üc
ko
retstenlos siz
MART / MÄRZ 2012 | AUSGABE 01
www.berlinturk.de
BERLİN‘İN HABER DERGİSİ
Yeni Cumhurbaşkanı Joachim Gauck Yunanistan’a 130 Milyarlık Paket
Berlinale Altın Ayı Ödülü “Sezar Ölmeli“ Hertha Otto Rehhagel’a teslim
Dilek Kolat Berlin’in İlk Türk Kökenli Bakanı
İÇİNDEKİLER 04
Cumhurbaşkanı Wulff istifa etti
05 S AY FA
S AY FA
SICAK SİYASET
24
DILEK KOLAT
S AY FA
26 S AY FA
S AY FA
Berlinale‘de Ödüller dağıtıldı. Altın Ayı sahibini buldu.
S AY FA
DFB dikkat, Türkler süper yeteneklerimizin peşinde
SPOR
2
berlintürk
Avrupa borç krizi küresel ekonomiyi yavaşlatacak
Zafer Çağlayan’ın Berlin Temasları
S AY FA
SICAK SIYASET
28
Alman Genci Müslüman oldu
S AY FA
DİALOG
EKONOMİ
29
Ressam NUR ÖZALP
33 S AY FA
S AY FA
KÜLTÜR-SANAT
34
14
SICAK SİYASET
PORTRE
30
Joachim Gauck Yeni Cumhurbaşkanı
Bel ağrısı Nedir? N. Serpil Öcal
KÜLTÜR-SANAT
18 19 24
Emine-Wegner Demirbüken AKARSU‘da KKTC Ekonomi Bakanı Sunat Atun, MÜSİAD Berlin‘de Dilek Kolat „ Berlin Arbeit“ aksiyonu
SAĞLIK
KÜNYE Imtiyaz Sahibi / Inhaber: Sevim Ercan berlinturk Bundespressekonferenz Raum: 1104 Schiffbauerdamm 40 10117 Berlin Mobil: 0 176 228 505 74 Büro: +49(0) 30 / 537 933 90 E-Mail: ercan@berlinturk.de www.berlinturk.de Steuernummer: 24/279/61277 Yazı kurulu / Redaktion: Yazı İşleri Müdürü: Metin Yilmaz Haber Koordinatörü:
Özgür Özata Fotoraf Editörü:
Mehmet Dedeoglu Görsel Yönetmen / Layout:
Bünyamin Turan
Ercüment Kirdar
Mehmet Dedeoglu Ajans / Agentur: thinkdifferent gmbh Jagowstraße 22 10555 Berlin Tel. +49(0) 30 / 30 12 92 88 Fax +49(0) 30 / 30 12 92 88 bb@thinkdifferent-gmbh.de Basımcı / Druckerei: MOTIV OFFSET DRUCKEREI Prinzessinnenstraße 26 10969 Berlin Baskı / Auflage: 10.000 / Aylık / Monatlich Fotoraflar / Fotos: Mehmet Dedeoglu Anadolu Ajansı (AA) Cihan Haber Ajansı www.istockphoto.com Reklam için: Tel. +49(0) 30 / 30 12 92 88
GİRİŞ D
ünya küçüldü. İletişim ağları bunu hızlandırıyor. Avrupa küçüldü. Bu sadece iletişim değil, ekonomik bazda da böyle seyrediyor. Avrupa Birliği ülkeleri, ekonomik çıkmaz dehlizinde yolunu kaybetmek üzere. Ekonomisi de hızla küçülüyor. Ancak, Türkiye’de aksi bir grafik gözlemleniyor. Türkiye büyüyor. Bu gelişimi içinde yaşadığımız kent Berlin’de de farketmemek mümkün değil. Zira, Türkiye bağlantılı bir ekibin temaslar için Berlin’de olmadığı neredeyse tek gün yok. Bu da bizim Berlin mecralı haber akışımızın bir diğer ucunda Türkiye’ye bakmamızı doğal kılıyor. Dünya küçülüyor, Avrupa küçülüyor ama berlinturk’de tıpkı Türkiye gibi büyüyor. Saygın ve düzeyli habere yüreği ve zihni açık olan siz okurlar sayesinde sadece dokuz ay gibi kısa bir sürede www.berlinturk.de de inanılmaz bir sıçrama yapma şansını elde ettik. Facebook’da görülme rakamımız zaman zaman bir milyonu buldu. Keza sizler berlinturk.de deki tıklama sayı çıtasının da yükseklere tırmanmasına öncülük ettiniz. Sizlere minnettarız ve şükranlarımızı sunuyoruz. Sizlerin, özgün, saygın ve de kaliteye olan ilginiz bizlere, berlinturk haber dergisinin de yolunu açtı. Elinizde tuttuğunuz bu ilk sayı ile Berlin yeni, atılgan, özverili, doğru, dinamik, canlı bir dergiye sahip oldu. Hedefimiz Berlin tarihinde bundan böyle hep var olabilmek. Sizlerle bu yolda, sizin yanınızda, sizin sesiniz olmayı amaçlıyoruz. Sizi hep yanımızda, bizimle birlikte berinturk’de yan yana tek yürek görmek istiyoruz. Bizimle, bizim için, Berlinli bizlerin yankı uyandırmasında, “BERLİNLİ berlintürk” olmamıza katkıda bulunacaksınız, biz bundan eminiz. Berlintürk haber dergisinin her satırında, her sayfasında siz berlintürk’ler yer alın. Bize yazın. Bizi arayın. Ses verin. Ses verin ki; Biz de o sesi, sesleri sayfalarımızda sizden olan berlintürk’lere aktarabilelim. Sizlerle, sizler için el ele, yürek yüreğe olabilelim. Yeri gelsin sizler için “ Hukukçu”, yeri gelsin, “Siyasetçi”, yeri
gelsin, “Hekim”, yeri gelsin “ Öğretmen”, yeri gelsin” Baş Danışman” olabilelim. Elinizdeki sayı, Berlin’deki son haftalara ayna olmaya çalıştı. Biz Berlinli Türkler için onur duyulacak bir gelişimi Dilek Kolat’ın bakanlık koltuğuna oturmasıyla yaşadık. Bu Berlin’de bir ilkti. Dilek Kolat’a bize bu sevinci yaşattığı için çok teşekkür ediyoruz. Bir diğer sevindirici olay ise Emine Demirbüken-Wegner’in müstaşar olmasıydı. Bu her iki gelişim kayda değer. Zira Almanya’ya göçün 50. yılına düşen “Irkçılık” yıldırımı düştü. Özellikle de Türklere yönelik, yargısız, sessiz sedasız “ infaz” lı çöküntüde yüzümüz bu iki politikacının başarısı ile güldü. Bizlere “ Umudun da var olduğu ” sinyali verildi. “Almanya’da Naziler hortladı” söylentilerine inat gelişmelerin bir diğeri ise Başbakan Angela Merkel’in, biz Türklere yönelik yaptığı, “Türkler bu ülkenin bir parçasıdır, Uyum tek yönlü değil, iki yönlü yoldur. Biz Almanlar da sizlere uyum sağlamalıyız ” konuşmaları oldu. Biz berlintürk olarak bu konuşmaların yanında, aksi tavırların ise karşısında, sizlerle, sizler için olacağız.
Sevim Ercan
B
erlin dünyanın en önemli siyasi ve kültür merkezlerinden olma yolunda hızla ilerliyor. Avrupa’nın lokomotifi Berlin’de siyasi ve ekonomi ağırlıklı bir derginin altına imza atıyoruz. Başkentte yaşayan yaklaşık 200 bin Türk kökenli bu lokomotifin oldukça önemli bir motoru durumunda. İşte bu nedenledir ki içinde yaşadığımız kentte Türkçe ve Türk dili de etkin bir rol üstleniyor. Bu nedenledir ki elinizde tuttuğunuz berlintürk dergisi de omuzlarında önemli bir yükü taşımaya aday. Almanya içi siyasette son iki haftada son derece hareketli günler yaşandı. Cumhurbaşkanı Christian Wulff, yolsuzluk iddiası nedeniyle istifaya zorlandı ve yerine Doğu Almanya kökenli eski rahip Joahim Gauck getirildi. Gauck’un da en az Wulff kadar, biz Türk kökenli göçmenleri iyi algılamış olmasını ve duyarlı davranması temennisi ile “Berlin’e Hoş Geldin Berlintürk” .
Metin Yilmaz berlintürk
3
SICAK SİYASET
Ursula von der Leyen, Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert, eski Çevre Bakanı Klaus Töpfer, daha önce Wulff'a karşı cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmiş olan Joachim Gauck ve Federal Anayasa Mahkemesi Başkanı Andoreas Vosskuhle'nin de adı geçiyor.
Cumhurbaşkanı Wulff istifa etti
A
şağı Saksonya Eyaleti Başbakanı olduğu dönemde görevini kötüye kullandığı şeklindeki haberler nedeniyle yoğun baskı altında bulunan Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff görevinden istifa etti. Wulff, cumhurbaşkanlığı konutu olan Bellevue Sarayı'nda yaptığı açıklamada, görevini en iyi şekilde yaptığını ve ülkede yaşayan insanların kökenleri ne olursa olsun birlikteliği için çaba harcadığını belirterek, ülkedeki uyumun başarılı olabilmesi için Almanya'nın halkın büyük çoğunluğunun güvenine sahip bir cumhurbaşkanına sahip olması gerektiğini söyledi. Kendisi hakkında son zamanlarda çıkan haberler nedeniyle yeteri kadar güvene sahip olmadığına inandığını, görevini ne ülke içinde ne de yurt dışında başarılı bir şekilde ifa etmesinin mümkün olduğunu ifade eden Wulff, bu nedenle bugünden geçerli olmak üzere görevinden istifa ettiğini kaydetti. Aşırı sağcılar tarafından öldürülen 8 Türk ve 1 Yunan kurbanın anılması amacıyla 23 Şubat'ta düzenlenecek törende de Almanya Başbakanı Angela Merkel'in bir konuşma yapacağını belirten Wulff, kendisi hakkında yürütülecek soruşturmalar sonucunda da tümüyle aklanacağına inandığını söyledi. Hatalar yaptığını, ancak her zaman dürüst olduğunu, hakkında çıkan haberlerin kendisini ve eşini çok incittiğini ifade eden Wulff, kendisiyle çalışan herkese ve eşine desteklerinden dolayı da teşekkür etti. Almanya'da yeni bir cumhurbaşkanı seçilene kadar Federal Eyalet Temsilciler Meclisinin (Bundesrat) dönem başkanlığını yürüten Bavyera Eyaleti Başbakanı Horst Seehofer, cumhurbaşkanlığı görevini vekaleten yürütecek. Almanya'da bir cumhurbaşkanının istifa etmesinden sonra yeni cumhurbaşkanını belirlemek üzere 30 gün içinde Bundesversammlung adı verilen kurulun oluşturulması gerekiyor. Bu kurul Federal Meclis (Bundestag) üyelerinden ve eşit sayıda Bundesrat'ın belirleyeceği kişilerden oluşturuluyor. İtalya ziyaretini iptal eden Başbakan Merkel'in de bir açıklama yapması bekleniyor. Merkel, Seehofer ve Hür Demokrat Parti (FDP) genel başkanı olan Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Philipp Rösler'in de yarın bir araya gelerek yeni cumhurbaşkanı adayı üzerinde görüşmesi öngörülüyor. Cumhurbaşkanı adayı olarak Almanya Savunma Bakanı Thomas de Maiziere, Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, Çalışma Bakanı
4
berlintürk
Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı olduğu dönemde, Almanya'da bir ilki gerçekleştirerek, Türk kökenli Aygül Özkan'ı eyalette bakan yapan ve kabinesine alan Wulff, bir konuşmasında, İslamiyet'in Almanya'ya ait olduğunu söyleyerek ülke çapında bir tartışma başlatmıştı. Wulff, aşırı sağcılar tarafından öldürülen 8 Türk ile 1 Yunanın yakınlarını da Bellevue Sarayında ağırlayarak başsağlığı dilemişti. Merkel - Wulff, modern ve açık bir Almanya için çaba harcadı, Almanya Başbakanı Angela Merkel, görevinden istifa ettiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un, modern ve açık bir Almanya için çaba harcadığını söyledi. Merkel, başbakanlıkta yaptığı açıklamada, Wulff'un istifa etmesi kararına büyük saygı duyduğunu ve kişisel olarak bu karara çok üzüldüğünü belirterek, "Wulff, görev süresince tüm enerjisiyle modern ve açık bir Almanya için çaba harcadı. Bizlere çeşitliliğin ülkemizi güçlü kıldığını hatırlattı" şeklinde konuştu. Wulff ve eşi Bettina Wulff'un Almanya'yı yurt dışında her zaman layıkıyla temsil ettiğini ve bundan dolayı kendilerine müteşekkir olduklarını ifade eden Merkel, yine de hukuk devletinin güçlü yanının, hiç kimsenin pozisyonuna bakmadan herkese eşit davranması olduğunu, Wulff'un kişisel çıkarlarını arka plana atmasına büyük saygı duyduğunu söyledi. Merkel, yeni cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için önce koalisyon ortaklarıyla görüşeceklerini, daha sonra önerilerini muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller Partisi'ne de götüreceklerini sözlerine ekledi. Wowereit - Wulff'un istifası gelişmelerden sonra kaçınılmazdıBerlin Eyaleti Başbakanı ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkan Yardımcısı Klaus Wowereit, "Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un istifası geçen aylarda yaşanan gelişmelerden sonra kaçınılmazdı" dedi. Federal Eyalet Temsilciler Meclisi'nin (Bundesrat) dönem başkanı olarak Wulff'un yerine cumhurbaşkanlığı görevine vekaleten bakacak olan Bavyera Eyaleti Başbakanı Horst Seehofer, Wulff'un kararına saygı duyduğu belirterek, bu kararla Wulff'un en önemli devlet görevinin onurunu ve önemini ilk sırada tuttuğunu gösterdiğini ifade etti.
SICAK SİYASET
Joachim Gauck Yeni Cumhurbaşkanı
A
lmanya‘da cumhurbaşkanı adayı konusunda, eski Doğu Almanya‘da (DDR) insan hakları savunucusu olarak faaliyet göstermiş olan Joachim Gauck üzerinde anlaşma sağlandı.
daha da teşvik edeceğini söyledi. Cumhurbaşkanlığına aday gösterildiğini kısa bir süre önce öğrendiği için henüz üzerindeki şaşkınlığı atamadığını ifade eden Gauck da, partilerin bu konuda uzlaşma sağlamasına çok sevindiğini, aslında Başbakan Merkel‘in her zaman, kendisini insan olarak takdir ettiğini söylemiş olduğunu belirtti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, başbakanlıkta diğer partilerin yöneticileriyle birlikte yaptığı görüşmeden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında, muhalefet partileri tarafından 2010 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde Christian Wulff‘a karşı aday gösterilmiş olan Gauck‘un, eski DDR‘de rahip olarak sorumluluk içinde, özgürlük içinde mücadele etmiş bir insan olduğunu söyledi.
Gauck, kendisinin süper bir adam ve hatasız olmadığının bilinmesi gerektiğini, ancak böyle insanların da başarılı olabileceğini sözlerine ekledi.
Bu nedenle Gauck ile olan bazı görüş ayrılıklarına rağmen ortak yanları olduğuna inandığını belirten Merkel, „demokrasiye bağlı olan Gauck‘un uluslararası alanda da önemli sinyaller verebileceğine inandığını“ kaydetti.
Joachim Gauck‘a destek büyük
Merkel, daha önce yaptığı açıklamada „muhalefet partileriyle birlikte ortak bir aday belirlemek istediklerini“ söylemiş olduğunu hatırlatarak, bu nedenle varılan uzlaşmadan dolayı mutluluk duyduğunu belirtti. Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı ve Bavyera Eyaleti Başbakanı Horst Seehofer de, baştan beri cumhurbaşkanı adayı konusunda muhalefet partileriyle uzlaşma sağlamış olmak istediklerini ifade ederek, Gauck‘un ortak aday gösterilmesinin Almanya için iyi bir karar olduğunu söyledi. Joachim Gauck‘un cumhurbaşkanlığı için iyi bir aday olduğuna inandığını belirten Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı ve Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Philipp Rösler de, Gauck‘un cumhurbaşkanlığı makamı için yitirilmiş olan güveni yeniden sağlayacağını belirtti. Muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Sigmar Gabriel ise, iktidardaki koalisyon ortaklarının kendileriyle açık ve adil bir görüşme yaptıklarını ifade ederek, bu uzlaşmanın memnuniyet verici olduğunu, çünkü Gauck‘un hayatı boyunca özgürlüğü savunmuş bir insan olduğunu söyledi. Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, ortak aday konusunda uzlaşmaya varmış oldukları için memnun olduğunu, Gauck‘un halk tarafından da sevilen ve takdir edilen bir insan olduğunu belirtti. Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth da, daha önceki seçimlerde de desteklemiş oldukları Gauck‘un ortak aday gösterilmesinden büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, Gauck‘un demokrasiye parlaklık kazandıracağını ve ülkedeki birlikte yaşamı
Böylece, Gauck‘un, 18 Mart‘ta yapılması beklenen cumhurbaşkanlığı seçiminde ülkenin 11. cumhurbaşkanı olacağına kesin gözüyle bakılıyor.
