İstasyondan Fenere - MERSiN - From Railway Station to the Lighthouse

Page 1


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN Önsöz

viii

ix

Preface

Sunuş

x

xi

Prologue

Mersin’e Dair

1

1

About Mersin

Efemera ve Mersin Kartpostalları

2

3

Ephemera and Mersin Postcards

Ali Murat Merzeci

çindekiler

Yumuktepe'den Başladı ...

Ali Murat Merzeci

6

7

Semihi Vural

Gezginlerin Gözüyle Mersin

Semihi Vural

12

13

Tülin Selvi Ünlü, Tolga Ünlü

Eski Mersin’de Yaşam

34

35

42

43

How Lucky The People Who Will Be Able To See Mersin City Museum!… Gündüz Artan

44

45

Remembering the Past, Looking to the Future Hopefully

Tamer Gök

vi

Episodes from old times of Mersin Şinasi Develi

Gündüz Artan

Geçmişi Hatırlamak Geleceğe Umutla Bakmak

Mersin from the Eyes of the Travelers Tülin Selvi Ünlü, Tolga Ünlü

Şinasi Develi

Ne Mutlu Mersin Kent Müzesi’ni Göreceklere

Contents

Originated from Yumuktepe ...

Tamer Gök

Kenti Gezmek

49

49

Strolling through the City

Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi

53

53

Entry to the City: Railway Station and the Environs

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

73

74

Spine of Commerce: Uray Street

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

117

117

Gateway to the Outside: Custom House and Pier

Pazaryeri: Yoğurt Pazarı

155

155

The Market Place: Yoghurt Bazaar

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

171

171

New Life: Atatürk Museum and the Environs

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

207

207

Meeting Place: People's Garden and People's House

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

235

235

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Sonuç

271

271

Conclusion

Sonuç

272

273

Conclusion

Notlar

276

277

Notes

vii


Önsöz

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Günümüzden 100 yıl önce, Mersin, bugün ulaşmak istediğimiz anlamda, gerçek bir

100 years ago, Mersin was a real modern city in the western way which we would

batılı kent idi. Gelişmekte olan sanayi ve ticaret kentin ekonomik yaşamına hayat

like to see it today. The developing industry and trade was giving life to the city,

verirken, üç büyük dine ait inananlardan oluşan halk da renkli bir sosyal mozaik

and the citizens of Mersin of three major religious beliefs were forming a colourful

oluşturuyordu. Yüksek beton yapıların sahilleri doldurmadığı ve kıyıyı okşayan

social mosaic. The heart of the city and trade centre was the area between the

dalgaların ise henüz dolgu alanlarıyla gerilemediği o yıllarda kentin ticaret merkezi,

train station and the Ataturk House, there were not any concrete buildings filling

tren istasyonu ile Atatürk Evi arasında kalan bölgeden ibaretti.

the sea shore and the waves were not blocked by land fillings.

19.yüzyılın sonuna doğru limanı ve demiryoluyla birlikte hızla gelişen ticaret hayatı

The fast developing business life in Mersin has witnessed at the end of the 19th

Mersin'de Türkiye'nin en eski Ticaret Odalarından birinin kurulmasına tanıklık etmişti.

century the establishing of the oldest Chamber of Commerce in Turkey. The Mersin

1886 yılında kurulan Mersin Ticaret Meclisi, Cumhuriyetin ilanından sonra Mersin

Board of Trade has been established in 1886 and has taken after the Republic

Ticaret ve Sanayi Odası adını alırken, her zaman kentin hareketli ticaret hayatının

Declaration the name Chamber of Commerce and Industry, and remained the

merkezinde yer aldı.

centre of trade life in Mersin.

Dairesel büyüyen birçok kentin aksine, sahil şeridi boyunca yatay bir gelişim gösteren

Contrary to many cities, Mersin grew widely along the shore instead of circular

Mersin'in ticaret hayatını şekillendiren merkezler ise uzun yıllar boyunca küçük

expanding, and the centres which were forming the business life, always remained

değişikliklerle hep aynı kaldı. Geçmiş yıllarda Mersin'in kültürel, sosyal ve ticaret

the same even after little changes. This area, which is the base of the cultural, social

hayatının temelini oluşturan, ayrıca kent ekonomisinin önemli rollerini üstlenen bu

and commercial life of Mersin and has a major role in the economical structure of

bölge, son yıllarda zoraki bir dirençle ayakta kalmaya çabalamaktadır.

the city, is now trying to stand upright in the last years.

Geçmişin önemli değerlerinin sadece hatıralarda yaşamasının günümüze herhangi

Remembering the important values of the past does not help us today. The

bir yararı olmayacağı açıktır. Kentin tarihi ve kültürel mirasını kaybetmemek ve

responsibility of transferring the historical and cultural heritage to the future

gelecek nesillere aktarmak herkesin sorumluluğunda olmalıdır. Bu felsefeden yola

generations should be on everyone's shoulders. With works, based on this

çıkan bu çalışmayla, Mersin'i bugünlere getiren ticaret hayatının merkezini oluşturan

philosophy, the area, which brought Mersin to the level of today and form the

bölgenin geçmişten günümüze uzanan bir yansımasını ortaya koymaya çalışılmıştır.

business centre of the city, it is tried to show the reflection from the past on today's

Bu yayını hazırlarken engin bilgi dağarcığı ve koleksiyonunu bizlere açan Ali Murat

vision. I would like to thank on behalf o the Mersin Chamber of Commerce and

Merzeci'ye, bu bilgilerin yapıta dönüşmesini sağlayan Tülin ve Tolga Ünlü’ye Mersin

Industry, Ali Murat Merzeci, who opened his wide collection and knowledge for us

Ticaret ve Sanayi Odası adına teşekkür etmek istiyorum.

and also Tülin and Tolga Ünlü, who helped to convert this knowledge to this work.

Özlemini duyduğumuz Mersin'in değerlerinin korunması ve yaşayan mekanlar olarak

With the wishes to protect the long-awaited Mersin's historical and cultural values

kullanması dileğiyle…

and to use them as living places...

Preface

Şerafettin Aşut

viii

Şerafettin Aşut

Şerafettin Aşut

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası

Mersin Chamber of Commerce and Industry

Yönetim Kurulu Başkanı

Chairman of the Board of Directors

ix


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

u kitabın hazırlanma düşüncesi, 2008 yılı Şubat ayında gelen bir elektronik posta ile başladı. O tarihte, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Şerafettin Aşut'tan tarafımıza gelen bu postanın açacağı yolu sanırız hiçbirimiz bilmiyorduk. “Bilmiyorduk” diyoruz, çünkü ilerleyen dönemde editörlüğünü üstleneceğimiz bu çalışma bizi, başlarken düşündüklerimizin ötesinde bir noktaya götürdü.

he idea of preparation of the book had started with an e-mail received in February 2008. We did not know where the mail received from Mr. Şerafettin Aşut, board member of Mersin Chamber of Commerce and Industry, would take us at that time. We say “did not know” because this attempt has taken us beyond the limits we had in our minds at the starting point.

B

Sunuş

A

slında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 2003 yılında da benzer bir çalışmaya imza atmış ve koleksiyoner Hayrettin Ergun'un Mersin kartpostal arşivini kentin ortak belleğine kazandırmıştı. Bu doğrultuda bizden de yine benzer bir çalışma istenmişti. Ne var ki, yapılan karşılıklı görüşmeler sonucu çalışmanın biraz daha genişletilmesinin yararlı olabileceği yönünde görüş birliği sağlandı.

Y

ine de en azından bizim için çalışma, başlangıçta öngördüğümüzün ötesinde bir aşamaya ulaştı. Bunu ifade etmekteki amaç, elbette ki yaptığımız çalışmaya ilişkin yersiz bir kendine övgü değil. Burada açıklamaya çalıştığımız konu, içine girdiğimizde kendimizi sınırlamakta zorluk çektiğimiz zengin ve geniş bir alanla karşılaşmış olduğumuz.

M

ersin, binlerce yıllık Anadolu kentlerinin çoğundan daha az bildiğimiz ve dolayısıyla da kendini ifade etmekte zorluk çeken bir kent. Tam da Osmanlı modernleşmesinin dünyanın değişen ekonomik ilişkiler sistemiyle kesiştiği bir tarihi dönemeçte ortaya çıkan bu kendine özgü şehrin, içinde yer aldığı coğrafyanın antik dönemine ilişkin bilgimiz, kentin modern dönemine ilişkin bildiklerimizden çok daha fazla. Mersin'e ilişkin yaptığımız araştırma ve çalışmalarda, hüzünlü bir nostaljiyle hatırlanan kentin yakın geçmişine ve doğrudan doğruya kente ilişkin, bir elin parmaklarını geçmeyecek sınırlı sayıda çalışmadan başka çalışmanın olmadığını gördük.

D

Tülin Selvi Ünlü

olayısıyla bu süreçte önemli bir zorluk ve aynı zamanda da büyük bir şans ile karşı karşıya olduğumuzu fark ettik. Bir yandan yararlanabileceğimiz az sayıda çalışma bulunurken öte yandan da oldukça bakir bir alanla karşı karşıyaydık. Bu nedenle kaynaklar konusundaki bilinmezlikler bir zorluk olarak karşımıza çıksa da, yepyeni bir alanda yapılacak araştırmalar bir şans ve heyecan olarak çalışmanın bileşenleri oldu.

Y

aklaşık sekiz yıldır yaşadığımız Mersin'de, hemen hemen aynı alanda sürdürmekte olduğumuz akademik çalışmalar, elbette bu işi üstlenmemizde bizi cesaretlendiren temel etmendi. Söz konusu çalışmalar, bu kitabın hazırlanması için bir altyapı sağlıyordu.

x

T

A

similar study was carried out back in 2003 by Mersin Chamber of Commerce and Industry and the “Mersin postcard archive” of collector Mr. Hayrettin ERGUN was added to the city's collective memory. A similar study was required from us as well. However, following our mutual discussions on the subject it was decided that it would be more useful if the scope of the required study was expanded.

E

Prologue

ven after this decision, at least for us, the study achieved beyond the

preplanned limits. Our aim stating this point is not a eulogy for this study and ourselves. It is tried to be made clear that trying to limit the scope of the subject studied, when once got into details, was so hard due to the very rich and wide scope.

M

ersin “with its short history” is much less known compared to many other Anatolian cities of thousands of years and therefore facing problems in expressing herself. There is more information about the archeological ages compared to the recent historical period of the city which has its distinctive characteristics and which emerged at the historical cross point of Ottoman modernization and the world's changing economical system. It was found out during the research and studies that there were very limited number of researches carried out by history researchers about the recent history of and the city herself which is remembered with a melancholic nostalgia.

T

his fact was a primary difficulty as well as being a challenge. On the one hand, there was very limited number of reference researches made where on the other hand vast number of possibilities for researches existed in this field. The studies and researches to be carried out in this relatively new challenging and virgin field brought excitement and become components of the studies while the limited number of available references represented a difficulty.

H

Tolga Ünlü

aving lived in Mersin for eight years and carrying out researches in this same

field academically was the basic encouraging factor to accept this responsibility of preparing such a book. The mentioned researches formed the

xi


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

ncak asıl ilginç olan, temelde Mersin'in görsel hafızasının paylaşımını ve ortak bir kimlik arayışına katkı sağlamayı hedefleyen bu çalışmanın aynı zamanda bizlerin akademik çalışmalarına sağladığı katkıydı. Çünkü, kitabın hazırlanması aşamasında değerli koleksiyoner Ali Murat Merzeci'nin Mersinliler ile paylaşmayı kabul ettiği zengin Mersin koleksiyonundaki kartpostallar bizi, görüntülerdeki yapılar, kişiler, olaylar, mekanlar ve tarihlere ilişkin kapsamlı ve detaylı araştırmalara yöneltti.

ctually, the real interesting point was the contribution of this study, which aimed the sharing of Mersin's visual memory and the contribution to the search for a collective identity for the city, to our ongoing academic studies. Mr. Ali Murat Merzeci's acceptance to share and making his rich and valuable collection of Mersin postcards available for studies led us to search the people, events, buildings and dates appearing on the postcards thoroughly in detail during the preparation of the book.

A

Sunuş

B

aş döndürücü bir hızla değişen çehreleriyle, kentlerin belki de en doğrudan ve yanıltmayan görsel tanıkları olan kartpostallar dikkatle incelendiklerinde, her biri birer öyküsü olan ve dilinden anlayabilene geçmişi tüm ayrıntılarıyla aktaran birer yaşlı bilge gibi. Ancak yine de, söz konusu kartpostalların bize söylediklerini anlayabilmek için Mersin'e ilişkin yerli ve yabancı arşiv ve kütüphanelerde, çeşitli kurum ve kuruluşların oluşturduğu belgeliklerde araştırmalar yaptık. Yaptığımız bu araştırmalar, uzun zamandır sürdürmekte olduğumuz sözlü tarih çalışmalarında dinlediğimiz Mersin fotoğrafını bütünlememize ve zihnimizde oluşan silik silueti bir parça daha netleştirebilmemize yardımcı oldu.

ach of the postcards, the eyewitnesses of the quickly changing cities and each having its own story to tell, are like elder wise men telling about the past in detail to the ones who can understand their language when examined carefully. Beyond this, researches had been carried out at local and foreign archives and libraries and at numerous other archives owned by other entities to understand the stories being told by the postcards in a better way. These researches have also helped to further clarify the blurry picture of Mersin in our minds which we listened about during oral history studies and researches ongoing for a long time.

Çalışmanın Fiziksel ve Dönemsel Sınırları

Resarch's Physical and Temporal Boundaries

Ö

ncelikle kendi kafamızda netleştirmeye çalıştığımız bu resim, kitapta hem

tasarım hem de anlatım biçimi açısından tutarlı bir dil ile sunulmaya çalışıldı. Çalışmanın, kendini Mersinli sayan ve “Mersin'in gerçek sahibi” olmak isteyenlerin yanı sıra Mersin'i hiç bilmeyen ve tanımak isteyenler için de bir kaynak kitap olabilmesi amacıyla bir kurgu oluşturulmaya çalışıldı. Bu doğrultuda öncelikle kentin on dokuzuncu yüzyıl sonunda beliren ve yirminci yüzyıl ortalarına kadar da korunan kentsel yerleşik alan sınırları esas alındı.

T

arihi dönem açısından bu sınırlamadaki temel belirleyici, söz konusu tarihlerin, kentin bir ticaret ve liman kenti olarak kendine özgü kimliğini oluşturduğu dönem oldu. Fiziksel sınırlama ise aslında bu dönemsel sınırlamanın getirdiği bir sonuçtu. Zira kent, iskeleler ile ortaya çıkmaya başladığı 1830'lu yıllardan, Cumhuriyet modernleşmesi ve ardından İkinci Dünya Savaşı yıllarına kadar geçen dönemde hemen hemen aynı doğrusal eksen boyunca gelişmişti. Kent, özellikle demiryolunun işletmeye açıldığı 1886 yılından sonra, küçük üretim atölyeleri ve fabrikalarla başlayan sanayi yapıları ile kuzeye (Fabrikalar Caddesi olarak adlandırılan günümüzdeki Cemal Paşa Caddesi'ne) doğru bir gelişim gösterdi. Ancak çalışma kapsamında, yirminci yüzyıl başına kadar ticaret ve liman kenti kimliği ile Doğu Akdeniz'de yerini alan Mersin'in, iskeleler-deniz-kent ilişkisinin somut olarak görüldüğü, istasyon ile deniz feneri arasındaki alan üzerinde duruldu.

xii

A

Prologue

E

T

he picture, which is primarily tried to be clarified in our minds, has been presented in a special format both designwise and presentationwise. A special format was tried to be set in the book to allow it to be used as a reference book by those who classify themselves as and want to be “true owners of Mersin” or by those who do not know about Mersin and want learn about it. In line with this, the city boundaries established within the nineteenth century and almost unchanged through to the mid of the twentieth century were considered.

T

he basic factor for setting the temporal boundary as above is the reason that this was the era during which the city defined and set her unique identity as a commercial and seaport center. Physical boundaries were implicit due to the accepted periodical boundaries. The city had grown along the same axis from the 1830's when it first started to appear with its piers, to Republican modernization and through to the end of the 2nd World War. It may be said that the city, especially after 1886 following the establishment of the railroad connection, has grown towards north (Fabrikalar Street currently called Cemal Paşa Street) with new industrial buildings like small workshops and factories constructed. Within the scope of this study, the area from the railway station to the lighthouse was considered due to the reason that the visible tangible traces of piers-sea-city relation of Mersin's commercial and seaport identity which was established mostly up to the start of the twentieth century in the Eastern Mediterranean region were mostly existed.

xiii


İSTASYONDAN FENERE MERSİN Bir “Kent Gezi Rotası”na Doğru

Towards a “City Excursion Route”

Ç

A

eşitli değişimler geçirmiş olmakla birlikte kentin tarihi ve ticari merkezi olarak geçmişin izlerini sürebileceğimiz bu yerleşik alan sınırları içinde, bir anlamda “kent gezi rotası” çizildi. Mersin'in yüz elli - iki yüz yıllık genç tarihine, büyüklerinin anlattıkları ve kendi yaşadıklarıyla birebir tanık olan Mersinliler ya da Mersin'i hiç bilmeyen ve merak edenler için, ellerinde bu kitapla gezebilecekleri bir güzergah belirlenmeye çalışıldı.

Sunuş

P

eki deniz kıyısına paralel giden bu hattı nasıl anlatmalıydı? Aslında, biri doğuda diğeri batıda iki yapı bizim için oldukça belirleyici oldu. Kentin yakın geçmişine baktığımızda, hanları, dükkanları, depoları, otelleri, camileri, kiliseleri, evleri ile oldukça canlı bir ticaret ve renkli bir kentli yaşam biçiminin kendini gösterdiği kentsel alan tam da bu iki nokta arasında sürüp gitmişti. İstasyon kente girişi tanımlarken, Müftü Deresi'nin denizle birleştiği noktadaki tarihi deniz feneri ise kentin bitişini haber veriyordu.

“city excursion route” is established in this inhabited area, although had gone through various changes, where one can trace the city's past at historical and commercial center of the city. A route is tried to be established in the book to help those who have witnessed the young hundred fifty to two hundred years old history through the things heard from elderly people or through their own personal experiences or for those who do not know anything about the city but want to learn about it. ow one should have told about this route parallel to the seashore? Two buildings had a big influence in determining, one in the west and the other in the east. Looking into the past, commercial and the colorful city life was actually ongoing in this area with its commercial buildings, warehouses, shops, hotels, mosques, churches. The railway station setting the entrance to the city, the historical lighthouse at the point where Müftü Creek meets the sea set the end of the city.

D

he set up of the book is based on the city's growth line. The parts of the city between these two points different than others set the stopping points of the route. The tour started from the entrance point of the city, the railway station on the east. Continued along the main axis, through Uray Street, the main pier, Custom Pier and Custom Square is reached. The next stop is Yoghurt Bazaar, which is another significant place within the commercial life. The excursion, planned to end at the lighthouse is continued towards Akkahve (currently Building of Municipality of Greater Mersin) which has become the focal point of social, cultural and entertaining activities and later on towards Atatürk House. People's House being one of the symbol buildings of Mersin is another stop existing to the west of Atatürk House. People's House, built following the establishment of the Republic to function as a cultural center to help setting up of base for cultural activities which still exists and functions similarly, and People's Garden just by the seashore on the south of People's House were the meeting points of citizens since old times.

K

A

hızlı ve ekonomik bir yolla bağlanmıştı. Bu bağlantı Çukurova'nın pamuğu ve tahılının limana, limana gelen mal ve ürününse Çukurova'ya, hatta Anadolu'nun içlerine kadar kolaylıkla ulaştırılmasını sağlamıştı. Bu durum kentteki ticari yaşamı hareketlendirmişti. Böylece kent doğudaki istasyondan batıya doğru gelişti. Kitaptaki kurgu ve gezi rotası da, buna paralel biçimde, kentin gelişim hattı boyunca doğudan batıya doğru devam etti. Bu dönemde Millet Bahçesi'nden sonra kentin gelişen konut alanı olarak Kışla Caddesi ve çevresi, rotanın bir başka durağı olarak belirdi. Kışla ve deniz feneri ise kentin son noktasını belirledi.

Prologue

H

olayısıyla kitabın kurgusu, kentin gelişim çizgisinden yola çıkılarak oluşturuldu. Bu iki nokta arasında farklı özellikler gösteren kent parçaları bu rotanın içindeki durak noktalarını belirledi. Böylece geziye, bir anlamda kentin girişi olan istasyondan başlandı. Ardından ticaretin ana ekseni olan Uray Caddesi boyunca devam edilerek, kentin ana iskelesi olan Gümrük İskelesi ve uzantısındaki Gümrük Meydanı'na ulaşıldı; oradan da ticari hayatın bir diğer parçası konumundaki Yoğurt Pazarı'na geçildi. Deniz fenerinde son bulacak geziye, kentin, özellikle Cumhuriyet modernleşmesi ile birlikte gelişen yeni sosyal, kültürel ve eğlence yaşamının odağı haline gelmiş Akkahve (günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi), Atatürk Evi ve çevresine doğru devam edildi. Atatürk Evi'nin batısında Mersin'in simge yapılarından biri olan Halkevi yeni bir durak oldu. Çünkü Genç Cumhuriyet ideolojisi ile birlikte ulusal kültürün oluşturulması çabalarının somut bir öğesi olarak bugün de kültürel bir işlevle varlığını sürdüren Halkevi ve Halkevi'nin güneyinde, denizin hemen kıyısındaki Millet Bahçesi, geçmişten beri kentlinin buluşma noktasıydı. ent, demiryolunun işletmeye açılmasıyla birlikte ardındaki verimli Çukurova'ya

xiv

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

T

fter the railroad became operational, the city was connected to her

hinterland, fertile Çukurova rapidly in an economic way. This connection had set up the link to get the cotton and grains grown in the area to the seaport for exports and to get the imported goods to Çukurova and even into other parts of Anatolia. This improved the commercial activities in the city. City started to grow from the railway station in the east to west. The book is planned to follow the growth line of the city. During this period, following People's Garden, Kışla Street and its environs as the newly developing residential area is another stop of the route. The military barracks and the lighthouse were the final stop of the excursion route.

xv


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

olayısıyla, geleneksel Osmanlı kentinin organik ve birbirinden ayrılan işlevleri ile şekillenen fiziksel dokusunun aksine, camisi, kilisesi, hükümet konağı, hanları, bankaları ve alt katı dükkan ya da depo, üst katı konut olarak kullanılan karışık işlevli, doğrusal gelişim gösteren yapısı ile yirminci yüzyıl başındaki Mersin için dağılmadan, sağa sola sapmadan ilerleyen bir gezi güzergahı belirlemek olanaklı oldu.

herefore, it was possible to set an excursion route for Mersin in the early years of the twentieth century without any major sidewise deviations from the main route due to Mersin being a linearly organized city with mosques, churches, government building, commercial buildings, banks, multi-purpose buildings with floor level shops or warehouses and upper floors being used as residences in contrary to traditional Ottoman cities organized organically with separately located buildings according to their functions.

D

N

e var ki, bu kurguyu bir gezi rotası içinde ve daha anlaşılabilir kılabilmek amacıyla kenti bölümlere ayırarak sürdürürken pek çok zorlukla karşılaştığımızı söylemeliyiz. Bunların başında, kimi bölümlerde, tüm bu kurgusal bütünlüğü sürdürebilmemize olanak verecek sayıda ve nitelikte kartpostalın bulunmaması geldi. Bu durum koleksiyonerin sahip olduğu kartpostalların sayısından çok kente ilişkin gün yüzüne çıkmış Mersin kartpostallarının sınırlılığından kaynaklanıyordu.

Sunuş

K

arşılaşılan zorluklardan bir diğeri ise görüntüdeki yapıların, mekanların isimlerinin değişmiş olmasıydı. Örneğin “Yoğurt Pazarı” adını kullandığımızda, en azından Mersin'i bilenler için bir sorun yokken, “Aşıklar Parkı”, “Millet Bahçesi”, “Tüccar Kulübü”, “Kışla Caddesi” ya da “Gümrük Meydanı” ifadesinin pek çok yeni kuşak Mersinli için bir anlam taşımaması söz konusuydu. Bunun için çoğunlukla, sözü edilen yerlerin günümüzdeki isimleri, bugünkü kullanımları ya da söz konusu yapı veya mekanın çağrışım yapılmasını sağlayacak bir özelliği verilmeye çalışıldı. Örneğin Kışla Caddesi'ni bilmeyenler olabileceği düşüncesi ile bu cadde ve çevresi için, anlattığımız dönemde kullanılmamasına rağmen bugünkü adı olan “Çamlıbel” ismi kullanıldı.

Kitap Nasıl Okunmalı?

K

itabın tüm bölümlerinde ilgili kartpostalın belgelediği görüntüde yer alan yapı ya da mekanlara ilişkin açıklayıcı yazılara yer verildi. Ayrıca kartpostalda görülen yapı ya da mekanların kent içinde bulundukları noktalar, sayfanın köşesindeki şemalar ile gösterilmeye çalışıldı. Ne var ki, karşılaşılan güçlüklerden biri de, kitabın sol sayfalarında yer verilen kartpostallarda görülen yapı ya da mekanların bir kısmının günümüze ulaşamamış ya da tamamen değişmiş olmasıydı. Bu önemli bir sorundu, çünkü kitabın sağ sayfalarında kartpostaldaki görüntüyle eş olacak güncel fotoğraflara yer verilmesi hedeflenmişti. Böylelikle Mersin'i hiç bilmeyen birisi için bile kentin on dokuzuncu yüzyıldaki yapı ve mekanlarını görmek, kentte nerede bulunduklarını algılamak ve eğer hala ayaktaysalar günümüzdeki durumlarını görmek olanaklı olabilecekti. Oysa, pek çok kartpostal için bu ne yazık ki olanaklı olamadı. Ancak yine de olabildiğince eş fotoğraflarla, kartpostaldaki görüntülerin güncel durumu belgelenmeye çalışıldı.

xvi

B

u durumun kentin algılanmasında ve kitabın sürekliliğinde kopukluklara neden olmasını önleyebilmek amacıyla başka bir çözüm daha üretilmeye çalışıldı.

T

Prologue

M

any difficulties were encountered while dividing the city into parts in order to keep the set up as an excursion route and trying to make it more comprehensible for the reader. First of all, in some parts, there was not enough number of and good quality postcards to sustain the integrity of the structure of the book. This was not due to the number of postcards the collector had, but due to limited number of different available Mersin postcards.

A

nother difficulty encountered was the current changed names of the buildings or places on the postcards. For example, when the name “Yoghurt Bazaar” is used there is no problem at least for the ones who already know about Mersin, while the terms like “Lovers Park”, “People's Garden”, “Merchants Club”, “Kışla Street” or “Custom Square” were not understandable for most of the new generation Mersin residents. Due to this reason, mentioned buildings' or place's current names, current uses or an important current feature is tried to be specified to enable correct understanding. For example, with the expectation that there may be people who may not know the old name “Kışla Street” used at the time, i.e. within the set time frame and periodical boundaries up to the mid of the twentieth century, the currently used name “Çamlıbel” is preferred although not used in the past. How to read the book?

E

xplanatory passages about the documented buildings or places on the postcards are included in all sections of the book. In addition to this, the locations within the city of the buildings and the places shown in the postcards are stated diagrammatically on the corners of the pages. Another one of the difficulties was the fact that all of the buildings and places shown in postcards on the left pages were not able to make it to the current times and some were either totally disappeared or changed. This was an important problem, because it was planned to include the current views on the right pages of those places and buildings shown on the postcards on the left pages. Doing this, it would be possible even for the people who did not know about Mersin to see the places and buildings as they existed in the nineteenth century and perceive where they were located and also to see the current views if they still existed. This was not possible for most of the places

xvii


Sunuş

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Bunun için kartpostallarda gördüğümüz ancak günümüze ulaşamayan, kartpostalın yer aldığı bölümü en iyi simgeleyeceği düşünülen yapıların üç boyutlu modellemeleri hazırlandı. Söz konusu yapıların üç boyutlu modellemelerine, güncel fotoğrafların bulunduğu sağ sayfanın köşesinde yer verildi. Böylece, günümüze ulaşamamış Mersin'in simge yapılarının en azından üç boyutlu canlandırmaları ile kent belleğinden tamamen silinip gitmemeleri için çaba gösterildi.

and buildings shown on the postcards. However, current views are tried to be included as much as possible to be able to give a better understanding of the current situations to the reader.

A

yrıca kitabın içinde, anlatım kurgusunu ve gezi rotasını şematik olarak gösteren bir postere yer verildi. Bu posterde kitabın bölümleri ve bu bölümler içinde yer alan önemli yapı ve mekanlar işaretlendi. Böylelikle anlatımın ve kartpostallardaki görüntülerin kentsel mekan ile ilişkilendirilebilmesine çalışıldı. Öte yandan, her bölümün başlangıcında, kentin o parçasını bir bütün olarak algılamayı kolaylaştırabilmek için bir giriş yazısı hazırlandı. Böylece okuyucunun ilgili bölüme ilişkin genel bir fikir edinmesi ve bölüme hazırlanmasına yardımcı olmak amaçlandı.

S

onuçta, Mersin'in kuruluşundan 1940'lı yıllara kadar geçirdiği kentsel gelişim serüvenini görsel malzemesi zengin, okunması kolay bir kitap olarak hazırlamaya gayret ettik. Bir kartpostal albümü olmanın ötesinde, kartpostallardan yola çıkan bir kent tarihi çalışması ve aynı zamanda kapsamlı bir gezi rehberi olarak da kentin ortak belleğine ve kent kimliğinin gelişimine küçük de olsa bir katkı yapmaya çalıştık. Yukarıda sözünü ettiğimiz zorluklara, kitabın hazırlık aşamasındaki tüm ayrıntıların sadece iki kişi tarafından üstlenilmiş olmasını da eklemekte yarar var diye düşünüyoruz. Öncelikle, çalışmaya ilişkin tüm eksiklik ve yanlışlıklardan bu iki kişinin sorumlu olduğunu ifade etmek isteriz. Bu yoğun emek gerektiren sürecin çeşitli aşamalarında, bize bu yolu açan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, çalışmalarının izinden gittiğimiz değerli yerel tarih araştırmacıları, Mersin'e ilişkin çalışma yapmış tüm araştırmacılar, görüş ve önerileri ile hocalarımız, arkadaşlarımız ve aylarca görüşemememizi anlayışla karşılayan ailemiz yanımızda olmasaydı, bu çalışma da ortaya çıkmayacaktı.

B

unun için başta, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut'a kent belleğine yaptığı bu katkıdan ötürü teşekkür ederiz. Ayrıca bugün aramızda olmayan, ancak bu çalışmanın başlangıcında en az bizim kadar heyecanlandığını bildiğimiz Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu eski Başkanı Kadri Şaman'ı saygıyla anıyoruz.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu'nun diğer değerli üyelerinin yanı sıra çalışmamız boyunca hep yardım ve desteğini hissettiğimiz, çalışmanın sorunsuz bir şekilde ilerlemesinde büyük katkısı olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Kadir Dölek'e gönülden teşekkür etmek isteriz.

xviii

A

nother solution is tried to be used to allow complete understanding and perception of the city as well as avoiding any possible discontinuities that may be induced to the book due to such interruptions explained above. Three dimensional models of the buildings, appearing on the postcards, which are thought to represent the place on the postcard the best and which did not make it to today, are made. These models are shown on the bottom-right corner of the right pages of the book, where current views are placed. Doing this it was possible to some extent to stop the loss of the buildings and places symbolizing Mersin to be erased from city's collective memory.

Prologue

B

esides, a poster exists in the book, on pages 50 and 51, that shows the excursion route diagrammatically. Important places and buildings are all marked on the poster. This made it possible for the reader to relate the buildings and places on the postcards to the city and be able to locate them within the city in their minds. Moreover, a brief introduction is prepared for each section of the book to enable better perception of the part of the city covered in that section. It is thought that this may help the reader to have a general idea about that section and be prepared for what to come.

I

n conclusion, growth of the city from the first establishment time of Mersin to 1940's is covered in this easy to read book with lots of visual material. Beyond being a postcard album, the book is intended to contribute to the collective memory of the city and city identity, an urban history study having the starting point as postcards and a guide book. Another difficulty to be added to the ones above was the fact that there were only two persons present during all preparation phases of the book. We would like to say that only these two persons are responsible for all the mistakes or missing things in the book. However, this book would not materialize without the supports of Mersin Chamber of Commerce and Industry opening this path to us, valuable local researchers' works which we used for guidance, our teachers with their opinions and suggestions about our work, all previous researchers about Mersin whose works are used in preparation of the book, our friends and our families who were very thoughtful to us despite not seeing them for months.

F

irstly we would like to thank to Mr. Şerafettin Aşut, the head of board of directors of Mersin Chamber of Commerce and Industry for his contribution to the city collective memory. We would like to commemorate Mr. Kadri Şaman, the previous head of board of directors of Mersin Chamber of Commerce and Industry who is not with us now and whose great excitement we had witnessed during the starting phase of this study.

xix


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

B

u çalışmada bizimle birlikte olan çok sayıda isim var. Bu çalışmanın mutluluğunu

onlarla paylaşmaktan büyük sevinç duyduğumuzu belirtmeliyiz. Bu isimlerin başında, yıllardır büyük bir emek ve özveri ile biriktirdiği zengin kartpostal koleksiyonunu, daha önce yaptığımız pek çok çalışmada da cömertçe bizimle paylaşan değerli koleksiyoner Ali Murat Merzeci geliyor. Sayın Merzeci'ye, kentin yakın geçmişine ilişkin yapılan çalışmalarda, birincil kaynak olarak büyük değer taşıyan böylesi bir koleksiyonu Mersinliler ile paylaştığı, çalışmamıza ve bizlere duyduğu güveni için çok teşekkür ederiz.

Sunuş

K

artpostallarda görülen karelerin güncel görüntülerini yakalayabilmek, ayrı bir

uzmanlık ve beceri gerektiriyordu. Bu konuda en büyük destekçimiz Mersin Fotoğraf Derneği'nin değerli başkanı Mustafa Eser oldu. Yorulmadan, yılmadan, kartpostallardaki görüntülerin güncellerini fotoğraflayabilmek için, yoğun iş temposunda, adeta zaman yaratarak yaptığı gönülden çalışmayı teşekkürle ödememiz zordur.

K

itabın hem yurtiçi hem de yurtdışında ilgilenenlere ulaşması, Mersin'in Doğu Akdeniz'de önemli bir ticaret ve liman kenti olarak var olduğunun Türkiye ve dünyada çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlara duyurulabilmesi amacıyla Türkçe-İngilizce olarak yayınlanabilmesi de yine büyük bir çaba ve özveriyle gerçekleşti. Bu çaba ve özverinin sahibi, yine iş hayatının içinde vakit ayırarak, büyük bir heyecan ve sevgiyle, kitap metinlerinin İngilizce'ye çevrilmesini sağlayan Güzin Selvi'dir. Bu yoğun ve özverili çalışması için kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır.

K

xx

W

e would also like to thank all the other members of the board of Mersin Chamber of Commerce and Industry and to Secretary General Mr. Kadir Dölek who made the smooth progress of the study possible.

T

here were many others contributed to the efforts during the study. We share the happiness of these efforts with them. Mr. Ali Murat Merzeci is the major contributor with his postcard and photocard collection which was put together with years' long efforts and making it generously available for our research works in many studies. We would like to thank Mr. Merzeci for making his valuable collection available for our studies as a primary resource for the recent past of the city, sharing it with Mersin citizens and also for his confidence in us.

A

special expertise was necessary to be able to produce the current views of the places and buildings on the postcards. The major supporter of ours in this field was Mr. Mustafa Eser, the president of Mersin Photograph Club. It is very hard to pay for by just thanking to him who tirelessly, among his busy schedule, by creating time to take and produce these photographs.

P

ublishing the book in both Turkish and in English to reach the interested parties and entities in Turkey and abroad to express Mersin's presence as an important commercial city and a seaport in Eastern Mediterranean region was a result of a great effort and sacrifice. Güzin Selvi made the book's English translations possible with her great excitement and love for this study and creating time among her busy work schedule. We would like to thank her for the good work.

artpostallardan gördüklerimizin yanı sıra üzerindeki bir tarih, yazı, düşülmüş bir notu anlamak da büyük önem taşıyordu. Osmanlıca yazılar, kimi zaman kartpostalın dönemine ya da o dönemin olaylarına ilişkin önemli ipuçları barındırıyordu. Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden Okutman Mehtap Ergenoğlu, söz konusu Osmanlıca yazı, not ya da tarihleri anlaşılır kıldı. Yoğun çalışma temposuna rağmen vakit ayırarak kartpostalların dilini anlamamızı sağlayan Mehtap Ergenoğlu'na gönülden teşekkür ederiz.

t was important to understand the written notes and writings and dates on the postcards. These notes or writings in Ottoman contained lots of important clues for that period or related events. Instructor Ms. Mehtap Ergenoğlu from Mersin University, Faculty of Science and Literature, History Department, made all these understandable. We would also like to thank her for her contribution to the preparation of the book.

Ç

T

I

alışmanın giriş bölümünde, Mersin tarihine kısa bir yolculuk yapmanın yararlı olabileceğinden yola çıkarak, çok değerli araştırmacı ve yazarlardan birer yazı istedik. Bunun için, bizleri kırmayarak, çalışmanın içeriğine büyük katkı sağlayan, değerli hocamız Prof. Dr. Tamer Gök, Şinasi Develi, Gündüz Artan, Ali Murat Merzeci ve Semihi Vural'a en içten teşekkürlerimizi sunmak isteriz.

included in the introduction part of the book regarding the history of Mersin from valuable researchers and writers. We would like to extend our thanks to Prof. Dr. Tamer Gök, Mr. Şinasi Develi, Mr. Gündüz Artan, Mr. Ali Murat Merzeci and to Mr. Semihi Vural for their contribution to the book's preparation in this regard.

E

O

lbette kolektif bir çalışma olarak, desteğini hissettiğimiz, görüş ve önerilerini bizimle paylaşan çok sayıda isim daha var. Mimarlık Bölümü öğrencilerimizden Emrullah Erol, bir yandan eğitimini sürdürüp diğer yandan çalışırken, bir yandan da

Prologue

hinking that it might be worthwhile for the reader, we asked for articles to be

f course, there are many people who have supported and shared their opinions and suggestions with us. Our student Emrullah Erol, besides following his classes and studies, built three dimensional models for the buildings symbolizing

xxi


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin için simge yapıların üç boyutlu modellemelerini hazırladı. Hem gurur hem de büyük mutluluk duyduğumuz bu emek yoğun çalışması için kendisine gönülden teşekkür ediyoruz.

Mersin. We want to thank him for his hard work in producing these models which made us both proud and happy.

B Sunuş

unun yanında Türkçe metinlerin düzeltisini büyük bir sabırla ve hızla yapan Aydın Arıcıoğlu'na büyük teşekkür borçluyuz.

Ç

alışma boyunca araştırmalarımızın çeşitli aşamalarında bizden yardımlarını esirgemeyen Mersin Ticaret Sanayi Odası çalışanlarından Erdal Karakaşoğlu'na, Akdeniz Belediyesi'nden Eşe Şamiloğlu'na, Süleyman Gül'e ve çalışmanın her aşamasında desteğini hissettiğimiz Mersin Ticaret Sanayi Odası hukuk müşaviri Dilek Kurtuluş'a ayrı ayrı teşekkür ederiz.

A

yrıca kitabın tamamını okuyarak görüş ve önerilerini bizimle paylaşan Tuba Çiçek Bilgin'e, Şinasi Develi'ye, Gündüz Artan'a ve Semihi Vural'a; İngilizce çevirilerin bir bölümü için verdiği destekten dolayı Sinan Burat'a ve Cengiz Özçelebi'ye; İngilizce düzeltilere katkıları için Julie Özçelebi'ye teşekkürlerimizi sunarız.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın, daima önderlik ettiği, kentin ortak belleğine katkı sağlamaya yönelik bu çabasının yeni yayınlar ile uzun yıllar sürmesi dileği

O

ur thanks are also due to Mr. Aydın Arıcıoğlu for corrections of the Turkish texts with his great patience.

W

e would also like to thank to Mr. Erdal Karakaşoğlu, an employee from Mersin Chamber of Commerce and Industry, to Ms. Eşe Şamiloğlu and Mr. Süleyman Gül from Akdeniz Municipality for their support and contribution at different stages of preparation of the book and to Ms. Dilek Kurtuluş, legal consultant for Mersin Chamber of Commerce and Industry for her support and contribution all along the preparation of the book.

Prologue

B

esides, we would like to thank to Mrs. Tuba Çiçek Bilgin, Mr. Şinasi Develi, Mr. Gündüz Artan, and Mr. Semihi Vural for sharing their comments and suggestions after reading the whole book, to Mr. Sinan Burat and Mr. Cengiz Özçelebi for their support by undertaking the translation of a part of the book.

