M. Hanefi Bostan: Said Halim Paşa

Page 1



BİR İSLAMCI

DÜŞÜNÜR

SAİD HALİM PAŞA


Prof Dr. Amîl Çelebioğlu'nun aziz hatırasına...


M.Hanefı BOSTAN

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

SAtD HALİM PAŞA


irfan Yayıncılık Nu.; 31 Araştuma Serîsi Nu.: 2

I S B N 975-371-023-2 Yayın Hakkı (Copyright); İrfan Yayımcılık v e Ticaret

Kapak: Nur Okan Dizgi: Lider Dizgi Baskı: Yazı Ofset - 1992 Cilt: Yalçın Mücelüthanesi

İrfan Yayımcılık ve Ticaret Çatalçeşme Sok. Defne Han Nu.: 27/14 34410 Cağaloğlu / İST. Tel: 511 0 9 60


İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ

9

laSALTMALAR

11

GİRİŞ I. BÖLÜM

13

SAİD HALİM PAŞA'NiN SADÂRETİNDEN ÖNCEia HAYATI A- Said Halim Paşa'nın Doğumu, Ailesi ve Tahsîl Hayatı : B- İlk Devlet Hizmetleri ve Jön Türklerle İlişkisi 1- İlk Devlet Hizmetleri 2- Jön Türklerle İlişkisi C- Meşrutiyet'in İlanmdan Sonraki Devlet Hizmetleri ve İttihat ve Terakki Cemiyeti ile İlişkileri . 1- Yeniköy Belediye Dairesi Başkanlığına ve Â'yân A'zâlığına Seçilmesi 2- Şûrâ-yı Devlet Riyasetine Getirilişi 3-Hâriciye Nazırlığı

17 17 19 19 21

26 26 26 28


6

BÎR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

II. BÖLÜM SAİD HALİM P A Ş A N I N SADRAZAMLIK DÖNEMİ A- Sadâret Kaymakamlığı ve Sadrazamlığa Getirilişi B- Edirne'nin İstirdadı C- Ege Adaları Meselesi D- Kabinede Yapılan Değişiklikler E- Osmanlı Devletini Paylaşma Teşebbüsü ve Vilâyât-ı Şarkiyye'nin Islahı ile llgih Antlaşma F- Birinci Dünya Savaşı 1- Dünya Savaşı Eşiğinde Almanya ile Yapılan İttifak 2- Kapitülasyonların İlgası 3- Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşına Girişi 4-Tehcir Meselesi 5- Said Halim Paşa'nın Hâriciye Nezâretinden Ayrılışı ve Kabinede Yapılan Değişiklikler 6- Mekke Emiri Şerif Hüseyin Paşa'nın İsyanı G- Said Halim Paşa'nın Sadrazamlıktan Ayrılması IH. BÖLÜM SAİD HALİM PAŞA'NIN SADÂRETİNDEN SONRAKİ HAYATI A- Harp Mesulü Olarak Dîvân-ı Âliye Verilmesi B- Sebepsiz ve Vakitsiz Harbe Girilmesi Meselesi

33 33 36 38 41

44 49 49 53 54 58

66 69 71

75 75 78


SAİD HALİM PAŞA C- Said Halim Paşanın Tevkif Edilmesi ve Yargılanması D- Said Halim Paşa'mn Malta Sürgünlüğü.... 1- İlk Sürgün Yeri: Mondros 2- Mondros'tan Malta'ya Sürülmesi 3- Malta'daki Hayatı 4- Malta'daki Sürgünlerin Yargılanma Meselesi 5- Said Halim Paşa'mn Serbest Bırakılması E- Said Halim Paşa'mn Öldürülmesi

7

80 87 87 88 91 98 100 103

IV. BÖLÜM SAİD HALİM PAŞA'NIN ŞAHSİYETİ VE ESERLERİ A-Şahsiyeti B- Eserleri

107 111

SONUÇ Girişle İlgili Dipnotlar 1. Bölümle İlgili Dipnotlar H. Bölümle İlgili Dipnotlar HL Bölümle İlgili Dipnotlar IV. Bölümle İlgili Dipnotlar

119 123 125 137 153 165

Sonuçla İlgili Dipnotlar BİBLİYOGRAFYA

172 173



ÖNSÖZ Yakın tarihimizde önemH roller oynamış olan Said Ha­ lim Paşa'nın hayatı, eserleri ve fikirleri üzerinde bazı araş­ tırmalar yapılmışsa da bütün yönleri ile tanıma bakımın­ dan yeterli değildir. Yapılan bu araştırmalar ciddi bir tenki­ de tabi tutulmadığı gibi verilen bilgilerde de büyük yanlış­ lıklar vardır. Özellikle I. Dünya Savaşı döneminde ve Türk düşünce tarihinde önemli etkileri olan Said Hâlim Paşa ile ilgili, ansiklopedilerde dahi yeterli bilgi yoktur. Bu yüzden Paşa'nın Türk siyasî tarihindeki yerini ortaya koymak için bu çalışmaya giriştik. Biz bu araştırmamızda Said Halim Paşa'nın hayatı ve eserleri üzerinde durduk. Fikirleri ve İslamcılık cereyanı içindeki yeri ayrı bir araştırmayı gerektirecek mahiyette­ dir. Biz fikirlerine yer yer değineceksek de bu onım fikirleri­ ni bütünüyle ortaya koyacağımız manasında değildir. Araştırmamızda Said Halim Paşa'nın hayatı ve eserle­ rini ele almakla kalmayıp, yeri geldikçe devrin siyasî olay­ larına da değindik. Siyasî olayları incelerken az da olsa Pa­ şanın söz ve yazılarına yer verdik. Bu sahada çalışmamızm önemli diğer bir sebebi de ımutulmuş veya yanlış,tanıtılmış şahsiyetleri gerçek yönleri ile ortaya koymaktır. Ayrıca bu


10

BiR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

araştırmada tarihî hadiselerin de gerçek yönü ortaya kon­ maya çalışıldı. Bu araştırma konusunu seçmemde yardımlarım gördü­ ğüm M.Ü. Fen - Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Dur­ sun Yıldız'a, çalışmalarım sırasında değerli vakitlerini esir­ gemeyen tez hocam Prof. Dr. Mücteba îlgürel'e ve bu çalış­ mayı yayınlayan İrfan Yayınevi mensublanna teşekkür et­ meyi bir borç sayıyorum. 1986'da yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalış­ ma bazı çıkartma, düzeltme ve ilâvelerle yeni bir şekle ko­ nulmuştur. M.Hanefi Bostan İstanbul, 18.12.1991


KISALTMALAR

BA BEO bk. c. D.I. D. II.

Düstûr İA mad. n. Nr. s. trc. t.y. v.d. yay .haz. y.y.

Başbakanlık Arşivi. Bâb-ı âlî Evrak Odası, bakınız, cilt. İttihad ve Terakki Cemiyeti Merkezi'nin 1906-1907 Senelerinin Muhaberat Kopyası. İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin 15 Teşrîn-i sânî 1907-28 Mart 1908 Senelerine Ait Muhaberatın Kayıt Defteri. Düstûr, tertib-i sânî. İslâm Ansiklopedisi. madde. not (dipnot). numara. sahife. tercüme eden. tarih yok. ve devamı. yayına hazırlayan. yer yok (belirtilmemiş).



GÎRIŞ Yakın döneme ait siyasî ve kültür tarihimiz gereği gibi araştırılmamıştır. Biz, Said Halim Paşa'nın hayatını incele­ mekle bîr bakıma Osmanlı Devleti'nin son döneminin siyasî ve bir nebze de olsa kültür tarihini araştırmaya çalıştık. Pa­ şanın hangi tarihî, siyasî ve sosyal zeminde yer aldığını gör­ mek için yakın dönemin bir özetini vermeyi faydalı buluyo­ ruz. Osmanlı Devleti'nin taksimi meselesi, Erfurt Mülakatı (12 Ekim 1808) ile birlikte Batı'nın temel siyaseti haline gel­ di. Doğrudan doğruya müdahale edemeyen emperyalist devletler, devletin içindeki Hıristiyan halkları harekete ge­ çirerek isyanlar çıkardılar. Bu isyanlar sonucunda ilk defa Osmanlı Devleti baş eğmiş oluyordu (1816). Sırp isyanları (1804 - 1816) neticesinde Sırbistan muhtar prenslik haline geldi. Edime Antlaşması ile (14 Eylül 1829) Osmanh Devle­ ti, Yunanistan'ın bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı ve 1830'da Yunanistan istiklâlini elde etti. Aynı yıl içinde Ce­ zayir Fransa tarafından işgal edildi. 1831'de Said Halim Pa­ şa'nın dedesi Mehmed Ali Paşa isyan etti. Kütahya Antlaş­ ması ile (1833) Mısır Meselesi bir müddet sükûnet buldu.


14

BÎR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

1839'da vuku bulan Nizip Bozgunu ile Mısır Meselesi tekrar alevlendi. II. Mahmud'un (30 Haziran 1839) vefatından sonra, oğ­ lu Abdülmecid padişah oldu (1839 - 1861). Abdülmecid'in önemli icraatlarından biri Tanzimat'ı ilân ettirmesidir. Tanzimat Fermanı (3 Kasım 1839) ile mecburi kültür değiş­ meleri devri başlamıştır \ Tanzimat, Türkiye'ye karşı daha yumuşak ve tavizkâr davranmasını temin için Avrupa'yı memnun etme hareketidir ^. Tanzimat hareketi Türkiye'yi Avrupalılaştırmak maksadıyla Avrupalı devletler tarafın­ dan zorla kabul ettirilmiş birer antlaşma özelliğini de taşı­ maktadır ^. Mısır Meselesi, Londra Antlaşması ile (15 Temmuz 1840) Mehmet Ali Paşa'ya veraset imtiyazı verilerek çözü­ me kavuşturuldu. Bilâhare Boğazlar Meselesi gündeme ge­ tirildi. Maruniler ve Dürzîlerin isyanı sonucunda Lübnan Meselesi ortaya çıktı. Bu meselelerin yanında Rusya'nın Ortodoksları koruma bahanesiyle Filistin'deki Kutsal Yer­ lerle ilgili tartışma had safhaya ulaştı. Aslında bu olaylar "Şark Meselesi"nm bir tezahürüdür ^. 1854'te Kırım Savaşı'nın patlak vermesi, İngiltere ve Fransa'yı Osmanlı saflarına çekti. Paris Kongresi ile (30 Mart 1856), İslahat Fermanı (18 Şubat 1856)nın hükümleri taahhüt altına alındı. Böylece Avrupa devletleri Osmanlı vatandaşı Hıristiyan halkın hâmisi oldular. Sultan Abdülaziz dönemi (1861 - 1876) de iç isyanlarla geçti. Avrupa devletleri Berlin Notası (13 Mayıs 1876) ile Avrupa yakasındaki yerlerin statüsünün muhafazasını, de­ ğilse Osmanlı Devleti'ne müdahale haklarını kullanacakla­ rını ilân ettiler. 30 Mayıs 1876'da Abdülaziz'in tahttan indi­ rilmesi üzerine yerine V.Murat getirildi. 31 Ağustos 1876'da V.Murad'ın yerine II. Abdülhamid tahta geçirildi. II. Abdülhamid döneminin (1876 - 1909) en önemli olay-


SAİD HALİM PAŞA

15

lanndan biri L Meşrutiyetin ilanıdır (23 Aralık 1876). Meş­ rutiyetin ilan edildiği gün toplanan İstanbul Konferansı'ndabüyük devletler Osmanlı Devletinin Rumeli yakasın­ daki birçok eyaletine muhtariyet verilmesini istediler. Bu teklif, Osmanlı Devleti tarafından kabul edilmedi. Aynı me­ aldeki Londra Protokolü'nü (31 Mart 1877) de Osmanh Dev­ leti kabul etmedi. Bunun üzerine Rusya, Osmanlı Devle­ ti'ne harp ilân etti. Yenilgiye uğrayan Osmanlı Devleti, Av­ rupa devletlerinin müdahalesiyle Ayestefanos (Yeşilköy) Antlaşmasını imzaladı (3 Mart 1878). Ağır hükümler taşı­ yan Ayestefanos Antlaşması, nisbî bir ferahlık verecek şe­ kilde Berlin Kongresi'nde (13 Temmuz 1878) tadil edildi. II. Abdülhamid döneminin diğer önemli olaylarından biri de Jön Türk hareketidir. Jön Türk deyimi Yeni Osman­ lılar ^ için kullanılırsa da, daha çok 1889'dan sonra II. Meş­ rutiyet için çaba gösterenler için kullanılmaktadır^. Padi­ şah 1877'den sonra Yeni Osmanlılar Cemiyeti'ni dağıttı. 1889'da Mekteb-i Tıbbiye'de "İttihad-ı Osmanî Cemiyeti" adı altında bir cemiyet kuruldu. Bu cemiyet 1895'te Osmanlı İttilıat ve Terakl<i Cemiyeti ismini aldı. Cemiyetin ileri gelenle­ ri Ahmed Rıza, Prens Sabahattin, İbrahim Temo, Abdullah Cevdet, tshak Sukûti, Hüseyinzâde Ali, Mizancı Murad Bey ve 1903'ten sonra Said Halim Paşadır. 1906 yıhnda Sela­ nik'te Mithat Şükrü, BursahMehmed Tahir ve Talat Bey'in de içinde bulunduğu bir grup Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'ni kurdu. İki cemiyet 1907'de birleşti. İttihat ve Terakki Cemi­ yeti'nin zorlaması ile 23 Temmuz 1908'de II. Meşrutiyet ilan edildi. II. Meşrutiyetle birlikte İttihat ve Terakki devri başla­ dı. 31 Mart Vak'asından (13 Nisan 1909) sonra II. Abdülha­ mid tahttan indirildi ve yerine V. Mehmed Reşâd geçirildi (27 Nisan 1909). Sultan Mehmed Reşâd döneminde (1909 1918) Arnavutluk isyam başladı (1 Nisan 1910). 1910 yazın-


16

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

da Suriye'nin güneyinde Havran'da Dürziler isyan etti. 1911'de Yemen ve Asir'de de isyanlar oldu. İtalya, Trablusgarb'ı ve Bingazi'yi işgal etmek için Osmanlı Devleti'ne bir ültimatom verdi (28 Eylül 1911). İtalya 4 Eylül'de Trablusgarb'ı işgale başladı. Ancak sahil kesiminde tutunabildi. Türk mukavemeti karşısında içeriye doğru ilerleyemedi. Trablusgarb'da başanlı olamayan İtalya on iki adanın hep­ sini işgal etti (24 Nisan - 20 Mayıs 1912). Balkan Devletleri Rumeli'yi paylaşmak gayesi ile, 8 Eylül 1912'de Karadağ ve 18 Eylül'de de Bulgaristan ve bilâhare Yunanistan, Osman­ lı Devleti'ne savaş açtılar. Birinci Balkan Harbi 30 Mayıs 1913'de imzalanan Londra Antlaşması'na kadar sürdü. İkinci Balkan Harbi, Said Halim Paşa'nın sadrazamlığı dö­ neminde oldu. Said Halim Paşa Osmanlı Devleti'nin en buhranlı döne­ minde yetişti ve bu buhranlı dönemde devlet hizmetlerinde bulundu. Paşa üzerine bildiğimiz kadanyle yapılan tek derli toplu çalışma 1973'te Rabia Gelincik tarafından yapıldı^. Bu çahşma lisans tezi olarak hazırlandı. Bunun dışında ge­ niş çapta bir araştırma yapılmadı. Biz bu çalışmayı yeterli bulmuyoruz. Araştırmamızı hazırlarken Başbakanlık Arşivi'nden dö­ nemle ilgili belgelerden faydalandık. Yalnız 1914'ten sonra­ ki belgeler hizmete sunulmadığından dolayı bunlardan fay­ dalanamadık. Ancak Dosya Tasnifi'nin bazı bölümlerinden yararlandık. 1914'ten sonraki bu eksikliği hatıratlardan, dönemin periyodik yayınlarından, salnamelerden ve düs­ tûrlardan yararlanarak gidermeye çalıştık.


I. B Ö L Ü M

SAİD HALİM PAŞA'NİN SADARETİNDEN ÖNCEKİ HAYATI

A) SAİD HALİM PAŞANIN DOĞUMU, AİLESİ VE TAHSÎL HAYATI Mehmed Said HaHm Paşa'nm doğum tarihi hakkmda çeşith rivayetler olmakla beraber biz burada Başbakanlık Sicilli-i Ahvâl Defteri'ndeki kayıtlan esas almış bulunuyoruz. Buna göre Said Halim Paşa 11 Ramazan 1280 (19 Şubat 1864)'de Kahire'de doğmuştur \ Said Halim, Kavaklı Meh­ med Ali Paşa'nın torunudur. Babası vezir Halim Paşa (1830 - 1894) dır ^. Said Halim Paşa'nın büyük babası Mehmed Ali Paşa ^, Kavala'da doğdu. Bazı kaynaklarda Arnavut olduğu kayıtlı ise de, Mısır hanedanı daima Türk olarak kabul edildiği gibi hanedanın ileri gelenleri de Türk soyundan geldiklerini söy­ lerlerdi Mehmed Ali Paşa, babasının Konya'dan Kavâla'ya gittiğini ifâde etmiştir °. Prof. Dr.. Feroz Ahmad, Said


18

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

Halim Paşa'nm ve dolajasıyle Mehmed Ali Paşa'nm "Arap asıllı" olduğunu iddia ederse de bunu tevsik edecek kaynak göstermediği için bizce muteber değildir ^. Tarihçi Ahmed Cevdet Paşa, Babıâli'de Mısır'm da idaresine bakan "Eyalet-i Mümtaze Kalemi Müdürlüğü"nde görev yapan İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Yusuf Hikmet Bayur, Celal Bayar ve uzun süre Mısır'da kalmış olan Yusuf Akçura ve yine Mı­ sır'da kalmış olan Rıza Nur'a göre Mehmed Ali Paşa Türk'tür ^. Vefat etmeden önce Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu ile yaptığım bir sohbete, kendisi Makedonyalı olduğu için Said Hahm Paşa'nm dedesi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nm Arnavut olup olmadığını sordum. Banguoğlu aynen şöyle cevap verdi: »Hayır... Kavala ve Drama mutasarrıflığı dahilin­ de bir tek Arnavut köyü ve yerli bir tek Arnavut ailesi yoktur Kavalada ve Drama'da Kavalalı Mehmed Ali Paşa ve ailesinin Ar­ navut olduğu hakkında hiçbir rivayet de yoktur. Sonra Türkler Arnavutlar'a da kız vermezler. Halbuki Mehmed Ali Paşa ve çocuklan hep Türk kadınlarıyla evlenmişlerdir» ^. Mısır'da valiliği sırasında açtığı mekteplerde ve devlet dairelerinde Türkçeyi resmî dil tayin eden, sarayında Arap­ ça konuşma yasağını koyan ve ilk Türkçe gazeteyi çıkaran^ Mehmed Ali Paşa'nm Arnavut veya Arap asıllı olduğu hak­ kındaki iddiaları bu bakımdan da çürütmektedir Diğer taraftan Başbakanlık Arşivinde yaptığımız araştırmada Sa­ id Halim Paşa'nm ve dolayısıyla dedesi Mehmed AH Pa­ şa'nm Arnavut veya Arap olduğuna dair bir kayda rastla­ madık. İlk Mısır hıdîvi İsmail Paşanın hıdîv olmasından sonra^^ Halim Paşa ile arası açıldı. Halim Paşa, Subra sarayın­ dan çıkıp İstanbul'a gelmeden önce birçok işkenceye ma'ruz kaldı. Saltanat hırsı ile amcasına her türlü işkenceyi reva gören hıdiv İsmail Paşa, nihayet onun Mısır'ı terketmesini sağlamıştır'^. Mısır'ı terketmeye mecbur kalan Halim Paşa


SAİD HALİM PAŞA

19

ailesiyle birlikte İstanbul'a geldi^^. Eşref Edip, Mehmed Sa­ id Halim Paşa'nın o zaman sekiz dokuz yaşlarında olduğunu ileri sürerse de, Başbakanlık Arşivinde bulunan bir belge­ de babası Halim Paşa'nm «Mecâlis-i Aliyye»'de Gurre-i Receb 1287 (27 Eylül 1870)'de memur olduğu gözönüne ahnırsa onun altı yaşmda olduğu anlaşılır^*. Hükümet aileyi Baltalimanı'ndaki sahilhâneye yerleştirdi^^. Said Halim Paşa, İstanbul'a geldikten sonra batı ve do­ ğu dillerinden bazılarını öğrenme imkânını buldu. Bunlar­ dan Arapça ve Farsça ile Fransızca ve İngilizce'yi özel hoca­ lardan öğrendi^^. Kendisinden küçük olan kardeşi Abbas halim Paşa^' ile İsviçre'ye tahsîle gitti^^. Eşref Edip, Said Halim Paşa'nm İsviçre'nin Cenevre şehrinde özel mektep­ lerden birisinde öğrenime başladığını söylerse de^^ diğer bir kaynakta "İsviçre Dârü,lfünûn"nnda öğrenim yaptığı anlaşılmaktadır^°. Prens^^ Said Halim Paşa orta ve yüksek tahs­ ilini tamamladıktan sonra İstanbul'a döndü^^. O, İsviçre'de siyasi ilimler tahsili yaptı^^ ve burada beş yıl kaldı^*. Said HaUm Paşa Arapça ve Türkçeyi düzgün bir şekilde konuşup yazmaktaydı^^. Tahsil dönüşlerinde, milli seciyelerinin zaafa uğramış olabileceği endişesiyle babalan Halim Paşa tarafından tabi tutulduklan imtihandan, Said ve Abbas Halim Paşalar iyi not almışlar, hatta milli karakterlerinin pekiştiği intibaını vermişlerdir^^.

B) İLK DEVLET HİZMETLERİ V E JÖN TÜRKLERLE İLİŞKİSİ 1) İlk Devlet Hizmetleri: Mehmed Said Hahm Paşa, tahsilini tamamlayıp İstanbul'a döndükten sonra II. Abdülhamid tarafından 13 Mayıs 1888 (2 Ramazan 1305)de


20

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNIJR

"...rütbe-i refîa-i mîr-i mîrânf ve ikinci rütbeden Mecîdînişân-ı zî-şânı..." ile taltif edildi^^. Bunlar için ısdar olunan irâde­ nin tarihi 3 Ramazan 1305 (14 Mayıs 1888)'dir2®. Said Halim Paşa 21 Mayıs 1888 (10 Ramazan 1305)'de yirmibeş yaşında iken Şûrâ-yı Devlet a'zâlığma tayin edildi^^. O, Şûrâ-yı Devlet a'zâlığı sırasında vazifesini aksatma­ dan yerine getirmiştir. Bu husus Sicill-i Alıvâl Defteri'nde bil­ hassa ifâde edilmiştir^". Yine Şûrâ-yı Devlet reisi Ahmet Arifi Paşa (II. Abdülhamid devri sadrazamlarından) tara­ fından Said Halim Paşa için yazılan mülahazada, Paşa'nm "... me'mûr buyurulduğu günden berû hüsn-i devam ile ibrâz-ı liyâkat etmektedir..." denilmiştir^^ Mehmed Said Halim Paşa'ya 23 Şubat 1889 (22 Cumâdel âhire 1306 - 1 1 Şubat 1304)'da "İkinci rütbeden.nişân-ı âlî-i Osmâni" verildi^^.Paşa 23 Nisan 1892 (24 Ramazan 1309-9 Nisan 1308)'de de "Birinci rütbeden nişân-ı âlî-i Osmâni" ile taltif edildi^^. Said Halim Paşa, Şûrâ-yı Devlet'in maliye dairesinde çalışmaktaydı. Görevindeki başarısını sürdürerek 17 Ka­ sım 1899 (13 Receb 1317 - 5 Teşrîn-i sânî 1315)'da kendisine "murassa' Mecîdî nişân-ı zî-şânı" verildi^^. Şûrâ-yı Devlet reisi vezir Mehmed Said Paşa^°, Sadra­ zam Halil Rifat Paşa (1895-1901)'ya gönderdiği bir tezkire­ de şöyle demektedir: "... Şûrâ-yı Devlet Mâliye Dâiresi a'zâsındansa'âdetlü Sa'îd Paşa'nm şâyeste-i taltîf-i âlî bulun­ duğundan rütbesinin Rumeli beylerbeyliğine terfî'i hususuna müsâ'ade-i celîle-i sadâret penâhîlerinin şayan buyurulması babında emr ü ferman hazret-i veliyyü'l-emrindir Şûrâ-yı Devlet reisinin sadrazama yazdığı tezkire üze­ rine. Sadrazam Halil Rıfat Paşa da padişah II. Abdülhamid'e aşağıdaki tezkireyi göndermiştir:"... Atufetlû Efendim Hazretleri, vezaif-i me'mûriyetlerini hüsn-iîfâ etmekte olmalanndan nâşî şâyeste-i âtıfet-i seniye oldukları Şûrâ-yı Devlet


SAİD HALİM PAŞA

21

riyâset-i celîlesinin bekâ'en arzu u takdîm kılman tezkirelerin­ de iş'âr olunan Mâliye Dâiresi a'zâsından sa'âdetlû Sa'îd ' Halim Paşa'nın hâiz olduğu mîr-i miran rütbesinin Rumeli bey­ lerbeyliği payesi:., i'tâsı hakkında her ne vech ile irâde-i seniyye-i cenâb-ı hilâfetpenâhî müte'allik ve şeref-sudûr buyurulur ise mantiJk-i âlîsi infaz edileceği beyânıyle tezkire-i senâverî terkim kılındı efendim...'^''. Sadrazam'ın yukarıda zikredilen tezkiresi üzerine Yıl­ dız Sarayı Serkâtibi Muhsin imzası ile gönderilen irâde-i seniyede Said Halim Paşa'nın mîr-i mîrân rütbesi 26 Cumâd'el ûlâ 1318-8 Eylül 1316 (22 Eylül 1900)'da Rumeli beylerbeyliği payesine yükseltildi^®. Enver Ziya Karal Osmanlı Tarihi adlı eserinde, 1879'da Hıdiv İsmail Paşa'nın azledilmesi üzerine, II. Abdülhamid'in hıdivliğe Said Halim Paşa'yı getirmeyi düşündüğünü yazmaktadır"^^. Yine aynı eserinde Karal, Tevfik Paşa ile mücadele eden Arabî Paşa'nın 1880'de Said Halim Paşayı hıdîvliğe geçirmek için uğraştığını kaydetmektedir'^". Karal'ın konu ile ilgili verdiği bilgiler yanlıştır. Çünkü Said Halim Paşa bu tarihlerde tahsîl ile uğraşmaktadır ve babası Halim Paşa da hayattadır. II. Abdülhamid hıdîvlik için İs­ mail Paşa'nm yerine Halim Paşa'yı*\ daha sonra da padişah ve Arabî îjaşa, Tevfik Paşa'nın yerine Said Halim Paşa'nın babası Halim Paşa'yı düşünmektedirler*^. 2) Jön Türklerle İlişkisi: Said Halim Paşa Rumeli beylerbeyliği payesine ulaştıktan sonra Şûrâ-yı Devlet a'zâlığı görevine fazla alaka göstermediğini görüyoruz. Çünkü o, Eşref Edip'in yazdığına göre: "...serbestî-i efkâra sâhib bir âlemde büyüdüğij içün pek tabi'idirki İstanbul muhît-i istibdadına hiç bir zaman uyamayacak, teveccüh-i şahaneye mazhar olmayacak idi. Nitekim çok geçmeden menkijbîn meyan ma dâhil..." oldu*^. Said Halim Paşa, evliliği'^'^ münasebetiyle kendi zevki-


22

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

ne göre inşâ ettirdiği ve adı ile anılan Yeniköy'deki yalısına çekildi*^, Prens burada fikrini ve bediî zevklerini tatmin edecek şeyler ile uğraşmaya başladı. Bir taraftan kitap oku­ makla, içtimaî ve tarihî incelemeler yaparken, diğer taraf­ tan İslâm ve eski Osmanlı eserlerini toplamakla meşgul ol­ du. Yahşini en güzel ve en değerli eserler ile âdeta bir müze haline getirdi. Musikîye de âşinâ olduğundan, eski güzel eserlere fazlası ile değer verirdi. Musikî ile ilgili kıymetli eserleri toplayabilmek için haddinden fazla fedâkârlık gös­ terirdi. Meşhur üstadlara, kardeşi Abbas Halim gibi hima­ yesini ve yardımını eksik etmezdi. Yalısı değerli eserler ile doluydu. Yalısında, Osmanlı an'anesini, İslâm kültür ve medeniyetini bütün canlılığı ile yaşıyordu. Öte yanda İslâ­ miyet ve Türklük ile ilgili herşey kaybolurken onun şahsın­ da ve oturduğu mekânda her şeyi ile farkediliyordu'*^. Said Halim Paşa, 1900'de kendisine verilen Rûmeh beylerbeyliği payesi ile sarayın ve padişahın itibarlı bir şah­ siyeti haline geldi. Kendisini kıskananlar yalısında zararlı evrak vs silah bulunduğu iddiasıyla saraya jurnal ettiler^'. Bundan ürküp rahatsız olan Said Halim Paşa'nm Mısır'a g"!ttiği iddia ediliyorsa^'' da aslında İstanbul'dan çıkarılmış­ tır*-'^ . Paşa, A.vlonyalı Mehmed Ferid Paşa'nm sadâreti döne­ minde (13 Ocak 1903-23 Temmuz 1908) yani 1903'ten sonra İstanbul'dan uzaklaştırılmıştır'^". Celâleddin Arif Bey'in Karlsbad'dan 16 Temmuz 1906'da Şair Eşrefe yazdığı mektupta jurnal meselesi ile il­ gili olarak Prens Said Halim Paşa şunlan söylemektedir:"... Ben o jurnal meselesine zerre kadar ehemmiyet vermedim ve İsmail NâzımBey (meşhur Harbiye Nazırı Nazım Paşa'nm oğlu)'/ de asla görmedim. Bu jurnal meselesi birbirine garazı olan iki kişi arasında uydurulmuş bir mesele olsa gerekir. Ben zaten l-lünkârın hâl ve ahvâlini bildiğim için, İstanbul'dan çıka­ rıldığım vakit sebebini tenezzül edib ne Mabeyine ve ne de


SAİD HALİM PAŞA

23

Sadrazama sordum. Bir de Atımed Ceialeddin Paşa Hazretleri'nin bu gibi bir şeye tenezzül etmiyeceklerini pekâlâ biliyorum ve benim de böyle bir çocukluğa inanmayacağımı kendileri de bilirler Mısır'a giden Said Halim Paşa, burada bulunan Ethem Ruhi (Balkan)'ye Osmanh Gazetesi'ni çıkarması için para yardımında bulunmuş ve bir müddet sonra da Avrupa'ya gi­ derek Jön Türkler'le doğrudan doğruya ilişki kurmuştur^^. Aslında bu ilişkinin daha önceden devam ettiği tahmin edil­ mektedir. Kardeşi Prens Mehmed Ali Paşa Halim (Prens Mehmed Ali Halim Paşa) 1899'da İtalya'nın Brindizi şeh­ rinde "Yeni Osmanlı Kongresine"(Yeni Osmanlılardan kasıt Jön Türkler'dir) önayak olacak kadar ilişkiyi ileri bir seviye­ ye vardırdı^'^. Jön Türklerin Avrupa'daki reisleri Ahmed Rı­ za Bey, Paris'ten 24 Ekim 1901'de Stokholm sefiri Şerif Paşa'ya yazdığı mektuptan anlaşıldığına göre Said Halim Pa­ şa'nın kardeşi Abbas Halim Paşa ile görüştü^*. Anlaşılıyor ki, yalnız Said Halim Paşa değil, kardeşleri de bilfiil Jön Türklerle ilişki içinde idi. Said Halim Paşa joırt dışında iken Jön Türklerle olan ilişkisi "İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Muhâberât Kayıt Defte­ ri" nden anlaşıldığına göre müfettişlik görevi ile başla­ maktadır. 20 Temmuz 1906 tarih ve 45 numaralı beyanna­ mede "...şu'abât-ı cemiyetin temîn-i ahenk ve intizâmı maksadıyle altı ayda bir münâvebe ile tebdil edilmek üzere bir de mü­ fettişlik vazifesi ihdas edilmiştir. Vazîfe-i mezkûre şimdiki hal­ de ekâbir-i Osmâniyeden bir zât uhdesindedir.."^ denilmek­ tedir. Daha sonra Mısır'da bulunan Ferid Bey (Ferid Tek)'e hitaben yazılan mektupta, cemiyetin müfettişliğine getiri­ len ve «Osmanlı Terakki ve Ittihad Cemiyeti»nm iç teşkilâtı ile ilgili beyannamede "ekâbir-i Osmâniyeden biri" diye işa­ ret edilen kişinin Prens Said Halim Paşa olduğu belirtil­ mektedir^''.


24

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

Osmanlı Terakki ve İttihad Cemiyeti'nin müfettişi olan Said Halim Paşa'ya, Dr. Nazım ve Dr. Bahaeddin imzası ile bir mektup gönderildi. Mektupta kendisine Nisan ayının so­ nunda verilen müfettişlik görevinin sona erdiği ve 2 Kasım 1906 tarihinden itibaren altı ay daha bu görevin ikinci defa tevdî edildiği bildiriliyordu''^. Müfettiş Said Halim Paşa'ya tarihsiz olarak gönderilen bir mektupta, cemiyetin faahyetlerini genişletmek için para yardımında bulunması istenilmektedir^^. 18 Kasım 1906 tarihli ve "Osmanlı Terakki ve İttihad Cemiyeti Müfettişliği Cânib-i Âlîsine" başlığı ile Paris'ten Paşa'ya bir mektup gönderildi. Mektupta Said Halim Pa­ şa'nm gönderdiği paranm alındığı bildiriliyor ve kendisine cemiyetinüç haftalık müzakere hülâsasının da gönderildiği belirtiliyordu^". Said Halim Paşa 1 Kânûn-ı evvel 1906 tarihinde Pa­ ris'teki merkeze bir mektup göndererek Mısır şubesinden beklenilen hizmetlerin neler-olacağı sorusu üzerine kendisi­ ne mektupla cevap verilmiştir^'. Verilen cevapta cemiyete para yardımı için tavassutta bulunması istenmektedir. Ay­ rıca Türklerin kıyamı için Paşa'dan para toplanmasında ta­ vassutu istenmesi onun Araplığı'ndaiı ve Arnavutluğu'ndan bahsedenlerin iddialarını çürütmektedir. Yukarıda bahsi geçen mektupta Mısır şubesinden bek­ lenilen hizmetler arasında şunlar da sıralanmaktadır: "...Neşriyatımız içinde fvlısırlılan ve Arapçayı mütekellim Os­ manlıları müstefid edecek makale ve beyannamelerimizi Arapça'ya tercüme ettirip Mısır gazetelerinden biri vasıtasiyle veya ayrıca Cemiyet namına neşretmektir. Şûrâ-yı Ümmete Arapça bir ilave çıkarmak ve Süveş gibi geçit mahallerde evra­ kın inşitarına hizmet edecek me'murlar tedarik etmek de Mısır şubesinin hidematından ma'dût olmalıdır'^^. Said Halim Paşa bu görüşlere itiraz etmiş olacak ki bir ay sonra kendisine


SAÎD HALİM PAŞA

25

gönderilen mektupta^ Paris'teki Cemiyet merkezinin görü­ şü anlatılmakta ve Paşa'nın itirazlarının özü de belirtil­ mektedir. Gönderilen mektupta şunlar yazılıdır: "Arapça neşriyata gelince: zât-ı biraderfleri Mısır'da Arapçş neşriyatı­ mızdan -Abdülhamid aleyhinde olması itibariyle- iş görmek şöyle dursun mazarrat husule geleceğini söylüyorsunuz. Neş­ riyatı biz, cahil ve mutaassıp fellâhlar için yapmayıp belki Mı­ sır'ın okur-yazar kısmı ile asıl Türkiye'deki Arap vatandaşları­ mız için yapmak istiyoruz. Biz neşriyatımızda bu sûy-i tefehhü­ mü izale için uğraşacağız. Bizim ta'rîzimiz makam-ı hilâfete ol­ mayıp sırf o makam-ı âlinin ulviyetini izaleye çalışan Abdülhamid'e olduğunu göstermeğe gayret edeceğiz... Mısır'da bulunan Ferid Bey'e 12 Aralık 1906 tarihi ile gönderilen mektupta müfettiş Said Halim Paşa'nın Marsil­ ya'dan Mısır'a gideceği bildiriliyordu. Ayrıca bu mektupta Said Halim Paşa'nın hem zeki hem de gayretli bir kimse ol­ duğuna işaret edilmektedir^*^. Bu mektup Paşa'nın şahsiye­ tini ortaya koyması bakımından önemlidir. Ahmed Rıza Bey hatıralarında "Paris'te Sıkıntılı Hayat ve Para Yardımında Bulunanlar" başbğı ile son sene Mısır'a para toplamak için gitiğini ve orada Said Halim Paşa'nın delâleti ile beş bin frank toplandığını yazıj'or. Bu paranın toplanmasından sonra Nazım Bey'in memlekete gönderildi­ ği, Enver ve Niyazi Beylerin dağa çıkarıldığı özellikle belir­ tiliyor^^. Said Halim Paşa, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne maddi yardımda bulunduğu gibi fikri yardımda da bulundu®^. Fikri yardımın ne olduğu hususunda bir bilgimiz yoktur. Said Halirn Paşa'nın kardeşlerinden Abbas Halim Paşa ile Mehmed Ali Halim Paşa da bu cemiyete maddî yardımda bulundular^®. Said Halim Paşa ve kardeşlerinin babalan Halim Paşa'dan kalma büyük servetleri vardı^^. Said Halim Paşa'nm, 1907'de Rıza Tevfik'in gizli İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girmesine önayak olduğu anlaşılmaktadır^".


26

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

Said Halim Paşa meşrutiyet (H. Meşrutiyet)in ilânmdan (23 Temmuz 1908-23 Cumâdel âhire 1326-10 Temmuz 1324) sonra Mısır'dan İstanbul'a döndü.

C) M E Ş R U T İ Y E T ' İ N İ L  N I N D A N S O N R A K İ DEVLET HİZMETLERİ, İTTİHAT VE TERAKKİ C E M İ Y E T İ İLE İ L İ Ş K İ L E R İ 1) Y e n i k ö y B e l e d i y e D â i r e s i B a ş k a n l ı ğ ı n a v e  ' y â n  ' z â l ı ğ ı n a S e ç i l m e s i : Said Halim Paşa yurt dışına çıkarılmış olmasına rağmen Şûrâ-yı Devlet a'zâlığı görevi devam etti. Ancak 21 Ağustos 1324 (3 Eylül 1908) tarihinde "Şûrâ-yı Devletçe icra kılınan tensikâtda"kadro azlığı sebep gösterilerek görev dışı bırakıldı''. Şûrâ-yı Devlet a'zâlığından açığa alman Said Halim Faşa 1908'de yapılan belediye seçimlerinde İttihat ve Te­ rakki listesinden Yeniköy Belediye Dâiresi Başkanı seçildi^^. 1911 tarihinde Şehreminliği'nde bulunan Hüseyin îCâzım Bey tarafından görevinden alındı'^. Bilâhare Cemiyyet-i Umumiye-i Belediye İkinci başkanlığına seçildi'*. Said Halim Paşa 14 Aralık 1908 (2 I ^ û n - ı evvel 132420 Zilka'de 1326) tarihli irâde-i seniye ile ta'yîn edilen 39 ki­ şilik â'yân a'zâlığı listesine seçilememekle beraber"", aynı gün ikinci bir irâde-i seniye ile'® â'yân â'zâlığına on bin ku­ ruş ma'aşla" ta'yîn edildi. 28 Aralık 1908 (16 ICânûn-ı sânî 1324)'de Cemiyet-i Tedrisiye-i İslâmiye'nin idare â'zâlığına seçildi™. 2) Şûrâ-yı D e v l e t R i y a s e t i n e Getirilişi: Said Halim Paşa 1909 (1325)'da Selanik'te gizU olarak yapılan^^ İttihat ve Terakki kongresine â'yân a'zâsı olarak katıldı*^". -Paşa ar­ tık İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ileri gelenlerindendi^'. İttihat ve Terakki'nin 1912'deki meclisin feshi çalışmaları­ na bilfiil katıldı*^


SAİD HALİM PAŞA

27

Meclisin feshinden sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti, bazı üyelerinin kabineye girmesi için çalıştı®^. Bu çalışma­ nın sonunda sadrazam Said Paşa'nın 1 Safer 1330 (21 Ocak 1912) tarihli teklifi ile^'* Said Hahm Paşa 2 Safer 1330-9 I ^ û n - ı sânî 1327 (22 Ocak 1912)'de daha önce uzaklaştınldığı Şûrâ'jn Devlet'e, â'yân a'zâlığına mahsus ma'âşla baş­ kan ta'yîn edilerek kabineye girdi®^. Said Halim Paşa Trablusgarb harbi sırasında, tedavi maksadıyla kaplıcalara gitmek için bir ay izin istedi®^. 18 Receb 1330-20 Haziran 1328 (3 Temmuz 1912)'de irâde-i seniye ile kendisine bir ay izin verildi®^. Bu izin görünüşte teb­ dili hava, gerçekte ise İtalya Hükümeti ile sulh için gizli gö­ rüşmeler başlatmak amacıyla hazırlanmış bir mizansen­ di®®. Said Halim Paşa 12 Temmuz 1912'de İtalya delegeleri ile özel olarak Lozan'da buluşup sulh için gizli görüşmelere başladı®^. 17 Temrauz'da Said Paşa Hükümeti görevden çe­ kildi, Gazi Ahmed Muhtar Paşa Hükümeti görevini yenile­ meyince görüşmelerden bir sonuç almamadan 28 Temmuz'da Lozan'dan geri döndü. Said Halim Paşa, 21 Temmuz'da Gazi Ahmed Muhtar Paşa'nın kabineyi kurmakla görevlendirilmesi üzerine 9 Temmuz 1328 (22 Temmuz 1912)'de Şûrâ-yı Devlet riyaseti görevinden fiilen ayrıldı^". Said Halim Paşa, Said Paşa Hükümeti'nin istifasından sonra yapılan İttihat ve Terakki'nin 1912 yılındaki kongre­ sinde, İbnülemin Mahmut Kemal'e göre bu cemiyetin umu­ mi katibliğine, Tarık Zafer Tunaya'ya göre de cemiyetin merkez umumi üyeliğine seçilmiştir^^ 6 Kasım 1912'de Ta­ lat Bey ile Said Halim Paşa Harbiye Nâzırhğı'na Nazım Pa­ şa yerine Mahmud Şevket Paşa'yı teklif için Kamil Paşa'yı ziyaret ettilerse de bir sonuç alamadılar^^. Bu ziyaretten bir sonuç alamayan İttihat ve Terakki ileri gelenleri "Halâs/(ârân" grubunım reisi durumunda olan Harbiye Nâzın Na-


28

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

zım Paşayı elde etmeye çalıştılar. Bu işle, Nazım Paşa'nm eski dostu olan Said Halim Paşa görevlendirildi. Nazım Paşa'yı, Kâmil Paşa'nm aleyhine çevirmek için Prens'in yalısı­ na davet ederek bir takım toplantılar yapıldı. Sonunda En­ ver Bey'i Kolordu Erkân-ı Harb Reisliği'ne, Cemal Bey'i de Menzil Müfettiş-i Umumiliği'ne ta'yîn ettirerek, böylece İs­ tanbul'daki askerlerin önemli bir bölümü İttihat ve Terak­ ki'nin ehne geçti^^. Said Halim Paşa, İttihat ve Terakki kur­ mayları tarafından düzenlenen Babıâli Baskını'nın (23 Ocak 1913) tertipcileri arasında olduğu ileri sürülmektedir^^ Said Halim Paşa, İttihat ve Terakki içindeki bu faali­ yetleri yanında İttihatçılara devamlı para yardımında bu­ lundu. İttihat ve Terakki'nin yayın organlarından olan Tanin Gazetesi'ne 2000 altın lira vererek gazetenin yayınına devam etmesini sağladı^^. Kendisi İslamcıların ileri gelenle­ rinden olmasına rağmen Türkçülük hareketinin temel ku­ ruluşlarından olan Türk Derneği'ne üye olmaksızın nakdî yardımda bulundu^®. 3) Hâriciye Nazırlığı: Bâbıâlî Baskını ile istifa ettiri­ len Kâmil Paşa Hükümeti yerine, Mahmud Şevket Paşa Hü­ kümeti kurmakla görevlendirildi. 15 Safer 1331-10 Kânûn-ı sânî 1328 (24 Ocak 1913)'de Mahmud Şevket Paşa'nm padi­ şah V.Mehmed'e takdim ettiği hükümet üyeleri listesi"', 16 Safer 1331 (25 Ocak 1913)'de onaylandı"^. Said Halim Paşa, Mahmud Şevket Paşa Kabinesi'ne onbeş bin kuruş ma'âşla Şûrây-yı Devlet Reîsî olarak girdi"". Said Halim Paşa iki gün sonra 18 Safer 1331-14 Kânûn-ı sânî 1328 (27 Ocak 1913) ta­ rihli irâde-i seniye ile yine onbeş bin kuruş ma'âşla Hâriciye Nezâret'ine ta'yîn edildi'"". Daha önce bu nezârete eski Ati­ na Sefiri Muhtar Bey vekil olarak getirilmişti'"'. Said Halim Paşa'dan boşalan Şûrâ-yı Devlet Riyâseti'ne vekaleten Adliye Nâzın İbrahim Bey getirildi'"^. Daha


SAİD HALİM PAŞA

29

sonra Şûrâ-yı Devlet Riyâseti'ne eski sadrazamlardan Said Paşa getirildi^"^. Yeni hükümet ekseriyetle İttihat ve Terak­ ki eğilimlilerden kuruldu. Adliye Nâzırhğı'na eski İstanbul Valisi İbrahim Bey, Şûrâ-yı Devlet Riyâseti'ne ve daha son­ ra Hâriciye Nâzırhğı'na Said HaUm Paşa, Bahriye Nezâreti'ne Mahmud Paşa, M a â r i f e Şükrü ve Evkaf Nâzırhğı'na Hayri Efendi, Başkumandanlık Vekâleti'ne de İzzet Paşa getirildii"^ Said Halim Paşa 31 Ocak 1913'te kurulan «Müdafa'a-i Milliye Cemiyeti'>'nm kurucularındandır^"^. Yine Said Halim Paşa «Ihtiyât-ı Millî» adıyla anılan bir hayat sigortası şirketi­ nin de heyet-i idare a'zası başkanıydı^"®. Said Halim Paşa Hâriciye Nezâreti'ne gelir gelmez, bü­ yük devletler tarafından 17 Ocak 1913'te Kâmil Paşa Hükümeti'ne verilen ortak notaya^"^ 30 Ocak 1913'te cevap vere­ rek bu notayı reddetti^"®. Bu nota ile Mahmud Şevket Paşa Hükümeti, Edirne'nin Meriç nehrinin sağ kıyısına düşen kısmını vârmeye razı idi. Türkiye'nin güvenliği için gerekli olan adalar Osmanlılara kalacak, diğer adalar da Anado­ lu'nun güvenliği gözönüne alınarak büyük devletlerin mu­ kadderatına bırakılacaktı. Buna karşılık olarak büyük dev­ letlerin Türkiye'ye karşı iyi niyet göstermeleri, Osmanlı Devleti'nin gümrük vergilerini kendisinin tesbit etmesini kabul etmelerini istiyordu. Bir de Türkiye'deki yabancıların Osmanlılara uygulanan vergilere tabi tutulacağı, yabancı postahanelerin kapatılacağı ve kapitülasyonlarm kaldırıla­ cağı bildiriliyordu^"^. Ortak notaya verilen cevap reddedildi ve ateşkes 3 Şu­ bat'ta sona erince Edirne yeniden bombardıman edildi. Ça­ tal ca'ya doğru hareket eden Bulgar ordusu 18-30 Mart ta­ rihleri arasında geri püskürtüldü. Edirne 26 Mart'ta düştü. Edirne'nin düşmesi üzerine büyük devletler 31 Mart 1913'te dört maddelik sulh şartlannı Babıâli'ye bildirdiler.


30

BÎR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

Bâbıâlî bu şartlan kabul ettiğini 1 Nisan'da açıkladı ve 16 Nisan'da Bulgarlarla karşılıklı ateşkes ilan edildi. Bunun üzerine Londra müzakereleri tekrar başladı. 30 Mayıs 1913'te Osmanlı Devleti ile Balkan müttefikleri arasında Londra Banş Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma ile Kâmil Paşa'nın bir darbe ile iktidardan uzaklaştırılmasına sebep olarak gösterilen şartların daha ağırlan kabul edildi. Yedi maddelik olan Lozan Banş antlaşmasına göre: Midye-Enez hattının ötesi müttefiklere yani Edime Bulgarlara bırakılı­ yordu. Amayutluğun sınırlannın tespiti ve bu ülke ile ilgili bütün konuların halli büyük devletlere bırakılıyordu. Os­ manlı Devleti, Girit üzerindeki bütün haklarından vazgeçi­ yor ve Ege adalannın kaderi büyük devletlerin eline terkediliyordu"°. Mahmud Şevket Paşa Hükümeti göreve başladıktan sonra Kâmil Paşa, Prens Sabahattin ve taraftarları, İttihat ve Terakki ağırlıklı hükümeti düşürmek için komplo girişi­ minde bulundular. İlk komplo girişimine Prens Sabahat­ tin'in kâtibi Saffet Lütfî Bey ve Sabahattin'in amcası Abuk Ahmed Bey'in de içinde bulunduğu bazı subaylar tarafın­ dan gişirildiği iddia ediliyor^^^ İttihatçılar için hazırlanan komplolarda Paris'te bulunan Şerif Paşa'nın ve I^hire'de bulunan Kâmil" Paşa'nın büyük etkisi olmuştu ve İngiltere tarafından destekleniyordu. I ^ m i l Paşa 28 Mayıs'ta İstan­ bul'a gelir gelmez İstanbul Muhafız Komutanı Cemal Bey tarafından evinde nezaret altına alındı ve üç gün sonra da İstanbul'dan uzaklaştırıldı^^^. İstanbul Muhafız Komutanı Cemal Bey, Hürriyet ve l'tilâf Partisi'nin darbe hazırlıklarını zamanında müdahale ederek engelledi. Fakat Hürriyet ve İ'tilâfçılar daha çabuk harekete geçerek 11 Haziran 1913 (6 Recep 1331-29 Mayıs 1329)'te Sadrazam Mahmud Şevket Paşa'yı Harbiye Nezâreti'nden Babıâli'ye gitmek üzere iken Bayezid'de öldürdü-


SAlD HALİM PAŞA

31

ler''^. Ali Birinci, Hürriyet ve İtilâf Fırl<ası adlı ilmi çalışma­ sında Mahmut Şevket Paşayı öldürme hadisesini İttihat ve Terakki'nin tertiplemiş olabileceğini ileri sürmektedir''*. Ancak Lütfi Fikri Bey 7 Haziran 1329 (20 Haziran 1913)'da Sadrazam Said Halim Paşa'ya gönderdiği bir mektupta Mahmut Şevket Paşa'nm katillerinin cezalandırılmaması­ nı istemesi ve Mahmut Şevket Paşa'nm öldürülmesiyle. Na­ zım Paşa'nm öcünün alındığını ve meselenin bu şekilde ka­ patılmasını istemesi bu cinayette Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın parmağı olduğu izlenimini vermektedir"^.



II. B Ö L Ü M

SAİD HALİM P A Ş A N I N SADRAZAMLIK DÖNEMİ

A) SADÂRET KAYMAKAMLIĞI V E SADRAZAMLIĞA GETİRİLİŞİ Mahmud Şevket Paşa'nm öldürüldüğü gün İstanbul Muhafız Komutanı Cemal Bey, Said Halim Paşa'ya ve diğer bir kısım nazırlara telefon ederek olayı haber verdi ve ne ya­ pılması gerektiği hususunda karar almalarını istedi'. Bu­ nun üzerine toplanan hükümet üyeleri durumu padişaha bildirmek üzere Şeyhülislâm Esad Efendi ile Adliye Nâzın İbrahim Bey'den oluşan bir heyet kurdular. Heyet padişa­ hın huzuruna çıkarak olayın cereyanı ve sadâret makamı­ nın bir dakika dahi boş kalmaması ile ilgili Heyet-i Vü­ kelânın düzenlediği mazbatayı takdim ettiler. Prens Said Halim Paşa'nm sadârete getirilmesini tavsiye ettiler^. Olay günü Talat Bey arkadaşlannı teskin ettikten sonra, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin sadrazamlığa Hariciye Nâzın Said


34

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

Halim Paşa'}^ teklif ettiğini telefonla Mabejm Başkâtibi Ali Fuad Bey'e bildirdi^. Padişah sadârete Viyana'da elçi olan Hüseyin Hilmi Paşayı getireceğini söyliyerek, o gehnceye kadar sadâretin boş kalmaması için Said Halim Paşayı sadâret kaymakamı tayin etti*. 11 Haziran 1913'te Babıâli'ye gönderilen hatt-ı hümâ­ yun şöyledir: "Vezir-i me'âlîsemîhm Mehmed Sa'id Paşa, Sadna'zam ve Harbiye Nâzın Mahmud Şev/cef Paşa'nm bu l<erre vul<û'ı şehâdeti nezdimizde teessür ve teessüf! mûcib olmuş ve sadâret ka'imakâmlığı rütbe-i sâmîye-i vezâretle uhdenize tevcih kılınmış olduğundan vükelâyı hâzıramız ile bil'ittifâk umur ve mesâlih-i devletin hüsn-i tedvir ve temşîtine sarf-ı mezîd-l i'tina olunması hasâfet ve ham'iyyetinizden muntazardır. Cenab-ı Hak, tevfîkât-ı samedâniyesine mazhar buyursun âmîn. 6 Recep sene 1331 ve 29 Mayıs 1329 Mehmed Reşâd'^ Kendisine vezirlik rütbesi verilerek sadâret kaymakamhğına tayin edilen Said Halim Paşa, padişahın Hüseyin Hilmi Paşa başkanlığındaki hükümette Hâriciye Nâzın ola­ rak kalması arzusunu kabul etmedi. Padişah V.Mehmed Reşâd, Başmâbeynci, ikinci mâbeynci ve mâbeyn başkâtibi­ ni huzuruna çağırarak fikirlerini sordu. Başmâbeynci Halid Hurşid Bey, Said Hahm Paşa'nm asaleten sadârete tayini­ nin uygun olacağını söyledi. İttihat ve Terakki Cemiyeti sa­ ray üzerine çeşitli baskılar yaparak Said Halim Paşa'nm bir gün sonra sadrazamhğa ta'yînini sağladı®. 12 Haziran 1913'te yayınlanan hatt-ı hümâyûn şöyle­ dir: "Vezir-i me'âlîsemîhm, Mehmed Sa'îd Paşa, mesned-i sadâret bu kerre asaleten uhde-i reviyyetinize tefvîz kılınmış ve meşîhaf-ı islâmiyyede dahi Mehmed Esad Efendi ibka edil­ miş olmasıyle hey'et-i vükelânın bi'tteşkîl tasdikimize arzını


SAÎD HALÎM PAŞA

35

irâde eylerim. Nuhbe-i amalimiz vatan ve milletimizin selâmet ve sa'âdetinden ibaret olduğundan Rabbimiz te'âlâ ve takaddes hazretleri bu maksadı te'mîn edecek hidemâta cümlenizi muvaffak buyursun âmîn, bi-hürmeti seyyidilmürselin. 7 Receb 1331 ve 30 Mayıs 1329. Mehmed Reşâd"^. Said Hahm Paşa'nın sadrazam olmasına İttihat ve Te­ rakki içinde itiraz eden olmamıştı. Fakat hükümete atana­ cak bakanlar hususunda İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde bazı anlaşmazlıklar oldu®. Bu anlaşmazlıklar ortadan kaldı­ rıldı, l e b i n e , Said Halim Paşa'nın sadârete getirilmesinden beş gün sonra Padişah'm İrâdesine sunuldu. 12 Safer 1331-4 Haziran 1329 (17 Haziran 1913) tarihli irâde-i seniyye ile kabine aşağıdaki isimlerden teşekkül et­ ti: "Hâriciye Nezâreti ilâve-i me'mûriyet olarak Sadrazam Mehmed Sa'îd.Paşa'nm uhdesine ibkâ olunmuştur Harbiye Nezâretine Başkumandanlık vekâleti kemâkân uhdesinde kal­ mak üzere Ahmed Izzed Paşa, Bahriye Nezâretine ibkâen Mahmud Paşa, Dâhiliye Nezâretine nâzır-ı esbak Tal'at Bey Efendi, Şûrâ-yı Devlet Riyasetine Meclis-i Meb'ûsân reîsi Halil Bey Efendi, Adliye Nezâretine ibkâen Rıfat Bey Efendi, Nâfi'a Nezâretine Berlin sefir-i sabıkı Osman Nizamî Paşa, Ticâret ve Zirâ'at Nezâretine â'yândan Süleyman Bustanî Efendi, Ma'ârif Nezâretine ibkâen Hayh Bey Efendi ta'yîn olunmuştur-" ^. Said Halim Paşa ICabinesi'nin ilk icrââtı Mahmud Şev­ ket Paşa'nın öldürülmesi olayına karışanlar için Dîvân-ı Harb kurmasıdır. Divân-ı Harb-i Örfî, sanıklann bir kısmı­ nı idama ve müebbed hapse, bir kısmını da geçici olarak kü­ rek cezasına ve sekizjrüz kişiyi bulan diğer sanıkları Sinop'a sürdü. Şerif Paşa, Prens Sabahattin, Gümülcineh İsmail Hakkı, eski Dâhiliye Nâzın Reşit (Rey) Bey, Kemal Mithat Bey, Pertev Tevfik, Kaymakam Zeki Bey, Nazmi Paşaoğlu Abdurrahman, emekli jandarma kumandanı Mehmed Bey


36

BÎR ÎSLÂMCI DÜŞÜNÜR

ve Kavaklı Mustafa gıyaplannda idama mahkûm oldular. Eski sadrîîzamlardan Tunuslu Hayrettin Paşa'nm oğlu Damad Salih, Polis Siyasî Kısım Müdürü Muip Bey, Miralay Fuat, Yüzbaşı Çerkez Kazım, Topal Tevfîk, Hasan Kaptanoğlu Ziya ve kardeşi Hakkı, Şevki, Teğmen Mehmed Ali, Abdullah Safa, Şoför Cevad ve Jandarma Kemal de ölüm ce­ zasına mahkum edilerek irâde-i seniye mucibince 19 Receb 1331-11 Haziran 1329 (24 Haziran 1913)'da Bayezid Meydanı'nda asıiddar'".

