OAHU
I. M. PEI SOPHIA LOREN RIXOS PREMIUM BODRUM
08.18am on a NYC rooftop. N 40° 45’ 31’’ W 73° 58’ 43’’.
Diver Collection
Ulysse Nardin Boutique: Etiler – Istanbul +90 212 2570998 Time Square Fine Timepieces and Jewellery: Kanyon AVM +90 212 3531056 Şark Saatçilik: info@sarksaat.com
110
BAR REFAELI by Chen Man
T
H
E
A
R
T
O
F
F
U
Big Bang One Click. Case in 18K King Gold. Bezel set with 42 diamonds. Self-winding movement. Interchangeable rubber strap using patented One-Click system.
S
I
O
N
hublot.com
Samanรก
GoDominicanRepublic.com
@
PREMIUM SHOPPING CENTER OF ANTALYA
terracity.com.tr ARMANI EXCHANGE BURBERRY DECATHLON GANT GAP HUGO BOSS KOTON LACOSTE LC WAIKIKI MANGO MARKS&SPENCER MASSIMO DUTTI MEDIA MARKT MICHAEL KORS SEPHORA SWAROVSKI TOMMY HILFIGER WEEKEND BY MAX MARA ZARA
͵˛˒͗˒˗˕˒͗˓˒˚͗˘˗͗˙˘ ŜǀȪǾ͗½źǹźȖȖǀ͗=ȵȓɰȵɜ͗=ǀɜʗǾɩ͗GɜȵdzȖʀ =ȿɜɰʣȵȖ͗5ʀȖʗźɜǿ͗Áȵ̮˕˒͗°ǀȨǀɜ̻͗͗ ȪɰźȖʣź
̻ɰǾDzǀɜ̵ƸǀȖʀʢǀ
ʘʘʘ̵ɰǾDzǀɜƸǀȖʀʢǀ̵ƱȵȨ̵ɰɜ
TRENDY LIVING WHERE ICONIC DESIGN MEETS CONTEMPORARY LUXURY SETTING UP THE STAGE FOR EXCLUSIVE & GLAMOROUS LIFESTYLE EXPERIENCES.
The Walk, Jumeirah Beach Residence P.O. Box 643660, Dubai, UAE | T +971 4 520 0000 | PREMIUMDUBAI.RIXOS.COM
RIXOS SAADIYAT ISLAND, situated on the pristine white sands of Saadiyat Island in Abu Dhabi, is your ultimate getaway for an unforgettable holiday experience!
THE FIRST ALL-INCLUSIVE ALL-EXCLUSIVE concept in Abu Dhabi and the most successful fully integrated luxury resort invites you to experience a number of mouthwatering dining options, live entertainment, relaxing Turkish-inspired spa treatments along with a breadth of fun activities for each member of the family.
Abu Dhabi - U.A.E. | www.saadiyatisland.rixos.com
LUXURY STAY TO REMEMBER EXPERIENCE THE VACATION OF A LIFETIME IN ONE OF OUR OPULENT VILLAS, in perfect proximity to the capital city’s most awe-inspiring attractions.
CHOOSE BETWEEN OUR EXECUTIVE OR SUPERIOR VILLAS and bask in the utmost luxury and comfort while giving you and your loved ones the chance to pamper yourselves on your own terms. It’s the perfect UAE holiday brimming with spacious rooms, and stunning views that bring peace of mind and unrivalled indulgence.
+971 2 492 2222 | sales.saadiyat@rixos.com
www.ottoinsaat.com www.ottoinsaat.com
Demircikara Mahallesi Burhanettin Onat Caddesi Demircikara Mahallesi Burhanettin Onat/Caddesi Şanlılar Sitesi No:73/A Muratpaşa / Antalya Türkiye Şanlılar Sitesi No:73/A Muratpaşa / Antalya / Türkiye
KADRİYE MAHALLESİ ATATÜRK CADDESİ NO 515-1 SERİK / ANTALYA 0242 824 90 30
CONTENTS
100 Oahu ANTİK BIR KIYIDA GEZINTI A STROLL ON AN ANCIENT COAST
92
Met Gala 2019
180
GEOMETRIK MIMARININ USTASI A MASTER OF GEOMETRIC DESIGN
AŞIRILIĞIN SANATI THE ART OF EXTRAVAGANCE
110
Sophia Loren
208
BIR HOLLYWOOD EFSANESI A HOLLYWOOD LEGEND
130
The 58th Venice Biennale
Aquazzura Boutique Milan
230
Dior PARIS’TEN DÜNYAYA FROM PARIS TO THE WORLD
48
Carlo e Camilla in Segheria ÇELIŞKILERIN SAHNESI A THEATRICAL CONTRAST OF ELEMENTS
238
Palazzo di Castelluccio BIR SICILYA RÜYASI A SICILIAN DREAM
BÜYÜLEYİCİ BİR DÜKKAN A PRECIOUS SHOWCASE
172
Karadeniz / Blacksea BULUTLARIN ÜSTÜNDE ABOVE CLOUDS
BU YILIN SANAT BAŞKENTINE BAKIŞ A LOOK INTO THIS YEAR’S ART CAPITAL
138
I. M. Pei
246
Rixos Premium Bodrum YENILENEN VILLALARIYLA WITH THEIR RENEWED VILLAS
COVER LETTER
G
Yasin ARTUKARSLAN yasin.artukarslan@rixos.com
öcek’in sakin koyları, Tekirova’nın muhteşem manzarası, Bodrum’un berrak denizi ve Belek’in sımsıcak kumları... Yaz aylarına girerken tüm yılın yorgunluğunu atmak isteyen Rixos misafirlerinin yapması gereken yalnızca bu alternatiflerden birini seçmek. Land of Legends her yıl olduğu gibi bu yıl da misafir sayısını arttırarak Antalya’nın ve Türkiye’nin cazibe merkezi olmaya devam ediyor. Türk Hava Yolları’nın desteğiyle kurulan VR İstanbul uçuş deneyimi, bu yılın en ilgi çekici aktivitelerinden biri olarak önümüzdeki aylarda da misafirlerin beğenisine sunulacak. Rixos Magazine yaz sayısında dünyaca ünlü plajları ve doğa yürüyüş parkurlarıyla popüler Oahu, geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden modern mimarlık tarihinin en önemli isimlerinden Ieoh Ming Pei, yenilenen villalarıyla misafirlerini bekleyen Rixos Premium Bodrum, yeşilin her tonuna sahip eşsiz Karadeniz yaylaları, etkileyici hayat hikayesiyle 20. yüzyılın en popüler oyuncularından Sophia Loren ve daha birçok farklı konu misafirlerimizi beklemekte. İyi okumalar, iyi tatiller.
T he peaceful quiet bays of Göcek, the magnificent views of Tekirova, the pristine waters of Bodrum, or warm sands of Belek... As we enter the summer months, all Rixos guests need to do is to choose one of these alternatives to relax and enjoy. As with every year, the Land of Legends has increased its guest numbers once again and continues to be Antalya and Turkey’s center of attraction. Established with the support of Turkish Airlines, the VR Istanbul flight experience will be one of the most appealing activities and will soon be presented to the guests at the facility. In the summer issue of Rixos Magazine, you will read about Oahu’s popular beaches and beautiful hiking trails, the life and recent passing of world famous architect Ieoh Ming Pei, the renewed villas of Rixos Premium Bodrum, the countless shades of green in the Black Sea highlands, Sophia Loren’s incredible life story and many other intriguing topics. Happy reading and enjoy your holiday.
İstanbul Tel: 0216 470 44 70 www.egebasim.com.tr
PUBLISHING COORDINATOR
CHIEF EDITOR
SENIOR EDITOR
MARKETING DIRECTOR
Nur Banu ARTUKARSLAN
Derya DOKUMACI
Sevban EKŞİ
Candeniz ALANTAR
Alattin ALTINDİŞ
banu.artukarslan@rixos.com
derya.dokumaci@rixos.com
sevban.tekin@rixos.com
candeniz.alantar@rixos.com
alattin.altindis@rixos.com
ART DIRECTOR
DIRECTOR IN UAE
DIRECTOR IN KAZAKHSTAN
DIRECTOR IN RUSSIA
PHOTOGRAPH
Baki Ahmet KOCAKAYA
Yavuz ARTUKARSLAN
Lily TAGILTSEVA
Kubeysi TARHAN
yavuz.artukarslan@rixos.com
lily.tagiltseva@rixos.com
kubeysi.tarhan@rixos.com
Shan Huang José Luis López de Zubiria Daniyar ASYLBEK Matheww GILSON
EDITORS
ENGLISH EDITING
PUBLISHER
DIJITAL EDITOR
Neval Altınbaş Emre SUNGUR Selin YANIK
Merjan BUBERNACK
MEDIAP
Okan GÜNERİ Melisa BÜYÜK
Yayıncılık ve Danışmanlık Tic. Ltd. Şti. ENGLISH TRANSLATION
Burcu YEŞİLNACAR İsmail Selim EŞSİZ
Ege Reklam ve Basım Sanatları San. Tic. Ltd. Şti. Esatpaşa Mah. Ziyapaşa Caddesi No:4 Ataşehir / İstanbul T: 0216 470 44 70 www.egebasim.com.tr
RUSSIAN TRANSLATION
Zarema AKYÜREK Almina MUSHTAKOVA
50
RUSSIAN EDITING
Anna ELMAS
Kuşbakışı Cd. Aşuroğlu Sit. B-Blok 29/3 Altunizade Üsküdar / İstanbul www.mediap.com.tr
ADVERTISEMENT MANAGER
SUPPORTERS
Yasemin IŞIK · Gizem Duran · Gamze Çakar · Kerim ÇETE · Onur KORKMAZ Fatih ÇELİK · Tamer GÜNGÖREN Serap KOZAK · Mürrüvet ÖZEN Fatma AKGÜN · Kader SARICA · Elife ALTUN Neslihan AVCI · Sedat DÖĞÜŞMEZ Levent ÇELİK · Barboros GÜREL Erhan BİLGİCİ · Kemal EFE · Mustafa ER
EDITOR’S CHOICE
Paravento 057 by DIMORESTUDIO
Dimorestudio’nun panelleri markanın tasarım, sanat ve modayı nasıl bir araya getirebildiğinin göz alıcı birer örneği. Markanın tüm tasarımları gibi koleksiyonun her bir parçası, kullanılabilir bir sanat eseri ve heykel olarak tasarlanmış. Parçalardan birinin büyük ilgi gören Progetto Palmador koleksiyonuna ait olduğu seride, bölme sayısı isteğe bağlı olarak üç ile beş arasında değişebiliyor. 20. yüzyıla ait bir klasiğin güncellemesi olan bu paneller, odaları bölmek için kullanılabiliyor ya da büyük alanları dairesel şekilde kullanma imkanı tanıyor. Paravento 057 modelinin dokulu ön kısmında sürreal bir dünya renkler, materyaller ve hem geometrik hem de organik formlarla sunuluyor. Çift taraflı ahşap panellerde aynalar ve kumaşlar kullanılırken çerçeveler oksitlenmiş pirinçten yapılmış. 52
Dimorestudio’s screens exemplify the brand’s ineffable blend of design, art and fashion. Like all their products, each piece - one of which is part of the highly coveted Progetto Palmador collection - is designed as a piece of usable art or sculpture in its own right. The number of panels can vary in quantity from three to five. A contemporization of a 20th century staple, the studio’s screens can be used to divide the rooms of a house, or, when placed in large, grand spaces can be admired in the round. On the Paravento 057 model, texture is at the forefront and a surreal world is conjured through the use of color, material and graphic forms, both geometric and organic. The two-sided wooden panels feature mirrors and fabrics, while the frame is made of oxidised brass.
EDITOR’S CHOICE
Shell Gravy Boat by KATHARINE POOLEY
Katharine Pooley tasarım stüdyosu, en seçici müşteriler için ısmarlama lüks dekorlar üretmekte. Şirketin rafine ama derlemeci estetik algısı, firmayı dünyanın en çok talep gören tasarım stüdyolarından biri haline getirdi. Lüks ev aksesuarları koleksiyonunun bir parçası olan bu güzel sos kayığı da bir nautilus kabuğunun Sterling Hint Gümüşü ile ustaca işlenmesi ile elde edilmiş. Parça zarif şekli ile yemek takımınızın arasında şık bir uyum sağlayacak.
54
Katharine Pooley design studio creates bespoke luxury décor for the most discerning clients. The company’s refined yet eclectic aesthetic has earned a position as one of the most sought-after design studios globally. This fine gravy boat from their ‘luxury home accessories’ collection is exceptionally crafted from a Nautilus Shell and lined with Sterling Indian Silver. The elegant shape of the piece will sit amongst your tableware with complete class.
EDITOR’S CHOICE
Medusa Table Clock by L’EPÉE 1839
İsviçreli saat yapım atölyesi L’Epée 1839’un yeni çift yapılandırmalı Medusa saati, tavana monte edilebilen veya masa üstünde kullanılabilen el sanatı üflemeli Murano camı içine yerleştirilmiş. Medusa’nın merkez kütlesi olgun bir denizanasını anımsatan transparan bir kubbe şeklinde üflemeli Murano camından üretilmiş. Biri saati, diğeri dakikayı gösteren iki döner halka kubbeden görülüyor ve saat tek sabit göstergeden okunuyor. Deniz derinliğinde parıldayan bir denizanası gibi Medusa da Süper LumiNova özelliği ile karanlıkta parlıyor. 2.5Hz’lik (18.000vph) mekanizması, zaman göstergesinin altında bulunuyor ve bu mekanik yaratığın titreşimli kalbini oluşturuyor. Saatin mekanizmasının tamamen yenilenmesi L’Epée 1839’un iki senesini aldı. Sınırlı sayıda üretilen Medusa koleksiyonunun mavi, yeşil ve pembe olmak üzere üç serisi mevcut. Denizanalarının doğal renk tonlarını yansıtan bu renklerden ellişer adet üretilmiş. 56
The Medusa clock is Swiss watchmaking atelier L’Epée 1839’s new dual-configuration clock. It is housed in hand-blown Murano glass, that can be ceiling mounted or stood upon a desk. The central mass of Medusa is formed by a large transparent dome of handblown Murano glass that evokes the bell-shaped body of a mature jellyfish. Two rotating rings, one displaying the hours and the other displaying the minutes, are visible through the dome, and the time is read off a single fixed indicator that extends over the rings. Like a jellyfish glowing in the abyss, Medusa glows in the dark thanks to Super-LumiNova. A 2.5Hz (18,000vph) movement beats underneath the time indication, forming the pulsating heart of this mechanical creature. The movement of the clock is entirely new and required over two years of development by L’Epée 1839. It comes in three limited editions of 50 pieces, each in a different colour – blue, green and pink – chosen to reflect the natural hues of a jellyfish.
Simple is beautiful
Iris Apfel
PaĹ&#x;abahçe Stores and in the selected retailers worldwide.
nudeglass / nudeglass.com / #IrisApfelNude
EDITOR’S CHOICE
Backgammon Boards by ALEXANDRA LLEWELLYN
Londra merkezli sanatçı Alexandra Llewellyn, kreatif dehasını ve modern hassasiyetlerini bir araya getirerek dünyanın en eski masa oyunu tavlaya uyguluyor. Sanatçı özel ısmarlanmış, el emeği tavla tahtalarını lüks materyallerden yaparak görsel olarak çarpıcı ve şahane parçalar ile orijinal Ortadoğu oyununun hissini ve sesini sunuyor. Çocukken tavla oyunu ile Mısır’lı üvey büyükbabası tarafından Kahire’nin arka sokaklarında tanıştırılan Alexandra’nın oyuna ve tahtasının içsel güzelliğine olan hayranlığı ise yıllar geçtikçe büyümüş. Leeds’de ve California Üniversitesi, Santa Barbara’da iyi bir sanatçı olmak için eğitim alan Alexandra, 2007 yılında Londra’ya dönerek Prens’in Geleneksel Sanatlar Okulu’nda ürün geliştirmenin başına geçti. Bu dönemde Alexandra’nın geleneksel zanaatlara, modern sanata ve son teknolojiye olan ilgisi daha da artarak sanatçıyı kendi tavla tahtalarını tasarlamasına doğru olan yolculuğa itti. Bu oldukça geleneksel hobi; güzel dokulara sahip tüyler, boynuzlar, kelebekler, palmiye ağaçları ve nostaljik görüntüler ile süslenmiş ahşap tasarımları ile Alexandra’nın materyallere olan sevgisini göstermesi için ideal yöntem oldu. Bu sanat eserleri $6000 ila $20.000 arasında değişen fiyatları ile lüks oyun koleksiyoncuları için olmazsa olmaz.
58
London-based artist Alexandra Llewellyn brings her creative genius and modern sensibility and applies it to the world’s oldest board game, backgammon. The designer creates bespoke, handcrafted backgammon boards from luxe materials resulting in visually arresting, exquisitely rendered pieces that call to mind the sound and feel of the original Middle Eastern game. Introduced as a child to backgammon in the alleys of Cairo by her Egyptian step-grandfather, Alexandra’s appreciation for the game and the inherent beauty of the board grew over the years. After training as a fine artist in Leeds and the University of California, Santa Barbara, Alexandra returned to London in 2007 to head product development for The Prince’s School of Traditional Arts. During this time, Alexandra’s interest in traditional craft, contemporary art and cutting-edge technology flourished, leading her to design her own backgammon boards. This incredibly traditional pastime was the perfect way for Alexandra to express her love of materials, with wooden designs featuring beautifully textured feathers, antlers, butterflies, palm trees and vintage images. With price tags ranging from $6,000 to $20,000, these objet d’art pieces are a must-have for luxury game collectors.
EDITOR’S CHOICE
Fragments Double Mountain Dining Table by LEX POTT
Amsterdam merkezli tasarımcı Lex Pot; ahşap, taş ve metal gibi materyaller kullanarak işlenmemiş hissi veren çalışmalar yapıyor. Son olarak bir masa serisi tanıtan Pott, bu seri ile cüzdanları boşaltacak gibi görünüyor. “Fragments” ismindeki mobilya koleksiyonu The Future Perfect ismindeki tasarım platformu için özel olarak tasarlanmış. Bu dikkat çekici masa tasarımı serisinin her bir parçası sivriltilmiş bir taş üzerine oturan siyah parlak bir masa tablasından oluşuyor. Koleksiyon aynı zamanda yan sehpa ve orta sehpalar da içeriyor ve böylelikle doğa ve geometriyi bir araya getiriyor. Serideki Double Mountain orta sehpası, Belgian Blue Stone ve üst kalite mermer ile yapılmış.
60
Amsterdam-based designer Lex Pott creates works that encompass the meaning of raw, crafting mostly with materials including wood, stone and metal. For his latest venture, Pott has introduced a series of tables that might set you back a little in the cash department. The furniture collection, titled “Fragments,” was made exclusively for design platform The Future Perfect. With a range of tables as the standout pieces, each one sees a jagged stone forming the base with a matching black-polished tabletop. The selection includes side, dining and coffee tables that combine a juxtaposition of nature and geometry. The Double Mountain coffee table in the collection features Belgian Bluestone and premium marble.
EDITOR’S CHOICE
Pictures at an Exhibition by STEINWAY & SONS
Dünyanın en sabırsızlıkla beklenen Steinway piyanolarından “Pictures of an Exhibition” dünyaca ünlü görsel sanatçı Paul Wyse tarafından tasarlandı ve boyandı. Yeni art-case Model D kuyruklu konser piyanosunda; Modest Mussorgsky’nin solo piyano ile ölümsüz eserleri, Rus tarihini anlatan klasik tabloları ve titiz Steinway işçiliği tarihte ilk kez birleşti. Değeri 2.9 milyon dolar olan bu limited edition eserin kasası, Rus müzik tarihi ve folklorunu anlatan figürler ile dekore edilmiş ve piyano kapağının her iki tarafı yağlı boya eserlerle süslenmiştir.
62
One of the most anticipated Steinway pianos in history, “Pictures at an Exhibition” was conceived and hand painted by world-renowned visual artist Paul Wyse. This new art case Model D concert grand piano unites Modest Mussorgsky’s immortal work for solo piano and classical painting with Russian history and meticulous Steinway craftsmanship in a historic first. Priced at $2.9 million, the case and lid of this limited edition piece are decorated with images of figures from Russian musical history and folklore, with oil paintsings on both sides of the lid.
BALİ & CANCUN dünyanın en fazla ülkesine uçan havayoluyla keşfet
ENDONEZYA MEKSİKA
EDITOR’S CHOICE
Burnley Modular Sectional Oturma odaları, evimizde en çok vakit geçirdiğimiz alanlardır. Yemek yerken, kitap okurken, dizi ya da sinema keyfi yaparken, hatta misafirlerimizi ağırlarken çoğunlukla bu alanı kullanırız. Bu nedenle de oturma odamızın dekorasyonu, hem bizim hayatımızda büyük bir yer kapladığı hem de evimizin görünen ve bizi anlatan yüzü olduğu için, ayrıca önem taşır. Tepe Home’un tüm bu beklentilerinize cevap verecek ürünlerinden biri olan Burnley Köşe Koltuk; her zevke ve dekora uygun kumaş seçenekleri, konforu ve kaliteyi bir arada sunan göz alıcı çizgisiyle, oturma odalarına şıklığı ve modernizmi getiriyor. İstenildiğinde ayrılabilen tekli parçalar, oturma alanlarının özgürce dekore edilebilmesine imkan tanıyor. Tepe Home’un farklı renk ve desenlerdeki kırlentleri, aksesuar, aydınlatma ve sehpa kombinleri ile tamamlanarak göz alıcı bir görünüme kavuşan ürün, dilediğiniz dekorasyon bütünlüğünü yakalamanızı sağlıyor.
Living rooms are the areas where we spend most of our time in our home. We often use this area when we are reading books, enjoying a movie and we share it with our guests. Therefore, the decoration of our living room is important because it occupies a big place in our lives and is the face of our house which reflects and narrates us. A Tepe Home design that will meet all these expectations, the Burnley Corner Sofa; brings elegance and modernism to the living rooms with its eye-catching lines that offer comfort and quality together with fabric options suitable for every taste and decor. The individual parts can be separated if desired, which makes it possible to adapt to any room. The product, which is completed with Tepe Home’s colorful cushions, accessories, lighting and coffee table combinations, gives you an eye-catching appearance and enables you to achieve the your dream decoration.
www.tepehome.com.tr
64
EDITOR’S CHOICE
David Lynch M5 Speakers by BANG & OLUFSEN
Efsanevi Danimarkalı ses markası Bang & Olufsen tarafından tasarlanan bu Wi-fi bağlantılı hoparlör, odayı ya da bütün evinizi yüksek kalitede ses ile doldurması için tasarlanmış. Kablosuz bir şekilde Spotify Connect, Google Chromecast ya da Apple AirPlay gibi servislere bağlanmasının yanında bütünleşik sezgisel kontrollere sahip. Şık silindir tasarımı ise M5’in kulağa olduğu kadar göze de güzel gelmesini sağlayarak her türlü dekora uyumlu hale getiriyor. Ürünün bu versiyonu marka ve efsanevi yapımcı David Lynch ile bir iş birliğinin sonucu. Özel versiyon paketinin yanında Lynch’in kapak çizimine ve M5’in tepesine lazerle işlenmiş imzasına sahip.
66
Designed by legendary Danish audio brand Bang & Olufsen, this Wifi-connected speaker is made to fill a room – or your whole house – with highquality sound. It connects wirelessly through services like Spotify Connect, Google Chromecast, or Apple AirPlay and offers integrated, intuitive controls. The sleek, cylindrical design ensures the M5 looks as good as it sounds, harmonizing with any decor. This version is the product of a collaboration between the brand and legendary artist and filmmaker David Lynch. It features special edition packaging and a cover artwork by Lynch, with his signature laser engraved on top of the M5.
Vision Collection
Vision Collection Salvador Dali
Salvador Dali
1971 yılında Scabal Salvador Dali’ye 2000 yılında erkek modasının nasıl olacağını sor1971 yılında Scabal Salvador Dali’ye 2000 yıdu. Ortaya çıkan 12 çizim sanatçının gellında erkek modasının nasıl olacağını sormiş geçmiş en vizyoner çalışmalarından oldu. du. Ortaya çıkan 12 çizim sanatçının gelSCABAL tasarım ekibi bu sezon o çizimlerden ilmişhamgeçmiş en vizyoner çalışmalarından oldu. alan, ‘vizyon’ adını taşıyan 12 farklı kumaş SCABAL tasarım ekibi bu sezon o çizimlerden ilseçti. Kumaşların Her biri orijinal eserlerdeki yeham alan, ‘vizyon’ adını taşıyan 12 farklı kumaş nilikleri ve karakteristik özellikleri yansıtıyor.
seçti. Kumaşların Her biri orijinal eserlerdeki yenilikleri ve karakteristik özellikleri yansıtıyor.
