Te m m u z 2 0 1 8 / 6 . S a y ı
S
Konu: Zaman
G ü l a y D O Ğ R U - M u s t a f a K A S A R n e m N A z l ı D E M İ R - Z a f e r TA Ş K I R A N
Birden Aylık Kültür Sanat Fanzini Temmuz 2018 E-posta:
birdenfanzin@gmail.com
İnstagram: @birdenfanzin Twitter:
@birdenfanzin Editörler Mustafa KASAR Zafer TAŞKIRAN Yazanlar Çizenler
Gülay DOĞRU Mustafa KASAR
Sinem Nazlı DEMİR Zafer TAŞKIRAN
Mustafa KASAR
‘’ Zamanı k m okşayab l r k ?’’ Ağır Roman, 1996
Bazen, tüm haya n içinde bir sonsuzluk gibi taşırız içimizde zamanı ve fark etmeyiz. Bizi biz olmaya iten her şeyin ve adına zamandediğimiz serüvenimizin kökeninde aslındabüyük bir boşluk vardır ve biz bu boşluğu, onun orada olduğunu bilmeden, hissetmeden taşır dururuz. O serüvenin içinde görmemiz, hissetmemiz, onun orada bulunduğunu anlamamız, genellikle o boşluğun hiç olmazsa bir kez, çok güçlü bir duyguyla, sonsuz bir heyecanla, yakıcı bir haz iledolup taşması ve sonra o boşluğu dolduran duygunun zaman kavramı ile bizi bırakıp çekilmesiyle olur. Geçmişte kalan, ar kiçini doldurmak için çırpındığımız sonsuzluk taşıyan sisli bir bulvardır. Orada olduğunu her an bütün ruhumuzda hisse ğimiz büyük bir boşluk olduğu kadar ayrılmaz bir sorgudur. Gizli gizli kendini duyumsatan sonsuzluk zaman ile buluşup içimizdeaçılmış r ar k ve gözlerimiz o derinlikten başka bir şeyi görmez; osonsuzluk zaman ile dolmadan önce yaşadığımız her şey manasız ve sıkıcıdır, geç miş yaşamımıza dönmeyi düşünmeyi bile tahammül edemeyiz.
Zamanın sonsuzluğunu taşıdığımızı bilmeden manasız ve sıkıcı bir haya ömür boyu sürdürmekmi, yoksa orada bir sonsuzluk-boşluk olduğunu, onu, unutulmaz heyecanlarla, maceralarla,anılarla dolu bir duygu yağmurunda ıslandıktan sonra anlamak mı daha kötü, o sırada bunu düşünemeyiz bile. Zamanın İçindeki yara ğı sonsuz boşluğu bir kez görmüş-tatmış olan, zaman zaman "keşke bunu hiç görmemiş olsaydım" dese de, bir daha asla ozamanın boşluğuyl a yaşamaya dayanamaz. O zamana kadar belli belirsiz bir içsıkın sı, sonsuzluğun yara ğı, söylendiği kadar güzel olduğundan duyulan kuşkunun yara ğı, daha da kötüsü zamanın sonsuzluğubir kez dolduktan sonra ar k bir daha onun eski haline dönmemesi,haya n hep aynı dolulukla yaşanması için önüne geçilemez bir tutku duyulur. Zamanın ar k prangalarından kaçınılamaz ve zevki- anlamı olduğu anlaşılmış r. Ve bu, insanı zamana karşı bağımlı kılar; tüm ruhumuzla çabalamamıza rağmen başaramayız. ‘’ Zamanı k m okşayab l r k ?’’