A
lmanya‘da iktidar ve Sol Parti dışında diğer muhalefet partileri tarafından ortaklaşa cumhurbaşkanlığı görevine aday gösterilen eski Protestan rahip ve insan hakları savunucusu Joachim Gauck, halkın büyük desteğine sahip. Gauck‘un halk tarafından takdir edilmesinin başlıca sebebi, Gauck‘un Protestan bir rahip olarak eski Doğu Almanya‘da (DDR) rejimin vatandaşlara yönelik baskılarına karşı direniş göstererek çok sayıda protesto eylemine katılmış olması. -Gauck‘un yaşamı-
Bir gemi kaptanının ve bir iş kadınının oğlu olarak 24 Ocak 1940 tarihinde Rostock kentinde dünyaya gelen Gauck‘un babası, eski Sovyet gizli servisi tarafından tutuklanarak 4 yıl boyunca Sibirya‘da bir cezaevinde tutuldu. O zamanlar 11 yaşında olan Gauck‘u annesi, iki kardeşiyle birlikte DDR rejimine karşı bir tutumla büyüttü. Gauck, 1958-1965 yılları arasında Protestan teolojisi eğitimi gördükten sonra rahip oldu. DDR yönetiminin rejim karşıtlarına uyguladığı baskılara dayanamayan Gauck, rejim karşıtları tarafından düzenlenen protesto eylemlerine katılarak eylemcilere destek oldu. İki Almanya‘nın birleştiği dönemde Rostock kentindeki direnişi de örgütleyen Gauck, birleşmeden sonra da, DDR‘nin eski istihbarat servisi olan STASI‘nin tuttuğu dosyalardan sorumlu olan dairenin başkanlığına getirildi. Bu daire bugün bile „Gauck Makamı“ olarak kendi adıyla anılmaktadır. Gauck, 2010 yılında yapılan önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde, iktidardaki Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) aday gösterdiği Christian Wulff‘a karşı aday olmuş ve seçimi az bir farkla kaybetmişti.
berlintürk
5
SICAK SİYASET
Merkel’den Sarkozy’ye seçim desteği
A
lman bakanlar kurulu Paris’te toplandı -Fransız ve Alman ortak şirketlere vergi kolaylığı geliyor.
Fransız ve Alman ortak şirketlere vergi kolaylığı geliyor. 14. Fransız-Alman bakanlar toplantısı Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel başkanlığında bugün Elysee Sarayı’nda düzenlendi. Sarkozy ve Merkel, basın toplantısında yaptıkları açıklamada, Fransız ve Alman ortak şirketlere vergi kolaylığı getirerek, bu şirketlerin ortak bir vergi rejimine tabi olması konusunda anlaşma sağlandığını açıkladı. İki lider, Fransa ve Almanya arasındaki mali uyumun sağlanmasıyla, ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesinin hedeflendiğini bildirdi. Sarkozy, ‘’Fransa ve Almanya’nın ekonomik olarak güçlenmesinin, avro bölgesinin de güçlenmesine yol açacağını’’ savundu. İki lider, ortak şirketler için vergi ve mali uyum konusunda hazırlanacak anlaşmanın, Elysee anlaşması olarak bilinen ve 22 Ocak 1963 tarihinde Fransız Cumhurbaşkanı General de Gaulle ve Almanya Başbakanı Konrad Adenauer tarafından imzalanan anlaşmanın 50. yıldönümüne yetiştirilmesi için çalışacaklarını söyledi. Almanya’da şirketler vergisi 29,8, Fransa’da ise bu oran yüzde 34,4.
Schaeuble Yunanistan’ın sorunu Yunanistan’da çözülür
A
lmanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, Yunanistan’ın sorunlarının ancak bu ülkede çözülebileceğini, istediği sürece Yunanistan’a yardım etmeye hazır olduklarını belirtti. Bakan Schaeuble, haftalık yayınlanan meclis gazetesi “Das Parlament”e yaptığı açıklamada, Yunanistan’a reform ve tasarruf programlarını uygulaması çağrısında bulunarak, “Yunanistan’ın sorunları ancak Yunanistan’da çözülür” şeklinde konuştu. Yunanistan’daki ekonomik büyümenin çok düşük olduğunu, bu ülkenin rekabet yeteneğinin olmadığını ve çok fazla borcu olduğunu belirten Schaeuble, “Yunanistan istediği sürece bu ülkeye bu yolda tüm gücümüzle yardım etmeye hazırız” diye konuştu.
6
Merkel: “Esad’ın tutumu barışı getirmeyecek”
F
ilistin Devlet Başkanı Abbas Berlin’de -Abbas, Almanya Başbakanı Merkel ile görüştü -Merkel: “Esad’ın tutumu barışı getirmeyecek” Tarafları görüşmelerde ilerleme sağlanması için cesaretlendirmek istediklerini belirten Merkel, bu nedenle Filistin’e teknik yardım yapacaklarını da ifade etti. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a karşı da kesin tavır sergilenmesi gerektiğini, BM’den de bu yönde bir karar çıkması gerektiğini kaydeden Merkel, “Esad’ın tutumu barışı getirmeyecek” dedi. Avrupa ülkelerinin Filistin’in bağımsızlığını kabul etmediğinin hatırlatılması üzerine de Merkel, bunun önemli olmadığını, önemli olanın barış görüşmelerinde ilerleme sağlanması olduğunu ifade etti. Görüşmelerin başarısız kalması durumunda ne gibi önlemler alacaklarının sorulması üzerine de Merkel, bu tür spekülatif sorulara genel olarak yanıt vermediğini, bugüne kadar görüşmelerin birçok kez başarısız kaldığını, ne yapacaklarına daha sonra karar verebileceklerini sözlerine ekledi. Abbas da, Almanya’nın kendilerine her türlü desteği verdiğini belirterek, Almanya’nın hem İsrail’in, hem de Filistinlilerin dostu olması sebebiyle görüşmelerin başarıya ulaşmasında önemli rol oynayabileceğini söyledi.
Yunanistan’a 130 milyarlık paket
A
vro Bölgesi maliye bakanları, 14 saat süren toplantının ardından bugün, Yunanistan’a 130 milyar avroluk ikinci kurtarma paketini onayladı. Ancak, Yunanistan’ın kurtarma paketinden yararlanmadan önce aşması gereken engeller bulunuyor. Yunanistan ve Avro Bölgesi için bundan sonraki yol haritası şöyle; 21 Şubat: Avro Bölgesi maliye bakanlarının ikinci kurtarma paketine yeşil ışık yakmasıyla birlikte bugünden itibaren Yunanistan kreditörlerle tahvil takası için halka arz sürecini başlatabilecek. Yunanistan ayrıca 2012 yılı bütçe açığının finansmanını karşılamayla ilgili yasaları hazırlayabilir.
AB’nin imkanlarının da sınırlı olduğunu ifade eden Schaeuble, “Sonuçta programları uygulaması gereken Yunanistan’ın kendisidir” dedi. Almanya Maliye Bakanlığının bir sözcüsü ise, bugün Berlin’de yaptığı açıklamada, Yunanistan’a yapılacak 2. yardım paketinden önce bazı konuların aydınlığa kavuşturulması gerektiğini belirterek, bunların başında, Yunanistan’ın yardımı almadan önce yerine getirmesi gereken şartların geldiğini söyledi.
22 Şubat: Yunanistan parlamentosunun ek 325 milyon avroluk tasarruf önlemlerini oylaması bekleniyor.
Sözcü, Yunanistan’ın uygulayacağı programın kontrol edilmesi ve programın ne şekilde uygulanacağı konularında da henüz bazı açık noktaların bulunduğunu kaydetti.
1-2 Mart: Avrupa Birliği (AB) liderleri Brüksel’de AB zirvesinde borç krizinin yayılmasını önlemek için Avrupa Finansal İstikrar Fonu (EFSF) ve Avrupa İstikrar Mekanizması’nın (ESM) büyüklüğünü artırıp artırmamayı tartışacak.
berlintürk
24-26 Şubat: G-20 ülkeleri maliye bakanları Meksika’da biraraya gelerek Avrupa’daki borç kriziyle mücadelede kullanılması düşünülen IMF fonlarının artırılmasını değerlendirecek. 27 Şubat haftası: Hollanda, Almanya ve Finlandiya parlamentoları Yunanistan’a verilecek kurtarma paketini oylayacak.
SICAK SİYASET Westerwelle’den Suriye yorumu
A
lmanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Suriye topraklarında mülteciler için bir tampon bölge oluşturulması konusunda Türkiye ile konuşacaklarını belirterek, en fazla Suriye’li mülteciyi Türkiye’nin kabul ettiğini söyledi. Bakan Westerwelle, “Der Spiegel” dergisine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, Suriye topraklarında mülteciler için tampon bölge oluşturulması yönünde düşüncesi olduğunun ifade edilmesi üzerine, mülteciler için insani yardım yaptıklarını ve bu yardımı daha da artırmayı istediklerini belirterek, “Bu konuda Türkiye ile görüşeceğiz, çünkü en fazla mülteciyi bu ülke alıyor” şeklinde konuştu. Olası bir tampon bölgenin korunması için bölgeye Alman askeri gönderilmesinin düşünülüp düşünülmediği şeklindeki bir soruya karşılık da Westerwelle, böyle bir şeyi somut planlar olması durumunda görüşeceklerini, şimdilik yapmaları gereken şeyin, bölgedeki rolünü çok ciddiye alan Arap Birliği ile sıkı bir işbirliği yapmak olduğunu söyledi. Suriye’ye yönelik baskıları artırdıklarını, şimdilik Şam’a bir büyükelçi göndermeyi düşünmediklerini ve Almanya’dan da 4 Suriye’li diplomatın sınır dışı edildiğini ifade eden Westerwelle, Suriye’ye karşı neden İran’a olduğu gibi çok daha kararlı bir şekilde davranılmadığı şeklindeki bir soru üzerine de, İran konusunda nükleer silah üretiminin de söz konusu olduğunu, böyle bir şeyin, İsrail dahil bölgedeki tüm ülkeleri tehdit etmekle kalmayacağını, dünyadaki güvenlik mimarisini de büyük ölçüde tehlikeye sokacağını kaydetti. Westerwelle, İran’a yönelik olası bir askeri müdahale konusunda tartışılmasının ise tüm diplomatik çabalara zarar vereceği uyarısında bulundu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Şam’daki temaslarında da başarılı olamadığını ve orada Suriye yönetimine ümit ettikleri mesajları vermediğini belirten Westerwelle, Rus tarafının, birçok kez, Suriye’deki şiddetin sadece hükümet birlikleri değil, aynı zamanda muhalefetten de kaynaklandığını söylediğini, kendisinin ve ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın da böyle bir bakış açısını kabul edemeyeceğini söyledi. Daha fazla özgürlük için yapılan barışçı gösterilere şiddetle karşılık verenin Esad yönetimi olduğunu ifade eden Westerwelle, kendi görüşüne göre Rusya’nın, bölgesinde etkisini kaybedeceğinden endişe duyduğunu, bu ülkeye, doğru tarafta bulunduğu takdirde stratejik çıkarlarına aykırı hareket etmemiş olacağını anlatmak durumunda olduklarını kaydetti. Hamas ile El Fetih örgütlerinin ortak bir hükümet kurma konusunda uzlaşmaya vardığının hatırlatılması ve Almanya’nın bu hükümetle görüşüp görüşmeyeceğinin sorulması üzerine de Westerwelle, “Hamas, şiddetten vazgeçtiğini, İsrail’in mevcudiyetini ve şu ana kadar imzalanmış sözleşmeleri tanıdığını açıklayana kadar bizim için görüşme muhatabı olamaz” dedi. Filistinli güçlerin uzlaşmasının olumlu olduğunu, ancak hangi konular üzerinde uzlaşma sağladıklarının önemli olduğunu belirten Westerwelle, kendilerinin Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Filistin Başbakanı Selam Feyyad ile sıkı ilişki içinde olacaklarını söyledi. -”Yunanistan’ın geleceği Yunanların elinde”Bakan Westerwelle, Yunanistan’daki ekonomik krize de değinerek, “Yunanistan’ın geleceği Yunanların elinde. Konuyu ciddiye aldıkları göstermek durumundalar. Sadece reform programlarının kararlaştırılması yeterli değil, reformların bir an önce uygulamaya konulması da önemli. Hem de herhangi bir zamanda değil, şimdi” diye konuştu.
Yunanistan için gerçeklerle yüzleşme zamanının geldiğini ifade eden Westerwelle, şimdi doğru kararları alması durumunda bu ülkeyi destekleyeceklerini, ancak artık açıklamaları uygulamaların izlemesi gerektiğini kaydetti. Westerwelle ayrıca, Almanların tek başlarına her zaman Avrupa’nın en güçlü ülkesi olarak kalacaklarına inanmaması gerektiğini sözlerine ekledi. Almanya’da aşırı sağcılar tarafından öldürülen 8 Türk ile 1 Yunanlı’nın cinayetlerinin aydınlatılması konusunda gerekli olan bazı önemli cep telefonu bilgilerinin Federal Suç Dairesi (BKA) yetkilisi tarafından sildirildiği iddiası ortaya atıldı. “Bild am Sonntag” gazetesi, gizli belgelere dayanarak verdiği haberde, BKA yetkilisi Alexandra-Maria F’nin, Bonn kentindeki Federal Polis (Bundespolizei) teşkilatında görev yapan başkomiser Jens B’ye 9 Aralık 2011 tarihinde gönderdiği bir mektupta, dinlenen iki cep telefonuyla ilgili bilgileri silebileceğini, bunların BKA’nın kayıtlarına geçirildiğini ifade ettiği belirtildi. Bilgilerin silindiği iki cep telefonundan birinin, aşırı sağcı katilleri desteklediği gerekçesiyle gözaltına alınan Andre E’ye ait olduğu kaydedilen haberde, bilgilerin Andre E. hakkında hazırlanan suç dosyasında yer almadığına dikkati çekildi. Bu gizli faaliyetin BKA tarafından, aşırı sağcı çevreler içindeki muhbirlerinin açığa çıkmaması amacıyla yapılmış olabileceği belirtilen haberde, normal prosedürde Federal Polis’in cep telefonu bilgilerini bir dava tümüyle sonuçlanana kadar silmemesi gerektiği ifade edildi. Bir güvenlik uzmanı, gazeteye yaptığı açıklamada, bunun “delilleri yok etme girişimi gibi göründüğünü” söylerken, Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich’in de olayı araştırması için müsteşarı Klaus-Dieter Fritsche’ye talimat verdiği, Fritsche’nin de bu konuda BKA’dan bilgi istediği kaydedildi. BKA’nın bir sözcüsü, bilgilerin farklı yerlerde toplanmasını önlemek amacıyla BKA’nın, mevcut telefon bilgilerine ait kopyaların silinmesini istediği açıklamasını yaparken, Federal Meclis İçişleri Komisyonu Başkanı Wolfgang Bosbach, bunun, bir an önce açıklığa kavuşturulması gereken önemli bir olay olduğunu, bir şeylerin gizlendiği yönünde en ufak bir şüphenin bile uyanmaması gerektiğini söyledi.
berlintürk
7
SICAK SİYASET takibe uğramalarına ya da şiddete maruz kalmalarına izin vermeyeceklerini söyledi. Almanya’da birlikte yaşamın temelini, anayasanın 1. maddesinde belirtildiği gibi “İnsan onuruna dokunulamaz” şeklindeki ifadenin oluşturduğunu belirten Merkel, “Bu saldırılar aynı zamanda demokrasimize yönelik saldırılar. Bu saldırılar ülkemiz için utanç verici” diye konuştu.
Kurbanlara Tören
B
erlin’de aşırı sağcı şiddet kurbanları için anma töreni düzenlendi. Anma töreni, başta aşırı sağcılar tarafından öldürülen 8 Türk, 1 Yunan ve 1 kadın polis olmak üzere tüm ırkçı kurbanlar ve Köln kentindeki bombalı eylemde yaralanan insanlar için düzenlendi. Berlin’deki Gendarmenmarkt meydanında bulunan Konzerthaus’da (Konser evi) düzenlenen anma törenine, aralarında cumhurbaşkanlığı görevine vekalet eden Bavyera Eyaleti Başbakanı Horst Seehofer, Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert, Başbakan Angela Merkel, kabine üyeleri, bazı eyaletlerin başbakanları, parti yöneticileri, politikacılar, cumhurbaşkanı adayı Joachim Gauck, aşırı sağcılar tarafından öldürülen kurbanların yakınları, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Komisyon üyeleri Nevzat Pakdil, Mustafa Erdem ve Malik Ecder Özdemir ve Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu’nun da bulunduğu yaklaşık 1200 davetli katıldı. Seehofer, Lammert ve Merkel’in en ön sırada bazı kurbanların yakınlarıyla oturduğu anma töreni, ellerinde mum taşıyan bir grup öğrencinin tören salonuna girmesiyle başladı. Berlin Güzel Sanatlar Üniversitesi Orkestrası’nın Johann Sebastian Bach’ın eserini seslendirmesinden sonra, görevinden ayrılan cumhurbaşkanı Christian Wulff’un yerine bir konuşma yapan Başbakan Merkel, cinayetlerden sonra kurbanların yakınlarından şüphelenilmiş olmasından dolayı kendilerinden özür diledi ve davetlileri, kurbanları anmak amacıyla kısa süreli bir suskunluğa davet etti. Aşırı sağcı katillerin yıllarca fark edilmeden Alman toplumunun içinde yaşayabilmiş olmasının Almanya için bir ilki oluşturduğunu, bu nedenle kurbanların yakınlarının şüphelerini, öfkelerini ve yalnız bırakıldıklarını düşünmesini anlayabildiğini ifade eden Merkel, bu şüphe, öfke ve acıların hiç bir zaman ortadan kaldırılamayacağını, ancak bu anma törenini de ailelerin yalnız olmadığını, acılarını paylaştıklarını ve kendileriyle dayanışma sergilediklerini göstermek amacıyla düzenlediklerini kaydetti. “Almanya Başbakanı olarak cinayetlerin aydınlatılması, bunların arkasındaki kişilerin ortaya çıkartılması ve yargılanması konusunda her türlü çabayı harcayacağıma söz veriyorum” şeklinde konuşan Merkel, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için gerekli önlemlerin de alındığını ve çok sayıda araştırma komisyonunun kurulduğunu, Almanya’da insanların sadece farklı kültürden, dinden gelmelerinden ya da derilerinin renginden dolayı
8
berlintürk
Merkel, Almanya’nın, refahını dünyaya açık bir ülke olması sebebiyle sağlayabildiğini, nereden gelirse gelsin ve düşünceleri ne olursa olsun Almanya’da yaşayan insanların anayasaya uygun olarak istediği gibi yaşama hakkı bulunduğunu ifade ederek, “Biz tek bir ülke ve tek bir toplumuz” dedi. Almanya çapında da yerel saat 12.00’da kurbanlar için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Birçok şirkette ve çalışma yerinde kurbanlar için saygı duruşu düzenlenirken, resmi binalarda da bayraklar yarıya indirildi.