I

t is hoped that this effort led by Mersin Chamber of Commerce and Industry contributing to city's collective memory will continue with new publications for the coming years…

ile… Tülin Selvi Ünlü & Tolga Ünlü Ekim 2008, Mersin

xxii

Tülin Selvi Ünlü & Tolga Ünlü October 2008, Mersin

xxiii


Mersin’e Dair...

About Mersin...


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN Efemera ve Mersin Kartpostalları

Ephemera and Mersin Postcards

K

E

elime anlamı olarak kısa süreli, günlük, geçici anlamlarına gelen efemera (ephemera), gündelik yaşamda kullandığımız özellikle kağıt türünde malzemelerin biriktirilmesi şeklinde ortaya konan bir koleksiyon türü. Bu malzemeler faturadan bilete, etiketten mektuba, kartpostaldan kartvizite, sinema afişinden sinema biletine; yani akla gelebilecek her cins kağıda kadar uzanıyor. Bu kağıtları biriktirenlere de “efemerist” deniyor. Bu zengin koleksiyon malzemesi içerisinde kartpostalın seçkin ve anlamlı bir yeri var.

Mersin’e Dair...

O

n dokuzuncu yüzyılın ilk çeyreğinde Avrupa ve Amerika'da kullanılmaya başlanan ilk kartvizitler kartpostalın atası sayılıyor. Boyutları 1860'lardan itibaren büyüyen ve ardından çizi-resimle zenginleştirilen kartvizit zamanla yılbaşları, bayramlar ve özel kutlamaların vazgeçilmezi kartpostala dönüşüyor. Osmanlı Devleti'nin de katıldığı 1893 Chicago Dünya Sergisi kartpostalın ilk ve büyük atılım yılı olarak kabul ediliyor. Bu tarihten sonra kartpostal yalnızca bir iletişim aracı olmakla kalmıyor, yerine göre propaganda aracı olarak kullanılıyor, verilmek istenen mesajın geniş kitlelere ulaşılmasını olanaklı hale getiriyor.

Ali Murat Merzeci

T

A

n the beginning, the subject is mostly general scene. However, in a while, the richness of subject will become illimitable, daily life, apparel, human portraits, buildings, social life, political events, wars, and even disasters will take place on the postcards. In this respect, postcards portray the comprehension of the period the photograph has been taken and reveal rich instances in means of social history.

O

he first postcard in Ottoman geography comes out as Breslau print in 1895 by Max Fruchterman settled in Istanbul. In the following years, many foundations, race up to present these postcards to the strangers' taste, visiting the country, by photographing this rich and mystical oriental country and commercializing this visual material converting them into postcards. In this geography, hundreds of people coming from photography profession put up their photographs they took in the cities they live for sale, after getting them printed to cardboard in Europe. These postcards are the most significant visual heritage of especially the last century of Anatolia. Besides these postcards, called back country cards, with the photographs these people printed to photo papers within their own possibilities and give the name “photocard”, they provided even the smallest settlements to leave a mark in the history.

smanlı coğrafyasında ilk kartpostal İstanbul'a yerleşmiş Max Fruchterman tarafından 1895 yılında Breslau basımı olarak karşımıza çıkar. İzleyen yıllarda birçok kuruluş, bu zengin ve mistik doğu ülkesini fotoğraflama ve bu görsel malzemeyi ticarileştirip kartpostal haline getirerek ülkeyi ziyaret eden yabancıların beğenisine sunma yarışına çıkar. Bu coğrafya içerisinde fotoğrafçılık mesleğinden gelen yüzlerce kişi yaşadıkları kentlerde çektikleri fotoğrafların genelde Avrupa'da kartona basımını sağlayarak satışa sunarlar. Özellikle Anadolu'nun son yüzyılının en büyük görsel mirası bu kartpostallardır. Taşra kartları olarak adlandırılan kartpostallara ek olarak, bu kişiler kendi imkanları ile fotoğraf kağıdına bastıkları fotoğrafları “fotokart” olarak adlandırarak küçük yerleşimlerin bile zamana imza atmalarını sağlamışlardır.

B

About Mersin...

he first business cards, began to be used in Europe and America by the first quarter of the nineteenth century, are considered as the predecessors of postcards. The business card, getting bigger in dimensions since 1860's and then enriched with drawings and pictures by the time, transforms into the postcards, the indispensable of the Christmas, religious festivals and special occasions. The 1893 Chicago World Exhibition, to which Ottoman State also participated, is accepted as the first and quantum leap year of the postcard. From this date on, postcard would not only be a communication mean but also be used as propaganda mean in order to create an agenda and enable the transference of the message to wide mass.

ncak bir süre sonra konu açısından zenginlik sınır tanımaz hale geliyor, gündelik yaşam, giyim-kuşam, insan portreleri, binalar, sosyal yaşam, siyasi olaylar, savaşlar, hatta afetler bile kartpostallarda yer almaya başlıyor. Bu açıdan kartpostallar, o fotoğrafın çekildiği dönemin anlayışını betimleyerek sosyal tarih bakımından zengin örnekler sunuyor.

üyük dedem Kadı Hasan Tahsin Merzeci, 1915 yılında Mersin'e yerleşir. Bu tarihte başlayan Mersinliliğimiz kesintisiz sürer. Aile evrakı arasında yer alan ve gün geçtikçe zenginleşen eski Mersin fotoğrafları ve kartpostallarına ilgim, ilkokul yıllarında başladı ve artarak devam etti. Dedemin biriktirdiği kartpostal ve

2

phemera, meaning fleeting, daily, temporary, is a sort of collection performed by collecting the paper materials used in daily life. These materials extends from bills to tickets, labels to letters, postcards to business cards, movie posters and tickets; that's to say all kinds of paper that can be imagined. The collectors of these papers are called “ephemerist”. Among this rich collection material, postcards have an elite and significant place.

I

T

M

y great-grandfather (father of my grandfather), Cadi Hasan Tahsin Merzeci settled Mersin in 1915. Our Mersin citizenship beginning from this date goes on uninterruptedly. My interest in old photographs and postcards of Mersin which were

3


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

fotokartların neresi olduğunu merak ederek büyüklerime sormam, aldığım cevaplar beni eski Mersin'e ait ne varsa toplamaya yöneltti. Bu merak ve toplama zamanla en büyük uğraşım haline geldi.

among family documents and enriching every other day began at my elementary school years and continued increasingly. The respond I gather as I ask my elders wondering where the places on these postcards and photocards were, prompted me to collect every single thing about Mersin. This curiosity and collecting became my major occupation by the time.

B

ugün artık hayal bile edilemeyen eski Mersin'in gündelik yaşamı, sokakları, binaları ve insanları hakkında en güvenilir ve birinci elden kaynak olan bu görsel malzeme, çoğunlukla yabancıların itibar ettikleri bir yazışma malzemesi idi. Günümüzde kartpostallar elden toplanabileceği gibi, mağazalardan ya da müzayedelerden de satın alınabilmektedir.

Mersin’e Dair...

About Mersin...

T

his most reliable and first hand visual material source about the daily life of Mersin, which cannot even be imagined today, streets, buildings and people of Mersin was a correspondence mean accredited by mostly strangers. Today, postcards can be bought from stores or auction as well as they can be collected by hand.

lkemizde son on yılın gözde koleksiyon türü olarak karşımıza çıkan efemeranın

Ü

alanına giren kartpostal, onu biriktirenleri bir süre sonra kartpostalları destekleyen başka kağıt ürünleri biriktirmeye götürür. Örneğin işgal yıllarına ait bir kartpostalda gördüğümüz Fransız General Dufieaux'nün bir mektubu ya da kartviziti koleksiyon için yeni bir açılım ve renk getirir.

C

umhuriyet öncesi dönemde hemen hemen tamamı Fransa'da basılmış olan kartpostallarda görebildiğimiz başlıca üretici imzaları La Pense, Messageries Maritimes, Poste Française, K. Papadopoulos et Fils, Aram Miguirdidjian, P. Th Levaoglou, D. G. Mavroyannis, D. Mavroyannis, Mihran Balian, G. K. Israbian, Hovhannes H. Ghazarian & Cie, Torossian Freres, G. Mizrahi, Librairie Française, C. Dubat, Dimitri Tarazi & Fils'dir. Cumhuriyet sonrası dönem kartpostallarında ise Sami Zade İzzet, Foto Remzi, Foto Gün, Muzaffer, Foto Aziz imzaları görülür. Sami Zade İzzet dışında tüm imzalar fotokart üretimi şeklindedir. Yani fotoğraf kağıdına çokça basılarak, konusu el yazısı ya da daktilo ile resim üzerinde belirtilen kartlar.

G

enelde dönemlerinin teknik olanaklarına bağlı olarak siyah beyaz basılmış kartların elle renklendirilmiş olanları da mevcuttur. Bir devrin kısa tarihi için başvurulacak kaynakların arasında kartpostalların olduğunu söylemek yanlış olmaz. Mersin'in geçmişi hakkında ileride yapılacak araştırma ve çalışmalara kaynak olacağını umduğum bu yayını gerçekleştiren Tolga Ünlü ve Tülin Selvi Ünlü'ye teşekkür ederim. Ali Murat Merzeci Eylül 2008, Mersin

P

ostcards, one element in the field of interest of ephemera, the most popular kind of collection of the last decade in our country, after a while, drives its collectors to collect other paper materials supporting the postcards. For instance, one letter or business card of French General Dufieaux seen on a postcard that belongs to occupation years brings a further expansion and color to the collection.

T

he major manufacturer signatures we can see on the postcards, almost all printed in French at the pre-republican period are La Pense, Messageries Maritimes, Poste Française, K. Papadopoulos et Fils, Aram Miguirdidjian, P. Th Levaoglou, D. G. Mavroyannis, D. Mavroyannis, Mihran Balian, G. K. Israbian, Hovhannes H. Ghazarian & Cie, Torossian Freres, G. Mizrahi, Librairie Française, C. Dubat, Dimitri Tarazi & Fils. Sami Zade İzzet, Photo Remzi, Photo Gün, Muzaffer, Photo Aziz signatures are seen on the post-republican period postcards. All these signatures are photocard production except for Sami Zade İzzet. That's to say, these are the cards printed many on photo papers and the subjects are written by handwriting or typewriter on the pictures.

G

enerally, there exist manually colored postcards, printed in black and white, within the bounds of the period's technical possibilities. It would be no wrong to claim that postcards are one of the sources to be referred for a short history of a period. I would like to thank to Assist. Prof. Tolga Ünlü and Tülin Selvi Ünlü who prepare this publishing, that I hope will be used as a reference source by the forthcoming researches and studies about the past of our city, Mersin. Ali Murat Merzeci September 2008, Mersin

4

5


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin’e Dair...

About Mersin...

Semihi Vural

6

7


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

buluntu ele geçmiş; harçlı duvar kalıntıları, sütunlar, sütun başlıkları, bazı plastik formlu mermer parçalarına rastlanmıştır.

foundation of Government House, Girls Institute, Public's House and the surrounding buildings, many historical findings had been obtained; and encountered plastered wall ruins, pillars, capitals, some plastic formed marble pieces.

K

entin nekropolü ve liman yapıları Mersin Kültür Merkezi binasının bulunduğu alanda yayılmış olmalıdır. Geçmişin izleri olan kalıntılar ne yazık ki korunamamıştır. Anılan kalıntılar bugün tamamen yok olmuştur. Yaklaşık dört yüz yıllık bir yaşamın izleri ancak o döneme ait Zephyrion sikkelerinde ve müzelerdeki eserlerde görülebilmektedir.

Mersin’e Dair...

Y

aklaşık 150 yılda oluşan bugünkü Mersin'in şehircilik örnekleri olan yapılar ise son 30-40 yılda gözler önünden kayıp gitmiştir. Anadolu'nun çeşitli yörelerinden gelen insanların değişik kültürlerini sergileyen eski Mersin yapıları ortak özellikleri bakımından dört grupta toplanabilir. Bunlardan biri, Orta Anadolu'da yaygın görülen, zemin katları taş, birinci katları "hımış" olan yapılardır. Geleneksel Türk Evi karakterindeki bu evler, varlıklı Müslüman kişilerin yaptırdığı yapılardır. Mimari karakterleri sade bu yapıların Mersin'deki örneklerinin yapı malzemesi karakterleri nedeni ile özellikle üst katları haraptır. Bu gruptaki yapı örneklerine, ağırlıklı olarak İstiklal ve Mücahitler Caddesi'nde ve çevre sokaklarında rastlanır. kinci grupta yer alan yapılar, Ege çevresi mimarisindeki yapılara benzer ve temel olarak “Sakız Adası Evleri” karakterindedir. Bu yapılar ise çoğu ayakta olmasa da Frenk Mahallesi denilen Yoğurt Pazarı ve güneyinde bulunur. İçel Sanat Kulübü'nün onardığı Teoman Ünüsan Sergi Salonu binası bu gruptaki yapılar için tipik örnektir. Varlıklı ailelerin yaptırmış olduğu, mimari karakterleri olan bu evler, iki katı da kesme taştan, özenli taş işçiliklerinin gözlendiği yapılardır. Cephe süslemeleri ilgi çekicidir. Anıtsal giriş kapıları, süslemeli balkonlar, köşe sütunçeleri, pliyasterler, rozetler ve profilli kornişlerle zenginleştirilmiştir. Küçük yapıların avlu ve ana giriş kapılarında üçgen alınlıklar, profilli kemer taşları kullanılmıştır. Kapı lentoları ve söveleri geometrik ve bitkisel motifli bordürler ve rozetlerle bezelidir. Önemli ortak bir özellik de, bu yapıların ahşap panjurlu olmasıdır.

İ

B

ir diğer grup, Doğu Akdeniz mimarlığı karakteri gösteren yapıları kapsar. Bu gruptaki yapıların zemin katları taş, üst katları bağdadidir. Bu kemerli yapılarda taş ve bağdadi

8

T

he necropolis and the port structures of the city should have been spread over the area Mersin Culture Center stands. Unfortunately, the ruins which were the traces of the past could not have been preserved. Today, the aforementioned ruins are completely destroyed. We can see the traces of an approximately 400 year existence only at the epochal Zephyrion coins and the pieces in the museums.

About Mersin...

T

he architectural structures, which were the urbanism examples of Mersin, built approximately in 150 years vanished in the last 30-40 years. The Old Mersin Buildings, displays different cultures of the people coming from various districts of Anatolia, can be summed up at four groups in terms of their common properties. The structures that could be defined as Middle Anatolia traditional architecture are widely seen, built of stone on the base floor and “half-timbered” on the first floor. These houses in traditional Turkish House characteristics are the structures the wealthy Muslims get built. Architectural characteristics are plain, and ruined on the upper floors as a consequence of the characteristics of the construction material. The examples could be seen at İstiklal and Mucahitler Streets and the environs.

T

he second group of buildings is the structures similar to Aegean Environs Architecture are actually in “Chios Houses” characteristics. These buildings are at Yoghurt Bazaar and the south of it, the area that used to be called Frank District. Teoman Ünüsan Exhibition Hall renovated by İçel Art Club is a typical example. These houses with architectural character, get built by wealthy families, are preserved well as a result of the high construction technology. These are built of hewn stone at both floors and an attentive stone work can be observed. The façade ornamentation is attention drawing. Monumental entrance doors are enriched with ornamental balconies, corner colonnettes, and rosettes and profiled cornices. The pediments and profiled arch stones are used on the yard and main entrance doors of the small buildings. Door lintels and doorjambs are adorned with curbs with geometric and herbal motif and rosettes. One significant common characteristic is the shutters these timber structures have.

9


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

kemerler bolca kullanılmıştır. Üst katlarda görülen sofa, yöresel karakter taşır. Taş Han gibi taş kemer özellikli birkaç örnek hala ayaktadır.

he structures of East Mediterranean Architecture characteristic, as another group, are built of stone on the ground floor and built in baghdadi technique on the upper floor. Arches made of stone and baghdadi technique is amply used at these arched buildings. The hall seen on the upper storey carries traditional characteristics. These buildings are preserved at middle level. A few arched examples can be seen as stone arch featured Taş Han.

D

ördüncü grup sentez mimarlık yapılarıdır. Yukarıda anılan gruplardaki yapılardan öğeler taşıyan, genelde ticari binalardır. Çarşı, han, işyeri, depo, hükümet konağı gibi. Aslında ikinci gruba benzeseler de, üçüncü gruptaki kemer özellikleri ve yapım teknikleriyle birer anıt niteliğindedirler.

Mersin’e Dair...

G

ünümüzde pek çoğunu yitirdiğimiz bu yapıların izini sürüp, belge ve bilgileri derlemeye çalışmak, uzun soluklu yoğun bir çalışma gerektiriyor. 1988 yılında kentine duyarlı kişilerden oluşan bir grup tarafından “Eski Mersin Yapıları Haftası” düzenlenmişti. İçel Sanat Kulübü de bu etkinlikten doğdu. Ancak yayın yapabilmek, kentin kültürel kimliğini saptayıp belgeleyebilmek yeni bir eylem. Bu yönde İstanbul'da otuz yıl önce başlatılan yoğun çalışmalar, çeşitli kurumların desteği ile son zamanlarda meyvelerini veriyor. İzmir, Antalya, Ankara da bu alanda güzel örnekler sergilediler.

T

S

ynthesis Architecture Structures are mostly commercial buildings, carrying elements of all characteristics mentioned above, like bazaar, inn, office, warehouse, Government House. Even though they actually look like the western examples; the second group, they are in monument characteristic in terms of the arch features and construction techniques in the third group.

T

ski Mersin'i belgeleyip sevenlerine ve onu tanımak isteyenlere aktarmak onurlu bir girişim. Ali Murat Merzeci'nin arşivinden yola çıkılarak yapılan çalışmalar umarız özendirici olacak ve yeni arşivlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

o track down them, compile information and documents requires a long-termed intensive study. In 1988, “Old Mersin Buildings Week” had been organized by a group of people responsive to the city they live. İçel Art Club also arose from this activity. However, the publishing, determining the city's cultural identity and documentation is a new effort. In Istanbul, the intensive studies started 30 years ago had been possible thanks to the support of various foundations. Izmir, Antalya, Ankara also set nice examples.

Semihi Vural Ağustos 2008, Mersin

t is an honorable effort to document old Mersin and convey it to the lovers and the people in will of learning about Mersin. We hope that, the studies based on Ali Murat Merzeci archives would conduce to the new archives to come to light.

E

About Mersin...

I

Semihi Vural August 2008, Mersin.

10

11


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN Gezginlerin Gözüyle Mersin

MERSİN FROM THE EYES OF THE TRAVELERS

A

he narratives of the travelers, since the antiquity, take one on a journey in time. The travel books provide information from a wide range of fields, from archeology and anthropology, to urban studies, from natural sciences to social sciences.

ntik dönemden bu yana gezginlerin anlattıkları, kişiyi adeta zaman tünelinde bir gezintiye çıkarır. Seyahatnameler, geçmişten bugüne tarih, arkeoloji ve antropoloji alanından kent araştırmaları alanına, doğa bilimlerinden sosyal bilimlere kadar oldukça geniş bir yelpazede bilgi verir.

Mersin’e Dair...

B

azıları elçilik görevlisi ya da askeri ateşe olarak resmi bir görevle, bazıları bir botanikçi ya da bir coğrafyacı olarak araştırma için, bazısı özel bir şirketin acentesi olarak ya da kimi zaman tamamen serüvenci bir ruh ile denizaşırı coğrafyalara yapılan gezilerin ilk ağızdan notları, günümüz için oldukça heyecan verici bilgiler içerir.

N

e var ki, seyahatnamelerin içerdiği bu bilgileri dikkatle değerlendirmekte yarar vardır. Çünkü söz konusu eserlerde, gezginin algılama becerisi, içinde bulunduğu toplumun sosyal, ekonomik ve politik yaşamı, yaptığı gezinin amacı ve hangi kuruluş tarafından desteklendiğine bağlı olarak değişen bilgiler ve ifadeler ile karşılaşılması olasıdır [1]. Dolayısıyla, gezginin anlattıklarını tüm bu olasılıkları göz önünde bulundurarak ve aynı zamanda gezinin yapıldığı tarihsel dönem ve koşullarını da dikkate alarak değerlendirmek uygun bir yaklaşım olacaktır. Öte yandan seyahatnamelerde yer alan anlatımları, başka kaynaklar ile birlikte ele almanın da yararlı olacağı düşünülmektedir.

B

urada, olabildiğince, yukarıda sözü edilen noktalar dikkate alınarak, Mersin ve

içinde bulunduğu bölgede on dokuzuncu yüzyıldaki durum ve bu dönemde yaşanan coğrafi, siyasi, toplumsal ve mekansal değişim ve gelişim, gezginlerin anlatımlarıyla ortaya konmaya çalışılacaktır. Bir başka deyişle, yazının konu edindiği fiziksel sınırlar, antik dönemde Kilikya olarak adlandırılan ovanın batı kesimi iken, dönemsel olarak on dokuzuncu yüzyıl esas alınacaktır.

B

Tülin Selvi Ünlü

u alanda bugüne kadar yapılan belki de en kapsamlı çalışma Gündüz Artan'ın, “İçel Gezginleri” adlı kitabıdır. Söz konusu kitapta, bölgenin bilinen ilk ziyaretçisi Atinalı tarihçi ve filozof General Ksénophon'dan başlanarak, kronolojik olarak çok sayıda gezgin ve eserleri tanıtılmıştır [2].

G

eneral Ksénophon'un Helenlerin Anadolu'dan geçerek Fırat'a doğru ilerleyişlerini anlattığı kitapta, “büyük, güzel, suyu, ağaçları ve asmaları bol olan bir ova” olarak tarif edilen bugünkü Çukurova'nın, daha o dönemde, “susam, darı, buğday ve arpa yetiştirilen, iki ucu denize uzanan yüksek bir dağ sırası ile her taraftan kuşatılmış bir ova” olduğu yazmaktadır [3].

12

T

About Mersin...

T

he first-hand notes of travels that were made to oversea geographies with an official duty as a legation or a military attaché, or some for research as a botanist or a geographer, or as a representative of a private firm or even some to seek adventure, contain very exciting information for today.

H

owever, evaluating the contents of the travel books thoroughly is thought to be of useful, since it is likely that the information and the statements are affected by the perception of the traveler, by the social, economical and political dynamics of the society the traveler is in, by the purpose of the travel and by the sponsoring company [1]. By the way, an approach, taking all these possibilities and the historical period when and the circumstances under which the travel was made, into consideration would be more relevant. On the other hand, comparing the narratives in the travel books with other sources is considered to be beneficial.

I

n the following pages, the “context” of Mersin and its environs in the nineteenth century and the geographical, political, social and spatial transformations and developments will be put forth, through the narratives of the travelers, taking the previously mentioned issues into consideration. In other words, the research area consists of the western part of the plain called “Cilicia” in antiquity and the research period is the nineteenth century.

P

robably the most extensive study in this field is Gündüz Artan's “İçel Travelers”. Artan has introduced many travelers and their works chronologically, starting with Athenian historian and philosopher General Ksénophon, the first known visitor of the region [2].

G

eneral Ksénophon, in his book, while narrating the march of Hellens' through Anatolia to Euphrates, made account of Çukurova as a “large, beautiful plain, having abundance of water, trees and vine”, a plain where “sesame, maize, wheat and barley are cultivated, surrounded by two high mountain ranges, reaching the sea on two ends” [3].

Tolga Ünlü

The Emerging Pier in the Region: Mersin

I

t is evident from the writings of General Ksénophon and Strabon, one of the prominent geographers of the time, that Tarsus was the most important city in

13


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN Bölgede Beliren Yeni İskele: Mersin

G

eneral Ksénophon ve dönemin önemli coğrafyacılarından Strabon'un anlattıklarından, antik dönemde bölgenin en önemli kentinin Tarsus olduğu anlaşılmaktadır [4]. On dokuzuncu yüzyıla kadar, bulunduğu konum sayesinde bir liman kenti niteliği taşıyan Tarsus, zaman içinde Kydnos Nehri'nin (Berdan Çayı) getirdiği alüvyonların Rhegma Gölü'nü bataklığa (Aynaz Bataklığı) dönüştürmesi sonucu bu işlevini yitirmeye başlamıştır [5]. Söz konusu limanın tamamen ne zaman kapandığına dair kesin bilgi bulunmamasına rağmen, on dokuzuncu yüzyıl başlarında bölgeye gelen gezginlerin anlatılarından Tarsus'un yeni limanının Kazanlı'ya kaydığı anlaşılmaktadır.

Mersin’e Dair...

1

811-1812 yıllarında kraliyet donanmasına ait, kaptanı olduğu bir gemiyle Küçük Asya'nın güney kıyılarını gezen İngiliz Amirali Francis Beaufort, Kazanlı'nın antik Tarsus'un limanı olduğunu, burada tahıl yükleyen bazı küçük tekneler bulunduğunu ifade etmiştir. Beaufort, bir zamanlar Kleopatra'nın gösterişli kadırgalarını ağırlayan antik Kydnos Çayı'nın, en küçüğü dışında kayıklar için girilemez durumda olduğunu ve Rhegma ya da Strabon'un “Tarsus Limanı” dediği durgun göle ait hiçbir şey görmediklerini belirtmiştir. Kaptan Beaufort ayrıca, görebildikleri minarenin, kıyının en yakın noktasından on iki kara mili içerde olduğunu anlatmıştır [6].

A

ynı şekilde, başka bir gezgin Victor Langlois de, Strabon'un Tarsus Çayı'nın Tarsus'un iskelesi olan bir göle aktığından bahsettiğini, ancak bu gölün şimdilerde dolmuş olduğunu ve yerinde bataklıklar bulunduğunu ifade etmiştir. Langlois ayrıca, Mersin'in doğusunda, bir saat kırk beş dakikalık mesafede, deniz kenarında yer alan Kazanlı'dan bahsederek, buranın Mısırlılar zamanında Tarsus'un iskelesi olduğunu anlatmıştır [7].

E

I

n the same way, another traveler Victor Langlois, reports that the lake to which Tarsus Creek was flowing into and which was the port of Tarsus, was filled up and had turned into a swamp. Langlois has also “mentioned” Kazanlı, which is 45 kilometers east of Mersin at the coast, and said that this place served as the part of Tarsus during Egyptian rule [7].

T

herefore, as Rhegma Lake got filled up and turned into a swamp, Tarsus lost its feature as a port city and Kazanlı, started to function as the port of Tarsus. However, it is understood from the writings of the consuls at the region [8] and from the lack of documents related with Tarsus Port, that Kazanlı Pier has also lost its function and a new safe port was needed for Tarsus [9]. After 1830's, Mersin Pier appear as a frequented place mentioned by the consuls and other than that, has become the main pier establishing the connection of Tarsus with sea [10] (Figure 1).

A

fter Tarsus had lost its significance as a port town in the region, Mersin's rather safe position has met the need for a port arising from this change in geography. Traveler William Bruckhardt Barker, whose first visit to the region was in 1838, wrote, extracting from many captains' words, that the shoreline between Kazanlı and Mersin was more convenient to anchor than İskenderun and Syria, and that once the weather is warmer, the inhabitants of Kazanlı had to go to Mersin, which is 8 miles away (approximately 15 kilometers) and where the weather is milder [11]. This is evidence that Mersin is relatively more advantageous from the points of climate and shipping opportunities.

B

Developing Agricultural Production and Mersin Pier

u değişimde Tarsus'un liman özelliğini kaybetmesi belki de ilk çıkış noktası olmuş, Mersin'in korunaklı konumu ise coğrafyada yaşanan bu değişimle beliren gereksinimi karşılamıştır. Bölgeyi ilk kez 1838 yılında ziyaret eden gezgin William Burckhardt Barker, pek çok kaptanın söylediğine göre Kazanlı-Mersin arasındaki

About Mersin...

nglish Admiral Francis Beaufort, who was sailing the south coasts of Asia Minor with his boat in 1811-1812, has noted that that Kazanlı was the port of antique Tarsus and that there were small boats loading grain. Beaufort has also noted that, only the smallest of boats could enter Kydnos River, which once was host to Cleopatra's dashing galleys, and that there were no traces of the lake called Rhegma or “Tarsus Port” as Strabon calls it. Captain Beaufort has also added that the minaret they could see was twelve miles inland [6].

olayısıyla bu dönemde Rhegma Gölü'nün bataklığa dönüşmesiyle birlikte Tarsus'un liman kenti özelliğini yitirdiği ve Kazanlı'nın Tarsus'un limanı olarak işlev görmeye başladığı anlaşılmaktadır. Ancak gerek bölgede görev yapan konsolosların yazışmalarından [8], gerekse 1858 yılından sonra Tarsus İskelesi'ne dair belgelere rastlanamamasından, Kazanlı İskelesi'nin de işlevini kaybettiği ve Tarsus için yeni ve güvenilir bir liman ihtiyacının belirdiği görülmektedir [9]. Mersin İskelesi 1830'lardan sonra konsolosların sık sık bahsettiği bir uğrak yeri olmanın yanı sıra Tarsus'un denizle bağlantısını sağlayan başlıca iskele olarak belirmiştir [10] (Şekil 1).

D

14

antiquity in Cilicia [4]. Tarsus has functioned as a port city until the nineteenth century, when Kydnos River filled Rhegma Lake with alluvium, turning it into a swamp (Aynaz Swamp) [5]. Though it is not definite when the port was completely filled, it is clear from the narratives of the travelers who have come to the region in the beginning of the nineteenth century, that Kazanlı had become the port of Tarsus.

M

ersin's new function as a port was accompanied by increased cotton production and this resulted with drying up of the swamps in the area to gain

15


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin’e Dair...

About Mersin...

Şekil 1: Zaman içerisinde limanın Tarsus'tan (Rhegma Gölü'nden) Mersin'e kayması. (Kaynak: Rother, 1971, 67)

16

Figure 1: Displacement of the port form Tarsus (Rhegma Lake) to Mersin (Source: Rother, 1971, 67)

17


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

dördünde pamuk yetiştirilmektedir [17]. William Burckhardt Barker, bölgede temel ürünün pamuk olduğunu ve ürünün yurtdışına gönderildiği gibi kervanlarla Erzurum ve Trabzon'a da nakledildiğini belirtmiştir [18].

arker, another traveler who disagrees with Charles Wilson, writes that the main product in the region is cotton and, contrary to Wilson, adds that the cotton produced is not of good quality as Egyptian cotton [20]. According to Barker, due to the drought in 1845, the whole cotton produce dried and generally, the cotton was not too clean [21]. Establishing of cotton gins to clean and to bale the cotton has initiated commercialization of agriculture and, investments on small scale industrialization [22].

1

1 Nisan 1875'te bir Rus buharlı gemisiyle İskenderiye'den Mersin'e doğru yola çıkan ve 17 Nisan'da Mersin'e ulaşan Edwin John Davis, “Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia” adlı kitabında, bölgede tarımın gelişmesi için yapılan yatırımlardan açıkça söz etmiştir. Davis, gezi izlenimlerini detaylı olarak anlattığı söz konusu kitabında, Mersin-Tarsus arasında kalan alanda, dağlardan gelen suların yolun altına döşenen kanallarla tarım toprağına doğru yönlendirildiğini anlatmıştır [19]. Davis, Charles W. Wilson'un aksine, ovanın doğu tarafının batıya göre daha iyi sulanıp işlendiğini belirtmiştir.

Mersin’e Dair...

C

harles Wilson ile aynı görüşte olmayan bir başka gezgin de Barker'dır. Bölgedeki temel ürünün pamuk olduğunu ifade eden Barker, Wilson'un aksine, üretilen pamuğun Mısır pamuğu kadar kaliteli olmadığını söylemiştir [20]. 1845 yılında yaşanan susuzluk nedeniyle tüm ürünün öldüğünü yazan gezgine göre, bölgede üretilen pamuk çok temiz de değildir [21]. Pamuğun temizlenmesi ve balyalanması için çırçır fabrikalarının kurulması, bölgede tarımın ticarileşmesinin ve küçük ölçekli de olsa çeşitli sanayi yatırımlarının gerçekleşmesinin koşullarını oluşturmuştur [22].

B

u süreç, 1830'lu yıllardan itibaren Mersin'in bölgenin bir limanı olarak gelişmesinde etkili olmuştur. Yaşanan bu değişim, merkezi hükümet ile yapılan yazışmalardan da izlenebilmektedir. 1850'li yıllara gelindiğinde artık Mersin iskelesinin yetersiz kalmaya başladığı ve yeni iskelelerin yapımının talep edildiği görülmektedir [23]. Söz konusu talepler doğrultusunda artan iskele sayısı ile Mersin'in liman olanağına zaman içerisinde karayolu ve demiryolu ulaşım bağlantılarının da eklenmesi, bölgenin tarımsal üretiminin ihracatını olduğu kadar iç bölgelerin taleplerine yönelik ürünlerin ithalatını da olanaklı kılmıştır [24].

1

870'li yıllarda bölgeye yaptığı gezi sonrasında gözlemlerini yazan Grattan Geary'e göre, bölgede üretilen pamuk Mersin Limanı'ndan İzmir dışında Liverpool'a gönderilmekte, bunun yanında yün ve susam da ihraç edilmektedir. Geary ayrıca, oldukça iyi durumda olan Adana-Mersin arasındaki yol sayesinde ürünlerin kolayca limana ulaştırıldığını söylemektedir [25].

1

896 yılından 1903'e dek Anadolu'yu gezen bir başka gezgin, Massy'nin de benzer

izlenimler aktardığı görülmektedir. Massy, bu dönemde ticaretin göçerler tarafından yapılmakta olduğunu, ancak zaman içinde durumun değişeceğini, pamuk ve diğer tarımsal ürünlerin bölgenin ticari olarak gelişmesinin lokomotifi olacağını ifade etmektedir [26].

18

B

About Mersin...

T

his process has been effective in Mersin's development as the port of the region from 1830's. This transformation can be traced from the correspondence with the central government. By 1850's, the pier of Mersin was becoming insufficient and building of a new pier was asked for [23]. In accordance with the mentioned demands, new piers have been built and in time, highway and railroad connections with the harbor were established, enabling importing of goods needed in the inner regions as well as exporting of agricultural products [24].

A

ccording to Grattan Geary, who visited the region in 1870's, the cotton produced in the region was exported from Mersin Port to Liverpool, other than İzmir, and along with cotton, wool and sesame was being exported too. Geary also tells that products were transported to the harbor easily by the Adana-Mersin highway which was in good condition [25].

A

nother traveler who had been in Anatolia from 1896 to 1903, Massy, narrates similar impressions. Massy declares that nomads were trading in this period and that this was going to change in time, and that cotton and other agricultural products were going to become the impetus of commercial development of the region [26].

H

abeeb Risk, who came to the city by the boat he hired from Cyprus in 1850's, makes an account of agricultural production and products. Risk has come to Mersin after a 3 days travel from Cyprus, defines the city as “a small village of 50 huts, where fellahs constitute the majority of the population”. That there were large orange and lemon gardens around the settlement was accounted by Risk, and also that tradesmen of Adana and Tarsus loaded the ships with large quantities of flax seed, wool, sesame and cotton in Mersin. Traveler has continued his trip from Mersin to Adana and describes that most of the plain was irrigated and that they had passed by many wells [27].

M

ersin, as the port of the region, in time had developed not just connections with the internal markets but also with the overseas markets. Traveler William Burckhardt Barker, who has visited the region in 1850's, reports that the trade in Mersin

19


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

850'li yıllarda Kıbrıs'tan tuttuğu bir gemi ile kente gelen Habeeb Risk de bölgedeki tarımsal üretim ve ürünler üzerinde durmaktadır. Üç günlük bir yolculuğun ardından Kıbrıs'tan Mersin'e gelen gezgin, kenti, “çoğunlukla fellahların yaşadığı, yaklaşık elli kulübeden oluşan küçük bir köy” olarak tarif etmektedir. Yerleşimde geniş yeşil alanlar, portakal ve limon bahçeleri bulunduğunu anlatan Risk, Adana ve Tarsus'un tüccarlarının büyük miktarlarda keten tohumu, yün, susam ve pamuğu Mersin'de gemilere yüklediklerinden söz etmektedir. Mersin'den Adana'ya doğru yolculuğuna devam eden gezgin, ovanın az ya da çok hemen hemen tümüyle sulandığını ve yolculuk sırasında su ihtiyacının karşılandığı pek çok kuyudan geçtiğini anlatmaktadır [27].

port was developed, that French boats sailed to Marseille loaded with sesame and wool, Arabian boats transported goods to Syria, Cypriot and Greek boats came to load wheat, and English ships were loading to transport goods to İzmir. Barker states that among the goods exported cotton, wool, wheat, barley, wax, sesame seed and flax seed constituted the majority [28].

1

Mersin’e Dair...

Z

aman içinde bölgenin limanı olarak Mersin'in artık yalnızca iç pazarla değil, dış pazarlar ile de bağlantıları olduğu görülmektedir. 1850'li yıllarda bölgeyi ziyaret eden William Burckhart Barker, limandaki ticaretin oldukça gelişmiş olduğunu, Fransız teknelerinin susam ve yün yükleyerek Marsilya'ya, Arap teknelerinin Suriye'ye mal götürdüklerini, buğday almak üzere de Kıbrıs ve Rum gemilerinin limana uğradığını, İngiliz gemilerinin de İzmir'e mal götürmek üzere Mersin limanından yükleme yaptığını anlatmaktadır. Barker, ihraç edilen mallar arasında pamuk, yün, buğday, arpa, balmumu, susam tohumu ve keten tohumunun önde geldiğini ifade etmektedir [28].

B

enzer biçimde, 1854 yılında yöreye gelen bir başka gezgin, William Beamont da, kente ulaştıklarında açıklarda demirlemiş beş büyük gemi bulunduğunu, limanda gemiye yüklenmek üzere pamuk ve yünün beklediğini anlatmaktadır [29].

B

About Mersin...

L

ikewise, William Beaumont, another traveler who visited the region in 1854, depicts five large ships anchored out on the sea and there were cotton and wool at the harbor waiting to be loaded to the ships [29].

T

hese developments portray that Mersin's function as a port grew stronger by the increasing cotton production after the 1860's, and this in return has mobilized the agricultural potential of the region. This two way development, while brought along new urban infrastructure and functions such as new transportation connections, it also attracted people and caused population increase [30]. Increasing Population

D

ue to several changes of the administrative borders, different sources give different figures of population increase. Therefore, it is not possible to obtain data about the population living within the built up urban area limits neither from official records nor from the writings of the travelers. However, it is possible to obtain information from the population figures of the city and its environs about the components of the population and their percentage [31].

u gelişmeler 1860'lı yıllardan sonra artan pamuk üretimiyle birlikte Mersin'in liman işlevinin güçlendiğini ve bunun da bölgenin tarımsal üretim potansiyelini harekete geçirdiğini ortaya koymaktadır. Bu iki yönlü gelişme, bir yandan yeni yapılar, yeni ulaşım bağlantıları gibi kentsel altyapı ve kullanımları beraberinde getirirken, öte yandan kentin bir çekim odağı olarak nüfusunun artması sonucunu doğurmuştur [30].

he Maronite migration from Syria after the events in Syria at the first half of the nineteenth century, the migration to the Adana Plain after the Crimean War, the increasing job opportunities initiated by the increasing cotton production because of the American Civil War had initiated migration from Anatolia, changed the demographic structure of the city.

Kentte Artan Nüfus

T

T

raveler Wilson, reports that -though he does not mention the number of families

O

n dokuzuncu yüzyılda sürekli değişen idari sınırlar nedeniyle kentin artan nüfusuna ilişkin olarak kaynaklarda farklılıklar görülmektedir. Dolayısıyla, doğrudan doğruya, on dokuzuncu yüzyılda şekillenen kentsel yerleşik alan sınırları içinde yaşayan nüfusa ilişkin verilere ne resmi kayıtlarda ne de gezginlerin anlatılarında ulaşmak olanaklı olmamaktadır. Ancak, söz konusu alanı yakın çevresi ile birlikte ele alan nüfus verilerinden yola çıkılarak nüfusun bileşenleri ve genel içindeki oranlarına ilişkin bilgi edinilebilmektedir [31].

20

that settled in Mersin- 20.000 families have fled from Crimea after the Crimean War and settled at the Adana Plain and 2.000 of them stayed in the region [32]. Other than Marseillean, Maronite, Gaul, Adanalı, Cypriot and the Levantine having Latin origins living in the city starting with 1850's, and the number of Catholic inhabitants was rapidly increasing by 1890's as well[34]. Davis tells that the majority of population consisted of Greeks and Christian Syrians as was the case in other ports in the region, and that there was not many Europeans [35].

