B Kapısı Sayı 11

Page 1

Safety Comes First Yıl:2019 Sayı:11

BAĞCILAR MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ HAVACILIK DERGİSİ



editör BAĞCILAR MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ HAVACILIK DERGİSİ

B Kapısı Bağcılar MTAL Adına Sahibi Arkın POLAT Okul Müdürü Editör Hüseyin GÜNAD Röportaj / Aslıhan BULUT AYDEMİR Tuvana EROLTU Kübra KADDER Semanur KESKİN Röportaj / Can ŞAŞMAZ Beyza DEMİRTAŞ Buket AKTAŞ

Değerli okurlar, Havacılığı ve hayatı ciddiye alan dergi B Kapısı’nın yeni sayısı ile karşınızda olmanın mutluluğu ve heyecanını yaşıyoruz. Bu sayımızda yine iki kapağın arasına havacılık, eğitim, haber, hikâye, sinema ve şiir sığdıran dergimiz zengin bir içerik ile okuyucularını bekliyor.

Yazarlar Semra DERELİ CİVELEKHAN Hüseyin YAMAN Sinan ERİK Hamit BAŞGÖL Yırtık Harita Ekibi Sinan AKBAYTÜRK Tuvana EROLTU Aysel CAYMAZ

B Kapısı bu sayısında da kadrosunu genişletmeye devam ediyor. “Belkıs Hanım, İlk Uçan Türk Kadını” adlı söyleşi ile Tuvana Eroltu, “Hedeflerimiz” başlıklı yazı ile Sinan Akbaytürk artık yazılarıyla dergimizde. Önceki yazıları ile çok beğeni alan yazarlarımız bu sayıda da çalışmalarına devam ediyor. Yoğun çalışma temposu içinde dergi çalışmalarını özveriyle sürdüren yazarlarımıza ve dergi mizanpaj grubuna teşekkür ediyorum.

Karikatür Osman Can YILDIRMIŞ

Aklın, bilimin ve ahlâkın öncülüğünde; mesleğimiz, ülkemiz ve dünyamız için daha iyi şeyler yapacağımız günlerde buluşmak üzere.

Destek Verenler Can URASLI K. Mert KAYA İbrahim ŞAHİN Esat ÖZTÜRK Web Sitesi Hamdi GÜMÜŞ Grafik Tasarım Eminenur KOSAL Baskı-Cilt Seçil Ofset 100. Yıl Mahallesi Matb. Sitesi 4. Cad. No: 77 Bağcılar Tel: (0212) 629 06 15 www.secilofset.com info@secilofset.com.tr B Kapısı İletişim Bilgileri T: (0212) 550 15 99 F: (0212) 550 15 00 Barbaros Mh. 201. Sok. Bağcılar-İstanbul bkapısı.net Mayıs 2019

B Kapısı bir havacılık dergisidir, B Kapısı bir eğitim dergisidir, B Kapısı tekniğe açılan bir kapıdır… Saygılarımla Hüseyin GÜNAD


İÇİNDEKİLER Önsöz..............................................................................4 Söyleyişi / Aslıhan BULUT AYDEMİR......6 Edebiyat / Özdemir ASAF................................10 Havacılık........................................................................14 Psikoloji..........................................................................17 Söyleyişi / Can ŞAŞMAZ..................................21 Döner Sermaye.........................................................23 Uçak Bakım Alanından Görüntüler............24


Etkinlik............................................................................25 Kanatları Kırık Uçağın Son Seferi................26 Hedefler..........................................................................30 Kolombiya.....................................................................34 Karikatür........................................................................39 Sinema............................................................................40 Haber................................................................................44 Proje..................................................................................47 Bulmaca.........................................................................48


ÖNSÖZ

Kendi yeteneklerini geliştirebilen, bunun için gerekli olan bilim ve eğitim politikalarını oluşturan bunu ortaya koyacak eğitim araçlarını, kurumları destekleyebilen ve inovatif teknolojiler üzerinde çalışan milletler; ilerleyen zamanlarda teknolojiyi ihraç eden, bölgesinde ve dünyada güçlü bir ülke haline gelmektedir. Bu anlamda uzay ve havacılık teknolojilerinde söz sahibi olmak büyük bir önem arz etmektedir. Bu teknolojilerden biri de son yıllarda gelişen insansız hava araçlarıdır (İHA). İHA’ların sivil amaçlar doğrultusunda kullanımının yanı sıra askeri kullanımı da (SİHA) bulunmaktadır. Askeri olarak SİHA'ların geliştirilmesi ile savaş uçaklarının uçabileceğinden çok daha uzun süre havada kalma potansiyeli, yapay zekanın giderek artan etkinliği, insan kaybının azaltılması ve kameralardan ve termal sensörlerden gelen veriler sayesinde anlık müdahale şansı sağlanmıştır. Günümüzde Türkiye insansız hava araçlarının geliştirilmesi, imalatı ve modernizasyonu gibi alanlarında bir teknoloji merkezi konumuna gelmeye başlamıştır. Bugün geldiğimiz noktada Baykar’ın ürettiği Bayraktar ve TUSAŞ’ın ürettiği Anka, TÜRKSAT uydularının kapsama alanında olan her yerde kullanılabiliyor ve ROKETSAN'ın geliştirdiği roketleri taşıyor. Bu gelişmeler ile birlikte ülkemiz önemli bir savunma gücüne ulaşmış ve caydırıcılık noktasında bölgesinde önemli bir ülke olma yolunda hızla ilerlemektedir. Havacılık ve havacılık eğitimlerine ülkemizde çok büyük bir ilgi var. Bu ilgi doğrultusunda bizler de bir taraftan uçak bakımını yapan nitelikli insan gücünü yetiştirme gayretinin yanı sıra diğer taraftan İHA hususunda öğrencilerimizi bilgilendiriyor ve faaliyetlere katılımını destekliyoruz. Yine 2023 Eğitim Vizyonu çalışmaları çerçevesinde ülkemizin hedeflerine ulaşması için üretken bir nesil yetiştirmeye gayret ediyoruz. Arkın POLAT Okul Müdürü

4


ÖNSÖZ

Kuş Konduğu Dalın Kırılmasından Korkmaz. Çünkü Güvendiği Dal Değil,Kendi Kanatlarıdır.

5


SÖYLEYİŞİ / ASLIHAN BULUT AYDEMİR

BELKIS HANIM, İLK UÇAN TÜRK KADINI

Tuvana EROLTU Öğretim Görevlisi -Yazar

Sevgili B Kapısı Okurları, Bir dönem düşünün; savaştan yeni çıkılmış, bin bir yokluk içinde… İşte tam da öyle bir dönemde güçlü ve yürekli bir genç kız çıkar; mesleği çocuk terbiyeciliği ve müzik öğretmenliğidir. Daha sonraki yıllarda bu genç kız aktivist ve ilk uçan kadın olarak anılacaktır… Bu kız Belkıs Şevket’ tir. 1913 yılı Osmanlı İmparatorluğu ilginç bir olaya sahne olur. Pek çoğumuzun hiç tanımadığı, ilk kadın pilot denildiğinde ‘’Sabiha Gökçen’’ ile karıştırdığı, ‘’Belkıs Şevket’’ ‘’İlk Uçan Müslüman Kadın’’ olarak tarih sahnesinde yerini alır. Bu özel ve cesur kadını daha yakından tanımak ve onun hayatı ile ilgili daha fazla şey öğrenmek için kendi yaptığı işle Türkiye’ de bir ilk olan, Toplumsal Cinsiyet Dengesi Gelişim Komisyonu Üyesi ve değerli kadın girişimci Aslıhan Aydemir’ in ağzından Belkıs hanımı dinleyelim. Öyle ise buyurun röportaja geçelim. Aslıhan Hanım öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1975 İstanbul doğumluyum. Dört çocuklu bir ailenin ilk çocuklarıyım. 19 yaşında havacılık sektörüne girdim bu meyanda İstanbul Üniversitesi Arap Dili Edebiyatı bölümünü de kazanmış ve başlamıştım ama halen kaydım donmuş şekilde bekliyor. Havacılığa aşık hayalleri olan bir girişimciyim. Ruhum hep göklerde olmak için yaratılmış sanırım daha ilk okulda bile astronot olduğumu hayal ederdim belki olamadım ama ait olduğum yerin hep bir kıyısından tutundum. Türkiye’ de bir kadın olarak erkeklerin bile cesaret edemediği bir iş yapıyorsunuz. Uçak bakım parçaları satıyorsunuz. Biraz işinizden bahsedebilir misiniz? Aslında tam olarak cesaret gibi gelmiyor bana . Tamamen farkındalık ile ilgili bir girişim benimki. Benim kendi içimde kurduğum bir cinsiyet bariyeri yok belki ondan farklı geliyor insanlara. Ben kendimi tanımlarken hiç cinsiyetim aklıma gelmez veya bir işe bakarken bir konu hakkında düşünürken , konuşurken böyle bir algım yok ben insanım sanırım bu her şeyi yapma kabiliyeti ve özgürlüğü veriyor bana. Havacılık Parça ve Servisleri Dış. Tic. Ltd. Şirketi 2007 yılında İstanbul’da kurdum. 2013 yılında Letonya Merkezli Wings 4 Sky Group şirketiyle ortaklık gerçekleştirdik. Havacılık Parça ve Servisi, özellikle Airbus, Boeing tipi uçakların sivil havacılık marketinde yedek parçaların tedariki ve yönetimi konusunda uzmanlaşmıştır.

6


BELKIS HANIM, Ä°LK UÇAN TĂœRK KADINI Stratejik konumu ve ile tĂźm Avrupa, Orta DoÄ&#x;u ve CIS bĂślgelerinde bulunan havayollarÄą ve bakÄąm merkezlerine hizmet etmektedir. Bunun yanÄąnda Ä°stanbul merkeze baÄ&#x;lÄą olan farklÄą Ăźlkelerde ofisleri bulunmaktadÄąr. Ĺžirketimiz SHGM onaylÄą tedarikçi sertifikasyonuna sahiptir. AyrÄąca EN 9120:2016 gereÄ&#x;ince denetlenmiĹ&#x; ve UluslararasÄą Uçak Kalite Grubu tarafÄąndan yetkilendirilmiĹ&#x; KIWA UNIVIAcert ile AP&S kalite yĂśnetimi AS9120B ve ISO 9001:2015 sertifikalandÄąrÄąlmÄąĹ&#x;tÄąr.

BelkÄąs Ĺževket

Siz de çok gßçlĂź bir kadÄąnsÄąnÄąz. BelkÄąs Ĺževket de Ăśyle‌ Sizin aÄ&#x;zÄąnÄązdan BelkÄąs Ĺževket’ i tanÄąyabilir miyiz? Çok teĹ&#x;ekkĂźrler đ&#x;˜Š AslÄąnda ben onun kadar gßçlĂź olduÄ&#x;um konusundan çok iddialÄą deÄ&#x;ilim. BugĂźnĂźn Ĺ&#x;artlarÄąnda bu gĂźcĂź kendinde bulmak sergilemek onun yaĹ&#x;adÄąÄ&#x;Äą zamanlara gĂśre çok daha kolay. Acaba ben O’nun yaĹ&#x;adÄąÄ&#x;Äą dĂśnemlerde yaĹ&#x;asam aynÄą cesarete ve bitmeyen bir umuda sahip olur muydum? Koca bir imparatorluk yÄąkÄąlÄąyor Balkan harpleri, Trablusgarp savaĹ&#x;Äą parça parça sĂśkĂźlen topraklar yokluk açlÄąk ‌ ah ne can pazarÄą ve tĂźm bunlarÄąn içinde bir kadÄąn uçmak istiyor peki Ăśylesine mi yani heves için mi uçmak tabiki hayÄąr O uçup ordusuna milletine umut olmak istiyor. O ah vah deyip bir kenarda dĂśvĂźnenlerden deÄ&#x;il O yĂźreÄ&#x;ini koyup kurtuluĹ&#x;un umudun bir parçasÄą olmak istiyor. O ‘İnsanlar uÄ&#x;runda çaba gĂśsterdikleri her Ĺ&#x;eye ulaĹ&#x;Äąrlar. Ey bahtlÄą kiĹ&#x;i! Kuru duayÄą bÄąrak. AÄ&#x;aç mÄą istiyorsun tohum ekmelisin. Mevlana’ sĂśzĂźnĂź uçarak fiiliyata geçiren bir kadÄąn. YÄąl 1913 ve O gĂźnĂźn OsmanlÄą KadÄąnÄą MĂźdâfaa-i HukĂťk-u Nisvân Cemiyeti (KadÄąnlarÄąn HaklarÄąnÄą Savunma DerneÄ&#x;i) kurmakla kalmayÄąp, “KadÄąnlar DĂźnyasÄąâ€? adÄąnda bir dergi çĹkarmaya baĹ&#x;lamÄąĹ&#x;lardÄąr. Uçup Ordusuna uçak almak istemiĹ&#x;tir hiç aklÄąna ya olmazsa gelmemiĹ&#x;tir ya toplayamazsam dememiĹ&#x;tir . BelkÄąs ĹžEVKET HanÄąm, 1 AralÄąk 1913 Pazartesi gĂźnĂź saat 11.00’ de dernek baĹ&#x;kanÄą ve Ăźyelerle birlikte otomobille YeĹ&#x;ilkĂśy’e hareket etti. Saat 13.00’ te SafrakĂśy MeydanĹ’nda okul mĂźdĂźrĂź ve subaylarÄą tarafÄąndan karĹ&#x;Äąlanarak aÄ&#x;ÄąrlandÄą. Yerli ve yabancÄą basÄąn mensuplarÄą ile halktan da bir hayli izleyici bu Ĺ&#x;enliÄ&#x;e katÄąlmaktaydÄą. Bu uçuĹ&#x; ile orduya bir uçak hediye edebilmek için para yardÄąmÄą saÄ&#x;layabilme amacÄąnÄą da dĂźĹ&#x;ĂźnmĂźĹ&#x;tĂźr. Bu amaçla bir sepet dolusu kart bastÄąrÄąlmÄąĹ&#x;tÄą. Kartlarda Ĺ&#x;u cĂźmleler vardÄą;

