da bulunan Dr. Şaban Kızıldağ, “Dünya üzerinde 57 Müslüman ülke var. Bu 57 ülke, 1 milyar
680 milyon kişiyle dünya nüfusunun neredeyse üçte birini oluşturuyor. Ancak bilim ve sanatın da yer aldığı 7 kategoride yapılan bir araştırmanın sonuçları, bu ülkelerin 80 milyonluk Almanya’nın ürettiği katma değerin yarısını bile üretemediklerini ortaya koyuyor. Yani 40 milyonluk Almanya, 1 milyar 680 milyondan daha fazla katma değer üretiyor. Sadece milli gelir olarak baktığımızda, Almanya’nın 2015 milli geliri 3.1 trilyon dolar. 57 ülkenin toplam geliri ise 4 trilyon dolar. Bu ülkeler içerisinde Türkiye 821 milyar dolarla birinci sırada. 821 milyar dolar da geçen sene iphone’un dünya genelindeki satış cirosu... Yani sadece iphone’un cirosu bile Türkiye’nin zirvede olduğu milli geliri ifade edebilmektedir. Buradan ortaya çıkarılacak olumsuzlukların en önemli nedeni de insan faktörünün özelliklerinde yatmaktadır” dedi. Dr. Şaban Kızıldağ’ın eğitimdeki konuşmasından bazı bölümler şöyle: ►► Topluluk karşısında konuşmanın ölüm korkusundan sonra ikinci sırada geldiği bir ülkede yaşıyoruz. Millet olarak çok konuşan, spordan politikaya, sağlıktan mimarlığa kadar her alanda hemen hepimizin uzman kesildiği, muhabbet etmeyi yani saatlerce havadan sudan konuşmayı çok
seven bir toplumuz. Anlamadığımız hastalık, bilmediğimiz iş, çözemeyeceğimiz hükümet meselesi, ekran başında verdiğimiz taktiklerle yenemeyeceğimiz takım yok. Buna rağmen, özellikle topluluk karşısında konuşmaya çok fazla önem vermeyen, kurallı, denetimli, hazırlıklı, altyapı isteyen, bilimsel, sosyal temel gerektiren konuşmalar yapmaya bizi yönlendiren bir toplum geleneğinden geldiğimizi söylemek oldukça zor. Hatırlayın bir, evde büyükler konuşur, biz de dinlerdik, uzun uzun dinlerdik; çünkü boyumuza bakmadan konuşmanın uygun olmadığı terbiyesiyle büyüdük, büyütüldük. Okula gittik, öğretmenlerimiz anlattı, biz uzun uzun dinledik yine. Okulda da konuşmadık çünkü yanlış bir şeyler söylemekten korkuyorduk. Askerde, okulda, evlendikten sonra evimizde, işyerimizde, kısacası neredeyse hiçbir yerde, konuşmamız için gereken zemin oluşturulmadı... ►► Çocukluğumuzdan itibaren, yani bütün hayatımızda, hep iki tane “ben”le yaşadık. Birinci ben, ben olan ben; diğeri de başkalarının istediği “ben”... Annemizin istediği “ben”, babamızın istediği “ben”, öğretmenimizin istediği
ADANA TİCARET ODASI | -21-
“ben”, komşuların istediği “ben”, arkadaşlarımızın istediği “ben”, eşimizin istediği “ben”, patronumuzun istediği “ben”… Çocukluğumuzdan beri hep bu çelişkiyle yaşadık. Bu nedenle kendimiz olmak konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Çünkü o sayısız “ben” ister istemez kafamızı karıştırıyor… Bunun için insanlara, kendi gerçek “ben”lerini bulmaları için çağrıda bulunuyorum. İlk adım, ezberlerden uzaklaşmak. Engel sandığımız pek çok şeyin kendi kurgumuz olduğunun farkına varmak. Eğitim için, değişim için, gelişim için mazeret yok, diyorum. İnsanları, bilip de unuttukları şeyleri hatırlamaya davet ediyorum. Bunlardan bazıları daha en baştan yanlış öğrendiğimiz bilgiler. Bazılarıysa işimize gelmediği için görmezden geldiğimiz durumlar. Kendimiz olamadığımız sürece, ne istediğimizi bilmediğimiz sürece, “…mış gibi” yapmaya devam ettiğimiz sürece ve çocuk olmaktan vazgeçtiğimiz sürece hiçbir şeyi hakkıyla yaşayamayız. ►► Yolunuzu düzeltir, geçtiğiniz yolu da seçtiğiniz yolu da doğru belirlerseniz ve zihninizde doğru kapılar açarsanız, doğru evrenlere ulaşırsınız. O yollar sizi dilediğiniz yere götürür, o kapılar sizi dilediğiniz bilgiye ulaştırır. Yeter ki öğrenmekten vazgeçmeyin. Yeter ki isteyin, yeter ki inanın…
-22- | ADANA TİCARET ODASI
Ve asla unutmayın, bilgi her yerde ve herkes için… ►► Modern dünyanın insanları olarak, kalabalıkların içerisinde yalnız insanlarız. Her gün aynı saatte, çoğunlukla da kör karanlıkta kalkıyoruz yataklarımızdan. Her gün aynı saatte biniyoruz otomobillere, otobüslere, vapurlara, trenlere, metrolara ve her gün hemen hemen aynı saatte aynı yorgunlukla, daha güne başlarken omuzlarımıza çöken o stresli yorgunlukla geliyoruz işyerimize. Masamıza oturduğumuzda, tezgâhımızın başına geçtiğimizde çoktan yorulmuş oluyoruz. Her gün benzer işleri yapıyoruz, benzer insanlarla görüşüyoruz ve gün içinde bir koşuşturmacadır gidiyor. İş dışında birbirimizle şöyle bir içten, sevgi dolu konuşmadan, konuşamadan, bırakın yanımızdakini, en yakınımız olan kendimizle, kendi yüzümüzle bile selamlaşamadan, halleşemeden, söyleşemeden akşam oluyor. Aynı şekilde evlerimize dönüyoruz. Peki, çözümü yok mu bunun, elbette var… Çözüm, kendimizle ve çevremizle yeniden iletişim kurmakta ve bu zannettiğimiz kadar zor değil… ►► İlişkilerimizi doğru kurmamız, iletişim sanatının inceliklerini iyi öğren-
memiz gerek… Mesela söylediklerimiz ya da söylemediklerimiz kadar önemli olan bir başka konu daha var; yüzümüz ve beden dilimiz. Hiç kuşku yok ki “hepimizin yüreği Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli”. Fakat servisimiz kaba, katı, yüzler asık, karanlık adeta beton gibi... İnsan, insana öyle bakar mı, bakmalı mı? Duygularımızı, düşüncelerimizi yansıtırken, servis yaparken yani, gerçekten gözlerimizde, yüzümüzde problem yaşıyoruz. Yüreğimizde hissettiklerimizi yüzümüze yansıtamıyoruz. Oysa gerçekten insanca olan, insanın, yüreğini yüzüne yansıtmasıdır. Eğer insan yüzünü doğru kullanamazsa, karşısındaki insanın onun yüreğini tahmin edebilmesi mümkün değildir. Bunu yüzünüze yansıtamazsanız, muhatabınız iç yüzünüzü anlayabilmekte zorlanabilir. O bakımdan, insanın öncelikle kendisini tanıması gerekir. ►► Duygusal zekânın önemi ne? EQ (Emotional Qualification) duygusal yetkinlik anlamına geliyor. İletişim yeteneğini güçlendiren EQ, özellikle yöneticilerin iş hayatındaki tüm muhataplarla empati kurmasına olanak sağlıyor ve ihtiyaçları doğru anlamak, başarıyı garantiliyor. EQ, çalışanlar için de önemli. Toplumun her ferdi için, sosyal ilişkilerin sağlıklı olması için çok gerekli. Çünkü
EQ eksikliği, büyük iletişim kazalarını beraberinde getiriyor. Birbirini anlamakta zorluk çeken insanların ortak sorunu olarak da gösterebiliriz bunu. EQ eksikliğini eğitimle geliştirmenin mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Peki, “Sosyal Zekâ” nedir? EQ kadar önemli bir başka konu da SQ’dur, yani sosyal zekâ. SQ (Social Qualification) günümüz şirketlerinde sıkça uygulanan CRM’in (Müşteri İlişkileri Yönetimi) bireysel boyutunu temsil eder. CRM’in hayata aktarılan uygulaması olan SQ, yöneten kişinin sosyal çevresiyle kurduğu bağları simgeliyor. Bunu da EQ gibi çift taraflı düşünmek gerek. Yani yöneticiler kadar çalışanlar için de gerekli bir yeti. Ahlaki zekâ nedir? Olmazsa ne gibi eksikler olur? İş hayatının olmazsa olmazı için MQ (Moral Qualification) kodunu kullanıyoruz. Bir yöneticinin ahlak zekâsının başarısını doğrudan etkilediğini savunan MQ, dürüst olmayan kurumların başarı şansının olmadığını söylüyor ve şeffaflı-
ğın önemine dikkat çekiyor. Hayat kalitesi zekâsı nedir? İyi bir yöneticinin hayat kalitesine çok dikkat etmek zorunda olduğu LQ (Life Qualifation) ile özetleniyor. LQ; ruhsal-duygusal-fiziksel-sosyal ve zihinsel alanda dengeli yaşam anlamına geliyor. Bu dört unsurdan birinin eksik olması, başarıyı ciddi oranda düşürüyor. Profesyonel zekâ ne peki? Hangi alanlara girer? Profesyonel zekâ; yani PQ (Professional Qualification), çalışan yetkinliğini doğru ölçme ve sınıflandırma temeline dayanıyor. Yöneticiler için son derece önemli bir konu bu. Özellikle de aile şirketleri için. Kuruluşların üretkenliğini artıran PQ, aile şirketlerinde sosyal bağlar nedeniyle kritik pozisyonlara yanlış kişilerin yerleştirilmesine izin vermiyor. Bir kurumun başındaki yöneticinin sahip olması gereken özellikleri oluşturan PQ, uzun soluklu ve istikrarlı ticari yaşamın en önemli göstergelerinden biri. Burada, entegre iletişim faaliyetlerinin bütününü oluşturan bir kavram olan
marka zekâsından da (Brand Quotient – BQ) bahsediyoruz. İşletmelerin üretmiş olduklarını ürün ve hizmetleri nasıl konumlandırmaları gerektiği konusunda yol haritası niteliği taşıyan bir konu bu. 5K 1N kavramında ise iş dünyasının profesyonellerine “Bütünü kaliteli görmek ve kaliteli yönetmek” ifade edilmektedir. Yani öğrenilecek sınırsız konu ve öğrenmenin sayısız biçimi var. Yeter ki öğrenmek isteyen olsun!...” Anlattığı her konunun ardından seminer katılımcılarını ayağa kaldırıp toplu olarak, “Her şeye rağmen/Mazeret Yok” dedirterek eğitimi adeta bir şova dönüştüren ve mazeret sözcüğünü hayatlarından çıkarmalarını isteyen Kızıldağ, “İnsanların başarısız ve mutsuz olmasındaki en büyük neden mazeret üretmektir” dedi. Seminerin ardından Meclis Başkanımız Tarkan Kulak, Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe, Başkan Yardımcımız Mehmet Şahbaz tarafından Kızıldağ’a Odamız yayınlarından oluşan bir set hediye edildi.
ADANA TİCARET ODASI | -23-
Odamız’dan KOSGEB’e işbirliği ziyareti
Y
önetim Kurulu, KOSGEB Adana İl Müdürü Hüseyin Şen’i ziyaret ederek, desteklerden daha etkin yararlanılabilmesi için daha fazla işbirliği yapılması gerektiğini bildirdi. Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe, Yönetim Kurulu Üyelerimiz M. Emin Yumuşak, Mehmet Özel, Erdinç Güneyli, Mehmet Şah Aba ile Genel Sekreter Vekilimiz Birol Yarman’dan oluşan heyetimizle bir araya gelen Hüseyin Şen, desteklerden tüm işletmelerin yararlanabilmesi için bürokraside birçok kolaylıklar sağladıklarını söyledi. Şen, “KOSGEB’in birincil görevi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin üretimlerini artırmak ve başta istihdam ve ihracat olmak üzere her alanda destek olmaktır. Her dönem, değişik isimler altında teşvikler uygulanıyor. İşletmelerin, KOSGEB’i iyi takip edip, sektörleriyle ilgili alanlardaki teşviklerden mutlaka yararlanmaları gerekiyor. İşletmelerin bu teşvikler konusunda bilgilendirilmelerine yönelik olarak Ticaret Odası ile her türlü işbirliğine hazırız” dedi.
-24- | ADANA TİCARET ODASI
Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe de, iki kurumun da aynı doğrultuda hizmet verdiğine işaret ederek, “Adana’nın KOBİ desteklerinden yararlanma oranı, Türkiye ortalamasının altında. Gelinen bu olumsuz tablodaki en önemli etkenin tanıtım ve bilgilendirmeden kaynaklandığını
düşünüyorum. Bu sorunu aşmak için, açılan her destek programının ayrıntılarına ilişkin üyelerimize yönelik bilgilendirme toplantısı yapabiliriz. Bu işbirliğini en üst seviyeye çıkararak, Adana’nın KOSGEB’den aldığı destek oranını yükseltebiliriz” diye konuştu.
ADANA TİCARET ODASI | -25-
2. Çukurova Tarım Fuarı tamamlandı
A
dana-Mersin yolu üzerindeki Çukobirlik tesislerinde açılan ve Türkiye’nin ilk uygulamalı tarım fuarı özelliğini taşıyan, Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe ile Başkan Yardımcımız Mehmet Şahbaz’ın da ziyaret ettikleri 2. Çukurova Tarım Fuarı’nın açılışına Vali Yardımcısı Mustafa Aydın, Türk İran İş Konseyi Başkanı Reza Kami, Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği
-26- | ADANA TİCARET ODASI
Başkanı Ali Can Yamanyılmaz, Çukobirlik Genel Müdürü Seçkin Sakar, Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Nihat Sözütek, Tarsus Ziraat Odası Başkanı Ali Ergezer ve çok sayıda davetli katıldı 18 ülkeden 245 firmanın katıldığı fuarın açılışında konuşan ELKA Fuarcılık Genel Müdürü Bülent Yamaç, fuarda traktör, tarla ekipmanları, sera sistemleri, tohum, gübre, ilaç, fide, fidan, sulama sistemleri,
iş makinaları, ticari araçların sergilendiğini ifade ederek şöyle konuştu: “22 bin metrekare kapalı alanın yanı sıra 5 bin metrekare açık alan ve 50 dönüm uygulama tarlası ile Türkiye’de ilk ve tek uygulamalı fuar olma özelliğini koruyoruz. Firmalar, kapalı alanımızda çiftçilerimizi ağırlayıp ürünlerini anlatırken, aynı zamanda ürünlerinin tüm özelliklerini uygulama tarlamızda kendilerine ayrılan özel alanda, traktör test sürüşleri, ürün ekimi, zirai uygulamalar ve benzeri her türlü denemeler ile gösterebiliyor. Türkiye’nin en büyük tek parçalı kapalı alanına sahip olan fuar alanımızda yapılan tüm yenilikler ve sunduğumuz hizmetler ile hedefimiz Türkiye’nin en büyük tarım fuarını Çukurova Bölgesi’nde gerçekleştirerek, bölgemizin gücünü tüm yurda ve dünyaya göstermektir.” ÇUKOBİRLİK tesislerindeki fuar alanındaki fuara çiftçilerin yoğun ilgi göstermesi dikkat çekti. Katılımcılar, tarım alanında her türlü ürün ve hizmet ile son teknolojileri görerek test etmek ve takip etme fırsatı buldu.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Daire Başkanı Yakup Güzel:
Aykırı ürün imalatçılarını teşhir ediyoruz
G
ümrük ve Ticarat Bakanlığı, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Piyasa Gözetimi ve Denetimi (PGD) Hakkında Bilgilendirme Toplantısı” Adana’da yapıldı. Özel İdare Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya Adana Vali Yardımcısı Azmi Yeşil, Adana ESOB Başkanı Nihat Sözütek, Bakanlık Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Yakup Güzel, Genel Sekreter Vekilimiz Birol Yarman, Ticaret İl Müdürü Adnan Ekiz ile Adana ESOB Yönetim Kurulu üyeleri ile Esnaf Odası Başkanları ve bazı kurum, kuruluş temsilcileri katıldılar. Ticaret İl Müdürü Adnan Ekiz açılışta yaptığı konuşmada, tüketicinin korunması kavramının, tüketicinin ekonomik menfaatlerinin yanında sağlık ve güvenliğinin korunmasıyla da düşünülmesi gerektiğini işaret ederek, “Bu bağlamda, il müdürlüğümüz, PGD faaliyetleri kapsamında ayakkabıdan, oyuncaklara kadar çok çeşitli ürün gruplarını denetlemektedir. Böylece, tüketicileri ve firmaları, adil olmayan rekabete karşı korumaktayız”dedi. PGD Daire Başkanı Yakup Güzel ise yapılanların vatandaşlara gerektiği gibi duyurulamaması halinde bir anlamı olmayacağına işaret ederken, “Bu yüzden,
önce sektörü bilgilendiriyor, sonra denetimleri yapıyoruz. Bu düzenlemelerin muhatabı sektör temsilcileri ve çalışanları. Piyasada dört dörtlük denetim mekanizması henüz oluşturulmadı. Ama çok ciddi ilerlemeler kaydedildi. Başlangıçta yüzde 50’lerde olan aykırı ürün oranı tek rakamlara düşürüldü, daha da düşürüleceğine inanıyorum. Aykırı ürün tespitinde yaptırımlar var. Aykırılık tespit edilen firmaları kamuoyuna ilan ediyoruz. Geçen yıl ayakkabı sektöründe yaptık, firmalar batma noktasına geldi. Gıda yüzsüzleri gibi burada da firmaların itibarı sıfıra iniyor. Bu açıdan bu malların üretilmesi çok önemli. Denetimlerimiz hem iç piyasada hem de ithalat noktasında devam etmekte. Sineklerle uğraşmaktansa bataklığı kurutmaya çalışıyoruz”dedi.
Vali Yardımcısı Azmi Yeşil de, “Bu dava hepimizin birlikte götüreceği, birlikte çözümleyeceği bir mesele. Denetim çok önemli bir unsur, özellikle devlette çok önemli bir unsur. Ben de 16 yıl mülkiye başmüfettişi olarak çalıştım. Denetimi çok iyi bilirim. Önemli olan insanımıza, mevzuatla, yönetmelikle çizilmiş kaliteli mal üretmek ve sunabilmektir. Özellikle Çin’de üretilen ucuz ürünler ülkemize giriyor. Zararlı kimyasallar içeriyor. Bu konuda vatandaşımızın da bilinçlenmesi lazım. Denetlenen kişilerin de açgözlü olmaması gerekiyor”şeklinde konuştu. Adana ESOB Başkanı Nihat Sözütek de, PGD’nin birlik ve beraberlik içinde çözülecek bir mesele olduğunu, herkesin sorumlu davranması halinde sorunun kendiliğinde çözüleceğine dikkat çekti.