B) EDİRNE'NİN İSTİRDADI Balkan devletleri Rumeli'yi elimizden almak için bir­ leştikleri halde, ganimeti paylaşma hususunda birbirleriyle anlaşamadılar. Sırphlar ve Yunanlılar, Makedonya'nın paylaşdmasmdan dolayı Bulgarlarla savaşa başladıkları gi­ bi, Romanya da Bulgar arazisini istilaya başladı. Zor du­ rumda kalan Bulgarlar askerî kuvvetlerini Edirne'den geri çekmeğe başladılar". Bundan istifadeyi düşünen İttihat ve Terakki ileri gelenlerinden Enver Bey ve Talat Bey hareke­ te geçtiler. Enver Bey kurmay başkanı olduğu kolordunun kumandanı Hurşit Paşa'yı, Talat Bey'de kabine üyelerini Edirne'nin İstirdadı için ikna etmeye çalıştı'^. Hükümet içinde Edirne'yi geri almak isteyenlerin ba­ şında Talat Bey, Said Halim Paşa ile Şeyhülislâm Esad Efendi, Adliye Nâzın Çürüksulu Mahmud Paşa, Nâfi'a Nâzın Osman Nizamî Paşa ile Harbiye Nâzın ve Başku­ mandan vekili İzzet Paşa vardı. Şûrâ-yı Devlet Reisi Halil (Menteşe) ile Evkaf Nâzın Hayri Bey çekimser davrandı­ lar'^. İttihat ve Terakki Umumî Kâtibi Mithat Şükrü ve Ce­ mal Bey kabine üyeleri ile tek tek görüşerek nazırları ikna ettiler'*. İngiltere'nin tehditlerine aldırmayan Said Halim


SAİD HALİM PAŞA

37

Paşa Hükümeti, Edirne'nin istirdadı için, 13 Temmuz 1913 (30 Haziran 1329)'te karar aldı. Aynı tarihli irâde-i seniye ile padişah hükümetin mazbatasını tasdik ederek başku­ mandana işgal altındaki topraklan geri alma emrini verdii^ 20 Temmuz'da hükümet, elçileri vasıtası ile büyük dev­ letlere Edirne üzerine yürüneceğini bir nota ile bildirdi^®. Osmanlı ordusu büyük bir direnişle karşılaşmadan doğu Trakya'yı içine alan Meriç ırmağına kadar ilerledi. Fethi Bey kumandasındaki kuvvetler lürklareli'yi kurtanrken, 21 Temmuz 1913 (16 Şa'bân 1331)'te Enver Bey kumanda­ sındaki kuvvetler de Edirne'yi istirdâd ettiler^^. İngiltere ve Fransa 7 Ağustos 1913 (25 Temmuz 1329) 'te Babıâli'ye sözlü nota vererek Londra Antlaşması'nın şartlanna kesin olarak uyulmasını istediler. Almanya'nın görüşü de aynı istikamette idi^®. Yalnız İtalya Trablusgarb'ı ele geçirdiği için Osmanh Devleti ile bozuşmak istemediğin­ den menfi cevap vermedi. Rusya ise sesini çıkarmadı. Çün­ kü Edirne artık Bulgarların elinde değildi. Edirne'nin Türkler'in elinde kalmasını Rusya kendi menfaatlerine uy­ gun görüyordu. Rusya boğazları kendi tabii mirası olarak düşündüğünden boğazları ele geçirdiği zaman Edirne'nin alınması daha kolay olacaktı. Osmanlı Hükümeti büyük devletlerin notasını 11 Ağustos tarihh nota ile reddediyor.dui«. Osmanlı Hükümeti'nin 11 Ağustos 1913 tarihli notası­ na cevap vermek için büyük devletler bir araya gelmeyince Bulgaristan Osmanlı Devleti ile aracısız görüşmelere başla­ mayı kabul etti. 3 Eylül'de Bulgar heyeti İstanbul'a geldi. 29 Eylül 1913 (16 Eylül 1329)'te İstanbul Antlaşması adı altın­ da Bulgarlarla antlaşma yapıldı^". Bu antlaşmaya göre Edirne, I^rklareli, Dimetoka Osmanlı Devleti'ne verildi ve Meriç nehri iki devlet arasında sınır olarak kabul edildi. De-


38

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

deağaç ve Trakya'da kurulan "Garbî Trakya Hükümet-i Muvakkatesi"nin dağılması karara bağlanarak Batı Trakya da Bulgarlara bırakıldı^'. Said Halim Paşa'ya Edirne'nin istirdâdındaki hizmet­ lerinden dolayı murassa' imtiyaz nişanı verildi. Bu nişan ya­ pılan özel merasim ile bizzat padişah tarafından takıldı^^. Bulgarlarla imzalanan İstanbul antlaşması'ndan son­ ra diğer Balkan Devletleri'nden Yunanistan ile 27 Kasım 1913 (14 Teşrîn-i sânî 1329)'te Atina Antlaşması, 14 Mart 1914 (16 Rebi'ül âhir 1332)'te Sırbistan ile İstanbul Antlaş­ ması imzalanmıştır^^.

C) EGE A D A L A R I MESELESİ Trablusgarb Harbi sırasında İtalya on iki adayı işgal eder ve bilâhare Uşi (Lozan) Antlaşması ile bu adaları Os­ manh Devleti'ne geri vermeyi taahhüt eder. Bu sırada Eİalkan Devletleri de aralarındaki anlaşmazlığı bir kenara bı­ rakarak Osmanlı Devleti'ne saldırmak için harekete geçer­ ler. İtalya ile Osmanlı Devleti arasında Lozan Banş Antlaşması'nın imzalandığı günlerde, Yunanistan 21 Ekim 1912 de Limni adasını işgal eder. Arkasından 31 Ekim'de Gökçea­ da ve Taşoz, ertesi gün Semendere, 4 Kasım'da İpsara, 7 Kasım'da Bozcaada, 17 Kasım'da Nikarya, 21 Kasım'da Midilh ve 24 Kasım'da da Sakız adasını işgal eder^*. 17 Ocak 1913'te büyük devletler Osmanlı Devleti'ne verdikleri notada Ege adalannm geleceği hakkındaki karar verme yetkisinin ken­ dilerine verilmesini isterler^^. O zamandaki Londra Büyü­ kelçisi Tevfik Paşa kendi görüşüymüş gibi Balkan devletleri ile u3raşmazlık halinde büyük devletlerin hakemliğini 24 Aralık 1912 tarihli tel ile Babıâli'ye tavsiye eder^^. Aslında bu istek İngiltere'nin görüşüdür^'. Tevfik Paşa daha önce


SAlD HALİM PAŞA

39

sadrazamlık yapmış yaşb bir Osmanlı devlet adamı idi. Tec­ rübesinden istifade etmek isteyen Babıâli bu görüşü 30 Ocak 1913'teki notası ile hemen benimser^®. Edirne'nin düşmesi üzerirıe Türkiye büyük devletlerin arabuluculuğunu kabul eder. 30 Mayıs 1913'te Balkan dev­ letleri ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan Londra Ant­ laşması'na göre, Girid adası Yunanistan'a verilir ve Yuna­ nistan'ın işgali altındaki Ege adaları konusunda büyük dev­ letlerin karar vermeleri de kabul edilir^^. Büyük devletler aralarında uzun süren görüşmelerden sonra yakında doğa­ cak fırsatlardan yararlanıp Osmanlı Devleti'ni paylaşmak için 14 Şubat 1914 tarihli nota ile Gökçeada, Bozcaada ve Meis adaları dışındaki bütün Ege adalarını Yunanistan'a vermeyi kabul ediyor^". Sadrazam ve Hâriciye Nâzın Said Halim Paşa 16 Şubat 1914'te büyük devletlerin notasına cevap vererek Bozcaada, G<ikçeada ve Meis adalarının geri verildiğini, senet sayar­ ken, diğer adalar konusundaki haklı ve meşru isteklerini kabul ettirmek için çaba harcayacağını bildiriyordu^ ^ 21 Şubat 1914'te Said Halim Paşa, Londra Büyükelçisi Tevfik Paşa'ya gönderdiği genelgede hükümetin Ege adaları mese­ lesini doğrudan doğruya Yunanistan'la görüşmeğe karar verdiğini ve bu konuda bir girişimde bulunmamasını isti­ yordu^^. 24 Şubat'ta Said Halim Paşa İstanbul'daki Yunan elçi­ sine Ege meselesini başka devletler aracı olmadan direk Yu­ nan Hükümeti temsilcileri ile görüşmeye karar verdiklerini söyler. Elçi, İstanbul'daki İngiliz Büyükelçisi'ni görerek Babıâli'nin Ege adalan konusunu yeniden görüşmek karanndan vazgeçirtilmesini ister^®. Yunanistan, Makedonya'da yaşayan Türkleri göçe zor­ lar ve ikiyüz bine yakın Türk göçmeni Ege kıyılarına yerleş­ meye başlar^*. Anadolu'nun Ege kıyılanna yerleşen Make-


40

BÎR ÎSLÂMCI DÜŞÜNÜR

donya Türkleri bu bölgede yaşayan Rumlar'ın evlerine yer­ leşmeye başlamaları üzerine buradaki Rumlar da Yunanis­ tan'a göçe başlarlar. Aslında bu Said Halim Paşa Hükümeti'nin bir politikası sonucudur^^. Bu politika büyük devletle­ rin Türk'e yapılan zulmü görmemesine bir misilleme teşkil etmesi bakımından takdire şayandır. Yunanistan Başbaka­ nı Venizelos, Anadolu'daki Rumlar'm boşaltılması üzerine Türkiye ile görüşmeye yanaştı. 28 Haziran'da Avusturya Veliahtı'nın Saraybosna'da vurulması üzerine Yunanis­ tan'ın müttefiği Sırbistan savaşla karşı karşıyaydı. Bu du­ rumda Sırbistan yardıma gelmesi şöyle dursun kendisi yar­ dıma muhtaçtı. Bu sebeplerden dola}^ Venizelos, Osmanh Devleti ile görüşmek için can atıyordu. Görüşmenin Brük­ sel'de yapılması kararlaştırıldı. Ancak bu görüşme Osmanlı Devleti'nin ağırdan almasıyla gerçekleşmedi^®. Yunan Başbakanı Venizelos, Sadrazam Said Halim Pa­ şa ile Avrupa'da değil, Gökçeada yakınında bir görüşme ya­ pılmasını istiyordu. Sadrazam istanbul'dan ayrılamayaca­ ğını bildirerek bu görüşmelerin Türk ve Yunan delegeleri arasında Bükreş'te yapılmasını istedi. Venizelos, Osmanlı Devleti'nin bu görüşmelerden ne beklediğini sorması üzeri­ ne Sadrazam Said Halim Paşa, Atina elçisi Galib Kemalî Bey'e bir telgraf göndererek (11 Ağustos 1914) Osmanlı Dev­ leti'nin isteklerini bildirdi. Osmanlı Devleti, Limni, Midilli, Sakız ve Sisam adalarının Osmanlı egemenliğine geri veril­ mesini istiyordu. Buna karşılık adalara bağımsızlık verile­ ceğini ve bunların başına bir Hıristiyan vali atanacağını bil­ diriyordu^^. 1914 Ağustos ayının ikinci yarısında Türk-Yunan gö­ rüşmeleri Bükreş'te başladı. Görüşmelerde Osmanh Devleti'ni temsilen Dâhiliye Nâzın Talat Bey ile Mebûsân Reisi Halil Bey, Yunanistan'ı da eski başbakan Alexandre Zaimis ile Dışişleri Bakanlığı sekreteri Nikolas Politis bulunuyor-


SAİD HALİM PAŞA

41

du^®. Talat Bey, İstanbul'a döndükten sonra İngiliz Büyükelçisi'ne adalar konusunda elle tutulur bir sonuç alına­ mazsa Yunanistan'a savaş ilan edileceğini bildirdi. Adalar yüzünden İngiltere ve Almanya Osmanlı Devleti'nin Yuna­ nistan'a savaş açmasına karşı olduklarını bildirdiler®^. Said Halim Paşa fazla taviz vermek niyetinde olmayan Yunanistan'ın önerilerini yetersiz bularak Bükreş'te bulu­ nan Halil Bey'e müzakerelerin tehirini ye kendisinin İstan­ bul'a geri dönmesini bildirdi^. 10 Eylül 1914'te Türk ve Yu­ nan delegeleri Bükreş'te son defa bir araya gelerek ikili gö­ rüşmeleri süresiz olarak ertelediler''^.

. D) KABİNEDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin 1913'te yapılan kongre­ sinde Said Halim Paşa genel başkanlığa seçildi. Said Halim Paşa İttihat ve Terakki Cemiyeti Başkanlığı görevini 6 Teşrin-i evvel 1329 (19 Ekim 1913)'da vekil-i umûmî adı al­ tında Dâhiliye Nâzın Talat Bey'e bıraktı*^. Grörüldüğü gibi Said Halim Paşa.İttihat ve Terakki Cemiyeti Genel Başkanlığı'na seçilecek kadar ileri derecede bir İttihatçıdır. İttihat ve Terakki ileri gelenleri Edirne'nin istirdadından sonra ba­ zı subaylan emekliye ayınp orduyu ele geçirmeye çalıştılar. Harbiye Nâzın ve Başkumandan Vekih İzzet Paşa'ya bir lis­ te hazırlatırlarsa da Paşa arkadaşlannın emekliye sevkedilmesi işinde faal görev almak istemez. Bunun üzerine İtti­ hat ve Terakki ileri gelenleri Harbiye Nezâretine Enver ve­ ya Cemal Bey'i düşünürlerse de'*® bunlann rütbeleri bu ma­ kama ta'yîn edilmeleri için yeterli değildi. 1 I ^ s ı m 1913 (1 Zilhicce 1331-19 Teşrîn-i evvel 1329)'te Sadrazam Mehmed Said Halim Paşa ile Harbiye Nâzın Ve­ kili ve Bahriye Nâzın Çürüksulu Mahmud Paşa'nm düzen-


42

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

leyip imzaladıklan muvakkat kanun, padişah Mehmed Reşad tarafindan imzalanarak yürürlüğe girdi. Bu muvakkat kanunda, İtalya ve Balkan muharebelerinde kahramanlık ve fedâkârlık gösterenlerin kıdemlerine bir ve iki yıl, üstün başarı gösterenlere de üç yıl ilâve edilebileceği yazılıdır*^. Enver Bey 18 Aralık 1913'te miralaylığa terfi' etti"^. En­ ver Bey'in İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde ağır basması üzerine kabine tarafından mirlivalığa yükseltilerek Harbi­ ye Nâzın oldu. İzzet Paşa'nın istifa etmesi üzerine Sadra­ zam Said Halim Paşa tarafından hazırlanan tezkirede En­ ver Bey'in mirlivalığa terfi'i ve Harbiye Nâzırhğı'na teklifi isteniyordu. Padişah'a sunulan tezkire şöyledir: "Atûfetlü Efendim Hazretleri, Harbiye Nâzın Paşa Hazretleri'nin vul<u'-ı istilâsına mebni BIngazi'deki hidemât-ı bergüzîde ve fedâkârânesinden dolayı zamm olunan üç sene ile kıdemen mîr-alâylığı itiraz eden Enver Beyefendi'nin Balkan muhârebâtındaki fedâkârlığına mukâfaten üç sene daha kı­ dem zammıyla rütbesine mahsûs müddet-i asgarîyi ikmâl et­ miş olduğuna ve mîr-alâylıktan mîr-livâlığa terfi'nizâmnâmesi mucebince keyfiyet-i terfi' intihâb ile icra olunacağına göre mîri mumaileyhin mîr-livâlıkla Harbiye Nezâretine ta'yîni tensîb kı­ lınmış ise de ol-bâbda her ne vech ile irâde-i seniye-i hazret-i padişahî şeref mete'allık buyurulursa mantuk-ı münîf-i muce­ bince mu'âmele ifâ edileceği-beyanla tezkire-i senâverî terkîm kılındı efendim. Fi 4 Safer sene 332, fî21 Kânûn-i evvel sene 329. Sadrazam Mehmed Sa'id""^. Yukarıdaki tezkireye Serkâtib-i Hazret-i Şehrîyâri Ali Fuad imzası ile şu cevap verildi: "Ma'rûz-ı Çâker-i Kemineleridir, iş bu tezkire-i samiye-i sadâret penâhîde melfuf irâde-i seniye lâyıhasıyla beraber manzûr-ı âlî olmuş ve lâyıha-i mezkûre imza-i humâyûn-ı cânib-i mulûkâne ile tevşîh buyurularak leffen i'âre kılınmıştır ol-bâbda emr ü ferman hazret-i veliyyü'l-emhndir Fî5 Safer sene 332, fî21 Kânûn-ı evvel sene 329.


SAİD HALİM PAŞA

43

4 Ocak 1914 (5 Safer 1332-21 Kânûn-i evvel 1329) tarih­ li irâde-i seniye ile Enver Bey mîr-livâ (tuğgeneral) rütbesi ile Harbiye Nâzırhğına ta'yîn edildi**. Daha önce Nâfi'a Nezâreti vekaletine tayin edilen Cemal Bey*" de 21 I^nûn-ı evvel 1329'da sâdır olan irâde-i seniyye ile mîr-livâlığa yük­ seltildi^. Cemal Paşa 25 Şubat 1914'te vekaleten yürüttüğü Nâfi'a Nezâreti'ne asaleten ta'yîn edildi^'. Nâfi'a Nâzırhğı ile yetinmeyen Cemal Paşa 12 Rebî'ül âhir 1332-25 Şubat 1329 (10 Mart 1914)'da yayınlanan irâde-i seniye ile Bahri­ ye Nâzırlığı'na, Bahriye Nâzın Çürüksulu Mahmud da Nâfi'a Nâzırlığı'na getirildi^^. Enver Paşa, 6 Ocak 1914'te Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiye Reisliği'ne tayin edildi^^. Said Halim Paşa, Maliye Nâzın Rifat Bey'in istifası üzerine 10 Mart 1914'te Maliye Nâzırlığı'na, eski nazırlar­ dan Cavid Bey'i getirdi. Cavid Bey yurtdışında olduğu için İstanbul'a gelene kadar bu nezârete Talat Bey vekalet etti°*. 16 Mart 1914'te sâdır olan hatt-ı hümâyûn ile istifa eden Esad Efendi'nin yerine Şeyhühslâmlığa Hayri Efendi getirildi^°. Şûrâ-yı Devlet Reisi Said Paşa (eski sadrazam ve âyân reisi) 3 Rebî'ül evvel 1332 (31 Ocak 1914)'de vefat etti^. 2 Receb 1332-15 Mayıs 1330 (28 Mayıs 1914)'da boş bulunan Şûrâ-yı Devlet Riyaseti vekaletine Adliye Nâzın İbrahim Bey ta'yîn edildi°'. Enver Paşa Harbiye, Cemal Paşa da Bahriye Nâzın ol­ duktan sonra orduyu gençleştirmek için bir çok erkân (gene­ ral), ümerâ (üst subay) ve zabıtanı (subay) emekliye şevket­ tiler. Emekliye sevkedilenler arasında Meşrutiyet İnkılâbı­ na hizmet etmeyenler, İttihat ve Terakki'ye açıktan karşı olanlarla, askeri yetenekleri şüpheli görülenler de vardı. EmekUye sevkedilenlerin çoğunluğunu yaşlı subaylar teşkil ediyordu^*. Said Halim Paşa'nm sadrazamlığı sırasında Yıldız Sarayı'ndaki resmî evrak ve jurnallerin tetkiki için bir komis-


44

BiR ÎSLÂMCI DÜŞÜNÜR

yon kuruldu. Sadâret ve Dâhiliye müsteşarları Emin ve Ali Münif den meydana gelen bir komisyon kuruldu ise de bir iki defa toplandıktan sonra dağıldı°". Enver Paşa Harbiye Nâzın olduktan bir müddet sonra Yıldız Evrakı arasındaki jurnaller yakıldı. Jurnallerin hülâsalarını ihtiva eden def­ ter ve önemli jurnaller merkez kumandan muavini Asaf (Tugay) tarafından yanmaktan kurtarılarak günümüze ulaştınldı®°.

E) OSMANLI DEVLETİNİ PAYLAŞMA TEŞEBBÜSÜ V E VİLÂYÂT-I ŞARKİYYE'NİN ISLAHI İLE İLGİLİ ANTLAŞMA İtalya ve Balkan savaşlarından sonra İngiltere, Fran­ sa, Rusya, Almanya, Avusturya ve İtalya Osmanlı Devle­ ti'nin güçsüzlüğünü görerek bu devleti kendi aralarında taksim kavgasına başladılar. Bu kavgada petrol bulunan bölgeler birinci sırayı almaktadır. Osmanlı Devleti'ni sıkış­ tırarak petrol bölgeleri ve demir yollan imtiyazlarını sağla­ ma almaya çalıştılar. Bir kısmı da demir yolu imtiyazı ko parmak için uğraştı., 29 Temmuz 1913'te İngiltere ile Şattü'i-Arap Antlaş­ ması imzalanarak, Fırat ve Dicle üzerinde gemi işletme im­ tiyazı İngilizlere verildi. Şattü'l-Arap üzerindeki gemi işlet­ mesinin karma komisyon tarafından gerçekleştirilmesine karar verildi. Ayrıca Irak'ın sulanması konusu da İngilizle­ re bırakıldı®'. 3 u antlaşma ile el-Katr kıyılan, Bahreyn ada­ ları ve Basra Körfezi İngilizler'in im.tiyazına bırakıldı®^. 29 Ekim 1913'te, Trabzon-Pekeriç-Harput-Diyarbekir doğu­ sunda yapılacak demir yolarının imtiyazları Rusya'ya veril­ mesi hususunda görüş birliğine varıldı®^.


SAİD HALİM PAŞA

45

Fransızlarla 11 Eylül 1913 ve 18 Aralık 1913'te muta­ bakata varılan antlaşmalar, 9 Nisan 1914'te "Genel Anlaş­ ma" adı altında yürürlüğe konur. Bu antlaşma ile Fransa, demiryolları imtiyazını pekiştirir ve yeni demir yollan imti­ yazı elde eder. Aynca Yafa, Trablusşam, Ereğli, İnebolu ve Hayfa limanlarının imtiyazını alır. Yine bu "Genel anlaş­ ma" ile Fransızlara ait okul, hastane, kibse ve keşişhaneler resmen tanındı. Bu müesseseler her türlü devlet ve belediye vergisinden ve getirttikleri mallar için gümrük resminden muaf olacaklar ve müesseselerin büyütülmesine Osmanlı Devleti güçlük çıkarmayacaktı. Fransız okullan devletin resmi okullannın sahip olduğu haklara sahip olacaktı. Yine bu antlaşma ile Tunus ve Faslılar'ın, Osmanlı Hükümeti nezdinde Cezayirliler gibi muamele görmeleri yani Fransız tebaası sayılmaları kabul edilmekteydi®*. İtalyanlar Antalya bölgesinde demiryolu inşaatı için bir imtiyeiz anlaşmasına uğraştılarsa da, İngilizlerin itirazı sonucu bu gerçekleşmedi®^. OsmEinlı Devleti ile yapılan antlaşmalar bir bakıma ye­ terli değildi. Yapılan antlaşmalann diğer devletler tarafın­ dan da onaylanması gerekiyordu. Çünkü Osmanlı Devleti ile yapılan antlaşmalar yakın veya uzak birbirlerinin men­ faatine dokunuyordu. İngiltere ve Almanya, Osmanlı Devleti'nden kopardıklan imtiyazlan 15 Haziran 1914'te aralannda yaptıklan antlaşma ile birbirlerine kabul ettirdiler®®. Aynı şekilde bir antlaşma İngiltere ve Rusya arasında Şu­ bat 1914'te yapıldı®^ Fransa ve Almanya 15 Şubat 1914'te imtiyazlar konusunda birbiri ile anlaşabildi®®. Fransa ile İn­ giltere aralannda 5 Aralık 1912'de anlaştılar®^. Büyük Devletler 1913 ve 1914 yılmın ilk aylannda Os­ manh Devleti'ni fiilen paylaşma konusunda hazır değiller­ di. Bir kısmı kendi iç meseleleri, bir kısmı savaş için maddi meselelerle karşı karşıya, bir kısmı da Osmanlı tebaası için-


46

BİR ÎSLÂMCI PÜŞÜNÜR

de kendine taraftar (Almanya gibi) bulamamaktan kork­ maktadır. Hatta Osmanh Devleti'ni paylaşma hususunda birbirleri ile karşı karşıya gelmekten çekinmektedirler. Bu sebeplerden dolayı petrol, demiryolları ve liman imtiyazları üzerinde yani ilk merhalede iktisadî menfaatler üzerinde durulmaktadır™. Doğu vilayetleri ile ilgili ıslahat meselesi de iktisadî imtiyazlar elde etmeyi hedef almaktadır. Zira bu sahanın doğu kısmı bugün Türk Petrolleri'nin istihsal edil­ diği yerlerdir^'. Vilâyât-ı Şarkıyye'den maksat, Osmanlı Devleti top­ raklan içindeki Van, Bitlis, Erzurum, Ma'mûret-ül Aziz (Harput), Diyarbekir, Sivas ve Trabzon vilâyetleridir. Bu­ gün zikredilen bu vilâyetler üzerinde yirmi iki vilâyetimiz mevcuttur. Rusya, 3 Mart 1878'de imzalanan Ayastefanos Sulh Antlaşması ile bu vilâyetlerde Avrupa kontrolü altın­ da ıslâhat istemişti. Sultan II. Abdülhamid, sonunda muh­ tariyete doğru götürecek ıslâhat teşebbüslerini kesinlikle uygulamaya koymadı^^. Mahmud Şevket Paşa kabinesi 1913'ün ilkbahannda kendiliğinden ıslâhat yapmak işine koyulur ve yakında ge­ leceği sezilen Avrupa ve Rus baskısını bertaraf etmek için bir takım kanun ve tedbirler ile önlemeyi düşünür. Bu meyanda 26 Mart 1913 (17 Rebi'ül âhir 1331-13 Mart 1329)'te illerin umumî meclislerine, mahalli işler için karar almak yetkisini veren, vilâyetler için özel bütçeler kabul eden ve memurların görev ve yetkisini tesbit eden "Idare-i Umumi­ ye-i Vilâyât Kânûn-i Muval<l<ati" çıkarûdı^^. 24 Nisan 1913 (17 Cumâdel-ûlâ 1331-11 Nisan 1329)'te "Sulh Hâkimleri Hak­ kında Kânûn-i Muvakkaf'ı çıkartılarak sulh hakimlerinin selahiyetleri, muhakeme usûlü tesbit edildi ve bir çok yerde yeni mahkemelerin kurulması kararlaştırıldı'*. , 24 Nisan 1913'te Osmanh Hükümeti, Doğu Anadolu'ya iki umumî vali ve Osmanlı Dâhiliye Nezâreti'nde çalışmak


SAİD HALÎM PAŞA

47

üzere memur ve jandarma subaylan getirmek gayesi ile İn­ giltere Hükümeti'ne baş vurur^^. Bu başvuruyu Rusya öğre­ nir öğrenmez hemen harekete geçti. Rusya, Osmanlı Devle­ ti'ne doğu vilâyetlerinin ıslâhı ile uğraşacak mütehassıs gönderilmesi düşüncesinin ancak umumi ıslâhat içinde ele alınabileceğini ve konunun Rusya-İngiltere-Fransa arasın­ da İstanbul'da sefirler seviyesinde ele alınması gerektiğini ileri sürdü''®. Almanya, konunun bütün büyük devletleri il­ gilendirdiğini ileri sürmesi üzerine Rusya 8 Haziran 1913 tarihli bir nota ile Fransa, İngiltere, Almanya ve İtalya'dan bu konunun İstanbul'da sefirler nezdinde ele alınmasını is­ tedi'®. Almanya toplantılara Osmanh Devleti'nin de katıl­ masını istedi. Rusya bu öneriyi r e d d e t t i 3 ve 24 Temmuz 1913'te Avusturya sefirinin başkanlığında ve onun Yeniköy'deki yalısında bir araya gelirler ve bir sonuca varamadan dağılırlar®". Bunun sebebi Osmanlı Hükümeti'nin ha­ zırladığı tasanyı Rusya ve Fransız temsilcilerinin kabul et­ memesidir. Said Halim Paşa Hükümeti, Mahmud Şevket Paşa'nın sadrazamlığı döneminde hazırlanan "İdare-i Umümiye-i Vilâyât Kânûn-i Muvakkati"ne 18 Haziran 1329'da bir zeyl hazırlayarak bazı maddeleri değiştirdi®^ Yine 23 Haziran 1329'da "Sulh Hâkimleri Hakkında I^nûn-i Muvakkaf'ına 23 maddelik bir talimat eklenerek umumi müfettişlerin vazife ve selahiyetleri tesbit edildi®^. 25 Haziran 1913'te Said HaUm Paşa, Osmanh elçilerine 16 maddelik bir genelge yollar®^. 1 Temmuz 1913'ten itibaren bu genelge, kanun zeyli ve talimat İstanbul'daki büyükelçi­ ler toplantısına ve daha sonra da büjoik devletlerin hüyükelçilerine bildirilir. Almanya, Avusturya ve İtalya bu gö­ rüşmelerde Osmanlı Hükümeti'nin tezini desteklediler hat­ ta İngiltere de bu teze mütemayil göründü®*. Rusya kendi tezini kabul ettirebilmek için Almanya'nın tasvibini almak mecburiyetinde olduğunu anladı. 22 Eylül


48

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

1913'te Rusya ve Almanya doğu vilâyetleri ile ilgili Rus ta­ sarısı üzerinde anlaştılar*^. Bımun üzerine Rusya, Almanya ve diğer büyülı devletlere dayanarak Osmanlı Hükümeti'ne baskıda bulunur*®. Eylül 1913 ile Şubat 1914 arasında Rus Sefiri Girs ve maslahatgüzar Gulkeviç ile Sadrazam ve Hâriciye Nâzın Said Hahm Paşa arasmda teklif ve mukabil teklifler gidip geldi. Rusya, diğer sefirlerin tasvibini alarak konuyu artık kendisi yürütüyordu. Sadrazam, diğer ülke­ lerden destek istedikçe, konunun bir an evvel halledilmesi isteği bildiriliyordu*'^. 8 Şubat 1914 (26 Ocak 1330)'te Said Halim Paşa ile Gul­ keviç arasında Doğu Anadolu Vilâyetleri ile ilgili antlaşma imzalandı**. Rusya bu anlaşma ile Osmanlı Devleti'ni çem­ ber içine alarak Kafkasya'daki müslümanlarla Türkler'in münasebetlerini kesmek istiyor ve İstanbul hakkındaki plânlannı tatbik etmek istiyordu*". Bu antlaşmanın bazı önemli maddeleri şunlardır: • İki ecnebi genel müfettiş Doğu Anadolu'nun iki bölge­ sinin başına geçirilecektir. Bunlardan biri Erzurum, Trab­ zon ve Sivas, diğeri de Van, Bitlis, Harput ve Diyarbekir vilâyetlerini içine alan bölgenin başına geçirilecektir. • Gtenel müfettişler kendi bölgelerinin idare, adliye, za­ bıta ve jandarmasını denetleyecekler ve emniyet kuvvetleri yetmediği taktirde askeri kuvvetler de bu müfettişlerin em­ ri altma girecektir. • Bu müfettişler gerektiğinde valiler ve memurlar hak­ kında takibat yapabilecekler. Toprak işleri ile ilgili karışık­ lıklar yani Ermenilerin ellerinden alındığı ileri sürülen top­ raklar genel müfettişlerin gözetimi altında bir çözüme ka­ vuşturulacaktır. ® Kanun, nizâmnâme ve resmî tebliğler her bölgede mahalli dillerde ilân edilecektir. Herkes mahkemelerde ve devlet dairelerinde kendi dilini kullanabilecektir. Her ce-


SAlD HALİM PAŞA

49

maât kendi okullanna sahip olacak, herkes askerlik görevi­ ni oturduğu yerin beığh bulunduğu müfettişhk sınırlan için­ de yapacaktır. Hamidiye Alaylan, yedek süvari birliklerine dönüştürülecektir. Silahlar askeri depolarda saklanacak ve gerektiği zaman verilecektir. • Meclis-i umumiler seçiminin yapıldığı vilayetlerde, azınlıkların encümenlerde üyeleri bulundurulacaktır. İda­ re meclislerinin seçilmiş üyeleri eskiden olduğu gibi yan ya­ rıya müslüman ve gayri müslimlerden alınacaktır. Genel müfettişler mahzurlu görmezlerse zabıta ve jandarmaya eleman alma işinde müslümanlarla gayri müslimler arasın­ da eşitlik ilkesini tatbik edeceklerdir^. Antlaşma gereğince Van, Bitlis, Harput ve Diyarbekir bölgesi genel müfettişliğine Norveçli binbaşı HofiFve Trab­ zon, Erzurum ve Sivas bölgesi genel müfettişliğine de Hol­ landa Doğu Hindistan sömürgeleri memurlanndan Westenek atandı. Bunlarla, Dâhiliye Nâzın Talat Bey arasındaki kontratlar 25 Mayıs 1914'te imzalandı. Bu müfettişler Os­ manlı memuru sayılacak, ayda kendilerine 400 altın lira maaş verilecek ve kendilerine ev tahsis edilecekti. Müfettiş­ lerin birer ecnebi subay yaverleri de olacaktı. Hoflf bir defa Van'a gidip geldiği halde, Westenek işe başlamadan Os­ manh Devleti i. Cihan Savaşı'na girdiği için bunlann sözleş­ meleri 31 Aralık 1914 (13 Safer 1333) tarihli irâde-i seniye ile feshedildik^

F) BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI 1) LDünya Savaşı Eşiğinde Almanya ile Yapılan İttifak: Osmanlı Devleti, Almanya ile ittifak yapmak için 1913 senesi sonlarında teşebbüste bulunmuştur. G a j ^ res­ mi olarak yapılan bu teşebbüse Almanya o zaman yanaşma-


50

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

mıştır"^. Aslında Osmanlı Devleti yalnız Almanlarla değil diğer büyük devletlerle de ittifak teşebbüsünde bulunmuş­ tu. İngilizlerle ilk ittifak denemesi İtalya savaşının olduğu ve Rusların boğazlardan savaş gemilerini geçirmek istedik­ leri bir sırada yapılmıştı, ikinci İttifak denemesi ise Rus­ ların Doğu Anadolu vilâyetlerinin ıslahı teşebbüsünü kendi lehlerine çevirmek için baskıda bulundukları devreye rast­ lar. Osmanlı Devleti, İngiltere ile giriştiği bu ittifak teşeb­ büslerinden olumlu bir sonuç alamamıştır"^. Osmanh Hü­ kümeti, Rus ve Fransızlara yaklaşma niyeti ile Talat Bey'i Livadya'ya ve Bükreş'e gönderdi. Rusya ile ittifaka teşeb­ büs edilmişse de bir sonuç alınamamıştır"*. Cemal Paşa, I. Dünya Savaşı çıkmadan önce Fransa ile bir ittifak teşebbü­ sünde bulunmak üzere Fransa'ya gitti ise de Fransızlar yüz vermediler"^. Osmanlı Devleti, Yunanistan ile dahi ittifak teşebbüsünde bulunmuştur"®. 28 Haziran 1914'te Avusturya-Macaristan İmparator­ luğu'nun veliahtı Fransız Ferdinand ve eşi, Bosna-Saray'da bir Sırplı tarafından öldürülür. Bu olaydan sonra Avustur­ ya-Macaristan İmparatorluğu Hükümeti, Osmanh Devle ti'ni üçlü ittifaka (Temmuz 1914 ortalarında) çekmek üzere çahşmaya başlar"'. Almanya, Osmanlı Devleti'nin 1913'teki tekhfini gündeme getirerek 22 Temmuz 1914'te ittifak tek­ lifinde bulunur"*. Yusuf Hikmet Bayur, Alman

Belgeleri'ne

dayanarak ittifak teklifinin Osmanlı Hükümeti tarafından yapıldığını iddia ederse de biz bunu kabul edemiyoruz. Çün­ kü Osmanlı Hükümeti bu teklifi 1913'te yapmış fakat Al­ manya buna yanaşmamıştı. Yine Doğu Anadolu vilâyetleri­ nin ıslahı ile ilgili poUtikası ve Osmanh Devleti'nin I. Dünya Savaşı başlangıcında tarafsız kalmak istemesi bü görüşü tekzip etmektedir. Ayrıca bu görüşü teyid eden başka bir kaynağa da raslamadık.


SAİD HALİM PAŞA

51

Almanya'nın ittifak teklifini Said Halim Paşa, Enver Paşa, Talat Bey ve Halil Bey kabul ettiler^°°. Bu teklifi kabul etmelerinin sebebi Rus korkusudur^" ^ Almanya'nın o dö­ nemde Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünü bozacak veya devleti zayıflatacak bir politikası söz konusu değildir. Zira Almanya o dönemde Osmanlı'nın güçlü bir devlet olma­ sını istiyor. Almanya'nın menfaati Osmanlı Devleti'nin kuvvetli olması ile gerçekleşebilir. Almanya'nın, Osmanh Devleti'ni bir müstemleke gibi eline geçirmesi mümkün de­ ğildir. Çünkü buna Almanya'nm ne coğrafi durumu ve ne de vasıtaları müsait değildi. Almanya Osmanlı Devleti'ni bir irtibat pazarı olarak görmektedir. Osmanlı Devleti güçlü ol­ dukça ve ayakta durdukça bu menfaatleri devam edecektii"2. Said Halim Paşa, Almanya ile ittifak yapmak için padi­ şahtan ruhsatname ister. 25 Temmuz 1914 tarihinde sadra­ zamın istediği ruhsatname başkatip aracılığı ile kendisine verilir^"^. Ruhsatnamenin metni şudur: "Rus Devleti'nin tecavüzat-ı muhtemelesine karşı Alman­ ya ile tedafüi bir ittifak akdine sadrazam ve hâriciye nazırımız Mehmed Said Paşa mezundur, 12 Temmuz 1330"^'^*. Said Hahm Paşa, Almanya ile ittifak yapmak iznini alır almaz hemen temaslara başlar. Almanya ile yapılan ittifak çalışmalarından, Enver Paşa, Talat Bey ve Sadrazamdan başka kabine üyelerinin hiçbirinin haberi yoktur. Bu çalış­ malardan Mechs-i Mebûsân reisi Halil Bey'in de haberi var­ dır. İttifakname imzalandıktan sonra Cemal Paşa ve Cavid Bey olaydan haberdar olmuşlardır^"^. 2 Ağustos 1914'te Almanya ile Osmanh Devleti arasın­ daki İttifak Antlaşması, Sadrazam Said Halim Paşa ve Al­ man Büyükelçisi Wangerheim tarafından imzalandı^"®. Sadrazam'ın Yeniköy'deki yahsında imzalanan antlaşma­ nın önemli maddeleri şunlardır:


52

BiR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

1- Taraflar, Avusturya-Macaristanla Sırbistan arasın­ da zuhur eden şimdiki harbe karşı tam bir tarafsızhğı taahhüd ederler. 2- Şayet Rusya, Avusturya-Macaristan aleyhine fiilî tedbirlerle işe karışır ve böylece Almanya'nın da harbe gir­ mesini gerekh kılarsa, bu durum Türkiye'nin de harbe gir­ mesi için bir sebep teşkil edecektir. 3- Almanya, Osmanlı topraklan tehdide maruz kalırsa silâhla müdafa etme}^ taahhüt eder. 4- Bu anlaşma gizli tutulacak ve ancak iki tarafin mu­ vafakati ile ilân edilebilecektir'"^. Avusturya 28 Temmuz 1914'te Sırbistan'a savaş ilân eder. 1 Ağustos'ta Almanya Rusya'ya harp ilân eder. Yukar­ da adı geçen antlaşma 2 Ağustos'ta imzalanmasına rağmen Osmanlı Devleti'nin Almanya'nın Rusya'ya harp ilanından haberi yoktur'"*. Almanya ile imzalanan İttifak Antlaşması tecavüzî ve taarruzî bir ittifak olmayıp, tedafüi yani kendini Rus saldınsına karşı korumak için akdedilen bir savunma antlaşmasıdır'"". 1-2 Ağustos 1914 gecesi Sadrazam ve Hâriciye Nâzın Said Halim Paşa'mn yahsmda toplanan Enver Paşa, Cemal Paşa, Talat, Cavit ve Halil Beyler'den mürekkep bir kısım vekiller büyük devletler arasıdaki siyasî gerginliği gözönü ne alarak genel seferberlik karan aldı"". 2 Ağustos 1914 sa­ bahı seferberlik hakkında padişahın irâdesi alındı. Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılâbı Tarihi adlı eserinde (c.II, s.647; c.III/I S.63) Cavit Bey'in ifadelerini kaynak göstererek En­ ver Paşa'nm padişahın irâdesi alınmadan genel seferberlik emrini verdiğini iddia ederse de bu doğru değildir'". Harbi­ ye Nâzın ve Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Enver Paşa tarafindan 20 Temmuz 1330 (2 Ağustos 1914) tarihinde ge­ nel seferberlik ilân edildi"^. Yine aynı tarihte hükümet, Meclis-i Mebûsân'ı süresiz olarak kapattı ve borçlannı tecil ettiğini ilân etti"^.


SAlD HALİM PAŞA

53

Said Halim Paşa Hükümeti, Almanya ile yapılan itti­ faktan sonra diğer devletlerle de ittifak teşebbüslerinde bu­ lundu. 15 Ağustos 1914 (23 Ilamazan 1332-2 Ağustos 1330) 'te yayınlanan irâde-i seniyede Talât Bey'in Edirne'ye gitti­ ğinden bahsediliri^* ki aslında Bulgaristan'la antlaşma im­ zalamak için Sofyaya gitmiştir^^^. Sofya'da Talat ve Halil Bey'ler Bulgaristan'la herhangi bir saldın karşısında birhkte müdafaya geçilmesini temin etmek için antlaşma imzaladılar"®. Enver Paşa 5 Ağustos 1914'te Rusya'ya ittifak tekhfînde bulunur ve Said Halim Paşa da bu teşebbüsü benim­ serdik. Ağustos 1914'te Göben ve Breslav adh Alman sa­ vaş gemilerinin Osmanlı sularına girmeleri üzerine 17 Ağustos'ta İngiltere, Fransa ve Rusya büyük elçileri sadra­ zamı ziyaret ederek eğer Osmanlı Hükümeti savaşın sonu­ na kadar tarafsız kalırsa, bunun karşıhğında toprak bütün­ lüğünü taahhüt edeceklerini söylerler. Said Halim Paşa, İtilâf Devletieri'nin bu teşebbüsü üze­ rine Maliye Nâzın Cavid Bey'i bu devletlerin büyük elçileri ile görüşmeye memur eder. Aynı zamanda Cemal Paşa da İtilâf Devletleri'nin büyük elçileri ile temasa geçer. Osmanh Hükümeti, devletin toprak bütünlüğünü, kapitülasyonla­ rın ilgası, Yunanlılann işgal ettiği adalann iadesi ve Mısır meselesinin hallini ister. Bunlann karşılığında da Osmanh Devleti tarafsızlığını muhafaza edecekti. Ancak bu görüş­ melerden kesin bir sonuç alınamamıştırii®. 2) Kapitülasyonların İlgası: 5 Eylül 1914 tarihinde Heyet-i Vükelâ toplantısında Sadrazam ve Hâriciye Nâzın Said Halim Paşa'nm teklifi ile bütün kapitülasyonlann kal­ dırılmasına karar verildi^ik. Yabancı elçiliklere verilmek üzere bir nota hazırlandı. Hazırlanan bu nota Heyet-i Vü­ kelâ tarafından 8 Eylül 1914 (17 Şevval 1332-26 Ağustos 1330)te ve aynı gün yaymlanan irâde-i seniye ile tastik edil-


54

BİR ÎSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

dii^°. Osmanlı Hükümeti 9 Eylül 1914'tç yabancı elçiliklere gönderdiği genelge ile bütün kapitülasyonlann 1 Ekim 1914 (18 Eylül 1330) tarihinden itibaren kaldırıldığını bildir­ dikti. Yabancı devletler, bütün iktisadî ve malî, adlî ve idarî imtiyazlarının kaldırılması üzerine elçilikleri vasıtası ile itiraz etmişlerdir. Kapitülasyonlann ilgasına en çok itiraz eden devletlerin başında devletin müttefiki olan Almanya ve İtilâf Devletlerinden olan Fransa gelmektediri^^. Yaban­ cı devletler itiraz ederse de kapitülasyonların kaldıniması ile ilgili karar 1 Ekim 1914 günü yürürlüğe girer. Almanya 11 Ocak 1917'de kapitülasyonlann kaldmlışını resmen ka­ bul ettii^l 13 Aralık 1914'te kabul edilen "kânûn-ı muvakkat" ile yabancı şirketlerin ayn çalıkların a son verildii^*. 23 Mart 1916'da çıkan "Müessesât-ı nâfi'a ile imtiyazsız şirketler muiıaberât ve muamelâtında Türkçe istimali tıakkında kânun" ile o güne kadar Fransızca olarak görülen ticarî işlemler ve ya­ zışmalar artık Türkçe olarak yapılacaktı^^^. Böylece Türkle­ rin istihdamı kolaylaşacak ve yabancı şirketlerin faaliyetle­ rinin kontrolü mümkün olacaktık^®. 3) O s m a n l ı Devleti'nin L Dünya Savaşına Girişi: Almanlarm Göben ve Breslav gemileri İngiliz gemilerinin takibi üzerine 10 Ağustos 1914'te Çanakkale boğazına gel­ diler. Çanakkale boğazına sığınan bu gemileri bir Osmanlı kılavuz gemisi torpil tarlaları arasından geçirerek güvenli bölgeye getirdi. Almanya'ya ait bu gemilerin Enver Paşa'nın emriyle güvenli bölgeye ahndığı ileri sürülmektediritk.

olaydan Said Halim Paşa'nın ve Cemal Paşa'nın

ve diğer nazırların haberi yokturi^®. Said Halim Paşa'nın Yeniköy'deki yahsında toplanan Heyet-i Vükelâ, bu olup­ bitti karşısında gemilerin satın alındığını ilân etti^^^.


SAİD HALİM PAŞA

55

Almanlann, Göben ve Breslav gemileri satın alındık­ tan sonra Said Halim Paşa Osmanlı Devleti'nin tarafsız olduğımu ilân etti. Gröben'e Yavuz ve Breslav'ya Midilli adı ve­ rildi. Bu arad Boğazlar da kapatıldı. Almanya, Osmanlı Devleti'ni savaşa sokmak için ter­ tipler düzenlemektedir. Karadeniz Olayı bunlardan biridir. Osmanlı Donanması'nın birinci komutanı Amiral Souchon (Suşon)'a, Enver Paşa tarafindan 25 Ekim 1914'te I^radeniz'e çıkıp Rus filosuna tecavüz emri verildiği ileri sürül­ mekle beraber, Halil Menteşe bu iddiayı ileri sürenlerin bu­ nu ispatlayamadıklarını ve hatta Enver Paşa'nm böyle bir emir vermediğini kendisine söylediğini belirtmektedir'^". Bahriye Nâzın Cemal Paşa, Amiral Suşon'un vereceği emir­ lere uyulması için donanma ikinci komutanı I^lyon ICaptam Arif Bey'e yazılı emir verdiğini, böylece Cemal Paşa'nm da bu olaydan haberi olduğu ileri sürülmektedir'^'. Amiral Suşon komutasındaki Osmanlı Donanması 27 Ekim akşamı ICaradeniz'e açıldı. 29 Ekim 1914'te sabah ka­ ranlığında Sivastopol ve Novorossisk ve 30 Ekim'de de Odesa limanları bombardıman edildi'^^. 29 Ekim akşamı olaydan haberdar olan Said Halim Pa­ şa, Babıâli'de bazı Heyet-i Vükelâ ile bir toplantı yaptı. Said Halim Paşa kendisinden habersiz işler yapıldığını ve kati­ yen harbe taraftar olmadığını söyledi. Eğer kendisinin fikri­ ne iştirak edilmiyorsa hemen çekilmeye hazır olduğunu ve harp taraftarlannın memleketin mukadderatını ellerine al­ malarını istedi. Bunun üzerine Enver Paşa yeminle olaydan haberdar olmadığını ve şimdiye kadar birşey yapmamış ol­ duğunu söyledi'^'^. Bu toplantıda hiçbir neticeye vanimadan nazırlar dağıldı. Padişah V.Mehmed hadiseden ancak 30 Ekim'de yani Kurban Bayramı'nın birinci günü haberdar olabildi'^''. O gün Said Halim Paşa, Bayram Alayı'nda ve Muâyede Res-


56

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

mi'nde bulunmadı. Rahatsız olduğuna dair mabeyn başkitabetine hususi bir tezkire gönderdi. Ardından da istifa etti'3^. Muâyede Resminden sonra Şükrü Bey'in dışındaki bü­ tün nazırlar Said Halim Paşa'nm Yalısı'na gittiler ve istifa­ dan vazgeçmesini istediler. Said Halim Paşa ancak "hadise­ yi tamir etmel< ve alâtiadarlara tarziye vermek şartı //©"istifasım geri alabileceğini söyledi. Bu teklifi kabul edihnce istifası­ nı geri aldı'^®. İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Son Sadra­ zamlar adlı eserinde kendisinin kardeşi Ahmed Tevfik ile beraber sadrazamı sık sık ziyaret ettiklerinden bahsediyor. Bir ziyaretlerinde Said Halim Paşa'ya nazırların ısrarı ile istifasını geri almasını doğru bulmadıklarını söylediler. Bu­ nun üzerine Said Halim Paşa istifasını padişahın ısrarı ile geri aldığını söyledi. Paşanın söylediklerini Mısır Prensesleri'nden İffet Hanım Efendi de doğrulamaktadır'^''. Yine Said Halim Paşa isticvablannda güvendiği bazı zevatın kendisine istifa etmemesi gerektiğini çünkü "sizden biraz çekiniyorlar" dediklerini ve bunun üzerine vazifesine devam ettiğini söylemektedir'**. Said Halim Paşa istifasını geri aldıktan sonra Heyet-i Vükelâ toplantısına başkanlık etti. Bu toplantıda üçlü İtilâf Devletleri ile sulhun korunması kararlaştırıldı. Rusya Büyükelçisi'ne bir nota gönderilmesine karar verildi. Bu nota ile Karadeniz Olayı'nm sulh yolu ile çözülmesi isteniyordu. Rusya bu notaya olumlu bir cevap vermedi. 31 Ekim'de Rus Büyükelçisi, 1 Kasım'da da İngiliz ve Fransız büyükelçileri İstanbul'dan ayrıldılar'^". İtilâf Devietieri'nin büyükelçileri gittikten sonra ilk Heyet-i Vükelâ toplantısı 2 Kasım'da oldu. Sadrazam ve Hâriciye N â z ı n Said Halim Paşa, Karadeniz Olayı'nı ve sulh teşebbüslerini, buna karşılık İtilâf Devietieri'nin tutum.lannı anlatır. Artık Osmanlı Hükümeti kendisini Rus-


SAİD HALİM PAŞA

57

ya, İngiltere ve Fransa Hükümetleri ile harp halinde say­ mak durumunda olduğunu ve durumun yazı ile padişaha bildirilmesi lüzumunu açıklar. Bu konuda nazırların dü­ şüncesini sorari*". Bunun üzerine Posta ve Telgraf Nâzın Oskan Efendi, Ziraat ve Ticaret Nâzın Süleyman Bûstani sulh taraflısı olduklannı söyleyerek istifa ettiler. Nâfi'a Nâzın Çürüksulu Mahmud Paşa ise hükümet içindeki ar­ kadaşlannın önemli konularda dahi kendisine bilgi verme­ diklerini ileri sürerek istifa etti. Cavid Bey toplantıya gel­ medi ve istifa edeceğini Talat Bey'e söyledi^*!. 6 Kasım 1914 (16 Zilhicce 1332 - 23 Teşrîn-i evvel 1330)'te yayınlanan irâde-i seniye ile istifa eden nâzırlann istifaları kabul edilir ve boş nezâretlere şu isimler getirilir: Mâliye Nezâreti vekâletine Dâhiliye Nâzın Talat Bey, Pos­ ta Telgraf ve Telefon Nezâreti'ne vekâleten Ma'arif Nâzın Şükrü Bey, Ticaret ve Ziraat Nezâreti'ne ve Nâfi'a Nezâret vekilliğine İstanbul mebusu Ahmed Nesimi Bey getirildii^^. Ahmed Nesimi Bey bir kaç gün Nâfi'a Nezâreti'ne vekâlet ettikten sonra bu nezârete 18 Zilhicce 1332 (8 Kasım 1914)de Hüdâvendigâr (Bursa) Vahşi olan, Said Halim Pa­ şa'nm kardeşi FYens Abbas Halim Paşa getirildii*^. 2 Kasım 1914'te Rusya, 5 Kasım'da da İngiltere ve Fransa Osmanh Devleti'ne savaş ilân ettiler. 11 I^sım'da yaymlanan irâde-i seniye ile bu devletlere cihat ilan edi­ lir ı**. 23 Kasım 1914'te irâde-i seniye ile Cihat Fetvası yayınlanıri''^. Bu Cihat Fetvası Türkçe, Arapça, Farsça, Tatar­ ca ve Urduca olarak yayınlanmıştır^'*®. Cihat Fetvası'ndan başka 29 kişilik Mec//s-//4//-///m/tarafından hazırlanan ve imza edilen Cihad-ı Ekber hakkında uzun bir beyanname 5 Muharrem 1333'te yayınlanır. Bu beyanname de Türkçe dı­ şında yukanda zikredilen dillere tercümesi yapılır. Bu fetva ve beyannameden milyonlarca nüsha bastınlarak müslümanlann yaşadıklan bölgelere dağıtılır^*''. Bunların dışın-


58

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

da Mısırlı âlim Abdülaziz Çavış da Cihat Fetvası'nı destek­ leyen Arapça bir beyannamesi ile Necef deki Şii Uleması'nın Farsça olarak yazdığı fetva da dikkate değer^*®. Osmanlı Devleti beş cephede muharebeye katıldı. Kaf­ kasya, Kanal ve Filistin cephelerinde başarıh olunamamış­ tır. Ancak Çanakkale savaşlarında üstün başarı gösteril­ miştir. Yine Irak Cephesinde, Kut-el-Amara'da basanlar el­ de edilmiştiri^k. 4) «Tehcir» Meselesi: Osmanlı Devleti I. Dünya Harbi sırasında bazı zaruretlerden dolayı Ermeniler'in bir kısmım bulundukları yerlerden alarak, yine devletin sınırlan içinde bulunan başka mahallere yerleştirmiştir. Bu yerleştirme hadisesi "Ermeni teiiciri" olarak bilinmektedir. Tehcir, bir yerden başka bir yere göç ettirme hadisesi demektir. Os­ manh Arşiv belgelerinde bu olay tehcir olarak değil, başka mahallere sevk ve iskân veya nakil ve iskân şeklinde geç­ mektedir. Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'na katılmasıyla birlikte, Ermeniler bağlı bulundukları birliklerden kaçma­ ya, orduyu arkadan vurmaya ve İtilaf Devletleri hesabına casusluk yapmaya başladılar. Türk köylerini basarak çoluk çocuk demeden yüzbinlerce vatandaşımızı katlettiler^^". Said Halim Paşa Hükümeti, Ermeni Patrikhanesi'ne, komite ve Ermeni milletvekillerine bu hareketlerden vazgeçilmediği takdirde, şiddetli tedbirlere başvurulacağını ihtar etti ise de bu ihtarlara aldıran olmadı. Hatta şiddet ve kanlı eylem­ lerini daha da arttırdılar. Bunun üzerine Dahiliye Nazın Talat Bey, 24 Nisan 1915'te Ermeni Komite Merkezleri'nin kapatılması, evrakına el konulması ve komite ileri gelenle­ rinin tutuklanmasına, dair bir tamim yayınlamıştır. Aynı mealde bir genelge 26 Nisan'da Başkumandanlık Vekili ta­ rafından birliklere gönderilerek elebaşıların askeri mahke­ melere şevki ve suçluların cezalandırılması istenmişti^^^.