Joachim Gauck, Türk kurbanlarla
J
oachim Gauck, öldürülen Türklerin yakınları için Berlin’deki Türkevi’nde verilen yemeğe katıldı. Gauck, burada yaptığı konuşmada, sade bir vatandaş olarak yemeğe katıldığını ve bunun siyasi bir konuşma olmadığını belirterek, “Vatandaş Gauck olarak sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum” diye konuştu. Karanlık bir günde birlikte olduklarını ve birlikte göz yaşı döktüklerini ifade eden Gauck, görevinden ayrılan Cumhurbaşkanı Christian Wulff ile Başbakan Angela Merkel’in anma töreni düzenlemesinden çok memnun olduğunu, böylece değerlerine güvenilebilecek bir devletin var olduğunu gösterdiklerini söyledi. Yemekte duygusal bir konuşma yapan ve konuşması sırasında göz yaşlarına hakim olamayan Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu da bugüne kadar bu kadar anlamlı bir toplantının yapıldığını hatırlamanın zor olduğunu belirterek, “Masum hayatlara kastedilmesinin insanlığın üstün tuttuğu değerlere verdiği zararı büyüten husus, bu acıların ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi, insanlığa karşı tehdit teşkil eden saiklerle yaşatılmış olmasıdır. Çekilen bu acı, bu acıya sebebiyet verenlerin 10 yılı aşkın bir süre toplumun içinde barınmaya devam etmeleri ve bu acının yasını tutan insanlara kimi durumlarda şüpheli nazarıyla bakılması suretiyle katlanmıştır” diye konuştu.
SICAK SİYASET ları ve işadamlarının katılacağı Dünya Ekonomik Forumu’nun açılış konuşmasını yapacağını açıkladı. Organizatörlere göre, foruma 40 devlet başkanı ve 18 merkez bankası başkanı katılacak. Foruma katılacaklar arasında Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi bulunuyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucusu ve Başkanı Klaus Schwab, dünyanın ‘’2009 yılındaki finansal krizden ders çıkarmayı öğrenemediği’’ için hükümet liderlerinin genç nesile güvenini kaybettiğini söyledi.
Merkel, fikirlere açığız
A
lmanya Uyum Vakfından yeni yıl daveti -Başbakan Merkel: -’’Uyum konusunda iyi fikirlere her zaman açığız’’
Almanya Başbakanı Angela Merkel, göçmenlerin Alman toplumuna uyumuyla ilgili çalışmalarda her zaman iyi fikirlere açık olduklarını söyledi. Başbakan Merkel, üyelerinin Türk ve Almanlardan oluştuğu Almanya Uyum Vakfının yeni yıl davetine katılarak bir konuşma yaptı. Merkel, konuşmasında, uyuma her zaman önem verdiklerini, bu nedenle başbakanlıkta bir uyum bakanlığı oluşturduklarını ve uyum zirveleri düzenlediklerini belirterek, ‘’Uyum konusunda iyi fikirlere her zaman açığız’’ dedi.
Kapitalizmin geleneksel şeklinde uzun süredir çalışmadığını ifade eden Schwab, ‘’Etrafta çözüm önerebilecek insanlara umutsuzca bakınıp duruyoruz’’ dedi. Davos’ta 25-29 Ocak’ta düzenlenecek Dünya Ekonomik Forumu’nda katılımcı sayısının 2 bin 600 olması bekleniyor. Merkel, göçmen kökenlileri kamu sektöründe göreve çağırdı Almanya Başbakanı Angela Merkel, göçmen kökenlilere kamu sektöründe çalışmaları çağrısında bulundu. Başbakan Merkel, başbakanlığın resmi internet sayfasında yayınlanan haftalık video mesajında, kamu sektöründe daha fazla göçmen kökenli insanın çalışmasını istediğini belirterek, göçmen kökenli vatandaşların böylece topluma daha fazla uyum konusunda katkı sağlayabileceğini söyledi. Göçmen kökenli vatandaşların polis, itfaiyeci ya da öğretmen olarak çalışabileceğini ifade eden Merkel, Ocak ayı sonunda yeni bir Uyum Zirvesinin daha gerçekleştirileceğini kaydetti.
Angela Merkel, ocak ayı sonunda düzenleyecekleri yeni uyum zirvesinde federal düzeyde daha somut uyum planları hazırlayacaklarını ifade ederek, dil öğrenmenin uyum için çok önemli olduğunu sıkça vurguladıklarını, insanları dil öğrenme konusunda cesaretlendirmek istediklerini ve sporun da uyuma çok önemli katkısı olduğunu vurguladı.
Zirvede Uyum Eylem Planının geliştirilmesinin ele alınacağını belirten Merkel, süreli anlaşmaları sürekli teklifler haline getirmek, böylece uyum çalışmalarında bir istikrar ortamı yaratmak istediklerini söyledi.
Uyuma katkı sağlayan Almanya Uyum Vakfına da çalışmalarından dolayı teşekkür eden Merkel, uyumun insanların meraklı ve hareketli kaldığı sürece başarıya ulaşabileceğini, Alman toplumunun göçmenleri kabul etmeye hazır, göçmenlerin de uyuma istekli olması gerektiğini kaydetti.
Merkel, Sarkozy ve Monti Roma zirvesi iptal
Vakfın yönetim kurulu sözcüsü Wolfgang Fürstner de göçmenlere Almanya’da yardımcı olmak ve göçmenlerin kendilerini bu ülkede evinde gibi hissetmesi için çaba harcadıklarını belirterek, daha özgür ve demokratik bir Almanya için toplum olarak göçmenlere daha açık olmaları gerektiğini söyledi.
Adının açıklanmasını istemeyen İtalyan hükümet yetkilisi, zirvenin Fransız tarafının gündeme ilişkin sebepleri yüzünden iptal edildiğini açıklayarak, ayrıntı vermedi. Merkel, Sarkozy ve Monti’nin, ay sonunda düzenlenecek Avrupa Birliği (AB) zirvesinden önce 20 Ocak’ta Roma’da bir araya gelmesi ve Avro Bölgesi borç krizinin aşılması yollarının ele alınması planlanıyordu.
Almanya Uyum Vakfının kuratoryum başkanı olan Alman Dergi Yayıncıları Birliği (VDZ) Başkanı Hubert Burda da uyum için dil öğrenilmesinin önemli olduğunu, bunun yanı sıra spor ve ekonomi alanındaki başarılı göçmen kökenli insanların da uyum için iyi bir örnek teşkil ettiğini, bu tür örneklere ihtiyaçları olduğunu belirtti.
Merkel, göçmenlerle özel, şahsi uyum planları da geliştirmek istediklerini sözlerine ekledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve İtalya Başbakanı Mario Monti arasında cuma günü yapılması planlanan Roma zirvesi iptal edildi.
Yeni yıl davetine vakfın kuratoryum üyesi olan Aydın Doğan ve vakfın yönetim kurulu üyesi olan Bayern Münih Kulübünün başkanı Uli Hoeness ile Federal Meclis Üyesi Aydan Özoğuz, Berlin Eyalet Meclisi Üyesi Dilek Kolat, Özcan Mutlu, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu ve Berlin Başkonsolosu Mustafa Pulat ile bazı iş adamları ve dernek üyeleri de katıldı. Merkel, Dünya Ekonomik Forumu’nun açılışını yapacak İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenecek forumun organizatörleri, Merkel’in, hükümet liderleri, merkez bankası başkan-
berlintürk
9
SICAK SİYASET Kuzey Afrika’daki ılımlı İslami güçlerin daha şimdiden Türkiye’yi örnek aldığını ifade etti. Avrupa’da da Hristiyan Demokrat partilerin bulunduğunu, İslamiyet ile Demokratik düşüncenin birbiriyle bağdaşabildiğine inandığını ifade eden Westerwelle, AK Parti’nin İslami geleneklere ve demokratik ilkelere bağlı güçlü bir parti olduğunu kaydetti. Seçimlerin yapıldığı İslam ülkelerinde İslami yönelişi olan partilerin çoğunluğu kazandığına işaret eden Westerwelle, “Siyasi İslam, radikal İslamcılık ile aynı şey değildir. İslami yöneliş, çağdışı, modern olmayan, antidemokratik ve özgürlüğe karşı bir anlayış olarak görülmemeli” ifadesine yer verdi.
Westerwelle, Esad’ı eleştirdi
A
lmanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın halka hitaben yaptığı konuşmasını eleştirdi. Westerwelle, Berlin’de yaptığı açıklamada, “Bu, büyük hayal kırıklığı yaratan ve fırsatların kaçırıldığı bir konuşmaydı” şeklinde görüş belirtti. Esad’ın istifa etmek istemediğine işaret eden Westerwelle, “Bu nedenle konuşmanın Suriye’deki gerginliği azaltmak yerine durumu daha da ciddi bir hale getirdiğine inanıyorum” dedi. Westerwelle ayrıca, kuruluşunun 10. yılında Guantanamo hapishanesinin hala kapatılmamış olmasının üzücü, ancak ABD Başkanı Barack Obama’nın hapishaneyi hala kapatmak istemesinin memnuniyet verici olduğunu söyledi. Saif El Arab El Kaddafi hakkında 2010 yılına kadar 11 kez soruşturma yürütüldüğü belirtildi. Soruşturmaların trafik ihlallerinin yanı sıra silah kaçakçılığından ve cinayete teşvik suçlarından dolayı da yürütüldüğü açıklandı. Ancak Kaddafi’nin sadece trafik cezası ödediği, delil yetersizliğinden dolayı diğer suçlamalardan yargılanmadığı kaydedildi. Suriye’yi terk çağrısı Almanya Dışişleri Bakanlığı, Suriye’deki vatandaşlarına ülkeyi terk etmeleri çağrısında bulundu. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Andreas Peschke, bugün yaptığı açıklamada, Almanya’nın Şam Büyükelçiliğinin, vatandaşların işlemlerini yapmakta zorlanacağını belirterek, büyükelçiliğin çalışmalarının kısıtlanmasının beklendiğini ifade etti. Peschke, Suriye’de hala ne kadar Alman vatandaşının bulunduğunun tam olarak bilinmediğini kaydetti. Bazı diplomatlar, Almanya’nın Şam Büyükelçiliğinin hukuk işleri ve konsolosluk bölümünün gelecek günlerde tümüyle kapatılacağını söyledi. Westerwelle’nin, Suriye’deki durumdan dolayı BM Güvenlik Konseyi’nin bir karar almasını istediğini ve Arap Birliği tarafından gönderilen gözlemcilerin çalışmalarının engellenmesinden endişe duyduğunu ifade eden Peschke, Westerwelle’nin, Arap Birliği’nin 19 Ocak’ta bir rapor yayınlayarak gelecekte yapılacak önlemleri açıklamasını beklediğini kaydetti. Westerwelle - İslami güçler Türkiye’deki gelişmeleri örnek alıyor Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle: -”Kuzey Afrika’daki ılımlı İslami güçler daha şimdiden Türkiye’deki gelişmeleri örnek alıyor” Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, radikal İslamcılıkla İslamiyet’in birbirinden ayrılması gerektiğini belirterek,
10 berlintürk
İslami partilerin programlarına bakılması gerektiğini, demokrasiye ve hukuk devleti ilkelerine bağlılığın önemli olduğunu kaydeden Westerwelle, “İslami Demokrat parti örneklerinin çoğaltılması bizim de çıkarımıza. Bunu elimizden geldiği kadar desteklememiz lazım” şeklinde görüş belirtti.
Sol Parti’ye yakın takip
l
man iç istihbarat kurumunun Sol Parti’yi takibi yoğunlaştırdığı, toplam 76 Sol Parti yöneticisinden 27’sini yakın takibe aldığı bildirildi. Alman iç istihbarat kurumu Federal Anayasa Koruma Dairesi’nin (BfV), uzun süredir izlemekte olduğu Sol Parti’yi (Die Linke) takibi yoğunlaştırdığı bildirildi. Alman Der Spiegel dergisinin internet platformunda yayınladığı habere göre Sol Parti’nin 76 milletvekili ve üst düzey yöneticisinden 27’si takibe alındı. Der Spiegel, Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nin takibe aldığı Sol Partili yöneticileri sayısını arttırarak 27 Federal Meclis Üyesini takibe aldığını aktardı. Spiegel dergisinin iddialarına göre, partinin Federal Meclis Grubu Başkanı Gregor Gysi ve Genel Başkanı Gesine Lötsch başta olmak üzere tüm yöneticileri ile partinin radikal kanadının temsilcileri uzun süredir takip altında. Derginin, İçişleri Bakanlığı’ndan aldığı bilgiye göre, Sol Parti yıllardır Anayasayı Koruma Teşkilatları tarafından takip altında bulunuyor. Bu uygulamanın yüksek mahkeme tarafından onaylandığı belirtilirken, partiyi temsil edenlerin de takip altında bulunduğuna dikkat çekildi. Spiegel’in haberine göre, milletvekilleri istihbarat yöntemleriyle değil, sadece medyada çıkan haberler gibi herkesin ulaşabileceği kaynaklar üzerinden ‘takip’ ediliyor. Aşırı sağcı terör örgütünü takip etmediğini ima ederek, teşkilatın ‘sağ gözünün kör’ olup olmadığını sorguladı. Ernst ayrıca meclis düzeyinde bu olayın üzerine gideceklerini belirtti. Partinin en çok tanınmış siması Gregor Gysi ise Mitteldeutsche Zeitung’a yaptığı açıklamada, “Parlamenterler, iç istihbarat teşkilatını kontrol etmek için vardır. Bu teşkilatın Sol Parti Meclis Grubu’nun üçte birini oluşturan milletvekillerini takibe alması saygısızlıktır.” dedi. Gysi ayrıca birçok milletvekilinin takip aleyhine dava açtığını belirterek, Federal Anayasa Mahkemesi’nin hükümetin kararına aykırı karar alacağını umduğunu söyledi.
SICAK SİYASET Friedrich ve Schröder ile kuruluşlar aşırı sağa karşı
Schröder de, aşırı sağla mücadelede yapılacak çalışmalarda özellikle aşırı sağa meyilli olan gençlerin çevresinde olan kişileri güçlendirmek gerektiğini ifade etti.
riedrich ile Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlik Bakanı Schröder sivil toplum kuruluşların ve dini cemaatlerin temsilcileri ile aşırı sağa karşı mücadeleyi görüştü.
Aşırı sağla mücadele konusunda bilgiler edindiklerini, bu bilgileri başkalarının kullanmasını sağlamak istediklerini belirten Schröder, bunun için bir bilgi merkezinin kurulmasını planladıklarını kaydetti.
Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich ile Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlik Bakanı Kristina Schröder, ülkedeki aşırı sağcı cinayetler ile ilgili olarak birçok sivil toplum kuruluşunun ve dini cemaatin temsilcileriyle aşırı sağa karşı mücadele etme konularını görüştü.
Schröder, kendi bakanlığının aşırı sağla mücadele için yılda 24 milyon avro harcadığına da dikkat çekti.
F
İçişleri Bakanlığı’nda düzenlenen toplantıya, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı ve Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Ali Dere, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ali Ertan Topak, Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Aiman Mazyek, Yahudi ve Hristiyan dini cemaat temsilcilerinin yanısıra Alman Futbol Federasyonu, sendika ve aşırı sağa karşı mücadele eden sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Friedrich, yaptığı açıklamada, herkesin aktif bir şekilde demokrasi ve hoşgörüyü güçlü bir şekilde savunması durumunda aşırı sağcı düşüncenin toplumdan atılabileceğini belirtti. Federal ve eyalet yönetimlerinin aşırı sağla mücadele etme konusunda yerel kurumlara yardım etme ve destek verme zorunluluğunun bulunduğunu ifade eden Friedrich, ‘’Bu ülkede ve bu toplumda aşırı sağ için bir yer olmaması lazım’’ dedi.
berlintürk 11
SICAK SİYASET da federal düzeydeki eksiklikleri ortaya çıkaracağını, bugün kurulan komisyonun bu konuda elde edilen bulguları değerlendireceğini belirtti. Komisyonda Berlin eyaletinin eski İçişleri Bakanı Ehrhart Körting, Hamburg eyaletinin eski İçişleri Bakanı Heino Vahldieck, Münih’te avukatlık yapan Eckhart Müller ve eski Federal Savcı Bruno Jost da yer alacak. Öte yandan Polis Sendikası Başkanı Rainer Wendt, aşırı sağcı cinayetlerin aydınlatılması için çok sayıda araştırma komisyonlarının kurulmasını eleştirerek, ‘’Poliste ve Federal Anayasa Koruma Dairesi’ndeki hataları araştırmak için komisyonların kurulması neredeyse bir skandal olarak buluyorum. Siyasi hataların araştırılması için de bir komisyonun kurulmasını isterdim’’ dedi.
Federal Meclis Araştırma Komisyonunda uzlaşı Ortak Uzmanlar Gönüllü askerlerin dörtte biri orduyu ‘sebep bildirmeden’ bıraktı Komisyonu
A
lmanya’da öldürülen Türkler -Alman hükümeti cinayetleri araştırmak için ‘’Federal-Eyalet ortak uzmanlar komisyonu’’ kurdu. Alman hükümeti tarafından ülkede aşırı sağcılar tarafından 2000 ile 2006 yılları arasında 8 Türk ve 1 Yunanlı’nın öldürülmesinde güvenlik birimlerinin hatalarını araştırmak ve bu konuda çözüm önerilerini getirmek için 4 kişilik ‘’Federal-Eyalet ortak uzmanlar Komisyonu’’ kuruldu. Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, Aşağı Saksonya eyaletinin İçişleri Bakanı Uwe Schünemann ile bugün başkent Berlin’de düzenlediği basın toplantısında, komisyon üyelerini tanıttı.
