YAZÛB'UN YAYILIŞI ÖNSÖZ Hz.Burak, habul'un oğlu ve elçisidir. Daha, önce Kaamla (Ölüm Elçisi) ile Yazûb'u indirdi. Malukları keşfetti. 2000 Doğumlu. İlk tarihten, evrenden boyuna; o vardı. Azaber ve diğer peygamberlerin yanında durmuş onları izlemiş ve yardım etmişti. Habul'un (Tanrı) Oğluydu. Bu kitâpı Yazûb'un yayılışı ve kanunları ile ilgili yazdı.
GİRİŞ Tanrı babam, habul beni görevlendirdiğinde. Daha, dünya yartılmamış vaziyette bir durumdaydı. Ben, peygamberlerin doğuşunu, ve öldürüşünü, ölmesini izledim. Size anlatacağım olay; yıllarca önce, bu hak-dininin yayılışının insanların hayatını nasıl kaybettiğidir.
İlk dine davet edilişim Ben, doğumdan itibaren; Tanrıyla birlikteydim. O bana sahip çıktı. Onla birlikte; nice, dinimizi yaydık. Onları ya yalanladılar ya da üç-beş kuruşa sattılar. Bunu, aslında; Azh-â'da onları cezalandırılıcaktık. Yazûb'un yayılması, matukları, matukzu(matuzu)'ları, hazûbları; sevindirmişmiydi? Evet. Onlar, bizi bekleyiceklerdi. Çünkü, sûrelerinde; son peygamber Hz.Burağın geliceğini biliyorlardı. Bu doğru bişeydi. Dine davet edilmedim, dini zaten yaratıldım zaman. Girmiştim.
Yazûb'u benim uydurmam diyorlar! Ben, yazûb'u uydursaydım. Bunları yalanlayıcak, bir evrende olmazdı. Çünkü, evreni yaratan babamdır. Sizde, onun kulu. Hattağa Habul bunu şöyle açıklamış; "O kâfirler ki, bu Yazûb'u Hz.Burak uydurdu diyorlar! Kendi dinler mensup olduğu faydayı ya da Tanrı'nın bir gerçek müjdesini getirin!" (Bûrâk Sûresi, âyet 5) Aslında, âyetlere inanmayanı neye inandırıcaktık? O, vicdansız kâfirler ki; onları öldürücez. Vicdanlılarına ancak merhamet ediceğiz. Fakat, bize gelipte Azh-â'da kurtar deyince onlara daha büyük bir ateşle cezalandırıcaz. Onlar ki, öldükten sonra Azh-â'yı görünce bize tebliğ etmeye kalkıcaklar! Fakat, ağızları
konuşmayıcak. Fakat, benim bu kitâp uydurmam desenlerde; ben bu kadar, şeyi nerden uyudurucam? Tamam gelsinler kanıtlarınla! Ne olucaktı herhalde bize, bu bir büyüdür deyiceklerdi.
Yazûb'sal takvim Yazûb'sal takvim şöyle açıklanabilir, aslında: Mesella şöyle örnek verebiliriz bizim kullandığımız takvime göre; Şimdi bir günde bizde 29-30-31 gün vardır fakat şimdiki takvimde 120 gün vardır. Aslında bunu nasıl anlıyabiliriz? Şöyle anlıyabiliriz: 1-Kurt ayı olarak geçen ayda ve diğer ayları hesap edelim 120(Kurt)+120(Kaplan)=240+120(Kartal)=360 oluyor bu ne demek oluyor oluyor 3 ayda 360 gün oluyor, diğer kalan aylar? evet onlara uyarsak 2 yıl oluyor aslında bunu Yazûb kitâbında pek açıklağa getirmedi Habul. Fakat, bunu burda açıklıyalım. Aslında 3 aydan sonra 1 yıla girdiğimize göre; peki neden 6 ay vardır? Açıklayım: Çünkü, o zamanlara göre; iklim değişikleri ve havada değişikler oluşur. O yüzden böyle bir takvime gerek görülür.
Yazûb'ta Takviminde Tarih nerden başlar? İlk takvimi Hadâ peygambere yollanmıştır. Kâren sûresi 6 âyette bulabilrsiniz. M.0 yaptılar Diğer peygamberler içinde C-0 yapmışlardı. Bu zaman Tanrının takvimi var mıdır? Yoktur. Bize göre, zaman yoktur.