SAİD HALİM PAŞA

59

Ermeniler 15 Nisan 1915'te Van bölgesinde, 17'sinde Şitak (Çatak), 18'inde Bitlis ve 20'sinde de Van'm içinde kanlı ayaklanmalar düzenlediler. 6 Mayıs 1915'te Ermeni­ ler Van'ı Ruslara teslim edip, Rusların kontrolünde Aram Monokyan'ın başkanlığında İT Mayıs 1915'te bir Ermeni Hükümeti kurdular. Ermeniler Van'da 1500 kadar kadın ve çocuktan başka Türk sağ bırakmadılar'^^. Osmanlı Devleti ölüm kalım mücadelesi içinde iken Er­ menilerin bu hainane davranışlarının göz ardı edilmesi mümkün değildi. Hükümetin emirlerine, memleket savun­ masına ve asayişin korımması için alman tedbirlere karşı gelenlerle, casusluk yapanların tek tek veya toplu olarak başka bölgelere nakledilmeleri için Dahiliye Nazırı Talat Bey imzası ile 26 Mayıs 1915 (11 Receb 1333-13 Mayıs 1331) tarih ve 270 sayılı bir tezkere sadarete (başbakanlığa) gön­ derilir. Bu resmi vesikada açıklandığına göre Ermenilerin işle­ diği suçlar şunlardır: - Harp mıntıkalarına yakın yerlerde oturan Ermeni­ lerden bir kısmı devletin hudutlarını devlet düşmanlarına karşı korumakla meşgul olan Ordu-yı Hümayun'un hareke­ tini güçleştirmektedir. - Askere erzak ve mühimmat naklini zorlaştırmakta­ dır. - Düşmanla aynı gayeleri paylaşmakta ve onlarla işbir­ liği yapmaktadırlar. - Ermenilerden bir kısmı düşman saflarına katılmakta­ dır. - Yurt içinde askeri birliklerimize ve masum halka si­ lahlı saldırılarda bulunmaktadırlar. - Osmanlı şehir ve kasabalarına saldırarak katil ve yağ­ macılık yapmaktadırlar. - Düşman deniz kuvvetlerine erzak sağlamaktadırlar.


60

BİR ÎSLÂMCI DÜŞÜNÜR

- Müstahkem mevkileri düşmana göstermektedirier. a) Boşaltılması istenen yerler: Osmanlı ordusu ve müslüman halk aleyhinde eylemler gerçekleştiren bu Ermeni ihti­ lalcilerin harp sahasından uzaklaştırılması, ayaklanmalar için üs ve sığınak olarak kullanılan kasaba ve köylerin bo­ şaltılması aynı tezkere ile hükümete teklif edilmektedir. İçişleri Bakanlığının boşaltılmasını istediği yerler şunlar­ dır: - Van, Bitlis, Erzurum vilâyetleri, - Adana, Mersin ve Sis (Kozan) şehir merkezleri hariç olmak üzere Adana, Mersin, Kozan ve Cebel-i Bereket san­ cakları, - Maraş şehir merkezi hariç olmak üzere, Maraş sanca­ ğının diğer yerleri, - Merkez kazaları hariç olmak üzere Halep vilâyetinde İskenderun, Beylan, Cisr-i Şuur ve Antakya kazaları, köy­ leri ve kasabaları. b) Iskan edilmesi istenen yerler: Ermenilerin iskan edil­ mesi istenen Osmanlı yerleşim yerleri şunlardır: - Van vilâyetine komşu olan kuzey kısımîan müstesna olmak üzere Musul vilâyeti - Zor sancağı, - Urfa'mn şehir merkezi hariç, güneyindeki kesimler, - Halep vilâyetinin doğu ve güney-doğu kesimleri, - Suriye vilâyetinin doğusunda tahsis edilen mahaller'^s. Ermenilerin iskân edilecekleri yerlerde büyük kalaba­ lıklar meydana getirmemeleri için Başkomutanlık, Dahili­ ye Nezaretine 26 Mayıs 1915 tarihli bir yazı yollar. Bu yazı­ da iskân edilecek Ermeniîer'in yerleştirildikleri yerlerdeki Müslüman nüfusunun yüzde onunu geçmemelerine, göç et­ tirilecek Ermeniîer'in kuracakları köylerin her biri elli ev­ den çok olmamasına ve yine yakın yerlere yerleştirilmemelerine dikkat edilmesi istenir'°*.


SAİD HALÎM PAŞA

61

c) Bakanlar kurulunun iskan kararı: Dahiliye Nezareti'nin (yani İçişleri Bakanlığı'nm) sadarete gönderdiği Er­ meniler'in iskânı ile ilgih tezkere, Meclis-i Vükela da (Ba­ kanlar Kurulunda) 30 Mayıs 1915 (15 Mayıs 1331)'te görü­ şülerek kabul edilir. Bakanlar Kurulu, İçişleri Bakanlığı'mn 13 Mayıs 1331 tarihli ve 270 numaralı tezkeresi okun­ duktan sonra "tetiçîr" kararını aldığı anlaşılmaktadır. ICararın altında dönemin Sadrazamı Said Halim Paşa, Harbi­ ye Nazın Enver Paşa, Dâhiliye Nazırı Talat Bey'den başka dört bakanın daha imzası vardır. Dahiliye Nezareti'nin Sadrazamlığa gönderdiği tezkere de bu kararın hemen üze­ rinde yer almaktadır. Belgeden anlaşıldığına göre, Bakan­ lar Kurulu'nun Ermenilerle ilgili aldığı iskân kararının yü­ rürlüğe girmesi için 31 Mayıs 1915 (18 Mayıs 1331) tarihin­ de Dahiliye, Harbiye ve Maliye nezaretlerine tebliğ edilmiş­ tir. 1 Haziran 1915 (19 Mayıs 1331) tarihinde bir "kanun-l /77L/va/c/<af" yayınlanarak "Ermeni Tetıcirî"\\Q ilgili resmi iş­ lemler tamamlanmış olur. Bu kanun-ı muvakkat'm ihtiva ettiği maddeler şöyledir: - Savaş sırasında ordu, kolordu ve tümen komutanlan ve bunların müstakil mevki kumandanları, ahali tarafın­ dan herhangi bir suretle hükümetin emirlerine, yurt savun­ masına, asayişin korunmasına ilişkin işlere ve düzenleme­ lere muhalefet, silahla saldın ve direnme görürlerse bunu önlemeye mezun ve mecburdurlar. - Ordu, müstakil kolordu ve tümen kumandanlan as­ kerlik icablarından dolayı veya casusluk ve hiyanetlerini hissettikleri köyler ve kasabalar halkını tek tek veya toplu olarak diğer mahallere sevk ve iskân ettirebilirler. - İş bu kanun yayınlandığı tarihten itibaren geçerlidiri^^ d) Iskan sırasında alınan önlemler: Bakanlar

kurulu, yu-


62

BÎR ÎSLÂMCI DÜŞÜNÜR

karda bahsi geçen 30 Mayıs 1915 tarihH kararında, iskân işinin adil ve insani bir şekilde gerçekleşmesi için bazı ön­ lemler almıştır. Bu önlemler şunlardır: - Nakli gerekenler, iskân edilecekleri mahallere refah içinde can ve mal güvenlikleri sağlanarak sevk edilecekler­ dir. - Gittikleri yerlerde kesin yerleştirilmelerine kadar, kendilerine göçmen ödeneğinden geçimlerini sağlayabilme­ leri için yardım yapılacaktır. - Eski mali durumlarına uygun olarak kendilerine ara­ zi ve mal verilecektir. - Hükürriet tarafından bunlar için ev yaptırılacaktır. - Çiftçilere tohumluk, zenaat erbabına alet-edavat veri­ lecektir. - Terk ettikleri taşınabilir mal ve kıymetler kendilerine ulaştırılacak, bu mümkün olmadığı takdirde bunların kar­ şılığı para olarak kendilerine ödenecektir. - Boşaltılan şehir ve kasabalarda bulunan Ermenilere ait taşınmaz malların sayımı yapılacak. Bunların cinsleri, miktarları ve kıymetleri tespit edildikten sonra köylere yer­ leştirilecek muhacirlere verilecektir. - Ermenilerden boşaltılacak yerlere iskân edilecek mu­ hacirlerin kullanmayacakları mallar, yani zeytinlik, dut­ luk, bağ ve bahçeleri, han, fabrika, depo ve dükkân gibi gelir getirecek taşınmaz mallar açık artırma ile satılacak veya ki­ ralanacak ve bu gelirler sahiplerine (Ermenilere) verilmek üzere mal sandıklarınca emanete kaydedilecektir'^®. İskân sırasında dikkat edilmesi gereken hususlarla il­ gili Dahiliye Nazırı Talat Bey'in Valiliklere gönderdiği 28 Ağustos 1915 tarihli talimatname ise şöyledir: - İskâna tabii tutulan Ermeniler'den arabayla veya ya­ ya olarak yola çıkan grublar en yakın demiryolu istasyonu­ na götürülecek oradan da yerleştirilecekleri yerlere trenle sevkedileceklerdir.


SAİD HALÎM PAŞA

63

- "Tehcîr"e tabi tutulanlar, tren istasyonlarına vardık­ larında aile reisleri asker olan veya bakacak kimsesi bulun­ mayan kadın ve yetimler, durumlarım resmi belge ile yetki­ lilere ibraz ettikleri takdirde başka yere iskân edilmeyerek istasyon yakınındaki şehir, kasaba veya köylere yerleştiri­ leceklerdir. - Başka yerlere iskan edilecek Ermeniler'in, sevk-sırasında iaşeleri temin edilecek, fakirlerin iaşeleri ise ücretsiz olarak karşılanacaktır. - Sevk sırasında Ermeniler'in güvenliği sağlanacaktır. Hamile ve yeni doğmuş çocukların ihtiyaçları karşılanacak­ tır. - İskâna tabi tutulanlar arasında yerlerini terk etmek istemeyenler veya yerlerine dönmek isteyenlerden makul sebep gösterenlerin dilekçeleri görevlilerin görüşleri de alı­ narak Dahiliye Nezâreti'ne gönderilecek ve Nezaret'in vere­ ceği cevaba göre hareket edilecektir. - Göç sırasında veya konaklama esnasında Ermeni göç­ menlere yapılacak herhangi bir saldın derhal zararsız hale getirilecektir. Saldında bulunanlar tevkif edilerek Divan-ı Harb Mahkemesi'ne sevkedilecek ve en ağır bir şekilde cezalandınlacaktır. - Göçe tabi tutulanlardan rüşvet veya hediye alanlar, tehdit ile kadınları iğfal edenler veya onlarla gayri meşru münasebet kuranlar derhal görevden alınıp Divan-ı Harbe sevkedilecek ve ağır bir şekilde cezalandınlacaktır'^'. Zikredilen talimatnamenin orijinal metni İngiliz Arşiv/er/hde bulunmaktadır. Bu ve buna benzer belge (özellikle Ermeni İskânı ile ilgili olanlar) İstanbul'un işgali sırasında bazı İngiliz ajanları tarafından Bab-ı Âli'den çalınmıştır. Görüldüğü üzere Osmanh Devleti zorunlu nedenlerle başka yerlere iskâna tabi tuttuğu Ermeniler'in herhangi bir haksızlığa ve zulme uğramamalan için önemli önlemler al-


64

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

nuştır. Böyle hareket eden bir devleti "Ermeni Soykırımı" ile suçlamak haksızlık değilde nedir? Arşiv belgelerimizden anlaşıldığına göre; zorunlu se­ beplerden dolayı Ermeniler başka yerlere iskân edilirken verilen talimatlara aykırı hareket edenler, Divan-ı Harp kararlan ile cezalandırılmıştır. İdam da dahil, çeşitli ceza­ lara çarptınlanlann sayısı 1397 kişidir. Meselâ: Sivas Vilâyeti'nde 648, Mamuretu laziz (Elâzığ) Vilayeti'nde 223, Urfa Mutasarrıflığı'nda 189, Diyarbakır Vilâyeti'nde 70, Kay­ seri Mutasarrıflığında 69 kişiye çeşitli cezalar verilmiştiri5«.

Dahiliye Nezareti'nin 7 Aralık 1916 tarihli sadarete (başbakanlığa) sunulan raporuna göre; o tarihe kadar 702.900 kişi başka yerlere iskân edilmiştir. Yine bu raporda belirtildiğine göre; 1915 yılında 25 milyon, 1916 yıhnm Ekim sonuna kadar 86 milyon kuruş harcanmıştır. Yıl sonu­ na kadar da 150 milyon kuruşun daha sarfedilmesi gereke­ ceğine işaret edilmiştir'^". e) İskân sırasında ölen Ermenilerin sayısı: Osmanlı Dev­ leti iskânı gerçekleştirirken çeşitli sebepler yüzünden ölen Ermeniler olmuştur. Ancak ortaya çıkan zayiatın bir kısmı hastalık, kıtlık, uzun yolculuğun getirdiği yorgunluk ve kö­ tü hava şartlan, bir kısmı da çapulculann zengin konvoyla­ ra yaptığı saldınlar ve bazı görevlilerin görevlerini ihmal et­ mesi yüzünden gerçekleşmiştir. İskân sırasında ölen Erme­ niîer'in kesin sayısı bilinmemektedir. Yabancı devletler ve özellikle Ermeni Komitacılar ölen Ermeniîer'in sayısını abartmaktadırlar. îngihz yazar Tojmbee bu rakamın 600.000 olabileceğini ileri sürmektedir. Ermeniler ise 2 milyon kişinin öldürüldü­ ğünü iddia etmektedirler. Bu iddiaların hiç birinin gerçek tarafı yoktur. Prof. Dr. Stanford J.Shaw, Başbakanlık Arşlvi'nde bulu­ nan belgelere dayanarak yaptığı araştırmadan anlaşıldığı-


SAİD HALÎM PAŞA

65

na göre, Osmanlı toprakları üzerinde 1885 yılında 988.887, 1914 yılında 1.16L169 Ermeni yaşamaktadır'®". Milli Kongre 1919 yılında İstanbul'da yayınladığı "Cartes Graphiques" adh haritalı bir küçük broşürde, 1914 yılında Ana­ dolu'da yaşayan Ermeniler'in sayısını 1.283.704 olarak ver­ mektedir'®'. Biz burada Stanford J.Shaw'vm arşiv belgeleri­ ne dayalı 1.161.169 rakkamını esas alıyoruz. Milletler Ce­ miyeti Göçmenler Komitesi'nin, 1. Dünyâ Savaşı boyunca Türkiye'den Rusya'ya göç eden Ermeniler'in sayısını 400420 bin olarak göstermiştir. 1921 yılında İstanbul Ermeni Patriği, İngilizlere verdiği bir istatistiğe göre o tarihlerde Osmanlı hudutları içinde 625.000 Ermeni'nin yaşadığını belirtmektedir. Bu rakamlar Rusya'ya göç edenlerle birlikte 1.045.000'e çıkmaktadır. 1914 yılında Osmanh Devleti top­ rakları içinde yaşayan Ermeniler'in sayısı 1.161.169 oldu­ ğuna göre, 1. Dünya Savaşı boyunca çeşitli sebeplerle ölen Ermeniler'in sayısı 116.169'u bulmaktadır. Bu ölenlerin arasında Van'ın tekrar Türk kuvvetleri tarafından geri ahnmasından sonra kaçan ve Rus ordusunun ardından ICafkasya'ya girmek isterken ölen 40 bin Ermeni de dahildir. O zaman bu sayı 76.169'a düşer. Bunların bir kısmı da hasta­ lıktan, yol meşakkatinden ve bir kısmı da Osmanlı Devle­ ti'ne isyanları sırasında Osmanlı Ordusu ile çarpışırken öl­ müştür. Geriye az sayı kalıyor ki bunlar da çeteler tarafin­ dan göç esnasında öldürülenlerdir. Bu rakam kesin olma­ makla birlikte 50 binin çok altında olduğu tahmin ediliyor. 1914-1921 tarihleri arasında nüfus artışını da göze alırsak, bu nüfus artışının Amerika'ya (34.136), Fransa'ya, Yuna­ nistan'a ve bazı Arap ülkelerine (Mısır, İrak: 225.000) ve İran'a (50.000), Suriye, Lübnan ve Ürdün'e göç edenlerle dengelemek mümkündür'®^. Osmanlı Hükümeti iskân sırasında Ermenilere karşı gayr-i kanuni harekette bulunanları en şiddetli şekilde ce-


66

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

zalandırmıştır. Daha doğrusu Osmanh Devleti'nin, "Ermeni İKiyımı"diye bir politikası söz konusu değildir. En iyimser tahminlere göre L Dünya Harbi sırasında çeşitli sebeplerle ölen Ermeniîer'in sayısı 200 bin civarmdadıri®3. L Dünya Savaşı sırasındaki Osmanlı Hükümetleri'nin gizli tutanakları incelendiğinde İttihat ve Terakki'ye men­ sup hderlerin veya bir başkasının "Ermeni kıyımı" ile ilgih bir emir vermediği anlaşılmaktadır. Aksine vilâyetlerde ve mutasarnflıklarda bulunan görevlilere verilen talimatlar­ da Ermenilerin can ve mal kaybına sebep olacak baskıların ve diğer kanşıklıkların önlenmesi istendiği ve hatta kesin bir şekilde emredildiği görülmektedir'®*. 5) S a i d H a H m P a ş a ' n m H â r i c i y e N e z â r e t i n d e n A y r ı l ı ş ı v e K a b i n e d e Y a p ı l a n D e ğ i ş i k l i k l e r : Dâhiliye Nâzın Talat Bey kabine içinde kendi nüfuzunu güçlendir­ mek için Meclis-i Mebûsân Reisi Halil Bey'in Hâriciye Nâzırlığı'na getirilmesi için çahşmalara kojaıldu'®°. Fakat Said Halim Paşa bu nezâreti bırakmak niyetinde değildi. Eyüp Sabri Bey'in hatıralarından anlaşıldığına göre Said Halim Paşa istihbaratımızın güçsüzlüğü dolayısıyle İtilaf Devietieri'nin planlarını Mısır Hârieiyesi'ndeki dostlan va­ sıtası ile öğrenebihyordu. Hatta İtilaf Devietieri'nin Çanak­ kale'ye taarruz planlarını bu dostları vasıtası ile öğrenmiş­ ti'®®. Daha doğrusu Said Halim Paşa, Hâriciye Nezâreti gibi önemli bir nezâretin ehliyetsiz ellere geçmesini istemiyor­ du'®^. Talat Bey'in tehditi üzerine'®* Said Halim Paşa, Hârici­ ye Nâzırhğı'ndan istifa etti. Adı geçen nazırlığa 24 Ekim 1915 (15 Zilhicce 1333-11 Teşrîn-i evvel 1331)te Halil Bey getirildi'®". Halil Bey'in Hâriciye Nâzın olması ile güç kazanan Ta­ lat Bey, Şer'iyye Mahkemeleri'nin Meşihat'tan alınıp Adliye


SAlD HALÎM PAŞA

67

Nezâreti'ne verilmesini istiyordu. Adliye Nâzın İbrahim Bey bu işi geciktiriyor, Şeyhülislâm Hayri Efendi de kendi döneminde yapılmasını istemiyordu. Bunun üzerine Talat Bey devreye girerek 24 Nisan 1916 (20 Cemaziyel âhir 1334)da Adliye Nâzırhğı'na vekâleten Halil Bey, İbrahim Bey de kabine dışı bırakılmayarak Şûrâ-yı Devlet Reisliği'ne getirildi''". Halil Bey'in Adliye Vekâleti'ne getirilmesi üzerine Şey­ hülislâm Hayri Efendi istifa etti'^'. İttihat ve Terakki Merkez-i Umumîsi'nin baskısı ile Musa Kâzım Efendi, Şeyhü­ lislâmlık makamına getirildi. Musa ICâzım Efendi'nin Şey­ hülislâmlığa ta'yîni ile ilgih irâde-i seniye 8 Mayıs 1916 (25 Nisan 1332)'de sâdır oldu'^^. Bilâhare, Meşihata bağlı olan Evkaf Nezareti bu makamdan ayrıldı. Evkâf-ı Hümâyûn Nezâreti'ne vekaleten 7 Temmuz 1916 (6 Ramazan 1334)'da Şûrayı Devlet Reisi İbrahim Bey getirildi'" Ali Fuad Türkgeldi'nin Görüp İşittiklerim isimli eserinde Musa Kâzım Efendi'nin mason olduğu kaydedilirse'^'* de Yusuf Hikmet Bayur bunun onu çekemeyenler tarafindan uydurulduğunu ve kendisinin Nakşibendî olduğunu yazmaktadır'^^. Türk Ma­ son Dergisi'nde Cafer Ergin tarafindan Musa Kâzım Efendi ile ilgili yeızılan bir makalede mason olduğu ve Kadirî tari­ katına da girmiş olduğu k a y d e d i l m e k t e d i r ' A n c a k mason­ ların meşhur kişileri kendilerinden sayma taktiğini de he­ saba katmak gerekir. Osmanlı Devleti harbe girdikten sonra 4. Ordu Kumandanlığı'nı deruhte etmek üzere 21 I ^ s ı m 1914'te Cemal Pa­ şa Suriye'ye hareket etti'^^. 6 Muharrem 1333 (24 Kasım 1914)'te sâdır olan irâde-i seniye ile Harbiye Nâzın Enver Paşa, Bahriye Nezâreti'ni de vekâleten yürütmekle görevlendirildi'k®. 1916 yılında Said Halim Paşa Hükümeti'ni düşürme te­ şebbüsü ortaya çıkar ki bu hareket Yakup Cem;7 tarafından


68

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

tertiplenmiştir. Yakup Cemil daha önce zikrettiğimiz gibi Bâbıâlî Baskını sırasmda Nazım Paşa'yı öldüren bir İttihatçı'dır. Yakup Cemil orduda yedek subaydı. Kanun gereği binbaşıhktan daha yüksek bir rütbeye çıkması mümkün de­ ğildi. Bu yüzden kanunun değiştirilmesini ve böylelikle tü­ men veya kolordu kumandam olmayı düşünüyordu. Ayrıca İtilâf Devletleri ile sulh çalışmaları yapan Sapancalı Hakkı'nın çalışmalarını tasvip ediyordu. Yakup Cemil zikredi­ len kanunu değiştirmeye yanaşmayan Enver Paşa'ya ve hü­ kümete kızıyordu. Bu yüzden hükümeti bir darbe ile iş ba­ şından uzaklaştırıp Enver Paşa'yı ve daha bir çok ileri gele­ ni öldürmeyi düşünüyordu. Hükümet darbesinden sonra Cemal Paşa'yı veya Fethi Bey'i sadrazamlığa getirmeyi dü­ şünüyordu''". Yusuf Hikmet Bayur'a göre ise Yakup Cemil, Mustafa Kemal'i işbaşına getirmeyi tasarlıyordu'*". Yakup Cemil'in hükümeti düşürme ve bazı kimseleri öldürmeye te­ şebbüs edeceği öğrenilince tutuklanıp 11 Eylül 1916'da idam edildi'*'. Yakup Cemil'in Said Halim Paşa Hükümeti'ni devirme teşebbüsü yanmda Mustafa Kemal Beyin de böyle bir teşeb­ büste bulunduğu iddia edilir. Mustafa Kemal'in bu teşebbü­ sü Çanakkale'den döndüğü tarihe rastlamaktadır. Mustafa Kemal, Almanya'dan ayrdarak İtilaf Devletleri ile münferid barış yapmak için hükümeti devirmeyi düşünmektedir. Mustafa Kemal, Cemal Paşa'yla işbirhği yaparak Çanakka­ le'deki kendi emrinde olan ordu ile İstanbul üzerine yürüye­ rek hükümeti devirmeyi düşünüyordu. Hükümeti devirdik­ ten sonra Cemal Paşa'nm başkanlığında bir hükümet kur­ mayı tasarlıyordu. Mustafa Kemal kurulacak hükümette Harbiye Nâzın olacaktı. Harbiye Nâzın Enver Paşa'nm bu plandan haberdar olması üzerine Mustafa Kemal uzun bir süre şahsi bir tehlike devri geçirmiştir. Bu iddiayı Ata­ türk'ün sofra sohbetlerinde bulunan Asım Us doğrulamaktadır'«l


SAİD HALİM PAŞA

69

6) Mekke Emiri Şerif Hüseyin Paşa'nm İsyanı: Şe­ rif Hüseyin "Benî-Kutâde" sülâlesindendir'®^. II. Abdülha­ mid, Şerif Hüseyin'in Osmanh Devleti'ne karşı bir girişimde bulunmasından korkmuş onu İstanbul'a davet ederek'** göz hapsinde tutmuştu'®^. Şerif Hüseyin, Sultan II. Abdülha­ mid döneminde Şûrâ-yı Devlet üyeliği yapmıştı'®®. II. Meş­ rutiyet'in ilanından sonra 1909'da İttihat ve Terakki vasıta­ sıyla Mekke Emiri ta'yîn edilmişti'®^. Şerif Hüseyin Pa­ şa'nın ikinci oğlu Şerif Abdullah da Osmanlı Meclis-i Meb'ûsânı'nda Hicaz meb'ûsluğu yapmıştı'®®. "Hicaz isyanı", Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra olmuş­ sa da, Hicaz Emiri Şerif Hüseyin Paşa, oğlu Şerif Abdullah vasıtası ile İngilizlerle anlaşmak üzere 1912'de temaslara başladığı görülür. Ancak bu temastan olumlu bir sonuç ahnamadı'®^. 1914 yılının ilkbaharında Hicaz'ın muhtariyeti için ikinci defa İngilizlerle temasa geçilirse de bundan da bir sonuç alınamaz"^". Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Sava­ şı'na katılacağı ihtimali ortaya çıkınca İngilizler oğlu Şerif Abdullah vasıtası ile Emir Şerif Hüseyin'le temasa geçtiler. Emir'den Halife'nin cihat ilân ederse bu cihat çağrısına ka­ tılmayacakları sözünü aldı. İngiltere de buna karşılık Şerif Hüseyin'in hükümdar olması için yârdım edeceğini vaat etti'k'. Mekke Emiri Şerif Hüseyin Paşa 15 Temmuz 1915'te, Osmanlı Ordusunun büyük bir kısmı Çanakkale bölgesin­ de olmasının verdiği güvenle İngiltere'ye askerî işbirliği teklif etti'kt. İngiltere ile Emir Şerif Hüseyin arasında Os­ manh Devleti topraklarmın taksimi hususundaki şartlar 15 Temmuz 1915'ten 1916 Ocak ayına kadar teati olunan sekiz mektupla kararlaştırıldı'^'^. Şerif Hüseyin, İngiltere ile anlaştıktan sonra Enver Pa­ şa'ya isteklerini ihtiva eden bir tel çekti. Bu tehn bir sureti Şerif Hüseyin'in oğlu Şerif Faysal tarafında 11 Ocak


70

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

1916'da Cemal Paşa'ya verildi. Mekke Emiri Şerif Hüseyin Paşa bu telle Tebük'ten Mekke'ye kadar uzanan Hicaz böl­ gesinde muhtar idaresinin kabul edilmesini ve emirliğin büyük evladına geçmek şartı ile ömrünün sonuna kadar kendisine verilmesini istiyordu'"*. 6 Haziran 1916 (23 Mayıs 1332 - 4 Şatân 1334)'da Şerif Ali ve Şerif Faysal yönetiminde Kanal Seferi için Medine'ye gelen Bedevi ordusu Medine karakollarına saldırarak fiilen isyan etmişti'"^. Mekke'deki ayaklanma 11 Haziran 1916 (9 Şa'bân 1334 - 28 Mayıs 1332)'da başladı ve 13 Haziran'da hükümet konağı Araplar tarafından ele geçirildi'"®. Şerif Hüseyin, 27 Haziran 1916 (25 Şa'bân 1334)'da bir beyanname yayınlayarak isyan sebebinin İttihat ve Terak­ ki Cemiyeti ve onun başında bulunan Enver, Talât ve Ce­ malin olduğunu açıklamaktaydı. Şerif Hüseyin, Sultan'ın otoritesine karşı isyan etmediğini ileri sürüyordu'"'. Şerif Hüseyin, Kasım 1916'da ikinci bir beyanname yayınlayarak daha önceki beyannamede ileri sürdüğü görüşleri tekrarla­ dı'"*. 2 Temmuz 1916 (30 Şa'bân 1334 - 18 Haziran 1332)'da Mekke Emiri Şerif Hüseyin Paşa görevinden azledilmiş, ye­ rine Meclis-i Â'yân birinci reis vekili Şerif Ali Haydar Bey ta'yîn edilmişti'"". Şerif Ali Haydar Paşa 26 Temmuz 1916'da Medine'ye varırsa da harbin gelişmeleri yüzünden Mekke'deki vazifesinin başına gidemeyecekti. Şerif Ali Haydar Paşa'nm Mekke Emiri ta'yîn edilmesi üzerine Şerif Hüseyin Paşa 29 Ekim 1916 (2 Muharrem 1335)'da kendisi­ ni Arap Meliki ilân etti^°°. Bazı eserlerde Hicaz İsyanı'nın Arap Milliyetçiliği ha­ reketinden dolayı ortaya çıktığı iddia edihrse de bu doğru değildir. Zira Şerif Hüseyin Paşa ve oğullan dışında bu is­ yan hareketini destekleyen Arap ileri gelenlerine rastlan­ mamaktadır. Bu hareket Şerif Hüseyin'in ihtiraslan ve İn-


SAİD HALÎM PAŞA

71

giliz emperyalizminin Orta Doğuya hakim olma düşüncesi ve tahriklerinden kaynaklanmıştır^"'.

G) SAİD HALİM PAŞA'NIN SADRAZAMLIKTAN AYRILMASI Ahmed Bedevi Kuran, Osmanlı İmparatorluğu ve Türki­ ye Cumtıuriyetinde İnkılâp Hareketleri ve Millî Mücadele /simli eserinde Said Halim Paşa'nm 1916'da yapılan İttihat ve Te­ rakki kongresinde genel başkanlığa getirildiğini yazmaktadır^°t. Said Halim Paşa böylece ikinci defa bu teşkilatın baş­ kanlığına seçilmiş oluyordu. Paşa'nm ikinci defa başkanhğa getirilmesi onun İttihat ve Terakki Cemiyeti içindeki yerini açıkça ortaya koymaktadır. Said Halim Paşa ile Talat Bey'in aralarının açılması, Paşa'nın Hâriciye Nezâreti'nden istifa ettirilmesi ile başla­ dı. Talat Bey hükümet içinde nüfuzunu güçlendirerek sad­ razam olmak istiyordu^"®. Talat Bey, Sadrazam Said Halim Paşa'nın kapitülasyonların kalkmış olmasına rağmen bu konu ile ilgili gelen yazılara cevap vermesinden ve kendisi­ ne tevdi' edilen evrakı okumadığından şikâyet ediyorSaid Halim Paşa, kabinenin başkanı olmasına rağmen umumî işlerden kendisi haberdar edilmezdi. Umumî Harp, dahilî ve haricî işlerle ilgih önemli haberleri sorumlu kişi­ lerden değil başkalarından öğrenirdi. Daha doğrusu Paşa yalnız bırakılmıştı^"^. Talat Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ileri gelenle­ rince sadrazamlığının kabulü için kurnazlık yaparak Hacı Adil ve Halil Bey'i sadâret için teklif etti ise de bu teklif ce­ miyet tarafından kabul edilmedi^"®. Böylece Talat Bey sad­ razamlık makamını garantilemiş oldu. Said Halim Paşa is-


72

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

tifa etmeden önce (31 Ocak 1917 akşamı) İttihat ve Terakki ileri gelenleri Talat Bey'in kabineyi kurmasını uygun gördüler^"'. Said Halim Paşa, kadın efendilere tahsis olunacak ma­ aş hakkındaki "lâyıha-i kânûniyye"y\ kendisine danışılma­ dan hazırlandığı için imzalamadı. Paşa kendisine danışıl­ madan yapılan bu işe gücendi. Sağlık durumunu ileri süre­ rek 3 Şubat 1917 (10 Rebî'ül âhir 1335-21 Kânûn-i sânî 1332)de sadrazamlık görevinden istifa etti^°*. Padişah V.Mehmed Reşâd, Said Halim Paşa'nm istifasını kabul et­ ti. Said Halim Paşa'nm istifası Padişah tarafından kabul edildikten sonra makam-ı sadârete 4 Şubat 1917 (11 Rebî'ül âhir 1335-22 I^nûn-i Sânî 1332) de kendisine vezirlik rüt­ besi verilerek Talat Bey getirildi^"". Talat Paşa sadrazamlık makamına hiç bir rütbesi olmadan yükselen tek sadrazamdır^ıo. Padişah Mehmed Reşat, Said Halim Paşa'yı sadrazam­ lığının ilk devresinde çok severdi. Hattâ torunu Behiye Sultan'ı Said Halim Paşa'nm küçük oğlu Ömer Hahm Bey ile evlendirmişti^". Said Halim Paşa biraz unutkanhğı ve za­ manla elinde iktidar kalmadığından padişahın arzularını yerine getiremez duruma düştü^'^. Bu durumun Said Halim Paşa'mn istifasının padişah tarafından hemen kabul edil­ mesine sebep olduğu kanaatindeyiz. Tarihçi Prof.Dr.Feroz Ahmad, Said Halim Paşa'nm Arap asıllı olması ve dolayısı ile Arapları yatıştıracağı düşncesi göz önüne alınarak bu göreve getirildiğini yazmakta­ dır^'^. Daha önce belirttiğimiz gibi Said Halim Paşa, Arap asıllı olmayıp özbeöz Türk'tür. Şerif Hüseyin Paşa'nm isya­ nından çok sonra sadâretten ayrılmıştır. Yusuf Hikmet Ba­ yur da Almanlann 1 Şubat 1917'de denizaltı savaşına başla­ malarının zafere götürecek yol olarak görülmesinin hükü-


SAİD HALİM PAŞA

73

met değişikliğinde etkisi olduğu kanaatindedir^'*. Biz bu düşünceyi zayıf buluyoruz. Said Halim Paşa harp mesulü olarak verildiği Dîvân-ı Ali'de verdiği ifâdeye göre istifasının yegane sebebi Talat Bey'in sadârete geçmek arzusu ile icra ettiği hareketlerden kaynaklanmaktadır^'^. İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Sa­ id Halim Paşanın sorumsuz kişilerin devletin işlerine mü­ dahale etmeleri ve bunların gayrı meşru hareketlerine son verilememesi yüzünden istifa ettiğini bizzat kendisinin tercüme-i haline kaydettiğini yazmaktadır^'®. Talat Paşa, padişahtan Said Hahm Paşanın Edirne'nin istirdâdındaki hizmetlerinden dolayı bir hatt-ı hümâyûn ile taltif edilmesini istedi. Bunun üzerine padişah 4 Şubat 1917 (11 Rebî'ül âhir 1335 - 22 Kânûn-i sânî 1332) tarihli hatt-ı hümâyûn ile Edirne meselesi ve düveli merkeziyye ile akd olunan ittifak hususundaki gayretlerinden dolayı Said Ha­ lim Paşa'yı taltîfetti^". Said Halim Paşa sadâretten istifa ettikten sonra A'yân a'zâlığı görevine devam etti^'*. Said Halim Paşa, İttihat ve Terakki Partisi'nin 1917 kongresinde merkez-i umumi üye­ liğine getirilerek bu parti ile olan bağlannı koparmamıştır^'". Paşanın sadâret müddeti 3 sene, 7 ay, 21 gündür^^°.



III. B Ö L Ü M

SAİD HALİM PAŞA'NIN SADÂRETİNDEN SONRAKİ HAYATI

A) SAİD HALİM P A Ş A N I N HARP MESULÜ OLARAK DÎVÂN-I ÂLİYE VERİLMESİ Said Halim Paşa sadrazamlıktan aynidıktan sonra ya­ lısına çekilerek, Osmanlı toplumunun meselelerine çare bulmak için eserler yazmaya devam etti'. Paşa bu arada â'yan a'zalığı görevini de ihmal etmedi^. Osmanlı Devleti ve müttefiklerinin harbi kaybetmesi üzerine Sadrazam Talat Paşa 8 Ekim 1918 (2 Muharrem 1337-8 Teşrîn-i evvel 1334)'de istifa etti^ Talat Paşa'nın isti­ fası, Ahmed İzzet Paşa'ya 14 Ekim 1918(8 Muharrem 133714 Teşrîn-i evvel 1334)'de sadrazamlık görevi tevcih edilene kadar açıklanmadı"*. Said Halim Paşa, İttihat ve Terak­ ki'nin dağılmak üzere olduğunu görünce Muhafazakâran Fırkası'nı kurmaya hazırlanmış", ancak bu teşebbüs gerçek­ leşmemiştir.


76

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

30 Ekim 1918 (24 Muharrem 1337-30 Teşrîn-i evvel 1334)de imzalanan Mondros Mütârekesi'nden sonra Talat, Enver, Cemal Paşalar 3 I ^ s ı m 1918 (28 Muharrem 1337-3 Teşrin-i sânî 1334)'de İstanbul'dan firar ettiler. Talat Paşa ve arkadaşlannm firarı üzerine zor durumda kalan Ahmed İzzet Paşa kabinesi 8 Kasım 1918 (3 Safer 1337-8 Teşrin-i sânî 1334)'de Sultan Vi. Mehmed'in tazyiki ile istifa etmek zorunda kaldı®. 4 Kasım 1918'de Ayan Meclisi'nin, 7. toplantısında 1. Reis Vekili Çürüksulu Mahmud Paşa verdiği bir önergeyle, 1914'te Almanya ile yapılan İttifak Antlaşması'nın ve konu ile ilgili siyasî vesikaların yayımlanmasını, soruşturma yapmak üzere komisyonların kurulmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istedi^. Çürüksulu Mahmud Paşa'nın takririne karşılık aynı toplantıda ittihatçılar'dan sabık Sadrazam Said Halim Paşa, Meclis-i Â'yân Riyâseti'ne bir takrir verdi. Said Halim Paşa takririnde yürekli bir çıkışla kendisi hakkında Dîvân-ı Âlî kurulmasını talep etti ve He­ yet-i Cehle'ce konu ile ilgili acil karar verilmesini istedi®. Sa­ bık Adliye Nâzın Sahip Molla Zâde İbrahim Bey de Said Ha­ lim Paşa'nın teklifine katıldı^. Aslında Harp ICabineleri'nin yani Said Halim Paşa ve Talat Paşa kabinelerinin Dîvân-ı Âliye şevki meselesi, Divaniye mebusu Fuad Bey'in Meclis-i Mebûsân Riyâseti'ne 28 Ekim 1918 (28 Teşrîn-i evvel 1334)'de verdiği takrîr ile başlamıştır'". 4 Kasım 1918'de Meclis-i Â'yân şubeleri tarafindan bu meselenin tedkîki için sekiz kişilik "Encümen-i Mahsûs" teşkil edildi. Bunun ya­ nında F'uad Bey'in takriri Mebûsân Meclisi'nde görüşüldü ve â'yândan gelen takrirlerle birleştirilerek konu kura ile Beşinci Şube'nin tedkikine havale edildi''. Harp sorumlulannın Dîvân-ı Âliye verilmesi ile ilgili teklif, soruşturmaların sonunda ele alınacaktı. "Beşinci Şube" 5 Kasım 1918 (5 Teşrîn-i sânî 1334)den mechsin feshi tarihi olan 21 Aralık 1918 (21 Kanûn-ı evvel


SAİD HALİM PAŞA

77

1335)'e kadar geçen zaman zarfmda Harp I^bineleri azala­ rının isticvabını yaptı'^. Şeyhülislâm Hayri ve Musa Kazım Efendiler ile İ'âşe Nazır-ı esbâkı Kemal'in ve firar etmiş olan Talat, Enver ve Cemal Paşalar'ın dışındaki bütün Harp Ka­ bineleri azalarının sorgulaması yapıldı'^. Birinci Dünya Savaşı'nm, Osmanlı Devleti'nin ve müt­ tefiklerinin yenilgisi ile neticelendiğinin anlaşıldığı günler­ de. Padişah VI. Mehmed Vahideddin, İttihat ve Terakki ileri gelenlerini memleketi terketmeye teşvik etmişti. Padişah, İttihat ve Terakki'nin ileri gelenlerinin memleketi terketmesi ile kurduracağı yeni kabinenin mütarekeyi ve daha sonra da sulhu imzalaması sırasında önüne çıkacak engelle­ ri kaldırmak istiyordu. Padişah, Said Halim Paşa'ya da memleketi terketmesini telkin etmişse de Paşa buna yanaş­ madı'*. Divaniye Mebusu Fuad Bey, Prens Said Halim Paşa ve Talat Paşa Kabineleri'nin Dîvân-ı Âliye verilmesi ile ilgili olarak verdiği on madelik takrirde şu konular üzerinde du­ ruyordu: 1- Sebepsiz ve vakitsiz harbe girmeleri, 2- Harb ilânının sebebleri ve harbin cereyanı hakkında Meclis-i Umûmî'ye doğru bilgi vermemeleri, 3- Seferberlikten sonra ve harbin ilânından evvel İtilâf Devletleri tarafindan önerilen faydalı teklifleri kabul etme­ meleri, 4- Harbi dirayetsiz ve istikametsiz ellere bırakmaları, 5- Kânûn-ı Esâsiye'ye aykırı kanunlar, emir ve nizam­ lar çıkaniması yani tehcir olayı, 6- Harbin gidişatından milleti haberdar etmemeleri, 7- Harp seneleri zarfında İtilâf Devletleri tarafindan tekrarlanan sulh tekliflerini reddeylemeleri, 8- Harp sırasında bir takım ihtikâr ve suistimallerin önünün alınmaması,


78

BÎR ÎSLÂMCİ DÜŞÜNÜR 9- Matbuata sansür konulması, 10- Çetelere göz yumulması'^.

B) SEBEPSİZ VE VAKİTSİZ HARBE GİRİLMESİ MESELESİ Biz burada yukardaki ithamların hepsi üzerinde dur­ mayacağız. Zira önceki bölümde «tehcir» ve benzeri konular üzerinde Said Halim Paşa'nın düşünceleri üzerinde az da ol­ sa durmuştuk'®. Yalnız sebepsiz ve vakitsiz harbe girme ko­ nusu üzerinde duracağız. Said Halim Paşa'nın 9 Kasım 1918'de Meclis-i Mebûsân'da yapılan isticvabında", harbe sebepsiz ve vakitsiz gir­ diğimizi yuvarlak sözlerle teyîd ettiği görülüyorsa'® da haki­ katen böyle düşündüğünü söylemek zordur. Çünkü Paşa is­ ticvabında bu iddianın bir dereceye kadar kabul edilebilece­ ğini söylemektedir'^. Hatta Paşa Malta'da sürgünde iken kaleme aldığı hatıralarında ve Eşref Sencer Kuşcubaşı'ya yaptığı itirafta harbe girmenin zaruri olduğunu açıkça ifade etmiştir^". Said Halim Paşa'nın "Türkiye'nin Harb-i Umûmi'ye Iştirakindeki Sebebler" başhğı ile Sebîlürreşâd'da bir kısmının yayınlandığı hatıralarında, Türkiye'nin harbe sebepsiz gir­ mediğini güzel bir şekilde ifâde etmektedir. Paşa, Sevr Mu'âhedenâmesi ile yağma ve talan edilen "Türk mevcudi­ yet-! milliyesinin silâha sarılarak müdafa'a edilmesi mecburi­ yet-! kafisinden şübhe edilemiyorsa" 1914'te de büyük harbe Türkiye'yi iştirak ettiren sebeblerin meşruluğundan şüphe edilemeyeceğini yazmaktadır^'. Paşa, Rusya'nın ve diğer itilâf Devletleri'nin Türkiye için besledikleri menfi niyetle­ rin yeni olmadığını özellikle Osmanlı Devleti'nin harbe gir­ dikten sonra doğmadığını belirtmektedir. Onların Osmanh


SAİD HALİM PAŞA

79

Devleti'ni dağıtma, parçalama ve Türk'ü tarih sahnesinden silme siyasetlerinin Cihan Harbini doğuran sebeblerin en önemlisi olduğu gibi "bugün devam edilen muharebenin - İs­ tiklâl Harbi'nin - de sebebidirler'^^. Said Halim Paşa, eğer Osmanlı Devleti, Birinci Cihan Harbi'nde ve Türk Milleti'nin İstiklâl Harbi'nde üzerine dü­ şen ağır vazifeyi yapmaktan kaçınsaydı, kendi izmihlaline bizzat kendisi iştirak etmiş olacağını söylemektedir. Yine Paşa "Eğer Türk milleti bugün - İstiklâl Harbinde-rta/a müca­ dele edebiliyor ve Cenab-ı Hakk'm 'inayeti muazzez ve mübeccel evlatlannın havârık-ı fedâkâriyesi ile kendisine hürr ve mü'min birâtîte'min edebiliyorsa bu sırf 1914'de kendisine te rettüb eden vazife-i ulviyeyi idrâk ederek mücâdele edeceği kuvvetlerin büyüklüğü önünde birictinâb ve tereddüd..." gös­ termeden mücadele etmesinden kaynaklandığını ifâde et­ mektedir^*. Said Halim Paşa, Osmanlı Devleti'nin vakitsiz harbe girmesi meselesi üzerinde de durmaktadır. O, Osmanlı Dev­ leti'nin vakitsiz harbe girdiğini kabul etmekle beraber, bu­ nun "harb-i umûmide ta'kîb etmiş olduğu istikâmetin yanlışlığı­ nı" gösteTmediğini ancak bu konuda "ta'kîb ettiği siyasetin... lâyikiyle tatbik edilemediğini gösterir" demektedir^*. Yine Sa­ id Halim Paşa "Tür/c/ye'n/n" Birinci Dünya Savaşı'nda taraf­ sız kalmasının mümkün olmadığını çünkü devletin istiklâl ve istikbâlini te'mîn edemiyeceği hakikatini anladığını ve tehlikenin büyüklüğünü hissettiği için harbe girdiğini ifade etmektedir. Devlet'in tarafsız kalması halinde alçakça bir ölümü tercih etmek durumunda olduğunu yazmaktadır^^. Her ne kadar bazı yazarlarımız ve devlet adamlarımız Said Halim Paşanın ve dolayısı ile İttihat ve Terakki Cemi­ yeti'nin Osmanlı Devleti'ni gereksiz yere savaşa sürükledi­ ğini ileri sürürlerse de bu suçlamayı kabul etmemiz müm­ kün değildir. Zira Cihan Harbi'nin en önemli sebebi Osman-


80

BİR İSLÂMGI DÜŞÜNÜR

h Devleti'ni parçalamak ve onu ortadan kaldırmaktı^®. Mus­ tafa Kemal, Heyet-i Temsîliye adına 10 Ekim 1919 (10.10.1335)'da Sivas'tan Harbiye N â z ı n Cemal Paşa'ya yazdığı mektupta Osmanlı Devleti'nin Cihan Savaşı'nda ta­ rafsız kalmasının mümkün olmadığını açıkça ifâde etmek­ tedir. Prof.Dr. Erol Güngör de «eninde sonunda Türl<iye'nin durumunu da l<onu yapacal< olan bir dünya savaşma seyirci kalmamız»m mümkün olmadığına dikkat çekmektedir. Yi­ ne Erol Güngör, Enver Paşa'nın «büyük bir Turan (yani bü­ tün Türk ülkelerinin biraraya getirilmesi) tıayâli peşinde koştuğu için devleti savaşa soktuğu fikri de, sırf onun arkasın­ dan atılmış bir iftira» olduğunu belirtmektedir^^.

C) SAİD HALİM P A Ş A N I N TEVKİF EDİLMESİ VE YARGILANMASI Ahmed İzzet Paşa'nın istifasından sonra 11 Kasım 1918 (6 Safer 1337-11 Teşrîn-i sânî 1334)'de sâdır olan hatta-ı hümâyûn ile Tevfik Paşa sadârete getirildi^®. 7 Kasım 1918'de İngiliz subaylarından teşekkül eden dört kişilik bir heyet İstanbul'a geldi^*^. 13 Kasım 1918'de de İngiliz, Fran­ sız, İtalyan ve Yunanhlar'm büyük harb filoları Padişah'ın oturduğu Dolmabahçe Sarayı önünde demirlediler®". Artık İstanbul İtilâf Devletleri'nin denetimi altına girmeye başla­ mıştır. 2 Aralık 1918'de, Harp Kabineleri'nin itham edildiği sansür meselesi tekrar Tevfik Paşa Hükümeti tarafından sürürlüğe kondu^'. 21 Aralık'ta İtilâf Devletleri'nin zorla­ ması ile Mechs-i Mebûsân fesh edildi®^. 25 Aralık 1918'de çıkarılan bir kararname ile «tehcir» suçluları "devâir ve matıâkim-i adliye"ye sevkedildikten son­ ra 8 Ocak 1919 tarihli irâde-i seniye ile husûsî Dîvân-ı Harp-


SAlD HALİM PAŞA

81

1er kuruldu**; 7 Ocak 1919'da İngiliz Yüksek Komiseri Ami­ ral Calthorpe, Osmanlı Hâriciye Nâzın Mustafa Reşit Paşa ile gürüşerek İngiltere Hükümetinin tehcir suçlannı ve İn­ giliz tutsaklanna kötü muamelede bulunanlan cezalandır­ mağa kararlı olduğunu bildirdi. Mustafa Reşit Paşa'da "er­ men//(/nm/" konusunda bir sıkıyönetim mahkemesi kurul­ duğunu ve suçlulan yargılamaya başladığını Yüksek Komiser'e söyledi**. Padişah VI. Mehmed, İngiliz Yüksek Komiseri'he bir yakını vasıtası ile gönderdiği mesajda İngiliz harb esirleri­ ne iyi davranmayan ve "kırım"dan mesul olanlann cezalan­ dırılmasını istedi. Padişah aynca İngiltere'nin cezalandınlmasını istediği her ferdi ve İngiltere'nin arzu ettiği biçimde yakalatıp cezalandırmaya hazır olduğunu bildirmeyi de ih­ mal etmedi*"''. 12 Ocak 1919'da Tevfik Paşa Hükümeti istifa etti*®. Hükümet'in gerçek istifa sebebi kabinede bulunan bazı nazır­ ların özellikle Dâhiliye Nâzın Mustafa Arif Bey'in kabine dışı bırakılmasıdır*'. 13 Ocak (10 Rebî'ül âhir 1337-13 Kânûn-ı sânî 1335)ta kabineyi kurma görevi tekrar Tevfik Paşa'ya verildi ve İttihatçı düşmanı Ahmed İzzet Bey, Dâhi­ liye Nezâreti vekilliğine getirildi**. 21 Ocak 1919'da Padişah VI. Mehmed, Damad Ferit Pa­ şa aracıhğ] ile İngiliz Yüksek Komiserliği'ne bir mesaj daha ileterek suçlulan cezalandırmaya niyetli olduğunu bildirdi ve herhangi bir tepki karşısında İngiltere'nin desteğini iste­ di*". "Tehcîr"den dolayı tutuklu bulunan eski Diyarbakır va­ lisi Dr. Reşit Bey 25 Ocak'ta hapisten kaçtı. Bunun üzerine Padişah ve hükümet, İngiltere'nin destek sözünü bekleme­ den 30 Ocak 1919 gecesi (27 Rebî'ül âhir 1337-30 Kânûn-ı sânî 1335) otuz kadar Ittihatçı'yı tevkif ettirdi*^. Tevkif edi­ lenler arasında H.Câhit, İsmail Canbülat, Kara Kemal, İz­ mir Valisi Rahmi, Emanuel Karasu, Mithat Şükrü, Hüseyin


82

BİR İSLAMCI DÜŞÜNLJR

Kadri, Tevfik Rüştü ve Ziya Gökalp da vardı*'. 6 Şubat 1919'da yakalanacağını anlayan Dr. Reşit Bey beynine bir kurşun sıkarak intihar etti^^. İngiliz Yüksek Komserliği, 1 Şubat 1919'da İngiliz tutsaklanna karşı kötü muamelede bulunan 23 kişilik bir liste­ yi Osmanlı Hükümeti'ne vererek bu suçluların kendilerine teslim edilmesini istedi"*®. 2 Şubat 1919 (1 Cemaziyel evvel 1337-2 Şubat 1335) ta­ rihli Vakit Gazetesi'nde yer alan haberde Meclis-i Vükelâ'nın 32 kişilik bir tevkif listesi düzenlediği ve bu listenin lO'u hizasına nezaret altında bulundurulmaları lüzumuna işaret edilmiştir. Bu arada nezaret altında bulunanlar ara­ sında Said Halim Paşa'nın da olduğu kaydedilmektedir'*'*. Aynı gün İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne ait mallann müsa­ deresi kararlaştırıldı'*''. 5 Şubat'ta İngiltere Hükümeti'nin, İstanbul İngiliz Yüksek Komiserliği'ne gönderdiği talimat­ ta aşağıdaki işlerden sorumlu olanların Osmanlı Hükümeti'nden teslim alınmasını istedi: 1- Mütareke şartlanna uymakta kusuru olanlar; 2- Mütareke şartlarının uygulanmasına mani olanlar; 3- İngiliz komutanlanna, subaylanna hakaret etmek; 4- Esirlere kötü davranmak; 5- Türkiye ve ICafkasya'da Ermeni veya diğer ırklara mensup olanlara zorbalık etmek; 6- Mal ve mülkleri yağmalamaya ve yok edilmelerine katılmak; 7- Harp kanun ve usullerini çiğnemek. Bu suçları işleyenler Malta'ya gönderilecektir'*®. İngiliz Yüksek Komiserliği, 1919-1920 yıllannda yaka­ ladığı Türk ileri gelenlerini bu talimata dayanarak Mal­ ta'ya sürmüştür. 12 Şubat'ta İstanbul'daki Fransız Yüksek Komiseri Ge­ neral Franchet d'Esperey, Sadrazam Tevfik Paşa'dan, Said


SAİD HALİM PAŞA

83

Halim Paşa, Hayri Efendi, sabık â'yân reisi Topal Rıfat, Ca­ vid, İbrahim, Ali Münif, Şükrü, Ahmed Nesimi, Hoca Ah Ga­ lip, Ömer Naci, Halil ve Yunus Nadi'nin tevkiflerini istedi*'. Tevfik Paşa'nm böyle bir tevkif işine yanaşmadığı anlaşıl­ maktadır. Yine Tevfik Paşa Kabinesi, İngiliz tutsaklanna kötü muamelede bulunduğu gerekçesi ile İngiliz Yüksek Komiserliği'nin istediği 23 kişiyi Fransızlar'ın da tesiri ile teslim etmediği görülmektedir**. •24 Şubatta kabinede yapılan bazı değişikliklerden son­ ra ertesi gün Fransız Yüksek Komiseri Franchet d'Esperey, Dâhiliye Nâzın Vekili Ahmed İzzed Bey'e tutuklanmasını istedikleri 36 kişilik bir hste verdi*". 28 Şubat 1919'da İngi­ liz istihbarat subayı Yüzbaşı Hoyland, hazırladığı listede bazı subayların eızledilip sürülmesini istedi. Bu hstede Mustafa Kemal Paşa, ICâzım Karabekir Paşa ve İsmet Bey'in de adı geçmektedir^". Franched d'Esperey'in verdiği listede eski nazırlar da bulunduğundan, kabinen bunlan yargılayabilmesi ve harp dîvanlarının yetkili kılınabilmesi için 1 Mart 1919 (28 Cemâziyel eveel 1337-1 Mart 1335)da bir kararname hazırladı^'. İmzalanması için saraya gönde­ rilen kararnameyi Padişah imzalamadı. Padişah 3 Mart 1919 (30 Cemâziyel evvel 1337-3 Mart 1335)'da Sadârete gönderdiği tezkirede, kararnamenin kendisi tarafından imzalanmamasınm sebebi olarak Kânûn-ı Esâsiye aykın oldu­ ğu gerekçesini ileri sürdü^^. Bunun üzerine Tevfik Paşa Hü­ kümeti istifa etti^*. Aslında Padişah'ın kararnameyi imza­ lamamasının sebebi hükümeti istifaya zorlamak için bir ba­ hane olduğu ileri sürülmektedir^. 4 Mart 1919 (1 Cemâziyel âhir 1337-4 Mart 1335)'da sâdır olan hatt-ı hümâyûn ile Damad Ferid Paşa sadrazam­ lığa getirildi^^. Damad Ferid Paşa Kabinesi ilk iş olarak 8 Mart 1919 (5 Cemâziyel âhir 1337-8 Mart 1335) tarihh ka­ rarname ile subaylardan oluşan bir Dlvân-ı Harb-i Örfî ku-


84

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

nılmasına karar verdi°®. Aynı gün Meclis-i Vükelâ'nm aldığı bir kararla yalnız İdare-i Örfîye Kararnamesi'nde gösteri­ len suçların faillerini değil aynı zamanda memleketi harbe sokanları, İslâm, Ermeni ve Rum «tehcir» ve «katliamını» düzenleyenleri ve vatandaşı birbirini öldürmeye teşvik edenleri ve ulaşım vasıtalarını vurgun yolunda kullananla­ rı da muhakeme etme yetkisi veriliyordu^^. Daha önce Tev­ fik Paşa böyle bir yetki istemiş fakat Padişah I^nûn-ı Esâ­ siye mugayir diye onaylamadığı bu yetkiyi Damad Ferid Pa­ şa I^binesi Dîvân-ı Harbe veriyordu. 10 Mart 1919 (7 Cemaziyel âhır 1337-10 Mart 1335)'da Damad Ferid Paşa i^binesi harp sorumlusu ve "fertc/V" ola­ yına karışanlardan oluşmak üzere eski nazırları, subayları ve İttihat ve Terakki'nin ileri gelenlerinden 66 kişiyi tevkif ettirdi. Tevkif edilenler arasında sabık Sadrazam Said Ha­ lim Paşa, Musa I^zım Efendi, İbrahim Bey, Halil Bey (Men­ teşe), Ahmed Nesimi, Ah Münif Bey, Fethi Bey (Okyar), Şükrü Bey, eski Â'yân Reisi Rıfat Bey, Abbas Hahm Paşa, Ahmed Emin (Yalman), Celâl Nuri (İleri) gibi önemh isimler vardı""®. Sebîlürreşâd'da yayınlanan bir makalede bu uygu­ lamanın Kânûn-ı Esâsiye aykırı olduğu ifâde edildi"^. Tevkif edilenler bilâhare Bekirağa Bölüğü'ne getirildi. Bekirağa Bölüğü bugün İstanbul Üniversitesi merkez binası avlu­ sunda bulunan ve vaktiyle askerî hapishane olarak kullanı­ lan binadır®". Meclis-i Mebûsân dağıldıktan sonra harp kabineleri ile ilgili olarak yapılan soruşturma evraklan, Dîvan-ı Harbe verilmek üzere Â'yân Reisi Ahmed Rıza Bey'e verildi. Da­ mad Ferid Paşa Kabinesi, Ahmed Rıza'da bulunan harp ka­ bineleri ile ilgili evrakı Divan-ı Harbe vermesini istedi. Ah­ med Rıza kanunlara aykırıdır diyerek evrakı vermedi. Sad­ razam Damad Ferid Paşa bunu vesile ittihaz ederek 31 Mart 1919'da Ahmed Rıza Bey'i Â'yân Reisliği'nden aldı®'.


