autowrite
+
HAYATI YAŞAYANLARIN DERGİSİ - 5 TL - ARALIK 2012 SAYI: 89
Lastikleriniz kışa hazır mı?
BMW i8 Concept
içindekiler ??
autowrite+
Konsept 18-21
Kısa Kısa 06-13
Pirelli Takvimi 26-33
autowrite
+
Hayatı yaşayah insanların dergisi
Genel Yayın Yönetmeni Babür Gürel
Erkan Öztürk Ender Erkek
Almanya Temsilcisi Şeyda Kırali
Görsel Yönetmen Arzu Arat
Katkıda Bulunanlar Turgay Fişekçi Özgür Taçkın Sinan Sümer Kemalettin Bulamacı
Polonya Temsilcisi Öshan Çakar
Yayın Kurulu Turgay Fişekçi Mehmet Sinlenmez Alex Kalenderoğlu Çetin Demirtaş Mete Kolcuoğlu
İtalya Temsilcisi Yiğit Şen
Adres: Söğütlüçeşme Caddesi, AKEL İşhanı No:2 Kat:2 D: 48 Altıyol-Kadıköy/İSTANBUL Tel: 0216 3613166 GSM: 0545 8212060
Autowrite Dergisi’nde yayımlanan haber ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. Autowrite Dergisi, basın meslek ilkelerine uymayı kabul eder.
kasım-aralık aralık 2012 2012 03 03
autowrite+ editörden
babur@autowritetr.com
Babür Gürel babur@autowrite.net
İyisi kötüsüyle bir fuarı daha arkamızda bıraktık
B
u seferki, fuarda eskilere nazaran güzel ve olumlu gelişmeler vardı. Dikkatimi çeken en büyük özellik; önceki fuar alanlarından daha derli toplu olmasıydı. Fuar için seçilen TÜYAP’ın yeri daha uzak olmasına rağmen ulaşımı daha kolaydı. Özellikle metrobüsün son durağının fuar alanının çok çok yakınında olması, çok büyük bir artı getirmişti fuara. Katılımcı firmaların daha organize olarak yerleşimleri, sunulan hizmetler; hem katılımcıları hem de ziyaretçilere daha olumlu geldi sanırım. Zira, fuarda standı olmayan gazeteciler bile, yurt dışındaki gibi dizayn edilen basın odasındaki hizmetlerden yararlanabildiler. Kendi adıma, son fuar daha önceki fuarlardan hem daha keyifli oldu, hem de kendimi daha rahat ve değerli hissettirdi. Çünkü, önceki fuar organizasyonlarında basın mensubu olarak daha az ilgileniliyordu. Çalışma alanı daha rahat ve son derece modern dizayn edilmişti. Otoparkın fiyatının uygunluğu, ulaşım rahatlığı, salonların organize dağıtımı çok güzeldi. Fuarın göze çarpanlarına gelince; bazı firmalar yine her zamanki gibi; basın veya açılış gününde bayilerini ve özel müşterilerine randevu verince; işin adı sadece basın günü diye kaldı. Ne de olsa Türk zihniyeti işte. Yapacak bir şey yok. Hemen hemen tüm katılımcıların; Avrupa veya Dünya müdürleri de açılışa katıldı. Hal böyle olunca da, yine basın günüde basın mensuplarıyla ilgilenen olmadı. Zira firmaların PR’cıları; üst
04
aralık 2012
düzey müdürlere hizmette kusur etmediler. Eee tabi ki, PR’cı dediğin üst yönetime yakın olmalı. Hele PR firmaları ise, en büyük şirketlerden daha büyük gibilerdi. Sanki otomobil firmasının sahibi onlardı. Neyse dedim ya, Türk zihniyeti. Ama bekledikleri büyük gazetelerin büyük temsilcileri de gelmeyince bozulup, daha küçük gazeteciler ve dergicilerle idare ettiler artık. Marka bazındaki tüm yeni modelleri; fuardan bir gün önce yayınlanan dergimizde anlatmıştık. Fuardan hiç görüntü vermeden; fuar öncesi haberlerini verdik. Bu sayıya ise, sadece dikkat çeken konular kaldı. Fuar’da basın toplantısı düzenlemenin mantığını da anlamış değilim. Zira o basın toplantısında, ne konuşanın anlattıklarına odaklanabiliyorsunuz, ne de bir bilgiyi detaylı olarak öğrenebiliyorsunuz. Sadece yapılan” bak bizim müdür de geldi konuşuyor, ama karşısında kalabalık olun”. Ama aklı başında olan firmalar ( yada daha düzgün deyimler PR bölümleri tarafından düzgün yönlendirilen firmalara), fuardan birkaç gün önce “yurtdışından gelen müdür”ü ile toplantısını organize edip; istenilen konuda bilgi paylaşımında bulundu zaten. Bir başka dikkat çeken konu ise, bu sene sıcak satışın gösterdiği artış oldu. Bir çok marka, daha önceki fuar organizasyonlarında satmadıkları kadar sıcak satış yaptılar. Hatta bir marka, fuar standında sergiledikleri araçları bile sattı. Neyse, fuarda zaten kızlar ve
otomobiller çok güzeldi. Bu seferki fuarda ise, show’lar daha önceki fuarlara göre daha azdı. Bir tek KIA, dünyaca ünlü bir mankeni getirmiş. İrina Shayk ise, sadece aracın üzerini açarak, Bora Koçak’la fotoğraf çektirdi. Mazda’nın standında ise, keman resitali dikkat çekti. Skoda’nın standını, Fatih Terim ve Galatasaray’ın üst yönetimi ziyaret etti. BMW’nin ve yerli bir markanın yeni elektrikli otomobilleri de çok ilgi çekti. Hyunda’nin yeni İ-noq concept ve yeni İ serisi, Honda’nın yeni Civic serisi, Fiat’taki Freemont ve yeni C500, Citroen’deki C-Elyyse, Alfa Romeo ve Volkswagen’in yeni Golf serisi de diğer dikkat çekenlerdi. Nissan JUKE’un yeni yarış versiyonu ile facebook versiyonu da çok ilgi çekenler arasındaydı. Citroen’in concept aracı ile çok pahallı olan Lamborghini, Maseratti, Ferrari, Mercedes ve BMW ise, herkesin görmeden gitmediği standlar oldu. Diğer dikkat çeken bir standa da, “Dr” markalı İtalyan araçlarının olduğu standdı. Başladığım gibi bitireyim yazımı; iyisiyle kötüsüyle bir fuarı daha ardımızda bıraktık. İki sene sonra yine yeniliklerle bir arada olacağız umarım.
ZEVKİNİZ YÜKSEK ULAŞMASI KOLAY! Yola ayrıcalıkla çıkmanız için Honda CR-V peşin alımlarda cazip fırsatlarla Honda bayilerinde
autowrite+ kısa kısa
1 Milyonuncu Fiat 500 Üretildi!
Fiat’ın yaklaşık 5 yıl önce ilk olarak Polonya’da, 2011 yılından itibaren ise Meksika’da da üretimine başladığı Fiat 500 modelinin 1 milyonuncusu geçtiğimiz günlerde banttan törenle indirildi. Fiat’ın Polonya’daki fabrikasında üretilen Fiat 500, kısa sürede ulaştığı satış ve üretim başarısıyla Fiat’ın stil sahibi ikon modeller geliştirme konusundaki başarısını en iyi biçimde kanıtlayan modellerin başında geliyor. İtalya’dan Brezilya’ya, Güney Afrika’dan Japonya’ya ve ABD’den Türkiye’ye kadar 100’den fazla ülkede satılan Fiat 500, sınıfında standart olarak yedi hava yastığı sunan ve 1 milyondan fazla kişiselleştirme olasılığına sahip olan ilk araç olması gibi özelliklerinin yanı sıra Euro NCAP testlerinden 5 yıldız kazanan 3.55 metre uzunluğundaki ilk araç, tüm motor versiyonlarında geliştirilmiş ESP sunan ilk araç, 100 tane özel tasarım orijinal
06 aralık 2012
aksesuar sunan ilk araç ve devrim yaratan iki silindirli TwinAir motor ailesi ile donatılan ilk Fiat Grubu aracı olması gibi özellikleriyle de ön plana çıkıyor. İlk olarak 2007 yılında tanıtılan ve pazarlara sunumundan kısa bir süre sonra COTY jürisi tarafından “2008 Yılın Otomobili” seçilen Fiat 500’ün 1 milyonuncusu, Fiat’ın Polonya’daki Tychy fabrikasında üretildi. Satışa sunulduğu ilk günden bu yana hem Avrupa’da hem dünya genelinde önemli satış adetlerine imza atan Fiat 500, İtalya’dan Brezilya’ya, Güney Afrika’dan Japonya’ya ve ABD’den Türkiye’ye kadar 100’den fazla ülkede satılmaya devam ediliyor. Otomotiv tarihinin şimdiden dikkat çekici ikon modellerinden biri haline gelen Fiat 500, sınıfında standart olarak yedi hava yastığı sunan ve 1 milyondan fazla kişiselleştirme olasılığına sahip olan ilk araç olması gibi özellikği var.
ALLIANZ’DAN İKİ YENİ MARKALI KASKO Türkiye’nin önde gelen otomotiv şirketleriyle işbirliğine giderek markalı kasko ürün ağını genişletmeye devam eden Allianz Sigorta; Fiat, Ford, Volkswagen, Nissan, Hyundai, Seat, Skoda’dan sonra Kia ve Opel ile de yeni markalı kasko anlaşmalarına imza attı. Markalı kasko sigortalarıyla araç sahiplerine özel avantajlar sunan Allianz Sigorta, son olarak Çelik Motor (Kia) işbirliği ile Kasko K ve hemen ardından Opel işbirliği ile Opel Kasko ürünlerini geliştirdi. Markalı kaskolar ile güvenceye alınmış sigortalıların araçları, Allianz ile anlaşmalı yetkili servislerde eğitimli, konusunda uzman teknisyenler tarafından, orjinal yedek parça kullanılarak onarılıyor. Üstelik markalı kasko sahipleri, araç onarımlarında öncelikli hizmet avantajına sahip oluyor. Bununla birlikte ilk cam kırılmasında poliçe sahibinin hasarsızlık indirimi etkilenmeyecek şekilde muafiyetsiz orjinal cam değişimi, anlaşmalı yetkili servislerce sağlanıyor. Markalı kaskolar, sigortalıların mağdur olmaması adına, hasarlı aracın servis teslimini takiben 24 saat içerisinde onarımının tamamlanamaması halinde ikame araç temini sağlıyor.
autowrite+
BOM ROMA 6 SAAT YARIŞINDA ŞANSIZDI
Borusan Otomotiv Motorsport Roma 6 Saat yarışı için 24-25 Kasım tarihlerinde İtalya Vallelunga yarış pistindeydi. Gold Cup (4000cc üzeri GT yarış otomobiller) ve Silver Cup (4000cc ve altı Touring otomobiller) olmak üzere iki ana kategoride gerçekleşen yarışta 50 ekip start aldı. Bom bu yarışta BMW M3 otomobili ve İbrahim Okyay, Aytaç Biter, Nicola Ferrato’dan oluşan sporcu ekibi ile Silver Cup’ta mücadele etti. Cumartesi günü gerçekleşen sıralama turları sonunda 4. zamanı yapan Borusan Otomotiv Motorsport pilotları Pazar günü yapılacak yarış için iyi bir start pozisyonu yakalamış oldular. Pazar günü sabah 9:30’da başlayan yarışta İbrahim Okyay start aldı. Sabah saatlerinde yoğun sis ile kaplı olan yarış pistinde, start güvenlik aracı ile verildi ve ilk 5 tur bu şekilde devam etti. Güvenlik aracının pistten çekilmesi ile büyük bir mücadele içerisinde devam eden yarışın özellikle ilk turlarında ıslak pist sebebi ile birçok ekip zorlu anlar yaşadı ve kazalar nedeni ile yarışa erken veda etmek zorunda kaldı. 14. turda silver cup 3.’lüğü için çekiştikleri kendileri ile aynı otomobille yarışan İtalyan ekibi geçmeyi başaran BOM temposunu arttırarak 2.’lik için mücadele etmeye başladı. 42. Turda pilot
değişimi için pite gelen İbrahim Okyay yerini Aytaç Biter’e bıraktı. Yüksek tempoda yarışı sürdüren ve her tur 4.ile arasını açan Aytaç Biter 28. turunda büyük bir şansızlık yaşadı. Özel olarak yarışlar için üretilen ve tek bijon ile tekerleği tutan yarış parçasının kırılması sonucu sol arka tekeri yerinden çıkan otomobil, Aytaç Biter’e yarışı bırakmaktan başka seçenek bırakmadı. Aytaç Biter düşüncelerini, ‘’ çok mu şanslıydım, yoksa çok mu şansız emin değilim. Podyuma çıkabiliriz gibi görünen yarışta böyle bir şansızlık yaşamış olmak son derece üzücü ama diğer taraftan 200 km’nin üzerinde hızlarla döndüğümüz virajlarda parçanın kırılmaması ve beklide büyük bir kaza yapmamış olmam sevindirici’’ sözleriyle açıkladı.
2012 yarış takvimi kapsamında Avrupa Binek Otomobiller Kupası’nı tamamlayarak Avrupa 5.si olan Borusan Otomotiv Motorsport, Türkiye Pist Şampiyonası Süper grupta da üst üste 5. Şampiyonluğunu ilan ettikten sonra, sezonun son yarışına İtalya Roma’da çıkmış oldu. Borusan Otomotiv ana sponsorluğunda yarışan takımın diğer sponsorları Toshiba, Borusan Lojistik, Card Finans ve Glasurit’tir.
aralık 2012
07
autowrite+ kısa kısa
YILBAŞININ EN ATEŞLİ KIRMIZISI EDOX’TAN 2013’e kırmızıyla girmek isteyenlere müjde Edox’tan. Bileğinizdeki kırmızı Edox WRC hayran bırakıyor. Yılbaşının resmi olan kırmızı, hız tutkunlarının resmi saat tutucusu Edox’un tasarımcılarının elinde bambaşka bir kimliğe büründü. Edox’un tüm Dünya’da
COLUMBIA’DAN RÜZGAR GEÇİRMEYEN ÖZEL TEKNOLOJİ Geliştirdiği üstün ve özel teknolojilerle outdoor giyimde farklılık ve konfor yaratan Columbia, geliştirdiği Omni Wind Block teknolojisi sayesinde rüzgardan ve soğuktan koruyor. Omni Wind Block teknolojili ürünler, soğuk havanın içeri girmesini önleyerek daha sıcak ve kuru kalmanızı sağlıyor. Columbia ürünlerine www. asports.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz. Columbia yeni yıla girerken sıcacık tutan ürünleri bir arada sunuyor. Farklı renk ve desenleri olan bu özel ürünler kış aylarının vazgeçilmez parçaları arasında yerini alacak. Omni Wind Block teknolojili ürünler nefes alan membran özelliği sayesinde nemi ve teri kolayca dışarı atarak kuru ve konforlu hissetmenizi sağlayacak. Rüzgarın içeri girmesini engelleyen bu teknoloji ile keskin kış soğuğunu unutup yaptığınız aktivitenin tadını çıkarabilirsiniz. COLUMBIA: Her zaman bir adım önde… Küçük bir şapka üreticisi olarak 1938 yılında kurulan Columbia, dünyanın bir numaralı outdoor markası haline geldi. Ailesi tarafından kurulan şirketi eşiyle birlikte büyüten ve bir dünya
08
aralık 2012
markasına dönüştüren Gert Boyle, Columbia’yı daha da büyütmek için oğlu Tim Boyle ile birlikte çalışmaya devam ediyor. Fonksiyonel kumaş üretiminde öncü olan Columbia, su geçirmeyen ve nefes alan ceket üretiminde ilklere imza attı. Yaratıcı teknolojiler kullanarak birçok giyim alternatifi yarattı. 1998’de halka açılan Columbia, aktif outdoor giysi endüstrisinde dünya lideri oldu. Çalışan sayısı 2700’den fazla olan Columbia’nın distribütörleri 72 ülkede 13 bin perakendeciye hizmet veriyor. Teknoloji ve outdoor’da yeniliklerin markası Columbia’nın geniş ürün yelpazesinde dış giyim, spor giyim, ayakkabı ve aksesuarlar yer alıyor.
satış rekorları kıran saati WRC’nin kırmızı butonlu versiyonu yurtdışında olduğu gibi Türkiye’de de “yılbaşı kırmızıları” listesine girdi. 6 farklı zaman modu özelliği sunan Edox WRC zaman, yarış, tekrar, toplam zaman, geri sayım ve kronoğraf özelliklerini tek kadranda
sunuyor. Hem ralli ruhunu hem şıklığı hem de sağlamlığı aynı bünyede sunan Edox WRC serisi saatlerini kullananlar kendini hızla pilotların yerine koyabilir. FİYATI: 2965 İsviçre frangı (chf)
Formula 1 Red Bull Yarış Takımı İçin Limitli Üretilen Bir Model Casio Computer Co., Ltd. Red Bull ile ortaklığının başarısını duyurmak ve bu başarıyı kutlamak için yeni Edifice analog modeli EQS-A500RB’ yi Aralık ayında piyasaya sunuyor. Hız ve Zeka konsepti altında üretilen çelik analog saatlerden oluşan EDIFICE koleksiyonunun tasarımları, yarış arabalarının hızı ile motor sporlarının enerjisinden esinleniyor. EDIFICE saatleri kronometresi, fonksiyonları ve tasarımları ile yarış sever kitlenin dikkatini çekiyor. Formula 1 takımlarından Red Bull 2010 ve 2011 yıllarında ™ Markalar Şampiyonası ve Formula OneTM Pilotlar Şampiyonası başarılarına sahiptir ve Casio Edifice de takımın
sponsorları arasındadır. Casio genç görüntüsü, yarış ekibinin enerjisi, akıllı yarış stratejileri ile EDIFICE marka bilinirliğini artırmak için mükemmel bir birliktelik olduğunu kabul ederek, 2009 yılından bu yana resmi partner olarak Red Bull Racing takımını desteklemiştir. Çok özel bir saat olan EQS-A500RB, Formula1’in şampiyon takımı olan Red Bull yarış takımının enerjisini yansıtan benzersiz bir tasarım ve fonsiyonellik sunmakta. 10 tur zamanına kadar saniyenin 1/20’si kadar dakiklik sunabilen kronometredeki birçok özelliğin kolay kontrolüne olanak sağlıyor ki bu en hızlı tur zamanı ve dünya saati göstergesi. Örneğin,
autowrite+
Jeep Wrangler’a Yılın 4x4’ü Ödülü! Ford Trucks’tan lojistik şirketlerine katma değerli yeni ürün ve hizmetler Ford Otosan, 15-17 Kasım 2012 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen Uluslararası Logitrans Transport Lojistik Fuarı’nda, yenilenen ürün gamının yanı sıra lojistik müşterilerine katma değerli hizmetlerini de tanıttı. Ford’un yeni hizmetleri sayesinde Filo müşterileri, maliyetlerini önemli oranda düşürebilecek. 2013 yılı Ocak ayında satışa sunulacak olan Ford Cargo 1846T çekici ilk kez kamuoyunun beğenisine sunulurken Ford müşterilerinin hayatlarını kolaylaştıracak, maliyetlerini düşürecek ve filoların araç parkını daha verimli denetlemelerini sağlayacak Filobil, FordTrucks Rental-Çekici ve Kamyon Kiralama Hizmeti, Ford Sürüş Akademisi, Bakım Paketleri, Uzatılmış Garanti, Gezici Servis, Yerinde Bakım, Euroservis, Avrupa Yol Yardım Hizmeti, Üstyapı Güvence Sistemi, Yakıt Güvence Sistemi ve İkinci El gibi hizmetler tanıtıldı. Fuarda ilk kez sergilenen Ford’un yeni çekicisi 1846T’nin full donanımlı, otomatik şanzımanlı ve de manuel şanzımanlı versiyonları sergilendi. Fuar alanında sergilenen Ford Cargo 1838T çekicinin yanı sıra fuarın dış alanında da bir Ford Cargo 1846T ralli çekicisi ve emniyet kemeri simülatörü ilgi çekti. Türkiye’de geliştirdiği Ford Cargo 1846T ile Truck of the Year’da üçüncülük ödülü almayı başaran Ford Otosan, Ford Dünyası’nın hafif, orta ve ağır ticari araçlarda ana ürün geliştirme ve üretim merkezi konumunu pekiştirmeye devam ediyor.
Tofaş çatısı altında temsil edilen Jeep markasının model yelpazesi içinde yer alan Wrangler, İngiltere’de 4x4 Dergisi tarafından “Hardcore” sınıfında yılın arazi aracı ödülüne layık görüldü. Ülkemizde 73 bin Euro’dan başlayan satış fiyatıyla dikkat çeken ve özellikle sert arazi şartlarına boyun eğmeyen yapısıyla ön plana çıkan Jeep Wrangler, oybirliğiyle tüm rakiplerini geride bırakmayı başardı. “Her yere git ve her şeyi yap” sloganıyla yollara çıkan Jeep Wrangler, başarılı sürüş, eğlence, günlük kullanıma uygunluk ve çeşitlilik özellikleriyle tüm dünyada off-road tutkunlarının beğenesini kazanmaya devam ediyor. Ülkemizde Tofaş tarafından temsil edilen Jeep markasının model yelpazesi içinde çok önemli bir yere sahip efsanevi Wrangler, İngiltere’de yayınlanan 4x4 Dergisi tarafından sınıfının en iyi modeli seçildi. Ülkemizde 73 bin Euro’dan başlayan satış fiyatıyla dikkat çeken ve özellikle sert arazi şartlarına boyun eğmeyen yapısıyla ön plana çıkan Jeep Wrangler, oybirliğiyle tüm rakiplerini geride bırakmayı başardı.
Ford, EuroNCAP İleri Güvenlik Ödülü sayısını 6’ya çıkardı
Ford, bağımsız araç güvenliği kuruluşu EuroNCAP tarafından ileri güvenlik sistemleri sunan üreticilere verilen EuroNCAP Advance ödülü sayısını altıya çıkardı. Model bazında ise 2013 yılında lanse edilecek Yeni Kuga ve Yeni Fiesta çarpışma testlerinde en yüksek derece olan 5 yıldız aldılar. “Go Further”
mottosu ile hep daha ileriyi hedefleyerek hem aktif hem de pasif güvenlik sistemlerinde en yenilikçi teknolojilere yer veren Ford, Yeni Fiesta’daki MyKey’in yanı sıra Yeni B-MAX, Yeni Fiesta, C-MAX ve Yeni Kuga’da yer alan Acil Durum Destekli SYNC teknolojileri ile kazandığı EuroNCAP Advance ödüllerini aldı.
aralık 2012
09
autowrite+ kısa kısa
HYUNDAI’NİN YENİ YILDIZI: HYUNDAI BLUE CARD
Hyundai, modern premium çizgisini yansıttığı en yeni modelleri ile müşterilerinin karşısına gururla çıkmaya devam ederken, müşteri memnuniyeti açısından “Satış ve Satış Sonrası”nda da yeniliklerine tüm hızıyla devam ediyor. Dünyanın en hızlı gelişen otomobil markası Hyundai’nin “Satış & Satış Sonrası” hizmetlerindeki yeni yıldızı Hyundai Blue Card oldu. 19 Kasım tarihinden itibaren, sadece “Hyundai Yetkili Satıcı ve Servisleri”nden alınabilecek Hyundai’nin müşteri bağlılığı kartı Blue Card, dokunmatikten QR koda kadar farklı teknolojik özellikleri ve sunduğu avantajlar ile bir ilke imza atıyor. Blue Card sahipleri, Hyundai Yetkili Servisleri’nde yapacağı harcama tutarının %1’i kadar nakit indirim kazanıyor ve böylece harcadıkça puan kazanıyor.
PANERAI’DAN ZAMANIN ÖTESİNDE BİR HEDİYE
Askeri sualtı operasyonları için tasarlanmış saatler arasında yeni bir sayfa açan Radiomir 1940, vintage esintileri taşıyan özel Panerai kasalı yeni modeli ile dikkat çekiyor. Yılbaşı için de iyi bir hediye seçeneği olan bu saat, farklı ve dayanıklı tasarımı ile saat tutkunlarına zamanı unutturuyor. Yeni Radiomir 1940 saati, klasik 47 mm çapındaki özel bir kasada sunuluyor ve tarihi örneklerden ilham alan unsurları içeriyor: Kadranı koruyan Plexiglas® cam, yuvarlak ve pahlı çember, silindirik kurma tepesi ve vidalı kasa arkası. Bu özel saat özellikle kasada kullanılan malzemeyle farklılaşıyor ve her birinde ayrı bir kadran rengi kullanılıyor. Radiomir 1940 Oro Rosso (PAM00398) kırmızı
Vespa’nın efsane modeli LXV 125 ie yeniden Türkiye’de!
‘Avrupa’nın En Çok Satan 2 Tekerleklisi’Vespa’nın tüm dünyada bir ikon olarak görülen 125 cc’lik modeli LXV 125 ie, yeni ve daha gelişmiş bir elektronik yakıt enjeksiyon sistemiyle yeniden Türkiye’de satışa sunuldu. Vespa’nın “Vintage” ailesinin en küçük modeli olan Vespa LXV 125 şimdi daha temiz çalışan bir motor, düşük yakıt tüketimi, akıcı güç ve daha üst seviyede sürüş keyfi sunuyor.Vespa, değişmeyen başarısının temelinde yatan teknolojik üstünlüğü, 1960’ların klasik tarzından esinlenen Vespa LXV 125 ile bir kez daha kanıtlıyor. İtalyan motosiklet ikonu Vespa LXV, benzersiz görünümü ve içerdiği en son teknolojiyle, yenilik ve geçmişten gelen zarafeti bir arada sunuyor. 2006 yılında Vespa’nın 60. yıldönümüne özel olarak üretilerek ilk kez motor severlerle buluşanVespa LXV 125, biçim ve işlev itibariyle 1960’ların klasik tasarımlarından izler taşıyor. Üstelik Vespa’nın durmaksızın devam eden mükemmellik arayışının sonucunda, Vespa LXV karbüratörünü geride bırakarak yüksek teknoloji ürünü yeni yakıt enjeksiyon sistemine geçiş yaptı.
10
aralık 2012
altın kasa ve kahverengi kadranla sunuluyor. Officine Panerai, 5Npt kırmızı altın kullanıyor; % 24,1 gibi oldukça yüksek oranda bakır içeren bu özel alaşım renge derinlik verirken, % 0,4’ünü oluşturan platin de metalde herhangi bir oksidasyon oluşmasını engelliyor. Sadece temel unsurları barındıran kadranın sandviç yapısı, arasında Super-LumiNova® katmanı bulunan iki ince metal plakadan oluşuyor. Rakamlara ve işaretlere denk gelecek biçimde delikli üst plaka, kadrana daha fazla okunabilirlik ve yoğunluk katıyor. Aynı fosforlu malzeme, akrep ve yelkovanla birlikte ilk örneklerde olduğu gibi saat 9 konumunda yer alan küçük saniye koluna da uygulanmış.
autowrite+
HYUNDAI ELANTRA NAVİGASYONUNA KAVUŞTU Hyundai’nin bugüne kadar en çok satılan modellerinden biri olan ve markanın dünya çapındaki gelişiminin en temel örneği konumundaki Elantra, tamamen yenilenen tasarımı ve gelişen teknolojisi ile Türkiye’de satışa çıktığından beri sınıfının en iddialı otomobillerinden birisi oldu. İstanbul Auto Show 2012’de en fazla talep gören Hyundai modellerinden biri olan Elantra, aynı zamanda yeni donanım paketi ve navigasyon seçeneğiyle
artık çok daha fonksiyonel hale geldi. Kısa sürede satılmaya başlandığı ülkelerde bir çok ödül kazanan Elantra, özellikle otomotiv sektöründe en çekişmeli rekabetlerin yaşandığı Amerika Birleşik Devletleri’nde rakiplerine karşı büyük başarılar elde etti ve 2012’de Yılın Otomobili seçildi. Birçok bağımsız kuruluş tarafından “En İyi” mertebesinde ödüllendirilen Yeni Elantra, düşük yakıt tüketimi ve sorunsuzluğu ile otoritelerden geçer not aldı.
İSTANBUL’DAN JLO GEÇTİ Fiat Türkiye’yi Twitter’da Takip Edenler, Jennifer Lopez Konserine Bilet Kazandı. Tofaş çatısı altında yer alan Fiat Türkiye, ilk dünya turnesi kapsamında 14-17 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da peş peşe 3 konser veren Jennifer Lopez’in konser serisinin sponsoru oldu. Geçtiğimiz son 1 yıl içinde Fiat markasının Jennifer Lopez ile Kuzey Amerika pazarına yönelik olarak çeşitli sponsorluk ve reklam işbirliklerine imza atmasının ardından ülkemizde de paralel bir adım atılmış oldu. Konser sponsorluk etkinlikleri kapsamında Fiat Türkiye’nin twitter hesabını takip edenler, JLO konserlerine bilet kazanma şansı imkânına sahip olurken, konserlere giden Fiat markalı araç sahipleri araçlarını ücretsiz olarak park ettiler. Fiat, 2011 Amerikan Müzik Ödüllerinde Jennifer Lopez ile birlikte sahne alan Fiat 500 tanıtım etkinliğinin ardından ortak bir takım projelere imza atmasıyla da ön plana çıkmıştı. Jennifer Lopez’in “Papi” isimli müzik videosunda Fiat 500C’nin yer almasını da içeren işbirliğinin ardından başarılı işbirliği Fiat markasının Fiat 500C ve Fiat 500 by Gucci modellerini içeren iki reklam filmini kapsayacak biçimde devam etti.
Yeni versiyonunda Style donanım paketinde RDS ve Bluetooth’lu müzik sistemi kullanılan Elantra, Tune donanım seviyesindeyse artık Türkiye şartlarına uyumlu olan navigasyon sistemiyle sunuluyor. AM, FM RDS radyonun başı çektiği yeni multimedya sisteminde ayrıca günümüzün neredeyse bir gereksinimi olan CD, MP3, USB, AUX, SD, TV ve araç içerisinde film izleme ayrıcalığı sunan DVD özelliği de bulunuyor.
Benzersiz bir sportif sürüş SUBARU performansı sunan BRZ, Avustralya Otomobil Fuarı’nda BRZ BİRKAÇ Uluslararası kişiselleştirilmiş aksesuarları ile çıktı. BRZ kullanıcılarının PERFORMANS podyuma tercihi doğrultusunda oluşturulmuş konsept spor kiti ile sergilenen DOKUNUŞUYLA yeni BRZ otomobilseverleri büyüledi. “Saf Sürüş Zevki” sloganı ile yola DAHA DA çıkan, kalbinde özel bir boxer motor bulunduran sportif coupé Subaru SPORTİF BRZ, spor otomobillerin yarattığı sonuna kadar yaşatmaya BİR HAVAYA tutkuyu devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Avustralya Otomobil Fuarı’nda BÜRÜNDÜ birkaç performans dokunuşu ile sportif çehresini yenileyen BRZ, Subaru severlerin beğenisini kazandı.
aralık 2012
11
autowrite+ kısa kısa
A Ş I K R E L Ü C Ü SÜR ? I M R I Z A H GERÇEKTEN
SOĞUK HAVA LASTİKLERİ YOL GÜVENLİĞİNİ SAĞLIYOR Kış mevsiminin yavaş yavaş kendini hissettirmeye başlaması ile birlikte trafikte yaşanan sorunlar da artış gösteriyor. TÜİK (Trafik Kaza İstatistikleri Kurumu)’in yayınladığı kaza istatistikleri raporuna göre 2011 yılında trafik kazalarının 16.000 adeti yani %15’i ıslak, karlı ve buzlu zeminde meydana geliyor. Kasım-Mart döneminde meydana gelen kazaların tüm yıla oranı %35. Kış lastiklerinin zorunluluğuna dair haberlerle birlikte kış lastikleri bilinicin arttığını vurgulayan Pirelli, kar yağışı olmasa da hava sıcaklığının 7 °C altına geçtiği KasımMart döneminde özellikle ıslak zeminde yol güvenliğinin başlıca şartlarından biri olarak kış lastiği kullanımını öneriyor. Kış lastiklerini bu nedenle soğuk hava lastikleri olarak da adlandıran Pirelli, kış mevsimi öncesinde tüketicileri hazırlıklarını yapmaları konusunda uyarıyor ve kış lastikleri ile ilgili merak edilen soruları sizin için yanıtlıyor. Soğuk hava şartlarında araç kullanmak zordur. Soğuyan hava ve zemin, yağmur, kar ve buzlanma gibi etkenler kaza riskini artırarak sürüş güvenliğini tehdit ediyor. Kış aylarında sürüş güvenliğini sağlamanın yolu ise çok basit: kış lastiği kullanmak. Kış lastikleri özel bileşimleri
12
aralık 2012
ve ince lamelli desenleri sayesinde sadece karlı zeminlerde değil, soğuk havalarda, ıslak veya kuru zeminlerde en iyi yol tutuşu ve sürüş hâkimiyetini sağlamak üzere tasarlanmış durumda. Kış lastiklerini yanaklarındaki M+S (Mud&SnowÇamur&Kar) harflerinden ve dağ üzerinde kar tanesi sembolünden tanımak mümkün. Kış lastiği kullanmamak için başvuruların bahanelerin başında; “Aracımı zaten şehir içinde kullanıyorum”, “Bu sene çok kar yağmayacakmış” ve “Ben zaten yavaş kullanıyorum” geliyor. Ancak gözden kaçırılan en önemli detay; hava sıcaklığı 7°C’nin altına düştüğünde en iyi yaz lastiği bile yol tutuş performansını koruyamaz. Hava sıcaklığı 7°C’nin altına düştüğünde kış lastiği kullanan sürücüleri ise 7 önemli avantaj bekliyor: 1. Güvenlik: Kış lastikleri özel olarak düşük sıcaklıklar için geliştirilmiş durumda. Karda, yağmurda ve kuru zeminde yolu daha iyi tutarak yüksek güvenlik sağlıyor. 2. Kızaklama etkisinin azalması: İleri derecede ıslak zeminde lastiğin suyu yeterince hızlı tahliye edememesi nedeniyle oluşan kızaklamaya karşı, kış lastikleri özel desenleri ve derin kanalları sayesinde suyu hızlı bir biçimde tahliye ediyor.
YENİ PIRELLI SCORPION WINTER, HER TÜR KIŞ KOŞULUNA MEYDAN OKUYOR
Dünyanın önde gelen lastik üreticilerinden Pirelli, Scorpion ailesine bir yeni üye daha ekledi. Yeni Scorpion Winter kış lastiği fren mesafesini en aza indirirken, üstün yol tutuş özellikleriyle de sürüş keyfini arttırıyor. Sonbahar ve kış mevsimlerinin zorlu koşullarında fren performansı ve viraj kabiliyeti ile güvenliği garanti eden Scorpion Winter, Eylül ayı itibariyle Türkiye’de pazara sunuldu. Pirelli’nin yüksek performanslı SUV ( 4x4) ve crossover araçlar için geliştirilen yeni Scorpion Winter kış lastikleri Rusya’nın St. Petersburg kentine yaklaşık 80 kilometre me-
safede bulunan Igora Park’ta tanıtıldı. Pireli Scorpion Winter gelişmiş yol tutuş teknolojisi ile sonbahar ve kış mevsimlerinin zorlu hava koşullarında yüksek güvenlik sunuyor. Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerinin sert kış iklimine uygun olarak tasarlanan Scorpion Winter, Pirelli mühendisleri tarafından zorlu kış koşullarında üstün güvenlik, yol tutuş ve sürüş keyfi sunmak üzere özel olarak geliştirildi. Pirelli’nin Formula 1’deki deneyimlerinden yararlanılarak geliştirilen Scorpion Winter, yenilikçi bileşenleri, tasarımı ve entegre üretim süreci ile ayrıca dikkat çekiyor.
1 ayda 600 çocuğa çevre eğitimi verecek
Chevrolet Spark’ın elektrikli modeli Los Angeles Otomobil Fuarı’nda tanıtılacak Chevrolet, 30 Kasım – 9 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek Los Angeles Otomobil Fuarı’nda, markanın popüler yeni mini otomobili Spark’ın elektrikli versiyonunu tanıtacak. Spark EV lansmanı 2013’te gerçekleştirilecek. Chevrolet ayrıca interaktif bilgieğlence sistemi MyLink’in işlevselliği artırılarak geliştirilmiş versiyonunu da fuarda tanıtacak. Yeni MyLink ilk olarak yeni 2014 Impala modeli ile birlikte satışa sunulacak. Chevrolet Global Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Chris Perry konuyla ilgili olarak: “Chevrolet’nin tanıtımını gerçekleştirdiği yeni ürün, özellik ve teknolojiler tüketiciye olağanüstü bir işlevsellik, konfor ve rahatlık sunmak için tasarlandı. Chevrolet bu sayede, üst üste global satış rekoru
kırdığı sekiz çeyrekte yakaladığı bu ivmeyi devam ettiriyor. Spark EV ve yeni nesil MyLink, Chevrolet’nin günümüz tüketicisinin kolaylıkla benimseyeceği ve gerçek anlamda değer vereceği gelişmiş teknolojiler sunma konusundaki kararlılığını gösteriyor” dedi. Spark, etkileyici tasarımı, geniş iç kısmı ve MyLink bağlantısı ile şimdiden ABD’deki tüketicilerden büyük ilgi gördü. Satışa sunulmasından sonraki ilk üç ayda Spark, özellikle Los Angeles pazarında olumlu sonuçlar elde etti. Bu başarıdan hareketle, Spark EV’nin plug-in elektrikli versiyonu, tüketiciye benzinli modelin bu kadar popüler olmasını sağlayan özelliklerle sunulacak. Diğer yandan elektrikli otomobilin teknolojik özelliklerini ve performansını da sergileyecek.
autowrite+
Starpet tarafından hayata geçirilen Verimli Tüketim Hareketi projesi kapsamında Kasım ayı içerisinde İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne bağlı 7-12 yaş çocuk yuvalarında yaklaşık 600 çocuğa çevre bilinci oluşturmaya yönelik eğitimler verilecek. Gönüllü eğitmenler tarafından verilen ve çocuklara özel oluşturulmuş eğitimlerle doğanın korunması ve verimli tüketimin teşvik edilmesi amaçlanıyor. İstanbul’da başlayan eğitimlerin bir sonraki aşmasında, daha çok çocuğa ulaşması hedeflenmekte. Bu nedenle eğitimlerin, önümüzdeki aylarda Mersin, Kayseri, Konya, Giresun, İzmit gibi Anadolu’nun farklı illerindeki çocuk yuvalarına taşınması planlanıyor. Her yaştan bireyi kapsayacak şekilde 2011 yılında Starpet tarafından başlatılan Verimli Tüketim Hareketi kapsamında bugüne dek 2000’i aşkın kişiye çevre bilinci aşılamaya yönelik eğitimler verilmiş bulunuyor. Verimli Tüketim Hareketi’nin çocuklara yönelik etkinliklerinin ilk durağı ise İstanbul Bahçelievler’deki Şeyh Zayed Çocuk Yuvası oldu. Akaryakıt sektörünün önde gelen markalarından Starpet, her türlü doğal kaynağın daha verimli tüketilmesine yönelik toplumsal bilinç oluşturmayı hedefleyen ve 2011 yılından bu yana sürdürdüğü Verimli Tüketim Hareketi’ni çocuk yuvalarına taşıdı. İlk olarak İstanbul Bahçelievler’deki Şeyh Zayed Çocuk Yuvası’yla başlayan Starpet Verimli Tüketim Hareketi etkinlikleri şehrin farklı bölgelerindeki çocuk yuvalarıyla devam edecek.