0212 353 06 43
0212 353 06 43
In 1971, SCABAL commissioned Salvador Dali to imagine what men’s fashion would look like in In 1971, SCABAL commissioned Salvador Dali the year 2000. The result was twelve exclusive to imagine what men’s fashion would look like in paintings that marked some of the artist’s most the year 2000. The result was twelve exclusive visionary work to date. This season, the paintingsteam that marked some ofhave the artist’s most design at SCABAL used the visionary work to date. This season, paintings as the inspiration to create a specialthe design team at SCABAL have used collection of twelve fabrics called vision, eachthe paintings as the inspiration to create a special one reflects some of the innovations and chacollection of twelve fabrics vision, each racters portrayed within the called original works.
one reflects some of the innovations and characters portrayed within the original works.
kanyon@scabalturkiye.com
kanyon@scabalturkiye.com
EDITOR’S CHOICE
Samarkand Picnic Hamper by VILLEROY & BOCH
Harrods için özel olarak üretilen bu Villeroy & Boch tasarımı, bahçenizde ağırladığınız misafirlerinizi büyüleyecek. El yapımı bone china parçalardan oluşan altın kaplama Ella çatal-bıçak seti, lüks Samarkand Rubin çanak çömlekleri ve kupaları ile de uyumlu. Deri bağlamalı geleneksel bir sepet içinde sunulan takım, park pikniklerini lüks bir aktiviteye dönüştürüyor.
68
Developed exclusively for Harrods, this tableware hamper from Villeroy & Boch promises to impress your guests when feasting outdoors. Filled with handcrafted bone china pieces, the Ella gold-plated cutlery set perfectly complements the opulent Samarkand Rubin mugs and crockery. Presented in a traditional basket with leather fastenings, it makes picnics in the park a more luxurious affair.
EDITOR’S CHOICE
90° Minuto by TECKELL
Güzel kristal camları Canaletto ceviz ve dişbudak kerestesi ile birleştiren 90° Minuto Foosball Table (Langırt Masası), geleneksel langırtları modern bir stil ile yeniden yorumluyor. Ahşap bir çerçeveye oturtulmuş kavisli bir cam arenaya sahip alçak tasarım köşe rampaları ile topu oyunun içinde tutuyor. Masanın açılı bacaklarının ucunda ise kromlu çelikten boru şeklindeki ayaklar ayarlanarak düz bir oyun alanını mümkün kılıyor. Her bir uçta yer alan puan kısımları ile skor kolaylıkla tutulabilmekte. Sıcak materyaller ile beraber kullanılan minimalist stil ile 90° Minuto Foosball Table, modern oyun odalarına ve yaşam alanlarına şık bir ek. İtalya’da elde üretim yapan Teckell, barların favorisi olan langırt masalarını müzelik şaheserlere dönüştürmekte. Stüdyo, şahane kristal ve ahşap materyalleri modern tasarım teknikleri ile bir araya getirerek langırt masalarını yeniden yorumluyor ve benzersiz bir görsel deneyim sunuyor.
70
Combining beautiful crystal glass with canaletto walnut and ash wood, the 90° Minuto Foosball Table re-interprets the traditional football table with modern style. Mounting a low profile with a curved glass arena on a wood frame, this design incorporates corner ramps to keep the ball in play. The angled legs feature chromed steel tubular feet with adjustable levelers to ensure an even playing field. The game score can easily be tracked using the point bars located at each end of the field. Minimalist style combined with warm materials make the 90° Minuto Foosball Table an elegant edition to modern game rooms and living spaces. Handcrafted in Italy, Teckell elevates pub-favorite foosball tables into museum-quality masterpieces. The studio has redefined the foosball table by combining the exquisite materials of crystal and wood with modern design techniques to create a visual experience unlike any other.
EDITOR’S CHOICE
Cay
WALL LIGHT
Doğa, CAY Wall Light apliklerinden bir volkanın lav püskürmesi gibi, en doğal haliyle akıyor. Mat döküm pirinç yapısının tasarımının ardında doğanın çığlığı yatıyor. Oturma odası düzeninizde odayı büyüleyici altın hüzmesiyle doldurmasını izleyin ve tasarımın gücünü hissedip hayatınıza yansımasına izin verin.
72
Nature in its rawest form flows through CAY Wall Light as lava flows during a volcano eruption. With a structure in matte casted brass, this brass sconce was designed to embody Nature’s ultimate scream. Place it in a living room set and it will fill it with a dazzling golden light. Allow yourself to hear the ultimate call, feeling its strength and reflecting it into your urban lifestyle.
EDITOR’S CHOICE
Cygnus DISPLAY
CYGNUS vitrin sehpası gökyüzündeki en parlak takımyıldızlardan birinden esinlenerek tasarlanmış. Ortalama 40.000 TL değerindeki bu zarif eser, çok sayıda döküm, pirinç, dikdörtgen ve küp şeklin birleşmesiyle elde edilip bakır ile bitişi sağlanmış. Her bir parça, sanatkarlar tarafından yerleştirilmiş. Sanatkarların bilgi ve becerilerine ek, tasarım ekibinin projeksiyonu ile türünün tek örneği olan bu eser gerçekten de takım çalışmasını temsil ediyor. Ambiyansınıza CYGNUS vitrin sehpasını ekleyerek pozitif enerjisini hissedin.
74
CYGNUS display is inspired by the homonymous constellation which is one of the brightest and largest constellations in the sky. This elegant design piece is worth €5950 and composed by several rectangles and squares made of cast brass and finished in copper that are singularly placed by our artisans. Their knowledge and skills plus the design team projection make this a one of a kind piece that truly represents team work. Let yourself be caught by this positive energy by adding CYGNUS Display to your ambience.
EDITOR’S CHOICE
Sneakers by KEMAL TANCA
Kemal Tanca, bu yaz görünümüne ve rahatına önem veren kadınlar için tasarlanan birbirinden şık ve renkli spor ayakkabılar ile yaza damgasını vurmaya hazırlanıyor. Gökkuşağının tüm renklerinin kullanıldığı sneakers koleksiyonunda, hayvan desenleri ve galaktik detaylar ön planda. Geçtiğimiz sezon yeni nesil stil ikonlarının ayaklarından çıkarmadığı spor ayakkabılar, 2019 yaz sezonunda tam anlamıyla altın çağını yaşıyor. Bu sezon da olabildiğince özgür, olabildiğince renkliler. Son dönemin en gözde trendi olan kalın ve renk renk spor tabanlı ayakkabılar; bu yaz rahatına ve şıklığına düşkün kadınların vazgeçilmezi olacağa benziyor.
76
Kemal Tanca prepares to impress women who care about looks and comfort with their elegant and colourful sneakers collection this summer. Using all colours of the rainbow, their sneakers feature animal designs and galactic details. Becoming a permanent figure on the looks of the new generation’s style icons during the previous season, sneakers are enjoying their golden age during the summer of 2019. Once again, they are as colourful and free as possible. As the latest trend is colourful sneakers with thick soles, it appears that they will be a must for women who want comfort with style during this summer.
EDITOR’S CHOICE
Massage Bed by İŞBİR BEDDING
Yatak uzmanı İşbir Yatak, yatak ve sünger alanındaki üretim tecrübesi ile herkesin aklını başından alacak sağlıklı ve konforlu bir uyku vaat ediyor. Yataktaki uzmanlığını geliştirdiği en yeni teknolojilerle de destekleyen İşbir Yatak’ın, yeni koleksiyonunda yer alan Viscostar Nature Massage Yatak, iyi bir uykuyu SPA konforuyla buluşturuyor. Sahip olduğu titreşimli masaj sistemiyle, bir yataktan beklenenin ötesine geçerek sunduğu maksimum rahatlık etkisiyle vücudumuzun stresten arınarak yenilenmesine olanak sağlayarak dinginlik hissi yaşatıyor. Nature Massage’ın kumanda ile programlanabilen masaj sistemi; vücut ısısı ve basıncına duyarlı yapısıyla vücudunuza tam uyum sağlayarak sağlıklı uyku için en ideal konforu sunuyor. İki adet titreşimli motoru ve buna bağlı kumandadan oluşan masaj sistemi; boyun, sırt, bel ve kalça gibi 8 noktadan farklı masaj alternatifleri sunuyor. Kumandasında bulunan zaman ayarı ile uykuya masajla dalmanın ve masajın tazeleyici etkisiyle güne uyanmanın ayrıcalığını yaşatıyor. Vücudunuz, sağlıklı bir uyku için aradığı konfora kavuşuyor! 78
Mattress experts, İşbir Bedding, offer an astoundingly healthy and comfortable sleeping experience with their expertise in spring and foam beds. Supporting their expertise in beds with state-of-the-art-technology, İşbir Bedding’s new Viscostar Nature Massage Bed combines good sleep with the comfort of a spa. With its vibrating massage system, it goes beyond expectations, while its maximum relaxation effect allows our bodies to get rid of stress and be rejuvenated by resting. Nature Massage’s massage system is programmable via a remote and its body heat and pressure sensitive form adapts to your body perfectly to offer the ideal comfort for a healthy sleep. The massage system has two vibrating motors and the remote offers massage alternatives to eight different regions of the body such as the neck, back, waist and hips. With a timer setting on the remote, it provides the privilege of falling asleep with a massage and waking up with the rejuvenating effect of a massage. It offers your body the comfort it needs for a healthy slumber.
EDITOR’S CHOICE
Leda Armchair by BD BARCELONA
Salvador Dali’nin 1935 tablosu Femme à la Tête Rose’de yer alan Leda Sandalye, heykeltıraş Joaquim Camps tarafından yeniden yorumlanarak hayata geçirildi ve kullanılabilir bir mobilyanın yanında bir sanat eseri sunuldu. Parça daha sonra BD Barcelona tasarımı ile üretildi. Bu etkileyici sandalye uzun ve kıvrılmış bir kol, eli andıran sırt kısmı ve topuklu bir ayağa benzeyen narin bacaklar ile insan uzuvlarını andıran bir forma sahip. Pirinçten ustaca üretilen sandalyeye cila ve parlak vernikle son rötuşlar yapılmış.
80
Taken from the 1935 painting “Femme à la Tête Rose” by Salvador Dali, the Leda Chair was re imagined and brought to life by sculptor Joaquim Camps who created a tangible, usable piece of furniture and work of art. The piece was later manufactured by BD Barcelona design. This striking chair adopts a configuration influenced by the limbs of the human form, with an elongated and coiled arm and hand making up the the backrest and heeled feet on slender legs. It is expertly cast in brass, highly polished and finished in a clear gloss varnish.
EDITOR’S CHOICE
Tea Humidor by LOTUSIER
Çay kutusu, çay severlerle estetik tutkunlarının yanı sıra tasarım ve nadir zanaatkarlık duayenleri tarafından da çok sevilen işlevsel bir sanat eseri. Londra merkezli lüks marka Lotusier, en yüksek standarttaki eşsiz çay kutularını tasarlayıp hayata geçirerek özel bir ihtiyaç sonunda ortaya çıkan bu buluşa güzellik ve işlevsellik katmakta. Saicho Koleksiyonu’ndan ‘Kyoto Sky’ çay kutusu, $13.500 fiyatı ile bunun bir örneği. Açık mavi çınar ahşabından ve doğal renkli çınar kakmaları ile üretilen bu kutu, 4 kristal bölmeye sahip. Paslanmaz çelikten üst tepside ise süzgeç, çay kaşığı, 4 adet çeşitli zaman dilimlerini gösteren krom başlıklı kum saati gibi çay aksesuarları bulunmakta. Her bir kristal bölme, en üst kalite elde üflenen kristalden üretilmiş ve çift yönlü nemlendirme paketinin yer aldığı paslanmaz çelikten tabana sahip.
82
The tea humidor is a functional objet d’art, prized by tea lovers, aesthetes and connoisseurs across many fields with an appreciation for design and rare craftsmanship. London-based luxury brand Lotusier conceptualizes and designs exquisite tea humidors of the very highest standards, entwining an elevated sense of beauty and practicality for this invention born out of a specific need. With a price tag of $13,500, the ‘Kyoto Sky’ tea humidor from their Saicho Collection is no exception. Made of light blue sycamore wood with a natural-coloured sycamore marquetry, the box inludes 4 crystal containers as well as tea accessories, which comprise of a strainer, a tea scoop, and 4 chrome-capped hourglasses for different durations, all housed in a stainless steel upper tray. Each crystal container is made of the finest hand-blown crystal and has a special polished stainless steel base, where the two-way humidification pack is stored.
EDITOR’S CHOICE
A
KAY 2019 koleksiyonları İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Eskişehir butiklerinde gelinleriyle buluşuyor. Gelinliğin duayen markası, sahip olduğu Türkiye’nin en büyük terzihanesi ile gelinlikte “Couture” yaklaşımını simgeliyor. 1976 yılından beri gelinlerinin en mutlu günlerine eşlik eden AKAY, 2019 koleksiyon modellerinde modern zarafeti, kültürel zanaat anlayışı ile vurgulamakta. Geleneksel gelinlik anlayışını nazik çizgisi ile çağa yorumlarken birikime dayalı işçiliğini koleksiyonun detaylarında ortaya çıkarıyor. Gelinliği tam anlamıyla bir değer olarak kavrayan marka, 2019 koleksiyonları ile sanatsal ihtişamı önceliyor. Güvenilir ve kaliteli hizmet anlayışı ile ön plana çıkan AKAY, 2019 gelinlerine ayrıcalık ve konfor dolu bir deneyim sunuyor. AKAY, evet demeden önce… AKAY’s 2019 collection is awaiting brides at their boutiques located in İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya and Eskişehir. The leading wedding dress brand symbolizes the ‘Couture’ approach in wedding dresses with the biggest tailorship in Turkey. Joining the best day of brides since 1976, AKAY emphasizes modern elegance with cultural craftsmanship approach with its 2019 collection pieces. As it reimagines the traditional wedding dresses in the modern age with its elegant lines, the brand shows its heritage of craftsmanship in the details of the collection. Embracing wedding dress as a value in itself, the brand prioritizes artistic wonder in its 2019 collection. Distinguishing itself with dependable and quality service approach, AKAY offers the brides of 2019 a privileged and comfortable experience. AKAY; Before saying yes…
AKAY GELINLIĞIN HIKAYESI
THE STORY OF THE WEDDING DRESS 84
EDITOR’S CHOICE
The Legend of Mohair by MOHAIR & ANGORA
Günümüzde birçok ülkede “Mohair/Moher” olarak adlandırılan ve asırlardır lüks bir elyaf olarak kabul gören “Tiftik” bütün dünyaya Türkiye’den yayılan uzun, ince, kıvrımlı ve parlak tüylü Ankara keçisinden elde edilir. Sıcaklığı, dayanıklılığı ve parlaklığı sebebiyle “tüm ipliklerin pırlantası” olarak da adlandırılan tiftik; kaşmir ve yün gibi doğal lüks iplik olarak kabul edilmektedir. Tiftik, aynı zamanda, tarih boyunca krallar ve sultanlar için ayrılmış olması sebebiyle “tüm kumaşların sultanı” olarak da adlandırılmaktadır. “Mohair&Angora” markası, tiftiğin efsanevi özelliklerinin özel tasarım modern ürünlerle buluşturan özel bir Koleksiyon sunuyor. Türkiye’nin önemli havalimanları ve resmi müze mağazalarında satışta olan Mohair&Angora’nın yeni koleksiyonu çok yakın zaman önce Antalya Havalimanında da satışa sunuldu. Koleksiyonu Antalya Havalimanı İç Hatlar Temptation Mağazası’nda, Dış Hatlarda Terminal 1’de Collection Store ve Turkish ID, Terminal 2’de de Turkish ID Duty Free Mağazalarında bulabilirsiniz.
86
The fleece of Angora Goat, which is also known as “Mohair/Moher” in many countries across the world, has been recognized as a luxury fiber for many centuries. This fleece is derived from native Angora Goat, coming from Turkey, the homeland Angora, which is known for its long, thin, curly and lustrous hairs. Mohair, as a luxurious natural fiber like cashmere and wool, has been known for centuries as the “diamond of all fibers” due to its warmth, durability and luster while it had also been regarded as “Sultan of Fibers”, since it used to be the reserved for Sultans and Kings for centuries. “Mohair&Angora” presents Mohair as a luxurious and modern world brand. Mohair&Angora Collection is available in Airport Duty Free Shops and official gift shops of important museums such as Topkapı Palace, Hagia Sofia and Göreme. New Collection of Mohair&Angora is now available Antalya Airport both in domestic and international terminals. Domestic terminal / Temptation Store; International Terminal / Collection (T1) and Turkish ID (T1-T2) Duty Free Stores .
Sales Points: Ankara: Sheraton Hotel Ankara Flagship Store | Ankara Esenboğa Airport Duty Free | Museum of Anatolion Civilizations Gift Shop Antalya: Antalya Airport Domestic Terminal & Duty Free Cappadocia: Göreme Open Air Museum Gift Shop Istanbul: Istanbul Airport Duty Free | Topkapı Palace Gift Shop | Hagia Sophia Gift Shop | Lonca Store, Grandbazaar www.mohairandangora.com
GADGETS
MOTOSIKLETLERIN BIYONIK CANAVARI
THE BIONIC BEAST OF MOTORCYCLES En sert, havalı ve tamamen fonksiyonel film aksesuarlarından biri olan ünlü “Terminator” motosikletine yakından bakın. Take a closer look into the infamous ‘Terminator’ motorcycle; one of the most badass, fully-functional movie props ever created.
DUCATI HYPERMOTARD TERMINATOR EDITION 88
GADGETS
2
009 yılında çıkan Terminator: Salvation filminde Christian Bale’nin oynadığı karakter olan John Connor’un yaptığı ve Moto-Terminator olarak adlandırılan robot motosikleti hatırlıyor musunuz? Eğer filmin sıkı bir seveni iseniz filmdeki Moto-Terminator’lerin bilgisayar efekti değil, gerçek Ducati motosikletlerinden yapıldığını bilirsiniz. Dış iskeletinde ağır işçiliğe, fonksiyonel olmayan robot parçalarına, silahlara sahip olan bu canavarın altında Ducati Hypermotard 1100 olduğuna inanmak güç. Victor Martinez tarafından tasarlanan motosiklet, Hypermotard’ın fabrika çıkışlı iskeletine, süspansiyonlarına ve 1078cc 90-bhp L-twin motoruna sahip. Motorun yapımındaki ana fikir, bu Skynet’in otonom “saldırı köpeklerini” dublörler ve hatta sıkı bir motosikletçi olan Christian Bale tarafından sürülebilir hale getirmekti. Motosiklet, Los Angeles’teki Petersen Otomotiv Müzesi’ndeki ‘Hollywood Dream Machine’ sergisinde görülebilir. 2020 yılının Mart ayına kadar sürecek olan sergide aynı zamanda Geleceğe Dönüş filmindeki DeLorean ve Kara Şimşek’teki K.I.T.T gibi popüler Hollywood araçları yer almakta.
90
Remember the scene from the 2009 movie Terminator: Salvation in which actor Christian Bale’s character John Connor makes a robot motorcycle called Moto-Terminator? Well, if you’re an avid fan of the movie you’ll know that the Moto-Terminators in the movie were built on real Ducati motorcycles rather than being computer creations. Heavily modified with structural work, faux robotic hardware, and multiple guns, it’s hard to believe that there is a Ducati Hypermotard 1100s somewhere underneath it. The motorcycle was designed by Victor Martinez and retains the Hypermotard’s stock frame, suspension, and the 1078cc 90-bhp L-twin engine. The idea was to make Skynet’s autonomous “attack dog” fully rideable by real stuntmen and even Christian Bale, who is an avid motorcyclist himself. The bike can currently be seen in person at the Petersen Automotive Museum’s ‘Hollywood Dream Machines’ exhibiton in Los Angeles. The display runs until March 2020, and also includes other popular Hollywood vehicles like the DeLorean from Back to the Future and K.I.T.T. from Knight Rider.
EVENTS
CAMP MET GALA 2019
92
AŞIRILIĞIN SANATI
THE ART OF EXTRAVAGANCE
EVENTS
K
ostüm Enstitüsü Galası, New York Metropolitan Sanat Müzesi’nin moda bağış toplama takvimindeki en büyük etkinlik. Özel konuk listesi, pahalı biletleri ve en önemlisi de her sene farklı bir temaya sahip olan görkemli kıyafetleri ile ünlü. Bu seneki tema, Amerikan yazar ve siyasi aktivist Susan Sontag’ın 1964’deki “Notes on Camp” yazısından ilhamla “Camp: Notes on Fashion” olarak belirlenmiş. Bu sebeple kıyafetlerde de tıpkı önceki Met sergisi gibi “ironi, mizah, parodi, öykünme, hüner, teatrallik ve aşırılık” temel alınmış. Eleanor Lambert tarafından temeli atılan bağış toplama etkinliği, ilk kez 1948 yılında New York’un yüksek sosyetesinin bağışlarını teşvik etmek amacı ile düzenlenmişti. Modern versiyonunda ise moda, film, müzik ve sanat dünyalarının en ünlü isimleri bir araya gelerek Met’in Kostüm Enstitüsü için para topluyor ve en yeni sergisinin büyük açılışını kutluyor.
The Costume Institute Gala at New York’s Metropolitan Museum of Art is the biggest event on the fashion fundraising calendar. It is known for its exclusive guest list, its expensive tickets and - most of all - its grandiose outfits, based on a different theme each year. This year, that theme was “Camp: Notes on Fashion”, inspired by US writer and political activist Susan Sontag’s 1964 essay, “Notes on Camp”. The outfits were therefore, like the latest Met exhibition, based on “irony, humour, parody, pastiche, artifice, theatricality and exaggeration”. Founded by publicist Eleanor Lambert, the benefit was first held in 1948 to encourage donations from New York’s high society. In its modern incarnation, the most famous faces from the realms of fashion, film, music and art come together to raise money for the Met’s Costume Institute and celebrate the grand opening of its latest exhibition.
94
96
Etkinlik, 1995 yılından beri US Vogue Genel Yayın Yönetmeni Anna Wintour tarafından yönetilirken kendisi ünlü isimleri de yardımcısı olarak seçmekte. Geçmişte bu isimler arasında Beyoncé, Taylor Swift, Katy Perry, Amal Clooney ve Rihanna yer almıştı. Etkinliğin 71. yıldönümünü de kutlayan Met Gala 2019’da ise yardımcılar; Lady Gaga, Alessandro Michele, Harry Styles ve Serena Williams olarak belirlenmiş. Susan Sontag, “Notes on Camp” ismini alacak denemesini 1964 yılında kaleme aldığında amacı bir duyarlılığa odaklanmak idi ve ilk tercihi aşırılık yerine ölümlülük olmuştu. Lakin bir süre sonra rotasını ölümden yaşama çevirdi. Yazdığı yaşam ise hayatın en abartılı ve aşırı halleri yanında en canlı ve flamingo tüylerinden yapılmış şapkalar kadar gülünç yanları idi. Sontag aşırılığı “özel bir kod” olarak tanımlayarak hakkında konuşmanın bir ihanet olduğunu yazdı. Öyle ki aşırılığı tanımlamaya kalktığınız anda kavram değişerek elinizden kaçıveriyordu. Tabi bu eleştirmenlerin “Peki nedir bu aşırılık?” sorularının önüne geçmedi. Ve 50 yıl sonra Anna Wintour ve Metropolitan Sanat Müzesi Kostüm Enstitüsü’nün küratörü olan Andrew Bolton’un bu seneki Met Gala’da bu kavramı seçmesine de engel olamadı. Bu seçim aynı zamanda bu seneki katılımcıları neredeyse imkansız bir misyonun içine itti. Galadan birkaç gün önce yayınlanan bir internet makalesine göre bazı yıldızlar, temayı anlamadıklarından ve sadece “güzel gözükmek” istediklerinden adeta çıldırmış. Since 1995, the event has been chaired by US Vogue editor-in-chief Anna Wintour, who enlists public figures to serve as her co-chairs. Past hosts have included Beyoncé, Taylor Swift, Katy Perry, Amal Clooney and Rihanna. The Met Gala 2019, which marks the event’s 71th anniversary, was co-chaired by Lady Gaga, Alessandro Michele, Harry Styles and Serena Williams. When Susan Sontag began writing the essay that became “Notes on Camp,” in 1964, her goal was to “name a sensibility”, and the one she chose was ‘morbidity’, not camp. But after a while she changed course and instead of death, she chose to write about life; life at its gaudiest and most bursting-at-the-seams, life as vibrant and ridiculous as hats made out of flamingo feathers. Sontag described camp as a “private code,” and said that to speak about it is to betray it, that the moment one tries to pin camp down it starts to change and wriggle away. But this has not stopped critics from asking “But what is camp?” for more than five decades, and it did not stop Anna Wintour and the curator of the Metropolitan Museum of Art’s Costume Institute, Andrew Bolton, from selecting camp as the theme for this year’s Met Gala, thereby roping celebrities into a near-impossible assignment. According to an internet article that ran a few days before the Gala, several stars were “freaking out” beforehand because they didn’t understand the theme and just wanted “to look pretty.”