ÂŤ “OsmanlÄą MĂźdâfaa-i HukĂťk-u Nisvân Cemiyeti azasÄąndan ve KadÄąnlar DĂźnyasÄą muhabirlerinden OsmanlÄą ve Ä°slam kadÄąnlÄąÄ&#x;Äą namÄąna havada tayrân ederken (uçarken) “KadÄąnlar DĂźnyasÄąâ€? ismi ile muhterem ordumuza bir tayyare ihdâsÄąnÄą (hediye edilmesini) bilâ tefrĂŽk-i cins ve mezhep (Irk ve mezhep ayrÄąmÄą gĂśzetmeksizin) OsmanlÄą kadÄąnlÄąÄ&#x;Äąndan bekler.â€? Âť Evet Benim için BelkÄąs Ĺževket ve onun gibi nice koca yĂźrekli kadÄąnlar insanlar hep minnetle anacaÄ&#x;Äąm idollerimdir. TĂźrk KadÄąnÄą tarihin hiçbir dĂśneminde atÄąl ve pasif kalmamÄąĹ&#x;tÄąr . Nurlar içinde uyusunlar

7


SĂ–YLEYİŞİ / ASLIHAN BULUT AYDEMÄ°R Bizler neden BelkÄąs Ĺževket’ i tanÄąmÄąyoruz? Neden bu denli deÄ&#x;erli bir kadÄąn bu kadar az tanÄąnÄąyor? BakÄąn biz kimseyi tanÄąmÄąyoruz bilmiyoruz araĹ&#x;tÄąrmÄąyoruz ... Asimilasyon aslÄąnda tam olarak budur ilham kaynaklarÄąnÄązdan uzaklaĹ&#x;tÄąrmak içinizdeki o kahramanlardan naklolmuĹ&#x; DNA'larÄąnÄązdan koparmak. BakÄąnÄąz ben mehteran marĹ&#x;Äą dinleyerek bĂźyĂźmedim bĂśyle bir ilgim de yoktu ama bir tĂśrende duyduÄ&#x;umda içimden Ĺ&#x;ahlanan o duyguyu anlatamam nerdeyse atÄąmÄą getirin diyecektimđ&#x;˜Š Peki bu vĂźcut bu ruh o sesle neden Ĺ&#x;aha kalktÄą nerden bilir benim atam kim . Benim bu gĂźnkĂź bilincim bunu bilmez ama DNA m bilir . Ben Ä°stiklal MarĹ&#x;ÄąmÄąz okunurken , Gençlik MarĹ&#x;ÄąmÄąz okunurken hepsinde taaaa ciÄ&#x;erimde içimde o aĹ&#x;kÄą sevgiyi hissediyorum ve bu aĹ&#x;k benim genlerimle nesilden nesile akÄąp gidicek. Torunlar baĹ&#x;ka yerlerde de olsalar belki hayatlarÄąnda bir kere bile duysalar onlarÄąnda gĂśzlerinden bilmedikleri o yaĹ&#x;lar sĂźzĂźlecek . Ä°nsanÄąn geçmiĹ&#x;ini bilmesi Ăśnemli bir Ĺ&#x;ey, hÄązlÄą tĂźketen bir toplum olduk. Bizi baĹ&#x;arÄądan uzaklaĹ&#x;tÄąran bu ‘’fast food’’ yaĹ&#x;am tarzÄą mÄą? BelkÄąs Ĺževket in attÄąÄ&#x;Äą o kartlarda ne yazÄąyor bilâ tefrĂŽk-i cins ve mezhep (Irk ve mezhep ayrÄąmÄą gĂśzetmeksizin) OsmanlÄą kadÄąnlÄąÄ&#x;Äąndan bekler.â€? Evet bunun ĂźstĂźnde uzun uzun dĂźĹ&#x;Ăźnmek lazÄąm OsmanlÄą KadÄąnlÄąÄ&#x;Äą ‌ Acaba kaybolan ortak bilincimiz anlayÄąĹ&#x;ÄąmÄąz olduÄ&#x;u için mi yollar daralÄąyor. Acaba Ya BÄąrak Abi Bizden bir Ĺ&#x;ey olmaz diyen Kahve muhabbetlerinin evlerin salonlarÄąna taĹ&#x;an ve hiç umursamadan geleceÄ&#x;in bireylerinin beynine nakĹ&#x;edilen o sĂśzcĂźklerden mi. Yoksa hem bizden bir Ĺ&#x;ey olmaz diye anlamsÄąz Ĺ&#x;en kahkahalarla garip muhabbetlerin ortasÄąnda kalmÄąĹ&#x; olan çocuklara Ĺ&#x;izofrenlik bir duygu haliyle oku yavrum oku adam ol diye enteresan bir karmada yetiĹ&#x;tirilen nesillerde mi. Yada insan olmanÄąn ne muazzam bir Ĺ&#x;ey olduÄ&#x;unu unuttuÄ&#x;umuzdan mÄą ,dikkatimiz o kadar daÄ&#x;ÄąnÄąk ki kendimizi inceleyecek dĂźĹ&#x;Ăźncelerimizi irdeleyecek ve hatta içimizden sĂźrekli bizimle diyalogda olan kiĹ&#x;inin kim olduÄ&#x;unu bile fark edemeyecek bir durumdayÄąz. Mesela bence insan Ruhunun ve Bedenin kabiliyeti olmayan hiçbir Ĺ&#x;eyi hayal edemez. Peki ya insan hiçbir Ĺ&#x;eyi hayal etmezse irdelemezse dĂźĹ&#x;Ăźnmezse neyi neden niçin yaptÄąÄ&#x;ÄąnÄą bilmezse ya baĹ&#x;kalarÄąnÄąn ona sunduÄ&#x;u hayalleri izleyip hayatÄąn Ĺ&#x;u akÄąp giden anlarÄąnÄą tĂźketirse nasÄąl geliĹ&#x;ir. İçinizde bir kuvvet eksikliÄ&#x;i bir motivasyon azlÄąÄ&#x;Äą mÄą hissediyorsunuz . O vakit geçmiĹ&#x;e dĂśnĂźn bir bakÄąn eminim çok bĂźyĂźk motivasyonlarÄąnÄąz olacaktÄąr. Muhtaç OlduÄ&#x;un Kudret DamarlarÄąndaki Asil Kanda Mevcuttur. Mustafa Kemal AtatĂźrk 20 Ekim 1927 Biraz da sizin içinde yer aldÄąÄ&#x;ÄąnÄąz ‘’Toplumsal Cinsiyet Dengesi GeliĹ&#x;im Komisyonu’’ na deÄ&#x;inecek olursak, Toplumsal Cinsiyet Dengesi geliĹ&#x;imi nedir? Sivil HavacÄąlÄąk Genel MĂźdĂźrlĂźÄ&#x;Ăź (SHGM) bĂźnyesindeki, Toplumsal

8


BELKIS HANIM, İLK UÇAN TÜRK KADINI Cinsiyet Dengesi Geliştirme Komisyonu (TCDGK); Türk sivil havacılık sektöründe, toplumsal cinsiyet dengesini geliştirmek için toplumsal cinsiyet dengesini izlemek ve gelişimini sağlayacak öneriler geliştirmek, havacılık meslekleri seçiminde cinsler için fırsat eşitliği yaratılmasına yönelik çalışmalar yapmak, özellikle kadınları havacılıkla ilgili alanlarda eğitim ve öğretime teşvik etmek üzere kurulmuştur. ‘’Toplumsal Cinsiyet Dengesi Gelişim Komisyonu’’ olarak sizler neler yapıyorsunuz? Farkındalığı arttırmak üzere faaliyetlerde bulunuyoruz. Sempozyumlar düzenliyoruz hem yurt içinde hem de yurt dışında havacılık faaliyetlerine katılıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği sadece ülkemizin yaşadığı bir problem değil bu global bir sorun. İnsanımız sadece bize özel sıkıntılar olduğunu düşünüyor ama maalesef konu evrensel . Bizler de faaliyetlerimizi evrensel ölçekte yürütmeye özen gösteriyoruz. Önümüzde çok uzun ve güzel bir yol var. Bizler farkındalığı arttırdıkça çözümlerde kendiliğinden oluşacak . Belki de en büyük şansımız sınırları olmayan bir sektörde bu yola çıkmış olmamızdır. Kadınlar için ülkemizde eşit fırsatlar olduğuna inanıyor musunuz? Aslında ben bu konuda konuştuğumda biraz tepki alıyorum ama benim bu konuda aktarabileceğim sadece kendi deneyimlediklerim ve tamamen bence diye ifade edebileceğim görüşler. Ben kendimi hiç cinsiyetimle tanımlamadım ne kendi kendime ne de başka birine. Benim için cinsiyetin önemi sadece aşk dan bahsediyorsak vardır. Ben karşıma çıkan zorlukları işin kendi akışından veya insanların hak ve adalet anlayışlarından kaynaklanıyor olarak gördüm bu sebep ile hiç böyle bir değerlendirmem olmadı. Sadece Anne kimliğimle zorlandım acaba bu kimliğimin gerekliliğini yetebiliyor muyum diye hep içim de bir sızı oldu belki hem anne kimliğini hem iş insanı olma kimliğini birlikte yürütmenin daha kolay yolları olabilir. Aslında bu noktada da özümüze bakmalıyız kendi anane örf ve dilimizi yeteri kadar bilsek bu sorunun bizler için ne kadar zorlama ile hayatımıza girdiğini anlarız. Size sadece üstünde düşünmeniz için küçük bir detay vermek isterim. İngilizce, Fransızca, Arapça dillerinde insanlara işaret ettiğinizde onlar cinsiyetlerini belirleyen kalıplarla işaret edersiniz ama Türkçe de bu böyle değildir siz bir insanı işaret ediyorsanız O dersiniz ona bir cinsiyet yüklemezsiniz . Yani HE /SHE değil O dur. Girişimci olmak isteyen kadınlara tavsiyeleriniz nelerdir? İmkansız diye bir şey yoktur . Sizin aksiyon alıp almamanız vardır. Bazı şeylere başlamak için başka insanların oluşturmasını beklediğiniz koşullar var ise siz girişimci değil işletmeci olursunuz. Hayalleriniz var ise onları yapacak kabiliyetiniz de vardır. Yol uzun acı olabilir ama zaten tadı orda unutmayalım ki küçücük bir tohum bile kaderinde çiçek olmak olsa bile kabuğunu kırmak zorundadır. Girişimcilik sadece bir iş kurmak değildir hayalini kurduğunuz her şeyin gerçekleşmesi için yaptığınız her türlü harika eylemdir.

9


EDEBİYAT

ÖZDEMİR ASAF Aysel CAYMAZ Edebiyat Öğretmeni

Cumhuriyet döneminin ünlü şairlerindendir Özdemir Asaf. Kelimelerini kullanış tarzında olduğu kadar yaşamında da bir o kadar naiftir. Nezaket kavramı ile öylesine eş anlamlıdır ki toplumla, çağla ve kendisiyle hesaplaşmasını anlatan dizelerinde bile öfkesini kendine has yumuşak üslubuyla yansıtmıştır. Sevgi, yalnızlık, ölüm ve hatıralar başlıca konularını oluşturmuş, özellikle aşk şiirleriyle en sevilen dizelerin yaratıcısı olmuştur. Ben sana hep üşüyordum Çünkü kıştım. Nakıştım, bakıştım İnkar etmiyorum da bunu Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım. Ve lütfen inkar etme Sana en çok ben yakıştım. Gerçek adı, Halit Özdemir Arun olan Asaf, 11 Haziran 1923’te Ankara’da dünyaya gelir. Ve kendisinden bir gün sonra ayrı gün ikizi olarak kız kardeşi doğar. Geçirdiği bir hastalık sonucunda babası Mehmet Asaf ’ın hayatını kaybetmesi üzerine, aile 1930 yılında yeniden İstanbul’a taşınır. Şair, Diyalog şiirinde babasının ölümünden şöyle bahseder: Babamın öldüğünde aylardan hazirandı. O elli dördündeydi ben yedi Bir ışık söndüğünde yol yandı. O kedi bunları nasıl da bildi.