A

lso in 1832, İbrahim Pasha, who invaded the Mersin and its region, brought in and settled people knowledgeable of agriculture from Egypt and Syria for

21


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

O

n dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında Suriye'de yaşanan gelişmelerle birlikte

Maruni'lerin Suriye'den göçü, Kırım Savaşı sonrasında Adana Ovası'na yönelen göç, Amerikan İç Savaşı'yla artan pamuk üretiminin bölgede geliştirdiği iş olanaklarının etkisi ile Anadolu'dan gelen göçler kentteki demografik yapıyı etkilemiştir.

Mersin’e Dair...

W

ilson, Kırım Savaşı'ndan sonra - kaçının Mersin'de olduğunu belirtmemekle birlikte - Kırım'ı terk eden yaklaşık yirmi bin kişinin Adana ovasına yerleştiğini ve bunlardan iki bin ailenin bölgede kaldığını söylemektedir [32]. 1850'li yıllardan itibaren kentte Marsilyalı, Maruni, Galyalı, Adanalı, Kıbrıslı ve Latin kökenli ailelerden oluşan Levantenler'den başka [33], 1890'lı yıllara gelindiğinde hızla artan bir Katolik nüfus da yaşamaktadır [34]. Davis, bu bölgedeki diğer limanlarda olduğu gibi, yaşayanların esas olarak Rumlar ve Hıristiyan Suriyeliler olduğunu, çok az sayıda da Avrupalı bulunduğunu söylemektedir [35].

A

yrıca, 1832 yılında Mersin ve bölgesini işgal eden İbrahim Paşa, ordunun sürekliliği ve güvenliği için Mısır ve Suriye'den ziraat işlerini bilen insanları getirerek bölgeye yerleştirmiştir [36]. Charles W. Wilson, söz konusu bu nüfusun iklime olan dayanıklılıklarından dolayı bölgeye kolaylıkla uyum sağladığını ve ziraat işlerindeki becerileri ile Çukurova'da olduğu gibi Mersin'de de özellikle bahçecilik alanında çalışmaya başladıklarını söylemektedir [37]. Günümüze de aynı adla gelen Bahçe Mahallesi, özellikle bu nüfusun yaşadığı bir yerleşik alan olarak o dönemde gelişmiştir.

K

entin nüfusundaki bu artış ve çeşitlilikte, yukarıda yer verildiği gibi coğrafi değişimlerle liman işlevinin Mersin'e kayması ve artan iş olanakları ile savaşların yarattığı koşullar etkili olmuştur. Ancak Mersin'in Doğu Akdeniz'de bir liman ve ticaret kenti olarak öne çıkmasında etkili olan bir başka gelişme de, değişen ulaşım bağlantıları ve gelişen ulaşım olanaklarıdır.

Gelişen Ulaşım Olanakları

B

ölgede gelişen ulaşım olanaklarının en önemlisi Süveyş Kanalı'nın yapımıdır. Kanalın açılmasının imparatorluk genelinde yarattığı etkinin, Çukurova ve dolayısıyla Mersin'e yansımaları birkaç farklı boyutta hissedilmiştir. Kanalın açılışı İngiltere için Osmanlı topraklarının bütünlüğünün eski önemini yitirmesine neden olurken, aynı dönemde Amerikan İç Savaşı'nın sona ermesiyle, İngiltere'nin pamuk ihtiyacını karşıladığı Çukurova'ya olan ilgisi de azalmıştır. Bu gelişmeler, Çukurova'ya İngiliz sermayesinden sonra Alman sermayesinin de girmesinde etkili olmuştur [38].

22

S

üveyş Kanalı'nın bölgeye ve Mersin'e uzanan etkilerinden bir diğeri ise kanalın inşaatı için gerekli olan kerestenin Toros Dağları'ndaki orman varlığından

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

s

ustenance and security of the army [36]. Charles W. Wilson tells that the mentioned people could bear the climatic conditions and easily adapted to the conditions of the region, and that they, with their aptitude for agriculture, started to work in especially gardens in Mersin as they did in Çukurova [37]. The district still known as Garden District today was developed during those times where especially people having Egyptian and Syrian origins.

About Mersin...

A

s depicted above, the locating of port function to Mersin caused by geographical changes and new job opportunities along with the conditions generated by wars caused the increase and diversity of the population. Also along with those, changing of transportation routes and improvements in transportation facilities has caused Mersin to step forward in its region, as a port and trade city of East Mediterranean. Improved Transportation Facilities

T

he most important improvement on the new transportation means side is the opening of the Suez Canal. The effects of the opening of the Canal were felt throughout the Empire. In Çukurova and also in Mersin, there were several dimensions of these effects. With the opening of the Canal, the integrity of Ottoman lands lost its importance for Britain. Çukurova, from where Britain supplied her cotton need during American Civil War, lost its importance for Britain as well, when the war ended. These shifts have been effective on German capital investments in Çukurova, second to British investments [38].

A

nother effect of opening of Suez Canal on the region was that the timber needed for the construction of the Canal was obtained from the forests on Toros Mountains and this has increased the activities at the port. The timber need at the Canal construction was exported from Mersin Port to Egypt and Damascus [39].

O

ne of the improvements in transportation was lying of Adana-Mersin railroad and later connecting it with the Baghdad Railroad [40]. In this period, it was needed to connect Mersin, as the transport node of goods and products, with Çukurova, the cultivation and production region, and as of 1863, attempts to lay Adana-Mersin railroad line started [41]. The Adana-Mersin railroad line, which is 67 kilometers long, was put to use in 1886 [42] (Figure 2).

C

harles H. Woods, who visited the region during this period, reports that the railroad line was laid by British funds [43]. However, the line changes hands in 1908 and the operating right passed to Germans and in the same year became a part of Baghdad Railroad line [44] (Figure 3).

23


İSTASYONDAN FENERE MERSİN sağlanması ve bu durumun limandaki faaliyeti artırmış olmasıdır. Kanal inşaatı için gerekli kereste, Mersin Limanı'ndan Mısır ve Şam'a ihraç edilmiştir [39].

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

T

ravelers, visiting the region in 1900's, have underlined the importance of this investment. Huntington, for instance, reports that the Baghdad railroad was going to establish an uninterrupted connection between İstanbul, the official capital of the empire and the religious center and that the only connection of this line with sea would be established by Mersin-Adana railroad [45]. Likewise, traveler Massy also has expressed that the region would be one of the outstanding trade regions of the world, once the Baghdad railroad line gets finished, Mersin-Adana railroad line connection established with it and the irrigation projects completed [46].

U

laşım olanaklarındaki gelişmelerden bir diğeri ise Adana-Mersin Demiryolu'nun yapımı ve ardından Bağdat Demiryolu'na bağlanmasıdır [40]. Bu dönemde malların aktarım noktası olarak Mersin'i, üretim bölgesi olan Çukurova'ya bağlayacak bir demiryoluna gereksinim duyulmuş ve 1863 yılından itibaren Adana-Mersin demiryolunun yapımı için çeşitli girişimler kendini göstermeye başlamıştır [41]. 1860'lı yıllarda başlayan girişimler sonuç vermiş ve toplam altmış yedi kilometre uzunluğundaki Mersin-Adana demiryolu hattı 1886 yılında hizmete girmiştir [42] (Şekil 2).

Mersin’e Dair...

Ş

emsettin Sami's observations and acknowledgements of Mersin in 1890's reveal the important role of railroad and highway connections on development of Mersin in nineteenth century. Sami reports that Mersin has developed from the small village of few years back, to the pier of a large and important part of Anatolia, after the railroad and highway reached Tarsus and Adana. Sami has also added that Mersin's importance would increase if the railroad line from Adana was extended to the Great Anatolian Railroad Line [47].

B

u dönemde bölgeyi ziyaret eden Charles H. Woods, hattın İngiliz sermayesi ile yapıldığını ifade etmiştir [43]. Ancak demiryolu 1900'lü yıllardan itibaren el değiştirmiş ve işletme hakkı Almanlara geçmiştir. 1908 yılında Almanlara geçen hat aynı yıl, Bağdat Demiryolu hattının bir parçası haline getirilmiştir [44] (Şekil 3).

B

u yatırımın öneminden 1900'lü yıllarda bölgeyi ziyaret Şekil 2-1886 yılında işletmeye eden gezginler sıklıkla söz etmişlerdir. Örneğin açılan Mersin-Adana demiryolu. Hungtington, Bağdat demiryolunun bittiği zaman Demiryolu, Çukurova'daki üretimin imparatorluğun resmi başkenti olan İstanbul ile dini merkez Mersin yoluyla ihraç edilmesinde önemli bir ulaşım bağlantısı olmuştur arasında kesintisiz bağlantı sağlayan bir hat olacağını ve (Kaynak: Ramsay, 1903) belki de bu hattın denize tek erişiminin Mersin-Adana bağlantısı olacağını söylemiştir [45]. Benzer şekilde Massy de, Bağdat demiryolunun tamamlanması, Mersin-Adana hattı ile bağlanması ve sulama projelerinin bitirilmesiyle birlikte yörenin tüm dünyada öne çıkan ticaret bölgelerinden biri haline geleceğini ifade etmiştir [46].

Ş

emsettin Sami'nin 1890'lı yıllarda Mersin'e ilişkin gözlem ve tespitleri de, gerek demiryolu ve gerekse karayolu ulaşım bağlantılarının kentin on dokuzuncu yüzyıldaki gelişimi için ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Sami, Mersin'in birkaç sene öncesine kadar basit bir köy iken, Tarsus ve Adana'ya ulaşan demiryolu hattı ve karayolu bağlantısı ile geliştiğini, Anadolu'nun büyük ve önemli bir kısmının iskelesi olarak genişlediğini yazmıştır. Sami ayrıca, demiryolunun Adana'dan ileriye uzatılması ve büyük Anadolu hattına bağlanması halinde Mersin'in öneminin artacağı ve gelişeceğini anlatmıştır [47].

24

About Mersin...

Figure 2-Mersin-Adana railway, opened to operation in 1886. Railway was a significant transportation connection to export the production in Çukurova from Mersin (Source: Ramsay, 1903)

I

mproving of transportation facilities and the railroad and

highway connections in Mersin are the two factors that have strengthened Mersin's function as a port and its commercial activities. However, Mersin has already become a known port among the East Mediterranean port cities and has established commercial relations in 1850's. As a result of this, various commercial structures were built. Comparing his first visit to the region in 1838 with his visit in 1850's, Barker writes that manner of trade has changed and that new depots were built at the pier and that people were staying there [48].

B

y 1854, the harbor was already being used by large international transportation ships. William Beamont accounts for seeing five large ships anchored off shore [49], while, traveler Benjamin Dorr, who has stopped by Mersin, while sailing from Beirut to İzmir, reports that the number of Eastern passengers had increased [50].

T

he activity increased especially by the sea transport is reflected also in the Sublime Order sent by Sultan Mecid to Adana Province in 1857, other than the

25


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

ersin'in demiryolu ve karayolu bağlantıları ile gelişen ulaşım olanakları, kentin liman işlevini ve ticari etkinliklerini güçlendiren önemli bir etmen olmuştur. Ancak Mersin'in Doğu Akdeniz liman kentleri arasında bir yer edinmesi ve bu limanlar ile kurduğu ticari ilişki daha 1850'li yıllarda başlamış durumdadır. Öyle ki, yerleşimde çeşitli ticari yapıların inşa edilmeye başladığı görülmektedir. Barker, 1838'de bölgeye yaptığı ilk ziyaretiyle karşılaştırma yaparak, 1850'li yıllardaki ziyaretinde ticaretin artık biçim değiştirmiş olduğunu, iskelede yeni depolar inşa edildiğini ve insanların buralarda kalmaya başladığını anlatmaktadır [48].

narrations of the travelers [51]. Likewise, from a certificate dated 1859, it is understood that trade activities were carried on at the pier and at the area on the north of it and that business establishments were located at this area [52].

M

Mersin’e Dair...

1

854 yılında liman, uluslararası taşımacılık yapan büyük gemiler tarafından kullanılmaya başlamıştır. William Beamont, açıkta demirlemiş beş büyük gemiden söz etmekte [49], öte yandan Benjamin Dorr, bu dönemde iskelelerden yalnızca mal sevkıyatı yapılmadığını, limanın aynı zamanda bir yolcu limanı olarak da hizmet verdiğini anlatmaktadır. Zira bir gemiyle Beyrut'tan İzmir'e doğru yolculuk ederken Mersin limanına da uğramış olan Dorr, limanda Doğulu yolcuların sayısının arttığını söylemektedir [50].

The importance of the city and the pier for the region during 1860's has found its place in the Victor Langlois book titled “Excursions in Cilicia” dated 1861. Langlois points out that, even though the city was open to trade winds, it was the most important pier of the region [53]. J. Renwick Metheny, who has lived in Cilicia region for 16 years, in Gözne during summers and in Mersin during winters, describes Mersin as the most important port of Southeast Anatolia in that period [54]. Along with improvements of the piers, the need of a highway connecting the port and production “region”. Starting with 1850's, several attempts to ameliorate the Mersin-Tarsus highway connection were made, it was decided by the central government that the Mersin-Tarsus highway, which was in a bad condition, had to be fixed since Mersin pier was a busy harbor [55].

K

entte özellikle deniz ticaretinin yarattığı canlılık, gezginlerin anlatılarının yanı sıra Sultan Mecid tarafından Adana Eyaleti'ne gönderilen 1857 tarihli Emr-i âli'den de açıkça görülmektedir [51]. Benzer biçimde, 1859 tarihli bir ilmühaber'den de, 1850'li yılların sonlarına doğru kentte iskele ve kuzeyindeki alanda ticari faaliyetin sürdürüldüğü ve bu alanda ticarethanelerin yer aldığı anlaşılmaktadır [52].

1

Şekil 3: 1919 yılında BerlinBağdat demiryolu hattı ve bu hattın Anadolu'da inşa edilmiş bölümleri. Kesik çizgilerle gösterilen bölümler proje aşamasında olan hatlardır. (Woods'dan (1917) elde edilen haritalar üzerinden üretilmiştir).

860'lı yıllarda kentin ve iskelelerin bölge için önemi, Victor Langlois'nin 1861 tarihli “Kilikya'da Gezi” adlı kitabındaki anlatılarından da izlenebilmektedir. Langlois, Mersin şehrinin alize rüzgarlarına maruz olmakla birlikte bölgenin en önemli iskelesi olduğunu söylemektedir [53]. Kilikya bölgesinde on altı yıl yaşamış, bu süre boyunca yazları Gözne, kışları ise Mersin'de kalmış olan J. Renwick Metheny de Mersin'i bu dönemde Güneydoğu Anadolu'nun en önemli limanı olarak tanımlamaktadır [54].

G

26

About Mersin...

elişen iskelelerle birlikte limanı üretim bölgesine bağlayacak karayoluna duyulan ihtiyaç zaman içinde iyice belirginleşmiştir. Bu doğrultuda 1850'li yıllardan itibaren Mersin-Tarsus karayolu bağlantısının iyileştirilmesi yönünde çeşitli girişimler söz konusu olmuş, merkezi hükümet tarafından Mersin iskelesinin işlek bir liman olduğu belirtilerek, bozuk durumda olan Mersin ile Tarsus arasındaki yolun düzeltilmesine karar verilmiştir [55].

Figure 3: Berlin-Baghdad railway in 1919 and the constructed parts at Anatolia. Dashed lines represents the projected parts. (Produced after maps in Woods (1917)).

As a result of the mentioned decision, it is understood from the narrations Geary and Davis of that the road between Mersin and Tarsus was improved by the end of 1870's [56]. However, Davis adds that, the road, of which the construction started in 1867 and completed in 1873, was used by exiguous amount of wagons [57]. Adana Province Yearbook of 1879 verifies Davis's account. It is stated in the mentioned yearbook that the goods, once they were unloaded to the shore, were carried on the backs of camels, horses and carriages to inland, and the goods that were to be exported were transported by the same means [58].

Developing urban land uses Especially, one of the piers, the Custom Pier, was distinct from the other piers of the city. It was the main pier and was directly connected with the railway station of the city by the commercial spine of the city, the Uray Street. It is understood from a letter of bid dated 1864 and from a certificate that, it was decided to build the Custom House, which the square is named after [59], and that, this building had become insufficient to serve and in 1908 it was decided to make extensions to the building [60].

27


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin’e Dair...

About Mersin...

Şekil 4: Mersin İskelesi'nde açıkta bekleyen gemiler (Fotoğraflar: Ali Murat Merzeci Koleksiyonu)

28

Figure 4: The ships anchored off shore at Mersin Pier (Photographs: Ali Murat Merzeci

29


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

u dönemde karantina idaresi Mersin'in iklim özellikleri nedeniyle önem taşımaktadır. Çünkü olumsuz iklim koşullarının yanı sıra yukarıda yer verildiği üzere bölgede yer alan çok sayıda bataklık da kentte salgın hastalıklara neden olabilmektedir. Zira 1850'li yıllarda kenti ve bölgeyi ziyaret eden Habeeb Risk, pek çok gezgin gibi Mersin'de yaygın olarak görülen ateşli hastalıklardan söz etmekte ve sağlıklı bir yerleşim görüntüsü verse de mahallelere girildiğinde koşulların sağlıksız olduğunu belirtmektedir [63].

that would house the load of 15 ships, had a machine delivered into one of these depots to pack and press the cotton. Barker tells, he has tried to introduce improvements in order to run business faster and smoother, but complains that the local people were not open to improvements [67].

B

Mersin’e Dair...

L

imanın gelişimine paralel olarak kentte yer almaya başlayan kullanımlardan biri de konsolosluklardır. Bu dönemde konsolosluk görevlilerinin bazılarının Tarsus'ta ikamet edip Mersin'de görev yaptığı görülse de çoğunun Mersin'de ikamet ettiği ve bu yapıların da kentteki önemli yapılar olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu dönemde bölgeyi ziyaret eden gezginlerinin pek çoğunun konsolosların ya da konsolos yardımcılarının evinde konuk olduğu görülmektedir [64]. nceleri Tarsus'ta faaliyet gösteren konsoloslukların zaman içerisinde artan liman faaliyeti nedeniyle Mersin'e taşınması ile kentte 1850'li yıllarda beşi geçmeyen konsolosluk sayısının kırk-elli yıl gibi kısa süre içinde on üç, on dörde ulaştığı görülmektedir [65]. Barker, bu dönemde İngiliz sisteminin konsolosların ticaret yapmasına izin verdiğini, bu durumun ise kimi zaman konsolosun itibarının ve otoritesinin zedelenmesine neden olabildiğini anlatmaktadır [66].

Ö

T

icari faaliyetle ilgilenen konsoloslar dışında kimi gezginlerin de belli bir süre kentte kalarak ticaretle uğraştığı görülmektedir. Yazdıklarından yöreyi bir kaç kez ziyaret ettiği ve bir süre Mersin'de kalarak ticaretle de uğraştığı anlaşılan Barker, deniz kenarında bir yer satın alarak gemilerde kullanılmak üzere meyve ve sebze üreticiliğine başladığını, 15 teknenin yükünü alabilecek geniş depolar inşa ettiğini, kurdurduğu depolardan birine pamuğu ve yünü sıkıştırmak ve paketlemek üzere bir makine getirttiğini anlatmaktadır. Barker, ticari faaliyetlerin hızlı ve seri bir şekilde yürütülmesi için yenilikler getirmeye çalıştığından, ancak halkın yeniliklere açık olmadığından şikayet etmektedir [67].

D

avis de kentte kuralları oturmamış bir ticari yapı olduğunu ve bu durumu, Avrupalıların Mersin'e gelmesinin önünde bir engel olarak gördüğünü ifade etmektedir. Davis, buna rağmen Mersin'in, Beaufort'un 1812'de belirttiği birkaç kulübeden oluşan yerleşimin ötesinde gelişmiş bir yer olduğunu, başlangıçta gelişmesini, Kırım Savaşı için tahıl üretmeye borçlu olan kentin artık tüm bölgenin ihraç noktası haline geldiğini ve kentin pazarında her ırktan insan görmenin olanaklı olduğunu belirtmektedir [68].

B

ununla birlikte Davis, kentin fiziksel biçimlenmesine ve işlevlerin gelişmesine yönelik gözlemlerini de aktarmaktadır. Örneğin, karaya çıkışta Gümrük Binası'nın yer aldığı, ancak yapının harap durumda olduğunu alatmaktadır. Davis, kentte konaklama olanaklarının gelişmediğinden dolayı dönemin İngiliz konsolos yardımcısının evinde kalmak zorunda kaldığını dile getirmektedir. Gezginin kentin

30

Even though the harbor and trade activities of the city had increased, Davis says that the business in the city was being run without any settled rules and that this was, according to him, what kept Europeans from coming to Mersin. Still, Davis declares that Mersin has developed far beyond the small settlement of a few huts accounted by Beaufort in 1812, that the city, which owed its initial development to raising crops for Crimean War, had now become the export node of the region, and that it was possible to see people from every nation [68].

About Mersin...

Nonetheless, Davis expresses his observation about the physical shaping and functional development of the city. For instance, he mentions the Custom House, but says that it is a ruinous building he saw when landed. Furthermore, he points out that the conditions for accommodation did not develop in the city, however he owes to the kindness of the British vice-consul that lodging in a private house was arranged for him. According to his observation about the city, it is understood that some of the streets were paved with squared blocks of limestone and there are many good stone houses [69]. On the other hand, Remzi Oğuz, who visited the city in 1924 stresses that some regions in the city are ordered and well-kept; for instance, he asserts that the main street that runs from the beginning to the end of the city (it is understood to be Uray Street), is wide and clean and other streets are becoming more and more prepared. However, Remzi Oğuz states that the Custom Pier needs to be rearranged and a wider pier is required in that place [70]. Conclusion Many travelers came to the city of Mersin in the period from its foundation to the end of nineteenth century and the beginning of twentieth century. They cited information about development of the city concerning its economic, social and demographic structure, but the information about its physical conditions and spatial characteristics are very rare. There are a few reasons, bearing this condition. Firstly, some of the travelers consider the city as a gateway and a port to be used to pass to the inlands. Mersin is not a primary concern for this type of travelers, to be examined as a settlement. Even

31


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

geneline yönelik gözlemlerinden, 1875 yılında Mersin'de, kare taşlarla döşenmiş yolların bulunduğu ve kentin yapılaşması içinde güzel taş binaların yer aldığı anlaşılmaktadır [69].

information about the physical shaping of the city. Second reason is supposed to be the lower level of urban development and of comeliness of the city for the travelers. In other words, the socio-cultural life and the spatial characteristics of the city is not yet developed enough to accommodate the travelers who see Mersin as a gateway and a passage to the inlands. Thirdly, the travelers seem to get interested in the vicinity of the city or a special concern about the city, rather than its physical development and spatial characteristics. For instance, Barker expresses information about the commercial life in the city in a limited way, since he put forward the storehouses he built; or Woods mentions Mersin-Adana railway within the context of Berlin-Baghdad line. And Langlois is concentrated on the archeological assets in the region and notices archeological ruins in the close vicinity.

D

iğer yandan, yirminci yüzyılda Mersin'i ziyaret eden Remzi Oğuz da Mersin'in bazı bölgelerinin düzenli ve bakımlı olduğunu, örneğin kenti baştan başa geçen caddenin –Uray Caddesi olduğu anlaşılıyor- geniş ve temiz olduğunu belirtiyor ve diğer cadde ve sokakların da giderek daha düzenli hale gelmeye başladığını ifade ediyor. Ancak, diğer taraftan, Remzi Oğuz, Gümrük İskelesi'nin düzenlenmesi gerektiğini, bu alanda daha geniş bir rıhtıma gereksinim duyulduğunu vurgulamaktadır [70].

Mersin’e Dair...

About Mersin...

SONUÇ

M

ersin kentinin kuruluşundan yirminci yüzyıl başına kadar geçen zamanda, pek çok gezginin kenti ziyaret ettiği görülmektedir. Bu gezginler, kentin ekonomik, sosyal ve demografik yapısıyla ilgili dönemi ve kentin gelişimini anlatan bilgiler sunmuşlardır, ancak, kentin fiziksel durumuyla, mekansal özellikleriyle ilgili sunmuş oldukları bilgiler oldukça kısıtlıdır.

B

u durumun birkaç nedeni bulunmaktadır. Birincisi, kente gelen kimi gezginlerin, Mersin'i daha çok iç bölgelere geçişin bir kapısı ve bir liman olarak kullanmalarıdır. Bu gezginler için Mersin, birinci derece önemli olan ve incelenmesi gereken bir yerleşim olarak görülmemektedir. Kentte en uzun süre kalan gezginlerden E. J. Davis bile kentin fiziksel yapılanmasıyla ilgili çok kısıtlı bilgiler sunabilmektedir. İkinci neden, kentin gelişme düzeyinin henüz gezginler için çekicilik taşımamasıdır. Diğer bir deyişle, ele alınan dönemde, Mersin'i ve limanı bir geçiş olarak kullanan gezginlerin kentte kalmasının sağlayacak bir sosyal ve kültürel yaşamın ve mekansal özelliklerin henüz gelişmediği anlaşılmaktadır. Üçüncü bir neden ise kente gelen gezginlerin kentin fiziksel biçimlenmesinden çok, kentin çevresiyle ya da daha özel konularla ilgilenmiş olmalarıdır. Örneğin, Barker, kentteki ticaret hayatını, kendi inşa ettiği depoları ön plana çıkararak anlatmaktadır; ya da Woods Bağdat-Berlin demiryolu çerçevesinde Mersin-Adana demiryolu hattına değinmektedir. Langlois ise arkeolojik değerler konusuna eğilerek kentin çevresindeki ören yerleri hakkında bilgi vermektedir.

In this sense, the possibility to reach information about the physical development and its spatial characteristics of Mersin is very limited when narrations of the travelers taken into consideration. In following chapters of the study, the information, which is given partially about the city by travelers, is tried to be integrated with other researches, postcards, and diagrammatic maps representing the period, and by this way, it is tried to make contribution to the narrations of travelers and to produce new information about the physical development of the city and its spatial characteristics. Tülin Selvi Ünlü & Tolga Ünlü October, 2008

B

u çerçevede, gezginlerin anlatılarından, kentin mekansal özellikleriyle ilgili bilgilere erişme olanağı oldukça kısıtlı olmaktadır. Ancak yine de, yukarıda detaylı olarak verilmeye çalışıldığı üzere, farklı konulara ilişkin bilgiler veren gezginlerin anlatıları, Mersin'in bir liman ve ticaret kenti olarak ortaya çıktığı döneme ve kentin gelişimine ilişkin oldukça değerli bilgiler içermektedir.

32

Tülin Selvi Ünlü & Tolga Ünlü Ekim, 2008

33


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Mersin’e Dair...

Eski Mersin'de Yaşam…

EPISODES FROM OLD MERSIN LIFE

K

I

oskoca bir kentin yıllar süren yaşamını kısa bir yazıda anlatabilmek oldukça zor. Bu nedenle burada kentin 1930'lu yıllarına yer vereceğim. Ancak 1930'lu yıllara girmeden bu yılları daha iyi anlayabilmek için kentin geçmişine de birkaç satırla değineceğim.

t is pretty difficult to describe the life of a city lasting for years, in a brief article. Therefore, I will mention about the 1930's of the city. However, before going back to 1930's, in order to conceive these years better, I will touch upon the past of the city in a few lines.

ent Mersin adı ile yerleşime ne zaman açıldı? Devlet kayıtları [1] 1257 (1841) yılını gösteriyor. Mersin'de 1906'da yayımlanmış Yunanca bir kitapta tarih, 1825'dir. Yunan asıllı Rumlar Kapadokya'dan gelip Mersin'i kurmuşlar. Başka tarihler de söylenmiş. Biz yerleşim tarihini 1836 yılı olarak kabul ettik ve bunun için de Fransız kaynaklarına dayandık [2].

K

hen was the city opened to settlement under the name Mersin?Government records point the year [1]1257(1841). The date is 1825 in a Greek book published at 1906 in Mersin. Greece-born Greeks came from Cappadocia and founded Mersin. There are also other dates. We accepted 1836 as the settlement year depending upon the French sources. [2]

lk Yerleşenler kimlerdi? Özellikle şunları sayabiliriz: Suriye'nin kuzeyinden gelen Arap asıllı Aleviler, (Fellah veya Arabuşak diye anılırlar), Kapadokya ve Adalardan gelen Rumlar, Beyrut, Hayfa, Tripoli, Şam, Halep, İdlip, Lazkiye gibi kentlerden değişik din ve mezhepte insanlar, bir kısım Çerkez ve bölgede evvelden beri mevcut Ermeniler. Tabii olarak da, civar köy ve kentlerden Türkler.

ho were the first settlers? We especially can count these; Arabian-born Alawis coming from the north of Syria, (they are called Fellah or Arabianboy), Greeks coming from Cappadocia and the Islands, people of various religions and denominations from the cities like Beirut, Haifa, Tripoli, Damascus, Aleppo, Idlib, Latakia, some Circassian and Armenians who have always been in the region, and as a matter of course, Turks from surrounding villages and cities…

İ

K K

entin Adı Nereden Geliyor? Bölgesinde bol miktarda yetişen “Mersin bitkisi”nden.

entte Yaşam Nasıldı? 1930'lu yıllarda on mahallede, bir ve iki katlı evlerde yaşayan Mersin insanı çok mutluydu. Halkın büyük ekseriyeti orta sınıf. Zengin de, fakir de az. Herkes birbirini tanıyor ve seviyor. Gecenin geç saatlerine kadar gezin, rahatsızlık yok. Genç kızlar şortla, bisikletle dilediği sokakta gezebiliyor. Kentte cezayı gerektirecek olaylara pek rastlanmıyor. Bu nedenle hâkim az. Bir savcı, bir müstantik (sorgu yargıcı). Sulh hakimi, asliye hakimi, ağır ceza reisi var, fakat üyeleri yok. Ağır suçlar da pek nadir. Belki biraz kaçakçılık ve Türk Parasını Koruma Yasası'na aykırılık.

K

H. Şinasi Develi

imse kimseyi dolandırmıyor. Alışverişlerde senet değil söz geçerli. Burada da pek ihtilaf olmuyor, bir tek İcra Dairesi yetiyor. 1929 ekonomik buhranı sebebiyle kentte iflaslar olduğundan İcra Dairesi daha çok bunlarla meşgul oluyor.

D

eğişik din ve kültürde insanlar kendi aralarında eğleniyor. Balolar, garden partiler tertipleniyor. Cumhuriyet balolarına çok önem veriliyor. Onun için bu balo aylarca konuşuluyor. Millet Bahçesi, Çiçek Bahçesi kentin önemli yerlerindendir. Özellikle Hıristiyan gençler orkestra eşliğinde buralarda dans edip eğleniyorlar. Kentte iki sinema var. Ara sıra İstanbul'dan Darülbedayi gelip temsiller veriyor. Çukurova ve Yıldız isimli iki gece kulübü ve bar var. Çukurova Barı'na İstanbul'dan iyi

34

About Mersin...

W

W

W H

hat is the Origin of the City's Name? It is originated from the “Mersin Plant” growing amply in the region.

ow was the Life in the City? In 1930's, the Mersin citizens living in one or twostorey buildings in ten neighborhoods were very happy. The most part of the community is of the middle class. Both rich and poor are few. Everybody knows and loves each other. Stroll around until late at night, no disturbance. Teenage girls bicycle in shorts in any street they want. Criminal acts are rarely seen in the city. Therefore there are few judges, only one district attorney and one interrogator. There are jurat, first judge, high criminal court head but no members. Felony is also very rare, maybe some smuggling and illicitness against Law Concerning the Protection of Turkish Currency.

N

oone bilks anybody. Assurance, not voucher, is valid at buying and selling. Not much controversy happens at this practice; only one Debt Enforcement Office is adequate. Since there are bankruptcies in the city as a consequence of 1929 economic depression, the Office mostly deals with these issues.

P

eople of varied religion and culture are enjoying themselves together. Balls, garden parties are organized. Republican Balls are of great importance; hence it is mentioned for months. Public Garden and Flower Garden are of the significant

35


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin’e Dair...

About Mersin...

36

37


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

T

uryağ Company runs the Mersyna Oil facilities. Besides, there are factories producing furniture, horseshoe, nail, soap, raki, macaroni, and electricity.

B

efore the Republic, there were one Arab Orthodox, two Greek Orthodox, one Maronite, one Catholic, three Armenian Churches and one Synagogue against five Mosques. At 1930's, only Catholic, Maronite, Arab Orthodox Churches are left behind. As Greeks leave as a result of population exchange, and Armenian leave after occupation, these churches become enough for the parish. We will touch briefly on a few special ones of ten existing districts in Mersin:

Mersin’e Dair...

About Mersin...

L

askiye-Kiremithane-District: A district where people coming from Latakia and Damascus, Aleppo, Idlib and other areas of Syria, settle. The society is Sunni Muslim. The language spoken among each other is generally Arabic. Latakia citizens deal with sea and port businesses, while the others deal with domestic and foreign trade.

N

üzhetiye District (also called as Sursok District) is a district where the elite of the city, who are Lebanese-born or Syrian-born and mainly dealing with foreign trade, settle. Generally most of the rich people of Mersin are at this quarter. The ones with a lower income abide around Public House at shanty looking houses on a high area. This area is called Çardak District by public.

T

he residents of Crete District (at the present İhsaniye District), a district Turks

migrating from Crete domiciled in the period of Padishah Abdülhamit, are busy with gardening. Businesses like working as coachman, coffeehouse running are also among means of subsistence. At the beginning, their Turkish is poor, later on, even they speak with a bad accent; their speech begins to resemble Turkish. For a long while, the milk of the yellow, relatively big goats they brought from Crete, dissimilar to our goats, is a part of their means of living.

B

ahçe District is the district where Arabian-born Alawi citizens abide. At that period, it is the most neglected neighborhood of Mersin. There is no proper road or electricity in most parts. Except for a few stone buildings, the houses are mud-brick huts with reed roofs or barracks. They speak Arabic among themselves. The district is

38

39


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

938 yılına kadar Katoliklerin, Ortodoksların, Yahudilerin, Alevi Arapların mezarları ayrıdır. Hastane Caddesi'nde işgalde ölen Fransız askerleri için yapılmış olan mezarların siyah haçlarla ayrıldığı bir mezarlık daha vardır. Daha sonra yapılan mezarlıkta ise Hıristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler ve diğer dinlere mensup insanların cenazeleri yan yana konulmuştur. Böyle müstesna bir şehir mezarlığı, bir başka ülkede sanırız zor bulunur.

of vineyards and orchards and Soğuksu, the only stream of the city center passes through its heart. Mersin citizens have picnics in here on certain days. The inhabitants of the district are hospitable, decent and respectable people. These people fulfill the fruit and vegetable needs of the city. Because raki is on monopoly at these years, they produce “Boğma” called beverage in their courtyards and sell it as well as drink themselves.

Y

O

1

Mersin’e Dair...

ukarıda da belirttiğimiz gibi, çok değişik insanların bir arada kardeşçe yaşadığı bir kent oluşu nedeniyle Mersin'i bir “Hoşgörü Kenti” olarak nitelendirmekle hata etmiş olmayız. H. Şinasi Develi Eylül 2008, Gözne, Mersin

About Mersin...

smaniye District is also called Infidel Village. After immigration, Thessaloniki immigrants are domiciled here. They deal with gardening.

M

edrese District (Müftü District) is in fact the habitant area of the Müftü Family members. Besides the fact that, one of the Mersin's first madrasah had been opened here, Mersin's first girl and boy coeducational primary school was also opened here. Müftü Family get the famous bridge constructed, which is demolished at 1968 flood, linking the city to the west gardens.

U

ntil 1938, the cemeteries of Catholics, Orthodox, Jewish people, Alawi Arabians

were separate. There was another cemetery at Hospital Street built for French soldiers died at occupation, where graves were separated by black crosses. In the afterwards built cemetery, all Christians, Muslims, Jewish and people of other religions are buried side by side. We think that an especial example like Mersin City Cemetery is so scarce in any other countries.

A

s stated above, as a city many various people living in peace together, it would be no wrong to characterize Mersin as a “City of Tolerance”. H. Şinasi Develi

40

41


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN Ne mutlu Mersin Kent Müzesi'ni Göreceklere!...

How Lucky The People Who Will Be Able To See Mersin City Museum!…

“ G

I

Görmeden ölmesem!” dediğim birkaç dileğim vardı. Mersin için, Mersinliler için dileklerim. Bir ünlü büyüğümüzün dediği gibi “kendim için istiyorsam namerdim.”

about Mersin, about Mersin citizens. As one of our magnates says “I am craven if I

wish for myself”.

ördüklerim oldu. Mersin Üniversitesi'nin kurulmasını ve kısa sürede gelişerek Türkiye'nin en değerli üniversitelerinden biri olduğunu gördüm. Üniversitemizin etkinliklerini, yayınlarını gördüm, mutlu oldum. Sayın Prof. Dr. Tamer Gök'ün ve çalışkan arkadaşlarının “Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi” olarak bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdikleri “Uluslararası Kolokyum”ları gördüm, kıvanç duydum. “Dekovilin Peşi Sıra! Uray'dan Çıktık Yola...” sergisini gördüm, duygulandım.

Mersin’e Dair...

have a few dreams about which I say, “Wish I could see before I die!”, wishes

About Mersin...

S

ome of them came true. I have seen the foundation of Mersin University and its development into one of the most precious universities of Turkey. I have seen the

activities, publications of our university and I became happy. I have seen “International Colloquium” of which the third one carried out this year by Dear Prof. Dr. Tamer Gök and his hardworking friends within the studies of “The Center for Mediterranean Urban Studies” and I felt proud. I have seen the study and exhibition

G

örmeyi dilediklerimden biri daha gerçekleşiyor. Hazırlık aşamasından itibaren

yakından tanık olduğum bu çalışmayı hazırlayanları gönülden kutluyorum. Tolga Ünlü ve Tülin Selvi Ünlü, çok güç ve çetin bir çalışmayı, övülesi cesaretleri ve yorulmayan gayretleriyle başardılar.

of “Following Dekovil! We set out from Uray…” and I was affected.

O

ne of my wishes also comes true. I congratulate with my whole heart the editors of this study I had the chance to see and read since the preparation

phase. Dear Tolga Ünlü and Tülin Selvi Ünlü achieved a very difficult and austere

A

li Murat Merzeci koleksiyonundan seçilen kartpostallarla oluşturulan bu kitap, içeriği kadar, yöntemi, kurgusu, ek bilgileri, zengin görsel malzemeleri ve özenli baskısıyla da Mersin'in “ilk”leri arasında yerini alacaktır.

study, with their applaudable courage and indefatigable efforts.

T

his book, based on the postcards chosen from the collection of Dear Ali Murat

Merzeci, will take its place among the firsts of Mersin with its method, editing,

B

ir de “Mersin Kent Müzesi”ni görebilsem diyorum. Kent Müzesi kuran kentleri, başta İzmir'i kıskanıyorum. Bana göre kent müzesi kurulması gereken kentlerin başında Mersin gelir. Sahilde bir tahta iskele ve birkaç huğdan çok kısa sürede “dünya kenti”ne dönüşen başka örnek yoktur. Ne var ki, Mersin Kent Müzesi'ne başlangıç olur düşüncesiyle, yıllardan beri önermekten yılmadığım “Mersin Kuvayı Milliye Müzesi”ni bile kuramadık. İşgalin tüm acılarını yaşayan, yılmaz, gözü pek, cesur gazi ve şehitlerimizin kurdukları fedai müfrezelerle kurtuluşun onur ve coşkusunu yaşayan Mersin'de Kuvayı Milliye Müzesi kurulamaz mı?

O

ent Müzesi'ni göreceklere ne mutlu!

city museums, especially İzmir. In my opinion, Mersin comes the first in terms of

that is transformed into a “world city” in a very short period like 170 years, from a timber pier and a few mud-brick huts on the shore. owever, we could not even build “Mersin Turkish Revolutionaries Museum” which I haven't given up to offer for years, with the belief it would be a start of

Mersin City Museum. Cannot Turkish Revolutionaries Museum be built in Mersin, which is a city living all the pain of occupation and the proud and excitement of Gündüz Artan Eylül 2008, Mersin

being saved by battalions of our dauntless, brave, daring warrior veteran soldiers and martyrs?

H 42

ne another wish of mine is to see “Mersin City Museum”. I envy the cities with

the cities to be founded a city museum. There are no other examples in the world

H

K Gündüz Artan

additional information, plans and neat imprint as well as its context.

ow lucky the people who will be able to see Mersin City Museum!… Gündüz Artan September, 2008, Mersin

43


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Mersin’e Dair...

About Mersin...

Tamer Gök

44

45


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

D

iş hekimi rahmetli Ramazan Ünsal'ın 52'nci Sokak'taki evi hala duruyor, tarihi eser olarak tescil edilmiş ama sahip çıkan, onaran yok. Mersin'in eski mahalleleri, tarihi dokusu kayboluyor, kısacası kültür mirasımız yok oluyor. Bu gidişle on beş, yirmi sene içinde geçmişi anımsayacağımız yapılar, değerler kalmayacak.