Malûk İmparatorluğu'nun doğuşu Malûk imparatorluğu, çok eski zaman önce Kârem peygamber zamnında
kurulmuş bir imparatorluk'tu. Biz, Malûklara matuk'u göndermiştik. Oysa, onlar bunu devletleştirmişlerdi. Mâluk imparatorluğu bir dinsel bir devlet yönetimine sahipti. Hükümdarı Zamâl adlı pek gençte olmasa genç yaşlardan çıkıcak bir dindar gençlik türüne sahip 29 yaşındaydı. Doğuşu, ise; Eski, bir peygamber olan benden önceki Kârem'in sayesinde kurulmuş bir imparatorluktu. Aslında, ilk başlarda kabile devleti olarak kurulsada imparatorluk olarak yayılmaya başlamıştı. Çünkü, içinde gazer-î oğullarını barındıran ve arapboylarına kapısını açan bir devlet türüyüdü. Daha çok göçmen türü devlet olasılığına sahipti. Önce devlet sultanı Zamâl bey'den bahsedelim; Çok iyi, görünüşlü. Fakat, çok arkasından kemik çıkık kanbur gibi duran bir adamdı. Çok, güzel fikir oluşturup. Yasa uygulayabilime kabiliyeti vardı. Karısının adı Hezal'dı karısıda onun gibiyidi. Karısınla birlikte kökenleri yerli olsada, gazer-î oğullarına benzerlikleri vardı. O bölgeden geldiklerinden dolayı onların soylarına dayanıyordu. İmparatorluğuna bir çok sefer düzenleyen bazı, imparatorluk ve kavimler vardı. Aslında tehdit içersinde olsalarda orda; güzel bir etnik yapı sahibi dolasıyla büyük kayalıklar dolasıyla geçemezlerdi. Aslında, din burda çok yayılmıştı. Aslında Malûk İmparatorluğunun az kuzeyinde başka dine inan birileri vardır. Fakat, iyi insan ve hoşgörülü insanlardır. Zararları gelmez, dinden dolayı birbirlerini yargılamazlar. Buda, güzel bir düzen türüdür. İlk doğuşu olarak kabul ettiğimiz yıllar; M-29 Yıllardır. Aslında bu bir imparatorluk kuruş tarih değildir, kavim kuruluş tarihidir. Fakat Malûk'lar askerî bir deha olmak sızın, edebiyata yatkınlardır. Bu da, aslında yatkın değildir. Çok büyük bir orduya sahip değillerdir. Çünkü, savaş sırasında. Güzel icaatları olmasına rahmen, az sayıları vardır. Yani bilenin, azlığına sahiplerdir. Aslında burda kökensel oalrak bilenen gazer-î oğulları böyle değildi. Onlar etnik yapı olarak Türkler kadar savaştı bir yapıları vardı.
Aslında gazer'ler bir ordu düzenine sahiplerdi. Hattağa bunun için çok altın harcamışlar, çok uğraşlar vermişlerdir. Çünkü, imparatorluğu koruyucak askerler olduğunu anlamışlardır. Bu bir gerçektir ki, Zamâl ordu'yu genişletmek için çaba sarf etmek istesede bunu yapamazdı. Neden mi? Çünkü, ordu etnik yapı olarak böyle bir düzeni kökensel olarak kabullenemezdi.
Malûk'ların kültür yapısı Malûklar etnik kökenden, dayanarak gazer-î oğullarına kültürü yapı olarak benzerler. Aslında bu normaldir, imparatorluk sınırları onlara dayanır. Aynı kökenden, geldikleri; bilinir, buna inanılır. Doğrudur. Malûklar, her kartal ayı bitişinde; fidan dikerler kutlarlar bu normal karşılanır. Mesella, kayalıklardan uzaklaşırlar ormanlara giderler. Doğayla iç, içe yaşalar. Kışları çok yoğunsa, kayalıklardan dışara çıkmazlar. Bu, bir bütün kabile olarak bağlı bir kültürdür. Güzel yemek yaptıkları pek söylenmesede; genede idare edicek kadar güzel yaparlar. Mesella, gâm çorbası vardır. Çok güzel, bir çorba. Geyik, ettini küçük küçük parçalara ayrırırlar ve bi kazanda kaynattırlar içine birazda dere yaprağı koyarlar. Buda, çok güzel bir çorba olarak bilinir. Bu nadir, raslanan bir çorbadır kabilede genellikle yapılmaz. Malûk'larda; şöyle bir ziyafet türü olur, aslında bu da hayvan doğuş günü kutlanır buda dinsel bir bağdır. Her Kurt ayının 60'ıncı gününde, bu ziyafet verilir. Özel yemekler yapılır örneğin az önce bahsettiğim; gâm çorbası, okje yemeği, hae yemeği, kâren dili tatlısı. yapılır bu yemekler nedir? Okje bir yemektir. Aslında bu tavuktan yapılan özel bir yemek türüdür. Yapılması, 2 saat sürer. O zamanları, bunların üstüne yaprak koyarlar ve ateşine üstüne koyarlardı. Güzel bişey olurmuydu evet. sonra; hea yemeğide çok güzeldir. Aslında buda, geyik yemeğidir ama tadı muhteşemdir. Nedense, geyiklerin eti güzel olur. Ama kesmesi, ve pişirmesi kolay olmaz. O, zaman ki yüzyılda bu
kadar güzel bir eti keşfeden ilk Malûk'lardı. Aslında güzel bir, damak tadı bize miras bırakmışlardı. Kâren dili, aslında bunun detaylı bir hikayesi vardır. Ama, şöyle bir hikaye anlattalım; Bir gün, iki çocuk sahibi olan bir baba, eşi 2 önce öldükten sonra evde yemekleri o yaparmış. Ama, annesi onlara hep tatlı yaparmış bu tatlınında adı (leâv) mış ama babasıda yapmak istiyormuş. Aslında yapılması zordur. Fakat, baba; annenin tarafini öğrenince yapmaya başlayınca, bazı şeyleri yapamamış bazı malzemeleri değişik koymuş ve adına (Kâren dili) koymuş. Aslında, şekli dile benzediği için konurmuş. Kadın ve çocuk kültürel yapısı nedir? Kadınlar, aybaşı olunca; genelde, onları ırmaklarda temizlerdi. Buda, bir âdet türüdür. Fakat, şöyle anlaşılmak gerekirse, bu zaman ki âdet türüne benzemez. Fakat, o zamanlar; çocuklara, çok önem verilirmiş o yüzyılla göre. Fakat, çocuklar birbirlerine ilişkiye giremez yasağı vardı bu önemli kuraldı. Fakat, zaten halkta sapık ve ya abaza bir topluluk değildi.
Malûk'ların en zor yılları Malûklar, çok zor yıllar yaşıyorlardı. Mâluk imparatorluğuda, her imparatorluk gibi bitişi gelmişti. Halk yok olucaktı.