10

Okul çağına gelen çocuklar, Atatürk’ün İsmet İnönü’ye,“Asaf ’ın çocuklarını bir okula yerleştirin.” demesi üzerine eğitim hayatına başlar. Özdemir Asaf, Fransız Erkek Lisesi’ne kaydolur. Fakat kısa süre sonra okulu kapanır. Galatasaray Lisesi’ne parasız yatılı olarak kaydolur. Fakat geçirdiği bir akciğer rahatsızlığı nedeniyle bir yıl devamsızlık yapınca, parasız yatılılık hakkını kaybeder. Özdemir Asaf, Kabataş Erkek Lisesi’nin parasız yatılı sınavını kazanır ve o liseden mezun olur. Liseden sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne yazılır, sadece iki yıl okur. Belki de şairin yaşamında hukuk yıllarının tek getirisi, ilk eşi, ve kızı Seda Arun’un deyimiyle en tutkulu aşkı, Sabahat Selma Tezakın’ı tanımasıdır. Notlarla ilgili yapılan bir haksızlık, Özdemir Asaf ’ın hukuku bırakmasına neden olur. Hukuktan ayrılan Özdemir Asaf, İktisat Fakültesi’ne kaydolur. Üç yıl da bu fakülteye devam eder. Daha sonra buradan da ayrılır ve o dönemde iki yıl olan Gazetecilik Enstitüsü’ne başlar. Ne yazık ki buraya da ancak bir yıl devam eder ve ikinci sınıfta ayrılır. Servet-i Fünûn/Uyanış Dergisi’nde 1939 yılında yayımlanan bir çeviri ile ismi duyulmaya başlayan Özdemir Asaf, 1950’li yıllara kadar Servet-i Fünûn/Uyanış, Yedigün, Büyük Doğu, Varlık, Kaynak, Tercüme gibi dergilerde şiir ve çevirileri ile tanınır. Bu dönemde şair, hem edebi kimliğini ve çizgisini, hem de bu çizgiyi besleyebilecek düşünce dünyasını kurabilmek için sürekli okur, araştırır, yorumlar. Servet-i Fünûn Dergisi’nde eskiye yönelik eleştirileri yayımlanmasına rağmen, lirik, aşk, tabiat, yalnızlık gibi temalara odaklı ve Yahya Kemal etkisi hissedilen şiirler yazar. Özdemir Asaf yine bu dönemde Necip Fazıl şiirlerinden de etkilenir.


EDEBİYAT YÜRÜRKEN Üstümde yeni elbiselerim, Taranmış saçlarımda bir kundura parlaklığı var. Başım değil midir ki yürüyen? Bu adımları köhne kederlerim atar. Özdemir Asaf, eğitimini tamamlamadan çalışma hayatına atılır. Sigorta şirketinde sigorta prodüktörlüğü yapar, ancak kişiliğine uygun bir iş değildir. İlk çocukları Seda, 1947’de dünyaya gelir. Özdemir Asaf, Mart 1948-1949 yılları arasında askerlik görevini tamamlamak için Erzurum’a gider.

Mesafenin önemi yoktur. Burnunun dibinde olsa ne olacak? Seni anlamıyorsa, Ama birisi vardır ki dünyanın öbür ucunda En ihtiyaç duyduğun anda, İki satırıyla bile olsa, Bir çırpıda yanı başında. Mesafe uzaklıklarda değil, Mesafe fedakârlıkta!

Bu arada Özdemir Asaf, hayatına üç kadının aşkını sığdırmaya çalışmaktadır. Bu kadınlardan üçüncüsü, şairin ünlü şiiri, Lavinia’yı ithaf ettiği kızdır. ÖğrenciMum yanıyor, zaman yanıyordu lik yıllarında, bir şiir yarışmasına katılan şair, Lavinia Erzurum’un köylerinde ile birinci olmuş ve kürsüye çıkarak şiirini okumaya Akşamın ve sabahın erken olduğu başlamış.Ve rivayet o ki, Özdemir Asaf ’ın bu şiiri yazAli Baba dağının eteklerinde dığı kız da salondaymış. Genç şairin platonik olarak Geniş vakitler yaşanıyordu. aşık olduğu kızın gerçek ismi ise Mevhibe Meziyet 1950 öncesinde henüz arayışlar içinde olan ve şiir Beyat imiş. Büyüleyici güzelliğinin yanı sıra kişiliğiyadına izleyeceği yolu belirlemeye çalışan Özdemir le de erkeklerin aklını başından olan bu kız, Özdemir Asaf, eşine 19 Eylül 1948 tarihinde Ankara’dan yazdığı Asaf ’a hiçbir zaman karşılık vermemiş. bir mektubunda, artık rahat satırlı şiirler deneyeceğini belirtir. Rahat satırlarla neyi anlatmak istediğini açmasa da tarzının ilk notları olarak kabul ettiği bazı çalışmalarını eşine gönderir. Ölebilirim bu genç yaşımda, En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim. Şimdi kavak yelleri esiyorken başımda, Sevgilim, Seni bir akşamüstü düşündürebilirim. İşleri ve özel yaşamı kötüye giden Özdemir Asaf, bir grup sanatsever ile 1954 yılında yurt dışı seyahati yapar. Aynı yıl, Türkiye’nin ilk kadın fotoğraf sanatçısı Yıldız Moran ile tanışır. İkilinin arkadaşlığı, Özdemir Asaf evli olmasına rağmen, Sabahat Hanım’ın kuşku ve sitemleri eşliğinde, 1962 yılına kadar devam eder. Özel hayatında bunlar yaşanırken, Özdemir Asaf 1955’te Yuvarlak Masa Yayınları’nı kurar. Şiir kitaplarını art arda yayımlamaya başlar.

Mevhibe Meziyet BEYAT (LAVİNİA)

11


EDEBİYAT Hatta söylentilere göre şiiri duyar duymaz salondan ayrılmış. LAVİNİA Sana gitme demeyeceğim Üşüyorsun ceketimi al Günün en güzel saatleri bunlar Yanımda kal Sana gitme demeyeceğim Gene de sen bilirsin Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim İncinirsin Sana gitme demeyeceğim Ama gitme Lavinia Adını gizleyeceğim Sen de bilme Lavinia. 1961 yılında eşinden boşanan Özdemir Asaf,, 1962’de Yıldız Moran ile evlenir. Çiftin Gün, Olgun ve Etkin adlarında üç erkek çocuğu olur. Yaşamında çocuklarının yeri çok büyük olan şair, oğullarının yanlış söylediği kelimeler üzerine denemeler kaleme alır, kızına mektup yazarak öğütler verir. Özdemir Asaf ’ın Şiirlerinin bazılarında toplumla, yaşadığı çağla ve kendisiyle hesaplaşmasının buruk öfkesi gözlemlenir. Dün sabaha karşı kendimle konuştum, Ben hep kendime çıkan bir yokuştum, Yokuşun başında bir düşman vardı, Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum. ALTINCI GÜN Benim söylemek için çırpındığım gecelerde, Siz yoktunuz.

Özdemir Asaf, Annesi Babası Ve Kardeşi YALIN Her seven Sevilenin boy aynasıdır. Sevmek Sevilenin o aynaya bakmasıdır.

Şiirlerinin bir bölümünde toplumla, yaşadığı çağla ve kendisiyle hesaplaşmasının buruk öfkesi gözlemÖzgün ve etkileyici bir dil kullandığı şiirlerinde lenir. Bu yaklaşımla yeni taşlama biçimleri üreterek “ikinci kişi” sorununu ele aldı. İkinci kişiye bağlılığını hiciv şiirinin öğelerini ustaca kullandı. İnsan ilişkileçeşitli yönlerden inceledi, kendi davranışlarını rinin toplumsal ve bireysel düzlemlerdeki çelişkilerini soyutlama yoluyla bir düşünce düzeyine yükselterek “sen-ben” ikileminde yansıttı. Şiirlerinde çok sık kulçözümlemeye çalıştı. Özellikle son dönem şiirlerinde landığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son şiirlerinde dize sayısını azaltarak duygu ve zeka pırıltılarının yerlerini kaçış, umutsuzluk ve tedirginliğe bıraktı. kaynaştığı kısa şiirler yazdı.

12


EDEBİYAT ADALET İnsansız adalet olmaz Adaletsiz insan olur mu? Olur, olmaz olur mu! Ama, olmaz olsun! Kısa, özlü söyleyişlerin yer aldığı, düşündürücü özgün şiirleriyle tanındı. Karşıtlıkları, benzerlikleri, çağrışımları kullanarak söz ve sözcük oyunlarına dayalı şiirlerinde yaşam görüntülerini, eşyayı, izlenimleri soyutlaştırır; dokunaklılık yüklü şiirlerinde sevgi, anılar, yalnızlık, ölüm başlıca konulardır. AŞK Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin, Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin. Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür; Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin. BİR ŞEYİN ADI Önce, büyük büyük düşündüm; Sonra büyük büyük yaşadım. Ne varsa, onlar aldı. Şimdi bana küçük bir ölüm kaldı. NOKTASIZ Biri gelir sorarsa Sana beni sorarsa Gitti der misin Gittiğimi söyler misin Gidiyorum ben sana Benimle gider misin AN Gülüş bir yanaşımdır bir öbür kişiye; Birden iki kişiyi döndürür bir kişiye.. Anılarından kale yapıp sığınsa bile, Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye. 1979 yılında, çocukken geçirdiği akciğer rahatsızlığı tekrarlar. 1980 yılının Aralık ayı başında, beyninde, tümör tespit edilir. 28 Ocak 1981’de hayatını kaybe-

İlk Eşi Sabahat Selma Tezakın İle Evliliği, 14 Eylül 1946 der. Röntgenlerin korunduğu sarı kâğıda hastanede yazdığı son şiir isimsizdir. Mezarı Rumelihisarı Mezarlığı’ndadır. Hastanede veya hapishanede Hayatını yazma! Sonunu bir merak eden çıkabilir Hastanede her gece insan Birkaç yaşam yitirebilir ya da yaşayabilir Hapishanede ise her sabah. KELEBEK Son isteğin nedir? Sorusu, Çok, çok kolaydır, ilk isteğin nedir? Sorusundan. Çünkü, O soruyu Kimse kimseye soramadı, Korkusundan.

KAYNAKÇA: antoloji.com insanokur.org paratic.com leblebitozu.com

13

13


HAVACILIK

Sinan ERİK Mühendis

B737MAX İLE A320NEO UÇAKLARINA GİRİŞ

Boeing ve Airbus’ın dar gövde, tek koridorlu modellerinden olan B737MAX ile A320Neo uçak tiplerini bu yazımda kısaca irdelemeye çalışacağım. Başta belirtmek isterim ki her iki imalatçı da bu modellerinin en küçük versiyonlarını yeni jenerasyona taşımak istemiyor. Örneğin B737-800, B737 MAX 8 olurken, B737-600 modeli MAX olarak sunulmayacak. Aynı şekilde Airbus A320 ailesinden A318 modeli de neo olarak üretilmeyecektir. A320neo ticari uçuşlarına dünyada ilk olarak Lufthansa’ya teslimi ile başlamıştır. Türkiye ve Avrupa dahil rotalarda uçuş yapan Corendon Airlines firması Boeing 737 MAX 8 uçak tipini filosuna Mayıs 2018’de dahil ederek Türkiye’de ilk defa bu tipte uçan havayolu olmuştur. Bu tipteki modeli bayrak taşıyıcı firmamız, THY filosuna Ağustos 2018’de dahil etme kararı vermiştir. Pegasus gibi bazı havayollarımız Neo serisine devam ederken bazıları ise Max serisi B737’lerden sipariş etmektedir. Son zamanlarda bu şekilde havacılık dünyasında ”Neo” ve ”MAX” kelimelerini sıkça duymaya başladık. Uzun yıllardır bilinen Airbus A320’ye ”Neo”, Boeing B737’ye ise ”MAX” eklenerek bu yeni modeller operatörler ile buluşmaktadır. Birçok havayolu şirketinden binlerce sipariş alan ”Neo” ve ”MAX” modellerini görsel ve teknik olarak aşağıda daha detaylı inceleyebiliriz

14


HAVACILIK

MAX VE NEO MODELLERİ ARASINDAKİ FARKLILIKLAR

Yarım asırdır defalarca yenilenen ve son 18 yıldır B737NG olarak tanıdığımız B737 serisi, şu an imalatçıdan B737MAX olarak karşımıza çıkmaktadır.