Azmi Yeşil
Yakup Güzel
ADANA TİCARET ODASI | -27-
İhracattaki devlet yardımları anlatıldı
E
konomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Adana Sanayi Odası, Adana Ticaret Odası ve Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) işbirliğiyle düzenlenen ve Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü uzmanlarının katıldığı “Dış Ticaret Bilgilendirme Semineri” Adana Sanayi Odası’nda gerçekleştirildi. Seminerin açılışında konuşan ADASO Genel Sekreteri Bora Kocaman, Türkiye’nin ve benzer şekilde Adana’nın ihracatının istenilen noktada olmadığını belirterek, “Adana Sanayi Odası olarak ihracat rakamlarını daha yukarılara taşımak için çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Bilgilendirme seminerlerinin yanı sıra TradeMap yurtdışı pazar araştırması eğitimleri veriyoruz. Bugüne kadar eğitim verilen üye firma çalışanı sayısı 200’e ulaştı” dedi. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Dış Ticaret Uzmanı Hüseyin Aydın, ihracata hazırlık, pazarlama ve markalaşma aşamalarında devlet yardımları yapıldığını söyledi. İhracata verilen devlet yardımlarının “Ur-Ge, pazara giriş, pazar araştırması, yurtdışı fuar, yurtdışı birim, marka ve tanıtım, tasarım, marka ve Turquality” destekleri olduğunu vurgulayan Aydın,
-28- | ADANA TİCARET ODASI
tüm firmaların bu desteklerden yararlanmasının hedeflendiğini, desteklerin firmaların gelişimine büyük katkı sağladığını söyledi. Markalaşma ve Ar-Ge Destekleri Dairesi Dış Ticaret Uzmanı Oğuzhan Kökosmanlı da, “Pazar Araştırması” konulu sunumunda, İran’ın çok önemli potansiyele sahip bir pazar olduğunu, 3-4 yılda ticarette önemli bir değişim yaşanacağını bildirdi. Kökosmanlı, bu potansiyelin değerlendirilmesi için İran’a yılda 2-3 kez gidilerek temaslarda bulunulması gerektiğini belirtti. Kökosmanlı, bu amaçla sektörel heyet gezileri ve İran’dan alım heyeti gezileri düzenlenmesinin yararlı olacağını kaydetti. “İş dünyası için ticari bilgiye erişim” konulu sunum yapan İhracat Genel Müdürlüğü Kütüphanecisi Mustafa Yılmaz ise, Ekonomi Bakanlığı’nın yenilenen web portalı ile ilgili bilgi verdi. www.ekonomi.gov. tr portalında tüm ekonomik bilgi ve verilere yer verildiğini anlatan Yılmaz, ihracat yol haritası, destekleri, ülkeler ve ülke masaları, müşavirlikler, sektörler ve ticari bilgi kaynakları rehberi gibi bölümlerle sanayici ve ihracatçıları bilgilendirmeyi amaçladıklarını ifade etti.
Üniversite mezunlarına iş bulma paneli
Ç
ukurova Üniversitesi (ÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler ve Fakültesi Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından “Üniversite Mezunlarının İstihdamı ve İş Dünyasının Beklentileri” konulu konferans düzenlendi. Ç.Ü. Akif Kansu Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe, Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Bilgiç, İŞKUR İl Müdürü Haşim Meydan ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Bora Kocaman katıldılar. Panelin başlangıcında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil Elekcioğlu, eğitim denilince akla sadece belli yaştaki çocuk ve genç nüfusun okullarda eğitim öğretim görmelerinin gelmemesi gerektiğini söyledi. Küreselleşen dünyada her bireyin uzmanlık alanı dışındaki konularda da kendini geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Elekcioğlu, “İşbaşında eğitimle birlikte çalışanlara, iş değiştirmek isteyenlere ve işsizlere yeni beceriler kazandıracak her türlü çabayı eğitim olarak düşünmek gerekir” dedi. “Çukurova Üniversitesi’nin bu başarısının merkezinde insana doğaya sevgi ve saygı vardır” diyen Elekcioğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Günümüzde üniversiteler, sanayi kuruluşları ve devlet toplum yararına bir araya gelmektedir. Bu anlayışla üniversite sanayi işbirliği geliştirilmesi toplantısında üniversitemiz ev sahipliğinde bir işbirliği protokolü imzalandı. Üniversite sanayi işbirlikleri bir takım alt başlıklardan oluşuyor. Bunlar arasında genel araştırma işbirliğinin dışında bilgi transferi ve eğitim projeleri araştırma konsorsiyumları ve ortak işbirliği merkezlerinin kurulması yer alıyor. Bu çalışmalar için eğitim ve çalışma alanlarına finansal destek sağlamak, öğrenciler için fakültelere uygulama alanları
açmak ve bu doğrultuda bölgesel ekonomik gelişmeye katkıda bulunmayı amaçlıyoruz.” ‘Üniversite Mezunlarının İstihdamı ve İş Dünyasının Beklentileri’ konulu konferansın moderatörlüğünü yapan Ç.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Harun Arıkan da sanayi ve üniversite işbirliğini odak noktasına koyan üçüncü nesil üniversitelerin artık tüm dünyanın konuştuğu bir kavram olduğunu ifade ederek, “Gittiğimiz her ülkede gerçekleştirdiğimiz toplantılarda favori sanayi dünyasını da içine katarak yol alan bir üniversite olmaktadır. Üniversite Mezunlarının İstihdamı ve İş Dünyasının Beklentileri konferansını da işte bu nedenle düzenledik. Organizasyondan sonra, üniversite mezunlarının istihdamı, aynı zamanda iş dünyasının beklentilerini ele hep beraber tespit etmiş olacağız“ diye konuştu. Panelde konuşan Başkanımız Atila Menevşe, üniversitelerin, iş dünyasının lokomotifi konumunda olması gerektiğini söyledi. Ancak bu alanda eğitim veren fakültelerin bölümlerinin günün gereksinimlerine karşılayamadığına işaret ederek, “İşletmelere baktığımızda genellikle, pazarlama, ihracat, sigorta gibi önemli departmanlarda yetişmiş eleman sıkıntısı yaşandığı gözleniyor.
Bu alanlarda eğitim veren bölümlerin artmasının, yerel ve ulusal ekonomiye önemli katkılar sunacağına inanıyorum” dedi. Öğrencilerin özellikle staj dönemlerini çok iyi değerlendirmeleri gerektiğine de değinen Menevşe, “Özellikle son sınıftaki öğrencilerin üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde gerçek anlamda staja tabi tutulması gerekiyor. Stajın sadece yasal bir eksiğin tamamlanması olarak değil, öğrencilikle iş dünyası arasında mutlaka geçilmesi gereken önemli bir köprü ve uyum aşaması olduğunun bilincinde olunması gerekiyor. Bu arada bütün öğrencilere şu çağrıyı yapmak istiyorum. Mutlaka en az bir dil bilmeniz gerekiyor. Dil bilen öğrenciler, istihdam aşamasında mutlaka diğer rakiplerinin önünde yer alacaklardır” dedi. Diğer konuşmacılardan Şahin Bilgiç, mezun olan öğrencinin sadece ders notu ile yetinmemesi, kendini sosyal ve kültürel alanda da geliştirmesi gerektiğini söyledi. İŞKUR İl Müdürü Haşim Meydan da kurumun yeni mezun öğrencilere sağladığı destekler ile işverenin iş başvurularında hangi özellikleri aradığına ilişkin bilgi verdi. Panelin diğer konuşmacısı Bora Kocaman ise kendini iyi tanıyan, önemseyen ve ne yapmak istediğini bilenlerin iş yaşamında daha başarılı olduklarını söyledi.
ADANA TİCARET ODASI | -29-
2. Uluslararası Özel Atık Zirvesi’nde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Sözlü:
Gelecek nesillere daha kullanılabilir bir çevre bırakmak zorundayız
A
dana Büyükşehir Belediyesince bu yıl 2. kez düzenlenen Uluslararası Özel Atık Zirvesi yapıldı. Zirvenin açılış konuşmasını yapan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sözlü, atığın çağın en önemli problemi olduğunu belirtti. 21'inci yüzyılın yükselen değerleri içinde çevreyi koruma şuurunun çok önemli hale geldiğini ifade eden Sözlü, şöyle devam etti: "Gerek Birleşmiş Milletler’e gerekse Avrupa'ya baktığımızda ülkemiz, sorumluluklarını yerine getirme noktasında en hassas ve kollektif çalışma ortamına uyan ülke konumundadır. Bugün bizden öncekilerin bize bıraktıkları emanetlerle yaşıyoruz. Elbette bizler kendi yaşamımızı sürdürürken gelecek nesillere de yaşanılabilir bir dünya ve kullanılabilir bir çevre bırakmak zorundayız. Biz, son nefesimizde bile elimizdeki fidanı dikmek sorumluluğundayız." Adana kent merkezinin nüfusunun 1 milyon 600 bin olduğuna, insanın bulunduğu yerde de katı atık sorununun ortaya çıktığına dikkati çeken Sözlü, şunları söyledi:
-30- | ADANA TİCARET ODASI
"Bugün ülkemiz bir taraftan kalkınma noktasında çaba sarf ederken bir taraftan katı atıkların bertaraf edilmesi için köylerimizde, kasabamızda ve şehirlerimizde büyük yatırımlar yapmaktadır. Nüfusun tüketmiş olduğu katı atıkları arıtılabilir, elektriğe çevrilebilir. Hatta kanalizasyon atıklarını bile tabiata uygun hale getirerek tabiata tekrardan salınabilir." Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe, ADASO Başkanı Zeki Kıvanç ve ATB Başkanı Şahin Bilgiç’in de katıldığı zirvede konuşan Adana Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Mehmet Çelebi Akkuş da çevre sorunlarının şehirlerin kalkınmasında belirleyici etkiye sahip
olduğunu belirterek "Bizler bu konuda titizlikle çalışıyoruz. Adana'nın 15 ilçesinde hizmet veriyoruz. Seyhan Baraj Gölü’ndeki balıkları yaşama döndürmemiz dünya çapında ilgi uyandırdı. Çukurova Kalkınma Ajansından 100 bin lira hibe aldık ve Adana için kullandık. Her atık çöp değildir, düşüncesi ile geri dönüşümün önemini anlatmaya çalışıyoruz" dedi. Sinema sanatçısı ve aktivist Ediz Hun ise 1972'den sonra çevre bilincinin gelişmiş ülkelerde başladığını ve ilk konferansın da Stockholm'de yapıldığını aktardı. Hun, şunları kaydetti: "İnsanoğlu sınırlı ve sınırsız bütün kaynakları gelecek nesillerin imkanları doğrultusunda çözümlemeye ve değerlendirmeye çalışmalıdır. İstanbul'dan örnekler vereceğim. İstanbul dünyanın dördüncü büyük kenti. Sadece İstanbul'da 20 milyon nüfus var. Bir insandan günde 4 ile 7 litre arası atık çıkıyor. Mutlaka günlük katı ve likit atık çıkarmak zorundayız. Günlük 5 litre katı ve sıvı atık aldığımızı varsayarsak ortalama 20 milyonla çarpıyoruz, bu rakam da İstanbul'da 100 milyon litreye karşılık geliyor. İnsan nüfusu arttıkça problemler artıyor. Birleşmiş Milletler, artık matematiksel rakamlardan oluşan rakamlar yerine biofiziksel bütçeleri tartışıyor."
ADANA TİCARET ODASI | -31-
‘İslam’da Ticaret Ahlakı’ paneli yapıldı
A
nadolu Aslanları İş adamları Derneği Adana Şubesi ve Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı iş birliğiyle düzenlenen, “İslam’da Ticaret Ahlakı” konulu panel Yüreğir Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Panele, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Osman Ateş, Çukurova Üniversitesi Din Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Mehmet Ali Kirman, Mustafa Kemal Üniversitesi Temel İslam Bilimleri Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Necmettin Çalışkan, İstanbul Üniversitesi Hadis Ana Bilim Dalı Araştırma görevlisi Dr. Seyit Ali Güşen konuşmacı olarak katıldılar. Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe’nin de katıldığı panelde “İslam”, “Ticaret” ve “Ahlak” konu başlıklarında değerlendirmelerde bulunuldu. ASKON Adana Şube Başkanı Recep Çalışkan açılışta yaptığı konuşmada “Ticari faaliyette bulunan ve dini hassasiyetleri olan pek çok kişi için büyük önem arz eden bu panelde sizlerle bir araya gelmekten onur duyuyoruz. Bu panel vesilesiyle Yüce Mevla’mızın
-32- | ADANA TİCARET ODASI
emir ve buyruklarını gözden geçireceğiz. Bizlere usulü gösteren Resulün söz ve davranışlarını “ticaret” ve “ahlak” başlıkları altında sizlere sunmaya gayret edeceğiz” dedi. Adana Valisi Mustafa Büyük ise “Toplumdaki huzuru ve barışı sağlama adına yaptığımız çalışmalarda belki ülkemizi, şehrimizi, insanımızı zenginleştiriyoruz, daha varlıklı hale getiriyoruz ama onları asıl mutluluğa ulaştıracak olan ahlaki değerler konusunda arzu ettiğimiz seviyeye bir türlü gelemiyoruz” diye konuştu.
Çukurova Üniversitesi Din Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Kirman, Mustafa Kemal Üniversitesi Temel İslam Bilimleri Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Necmettin Çalışkan ve İstanbul Üniversitesi Hadis Ana Bilim Dalı Araştırma görevlisi Dr. Seyit Ali Güşen’in konuşmacı olarak katıldığı panelin ardından Vali Mustafa Büyük, Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan ve Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe’ye günün anısına Esma’ül Hüsna tabloları hediye edildi.
Çukurova’nın Filizleri Projesi ile eğitime anlamlı destek
Ç
ukurova Belediyesi koordinatörlüğünde; eğitimde fırsat eşitliği yaratmak ve bunu yaparken halkı da yerel yönetim sürecine dahil etmek amacıyla “Çukurova’nın Filizleri - Her Apartman Bir Öğrenci Okutuyor’’ Projesi hazırlandı. Projeyle öğrencilerin, farklı dini veya siyasi gruplara ihtiyaç duymadan eğitimlerini tamamlayabilmelerinin sağlanması hedefleniyor. Odamızı ziyaret ederek Yönetim Kurulu üyelerimize projeyle ilgili bilgi sunumunda bulunan Çukurova Belediyesi Başkan Yardımcısı Mustafa Selek, Çukurova ilçesi sınırları içerisinde oturan, maddi geliri olmayan veya yeterli olmayan üniversite öğrencilerine öğrenim süreleri boyunca katkı sağlamayı amaçladıklarını söyledi. Proje kapsamında; üniversite öğrencilerine 10 ay boyunca, aylık 250’şer lira burs vermeyi öngördüklerini ifade eden Selek şunları söyledi: “Bu projeden faydalanacak olan öğrenciler, öncelikle heyetimiz tarafından hazırlanan başvuru dosyasında yer alan evrakları eksiksiz olarak tamamlayıp, belediyemizin ana hizmet binasında bulunan proje ofisimize teslim edecekler. Başvurular için belirlemiş olduğumuz, herhangi bir son başvuru tarihi yoktur. Kurduğumuz komisyon tarafından başvuruda bulunan öğrencilerin belgeleri
detaylı bir şekilde incelendikten sonra ihtiyaç sahibi öğrencilerimizin projemizden faydalanmasını sağlanacaktır. Burs ücretleri destek veren apartman/ site yönetimleri ya da belirlenen temsilciler tarafından direkt öğrencinin hesabına yatırılacaktır. Belediyemiz, bu işin sadece koordinasyonunu üstlenmektedir. Apartmanlar, birden fazla öğrenciye de burs verebilme yetkisine sahipler. Projeye katılan her bir apartmanın girişine -Bu Apartmanın Bir Öğrencisi Var- plaketi asılacaktır. -Çukurova’nın Filizleri / Her Apartman Bir Öğrenci Okutuyor’- projemizin; son dönemde, yerel yönetim ile halkın el ele vererek hayata geçireceği en önemli sosyal sorumluluk projesi olduğunu düşünüyoruz. Bu çalışmanın, sadece Adana’ya değil, tüm Türkiye’ye örnek olacağı inancındayız. Sosyal demokrasi ve insan odaklı belediyecilik anlayışımızla ortaya çıkan bu toplumsal dayanışmada, sizleri de desteğinizle yanımızda görmekten büyük onur duyuyoruz.”
Çukurova Belediyesi Başkan Yardımcısı Mustafa Selek’in açıklamalarının ardından konuşan Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe de, son derece anlamlı buldukları projeyi desteklediklerini söyledi. Adana Ticaret Odası tarafından 1965 yılında kurulan ATOSEV’in kuruluşundan günümüze kadar geçen 51 yıl içerisinde maddi yardıma muhtaç 16 bin üniversite öğrencisinin eğitimlerini tamamlamaları için burs desteğinde bulunduğunu açıklayan Menevşe, “Günümüzde çok sayıda başarılı öğrencinin maddi yetersizlikler yüzünden eğitim süreçlerini tamamlayamadıklarını biliyoruz. Bu bakımdan bilgi ve eğitime destek vererek, çağdaş, donanımlı, üretken, insanların yetişmesine katkıda bulunmak bu ülkede yaşayan herkesin üzerine düşen en anlamlı görevdir. Bunun için de ülkemizde burs veren kurumların sayılarının artırılması gerekmektedir. Çukurova Belediyemizi de böylesine anlamlı bir projenin koordinatörlüğünü üstlenmesinden dolayı kutluyorum” dedi.
ADANA TİCARET ODASI | -33-
Meclis Üyemiz Ahmet Sürerdamar, gayrimenkul sektörünün durumunu değerlendirdi:
Gayrimenkul sektöründe güven tesis edilmeli
Ü
lkemizde gayrimenkul sektörünün yıldızının hızla parladığını belirten Meclis Üyemiz Ahmet Sürerdamar, günümüzde satın alma ve kiralanmalar yoluyla mülk edinilmesi işinin geleneksel bir anlayıştan çıktığının kabul edilmesine karşın sektörde “merdivenaltı” ilişkilerin sıkıntılarının yaşandığını söyledi. Sürerdamar, hemen herkesin yapabileceği bir iş yaklaşımından kurtarılması gereken sektöre, güven zinciri içerisinde gerçekleştirilecek profesyonel bir hüviyet kazandırılması gerektiğini söyledi. Nisan ayı olağan Meclis toplantımızın son bölümünde sektörünün durumu ve sorunlarına ilişkin açıklamalarda bulunan 41. Grup Gayrimenkul Sektörü Meslek Komitesi ve Meclis Üyesi Ahmet Sürerdamar, insanın en temel gereksinimleri arasında yer alan barınma konusunda; ilk insandan, tarım ve sanayi toplumuna ve günümüz insanına kadar uzanan bir süreç yaşandığını ve günümüzde bu alanda sınırsız hizmet sunumunun söz konusu olduğunu belirtti. Barınma ve kaliteli yaşamın, ortak yaşam kültürü ve güçlü bir toplumun yapısında son derecede önem taşıdığını vurgulayan Sürerdamar, “Gayrimenkul sektörü olarak bireylerin kazançları ve satın alabileceklerini öngördükleri yaşam merkezlerini, arz - talep dengesini gözeterek hizmet veriyoruz. Dün kırsal yaşamdan kent yaşamına geçen insanımızın barınma ihtiyaçlarına, geride bırakmak zorunda kaldıkları alışkanlıklarla birlikte çözüm yaratırken, istek ve taleplerine göre daha büyük, daha fonksiyonel, sosyal yaşam imkanlarına sahip, güvenlikli ve her türlü doğal risklere karşı dayanıklı yeni yaşam alanları sunmak zorundayız” diye konuştu. Gayrimenkul sektörünün yıldızının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla parladığını ancak sektör büyüdükçe sorunların da arttığını kaydeden Ahmet Sürerdamar sözlerini şöyle sürdürdü
-34- | ADANA TİCARET ODASI
“Günümüzde satın alma ve kiralanmalar yolu ile mülk edinilmesi işinin geleneksel bir anlayıştan çıktığı kabul edilmekle birlikte, bir anlamda ahbap çavuş ilişkisi, diğer bir tabirle merdivenaltı ilişkiler halen devam etmektedir. Mesleğimizin en önemli sorunu, sektörümüzle ilgili yasal düzenlemelerin şimdiye kadar yapılmamış olmasıdır. Yasamızın çıkmasıyla birlikte mesleğimize saygı ve güven artacaktır. Gayrimenkul sektöründe ihtiyaç duyulan yasa ve yönetmelikleri çıkararak, sektörü herkesin yapabileceği bir iş alanı anlayışından kurtarmalı ve güven zinciri içerisinde değerlendirilen profesyonel bir hüviyet kazandırmalıyız. Biz Adana’daki gayrimenkulcüler olarak bu konuda üzerimize düşen görev ve sorumlulukları biliyor ve sektörün sorunlarının çözümüne yönelik çalışmaların içerisinde yer alıyoruz. Örneğin Adana özelinde altı yıl süresince yürüttüğümüz saha çalışmaları ile birlikte, İstanbul, Ankara, İzmir, Samsun gibi şehirlerimizdeki eş değer yapılanmalar bir bütün olarak değerlendirilmiş ve bu kapsamda
oluşturulan çalışma raporları Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığımıza iletilerek konuyla ilgili yürütülen resmi çalışmalara katkıda bulunulmuştur.” Türkiye’de 2015 yılı konut satışında ilk sırayı 239 bin 767 konut ile İstanbul’un aldığını, İstanbul’u 146 bin 537 konut ile İzmir’in izlediğini, ardından 77 bin 796 konut ile Ankara, 64 bin 396 konut ile Bursa, 50 bin 137 konut ile Kocaeli, 35 bin 353 konut ile Kayseri, 30 bin 652 konut ile Konya, 30 bin 641 konut ile Aydın, 28 bin 722 konut ile Balıkesir, 26 bin 292 konut ile Gaziantep’in geldiğini, Adana’nın ise 23 bin 986 konut ile ancak 11. sırada yer aldığını belirten Sürerdamar, “Bu rakamlar ve elde ettiğimiz diğer istatistikler bize iç göçün çok yoğun yaşandığı, nitelikli dış göç verme yapısına sahip olan belediyelerin arsa yapılarını çözümleyememiş olmalarının diğer bir ifadeyle arsa üretememelerinin birim arsa fiyatlarının artmasına ve dolayısıyla bina fiyatlarının artmasına yol açtığını göstermektedir” dedi.