Y

Mersin’e Dair...

I T T

think we all accept that the most correct and right alternative is the third one.

he house of the deceased dentist Ramazan Ünsal on 52nd Street is still standing, recorded as a historical and cultural value, but no one stakes a claim on it.

alnız bizde olmuyor geçmişin, tarihin göz ardı edilmesi. Teknolojik ve ekonomik ivme ile dünyanın birçok şehri niteliğini, özgün karakterini kaybetti. Pek çok kenti tek tip ticaret birimleri, kafeler, marketler, alışveriş merkezleri istila etti.

he old neighbourhoods of Mersin, the historical pattern, in short, the cultural heritage of the city are being cleared away. With this trend, the buildings from old times and cultural values will not remain within a period of fifteen-twenty years.

P

he unawareness of the history and the past do not occur not only in our city and country, prototype commercial developments, shopping centres invaded many settlements through rapid technologic and economic improvements caused the lack of qualities of the city and loss of the distinctive characteristics.

eki ne yapmalı? Bardağın dolu tarafına bakmalı, zenginliklerimizin ayırdına vararak, kuvvetli yönlerimizi bilmeli ve birlikte hareket etmeliyiz. On beş yıllık mazisine rağmen güçlü ve dinamik bir üniversitemiz var. Meslek örgütlerimiz, yönetim birimlerimiz eskisine oranla daha aktif ve donanımlı. Bu şehir Türkiye'de ilk ve tek olarak RİS-Mersin Projesi'ni yaptı. Projenin uygulamaları, eylemleri sürüyor ve platformlar, kitleler bu konuda duyarlı ve canlı. Mersin'in gelişim yol haritası çizildi, stratejisi belirlendi. Kültür mirasımıza, tarihi değerlere sahip çıkarak kenti turizm odağı yapmak için aktörler umutla çalışıyor. Burada en büyük görev Mersin'in yerel yöneticilerine düşüyor. “Geleceğin Mersini”ni yaratırken geçmişi unutmamak gerekiyor.

T

arihi çarşıyı, Yoğurt Pazarı'nı, Halkevi'ni, Sanat Sokağı'nı, Hamam Sokağı'nı bir mücevher gibi işlemek gerek. Kentin ülkede aranan, hatırlanan bir değer olarak tanınması için…

B

unun için de: Özel kentsel tasarım projeleriyle çarşıların yenilenmesi, sokakların sağlıklaştırılması, Dekovil hattını anımsatacak ve kent merkezindeki yaya bölgesinde ulaşımı sağlayacak bir tramvayın kurulması, Kent ve uygarlık tarihi müzelerinin oluşturulması, çocuklarımıza ve öğrencilerimize tarih ve kültür bilinci aşılanması gerekiyor.

-

B A

u ve buna benzer öneri ve projelerin üretilip hayata geçirilmesi için Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluk üstlenip liderlik yapması önem taşıyor. talarımıza vefa borcumuz olduğu kadar gelecek nesillere de yükümlülüğümüzdür bu!… Prof.Dr. Tamer Gök

46

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

About Mersin...

T

T W

hen, what should we do? We must look at the filled part of the glass, and to distinguish our richness, to know our powerful sides and to move together.

e have a dynamic university although its past is not more than 15 years. Furthermore, the non-governmental organizations, chambers and other organizations are more active and well-equipped than it was in the past. The city of Mersin carried out one and only RIS (Regional Innovation Strategies) project in Turkey, of which the implementations are continuing, about which the large public is very sensitive. The road map and strategies of Mersin are determined via this project. All actors are working hopefully and mostly voluntarily to protect the historical and cultural values and to make the city a focal centre for tourism. In this respect, most of the duty is on local government and the administrators in order not to forget the memories and not to deny the past during creating the future of Mersin.

T

he historical city centre, Yoghurt Bazaar, the Public's House, Art Street, Hamam Street must be taken into consideration and elaborated like jewellery in order to make the city to be recognized as a value throughout the country. For this: -

The downtown must be renewed through urban design projects, and its streets must be rehabilitated. To set up a tramline in order to provide access of pedestrians to the city centre, reminding the narrow-gauge line of the past. Urban and Civilizations Museum must be founded in order to engrain the consciousness of history and culture to the children and students.

M

unicipality of Greater Mersin should take responsibility as a leader in order to produce such projects and to carry them into effect. This is a fidelity to our predecessors as well as a responsibility to the forthcoming generations. Prof.Dr. Tamer Gök September 2008, Mersin

47


Kenti Gezmek

Strolling through the City


Strolling through the City

Kenti Gezmek

50

51


Kente Giriş: İstasyon ve Çevresi Entry to the City: Railway Station and the Environs



İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi

M

ersin'in Doğu Akdeniz'de bir liman olarak ortaya çıkışı ve gelişiminde, on dokuzuncu yüzyılın tarihi ve ekonomik bağlamı ile kentin içinde yer aldığı coğrafyanın dönemsel koşulları etkili olmuştur. Kentin özellikle on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren kazandığı ticaret ve liman kenti kimliği, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinden çok, imparatorluk sınırları dışındaki gelişmelerden aldığı ivmeyle gelişmiş görünmektedir. Kentin gösterdiği bu gelişimde artan ulaşım olanakları ve farklılaşan ulaşım ağının etkisi büyüktür.

B

u gelişmelerden biri, dünya deniz ticaretinde devrim sayılabilecek değişikliklere yol açan 1869 yılında, Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı'nın yapımıdır. Süveyş Kanalı'nın yapımı ile Afrika çevresinden dolaşmaya gerek kalmadan Asya ile Avrupa arasında deniz taşımacılığı yapılabilmesi olanaklı hale gelmiştir [1].

S

üveyş Kanalı'nın açılışı İngiltere için Osmanlı topraklarının bütünlüğünün eski önemini yitirmesine neden olurken, hemen hemen aynı dönemde Adana-Mersin demiryolunun yapımı Çukurova'ya İngiliz sermayesinden sonra Alman sermayesinin girmesinde etkili olmuştur [2]. Öte yandan, Süveyş Kanalı'nın yapımı için ihtiyaç duyulan kerestenin karşılanmasında, kerestenin limana taşınmasında Sunturas Nehri'nin sağladığı avantajdan yararlanan Lübnanlı tüccarların Toroslar'daki ormanlara yönelmesi, bölgenin ticaretini canlandırmış ve deniz ulaşımında Mersin Limanı'nın önemini de artırmıştır [3]. Kanalın inşaatı için kesilen kereste Mersin Limanı'ndan Mısır ve Şam'a ihraç edilmiş [4], kereste ticareti için Lübnan'dan gelerek bölgeye yerleşen tüccarlar zaman içinde bölgenin Ortadoğu ile ticaretini geliştirmişler ve Mersin'de yeni iş olanakları yaratmışlardır [5]. Dolayısıyla kanalın yapımının Mersin'e dek uzanan bir diğer etkisi de kentin ticaretinin canlanması ve bunun sonucunda oluşan iş olanaklarının yarattığı nüfustur [6].

S

üveyş Kanalı'nın yapımı aşamasından itibaren yaşanan tüm bu gelişmeler bölgesel ölçekte Mersin'in içinde yer aldığı coğrafyayı ticari ilişkiler ağı içinde farklı bir düzleme taşımıştır. Bu gelişme, Mersin'de başta kereste ticareti olmak üzere kentteki ticari yapının güçlenmesi ve bir sermaye birikiminin gerçekleşmesini sağlamıştır. Böylece, limanın gelişmesi ve göçle birlikte sosyo-mekansal yapı yeni öğeler kazanmıştır [7].

B

u dönemde Mersin'in de içinde yer aldığı Doğu Akdeniz coğrafyasındaki bu değişim ve gelişen ticari ilişkiler ağı yalnızca denizyolu trafiğini değiştirmemiş, özellikle Mersin gibi liman kentlerinde yeni ulaşım olanaklarını da beraberinde getirmiştir. On dokuzuncu yüzyıl ortalarından itibaren bu döneme kadar Anadolu'da dağıtım ve ticaret işlevini yerine getiren tek ulaşım ağı olan uzun mesafe kervan yolları yerini yeni bir ulaşım biçimine bırakmaya başlamıştır. Öncelikli olarak liman kentleri ve onları üretim bölgelerine bağlayan bu yeni ulaşım biçimi demiryoludur [8]. Çünkü bu dönemde demiryolları sanayi devrimini gerçekleştirmiş merkez ülkeler için hem hammadde kaynağı hem de pazar olarak işlev görebilecek, Osmanlı İmparatorluğu gibi çevre ülkelerdeki yerleşimlere etkin ve ucuz erişim sağlayan bir

56

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

T

he historical and the economical context of the nineteenth century and the periodic conditions of the geography the city is located in has been effective in coming out and evolution of Mersin as a port in the East Mediterranean. The commerce and port city identity the city has developed especially after the second half of the nineteenth century is observed to be progressed with the acceleration it has gained from the external developments from the outbound of the empire, rather than the inbounds of the empire. The most crucial transformation to change the fate of Mersin in its evolution in nineteenth century is the advancing transportation possibilities and differing transportation network.

Entry to the City: Railway Station and the Environs

O

ne of the aforementioned progresses at transportation network is The Suez Canal linking the Mediterrenean and the Red Sea leading revolutionary changes at world maritime trade. The construction of this artificial canal made maritime transportation possible between Asia and Europe without the necessity to go around Africa [1].

O

n one hand, as the opening of Suez Canal causes the loss of earlier importance of Ottoman territorial integrity for England, on the other hand it has caused the loss of England's interest in Çukurova, and the inflow of German capital to Çukurova after English capital [2]. Besides, the Lebanese merchants turned their faces towards the forests of Taurus in order to provide the timber needed for the construction of the canal, taking the advantage of Sunturas River in conveying the timber to the port. This has fostered the regional trade besides emphasizing the importance of Mersin port in terms of marine transportation [3]. The timber chopped for the construction of the canal has been exported to Egypt and Damascus [4], and the merchants coming from Lebanon for timber trade has improved the commerce of the region with Middle East and created new employment opportunities in Mersin [5]. Therefore, another effect of the canal over Mersin is the activity in city commerce and the population created by the resulting new employment opportunities [6].

A

ll these developments experienced since the construction phase of the Suez Canal, besides carrying the geography Mersin is situated in to a different platform in terms of commercial relationships in regional scale. It has strengthened the commercial structure, especially the timber trade and provided the accumulation of a capital stock. Thus, the social-spatial structure gain new features as a result of the development of the port and the migration [7].

T

hese transformations in the East Mediterranean geography where Mersin is situated in and the improving commercial relationships at that period, not only has changed the maritime lines traffic but also brought along new transportation means especially to the port cities like Mersin. Long distance caravan routes, the only transportation network fulfilling the distribution and commerce functions in Anatolia till then, has began to be replaced by a new transportation infrastructure. This new transportation network connecting the port cities to the production regions

57


Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

araç olmuştur. Bir başka deyişle, bu dönemde demiryolu çevrenin merkeze entegrasyonunu sağlayan bir “lokomotif” görevi görmüştür [9].

raw material and market for the central countries which has gone through the industrial revolution, and a vehicle providing effective and economic transportation to the settlements in the surrounding countries like Ottoman Empire. In other words, at that period railways have played a “locomotive” role integrating the surrounding and the central [9].

B

ir çevre ülkesi olarak Osmanlı Devleti'nin bağımsız ve önceliklerini kendisinin belirleyebildiği bir bayındırlık politikasının olmayışı ve demiryollarının hızla geliştiği on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında imparatorlukta yaşanan mali kriz gibi farklı nedenler sonucu, gelişen sanayileri için ucuz hammadde ve pazar arayan merkez ülkelere çeşitli imtiyazlar tanınmış ve bu ülkeler tarafından demiryolları inşasına başlanmıştır [10]. Tanınan söz konusu imtiyazlar ile oldukça karlı bir yatırım aracı olarak görülen demiryollarının yapımı [11], öncelikle liman kentlerini bu kentlerin art bölgesindeki verimli ovalara bağlayacak şekilde, İngiliz, Fransız, Avusturyalı, Belçikalı ve Alman sermayedarlar tarafından gerçekleştirilmiştir [12].

B

u dönemde, başta pamuk olmak üzere Çukurova'daki tarımsal üretimin aktarım noktası olarak Mersin'i üretim bölgesi olan Çukurova'ya bağlayacak bir demiryoluna gereksinim duyulmuş, 1863 yılından itibaren Adana-Mersin demiryolunun yapımı için çeşitli girişimler kendini göstermeye başlamıştır [13]. Merkezi hükümet ile çeşitli yazışmalar yapılmış, ürünün nakliyesinde maliyeti yükselten ve zaman açısından verimli olmayan deve kervanlarının kullanılmasının, Amerikan İç Savaşı'yla birlikte artan pamuk üretimi ve ticaretin gelişiminin önünde bir engel olduğu ve kentin ticari gelişimi için Mersin-Adana demiryolu hattının bir an önce yapılması gerektiği üzerinde durulmuştur[14]. 1860'lı yıllarda başlayan girişimler sonuç vermiş ve İngiliz sermayesiyle yapılan toplam altmış yedi kilometre uzunluğundaki Mersin-Adana demiryolu hattı 1886 yılında hizmete girmiştir[15].

A

ncak demiryolu 1900'lü yıllardan itibaren el değiştirmiş ve bölgede değişen güç dengesinin bir sonucu olarak işletme hakkı Almanlara geçmiştir. Bu dönemde Almanya, Berlin-Bağdat projesi ile İstanbul'dan itibaren Anadolu'yu çapraz keserek Adana'dan Bağdat'a uzanmak ve Alman sermayesi ile birlikte Alman ekonomik ve askeri gücünü Berlin'den Bağdat'a kadar ulaştırmak için gerekli altyapıyı hazırlamak istemiştir [16]. Mersin-Adana demiryolu hattının mülkiyeti bir süre Anglo-Fransız ortaklığına ve ardından 1908 yılında da Almanlara geçmiştir [17]. Aynı yıl hat Bağdat Demiryolu'nun bir parçası haline getirilmiştir [18].

M

ersin-Adana demiryolunun açılması ile Mersin, doğu hinterlandının çıkış kapısı olduğu gibi Gülek Boğazı yoluyla İç Anadolu Bölgesi ile de bir bağ kurmuştur [19]. Kısacası, Çukurova ve ovadaki üretim-pazarlama ilişkisinin iki önemli odağı olarak Adana ve Mersin, bir yandan oldukça önemli bir ulaşım aracına kavuşurken, öte yandan yepyeni bir ilişkisel ağ içinde yer almaya başlamıştır. Dönemin en önemli ulaşım sistemi olarak Berlin'den Bağdat'a uzanan demiryolu ağının bir parçası olan Mersin-Adana hattı, bölgesel tarımın ticarileşmesinde belirleyici olmuş ve Mersin'in sahip olduğu liman kenti kimliğini güçlendirmiştir. Mersin-Adana hattının yapımı ve ardından Bağdat Demiryolu'na bağlanması, Mersin ve içinde bulunduğu bölgenin sahip olduğu deniz ve karayolu bağlantılarını sağlamlaştıran üçüncü bir ayak olarak, hem Mersin'in hem de Çukurova'nın gelişiminde önemli bir yatırım olmuştur [20].

58

A

s a result of various reasons like the absence of an independent public works policy of which priorities defined by the Ottoman Empire as a periphery country and the financial crisis happened at the first half of the nineteenth century, various franchise has been given to the central countries in search of cheap raw material and market for their developed industries and the construction of the railways has been started by these countries [10]. Construction of railroads, which seems to be a very profitable investment, linking the port towns to their hinterland of fertile lands [11], was realized by British, French, Austrian, Belgian and German capitalists through the aforementioned franchise [12].

Entry to the City: Railway Station and the Environs

I

n this period, the need for a railway connecting Mersin, as a zone of conveying agricultural production of Çukurova, mainly cotton, to the production area Çukurova, has been felt and since 1863, some attempts have been observed for the construction of Adana-Mersin railway [13]. Some correspondence has been made with the central government. The fact that the use of camel caravans, increasing the production costs and inefficient in terms of time, is an obstacle against the progress of commerce and cotton production which has been increased with the American Civil War and for the sake of commercial development of the city, MersinAdana railway should be constructed as soon as possible, has been emphasized at these correspondence [14]. The attempts starting at 1860's has resulted and 67 kilometers long Mersin-Adana railway line, which was constructed with British capital, has been put into service at 1886 [15].

H

owever, the railway has passed into other hands since 1900's and as a consequence of changing balance of power in the region the operating rights has passed over to Germans. At that time, Germany tried to set the background to cut across Anatolia from Istanbul with Berlin-Baghdad project to reach Baghdad from Adana and carry German economic and military forces together with German capital from Berlin to Baghdad [16]. The ownership of Mersin-Adana railway passes over to Anglo-French partnership after a while and then to German in 1908 [17]. In the very same year, the line becomes a part of Baghdad Railway [18].

A

fter Mersin-Adana railway put into service, on one hand, Mersin became the exit of east hinterland, and on the other hand, it has created a link with Central Anatolia Region through Gulek Strait [19]. In short, Adana and Mersin, two crucial centers of Çukurova and production-marketing relation of the plain, have began to take place in a brand new relational network besides reaching a considerable transportation mean. As the most important transportation mean of that period, Mersin-Adana line, which is a part of the railway system extending from Berlin to Baghdad, has been determinative in commercialization of the regional agriculture

59


Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

öylece, 1886 yılında kent, dönemin en hızlı ve ekonomik ulaşım altyapısı ile tanışmış ve bölgenin finansal merkezi durumundaki Adana'ya bağlanmıştır. Böylece Çukurova'daki tarımsal üretim, bölgenin limanı olan Mersin'e hızla ve ekonomik biçimde ulaştırılırken, aynı zamanda denizden kente gelen mallar da Anadolu'nun iç bölgelerine kolaylıkla gönderilebilir olmuştur.

and strengthened the port city identity of Mersin. The construction of Mersin-Adana railway and linking it to Baghdad railway, as a third point reinforcing sea and highway connection of Mersin and its surrounding, has been a significant investment in the development of both Mersin and Çukurova [20].

B

M

ersin bu önemli yatırım ile birbirini tamamlayan iki önemli ulaşım altyapısına sahip olmuş, bu yenilik kentin fiziksel gelişiminde de etkisini göstermeye başlamıştır. Kente artık bir demiryolu istasyonuyla girilmekte ve yoğun ticari etkinlik istasyondan ana iskeleye kadar devam eden, kıyıya paralel bir yol boyunca gerçekleşmektedir. Hammadde ve malların istasyon ile kentin ana iskelesi olan Gümrük İskelesi'ne taşındığı bu güzergah, günümüzde de varlığını sürdüren Uray Caddesi'dir. Demiryolu ile kente gelen hammadde ve ürün Uray Caddesi'nden Gümrük İskelesi'ne kadar devam eden raylar ile taşınmakta ve iskeleden teknelere yüklenmektedir. Teknelerle açıkta bekleyen gemilere taşınan hammadde ve ürün, Fransız, İngiliz, Arap bandıralı gemilerle Şam'dan, Tripoli'ye, Marsilya'dan İzmir'e kadar pek çok limana taşınmaktadır. Ya da tam tersi, farklı ülkelerin bandırasını taşıyan gemilerle gelen mallar kentteki iskelelerden istasyona taşınarak demiryolu ile Anadolu'ya ulaştırılmaktadır. stasyon ile liman arasındaki bu ilişki, Uray Caddesi'ni kentin ana ticari ekseni haline getirmiş; cadde boyunca denize uzanan çok sayıda iskele inşa edilmiştir. Kente gelen hammadde ve ürünün gemilere ya da istasyondaki vagonlara taşınabilmesi için doğrudan istasyona bağlanan ve üzerinde raylar bulunan Demiryolu İskelesi bunlardan biridir. Günümüzde yerinde Mersin Limanı'nın bulunduğu Demiryolu İskelesi'nden başka batıya; kentin ana iskelesi olan Gümrük İskelesi'ne doğru, Alman İskelesi, Belediye İskelesi, Taş İskele gibi sürekli varlığını koruyan ya da yapılıp yıkılan irili ufaklı çok sayıda iskele inşa edilmiştir.

İ

Y

irminci yüzyıl başına kadar kentin doğu girişini tanımlayan istasyon, bir yandan uluslararası bir ulaşım bağlantısının yerel uzantısı, bir yandan da kent içi ve şehirlerarası karayolu ulaşımın kesişim noktasındaki konumuyla bir ulaşım odağı olarak işlev görmüştür. Günümüzde mevcut istasyon yapısının yüz metre doğusunda halen varlığını sürdüren kentin ilk istasyon binası, küçük, beyaz bir taş yapıdır. Bugün Adana-Mersin arasında bir banliyö hattı olarak işlev görmesinin yanı sıra Anadolu'da pek çok kente erişim sağlamakta olan demiryolunun Mersin'deki istasyon binası 1955 yılında yapılmıştır [21] ve geçmişte olduğu gibi bugün de kentin doğu girişini tanımlayan önemli bir noktadır.

60

B

y this way, in 1886, the city has met the fastest and the most economic transportation infrastructure and been connected to Adana, the financial center of region. Thus, while the agricultural production of Çukurova is conveyed to Mersin, the port of the region, quickly and economically, also the goods coming by the sea to the city are sent to inner regions of Anatolia practically.

Entry to the City: Railway Station and the Environs

T

hus, Mersin has acquired two complementary important transportation infrastructures with this significant investment that has begun to influence the physical development of the city. From that time forth, the city is entered through a railway station and the intense commercial activities are held along a road parallel to the coastline continuing from the station to the main pier. This route where the raw material and goods are conveyed to the station and Custom Pier, the main pier of the city, is Uray Street, which still keeps its existence today. The raw material and goods coming by railway to the city are carried over the rails extending to Custom Pier and loaded to the boats from the pier. The raw material and goods transferred to the ships waiting on the open sea by the boats are carried to many ports from Damascus to Tripoli, from Marseilles to Izmir by ships sailing under French, English, and Arabian flags. Or, on the contrary, the goods coming by ships sailing under various flags are carried to the station from the piers of the city and transferred to Anatolia by railway.

T

his relationship between the station and the pier has made Uray Street the main commercial axis of the city and caused the construction of many piers stretching to the sea all along the street. Railway Pier connected directly to the station, on which there exist rails, is one of these piers used to convey raw material and goods coming by railway to the ships or the raw material and goods coming by sea to the wagons at the station. Except for the Railway Pier which has been on the place today Mersin Port is located, towards west, to Custom Pier, the main port of the city, many piers some big, some small, kept its permanent existence like German Pier, Municipality Pier, Stone Pier, some destroyed have been constructed.

T

he station, defining the entrance on the east of the city, until the beginning of twentieth century, has functioned as the local extension of an international transportation connection on the one hand and on the other hand as transportation focal with its location on the intersection of inner city and intercity highway transportation. The first station building still existing on 100 meters east of the current station is a small stone building appropriate with the scale of the city at twentieth century. This station building of the railway, which is both functioning as a suburban line between Adana and Mersin and providing access to many cities in Anatolia today, is built in 1955 in Mersin [21] and is still an important point defining the east entrance of the city today as it was in the past.

61


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Entry to the City: Railway Station and Its Environs

Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi

İstasyon Binası, 2000’ler

İstasyon Binası, 1900’ler Station Premises, 1900’s

K

artpostalın solunda kentin ilk istasyon binası görülüyor. Raylar üzerindeki çok sayıda vagon ve vagonlara yüklenmiş çuvallar dikkat çekiyor. İstasyon binasının önünde atlı arabalarıyla bekleyen insanlar, belki trenle gelen yükü iskeleye taşımak, belki de iskeleden getirdikleri yükü vagonlara yüklemek üzere bekliyorlar.

n the left of the postcard the first station building is seen. Many wagons and sacks loaded on the wagons attract attention. In front of the station, there are people waiting with their carts, in order to either convey the loads that come by train to the pier or to load the wagons with the goods they bring from the pier.

M

V

ersin-Adana demiryolunun yapımı için 1860'lı yıllarda başlayan girişimler 1883 yılında sonuç vermeye başlıyor. Demiryolunun yapımına başından beri İngiliz sermayeli şirketler talip olmasına rağmen yapım ve işletme imtiyazı Osmanlı vatandaşlarından Mehmet Nahit Bey ve Costaki Teodori'ye veriliyor. Mehmet Nahit Bey ve Costaki Teodori, şirketin imtiyaz hakkını Baron Le Evain de Vandeuvre adlı kişiye satıyor.

B

62

Station Premises, 2000’s

aron Evain de Vandeuvre ise 1885 yılında Taurus and Adana Railway Company adında bir şirket kuruyor ve şirketin hisselerinin satışından elde edilen gelirle demiryolunun yapımına başlanıyor. Satışa çıkarılan şirket hisselerinin çoğu İngilizler tarafından satın alınıyor [22]. Şirket, 1886 yılında toplam altmış yedi kilometre uzunluğundaki hattı hizmete açıyor [23]. Bu dönemde üç istasyonu ve yedi durağı bulunan hattın merkezi ve görevli sayısının en fazla olduğu istasyon Mersin İstasyonu. İstasyonda ithal ve ihraç edilen malların bir süre saklanması için mağazalar yer alıyor [24].

O

arious attempts take place in 1860's for the construction of Mersin-Adana railway begin to give result in 1883. Even though English companies volunteer to the construction of the railway from the very first beginning, construction and running franchise is given to Ottoman citizens Mr. Mehmet Nahit and Costaki Teodori, who sell the franchise rights to Baron Le Evain de Vandeuvre.

B

aron Evain de Vandeuvre establishes a company named Taurus and Adana Railway Company in 1885 and the construction of the railway starts with the income of the sale of the company stocks. Most of the stocks put on market are bought by English people [22]. The company puts the 67 kilometers long line into service in 1886 [23]. Mersin Railway Station is the central station and the one having the biggest number of workers of this line which has three stations and seven stops at that period. At the station, there are stores used for the storage of exported and imported products [24].

İSTASYON RAILWAY STATION

63


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Entry to the City: Railway Station and the Environs

Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi

İstasyon ve Çevresi, 1900’ler

İstasyon ve Çevresi, 2000’ler Railway Station and its Environs,2000’s

Railway Station and its Environs,1900’s

1

886 ile 1910 yılları arasında bir tarihte kaydedilmiş olduğu anlaşılan kartpostalda Adana-Mersin demiryolunun açılmış olduğu, ancak İngiliz Yağ Fabrikası'nın henüz inşa edilmediği görülüyor. [25].

M

ersin'in hızlı bir gelişim gösterdiği bu dönemde bölgeye ulaşımı güçlendirecek yeni karayolu altyapısı yatırımlarına da ihtiyaç duyuluyor [26]. Özellikle MersinTarsus arasındaki karayolu bağlantısı üzerinde duruluyor ve 1850'li yıllardan itibaren bozuk durumda olan Mersin ile Tarsus arasındaki yolun düzeltilmesine karar veriliyor [27].

S

öz konusu karar doğrultusunda 1870'lerde yol düzeltiliyor[28]. Kartpostalda Tarsus yönüne doğru uzanan bu yolun yerinde, günümüzde Mersin'den Tarsus'a, Tarsus'tan Adana'ya erişim sağlayan D-400 Karayolu'na bağlanan İsmet İnönü Bulvarı bulunuyor. Kartpostalda bu yolun Tarsus yönünden gelerek doğrudan Uray Caddesi'ne bağlandığı görülüyor. Atlı arabaların kente giriş yaptığı Uray Caddesi'nin, istasyondan denize doğru gelen demiryolu ve demiryoluna paralel devam eden karayolu ile kesiştiği noktada parmaklıklı bir kapı dikkat çekiyor. Bu kapının, o dönemde demiryolu ile Tarsus'tan gelen karayolu bağlantısının hemzemin geçit oluşturduğu noktada geçiş güvenliğini sağlamak üzere kullanıldığı anlaşılıyor.

64

A

t the period the postcard has been recorded, it is seen that Adana-Mersin railway is put into service but English Oil Factory has not been built yet, thus it is understood that the postcard is recorded at a date between the years 1886 and 1910 [25].

A

t this period, a period Mersin has made a fast progress, new highway infrastructure investments are needed in order to enforce the transportation to the region [26]. Especially the highway connection between Mersin and Tarsus is taken into consideration and decided to be rehabilitated which has been rough since 1850ies [27].

T

he aforementioned attempts give result and the road is rehabilitated at 1870's [28]. The road extending towards Tarsus direction on the postcard is İsmet İnönü Boulevard currently, still being used and linked to D-400 Highway which is the road providing transportation from Mersin to Tarsus and from Tarsus to Adana. On the postcard, this road is seen to be coming from Tarsus direction and linked directly to Uray Street. On the postcard, a grilled door attracts attention at the intersection point of Uray Street where carts enter the city, with the railroad coming from the station towards the sea and the highway going on in parallel to the railroad. It is understood that this door is used for crossing security at the point railroad and highway link coming from Tarsus meet at a level crossing.

İSTASYON RAILWAY STATION

65


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Entry to the City: Railway Station and the Environs

Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi

İstasyon ve Çevresi, 1930’lar

İstasyon ve Çevresi, 2000’ler Railway Station and its Environs,2000’s

Railway Station and its Environs,1930’s

K

artpostalda ilk dikkati çekenler, kentin kuzeybatısındaki istasyondan, demiryolu iskelesine doğru sıralanmış vagonlar ve demiryolu, Tarsus yolu ve Uray Caddesi'nin kesiştiği kent girişinde, demiryolu iskelesi çevresinde kıyıda artan yapılar. Gerek artan yapılar gerekse arka planda seçilen Mersyna Oil Mill Company (günümüzde kullanılan adıyla İngiliz Yağ Fabrikası), görüntünün 1900'lü yıllara ait olduğunu gösteriyor. Atlı arabalar hala karayolu ulaşımının en belirgin öğesi. Ancak demiryolu ile Tarsus-Mersin bağlantısının kesiştiği hemzemin geçitteki parmaklıklı kapının yerini artık bariyerli bir geçişe bıraktığı görülüyor.

M

ersin-Adana demiryolunun kente girdiği noktadan güneye doğru ayrılan bir kol, günümüzde Mersin Limanı'na ulaşan ve halen kullanılmakta olan raylar, Demiryolu İskelesi'ne ulaşıyor. Bu iskeleyi ve yapımını Fikri Mutlu şöyle anlatıyor[29]:

66

1928-1929 senesinde Devlet Demir Yolları ve Limanları hesabına her tarafı betonla inşa edildi. Uzunluğu 140, genişliği 16 metre olup üç şimendüfer (şimendifer) hattı bulunmaktadır. Elektrikle müteharrik (çalışan) birisi 15 ton, diğerleri üçer tonluk üç adet vinci vardır. Bu iskeleden yapılacak tahliye ve tahmilden (yükleme ve boşaltma) alınan iskele resmi (iskele vergisi), sahibi olan Devlet Demiryolları ve Limanları İdaresi tarafından alınmaktadır. Belediye ekseriye (çoğunlukla) iskelelerde yeknesaklığı ve disiplini temin etmek için kira ile bu iskeleyi tutmaktadır.”

T

he first attraction drawing items on the postcard are; the wagons lined up from the station on the northwest of the city towards railway pier and the railroad, the increasing number of buildings on the coastline near railway pier at the entry of the city where Tarsus road and Uray Street intersects. Both the increasing number of the buildings and Mersyna Oil Mill Company (currently known as British Oil Factory) perceived on the background indicates the scene belongs to 1900's. The carts are still the most noticeable items of highway transportation but, the grilled door at the level crossing where the railroad and Tarsus-Mersin link intersect is seen to be replaced by a barrier gate.

O

ne branch of the railway diverted towards south from the point Mersin-Adana railroad enters the city reaches Railway Pier, of which the rails are still in use. Fikri Mutlu mentions about this pier and the construction of it as below [29];

In years 1928 and1929, all around it is constructed with concrete for the account of State Railways and Ports. There are three railway lines of 140 meters long and 16 meters wide. It has three power operated cranes, one, of 15 tons, others, of three tons. The pier due of the loading and unloading from this pier is taken by the owner State Railways and Port Authority. The Municipality usually rents this pier in order to maintain uniformity and discipline at the piers.”

İSTASYON RAILWAY STATION

67


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Entry to the City: Railway Station and the Environs

Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi

Demiryolu İskelesi, 2000’ler

Demiryolu İskelesi, 1930’lar

The Railway Pier, 2000’s

The Railway Pier,1930’s

68

K

artpostalda Demiryolu İskelesi'nden kuzeye doğru bir bakışla, kentin doğu girişinin 1930'lu yıllardaki durumu görülüyor. Bir yandan demiryolunun gelişi, öte yandan iskelelerin gelişimi ile bu dönemde kentte artan ticari hareketlilikle birlikte yeni yeni yapılar ve kullanımlar da kendini göstermeye başlıyor. Bunlardan biri de depo ve antrepolar [30].

n the postcard, viewed from Railway Pier towards north, the condition of east entrance of the city at 1920's is seen. Newly developed buildings and uses appear as a result of increasing commercial activities in the city after the arrival of railway, and development of the piers at that period. One of these is the depository and warehouses [30].

slında bu yapılara duyulan ihtiyaç daha 1890'lı yıllarda kendini gösteriyor. 1899'da Osmanlı yönetimince artık Akdeniz'in önemli iskelelerinden biri olarak görülen Mersin'de, Tahinci Atinason Efendi'ye bir liman ve rıhtımla birlikte dok ve antrepo inşası için imtiyaz veriliyor. Söz konusu imtiyaz ile gümrük işlemlerini kolaylaştırmak ve ithal malları saklamak için bir antrepo yapılması gerektiğinin düşünüldüğü anlaşılıyor [31].

A

n fact the need for these buildings begins to appear at 1890's. In 1899, by Ottoman authority, franchise for the construction of dock and warehouse together with a pier and quay is given to Tahin Dealer Mr Atinason at Mersin which is accepted as one of the important piers of the Mediterranean. It is clear that with the aforementioned franchise the necessity for the construction of a warehouse is taken into consideration to ease the custom operations and store the imported goods [31].

B

A

u dönemde kentte gereksinim duyulan depo, antrepo gibi kullanımlar yalnızca devlet tarafından yapılmıyor. Kente dışarıdan gelen, ticaretle uğraşan kimseler tarafından da bu tür yapıların inşasına gereksinim duyulduğu görülüyor. Zira bir süre Mersin'de yaşamış ve ticaretle uğraşmış olan Barker bu tür bir girişimde bulunuyor. Gezgin, ticari faaliyetlerin hızlı ve seri bir şekilde yürütülmesi için yeniliklere gereksinim olduğunu söylüyor ve kentte bir depo kurduğunu, bu depoya pamuğu ve yünü sıkıştırmak ve paketlemek üzere bir de makine getirdiğini anlatıyor [32].

O

I

t this period, the required uses such as depositories, warehouses are not built by only government. It is seen that the construction of such buildings are also needed by merchants coming to city from abroad. Merchant traveler Barker, who has lived in Mersin for a while, makes such an attempt. Traveler says renovations are needed in order to run the commercial activities in a quick and serial way, and tells that he has built a depository in the city and brought a machine into this depository to compress and package the cotton and wool [32].

İSTASYON RAILWAY STATION

69


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Entry to the City: Railway Station and the Environs

Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi

Demiryolu İskelesi, 2000’ler

Demiryolu İskelesi, 1930’lar

The Railway Pier, 2000’s

The Railway Pier,1930’s

K

artpostalda iskelenin üzerindeki raylarda bekleyen boş vagonlar, yüklemeboşaltma için kullanılan vinç ve iskeleye yanaşmış tekneler dikkat çekiyor. Dikkat çeken bir başka nokta ise demiryolu iskelesinin solunda yer alan başka bir iskele. İskelet halinde görülen bu iskele, Bağdat Demiryolu'nun yapımı sırasında demiryolu inşası için gerekli malzemenin taşınabilmesi amacıyla Almanlar tarafından yapılıyor. İstasyonun güney doğrultusunda, demirden yapılan ve üzerinde elektrik tesisatı bulunan bu iskele, 1940'lı yıllarda artık kullanılamayacak duruma gelen Alman İskelesi [33].

B

u dönemde istasyon ile Gümrük İskelesi arasındaki iskeleler yalnızca Demiryolu ve Alman İskelesi'nden ibaret değil. Mersin Limanı'nın yapıldığı 1960'lı yıllara kadar, çoğu bu bölgede olmak üzere kıyıda çok sayıda iskele yapılıp yıkılıyor. Genellikle ahşap ayaklar üzerine inşa edilen bu iskeleler zaman içinde yıpranıyor, bazıları onarım görürken bazıları kullanım dışı kalıyor.

B

unlardan biri de, 1923 yılında Alman İskelesi'nin batısında ve Katolik Kilisesi'nin güneyinde, belediye tarafından yaptırılan iskele. Belediye İskelesi olarak anılan bu iskele, 1928 yılında liman şirketi tarafından üzerine elektrikli bir vinç konulan, on metre uzunluğunda, yüz otuz metre genişliğinde bir iskele. [34].

70

T

he empty wagons waiting over the rails on the pier, the crane used for loadingunloading and boats alongside the pier are drawing attention on the postcard.Another noticeable item is another pier located on the left of the railway pier. This pier, seen as a frame, is built by Germans in order to transmit the required materials for the railway construction during the Baghdad Railway construction. The pier on the south direction of the station, made of iron and with electricity installing is the German Pier which is no more in a serviceable condition at 1940's [33].

A

t that period, the only piers, located between the station and Custom Pier are not Railway and German Piers. Until Mersin Port is built at 1960's, many more piers most of which are located between Railway Pier and Custom Pier are built and destroyed on the shore. These piers mostly constructed over timber supports are worn down by time and as some are repaired some are left out of service.

O

ne of these piers is the one built by the municipality in 1923, on the west of German Pier and on the south of Catholic Church. This pier, called Municipality Pier, is 10 meters long and 130 meters wide, over which a power operated crane is put at 1928 by Port Company [34].

İSTASYON RAILWAY STATION

71


Ticaretin Omurgas覺: Uray Caddesi Spine of Commerce: Uray Street



MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

O

n dokuzuncu yüzyıl, değişen hammadde ve pazar ilişkileri ve gelişen denizyolu

ulaşımı ile Mersin'in de bir parçası olduğu Akdeniz havzasında modernleşme sürecinin başlangıcı olmuştur. Bu dönem aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu için de bir yeniden yapılanma ve modernleşme sürecinin başlangıcıdır. Bu süreçte deniz ulaşımı sayesinde coğrafyanın iç kesimlerindeki kentlere göre erişimi çok daha kolay olan liman kentleri büyük değişim yaşamıştır.

S

anayi devrimini tamamlamış kapitalist dünya ülkeleri bu uzun yüzyılda, gelişen sanayileri için gerekli ucuz hammadde ve pazar arayışına girmiş, bunu en hızlı ve ekonomik biçimde sağlamanın yollarını aramaya başlamışlardır. Bu arayış onları denizyolu ile kolayca ulaşabildikleri Akdeniz havzasındaki liman kentlerine yöneltmiştir. Bu süreçte söz konusu ülkeler, Mersin'in de içinde yer aldığı bu liman kentlerine çeşitli yatırımlar yapmaya başlamıştır.

S

Spine of Commerce: Uray Street

T

he capitalist countries that accomplished their industry revolution in this long century, acquired the search for cheap raw materials for the developing industry and for new markets. This search oriented them towards port cities in the Mediterranean region, to where they could easily reach via maritime lines. During this process, the mentioned countries began to make various kinds of investments to port cities, one of which was Mersin.

öz konusu ülkelerin başta ulaşım olmak üzere yaptığı yatırımlar ile liman kentleri,

dönemin zor ekonomik koşullarında uluslararası ticaretin ve yeni iş olanaklarının odağı haline gelmiştir. Dolayısıyla Doğu Akdeniz'deki liman kentleri ağının bir parçası olan Mersin'in bir liman ve ticaret kenti olarak bu dönemde ortaya çıkışı tesadüf değildir. Pek çok liman kenti gibi Mersin de bu dönemde verimli Çukurova topraklarında yetiştirilen ürünün bir aktarma noktası olarak iskeleleri ile yeni ticari fırsatlar sunmuştur. Bunun sonucunda farklı coğrafyalardan gelen ve farklı uğraş alanları olan topluluklar, on dokuzuncu yüzyılda Mersin'de ticaretin gelişiminde önemli rol oynamış, kentin ticari yaşamını zenginleştirmiştir [1].

B

u dönemde liman kentlerinin ortak özelliği olan kozmopolit nüfus yapısının pek çok bileşeni vardır. Mersin'de bu bileşenlerden yalnızca biri olan Fransızlar, henüz on dokuzuncu yüzyılın ilk çeyreğinde kentteki ticari fırsatları fark etmiş ve kentin ortaya çıkışındaki temel unsur olan iskelelerin iyileştirilmesi için çeşitli girişimlerde bulunmaya başlamışlardır [2]. Bu dönemde, iç bölgelerin dışa açılan kapısı olarak Mersin'de [3] pamuk, buğday, susam, keten tohumu gibi tarımsal ürünlerin ihraç edildiği iskelelerin sayısı artmıştır [4].