A
lmanya’da 1 Temmuz 2011 tarihinden itibaren zorunlu askerlik kaldırılırken, Alman ordusu Bundeswehr’e gönüllü olarak başlayanların dörtte biri görevlerinden ayrıldı. İlk altı aylık dönemde ordudan ayrılmalarda “sebep bildirme” zorunluluğu bulunmuyor. Berliner Zeitung’da yer alan bir habere göre altı aylık deneme süresinde yaptıkları işten memnun olmayan gönüllü askerlerin yüzde 27,7’si ordudan ayrılmayı tercih etti. Federal Savunma Bakanı Thomas de Maizere gazetenin haberini doğruladı. “Bu oran çok yüksek.” diyen Maizere ancak ekonomide de işi ilk altı ayda bırakanların oranının yüzde 20 ila 25 arasında değiştiğini belirterek sürecin normal olduğunu kaydetti. Gençlerin bir kısmının daha iyi iş imkânları veya üniversite eğitimi için yer bulmuş olabileceklerini vurgulayan Federal Savunma Bakanı, ancak ordudan özel sebeplerle ayrılanların sayısının düşük olduğunu tahmin ediyor. Bakana göre askerlikten vazgeçenlerin çok az bir kısmı ordudaki atmosferden şikâyetçi. Öte yandan gerekli şartları sağlayamayan veya fiziki sorunları yüzünden orduya alınmayanların oranı ise yüzde 20 olarak açıklandı. Almanya’da önceki Savunma Bakanı Karl Theodor zu Guttenberg zamanında başlayan reform kapsamında zorunlu askerlik kaldırılmış ve asker sayısının da düşürülmesine karar verilmişti.
Friedrich, komisyona üye olan 2 kişinin hükümet, 2 üyenin de İçişleri Bakanları Konferansı tarafından önerildiğini belirterek, Alman hükümetinin bugün komisyonunun oluşması kararı alındığını ve kendisinin de komisyonun göreve başlaması için yetki verdiğini kaydetti. Aşırı sağla mücadelenin en önemli önceliğe sahip olduğunu ifade eden Friedrich, komisyonun görevinin kurulan meclis araştırma komisyonları tarafından hazırlanan ara raporlardan ve çeşitli yerlerden elde edilen bilgileri değerlendirmek ve eyalet ve federal düzeyde faaliyet gösteren güvenlik birimlerinin işbirliğinin iyileştirilmesi için öneriler getirmek olduğunu belirtti. Frierich, aşırı sağcı cinayetlerin kurbanlarının aileleri ile ilgilenmenin sürekli bir görev olduğunu belirterek, bunun için arabulucu olarak Barbara John’u görevlendirdiklerini, eyaletler düzeyinde de çeşitli çalışmaların yapıldığını kaydetti. Schünemann da, eyalet meclislerinin kurduğu araştırma komisyonlarının eyaletteki güvenlik birimlerinde meydana gelen eksiklikleri, Federal Meclis’te kurulan araştırma komisyonun
12 berlintürk
SICAK SİYASET
Zafer Çağlayan’ın Berlin Temasları Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan,
Ç
eşitli temaslarda bulunmak ve bu yıl Türkiye'nin konuk ülke olduğu Uluslararası Yaş Meyva ve Sebze Fuarı Fruit Logistica'nın açılışına katılmak amacıyla Almanya'nın başkenti Berlin'e geldi.
Çağlayan Rösler Görüşmesi
E
ve müttefik ve bu kadar vatandaşımızın yaşamış olduğu bir Almanya'da, Türkiye olarak çok daha fazla, AB konusunda bilhassa çok daha fazla dostane ilişkiler bekleriz. Bu bizim en doğal hakkımız. Bunu bize tarihimiz, kültürümüz, geleneğimiz ve aramızda çok önemli köprü olan, aramızda yaşayan milyonlarca Türk vatandaşı kardeşimiz mecbur hale getiriyor. Almanya en fazla ihracat yapmış olduğumuz bir ülke, en fazla ithalat yapmış olduğumuz ve ticaret açığı vermiş olduğumuz bir ülke. Almanya, Türkiye için ne kadar önemliyse Türkiye de Almanya için o kadar önemlidir. Buna karışılık Türkiye Almanya'nın ithalatında 21. sırada''.
konomi Bakanı Zafer Çağlayan, Almanya Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Philipp Rösler ile bir araya geldi.
Çağlayan, diğer ülkelere gösterdikleri saygının, kendilerine de gösterilmesini beklediklerini kaydederek, şöyle devam etti:
Bakan Çağlayan ve Rösler arasında yapılan görüşme, Almanya Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı'nda gerçekleşti.
''Bunu beklemek de bizim en doğal hakkımız. AB konusunda Almanya'nın, bilhassa Şansölye Sayın Merkel'in bize karşı izlemiş olduğu politika biz Türkleri incitiyor. Özellikle bunun altını çizerek belirtmek istiyorum. Biz bugün Almanya'dan, geçmişte, tarihte, dünya savaşlarında müttefiklik yapmış olduğumuz, ortaklık yapmış olduğumuz bir ülkeden, böylesine ekonomik bir mücadelenin yapıldığı ortamda da dostluk bekleriz. Yani Almanya'dan bu konuda köstek değil, destek beklemek bizim en doğal beklentimiz, en doğal hakkımız. Ümit ediyorum inşallah bu anlayış değişecektir. Nasıl değişir bilmem. Bu çerçevede birçok ülkenin Türkiye'ye AB konusunda vermiş olduğu desteğin çok daha fazlasını Almanya'dan beklemek bizim en doğal hakkımız."
Rösler, Çağlayan'ı ağırlamaktan dolayı memnun olduğunu belirterek, Türkiye'deki ekonomik başarılara ve gelişmelere saygı ile baktıklarını ifade etti. Merkel'in politikası Türkleri incitiyor Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Almanya'nın, özellikle Almanya Başbakanı Angela Merkel'in AB Konusunda Türkiye'ye karşı izlemiş olduğu politikanın Türkleri incittiğini söyledi. Bakan Çağlayan, bu sabah Almanya'nın başkenti Berlin'deki "The Ritz Carlton" otelinde Türk gazetecilerle yaptığı kahvaltılı sohbet toplantısında, soruları yanıtladı. Almanya'yı bir müttefik, bir dost ve 1841 yıllarında ticarete başladıkları bir ülke olarak gördüklerini ve değerlendirdiklerini ifade eden Çağlayan, şunları söyledi: ''Tabii ki Almanya Başbakanının kendi ülkesinde popülist yaklaşımları, kendi ülkesindeki çeşitli kesimlere, çeşitli gruplara yapmış olduğu oy avcılığı, tabii ki buradaki insanların değerlendireceği bir konu. Ama şunu ifade etmek isterim ki, biz dost
14 berlintürk
Bakan Çağlayan, Güney Kore Devlet Başkanının 3 bakanla birlikte Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü de hatırlatarak, yapılan yemekli çalışma toplantısında, Başbakan Erdoğan'ın Güney Kore Devlet Başkanından, kendisinin de büyük önem verdiği Serbest Ticaret Anlaşması konusunda gelişme beklediklerini ifade ettiğini, bunun gerçekleştirilmesi için de devlet başkanının bakanlarına gerekli talimatı verdiğini belirtti.
SICAK SİYASET
"Serbest Ticaret Anlaşması konusunda ilerleme sağlamış olduğumuzu sizlerle ilk kez burada paylaşmak istiyorum" diyen Bakan Çağlayan, Başbakan Erdoğan'ın, 26 ve 27 Mart tarihleri arasında Güney Kore'ye yapacağı resmi ziyaret sırasında bu anlaşmayı da imzalamaktan memnuniyet duyacağını söylediğini ifade etti. Çağlayan, kendisinin de bu ziyaret sırasında Güney Kore'li muhatabıyla Serbest Ticaret Anlaşmasını imzalamayı ümit ettiğini, geçmişte Türkiye'de bu konuda yapılan hataların ülkeyi neredeyse by-pass edilme durumuna getirmiş olduğunu, sözkonusu anlaşmanın imzalanmasıyla haksız rekabetin önüne geçileceğini kaydetti. Güney Afrika Cumhuriyeti, Meksika ve Cezayir'in serbest ticaret anlaşmaları imzalamaya yanaşmadığını belirten Çağlayan, bu ülkelerin Avrupa ülkeleriyle olan serbest ticaret anlaşmaları sebebiyle zaten mallarını Avrupa üzerinden Türkiye'ye sokabildiğini, bu nedenle Türkiye ile böyle bir anlaşma istemediğini, bu haksız rekabetin giderilmesi ve ticaret dengesinin sağlanması gerektiğini söyledi.
rak anlaşmayı bir an önce yürürlüğe sokmasını beklediklerini dile getirdiğini kaydetti. Türkiye'nin küresel işbirliğine hazır olduğunu ifade ettiğini de kaydeden Çağlayan, kendisinin Nisan ayında düzenlenecek Hannover Sanayi Fuarına davet edildiğini, bu fuara katılabildiği takdirde Volkswagen şirketinin Türkiye'de yatırım yapması konusunu da bu şirketin üst düzey yetkilileriyle görüşeceğini bildirdi. Türkiye'yi dünyanın en güçlü ekonomisi yapmaya devam Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'yi dünyanın en güçlü ekonomileri arasına sokma çabalarına hiç kimseden etkilenmeden devam ettiklerini söyledi. Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen ''Fruit Logistica'' fuarının açılışının ardından stantları gezen Bakan Çağlayan, açıklamalarda bulundu.
Türkiye'deki gelişmeleri yakından izliyoruz Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, biraraya geldiği Almanya Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Philipp Rösler ile yaptığı görüşme hakkında Türk basınına bilgi verdi. Bakan Çağlayan, Berlin'deki "The Ritz Carlton" otelinde Türk gazetecilerle düzenlediği basın toplantısında, Rösler'e Türkiye'deki gelişmeleri anlatmak durumunda kalmadığını belirterek, "Sayın Bakan Türkiye'deki olumlu gelişmeleri yakından izlediklerini söyledi. Bu bizim için gurur verici" dedi. Bakan Rösler ile Türklerin yaşadığı vize konusunu da ele aldıklarını ifade eden Çağlayan, bu konuda kara yolu taşımacılığında Türk şoförlerin ve fuarlara katılmak isteyen Türk iş adamlarının çektiği zorlukları dile getirdiklerini, vize uygulamasında kolaylıklar sağlanmasını istediklerini, Rösler'in de bu konuda çaba harcayacağını ifade ettiğini söyledi. Çifte vergilendirmenin önlenmesine ilişkin anlaşmanın da TBMM'de kabul edildiğini, sadece Bakanlar Kurulu tarafından imzalanmasının kaldığını da görüşmede söylediğini ifade eden Çağlayan, bu konuda Almanya'nın da artık gerekli kararları ala-
berlintürk 15
SICAK SİYASET
B
ir gazetecinin, Müslümanları eleştiren Thilo Sarrazin'i ima ederek, bazı insanların sadece meyve ve sebze sattığı için Türkleri 2. sınıf vatandaş olarak gördüğünü belirterek, bu konuda ne düşündüğünü sorması üzerine Bakan Çağlayan, ''Yaş meyve ve sebze satmak ikinci sınıfsa, ben de ikinci sınıfım. Bir defa şuna dikkati çekmek isterim ki en fazla ihracatı Almanya'ya yapıyoruz. İhracatımızın yüzde 46'sı Avrupa'ya yapılıyor. Avrupa'ya yapmış olduğumuz ihracatın yüzde 95'i sanayi ürünlerinden müteşekkildir. Bugün İngiltere'de evlerde kullanılan buzdolaplarından her sekizde biri Türkiye'de yapılıyor. Avrupa'daki her 3 televizyondan biri Türk malı'' dedi. Çağlayan, 2023 yılının Türkiye'nin en başarılı dönemi olacağını, dünyadaki en büyük 10. ekonomi arasına girme, ihracatı 500 milyar, yaş meyve ve sebze ihracatını ise 10 milyar dolara çıkarmaya dönük çabaları sürdüreceklerini dile getirerek, bu hedefe ulaşacaklarına inandığını söyledi. İşçinin, çiftçinin emeği ve göz nuru olan ürünlerin sergilendiği bir fuarda Türkiye'nin konuk ülke olmasından büyük mutluluk duyduklarına değinen Çağlayan, Türkiye'nin yaş sebze ve meyve ihracatının ulaştığı seviyenin çok iyi olduğunu ifade etti. Çağlayan, 2010 yılında meyve-sebze ihracatının 2,5 milyar dolara ulaştığını, 2023 yılında bunun 10 milyar dolara çıkmasını hedeflediklerini dile getirerek, ihracatçı birliklerinin Ekonomi Bakanlığıyla çok yakın bir ilişki içinde çalıştığını vurguladı. Bakan Çağlayan, Almanya Gıda, Tarım ve Tüketicileri Koruma Bakanı Ilse Aigner ile yaptığı görüşmede de özellikle domates salçası ve karpuza konulan tarife kontenjanıyla ilgili düzenleme yapılmasını istediğini ve balıkçılık alanında işbirliğine gidilebileceğini söylediğini, organik tarımda işbirliği yapma konusunda da mutabakat sağladıklarını ifade etti. Türkiye'nin şu anda alabalık üretiminde birinci, çipura ve levrekte ise yaklaşık yüzde 25'lik üretim payına sahip olduğunu belirten Çağlayan, kapalı su ürünleri üretimi konusunda da Ilse Aigner ile mutabakata vardıklarını, şimdi bunun çalışmalarına başlayacaklarını bildirdi. Mersin'de yılda iki ya da üç kez ürün alındığını söylediğinde Alman Bakanın, bunu sadece hayal edebileceklerini söylediğini de dile getiren Çağlayan ayrıca, Portekiz standında da Portekiz Tarım Bakanıyla görüşme imkanı bulduğunu kaydetti.
16 berlintürk
Bakan Aigner Bakan Aigner de, Türkiye ile Almanya'nın uzun yıllardan beri güvenilir ve yakın müttefik ülkeler olduğunu belirterek, Türkiye'nin en fazla ihracatı Almanya ve diğer AB ülkelerine yaptığını ifade etti. Türkiye ile Almanya'nın bunun yanı sıra tarım sektöründe ortak projeler yaptıklarını vurgulayan, bundan her iki ülkenin de faydalandığını bildirdi. Aigner, gelecekte de Türkiye ile işbirliğini ve ortak projelerle ilgili çabalarını sürdüreceklerini sözlerine ekledi.
REKLAM
BERLİN HABER Müslümanların
radikalleştirilmesi Almanya´da bazı güç odakları her nedense sürekli birilerin radikalleştirilmesinden yana.
1998-2005 yılları arasında hükümet ortağı
Emine Demirbüken-Wegner Akarsu’da
B
erlin Sağlık Bakanı Müsteşarı Emine Demirbüken-Wegner Kreuzberg ilçesindeki AKARSU derneğini ziyaret etti. Başta sağlık olmak üzere sosyal, eğitim ve danışmanlık hizmeti veren Akarsu, Türklerin yoğun yaşadığı, küçük İstanbul olarakta adlandırılan Oranienstr. de bulunuyor. Kreuzbergli göçmen kökenli kadınlara haftada bir kez kahvaltı veren Akarsu’da aynı zamanda Almanca ve Türkçe okuma yazma kursları da veriliyor. Akarsulu kadınlarla birlikte haftalık kahvaltı toplantıda Demirbüken–Wegner, derneğin etkinlikleri hakkında bilgi edindi. Demirbüken–Wegner, bu konuda dernek başkanı Hüseyin Yılmaz’la uzun süre görüş alışverişinde de bulundu. Yılmaz’a önemli bir işin altına imza attıklarını aktaran Demirbüken- Wegner, Akarsu’ya destek olacağına dikkat çekti. Göçmen kadınlarla da ihtiyaçları ve beklentileri konusunda sohbet eden DemirbükenWegner, uyum konusuna da değindi. Bilgi edinme ve sivil toplum örgütlerinin sundukları hizmetlerin önemine de değinen Demirbüken–Wegner, Akarsu’nun bu nedenle önemli bir görevi üstlendiğinin altını çizdi. Akarsu’nun çalışmaları hakkında incelemede de bulunan Demirbüken-Wegner katılımcı kadınların sorunlarını dinledi.
Sosyal Demokratlar (SPD)ve Yeşiller Partisi Alman toplumun seffaflaşması ve ülkede yaşayan farklı kültürlerin kaynaşma projesine ağırlık vereceği yerde, 11 Eylül saldırıların arkasına sığınarak müslüman dernekleri keyfi olarak yasaklamıştı. Devletin emniyet güçleri tarafından camilere sebepsiz yere baskınlar düzenlenmesi günlük hayatın bir parçası haline gelmişti. Bundan cesaret alan aşırı sağ güçler cami kundaklama, dernek basma, duvarlara gamalı haçlar çizme işine hız vermişlerdi.
Almanya artık kendini yenilemelidir Türklerden özür dilemek hiç bir yarayı sar-
maz. Devlet mağdurlara memnun edici miktarda tazminat ödemeli ve aşırı sağ güçlere karşı daha kararlı olmalıdır.
İçişleri Bakanı Friedrich başta olmak üzere
koalisyon ortakları kendi içinde ayrımcılığa yol açan, halklar arasına kin tohumları eken bakanlarından artık yollarını ayırmalıdır.
Avrupa Birliği kararlarına uymakta zorluk çeken ve hatta onları görmemezlikten gelen hükümet yetkilileri göçmenlere baskı yapmaktan, onları sosyal hayattan dışlamaktan vazgeçmelidir. Göçün 51. yılına girdiğimiz bu günlerde Günseli Karaman
Almanya´de Neler Oluyor?
B
IG Partisi: Son olaylar kaygı verici. Almanya artık kendini yenilemelidir. Almanya yaşanan olayları şaşkınlıkla takip ediyoruz. Türklere karşı işlenen cinayetlerin devletin derin güçleri tarafından nasıl organize edildiğini ve katillerin kamuoyundan yıllarca kontröllü olarak nasıl saklandığı öğrenmek büyük bir skandalı tüm çıplaklığıyla ortaya sermektedir.