Mustafa Kasar
Ayın Filmi
Birden fanzin olarak ayın filminde sizler için usta yönetmen Kim Ki -Duk'tan ‘’Zaman’’film ini seç k . Dünya çapında ha rı sayılır bir fan kitlesine sahip Kim Ki -Duk'tan yine emsalsiz bir yapım. Günümüzün gelişen este k teknolojisiyle gi kçe artan bir çılgınlık haline dönüşen este k ameliyatları tema olarak seçen Zaman'da, erkek arkadaşının dış görünümünü beğenmediğini düşünen bir genç kızın kendini este k ameliyatla rla baştan aşağıya değiş rmesini anla lıyor. Böylesine çarpık bir meseleyi sinemasal yorumlayabilecek ender yönetmenlerden biri olan Ki -Duk, yine sinemaseverleri etkilemeyi başarıyor. Boş Ev, Fedakar Kız ve Yay gibi filmlerin yönetmenliğini yapmış, tüm d ünyada filmleri merakla beklenen Kim Ki -Duk’un son çalışması Zaman’ın, 2006 Karlovy Vary Film Fes vali'nde açılış filmi olarak gösterildiğini ve büyük beğeni kazandığını da ekliyoruz .
Filmin Künyesi: Yönetmen :Kim Ki -duk Oyuncular: Seong Hyeon -a, Ha Ju ng-Woo, Ji -Yeon Park devamı Tür Dram Ülke Güney Kore, Japonya Yayına hazırlayan: Mustafa KASAR
Gülay DOĞRU
Y t k Zamanın Ötes nde Sonsuzluğun Ber s nde Pharmakon OlarakZaman Zaman düz b r ç zg değ ld r ya da duran b r nokta da değ ld r. Zaman kırılmaz ve duraklamaz. Herakle tos’un varlık ç n söyled ğ “Aynı neh rlere k defa nemezs n... Çünkü aynı neh rlere nenler n üzer ne her zaman yen sular gel r”1 fades zaman ç nde geçerl d r. Zaman akar ve b z onu durduramayız, tekrar g den zamana dönemey z. Zaman y t kt r… Varlık ve var olan zamanın ç nded r. Bu anlamda uzam Borges’ n ded ğ g b za manın metaforudur. Uzam zamana tab d r.2 Bu gerçekl ğ n en büyük kanıtı müz kt r. Schopenhauer ve N etzsche bu hak kat b ze çoktan lan ett ler. Uzamsız müz k b z sonsuzlukla karşılaştırab lecek aşkın b r zamansallıkla çıkar karşımıza. Sonsuzluk…
1 2
Herakleitos - Fragmanlar Borges - Tar şmalar
Gülay DOĞRU Hareket ve değ ş m n y t p g tt ğ, gerçekl ğ karşında nsanı t treten kel me.Orpheus ölüme karşı duruşuyla (ya da bakışıyla) bunun en güzel örneğ n ver r. Orpheus Eur d ke’ye bakışıyla onu taşlaştırır ve sonsuzluğun ç ne hapseder. Zaman yalnızca onun kıyısında yaşayan b zler ç n ölümlüdür. Sonsuzluk zamanın b tt ğ yerde başlar. Ölüm zamanı olan nsan ç n sonsuzluk b r hap st r. Sonsuzluğun d ldek karşılığı b le nsanın b ld ğ “son”un olumsuzlanması üzer ne kuruludur. Sonsuzluk… Kazancak s’ n ç ne düşme tehl kes yle karşılaştığı sözcük1 . Bu durumda ç nde var olduğumuz ve yok olacağımız zamanı nasıl anlatab lz!r K mse sormadığında 2 b l yorum, b r ne anlatmaya kalktığımda b lm yorum, der August nus. Zamanın ne olduğu sorusu en