4. Kalkış anında yaydığı gürültü alanı %40’a kadar daha düşük olarak en yeni sessiz motor teknolojisine sahip olacaktır. 5. APU’nun kuyruk konisi ve hava giriş bölümü yeni tasarımda görülüyor. 6. Gelişmiş uçuş kumanda sistemi olan fly-by-wire Pekala B737NG ile MAX’ı genel olarak kıyasla- sistemine sahip olacak. Kokpit tasarımı açısından göstergeler daha geniş 15 inch olarak pilotların kullanım dığımızda ne gibi farklara sahip? kolaylığına göre tasarlanmıştır. 1. B737NG (B737-600/700/800/900)’lerde tanıdı7. Boeing SkyInterior standart kabin tasarımı ile ğımız winglet’lerin yerini MAX da yeni geliştirilen yolcular tarafından daha konforlu ve tercih edilen Advanced Technology Winglet’ler alacak. Bu sayede uçuş deneyimi yaşatmayı hedeflendiği belirtilmiştir. %1 ile %1,8 arasında yakıt tasarrufu ve hava direncinde azalma sağlanacak. A320neo ile A320 arasındaki farkları değerlendirecek olursak sadece aşağıdaki belirgin değişikliklerden bahsedebiliriz. 1. Sharklets adı verilen fakat B737NG’lerdeki winglet’leri anımsatan parçalara sahiptir. Sharklet’ler sayesinde yaklaşık %15 daha az yakıt yakacaktır. 2. Çapı, yaklaşık 25-30 cm daha genişletilmiş olan CFM LEAP-1A veya PW1100G yeni motorlar kullanılmaktadır. %50 oranında azot oksit (NOx) salınımları düşürülmüştür. Gürültü değerinin de yaklaşık %75 azaltılmasını sağladığı için çevre dostu konsepte sahiptir. 2. Çapı, yaklaşık 15-20 cm daha genişletilmiş olan 3. Gövdede yapılan modernize çalışmalarına rağyeni motorlar (CFM LEAP-1B) sayesinde daha az men %95 oranında parçalar aynı kalmaktadır. CO2, ciddi oranda da azot oksit (NOx) salınımları 4. Cabin Flex konfigürasyonuna sahip A321neo düşürülmüştür. Toplamda yaklaşık %14 daha az ya- uçaklarında kabin konfigürasyonunda esneklik sukıt yakacak şekilde tasarlanmış. narak, yoğun koltuk dizilimli konumda maksimum 3. Yaklaşık %19’a kadar uzatılmış menzile sahip 244 yolcuya kadar taşıma kapasitesi çıkabilmektedir. olacak.

15


HAVACILIK

Ayrıca A320 ailesinin en büyük seçeneği A321neo, bir önceki modeli A321 ile kıyaslandığında en belirgin değişiklik kanadın ön tarafında bulunan yolcu kapılarının kaldırıldığı A321neo’da acil çıkış kapılarına gövde ortasında, kanat üstünde yer veriliyor. (Bu opsiyon 2020 yılına kadar standart hale getirilmesi planlanıyor.) Yapılan önemli değişiklikleri göz önünde bulundurduğumuz takdirde, A320’nin B737’ye kıyasla daha az değişikliğe uğradığını görmekteyiz. Burada A320’nin B737’ye göre daha modern ve teknolojik açıdan daha yeni olduğunu düşünürsek, Airbus’un A320 modelinde şimdilik fazla bir değişime gitmemesinin nedenini gösteriyor gibi. A320’ye eklenen ”neo” açılımı adı üzerinde ”New Engine Option” yeni motor opsiyonu sunmaktadır. Yukarıda saymaya çalıştığım teknik farklılıkların yanında Boeing’in verdiği verilere dayanarak, B737MAX’ın A320neo’dan koltuk başına %8 daha az yakıt yaktığından yola çıkarsak, Airbus’un A320neo için Aralık 2015’e kadar aldığı toplam siparişin 4471 adetle, B737MAX’a kıyasla 1399 adet daha fazla olmasını açıklayabilmek için A320neo’nun müşterilerine daha erken teslim edilmesi önemli bir rol oynuyor.

16

Ayrıca A320’ye kargo konteynerlerinin sığması, kabin genişliği ve full fly-by-wire kontrol sistemine sahip olması genel olarak havayolu şirketlerinin ağırlıklı olarak ”neo” yu tercih etmelerindeki faktörler olduğunu düşünebiliriz. Bayrak taşıyıcımız, THY filosunda 2018 yıl sonu itibariyle B737-8 MAX modelinde TC-LCA ile TC-LCG tescilleri arasında 7 adet uçağın dahil olmasıyla Boeing B737-800 tipi yolcu uçaklarında sayı 89 adete çıkmıştır. A320 ailesinin en büyük üyesi olan A321neo (A321-271NX) modelinde ise TC-LSA ve TC-LSC olmak üzere şu an için 2 adet uçak ilave olduğunda filosu Airbus A321 tipinde 70 âdete yükselmiştir. Sonuç olarak; konu modellerini tanımlayan tek koridorlu orta menzilli uçak segmentindeki dünya pazarında Boeing ve Airbus gibi iki üreticinin elinde olduğu sürece sağlanılan teknik gelişim hızı ve ticaretleri arasındaki birbirine üstünlüklerini şu an için yaşayarak sadece gözlemleyeceğiz.


PSİKOLOJİ

Hamit BAŞGÖL Psikolog

MAKİNE ÖĞRENMESİ

Yapay Zeka (YZ) –kısaca- insanın gerçekleştireceği görevlerde insan performansını yakalayabilen ve/veya geçebilen sistemlere verilen genel bir addır. YZ çalışmalarının başlangıcı İkinci Dünya Savaşı sonrasına rastlamaktadır. Bu yazıda insan performansını yakalayabilen YZ sistemlerinin oluşturulmasında kullanılan bir dizi teknikten bahsedeceğim. Bu teknikler genel olarak Makine Öğrenmesi (Machine Learning) adıyla bilinir. Öğrenmenin çoğu zaman bilinçli bir durumun sonucu olduğunu düşünsek de, öğrenme büyük oranda bilinçle ilgili değildir. Kısa bir tanımla, öğrenme sistemde meydana gelen tekrarlı değişimlerin görece kalıcı bir biçimde sistemin davranışına yansımasıdır. İnsan yavrusu henüz doğmadan hem duyu-motor bağlantılarını hem de çevreden gelen diğer bilgileri öğrenmeye başlar. Doğduktan sonra yeni bilgileri öğrendiği eski bilgileri kullanarak öğrenmeye devam eder. Bunca yıldır türümüzün hayatta kalmasını ve insan kültürünü geliştirmesini sağlayan temel etken ise çok yüksek ihtimalle öğrenme kabiliyetimizdir. YZ’nin yapıtaşlarından birinin Makine Öğrenmesi olması hiç şaşırtı olmasa gerek. Peki nedir bu Makine Öğrenmesi?

Elle kodlamadan öğretmeye Bir bilgisayar programının en önemli yapılarından biri kontrol yapılarıdır. Kontrol yapıları belirli durumlarda programın yanıtlarını veya nasıl çalışacağını belirler. Diyelim ki bir üretim atölyesinde sürekli çalışan bir makineye sahipsiniz, bu makineye X adını verelim. X bazen çok ısınıyor ve 50 °C’ye kadar ısınmasını istemiyorsunuz. Kullanmanız gereken kontrol yapısı şöyle olacaktır: Eğer X’in derecesi 50 °C’ın üzerine çıkarsa, enerjiyi kes. Eğer 50 °C gibi tehlike arz eden sıcaklık derecesi sürekli değişkenlik gösteriyorsa, bu dereceler için ayrı kontroller oluşturabilirsiniz. Eğer X’in derecesi 50 °C’ın üzerindeyse ve A modunda değilse, enerjiyi kes. Eğer X’in derecesi 30 °C’ın üzerindeyse ve B modunda değilse, enerjiyi kes. Bu tip kontrol yapılarını kullanmak kolaydır. Fakat makineniz üzerinde daha karmaşık kontrollerde bulunmak istiyorsanız, karmaşık kontrol yapıları oluşturmak zorundasınız. Başlangıçta YZ araştırmacıları anlattığım örneğe benzer biçimde kontrol yapılarını el ile kodlayarak insanın başarıyla gerçekleştirdiği bir takım problemleri çözmeye çalışıyorlardı. Sizin de tahmin edebileceğiniz üzere bu yaklaşımın iki temel kısıtlılığı vardı. Birincisi başarıyla çalışan karmaşık kontrol yapılarını yazmak uzun sürer

17


ve zordur çünkü her koşulu belirleyemez veya tahmin edemezsiniz, ikincisi de bu kontrol yapılarını oluşturabilmek için sistemin nasıl çalıştığını ve görevin nasıl yapılacağını bilmeniz gerekir. Birinci zorluk türü için go oyununu örnek olarak verebiliriz, ikinci zorluk için verilen klasik örnek ise obje tanımadır. Köpek nedir? Hangi ipucu bir resimde köpek olup olmadığını söyler? Korkarım ki, böyle bir ipucu yok. Aslında karmaşık kontrolleri daha iyi uygulamanın bir yolu mevcut. Sistemin neredeyse sayısız durumda doğru bir biçimde işlemesinin üst sınırı olan sıcaklığı hesaplayabilecek bir fonksiyon keşfedebilirseniz, sorunu çözersiniz. Diyelim ki bu bir F fonksiyonu olsun ve a kümesi de X’in sıcaklık üst limitini etkileyebilecek değişkenleri ifade etsin, F fonksiyonu ise a kümesindeki değişkenleri kullanarak bize mevcut makinenin sıcaklık üst limitini versin, bu formülü şu şekilde yazabiliriz: F(a) = Y. Buradan da kontrol yapımızı şu şekilde yazabiliriz. Eğer X’in derecesi Y °C’ın üzerine çıkarsa, enerjiyi kes. Aslında Makine Öğrenmesi tekniklerinin amacı bu tip fonksiyonları veri ve hesaplama gücü yardımıyla oluşturmaktır. Eğer böyle bir fonksiyon oluşturabilirseniz, X’in sıcaklık üst limitini hesaplayabilirsiniz. Ayrıca hangi durumlarda ısınmaya daha yatkın olduğunu bilmeseniz de, fonksiyon size bu durumları gösterecektir (Figür 1, veriler yeşil nokta ile gösterilmiştir, f(a) fonksiyonu verileri simüle etmeye ve genellemeye çalışır). Bu tip makine öğrenmesi yöntemine regresyon denir. Eğer böyle bir fonksiyon oluşturabilirseniz, verdiğiniz resimlerde köpek olup olmadığını ayırt edecek sistemler de oluşturabilirsiniz. Bir resimde köpek olup olmadığını belirleyen bir ipucu yoktur, fakat bizim ayırdına varamadığımız sayısız ipucu vardır. YZ araştırmacıları da insan yeteneğine sahip sistemler oluşturabilmek için fonksiyonları Makine Öğrenmesi yöntemleriyle bulmaya çalışır. Diğer bir deyişle makinelerin görevleri öğrenmesini sağlarlar.

Makine Öğrenmesi teknikleri Makine Öğrenmesi tekniklerine geçmeden önce veri ve fonksiyonların uzayda gösterimi hakkında ufak açıklamalar yapmak istiyorum. Veri basitçe bir amaç için kullanılabilecek bilgi parçasıdır. Bir verinin en önemli özelliği belirlenen bir uzayda (sayı doğrusu) gösterilebilmesidir. Z adlı bir makinemiz olsun. Z’den alabildiğimiz 3 tip bilgi (Z’nin çalışma modu, Z’nin son bakım tarihi üzerinden geçen gün sayısı, Z’nin son kapanışından sonra kaç saat çalıştığı, sırasıyla X1, X2, X3) ve çevreden alabildiğimiz 2 tip bilgi (çevrenin sıcaklığı ve Z’nin atölyedeki lokasyonu, sırasıyla C1 ve C2) olduğunu düşünelim. Bunlar gerçekleştiğinde Z’nin hasar görüp görmemesi de aldığımız diğer bir bilgi olsun (Y). Artık elimizde 6 farklı bilgi tipi mevcut, bunları şu notasyon ile gösterebiliriz: (X1, X2, X3, C1, C2; Y). Diğer değişkenler bir takım sayılarla ifade edilirken, X1 0, 1 ve 2 kullanılarak, Y ise 1 veya 0 kullanılarak ifade edilebilir. Bu bilgi 5 boyutlu bir uzayda kolaylıkla gösterilebilir. Eğer değerler şu şekildeyse 

X1: 1, X2: 850, X3: 120, C1: 20, C2: 25 ve Y: 0

Bu veri parçasını (0, 850, 120, 20, 25; 0) şeklinde gösterebiliriz.