O

n dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında artık bölgenin en önemli limanlarından biri haline gelen Mersin'de, zaman içinde yerleri değişim gösteren çok sayıda iskele yapılmıştır [5]. Bu iskelelerden üçü, dönem dönem onarımlar geçirse de yerlerinde kalmış ve kentin ticari merkezini ve gelişim eksenini belirlemiştir. Bu iskeleler, batıdan doğuya doğru, kentin ana iskelesi olan ve gümrük işlemlerinin gerçekleştirildiği Gümrük İskelesi, Taş Han'ın güneyindeki Taş İskele ve istasyonun güneyindeki Demiryolu İskelesi'dir.

76

T

he nineteenth century had been the commencement of modernization process in the Mediterranean region, of which Mersin was a part, as a consequence of changing production and market relations and of developing maritime lines. This period was, at the same time, a beginning of restructuring and modernization process for Ottoman Empire. During this period, port cities encountered huge changes due to the developments in maritime lines, and possibilities to reach resources at inner regions.

B

u iskelelerin gelişimi ve konumları, ulaşım bağlantıları ile kentin ticari merkezinin gelişimi arasındaki ilişkiyi göstermesi açısından önemlidir. Çünkü Gümrük İskelesi,

A

s a result of investments, especially on transportation, made by developed countries, port cities became the focus of international trade and new job opportunities within difficult economic conditions of the period. Therefore, the emergence of Mersin as a part of the network of port cities in Eastern Mediterranean was not a coincidence. Like many other port cities in this period, Mersin with its piers offered new trade opportunities as a transfer point of crop, raised in fertile Çukurova lands. Consequently, communities, having diverse professions from different geographies played an important role in development of commerce in Mersin during nineteenth century, and enriched town's commercial life [1].

I

n this period, cosmopolitan population, one of the common characteristics of port cities, embraced many components, one of which was the French people in Mersin. They realized the trade opportunities in the town, just in the first quarter of nineteenth century and began to make various attempts in order to improve the piers, which are the primary matters that had an effect on emergence of the city [2]. In this period, with the increasing commercial activities, the amount of piers was increased in Mersin, the gateway of the region to the outside [3]. Agricultural products like cotton, wheat, sesame, and linseed were exported from these piers [4].

I

n the second half of nineteenth century, Mersin became one of the most important ports in the region and many piers with changing place and changing names were built [5]. Although they were repaired periodically, the place of three piers did not change and set the location of city centre and its development direction. These piers, from west to east, are Custom Pier, the main pier of the city where customs formalities were taken into consideration, Stone Pier (Taş İskele) on the south of Taş Han and Railway Pier, on the south of railway station.

77


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Taş İskele ve Demiryolu İskelesi, kıyıya paralel gelişen bir caddenin güneyinde yer almaktadır. Bu cadde iskelelerden gelen malların depolandığı yapıları barındıran ve raylı bir sistem aracılığıyla iskeleler ile istasyon arasında malların taşındığı Uray Caddesi'dir. Aslında bu cadde kentin ortaya çıktığı ilk yıllardan itibaren vardır. Daha 1800'lü yıllarda kervanların geçtiği caddede hanların bulunuyor olması, kentin özellikle on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren gösterdiği yükselişten önce de önemli bir cadde olduğunu ortaya koymaktadır [6]. İskele sayısının arttığı, kentin bir ticaret ve liman kenti olarak gelişmeye başladığı yıllarda caddedeki ticari kullanımlar ve yapılar çoğalmış, yapıldıkları ilk dönemde daha çok konaklamaya yönelik işlev gören hanlar zamanla, tüccar hanları, depo, mağaza ve dükkanlara dönüşmeye başlamıştır [7]. Yirminci yüzyılın ilk yarısına ait pek çok kartpostalda caddenin İstasyon Caddesi olarak adlandırıldığı görülmektedir. Bir dönem ise hükümet konağı ile Gümrük Meydanı arasında kalan bölümü Hükümet Caddesi olarak isimlendirilmiştir [8].

R

ayları 1930'lu yıllara kadar caddede kalan [9] ve “dekovil” olarak adlandırılan bir

raylı sistem ile Uray Caddesi, demiryolu istasyonu ile kentin ana iskelesi arasındaki doğrudan ve tek bağlantıdır [10]. Özellikle iskeleler yakınındaki arazi, dükkan ve mağazalara ilgi gösteren tüccarlar [11] ve iskelelerde gerçekleşen ticari etkinlik için en uygun yer, kenti doğu-batı doğrultusunda geçen bu cadde olmuştur. Cadde'de yer alan ve günümüzde kimi ayakta olmayan Azak Han, Taş Han, Sursok Han gibi hanlar, Uray Caddesi'nin kentin ticari ekseni olduğunu somut olarak ortaya koymaktadır.

C

addede yer alan bu tüccar hanlarında başta gemi ve vapur acenteleri,

komisyoncular ve ithalat-ihracat yapan tüccarlar olmak üzere pek çok uluslararası şirket ve temsilcilikleri hizmet vermeye başlamıştır. Artan ticari etkinlikle birlikte sigorta ve finans sektöründe faaliyet gösteren şirketler ve acenteler de açılmaya başlamıştır [12]. Zaman içinde iş kollarında yaşanan uzmanlaşma, caddede yer alan tüccar hanlarında da kendini göstermiştir. Bu duruma en iyi örnek Azak Han'dır. Yirminci yüzyıl başına kadar bu han, ağırlıklı olarak hukuk büroları ile gümrük acentelerinin bulunduğu bir tüccar hanıdır. Günümüzde ayakta olmayan bu yapı, Uray Caddesi'nin olduğu kadar Mersin'in de yakın geçmişini, liman ve ticaret kenti kimliğini simgeleyen bir yapı olmuştur.

Y

irminci yüzyıl başına kadar kentte etkinlik gösteren ve ticaretle uğraşan tüccarlar yalnızca Azak Han'da değil, Uray Caddesi'nde yer alan diğer hanlarda ve ticarethanelerde faaliyetlerini devam ettirmişlerdir. Emilio Levante, Fuat ve Sezar Şaşati, Vahid Baydar, Melhem Şelfun, Vasfi Ongun, Nikola Brazzafoli, Sait Akıncı, Sait Dormen, Ali Ergir, Abdülkadir ve Mahmut Perşembe, Fuat Osman Mörel, Şeref Genç, Ali Safa, Nazım Miskavi, Rıfat Uysal, Mehmet Sabah, Mustafa Sabuncu, Ahmed

78

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

T

he location of piers and their development is considered to be important in terms

of transportation connections and the relations with the development of city centre. Custom Pier, Stone Pier, and Railway Pier were located parallel to a street, on its south side. This street, named Uray Street embraced many warehouses to store goods taken from piers, and a rail system to transfer goods between piers and railway station. Essentially, this street had been existed since foundation of the city. Existence of inns on the street, where caravans were passing, yet in 1800's reveals the importance of the street even before the rising significance of the city in the second half of nineteenth century [6]. During the years, when the amount of piers were increased, the city began to develop as a commercial and port city, commercial activities and buildings were augmented, and inns, used to be places designed for accommodation were changed into the places for tradesmen, warehouses, and shops [7]. The street is named Railway Station Street in many postcards taken during the first half of twentieth century. Once, the part of the street between Custom Square and Government House was called Government Street [8].

Spine of Commerce: Uray Street

A

narrow-gauge rail system called dekovil [10], of which the rails had remained until 1930's [9], was the only and direct connection between railway station, from where raw materials and goods were introduced, and Custom Pier, main pier of the city. Tradesmen were showing interest especially in shops and lands, close to the pier [11]. Uray Street that drive the city through east-west direction became the most suitable place for commercial activities, emerged in piers. Inns, some of which does not exist at present like Azak Han, Sursok Han, Taş Han, reveal that Uray Street was the commercial spine of the city.

M

any international companies and their representative offices like shipping agencies, commission agents, and import and export dealers began to take place at the street in tradesmen inns. Companies and agencies of finance and insurance were also put into working order together with increasing commercial activities [12]. In the course of time, specialization in commercial activities revealed itself in tradesmen inns. The best example for this trend was Azak Han. It had been consisting of offices of attorneys, custom agencies and import and export dealers until the beginning years of twentieth century. The building, symbolizing not only the history of Uray Street but also the history of Mersin and its commercial identity, does not exist at present.

U

ntil the beginning years of twentieth century, active tradesmen showed their activity not only in Azak Han, but also in other inns and commercial houses as well. Remarkable tradesmen like Emilio Levante, Fuat ve Sezar Şaşati, Vahid Baydar, Melhem Şelfun, Vasfi Ongun, Nikola Brazzafoli, Sait Akıncı, Sait Dormen, Ali Ergir, Abdülkadir ve Mahmut Perşembe, Fuat Osman Mörel, Şeref Genç, Ali Safa, Nazım Miskavi, Rıfat Uysal, Mehmet Sabah, Mustafa Sabuncu, Ahmed Karamancı, Ezra

79


Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Karamancı, Ezra Duşi, Şükrü Şıhman, Ahmet Fadıl Sıdalı, Mahir Turan, Sami ve Fahri Merzeci, Fuat Şaşati, Mustafa Gandur gibi kentin ileri gelen tüccarları, 1940'lı yıllarda da Uray Caddesi'nin hala eski canlılığını sürdürmekte olduğunu göstermektedir [13].

Duşi, Şükrü Şıhman, Ahmet Fadıl Sıdalı, Mahir Turan, Sami ve Fahri Merzeci, Fuat Şaşati, Mustafa Gandur denotes that Uray Street still continued to show its liveliness [13].

B

u dönem kentte gelişen ve ağırlıklı olarak Uray Caddesi'nde kendini gösteren ticari etkinlik, tüccar hanları, depolar, mağaza ve dükkanlarla sınırlı kalmamış, bu etkinlikleri destekleyen çok çeşitli kullanımları da beraberinde getirmiştir. Limandaki ticari faaliyetle birlikte, yine iskelelere ve caddede yer alan ticari kullanımlara yakın olmak amacıyla Uray Caddesi'nde bankalar ve yönetsel yapılar da yer almaya başlamıştır. Selanik Bankası, İş Bankası, Ziraat Bankası gibi dönemin en önemli finans kuruluşları doğrudan Uray Caddesi'nde yer almış, Osmanlı Bankası ve İş Bankası'nın bir şubesi ise yine caddeye yakın bir konumda hizmet vermiştir [14]. Öte yandan, kentin en önemli idari yapısı olan Hükümet Konağı da Uray Caddesi'ndedir.

D

aha sonraları kambiyo şefliği, bir dönem belediye, vergi dairesi gibi kurumların da yer aldığı cadde, kentin sosyal hayatında da önemli bir yere sahiptir [15]. Kentin ileri gelen tüccarlarının bir arada bulunduğu caddede yalnızca iş yoktur. Türkçe, Arapça, İngilizce ve Fransızca konuşan, yaptıkları işin niteliği gereği uluslararası ilişkileri olan tüccarlar, yine Uray Caddesi'nde bulunan bir binada bir araya gelip eğlenmektedir. Dolayısıyla Uray Caddesi, kentteki ticaretin ana omurgasını oluştururken, bir yandan da on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren kentte gelişen yeni bir ticaret ve burjuva kültürünün oluşumunun belirleyicisi ve simgesi olmuştur.

80

I

n this period, developing commercial activity at Uray Street was not limited with merchant inns, warehouses and shops, many activities supporting the previous ones emerged. Together with commercial activities on the port, banks and governmental functions began to develop in order to place themselves close to piers and Uray Street where commercial activities took place. Significant banks and financial institutions in the period like Thessaloniki Bank (Banque de Selanique), İş Bank, Ziraat Bank (Banque Agricole de Governement) took place at Uray Street [14]. Ottoman Bank (Banque Imperiale Ottomane) and new office of İş Bank began to furnish services on a location very close to Uray Street. On the other hand, Government House, the most important administrative building was also placed at Uray Street.

Spine of Commerce: Uray Street

L

ater on, institutions like exchange office, municipality, and tax administration took place at the street [15]. However, there was not only business on the street, where notable tradesmen came together. Tradesmen, who were dealing with international business as an essence of their occupations and talking in Turkish, Arabic, English and French, were coming together in a building. Therefore, Uray Street was founding the spine of commercial activities in the city, while it became a symbol and a determining force for newly developing commercial and bourgeoisie culture beginning from second half of nineteenth century.

81


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

stasyon ile Gümrük Meydanı arasındaki bu parke taşlı cadde [17], hemen yanı başında yer alan Frenk Mahallesi'ndeki [18] gayrimüslim evleri, Türkçe, Rumca, Arapça, Fransızca konuşan ithalat ve ihracatçı tüccarları, Maruni Kilisesi, Katolik Kilisesi, Camisi ile yirminci yüzyıl başına kadar kentin en canlı caddesi. Kartpostalda Mersin'in bir liman ve ticaret kenti kimliğini simgeleyen Uray Caddesi'nde o dönemde deniz kıyısında bulunan yapılar bir arada görülüyor. Günümüzde sahil şeridinin yerinde İnönü Bulvarı uzanıyor ve kartpostaldaki siluet, yeni yapılan binalar nedeniyle görülmüyor.

İ

Spine of Commerce: Uray Street

T

he postcard, recorded by editor H. Ghazarian, documents all characteristics of Mersin at nineteenth century. On the south, the Mediterranean with barges on, along the coast, stone buildings of a common architectural style, and on the north Toros Mountains.

O

Mersin, Uray Caddesi Silueti, 1910’lar Mersin, Silhouette of Uray Street, 1910’s

E

ditör H. Ghazarian'ın kaydettiği kartpostal, on dokuzuncu yüzyıl Mersin'ini tüm özellikleriyle belgeliyor. Güneyde üzerinde mavnalarıyla Akdeniz, kıyı boyunca ortak mimari dilleri ile taş yapılar ve kuzeyde Toros Dağları.

K

artpostalda kentin ticari eksenini oluşturan Uray Caddesi boyunca sıralanan tüccar hanları, depolar, dini yapılar ve resmi kurumların çoğu görülüyor. Solda görülen yapı Ziya Paşa Gazinosu. Kentin sosyal hayatında çok önemli bir yeri bulunan yapının doğusunda Postane, onun yanında da Taş Han yer alıyor. Taş Han'ın kuzeyinde kendini gösteren yapı ise yalnızca Uray Caddesi'nin değil belki de kentin en önemli simgesi Azak Han. Azak Han'ın güneyinde ve Taş Han'ın kuzeydoğusundaki yapı Sursock Ailesi'ne ait Sursok Han.

D

oğuya doğru gidildikçe Ziraat Bankası, dönemin tüccarlarına ait depolar, işyerleri ve evler Katolik Kilisesi'ne kadar devam ediyor. Hükümet Konağı'nın güneyinde yer alan Ziraat Bankası'nı ve caddedeki ticareti, çocukluğu Mersin'de geçmiş olan öykücü ve şair İlyas Halil şöyle anlatıyor [16]:

82

Yasemin yüzlü ve yeşil pancurlu bir yapının önündeki Ziraat Bankası'nın daracık sokağından denizin küçük bir kesimi görülürdü. İş denizi, ithal ve ihraç denizi. Gündüzleri bellerine kadar suya batmış mavnalar gebe inekler gibi sallanarak açıkta duran vapurlara pamuk, tahıl taşırlardı.”

n the postcard, most of the merchant inns, repositories, religious structures and official foundations standing along the Uray Street -the trade axis of the cityare seen. The building on the left is Ziyapaşa Club, a building which plays an important role in the social life of the city. On the east of this structure the Post office stands and next to it is Taş Han. The structure that appears from the north of Taş Han on the postcard which maybe not only the most crucial symbol of Uray Street but also of the city is Azak Han. The structure on the south of Azak Han and northeast of Taş Han is the Sursock Family owned Sursok Han.

T

owards east, Ziraat Bank, repositories belonged to the merchants of the period, office premises, and houses continue till the Catholic Church. The story-writer and poet İlyas Halil, who had spent his childhood in Mersin, tells about Ziraat Bank on the south of Government Office and the trade on the street as follows [16];

Through the very narrow street of Ziraat Bank, which was in front of a jasmine façade and green louvered building, a small part of the sea could be seen: sea of business, sea of export and import. In the daytime, the barges rocking like pregnant cows, sunk in the water till their waists, carried cotton, grain to the ships waiting on the high sea.”

T

his cobblestoned street [17] lying among the Railway Station and the Custom Square is the most alive street of the city until the beginning of twentieth century, with its non-Muslim houses at the Frenk District [18] just next to it, with the exporter and importer merchants speaking Turkish, Greek, Arabic, French and Maruni Church, Catholic Church and the Mosque. The buildings that symbolize port and commercial identity of the city, lying down along the coast, can be seen on postcard. At the present day, İnönü Boulevard exists in place of the coastline and it is not possible to see the old silhouette due to the new buildings placed in front of the

83


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Latin Katolik Kilisesi, 1910’lar

Latin Katolik Kilisesi, 1910’lar

Latin Catholic Church, 1910’s

K

artpostalın üzerinde, “Mersin- Katolik Kilisesi ve İstasyon Caddesi” (Mersina-Eglise Catholique et Rue de la Station) yazısı okunuyor. Gümrük İskelesi'nden istasyona ulaşım sağlayan cadde, önceleri İstasyon Caddesi, daha sonra Hükümet Caddesi ve sonra da Uray Caddesi adını alıyor. Kartpostalda, günümüzde de ayakta olan ve ibadete açık bulunan Katolik Kilisesi çan kulesi ile çevredeki en yüksek yapı. Kilisenin hemen yanında, kartpostalın sağ alt köşesinde ise raylar üzerinde yük taşıyan dekovilin vagonları dikkat çekiyor. Kentte önemli bir nüfusa hizmet veren Katolik Kilisesi'ni Fikri Mutlu şöyle anlatıyor [19]:

Latin Katolik Kilisesi, şehrin doğusunda, sahile yakın, İstasyon Caddesi üzerinde ve yirmi metre irtifaında (yüksekliğinde) bir saat kulesi bulunan ve geniş müştemilatı olan modern bir kilisedir. Bu Kilise 1846 tarihinde, Tarsus'taki Katolik Cemaatı; Mersin'de Katolik Hristiyanların çoğalmakta olduğunu görmesi üzerine Mersin'de bir Katolik Kilisesi tesis etmek üzere (Per Antonyani) adındaki papazı yeni ve küçük Mersin şehrine gönderdi. Şehrin Tarsus Caddesi üzerinde ve methalinde o zaman han olarak kullanılan ve bulunan şimdiki Kilisenin şarkında (doğusunda) ve halen yine Kiliseye ait mesken ve yazıhane olarak kullanılan binayı satın aldı. Tadilat yaparak bu hanı Kiliseye tahvil etti. 1890 tarihine kadar bu yerde ayin icra edildi. Halen kilise olan binanın dört sene inşaatı devam ettikten sonra 1890 tarihinde ikmal edilerek ayin icrasına burada başlandı.”

84

Latin Catholic Church, 1910’s

T

he phrase, “Mersin – Catholic Church and the Railway Street” (Mersina-Eglise Catholique et Rue de la Station) is read on the postcard. The street, providing access between the Custom Pier and the Railway Station, was named Railway Street at first, Government Street later on, and Uray Street afterwards. On the postcard, the Catholic Church, the highest building in its environs with the campanile, is still open for worship today. Next to the church, the carriages of the narrow-gauge rail system are drawing attention on the lower right corner of the postcard. Fikri Mutlu describes the Catholic Church, providing service to a large population [19]:

Latin Catholic Church, placed on the east side of the city on Railway Street, close to the coast, is a modern church with the campanile of twenty meters long and its premises. In 1846, the Catholic parish at Tarsus considered the increasing population of Catholic Christians and sent a priest (Per Antonyani) to Mersin, the little and new town, in order to build the church. At the time, he purchased the building, used as an inn on Tarsus Street, on the entry to the city, placed on the east side of the current church, which is today utilized as housing and office. He transformed the inn into church after modifications. Religious ceremonies were held in the building until 1890. Current building, of which the construction was completed after a four-year time, is used as the church at present”.

LATİN KATOLİK KİLİSESİ LATIN CATHOLIC CHURCH

85


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Mersin Hükümet Konağı, 1920’ler

Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, 2000’ler Mersin Local Health Office, 2000’s

Mersin Government House, 1920’s

K

artpostalda, Uray Caddesi'nin önemli yapılarından biri olan Hükümet Konağı görülüyor. Günümüzde Mersin İl Sağlık Müdürlüğü olarak hizmet veren yapının bulunduğu alanda, Mersin'in 1864 yılında kaza olmasının ardından üstü toprakla örtülü bir yapı hükümet dairesi olarak kullanılıyor [25]. Zaptiye Dairesi yani jandarma da o dönemde bu yapının içinde hizmet veriyor. Yapının doğusunda Katolik Kilisesi'ne kadar olan alan, o dönemde şehir mezarlığı olarak kullanılıyor [26].

H

ükümet Konağı 1919 yılında Mersin'in Fransızlar tarafından işgal edildiği dönemde de yönetim merkezi olarak kullanılıyor. Söz konusu dönemde Fransızlar Hükümet Binası'na yerleşiyor ve guvernör sıfatı ile General Anfre yönetimi devralıyor. 6 Şubat 1919'dan itibaren ise Fransız yönetimi tüm resmi dairelerdeki kontrolü ele alıyor. Bu süreçte yönetim kademesindeki pek çok kişi çeşitli kararnameler ve emirlerle görevlerinden uzaklaştırılıyor [27].

G

örevinden uzaklaştırılanlardan biri de o dönemde mutasarrıflık görevini yürütmekte olan Galip Bey. Fransızların asayişi sağlamak için geldiklerini, ancak davranışlarıyla sömürgeciliği başlattıklarını ifade eden Mutasarrıf Galip Bey, bu demecinin ardından 25 Şubat 1919 tarihinde Dahiliye Nezareti (İçişleri) tarafından görevinden azledildiğini bildiren telgrafı alıyor [28].

86

O

n the postcard, one of the most important buildings of Uray Street, the Government House is seen. In the area, where today the building serving as Mersin Health Directorate exists; a building with an earth covered roof is used as government office, after Mersin becomes county at 1864 [20]. Zaptieh Agency which means gendarme also serves in this building at that time. The area extending to the Catholic Church on the east of the building is used as the city cemetery at that period [21].

T

he Government House is used as management center in 1919, when Mersin was occupied by French. The French settles in the Government House and General Anfre takes over the management in the name of governor. From 6th of February 1919 French management takes control of all official institutions. During this process, many people at government positions are suspended with various decrees and directives [22].

O

ne of those who have been suspended is Mr. Galip, the governor of subprovince. Lieutenant governor Mr. Galip declaring, the French were to come to secure the public peace but turned out to start colonialism with their behaviors, receives the telegraph enouncing his dismissal from Ministry of Internal Affairs after this declaration at 25th of February 1919 [23].

HÜKÜMET KONAĞI GOVERNMENT HOUSE

87


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Mersin Hükümet Konağı, 1920’ler

Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, 2000’ler Mersin Local Health Office, 2000’s

Mersin Government House, 1920’s

1

864 Vilayet Nizamnamesi ile Mersin'in kaza olmasının ardından yapılan Hükümet Konağı, gelişen kentin ihtiyacını karşılayamaz duruma gelince hapishane ile birlikte Yoğurt Pazarı'nın güneyindeki, Sakarya ve İlkbahar Kahvehaneleri'nin yer aldığı Arabacı veya Aliefendi Hanı'na naklediliyor. Ne var ki hükümet konağının kent içindeki serüveni bununla da kalmıyor, 1900 yılında, kiralanan Ege Palas Oteli'nde hizmet vermeye devam ediyor. Sonunda kente yakışır bir hükümet konağının yapılması için Mutasarrıf Cemal Bey'in girişimi ile halkın desteği ve belediyenin katkısı sağlanıyor. Belediye dört yıllık iskele gelirini yeni hükümet konağının yapımı için ayırıyor. Dönemin belediye meclis üyesi olan Abdülkadir Saydavi projesini hazırlıyor ve kartpostalda görülen yapı 1906 yılında tamamlanarak görkemli bir törenle hizmete açılıyor [29].

88

A

s the Government House, which is built after Mersin becomes a county with 1864 Province Regulation, could not respond to the needs of the developing city, it is transferred to the Arabacı or Aliefendi Inns where Sakarya and İlkbahar Café Houses are in and stands on the south of Yoghurt Bazaar, together with the prison. However, this is not the end of the adventure of government house in the city and continues to serve at Ege Palas Hotel taken on hire at the year of 1900. Eventually, public support and municipality contribution is provided thanks to the initiative of Lieutenant Governor Mr. Cemal in order to build a worthy government house to the city. Municipality allocates four years income of piers for the construction of the new government office. Abdülkadir Saydavi, the municipal council member, prepares the project and the building seen on the postcard is put in commission with a grand ceremony at the year of 1906 [24].

HÜKÜMET KONAĞI GOVERNMENT HOUSE

89


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Mersin Hükümet Konağı, 1920’ler

Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, 2000’ler Mersin Local Health Office, 2000’s

Mersin Government House, 1920’s

K

aza halkının yardımları ile inşaatı dört yılda tamamlanan ve kuzeyindeki hapishane ve jandarma kumandanlığı ile birlikte toplam “on sekiz bin küsur altın lira”ya mal olan bina, iç avlulu ve iki katlı taş bir yapı. Birinci katında yirmi ve ikinci katında on dokuz oda ve bir salonu bulunan yapının büyüklüğü, dönemin Mersininde ticari yaşama paralel olarak idari işlevlerin de ne denli gelişmiş olduğunu gösteriyor [30].

K

entin tüm idari birimleri kartpostalda görülen yapıya taşınana kadar pek çok yer değiştiriyor. Sonunda hepsi birlikte 1906 yılında tamamlanan Uray Caddesi'ndeki hükümet konağına taşınıyor. Ne var ki, bu da hükümet konağının kent içindeki son yer değiştirmesi olmuyor. Binada, 1925 yılında çıkan yangın sonucu yapının ahşap bölümleri tamamen yanıyor. Özellikle üst katta bulunan nüfus ve tapu daireleri büyük hasar görüyor [31]. İdare o dönemde Çakmak Caddesi'nde bulunan ortaokula (günümüzdeki 3 Ocak İlköğretim Okulu'na) taşınıyor. Yapının üçgen alınlığındaki Atatürk rölyefi, yangının ardından büyük bir onarım geçirdiği 1925 yılından sonra konuyor [32].

T

he structure, which has been constructed in four years with the help of all county people and, costs a total of “eighteen thousand and a bit gold liras” together with the prison and gendarme commandership on its north side, is a two-storey stone building with a courtyard. The scale of the building with its twenty rooms on the first floor, nineteen rooms and a hall on the second floor is important in indicating how much the administrative functions have also developed parallel to the commercial life in the period's Mersin [25].

U

ntil all the administrative departments of the city are moved to the building seen on the postcard, they are relocated to many places. Eventually all of them move to the Government House, completed in 1906, on Uray Street. However, even this is not the last relocation of the government office in the city. All of the woodwork of the building is burnt as a result of the fire in 1925. Administration moves to the secondary school (at the present 3 Ocak Primary School) on the Çakmak Street. Especially the registration office and land office are damaged deficiently [26]. The Atatürk relief on the pediment of the building is placed after the major restoration it undergoes at 1925 [27]. HÜKÜMET KONAĞI GOVERNMENT HOUSE

90

91


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Mersin Hükümet Konağı, 1930’lar

Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, 2000’ler Mersin Local Health Office, 2000’s

Mersin Government House, 1930’s

H

ükümet Binası, yer aldığı Uray Caddesi'nde simge yapılardan biri ve caddenin kısmen Hükümet Caddesi olarak anılmasının da nedeni. Cadde, İstasyon ile Gümrük Meydanı'nı birbirine bağladığından kent içindeki ulaşım sistemi açısından da önemli. Uray Caddesi aynı zamanda Gümrük Meydanı'ndan ve Kışla Caddesi üzerinden (günümüzdeki Atatürk Caddesi) batıya doğru Kışla'ya ve Müftü Cami'ne devam eden sistemin de etkin bir parçası.

overnment House is one of the symbol structures of the Uray Street it stands on, and causes the street to be called Government Street partially. Since the street connects the Railway Station and the Custom Square, it is also important in means of the inner city transportation system. Furthermore Uray Street is an effective part of the system starting from Custom Square, continuing over Kışla Street (today's Atatürk Street), towards west to Kışla and Müftü Mosques.

B

O

u hat üzerinde 1960'lara kadar faytonlar ulaşımda rol alıyor. 1963 yılında ise faytonların ulaşımdan kaldırılması düşünülüyor. O dönemki belediye yönetimi, hayvanla çekilen tüm arabaların kent içi trafiğine alınmayacağını, ulaşımın temin edilecek dört otobüsle gerçekleşeceğini bildiriyor [33].

A

ncak otobüs ulaşımı daha önceden; kısmen de olsa 1940'larda başlıyor. İki hatta gerçekleşen ulaşımda iki otobüsten ilki “İstasyon-Köprü” levhasını taşıyarak Uray Caddesi'nden Silifke Caddesi'ne ve Müftü Köprüsü'ne ulaşıyor; dönüş yolunda ise Atatürk Caddesi üzerinden İstasyona geri geliyor. “İstasyon-Osmaniye” levhasını taşıyan ikinci otobüs ise Uray Caddesi, Bozkurt Caddesi, Yoğurt Pazarı, Çukurova Fabrikası, Hastane güzergahını izleyerek Osmaniye'ye ulaşıyor. 1943 yılında başlayan bu seferlerde bilet ücreti on beş kuruş olarak belirleniyor [34].

92

G

n this transportation line, phaetons play role in transportation until 1960's. At 1963 withdrawal of phaetons from transportation is considered. The municipality of that period announces that no cars pulled by animals would be permitted in the city traffic and the transportation would be by four buses which will be provided [28].

H

owever, bus transportation starts much before at 1940's, but only partially. In the two lined transportation, the first of the two buses, carrying the signboard Station-Bridge, reaches Silifke Street and Müftü Bridge from Uray Street, and on the return, comes back to the Railway Station over Atatürk Street. The second bus carrying Station-Osmaniye signboard, reaches Osmaniye following the Uray Street, Bozkurt Street, Yoghurt Bazaar, Çukurova Factory, Hospital route. The ticket fee for these routes beginning at 1943 is assigned as 15 piaster [29].

HÜKÜMET KONAĞI GOVERNMENT HOUSE

93


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Cezaevi, 1910’lar

Cezaevi, 1910’lar Prison House, 1910’s

Prison House, 1910’s

U

ray Caddesi'nde bulunan Hükümet Konağı'nın kuzeyindeki hapishane, günümüzde ayakta olmayan, ancak kartpostalın hazırlandığı dönemde kentin görkemli ve büyük yapılarından biri. İki katlı taş yapı, çevresinde duvarları olmayan, doğrudan sokağa açılan kapısı ile günümüz hapishanelerinden oldukça farklı. Binanın açıldığı bu sokakta, 1900'lerin başından itibaren ticaret hayatında etkin olmuş kentin önde gelen ailelerinin konutları da yer alıyor. Diyap, Sabuncu, Atınç, Tannus, Tütüncü, Şelfun ve Ergir aileleri bu ailelerden birkaçı.

P

azar Caddesi'nde, hapishanenin batısında yer alan Osmanlı Bankası (Banque Imperiale Ottoman) Mersin Şubesi binası, Mersin Limanı'nın Doğu Akdeniz'de önemli bir konum elde etmesinin ardından 1884 tarihinde açılıyor [22].

K

entteki ticaretin gelişmeye başladığı bu ilk dönemde Osmanlı Bankası'nın ardından Cumhuriyet Dönemi'ne kadar ve Cumhuriyet Dönemi'nin ilk yıllarında pek çok banka Mersin'de şube açıyor. Bu bankalardan bazıları Ziraat Bankası, Deutche Orient Bank, Atina Bankası (Banque D'Athenes), Selanik Bankası (Banque de Salonique), Memaliki Şarkiye Fransız Bankası (Banque Française des Pays D'Orient), Türkiye İş Bankası ve Mersin Ticaret Bankası [23]. Merkez Bankası Mersin Şubesi ise 1936'da Osmanlı Bankası'nın batısında açılıyor [24].

94

T

he prison, on the north of the Government House on the Uray Street, even though is not standing today, is one of the glorious and immense buildings of the city at the time the postcard has been prepared. Two-storey, stone structure is very much different from contemporary prisons with no walls surrounding it and with its door directly opening to the street. The street the prison opens to and seen on the postcard, besides being effective on the commercial life from the beginning of 1900's, also hosts the residences of the prominent families of the city. Diyap, Sabuncu, Atınç, Tannus, Tütüncü, Şelfun and Ergir are some of these families.

S

tanding on Pazar Street, the building of Mersin Branch of the Ottoman Bank (Banque Imperiale Ottoman) on the west of the prison, has been opened in 1884, as Mersin Port gains a crucial position in the East Mediterranean [30].

A

t that first period of the developing commerce in the city, following Ottoman Bank, until Republic Period and at the first years of Republic Period many more banks open agencies in Mersin. Some of these banks are Ziraat Bank (Banque Agricole du Governement), Deutche Orient Bank, Athens Bank (Banque D'Athenes), Thessaloniki Bank (Banque de Salonique), Memaliki Orient French Bank (Banque Française des Pays D'Orient), Türkiye İş Bank ve Mersin Trade Bank [31]. Mersin Branch of Central Bank is opened at 1936 on the west of the Ottoman Bank [32].

CEZAEVİ PRISON HOUSE

95


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Sursok Han ve Uray Caddesi, 1910’lar

Sursok Han ve Uray Caddesi, 2000’ler

Sursok Han and Uray Street, 1910’s

K

artpostalın sağ tarafında görülen yapı, Uray Caddesi'nin en önemli hanlarından biri olan Sursok Han. Sursock Ailesi kimi üyeleri halen Beyrut'ta yaşayan ve yirminci yüzyıl başına kadar Mersin'de geniş arazileri ve çok sayıda mülkleri bulunan bir aile [20]. Sursok Han, Taş İskele'nin uzantısında, iskeleden gelen malların depolandığı, alt katlarında ticarethanelerin yer aldığı, üst katında kente gelip giden tüccarların konakladığı bir han. Bir dönem Mersin Palas Oteli'ne de ev sahipliği yapmış olan han, 17 Mart 1923'teki ziyaretinde Atatürk'ün otelin lokantasında yediği öğle yemeği nedeniyle tarihi değer taşıyor [21].

K

artpostalın çekildiği dönemde kentin ticari merkezi olarak en canlı caddesi olmasına karşın yol boyunca yapıların iki katı geçmediği, henüz herhangi bir motorlu taşıtın bulunmadığı ve taşımacılığın at arabalarıyla yapıldığı görülüyor. Ancak kartpostalın sol alt köşesinde izleri görülen raylar, kentte o dönemde bir raylı sistemin varolduğunu açıkça ortaya koyuyor. Görünen raylar, caddenin İstasyon Caddesi olarak adlandırıldığı yıllarda istasyon ile Gümrük Meydanı arasında yük taşıyan dekovilin rayları.

G

ünümüzde Sursok Han, Uray Caddesi'ndeki varlığını koruyor ve halen caddedeki ticaretin önemli yapılarından. Dekovil rayları ise 1930'lu yıllarda sökülüyor ve zamanla otomobiller kent içindeki ulaşımda yerini alıyor.

96

Sursok Han and Uray Street, 2000’s

T

he building seen on the right of the postcard is Sursok Han, one of the most important inns of Uray Street. Some members of The Sursock Family still live in Beirut and owned wide land and many estates in Mersin until the beginning of twentieth century [33]. Sursok Han is an inn, where goods and chattel coming from the pier are stored, on the extension of Stone Pier (Taş İskele), with the business firms on the lower storey and accommodation places for the merchants that stop by on the upper storey. The inn, which for a while has hosted Mersin Palas Hotel, bears a historical value as a place where Atatürk had lunch at the restaurant of the hotel on his visit at 17th March of 1923 [34].

A

t the times the postcard had been taken, despite being the most alive street of the city in means of trade, it is observed that along the street the buildings do not exceed two-storey, there exist no motorized vehicles yet and transportation is carried out by horse cars. However, the railroad traces seen on the lower left-hand corner of the postcard reveals evidently the existence of a rail system at that time in the city. The rails seen are that of dekovil, the narrow gauge rail system, which was carrying goods between the station and Custom Square at the times the street was called Railway Station Street.

A

t the present day, Sursok Han keeps its presence on Uray Street and is still one of important structures of the trade in the street. However, dekovil rails are pulled out at 1930's and by time automobiles take their place in city transportation.

SURSOK HAN SURSOK HAN

97


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Sursok Han, Belediye ve Uray Caddesi, 1930’lar

Sursok Han ve Uray Caddesi, 2000’ler

Sursok Han, Town Hall and Uray Street, 1930’s

M

ersin'de on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren artan ticari hareketlilik ve yeni kentsel hizmetler; karantina yapıları, konaklama tesisleri, kent içi ulaşım gibi pek çok yeni kentsel işlevin düzenlenmesini de gerekli kılıyor [35]. Böylece 1869 yılında belediye meclisi kuruluyor [35]. Ancak belediye meclisi, 1888 yılında Mersin'in sancak (liva) olmasının ardından belli bir fiziksel mekana kavuşuyor [36]. Gümrük binasının kuzeyinde, bugün ayakta olmayan yapıda hizmet veren belediye 1922 yılında, kartpostalda görülen Uray Caddesi'ndeki binaya taşınıyor [37].

B

inada günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları bulunuyor. Kartpostalda, Hükümet Konağı ve Belediye gibi önemli idari yapıların bulunduğu Uray Caddesi bayraklarla süslenmiş ve belediyenin önündeki tak ile Cumhuriyet Bayramı kutlanıyor. Cadde, belediye binası nedeniyle bir dönem Belediye Caddesi olarak adlandırılıyor, Uray ismini ise sonradan alıyor. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları o dönem Mersininde geçmiş şair ve öykücü İlyas Halil şöyle anlatıyor [38]:

Belediye Caddesi Gümrük Meydanı'na doğru uzanır. İki iskelenin arasında uzanan parke taşlı caddede dışalım-dışsatım firmaları yer alırdı. Bir gün bu caddeye Uray Caddesi, meydana ise Gümrük Alanı denecek dediler.”

98

Sursok Han and Uray Street, 2000’s

A

s a consequence of the growing commercial activities and many new urban services, the organization of new urban functions like quarantine structures, accommodation facilities, city transportation become necessary [34]. Resulting from this need, the municipal council is established in 1869 in Mersin [35], however it acquires a specific physical place only after the city becomes a sanjak (subdivision of a province) in 1888 [36]. The municipality, serving at the building, not standing today, on the north of the Custom House, moves to the building seen on the postcard on Uray Street in 1922 [37].

T

oday, City Theatre, founded by Municipality of Greater Mersin is in the building. On the postcard, Uray Street, on where important administrative buildings like Government House and Municipality stand, is ornamented with flags and celebrates the Republic Day with the triumphal arch placed in front of the Municipality. The street is called as Municipality Street because of the municipality building and renamed Uray afterwards. The story-writer and poet İlyas Halil, who has spent his childhood and preteens in Mersin at those years, tells [38];

The Municipality Street extends towards Custom Square. On the cobblestoned street lying among two piers, there were importation and exportation firms. One day, they said, this street was to be called Uray Street and the square to be called Custom Square.”

SURSOK HAN SURSOK HAN

99


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Uray Caddesi, Azak Han ve Sursok Han, 1920’ler

Uray Caddesi ve Sursok Han, 2000’ler Uray Street and Sursok Han, 2000’s

Uray Street, Azak Han and Sursok Han, 1920’s

K

artpostalda Uray Caddesi'nin en önemli tüccar hanlarından ikisi; Sursok Han ve ne yazık ki günümüzde ayakta olmayan Azak Han görülüyor. Tüccar Hanı olarak da bilinen daha sonraları Azak Han ya da Azakzadeler Han olarak anılan han, 1899 yılından önce yapılmış, ilk dönemlerde konaklama amacıyla kullanılmış bir yolcu hanı [39]. Hanın alt katı o dönemde kente gelen kervanların ve gezgin tüccarların hayvanları için kullanılırken, üst katı ise yolcu, gezgin ve tüccarların konaklamasına yönelik işlev görüyor [40].

H

an, 1928'te Azakzadeler tarafından satın alınması ile Azakzadeler Han adını alıyor. Zaman içinde Azak Han olarak tanınan yapının 1987 yılında büyük bölümü çöküyor [41]. 1988 yılında tamamen yıkılan Azak Han, yirminci yüzyılın ilk yarısında ithalat ve ihracatçı tüccarlar, gümrük komisyoncuları ve avukat yazıhanelerinin bulunduğu kentin en canlı iş merkezlerinden biri olarak işlev görüyor [42].