büyük metafizk problemlerden b r d r. B z tecrübe ed yorsak zamanın ç ndey zd r, yaşıyoruzdur. İnsan ç n yaşamak zaman ç nde olmaktan ler gel r. Ama zaman b z m ç n b r tecrübe nesnes değ ld r. Tecrübeye olanak verend r. Çünkü nsan zamansaldır. Zaman b z m varlık koşulumuzdur. Zaman nsanın Pharmakon’udur. Hem devadır hem zeh rd r nsan ç n. Doğmuş olmamızın neden olduğu g b yok olacak olmamızın da neden d r. O b z m hayatımızın çerçeves d r. B ze sınırsız olanaklar ver r ama kes nl kle ger gelmez. Zamanın akıp-g d c l ğ n k mse ve h çb r şey engelleyemez. Y t r len zaman… Y t r len zaman b z ölümün kollarına doğru taşır. Belk de bu yüzden şöyle der Hes odos: “Bunlardan sonra Kronos geld dünyaya, O art düşüncel Tanrı En belalısı Toprakoğullarının”3 Toprakoğulları olarak b zler zamanı anlamak ç n üçe böler z onu: Geçm ş, Ş md ve Gelecek. Ge çm ş değ şt r lemeyecek olandır, gelecek b l nmeyend r. Ş md se b r ayağıyla geçm şte b r ayağıyla geleceğe akan zamandır. B z hep Ş md ’de , geçm şten geleceğe salınım gerçekleşt r r z. Her eylem m zde bu böyled r. Bu yazı örneğ n Ş md ’de yazarı tarafından, gelecektek okuyucusu ç n yazılan ancak okunduğunda yazarı ç n geçm şte kalacak bu yazı, nsanın zamanla l şk s n n ufak b r örneğ n ver r b ze. Zamanın aşılmaz kıyılarında öteye geç p sonsuzluğu kucaklayamıyoruz d ğer taraftan kıyının ötes ndek boşluğa g d ş m z de engelleyem yoruz. Ne yapacağız? Pharmakon’un zehr n nasıl devaya dönüştüreceğ z? Zamanı yakalayarak…
1
Kazancakis - Zorba Augus nus - İ raflar 3 Hesiodos - Thegonia 2
Gülay DOĞRU Ned r yakalanan zaman? Bu zaman duyumsanab l r göstergeler n zamanıyla aynı değ ld r. Göstergeler n zamanı henüz dünya üzer ne düşünmem ş, onu görmem şve görmek ç n teşebbüste
bulunmamış nsanın ç nde bulunduğu zamandır.Oysa yakalanan zamanda Ş md yakalanır, gelecek sonsuzlaşır, geçm ş kapanır. Proust hem mecaz hem somut anlamda zamanı yakalar. Bergson “süre” kavramıyla zamanı yakalamaya çalışır. B z zamanın akışını önleyemey z belk ama zamanın b ze verd ğ varlığımızla onu hızlandırab l r ve yavaşlatab l r. Bu b reysel zaman onu ayırdığımı z üç parçadan kurtarmamız bütünlük ç nde yen den kavramamızdır. Bu, zamanı monotonluğundan kurtarmak demekt r. Hayatı daha dayanılır kılmanın b r yoludur. Bu durumda zamanı çzerek anlatmak sted ğ m zde, Zaman; ne b r nc şek l ne k nc şek l ne de üçüncü şek lle fade ed lemez.Çünkü zaman ne ç zg sel ne da reseld r. Zaman şudur:
h çb r kesk n ç zg s olmayan, görüngüler her zaman değ ş r)
bazı anlarda ger l me neden olan, ve başladığı yerden farklı
b r yerde b ten (çünkü değ ş m esastır)
metaf z k Pharmakon’umuz. S. Gülay D oğru
tekkürlerden baret olmayan
(çünkü
Ayın Kitabı
Birden fanzin ola rak bu ay dosyamızda ‘’Zaman ’’ konusu ile ayın kitabını Mar n Heidegger’in ‘’Varlık ve Zaman’’ ve Norbert Elias ’ın ‘’Zaman Üzerine’’ adlı kitaplarını seç k. "Geri"den söz ederken, nasıl ve nereye geri gittiğimizi tartışmak gerekir. Varlık ve Zaman, Martin Heidegger Her soruşturma bir 'arayış'tır, Her arayışa önceden arananın kendisi yol gösterir.