Bunu da 5 boyutlu bir uzayda şu şekilde gösterebiliriz (Figür 2). Bizim uzayımız 3 boyutlu olduğu için bunu çizmesi biraz zor aslında. İkinci bir veri daha tanımlayalım (1, 750, 100, 10, 25; 1), onu da aynı uzayda şu şekilde gösterelim (Figür 3). Bu şekilde elimizdeki veriyi uzayda gösterebiliriz. Problemi gruplandırma yaparak (hasar görme durumu yani Y:1 ve hasar görmeme durumu Y:0) çözmek istersek, makineden aldığımız bilgileri

18


PSİKOLOJİ kullanarak makinede hangi durumlarda hasar oluşabileceğini bulmak için aşağıda gösterilen sınır fonksiyonunu bulmamız gerekir (Figür 4). Önceki örnek regresyon olarak adlandırılırken, bu tip problem çözme yöntemi gruplandırma/kategorileme (clustering) olarak adlandırılır. Verilerden ve fonksiyonlardan bahsettikten sonra, Makine Öğrenmesi teknikleri içeren temel gruplardan

bahsedebiliriz. Makine Öğrenmesi kabaca üç gruba ayrılır: güdümlü öğrenme (supervised learning), güdümsüz öğrenme (unsupervised learning) ve pekiştirmeli öğrenme (reinforcement learning). Eğer verilerinizde etiketler mevcutsa güdümlü öğrenme yöntemlerini kullanabilirsiniz. Bu açıdan verdiğim her iki örnek de güdümlü öğrenme yöntemi örneğidir. İlk örnekte X’in hangi sıcaklıklarda hasar alabileceğine dair bir öğrenme problemi, regresyon kullanılarak anlatılmıştı. Burada elimizde hem sistemin ve çevrenin bir takım özelliklerine yönelik veriler mevcuttur hem de bu verilere karşılık gelen etiketler, yani sıcaklık üst limitleri. Verdiğim ikinci örnek ise bir problemin gruplandırma yöntemiyle çözülmesidir. Sistemin ve çevrenin bir takım özelliklerine veri olarak sahipsem ve aynı zamanda Z’nin bu verilere karşılık gelen hangi durumlarda hasar aldığını biliyorsam (etiket), hasar alma veya almama durumlarını bu özellikler üzerinden gruplandırabilirim. Verilerimize denk gelen etiketleri her zaman bilemeyebiliriz. Bu durumda güdümsüz öğrenme yöntemleri kullanılır. Bu yöntemler genel olarak verileri gruplara ayırır. Özellikle resim sıkıştırma (image compression) için çok fazla kullanılan K-means bir güdümsüz öğrenme algoritmasıdır. K-means sayesinde resim renk grup-

19


PSİKOLOJİ larına ayrılır ve bir renk grubuna ait bütün renkler o grubun ortalamasıyla temsil edilir. Dolayısıyla resmin boyutu genellikle kalitesi bozulmadan düşürülmüş olur (Figür 5). Son öğrenme yöntemi ise pekiştirmeli öğrenmedir. Pekiştirmeli öğrenme güdümlü ve güdümsüz öğrenmeden farklı olarak davranışların veya davranış serilerinin sistemlere öğretilmesinde kullanılır. Davranışlar ödüllendirilir veya cezalandırılır. Sistem gerçekleştirdiği milyonlarca deneme sayesinde hangi davranışın en fazla ödül getireceğini öğrenerek o davranışı göstermeye başlar. Aslında açık bir biçimde görünmese de, burada da bir fonksiyon öğrenilir. Fakat burada fonksiyon daha önce anlattığımız örneklerdeki verilerden farklı bir biçimde, çevrede davranış gerçekleştiren sistemin çevredeki özellikler, kendi davranışları ve aldığı ödüller arasında öğrendiği bir fonksiyondur. Emin ellerde çok güçlü bir yöntemdir, AlphaGo son yıllarda geliştirilen derin pekiştirmeli öğrenme yöntemi sayesinde dünya go şampiyonlarından biri olan Ke Jie’yi yenmiştir.

Ne yapmalı, nereden başlamalı? YZ ve Makine Öğrenmesi ilginizi çekti diyelim. Peki öğrenmeye nereden ve nasıl başlamalısınız? Bu alanla ilgili çalışmalar yapabilmek için olmazsa olmaz üç yeterliliğe sahip olmanız gerekiyor. Birinci yeterlilik matematik. Makine öğrenmesi teknikleri olasılık ve istatistik bilimlerinin ortak çabasıyla oluşturulmuş tekniklerdir. Algoritmaların nasıl çalıştığını anlamak için yeterli düzeyde matematik bilgisine ihtiyacınız var. Genellikle lise son seviyesinde matematik bilgisi yetse de, okullarımızın içine bulunduğu durum göz önüne alındığında ekstra çaba harcamak zorunlu olabilir. Eksiklikleri kapatabilmek için benim önerebileceğim en iyi kaynak Khan Academy’dir, hem de ücretsiz. İkinci yeterlilik ingilizce. YZ ve Makine Öğrenmesi ile ilgili kaynakların bir çoğu türkçeye çevrilmemiş durumda, güncel kaynaklar da ingilizce. Özellikle EdX ve Coursera’daki kursları çalışmak için önerebilirim. Tabi bunlardan faydalanabilmek için ingilizce bilmeniz gerekiyor (Bazılarında türkçe altyazı mevcut). Üçüncü yeterlilik programlama dili. Konu bilgisayar bilimi olduğunda yeterli programlama bilgisi olmadan çalışmalar yapmak imkansız. Türkçe dilinde programlama öğrenebilmek için yeterince kaynak mevcut, benim aklıma ilk gelen Sadi Evren Şeker’in “BilgisayarKavramlari” adlı Youtube kanalı. Eğer bilgisayardan temel düzeyde anlıyorsanız, Python öğrenip uygulamalara başlayabilirsiniz. Python gelişmiş kütüphaneleri sayesinde çok güçlüdür ve kullanımı da kolaydır. Ayrıca Deep Learning Türkiye oluşumun çalışmalarına hayranlık duyuyorum (deeplearningturkiye.com). Türkçe kaynaklar oluşturmaya çalışıyor, toplantılar hazırlıyor ve gençlere yardımcı oluyorlar. Bu konulara merak duyuyorsanız veya yardım gerekiyorsa bana da bir e-posta yollayabilirsiniz.

20


SÖYLEYİŞİ / CAN ŞAŞMAZ

CAN ŞAŞMAZ KİMDİR? İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölümü mezunu olan Şaşmaz, havacılık serüvenine Birgen Air'de başladı. 2 yıllık görevin ardından daha sonra ise sırasıyla Air Alfa, Air Anatolia, MNG Teknik, THY Teknik ve TSI'da görev aldı. Şuan MNG Jet Genel Müdürü olarak görevine devam etmektedir.

21


SÖYLEYİŞİ / CAN ŞAŞMAZ Merhaba Can Bey, biz Bağcılar Anadolu Teknik ve Meslek Lisesi Uçak Bakım Bölümü öğrencileri Buket Aktaş ve Beyza Demirtaş. B Kapısı dergisi olarak sizinle kısa bir söyleşi yapmak üzere görevlendirildik. Öncelikle söyleşi teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sizi kısaca tanımlamak istesek kendinizi nasıl tanımlardınız? İyi bir takım oyuncusu ve takımdaki herkes kadar koşmaya aday bir kişi olarak tanımlayabirim. Ayrıca disiplin ve sorumluluk benim için çok önemlidir. Genç yaşınızda çok büyük firmalarda çok önemli görevler aldınız. Bu firmalardan hangisi sizi en çok heyecanlandırdı? Her firmada aynı heyecanla çalıştım. Her şirkette ayrı tecrübeleri tattım. Birinden birini ayırırsam orada beraber çalıştığım arkadaşlar gönül koyar. Apronun içindeki her şirket aslında aynıdır. Havacılıkta cinsiyet dengesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Firmanızda kadın teknisyen sayısını artırmayı düşünüyor musunuz? Erkeklerin yapabildiği işleri kadınların da yapabileceğini düşünen biriyim. Teknisyen alımı yaptığımızda kadın adayların başvurularını değerlendirip onları da kadromuza katmaya devam ediyoruz. Şuan Genel Müdürlüğünü yaptığınız şirketi büyütmek ya da MNG Technic’i yeniden kurma gibi düşünceleriniz var mı? Fiziksel imkanlarımız el verdiği ölçüde MNG Jet'i büyütmek için çalışmalarımız devam edecek. Personel sayısı olarak geçtiğimiz seneden bu yana neredeyse yüzde elli civarında bir büyüme gerçekleştirdik. Bu sene içinde en önemli hedeflerimiz FAA yetkisi ve EASA 147 Eğitim yetkisi almak. MNG Technic ise geçmişte kalan çok güzel bir anı benim için, güzel kalmaya da devam edecek. Şirket adına B737 ve özel jetler dışında almayı düşündüğünüz uçak tipi var mı? Evet, özel jetlerde kabiliyetimizde olmayan uçakları yetkimize almak istiyoruz. Bu konuda önceliğimiz Learjet 45 ve Türkiye’de uçan Cessna modelleri. İstanbul Havalimanı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir ve İstanbul Havalimanı’nda hangar açmayı düşünüyor musunuz? Türkiye için havacılığın önünü açacak bir yatırım olduğunu ve slot sıkıntıları sebebi ile ülkemize gelemeyen birçok şirketin uçuşlara başlaması ile ülkemizin tanıtımının ve turizminin çok hızla ilerleyebileceğini düşünüyorum. Hangar konusunda ise kısa vadede bir planımız yok ama gelecek ne getirecek hep beraber göreceğiz.

22


TANITIM

BAĞCILAR MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ DÖNER SERMAYE İŞLETMESİ Meslek liselerinde döner sermaye işletmelerinin kurulmasının amacı, öğrencilerin eğitim aldıkları alanlarda, uygulamalı beceri eğitimi yapmalarını sağlamaktır. Alınan siparişlerin okul bünyesinde bulunan alanlara ait atölyelerde, öğretmenlerle birlikte üretimi yapılır. Bu üretim sırasında öğrenciler almış oldukları teorik eğitimin uygulama fırsatını daha çok bulurlar. Ayrıca bir asgari ücrete kadar ücret de alabilirler. Bu ücret aile ekonomisine katkı sağlayacağı gibi, para kazanma duygusunu da erken yaşta tatmaları, öğrencilerin öz güvenlerini de artırmaktadır. Okulumuz mezunlarından, döner sermayede çalışanlar mesleği daha iyi öğrendiği için daha çabuk iş bulmakta ve daha başarılı olmaktadırlar. Öğrenim süreci sırasında mesleği sevme ve okula uyum sağlamada diğer öğrencilerden daha ileridedirler. Döner sermayemiz 1990 yılında Elektrik-Elektronik Teknolojileri Alanı’nda bilgisayar programı üretimiyle faaliyete başladı. Ülkemizde bulunan çeşitli okullara, kredili ders geçme, maaş-bordro ve satın alma programlarının satışını yaptık. 2002–2006 yılları arasında Çevre İl Müdürlüğü ile yaptığımız protokolle okulumuz Motorlu Araçlar Teknolojisi Alanı yaklaşık 55.000 aracın egzoz emisyon ölçümünü yaparak araçlara emisyon ölçüm pulu verilmesini sağlamıştır. 1995 yılından bugüne kadar, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün siparişleri olan ilimizdeki okullarının ilk tesis donatım malzeme ihtiyaçları (sıra –bank, sınıf dolabı, öğretmen kürsüsü, askı, sandalye ve 3’lü çerçeve) okulumuz bünyesinde bulunan Tesisat Teknolojisi, Makine Teknolojisi ve İnşaat Teknolojisi Alanı öğrencileri ile birlikte üretilmektedir. 2018-2019 Eğitim Öğretim yılı itibariyle Elektrik-Elektronik Teknolojileri Alanında, döner sermaye faaliyeti olarak ilimizdeki okulların ihtiyacı olan aşağıda sıralanan elektronik teknik hizmetleri vermeye başladık. *Güvenlik Kamera Sistemleri *Yangın ve Hırsızlık Alarm Sistemleri *Seslendirme Sistemleri *BT Laboratuar Sistemleri *Kayan Yazı Pano Uygulamaları *Elektronik Projeler

Milli Eğitim Bakanlığı’nın başlattığı “ 2023 Eğitim Vizyon Belgesi “ eğitimin niteliğinin artırılması ve “ Okul Gelişim Planları”nın uygulanabilmesi, döner sermaye işletmelerinin gelişmesi, mesleki eğitimin kalitesinin arttırılması, mesleki ve teknik okullarının öğrencilerin gerçek anlamda iş üzerinde uygulamalı beceri eğitimini gerçekleştirmesini öngörmektedir. Ayrıca aynı vizyon belgesinde döner sermaye gelirinin arttırılması da planlanmaktadır. Okulumuz 2023 vizyon belgesi içeriğinde mesleki teknik eğitimi alanındaki tüm branşlarda üretimi arttırmayı, üretim kademelerini çeşitlendirmeyi, mezunlarımızın istihdam olanaklarını genişletmeyi hedefliyoruz. Caner Avcı Sayman/Mali Müşavir

23


UÇAK BAKIM ALANINDAN GÖRÜNTÜLER

24


ETKİNLİK

ma ku

liği n e Ş

k cılı a v Ha

O ap t i K

i tler e y i al if F t r Spo

Tv Fox

ti are y i Z ul Ok

i Ett t e r iya uZ

tan kis a P

ri lile i k Yet

z mu u l ku

O

ik ekn T , i eri l iler loj eknik o n T Tek on im ülasy t i Eğ m da Ve Si m ı r k Ba nla ak pma ç U Eki

si ezi G i zes

Mü k ı l acı

v Ha ü ün G r otla Pil

nü Gü k cılı va a il H Siv

25


KANATLARI KIRIK UÇAĞIN SON SEFERİ

Semra DERELİ CİVELEKHAN Yazar, Şair Kabin Hizmetleri / Eğitmen

KANATLARI KIRIK UÇAĞIN SON SEFERİ

Fransa’nın Toulouse kentinin devasa Airbus hangarında gövdemin tüm parçaları özenle birbirine iliştirilirken ömrümün son günlerini doğum yerime binlerce kilometre uzaklıktaki bir ülkenin oto sanayisinin karşısında asfaltı bozuk, yamalı bir yolu işgal ederek geçireceğimi bilmiyordum. Uzun geçen ömrüm, gövdemde metal yorgunluğu oluşana dek havayolu şirketleri ve değişik rotasyonlar arasında gidip gelmekle geçti. Gökyüzünde geçirdiğim 37000 saat uçuş boyunca, küçük uçaklar gösterişli gövdemi ve iri kanatlarımı kıskandılar. Her kalkışım; burnumu dik, gövdemi gururla yükseltişim kumandalarımı emanet ettiğim pilotları sevindirdi. Görevimi en iyi şekilde bitirmek üzere yaptığım her inişim, ağır kanatlarımı süzerek yere değişim, mesafeleri kat eden kabinde ki misafirlerimi rahatlatıyordu. Sabahları apron adı verilen uçak alanından aheste aheste hareket edip pist başına doğru ilerlediğimde etraftaki küçük uçakların yanında fiyakalı gövdem havasını atarak ilerlerdi. Pist başında beyaz ördek sürüsü gibi ard arda dizilmiş tüm uçaklar birbirimizi süzerdik. Benden büyük uçak fazla görmezdim. Görmedikçe de gövdeme takılmış her bir vidayı yerinden oynatmadan ilerler, iri lastiklerimin üzerinde, heybetim ardına bakmadan şaha kalkardı. Küçük kardeşlerim fazla yukarı tırmanamazken ben 41000 feet yükseklikten onları seyrederdim. Bulutların arasında 880 km hızla ilerlerken geçirdiğim günleri şimdi hasretle anıyorum.