SAİD HALİM PAŞA

85

8 Nisan 1919'da Dîvân-ı Harb-i Örfî, Boğazlıyan Kay­ makamı ve Yozgat Mutasarrıf vekili Kemal Bey'i (18841919) idama mahkûm etti. İdam hükmü verilmeden önce Said Halim Paşa, Halil (Menteşe) ve İttihat ve Terakki'nin ileri gelenleri, Dîvân-ı Harb Reisi Ferik Hayret (Paşa)'e idam kararı vermemesi için müessir tavsiyede bulunmuş­ lardı. Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi'nin fetva ve Padişah'ın bu kararı tasdikiyle 10 Nisan 1919'da l^emal Bey idam edildi. Kemal Bey'in suçu "Ermeni tehçîr ve katliamı"na iştirak etmesi iddiası idi. Kemal Bey 7 Ocak 1919'da tutuk­ lanıp Bekirağa Bölüğüne gönderilmişti. Kemal Bey'in ida­ mı halk tarafından büyük tepki ile karşılandı®^. 28 Nisan 1919 (27 Recep 1337-28 Nisan 1335) tarihinde İttihat ve Terakki kabinelerinin tutuklanmış nazırları, ge­ nel merkez üyeleri yargılanmaya başlandı®*. İlk yargılanan­ lar arasında başta Said Halim Paşa olmak üzere. Şükrü Bey, Ali Münif Bey, Ahmed Nesimî Bey, Halil Bey, İbrahim Bey, Ziya Gökalp, Mithat Şükrü, Eski Biga milletvekili. Atıf Bey, Küçük Talat Bey, Tapçu Rıza, Teşkîlât-ı Mahsûsa Reisi ve İstanbul Merkez Kumandanı Miralay (Albay) Cevat Bey ve Abbas Halim Paşa vardı. Talat Paşa, Enver Efendi (Pa­ şa), Cemal Efendi (Paşa), Nazım, Dr. Bahattin Şakir, Dr. Rüsuhî ve eski Emniyet Müdürü Aziz Beyler de gıyaben yar­ gılanmaya başlandı. Aralarında Said Halim Paşa'nm da bu­ lunduğu beş kişi ölümle yargılanıyordu. İlk defa Said Hahm Paşa'nm sorgusu yapıldı. Said Halim Paşa'nm avukatları Hasan Hayrı (Tan) ve Celalettin Arif Bey idi. Sanıkların hepsi "Ermeni kınmı" ile ilgili olarak sorguya çekildiyse de bu iddiayı uzaktan ve yakından kabul eden olmadı. Dîvân-ı Harb-i Örfî bir süre usul ve yetki meseleleriyle oyalandıktan sonra 4 Mayıs 1919'da isticvaba tekrar başladı. 13 Mayıs 1919 tarihinde Aşcıyan isimli bir Ermeni, Dîvân-ı Harb-i Örfî'nin isticvab hâkimliğine atandı. 15 Mayıs'ta İzmir'e


86

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNIJR

Yunanhlar'm çıkması üzerine, Dîvan-ı Harb-i Örfî'de Türk ileri gelenlerinin "Ermeni kırırnmdan ve tehcirden" dolayı mahkûm edilmeleri imkânsız hale geldi. Durum böyle olun­ ca mahkûmların ya serbest bırakılması ya da Malta'ya sü­ rülmesi gerekti. İngihzler ve Damad Ferid Paşa Hükümeti, İttihatçıları serbest bırakmayı göze alamamıştır®**; 14 Mayıs'ta Mustafa Kemal Paşa, Bekirağa Bölüğü'ndeki arkadaşı Fethi Bey'i ziyaret etti. Bu arada Said Halim Paşa'yı da ziyaret etmeyi ihmal etmedi®^. 16 Mayıs'ta hükümet, İzmir'in işgali dola)ası ile yapılan baskılar sonu­ cunda istifa etti. Padişah istifayı kabul ederek yeni hükü­ meti kurma görevini yine Damat Ferid Paşa'ya verdi. Da­ mad Ferid Paşa da 19 Mayıs'ta kabineyi kurdu. Normal ka­ bine üyelerinin dışında Meclis-i Has-ı Vükelâ'ya memur adı altında eski sadrazamlardan ve nazırlardan bir kısmı sandalyesiz nazır olarak kabineye ahndı. Bu sandalyesiz nazır­ lar arasında Tevfik Paşa, Ahmed Izzed Paşa, 1. Ferik Ali Rı­ za Paşa, Abdurrahman Şeref Efendi, Çürüksulu Mahmud Paşa da vardı®®. 1919 Mayıs ortasında Bekirağa Bölüğü'nde 250 kadar tutuklu vardı. İngilizler bunlann hepsini Malta'ya sürmeyi düşünüyordu. İlk etapta 59 kişinin Malta'ya sürülmesi dü­ şünüldü. Bu 59 kişi içerisinde 19 kişi azılı kimseler olarak belirlendi. Bu azılılar arasında Said Halim Paşa'da vardı®'. 19 Mayıs 1919'da İngilizler harekete geçerek Bekirağa Bölüğü'ndeki İttihatçılar'ı Malta'ya sürgün etmeyi kararlaş­ tırdılar. Damad Ferid Paşa, Divân-ı Harb-i Örfî'de İttihatçı­ ları cezalandıramayacağını anlayınca başına bela olmalanndan korkarak İngiliz'lerden Malta'ya sürülmelerini iste­ di®®. İngilizler, Damad Ferid Paşa'nın bu isteğini ileride koz olarak kullanacaklardı. Malta sürgünlerini kurtarmak söz konusu olunca sadrazamın isteğini ileri sürerek Türkleri "IHükümet'in isteği üzerine sürdüklerini" söylediler®^.


SAÎD HALİM PAŞA

87

İzmir'in işgali üzerine İstanbul'da mitingler yapılmak­ taydı. 23 Majas'ta İstanbullular'ın Sultanahmet'te büyük bir miting yapacakları duyuldu. Bunun üzerine İngihz Yük­ sek Komiserliği harekete geçerek, Sultanahmet'te toplana­ cak olan büyük kalabalığın Bayezid'deki Bekirağa Bölüğü'ne yürüyebileceği düşünülerek 22 Mayıs'ta Bekirağa Bölüğü'ne İngiliz ve Fransız askerleri yerleştirildi. Damad Fe­ rid Paşa yapılacak mitingden korktuğu için bir gün önceden kırk bir tutukluyu serbest bırakmayı düşündü. Bunu haber alan İngilizler hemen harekete geçerek Bekirağa Bölüğü'nü denetimleri altına aldılar'".

D) SAİD HALİM PAŞA'NIN MALTA SÜRGÜNLÜĞÜ 1) Said Halim Paşa'mn Ük S ü r ^ n Yeri Mondros: 22 Mayıs 1919'da İngihz ve Fransız askerleri Bekirağa Bö­ lüğü'nü denetimleri altına aldılarsa da İngiliz Yüksek Ko­ miseri bunu yeterli görmedi. 5 Şubat'ta İngiliz Hükümeti'nin harb sorumlularının tesUmini isteyen, fakat uygulan­ mayan talimatını da bahane ederek ve hükümete haber ver­ meden Bekirağa Bölüğü'ne bir baskın yaptı. 28 Mayıs 1919 (27 Şa'bân 1337-28 Mayıs 1335) günü yapılan baskınla 67 tutuklu Bekirağa Bölüğünden alınarak İngiliz kamyonları ile Galata'ya ve oradan da Prencess Ena gemisine bindiril­ d i " . Ali Fuad Türkgeldi, bu olaydan padişahın önceden ha­ beri olmadığını fakat sadrazamın haberi olduğunu yazmak­ tadır. Lütfî Simavî de sadrazaimn durumdan haberdar ol­ duğunun sonradan ortaya çıktığını ifade etmektedir'^. 29 Mayıs'ta 67 kişinin İngilizler tarafından ülke dışına çıkarıl­ ması üzerine Tevfik Paşa hükümetten istifa etti'*. 28 Mayıs'ta İngiliz gemisine bindirilenlerin sayısı yal­ nız 67 kişi değildi. Osmanlı Hükümeti'nden gizli olarak 11


88

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNIIR

JCars Şûrası üyesi de gemiye bindirilmiştir^'*. 28 Mayıs gece­ si, içinde 78 tutuklu Türk'ün bulunduğu gemi Malta'ya doğ­ ru yola çıktı. Bu sürgün kafilesi arasında Prens Said Halim Paşa, Mithat Şükrü (Bleda), Haci Adil Bey, Ziya Gökalp, Halil Bey (Menteşe), Kemal Bey (Kara Kemal), Ahmed Ağaoğlu, Hüseyin Cahid (Yalçın), Ali Fethi (Okyar), Ubeydullah Efendi, Abbas Halim PaŞa, Hayri Efendi (sabık Şeyhü­ lislâm), Şükrü Bey ( I ^ y a ) ve I ^ r s Şûrası Başkanı İbrahim Cihangiroğlu da v a r d ı İ n g i l i z l e r 78 tutukluyu sınıflara ayırmışlardı. Birinci sınıf tutuklular 12 kişiden ibaretti. Sa­ id Halim Paşa, eski nazır ve bir kısım politikacılar bu gruba dahildi^®. İbnülemin Mahmut Kemal İnal'ın naklettiğine göre, bir gün son halife Abdülmecid Efendi veliahd iken, İbnülemin bu sürgün meselesini açmıştı. Vehahd Abdülmecid bu sür­ gün olayı olmadan önce Damad Ferid Paşa'nın Said Halim Paşa'nın asıldığını görmeden ölürse gözünün açık kalacağı­ nı işittiğini bizzat İbnülemin'e söyledi. Ayrıca Said Halim Paşa ile Damad Ferid Paşa'nın aralarının iyi olmadığını be­ lirtmeyi de ihmal etmedi^^. Sürgünleri taşıyan gemi 29 Mayıs akşamı Limni Adası'na uğradı ve Mondros Limanı'na birinci sınıf tutuklu 12 kişiyi bıraktı'®. Mondros'a bırakılanlar şunlardı: Prens Said Halim Paşa, Abbas Halim Paşa, Halil Bey, Hacı Adil Bey, Ali Münif Bey, Ziya Gökalp, Kemal Bey, Şükrü Bey, Hüseyin Tosun Bey (Milli Ajans Müdürü), Ağaoğlu Ahmet Bey, Mit­ hat Şükrü Bey ve Mahmut I^mil Paşa (eski Harbiye Müste­ şarı ) ' ^ 2) Said H a l i m Paşa'nın M o n d r o s ' d a n Malta'ya Sü­ r ü l m e s i : Mondros Limanı'nda bırakılanların dışındaki 66 tutuklu 2 Haziran 1919'da Malta adasına götürüldü^". Ara­ larında Said Halim Paşa'nın da bulunduğu Mondros'a bıra­ kılan 12 kişi de 22 Eylül 1919'da Malta'ya gönderildi®'. Mal-


SAlD HALİM PAŞA

89

ta'ya ilk sürülenler bu bahsettiğimiz 78 kişi değildi. Bunlar­ dan önce Hürriyet Kahramanı Eyüb Sabri Bey, Eşref Bey (Kuşçubaşi) ve Ali İhsan Paşa gibi önemli kişiler Malta'ya sürülmüştü*^. Cinayetle yargılanan Said Halim Paşa sürgün edildiği için diğer sürgün arkadaşları ile birlikte mahkemesinin Malta'dan dönünceye kadar, Dîvân-ı Harb-i Örfî'nin 3 Hazi­ ran 1919 tarihli celsesinde ayrılmasına'oy birliği ile karar verildi**. 67 kişi Bekirağa Bölüğü'nden alınıp Malta'ya sü­ rüldükten sonra geri kalanların Dîvân-ı Harb-i Örfî'de mu­ hakemelerine devam edildi. 13 Temmuz 1919 (14 Şevval 1337-13 Temmuz 1335)'da sâdır olan irâde-i seniye ile sabık Sadrazam Talat Paşa, sabık Harbiye Nâzın Enver, sabık Bahriye Nâzın Cemal, sabık Ma'arif Nâzın Doktor Nazım Efendiler'in idamlarına, sabık Maliye Nâzın Cavid ve sabık Ticaret ve Ziraat Nâzın Mustafa Şeref Beylerin 15'er yıl ha­ pislerine (kürek cezasına çarptırılmalarına) gıyaplarında karar verildi. Sabık Meclis-i Â'yân Reisi Rıfat ve sabık Posta ve Telgraf Nâzın Haşim Beylerin beraatları karara bağlan­ dı. Aynı irâde-i seniye ile sabık Şeyhülislâm Â'yân a'zâsı Musa Kâzım Efendi'nin de 15 yıl kürek cezasına mahkûmi­ yetine karar verildi. Bilâhare Musa Kâzım Efendi'nin cezası hastalığı sebebiyle 3 yıla indirilerek Edirne'de ikâmete mec­ bur edildi. Musa Kazım Efendi 30 Temmuz 1920'de Edir­ ne'de vefat etti**. 12 Ocak 1920 (19 Rebî'ül âhir .1338-12 Kânûn-ı sânî 1336) de daha önce kapatılan Meclis-i Mebûsân açıldı*^. Bu meclisteki 140 milletvekilinin 80 kadarı Kuvvayı MilIVyeddir. Kuvvayı Millî'cilerin "Felâh-ı Vatan" ismi altında baş­ kanları Hüseyin Rauf Bey (Orbay)'dır. Mechs-i Mebûsân 28 Ocak 1920 (7 Cemâziyel evvel 1338-28 Kânûn-ı sânî 1336)'de yaptığı gizli toplantıda Mîsâk-ı Millî'yi kabul etti. Mîsâk-ı Millî 17 Şubat 1920'de Meclis-i Mebûsân'da yapılan açık oturumda oya konulmuş ve kabul edilmiştir*®.


90

BİR ÎSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

21 Ocak 1920'de Harbiye Nâzın Cemal Paşa (Mersinli) ve Erkân-ı Harbiyye-i Umumiyye Reisi Cevat Paşa (Çoban­ lı) müttefiklerin baskısı ile istifa ettiler®^. 16 Mart 1920'de İstanbul müttefikler tarafından resmen işgal edildi®®. Aynı gün Meclis-i Mebûsân İnğibzler tarafından basılarak Hüse­ yin Rauf ile I ^ a Vasıf Beyler tutuklandı®^. 18 Mart 1920'de Rauf Bey, Kara Vasıf, Çürüksulu Mahmud Paşa, Cemal Pa­ şa (Mersinh), Cevat Paşa (Çobanh), Dr. Esat Paşa (işık)'ın da dahil bulunduğu 11 kişilik kafile ingilizler tarafından Malta'ya sürüldü. Bu kafile 22 Mart'ta Malta'ya vardı^°. 18 Mart'ta Hüseyin Kazım Bey'in başkanlığı altında toplanan Meclis-i Mebûsân, arkadaşlarının cebren tevkif edilmesi üzerine, alınan kararla meclis tatil edildi. 11 Nisan 1920 (21 Receb 1338-11 Nisan 1336)'de yayınlanan irâde-i seniye ile meclis resmen kapatıldı^'. Mustafa Kemal, Rauf Bey ve arkadaşlannm tutuklan­ ması ihtimali üzerine 22 Ocak 1920 (22 Kânûn-ı sânî 1336)'de 15. Kolordu kumandanı Kâzım Karabekir'e çektiği telgrafta Anadolu'da bulunan ingiliz subaylarının tevkif edilmesini ve Erzurum'da bulunan Rawlinson'u kaçırma­ mak için tedbir alınmasını istedi. Aynı gün Konya ve Si­ vas'taki Kolordu komutanlanna da aynı mealde telgraf çekti^t. İstanbul'un işgali üzerine Kâzım I^rabekir'e daha ön­ ceki ricasını hatırlattı. Kâzım Karabekir harekete geçerek Yarbay Ravvlinson'u, Konya'da da Campbell'i kolordu ku­ mandanına tevkif ettirdi^^. Anadolu'da 30'a yakın İngiliz as­ keri gözaltına alındı^*. İngilizler milliyetçileri Malta'ya sürmeye devam etti­ ler. 27 Mart 1920'de aralannda Ebüzziyazâde Velit Bey, Sü­ leyman Nazif, Celal Nuri (İleri)'nin dahil olduğu küçük bir gı-up Malta'ya sürüldü^-". 31 Mart 1920'de Vakit Gazetesi baş yazan Ahmed Emin Bey (Yalman ı'de Malta'ya vardı^®. 9 Nisan 1920'de Enis Avni (Aka Gündüz), 13 Nisan'da Ali Bey


SAİD HALİM PAŞA

91

(Çetinlıaya) Malta'ya sürgün olarak vardılar^^. 11 Mayıs 1920'de dört kişilik sürgün kafilesi Malta'ya gönderildi. Bu sürgün kafilesi arasında daha önce Malta'ya sürülüp ser­ best bırakılan Ubeydullah Efendi de vardı^. 13 Temmuz 1920'de Yakup Şevki Paşa (Subaşı)'da Malta'ya sürüldü^^. Bu sürgün işi 1920 yıhnm 20 Kasım'ma kadar devam etti ve bu tarihe kadar 144 kişi Malta'ya sürüldü'"". "Ermeni kırımından sanık" olan sabık Urfa Mutasarrıfı ve Bayburt I^ymakamı Nusret Bey 20 Temmuz'da idam ce­ zasına çarptırıldı. 5 Ağustos 1920'de Nusret Bey, Bayezid Meydanı'nda asıldı'"'. 10 Ağustos 1920 (25 Zika'de 1338-10 Ağustos 1336)'de Sevr Antlaşması, beşinci defa Sadrazam olan Damad Ferid Paşa ICabinesi tarafından imzalandı'"^. Türk Milleti'nin idam fermanı olan bu antlaşmayı Padişah VI. Mehmed tastik etmemiştir'"®. 3) S a i d H a l i m P a ş a ' n ı n M a l t a ' d a k i H a y a t ı : Mond­ ros'tan Malta'ya gönderilen Said Halim Paşa ve arkadaşlan Polverista esir kampına yerleştirildi. Said Halim Paşa Polverista kampının üçüncü katında oturmaktaydı'""*. Paşa'nın sürgün numarası 2755 idi'"^. Said Halim Paşa sürgünlerin tabii başkanı sayılıyordu. Boş zamanlarında arkadaşları ile satranç, tenis ve briç oynar ve ud çalardı. Hergün müsaade edilen gazeteleri okur ve gelen ziyaretçilerle geçmişe ve za­ mana dair siyasi konuşmalar y'apardı. Hemen hemen her gün oda oda dolaşarak arkadaşları ile sohbet ederdi'"®. Bu arada Said Halim Paşa da diğer tutuklular gibi para sıkıntı­ sı çekmişti. Halil Menteşe'nin naklettiğine göre, Said Halim Paşa ve kardeşi Abbas Hahm Paşa, Mısır'da kendilerine ait mallann gehrlerinden her ay "yüzer İngiliz //ras/" isterlerdi. Kendileri gibi esir kampında olup özellikle "muhıtaç olan ar­ kadaştan n imdadına yetişmek gibi necip bir düşünce" ile her ay bu parayı istedikleri belirtilmektedir. Kendi mallarına ait gelirler, İngilizlerin müdahalesiyle sonuna kadar elleri-


92

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

ne geçmedi. Hatta bir ara kendi masraflarmı dahi karşıla­ makta zorluk çektiler. Salah Cimcoz Bey'in isviçre'de biraz parası vardı, bu para getirtilerek Said Halim ve Abbas Ha­ lim Paşalar'a verildi'"'. Said Halim Paşa ve arkadaşları Polverista kampından Eskiverdala kışlasına nakledildiler. Salvador kışlasındaki tutuklular da Eskiverdala'ya nakledildi. Said Halim Paşa Verdala Şatosunda Eşref Bey (Kuşçubaşi) ile a3mı katta otu­ ruyordu. Verdala kışlası Polverista kampının yanmda olup, büyük bir bina idi. 1920 yılının ilk aylarında tutuklulardan bir kısmı tekrar Polverista karargâhına nakledildi'"*. Burada Said Halim Paşa'nm Mondros, Malta kamp so­ rumlularına ve ileri gelen devlet başkanlarına yazdığı mek­ tuplardan bahsetmemiz doğru olur kanaatindeyiz. Zira bu mektuplar Said Halim Paşa'nm sürgünlüğü döneminde Mondros ve Malta adalarında yazılmıştır, ingiliz Arşivleri'nde Said Halim Paşa ile ilgili ilk mektup oğlu Muhammed Halim tarafından kaleme alınan 24 Mart 1919 tarihli mek­ tuptur'"". Adı geçen Muhammed Halim'in, Said Halim Pa­ şa'nm büyük oğlu Prens Halim Said Bey'in olduğu tahmin edilmektedir"". Muhammed Halim mektubunda babasının suçsuz olduğunu, Damad Ferid Paşa kabinesi'nin elinde bı­ rakılmamasını ve tarafsız üyelerden meydana gelen bir mahkemede yargılanmasını istedi. 29 Mart 1919'da İstan­ bul İngiliz Yüksek Komiserliği'nden Muhammed Halim'e verilen cevapta konunun yetkileri dışında olduğu belirtildi'". Said Halim Paşa, Mondros'ta sürgün iken, 4 Haziran 1919'da Mondros'taki İngiliz Komutanı General Blumberg'e bir mektup yazdı. Paşa mektubunda İngiltere Hükümeti'nin kendisini Damad Ferid Paşa Hükümeti'nin zulümle­ rinden kurtardığı için "minnettarlığını" hi\d\rd\. Paşa yine mektubunda İngiliz Hükümeti'nin kendisini harp esiri say-


SAlD HALİM PAŞA

93

maması gerektiğini, Türkiye dışında serbestçe yaşamasına izin verilmesini ve isteklerinin yetkili makamlara bildiril­ mesini istedi. Said Halim Paşa'nm isteği İngiliz Hüküme­ ti'ne bildirildiyse de müsbet bir cevap alınamadı"^. Prens Said Halim Paşa'nm İngiliz makamlarına yazdıkları mek­ tuplar, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in idamından sonradır. Bir de Said Halim Paşa'nm ölüm cezası ile yargı­ lanmış olduğunu da unutmamak gerekir. Daha önce işaret ettiğimiz gibi Said Halim Paşa, Padişah Vi. Mehmed Vahideddin'in yurt dışına kaçma teklifini kabul etmemişti. Tu­ tuklandığı tarih olan 10 Mart 1919'dan 24 Mart 1919'a ka­ dar kendisi veya oğlu vasıtası ile İngiliz makamlarına da başvurmuş değildir. İngiliz-makamlarına "minnettarhğını" iletmesi, Mondros'a sürgün edilmesi ile Dîvân-ı Harb-i Örfinin idam talebinden kurtulmuş olacağı düşüncesinden kaynaklanmış olması ihtimali vardır. Aksini iddia etmek Said Halim Paşa'yı tanımamak demektir. Said Halim Paşa, Mondros'ta iken İngiliz Başbakanı Mr. Lloyd George'a 12 Ağustos 1919 tarihini taşıyan bir mektup yazdı. Paşa mektubunda Osmanh Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesinin sebeplerini açıklamaktaydı. Sabık Sadrazam, Osmanlı Devleti'nin, Rusya'nın tarihî emellerini gerçekleştireceğinden korktuğu için savaşa gir­ diğini ifâde etmektedir. Paşa, harp patlak verince Osmanlı Hükümeti'nin İngiltere ve Fransa'ya müracaat ederek harbden sonra toprak bütünlüğünü ayn ayn garanti etme­ lerini istediklerini belirtmektedir. İngiltere ve Fransa bu garanti işine Rusya'yı kanştırmalarının büyük kuşkular meydana getirdiğini ve işin bu yüzden çıkmaza girdiğini yazmaktadır. Said Hahm Paşa Almanya ile yapılan İttifak Antlaşması üzerinde de durarak bu antlaşmanın Rusya'ya karşı bir savunma antlaşması olduğunu ve şartların bunu gerektirdiğini açıkça ifâde etmektedir. İngiliz Dışişleri yet-


94

BÎR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

kilileri bu mektubun üzerine düştükleri notta sabık sadra­ zamın, Almanya'nın Osmanlı Devleti'ni savaşa sokmak için Karadeniz'de tertiplediği ojoından önceden haberi olmadı­ ğını kabul ediyorlardı"*. Said Halim Paşa, Malta'ya sürüldükten sonra Malta Valisi Lord Plumer'e bir dilekçe yazdı. Paşa 4 Kasım 1919 tarihini taşıyan dilekçesinde kendisinin harp esiri olmama­ sına rağmen "30 Mayıs'tan bu yana Mondros'ta, 21 Eylül'den itibaren de Polverista esir kampında tutulduğunu" heliTterek ve sabık Osmanlı sadrazamı olduğu gözönüne alınarak bir otelde kalmasına müsaade edilmesini istiyordu"*. Bu dilek­ çesinden bir sonuç alamayan Prens Said Halim Paşa, 1920 Şubat'ında Vatikan'a müracaat etti. Vatikan Dışişleri Sek­ reteri Kardinal Gasparri, Papa'nın ricası diyerek 17 Şubat 1920'de ingiltere Hükümeti'ne baş vurdu. Vatikan, Said Halim Paşa'nm serbest bırakılma durumu yoksa, sosyal du­ rumu gözönüne alınarak muamele görmesini istedi. Vati­ kan'a 16 Mart 1920'de verilen cevapta Malta'daki binaların durumuna göre bu ricanın dikkate alınabileceği bildirildi"^ Said Halim Paşa, 1920 yılının ikinci yarısında Mısır Başbakam'na ve ingiliz yetkili makamlarına baş vurarak, 1914 yılına kadar Mısır vatandaşı olduğunu belirterek, va­ tandaşlığının korunmasını veya tekrar vatandaşlığa alın­ masının kanuni hakkı olduğunu ileri sürüyordu. Paşa, Mı­ sır vatandaşlığına geçmekle Mısır'daki mallarından rahat­ ça yararlanabilecekti. Zira Mısır'daki mallarından yararla­ namadığı. Mareşal Allenby ile yaptığı yazışmalardan anlaşdmaktadır. Malta valisi, İngiltere Dışişleri Bakanlığı'na 12 Şubat 1921'de yazdığı bir raporda, Said Halim Paşa'ya Mısır Milliyetçi Partisi'nin gönderdiği yazılarda, Mısır ba­ ğımsızlığını kazanır kazanmaz Paşa'yı tahta geçirme teklif­ lerine dikkat çekiyordu. İngiliz Hükümeti bu arzusunun


SAİD HALİM PAŞA

95

Sevr Antlaşması yürürlüğe girdikten sonra gerçekleşebile­ ceğini bildiriyordu''®. BilâlM.Şimşir, genellikle İngiliz Belgelerine dayana­ rak hazırladığı Malta Sürgünleri isimli eserinde Said Halim Paşa'ya haksız hücumlar yapmaktadır. Müellifin iddia etti­ ğine göre Said Halim Paşa, Doğu Anadolu'da Ermenilere ve Batı Anadolu'da Yunanlılara karşı kazanılan Birinci İnönü Zaferi'nden sonra "yüz seksen derecelik bir dönüş" yapmış­ tır. Artık Paşa'nın Mısır vatandaşlığını, "İngiliz himayesini" ağza almayıp "Türk oğlu Tür/f" kesildiğini, Malta'daki Türk sürgünlerinin avukatlığını ve liderliğini yaptığını yazmak­ tadır. Şimşir bununla yetinmeyerek Paşa için "Ingilize hulus çakan, temenna eden, yalvarıp yakaran, teşekkür eden, min­ nettarlık besleyen kozmopolit Mısırlı Prensin yerini, şimdi İngi­ liz gaddarlığına kafa tutan, meydan okuyan, isyan eden, milli­ yetçi bir Türk almıştır" demektedir"^. Ahmed Emin Yalman hatıralarında, Bilâl M.Şimşir'in tam aksini yazmaktadır. Yalman, Said Halim Paşa'nın Mal­ ta'da bulunduğu zaman zarfında sürgünlüğünden dolayı yeise düşmediğini ve alışkın olduğu rahat hayata rağmen rutubetli odasından hiç şikâyet etmediğini, daima neşesini muhafaza ettiğini kaydetmektedir. Yine Yalman, Paşa'nın aşın derecede iyimser olduğunu, "Anadolu Mücadelesi'ne hudutsuz bir bağlılığı ve güveni" olduğunu "kimsenin kötüm­ ser görünmesine tahammül" etmediğini açıkça ifâde etmek­ tedir"». Şimşir, Yalman'ın Said Hahm Paşa'yı, İngihzler vasıta­ sı ile kurtulma ümidini yitirip, Mustafa Kemal'e ümid bağladığ dönemde tanıdığmı ileri sürmektedir. Bu bir bakıma doğrudur. Zira Ahmed Emin Yalman kendi ifâdesine göre 29 Mart 1 9 2 0 ' d e " ^ İngiliz Belgelerine göre ise, 31 Mart 1920'de'^° Malta'ya sürgün olarak varmıştır. Yalman'ın Sa­ id Halim Paşa'nın kendisinden önceki durumunu arkadaş-


96

BIR İSLAMCI DÜŞÜNİJR

lanndan öğrenmemesi mümkün değildir. Said Halim Pa­ şa'ya Mondros ve Malta'da sürgün arkadaşı olan Ziya Gökalp'in "Limni ve Malta Mektupları"nda, Halil Menteşe ve Mithat Şükrü Bleda'nın hatıralannda, Şimşirin iddialannı teyid edecek bir kayda rastlamadık. Ayrıca Eşref Edip, adı geçen makalesinde (16 Ocak 1922) Şimşir'in iddialarının asılsız olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Said Halim Paşa'nm Mondros'taki sürgün arkadaşı Mithat Şükrü Bleda, bir sabah kampta görevh binbaşı ile konuşurken, onunla birlikte gelen bir başka subay kendile­ rine Mustafa Kemal'in kim olduğunu sormuştu. Mustafa Kemal o tarihlerde Millî Mücadele'ye yeni başlamıştı. Ble­ da, Said Halim Paşa'mn hemen ileriye atılarak Mustafa Ke­ mal'in kişiliğini, askeri değerini ve "halen Anadolu'da vatan için çarpışan kuvvetlerin başkomutanı olduğunu"anlattı. Said Halim Paşa daha ileriye giderek "Mustafa Kemal'in Türk. or­ dusunun Çanakkale Zaferi'nde baş rolü oynadığını anlatmak­ tan çekinmedi, onu övdü, kendisinin askeri bir deha olduğunu, Türk Milleti'nin haleti ruhiyesini gayet iyi bildiğini, padişah ve etrafındakilerin tersine Anadolu'da yaşayan Türkler'in Mustafa Kemal'den çok şeyler beklediğini, ona inandıklannı" anlattığı­ nı söylüyor. Hatta Bleda, Said Hahm Paşa'nm söyledikleri­ ni bildikleri halde onu huşu içinde dinlediklerini ve ondan sonra Mustafa Kemal'e olan inançları ve bağhhklannın da­ ha da güçlendiğini yazmaktadır'^'. Cemal Kutay, Eşref Sencer Kuşçubaşı'nın hatıralanna dayanarak bize kıymetli bilgiler vermektedir. Sevr Antlaş­ ması ile ilgili görüşmelerin yapıldığı dönemde Said Halim Paşa, Eşref Bey'e İngiltere ve Fransa başbakanlanna ve Amerika Devlet Reisi'ne birer ikaz mektubu yazacağını söy­ ledi. Said Halim Paşa mensup olduğu hanedanın armasını taşıyan çok güzel kâğıtları olmasına rağmen, Hilâl-i Ahmer'in arması ve köşesinde Türk Bayrağı olan kâğıtlar üze-


SAİD HALİM PAŞA

97

rine 38 sayfalık mektuplar yazmıştı. Paşa bu mektupları İn­ gilizce, Fransızca ve Türkçe olarak kaleme aldı. Amerika Devlet Reisi Wilson ile İngiliz Başkanı Lloyd George'e İngibzce, Fransız Başbakanı Monsiev Clemencea'ya Fransızca olarak yazdığı mektupları Eşref Bey'in yardımı ile gönderdi. Paşa, mektubunda Osmanlı Devleti'iıin yerini alacak tek bir devletin olabileceğini ve onun da yine Osmanlı Devleti olduğunu belirtir. Said Halim Paşa, şu tarihi gerçeği mektu­ bunda belirtmeyi ihmâl etmez. Paşa, "Osmanlı Imparatorluğu'nu cihan çok arayacak ve onun elinden alınmış yerlerde ku­ mlan kifayetsiz, sunî devletler, ne idarelerine devdi ve emanet edilmiş halka, ne de devletler manzumesine faydalı, şerefli bir hizmet ifâ edemeyecekler, bu topraklar üzerinde hâkimiyet ve iftirak kavgası son bulmayacaktır Günahın mes'ulleri de bu hakikatleri bilmeden veya unutmuş olarak hatayı irtikâb eden­ lerdir" diye yazdı'^^. Zikredilen mektuplara cevap veren ol­ madı. Yalnız Paris'ten gelen resmi yazıda maktubun başba­ kana iletildiği bildirildi'^®. Said Halim Paşa, 24 Ocak 1921'de Malta Valisi Lord Plumer'e bir mektup daha yazdı. Paşa bu mektubunda, ken­ dileri aleyhinde kesin ve inandırıcı bir delil bulunmadığını ve ilk soruşturmalarının dahi iki yıldan beri sürgün olmala­ rına rağmen yapılmadığını belirtti. Bu meselenin İstan­ bul'da İngiliz Yüksek Komiserliği emrinde çalışan Rum ve Ermeni ajanlarınca ve sorumsuz bazı Osmanlı Hükümet üyelerince düzenlenmiş bir zulüm olduğunu söyledi. İngiliz makamlarının hukuk ilkelerini görmezlikten gelmelerini ve şikâyetlerine rağmen seslerine kulak asmamalarını anla­ maktan aciz olduğunu ifâde etti. Said Halim Paşa, Malta'da tutulmaları "Müslüman Türk'e karşı dinî bir zulümden" başka birşey olmadığını açık bir şekilde yazdı'^^ Malta Sürgünleri durumlarının dünya tarafından bi­ linmediğini, seslerinin duyurulabilmesi için propaganda


98

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

yapılmasına karar verdiler. Propaganda maksadı için bir heyet kurdular. Bu heyette Said Halim Paşa, Fethi Bey, Ah İhsan Paşa, Ağaoğlu Ahmet Bey, Şükrü Bey, Celal Nuri Bey, Fevzi Bey ve Ahmed Emin Bey vardı. Osmanlı Hüküme­ ti'ne, İngiliz ve diğer yabancı hükümetlere olduğu gibi dün­ ya basınına durumlarmı bildiren mektuplar yazdılar. Hatta Îngihzce bir broşür bastırmak üzere gizhce İsviçre'ye gönderdilerse de bunu bastırmaya muvaffak olamadılar'^^. 4) M a l t a ' d a k i S ü r g ü n l e r i n Y a r g ı l a n m a M e s e l e s i : Malta'ya sürülen Türkler, Müttefik mahkemelerinde yargı­ lanmaları için gönderilmişti. Fakat bu yargılanma meselesi Sevr Antlaşması'na kadar kesin bir çözüme kavuşturula­ mamıştı. 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması'nda bu konu ile ilgili olarak beş maddelik ayn bir bölüm vardı. Yedinci bölüm, madde 226-230'a göre Türk "savaş suçluları" müttefik askerî mahkemelerince yargılanacaktı'^°. 24 Kasım 1920'de İstanbul İngihz Yüksek Komiserliği Londra'ya, 58 sürgünün Sevr Antlaşması gereğince kurula­ cak müttefik mahkemesinde yargılanmaları gerektiğini bil­ dirdi. Bu 58 kişinin içinde Said Halim Paşa da vardı'^'. 16 Şubat 1921'de İngihz Dışişleri Bakanlığı, İstanbul Yüksek Komiserliği'ne bir talimat göndererek yargılanacak sürgün­ lerin suç delillerinin ve iddianamelerin hazırlanıp gönderil­ mesini istedi. İstanbul İngiliz Yüksek Komiserliği, Malta Sürgünleri ile ilgili suç delillerini ve iddianameleri 16 Mart 1921'de Londra'ya gönderdi'^. Bilâl N.Şimşir, İngiliz belgelerine dayanarak verdiği bilgiye göre Said Halim Paşa ile ilgili iddianamede bir çok yanlış bilgiler verilmektedir. İddianameye göre, Said Halim Paşa 1915-1917 yıllan arasında sadrazamlık yapmış ve Abdulhamid'in hafiyelerinden Şerif Paşa'nm kızkardeşi ile ev­ li imiş'^". Said Halim Paşa 1915-1917 yılları arasında değil 1913-1917 yıllan arasında sadreizamlık yaptı ve Şerif Pa-


SAİD HALİM PAŞA

99

şa'nın kızkardeşi ile değil Mısırlı bir prensesle evlenmişti. Şerif Paşa ise Said Halim Paşa'nın kızkardeşi ile evli idi. Yine iddianameye göre, Said Halim Paşa'nın sadra­ zamlığı döneminde en ağır cinayetlerin işlendiği kaydedil­ mekte ve "Ermeni kırımı" i\e ilgili suçunun manevi olmaktan öte olduğu ileri sürülmektedir. lübinenin başkanı olması dolayısıyla yargılanması gerektiğine işaret edilmektedir. Said Halim Paşa ve diğer cezalandırılması istenen "suçlu­ lar" ile ilgili iddianameler Ermeni Patrikhanesi'nin raporla­ rına dayanmaktaydı'®". İstanbul İngiliz Yüksek Komiserliği iddianameleri ha­ zırlarken Türk belgelerini kullanamadığı ve seyahat özgür­ lüğü olmadığı için Ermeniler'in İstanbul'a gelememesini ileri sürerek delil toplayamadığını iddia etmişti'®'. Halbuki 1919 Şubat'ında İngilizler, Ermeni klavuzlar ile beraber Urfa vilâyet konağını basareık arşivleri gasbetmişlerdi. İs­ tanbul'da Türk ileri gelenlerini rahat bir şekilde Malta'ya sürebilen bir gücün delil bulmamasından yakınması gü­ lünçtür. "Ermeni /c/nm/" iddiasını isbat edemeyen İngiltere, Amerikan arşivlerinden medet umdu. İngiltere'nin Ameri­ kan arşivlerinden medet umması bir dereceye kadar normal karşılanabilir. Zira İngiltere'nin Birinci Dünya Savaşı dö­ neminde ortaya çıkan "Ermeni Kırımı" \e Te/rc/V meselesi­ ni yakından takip etmesi mümkün değildi. Çünkü bu dö­ nemde Osmanlı Devleti ile ilişkileri kopmuştu. Fakat Ame­ rika'nın böyle değildi. Amerika'nın misyonerleri, öğretmen­ leri ve ajanları görev başındaydı. Avrupa'da ve Amerika'da "Ermeni kınmı" ile ilgili yaygaraların kopanimasında, bu Amerikan görevlilerinin fonksiyonu büyüktü. Öte yandan Amerika, Ermenilerin hamisi idi. Zikredilen dönemde Ame­ rika, Türkiye'n Ermenilerle dolmuştu. 31 Mart 1921'de İngiltere, Washington Büyükelçisi'ne şifreli bir telgraf çekerek Amerika'nın haberi olmadan Mal-


100

BİR İSLÂMCİ DIJŞÜNÜR

ta'da bulunan ve "Ermeni kırımına''iştirak etmekten dolayı tutuklu Türkler aleyhinde Amerikan Hükümeti'nin elinde delil bulunup bulunmadağınm öğrenilmesini istedi. Was­ hington Büyükelçisi 2 Haziran 1921'de verdiği cevapta Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nda birçok soruşturma yaptı­ ğını kaydederek suçlularla ilgili değil, suçun işlenişi ile ilgih belge bulunduğunu bildirdi. 16 Haziran 1921'de ikinci defa Washington Büyükelçisi'ne telgraf çeken İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon, Malta Sürgünleri'nin listesini gönde­ rerek bunlarla ilgili Amerikan Hükümeti'nden delil sağla­ masını istedi. Büyükelçi, 13 Temmuz 1921'de gönderdiği ce­ vapta, bir arkadaşını Amerikan Dışişleri Bakanhğı'na gön­ derdiğini ve "Ermenilere yapılan zulümlerle"ilgili Amerikan konsoloslarının raporlarını gözden geçirdiğini fakat delil olarak kullanılabilecek bir şey bulamadağmı bildirdi'*^. İngiliz Başsavcılığı, 29 Temmuz 1921'de Dışişleri Ba­ kanlığı'na gönderdiği yazıda eldeki delillerle "suçluların" mahkum ettirilemiyeceğini bildirdi'*"'. Böylece günümüzde bile dile getirilen "Ermeni kınmı" iddiası kendiliğinden çü­ rümüştür. 5 ) S a i d H a l i m P a ş a ' n m S e r b e s t B ı r a k ı l m a s ı : Mal­ ta Sürgünleri, Türkler'in elinde bulunan İngiliz esirleri kar­ şılığında serbest bırakılması meselesi İngiliz Savunma Ba­ kanı Winston Churchill tarafından 29 Mayıs 1920'de günde­ me getirildi. Churchill'in bu arzusu İngiliz Dışişleri Bakan­ lığı tarafından kabul edilmedi'**. T.B.M.M.'nde konu 18 Temmuz 1920'de Albay Rawhnson'un Kâzım Karabekir'e yazdığı bir mektup üzerine gündeme geldi'*°. İngiliz tutsak­ larının yakınlan tarafından yapılan baskı üzerine Dışişleri Bakanı Lord Curzon 20 Ağustos 1920'de İstanbul'daki Yük­ sek Komiserliğe bir yazı gönderdi. Curzon yazısında Anado­ lu'da Millî Mücadeleciler'in elinde esir bulunan Albay Rawlinson ile Yüzbaşı Campbell'in Malta Sürgünleri ile değiş to-


SAİD HALİM PAŞA

101

kuşunun yapılıp yapılamıyacağımn öğrenilmesini istedi'®®. İstanbul İngiliz Yüksek Komiseri De Robeck 15 Ekim 1920'de Dışişleri Bakanı'na çektiği telde Mustafa Kemal'in kendileri ile görüşmeyi kabul etmediğini bildirdi'®^. Malta Sürgünleri ve İngiliz tutsaklarının serbest bıra­ kılması ile ilgili temaslar devam ederken 6 Aralık 1920'de iki Türk Malta'dan kaçmıştı. Malta'dan kaçan bu iki sürgün sabık Van Valisi Cevdet Tahir Bey ile Trabzonlu Kırzâde Mustafa Bey (Acente Mustafa) idi'®®. Said Halim Paşa 4 Ocak 1921'de Malta'daki sürgünler adına bir telgraf kaleme aldı ve bunun İsveç Konsolosluğu vasıtasıyle İtilâf Devletleri Başkanlan'na iletilmesini iste­ di. Paşa telgrafında Malta'da tutuklu bulunan Türk sür­ günlerine yapılan haksızlığa son verilmesini istiyordu. Bu telgraf İtilâf Devletleri Başkanlan'na değil de birçok aşa­ malardan sonra Sadrazam Tevfik Paşa Hükümeti'ne gönde­ rildi'®^. Bu arada Said Halim Paşa'nın Sadrazam Tevfik Pa­ şa'ya gönderdiği bir mektuptan da bahsetmek gerekir. Said Halim Paşa mektubunda Ermeni ve Rum "te/ıc/'n'"iddiasıyle Nemrut Mustafa Dîvân-ı Harbi'nin idam kararlannı tenkid ediyordu''*°. Birinci İnönü Zaferi'nden (10 Ocak 1921) sonra Ankara Hükümeti, İstanbul Hükümeti ile birlikte 26 Ocak 1921'de Londra Konferansı'na davet edildi. 21 Şubat'ta başlayan konferansa Türkiye'yi temsilen İstanbul Hükümeti Sadra­ zamı Tevfik Paşa ile Ankara Hükümeti Hâriciye Vekili Be­ kir Sami Bey katıldı. 22 Şubat'ta İngiltere Dışişleri Bakanı Curzon, Mustafa Kemal'in elinde bulunan İngiliz tutsaklan ile Malta'da bulunan Türk sürgünlerinden bazılarının değiştokuş edilebileceğini açıkladı. Bunun üzerine 7 Mart 1921'de Malta Sürgünleri meselesi ilk defa Türk ve İngiliz delegeleri arasında görüşülmeye başlandı. Bu görüşmede Türkiye'yi İstanbul Hükümeti'nin Londra temsilcisi Muşta-


102

BİR İSLÂMCİ DÜŞtJNÜR

fa Reşid Paşa ile Ankara Hükümeti Hariciye Vekili Bekir Sami Bey temsil ediyordu. İngilizler hazırladıkları anlaşma tasarısında 21 İngiliz tutukluya karşılık Malta Sürgünle­ rinden bir kısmını serbest bırakmayı öngörüyorlardı. İngi­ lizler, Malta Sürgünlerini iki gruba ayırmışlar, bımlardan bir kısmını serbest bırakmaja ve bir kısmını da muhakeme edilmek üzere Malta'da bırakmayı düşünüyorlardı. Mal­ ta'da bırakmayı düşündükleri sürgünleri harp suçlusu ola­ rak kabul ediyorlardı ki bunların arasında Said Halim Paşa da vardı. Bekir Sami Bey, 120 Türk sürgününe karşılık 21 İngiliz tutsağın serbest bırakılabileceğini söyledi. Ankara Hükümeti'nin Hariciye Vekili harp suçlusu diye birşey ka­ bul edemiyeceklerini ifâde etti. Görüşmelerde bir sonuca varılamadı'*'. 11 Mart 1921'de tekrar görüşmelere başlandı. Bekir Sa­ mi Bey bu görüşmede bazı sürgünlerin İngilizler tarafından serbest bırakılmamasma razı oldu. 16 Mart 1921'de imzala­ nan antlaşmaya göre İngiliz tutsaklarına karşılık 64 Türk sürgünü serbest bırakılıyor ve 54 kişi de muhakeme edil­ mek üzere Malta'da bırakılıyordu. Serbest bırakılacak Türk sürgünleri arasmda Said Halim- Paşa, Mithat Şükrü Bey, UbeyduUah Efendi, Haci Ahmed Paşa (Enver Paşa'nm ba­ bası), Fahri Paşa, Ziya Gökalp, Ağaoğlu Ahmed, Cemal Pa­ şa, Cevat Paşa, Dr. Esat Paşa, Hüseyin Rauf Bey, Fethi Bey, Hüseyin Cahit Bey ve Ahmed Emin Bey de vardı'*^. 17 Mart 1921 (17 Mart 1337)'de T.B.M.M.'nde yapılan görüşmede Malta'da tutuklu bulunan a'zânın maaşı ile ilgili bir görüşme yapıldı ve mevkufların gönderdiği mektuplar okundu. Gönderilen mektuplarda T.B.M.M.'nin Hâriciye Vekili vasıtası ile serbest bırakılmalan ile ilgili çalışmala­ rın yapılmasını istiyorlardı. Ayrıca aynı gün yapılan otu­ rumlarda Hâriciye Vekili'nin Londra Konferansı ile ilgili müzakereleri üzerinde duruldu'**.


SAİD HALİM PAŞA

103

Antlaşmaya göre 28 Mart'ta 25 kişilik ilk Malta sürgün kafilesi Roma'ya getirilmesi gerekiyordu. 23 Mart günü Yu­ nan Ordulan'nm Bursa ve Uşak cephesinde yeniden saldırı­ ya geçmeleri ve 25 Mart'ta Adapazan'nı işgal etmeleri üzeri­ ne ümide kapılan İngilizler, Türk sürgünlerini serbest bı­ rakmaya yanaşmadılar. İkinci İnönü Zaferi'nin (30 Mart 1921) kazanılması üzerine İngilizler tutumlannı değiştirdi­ ler. Ancak İngiliz makamları 64 Türk sürgününden 40'ını bırakmaya karar verdi. 29 Nisan 1921'de Said Halim Paşa, Abbas Halim Paşa, Hüseyin Cahit Bey ve İbrahim Saip Bey, Malta'dan İtalya'ya gönderildi. 33 sürgün de 30 Nisan'da İtalya'ya götürülmek üzere gemilere bindirildi. Bu 33 kişi arasında Ali Fethi Bey, İsmail Canbolat Bey, Ubeydullah Efendi, Hacı Ahmed Paşa, Fahrettin Paşa, Haci Adil Bey, Ziya Gökalp, Halil Bey, Ahmed Şükrü Bey ve Ağaoğlu Ah­ med de vardı'"**. 6 Eylül 1921'de İngilizlerin yargılamaya kararlı olduk­ ları 16 sürgün, dışardaki İttihatçılar'm yardımı ile Mal­ ta'dan kaçtılar. Bunlann arasında Ali İhsan Paşa, Mahmud I ^ m i l Paşa, Kara Kemal de vardı'"*^. ICarşıhkh görüşmeler ve yazışmalardan sonra 25 Ekim 1921'de Malta'da bulunan 59 Türk sürgünü de serbest bırakıldı'"*®.

E) SAİD HALİM PAŞA'NIN ÖLDÜRÜLMESİ Said Halim Paşa 29 Nisan 1921'de tahhye olduktan sonra Sicilya'ya, oradan da Roma'ya gitti. Paşa'nın sürgün arkadaşlan İstanbul'a döndüğü halde kendisi dönemedi'"*^. Malta'da sürgün bulunduğu sırada Taşnaksutyun Komitesi kendisini idama mahkûm ettiğini bildiren bir mektup gön­ dermişti''*®. Said Halim Paşa, Malta'da iken kendi nâzın ve kendisinden sonra sadâret makamına geçen yakın arkadaşı


104

BÎR ÎSLÂMCI DÜŞÜNÜR

Talat Paşa 15 Mart 1921'de Berlin'de öldürüldü. Paşa ve sürgün arkadaşları ancak serbest bırakıldıktan sonra Talat Paşa'nm öldürüldüğünü öğrenebildiler'*". Bilâl N. Şimşir, Said Halim Paşa'nm ve kardeşi Abbas Halim Paşa'mn İstanbul'a dönme niyetinde olmadıklarını iddia etmektedir'"". Halbuki Abbas Halim Paşa İstanbul'a döndü'^'. Abbas Halim Paşa, Mustafa Kemal'in Anadolu'da başlattığı Milli Mücadele Hareketi'ni tasvip ettiği ve bu ha­ rekete maddi yaî-dımlarda bulunduğu, kendisine ait 1921 tarihli mektuplardan anlaşılmaktadır'^^. Said Halim Paşa Malta'dan serbest bırakıldıktan sonra Sicilya'ya gidince İs­ tanbul'a dönmek için müracaatta bulımmuştu. O dönemde Sadrazam Tevfik Paşa tarafından Said Hahm Paşa'mn İs­ tanbul'a dönmesi mahzurlu görüldüğü ve vatana dönmesi­ ne müsaade edilmiyeceği kendisine bildirildi'^*. Hükümetin bu tutumunu Said Halim Paşa'nm öldürülmesinden sonra Velid Ebüzziya, olayı katillere verilen bir prim olarak değer­ lendirmesi üzerine mahkemeye verilmişti'^*. İngilizlerin iş­ gali altında olan Mısır'a da dönemiyen Said Halim Paşa, Roma'ya gitti ve bir konak kiralayarak oraya yerleşti. Ah Fethi Okyar, 18 Temmuz 1921'de Roma'da bulunan Said Halim Paşa'yı ziyaret etti"^^. Said Halim Paşa 57 yaşında iken 6 Aralık 1921 (5 Re­ bi'ül âhir 1340-6 Kânûn-ı evvel 1337) Salı günü akşamı ara­ ba ile evinin önüne geldiği sırada bir Ermeni komiteci tara­ fından alnından vurularak şehid edildi'^. Paşa'yı tek kur­ şunla öldüren Taşnaksutyun komitecisi Arşavir Çıracıyan olduğu, bu kişinin Ermeni komitecileri tarafından "milli kahraman" ilân edilmesinden anlaşılmaktadır'^'. İtalyan polisi Roma'da öldürülen Said Halim Paşanın katilini "ya/(a/ama zartmef/ne" katlanmamıştır'^*. Talat Paşa'yı olduğu gibi Said Halim Paşa'yı da kiralık Ermeni katilleri vurmuştur. Vurduran gücün İngihz Entell-


SAİD HALİM PAŞA

105

jan Servisi olduğu tahmin edilmektedir'^^. Zira Galip Ke­ mali Bey'in (Söylemezoğlu) ifadesine göre Said Halim Pa­ şanın üç devlet başkanına gönderdiği uyan mektubu Ame­ rika üzerinde büyük bir tesir yaptı. Hatta bu mektup üzeri­ ne Anadolu'da Ermenistan Devletini kurmakla görevlendi­ rilen General Harbord ikaz edildi. Said Halim Paşa hayatta olsaydı ilmi ve fazlı ile savunduğu fikirleri yetkili mercilere kabul ettirebilirdi. Sabık sadrazamın Eşref Kuşcubaşı'ya söylediği gibi Avrupa'lı devletlerin oyunlarından Ameri­ ka'nın haberi yoktu. Malta'dan serbest bırakılan Said Ha­ lim Paşa'nm inandığı gerçekleri Amerikan kamuoyuna an­ latmasından korkulduğu için İngilizler tarafindan öldürtülmüştür'®°. Kendi vatanına sokulmayan Said Halim Paşa'nın an­ cak cenazesi getirilebildi. İstanbul'a getirilen nâşı 29 Ocak 1922 (30 Cümâd'el evvel 1340-9 Kânûn-ı sânî 1338)'de Yeni­ köy'deki yalısından alınarak büyük merasimle toprağa ve­ rildi. Said Halim Paşa'nın nâşı Sultan II. Mahmud Türbesi bahçesinde yatan babasının yanına gömüldü'®'.