ÇAĞDAŞ SANATIN İÇERİSİNDE MÜTHİŞ BİR TASARIM FELSEFESİ Dünyanın saygın uluslararası galerini, koleksiyonerlerini ve sanatseverleri İstanbul’da 7’nci kez bir araya getiren Türkiye’nin en kapsamlı uluslararası çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul, 21 Kasım Çarşamba günü kapılarını ön izleme ile ziyaretçilere açtı. 22 - 25 Kasım 2012 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı ile İstanbul Kongre Merkezi’nde 16 bin metrekarelik alanda gerçekleşen Contemporary Istanbul’u 5 günün sonunda 70 bin sanatseverin ziyaret etmesi bekleniyor. ilk üç günde 10.000 kişinin ziyaret
ettiği bu önemli organizasyonda Hyundai de yepyeni modelleriyle VIP ziyaretçileri de ağırlamış oldu. i30, i40, ix35, Elantra ve Accent Blue’dan oluşan toplam 15 adetlik VIP araçlarla İstanbul’un en güzel ve en etkileyici yerlerini gezen yerli ve yabancı konuklar, çağdaş sanat eserleri kadar Hyundai’nin tasarım felsefesine de yakından tanık oldular. Yepyeni tasarımları ve gelişmiş teknolojileriyle öne çıkan ve dünyanın en hızlı büyüyen otomobil markası olan Hyundai de bu önemli sanat günlerinde Contemporary Istanbul’un ana giriş kapısının bulunduğu salondaysa yepyeni i30 modelini sergiledi.
aralık 2012
13
autowrite+ haberler
İstanbul Autoshow 2012’yi 576 bin 304 kişi ziyaret etti 14
aralık 2012
ODD Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce: ◊ “İstanbul Autoshow 2012 ile; Cenevre, Paris ve Frankfurt Autoshow gibi Avrupa’nın buluşma noktası olan fuarlarla yarışır duruma geldik” ◊ TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde 2-11 Kasım tarihlerinde düzenlenen İstanbul Autoshow 2012’yi fuar süresince 576 bin 304 kişi ziyaret etti. ◊ Fuara gelen ziyaretçilerin yüzde 19’u fuara satın alacağı modeli seçmek için geldiğini belirtti. ◊ 4 Kasım Pazar Günü’nde ise 116 bin kişi ile Türk fuarcılık tarihinde günlük ziyaretçi sayısı rekoru kırıldı. ◊ Autoshow 2012 aileye yönelik yeni konseptiyle de çekim merkezi oldu. ◊ Toplam 25 bin çekirdek aile fuarı ziyaret ederken kadın ziyaretçi sayısı 69 bin 156 olarak kaydedildi. ◊ Ziyaretçilerin yüzde 90’ı memnun olduğunu ve tekrar geleceğini, yüzde 92’si ise fuarı tavsiye edeceğini söyledi.
autowrite+
ODD (Otomotiv Distribütörleri Derneği) ve TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. işbirliği ile 2-11 Kasım 2012 tarihleri arasında TÜYAP’ta düzenlenen, 45 markanın 500’e yakın model ile katıldığı İstanbul Autoshow 2012’de 4 dünya lansmanı, 1 Avrupa Lansmanı ve 31 Türkiye lansmanı gerçekleştirildi. Ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği İstanbul Autoshow 2012’nin sonuçları 16 Kasım’da düzenlenen basın toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı. Basın toplantısında, ODD Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce, Tüyap Tüm Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal ve Tüyap Tüm Fuarcılık Autoshow Başkanı İlhan Ersözlü fuar sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundular. Tüyap Tüm Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal konuşmasında İstanbul Autoshow’un büyük bir başarı ile sonuçlandığını belirterek şunları söyledi: “Yapacaklarımızı “Sektörün Güç Gösterisi” diye ifade ettik, gerçekten hep birlikte de büyük bir gösteri yaşattık. Bu fuar, bir araya gelebildiğimizde, güçlerimizi birleştirdiğimizde ortak aklımız ile ne iyi şeyler yapabildiğimizin ve yapabileceğimizin kanıtı oldu.” dedi. ODD Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce konuşmasında Autoshow’un sektöre güç kattığını vurguladı. Erce: “İstanbul Autoshow 2012 başarısının arkasında çok büyük emek ve titiz bir hazırlık süreci vardı. Tüm fuar kurulumu, organizasyonu yurtdışındaki Autoshow örnekleri gibi profesyonelce yürütüldü. Bu yıl Autoshow 2012 ile bir üst lige çıktığımızı gururla söyleyebilirim” dedi.
Avrupa’nın buluşma noktaları olan Cenevre Fuarını 700 bin kişi, Paris Fuarını 1.2 milyon kişi, Frankfurt Fuarını 900 bin kişinin ziyaret ettiğini söyleyen Erce: “İstanbul Autoshow 2012 ile; Cenevre, Paris ve Frankfurt gibi Avrupa’nın buluşma noktası olan otomobil fuarlarıyla yarışır duruma geldik. Yılın ilk 10 ayında otomotiv satış adedi 620 bin civarındaydı. Ancak Autoshow’un da rüzgarı ile Kasım ve Aralık’ta 200 bin araç satışı ile, yılı 815-820 bin civarında bir otomotiv pazarı rakamıyla kapatacağımızı öngörüyoruz.” dedi. İstanbul Autoshow 2012’ye gösterilen yoğun ilgiyi değerlendiren Tüyap Tüm Fuarcılık Autoshow Başkanı İlhan Ersözlü: “İstanbul Autoshow 2012’ye 576 bin 304 kişinin ziyaret ettiğini ve 4 Kasım Pazar günü ise 116 bin kişi ile Türk fuarcılık tarihinde günlük ziyaretçi sayısında rekor kırıldığını belirtti. Bu sene yenilenen konsepti ile kadın ve çocuklar için de çekim merkezi haline getirilen Autoshow’u ziyaret ederken toplam ziyaret eden kadın sayısının 69 bin 156 olarak gerçekleştiğini söyleyen İlhan Ersözlü: “Method Research Company tarafından yapılan bağımsız araştırma sonuçlarına göre; ziyaretçilerin yüzde 13’ünü (25.000 aile) çekirdek aileler oluşturdu. Ziyaretçilerin yüzde 19’u satın alacağı modele karar vermek için fuara geldiğini belirtti. Ziyaretçilerin yüzde 90’ı kesinlikle memnun olduğunu ve tekrar geleceğini, yüzde 92’si ise fuarı tavsiye edeceğini söyledi. Bu yıl otomobil tutkusunun kalbi Autoshow 2012 ile TÜYAP’ta attı. Emeklerimizin sonuçlarından çok mutluyuz” dedi.
aralık 2012
15
autowrite+ lastik
E G A Ş I K R E L Ü C Ü SÜR Kış mevsiminin yavaş yavaş kendini hissettirmeye başlaması ile birlikte trafikte yaşanan sorunlar da artış gösteriyor. Trafik Kaza İstatistikleri Kurumu’nun (TÜİK) yayınladığı kaza istatistikleri raporuna göre 2011 yılında meydana gelen trafik kazalarının 16.000 adedi yani %15’i ıslak, karlı ve buzlu zeminde meydana gelmiş. Kış lastiklerinin zorunluluğuna dair haberlerle birlikte kış lastikleri bilinicin arttığını vurgulayan Pirelli, kar yağışı olmasa da hava sıcaklığının 7 °C altına geçtiği Kasım-Mart döneminde özellikle ıslak zeminde yol güvenliğinin başlıca şartlarından biri olarak kış lastiği kullanımını öneriyor. Kış lastiklerini bu nedenle soğuk hava lastikleri olarak da adlandıran Pirelli, kış mevsimi öncesinde tüketicileri hazırlıklarını yapmaları konusunda uyarıyor.
16
aralık 2012
Soğuk hava şartlarında araç kullanmak zordur. Soğuyan hava ve zemin, yağmur, kar ve buzlanma gibi etkenler kaza riskini artırarak sürüş güvenliğini tehdit ediyor. Kış aylarında sürüş güvenliğini sağlamanın yolu ise çok basit: kış lastiği kullanmak. Kış lastikleri özel bileşimleri ve ince lamelli desenleri sayesinde sadece karlı zeminlerde değil, soğuk havalarda, ıslak veya kuru zeminlerde en iyi yol tutuşu ve sürüş hâkimiyetini sağlamak üzere tasarlanmış durumda. Kış lastiklerini yanaklarındaki M+S (Mud&Snow-Çamur&Kar)
harflerinden ve dağ üzerinde kar tanesi sembolünden tanımak mümkün. Kış lastiği kullanmamak için başvuruların bahanelerin başında; “Aracımı zaten şehir içinde kullanıyorum”, “Bu sene çok kar yağmayacakmış” ve “Ben zaten yavaş kullanıyorum” geliyor. Ancak gözden kaçırılan en önemli detay; hava sıcaklığı 7°C’nin altına düştüğünde en iyi yaz lastiği bile yol tutuş performansını koruyamaz. Hava sıcaklığı 7°C’nin altına düştüğünde kış lastiği kullanan sürücüleri ise; Güvenlik, Kızaklama Etkisini Azaltma, Fren Mesafesinin Uzaması,
Performans, Pratiklik, Tasarruf ve Özgürlük olmak üzere 7 önemli avantaj bekliyor. Bunları biraz daha detaylı ele almak gerekirse; Güvenlik: Özellikle düşük sıcaklıklar için geliştirilmiş olan kış lastikleri karda, yağmurda ve kuru zeminde yolu daha iyi tutarak yüksek güvenlik sağlıyor. Kızaklama etkisinin azalması: İleri derecede ıslak zeminde lastiğin suyu yeterince hızlı tahliye edememesi nedeniyle oluşan kızaklamaya karşı, kış lastikleri özel desenleri ve derin kanalları sayesinde suyu hızlı
1. 2.
Rakamlarla Pirelli Scorpion Winter: Karda fren (50-0 km/s).......................... -%10 Karda çekiş (10-40 km/s).................................+%9 Islakta fren (80-0 km/s)......................... - 2,5 metre Kuruda fren (100-0 km/s)...............................- 1,7 metre
? I M R I Z A H N E T ERÇEK bir biçimde tahliye ediyor. Fren mesafesinin azalması: Yaz lastiklerine oranla, kış lastikleri soğuk hava ve ıslak zeminde %10, karlı zeminde ise %20 daha kısa fren mesafesi sağlıyor. Performans: 7°C’nin altında kış lastikleri daha yüksek performans ve sürüş konforu sağlıyor. Üstelik uygun koşullarda yaz lastiği veya zincirden daha yüksek hızlarda güvenli bir sürüş sunuyor.
3. 4.
5.
Pratiklik: Kış mevsimi başlangıcında takılan kış lastikleri her türlü hava koşulunda; kuru, ıslak veya karlı yollarda güvenle kullanılabilir ve zincir takma zahmetinden kurtarıyor. Tasarruf: Kışın kış lastiği, yazın yaz lastiği kullanmak en yüksek güvenliği sağlamakla kalmaz, lastiklerin ömrünü ve km performansını da önemli ölçüde artırıyor.
6.
7.
Özgürlük: Kış lastikleri 7°C’nin altındaki her koşulda, hava koşullarının aniden değişeceği korkusu olmadan özgürce mobil olmak imkanı sunuyor. Kış lastiklerinin sağladığı bu avantajlardan yararlanmak için ise lastiklerin hava basıncı ve diş derinliği ile bütünlüğünün düzenli olarak kontrol edilmesi gerekiyor. Hava basın düşük seviyeli lastikler ile aracın yol tutuş kabiliyeti ve direksiyon hakimiyeti azalır, ıslak zeminde aracın fren mesafesi uzar ve lastiklerin patlama riski artar. Aynı
autowrite+
zamanda düşük basınçlı lastiklerin dönem direnci yüksektir. Bu da yakıt tüketimini artırır. Düşük hava basınçlı lastiklerde lastiğin ömrü de azalır. Bu nedenle ayda en az bir kere lastiklerinin basıncını soğukken kontrol edilmesi gerekiyor. Diş derinliğinin yasal alt sınırı 1,6 mm olsa da, daha güvenli bir kullanım için Pirelli diş derinliği 4mm’nin altına düştüğünde lastiklerin değiştirilmesini tavsiye ediyor. Derinliğin azalmasıyla orantılı olarak özellikle ıslak zeminde lastik performansında azalma olur.
PİRELLİ YETKİL İ SATICILARINDAN 0 1 KASIM 2012 İLE 31 AR ALIK 2012 TARİHLE Rİ ARASINDA 4 ADET OTOMOBİL, SUV VEYA HAFİF TİCARİ ARAÇ K IŞ LASTİĞİ ALAN HERK ES KDV ORANINDA İN DİRİM FIRSATINDAN YARARLANIYOR.
PIRELLI SCORPION WINTER, HER TÜR KIŞ KOŞULUNA MEYDAN OKUYOR Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerinin sert kış iklimine uygun olarak tasarlanan Scorpion Winter, Pirelli mühendisleri tarafından zorlu kış koşullarında üstün güvenlik, yol tutuş ve sürüş keyfi sunmak üzere özel olarak geliştirildi. Pirelli’nin Formula 1’deki deneyimlerinden yararlanılarak geliştirilen Scorpion Winter, yenilikçi bileşenleri, tasarımı ve entegre üretim süreci ile ayrıca dikkat çekiyor. Bu da Scorpion Winter’ı AMG,
Audi, BMW, Land Rover, Mercedes, Porsche, Volkswagen ve Volvo gibi dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinin kış lastiği tercihi olmasını sağlıyor. Pirelli’nin tüm premium ürünlerinde olduğu gibi Scorpion Winter lastikleri de özellikle Porsche ve Volkswagen gibi önemli otomobil üreticileri ile işbirliğinde geliştirildi. Böylece Scorpion Winter önde gelen otomobillerin en yeni çekiş kontrolleri ve ABS sistemleri ile en iyi
şekilde çalışıyor. Pirelli Scorpion Winter, karlı zeminde %10 daha kısa mesafesine ve %9 artırılmış çekiş gücüne sahiptir. Pirelli Scorpion Winter azaltılmış dönme direnci ile daha düşük yakıt tüketimi, daha az iç ve dış ses ve daha uzun ömrü garanti etmektedir. Scorpion Winter, yakıt tüketiminde %4 tasarruf sağlarken, dış seste de daha önceki lastiklere göre 3 desibel daha sessiz olma özelliğine sahip.
aralık 2012
17
autowrite+ concept
Kompakt ve SUV modelleri kadar ilgi çekici konseptleriyle de gelecekten ipuçları sunan Hyundai, son olarak i-oniq ile İstanbul Auto Show 2012’de büyük sükse yaptı. İlk kez Cenevre Otomobil Fuarı’nda otomobil tutkunlarının beğenisine sunulan ve büyük ilgi gördüğü için Paris Otomobil Fuarı’nda tekrar sergilenen i-oniq, bu kez de İstanbul’da Türk tüketicisinin karşısına çıktı.
18
aralık 2012
HYUNDAI, SIRADIŞI i-oniq KONSEPTİ İLE GELECEĞE MEYDAN OKUYOR
autowrite+
“New Thinking, New Possibilities” felsefesinin en gösterişli üyesi olan ve konsept modeller yelpazesine elektrikli spor hatchback olarak damgasını vuran otomobil, akıcı tasarım felsefesine de bambaşka bir boyut kazandırıyor. Hyundai’nin tasarım dilinin son harikası olan i-oniq konsepti, aynı zamanda markanın mevcut olan teknolojisi hakkında bir vitrin görevi görüyor. Uzunluğu 4.4 metre olan i-oniq hatchback platformu üzerine geliştirildi. Menzil uzatıcı benzinli bir motorla donatılan araç aslında elektrikli bir spor otomobil. Hyundai’nin iddialı tasarımcıları ve mühendislerinin en son düşüncesi olan bu konsept, füturüstik açıdan markaya bambaşka bir atmosfer sunmuş oluyor. Dış Tasarım: İlham ve Evrim i-oniq konsept otomobilin tasarımı diğer güncel Hyundai modellerinde olduğu gibi Almanya’da markanın tasarım merkezinde geliştirildi. Hyundai’nin geleneksel hale gelen akıcı tasarım felsefesinin bir başka örneği olan i-oniq, estetik ve fonksiyonel bir dizayna sahip. Yumuşak özellikli hatları kaslı bir yapıyla birleştirerek daha
belirgin ve daha atletik bir görünüm elde edilirken aynı zamanda güncel hayata uygunluğu da sağlanmış oldu. Hyundai Motor Avrupa Baş Tasarımcısı Thomas Bürkle, “İki kemerli ve kıvrımlı tasarımı güçlü ve hareketli bir kontrast oluştururken, arka dizaynıyla da farklı bir duruş sergiliyor. Keskin karakterli çizgileri ve yumuşak ama kaslı görüntüsüyle kendine özgü özellikleri var. Ön çamurlukların profil hatları maksimum görsellik sunarken, coupe görünümü önden arkaya doğru uzanan çizgisiyle pekiştiriyor” şeklinde yorum yaptı. “Penthouse Tavan” ve LED farlarıyla tasarımını daha ileriye taşıyarak üstün bir teknoloji şovu yapan i-oniq, arkadaki yolcular için büyük bir baş mesafesi de sunuyor. Genel dinamik görüntüsüyle beraber günlük kullanıma da adapte edilen konsept otomobil bu haliyle benzersiz bir tasarımı olduğunu vurgulamış oluyor. Aracın yenilikçi ve hafif kapıları yana doğru açılarak yukarı doğru kalkmaya başlıyor. Kapı ve koltuk arasındaki kinematik hesap çok iyi yapılarak araca binip inmek için
basit bir manevra yapmak yeterli oluyor. Hyundai i-oniq’in farları da en az kendisi gibi teknoloji şovu yapıyor. Parlak bir görünüme sahip olan ileri teknoloji farlar, alüminyum çerçeveyle desteklenirken gündüz çalışan LED farlar ise benzersiz bir aydınlatma sağlıyor. Fütüristik iç mekan ve tam iletişim Atletik hatchback konsept için kabin dizaynı tamamen sürücü odaklı olarak tasarlandı. Merkez konsol geometrisi sürücünün etrafında yoğunlaşırken kullanıcı arayüzü bileşenleri de mükemmel bir şekilde hazırlandı. Gelecekteki tüketici elektroniği teknolojisi baz alınarak hazırlanan konseptin iç mekanında sıradışı bir direksiyon simidi, çok katmanlı projeksiyon ekranı, büyük navigasyon, eğlence ve diğer bilgi aktarımı için düşünülen görüntüleme ekipmanları bulunuyor. Arka kabinse yolcu konforunu maksimum seviyelerde tutabilmek için rahat “lounge” alanı olarak dizayn edildi. Konfor odaklı olduğu kadar spor amaçlı kullanım da göz önünde tutuldu ve bir anlamda
aralık 2012
19
autowrite+ concept
TEKNİK ÖZELLİKLER
Motor: 1.0-litre, 3-silindir li benzinli motor (61 PS) ve lityumiyon elektrik motoru (109 PS) Dingil mesafesi: 2650 mm Uzunluk: 4432 mm Genişlik: 1916 mm Yükseklik: 1400 mm CO2 değeri: 45 g/km
20
aralık 2012
autowrite+
mükemmel bir kontrast elde edildi. İç mekanda kullanılan ekipmanlar tamamen lüks ve iddialı malzemeler kullanılarak üretildi. Otomobilin dış kısmında yer alan akıcı tasarım felsefesi iç mekanda da devam ettirilirken akışkan evrimin en iyi şekilde sergilenmesi amaçlandı.
Uzun menzilli elektrikli konsept Hyundai i-oniq, ilginç tasarımı kadar iddialı motoruyla da dikkat çekiyor. Maksimum gücünü hem elektrikli hem de benzinli motorla birlikte sunan i-oniq, markanın yenilikçi yapısına oldukça sıkı bir örnek. 1.0 litre 3 silindirli 61 PS gücündeki benzinli bir motora sahip olan i-oniq, aynı zamanda 109 PS güç üreten lityum-iyon elektrikli motoru kullanıyor. Hem elektrikli, hem de benzinli motorun birleşimiyle uzun bir menzile sahip olurken ayrıca 55 kW’lik jeneratörle desteklenen tek oranlı bir şanzımanla hareket ediyor. Elektrik motoruyla sadece 120 km yol katedebilen i-oniq daha fazla menzil için benzinli motordan yardım alıyor. Her iki motorun birleşimiyle birlikte toplam 700 km menzile ulaşan aracın benzinli moto-
runun emisyon değeri de son derece düşük. İlginç olduğu kadar çevreci de olan i-oniq 45g/km CO2 egzoz salımı gerçekleştiriyor. Maksimum olarak 145 km/s maksimum hız yapabilen çevreci konsept, Hyundai’nin sonraki nesillerinde benzer otomobiller üretebileceğinin en büyük kanıtı olarak öne çıkmış oluyor.
aralık 2012
21
autowrite+ haberler
Valentino Rossi, Monza Rally Show 2012 i癟in haz覺r
22
aral覺k 2012
autowrite+
V
alentino Rossi, iki tekerden sonra şimdi de dört tekerle karşınızda… Bu haftasonu düzenlenecek olan Monza Rally Show’a M-Sport tarafından hazırlanan Ford Fiesta RS WRC ile katılacak olan “The Doctor - Doktor” lakaplı Valentino Rossi asfalttaki dört teker mücadelesi için son hazırlıklarını tamamladı. Doktor, bundan tam 12 ay önce Dani Sordo’yu yenerek Dünya Şampiyonu Sebastian Loeb’e meydan okumuş ve parkuru Loeb’in 1 saniye gerisinde bitirerek 4 tekerlekte de iddalı olduğunu kanıtlamıştı. Bu haftasonu koşulacak Monza Rally Show’da Valentino Rossi’nin haricinde, Uccio Salucci and Robby Brivio’da Ford Fiesta RS WRC ile VR|46 takımınını tamamlayan isimler olarak asfaltta mücadele edecek.
aralık 2012
23
ADVERTORIAL
Yol G~VENLIÍIÏHAKK¿NDAÏ HERÏÊEYIÏBILDIÍINIZIÏMIÏ D~Ê~N~YORSUNUZ "IRÏKEZÏDAHAÏD~Ê~N~N
YOLU… GERÇEKTEN TANIYOR MUSUNUZ? 1
A %PÝSV GB[MB ZBÝNVS ZPMMBSÑ EBIB LBZHBO
IBMF HFUJSJS
B :BOMÑà BàÑSÑ ZBÝNVS ZBÝEÑÝÑOEB
JOTBOMBS ZBWBàMBS WF BSBáMBSÑOÑ EBIB EJLLBUMJ LVMMBOÑSMBS C )Ñ[ÑOÑ[B CBÝMÑEÑS
"ILDIKLERINIZIÏS¿NAY¿N :FOJ BSBâUÓSNBMBS ZPM H WFOMJßJ IBLLÓOEB âBâÓSUÓDÓ TPOVmMBS PSUBZB mÓLBSÓZPS eSOFßJO LB[BMBSÓO ´Ó âFIJS JmJOEF E â L IÓ[MBSEB NFZEBOB HFMJZPS )B[ÓSMBEÓßÓNÓ[ UFTUMF CJMHJMFSJOJ[J TÓOBNBZB IB[ÓS NÓTÓOÓ[ #BâMBZÓO
:BßNVS OF LBEBS mPL ZBßBSTB LB[B ZBQNB PMBTÓMÓßÓOÓ[ P LBEBS BSUBS
Cevap: # %PÝSV ,B[BMBSÑO ²J LVSV ZPMMBSEB ²V EB ÑTMBL ZPMMBSEB NFZEBOB HFMJS
2
,B[BMBSÓO mPßVOMVßV IBOHJ ZPM U S OEF NFZEBOB HFMJS A %}[ ZPMMBSEB B ,BWàBLMBSEB C 7JSBKMBSEB WF ExOFNFáMFSEF
Cevap: " ,B[BMBSÑO ²J ZPMVO E}[ LÑTÑNMBSÑOEB NFZEBOB HFMJS CVOEBO EPMBZÑ ZPMVO E}[ EFWBN FUUJÝJ EVSVNMBSEB UFUJLUF PMVO :PMVO CV LÑTÑNMBSÑOEB CJSáPL CBàLB GBLUxS EFWSFZF HJSFS
3
"âBßÓEBLJ TFOBSZPMBSEBO IBOHJTJOEF LB[B PMNB PMBTÓMÓßÓ FO Z LTFLUJS A "àÑSÑ ZBÝNVS BMUÑOEB CJS EBÝ ZPMVOEB ZPLVà
BàBÝÑ BSBá LVMMBOÑSLFO
B (}OFàMJ CJS H}OEF CJS CBOMJZxEFO CJS
EJÝFSJOF HJEFSLFO
C ÞLJ LBTBCB BSBTÑOEB V[VO WF E}[ CJS ZPMEB
TFZBIBU FEFSLFO
Cevap: # ,B[BMBSÑO }áUF JLJTJ àFIJS JáJ CxMHFMFSEF E}à}L IÑ[MBSEB LVSV ZPMMBSEB NFZEBOB HFMJS #VOEBO EPMBZÑ TJ[F H}WFOMJ WF UBOÑEÑL HFMFO EVSVNMBSEB EJLLBUJ FMEFO CÑSBLNBZÑO
4
"âBßÓEBLJ ZPMDVMVL U SMFSJOEFO IBOHJTJ FO C Z L SJTLF TBIJQUJS A 4BCBI ²EF JàF HJEFSLFO B "LàBN ²UF JàUFO FWF ExOFSLFO C (FDF ZBSÑTÑ CJS SFTUPSBOEBO FWF ExOFSLFO
Cevap: # (FOFM LBOÑOÑO BLTJOF ZPMEB xM}NMFSJO ²} H}OE}[ ²TÑ JTF HFDFMFSJ NFZEBOB HFMJS dM}N PSBOMBSÑ xÝMFEFO TPOSB TBBU WF BSBTÑOEB [JSWFZF VMBàNBLUBEÑS #V CJS JMBOEÓS
-"45ł,-&3ł/ł;ły GERÇEKTEN TANIYOR MUSUNUZ?
ARACINIZI… GERÇEKTEN TANIYOR MUSUNUZ? 5
"DJM GSFOMFNFMFSEF UFQLJ T SFOJ[ TBOJZF T S ZPS GSFOF CBTNBZB CBâMBNBEBO zODF LN T IÓ[EB CV T SF FTOBTÓOEB LBU FUUJßJOJ[ NFTBGF OFEJS
9
A ,xU} MBTUJL CBLÑNÑ B -BTUJÝJO QBUMBNBTÑ C -BTUJL NPOUBKÑOB JMJàLJO BSÑ[BMBS
A #JS ZBZB HFáJEJ HFOJàMJÝJ LBEBS N B #JS ZBZB HFáJEJ HFOJàMJÝJOJO }á LBUÑ LBEBS N C #JS ZBZB HFáJEJOJO BMUÑ LBUÑ LBEBS N
Cevap: " :FUFSTJ[ WFZB IBUBMÑ MBTUJL CBLÑNÑ MBTUJLMFSF JMJàLJO LB[BMBSÑO ²JOJO BMUÑOEB ZBUNBLUBEÑS "ODBL CV JàMFN BTMÑOEB áPL CBTJUUJS WF E}[FOMJ PMBSBL MBTUJL IBWB CBTÑODÑOÑO WF EJà EFSJOMJÝJOJO LPOUSPM FEJMNFTJ TBEFDF CJS JLJ EBLJLB T}SFS #V JàMFNMFSJ HFSáFLMFàUJSNFZJ VOVUNBNBL C}Z}L GBZEB TBÝMBS
Cevap: $ 0SUB IÑ[MBSEB CJMF TJ[ GSFOF CBTNBEBO xODF BSBDÑOÑ[ NFUSF ZPM LBU FEFCJMJS #V LBEBS NFTBGFEF OFMFSJO PMBCJMFDFÝJOJ CJS E}à}O}O
6
"SBDÓOÓ[EBLJ H WFOMJL TJTUFNMFSJOEFO FO mPL IBOHJTJ LVMMBOÓMÓS
10
A -BTUJLMFS B "#4 "LUJG 'SFOMFNF 4JTUFNJ
C )BWB ZBTUÑLMBSÑ
Cevap: # -BTUJLMFS QFLJ OFEFO &NOJZFU LFNFSMFSJ MBTUJLMFS WF IBWB ZBTUÑLMBSÑ CJS LB[B FTOBTÑOEB ZBSBMBONBMBSÑO DJEEJZFUJOJ B[BMUNBZB ZBSEÑNDÑ PMBO H}WFOMJL TJTUFNMFSJEJS "ODBL MBTUJLMFSJOJ[ BZOÑ [BNBOEB LB[BOÑO NFZEBOB HFMNFTJOJ xOMFNFZF ZBSEÑNDÑ PMBO CJS H}WFOMJL TJTUFNJEJS
8
Cevap: " # WF $ )FS BMBOEB JZJ QFSGPSNBOT FMEF FEFCJMFDFLLFO OFEFO H}WFOMJÝJOJ[EFO xE}O WFSFTJOJ[ LJ (}O}N}[EF }á BOBIUBS QFSGPSNBOT PMBO ÑTMBL ZPMEB GSFOMFNF LVSV ZPMEB GSFOMFNF WF ÑTMBL ZPMEB WJSBK BMNB BMBOMBSÑOEB JZJ QFSGPSNBOT TFSHJMFZFO CJS MBTUJL TFáNFOJ[ N}NL}OE}S -BTUJL CBZJOJ[ H}WFOMJ CJS MBTUJLUFO IBOHJ QFSGPSNBOT GBLUxSMFSJOJO CFLMFOFCJMFDFÝJOJ BOMBNBOÑ[B ZBSEÑNDÑ PMBCJMJS
"SBDÓOÓ[EB CJSmPL H WFOMJL TJTUFNJ WBSEÓS "âBßÓEB WFSJMFOMFSEFO GBSLMÓ PMBOÓOÓ CVMBCJMJS NJTJOJ[ A &NOJZFU LFNFSMFSJ B -BTUJLMFS C )BWB ZBTUÑLMBSÑ
"DJM CJS EVSVNEB IFN GSFO ZBQÓQ IFN EF EBSCFOJO FULJTJOJ B[BMUBCJMFO FO TPO H WFOMJL TJTUFNJ OFEJS A -BTUJLMFS B "#4 "LUJG 'SFOMFNF 4JTUFNJ C &41 &MFLUSPOJL %FOHF 1SPHSBNÑ
Cevap: " #JS LF[ EBIB MBTUJLMFS )BUUB LB[BMBSÑO ²TJOEF "#4 WF &41 GSFOMFNF CBàMBNBEBO xODF EFWSFZF HJSFS #VOEBO EPMBZÑ GSFOMFNF FTOBTÑOEB CJS GBSL ZBSBUBCJMFDFL FO TPO H}WFOMJL TJTUFNJ MBTUJLMFSEJS
#JS MBTUJL BâBßÓEBLJ EVSVNMBSEBO IBOHJTJOEF JZJ QFSGPSNBOT TFSHJMFSTF H WFOMJ CJS MBTUJLUJS
,!34Ë+Ï5:-!.).):Ï+/.42/,Ï '%2 %+,%Ì4Ë2Ë2+%.Ï$Ë++!4Ï %4-%.Ë:Ï'%2%+%.Ï ÏÌ%9
1
A *TMBL ZPMEB GSFOMFNF B ,VSV ZPMEB GSFOMFNF C *TMBL ZPMEB WJSBK BMNB
Cevap: " 4BEFDF MBTUJLMFSJOJ[ H}WFOMJÝJOJ[J TBÝMBNB LPOVTVOEB T}SFLMJ BLUJGUJS -BTUJLMFS BSBDÑOÑ[ÑO ZPMMB UFNBT FUUJÝJ UFL OPLUBEÑS EPMBZÑTÑZMB IBSFLFUJOJ[J T}SE}SNFLUFO áPL EBIB GB[MBTÑOÑ }TUMFOJSMFS
7
-BTUJLMFSMF JMHJMJ LB[BMBSÓO BOB TFCFCJ OFEJS
11
-BTUJLMFSJNJ OF [BNBO EFßJâUJSNFMJZJN A 1BUMBEÑLMBSÑOEB B "SBDÑNÑ QFSJZPEJL CBLÑNB HxU}SE}Ý}NEF C "àÑOEÑLMBSÑOÑ E}à}OE}Ý}NEF
Cevap: :VLBSÑEBLJMFSJO IJáCJSJ &NJO EFÝJMTFOJ[ CJS V[NBOEBO MBTUJLMFSJOJ[F CBLNBTÑOÑ JTUFZJO &O B[ BZEB CJS LF[ PMNBL }[FSF MBTUJL CBTÑODÑOÑ LPOUSPM FEJO "ZOÑ [BNBOEB EJà EFSJOMJÝJOJ EF LPOUSPM FEJO :BTBM PMBSBL J[JO WFSJMFO NJOJNVN EJà EFSJOMJÝJ NN²EJS PSUB LÑTÑNEB TÑSU HFOJàMJÝJOJO ExSUUF }á}OEF WFZB MBTUJL FUSBGÑOEB -BTUJLMFSJOJ[JO CBLÑNÑOÑ FSUFMFNFZJO (}WFOMJÝJOJ[JO MBTUJLMFSF FNBOFU PMEVÝVOV VOVUNBZÑO
2
3
8]PDQ×Q×]×Q W P ODVWLNOHULQL]LQ GXUXPXQX NRQWURO HWWLùLQGHQ HPLQ ROXQ 7\OCPÖPÖ\C D [ M DKT UQTWP JCNKPG IGNOGFGP {PEG CĊÖPOC XG[C JCUCT KĊCTGVNGTKPK CTCVVÖTÖP 'NDGVVG RGTK[QFKM CTCn OWC[GPGUK DW KĊNGO KnKP KFGCN DKT \COCP CPECM DW KĊNGOK W\OCPÖPÖ\NC DKTNKMVG [CRCTCM MGPFK MCTCTNCTÖPÖ\Ö MGPFKPK\ XGTKPK\ %D\LQL]LQ V U ü DO×üNDQO×NODU×Q×]× DQOD\×S DQODPDG×ù×Q× NRQWURO HGLQ &QĉTW NCUVKM UGnKOK KnKP MÖUC [QNW MWNNCPÖP #TCEÖPÖ\Ö IGPGNNKMNG ĊGJKT KnKPFG MWNNCPÖ[QTUCPÖ\ NCUVKMNGTKPK\ U TGMNK HTGPNGOGFGP FQNC[Ö nQM nCNÖĊÖ[QT FGOGMVKT XG DW FC FCJC nCDWM CĊÖPCECMNCTÖ CPNCOÖPC IGNKT &QNC[ÖUÖ[NC DC[KPK\ UK\G UCFGEG I XGPNK QNOCMNC MCNOC[ÖR C[PÖ \COCPFC W\WP U TGNK FC[CPÖMNÖNÖM UCĉNC[CP NCUVKM UGnGPGMNGTKPK nCDWECM I{UVGTGDKNKT (Q L\L SHUIRUPDQV NRPELQDV\RQX ]HULQGH ×VUDU HGLQ $C[KPK\KP UK\G [CMÖV XGTKONKNKĉK W\WP {O TN RGTHQTOCPU I XGPNK ÖUNCM XG MWTW HTGPNGOG ÖUNCM [QNFC I XGPNK XKTCL CNOC {\GNNKMNGTKPK VGM DKT NCUVKMVG UWPCP K[K RGTHQTOCPUNÖ DKT NCUVKM UWPFWĉWPFCP GOKP QNWP
4 S â JIUJZBmMBSÓOÓ[B VZHVO MBTUJßJ CVMVO www.michelin.com.tr XFC TJUFTJOEFLJ MBTUJL TFmJDJZF Hz[ BUÓO
autowrite+ güncel
İ TAKVİMİ’NinDEfotNoğraflarını çekmek 2013 PİRELL Pirelli Takvimi’n
2
013 urdu; Rio’nun üzere seçilmek büyük bir ongeri plan oluşturgüzelliği de mükemmel bir erjisi ve geçirmekte du. Kendine özgü ruhu, en nomik dönüşüm olduğu olağanüstü sosyoeko i en canlı ve en a üstündek ile tanınan Brezilya, dünybir i. Çok farklı okyanus, dağ hızlı büyüyen ülkelerden dinamik bir kentsel kültürve jungle manzaralarının arda yüzlerini göreceğiniz le birleştiği Rio, bu sayfalmek için ideal bir yer oldu. insanların resimlerini çek kesici manzaraları kadar Rio’nun insanları da nefessıcaklıkları ve cömertlikleri harika; konukseverlikleri, bana ilham verdi. a sadece yetenekleri ve Sıradan insanların yanı sır everlik çalışmaları ve toplugüzellikleriyle değil, yardımsgrup özel kadının da fotoğma katkılarıyla tanınan bir nyanın her yanında duvar raflarını çekmek istedim. Düiyorum; Rio’nun ruhu, sanatını fotoğraflamayı sev cüklerle hayat buluyor. duvarlardaki resimler ve sözi olarak anılan duvar sanatı, Popüler kültürde grafit enekten geliyor. Bu takgel binlerce yıl geriye giden bir raf larını çekme ayrıcalığına oğ fot la on siy lek vimdeki ko heyecan verici şehirlerinden sahip olduğum, dünyanın en isel olarak saygılarımı birinde yaşayan insanlara kiş sunuyorum. Steve McCurry
2013 PIRELLI TAKVİMİ STEVE McCURRY 26
aralık 2012
autowrite+
aral覺k 2012
27
autowrite+ güncel
Biyografi Steve McCurry Hazırlayan: Paul Theroux “’Bulunmuş durumları’ çeken bir sokak fotoğrafçısı olduğumu söyleyebilirim,” diye tanıtıyor kendisini McCurry. O tek karede bir gözlem yakalanmış, cıvıl cıvıl bir şehirde yalnız, düşünen kişilerin bütün hikayesi var. Steve McCurry, “Nü fotoğrafları her hangi bir yerde çekebilirsiniz,” diyor. “Fakat bu modeller giyinik ve her birinin kendi yardım kuruluşu var. Amaçları olan idealist insanlar. Bu
YILLARA GÖRE FOTOĞRAFÇILAR 28
aralık 2012
autowrite+
VE MEKANLAR
1964................ Robert Freeman - Mayorka 1965................ Brian Duffy - Güney Fransa 1966................ Peter Knapp - Al Hoceima, Fas 1967................ Yayınlanmadı 1968................ Harry Peccinotti - Tunus 1969................ Harry Peccinotti - Big Sur, Kaliforniya 1970................ Francis Giacobetti - Paradise Island, Bahamalar 1971................ Francis Giacobetti - Jamaika 1972................ Sarah Moon - Villa Les Tilleuls, Paris 1973................ Allen Jones - Londra 1974................ Hans Feurer - Şeyseller 1975-1983....... Yayınlanmadı 1984................ Uwe Ommer - Bahamalar 1985................ Norman Parkinson - Edinburgh, İskoçya 1986................ Bert Stern - Cotswolds, İngiltere 1987................ Terence Donovan - Bath, İngiltere 1988................ Barry Lategan - Londra 1989................ Joyce Tennyson - Polaroid stüdyoları, New York 1990................ Arthur Elgort - Seville, İspanya 1991................ Clive Arrowsmith - Fransa 1992................ Clive Arrowsmith - Almeria, İspanya 1993................ John Claridge - Şeyseller 1994................ Herb Ritts - Paradise Island, Bahamalar 1995................ Richard Avedon - New York 1996................ Peter Lindberg - El Mirage, Kaliforniya 1997................ Richard Avedon - New York 1998................ Bruce Weber - Miami 1999................ Herb Ritts - Los Angeles 2000................ Annie Leibovitz - Rhinebeck, N. New York 2001................ Mario Testino - Napoli, İtalya 2002................ Peter Lindbergh - Los Angeles 2003................ Bruce Weber - Güney İtalya 2004................ Nick Knight - Londra 2005................ Patrick Demarchelier - Rio de Janeiro 2006................ Mert ve Marcus - Cap d’ Antibes, Fransa 2007................ Inez ve Vinoodh - Kaliforniya 2008................ Patrick Demarchelier - Şangay, Çin 2009................ Peter Beard - Abu Camp/Jack’s Camp Botswana 2010................ Terry Richardson – Brezilya 2011................ Karl Lagerfeld – Paris 2012................ Mario Sorenti – Korsika 2013................ Steve McCurry – Rio de Janeiro
aralık 2012
29
autowrite+ g羹ncel
30
aral覺k 2012
autowrite+
y r r u C c Steve M
Biyografi
Hazırlayan: Paul Theroux “’Bulunmuş durumları’ çeken bir sokak fotoğrafçısı olduğumu söyleyebilirim,” diye tanıtıyor kendisini McCurry. O tek karede bir gözlem yakalanmış, cıvıl cıvıl bir şehirde yalnız, düşünen kişilerin bütün hikayesi var. Steve McCurry, “Nü fotoğrafları her hangi bir yerde çekebilirsiniz,” diyor. “Fakat bu modeller giyinik ve her birinin kendi yardım kuruluşu var. Amaçları olan idealist insanlar. Bu yüzden fotoğraflarını özel bir yerde çekmek istedim; Rio da bunun için mükemmel bir seçimdi.” Steve McCurry, yaklaşık kırk yıldır seyahat ediyor ve fotoğraf çekiyor. Ben de otuz yıldır kendisini tanıyorum. Steve harika bir fotoğrafçı çünkü donanımlı bir gezgin ve mütevazı bir insan; üstelik tanıdığım en çalışkan yaratıcı kişi. Her zaman son derece dikkatli, durumları izleyen ve her karede insani bir unsur bulan keskin bakışlara sahip. 1984 yılında bir mülteci kampında çektiği yeşil gözlü Afgan kızı Sharbat Gula’nın resmi, tüm zamanların
en tanınan fotoğraflarından biri olarak kabul ediliyor. Tabii ki Steve, 17 yıl sonra Sharbat Gula’nın izini sürüp, buluyor ve yeniden fotoğrafını çekiyor. Fotoğrafçılığa başlamadan önce seyahat etmeye başlamıştı ve her zaman risk almayı sevdi. Daha 22 yaşındayken resmini çekeceği nesneler bulmak üzere otostopla Amerika’daki evinden Meksika’ya ve Orta Amerika’da Panama’ya kadar seyahat etti. (“Oradan birkaç objektif aldım.”) Henüz otuzuna gelmeden, Yugoslavya ve Bulgaristan’a, tek başına Nil Nehri boyunca seyahat edip Uganda ve Kenya’ya gitmişti. 1970lerin sonlarında 2 yıl Hindistan’da serseri bir hayat yaşadı; Nepal ve Tayland’ı ziyaret etti. Ve bir Afgan köylüsü kılığına bürünüp Afganistan’a sızdı. Hala yirmili yaşlarındaydı. Bilindiği üzere 1979 başında, iç savaş sırasında sakal bıraktı, yerel kıyafetler olan şalvar ve tunik giyip beş Afgan’ı takip etti; onlarla birlikte Pakistan’ın dağlık Kuzeybatı Sınır Eyaletindeki Çitral’den
Afganistan’daki Kunar vadisine gitti ve yol boyunca yakılmış köylerin, bombalamaların ve zulmün fotoğraflarını çekti. Bütün yolu dağ patikaları boyunca yürüdü, topladığı meyvelerle beslendi ve kulübelerde uyudu. On ay sonra Sovyetler Afganistan’ı istila ettiğinde Afgan mücahitlerin Avrupa ve Amerika’da yayınlanan ilk fotoğrafları ona aitti. Ardından Afganistan’a bir ziyaret daha yaptı, Beyrut, Belucistan ve Kamboçya sınırında görevlendirildi ve sonuçta bir savaş fotoğrafçısı olarak tanındı. “Ama ben bunu istemiyordum. Serbest çalışmak ve canım nereyi çekiyorsa oraya gitmek istiyordum.” Dileği gerçek oldu; Hindistan, Güney Amerika, Japonya ve Afrika’ya yaptığı seyahatlerde kendini sanatına ve hep uygun ışığı bulmaya adadı; pek çok fotoğrafı tarihi açıdan çok önemli. Fotoğraflarıyla yok olan bir dünyanın alışkanlıklarını, günlük yaşamlarını ve giyimlerini tarihsel olarak belgeledi. Steve McCurry, Pirelli takvimi için Rio’da yaptığı çekimler konusunda şunları söylüyor: “Çekim yaptığımız yerlerden, mekanlardan ve ışıktan gurur duyuyorum. Amaç ışığı, günün doğru zamanını, doğru yeri bulmak ve hepsini birlikte kullanmaya çalışmak. Işık her şeydir.”
aralık 2012
31
2013 PİRELLİ TAKVİMİ - MODELLER
autowrite+ güncel
32
aralık 2012
Kyleigh Khun
Sonia Braga
Isabeli Fontana
Elisa Sednaoui
Marisa Monte
Petra Nemcova
Kyleigh Khun henüz on üç yaşındayken annesiyle birlikte gittiği Afganistan’da savaşın yol açtığı sefalete ve yıkıma ilk elden şahit oldu. Kyleigh, bu ilk ziyaretten kısa bir zaman sonra “Penny Campaign” adlı bir proje geliştirdi; projenin amacı körfez bölgesindeki lise öğrencilerinden peniler toplayarak annesinin Roots of Peace çalışmasına katkıda bulunmaktı. O zamandan bu yana Kyleigh ve aktivist ailesi, harap olmuş Afganistan’da okullar, oyun alanları ve futbol sahaları inşa etmek için yorulmak bilmeden çalışıyor. University of California Berkeley’den Barış ve Savaş Çalışmaları alanında dereceyle mezun oldu; eğitim gördüğü süre boyunca okul hayatını ve işini birlikte yürütmeyi başardı. Sık sık moda sektörünü yardımseverlik çalışmaları yapıyor.
Isabeli, Brezilya’nın Curitiba şehrinde fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiği ve geçim sıkıntısına ilk elden şahit olduğu için, kendisi kadar şanslı olmayanlar, kalbinde özel bir yere sahip. Başarıya ulaştıktan sonra Isabeli uzun yıllar Florianopolis’teki bir yetimhaneye cömert bağışlarda bulundu. Bugün iki erkek çocuk annesi olarak, ihtiyacı olan çocuklar konusunda daha da tutkuyla çalışıyor. Isabeli şu anda Save the Children projesiyle işbirliği içinde çalışan www.1love.org kuruluşunun Brezilya elçisi olarak görev yapıyor. Geçen yıl Sao Paulo’da ilk kez düzenlenen AMFAR galası için zamanını ve finansal kaynaklarını ayırarak vakfın AiDS araştırma programına destek olmak üzere yaklaşık $750.000 toplanmasını sağladı.
Rio doğumlu Marisa Monte, Brezilyalı bir şarkıcı, besteci ve yapımcı olarak 25 yıllık bir kariyere sahip. O gerçek bir carioca olarak Brezilya müziğini, kültürünü ve belki de geri planda kalmış müzisyenleri tanıtıyor. Monte, Tudo Azul (2000) ve Argemiro Patrocínio (2002) albümlerinin yapımcılığını üstlendi; her iki proje de Rio de Janeiro’nun en geleneksel samba okullarından birinin emektar sambacılarının oluşturduğu bir gruba aitti. 2008’de eş yapımcılığını üstlendiği o Mistério do Samba (Sambanın Gizemi) adlı film için bu büyüleyici müzik tarzının tarihinden ilham aldı. Monte ayrıca Brezilya’daki birçok sosyal projenin içinde yer alıyor, Portela Filhos da Águia’nın (Portela samba okulunun gençlik grubu)
Brezilyalı güzel Sonia Braga, çocuk haklarının, özellikle de düzgün bir eğitim alma haklarının, yılmayan savunucularından biri. “Gelişmiş dünyada genellikle eğitimi, yeterince yiyeceğe ve uyuyacak bir yere sahip olmak gibi temel ihtiyaçlardan ayrı görme eğilimindeyiz,” diyor. 1997’de Jimmy Smits, Merel Julia, Esai Morales ve Washington, D.C.’den avukat Felix Sanchez ile birlikte ‘national hispanic Foundation for the Arts’ (nhFA) vakfını kurdu.Ayrıca eğlence ve telekomünikasyon sektörlerinde bir kariyere sahip olmak isteyen üniversite mezunlarına New York University, Columbia University, Harvard ve Yale gibi seçkin Amerikan üniversitelerinde burs programları sunuyor.
Elisa Sednaoui, süper model olmanın yanı sıra çok yönlü bir yardımsever. Kısa süre önce Martina Gili ile birlikte yönettiği ‘Kullu Tamam’ (her şey yolunda) adlı belgesel, Mısır’ın güneyinde küçük bir köyde yaşayan ve baskıcı Mübarek yönetiminin düşmesiyle birlikte aniden kavuştukları ‘ifade özgürlüğünü’ paylaşan sıradan insanların öykülerini anlatıyor. Filmin yapımcıları Mısır’ı farklı bir bakış açısından, daha kırsal bir bölgede yaşayan insanların sade yaşamları aracılığıyla göstermek istemişler. “Mısırlılar ve hayata bakış açıları, kalbime dokundu ve beni gerçekten etkiledi. Bunu paylaşmak istedim,” diyen Elisa, Mısır halkından, gösterdikleri kuvvet ve kararlılıktan gurur duyuyor ve şöyle devam ediyor: “Gerçek bir devrim yaptılar.”
Çek model, yazar ve hayırsever Petra Nemcova, happy hearts vakfını 2006’da, yaklaşık 280.000 kişinin ölümüne neden olan Hint Okyanusu’ndaki tsunami faciasından mucize eseri kurtulduktan iki yıl sonra kurdu. Bu inanılmaz yıkıma çok yakından şahit olan Petra, Endonezya’ya dönüp, afet kurtarma programında gördüğü boşlukları doldurmaya kendi kuruluşuyla yardımcı olabileceğini anladığında hhF’i kurmaya karar vermiş. HhF’in başlıca amacı, okulların ve evlerin hızla yeniden yapılmasını sağlayarak doğal afetlerden etkilenen çocukların yaşamlarını iyileştirmek ve onlara umut vermek. HhF, bugüne kadar 14 ülkede çok değerli yardımlarda bulundu ve halen altı ülkede çalışıyor.
autowrite+
Hanaa Ben Abdesslem
Tunus doğumlu Hanaa, Tunus’taki kamu sağlığı tesislerinin ve sosyal hizmetlerin iyileştirilmesi için yılmadan çalışıyor. Halen Arap Baharı’nın vahşi iyimserliği içinde şekillenen bir sivil toplum kuruluşu olan esmâani’nin sözcülüğünü yapıyor. esmâani’nin başlıca amacı, Tunus toplumunun daha az avantajlı üyelerinin sosyal ihtiyaçlarına yardımcı olmak. Sanat gösterileri ve konserler düzenlemenin yanı sıra esmâani, düzenli olarak sağlık tesislerini ve hastaneleri ziyaret edecek gönüllüleri eğitiyor, hastalara ve ihtiyacı olanlara destek, yakınlık, dostluk ve finansal destek sağlıyor. Hanaa, çalışma programı elverdiğince, bu faaliyetlerin hepsine katılıyor. Ayrıca oyuncaklar ve eğlence malzemeleri bağışlıyor.
Karlie Kloss
Karlie’nin babası doktor olduğu için tıp ve tedavi dünyasıyla çevrili olarak büyüdü; bu sayede hayatın getirebileceği lütufları da, zorlukları da gördü. 2010’daki korkunç Haiti depreminden derinden etkilenen Karlie, arkadaşı Petra Nemcova ile birlikte “The happy hearts Foundation” kapsamında tasarımcı Donna Karan’ın “Tents Today Homes Tomorrow” (Bugün Çadır Yarın Ev) girişimine katıldı. Zamanını, adını ve sahip olduğu ayrıcalıkları cömertlikle kurtarma çabalarına sundu. Karlie, çevresinde fark yaratacak, dünyaya aldığından fazlasını verecek biri olarak kabul ediliyor. Pediatrik amaçlara, özellikle de uyuşturucudan etkilenen ailelerin çocuklarına odaklanmayı planlıyor.
Liya Kebede
Summer Rayne Oakes
Summer Rayne Oakes, mesleğini inandığı değerlerle işini mükemmel bir biçimde birleştirecek şekilde kurgulamış. Çevre bilimleri ve entomoloji dallarında eğitim aldığı Cornell University’den mezun olan Oakes, ‘Style, naturally’ adlı çok satan bir kitabın yazarı. Ayrıca tasarımcıları dünyanın her yanındaki sürdürülebilir malzeme tedarikçileriyle buluşturan ‘Source4Style’ B2B sitesinin eş-kurucusu. Oakes, Above Magazine için serbest olarak yazılar yazıyor. Kısa süre önce ‘extinction’ adlı kısa bir çevresel sanat filmini yazdı ve yönetti. Gerçek bir ‘eco-optimist’ olan Oakes’un çevresel aktivizmi yaygın olarak kabul görüyor ve Vanity Fair, CnBC, outside gibi dergilerce onurlandırılıyor.
Adriana Lima
Adriana, halen Haiti’de Bill Clinton’un küresel girişim programında çalışıyor. Adriana, amacı Haiti ekonomisini desteklemek ve geliştirmek olan Clinton girişimiyle birlikte Haiti’yi ziyaret etti. Haiti’de iş dünyasının liderleriyle tanışma fırsatı buldu ve karşı karşıya oldukları devasa sosyal ve ekonomik problemleri şahsen gördü. Bir süre önce ikinci bebeğini dünyaya getiren Adriana, Port Au Prince’teki Katolik hastanesinin anne-çocuk sağlığı programını genişletme projesinden çok etkilendi; bu kapsamda komplikasyonlar yaşayan anne ve çocukların bu çok acılar çekmiş ülkede şimdiye kadar bulunmayan tıbbi ilgiyi alabileceği bir yer yaratılacak. Yakın gelecekte Adriana süper model statüsünden yararlanarak Facebook’ta bir sosyal medya kampanyası düzenlemeyi ve yeni bir doğum bölümünün inşaat masraflarını karşılamaya yetecek kadar bağış toplamayı planlıyor.