U

ray Caddesi'nin 1920'li yılların sonlarında kaydedilmiş görüntüsünde, sokak lambaları ve soldaki raylar dikkat çekiyor. Cadde, kaldırımları ve parke taşları ile belediye hizmetlerine ilişkin fikir veriyor. O dönemde belediye zabıtasının kentin değişik noktalarında kontrol kulübeleri bulunuyor. Kartpostalda bu kulübelerden biri de Sursok Han'ın önünde görülüyor [43].

100

O

n the postcard, on Uray Street, two most important merchant inns of the street; Sursok Han and Azak Han, the latter is unfortunately not standing up today, are seen. The inn, later on called Azak Han or Azakzadeler Inn, but also known as Tüccarhanı (Merchant Inn), has been constructed before 1899 [39], and is an inn used for accommodation at the period it was built. At that time, as the lower storey of the inn is being used for the animals of caravans visiting the city, traveler merchants, the upper storey functions as stopover place for travelers, excursionists and merchants [40].

T

he inn is named as Azakzadeler Han after being bought by the Azakzadeler in 1928. In 1987, a considerable part of the building that is known as Azak Han as the time passes collapses [41]. Azak Han, completely torn down in 1988, functions as one of the most alive business centers of the city, hosting exporter and importer merchants, duty commissioners and attorney offices at the first half of the twentieth century [42].

O

n the picture, recorded at the end of 1920's, of Uray Street, the street lamps and the rails on the left are capturing attention. The street, with pavements and cobblestones, gives an idea about the municipality services. Control booths of municipal police exist at various points of the city at that period. One of those booths is seen in front of Sursok Han, on the postcard [43].

AZAK HAN AZAK HAN

101


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Taş İskele’den Taş Han, Azak Han ve Postane, 1910’lar

İnönü Bulvarı, 2000’ler İnönü Boulevard, 2000’s

Taş Han, Azak Han and Post Office from Stone Pier, 1910’s

K

entteki ticari etkinliğin en yoğun olduğu alanlardan biri, 1866 yılında yaptırılmış Taş İskele ve adını bu iskeleden alan Taş Han. Kartpostalın solunda yer alan ve 1871 yılında tüccar Konstantin Mavromati ile Şura-yı Devlet Azası Vayvani tarafından yaptırılan Taş Han [44], basit onarım görerek günümüzde Antik Galeria adıyla yemeiçme ve eğlenceye yönelik çeşitli kullanımların bir arada bulunduğu yeni bir işlevle varlığını sürdürüyor.

ne of the zones the most intense trade activity takes place in the city; Stone Pier (Taş İskele), constructed in 1866 and Taş Han (Stone Inn), taking its name from that pier. Taş Han, seen on the left of the post card and built by merchant Constantine Mavromati and Council of State Member Vayvani [44], after undergoing simple reparation, today, survives with a new function of various eatingdrinking and entertainment oriented uses, under the name Antique Galleria.

K

he point that attracts attention in the postcard is, all three inns forming the focus of commercial activity of Uray Street, standing together: Azak Han, of which south façade seen on the extension of the pier, Taş Han on the west and Sursok Han on the east of Stone Pier. The bales and boats waiting on the shore reveal the port and trade identity of the city.

artpostalda dikkat çeken, Uray Caddesi'nin ticari etkinliğinin odağını oluşturan üç hanın bir arada bulunması. İskelenin uzantısında güney cephesi görülen Azak Han, Taş İskele'nin batısında Taş Han ile doğusunda Sursok Han. Kıyıda bekleyen balyalar ve tekneler ise kentin liman ve ticaret kimliğini ortaya koyuyor.

M

illi mücadele çetecilerinden Şeref Genç'in 3 Ocak 1946 tarihli Yeni Mersin Gazetesi'nde yayımlanan “İşgalde Mersin” başlıklı yazısı, kartpostaldaki “Hopital Française” (Fransız Hastanesi) yazısını açıklıyor:

102

Şimendüfer (şimendifer) İskelesi'ni İngilizler kullanmakta olduklarından Fransız askerleri Gümrük İskelesinden çıkarılacak ve doğruca Taş Han'a götürülerek yerleştirilecekler, buranın etrafı kordon altına alınacak (...) çıkacak askerin dağılmamaları ve halkla temas etmemeleri temin olunacak (...) Osmanlı jandarma ve zabıtası ile İngiliz askerleri işbirliği yapacaklar, herhangi bir olayda birlikte hareket edeceklerdi.”

O

T

Ş

eref Genç, one of guerillas of national war, explains the phrase “Hopital Française” (French Hospital) written on the postcard, in his “Mersin Under Military Occupation” titled article published on 3rd January 1946 in Yeni Mersin Newspaper;

Since Railway Pier is being used by Brits, French soldiers will land from the Custom Pier and will be directly taken and settled to Taş Han, the place will be cordoned off (…) it will be ensured that the soldiers will not apart and avoid public contact (…) Ottoman gendarme and municipal police will cooperate with English soldiers, act together in case of any incident.”

AZAK HAN AZAK HAN

103


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Alanya Han, Ziyapaşa Gazinosu, Postane ve Taş Han, 1930’lar

İnönü Bulvarı, 2000’ler

Alanya Han, Ziyapaşa Club, Post Office and Taş Han, 1930’s

İnönü Boulevard, 2000’s

K

artpostal, on dokuzuncu yüzyıl modernleşmesiyle birlikte gelişen bir kentin yirminci yüzyıl başındaki en çarpıcı siluetlerinden birini belgeliyor. Gelişen ticaretin ve kentin yeni ticari, idari kurumlarının yanı sıra sosyal yaşama ilişkin yapılar da kartpostalda yerini almış. Kuzeyde Uray Caddesi'ne açılan ve güneyde kıyı boyunca sıralanan yapılar batıdan doğuya doğru; Alanya (Alaiye) Hanı, Ziya Paşa Gazinosu, Postane ve Taş Han.

1

he postcard documents the most remarkable silhouettes of a city that has evolved with nineteenth century modernization, at the beginning of twentieth century. Besides the developing trade and the new commercial, administrative enterprises, the structures related to social life has also taken their places in the postcard. The buildings, opening to Uray Street on the north, and lined up along the shore on the south, from west to east are; Alanya Hanı, Ziyapaşa Gazinosu, Postane ve Taş Han.

884 yılında dönemin Adana Valisi Ziya Paşa tarafından yaptırılan iki katlı gazino ve otel, yıllarca sosyal ve kültürel yaşamın önemli merkezi oluyor. Günümüzde İnönü Bulvarı'ndaki Merkez Postane'nin kuzeyinde yer alan Ziya Paşa Gazinosu, halen postanenin bir bölümü olarak kullanılıyor [45]. Saraçzade Mahmut tarafından işletilen Ziya Paşa Gazinosu, bir dönem Mersin İdadisi'ne de ev sahipliği yapıyor [46].

he two-storey casino, built by Governor of Adana Ziya Pasha at 1884, has been the crucial center of social and cultural life for years. Ziya Pasha Club, which is today on the north of Central Post office on the İnönü Boulevard, is still used as a part of the post office [45]. Ziya Pasha Club, operated by Saraçzade Mahmut also hosts Mersin High school for a while [46].

A

Ş

çıldığı yıllarda Ziya Paşa Kıraathanesi olarak adlandırılan, daha sonra Ziya Paşa Gazinosu olarak hizmet veren ve Mersin'de yaşam kültürünün önemli bir öğesi olarak belleklerde yer eden Kıraathane'yi Şinasi Develi şöyle anlatıyor [47]:

104

T

Kıraathane girişinde sol yönde küçük camekanlı bir kitaplık vardı … Mesai saati bitiminde dairelerinden ayrılan üst derece memurlar, bazı tüccarlar buraya gelip yumuşak sedirlere oturup gazete ve dergilere göz atarlar, bazıları da gerek görürse mevcut kitaplardan seçip okurlardı. Gazetelerin buraya has bir okuma uygulaması vardı. Gazete hazerandan yapılmış bir çerçeve üzerine yerleştiriliyor, çerçevenin sapından tutularak rahatça okunabiliyordu.”

T

inasi Develi describes the café, that is named as Ziya Pasha Kıraathanesi at the first years of opening, and then served as Ziya Pasha Club, and impressed the public memory as an important element of civic culture, as below [47];

There was a small glassed-in bookcase on the left-hand side of the café entrance … High degree officers coming out of their offices at the end of working hours, some merchants came here, took a glance at the newspaper and magazines sitting on the soft sofas, and some chose one of the existing books and read. The newspapers had a specific way of reading practice here, that they were put on a frame made of rattan and could be read easily read holding from the helve of the frame.”

ZİYAPAŞA GAZİNOSU ZİYAPAŞA CLUB

105


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Alanya Han, Ziyapaşa Gazinosu, Postane ve Taş Han, 1930’lar

İnönü Bulvarı, 2000’ler

Alanya Han, Ziyapaşa Club, Post Office and Taş Han, 1930’s

İnönü Boulevard, 2000’s

K

artpostalda, Uray Caddesi'nin Gümrük Meydanı'na açılım sağladığı ve Alanya Hanı, Taş Han, Sursok Han, Azak Han gibi tüccar hanlarının yoğun olarak yer seçtiği alanda yeni bir yapı görülüyor. Söz konusu yapı, kartpostalın solunda görülen ve o dönemde alt katı zahire borsası olarak hizmet veren, kuruluşundaki adıyla; Mersin Ticaret Odası.

n the postcard, a new building is seen in the area where many merchant inns like Alanya Han, Taş Han, Sursok Han and Azak Han are located intensively on the place Uray Street expands on the Custom Square. The mentioned building is Mersin Chamber of Commerce as seen on the left side of the postcard, of which the ground floor was Grain Exchange.

D

hamber of Commerce, located along the seashore, reveals the port and commercial city identity also attracts attention in terms of its foundation. When the railway line between Mersin and Adana was put into service as a significant transportation connection, Mersin Chamber of Commerce was founded in 1886 as the fourth chamber in the Empire.

eniz kıyısındaki konumu ile kentin liman ve ticaret kenti kimliğini ortaya koyan Ticaret Odası, açılış tarihi ile de dikkat çekiyor. Kente önemli bir ulaşım bağlantısı sağlayan Mersin-Adana hattının açıldığı yıl, İmparatorlukta hizmete giren dördüncü ticaret odası 1886 yılında açılan Mersin Ticaret Odası.

C

umhuriyetten sonra Ticaret ve Sanayi Odası adını alan Mersin Ticaret Odası hizmet vermeye, günümüzde Mersin Oteli'nin bulunduğu alanda, kartpostalda görülen yapıda başlıyor. 1960'lı yıllarda söz konusu yapının yıkılmasının ardından, günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin hizmet verdiği yapının batısında yer alan Tüccar Kulübü Derneği'nin alt katında faaliyetine devam ediyor. Söz konusu yapının yetersizliği nedeniyle 1982 yılından 1990 yılına kadar, Sosyal Sigortalar İş Hanı'nda hizmet veriyor. Oda, kuruluşunun yüzüncü yılında, Tüccar Kulübü'nün yıkılmasının adından, aynı yerde 1990 yılında tamamlanan bugünkü yapısına taşınıyor [48].

106

O

C

A

fter taking the name of Chamber of Commerce and Industry after the Republic, it began to give service in the building seen on the postcard and in the place where Mersin Hotel stands today. The Chamber continued the activities on the ground floor of Merchant's Club, on the east of the Building of Municipality of Greater Mersin, after the mentioned building was torn down. However, as a result of inadequacies of the building, the activities were operated in the Building of Social Insurance between 1982 and 1990. After destruction of Merchant's Club, the Chamber moved the same place where the construction of the current building was finished at 1990 [48].

ZİYAPAŞA GAZİNOSU ZİYAPAŞA CLUB

107


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Alanya Han, Ziyapaşa Gazinosu, Postane ve Taş Han , 1930’lar

İnönü Bulvarı ve Atatürk Parkı, 2000’ler İnönü Boulevard and Atatürk Park, 2000’s

Alanya Han, Ziyapaşa Club, Post Office and Taş Han, 1930’s

K

artpostalda, Ticaret Odası'ndan batıya doğru kıyı şeridi görülüyor. Kartpostalın sol köşesinde, Alanya Hanı ile sahil şeridi arasındaki yarı açık çay bahçesi dikkat çekiyor. Çay bahçesi, kentin yakın geçmişinde önemli izleri olan Ziya Paşa Gazinosu'nun yazlık bölümü. Uray Caddesi ve yakın çevresinde ticarethaneleri bulunan tüccarların, yaz sıcaklarındaki uğrak yeri olan yapı, kış aylarında kıyıya vuran dalgalar nedeniyle zarar gördüğünden neredeyse her yaz yeniden yapılıyor[49].

n the postcard, the coastline is seen from the Chamber of Commerce towards the east. On the left side of the postcard, the semi-open tea house between the coastline and Ziyapaşa Club attracts attention. It is seen that the tea house, which becomes a popular place for the merchants that has firms and offices on Uray Street and its close environs, is damaged as a result of waves during winter and constructed almost in every summer [49].

K

M

entin tüccarları, memurları için, öğle tatillerinde uğranan, akşam kahvesi içilen, neredeyse kumsalda bulunan ve denizle iç içe olan çay bahçesinin batı bitişiğinde Taş Han ve Taş Han'ın güneyindeki Taş İskele görülüyor. Taş İskele'nin doğusunda ise Belediye İskelesi ve kartpostalın arka planında Demiryolu İskelesi bulunuyor. Günümüzde, kartpostalda görülen çay bahçesinin yerinde postane binası ve İnönü Bulvarı yer alıyor.

O

erchants and officers stop by the tea house, lying almost on the coast, nested with the sea, on lunchtime or to drink a coffee at the evening, east of which was the Taş Han and Stone Pier on the south of Taş Han. Else, on the east of Stone Pier, Municipal Pier exists and on the background of the postcard the Railway Pier lies. In place of the tea house seen on the postcard, at the present, together with the Post Office and İnönü Boulevard, and Atatürk Park on the south of boulevard take place.

ZİYAPAŞA GAZİNOSU ZİYAPAŞA CLUB

108

109


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Gümrük Binası ve Mersin Limanı, 1950’ler

İnönü Bulvarı,Atatürk Parkı ve Mersin Limanı, 2000’ler İnönü Boulevard, Atatürk Park and the Port of Mersin, 2000’s

The Custom House and the Port of Mersin, 1950’s

ümrük Meydanı'ndan batıya doğru bakış. Kartpostalda, kentin batı sınırını tanımlayan istasyonun uzantısında inşa edilen Mersin Limanı ve silo görülüyor. Mersin Limanı'nın inşa edildiği 1960 yılına kadar, kentte yükleme-boşaltma işlerinin gerçekleştirildiği irili ufaklı çok sayıda iskeleden birkaçının hala varlıklarını koruduğu ancak bu dönemde kıyı çizgisinin değişmeye başladığı izleniyor. Eskiden denizin hemen kıyısında yer alan ve kartpostalın sağ alt köşesinde kiremit çatıları görülen Gümrük Binası ek yapıları ile batı bitişiğindeki Mersin Ticaret Odası'nın denizden uzaklaşmaya başladıkları görülüyor.

look from the Custom Square to the east: on the postcard, the granary and Mersin Port, built on the extension of the Railway Station, defining the east edge of the city are seen. Until 1960, when Mersin Port was constructed, it is seen that a few of many large and small piers for embarkation and debarkation carried on their existence, however, in this period, the coastline began to change its place. The Custom House additional buildings that used to stand right in front of the coastline, of which the tiled roof is seen on the left side of the postcard, and the building of the Mersin Chamber of Commerce and Industry become distant from the sea.

K K

M A

entin ticari yapısında önemli gelişmelere yol açacak olan Mersin Limanı, aynı zamanda kentin fiziksel yapısını da etkileyecek değişimleri beraberinde getiriyor.

entte hizmet veren çok sayıda iskelenin bulunmasına rağmen Mersin'in modern bir limana gereksinimi olduğu düşüncesi ile 1927 yılında, Mersin Liman İşleri İnhisarı adlı bir şirket kuruluyor. Ne var ki, şirketin liman inşaatına başlaması 1954 yılını buluyor. İnşaat 1961 yılında tamamlanıyor ve işlem hacmi ile günümüzde, İstanbul Haydarpaşa ve İzmir Limanı'nından sonra Türkiye'nin üçüncü büyük limanı olarak hizmet veriyor.

110

A

G

ersin Port would cause important improvements in the commercial structure of the city, also bring developments that affect its physical structure.

lthough there were many piers, serving to the city, with the thought of a need for a modern port, a firm called Mersin Port Affairs Monopoly was founded in 1927. However, the commencement of construction of the port was happened in 1954. The construction was finished in 1961 and at the present, the port is the third one in Turkey in terms of traded value after the Port of İstanbul Haydarpaşa and the Port of İzmir.

GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

111


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Uray Caddesi, 1950’ler

Uray Caddesi, 2000’ler Uray Street, 2000’s

Uray Street, 1950’s

B

atıdan doğuya doğru Uray Caddesi. 1940'larda çocukluklarını yaşayan Mersinlilerin unutamadığı fotoromanlarıyla Kültür Kırtasiye, bankaları, avukatlık büroları ile Uray Caddesi. Parke taşlı caddeden artık faytonlar ve dekovil geçmiyor. Seyrek de olsa duyulan korna sesleri caddenin ritmini; telefon ve elektrik direkleri de görünümünü değiştirmeye başlamış. Ancak Sursok Han'a, Azak Han'a yeni yeni iş hanları eklenmiş olsa da, 1950'li yıllarda caddedeki trafik ve ticari etkinlik aynı hızıyla sürüyor.

1

941 yılında Uray Caddesi'nin zemininde görülen parke taşlarının yenileniyor. 15 Mayıs 1941 tarihli Yeni Mersin gazetesinin haberine göre, dönemin belediye yönetimi Uray Caddesi'nin Gümrük Meydanı ile İstasyon arasında kalan bölümündeki parke taşlarının yenilenmesi kararını alıyor. Aynı gazetenin 12 Temmuz 1944 tarihli sayısında konuyla ilgili haber şöyle veriliyor:

...Memnuniyetle öğrendiğimize göre, Belediye İskelesi ile yine belediyemiz beton iskelesi arasındaki iki bin üç yüz seksen metre murabbalık (uzunluğundaki) yolun keşfi yapılmıştır. Kırk iki bin iki yüz yetmiş dokuz lira sarfiyle bu yol yeniden parke olarak inşa edilecektir. Yolun yapılmasına pek yakında başlanacaktır. Sayın valimiz ile belediye reisimizin bu işle bizzat alakadar olduklarını görmekle sevinç duyuyoruz.”

112

U

ray Street is standing from west to east, with Kültür Kırtasiye (Culture Stationer) which is unforgettable with its photo novels for the Mersin habitants who spent their childhood in 1940's, and banks, and advocate offices. No more phaetons or dekovil passing through the cobblestoned street. The hoot, even heard rarely yet, has begun to change the rhythm, the telephone and utility poles has begun to change the image of the street. However, even though new business inns are added to Sursok Han, Azak Han, during 1950's, the traffic and trade activity goes on at the same pace.

T

he preparations of the cobblestones seen on the ground of Uray Street, begins at the year 1941. According to the news of 15 May 1941 dated Yeni Mersin newspaper, the period's municipality decides to lay down cobblestone to the part of Uray Street lying between the Custom Square and the Railway Station. On the 12 July 1944 dates issue of the same newspaper, the related news is given as following;

…According to what we gladly learned, the survey of the 2380 meters square path from Municipality Pier to again the concrete pier of the municipality has been done. This path will be reconstructed as cobblestoned with a cost of 42279 liras. We are glad to see our reverend governor and mayor are both concerned with this issue personally.”

AZAK HAN AZAK HAN

113


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Spine of Commerce: Uray Street

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

Gümrük Binası ve Uray Caddesi,, 1920’ler

İnönü Bulvarı ve Atatürk Parkı, 2000’ler İnönü Boulevard and Atatürk Park, 2000’s

Custom House and Uray Street, 1920’s

ümrük Meydanı'nda yer alan Yeni Cami'nin minaresinden doğuya doğru kaydedilen kartpostal, ön planda Gümrük Binası, arka planda Latin Katolik Kilisesi ve İstasyon ile Uray Caddesi'ni batıdan doğuya gözler önüne seriyor.

he postcard, recorded from New Mosque's minaret -standing at Custom Squaretoward east, shows off Uray Street from west to east with Custom House on the foreground, and Latin Catholic Church and Railway Station on the background.

K

T

artpostalda Gümrük Binası'nın kuzeyinde görülen üç katlı yapı, uzun yıllar boyunca Mersin'in önemli otellerinden biri olan İstanbul Oteli. Cumhuriyet öncesinde Constantinople adıyla anılan otel, 1913 yılında Nicolas Nikoti, 1921 yılında ise Aristoteles Papaeconomou tarafından işletiliyor. Cumhuriyet sonrasında ise İstanbul Palas ve İstanbul Oteli'nin işletmecisi Mahmut Saraç[50]. stanbul Oteli'nin kuzeybatısında minaresi görülen yapı ise Mersin'in en eski camisi olan Eski Cami. Cami 1873 yılında yaptırılıyor [51]. Caminin ve Uray Caddesi'nin güneyinde günümüzde halen kullanılan dükkanlardan biri; bir dönem Mersin ticaret hayatında etkin olan Fahri ve Sami Merzeci'nin sahibi olduğu Çankaya Ticarethanesi.

İ

D

iğer yandan, Gümrük Binası'nın arkasında ise Alanya Hanı, Ziya Paşa Gazinosu, Postane ve Taş Han ile Taş İskele belirgin bir şekilde görülüyor. Bu yapıların yanı sıra Eski Cami'nin doğusunda Azak Han ve Sursok Han belirginleşiyor.

114

T

G

he three storey structure seen on the north of the Custom House on the postcard is İstanbul Hotel which has been one of the important hotels of Mersin for long years. The hotel called as Constantinople until prior to Republic, has been operated by Nicolas Nikoti in 1913, Aristoteles Papaeconomou in1921. After Republic, in 1930's, the operator of İstanbul Palas and İstanbul Otel is Mahmut Saraç [50].

T

he building of which the minaret is seen on northwest of İstanbul Hotel is the oldest mosque of Mersin, the Old Mosque. The mosque is built in 1873 [51]. On the south of the mosque and Uray Street is one of the currently still used shops, Çankaya Ticarethanesi, owned by Fahri and Sami Merzeci who has been effective in Mersin commercial life for a while.

O

n the other hand, at the back of the Gümrük House, Alanya Han, Ziyapaşa Club, Postoffice, Taş Han and Stone Pier are seen clearly. Besides these structures, on the east of Old Mosque, Azak Han and Sursok Han outstand.

GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

115


Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi Gateway to the Outside: Custom House and Pier



İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

A

ntik dönemlerden itibaren kervan yolları üzerindeki konumu ile önemli bir ticaret merkezi olan Tarsus, on dokuzuncu yüzyıl başına kadar, aynı zamanda bölgenin güvenli bir limanıdır. Çukurova'nın batısındaki toprakları sulayan en önemli akarsulardan biri olan ve Tarsus'un tam ortasından akan Tarsus Çayı'nın suları, “Rhegma” adındaki lagünden geçip Akdeniz'e dökülerek Tarsus'u sahil şeridinde bir kent ve liman haline getirmiştir [1]. Ancak bu güvenli ve işlek liman, zaman içerisinde Rhegma Gölü'nün bataklığa dönüşmesi sonucu işlevini yitirmiştir [2].

L

S

ince the antiquity, Tarsus had been not only a significant commercial centre as a result of its location on caravan routes but also a safe port in its region until the beginning of nineteenth century. Tarsus River, irrigating western lands of Çukurova Region was one of the most important rivers in the region. It was passing through the heart of Tarsus and making a lagoon when it met the Mediterranean. Therefore, Tarsus River connected Tarsus to the sea and made Tarsus a port city on the sea shore [1]. However, as a consequence of transformation of Rhegma lagoon into marsh, Tarsus lost its safe and busy port city function [2].

imanın önemini yitirmesinin ardından Kazanlı ve Mersin İskelesi öne çıkmaya başlamıştır [3]. Kazanlı iskelesi bu dönemde bölge ticareti için önemli, gümrük teşkilatına sahip bir iskeledir [4]. Ancak 1817'de bölgedeki Fransız konsoloslarının yazışmalarından Kazanlı'nın tehlikeli bir liman olduğu, bu nedenle gemilerin daha güvenli bir yer olan Mersin'e transfer edilmesi yönünde arayışlar olduğu anlaşılmaktadır. [5]. Bu doğrultuda bölgede yeni yatırımlara girişilmiş ve yeni iskeleler yapılmaya başlanmıştır [6].

fter the port lost its importance, Kazanlı and Mersin piers began to gain significance [3]. In this period, Kazanlı Pier had a custom organization that is very important for trade in the region [4]. However, correspondence of French consuls in the region denotes Kazanlı Pier as insecure for ships, and offers to transfer ships to Mersin, described as a more secure place [5]. After that, new investments in the region were emerged and new piers were begun to be built in the city [6].

1

850'li yıllardan itibaren bir liman olarak Mersin'e uluslararası taşımacılık yapan büyük gemiler de gelmeye başlamıştır [7]. Öte yandan gezginlerin yazdıklarından, bu dönemde iskelelerden yalnızca mal sevkıyatı yapılmadığı, limanın aynı zamanda bir yolcu limanı olarak da hizmet verdiği anlaşılmaktadır [8].

L

arge ships of international transportation began to come to Mersin Port beginning from 1850's [7]. On the other hand, it is conceived from the writings of travelers, visited Mersin in this period that the piers were not used only for conveying goods and chattel, but also for passengers [8].

S

ew piers in the city were decided to be built as a result of increasing commercial activities [9]. In 1870's, importance of Mersin and its piers were more evident in the region as a consequence of increasing port facilities. According to Adana Province Yearbook of 1892, there were totally seven piers, consisting of four wooden, one stone, one stone-based and one railway ones [10]. Of them, the Custom Pier was placed on the extension of Custom Square, the main square of the city. Along with piers, municipal police station, custom, quarantine houses were organized due to the control of goods and their taxation, post office was established in order to correspond to communication needs, depositories were built to preserve the goods and many insurance companies and consulates were founded in this period. Although it is not known exactly when Custom Pier was established [11], as soon as the relation of development of the city in north-south direction with Custom Square and Custom House is taken into consideration as it was displayed in city maps of 1900's, it is conceived that Custom Pier was one of the first piers in the city [12]. The pier was first founded in a very basic way through tiling up stones on the shore with a wooden frame for boats to board. It was improved with new additions in 1832 [13].

öz konusu gelişmelerle birlikte yeni iskelelerin yapılmasına karar verilmiştir [9]. Mersin ve kıyıdaki iskelelerin bölge için önemi, 1870'li yıllarda artan liman faaliyetiyle daha belirgin hale gelmiştir. Adana Vilayet Salnamesi'ne göre, 1892 yılında kentte dördü ahşap, birisi taş, diğeri taş temelli ahşap ve biri de şimendifere ait demir olan toplam yedi iskele bulunmaktadır [10]. Bu iskelelerden Gümrük İskelesi, kentin ana meydanı olan Gümrük Meydanı'nın uzantısında bulunmaktadır. İskelelerle birlikte, gelip giden malların kontrolü ve vergilendirilebilmesi için zabıta karakolu, gümrük (rüsumat), karantina yapıları, doğan iletişim gereksinimiyle posta idaresi gibi kurumlar, malların saklanması için depolar, sigorta şirketleri, konsolosluklar açılmıştır. 1900'lü yıllara ait kent haritalarından, kentin kuzey-güney doğrultusundaki gelişiminin meydan ve gümrük binası ile ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda, ne zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmemekle birlikte [11], Gümrük İskelesi'nin kentin ilk iskelelerinden biri olduğu anlaşılmaktadır [12]. İskele başta sahile yığılan taşlar ve ahşap iskeleti ile sandalların yanaşabileceği oldukça basit bir şekilde yapılmış, 1832'de eklemelerle iyileştirilmiştir [13].

B

120

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

u dönemde Gümrük Meydanı, kentin ana meydanıdır ve diğer liman kentlerinde olduğu gibi deniz kenarında yer almaktadır. On dokuzuncu yüzyılda Gümrük Meydanı, Mersin'i denize ve dolayısıyla dış dünyaya açan iskelenin uzantısında, meydanı dört bir yandan çevreleyen dükkanları, gümrük binası, liman idaresi, otelleri, lokantaları, kahvehaneleri, camisi, çeşmesi ile kentin en canlı meydanıdır. Meydanı çevreleyen yapılar meydanın fiziksel sınırlarını tanımlarken, kullanımların farklılığı ve çeşitliliği meydana canlılık katmaktadır. Meydanda Uray Caddesi ve Cadde'nin meydana ulaştığı noktada uluslararası ticaretle uğraşan tüccarların bulunduğu hanlar, gezgin tüccarların konakladığı oteller, lokantalar ve irili ufaklı dükkanlar bulunmaktadır. Bu anlamda Gümrük Meydanı, kentin sosyal hayatının tüm özelliklerinin görülebileceği bir yer haline gelmiştir.

A

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

N

C

ustom Square was the main square of the city and located near the coastline similar to other port cities. In nineteenth century, Custom Square was placed on the extension of the pier that opened city to the outside. It was the liveliest place in the city with surrounding buildings and monuments like shops, Custom House, Port Authority, hotels, restaurants, cafes, mosque and fountain. Surrounding buildings were describing the physical boundaries of the square while variety and diversity of activities gave liveliness to the place. Where Uray Street meets the square, there were inns for merchants, dealing with international trade, hotels for traveling merchants, restaurants and shops of different scales. In this framework, Custom Square became a place, available to see all characteristics of daily social life.

121


Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

u dönemde kuzey uzantısında Yoğurt Pazarı olarak adlandırılan yerel pazar ve Uray Caddesi'ndeki ithalat-ihracata dayalı ticari etkinlikle birlikte üçlü bir sacayağı oluşturan Gümrük Meydanı, sacayağının dışa açılan kapısı olarak işlev görmüştür [14]. Tüccarlar mallarını buradan almış, gümrük işlemlerini meydanın doğu sınırını çizen Gümrük Binası'nda yaptırmış, meydanın kuzey kanadındaki kentin en eski otellerinden Hotel D'Europe'da ertesi gün gelecek gemiyi beklemiş, Mersin Palas Lokantası'nda yemeğini yemiş, Ziya Paşa Kıraathanesi'nde (Gazinosu) kahvesini içip, gazetesini okumuştur. Marsilya, İzmir, Tripoli, İskenderiye ya da Beyrut ile meydanın doğusundaki postaneden çektiği telgraf ile haberleşmiştir.

Together with Yoghurt Bazaar, on the north extension of the square, a local market place, and Uray Street, consisting of specialized trade on import and exporting goods, in this period, Custom Square constituted a trivet within commercial life of the city, from where the city was to open to the outside [14]. Merchants might have taken their goods and chattel from Custom Square, done custom transactions in Custom House that was on the east side of the square, waited for the next ship in Hotel D'Europe that was on the north side of the square, eaten the meal in Mersin Palas Restaurant, taken coffee in Ziya Paşa Club while reading newspaper, and communicated with others through telegram, sent from the Post Office to Marseille, İzmir, Tripoli, Alexandria or Beirut.

B

M

eydanın uzantısındaki kentin ana iskelesinden yalnızca hammadde ve ürün gidip gelmemektedir. Günümüzde Hastane Caddesi doğrultusunda, Mersin Oteli ile Ulu Çarşı arasından güneye doğru uzanan bir hatta konumlanan Gümrük İskelesi, o dönemde ithalat ve yolcu iskelesi olarak işlev görmüştür. Bu yıllarda gelip giden gemiler kente Beyrut'tan, İskenderiye'den, Hayfa'dan, Sayda'dan ya da İzmir'den yolcu getirmiştir. Açıkta bekleyen gemilere yük ve yolcu, mavna olarak adlandırılan teknelerle taşınmaktadır.

122

Not only raw materials and goods were arriving at the main pier on the extension of square, which is at the present day placed on the direction of Hastane Street, towards south between Mersin Hotel and Ulu Bazaar, but it was also used for importing facilities and passenger transfer. In those years, ships that visited the city brought passenger from Beirut, Alexandria, Haifa, Saida or İzmir. Goods and passengers were transferred to ships, anchored on open sea by boats called barge.

ransız Messageries Maritimes Gemi Acentesi'nin, Stefanos Efremides'in işlettiği Scandinavian Gemi Acentesi'nin, Henry Lombardo'nun Lloyd Triestino Gemi Acentesi'nin, G. Levante tarafından işletilen Societa Italiana Di Servizi Maritimi Gemi Acentesi'nin [15], Jozef Katoni ve Şürekası'nın Prince Line Vapur Acentesi'nin, İbrahim Nakkaş ve Mahdumları'nın Deutsche Levante Linie Gemi Acentesi'nin, Şaşati Biraderler'in Societe Maritime Coloniale Gemi Acentesi'nin [16] Mersin'den Marsilya'ya, Tripoli'ye, Beyrut'a, İzmir'e götüreceği yük ve yolcu hep bu iskeleden kalkan mavnalarla taşınmıştır.

F

The goods and passengers to Marseille, Tripoli, Beirut or İzmir were moved by barges departed from this pier for Messageries Maritime Shipping Agency of France, Scandinavian Shipping Agency, managed by Stefanos Efremides, Lloyd Triestino Shipping Agency, directed by Henry Lombardo, Societa Italiana Di Servizi Maritimi Shipping Agency, supervised by G. Levante [15], Prince Line Shipping Agency, administered by Jozef Katoni and Friends, Deutsche Levante Linie Shipping Agency, managed by İbrahim Nakkaş and Sons, Maritime Coloniale Shipping Agency, in control of Şaşati Brothers [16].

G

Due to the Custom Square was insecure; barges were damaged during powerful storms and Mersin Port Authority bears a loss. In 1942, the authority was taken by the government and assigned to State Railway Administration [17]. Following these developments, after beginning its construction in 1954, “Mersin Port” opened to operation in 1961 on the east side of the city [18]. After new port started to operate, expropriation attempts began in 1960's for the buildings that lost their function in Custom Square, which is redesigned at the end of 1970's. Custom Square faced with changes as a result of these operations, and took today's form after construction of

ümrük İskelesi'nin korumasız oluşu, çıkan fırtınalarda mavnaların hasar görmesine ve “Mersin Liman Şirketi”nin zarar etmesine neden olmuştur. 1942 yılında ise şirket hükümet tarafından satın alınarak Devlet Demiryolu İşletmesi'ne devredilmiştir [17]. Bu gelişmelerin ardından 1954 yılında başlayan inşaatın bitirilmesiyle 1961 yılında, kentin doğusunda “Mersin Limanı” işletmeye açılmıştır [18]. Yeni limanın faaliyete geçmesiyle birlikte 1960'lı yıllarda Gümrük Meydanı'nda işlevini yitiren yapıların kamulaştırma çalışmaları ve 1970'li yılların sonunda meydanın yeniden düzenlenmesi çalışmaları yapılmış, meydan değişim geçirmiş ve Ulu Cami ve Ulu Çarşı'nın yapımı ile günümüzdeki halini almıştır.

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

123


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Ulu Cami, Mersin Oteli ve Postane Binası, 2000’ler

Gümrük Binası, Yeni Camii ve Gümrük Meydanı 1910’ler Custom House, New Mosque and Custom Square, 1910’s

T

orossian Frerès'in (Torossian Kardeşler) editörlüğünde basılmış olan kartpostaldaki “Mersin'in denizden görünümü” (Vue prise de la mer Mersine) ifadesinden görüntünün işgal dönemine ait olduğu anlaşılıyor.

124

Ulu Mosque, Mersin Hotel and Post Office, 2000’s

F

rom the phrase “a view of Mersin conquered” (Vue prise de la mer Mersine) on the postcard printed in the editorship of Torrossian Frerès'in (Torrosian Brothers), it is understood that the view is from the occupation period.

T

artpostalda, meydanın batı sınırını çizen yapı Yeni Cami. Yapımına 1900 yılında başlanan ve 1908 yılında tamamlanan cami, kentin en eski dini yapılarından biri. Fikri Mutlu, Yeni Cami'yi, “sert taştan, oldukça sanatlı yapılmış güzel iki şerefeli bir minaresi” ile “sahilde, şehrin en güzel ve büyük camisi” olarak tarif ediyor [19]. Minaresi ile pek çok kartpostalda görülen cami ve etrafındaki yapıların 1977 yılındaki yıkımının ardından yerinde, 1982 yılında yapımı tamamlanan çifte minareli Ulu Cami ibadete açılıyor [20]. Ulu Cami ve meydanı çevreleyen iş yerlerinin yapımı, kentin denize açılan en canlı meydanının yalnızca canlılığını değil adını da kaybetmesine yol açıyor.

K

he building defining the west boundary of the square on the postcard is New Mosque (Yeni Cami). The mosque, of which the construction begins in 1900 and completed in 1908, is one the oldest religious buildings of the city. Fikri Mutlu describes New Mosque as “the most beautiful and grand mosque of the city on the coastline” with “a beautiful two balconied minaret made of hard stone and in an artistic manner” [19]. After the demolition of this mosque seen on many postcards with its minaret, and the surrounding buildings, Great Mosque (Ulu Cami) with double minaret is built on this place in 1982, and put in worship [20]. The construction of Great Mosque and the business offices surrounding the square engendered the loss of not only the activity of this most vivid square of the city opening to the sea but also its name.

G

O

ümrük Binası'nın doğusunda görülen yapının bulunduğu yerde daha sonra Azak Han ve Taş Han gibi, ağırlıklı olarak, ithalat, ihracat yapan tüccarlar ve vapur acentelerinin yer aldığı Alanya Hanı yapılıyor. Hanın doğusunda Ziya Paşa Gazinosu ve Gümrük Binası'nın kuzeyinde İstanbul Oteli yer alıyor. Sonraki yıllarda Alanya Hanı'nın güneyinde ve Gümrük Binası'nın doğusunda Ticaret ve Sanayi Odası binası yapılıyor. Bu binanın yerinde günümüzde Mersin Oteli bulunuyor. Kartpostalda görülen yapıların güneyindeki kıyı çizgisinden ise bugün İnönü Bulvarı geçiyor.

n the area, the building seen on the east of Custom Building stands, later on Alanya Han is built. Alanya Han is an inn mainly hosts export and import dealers and shipping agencies like Azak Han and Taş Han. On the east of the inn, there stands Ziyapaşa Club and on the north of Custom Building stands Istanbul Hotel. In the following years, building of Chamber of Commerce and Industry is constructed on the south of Alanya Han and on the east of Custom Building. Today, this building is replaced by Mersin Hotel and along the shore line seen on the postcard passing by the south of the buildings, at the present İnönü Boulevard passes.

YENİ CAMİ NEW MOSQUE

125


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Mersin Oteli ve Postane Binası, 2000’ler

Gümrük Binası, Ziyapaşa Gazinosu ve Postane 1900’ler Custom House, Ziyapaşa Club and the Post Office, 1900’s

G

ümrük Binası'ndan doğuya doğru, kıyıdaki yapılara Gümrük İskelesi'nden bakış. Kartpostaldaki “Mersina-Le Port (Mersin-Liman)” ifadesi, Gümrük İskelesi'nin kentin ana iskelesi olduğunu belirtmesi açısından önemli. Kartpostalın hazırlandığı on dokuzuncu yüzyıl Mersininde kıyı boyunca çok sayıda iskele yer almış olmasına rağmen liman olarak Gümrük İskelesi gösterilmiş. İskeleye o dönemde gemiler yanaşamadığından mavnalar kullanılıyor.

P

erspective from Custom Pier, towards east from Custom Building, to the buildings on the coastline: The phrase “Mersina-Le Port” (The Port) is important in the means of indicating Custom Pier is the main pier of the city. In Mersin at nineteenth century, the period the postcard is prepared, despite the fact that there have been many piers along the shore, Custom Pier is denoted as the port. At that time, since the ships cannot come alongside the pier, barges are used.

O

K

n the postcard, all along the coastline, Custom Building, and towards east of it, the building that will later on be replaced by Alanya Han, Ziya Paşa Club, Post office and Taş Han are seen. The first building of the post office serving at a three storey building seen on the postcard is located in the courtyard of Government House on Uray Street, and just by the Bank of Thessaloniki which stands on the west of Government Office. Following the demolition of Government House for the sake of constructing a new building instead, this first post office of the city is demolished as well, considering it was spoiling the view. In 1909, a new post office is built instead of the building formerly used as gunpowder factory on the shore line [21]. The first telephone exchange of the city established in 1926 with a capacity of 50 subscribers is also services at the second storey of this building [22]. Due to the increasing communication need by the time, the post office moves to the three storey building seen on the postcard.