Türkleri en güzel seçilde onura etmenin yolu, çifte vatandaşlık hakkının tanınması ve uyum tartışmalarının bir son bulmasıdır. Ki böylece büyük bütcesi olan bir uyum bakanligi da ortadan kalkmış olur. Alman devleti toplumsal huzur icin herkese eşit ve önyargısız muamele etmelidir.
Alman medyasının seri cinayetleri iç hesaplaşma, uyuşturucu mafyasının veya haraç çetesinin bir işi olarak göstermesi skandalın diğer bir boyutudur. Yaşanan bu olaylar son yıllarda Türklere karşı oluşturulan olumsuz havanın ne boyutlara geldiğini açıkca ortaya sermektedir. Sağcıların radikaleştirilmesi ve SPD Devletin kendi eliyle radikalize ettiği aşırı sağcılar tek günah keçisi olarak gösterilirken Alman toplumunun özellikle 11 Eylül 2001 sonrasında orta sınıfını da kapsayan İslam düşmanlığına hiç değinilmemektedir. Aşırı sağ, cinayetlerle, camii yakma, dernek basma , yabancılari dövme ve tartaklamakla meşgul olurken sosyal demokratlar (SPD) zihinsel sağcılığın temellerini atıyor ve öncülüğünü yapıyordu. Anayasayı Koruma Dairesi Her yıl çeşitli ve taraflı raporlarla kamuoyunu bilgilendiren anayasayı koruma dairesi aslında kişileri ve grupları fişlemekten öteye gidememiş ve bunların aralarına sızdırdığı muhbirlerle de daha da radikalleşmelerini sağlamış, sahte kimlik vermiş ve maddi olarak da desteklemiştir. Bu gruplar kendi hallerine bırakılsaydı, yanlış yönlerdirilmeselerdi belki de bu eylemlerin ve cinayetlerin hiç biri gerçekleşmeyecekti.
18 berlintürk
Ismet Mısırlıoğlu BİG Partisi Berlin Eyalet Başkanı
BERLİN HABER
KKTC Bakanı Sunat Atun MÜSİAD Berlin‘de
tandaşı ile ortaklık şartı olmaksızın firma açma imkanı bulunmakta. Bu uygulama 2011 yılı başlarında hayata geçildi.
KTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atın ve Beraberındeki işadamı heyeti MÜSİAD Berlin’de, MÜSİAD Berlin üyesi işadamları ile bir araya gelerek ikili iş görüşmelerinde bulundular. Bakan Atun KKTC ekonomisi hakkında bilgi verirken, işadamlarının KKTC de elde edebilecekleri avantajları anlattı. Sunat Atun Kıbrıs’ın şirketler için önemli vergi avantajları sağladığını, özellikle uluslararası ticaret ile uğraşan işadamlarının Kıbrıs’ta kuracakları şirketlerle bu avantajlardan önemli faydalar elde edeceklerini belirtti. KKTC ‘nde ayrıca vatandaşlık veya KKTC va-
KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun ayrıca şu konulara değindi. Türkiye’de ki olumlu gelişmelerin KKTC’ye de olumlu yansımaktadır. Kıbrıs’ta anavatan ile yapılan çalışmalar doğrultusunda önemli yatırım imkanları bulunmaktadır. Özellikle Almanya’da yaşayan işadamlarımız bu fırsatları değerlendirmelidir. Yunanistan ile bağları olan Güney Kıbrıs’ın ekonomik anlamda Yunanistandaki olumsuzluklardan büyük ölçüde etkilenmiştir ve Turizm’deki avantajlarını da Antalya’ya kaptırmıştır, bu bağlamda Kuzey Kıbrıs daha stabil ve geleceğe olum-
K
4 8 9 t1
sei
lu bakan bir ekonomik yapıya sahiptir. Kıbrıs’a uygulanan ambargo bizleri elbette etkilemektedir, ancak biz bunu bahane olarak görmemekteyiz ve büyümeye devam edeceğiz, bu doğrultuda büyük bir ekonomik güce sahip olan Anavatan’ın ve Türk işadamlarımızın potansiyelinden yararlanacağız. MÜSİAD Berlin üyesi işadamlarımızı Kıbrıs’ta iş yapmaya davet ediyoruz. Görüşmelerde MÜSİAD Berlin hakkında bilgi veren Başkan Veli Karakaya Bakan Atun’a Berlin’in Simgesi Teddy ayıcığını armağan etti. Bakan Atun’da el emeği ipek işlemeli bir tablo hediye sundu. HABER : Muzaffer Türk
Baumdienst Uzun GmbH Ihr Partner rund um den Baum
Kohlmeisenweg 3 12351 Berlin
FAX: 030 / 602 20 42
Baumpflege Pflanzen und Verpflanzen Seilklettertechnik schwierigste Baumfällung
www.bdu-gmbh.de
Baum- u. Wurzelschutz auf Baustellen Sturmschadenbeseitigung Stubbenfräsen Gutachten
info@bdu-gmbh.de
Notdienst
in allen Bezirken
berlintürk 19
BERLİN HABER
Türk-Alman İşadamları Birliğinden yeni yıl resepsiyonu
B
erlin-Brandenburg Türk-Alman İşadamları Birliği (TDU), Berlin'de yeni yıl resepsiyonu düzenledi.
Grand Hotel Esplanade'de düzenlenen yeni yıl resepsiyonunun açılışında konuşan TDU Başkanı Remzi Kaplan, Almanya'da yaşayan Türklerin artık bu ülkeye ait olduğunu, toplumun eğlencelerini ve acılarını paylaştığını belirterek, Almanya'da 2012 yılının geçen yıla göre ekonomik açıdan daha zorlu bir yıl olmasının beklendiğini, ancak kendisinin bu yıla karamsar bakmadığını söyledi. Kaplan, aşırı sağcıların öldürdüğü Türklerle ilgili cinayetlerin de hızlı ve eksiksiz bir şekilde aydınlatılmasını istediklerini kaydetti. Resepsiyona katılan Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, kendisinin de daha önce ailesiyle birlikte Almanya'da yaşamış olduğunu hatırlatarak, bu ülkedeki Türk toplumunun ne
20 berlintürk
kadar çeşitli hale geldiğini bu resepsiyonda bir kez daha gördüğünü söyledi. Almanya'daki Türk toplumundan farklılıkları değil, ortak yanları daha fazla ön plana çıkartarak güç birliği yapmalarını isteyen Karslıoğlu, ortak gelecek ve ortak değerler için daha fazla çaba harcanmasını gerektiğini ifade etti. Kendi görüşleriyle ne kadar farklı olursa olsun herkesi görüşmeye de davet eden Karslıoğlu, Türk toplumuyla her alanda birlikte çalışacaklarını, bunu yaparken de köklerini hiç bir zaman unutmayacaklarını kaydetti. Karslıoğlu, Almanya'da doğup yetişen genç Türk neslinden de her alanda daha fazla girişim beklediğini, kendileriyle gurur duymak istediklerini sözlerine ekledi. Resepsiyonda konuşan Berlin Eyaleti Çalışma, Uyum ve Kadın Bakanı Dilek Kolat, Kaplan'ın 2012 yılına olumlu bakmasından memnuniyet duyduğunu, çünkü TDU'nun Türkiye ve Berlin arasında önemli bir köprü oluşturduğunu belirterek, Berlin'de geçen 10 yıl
BERLİN HABER içinde ekonomik alanda önemli gelişmelerin yaşandığını söyledi.
lu öğrenciye namaz kılma olanağı sağlamakla yükümlü kılmıştı. İdari Mahkeme kararının gerekçesinde özetle, anayasanın okul idaresinin ve eğitim içeriklerinin dinsel açıdan tarafsız olmasını öngördüğünü, ancak bu hükmün öğrencileri bağlamayacağını, söz konusu öğrenciye bir odada namaz kılmasına izin verildiğinde, diğer öğrencilerin de bundan etkilenmeyeceğini belirtmişti. Mahkeme ayrıca bu şekilde öğrenciler arasında farklı dinsel inançlara saygının da gelişeceğinin altını çizmişti. Mahkeme esasa yönelik 29 Eylül 2009 tarihli kararında da bu görüşünü kesinleştirmişti.
Başkentte turizmin de geliştiğini ve Berlin'in açık ve hoşgörülü bir kent olması sebebiyle yatırımcılar için de cazip olduğunu ifade eden Kolat, işsizliğin de azaldığını, ancak işsizlik oranının hala yüzde 13 olduğunu, işsizliğin daha da azaltılması konusunda eyalet hükümetinin yanı sıra şirketlere de önemli görevler düştüğünü kaydetti. Kendisinin tüm şirketleri desteklemeye hazır olduğunu belirten Kolat, şirketlerden de göçmen kökenli, özellikle de göçmen kökenli kadınlara daha fazla perspektif sunmasını istedi. Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir de konuşmasında, Türk işletmelerin Berlin'de ve ülke çapında sağladığı başarılara dikkati çekerek, Türklerin sadece meyve ve sebze satmadığını, emeklerine daha fazla saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi. Özdemir, Alman toplumunun Türklere kucak açması durumunda Türklerin bu ülkede çok daha faydalı işler yapacağına inandığını kaydetti. TDU'nun yeni yıl resepsiyonuna ayrıca Berlin Eyalet Meclisi üyeleri Özcan Mutlu, Ülker Radziwill, Hakan Taş, Almanya Türk Toplumu (TGD) Genel Başkanı Kenan Kolat, Berlin Türk Cemaati (TGB) Başkanı Bekir Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya, Berlin eyaletinin uyum sorumlusu Günter Piening, Elçi Müsteşar İskender Okyay, Berlin Başkonsolosu Mustafa Pulat ve çok sayıda Türk ve Alman davetli katıldı.
Zorla evlendirilen Türk davayı kaybetti
A
lmanya'nın başkenti Berlin'de, zorla evlendirildiği gerekçesiyle karısının ailesi hakkında dava açan Batı Trakyalı Türk Ali T. (19) davayı kaybetti. Berlin Sulh Mahkemesi, eşi Zeynep'in (22) kendisini baştan çıkartarak birlikte olmaya zorladığı şeklinde ifade veren Ali T.'nin ifadelerini çelişkili bulduğu için, kendisi gibi Yunan vatandaşı olan aileyi serbest bıraktı. Ali T. mahkemede verdiği ifadede, karısının kendisini henüz 13 yaşındayken baştan çıkarttığını, ayrıldıktan sonra onunla 15 yaşında bir kez daha karşılaştığını ve bu kez de kendisini evlenmemeleri durumunda ilişkisini akrabalarına söylemekle tehdit ettiğini belirtti. Karısının ailesinin kendisini döverek evliliğe zorladığını da ifade eden Ali T., altınlarına kayınvalidesi tarafından el konduğunu, hala bu altınların borcunu ödediğini anlattı.
Zeynep ise, Ali T.'nin kendisiyle severek evlenmek istediğini, evlendikten sonra evden dışarıya çıkmasına izin vermediğini söyledi. Zeynep'in aile fertleri de Ali T.'yi çok sevdiklerini, ona hiçbir zaman kötü davranmadıklarını ifade etti. Dava sonunda mahkeme, Ali T.'yi haksız bularak Zeynep'in ailesini serbest bıraktı.
Okulda namaz Alman Sendikalar Birliği DGB, Berlin-Brandenburg Göç ve Uyum Görevlisi Federal Yüksek İdare Mahkemesi 30 Kasım 2011 tarihinde üç yıldır süregelen “okullarda namaz kılınması/namaz odası” tartışmasını ‘şimdilik’ noktaladı. ‘Şimdilik’, zira Federal Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yolları açık. Davanın konusu Berlin-Wedding’deki Diesterweg-Lisesinde Müslüman bir öğrenci teneffüste namaz kılmak istemişti. Bunu koridorda veya avluda icra etmesine okul müdürü izin vermediği için kendisine bir oda ayrılmasını talep etmek durumunda kalmıştı. Okul müdüriyetinin bu istemi okulun dinsel açıdan tarafsız bir alan olduğu ve huzurun bozulabileceği gerekçesi ile red etmesi üzerine Berlin İdare Mahkemesinde ihtiyari tedbir davası açmıştı. (Bu süreçte Berlin’de birçok okulun bu tür bir uygulaması olduğu, teneffüslerde arzu eden öğrenciye bir odada namaz kılma olanağı sağlandığı ortaya çıkmıştı).
Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesinin kararı Berlin Eğitim Senatörlüğünün itirazı üzerine Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi bu kararı 27 Mayıs 2010 tarihinde bozmuştu. Mahkeme kararında, alt mahkemenin anayasal inanç özgürlüğünün ibadet özgürlüğünü de kapsadığı görüşüne katıldığını, ancak okulda ibadet etmenin bu kapsamda yer alamayacağını dile getirmişti. Kısa bir değerlendirme Olayı duygusallıktan ve komplo teorilerinden (‘acaba arka planda hangi örgüt var’? gibi) uzak değerlendirmekte yarar vardır. Ayrıca, Berlin toplumunun dine (Hristiyanlığa) mesafeli yapısına aldanmamak gerekir. Federal Almanya’nın bazı (özellikle batı) eyaletlerinde okulda ve başka resmi mekânlarda haç asılıdır. Ve bu uygulama Federal Anayasa Mahkemesi 16 Mayıs 1995 tarihli kararında devlet okullarının sınıflarına haç asılmasının Federal Anayasanın 4 (1) maddesine (inanç özgürlüğü) aykırı olduğu sonucuna varmış olmasına karşın sürmektedir. Federal Almanya’da oluşmuş olan çok kültürlülüğün politikada ve toplumda hala yadsındığı bir ortamda Federal Yüksek İdare Mahkemesinin kararının ilkesel bölümü çok doğru ve ileriye yönelik önemli bir göstergedir. Dinsel alandaki haklar çok kültürlük ve eşit haklar savaşımının bir parçasıdır. Kuşkusuz okulda ibadet konusu burada belirleyici değildir ve her iki yaklaşım da meşrudur.
Berlin İdare Mahkemesinin kararı Mahkeme, talebi yerinde görüp 10 Mart 2008 de aldığı ihtiyati tedbir kararı ile oku-
AUTOR: Safter Çınar
berlintürk 21
BERLİN HABER
Dernekler Ermeni iddialarına tepkili
A
lmanya’da faaliyet gösteren bazı Türk dernekleri, Fransa Ulusal Meclisi tarafından Ermeni iddialarıyla ilgili olarak verilen karara karşı yapılacak çalışmalar hakkında ortak kararlar almak amacıyla Berlin’de bir araya geldi. Muavin Konsolos Tülin Şatgeldi’nin de katıldığı toplantının başlangıcında konuşan Türkiye Gençlik Birliği Başkanı Beyhan Yıldırım, Ermeni meselesinin toplumsal alanda her zaman karşılarına çıktığını belirterek, Paris’te meclis kararına karşı yürütülen faali-
Engelhard Mazanke Berlin Türk Cemaati’nde
B
erlin Türk Cemaati yoğun çalışmalarının yeni bir halkasına Yabancılar Dairesi Müdürü Engelhard Mazanke’nin ziyaretini ekledi. Bir dizi bilgilendirme ziyaretlerine ev sahipliği yapan Berlin Türk Cemaati Mazeke’yi çalışmaları hakkında bilgilendirdi. Çalışma arkadaşlarıyla Cemaati ziyaret eden Mazenke ortak çalışma yolları üzerinde de görüş alış verişinde bulundu.
yetlere Berlin’den de destek vermek istediklerini söyledi. Yıldırım, sessiz kalamayacaklarını ve bu nedenle bazı görüş ayrılıklarına rağmen birlik içinde olmaları gerektiğini belirtti. Toplantıya Türk Gençlik Birliği’nin yanı sıra Berlin Atatürkçü Düşünce Derneği, Almanya Türk Konseyi, 23 Nisan Derneği, Irak Türkmen Cephesi, “Interaktiv” derneği, Attila İlhan Kültür Merkezi, Berlin Hacı Bektaş Derneği, Rize Derneği ve Türk-Alman İşadamları Derneği yetkilileri katıldı.
cılar dairesinin çalışmalarını yerinde izleme teklifi üzerinde de mutabıka varıldı. Öncelikle TGB yönetiminden gönüllü olanlar, yabancılar dairesinin hizmetini yerinde izleme konusunda karar aldı. Bir sonraki aşamada yabancılar dairesinde calışan elemanlar için, TGB de seminerler verilecek. Yabancılar dairesi ile ilgili her türlü şikayetlerin de Berlin Türk
Cemaatine ulaştırılması çağrısında bulunuldu.
Görüşmede sorunlar yumağı haline dönüşen meseleler ele alındı. Burada başta danışmanlık hizmeti olmak üzere, Yaban-
Sunat Atun TDU’yu ziyaret etti
K
uzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Enerji ve Ekonomi Bakanı Sunat Atun, Berlin Yaş Sebze ve Meyve Fuarı „Fruit Logistica“ fuarına katılan bir gurup Kıbrıs’lı iş adamıyla TDU’yu ziyaret etti. Atun, işdamlarını Kıbrıs’a yatırıma çağırdı. Atun, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin, turizm ve üniversitelerin ağırlıkta olduğu eğitim sektörüne dayandığını, ancak son yıllarda Narenciye ihracatında büyük bir gelişme kaydettiklerini vurguladı. Bakan Atun „Son üç yılda patates ve narenciye ihracatımızı iki misline çıkardık. Bunda işadamlarımızın yurtdışı temasları
22 berlintürk
çok önemli rol oynadı. İşadamlarımızı desteklemek için buradayız“ dedi. Ekonomi Bakanı AB tarafindan Annan Planı oylaması öncesi verilen sözlerin tutulmadığını ve amborgaların devam ettiğinin altını çizdi. Atun, „ çeşitli kolaylık ve teşviklerle bu ambargoları aşmaya çalışıyoruz“ dedi. Bakan konuşmasının sonunda TDU’lu işadamlarını Kıbrıs’a davet ederek „Sizleri Kıbrıs’ta ağırlamaktan büyük memnunluk duyacağız“ dedi.