Liya Kebede bir süper model, oyuncu, tasarımcı ve hayırsever. Liya Kebede Vakfı’nın kurucusu, Mother’s Day Every Day (Her gün Anneler Günü) kampanyasının Danışma Kurulu üyesi, Dünya Sağlık Örgütü’nün anne ve çocuk sağlığı programının eski iyi niyet elçisi. Adını taşıyan vakıf, istisnasız her kadının hayat kurtaran sağlık hizmetlerine erişebilmesini sağlamaya odaklı. Kebede’nin programı hükümetler, alternatif kuruluşlar ve etkilenen toplumlarla işbirliği içinde politika belirleyicileri eğitmek ve hayat kurtaran programları desteklemek için çalışıyor. Çalışmalarda nitelikli doktorlar ve ebelerden ambulanslara, temiz çarşaf ve temel tıbbi araçlara kadar mümkün olan tüm kaynakların stratejik koordinasyonuna ve uygulanmasına odaklanılıyor.
aralık 2012
33
autowrite+ yeniler
2012 Los Angeles Fuarı kapsamında Fiat 500L modelini tanıtan İtalyan otomobil üreticisi Fiat, asıl sürprizini ise Fiat 500L Trekking’i ilk defa günışığına çıkarak gerçekleştirdi. Fiat 500L’nin modern ve şık tasarım öğelerinin maceracı unsurlarla desteklenmiş versiyonu olarak ön plana çıkan Fiat 500L Trekking, 17 inçlik jantları, daha geniş tekerlek yuvaları ve gövde barlarıyla hem şehir içinde hem hafif arazi şartlarına uygun bir otomobil olarak dikkat çekiyor.
34
aralık 2012
Fiat’tan 500L Trekking Sürprizi!
Kuzey Amerika pazarında satışa sunulacak olan Fiat 500 L ve Fiat 500L Trekking modellerinin kaputu altında ise 1.4 litre silindir hacimli, MultiAir Turbo teknolojili 160 HP güç üreten benzinli motor görev yaparken, hem 6 ileri vitesli manuel hem de 6 ileri vitesli otomatik şanzıman seçenekleriyle müşterilerin beğenisine sunulacak. Fiat’ın yeni müşteri taleplerini karşılama hedefinin bir parçası olarak üretimine start verdiği Fiat 500L modelinin Kuzey Amerika pazarı tanıtımı, 2012 Los Angeles Otomobil Fuarı kapsamında gerçekleştirildi. Fiat, fuar kapsamında aynı zamanda Fiat 500L Trekking modelini ilk kez tanıtarak büyük bir sürprize imza attı. Fiat 500L’nin
modern ve şık tasarım öğelerinin maceracı unsurlarla desteklenmiş versiyonu olarak ön plana çıkan Fiat 500L Trekking, 17 inçlik jantları, daha geniş tekerlek yuvaları ve gövde barlarıyla hem şehir içinde hem hafif arazi şartlarına uygun bir otomobil olarak dikkat çekiyor. Fiat Kuzey Amerika Başkanı Tim Kuniskis, “ Gucci’den Abarth’a kadar farklı versiyonları bulunan Fiat 500 modelimiz ve şimdi de yenilenen Fiat 500L modelimiz, aslında Fiat markasının aynı metal levhadan üretebileceği farklı kişilikleri ve yetenekleri gözler önüne sermektedir. Fiat 500L Trekking’in dayanıklı ve maceracı yapısıyla daha geniş bir müşteri kitlesini kendimize çekeceğimize inanıyoruz” açıklamasını yaptı.
DACIA, YENİ SANDERO VE YENİ SANDERO STEPWAY İLE DAHA DA GÜÇLENİYOR • Sandero ve Sandero Stepway modelleri yenileniyor: Yeni Dacia Sandero; çekici bir fiyat etiketiyle beş kişinin konforlu seyahat edebileceği bir iç hacim sunan geniş, fakat bir o kadar da kompakt bir model Yeni Dacia Sandero Stepway; farklı çizgileri ile güçlü ve uygun fiyatlı bir ‘crossover’ • Dacia’nın çekici yeni tasarımı: Yeni Sandero ve Yeni Sandero Stepway yeni Dacia tasarım çizgisini benimsiyor. Yeni Sandero Stepway SUV görüntüsü ile beğeni topluyor. • Dacia, Yeni Sandero ve Yeni Sandero Stepway ile teknolojik bir yeniliği kullanıyor. Her iki yeni modelde de üstün teknolojik bir multimedya sistemi yer alıyor. Dacia Media NAV navigasyon ve multimedya sistemi, 7” (18cm) dokunmatik entegre ekrana sahip. • Yeni Sandero Stepway ile birlikte, segmentinde referans olacak, sürüş keyfi ve yakıt tasarrufunu birarada sunan yeni bir motor seçeneği bulunuyor. • TCe 90bg: 898cc’lik bu küçük hacimli motor ile sürüş keyfi ve yakıt ekonomisi biraraya geliyor. • Yeni Sandero ve Yeni Sandero Stepway, güvenlik donanımları ile dikkat çekiyor: ESP, ABS, sürücü ve yolcu hava yastığı, gündüz farları, Isofix bağlantısı yenilenen iki modelde de standart olarak sunuluyor. • Yeni Sandero ve Yeni Sandero Stepway ekonomi
ve çevreci özellikleri ile dikkat çekiyor. (Dizel’de 99 g CO2 / km ve 3,8 l / 100 km ile benzinli’de (TCe 90 bg) 116 g CO2/ km ve 5,0 l /100 km ile çok rekabetçi) • Dacia, Renault grubunun kalite konusundaki know-how’ından tam anlamıyla istifade ediyor. Tıpkı Renault markası gibi bütün Dacia markasının modelleri de en zorlu koşullarda test ediliyor. Yeni Sandero ve Yeni Sandero Stepway 3 yıl veya 100.000km garanti bulunuyor. • Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar “Dacia’nın başarı hikayesi, Yeni Sandero ve Yeni Sandero Stepway ile devam ediyor. 8 yılda 7 farklı model ile Türkiye pazarında yer alan markamız, artan satış hacmiyle de binek otomobil pazarında 8., toplam pazarda ise 9. sırada yerini alıyor. Pazar %12 düşerken (Ocak - Ekim 2012) Dacia, geçen yılın aynı dönemine göre toplam pazarda, satış adedini %34 arttırdı.
autowrite+
Binek otomobil pazarında ise yine aynı dönemde Dacia markası satış adetlerini %57 arttırdı. Dacia, bu performans ile satış adedini en çok artıran marka oldu. Yeni tasarımlarının yanısıra Dacia Media NAV navigasyon ve multimedya sistemi gibi üstün teknolojik özellikler ve Yeni Sandero Stepway modeliyle pazara sunacağımız yepyeni üç silindirli 898cc TCe90 benzinli motor seçeneği sayesinde Yeni Sandero ve Yeni Sandero Stepway ile bu segmentteki iddiamızı arttırmaya devam edeceğiz.” dedi. • 6 Aralık 2012 tarihinden itibaren Türkiye’de satışa sunulacak Yeni Sandero 23.990TL, Yeni Sandero Stepway ise 29.790TL’den başlayan fiyatlarla pazara sunuluyor.
aralık 2012
35
autowrite+ yatırım
RUSYA’NIN EN ÖNEMLİ “GAZ” SAKARYA’DA ÜR
Rusya’nın en önemli ticari araç markası olan Gaz Ticari Araçlar’ın Sakarya Fabrikası, Rusya Enerji Bakanı Alexander Novak, Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı Alexey Rakhmanov, GAZ Group ve Mersa Otomotiv Yöneticilerinin katılımıyla düzenlenen törenin ardından üretime başladı. Mersa Otomotiv Distribütörlüğü’nde Türkiye operasyonlarına tekrar başlayan GAZ, Sakarya’daki fabrikasında “GAZelle Business”modelini üretecek. Sakarya’da kurulan fabrika iç pazara olduğu kadar ihracata yönelik araçlar da üreterek ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçlıyor.
36
aralık 2012
autowrite+
İ MARKASI RETİME GEÇTİ R
usya’nın en büyük ticari araç markası GAZ’ın, Mersa Otomotiv’in 15 milyon Euro’luk yatırımıyla Sakarya’da kurulan montaj üretim tesisi Rusya Enerji Bakanı Alexsander Novak, Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı Alexey Rakhmanov, GAZ Group ve Mersa Otomotiv Yöneticilerinin katıldığı törenle hizmete girdi. Mersa Otomotiv distribütörlüğünde Sakarya Söğütlü’de kurulan montaj üretim tesisinde Gaz Ticari Araçlar’ın “GAZelle Business” modeli üretilecek. Burada üretilecek araçlar iç pazarın ihtiyacını karşılamanın yanında ihraç da edilecek. Gaz Group tarafından üretilen araçlar, sağlamlığı, ulaşılabilir fiyatı ile Rusya başta olmak üzere Ukrayna, Kazakistan, Belarus ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde yüzde 50’lik bir pazar payına sahip. GAZelle Business, Pick-up olarak tek kabin kısa şasi, tek kabin uzun şasi, çift kabin kısa şasi, çift kabin uzun şasi ve 9.5 m3 iç hacimli Panel –Van olmak üzere 5 ayrı model ve 9 değişik versiyonla otomotiv sektöründeki yerini alacak. GAZ Ticari Araçlar’ın Mersa Otomotiv yatırımıyla hayata geçirilen Sakarya üretim tesislerinin açılış töreninde konuşan Mersa Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Adil Gören, Türkiye hafif ticari araç pazarının Avrupa’nın en büyük pazarlarından biri olduğunu belirterek “Sakarya’da öz sermayemizle montaj üretim hattını kurduk. Burada montajlanacak araçlar yurtiçi ve yurtdışı pazarlara Türkiye’den ulaştırılacak. Kuzey Afrika ve Avrupa’yı öncelikli pazarımız olarak görüyoruz. 2013 yılı için
belirlenen satış hedefimiz iç pazar ve ihracat olarak toplam 2 bin 500 adet. Böylece yan sanayimiz ve istihdam başta olmak üzere ülkemiz ekonomisine büyük katkı sağlama amacındayız. Bunun yanında Rusya ile Türkiye arasında temeli dostluğa uzanan işbirliklerine bir yenisini eklemenin gururunu da yaşıyoruz” dedi. Adil Gören ayrıca Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Milli Marka ve yerli araç yapma konusunda ortaya koyduğu misyona da değinerek şunları söyledi: “Her şeyin inanmak ile başladığına inanan biri olarak, bir yıl öncesine kadar bir hayal olan projeyi bugün hayata geçirdiğimize şu anda tanıklık ediyorsak, elbette Sayın Başbakanımızın arzusunun da yakın gelecekte gerçekleşeceğine tüm kalbimle inanıyorum. Başbakanımızın ifadelerindeki gibi bir “babayiğit” olma iddiamız yok ancak 2023 hedefine giden yolda milli marka ve milli ticari aracımızı yapmayı kendimize büyük bir amaç edindiğimizi altını çizerek belirtmek istiyorum.” Andersson “Dağıtım ve servis ağının kurulmasına odaklanacağız” Gaz Group CEO’su Bo Inge Andersson da törende yaptığı konuşmada, Mersa Otomotiv ile yapılan işbirliğinin GAZ’ın ihracat stratejisinin başlangıcı olduğunu belirterek, “bu uzun vadeli bir projedir. Gaz’ın marka güvenilirliği, sağlamlığı, düşük yakıt ve işletme giderleri, üstün manevra kabiliyeti, başarıya giden yolda en önemli artılarımız olacaktır. Projenin ilk adımında üretimin başlamasıyla birlikte
dağıtım ve servis ağının kurulmasına odaklanacağız“ diye konuştu. Anderson bu yıl içerisinde 300 GAZelle modeli üreteceklerini kaydederek 2013’de 2500, 2014’de 3700 araç üretimi planlıyoruz. Türkiye’de yüzde 7-10 oranında Pazar payı hedefliyoruz. GAZ markalı araçlarımız Türkiye’deki benzerlerinden yüzde 15-20 daha düşük bir fiyatta tüketiciye ulaştırılacaktır. daha Bunun yanında ayrıca Avrupa,Kuzey Afrika ve Ortadoğu pazarlarına ihracatı Türkiye üzerinden gerçekleştireceğiz.
Gazelle Business “sağlam iş ortağınız” 1,5 ton taşıma kapasitesine sahip GAZelle Busines, şasi, uzun şasi, panelvan, çift-tek kabin olarak 5 farklı versiyonda müşterilere sunulacak. 2004 yılında Türkiye pazarına giren ilk GAZelle marka araçlara göre 150 noktada yapılan değişiklikler, GAZelle Business’e üstün özellikler kazandırıyor. En büyük yenilik olarak Amerikan Cummins ISF 2,8 dizel motor dikkat çekiyor. 2.8 litrelik motoru 120 hp gücünde. 270 Nm torka sahip GAZelle Business, 1,5 ton taşıma kapasitesinin yanı sıra seri manevra kabiliyeti, üstün yol tutuşu, kolay kullanım ve düşük yakıt ekonomisi de sunarak kullanıcılarına büyük avantaj sağlıyor. ZF hidrolik takviyeli direksiyon, ZF Sachs süspansiyon, amortisör ve debriyaj, Bosch elektrik destekli fren sistemi, +50’den -40 dereceye kadar hava sıcaklıklarında sorunsuz çalışması GAZelle’nin öne çıkan üstün özelliklerinden bazılarını oluşturuyor.
aralık 2012
37
autowrite+ yeniler
Chevrolet Cruze Station Wagon
Yeni tasarım ile daha spor bir görünüm • 1.478 litre’ye varan geniş bagaj hacmi • Chevrolet MyLink bilgi ve eğlence sistemi ile akıllı telefon entegrasyonu • Yeni 1.4L turbo benzinli motoru 140 hp ve 200 Nm azami tork Türkiye’nin En Dinamik Otomobil Markası olma yolunda çalışmalarına hız kesmeden devam eden Chevrolet, özellikle ailelere ve aktif yaşam tarzına sahip bireylere hitap edecek olan Cruze Station Wagon’u kasım ayının başında satışa sunuldu. 140 hp gücündeki 1.4L turbo benzinli motor ve standart donanım olarak sunulan ve akıllı telefonun içeriğini yedi inç boyunda, yüksek çözünürlüklü, tam renkli dokunmatik bir ekranda bir araya getiren MyLink interaktif bilgi-eğlence sistemi ile pazara sunulan Cruze Station Wagon’un Auto Show’a özel kampanyalı tavsiye edilen fiyatı ise 49.620 TL olarak belirlendi. Chevrolet Türkiye Genel Müdürü Tolga Atmaca, “’Cruze + wagon’ formülünün otomobil severlerin gönlünü kazanacağına inanıyoruz” dedi ve şunları ekledi: “Yeni Cruze station wagon, geniş iç mekan, çok yönlü kullanım, yüksek yakıt verimliliğine sahip yeni motor ve Chevrolet’nin yüksek teknolojili Chevro-
38
aralık 2012
let MyLink bilgi ve eğlence teknolojisini de sunuyor” dedi. Yeni Chevrolet Cruze Station Wagon bütün bu ihtiyaçlar ve müşterilerin farklı yaşam tarzları göz önünde bulundurularak tasarlandı. Sahip olduğu özellikler bileşimi hem bir aile taşıtı, hem günübirlik geziler veya uzun tatil yolculukları için ideal olmasını sağlıyor. Kent çevresinde oturan ve her gün işe gidip gelenler için de çok uygun bir araç olan yeni station wagon, şık bir kompakt otomobilin getirdiği özgürlük ve esnekliği onların da hayatlarına taşıyor. Chevrolet doğa tutkunları için de bir dizi kullanışlı aksesuar sunuyor. Her noktası kardeşleri kadar keskin Station wagon, Chevrolet Cruze sedan ve hatchback’in somutlaştırdığı spor tasarım dilini daha da ileri götürüyor. “Tekerlekler dışarı, gövde içeri” duruşunun vurguladığı güvenli görünüm, güçlü bir içbükey omuz hattı ve D sütununa doğru giderek alçalan tek kemerli bir tavan. Bu birleşim aracın güvenli görünümüne sağlamlaştıran bir özelliği oluşturuyor. Çiftli ızgara ve ortada bulunan altın papyon station wagonun bir Chevrolet olduğu mesajını anında iletiyor. Yeni Chevrolet Cruze’ların hepsinde yapılan tasarım değişiklikleri arasında, köşeli
yeni ön tampon ve ön ızgara bulunuyor. Güçlendirilmiş ön tampon ve üzerindeki sis lambaları ve yeni tasarlanan yuvaları otomobilin spor görüntüsünü daha da vurguluyor. Yeni Chevrolet Cruze Station Wagon’nun arka kısımda ise, bagaj kapağının eğimli açısı, yine eğimli olan ön kısmın dinamik görünümünü tamamlıyor. Tüm Yeni Chevrolet Cruze Station Wagon’lar yeni beş kollu 16 inç aluminyum alaşımlı çelik jant tasarımıyla birlikte sunulacak. Ön tamponu çevreleyen tasarım sürücü ve yolcu kapısına doğru akarak, Chevrolet’nin kendine has bir özelliği haline gelen kokpit görüntüsünü yaratıyor. Standart olarak yepyeni Chevrolet MyLink bilgi ve eğlence sistemiyle gelen otomobillerin entegre orta konsolu üzerinde yeni yedi inçlik yüksek çözünürlüklü dokunmatik ekran gururla sunuluyor. Chevrolet MyLink özellikli müzik sistemi içeren yeni Chevrolet Cruze’larda, gösterge panelinin ve radyo biriminin yanındaki havalandırma çıkışlarının yerleşimi yeniden tasarlandı. Üst gösterge tablosunun içindeki küçük bölüm müzik sistemine daha yaklaştırıldı, USB ve auxin girişleri eklendi.