Meclis Üyemiz Ahmet Yarar, 37. Grup Meslek Komitesinin sorunlarını dile getirdi:
O
Haksız rekabete izin verilmemeli...
damız Meclisi’nde 37. Grup Lokantacılar Sektörünü temsil eden Ahmet Yarar, Nisan ayı olağan Meclis toplantısının son bölümünde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerine ilişkin bilgilendirme sunumu yaptı. Ahmet Yarar, uzman olmayan kişilerin medyada tüketiciyi olumsuz yönde etkileyecek yanlış ve taraflı yorumları nedeniyle gıda mevzuatına uygun üretim yapan işletmelerin zor duruma düştüğünü, tüketicilerin ise bilgi kirliliğinden dolayı yanıltıldığını söyledi. Sektördeki en önemli sorunlardan birinin de kayıt dışı faaliyet gösteren işyerleri olduğuna dikkat çeken Yarar, “Bu sorun gıda güvenliğini tehlikeye atmasının yanı sıra haksız rekabeti de beraberinde getiriyor. Bir yanda vergi, SGK primi ödeyerek işini yasalara uygun yürütmek isteyen, diğer yanda ise bu yaptırımların dışında kalan işletmeler bulunuyor. Korsan veya seyyar olarak faaliyet gösteren kafe, lokanta
ve pastane gibi işyerlerinin daha sık denetlenmesinin sektördeki haksız rekabetin önüne geçilebilmesi için caydırıcı unsur olacağına inanıyorum” dedi.
BAŞSAĞLIĞI Meclis Üyemiz Mustafa Barışık’ın Annesi,
GÜLİZAR BARIŞIK’ın vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz Merhumeye Allah’tan rahmet, ailesi ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
ADANA TİCARET ODASI
Denetim görev ve yetkisi olan kurumların kayıt dışı açılan işyerleri ile seyyar satıcılara gereken hassasiyeti göstermesini beklediklerini de dile getiren Yarar, “İlimiz genelinde korsan faaliyet gösteren ve seyyar satıcılar tarzındaki yerlerin mevzuat çerçevesinde kaldırılması ve yasal işlem yapılmasını istiyoruz. Özellikle işyerleri tarafından ruhsat ve izin belgeleri çıkarılırken belgeler karşılığı ödenen çeşitli harçların miktarlarının en aza indirilmesi ya da hiç alınmaması gerektiğini düşünüyoruz. Kayıt dışılığı ve haksız rekabeti ancak bu şekilde önleyebiliriz. Ayrıca, tüm yasal izinlerini tamamlamış olan küçük çaplı bir esnafımıza herhangi bir küçük ihmalden dolayı 10 bin lirayı aşan para cezaları uygulanıyor. Ceza miktarlarının tekrar gözden geçirilerek makul düzeylere çekilmesini istiyoruz” görüşlerini dile getirdi.
ADANA TİCARET ODASI | -35-
Kısacık: Akdeniz sahillerine vuran her cansız beden, AB’nin gücüne darbedir
S
uriye’den göçü engellemenin tek yolunun ülkedeki çatışmaların sonlandırılması olduğunu belirten Çukurova Avrupa Birliği Derneği Başkanı ve Avrupa Birliği Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Teyfik Kısacık, “İnsanların ölümle neticelenecek seyahatlere girişmelerini engelleyecek ve insan kaçakçılığıyla mücadelenin ön planda bulundurulması suretiyle iltica meselesinin istismarını engelleyecek yeni bir uluslararası mülteci düzenlemesi şarttır. Aksi halde, Akdeniz sahillerine vuran her cansız bedenin Avrupa Birliği’nin normatif gücüne ciddi ölçüde darbe indirmesi kaçınılmaz olacaktır” dedi. Akdeniz Türk-Alman İşadamları Derneği Onursal Başkanı ve Almanya eski Fahri Konsolosu da olan Teyfik Kısacık, restorasyonu Odamız tarafından yaptırılan ve Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi Kültür Evi olarak hizmet veren Tarihi Kısacıkzade Konağı’nda, “İç Göçün ve Mültecilerin Suriyelilerin Yarattığı Sosyal Problemler ve Çözümleri” konulu bir konferans verdi. Göç olgusunun Avrupa Birliği tarafından, ekonomi, demokratik değerler ve insan hakları, suç oranlarında yükselme ve sosyal güvenlik alanlarında güvenlik riski olarak değerlendirildiğini kaydeden Kısacık, “Suriyeli Mülteciler Meselesi Bağlamında Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri” başlığı altında topladığı sorunları ve çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
-36- | ADANA TİCARET ODASI
►► Yasa dışı kanallardan Birlik topraklarına giren göçmenlerin Temel İnsan Hakları Şartı’na bağlı kalınarak ülkelerine geri gönderilmeleri, göç yollayan ve geçiş ülkesi pozisyonundaki ülkelerle işbirliğine gidilmesi (geri kabul anlaşmaları bu çerçevede Birlik açısından elzemdir) yasadışı göçle mücadele etmenin ana unsurlarıdır. ►► Birlik özelinde ortak bir göç politikasının üyelerin ulusal egemenlikleri bağlamında görülmesinden ötürü üyeler arasında göçe yönelik bir ortak yaklaşım geliştirme isteği bulunmamaktadır. AB’deki bir mülteci krizi sadece derin ekonomik krizinin daha da artmasına yol açacaktır. Ayrıca, sosyal ve güvenlik sebeplerinden dolayı, Avrupalı politikacılar mültecilerin külfeti konusunda sorumluluk alma konusunda isteksizdirler. Ayrıca yasal göçmen veya AB vatandaşı olsalar bile Müslümanların Avrupa toplumlarına aidiyetleri, yükseliş kaydeden aşırı sağ partiler tarafından daha fazla sorgulanmaktadır. ►► 2008 senesinde dünyanın en fazla mülteciyi misafir eden ülkesi unvanına sahip ülkesi Suriye, 2016 senesi itibariyle dünya en fazla mülteci üreten ülkesi konumundadır. Minimum 4 milyon Suriyeli, 2011 senesinden beri evlerini bırakarak komşu ülkelere kaçmak zorunda kalmıştır. Suriye Krizi’nin en başından itibaren AB, Türkiye’nin mültecilerle ilgili politikasını desteklemiştir.
►► Türkiye’de güçlü bir göç yönetimi stratejisinin ve sisteminin kurulması hedefinden yola çıkılarak, mültecilerin etkin bir şekilde kayıt altına alınmasının sağlanması; Türkiye’de halen yürütülen iltica prosedürlerinin tamamlanması; Türkiye’nin, mültecilerin Türk toplumuna uyumunu hedefleyen programlarını sürdürmesi ve AB-Türkiye Vize Diyaloğuna paralel olarak, Türkiye’de etkin bir iltica, göç, vize ve bütünleşmiş sınır yönetim sisteminin geliştirilmesi hedefiyle ülkeye olan finansal desteğin artırılmasıdır. ►► Suriye’den göçü engellemenin tek yolu Suriye’deki çatışmaları sonlandırmaktır. Gerçek mülteciyle diğer göçmenlerden ayıracak, tüm yükü ev sahibi ülkelerin üzerine bırakmadan gerçekçi bir maliyet paylaşımını tesis edecek, insanların ölümle neticelenecek seyahatlere girişmelerini engelleyecek ve insan kaçakçılığıyla mücadelenin ön planda bulundurulması suretiyle iltica meselesinin istismarını engelleyecek yeni bir uluslararası mülteci düzenlemesi şarttır. Akdeniz Türk-Alman İşadamları Derneği Onursal Başkanı Teyfik Kısacık, Odamızın 2004 yılında, Adana ve Mersin’in Devlet Planlama Teşkilatı’nın 9’uncu 7 Yıllık Kalkınma Planı’na alınması kapsamında, bir grup Alman ve Türk bilim insanıyla birlikte Doğu ve Güneydoğu’dan gelen nüfusla ilgili olarak hazırladığı, “Çukurova’da Göçün Entegrasyonu Projesi”nin koordinatörlüğünü de yürütmüştü.
ADANA TİCARET ODASI | -37-
Adana Ticaret Odası/ Adana Ekonomi Raporu
İthalatın ihracatı karşılama oranı yüzde 81.6’ya yükseldi *Aylık bültenimiz ilgili ay içinde açıklanan en son verilere göre Yazı İşleri ve Kararlar Müdürlüğü’nce düzenlenmiştir.
TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET RAKAMLARI İHRACAT %- 3,6 İTHALAT %-11,3 DEĞİŞİM GÖSTERDİ Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Adana’nın ihracatı 2016 yılı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 azalış kaydetti. Bu dönemde 124 milyon 311 bin dolar tutarında ihracat gerçekleşti. İthalat ise 2016 yılı Şubat ayında yüzde 11,1 oranında azalarak 171 milyon 661 bin dolar oldu. Adana ihracatının ithalatı karşılama oranı ise 2015 yılı Şubat ayında yüzde 66,7 iken, 2016 yılı Şubat ayında yüzde 72,4’ e yükseldi. 2016 yılı Şubat ayı 12 aylık toplamda ise ihracatta yüzde 11,7, ithalatta ise yüzde 19,9 azalma oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2015 yılı Şubat ayı 12 aylık periyotta yüzde 74,1 iken, 2016 yılı aynı dönemde yüzde 81,6’ ya yükseldi.
2015 Şubat Yıllık 2016 Şubat Yıllık
Adana Türkiye Adana İthalat (Bin $) Türkiye Karşılama Adana Oranı% Türkiye İhracat (Bin $)
1.873.482 156.692.164 2.529.675 238.237.505 74,1 65,8
%
2015 Şubat Ayı 2016 Şubat Ayı
1.653.453 -11,7 141.365.930 -9,8 2.027.501 -19,9 202.641.637 -14,9 81,6 69,8
128.944 12.232.453 193.184 16.940.906 66,7 72,2
%
2015 Ocak-Şubat 2016 Ocak-Şubat
124.311 -3,6 12.406.081 1,4 171.661 -11,1 15.571.165 -8,1 72,4 79,7
276.006 24.535.061 366.647 33.586.567 75,3 73,1
247.751 21.966.019 291.354 29.029.059 85,0 75,7
% -10,2 -10,5 -20,5 -13,6
Adana Dış Ticaretinin Aylara Göre Dağılımı
250.000 200.000 150.000 100.000 50.000 0
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
2015 İhracat
Yıllar 2015 2016 2015 2016
Bin $ İhracat İhracat İthalat İthalat
ocak 162.618 123.441 188.599 119 694
şubat 160.118 124.311 190.053 171 661
Mart 175.605 207.548
Nisan 156.607 227.318
Mayıs
Mayıs 160.245 210.509
Haz. 146.022 220.457
Şubat Ayı Ürün Gruplarına Göre İhracat ($) ÜRÜN GRUBU ADİ METALLER VE ADİ METALLERDEN EŞYA AĞAÇ VE AHŞAP EŞYA; ARAÇLAR, HAVA ARAÇLARI, GEMİLER VE İLGİLİ TAŞIMA ARAÇLARI AYAKKABILAR, BAŞLIKLAR,ŞEMSİYELER, GÜNEŞ ŞEMSİYELERİ, BASTONLAR, İSKEMLE BASTONLAR, KEMERLER, KIRBAÇLAR VE BUNLARIN AKSAMI; BİTKİSEL ÜRÜNLER CANLI HAYVANLAR VE HAYVANSAL ÜRÜNLER DERİLER, KÖSELELER, POSTLAR, KÜRKLER VE BU MADDELERDEN MAMUL EŞYA; DOKUMAYA ELVERİŞLİ MADDELER VE BUNLARDAN MAMUL EŞYA GIDA SANAYİİ MÜSTAHZARLARI; HAYVANSAL VE BİTKİSEL KATI VE SIVI YAĞLAR KIMYA SANAYİİ VE BUNA BAĞLI SANAYİİ ÜRÜNLERİ MAKİNALAR VE MEKANİK CİHAZLAR; ELEKTRİK MALZEMELERİ MİNERAL ÜRÜNLER MUHTELİF MAMUL EŞYA ODUN VEYA DİĞER LİFLİ SELÜLOZİK MADDELER OPTİK ALET VE CİHAZLAR, FOTOĞRAF, SİNEMA, ÖLÇÜ, KONTROL, AYAR ALET VE CIHAZLARI PLASTİK VE PLASTİK ÜRÜNLERİ; KAUÇUK VE KAUÇUK ÜRÜNLERİ SANAT ESERLERİ, KOLLEKSİYON EŞYASI VE ANTİKALAR SİLAHLAR VE MÜHİMMAT; BUNLARIN AKSAM, PARÇA VE AKSESUARI TAŞ, ALÇI, ÇİMENTO, AMYANT, MİKA VEYA BENZERİ MADDELERDEN EŞYA; Genel Toplam
-38- | ADANA TİCARET ODASI
Haziran
Temmuz Ağustos
2016 İhracat
Eylül
Tem. 141.447 182.736
Ağst. 137.078 202.914
Ekim
Kasım
Aralık
2016 İthalat
2015 İthalat
Eylül 163.591 222.904
Ekim 160.628 207.465
Kasım Aralık 167.808 176.737 195.700 187.349
Toplam 1.908.505 247.751 2.443.552 291 354
Şubat Ayı En Fazla İhracat Yapılan İlk 10 Ülke ($)
2015 7.400.832 1.622.126 4.833.968
2016 6.828.870 1.713.682 4.725.765
% -7,7 5,6 -2,2
255.653 18.896.329 8.729.110 26.983 32.508.895 10.238.399 244 7.653.453 7.639.801 4.061.663 5.178.061 1.257.826
406.956 23.975.375 6.035.767 9.585 37.288.932 5.035.685 0 4.659.735 8.249.941 2.081.004 3.414.120 1.100.258
59,2 26,9 -30,9 -64,5 14,7 -50,8 -100,0 -39,1 8,0 -48,8 -34,1 -12,5
339.506 366.653 8,0 16.697.334 17.533.980 5,0 113 1.325 1.072,6 517.955 140.541 -72,9 1086240 742.329 -31,7 128.944.491 124.310.503 -3,6
ÜLKE
2015
2016
%
Irak
26.550.084
23.247.889
-12,4
Almanya
11.527.257
12.612.884
9,4
İspanya
6.148.069
11.534.143
87,6
Romanya
2.414.994
5.264.925
118,0
İtalya
6.190.785
4.711.744
-23,9
Bulgaristan
1.489.399
4.098.960
175,2
ABD
3.239.452
3.881.221
19,8
Mısır
2.853.678
2.897.078
1,5
Hollanda
2.700.801
2.749.082
1,8
Fransa
1.284.035
2.732.560
112,8
Şubat Ayı Ülke Gruplarına Göre İhracat ($) ÜLKE GRUBU 2015 2016 % Avrupa Birliği 44.445.406 55.456.769 24,8 Orta Doğu Ülkeleri 45.456.037 40.279.296 -11,4 Komşu Ülkeler 37.436.711 35.079.682 -6,3 Gelişmiş Sekiz Ülke 33.743.673 28.553.500 -15,4 Afrika Ülkeleri 11.805.124 10.100.079 -14,4 Türki Cumhuriyetler 5.240.394 6.091.348 16,2 Uzak Doğu Ülkeleri 4.460.263 2.963.565 -33,6 Kaynak: TÜİK
TÜRKİYE İHRACATÇILAR BİRLİĞİ VERİLERİNE GÖRE DIŞ TİCARET 2016 ŞUBAT AYINDA GEÇEN YILIN AYNI DÖNEMİNE GÖRE ADANA İHRACATINDA DEĞİŞİM OLMADI
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ihracat verileri, firmaların kanuni adresleri bazında kayıtlı oldukları illere göre, TÜİK tarafından resmi olarak açıklanan dış ticaret verileri ise firmaların vergi numaralarının kayıtlı olduğu illere göre belirleniyor. Bu nedenle iki veri arasında farklılıklar oluşabiliyor. Bu kapsamda TİM verilerine göre 2016 yılı Şubat ayında Adana ili ihracatında geçen yılın aynı ayına göre değişim olmadı. Aynı verilere göre, bir önceki yıl ise yüzde 21,3 azalış gerçekleşmişti. Adana İhracatının Sektörlere Göre Dağılımı (2015-2016) Bin $
Adana İhracatın Aylara Göre Dağılımı (2014-2016) Bin $ Yıl/Ay
2014
2015
2016
2015/2014 %
2016/2015 %
Ocak
156.755
136.178
113.651
-13,1
-16,5
Şubat
160.159
125.977
126.027
-21,3
0,0
Mart
176.796
137.715
-
-22,1
-
Nisan
156.641
134.010
-
-14,4
-
Mayıs
158.239
129.945
-
-17,9
-
Haziran
144.247
137.311
-
-4,8
Temmuz
138.902
132.297
-
Ağustos
137.304
121.523
Eylül
165.111
Ekim
SEKTÖR
Ocak-Şubat Kümülatif (Bin $) 2015
2016
Tekstil ve Hammaddeleri
59.942,26
56.045,48
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri
41.244,80
38.170,61
-7,45%
Yaş Meyve ve Sebze
31.817,71
27.630,98
-13,16%
-
Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri
31.599,45
22.291,76
-29,46%
-4,8
-
Hazırgiyim ve Konfeksiyon
11.612,49
20.504,75
76,57%
-
-11,5
-
137.937
-
-16,5
-
Mobilya,Kağıt ve Orman Ürünleri
12.623,34
12.278,59
-2,73%
161.621
153.996
-
-4,7
-
Kasım
167.226
165.384
-
-1,1
-
Su Ürünleri ve Hayvansal Mam
15.956,87
11.613,80
-27,22%
Aralık
188.451
167.182
-
-11,3
-
1.911.451
1.679.454
-
-12,1
-
TOPLAM
Otomotiv Endüstrisi Çelik
% -6,50%
9.659,62
11.437,96
18,41%
11.535,16
11.211,48
-2,81%
Makine ve Aksamları
7.158,67
7.515,24
4,98%
Elektrik Elektronik ve Hizmet
5.033,95
4.240,75
-15,76%
Demir ve Demir Dışı Metaller
4.225,02
4.168,14
-1,35%
İklimlendirme Sanayii
5.164,30
3.903,94
-24,41%
160.000
Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri
4.219,49
3.104,24
-26,43%
140.000
Meyve Sebze Mamulleri
1.825,77
1.591,09
-12,85%
120.000
Madencilik Ürünleri
5.912,52
1.316,64
-77,73%
100.000
Deri ve Deri Mamulleri
567,74
660,02
16,25%
Kuru Meyve ve Mamulleri
358,95
586,31
63,34%
Savunma ve Havacılık Sanayii
904,72
570,13
-36,98%
Halı
442,06
315,36
-28,66%
56,23
264,76
370,89%
262,11
173,58
-33,78%
6,80
72,71
969,77%
Adana İhracatının Aylara Göre Dağılım Grafiği (Bin $) 180.000
80.000 60.000 40.000 20.000
2016 Kaynak: Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)
2015
ım
im
alı k Ar
Ka s
Ek
lül
s
Ey
sto
Ağ u
uz
n
mm
ira
Te
n
yıs
Ha z
Ma
t
rt
sa Ni
Ma
ba Şu
Oc
ak
0
Fındık ve Mamulleri Süs Bitkileri ve Mam. Zeytin ve Zeytinyağı Diğer Sanayi Ürünleri
5,37
9,41
75,22%
Gemi ve Yat
0,00
0,00
ADANA TİCARET ODASI | -39-
ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ ELEKTRİK VE DOĞALGAZ TÜKETİMLERİ Elektrik Tüketimi (kWh) 2014-2016 Ay Yıllar
OCAK
2014
ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
96.274.732 87.480.435 96.873.554 94.374.057
Bir Önceki Aya Göre %
-
2015
-9,1
10,7
HAZİRAN
97.818.980
-2,6
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL
EKİM
94.850.487 95.015.268 103.156.534 101.721.537
3,7
-3,0
0,2
8,6
-1,4
99.357.413 93.166.774 95.724.509 95.831.194 100.365.328 102.959.295 96.441.887 104.015.007
KASIM
ARALIK
TOPLAM
91.948.079 100.190.646 101.882.166 1.161.586.475 -9,6
9,0
95.927.259 100.323.246
16,9
98.157.058
98.703.703 1.180.972.673
Bir Önceki Aya Göre %
-2,5
-6,2
2,7
0,1
4,7
2,6
-6,3
7,9
-7,8
4,6
-2,2
0,6
2015-2014 %
3,2
6,5
-1,2
1,5
2,6
8,5
1,5
0,8
-5,7
9,1
-2,0
-3,1
1,7
2016
94.575.155 91.962.643
186.537.798
Bir Önceki Aya Göre %
-4,2
-2,8
2016-2015 %
-4,8
-1,3
Elektrik Tüketiminin Aylara Göre Dağılımı kWh 2014-2016 Ay 2016 ŞUBAT AYINDA ELEKTRİK TÜKETİMİNDE BİR ÖNCEKİ AYA GÖRE 110.000.000 %-2,8 GEÇEN YILIN AYNI AYINA GÖRE %-1,3 DEĞİŞİM GERÇEKLEŞTİ
Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’ndeki elektrik tüketimi, geçen yılın aynı ayına göre 2016 yılı Şubat ayında yüzde 1,3 azaldı. 2015 yılında ise bir önceki yılın aynı ayına göre elektrik tüketiminde yüzde 6,5 artış görülmüştü. 2016 yılı Şubat ayında, bir önceki aya göre değişim oranında ise yüzde 2,8 gerileme yaşandı. Elektrik tüketimi, 2015 yılı Şubat ayında ise yüzde 6,2 azalmıştı. Elektrik tüketiminde 2016 yılı Şubat ayı kümülatif toplamda ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 azalış görüldü. 2015 yılında da yüzde 5 artış gerçekleşmişti. Şubat ayı 12 aylık toplamlara (yıllık) bakıldığında 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 0,4 artış oldu. Elektrik tüketiminde 2015 yılında yüzde 8,8 artış yaşanmıştı.