Velhasıl-ı kelam, etkinliğin aslında hep kostümlere ev sahipliği yaptığı düşünülecek olursa “Camp: Notes on Fashion” bu senekiMet Gala için oldukça uygun bir temaydı. Sunuculardan Lady Gaga daha baloya girmeden 4 farklı kıyafet değiştirirken Harry Styles ise özel Gucci görünümünü tamamlamak adına kulaklarını deldirdi ve Serena Williams da Versace elbisesini spor ayakkabıları ile süslemeyi tercih ederek temaya değişik yorumlar kattılar. Ardından dünyanın en ünlü yüzleri kırmızı halıya akın etti.
98
All in all, “Camp: Notes on Fashion” was a fitting theme for this year’s Met Gala, considering the event itself has always been a stage for costumes. Co-hosts Lady Gaga, who orchestrated four outfit changes before even entering the ball, Harry Styles, who got his ears pierced to offset his custom Gucci look, and Serena Williams, who chose to accessorise her Versace dress with a pair of trainers, were among the first to show off their interpretations on the theme. A slew of the world’s most-famous faces then descended on the red carpet.
100
OAHU ANTÄ°K BIR KIYIDA GEZINTI
A STROLL ON AN ANCIENT COAST
TRAVEL
O
ahu duyularınıza saldırır. Tropikal aromalar ve ısılarda turkuaz sularıyla, çiçek dürbünü renklerinde balıklarıyla, yemyeşil yağmur ormanları ve duyusal manzaralarıyla bu yerde sevilecek daha pek çok şey var. Sörf yapmak, hula, ukulele, pidgin (Hawaii İngilizcesi), rubbah slippah (parmak arası terlik); bunlar Pasifik Okyanusu’nun ortasında bir adada, Oahu’da, her gün duyabileceğiniz sözlerden sadece bir kaçı. İnsanları son derece rahat ve şatafattan uzak. İçtenlikle “aloha” diyorlar; onlar için bir selamlaşmadan çok koşulsuz sevgiyi temsil ediyor bu küçük sözcük. Burada yaşayanlar, bu tropikal cennetin bir parçası oldukları için ne kadar şanslı olduklarını bilirler. Oahu Adası, Amerika’nın bir parçası olsa da kimliğini gururla korur. Dünya turu yapan bir sörf aşığı, çiçeği burnunda bir balayı çifti veya aile büyükleri ve çocukların olduğu bir “ohana” (geniş aile) da olsanız burası herkese kucak açıyor, evinde hissettiriyor. Oahu attacks your senses. With tropical aromas and temperatures, turquoise waters, a kaleidoscope of colorful fish, verdant rainforest and sensuous scenery, there is so much to love about this place. Surfing, hula, ukulele, pidgin (Hawaiian English), rubbah slippah (flip-flops) – these are just some of the touchstones of everyday life on Oahu, an island out in the middle of the Pacific Ocean. People are easygoing, low-key and casual, bursting with genuine aloha and fun. Everyone knows how lucky they are to be living in this tropical paradise and Oahu proudly maintains its own identity apart from the US mainland. You’ll feel welcome whether you’re a globe-trotting surf bum, a fresh-faced honeymoon couple or part of a big ʻohana (extended family) with grandparents and kids tagging along.
102
???
104
Güneş, kumsal ve macera seviyorsanız Oahu’da yapacak oldukça çok şey var. Sörf yapmayı öğrenebilirsiniz veya zaten iyiyseniz North Shore’de (Kuzey Kıyısı’nda) büyük dalgalarla sörf veya Waimanalo’da vücut sörfü (bodyboard), Hale’iwa’da kürek sörfü (paddleboard) yapabilirsiniz. Hanauma Körfezi’nde dev akvaryuma dalabilir, Kailua Körfezi’nde rüzgar sörfü (windsurf) veya kayak yapabilirsiniz. Karada ise Diamond Head’i ve diğer sarp kayaları tırmanın. Adayı bir helikopterle turlayın, North Shore’de (Kuzey Kıyısı’nda) hava dalışı yaparak adayı yukarıdan izleyin. Hepsi sizi bekliyor. Oahu, diğer Hawaii adaları gibi çok kültürlü mirasıyla gurur duyuyor. Takımadalar kartpostal fantezisi değil, sizi gerçekliğiyle burun buruna getiriyor. Oahu ve diğer Hawaii adalarının bir çok yerinde “toplanma yeri” ismi takılan “heiau” dedikleri taş tapınaklarda kutsal hula dansları ve ilahilerle kültürlerinin atan kalbi, canı, özü görülüyor. Avrupalı kaşiflerin torunlarından Amerika’lı misyonerlere, Asya’lı göçmen işçilerinden Pasifik’in her yerinden gelenlere kadar karşınızda dünyanın en zengin karma kültürlerine sahip topluluklarından birine tanıklık edersiniz. Bu kültürlerin yok olmamasını coşkun festivalleriyle sağlıyorlar. Oahu has so much going on, especially if you like sun, sand and adventure. Learn to surf, and if you’re already good, hit the big waves on the North Shore; bodyboard at Waimanalo, paddleboard at Haleʻiwa, dive into Hanauma Bay’s giant fishbowl, or windsurf or kayak in Kailua Bay. On the land, hike up Diamond Head or atop knife-edged cliffs. Up top, jump out of a plane or soar in a glider above the North Shore; circle the island in a helicopter. It’s all there waiting for you. Oahu, like the rest of the Hawaiian islands, is proud of its multicultural heritage. The nerve center of the archipelago brings you face to face with Hawaii as it really is, not just a postcard fantasy. All over this island, nicknamed ‘the Gathering Place,’ pulses the native Hawaiian lifeblood, from ancient heiau (stone temples) to sacred hula dances and chants. Mix in the descendants of European explorers, American missionaries and Asian plantation-worker immigrants, plus recent arrivals from all over the Pacific, and you have one of the most multicultural communities on the globe. Boisterous festivals help keep diverse traditions alive.
TRAVEL
Hanauma Körfezi büyüleyici diğer bir nokta. Burada saydam sulara dalıp körfezin genişliği boyunca uzanan 7000 yıllık mercan resifinin kontürünü izleyebilirsiniz. Bu bölgenin su altı öyle zengin ki çok yakından geçen gümüş rengi bir balık sürüsünün dansı, papağan balıklarının masmavi parlaması, hatta deniz kaplumbağalarının korkusuzca şnorkelinize yaklaşması sıradan bir hadise gibi gelebilir. Burada ekolojik dengeyi korumak için balıkları beslemek kesinlikle yasak ve körfez deniz yaşamını koruma bölgesi olarak bilinse de çok ilgi gördüğü için her zaman tehlike altındadır. At Hanauma Bay, you can peer into the translucent waters and see the outline of the 7000-year-old coral reef that stretches across the width of the bay. You’re bound to see schools of glittering silver fish, the brightblue flash of parrotfish and perhaps sea turtles so used to snorkelers they’re ready to go eyeball-to-mask with you. Feeding the fish is strictly prohibited, to preserve the delicate ecological balance of the bay. Despite its protected status as a marine-life conservation district, this beloved bay is still a threatened ecosystem, constantly in danger of being loved to death.
106
TRAVEL
Adanın bir başka tarafı daha mevcut; o da sahilden içeriye doğru uzanan Hawaii adalarının kalbinde atan toprak yolların ve çiftliklerin olduğu “country,” yani kır tarafı. Buralarda yerlilerin haklı olarak turistik yapılanmayı ve bu sebeple gelişmeyi istemeyen sloganlarını duymak, hatta görmek mümkün. Çok sevdikleri ve gurur duydukları doğal ortamlarını kaybetmek istemiyorlar. Örneğin engebeli yollardan ilerleyerek ulaşılabilecek olan ıssız kumsallarında deniz kaplumbağalarının sayısının hala sörfçülerin sayısından fazla olması onlar için çok değerli. Siz de saatinizi adaya ayarlayın ve Windward Coast’ın (Windward Sahili’nin) zümrüt vadilerini, rustik çiftliklerini ve yol kenarındaki karides kamyonlarını gezip Central Oahu’nun (Oahu Merkez’in) zengin volkanik topraklarını ve ananas tarlalarını sindirerek izleyin; bakir Waianae Coast’ta da (Waianae Sahili’nde) rüyalara dalmayı unutmayın. There’s another side of the island: the ‘country,’ where farms and dirt roads lead deep into a passionate Hawaiian heartland. Where anti-development slogans like ‘Keep the Country Country’ are everywhere and locals want a fair go to enjoy life in their much-loved and appreciated natural environment. On some wild, rugged and nearly deserted beaches, sea turtles still outnumber surfers. Set your watch to island time and cruise past the Windward Coast’s emerald valleys, rustic ranches and roadside shrimp trucks, savor Central Oahu’s rich volcanic soils and pineapple fields, or lose yourself on the rural Waianae Coast.
108
STYLE ICON
110
Sophia
Loren BIR HOLLYWOOD EFSANESI
A HOLLYWOOD LEGEND
Z
arafet, güzellik ve sanatsallık ile eş anlamlı olan Oscar ödüllü aktris Sophia Loren’in hayat hikayesi eski Hollywood’daki diğerlerine benzemiyor. Sophia Loren, 20 Eylül 1934’de Sofia Villani Scicolone ismiyle İtalya’nın Roma şehrinde dünyaya geldi. Babası Riccardo Scicolone kendisini inşaat mühendisi olarak görse de zamanının çoğunu gösteri dünyasının kenarında kıyısında genç aktrisleri etkilemeyi umarak geçirmekteydi. Sophia Loren’in annesi olan Romilda Villani de bunlardan birisiydi. Greta Garbo’ya oldukça benzeyen Villani, bir keresinde Amerika’ya gidip Garbo’nun dublörü olarak oynama teklifi alsa da reddetmişti. Sophia Loren’in doğumundan sonra annesi onu memleketi olan Napoli Körfezi’ndeki Pozzuoli’ye, bir gezi kitabında İtalya’nın en sefil şehri olarak tanımlanan yere götürdü. Her ne kadar Riccardo Scicolone Villani ile bir çocuk sahibi daha olsalar da hiç evlenmediler.
Synonymous with grace, beauty and artistry, oscar-winning actress Sophia Loren’s life story is unlike any other tales from Old Hollywood. Sophia Loren was born as Sofia Villani Scicolone on September 20, 1934 in Rome, Italy. Her father, Riccardo Scicolone, considered himself a “construction engineer,” but in fact he spent most of his time hanging around the fringes of show business, hoping to romance young actresses. Sophia Loren’s mother, Romilda Villani, was one of them. Bearing an uncanny resemblance to Greta Garbo, Villani had once been offered a trip to the United States to play Garbo’s body double, but her mother refused to let her go. After Sophia Loren’s birth, her mother took her back to her hometown of Pozzuoli on the Bay of Naples, which one travel book described as “perhaps the most squalid city in Italy.” Although Riccardo Scicolone fathered another child by Villani, they never married.
STYLE ICON
Sessiz ve çekingen bir çocuk olan Loren, oldukça fakir bir çocukluk geçirdi ve sekiz kişiyle aynı yatak odasını paylaşarak annesi ve pek çok akrabasıyla beraber dede ve ninesinin evinde yaşadı. Zaten zor durumda olan Pozzzuoli, İkinci Dünya Savaşı ile daha da perişan oldu. Kıtlık öyle bir boyuta ulaştı ki Loren’in annesi, arabanın radyatöründen çektiği suyu kızları arasında kaşıkla paylaştırmak zorunda kalmaktaydı. Bir bombalama sortisinde Loren yere düşerek çenesini yardı, bunun yarasını da ömrü boyunca taşımakta. Hastalıklı hali sebebiyle sınıfındakiler tarafından “küçük sırık” olarak seslenilen Loren, 14 yaşında adeta bir gecede serpilerek kırılgan bir çocuktan güzel bir kadına dönüştü. Kendisi bu ani fiziksel dönüşümünü “sokakta yürümek keyifli hale geldi” şeklinde yorumlamakta. Aynı sene Loren, bir güzellik yarışmasında ikinci olarak az bir miktar para ve dedesinin evi için bedava bir duvar kağıdı kazandı. 1950 yılında, 15 yaşındayken Loren ve annesi, Roma’ya aktris olarak çalışma umuduyla yola çıktı. Loren’in ilk rolü, 1951 yılında Mervyn LeRoy’un filmi olan Quo Vadis’de figüranlıktı. Aynı zamanda çeşitli İtalyan yayınlarında model olarak da yer aldı. Çeşitli ufak işlerin ve 1952 yılındaki La Favorite filmindeki küçük bir rolün ardından ilk büyük rolünü, 1953 yılındaki Aida filminde aynı ismi taşıyan karakteri ile alarak sahne ismi olan Loren’i kullanmaya başladı. Bir diğer filmi olan The Gold of Naples (1954) ile Loren, İtalyan sinemasının yeni starlarından biri olmayı başardı. 1957 yılında ise Loren, ilk Hollywood filminde, The Pride and the Passion’da rol aldı. Paris’te çekilen filmde Cary Grant ve Frank Sinatra ile çalıştı. Aynı dönemde Grant ve İtalyan film yapımcısı Carlo Ponti kendisine ilanı aşk edince bir aşk üçgeninin ortasında kaldı. Her ne kadar Grant’a tutulmuş olsa da nihayetinde medyanın, iki katı yaşında ve yarı boyunda diye tanımladığı Ponti’yi seçti. 112
A quiet and reserved child, Loren grew up in extreme poverty, living with her mother and many other relatives at her grandparents’ home, where she shared a bedroom with eight people. Things got worse when World War II ravaged the already struggling city of Pozzuoli. The resulting famine was so great that Loren’s mother occasionally had to siphon off a cup of water from the car radiator to ration between her daughters by the spoonful. During one aerial bombardment, Loren was knocked to the ground and split open her chin, leaving a scar that has remained ever since. Nicknamed “little stick” by her classmates for her sickly physique, at the age of 14 Loren blossomed, seemingly overnight, from a frail child into a beautiful woman. “It became a pleasure just to stroll down the street,” she remembered of her sudden physical transformation. That same year, Loren won second place in a beauty pageant, receiving a small sum of cash and free wallpaper for her grandparents’ living room as her prize. In 1950, when she was 15 years old, Loren and her mother set off for Rome to try to make their living as actresses. Loren landed her first role as an extra in the 1951 Mervyn LeRoy film Quo Vadis. She also landed work as a model for various Italian publications. After various minor parts and a small role in the 1952 film La Favorita, the first for which she adopted the stage name “Loren,” she delivered her breakthrough performance as the title character in the 1953 film Aida. Another leading role in The Gold of Naples (1954) established Loren as one of the up-and-coming stars of Italian cinema. In 1957, Loren starred in her first Hollywood film, The Pride and the Passion, filmed in Paris and co-starring Cary Grant and Frank Sinatra. At the same time, she became involved in a love triangle when both Grant and an Italian film producer named Carlo Ponti declared their love for her. Although she had a schoolgirl’s crush on Grant, Loren ultimately chose Ponti, a man the media joked was twice her age and half her height.
STYLE ICON
1957 yılında evlenseler de Ponti’nin ilk evliliğinden boşanma aşamasında yaşanan komplikasyonlar sebebiyle evlilikleri İtalya’da 10 yıl boyunca resmiyet kazanmadı. Daha da kötüsü bir İtalyan vatandaşı, evlilik kurumunu korumak adına Ponti’nin iki eşlilik ve Loren’in metreslik sebebiyle soruşturulması talebinde bulundu. Ponti ile beraber İtalyan hukuku ile evlilik üzerine olan sıkıntılarının sonucunda adeta ülkeden sürgün edildiler. Loren İtalya’yı o kadar özlüyordu ki ana vatanını görmesi için Ponti, Loren’i İsviçre’deki St. Gotthard Geçidi’ne götürmekteydi. Bunlara rağmen Loren ve Ponti’nin evliliği, ünlülerin ilişkiler dünyasında nadir ve iç ısıtan başarı hikayelerinden biri. Ponti’nin 2007 yılındaki vefatına kadar evlilikleri devam etti. Loren’e göre ilişkilerinin sırrı, ünlü olmalarına rağmen dikkat çekmeden yaşamalarıydı. “Eğlence dünyası bizim işimiz, hayatımız değil” diyor Loren. Even though they married in 1957, complications regarding the annulment of Ponti’s first marriage prevented their union from being legally recognized in Italy for another decade. To make matters worse, an Italian citizen demanded criminal persecution of Ponti on a charge of bigamy and Loren on a charge of being a concubine, in defense of the institution of matrimony. After her and Ponti’s run-in with the Italian law regarding marriage, they were essentially exiled from the country. Loren missed Italy so much that Ponti would drive her to the top of St. Gotthard Pass in Switzerland so she could just glimpse her homeland.
114
1960 yılında kariyerinin en övülen performansını bir İtalyan 2. Dünya Savaşı filmi olan Two Women’de ortaya koydu. Kendi çocukluğuna paralellik gösteren filmde Loren, savaşta harap olmuş Roma’da kızına bakmaya çalışan bir anneyi canlandırdı. Filmdeki performansı, Loren’i uluslararası bir star haline getirerek 1961’deki En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almasını sağladı. İngilizce olmayan bir filmde bu ödülü alan ilk aktris oldu. 1960’lar boyunca Loren İtalyan, Amerikan ve Fransız filmlerinde rol olarak jenerasyonunun en uluslararası film yıldızlarından biri olduğunu perçinledi. Bu dönemdeki en önde gelen performansları arasında En İyi Yabancı Film ödülünü alan Yesterday, Today and Tomorrow (1963), En İyi Kadın Oyuncu ödülüne aday olduğu Marriage, İtalian Style (1964) ve Marlon Brando ile oynadığı A Countess from Hong Kong (1967) vardı. Loren and Ponti’s marriage nevertheless remains one of the rare, heartwarming success stories among celebrity relationships. They remained happily married until Ponti’s death in 2007. According to Loren, the secret to their relationship was maintaining a low profile despite their celebrity status. “Show business is what we do, not what we are,” she said. In 1960, Sophia Loren turned in the most acclaimed performance of her career in the Italian World War II film Two Women. In a film with parallels to her own childhood, Loren played a mother desperately trying to provide for her daughter in war-ravaged Rome. The film transformed Loren into an international celebrity, winning her the 1961 Academy Award for Best Lead Actress. She was the first actress ever to win the award for a non-English-language film. Throughout the 1960s, Loren continued to star in Italian, American and French films, cementing her status as one of the great international movie stars of her generation. Her most notable 1960s performances include Yesterday, Today, and Tomorrow (1963), which won the Oscar for Best Foreign Film, Marriage, Italian Style (1964), for which she earned another Oscar nomination for Best Actress, and A Countess from Hong Kong (1967), co-starring Marlon Brando.
STYLE ICON
Sophia Loren, 1970’lerde anavatanı olan İtalya’ya geri taşındı ve bu on yılın büyük kısmını oldukça popüler İtalyan filmlerinde rol alarak geçirdi. Carlo Hubert Leone Ponti, Jr. (29 Aralık 1968 doğumlu) ve Edoardo (6 Ocak 1973 doğumlu) adlarında iki oğlu olan aktris, 1980’lerde çocukları ile vakit geçirmek için yoğun programını sonlandırdı. Günümüzde 100’den fazla filmin ve sahnede olduğu 50 yılın ardından Loren, mütevazı İtalyan geçmişine sadık kalmakta. Belki de bunun en önemli kanıtı, bir aktris olarak en iyi performanslarının havalı kahramanlar yerine mütevazı kadınlar olması. Yakın zamanda bir yönetmenin söylediği gibi, “Sophia belki de geldiği yeri asla unutmayan tek film yıldızı.” Sophia Loren moved back to her native Italy during the 1970s and spent most of the decade making highly popular Italian films. She had given birth to two sons, Carlo Hubert Leone Ponti, Jr. (born December 29, 1968) and Edoardo (born January 6, 1973), and during the 1980s she backed off her intense filming schedule to spend more time with her children. Today, after more than 100 films and five decades in the spotlight, Loren remains true to her humble Italian roots. Perhaps the best evidence of this is the fact that as an actress Loren has always delivered her best and most acclaimed performances playing down-to-earth women, not bombshell heroines. As one director recently said, “Sophia is perhaps the only movie star who has never forgotten where she came from.”
116
AUTOMOBILE
LA VOITURE NOIRE
BIR IKONU HATIRLAMAK
REMINISCENCE OF AN ICON
118
M
iraslarını başarılı bir şekilde devam ettirmek, geleneksel firmalar için zorluklar barındırıyor. Fransız lüks marka Bugatti bir kez daha bu zorlukları eşsiz modellere çevirme becerisini gösterdi. Tek sefer üretilen “La Voiture Noire” arabası ile Bugatti yine dünyanın en güçlü, en lüks ve en özel hi-per spor arabalarının üreticisi olduğunu kanıtl adı. Bugatti Başkanı Stephan Winkelmann, “Lüksün gerçek hali bireyselliktir. ‘La Voiture Noire’ otomobil üretiminin en son noktasında. Heykelsi güzelliği ve eşsiz teknolojisi ile ideal yüksek performans aracı” diyor. Bu coupe modeli, lüks bir limuzinin konforuna ve bir hiper süper spor arabasının gücüne sahip. Öncülük ruhu, mükemmeliyetçilik tutkusu ve limitlerini durmadan yeniden belirleme tutkusu; 110 yıl önceki kuruluşundan itibaren Bugatti’nin anahtar karakteristiklerinden olmuştur. Bu yeni araba da Bugatti’nin Fransız mirasını ve Fransız kimliğini yansıtarak minimalist zarafetine ve yoğunlaştırarak elde edilen inceliğe sahip.
The successful continuation of their heritage poses a challenge for traditional companies. Once again, the French luxury brand Bugatti has shown that it can transform these challenges into unique models. With its one-off car “La Voiture Noire” Bugatti has again proved that it makes the world’s most powerful, most luxurious and most exclusive hyper sports cars. “The true form of luxury is individuality. ‘La Voiture Noire’ is now at the cutting edge of automobile production. It is a sculptural beauty with unique technology, the ideal grand tourisme,” says Bugatti President Stephan Winkelmann. This is a coupé with the comfort of a luxury limousine and the power of a hyper sports car. A pioneering spirit, a passion for perfection and the desire to continually redefine its limits have been the key characteristics of Bugatti since the brand was established 110 years ago. The new hyper sports car reflects Bugatti’s French heritage and its French identity - elegance through minimalism and refinement through intensification.
AUTOMOBILE
120
Voiture Noire, Jean Bugatti’nin Type 57 SC Atlantic modelinin modern bir yorumundan çok daha fazlası. Görsel bir şölen adeta. Uzatılmış ön taraf ve karakteristik Bugatti C-line ile Voiture Noire, coupe konturlarını vurgulayan zarif belli uzatılmış bir görünüme sahip. Pürizm ve zarafet yüzeylerde ve belirgin çizgilerde kendini gösteriyor. Tamponlar gövdeye yumuşak geçişler ile bağlanırken ön cam, yan camlar ile adeta kesintisiz bir şekilde birleşerek bir kaskın vizörünü anımsatıyor. Görüntüye uymayan hiçbir çizgi olmadığından ve yüzey tamamen “yekpare” durduğundan optik akıntıyı bozacak hiçbir şey yok. Bu da arabanın sürüşünü değiştirerek gerçek bir yüksek performans aracı sunuyor ve uzun konforlu yolculuklar için ideal hale getiriyor. Bugatti tasarımcısı Etienne Salomé, “Her bir parça elde üretildi ve karbon fiber gövdenin derin siyah parlaklığı sadece ultra ince fiberler ile kesintiye uğruyor. Bu da materyalin mükemmel bir şekilde kullanıldığının göstergesi” diyor. 18,9 milyon dolarlık fiyatı ile bu eşsiz araba, çoktan bir Bugatti meraklısına satılmış bile. Şimdiye kadarki satılan en pahalı yeni araba olma özelliğini de taşıyor. Bu yeni eserin kalbinde ise hem otomotiv dünyasında eşsiz hem de mühendisin zanaatkarlığının zirve noktası olan ikonik 16 silindir motor yer almakta. 8 litre hacimli 16 silindir motor 1.103 kW/1.500 PS ve 1.600 Newton metrelik tork üretmekte. Arkadaki altı adet egzoz ise hem bu inanılmaz güce tanıklık yapmakta hem de 16 silindire saygı duruşunda bulunmakta. İlk kurulduğu zamanlar Fransız lüks markası, motor ve şasi tasarımlarının yanında halihazırdaki şasilere yaptığı gövdeler ile kayda değer bir başarı elde etmişti. Bunun en ünlü örneği ise La Voiture’nin ilham aldığı Type 57 ve Atlantic GT modeli. Bu yüksek performans arabası 80 yıl önce saatte 220 kilometreyi aşabilmekteydi. Ettore’nin oğlu Jean Bugatti, zamanının ötesinde bir vizyonerdi. Şirketin kurucusu Ettore Bugatti’nin en büyük oğlu olan Jean, yetenekli bir otomobil tasarımcısı olmasının yanında boyutlar ve aerodinamik alanında çok az kişinin aşık atabileceği doğal bir yetenek idi. 1920’lerin sonundan itibaren Jean, şirketin büyümesini kendi fikirleri ve tasarımları ile etkiledi ve 1936 yılında daha 27 yaşındayken şirketin başına geçti. En güzel ve en ünlü tasarımı ise Atlantic oldu. Bugün yaşasaydı tıpkı şirketi gibi 110 yaşında olacaktı.