B

he mail services which used to be carried on in this three storey no more existing building, are currently kept on in the building, built on the place gained as a result of filling the sea afterwards, on the south of Ziya Paşa Club.

artpostalda kıyı boyunca Gümrük Binası, onun doğusunda daha sonra Alanya Hanı'nın inşa edileceği alanda bulunan yapı, Ziya Paşa Gazinosu, Postane ve Taş Han görülüyor. Kartpostalda görülen üç katlı yapıda hizmet veren postanenin kentteki ilk binası, Uray Caddesi'ndeki Hükümet Konağı'nın bahçesinde, konağın batısındaki Selanik Bankası'nın hemen yanında yer alıyor. Hükümet Konağı'nın yıkılıp yerine yeni binanın yapılmasının ardından görüntüyü bozduğu düşünülerek kentin bu ilk postane binası da yıkılıyor ve 1909 yılında kıyıda daha önce baruthane olarak kullanılan binanın yerine yeni bir postane yapılıyor [21]. 1926 yılında kurulan elli abonelik kentin ilk telefon santralı da bu yapının ikinci katında hizmet veriyor [22]. Zaman içinde artan haberleşme gereksinimi ile postane kartpostalda görülen üç katlı yapıya taşınıyor.

126

Mersin Hotel and the Post Office, 2000’s

ugün ayakta olmayan bu üç katlı yapıda sürdürülen posta hizmetleri günümüzde Ziya Paşa Gazinosu ile gazinonun güneyinde, deniz dolgusu üzerinde inşa edilen yapıda sürdürülüyor.

T

ZİYAPAŞA GAZİNOSU ZİYAPAŞA CLUB

127


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Mersin Oteli ve Ulu Çarşı, 2000’ler

Gümrük Binası 1920’ler Custom House, 1920’s

nceleri gümrük işlemleri Tarsus'tan gelen memurlar tarafından yapılırken, 1832 yılında Gümrük Binası'nın önünde ahşap bir kulübe yapılıyor. İskelede artan ticari hareketlilik ile birlikte gümrük idaresi genişleyerek 1852 yılında gümrük işlemleri için bir müdür, bir katip ve bir sandık emini çalışmaya başlıyor. 1884 yılında bu ahşap yapı yıkılarak yerine kısmen daha büyük bir taş yapı inşa ediliyor. 1909 yılında inşaat genişletiliyor ve yapı kartpostalda görülen halini alıyor. Yapının kapısının üzerine de son şeklini aldığı 1909 tarihi yazılıyor [23].

Ö

U

ray Caddesi'nin uzantısındaki Gümrük İskelesi ve Gümrük Meydanı, o dönemde kentin en önemli mal ve yolcu aktarım noktası olarak hizmet veriyor. Kartpostalda da görüldüğü gibi, Gümrük İskelesi ile İstasyon arasında işleyen ve genellikle mal aktarımı için kullanılan dekovil hattı Gümrük Binası'nın batısından geçerek iskeleye ulaşıyor.

1

960'larda Mersin Limanı'nın hizmete girmesi ve Gümrük İskelesi'nin Ulaştırma Bakanlığı tarafından kamulaştırılmasıyla birlikte işlevini yitiren Gümrük Binası, o dönemde Gümrük Meydanı'nın genişletilmesi çalışmaları sırasında kamulaştırılıyor [24]. Projenin hayata geçmesiyle birlikte Gümrük Binası'nın bulunduğu yerde, Ulu Çarşı'nın bir bölümü yapılıyor ve Hastane Caddesi güneye doğru uzatılıyor.

128

Mersin Hotel and Ulu Bazaar, 2000’s

A

t the times the custom formalities where committed by the officers coming from Tarsus, a timber booth is built at 1832, in front of the Custom House seen on the postcard. As the mercantile activity increase on the pier, custom administration expands and in 1852, one manager, one clerk and one cashier start working at custom formalities. In 1884, this timber building is demolished and a relatively bigger stone building is built instead. The construction is enlarged in 1909 and Custom House takes the form seen on the postcard. On the door of the building, this date, the date the building takes its final form, is written [23].

C

ustom Pier on the extension of Uray Street and Custom Square are serving as the most significant merchandise and passenger transshipment point of the city at that period. As seen on the postcard, dekovil line operating between Custom Pier and Station, and mostly used for merchandise transshipment is reaching the pier passing by the west of Custom House.

I

n 1960, after Mersin Port is put in commission and the expropriation of Custom Pier by Ministry of Transportation, Custom House starts to lose its function and during the enlarging operations of Custom Square, it is expropriated [24]. As the project effectuated, a part of The Grand Bazaar (Ulu Çarşı) is built on the area Custom Building stands on and Hospital Street (Hastane Caddesi) is extended towards south.

GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

129


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Mersin Oteli ve Ulu Çarşı, 2000’ler

Gümrük Binası 1920’ler Custom House, 1920’s

E K

ditor G. Mizrahi tarafından kaydedilmiş kartpostalın üzerinde Fransızca olarak “Mersin-Gümrük” ( Mersine-La Douane) yazısı okunuyor.

artpostalda, batı sınırını Gümrük Binası ve doğu sınırını liman idaresi ile Yeni Cami'nin çizdiği Gümrük Meydanı, kuzeyden güneye doğru görülüyor. Meydanın kuzeydeki bölümünde, seyyar satıcılar ve meydanın çevresinde sıralanmış dükkanların gölgesinde bekleyen insanlar dikkat çekiyor. Meydanın güney kısmının ise parmaklıklarla kuzeyinden ayrıldığı görülüyor. Bu ayrışmadan, kentin ana iskelesi olan Gümrük İskelesi'ne giriş-çıkışlarda denetleme yapıldığı anlaşılıyor.

G

ümrük Meydanı'nın denetleme yapılan güney bölümünü ayıran parmaklıkların iki geçiş noktası bulunduğu, bunlardan birinin yolcu geçişi, diğerinin ise dekovil ile istasyondan gelen yükün geçişi için kullanıldığı görülüyor. Ayrıca, meydanın bu kontrollü geçiş bölümünde, istasyonun başlangıcında yolcular için bir bekleme salonu ve malların dekovile indirilip yüklenmesinde kullanılmak üzere vinçlerin bulunduğu anlaşılıyor.

Mersin Hotel and Ulu Bazaar, 2000’s

I O

t is written “Mersin-the Custom” (Mersine-La Douane) in French on the postcard, recorded by the editor G. Mizrahi.

n the postcard, the Custom Square, of which the west edge is defined by the Custom House, the east border is lined by the Port Authority and New Mosque, is seen through north-south direction. The people, waiting under the shadow of shops surrounding the square and the peddlers attract attention on the south part of the square. The south part of the square is separated from the north part by fencing. It is understood that this divergence let a control on entrance and exit to the Custom Pier, the main pier of the city.

T

here are two passage points along the fencing that separates the south part, one of which is for passengers while the other is for the narrow-gauge rail system that carries freight coming from the railway station. Besides, in the part of this controlled passage, it is seen that there are a waiting hall for the passengers and lifting cranes in order to embark and debark the freight to and from carriages on the narrow gaugerail system, namely dekovil. GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

130

131


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

G

Gümrük Binası 1920’ler

Mersin Oteli ve Ulu Çarşı, 2000’ler

Custom House, 1920’s

Mersin Hotel and Ulu Bazaar, 2000’s

ümrük Meydanı'ndan Gümrük İskelesi'ne doğru bakış.

A T

look from the Custom Square towards the Custom Pier.

ransız Postaları tarafından hazırlanmış olan kartpostaldaki yazı, meydanın kent için taşıdığı anlamı açıkça ortaya koyuyor. Meydanın orta yerinde, demir bir iskelet üzerine oturtulmuş gözetleme kulesinin tam altındaki yazıda Fransızca olarak “Mersin'in Merkez Meydanı” (La Place Centrale de Mersina) yazısı okunuyor.

F

he writing on the postcard that was prepared by French Post Service reveals the meaning of the square within the context of the city. Under the watchtower, placed in the middle of the square, on an iron frame, “The Central Square of Mersin” (La Place Centrale de Mersina) written in French, can be read.

K

n the postcard, the cottages on both sides of entrance of the Custom House and the carriages waiting in front of the building take attention. The crowd in the square discloses that the square is the most alive and kicking market place in the city.

artpostalda, Gümrük Binası'nın giriş kapısının iki yanındaki kulübeler ve binanın önünde bekleyen atlı arabalar dikkat çekiyor. Meydan'daki insan kalabalığı, burasının kentin en canlı ve hareketli pazar yeri olduğunu ortaya koyuyor.

O

GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

132

133


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Atatürk Parkı, 2000’ler

Gümrük İskelesi 1920’ler Custom Pier, 1920’s

M

ersin'in bir liman kenti olarak geliştiği on dokuzuncu yüzyılda, özellikle hava koşullarının güçleştiği kış aylarında, açıkta demirleyen yük ve yolcu gemilerine ulaşım “mavna” adı verilen kayıklarla sağlanıyor. Kartpostalda, kentin ilk ve en önemli iskelesi olan Gümrük İskelesi'ne yanaşmış mavnalar ve insan kalabalığından iskelenin ne denli hareketli olduğu anlaşılıyor.

n nineteenth century, the century Mersin develops into a port city, especially at winter times in adverse weather conditions, the access to the ships anchored at the open sea is provided by boats, called “barge”. From the barges alongside the city's first and most important pier, Custom Pier and the large number of people, it can be deducted how active the pier is.

R

n the impressions of Remzi Oğuz written in 1924, he tells that Mersin Port is very wide, however, especially in the stormy weathers, it is impossible for the ships to dock the pier. Due to this fact, shipping by boats and rowboats start after ships anchor on the open sea [25]. The travelers on their excursions to Mersin and environs many years before Remzi Oğuz draw attention to the same situation. One of these travelers, Davis, who has stayed in Mersin longer than others, states the ships has to anchor on the open sea on this trip in 1875 [26]. Barker and Beamont also clearly tell about the ships waiting offshore in their impressions [27].

emzi Oğuz, 1924 yılında yazmış olduğu izlenimlerde Mersin Limanı'nın çok geniş olduğunu, ancak özellikle fırtınalı havalarda gemilerin iskeleye yanaşmasının olanaklı olmadığını söylüyor. Bundan dolayı gemiler açıkta demirledikten sonra sandal ve kayıklarla nakliye işlemi başlıyor [25]. Remzi Oğuz'dan yıllar önce şehre gelen gezginler de aynı duruma dikkat çekiyor. Örneğin Davis, 1875 yılına ait izlenimlerinde, gemilerin açıkta demirlemek zorunda olduğunu belirtiyor [26]. Benzer şekilde, Barker ve Beamont da, açıkta bekleyen gemilerden söz ediyor [27].

D

önemin önemli kartpostal editörlerinden H. Ghazarian'ın kaydetmiş olduğu görüntüde de açıkta demirlemiş olan gemilere ulaşmayı bekleyen ya da mavnalar ve teknelerle Gümrük İskelesi'ne henüz ulaşmış kişiler görülüyor. İskelenin bulunduğu alanda günümüzde Atatürk Parkı yer alıyor.

134

Atatürk Park, 2000’s

I

I

O

n the scene recorded by one of the period's importans postcard editors, H. Ghazarian, people waiting to reach the ships anchored offshore or just arrived to Custom Pier by barges or boats are seen. In the place where the pier is located, the Atatürk Park exists at the present day.

GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

135


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Gümrük Meydanı ve çevresi, 1920’ler

Ulu Cami ve çevresi, 2000’ler Ulu Mosque and environs, 2000’s

Custom Square and Environs,1920’s

136

A

aradan Akdeniz'e doğru bakış. Dönemin kentteki en görkemli yapılarından biri olan Rum Ortodoks Kilisesi'nden kaydedildiği anlaşılan kartpostalın solunda Yeni Cami'nin minaresi, deniz üzerinde mavnalar ve açıkta demirlemiş bir gemi ilk göze çarpanlar.

K

look from land to Mediterranean: the minaret of New Mosque, barges on the sea and ships anchored on the open sea are the first eye-catching items, on the left of the postcard, which is to be recorded from city's one of the grand structures, Greek Orthodox Church.

K

artpostalın sağında kırma kiremit çatısının bir bölümü görülen kıyıya paralel yapı, o dönemde Mersin'in az sayıdaki otelinden biri. İlk dönemlerinde Kontinent adını taşıyan otel, 1933 yılında Belvü Palas adıyla işletiliyor ve 1937 yılında Toros Oteli adını alıyor. Joseph Dakak ve ailesi tarafından işletilen otel, kentteki ilk asansörün monte edildiği yapı [28]. 1940'lı yıllarda kenti ziyaret edenler için kalınabilecek çok az sayıdaki nitelikli otelden biri olan Toros Oteli, konumu ve sahildeki havuzu ile Mersin'deki belli başlı buluşma yerlerinden biri. 1960'lı yıllarda Yeni Mersin Gazetesi'nde yer alan haberlerden otelin lokantası ile de iddialı olduğu anlaşılıyor [29]. Uğur Ersoy çocukluk anılarında Toros Oteli'ni şöyle anlatıyor:

T

he structure, parallel to the coast line, of which a part of its hipped roof is seen on the right of the postcard, is one the few hotels of Mersin at the time postcard has been prepared. Formerly taking the name Kontinent, this hotel is being run with the name Belvü Palas in 1933 and in1937 adopts the name Toros Hotel. The hotel run by Joseph Dakak and his family is the building to be installed the first elevator in the city [28]. As one of the few qualified hotels where the visitors coming to Mersin can stay, Toros Hotel is a main meeting point in Mersin thanks to its location and its pool on the shore. From the news published on New Mersin Newspaper at 1960's, it is obvious that the hotel is competitive also with its restaurant [29]. Uğur Ersoy mentions about Toros Hotel as below in his childhood memories;

Çocukluk yıllarımda Mersin'in en şık ve en gözde oteli Mösyö Dakak'ın işlettiği Toros Oteli'ydi. Toros Oteli'nin lokantası da pek ünlüydü. Yaz aylarında masalar terasa kurulurdu. Geniş terasın önünde beş metre kumsal, sonra deniz vardı. Babam, annem ve arkadaşları haftada en az iki kez bu lokantaya giderlerdi. Ender de olsa bazı akşamlar çocuklar da götürülürdü. Biz çocuklar yemekten sonra kumsala iner, deliler gibi gece yarısına kadar koşuşur, oynardık.”

In my childhood years, the most elegant and favorite hotel of Mersin was Toros Hotel run by Mr. Dakat. The restaurant of Toros Hotel was also very popular. In summer, the tables were set at the terrace. In front of the wide terrace five meters of beach lied, and then the sea. My father, mother and their friends used to go this restaurant at least twice a week. Even it was rare, some nights the kids were taken too. We, as children, got to the beach after meal, run and played till midnight madly.“

YENİ CAMİ NEW MOSQUE

137


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Gümrük Meydanı, 1900’ler

Ulu Cami ve Ulu Çarşı, 2000’ler Ulu Mosque and Ulu Bazaar, 2000’s

Custom Square,1900’s

ersin'in bir liman kenti olarak gelişimiyle artan ticari etkinlikle birlikte gezgin tüccarlar için konaklama önemli bir gereksinim olarak beliriyor. Şark Ticaret Yıllıkları'ndan, 1880'li yıllardan itibaren kentte otel, lokanta ve kafelerin hizmet verdiği anlaşılıyor [30]. Kentin bilinen en eski oteli, 1885 yılında hizmet veren ve Loiso Freres (Loiso Kardeşler) tarafından işletilen Des Voyageurs adlı otel [31].

s a result of increasing mercantile activities with the development of Mersin as a port city, lodging facilities become a major need for the traveler merchants. From the Annuaire Oriental du Commerce, it is understood that hotels, restaurants and cafes has been serving since 1880's in the city [30]. The oldest hotel known in the city is called Des Voyageurs, run by Loiso Freres (Loiso Brothers) [31].

artpostalın sağı ve solundaki iki yapının arasından görülen ve üzerinde Hotel D'Europe yazan otel ise sonradan Akdeniz Oteli adını alacak olan kentin bilinen en eski otellerinden bir diğeri [32]. Bu dönemde Goumouchi tarafından işletilen otelin kentin en önemli iskelesine oldukça yakın Gümrük Meydanı'ndaki konumu, yapılış amacı hakkında fikir veriyor. Bu otellerin yanı sıra 1880'li yıllardan 1940'lı yıllara dek kentte çok sayıda otel açılıyor [33].

K

he hotel seen between two buildings on the right and left of the postcard, over which Hotel D'Europe written, and will later on adopt the name Akdeniz Hotel, is another of the oldest hotels known in the city [32]. The location of the hotel, very close to the city's most important pier, hints about the aim of the construction of the hotel which has been run by Goumouchi at that period. Besides these hotels, from 1880's to 1940's, many more hotels are opened in the city [33].

K

T

artpostalın ortasında görülen havuzlu çeşme bir dönem Gümrük Meydanı'nın Çeşme Meydanı (Mersine Place de la Fontaine) olarak adlandırılmasına neden oluyor. 1960'lı yıllarda Gümrük Meydanı'ndaki yapılara yönelik kamulaştırma çalışmaları ve Gümrük Meydanı'na yönelik hazırlanmış düzenleme projesinin 1970'li yılların sonunda uygulanması ile Gümrük Meydanı'nda 1960'lı yıllara kadar ayakta kalan yapılar yıkılıyor ve yerine Ulu Cami ve Ulu Çarşı yapılıyor.

138

A

M

T

he pond with fountain seen in the center of the postcard has lead to the Custom Square to be called Fountain Square (Mersine Place de la Fontaine) for a while. As a consequence of the expropriation attempts of the buildings on the Custom Square at 1960's and the implementation of the design project of Custom Square at the end of 1970's, the buildings on the Custom Square, standing up until 1960's are demolished and instead Ulu Mosque and The Ulu Bazaar are built.

GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

139


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Gümrük İskelesi, 1920’ler

Ulu Cami ve Ulu Çarşı, 2000’ler Ulu Mosque and Ulu Bazaar, 2000’s

Custom Pier,1920’s

T

orossian Freres'in (Torossian Kardeşler) editörlüğünde hazırlanmış kartpostalda Fransızca olarak Şimendifer Alanı (Place de la Chemin de fer) yazıyor. Kartpostalın hazırlandığı sırada, bir dönem meydana ismini veren havuzlu çeşmenin artık orada olmadığı görülüyor. Meydanda artık Uray Caddesi'nden gelip, kavis çizerek iskeleye ulaşan, istasyon ile Gümrük İskelesi arasında yük taşıyan dekovilin rayları görülüyor.

n the postcard prepared under the editorship of Torossian Freres (Torossian Brothers), Railway Station Area (Place de la Chemin de fer) is written in French. It is viewed that the pond with fountain which is to give the square its name for a while, no more exists at the period the postcard is prepared. The rails of dekovil carrying goods between railway station and Custom Pier, reaching pier drawing a curve coming through Uray Street is seen on the square.

1

888 tarihli “Mersin'de Bir Tramvay İnşası Hakkında Ruhsatname ve Talimatı Fenniye” adlı iradeyi seniye ile istasyon binasından Fransız Acentesi'ne (Messageries Maritime) kadar devam edecek bir tramvay hattının inşası ve işletilmesi için ruhsat veriliyor. İradede, tramvayda çalışacak olanların kıyafetlerinden, kişi başı taşıma ücretine dek pek çok konuya ilişkin madde yer aldığı gibi, gereken kamulaştırmanın belediye tarafından yapılacağına ilişkin çeşitli hükümlere de yer veriliyor. Ne var ki, kentte söz konusu tramvay hattının yapımı ve işletmeye açılması ancak 1912 yılında gerçekleşiyor [34].

W

ith a mandate named “licence and technical instructions about a tramway construction in Mersin” dated to 1888, license for the construction and operation of tram line starting from station and continuing to French Agency (Messegaries Maritime) is given. In the mandate, consisting of a wide range of issues from the uniforms of tram personnel to the transportation fee per person, various decrees indicating the needed expropriation is to be done by municipality exist. However, the construction and putting into operation of the aforementioned tram line is not realized until 1912 [34].

H

E

ammadde ve ürünün taşınmasını hızlı ve ekonomik biçimde gerçekleştirebilmek üzere Gümrük İskelesi ile istasyon arasında kurulan ve dekovil olarak adlandırılan bu raylı sistemin hayata geçirilmesi uzun sürse de 1932 yılına kadar kullanılıyor [35].

140

O

ven though the implementation of this dekovil named tram line established between Custom Pier and station in order to convey raw material and products in a quick and economical way, takes a long time, it is used until 1932 [35].

GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

141


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Gümrük İskelesi, 1930’lar

Atatürk Parkı, 2000’ler Atatürk Park, 2000’s

Custom Pier,1930’s

M

ersin Limanı'nın hizmete açıldığı 1961 yılına kadar canlılığını sürdüren Gümrük İskelesi'nden yalnızca mal sevkıyatı yapılmayıp, yükleme-boşaltma hizmetinden başka açıkta demirleyen vapurlara yolcu da taşınıyor. Bu dönemde, gemilere ulaşmayı bekleyen yolcular için iskelenin üzerinde ahşap bir yolcu salonu bulunuyor. Kartpostalda iskelenin Gümrük Meydanı'na açılan bölümünde yer alan ve hemen yanında bayrak bulunan yolcu salonu görülüyor. skele üzerinde yolcu salonundan başka dört adet de vinç bulunuyor. 1930'lu yıllarda rayları kaldırılana kadar istasyondan başlayarak Uray Caddesi boyunca devam eden ve Gümrük İskelesi'ne ulaşan dekovil hattı ile kente gelen mal ve hammadde, bu vinçler aracılığıyla mavnalara yükleniyor ya da mavnalardan iskeleye indiriliyor. Önceleri buhar gücüyle çalışan vinçlerin yerini zaman içinde elektrikle çalışanlar alıyor [36].

İ

1

142

954 yılında Mersin Limanı'nın yapımının başlamasıyla birlikte Gümrük İskelesi'nin bulunduğu alanda dolgu çalışması yapılıyor, deniz dolduruluyor ve limanın parçası olarak kullanılmak üzere bir alan oluşturuluyor. Denizin doldurulmasıyla elde edilen bu alan Gümrük Meydanı'nın denizle olan etkin ilişkisinin kopmasına neden oluyor. Bu alan ilerleyen dönemde liman tarafından kullanılmıyor ve Atatürk Parkı olarak düzenleniyor.

N

ot only merchandise transport is done from Custom Pier, which keeps its liveliness until 1961, when Mersin Pier is put into operation, in the pier, besides loading-unloading services, also passengers are conveyed to the ships anchored on the open sea. At that time, there is a timber passenger lounge on the pier, for the passengers waiting their turn to reach the ships. On the postcard, the passenger lounge located on the part of the pier opening to Custom Square is seen with a flag existing by.

O

n the pier, other than the passenger lounge, four cranes are seen. The chattel and raw material coming to the city by dekovil which is running from station all along Uray Street and reaching Custom Pier, until its rails are removed during 1930's, are loaded to the barges and unloaded from barges to the pier by these lifts. The former steam operated types of these lifts are replaced by the ones operated by electricity by the time [36].

I

n 1954, with the beginning of Mersin Port construction, sea filling operation is done in the area Custom Pier exists. Sea is filled to create an area for the port. This area gathered by sea filling causes the rupture of the effective relation between Custom Square and the sea. In the following period, this area is not used by the port and is designed as Ataturk Park.

GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

143


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Gümrük İskelesi’nden batıya doğru sahil, 1930’lar

Mersin Kent Merkezi, 2000’ler Mersin City Centre, 2000’s

The coast from Custom Pier towards west,1930’s

G

ümrük İskelesi'nden kentin batısındaki sahil şeridine doğru bakış. Gümrük İskelesi ile istasyon arasında yük taşıyan dekovil hattının yanı sıra kentte bu dönemde, yük ve insan taşıyan önemli bir araç da, Mersinlilerin payton olarak adlandırdıkları atlı arabalar. Kartpostalda, kıyıda sıralanmış yapıların güneyinde, sahil boyunca dizilmiş, bazısının bir bölümü suya batmış durumda paytonlar ve hummalı bir çalışma içindeki sürücüleri görülüyor. Kartpostal, yelken açmış denize inmeyi bekleyen tekneler, kıyıya yanaşmış mavnalar ve yeni yeni gelişen batı yakası ile Mersin'in, bu dönemde geçimini denizden sağlayan bir şehir olduğunu belgeliyor.

K

ıyı boyunca çok sayıda iskele var. Kartpostalda, görüntünün kaydedildiği dönemde Gümrük İskelesi'nden başka, günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak kullanılan iki katlı taş yapının güneyinde denizin içinde görülen ahşap kazıklardan, bir dönem burada da bir iskelenin bulunduğu anlaşılıyor. Bu iskele kullanıldığı dönemde “Tuz İskelesi” olarak adlandırılıyor.

K

144

artpostaldaki sahil şeridinden, günümüzde doğu-batı yönünde kent ile deniz arasından İnönü Bulvarı geçiyor. Kentin hızla gelişmesiyle birlikte kartpostalda görülen siluetin yerinde bugün çok katlı bloklar görülüyor. Kartpostalda izleri görülen “Tuz İskelesi” ile Gümrük İskelesi arasında kalan alan, günümüzde Mersin kent merkezinin çekirdeğini oluşturuyor.

A

vista from Custom Pier towards the coastline on the west of the city: besides dekovil line carrying goods between Custom Pier and station, the hose cart wagons, payton, as Mersin citizens call, are one another significant vehicle used in both goods and human transportation. On the postcard, on the south of buildings lined along the coastline, all along the seaside, these wagons some of which are partially sunk to the sea and their owners are hustling. The postcard documents Mersin as a city making its living out of the sea at that period, with some boats, waiting ready to set sail, some barges coming alongside the seaside and the newly developing west side of the city.

T

here are a lot of piers all along the coastline. On the postcard, at the period the view is recorded, other than Custom Pier, from the timber pales seen in the sea on the south of the two storey stone building used as Municipality of Greater Mersin, it is understood that there once used to be a pier. This pier is called as “Salt Pier” while it has been used.

A

long the coast line seen on the postcard, today, Inonu Boulevard passes through the city and the sea in east-west direction. As a result of the fast development of the city, the silhouette seen on the postcard is replaced by newly built buildings. The area between “Salt Pier”, the pier of which the traces are seen on the postcard and Custom Pier, forms the current core of Mersin city center.

GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

145


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Gümrük İskelesi’nden batıya doğru sahil, 1930’lar

Mersin Kent Merkezi, 2000’ler Mersin City Centre, 2000’s

The coast from Custom Pier towards west,1930’s

artpostalın hazırlandığı dönemde kentteki yapılar ile deniz arasında ince bir sahil şeridi var. Kent içi ulaşım, deniz kıyısındaki bu yapıların kuzeyinden geçen ve o dönemde doğudaki bölümü Hükümet-İstasyon ve sonra da Uray Caddesi ve batıdaki bölümü ise Kışla Caddesi ve daha sonra da Atatürk Caddesi olarak adlandırılan caddeler ile sağlanıyor.

here is a narrow coastline between the buildings in the city and the sea, at the times the postcard is prepared. City transport is provided through the streets passing by the north of these buildings on the coast. The east part of the street is called as Government-Station Street at that time and Uray Street later on. The west part of it is named as Kışla Street and then Ataturk Street.

K

T

ent bu dönemde, Kışla ve Müftü Deresi ile son buluyor. Kartpostal, Çan Kulesi ile Arap Ortodoks Kilisesi ve ağırlıklı olarak kıyı boyunca kiremit çatılı, taş ve iki katlı bahçe içindeki gayrimüslim evlerinden oluşan yeni bir mahalleyi gösteriyor. Daha sonraları Çamlıbel adını alacak olan bu semt, kentin yakın tarihinde, ileri gelen tüccar ailelerinin konutlarının bulunduğu, gelişen ticaret ve sermaye birikimiyle yeni bir kentli yaşam kültürünün simgesi olarak yer alacak olan semt.

K

artpostalda görülen kentin batı kesimi, istasyon ve Uray Caddesi'nden başlayarak Gümrük Meydanı ve İskelesi'ne kadar devam eden yoğun liman ve ticari etkinlikle gelişen kentsel dokudan ayrılıyor. Kentin doğusu, özellikle Uray Caddesi ve yakın çevresi, yalnızca ticari kullanımlar ya da alt katları ticarethane, üst katları konut olarak kullanılan kimi yapılardan oluşuyor. Yeni yeni gelişen kentin batısı ise kartpostalın hazırlandığı dönemde konut alanı olarak gelişiyor.

146

T

K

he city, then, ends with Kışla and Müftü Creek. The postcard shows a view of The Campanile with Arab Orthodox Church and a new neighborhood consisting of mostly tiled roofed, two-storey, stone non-muslim houses with gardens along the seaside. This neighborhood is to adopt the name Çamlıbel later on, a place the residences of merchant families are located and goes down in close history of the city as a symbol of a new urban life culture with commerce and capital accumulation.

T

he west side of the city seen on the postcard is distinguished from evolving urban texture with intense port and merchantile activities starting from the station and Uray Street, continuing to Custom Square and Pier. The east of the city, especially Uray Street and its close environs, consists of some buildings used for only business offices or lower storey as business offices and upper storey as residence. The newly evolving west side of the city is developing into a residence at the time this postcard is prepared.

GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

147


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Sahil ve Gümrük İskelesi, 1930’lar

Atatürk Parkı, 2000’ler Atatürk Park, 2000’s

Coast and Custom Pier,1930’s

K

entin batısından doğuya, Gümrük İskelesi'ne doğru bakış. Kartpostalın ön yüzündeki Osmanlıca yazıda “Mersin: İki ay yattığım evin görüntüsü” yazılı. Tarih ise 2 Eylül 1928'i işaret ediyor. Kartpostalda Atatürk Caddesi'nin güneyindeki yapılar görülüyor.

perspective from the west side of the city to east, towards Custom Pier: on the front of the postcard, it is written “Mersin: The image of the house I slept in for two months” in Ottoman. And it is dated 2nd of September 1928. The buildings on the south of Ataturk Street are seen on the postcard.

H

A

alen Mersin Büyükşehir Belediye binası olarak kullanılmakta olan iki katlı taş yapıdan doğuya doğru bakıldığında, Ulu Cami yapılmadan önce yıkılan çifte şerefeli Yeni Cami ve Gümrük İskelesi görülüyor. Kartpostalın solunda ise on dokuzuncu yüzyılın son çeyreğinden itibaren Mersin ticaretinde ve liman etkinliğinde önemli bir yer edinmiş Fransız denizyolu şirketi Messageries Maritimes'ın binası ve bu binanın güneyinden denize uzanan “Tuz İskelesi”nin izleri görülüyor.

G

ümrük Meydanı ile Tuz İskelesi arasında kalan sahil şeridinde bugün İnönü Bulvarı ve Atatürk Parkı bulunuyor. Tuz İskelesi ile Gümrük Meydanı arasında kalan, çok katlı yapılaşmanın gerçekleştiği alan günümüzde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın da bulunduğu kentin merkezi konumunda.

148

A

s looked towards east from the two storey stone building that is today still used as Mersin Metropolitan Municipality, New Mosque with its two minaret balconies before demolished and replaced by Grand Mosque (Ulu Cami) and Custom Pier are seen. On the left hand side of the postcard, the building of Messageries Maritimes called French maritime lines company, a company of big importance in the Mersin business trade and port activities since the last quarter of nineteenth century is seen. The traces of “Salt Pier” reaching out to the sea through the south of Messageries Maritimes are seen on the postcard.

O

n the coast line between Custom Square and Salt Pier, today there are Inonu Boulevard and Ataturk Park. This area between Salt Pier and Custom Square, where multiple-storey development is realized, where also Mersin Chamber of Commerce and Industry exists is, today, in the position of the city center.

GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

149


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

150

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Yeni Cami, 1940’lar

Ulu Cami, 2000’ler

New Mosque,1940’s

Ulu Mosque, 2000’s

O

artpostalda Gümrük Meydanı'nın önemli simgelerinden Yeni Cami ve hemen doğusundaki Liman İdaresi görülüyor. Artık kentte otobüsler çalışıyor ve yeni bankalar açılmış. Yeni Cami'nin batısında ise Balkan ve Olimpiyat Şampiyonu Mersinli güreşçi Ahmet Kireççi'nin kendi fotoğrafları ve madalyalarının da bulunduğu Olimpiyat Kahvesi yer alıyor [37]. Mersinli Ahmet olarak tanınan sporcu, 1936 Berlin Yaz Olimpiyatları'nda üçüncülük elde ederek serbest güreşte Türkiye'ye ilk olimpiyat madalyasını kazandırıyor [38]. Tarsus Amerikan Koleji'nde okuduğu yıllarda Abdullah Canlıgil, yolda karşılaştığı Mersinli Ahmet'le ilgili anısını şöyle anlatıyor [39]:

K

n the postcard, one of the most significant symbols of Custom Square, New Mosque and right on the east adjacent Port Directorate are seen. In the city by that time, there are busses giving service and new banks are opened. On the west of the New Mosque, Olympics Café owned by Balkan and Olympics Champion Mersin citizen wrestler Ahmet Kireççi with his own photos and medals in is located [37]. The sportsman, known as Ahmet, the Mersin citizen, has brought Turkey the first olympics medal coming the third at free wrestling at 1936 Berlin Summer Olympics [38]. Abdullah Canlıgil, at the years he has been attending to Tarsus American College, tells a memory about Ahmet the Mersin citizen he runs into on his way [39];

Yine otobüs garajına hızlı hızlı yürüdüğüm bir sabah karşıdan karşıya geçmek için kaldırımda beklerken, bisikletli birinin yanımda durduğunu gördüm. Bisikleti ile işe giden bu kişi, Mersin'de herkesin yakından tanıdığı Mersinli Ahmet Pehlivan'dı. Durup bana, 'Ne o oğlum, okulu rüyanda mı gördün?' diye sordu. Ben de Tarsus'a gittiğim ve onun için erkenden yola çıktığım cevabını verdim. Daha sonra babama, beni sabah erkenden yolda gördüğünü söylemiş; karanlıklarda yollara düşmenin bir çocuk için doğru olmadığını anlatmış. Babam da, zaten benim yatılı olarak gitmemi istediğinden, okula müracaatını yaptı ve ertesi yıl yatılı olmamı sağladı.”

One morning as I was walking quickly to the bus station as usual, while I was waiting on the sidewalk to cross over, I saw someone bicycled stop by my side. This man going work by bicycle was Mersin Citizen Wrestler Ahmet Pehlivan, very well-known by all Mersin citizens. He stopped and asked me, “Son, did you dream of school?” And I answered him I was going to Tarsus and that's why I was on my way so early. Later on, he told my father that he had seen me on the way early in the morning; and said it was not appropriate for a child to set on way in dark. My dad, who had already liked me to go boarding, applied to school and provided me go boarding the following year.”

YENİ CAMİ NEW MOSQUE

151


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi

Gateway to the Outside: Custom Square and Pier

Gümrük Meydanı ve İskelesi, 1910’lar

Ulu Cami, Ulu Çarşı ve Hastane Caddesi, 2000’ler

Custom Square and Pier,1910’s

Ulu Mosque, Ulu Bazaar and Hastane Street, 2000’s

G

ümrük İskelesi'nden kuzeye doğru kaydedilen kartpostal, Gümrük Meydanı'nı ve meydanı çevreleyen yapıları tüm açıklığıyla gösteriyor. Sağda, meydanın ve kentin simge yapılarından biri haline gelmiş Gümrük Binası, solda Yeni Cami'nin doğusunda yer alan Liman İdaresi bulunuyor. Kartpostalın arka planında, meydanın kuzeybatı köşesinde kalan yapı ise Hotel D'Europe. Gümrük Meydanı'nın düzenlenmesi sonucunda fotoğrafta görülen yapılar artık bulunmuyor. Onların yerine Ulu Cami, Ulu Çarşı, Mersin Oteli gibi yapılar yer alıyor.

K

artpostalın kaydettiği görüntü, Cumhuriyet öncesinde Mersin'in en canlı dönemlerinden olan 1900'lü yılların başlarını belgeliyor. Gümrük İskelesi'ndeki canlılık, o dönemde kentteki ticaretin de canlı olduğunu düşündürüyor. Kentteki ticaretin gelişmesi, limanın gelişmesiyle paralellik gösteriyor. Limanın 1850'lerde başlayan gelişimi ticaretteki canlılığı artırıyor. 1850'lerde Mersin, İzmir limanına mal sevkıyatı için bir ara durak konumuna geliyor [40]. 1910'lu yıllara gelindiğinde ise ticaretteki canlılık bir yandan artan ticarethane sayısında, diğer yandan ticaretteki uzmanlaşma ile kendini gösteriyor. Artık kentte bankerler, gemi acenteleri, kereste tüccarları, avukat, doktor, diş hekimi, hatta mimar gibi ihtisaslaşma gerektiren iş alanlarının da geliştiği görülüyor [41].

152

T

he postcard, taken from Custom Pier towards north, shows a clear perspective of Custom Square and all buildings surrounding the square. The Custom Building stands on the right, one of the symbol buildings of the city, and Port Directorate on the left, located on the east of New Mosque. On the background of the postcard, the structure standing on the northwest corner of the square is Hotel D'Europe. As a consequence of the redesign of Custom Square, the buildings viewed on the photo are no more seen. Instead of them, there are buildings like Grand Mosque, Grand Bazaar and Mersin Hotel.

T

he vista the postcard has recorded, documents the beginning of 1900's, one of the most vivid periods of Mersin before Republic. The liveliness of the Custom Pier, gives the idea of an effective commercial activity in the city at that period. The development of the trade in the city goes in parallel with the development of the port. The evolvement of the port starting at 1850's increases the commercial activity. At 1850's, Mersin becomes a semi stop for goods conveying to İzmir Port [40]. As the 1910's comes, the dynamism in commerce is observed either in the increasing number of business houses or in the specialization at commerce. The number of insurance companies, which is one in 1890, three in 1896 shifts to nine in 1909 and nineteen in 1913. By that time, only the specialization needed fields like brokers, shipping agencies, timber merchants, advocate, doctor, dentist and even architect are seen to be evolved in the city [41].

GÜMRÜK BİNASI CUSTOM HOUSE

153


Pazaryeri: Yoğurt Pazarı The Market Place: Yoghurt Bazaar



İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Pazaryeri: Yoğurt Pazarı

L

A

merikalı şehir plancısı ve kent tarihçisi Lewis Mumford, pazarın kent içinde sabit bir yer kazanması için uzak yerlerle ilişki içinde olan tüccarların yüzünü güldürecek büyüklükte bir nüfus ve yerel işliklerdeki ürün fazlasının satışına olanak tanıyacak bir yerel üretkenliğin gerekli olduğunu söylemektedir [1]. 1830'lu yıllardan itibaren Mersin'de haftanın belli bir gününde kurulan, çevredeki yerleşimlerin geleneksel ürünlerinin değişiminin yapıldığı sabit bir pazar yeri, günümüze de aynı adla gelmiş olan Yoğurt Pazarı'dır.

ewis Mumford, American city planner and city historian, tells that for a permanent marketplace in the city requires a population big enough to make the merchants, who are in relation with distant places, happy and a local productivity enabling the sale of the excess of the goods in the local workshops [1]. In Mersin, since 1830's one permanent marketplace, set up on one certain day of the week, where traditional goods of the surrounding settlements were exchanged, is Yoghurt Bazaar which still exists today with the same name.

Y

ent içindeki en önemli ulaşım bağlantılarının kesişim noktasında yer alan Yoğurt Pazarı, adı değişmemekle birlikte günümüzde pazar işlevini kaybetmiştir. Ancak bugün pazar yeri olmasa da geçmişten gelen önemini yitirmemiştir. Günümüzde yine kentin en önemli ulaşım bağlantılarının kesişiminde ve tarihi ticaret merkezindeki konumu ile park olarak kullanılmakta olan Yoğurt Pazarı, bir kentsel odak olarak varlığını sürdürmektedir.

K

oghurt Bazaar, situated on the intersection point of the most crucial transport links in the city, while carrying the same name, has lost its market function at the present. However, even it is not a market place it keeps its importance coming from the past. Today, Yoghurt Bazaar, functioning as a park, maintains its existence as a focal area in the city with its location on the intersection point of the most crucial transport links and in the historical trade center.

1

oghurt Bazaar, giving an image of a villager market on the postcards of 1900's, is a bazaar nomad people and villagers interchange salt, crock, and pot, leather, and wool, fruits, vegetables and dairy products [2]. This unspecialized trading activity carrying the traces of pre-modern period in the city until the second half of nineteenth century, as 1900's come by, begins to leave its place to the specialized and grouped at certain fields trading activities of the modern period gradually.