IV. B Ö L Ü M

SAİD H A L İ M P A Ş A N I N ŞAHSİYETİ VE ESERLERİ

A) SAİD HALİM PAŞA'NIN ŞAHSİYETİ Said Halim Paşa Mısır'da doğmasına rağmen ilk öğre­ nimini Osmanlı Devleti'nin kültür merkezi olan İstanbul'da özel hocalardan gördü. Orta ve yüksek tahsilini de İsviçre'de bitirdi. Doğuştan büyük bir zekâya sahip olan Paşa' küçük yaşta Arapça, Farsça, Fransızca ve İngihzce'yi öğrendi^. Pa­ şa eserlerini Fransızca yazacak derecede bu dile vakıftı. Türkçeyi kusursuz yazmakla birlikte eserlerini Fransızca olarak kaleme aldı®. Said Halim Paşa devlet memurluğu sırasında görevini aksatmadan yerine getirdiği resmi belgelerde kayıtlıdır*. Hatta görevlerindeki başarılarından dolayı çeşitli madalya­ lar aldı". Said Halim'e 13 Mayıs 1888'de sivil paşalık olan "refî'a-i mîr-i m/Vân/" rütbesi verildi ve 22 Eylül 1900'de Rumeh beylerbeyliği payesine yükseltildi®. 14 Aralık 1908'de Â'yân a'zâsı seçildi^. Paşa'ya 11 Haziran 1913'te vezirlik rüt­ besi verilerek sadaret kaymakamlığına ve birgün sonra da


108

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

sadrazamlığa getirildi*. Görüldüğü gibi Said Hahm Paşa en yüksek devlet memurluğu görevine yükseldi. Said Halim Paşa iyi bir devlet memuru olduğu gibi, Os­ manlı Devleti'ne yön veren İttihat ve Terakki Cemiyeti için­ de de faal görevler aldı. 1906 Nisan'ınm sonunda Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti'nin müfettişi oldu. 2 Kasım 1906'da ikinci defa bu göreve getirildi". Paşa, İttihat ve Te­ rakki Cemiyeti'nin 1912 yılında yapılan kongresinde bu ce­ miyetin genel sekreterhğine seçildi'". Aynı cemiyetin 1913''' ve 1916'^ da yapılan kongrelerinde Said Halim Paşa genel başkanlığa getirildi. Said Halim Paşa'nm sadrazamlığı döneminde Babıâli'nin siyasetinde görülen mertçe tavırda büyük etkisi olduğu inkâr edilemez. Özellikle Edirne'nin geri alınması ve Adalar meselesinde gösterilmiş olan sebat ve mertlik büyük ölçüde paşanın şahsiyetinden kaynaklanmaktadır. Said Halim P a ş a n ı n hasletleri arasında cesaret ve sebatın önemli bir yeri vardı'*. Osmanlı Devleti'nin gerilemesinde büyük etkisi olan kapitülasyonların kaldırılması ile ilgili çalışmaları'*, millî iktisat politikası izlenmesi gerektiğini ortaya koyması bakımından önemlidir'^. Bir de yerli malı­ nın üretimini ve tüketimini yaymak gayesi ile kurulan İstihlâk-i Millî Cemiyeti'ne üye olması'®, iktisat görüşünü, uzun uzun incelenmeye yer bırakmayacak kadar açık bir şe­ kilde ortaya koyduğu kanaatindejdz. Said Halim Paşa'nm hayatı varlık içinde geçtiğinden Malta'daki sürgün hayatı dışında" sıkıntı yüzü görmemiş, oldukça okumuş ve geniş bir kültüre sahipti'*. Paşa ruhça dürüst bir insandı. Mısır'da doğmuş olmasına rağmen Mı­ sır'dan çok Türkiye'yi severdi'". Said Halim Paşa bazı yazar­ ların iddia ettiği gibi^°, kibirli, azameth, soğuk ve aciz bir in­ san değildi. Tersine kibar, alçak gönüllü, sıcak kanlı, iyi ah­ laklı, temiz kalpli, nazik ve dürüst bir memleket ve halk


SAİD HALİM PAŞA

109

adamı idi^'. Ali Kemal, İsmail Müştak, Bezmi Nusret I ^ y gusuz, Falih Rıfkı Atay ve Bemard Lewis'in öne sürdükleri gibi^^ Said Halim Paşa, İttihat ve Terakki ileri gelenlerinin bir kuklası ve esiri değildi^®. Aksine İttihat ve Terakki için­ deki aşırılıkları frenleyen ve özelhkle Enver Paşa ile Gemal Paşa'yı "Öanş" içinde tutan bir denge ve i'tidâl unsuru idi^"*. Said Halim Paşa dindârane bir yaşantısı olmamakla birlik­ te, inançlı ve İslâm dinine sonsuz hürmeti vardı^^. Said Hahm Paşa'mn siyasi şahsiyeti yanında bir de mütefekkirliği vardır. Mütefekkirliği siyasi şahsiyetine oranla daha önemlidir. Şüphesiz Said Halim Paşa önemh bir Os­ manlı mütefekkiridir. Paşa'nın en belirgin özelliği "kuvvetli bir mutlâkemeye, feyyaz bir irfana malik'^^ve "re's-i mütefek­ kir" yani düşünen kafa olmasıydı^^. Said Halim Paşa'yı an­ lamak için, onun eserlerini ve fikirlerini incelemek gerekir. Paşa derin bir bakışa ve tahlilci bir zihne sahipti. Kendisine mahsus bir düşünce tarzı vardır. Daha doğrusu başkasının kafasıyla düşünmezdi^®. Said Halim Paşa, İslamcılık fikir akımının belli başlı temsilcilerinden biri idi. O fikir alanın­ da İslamcıların lideri sayılıyordu^®. Hüseyin Cahit Yalçın, Said Halim Paşa ve kabine arka­ daşları Enver ve Talat Paşa'yı gericilikle suçlarsa da®° bu­ nunla ilgili bir dayanağı yoktur. Bilindiği gibi Said Halim Paşa hayatının büyük bir kısmını Avrupa'da geçirmiş. Batı medeniyetini görmüş ve onunla yakından ilişkide bulun­ muştu®'. Hüseyin Cahit'in aksine Samiha Ayverdi, Paşa'yı Avrupa sosyetesinin "fantazisi" olarak suçlamaktadır®^. İngihz Arşiv Belgeleri'ne göre, Said Haliin Paşa'ya ma­ sonluk isnâd edilmektedir®®. Bu konu ile ilgili belge 29 Mayıs 1910'da İstanbul'dan Lowther tarafindan Harding'e gönde­ rilen bir yazıdan ibarettir®*. Biz, Paşa'ya yapılan masonluk isnâdırıı®^ zayıf buluyoruz. Bu belgenin İngihzlerin güdü­ mündeki Hindistan Hükümeti'ne gönderilmesi özellikle


110

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

tavsiye ediliyor ve "Pan Islâmist" harekete karşı propaganda aracı olarak kullanılması isteniyordu*®. Bir de Said Halim Paşa'nm babası Halim Paşa ve bir İslamcı olan Musa Kâzım Efendi'nin masonluğundan söz edildiği halde kendisi ile ilgi bir kayda rastlamadık*'. Bu yüzden Paşa'ya yapılan isnadı ciddi görmüyoruz. Said Halim Paşa'nm babasından kalma büyük bir ser­ veti vardı**. Paşa kendi adı ile anılan Yeniköy'deki yalısını en güzel ve en değerli eserlerle sanki bir müze haline getir­ di*". Said Halim Paşa, Malta'da sürgünde iken İngilizler ya­ lısını işgal ederek bir çok ki3Tnetli antika eşyayı gasb etti­ ler*". Paşa yoksullara yardım ehni uzatır ve sanat ustalarını korurdu*'. Said Halim Paşa, İttihat ve Terakki'nin yayın or­ ganı olan Tanin gazetesine güçlükle çıktığı bir dönemde 2000 altın lira yardımda bulunarak gazetenin yaşamasını sağladı*^. İslamcılık cereyanının liderlerinden olmasına rağmen Türkçülük hareketinin temel taşı olan Türk Derne­ ği'ne de para yardımında bulundu**. Said Halim Paşa'nm halası Zeyneb Hanım ve Sadrazam Yusuf Kâmil Paşa tara­ fından yaptırılan Zeyneb Kamil Hastanesi 1862'de hizmete girdi. Bunların ölümü üzerine mirasçıları olan Said Halim ve Abbas Halim Paşalar hastanenin idaresi için Osmanlı Maliyesi'ne yardımda bulundular. 1898'de Said Halim Paşa hastanenin onarım ve bakım masraflarını üzerine alarak Prof Operatör Cemil Paşa'dan hastaneyi hizmete açmasını istemişti. Paşanın yardımı ile Türkiye'de eşi bulunmayan modern ve hususî hastane hizmete açıldı*^. Said Halim Paşa babası Halim Paşa gibi bir musikişi­ nastı. İyi ud çalardı. Said Hahm Paşa'mn oğullan Prens Ha­ lim Bey ile Prens Ömer Bey de musikîye vakıftılar*". Paşa aynı zamanda piyano da çalardı*®. Onun tenis ve satranç oy­ nadığını da biliyoruz*'. O hüsn-i hata önem verirdi. Avrupa bediiyatını iyi bildiği halde, şark kıyafetini tercih eder ve


SAİD HALİM PAŞA

111

maşlahını üzerinden eksik etmezdi. Bunun yanında Fran­ sız sanatkârlarının tablolanna çalışma odasında rastlamak mümkündü"*®.

B) SAİD HALİM P A Ş A N I N ESERLERİ Said Halim Paşa'nm eserleri hacimli kitaplar değil kü­ çük küçük risaleler halindedir. Onun eserlerinden her biri ciltler dolduracak kadar derin muhtevalıdır. Paşa'nın her eserinde bir yenilik göze çarpar. Bu yüzden eserleri başlı ba­ şına bir değer taşımaktadır. Eserleri şunlardır: 1) Ta'assub-ı İslâmi ve Ma'nâ-yı Hakıkıyyesi veya Ta'assub: Bu eser tesbit edebildiğimiz kadarı ile Paşa'nın ilk eseridir. 1910 (1326) jahnda Sırâtımüstakîm mecmuasın­ da "Mehmed" imzası ile yayınlandı. Eser Fransızca olarak kaleme alındı ve Tahir Hayrettin Paşa tarafından tercüme edildi*®. Mehmed Said Hahm Paşa'nın bu eseri muhteva ola­ rak Ta'assub isimli eserinin aynıdır. Ta'assub isimh eser 1917 (1333)'de Ahmed İhsan ve Şü­ rekâsı Matbaacılık Osmanlı Şirketi'nde kitap olarak basıl­ dı. Aynı yıl içinde ikinci baskısı yapıldı. Her iki baskı da "Mehmed" imzası ile yayınlandı^". Said Halim Paşa'nm bu eseri 23 Ocak 1919 (20 Rebî'ül âhir 1337-23 I^nûn-ı sâni 1335) tarihinde Sebîlürreşâd mecmuasında Prens Said Ha­ lim Paşa imzası ile neşredildi^'. 1919 yılı içinde yayınlanan "Buhrânlanmız" isimli külliyat içinde bu eser beşinci sırayı almaktadır^^. Paşa'nm adı geçen eseri muhteva olarak "Ta'assub-ı Islâmî ve Ma'nâ-yı Hakıkıyyesi"isimli eseri ile ay­ nı ise de şekil bakımından aynı değildir. Şekil yönündeki bu ayrılık Ta'assub isimli eserin başka bir kişi tarafından ter­ cüme edildiği ihtimalini ortaya koymaktadır. Eşref Edip,


112

BİR ÎSLÂMCI DÜŞÜNÜR

Said Halim Paşa'mn ilk eserinin fa'assüö olduğunu belirt­ mektedir^*. Eşref Edip'in bu şahadeti Ta'assi/ö"ile "Ta'assub-ı Islâmî ve Ma'nâ-yı Hakıkıyyesi"isimli eserlerin aynı ol­ duğu tezimizi kuvvetlendirmektedir. Paşa adı geçen her iki eserde de Garp ile Şark arasında­ ki düşmanlığın sebepleri üzerinde durmaktadır. Batı'nın müslümanlara isnat ettiği din taassubunmı, ashnda müslümanlara karşı yapılan haksızlıkların ve zulümlerin bir so­ nucu olduğunu yazmaktadır. Yazar müslümanlann bu taassub tavrının haklı bir kinden başka bir şey olmadığını özellikle behrtmektedir. 2) Mukallidliklerimiz: Mukallidhklerimiz, "Mehmed" imzası ile 1326 (1910-1911)'de Araks matbaasında bi­ rinci tab'ı, 1329 (1913-1914)'da Matbaa-i Kütüphane-i Cihan'da da ikinci tab'ı yapıldı^*. Aynı eser Prens Said Halim Paşa imzası ile, müellifin diğer altı eseri ile birlikte "Buh­ ranlarımız" adı altında üçüncü defa yayınlandı^. Said Halim Paşa bu eserinde Batı'nın siyasî ve ictima'î meesseselerini taklit etmekle uğradığımız ve uğrayacağı­ mız felâketler üzerinde durmaktadır. Paşa, her değişikliğin iyi sonuçlar getireceğini düşünmenin bir gaflet olduğunu, özellikle örf ve âdetlerin değişmesi ile gerileme ve çöküşle­ rin başlayacağına dikkat çekmektedir. 3) Meşrûtiyyet: Said Halim Paşa'nm Meşrûft/yef isim­ li eserinin 1911 (1329)'de yayınlandığı anlaşılmaktadır. Bu eserin ilk baskısı Araks matbaasında yapılmıştır^®. Eserin büyük bir kısmı Sebîlürreşâd mecmuasında, "Meşrûtiyyetin te'sîrât ve netâyıcı"ve "Kânûn-ı Esâsînin ahvâl-ı ictimâ'iyye ve mevki-i siyâsîmizle adem-i fe7/7/'"başlıkları altında yayııtlanmıştır. Ayrıca adı geçen mecmuada eserin ilk baskısının 1329'da yapıldığı da kayıtlıdır^'. Eserin kitap olarak ikinci baskısının yapılacağı aynı dergide zikredilirse^* de biz bu­ nun gerçekleşip gerçekleşmediğini tesbit edemedik. Pa-


SAİD HALİM PAŞA

113

şa'nın bu eseri "Buhranlarımız" isimM eserinde birinci sırayı almaktadır^®. Said Halim Paşa "Meşrûtiyyet" isimli eserinde, meşruti­ yet idaresinin tesirleri ve neticelerinin ne olacağı üzerinde durmaktadır. Paşa yabancılardan tercüme yoluyla alınan bir anayasamn bizim siyasî ve ictima'î hayatımızla asla bağ­ daşamayacağını yazmaktadır. Bu ithal kanunun zarardan başka bir işe yaramıyacağını açık bir şekilde ifâde etmekte­ dir. 4) Buhrân-ı İçtimâ'imiz: Bu eser Said Halim Paşa'nm sadrazamlığı sırasında neşredildi. Eser 1916'da (1332) "Me/ımecf" imzası ile Ahmed İhsan ve Şürekâsı Matbaacılık Osmanh Şirketi'nde iki defa basıldı®". Aynı eser 1918 (13371334)'de Sebîlürreşâd mecmuasında Prens Mehmed Sala Halim Paşa imzası ile yayınlandı®'. Adı geçen dergide bu eserin yayınlanış sebebi ve eserin duyulmaması için gayret gösterenler hakkında geniş bilgi bulunmaktadır®^. Bü eser kitap olarak üçüncü defa basılacağı aynı dergide ilan edil­ mişse de biz bu baskıyı göremedik®®. Buhrân-ı İçtimâ'imiz, "Buhranlarımız" isimli külliyâtta dördüncü sırayı almakta­ dır®*. Said Halim Paşa bu eserinde vaktiyle güçlü, kuvvetli ve zinde olan Osmanh toplumunun kısa bir zamanda nasıl bo­ zulduğunun sebepleri üzerinde durmaktadır. Paşa, Osman­ lı toplumunun kuvvet ve zindeliğini kazanabilmesi için ahlâkî meziyetlerin ve terbiyenin ilme, faziletin de bilgiye tercih edilmesi gerektiğini yazmaktadır. 5) B u h r â n - ı Filtrîmiz: Bu eser 1917 (1333)'de "Meh­ med" imzası ile Ahmed İhsan ve Şürekâsı Matbaacılık Os­ manlı Şirketi'nde birinci defa basılmıştır®^. Eser 1337'de Sa­ id Halim Paşa imzası ile ikinci defa basıldı®®. 9 Ocak 1919'dan itibaren de Set>/7ürreşâd mecmuasında müellifin gerçek imzası ile tefrika edilmeye başlandı®^. Paşa'nın bu


114

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

eseri "Buhranlarımız" külliyâtı içinde üçüncü sırayı almak­ tadır®*. Hüseyin Rahmi Yananlı tarafından sadeleştirilip 1966'da Bedir Yayınları arasında neşredilmiştir®". Cemil Meriç 1972'de Hisar dergisinde yazdığı "Batı Çz/fmaz/" isimli makalede, Paşa'nm bu eserinin bir kısmını sadeleştirerek makalesinin içine dercetmiştir'". Said Halim Paşa adı geçen eserinde Türk aydınının Ba­ tı hayranlığı üzerinde durmaktadır! Bu hayranlığın bir has­ talık olduğunu ve bu hastalıktan kurtulmadıkça Türk'ün istiklâhne halel geleceğine işaret etmektedir. Paşa kurtulu­ şun kendi medeniyetimize sahip çıkmakla gerçekleşebilece­ ğini yazmaktadır. 6) İnhitât-ı İ s l â m H a k k ı n d a B i r T e c r ü b e - i K a l e m i y y e : Sabık Sadrazam Said Hahm Paşa'nm bu eseri 1918 (1334)'te Matbaa-i Amire'de "Mehmed" imzası ile basılmış­ tır. Bu baskının arka kapağında "Fransızca nüshalan vardır" ibaresi kayıtlıdır". Eser, kitap olarak yayınlandıktan sonra 12 Eylül 1918'den itibaren Sebîlürreşâd mecmuasında ya­ zarın asıl imzası ile tefrika edilmeye başlandı. Bu eser adı geçen mecmuada "Akvâm-ı İslâmiyyenin Esbab-ı İnhitatı"adı ile neşredildi'^. Buhrânlarımız'da, "İnhitât-ı İslâm Hakkında Bir Tecrübe-i Kalemiyye" ismi ile altıncı sırayı almaktadır'*. Paşa'nm adı geçen eserinin sadeleştirilmiş şekli 1962'de ve 1966'da iki defa Bedir Yayınlan arasında neşredildi'*.. Bu arada İsmail Kara, Paşa'nm "Buhrânlanmız" isimli külliya­ tının sadeleştirilmiş şeklinin altıncı kitabından bazı yerleri iktibas ederek konu ile ilgili değerlendirmelerde bulun­ du'". Said Hahm Paşa bu eserinde müslümanlann gerileme ve özellikle 19. ve 20. asırda felâkete düşmelerinin sebeple­ rini ilmî bir yaklaşımla tesbit etmeye çalıştı. Paşa müslü­ manlann İslâm esaslarını daha iyi bir şekilde, daha derin bir bilgi ve faziletle tatbik ederlerse gerilikten kurtulacak­ larını ifâde etmektedir.


SAİD HALİM PAŞA

115

7) İ s l â m l a ş m a l u Said Halim Paşa'nm önemli eserle­ rinden biri olan İslâmlaşmak, 15 Kasım 1918'den itibaren Sebîlürreşâd mecmuasında gerçek imzası ile tefrika edilme­ ye başlandı^®. Bu eser aynı yıl içinde kitap olarak da Hukuk Matbaasında basıldı^'. Buhranlarımız isimli külliyât içinde bu kitap yedinci sırayı almaktadır^®. Adı geçen eser Hayri Bolay tarafından sadeleştirilerek Bedir Yayınlan arasında 1965'te neşredildi^®. M. Ertuğml Düzdağ, "İslâmlaşmak" isimli eserin ırkçılık ve milliyetçilikle ilgih son kısmını sadeleştirip, ara başlıklar koyarak Türkiye'de İslâm ve Irçılık Me­ selesi /simli kitabına dere etti®°. Yine İsmail ICara bu eserin bazı bölümlerini sadeleştirilmiş şekilde "İslâmlaşmak" adlı makalesine aldı®'. Said Halim Paşa'nm bu kitabı Fransız­ ca'dan Türkçe'ye Mehmed Akif tarafından tercüme edildi®2. Said Halim Paşa, İslâmlaşmak adlı eserinde "İslâmlaş­ mak" tâbirinin nasıl anlaşılması gerektiği hususu üzerinde durmaktadır. Yine müslümanlığm, inanç, ahlâk, cemiyet ve siyaset sistemlerini içine alan bir bütün olduğunu, bu sis­ temlerin bir diğerinden doğduğunu güzel bir şekilde izah et­ mektedir. Paşa, Islâmiyetin cihanşümul ve insanî bir sis­ tem olduğunu özellikle belirtmektedir. Büyük İslâm müte­ fekkiri Dr. Muhammed İkbâl, Said Halim Paşa'nın "İslam­ laşma" ile ilgili fikirlerini ele alarak bunlann doğru tesbitler olduğunu ifâde etmektedir®®. Said Hahm Paşa'nın yukarda geçen yedi eseri Buhrânl a n r m z adlı külliyâtta toplanmıştır. Bu külliyat içinde sıra­ sı ile Meşrûtiyet, Mukallidliklerimiz, Buhrân-ı Fikrîmiz, Ta'assub, İnhitât-ı İslâm Hakkında Bir Tecrübe-i Kalemiyye ve İslâmlaşmak isimli kitaplar bulunmaktadır. Buhran­ larımız adlı külliyât Prens Said Halim Paşa imzası ile 1919 (1338-1335) yılında 183 sayfa olarak Şems Matbaası'nda basılmıştır®*. Bu külliyâtın. Paşa Malta'da sürgünde iken


116

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

yayınlandığı anlaşılmaktadır. Bu eser M.Ertuğrul Düzdağ tarafından sadeleştirilerek 1973'de Tercüman 1001 Temel Eser arasında yayınlanmıştır. Düzdağ, Said Halim Pa­ şa'nm B u h r a n l a r ı m ı z adlı eserini Paşanın diğer eserleriy­ le birlikte 1991 yılında İz Yayınları arasında yeniden neşretmiştir*^. Aynı eser 1983 yılında N.Ahmet Özalp tarafın­ dan "Toplumsal Çözülme" adı ile Burhan Yayınları arasm­ da, 1985 yılında da Bir Yayınlan arasında yayınlanmıştır. Paşa'mn Buhranlarımız adlı külliyat içinde yer alan eserle­ rinden İslâmlaşmak,Meşrutiyet, Fikri Buhranımız ve İslâm Aleminin Gerileme Sebebleri Üzerinde Bir Deneme eserleri İsmail Kara tarafından sadeleştirilerek yayınlanmıştır*®. 8> İ s l â m d a Teşkîlât-ı S i y â s i y y e : Said Halim Paşa, Malta'da sürgünde iken bu eseri yazmıştır. Bu eser 1921'de Roma'da "Les Instituons politigues dans la Societe Musulmane"adı ile yayınlanmıştır*'. Adı geçen Fransızca eserin Pa­ şa'nm şehid edilmeden önce neşredildiği tahmin edilmekte­ dir**. Zikredilen eser 1922'de Paris'te yayınlanan Orhent e\ Occident dergisinde "Notes pour sen/ir â la Reforma de la So­ ciete l\/lusulmane"haşhğı ile yayınlanmıştır. Pickthall tara­ fından İngilizceye tercüme edilerek The Reform of Müslim Society adı ile 1927 yılında islamic Culture dergisinde neşre­ dilmiştir. Yine aynı tarihte Cema'atu'd-Dave ve't-Tebliği'lİslamî tarafından Urduca'ya tercüme edilerek Hindistan'da basıldı. 1935 yılında Pickthall'in tercümesinden ayn bir În­ gihzce tercüme daha Hindistan'da neşredildi. 1940 yılında yine Hindistan'da ayrı bir İngilizce tercümesi daha yayın­ landı 1967 yılında ise Îngihzce olarak The Reform of Müslim Society adı ile Buğum Ayşe Seveni Vakfı tarafından kitap olarak Karaçi'de yayınlanmıştır*". Said Halim Paşa'nm bu eseri 1922 (1340-1338)de Mehmed Akif tarafından Fransız­ ca'dan Türkçe'ye tercüme edilerek Sebîlürrişâd'ın An­ kara'da çıkan saydarında tefrika edildi"".


SAİD HALİM PAŞA

117

Çetin Baydar, "İslâmda Teşkîlât-ı Siyâsiyye" adlı ese­ rin "Garb Cemiyetleri" bölümünü sadeleştirerek, "Batı Top­ lumları" adı ile yayınlamıştır®'. Bu eserin sadeleştirilmiş şekli İsmail i b r a n ı n , Türkiye'de İslamcılık Düşüncesic. i.'nin içinde, M. Ertuğrul Düzdağ'm Batıranlarımız ve Son Eserleri içinde^ ve M. Ahmet Özalp tarafindan islâm ve Batı Toplumlarında Siyasal Kurumlar adıyla yayınlandı®®. Said Halim Paşa, "İslâmda Teşkîlât-ı Siyâsiyye" adlı ese­ rinde İslânun siyâsî ve ictima'î meseleleri üzerinde durmak­ tadır. Paşa aynca Garb'ın siyasî ve ictima'î müesseselerini İslâmın müesseseleri ile karşılaştırarak bunlann birbirinin benzeri olmadığını, İslâmın ayn bir dünya görüşü olduğunu özellikle behrtmektedir. Said Halim Paşa adı geçen eserinin "Reîs-i Hü/fümef" bölümünde devlet başkanının millet tara­ findan seçilmesini, Meclis-i Mebusân'ın milletin güzide ki­ şilerinden teşekkül etmesini ve bu meclisin hükümetin çahşmalannı kontrol etmesini istemektedir. Paşa'ya göre dev­ let başkanı hem İslâm kanunlanna ve hem de millete karşı sorumludur. Milleti temsil eden kişilerin de devlet başkanı­ na karşı sorumlu olması gerektiğini yazmaktadır®*. Türki­ ye'de Cumhuriyet idaresi kurulmadan önce Paşa'nın bir çe­ şit cumhuriyete taraft;ar olduğu görülmektedir. 9) Mektupları: Daha önceki bölümde belirttiğimiz gibi Said Hahm Paşa, Malta'da sürgün iken Amerika Devlet Rei­ si Wilson, İngiltere Başbakanı Loyd George ve Fransız Baş­ bakanı Monsieu Clemencea'ya birer mektup göndermişti. Bu mektuplar, Eşref Sencer'in şehadetine göre her biri 38 sayfadır. Mektupların muhtevalan da aynıdır. Paşa, "Cemiyet-i Akvam"ı kurmakta olan bu devlet ileri gelenlerine Os­ manlı Devleti'nin dünya üzerindeki misyonunu hatırlata­ rak ikazda bulunmaktadır. Said Halim Paşa memlekete dönemediği için bu mek­ tuplardan Türkçe olarak yazılanını Hüseyin Cahit'e yayın-


BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNÜR ':inıası ıçm verdi"". Mektubun yayuılanıp yayınlanmadığını ve akıbetinin ne olduğunu tesbit edemedik. 10) Hatıraları: Said Halim Paşa'nm siyasî hatıralarını kaleme aldığı anlaşılmaktadır. Paşa şehâdeti dolayısı ile hatıralarını tamamlayamamıştır. Said Halim Paşa'nm ha­ tıralarından bir kısmı Sebîlürreşâd mecmuasında "Türki­ ye'nin Harb-i Umûmîye Iştirakindeki Sebebler" haşhğı ile ya­ yınlanmıştır. Hatıralarının geri kalan kısmının ne olduğu­ nu bilmiyoruz. Şebilürreşâd'da yayınlanan hatıraları, Düz­ dağ sadeleştirerek neşretmiştir®®. Paşa hatıralarında Osmanh Devleti'nin harbe girişinin isabeti ve İtilâf Devletleri'nin takındıkları tavır üzerinde durmaktadır. Ayrıca Said Halim Paşa, Anadolu'da emper­ yalizme karşı verilen mücadeleyi takdirle karşılamakta­ dır. İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Said Halim Paşa'nın "Bufırân-ı Siyâsîmiz" adh bir eserinin olduğunu yazıyorsa®^ da bunu tevsik edecek bir ibareye rastlamadık. Yalnız İbnü­ lemin bunu "İslâmda Teşkîlât-ı Siyâsiyye" isimli eserle ka­ rıştırmış olabilir. Zira Paşa'nm böyle bir eserinden bahset­ miyor. Sebîlürreşâd mecmuasının sahibi Eşref Edib, Said Halim Paşayı en iyi tanıyanlardan birisidir. O böyle bir ese­ rin varlığından söz etmiyor®®. Said Halim Paşa eserlerini Fransızca olarak kaleme alırdı®®, Paşa'nm "islâmlaşmak" ve "İslâmda Teşkilât-ı Siyâ­ siyye" isimli eserlerini Mehmed Âkif tercüme etti. "Ta'assub-ı islâm! ve îvla'nâ-ı Hakkıyyes!"isimli eseri ise Taliir Hay­ rettin Paşa tarafindan tercüme edildi. Diğer eserlerinin bir kısmını, Paşa'nın sadaret Şifre ICalemi Müdürü Mehmed Rauf Bey tercüme etmişti'"". Mehmed Rauf Bey'in hangi eserleri tercüme ettiğini bilmiyoruz.


SONUÇ Bu çalışmada hayatı ele alınan Said Hahm Paşa, siyasî ve fikrî aksiyonuyla İkinci Meşrutiyet sonrası Türk siyâsî ve düşünce tarihinin önemli bir simasıdır. Mısır Valisi Kavala­ lı Mehmed Ali Paşa'nm torunudur. 1864'te Kahire'de doğ­ du. Bilâhare babası Halim Paşa ile birlikte İstanbul'a geldi. İlk öğrenimini burada tamamladı. Yüksek tahsilini ise İs­ viçre Üniversitesi'nde yaptı. Yabancı dil olarak Fransızca, İngilizce, Arapça ve Farsça'yı iyi biliyordu. İsviçre'de öğre­ nim yaptığı, Avrupa'nın bir çok yerinde kaldığı ve iyi yaban­ cı dil bildiğinden Doğu ve Batı medeniyet ve kültürlerini ya­ kından tanıyordu. Said Halim Paşa, tahsîlini tamamlayıp İstanbul'a dön­ dükten sonra II. Abdülhamid tarafindan 1888'de kendisine paşalık rütbesi verildi. Paşalık rütbesini almasının akabin­ de ilk görevi olan Şûrâ-yı Devlet â'zâlığına başladı. Görevin­ deki başarısından dolayı Rumeli beylerbeyliği payesine yükseltildi. Jön Türklerle ilişkisi olduğu ileri sürülerek 1903'ten sonra İstanbul dışına çıkarıldı. Said Hahm Paşa İs­ tanbul dışına çıkarıldıktan sonra Mısır'a ve oradan da Avru­ pa'ya geçti. 1906 Nisan'ınm sonlarında "Osmanh Terakki ve


120

BİR İSLAMCI DÜŞtJNİJR

İttihat Ceıniyeti"nin müfettişliğine getirildi. II. Meşrutiyet'in ilânmdan sonra İstanbul'a döndü. İstanbul'a dönen Said Hahm Paşa 1908 belediye seçim­ lerinde İttihat ve Terakki listesinden Yeniköy Belediye Dâi­ resi Başkanı seçildi. Daha sonra Â'yân â'zâlığına getirildi. Paşa 1909'da Cemiyet-i Tedrisiye-i İslâmiye'nin yönetim kuruluna seçildi. 1912'de Şûrâ-yı Devlet reisliğine getirildi. Aynı yıl içinde yapılan İttihat ve Terakki kongresinde Cemi­ yetin umumî katipliğine seçildi. Mahmud Şevket Paşa Ka­ binesi'nde Hâriciye Nezâreti'ne getirildi. 11 Haziran 1913'te Mahmud Şevket Paşa'nm öldürülmesi üzerine ken­ disine vezirlik rütbesi verilerek sadâret kaymakamlığına ta'yîn edildi. Bir gün sonra sadâret kendisine tevcih edildi. Paşa Hâriciye Nezâretini de üzerine alarak hükümetini kurdu. 1913'te yapılan İttihat ve Terakki kongresinde Said Halim Paşa'nm başkanlığa getirildiğini görüyoruz. Aynı ce­ miyetin 1916'da yapılan kongresinde de Paşa ikinci defa ce­ miyetin başkanlığına seçildi. Said Halim Paşa 24 Ekim 1915'te Hâriciye Nâzırhğı'ndan, 4 Şubat 1917'de de sadra­ zamlıktan istifa etti. Mondros Mütârekesi'nden sonra harp sorumlusu olarak Dîvân-ı Âliye verildi. 10 Mart 1919'da tevkîf edildi ve Divân-ı Harb-i Örfî'de yargılandı. 28 Mayıs 1919'da, önce Mondros'a oradan da Malta'ya sürüldü. 29 Ni­ san 1921'de Malta'dan serbest bırakılan Said Halim Paşa, İstanbul'a kabul edilmeyeceği kendisine bildirilmesi üzeri­ ne Roma'ya yerleşti. 6 Aralık 1921'de Roma'da bir Ermeni komitacı tarafından öldürüldü. Said Hahm Paşa dürüst, cesur, kibar ve nazik bir devlet adamı idi. İttihat ve Terakki'nin en uzun süre başta kalan sadrazamıdır. Bunda onun geniş kültürü, şahsiyeti ve özel­ likle millî bir siyaset izlemesinin etkili olduğunu görmemek zordur. Zira o en bunalımh dönemde görev yapmıştır.


SAİD HALİM PAŞA

121

İL Abdüliıamid döneminde 5rurt dışma çıkarılacağı sı­ rada, İngiliz ve Fransız elçilerinin kendi himayelerinde ül­ keyi terketme tekliflerini reddetti. Yine Osmanlı Devle­ ti'nin ve müttefiklerinin yenildiğinin anlaşıldığı günlerde Vi. Mehmed memleketi terketmesini telkin etmişse de Paşa bunu kabul etmedi'. Görüldüğü gibi millî gururun rencide edilmesine asla müsaade etmiyordu. Said Halim Paşa'nın 1913'te Cemiyet-i Tedrisiye-i İslâmiye'nin başkanlığına seçilmesi^ ve yerli malının üretimini ve tüketimini yaymak gayesi ile kurulan İstihlâk-ı Milh Ce­ miyeti'ne üye olması® onun halkla bütünleştiğinin güzel bir numunesidir. Paşa'nın devlet başkanının halk tarafindan seçilmesini, İslâm kanunlanna ve millete karşı sorumlu ol­ masını istemesi* onun halkçı olduğunun bir delilidir. Said Halim Paşa, iyi bir devlet adamı olduğu gibi aynı zamanda büyük bir mütefekkirdir. Yaşadığı çağın ve cemi­ yetin meseleleri üzerine eğildi ve bunlar için çözüm yollan gösterdi. Batı medeniyet ve sosyal hayatını yakından kav­ ramış olmasına rağmen kendi kültür ve medeniyetine, özel­ likle Türk Milleti'ne yabancı değildi. Daha doğrusu kendi değerlerine bağlı aydm bir fikir ve devlet adamı idi. 11. Abdülhamid'in idaresini beğenmemesine rağmen, yabancılardan tercüme yoluyla alınan Meşrutiyet Anayasası'na siyasî ve içtimâ'i yapımıza u)mıadığı için karşı idi". Da­ ha doğrusu Paşa, milletin kendi ihtiyaçlarından doğmayan ve sosyal yapısına göre düzenlenmeyen ithal müesseselere karşıdır®. Paşa Türkiye'de Cumhuriyet idaresi kurulmadan önce böyle bir sistemden yanaydı. Bu idarenin İslâmın bir gereği olduğunu da söylüyordu. O, İslamcılık hareketinin hem si­ yaset hem de düşünce alanında lideri idi. Yine o düşüncesi­ nin tabiî bir sonucu olarak Anadolu'da emperyalizme karşı verilen Millî Kurtuluş Mücadelesi'nin sonradan değil ta ba-


122

BİR İSLAMCI DtJŞÜNtJR

şından beri gerçek bir savunucusu idi. Paşa başkasının ka­ fası ile düşünmeyen, kendisine mahsus bir düşünce tarzı olan bir fikir adamıdır. Said Halim Paşa'nm fikirleri, çöküş devrinin kargaşası arasında anlaşılamamıştır. Onun gibi bir aydının değeri bu­ gün, geç kalınmış olsa da, daha iyi anlaşılması gerekir. Ça­ ğın meselelerine getirdiği çözümler hâlâ geçerhliğini devam ettirmektedir.


GÎRÎŞLE ILGİLI D İ P N O T L A R

1- M ü m t a z Turhan, Kültür Değişmeleri, 2. baskı, İstanbul 1972, S.248. 2- Ed. Engelhard, Türkiye ve Tanzimat, (trc. Ali Reşâd), İstanbul 1328, s.7-8 3- Erol Güngör, Türk Kültürü ve Milliyetçilik, 4. baskı, istanbul 1980, s. 9 1 , aynı müellif, D ü n d e n

Bugünden

Tarih-Kültür-

Milliyetçilik, Ankara 1982, s.23. Tanzimat hakkında geniş bilgi için bk. Ed. Engelhard, aynı eser; Tanzimat 1, İstanbul 1940; Reşat Kaynar, Mustafa Reşit Paşa ve Tanzimat, 2. baskı, Ankara 1985. 4- Şark Meselesi ile ilgili geniş bilgi için bk. Edovard Driault, Şark Meselesi, (trc. Nafiz), İstanbul 1328; Raif Karadağ, Şark Meselesi, istanbul 1970; Bayram K o d a m a n , Sultan 11. Abdülhamid'in D o ğ u Anadolu Politikası, istanbul 1983.

5- Yeni Osmanlılarla ilgili geniş bilgi için bk. Ebüzziya Tevfik, Yeni Osmanlılar Tarihi, (yay. haz. Ziyad Ebüzziya), c. 1-111, istanbul 19731974; Kaya Bilgegil, Yakın Ç a ğ T ü r k Kültür ve Edebiyatı Üzerine Araştırmalar (Yeni Osmanlılar), c. 1, Ankara 1976. 6- Jön Türkler ile ilgili geniş bilgi için bk. Kol Ağası Resneli Ahmed Niyazi, Hâtırat-ı Niyazi y a h u t Tarihçe-i Kebir-i Osmanîden Bir Sahife, istanbul 1326; Ahmed Bedevi Kuran, İnkılâp Tarihimiz ve "Jön Türkler", istanbul 1945; aynı müellif, İnkılap Hareketleri ve Millî M ü c a d e l e , istanbul 1956; Yuriy A. Petrosyan, Sovyet Gözüyle Jön Türkler, Ankara 1974; Şerif Mardin, J ö n Türklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908, 2. baskı, istanbul 1982; Birol Emil, M i z a n c ı M u r a d Bey Hayatı ve Eserleri, istanbul 1979; Şükrü Hanioğlu, Doktor AbduUah


124

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

Cevdet ve D ö n e m i , İstanbul (t.y.); aynı müellif, B i r Siyasi Örgüt Olarak Osmanlı İttihad ve Terakki Cemiyeti ve J ö n Türklük (18891902), tstanbuKt.y.); Sina Aksin, Jön Türkler ve İttihat ve Terakki, istanbul 1980. 7- Rabia Gelincik, Said Halim Paşa, istanbul 1973.


I. BÖLÜMLE İLGİLİ DİPNOTLAR 1- BA, SiciU-i Ahvâl Defteri, Nr.25, s.l21; ayrıca bk. Millî Nevsâl, istanbul 1922 (1328), s.241; Gültekin Oransay, Osmanh Devletinde Kim Kimdir?, c.I, Ankara 1969, s.261. ibnülemin M a h m u t Kemal inal, Son Sadrazamlar, istanbul 1982, c.IV, s. 1893'de milâdî doğum tarüıini 1863 olarak vermektedir. Eşref Edip, Said Halim Paşa'nm şehâdeti dolayısıyle yazdığı hal tercümesinde doğum tarihini hicrî 1279 olarak vermektedir (bk. "Âlem-i i s l â m içün pek büyük bir ziyâ'", Sebüürreşâd, c.XIX, sayı 492, Ankara 17 Cemâziyel evvel 1340-16 Kânûn-ı sânî 1338, s. 256, Ercümend Kuran ise "Türk düşünce tarihinde Arap kültürlü aydın: Said Halim Paşa", Türk-Arap İlişkileri: Geçmişte, B u g ü n ve Gelecekte 1. Uluslararası Konferansı B ü d m l e r i , (18-22 Haziran 1979 Ankara, s.22) adlı makalesinde doğum tarihi olarak 1865 tarihini vermektedir. 2- BA, SiciU-i Ahvâl Defteri, Nr.25, s. 121; Yüdız Evrakı, Kısım Nr. 31, Evrak Nr. 1635, Zarf Nr. 65, Karton Nr. 84; İrâde-i DâhUiye, Nr. 84856; İrâde-Dâhiliye, Nr. 87781; İrâde-Dâhiliye, Nr. 99867; İbnülemin Mahmut Kemal inal, aynı eser, c.IV, s.1893; Eşref Edib, aynı makale, Sebüürreşâd, c. XIX, sayı 492, s.256. 3- Ali Fuad, "Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa", Türk Tarih Encümeni Mecmuası, Nr. 19(96), istanbul 1 Haziran 1928, s.64. M e h m e d Ali Paşa hakkında geniş bilgi için bk. Şinâsî Altundağ, Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyam, I. Kısım, Ankara 1945; aynı müellif, "Mehmet Ali Paşa" maddesi, İA, c.VII, s.556-579, 4- Şinâsî Altundağ, aynı madde, İA, c.VII, 566. Enver Ziya Karal ise kaynak

göstermeden Arnavutluk

iddiasının

yazmaktadır (bk. O s m a n h Tarihi, c.V, s. 125).

gerçek olmadığını


126

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR 5- Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, c. II, istanbul 1977, s. 817.

Yılmaz Öztuna bu ailenin Konya'dan gelip Kavala'ya yerleştiklerini yazmaktadır, (bk. Türkiye Tarihi, c. VI, s. 399.) 6- Feroz Ahmad, tttihat ve Terakki, trc. Nuran Yavuz, istanbul 1984, s. 228.' 7- A h m e d Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, (tertib-i cedit), c.VII, istanbul 1303, s. 187; Osman Ergin, aynı eser, c. II, s. 660; Yusuf Hikmet Bayur, T ü r k İnküâbı Tarihi, c. II/2, Ankara 1983, s. 319; Celâi Bayar, Ben de Yazdım (Millî Mücadeleye Gidiş), c.TV, istanbul 1967, s. 1251; Yusuf Akçura, Osmanlı Devletinin Dağılma Devri, 2. baskı, Ankara 1985, s. 8 9 ; Rıza Nur, Türk Tarihi, c. X , istanbul 1981, s. 353-358. 8- [M.Hanefı Bostan] Bekir Çepnioğlu, «Tahsin Banguoğlu», Zaman, sayı 8852, istanbul 1989. 9- Osman Ergin, aynı eser, c. II, s. 517. i b r a h i m Aga'nın onyedi çocuğundan biri olan Mehmed Ali Paşa 1799'da Mısır'a ayak bastı. Arapça b i l m i y o r d u ve ö m r ü n ü n s o n u n a kadar

da bu dili doğru

dürüst

öğrenememiştir (bk. Yılmaz Öztuna, aynı eser, c. V I , s. 399). Orhan Koloğlu, «lUc Türkçe GSzete Vekayi-i Mısrıye», Tarih ve Toplum, sayı 58, istanbul Ekim 1988, s. 9-12. 10- M e h m e d Ali Paşa ailesinin Arnavut olmadığı aralarında Arnavutça konuşan kimse olmadığından anlaşılmaktadır (bk. Muharrem Giray, "Mısır valisi Mehmet Ali Paşa", Tarih D ü n y a s ı , c. II, sayı 6, istanbul (t.y.), s.120-121). 11- Hıdiv ismail Paşa, Mısır Valisi ibrahim Paşa (1798-1848)'nm oğludur, i b r a h i m Paşa da, M e h m e d Ali Paşa'nm en bü>'ük oğlu olup 1848'de kısa bir süre Mısır valiliği yapmıştır. Sultan Abdülaziz, 13 Muharrem 1283 (28 Mayıs 1866)'te ismail P a ş a y a bir ferman bahşederek, 1841 fermamndaki ailenin en büyüğünü esas alan "Ekberiyet" kaidesini kaldırdı. Bu fermanla Mısır valiliği ismail Paşa ailesine geçiyordu. 18 Muharrem 1283 (3 Haziran 1866)'te ısdar olunan diğer bir fermanla da padişah, ismail Paşa'ya ve haleflerine hıdiv (kral naibi, idareci, efendi) unvanını verdi. (bk. ismail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, c. IV, istanbul 1972, s. 206, 207, 208; Yılmaz Öztuna, aynı eser, c. VII, s. 72,73,74). Şinâsî Altundağ bu tarihleri farklı olarak vermektedir (bk. "ismail Paşa" mad., İA, c. V/2, s. 1116). Hıdîv ismail Paşa hakkında geniş bilgi için bk. Mismer Charles, İslâm

Dünyasından

Hatıralar, (trc. Mehmed RauO, Bursa 1327. 12- Cemal Kutay, "Prenses Ela mn Hâtıra Defteri", Sohbetler, Nr. 3, istanbul 1969, s. 159, 162. Halim Paşa ile Hıdîv ismail Paşa arasındaki


SAİD HALİM PAŞA

127

çekişme ile ilgili geniş bilgi için bk. Cemal Kutay, aynı eser, Nr. 1-16, istanbul 1968 - 1970. 13- istanbul'a gelen Halim (Abdülhalim) Paşa kendisine vezaret rütbesi verilerek Meclis-i Vükelâya.me'mur ta'yîn edildi. Daha sonra Şûrâyı Devlet â'zâlığına getirildi. 28 Zilka'de 1311 (3 Haziran 1894)'de ansızın Alemdağı'ndaki çiftliğinde vefat etti. Sultan Mahmud türbesi hazîresine defnolunmuştur. Mısır veraset usulünün değiştirilmesinden dolayı Sultan Abdülaziz'e kırgın olup V. Murad'ın tahta geçmesi için çalıştı. Abdülaziz'in hal'i vak'asından dolayı Abdülhamid'in nazarında şüpheli bir adamdı. Daha sonra bu şüpheyi kaldırmaya-muvaffak oldu. Hatta II. Abdülhamid onu Mısır Hıdîvliği'ne getirmeyi dahi düşündü. Mithat Paşa'nm görevden alınmasında H a l i m Paşa'mn da tesiri.oldu. Halim P a ş a 1861 yılında "Şürâ-yı Âli-i Osmâni"

adındaki mason teşkilâtını kurdu. Halim Paşa

güzel sanatların resim ve musikî dallarında bü>'ük başarı göstermiştir. Klâsik Türk Musikîsi repertuarını notaya aldırtmasıyla tanınmıştır. Bir peşrevi elimizdedir. Halim Paşa aynı zamanda tanburî idi. Halim Paşa ile ilgili olarak bk. ibnülemin (Malımut Kemal inal) "Abdülhamid-i Sânî'nin Notlan", T ü r k T a r i h E n c ü m e n i Mecmuası, Nr. 13 (90), istanbul I Kânûn-ı sânî 1926, s. 64-65 n. 2,66; aynı müellif, Son Sadrazamlar, c. I, istanbul 1982, s. 363; c. IV, s. 1931; Tahsin Paşa, A b d ü l h a m i t Y ü d ı z Hatu-alan, istanbul 1931, s. 160; I.Hakkı Uzunçarşılı, Midhat Paşa ve Yıldız M a h k e m e s i , Ankara 1967, s.43, 122 n. 216; T ü r k i y e Yüksek Şurası Yüzüncü Y d , Galata (t.y.) s.6,10,16,19; Hikmet Turat, "Türkiye'de Masonluğun Kuruluşu", Mimar Sinan, sayı 14, istanbul 1974, s. 28; Kaya Bilgegil, Ziyâ Paşa Üzerinde Bir Araştırma, c. I, Ankara 1979, s. 181, 208, 380; Mehmed Zeki Pâkalm, Son Sadrazamlar ve Başvekiller, c. IV, istanbul 1944, s. 65, 66, 356.

• 14-Eşref Edib, aym makale, Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 256. ilgili belge için bk. BA, İrâde-DâhUiye, Nr. 42777, Lef I. 15- Eşref Edib, aynı makale, Sebîlürreşâd,

c. X I X , sayı 492, s.

256. 16- BA, Sicül-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121. 17- Prens M e h m e d Said H a l i m Paşa'nm, Prens A b b a s H a l i m Paşa'dan başka iki erkek kardeşi daha vardır. Bunlar Prens M e h m e d Ali Halim Paşa ile Prens ibrahim HahmPaşa'dır (bunun için bk. BA, Yıldız Evrakı, Kısım Nr. 31, Evrak Nr. 1635, Zarf Nr. 65, Karton Nr. 84; Celâl Bayar, a y n ı eser, c. III, istanbul 1966, s. 980; Asaf Tugay, İ b r e t (Abdülhamid'e verilen jurnaler ve jurnalciler), istanbul (t.y.), s. 219, 233; Yılmaz Öztuna, aynı eser, c. VII, s. 256). Said Halim Paşa'nm bu erkek


128

BÎR ÎSLÂMCİ DÜŞÜNÜR,

kardeşlerinden başka Prenses Emine ve Prenses Rukiye adlı ve birinin de adını tesbit edemediğimiz üç kız kardeşi vardır, (bk. Münever Ayaşh, Dersaâdet, İstanbul 1975, s. 91, 9 2 , 1 9 5 ) . Prenses Emine, Mehmed Şerif Paşa ile evlenmiştir (BA, Yıldız

Evrakı, Kısım

Nr. 3 1 , Evrak Nr. 1635,

Zarf Nr. 65, Karton Nr. 84; Münevver Ayaşlı, aynı eser, s.91). Prenses Rukiye'nin de SaduUah Paşa'nın oğlu Nusret Bey'le evlendiği tahmin edilmektedir (BA, Yüdız Evrakı, Kısıra Nr. 15, Evrak Nr. 74/4-c, Zarf Nr. 74, Karton Nr. 15; Münevver Ayaşh, aynı eser, s. 195; Asaf Tugay, aynı eser, s. 105). Halim Paşa'nın adını tesbit edemediğimiz diğer kızı Mustafa Reşid Paşanın torunu Nureddin Bey üe evlendiği tahmin edilmektedir (bk. I.M.Kemal inal, aynı eser, c. I, s. 213 n. 1). 18- BA Sicill-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121; Eşref Edib, aym riıakale, Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 256; ibnülemin M a h m u t Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1893; Eşref Edib, "Abbas Halim Paşa" mad., tslâmTürk Ansiklopedisi, c.II, Nr. 55-56, istanbul 1945, s. 86. Cemal Kutay bu konu ile ilgili olarak şunları yazmaktadır: "Büyük Babası M e h m e d Ali Paşa, kırk iki yaşından sonra okuma yazma öğrenmişti. Oğullanm devrin bilgileriyle cihazlı yetiştirdiği gibi, kendilerine, çocuklarını Avrupa'da yetiştirmelerini tavsiye ve hatta vasiyet etmiş, bunun için herbirisine ayrıca büyük miktarlarda para ayırmıştır. Halim Paşa oğlu Mehmed Said'i daha beş yaşında iken, Paris'e gönderdi bütün tahsil kademelerini Fransa ve ingiltere'de yaptırdı. Tatil aylarında Amerika dahil dünyayı gezdirtti, tanıttı" (bk. Cemal kutay, "Said Halim Paşa'nın Malta'dan Başkan Vilson, Loyd Corc ve Klemanso'ya uyarma mektupları". Tarih Sohbetleri, Nr. 8, istanbul 1968, s. 139). 19- Eşref Edib, aynı makale, Sebîlürreşâd, c. X I X , sayı 492, s. 256. 20- BA, Sicill-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121. 21-

Prens

terimi

batı

ülkelerinde

hükümdar

manasında

kullanılmaktadır. Bu terimin bir de hükümdarların oğullarına unvan olarak verildiğini de görüyoruz. Osmanlılarda ise Eflak ve Boğdan eyaletlerine atanan Fener beylerine bir unvan olarak verilirdi (bk. M e h m e d Zeki Pakalın, O s m a n l ı T a r i h D e y i m l e r i

ve

Terimleri

Sözlüğü, c. II, 2. baskı, istanbul 1971, s. 781>. Bu terimi Said Halim Paşa bizzat kendisi kullandığı için biz de zikretmekte bir sakınca görmedik. 22- Eşref Edib, aynı makale, S e b ü ü r r e ş â d , c. X I X , sayı 492, s. 256. 23- E r c ü m e n d Kuran, aynı m a k a l e , T ü r k - A r a p Geçmişte,

Bugün

Bildirileri, s. 22.

ve G e l e c e k t e

I. U l u s l a r a r a s ı

İlişkileri: Konferansı


SAİD HALİM PAŞA

129

• 24- BA, Sicill-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1893. 25- BA, Sicill-i A h v â l Defteri, Nr. 25, s. 121. 26- Eşref Edib, aym madde, tslâm-Türk Ansiklopedisi, c. II, Nr. 5556, s. 86 27- BA, Sicill-i Ahvâl Defteri, Nr.25, s. 121. 28- B A İrâde-Dâhiliye, Nr. 84854. 29- BA, trâde-DahiUye, Nr. 85010; BA, Sicill-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121. 30- Bk, s. 121. 31- BA, Sicill-i A h v â l Defteri, Nr. 25, s. 121. 32- BA, İrâde-Dâhiliye, Nr.87781; BA, S i c i l l i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121. 33- BA, İrâde-DâhiUye, Nr.99867; BA, StciU-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121; Sâlnâme-i Devlet-i ÂU'yye-i Osmâniyye 1321, istanbul 1319, s. 102-103. 34- BA, İrâde-Taltîfât Dâiresi, Hazîne-i Evrak Nr.97, Irâde-i Seniye Nr.941. Sicil-i Ahvâl Defterinde adı geçen nişânm 21 Recep 1317 (25 K a s ı m 1899)'de verildiği kayıtlıdır, (bk, Nr. 25, s. 121). Bu nişânm veriliş tarihi 1322 tarihli Sâlnâme-i Devlet-i Âliyye-i Osmâniyye'de de 21 Receb 1317 olarak yazıhdır. (bk. s. 166-167). 35- Yılmaz Öztuna, aynı eser, c. K , s. 209. 36- BA, trâde-Taltîfât Dâiresi, 4 Cümâdel ulâ 318-17 Ağustos 316, Hazîne-i Evrak Nr.33, Irâde-i Seniye Nr. 1303/a. 37- BA, İrâde-Taltîfât Dâiresi, 6 Cumâd'el ûlâ 318-19 Ağustos 316, Hazîne-i Evrak Nr. 333, Irâde-i Seniye Nr. 1 3 0 3 ^ . 38- BA, İrâde-i Taltifat Dairesi, Hazîne-i Evrak, Nr. 333, Irâde-i Seniye, Nr. 1303/c. 39- Enver Ziya Karal, a y m eser, c. VIII, s. 90. 40- Enver Ziya Karal, a y m eser, c. VIII, s, 91. Birol Emil de Karal'ın aynı eserini kaynak göstererek Abdülhamid'in Tevfik Paşa'yı azlederek yerine Said Halim Paşa'yı geçirmek teşebbüsünde bulunduğunu yazmak­ tadır (bk. Mizancı Mm-ad Bey Hayatı ve Eserleri, istanbul 1979, s. 244 n.288). 4 1 - BA, Yıldız Evrakı, Kısım Nr. 31, Evrak Nr. 1422, Zarf Nr. 65, Karton Nr. 84; Enver Ziya Karal, aym eser, c. VII, s. 53. 42- BA, Yıldız Evrakı, Kısım Nr. 8, Evrak Nr. 1083, Zarf Nr. 77, Karton Nr.3; BA, Yıldız Evrakı, Kısım Nr. 31, Evrak Nr. 1401, Zarf Nr. 65, Karton Nr. 84; Orhan F.Köprülü, «Tevfik Paşa» mad., İA, c.XII/l, s. 213.


130

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR 43- Eşref Edib, aynı makele, S e b a ü r r e ş â d , c. XIX, sayı 492, s.256. 44- ingiliz Yüksek Komiserliğinin Malta Sürgünleri arasında olan

Said Halim Paşa için hazırladığı hafiyelerinden

Şerif Paşa'nm

iddianamede

kızkardeşiyle

"Abdülhamit'in

evlidir" deniliyorsa da (bk,

Bilal Şimşir, Malta Sürgünlcsri, istanbul 1976, s. 271) bu iddia yanhştır, Said Halim Paşa, k e n d i h a n e d a n ı n d a n bir prensesle evlendi (bk. Celâleddin Paşa (Velora), M a d a l y o n u n Tersi, istanbul 1970, s . l l l ; Yılmaz Öztuna, a y m eser, c. VIII, s. 256). 45- Eşref Edib, aynı makele, Sebîlürreşâd, c.XIX, sayı 492, s. 256. Meydan Larousse Ansiklopedisinde yazıldığına göre bu yalı Hıdiv Abbas Halim Paşa tarafından X I X . yy.'m ikinci yarısında yaptırıldı ve Hıdiv Abbas Halim Paşa da Said Halim Paşa'mn kardeşidir (bk. "Said HaUm Paşa" mad., c.X, s.844). Aynı mealdeki bilgiler için bk. F.H., "Said Halim Paşa Yalısında bir Seccade", Türk Edebiyatı, sayı 132, istanbul Ekim 1984, s. 23. Z i k r e d i l e n yalı Said

Halim

Paşa tarafından

inşâ

ettirilmemiştir. Çünkü yalı XIX. yy.'ın ikinci yarısında yaptırıldığına göre Said Halim, o tarihte çocuk denecek yaştadır. Ancak Said Halim Paşa, daha sonraları bu yalıyı onarmış veya ta'dîlâta tabi tutmuş olabilir, ikinci iddiaya gelince, Said Halim Paşa'mn hıdîvlik yapmış kardeşi olmadığı gibi, zikredilen tarihte de inşaat yaptıracak kadar yaşlı kardeşi de yoktur. Said Halim Paşa, Halim Paşa'nm en büyük oğludur. Said Halim Paşa Yalısı (Aslanlı Yah'da denir) Yeniköy (Boğaziçi)'de olup kesin olmamakla beraber Mısır valilerinden I. Abbas (Abbas Hilmi Paşa) tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. 46- Eşref Edib, aynı makale, Sebîlürreşâd, c.XIX, sayı 492, s. 256; ibnülemin Mahmut Kemal inal, aynı eser, c.IV, s. 1931; "Abbas H a h m Paşa" mad., İnönü Ansiklopedisi (Türk Ansiklopedisi), c. I, s. 18; F.H., aynı makale, Türk E d e b i y a t ı , sayı 132, s. 23. 47- JurnaUn l.')01 do yapıldığı iddia ediliyor (bk. "Said Halim Paşa" mad., Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, fasikül 87, istanbul 1985, s. 4863). Bu tarihi tevsik

edecek başka belge ve

kaynak

bulamadık. 48- ibnülemin M a h m u t Kemal inal, aynı eser, c. IV, s. 1893; Celâl Bayar,

aynı

eser,

c.IV,

s.

1251; Şevket

Süreyya

Aydemir,

Makedonya'dan Ortaasya'ya Enver Paşa, c. II, istanbul 1981, s. 412. 49- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. III, s. 1622; Eşref Edib, aym makele, Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 256; Ahmet Bedevi Kuran, Osmanlı İmparatorluğunda ve Türkiye Cumhuriyetinde İnkılâp Hareketleri, istanbul 1959, s. 387-389.


