Yoksulluğun Sonu Günümüz Ekonomisinin Sunduğu Olanaklar Jeffery D. Sachs ÖNSÖZ Açlık, hastalık ve harcanmış yaşamlar, Dünyadaki aşırı yoksulluğun eseridir. Prof. Sachs’a göre, bu sorunların çözülmesi olanaksız değil. İnsan gücüyle sermayeyi, zengin Dünyanın stratejik planlarıyla fakir Dünyayı birleştirmek üzere, yeni bir gelişim stratejisini harmanlayan bir denklem yaratmak mümkün. Prof. Sachs gibi tutkulu bir insanı tanıdığım için çok şanslıyım. Kendini ifade edişi zaman zaman biraz sıra dışı gelse de, anlattığı her şey çok mantıklıdır ve daima yerli yerine oturur. Sorunlara yaratıcı çözümler sunan Sachs, gelişmekte olan ülkelerdeki sorunların üstesinden gelinebileceğinin farkındadır. Zaten, özünde yaşamın kendisini yansıtan istatistiklere, yeniden hayat katan bir iktisatçıdır. Rakamların ve raporların ötesinde bir insan unsuru olduğunu asla unutturmaz. Bize şuursuzluğun, yani önlenebilir veya tedavi edilebilir hastalıklar nedeniyle her gün ölen 15 bin Afrikalının ne anlama geldiğini hatırlatır. Sadece bu rakam bile, dünyadaki pek çok kişinin sıkı sıkıya bağlı olduğunu düşündüğü “eşitlik” kavramını alaşağı eder. Afrika’da yaşananlar, inancımızı sarsmaya ve bu kavrama ne kadar bağlı olduğumuzu sorgulamaya yeter. Çünkü, kendimize karşı biraz dürüst olabilsek, böyle bir felaketin her gün yaşanmasına izin vermezdik. Düşünün, tüm bir kıta kan ağlıyor. Kalbimizin derinliklerinde Afrika’daki insanların hayatlarının bizimkiyle eşit olduğuna samimi şekilde inansaydık, hepimiz daha fazlasını yapıyor olurduk. Bu çok rahatsız edici, ama somut bir gerçektir. Bu kitap dünyayı kasıp kavuran aşırı yoksulluğa çare sunmak, gerçek eşitliğe doğru ilerlediğimiz yolda sağlam bir adım oluşturmak üzere hazırlandı. Elbette, eşitlik geniş kapsamlı bir kavram. Özgürlükle yakından ilgili ancak bedeli ödenmezse, gerçekleşemeyeceği de kesin. Sorunu çözmeye gerçekten niyetliysek, mutlaka bir bedeli olacak. Bazıları bu yükün altından kalkamayacağımızı haykırıp dursa da, ben kesinlikle katılmıyorum. Bana göre, bu sorunu çözmekten başka çaremiz yok. Kitap, bu sorunun üstesinden nasıl geleceğimize dair bir kılavuz niteliği taşıyor. Dünyada herkese yetecek kadar yiyecek varken, hayat kurtaran bir aşının bedeli sadece 1 dolarken, küçük bir çocuğun açlıktan veya hastalıktan ölmesine izin veren bu insanlık dışı, hatta aptalca sayılabilcek aşırı fakirliği tamamen ortadan kaldırabilecek ilk kuşak olma şansına sahibiz. Ayrıca, bunun masrafını karşılayacak refaha kavuşmuş ve yanlış kurulmuş bu sistemi yeniden tanımlayacak güçteki ilk insan nesliyiz. Zenginle fakir dünyalar arasında uzun zamandır süregelen adaletsiz ve çarpık ilişkiyi düzeltebiliriz. Peki, bunu beceren nesil olacak mıyız? Gelişmiş kabul edilen ülke vatandaşları olarak elimizdeki potansiyelin farkına varacak mıyız? Yoksa Dünyanın değişik yerlerinde meydana gelen felaketlere kayıtsız bir şekilde, konforlu hayatlarımızı sürdürmeyi mi tercih edeceğiz? Her gün ölen 15 bin insan! Afrika’nın yüz yüze olduğu kriz, işte budur. Bu insanlık utancının akşam haberlerine konu olmaması, daha da önemlisi, mevcut durumu bir öncelik olarak ele almamamız ise, tamamen bizim ayıbımızdır. Gelecek kuşaklar bu kitabın sayfalarını karıştırırken en önemli soruya cevap bulup bulamadığımızı öğrenecek. Kanıtı ise yaşadıkları dünya olacak. Bizi tarih yargılayacak; ancak hakkımızda ne yazacağı tamamen bize bağlı. Biz kimiz? Hayatta ne yaptık ve yeni kuşaklar bizi nasıl hatırlasın istiyoruz? Neslimiz “maliyetin altından kalkamadık” gibi bir bahane öne süremez. “Bunu yapmaya gerek yok” demek de bir o kadar mantıksız. Herşey bize bağlı. BM Elçisi Bono, Rock Grubu U2’nun Solisti, 2004 www.ozetkitap.com
1