Varlık ve Zaman, Martin Heidegger
Aslında başlangıcından beri felsefe, ne vakit "zaman" hakkında düşündüyse zamanın ait olduğu yeri de sordu. Felsefenin ilkin sahip olduğu görüş birbirini izleyen şimdilerin art ardalığının bir dizisi olarak hesaplanan zamandı. Bizim, psychesiz, animussuz , ruh'suz, bilinçsiz, nsiz hesapladığımız, sayısal olarak ölçülmüş hiçbir zamanın olamayacağı açıklanmış . İnsansız zaman yoktur. Fakat bu "onsuz olmama" ne anlama gelir? Zamanın vericisi ya da alıcısı insan mıdır? İnsan, her şeyden önce insandır da ondan sonra mı ara sıra - yani şu ya da bu zamanda- zamanı alır ve kendisini ona bağlar? Hakiki zaman, şimdi, geçmiş ve geleceğin ortaya çıkmasının yakınlığı, zamanın üç katlı açık yayılımını birleş ren yakınlık r. O, zaten insana, sadece üç katlı yayılma içinde kalma, yadsımayı sürdürme ve bu yayılmayı belirleyen yakınlığı elde bulundurma yoluyla insan olabilsin diye ulaşmış r. Zaman insanın ürünü olmadığı gibi insan da zamanın ürünü değildir. Ortada hiçbir ürün yoktur. Yalnızca, zaman uzam'ı açan yayılma anlamında verme vardır.
Çevirmen: Yrd. Doç. Dr. Deniz Kanıt Yayın Tarihi ISBN
2001-05-17 9758528041
Baskı Sayısı Dil Sayfa Sayısı
1. Baskı TÜRKÇE 94
Cilt Tipi Karton Kapak
Ayın Kitabı “Zamanın” geçen, soyut bir şey olduğu duygusuna henüz yabancıdırlar. Onları ilgilendiren, doğrudan pratik sorunlardır;
Zaman Üzerine, Norbert Elias
‘’Evrenin fiziksel düzlemleri ile sosyal düzlemleri arasındaki kopmaz bağlantıları gözden kaçırdığımız sürece, başka deyişle, insan toplumlarının ortaya çıkışını ve gelişmesini, insan dışı o büyük doğal çemberin içinde kalan bir süreç olarak görmeyi beceremediğimiz sürece, zaman sorununun çok önemli bir yanını kavramamız olanaksızdır.’’
Zaman Üzerine, Norbert Elias
Sosyolojik sorunlara felsefi derinlikten bakan ve düşünce gelenekleriy le hesaplaşan bir düzeyden konuşan Elias bu kitabında zaman sorunu üzerine gidiyor.Varlığını alabildiğine somut bir şey gibi düşündüğümüz, sürekli akan ve akarken bizi de kendi tünelinden geçiren zaman gerçekten öyle somut bir şey mi? Elias zamanın “var ol an bir şey” olmadığını, onun bizim toplumsal, tarihsel bir eserimiz olduğunu söylüyor. Peki zaman bizim zihnimizin bir imgesi ise, gerçekteki olaylarla, değişimlerle bağlan sı nedir? Nasıl oluyor da böyle var olmayan bir şey algımızda doğallık, somutluk k azanıyor. Bizi metafiziğin girdaplarına götürecek gibi görünen bu sorular, Elias’ın elinde tümüyle maddi açıklamalar buluyor. Zamanın izini toplumsal ilişkilerde ve tarihsel gelişim içinde süren Elias, basit gibi görünen açıklamalara uzanıyor; basit, ama g ünümüz toplumunun insanlarının kavramakta zorlandığı sorunlara. Zaman incelemesi, aynı anda bir uygarlaşma incelemesi. Uygarlaşma süreçlerinin yapısı üzerinde duran ve her uygarlaşma adımının tarihsel bir sürecin kaçınılmaz kısıtlanmalarını da içerdiğini vurgulayan Elias, başka çalışmalarında genelde uygarlaşma hakkınd a söylediklerini, bu çalışmasında zaman olgusu üzerinden somutlaş rıyor. Bu tür bir incelemeyle modern toplum olmanın anlamı, toplumsal gelişme süreçlerinin karakteri, birey -toplum ilişkilerinin iç içeliği belirginleşiyor... Elias günümüzde tarih inceleme lerinin, sosyolojinin ve genel olarak bilimsel disiplinler arasındaki yalı lmışlığın bütünsel bakışı nasıl kısıtladığını ve naifliğimizi niçin aşılması çok zor bir duruma dönüştürdüğünü zaman sorunu üzerinden sergiliyor . Kitapta zamanın bugünün toplumu aç ısından yapısal özelliklerini ve geçmiş toplum formasyonlarının “zamansız” yaşamalarının ne demek olduğunu görmekle kalmıyoruz; zaman üzerine düşünmek, kendi algılarımız üzerine düşünmek, uygarlaşma meselesine göreceli bakmak ve bireysel özgürlüğün toplums al belirlenmişlikten bağımsız düşünülemeyeceğini görmek anlamına da geliyor. Ba lılaşma çabası içinde olan toplumumuzun işinin niçin zor olduğunu bu kitapta yapıldığı biçimiyle zaman incelemesi üzerinde düşünerek biraz daha iyi anlayabiliriz. Zaman kavram ının toplumun işleyişiyle ve bireylerin toplumsal rolüyle ilişkisi ortaya çık kça, Ba ’nın zamanla kurduğu ilişkilerin, bizim gibi yarı feodal kültürel yapısından kurtulamamış bir topluma ni çin bire bir aktarılamayacağı da daha iyi anlaşılıyor. Bu sorun, Elias’ın metninde özel bir vurgu taşımasa da bu yöndeki okumalara ve düşüncelere fazlasıyla olanak tanıyor.
Kitabın Adı: Zaman Üzerine ISBN: 978-975-539-258-5 Baskı: 1.Baskı - 2000 Yayın No: 275 Dizi No: 151 Çeviri: Veysel Atayman Yayına Hazırlayan: Mustafa Kasar
Sinem Nazlı DEMİR
AKIP GİDEN ZAMAN ve AKINTIDA SÜRÜKLENEN BİR BEN
Zaman k msen n beklemed ğ b r hızda akıp g der. Günler haftaları, haftalar ayları kovalar. Yapraklar dökülür, yapraklar süpürülür. Yen canlar gel r, esk m ş canlar kaybed l r. Duygular h ssed l r ve vakt geld ğ nde körelt l r. Peşler nden koşulanlar uzaklaşıp y t r l r. Beyaz sandıklarımız kararmaya,kara sandıklarımız aklanmaya başlar.Asla değ şmez den lenler b r çırpıda s l n p götürülür.Ve tüm bunlar olup b terken zaman,k msen n tahm n edemeyeceğ kötülükler n haberc s olma görev n hep yer ne get r r.Çünkü sen duyarsın,tepk veremezs n;b l rs n,konuşamazsın.Bu yığın sen ç ne çekmeye devam eder;sense olduğun yerden uzaklaşmaya can atarsın. En der n den zlerde bo ğula boğula becer rs n tek b r nefesle yaşamayı.Şeh r hayatı sen karmaşaya sürüklerken sen,toprak g b olmalısın.Ez ld kçe sertleşmel s n.Evet,son zamanlarda kend n olmaktan çok uzaksın,ama aslında hayatın en güzel anı;her şeyden vazgeçt ğ nde,sen bağlay an b r n n olması.Bu k ş b r sevg l de olab l r,doğuracağın evladın da.Bu bağlayıcıyla b z hep kend planlarımızı yapıyorduk,Kader n de planları olduğunu unutmuştuk.Oysa ben… Ben g tg de nefes alamamaya başlıyorum,
Cennete g tmek st yorum; Ama ölmek de stem yorum. Cehennemden korkuyorum; Ama el mde değ l durmadan günah şl yorum.
Sinem Nazlı DEMİR
Gözler m kapanıyor. Yoksa büyük b nalar mı kararmaya başladı? Neden bunca acının karşısında d renen genç ruhlar etrafımda yürürken bu kararma? Çığlıkları duyamayan bu sağırlığımı hang hek m tedav edecek? Ben ş md , bu umursamaz zamanın çer s nde sıradan sey rc y m. Koltuğum rahatsa ben de rahatım; g ys m tem zse mutlu, ceb m doluysa huzurluyum.Fakat tam da şu zamanda hayatımdan çıkardığım ders ler var ama yaş değ l,yaşanılanlar öğret rm ş hayatı. Hayat! Sen d ğerler nden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan zaman d l m , Pek sen kend n olarak kalab lecek m s n?
S nem Nazlı Dem r
Ayın Sözü
Replik
Zafer TAŞKIRAN