UYUM Almanca Özgür Özata - Made In Berlin Beschreibung der Redaktion: Wie lebt es sich in Deutschland? Wenn man hier aufgewachsen ist und die Eltern Türken sind? Der Schauspieler Özgür Özata erzählt in seinen Kurzgeschichten, Gedichten, Ideen und Gedanken wie es so ist, als gebildeter Weltbürger in einem Land mit Vorurteilen und Migrationsproblemen aufzuwachsen. Globalisierung findet leider nur in der Wirtschaft statt. Für Özgür Özata bedeutet dieses Werk auch sein „Coming-Out“ bezüglich seiner Krankheit „Paranoide Schizophrenie“. Er will damit allen Menschen Mut machen, dass man trotzdem damit nicht nur leben, sondern auch intakte Beziehungen führen und einen Beruf ausüben kann. Sogar als Schauspieler. Rezension von einer Kundin
„Das Buch umbedingt LESEN LESEN LESEN!!!” Habe das Buch in drei Stunden durchgelsen,da es mich so mitgerissen hat. Es wird kein Blatt vor den Mund genommen,alles offen niedergeschrieben. Habe den Autor bevor ich das Buch gekauft habe kennengelernt und während ich gelesen habe ständig versucht ihn mit den im Buch geschilderten Situationen vorzustellen :) Außerdem gefällt mir der Schreibstil sehr...hat einfach was persönliches und ehrliches an sich!!! Für mich ein sehr wichtiger Punkt,den der Autor genau getroffen hat! Eine Bereicherung,lohnenswerte Anschaffung und nur weiter zu empfehlen!!! Özgür Özata - Made In Berlin
menschliche, vor allem die Beobachtung dessen und der damit verbundenen Umgebung.
VIER FREUNDE VIER freunde: das papier der stift und ich wir setzen uns an einen tisch das papier sitzt faul rum der stift schaut mich an ich schweige ich träume der stift flüstert das papier frißt das papier ist satt der stift ist müde mein traum ist aus das papier erhebt sich und fliegt davon - es hat was in der druckerei zu tun der stift legt sich auf die wiese - er sonnt sich der tisch und ich bleiben
Kurzbeschreibung
geh auch weg sagt der tisch ohne träume bist du öde wütend steh ich auf
Gedichtband des Berliner Künstlers Tuncay Gary---Ein ungewöhnlicher Gedichtband, der durch eine klare, ungleich intensive Sprache besticht. Jedes Gedicht projiziert die Leidenschaft der Bilder, der emotionalen Dichte und der temporeichen und pointierten Dynamik jeder einzelnen Strophe. (22 Seiten)
- der tisch hat recht ich sage: bleib du hier und warte ich gehe unter menschen und hole neue träume
Rezension von Katarina Grgic
Mehmet Özata - Frühling
Tuncay Gary - Nicht Ich Bin Der Fremde
Tuncay Garys Poesie benötigt nicht viele Worte. Sorgfältig gewählte, kraftvolle Bilder wirken wie Schnappschüsse des Unterbewusstseins. Es gelingt ihm, mit wenigen prägnanten Gedanken und facettenreichen Assoziationen Emotionen auszudrucken, über die man ganze Bücher schreiben könnte. Inspiriert vom Leben und der Liebe stellen seine Gedichte die Sinnfragen, ohne sie beantworten zu wollen. Es sind Feststellungen, intime Reflektionen, entstanden in emotionalen Momenten. Durch die Augen des Dichters bekommt auch das Leser-Ich einen Spiegel vorgehalten, findet sich in einem Zaubergarten aus verlorenen Gedanken. Mit philologischem Geschick und beeindruckenden Metaphern ist ihm eine inspirierende Sammlung von Gedichten gelungen. Katarina Grgic, Lektorin Frieling Verlag
Mehmet Özata - Frühling Kurzbeschreibung FRÜHLING ist eine umfangreiche Sammlung lyrischer Werke des Dr. phil. Mehmet Özata aus zwei Jahrzehnten. Nach seinem Studium der russischen Philologie in Ankara studierte und promovierte er Slawistik in Deutschland. Er lebt seit 1980 in WestBerlin und ist Mitherausgeber der Literaturzeitschrift “Parantez”. Insbesondere geht es in seinen Gedichten um das Zwischen-
berlintürk 23
PORTRE
Dilek Kolat’ın Maraton Koşusu
Y
aklaşık üç ay önce Berlin’in ilk Türk kökenli bakanı olan Dilek Kolat’ı çözüme hazır yığınla mesele bekliyor. Berlin Eyaleti Çalışma, Uyum ve Kadın Bakanı Dilek Kolat‘ın, özellikle iş piyasasını canlandırma mücadelesi ümit ışıkları yakiyor. Göçmenlerde yüzde 48 genelde yüzde 13 olan Berlin işsizlik oranı bakan Kolat’ı ürkütmüyor. Ürkütmüyor ama endişelendirmiyor da değil. Gümüşhane Kelkit 1967 doğumlu Kolat, aynı zamanda 2001 yılından bu yana, üçüncü dönemdir Berlin Eyalet milletvekili. Temel eğitimini bu kentte tamamlayan Kolat, Berlin Teknik Üniversitesi (TU) matematik bölümünü bitirdi. Kolat, başta BTBTM olmak üzere bir çok dernekte önemli sorumluluklar yüklendi. Bakanlığına paralel, “Bundesrat’da yani Eyalet Temsilciler Meclisi’nde Berlin’i temsil eden Kolat, bakanlık yaptığı kentin tam anlamıyla dil, din, ırk ya da cinsel tercih ayırımınden sıyrılmış, çağdaş bir merkeze dönüşmesini hedefliyor. Oldukça yükseklerde tuttuğu hedef çıtasında Kolat, bunları yakalayınca, uyumda da başarı elde edilmiş olacağı inancında. Kolat, “ayırım-
24 berlintürk
cılık ortadan kalktığında, istihdamda şans eşitliği yakalandığında, uyumda sorunları aza indirgeyeceğiz. Ben bundan eminim. Küçük ve orta ölçek işletmelerde “ meslek eğitimi” ni yaygın hale dönüştürmekte hedeflerim arasında olacak. Kaldı ki ben mütemadiyen, modern uyum politikasından sözediyorum. Mesela, kamuoyunda göçmenlerin sayısı artmalı. Kadın ve erkek arası eşitsizlik ise çağımızın en önemli sorunlarından birisi. Her iki cins arası maaş farkını da aza indirgemek hatta tamamen eşitlemek gerektiği kanısındayım” diyor. Kolat’a göre Berlin ufku açık ve hoşgörülü bir kent. Keza bu durum Berlin’i yatırımcılar için daha da cazip hale getirecektir. Kolat, göçmen kökenli kadınlara perspektif sunmaları halinde şirketleri desteklemeye hazır olduğunu belirtiyor.
Berlin Arbeit 45. yaşına yeni giren Kolat, „Berlin Arbeit“ „ Berlin Çalış “ başlıklı bir kampanya başlatıyor. Çalışma hayatı dışına itilenlerde, sosyal yaşamın sıfırlandığı çağımızda, istihdam sahibi olmak, büyük önem taşıyor. Nitekim, sözkonusu girişim özellikle
Türk kökenliler için anlamlı. Kalifiye olmak 220 bin kayıtlı işsiz için de anlamlı. Bu rakama bir yıldan daha uzun süre işsiz olan 75 bin kişi de dahil elbette. Kolat, yeni bir oluşumun altına daha imza atıyor. Kolat’ın bakanlığı, iş başı yapan her kişi için maliyetin yüzde 15’ini karşılıyor. Bunun için ise toplam 350 kişi Jobcenter lerde işe alındı. Bu grup yaklaşık 65 bin kişiye istihdam sağlamak için kolları sıvayacak. Bakan Kolat için asıl önemlisi ise meşguliyet kurslarında kökten değişime gitmek. İşsiz gençlerde kalıcı çözüm yolu yaratmayan bu kurslar yerine Kolat, kalifiye eleman çıkaracak „ meslek eğitim birimleri“ ne maddi desteği daha akılcı buluyor. Dilek Kolat’ın bakanlığı da yeni, üç ay gibi geçmiş olan zaman dilimi de yeni. Göreve getirildiği günden bu yana dur durak bilmeden çalışıyor Kolat. Yılbaşı gecesi dahi, huzurevindeki yaşlılarla ve orada çalışan hastabakıcılarla yeni yıla girmeyi tercih eden Kolat gelecek vaadediyor. Hem kendisi hem de içinde yaşadığı toplum için.
PORTRE
Dilek Kolat Kadın Grubuyla Toplandı
B
erlin Eyaleti Çalışma, Kadın ve Uyum senatörü Dilek Kolat kadın grubu ile akşam yemeğinde bir araya geldi. 2012 yılı Berlin Eyaletinin önemli bir çok alanını kendi senatörlüğünde toplayan Kolat yemekli toplantıda kadınlarla fikir alışverişinde bulundu. Berlin’in önemli iş kadınlarından Good Media sahibesi Seyhan Yiğit, başarılı psikologlardan Münevver Köse, tanınmış kuaför Top-Line Kuaför Salonu sahibi Leyla Kangal, sosyal alandaki çalışmalarıyla tanınan Berrin Alpbek’le
bir araya gelen Kolat, sorumluğu altında bulunan çalışmalarla ilgili brifing de verdi. Yemekli toplantıda, Kadınların iş hayatındaki yeri, istihdama katkıları, gençlik ve eğitim çalışmalarındaki görüşleri ele alındı. Ayrıca Kolat, Berlin Eyalet Hükümeti’nin öncelikli çalışmaları hakkında atılacak adımları da duyurdu. Sözkonusu çalışmalara kadın grubunun ne tür katkısı olabileceği de ele alınan konular arasında yer aldı.
Toplumun hemen her alanından kadınların başarılı işlere imza attıklarını belirten Kolat, özellikle göçmen kökenli kadınların bu alandaki mücadelesinin göz ardı edilemeyeceğini ifade etti.Kolat, “Kadınlar hemen her alanda başarılı ancak isimsiz kahraman olduklarını da düşünmüyor değilim”. Kolat kadın grubuyla iki hafta sonra yeniden görüşemek üzere ayrıldı.
Kolat, Berlin Şehitlik Cami’ni ziyaret etti
D
ilek Kolat, 1 hafta önce aşırı sağcı ve tehdit içerikli mektup gönderilen Berlin Şehitlik Cami’ni ziyaret etti.
Kolat’ın, Cuma Namazı vaktinde yaptığı ziyarete, eyaletin göç ve uyum sorumlusu Günter Piening, eyaletin kültürden sorumlu müsteşarı Andre Schmitz ve Berlin Muavin Konsolosu Zeynep Yılmaz da katıldı. Şehitlik Cami Derneği’nin Başkanı Ender Çetin, cami imamı Mehmet Tekin ve derneğin yönetim kurulu üyesi Yasemin Bağcı
tarafından karşılanan Kolat, burada ırkçı mektubun vatandaşlar tarafından nasıl karşılandığı ve cemaat arasındaki havanın nasıl olduğu yönünde bilgi aldı, ardından da camiye geçerek namaz kılanları izledi. Kolat, camiyi dayanışma göstermek için ziyaret ettiğini belirterek, “Bu mektup ile korku oluşturması hedefleniyor. Buna izin verilmemesi ve karşı çıkılması lazım. Aşırı sağcı, halkı kışkırtıcı ve ırkçı içerikli mektup görmezden gelinemez. Bunu açık bir şekilde kınamak gerekiyor” dedi.
berlintürk 25
EKONOMİ Lufthansa Grubu 2011’de yolcu sayısını artırdı
Lufthansa Şirketler Grubu bünyesindeki havayolu şirketleri geçen yıl yolcu sayısını artırdı.
Avrupa borç krizi küresel ekonomiyi yavaşlatacak
da, kötümser tahminlere göre ise 2012 yılında sadece 0,5 oranında, 2013 yılında ise 2,2 oranında büyüyebileceği tahmininde bulunuldu.
M tarafından hazırlanan yeni bir raporda, “Avrupa‘daki borç krizinin ve yüksek işsizlik oranının küresel ekonomiyi yavaşlatacağı‘‘ yönünde uyarıda bulunuldu.
Raporda, 2011‘de yüzde 1,6 oranında büyüme görünen AB bölgesindeki büyümenin 2012 yılında sadece 0,7 oranında olacağı, ayrıca işsizlik oranının Avrupa‘da yüzde 10 civarında kalmaya devam edeceği vurgulandı.
B
BM tarafından yayımlanan‚ “2012 Dünya Ekonomik Görünümü ve Beklentileri Raporu‘‘nda, bu yıl Avro Bölgesi‘nde borç krizi sürerken tüm dünyada ülkelerin ekonomik yavaşlama yaşayacakları belirtilerek, hükümetlerin, ülkelerindeki ve özellikle de genç nüfus içindeki yüksek işsizlik oranlarıyla mücadele etmeleri gerektiği vurgulandı. Gelecek iki yılda, dünyadaki bölgelerin çoğunda ekonomik büyümenin yavaşlayacağı, sadece Afrika kıtasında ekonomik büyümenin süreceği tahmininde de bulunuldu. Raporda, “özellikle Avrupa‘da ve ABD‘de politika oluşturanların, iş ve borç krizleri ile mali sektördeki kırılganlıkla mücadele etme yönünde başarısız olmaları, 20122013 yıllarındaki en önemli riski oluşturuyor. AB ve ABD, dünyanın en büyük iki büyük ekonomisini oluşturuyor ve birbirleriyle iç içe girmiş durumda, birinin sorunu öbürünün sorununu besleyerek yeni bir küresel durgunluğa yol açabilir. 2009 yılında küresel ekonomik krizden güçlü şekilde kurtulabilen gelişmekte olan ülkeler ise bu kez mali ve ticaret kanallarıyla bu durgunluktan kötü etkilenebilirler‘‘ yorumu yapıldı. BM raporunda, iyimser tahminlere göre dünya ekonomisinin 2012 yılında yüzde 2,6 oranında, 2013 yılında ise 3,2 oranın-
26 berlintürk
Türkiye Raporda Türkiye ‘’Batı Asya’’ coğrafi bölgesinde yer aldı ve 2011 yılının ikinci yarısında güçlü ekonomik faaliyetlerin biraz zayıfladığı, ekonomik büyümedeki ivmenin yavaşladığı, bu yavaşlama eğiliminin 2012 yılında da süreceği, enflasyonun ise artmasının öngörüldüğü belirtildi. 2011 yılında Türkiye’nin cari açığının GSYH’nın yüzde 10’una kadar genişlediği de anımsatıldı. Raporda, Türkiye’deki ekonomik büyümenin 2012 yılında yüzde 3,2 oranında, 2013 yılında ise yüzde 5,4 oranında olacağı öngörüsünde bulunuldu. -Diğer belli başlı bölgeler ve ülkelerdeki oranlarBüyüme oranlarının AB ülkeleri için 2012 yılında yüzde 0,7, 2013 yılında 1,7; gelişmiş ülkeler için 2012’de yüzde 1,3, 2013’de ise yüzde 1,9; gelişmekte olan ülkeler için 2012 yılında yüzde 5,6, 2013 yılında 5,9 oranında olmasının öngörüldüğü kaydedildi. Raporda, ABD’nin ekonomik büyümesinin 2012 yılında yüzde 1,5, 2013 yılında yüzde 2, en fazla büyümenin kaydedildiği Çin’de ise ekonomik büyümenin 2012 yılında yüzde 8,7, 2013’te ise yüzde 8,5 oranında olacağı öngörüldü.
Lufthansa açıklamasına göre, geçen yıl toplam 106,3 milyon yolcu, Lufthansa, SWISS, Austrian Airlines, bmi veya Germanwings havayolu şirketleriyle uçmayı tercih ederken, Lufthansa Şirketler Grubundaki havayolu şirketleri yolcu sayısını önceki yıla göre yüzde 7,5 oranında artırdı. Şirketler Grubu 2011 yılında arzını yüzde 9,8, satışlarını ise yüzde 7 oranında yükseltti. Uçakların ortalama kapasite kullanımı önceki yıla kıyasla yüzde 2 azalarak yüzde 77,2 düzeyine geriledi. Konjonktürel belirsizliklere dayalı olarak Lufthansa Şirketler Grubu 2012 yılı için arz edilen koltuk kilometreyi yüzde 3 oranında artırmayı planlıyor.
Volkswagen, 300 bin aracı çağıracak Alman otomobil üreticisi Volkswagen, dünya genelinde yaklaşık 300 bin aracıgeri çağıracak. Şirketten yapılan açıklamada, 2009-2012 döneminde üretilen Eos, Golf, Jetta, Passat, Scirocco, Tiguan ve T5 model dizel araçların enjeksiyon devresinde bulunan teknik bir sorun nedeniyle geri çağrılacağı belirtildi. Açıklamada, araçların tedbir olarak geri çağrıldığı, söz konusu araçlardaki enjeksiyonun kontrol edileceği ve güçlendirileceği ifade edildi.
Alman ekonomisinde büyüme bu yıl yüzde 0,7 Almanya ekonomisinin 2012 yılı için büyüme tahmini yüzde 0,7’ye düşürüldü. Ekonomi Bakanlığı yaptığı açıklamada, Avrupa’nın en büyük ekonomisinin bu yıl
EKONOMİ
için büyüme tahminini yüzde 1’den yüzde 0,7’ye çektiğini bildirdi. Açıklamada, büyümenin 2013 yılında yeniden hız kazanarak yüzde 1,6 olacağı belirtildi. Avro Bölgesi borç krizinden şimdiye kadar nispeten zarar görmeyen Almanya’nın büyüme tahmini geçen yıl Ekim ayında yüzde 1,8’den yüzde 1’e indirilmişti. Almanya geçen yıl yüzde 3 büyümüştü. Dünya Bankası’na göre, Avro Bölgesi ekonomisi bu yıl yüzde 0,3 daralacak. Alman ekonomisinde büyümesinin bu yıl yüzde 0,7’ye gerileyebileceği tahmin edilmişti. Almanya’da yayım yapan Bild gazetesinin haberine göre, geçen yıl yüzde 3 büyüme elde eden ekonominin bu yıl yalnızca yüzde 0,7 büyüyeceği tahmin edilmişti. Ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYİH) gelecek yıl ise yüzde 1,6 büyümesi öngörülüyor. Hükümetin 2012 yılı için ekonomik büyüme tahmini yüzde 1 ancak ağırlaşmakta olan Avro Bölgesi borç krizi nedeniyle bu hedefin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı belirtiliyor.
Arap havayolu şirketi Etihad, Air Berlin’e ortak oluyor Almanya’nın mali açıdan zor durumdaki havayolu şirketi Air Berlin’in yüzde 29 oranındaki hissesine Arap havayolu şirketi Etihad talip oldu. Arap şirketi bu ortaklıkla birlikte sadece Air Berlin’in en büyük hissedarı olmakla kalmayacak, aynı zamanda Lufthansa’nın en büyük rakibi olan şirketin denetleme kurulunda da yer alacak.
Air Berlin bu ortaklığın ardından son yıllarda uğradığı milyonlarca Euro tutarındaki zararı da telafi etmeyi planlıyor. Satışla ilgili haberlerin ardından Air Berlin’in hisseleri dün sabah saatlerinde yüzde 6,23 artarak 2,454 Euro’ya yükseldi. Air Berlin’in tamamının Arap şirketi tarafından alınması ise şimdilik planlanmıyor. Etihad alımla birlikte elde edeceği hisseleri en az iki yıl boyunca elden çıkarmayacağı, başka hisse almayacağı ve hisselerin tamamını almak için teklifte bulunmayacağı garantisini verdi. Etihad’ın ayrıca Air Berlin’e 195 milyon Euro kredi de sağlayacağı öğrenildi. Air Berlin’in şefi Hartmut Mehdorn yaptığı açıklamada, “Etihad Airways ile kuracağımız stratejik ortaklık şirketimizin geleceği adına benzeri olmayan imkanlar sağlayacak.” diye konuştu. Alımın ardından Air Berlin’in güzergahları arasında Abu Dabi üzerinden Asya ve Avustralya’ya yapılacak uçuşlar da eklenecek. Şimdiye kadar küçülme stratejisi izleyen AirBerlin filosundaki uçak sayısını gelecek yılın sonuna kadar 170’den 152’ye düşürmeyi planlıyordu. Etihad Airways ile “codesharing” anlaşması da yapacak olan şirket böylece uçuşları da paylaşabilecek. Bu arada Air Berlin’in aralarında British Airways, Iberia ve American Airlines gibi havayolu şirketlerinin yer aldığı Oneworld adlı havayolu birliğine katılımının da 2012 baharında gerçekleşmesi bekleniyor.
Avrupa Merkez Bankasın‘da rekor Avro Bölgesi’nde bankaların Avrupa Merkez Bankasına (ECB) yatırdıkları gecelik mevduatlar yeni rekor kırdı. ECB’den yapılan açıklamaya göre, dün gece itibariyle Avro Bölgesi’ndeki banka-
ların ECB’ye yatırdıkları gecelik mevduat tutarı 481,93 milyar avroya yükseldi. Bankalar, önceki gece gecelik mevduatta 463,56 milyar avroyla rekor kırmıştı. ECB, Aralık ayı sonunda ağır borç kriziyle mücadele eden Avro Bölgesi’ndeki 523 bankaya, şirketlere ve tüketicilere daha fazla kredi verebilmesi için yüzde 1 faiz oranıyla 489,19 milyar avro değerinde 3 yıllık kredi kullandırmıştı.
Almanya, 3,9 milyar avro borçlandı Almanya Finans Ajansı, bugün düzenlediği 6 ay vadeli bono ihracında 3,9 milyar avro borçlandı, ihalede ilk kez negatif getiri oluştu. Almanya Merkez Bankası’nın (Bundesbank) yaptığı açıklamaya göre, Ajansın 3,9 milyar avro borçlandığı 6 ay vadeli bono ihalesinde ortalama getiri oranı -0,0122 oldu. İhaleye 7 milyar avro teklif geldi. Almanya’nın bu yıl 80 milyar avrosu kısa vadeli olmak üzere toplam 250 milyar avro borçlanması bekleniyor.
berlintürk 27
DİALOG Alman Genci Müslüman oldu
Stefan Horu, İslamiyete öteden beri çok ilgi duyduğunu söyledi. Stefan Dünyada bir çok gayri müslüm İslama koşmaya devam etmekde. Ben de bunlardan birisi olmak istedim. Öteden beri İslam dinini kendime çok daha yakın buluyordum. Kısmet bu güne imiş“ dedi. BERLİN HACI BAYRAM CAMİİ
B
erlinli Alman genci İslamiyeti dini tercihi olarak seçti ve Müslüman oldu. 29 yaşındaki Stefan Horu Müslüman oldu ve ismini de değiştirdi. Abdullah ismini alan
Berlin Haci Bayramda Camii‘ de yapılan İslama girme töreninde Hacı Bayram Cami imamhatibi Mehmet Kesgin Stefan‘ın İslamiyete geçmek için sorular sorduğunu kaydetti. Stefan‘ın bu konuda istekli olduğunu aktaran Kesgin, kendisinin de onun bu durumundan memnun olduğunu ifade etti. Kesgin, „ Stefan, defalarca telkinleri ile sehadet getirdi. Stefan ´nin gözlerindeki sevinç pırıltılarını görmek mümkün. Yeni müslüman Abdullah´a Haci Bayram Genclik Yönetimi Stefaná (yeni ismi ile Abdullaha) bir Kur´an, seccade, tesbih ve takke hediye ettik“ şeklinde konuştu.
Kuran-ı Kerim okuma yarışması
İ
slam Toplumu Milli Görüş Berlin Bölge İrşad Başkanlığı‘nın düzenlemiş olduğu „ Kur´an-ı Kerim´i güzel okuma yarışması“ Fatih Camiinde gerçekleştirildi. Berlin Fatih Camini dolduran vatandaşlar, finalistlerin birbirinden güzel Kur`an tilavetlerini dinlemenin mutluluğunu yaşadı. Bazı dinleyicilerin yarışma sırasında hayli duygulandıkları gözlendi. İki katagoride gerçeklestirilen yarışmada, Juri heyeti, Hamdi Öztürk, Ömer Gündoğdu ve Ahmet Özden hocalar. 10 ile 13 yaş arası elemelerinde derecelendirmeye giren öğrenciler. 1- Hacı Bayram Cami´inden Taha Kılıçaslan. 2-Gazi Osman Paşa Cami´inden M.Naci Dertlioğlu 3-Emirsultan Cami´inden Enes Koç. 14 ile 18 yaş arası elemelerinde juri heyetini, Ahmet Özden, Hüseyin Tekkanat ve Önder Koç hocalar oluşturdular. Derecelendirme ise şöyle, 1- İslami İlimler Okulundan Furkan Okumuş 2- İslami Ilimler Okulundan İlker Bahçıvan 3- Gazi Osman Paşa Cami´inden Ömer Nuri Yılmaz IGMG Genel Merkez Hatibi Ahmet Özden hoca konuşmasında, yavrularımızı tebrik ediyoruz. „ Allah onları daha güzel günlere kavuştursun. Özellikle velilerine sesleniyorum. Allah rızası için yavrularınızın üzerine titrediğiniz dikkat ettiginiz kadar hiç bir şeye dikkat edip titremeyin. Hayat da en çok değer ve önem verdiğimiz şey yavrularımızın eğitimi olsun. Yavrularımız camilerden uzaklaşmasın, Kur´an‘ dan uzaklaşmasın, namazdan niyazdan teşkilattan ve cemaat den uzaklaşmasın. Bütün derdimiz tasamız bu olsun. Bütün gayretimiz bunun için olmalı. Siz bunları yaparsanız Allah dünyalığınızı peşinizden koşturur. Hocalarımıza, cemiyetlerimize Berlin Bölge Başkanı olmak üzere onun şahsında bütün yöneticilerimiz cani gönülden teşekkür ediyorum. Yarışmada dereceye giren talebelere IGMG Berlin Bölge Başkanı Siyami Öztürk çesitli ödüllerle ödüllendirdi. Kısa konuşmasında, bu güzel Kur´an bülbüllerini yetiştiren hocalarına, anne ve babalarına ve cemiyet idarecilerine teşekkür etti.
MENDERES SİNGİN
28 berlintürk
Yeni müslüman Abdullah 29 yaşında olduğunu. Mühendis oldugunu iki yıla yakın İslam dinini araltırdığını belirtti. Stefan, „ Beni bu konuda kız arkadaşım destekledi ve yönlendirdi. Ayrıca Serkan da yardım etti. Böylece İslam ile tanıştım. Simdi kendimi daha huzurlu bir sekilde hissediyorum. Sanki yeniden dogmus gibiyim“ dedi. Daha sonra Müslüman olan Abdullahı cemaat teker teker tebrik etti.
KÜLTÜR-SANAT
NUR ÖZALP 1. Berlin’de isim yapmış bir ressamsınız. Ayrıca sosyal alanda çalışmalarınızla da öne çıktınız? Öncelikle bu kente yolunuz nasıl ve ne şekilde düştü? Bize bu konuda bilgi verebilir misiniz? Ben büyürken Türkiye dışa kapalı bir toplumdu. Eğitim sisteminde çoğu bilgiyi Avrupa merkezli okusakta, Avrupa tanımadığımız, bilmediğimiz bir Dünya’yadı. Hele resim sergilerinin, son filmlerin yolu İstanbul’a hiç düşmezdi. Usta ressamları orjinal görmek mümkün değildi. Bense resimler görmek ve başka fikirlerin de olduğu dünyada yaşamak istiyordum. Tesadüflerin de payı var Berlin’e gelmemde. Ve tesadüfler de ayrıca önemli. 2. Resim yapmaya ne zaman başladınız? Nerede ise tüm çocuklar gibi, ilkokul öncesinde taşa, duvara, kağıda çiziyordum. Ancak görsel Dünya ile ilişkim hiç kesilmedi ve sürdü. Detayları algılamak, bütüne bakabilmek, bunu fikre çevirip kendi dilinizle ortaya koymak, bu cümleler resmin özü ve aslında belki herşeyin özüdür. Kalemi beyaz kağıda sürer hışırtısını dinlersiniz. Fırçayı mürekkebe batırır kağıdın boyayı nasıl emdiğini izlersiniz. İyileştirici bir iştir de. Kendinizden çıkar, yolculuklar yaparsınız 3. Siz Berlin’de sanatçı olmanın avantajlarından yararlanabildiniz mi? Buna evet diye cevap vereceğim. Aklınıza para gelmesin ama. Berlin’de yaşamak düşüncemi esnetti. Başka ve çok çeşitli insanlarla ve onların düşünce ve yaşam biçimleri ile tanışmak, kendi toplumuma uzaktan ve düşünerek bakmak benim için avantaj hanesine yazacağım önemli bir olgu. Ayrıca burası bir Dünya metropolü.
4. Sanatınızı dünyanın önemli metropollerinden İstanbul’da icra etmeyi ister miydiniz? İstanbul’da büyüdüm ben. Tüm okullarımı İstanbul’da bitirdim. Dostlarım, arkadaşlarım ve ailemin tümü İstanbul’da yaşıyor. Birlikte çalıştığım, bağlı olduğum bir galeri de var. Muntazam iki senede bir kişisel sergi açıyorum bu galeride. Ayrıca karma sergiler ve fuar etkinlikleri oluyor. İstanbul’da, Berlin’e oranla daha aktifim diyebilirim. 5. Sizce sanatçının mekanı, varlık gösterdiği çevre önemli midir? Bu durum her sanatçı için değişir kuşkusuz. Kendim için konuşursam, mekan ve çevre benim için önemli. Doğayı çok sevdiğim halde, yaşamın, kültür ve sanatla sarmal olduğu, yoğunlaştığı noktaları seviyorum. 6. Berlin’de Türk Sanatçılar arası bir dernek ya da birlik mevcut mu? Neden böylesi bir organ hayata geçirilemiyor? Berlin’de çeşitli sanatçı birlikleri kuruldu, kuruluyor. Ben de bunlardan bir tanesinde aktif olarak çalıştım bir dönem.
Üst katlara çıkmak kolay olmasa da herkes kendi köşesinde uğraşıyor. Atolye kiraları, geçim şartları Dünya’nın diğer metropellerine göre çok daha ucuz? Bence herkesin yaşamda bir kaç şansı vardır, bunun için uğraşmak lazım. Bir de iş iyi değilse ne yapsanız olmaz. Sanatçı yayılmak ister. Okunmayan bir kitap, bakılmayan bir resim eksiktir. Bir sanatçı olayı, ona bakacak olana muhtaçtır. Bu da pazarlama teknikleri ile yaratılıyor günümüzde, gerçi snatçının kendini pazarlaması çok zor bir iş. 9. Ulaşmak istediğiniz noktada mısınız? Değilim. Bu nokta hayatımda sürekli yer değiştiriyor. 10. En büyük hayaliniz ne? Önümüzdeki yıllarda sizce ne tür mucizeler olmalı ki, sizin hayalleriniz gerçek olsun? Mucizelere inanmiyorum ve hayal de kurmam demem gerekiyor. Arzum; savaştan, ölümlerden, önyargılardan, hırstan uzak bir Dünya: Ama bu da ne yazık ki imkansız…
7. Belki soruyu şöyle düşünmeliyiz. Neden sanatçı dernekleri bir türlü parlamıyor? Bunun çok çeşitli nedenleri var. Birincisi, sanatçı var olmak için en az iki, üç işte çalışan birisi. Zamanı çok dar Dernekçilik ortak çaba isyeten bir iş. Herkes bir işin ucundan tutmaz ise verim düşüyor. 8. Sizce Berlin’de Türk kökenli sanatçıların yaşama şansı var mı? Dünya çapında isim yapabilmeleri için neler yapmaları gerekiyor?
berlintürk 29
KÜLTÜR-SANAT ‘’Altın Ayı’’ ödülü ‘’ “Sezar Ölmeli’’ filminin
6
2. Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” ödülünü, yönetmenliğini rejisör kardeşler Paolo ve Vittorio Taviani’nin yaptığı ‘’Cesare deve morire’’ (Sezar Ölmeli) adlı film kazandı. Jüriden yapılan açıklamada, ‘’Sezar ölmeli’’ filminin en iyi film seçildiği belirtildi. Böylece 8. kez bir İtalyan filmi ‘’Altın Ayı’’ ödülünü almış oldu. En iyi kadın oyuncu dalında ‘’Gümüş Ayı” ödülü Kongolu oyuncu Rachel Mwanza’ya verildi. Mwanza, Kanadalı rejisör Kim Nguyen’in “Rebelle” (Militan) adlı filmindeki rolüyle ödülün sahibi oldu. En iyi erkek oyuncu dalında ise ‘’Gümüş Ayı’’ ödülü, Nikolaj Arcel’in ‘’Kraliçe ve doktoru’’ adlı filmindeki Danimarka Kralı 7. Christian’ı canlandırdığı rolüyle Danimarkalı oyuncu Boe Folsgaard’a verildi. En iyi film dalında ‘’Sadece Rüzgar’’ (Csak a szel) adlı Macar filmi ‘’Gümüş Ayı’’ ödülüne layık görüldü. Bir Macar köyünde yaşayan çingenelere yönelik bir cinayet serisinin konu edildiği filmin yönetmeni Bence Fliegauf da Jüri Büyük Ödülünü aldı. Alman kameraman Lutz Reitemeier de ‘’Beyaz Geyiğin Ülkesi’’ (Bai Lu Yuan) adlı Çin filmindeki sanatsal çalışmasından dolayı ‘’Gümüş Ayı’’ ödülüne layık görüldü.
‘’Tepenin Ardı’’ filmine ‘’Caligari’’ ödülü Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen 62. Berlin Film Festivalinin forum bölümünde yönetmenliği Emin Alper’in yaptığı ‘’Tepenin Ardı’’ filmi, ‘’Caligari’’ ödülüne layık görüldü. Berlin Filmhaus’ta düzenlenen törende, Emin Alper ödülünü jüri başkanı Rüdiger Suchsland’ın elinden aldı. Emin Alper, gazetecilere yaptığı açıklamada, ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın da aynı ödülü 14 yıl önce aldığını hatırlatarak, ‘’Ben her yıl ödülün kimin aldığını takip ederdim. Ödül aldığım için onur duydum, mutlu oldum. Tüm ekibime ve eşime desteklerinden ötürü teşekkür ederim’’ dedi. Türk-Yunan yapımı filmde Tamer Levent, Reha Özcan ve Mehmet Özgür rol alıyor. ‘’Lal Gece’’ filmine ‘’Kristal Ayı’’ ödülü Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen 62. Berlin Film Festivali’nde (Berlinale) ‘’Generation 14plus’’ bölümünde gösterilen ve yönetmenliğini Reis Çelik’in yaptığı ‘’Lal Gece’’ filmi, ‘’Kristal Ayı’’ ödülünü aldı. Berlinale yönetiminden yapılan basın açıklamasında, ‘’Generation 14plus’’ jürisinin ‘’Lal Gece’’ filmini ‘’en iyi film’’ dalında ‘’Kristal Ayı’’ ödülüne layık gördüğü bildirildi. Yönetmenliğini Reis Çelik’in yaptığı filmde, İlyas Salman ile Dilan Aksüt başrolleri paylaşıyor.