26


KANATLARI KIRIK UÇAĞIN SON SEFERİ Bir gün geldi ki uçtuğum havayolu kapandı. Filodaki arkadaşlarımı parçalayıp hurdacıya yolladılar. Onlardan ayrılmak benim için zor olan ilk şeydi. Kuvvetli motorlarının sesi sonsuza dek susturulmuş, gövdesindeki bölümleri bir bir parçalara ayrılarak son yolculuklarına çıkmıştı. Onlara veda eden yaşlı gövdeme ise henüz kimse dokunmamıştı. Yorgunluğuma, arkadaşlarımdan ayrılmama ve uçtuğum firmanın gövdemde yer alan adının silinmesine çok üzülmüştüm. Günler geçmesine rağmen apronun ücra bir köşesinde unutulmuş olmak içimi daha da acıtıyordu. Etrafımdan gelip geçen teknisyenler beni bir işadamının çok para ödeyerek satın aldığını ve içimde bir yerlerin restoran yapılacağını konuşuyorlardı. Bunca yıllık uçuş hayatımda birçok misafiri ağırlamıştı şık üniformalı hostes arkadaşlarım. Bu restoran denilen şey iyi bir şey miydi benim için? Jilet Fabrikasına gitmekten bu sayede kurtulduğumu söylüyordu bazıları… Oysaki sonumun böyle hazin olacağını bilseler filodaki arkadaşlarımla beraber parçalanmayı ve yok edilmeyi tercih edeceğimi düşünürlerdi. Aradan aylar geçti. Yaşlı gövdem apronun keskin soğuğunda çok geceler sallandı. Günün birinde beni tekrar ziyarete geldiler. Bana ne yapacaklarını anlamadığım halde sadece beni unutmamalarına seviniyordum. Konuşmalarını dinleyince bazen unutulmak mı daha iyidir diye düşündüm… Devlet Hava Meydanları İşletmesi apronda yer işgal ettiğimi düşünmüş ve beni bulunduğum yerden tahliye etmeye karar vermiş… Birkaç görevli yüksek sesle söyleniyordu. “Uçağın restoran yapılması için gereken alan bulunamamış. Hiçbir belediye uçak restorana ruhsat vermiyormuş…” Anladım belediye dedikleri kimlerdense beni sevmiyormuş! Başkaları da uçak alanında görmek istemiyormuş! Peki, ne olacaktı bunca yıllık emeğimin karşılığı? Dikey stabilizemde bu düşünceler gezinirken birileri canımı acıtmaya başladı. O da neydi öyle? Kanatlarımı kesiyorlardı… “Bırakın, kanatlarımı, kırmayın… Çok rüzgârla baş ettim ben… Bulutları kaydırdım slatlarımın arasından… Yapmayın! Kuyruğumu da kesmek zorunda mısınız? Bütün küçük uçakların önünde beni bu duruma neden düşürdünüz?” Metal yorgunluğu yaşayan gövdemi de keserek büyük bir vinçle sahil yolu tarafına çıkardılar her bir parçamı. Bir zamanlar son yaklaşmada görürdüm bu yolu. Tüm arabaların üzerine düşerdi geniş gövdem…

27


KANATLARI KIRIK UÇAĞIN SON SEFERİ

Aylardan kasımmış. Sonbahar hüznü yaraştı hurdama. Sefaköy tabelasını gördüm geçerken bir de oto sanayi var şimdi ki park yerimin karşısında. Hakkımda “Çürümeye yüz tutmuş eski dev” diye başlıklar attığını duydum birkaç yerel gazetenin. Önceleri yanımdan gelip geçenler şaşkın bakışlarla inceliyorlardı beni. Parçalanmış gövdeme hala hayretle bakılması hoşuma gidiyordu. Fiyakasını kaybetmiş gövdeme tırmanıp hatıra fotoğrafı çektirenler de oldu. Gururum okşanıyordu tabii hala büyüyen gözbebekleriyle baktıklarında. Giderek gelip geçen gözler de alıştılar, parçalansa da hala kocaman uçağın, gariban duruşuna. Artık üzerimden alçalarak geçen küçük uçaklar benden daha afilli… Üstelik iniş takımları da sağlam! Bense devrilmemek için zorluyorum kendimi. Zaman, geçtikçe sıradanlaştırıyormuş olayları ve insanlar alışıyormuş her şeye. Alışmak… Bir tek benim için zor belki de. Kaç parçaya bölündüm hala etrafımdan geçenler için endişeleniyorum. Ya kırık kanadımın altında eğreti duran ram air turbine daha fazla bana tutunamaz da düşerse? Beni kanıksayan hatta artık görmeyen insanlara zarar verirsem diye düşünüyorum. Bir zamanlar yakalarında parıl parıl parlayan rozetimi taşıyan kişiler binip inerdi kapılarıma yanaşan merdivenlerden. Benden uzaktayken bile gururla göğüslerinde taşıyorlar minik uçak gövdemi diye sevinirdim. Epeydir merdiven dahi yanaşmıyor yamacıma. Ben o koridorumda cıcıl cıvıl koşuşan ekipleri, dokuzuncu bulutun üzerindeki anılarımı çok özledim. Bilseniz hakkımda “Hurda” denilmesi ne çok incitiyor beni. Uçtuğum zamanlarda pek çok defa ellerinde çiçeklerle “Artık Emekli!” dedikleri kişileri karşılamaya geldiklerini görmüştüm. Kaptanların boynuna çelenk asarlardı son uçuşun anısına bembeyaz gövdemin önünde poz verip fotoğraf çektirirken. Şimdi nerede o kaptanlar, o kabin amirleri? Onlar da benim gibi mi hissediyorlar artık emekliyken? Onca saatlik mesainin ardından, kuytu bir köşeye çekilmiş, yalnız ve unutulmuş olmanın acısını, sırası gelene dek, ancak yaşayanlar mı bilir yoksa?

28


29


HEDEFLER

Değerli okurlar,

Sinan AKBAYTÜRK Mühendis - Çevirmen

Bugün sizlerle, hedeflerimiz konusunda küçük bir söyleşi yapacağız. Hedef denince, kimi için bu; okulu bitirip bir işe girmek, bir diğeri için öğrenimin diğer aşamalarına devam etmek, bir başkası içinse, örneğin bir enstrüman çalmayı öğrenmek veya okul takımında kadroya girmek demektir. Bazı arkadaşlar, hedeflerine uzun süredir hazırlanıyor, yaşamını ona göre planlıyor ve gelecek o günleri düşünüyordur, bazıları ise bu konuda şimdiye dek hiç düşünmemiş bile olabilir. Şimdi durup bir an kendimize soralım: Bizim bir hedefimiz var mı, ya da hayalimiz? Yani bizi peşinden sürükleyen tutkumuz ya da idealimiz?

Başka bir şekilde sorarsak, sözgelimi “5 yıl sonra ne yapıyor olacaksın, bize anlatır mısın?” sorusuna verecek bir cevabımız var mıdır? “Ohooo, 5 yıl sonra nerede olduğumu/ne yaptığımı nasıl söyleyebilirim, kim bilebilir ki bunu? Eh işte, elimizden geleni yapıyoruz, bakalım ne olur…” Kimilerinin böyle tepki verdiğini duyar gibiyim. Yani orta ve uzun vadeli düşünmemek/düşünmekten vazgeçmek, günler ve olaylar nereye götürürse, hayat ve olaylar karşımıza ne çıkarırsa onunla yetinmek, yaşamın bundan ibaret olduğunu kabullenmek… “Evet, elbette hedefimiz var, olmaz olur mu? şeklinde cevap verenlerin bir cevabı var gibidir, ama birkaç soru daha sorduğumuzda, çok azımız bunlara ilişkin ayrıntıları söyleyebilir veya söyledikleri o hedefi tanımlayacak yeterlilikte değildir… Eğer bir hedefimiz olduğunu düşünüyor, ancak tanımlamakta zorlanıyorsak ya da söylemeye çalıştıklarımız hedef tanımına uymuyorsa… İşte size bazı “hedef ” örnekleri: • • • • • •

Zengin olmak istiyorum Ünlü olmak istiyorum İşe girmek istiyorum İngilizce öğrenmek istiyorum Kilo verip sağlığıma kavuşmak istiyorum Yurtdışına gitmek istiyorum

Sizce bunlar birer hedef midir, bunları birer hedef olarak değerlendirebilir miyiz? Sözü uzatmadan gelin önce hedef nedir ona bakalım: Hedef kavramı için yapılan bir tanım, İngilizce sözcüklerin baş harfleri kullanılarak bir kısaltmayla formüle edilmiştir: S-M-A-R-T. Sözcükleri sıralarsak, Specific-Measurable-Attainable-Reasonable-Time-bound. Bunun Türkçesi yok mu? Elbette var, akılda kolayca kalması, biraz da mizahi olması için SMART yerine BÖREK kısaltmasını kullanalım: Yani ;

30


HEDEFLER  (B)elirli  (Ö)lçülebilir  Ge(R)çekçi  (E)rişilebilir  Ta(K)vime bağlı Hedeflerimiz; sınırları Belirlenmiş, yeterince açık, net ve anlaşılabilir olmalıdır; Gerçekçi olmalıdır, yani gerçekleşmesi hiç mümkün olmayan hedefler peşinde olmamalıyız. Peki, bu hedefe eriştiğimizi nasıl bileceğiz, sonuç; başarı notu, para, maliyet, vb. gibi kriterlerle Ölçülebilir olmalıdır. İddialı olmalı, fakat imkânsız olmamalı, yani Erişilebilir olmalıdır. Ve tüm bunlar, ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan bir şekilde olmamalı bir Takvime bağlanmış, bir zaman planı tanımlanmış olmalıdır. Oluşturduğumuz zaman planı tutmayabilir ve süreyi aşmış olabiliriz, zararı yok, bu da bize daha gerçekçi bir plan yapmak için veri sağlamış olacaktır. Tekrar yukarıda sıralanan “hedef örneklerine” dönecek olursak, verilen bu tanımlamalara uymadığından ve sadece birer temenni olarak ifade edildiklerinden, birer HEDEF olarak değerlendirilemezler. Gelin bunları, tanıma uyan ifadelerle değiştirelim: • Elektronik ev gereçleri sektöründe, servis-bakıma yönelik bir firmada işe başlamak, 1 yıl içinde bağımsız olarak arıza bulma-giderme yetkinliğine erişmek istiyorum • Teknik İngilizce kursuna 6 ay süreyle devam ederek okuduğum teknik metinleri anlamak istiyorum • 3 ay süreyle düzenli çalışarak eğitimime Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinde devam edebilmek için DGS Sözel puanı sıralamasında en az 280 puan almak istiyorum • Doktor kontrolünde 3 ay içinde 10 kilo vermek istiyorum

Hedefimizi belirledik, netleştirdik, zaman planı yaptık. Peki “Hedefimize ulaşmak için neye ihtiyacımız var?” Hayata geçirilebilir hedefler için kendi bilgi, beceri ve yeteneklerimizi iyi analiz etmeli ve eksiklerimizi nasıl giderebileceğimizi belirlemeliyiz. Bu aşamada mevcut durumumuzun bir fotoğrafını çekmek yerinde olacak ve çekilecek bu fotoğraftaki detaylar durumumuzu ortaya koyacaktır... Bunun için SWOT analizinden yararlanabiliriz. Kısaltmadaki harflerin açılımı şöyle: (S)trength – Güçlü yönler (W)eakness – Zayıf yönler (O)pportunities – Fırsatlar (T)hreads – Tehditler

31


HEDEFLER SWOT Analizi; güçlü ve zayıf yönlerimizi, mevcut fırsatları ve maruz kalabileceğiniz tehditleri ve riskleri anlamak, analiz etmek için kullanabileceğimiz bir araçtır. Güçlü yönlere odaklanmamıza, zayıf noktaları olabildiğince güçlendirmemize ve çevremizdeki fırsatlara ilişkin farkındalık yaratarak mümkün olduğu kadar yararlanmamıza yardımcı olur. Her bir eksiklik, ayrı birer hedef olarak da ele alınabilir. Eksikler tamamlandıktan sonra ana hedef tekrar tanımlanabilir. Bu dört başlığı tek tek ele alalım ve bir SWOT örneği ile daha da açıklayalım: Güçlü Yönlerimiz : • Neyi iyi yapıyoruz? • Hangi temel yeteneklere sahibiz? • Bizi diğerlerinden ayıran avantajlar neler? (yetenekler, sertifikalar, kurslar vb.) • Çevremizin bizimle ilgili değerlendirmeleri nelerdir? • En çok hangi yönümüzle gurur duyuyoruz? • Değerlerimiz nelerdir? Zayıf Yönlerimiz : • Kendinize güvenemediğiniz için yapmaktan çekindiğiniz işler nelerdir? • Çevrenizdekiler sizi hangi konularda zayıf buluyor? • Eğitim hayatınız ve becerilerinizle ilgili güvenemediğiniz/eksik kalan noktalar var mıdır? • Negatif özellikleriniz nelerdir? (ağırkanlılık, çabuk öfkelenme, stresten etkilenme, topluluk karşısında konuşamama vb.) Fırsatlar : • Hangi teknolojik yenilikler size yardımcı olabilir? • İşinizde internetten yararlanabilir misiniz? • Hedeflenen sektör gelişmeye açık ve gelecek vaad eden bir sektör ise, gelecekte sağlayacağı avantajlar neler olabilir? • Çevrenizde size yol gösterecek kişiler var mıdır? • Sektörde yaşanan yaygın bir sorun/gözden kaçan bir noktaya ilişkin çözüm önerimiz var mıdır?

