6 minute read

SENA ŞENER

‘Önce insan, müzisyen, daha sonra kadın’

Ece ULUSUM V okal yeteneklerini blues türündeki Benimle Yan parçasıyla gösteren Sena Şener, şarkısıyla karanlık ama güçlü bir etki bırakıyor. Aşklardaki yüzseyselliğe dokunan parçada Efe Demiral’ın dokunuşları var. Parçanın hikayesini Sena Şener’den dinledik. ❏ Blues türünün çok seven ekip

Advertisement

olarak şarkıdaki gitar sololar, altyapı ve yorumunuzu çok sevdik. Yaz dönemi için biraz karanlık bir aşk parçası, siz ne dersiniz?

Çok teşekkürler, ne mutlu bize. Döneme göre müzik yaparsam benden pek şarkı duyamayabilirsiniz. Aslında eski şarkılarıma kıyasla karanlık değil de biraz cinsel enerjisi yüksek bir şarkı diyebiliriz. Ayrıca herkesin yazı “Alaçatı’ya akalım” değil sonuç olarak, zaman zaman yazlar da karanlık olabilir. ❏ Efe Demiral’in parçaya yaptığı

dokunuşları nasıl anlatırsınız?

Efe ile yaklaşık iki senedir de aynı sahneyi paylaşıyoruz. Bu yüzden müzikal anlamda ortak bir zevkimiz var. Benim kalbim 6/8 atıyor. Sevmemeliyiz, Ölsem gibi şarkılarım da 6/8. Blues esintileriyle rock birleşimini çok seviyorum ve şarkı yazmam çok kolay oluyor. Benimle Yan’ı da ortaya çıkarıp taslak gitarlar çalmıştım, Efe’de kendi yorumuyla düzenlemeye dahil oldu. Efe, gitar hakimiyetinin yanı sıra pedal biriktiren, sound’u üzerine de düşünen biri. Benim müziğimde de bu çok önemli bir kısım. Şarkıda elektronik sesler de kullandım, böylelikle keyifli bir harman oldu. ❏ Yeni tekliler gelecek mi? Sizden daha

çok blues parça duyacak mıyız?

Mix-mastering aşamasında birçok şarkı var. İngilizce, Türkçe… Beklemedeyiz. Saf bir blues şarkı olmasa da aromasını hissedeceğiz diyebilirim. ❏ Şarkının sözlerindeki “İnsanlar ne

garip, yüzeysel” diyorsunuz. Bunu en çok ne zaman ya da hangi durumlarda düşünüyorsunuz?

Çoğu durumda bunu hissediyorum ama Benimle Yan’ın odak noktası sözde aşktaki yüzeysellik. Bu cümleyi “…benim gönlüm derinlerde.” takip ediyor. Her şeyi yoğun ve derinlerde yaşayan bir insanım, aşkın da bunu hak ettiğini düşünüyorum. Zizek’in dediği gibi, insanlar artık “Aşka düşüş” olayından “düşüş”ü atıp sadece aşkı yaşamak istiyorlar. Her şeyin dümdüz ve zorluksuz olanını istiyorlar. Ama gerçek olan hiçbir şey dikensiz olmaz. Yanıp kül olmak lazım. Bağlanmak acıtır diye korkarsak derinlerin güzelliğinden mahrum kalıp her şeyin köpüğüyle idare ederiz. ❏ Pandemi döneminde müzisyenler

yalnız bırakıldı, mekanlar kapatıldı. Bu size nasıl hissettirdi?

Müzisyenler en hassas zamanlarda, belki kimse yokken, insanların yanında. Ağlarken yatak odasında, kimseyle paylaşamadığı duygularında. O yüzden müzisyenler yalnız bırakılamaz. Fakat bu duygusallığın yanı sıra müzisyenlik bir meslek, ilk önce bunun anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Duygularınıza direkt olarak yönelmesi bir mesleği daha az ciddi kılmaz. Sahne sadece sahne üzerindeki ekipten de ibaret değil. Birçok insan ve onların aileleri var. 2021 ❏ Genç bir kadını şort giydi Benimle Yan

diye linç edilmeye çalışılıyor, Pasaj Müzik kadına şiddet, kadın cinayetleri gibi insan hakları ihlalleri ortasında ilham yakalamaya, işinizi yapmaya çalışan bir müzisyensiniz. Böyle bir dünyada nasıl hissediyorsunuz? Müziğiniz nasıl etkileniyor?