Berlinale Berlinale’de -’’Lal Gece’‘
A
lmanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen 62. Berlin Film Festivali’nde (Berlinale), yönetmenliğini Reis Çelik’in yaptığı ‘’Lal Gece’’ adlı filmin prömiyeri yapıldı. ‘’Generation 14plus’’ bölümünde yer alan ve ‘’Haus der Kulturen der Welt’’ (Dünya Kültürleri Evi) adlı salonda yapılan ilk gösterimi, yönetmen Çelik’in yanı sıra oyuncular İlyas Salman ve Dilan Aksüt de izledi. Çelik, gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘’Lal Gece’’ filminin, aslında dünyanın yarası olan genç yaşta evliliklerle ilgili bir film olduğunu belirterek, ‘’Ama filminin asıl konusu bu durumda olan bir erkeğin kendisini sorgulamasıyla ilgilidir. Bütün dünyayı, erkek yapısını ilgilendiren bir filmdir. Sonunda bir erkeğin sorgulama
30 berlintürk
sına dönen bir filmdir’’ şeklinde konuştu. Berlinale’nin yarışma bölümünde bu yıl bir Türk filminin yer almadığının hatırlatılması üzerine de Çelik, bu tür büyük festivallerin stratejileri olduğunu ve buna saygı göstermek gerektiğini belirterek, yılda 300 ila 400 arasında filmin seçildiği bu festivalde Türkiye’den 2 filmin yer almasının da çok güzel olduğunu kaydetti. Oyuncu İlyas Salman ise, ‘’Lal Gece’’ filminin Berlinale’de ‘’Generation 14plus’’ kategorisinde gösterilmesini eleştirdi. Bu konuda bir hata yapıldığına inandığını ifade eden Salman, ‘’Jüri burada bizim Türk filmlerinin alt metnini okumakta zorlanıyor. Bizim film ‘Generation’ kategorisinde gösteriliyor. Bir çocuk
KÜLTÜR-SANAT oynuyor diye. 14 yaş üstü diye bir sınıflandırma yapmak doğru bir şey değil. İkincisi, sanatsal konularda zannediyorum bizim insanımızla Avrupa’nın sinemaya bakışı arasında çok büyük farklılıklar var. Bu farklılıkların temel nedeni toplumsal dokuya farklı bakabilmekten kaynaklanıyor. Buradaki sanatsal değerlendirmeyi çok insani bulmuyorum. Seçme konusunda hatalar yapılıyor’’ görüşünü belirtti.
sında yapılan ilk gösterimine seyircilerin ilgisi büyük oldu.
Berlinale’de da Emin Alper’in yönetmenliğini yaptığı ve senaryosunu yazdığı ‘’Tepenin Ardı’’ adlı filmin dünya prömiyeri yapılmıştı.
Türk sinemasının son 10 yılda yükseliş içinde olduğunu ve Türk filmlerinin Cannes ve Berlin gibi büyük festivallenden ödüller aldığını belirten Alper, ‘’Umarım daha da yükselir, yükselecek. Bunda en büyük etkenlerden biri Kültür Bakanlığının filmle-
Angelina Jolie Legoland’ı gezdi
D
ünya çapında tanınan sinema yıldızı Angelina Jolie, 62. Berlin Film Festivali Berlinale’nin gerçekleştirilen açılış töreni sırasında 3 çocuğuyla birlikte Legoland’ı gezdi. Haberi birinci sayfadan büyük bir fotoğrafla veren “B.Z.” gazetesi, Jolie’nin, Maddox, Shiloh ve Pax adlı çocuklarıyla, camları karartılmış bir minibüsle, festivalin açılış töreninin yapıldığı Potsdamer Platz’a gittiğini, ancak burada açılışa katılmak yerine çocuklarıyla meydanın hemen yanında bulunan Legoland’a girdiğini yazdı. Jolie’nin, aileler için indirimli giriş ücreti ve çocuklar için aldığı oyuncaklarla birlikte kredi kartıyla 70 avro ödediği belirtildi. Legoland’ın girişine, “Bakım nedeniyle geçici bir süre kapalıdır” şeklinde bir levha asılmış olduğu da kaydedildi.
Filmin ilk gösterimini çok sayıda sinemaseverin yanı sıra filmin oyuncuları ile yönetmeni Emin Alper de izledi. Alper, gösterim öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, çok mutlu olduklarını belirterek, ‘’Sevinçliyiz. Umarım seyirci de beğenir’’ ifadesini kullandı.
ri desteklemesi oldu. Yani ticari şansı olmayan, ancak sanatsal ağırlığı ve yoğunluğu yüksek projeleri desteklemeye başladı Türk sineması. Aslında bu, dünyanın her yerinde olan bir şeydi. Avrupa’da zaten yıllardan beri olan bir şeydi. Türkiye de buna 2000’li yıllarda başladı. Bu, yeni bir kuşağın yetişmesine neden oldu’’ dedi. Yeni kuşağın bu sayede film çekebildiğini, ancak bunun hala yeterli olmadığını ve birtakım sorunların bulunduğunu ifade eden Alper, ‘’Ama yine de çok önemli bir başlangıçtı bu. Umarım sorunlar halledildikçe bu filmlerin sayısı artacak. Sayıları arttıkça kaçınılmaz olarak da kaliteli ürünlerin sayısının artacağını düşünüyorum’’ diye konuştu.
“Tepenin Ardı’’ filminin dünya prömiyeri
Filmde rol alan Reha Özcan da filmin Karaman’ın Ermenek ilçesinde çekildiğini belirterek, ‘’Hepimizin kendi içinde karşılaşacağı figürler var bu filmde. Bizim için çok heyecanlı bir çalışmaydı. Nereye gideceğini bilmiyorduk. Biz de oyuncular olarak filmi ilk defa bu gece seyredeceğiz. Galada bütün oyuncular birleştik ve heyecanla biz de bekliyoruz. Neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz’’ dedi.
A
Özcan, Berlinale’nin yarışma bölümünde Türk filminin bulunmayışının üzücü olduğunu, ancak festivalin önemli bir bölümü olan Forum’da ‘’Tepenin Ardı’’ filminin yer aldığını kaydetti.
lmanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen 62. Berlin Film Festivali’nin (Berlinale) ‘’Forum’’ bölümünde gösterilen Emin Alper’in ‘’Tepenin Ardı’’ adlı filminin dünya prömiyeri yapıldı. Filmin senaryosunu da yazan Emin Alper’in ilk uzun metrajlı filmi ‘’Tepenin Ardı’’nın, Berlinale kapsamında ‘’Cinestar’’ sinema-
berlintürk 31
SAĞLIK Bel ağrısı Nedir?
şiddetli bel ağrılarına sebep olabilirler. Tedavi? Genelde kaslardan kaynaklanan ağrılar olduğu için ilk etapda ısı – en mükemmeli nemli ısı uygulamalıdır. Ağrılar uzun sürüyorsa, hemen doktora gitme imkanı yoksa, eczaneden reçetesiz alınılabilen hafif ağrı kesiciler kullanılabilir. Bir haftadan uzun süren rahatsızlıklarda doğru bir tehşiz konulup daha etkili bir tedavi için güvendiğiniz doktorunuza gitmeniz yararlı olacaktır.
Rückenschmerzen
N. Serpil Öcal
G
elişmiş ülkelerde en sık çalışamaz raporlarına sebeb olan bel ağrılarıdır. Almanya’da senelik 20 milyar Eurololuk zarara yol açabilen bu ağrının kaynağı olarak fıtık, aşınma, omurgada eğrilik oldukça nadir görülür. Daha sık olarak stress (ailevi, özel ve iş hayatındaki beklentiler) aniden başlayan ve uzun sürebilen ağrılara sebep olabilir. Bacakların değişik uzunluklari fiziksel ağır işler, soğuk ve nemli hava, kazalar da bel şikayetlerine yol açabilirler. Neden? Ağrıların sebebleri genelde kasların yeteri kadar güçlü olmamasindan, omurga eklemlerinin sıkışmasından ve reaktiv kasların kasılmasından ortaya çıkan rahatsızlıklardır. Yaş ilerledikçe aşınma belirtileri ağrı yapabilirler. Osteoporoz (kemik erimesi) ani kırıklıklarla şiddetli ağrılara yol açabilir. Yüksek topuklu ayakkabılar ve aşırı kilolarda bel ağrılarının belli başlı önemli sebeplerindendir. Nasil? Ağrılar sadece belde hissedilebilinir. En sık sağ veya sol bacaklara hatta ayaklara kadar uzanabilirler ama zaman zaman sırta doğru bile yayılabilirler. Uyuşukluk, çekistirme, yanma, soğukluk gibi şikayete sebep olabilirler. Çok nadir bacaklarda ve ayaklarda kuvvetsizlik bir çeşit felç görülebilir. Hatta idrar ve dışkılamada sorun yaşanıyorsa derhal bir doktora baş vurulması yada hastaneye gidilmesi ısrarla tavsiye edilir. Kim? Aslında bel ağrısı herkesin başına gelebilir. 10 – 12 yaşındaki çocuktan başlayıp yaş sınırı tanımayan bır rahatsızlıktır. Kanser hastaları büyük bir titizlikle izlenilmesi gereken hasta gurubudur çünkü yayılabilen kanser kemiklere dağıldığında
Was ist das? Rückenschmerzen sind die häufigsten Gründe für Arbeisunfähigkeitsbescheinigungen in Entwickelten Ländern. In Deutschland verursachen diese Schmerzen einen Schaden von über 20 Milliarden Euro jährlich. Ursächlich sind dafür weniger die Bandscheibenvorfälle, die Abnutzung oder Verformung der Wirbelsäule. Häufiger ist Stress (familiäre, private und berufliche Anforderungen) für plötzlich beginnende und länger dauernde Schmerzen verantwortlich. Unterschiedliche Länge der Beine, körperlich schwere Arbeiten, Kälte und Feuchtigkeit, Unfälle können auch Rückenschmerzen hervorrufen. Warum? Die Gründe für die Schmerzen sind in der Regel die schwachen Muskeln, Blockieren der Wirbelgelenke und die reaktiven Muskelkrämpfe. Je Älter die Menschen, desto mehr können Abnutzungserscheinungen Schmerzen verursachen. Osteoporose (Knochenschwund) kann durch plötzliche Wirbelbrüche ebenso für Rückenbeschwerden verantwortlich sein. Hochhackige Schuhe und Übergewicht gehören zu den wichtigsten Gründen für Rückenschmerzen. Wie? Schmerzen können nur am Rücken empfunden werden. Häufig können sie ins rechte oder linke Bein ausstrahlen, teilweise sogar zwischen die Schulterblätter. Taubheitsgefühle, ziehende Schmerzen, Kälteempfindung können mögliche Beschwerden sein. Seltener kann es zu Schwäche an den Beinen kommen bis hin zu Lähmungserscheinungen. Wenn sogar Urinieren und Stuhlgang erschwert erfolgen, sollte dringend der Arzt oder eine Klinik aufgesucht werden.
tersgrenze nach oben. Krebspatienten müssen mit großer Sorgfalt beobachtet werden, da bei Streuung des Krebses die Knochen mit betroffen sein können und erheblich starke Rückenschmerzen verursachen. Durch die Veränderte Statik kann auch eine Schwangerschaft vermehrt für Rückenschmerzen verantwortlich sein. Therapie? Da gewöhnlich die Muskulatur durch Verspannungen betroffen ist, ist feuchte Wärme der erste Schritt in der Behandlung. Sollten die Beschwerden länger andauern, und ist ein Arztbesuch nicht sofort möglich, können als weitere Maßnahme in der Apotheke frei verkäufliche Schmerzmittel nach Anleitung genommen werden. Sollten die Beschwerden länger als eine Woche dauern, ist ein Besuch beim Arzt, eine korrekte Diagnosestellung und die passende Therapie ratsam zur schnellen Genesung.
Türkçe cerrahi poliklinik hizmette
M
ünih Teknik Üniversitesinin (TUM) tanınmış tedavi ve araştırma kliniği “Rechts der Isar”daki 23 kişilik genel cerrahi bölümünde görev yapan 4 Türk doktor, Doç. Dr. Güralp Ceyhan başkanlığında Türkçe hizmet verecek cerrahi polikliniğini hizmete soktu. Doktor Ceyhan ile birlikte yeni poliklinik hakkında basına bilgi veren Doç. Dr. Mert Erkan, Dr. Ekin Demir ve Dr. Mine Özer, Almanya’da bir ilki gerçekleştirdiklerini, klinik bünyesinde hizmete sokulan poliklinikte görevli Türk hekimlerin hastalara kendi dillerinde yardımcı olacağını belirterek, özel bir maddi amaç taşımayan bu hizmetle Türk hastaların hastaneyle iletişimini kolaylaştırmak, dertlerini aktarmak ve üniversite kliniğinin deneyim ve olanaklarından faydalanmak istediklerini söyledi. İç hastalıklar konusunda uzman olan doktorlar cuma günleri yerel saat ile 13.00–16.00 arasında Türk hastalara yardımcı olacak. Bu ekibe hafta içinde de her gün 08.00–16.00 saatleri arasında 08941405426 numaralı Türkçe telefon hattından ulaşmak mümkün olabilecek.
Wer? Eigentlich kann jeder Rükcenschmerzen bekommen. Angefangen von 10-12 jährigen Kindern gibt es keine Al-
berlintürk 33
SPOR DFB dikkat, Türkler sü- Hertha Berlin‘in yeni teknik direktörü Otto per yeteneklerimizin Rehhagel peşinde
A
lman Bild gazetesi, Türk Milli Takımı Teknik Direktörü Abdullah Avcı‘nın, Almanya 17 Yaş Altı Milli Takımında oynayan Türk kökenli oyuncuları izlediğini yazdı.
A
Almanya 17 Yaş Altı Milli Takımında oynayan 8 genci istediği belirtilen Avcı‘nın, bir psikologla birlikte Almanya‘ya geleceği ve psikoloğun gençleri Türkiye adına oynamaları için ikna etmeye çalışacağı ifade edildi. Haberde, Avcı‘nın, Guus Hiddink‘in görevine son verilmesinden sonra, geleceği olan bir takım kurmak istediği kaydedildi.
Yunanistan Milli Takımının eski teknik direktörü Rehhagel, bugün kulüp tarafından kendisini tanıtmak amacıyla düzenlenen basın toplantısında, „Oyuncular gece gündüz gelecek maçları düşünmeli. Buna, maç dışındaki olayların bir kenara bırakılması da dahil“ şeklinde konuştu.
Almanya 17 Yaş Altı Milli Takımında forma giyen Türk kökenli oyuncular şöyle: Emre Can (Bayern Münih), Samed Yeşil, Okan Aydın (Bayer Leverkusen), Robin Yalçın (Stuttgart), Levent Ayçiçek (Werder Bremen), Kaan Ayhan (Schalke 04), Koray Kaçinoğlu (Köln), Koray Günter (Borussia Dortmund)
Leverkusenluların Messi’nin formasını kapma savaşı
B
ayer Leverkusen‘in iki futbolcusunun, Barcelona ile oynanan Şampiyonlar Ligi karşılaşması sırasında, rakip takımın yıldız oyuncusu Lionel Messi‘nin formasını kapma savaşı, Alman ekibin spor direktörü Rudi Völler‘i kızdırdı. Völler, iki futbolcunun maç içinde Messi‘nin formasının kime gideceğini düşünmesinden kaynaklanan rahatsızlığını Alman basınıyla paylaştı ve ‚‘Takımın yüzde 90‘ı maça odaklandı. Ancak bu iki futbolcu fazla ileriye gitti‘‘ diye konuştu.
lmanya Birinci Futbol Ligi takımlarından Hertha Berlin‘in yeni teknik direktörü Otto Rehhagel, oyuncularının sürekli bir şekilde gelecek maçları düşünmeleri gerektiğini söyledi.
Oyuncularından açık olmalarını beklediğini ifade eden Rehhagel, „Herkes kendi bencilliğini arka plana atmalı“ dedi. Son 11 lig maçında galibiyet alamayan Hertha Berlin ligin sonlarında 15. sırada yer alıyor.
2012 AvrupaYüzme Şampiyonası Debrecen‘de yapılacak
A
vrupa Yüzme Şampiyonası‘nın, daha önce planlandığı gibi Belçika‘nın Antwerp kentinde değil, Macaristan‘ın Debrecen kentinde yapılacağı açıklandı. Avrupa Yüzme Federasyonu teknik komitesinin başkan yardımcısı Georges Straetemans, mayıs ayında Antwerp‘te düzenlenmesi planlanan organizasyonda bütçe sıkıntısı yaşandığını, bu nedenle şampiyonaya bu kentin evsahipliği yapamayacağını söyledi. Macaristan Yüzme Federasyonu Başkanı Tamas Gyarfas da açıklamasında, Debrecen‘in 5 yıl önce kısa kulvar şampiyonasına evsahipliği yaptığını hatırlattı ve edinilen tecrübe gözönüne alındığında mümkün olan en çabuk çözümün Debrecen olarak göze çarptığını belirtti. Straetemans, açıklamasında, şampiyo-
34 berlintürk
nanın Londra‘da düzenleneceğini duyurmuş ancak bu bilgi olimpiyat oyunlarına evsahipliği yapmaya hazırlanan İngiliz yetkililer tarafından yalanlanmıştı.
Fenerbahçelilerden Aziz Yıldırım’a destek
A
lmanya’nın başkenti Berlin’de bir grup Fenerbahçe taraftarı, “Futbolda şike davasında” ilk duruşmaya çıkan Aziz Yıldırım’a destek vermek amacıyla biraraya geldi. Kreuzberg semtindeki Kottbusser Tor meydanında toplanan taraftarlar, ellerinde sarı-lacivert flama ve bayraklarla Yıldırım’ın lehine tezahürat yaptı. Gösteriye katılan Fenerbahçe Divan Kurulu Üyesi Şenol Çörekçi, Aziz Yıldırım’ın yanında olduklarını göstermek için toplandıklarını belirterek, “Başkanımızın yanındayız. Burada Fenerbahçe taraftarlarının bir bütün olması lazım” dedi. Bu konunun Ak Parti hükümeti ve Fenerbahçeli olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir ilgisi olmadığını ifade eden Çörekçi, Berlin’li Fenerbahçeliler olarak mahkeme süresince bu tür eylemlere devam edeceklerini kaydetti. Taraftarlardan Halil Sürücüoğlu da, Aziz Yıldırım’a, dünyanın neresine giderse gitsin destek vereceklerini söyledi.