The Voiture Noire is a far more than a modern interpretation of Jean Bugatti’s Type 57 SC Atlantic. It is a feast of aesthetics. With its extended front end and the distinctive Bugatti C-line, the Voiture Noire creates an elongated impression with the elegant waistline defining the contours of the coupé. Purism and elegance are reflected in the surfaces and the clear lines. The bumpers are smoothly integrated into the body and the windscreen seems to flow seamlessly into the windows at the sides like the visor on a helmet. Without any irritating lines, the surface is “all of a piece” and there is nothing to disturb the optical flow. This means that the hyper sports car has changed its attitude and become a grand tourisme - ideal for comfortable travel on long trips. “Every single component has been handcrafted and the carbon fibre body has a deep black gloss only interrupted by the ultrafine fibre structure. This is a material that has been handled perfectly,” says Bugatti designer Etienne Salomé. With a price tag of $18.9 million, this unique car has already been sold to a Bugatti enthusiast. It is the most expensive new car of all time. The heart of the new creation is the iconic 16-cylinder engine - unique in the automotive world and the peak of the engineer’s art. The 16-cylinder engine with a displacement of 8 litres develops 1,103 kW/1,500 PS and 1,600 Newton-metres of torque. Six tailpipes at the rear bear witness to its incredible power and are also a tribute to the 16 cylinders. In the first few decades of its existence, the French luxury brand had considerable success not only with the design of engines and chassis but also with its own bodies installed on existing chassis. The most famous example is the Type 57 and the Atlantic GT model which the La Voiture was based on - this grand tourisme could already reach a top speed in excess of 220 km/h over 80 years ago. Ettore’s son Jean Bugatti was a visionary who was ahead of his time. He was the eldest son of company founder Ettore Bugatti, a gifted automobile designer and natural talent who was only matched by very few people in his understanding of proportions and aerodynamics. From the late 1920s onwards, Jean influenced the development of the company with his own ideas and designs, before assuming responsibility for management in 1936 at the age of 27. His most beautiful and most famous design is the Atlantic. Like the company itself, he would have been 110 years old this year.
AUTOMOBILE
Bu yeni ve özel “Voiture Noire”, Jean Bugatti’nin en ünlü eseri olan simsiyah Type 57 SC Atlantic modeline bir övgü niteliği taşıyor. Ayrık kaputundaki menteşeden arka kısma kadar uzanan sırt bağlantı noktası ise en şahane tasarım özelliği. Bugünlerde ise dünyanın en değerli klasik arabalarından biri. 1936 ila 1938 yılları arasında sadece dört adet Atlantic modeli üretildi ve her biri de müşterisine has özelliklere sahip. Bu olağanüstü coupe arabalardan üçü hala mevcut. Dördüncü araba ise Jean Bugatti tarafından üretilip kullanıldı ve İkinci Dünya Savaşı’ndan beri kayıp. Dünya 80 yıldır bu Atlantic’i aramakta. Otomotiv tarihinin en büyük gizemlerinden biri ne de olsa. Araba, Alsas’ı Almanlar işgal etmeden bir süre önce muhtemelen güvenli bir bölgeye yollanarak kayboluyor ve bir daha haber alınamıyor. Yeni Voiture Noire, yüksek performans arabalarının en mükemmel hali ve Jean Bugatti’nin tarihi arabası kadar özel, güçlü ve lüks. Firmanın başkanı olan Stephan Winkelmann “Özel otomotiv tasarımcılığımız ile Bugatti’nin neler yapabileceğini gösterdik” diyor. Hem şimdi hem de geçmişte.
122
The exclusive new “Voiture Noire”, is a tribute to the all-black Type 57 SC Atlantic that was Jean Bugatti’s most famous creation. The outstanding design feature was a dorsal seam running from the hinge in the split bonnet through to the rear end. Nowadays, it is one of the most valuable classic cars in the world. Only four Atlantics were ever made between 1936 and 1938, each of them with detailed differences created individually for a customer. Three of these extraordinary coupés are still in existence. The fourth car built was used by Jean Bugatti himself, and has been missing since since World War II. The world has been searching for this Atlantic for more than 80 years - it is one of the great mysteries in the history of the automobile. The car is speculated to have disappeared before the German invasion of Alsace, when it was to be dispatched to a safe region. The new Voiture Noire, the perfect grand tourisme, is just as exclusive, powerful and luxurious as Jean Bugatti’s historic car. “With our automotive haute couture, we have shown what Bugatti is capable of ” stated company president Stephan Winkelmann. Now and in the future.
Conrad C133 Viatoris
CONRAD TERSANESI, UZUN ZAMANDIR BEKLENEN 40 METRELIK SÜPER YAT VIATORIS’I TESLIM ETTI.
CONRAD SHIPYARD HAS DELIVERED ITS LONG-AWAITED FLAGSHIP, THE 40 METRE SUPERYACHT VIATORIS. 124
YACHT
M
uhteşem kruvazörün dış tasarımı İngiliz tasarım stüdyosu Reymond Langton’a, gemi mimarisi ise Hollanda’lı firma Diana Yacht Design’e ait. Çelik ve aluminyum kullanılan tam deplasman yat, Lloyd’s Register ve MCA standartlarına uygun üretildi. Viatoris’te konaklama, beş kabin olarak en fazla on misafir için tasarlanmış. Ana güvertede her iki tarafında katlanabilir teraslı bir master suit, istendiğinde iki VIP suit olabilen eşit büyüklükte dört double kabin mevcut. Bütün misafir odalarında maksimum ses ve titreşim kontrolü; oniks ve mermer detaylarla bezenmiş en-suite banyolar mevcut. Altı kişilik mürettebatın kalabileceği ayrı kabinler ve yedi kişilik mürettebat yemekhanesine de yer verilmiş. Çelik bir gövde ve aluminyum üst yapıdan inşa edilmiş bu üç katlı yatın özellikleri arasında Conrad Tersanesi’nin kendi ekibinin Santos gül ağacı ve Makassar abanozu kullanarak tasarladığı ev gibi bir iç dekor mevcut.
The magnificent cruiser features exterior styling by British design studio Reymond Langton and naval architecture by Dutch firm Diana Yacht Design. The steel and aluminium full-displacement yacht was built to Lloyd’s Register and MCA standards. Viatoris’ accommodation is for up to ten guests split between five cabins: a full-beam main deck master suite, with fold-out terraces on both sides, and four equally sized double cabins below decks, which can be converted into two large VIP suites when needed. All guest staterooms feature marble ensuites with onyx furnishings and maximum sound and vibration control. Meanwhile, the crew quarters allows for a staff of up to six people and includes a crew mess for seven. Built from a steel hull and aluminium superstructure, this tri-deck yacht features a homely interior décor created by the inhouse team at Conrad Shipyard, using santos rosewood and makassar ebony.
126
???? YACHT
Bir başka özelliği ise ana güvertede bulunan, dışa açılabilen katlanabilen üç kayar kapılı bir salon. Burada 12 misafiri ağırlayabilecek büyüklükte bir yemek masası bulunuyor. Viatoris’in genişleyebilen güneşlenme terası, eğlence ve rahatlık için döşenmiş; yemek için ayrı, güneşlenmek için ayrı bölümler ve en üstte bir jakuzisi var. Ayrıca sauna ve fitness alanları da düşünülmüş. Üst kattaki güverte ise yedi kişiyi geniş bir televizyon ekranına dönük olarak ağırlayabilen bir sinema odası olarak tasarlanmış; servis asansörü ile kesintisiz bar hizmeti sağlıyor. Daha fazla konfor ve huzurlu bir gece uykusu için Conrad Tersanesi, CMC’nin elektrikli sıfır hız dengeleyicilerini kullanıyor. Hem ön hem kıç tarafta depo alanları ve tender tekne için garajı; ön güvertede de davit vinci mevcut. Yat, gücünü bir çift 670hp Caterpillar C18 Acert motorundan alıyor ve maksimum 13 knota çıkabiliyor. 10,5 knota gerilediğindeyse transatlantik menzili olan 4,000 deniz mili yol katedebiliyor. Süper yat, toplam 40 metre uzunluğunda ve 8,3 metre genişliğinde; tam yükte 355 tonluk bir deplasmana sahip. 128
Key features include a main deck saloon that can be opened up to the exterior with three sliding doors and fold-out side decks. Up to 12 guests can enjoy a meal here thanks to the large dining table. The expansive superyacht sundeck on Viatoris is focused on entertaining, with separate areas for dining and sunbathing, as well as a Jacuzzi towards the bow. It also has a sauna and fitness zone. Upstairs, the upper deck has been fitted out as a cinema room, with seating for seven facing a large television screen. A dumbwaiter allows for seamless restocking of the adjacent bar. For added comfort and a peaceful night’s sleep, Conrad Shipyard is fitting CMC’s electric zero-speed stabilisers. Tender storage is available fore and aft, with a foredeck davit crane and a transom tender garage, which doubles up as a beach club. Power comes from a pair of 670hp Caterpillar C18 Acert engines for a top speed of 13 knots. When trimmed back to 10.5 knots, Viatoris boasts a transatlantic range of 4,000 nautical miles. With a length overall of 40 metres and a beam of 8.3 metres, the superyacht has a displacement of 355 tonnes at full load.
İZMİR
Karaburun
İZMİR
Urla
YENİ YAŞAM ALANLARI
KEŞFETMEK İÇİN +90 (232) 277 0 888 www.buinvestment.com
BIENAL
130
The 58 Venice Biennale th
BU YILIN SANAT BAŞKENTINE BAKIŞ
A LOOK INTO THIS YEAR’S ART CAPITAL
BIENAL
T
asarıma ve sanata aç kalabalıklar, sularla çevrili şehrin kültürel takvimindeki en büyük etkinliğe akın ederken Venedik’in kanalları daha da doluyor. Milyarder koleksiyoncuların yatları şehre yanaşıp kayıklar, siyahlara bürünmüş çok dilli sanat erbapları ile taşıyorsa bunun sebebi belli: Bienal başlıyor! Dünyanın en eski uluslararası sanat sergisi, 58. kez 11 Mayıs tarihinde kapılarını halka açtı ve 24 Kasım tarihine kadar devam edecek. Her zamanki gibi Venedik Bienali iki yönlü bir etkinlik. Her yıl Ralph Rugoff tarafından küratörlüğü yapılan ve 80 civarı sanatçıya yer veren uluslararası serginin yanında Rugoff ’un sergisinden bağımsız düzenlenen 90 adet ulusal çardak yer almakta. Bu çardaklar, şehrin doğusunda bir park olan Giardini’de, eski bir tersane ve silahhanelerden oluşan Arsenale’de ve şehrin diğer çeşitli noktalarında yer almakta. Her iki kısımda yer alan sanatçılara ise bir jüri tarafından ödüller verilmekte. Bu senenin en büyük ödülü ise en iyi ulusal çardak olarak seçilen Litvanya’ya ve burada inanılmaz bir performans sanatı sergileyen üç sanatçıya gitti.
132
Venice’s crowded corridors will be teeming more than ever as design and art-hungry crowds descend on the lagoon city for the biggest event on its cultural calendar. When the yachts of billionaire collectors sail into the city and the vaporettos are full of hurried, multilingual art connoisseurs in head-totoe black, it can mean only one thing: The Biennale is underway! The 58th edition of the world’s oldest international art exhibition opened to the public in 11th of May, and will run until the 24th of November. As always, the Venice Biennale is a show of two halves. It consists of a principal international exhibition, curated this year by Ralph Rugoff and including about 80 artists; and a collection of 90 national pavilions, each organized independently of Mr. Rugoff ’s show. The pavilions are scattered in the Giardini, a park in the city’s east, and in the Arsenale, a complex of former shipyards and armories; and elsewhere across town. A jury awards prizes to artists in both sections; this year, the top award, for best national pavilion, went to a sensational performance piece by three artists from Lithuania.
BIENAL
134
Litvanya çardağına ulaşmak için Arsenale’nin kuzeyinde yer alan aktif bir askeri alana uzun bir yürüyüş gerekiyor. Hangara girin, merdivenleri tırmanıp boş bir çatı katına çıkın, yerdeki geniş bir deliğe bakın ve yapay bir harikaya tanık olun: Burada, suların şehrinde, muhteşem bir kumsal yer alıyor. Sahil genciyle yaşlısıyla, formda olanıyla olmayanıyla suya girenlerle dolu. Çocuklar kumsalda koşturuyor, üç arkadaş taşınabilir bir satranç tahtasının başına çöküyor, orta yaşlı bir kadın ise Litvoca bir bulmacayı çözüyor. Ve buradaki 20 kişinin tamamı da gün boyunca gelenler onları izlerken adeta güneş kadar müşfik ve umursamaz bir şekilde şarkı söylemekte. Otuzlu yaşlardaki sanatçılar Rugile Barzdziukaite, Vaiva Grainyte ve Lina Lapelyte bu olağanüstü operamsı eserin sahibi. Oyuncuları ise her Cumartesi sekiz saat boyunca gösteriyi gerçekleştiriyor. Reaching the Lithuanian pavilion requires a long walk north to an active military site near the Arsenale. Enter the hangar, climb some stairs to an empty attic, look down through a large hole in the floor, and you’ll find an artificial wonder: Here, in this city on the water, is a pristine sand beach. The beach is full of bathers, young and old, fit and fat. Children skip through the sand, three friends play chess on a travel set, a middleaged woman fills out a Lithuanian crossword. And they sing, all 20 of them, all through the day, while the spectators look down on them, benevolent and pitiless as the sun. Rugile Barzdziukaite, Vaiva Grainyte, and Lina Lapelyte, all in their mid-30s, are the creators of this astounding operatic installation, which their cast will perform for eight hours straight every Saturday.
Venedik’in labirent gibi kanallarında da kreatif sergiler, devasa heykeller, manastır el yazmaları ve şehrin met zamanından ilham almış tasarım koleksiyonu ile yeterince aksiyon mevcut. Venedik’teki müzeler ve vakıflar da Bienal süresince en iyi sergilerine ve gösterilerine yer veriyorlar. 2019 Venedik Bienali unutulmazların, yaman tezatların, ahenksizliğin ve fısıltıların, ışığın ve karanlığın bir geçidi adeta. Görsel dramalar, sosyopolitik fay hatlarını başka hiçbir uluslararası sanat etkinliğinin yapamadığı boyutta gözler önüne seriyor. Kendinize bir hafta ayırarak hemen hemen her şeyi görebilirsiniz ama etrafınızdaki kiliseleri ve anıtları da unutmayın. Modern sanat sizi hayal kırıklığına uğratırsa Tintoretto’nun da olduğunu hatırlayın. There’s plenty of action spilling over into Venice’s labyrinthine waterways too, from inventive installations and soaring sculptures, to monastic manuscripts and a design collection inspired by the city’s high tide. Museums and foundations in Venice also put on their biggest shows during the Biennale. The 2019 Venice Biennale is a passage of unforgettables, stark contrasts, cacophonies and whispers, light and darkness: visual dramas laying bare sociopolitical faultlines as no other international art event can. Give yourself a week and you can cover almost everything, but don’t neglect the churches and monuments all around you; when contemporary art lets you down, there’s always Tintoretto! 136
138
AQUAZZURA B O U T I Q U E
BÜYÜLEYİCİ BİR DÜKKAN
A PRECIOUS SHOWCASE
K
adınların aşk yaşıdığı marka Aquazzura, ayakkabı tasarımlarının yanında görenleri hayran bırakan dükkanlarıyla da dillerde. Milano’nun merkezinde yer alan bu muhteşem mağaza, ayakkabı ihtiyacınız olmasa bile İtalya’ya gittiğinizde kapısını aralamanız gereken yerler arasında.
Famous luxury shoemaker Aquazzura has just revealed a sumptuous new store right in the centre of Milan on the Via Sant’Andrea, and it’s a must-visit destination for shoe lovers. For this new address, the Casa do Passadiço architects have created elegant interiors using their expertise, drawing on tones of pink and gold.
STORE
Tasarımını Casa do Passadiço mimarları Cláudia ve Catarina Soares’in yaptığı bu etkileyici mekan, Aquazzura’nın İtalya’da ikinci, Mlano’da ilk monobrand mağazası. Bu yeni adres için, pembe ve altın tonları üzerine çizim yapan mimarlar, yüksek kalitede zarif bir dekor tasarladı. Via Sant’Andrea’da, özel moda meydanının merkezinde konumlanmış butik, büyüleyici Milano tarzını yansıtarak modern zarafet ile lüksü bir araya getiriyor. Girişte duvarı kaplayan yüzlerce elde kesilmiş altın pullardan oluşan göz alıcı panel, markanın logosu olan altın ananası andırmakta. Each element of the décor has been custom designed using fine, sophisticated materials, such as French marble, Murano glass, Moiré silk, velvet and brass, which complement the luxurious nature of the shoes on display. At the entrance, the eye is magically captured by a wall panelled in hundreds of hand-cut golden scales, creating a pattern that is reminiscent of a golden pineapple; the iconic symbol of the brand. The vaulted ceilings, checkered floors and sublime furniture are all perfectly harmonised to conceive an intimate luxurious parlour.
140
“DÜNYANIN EN ÖNEMLI MODA BAŞKENTLERINDEN BIRINDE YENI BUTIĞIMI AÇTIĞIM IÇIN ÇOK HEYECANLIYIM. KADINLARIN KENDILERINI BENIM EVIMDE MILANO STILI ÇIZIM ODAMDA OTURUYORLARMIŞ GIBI HISSETMELERINI ISTIYORUM” “I AM THRILLED TO OPEN MY NEW BOUTIQUE IN ONE OF THE MOST IMPORTANT FASHION CAPITALS OF THE WORLD. I WANT WOMEN TO FEEL LIKE THEY ARE IN MY HOME, LOUNGING IN MY VERSION OF A MILANESE-STYLE DRAWING ROOM”
Dekor, 70’lerin İtalyan tasarımından ilham alan ve lüks bir salon havasında. Bu ise mekânın duvarlarındaki özel pembe tonlara sahip cilalı vernikten paneller, gri mermerden zemin ve üfleme tekniği ile yapılmış Murano cam avizesi ile sağlanmış. Tonoz tavanlar, dama tahtası zeminler ve görkemli kadife mobilyalar da ayakkabıların lüks ruh halleriyle oldukça uyumlu bir ambiyans oluşturmuş. Aquazzura’nın tasarımcısı Edgardo Osorio’nun, İtalyan sanatının köklerine karşı sergilediği hayranlık, marka için yaptığı çalışmaların yanı sıra sanat ve tasarım vizyonunda da görülür. Bu durum mağaza konseptini belirlerken esinlenilen ikonik anıtlardan, İtalyan mimarisi ve tasarımlarından da anlaşılmakta. Edgardo Osorio, Aquazzura’s designer, displays a real fondness for his Italian roots, which shows through his work for the brand as well as his vision of art and design. Thus, for the Milan store, architects Cláudia and Catarina Soares of Casa do Passadiço drew inspiration from Italian architecture and design from the seventies as well as iconic edifying monuments, such as the inside of Santa Maria Novella church in Florence.
142
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Bütün tasarım ve estetik harikası detaylarıyla bu etkileyici mağaza, ayakkabı bağımlılığını bir adım öteye taşıyacak nitelikte. Halihazırda uluslararası birçok alanda yer alan Aquazzura; New York, Londra, Moskova, Las Vegas, Miami ve Paris butiklerinin yanısıra yeni açılacak diğer büyüleyici butikleriyle de şanına şan katmaya devam ediyor.
144
With its aesthetical wonders, this store is likely to take clients’ shoe addiction to the next level. Aquazzura already has boutiques in many top destinations around the world, some of them being New York, London, Moscow, Las Vegas, Miami and Paris.
DESIGN
DÜNYACA ÜNLÜ STİL İKONUYLA İŞ BİRLİĞİ
A COLLABORATION BETWEEN WORLD FAMOUS STYLE ICON
M
odern yaşama kusursuzca uyum sağlayacak şekilde tasarlanmış koleksiyonlarıyla dikkat çeken Nude; kuruluşundan itibaren benimsediği “Yalın güzeldir.” mottosunu Amerikalı iş kadını, iç mimar ve stil ikonu Iris Apfel’in farklı ve cesur stiliyle birleştirdiği kampanyası için geçtiğimiz yıl New York’taki New Museum’da bir lansman gerçekleştirdi. Tasarım odaklı ve işlevsel dekoratif cam koleksiyonlarıyla öne çıkan Nude’nin Iris Apfel ile olan iş birliği bu yıl da devam ediyor. Nude’nin yalın tarzı ile Iris’in dikkat çeken stili çelişiyor gibi görünse de aslında Iris ve Nude’nin ortak bir yönü var. Her ikisi de aynı felsefeye sahip: “Yalınlık bir düşünce biçimidir ve yalın güzeldir.” Marka mesajını iletmek için dinamik bir karaktere sahip dünyaca ünlü Iris Apfel’i seçen Nude, dünyanın en saygın tasarımcılarıyla çalışmaya da özen gösteriyor. Nude’nin Iris Apfel’den esinlenen koleksiyonlarında hem kendi tasarım ekibinin hem de Harry Allen, Tomas Kral ve Ayşe Birsel gibi dünyaca ünlü isimlerin tasarımları bulunuyor.
146
Catching eyes with collections designed to flawlessly adapt to modern life, Nude combined its “simple is beautiful” motto with the courageous style of Iris Apfel, American businesswoman, interior designer and style icon. The launch of the campaign was at New Museum in New York. With design-focused and practical glass collections at the forefront, Nude’s collaboration with Iris Apfel continues this year as well. Although it might appear as the simple style of Nude contrasts with the eye-catching style of Iris, both share common ground. Both believe in the philosophy of “Simplicity is a state of mind, and it is beautiful.” Choosing a world famous dynamic character such as Iris Apfel in order to convey the message of the brand, Nude ensures to work with the world’s most esteemed designers. Nude’s Iris Apfel inspired collections includes designs from its own design team along with works of Harry Allen, Tomas Kral and Ayşe Birsel.
Iris Apfel & Nude
London Based Interior Designers Jordan & Russel / instagram : 2lgstudio
148
“FARK ETMEMIŞ OLABILIRSINIZ AMA BANA MINIMALIST DEMEK ZOR. ANCAK, GIYSILERIM VE AKSESUARLARIMDA ÜST ÜSTE RENKLER, DESENLER KULLANIYOR OLMAM YALIN DÜŞÜNMEDIĞIM ANLAMINA GELMIYOR. BEN ASLINDA HER GÜN AYNI KIŞIYIM. İNSANLAR BENIM ISMIMI DUYDUĞUNDA, AKILLARINA HER SEFERINDE AYNI GÖRÜNTÜ GELIYOR. İŞTE BU, BENIM YALINLIK ANLAYIŞIM. BENCE YALIN OLMAK BIR DÜŞÜNCE BIÇIMI. VE YALIN GÜZELDIR.” “AS YOU CAN SEE I AM HARDLY A MINIMALIST, I LOVE TO LAYER ACCESSORIES AND DRESS IN COLOUR, BUT THAT DOESN’T MEAN I DON’T THINK SIMPLE. I AM THE SAME PERSON EVERY DAY. WHEN PEOPLE THINK ABOUT ME, IT EVOKES THE SAME IMAGE. THIS IS MY IDEA OF SIMPLICITY. I THINK SIMPLICITY IS A STATE OF MIND, AND SIMPLE IS BEAUTIFUL.”
IRIS APFEL
Nude; İngiltere, Amerika, İtalya ve Türkiye’yi kapsayan Iris Apfel kampanyasında dış mekan, dergi ve dijital reklamların kullanımıyla global ölçekte büyük ilgiyle karşılandı. New York’ta gerçekleştirilen lansman gecesinde Nude, tasarım dünyasının önde gelen isimlerinden Harry Allen ile de bir iş birliği yaptı. Ünlü tasarımcı, New Museum’un Sky Room’unu Nude kimligini koruyarak büyüleyici ve renkli bir dünyaya çevirdi. Brooklyn Balloon Şirketi’nin kurucusu, yetenekli tarasımcı Robert Moy ise Iris Apfel’den ilham alan balon enstalasyonları ile mekana Iris Apfel’in çarpıcı, eklektik ve maksimalist tarzını mükemmel bir şekilde yansıttı. Davete katılan konuklar, Iris’in ikonik gözlükleri ve kolyelerinden oluşan balon enstalasyonları ile fotoğraflar çekmekten büyük keyif aldılar.
Nude’s Iris Apfel campaign in England, United States, Italy and Turkey was met with great interest due to their usage of outdoor, magazine and digital ads. Nude worked with Harry Allen, a prominent name in design, during their launch night in New York. The famous designer turned the Sky Room of New Museum into an enchanting and colourful world while preserving the identity of Nude. Robert Moy, founder of the Brookwlyn Balloon company and talented designer, conveyed the striking, eclectic and maximalist style of Iris Apfel perfectly with a balloon installation inspired by her. Attendees were overjoyed to take photos with the balloon installations of iconic glasses and necklaces of Iris.
WORLD’S MOST ADVANCED TECHNOLOGY FOR A NON SURGICAL TUMMY TUCK now favoured by international celebrities
Enjoy professional TechnoShape slimming machine in the luxury of your own home. “It’s patented technology of pressure pause therapy, combined with gentle cardio exercise transforms the body’s ability to burn fat around the midriff” • Fast result - melts away fat from the stomach & back • Lose up to two trouser sizes & more in just a few weeks • Continuous inch & fat loss with regular use Machine for private use from EUROS €24,000 150
0044 750 505 0555 • Email: sales@technoshape.net • 0044 203 096 2042
EUROS €24,000
0044 750 505 0555 • sales@technoshape.net • www.technoshape.net • 0044 203 096 2042
DESIGN
V
VIRTUOSO G
uilloche tekniği ile oyulmuş gösterişli kırmızı kadranı Virtuoso V’i, jumping hours mekanizmasıyla eşleşen retrograde minutes ve reversed hand-fitting ev sahipliği yaptırıyor. Zanaatkar saat ustaları ve kadran üreticileri ona yeni bir yüz vermek için güçlerini birleştirdi. Kadran, bu parçaya yeni bir kimlik bahşederek, mekanizma yüzeyinin tamamını kaplıyor. Saat ustaları tüm bilgileri aynı düzeyde sergilemek için uğraşırken, kadran üreticileri ise kadran için guilloche tekniği aracılığıyla tamamen orijinal bir motif tasarladı. Kademeli bu orijinal düzenleme, tüm bileşenlerin sanatsal inceliklerini ve son dokunuşlarını daha da geliştirerek, ileri bir klasisizme doğru yol alıyor. Kadran üreticileri bu yeni yüz için dikkate değer bir yetenek sergiliyor. Metal temel guilloche motif ile süslendikten sonra yüzeyin kusursuzca düzleştirilmesi için cilalanmadan önce pek çok kez yarı saydam kırmızı vernik tabakası uygulanıyor. Ortaya çıkan bu derinlik ve etkileyici yansımalar, bu saati büyülü kılıyor. Yoğunlaştırılmış teknik becerilere ve saatin sanatsal doğasına ilaveten tasarımı artık daha saf ve okunabilirliği daha yüksek.
152
Decorated with a flamboyant red guilloché dial Virtuoso V houses a jumping hour movement paired with retrograde minutes and a reversed hand-fitting. The Maison’s artisan watchmakers and dial-makers have joined forces to give it a new face. The dial occupies the entire surface of the movement, giving the piece a new identity. While the watchmakers worked on displaying all the information on the same level, the dial-makers designed a completely original guilloché motif for the dial. The original stepped arrangement has given way to greater classicism, which enhances the artistic crafts and exemplary finishes of all the components. The dial-makers drew on their considerable talent to create this new face. After decorating the metal base with a guilloché motif, they applied a dozen layers of translucent red lacquer, before finally polishing it to give a perfectly flat surface. This created depth and enchanting reflections that give the timepiece its magic. In addition to the concentrated technical skill and artistry emanating from the timepiece, its design has become purer and its readability even greater.
JUMPING HOURS, RETROGRADE MINUTES & REVERSED HAND-FITTING
DESIGN
Teknolojik olarak ise Virtuoso V birleştirilmesi zor iki engeli aşıyor: jumping hours ve retrograde minutes. Saat diskinin atlayışı ile yelkovanın atlayışı kusursuz bir biçimde senkronize olmalı. Bu saat, Fleurier Complications Koleksiyonu’nun bir parçası ve patentli Amadeo dönüştürülebilir kasası içerisine yerleştirildi. Böylece herhangi başka bir araç gerekmeksizin kol saatine, masa saatine veya cep saatine dönüştürülebilir. Sonuç olarak saatler ve dakikalar mekanizmanın her iki tarafında da bulunabilir. Güç rezervi göstergesi, tek bir makaranın kullanılması ile mümkün kılınan dikkate değer beş günlük rahatlığı gözler önüne seriyor. Son olarak, saatin fonksiyonlarına, saat diskinden bağımsız ve saatin her bir tarafındaki farklı saat dilimlerini gösterebilen bir özellik eklendi. Halihazırda şöhretli bu saatin son yorumu ile BOVET şirketinin sahibi, Sayın Raffy ve zanaatkarları, teknik becerilere karşı dikkatli ve dekoratif sanatların en asil sunumunun değerini bilen koleksiyoncuları mutlu edecek bazı ayrıntıları açığa çıkardı.
154
In terms of technology, the Virtuoso V integrates two complications that are difficult to combine: jumping hours and retrograde minutes. The jump of the hour disk must be perfectly synchronized with the jump of the minute hand. This timepiece belongs to the Fleurier Complications Collection and is fitted with the patented Amadeo convertible case, allowing it to be transformed into a reversible wristwatch, a table clock, or a pocket watch, without the need for a single tool. As a result, hours and minutes can be found on both sides of the movement. A power reserve indicator completes the indications by displaying a remarkable autonomy of five days, ensured by the use of a single barrel. Finally, to add to the timepiece’s functions, the watchmakers developed a corrector independent of the hour disk that can display a different time zone on each side of the timepiece. With this latest interpretation of an already renowned timepiece, the owner of the Maison BOVET, Mr. Raffy, and his artisans have revealed references that will delight collectors attentive to technical skill and appreciative of the noblest expression of the decorative arts.
FASHION
FOR HER
Camilla
Alexander Mcqueen
Cartier
Gucci
Mallarino
Yaz şıklığı Bottega Veneta
Pastel yaz tonları ile renk kartelasının en başlarında bulunan nötr renkleri kombinleyerek hem mevsime uygun bir görüntü elde edebilir hem de yaz sıcağının ortasında rahatlığınızdan ödün vermeden şık olabilirsiniz. loeffler Randall
Gianvito Rossi
Gucci
156
Tohum
FOR HIM
Officine Generale
Gucci
Ermenegildo Zegna Bang & Olufsen
Bottega Veneta
Summer Chic Fendi
Combining soft summer hues with colors that are on the neutral end of scale will give you a smart and summer appropriate look – and crucially, will make you stay comfortable in the midst of a heatwave.
Orlebar Brown
Givenchy
Berluti
Gucci
RUNWAY
Spring ́ Summer 19
Women
Chanel Chanel ilkbahar-yaz koleksiyonu, defile için özel olarak hazırlanan muhteşem bir yapay kumsalda sunuldu. Defileyi süsleyen kumsal, dalgalar ve mavi gökyüzü koleksiyon parçalarıyla da ahenkli bir beraberlik içerisindeydi. Aksesuarlar plajı çağrıştırırken kıyafetler ise tatildekilerden denizin tadını uzaktan çıkartmak isteyenlere kadar herkese hitap ediyor. Klasik ceketler ve “culotte” tarzı bol kesim pantolonlar deniz köpüğü ve yavruağzı gibi şeker tonlarında dokunan ve bir Chanel klasiği olan tüvit kumaşlardan yapılmış. For the Spring collection Chanel has constructed a physical beach, complete with waves and plush white sand and the collection was in tune with the setting. The accessories were delightfully beachy, and the clothes were closer to resort wear with plenty else for those who prefer to enjoy the seaside from afar. Structured jackets and billowing culottes came in candy-colored tweed like hazy seafoams and creamy peaches. 158
Valentino Kreatif Direktör Pierpaolo Piccioli’nin Valentino algısı oldukça net; onun için Valentino kadını sade ama çarpıcı güzellikte. 2019 Bahar koleksiyonu Piccioli’nin vizyonunu bir kez daha göstererek yazlık silüetler, hacimli elbiseler, canlı taze renkler ve süslemelerden oluşuyor. Feminen fakat asla çocuksu olmayan bu koleksiyonda kadınların gönlünü çalacak pek çok model mevcut. Creative director Pierpaolo Piccioli’s game for Valentino is quite decent- he wants the Valentino woman to look just plain beautiful. Spring 2019 collection was another demonstration of his objective with summery silhouettes, voluminous dresses, fresh colors and embellishments. Feminine yet not girly, there is so much in the collection for women to love!
RUNWAY
Marni Marni’nin klasik heykellerden esinlenen koleksiyonunda, korseli kısa bluzlar ve derili kumaşlarla ikinci bir ten hissiyatı veren parçalar dikkat çekiyor. Müslin benzeri kumaş uçları dikişsiz kullanılırken drapeli modeller sanatsal büstleri çağrıştırıyor. Koleksiyona daha sofistike ve feminen bir görünüm kazandırmak için bazı parçalarda boncuklar, payetler ve zincirler kullanılmış. Marni was inspired by classic sculptures this season with corset crop-tops and leather fabrics that look like second skin. Unfinished hems in muslin-like neutrals were given a playful twist with the drapings and fine art busts. Beads, sequins and chains are used on hems to give the collection a sophisticated and feminine look.
160
RUNWAY
Fendi Fendi 2019 Yaz koleksiyonunda bisiklet şortlarını, geniş bomber ceketleri ve kısa yağmurlukları logosu ile süsleyerek spor kıyafetlere estetik bir dokunuşta bulunuyor. Koleksiyonda büyük cepler, deri telefonluklar, minik çantalar, anahtarlıklar, karabinerler ve endüstriyel görünümlü kopçalar öne çıkıyor. For Spring 2019, Fendi was into the sport aesthetic, taking bike shorts, oversized bomber jackets, cropped rain slickers and putting its signature logos on them. Utility theme was all over the collection with large cargo pockets, leather phone-sized cases, small snapclosure pouches, key rings and carabiners, and industrial-style buckles.
162
RIXOS PREMIUM BELEK
RUNWAY
Spring ́ Summer 19
Men
Lanvin “Gerçekten yükseltmeye ihtiyacım olduğunu hissettim; tasarımları sokak modasından kurtararak modaya yükseltmekten bahsediyorum.” diyen Lucas Ossendrijver ne sokak modası ne couture olan giyilebilir bir koleksiyon tasarlamayı başardı. Koleksiyonda sıra dışı renk kombinleri sade ama kusursuz bir işçilikle sunuldu. “I really felt the need to elevate; elevate clothes into fashion,” said Lucas Ossendrijver who aimed to create a wearable collection which is neither streetwear nor couture- and he succeeded in the end. The collection demonstrated strange mixes of colors and the overall look was easy and simple with a perfect sense of workmanship.
164
Louis Vuitton Louis Vuitton yaz koleksiyonuyla sokak modası ve lüks arasında yeni bir bölge oluşturmayı hedefledi. Moda evi açılış parçalarında kullanılan muhteşem beyazların yanı sıra rahat ve şık, hacimli fakat oversized olmayan parçalarla güçlü bir çıkış yaptı. Louis Vuitton’s Summer collection sat somewhere in between streetwear and luxury, aiming to map a new territory. The opening looks made a powerful statement with their pristine whiteness and were topped with relaxed, casual and chic fits that are voluminous yet not oversized.
RUNWAY
Salvatore Ferragamo Ferragamo 2019 Yaz koleksiyonunda erkekler için akıcı pantolon kesimleri tercih edilmiş. Bej ve haki tonlarının lüks ve kullanışlı kumaşlarla beraber öne çıktığı koleksiyon seyahat eden işadamlarına hitap ediyor. Moda evi bu yaz için rahat şıklığı hedefliyor. Ferragamo’s 2019 summer collection opted for fluid trouser silhouettes for men. Beiges and khakis prevailed on papery utilitarian-luxe fabrications suitable for the traveling businessperson. The code was ‘’elegantly comfortable’’ for the fashion house for this summer.
166
RUNWAY
Ermenegildo Zegna Ermenegildo Zegna bahar koleksiyonu, grafik ve hacimli ancak hafif parçalardan oluşuyor. Kıyafetlerde, dış giyimde, ceketlerde ve takımlarda hafif kumaşlar tercih edilmiş. Gömlek ve ceketler; klasiğin dışına çıkılarak bol kesimler, deneysel yakalar ve eğlenceli duble kollarla kombinlenmiş. Ermenegildo Zegna’s spring collection demonstrated garments that are graphic and voluminous, but without weight. Lightweight fabrics were used on clothing, outerwear, jackets and suits. Shirts and jackets collided in hybrid forms with an oversize fit, experimental collars and playful double sleeves.
168
FASHION DESIGN
NOCT SICAK YAZ
WARM SUMMER
A
k d e n i z k a d ı n ı n ı n r u h u nu okşayan Nocturne, siyah beyaz kontrastını feminen siluetlerle buluşturarak İlkbahar/Yaz 2019 koleksiyonuna taşıyor. Hareketli fırfırlar, volanlar, sayfiyeyi şehre taşıyan pötikareler ve asimetrik detaylar ise kırmızı, turuncu ve pembe gibi capcanlı renklerin enerjisiyle birleşiyor. Anvelop etek ve elbiselerin yanı sıra, kayık yaka büstiyerler de tatil rahatlığını yaz gardırobunuza getiriyor.
170
Speaking to the soul of the Mediterranean women, Nocturne combines the contrast of black and white with feminine silhouettes and incorporates it to its Spring/Summer 2019 collection. Vibrant ruffles, frills, houndstooth that carries country to city and asymmetrical details are combined with the energy of lively colours such as red, orange and pink. Wrapped skirts and dresses bring the comfort of holidays to your summer wardrobes along with boat neck bustiers.
TURNE BIR AFRIKA RÜYASI
AN AFRICAN DREAM Yumuşak tonlarla güçlü desenlerin buluştuğu Nocturne İlkbahar/Yaz 2019 koleksiyonu rotasını Afrika’ya çeviriyor. Kum tonlarındaki sakin ve zarif tasarımların canlı ve hareketli renklerle bir arada sunulduğu tasarımlar feminen çizgisini koruyor. Enerjik renklerin yanı sıra yılan deseni ve floral desenlere de yer verilen seçkide grafik çizgiler koleksiyona modern bir dokunuş yapıyor. Deri tokalı kemerler, ışıltılı işlemeler ve fırfırlı kesimlerin fark yarattığı tasarımlar koleksiyonun öne çıkan parçalarını oluşturuyor.
Combining soft tones with strong designs, Nocturne Spring/Summer 2019 collection also turns towards Africa. With designs that bring calmness and elegance using sand tones together with vibrant and lively colours, the garments maintain their feminine lines. Apart from dynamic colours, the collection also features snake and floral patterns as well as graphical lines that add a modern touch. Items with leather belts, dazzling embroideries and frilly cuts are some of the prominent pieces of the collection.
EXHIBITION
172
Dior PARIS’TEN DÜNYAYA
FROM PARIS TO THE WORLD
EXHIBITION
D
ört gözle beklenen House of Dior sergisi, “Dior: From Paris to the World” (Dior: Paris’ten Dünyaya) Dallas Sanat Müzesi’nde. Sergi hem Christian Dior’a hem de moda evinin diğer sanat yönetmenleri olan Yves Saint Laurent, Marc Bohan, Gianfranco Ferré, John Galliano, Raf Simons ve Maria Grazia Chiuri gibi isimlere odaklanmakta. Yaklaşık 200 adet özel tasarım elbisenin yanında aksesuarlar, fotoğraflar, orijinal skeçler, defile videoları ve benzeri arşiv materyalleri ile bu sergi, Dallas Sanat Müzesi’nin bugüne kadar gördüğü en güzel ve özenle hazırlanmış sergilerinden biri. Sergide açıkça sıralı bir yolculuk rotası sizi bekliyor. Dior Paris atölyesinin dış cephesinden girdikten sonra ziyaretçiler, polikarbonat bir tünelden geçerek kemerli podyumdan önceki ilk odalara geliyor. Bu sıranın ardından House of Dior için ilham kaynağı olmuş temaları keşfeden, fotoğraf ve aksesuarlar barındıran üç ayrı galeri gelmekte. Sergi, Dallas Sanat Müzesi’nde 19 Mayıs ila 1 Eylül tarihleri arasında yer alacak. Serginin ön gösterimi de oldukça etkileyici. Girer girmez 18 adet siyah beyaz, ince belli ve vurgulanmış kalça kısımlarına sahip “The New Look” kıyafeti ile etrafınız çevrelenmekte. Koleksiyonun iki ana serisi olan Corolle ve En 8, 1950’lerde modanın merkezine oturmuştu.
174
The highly anticipated House of Dior exhibit, Dior: From Paris to the World, is opening at the Dallas Museum of Art this Sunday. The exhibition profiles both Christian Dior himself and the fashion house’s subsequent artistic directors, Yves Saint Laurent, Marc Bohan, Gianfranco Ferré, John Galliano, Raf Simons and Maria Grazia Chiuri. Featuring almost 200 haute couture dresses, as well as accessories, photographs, original sketches, runway videos and other archival material, this exhibit is one of the most carefully crafted and beautiful displays that the Dallas Muesum of Art has ever seen. A clear sequential journey is defined by a prescribed route. After entering through the façade of the Dior Paris atelier, visitors are taken through a polycarbonate tunnel that leads to the first set of rooms before the barrel vaulted runway is revealed. This sequence is followed by three additional galleries that explore themes that served as an inspiration to the House of Dior, alongside photographs and accessories. The exhibition will be on view at the Dallas Museum of Art from the 19th of May to the 1st of September 2019. The preview of the exhibit is pretty magnificent. As you enter, you’re surrounded by outfits from “The New Look,” 18 black and white looks with tiny waists and accentuated hips. The collection’s two main lines, the Corolle and the En 8, set the stage for fashion in the 1950s.
EXHIBITION
Christian Dior, moda evinin başına geçtiğinde daha 21 yaşındaydı. Onuncu yılında Dior, kadın figürünü kıvrımlarla devrimsel bir şekilde yeniden tanımlaması sebebi ile basın tarafından “New Look” (Yeni Görünüm) olarak isimlendirilen bu koleksiyonu sunmuştu. Bu da savaş döneminin köşeli ve erkeksi siluetlerinden farklıydı tabi. Sergide 1947 ile 1957 arasında Christian Dior tarafından hayata geçirilmiş 39 görünüm yer almakta. Ardından ise 22 adet beyaz tuvalden ve pamuktan muslin modellerinden oluşan “Office of Dreams” (Rüyaların Ofisi) koleksiyonu yer alıyor. Her koleksiyondan Dior tarafından çizilen yüzlerce skeç, tuvallere dönüşerek Dior ve çekirdek ekibine gösterilmekteydi. Onaylandıktan sonra ise bu tuvaller, prototip için model olarak kullanılıyordu. Sonrasında tasarımcısına göre kategorize edilmiş çeşitli zamanların çeşitli görünümlerini gezebilirsiniz. Dior’un liderliği ile geçen on yılın ardından gelen Yves Saint Laurent, Marc Bohan, Gianfranco Ferré, John Galliano, Raf Simons ve Maria Grazia Chiuri gibi isimler burada yer alıyor. Her tasarımcı için sekiz adet görünüm yer almakta. Kendini aktivist tasarımcı olarak tanımlayan Maria Grazia Chiuri, Dior’dan beri ilk kez direksiyonu ele alan kadın. 2017’deki ilk sahneye çıkışı, modern ve masalsı tasarımlardan oluşan bir koleksiyonla gerçekleşmişti. Tenis ayakkabıları ile giyilebilen elbiseler tasarlaması ile ünlü. 176
Christian Dior was just 21 years old when he was named the head of the house. While in this position for 10 years, Dior created the “New Look” as it was dubbed by press for its revolutionary reconstruction of the female figure as a succession of curves. Rather than the boxy, masculine silhouettes common during wartime. On display, there are 39 total looks by Christian Dior from 1947 to 1957. Next up is the “Office of Dreams,” a collection of 22 white toiles, or mock-ups in plain cotton muslin. Before every collection, Dior drew hundreds of sketches, which were then transformed into toiles and shown to Dior and his core team. Once approved, the toile became a pattern for a prototype. Then you can roam around and view the different looks from various decades, organized by designer. Following Dior’s decade as Head of the House were designers Yves Saint Laurent, Marc Bohan, Gianfranco Ferré, John Galliano, Raf Simons and Maria Grazia Chiuri. There are eight looks on display for each designer. Presently, Maria Grazia Chiuri is the first woman to head the House of Dior. She’s established herself as an activist designer. Her 2017 debut consisted of a collection of modern, fairytale designs. She’s known for making dresses that can be worn with sneakers.
EXHIBITION
Bu sergiler etkileyici olsa da koridoru geçince “From Paris to the World” salonu bunun daha da ötesinde. Yukarı bir pozisyonda sergilenen 57 tasarım, arka duvara yaklaşırken başınızı hayranlık içinde kaldırmanızı sağlayacak. On üç adet elbise ile kendi özel alanına sahip olarak tavana ulaşmakta. Dallas Sanat Müzesi’nin 12 metrelik kemeri ise bu sergiye maksimum etkiyi katıyor. Denver gösterisini de tasarlayan OMA New York ortağı Shohei Shigematsu, bu kemer ile sergiyi daha da çarpıcı hale getirmiş. Her ne kadar ziyaretçiler bu kısmı serginin büyük finali olarak düşünse de dahası da var. “Ladies in Dior” (Dior Giyen Kadınlar) odası, yıllar boyu kadınların Dior stilini nasıl benimsediğini vurgulamakta. Grace Kelly, Marilyn Monroe, Rihanna ve Lady Gaga gibi isimler ile Dior’un ünlüleri çekme gücü gözler önüne serilmiş. “Dallas and Beyond” (Dallas ve Ötesi) kısmı, Dior’un 1947’de Neiman Marcus Ödülü’nü almak için şehre ilk gelişinden itibaren Dallas ile olan bağını inceliyor. Dior’un efsanevi Neiman Marcus başkanı Stanley Marcus ile olan özel bağı ve New York koleksiyonu çıktıktan birkaç ay sonra tasarımcının mağazasına ayarladığı ilk ziyareti vurgulanmakta. Bunun sadece bir Dallas müzesi sergisi olmadığı ve Dior’un Dallas ile olan tarihinin hakkının verildiği mesajı aktarılmakta. While these displays are impressive, just wait until you go through the hallway and step into the “From Paris to the World” hall. It’s filled with 57 designs, propped up high, allowing you to look up in awe as you approach the back wall, which is also gasp-worthy. Thirteen dresses are highlighted in their own partitions, reaching high up to the ceiling. Dallas Museum of Art’s 40-foot-high Barrel Vault gives this display maximum impact. OMA New York partner Shohei Shigematsu, who also designed the Denver show, uses the Barrel Vault to make the exhibit even more striking. By then, visitors might think that this had been the ‘big ending’, but there is more. The “Ladies in Dior” room highlights how women have adopted the Dior style over the years. From Grace Kelly and Marilyn Monroe to Rihanna and Lady Gaga, Dior’s celebrity staying power is highlighted. The “Dallas and Beyond” segment covers Dior’s Dallas connections from the first time that he came to the city in 1947 to accept the Neiman Marcus Award. Here, Christian Dior’s special connection with legendary Neiman Marcus president Stanley Marcus, who set up the designer’s first visit to the store just months after his New York collection debuted, is highlighted. It conveys that this isn’t just an exhibition in a Dallas museum; Dior’s history with Dallas is given its due. 178
ATMOSPHERE & DÈCOR AWARD 3-TIME STORE DESIGN AWARD
180
I. M.
Pei GEOMETRIK MIMARININ USTASI
A MASTER OF GEOMETRIC DESIGN
M
odern mimarlık tarihinin tartışmasız en önemli isimlerinden biri olan Ieoh Ming Pei namı diğer I.M. Pei geçtiğimiz aylarda hayata gözlerini yumdu. Dünyanın sayılı mimarlarından olan I.M. Pei, bıraktığı eserlerle adını hafızalara altın harflerle kazıdı.
The world famous architect Ieoh Ming Pei, also known as I.M. Pei, has recently passed away. The visionary master and his magnificent architectural wonders will remain forever in our minds.
BIOGRAPHY
1917 yılında Çin’in güneyinde, Guangdong eyaletindeki Kanton kentinde doğan Pei, Üniversite öğrenimi görürken 18 yaşında Amerika’ya geldi. Massachusetts Institute of Technology’den (MIT) mimarlık alanında lisans ve Alman mimar Walter Gropius’un çalıştığı 1946’teki Harvard Graduate School of Design’dan yüksek lisans derecesi aldı. Gayrimenkul geliştirme şirketi Webb & Knapp’da yedi yıl çalıştıktan sonra Pei, 1955’te kendi şirketi I. M. Pei & Associates’i kurdu. Ofis 1989’dan itibaren de Cobb Freed & Partners adıyla devam etti. I.M Pei was born in the city of Canton, in the Guandong province of Southern China. He completed his schooling in China and at 18, migrated to The United States to pursue an education in architecture. He attended Massachusetts Institute of Technology (MIT) and received his Bachelor of Architecture degree there. Pei then transferred to Harvard Graduate School of Design where he met Bauhaus founder German architect Walter Gropius, and received his master’s degree in 1946. After completing seven years of work at Webb & Knapp (a real estate development company), in 1955 Pei founded his own firm, I.M. Pei & Associates. The company name was changed in 1989 and still remains as Pei Cobb Freed and Partners.
182
Miho Museum
Ünlü mimar, Paris’in simgelerinden Louvre Müzesi’nin bahçesindeki meşhur piramid yapı başta olmak üzere dünyanın en ikonik binalarını ve uzantılarını tasarladı ve eşsiz modernist mimari vizyonuyla çok sayıda ödül kazandı. Çin asıllı Amerikalı mimar Ieoh Ming Pei, İngiliz Kraliyet Mimarlar Enstitüsü (RIBA) Altın Madalyası’nın 2010 yılındaki sahibi olarak açıklandığında, I.M. Pei’yi ödüle aday gösteren Adjaye Architects kurucusu ve RIBA onur komitesi üyesi David Adjaye, mimarı “büyüklerin kanonunda bir dev” olarak adlandırdı ve şöyle devam etti: “Genç bir öğrenci olarak ilk kez Paris’teki Louvre’a gittiğimde, çok sevilen ancak ahenksiz bir kurumu bütünleştirme ve modernleştirmedeki olağandışı becerisine hayran kaldığımı ve büyüleyici, yer çekimine karşı koyan cam piramidine kilitlendiğimi hatırlıyorum. O, genç bir mimar olarak benim idolüm oldu.” Sadece Louvre Müzesin’deki meşhur cam pramid değil, dünyaca bilinen birçok önemli yapının altında imzası olan ustanın, hemen hemen tüm eserlerinde geometrik bir ilizyon mevcut. Tasarımları üçgen, daire ve kare gibi temel geometrik şekil ve düzenlemelerle oluşturduğu formlarıyla ön planda. Zaten yapılarının hayran bırakan etkisi de tam olarak buradan gelmekte. İslami eserlere hayranlığı ile de bilinen I. M. Pei, Doha’daki İslam Sanatları Müzesini de tasarlayan isim. Hong Kong’taki Çin Bankası Kulesi, Tayvan’daki Luce Şapeli, Kyoto’daki Miho Müzesi ve daha niceleri Pei’nin adını tarihe kazıyacak eserlerin başında gelmekte. 184
Museum of Islamic Arts
Louvre Museum
Luce Chapel
The famous architect has created many magnificent structures, the most famous one being one of the symbols of Paris, the pyramids in the garden of the Louvre Museum. He won numerous awards for his unique modernist architectural vision. The Chinese-American architect was nominated for the Royal Institute of British Architects (RIBA) by the founder of Adjaye Architects and RIBA chartered member, David Adjaye, and received his gold medal in 2010. Adjaye paid a tribute to the late architect with these words; “When I began my studies in architecture, I. M. Pei was already a giant in the canon of greats. I remember as a young student first visiting the Louvre in Paris and marveling at its extraordinary ability to unify and modernize what was a much loved but disparate institution and behold its magnificent, gravity defying, glass pyramid. He became a role model for me as a young architect.� Pei has his given life to many important structures all around the world with his signature geometric illusions. He is known for arranging and incorporating basic shapes like triangles, circles and squares in his designs, which is where the fascination and admiration of his work come into play. Pei is also known for his interest in Islamic structures and has designed the Museum of Islamic Arts in Doha. His other famous designs include The Bank of China Tower in Hong Kong, the Luce Chapel in Taiwan, and Miho Museum in Kyoto.
102 yaşında hayata gözlerini yuman Pei, meslek hayatı boyunca 170’in üzerinde proje ve 50’nin üzerinde masterplan tamamladı. Kendi tasarımlarına ilişkin verdiği bir röportajda, mimariyi “pratik bir sanat” olarak tanımlayan Pei, bir yapının sanat eseri tanımını hak etmesi için “o yapıya ihtiyaç” duyulmasının şart olduğunu söylerken, ardında bıraktığı eserlerle “sanatçı” ünvanını çoktan haketmişti. Having lived a full 102 years, Pei has completed more than 170 projects and 50 masterplans in his career. In an interview about his designs, the master once said, “Architecture is practical art,” and added that for a structure to earn the definition of masterpiece, it would need to be a design much needed. Needless to say, Pei has earned to be known as an artist and his work as masterpieces.
186
Sınırsız Erişim 12 Sayı Dergi
Online Arşiv ve Mobil Uygulamalar Hediye!
527 TL
299 TL KENDINIZE YÜKLENMEYIN: ÖZ ŞEFKATIN GÜCÜ Serena Chen SAYFA 58 DÜMENI YETENEK MERKEZLERINE ÇEVIRMEK William Kerr SAYFA 66 ALIBABA VE SEKTÖRÜN GELECEĞI Ming Zeng SAYFA 80
İş Dünyasında Merak ŞİRKETİNİZİN PERFORMANSINI VE UYUM YETENEĞİNİ GELİŞTİRİR Sayfa 43
hbrturkiye.com Ekim 2018 FİYATI 25 TL
(KKTC 30 TL)
ISSN 2147-3773 00 1 9
9 772147 377000
Hemen Abone Olun
hbrturkiye.com
INTERIORS
GUC 188
MILANO’NUN YENI HARIKALAR BUTIĞI
CCI
A TEMPORARY BOUTIQUE OF MARVELS
HOME IN MILAN
2
019 yılı Milano Tasarım Haftası için Gucci, ev eşyası koleksiyonlarına yer verdiği, apartman butiği görünümüne sahip geçici bir dükkan hazırladı. İki kat olarak hazırlanan alanda kabuk görünümlü elektrik mavisi kadife koltuklardan çanaklara, işlemeli yastıklardan bitkilere ve dekoratif parçalara yer verilirken Gucci’nin en yeni eserleri de es geçilmemiş. Her zamanki kadar maksimalist bir yaklaşımla duvarlar, yerler ve hatta kapılar bile duvar kağıtları ve halılar ile kaplanarak pek şaşalı bir hava yakalanmış.
190
To kick off Milan Design Week 2019, Gucci has created a temporary store arranged like an apartment boutique, dedicated entirely to their homeware collection. Organised over two floors, the space houses everything from shell-shaped, electric blue velvet chairs to crockery, embroidered cushions, plants and decorative pieces – including brand new additions to the Gucci range. As maximalist as ever, its walls, floors and even doors are lined with printed wallpaper and carpets, creating a fabulously lavish haven.
192
Kreatif direktör Alessandro Michele tarafından “Guccileşmiş” bir apartman olarak tahayyül edilen alanın baştan aşağı markanın imza desenleri ve baskıları ile kaplı olması sürpriz değil. Parçalar gerçek hayatta yer alan senaryolara göre düzenlenerek çeşitli salon alanlarında, misafir odasında ve yemek odasında sergilenmekte. Mükemmel arka planı oluşturmak adına mermer bir şömine, panelli kapılar ve döşemeli tavanlar gibi orijinal mimari detaylar vurgulanmış. Gucci Décor koleksiyonu, 2017 yılında İtalyan zanaatkarların sanatsal ve zanaat yeteneklerine bağlı bir şekilde ortaya çıkmıştı. Gucci bu özelliklere o kadar eğildi ki 2013 yılında ekonomik olarak zor durumdaki tarihi porselen üreticisi Richard Ginori’yi alarak şirkete yeni bir soluk kazandırdı. 1735 yılında kurulan ve 1923 ile 1933 yılları arasında Gio Ponti’nin sanatsal vizyonu ile yönetilen şirket, artık Gucci koleksiyonundaki bütün porselen parçaları üretmekte.
Imagined by creative director Alessandro Michele as an apartment that has been ‘guccified’, it’s no surprise that the entire space is decorated head-to-toe in the brand’s signature patterns and prints. The pieces have been curated into real-life scenarios that include multiple lounge areas, a salon and a dining room. In crafting the perfect backdrop, original architectural details have been enhanced including a marble fireplace, panelled doors, and a coffered ceiling. The Gucci Décor collection was introduced in 2017 as a commitment to craft and the arisanal skill associated with Italian makers. Gucci is so committed in fact, that it acquired historic porcelain manufacturer Richard Ginori, breathing new life into the company after it folded due to economic problems in 2013. Founded in 1735, the newly revived company – which was under the artistic direction of Gio Ponti from 1923 to 1933 – now makes all the porcelain used in the Gucci collection.
INTERIORS
Gucci Décor mağazası Haziran boyunca açık olacak. Gucci aynı zamanda kullanıcılara, Milano’daki tarihi yerleri gezerken ekranda çeşitli decor parçalarının devasa heykellerini zenginleştirilmiş gerçeklik uygulamasında inceleme imkanı sunmakta. Bu mekanlar arasında yer alan Piazza del Duomo ve Piazza Affari’deki noktalar için mağazada ‘yeraltı stili harita’ bulunmakta. Kullanıcılar aynı zamanda uygulamayı kullanarak parçaların evlerinde nasıl duracağını da görebilirler.
194
The Gucci Décor store will be open through June. Meanwhile, Gucci has also created an augmented reality app where users can explore historic places across Milan while different décor pieces are shown on screen as virtual oversized sculptures. Locations include Piazza del Duomo and Piazza Affari, which are also outlined in an ‘underground style map’ available at the store. Users can also try out different pieces using the app to virtually place the items in their own home.
HEALTH & BEAUTY HEALTH & BEAUTY
Protez ile daha Spider Butt Lift şekilli veiledolgun daha sıkı, daha dik, daha doğal kalçalara kavuşun
P S
HAVE A FIRMER AND NATURAL-LOOKING FULLER BUTT WITHBUTT IMPLANTS GET A FIRMER, PERKY AND WITH THE SPIDER BUTT LIFT TECHNIQUE
opo büyütme, daha düzgün ve estetik olarak hoş bir vücut dağılımı elde etmek için yapılan uygulamaların başında geliyor. Bugüne kadar size köşemde hep yağ transferi ile popo büyütme cerrahisini anlattım. Bugünse popo büyütmede kullanılan implantlardan bahsetmek istiyorum. pider Butt Kalça Lift, son 4 senedir Brezilya Poposu estetiğinin ivme büyütme olarak geçen bu prosedür, aslında kazanmasıyla geliştirdiğim bir tekniğim. Kıvrımlı vücut hatlabüyütmeden ziyade kalçalara şekil vermeyi amaçlar. Kalçaların yeniden rının daha son dönemlerde en fazladurmasını tercih edilen beden şeklikadın olması, şekillendirilmesi, estetik bir şekilde sağlar. Birçok ve kalçaları ve popo hattını biraz daha kas fazlaolarak önemsememize erkek, düz kalça şeklinden muzdarip ve gluteal geçen poposebep böloldu. Aslında hepsinin odak noktası Daha sıkı, daha pügesinin büyüklüğünü ve sıkılığını iyileştirmek içinaynı: sıkı egzersizlere başvururüzsüz ve dik; dahası daha doğal görünümlü popolar. İşte Spider Butt Lift yorlar ve çoğunluk çok da fazla geri dönüş alamıyor ya da istedikleri gibi tekniğimin temelinde de bu var! İmplant ile yeniden şekillendirilen kalça, kalça görüntüsü elde edemiyorlar. Hiç tercih kimse ettiği inkarkıyafetleri etmesin; güzel popolar, estetik bir duruş için çok hastanın giymesine ve şekli konusunda kendinden önemli. Ne yazık ki herkes genetik olarak şanslı doğmuyor. Düz bir popo emin hissetmesine olanak veriyor ve doğal görünümlü, estetik, orantılı bir yapısı, özellikle popo yanak bölgelerinde çökme sorunu, hemen herkesin şekil almasını sağlıyor. Ayrıca şunu da belirtmek isterim; düz kalçalar genelkalçagenetiktir estetiği sorunlarının başında geliyor. Ayrıca bağlı olarak likle ancak kilo kaybına, hastalığa veya yaşlanmaya doğal yaşlanmaya bağlı popo bölgesinde olarak da ortaya mutlaka çıkabilir. bir sönme oluyor. Arzu edilen görüntü ise poponun biraz çıkık, biraz hacimli olmasıkonuama Kalça büyütme ameliyatı öncesinde doktorunuzla hedeflerinizi en önemlisi taze, sıkı ve dik olması. Buna eşlik edecek ince bir bel oyuntusu şursanız size kişisel anatominize göre belirlenecek çözüm önerileri sunacak ise seçenekler tam istenilen görüntüyü sağlıyor. ve istişare sırasında tartışılacaktır. Her zaman hastalarıma hatırlattığım gibi şunu da eklemek isterim: Kalça büyütme sizi değiştirmeyecek LIFTçözmeyecektir TEKNIĞI fakat özgüveninizi ve çok veya SPIDER herhangi birBUTT yaşam krizini Tüm için bu ön açıklama sonrası Spider Butt Lift tekniğimin istediğiniz hayattan zevk almanızı sağlayacaktır. Kesinlikleayrıntılarına bir başkası hep beraber bakalım istiyorum. Popo yapı olarak altında kaslı Sadece dokusu kenolan için herhangi bir estetik cerrahi operasyonuna başvurmayın. ve üstünde yağ tabakası ile kaplı bir bölge. diniz istiyorsanız yaptırın. Brezilya Poposualtında estetiğinde yaptığımız şey, bölgesel yağları toparlayıp Genel anestezi yapılan kalça protezi operasyonlarının kesisi, bu popo alana yanağı naklini çizgisinden gerçekleştirmek. ben bu kas işleme bir yerleştirildikten aşama daha ekiki açılır.Fakat İmplantlar altına liyorum. Örümcek Ağıİmplant estetiğiboyutunuz ile popoyudoktorunuzla toparlayıp, sıkılaştırıp, kaldırıyosonra kesiler kapanır. birlikte karar vererum; bubir sefer popo, Bedeninizin transfer edilen yağ ilevebirlikte estetik ceğiniz konudur. yapısına vücut daha şeklinize görebirenduruşa doğal sahip oluyor. şekilde gözükecek implant boyutu çok önemlidir. İsterseniz yağ ekleme yapmadan sadece Örümcek Ağı estetiği ile de bu işlem yapılabilir. Popoya örümcek ağı şekli vererek çizim yapıyorum, arUYGULAMA NASIL YAPILIR? dından polidiaksanon ipleri aynen bu yapıda yerleştiriyorum. Bu iplerkalça eriPopo boyutunuz, şekli, isteğiniz ve doktorunuzun önerileriyle yebilen medikal Zaman bu ipler eriyor fakat ipler eriyene kadar implantı boyutu ipler. seçimi yapılır.içinde Genellikle genel anestezi altında uygulama beden, Kesi bu iplere reaksiyon etrafına üst güçlü bir ile kolajen ağ örüyor. yapılır. her iki yanağıngöstererek altına (yanakların kısmı birleştiği bölgeİpler erise de bu ağ baki kalıyor. Bu da poponun dikleşmesini, canlanmasını lere) veya yanakların her iki yanının üst kısmına doğru ya da üst kalçaların ve en önemlisi sıkılaşmasını sağlıyor. 142 196
Butt enhancement is one of the most preferred operations when it comes to getting aesthetically pleasing body proportions. Until now, I mentioned using the fat transfer technique for reshaping the butt in my articles. Today, I would like to talk about the implants used in butt enhancement. The known ‘SpiderasButt is something developed after Also the Lift’ thightechnique enhancement procedure,I this operation is an increase in demand of Brazilian Butt Lifts in the last four years. As more about shaping the butt instead of enlarging it. Restructuring this curvy bodies in popularity, hip and butt contours more are allows it torise appear more proportional. Many womenbecome and men are desirable arethe sought These butt and procedures essentially have not pleasedand with shapeafter. of their buttocks do strenuous exercise to the samethe core most otherofbody treatments too;offirmer, smoother, improve sizeasand firmness this area. Yet many them either yield tight and natural looking Thistheir is the goalshape. of myReshaping ‘Spider Butt disappointing results and failresults. to achieve desired the Lift’ technique. butt with implants allows the patient to wear all types of clothes they desire If confident we’re being honest here, shapely butts are aextremely important and be in their looks along with achieving natural looking and for a proportional look. Unfortunately, not everyone gets lucky with proportional shape. However, I must also note that a flat backside is usually genetic makeup. Flat or saggy butts are some of theloss, mostillness common atheir result of genetics; but it can also be caused by weight and complaints people have when it comes to their proportions. There is ageing. also the issue of with looseyour skindoctors that comes with aging. If you talk before a butt enhancement operation, The generally desired butt is one that slightly protrudes, sizable, they will lay out solutions depending on your personal anatomyis and the firm, but most importantly, natural-looking. Paired with a small waist, final method will be decided accordingly. As I always remind my patients; desired silhouette is achieved. athe butt enhancement procedure will not transform you or solve a life crisis, but it will boost your self-confidence and improve your quality of life since SPIDER TECHNIQUE it’s something youBUTT strongly LIFT desire. Do not seek out this operation to please thisway, intro, I want intoyou the want. details of the ‘Spider Butt Lift’ othersAfter in any only do ittoif delve it’s what technique. The buttocks’ structure consists of muscle covered withtwo fat tissue. The incision of a butt implant is done ontissue the line of the butt Traditional Brazilian Butt LiftsAfter are done by collecting regional fatsthe in cheeks under general anesthesia. implants are placed under the bodythese and incisions injecting are them to theThe buttocks. differs this muscle, closed. size ofMy thetechnique implants is to befrom decided procedure an additional I added. Using the ‘Spider an Web’ lifting with your because doctors of beforehand. It isstep highly important to choose implant technique, I also lift the butt and tighten it. As a result of this, the butt gains that will be the most natural looking depending on your body structurea moretype. aesthetically pleasing look with the transferred fat. and Depending on the clients wishes, this procedure can be done without a fat transfer and by only using the ‘Spider Web’ lifting technique. During the THE PROCEDURE process, I draw onofthebusiness region using shapeon of athe spider as my baseline, First order is tothe decide sizeweb of the implant – and add polydioxanone strings within this framework. These are dissolvable which is dependent on your butt size, shape, what result you desire and medical strings. They dissolve butoperation until then,is the body reacts to the recommendations of youreventually, doctor. The conducted under them byanesthesia. building a strong collagen web underneath around them.the After strings have general The slits are made twothe cheeks (where disappeared, web remains firm. This thesides buttocks tocheeks. remain they join withthis thecollagen upper thigh) or the upper partsallows of the of the upright and firmer.
CANLILIK VE SIKILAŞMA
2011 senesinde geliştirdiğim Örümcek Ağı estetiğini zaman içinde çok geliştirdim. Her zaman söylerim bu teknik, cilt olan her yere yapılabilir. Memeye, yüze, popoya, karna, bacak içlerine gibi pek çok alana tazelik, canlılık ve sıkılaşma sağlar. İyileşme süreci de son derece konforludur. Spider Butt Lift; yağ enjeksiyonu ile yapılırsa ortalama 2-3 gün, tek başına Spider Butt Lift yapılırsa aynı gün sosyal hayata dönmek mümkün Bedeninize ve ruhunuza iyi bakın.
LIFTING AND TIGHTENING
I made many adjustments to the ‘Spider Web’ lifting technique since I first developed it back in 2011. I always say that it can be applied to any region; breasts, face, butt, belly, legs and many other areas can be firmer and perkier while remaining natural-looking with this technique. With this technique, the recovery period is also quite comfortable. If the ‘Spider Web’ lift is done with fat injections, it takes patients about 2-3 days to resume their normal lives. If it’s done without fat transfer, recovery is almost immediately and patients can continue on with their lives on the same day. Take care of your body and soul.
JEWELLERY
198
M
avi Pırlanta dünyanın en prestijli ve nadir hazirnelerinden birisidir. Bu inanılmaz taşların altında yatan cazibe ışık kırılmaları ve yansımalarından kaynaklanır. Narin bir kelebek hafifçe beyaz altın ve mavi pırlantalar ile bezenmiş bir kolyenin üzerinde dinlenir. Büyüleyici bir yıldız; gizemini gözler önüne sermek için mavi pırlanta bir kolyeye şekil verir. The blue diamond is one of the most prestigious and rare treasures in the world. The charm of these magnificent stones is in the refractions and reflections of light. A delicate butterfly pendant adorned with blue diamonds softly rests on a white gold chain. A charming star pendant embellished in blue diamonds shapes a magical necklace.
JEWELLERY
Chicky Collection
R
oberto Bravo’dan ilham veren renklerin hikayesi. Kadınların enerjik ve renkli hikayelerinin tasarımlara dokunuşuyla oluşturulan sıradışı bir koleksiyon, Chicky! Roberto Bravo her koleksiyonuyla hayatlara ilham verici dokunuşlar armağan ediyor. Bu kez de ilhamını renklerden ve zarafetten alıyor. İnce ve minimal detaylarıyla Chicky koleksiyonunu, Roberto Bravo severlerin beğenisine sunuyor. Her anını sıradışı, enerjik ve farklı geçirmek isteyen kadınların kombinlerini süsleyen tasarımlar renkli bir dünyaya merhaba diyor. Chicky koleksiyonunun en etkili yanı ise ince el işçiliğindeki profesyonellik ve zarif tasarımlarıyla kişiye kendisini özel hissettirmek. Günümüz modern kadınları, kombinlerine ufak dokunuşlarla farklarını ortaya koymak isterler. Chicky renklerinin minimal detaylarıyla kendilerini iyi hissedip, hayatın keyfine varacaklar. Roberto Bravo’nun Chicky koleksiyonu ile renklerin büyüsünü ruhunda hisset, ışılda…
200
The inspiration that comes from colours, by Roberto Bravo. Created with women’s energetic and colourful stories in mind, the Chicky collection offers an extraordinary set of designs. Roberto Bravo introduces new and inspirational pieces with every collection. This time the inspiration comes from colours and elegance, with fine and minimalistic details presented to the admirers’ liking. For women who live every moment extraordinarily, these new pieces will pair beautifully and add colour and energy all their outfits. The most appealing aspect of the Chicky collection is the fine craftsmanship and professionalism to form the most exquisite, elegant designs. The modern woman desires to portray her distinction from others with the smallest touches added to her attire. The Chicky collection does just that with its fun colours. Feel the magic of colour in your soul with the Chicky collection by Roberto Bravo and sparkle.
JEWELLERY
Cartier MAGNITUDE Cartier’nin 2019 yüksek mücevherat koleksiyonu, Magnitude sarsıcı bir adımla giriş yaptı. Magnitude, çok değerli taşlar ile süsleyici dekoratif taşların dansından meydana geliyor. Koleksiyonda elmaslar yansıyarak rutil kuvarsları parlatıyor, safirler opallerin yanında ışıldıyor ve zümrütlere necef taşları eşlik ediyor. Yan yana dizilmiş taşlar opaklık ve şeffaflık, mineral ve kıymetli, saf renk ve parıldayan nüanslarla adeta toprak ve ışık arasında bir diyalog gerçekleştiriyor. Cartier, Magnitude koleksiyonunda taşların sade güzelliğini ortaya çıkartmak için yüksek mücevherleri, değerli metal kısıtlamalarından kurtarıp tene temas ederek parlamasını sağlıyor. Cartier’s 2019 Magnitude high jewellery collection enters with a seismic footstep. Magnitude is a collision of highly precious gem stones with ornamental hard stones. In this collection, diamonds allow rutilated quartzes to sparkle, sapphires glow alongside matrix opals, emeralds gleam next to rock crystal... Side by side the gems converse in a dialogged that flits between opacity and transparency, the mineral and the precious, pure colors and shimmering nuances, earth and light. With Magnitude, Cartier managed to free high jewellery from precious metal constraints in order to reveal the beauty of the stones themselves. Each necklace is createad using light structures so that the gems may caress the skin.