Aslında anlatılacak ne çok şey var, ilham yakalamaya bile gerek yok. Duyulması gereken, günötede kalan bizler. Özgürlük ve eşitlik insan dünyasında en önemli kavramlar. Ben ilk önce insan, müzisyen, daha sonra kadın olarak algılanmak istiyorum. Fakat algı o kadar yanlış bir odakta ki bir insan hiçbir şey olmadan asılsız toplumsal cinsiyet beklentileriyle sarmalanıyor. Kötülük bu ön koşullanmadan ortaya çıkıyor. Kadın olmam, müzik yapıyor olmamdan daha önemli ya da daha odakta olmamalı. Kadına şiddet, insanlar şort giyen bir kadını linç edebilme haddini kendinde bulduğu anda başlıyor. ❏ Bundan sonraki planlarınız

neler? Konserler olacak mı?

Türkçe teklilerimin takibinde İngilizce teklilerimi paylaşmaya başlayacağım. Konserler de sağlık koşulları dikkate alınarak düzenleniyor. Heyecanla bekliyoruz. 14

Çıkarmış olduğu tekli sayısı.

1milyon

Spotify’daki aylık dinleyici sayısı.

72

milyon

Sena Şener’in Tuna Kiremitçi ile seslendirdiği Birden Geldin Aklıma parçasının YouTube görüntülenme sayısı.

EKİM 2021 7 ‘Kendi müziğimin peşinden gittim’

Zeynep TOKER

Karantinadaki yalnızlık sürecinizi bir boks terimi ile ifade etmek hiç aklınıza geldi mi? Tamburada, DANdadaDAN, Marika, Konstrukt ve Korhan Futacı ve Kara Orkestra gibi ayrı ayrı projelerle karşımıza çıkan Korhan Futacı, İstanbul’un insansız halini deneyimledikten sonra, bu yalnızlığı gölge boksuyla ifade etmeye karar verdi. Yeni albümü Shadow Boxing’i müzikseverlerle paylaşan Futacı, albüm sürecini ve hikayesini Back on Stage’e anlattı. ❏ İçerisinde bulunduğumuz şu 1.5 sene hepimiz

için oldukça zor geçti ve geçmeye de devam ediyor. Peki bu süre zarfında siz neler yaptınız? Hem kişisel olarak hem de müzik üretiminizde bu sürecin ne gibi etkisi oldu?

Pandemi bütün insanlık olarak hep birlikte deneyimlediğimiz sıradışı bir durum gerçekten de.Bu gerçeği kabullenme safhasını atlattıktan sonra ortaya çıkan sonsuz boş zamanımı telaşsız bir şekilde üretmeye ayırdığımı söyleyebilirim. Öncelikle kapanmanın ilk döneminde Instagram hesabım üzerinden Radyo Karantina adını verdiğim bir seri yayınladım. Hiç tahmin etmiyordum işin nerelere varacağını ancak tam 38 gün süren bir maceranın içinde buldum kendimi. Her gün bir dakika uzunluğunda o gün yazılmış, bestelenmiş ve de icra edilmiş bir şarkıyı yine o gün kurgulanmış videosu ile birlikte yayınladım. O dönem en azından bir süre kafayı meşgul tutmayı başardık. Daha sonra Londralı plak şirketi State 51 için sevgili dostum Burak Irmak ile beraber Shadow Boxing isimli bir albüm kaydettim ve10 Eylül’de yayınlandı. Uzun zamandır biriktirdiğim sözlü şarkılarımın bir kısmını yine bu süreçte değerli grup arkadaşlarımla beraber kendi stüdyomuzda kaydettik ve çok yakın zamanda tekliler halinde yayınlamayı planlıyorum. Sevdiklerimiz için endişelenmeyi saymazsak, konser ve günlük hayatın koşturmacası içinde zaman yaratamayıp ertelediğim yazma çizme işlerini bir yola koyma açısından oldukça iyi geldi diyebilirim bu kapanma süreci. ❏ Shadow Boxing albümünün adını, konseptini ve

hazırlık sürecini sizden dinleyebilir miyiz?