SAİD HALİM PAŞA

131

50- İbnülemin Mahmut Kemal înal, aynı eser, c. III, s. 1622; Tahsin Paşa, aynı eser, s. 160-161. 51- A h m e d Bedevi Kuran, aynı eser, s. 387-389. 52- Ethem Ruhi Balkan, Hatıraları (Canlı Tarihler), Fasikül Nr. 26, istanbul 1947, s. 28; Ali Haydar Mithat, Hâtıralarım 1872-1946, istanbul 1946, s. 255; ibnülemin Mahmut Kemal inal, aynı eser, c. IV, s. 1893; Eşref Edib, aynı makale, Sebnürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 256. 53- M.Şükrü Hanioğlu, Bir Siyasal D ü ş ü n ü r Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi, istanbul (t.y.), s. 44 n. 95; Ahmed Bedevi Kuran, a y m eser, s.236, 245, 246, 247, 248, 253. 54- Ahmed Bedevi Kuran, a y m eser, s. 335. 55- ittihat ve Terakki Cemiyetinin muhaberatı ile ilgili bir defter bulunmaktadır. Bunlardan birincisi 'İttihat ve Terakki Cemiyeti Merkezi'nin 1906-1907 Senelerinin M u h a b e r a t Kopyası" adı ile istanbul

B e l e d i y e Kütüphanesi

(yeni

ismi ile T a k s i m Atatürk

Kitaphğı)'nda bulunmaktadır. Bu "Kopya Defteri" 25 Mart 1906-10 Teşrini sânî (Kasım) 1907 tarihleri arasındaki muhaberatı ihtiva etmektedir. Bu defter D.I kısaltmasıyle bilinmektedir. Bu defter Belediye kütüphanesinin, yazmalar bölümündeki 0.30 numaralı defterdir, ikinci defter ise 'İttihat ve T e r a k k i C e m i y e t i n i n

15 Teşrîn-i s â n î 1907-28 M a r t 1908

s e n e l e r i n e ait M u h a b e r a t ı n Kayıt Defteri" adı ile Türk Tar^h Kurumu'nda bulunmaktadır. Bu defter T.T.K.'nun yazmalar bölümündeki 130 numaralı defter olup, D.II kısaltması ile bilinir. 56- D.I, 20 Temmuz 1906, Nr. 45, s. 69-70; Ahmed Bedevi Kuran, aym eser, s. 416; aynı müellif, İnkılâp Tarihimiz ve İttihat ve Terakki, istanbul 1948, s. 203 v.d.; Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnküâbı Tarihi, c. I/l, Ankara 1983, s. 306. 57- D.I, 27 T e m m u z 1906, Nr. 48, s. 74-75; Ahmed Bedevi Kuran, O s m a n h İmparatorluğunda ve Türkiye Cumhuriyetinde

İnkılâp

Hareketleri, s. 416; Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c.I/1, s.306 n.78. 58- A h m e d Bedevi Kuran, a y m eser, s.421. 59- A h m e d Bedevi Kuran, a y m eser, s. 421, 422. 23 Kasım 1906 tarUıli mektupta da Sıid Halim Paşa ile bazı Mısır ileri gelenlerinden para yardımı istenmektedir (bk. D.I, Nr.209, s. 162-163). 60- A h m e d Bedevi Kuran, a y m eser, s. 422. 61- D.I, 9 Aralık 1906, Nr. 222, s. 191-193; Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, s.308-309; Ahmed Bedevi Kuran, a y m eser, s. 422; aynı müellif, Said H a l i m Paşa'nın Cemiyete mektubu 11 Aralık 1906'da gönderdiğini, cevabın da 8 Aralık 1906'da yazıldığım yazarsa da (bk. aym eser, s. 422) bu doğru değildir.


132

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR 62- D.I, 9 Aralık 1906, Nr. 222, s. 191-193; Yusuf Hikmet Bayur, aynı

eser, c. 1^1, s. 337. 63- D.I, 11 Ocak 1907, Nr. 250, s. 232-233 (Dr. Bahaeddin Şakir imzalı. Dr. Nâzım'ın imza yeri boştur). 64- D.I, Nr. 250, s. 232-233; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, e. I/l, s. 337. 65- Ahmed Bedevi Kuran, a y m eser, s. 422. 66- Ahmed Rıza, "İlk Meclis-i Mebusan Reisi Ahmet Rıza Bey'in Hatıraları", C u m h u r i y e t , (yay.haz. Haluk Y.Şehsuvaroğlu), 28 O c a k 1950, tefrika Nr. 3. 67. ibnülemin M a h m u t Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1893; Eşref Edib, aym makale, Sebüürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 256; Mustafa Ragıp Esatü, İttihat ve Terakki, istanbul 1975, s.43. 68- Canh Tarihler, Fasikül Nr. 26, s. 28; Asaf Tugay, İbret, s. 223225; Ahmet Bedevi Kuran, a y m eser, s. 236, 245, 246, 247, 248, 253, 274; Cemal Kutay, Prens Sabahattin Bey, Sultan ü. Abdülhamit, İttihat ve Terakki, istanbul 1964, s. 173. 69- BA, Yıldız Evrakı, Kısım Nr. 3 1 , Evrak Nr. 1635, Zarf Nr. 65, Karton Nr. 84; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. I, s. 245; aym müellif, aynı makale, Türk Tarih Encümeni Mecmuası, Nr. 19(96), s. 64. 70- Abdullah Uçman, Rıza Tevfik'in Tekke ve Hlak Edebiyatı İle ÜgUi Makaleleri, Ankara 1982, s. 7. 71- BA, Sicül-i A h v â l Defteri, Nr. 25, s. 121; ibnülemin Mahmul Kemal inal, aym eser, c. IV, s. 1893. 72- Millî Nevsâl, istanbul 1922 (1338), s. 241; Sâlnâme-i Devlet-i Âliyye-i Osmâniyye 1327, s. 216; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1893; Eşref Edib, aynı makale, Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 257; Celâl Bayar, a y m eser, c. IV, s. 1251. 73- Hüseyin K a z ı m Kadri, M e ş r u t i y e t ' t e n

Cumhuriyet'e

Hatıralarım, (yay.haz. ismail Kara), istanbul 1991, s. 108; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1893 n.l. Hüseyin Kazım Bey, 27 Temmuz 1327-27 Ağustos 1327 tarihleri arasında istanbul Şehreminliği yaptığına göre (bk. Osman Nuri, İstanbul Şehreminleri, istanbul 1927, s. 276) Said Halim Paşa bu tarihler arasmda Yeniköy Belediye Dairesi Başkanlığı görevinden alınmıştır. 74- Millî Nevsal, istanbul 1922 (1338), s. 241; ibnülemin M a h m u t Kemal inal, aym eser, c. IV, s. 1893. Şevket Süreyya Aydemii-, Said Halim Paşa'nm Belediye Umumî Meclis Üyesi olduğunu yazmaktadır (bk. Şevket Süreyya Aydemir, a y m eser, s. 412).


SAİD HALİM PAŞA

133

75- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 5, Evrak Nr. 5157-5157/1; BA, B E O , Nr. 259105. 76- BA, İrâde Dosya Tasnifi, Karton Nr. 5, Evrak Nr. 5159; BA, B E O , Nr. 209379. 77- BA, Sicill-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121; ibnülemin Mahmut Kemal inal, aynı eser, c. IV, s.1893. 78- Cemiyet-i Tedrisiye-i İslâmiye Salnamesi, Dârü'l-hilâfeti'lâliyye 1332, s. 31. Osman Ergin, â'yândan Said Halim Paşa'nm 8 Ağustos 1324 (1908)'te bu cemiyetin idare a'zâhğma seçildiğini söylerse de (bk. aym eser, c. III, s. 921) bu doğru değildir. Çünkü Said Halim Paşa 14 Arahk 1908'de â'yân a'zâlığına tayin edildi (bk. B A İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 5, Evrak Nr. 5159; Sicill-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121). 79- T a n k Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal Partiler, c. I, istanbul 1984, s. 28, 29. 80- Mustafa Ragıp Esatlı, a y m eser, s. 43. 8 1 - Lütfı Simâvî, Sultân M e h m e d R e ş â d Hân'ın ve Halefinin Sarayında Gördüklerim, istanbul 1340, s. 56. 82- Mehmet Cavit, "Meşrutiyet Devrine Ait Cavit Bey'in Hatıraları', Tanin, Mayıs 1943, tefrika Nr. 6 1 . 83- Mehmet Cavit, aym hatırat, Tanin, tefrika Nr. 66. 84- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak nr. 2428, s.4; Sicill-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121. 85- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 2428, s. 4; SiciU-i Ahval Defteri, Nr. 25, s. 121. 86- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 2428, s. 10. 87- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 2428, s. 10. 88- Şeyhülislâm Cemâleddin Efendi, Hâtırât-ı Siyâsîye, Dersa'âdet 1330, s. 36; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1894. 89- Halil Menteşe, "HalU Menteşe'nin Hatıraları", Cumhuriyet, 23 Ekim 1946, tefrika Nr. 11; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1894. 90- BA, Sicill-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1894. 91- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c.IV, s. 1894; Tarık Zafer Tuna, a y m eser, c. III, s. 240. 92- Mehmet Cavit, aym hatırat, Tanin, 7 Şubat 1944, tefrika Nr. 157; Hilmi Kâmil Bayur, Sadrâzam KâmU Paşa-Siyasî Hayatı, Ankara 1954, s. 390. 93- A h m e t Reşit Rey, G ö r d ü k l e r i m - Y a p t ı k l a r ı m

(Canlı


134

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

Tarihler), İstanbul 1945, s. 188; Mustafa Ragıp Esatlı, İttihat ve Terakki, İstanbul 1975, s. 338-347; Bilâl Şimşir, aynı eser, s. 272; Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, c. II, istanbul 1968, s. 396; Galip Vardar, İttihat ve Terakki İ ç i n d e n Dönenler, (yay.haz. S.Nafiz Tansu), istanbul 1960, s. 160; Hüseyin Kazım Kadri, aynı eser, s. 257. 94- Cemal Paşa, Hatıralar, istanbul 1959, s.l8; Celâl Bayar, a y m eser, c.IV, s. 1088, 1089; Tevfik Çavdar, Talât Paşa, Ankara 1984, s. 251 Osman Okyar, ittihat ve Terakki'nin Ocak 1913'te yapılan ve on-onbeş kişiden meydana gelen gizli toplantısında, Said Halim Paşa'nm, Ali Fethi (Okyar) ve Ziya G ö k a l p ' i n şimdilik hükümeti

d e v i r m e y e taraftar

olmadıklarını (bk. "ittihat ve Terakki ve Demokrasi (1908-1914)", Tercüman, tefrika Nr. 4, 14 Aralık 1985) yazmaktadır. 95- Bilâl Şimşir, a y m eser, s. 272. 96- Yusuf Akçura, Türkçülük, (sadeleştiren Sakin Öner), istanbul 1978, s. 210. 97- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrâlı Nr. 2604, s.l. 98- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 2604, s.l. 99- BA, Sicill-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121; Ali Fuad Türkgeldi, Görüp İşittiklerim, 2. baskı, Ankara 1951, s. 98; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1876 n . l , 1894; Fethi Okyar, Üç Devirde Bir Adam, (yay.haz. Cemal Kutay) istanbul 1980, s.186. 100- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr.4, Evrak Nr.2604, s.2. Aynı konu ile ilgili olarak (bk. BA, Sicül-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121). 101- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 2604, s.l. 102- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 2604, s.2. 103- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 2604, s.4. 104- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 2604, s.l. 105- Tarık Zafer Tunaya, aynı eser, c. III, s. 293, 294. 106- İhtiyat-ı Müli, Dersa'âdet ( t . y ) , Iç kapak. 107- Bu ortak nota ile Edirne Bulgaristan'a bırakılıyor, Girid Yunanistan'a terk ediliyor ve Ege A d a l a n ' n m mukadderatının tayini de büyük devletlere bırakılıyor. Konu ile ilgili geniş bügi için bk. Bilâl Şimşir, Ege Sorunu Belgeler (1912-1913), c. 1, Ankara 1976, s. 465; Şeyhıİlislân, Cemaleddin Efendi, a y m eser, s. 49. 108- Bilâl Şimşir, aym eser, c. I, s. 497-499; Celâl Bayar, a y m eser, c. IV, s. 1200-1201; Feroz A h m a d , aynı eser, s. 208. 109- Bilâl Şimşir, aym eser, c. I, s. 497-499; Celâl Bayar, a y m eser, c. rV, s. 1201; Feroz Ahmad, a y m eser, s. 208-209; Stanford J.Shaw-Ezel


SAİD HALİM PAŞA

135

Kural Shaw, O s m a n l ı İ m p a r a t o r l u ğ u ve M o d e r n Türkiye, (trc. M e h m e t Harmancı), c.II, istanbul 1983, s. 356. 110- Bilâl Şimşir, aynı eser, c. I, s. 651-654; Talat Paşa, T a l â t Paşanın Hatıraları, istanbul 1946, s. 18; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 98-99; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/2, s, 304, 313. 111- Cemal Paşa, a y m eser, s. 29-35. 112- Cemal Paşa, aym eser, s.41-42; Feroz Ahmad, aym eser, s. 213217. 113- Sebîlürreşâd, c. X, sayı 249, 14 Receb 1331-6 Haziran 1329, s. 251-252; Cemal Paşa, a y m âser, s. 47-56; Bezmi Nusret Kaygusuz, Bir R o m a n Gibi, izmir 1955, s. 113; Hüsameddin Ertürk, iki Devrin Perde Arkası, (yay.haz. Nafiz Tansu), istanbul 1964, s. 106, 135. 114-Ali Birinci, Hürriyet ve İtUâf Fırkası, istanbul 1990, s. 215. 115- «Mühim Bir Vesika-i Târihiye», A k ş a m , 2 Eylül 1337.



II. BÖLÜMLE I L G I L I DİPNOTLAR 1- Cemal Paşa, Hatıralar, s. 49; Celâl Bayar, Ben de Yazdım, c. IV, s. 1226. 2- Ali Fuad Türkgeldi, Görüp İşittiklerim, s. 100, 101-102; ibnüle­ min Mahmut Kemal inal. Son Sadrazamlar, c. İV, s. 1894. 3- Cemal Paşa, aym eser, s. 57; Mustafa Ragıp Esath, İttihat ve Te­ rakki, s. 37; Fethi Okyar, Üç Devirde bir A d a m , s. 196. Said Halim Pa­ şa'mn sadrazam olmasına İttihat ve Terakki içinden itiraz eden olmamıştır (bk. Galip Vardar, İttihat ve Terakki İçinde Dönenler, s. 198). 4- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 100; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. İV, s. 1894-1895. Fethi Okyar, Padişah'ın sadâret maka­ mına Hüseyin Hümi Paşa'yı değil, Londra Büyükelçisi Tevfik Paşa'yı getir­ meyi düşündüğünü yazmaktadır (bk. Üç Devirde Bir Adam, s. 196). 5- Sebîlürreşâd, c. X, sayı 249, istanbul 6 Haziran 1329-14 Receb 1331, s. 252; ibnülemin Malımut

Kemal inal, aym eser, c. IV, s. 1894. Bah­

riye Nâzın M a h m u d Paşa'nm Harbiye Nezâreti'ne vekaleten ta'yîn edildi­ ğine dair 6 Safer 1331-29 Mayıs 1329 tarihh irâde-i seniyede Said Halim Paşa'nın, Sadâret Kaimakamı olarak imzası bulunmaktadır (bk. BA, İrâ­ de-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s.8). 6- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 100-101; ibnülemin Mahmut Ke­ mal inal, a y m eser, c. IV, s. 1894-1895; Fethi Okyar, a y m eser, s. 196. 7- Takvîm-i Vekâyi', 30 Mayıs 1329, sayı 1490; Sebîlürreşâd, c.X, sayı 249, s. 2 o 2 . 8- Mustafa Ragıp Esatlı, a y m eser, s. 42-52; Ziya Şakir, Yakın Tari­ hin Üç Büyük Adamı: Talât, Enver, Cemal Paşalar, istanbul 1943, s. 62.


138

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR 9- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 1; aynı

konu ile ilgili olarak bk. Ali Fuad Türkgeldi, aynı eser, s. 103; Ali Haydar Mithat, Hâtıralarım (1872-194G), s. 255; Besmi Nusret Kaygusuz, Bil Roman Gibi, s. 113. 10- Bu konu ile ilgili geniş bilgi için bk. Ali Fuad Türkgeldi, aym eser, s. 103-105; Cemal Paşa, aym eser, s. 50-56; Hüsameddin Ertürk, İ M Dev­ rin Perde Arkası, s. 106-109; Ali Rıza Öğe, Meşrutiyetten Cumhuriye­ te Bir Polis Şefinin Gerçek Anıları, Bursa 1957, s. 198-211; Rıza Nur, Hayat ve Haturatım, c. II, istanbul 1968, s. 428-429, 442; ibnülemin Mah­ mut Kemal inal, a y m eser, c.IV, s. 1895; Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkı­ labı Tarihi, c. II/2, s. 322; M e h m e d Selahaddin Bey, İttihad ve Terak­ ki'nin Kuruluşu ve Osmanlı Devleti'nin Yıküışı Hakkında Bildikle­ rim, istanbul (t.y.) s.80-82; Celâleddin Paşa (Velora), Madalyonun Tersi, s. 111, 116; Ali Birinci, Hürriyet ve İtilâf Fırkası, s. 206-216. 11- Ali Fuad Türkgeldi, aym eser, s.105-106; ibnülemin Mahjnut Ke­ mal inal, aym eser, c. IV, s. 1896; Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, c. II/2, s. 360-396. 12- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 106; Cemal Paşa, aym eser, s. 58. 13- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 106; Mustafa Ragıp Esatlı, a y m eser, s. 158-159; Cemal Paşa, a y m eser, s. 57-58; 14- Cemal Paşa, a y m eser, s. 59. 15- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 106; Mustafa Ragıp Esath, aym eser, s. 168. 16- Feroz Ahmad, İttihat ve Terakki (1908-1914), s. 221. 17- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 106; Mustafa Ragıp Esatlı, aym eser, s. 169. 18- M a h m u d Muhtar, Maziye Bir Nazar, istanbul 1341, s. 183. 19- Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. IV, s. 450-451. 20- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 109-110. 21- İkdam Gazetesi, 30 Eylül 1913, Nr. 5965; Ali Fuad Türkgeldi, aym eser, s. 109-110; Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c.II/2; s. 484-485. Garbî Trakya Hükümet-i Muvakkatesi ile ilgili olarak bk. Cemal Paşa, aym eser, s. 61-63; AU Ilışan Sâbis, Harb Hatıralarım, c. I, istanbul 1943, s. 15-17; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/2. s. 472-485; Cemal Kutay, Garbî Trakya'da 1913'de İlk Türk Cumhuriyeti, istanbul 1962; Nevzat Gündağ, 1913 Garbî Trakya Hükümeti Müstaküesi, Ankara 1987. 22- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 110; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1896.


SAİD HALİM PAŞA

139

23- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s, 110; İbnülemin Mahmut Kemal İnal, a y m eser, c. IV, s. 1896. 24- Bilâl Şimşir, Ege Sorunu, c. II, s. XVIII. 25- Bilâl Şimşir, a y m eser, c. I, s. 465; Şeyhülislâm Cemâleddin Efen­ di, Hâtırât-ı Siyâsîye, Dersa'âdet 1336, s. 49. 26- Bilâl Şimşir, a y m eser, c. I, s. 369. 27- Bilâl Şimşir, a y m eser, c. II, s. XXVIII. 28- Bilâl Şimşir, a y m eser, c. I, s. 497-499. 29- Bilâl Şimşir, a y m eser, c. I, s. 651-654; c. II, s. XXII; Talat Paşa, Talât Paşa'mn Hatıraları, s. 18; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 98-99; Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c.II/2, s. 304, 313. 30- Bilâl Şimşir, a y m eser, c.II, s. 277, 394, 397; Yusuf Hikmet Bayur a y m eser, c. II/3, s. 247-248. 31- Bilâl Şimşir, aym eser, c.II, s. 402. Yusuf Hikmet Bayur, Said Ha­ lim Paşa'nm altı büyük devlete verdiği notanın tarihini 15 Şubat 1914 ola­ rak vermektedir (bk. a y m eser, c. 11/3, s. 249.) 32- Bilâl Şimşir, aynı eser, c. II, s. 4 1 8 . 33- Bilâl Şimşir a y m eser, c. II, s. 427-428; Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, c. II/3, s. 249. 34- Bilâl Şimşir, a y m eser, c. II, s. 544-545; Yusuf Hikmet Bayur, ay­ nı eser, c. 1^3, s. 250-251; Cemal Paşa, a y m eser, s. 83-86. 35- Halil Menteşe, "Halil Menteşe'nin Hatıraları", Cumhuriyet, 30 Ekim 1946, hatıra Nr. 17; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/3, s. 251253. 36- Bilâl Şimşir, a y m eser, c. 11, s. XXXII, XXXIII; Eşref Edib, aynı makale, Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 257; Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. II/3, s. 269-272. 37- Bilâl Şimşir, a y m eser, c. H, s. 610, 611-612; Halil Menteşe, "Halil Menteşe'nin Hatıraları", Cumhuriyet, 17-18 Kasım 1946, hatıra Nr. 3031; Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. II/3, s. 274; c. III/l, s. 127. 38- Bilâl Şimşir, a y m eser, c. 11, s. 614-615; Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, c. III/l, s. 123. 39- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. III/l, s. 128, 130-131. 40- Bilâl Şimşir, a y m eser, c.II, s. 620; Halil Menteşe, "Halil Mente­ şe'nin Hatıralan", Cumhuriyet, 19 Kasım 1946, hatıra Nr. 31; Yusuf Hik­ met Bayur, a y m eser, c.III/1, s. 132. 41- Bilâl Şimşir, a y m eser, c. II, s. XXXV; Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, c. III/l, s. 132. 42- Hüseyin Kazım Kadri, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e Hatıra-


140

BİR İSLAMCI

DÜŞÜNÜR

lanın, s. 133,134; Mustafa Ragıp Esath, a y m eser, s. 246, 247; Galip Var­ dar, a3rm eser, s. 83; Tarık Zafer Tuna'ya, Türkiye'de Siyasal Partiler, c. III, s. 241. 43- Mustafa Ragıp Esatlı, a y m eser, s. 171-204; Gahp Vardar, aym eser, s. 215-230; Feridun Kandemir, "Enver Paşa Nasıl Harbiye Nazın Ol­ du?", Tarih Konuşuyor, e. VIII, sayı 51, istanbul 1968, s. 3647-3649; Şev­ ket Süreyya Aydemir, Enver Paşa, c. II, s. 413-427. 44- Takvîm-i Vekâyi', 4 Zilhicce 1331-22 Teşrîn-i evvel 1329, Nr. 1631; Düstûr, (tertib-i sânî), Dersa'âdet 1332, s. 864. 45- Şevket Süreyya Aydemir, a y m eser, c. II, s. 430. 46- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 6, p.l. 47- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak nr. 760, s. 6, m.l. Bu terfi' ile ilgUi olarak aynca bk. Osman Nuri Lermioğlu, Halkın İsteme­ diği İnkılâp Meşrûtiyet, istanbul 1976, s. 86. 48- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 6. 49- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 3. 50- Takvîm-i Vekâyi', 23 Kânûn-ı evvel 1329; Cemal Bey'm paşalığa terfi'i ile ilgili olarak bk. Ali Fuat Türkgeldi, a y m eser, s. 111. 51- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 8. 52- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 10. 53- Şevket Süreyya Aydemir, a y m eser, c. II, s. 430. 54- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, 12 Rebî'ül âhir 332-25 Şubat 1329, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 9. 55- Müfti zâde, "istanbul Medreseleri", Sebîlürreşâd, c. XXI, sayı 542-543, s. 176 n . l . 56- Ahf Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 111. 57- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 13. 58- "Çürüksulu Mahmut Paşa'nm isticvabı". Harp Kabinelerinin İsticvabı, istanbul 1933, s. 206-207; AH Fuad Türkgeldi, a y m eser, s . l l l . Cemal Paşa Hatıraları'nda emekliye sevketme işini Enver Paşa'mn yaptığmı yazmaktadır (bk. a y m eser, s, 94). 59- ibnülemin Mahmut Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri, c. V, is­ tanbul 1970, s. 2156. 60- Asaf Tugay, Saray Dedikoduları ve Bazı Mâruzât, istanbul 1964, s. 3; aynı müellif, İbret Abdülhamid'e Verilen Jurnaller ve JurnacUer, istanbul (t.y.), s. 17, 19-20. 61- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/3, s. 340-343, 348-351; Ce­ mal Paşa, a y m eser, s. 111; Edward Mead Earle, Bağdat Demiryolu Sa


SAİD HALİM PAŞA

141

vaşı, (trc. Kasım Yargıcı), istanbul 1972, s. 279-281; H a n s Rohde, Şark Meselesi, (trc. Nihat), istanbul 1932, s. 66,69; Ömer Kürkçuoğlu ( H m a n b Devletine K a r ş ı A r a p Bağımsızlık Hareketi (1908-1918), Ankara 1982, s. 55. 62- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/3, s. 354-355; Edward Mead Earle, a y m eser, s. 280; Ömer Küricçüoğlu, a y m eser, s. 55. 63- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/3, s. 436; Hans Rohde, a y m eser, s. 64. 64- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/3, s. 424-430; Edward Mead Earle, a y m eser, s. 272; Ernest Jackh, Yükselen Hilâl, (trc. Perihan Kuturman), istanbul 1946, s. 134; Hans Rohde, a y m eser, s. 64; Cemal Paşa, a y m eser, s. 87. 65- CemtJ Paşa, aym eser, s. 89-93; Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, s. 456-464; Hans Rohde, a y m eser, s. 6 5 . 66- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/3, s. 401-405; Edward Mead Earle, a y m eser, s. 288-293; Ernest Jackh, a y m eser, s. 133; Hans Rohde, a y m eser, s.66-67. 67- Kâmuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ankara 1983, s. 180. 68- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c.II/3, s. 442-444; Edward Mead Earle, a y m eser, s. 188, 270-272; Ernest Jackh, a y m eser, s. 133-134. 69- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/3, s. 3-4. 70- Edward Mead Earle, a y m eser, s. 150, 151-152,207-211,215-216, 269, 279-280; Hans Rohde, a y m eser, s. 69; Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. 1^3, s. 6-15, 36, 37-39. 71- Raif Karadağ, Petrol Fırtınası, 3. baskı, istanbul 1979, s. 80, 72- II. Abdülhamid'in Doğu Anadolu Politikası ile ilgili Başbakanlık Arşivi Yıldız Evrâkı'nda geniş bilgi mevcuttur. BA, Yıldız Evrakı, Kısım Nr. 9, Evrak Nr. 1122, Zarf Nr. 72, Karton Nr. 4; BA, Yüdız Evrakı, Kısım Nr. 9, Evrak Nr. 1075, Zarf Nr. 72, Karton Nr. 4; BA, Yıldız Evrakı, Kısım I, Evrak Nr. 156/21, Zarf Nr. 156, Karton Nr. 3; bu konu ile Ugili geniş bügi için aynca bk. Bayram Kodaman, Sultan II. Abdülhamid'in Doğu Ana­ dolu Politikası, istanbul 1983. Rusya'mn Doğu Vilayetleri ile ilgili siyase­ ti için bk. Nikerled Kraybis, Rusya'mn Şark Siyaseti ve Vilâyât-ı Şarkiyye Meselesi, (trc. Habil A d e m ) Dersa'âdet 1332. 73- Geniş Bilgi için bk. Takvîm-i Vekâyi', 19 Rebî'ül âhır 1 3 3 1 4 5 Mart 1329, Nr. 1416; Düstûr^, c. V, s. 186-216. 74- Bu konuda geniş bilgi için bk. Takvîm-i Vekâyi', 20 Cumâd'elûlâ 1331-14 Nisan 1329, Nr. 1447, 1448, 1453; Düstûr^, c. V, s. 322-348. 75- "Said Halim Paşa'mn isticvabı". Harp Kabinelerinin İsticvabı,


142

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

İstanbul 1933, s. 292; Halil Menteşe, "Halil Menteşe'nin Hatıralan", Ctımhuriyet, 30, 31 Ekim 1946, tefrika Nr. 17-18; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/3, s. 52, 54, 57, 61-62. 76- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/3, s. 75. 77- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/3, s. 96. 78- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. 11/3, s. 90. 79- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/3, s. 103. Rusya, Doğu Ana­ dolu Bölgesi ile ilgili aynı tarihi taşıyan bir proje hazırlamıştır (bk. Cemal Paşa, a y m eser, s.269-376). 80- Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, c. II/3, s. 134; Ali ihsan Sâbis, aym eser, c. I, s. 13. 81- Takvîm-i Vekâyı', 28 Receb 1331-20 Haziran 1329, Nr. 1511; I>üsûr2, c. V, s. 561. 82- Takvîm-i Vekâyı', 13 Şa'bân 1331-5 T e m m u z 1329, Nr. 1526; D ü s t û r 2 , c. V, s. 562-566. 83- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/2, s. 320-321. 84- Cemal Paşa, a y m eser, s. 110-111. 85- Erol Ulubelen, İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, istanbul 1982, s. 168; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/3, s. 145-147, 154155. 86- Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. II/3, 162-163, 164, 166-167. 87- Ali ihsan Sâbis, a y m eser, c. I, s. 14; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. 11/3, s. 169. 89- Talât Paşa, a y m eser, s. 20. 90- Cemal Paşa, aynı eser, s. 376-381; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. 1^3, s. 169-172. 91- "Sait Halim Paşa'nm isticvabı", aym eser, s. 292-293; Yusuf Hik­ met Bayur, aynı eser, c. II/3, s. 186, 187. 92- Mütarekeden sonra yapılan ittihat ve Terakki'nin son kongresin­ de Talat Paşa, Almanlarla ttifak teşebbüsüne 1913 senesinin sonlarında başlandığım söylemiştir (bk. Mahmud Muhtar, a y m eser, s. 232). 93- Cemal Paşa, aym eser, s. 111-112; Ali Haydar Mithat, aym eser, s. 263-265. 94- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, 13 Cemaziyel evvel 332-16 Nisan 330, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 11; BA, İrâde-Dosya Tasnifi, 29 Cemaziyel evvel 332-12 Mayıs 330, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 12; AU Haydar Mit­ hat, a y m e s e r , s. 261; Ahmed Emin Yalman, Y a k m Tarihte Gördükle­ rim ve Geçirdiklerim, c. I, istanbul 1970, s. 213; Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, c. II/4, s. 565; Ziya Şakir, Cihan Harbine Nasıl Girdik?, istan­ bul 1943, s. 5, 19, 22.


SAİD HALÎM PAŞA

143

95- BA. İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 15; Ce­ mal Paşa, aynı eser, s. 115-121; Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. II/4, s. 549-558; Cemal Kutay, Lavrens'e Karşı Kuşçubaşı, İstanbul 1978, s. 83. 96: "Cavit Bey'in isticvabı", aynı eser, s. 17-18; Ali Fuad Türkgeldi, aynı eser, s. 114; Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. II/2, s. 382-385; c. II/3, s. 236 v.d. 97- Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. W4, s. 626-629. 98- "Sait Halim Paşa'nin isticvabı", aynı eser, s. 255, 265, 316-317; Talat Paşa, a y m eser, s. 23; Mahmud Muhtar, a y m eser, s. 232-233; Ce­ mal Paşa, aynı eser, s. 121. 99- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/4, s. 632-636. 100- Talat Paşa, a y m eser, s. 23. 101- "Sait Halim Paşa'nın isticvabı", a y m eser, s. 264, 274; Mahmud Muhtar, a y m eser, s. 237; Ahmed Bedevi Kuran, Osmanlı İmparatorlu­ ğunda ve Türkiye Cumhuriyetinde İnkılâp Hareketleri, s. 651; Ce­ mal Paşa, a y m eser, s. 125-127; Halil Menteşe, "HaUl Menteşe'nin Hatıra­ ları'', Cumhuriyet, 9 Kasım 1946, tefrika Nr. 24; Ali ihsan Sâbis, aynı eser, c. I, s. 31-33, 40; Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. 11/4, s. 632, 636; Cemal Kutay, "Sait Halim Paşa'nm Malta'dan Başkan Vilson, Loyd Corc ve Klemansoy'a Uyarma Mektupları", Tarih Sohbetleri, Nr. 8, s. 143, 159160; Stanford J.Shaw-Ezel Kural Shaw, aym eser, c. II, s. 372-373; Kemal Melek, Doğu Sorunu ve Millî Mücadelenin Dış Politikası, 1. Baskı, is­ tanbul 1978, s. 15-16; 2. Baskı, istanbul 1985, s. 20. 102- Erol Ulubelen, İngiliz Belgelerinde Türkiye, istanbul 1982, s. 165, 166; Cemal Paşa, a y m eser, s. 127; M a h m u d Muhtar, a y m eser, s. 236; Jean Pichon, Cihan Harbinin Şarka Ait Kaynakları, (trc. Hüseyin Cahit Yalçın), istanbul 1939, s. 175-176; Ahmed Emin Yalman, aym eser, c. I, s. 213; Rosa Luxemburg, "Alman Emperyalizminin Harekât Alanı: Tür­ kiye", Berlin-Bağdat A l m a n Emperyalizminin Türkiye'ye Girişi, (trc. Erol Özbek), 2. Baskı, istanbul 1982, s. 157. 103- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 114; Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, c. II/4, s. 6 3 1 . Ahmed Bedevi Kuran, adı geçen ruhsatnamenin 18 Temmuz 1330'da verildiğini yazmaktadır (bk. a y m eser, s. 651). 104- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/4, s. 632; Ahmed Bedevi Kuran, a y m eser, s. 651. 105- "Cavit Bey'in isticvabı". Harp Kabinelerinin İsticvabı, s. 21; Cemal Paşa, a y m eser, s. 121-124; Talat Paşa, a y m eser, s. 23-24; Ali Ilı­ şan Sâbis, a y m eser, c. I, s. 74-75; Halit Ziya Uşaklıgil, Saray ve Ötesi, Is tanbul 1981, s. 412.


144

BİR İSLÂMCİ DtJŞÜNÜR 106- Talat Paşa, aynı eser, s. 24; Cemal Paşa, a y m eser, s. 121; Ali

îhsan Sâbis, a y m eser, c. I, s. 72-73; Jean Pichon, a y m eser, s. 178; Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, c. II/4, s. 642; Ziya Şakir, a y m eser, s. 69-70; Lothar Rathman, Berlin-Bağdat A l m a n Emperyalizminin Türkiye'ye Girişi (trc. Ragıp Zarakolu), İstanbul 1982, s. 12. Mahmud Muhtar Paşa, ittifakın 4 Ağustos 1914'de imzalandığmı yazmaktadır (bk. a y m eser, s. 233). 107- Mahmud Muhtar, a y m eser s. 234; AU thsan Sâbis, a y m eser, c. I, s. 72-73; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/4, s. 642-643. 108- "Sait HaUm Paşanın İsticvabı", a y m eser, s. 254-255; Talat Pa­ şa, a y m eser, s. 24; Cemal Paşa, a y m eser, s.121; Ziya Şakir, aym eser, s.69-70. Cavit Bey ise antlaşmanın savaş ilan edildikten sonra imzalandı­ ğını ileri sürmektedir (bk. "Cavit Bey'in isticvabı", a y m eser, s. 22). 109- "Sait Halim Paşa'mn isticvabı", a y m eser, s. 260, 317; "Cavit Be­ yin isticvabı", a y m eser, s. 86; "Çürüksulu M a h m u d Paşa'nm'isticvabı", a y m eser, s. 197; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/4, s. 632; A h m e d Bedevi Kuran, a y m eser, s. 6 5 1 ; Kemal Melek, a y m eser, 2. baskı, s. 20. Alman Belgelerine göre bu antlaşma tedafıî ve tecavüzîdir (bk. Bayur, a y m eser, c.II/4, s. 638-639); aynı konu ile ilgili olarak ayrıca bk. Cemal Paşa, a y m eser, s. 121 n. 2. 110- Cemal Paşa, a y m eser, s. 130-132; Ali ihsan Sâbis, a y m eser, c. I, s. 70; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 116. Cavit Bey genel seferberlik kararının vekiller heyetinde görüşülmediğini (bk. "Cavit Bey'in isticvabı", aym eser, s. 81) belirtmektedir. Aynı konu ile ilgili olarak bk. "Çürüksulu Mahm.ut Paşa'mn isticvabı", a y m eser, s. 174-175. 111- "Cavit Beyin isticvabı", a y m eser, s. 8 1 ; Ali ihsan Sâbis, a y m eser, c. I, s. 70. Çürüksulu Mahmud Paşa isticvabında seferberlik emrinin irâde-i seniye ahnmadan verildiğini ileri sürmektedir (bk. "Çürüksulu Mahmut Paşa'mn isticvabı", a y m eser, s. 177). 112- Ali ihsan Sâbis, a y m eser, c. I, s. 70; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/4, s. 655. 113- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. II/4, s. 658; c. III/l, s. 6364. 114- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 16. 115- Mehmet Cavit, "Meşrutiyet Devrine Ait Cavit Bey'in Hatıraları", Tanin, 26 Ekim 1944; Ali ihsan Sâbis, a y m eser, c. I, s. 178; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. III/l, s. 111. 116- Talat Paşa, a y m eser, s. 27; Mehmet Cavit "Meşrutiyet Devrine Ait Cavit Bey'in Hatıraları", Tanin, 26 Ekim 1944; Yusuf Hikmet Bayur,


SAİD HALİM PAŞA

145

a y m eser, c. lIL'I, s. 111-112; Ali ihsan Sâbis, a y m eser, c. IV, s. 13241328; Ahmed Emin Yalman, a y m eser, c. I, s. 216. 117- Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, c.III/1, s. 133-140; Celal Bayar, aynı eser, c. IV, s. 1324-1328; Ahmet Emin Yalman, a y m eser, c. I, S.216. 118- "Sait Halim Paşa'nm isticvabı", a y m eser, s. 259, 274, 276-277 M a h m u d Muhtar, a y m eser, s. 238-242; Cemal Paşa, a y m eser, s. 138142; Mehmet Cavit, "Meşrutiyet Devrine Ait Cavit Bey'in Hatıraları", 'Ta­ nin, 20-31 Ekim 1944; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. III/l, s. 147159. 119- Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, c. III/l, s. 161-162; Ahmed Be­ devi Kuran, a y m eser, s. 654. 120- Takvîm-i Vekâyı', 4 Eylül 1330; Düstûr^, c. 'VI, s. 1273. 121- Said Halim Paşa'nın isticvabı", aynı eser, s. 277-278; "Cavit Bey'in isticvabı", a y m eser, s. 53; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 115. 122- "Cavit Bey'in isticvabı", aym eser, s. 53-57; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 115. 123- Düstûr2, c. IX, s. 466-559. 124- Düstûr2, c. VII, s. 142-148. 125- Düstûr2, c. 'VIII, s. 775-776; Türk Yurdu, c. V, sayı 11, 22 Kânûn-ı evvel 1332, s. 152. 126- Zafer Toprak. Türkiye'de "MiUî İktisat" (1908-1918), Ankara 1982, s. 80. 127- Cemal Paşa, a y m eser, s. 134; Talat Paşa, aynı eser, s. 25. 128- "Sait Halim Paşa'nın isticvabı", aynı eser, s. 248; "Cavit Bey'in isticvabı", a y m eser, s. 135-136; Talat Paşa, a y m eser, s. 27. 130- Bu meselelerle ilgili olarak bk. Cemal Paşa, aym eser, s. 145 n.l, 146 n. 1; Ali ihsan Sâbis, aym eser, c. II, Ankara 1951, s. 4 0 ^ 1 , 49 v.d.; Ta­ lat Paşa, aym eser, s. 29; Ernest Jackh, a y m eser, s. 150-151; Yusuf Hik­ met Bayur, aym eser, c. III/l, s. 233-234. Halil Menteşe, hatıralarında 22 Mayıs 1920'de Roma'da görüştüğü Enver Paşa'nm böyle bir emir vermedi­ ğini kendisine söylemiştir (bk. "HalU Menteşe'nin Hatarılan", Cumhuri­ yet, 16 Kasım 1946, tefrika Nr. 29). 131- "Mahmut Paşa'nın isticvabı", aym eser, s. 198; Ali Fuad Erden, Paris'ten Tih Sahrasına, 2. Baskı, Ankara 1949, s. 27-28; Ziya Şakir, aym eser, s. 325-326; Ali Ilışan Sâbis, aym eser, c. 11, s. 47,49 v.d.; Yusuf Hik­ met Bayur, a y m eser, c. III/l, s. 235. Bu konuda Cfemal Paşa'nın görüşleri için bk. Cemal Paşa, a y m eser, s. 147 n.l.'nin devamı.


146

BİR İSLAMCI DtJŞÜNÜR

132- Mahmud Muhtar, aynı eser, s. 258; Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. III/l, s. 238, 240. 133-

"Sait Halim Paşa'mn isticvabı", a y m eser, s. 249, 320; "Cavit

Bey'in isticvabı", a y m eser, s. 65-66; "Mahmut P a ş a n ı n isticvabı", a y m eser, s. 201; Ali Fuad Türkgeldi, aym eser, s. 116; ibnülemin Mahmut Ke­ mal inal, a y m eser, c. IV, s. 1897-1899. 134-

Ali Fuad Türkgeldi, aym eser, s. 116; Talat Paşa, a y m eser, s.

135-

"Sait Halim Paşa'nın isticvabı", aym eser, s. 249, 252, 267, 320.

29. Bazı kaynaklar istifa etmediğini, istifaya karar verdiğini yazmaktadırlar (bk. Ali Fuad Türkgeldi, aym eser, s. 116; Mahmut Kemal inal, aym eser, c. rV, s. 1897-1898; 'Mahmut Paşa'nm isticvabı", aym eser, s. 188, 200; Zi­ ya Şakir, a y m eser, s. 333, 35o). 136-

Cemal Paşa, a y m eser, s. 150; "Sait Halim Paşa'nın isticvabı",

a y m eser, s. 249, 267, 320; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 116; ibnüle­ min Mahmut Kemal inal, aynı eser, c. IV, s. 1898. 137-

c. IV, s. 1898.

138-

'Sait Halim Paşa'nm mütarekeyi müteakib Meclis-i Mebusân'ın

beşinci şubesine, Harb-i umumiye sureti iştirakimiz hakkında vaki' olan beyanatın bir kısmı" için bk. Tevhid-i Efkâr, 10 Rebî'ül âhir 1340; aynı ko­ nu ile ilgili görüşleri için ayrıca bk. Harp Kabinelerinin İsticvabı, s. 252. 139-

"Sait Halim Paşa'nın isticvabı", a y m eser, s. 250-251, 260-261,

320-321; "Cavit Bey'in isticvabı", aym eser, s. 76-77; "Mahmut Paşa'nın is­ ticvabı', aym eser, s. 205-206; Cemal Paşa, a y m eser, s. 152; Yusuf Hik­ met Bayur, aym eser, c. III/l, s. 254-258; Ahmet Emin Yalman, aym eser, c.I, s. 219. 140-

"Cavit Bey'in isticvabı", ayiu eser, s. 77; Cemal Paşa, aym eser,

s. 151; Talat Paşa, aym eser, s. 29; Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, c. III/l, s. 258. 141-

"Cavit Bey'in isticvabı", a y m eser, s. 77-80; Cemal Paşa, aym

eser, s. 151; Talat Paşa, a y m eser, s. 29; Ali Fuad Türkgeldi, aym eser, s. 117. 142-

BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 17; ay­

nı konu ile ilgili olarak aynca bk. Cemal Paşa, aym eser, s. 153; Ali Fuad Türkgeldi, aynı eser, s. 117. 143-

BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 18;

Cemal Paşa, aym eser, s. 153; Ali Fuad Türkgeldi, aym eser, s. 117. 144-

Takvîm-i Vekâyı', 30 Teşrîn-i evvel 1330; Tanin, 26 Zilhicce


SAİD HALİM PAŞA

147

1332 (16 Kasım 1914); Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. HI/l, s. 260; c.

ni/4, s. 804. 145- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. III/l, s. 320-322. 146- Ceride-i Ümiye, Muharrem 1333, sayı 7; Osman Ergin, Türlı Maarif Tarihi, c. V, s. 1626; Celâl Bayar, aym eser, c. I, s. 35, 36-37, 231232. 147- Osman Nuri Ergin, aym eser, c. V, s. 1626-1627; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. III/l, s. 322-324. 148- Tanin Gazetesi, 22 Rebî'ül evvel 1333 (22 Ocak 1915); Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. III/l, s. 324-325. 149- Osmanlı cephelerindeki savaşlarla ilgili geniş bilgi için bk. Meh­ med Emin, Harb-i Umumide Osmanh Cepheleri, istanbul 1338; Dukakinzade Feridun, Büyük Harb-Türk Cebheleri, Yıldız 1926; Yusuf Hik­ met Bayur, a y m eser, c. II/4,111/1-111/4. 150- «Said Halim Paşa'nm isticvabı», Harb Kabinelerinin İsticva­ bı, s. 288, 324; Talat Paşa, a y m eser, s. 64; Cemal Paşa, a y m eser, s. 362. 151- Ermeni Komitelerinin A'mal ve Harekat-ı İhtUaliyesi, is­ tanbul 1332, s. 23; Kamuran Gürün, a y m eser, s. 213. 152-1. Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin isyanları ve Türk halkına yaptıklan zulümlerle ilgili bilgi için bk. Ermeni Komitelerinin A'mal ve Harekât-ı İhtilâliyesi, s. 160-233; Documents, c. I-II, Ankara 1982, 1983. 153- BA, Meclis-i Vükelâ Mazbataları, Defter Nr. 198, Karar Sıra Nr. 163 (Bakanlar Kurulu Kararının hemen üstünde bulunan Daılıiliye Ne­ zareti'nin 13 Mayıs 1331 tarih ve 270 numarah tezkeresine bk.) 154- Kâmuran Gürün, a y m eser, 213, 216.

155- Takvim-i Vekayı', 19 Mayıs 1331, sayı 2189. 156- BA, Meclis-i Vükelâ Mazbataları, Defter Nr. 198, Karar Sıra Nr. 163, Karar Tarihi: 15 Receb 1333-17 Mayıs 1331. 157- Daha geniş bilgi için bk. Salahi R. Sonyel, «Tehcir), ve «Kırımlar» Konusunda Ermeni Propagandaları Hıristiyanlık Dünyasını Nasıl .Aldat­ tı», Belleten, c. XLI, sayı 161, Ankara 1977, s. 173-175. 158- Nejat Göyünç, Osmanlı İdaresinde Ermeniler, s. 20. 159- Kamuran Gürün, a y m eser, s. 223. 160- Stanford J.Shavv, "Ottoman Popolution Movements During The Last Years O f The Empire, 1885-1940 Some Preliminary Remark», Os­ manlı Araştırmaları, sayı 1, istanbul 1980, s. 197- 205. 161- Cartes Graphieques, istanbul 1919, 1 nolu harita.


148

BİR İSLÂMCİ DÜŞtJNtJR 162- «TehciH' edilen ve çeşitli sebeplerle ölen Ermenilerin sayısı ile il­

gili olarak bk. A.Alper Gazıgiray, E r m e n i Terörünün K a y n a k l a n , İs­ tanbul 1982, s. 289-291; Kamuran Gürün, a y m eser, s. 225-227. 163- Stanford J. Shaw, a y m eser, c. II, s. 518. 164- "Tehcir"le ilgUi olarak bk. M . Hanefî Bostan, «I. Dünya Savaşı Sı­ rasında Ermenileri iskân Meselesi ve Bazı Gerçekler», T ü r k Dünyası Araştırmaları, istanbul 1988, sayı 57, s. 107-118; Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Ankara 1990. 165- Mehmet Cavit, «Meşrutiyet Devrine Ait Cavit Bey'in Hatıralan » , Tanin, 3-5 Şubat 1945; Halil Menteşe, «Halil Menteşe'nin Hatıraları», Cumhuriyet, 24 Kasun 1946. 166- Eyüp Sabri Akgöl, «Osmanh'nın Son'On Yılı», Tercüman, 30 Ekim 1948, tefrika Nr. 44. 167- Said Hahm Paşa'mn bu düşüncesi Cavid Bey tarafından doğru­ lanmaktadır (bk. «Meşrutiyet Devrine Ait Mehmet Cavit Bey'in Hatıralan » , Tanin, 3-5 Şubat 1945. 168- Mehmet Cavit, «Meşrutiyet Devrine ait Cavit Bey'in Hatıralan», Tanin, 5 Şubat 1945; Halil Menteşe, «Halil Menteşe'nin Hatıralan, Cum­ huriyet, 24 Kasım 1946; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1904. 169- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 22; Halil Menteşe, "Halil Menteşe'nin Hatıraları", Cumhuriyet, 24 Kasım 1946; "Hariciye Nazın Halil Bey'in isticvabı". Harp Kabinelerinin İstic­ vabı, s. 207. 170- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 27. Yusuf Hikmet Bayur, bu konu Ue ilgili sâdır olan irâde-i seniyyenin tarihini 20 Nisan 1332 (3 Mayıs 1916) olarak vermektedir (bk. aym eser, c. III/4, s. 332). 171- Halil Menteşe, "Halil Menteşe'nin Hatıraları", Cumhuriyet, tef­ rika Nr. 35; Mehmet Cavit, "Meşrutiyet Devrine Ait Cavit Bey'in Hatıralan", Tanin, tefrika Nr. 124. Ali Fuad Türkgeldi, Şeyhühslâmın istifasınm sebebi olarak Enver Paşa'nın israfını göstermektedir (bk. Görüp İşittik­ lerim, s. 122). 172- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. III/4, s. 324. 173- BA, İrâde-Dosya Tasnüi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 28. 174- Ali Fuad Türkgeldi, aynı eser, s. 122. 175- Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. III/4, s. 324 n.l5. M.Ertuğrul Düzdağ da Musa Kazım'ın mason ohnadığmı belirtmektedir (bk. aym mü­ ellif, «Mason mu, değil mi?», Zaman, sayı 8401-8403, istanbul 10-12 Aralık 1987.


SAİD HALİM PAŞA

149

176- Cafer Ergin, "Şeyh-ül-IslâmMusa Kazım Efendi", Türk Mason Dergisi, sayı 35, Galata Temmuz 1959, s. 1 9 0 7 , 1 9 0 8 . 177- Cemal Paşa, aynı eser, s. 155. 178- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760, s. 19; Cemal Paşa, aynı eser, s. 155. 179- Mustafa Ragıp Esath, aynı eser, s. 675. 180- Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. ni/4, s. 319; aynı konu ile ilgi­ li olarak aynca bk. Falih Rıfkı (Atay)-Mahmut (Soydan), Atatürk'ün Anı­ l a n (1917-1919), (sadeleştiren ismet Bozdağ), Ankara 1982, s. 22-23; Lort Kinross, Atatürk, (trc. Necdet Sander), 9. baskı, istanbul 1984, s. 170. 181- Mustafa Ragıp Esath, aynı eser, s. 170; Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. III/4. s. 319. 182- "Atatürk'ün Hükümeti Devirme Teşebbüsü Nasıl Olacaktı?", Tarih Dünyası, sayı 1, s. 33-34. 183- ismail Hami Danişmend, aynı eser, c. IV, s. 432. 184- BA, Yüdız Evrakı, Kısun Nr. 36, Evrak Nr. 36, Zarf Nr. 141, Karton Nr. 13. 185- Ömer Kürkçuoğlu, aynı eser, s. 68. 186- ismail Hami Danişmend, aynı eser, c. IV, s. 432. 187- Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. II/3, s. 94; IsmaU Hami Da­ nişmend, aynı eser, c. IV, s. 433; Ömer Kürkçuoğlu (bk. aynı eser, s. 70) bu tayinin 1908'de yapıldığmı yazmakta ve İslâm Ansiklopedisi'nde de (bk. c. VII, s. 641) aym tarih verilmektedir. 188- ismail Hami Danişmend, aynı eser, c. İV, s. 433. 189- Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. U/3, s. 196-197. 190- Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. II/3, s. 196, 197-198, Ömer Kürkçuoğlu, aynı eser, s. 75-76. 191- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. III/l, s. 329-330; c. III/3, s. 238; Ömer Kürkçuoğlu, a y m eser, s. 78-79. 192- Cemal Paşa, aynı eser, s. 246, vesika Nr. 14; Yusuf Hikmet Ba­ yur, a y m eser, c. III/3, s. 241; Ömer Kürkçuoğlu, a y m eser, s. 80. 193- Cemal Paşa, a y m eser, s. 246-248; Yusuf Hikmet Bajnır, a y m eser, c.III/3, s. 241-243; Ömer Küçükçüoğlu, a y m eser, s. 81-86. 194- Cemal Paşa, a y m eser, s. 263-265; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. III/3, s. 248; Feridun Kandemir, Peygamberimizin Gölgesinde Son Türkler, istanbul 1974, s. 19-21. 195- Cemal Paşa, a y m eser, s. 273-275; Naci Kâşif Kıcunan, a y m eser, s.41-42; Feridun Kandemir, a y m eser, s. 38, 41, 458. 196- AU Fuad Erden, a y m eser, 2. baskı, s. 58; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. III/3, s. 269, 273; Feridun Kandemir, a y m eser, s. 42.


150

BiR İSLAMCI DÜŞtJNLJR 197- Şerif Hüseyin'in isyan beyannamesi ile ilgili geniş bilgi için bk.

Cemal Paşa, aynı eser, s. 275-278; Naci Kâşif R ı a m a n , Medine Müdafa­ ası, 2 . baskı, istanbul 1976, s. 55-59; Yusuf Hikmet Bajfur, a y m eser, c. III/3, s. 279-280; Ömer Kürkçuoğlu, a y m eser, s. 115-120. 198- Şerif Hüseyin'in beyannamesi ile ilgiU geniş bilgi için bk. Naci Kâşif Kıcıman, aym eser, s. 73-76; Yusuf Hikmet Bayr, a y m eser, c. III/3, s. 280-281. 199- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1906; Yusuf Hikmet Bayur, aym eser, c. III/3, s. 283; Feridun Kandemir, a y m eser, s. 56; Ömer Kürkçuoğlu, aynı eser, s. 144. 200- Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. III/3, s. 303-304. 201- Hicaz isyanı ile ilgili geniş bilgi için bk. AH Fuad (Erden), a y m eser, 1. baskı, s. 43-52; 2. baskı, s. 53-61; Cemal Paşa, aym eser, s. 218-306; Naci Kâşif Kıaman, a y m eser, s. 37-508; Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. III/3, s. 236-350; Feridun Kandemir, a y m eser, s. 7-576; aynı müellif, "Şerif Hüseyin ve Hicaz isyanı "„ Tarih Konuşuyor, c. VII, sayı 41, istan­ bul Haziran 1967, s. 3200-3203; Jean Pichon, a y m eser, s. 150-153; Naci Serez, Lawrence ve A r a p İsyam, istanbul 1965, s. 7-154; Philip Knightlcy-Colin Simpson, Lawrens GizU Hayatı, (trc. Cüneyd Emiroğlu), istan­ bul 1978, s. 95-219; Cemal Kutay, Lavrens'e Karşı Kuşçubaşi, s. 27-270: aynı müellif, Birinci Dünya Harbinde Teşkilât-ı Mahsusa ve Hayberde Türk Cengi, s. 149-287; Salâhı R, Sonyel, «Albay T.E. Lawrence, Haşimi Araplarını Osmanlı imparatorluğuna Karşı Ayaklanmaları için Nasıl Aldattı.., Belleten, c. LI, sayı 199, Ankara 1987, s. 231-255. Ömer Kürküçüoğlu, aym eser, s. 67-246; Willy Bourgeois, Lawrence, (trc. Nusret Kuroğlu), istanbul 1967, s. 20-58; Erol Ulubelen, aynı eser, s. 186-188. 202- s. 676. Said Halim Paşa'nm 5 Ekim 1916'da ikinci defa ittihat ve Terakki Partisi'nin başkanlığına seçildiğine dair bk. Zafer Toprak, «70. Yıl­ dönümünde Ittiliat ve Terakki 1916 Kongresi III», Tarih ve Toplum, sayı 35, istanbul 1986, s. 10; Tarık Zafer Tunaya, aynı eser, c. III, s. 241. 203- "Sait HaUm Paşa'mn isticvabı",.aym eser, s. 333; Mehmet Cavit, "Meşrutiyet Devrine Ait Cavit Bey'in Hatıraları", Tanin, tefrika Nr. 161; Mustafa Ragıp Esatlı, a y m eser, s. 270-273. 204- Şina Aksin, aynı eser, s.298. 205- Ali Fuad Türkgeldi, aym eser, s. 125; ibnülemin Kemal inal, aym eser, e. IV, s. 1907. 206- Mustafa Ragıp Esatlı, a y m eser, s. 271-273; Yusuf Hikmet Ba­ yur, a y m eser, c. III/4, s. 326. 207- Yusuf Hikmet Bayur, a y m eser, c. III/4, s. 328; Ziya Şakir,


SAÎD HALÎM PAŞA

151

Talât, Enver, Cemal Paşalar, s. 47; Mithat Şükrü Bleda, İmparatorlu­ ğun Çöküşü, istanbul 1979, s. 8 3 . 208- B A İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 2628, s.l; Ali Fuad Türkgeldi, aynı eser, s. 126; ibnülemin Kemal inal, aynı eser, c. IV, s. 1908. 209- BA, İrâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 4, Evrak Nr. 2628, s. 1; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 126-127; ibnülemin Mahmut Kemal inal, aym eser, c. İV, s. 1908; Ahmed Emin Yalman, Talat Bey'in sadârete getiriliş tarihini 4 Şubat 1916 olarak (bk, a y m eser, c. I, s. 264) vermektedir. 210- Yılmaz Öztuna, a y m eser, c. "VII, s. 256. 211- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 126, 267; Gültekin öransay, Osmanlı Devletinde Kim Kimdir?, c. I, s. 150. 212- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 126. 213- Feroz Ahmad, a y m eser, s. 228. 214- Yusuf Hikmet Bayur, aynı eser, c. III/4, s. 329-330. 215- "Sait Hahm Paşa"nın isticvabı", aym eser, s.252-253, 333; ibnü­ lemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1907. 216- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1907. 217- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 127; ibnülemin Mahmut Ke­ mal inal, a y m eser, c. IV, s. 1908-1909. 218- Salnâme-i DevIct-i Âliyye-i Osmâniyye 1333-1334, Der­ sa'âdet 1334, s. 107; "Sait Halim Paşa'nın isticvabı", a y m eser, s. 255-257; Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu (trc. Metin Kıratlı), Anka­ ra 1970, s. 224. 219- Tarık Zafer Tunaya, a y m eser, c. III, s. 241. 220- ismail Hami Danişmend, a y m eser, c.IV, s. 434.