autowrite+
2013 Yılında Satışa Sunulacak Facebook ve Twitter’a Bağlanabilen Fiat 500L, 5 yılda global anlamda satışları 800 bin adeti geçerek büyük bir ticari başarı kazanan Fiat’ın efsane modeli 500’ün tasarım öğelerini taşıyan yeni modeli Fiat 500L, 2013 yılı itibariyle ülkemizde de satışa sunulmadan önce İstanbul Autoshow Fuarı kapsamında Türkiye’de görücüye çıktı. Bir MPV’nin fonksiyonelliği ve geniş yaşam alanına sahip olan Fiat 500L, bir kompakt SUV’un tasarımı ve sürüş özeliklerini sunmasıyla da öne çıkıyor. Fiat 500L, farklı sınıflardaki araçların özelliklerin bir araya geldiği sıra dışı bir otomobil olarak dikkat çekiyor. Fiat 500L modeliyle yeni yıla hızlı bir giriş yapmayı amaçladıklarını dile getiren Fiat Marka Direktörü Okan Baş, “Kendini tüm dünyada sevdiren tasarım ikonu Fiat 500’ün hatlarını bir MPV’nin fonksiyonel yönleri ve SUV’nin sürüş özelikleriyle birleştiren Fiat 500L’yi ilk olarak fuar kapsamında sergileyerek Türk müşterilerin beğenisini ölçümlüyoruz” açıklamasını yaptı. Fiat’ın yeni müşteri taleplerini karşılama hedefinin bir parçası olarak ilk olarak 2012 Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtılan Fiat 500L, 2012 İstanbul Autoshow Fuara kapsamında Türk otomobil severlerin karşısına çıktı. Fiat Marka Direktörü Okan Baş, “Kendini tüm dünyada sevdiren tasarım ikonu Fiat 500’ün hatlarını bir
MPV’nin fonksiyonel yönleri ve SUV’nin sürüş özelikleriyle birleştiren Fiat 500L’yi ilk olarak fuar kapsamında sergileyerek Türk müşterilerin beğenisini ölçümlüyoruz” açıklamasını yaptı. Fiat 500L: Kendini Sevdiren Tasarım ve Gerçekten Geniş Yaşam Alanı! Fiat’ın tasarım merkezi tarafından şekillendirilen Fiat 500L, Fiat 500 modelini önden andıran tasarım özellikleriyle ilk bakışta sıcak ve tanıdık bir izlenim bırakmayı başarıyor. Bununla birlikte Fiat 500 genlerine uygun ve bir MPV’ye benzer şekilde tasarlanan tavan ve arka bölüm görselliğiyle de dikkat çekmeyi başaran Fiat 500L, geniş camlı yüzeyleri ve tavanıyla da maksimum görüş kolaylığı ve iç mekân ferahlığını sunmayı hedefliyor. Bununla birlikte gövdesi çift renkli olarak tercih edilebilen ve 30’dan fazla renk seçeneği sunulan Fiat 500L’nin alaşımlı jantlar için ayrıca beyaz, gri ve siyah renklerinde tercih yapma imkânı sunularak sayısız tasarım kombinasyonu yapılabilmesine olanak tanınıyor. Bununla birlikte 4.14 metre uzunluğa, 1.78 metre genişliğe ve 1.66 metre yüksekliğe sahip 5 koltuklu Fiat 500L’nin kabin içinde de müşterilere sunulan çözümlerin çeşitliliği ve kapsamı göze çarpıyor. Yeni Fiat 500L, kabin içinde sunduğu sınıfının en iyi iç mekân genişliği ve 400 litreye va-
ran bagaj kapasitesi özellikleriyle bir adım öne çıkarken, kabin içindeki tüm yolcuları için sunduğu çok miktarda kullanışlı bölmeler ile de yaşam alanının fonksiyonel kullanılabilmesine olarak sağlıyor. Sürüş keyfi ve araç içi konforuna 8 farklı mod kullanarak her hareket yönünde ayarlanabilecek olan koltukların çok yönlülüğü de destek sağlıyor. İlk bakışta Fiat 500 modeline özgü detayları hatırlatan çizgileri ve uygulamaları gövde rengine sahip gösterge panelinden konfor hissini tam anlamıyla yansıtan döşemelere kadar birçok iç mekân detayı Fiat 500L’nin kendini sevdiren unsurları arasında yer alıyor. Fiat 500’ü andıran biçimde kapsamlı aksesuarlarıyla dikkat çeken Fiat 500L’de farklı gösterge grafiklerden krom kaplamalar ve hatta koku yayıcılara kadar farklı donanımlar sunuluyor. Fiat’ın “insan dostu” teknolojileri, Fiat 500L modelinde de dikkatleri çekecek biçimde yoğun kullanımıyla ön plana çıkıyor. Bu teknolojilerin başında ise Fiat 500L’nin önemli tüm fonksiyonlarını (navigasyon sistemi, bilgi-eğlence, arıza teşhisi) kolay ve sezgisel bir kullanıcı deneyimi aracılığıyla ilk kez birleştiren yeni dokunmatik ekran ara yüzünün eşsiz özellikleri geliyor. Dahili navigasyon sistemine sahip olan geniş dokunmatik ekran, donanımı kategorinin ötesine taşıyor.
aralık 2012
39
autowrite+ yeniler
İtalya’nın En Çok Satan SUV Modeli Fiat Freemont Türkiye’de!
“Büyük” Fiat Freemont Satışa Sunuldu, Yaklaşık 1 Haftada 160 Adet Satıldı! Ekim ayının otomotiv pazarı lideri Fiat Türkiye, Fiat Grubu’nun Chrysler Grubu’yla yaptığı ortaklığın simgesi haline gelen başarılı SUV modeli Fiat Freemont’u ülkemizde Kasım ayı itibariyle satışa sundu. Türkiye pazarına hitap eden SUV tasarım ve kullanım özellikleriyle birlikte AWD 4x4 çekiş sistemi ile öne çıkan Fiat Freemont, lansmana özel 93 bin TL’den başlayan anahtar teslim satış fiyatıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Fiat Marka Direktörü Okan Baş, “Sınıfında hem en büyük hem de en güvenli olabilme iddiasıyla yollara çıkan Fiat Freemont modelimizle ise yeni bir müşteri kitlesine hitap ediyor olmanın da heyecanını taşıyoruz. Avrupa pazarında şimdiye kadar 35 bin adetten fazla müşteri tarafından tercih edildi. Sene sonuna kadar 400 adet civarında satılmasını hedeflediğimiz Fiat Freemont’tan yaklaşık 1 haftada 160 adet satılması, gelecek planlarımız açısından büyük önem taşıyor” açıklamasını yaptı.
40
aralık 2012
2012 yılının 10. ayı sonunda 78 bin 927 adetlik satış performansına ulaşan ve Ekim ayında Pazar lideri olma başarısını gösteren Fiat, 2012 İstanbul Autoshow Fuarı’yla SUV segmentinde yer alan modeli Fiat Freemont’u satışa sundu. Fiat showroomlarında da yerini alarak SUV tasarım ve kullanım özellikleriyle öne çıkan Fiat Freemont, lansmana özel 5 bin TL indirimle 93 bin TL’den başlayan anahtar teslim satış fiyatıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Fiat Marka Direktörü Okan Baş, “Sınıfında hem en büyük hem en güvenli olabilme iddiasıyla yollara çıkan Fiat Freemont modelimizle ise, yeni bir müşteri kitlesine hitap ediyor olmanın da heyecanını taşıyoruz. Avrupa pazarında şimdiye kadar 35 bin adetten fazla müşteri tarafından tercih edilen ve İtalya’nın bu sene en çok tercih edilen SUV modeli unvanına sahip Fiat Freemont’u fuar da ilk defa gösterdiğimizde, ziyaretçi ve müşterilerden yoğun ilgi gördü. Sene sonuna kadar 400 adet civarında satılmasını hedeflediğimiz Fiat Freemont’tan yaklaşık 1 haftada 160 adet
satılması, gelecek planlarımız açısından büyük önem taşıyor” açıklamasını yaptı. Ülkemizde sadece 2.0 litrelik 170 HP’lik Multijet motorla satışa sunulan Fiat Freemont, hem önden çekişli hem de dört tekerlekten çekişli olarak tercih edilebiliyor. Ön tekerlekten çekişli versiyonlar 6 ileri manuel şanzımanla satın alınırken, 4 tekerlekten çekişli versiyonlar ise standart olarak sunulan 6 ileri otomatik şanzımanla kombine ediliyor. lansmana özel indirimle 93 bin TL’den başlayan anahtar teslim başlangıç fiyatıyla dikkat çeken 2.0 litre motorlu ve 6 ileri manuel vitesli Fiat Freemont versiyonları, Urban adı verilen donanım seçeneğiyle müşterilerin beğenisine sunuluyor. Fiat Freemont’un Urban donanım seçeneğinde 6 havayastığı, anahtarsız çalıştırma sistemi, 5 koltuklu oturma düzeni, çift iklimlendirmeli manuel klima, hız sabitleyici, dokunmatik ekranlı, direksiyondan kumandalı CD/MP3 çalarlı multimedya sistemi, USB ve AUX girişiyle 17 inçlik alaşım jantlar standart olarak sunuluyor.
autowrite+
Yenilenen Q5 satışa sunuldu! Doğuş OtoGünlük kullayalli opsiyonel uyarlanabilir far da motiv-Audi’nin nım için göz alıcı Q5’te sunuluyor. 4,63 metre uzunluilk kez İstanbul tasarım ğunda, 1,90 metre genişliğinde olan Autoshow’da taİlerici bir yenilenen SUV’un, yüksekliği 1,65 nıttığı Q5, fuarın tasarıma sahip metre ve baz versiyonun boş ağırlığı ardından tüm Audi Q5, coupé ise 1755 kg. Q5, 540 litre hacmindeki Türkiye’deki Audi benzeri tavan bagajıyla da günlük kullanımda büyük yetkili satıcılarda çizgisi ve bagaj kolaylık sunuyor. satışa sunuldu. kapağı ile Audi Q5’in iç mekânı, rafine tasaÖncelikle benzinli dikkat çekiyor. rım konusunda ek çözümlere imza ve dizel olmak üzeFarların iç tasarımı değişatmış. Kullanıcı kumandalarının birre iki motor seçeneğiyle satışa çıkan tirilmiş; isteğe bağlı alınabilen Xenon çoğunda krom süslemeler bulunuyor; yeni Q5, zengin standart donanımı plus ünitelerin LED gündüz farları, direksiyon kolonu kontrol kolları, ve çok yönlü opsiyonel donanım farları çevreleyen kavisli şeritler şekkontak anahtarı ve göstergeler üzeseçenekleri ile 69 bin 160 Euro’dan linde biçimlendirilmiş. Audi ayrıca rinde hoş değişiklikler yapılmış. Orta başlayan fiyatlarla showroomlarda dinamik viraj aydınlatkonsolun dar panelleri, yüksek yerini aldı! ması ve statik parlaklığa sahip siyah Audi’nin tüm dünyada olduğu dönüş renge boyalı. gibi, Türkiye’de de büyük ilgi çeken sinSUV’u, Q5 yenilendi. Çok yönlü ve başarılı bir karaktere sahip bu SUV şimdi, tasarım, bilgi –eğlence, şasi ve motor konularında birçok yeni çözüm getirerek daha çekici, verimli ve sportif bir hâle geldi. SUBARU’nun amiral gem Türkiye’de ilk planda 2.0 TDI isi olarak nitelendirilen Fo rester modeli yenilendi. Per for mans, güven ve dayanıklılığı ve 2.0 TFSI olmak üzere iki birleştirmesiyle dünyanın sın en beğenilen 4X4’leri arada yer alan SUBARU FORE motor seçeneğiyle sunulan STER , 2013 yılında sınıfın da fark yaratacak yenilikler imza atıyor. Gerçek bir SU yeni Q5, performansı arV karakteri ve spor otomo e bil kav gel ram işti ları harmanlanarak yenide rile n Forester, daha yüksek bir tırılmış olmasına rağmen n sür üş pla tfo rm una, maksimum sürüş per ortalama yüzde 11 daha dü formansına ve yakıt tüketim değerleşük yakıt tüketimine sahip. Yeni Forester 240 beygir güc rinin yüzde 15 kadar ündeki Turbo versiyonlu 6 ileri CV T şanzımanlı spor rin sürüş zevkinin 4x4 bir SUV’d otomobilleazaltılmasıyla son derece a da yaşanabileceğini ispatlı olan “X-MODE” ise tümsek yor. Yeni bir AWD kontrol iddialı. sistemi li ve kaygan yol koşullarınd a denge sağlıyor. Zarif ve kompakt tasarımı Q5’in TFSI motorlu , güçlü 4X4 özellikleri ve sad ece Subaru’ya özgü Boxer ru sayesinde rakiplerinden motobenzinli seçeneği 225 farklı bir konumda yer alan Forester’ın 4. neslinin dünya lan sm anı 13 Kasım’da Japonya’d hp güç çıkışı ve 350 Nm a yapıldı. Spor otomobiller yaratma konusunda uzun yıllara dayanan deneyime tork üretiyor. quattro dört sahip olan Subaru’nun, “C on fid enc e in Motion” mottosu ile yen iden geliştirdiği 4. Nesil Fo tekerden çekiş sistemi ve rester modelinde sportif bak çık ış açısı ön plana ıyo r. 8 ileri tiptronic sanzımanla sunulan bu model EU 5 motoruyla, 100 kilometrede ortalama 7,9 litre yakıt tüketiyor. Yeni Q5’in 2.0 TDI dizel 240 beygir gücündeki Turbo versiversiyonu ise 7 ileri S tronic şanzıyonu ile manı ve quattro çekiş sistemi ile satışa sunuluyor. 177 hp güç ve 380 Nm tork üreten bu versiyon ise 100 kilometrede ortalama 6 litre yakıt tüketiyor.
FORESTER EFSANESİNİN DÖRDÜNCÜ NESLİ
aralık 2012
41
autowrite+ yeniler
Yeni Golf Volkswagen Yetkili Satıcılarında
D
oğuş Otomotiv Volkswagen tarafından ilk kez İstanbul Autoshow Otomobil Fuarı’nda tanıtılan Volkswagen’in efsane modeli Golf ’ün yedinci nesli, 12 Kasım’dan itibaren Volkswagen Yetkili Satıcılarındaki yerini aldı. Biri dizel olmak üzere dört farklı motor seçeneğiyle satışa sunulan Yeni 7. Nesil Golf, 42 bin 900 TL’den başlayan fiyatlarla alınabiliyor Tamamen yenilenen tasarımı, sürüş destek sistemleri ve konforun yanısıra düşük yakıt tüketimiyle de önceki nesillerinden ayrılan Yeni Golf, üçü benzinli, biri dizel olmak üzere dört farklı motor seçeneğiyle ve 42 bin 900 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu. Bugüne kadar geliştirilen en iyi Golf olma özelliği taşıyan yedinci nesil Golf, malzeme, işçilik kalitesi, konfor ve teknolojisiyle sınıfının üzerinde konumlanıyor. Yeni Golf ailesinin benzinli versiyonları 1,2 TSI 105 PS, 1,4 TSI 122 PS ve 1,4 TSI 140 PS, BlueMotion Technology
42
aralık 2012
ile sunuluyor. Ayrıca, yine 1,4 TSI 140 PS versiyonunda ACT adı verilen aktif silindir yönetimi sistemi mevcut. Aktif silindir yönetimi “ACT” teknolojisi, 140 PS’lik motorun 100 km’de sağladığı 4,8 litrelik yakıt tüketimi değeriyle, bir önceki nesilden yüzde 16 oranında daha tasarruflu. Yeni Golf ’ün BlueMotion Technology ile donatılan dizel versiyonu ise 1,6 litrelik TDI motora sahip ve 105 PS güç üretiyor. Midline Plus, Comfortline ve Highline olmak üzere üç farklı donanım seviyesiyle satın alınabilecek Yeni Golf, daha güvenli, daha konforlu ve boyutları itibariyle bir önceki nesle göre daha geniş olmasına karşın, 100 kg’a kadar daha hafif. Volkswagen’in sunduğu tüm yeni sürüş destek sistemlerinin; ESP, XDS (elektronik, dinamik diferansiyel kilidi), DSR (Dinamik Direksiyon önerisi), İkincil Çarpışma freni ve yorgunluk tespit sisteminin standart olarak sunulduğu Yeni Golf, BlueMotion Technology özelliği sayesinde ‘Start/Stop’ ve ‘Fren Enerjisi Geri Kazanımı’ gibi teknolojilerin sağladığı düşük yakıt
tüketimi ve karbon salınımı ile çevre dostu yolculukları mümkün kılınıyor. Volkswagen’in bir devrim niteliğindeki modüler platform yönetimi MQB üzerinde yeniden tasarlanan 7. nesil Golf, yeni multimedya sistemleri, gelişmiş sürüş destek sistemleri, yeni iç ve dış tasarımıyla segmentinin standartlarını yeniden belirliyor. Bir önceki versiyona göre 13mm daha geniş olan Golf VII’nin bagaj hacmi de önceki nesle oranla 30 litre artırılmış. Ayrıca Yeni Golf ’te ikincil çarpışma freni (Multi Collision Brake) ve yorgunluk tespit sistemi (Fatigue Detection) gibi gelişmiş güvenlik sistemleri standart olarak sunuluyor. Yeni Golf, tasarımı, sahip olduğu sürüş destek sistemleri ve kendi sınıfında fark yaratan donanım özellikleriyle, önceki nesillerinden tamamen ayrılıyor. Bir önceki nesliyle bile oldukça geniş bir kullanım alanı sunan Golf, yedinci nesliyle bunu bir adım daha ileriye taşıyor; aracın uzunluğu 56 mm artarken, dingil mesafesinin 59 mm artmasıyla ön ve arka koltuklardaki diz mesafesi de olumlu yönde etkileniyor.
D I R B Y H YARIS
Dünyanın favorisi hibrit teknolojisi, Türk halkının da gönlünü fethetti. Toyota’nın lideri olduğu hibrit teknolojisi ile üretilen tasarruflu ve çevreci otomobil Yaris Hybrid yok satıyor. Ekim ayından itibaren Türkiye’de satışına başlanmasına rağmen yıl sonu satış hedefini şimdiden yakalayan Yaris Hybrid için sıra yazılmaya başlandı. 2012 İstanbul Autoshow’da da büyük ilgi ile karşılanan Yaris Hybrid erişilebilir fiyatı, yakıt ekonomisi ve çevreci özelliği ile öne çıkarak takdir topluyor. Toyota Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt, Yaris Hybrid’in İstanbul gibi trafik yoğunluğu fazla olan şehirler için ideal bir araç olduğunu belirterek “Autoshow’da çok sayıda talep alan Yaris Hybrid’e Türk halkının gösterdiği ilgiden memnunuz. Dünyanın en çok tercih edilen çevreci teknolojisine olan hasretimiz Yaris Hybrid ile son buldu. Rakipsiz yakıt tasarrufu ve sürüş konforu ile Yaris Hybrid’in tam bir şehir otomobili olmasını
başlıca tercih sebepleri arasında sayabiliriz. Yakıt ekonomisindeki başarısı bakım masraflarında da devam ediyor. Bununla birlikte, Yaris Hybrid sportif ve göz alıcı tasarımıyla Türk halkının estetik zevkine de hitap ediyor. Dolayısıyla Türk halkı beğendiği bir otomobile erişilebilir koşullarda sahip olma deneyimi yaşıyor. Üstün hibrit teknolojisiyle hem tasarruflu hem de çevreci hem de yüksek performanslı bir şehir otomobili olan Yaris Hybrid için sıra yazmaya başladık. Halkımızdan gelen talepler doğrultusunda Türkiye için ayrılan Yaris Hybrid kotamızı artırmaya çalışıyoruz” dedi. Sportif tasarım ve üstün hibrit teknolojisi Yaris Hybrid’de B segmentinin ilk hibrit otomobili Yaris Hybrid, dışarıdan şarj gerektirmeden elektrikli ve benzinli motorun en verimli şekilde çalışması, fren esnasında kendi kendini şarj ederek benzin harcamadan gerçekleştirilen 0 emisyonlu elektrikli sü-
autowrite+
rüş imkanı sunuyor. Cool ve Spirit olmak üzere iki versiyon ile sunulan Yaris Hybrid, dışarıdan sportif ve göz alıcı bir tasarım sunarken kokpit tasarımında da yüksek donanım kalitesi ve segmentinin en üst teknolojileri kullanıldı. İdeal bir şehir oromobili olan Yaris Hybrid’de şehiriçi yakıt tüketimi şehirlerarası yakıt tüketiminden daha düşük ve şehir içinde sadece 3,4 lt/100km yakıt tüketiyor. Benzinli kompakt hibrit sistemiyle toplam 100 beygir güç sunan Yaris Hybrid, sadece 85 g/km CO2 emisyonu ile de segmentindeki en düşük CO2 emisyon değerine de imza atıyor ve çevreciliğini kanıtlıyor. Sınıfının en iyi performans ve yakıt ekonomisi dengesini sunan Yaris Hybrid, sürüş ekonomisinin yanı sıra hibrit teknoloji sayesinde debriyaj pedalı, debriyaj plakası, vites kutusu, marş motoru, V-kayışı ve triger kayışı bulunmadığı için bu parçalara ait herhangi bir bakım masrafına da yol açmıyor.
aralık 2012
43
autowrite+ konsept
Doğuştan Elektrikli. BMW i tasarım genleri
BMW i, geleceğe dönük otomobilleri ve merkezinde sürdürülebilirlik bulunan yeni bir premium mobiliteyi temsil eder. Yeni BMW alt markasında temel öneme sahip özellikler, özel olarak şehir için geliştirilen ve başlangıcından sonuna kadar tasarım sürecini belirleyen alternatif sürüş sistemleridir. BMW i, ulaşım konusunu yeniden düşünerek geleceğin otomobillerinin karşı karşıya kalacakları güçlüklere öncü çözümler getirme amacını taşımaktadır. Tüm bunlar, çığır açan, benzersiz, elektrikli ulaşıma yönelik amaca uygun olarak üretilmiş mimariye sahip otomobiller ve yenilikçi malzeme kullanımına sahip LifeDrive konseptinin ardındaki itici güçtür. BMW i tasarımcıları, ana BMW markasıyla güçlü bağlantıları bulunan benzersiz bir tasarım dili geliştirme konusunda başarılı olmuşlardır. Yenilikçi teknolojilere çağdaş, özgün bir görsel stil verilmiş ve ilk konsept otomobiller olan BMW i3 Concept ve BMW i8 Concept hafiflik ve verimlilik gibi değerlerin çıplak gözle fark edilebilmesini sağlamıştır. Bu otomobiller yeni bir alt markanın doğuşunun habercisidir ve ilk bakışta BMW i’nin potansiyelini ortaya koyar. BMW i8 Concept Spyder ile BMW Group üçüncü bir modeli, üstü açık iki kapılı BMW i8 Concept’in daha fazla geliştirilmiş şeklini sunuyor.