202
JEWELLERY
Chopard RED CARPET Göz alıcı, parlak ve yenilikçi - Chopard’ın 2019 Red Carpet koleksiyonunu anlatan en uygun üç sıfat. Koleksiyonda tatlı kolye ve chokerlar, uzun küpeler ve kokteyl yüzükler, broşlar ve saatler mevcut. Her parça rengarenk, zarif şekillerle süslenmiş ve değerli taşlarla zenginleştirilmiş. Chopard’ın eş başkanı ve sanat yönetmeni olan Caroline Scheufele de büyük aşk ilanlarına eşlik eden çiçeklerden ilham alarak inanılmaz gerçeklikte orkidelerden bir yüzük ve küpe seti tasarladı. Çiçeklerin renkli gövdelerinde titanyum; dekoru içinse pırlantalar, ametistler ve opaller kullanılarak narin çiçekler ölümsüzleştirildi. Glamorous, bright and innovative - these are the adjectives best suited to describe Chopard’s new 2019 Red Carpet collection, which includes luscious necklaces and chokers, long earrings and cocktail rings, brooches and watches. All of them are steeped in colour, endowed with daring shapes and, of course, enriched with elegant precious stones. The greatest declarations of love are always accompanied by flowers, so Co-President and Artistic Director of Chopard, Caroline Scheufele, has developed a ring and earrings set in the form of amazingly realistic orchids. The coloured stems are made of titanium and decorated with diamonds, amethysts, sapphires and opals – the fleeting beauty of delicate flowers are thus made immortal.
204
JEWELLERY
Kiswah TARİHİ TEZHİP SANATININ ZARİF GÖRKEMİ THE ELEGANT GLORY OF HISTORICAL ART BRANCH ILLUMINATION Asla vazgeçemediğimiz, ışıltısı ile kadın erkek herkesi kendisine çeken altın… Mücevher sektörünün en çok kullanılan değerli materyallerinden olan altın, varak haline getirilerek mobilyalardan mimari öğelere kadar birçok farklı alanda kullanılıyor. Sanat için kullanılmaya başlaması ise Uygur Türklerine kadar dayanıyor. Günümüzde ise Kiswah Jewellery tarafından mücevhere uygulanarak kendisine farklı bir alan buluyor.
TEZHIBIN IŞILTISI PEŞINDE YÜZLERCE YIL Dilimize Arapça’dan giren bir kelime olan tezhip, altınla süsleme sanatı anlamına geliyor. Tezhibi hayatımıza sokan Uygur Türkleriyle birlikte altın, yeni bir kullanım alanı kazanmış oldu. İslamiyetle birlikte hızla gelişmeye başladı. Padişahlara, vezirlere, devlet büyüklerine, tanınmış kişilere sunulan ya da özel kitaplar için kullanılan tezhip sanatı, esere verilen değeri veya eserin verileceği kişiye duyulan saygıyı temsil ederdi. Fermanlar, Kuran ayetleri gibi önemli metinler, tezhip ile süslenirdi. Tezhip en çok Kuran-ı Kerim’lerin ilk ve son sayfalarında, surelerin baş taraflarında kullanılırdı. Günümüzde bu sanatı icra eden kişiler azaldığı için tezhibin gelişimi yavaşlamış olsa da Kiswah Mücevherat bu sanatı mücevhere uygulayarak yeni bir boyut kazandırıyor. Lacivert zemin üzerine tezhip sanatını uyguladığı kolye ve broş gibi farklı ürünleri ile Kiswah Mücevherat, tezhip sanatını yaşatmaya katkı sağlıyor. 206
The captivating allure of gold, dazzling everyone... Gold, which is one of the most commonly-used precious metals in jewellery, is also used in many different fields from furniture to architecture. Its use in artworks goes back to the Uyghur Turks. Their famous art of illuminating manuscripts using liquid gold is applied to jewellery pieces by Kiswah.
HUNDREDS OF YEARS IN PURSUIT OF ILLUMINATION Illumination, which is a word that has come into the Turkish language from Arabic (tazheeb), means decorating with gold. After the Uyghur Turks introduced the art of illumination to Turkey, gold had a new outlet of use, and began to become increasingly in-demand during the Ottoman era. Artworks with illumination, which were presented to Sultans, Viziers, high state officials, and prominent figures, represented the value given to the work or the respect to the person the pieces were given to. Important texts such as verses of the Qur’an were also decorated with illumination. The technique was mostly used in the first and last pages of the Holy Quran as well as the beginnings of Surahs. Even though the production of this art has diminished due to the decrease in the number of illumination artisans, Kiswah Jewellery is determined to bring a new dimension to it by applying it to pieces of jewellery. Kiswah aims to contribute in keeping the illumination art alive with their various products such as necklaces and brooches which carry the art on a navy blue backgound
TEZHIBIN MÜCEVHERE YANSIMASI Klasik tezhip sanatında kullanılan esas malzeme altın olduğu gibi sanat boyutuna varak olarak yansıyan boyalar da kullanıldı. Eskiden pastel rengin çoğunlukta olduğu toprak boyalar kullanılırdı. Bugün genellikle hazır boyalardan yararlanılıyor. Altın boya ise altın varak su içinde ezilerek ve jelatinle karıştırılarak hazırlanıyor. Kiswah Jewellery ise tezhip sanatıyla şekillendirdiği mücevherlerini yakut ve elmas gibi değerli materyallerle bir araya getirerek bu sanatın ışıltısına ışıltı katıyor. Kimi zaman floral desenleri kimi zaman ise çizgisel desenleri kullanarak zanaatkarlığın farklı yanlarını kullanıyor. Cam mine sanatıyla tezhibi birleştirdiği, bağa üzerine tezhip ile yapılmış desenler kullandığı özgün mücevherler; tezhibin mücevherdeki yansımalarına örnek oluyor
REFLECTION OF ILLUMINATION TO JEWELLERY The main material used in classical illumination art is gold, but reflective gold foils have also been used. Today, ready-mixed paints are generally used. Gold paint is prepared by crushing gold leaves in water and mixing it with gelatin. Kiswah Jewellery adds glamor to this art by combining jewellery decorated with it and precious stones such as rubies and diamonds. Some items showcase the talents of their artsians through floral designs and linear patterns. Original pieces such as ones which combine glass enamel art with illumination, or ones which use illumination patterns on tortoiseshell, are examples of the reflections of the art on jewellery.
TRAVEL
KARA B L AC BULUTLARIN ÜSTÜNDE
ABOVE CLOUDS
MEHLIKA AFRA CEBECI NERGIS TURAN
208
DENIZ KSEA B
ir kıyı kenti olmasına rağmen maviden çok yeşilin kentidir Rize. Kaçkar Dağları’nda yeşil, çeşit çeşit tonuyla her zamankinden daha yeşildir. Doğu Karadeniz’in incisi olan bu kent; çoşkun suları olan derelere, dik yamaçlı vadilere, bir dağın doruğunda sürpriz bir şekilde karşınıza çıkabilen buzul göllere, doğa harikası şelalelere, başka bir dünyadaymışsınız gibi hissettirebilen ormanlara, tarihi köprü ve kalelere ama hepsinden çok da doğayı iliklerinize kadar hissedeceğiniz güzellikte yaylalara sahiptir.
Although a coastal city, Rize is a location that is more green than blue. The greenery of the Kaçkar Mountains is an assortment of shades, today greener than ever. Being the pearl of the Eastern Black Sea, Rize is the home of ebullient streams, s t e e p s l o p e s o f va l l ey s, b re at h t a k i n g views of glacial lakes on mountain peaks, a m a z i n g w at e r f a l l s, fo re s t s t h at m a k e you feel like you’re in a dream, historical bridges and castles; but mostly Rize is the location to feel nature at its core with its stunning highlands
TRAVEL
210
‘GÖK ÜSTÜNDE, YEŞIL ARDINDA, BULUTLAR AYAKLARININ ALTINDA’ Hem yöre halkını hem de turistleri ağırlamak için Kaçkar dağları, bağrında birbirinden güzel yaylalar barındırıyor. Ayder, Anzer, Elevit, Tirovit, Pokut, Sal, Çat, Avusor, Çağırankaya yaylaları bunların başında geliyor. Yaylaların sezonu havanın durumuna göre kaymakla birlikte genel itibari ile Nisan ayında başlayıp Kasım sonunda bitiyor ama yerel halktan cesur olanlar, kışın karın tadını çıkarmaya da gelebiliyor. Bu yaylalar suyu kaynağından içip, temiz havayı ve çam kokularını içinize çekip, bulutlara uzanıp, zengin bitki örtüsünü izleyerek hemhal olabileceğiniz eşiz ve muhtemeşem bir doğa sunar. Kestane, kayın, gürgen, kızılağaç, şimşir ve çamları barındıran ormanlarının yanı sıra 135 nadir ve 38 endemik bitki türüyle yeşilin binbir tonunu sunan Kaçkar yaylaları; huzurlu, neşeli, cesur, özgüvenli, misafirperver, doğaya saygılı ve onun bir parçası olmuş çeşit çeşit insan manzaralarıyla da buluşturuyor. Yaylalarda gezerken turistlere son derece alışık ve insan canlısı yerel halk, muhakkak sizinle muhabbete tutuşuyor. Bir tarafta manzaraya karşı çayını yudumlayan, bir tarafta ineklerini otlatan, bir yanda şifalı otlar toplayan, öte yanda topladığı böğürtlenlerden size ikram eden bu insanlar, doğanın bir parçası olduklarının farkında olarak onunla bütünleşiyorlar. Bu durum çam kokularını içinize çekip kendinizi bulutlara ve yeşile doğru bıraktıkça size de sirayet ediyor. İnsan Rize’nin yaylalarında insanın kırk çeşidiyle yeşilin kırk bin çeşidiyle hemhal oluyor.
‘THE SKY ABOVE, THE GREEN BEYOND, AND THE CLOUDS UNDER YOU’ The magnificent highlands of the Kaçkar Mountains entertain both locals and tourists, with Ayder, Anzer, Elevit, Tirovit, Pokut, Sal, Çat, Avusor, and Çağırankaya being the most popular. The best time to visit the highlands may vary depending on weather conditions, however, peak season begins in April and ends late November. Some brave locals also visit to enjoy the snow in the winter. During your visit to the highlands, you can drink water from springs, breathe in crispy fresh air, smell fragrant pines, reach for the clouds and observe the rich flora of the unique and astonishing views. The Kaçkar Highlands are inhabited by Chestnut, Breech, Hornbeam, Alder, Boxwood and Pine tree forests along with 135 rare and 38 endemic plant species offering thousands of shades of green as well as a variety of cheerful, confident, hospitable, respectful and nature-loving people. The friendly locals of the highlands are accustomed to tourists and love to chat. A typical day consists of visitors sipping tea and watching the astounding view, grazing cows on one side, locals picking herbs and berries and even offering them to tourists on the other side. The community is well aware of being integrated with nature, but what is amazing is that with the mesmerizing scent of the pines, the proximity of the clouds, and the green that pulls you in, you too become one with nature.
TRAVEL
YAYLALARDA YAPILAN GEZINTI VE SOLUNAN BOL OKSIJENIN ARDINDAN SICACIK EKMEĞIN IÇINE SÜRÜLEN HAS TEREYAĞI VE YANINDA SUNULAN DEMLI BIR ÇAY, MICHELIN YILDIZLI BIR RESTORANDA DAHI ULAŞAMAYACAĞINIZ BIR HAZ VERIYOR.
Bu yaylaların pek çoğu turistik mekanlar haline de geldikleri için ya içlerinde yahut yakınlarında çeşitli konaklama imkanları mevcut. Yayla evleri, eski bir okul binası, ya da ahşap bir bungalov, butik bir otel olarak karşınıza çıkabiliyor. Kimi turistler ise çadırlarını kurup geceyi doğanın tam içinde geçirmeyi tercih ediyorlar. Çadır yahut otel farketmeksizin bulutsuz bir geceye denk gelme şansına eriştiyseniz yıldızlarla kaplı olan gökyüzü, masalsı bir manzaranın altında uyuma imkanı sunuyor. “Oksijeni bilmem ama yaşamak için çay şart” diyen halkı, kendi mahsülü olan çay bitkisi yapraklarını suyun en temiziyle demleyerek sizi çayın en hasıyla buluşturuyor. Siyah, beyaz, yeşil ve aromalı çay çeşitleriyle de alternatifler sunuyor. Karadeniz mutfağı, çayı kadar iddialı olmasa da karalahanası, kavurması, kuru fasülyesi, mısır ekmeği, hamsisi, muhlaması ile denemeye değer lezzetler sunuyor. Yaylalarda yapılan gezinti ve solunan bol oksijenin ardından sıcacık ekmeğin içine sürülen has tereyağı ve yanında sunulan demli bir çay, Michelin yıldızlı bir restoranda dahi ulaşamayacağınız bir haz veriyor. Hür doğanın hür çocuklarının yaşadığı Rize yaylalarının hepsi gezilip görülmeye değer olmakla birlikte en başlıcalarından dördü bazı özellikleriyle ön plana çıkıyor. Because many of the highlands have become tourist attractions, there is a variety of accommodation options available in or around the highlands. While some visitors prefer highland houses, hotels/boutique hotels or bungalows for lodging, some prefer to set up tents and enjoy nature to the fullest. Sleeping with a view is a matter of luck, and if you get lucky, you will encounter a cloudless night where the proximity and brightness of the stars is indescribably beautiful. The people of the region have a saying that goes, “I don’t know about oxygen, but tea is essential to live”. Their locally grown tea leaves are collected, dried and brewed with the cleanest of water, offering the most authentic tea with varieties consisting of black, white, green and flavoured teas. Although the Black Sea region is mainly famous for its delicious tea, the cuisine also has a lot to offer. Some highlights inlcude; kale dishes, braised meats, bean stew, corn bread, anchovies, and “muhlama” which is a breakfast meal made with cheese and cornmeal. After a long day of exploring the highlands and breathing in the oxygen, nothing will comfort you better than a serving of homemade butter spread on a freshly baked, hot slice of homemade bread along with a pot of strong, freshly brewed tea. Rize highlands are where children of nature live and while all are worthy of visiting, four of the most popular and known highlands attract more attention due to their particular features.
212
POKUT-SAL YAYLALARI Engebeli dar yolların sonunda vardığınız cennetten bir köşe gibi olan bu yaylalar, 2000 metrede yer alıyor. Geleneksel ve otantik ahşap evleriyle emsalsiz bir sivil mimari ortaya koyuyorlar. Bakir ve vahşi ormanla çevrili bu yaylalar arasında yer alan düz bir ormandan yarım saatlik bir yürüyüşle gidip geliniyor. Sal yaylasında yüksek bir yerde konumlanmış olan bankın üzerine oturup manzaranın seyrine dalmanın tadına doyulmazken Pokut ise bulut denizi ile büyülüyor. Bulut denizinin içinde yer alan dağ başları ise adeta ada görüntüsü oluşturuyor. Etrafındaki bakir ormanlar, korunmuş yapıları ile bu iki yayla; Karadeniz’in en nadide köşelerinden.
POKUT AND SAL HIGHLANDS Pokut and Sal Highlands are corners of heaven located at the end of rugged and narrow roads and at an altitude of 2000 meters. Both highlands have traditional and authentic wooden houses portraying beautiful architecture, and both are surrounded by virgin, wild forests. A half-hour trek through a relatively flat forest that divides the highlands gets you from one highland to the other. While the benches located at the peak of Sal Highland showcase spectacular scenery, Pokut Highland paints a mesmerizing view of a sea of clouds with the mountain tops peaking through like little islands. Because these two highlands are protected with untouched forests, they are well preserved.
214
ELEVİT YAYLASI 1800 metrede yer alan bu yayla, yayla olduğu kadar köydür de. Muhtarı, ihtiyar heyeti ile yönetimi dahi vardır. Çamlıhemşin’den kalkan minibüslerle ulaşabileceğiniz bu yaylaya araziye uygun şahsi bir araçla yahut yürüme yoluyla da çıkılabiliyor. Konaklama imkanı bulunan bu yayla, geleneksel yayla evleri ile dikkat çekiyor. Elevit Yaylası’na kadar yolunuz düştüyse buraya varış yolu üzerinde yer alan 45 dakika mesafedeki Çat köyü ve Çat köprüsünü görmeden dönmemek gerekir. Köye kurulup izlenecek olan dağ manzarası eşsiz diye nitelendirilebilecek güzellikte.
ELEVİT HIGHLAND While some highlands are inhabited by nature alone, some are inhabited by people and livestock and Elevit is one of them. Located at 1800 meters above sea level, Elevit is a village that has a headman, a village council, and a management. This highland village can be reached by shuttles that depart from Çamlıhemşin, a personal vehicle, or by trekking. Elevit also offers accommodation in traditional highland houses. On your way from Çamlıhemşin to Elevit, another location worth seeing in between is the Village of Çat and the Çat Bridge. The scenery from the plains of this village is absolutely breathtaking
TRAVEL
AYDER YAYLASI Çamlıhemşin’in 19 km doğusunda konumlanan bu yayla, 1218 m rakımda yer almasına rağmen varış yolunun engebesiz ve asfalt olması dolayısıyla bugün Doğu Karadeniz’in en popüler yaylası durumunda, hatta zaman zaman yerel halk tarafından Ayder yaylası olarak değil Ayder şehri olarak anılıyor. Hem Kaçkar’ın zirvesine kuzey çıkışı için son hazırlık noktası, hem de kaplıcalarıyla önemli bir merkez oluşturuyor. Bu merkez olma durumunu, Fırtına Deresi’nin sesi içinde metrelerce yüksekten akan Gelintülü ve Gürgendibi şelalelerine yürüme mesafesinde oluşu ve görülmeye değer pek çok yerin geçiş noktasını oluşturması destekliyor. Yayla; tipik yayla evlerinden aile pansiyonuna, bungalovdan otele kadar pek çok konaklama alternatifi sunuyor. Zengin bitki örtüsüne sahip bu yayla, çam ormanları ve Kaçkar manzarasının tam ortasında yer alıyor. Ayder balı da yaylada tadına bakılması gereken lezzetlerin arasında sayılıyor.
AYDER HIGHLAND This highland is located 19 km east of Çamlıhemşin. At 1218 meters, the route is paved and smooth, making it the most accessible and therefore most crowded highland of the Eastern Black Sea; some locals even call this place the City of Ayder. Ayder Highland is the route to pass to get to Kaçkar Mountain’s summit from the north and is the final preparation point, and also very much loved for its thermal springs. Echoing the sounds of Fırtına Creek, the Gelintülü and Gürgendibi waterfalls flow from high ground. Here, many places to see are within a walking distance from one another. With the spectacular views of the Kaçkar Mountains and deep pine forests, this highland offers highland houses, bungalows and family owned boutique hotels for accommodation. While enjoying your visit, make sure to try the Ayder honey as it is among the delicacies to be tasted in Ayder.
216
Zaha Hadid 3d Works by
Timepieces WOMEN
Bulgari Gemma
Gemma mücevher kol saati, doğanın cömertliğinin en değerli taşlarla bezenerek hayat bulmuş hali. Lüks İtalyan bahçelerinin geometrik ahenginden esinlenerek tasarlanan saat; hayatın mimarisi, yaprak dökmeyen yeşilleri ve tomurcuklanan çiçekleri simgeliyor. Doğayı çağrıştıran tasarımda olağanüstü kesimli ve şekilli sıra dışı değerli taşlar, farklı hacimler ve renkler buluşuyor. Saat, kuvars hareket özelliğiyle 30mm 18 ayar rose altın, kare kesim turmalinler ve yuvarlak pırlantalarla bezenmiş bir kasaya ve sedef elementlerine sahip. Turmalin, ametist ve rubelit taşlarıyla süslenmiş bileziği Gemma’yı adeta dayanılmaz kılıyor. 218
The Gemma jewellery watch captures the essence of nature’s bounty, heralding the most beautiful gemstones. Inspired by the geometric harmony of a luxuriant Italian garden, the timepiece builds on the architecture of life, the vivacity of evergreens and the budding of flowers. With this evocative imagery, Gemma incorporates uncommon gemstones of exceptional shapes, volumes and colours, in a sensual play of contours. The watch features a quartz movement, as well as a 30mm 18 kt rose gold case set with buff-cut tourmalines, brilliantcut diamonds and white mother-of-pearl elements. Its snow set dial with round, brilliant-cut diamonds, and its 18 kt rose gold strap embellished with tourmalines, amethysts and rubellite beads, render Gemma virtually irresistible.
Jaeger Le-Coultre Dazzling Rendez-vous Night & Day
Rendez-vous koleksiyonuna eklenen yeni Dazzling Rendez-vous Night & Day serisinin bu mücevher kol saati, bir akşam kombinini parlatacak bir parça. Sedef kadranın beyaz altın ve pırlanta ile birleşmesiyle ve isminden aldığı görkemli tasarımıyla karşı konulamaz bir eser. Bu koleksiyon için ilk defa çerçevesindeki 3.43 karat pırlantalar, tırnak m ontürü ile sergilendi. 36 mm beyaz altın kasası ile 5 bara kadar su geçir meyen bu saat, otomatik mekanizmaya sahip.
In displaying the iconic codes of the Rendez-Vous collection, this jewellery watch boasts an irresistible evening outfit. Dressed in mother-of-pearl, white gold and diamonds, the new Dazzling Rendez-Vous Night & Day watch is dressed in a sumptuous décor to rival the iconic function that gives this timepiece its name. A debut for this collection, the claw gemsetting of its bezel sparkles with the brilliance of its 3.43 carat diamonds, which appear to reflect infinitely on the mother-ofpearl dial. Its 36 mm white gold case is water resistant for up to 5 bar, and the movement is automatic.
TIMEPIECES
Dior Grand Bal Miss Dior
Dior Grand Bal koleksiyonu, “Dior Inversé” kalibresinin ritmiyle adeta bir balo elbisesi gibi dönüyor. Yeni Miss Dior serisinde kadran, tam açmış pembe tonlu bir çiçeğin güzelliğini gözler önüne sererken neşeli bir bahar gününü anımsatıyor. Çiçeğin yaprakları üç boyutlu bir etki oluşturmak için pırlantalarla süslenmiş, çerçevedeki pave dekorasyonu içinse toplam 2.32 karat ağırlığında 392 pırlanta kullanılmış. Renksiz taşlar parıldayarak saate hayat verirken kadranın narin çiçeği bakanı Christian Dior’un büyülü bahçesine götürüyor.
220
The Dior Grand Bal collection swirls like a ball gown to the rhythm of the “Dior Inversé” calibre. In the new Miss Dior edition, the dial acquires the natural beauty of a flower in full bloom in shades of pink, reminiscent of the joy of a spring day. The petals – possessing a three dimensional effect – are studded with diamonds, while diamonds also adorn the bezel of both models. 392 diamonds with a total weight of 2.32 carats were used for the pavẻ decoration. Colourless sparkling stones bring the watch to life, while delicate flowers on the dial draw the viewer into the magical heart of the Christian Dior garden.
TIMEPIECES
Harry Winston Premier Lotus
Harry Winston’un Premier Lotus Otomatik 31mm modeli, kadranındaki sedeften yükselen dinamik bir çiçeğe sahip. Harry Winston Evi’nin büyüleyici tarihindeki diğer eserler gibi bu muhteşem tasarım da lotus çiçeğinin görkemli yaprakları ile göz kamaştırıyor. Saatin kadranında 147 yuvarlak kesim pırlanta ve 7 markiz kesim pırlanta bulunuyor. Çiçeğin motifinde 18 ayar beyaz altın, kayışı içinse mavi inci renginde timsah derisi tercih edilmiş.
222
Harry Winston Premier Lotus Automatic 31mm features a dynamic floral sculpture rising from the pearly waters of the dial. Recalling different chapters in the scintillating history of the House of Harry Winston, the majestic petals of the lotus flower dazzle with their color, light and volume. The dial on this masterpiece features 147 brilliant-cut diamonds, 7 marquise-cut diamons, as well as 18 kt white gold on the lotus motif, while the strap is made of blue pearl alligator leather.
Timepieces
MEN
Hublot Classic Fusion Orlinski
2011’de başlayan iş birliklerinin en başından bu yana Hublot ve Ferrari her zaman benzersiz bir tasarıma ve mekaniğe sahip saatler çıkardılar. Her yeni seri yeni bir stil ortaya koydu. Hublot bu yıl da “Gran Turismo” evreninden esinlenen zarif ve modern bir parça tasarladı. ünlü UNICO manüfaktür mekanizma 45 mm çapındaki bir Classic Fusion kasa içerisine yerleştirildi. Bu, 2018’de piyasaya sürülen, Hublot’nun kendi kronograf kalibrelerinin ikincisi (HUB1280). Dört patentle korunan, 4 Hz frekansa (28'800 A/h) ve kadran tarafından görülebilen bir kolonlu çarka sahip bu otomatik flyback kronograf mekanizması, özellikle 6,75 mm kalınlığı ve gündelik hayat için son derece kullanışlı bir özellik olan 3 günlük güç rezervi ile bir şampiyona layık teknik özelliklere sahip. 224
Ever since their first collaboration in 2011, Hublot and Ferrari have always produced watches unique in design and mechanism. Each new series conveyed its own style. This year Hublot designed an elegant and contemporary piece yet again, taking inspiration from the world of “Gran Turismo”. Its famous UNICO movement is placed in a 45 mm Classic Fusion case. This is the second of Hublot’s own chronograph calibers offered in 2018 (HUB1280). Protected by four patents, featuring a 4 Hz frequency (28'800 A/h) and a column wheel that can be seen from the dial, this self-winding flyback chronograph movement is fit for champions. Its 6,75 mm thickness and 3-day power reserve, is a bonus.
Breitling Premier B01 Chronograph 42 Norton Edition
Breitling ve Norton Motorcycles güçlü bir mirası paylaşıyorlar. Her ikisi de on dokuzuncu yüzyılda, adlarını şirketlerine veren ve büyük oranda kendi endüstrilerini tanımlayan vizyoner liderler tarafından kuruldular. James Lansdowne Norton 1898’de “iki tekerlekli zanaat için teçhizat ve parçalar” imalatçısı olan şirketini kurup 1902’de ilk motosikletlerini ürettiğinde, Léon Breitling de İsviçre Jura Dağları’nda on yıldan uzun bir süredir saatlerini yapmaktaydı. Breitling Premier B01 Chronograph 42 Norton Edition, bu iki muhteşem markanın kültürlerini ve değerlerini yansıtıyor. Model 42 mm çapında, 10 bara kadar su geçirmeyen, çelik kasaya sahip: Kasanın sol tarafında yer alan bir plaka üzerine bir “Norton” logosu işlenmiş ve şeffaf kasa arka kapağı üzerinde de bir Norton motosiklet figürü ile markanın logosu yer alıyor. Altın renkli rakamlar ile saat ve dakika ibrelerinin öne çıktığı zarif siyah kadran hem saat tutkunlarını hem de ciddi motosikletçileri cezbedecek kahverengi vintage ham deri kayışla etkileyici bir kontrast oluşturuyor.
Breitling and Norton Motorcycles share a strong heritage. Both companies were founded in the 19th century by visionary leaders who gave their name to their companies and shaped their industries for the most part. When James Landsowne Norton founded his company in 1898 as a manufacturing plant that produces ‘equipment and parts for the craftsmanship of two wheels’ and started to build its own motorcycles in 1902, Léon Breitling had been making his own watches in the Jura Mountains of Switzerland for ten years. Breitling Premier B01 Chronograph 42 Norton Edition reflects the cultures and values of these two industry giants. The model is 42mm in diameter and has a steel case that is water resistant up to 10 bar. The Norton logo is engraved on a plate on the left side of the case while its transparent back features a Norton motorcycle figure. The black dial that emphasizes gold coloured numerals along with hour and minute hands impressively contrasts with a vintage raw brown leather strap that will enchant both watch enthusiasts as well as motorcyclists.
TIMEPIECES
Parmigiani Fleurier Tecnica Ombre Noire
Haute Horlogerie’de en komplike üç özellik -dakika tekrarlayıcı, tourbillon ve daimi takvim- fiyatı yarım milyon dolar olan benzersiz bir Parmigiani Felurier parçasında bir araya geldi. The Tecnica Ombre Noire 45 mm’lik rose altın kasa, el ile işlenmiş guilloché kadran, siyah Hermès timsah derisi kayış ve rose altın kilidi ile tamamlanmış bir eser. Perpetual takvim fonksiyonları birbirine bağlı üç kronograf şekilde düzenlenmiş, dördüncü kronograf ise sadece bir dakikalık tourbillon için ayrılmış. Kasası, ikonik çerçeve kulakları ve kurma kolu için 18 ayar altın tercih edilm iş. Son derece sofistike bir elle kurma kolu (hand-wind) Tecnica Ombre Noire’nin hem üç komplike özelliğinin hem güç rezervinin hem de akrep ve yelkovanın kontrolünü sağlar. Kalibre PF351 mekanizması, 29.9 mm çapı, 7.7 mm kalınlığı, 504 parçasıyla 42 saat güç rezervi sunmakta Three of the most revered complications in Haute Horlogerie – minute repeater, tourbillon and perpetual calendar – are united in this exceptional timepiece, a unique Parmigiani Fleurier piece that retails for half a million dollars. The Tecnica Ombre Noire comes in a 45mm rose case with a splendid hand-guilloché dial as well as a Hermès black alligator strap with a rose gold pin buckle. The perpetual calendar functions are neatly arranged in three interconnected sub-dials with a fourth dial devoted to the one-minute tourbillon, while the case is made from 18k polished rose gold and features the iconic and beautifully styled teardrop lugs and the crown. A highly sophisticated in-house hand-wound movement drives the three grand complications of the Tecnica Ombre Noir as well as the power reserve and the hour and minute indications. Measuring 29.9mm in diameter with a thickness of 7.7mm, calibre PH351 has 504 components and offers a power reserve of 42 hours.
226
TIMEPIECES
Rolex Yacht-Master 42
Ya ch t - M a s t e r ye l k e n s a at l e r i , i k i yö n l ü döndürülebilen çerçevesi ve 60 dakika derecesi ile ayırt edilir özellikteler. Yeni Yacht-Master 42 modelinde “Cerachrom” isimli siyah mat seramik çerçeve diski, siyah cilalı kadranı mükemmel bir şekilde tamamlıyor. 18 ayar altından üretilmiş bu seri, bu değerli metalin bir Yacht-Master modeline gelişini müjdeliyor. Bu model, kalibre 3235 mekanizmasıyla donatılmış ve 100 metre derinliğe kadar su geçirmez. “Fine fluting” yöntemi ile kapatılan arka kapak yalnızca Rolex saat ustalarının özel ekipmanlarıyla açılabilmekte. Saatin kristali çizilmez safirdir ve tarihin kolay okunması için saat 3 konumunda bir Cyclops lens bulunur. 228
Yacht-Master sailing watches are recognizable thanks to their distinctive bidirectional rotatable bezel with a raised 60-minute graduation. The new Yacht-Master 42 model is fitted with a Cerachrom insert in matt black ceramic that perfectly complements its black lacquer dial. Created from 18 ct white gold, this edition heralds the arrival of this precious metal on a Yacht-Master model. This new model is equipped with calibre 3235 and is waterproof to a depth of 100 metres. The case back, edged with fine fluting, is hermetically screwed down with a special tool that allows only Rolex watchmakers to access the movement, while the crystal is made of virtually scratchproof sapphire and is fitted with a Cyclops lens at 3 o’clock for easy reading of the date.
RESTAURANT
a l l i m a C e o l r Ca a i r e h g e S in ÇELIŞKILERIN SAHNESI
A THEATRICAL CONTRAST OF ELEMENTS
230
RESTAURANT
232
A
slen 1929 yılında kurulan bir Milano bıçkı evi olan ve günümüzde İtalyan şef Carlo Cracco ve sanat direktörü Tanja Solci tarafından mutlaka gidilmesi gereken bir restorana dönüştürülen Carlo e Camilla in Segheria’yı keşfedin. Carlo e Camilla in Segheria, seçkin gurme bir öğle ya da akşam yemeğinin keyfini çıkarmak için mükemmel bir mekan. Aynı zamanda mum ışığı ve müzik ile sarmalanmış bahçesinde özel içecekleri yudumlamak için de havalı bir destinasyon. Aslen 1929 yılında bir Milano bıçkı evi olarak kurulan ve Via G. Meda’da yer alan bu güzel endüstriyel mekan, Carlo Cracco ve Tanja Solci tarafından heyecan verici bir gastro-bistro mekanına dönüştürülmüş. Discover Carlo e Camilla in Segheria, formerly a historic Milanese sawmill dating back to 1929, today this beautiful space has been transformed in a must-go restaurant by Italian chef Carlo Cracco and art director Tanja Solci. Carlo e Camilla in Segheria is the perfect place to enjoy an exquisite gourmet lunch or dinner. It is also a very cool destination to sip special drinks in an outdoor courtyard surrounded by candles and music. Formerly a historic Milanese sawmill dating back to 1929, this beautiful industrial space in Via G. Meda has been transformed into a vibrating gastro-bistro by Carlo Cracco and Tanja Solci.
RESTAURANT
Mekanın karakteristik özellikleri olan yüksek tavanlar, geniş sütunlar ve orijinal beton duvarlar; teatral bir atmosfer sunmakta. Misafirler, beyazlatılmış sedir ağacından iki adet 30 metrelik sosyal masalarda yemeklerinin tadını çıkarabilmekte. Bu 65 kişi kapasiteli masaların çevresinde demirden yuvarlak masalar da bulunmakta. Altı adet etkileyici kristal avize, yumuşak bir ışıkla mekanı aydınlatırken oturumu Franzoni ve Morrison tamamlıyor. Binanın halihazırdaki karakteri büyük ölçüde aynı bırakılarak tuğla duvarlar ve yaşlanmış betonlar ile içerideki endüstriyel hava perçinlenmiş. Ziyaretçiler, masalarda Richard Ginori’nin artık üretilmeyen porselen tabakları ve orta süsleri ile şef Luca Pedata’nın, Michelin yıldızlı şef Carlo Cracco’nun ve bu ustaların tedrisatından geçen genç şeflerden oluşan bir ekibin eserleri ile karşı karşıya kalmakta. Eski marangozluk makinelerinin yer aldığı özel bahçe ise bu etkileyici endüstriyel mimarinin tamamlayıcı unsuru olarak yer almakta.
234
In the space reigns a theatrical atmosphere, given by the high ceilings, large columns, and original cement walls that characterize this striking space. Guests can dine on one of the two 30 meters social tables in bleached Cedar wood that count 65 seats or in alternative on one of the surrounding round iron round tables. The set also includes six striking noble crystal chandeliers that spread a soft light in the space and sessions by Franzoni and Morrison. The existing character of the building has been left majority untouched, the brick walls and the aged concrete walls have been left exposed, altogether adding to the overall industrial feel to the interior. On the table, guests will find out-ofproduction porcelain plates and centerpieces by Richard Ginori and obviously the exquisite culinary offer of Chef Luca Pedata and a team of young chefs under the direction of Michelinstarred chef Carlo Cracco. The private courtyard with the antique woodworking machines is the completion of this intense work of industrial architecture.
RESTAURANT
Buradaki yemekler, İtalyan gastronomik geleneğine uygun ama daha modern bir hal almış. Daha önce görülmemiş malzemeler ve kombinasyonlar, mevsime göre yılda dört kere değişen menüde yer almaktalar. Et, balık ve vejetaryen seçenekler ise her zaman mevcut. Biber, patates ve taze soğan ile servis edilen baharatlı dana kuşbaşı ve istiridye; maydanoz ve ardıç ile servis edilen tagliatelle makarna favoriler arasında. The dishes served here refer to the Italian gastronomic tradition, but are reworked in a contemporary form. Unique ingredients and combiations are found on the menu, which is seasonal and changes 4 times a year. Meat, fish and vegetarian options remain as constants, however. Dishes like spiced veal cubes served with peppers, potatoes, and scallions, or tagliatelle pasta served with clams, chervil, and juniper are among favourites.
236
ARCHITECTURE
Palazzo Castelluccio
238
BIR SICILYA RÜYASI
A SICILIAN DREAM
Orijinal haline sadık olarak restore edilen ve hala içinde yaşanan bir Sicilya sarayını; mobilya, sanat eseri ve dönem tablolarını keşfedin. Discover an authentically restored and still inhabited 18th century Sicilian palace and its collection of furniture, objets d’art and period paintings.
ARCHITECTURE
İ
talya’daki Noto şehrinin en eski ailelerinden birine ait olan Castelluccio Sarayı, 1782 yılında Marquis di Lorenzo del Castelluccio tarafından bölgede yıkıma sebep olan 1693 depreminden sonra inşa edilmiş. Sarayın dış cephesi, şehrin ana binalarının yeniden yapımında kullanılan barok stilinden ziyade 18. yüzyılda popüler olan neoklasik zevklere uygun inşa edilmiş. Bu durum, günümüze iyi durumda ulaşan tavanlarda ve 1. katın duvarlarında yer alan fresklerde kendini gösteriyor. Orijinal Sicilya seramik karoları hep korunmuş.
240
The Castelluccio Palace, belonging to one of the oldest families in Noto, Italy was built in 1782 by the Marquis di Lorenzo del Castelluccio after the earthquake of 1693 which partly destroyed the region. The façade of the Palace does not have the same baroque style used for the reconstruction of the main buildings of the city, but instead reflects the neo-classical taste popular in the late 18th century, which can be found in the wellpreserved frescoes on the ceilings and walls of the main first floor. The original Sicilian ceramic tiles have all been protected.
ARCHITECTURE
Ailenin meskeni olarak hizmet verdiği dönemde bina, akrabalar ve hizmetkarlar için birkaç parçaya bölünmüş. Mutfak ve ahır orijinal halinde hiçbir restorasyon olmadan korunmuş. Ayakta kalan müzik odasının içi, şapel ve balo salonu, Sicilya’nın geniş aristokratik ailelerinin rafine zevklerine tanıklık etmekte. Castelluccio’nın son Marki’sinin 70’li yıllardaki ölümünden sonra Malta Zümresi’ne (Order of Malta) geçen saray, bir süre bu şekilde varlığını sürdürdü. Şimdiki sahibinin eline 2011 yılında geçtiğinde ise saray, on yıllar boyunca yaşanmamış bir halde idi. Duvarlar küflenmiş, yağmur çöken çatılardan akmış ve bütün döşemeler yok olmuştu. Oldukça zarar gören zeminin haricinde kapılar, pencereler, tablolar ve elektrik tesisatı tamamen değiştirilmek zorunda kalmıştı. Yıllar süren detaylı bir çalışma sonrasında tamamlanan sarayın restorasyon çalışmaları, detaylarını ve tarihini korumaya yoğunlaşmış. Freskler temizlenmiş ve tamir edilmiş, kumaşlar yenilenmiş ve gümüş duvar kağıtları orijinallere uygun olarak yeniden döşenmiş. Özel olarak seçilen Sicilya mobilyalarından ve tablolardan oluşan bir koleksiyon ise mekâna içinde yaşanan bir yer havası katmış. During the time it was a family residency, the manor was divided into several quarters for the extended family as well as servants. The kitchens have been preserved in their original state without any restoration, just like the stables. The interiors of the music room, chapel and ballroom, which have also remained intact, serve as a testimony to the refined taste of a large aristocratic Sicilian family. After the death of the last Marquis of Castelluccio in the 70s, the Order of Malta inherited the palace and kept it for a few years. When the current owner took possession in 2011, the Palace had been uninhabited for decades. Mold furred the walls, rainwater poured through collapsed ceilings, and almost all the furnishings had vanished. The ground floor was heavily damaged; the doors, windows, paintings and electrical installations all had to be removed and replaced. Four years of meticulous work went into restoring the palace in a way that reflected its intricacies as well as history. The frescoes were cleaned and mended, the fabrics replaced and the silver wallpaper reconstructed identical to the original. The placement of a curated collection of Sicilian furniture and paintings helped exude the atmosphere of an inhabited palace. 242
ARCHITECTURE
Günümüzde her ne kadar çoğu kısım sanatsal bir yorum ile dikkatlice restore edilse de atmosferik yıpranma ve aşınma sebebiyle hiçbir şey yeni gibi durmuyor. Orijinal freskler ile heyecanlı tezatlar oluşturan gösterişli desenlere sahip karo zemin sadece temizlenmiş. “Aşınmış kısımlar korundu” diyen mülk sahibi, duvardaki aşınmış cilayı göstererek “böylece hayaletler hep bizimle kalacak” diye ekliyor. Palazzo di Castelluccio özel bir mülk olsa da ilk katı halka açık. Mayıs ayından itibaren turistler, mekânda rehber eşliğinde randevu alarak gezebilmekte. Sahibi “İnsanlar bu evlerin eskiden nasıl göründüklerini deneyimlemeli. Noto’daki hiçbir saray bu kadar bozulmamış bir halde değil” diyor. Today, even though most of it has been carefully restored through an artistic rendition, the atmospheric wear and tear ensures that nothing appears new. The boldly patterned tile floors, which thrillingly clash with the original murals, were merely cleaned. “The worn bits are preserved,” the owner explains, pointing out a stretch of deeply distressed glaze on a wall, “so the ghosts are always with us.” Palazzo di Castelluccio may be private property, but the piano nobile isn’t off-limits: Sine this May, tourists are able to take guided tours of the property by appointment. “People should be able to see what these houses used to look like,” the owner says. “Not one palazzo in Noto is intact like this.” 244
RIXOS NEWS
RIXOS PREMIUM BODRUM YENILENEN VILLALARIYLA
WITH THEIR RENEWED VILLAS
246
RIXOS NEWS
B
odrum Yarımadası’nın doğa ve deniz güzelliği açısından en iyi konumlarından biri olan Torba, Zeytinlikahve mevkiinde, kendine ait doğal adası ve mavi bayrak ile tescillenmiş bir koyda hizmet veren beş yıldızlı otel, sunduğu üst sınıf konfor ve hizmet standartlarıyla misafirlerine unutulmaz bir tatil deneyimi sunuyor. Çam ve asırlık zeytin ağaçları ile bezeli tesisin 294 otel odası ve 14 müstakil villası bulunuyor. İtalyan, Türk ve Girit mutfaklarının en iyi örneklerini sunan A La Carte restoranlarıyla her zevke hitap eden otel, her yıl sunduğu yenilikler ile ön plana çıkıyor. Bu sene villalarında yapmış olduğu dekorasyon ve mimari geliştirmelerle villa konseptini yenilemiş olan otel, yeni ürünü olan Pearl Villa ile seçkin misafirlerine hizmet vermeye başladı. Pearl Villa büyüleyici deniz manzarası, şık mobilyaları, teknolojik alt yapısı, modern dekorasyonu ve üst sınıf hizmet konsepti ile misafirlerini çok özel hissettiriyor. Villada beş yatak odası, geniş bir salon, tam donanımlı modern mutfak, bar, masaj odası, geniş teras ve verandalar, sonsuzluk havuzu, havuz başında bar, asansör, kat hizmeti ekibi için ayrı odalar ve bağımsız giriş-çıkışlar bulunuyor. Böylece misafirlerin gereksinimleri fark edilmeden ve misafir rahatsız olmadan yerine getirilmiş oluyor. Located in the Bodrum Peninsula’s Zeytinlikahve Bay, Torba is one of the best locations for experiencing the beauty of nature and the sea. With a naturally formed island and a registered blue flag beach, this five star hotel offers a high level of comfort and service standards for an unforgettable holiday experience. The facility is adorned with pine and century-old olive trees, 294 hotel rooms and 14 private villas. Rixos Premium Bodrum stands out with three A La Carte restaurants that serve specialties from Italian, Turkish, and Cretan cuisines along with innovations it offers every year. The villa concept has been renewed with stylish decor and architectural development, and the new Pearl Villa has been introduced for special guests. The Pearl Villa offers fascinating sea views, beautiful furniture, high-tech infrastructure, contemporary decor and a top-notch service concept, making guests feel extra special.
248
RIXOS NEWS
Villalarda konaklayan misafirlere sunulan pek çok ayrıcalık da var; 24 saat profesyonel hizmet ekibi, otelin içinde kolay ulaşım için özel golf arabası, sadece villa misafirlerine açık bembeyaz kum ve turkuaz sulara sahip Cleopatra Plajı, Cleopatra’da misafirler adına ayrılmış bungalovlar ve villada özel sabah kahvaltı hizmeti gibi bir çok ayrıcalıklar sunuluyor. Pek çok doğa güzelliğine sahip otel, kendi koyu içinde yer alan adası ile ünlü. Ada, sunduğu doğal güzellikler ve ambiyansı ile düğün ve özel kutlamalar için benzersiz bir seçenek sunuyor. Burası hayat boyu unutulmaz anılar yaşamak isteyenler için ideal bir yer. Ayrıca her yıl Eylül ayında ‘En Doğal Festival’ sloganı ile ‘Rixos OliveFest’ zeytin festivali düzenleyen Rixos Premium Bodrum’da Ege’ye özgü yerel lezzetler, doğal ürünler ve dansların tanıtıldığı festivalde misafirler, otel içinde bulunan asırlık zeytin ağaçlarından topladıkları zeytinler ile dakikalar içinde doğal soğuk sıkma zeytinyağı üretme şansını yakalıyor. Bu deneyimi yaşayan her yaştan aile unutulmaz anılar ile tatillerini tamamlıyor. The Pearl Villa includes five bedrooms, a large lounge area, a fully equipped modern kitchen, a bar, a massage room, spacious terraces and verandas, an infinity pool with a poolside bar, a lift, separate rooms for the housekeeping team and independent entrance/exit points to fulfill guests’ requests without disruption. Rixos Premium Bodrum has many natural qualities to offer, with the most famous being the island on the bay. The island offers a beautiful location perfect for weddings and celebrations. This is the ideal scenery to make and enjoy unforgettable memories. Every year in September, the “Rixos Olive Fest” takes place at Rixos Premium Bodrum where Aegean delicacies are tasted, natural products are introduced and dancing and fun activities are performed. During the festival, guests get to pick olives from ancient olive trees around the hotel and make their own cold pressed olive oil within minutes, which makes it a fun and memorable experience for every age group. 250
An everlasting tradition of quality in assorted nuts
CULTURE & ART
Culture & Art VIENNA ON THE PATH TO MODERNISM Modernizm Yolunda Viyana, 18. yüzyılın ikinci yarısının şaheserlerini ve Biedermeier dönemini Klimt, Schiele, Kokoschka, Otto Wagner, Wiener Werkstätte ve Adolf Loos gibi büyük sanatçıların eserleriyle sentezliyor. Benzeri görülmemiş bu buluşma için 74 yağlı boya tablosu, çok sayıda dekoratif sanat eseri, grafik ve tekstil bir araya getirildi. Tokyo Ulusal Sanat Merkezi’nde yaklaşık 400 eser gösterime sunulacak. Sergi hem Viyana’nın kültürel zenginliklerini anlatmayı hem de Japonya ve Avusturya arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 150. yıldönümünü kutlamayı gayeliyor. Vienna on the Path to Moder nism unites masterpieces of the second half of the 18th century and the Biedermeier period with works by major artists such as Klimt, Schiele, Kokoschka, Otto Wagner, the Wiener Werkstätte and Adolf Loos. The unprecedented gathering of works includes a selection of 74 oil paintings, plus numerous decorative artworks, graphics and textiles. Approximately 400 works will be displayed at the National Art Center Tokyo. The exhibit aims to foster an understanding of Vienna’s abundant cultural riches, as well as to celebrate the 150th Anniversary of the establishment of diplomatic relations between Japan and Austria.
2
252
1
5
6 3 1. VIENNA ON THE PATH TO MODERNISM 24/04/19 – 05/08/19 THE NATIONAL ART CENTER, TOKYO, JAPAN 2. TINTORETTO: ARTIST OF RENAISSANCE VENICE 10/03/19 – 07/07/19 WASHINGTON NATIONAL GALLERY OF ART, WASHINGTON D.C., USA 3. MANET AND MODERN BEAUTY 26/05/19 – 08/09/19 ART INSTITUTE OF CHICAGO, CHICAGO, USA 4. KEITH HARING 4/06/19 – 10/11/19 TATE LIVERPOOL, LIVERPOOL, UK 5. COLOUR BY GARRY WINOGRAND 03/05/19 – 18/20/2019 BROOKLYN MUSEUM, NY, USA
4
6. CUT AND PAST: 400 YEARS OF COLLAGE 29/06/19 – 27/10/19 SCOTTISH NATIONAL GALLERY OF MODERN ART, EDINBURGH, UK