III. B Ö L Ü M L E ILGILI DİPNOTLAR 1- Eşref Edib, "Âlem-i islâm için pek büyük bir ziyâ", Sebîlürreşâd, c. XIX. sayı 4 9 2 , 1 4 Cemaziyel evvel 1340 - 1 6 Kânun-i sânî 1338 Ankara, s. 257. 2- Ali Haydar Mithat, Hâtıralarım (1872-1946), s. 322; Necmeddin Sahir Sılan, "ikinci Meşrutiyette Divan-ı Âli Hareketleri", Tarih Konuşu­ yor, c. V I , sayı 31, Ağustos 1966 istanbul, s. 2570. 3- Lütfî Simavî, Sultan Mehmed Reşâd Hânın ve Halefinin Sara­ yında Gördüklerim, 2. kısım, s. 164. 4- Lütfî Simavî, a y m eser, 2. kısım, s. 169, Ali Fuad Türkgeldi, Gö­ rüp İşittiklerim, s. 153, ibnülemin Mahmut Kemal inal. Son Sadrazam­ lar, c. rV, s. 1980. 5- Said Halim Paşa'mn bu konudaki beyanatı için bk. İkdam, 23 Teş­ rin-i evvel 1334.

6- Lütfî Simavî, aym eser, 2. kısım, s. 179-180; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 158-159; Mithat Şükrü Bleda, İmparatorluğun Çöküşü, s. 121-126, Ali Türkgeldi, Talat Paşa ve arkadaşlarının firar tarihini 1 Teşrîn-i sânî 1918 olarak göstermektedir, (bk. aynı müellif, Mondros ve Mudanya Mütarekelerinin Tarihi, Ankara 1948, s. 104-105). 7- Harp Kabinelerinin İsticvabı, s. 3, 7-11; Necmeddin Sahir Sılan, "ikinci Meşrutiyette Divan-ı Âli Hareketleri", a y m eser, c. VI, sayı 31, s. 2568-2569, 2571. 8- "Tevkifâta Dâ'ir", Sebüürreşâd, c. XVI, sayı 396-397, s. 80; Harp Kabinelerinin İsticvabı, s. 3; Necmeddin Sahir Sılan, "ikinci Meşruti­ yette Divan-ı Âli Hareketleri" Tarih Konuşuyor, c. VI, sayı 31, s. 25692570.


154

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR 9- Necmeddin Sahir Sılan, "ikinci Meşrutiyette Divan-ı Âli Hareket­

leri", a y m eser, c. VI, sayı 31, s. 2570. 10- Harp Kabinelerinin İsticvabı, s. 3, 5 - 7; Necmeddin Sahir Sı­ lan, "ikinci Meşrutiyette Divan-ı Âli Hareketleri", a y m eser, c. VI, sayı 31, s. 2568. 11- Necmeddin Sahir Sılan, "ikinci Meşrutiyette Divan-ı Âh Hareket­ leri", a y m eser, c. V I , sayı 31, s. 2571. 12- Harp Kabinelerinin İsticvabı, s. 3-4. 13- Harp Kabinelerinin İsticvabı, s. 4. 14- Cemal Kutay, "Said Halim Paşa'mn Malta'dan Başkan Vilson, Loyd Corc ve Klemansoya Uyarma Mektupları" Tarih Sohbetleri, Nr. 8, s. 144-145. 15- Harp Kabinelerinin İsticvabı, s. 5-7; Celâl Bayar, aym eser, c V, s. 1653-1654; Necmeddin Sahir Sılan, «ikinci Meşrutiyette Divan-ı Âli Hareketleri», Tarih Konuşuyor, c. V, sayı 30, istanbul Temmuz 1966, s. 2473-2474; Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal Partiler c. II, istan­ bul 1986, s. 70. 16- Said Halim Paşa'nm itham edildiği mevzularla ilgili verdiği ce­ vaplar için bk. "Said Halim Paşa'mn isticvabı" Harp Kabinelerinin İstic­ vabı, s. 246-333. 17- Gotthard Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, c. I, An­ kara 1970, s. 3. 18- "Said Halim Paşa'mn isticvabı" a y m eser, s. 246-269. 19- "Said Halim Paşa'nm isticvabı" a y m eser, s. 317. 20- Said Halım Paşa, "Türkiye'nin Harb-i Umumî'ye Iştirakindeki Sebebler", Sebüürreşâd, c. XX, sayı 507, 4 Zilkade 1340-29 Haziran 1338 Ankara, s. 149-154; Cemal Kutay, Birinci Dünya Harbinde TeşkUât-ı Mahsusa ve Hayber'de Türk Cengi, s. 78-81. 21- Said Halim Paşa, a y m hatıralar, s. 152. 22- Said Halim Paşa, a y m hatıralar, s. 149, 152, 153. 23- Said Halim Paşa, a y m hatıralar, s. 152. 24- Said Halim Paşa, a y m hatıralar, s. 153. 25- Said Halim Paşa, a y m hatıralar, s. 153. 26- Yusuf-Akçura, "Osmanh Devleti Umumî Harb'de Bî-taraf Kalabi­ lir miydi?", Türk Tai-ih Encümeni Mecmuası, Nr. 19 (96), istanbul 1 Ha­ ziran 1928, s. 29; Ev-üp Sabri Akgöl "Osmanlı'nın Son On YJı", Tercüman, 31 Ekim 1984, tefrika Nr. 4 5 . 27- Gazi Mustafa Kemâl, Nutuk Muhteviyyâtma Â'id Vesaik, An­ kara 1927, Vesika Nr. 142, s. 141-143; Erol Güngör, Tarihte Türkler, is­ tanbul 1988, s. 424.


SAİD HALİM PAŞA

155

28- Lütfl Simavî, aynı eser, s. 187-188; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 163; İbnülemin Mahmut Kemal İnal, a y m eser, c. IV, s. 1717. Tev­ fik Paşa, bilindiği gibi böylelikle ikinci defa sadarete getiriliyordu. Tevfik Paşa'mn birinci sadaret dönemi (14 Nisan 1909-5 Mayıs 1909) yirmi bir gündür. Bk. ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. III, s. 1708; İs­ mail Hamdi Danişmend, İzahh Osmanh Tarihi Kronolojisi, c. İV. istan­ bul 1971, s. 98. 29- Gotthard Jaeschke, aynı eser, c. I, s. 2; Sabahattin Selek, a y m eser, c. I, s. 105; Sina Aksin, a y m eser, s. 64. 30- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 108; (üelâl Bayar, aym eser, c. V, s. 1421; Gotthard Jaechke, a y m eser, c. I, s. 4; Sabahattin Selek, a y n ı eser, c. I, s. 105. 31- Sabah, 2 Kânûn-ı evvel 1334. 32- Takvîm-i Vekâyi', 22 Kânûn-ı evvel 1334-19 Rebî'ül evvel 1337, Nr. 3425, D ü s t û r 2 , c. XI; s. 72; Ali Fuad Türkgeldi, aynı eser, s. 169, 182183; Mehmet Cavit "Meşrutiyet Devrine Ait Cavit Bey'in Hatıraları", Ta­ nin, 16 Eylül 1945; Ali Fuat Cebesoy, Millî Mücadele Haturaları, istan­ bul 1953, s. 37. 33- Takvîm-i Vekâyi', 27 Kânûn-ı evvel 1334, Nr. 3430; 14 Kânun-: sânî Nr. 3445; D ü s t û r 2 , c. XI, s.81; Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, Ankara 1971, s. 174; aynı müellif, Türk Kur­ tuluş Savaşı Kronolojisi, c. I, s. 11, 13. 34- Bilâl N.Şimşir, Malta Sürgünleri, istanbul 1976, s. 35. 35- Bilâl N.Şimşir, a y m eser, s. 36. 36- Lütfî Simavî, aynı eser, 2. kısım, s. 204; Sina Aksin, a y m esor, 148. 37- Bilâl N.Şimşir, a y m eser, s. 36; Sina Aksin, aynı eser, s 14S 38- Takvîm-i Vekâyi', 14 Kânûn-ı sânî 1335, Nr. 3445; Alı l'uad Türkgeldi, aynı eser, s. 179, 183; İbnülemin M a h m u t Kemal inal, aynı eser, c. İV, s. 1721,1723; Ali Fuad Cebesoy, aym eser, s. 38; Sina Aksin, aym eser, s. 148. 39- Mehmet Cavit, "Meşrutiyet Devrine Ait Cavit Bey'in Hatıraları", Tanin, 30 Eylül 1945; Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 39; Sina Aksin, aynı eser, s. 150. 40-

İkdam, 31 Kânûn-ı

sânî 1335; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s.

178-179; ibnülemin Mahmut Kemal İnal, aym eser, c. IV, s. 1724; Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 52-54; M . Fahrettin Kırzioğlu, Ziya Gökalp-Malta Konferansları, Ankara 1977, s. 13; Ahmed Emin Yalman, Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim (C.I, s. 337) isimli eserinde bu tevkifle-


156

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

rin 31 Kasım 1918'de Dâhiliye

Nâzın izzet Bey

zamamnda başladığım ya­

zarsa da bu taröıte izzet Bey Dâhiliye N â z ı n değildir. Ziya Gökalp Mal­ ta'dan kızlarına 28 ve 29 Ocak 1920'de yazdığı mektuplarda 28 Ocak 1919'da tevkif edildiğini yazmaktadır. Bk. Fevziye AbduUah Tansel, Ziya Gökalp Külliyatı II. (Limni ve Malta Mektupları), Ankara 1965, s. 164, 165, 167. 41- Ali Fuad Türkgeldi, aynı eser, s. 178-179; Bilâl N . Şimşir, aynı eser, s. 65. 42- Celâl Bayar, aynı eser, c. V, s. 1524; Gotthard Jaeschke Kurtu­ luş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, s. 175; Bilâl Şimşir, aym eser, s. 55. 43- Sina Aksin, İstanbul Hükümetleri ve MiUî Mücadele, istan­ bul 1983, s. 155-156. 44- Vakit, 2 Şubat 1335, Nr. 722. 45- (îotthard Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, c. I, s. 15; aynı konu ile ilgili olarak bk. Celâl Bayar, a y m eser, c. v | s. 1544. 46- Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgele­ ri, s. 175; Bilâl N . Şimşir, aynı eser, s. 42-43; Sina Aksin, a y m eser, s 156. 47- Gotthard Jaeschke, a y m eser, s. 176; aynı müellif, Türk Kurtu­ luş Savaşı Kronolojisi, c. I, s. 16; Bilâl N.Şimşir, a y m eser, s.86. 48- Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, c. I, s. 17; aym müellif Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, s. 176; Bilâl N . Şim­ şir, a y m eser, s. 62-63; Sina Aksin, a y m eser, s. 174. 49- A h Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 187; Gothard Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, c. I, s. 18; ismail Hami Danişmend, a y m eser, c. IV, s. 457; Sina Aksin, a y m eser, s. 174. 50- Bilâl N. Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk, c. I, Ankara 1973, s. 3-4; aynı müellif. Malta Sürgünleri, s. 60. 51- Ali Fuad Türkgeldi, aynı eser, s. 193; Gotthard Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, c.I, s. 19; Recai G. Okandan, aym eser, c.I s. 410 n. 124; Sina Aksin, a y m eser, s. 174. 52- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 193-194; Ismaü Hami Danişmed, a y m eser, c. IV, s. 456. 53- Ali Fuad Türkgeldi, ayni eser, s. 196; ismail Hami Danişmend, a y m eser, c. IV, s. 457. 54- Lütfî Simavî, a y m eser, s. 220; Refik Halid Karay, Minelbat İlelmihrab, istanbul 1964, s. 73-76. 55- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 195; ibnülemin Mahmut Kemal


SAİD HALİM PAŞA

157

inal, a y m eser, c. IV, s. 2038-2039; Ab Fuad Cebesoy, a y m eser, s. 47; Lütfi Simavî, Damad Ferid Paşa Kabinesi'nin kuruluş tarihini 5 Mart (bk. aym. e s e r , 2. kısım, s. 220) olarak vermektedir. 56- T a k v î m - i V e k â y i ' , 11 Mart 1335, Nr. 3493; I>üstûr2, c. XI, s. 135; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 198; (îotthard Jaeschke, a y m eser, c. I, s. 20; aynı müellif. K u r t u l u ş S a v a ş ı İle İ l g i l i İ n g i l i z B e l g e l e r i , s. 177, 57- B A M e c l i s - i V ü k e l â M a z b a t a l a r ı , c. 214, s. 120; Ali Fuad Türk­ geldi, a y n ı e s e r , s. 198-199; Sina Aksin, a y m e s e r , s. 197. 58- "Tevkifâta Dâir", S e b î l ü r r e ş â d , c. XVI, sayı 396-397, s. 80; Lütfî Simavî, a y m e s e r , c, II, s. 221; AU Fuad Türkgeldi, a y m e s e r , s. 199; ibnü­ lemin Mahmut Kemal inal, a y m e s e r , c. IV, s. 1909, 2039. Ahmed Emin Yalman, a y m e s e r , c. I, s. 339-340; Ali Haydar Mithat, a y m e s e r , s. 338; Fethi Okyar, a y m eser, s. 278; Hüsameddin Ertürk, a y m e s e r , s. 202-203; Bilâl N.Şimşir, a y m e s e r , s. 76-77; Lord Kmross, A t a t ü r k , s. 233. 59- "Tevkifâta Dair, S e b ü ü r r e ş â d , c. XVI, sayı 396-397, s. 80. 60- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m e s e r , c.IV, s. 1907; Hüsa­ meddin Ertürk, İ k i D e v r i n P e r d e A r k a s ı , s. 202-203; M . Zekeriye Sertel, H a t ı r l a d ı k l a r ı m (1905-1950), istanbul 1968, s. 69-70; Mithat Şükrü Ble­ da, a y m e s e r , s. 126; Fethi Okyar, a y m e s e r , s. 279. Bekirağa Bölüğü'nün tarihçesi için bk. "Bekirağa Bölüğünde", T a r i h v e T o p l u m , sayı 73 istan­ bul Ocak 1990, s. 58. 61- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 200-201; Refik Halid Karay, ay­ n ı e s e r , s. 91; Celâl Bayar, a y m eser, c. V. s. 1517-1519; Sina Aksin, a y m e s e r , s. 204-205. 62- AU Fuad Türkgeldi, a y m e s e r , s. 202-2Ö6; Hüsameddin Ertürk, a y m e s e r , s. 297-301; Falih Rıikı Atay, Ç a n k a y a , c. I, istanbul 1958, s. 8487; Celâl Bayar, a y m eser, c. V, s. 1521-1523; Ali Çankaya, Y e n i M i U k i y c T a r i h i v e M ü l k i y e l i l e r , c. II, 1. baskı, Ankara 1954, s. 602-614; c. III, 2. baskı Ankara 1968, s. 1156-1171; Gotthard Jaeschke, T ü r k K u r t u l u ş Sa­ v a ş ı İ l e İlgUi İ n g i l i z B e l g e l e r i , s. 178-179; Bilâl.N. Şimşir, a y m e s e r , s. 49-50, 87-93; Fethi Okyar, a y m eser, s. 280; Sina Akşın, a y n ı e s e r , s. 199200; Halil Menteşe, H a l ü M e n t ^ e ' n i n Hatıraları, istanbul, 1986, s. 238239. 63- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m e s e r , c. IV, s. 1910; Bilâl N.Şimşir, a y n ı e s e r , s. 93. Talat Paşa (bk. T a l â t P a ş a ' n ı n H a t ı r a l a r ı , s 121); Celâl Bayar, (bk. a y m e s e r , c. V, s. 1510) ve Gotthard Jaeschke (bk. T ü r k K u r t u l u ş S a v a ş ı K r o n o l o j i s i , c. I, s. 27) ittihatçılann yargılanma tarihini 27 Nisan 1919 olarak vermektedirler. Hüseyin Cahit Yalçın ise bu tarihi (bk. S i y a s a l A n ı l a r , s. 260) 8 Mayıs 1919 olarak kaydetmektedir.


158

BÎR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

Tarık Zafer Tunaya birinci muhakemenin (bk. Türkiye'de Siyasal Parti­ ler, c. I, s. 584 n. 81) 22 nisan 1335 (1919) de başladığım yazmaktadır. 64- İttihat ve Teraldsi ileri gelenlerinin yargılanmaları, ileri sürülen iddialara verdikleri cevaplarla ve avukatlarının müdafaaları ile ilgili geniş bilgi için bk. "İttihad ve Rüesâsı'nm Muhakemesi", İkdam, 13 Mayıs 1919...; Tarihî Muhakeme, İstanbul 1919; Takvîm-i Vekâyı'ın sorgula­ ma ile ilgili ilâveleri; Talat Paşa, a y m eser, 121-149; İbnülemin Malımut Kemal, a y m eser, c. IV, s. 1909-1910; Celâl Bayar, a y m eser, c. I, s. 15101514; M. Falırettin Kirzıoğlu, a y m eser, s. 15-18 p . 4; Bilâl N . Şimşir, aym eser, s. 93-96. 65- Falüı Rıikı (Atay)-Mahmut (Soydan), Atatürk'ün Anıları (19171919), (sadeleştiren İsmet Bozdağ), Ankara 1982, s. 123-124; Fethi Okyar aynı eser, s. 281-282; Lord lünross, aynı eser, s. 233-234, 254; Gotthard Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, c. I, s. 32. 66- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 210-214; İbnülemin Mahmut Kemal İnal, a y m eser, c. İV, s. 2040-2041; Sina Aksin, a y m eser, s. 272, 300-301. 67- Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 108, 109. 68- Celâl Bayar, aynı eser, c. V, s. 1530; Gotthard Jaeschke, aynı eser, c. I, s. 34; aynı müellif, Kxu-tuluş Savaşı İle İlgUi İngiliz Belgeleri, s. 179; Bilâl N . Şimşir, aynı eser, s. 112. 69- Bilâl K Şimşir, a y m eser, s. 112. 70- Hüsameddin Ertürk aynı eser, s. 323-324; Celâl Bayar, aynı eser, c. V, s. 1530; (îotthard Jaeschke, a y m eser, s. 179-180; Bilâl H.Şimşir, a y m eser, s. 112-114; Sina Aksin, a y m eser, s. 312. 71-

İkdam, 29 Mayıs

1335 (İ919); Lütfî Simavî, aym eser, c. i l , s. 237

238; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 218; İbnülemin Malımut Kemal İnal, aynı eser, c. İV, s. 1911, 2042; Bilâl N . Şimşir, aynı eser, s. 114. 72- Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 218-219; Lütfî Simavî, a y m eser, c. i i , s. 238. 73- Ali Fuad Türkgeldi, aynı eser, s. 219, 221; Sina Aksin, a y m eser, s. 314. 74- Bilâl N.Şimşir, a y m eser, s. 114, 120; M. Fahrettin lürzioğlu, aym eser, s. 18. 75- İbnülemin Mahmut Kemal İnal, aynı eser, 130; Osman Öndeş "Malta Sürgünleri", Hayat Tarih Mecmuası, c. i i , sayı 11, s. 46-47; Eyüp Sabri Akgöl, "Osmanlı'nın Son On Yılı" Tercüman, 31 Ekim 1984, tefrika, Nr. 45; Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 121-122-123-124, 126. 76- Bilâl N. Şimşir, aynı eser, s. 121.


SAİD HALİM PAŞA

159

77- İbnülemin Mahmut Kemal İnal, aynı eser, e. IV, s. 2042 n. 2. 78- Fevziye Abdullah Tansel, aynı eser, c. II, s. 3 , 4 , 6 , 7, 41; Bilâl N . Şimşir, aym eser, s. 121. Mithat Şükrü Bleda (bk. a y m eser, s. 130) ve Ah­ med Emin Yalman (bk. a y m eser, c. II, s. 104) bu 12 kişinin Mondros Limam'na bırakılış tarihini 31 Mayıs olarak vermektedirler. 79- Hüseyin Cahit Yalçın, Siyasal Anılar, s. 264; Mithat Şükrü Ble­ da, aynı eser, s. 130; Alımed Emin Yalman, a y m eser, c. II, s. 104; Fevziye Abdullah Tansel, a y m eser, c. II, s. 7; Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 121122; Fethi Okyar Mondros'ta bırakılanlar arasında olduğunu iddia etmek­ tedir. Bk. a y m eser, s. 284. 80- Gotthard Jaesclıke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, c. I, s. 40; Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 125, 126. 81- Fevziye Abdullah Tansel, aym eser, c. I, s. 39-42, 44. Mithat Şük­ rü Bleda Mondros kasabasında iki ay kadar kaldıklarını (bk. a y m eser, s. 130) yazmaktadır. Gotthard Jaeschke, Mondros'taki 12 tutuklu Malta'ya (bk. aynı eser, c. 11, s. 65) 18 Eylül 1919'da, Bilâl N . Şimşir ise 21 Eylül 1919'da sürüldüğünü yazmaktadır. Bk. aynı eser, s. 121. 82- Ali ihsan Sâbis, Harb Hatıralarım, c. I, Ankara, 1951, s. 24; Feri­ dun Kandemir, Peygamberimizin Gölgesinde Jön Türkler, s. 246-248; Cemal Kutay, Birinci Dünya Harbinde Teşküât-ı Mahsusa ve Hayber'de Türk Cengi, s. 310; aynı müellif. Siyasî Sürgünler Adası Malta, İstanbul 1978, s. 13; Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 99, 155. 83- Celâl Bayar, a y m eser, c. V, s. 1533-1534. 84- Talat Paşa, a y m eser, s. 137-149; Ali Füad Türkgeldi, aynı eser, s. 228, 229; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 2043; Celâl Bayar, aym eser, c. V, s. 1536; ismail Hami Danişmend, a y m eser, c. IV, s. 461; Gotthard Jaeschke, a y m eser, c. I, s. 51, 105-106. 85- Gazi Mustafa Kemâl, Nutuk, s. 225; Ali Fuad Türkgeldi, aynı eser, s. 254; ibnülemin Mahmut Kemal inal, aym eser, c. IV, s. 2113; isma­ il Hami Danişmend, a y m eser, c. IV, s. 463; Gotthard Jaeschke, aym eser, c. I, s. 85; Bilâl N . Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk, c. I, Ankara 1973, s. 340; aynı müellif. Malta Sürgünleri, s. 172; Stanford J. ShavvEzel Kural Shaw, Osmanh İmparatorluğu ve M o d e r n Türkiye, c. II, s. 413. 86- Ali Fuad Türkgeldi, aynı eser, s. 254; Ali Türkgeldi, a y m eser, s. 123-124; Gotthard Jaesclıke, aynı eser, c. I, s. 87; Bilâl N . Şimşir, aynı eser, s. 172-173; Stanford J. Shaw-Ezel Kural Shaw, a y m eser, c. II, s. 413, 414. 87- Gazî Mustafa Kemâl, a y m eser, vesika Nr. 225, s. 230; Ali Fuad


160

BÎR ÎSLÂMCI DÜŞÜNÜR

Türkgeldi, aym eser, s. 254, 255; Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 173. Harbiyt Nazırı Cemal Paşa'mn 21 Kânûn-ı sânî 1920'de Mustafa Kemal Paşa'ya çektiği telgrafta ingilizlerin baskısından söz etmektedir, (bk. Nutuk, s. 226). ingiliz belgelerinde de ingiltere'nin baskısından söz edilmektedir, (bk, Bilâl N . Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk, c. I, s. 365-366). 88- Gazî Mustafa Kemal, Nutuk, s. 259; Ali Fuad Türkgeldi, a y m eser, s. 259; ihsan Idikut, Türk Lavrensleri, istanbul 1953, s. 37; Hüsnü Himmetoğlu, Kurtuluş Savaşı'nda İstanbul ve Yardımları, c. I, s. 435; Bilâl N. Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk, c. I, s. 463-465; aym müel­ lif. Malta Sürgünleri, s. 182, 89- Rauf Orbay, "Rauf Orbay'ın Hatıraları", Yakın Tarihimiz, c. III, s. 277; Mazhar Müfit Kansu, Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürkle Beraber, c. II, Ankara 1968, s, 554; Ali Fuad Türkgeldi, aym eser, s. 259260; Ali Fuat Cebesoy, a y m eser, s. 313; Osman Ergin, Abdülaziz Mecdi T o l u n - H a y a t ı ve Şahsiyeti, istanbul 1942, s. 112-116. 90- Kâzım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, istanbul 1981, s. 236; Ali ihsan Sâbis, aynı eser, c. 'V, s. 29; Ali Fuat Cebesoy, a y m eser, s. 313; Ah­ med Emin Yalman, a y m eser, c. II, s. 117; Cîotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, s. 181; Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 194, 195, 196, 198, 199, 200. 91- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 2057-2058. 92- Gazî Mustafa Kemâl, Nutuk Muhteviyatına Ait Vesaik, Vesika Nr. 226, s. 231. 93- Kâzım Karabekir, aynı eser, s. 500, 502; Gotthard. Jaeschke, Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, s. 181. 94- BUâl N. Şimşir, a y m eser, s. 204. 95- Ahmet Emin Yalman, a y m eser, c. II, s. 118; Bilâl N . Şimşir, aym eser, s. 205, 206. 96- Bilâl N . Şimşir, aym eser, s. 207. Ahmet Emin Yalman 29 Mart'ta Malta'ya vardığını yazmaktadır, (bk. a y m eser, c. II, s. 119). 97- Ali thsan Sâbis, a y m eser, c. V, s. 30; Hüsameddin Ertürk, aynı eser, s. 206; Bilâl N . Şimşir, aynı eser, s. 209. 98- Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 223. 99- Ali ihsan Sâbis, a y m eser, c. V, s. 29; Ahmet Emin Yalman, ajrm eser, c. II, s. 120; Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s, 223. 100- Bilâl N . Şimşir, aynı eser, s. 226, 101- Süreyya Sami Berkem, Unutulmuş Günler, istanbul 1960, s. 48-64; Falih Rıfkı Atay, Çankaya, c. I, istanbul 1958, s. 138-139, 142; Tev­ fik Bıyıkhoğlu, Atatürk Anadolu'da, c. I, Ankara, 1959, s. 62; Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 224, 225, 255.


SAİD HALİM PAŞA

161

102- ibnülemin Mahmut Kemal inal, aynı eser, c. IV, s. 130; Ali Türkgeldi, aynı eser, s. 126-131; Gotthard Jaeschke, a y m eser, c. I, s 116. 103- ismail Hami Danişmend, a y m eser, c. IV, s. 465. 104- Fevziye Abdullah Tansel, a y m eser, c. II, s. 39-40, n.l; Samet Ağaoğlu, B a b a m ı n Arkadaşları, 2. Baskı, istanbul t.y., s. 123; Ahmet Emin Yalman, a y m eser, c. II, s. 121,122; Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı Ue Dgili İngiliz Belgeleri, s. 184; Osman Öndeş, "Malta Sürgün­ leri", a y m eser, c. II, sayı 11, s. 46. 105- Gotthard Jaeschke, a y m eser, s. 184, 283; Bilâl N. Şimşir, aym eser, s. 121. 106- Ahmed Emin Yalman, a y m eser, c. II, s. 121; Cemal kutay, "Said Hahm Paşa'nm Malta'dan Başkan Vilson, Loyd Corc ve Klemansoy'a Uyar­ ma Mektupları", Tarih Sohbetleri, Nr. 8, s. 150; aym müellif, Siyasî Sür­ g ü n l e r Adası Malta, s. 52-53-54. 107- HaUl Menteşe, a y m eser, s. 240-241; Mithat Şükrü Bleda, a y m eser, s. 131; Cemal Kutay, a y m eser, s. 180. 108- Fevziye Abdullah Tansel, a y m eser, c. H, s. XXXI, N. 17,20,103, 195; Ahmet Emin Yalman, a y m eser, c. II, s. 114-116; Cemâl Kutay, "Said' Halim Paşa'nm Malta'dan Başkan Vilson, Loyd Corc ve Klemansoy'a Uyar­ ma Mektupları", a y m eser, Nr. 8, s. 149; Osman Öndeş, "Malta Sürgünle­ ri", .aym eser, c. II, sayı 11, s. 44, 47; Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 294. 109- Bilâl N. Şimşir, a y m esıer, s. 289. 110- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. II, s. 979; c. IV, s. 1913; Eşref Edib, M e h m e d Âkif, istanbul 1960, s. 233. 111- Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 289. 112- Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 289-290. 113- Bilâl N. Şimşir, a y m eser,s. 290-293. 114- Gotthard Jaeschke, ajrm eser, s. 184; Bilâl N. Şimşir, a y m eser s. 294. 115- Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 294. 116- Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 295-296. 117- Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 296. 118- Ahmed Emin Yalman, a y m eşer, c. II, s. 112; Aynca bk, Eşrel Edib, "Âlem-i islâm içün pek büyük bir ziyâ", Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 258-259. 119- Ahmed emin Yalman, a y m eser, c. II, s. 119. 120- Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 207. 121-Mithat Şükrü Bleda, a y m eser, s. 161.


162

BÎR ÎSLÂMCI DÜŞÜNÜR 122- Cemal Kutay, "Said Halim Paşa'mn Malta'dan Başkan 'Vilson ,

Loyd Corc ve Klemansoy'a Uyarma Mektupları", a y m eser, Nr. 8, s. 151152, 154, 157, 159-161; aynı müellif, "Siyasî Sürgün Said Halim Paşa'nm Hatıralarında İmparatorluğumuz ve Birinci Cihan Savaşı", a y m eser, Nr. 16, s. 86, 89-91; Eyüp Sabri Akgöl, "Osmanh'nın Son On Yıh", Tercüman, 31 Ekim 1984, tefrika, Nr. 45. 123- Cemal Kutay, "Sait Halim Paşa'nm Malta'dan Başkan Vilson, Loyd Corc ve Klemansoy'a Uyarma Mektupları", a y m eser, Nr. 8, s. 162. Cemal Kutay bir başka eserinde Said Halim Paşa'mn Yalnız Amerika Dev­ let Reisi WUson'a mektubunun takdim edildiğine dair bir cevabî not aldığı­ nı behrtir. Bk. aynı müeUif, "Siyasî Sürgün Said Halim Paşa'mn Hatırala­ rında imparatorluğumuz ve Birinci Cihan Savaşı", a y m eser, Nr. 16, s. 93. 124- Bilâl N. Şimşir, a y m eser, Nr. 16, s. 93. 125- Ahmed Emin Yalman, a y m eser, c. II, s. 178-179; Bilâl N . Şim­ şir, a y m eser, s. 391. 126- Yusuf Hikmet Bayur, Türkiye Devletinin Dış Siyasası, An­ kara, 1973, s. 56-57; Gotthard Jaeschke, a y m eser, s. 190-191; Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 258. Sevr Antlaşmasımn tam metni için bak. Nihat Erim, Devletler Arası Hukuku ve Siyasî Tarih Metinleri, c. I, Ankara 1953, s. 524-691. 127- Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 2 6 1 . 128- Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 266, 270. 129- Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 271. 130- Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 270, 272, 274. 131- Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 274. 132- Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 275-280. 133- Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 2 8 1 . 134- Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 371-373. 135- Gotthard Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, c. I, s. 113; aynı müellif. Kurtuluş Savaşı İle İlgUi İngiliz Belgeleri, s. 186; Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 381. 136- Gotthard Jaeschke, aynı eser, c. I, s. 117; aynı müellif, a y m eser, s. 186-187; Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 375. 137- Gotthard Jaeschke, aynı eser, c. I, s. 124; aynı müelhf, aynı eser, s. 187; Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 382. 138- AU ihsan Sâbis, a y m eser, c. V, s. 32; Ahmed Emin Yalman, aym eser, c. i i , s. 183-185; BUâl N . Şimşir, a y m eser, s. 390. 139- Bilâl N . Şimşir, a y m eser, s. 391-393.


SAİD HALÎM PAŞA

163

140- Cemal kutay, Tarih Sohbetleri, Nr. 8, s. 166. 141- ismail Hami Danişmend, a y m eser, c. IV, s. 466; Gotthard Ja­ eschke, a y m eser, c. I, s. 137, 141; Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 392, 396, 397; aym müellif, İngiliz Belgelerinde Atatürk, c. III, Ankara 1979, s. 81, 178, 212, 213; Hüsnü Hikmetoğlu, a y m eser, c. II, s. 70, 72. 142- Fevziye Abdullah Tansel, a y m eser, c. II, s. 580-582; Ahmed Emin Yalman, a y m eser, c. II, s. 190-192; Yusuf Hikmet Bayur, Türkiye Devletinin Dış Siyasası, s. 86-87; Lord Kinross, aym e s w , s. 439; Bilâl N Şimşir, aym eser, s. 397-404; aym müeUif, Sakarya'dan İzmir'e, Istanbu.' 1972, s. 73. 143- T B M M Gizli Celse Zabıtları, c. II, Ankara 1985, s. 2-9. 144- Fevziye Abdullah Tansel, aynı eser, c. II, s. 604-605; Ahmet Emin Yalman, a y m eser, c. 11, s. 193; Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 408420; aym müellif, İngiliz Belgelerinde Atatürk, c. lU, s. 270-271; Ah Fet­ hi Okyar, "Ali Fethi Okyar'dan Günlük Hatıralan", Belgeler, c. XII, sayı: 16, Ankara 1988, s. 116. 145- Ali ihsan Sâbis, a y m eser, c. V, s. 33-36; Ahmed Emin Yalman, a y m eser, c. II, s. 199-203; Mithat Şükrü Bleda, a y m eser, s. 135-145; ih­ san İdikut, a y m eser, s. 39; Hüsameddin Ertürk, a y m eser, s. 452-453: Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, s. 193; Büâl N. Şimşir, Malta Sürgünleri, s. 436-442; aym müellif, Sakarya'dan İzmir'e, s. 308. 146- Gazî Mustafa Kemâl, Nutuk, s. 365; Ahmed Emin Yalman, a y m eser, c. II, s. 213-224; Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 443-460. 147- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1912; ismail Hami Danişmend, a y m eser, c. IV, s. 467; Büâl N. Şimşir, a y m eser, s. 420. 148- A. Alper Gazigiray,

Ermeni Terörünün Kaynaklan, s.

547.

149- Mithat Şükrü Bleda, a y m eser, s. 143. 150- Bilâl N. Şimşir, a y m eser, s. 421. 151- Eşref Edib, M e h m e d

Akif,

s. 186; "Abbas Halim Paşa" mad.,

İnönü Ansiklopedisi (Türkiye Ansiklopedisi), c. I, fasikül 1, s. 18. 152- "Abbas Halim Paşa, Atatürk'e inanmıştı- Neşredilmemiş Mektuplan", Tarih-Coğrafya Dünyası, c. I, Sayı 1, istanbul 15 Nisan 1959, s. 44-45. 153- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1912, n. 1; is­ mail Hami Danişmend, a y m eser, c. IV, s. 466-467; Talat Paşa, Talat Pa­ şa'nın Gurbet Hatıraları, c. III, 2. baskı, istanbul 1983, s. 1224; "Abbas Halim Paşa Atatürk'e inanmıştı- Neşredilmemiş Mektupları", Tarih-


164

BÎR ÎSLÂMCÎ DÜŞÜNÜR

Coğrafya DOnyası, c. I, sayı 1, s. 45. Said Halim Paşa Malta'da iken İstan­ bul'da bulunan bir arkadaşına yazdığı mektupta Bilâl N. Şimşir'in iddiasımn aksine memlekete döneceğinden bahsetmektedir, bk. Eşref Edib, "Âlem-i İslâm içün Pek Büyük Bir Ziyâ", Sebaürreşâd, c. XIX, s. 492,17 Cemâziyel evvel 1340-16 Kânün-ı sânî 1338, s. 259. 154- Talat Paşa, aynı eser, c. İÜ, s. 1224. 155- Mülî Nevsal, İstanbul 1338 (1922) s. 241; Ali Fethi Okyar, "Ali Fethi Okyar'ın Günlük Hatıralan", Belgeler, c. XII, s. 16, s. 117. 156- Mülî Nevsal, istanbul 1338 (1922), s. 241; ibnülemin Mahmut Kemal inal, aynı eser, c. IV, s. 1912; A. Bedevi Kuran, Osmanlı İmparatorluğu'nda ve Türkiye Cumhuriyeti'nde t n k ü a b Hareketleri ve MiUîMücadele, s. 680; Hüseyin Cahit Yalçm, a y m eser, s. 236. 157- A. Alper Gazigiray, a y m ea&r, s. 548; Talat Paşa, a y m eser, c. II s. 887, c. III, s. 1224-1225. 158- Y a k m TarUiimiz, c. III, s. 36, 1 Kasım 1962, s. 314. 159- Mithat Şükrü Bleda, a y m eser, s. 145-146; Bilâl N. Şimşir, aym eser, s. 467. 160- Talat Paşa, a y m eser, c. IH, s. 1223-1224; Cemal KuUy, "Siyasî Sürgün Said Halim Paşa'mn Hatıralarında imparatorluğumuz ve Birinci Cihan Savaşı", Sohbetler, Nr. 16, s. 89-91,95, General Harbord'un Anado­ lu'daki Çalışmaları ve Ermeni Meselesi He İlgih Raporu için bk. Seçil Akgün. General Harbord'un Anadolu Gezisi ve Raporu; Cemal Kutay, Türk Milli Mücadelesinde Amerika, istanbul 1979. 161- İbnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1912. Yılmaz Öztuna, Said Halim Paşa'mn nâşının 27 Şubat 1922'de gömüldüğünü yazmaktadu-. (bk. Büyük Türkiye TarUıi, c. 'VII, s. 256). 1922 (1338) tarihli Müli Nevsal'da Paşa'nm 28 Kanun-i Sâni (Ocak) Pazar günü defnedüdiği kaydedilmektedir (bk. s. 241).


IV. BÖLÜMLE I L G I L I DİPNOTLAR 1- Eşref Edib, «Âlem-i islâm için pek büyük bir ziya », Sebüürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 256. 2- BA, Sicül-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121. 3- Eşref Edib; aynı makale, Sebüürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 258; ay­ nı müellif, M e h m e d

Akif, s.

120-121; ibnülemin Mahmud Kemal inal. Son

Sadrazamlar, c. IV, s. 1913. 4- BA, Sicül-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121. 5- Said Halim Paşa'ya verUen riıadalyalarla ilgiU bügi için bk. çalış­ mamızın I. ve II. bölümleri, 6- BA, trâde-Dâhüiye, Nr. 85856; BA, İrâde-Taltîfât Dâiresi, Hazîne-i Evrak Nr. 333, trâde-i Seniye 1303/c; BA, Sicül-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121; Sâlnâme-i Devlet-i Âliyye-i Osmâniyye 1325, s. 186. 7- B A trâde-Dosya Tasnifi, Karton Nr. 5, Evrak Nr. 5159; B A BEO, Nr. 209379; BA, Sicül-i Ahvâl Defteri, Nr. 25, s. 121. 8- Takvîm-i'Vekâyi', 30 Mayıs 1329, sayı 1490; Sebüürreşâd, c. X, sayı 249, 6 Haziran 1329, s. 252. 9- D.I, Nr. 45, s. 69-70; Nr. 48, s. 74-75; Ahmed Bedevi Kuran, Osman­ lı İmparatorlüğu'nda ve Türkiye Cumhuriyetinde İnküâp Hare­ ketleri, s. 421. 10-Ibnülemin Mahmut Kemal inal, aynı eser, c. IV, s. 1894. 11- Mustafa Ragıp Esath, İttihat ve Terakki, s. 246; Galip Vardar, İttUıad ve Terakki İçinde Dönenler, s. 83. 12- Ahmed Bedevi Kuran, ^ynı eser, s. 676. 13- Eşref Edib, aym makale, Sebüürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 257; Celâl Nuri'den naklen bk. ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1927; Feroz Ahmad, İttihat ve Terakki, s. 233.


166

BÎR ÎSLÂMCİ DÜŞÜNÜR 14- Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılâbı Tarihi, c. III/I, s. 161-162;

Ahmed Bedevî Kuran, a y m eser, s. 654. 15- Zafer Toprak, Türkiye'de "MiUî İktisat" (1908-1918), s. 86-93 Şerif Mardin, "Tanzimat'tan Cumhiriyet'e iktisadî Düşüncenin (îelişmesi (1838-1918)", Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Türkiye Ansiklopedisi, c. II, fasikül 20, istanbul 1985, s. 632-634; Sina Aksin, Jön Türkler ve İtti­ hat ve Terakki, s. 279. 16- T a n k Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal Partiler, c. I, s. 445, 446. 17- Samet Ağaoğlu, Babamın Arkadaşlan, 2. Baskı, s. 123; 3. baskı, s. 126; Ahmed Emin Yalman, Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdik­ lerim, c. II, s. 122; Mithat Şükrü Bleda, İmparatorluğun Çöküşü, s. 131132; Celâl Nuri'den naklen bk. ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1927. 18- Ali Haydar Mithat, Hâtıralarım (1872-1946), s. 255; Mithat Şük­ rü Bleda, a y m eser, s. 83. 19- Ali Haydar Mithat, a y m eser, s. 255; Celâl Nuri'den naklen bk. ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1927. 20- Ali Kemal'den naklen bk. ibnülemin M a h m u t Kemal İnal, a y m eser, c. IV, s. 1915; Hüseyin Cahit Yalçm, Edebiyat Anılan, (yay. haz. Ra­ uf Mutluay), istanbul 1975 s. 96; aynı müelhf. Siyasal Anılar, s. 262; Mus­ tafa Ragıp Esatlı, a y m eser, s. 4 3 . 21- Mim Nevsâl, istanbul 1338 (1922), s. 242; Ali Haydar Mithat, aym eser, s. 255; ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1931; Mustafa Ragıp Esatlı, a y m eser, s. 43; Mithat Cemal, Mehmet Akif, istan­ bul 1939, s. 296; Ahmed Emin Yahnan, a y m eser, c. I, s. 264; c. II, s. 121, 122; Başmabeylnci Lütfı Bey, Osmanlı Sarayımn Son Günleri, s. 341; Mithat Şükrü Bleda, aym eser, s. 83; Talat Paşa, Talat Paşa'nın Gurbet Hatıralan, c. II, s. 836; Feroz Ahmad, a y m eser, s. 233; Cemal Kutay, Ta­ rih Sohbetleri, Nr. 8, s. 142. 22- Ali Kemal ve ismail Müştak'tan naklen bk. ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1915,1923; Bezmi Nusret Kaygusuz, Bir Roman Gibi, s. 119; Falih Rıfkı Atay, Zeytindağı, s. 21-23; Bernard Lewis, M o d e r n Türkiye'nin Doğuşu, s. 224. 23- Feroz Ahmad, a y m eser, s. 229. 24- Eşref Edib, aynı makale, Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 257; Ahmed Emin Yalman, a y m eser, c. I, s. 264; Ömer Kürkçüoğlu, Osmanlı Devletine Karşı A r a p Bağımsızlık Hareketi (1908-1918), s. 74 n. 21. 25- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1929.


SAİD HALİM PAŞA

167

26- MiUî Nevsâl, İstanbul 1338 (1922), s. 241. 27- Eşref Edib, aynı makale, Sebîlürreşâd, c. X I X , sayı 492, s. 257. 28- Eşref Edib, aynı makale, Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 257; aynı müellif, M e h m e d Âkif, s. 126. 29- Said Halim Paşa'mn islamcılığı ile ilgili olarak bk. Peyami Safa, T ü r k tnkılâbı'na Bakışlar, Ankara 1981; T a n k Zafer Tunaya, İslamcı­ lık Cereyanı, istanbul 1962; M u h a m m e d ikbâl, İslâm'ın Ruhu, (trc. E.A.), istanbul 1963; aynı müelhf, İslâm'da Dinî Düşüncenin Y e m d e n Doğuşu, (trc. N . A h m e t Asrar), İstanbul 1984; Süleyman Hayri Bolay, Türkiye'de Ruhçu ve Maddeci Görüşün Mücadelesi, 2. baskı, istan­ bul 1979; Sezai Karakoç, Mehmed Akif, 4. baskı, istanbul 1979; "islamcı­ lık Cereyanı" Fikir ve Sanatta Hareket, s. 5(167), istanbul 1979; Ercü­ mend Kuran, "Osmanh imparatorlüğu'nda i s l â m Düşüncesinin Gelişme­ si", T ü r k Kültürü, Ankara 1979,s. 203-204; Niyazi Berkes, Türkiye'de Çağdaşlaşma, istanbul (t.y.); Çetin Özek, Devlet ve Din, istanbul (t.y.); Şerif Mardin, "Islâmcıhk", Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedi­ si, fasikül 6 1 , istanbul 1984; Taha Akyol, Tarihten Geleceğe, Ankara 1983. 30- Hüseyin Cahit Yalçın, Siyasal Anılar, s. 205. 31- Eşref Edib, aynı makale, Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 257; aynı müellif, M e h m e d Akif, s. 126; Celâl Nuri'den naklen bk. ibnülemin M a h m u t Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1928. 32- Sâmiha Ayverdi, Boğaziçinde Tarih, 3. baskı, istanbul 1976, s. 243. Mustafa Ragıp Esatlı, Avrapa siyaset adamlarınm bir çoğu Said Ha­ Um Paşa'nm dostları olduğu için, Avrupa sosyete hayatına rahat girebUecek durumda olduğunu belirtmektedir. Bir de ittihat ve Terakki Cemiye­ ti'nin bu yüzden kendisini Hariciye Nezâretine getirmeyi uygun gördüğü­ nü (bk. İttihat ve Terakki, s. 43) yazmaktadır. AU Haydar Mithat, Said Halim Paşa'nm "hür fikirleri" bir kişi olduğunu (bk. Hâtıralarım 18721946, s. 255) ifâde etmektedir. 33- M i m Kemal Öke, Siyonizm ve Filistin Sorunu (1880-1914), s 121 n. 76, 122. 34- Bu yazmm Türkçeye tercüme edilmiş metni için bk. "Jön Türkler ve Masonlar", Yurttan Dünyadan Haber, sayı 3-4, istanbul 1985, s. 1728. 35- "Jön Türkler ve Masonlar", Yurttan Dünyadan Haber, sayı 3-4, s. 19. 36- "Jön Türkler ve Masonlar", Yurttan Dünyadan Haber, sayı 3 4 , s. 28.


168

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNÜR 37- Türkiye Yüksek Şurası, s.6, 1 0 , 1 6 , 1 9 ; Hikmet Turat, "Türki­

ye'de Masonluğun Kuruluşu", M i m a r Sınan, sayı 14, s. 28; Haydar Rifat, Farmasonluk, istanbul 1934, s. 207; aynca bk. Hikmet Tanjoı, Tarih Bo­ yunca Yahudiler ve Türkler, c. I, istanbul 1976. 38- BA, Yddız Evrakı, Kısım Nr. 31, Erâk Nr. 1635, Zarf Nr. 65, Kar­ ton Nr. 84; ibnülemin Mahmut Kemal inal, aynı eser, c. I, s. 245; aynı mü­ ellif, "Abdülhamid-i Sânî'nin Notları", Türk Tarih Encümeni Mecmua­ sı, Nr. 31 (90), s. 64; Eşref Edib, "Abbas Halim Paşa" maddesi, tslâm-Türk Ansiklopedisi, c. II, Nr. 55-56, s. 18, Muharrem Giray, "(Geçirdiğim Kara günler", Yakın Tarihimiz, c. II, sayı 17, istanbul 21 Haziran 1962, s. 111. 39- Eşref Edib, aym makale, Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 256; F.H., "Said Halim Paşa Yalısmda Bir Seccade", Türk Edebiyatı, sayı 132, s. 23. 40- Muharrem Giray, "Geçirdiğim Kara Günler", Yakın Tarihimiz, c. II, sayı 17, s. 111; Aynı Müellif «Yaşanmış Kara Günler», Büyük Doğu, c. II, sayı 29, istanbul 18 Eylül 1959. 41- Eşref Edib, aynı makale, Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 256; Celâl Nuri'den naklen bk. ibnülemin Mahmut Kemal inal, aynı eser, c. IV, s. 1928. 42- Bilâl N . Şimşir, Malta Sürgünleri, s. 272. 43- Yusuf Akçura, Türkçülük, s. 210. 44- Cemil Topuzlu, 80 Yıllık Hatusdamn, 2. Baskı (yay. haz. Hüsrev Hatemi-Aykut Kazancıgil), istanbul 1982, s. 38-39; Zeyneb-Kâmil Hasta­ nesi 1860-1955, istanbul 1955, s. 16-17, 24-25, 30-51. 45- Eşref Edib, aym makale Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 256; ay­ nı müellif, M e h m e d Akif, s. 234; ibnülemin Mahmut Kemal inal, aynı eser, c. IV s. 1928, 1931 n. 1; Cemal Kutay, Tarih Sohbetleri, Nr. 8, s. 139; aynı müellif. Siyasî Sürgünler Adası Malta, s. 54. 46- Cemal Kutay, Tarih Sohbetleri, Nr. 8. s. 139, 149. 47- Ahmed Emin Yalman, a y m eser, c. II, s. 121; Cemal Kutay, aym eser, Nr. 8, s. 150. 48- ibnülemin M a h m u t Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1928. 49- Sırâtımüstakîm,

c. IV, sayı 89, 6 Mayıs 1326, s. 200; Mehmed

[Said Halim Paşa], "Ta'assub-ı Islâmî ve Ma'nâ-yı Hakıkıyyesi", Sırâtı­ müstakîm, c. IV, sayı 90, 13 Mayıs 1326, s. 208-213. 50- Mehmed [Said Halim Paşa], Ta'assub, istanbul 1333; aynı müel­ lif, a y m eser, 2. tab'ı, istanbul 1333. 51- Prens Said Halim Paşa, "Ta'assub", Sebîlürreşâd, c. XV, sayı 388, 20 Rebî'ül âhir 1337-23 Kânûn-ı sânî 1335, s. 414-418.


SAİD HALİM PAŞA

169

52- Said Halim Paşa, Bufarânlarımız, istanbul 1338-1335, s. 102115.

53- Eşref Edib, aynı makale, Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 258.

54- Mehmed Said Halim Paşa, Mukallidliklerimiz, Dersa'âdet 1326; aynı müellif, aynı eser, istanbul 1329. 55-Prens Said Halim Paşa, Bubranlanmız, s. 28-46. 56- Sebîlürreşâd, c. X'VI, sayı 417-418, istanbul 1337; ayrıca bk. Mehmed [Said Hahm Paşa], Meşrûtiyet, Dersa'âdet 1329; Said Hahm Pa­ şa, Buhranlarımız, s. 1. 57- Said Halim Paşa, "Meşrûtiyyet'in te'sîrât ve netâyıcı", Sebîlür­ reşâd, c. XV, sayı 383, 15 Rebî'ül evvel 1337-19 Kânûn-ı evvel 1334, s. 335337; aynı müellif, "Kânûn-ı Esâsfnin ahvâl-i ictim'iyye ve mevki'-i siyâs­ îmizle adem-i te'lifı", Sebîlürreşâd, c. XV,,sayı 384, 22 Rebî'ül evvel 133726 Kânûn-ı Evvel 1334, s. 352-355. 58- Sebîlürreşâd, c. XVI, sayı 417-418, 29 Şaban 1337. 59- Said Halim Paşa, Buhranlarımız, s. 1-26. 60- Mehmed [Said Halim Paşa], Buhrân-ı tctimâ'îmiz, istanbul İ332; aynı müelUf, aynı eser, 2. tab'ı, istanbul 1332. 6 1 - Prens Mehmed Said Halim Paşa, "Buhrân-ı içtimaîmiz", Sebî­ lürreşâd, c. XV, sayr 374, 10 Muharrem 1337-17, Teşrîn-i evvel 1334, s. 180-182; c. XV, sayı 375, 17 Muharrem 1337-24 Teşrîn-i evvel 1334, s. 200204; c. XV, sayı 376, 24 Muharrem 1337-31 Teşrîn-i evvel 1334, s. 215219.

62- "Dârülfünün'da muhtelif tedrîsâtm akameti", Sebüürreşâd, c. XVI, sayı 406-407, s. 154-155.

Ö3- Sebüürreşâd, c. XVI, sayı 417-418. 64- Said Halim Paşa, Buhranlarımız, s. 64-101. 65- Mehmed [SaidHalim Paşa], Buhrân-ı Fikrimiz, istanbul 1333.

66- Said Halim Paşa, Buhrân-ı Fikrîmiz, 2 . tab'ı, Dârülhilâfe 1337.

67- Prens Said Halim Paşa, "Buhrân-ı Fikrîmiz", Sebüürreşâd, c. XV, sayı 386, 6 Rebî'ül âhir 1337-9 Kânûn-ı sânî 1335, s. 383-385; c. XV, sayı 387, 14 Rebî'ül âhir 1337-16 Kânûn-ı sânı 1335, s. 398-400. 68- Said HalimPaşa, Buhrânlanmız, s. 48-63. 69- Prens Said HaUm Paşa, Füdr Buhranımız, (sadeleştiren ve bir ek yazan Hüseyin Rahmi YananU), istanbul 1966. 70- Cemil Meriç, Umrantlan Uygarhğa, istanbul 1977, s. 44-49, 347 n.lO.


170

BÎR ÎSLÂMCİ DÜŞÜNÜR 71- Mehmed [Said Halim Paşa], tnhitâM İslâm Hakkında Bir Tec­

rübe-i Kalemiyye, istanbul 1334. 72- Prens Mehmed Said Halim Paşa, "Akvâm-ı Islâmiyyenin Esbâb-ı inhitatı," Sebüürreşâd, c. XV, sayı 369, 6 Zilhicce 1336-12 Eylül 1334, s. 84; c. XV, sayı 370, 12 Zilhicce 1336-19 Eylül 1334, s. 104-106; c. XV, sayı 371, 17 Zilhicce 1336-26 Eylül 1334, s. 123-126. 73- Said Halim Paşa, Buhranlarımız, s. 116-144. 74- Said HalimPaşa, İslâm Dünyası Niçin İlerliyemiyor?, istan­ bul 1962 (birinci baskı), 1966 (ikinci baskı). 75- ismail Kara "islâm Dünyasının Gerileme Sebepleri", Fikir ve Sa­ natta Hareket, sayı 14 (176), Nisan 1980, s. 20-23. 76- Prens Said Halim Paşa, «islâmlaşmak», Sebüürreşâd, c. XV, sa­ yı 378,8 Safer 1337-15 Teşrin-i sânî 1334, s. 255-257; c. XV, sayı 379,16 Sa­ fer 1337-21 Teşrîn-i sânî 1334, s. 272-273; c. XV, sayı 380, 23 Safer 1337-28 Teşrîn-i sânî 1334, s. 288-293; c. XV, sayı 381, 30 Safer 1337-5 Kânün-ı ev­ vel 1334, s. 303-305; aynca bu makalenin Sebüürreşâd mecmuasmda ya­ yınlanmaya başladığı tarih ile ilgili olarak bk. Gottharel Jacshke, T ü r k Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, c. I,'S. 4. 77- Prens M e h m e d Said Halim Paşa, İslâmlaşmak, Dârülhilâfe 1337. Eserin 1919'da kitap olarak yayınlanması ile ilgili olarak bk. "islâ­ mlaşmak", Sebüürreşâd, c. XVI, sayı 402-403, 24 Cemaziyel âhir 1337-27 Mart 1335, s. 128; Mehmed Âkif, "islâmlaşmak", Sebüürreşâd, c. XVI, sa­ yı 404-405, 2 Receb 1337-3 Nisan 1335- s. 132-133; "islamlaşmak", Sebî­ lürreşâd, c. XVI, sayı 417-418. 78- Said Halim Paşa, Buhranlarımız, s. 145-183. 79- Prens Said Halim Paşa, İslâmlaşmak, (sadeleştiren Hayri Bo­ lay), istanbul 1385-1965, ismail Kara adı geçen yazarın Süleyman Hayri Bolay olduğunu.belirtmektedir (bk. ismail Kara, "islamlaşmak", F ü d r ve Sanatta Hareket, sayı, 11-12 (173-174), Ocak-Şubat 1980, s. 20. 80- M.Ertuğrul Düzdağ, Türkiye'de İslâm ve Irkçüık Meselesi, istanbul 1976, s. 143-166; aym müellif, aym eser, 2. baskı, istanbul 1978, s. 143-166. 81- ismail Kara, "islâmlaşmak", Fikir ve Sanatta Hareket, sayı 1112 (173-174), s. 20-23. 82- Eşref Edib, M e h m e d Akif, 2. tab'ı, s. 127; Mithat Cemal, aynı eser, s. 125 n. 4; Said Halim Paşa, İslâmlaşmak, (sadeleştiren Hayri Bo­ lay), s. 2; Fevziye Abdullah Tansel, M e h m e d Âkif Ersoy, 2. baskı, s. 86. 83- Dr. Muhammed ikbâl, İslâmın Ruhu, s. 35-36; aynı müellif, İslâ­ mda Dini Düşüncenin Y e m d e n Doğuşu, s. 212-213.