32


HEDEFLER Tehditler : • Herhangi bir ekonomik kriz yaşanmakta mıdır? • Çalışmak istediğiniz alanda çok yoğun bir rekabet mi sözkonusudur? • Hedeflediğiniz sektör iş bulma olasılığı düşük bir iş grubunda mı yer almaktadır? • Bulunduğunuz bölgede yaygın bir işsizlik yaşanmaktadır? • Ekonomik şartların zayıf bir olduğu bir coğrafi bölgede mi yaşıyorsunuz?

Kişisel SWOT Analizi Örneği Adayımız Ali Örnek, Kocaeli Üniversitesi MYO, Elektronik Teknolojisi Bölümü’nden bu yıl mezun olacak. Okuduğu bölümü seviyor, elektronikle yakından ilgili. Daimi ikamet adresi Bilecik olduğundan okulunu bitirince memleketine dönecek. Bu ildeki iş imkânlarının az oluşu, iş deneyiminin olmaması, henüz askerlik yapmamış olması, İngilizce bilgisini yetersiz bulması gibi nedenlerle şevki kırılmış durumda. Ancak mevcut durumunu analiz ettiğinde durumun ümitsiz olmadığını görüyor, eksik/güçlü yönlerini, fırsatları ve riskleri tek bir tablo üzerinde topluca görebilecek şekilde analiz yapıyor. Güçlü Yanlar • Güçlü insan ilişkileri • Uzun saatler çalışabilme • Elektroniğe olan ilgi • Amatör çalışmalar • Kendini geliştirme arzusu

Zayıf Yanlar • Acelecilik • Zaman yönetiminde başarısızlık • Yabancı dil yetersizliği

Fırsatlar • Elektroniğin her zaman popüler olması • Elektroniğin bilgisayar, otomasyon, mekatronik gibi alanlarla birleştirilebilir olması • Yakın kentlerde (İzmit, Bursa) sanayinin yoğun olması • Askerliği 2 yıl tecil ettirmiş durumda olması

Tehditler • Bu yıl dünyada bir krizin yaşanıyor olması • Bulunduğum kentin iş olanaklarının az oluşu • Henüz askerlik yapmamış olması

Sizler de, hedeflerimizi, hayatın her alanında aşmak istediğimiz güçlükleri, gözümüzde büyüyen zorlukları hedefler şeklinde düzenleyebilir, daha başarılı bir yaşama adım atabilirsiniz. Yazımızı bir özdeyişle bitirelim: Sen neye hazırsan, o da senin için hazırdır... Başarı dileklerimle…

33


GEZİ

Turgay GÜNDOĞDU Uçak Teknisyeni

KOLOMBİYA “Kolombiya deyince neler canlanmalı zihnimizde?” “Bizden çok uzaklarda yaşayan Kolombiyalılar nasıl insanlar?” Neden gitmeli ki insan Kolombiya’ya?” ….. GENEL BİLGİLER Yüz ölçümü olarak Brezilya, Arjantin ve Peru’dan sonra Güney Amerika’nın en büyük 4. ülkesi olan Kolombiya, yaklaşık 50 milyonluk nüfusu ile de Brezilya’dan sonra en kalabalık 2. Güney Amerika ülkesidir. Başkent Bogota ülkenin en kalabalık ve metropol şehri konumunda. Yüz binlerce cana sebep olan uyuşturucu ticareti (narcotrafik) ve FARC meselesi nedeniyle dünyanın en tehlikeli ülkeleri arasında gösterilen Kolombiya, uyuşturucu karteli lideri Pablo Escobar’ın ölümü ve FARC örgütüyle yapılan barış görüşmeleri sonrasında çok daha huzurlu ve güvenli bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerlemekte. Son zamanlarda iktidara gelen hükümetlerin huzur ve kalkınma yatırımlarına ağırlık vermesi de, daha güvenli bir Kolombiya adına oldukça faydalı adımlar olmuş durumda. Ülkenin iklimi, sanırım Kolombiya adına cevaplanması en zor sorulardan biri. Ülkenin bir yanında çöl

34


GEZİ iklimi yaşanırken, öbür tarafında ise oldukça serin anlık yağmur yağıp güneş açabilen tropikale yakın bir havaya denk gelmeniz mümkün. Kolombiya, uyuşturucu trafiği ve FARC meselesi gibi negatif haberler ile sürekli dünya gündeminde yer etmiş olsa da elbette dünya kültürüne ve gündemine sunmuş olduğu oldukça önemli pozitif figür ve kişiler de mevcut. Peki kim mi bunlar? Yaşadığı yüzyılın en önemli yazarlarından kabul edilen Nobel ödüllü Gabriel Garcia Marquez, insanları sürekli şişman olarak resmeden ya da şişman insanları resmeden ünlü heykeltıraş ve ressam Fernando Botero, sporseverlerin yakından tanıdığı futbolcu Radamel Falcao ve F1 pilotu Juan Pablo Montoya ve son olarak Pop yıldızı Shakira.

ÜLKE TARİHİ Geçmişi İnkalara kadar dayanan Kolombiya, 18.yy’a kadar İspanyol sömürgesi olarak, beyazlar tarafından yönetilmiş bir ülkedir. Milli kahramanları Simon Bolivar önderliğinde 1821 yılında bağımsızlığı ilan eden ülkeye, 1886’da kıtayı keşfeden Colomb’un adı verilmiştir. Kolombiya’ya bağlı Panama 1903’te A.B.D. etkisiyle ayrılıp bağımsızlığını ilan ettikten kısa bir süre sonra büyük gelir kapısı olan Panama kanalının kullanımını da A.B.D.’ye bırakmıştır. Popüler Liberal lider Gaitan’ın öldürülmesi ile başlayıp 1948 ile 1963 yılları arasında süren ve La Violencia adı verilen bir çeşit iç savaşın hakim olduğu, çok karanlık bir dönemden geçen ülke, 2000’li yıllarla birlikte kendine çok daha huzurlu bir rota çizmeye başlamıştır. Ülke tarihi ile ilgili ilginç bir nokta da, ülkeye adını veren isim olan Colomb’un Kolombiya’ya hiç ayak basmamış olmasıdır.

GENEL İZLENİMLER Ülkenin tarihiydi, coğrafyasıydı, iklimiydi gibi “kimilerine göre sıkıcı” kısımları geçtikten sonra, biraz da Kolombiya’nın ben de bıraktığı izlenimleri sıralamak isterim ki, gezi yazılarında yazmaktan en keyif aldığım kısım burasıdır: • Güvenlik: Söz konusu Kolombiya olunca burayı ziyaret etmek isteyenlerin “nasıl giderim” den sonra en çok merak ettiği konu “ülke güvenli mi?” sorusudur diye tahmin ettiğimden buradan başlamak isterim. Bir çok blogta tehlikeli bir ülke diye bahsedilen Kolombiya, bize kalırsa Avrupa kadar olmasa da yine de oldukça güvenli bir ülke. Başkent Bogota ve kısmen Medellin dışında bulunduğumuz süre boyunca bırakın tehlikeyi, hiçbir tedirginlik dahi hissetmedik diyebilirim. Sadece Bogota özelinde gece belirli saatlerden sonra biraz daha aydınlık ve kalabalık caddeleri tercih edip, kapkaç ve gasp olaylarına karşı ekstra teyakkuzda olmakta yarar var. Onun dışında biraz gezme, seyahat etme kültürünüz varsa, temel kurallara uyup, biraz da uyanık olursanız pek bir sıkıntı yaşamazsınız diye düşünüyorum. • Pahalılık: Genel olarak fiyatlar Türkiye ile benzer olsa da, özellikle kara ulaşımı, hastane masrafları ve kıyafet alışverişi olarak ülkemizden daha pahalı, konaklama ve eğlence hayatı olarak daha ucuz diyebilirim. Ülkenin para birimi Kolombiya Pezosu(COP).

35


GEZİ • Toplum Yapısı ve İnsanlar: Genel olarak Latin Amerika insanı denince aklınıza ne geliyorsa hepsi Kolombiya halkı için de geçerli. Yoksul ama mutlu, dans etmeyi eğlenmeyi çok seven, yardımsever insanlardır Kolombiyalılar. Genel olarak yoksul bir halka sahip Kolombiya’da özelliklede de Bogota’da çok dikkat çekici bir gelir dağılımı eşitsizliği var. • Yeme-İçme: Kırmızı et çok yaygın ve fiyatları oldukça uygun. Onun dışında tattığım yerel yemeklerden ajiaco oldukça lezzetli, çorba-yemek karışımı bir tat. İçinde mısır koçanı ve patates bulunan tavuklu bir çorba. Yanında avokado ve sütle ikram edilmesi ile oldukça enteresan bir sunumu oluyor. Ülkenin diğer en önemli yemeği belki de en ünlüsü Bandaje Paisa. İçerisinde bir parça et, barbunya, platano (kızartılmış muz), sosis ve yumurta bulunmakta. Kolombiya mutfağında ve kültüründe çok önemli bir yere sahip mısırdan yapılan Arepa isimli mısır ekmeği ve bir çeşit hamur işi olan empanada da denenmesi gereken sokak lezzetleri arasında. • Ulaşım Ve Konaklama: Dünya’nın en çok noktasına uçan havayolu olma misyonunu başarıyla devam ettiren THY bu anlamda 2016’da İstanbul’dan başkent Bogota’ya düzenli direkt uçuşlara başladı. Haftalık 3 frekans olarak gerçekleştirilen seferler yaklaşık 12 saat sürmekte. Dönüş seferleri ise Panama aktarmalı İstanbul şeklinde gerçekleştirildiğinden toplam süre 14-15 saate çıkmakta. • Kolombiya’nın genel olarak insanın cebini rahatlatacak bir ülke olduğundan başlamam gerek. Her bütçeye uygun konaklama seçeneği bulmak mümkün. Turistik şehir Cartagena hariç, diğer yerlerde çok uygun fiyatlara konaklamak mümkün. Döneme ve konuma göre biraz farklılık gösterse de, genelde hostel fiyatları 8-15 dolar aralığındayken otellerdeki fiyat aralığı ise 20-40 dolar civarı.

GEZİLECEK YERLER Küçük bir Kolombiya turu yaptığımız için, gezilecek yerleri uyguladığım rota sırasıyla anlatmaya çalışacağım. Bogota (Metropol Başkent) Ülkenin en büyük ve en kalabalık şehri Bogota, haliyle diğer şehirlerine oranla biraz daha dikkatli hareket etmeniz gereken bir şehir.8 milyonluk şehrin en dikkat çekici yanı gelir dağılımındaki uçurum.

36


GEZİ Bogota’da konaklamak için en uygun yerler, şehir merkezi olarak da kabul edilen eski yerleşim alanı olan La Candeleria bölgesi ve daha güvenli ve zengin kısmı kabul edilen Zona Rosa bölgesi. Bogota’ya geldik, konaklamamızı yaptık, öyleyse sıra geldi gezmeye… ♣ Monserrate Tepesi “Sana bugün tepeden baktım Bogota.” demek isteyenler için biçilmiş kaftan Monserrate. Deniz seviyesinden yaklaşık 3100 metre yüksekte bulunan Monserrate, şehri tepeden kuşbakışı izlemek isteyenler için harika manzaralar sunuyor. Tepeye finüküler ya da teleferik ile çıkmak mümkün. Tepede eşsiz Bogota manzarasının yanında, 1640 yılında inşasına başlanmış bir kilise, irili ufaklı hediyelik eşya satan dükkanlar ve yerel tatlar sunan ufak restoranlar var.

♣ Plaza De Bolıvar( Bolıvar Meydanı) Ve Carrera 7 Kolombiya senatosu, adalet sarayı, Kolombiya Katedrali ve şehrin kültür-sanat merkezi Palacio Lievano ile çevrili Bolivar meydanı şehrin en canlı noktalarından biri.Sürekli yoğun bir insan trafiğine sahip meydanda zaman zaman protestolara denk gelmeniz de mümkün. Bogota’nın en eğlenceli yerlerinden biri olan Carrera 7 (7.Cadde) yol boyunca seyyar satıcılar, sokak göstericileri, sokak sanatçıları ve kumar oynatıcıları gibi çok renkli tipi bulabileceğiniz bir cadde ♣ Altın Müzesi(Museo Del Oro) Ve Botero Müzesi Pazar günleri girişi ücretsiz olan Altın Müzesi, dünyanın en büyük altın koleksiyonuna sahip. İspanyol sömürgeciler o kadar altını Avrupa’ya taşımış olsalar bile hala burada bu kadar altın kalmış olması bu topraklardan zamanında altın fışkırdığının net bir belgesi adeta. Obez dostu ünlü ressam-heykeltraş Fernando Botero’dan yazının başlarında kısaca bahsetmiştim.” Şişman insanlar en mutlu insanlardır, bundan onları resmediyorum” diyen Botero adına bir müze var başkent Bogota’da. Müzenin ismi Botero Museum olsa da içeride sadece Botero’nun değil Dali, Rodin ve Picasso gibi ünlülerin de eserleri mevcut. Ayrıca müzenin bulunduğu avlunun içinde paranın Kolombiya’daki tarihini anlatan bir adet de para müzesi var.

37


GEZİ ♣ Parque 93- Zona Rosa Park 93, Zona Rosa ya da Chapinero denen şehrin kuzeyi olarak tarif edebileceğim bölge şehrin gece hayatının merkezi ve kalbinin attığı yer. Şehir merkezinden buraya geldiğinizde kendinizi adeta başka bir ülkeye geçmiş gibi hissedebilirsiniz. Notlar: • Dünya zümrüt(emerald) reservinin %50’si bu ülkede. • Free Walking tur ve özellikle Grafiti tur harika, kesinlikle katılmadan şehirden ayrılmayın. • Priz soketleri ülkemizdekinden farklı. Bizim gibi şanslı iseniz bir hırdavatçı bulup, dönüştürücü temin edebilirsiniz ya da elveda teknoloji der kafa dinlersiniz. • Bogota Kolombiya’da gezdiğimiz şehirler arasında tek güvensiz hissetiren şehir oldu. Haliyle biraz temkinli gezmekte, ara sokaklara girmemekte, bir şeyler sorulacaksa polislere sormakta fayda var. Bu arada her yerde polis var. • Havası çok değişken, her an yağmur yağabilir. Bunu göz önünde bulundurup, bir yağmurluğunuz ya da şemsiyeniz olmadan dışarı çıkmayınız derim. • Grafiti sanattır. Son sözü Kolombiyalılar’a bırakıp iyi yolculuklar diliyorum:

“Tanrı ülkemizi o kadar güzel yarattı ki dünyanın geri kalanına haksızlık oldu. Eşitliği sağlamak için de tanrı, bu toprakları şeytani adamlarla doldurdu.”

 Bu yazı çok uzun olması sebebi ile yazardan izin alınarak özetlenmiştir.

38


KARİKATÜR

39


SİNEMA

ROBERT RODRIGUEZ Hüseyin Yaman Sinema İnsanı / Yapımcı

Sizi bu sayıda çok ilginç bir sinema adamı ile tanıştıracağım.

ROBERT RODRIGUEZ 7 yaşında babasının ona aldığı video kamerayla dünyada ses getirecek bir yönetmen olmanın ilk adımlarını atacaktır. Tüm çocukluğu ve ergenliği elinde kamerasıyla küçük film denemeleri ile geçmiştir. Tıpkı rahmetle andığımız sinemamıza Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak adlı önemli eseri kazandıran Ahmet Uluçay gibi. Robert'ın en büyük hayali ünlü zengin ve başarılı bir yönetmen olmak değil, izleyip hayranlık duyduğu filmler gibi filmler yapmaktır. Bu nedenle Teksas Üniversitesi’nde sinema eğitimine başlar ama maalesef umduğunu bulamaz ve okulu bırakır. Çünkü Robert’in beynini kazıyan tek bir soru vardır: Nasıl Film Yapabilirim? Kendine bir yol belirler. Onun dönemlerinde ucuz İspanyol filmleri yayınlayan yerel ve ulusal kanalları fark eder. Eğer ucuza bir film çeker ve bu kanallara satmayı başarırsa hem bir film yapmış ve film yapma konusunda tecrübe edinmiş olacak, hem de tecrübeleri ile birlikte yeni bir film yapmak için elinde sermayesi olacaktır.

40


SİNEMA Film çekmek pahalı bir iştir. Peki, ilk filmi için para nerden bulacaktır? Robert, film yapmanın tüm aşamalarını öğrenmek için kimseyi ekibinde çalıştırmamaya karar verir ve filmin her şeyini kendisinin yapmasının daha yerinde olacağını düşünür. Bulunduğu bölgede bir ilaç şirketi 7.000 dolar karşılığında 1 aylık denekler aramaktadır. Robert, eğer denek olarak seçilirse hastanede kaldığı bir aylık süreçte filminin senaryosunu ve planlamasını yapacak ve iş bitiminde aldığı parayla hemen filmi çekebilecektir. Bir arkadaşının kamerasını ödünç alır ve planladığı her şeyi Meksika’da hayata geçirir. Tek başına hastanede kaldığı süreçte yazdığı senaryoyu çeker. Oyuncu olarak yerel halkı kullanıp çekimleri tamamlar. Filmin her şeyi o dur. Senaristi, yönetmeni, ışıkçısı, kostümcü, çaycısı… Filmin çekim kısımlarını tamamladıktan sonra parasızlık içinde aylarca filmin montajını, sesini, müziklerini kısacası post sürecini de evinde tek başına yapar ve filmi bitirir. İlk filmi El Mariachi ortaya çıkar. Ama ortada bir sorun vardır. Başvurduğu, görüştüğü hiç bir kanal filmini almaya değer bulmaz. Hayatının en kötü günleridir. Hem bin bir emekle yaptığı işi beğeni almamıştır. Hem de harcadığı parayı kurtarıp yeni bir deneme yapamayacaktır. İşte kader ağlarını örmüştür. Film Colombia Pictures’ın ilgisini çekmiş, özel bir uçakla görüşmelere gitmeye başlamıştır. Sonraki süreçte ikinci filmini çekmesi için film şirketleri sıraya girmiştir. Efsane yönetmen ikinci filmini dev bütçe ve kadrolarla çekmeyi başarır. Şimdi ikinci filmi nedir dediğinizi duyar gibiyim.

“DESPERADO” Peki ülkemizde bir film yapmak istiyorsanız ne yapmalısınız? O da bir dahaki sayıda Yüreğinize dokunacak hikayeler izlemeniz dileğiyle,...

41


TÜRK ÇOCUĞU! Her işte olduğu gibi, havacılıkta da, en yüksek düzeyde seni bekleyen yerini, az zamanda, dolduracaksın.

Bundan, gerçek dostlarımız sevinecek, Türk ulusu mutlu olacaktır. M.KEMAL ATATÜRK

42


Alaça�, Türkiye’nin en güzel yarımadası Çeşme’nin güneyinde bulunmaktadır. Dünyada adı ilk sıralarda anılan Alaça�, sörf şampiyonalarının en önemli uğrak yeridir. Lapis Port Surf Otel hem deniz hem de eğlence haya�nın merkezinde konumlanmıştır. İçerisindeki pek çok aktivite ile misafirleri güzel vakit geçirmektedir. Ege’nin eşsiz mimarisi ile dekore edilen otelin tüm odaları balkonludur.

ALAÇATI MAHALLESİ 18018 SOKAK NO :3 ÇEŞME İZMİR TEL : +90 507 152 0899 www.lapisporthotel.com


GÜNCEL HAVACILIK HABERLERİ

➢ R&M güvenli kablolama altyapısıyla havaalanının ilk bölümünde kurulu olan 115 bin bağlantıyla binlerce kamera, kart okuyucu ve veri merkezini birbirine bağladı. İstanbul, Türkiye - 08 Mayıs, 2019 Dünyanın en gelişmiş ve güvenli tesislerinden gösterilen havaalanları bu şöhreti de en son ve güvenli BT sistemleri sayesinde kazanıyor. Bu alanda öncü çalışmaların çoğu, bu yıl faaliyete geçen İstanbul Büyük Havalimanı (IGA) tarafından yürütülüyor. Dünyadaki en büyük havalimanı olarak gösterilen İstanbul Havalimanı, R&M tarafından sağlanan bir ağa dayanan temel güvenlik, iletişim ve BT fonksiyonları ile de aynı zamanda dünyanın ilk dijital havalimanı unvanına da sahip. ➢ Airbus, tüm zamanlarda teslim ettiği uçak sayısının 12.000’e ulaşmasını belirtmek amacıyla Amerikalı Delta Havayolları’na teslim edeceği 12. A220 tipi uçağının, test uçuşu sırasında gökyüzüne 12K yazısını işledi.

➢ Türk Hava Yolları (THY), uluslararası transit yolcularına havalimanındaki bekleme sürelerini daha faydalı değerlendirmek amacıyla, akşamları ücretsiz İstanbul boğaz turu hizmeti vermeye başladı

44


HABER

➢ Türkiye'nin ilk yerli turbo jet motoru, başarıyla ateşlendi. Tamamı millî imkânlarla geliştirilen motor, öncelikle füzelerde kullanılacak. Kale Grubu Yön.Krl.Bşk.Yrd. O.Okyay, "İlk adımı attık; bunu geliştirerek nihayetinde uçak motoru üretimine de geçeceğiz" dedi.

➢ Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, Milli Muharip Uçağın birebir ölçülerdeki modelinin ilk kez bu yıl ki Paris Air Show'da sergileneceğini bildirdi.

➢ İst. Havalimanı taksilerinde uygulama ile Türkçe, İngilizce ve Arapça hizmet verilecek Sistem, yolcuya nereye hangi yoldan gideceğini soracak, yolcu yolun sonunda ne kadar ücret ödeyeceğini bilecek Yolcu, uygulamayı indirerek şehir içindeyken havalimanı taksisini çağırabilecek İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, yolcuların unuttuğu eşyalar için yeni bir uygulama geliştirdi Eşyasını kaybeden yolcu, kayıp eşya formuna fotoğrafı yükleyecek ve sistemde eşleşme için taranacak Eşleşme gerçekleşti ise eşya, yolcu nerede olursa olsun gönderilecek

Kaynak: havArenaMedya

45


EĞİTİM & BİLİM MERKEZİ TEKNOLOJİLERİ

ADF

REFERANSLARIMIZ

1997

maltepe un vers ty

AR-GE Merkezi: Akse Mah. Rahmi Dibek Cad. No:217 (Akse Sosyal Tesisleri Karşısı) Çayırova/Kocaeli

+90 0212 367 49 77

info@adfmuhendislik.com

www.adfmuhendislik.com

Merkez: Esentepe Mah. Kırgülü Sok. Metrocity İş Merkezi D Blok No:4 Kat:4 Şişli / İstanbul

Copyright © ADF Mühendislik Dan. San. Tic. Ltd. Şti. 2019 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz paylaşılamaz ve çoğaltılamaz.


PROJE

A

MESLEKİ EĞİTİM KARİYER PROGRAMI (MEET KAP)

lanında kariyer yapmış ve çalıştığı sektöre değer katan meslek lisesi mezunlarının öğrencilerle buluşturulması temalı bir etkinlik programıdır. Ayrıca Okul-Sanayi İşbirliği İstanbul Modeli Projesinin “Deneyim Paylaşımı” ayağına katkıda bulunan etkinliklerdir. Proje ilk bakışta bir Kariyer Günü etkinliği gibi gözükse de aslında çeşitli açılardan bir algı yönetimi ve motivasyon projesidir. Amaçları: • Öğrencilerimizin okudukları okula ve aldıkları mesleki eğitime ilişkin saygılarını artırmak. • Hem sektör hem de öğrenciler açısından geleceğe dair umut veren/farkındalık yaratan bir tablo çizmek. • Davet edilen konuşmacı üzerinden sektördeki meslek lisesi, mesleki eğitim ve öğrencilerimize ilişkin algıları olumlu yönde geliştirmek. • Yeni sektörel bağlantılar kurmak ve okul-sanayi işbirliklerini güçlendirmek. Etimi • Okullarımızın kurumsal kimlik çalışmalarına katkıda bulunmak. • Sektörde kariyer yapmış meslek lisesi mezunlarından ortak bir envanter oluşturmak ve oluşan veri tabanından tüm okullarımızın istifade etmesini sağlamak.

47


BULMACA

48




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.