ÇİN DÜNYAYI YÖNETİNCE Bölüm I MUHAFIZ DEĞİŞİMİ 1945’ten bu yana dünyanın dominant gücü Amerika olmuştur. İngiltere’nin sanayi devriminden itibaren Avrupa’nın elinde olan bu üstünlük iki savaştan sonra el değiştirmiştir. Şimdi, henüz bebeklik döneminde olan ve dünyayı değiştirmesi beklenen tarihi bir sürece tanıklık ediyoruz. Batı tanımı altında toplanan gelişmiş dünya (Amerika, Kanada, Batı Avrupa, Avustralya, Yeni Zelanda ve Japonya), gelişen dünya tarafından kızağa çekiliyor. Elbette en ileri gelişen ülkenin bile daha çok uzun zaman gelişmiş ülkelerin ekonomik ve teknolojik seviyesine ulaşması beklenemez fakat bunların toplam nüfusları dünya nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturduğundan ve ekonomik büyüme hızları gelişmiş dünyadan daha yüksek olduğundan, yükselişleri de küresel ekonomik güç dengesinde belirgin bir kayma yaratmaktadır. Yeni Yüzyıla girerken Amerika tek süper güç olarak kalmıştı. Neo-konservatifler dünyayı Sovyet Blok’unun çöküşü ve Amerika’nın sahip olduğu muazzam askeri güç prizmasından yorumladılar. Ekonomik çok kutupluluğa doğru olan trendi dikkate almayan yeni doktrin, Amerika’nın potansiyel rakiplerini caydıracak muazzam askeri üstünlüğe ve dostlarını ve uluslar arası anlaşmaları kaale almayacak kadar Amerika’nın çıkarlarına önem veriyordu. Soğuk savaş sonrasında Amerika’nın askeri harcamaları, dünyadaki tüm devletlerin harcamalarının toplamına ulaştı. İnsanlık tarihinde tek bir ulusla tüm diğerleri arasındaki askeri eşitsizlik hiç bu kadar büyük olmamıştı. Terörle savaş her şeyin önüne geçti, Avrupa ile ilişkiler askıya alındı, ulusal egemenlik bir yana atılırken rejim değişikliği meşru görülerek Irak’ın işgaliyle sonuçlandı. Amerika küresel olaylara çeki-düzen vereceğim derken küresel desteği kaybetti. Ezici askeri gücünün Irakta bir işe yaramaması bir yana, yumuşak güç (bir ülkenin kültürünün, siyasi ideallerinin ve yaşam politikalarının cazibesi) rezervini de yitirdi. 1 www.ozetkitap.com