Bu albüm aslında uzun zamandır yapmayı istediğim kafada bir albüm oldu. Burak Irmak ile birlikte pandeminin en karanlık günlerinde buluşup bilgisayar ortamında yarattığımız seslerle ördüğümüz altyapıların üstüne soprano saksafonum ile üfledim. Feryin Kaya miksledi ve masterladı. Kapanma döneminin yalnızlığını anlatabilmesi için de boks antremanlarının vazgeçilmez formlarından biri olan gölge boksu teriminin ingilizcesi olan Shadow Boxing adını verdim bu albüme. Zira gölge boksu boksörün karşısındaki hayali rakibi ile dövüşmesine verilen isimdir. Seyircisiz ve sahnesiz kalmanın müzisyenler üzerindeki etkisi biraz da böyle bir şey. ❏ Müzisyenlerin bir odaya kapanıp kayıt almasına

pek sıcak bakmadığınızı, dinleyicilerin konsere gelip o ana şahit olmaları gerektiğini söylemişsiniz. Bu durum sizin açınızdan da böyle mi? Yani dijitaldeki dinleme sayıları sizi tatmin ediyor mu yoksa sizin olayınız konsere gelen dinleyicinin reaksiyonu mu?

Müzik en iyi canlı dinlenir. Seyirci ve müzisyen bir aradayken ortaya çıkan enerji neredeyse elle tutulur bir hale geliyor. Alemler ötesi bir yolculuğa çıkmak gibi adeta iyi bir performans seyretmek. Sizi alır götürür ve tekrar güvenle olduğunuz yere geri bırakır. Kayıt teknolojisinin bugün geldiği nokta her ne kadar tatmin edici gibi gözükse de aslında gerçeğin iki boyutlu cılız bir kopyası olmaktan maalesef daha öteye gidemiyor. ❏ Farklı tarzlarda birçok sanatçı ile de sahne

aldınız, kayda girdiniz. Farklı şeyler denemek sizi nasıl besliyor?

İş birliği yaptığım sanatçı dostlarımla aynı frekansta olduğumuz için kozmik güçlerin bizi bir araya getirdiğini düşünüyorum. Öğrenmenin ve yaratmanın gerçekten bir sonu yok. Birbirimizden öğrendiğimiz kadar çok şey oluyor ki… Heyecan verici bir durum bu. Genellikle de ömür boyu sürecek dostluklara da gebe oluyor bu bir araya gelmeler. ❏ “Kendinize has” denilen o tarzı nasıl

yakaladınız?

Bugüne kadar her zaman kendi müziğimin ve içgüdülerimin peşinden gittim. Bu yolda da kendi çaldığım notaların ve cümlelerinin uzmanı olmam gerektiğini öğrendim. Tek bir nota bile üflesem çıkan ses beni, meselelerimi ve dünya görüşümü yansıtmalı. Sanırım bu içgüdü özgünlüğün oluşmasında önemli bir yer tutuyor.

‘Hükümetin sanatçıya olan tavrı ortada’

❏ Müziğin bir tedavi

olduğunu söylemiştiniz. Siz kendinizi iyi hissetmek, “tedavi etmek” için kimleri dinliyorsunuz?

Çok farklı türlerden çok farklı müzikler dinliyorum, ancak söz konusu iyileşmek ise siyahi müzikleri tercih ettiğimi söyleyebilirim. ❏ Her olayda olduğu gibi

bu süreçte de müzik sektörü oldukça sıkıntı yaşadı. Siz bir müzisyen olarak tüm bu süreç içerisinde yalnız bırakıldığınızı düşündünüz mü?

Benim için çok da sürpriz olmadı. Hükümetin sanata ve sanatçıya olan tavrı ortada zaten. Fazla bir beklentiye girmenin lüzumu yok.

62021 Shadow Boxing GRGDN Müzik Shadow Boxing albümünde yer alan parça sayısı

This article is from: