YIL: 9 SAYI: 159
19 EKİM - 1 KASIM 2008
MERSiN TiCARET VE SANAYi ODASI YAYIN ORGANI
KADRİ ŞAMAN ÖZEL ÖDÜLÜ
Hayali gerçek olurken o çok uzaklardaydı O her mikrofon uzatıldığında, bıkıp usanmadan aynı şeyleri söylemişti: “Mersin’i geleceğe taşıyacak sektörlerden birisi de lojistik...” Bu fuarı belki de her şeyden çok istiyordu. Ömrü yetmedi... Fakat Mersin Ticaret ve Sanayi Odası onun çok istediği şeyi başardı: Uluslararası dev bir organizasyondan alnının akıyla çıktı. Merhum Kadri Şaman haklı çıkmıştı. Mersin’in kullanacağı büyük bir potansiyeli var. Dış Ticaret Lojistiği Konferansı’nda onun adına da özel bir ödül verildi. Ödülü konuk bakanlar Kürşad Tüzmen ve Binali Yıldırım’ın elinden alan eşi Selma Şaman gözyaşlarını tutamazken salon alkıştan yıkılıyordu... ÖDÜL TÖRENİ SAYFA 3’TE
“Çukurova Bölgesel Havaalanı yapılacak” HAVAALANI HABERİ SAYFA 3’TE
ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ
Sanayici elemanını kendi yetiştirecek Türkiye’de ilk defa, Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) ile Mersin Üniversitesi’nin ortak çalışması sonucu sanayi bölgesi içinde, üniversiteye bağlı Gıda Teknolojileri Meslek Yüksek Okulu açıldı. Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Suha Aydın ve MTOSB Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, okulu gezerek bilgi aldı. SAYFA 2’DE
İpek Yolu yeniden canlanıyor: Lojistik ve Transport Fuarı Mersin Lojistik ve Transport Fuarı’nın açılışı Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İran, Sudan ve KKTC'nin Bakanları ile Çin Ulaştırma Bakan Yardımcısı'nın katılımlarıyla yapıldı.
Dünyanın en büyük lojistik fuarı olma hedefiyle yola çıkan ve bu yıl birincisi gerçekleştirilen Mersin Lojistik ve Transport Fuarı, 150'nin üzerinde yerli ve yabancı firmanın ve 53 alım heyetinin katılımı ile yapıldı. Belarus, Çin, İrlanda, İspanya, Kırgızistan, KKTC, Macaristan, Mısır, Moldova, Suudi Arabistan, Suriye, Tayland, Tunus ve Ukrayna'dan gelen 20 yabancı basın mensubu da fuardaki
gelişmeleri dünyaya iletti. Fuarı ziyaret edenler gümrükleme, istifleme sistemleri ve makineleri, depolama, yazılım, finans ve sigorta şirketleri, kombine taşımacılık alanında faaliyet gösteren firmalarla görüşme olanağı buldu. Yenişehir Fuar Alanı'ndaki fuara, İran Ulaştırma Bakanı Hamid Behbahani, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Ulaştırma ve Bayındırlık
Bakanı Salih Usar, Çin Halk Cumhuriyeti Demiryolu Bakan Yardımcısı Kaizhou Peng ile çok sayıda yerli ve yabancı sektör temsilcileri katıldı. Lojistik, sadece Türkiye’de 30 milyar dolarlık devasa bir sektör. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın düzenlediği, taşımacılık ve lojistik sektörünün buluştuğu fuarı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, UND, UTİKAD, Demiryolu Taşımacılığı Derneği, TREDER,
Tarımda İzlenebilirlik Konferansı yapıldı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Akdeniz İhracatçı Birlikleri ve Mersin AB Yerel Bilgi Bürosu işbirliğinde “AB Sürecinde İzlenebilirlik ve Gıda Güvenliği” konulu sempozyum düzenlendi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Sefa Çakır sempozyumda yaptığı konuşmada dünyada küresel ısınmanın etkisiyle tüm gözlerin tarıma çevrildiğine değinerek; ““İyi tarım ürünleri insan, çevre ve gelecek için çok önemlidir. Bu da 'Zorunlu Zirai Danışmanlık Sistemi'nin uygulamaya konmasıyla olur. Doğru ve bilinçli tarım yapıldığı zaman ihracat rakamları da artacaktır” diye konuştu. 2’DE
Türkiye’nin ilk Region of Knowledge (ROK) Projesi’ni Mersin kazandı SAYFA 2 Ahmet Suna Resim Sergisi SAYFA 4
HABERİ SAYFA 3’TE
Doğu ile Batı’nın buluştuğu nokta: Mersin Sayılarla Konferans Açılış törenine, 5 bakan, 10 bakan yardımcısı, 40 yabancı bürokrat, 42 uzman ve akademisyen katıldı. Afganistan, Arnavutluk, Belarus, Çin, Filipinler, Hırvatistan, İran, İrlanda, İspan-ya, Kırgızistan, KKTC, Lübnan, Macaris-tan, Mısır, Moldova, Tunus, Suudi Arabis-tan, Suriye, Tayland, Fas, Sudan, Ukrayna ve Ürdün temsilcileri konferansı takip etti. KONFERANS HABERİ SAYFA 3’TE
Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan: “Teknopark, Mersin için önemli bir kurumdur”
Çin Ar-GE yatırımları için Mersin’e geliyor Mersin Teknopark’ın, China Suzhou Innovation Park ile 17 Eylül’de imzaladığı protokol sonucunda, Çinli firmalar Ar-Ge yatırımları ve işbirliği için Mersin’e geliyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Çinli firmaların enerji alanında yatırım yapmak istediğini belirtti. Başkan Aşut ayrıca, Mersin Teknopark’ta bulunan bir firmanın insan sağlığı için geliştirdiği ürünle Çinli firmaların dikkatini çekmeyi başardığını söyledi. 2’DE
TND gibi sektörün lider dernek ve kuruluşları da destekledi. Dev organizasyonun açılışına katılan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen dünya konteyner trafiğinin yüzde 25'inin Akdeniz koridorundan geçtiğini belirterek, önümüzdeki 30 yıl içerisinde ise dünya konteyner trafiğinin 8 kat artmasının beklendiğini ifade etti.
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut yaptığı konuşmada; “Coğrafyası, uluslararası limanı, serbest bölgesi, demiryolu ulaşımı, güçlü tır filosu, geçmişten gelen lojistik kültürü ve bu yönde gelişmiş insan kaynağıyla lojistik faaliyetler için bütün imkanlara sahip olan Mersin adına, Dış Ticaret Lojistiği Konferansı'na hoş geldiniz diyerek sözlerime başlamak istiyorum” dedi.
Tüm dünyadan 1300 kişi Mersin’in lojistik altyapısını tanımak üzere geldi Akdeniz’in lojistik üssü Mersin sloganıyla 1415 Ekim tarihleri arasında yapılan Dış Ticaret Lojistiği Konferansı’nda açılış konuşmasını yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Dünya ticaretindeki büyümenin, taşımacılık ve lojistik sektörünün de hızla büyümesini beraberinde getirdiğini belirtti. OECD Uluslararası Ulaştırma Forumu, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler Asya Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (UNESCAP), Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (AEK), Birleşmiş Milletler Freight Forwarder ve Lojistik Birliği (CLECAT) gibi konuşmacıların ve birçok yazar ve akademisyenin katıldığı
konferansta konuşan Başkan Şerafettin Aşut sözlerine şöyle devam etti; “Üretim yöntemlerinin değiştiği, ürünün bir parçasının bir kıtada, kalan kısmının başka bir kıtada üretilerek üçüncü kıtadaki müşteriye zamanında ulaştırılması, günümüz rekabet ortamında lojistik sektörünün önemini ortaya koymuştur.” Mersin’in lojistik sektöründe önemli bir altyapısı olduğuna dikkat çeken Başkan Şerafettin Aşut; “Dünyadaki hızlı konjonktürel değişim, Mersin'e uluslararası bir lojistik üs olma misyonu yüklemiştir. Bu misyonu yerine getirmek amacıyla yaklaşık bir buçuk yıl önce sektörün paydaşlarının yer aldığı Mersin Lojistik Platformu kurulmuştur” dedi.
Kriz için önlem alınırken reel sektör de unutulmasın!
Yönetim Kurulu Başkanı
YAZISI SAYFA 3’TE
“Tarih İçinde Mersin Kolokyumu”na katılan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, Akdeniz Belediye Başkanı Kenan Yücesoy, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ve Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Murat Karteper, toplantının ardından Mersin Üniversitesi'nde yapımı devam eden Teknopark binasını gezdi. Teknopark çalışmaları ve bina hakkında MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut'tan bilgi alan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, “Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak kentin gelişmesinde rol alacak her projeyi destekliyoruz. Günümüzde teknoparklar, üretimin, sanayinin belkemiğidir. Farklı mal ve hizmet üreten rakiplerinin arasından sıyrılabiliyor. Bu yüzden Mersin Teknopark'ın çalışmalarını önemsiyor ve destekliyoruz. Biz inanıyoruz ki kurumlar işbirliği yaptıkça Mersin çok daha iyi yerlere gelecektir” dedi.
TARİH İÇİNDE MERSİN KOLOKYUMU’NUN 3.’SÜ HABERi SAYFA 4’TE
Murat Karteper: Finansal dalga şiddetini arttırıyor Amerika'da başlayıp Avrupayı da içine alan mali kriz yani finans piyasalarında başlayan mali kriz reel ekonomiyi de etkilemeye başladı. Gerek Avrupa'da gerekse ABD'de birbirlerine güvenmeyen ve bu nedenle de birbirlerine borç vermeyen bankalara Merkez Bankaları teminat verdi. Bir diğer ifade ile bankalar birbirlerine
verdikleri borcu ödemez ise Merkez Bankasaları bu bankanın borcunu üstlenmeye söz verdi. Böylece finansal piyasalarda güven sağlanıp reel piyasalara yansıması önlenebilecekti. Ancak bu desteğe rağmen Avrupalı ve Amerikalı şirketlerin üretimlerini kısmaya başladıkları ve çalışan sayılarını azalttıkları görüldü. 4:’TE
Finansal Kriz Nasıl başladı ve büyüdü? Sayfa 4’TE
GENÇ ODASI GÖKÇEK MOBİLYA LTD. ŞTİ. G.M.K. Bulvarı Fatih Mah. No: 625 Mezitli-MERSİN Tel: 0 324 358 75 58 Faks: 0 324 359 51 73
2
19 Ekim - 1 Kasım 2008
Sanayici nitelikli elemanı kendi okulunda yetiştirecek Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) ve Mersin Üniversitesi'nin ortak çalışması sonucu, organize sanayi bölgesi içinde üniversiteye bağlı bir meslek yüksek okulu, gıda teknolojileri alanında eğitim vermeye başladı. Bu yıl ilk olarak ÖSYM Kılavuzunda yer alan okulun eğitim programı, sanayicilerin talepleri doğrultusunda belirlenerek mezunların kalifiye eleman eksikliği çekilen alanlarda iş sahibi olması sağlanacak.
Protokol imzalayan Çin ve Mersin Teknoparkları işbirliğine başladı Geçtiğimiz ay Çin'in Suzhou İleri Teknoloji Bölgesi'nde Mersin Teknopark (Technoscope) ile Çin Suzhou İnovasyon Parkı arasında imzalanan işbirliği sözleşmesiyle her iki teknopark bilim, teknoloji, ekonomi ve firma gelişimini artırmayı, teknolojik açıdan gelişmiş firmaların pazar paylarını genişletmeyi hedeflediklerini taahhüt etmişti. Protokolün ardından Çin'de oluşturulacak Mersin üssü ve Mersin'de oluşturulacak Çin üssü ile ilgili çalışmalara başlandı. Mersin'le Çin arasında başlayan işbirliği firma bazında da devam ediyor. Mersin'de gıda ile ilgili çalışmalarına devam eden bir firma kendi teknolojisini geliştirmeye yönelik Çin Suzhou İnovasyon Parkı ile görüşmelere başladı. Sağlık sektörüne yönelik inovatif ürünler yapma projelerini başlatan başka bir Mersin firması da Suzhou İnovasyon Parkı içinde yer almaya hazırlanıyor. Öncelikli olarak sağlık, bilişim ve aydınlatma sektörlerinden firmaların Mersin'e gelmesi için karşılıklı görüşmeler devam ediyor.
Organize Sanayi Bölgesi içinde yüksekokul kurulmasının birçok yönden önemli avantajlar sağladığına dikkat çeken Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut; “Türkiye'deki işsizlik, genel eğitim sorunları, işletmelerin nitelikli eleman sıkıntısı yüzünden rekabet gücünde ciddi düşüşler yaşanıyor. Bu problemleri ortadan kaldıracak en kestirme yol, sanayicinin ihtiyaç duyduğu alanlarda nitelikli işgücü oluşturmaktır. Nitelikli ara personelin iş bulması çok daha yüksektir. Bu amaçla meslek yüksekokulunda
TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete, MTSO’yuziyaret etti D ı ş Ti c a r e t M ü s t e ş a r l ı ğ ı tarafından düzenlenen “Dış Ticaret Lojistiği Konferansı” sebebiyle Mersin'e gelen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nı da ziyaret etti. Dünyadaki son ekonomik gelişmelerin tartışıldığı ziyarette Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Alpaslan Korkmaz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı İbrahim Kiper, Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu ile MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı.
güvenliği-işçi sağlığı, kalite güvence, makine dizayn gibi eleman ihtiyacının yoğun hissedildiği alanlarla ilgili bölümlerin açılması sağlanacak” dedi. Türkiye'de sanayide teknoloji kullanımının giderek artması ve küresel rekabet yüzünden nitelikli işgücü ihtiyacını giderek şiddetlendirdiğini belirten MTOSB Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut; “Üniversite mezunu gençlerimiz iş sıkıntısı çekerken, sanayi sektörü giderek büyüyen nitelikli işgücü talebini karşılamakta zorlanıyor. Dünyadaki iyi örnekler incelendiğinde her şeyi devletten beklemeyip, sektörün kendi çabalarıyla sorunları çözdüğünü
görüyoruz. Bu düşünceden hareketle üniversite-sanayi işbirliğinin belki de en somut örneği sanayicinin talepleri doğrultusunda eleman yetiştirerek doğrudan istihdama kazandırılacak gençlerimiz için Gıda Teknolojileri Meslek Yüksek Okulu’nu hayata geçirdik. Mersin Üniversitesi'yle birlikte başlattığımız bu çalışma aynı zamanda Türkiye'de ilk olma özelliğini taşıyor” dedi. OSB'lerde ihtiyaç doğrultusunda çeşitli sertifika çalışmaları yapılmasına karşın Türkiye'de ilk defa bir üniversite, OSB'de öğrencilere eğitim verecek. Bu amaçla öğrenciler için OSB'de kampüs ortamı oluşturuldu.
Fuara katılan firmalara MTSO tarafından plaket verildi.
Türkiye'nin ilk 'Region of Knowledge (ROK) Projesi'ni Mersin hazırladı Proje kapsamında Mersin İl Özel İdaresi tarafından hazırlanan 'AGFORISE Projesi' için Avrupa Komisyonu ile sözleşme öncesi görüşmelerin devam ettiği bildirildi. 'Projelerin Projesi' olarak da adlandırılan Türkiye'nin ilk 'Region of Knowledge (ROK) Projesi'ni Mersin hazırladı. Proje kapsamında Mersin İl Özel İdaresi tarafından hazırlanan 'AGFORISE Projesi' için Avrupa Komisyonu ile sözleşme öncesi görüşmelerin devam ettiği bildirildi. Mersin Valiliği Toplantı Salonu'nda düzenlenen 'AGFORISE Projesi' tanıtım toplantısında konuşan Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, “Avrupa Birliği'nin 2000 yılı Mart ayında gerçekleştirdiği Zirve Toplantısı'nda belirtilen ve Lizbon Stratejisi olarak da adlandırılan stratejisi; AB'nin dünyanın en dinamik rekabetçi bilgi temelli ekonomisi olmasını kapsamakta. Bütünleşik bir Avrupa Araştırma Alanı oluşturmayı amaçlayan ve 2002-2006 döneminde yürürlükte olan 6. Çerçeve Programı tamamlandı. 7. Çerçeve Programı ise 2007-2013 yıllarını
Almanya’dan Mersinli yatırımcılara yeni fırsatlar Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK), NRW.INVEST GmbH (Economic Development Agency of the Federal State of NorthRhine-Westphalia) ile birlikte Mersinli ve Alman yatırımcılara, Ruhr Metropolü'nü tanıtım amaçlı gezi düzenliyor. Mersin'le birlikte Adana, Hatay ve Gaziantep illerindeki Türk girişimcilerin de, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti yatırım merkezi hakkında bilgilendirilecek. Mersin ve Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki potansiyeli değerlendirmek ve Bölge işadamlarının artan yatırım gücünü Almanya'ya çekebilmek için başlatılan programla ilgili olarak düzenlenen gezide Essen, Duisburg ve Dortmund kentlerinin potansiyeli değerlendirilecek. Son yıllarda büyüyen Türk ekonomisine dikkat çeken uzmanlar özellikle Türkiye'nin güneyinde Mersin merkezli olarak başlayan ekonomik büyümenin dikkat çekici olduğunu belirterek; bölgenin potansiyelini kullanmaya, Türk yatırımlarını Almanya'ya çekmeye yönelik gezinin son derece olumlu bir işaret olduğunu söylüyor.
sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde yeterli bilgi ve beceri ile donanmış ara eleman yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bölgemizdeki sanayiciler aynı zamanda öğrencilere koçluk yaparak kendi taleplerine uygun öğrenciler yetiştirilmesine katkıda bulunacak” diye konuştu. Mersin'in tarım-gıda konusunda öncelikli bölge olmasından ve 15 gıda firmasının faaliyet göstermesi sebebiyle öncelikle gıda teknolojileri bölümünün açılmasının kararlaştırıldığını söyleyen Başkan Şerafettin Aşut, “Bu yıl ilk defa 30’a yakın öğrenciyle eğitime başlayan program başarıya ulaşması halinde, iş
FUAR NOTLARI
kapsıyor. Program sadece AB'ye aday ülkelerin yararlanabileceği bir program değil, bütün ülkelere açık. Bu nedenle de program kapsamında proje onayı alınması hiç de kolay değil” dedi. 'AGFORISE Projesi'nin toplam maliyetinin 919 bin Euro olduğunu söyleyen Vali Aksoy, “Projenin hayata geçirilmesi yolunda önemli mesafeler alındı. 'AGFORISE Projesi'ne Türkiye'nin yanında İspanya ve İtalya da ortak. Tarım ve gıda sektörlerinde dünyanın önde gelen bölgeleri olan Regiona Emilio
Bölgesi (İtalya) ve Murcio Bölgesi'nin (İspanya) ilgili tüm kurumlarıyla işbirliği içinde dünya tarımgıda sektöründen daha fazla pay alabilmek amacıyla ortak hareket edilecek” diye konuştu. Vali Aksoy, “AGFORISE Projesi'nin öncelikli amacı; Tarım-Gıda kümeleri arasındaki araştırma kapasitesini ve altyapılarını sinerjik bir yolla; ortak diyalog platformu ve ortak eylem planı oluşturularak maksimize etmek; sürdürülebilir kalkınma, zenginlik ve ekonomik büyüme yoluyla bölgelerin küresel
rekabetine katkı sağlamaktır. Bunların dışında belirlenen hedefler; Katılımcı Tarım-Gıda kümeleri arasında sürdürülebilir diyalogu güçlendirmek. Katılımcı bölgeler arasındaki karşılıklı işbirliğini sürdürülebilir kılmak. Ulusal kaynaklardan ve Avrupa Birliği AR-GE fonlarından yararlanmayı teşvik etmek” dedi. Projeyle birlikte araştırmacılar ve firmalar arasında karşılıklı işbirliğini arttırmaya yönelik aktivitelerin düzenleneceğini belirten Vali Hüseyin Aksoy, “Projenin üzerinde duracağı en temel nokta bütün katılımcı bölgeler için de en önemli gelir kaynağı olan tarım-gıda alanlarıdır. Projenin uygulanmasıyla Avrupa bölgelerindeki tarım-gıda endüstrisinin rekabet gücü artacak ve böylece Avrupa Tarım-Gıda Topluluğu'na da önemli bir katma değer sağlanacak” ifadesini kullandı. Konsorsiyumun 3 ülkeden; 12 ortakla oluşturulduğunu, her bir ortağın farklı perspektiflerden, kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili katma değerler kazandıracağına dikkat çeken Vali Aksoy, Türkiye'yi de projede; koordinatör olarak Mersin İl Özel İdaresi'nin yanında, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Alata Araştırma Enstitüsü ile Targid Gıda 'nın temsil edeceğini söyledi.
Fuara katılan Mercedes en yeni aracını, Man firması ise Türkiye’de lansmanı henüz yapılmayan çekicilerini fuarda sergiledi. Firma yetkilileri, bu büyüklükteki fuarın öneminden dolayı araçlarını getirdiklerini söyledi.
TMMOB’den Mersin Kent Sempozyumu Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mersin İl Koordinasyon Kurulu, 24-25 Ekim tarihlerinde, MTSO Konferans Salonu’nda Mersin Kent Sempozyumu düzenliyor. Sempozyum’un konuları arasında, kentleşme, kent içi ulaşım, doğal kaynakların kullanımı, çevre sorunları, tarım ve gıda, sanayi ve enerji ile yerel yönetim süreçlerine meslek odalarının katılımı konuları işlenecek. Sempozyumla ilgili olarak yapılan açıklamada, kentin gündelik yaşamının tüm tarafları, yerel yönetimler, kamu kurumları, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri vb. temsilcilerinin ve Mersin halkının katılacağı bir tartışma ortamının oluşturulması amaçlanmaktadır denildi.
AB Sürecinde Tarımda izlenebilirlik Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Akdeniz İhracatçı Birlikleri ve Mersin AB Yerel Bilgi Bürosu işbirliğinde “AB Sürecinde İzlenebilirlik ve Gıda Güvenliği” konulu sempozyum düzenlendi. Dünyada küresel ısınmanın etkisiyle tüm gözlerin tarıma çevrildiğini belirten Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Sefa Çakır şunları kaydetti: “Bu da su kaynaklarının şimdilik çokluğu, verimli arazi yapısı, iklimi ve stratejik konumuyla ülkemizi tarımda söz sahibi yapabilecek fırsatları önümüze sundu. Bu fırsatı insan, hayvan ve çevre sağlığına zarar vermeyen tarım yapılarak avantaja dönüştürmeliyiz. Dünyada yaş meyve sebze pazarında 43 milyon ton üretimle ilk 5 ülke arasında bulunuyoruz. Bu üretimini yüzde 95'ini kendimiz tüketiyoruz. Ürünlerin sadece yüzde 5'i ihraç ediliyor. Biz Rusya ve Avrupa için değil öncelikle kendi insanımız için iyi ve doğru tarım yapmak zorundayız.” Çakır, “İyi tarım ürünleri insan, çevre
ve gelecek için çok önemlidir. Bu da 'Zorunlu Zirai Danışmanlık Sistemi'nin uygulamaya konmasıyla olur. Doğru ve bilinçli tarım yapıldığı zaman ihracat rakamları da artacaktır” diye konuştu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Vahit Kirişçi, “Kaliteli ve güvenilir ürünlere olan talep her geçen gün daha da artıyor. Artık eskisi gibi gördüğünü alan birey yerine, daha seçici alışveriş yapmayı tercih eden bireyler var. Türkiye olarak ürettiğimiz ürünün arkasında durmalıyız. Bir adım öncesi ve bir adım sonrasının hesabını verebilmeliyiz. Bundan uzak bir üretim artık moda dışı bir üretim ve dünyada geçerliliği yok” dedi. Açılış konuşmalarının ardından; AB'de ve Türkiye'de Gıda Güvenliği Uygulamaları, AB Gıda Mevzuatında İzlenebilirlik, Tarladan Sofraya İzlenebilirlik, Yaş Meyve Sebze İhracatının Değerlendirilmesi, Zirai Danışmanlık ve Kontrollü Üretim, Pestisidlerin Güvenli Kullanımı ve İzlenebilirliği ile İzlenebilirlikte Mersin, Türkiye ve Avrupa'daki İyi Uygulamalar konularında uzmanlar tarafından sunumlar gerçekleştirildi.
Mersin durumun farkında olarak ilerliyor
Bir kişi değişir, Dünya değişir Mersin Tarım-Gıda Platformu ihracata gönderilen yaş meyve ve sebzenin, tarım ilaçları kalıntısı nedeniyle geri dönmesinden sonraki süreci değerlendirdi. Platform tarafından yapılan açıklamada; İhracata gönderilen yaş meyve ve sebzenin, tarım ilaçları kalıntısı nedeniyle geri dönmesi geçtiğimiz aylarda kamuoyunda geniş yankılar uyandırmıştır. Bu hem iç tüketimi hem de dış ticarette Türkiye'nin imajını etkileyen en önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarımsal ürünlerde kullanılan kimyasalları kayıt altına almak, doğru kullanımını sağlamak, izlenebilirliği tesis etmek, çevre ve insan sağlığına dost üretim sistemlerini yaygınlaştırmak a m a c ı y l a M e r s i n Va l i l i ğ i tarafından desteklenen “Mersin'de Gıda Güvenliği ve İzlenebilirlik Konusunda Üretici ve Tüketicilerin Bilgilendirilmesi” Projesi, RIS-Mersin Tarım ve Gıda Platformu ile Tarım İl Müdürlüğü ortaklığında hayata geçirilmiştir” dendi. Açıklamaya
göre proje kapsamında özellikle geleceğimizin bilinçli tüketicileri olarak görülen ilköğretim, lise ve üniversite çağındaki öğrenciler öncelikli hedef kitle olarak belirlendi. Bunun yanında her yaştan tüketici, üretici ve zirai ilaç bayilerine yönelik, tüm ilçelerde uzman personel tarafından eğitim toplantıları gerçekleştirilmektedir. Geniş kitlelere ulaşmak için 16 Ekim Dünya Gıda Günü'nden başlamak üzere tüketicilere yönelik bilgilendirme kampanyası düzenlenecektir. Bu amaçla şehrin değişik noktalarındaki ilan panolarına asılmak üzere afiş tasarımları yapıldı. Yine yazılı ve görsel medya araçları proje süresince en etkin şekilde kullanılarak, her yaştan ve her meslekten geniş halk kitlelerinin bilinçlendirilmesi sağlanacak. “Bir kişi değişir, Dünya değişir” bilinciyle çalışmalarımız devam etmektedir. “Eski Köye, Yenilikçi Çiftçi” sloganımız ışığı altında farkındalık yaratmak isteyen platformumuz, tarım sektörüne yeni projelerle destek verecektir.
MERSİN TİCARET ve SANAYİ ODASI'NDAN ÜYELERİNE DUYURU Üyelerimizin 2008 yılı Oda AİDAT ve MUNZAM aidatlarının ikinci taksitlerini EKİM ayı sonuna kadar ödemeleri yasa gereğidir. Üyelerimiz ödemelerini 31 Ekim 2008 mesai bitimine kadar Odamız veznesine yapabilirler. Süresinde ödenmeyen aidatlar gecikme cezasıyla beraber tahsil edilecektir. Üyelere duyurulur. 2007 VE DAHA ÖNCEKİ YILLARDAN AİDAT BORCU OLAN ÜYELERİMİZİN SÖZ KONUSU BORÇLARINI KREDİ KARTLARINA 6 TAKSİTTE ÖDEYEBİLİRLER. (T.İŞ BANKASI, GARANTİ BANKASI, YAPI KREDİ BANKASI, HALKBANK, HSBC BANK VE T. VAKIFLAR BANKASI )
Vakıf çelenk siparişlerinizle eğitim için bir ışık da siz yakın MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI
TEL: 0 324 231 25 25- Mesai Dışı: 325 86 05
3
19 Ekim - 1 Kasım 2008
Lojistik sektörü Mersin’de masaya yatırıldı Bu yıl 11.'si düzenlenen Dış Ticaret Haftası kapsamında gerçekleştirilen, “Dış Ticaret Lojistiği Konferansı”nın ilki Mersin'de yapıldı. Konferansta, “Global Rekabette Lojistik ve Türkiye, Lojistik Merkezleri ve Dış Ticaret, Lojistik Yatırımcıları İçin Cazibe Merkezi Türkiye, Türkiye Lojistik Köprü, Kesintisiz İpek Yolu İçin Ticaretin Kolaylaştırılması” lojistik sektörünü ilgilendiren konular, yerli ve yabancı uzmanların katıldığı oturumlarda tartışıldı. Mersin Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen konferansta konuşan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Mersin'in dil, din ve farklı kültürlerin harmanlandığı, mal ve hizmet akışlarının kesiştiği bir nokta olduğunu belirterek; “Lojistik maliyetleri, her bir ürünün satış fiyatında ortalama yüzde 20 civarında bir paya sahiptir. Dış ticaret firmalarının yüzde 10'ların altında karlarla çalıştığı dikkate alındığında bu oranın ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılıyor. Bu unsurları dikkate aldığımızda firmaların rekabet stratejilerinin belirlenmesinde güvenilir, hızlı, kaliteli ve ucuz bir lojistik hizmet alınması en önemli faktör olarak ön plana çıkıyor” dedi. Uluslararası ticarette baş döndürücü gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, “Dünya ticaretinin merkezi Atlantik'den Asya'ya kayıyor. Bu gelişmeler, Asya ile Avrupa arasındaki ticarette düzenli, hızlı ve alternatifli erişim sağlamayı öngören projeli ve çok taraflı platformları gündemine taşımıştır. Çin, deniz yoluna alternatif bir kara ve demiryolu köprüsüyle Avrupa'ya bağlanabilmek için aktif ve çok yönlü politikalar izlemekte. Denize çıkışı olmayan Orta Asya ülkeleri de aynı arayış içerisindeler. Bu arayışlar, Asya ve Avrupa arasındaki İpekyolu güzergahı üzerinde bulunan Türkiye'ye en önemli ekonomik fırsatlarından birini sunmakta” dedi. Bakan Tüzmen, “Orta Asya ve Çin'i Avrupa'ya Türkiye üzerinden bağlamalıyız. Asya ile Avrupa arasındaki yıllık 1 trilyon doları aşan değerdeki ürünlerin önemli bir bölümünün ülkemiz üzerinden dünya pazarlarına çıkışını öngören projelerin hayata geçirilmesinde hepimize önemli görevler düşmekte. Bu avantajdan yararlanabilmek için başta ulaştırma altyapısının geliştirilmesi olmak üzere çalışmalara hız verilmelidir” diye konuştu. Türkiye'nin toplam dış ticaret hacminin her geçen yıl arttığını söyleyen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “Toplam dış ticaret hacmi 300 milyar doları buldu. Hedefimiz 2023 yılında bu rakamı 1 trilyon dolara ulaştırmaktır. Küresel ticaret alanında amansız bir mücadele yaşanmakta. Bu mücadelede lojistik ön plana çıkıyor. Bir malın üretildiği noktadan tüketildiği noktaya kadar geçen sürede maliyeti en ucuz olan öne geçiyor. Bunu başaramayan ise yarışta geri kalıyor. İhtiyaç olan iki tane erişim noktası vardır. Biri iletişim diğeri ise ulaşımdır” ifadesini kullandı. Taşımacılığın ticaret olmadığını, ticaretin
ülkeler arasındaki ilişkileri geliştirmek için bir araç olduğunu belirten Bakan Binali Yıldırım şunları söyledi: “Bu aracı ne kadar kullanılabilir hale getirirsek, o kadar ticaret artar, refahı ve zenginliği yakalarız. Ancak hala taşımacılığı ticaret gibi algılayan ülkeler var. Genel bürokrasi, yol ücretleri ve maliyetleri artırarak ticaretin gelişmesine engel oluyorlar. Bunlarla 6 yıldır mücadele veriyoruz. 300-350 bin olan geçiş belgesi sayısı 1 milyona ulaştı. İhracatımız artıyor.” Açılışı gerçekleştirilen Mersin Lojistik ve Transport Fuarı'ndan çok etkilendiğinin altını çizen Çin Halk Cumhuriyeti Demiryolu Bakan Yardımcısı Kaizhou Peng, “Türkiye'deki meslektaşlarım teknolojiyi çok iyi kullanıyorlar. Çinli meslektaşlarımın da buradan öğreneceği çok şey var. Gelişmekte olan ülkeler gibi Çin'in de gelişmesi diğer ülkelere bağlı. Başka ülkelerle sürekli eşgüdüm halindeyiz. Demiryolu konusunda da Türkiye'den öğreneceğimiz çok şey var. Türkiye ile çok eski tarihi dostluğumuz var. Özellikle İpek Yolu'nun tekrar harekete geçmesiyle dostluğumuz daha da artacaktır” dedi. Sahip olduğu potansiyeller göz önüne alındığında, Mersin'in uluslararası bir lojistik
üs olması için gereken tüm özellikleri barındırdığını belirten Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, “Lojistik, günümüzde başlı başına hizmet ve sektör haline geldi. Küreselleşen dünyada ticari ilişkiler hızla gelişmekte. Dünya ve ülkemizle beraber Mersin'de de dış ticarette önemli gelişmeler yaşanıyor. Gümrük kapılarında yapılan ticarete baktığımızda 2002 yılında 1.2 milyar dolarlık ihracat, 2007 sonu itibariyle 4 milyar dolara ulaşmıştır” diye konuştu. Türkiye'nin coğrafi konumu dolayısıyla doğu ile batı arasında köprü vazifesi görmesinin, ticari anlamda Türkiye'de lojistik sektörüne ayrı bir önem kazandırdığına dikkat çeken Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, “İçinde bulunduğu bölgede bir dağıtım merkezi haline gelen Mersin'de demiryolu ve limanın varlığı, karayolu ulaşım özellikleri kenti hem yatırımcı hem de ihracatçı açısından cazip bir noktaya taşımakta. Liman operasyonunun hızlandırılarak hizmet kalitesinin yükseltilmesi, Mersin Limanı'nın Doğu Akdeniz'de ana aktarma limanı olmasını sağlayarak, Mersin ve Türkiye'nin ticaretini dolayısıyla ihracatını da artıran destekleyici bir güç olacaktır” dedi.
Başkan Özcan, “Yüksek düzeyde korunan pazarlara açılmak ve rekabet gücümüzü artırma yollarından biri de iyi organize olmuş lojistik ağının kurulmasıdır. Bu bağlamda; Mersin'de ilki gerçekleştirilen “Uluslararası Dış Ticaret Lojistiği Konferansı” sektörle ilgili tüm kurumlar ve sektör temsilcilerini aynı çatı altında toplama açısından önemli bir rol üstlenmektedir” diye konuştu. Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'nın 2 sene önce kurulduğunu, hedeflerinin Türkiye yatırım ortamını dünyaya tanıtmak olduğunu söyleyen Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Alpaslan Korkmaz, “Lojistiğin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Dünyadaki lojistik sektörüne baktığımızda ana gövdeyi nakliye değil yan hizmetler oluşturuyor. Türkiye sahip olduğu avantajlara dayanarak lojistik üs olma hedefini dünyaya duyurmakta” dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, küresel ekonomik krizin etkileri bir yana, dünya ticaret hacminin hızla arttığını, bu artışın büyük ölçüde gelişen Asya ekonomileri ile ABD ve AB gibi gelişmiş ekonomiler arasındaki ticaretten kaynaklandığını ifade etti. Halim Mete, “Avrupa ile Asya ve Ortadoğu arasında bir köprü görevi gören ülkemiz, lojistik ve jeostratejik anlamda büyük önem taşıyor. Ülkemiz, bin 300'den fazla firma ve 40 binin üzerinde araç kapasitesi ile Avrupa'nın en büyük karayolu nakliye filosuna sahiptir” diye konuştu. Mete, “İpek Yolu güzergâhında özellikle kara ve demiryolu taşımacılığı ön plana çıkmakta. Bu durum ülkemiz için önemli olan kara ve demiryolu lojistiğine önemli fırsatlar sunuyor. Çin'den gelen İpek Yolu, limanlarımız ve deniz yoluyla tüketici olan batı ülkelerine ulaşmakta. Türkiye'nin coğrafi önemi bir lojistik merkez olmaya çok müsaittir. Bu nedenle fiziki ve hukuki altyapılar iyileştirilmelidir” dedi. Dünyanın çok ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Paniği önlemek için Avrupa ülkeleri gereken tedbirleri almaya çalışıyorlar. Biz öncelikle paniği kendimizden uzak tutup, ardından da krizi fırsata dönüştürecek çalışmalar yürütmeliyiz. Uzun vadeli düşündüğümüzde de kriz, Türkiye'nin artan ithalat ve cari açık dengesini düzenleyecek bir fırsattır. İhracatçılar olarak biz, küresel krizin etkilerini, körfez ve Ortadoğu ülkelerindeki yeni pazarlarla telafi etmeye çalışacağız” dedi.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım
Kriz için önlem alınırken reel sektör de unutulmasın! Küresel düzeyde devam eden kriz, ülke ekonomi politikalarını da yakından etkiliyor. Neden derseniz, ülkeler krizin etkisiyle bir taraftan enflasyon baskısını diğer taraftan da durgunluk baskısını hissediyorlar. Bu durum ülkeleri enflasyon ile büyüme arasında bir tercih yapmaya itiyor. Hiç kuşkusuz bu tercih, ülkelerin küresel krizden etkilenme oranına ve gelişmişlik düzeyine göre de farklılıklar gösterebiliyor. ABD'nin ekonomik durgunluğu aşmak ve sonrasında enflasyonist baskıyı kaldırmaya yönelik faiz politikalarının yeterli olmadığı artık herkes tarafından kabul ediliyor. Oysa 750 milyar dolar civarındaki dış ticaret açığıyla 400 milyar dolar düzeyine ulaşmış olan bütçe açıkları ABD ekonomisinde temel sorunu oluşturuyor. ABD'nin ardından Avrupa, Asya'yı da etkisi altına alan krizden büyümeyi sırtlamış durumdaki gelişmekte olan ülkeler de etkilenmeye başladılar. Çünkü bu etkilenme doğal bir süreç. Başta üretim ve ihracata odaklanmış ülkelerin dünyada yaşananlardan etkilenmemesi mümkün değil. Türkiye ekonomisi de, yılın ikinci çeyreğinde, yani dünyadaki kriz şiddetini artırmadan önce, büyüme konusunda sıkıntı yaşamaya başlamıştı. Özellikle; özel sektörün tüketim harcamalarında ciddi sıkıntı yaşandığı ve tarım sektöründe işler iyi gitmiyordu. Odamızın, Mersin'deki imalat sanayi firmalarıyla yaptığı Kapasite Kullanım Oranlarına ilişkin anket çalışması, firmalarımızın finansman sorunlarının arttığını gösteriyor. Bunlar hem iç talepte hem de dış talepte yaşanan sıkıntıları açıkça ortaya koyuyor. Sonuçta, küresel kriz büyüme sorunu yaşadığımız bir ortamda ülkemizi de ciddi oranda etkilemektedir. Mali piyasalardaki ani dalgalanmalar piyasaların tedirginliğini artırmaktadır. İç ve dış talepte daralma ve nakit sıkıntısının had safhaya ulaştığı bugünlerde bir de kredi taleplerinin karşılanamaması eklenirse asıl kriz etkisini o zaman daha da gösterecektir. Bu durumda yalnızca finansal dalgalanmayı önlemeye yönelik adımlar yeterli olmayacaktır. Daha doğrusu finansal piyasa odaklı kriz yönetimi ülkemizin sorunlarını çözmeyecektir. Reel kesimin de bu krizden en az zararla çıkmasına yönelik önlemlere ihtiyaç vardır. Ürettiğini satamayan, sattığı ürünün parasını tahsil edemeyen firmalar, tedarikçisine olan borcunu, işçisine maaşını, vergisini, elektriğini, suyunu, diğer giderlerini ödeyemezse, kriz asıl o zaman kendini hissettirecektir. Nitekim bu saydıklarımı yaşayan firmaların sayısı artmaya başlamıştır. Bankalar ise kredi kullanma koşullarını üstü kapalı ağırlaştırmaya başlamışlardır. Yalnızca finansal piyasalara yönelik önlemlerle yetinilmeyip, reel kesimin sorunlarını da gözetecek tedbirlerin acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde küresel kriz etkisini beklenenden daha fazla gösterecektir.
“Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesi’ni hayata geçireceğiz” Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yaptığı açıklamada Bölgesel Havaalanı müjdesi verdi. Bakan Yıldırım yaptığı açıklamada; “Mersin'de lojistik ve taşımacılığa yönelik her türlü çabayı sonuna kadar desteklemekteyiz. Hükümet olarak bu konuda atılan her adımda varız. Bu adımların en önemlisi olarak gördüğümüz Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesi'ni de kısa sürede hayata geçireceğiz. Uluslararası nitelikte olacak havaalanı Akdeniz Bölgesi ve İç Anadolu'ya da hizmet verecek nitelikte olacaktır” dedi.
Fuar açılışına olan ilgi Mersin’nin başarısını gösteriyor Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Fuar Komitesi’nin çalışmaları hakkında bilgi veren Şahin Öder, Lojistik Fuarı'nın başarılı geçtiğini söyleyerek, “Fuar açılışına olan yoğun ilgi lojistik sektöründe Mersin’in gücünü göstermesi açısından heyecan vericidir” dedi. MTSO'nun öncülük ettiği fuar organizasyonlarının kentin gelişiminde oynadığı role dikkat çeken MTSO Fuar Komitesi Başkanı Şahin Öder; “Açılan fuarların sayısı arttıkça deneyimlerimizde artmakta” dedi.
Mersin Lojistik için biçilmiş kaftan MTSO Fuar Komitesi Üyesi Engin Tan Narin Lojistik Fuarı'yla ilgili olarak yaptığı açıklamada; “Özelleşen Mersin limanı, verimli çalışmaya başlayan Serbest Bölge, demiryolu ile Karadeniz hattı oluştuğunda daha iyi bir tablo oluşacak. Organize Sanayi Bölgesi'nin genişlemesi, hükümetin HUB projesini desteklemesi ve teknoloji parkları ile ilgili çalışmalar lojistik alanında büyük fırsatlar yaratabilir” dedi.
Doğu ile batı Mersin'de buluştu Mersin Lojistik ve Transport Fuarı Açılışı yapılan Mersin Lojistik ve Transport Fuarı'na Türkiye'den ve dünyadan büyük ilgi vardı. Fuarın açılışına Mersin Milletvekili ve Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İran, Sudan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilgili bakanları ile Çin Ulaştırma Bakan Yardımcısı katıldı. 150'nin üzerinde yerli ve yabancı firma ile 53 alım heyetinin katıldığı fuarın açılışında konuşan Bakan Kürşad Tüzmen; “Mersin'i Akdeniz'in en önemli lojistik merkezi haline getirmeliyiz. Bunu da adım adım gerçekleştiriyoruz. Mersin, Akdeniz'in en iyi çalışan limanına sahip. Önemli demiryolu bağlantıları bulunuyor, karayolu konusundaki çalışmalar ise hızla sürüyor. Denizyolu, demiryolu ve karayolu var. Eksik olan hava yoluydu. Bunu da havalimanı kurarak gidereceğiz. Sizlere bir söz vermiştik, sözümüzü tutuyoruz ve Çukurova Uluslararası Havaalanı'nı Mersin'e yapıyoruz. Mersin'de kuracağımız Çukurova Bölgesel Havaalanı, Adana, Osmaniye ve Hatay'ın yanı sıra İç Anadolu bölgesine de hitap edecek ve uluslararası nitelikte olacak” dedi. Lojistiğin dünyada 25-30 yıllık bir geçmişinin bulunduğunu, Türkiye'de de son yıllarda önemli ölçüde gelişen bir
sektör olduğunu belirten Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ise törende yaptığı konuşmada, “Ticaret ve taşımacılık iki kardeş alanlardır. Eğer taşımacılık alt yapısını geliştiremezseniz, ticareti g e l i ş t i r e m e z s i n i z . Ti c a r e t a r t a r, taşımacılık alt yapısı yetersiz olursa sıkıntı yaşanır. Mersin, dünyanın Asya ve Orta Doğu'ya açılan penceresi ve bunun için lojistik merkezinin kentte kurulması çok önemlidir. Lojistik ve taşımacılığa yönelik yapılacak her çalışmaya Bakanlık olarak destek olacağız” diye konuştu. Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, Mersin'in Doğu Akdeniz'in dünyaya açılan kapısı olma yolunda hızla ilerlediğini söylerken, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan ise kentte lojistik merkezi kurmak için belediye olarak gereken çalışmaları yaptıklarını, 1/100.000'lik çevre planında Serbest Bölgenin otobana bağlanan doğu kısmında 3 bin dönümlük bir alanın lojistik alan olarak işaretlendiğini ifade etti.
Uluslararası ticarette yaşanan yoğunluğun lojistik sektörünün de büyümesini tetiklediğini belirten Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “Akdeniz'in en genç kentlerinden olan Mersin, Türkiye'nin dünyayla bağlantı kurduğu en önemli merkezlerden biridir. Dünyadaki hızlı değişim Mersin'e lojistik üs olma görevini yüklemekte. Limanı, serbest bölgesi, demir, deniz ve kara yolu bağlantıları yerli ve yabancı lojistik firmaların gözünü Mersin'e çevirmiştir” diye konuştu. Fuara, Afganistan, Arnavutluk, Filipinler, Hırvatistan, İran, İrlanda, Kırgısiztan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Lübnan, Macaristan, Mısır, Moldova, Tunus, Suudi Arabistan, Fas ve Sudan'dan alım heyetleri geldiğini belirten Forza Fuarcılık Organizasyon ve Hizmetleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin Aygül, “Fuarda çok sayıda yabancı konuk ve firma yer alıyor” dedi.
Sektörün en başarılılarına ödüllerini konuk Bakanlar sundu Konferansta açılış konuşmalarının ardından 2007 yılında karayolu, denizyolu, demiryolu ve havayolu ile en fazla ihraç yükü taşıyan lojistik firmaları ile en fazla ihraç yükü ve transit yük elleçleyen liman ve sektör temsilcilerine de törenle ödülleri verildi. 2007 YILINDA HAVA YOLUYLA EN FAZLA İHRAÇ YÜKÜ TAŞIYAN FİRMALAR 1- Türk Hava Yolları 2- MNG Hava Yolları 2007 YILINDA KARAYOLUYLA EN FAZLA İHRAÇ YÜKÜ TAŞIYAN FİRMALAR 1- Omsan Lojistik 2- Mars Lojistik Grup 3- Gök-Bora Uluslararası Nakliyat ve Ticaret A.Ş. 2007 YILINDA DEMİRYOLUYLA EN FAZLA İHRAÇ YÜKÜ TAŞIYAN FİRMALAR 1- Omsan Lojistik 2- Eksper Tren Taşımacılığı 3- Balnak Lojistik Group 2007 YILINDA DENİZYOLUYLA EN FAZLA İHRAÇ YÜKÜ TAŞIYAN FİRMALAR 1- MSC Gemi Acenteliği A.Ş. 2- Arkas Denizcilik ve Nakliyat 3-Maersk Denizcilik 2007 YILINDA İHRACATA YÖNELİK EN FAZLA KONTEYNIR ELLEÇLEMESİ YAPILAN LİMAN 1- Mersin Uluslararası Liman
İşletmeciliği A.Ş. 2- Kumport Liman Hizmetleri ve Lojistik Sanayi ve Ticaret A.Ş. 3- Marport Liman Hizmetleri Ticaret 2007 YILINDA EN FAZLA TRANSİT KONTEYNIR ELLEÇLEMESİ YAPILAN LİMAN 1-Marport Liman Hizmetleri 2- Kumport Liman Hizmetleri ve Lojistik Sanayi ve Ticaret A.Ş. 3- Mardaş Limanı 2007 YILINDA EN FAZLA GENEL KATI KARGO ve DÖKME YÜK İHRACATI YAPILAN LİMAN 1- Güllük Liman İşletmesi 2007 YILINDA EN FAZLA DÖKME SIVI YÜK İHRACATI YAPILAN LİMAN 1-Mersin Uluslararası Limanı 2007 YILINDA EN FAZLA ARAÇ İHRACATI YAPILAN LİMAN 1- Gemport-Gemlik Liman ve Depolama İşletmeleri A.Ş. 2- Borusan Limanı 3- EVYAP Limanı KADRİ ŞAMAN LOJİSTİK BAŞARI ÖDÜLÜ 1- Lojistik Sektörüne En Fazla Katkı Sağlayan Firma MERSİN ULUSLARARASI LİMAN İŞLETMECİLİĞİ 2- En Hızlı Büyüyen Firma NOKTA DEPOLAMA NAKLİYAT 3- En Yüksek İşlem Hacmine Sahip Firma İMİSK İTHALAT İHRACAT TİCARET NAKLİYAT 4- Teknik Altyapıya En Fazla Yatırım Yapan Firma KAHRAMANLI ULUSLARARASI NAKLİYAT
YIL: 9 SAYI: 159 19 EKİM - 1 KASIM 2008
MERSiN TiCARET VE SANAYi ODASI YAYIN ORGANI
KÜRESEL KRİZ NASIL BAŞLADI VE BÜYÜDÜ Yaşanan küresel krizin temeli Amerika'nın mortgage piyasasındaki sorunlara dayanıyor. 10 trilyon dolarlık büyüklüğüyle dünyanın en büyük piyasası konumunda bulunan ABD mortgage piyasasında bazı finansal kuruluşlar 5 yıl önce, kredibilitesi zayıf olan kişilere de mortgage kredisi vererek, geri dönüşü riskli bir mali yapıya girdiler. Subprime olarak adlandırılan 'yüksek riskli krediler' 1.5 trilyon doları büyüklüğe ulaştı. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) son iki yılda faiz oranlarını
artırmasıyla, daralan konut sektöründe bu krediyi kullanan düşük gelirliler kredilerini ödeyemediler. Bankaların, tüketicilere satın alacakları ev ve dairelerin bedelinin tamamını, hatta değerinin yüzde 110 oranında borçlanma fırsatı vermesi, kredilerin geri dönüşünü zora soktu. ABD'de bankalar konut kredileri için gereken parayı yatırım bankalarında ihraç ettikleri tahviller ile borçlanarak sağlıyorlardı. Ancak kredilerin geri dönüşümü zora girince yatırım bankaları ve ABD mortgage piyasası
için da çanlar çalmaya başladı. Kredi krizi, finansal krize nasıl dönüştü? Kriz mortgage krizi olarak başlasa da daha sonra likidite krizine dönüştü. ABD'de 2007 yılında, finans ve sigorta, gayrimenkul, inşaat ve madencilik sektörü başta olmak üzere toplam dört sektörün büyüme hızının yavaşlamasıyla genel ekonominin büyüme hızı da yavaşlamıştı. Ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olan reel sektör, mortgage krizinden olumsuz etkilendi. Faiz oranlarındaki değişim kredi
piyasasında daraltıcı etki yaptı, kredi piyasasında 2006 yılında yüzde 13.2 oranında artış sağlanırken, 2007 yılında bu oran yüzde 4.8 olarak gerçekleşti. Yatırımcıların risk almadan kazanç elde etme isteği maliyeti düşük, kolay kredi imkanlarına bağlı olarak tüketicilerin aşırı borçlanmasına ve kontrolsüz kredi genişlemesine neden olarak sistemin kırılganlığını artırdı. ABD'de subprime borçlularının ödeme güçlüğüne düşmesi ile tetiklenen kriz, büyüdü ve dünyaya yayıldı.
Finansal dalga şiddetini arttırıyor Amerika'da başlayıp Avrupayı da içine alan mali kriz yani finans piyasalarında başlayan mali kriz reel ekonomiyi de etkilemeye başladı. Gerek Avrupa'da gerekse ABD'de birbirlerine güvenmeyen ve bu nedenle de birbirlerine borç vermeyen bankalara Merkez Bankaları teminat verdi. Bir diğer ifade ile bankalar birbirlerine verdikleri borcu ödemez ise Merkez Bankasaları bu bankanın borcunu üstlenmeye söz verdi. Böylece finansal piyasalarda güven sağlanıp reel piyasalara yansıması önlenebilecekti. Ancak bu desteğe rağmen Avrupalı ve Amerikalı şirketlerin üretimlerini kısmaya başladıkları ve çalışan sayılarını azalttıkları görüldü. Türkiye bilindiği gibi her türlü sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ülke. İsteyen Türk yatırımcı parasını yurtdışına çıkarıp istediği gibi değerlendirebilirken, yabancı yatırımcılar da aynı şekilde hiçbir engel olmadan gelip paralarını bizim ülkemizde hisse senedine, tahvile, bonoya, gayrimenkule yatırabiliyorlar. İstedikleri takdirde de çıkabiliyorlar. Türkiye'nin 50 milyar dolara yaklaşan döviz açığı dikkate alındığında özellikle yabancıların ülkemize döviz getirmeleri önem kazanıyor. Bizden kaynaklanmayan ama dünyayı kasıp kavuran krizin Türkiye'ye yansıması kaçınılmaz görünüyor. Ancak bu etkiyi bankacılık kesimine bakarak göremeyeceğiz. Çünkü bankalar büyük ölçüde iyi denetlenen, diğer ülkelerde olduğu karşılığı olmayan enstrümanlarına paralarını yatırmış değiller.
Ancak birkaç sorun var. Birincisi,Türkiye'nin döviz gelir gider dengesi yılda 50 milyar dolar açık veriyor. İkincisi, 250 milyar dolar civarında dış borcu var ve bu borcun içinde 170 milyar doları özel sektöre ait. Üçüncüsü de banka dışındaki firmalar son yıllarda dövizle borçlanmanın cazibesine kapılıp döviz geliri olmadan döviz cinsinden borçlanmış durumda ve döviz açıkları tam 80 milyar dolar. Efendim, biz uygun vade ve uygun faiz oranı ile borçlanıyoruz demek mümkün değil. Neden mi? Çünkü bize borç veren yabancıların durumu değişti. Artık Amerikalı, Avrupalı bankalara Merkez Bankası ortak oluyor. Bu bankaların daha fazla denetlenip risk almamalı konusunda baskılar artıyor. Dışarıda birbirlerine bile güvenmeyip, Merkez Bankaları da teminat verdiği halde birbirlerine borç vermeyen ve büyük zararlar yazan bankaların Türk şirketlerine uzun vadeli ve uygun faizli kredi vermeleri mümkün değil. Dışarıdan alınan kredilerin
etkili araç olduğunu söylerdi. Akça’nın hem kurumsal hem kültürel olarak MTSO’ya çok büyük katkıları olmuştur. Hem kent kültürü hem de kent yaşamına sağladığı katkıları tartışılamaz. Biz onu kendi mekanımızda yaşatıyoruz. MTSO’ya yolu-nuz düşerse Doğan Akça köşesini göreceksiniz. O bize yol gösterdi. Bize bıraktığı emanetleri sayesinde Mersin Çağdaş bir kent olarak yaşıyor. Onun değerlerini yaşatmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve ahde vefa olarak katkılarımıza devam edeceğiz” dedi.
Ahmet Suna’nın eserleri MTSO Sanat Galerisi’nde Akrilik Sanatçısı Ressam Ahmet Suna, 4. kişisel resim sergisiyle sanatseverlerle buluştu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Sanat Galerisi'nde sanatseverlerin beğenisine sunulan eserlerde, dünyanın var ve yok oluşuna dair öyküler yer aldı. Serginin açılış kokteyline MTSO Meclis Başkanı İbrahim Kiper, Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Çalışkan ile çok sayıda davetli katıldı. Eserleri hakkında bilgi veren Ressam Ahmet Suna, “Kadının güzelliğinin
Açılış konuşmalarının ardından, Mersin Valisi Hüseyin Aksoy ve Tamer Gök tarafından Mersin tarihine katkılarından dolayı Gündüz Artan ve Şinasi Develi’ye şilt verildi
Şerafettin Aşut: “Mersin'de yaşamak, Mersinli olmak bir ayrıcalıktır”
DOĞAN AKÇA ÖLÜMÜNÜN 1. YILINDA ANILDI Faik Burakgazi: “Doğan Akça’nın kente sağladığı katkı yadsınamaz Doğan Akça ölümünün birinci yılında Altamira Sanat Galerisi’nde anıldı. Düzenlenen anma törenine, MTSO Başkan Yardımcısı Faik Burakgazi, Fazıl Tütüner ve onu unutmayan dostları katılırken, Devlet Opera ve Bale sanatçısı Ahat Asker ile Işıl Cavga seslendirdikleri eserlerle Doğan Akça’yı andı. Faik Burakgazi burada yaptığı konuşmada; “Mersin’in kültür sanat yaşamına önemli katkıları olan Doğan Akça’yı geçen yıl kaybettik. Yaşamına sağdıramadığı üretimi ve değerleri sürdürmek bize görev oldu. Toplumun barış ve huzuru için sanatın en
TARİH İÇİNDE MERSİN KOLOKYUMU
yanında savaşçılığıyla da her zaman önde ve öncü olduğunu sanatsal bir üretimle hissetirmeye çalıştım. Tüm bunları da kendime has bir yorum olan gemi motifleriyle bütünleştirdim. Bu tür çalışmalarda plastik değerlerle manevi değerleri yani gerçek değerlire birleştirmek çok zordur. Bu nedenle de resimlerimde, sönük lekelerle oryantalist lekeleri birleştirmeye çalıştım” dedi. Tuval üzerine akrilik tekniğiyle yapılan, 21 eserden oluşan kişisel resim sergisi 22 Ekim 2008 tarihine kadar ziyarete açık olacak.
