Enfal Suresi Bismillahırrahmanırrahim 1. Ayet:“Sana mal fazlalıklarını soruyorlar. Vahiy diliyle de ki: Fazlalıklar Allah’ın (sosyal ve doğal sistemin) ve Resulünündür (dini kurumlarınındır.) Sizler mal gibi somut küçük noktaları değil de, Allah gibi sonsuz gerçekleri kaybetmekten sakının. Maddi bir hayat ve gelişme için de toplumsal birliğinizi güçlendirin, onu yararlı ve işlevsel kılın. Allah’a (sonsuz ve fıtrî değerlere) ve onun sosyal elçisi olan dine itaat edin, eğer inanmış iseniz.” Bu ayetin kelimelerinin açıklaması “Sana soruyorlar.” Burada sana manasına gelen ke, Hz. Muhammed’in beşeri ve peygamber kişiliğinin ifadesidir. Soruyorlar kelimesi, burada “sorguluyorlar” manasındadır. Özne isteyen fiil olduğu halde, özne belirtilmemiştir. Bütün herkesin bu meseleyi sorguladığına işaret eder. Enfal, nefil kelimesinin çoğuludur; fazlalıklar demektir. Fazladan ibadetler manasına gelen nafile kelimesi de bu kökten gelir. Burada bu kelime sadece ganimet manasında değildir. Ganimetleri de, artık değerleri de, fazla sermaye birikimlerini de içine alıyor. Çünkü bütün bunlar fazlalıktır. Bu cümlenin mucizeliğine bakın ki; 1400 senedir, bütün insanlık bu mesele üzerinden İslam dinini ve Hz. Muhammed’in samimiyetini sorguluyor; şöyle ki: Mesela: O gün için bazı sahabeler, ganimetler ve savaşsız ele geçen mallar, neden tamamıyla bize verilmiyor, diye sorgulamışlardı. Ensar ve Muhacirlerden başka diğer dış kabileler, neden onlara fazla veriliyor, diye Hz. Muhammed’i sorguluyorlardı. Avrupa müsteşrikleri ve Ortaçağ insanları İslam neden vergi ve ganimet alıyor, diye merak uyandırmışlar; insanları İslamdan soğutmaya çalışmışlardır. Sosyalistler, Hz. Muhammed neden artık değere ve sermaye birikimine müsaade etmiştir, diye halen itiraz ediyorlar. İşte bu ve benzeri sorgulamalara karşı Kul (de ki) kelimesi Hz. Muhammed namına der ki; Evvela: Ben, bu işleri kendimden yapmıyorum.. Bu, Allah’ın emridir. İkinci olarak bütün bu mali yapıların hiçbiri kişisel ve nefsanî işlere gitmiyor. Kanunun ve dinin menfaatine harcanıyor. Bazı sahabelerime şahsen bir şeyler vermişsem de, onlar kendi hayatlarını ve bütün varlıklarını Allah’a ve dine adadıkları içindir. Üçüncü olarak: Bilin ki, insanlığın en büyük kaybı, iktidar ve sermayenin fazlasının el değiştirmesi değildir. İnsanlığın en büyük kaybı, sonsuzluk gibi manevi değerleri ve kendi sosyal bütünlüklerini kaybetmesidir. Dördüncü olarak: Asıl kayıp, insanların, Allah (evrensel değerler) ve Resulü (semavi bir din) etrafında organize olmayışlarıdır. Bu kayıp, değil sadece değeri birkaç milyar altın ve paradan; belki geçmiş ve geleceğiyle bütün dünyadan daha büyük bir kayıptır. Beşinci olarak: Eğer Hz. Muhammed, Allah namına İslam dinini bu şekilde pratiğe geçirmeseydi; insanlık güvenlik, huzur, ebedilik ve mutluluk demek olan iman gibi bir nimete sahip olamazdı. Bu ise bütün kâinattan daha büyük bir kayıptır.
1