ba t Ma rt Ni sa n Ma yıs Ha zir a Te n mm u Ağ z us tos Ey lül Ek im Ka sım Ar alı k
Şu
Oc
ak
100.000.000 90.000.000 80.000.000 70.000.000 60.000.000 50.000.000 40.000.000 30.000.000 20.000.000
2014
2015
2016
Kaynak: Organize Sanayi Bölgesi Üst Kuruluşu
Yıllar 2014 Bir Önceki Aya Göre % 2015 Bir Önceki Aya Göre %
OCAK ŞUBAT MART 12.409.910 10.226.809 11.685.449
Doğalgaz Tüketimi (m3) 2014-2016 Ay NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL 11.960.224 11.659.778 10.792.534 11.243.047 11.513.044 12.319.585
EKİM KASIM ARALIK TOPLAM 11.007.191 12.421.382 12.178.002 139.416.955
-17,6 14,3 11.886.629 10.928.946 10.096.228
2,4 -2,5 10.129.609 10.742.108
-10,7 12,8 16,9 13.482.560 13.415.243 13.655.195 140.358.396
2015-2014 % 2016 Bir Önceki Aya Göre %
-4,2 6,9 11.648.532 11.948.525
2016-2015 %
-2,4
-8,1
-7,4 11.825.463
4,2 11.387.489
-7,6
0,3
6,0
10,1
-3,7
1,6
-2,9
20,0
-0,5
1,8
-13,6
-15,3
-7,9
9,6
1,3
0,5
-8,8
22,5
8,0
12,1
0,7
-14,7
2,6
-2,0
9,3
-100,0
-100,0
-100,0
-100,0
-100,0
-100,0
-100,0
-100,0
-100,0
-100,0
-100,0
Doğalgaz Tüketiminin Aylara Göre Dağılımı (m3) 2014-2016 Ay 16.000.000 14.000.000 12.000.000 10.000.000 8.000.000 6.000.000 4.000.000 2.000.000 0
2,4 7,0 11.571.702 11.237.224
ak ubat art isan ayıs ziran muz stos ylül Ekim asım ralık M N M Ha Tem Ağu E Ş K A
Oc
2014
2015
Kaynak: Organize Sanayi Bölgesi Üst Kuruluşu
-40- | ADANA TİCARET ODASI
2016
DOĞALGAZ TÜKETİMİNDE BİR ÖNCEKİ AYA GÖRE %2,6, GEÇEN YILIN AYNI AYINA GÖRE %9,3 DEĞİŞİM GERÇEKLEŞTİ
Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’ndeki doğalgaz tüketimi, geçen yılın aynı ayına göre 2016 yılı Şubat ayında yüzde 9,3 arttı. 2015 yılında ise bir önceki yılın aynı ayına göre doğalgaz tüketiminde yüzde 6,9 artış görülmüştü. 2016 yılı Şubat ayında, bir önceki aya göre değişim oranında ise yüzde 2,6 artış yaşandı. Doğalgaz tüketimi, 2015 yılı Şubat ayında ise yüzde 8,1 azalmıştı. Doğalgaz tüketiminde 2016 yılı Şubat ayı kümülatif toplamda ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,4 artış görüldü. 2015 yılında da yüzde 1 artış gerçekleşmişti. Şubat ayı 12 aylık toplamlara (yıllık) bakıldığında 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,1 artış oldu. Doğalgaz tüketiminde 2015 yılında yüzde 7,5 artış yaşanmıştı.
ADANA TİCARET ODASI ÜYE İSTATİSTİKLERİ ÜYE SAYIMIZ: 24.552
2014 Kapanan
2015 Kapanan
2016 Kapanan
2014 Açılan
2015 Açılan
alı k
Ar
Ka sım
im
Ek
an Te mm uz Ağ us tos Ey lül
Ha zir
Ma yıs
sa n
Ni
Ma rt
ak
Oc
Şu ba t
2016 yılı Mart ayında toplam üye sayımız 24.552 oldu. Üye sayımızda bir önceki aya göre yüzde 0,6 artış görüldü. 2016 yılı Ocak ayındaki üye sayımız ise 24.406 idi. Açılan-kapanan firma sayıları incelendiğinde; 250 2016 yılı Mart ayında 243 firma açılırken, 70 firma kapandı. 2015 yılı Mart ayında ise 183 firma açılmış, 200 96 firma kapanmıştı. Buna göre 2016 yılı Mart ayında; geçen yılın aynı ayına göre açılan firma sayısında yüzde 32,8 artış, kapanan firma sayısında 150 da yüzde 27,1 azalış görüldü. (Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi gereğince silinen üye 100 kayıtları aylık tabloda gösterilmemiştir.)2015 yılı Mart ayında ise açılan firma sayısında yüzde 8,3, 50 kapanan firma sayısında yüzde 23,1 artış olmuştu. 2016 yılı Mart ayı kümülatif toplamda açılan firma 0 sayısında yüzde14,8 artış, kapanan firma sayısında yüzde 12,7 azalış gerçekleşti. 2016 Açılan
Aylara Göre Açılan-Kapanan Firmalar (2014-2015-2016) Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Aralık
Toplam
2014
Kapanan
Ocak 101
Şubat 63
78
109
50
83
66
Ağustos 57
Eylül 56
Ekim 73
Kasım 128
154
1018
2015
Kapanan
73
59
96
86
142
116
73
175
58
65
149
195
1287
2016
Kapanan
62
67
70
199
2014
Açılan
215
159
169
144
188
165
156
141
194
129
146
198
2.004
2015
Açılan
230
173
183
230
142
154
183
196
149
165
186
140
2.131
2016
Açılan
217
213
243
673
Kaynak: Adana Ticaret Odası Sicil Kayıtları
NAKDİ KREDİLER (Bin TL) İller
Kamu Bankaları
ADANA TOPLAM Adana Payı %
Özel Bankalar
Toplam
10.492.637
18.749.851
29.242.488
420.969.624
1.256.469.561
1.677.439.185
2,5
1,5
1,7
Adana İli Nakdi Kredilerin Aylara Göre Kümülatif Dağılımı 2014-2016 (Bin TL) 30.000.000 29.000.000 28.000.000 27.000.000 26.000.000 25.000.000 24.000.000
Ar a. 1 Oc 4 a. 1 Şu 5 b. 1 Ma 5 r. 1 Ni 5 s. 1 Ma 5 y. 1 Ha 5 z. 1 Te 5 m. 1 Ağ 5 u. 1 Ey 5 l. 1 5 Ek i. 1 Ka 5 s. 1 Ar 5 a. 15
23.000.000
2015 ARALIK AYINDA ADANA İLİNDE KULLANILAN NAKDİ KREDİ TOPLAMI 29 MİLYAR 242 MİLYON TL.
2015’in Aralık ayında Adana’daki nakdi krediler toplamı 29 milyar 242 milyon TL. olarak gerçekleşti. Bu kredilerin yüzde 35,9’u kamu bankaları, yüzde 64,1’i özel banka kredilerinden oluştu. Türkiye’de kullanılan nakdi kredilerin yüzde 1,7’si Adana’da kullanıldı. İllere göre kullanılan nakdi kredi toplamına göre sıralamada Adana 8. sırada yer aldı. 2015 yılında kullanılan nakdi kredilerde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16,6 artış yaşandı.
Kaynak: Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi
ADANA TİCARET ODASI | -41-
PROTESTO EDİLEN SENETLER Adana İli Protesto Edilen Senetlerin Adet Olarak Dağılımı Yıllar
İller Sıralaması Şubat Ayı
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Toplam
2016
7
1.424
1.338
2.762
2015
8
1.259
1.139
1.125
1.190
1.110
1.269
1.370
1.254
1.381
1.403
1.331
1.544
15.375
2014
8
1.164
986
1.002
1.066
986
1.068
1.011
1.213
975
1.195
1.109
1.133
12.908
Protestolu Senetlerin Aylara Göre Adet Olarak Dağılımı (Adet) 1.800
2016 ŞUBAT AYINDA ADANA İLİNDE 25 MİLYON 757 BİN TL TUTARINDA 1.338 ADET SENET PROTESTO EDİLDİ
1.600
2016 yılı Şubat ayında Adana ilinde protesto edilen senet sayısında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17,47 artış, bir önceki aya göre ise yüzde 6 azalış yaşandığı ve 1.338 adet senedin protesto edildiği belirtildi.
1.400 1.200 1.000 800
Adana iller sıralamasında, 2016 yılı Şubat ayı itibariyle protesto edilen senet sayısında 7. sırayı aldı. Adana’nın, Türkiye genelinde protesto edilen senetler arasındaki payı ise yüzde 1,9.
600 400 200
Protesto edilen senet sayısında 12 aylık toplamda (yıllık), yüzde 19,6 artış meydana geldi.
2016
2015
k alı Ar
sım Ka
Ek
im
lül Ey
tos us
uz
Ağ
mm
Te
zir
an
yıs
Ha
n
Ma
sa Ni
t
Ma
Şu
ba
ak Oc
rt
0
2014
Kaynak: Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi Adana İli Protesto Edilen Senetlerin Tutar Olarak Dağılımı (Bin TL) Ay İller Sıralaması Şubat Ayı
Yıl
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Toplam
2016
7
22.243
25.757
48.000
2015
9
12.087
12.544
22.062
12.638
13.295
15.926
16.026
17.491
40.260
14.590
17.084
20.082
214.085
2014
9
22.368
8.755
7.760
11.440
10.680
10.578
10.359
12.162
11.075
11.834
13.911
17.968
148.889
Protestolu Senetlerin Aylara Göre Tutar Dağılımı (Bin TL) 45.000 40.000 35.000 30.000 25.000 20.000 15.000 10.000 5.000
ba t Ma rt Ni sa n Ma yıs Ha zir an Te mm uz Ağ us tos Ey lül Ek im Ka sım Ar alı k
Şu
Oc
ak
0
2014
2015
2016
2016 yılı Şubat ayında Adana ilinde protesto edilen senet tutarında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 105,34, bir önceki aya göre ise yüzde 15,8 artış yaşandığı ve 25 milyon 757 bin TL senedin protesto edildiği belirtildi. Adana iller sıralamasında, 2016 yılı Şubat ayı itibariyle protesto edilen senet tutarında 7. sırayı aldı. Adana’nın, Türkiye genelinde protesto edilen senetler arasındaki payı ise yüzde 3,5. Protesto edilen senet tutarında 12 aylık toplamda (yıllık) 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 66,8 artış görüldü. Şubat ayı kümülatif toplamda ise senet protestolarında önceki yıla göre yüzde 95 artış meydana geldi. Kaynak: Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi
-42- | ADANA TİCARET ODASI
YATIRIM TEŞVİK 2016 OCAK AYINDA ADANA İLİNE TOPLAM 15 ADET 640 MİLYON 271 BİN TL SABİT YATIRIMLI YATIRIM TEŞVİKİ AÇILDI 2016 yılında Adana iline toplam 640 milyon 271 TL tutarında 15 adet belge düzenlenirken, öngörülen istihdamın ise 8 kişi olduğu açıklandı. 2015 yılı aynı dönemde ise 23 milyon 788 bin TL. tutarında sabit yatırımlı 5 adet teşvik açılırken, öngörülen istihdam 55 kişiydi. 2016 yılı Ocak ayı itibariyle de sabit yatırımda iller sıralamasında Adana ili 3. sırada olup, toplam sabit yatırımda Türkiye payı ise yüzde 7,2. Resmi Gazete’de yayınlanan 2016 yılı Ocak ayı yatırım teşvik verilerine göre, sektörel bazda Adana’ya enerji sektöründen 13, imalat sektöründen 1 ve hizmetler sektöründen 1 adet olmak üzere toplam 15 teşvik açıldı. Toplam 640 milyon 271 bin TL tutarındaki sabit yatırımlı teşviklerle öngörülen istihdamın 8 kişi olduğu öğrenildi. Yatırım Teşvikleri 2015-2016 Ocak
Yatırım Teşvikleri Sektörel Dağılımı Ocak 2016 Sektörü
Alt Sektörü
Belge Adedi
Sabit Yatırım (TL)
İstihdam
İstihdam Yıl
2015
2016
ENERJİ
13
44.134.000
8
Enerji
13
44.134.000
8
HİZMETLER
1
595.130.000
0
Altyapı - Belediye Hizmetleri
1
595.130.000
0
İMALAT
1
1.007.000
0
Yıl
2015
Madeni Eşya
1
1.007.000
0
Türkiye Toplam
26.942.249.410
8.852.189.327
15
640.271.000
8
ADANA
23.788.000
640.271.000
0,1
7,2
Genel Toplam
Kaynak: Ekonomi Bakanlığı
Türkiye Toplam
10.465
11.573
ADANA
55
8
Türkiye Payı%
0,5
0,1
Sabit Yatırım (TL)
Türkiye Payı%
2016
Belge Adedi Yıl
2015
Türkiye Toplam
2016 341
ADANA Türkiye Payı%
550
5
15
1,5
2,7
ADANA İLİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ Adana İli Bütçe Gelir-Gider Karşılaştırması Kümülatif (Bin TL) Ocak
Tahakkuk
Tahsilat
Top.Tah.İç.
Giderler
Top.Gid.İç.
%
3
Yıllar
[1]
[2]
Payı (%)
[3]
Payı (%)
[2/3]
[2/1]
2015
3.960.079
346.818
0,86
392.009
1,08
88,47
8,76
2016
4.955.372
364.369
0,78
459.382
1,08
79,32
7,35
ADANA İLİ BÜTÇE AÇIĞI - 95 MİLYON TL OLDU
2016 yılı Ocak ayı konsolide bütçe tahsilat tahakkuk oranında Adana ili yüzde 7,35 ile iller sıralamasında 69. sırada yer aldı. Adana, 2015 yılı aynı dönemde ise yüzde 8,76 tahsilat tahakkuk oranı ile 77. sıradaydı. Adana, genel bütçe vergi gelirlerinde illerin toplam tahakkuk içindeki payları sıralamasında 2016 yılı Ocak ayında yüzde 0,78 ile 9. sırada yer aldı. Adana, 2015 yılının aynı ayında yüzde 0,86 tahakkuk payı ile yine 10. sıradaydı. Ocak 2016 itibariyle Adana’nın genel bütçe gelir-gider tablosu incelendiğinde ise; merkezi bütçe geliri 364 milyon TL., toplam gider 459 milyon TL. oldu. Gelir-gider dengesi –95 milyon TL. olarak bağlandı. Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı
Adana İli Bütçe Gelir-Gider Genel Bütçe Gelirleri Bin TL Ocak.2015 Merkezi Bütçe 346.818 Genel Bütçe 343.630 Vergi Gelirleri 308.602 Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri 8.345 Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri 134 Faizler,Paylar ve Cezalar 25.558 Sermaye Gelirleri 991 Alacaklardan Tahsilatlar 0 Özel Bütçe 3.188 Harcamalar Bin TL Ocak.2015 Pers. Giderleri 288.961 Sosyal Güv. Kur. Öd. 52.220 Mal ve Hizmet Alımları 32.449 Cari Trans. 14.906 Sermaye Giderleri 3.473 Sermaye Trans. 0 Borç Verme 0 Toplam 392.009 Bütçe Dengesi -45.191
Ocak.2016 364.369 357.447 327.457 7.776 30 21.201 983 0 6.922 Ocak.2016 338.760 63.188 32.897 19.476 5.061 0 0 459.382 -95.013
FİYAT ENDEKSLERİ TR62 Adana-Mersin Tüketici Fiyatları Endeksi TR62 (ADANA-MERSİN*)
2015 Şubat
TÜFE-Bir Önceki Aya 0,76 Göre değişim % TÜFE-Bir Önceki Yılın Aralık 1,83 Ayına Göre Değişim % TÜFE-Bir Önceki Yılın Aynı 7,08 Ayına Göre Değişim % TÜFE-Oniki Aylık Ortalamalara 7,75 Göre Değişim % *TR62 Adana-Mersin İstatistiki Bölge Sınıflaması Kaynak: TÜİK
2016 Şubat -0,01 2,15 9,82 8,16
AYLIK ENFLASYON ORANINDA 2016 ŞUBAT AYINDA %-0,01 DEĞİŞİM GERÇEKLEŞMİŞTİR İstatistiki Bölge Sınıflaması’na göre TR62 Bölgesi olan Adana-Mersin Tüketici Fiyatları Endeksi; 2016 yılı Şubat ayı itibariyle aylık yüzde -0.01, bir önceki yılın aynı döneminde ise (yıllık) ise yüzde 9,82 değişim gösterdi. 2015 yılı Şubat ayında ise endekste aylık yüzde 0,76, yıllık yüzde 7,08 değişim yaşanmıştı. 26 İstatistiki Bölge Sınıflaması’na göre de, Adana-Mersin Bölgesi 2016 yılı Şubat ayında, aylık yüzde –0,01 değişim oranı ile en fazla artış yaşanan bölgeler arasında 15. sırada yer aldı. Adana, 2015 yılı Şubat ayında ise yüzde 0,76 değişim oranı ile 12. sırada yer almıştı. Adana-Mersin Bölgesi yıllık artışlara göre 26 istatistiki bölge arasında 2016 yılı Şubat ayında yıllık yüzde 7,08 artış oranı ile 15. sırada yer aldı.
ADANA TİCARET ODASI | -43-
Başkanımız Menevşe, Girişimcilik Ekosistemi Derneği Yönetim Kurulu ile görüştü:
İş fikri olan genç girişimcileri desteklemeye hazırız
B
aşkanımız Atila Menevşe, mevduat toplamından daha fazla yatırım ve ticari kredisi kullanan şehirlerin “girişimci kent” olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Adana iş dünyasının bankalarda yer alan mevduattan daha azı kadar kredi kullandığını belirten Menevşe, “Mevduatının iki katı kredi kullanarak yatırım yapan kentlerimiz var. Hareketlilik burada, hızlı büyüme burada. Adana’da bunu başaracak potansiyel mevcut. Ancak bunun için ilk şart, iyi iş fikri olan girişimcileri kentte tutabilmek” dedi. Girişimcilik Ekosistemi Derneği (GED) Yönetim Kurulu Başkanı Esra Özden ile Yönetim Kurulu Üyeleri Barış Avcı, Aysel Eyüpoğlu, Mehmet Uluğtürkan ve Tezcan Altınordu, Başkanımız Atila Menevşe’yi ziyaret ederek önümüzdeki dönemde yapacakları çalışma ve projeler hakkında bilgi verdiler. Ziyaret sırasında konuşan Başkanımız Atila Menevşe, inovasyona, katma değeri yüksek üretime ve markaya yönelik iş fikri olan gençlere sahip çıkarak Adana’yı büyütebileceklerini söyledi. GED’in kurulmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Menevşe, “Yeni girişimci, mentör, melek yatırımcı ve iş dünyasına yönelik kurumları aynı çatı
-44- | ADANA TİCARET ODASI
altında buluşturarak yeni markalar, yatırımlar kazandırmanın amaçlandığı bir derneğe ATO olarak destek vermeye, ortak aktiviteler gerçekleştirmeye hazırız. Sizleri kutluyor, başarılar diliyoruz ” dedi. GED Başkanı Esra Özden de mevduattaki parasıyla değil, markalarıyla gündeme gelen bir bölge olmak istediklerini söyledi. Özden, Adana ve Mersin’de bulunan üniversitelerin her yıl binlerce mezun verdiğini, bunlar arasında girişimci olmak isteyen çok yetenekli genç-
ler bulunduğunu, ancak yalnız kaldıkları için kamu ya da özel sektörde çalışmak istediklerini söyledi. Türkiye’nin başta bilişim ve iletişimde yeni markalarının Çukurova’dan çıkabileceğini, GED’in de bu süreçteki en etkin kaldıraçlardan biri olacağını anlatan Özden, “Bir yıldır üzerinde çalıştığımız GED’i kurduk. Şimdi hızla icraat içeren etkinliklere başlayacağız. Bu çerçevede ATO’dan aldığımız manevi destek en önemli gücümüz olacak” dedi.
ADANA TİCARET ODASI | -45-
‘Ürün Güvenliği Semineri’ yapıldı
T
OBB koordinasyonunda, Adana Sanayi Odası ev sahipliğinde düzenlenen “4703 sayılı Piyasa Gözetimi ve Denetimi Kanunu, Uygulamaları ve İthalat Denetimleri” konulu bilgilendirme semineri, 17 Nisan 2012 tarihinde Adana Sanayi Odası’nda gerçekleştirildi. Seminerin açılışında konuşan Adana Sanayi Odası (ADASO) Yönetim Kurulu Üyesi Civan Serintürk, piyasa gözetimi ve denetiminin insan sağlığı, can güvenliği ve çevreyi koruyarak toplumun hayat
kalitesini yükseltmesinin yanında özellikle ekonomik alanda da büyük yarar sağladığını bildirdi. Ekonomi Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü uzmanları Begüm Alp, Savaş Tarhan ve İsmail Hakkı Görücü tarafından üretici ve ithalatçılara, 4703 sayılı kanun, Avrupa Birliği Teknik Mevzuatı, CE İşareti Yönetmeliği ve İthalat Denetimi konularında ayrıntılı bilgiler verildi. Üretici ve ithalatçıların özellikle piyasa gözetimi ve denetimi uygulamaları
ve ithalat denetimleri ile ilgili bilgi aldıkları görüldü. TOBB Reel Sektör Araştırma Geliştirme ve Uygulama Dairesi Başkanlığında, Türkiye’de Kalite Altyapısının Güçlendirilmesi (TKAG) projesi finansmanında gerçekleştirilen ürün güvenliği eğitimlerine, Antakya, Fethiye, Afyonkarahisar, Karaman ve Erzurum illerinde “4703 sayılı Piyasa Gözetimi ve Denetimi Kanunu, Uygulamaları ve İthalat Denetimleri” alanında verilecek eğitimlerle devam edilecek.
Şenyavaş, “Çöpten Çıkardıkları”nı anlattı
K
urulduğu günden bu yana, reklam sektörünün yanı sıra iş dünyası için de projeler üreten Güney Reklamcılar Derneği (GRD), Bursa Reklamcılar Derneği geçmiş dönem başkanı Cüneyt Şenyavaş'ı Adanalılarla buluşturdu. "Çöpten çıkardıklarım" isimli bir sunum yapan Şenyavaş, sunumunda müşterileri için hazırladığı ama kullanılmayan çalışmalarını ve hazırlanma süreçlerini anlattı.
-46- | ADANA TİCARET ODASI
Cüneyt Şenyavaş, Güney Reklamcılar Derneği tarafından Odamız Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikte "Doğru reklam çalışmaları için reklam verenin kendini, ürününü, hizmetini iyi anlatan bir brief hazırlayıp reklamcıya vermesi gereklidir. Reklamcının ise aynı şekilde reklam verenin reklamdan ne istediğini iyi anlaması reklam verenin hedefleri doğrultusunda bir reklam hazırlaması gereklidir" dedi.
Güney Reklamcılar Derneği Başkanı Mustafa Öncül, GRD'nin bu dönem reklam verenlere, reklamcılık sektöründe çalışanlara ve üniversitelerin tasarım, iletişim, işletme bölümlerinde eğitim gören öğrencilere yönelik projeleri geliştirmeye devam edeceğini söyledi. Başkan Öncül, sunumunun ardından Cüneyt Şenyavaş'a teşekkür plaketi verdi.
Derneğin Kurucu Genel Başkanı Mehmet Metanet Çulhaoğlu, yerel yönetimleri çağrıda bulundu
Adana’da kamp yeri eksikliği var
T
ürkiye Kamp ve Karavan Derneği Genel Başkanı, 21. Dönem Adana Milletvekili M.Metanet Çulhaoğlu ve Adana Şube Başkanı Azime Kocacık ile yönetim kurulu üyeleri, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti.
Kuruluş çalışmalarını geçtiğimiz günlerde tamamlayan derneğin Adana Şubesi Başkan ve Yönetim Kurulu Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir’le görüştü. Dernek Genel Başkanı Metanet Çul-
Yelkenciler Adana’da buluştu
T
ürkiye Yelken Federasyonu Bölge Şampiyonası ve Federasyon Kupası için seçme yarışı özelliği de taşıyan yarışlar 20-23 Nisan 2016 tarihleri arasında Adana Yelken Kulübü’nde gerçekleşti. Adana, Mersin, İskenderun, Antalya, Van, Bitlis, Kemer, Eğirdir, Alanya, Ankara’dan 98 sporcunun katıldığı şampiyonada rüzgarın az olması sebebiyle 22 ve 23 Nisan günlerinde yarış yapılamadı ve sonuçlar ilk gün yapılan yarışlara göre belirlendi. Yarışların 23 Nisan Çocuk Bayramına denk gelmesi sebebiyle Adana Yelken Kulübü tüm sınıflarda 23 Nisan özel ödül-
lerinin yanı sıra Van ve Bitlis’ten gelen sporculara Türkiye Yelken Federasyonu tarafından gönderilen yelken kıyafetleri dağıtıldı. 23 Nisan kutlamalarının ardından gerçekleşen ödül töreninde Spordan sorumlu Vali Yardımcısı Şükrü Çakır, Adana Milletvekili Zülfikar Tümer, Gençlik ve Spor Hizmetleri İl Müdürü Abdulkadir Ataşbak, Türkiye Yelken Federasyonu Yarış Gözlemcisi ve Adana Yelken Kulübü Başkanı Mustafa Tuyan, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız Mehmet Şahbaz ve Yönetim Kurulu Üyemiz Ziya Alim Koçer tarafından dereceye giren sporculara ödülleri verildi.
haoğlu, Turizm Bakanlığı’nın 2023 mastır planına kamp ve karavan turizmini de aldığını, Türkiye’de altyapı tesislerinin yeterli seviyeye getirilmesi için düzenlemeler konusunda çalışmalar yaptıklarını, Adana’da kamp yeri olmadığı için bu eksikliğin en kısa sürede giderilmesi doğrultusunda yerel yönetimlerin gereken duyarlılığı göstermesini beklediklerini ifade etti. Çulhaoğlu, dernek olarak, “Belediyeler ve Girişimciler ile Elele Kampanyası” başlatarak, kamp yeri yapmak isteyen belediyelere ve girişimcilere kamp yeri projesi ve teknik konuda ücretsiz destek verdiklerini söyledi. Genel Başkan Çulhaoğlu, genel merkezi Brüksel’de olan 39 ülkeden 63 derneğin oluşturduğu Dünya Kamp ve Karavan Federasyonu’na da üye olduklarını, ülkemizi yurtdışında da temsil ettiklerini belirterek, “Yurt dışındaki çalışmalarımızda Adana’da kaç kamp yeri olduğunu soranlara kamp yerimizin olmadığını söylemek bir Adanalı olarak bize zor geliyor. Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Hüseyin Sözlü ve merkez ilçe belediye başkanlarımızın, Adana’da Kamp ve Karavan Turizminin altyapı eksikliğinin giderilmesi kampanyamıza olumlu yaklaşacaklarına inanıyorum” dedi. Genel Başkan Çulhaoğlu, Adana Şube Başkanı Azime Kocacık, Yönetim Kurulu üyelerinden Başkan Yardımcısı Zerrin Köylü, Genel Sekreter Dt.Samuray Ülgen, Muhasip üye Ali Kuşçu, üyelerden Ahmet Özen, Yusuf Evren ve Cenk Kadeş’in katıldığı ziyaretten memnuniyet duyduğunu söyleyen ÇGC Başkanı Cafer Esendemir, etkinliğin uluslararası hale getirilmesi çalışmasının yanısıra Adana’nın tanıtımına katkı koyacak olan her türlü projeyi desteklemeye hazır olduklarını ifade ederek, derneğin yerel yönetimlere yaptığı çağrıya başkanların olumlu yaklaşacağına inandığını dile getirdi.
ADANA TİCARET ODASI | -47-
Ç.Ü. Dr. M. Feyyaz Etiz Onkoloji ve Hematoloji Merkezi binasının temeli törenle atıldı:
Çukurova Üniversitesi’ne sağlık alanında dev yatırım…
43 yıllık köklü geçmişinde gerçekleştirdikleri ve parlak geleceğine yönelik atılımları ile ulusal ve uluslararası düzeyde saygınlık kazanan Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) yeni yatırımlarını sürdürüyor. 20 bin dekar alan üzerinde kurulu bulunan Çukurova Üniversitesi’nde, ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Dr. M. Feyyaz Etiz Onkoloji ve Hematoloji Hizmet Binası temel atma ve inşaatı tamamlanan 12 binanın açılış töreni yapıldı. Mithat Özsan Amfisi’nde yapılan temel atma ve toplu açılış törenine Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Adana Valisi Mustafa Büyük, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar ile Meclis Başkanımız Tarkan Kulak ve Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe’nin de aralarında bulunuğu sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar, üniversitelere ayrılan
-48- | ADANA TİCARET ODASI
bütçeden en fazla desteğin Çukurova Üniversitesi’ne ayrıldığını belirtti. Dr. M. Feyyaz Etiz Onkoloji ve Hematoloji Hizmet Binası hakkında ve tamamlanan 12 proje ile ilgili bilgiler aktaran Prof. Dr. Kibar, toplam yatırım maliyetinin 160 milyon lira olacağını bildirdi. 45 milyon liralık 5 büyük projenin daha bitme aşamasında olduğuna dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Kibar, çalışmaların önümüzdeki aylarda tamamlanacağını ifade etti. Çukurova Üniversitesi ile ilgili kısa bilgiler de veren Prof. Dr. Kibar, bu projelerin gerçekleştirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti. Vali Mustafa Büyük de konuşmasında Çukurova Üniversitesi’nin, bölgeye büyük hizmetler veren ve bünyesinden yeni üniversiteler çıkaran, seçkin camiasıyla bilim ve kalkınmaya büyük katkılarda bulunan bir eğitim kurumu olduğunu söyledi. Vali Büyük, yeni tesislerle Çukurova Üniversitesi’nin daha da güçlendiğini kaydederek temeli atılan
Dr. M. Feyyaz Etiz Onkoloji ve Hematoloji Hizmet Binası ile Balcalı Hastanesi’nin büyük bir eksikliğinin tamamlanacağını ifade etti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise yaptığı konuşmada, üniversite denilince aklına eşsiz manzarasıyla Çukurova Üniversitesi siluetinin geldiğini söyledi, kültür ve ilmin önemine vurgu yaptı. Ç.Ü. öğrencisi ve akademisyenlerinin ilişkilerini yakından takip ettiğini ifade eden Çelik, “İnsanların ideolojisinin olmaması düşünülemez. Her öğrencinin bir ideolojik görüşü, siyasi görüşü vardır. Bu bakımdan herhangi bir fanatizme teslim olmadan, herkesin kendi görüşünü, kimliğini rahatlıkla ifade edebildiği, ama ortak bir kardeşlik duygusu içerisinde, ortak bir üniversite barışı içerisinde yönetiliyor olması önemlidir. Burada bu şekilde sosyal faaliyetlerin yürütülüyor olmasından da son derece memnun oldu-
ğumu, bu konuyu dikkatle gözlemlediğimi ve sonucunda da Çukurova Üniversitesi’nin bu bakımdan evrensel standartlarda, karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde yönetildiğini görmekten memnun olduğumu söylemek isterim” diye konuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı da 160 milyon değerindeki yatırımlar sayesinde Çukurova Üniversitesi’nin başta sağlık olmak üzere spor, kültür, bilim ve teknoloji merkezi haline geleceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti; “Bugün temelini atacağımız 190 yatak kapasiteli Onkoloji ve Hematoloji Hizmet Binası’nın inşaatının 2 yıl içinde tamamlanması ve hizmete açılması planlanıyor. Şu anda Hematoloji ve Onkoloji Poliklinikleri hastane ana bloğu dışındaki bir binada hizmet vermekte. Proje tamamlandığında hematoloji ve onkoloji hastalarının her türlü tanı, tedavi ve takip süreçleri tam teşekküllü, modern, fiziki ve teknolojik altyapıya
sahip yeni hizmet binasında takip edilecek. Onkoloji hastalarımızın ve yakınlarının çilesini biliyoruz. İnsanımız, her şeyin en iyisine, en güzeline layık. Artık iki bina arasında mekik dokuma dönemi son bulacak. Onkoloji hastalarımız bu hizmetle tüm sağlık hizmetlerini tek çatı altında almaya başlayacaklar. Hizmet binasında toplam 35 adet ameliyat odası, anestezi birimi, yatakhane bölümü, derslikler, otomasyon ünitesi gibi birimler bulunacak. Bir diğer yatırımımız olan Çukurova Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı ise; ileri bilimsel araştırmalar yapılan bir merkez olacak. Tıp Fakültesi öğrencilerimizin konforlu, modern ve rahat alanlarda eğitim almasını sağlamak üzere; her biri 360 öğrenci kapasiteli 2 adet yeni amfi yapıldı. Dekanlık binasına komşu alanda da, alt katı öğrenci kantini; üst katı okuma salonu olan iki katlı ek bir bina inşa edildi. Sağlıklı Yaşam Merkezi’ni de ayrıca çok önemsediğimizi belirtmek isterim.”
Telekonferans sistemi ile inşaat alanına bağlanılarak temel atıldı Konuşmaların ardından Dr. M. Feyyaz Etiz Onkoloji ve Hematoloji Hizmet Binası için 16 milyon TL bağış yapan Adana Verem Savaşı Derneği adına Dernek Başkanı Dr. Levent Etiz’e Çukurova Üniversitesi’nin maketi ve teşekkür belgesi takdim edildi. Protokol üyeleri daha sonra Dr. M. Feyyaz Etiz Onkoloji ve Hematoloji Hizmet Binası inşaat alanından yapılan canlı bağlantı ile butona basarak temele ilk harcı döktüler. Ayrıca Çukurova Üniversitesi kampüs alanında yapımı tamamlanan Merkezi Araştırma Laboratuvarı, Balcalı Hastanesi Merkezi Ameliyathanesi, Otomotiv Mühendisliği Bölümü, İletişim Fakültesi Stüdyoları, Güvenlik Müdürlüğü, Tıp Fakültesi Amfileri, Ulaştırma Birimi, Ortak Sağlık Güvenlik Birimi, Çukurova Teknokent B Blok, Sağlıklı Yaşam Merkezi, Anaokulu, Dış İlişkiler ve Koordinatörlükler Birimi Hizmet binalarının açılışı, kesilen kurdele ile yapıldı.
ADANA TİCARET ODASI | -49-
Süs bitkisi buğdayın 100 katı kazandırıyor
S
üs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği (SÜSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Altun, 50 dekarlık alanda buğday ekilirse 20 bin lira, çalı bitkisi dikilirse 2 milyon lira gelir elde edildiğini belirterek, “Süs bitkisi buğdaya göre 100 kat fazla kazandırıyor” dedi. Altun, Ekonomi Gazetecileri Derneğinin (EGD) bu yıl 12’ncisini düzenlediği Kartepe Ekonomi Zirvesinde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Sektörüyle ilgili açıklamalarda bulunan Altun, süs bitkileri sektörünün sevk ve idaresinin küresel bir vizyonla ele alınmasının önemini vurguladı. Sektörü ileriye götürmek için var güçleriyle çalıştıklarını vurgulayan Altun, şöyle devam etti: “Süs bitkileri üretiminde hızlı bir gelişme gösteren ülkemizin uygun iklim koşulları, bulunduğu jeopolitik nokta ve üretim alanlarının uygunluğu sebebiyle bugün dünyada süs bitkileri sektöründe ciddi bir noktaya gelmek üzereyiz. Avrupa ülkelerinde üretim ve pazar alanlarına baktığımızda ve bunu Türkiye ile kıyasladığımızda, Akdeniz, Karadeniz, Ege ve Marmara’yı ele aldığımızda buradaki iklimsel veriler ve özelikle pazar ülkelerine yakınlığından dolayı Avrupa’daki meslektaşlarımızdan daha avantajlıyız. Katma değeri ve istihdamı en yüksek olan sektörlerden birisi olan süs bitkileri sektörünün uzun vadede önü açık.”
-50- | ADANA TİCARET ODASI
TÜİK verilerine göre 2015’te 3 milyar lira civarında bir hasılatları olduğunu dile getiren Altun, “Sektörde ciddi bir kayıt dışılık var. Bu 3 milyar lira eminim ki en az 8-10 milyar lira civarındadır” yorumunu yaptı. Altun, “Bugün Türkiye’de 70 milyon dekar alanda buğday üretimi yapılıyor. Biz ise 50 bin hektarda üretim yapıyoruz. 70 milyon dekarda buğdaydan elde edilen hasılanın 3’te birini 50 bin hektarlık alandan elde ediyoruz. Bu korkunç bir rakam” ifadelerini kullandı. Başkan Altun, bir kişinin tek başına 50 dekarlık bir buğday arazisini 10 günde sürdüğünü, gübrelediğini, tohum saçtığını ve hasat yaptığını belirterek, buradan 17 bin liralık buğday elde edildiğini anlattı. Söz konusu 50 dekarlık bir arazide süs bitkileri ekildiği zaman çok farklı rakamın ortaya çıktığını bildiren Altun, “50 dekarlık alana 1 milyon adet çalı bitkisi koyabiliyorum. Ve bir yılda bunu satışa sunuyorum. Bugün onu en ucuz fiyat olarak 2 liradan satıyorum. Dolayısıyla 2 milyon lira ürün değeri elde ediyorum. Arada bu kadar fark var. Bir yerde 20 bin lira, diğer yerde 2 milyon lira elde ediyorum. Buğday üretiminde yüzde 12, süs bitkilerinde binde 3’e ulaşmayan bir destek var. İstihdam rakamı buğdayın 365 katı, üretim değeri destekleme olmadığı halde 118 katıdır” dedi. Sektörün 10 yılda 10 kat büyüdüğü-
nü, 2007 yılında toplam 680 milyon adet süs bitkisi üretilirken bugün TÜİK verilerine göre bu rakamın 1,6 milyar adedi bulduğunu, bunun kayıt dışı ile birlikte 5 milyar adet olduğunun tahmin edildiğini aktaran. Altun, sektörün son 5-6 yılda ciddi ivme kazandığını, Yalova, Samsun, Adapazarı, Adana ve Antalya bölgelerinde ciddi gelişmeler yaşandığını söyledi. Altun, devletin ve halkın kendilerini yeterince görmediğini belirterek, yeterli destek almadıklarını bildirdi. Dekar başına 110 lira destek aldıklarını anımsatan Altun, bunun en az 500 lira olması gerektiğini, böylece kayıt dışılığın azalacağını, ürün miktarının, istihdamın, katma değerin ortaya çıkacağını vurguladı. Süs bitkilerinde yüzde 18 KDV ödendiğini aktaran Altun, KDV’nin düşürülmesi halinde de üreticilerin kayıt altına alınabileceğini vurguladı. Altun, Avrupa’da kendilerine rakip gördükleri Hollanda gibi ülkelerde bu alandaki KDV’nin yüzde 8 olduğunun altını çizdi. Altun, “Bir tarafımızda Orta Doğu, bir tarafımızda Türk Cumhuriyetleri var. Buralarda süs bitkileri yok denecek kadar az. Bu alanlara yatırım yapmalıyız. Uzun vadeli kredi alırsak buralarda yatırım yaparız” dedi. Hiçbir destek almadan büyümeye devam ettiklerini ve yıllık ortalama yüzde 10 büyüdüklerini bildiren Altun, “Bu destekler sağlanırsa yılda ortalama yüzde 15 büyürüz” ifadelerini kullandı. Altun, sektör ihracatının her yıl artış gösterdiğini kaydederek, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 95 olduğu bilgisini verdi. Altun, bugün 80 milyon dolar olan ihracatlarını 2023 yılında 500 milyon dolara çıkarmayı hedeflediklerini vurgulayarak, bunu yapacak güçte olduklarını hatırlattı. Belediyelerin fidan ve süs bitkisi alımında SÜSBİR üyesi yerli üreticileri tercih etmesini isteyen Altun, büyüyen ve gelişen şehirlerde ithal ağaçların olmaması gerektiğini, daha çok üretmek, ihraç etmek, katma değer yaratmak ve istihdam sağlamak için bu talepte bulunduklarını sözlerine ekledi.
Mavi Okyanus Stratejisi ve Mavi Okyanus Pazarlama KIRMIZI OKYANUS
MEHMET ERGİN FMA Gelecek Yönetimi Akademisi Yönetim ve Stratejik Planlama Danışmanı
Tüm uygulamalar gibi pazarlama uygulamaları da tarihsel bir değişim yaşamaktadır. Günümüzdeki pazarlama uygulamalarına kadar pazarlama felsefesi, anlayışı ve yaklaşımlarında önemli değişimler yaşanmıştır. Pazarlama anlayışının değişmesinin en önemli sebebi, değişen rekabet koşulları olarak karşımıza çıkmaktadır. Değişen rekabet arenasında yaşanan ürün ve hizmet farklılaştırma, küresel piyasa koşulları ile yeni rakiplerin pazara girmesi, tahmin edilemeyen, sürekli değişen ve farklılaşan müşteri davranışı ve müşteri yapısına karşı şirketler değişik pazarlama yöntemi ve pazarlama stratejileri uygulamak durumunda kalmışlardır. Günümüz rekabet ortamında müşteriye sağlanan değer kavramının, şirketlerin rekabet üstünlüğü sağlamasında en önemli faktörlerden birisi olduğu görülmektedir. Burada kritik olan, değeri tanımlamak, değeri yaratmak ve değeri sunmaktır. Bu kritik durum aynı zamanda bahsedilen değişime ayak uydurarak başarılı olmak için gerekli yeni pazarla-
MAVİ OKYANUS
Mevcut pazar alanında rekabet etme
Çekişmesiz pazar alanı yaratma
Rekabette galip gelme
Rekabeti anlamsız kılma
Mevcut talebi kendisi için kullanma
Yeni talep yaratma ve elde etme
Değer- maliyet değiş tokuşu
Değer-maliyet değiş tokuşunu yıkma
Bir şirketin faaliyetlerinden oluşan bütün sistemi farklılaştırma veya düşük maliyet arasındaki stratejik tercihle uyumlu hale getirmek
Farklılaştırma ve düşük maliyet gerçekleştirmeye çalışırken, şirketin faaliyetlerinden oluşan bütün sistemi uyumlu hale getirmek
ma felsefesini de ifade etmektedir. Bu felsefe, yanlış anlaşıldığı gibi farklılaşma ya da teknolojik liderlik değildir. Direkt olarak bir çeşit değer inovasyonudur. Bu yeni pazarlama felsefesi, Mavi Okyanus Pazarlama olarak nitelendirilmektedir. Giderek daha fazla endüstride arzın talebi aşması nedeniyle, daralan pazarlarda pay için rekabet etmek gerekli olsa da, yüksek performans elde etmek için yeterli olamamaktadır. Etkili rekabet edebilmek için Mavi Okyanuslar gerekiyor... Şirketlerin karlılık sağlayabilmeleri ve karlılıklarını artırabilmeleri için rekabet etmenin ötesine geçmeleri gerekmektedir. Yeni karlılık ve büyüme fırsatları elde etmek için de Mavi Okyanuslar yaratmaları gerekmektedir. Mavi Okyanuslar, henüz büyük oranda bilinmemektedir. Son yirmi beş yılın dominant strateji odağı, rekabet tabanlı Kırmızı Okyanus Stratejileri olmuştur. Sonuçta Mavi Okyanus Stratejisi ile kırmızı sularda nasıl başarıyla yüzülebileceği anlaşılmış, mevcut bir endüstrinin temelini oluşturan ekonomik yapının analizinden, düşük maliyet, farklılaşma ya da odaklanmaya dayalı bir stratejik konumun seçimine kadar, üzerinde çalışılması gerekenler öğrenilmiştir. Mavi Okyanusların nasıl yaratılabileceği konusunda çok az pratik rehberlik mevcuttur. Analitik çerçeveler ve riski etkili biçimde yönetecek prensipler ol-
maksızın, bir strateji olarak izlenmesi fazla riskli bulunduğu için, Mavi Okyanuslar yaratmak, hayallerden öteye geçememektedir. Aslında Mavi Okyanus terimi yeni olmasına rağmen, mevcudiyeti yeni değildir. Mavi Okyanuslar, geçmiş, şimdiki ve gelecek iş yaşamlarının bir parçasıdır ve bazen farkında olarak bazen de farkında olmadan uygulamanın içindedir. Kırmızı Okyanustan Mavi Okyanusa doğru... Endüstriler, hiçbir zaman yerinde durmamakta, sürekli olarak evrimleşmektedirler. Operasyonlar gelişmekte, pazarlar genişlemekte ve oyuncular gelip gitmektedir. Geçmişte yaşanan deneyimler bize yeni endüstriler yaratmak ve mevcut endüstrileri de yeniden yaratmakla ilgili son derece hafife aldığımız bir kapasitenin varlığını öğretmektedir. Buna rağmen, baskın gelen stratejik düşünme odağı her zaman rekabete dayalı Kırmızı Okyanus stratejileri olmuştur. Rekabete dayalı Kırmızı Okyanus Stratejisinin baskın gelen stratejik düşünme odağı olmasını biraz kurumsal stratejinin derinde bir yerde köklerini askeri stratejiden almasına bağlayabiliriz. Askeri terminolojiyle açıkladığımızda, strateji, sabit ve sınırlı bir toprak parçasını elde etmek için karşı tarafla yapılan savaştır. Savaşın tam tersine, endüstrilerin tarihi bize pazar evreninin hiç bir zaman
ADANA TİCARET ODASI | -51-
sabit olmadığını; daha ziyade zaman içinde Mavi Okyanusların yaratıldığını göstermektedir. Kırmızı Okyanus üzerinde odaklanmak, savaşın sınırlı toprak ve başarmak için düşmanı yenmek şeklindeki kısıtlayıcı faktörlerini baştan kabullenmek anlamına gelir. Bu da, iş dünyasının fark yaratan gücünü yani yeni pazar alanı yaratma kapasitesini inkar etmek anlamına gelmektedir. Bir şirket, kanlı rekabetin yaşandığı Kırmızı Okyanusun dışına nasıl çıkabilir, nasıl mavi bir okyanus yaratabilir? Buna ulaşmasını ve yüksek performans elde etmesini sağlayacak sistemli bir yaklaşım var mıdır? Mavi Okyanuslar yaratmada kazananları kaybedenlerden ayıran şey, stratejiye olan yaklaşımlarıdır. Kırmızı Okyanusta kısılıp kalan şirketler, mevcut endüstrinin kuralları dahilinde savunabilecekleri bir pozisyon edinerek, rakiplerini yenmek konusunda geleneksel bir yaklaşımı izlemektedirler. Kırmızı ve Mavi Okyanus ayrımı, Mavi Okyanus Stratejisi kavramının yaratıcıları Renée Mauborgne ve W. Chan Kim’e göre şu şekildedir; Pazarlamanın yeni ve değişmez oyuncusu; değer inovasyonu... Mavi Okyanus yaratıcıları ise, şaşırtıcı biçimde, kıyaslama olarak rakiplerini kullanmamaktadırlar. Bunun
-52- | ADANA TİCARET ODASI
yerine, değer inovasyonu adını verilen, farklı bir stratejik mantık kullanmaktadırlar. Değer inovasyonu, Mavi Okyanus Stratejisinin temelidir. Mavi Okyanus yaklaşımına değer inovasyonu adının verilmesinin nedeni, rakibi yenmeye odaklanmak yerine, müşteriler ve şirketiniz için bir sıçrama yaratarak, rekabeti gündem dışı bırakmaya odaklanmaktır. Bu şekilde yeni ve henüz girilmemiş bakir bir pazar alanı açılmaktadır. Değer inovasyonu, değer ve inovasyon kavramları üzerinde eşit ağırlıkta vurgulama yapmaktadır. İnovasyon olmaksızın değer, artan bir ölçekte değer yaratmaya odaklanır. Bu durum değeri arttırsa da, pazarda sivrilmeniz için yeterli olmayacaktır. Değer olmaksızın inovasyon ise, teknolojiye yönelmekle, pazar öncülüğü ve geleceğe yönelik gelişerek, genelde müşterilerin almaya ve ödemeye hazır olduklarının ötesini hedeflemektedir. O nedenle, değer inovasyonunu teknolojik inovasyondan ya da pazar öncülüğünden ayırmak önemlidir. Değer inovasyonu, yenilikçilik, yarar, fiyat ve maliyet konumlarıyla yöndeş hale getirildiğinde oluşmaktadır. Inovasyon, bu şekliyle bir değer üretemezse, teknoloji yenilikçileri ve pazar öncüleri, daha sonra diğer şirketlerin çatlatacağı yumurtaları kuluçkalamış olmaktadırlar.
Değer inovasyonu, rekabet tabanlı stratejinin en sık kabul gören dogmalarından biri olan değer-maliyet dengesine de meydan okumaktadır. Geleneksel olarak kabul gören şey, şirketlerin müşterilerine daha yüksek değer sunabilmesinin, daha yüksek maliyetli olduğu, ya da makul değer sunmasının, daha düşük maliyetli olduğudur. Burada, strateji farklılaşma ile düşük maliyet arasında bir seçim yapmak şeklinde görülür. Bunun tam tersi olarak, Mavi Okyanus yaratma çabasında olanlar, farklılaşma ve düşük maliyeti aynı anda elde edebilmektedirler. Dünyadan Mavi Okyanus Uygulama Örnekleri: Nintendo Wii... Nintendo’nun spor ve konsol oyunu entegrasyonunu ifade eden Wii oyunu Sony’nin Playstation ile egemen olduğu sektörden çıkıp, bilgisayar oyunu oynamayı ve spor yapmayı sensörlü kumandalarla hayatın içine taşımayı başarmış, sanal kaynaklı fiziksel bir oyun tasarlayarak, kendi Mavi Okyanusunu yaratmıştır. Cirque du Soleil Diğer bir Mavi Okyanus başarı öyküsü dünyaca ünlü Cirque du Soleil’dir. Nedir Cirque du Soleil; Sirk midir, tiyatro mudur, dans mıdır, müzikal midir? Cirque du Soleil bunların hiçbirisidir veya hepsidir. Cirque du Soleil sirki dünyadaki entelektüellere sevdiren bir sahne sanatları şölenidir. Cirque du Soleil entelektüellerin sirkle ilgili negatif düşüncelerini sirki bambaşka bir performans haline getirerek değiştirmeyi başarmıştır. Hayvanların koktuğu, eğiticilerin hayvanlara kötü davrandığı, çocukların ağlayıp bağırdığı sirk algısını, toplumun her düzeyinde hayranlık uyandıran bir prodüksiyona dönüştürmüştür. Bugün Cirque du Soleil 90’dan fazla ülkede performans sergileyen 1 milyar doların üzerinde gelir sağlayan bir organizasyon olmuştur. Cirque du Soleil diğer sirkler gibi kendini çocuklar ve aileleriyle kısıtlama-
mıştır. Farklı bir müşteri kitlesine hitap etmek istemiş, Broadway müzikallerini ve tiyatroyu sirkin bir parçası yapmayı hedeflemiştir. Sirk akrobasisi ve eğlenceyi entelektüel ve sofistike sahne sanatlarıyla zekice birleştirmiştir. Eşi benzeri olmayan bir gösteri yaratarak hedef kitlesini müzik, tiyatro, sirk, dans gibi her türlü performanstan keyif alan insanlardan oluşturmuştur. Ne sirk ne de tiyatro endüstrisini kendine rakip almış, kendi Mavi Okyanusunu yaratmıştır. Rekabeti başarıyla etkisiz hale getirmiştir. Yüksek değer yaratarak çok daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmayı başarmıştır. Lufthansa Airlines – Shop & Miles Lufthansa Airlines, “Shop & Miles – Uçarken Kazanın” sistemini dünyada ilk uygulayan şirkettir. Şirket, kendisiyle uçmayı tercih eden şirketlere puan kazandıran ve bu puanlarla sonraki uçuşlarda indirim sağlatan bu sistemle Rekabet Üstünlüğünü elde etmiştir. Ford – Park Yeri Uygulaması New York, park yeri sorunu açısından en önde gelen şehirlerden biridir. Ford, bir gün gizlice New York’taki tüm otoparkları kiralamış ve yalnızca Ford araçların otoparkları kullanabilmesine izin vermiştir. Böylece Ford araç sahipleri New York’ta müthiş bir ayrıcalık sahibi olmuşlardır. Ford’un bu hamlesi oldukça tepki çekse ve uzun yıllar sürecek ve sonunda Ford’un kaybetmesiyle sonuçlanacak dava süreçlerine yol açsa da, Ford’un uzun süre rekabet üstünlüğü sahibi olmasını sağlamıştır.