SAİD HALİM PAŞA

171

84- Prens Said Halim Paşa, Buhrânlanmız, İstanbul 1338-1335. Ni­ yazi Berkes bu eserin 1919'da İstanbul'da ikinci baskısmm yapıldığından bahsediyor (bk. Türkiye'de Çağdaşlaşma, 1. baskı, bibUyografya kısmı). Fakat biz bunu tesbit edemedik. Hilmi Ziya IJIken, Buhrânlarımız'ın "Mehmed" imzası ile çıktığım yazıyorsa da (bk. Türkiye'de Çağdaş Dü­ şünce Tarihi, s. 197 n. 177) bu doğru değildir. Ercümend Kuran, Buhra­ nlarımız adh eserin 1922 (1338)'deki baskısından bahsediyorsa da (bk. "Türk Düşünce Tarihinde Arap Kültürlü Aydın: Said Halim Paşa", TürkA r a p bişkileri: Geçmişte Bugün ve Gelecekte I. Uluslararası Kon­ feransı Bildirileri, s. 23; "Osmanh imparatorluğunda islâm Düşüncesi­ nin Gelişmesi", Türk Kültürü, sayı 203-204, Eylül-EKim 1979, s. 280 n.l4) bunun doğru olduğu kanaatinde değiliz. Zira küUiyâtm üzerindeki 1338 ta­ rihi mali değü hicrîdir (bk. Said Halim Paşa, B u h r â n l a n m ı z ,

istanbul

1338-1335.) 85- Said Halim Paşa, Buhrânlanmız, (yay. haz. M . Ertuğrul Düz­ dağ),- istanbul 1973; aym müeUif, Buhranlarımız ve Son Eserieri, istan­ bul 1991 (yay. haz. Ertuğrul Düzdağ). 86- Prens Said Halim Paşa, Toplumsal Çözülme, (yay. haz. N.Ah­ met Özalp), istanbul 1983; 2. baskı istanbul 985; ismail Kara, Türkiye'de İslâmcıhk Düşüncesi c. I, istanbul 1986, s. 114-174. 87- Ercümend Kuran, "Türk Düşünce Tarihinde A r a p Kültürlü Ay­ dın: Said HaUm Paşa", 'Türk-Arap İlişidleri: Geçmişte, Bugün ve Ge­ lecekte I. Uluslararası Konferansı Bildirileri; aym müeUif, "Osmanlı imparatorlüğu'nda i s l â m Düşüncesinin Gelişmesi", Türk Kültürü, sayı 203-204, s. 280(32) n. 14. 88- IsmaU Kara, "islâmlaşmak". Fikir ve Sanatta Hareket, sayı 1112 (173-174), s. 23 n. 4. 89- Prince Said Halim, "Notes Pour servir a'la Reforme de la Societe Musulmane", Orient et Occident, Paris 1922;Ismaıl Kara, "Said Halim Paşa'nm Az Tanınan Son Eseri", Tarih ve Toplum, sayı 47, istanbul Ka­ şım 1987, s. 57-59. M. Hanefi Bostan, «Said HaUm Paşa'nm Hayatı ve Islamcıhğı». Zaman, sayı 8407, istanbul 15 Arahk 1987. 90- Said HaUm Paşa, "islâm'da Teşkîlât-ı Siyâsiyye", Sebîlürreşâd, (trc. Mehmed Âkif), c. XIX, sayı, 493, 28 Cemâziyel âhir 1340-26 Şubat 1338 Ankara, s. 264-265; c. XIX, sayı 494, 12 Receb 1340-11 Mart 1338, s. 275277; c XX, sayı 495, 28 Receb 1340-27 Mart 1338, s. 2-5; c. XX, sayı 4 9 6 , 1 0 Şa'bân 1340-8 Nisan 1338, s. 16-17; c. X X , sayı 498,24 Şa'bân 1340-22 Ni­ san 1338, s. 38-39; c. XX, sayı, 500,9 Ramazan 1340-6 Mayıs 1338, s. 62-63; c. XX, sayı 501, 16 Ramazan 1340-13 Mayıs 1338, s. 74-75.


172

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR 91- Said HalimPaşa, "Batı Toplumlan", F ü d r ve Sanatta Hareket,

sayı 65, istanbul Mayıs 1971, s. 4-7. 92- ismail Kara, a y m eser, c. I, s. 79-113; Said Halim Paşa, Buhran­ larımız ve Son Eserleri, s. 225-280. 93- Said Halim Paşa, İslam ve Batı Toplumlarında Siyasal Ku­ rumlar, istanbul 1987, 80 sayfa. 94- Said Halim Paşa, "islâm'da TeşkÜat-ı Siyâsiye" Sebîlürreşâd, c. XX, sayı 500, 9 Ramazan 1340-6 Mayıs 1338, s. 62. 95- Cemal Kutay, "Said Halim Paşa'nın Malta'dan Başkan Vilson, Loyd Corc ve Klemansoy'a uyarma mektupları", Tarih Sohbetleri, Nr. 8, s. 164, 165. 96- Said Halim Paşa, "Türkiye'nin Harb-i Umûmîye Iştirakindeki Se­ bebler", Sebüürreşâd, c. XX, sayı. 507, 4 Zilkade 1340-29 Haziran 1338 Ankara, s. 149-154; Said Halim Paşa, Buhranlarımız ve Son Eserleri, s. 293-312. 97- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. IV, s. 1913. 98- Eşref Edib, «Âlem-i islâm içün Pek Büyük Bir Ziyâ'» Sebüür­ reşâd, c. XIX, sayı 492, s. 257-258. 99- Eşref Edip, aym makale, Sebüürreşâd, c. XIX, sayı 492, s. 258; aym müellif, M e h m e d Âkif, s. 126-127. 100- ibnülemin Mahmut Kemal inal, a y m eser, c. İV, s. 1913; aym müellif. Son Asır T ü r k Şairleri, cüz VIII, istanbul 1970, s. 1446, 1447.

SONUÇ I L E I L G I L I DİPNOTLAR 1- Cemal Kutay, SohbeÜer, Nr. 16, s.76; aynı müeUif, Tarih Sohbet­ leri, Nr. 8, s. 144-145 2- Cemiyet-i Tedrisiye-i İslâmiye Salnamesi, s. 152. 3- Tank Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal PartUer, c.I, s. 445446. 4- Said Halim Paşa, "islâm'da Teşküât-ı Siyâsiyye", Sebüürreşâd, c. XX, sayı. 500, 9 Ramazan 1340-6 Mayıs 1338, s. 62. 5- Said HaUm paşa, "Kânun-ı Esâsî'mn ahvâl-i ictimâ'iyye ve mevki'i siyâsîmizle adem-i te'Ufi", Sebüürreşâd, c. XV, sayı. 384, s. 354, 355; aym müellif. Buhranlarımız, s. 21, 23. 6- Said Halim Paşa, a y m eser, s. 33-34.


BİBLİYOGRAFYA

A-VESİKALAR I- Başbakanlık Arşivi 1- Sicill-i A h v â l Defteri, Nr. 25. 2-Yıldız Evrakı a) Kısım İ, Evrak Nr. 156/21, Zarf Nr. 156, Karton Nr. 3 b) Kısım Nr. 8, Evrak Nr. 1063, Zarf Nr. 77, Karton Nr. 3; aynı kısım, Evrak Nr. 1842, Zarf Nr. 77, Karton Nr. 3. c) Kısım Nr. 9, Evrak Nr. 1075, Zarf Nr. 72, Karton Nr. 4; aynı kısım, Evrak Nr. 1122, Zarf Nr. 72, Karton Nr. 4; aynı kısım. Evrak Nr. 2003, Zarf Nr. 72, Karton Nr. 4; aynı kısım, Evrak Nr. 2610, Zarf Nr. 72, Karton Nr. 4. d) Kısım Nr. 31, Evrak Nr. 1231, Zarf Nr. 65, Karton Nr. 84; aynı kısım, Eyrâk Nr. 1401, Zarf Nr. 65, Karton Nr. 84; aynı kısım. Evrak Nr. 1422, Zarf Nr. 65, Karton Nr. 84; aynı kısım. Evrak Nr. 1635, Zarf Nr. 65, Karton Nr. 84.


174

BÎR ÎSLÂMCİ DÜŞÜNÜR e) Kısım Nr. 36, Evrak Nr. 36, Zarf Nr. 141, Karton Nr. 13. 3- İrâde-i D â h i l i y e , Belge Nr. 42777, 84856, 85010, 877781, 99867. 4- İrâde-Taltîfât D â i r e s i , Hazîne-i Evrak Nr. 97, İrâde-i Seniyye Nr. 941; Hazîne-i Evrak Nr. 333, İrâde-i Seniyye Nr. 1303/a-c. 5- B â b ı â l î E v r a k O d a s ı , Belge Nr. 209379,259105. 6- İ r â d e - D o s y a T a s n i f i , Karton Nr. 4, Evrak Nr. 2428; Karton Nr. 4, Evrak Nr. 2604; Karton Nr. 4, Evrak Nr. 760; lüırton Nr. 4, Evrak Nr. 2628; Karton Nr. 5, Evrak Nr. 5157; Ifarton Nr. 5, Evrak Nr. 5159. 7- Meclis-i V ü k e l â M a z b a t a l a r ı , c. 178-205, 214. 11- İttihad v e T e r a k k i C e m i y e t i M e r k e z i ' n i n 1906 1907 S e n e l e r i n i n M u h a b e r a t K o p y a s ı , Taksim Atatürk Kitaplığı (î.Belediye Kütüphanesi), Belediye Yazma, 0.30, (25 Mart 1906-10 Teşrîn-i sânî 1907). ili- İttihad v e T e r a k k i C e m i y e t i ' n i n 15 Teşrîn-i sânî 1907-28 M a r t 1908 S e n e l e r i n e Ait M u h a b e r a t ı n K a y ı t Defteri, Türk Tarih Kurumu Yazmaları, No. 130.

B-HATIRA1.AR Adıvar, Hahde Edip, T ü r k ' ü n A t e ş l e İmtihanı, 7. baskı, İstanbul 1983. Ağaoğlu, Samet, B a b a m ı n A r k a d a ş l a r ı , 2. baskı, İstanbul (t.y); 3. baskı, İstanbul 1969. Ahmed Hilmi, M u h a l e f e t i n İflası, İstanbul 1991. Ahmed Niyazi, Hatırat-ı Niyazi Y a h u t Tarihçe-i Kebir-i O s m a n î d e n B i r Sahife, İstanbul 1326.


SAİD HALİM PAŞA

175

Ahmet Rıza, "ilk Mechs-i Mebusan Reisi Ahmet Rıza Bey'in Hatıraları", Cumhuriyet, (yayına hazırlayan Ha­ luk Y.Şehsuvaroğlu), 26 Ocak-19 Şubat 1950; Ah­ med Rıza Beyin Anıları, (yayma hazırlayan Bü­ lent Demirbaş) İstanbul 1988. Akgöl, Eyüp Sabri, "Osmanlı'nın Son On Ydı", Tercüman, (yayına hazırlayan Cemal Kutay), 17 Eylül 198431 Ekim 1984. Armstrong, Haron, Türkiye Nasıl Doğdu, (tercüme eden Ömer Rıza Doğrul), İstanbul 1928. [Atatürk], Gazi Mustafa Kemal, Nutuk, Ankara 1927. Atay, Falih Rıfkı, Çankaya, c. I, istanbul 1958; Zeytindağı, İstanbul 1981; Atatürk'ün Anıları (19171919), (sadeleştiren İsmet Bozdağ), Ankara 1982. Ayaşlı, Münevver, Dersaâdet, istanbul 1975. Aydar, Orhan, "Birinci Dünya Harbinde Çöl'den Hatıralar", Tarih Konuşuyor, c. VII, sayı 46, Kasım 1967. Balkan, Ethem Ruhi, Hatıraları (Canlı Tarihler), fasikül 26, İstanbul 1947. Bayar, Celâl, Ben de Yazdım (Millî Mücadele'ye Gidiş), c. I, III, IV, V, İstanbul 1967, 1966, 1967, 1967. Berkem, Süreyya Sami, Unutulmuş Günler, istanbul 1960. Bleda, Mithat Şükrü, İmparatorluğun Çöküşü, İstanbul 1979. [Bülkat], Esat Paşa, Çanakkale A n ı l a n , (yayına hazırla­ yan ihsan Ilgar), istanbul 1975. Cartes Graphieques, istanbul 1919. Cebesoy, Ali Fuat, MiUî Mücadele Hâtıraları, istanbul 1953. Cemal Paşa, Hatıralar, (tamamlayan ve ter­ tipleyen Behçet Cemal), istanbul 1959. Celâleddin Paşa (Velora), Madalyonım Tersi, (yayına ha­ zırlayan S. Nafiz Tansu), istanbul 1970.


176

BİR ÎSLÂMCİ, DÜŞÜNÜR

Cemâleddin Efendi (Şeyhülislâm), Hâtırât-ı Siyâsiye, Dersa'âdet 1336. Ebüzziya Tevfik, Yeni Osmanlılar Tarilıi, (yayma hazır­ layan Ziyad Ebüzziya), c. I-III, İstanbul 19731974. Emre, Ahmet Cevat, İki Neslin Tarilıi, İstanbul 1960. Enver Paşa, Kendi Mektuplarında Enver Paşa, (yayma hazırlayan M.Şükrü Hanioğlu), İstanbul 1889; En­ ver Paşa'nm A n ı l a n , (yayına hazırlayan Halil Erdoğan Cengiz), İstanbul 1991. [Erden], Ah Fuad, Paris'ten Tüı Salırasına, 1. baskı, İs­ tanbul 1336; 2. baskı, Ankara 1949. ' Ertürk, Hüsameddin, İki Devrin Perde Arkası, (yayına hazirlayan Samih Nafiz Tansu), İstanbul 1964. Giray, Muharrem, "Geçirdiğim I ^ r a Günler", Yakın Tarilıimiz, c. 11, sayı 17, 21 Haziran 1962; «Yaşanmış Kara Günler, Büyük Doğu, c. 11, sayı 29 İstanbul 18 Eylül 1959. Güze, Büjnik Harb'de Kafkas Cephesi'ndeki Muhare­ beler, (tercüme eden Hakkı), İstanbul 1931. Gücüyener, Şükrü Fuad, Sinâ Çölünde Türk Ordusu, 7. baskı İstanbul (t.y.). Günday, A.Faik Hurşit, Hayat ve Hatıratım, c. 1, İstanbul 1960. Hasan Amca, Doğmayan Hürriyet, İstanbul 1958. Himmetoğlu, Hüsnü, Kurtuluş Savaşında İstanbul ve Yardımları, c. 1-11, İstanbul 1975. Hüseyin Kazım Kadri, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e Hatıralarım, (yayına hazırlayan İsmail I ^ r a ) , İs­ tanbul 1991. İdikut, İhsan, Türk Lavrensleri, İstanbul 1953. İhsan Paşa, I. Cihan Savaşı ve Sarıkamış-Sibiryada Esaretten Kaçış, (yayına hazırlayan Necdet Oklem), İzmir 1985.


SAİD HALÎM PAŞA

177

İlmen, Süreyya [General], Zavalü Serbest Fırka, İstanbul 1951. İnönü, İsmet, Hatıralar, c. 1, Ankara 1985. İz, Mahir, Yılların İzi, İstanbul 1975. Kandemir, Feridun, Peygamberimizin Gölgesinde Son Türkler, İstanbul 1974. Kansu, Mazhar Müfit, Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber, c. 1, Ankara 1966. Karabekir, Kazım, Cihan Harbine Neden Girdik, Nasıl Girdik, Nasıl İdare Ettik, İstanbul 1937; Erzin­ can ve Erzurum'un Kurtuluşu, İstanbul 1939; İstiklâl Harbimiz, 2. baskı, İstanbul 1969; İstikl­ âl Harbinin Esasları, İstanbul 1981. Karay, Refik Halid, Minelbab İlelmihrab, İstanbul 1964. Kaygusuz, Bezmi Nusret, Bir Roman Gibi, İzmir 1955. Kıcıman, Naci I^şif, Medine Müdafaası, 2. baskı, İstan­ bul 1976. [Kut], Halil Paşa, İttihat ve Terakki'den CumhuriyeteBitmeyen Savaş, İstanbul 1972. Kutay, Cemal, "Prens Elâ'nm Hâtıra Defteri", Sohbetler, Sayı 1-16, İstanbul 1968-1970. Lütfî Simavî, Sultan Mehmed Reşâd Hân'ın ve Halefi­ nin Sarayında Gördüklerim, İstanbul 1340; ay­ nı eser Şemseddin Kutlu tarafından sadeleştirile­ rek "Osmanlı Sarayı'nm Son Günleri" adı ile neşredildi İstanbul (t.y.). Lermioğlu, Osman Nuri, Halkın İstemediği İnkılâpMeşrutiyet, İstanbul 1976. Mahmud Muhtar [Paşa], Maziye Bir Nazar, İstanbul 1341; Balkan Harbi, (yayına hazırlayan M. Ziyaettin Engin), İstanbul 1979. Mahmut Şevket Paşa, Mahmut Şevket Paşa'mn Günlü­ ğü, İstanbul 1988.


178

BIR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

Mehmet Cavit, "Meşrutiyet Devrine Ait Cavit Bey'in Hatı­ raları", Tanin, 3 Ağustos 1943-22 Aralık 1946. Mehmed Selahaddin Bey, İttihad ve Teralcki'nin Kuru­ luşu ve Osmanlı Devleti'nin Yıkılışı Hakkm­ da Bildiklerim, İstanbul 1989. Menteşe, Halil, "Halil Menteşe'nin Hatıraları", Cumhuri­ yet, 13 Ekim-11 Aralık İ946; Halil Menteşe'nin Hatıraları, İstanbul 1986. Mithat, Ah Haydar, Hâtıralarım (1872-1946), İstanbul 1946. Nur, Rıza (Dr.), Hayat ve Hatıratım, c. II, İstanbul 1968. Okyar, Fethi, Üç Devirde Bir Adam, (yayına hazırlayan Cemel Kutay), İstanbul 1980, «Ali Fethi Okyar'ın Günlük Hatıralar», Belgeler, (yayma hazırlayan F.Tevetoğlu), c. XII, sayı 16, Ankara 1988, s. 113130. Orbay, Rauf, "Rauf Orbay'ın Hatıraları", Yakın Tarihi­ miz, c. İ-III, İstanbul 1962. Öge, Ah Rıza, Meşrutiyetten Cumhuriyete Bir Polis Şe­ finin Gerçek Anıları, Bursa 1982. Rüştü, "Büyük Harpte Bakü Yollarında 5. ICafkas Fırkası", Askeri Mecmua, sayı 34, Ankara Haziran 1934. Rey, Ahmet Reşit, Gördüklerim-Yaptıklanm (Canlı Ta­ rihler), İstanbul 1945. Sâbis, Ali İhsan, Harb Hatıralarım, c. 1, İstanbul 1943; c. II, V, Ankara 1951. Said Halim Paşa, "Türkiye'nin Hfirb-i Umûmi'ye Iştirakin­ deki Sebebler", Sebîlürreşâd, c. XX, sayı 507, An­ kara 4 Zika'de 1340-29 Haziran 1338. Sertel, M.Zekeriya, Hatırladıklarım, (1905-1950) İstan­ bul 1968. Söylemezoğlu, Galip Kemali, Yok Edilmek İstenen Mil-


SAİD HALÎM PAŞA

179

let, İstanbul 1957; Başımıza Grelenler, İstanbul, 1939. Şerif Abdullah, "Kral Şerif Abdullah'ın Hatıraları", Hayat Tarih Mecmuası, c. II, sayı 4-11, İstanbul 1970. Tahsin Paşa, Abdülhamit Yıldız Hatıraları, İstanbul 1931. Talat Paşa, Talât Paşa'nm Hatıraları, (yayınlayan Enver Bolayır), İstanbul 1946; Talat Paşa' nın Gurbet Hatıraları, (yayına hazırlayan Cemal Kutay), c. IIII, 2. baskı, İstanbul 1983; Talat Paşa'mn Anıla­ rı, (yayma hazırlayan ve sadeleştiren Mehmed Ka­ sım), İstanbul 1986. Topuzlu, Cemil (Dr.), 80 Yıllık Hatıralarım, 1. baskı, İs­ tanbul 1951; 2. baskı, (baskıya hazırlayanlar Hüsrev Hatemi-Aykut Kazancıgil) İstanbul 1982. Türkgeldi, Ah Fuad, Görüp İşittiklerim, 2. baskı, Ankara 1951. Uşakhgil, Halid Ziya, Saray ve Ötesi, İstanbul 1981. Vardar, Galip, İttihad ve Terakki İçinde Dönenler, (ya­ yına hazırlayan Samih Nafiz Tansu), İstanbul 1960. Yalçın, Hüseyin Cahit, Edebiyat Anılan, (baskıya hazırla­ yan Rauf Mutluay), İstanbul 1975; Siyasal Anı­ lar, (yayına hazırlayan Rauf Mutluay), İstanbul 1976. Yalman, Ahmed Emin, Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim, c. I-II, İstanbul 1970. C - İNCELEMELER Abahoğlu, Yunus Nadi, Ankara'nın Ük Günleri, İstanbul 1955. Abdurrahman Şeref, Harbi H a z ı n n Menşe'i, İstanbul 1335.


180

BiR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

Ahmad, Feroz, İttihat ve Terakki (1908-1914), 1. baskı (tercüme eden Nuran Ülken), istanbul 1971; 2. baskı (tercüme eden Nuran Yavuz), İstanbul 1984. Ahmed Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, (tertib-i cedit), c. Vll, İstanbul 1303. Akçura, Yusuf, Türkçülük, (sadeleştiren Sakin Öner), İs­ tanbul 1978. Akgün, Seçil, General Harbord'un Anadolu Gezisi ve (Ermeni Mesele si'ne Dair) Raporu^ İstanbul 1981. ' Aksin, Sina, Jön Türkler ve İttihat ve Teraltki, İstanbul 1980; İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücade­ le, İstanbul 1983. Akyol, Taha, Tarihten Geleceğe, Ankara 1983. Akyüz, Kenan, Modern Türk Edebiyatı'nm Ana Çizgi­ leri, c. 1, 4. baskı, (baskı yeri ve baskı tarihi yok). Albayrak, Sadık, Siyasi Boyutlarıyla Türkiye'de İslam­ cılığın Doğuşu, İstanbul 1989. Âliye Dîvân-ı Harb-i Örfîsinde Tetkik Olunan Meselei Siyasîye Hakkında İzahat, İstanbul 1332, (4. Ordu'yu Hümayun tarafından yayınlanmıştır). Altundağ, Şinâsî, Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı (Mı­ sır Meselesi 1831-1841), 1. kısım, Ankara 1945. Armaoğlu, Fahir, Siyasî Tarih (1789-1960), Ankara 1964; 20. Yüzyıl Siyasî Tarihi (1914-1980), Ankara 1983. Asaf Muammer, Harb ve Mesulleri, İstanbul 1334. [Atatürk], Gazî Mustafa ICemâl, Nutuk Muhteviyyâtına Â'id Vesaik, Ankara 1927. Avcıoğlu, Doğan, Türkiye'nin Düzeni (Dün-Bugün-Yarın), 2. baskı, Ankara 1969. Avram Galanti, Türkler ve Yahudiler, İstanbul 1928.


SAİD HALİM PAŞA

181

Aydemir, Şevket Süreya, Makedonya'dan Ortaasya'ya Enver Paşa, c. 11, 3. baskı, İstanbul 1981. Aydın, M.Âkif, İslâm-Osmanlı Aile Hukuku, İstanbul 1985. Ayverdi, Sâmiha, Boğaziçinde Tarih, 3. Baskı, İstanbul 1976; T ü r k Târihinde Osmanh Asırları, c.lll, İstanbul 1976. Bardakçı, İlhan, Bir İmparatorluğun Yağması (Balkan Bozgunu ve L Dünya Harbi), Ankara (t.y.); İm­ paratorluğa Veda, İstanbul 1985. Baykal, Bekir Sıtkı, Tarih Terimleri Sözlüğü, 2. baskı, Ankara 1981. Bayur, Hilmi Kâmil, Sadrâzam Kâmil Paşa-Siyasî Ha­ yatı, Ankara 1954. Bayur, Yusuf Hikmet, Atatürk Hayatı ve Eserleri, Anka­ ra 1970; Türkiye Devleti'nin Dış Siyasası, An­ kara 1973; Türk İnkılâbı Tarihi, c. 1/1-2, 3. baskı; c. II/1-I1I/4, 2. baskı, Ankara 1983. Belen, Fahri, 20nci Yüzyılda Osmanlı Devleti, İstanbul 1973. Berkes, Niyazi, Türkiye'de Çağdaşlaşma, 1. baskı, Anka­ ra 1973; son baskı, İstanbul (t.y.). Bıyıkoğlu, Tevfik, Trakya'da MiUi Mücadele, c. 1, Ankara 1955; Atatürk Anadolu'da (1919-1921), 2. baskı (y.y.) 1981. Bilican, Ertuğrul, Said Halim Paşa'da Doğu Batı Soru­ nu, (yayınlanmamış yüksek lisans tezi), İstanbul 1988. Birinci, Ali, Hürriyet ve İtilâf Fırkası, İstanbul 1990. Bilgegil, Kaya, Yakın Çağ Türk Kültür ve Edebiyatı Üzerine Araştırmalar (Yeni Osmanlılar), c. 1, Ankara 1976; Ziyâ Paşa Üzerine Bir Araştırma, c. 1, 2. baskı, Ankara 1979.


182

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

Bolay, Süleyman Hayri, Türkiye'de Ruhçu ye Maddeci Görüşün Mücadelesi, 2. baskı, İstanbul 1979. Borak, Sadi, Öyküleriyle Atatürk'ün Özel Mektupları, İstanbul 1980. Bourgeois, Willy, Lavurence, (tercüme eden Nusret Kuruoğlu), İstanbul 1967. Burçak, Rıfkı Salim, Türk-Rus-İngiliz Münasebetleri (1791-1941), İstanbul 1946. Cemile, Meryem, İslâm ve Çağdaş Öncüleri, İstanbul 1986. Çakmak, Fevzi, Büyük Harpte Şark Ceplıesi Hareket­ leri, Ankara 1936. Çavdar, Tevfik, Talât Paşa (Bir Örgüt Ustasının Yaşam Öyküsü), Ankara 1984. Danişmend, İsmail Hakkı, İzahlı Osmanlı Tarihi Krono­ lojisi, c. IV, 2. baskı, İstanbul 1972; c. V, 1. baskı, İstanbul 1971. Dede, Abdürrahim, Balkanlar'da Türk İstiklâl Hareket­ leri, İstanbul 1978. [Dirimtekin], Dukakinzade Feridun, B ü y ü k HarbdeTürk Cepheleri, Yıldız [İstanbul] 1926. Documents, c. 1-11, Ankara 1982-1983. Driault, Edovard, Şark Meselesi, (tercüme eden Nafiz), İs­ tanbul 1328. Dursun, Ahmet Haluk, Ermeni Terörünün Kaynaklan, İstanbul 1982. Dursunoğlu, Cevat, Millî Mücadele'de Erzurum, Ankara 1946. Düzdağ, M.Ertuğrul, Türkiye'de İslâm ve Irkçılık Mese­ lesi, 1. baskı, İstanbul 1976; 2. baskı, İstanbul 1978. Earle, Edward Mead, Bağdad Demiryolu Savaşı, (tercü­ me eden Kasım Yargıcı), İstanbul 1972.


SAtt) HALÎM PAŞA

183

Ebcioğlu, Hikmet Münir, Kendi Yazılan ile Refîk Halid, İstanbul (t.y.). Ege, Nezahet Nurettin, Priens Sabahattin-Hayatı ve İlmî Müdafaaları, İstanbul 1977. Engelhard, Ed., Türkiye ve Tanzimat, (tercüme eden Ali Reşâd), İstanbul 1328. Emil, Birol, Mizancı Murad Bey Hayatı ve Eserleri, İs­ tanbul 1979. Ergin, Osman, Balıkesirli Abdülaziz Mecdi Tolun-Ha­ yatı ve Şahsiyeti, İstanbul 1942; Türkiye Maa­ rif Tarihi, c.I-V, İstanbul 1977. Ermeni Komitelerinin A'mâl ve Harekât-ı İhtilâliyyesi-İ'lân-l Meşrutiyet'den Evvel ve Sonra, İs­ tanbul 1332; Latin harflerine çevrilmiş baskısı, (çeviren H. Erdoğan Cengiz), Ankara 1983. Erim, Nihat, Devletler Arası, Hukuku ve Siyâsî Tarih Metinleri, c. 1, Ankara 1953. Erol, Mine Osmanh İmparatorluğu'nun Amerika Bü­ yük Elçisi A A ü s t e m Bey, Ankara 1973. Esatlı, Mustafa Ragıp, İttihat ve Terakki, İstanbul 1975. Eşref, Edib, bk. Fergan. [Fergan], Eşref Edib, Mehmed Âkif, 2. tab'ı, İstanbul 13801960. Gazigiray, Alper, bk. Dursun, Ahmet Haluk, (îelincik, Rabia, Said Halim Paşa, İstanbul 1973. (îoloğlu, Mahmut, Sivas Kongresi, Ankara 1969. Gökbilgin, M.Tayyib, MUli Mücadele Başlarken, c. I, An­ kara 1959. Göyünç, Nejat, Osmanlı İdaresinde Ermeniler, İstanbul 1983. (jöztepe, T a n k Mümtaz, Vahideddin Mütareke Gayya­ sında, İstanbul 1969.


184

BÎR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

Güngör, Erol, Türk Kültürü ve Milliyetçilik, 4. baskı, İs­ tanbul 1980; Dünden Bugünden Tarilı-KültürMilliyetçilik, Ankara 1982; Tarihte Türkler, İs­ tanbul 1988. Gürün, Kâmuran, Ermeni Dosyası, 2. baskı, Ankara 1983. Hafiz Hakkı Paşa, Bozgun, (baskıya hazırlayan Tercüman 1001 Temel Eser İlim Heyeti), İstanbul (t.y.). Hanioğlu, M.Şükrü, Bir Siyasal Düşünür Olarak Dok­ tor Abdullah Cevdet ve Dönemi, İstanbul (t.y.); Bir Siyasal Örgüt Olarak Osmanlı İttihad ye Terakki Cemiyeti ve Jön Türklük (1889-1902), İstanbul (t.y.). Harb-i Umumî Tenkidatı, (tercüme eden Mehmed Nihat), İstanbul 1339. Harp Kabinelerinin İsticvabı, İstanbul 1933. Haydar Rifat, Farmasonluk, İstanbul 1934. Hocaoğlu, Mehmed, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Erme­ ni Mezâlimi ve Ermeniler, İstanbul 1976. İlgar, İhsan, Çanakkale Savaşları 1915, Ankara 1982. İhtiyât-ı Millî, Dersaâdet (t.y.). İkbal, Muhammed, İslâmm Ruhu, (tercüme eden E . A ) , İs­ tanbul 1963; İslâmda Dini Düşüncenin Yeni­ den Doğuşu, (tercüme eden N. Ahmet Asrar), İs­ tanbul 1984. İnal, İbnülemin Mahmut Kemal, Son Asır Türk Şairleri, c. Ill-IV, İstanbul 1970; Son Sadrazamlar, c. 1-IV, 3. baskı İstanbul 1982. İslâm Ahâlinin Dücâr Oldukları Mezâlim Hakkında Vesaike Müstenid Malûmat, 2. baskı, (Millî Gogre tarafından yayınlanmıştır), İstanbul 1919. "İttihad Rü'esâsı'nm Muhakemesi", İkdam, 13 Mayıs 1919...


SAİD HALİM PAŞA

185

Jackh, Ernest, Yükselen Hilâl, (tercüme eden Perihan Kuturman), İstanbul 1946. Jaeschke, (îotthard, Türk Kurtuluş Savaş ELronolojisi, c.I, Ankara 1970; Kurtuluş Savaşı üe Ügüi İngi­ liz Belgeleri, (tercüme eden Cemal Köprülü), An­ kara 1971. Kara, İsmail, Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi, c.I, İs­ tanbul 1986. Karadağ, Raif, Petrol Fırtınası, 3. baskı, İstanbul 1979. Karakoç, Sezai, Mehmed Âkif, 4. baskı, İstanbul 1979. Karal, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, c. V, VII, 5. bp-kı, 2. baskı, Ankara 1983, 1977. Kaynar, Reşat, Mustafa Reşit Paşa ve Tanzimat, 2. bas­ kı, Ankara 1985. Kırzioğlu, M.Fahrettin, Ziya Gökalp-Malta Konferans­ ları, Ankara 1977. Kinross, Lord, Atatürk-Bir Milletin Yeniden Doğuşu, (tercüme eden Necdet Sander), 9. baskı, İstanbul 1984. Kocabaş, Süleyman, Hindistan Yolu ve Petrol Uğruna Yapılanlar Türkiye ve ingiltere, istanbul 1985. Kodaman, Bayram, Şark Meselesi Işığında Sultan U. Abdülhamid'in Doğu Anadolu Politikası, İs­ tanbul 1983. Knightley, Philip-Simpson, Colin, Lavrens'in Gizli Haya­ tı, (tercüme eden Cüneyd Emiroğlu), İstanbul 1978. Kraybis, Nikerled, Rusya'nın Şark Siyaseti ve Vilâyât-ı Şarkıyye Meselesi, (tercüme eden Habil Adem), Dersa'âdet 1332. [Kuntay], Mithat Cemal, Mehmet Âkif, İstanbul 1939; Na­ mık Kemal, c. I-lll, İstanbul 1944-1957. Kuran, Ahmed Bedevi, İnkılâp Tarihimiz ve "Jön Türk-


186

BİR ÎSLÂMCİ DÜŞtJNÜR ler'', İstanbul 1945; İnlcılâp Tarihimiz ve İttihat ve Teraldd, İstanbul 1948; Osmanh İmparatoriuğunda ve Türlciye Cıımhuriyetinde İnlcılâp Hareketleri, İstanbul 1959.

Kurat, Aktes Nimet, Türkiye ve Rusya, Ankara 1970. Kurdakul, Necdet, Osmanlı İmparatorluğundan Orta­ doğu'ya "Belgelerle Şark Meselesi", İstanbul 1976. Kutay, Cemal, 1913'de Garbî Tralg^a'da İlk Türk Cum^ huriyeti, İstanbul 1962; Birinci Dünya Harbin­ de Teşkilât-ı Mahsusa ve Hayber'de T ü r k Cengi, İstanbul 1962; Necid Çöllerinde Meh­ med Akif, İstanbul 1963; Prens Sabahattin BeySultan n. Abdülhamid-İttüıad ve Terakki, İs­ tanbul 1964; Ana-Vatan'da Son Beş Osmanlı Türk'ü, 2. baskı, İstanbul 1964; Lavrens'e Karşı Kuşçubaşı ve Özel örgütün Kuruluşu, İstan­ bul 1978; Siyâsî Sürgünler Adası Malta, İstan­ bul 1978; Üç Paşalar Kavgası, İstanbul 1978; Türk Millî Mücadelesinde Amerika, İstanbul 1979. Kürkçüoğlu, Ömer, Osmanlı Devletine Karşı Arap Ba­ ğımsızlık Hareketi (1908-1918), Ankara 1982. Lewis, Bernard, Modern Türkiye'nin Doğuşu, (tercüme eden Metin ICıratlı), Ankara 1970. Luxsemburg, Rosa, bk. Rathmann, Lothar. Mardin, Şerif, Jön Türklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908, 2. baskı, İstanbul 1983. Mehmed Emin, Harb-i Umumide Osmanlı Cebheleri Vekayi'i, İstanbul 1338. Melek, Kemal, Doğu Sorunu ve Millî Mücadelenin Dış Politikası, 1. baskı, İstanbul 1978; 2. baskı, İstan­ bul 1985.


SAİD HALİM PAŞA

187

Meram, Ali Kemal, Belgelerle Türk-İngiliz İlişkileri Ta­ rihi, İstanbul 1969. Meriç, Cemil, Ümrandan Uygarlığa, İstanbul 1977. Mısıroğlu, Kadir, Musul Meselesi ve Irak Türkleri, İs­ tanbul 1972. Mülî Nevsâl (1338), İstanbul 1338 (1922). Mücellitoğlu, Ali Çankaya, Mülkiye Târihi ve Mülkiyeli­ ler, c. II, 1. baskı, Ankara 1954,; c. III, 2. baskı An­ kara 1968. Nevzat, Gündağ, 1913 Garbî Trakya Hiikûmeti Mustakîlesi, Ankara 1987. Nikolski, Sarıkamış Hareketleri, (tercüme eden Nazmi), Ankara 1935. Nur, Rıza, Türk Tarihi, c. X, İstanbul 1981. Okandan, Recai G., Amme Hukukumuzda İkinci Meşru­ tiyet Devri, İstanbul 1947; Âmme Hukukumu­ zun Ana Hatları, İstanbul 1957. Oransay, Gültekin, Osmanlı Devletinde Kim Kimdir?, c. 1, Ankara 1969. Osman Nuri, İstanbul Şehreminleri, İstanbul 1927. Ökçün, Gündüz, Osmanlı Sanayii (1913-1915 İstatistik leri), 3. baskı, İstanbul 1984. Öke, Mim Kemal, Siyonizm ve Filistin Sorunu (18801914), İstanbul 1982. Özek, Çetin, Devlet ve Din, İstanbul (t.y.). Öztuna, Yılmaz, Büyük Türkiye Tarihi, c. V1I-IX, İstan­ bul 1978. Pâkalın, Mehmed Zeki, Son Sadrazamlar ve Başvekil 1er, c. IV, İstanbul 1944; Osmanlı Tarih Deyim­ leri ve Terimleri Sözlüğü, c. II, 2. baskı, İstanbul 1971. Petrosyan, Yuriy Aşatoviç, Sovyet Gözüyle Jön Türkler, (tercüme eden Mazlum Beyhan-Ayşe Hacıhasanoğlu), İstanbul 1974.


188

BIR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

Peyami Safa, Türk İnkılâbına Bakışlar, Ankara 1981. Pichon, Jean, Cihan Harbinin Şarka Ait Kaynaklan, (tercüme eden Hüseyin Cahit Yalçm), İstanbul 1939. Price, M.Philips, Türkiye Tarihi-İmparatorluktan Cumhuriyete Kadar, (tercüme eden Selâhattin Atalay), İstanbul 1977. Ramsaur, E.E., Jön Türkler ve 1908 İhtilâli, (tercüme eden Nuran Yavuz), 2. baskı, İstanbul 1982. Rathmann, Lothar-Luxemburg, Rosa, Berlin-Bağdat-Alman Emperyalizminin Türkiye'ye Girişi, (ter­ cüme eden Ragıp Zarakolu-Erol Özbek), 2. baskı, İstanbul 1982. Renouvin, Pierre, Birinci Dünya Savaşı (1914-1918), (ter cüme eden Adnan Cemgil), 3. baskı, İstanbul 1982. Robarc, Paul, Hatt-ı Saltanat- Bağdat Demiryolu, (ter­ cüme edenin adı yok), İstanbul 1331. Rohde, Hans, Asya İçin Mücadele-Şark Meselesi, (tercü­ me eden Binbaşı Nihat), İstanbul 1932. Said Hahm Paşa, bk. Said Halim Paşa'nm Şahsiyeti ve Eserleri Bölümü. Saral Osman Yavuz, Kaybettiğimiz Rumeli, İstanbul 1975. Selek, Sabahattin, Milli Mücadele, c. i, 2. baskı, İstanbul 1982. Serez, Naci, Lawrence ve Arap İsyanı, İstanbul 1965. Shaw, Stanford J.-Shaw, Ezel Kural, Osmanlı İmparator­ luğu ve M o d e m Türkiye (tercüme eden Mehmet Harmancı), c. 11, İstanbul 1983. Simpson, Colin bk. Knightly, Phihp. Smith, Michael Llewellyn, Anadolu Üzerindeki Göz, (ter­ cüme eden Halim İnal), İstanbul 1978.


SAlD HALIM PAŞA

189

Sonyel, Salâhi R., Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika, c. I, Ankara 1973. Süslü, Azmi, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, A n k a r î 1990. Şakir, Ziya, 1914 Cihan Harbine Nasıl Girdik?, İstanbul 1943; Yakın Tarihin Ü ç Büyük Adamı: Talât, Enver, Cemal Paşalar, İstanbul 1943; Mahmut Şevket Paşa, İstanbul (t.y.). Şapolyo, Enver Behnan, Ziya Gökalp, (sadeleştiren Nevzat Kızdcan), 2. baskı, İstanbul 1974. Şimşir, Bilâl N., İngiliz Belgeleri ile Sakarya'dan İz­ mir'e (1921-1922), İstanbul 1972; İngiliz Belgele rinde Atatürk, c. I, II, III, Ankara 1973, 1975, 1979; Ege Sorunu, c. I-II, Ankara 1976-1982; Mal­ ta Sürgünleri, 1. baskı, İstanbul 1976; 2. baskı, Ankara 1985. Tansel, Fevziye Abdullah, Ziya Gökalp KüUiyatı H - Lim­ ni ve Malta Mektupları, Ankara 1965; Mehmet Akif Ersoy, 2. baskı İstanbul 1973. Tansel, Selâhattin, Mondros'tan Mudanya'ya Kadar, c. 1, II, IV, Ankara 1973-1974. Tanjoı, Hikmet, Tarih Boyunca Yahudiler ve Türkler, c. 1, İstanbul 1976. Tanzimat I, İstanbul 1940. Tarih IV, İstanbul 1931. Tarihî Muhakeme, İstanbul 1919. Toprak, Zafer, Türkiye'de "Milli İktisat" (1908-1918), An kara 1982. Toynbee, Arnold J., Türkiye-Bir Devletin Yeniden Do­ ğuşu, (tercüme eden Kasım Yargıcı), İstanbul 1971. Tugay, Asaf, İbret-AbdüUıamid'e Verilen Jurnaller ve Jurnalciler, İstanbul (t.y.); Saray Dedikoduları ve Bazı Mâruzât, İstanbul 1964.


190

BÎR ÎSLÂMCI DÜŞÜNÜR

Tugay, Emine Foat, Three Centuries Family Chronicles of Turkey and Egypt, London 1963. Tunaya, T a n k Zafer, Hürriyetin İlânı, İstanbul 1959; Türkiye'nin Siyasî Hayatında Batılılaşma Hareketleri, İstanbul 1960; İslâmcıhk Cereya­ nı, İstanbul 1962; Türkiye'nin Siyasî Gelişme­ leri, İstanbul 1970; Türkiye'de Siyasal Partiler, c. 1-111, İstanbul 1984, 1986, 1989. Turhan, Mümtaz, Kültür Değişmeleri, 2. baskı, İstanbul 1972. Türkdoğan, Orhan, Atatürk'te MiUî Devlet Anlayışı, İs­ tanbul 1981; Millî Kültür Modernleşme ve İslâm, İstanbul 1983; Sosyal Şiddet ve Türkiye Gerçeği, Ankara 1985. Türkgeldi, Âli, Mondros ve Mudanya Mütarekelerinin Tarihi, Ankara 1948. T 3 . M . M . Gizli Celse Zabıtları, c.II, Ankara 1985. Türkiye Yüksek Şurası-Yüzüncü Yıl, Galata [İstanbul 1961]. Türközü, Halil Kemal, Osmanlı ve Sovyet Belgeleriyle Ermeni Mezâlimi, 2. baskı, Ankara 1983. Uçarol, Rifat, Gazi Ahmet Muhtar Paşa-Bir Osmanlı Paşası ve Dönemi, İstanbul 1976. Ulubelen, Erol, İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, 2. baskı, İstanbul 1982. Uzunçarşıh, İsmail Hakkı, Mithat Paşa ve Yıldız Mahke­ mesi, Ankara 1967. Uçman, Abdullah, Rıza Tevfik'in Tekke ve Halk Edebi­ yatı İle İlgili Makaleleri, Ankara 1982. Uçok, Coşkun, Siyasal Tarih (1789-1960), 3. baskı, Ankara 1980. Ülken, Hilmi Ziya, Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi, 2. baskı, İstanbul 1979.


SAİD HALÎM PAŞA

191

Ünal, Tahsin, Türk Siyasi Tarihi (1700-1958), 4. baskı, Ankara 1977. Vakkasoğlu, A,Vehbi, İslâm Şairi Mehmed Aldf, İstanbul 1983. Yalçın, Hüseyin Cahit, Talat Paşa, İstanbul 1943. Yunus Nadi bk. Abalıoğlu. Yerasimos, Stefanos, Türk Sovyet İlişkileri, İstanbul 1979. Zeyneb Kâmil Hastanesi 1860-1955, İstanbul 1955. Ziyaoğlu, Rakım, Yorumlu İstanbul Kûtüıgü (330-1983), İstanbul 1985.

D - MAKALELER «Abbas Halim Paşa Atatürk'e İnanmıştı», Tarih-Coğrafya Dünyası, c. I, sayı 1, İstanbul 15 Nisan 1959, s. 4445. "Abbas Halim Paşa", İnönü Ansiklopedisi (Türkiye An­ siklopedisi), c. 1, Ankara 1946, s. 18. Akçuraoğlu Yusuf, "Osmanh Devleti Umumî Harb'de bî-taraf kalabilir miydi?", Türk Tarih Encümeni Mecmuası, Nr. 19, (96), İstanbul 1928, s. 1-29. Akyol, Taha, "Soruşturma", Türkiye Kültür ve Sanat Yılhğı 1984, Ankara 1984, s. 84-88. Ali Fuad, "Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa", Türk Tarih En cümeni Mecmuası, Nr. 19 (96), İstanbul 1928, s. 64-147. Altundağ, Şinâsi, "İsmail Paşa", İslâm Ansiklopedisi, c. V/2, 2. baskı, İstanbul 1968, s. 1115-1119; "Meh­ med Ali Paşa", İslâm Ansiklopedisi, c. VII, İstan­ bul 1972, s. 566-579. "Atatürk'ün Hükümeti Devirme Teşebbüsü Nasıl Olacaktı", Tarih Dünyası, sayı 1, İstanbul 1964, s. 33-34.


192

BİR İSLAMCI DÜŞÜNÜR

Bolay, Süleyman Hayri-Kara, İsmail, "İslamcılık", T ü r k Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, c. IV, İstanbul 1981, s. 424-430. Bolay, Süleyman Hayri,. "İlimlerde Zorunluluk ve Zorunsuzluk", Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı 1985, Ankara 1985, s. 90-108. Bostan, M.Hanefı, «I. Dünya Savaşı Sırasında Ermenileri İskân Meselesi ve Bazı Glerçekler», Türk Dünyası Araştırmaları, sayı 57, İstanbul 1988, s. 107118. Çapanoğlu, Münir Süleyman, "Yakup Cemil Nasıl, Niçin İdam Edildi?", Tarilı Dünyası, sayı 1, İstanbul 1964, s. 74-78. "Dârülfünûn-da Muhtelit Tedrisâtın Akameti", Sebîlür­ reşâd, c. XVİ, sayı 406-407, İstanbul 16 Receb 1337, s. 154-155. Ebcioğlu, Hikmet Münir H.M.E, "Mahmut Şevket Paşa'nın Öldürülmesiyle Darağacına Gönderilen Damat Salih Paşanın Dramı", Tarüı ve Edebiyat Mec­ muası, sayı 7, istanbul 1979, s. 10-15. Ergin, Cafer, "Şeyh-ül-lslâm Musa Kazım Efendi", T ü r k Mason Dergisi, sayı 35, Galata 1959, s. 19061908, Ersoy, Mehmed Âkif, "İslâmlaşmak", Sebîlürreşâd, c. XVİ, sayı 404-405, İstanbul 9 Receb 1337, s. 132-133. Eşref Edib bk. Fergan. [Fergan], Eşref Edib, «Âlem-i İslâm İçün Pek Büyük Bir Ziyâ'», Sebîlürreşâd, c. XIX, sayı 492, Ankara 17 Cemaziyel evvel 1340 s. 256-259; "Abbas Hahm Pa­ şa", İslâm-Türk Ansiklopedisi, c. 11, Nr. 55-56, İstanbul 1945, s. 86. Giray, Muharrem, "Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa", Tarih Dünyası, c. 11, sayı 6, İstanbul 1965, s. 120-123.


SAİD HALİM PAŞA

193

Gülerman, Adnan, "Ermeni Meselesinde İdeolojik Yönlen­ dirmeler", Türlt Tarihinde Ermeniler Sempoz­ yumu, İzmir 1983, s. 199-211. [Halıcı, Fevzi] F.H., "Said Halim Paşa Yalısında Bir Secca­ de", Türk Edebiyatı, sayı 132, İstanbul 1984, s. 23-25. [İnal], İbnülemin Mahmud Kemal, "Abdülhamid-i Sânî'nin Notlan", Türk Tarih Encümeni Mecmuası, Nr. 13-15 (90-92), İstanbul 1926, s. 60-68, 89-95, 152159. "İslamcılık Cereyanı", Fikir ve Sanatta Hareket, sayı 5(167), İstanbul 1979, s. 5-10. I^ndemir, Feridun, "Şerif Hüseyin ve Hicaz İsyanı", Tarih Konuşuyor, c. VII, sayı 41, İstanbul 1967, s. 32003203; "Enver Paşa Nasıl Harbiye Nazırı Oldu?", Tarih Konuşuyor, c. VIII, sayı 51, İstanbul 1968, s. 3647-3649. Kara, İsmail, "Said Halim Paşanın Hayatı ve Görüşleri 1. islâmlaşmak". Fikir ve Sanatta Hareket, sayı 11-12 (173-174), İstanbul 1980, s. 18-23; "Said Ha­ lim Paşanın Hayatı ve (jörüşleri II. İslâm Dünya­ sı'nın Gerileme Sebebleri", Fikir ve Sanatta Ha­ reket, sayı 14(176), İstanbul 1980, s. 19-24; "Said Halim Paşa'nm Az Tanınan Son Eseri", Tarih ve Toplum, sayı 47, İstanbul Kasım 1987, s. 57-59. Kara ismail bk. Bolay, Süleyman Hayri. Karagül, Mehmet, «İttihat ve Terakki'de Bir Muhalif: Prens Said Halim Paşa», Dördüncü Boyut, sayı 1, İstan­ bul Nisan-Mayıs 1991, s. 35-37. Katırcıoğlu, Fevzi Muhtar, «Sadrazam Said Halim Paşa'nm Elyazısıyla, Berlin Sefiri Mahmut Muhtar Paşa'ya Fransızca Bir Mektubu», Tarih ve Toplum, sayı 28, İstanbul Nisan 1986, s. 14.


194

BİR ÎSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

Koçaş, Sadi, "Arabistan'ın Taçsız Kralı Lâvrens", Resimli Tarih Mecmuası, c. 1, sayı 6, İstanbul 1950, s. 214215. Koloğlu, Orhan, «İlk Türkçe Gazete Vakayı-i Mısriye», Ta­ rih ve Toplum, sayı 58, İstanbul Ekim 1988, s. 912. Köprülü, Orhan F., "Tevfik Paşa", İslâm Ansiklopedisi, c. X1I/1, 2. baskı, İstanbul 1979, s. 213-214. Kuran, Ercümend, "Türk Düşünce Tarihinde Arap Kültürlü Aydın: Said Halim Paşa", Türk-Arap İlişkileri: Geçmişte, Bugün ve Grelecekte L Uluslararası Konferansı Bildirileri, (Hacettepe Üniversitesi Türkiye ve Orta Doğu Araştırma Enstitüsü Yayını) Ankara 1979, s. 21-25; "Osmanh İmparatorluğun­ da İslâm Düşüncesinin Gelişmesi", Türk Kültü­ rü, sayı 203-204, Ankara 1979, s. 27-33 (275281). Kutay, Cemal "İmparatorluğumuzun Son Harp Hali İrade­ si", Tarih Konuşuyor, c. V l l , sayı 46, İstanbul 1967, s. 3446-3449; "Osmanlı Devleti'nin Son İki Yüz Yılında Masonluk", Tarih Sohbetleri Nr. 7, İstanbul 1968, s. 93-121; "Said Halim Paşa'nın Malta'dan Başkan Vilson, Loyd Corc ve Klemansoya Uyarma Mektupları", Tarih Sohbetleri, Nr. 8, İstanbul 1968, s. 137-166; «Balkan Savaşının İkinci Safhasında Gizli Mücadele Tertipleri», Tarih Ko­ nuşuyor, c. V i l l , sayı 53, İstanbul 1968, s. 37243728; "Siyasî Sürgün Said Halim Paşanın Hatıra­ larında İmparatorluğumuz ve Birinci Cihan Sava­ şı", Sohbetler, Nr. 16, İstanbul 1970, s. 72-96. Lowther, Sir Gerard, "Jön Türkler ve Masonlar", (tercüme eden belli değil), Yurttan Dünyadan Hal>er, sayı 3-4, İstanbul 1985, s. 17-28.


SAİD HALİM PAŞA

195

Mardin, Şerif, "İslamcılık", Cumhuriyet Dönemi Türki­ ye Ansildopedisi, fasikül Nr.61, İstanbul 1984, s. 1936-1940; "Tanzimat'tan Cumhuriyet'e İktisadî Düşüncenin Gelişmesi (1838-1918)", Tanzimattan Cumhuriyet'e Türkiye Ansiklopedisi, c. 11, fasikül Nr. 20, İstanbul 1985, s. 618-634. Mehmed Akif bk. Ersoy. Müftizâde, "İstanbul Medreseleri", S e b î l ü r r e ş â d , c. XXI, sayı 542-543, 20 Zilka'de 1341 İstanbul, s. 174177. M.Z. bk. Z,M. Okyar, Osman, "İttihat ve Terakki ve Demokrasi (19081914)", Tercüman, İstanbul 11 Aralık 1985-15 Aralık 1985. Öndeş, Osman, "Malta Sürgünleri", Hayat Tarih Mecmu­ ası, c. 11, sayı 11, İstanbul 1970, s. 44-49. . "Said Halim Paşa", Meydan Larousse Ansiklopedisi, c. X, İstanbul 1972, s. 844. "Said Halim Paşa", Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklope­ disi, fasikül 87, İstanbul 1985, s. 4863. Shaw, Stanford J., «Ottoman Popolution Movements Du­ ring The Last Years Of The Empire, 1885-1914 So­ me Preliminary Remark», Osmanlı Araştırmala­ rı, sayı 1, İstanbul 1980, s. 197-205. Seymen, Numan Tahir, "İstanbul'dan Kaçan Talat, Enver ve Cemal Paşalar Berlinde", (yayma hazırlayan Hilmi Kâmil Bayur), Tarih ve Edebiyat Mecmu­ ası, sayı 8, İstanbul 1980, s. 12-15. Sılan, Necmedin Sahir, "İkinci Meşrutiyette Divan-ı Âli Ha­ reketleri", Tarüı Konuşuyor, c. V, saj^ 30, İstan­ bul Temmuz 1966, s. 2469-2474; c. V i , sayı 31, İs­ tanbul 1966, s. 2567-2571.


196

BİR İSLÂMCİ DÜŞÜNÜR

S i m , Süleyman, «Bekirağa Bölüğünde», Tarih ve Toplum, sayı 73, İstanbul Ocak 1990, s. 57-64. Sonyel, Salâhi R., «Tehcir ve "Kırımlar" Konusunda Ermeni Propagandası Hıristiyanlık Dünyasını Nasıl Al­ dattı?», Belleten, c. XLİ, sayı 161, Ankara 1977, s. 173-175; «Albay T.E. Lawrence, Haşimi Araplarını Osmanh İmparatorluğuna Karşı Ayaklanmaları İçin Nasıl Aldattı», Belleten, c. LI, sayı 199, Anka­ ra 1987 s. 231-255. Şahin, Hüsnü, "Bir Osmanh Mütefekkiri: Said Halim Pa­ şa", Doğuş Edebiyat, sayı 12, Ankara 1983, s. 1214. Tekeli, İlhan, "İttihat-ı Terakki ve Dış Pohtika", Toplum ve Bilim, sayı 28, İstanbul 1985, s. 111-130. "Tevkifâta Da ir', Sebîlürreşâd, c. XVİ, sayı 396-397, İs­ tanbul 10 Cemâziyel âhir 1337-13 Mart 3335, s. 80. Toprak, Zafer, «70. Yıldönümünde İttihat ve Terakki'nin 1916 Kongresi», Tarih ve Toplum, sayı 35, İstan­ bul I ^ s ı m 1986, s. 10-13. Turat, Hikmet, «Türkiye'de Masonluğun Kuruluşu», Mi­ mar Sinan, sayı 14, İstanbul 1974, s. 25-37. Uzun, Mustafa, «Abbas Halim Paşa», Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. I, fasikül 1, istan­ bul 1988, s. 24. VVensinck, A.J., "Mekke", İslâm Ansiklopedisi, c. VII, İs­ tanbul 1972, s. 636-643. Yatak, Süleyman, «Malta Sürgünlerinn Maaşları, Mesele­ si», Türk Dünyası Tarih Dergisi, sayı 59, İstan­ bul Kasım 1991, s. 48-6L Z., M., "Cemal Paşa'nm Sultanlığı Meselesi", Resimli Ta­ rih Mecmuası, c. 1, sayı 1, İstanbul 1950, s. 1215.


SAİD HALİM PAŞA

197

E - SALNAME, DÜSTÛR, GAZETE V E MECMUALAR I - Salnameler: 1- Sâlname-i Deviet-i Âliyye-i Osmâniyye 1321, 1322, 1323, 1324, 1325, 1326, 1327, 1328, 1333 1334. 2- Cemiyet-i Tedrisiye-i İslâmiye Salnamesi, Dârülhilâfeti'l-aliyye 1332. 11- Düstûrlar: 1 - Düstûr, tertib-i sânî (Düstûr2), c. V-IX, Xi. IH- Gazeteler: 1 - Alcşam 2 - İlcdâm 3 - Sabah 4 - Takvim-i Vekâyi' 5 - Tanin 6 - Tevhid-i Efkâr 7 - Vakit 8 - Zaman İV - Mecmualar:

1 - Çeride-i İlmiyye 2 3 4 5

- Sebîlürreşâd - Sırâtımüstakîm - Türk Yurdu - Yakın Tarihimiz


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.