vadesinde kapatılması gerekiyor. Krediler devam etse bile artık bu kredileri ucuz kullanmak da mümkün görünmüyor. Avrupa ekonomisinde talep azalırken, Amerika da da aynı eğilimler devam ederken bizim yurtdışına mal satmamız da güçleşiyor. Zaten içeride vatandaş birkaç yıldır temkinli harcama yaparken, dışarıya da mal satmak da zorlanır ise bu şirketler yüksek maliyetli borçlarını nasıl kolayca öder dersiniz? Türkiye bir yılda yıllık döviz açığı olan 50 milyar doları kapatmak ve yaklaşık 30 milyar dolar civarında da dış borç anapara ve faizini ödeyebilmek için döviz bulmak zorunda. Dışarıda yangın devam ederken ve Merkez Bankaları bankaların ortağı olurken bize kim para verir acaba? Bu risklerin önceden görülüp reel kesime yönelik tedbirlerin alınması gerekirken, “inşallah bize bir şey olmaz”, “hamdolsun iyiyiz” diyerek zamanımızı harcadık. Hayallere kapıldık… Sonunda bıçak kemiğe dayandı işte…
Bakan Kürşad Tüzmen: “Krizi başından beri takip ediyoruz” Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen küresel ekonomik krizle ilgili olarak yaptığı açıklamada, petrol fiyatlarındaki düşüşle beraber biraz girdi maliyetlerinde azalma yaratacağını bunun da yeni rekabetleri beraberinde getireceğini söyledi. Bakan Tüzmen, eski dengelerin geride kaldığına dikkat çekerek; “Bugün artık yeni dengeler var. Her şeyin fiyatı yeni bir dengede oluşuyor. Şu anda Türk Lirası Dolar paritesi 1.20'lerde değil, 1,40'larda dengeye geliyor. Daha farklı. Dolayısıyla bu dengelere göre herkes düzenini ona göre kuracak. Ayarını ona göre yapacak. Eski dengeler yok. Yeni dengeler var. Bu yeni dengelerde de bizim için avantajlı yerlerde var. Biraz dış ticaret açığımızın azaltılması, ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranının biraz daha yükseltilmesi şeklinde faydalı tarafları da olacaktır. Tabiî ki sıkıntılar da
olacaktır ama bu sıkıntıları geçmişte yaşadığımız deneyimlerden dolayı, o dönemleri hakikaten sıkıntıları deneme yanılma metodu ile çözen bir ülke olarak bugünleri çok daha hazırlıklı olarak gördüğümüzü söyleyebiliriz” dedi. Hükümet olarak başladığı geçen seneden itibaren krizi takibe aldıklarını belirten Kürşad Tüzmen, ABD ve AB'de arkası arkasına paketler açıklandığını, ancak şimdi paniğin yerini daha soğukkanlı bir yaklaşıma bıraktığını söyledi. Bakan Tüzmen, “Dolayısıyla Avrupa'da krizin yansımaları biraz daha düştü. Borsa derinliği ile firmaların ölçeği ile ABD ve Avrupa kadar büyük olmayan ülkemizde dolayısıyla bu kadar sıkıntı olmayacak. Gemimiz sağlam kaptanımız iyi. Yaptığımız çalışmalarda fırtınalı havalarda Türkiye tam sığınılacak bir liman bunu söylemeye çalışıyoruz." diye konuştu.
III. Ulusal Gülden Turalı Keman Yarışması Ödül Töreni Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuarı tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Ulusal Gülden Turalı Keman Yarışması'nın ödül töreni Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Törenin açılış konuşmasını yapan Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Suha Aydın; “Biz Mersin Üniversitesi'nde aydınlık yüzümüz olarak
sanatı ön plana çıkardık. İlkelerimiz Atatürk devrim ve ilkeleri. Kurulduğumuz 1992 yılından beri bu vazgeçilmez ülkümüz” dedi. Törende ayrıca yarışmaya katkı sunanlara plaketleri takdim edildi. MTSO Meclis Başkanı İbrahim Kiper’e plaketi Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Suha Aydın tarafından verildi.
İlki 2002 yılı Nisan ayında, ikincisi 2005 yılı Eylül ayında, 3.'sü ise bu yıl 16-18 Ekim 2008 tarihlerinde düzenlenen “Tarih İçinde Mersin Kolokyumu”nun açılışı Mersin Üniversitesi Çiftlikköy Kampüsü'nde gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, “Mersin, 10 bin yıllık bir tarihe sahip önemli bir kenttir. Kentin değerlerini ortaya çıkarıp, bizden sonraki nesile aktarmak açısından bu tür çalışmalar çok önem taşımakta”dedi. Mersin'in kent müzesi konusunda eksikliği olduğuna değinen Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, “Kent müzeleri, kentler için çok önemlidir. Özellikle yurtdışına gittiğimizde rehberlerin bizi ilk götürdüğü yerler müzelerdir. Bu konuda geç kaldığımızı kabul ediyorum ama en kısa zamanda bu konuda çalışmalara başlayacağız” dedi. Tarih İçinde Mersin Kolokyumu gibi son derece önemli bir çalışmaya ev sahipliği yaptıkları için mutlu olduklarını dile getiren Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süha Aydın, “Gerçekleştirilen bu kolokyumlar; yerel bilgi, kültür ve belge paylaşımı için olanak yaratan, Mersin'in yakın geçmişi ve yaşam kültürüne ilişkin yerel şahsiyetlerin anlattıkları ile hiçbir yerde kayıtlı olmayan sözlü bilginin paylaşımında ve kayıt altına alınmasında önemli bir adımdır” diye konuştu. Tarih içinde Akdeniz kentlerinin birbirinden etkilendiğini belirten Akdeniz Belediye Başkanı Kenan Yücesoy şunları söyledi: “Mersin Üniversitesi öncülüğünde 2000 yılından beri yapılan ve Mersin'i sorgulayan bu kolokyum çok önemli bir çalışmadır. Dünya kenti olma yolunda ilerleyen Mersin, birçok alanda zengin bir kenttir ve bu zenginliğini tarihi dokusuyla güçlendirmelidir.” Mersin'in, farklı uygarlıkların, kültürlerin, dinlerin, dillerin ve ırkların binyıllardır yaşam mücadelesi verdiği bir bölgede yer aldığının altını çizen Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, “Bölgenin en genç kenti olan Mersin, sahip olduğu doğal, sosyokültürel ve ekonomik yapısıyla her insanın yaşamak isteyeceği nadir kentlerden biridir. 122 yıllık geçmişe sahip olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak bizler, ürettiğimiz, ticaret yaptığımız bu kentin gelişimi için hep ön saflarda koşan bir kurum olduk. Pek çok projede görev aldık. Geleceğe yönelik çalışmalarımızı tarihimizi unutmadan, geçmişten dersler çıkararak planlıyoruz” dedi. Başkan Aşut, “Mersin'de hoşgörülü ve kentlilik bilincine sahip kentliler yetişmesini sağlamalıyız. Unutmayalım ki; Mersin'de yaşamak, Mersinli olmak bir ayrıcalıktır. Umarım bu kolokyum sonrasında uzmanlarımızın da paylaşımı ve katkılarıyla Mersin tarihinin belgelenmesinde ve Mersin'in geleceğinin, geçmişine sahip çıkılarak planlamasında bir adım daha atmış oluruz” diye konuştu. Mersin ve içinde bulunduğu bölgenin, önemli bir kültürel ve tarihsel mirasa sahip olduğunu söyleyen Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tamer Gök, “Bu büyük miras araştırmacılar için önemli bir kaynaktır. Kentin sahip olduğu çeşitliliğin her yönüyle aydınlatılması ve kültürel zenginliğin arttırılması ise Mersin için oldukça önemlidir. “Tarih İçinde Mersin Kolokyumu” da tüm bu sorumluluk ve çabanın somut bir göstergesi olarak, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi tarafından düzenli olarak sürdürülen önemli bir uluslararası toplantıdır. Bu tür toplantılar, Mersin ve bölgesine ilişkin yerli ve yabancı bilim insanlarının ortak bir platformda bir araya gelmesine olanak sağlamaktadır” dedi.