Aileden gelen özellikler; ana BMW markasından alınan tasarım özellikleri. BMW i mutlak hassasiyet, hafiflik ve ya-
44
aralık 2012
lın modern görünüm gibi tasarım kavramlarının kullanımı konusunda ana markası BMW’yi referans alır. BMW markasına özgü tasarım özelliklerinin alınması BMW i tasarımının ana marka ile kolaylıkla fark edilebilen bir bağlantı kurmasını sağlar. Ancak, BMW i çeşitli biçimsel öğelere tamamen yeni bir görünüm sağlayarak, alt marka otomobillerine ayırt edici bir kimlik kazandırmaktadır. Bu nedenle, BMW logosunun dışına, BMW i logosu için üç boyut-
paylaşırken, kendine özgü bir stil de katar.
lu mavi bir halka eklenmiştir. Klasik BMW böbrek ızgarasının yeni bir yorumu ana markanın BMW i’nin yüzü için verdiği ilhamı yansıtır. Yatay olarak bölümlenmiş farları ile BMW i otomobilleri, BMW modellerinden bildiğimiz o kararlı görünümü
algılanmasının ötesinde konfor, işlevsellik ve estetiği tanımlar. Sürdürülebilirlik ve premium özellikler daha önce hiç bu kadar derinlemesine bir arada kullanılmamıştır. Örneğin kaynakların korunması, malzeme geliştirmede göz önünde bulundurulan
BMW i, “yeni premium” iddiası. “Temiz”, “akıllı” ve “premium”; BMW i tasarımının üç anahtar sözcüğüdür. BMW i otomobilleri, geleceğin taleplerini karşılamak üzere premium fikrini bir üst seviyeye taşır; “Yeni premium” yüksek standartların bilinen şekilde
autowrite+ temel bir özelliktir. İç tasarım, yenilenebilir ve doğal yöntemlerle işlenmiş hammaddeleri ilk kez gözler önüne sermektedir. Yeni LifeDrive mimarisi tasarımcılara iç tasarım için temiz bir tasarım oluşturma özgürlüğü sunmuştur. Yalnızca gerçek anlamda kaliteli, temiz ve akıllı özellikler benimsenmiştir. Böylece çağdaş, işlevsellikten ödün vermeye gerek bırakmadan ağırlığı azaltan, yalınlaştırılmış bir estetik elde edilir. Dış tasarım, bu yeni yaklaşımı duyuran, kışkırtıcı bir tasarım dili kullanır. Şeffaflık ve kontrast renklerin kullanımı, bakan kişinin dikkatini otomobilin hafif tasarımına çeker. Olağanüstü derecede temiz ve minimalist yüzeyler, görsel etkinin, BMW i markasının tamamen benimsediği sürdürülebilirlik kavramına yardımcı olacağı şekilde düşünülmüştür.
Tipik BMW i; modele özgü tasarım özellikleri. LifeDrive mimarisi. BMW i modellerinin amaca yönelik temel yapısını oluşturan LifeDrive mimarisi, tek tanımlayıcı özelliktir. Bu konseptte, karbon fiber takviyeli plastik (CFRP) “Life” modülünde yolcu kabini yer alırken, “Drive” modülü tüm işlevsel çekiş işlevlerini bir araya getirir. Farklı iki yönlü ayrım otomobillerin tasarımına da yansıtılmaktadır. Modüller kısmen plastikten yan panellerle kaplanmıştır ancak açıkça ayırt edilebilmeleri mümkündür. Dışadönük yüzeyler ve belirgin hatlar ikisi arasında uyumlu bir geçiş oluşturur. BMW i dilinde “katmanlama” olarak adlandırılan, yüzeylerin bu şekilde kesişmesi ve bağlanması otomobillerin dış ve iç tasarımlarına damgasını vurur. Çarpıcı etkileşim, farklı yapıların birbirine bağlanmalarını ve LifeDrive mimarisi çerçevesi
içindeki düzenlemelerini çarpıcı bir şekilde vurgular.
Aerodinamik. Aerodinamik olarak optimize edilen “akım” BMW i’nin en çarpıcı tasarım temalarından birini oluşturur. İki yatay çizgi, bir rüzgâr tünelindeki hava izi gibi yukarıdan ve aşağıdan birbirine kavuşarak dinamik bir C sütunu kavisine dönüşür. Bu çizgiler modele bağlı olarak farklı yollarla ifade edilirler. BMW i tasarımının markaya özgü öğeler olarak paylaştığı diğer önemli aerodinamik özellikler arasında büyük ve kısmen dar tekerlekler ile Hava Perdeleri (havanın çamurluklar etrafından akmasını sağlar) ve ön tekerleklerin arkasında yer alan aero-kanatçıklar gibi aerodinamik öğeler yer alır.
Hafif tasarım ve verimlilik. BMW i tasarımı, alt markanın yenilikçi sürüş teknolojisine uygun bir vitrin oluşturan hafiflik ve verimlilik öğelerini kullanır. Bu temel değerler, büyük saydam yüzeyler ve ışık dolu bir iç tasarım, güçlü bir duruş ve temas yüzeyleri, spoyler dudakları ve içinden havanın akmasına izin veren unsurlar gibi aerodinamik eklentilerle otomobillerin tasarımında ifade edilmiştir. Yüksek düzeyde şeffaflık otomobillere havadar bir his katarken, cömert boyutlara sahip cam yüzeyler de dışarının en iyi şekilde görülmesini sağlamaktadır. Gözler önüne serilen etkileyici CFRP bantlar, iki otomobilin de hafifliğini ve verimliliğini yansıtmaktadır. Verimli ulaşımın temel öğesi olarak, aerodinamik özellikler yakıt tüketiminin azaltılmasında önemli rol oynar. BMW i otomobillerinin tasarımı otomobillerin sürtünmesini önemli ölçüde azaltmak, verimliliklerini artırmak ve bu yolla yalnızca elektrikle çalışırken menzilini artırmak amacıyla çeşitli aerodinamik önlemleri içermektedir.
Stop lambaları. BMW i alışılageldik BMW stop lambası tasarımına yeni bir yorum getirmektedir. İç içe giren tasarımıyla U şeklindeki stop lambaları en son LED teknolojisini kullanır ve yer gereksinimi ve enerji kullanımı açısından en üst düzeyde verimlilik için tasarlanmıştır. Ayırt edici görünümleri de BMW i otomobillerinin geceleri kolaylıkla fark edilebilmesini sağlar.
Siyah şerit. Diğer bir ayırt edici tasarım özelliği olan ve otomobilin farklı bölümleri arasında görsel bir bağlantı oluşturacak şekilde böbrek ızgaranın hemen arkasından, motor bölümünden başlayarak tavana ve oradan da arkaya doğru devam eden siyah şerit de en iyi üstten görülmektedir. “Geleceğin mobilitesi ve toplumumuzun geleceği söz konusu olduğunda, sorumluluklarımızı ciddiye alıyoruz,” diyen BMW i Tasarım Başkanı Benoit Jacob, BMW i alt markasıyla ilgili olarak sözlerine şöyle devam ediyor: “Şüphesiz ki, sürekli olarak ilerleme gösteren şeyleri yeni bir bakış açısıyla ele almamız gerekiyor. Bu nedenle BMW i’de kendi kendimize, dikkate almadığımız çoğu konuyu zorlayan birçok soru soruyoruz. Yaratıcılık sürecinde yer alan her tasarım elemanı üç temel soruyla karşı karşıya kalıyor: Premium tanımımıza uygun mu? Ne kadar temiz? Ne kadar akıllı? Bu sorular bazı devrim niteliğindeki yanıtları da tetikledi. Kısacası, geleceğin bu kadar umut verici olması ender görülür.”
aralık 2012
45
autowrite+ konsept
Bireysel mobilitenin geleceği: BMW i8 Concept
46
aralık 2012
BMW i, ileriye dönük otomobiller ve ulaşım hizmetlerini, ilham veren tasarımı ve otomobillerde özellikle sürdürülebilirlik konusunda odaklanan yeni premium özellikleri temsil ediyor. BMW Group özel olarak tasarlanmış otomobil konseptleri, tüm tedarik zinciri boyunca sürdürülebilirlik ve tamamlayıcı mobilite hizmetleri dahil olmak üzere BMW i ile bütünsel bir yaklaşım benimsiyor. İki üstün otomobil konsepti olan BMW i3 Concept ve BMW i8 Concept, BMW i’nin bireysel mobiliteye yaklaşımının gelecekte nasıl görüneceğini ortaya koyuyor. BMW i8 Concept: Duygusal, dinamik ve verimli. BMW i8 Concept spor otomobillerin yeni neslini temsil ediyor; benzersiz plug-in hibrid konsepti içten yanmalı motor ile elektrik motorunu bir araya getirerek çok düşük
yakıt tüketimi ve egzoz emisyonu sağlarken mükemmel dinamiklikte sürüş deneyimi sunuyor. Tamamen elektrikle çalıştırıldığında BMW i8 Concept 35 km’ye kadar menzil sunuyor. 2+2 koltuklu spor otomobil olarak tasarlanan BMW i8’in tasarımı duygusal çekiciliğe sahip. BMW i8 Concept’in hızlanma becerisini ilk bakışta net bir şekilde ortaya koyan orantıları ise dinamik performansını yansıtıyor. Aynı şekilde iç tasarımı da BMW i8 Concept’in sportif karakterini gözler önüne seriyor. Kokpitin tasarımında sürücü odaklılık ilkesi bir BMW Group otomobilinde daha önce tanık olunmamış yoğunlukta uygulandı. BMW i8 Concept’te sürücü koltuğu etkileyici bir sürüş deneyiminin merkezinde bulunuyor. BMW i8 Concept ayrıca otomotiv sektöründe aydınlatma konusundaki
gelişimin bir son mına işaret ediyo ışığı kullanarak a ışığı veya diğer y rının aksine, bu l LED farlarından yoğun olan ve ne ışık huzmeleri ür enerjiden tasarru işlevlerin kullanı LED farlara oran yüksek sistem ve yarıdan fazla ora Amaca yöneli konsepti. BMW i otom LifeDrive mimar trikli güç aktarım gerekliliklerini gö duruyor. Elektrik yanmalı motora otomobile sonra mesini ifade eden
nraki mantıklı adıor. Farları, yolu lazer aydınlatıyor. Güneş yapay ışık kaynaklalazer ışığı geleneksel n binlerce kat daha eredeyse paralel retir. Bu özellikler uf sağlarken yepyeni ılabilmesini sağlıyor. nla enerji tüketimi erimliliği sayesinde anda azaltılmıştır. ik tasarım: LifeDrive
mobillerinin yenilikçi risi özellikle elekm sisteminin teknik öz önünde bulunkli parçaların içten göre tasarlanmış bir adan entegre ediln sözde dönüşüm
autowrite+ yaklaşımının aksine bu yeni yöntem elektrikle çalıştırma olgusunun karmaşık revizyonlar olmadan ve özellikle ağırlığı etkilemeyecek şekilde hayata geçirilmesini sağlıyor. LifeDrive mimarisi temelde birbirinden ayrı, iki bağımsız birimden oluşuyor. Süspansiyona ek olarak “Drive” modülü enerji depolama aygıtı, motor, büyük kısmı alüminyumdan üretilen bir yapıda bulunan yapısal ve çarpışma fonksiyonlarından oluşuyor. Diğer modül olan “Life” modülü ise temel olarak karbon fiber takviyeli plastikten (CFRP) üretilmiş son derece sağlam ve hafif olan yolcu hücresinden oluşur. CFRP’nin yoğun kullanımı sayesinde Life modülü çok hafiftir. Bu yapı daha yüksek bir sürüş menzili ve sürüş performansı elde edilmesine büyük katkı sağlıyor. Hem BMW i3 Concept, hem de BMW i8 Concept LifeDrive mimarisine sahip.
Carbon Disclosure Project, BMW Group’un şeffaflığını ve iklim koruma aktivitelerindeki başarısını onayladı. BMW Group CDP Global 500 sıralamasında en yüksek puanı alan otomobil üreticisi oldu. BMW Group 12 Eylül 2012 tarihinde yayınlanan Carbon Disclosure Project (CDP) Global 500 sıralamasında kendisinin bugün kadar ki en iyi skorunu elde etti. 100 üzerinden 99 puanla sektör lideri olan şirket, dünyanın sürdürülebilirlik alanında en başarılı otomobil üreticisi olduğunu bir kez daha vurgulamış oldu. Ayrıca, BMW Group aldığı skorla dünya genelinde en iyi üç şirket arasına girmeyi de başardı. BMW AG Yönetim Kurulu Başkanı, Norbert Reithofer, “Dünya üzerinde bulunduğumuz tüm lokasyonlarda iklim önlemlerine odaklanıyoruz. Fabrikalarımızın tamamında çevreyi koruma adına geçtiğimiz yıllarda çok büyük başarılar elde ettik ve attığımız adımları daha da ileri taşıyoruz. CDP Global 500’deki bu başarımızda, doğru yolda olduğumuzu bir kez daha göstermiştir.”
Carbon Disclosure Project değerlendirmesi sürdürülebilirlik ve şirketlerin değerlendirilmesi alanında dünyanın en saygın ölçütlerinden biri olarak kabul edilir. Global 500 sıralamasında iki ayrı liderlik sıralaması yapılır: Şeffaf raporlama için Carbon Disclosure Leadership Index (CDLI) ve iklim koruma alanında etkili çözümler için Carbon Performance Leadership Index (CPLI). Tüm şirketlerin sadece 10%’unun yer aldığı bu listelerin ikisinde de, BMW Group üst sıralarda yerini almayı başarmıştır. BMW Group’un üstün sıralaması üretimin tüm kademelerinde iklim önlemlerini şirketin bir değeri ve uzun dönem şirket strateji olarak yerleştimesinin bir sonucudur.
aralık 2012
47
autowrite+ konsept
BMW Group Tasarım 2012 GREEN GOOD DESIGNTM Ödülünü ilk kez aldı.
BMW i8 Concept, BMW i3 Concept ve MINI Rocketman Concept sürdürülebilir ürün tasarımı özel ödülünü kazandı.
BMW Group konsept otomobil üçlüsü olan BMW i8 Concept, BMW i3 Concept ve MINI Rocketman Concept sürdürülebilir ürün tasarımı konusunda 2012 GREEN GOOD DESIGNTM Ödülünü kazandı. İlk kez bir BMW Group ürünü, GOOD DESIGNTM Ödülleri’nin özel bir yan ödülü olan ve 2009’dan bu yana verilen GREEN GOOD DESIGNTM Ödülü’nü kazananlar arasında yer aldı. Dünyanın en eski ve en prestijli ödülü olan GOOD DESIGNTM Ödülü 1950 yılında mimarlar Eero Saarinen, Charles ve Ray Eames ile Edgar Kaufmann Jr. tarafından yaratılmıştır. GREEN GOOD DESIGNTM Ödülü sürdürülebilirlik dikkate alınarak oluşturulan modern tasarımlara halkın daha fazla dikkatini çekilmesini hedeflemektedir. Bu hedef doğrultusunda jüri düşük enerji tüketimi ve fosil yakıtlara daha az bağımlılık gibi kriterlere odaklanıyor. Herkesin imrendiği özel ödül Avrupa Mimari, Sanatsal Tasarım ve Kent Çalışmaları Merkezi ile
48
aralık 2012
Chicago Athenaeum: Mimari ve Tasarım Müzesi tarafından verilmektedir. 120’den fazla ürün, kişi, devlet, çevresel programlar ve 27 ulustan mimari projeler 2012’deki GREEN GOOD DESIGNTM Ödülü’ne lâyık görüldü. BMW i8 Concept’in tasarımı, teknoloji ve estetiğin kusursuz etkileşimini temsil eder. Tasarım dili ve alçak silüeti dinamik becerisini öne çıkarır. Geniş camlar ve belirgin aerodinamik özellikleri bu otomobilin yenilikçi hafif tasarımını ortaya çıkarır ve verimliliği artırma taahhüdünü gözler önüne serer. Güçlü bir şekilde odak noktası olarak sürücüyü alması ve yenilenebilen kaynakların kullanılması ile öne çıkan
otomobilin atletik karakteri aynı zamanda iç mekânın en son teknoloji tasarımına da yansır. Elektrikle çalışan BMW i3 Concept’in tasarımı ilk bakışta otomobilin özelliklerini ön plana çıkarır. i3 şehir için üretilen vizyon sahibi bir otomobilin dinamik yorumunu ifade eder. Fütüristik tek kutulu tasarımı mümkün olan en düşük ayak izi ile maksimum iç hacim sağlar. Bu yenilikçi düzen iç mekanın yalın tasarımının özgürlük ve açıklık hissi oluşturmasını sağlar ve bu şekilde yepyeni ve geniş bir alan algısı yaratır. MINI Rocketman Concept’in dış görünüşü klasik MINI’nin benzersiz tasarım diline sahiptir ve konseptin genel biçimi geleneksel değerler ile yenilikçi otomobil tasarımını bir araya getirir. Konsept, uzunluğu üç metreden biraz daha uzun olan 3+1 koltuklu 3 kapılı bir tasarımdır.