Türkiye’den Mavi Okyanus Uygulama Örnekleri Borusan Oto – Park Yeri New York’ta Ford’un gerçekleştirdiği rekabetüstü hamlenin bir benzerini Borusan Otomotiv, Türkiye’de Çeşme’de Aya Yorgi Koyu’nda beach clubların otoparkında gerçekleştirmiştir. Plajın bulunduğu bölgedeki tek otoparkı kiralamış, zemin düzenlemesi yapmış ve üstünü kapatmıştır. Kiralanıp düzenlenen bu otoparka yalnızca bakımını Borusan’dan yaptırmış araçların girişine izin vermiştir. Üstelik otoparkı kullanan araçların, sahipleri gelmeden soğuk suyla yıkanıp, sahibi geldiğinde yaz sıcağından arınmış halde teslimi sağlanmıştır. Bu sayede Borusan Otomotiv, klasik araç bakım hizmetini değer yaratma boyutuna dönüştürerek kendi Mavi Okyanusunu yaratmıştır Toyota - Araç Servis Hizmeti Toyota, günümüzde sigorta şirketlerinin çokça uyguladığı “aracınız servisteyken araç verelim” hizmetinin mucididir. Hizmet her ne kadar daha sonraları farklı şirket ve sigorta şirketleri tarafından taklit edilse de Toyota’ya ilk uygulamacı olarak önemli bir rekabet üstünlüğü kazandırmıştır Garanti Bankası – Öğle Saatleri ve Cumartesileri Açık Olma Uygulaması Garanti Bankası’nın bir dönem uygulamış olduğu “öğle saatlerinde ve Cumartesi günleri açığız” stratejisi, bankaya tahmin edilenin de üstünde bir artı puan olarak dönmüş, hem bankanın tanınırlığını hem müşterisini artırmayı sağlamıştır Brisa –Satış Sonrası Hizmeti Brisa Türkiye, Brisa’dan alınan lastiğin patlaması halinde, nerede olunursa olunsun lastik değişimi, hatta aracın çekilmesi şeklinde satış sonrası hizmet sunmaktadır. Bu başarılı rekabetüstü yaklaşım, Brisa’ya önemli bir rekabet üstünlüğü kazandırmıştır. Özetlemek gerekirse; müşteriler, günümüzde kendilerine en yüksek değeri
sunan şirketlerin ürün veya hizmetlerini satın almaktadırlar. Değer verilen unsurlarda daha fazlasını beklemektedirler. Artık kusursuz ürün ya da hizmet bir ayrıcalık olarak değil bir anlayış olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla günümüzün en temel pazarlama stratejilerinden birisini müşteriye değer yaratmaya dayalı faaliyetler oluşturmaktadır. Değer temelli pazarlama, şirketlere oldukça önemli rekabet avantajı kazandıran farklı bir pazarlama uygulaması olarak değerlendirilmektedir. Değer temelli pazarlama şirketlerin karlılıklarını arttırmaları, müşteri sadakatini geliştirmeleri ve başarılı olmaları için gereklidir. Değer ekonomisi, rekabetüstü olmak ve değer tekelleri hem ekonomi, hem tüketici hem de üretici açısından aynı anda anlamlı olmaktadır. Klasik rekabetin olması, değer ekonomisinin yararlarının uzun süreli olması için gereklidir. Ama klasik rekabet oluştuktan sonra tek başına yeterli değildir. Değer ekonomisinin işleyebilmesi için rekabetüstü olmak ve Mavi Okyanuslar yaratmak gerekmektedir. Fiyat rekabetinin, yani klasik rekabetin sonu bu rekabetin içinde kaybolmak şeklinde gerçekleşmektedir. Fiyat indirimi yapıldıkça rakip de bunu taklit etmektedir. Sonuçta karlılık düşmekte, yatırımlar durmakta, gelişime kaynak ayırmayan şirketler gerilemeye başlamakta ve bu rekabetin içine giren şirketler için yaşanan rekabet yıkıcı bir hal almaktadır. Klasik rekabet rakiplerin fark yaratamadıkları için fiyattan taviz vermek zorunda kalınan rekabet şeklidir. Bu durumda müşteri, rakip ürüne bakarak fark göremediği için daha ekonomik olanı seçmektedir. Dolayısıyla rekabetin tanımlanmış boyutlarında arayı açmak artık zordur. Rakiplerin birbirini burun farkıyla takip ettiği pazarda rekabette yepyeni ve denenmemiş bir boyut yaratarak, Mavi Okyanus Pazarlama stratejileri ile ürün ve hizmet sunulduğunda rekabetüstü bir konuma gelmek mümkün olacaktır. Yararlanılan Kaynak: Blue Ocean Strategy – W. Chan Kim & Renee Mauborgne - 2005
ADANA TİCARET ODASI | -53-
Adana Ticaret Odası Anadolu Lisesi’nden Menevşe’ye röportaj ziyareti
A
TO Anadolu Lisesi Müdürü Şeyh Kasım Garip, Okul Aile Birliği Başkanı Nuray Küçüktüfekçi, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Cemal Kılınç, Yayın İletişim Kulübü Başkanı Dürdane Bahadır
ile kulüp üyeleri Emine Çolak ve Çağatay Kençek ile birlikte Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe’yi ziyaret etti. Yayın İletişim Kulübü öğrencileri ile okul dergisinde yayımlanmak üzere röportaj
yapan Başkanımız Menevşe, öğrencilerin bir sorusu üzerine önümüzdeki yıllarda bilişim sektörünün ön plana çıkacağına inandığını söyledi. Menevşe, “Gelecekte tüm sektörlerin teknoloji ağırlıklı olarak çalışacakları görülmektedir. Bu nedenle de bilişim sektörü öne çıkmaktadır. Ancak her zaman bazı mesleklerin revaçta olacağı düşünüldüğünde, hangi meslekte olursanız olun kendinizi iyi yetiştirmeli, bir hatta birden fazla yabancı dili iyi derecede bilmelisiniz. Ben ATO Anadolu Lisesi’nden mezun olan her öğrencinin kendi işini yaratacak kapasiteye sahip olacağına inanıyorum” dedi. ATO Anadolu Lisesi’nin, Adana Ticaret Odası tarafından eğitime kazandırılan güzide bir eğitim kurumu olduğunu vurgulayan Menevşe, ihtiyaç duyulan her alanda destek vermeye hazır olduklarını da ifade etti.
Özel Akdeniz Okulları üyelerimize indirim uygulayacak
Ö
zel Akdeniz Okulları ile Odamız arasında, üyelerimiz ve çalışanlarının çocuklarının indirimli eğitim hizmetinden yararlanabilmesine yönelik bir protokol imzalandı. Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe ile Özel Akdeniz Okulları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Aycan Aktürk arasında imzalanan protokol kapsamında, üyelerimiz ve Odamız personelinin çocuklarına, Akdeniz Okulları’nın normal eğitim ücretleri üzerinden ana sınıfı için yüzde 20, ilkokul için yüzde 25, ortaokul için yüzde 30, Anadolu lisesi için ise yüzde 40 oranında indirim yapılacak. Genel Sekreter Vekilimiz Birol Yarman ile Özel Akdeniz Okulları Halkla İlişkiler Müdürü Semiha Aslan’ın da hazır bulundukları protokol imza töreninde konuşan Yönetim Kurulu Başkanımız
-54- | ADANA TİCARET ODASI
Atila Menevşe, üyelerimize her alanda hizmet sunarak hayatlarını kolaylaştırmak istediklerini, Özel Akdeniz Okulları
ile imzalanan protokolün de bu düşünceler doğrultusunda imzalandığını söyledi.
ADANA TİCARET ODASI | -55-
Adana El Sanatları Festivali yapıldı Yöresel Folklorik Kıyafet, İğne Oyası, Kanaviçe, Taş-Batik-Ahşap-İpek Boyama, Cam Boncuk Yapımı, Folklorik Kitre Bebek, Kil-Seramik Yapımı, Tespih Yapımı, Boynuz - Kemik Yontma, Minyatür Taş Yontma,
A
dana El Sanatları Festivali, 15-16 Nisan 2016 tarihleri arasında Ulucami, Ramazanoğlu Konağı ve Büyüksaat arasında bulunan Ziyapaşa Parkı içerisinde gerçekleştirildi. Akdeniz Geleneksel El Sanatları Derneği (AGESDER) Yönetim Kurulu Başkanı Serdal İnözü, dernek olarak öncelikli amaçlarının, somut olmayan kültürel miraslarımız kapsamında yer alan, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarımızın korunması, yaşatılması ve sonraki nesillere aktarılmasını sağlamak olduğunu dile getirdi. İnözü, “Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz 1. Adana Geleneksel El Sanatları Festivali’nde geleneksel el sanatlarımıza olan ilgiyi artırmak ve bu ilginin sürekliliğini sağlamak için sergilerin yanı sıra katılımcıların uygulamalı çalışmalara aktif olarak katılabilecekleri atölye (Workshop) çalışmalarına yer verdik. Bu uygulama ile geleneksel el sanatlarına merak ve ilgi uyandırmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda her stantta pek çok kurum ve sanatçının katılımı ile farklı alanlarda zenginleştirilmiş atölye çalışmalarını gerçekleştirdik” dedi. Binlerce yıllık tarih içinde zengin mozaik ile harmanlanarak, Anadolu’nun kültürel mirasını oluşturan geleneksel el sanatlarımızın çeşitli
-56- | ADANA TİCARET ODASI
nedenlerle unutulmaya yüz tuttuğunu, herşeye rağmen bu kültürel miraslarımızın günümüze kadar kısmen de olsa yaşatılarak taşındığını ifade eden İnözü, “Bu festivalin aynı zamanda Adana’nın turizmine de büyük katkı sağlayacağı inancındayız. Adana’da ilk defa gerçekleştirilen festivalimize katılım ve desteklerini esirgemeyen tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Sergi ve atölye çalışma alanları Deri El Sanatları, Karagöz tasvir yapımı, Ebru - Katı, Hat, Antik Saat Yapımı, Mozaik Yapımı, Maraş İşi, Ahşap Oyma, Sedef Kakma, Baston Yapımı,
Katılımcı kurum ve kuruluşlar Ç.Ü. Güzel Sanatlar Bölümü, Ç.Ü. Kültür Müdürlüğü, Ç.Ü. İlahiyat Fakültesi Türk El Sanatları Dersi Öğrencileri, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü “Geleneksel El Sanatları ile Kadınlarımız İş Sahibi Oluyor” projesi katılımcıları, Seyhan Belediyesi Seymer Meslek edindirme Merkezi, Çukurova Belediyesi Toplum Merkezi, Adana İşi, DEM Sanat ve Kültür Derneği
Elektronik ticaret geleneksel ticaretle yarışıyor
Ender DEMİR Mali Müşavir www.1e1danismanlik.net
Ç
ağımızda internetin aktif kullanımı ve web sitelerinin sayısının hızla arttığı görülmektedir, geleneksel ticaret ile yarışabilecek konuma gelen elektronik ticaretin boyutu da buna bağlı olarak hızla artış göstermektedir. Elektronik ticaretin tercih edilmesindeki önemli artış ile beraber ülkelerin ekonomik, sosyal ve idari yapılarında önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Elektronik ticaretin tercih edilmesinin yaygınlaşması ile beraber, geleneksel ticaret anlayışı değişmiş ve bu değişim neticesinde elektronik ticaretin ekonomiye adaptasyon süreci hızlanmıştır. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçtiğimiz şu günlerde, çağımızın şartlarında geleneksel ticaretin yerini elektronik ticaret almıştır. Elektronik ticaretin zaman içerisinde geldiği noktada görülmüştür ki;
elektronik ticaret, geleneksel ticaret ile önemli ölçüde yarışır hale gelmiş ve tercih sebebi olmaya başlamıştır. Bununla beraber, ticaretin tanımının yeniden güncellenmesi ve pazar kavramının şekillendirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. İnternet ortamında saniyeler içerisinde gerçekleştirilen işlemler, geleneksel ticaret ile daha uzun süreler almaktadır. E-ticaret sitelerinde ürünlerin tüm özellikleri ve fiyatları görülüp, karşılaştırma yapılarak çok kısa zaman da karar verebilmek mümkün. Karar kılınan ürünün siparişini kısa süre içerisinde tamamlanarak ürünün kargoyla kapıya kadar gelmesi sağlanabiliyor. Böylece müşterinin hem maddi hem de zamansal bakımından avantajlı olması mümkün oluyor. Aslında e-ticaret; elektronik engellerin daha az olduğu bir ekonomik faaliyet alanı ve pazar yaratmaktadır. Sağladığı bu kolaylık ile günümüzde e-ticaret tercih sebebi olmaktadır ve ilerleyen yıllarda olmaya devam edecektir. Elektronik ticaretin Üretim maliyetlerini azaltıcı iki boyutu Birincisi, elektronik ticaretin, firmanın maliyet yapısını değiştirmesi; ikincisi de diğer işletmelerle geriye ve ileriye doğru ilişkilerinde elde edilen maliyet düşüşleridir. İnternet kullanımı ile birlikte elektronik ticaretin geniş boyutlara ulaşması maliyet yapılarında masraflarda azalma yönünde etki yaratmıştır ve oluşturduğu dijital ortamda bilgiye ana kaynağından, aracısız, doğru, daha hızlı ve ucuz yoldan ulaşma gibi fırsatları beraberinde getirmektedir.
Elektronik ticaretin sağladığı maliyet avantajı ile mal ve hizmetlerde tüketicinin lehine olarak ürün fiyatlarına yansımalar görülmektedir. Elektronik ticaret istihdam ya da iş gücü yönünden değerlendirildiğinde iki durum ortaya çıkmaktadır. Birincisi elektronik ticaretin yeni iş alanlarının ortaya çıkmasına sebep olması dolayısıyla olumlu etkisi, ikinci olarak ise var olan iş sahalarında görevlerin yeniden oluşturulması sürecinde bazı sahaların ortadan kalkması dolayısıyla olumsuz etkisidir. Özetle, gerek yeni kurulan firmaların, gerekse elektronik ticarete geçen eski işletmelerin işgücü yoğunluğunu azaltan bir üretim yapısına yöneldikleri görülmektedir. Sonuç Var olduğu çağa ayak uydurabilen kurumlar stratejilerini doğru belirleyerek, hedeflerini doğru ve tutarlı bir şekilde ortaya koyarak elektronik ticaretin avantajlarından ve yeni iş imkânlarından faydalanarak rakipleri karşısında avantaj sağlayacaklardır. Rekabet halinde olduğu firma ne kadar büyük bir firma olursa olsun, otomasyona bağlanmış, iş yönetimi ve maliyetlerindeki azalma ile aynı ürünü daha az personel çalıştırarak daha ucuz fiyattan ve daha hızlı bir şekilde müşterilerine ulaştırılabilen en iyi hizmet sunabilen firmalar rekabet avantajını da yakalayacaklardır. Geleneksel yöntemlerin dışında elektronik ticaretle, daha hızlı, sürekli ve maliyetler açısından daha fazla avantajlar sağlanması sonucunda fiyatlarda da azalma kaçınılmaz olacaktır.
ADANA TİCARET ODASI | -57-
Adanaspor Süper Lig’e yükseldi
P
TT 1. Lig’de bitime 3 hafta kala şampiyonluğunu ilan ederek Süper Lig biletini alan Adanaspor, bu sezon yaşadığı sıkıntıların ardından adeta küllerinden doğarak büyük bir başarıya imza attı. Adanaspor 2003-2004 sezonunda Süper Lig’den (dönemin birinci ligi), ertesi sezon ise 2.Lig’den düştü. Takım, yaşadığı ekonomik sorunlar sebebiyle maçlarına çıkamayınca kapanma noktasına geldi ve bir alt kümeye düştü. İflasın eşiğine gelen Adanaspor’un yaşadığı bu sıkıntılar, Bayram Akgül’ün kulübü sahiplenmesiyle sona erdi. 13
-58- | ADANA TİCARET ODASI
Kasım 2015’te Engin İpekoğlu’nun göreve getirilmesiyle toparlanan turuncubeyazlılar, 19 maçlık yenilmezlik serisini Gaziantep Büyükşehir Belediyespor’u 3-2 mağlup ederek sürdürdü ve ligin bitimine 3 hafta kala Süper Lig’e adını yazdırdı. Üzeri açık otobüsle Osman Yereşen Tesisleri’nden çıkan ve şehir turu attıktan sonra Multigroup Alanyaspor maçı için 5 Ocak Fatih Terim Stadı’na gelen Adanaspor, Gazipaşa Bulvarı üzerinde turuncu beyazlı taraftarlar tarafından coşkuyla karşılandı.
‘Şampiyon’ sloganlarıyla sevgi gösterilerinde bulunan taraftarları, oyuncular da alkışladı. Kulüp başkanı Bayram Akgül, Takımı meşaleler eşliğinde karşılayan taraftarlara, sevgi gösterilerinden dolayı teşekkür etti. Turuncu beyazlı taraftarlar, daha sonra Multigroup Alanyaspor maçını izlemek için 5 Ocak Fatih Terim Stadı’na girdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik, Adana Valisi Mustafa Büyük, Kulüp Başkanı Bayram Akgül, aralarında Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız Mehmet Şahbaz ile ADASO Başkanı Zeki Kıvanç’ın da yer aldığı Adanaspor Kulübü Yönetim Kurulu üyeleri ve futbolcular şampiyonluk kupasını Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’den aldı. Adanaspor’un Süper Lig’e çıkması, stadyumdaki gösterilerin ardından kentin merkezi noktalarında da coşkuyla kutlandı. Odamız, Adana Sanayi Odası, Adana Ticaret Borsası ve Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi ile birlikte Abidinpaşa Caddesi’ndeki hizmet binamızın önüne ve şehrin farklı noktalarına Adanaspor’a kutlama, Adana Demirspor’a da Play Off karşılaşmalarında başarı dileği içeren dev bez pankart asıldı.
ADANA TİCARET ODASI | -59-
Groseri, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca “Tüketici Memnuniyetini İlke Edinen Firma Ödülü”ne layık görüldü:
Yerelden ulusala uzanan önemli başarının adı; Groseri...
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü tarafından 19. Geleneksel Tüketici Ödülleri kapsamında, “Tüketici Memnuniyetini İlke Edinen Firma Ödülü”ne layık görülen Groseri Market Yönetim ve İcra Kurulu Üyelerinden Levent Uğurses ile Kaan Önür’e Meclis Başkanımız Tarkan Kulak ve Yönetim Kurulu Başkanımız Atila Menevşe tarafından başarı plaketi verildi.
G
ümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü tarafından her yıl düzenlenen 19. Geleneksel Tüketici Ödülleri kapsamında, “Tüketici Memnuniyetini İlke Edinen Firma Ödülü”ne layık görülen Groseri Market, Adana ve Çukurova için gurur duyulacak bir başarıya imza attı. Groseri’nin bu başarısında kurucu ve şu andaki ortak ve yöneticilerinden tüm çalışanlarına kadar herkesin payı büyük kuşkusuz. Adana Ticaret Odası Dergisi olarak bu sayımızda, şimdiye kadar aldığı ödüllerle yerelden ulusa-
-60- | ADANA TİCARET ODASI
la uzanan son derece önemli başarılara imza atan, önümüzdeki 10 yıllık süreçte Londra ve Paris’te bile mağazalar açmayı hedefleyen Groseri’yi siz değerli üyelerimize ve okurlarımıza daha kapsamlı olarak tanıtmak istedik. “Kanmayan, kandırmayan yapımızla, adalet ve rekabet prensiplerinden şaşmayarak, nicelikten çok nitelik odaklı işletmeciliğimizde gıda perakende dalında büyüyerek yolumuza devam etmek istiyoruz” hedefiyle günden güne büyüyen Groseri’ye Adana Ticaret Odası Dergisi olarak yönelttiği-
miz sorular ve aldığımız yanıtlar şöyle: Groseri hangi tarihte nasıl ve kimler tarafından kuruldu? 1984 yılında Zihni Uğurses, Mehmet Ali Önür, Ersin Özdemir ve Bülent Sarkut adlarındaki dört girişimci ortak tarafından Uzay Pazarlama adı altında üst dağıtım firması şeklinde başlayan ortaklık, zamanla piyasanın toptandan perakendeye yönelmesi ile birlikte 1989 yılında Adana Tansaş adı altında süper market işletmeciliğine başlamıştır. Birkaç yıl sonra Bülent Sarkut’un ayrılması ile üçe inen ortaklık sayısı bugün halen aynı şekilde devam etmektedir. İzmir’de faaliyet gösteren Tansaş’la olan isim benzerliği, İzmir’deki firmanın halka açılım süreci sonrasında isim değişikliğini mecburi kılmış, neyse ki tam da o sıralar başlayan altyapı ve tasarım çalışmaları sayesinde aslında zorunlu olan isim değişikliği sanki biraz da bu değişimin tamamlayıcısı gibi olmuştur. 1996 yılında Mehmet Ali Önür, Ersin Özdemir ve Levent Uğurses kurucu ortaklığı ile faaliyet gösterdiği gıda perakende dalında Groseri adı ile ilk süpermarketini açan birliktelik, bugün halen 22 mağaza 149 kasa sayısı ile aynı kişilerin oluşturduğu Yönetim Kurulu ile yoluna devam etmektedir. İcra Kurulunu Levent Uğurses, Kazım Önür ve Dide Özdemir Tuncer’in uyum içerisinde oluşturduğu bu yapı, yine 2008 yılında zamanla artan meyvesebze satış hacminden dolayı Adana, Mersin ve Antalya sebze hallerinde horeka ve toptan sebze-meyve satış ve dağıtımı yapmak amacıyla, Meseri adı ile yeni bir şirket kurmuştur. Meseri adlı bu şirketin İcra kurulunda ha-
len Ersin Özdemir, Levent Uğurses ve Kaan Önür birlikte görevlerine devam etmektedir. Groseri, Adana’da ilk marketi açtığında Adanalı market kültürüne tamamen yabancıydı. Markete girmek, vatandaşa lüks ve pahalı bir mağazaya girmek gibi itici geliyordu. Groseri, bu önyargıyı yıkmak için yıllarca mücadele verdi. Klimalar çalışırken, marketlerin kapıları sonuna kadar açık tutuldu. Bedava ekmek dağıtımı yapıldı. Ancak, bugün bakıldığında market kültürünü benimseyen bir Adana görmek Groseri’yi son derece mutlu etmektedir. Groseri, bölgesel düzeyde ve şehir içerisinde faaliyet gösteren bir market olarak bölgede, her geçen gün biraz daha fazla istihdam yaratmakta, “Bölgenin parası bölgede kalsın” mantığı ile hareket etmektedir.
Kuruluşundan günümüze kadar Groseri’nin yol haritasını anlatır mısınız ?... 1989 yılında İzmir’de başlayan Tansaş modeli girişimci ortaklar tarafından izlenerek Adana’da aynı yapının belediye ile ortak girişimi planlanmıştı. O zamanki belediye yönetimi ile mutabık kalınarak açılacak mağazaların lokasyonları dahi belirlenmiş iken ilk seçimlerde mevcut belediyeyi yönetenler seçimi kaybedip, yeni gelen belediye ekibi de bu işe soyunmamaya karar verince; mevcut ortaklar yalnız başlarına kalıp, yollarına Adana Tansaş ismini verdikleri mağazalarında kendi koydukları sermaye birikimi ile yollarına devam etme kararı vermişler. Böylece mevcut yaptıkları bölge müdürlüğü ve toptan gıda dağıtım işine ek olarak süper market operasyonuna da başlamış oldular.
Daha sonra 1996 yılında halka açılma ve marka tescili süreçlerinden sonra bizden de isim değiştirmemiz istenince, cevabında bizde belli makul süre izin isteyip, yumuşak bir geçişle bunu tamamlama adına söz vermiştik. Hızlıca müşterilerimize isim yarışması açıp sonra seçilen isim için Ankara’dan gerekli marka tescili yaptırıp, Groseri ismi ile faaliyetlerimize devam etme kararı aldık. Tansaş’ı küçültüp yanına şeklen biraz daha büyük Groseri ismini yerleştirerek sırası ile önce insertlerde, medyada ve poşetlerde, en sonrasında ise tabelalarımızda ismimizi bir müddet Tansaş-Groseri daha sonrasında ise sadece Groseri görünecek şekilde planlama yaptık. Yeni markanın ne zaman oturduğunu öğrenmek üzere dolmuşlara binip yıllarca mağazalarımızın önündeki Tansaş durağı de-
ADANA TİCARET ODASI | -61-
önemli yer tutan bu dalda özellikle tüketici haklarını korumak üzere misyon yüklenen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı gibi resmi bir makamdan bu ödülü almak bizleri oldukça gururlandırmıştır. Tüketici bağlılığı ve memnuniyetinde ilkeleriniz nelerdir ? Groseri sosyal sorumluluğunun bilincinde bir işletmedir. Yararlı faaliyetler gerçekleştirirken toplumsal değerlere önem verir. Groseri müşterilerine yüksek standartlar oluşturmak için çaba harcar. Müşterilerine verdiği hizmet ve ürün kalitesini her zaman yüksek tutar.
nilen duraklarda, yolcular ve dolmuş muavinleri ne zaman “Groseri durağı” demeye başlayacaklar diye de ayrıca merakla sürekli test ettik. Neyse ki bizi çok yoracak bir uzunlukta sürmemiş ve iki yıl içerisinde artık duraklar Groseri diye anılmaya başlamıştı. Zaten tabelaların değiştiği bu dönem yeniliklere hız verip imza attığımız yıllardı. Belki de isim değişimi hayırlı olmuş, yenilediğimiz barkodlu kasalar, ışık, zemin, donanım ve genel mağaza atmosferine isim de eklenince sanki bambaşka bir markanın doğuşu gibi algılanarak, yaptığımız bir çok değişiklik müşteri tarafından beğeni toplamıştı. Bu değişim Adana’ya o yıllarda gelip ulusal ve uluslararası sermayece açılan değişik semtlerdeki 50 bin metrekare yeni alışveriş alanına rağmen ciddi büyümemize destek olarak bizleri bugün Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren aktif kasa büyüklüğünde en önde giden zincir haline getirmişti. Günümüzde Groseri’nin, şube, personel sayısı ve büyüklük açısından diğer rakamları nelerdir? Satıs alanı olarak toplam metrekaremiz birkaç ay içerisinde yeni açacağımız Mersin Çiftlikköy Mağazamızla beraber 20 bin metrekare kapalı satış alanına çıkacakken, depolama alanımız da buna paralel 15 bin metrekare-
-62- | ADANA TİCARET ODASI
lerdedir. Yine Adana, Mersin ve Antalya sebze halinde Meseri adlı şirketimizin sahip olduğu komisyon evi ve ardiyeleri ile bu depolama alanı toplam büyüklüğü 20 bin metrekareyi bulmaktadır. Hep övündüğümüz ve ana hedeflerimizden birisi olan çalışanımızın gelirini artırmaktan duyduğumuz haz bizim için her şeyin ötesindedir. Şu anki personel sayımız 1200 civarındadır. Düzenli taşıdığımız ürün sayısı ise mevsimsel olanlar hariç 15 bin skular seviyesindedir. Kuruluşunuzdan bu yana aldığınız ödüller... Ulusal çapta Groseri adına aldığımız Hızlı Balık, Perakende Güneşi, Türkiye’nin Etik Şirketi Ödülü ve 19. Geleneksel Tüketici Ödülleri’nde Tüketici Memnuniyeti İlke Edinen Firma Ödülü bizi gururlandıran ve doğru yolda ilerlediğimizi hissettiren başarılarımız olmuştur. Son olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü’nün 19. Geleneksel Tüketici Ödülleri kapsamında, “Tüketici Memnuniyetini İlke Edinen Firma Ödülü”ne layık görüldünüz. Bu ödül size neler ifade ediyor? Kurulduğumuzdan bu yana çok önemsediğimiz çalışanımız, tedarikçilerimiz ve müşterilerimiz üçgeninde,
Tüketici memnuniyetinin sağlanması konusunda özel bir uygulamanız var mı, bu alanda yaşadığınız ilginç öyküleri anlatabilir misiniz ? Mağazalar, internet sitemiz, telefon ve diğer iletişim araçlarımız aracılığıyla her ay yüzlerce gele n öneri ve şikayetleri tek tek okuyup, en kısa zamanda geri dönüş yapan Pazarlama, Reklam ve Halkla ilişkiler bölümümüze bağlı bir ekibimiz var. Tüm öneri ve şikayetleri tek tek kayıt altına alarak, en geç 2 gün içinde müşterimize cevap vermeye ciddi çaba göstermekteyiz. Onu ikna etmek bizim için görevdir, haklı eleştirilere özür diler, mutlaka zararını tazmin eder, onun içinde uygunsa bizzat ziyaret dahi ederiz. Müşteriden gelen beğendiğimiz ve uygulamaya geçirdiğimiz önerilere ödül de vererek onları ayrıca mutlu ederiz. Bu kültür tüm Groseri çalışanlarına en yukarıdan en aşağıya tek tek yansımıştır. Yaptıklarımız içerisinde 22 yıla yakındır yapılan ve geleneksel hale gelenler, ’’Başarılı Öğrencileri Ödüllendirme ve Burs Kampanyamız’’, ’’Meslek Günleri İndirimlerimiz’’, ’’Sağlık Günleri Konferanslarımız’’, ’’Groseri Yaz Okulu Projemiz’’, ’’Groseri 23 Nisan Kır Balosu Kampanyamız’’, ’’Groseri Yemek Kursları’’, ’’Kasada Sanat Var (Devlet Tiyatrosu ve Senfoni bilet hediyelerimiz) kampanyamız’’, ’’Zil Sesi (kasada anında hediye) Kampanyamız’’, ’’Groseri Yılın Annesini Anneler Günü (hastane-
lerde o gün tüm doğum yapanları hediyelerle ziyaretimiz)’’, ’’Babalar Günü Tavla Yarışmaları’’, ’’Sevgililer Günü Balomuz’’, ’’İftar Yemeği Kampanyamız’’, ’’Yılbaşı Hediye Sepeti Kampanyamız (yılbaşında her yıl 1500 evi ziyaret ederek yılbaşı sepeti hediye ediyoruz)’’, ’’Aşure, Sıkma ve Sucuk ekmek günlerimiz’’, ’’Tekne Turu Kampanyamız’’, ’’Doğum günü indirimlerimiz’’, ’’Kurtuluş Günü (3-5-6 Ocak Mersin, Adana ve Ceyhan’ın düşman işgalinden kurtuluşu) İndirimlerimiz’’, ’’Yaza MerhabaYaza Veda İndirimlerimiz’’ bu alanda yaptıklarımızdan bazı örnekler. Aklımıza gelen öykülerden bir tanesi; satış sonrası hizmeti de önemseyen Groseri, müşteriyi bilinçlendirmeye yönelik “Et Satın Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?” konu başlıklı el broşürü ile Ete dair püf noktalar, hangi etin hangi yemekte kullanılabileceği, taze ve sağlıklı ette olması gereken özellikleri anlatmaktadır. Hatta bu kitapçık yanında bir müşterimizin, “Pişirdiği Etlerin Sertleşmesi “ konusunda aldığımız bir müşteri şikayetinde, müşterimiz önce Veteriner Hekimimiz tarafından “etin nasıl pişirilmesi gerektiği” konusunda bilgilendirilmiş, müşterimizin aynı sorunu tekrar yaşadığını belirtmesi üzerine evi ziyaret edilerek, etin pişirme teknikleri bizzat Veteriner Hekimimiz tarafından uygulanmış, pişen etin oldukça lezzetli ve yumuşak olması sonrasındaysa, müşteri memnuniyeti sağlanmıştır. Bir diğerinde de müşterimiz; bizi telefonla arayarak arkadaşımıza “orası Groseri market mi” diye soruyor. Arkadaşımız da, “Evet nasıl yardımcı olabiliriz” diye sorduğunda, “Ben şu anda Ankara’dan arıyorum Anıtkabir’i gezerken bir cüzdan buldum cüzdanın içinde kişiye ulaşabileceğim hiçbir şey yok. Sadece kırmızı bir kart var ve üzerinde Groseri yazıyor. Cüzdanı düşürenin sizin elemanınız olabileceğini düşünerek 118’den Groseri’nin numarasını aldım. Cüzdanın içerisinde para da var. Sahibine ulaşabilmem konusunda bize yardımcı olabilir misiniz” diyor. Biz bunun üzerine karttaki bilgilerden yararlanarak
müşterimizin telefonuna ulaştık ve kendisini bulduk. Çok şaşırdı, çünkü cüzdanını düşürdüğünden haberi bile yoktu. Biz hemen kendisini bizi arayarak cüzdan bulduğunu söyleyen duyarlı kişiyle Anıtkabir’de buluşturduk. Müşterimiz tatilden döndüğünde bir kutu baklavayla geldi. “Biz ilk önce inanamadık, şaşırdık. Tatile çıkmıştık ve nakit paralarımın tümü cüzdanın içindeydi. Cüzdandaki tek kart da Groseri Market kartıydı. Bu kartın bu kadar işe yarayacağını hiç düşünememiştim. Groseri’ye inancım bir kat daha artı, iyi ki varsınız dedi. Dünya marketçiliği ve ülkemiz marketçiliği konusunda bir kıyaslama yapabilir misiniz ? 90’lardan beri söylediğimiz bir şey var. Avrupa coğrafyasında kuzeyden güneye doğru indikçe değişen demografik yapının içerisinde bize en yakın özellikler taşıyan ve bu özellikleri organize perakendenin yapısına yansıtan ülkeler daha çok Avrupa’nın güneyinde yer alan ülkelerdir. Politik yapı, şehirleşme, sıcak kanlı insanlar ve bunun gibi özellikler ele alındığında sanki gelecekte oradaki organize perakende pazar paylarına (En tepe 5 zincirin pazarın % 40-45 hakim olması) benzer oranların ülkemizde de oluşacağıdır. Şu anda bu rakam ülkemizde % 20’lerdedir. Dolayısı ile yine bu senelerdir söylediğimiz tepe 5’in ki içinde uluslararası aktörlere ilave mutlaka bir tane Cola Turka örneği gibi Türk perakende zinciri olacaktır. Pazarın kalan diğer % 60’ını bölgesinde başarılı lokal perakende ile beraber diğer bakkal, büfe, benzin istasyon marketleri gibi yapıların oluşturacağıdır. Son yıllarda yapılan ülkemizdeki satın alma ve birleşmeler bu tepe 5’e ait koltukların rezervasyonu hareketleridir. Groseri bu kapsamda nasıl bir yerde duruyor, Perakendecilik Yasası ile ilgili düşünceleriniz... Sektörümüz, gelişen bir ekonomi olan Türkiye’de gelecekte de hem istihdam, hem ciro büyüklüğünde yine
en önemli sektörlerden biri olmaya devam edecektir. Gelecek 10 yılda organize perakende oranlarının bugünkünün 2 katına çıkacağına inanmaktayız. Benzin istasyonu marketlerinin yaygınlaşacağına, reçetesiz ilaçların organize perakendede satılacağına ve inşallah rekabet ve çalışma koşullarını düzenleyen bir perakende yasasına da sahip olacağımızı da ayrıca bekliyoruz. Organize perakende rakamları iki katına çıkarsa lokal perakende de bundan mutlaka nemalanacak, Groseri de oradaki yerini alacaktır. Hedefimiz Çukurova Bölgesinde gıda perakendeciliğinde lider zincir olmaya devam etmektir. Sonrasında gelişen dinamikler bizi bölge dışına taşırsa öncelik şimdilik İstanbul’da olmaktır. En büyük hedefimiz ise ilerde Avrupa Birliği entegrasyonu sonrası orada olacak Türk müteşebbis gücü içinde yer alıp Paris ve Londra’da mağazalar açmaktır. Aslında bunlar elbette dolaylı amaçlarımız. Bizim için asıl önemli olan hedefimiz, Paris’te mağaza açmak yerine Paris’te çalışabilecek donanım ve düzene sahip mağazacılık seviyesine ulaşmaktır. Bu seviyeye geldikten sonra ister Paris ister Silifke olsun bizim için önemli değil. Yani AB evrensel kriterlerine ülkece sahip olduktan sonra, ister birliğe kabul olalım, ister olmayalım. işte biz de Groseri olarak tam bu noktadayız. Önümüzdeki 10 yıl için Groseri’nin hedefleri konusunda neler söyleyebilirsiniz? Kanmayan, kandırmayan yapımızla, adalet ve rekabet prensiplerinden şaşmayarak, nicelikten çok nitelik odaklı işletmeciliğimizde gıda perakende dalında büyüyerek yolumuza devam etmek istiyoruz. Küçük adımlar fakat büyük vizyonumuzla ilerlediğimiz bu yolda, 10 yıl içinde nerelere kadar ulaşırız bugünden bir şeyler söylemek zor da olsa, emin olduğumuz tek şey Çukurova bölgesindeki tüm il ve ilçelerde operasyonumuzu yaygın hale getireceğimizdir.
ADANA TİCARET ODASI | -63-
ODAMIZ HİZMET BİRİMLERİNİN ŞUBAT - MART - NİSAN 2016 AYLARI FAALİYET RAPORU HİZMET BİRİMİNİN ADI
TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜĞÜ
Şubat
ODA SİCİL MÜDÜRLÜĞÜ
Şubat
MALİ İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ
Şubat
YAZI İŞLERİ VE KARARLAR MÜDÜRLÜĞÜ
Şubat
İÇ TİCARET MÜDÜRLÜĞÜ
Şubat
DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ORGANİZASYONLAR MÜD.
Şubat
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ
Şubat
İDARİ İŞLER VE İNSAN KAYNAKLARI MÜDÜRLÜĞÜ
Şubat
HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ
Şubat
BAŞKANLIK ÖZEL BÜRO
Şubat
BİLGİ İŞLEM ŞEFİĞİ Bakımı - Tamiri - Kurulumu Yapılan Bilgisayar / Yazıcı Sayısı
Şubat
Kuruluş Tescili Sayısı Değişiklik Tescili Sayısı Terk Tescili Sayısı Verilen Belge Sayısı Ticari İşletme Rehni Sayısı Cevaplanan Resmi Yazışma Sayısı Yeni Üye Kayıt Sayısı Üye Kayıtlarında Yapılan Değişiklik Sayısı Terk Olan Üye Sayısı Verilen Belge Sayısı İş Makinası Tescili Sayısı Yazışma Sayısı Dosyadan Alınan Belge Sureti Ticaret Sicil Gazetesi Sureti Tahsilat Makbuzu Sayısı Ödeme Makbuzu Sayısı Tahsil-Tediye-Mahsup Fişleri Toplam Sayısı Hazırlanan Banka Talimatı Sayısı Hazırlanan Tablo Sayısı Cevaplanan Resmi Yazışma Sayısı
Gelen Evrak Sayısı Giden Evrak Sayısı Sekreteryası Yapılan Oda Organ Toplantısı Sayısı Düzenlenen Kapasite Raposu Sayısı Düzenlenen Ekspertiz Raposu Sayısı Onaylanan Sigortacılık İşlemi Sayısı Tespiti Yapılan Rayiç Bedel Sayısı Gayrimenkul Değer Tespiti Sayısı Onay Yapılan Fatura Sayısı Cevaplanan Resmi Yazışma Sayısı Web Sayfasında Yayınlanan Duyuru Sayısı Tescili Adana Kebabı Başvuru Onayı Yerli Malı Belgesi Yeterlik Belgesi / Mücbir Sebep Belgesi Fire, Zayiat ve Randıman Oranları Belgesi
Onaylanan İhracat Evrakı Sayısı Üyelere Verilen Danışmanlık Hizmeti Sayısı Düzenlenen Toplantı-Seminer-Organizasyon Sayısı Cevaplanan Resmi Yazışma Sayısı Web Sayfasında Yayınlanan Duyuru Sayısı Basın Bülteni Sayısı Basın Toplantısı / Daveti Sayısı
Düzenlenen Bordro Sayısı Düzenlenen Sevk Belgesi Sayısı Yapılan Satınalma Sayısı Yapılan Demirbaş Kaydı Sayısı Karşılanan İhtiyaç Talep Formu Sayısı
Takibi Yapılan Dava / İcra Takip Dosyası Sayısı Aidat Borcu Konusunda Görüşülen Üye Sayısı Danışmanlık Yapılan Üye Sayısı Yönetim Kurulu Başkanına Refakat Edilen Toplantı Sayısı Yönetim Kurulu Başkanına Sunulan Belge / Rapor Sayısı
-64- | ADANA TİCARET ODASI
İŞLEM ADEDİ 211 661 71 1030 2689 213 406 67 3416 46 77 43 1665 4627 35 578 174 6 1010 443 54 18 13 59 52 1 31 7 1 1 522 9 7 12 38 4 19 44 7 1 124
71/330 110 35 12 9 16/45
Mart
Mart
Mart
Mart
Mart
Mart
Mart Mart
Mart
Mart Mart
246 254 348 2022 3 4161 245 495 69 6117 75 69 35 1994 6170 38 657 188 3 9 1057 455 57 10 20 67 26 1 3 42 11 2 4 1 553 10 6 6 44 4 17 82 7 104 73/330 58 43 9 5 11/42
Nisan
Nisan
Nisan
Nisan
Nisan
Nisan
Nisan Nisan
Nisan
208 502 55 1869 2788 202 493 281 3423 87 82 107 1781 8797 44 668 156 1 5 984 449 56 26 15 40 32 2 1 35 9 1 520 6 10 11 32 8 19 33 4 127
73/330 36 41
Nisan Nisan
7 6 70/46