900'lü yıllara ait kartpostallarda bir köylü pazarı fotoğrafı veren Yoğurt Pazarı, yörükler ve köylülerin tuz, çanak, çömlek, deri, yün, kıl aba giysiler, meyve, sebze ve süt ürünlerinin değiş-tokuşunu yaptığı bir pazardır [2]. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısına kadar kentte modern öncesine ait izler taşıyan bu uzmanlaşmamış ticari etkinlik, 1900'lere gelindiğinde yerini yavaş yavaş modern dönemin uzmanlaşmış ve belli alanlarda gruplanan ticari faaliyetine bırakmaya başlamıştır.

Y

irminci yüzyıl başında, artık kentte, özellikle deniz ticareti, ithalat ve ihracata dayalı belli alanlarda uzmanlaşan ticari fonksiyonların yoğun olarak yer seçtiği, iş kollarına göre uzmanlaşan tüccar hanlarının yer aldığı Uray Caddesi kendini göstermeye başlamıştır. Öte yandan yine aynı dönemde kentin ana iskelesi olarak işlev gören Gümrük İskelesi'nin uzantısındaki Gümrük Meydanı'nda perakende ticaret kendini göstermiş; bakkal, lokanta, kıraathane ve kahvehaneler açılmaya başlamıştır.

A

t the beginning of twentieth century, especially the maritime trade begins to show up at Uray Street where export and import oriented, specialized at certain fields trading functions intensely search for places and merchant inns specialized on different trade branches are located. On the other hand, again at the same period, at Custom Square on the extension of Custom Pier, functioning as the city's main pier, retail trade shows up and stores, restaurants, coffee houses and cafes are began to open.

T

hese developments are important indicators showing the traces of specialization of commercial functions in the city are also begun to be observed on urban spaces. The trading structure in the city, with both qualifications and locations, has evolved in an interrelated space assembly and formed a trivet. This trivet is; Uray Street, Custom Square and Yoghurt Bazaar. The export and import oriented international trade at Uray Street, retail trade aiming traveler merchants and partially the citizens taking place at Custom Square and the traditional bazaar serving as a local market at Yoghurt Bazaar has constituted the golden triangle of the commercial activity of the city.

Y

Y

oğurt Pazarı bir dönem, batısında, günümüzde Hastane Caddesi olarak adlandırılan kuzey-güney doğrultusundaki caddeden geçen su arkı, Tahtalı Han ve Silifke Hanı ve güneyinde Aslanlı Han ile çevrelenen, ürünlerini satmaya gelen köylülerin çiftçi kahvesi, demirci dükkanları, Kuru Kahveci Tahmisci'nin dükkanı ile tam anlamıyla bir pazar yeridir [3].

The Market Place: Yoghurt Bazaar

Y

u gelişmeler, kentte ticari etkinlikteki uzmanlaşmanın kentsel mekanda da izlenmeye başladığının önemli bir göstergesidir. Gerek nitelikleri gerekse konumları ile kentteki ticari yapı, birbiriyle ilişkili bir mekan kurgusu içinde gelişmiş ve üçlü bir sacayağı oluşturmuştur. Bu sacayağı; Uray Caddesi, Gümrük Meydanı ve Yoğurt Pazarı'dır. Uray Caddesi'nde ithalat-ihracata dayalı uluslararası ticaret, Gümrük Meydanı'nda gezgin tüccarlara, kısmen de kentliye yönelik perakende ticaret ve Yoğurt Pazarı'nda yöresel bir pazar olarak hizmet veren geleneksel pazar, kentteki ticari etkinliğin altın üçgenini oluşturmuştur.

B

158

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

oghurt Bazaar, is a typical bazaar area surrounded by the water ark passing through currently Hospital Street called street lying on the north-south direction, Tahtalı Inn and Silifke Inn on the west and Aslanlı Inn on the south, with the farmer café of the villagers coming to sell their goods, forger's shops, the shop of roasted and ground coffee dealer Tahmisci [3].

159


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

The Market Place: Yoghurt Bazaar

Pazaryeri: Yoğurt Pazarı

Yoğurt Pazarı, 1910’lar Yoghurt Bazaar, 1910’s

Y

oğurt Pazarı, batısından geçen Hastane Caddesi'nin Gümrük Meydanı'na ulaşmadan önce yaptığı bir genişlemeyle, kentli ile köylünün buluşması için bir meydan oluşturuyor. Kuzeydeki yerleşimlerden gelerek kentin merkezine ulaşan Hastane Caddesi'nin yanı sıra batıdan gelen Silifke Caddesi'nin ve doğudan gelen Pazar Caddesi'nin (günümüzde Mücahitler Caddesi) de ulaştığı nokta Yoğurt Pazarı. Pazar, kendini çevreleyen küçük ticarethaneler ve bakkallar ile tam bir yerel pazar olarak işlev görüyor.

K

artpostalda Yoğurt Pazarı'nın 1910'lu yıllardaki görüntüsü, Hastane Caddesi'nden doğuya doğru izleniyor. Eşeklerinin sırtındaki çocuklar, büyük olasılıkla çevre yerleşimlerden ve köylerden ürünlerini satmaya gelen köylülerin çocukları. Arka fonda, günümüzde Eski Cami'nin kuzeyinde bulunan ve Kültür Bakanlığı Resim Heykel ve Güzel Sanatlar Galerisi olarak hizmet vermekte olan tarihi Gülnar Oteli görülüyor.

G

160

ünümüzde bu yerel pazarın yerinde küçük bir park bulunuyor olsa da, çevresinde yirminci yüzyıl başına kadar süregelen işlevlerin izlerine rastlanıyor. Park olarak düzenlenmeden önce Yoğurt Pazarı köylülerin her gün yoğurt, peynir gibi ürünleri getirip sattıkları bir pazar. Bu canlı alışveriş meydanı, etrafında özellikle çevre yerleşimlerden ve kırsaldan gelenlere yönelik ürünlerin satıldığı ticarethanelerin bulunduğu bir odak haline geliyor.

Yoğurt Pazarı, 2000’ler Yoghurt Bazaar, 2000’s

Y

oghurt Bazaar forms a plaza, a meeting point of citizens with villagers at the part Hospital Street, which passes from the west, widens just before reaching Custom Square. Besides the Hospital Street reaching the city centre coming from the settlements on the north, the Market Street (current Mücahitler Street) coming from east also ends up at Yoghurt Bazaar. Yoghurt Bazaar functions exactly as a local bazaar with the small trading houses and grocery stores surrounding it.

O

n the postcard the image of Yoghurt Bazaar at 1910's is viewed. The kids on the donkeys' back are probably the children of the villagers coming from the surrounding settlements to sell their goods. On the background, is Gülnar Hotel, which is today on the north of Old Mosque and serves as Republic of Turkey Ministry of Culture Painting, Sculpture and Fine Arts Gallery.

E

ven though a small park exists replacing this local bazaar at the present, the traces of the functions lasting until the beginning of twentieth century are still found. Before it has been designed as a park, Yoghurt Bazaar is a marketplace the villagers bring and sell yoghurt, cheese etc. everyday. This active trading square becomes a center of business firms where goods oriented to especially the comers from surrounding settlements and rural are being sold.

161


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Pazaryeri: Yoğurt Pazarı

The Market Place: Yoghurt Bazaar

Yoğurt Pazarı, 1920’ler

Yoğurt Pazarı, 2000’ler

Yoghurt Bazaar, 1920’s

Yoghurt Bazaar, 2000’s

G

ünümüzde park olarak kullanılan bu alanın yakın çevresinde bulunan; kanaviçe, ip gibi malzemelerin satıldığı dükkanların yerinde 1920'li yıllarda tiftik, yün, yapağı satan dükkanlar ve çok sayıda hububat ve zahireci dükkanı bulunuyor [4]. Abdülkadir Yardım'ın, Naim Gök'ün, Ahmet Çopur ve İlhan Akşehirli'nin, Danyal Uysal'ın hububat ve zahireci dükkanlarından başka Ahmet oğlu Arif'in ve Şükrü Uyanık'ın bakkal dükkanı ve ayrıca Köylü Bakkaliyesi de yine Yoğurt Pazarı'nda yer alıyor. Öte yandan Şükrü Uncular, Ali Köse Halil, Mustafa İsmailoğlu, Musa Karayün gibi isimlerin dericilik, Musa Karayün, Mustafa Keçecioğulları, Recep Ömer Dedeoğlu'nun ise yapağı, tiftik ve yün satışı işinin adresi de Yoğurt Pazarı [5].

Y

üzyıl başına kadar pazarın kuzey uzantısında, şimdi yerinde çeşitli iş hanlarının bulunduğu İstiklal Caddesi üzerindeki Buğday Pazarı yer alıyor. Bu dönemde birbirine yakın bu iki pazarın etrafı buğday, yulaf, arpa, tavuk ve kuş yemi, yün, pamuk, göztaşı, çarık ipi, kürek, bel, kazma, balta, çeşitli boy ve kalınlıkta zincir, kendir, halat, yular, saban demiri, düven tahtasının altına koymak için çakmak taşı satan zahireci, nalbur ve çerçilerle çevrili. Ayrıca Dişçi Bahir Taylan'ın, Doktor Arslan Yakup'un muayenehaneleri ve Eczacı Vetem'in eczanesi de Yoğurt Pazarı'na bakıyor. Antalyalı Kardeşlerin şekerci dükkanı da yine Silifke Caddesi'nin Yoğurt Pazarı'nı gören köşesinde yer alıyor [6].

162

T

here are stores of grains and provisions besides the ones selling fleece, angora and wool at 1920's instead of the current stores where embroidery canvas, rope etc. are sold located at the near surroundings of this area currently used as park [4]. Other than Abdülkadir Yardım's, Naim Gök's, Ahmet Çopur and İlhan Akşehirli's, Danyal Uysal's stores of grains and provisions, the son of Ahmet Arif's and Şükrü Uyanık's grocery stores and Villager's Store are also at Yoghurt Bazaar. On the other hand, the address for the names like Şükrü Uncular, Ali Köse Halil, Mustafa İsmailoğlu, Musa Karayün, fleece, angora and wool trading of Musa Karayün, Mustafa Keçecioğulları, Şükrü Uncular, Recep Ömer Dedeoğlu who are of the leather trade all Yoghurt Bazaar [5].

U

ntil the beginning of the century, Wheat Bazaar exists instead of the currently existing various office blocks on İstiklal Street, on the north extension of the Yoghurt Bazaar. At that period, these two nearby marketplaces were surrounded by stores of provisions, hardware dealers, and haberdashers selling wheat, oat, barley, chicken, and birdseed, wool, cotton, flint, eyestone, rawhide sandal rope, shovel, spade, pickax, axe, chains of various length and thickness, flax, hawser, halter, plow share, flint stone to put under threshing sledge. In addition to these, the offices of Dentist Bahir Taylan, Doctor Arslan Yakup, the pharmacy of Pharmacist Vetem also faces Yoghurt Bazaar. The candy store of Brothers from Antalya is also at the corner of Silifke Street overlooking Yoghurt Bazaar [6].

163


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

The Market Place: Yoghurt Bazaar

Pazaryeri: Yoğurt Pazarı

Yoğurt Pazarı, 2000’ler Yoghurt Bazaar, 2000’s

Yoğurt Pazarı, 1920’ler Yoghurt Bazaar, 1920’s

E

ditörlüğünü K. Papadopoulos ve oğullarının (K. Papadopoulos et Fils) yaptığı kartpostalın üzerindeki Osmanlıca yazıda, “Yoğurt Pazarı, 23.05.1926 Mersin” yazısı okunuyor. Dolayısıyla görüntünün en azından 1920'li yıllara ait olduğu anlaşılıyor. Yine hayvanlarının sırtına yükledikleri ürünleriyle bekleyen satıcılar görülüyor. Eski bir Mersinli; Necmettin Onel, Yoğurt Pazarı'nı ve buradaki alışverişi şöyle anlatıyor [7]:

Sanat Sokağını geçince karşınıza Yoğurt Pazarı çıkar. Yoğurt Pazarı park olarak düzenlenmeden önce adından da anlaşılacağı üzere, köylülerin her gün yoğurt, peynir vs. getirip sattıkları bir yerdi. Satışlarda halkın birbirine güveni o kadar fazla idi ki, yoğurdu, bakır kalaylı çingillerle alır, evinize götürür, aynı gün veya sonraki gün, çingili sahibine iade ederdiniz. (...) Bir köşesinde itfaiye araçları ile arazözlerin sularını doldurmak için kuyudan su çeken bir pompa istasyonu vardı. Parkın içinde de ayakkabı boyacıları ile ellerinde bel denen kürekleriyle bahçe belleyenler, omuzlarında baltalarıyla odun kırıcılar bulunurdu.”

K

164

artpostalın sağında görülen balkonlu ve iki katlı yapının yerinde günümüzde Yeni Karamürsel Mağazası bulunuyor. Soldaki yapı ise günümüzde Hastane Caddesi'nin batısında kalan Gökçay İşhanı. Kartpostalda 1920'li yıllarda yerel kent pazarının kurulduğu bu alanın yer kaplaması dikkat çekiyor. Zeminine parke taş döşenmiş olan pazar alanının yoldan küçük bir yükseltiyle ayrıldığı görülüyor.

I

t is read Yoghurt Bazaar, 23.05.1926 Mersin in Ottoman language on the postcard edited by K. Papadopoulos and sons (Papadopoulos et Fils). Accordingly, it is understood that the image is at least of 1920's. Again, the dealers waiting with goods loaded on the back of their animals are seen. An old Mersin citizen; Necmettin Onel, tells about Yoghurt Bazaar and the trading in here as follows [7];

You encounter Yoghurt Bazaar as you go past Art Street. Before Yoghurt Bazaar designed as a park, it was a place villagers brought and sold yoghurt, cheese etc everyday, as understood from its name. During the shopping, the trust of the public to each other was so high that; you were buying yoghurt in copper, tinned small buckets, taking it home, and returning the small buckets to its owner on either the same day or the following day. ... There was a pumping station that pumps water from the well in order to fill fire trucks and sprinkler water on one of its corner. And in the park, there were bootblacks and garden diggers with the spade called shovels in their hands, wood choppers with their axes on their shoulders. ”

I

nstead of the two storey building with a balcony seen on the right of the postcard, currently Karamürsel Store stands up. The building on the left is today Gökçay Office Building on the west of Hospital Street. On the postcard, the floor covering on the area where one local marketplace is set up at 1920's draws attention. It is observed that the area paved with cobblestone is separated from the road with a small elevation difference.

165


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Pazaryeri: Yoğurt Pazarı

The Market Place: Yoghurt Bazaar

166

Yoğurt Pazarı, 1920’ler

Yoğurt Pazarı, 2000’ler

Yoghurt Bazaar, 1920’s

Yoghurt Bazaar, 2000’s

O

artpostalın sol alt köşesinde Fransızca olarak Yoğurt Pazarı Caddesi (Rue Jogourt-Pazar Mersine) yazısı okunuyor. Pazarın önemini, yirminci yüzyıl başına kadar kent için anlamını, çevresindeki diğer kullanımlar ve ilişkili olduğu Buğday Pazarı'nı şehir plancısı Aykut Hokkacı şöyle anlatıyor [8]:

K

n the left bottom corner of the postcard, Yoghurt Bazaar Street (Rue JogourtPazar Mersine) in French is read. Mersin citizen city planner Aykut Hokkacı tells the importance of the marketplace, its meaning for the city until the beginning of twentieth century, other uses surrounding it and the linking Wheat Bazaar as below [8];

… Silifke Caddesi Yoğurt Pazarı'nda kesilirken, … diğer iç arter olan İstasyon Caddesi de doğudan kent içine gelerek kapalı bir iç mekan olan Buğday Pazarı'nda bitiyordu. …. Kentin batı ucundan, Müftü Köprüsü'nden kente giren Silifke yolunun üst çatalı Silifke Caddesi olarak, Kışla Caddesi kuzeyinden doğu-batı istikametinde kentin iç aksını meydana getiriyordu. Başlangıçta iskan alanları arasından geçen bu yol kentin içinde başka önemli bir alan olan Yoğurt Pazarı'na kadar geliyordu. Silifke Caddesi kırsal hinterlandın ve kentin gereğinde ticaret gereksinimini karşılayan lineer bir aks olup, Alanya Fırını'ndan itibaren son derece kalabalık; araba, at, eşek ve bisiklet trafiği ile yoğun bir hareketlilik sergiliyordu.”

… As Silifke Street is cut at Yoghurt Bazaar, … other inner artery Station Street coming from east to inside the city also ends up at Wheat Bazaar, a closed inner space. … The upper part of Silifke road which was coming from the west end of the city and entering the city over Müftü Bridge, with the name Silifke Street was forming the inner axis of the city on east-west direction from the north of Kışla Street. This road passing through the housing areas at the starting point, extended over Yoghurt Bazaar, another crucial area in the city. Silifke Street, as a linear axis fulfilling the commerce requirement in need of the city and rural hinterland, beginning from Alanya Bakery, was very crowded and displayed an intensive activity with car, horse, donkey and bicycle traffic.”

K

O

artpostalda Yoğurt Pazarı'na güneyden kuzeye doğru bakılıyor. Yoğurt Pazarı'na ait kartpostallarda pazar yerinin değişen noktalarında taş bir çeşme görülüyor. Bir dönem Hastane Caddesi'nin geçtiği doğrultuda bir su arkı bulunan Yoğurt Pazarı'nın bir köşesinde, itfaiye araçları ile arazözlerin sularını doldurmak için kuyudan su çeken bir pompa istasyonu da yer alıyor [9].

n the postcard, Yoghurt Bazaar is viewed from south to north. The opening on the left of the image is Yoghurt Bazaar. On the postcards of Yoghurt Bazaar, a stone fountain is seen on differing points of the marketplace. A pumping station used for filling fire trucks and sprinkler with water is located on one corner of Yoghurt Bazaar where there used to be a water ark in the direction Hospital Street passes for a while [9].

167


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

The Market Place: Yoghurt Bazaar

Pazaryeri: Yoğurt Pazarı

Yoğurt Pazarı, 1920’ler

Yoğurt Pazarı, 2000’ler

Yoghurt Bazaar, 1920’s

Yoghurt Bazaar, 2000’s

artpostalın, Yoğurt Pazarı'nın Hastane Caddesi ile kesiştiği kuzeybatı köşesinden kuzeye; Hastane Caddesi'ne doğru kaydedildiği anlaşılıyor. Yol boyunca caddenin iki yanında bitişik düzende ve iki katlı yapılar izleniyor.

t is seen that the postcard is recorded from the northwest corner of Yoghurt Bazaar where it intersects with Hospital Street, towards north; the Hospital Street. Adjoining and two-storey buildings are observed on both sides of the street, all along the road.

K

I

entin yirminci yüzyıl başına kadar kuzey-güney doğrultusundaki neredeyse tek ve en önemli ulaşım ekseni olan Hastane Caddesi'nin, günümüzde olduğu gibi o dönemde de, sağlı-sollu kesintisiz bir yapı dizisi ile sınırlandığı anlaşılıyor. Özellikle demiryolu inşasının ardından, kentin kuzeyinde yer seçmeye başlayan fabrika ve imalathaneler ile konut alanları ve Giritli Mahallesi, Mahmudiye Mahallesi gibi mahalleleri kent merkezine bağlayan bu cadde, üç önemli pazar yerine erişim sağlıyor. Birbiriyle ilişkili ve aynı doğrultudaki bu ticari odaklar Buğday Pazarı ve Yoğurt Pazarı ile Uray Caddesi'nin başlangıç noktası ve Gümrük Meydanı.

H

astane Caddesi, 1938 yılında kentin bilinen ilk planını hazırlayan Alman mimar ve şehirci Hermann Jansen'in planında da aynen korunuyor. Yoğurt Pazarı ise söz konusu planda otopark olarak öngörülmüş olsa da, günümüze kadar kent merkezinin nefes aldığı bir açıklık olarak kalıyor.

168

I

K

t is understood that, Hospital Street, which has been almost the only and most important transport road of the city in north-south direction until the beginning of twentieth century, has been defined with continuous building rows on both sides at that period, as it is today. Especially after the construction of railway, this street linking the factories and workshops which has been beginning to choose places on the north of the city, the housing zones and districts like Giritli District, Mahmudiye District, provides access to three important marketplace. These interrelated commercial centers located on the same direction are Wheat Bazaar, Yoghurt Bazaar and the starting point of Uray Street and Custom Square.

H

ospital Street is kept exactly the same in the plans of German architect and city planner Herman Jansen who has prepared the first known plan of the city in 1938. In the aforementioned plan, although Yoghurt Bazaar is prescribed as parking lot, it is kept as an open space in the city center until today.

169


Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi New Life: Atatürk Museum and The Environs



Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

U

ray Caddesi, kentteki ticaretin dayandığı temel işin cereyan ettiği bir meydanda, Gümrük Meydanı'nda genişlemekte ve sonra tekrar daralarak kentin batısındaki konut alanlarına doğru ilerlemektedir.

ray Street was widened in Custom Square, where the fundamental work that trade in the city depends on took place and then narrowed again, moving towards housing area on the west of the city.

G

owards west from Custom Square, on the same direction with Uray Street, the street after Custom Square had been called Kışla (Military Barracks) Street until 1940's. During nineteenth century, Railway Station was on the point of entry to the city on the east, while Military Barracks was the end point on the west. Street took the name from Military Barracks and reached the building, narrowing and expanding in patches on its way.

ümrük Meydanı'ndan batıya doğru, Uray Caddesi ile aynı doğrultuda, doğubatı yönünde ilerleyen caddenin Gümrük Meydanı'ndan sonraki bölümü 1940'lı yıllara kadar Kışla Caddesi olarak adlandırılmıştır. On dokuzuncu yüzyılda kentin doğudaki başlangıç noktasını istasyon belirlerken, batıdaki bitiş çizgisini Kışla çizmiştir. Cadde adını bu Kışla'dan almakta ve yer yer daralıp genişleyerek Kışla Binası'na ulaşmaktadır

G

ümrük Meydanı'ndan dar bir parke yolla başlayan cadde, 1930'lu yıllara kadar kentin bu bölümünün tek yapısı olan Mersin Palas Lokantası ve kentin tek pastanesi ile bir sarraf ve tütüncü dükkanının arasından geçerek Atatürk Evi'ne (Christmann Evi'ne) doğru devam etmektedir [1].

K

ışla Caddesi, günümüzde Kültür Bakanlığı tarafından müze haline getirildiği 1992 yılına dek Christmann Evi ya da Christmann Köşkü olarak bilinen Atatürk Evi'ne ulaşana kadar, yakın çevredeki Bakkallar Çarşısı, Bezirganlar Çarşısı, Sursok Çarşısı gibi daha çok kentin gündelik ihtiyaçlarına yönelik dükkan ve bakkalların bulunduğu alandan geçmektedir.

T

B

U

ntil Kışla Street had reached today's Atatürk House, which is known as Christmann House or Christmann Villa, designed to be a museum by the Ministry of Culture in 1992, it passes through many shops to respond to people's daily needs like Groceries Bazaar, Merchant's Bazaar, Sursok Bazaar.

T

addenin Gümrük Meydanı'ndan Atatürk Evi'ne kadarki bölümünde sağlı sollu yer alan, kent halkının alışverişini yaptığı irili ufaklı dükkanlar, batıya doğru ilerledikçe seyrekleşmektedir. Bu dükkanlar yerini Kışla Caddesi'nin, bu dönemde Millet Bahçesi olarak adlandırılan açıklığa ulaştığı bölümünde, daha çok kültür-sanat ve eğlence yapılarına bırakmaktadır.

he number of these big and little shops, placed on the right and left side of the street between Custom Square and Atatürk House, begins to dwindle when moved towards west. In this period, these shops on Kışla Street, were replaced by buildings of mostly culture and entertainment where the street reached an open space called People's Garden.

zellikle Tevfik Sırrı Gür'ün valilik yaptığı 1940'lı yıllardan itibaren Atatürk Evi ve yakın çevresinde, Mersin'in sosyal yaşamındaki varlığını 1960'lı yılların sonuna kadar hissettiren ve kentin ortak hafızasındaki yerini bugün de koruyan, sosyal-kültürel ve eğlenceye yönelik kullanımları barındıran çok sayıda yapı yer almıştır.

specially beginning from 1940's, when Tevfik Sırrı Gür was the governor of Mersin, many buildings, which would be significant in social life of the city until the end of 1960's and at present day still preserve their place in the collective memory of the city, took place in the close vicinity of Atatürk House.

O

n dokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci yüzyıl başında Atatürk Evi ve çevresi, kentteki yoğun ticari etkinliğin gerçekleştiği alanlardan konut alanlarına doğru giderken bir geçiş noktası olarak, birbirinden ayrılmış bu iki kullanım arasında, kentli için bir sosyal odak olarak gelişmiştir.

K

entte gelişen yeni yaşam kültürünün de etkisiyle kentin ileri gelen tüccarlarının aileleri ile beraber gidebilecekleri, otel restoranları, yeni lokanta, bar, şehir kulübü, aile gazinosu, sinema, aile çay bahçesi gibi çeşitli kullanımların büyük çoğunluğu bu alanda yer almıştır.

New Life: Atatürk House and The Environs

eginning from Custom Square with a narrow and cobblestoned road, the Street passed through Mersin Palas Restaurant, which is the only building in this part of the city, a gold dealer, a tobacco shop and the only patisserie of the city and continued the way to Atatürk House (Christmann House) [1].

C

Ö

174

U

E

“Atatürk House and the environs” became a transition place and a social centre for the citizens, in between the places of intensive business and residential areas at the end of nineteenth century and the beginning of twentieth century.

N

ew cultural life, developing with the increasing capital accumulation, most of new activities like restaurants, hotel restaurants, café houses, city clubs, family casinos, cinema, teagarden, to where remarkable merchants of the city could go, located in this area.

175


Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

939 yılında açılan iki kat balkonlu, localı, kaloriferli, çatısı yazlık sinema olarak da kullanılan Güneş Sineması; yalnız üye olabilenlerin girebildiği, özel orkestrası bulunan Tüccar Kulübü; edebiyat, resim, müzik, sinema, tiyatro sohbetlerinin yapıldığı Akkahve; deniz kıyısındaki havuzlu bahçesi ve lokantası ile ünlü Toros Oteli, Atatürk Evi çevresinde yoğunlaşan kentin yirminci yüzyıl başındaki kültürel yaşamı hakkında fikir vermektedir [2].

üneş Movie Theatre, a two-storey building with theatre boxes, balconies, central heating system, of which the roof could be used as summer cinema, began to give service in 1939; Merchant's Club, which had a special orchestra; Akkahve, where discussion meetings about literature, drawing, picture, music, cinema and theatre were organized; Toros Hotel, with its garden with pool on the sea shore and well known restaurant are the buildings located in Atatürk House and its close vicinity, give a general idea about the cultural life of the city in the beginning of twentieth century [2].

1

A

tatürk Evi ve çevresindeki bu sosyal ve kültürel yaşam mekanları, hemen batısındaki, günümüzde Cumhuriyet Meydanı olarak adlandırılan alanda bulunan ve kentin buluşma yeri olarak 1970'li yıllarda yeni düzenlemeler yapılana kadar bir bölümü Millet Bahçesi, bir bölümü Aile Bahçesi olarak adlandırılan alan ile bir süreklilik ve bütünlük sağlamaktadır.

O

entte 1960'lı yıllarda başlayan dönüşüm, bu döneme kadar varlıklarını koruyan Atatürk Evi çevresindeki yapıların zamanla yok olmasına ya da işlev değiştirmesine yol açmıştır. 1960'lı yıllara kadar kentin önemli bir kültür odağı olan Akkahve'nin bulunduğu yapı Mersin Belediyesi'ne dönüşmüş, Toros Oteli yenilenmiş, Messageries Maritimes binası ile Rickards Evi gibi dikkat çeken yapılar, yerlerine yeni binalar yapılması ya da yol açılması için yıkılmıştır. Bölgede on dokuzuncu yüzyıl sonu ile yirminci yüzyıl başından günümüze erişen tek yapı Atatürk Müzesi'ne dönüştürülmüş olan Christmann Evi'dir. Adı Atatürk Caddesi olarak değiştirilen Kışla Caddesi, yaya bölgesi olarak düzenlenmiştir ve hala kentin en canlı yerlerinden biridir.

176

T

New Life: Atatürk House and The Environs

he social and cultural places in the surrounding area of Atatürk House features integrity and continuity with People's Garden, redesigned in 1970's, and Family Garden as the meeting place of citizens, which were together placed on the area of today's Republican Square.

n dokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci yüzyılın ilk yarısında Atatürk Evi ve

çevresinde yalnızca eğlenceye yönelik yapılar yoktur. Kentin kültürel zenginliğinin bir göstergesi olan dini yapılardaki çeşitlilik de bu bölgede rahatlıkla izlenebilmektedir. Günümüzde halen kullanılmakta olan Arap Ortodoks Kilisesi ve bugün ayakta olmayan, ancak kartpostallardan çift çan kulesi ile oldukça görkemli bir yapı olduğu anlaşılan Rum Ortodoks Kilisesi de yine kentin bu alanındadır.

K

G

T

here were not only the buildings for entertainment in the surrounding area of Atatürk House in the end of nineteenth century and the first half of twentieth century. Variety of religious buildings, one of the indicators of cultural diversity, could also be seen in this area. Arabic Orthodox Church that is still utilized today, and Greek Orthodox Church, which is not standing at the present day but its glorious structure with double campanile can be seen through postcards, were taking place in this area.

T

he buildings in the close vicinity of Atatürk House disappear by the time and their functions begin to change as a result of urban transformation, which begins in 1960's in the city, although they survived to stand till that time. The building used as Akkahve (Ak Café House) and Akotel (Ak Hotel) is altered to Mersin Municipality; Toros Hotel was renovated; remarkable buildings like Messageries Maritimes and Rickards House are torn down in order to make new buildings or to open new roads. The only building that is carried from the years from the end of nineteenth century and the beginning of twentieth century to the present day is Christmann House, which is today transformed into Atatürk Museum. The name of Kışla Street is changed to Atatürk Street, redesigned as pedestrian zone, is still the one of the liveliest places in the city.

177


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Mersin Sahili ve Tuz Deposu, 1910’ler

İnönü Bulvarı ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Binası, 2000’ler İnönü Boulevard and Greater Mersin Municipality Building, 2000’s

Mersin Coast and Salt Depot, 1910’s

178

K

artpostalın üzerinde Fransızca olarak Mersin-Deniz Kıyısı (Mersina-La Côte) yazısı okunuyor. Deniz kıyısında, kartpostalın sağında görülen iki katlı yapı günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak kullanılan binanın yerindeki yapı. Alt katı tuz deposu ve üst katı konut olarak kullanılan binanın güneyinde, daha sonra yapılacak olan ve ismini bu yapıdan alarak Tuz İskelesi olarak adlandırılacak iskele henüz yapılmamış. Görünürde bir iskele olmasa da, deponun batısında kıyıda bekleyen tekneler görülüyor.

he phrase Mersin-Seaside (Mersina-La Côte) in French is read on the postcard. The two-storey building on the sea side, seen on the right of the postcard, has been standing in the place of the building currently used as Municipality of Greater Mersin. Its lower storey is used as Salt Depot and upper storey as residence. On the south of this building, the pier which is to be built later on and named Salt Pier after this building has not been built yet. Even there is no existing pier; boats waiting on the shore are seen on the west of the storehouse.

ıyı çizgisi, kentin yeni yeni gelişmekte olan batıdaki konut alanlarına doğru devam ediyor. Gümrük Meydanı'ndan başlayıp kartpostalda ağaçlık bir alan olarak görülen Kışla'ya kadar devam eden Kışla Caddesi (günümüzde Atatürk Caddesi), tuz deposunun kuzeyinden geçiyor.

K

he coastline continues till the residential area on the west that is newly developing. The Kışla Street (current Atatürk Street) starts from Custom Square, reaches to the Military Barracks, seen as a wooded area in the postcard, and passes from the north of Salt Depot.

1

U

940'lı yıllara kadar Kışla Caddesi, Gümrük Meydanı'ndan başlayan parke taşlı bir cadde ve günümüzde Mersin Çarşısı olarak adlandırılan yapıya kadar olan bölümü oldukça dar. Caddenin, Gümrük Meydanı ile kartpostalda görülen tuz deposu binasına kadar olan bölümünde Bakkallar Çarşısı, Rum tüccar Mavromati'ye ve Sursock Ailesi'ne ait yapılar, Vital Strumza'nın Şevk-i Sürur Rakısı imal ettiği rakı fabrikası, Şen Yuva adlı bir pavyon, Yeni Mersin Gazetesi, bakkallar, tenekeci ve tatlıcı esnafı bulunuyor [3].

T

T

ntil 1940's Kışla Street is a cobblestoned street starting from Custom Square and very narrow on the part extending to the building currently named Mersin Bazaar. On the part of the street, starting from Custom Square to the salt warehouse seen on the postcard, there are Grocery Stores Bazaar, the buildings owned by Greek merchant Mavromati and The Sursock Family, the raki factory where Vital Strumza produces Sürur Rakı, a pavilion named Cheerful Home, New Mersin Newspaper, grocery stores, tinman and pastry artisan [3].

TUZ DEPOSU SALT DEPOT

179


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Mersin Sahili ve Tuz Deposu, 1910’ler

İnönü Bulvarı ve Mersin Kent Merkezi, 2000’ler İnönü Boulevard and City Centre of Mersin, 2000’s

Mersin Coast and Salt Depot, 1910’s

K K

artpostal denizde ve kıyıdaki tekneleri, kıyı boyunca devam eden yapıları ile kentin denizle kurduğu ilişkiyi ortaya koyuyor.

he postcard reveals the relationship between the city and sea with the boats both on the sea and the coast, and the structures all along the coastline.

artpostalda yalnızca ahşap ayakları kalmış olan bir iskele görünüyor. Bu iskele günümüzde Mersin Ticaret Sanayi Odası binasının bulunduğu alanda 1940'lı yıllarda yer alan Çukurova Barı ve tuz deposunun güneyindeki Tuz İskelesi... 1880 yılında inşa edilen ve daha çok hayvan sevkıyatı yapılan bu ihraç iskelesi, özellikle Messageries Maritimes Gemi Acentesi'nce kullanılıyor [4].

ruined pier with only timber supports left is seen on the postcard. This is the Salt Pier, located on the south of the area where during 1940's Çukurova Bar and Salt Depot exist and today, Mersin Chamber of Commerce and Industry stands. This export pier built in 1880 and mostly used for animal conveying is especially utilized by Messageries Maritimes Shipping Agency [4].

A

T

rka planda çan kulesi görülen kilise günümüzde Cumhuriyet Meydanı'nda, Kültür Merkezi'nin batısında yer alan Arap Ortodoks Kilisesi. Kartpostalda göze çarpan bir başka yapı da İngiliz asıllı Rickards Ailesi'nin evi. Günümüzde ayakta olmayan yapı, uzun yıllar bu ailenin konutu olarak kullanılıyor.

B

ugün Ulu Çarşı ve Ulu Cami olarak düzenlenmiş Gümrük Meydanı ile Mersin Büyükşehir Belediye binasının yer aldığı tuz deposunun arasında kalan bölgedeki gelişmeler ve bu alanda Atatürk Caddesi'nin yayalaştırılması, bu bölgenin Mersin kent merkezinin odağında yer almasını sağlıyor.

180

T A

he church of which the bell tower is seen on the background of the postcard is Orthodox Church that today stands on Republican Square, on the west of Culture Center. Another eye-catching structure on the postcard is the house owned by Rickards Family of English heritage. The building, no longer stands up, has been used as this family's house over many years.

T

he development of the area between Custom Square, which is at the present organized as Ulu Çarşı (Grand Bazaar) and Ulu Cami (Grand Mosque), and the Salt Depot, where Municipality of Greater Mersin stands and rearrangement of Atatürk Street as pedestrian zone, makes this area the central point of the Mersin city center.

TUZ DEPOSU SALT DEPOT

181


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Mersin Sahili ve Tuz Deposu, 1930’lar

İnönü Bulvarı ve Mersin Kent Merkezi, 2000’ler İnönü Boulevard and City Centre of Mersin, 2000’s

Mersin Coast and Salt Depot, 1930’s

K

entin batısından doğuya; Gümrük İskelesi'ne doğru sahile bakış. Kartpostalda Gümrük İskelesi'ne kadar kıyı boyunca çok sayıda iskelenin kalıntısı görülüyor. Bunlardan biri, tuz deposu olarak kullanılan yapının güneyindeki Tuz İskelesi.

erspective of the coast from west to the east of the city; towards Custom Pier: on the postcard, along the coastline till Custom Pier, the ruins of many piers are seen. One of these is Salt Pier on the south of the Salt Depot.

skeleye adını veren ve daha sonra Alaiyeli (Alanyalı) Mustafa ve Biraderleri'nin 1927 tarihinde açtıkları nal ve çivi fabrikası olan yapı, hemen kuzeyinde yer alan Atatürk Evi gibi, Mersin'in simge yapılarından biri [5]. Günümüzde Taş Bina olarak adlandırılan yapının kaderi 1940'lı yıllarda değişiyor.

T

İ

T

evfik Sırrı Gür'ün 1943'te İçel Valisi olması yalnızca bu yapı için değil Mersin için de bir değişim anlamına geliyor. Vali Tevfik Sırrı Gür, kentte halkın eğlenebileceği nitelikli bir yer bulunmadığını düşünerek, üst katı bir dönem Mersin İdman Yurdu Lokali olarak da kullanılmış bu yapının yeniden düzenlenmesini istiyor. Böylece bir dönem üstü konut ve alt katı da antrepo olarak kullanılan deniz kıyısındaki bina, özgün yapısı bozulmadan, müzik dinlenip dans edilebilen, güney cephesi denize ve kuzey cephesi ise Kışla Caddesi'ne açılan bir lokal haline getiriliyor [6]. Kentin bu yeni sanat ve eğlence mekanı Akkahve adını alıyor.

P

he building the pier adopted its name from and later on functioned as the horseshoe and nail factory opened in 1927 by Alaiyeli Mustafa and Brothers is one of the symbol structures of Mersin [5], like Atatürk House located just on the north of it. The fate of the building, currently named stone building, changes in 1940. The date of transformation not only for this building but also Mersin was the beginning of governorship of Tevfik Sırrı Gür for İçel in 1943. Governor Tevfik Sırrı Gür, considering the lack of a high quality public entertainment facility in the city, demands this building to be rearranged, of which upper storey has been once used as Mersin İdman Yurdu Football Club Local. As a consequence, the building, located on the seashore, once used as residence on the upper storey and warehouse on the lower storey, is transformed, into a clubhouse of music and dancing. The south façade of the clubhouse opens to the sea and north façade to Kışla Street [6]. This new art and entertainment place is named Akkahve. TUZ DEPOSU SALT DEPOT

182

183


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Mersin Sahili , 1900’lar

İnönü Bulvarı ve Mersin Kent Merkezi, 2000’ler İnönü Boulevard and City Centre of Mersin, 2000’s

Mersin Coast , 1900’s

K

artpostalın üst kısmında Fransızca olarak Mersin, Koy (Mersina- La Baie) yazıyor. El yazısı ile 1904 tarihi not düşülmüş. Çok sayıda bayrak görülüyor. 1905 yılında kentte Almanya, İngiltere, Avusturya-Macaristan, Belçika, İspanya, Amerika, Fransa, Yunanistan, İtalya, Hollanda, İran, Portekiz ve Rus Konsoloslukları bulunuyor [7]. Kentteki çok sayıda konsolosluk, ticaretin uluslararası niteliğini ve boyutlarını ortaya koyuyor. Gelişen ticaret yeni bir yaşam kültürünü beraberinde getiriyor. Bir dönem çoğunlukla kentin tüccarları ve memurlarının uğrak yeri olan Ziya Paşa Gazinosu'ndan başka zaman içinde ailece gidilebilecek eğlenceler için bar, lokanta ve lokaller açılmaya başlıyor.

n the upper part of the postcard, it is written Mersin, Bay (Mersina-La Baie) in French. The year 1904 is noted in handwriting. A lot of flags are seen. In 1905, there are Consulates of Germany, England, Austro-Hungarian, Belgium, Spain, United States, France, Greece, Italy, Holland, Iran, Portugal and Russia in the city [7]. The various consulates in the city are the remark of international quality and dimensions of trade. The developing trade brings along a social culture. By the time, besides Ziyapaşa Club, which once used to be a popular place for merchants, bars, restaurants and locals are opened appropriate for family fun.

B

1

eginning from 1940's, Akkahve, and Merchants Club just on the east of Akkahve, at the place where currently Mersin Chamber of Commerce and Industry stands, Toros Hotel, and later on Stock Market Club and such other new clubs, restaurants, family casinos and hotels begin to feature in city social life.

B

his is the times Akkahve transforms into an art atelier from a storehouse and nail factory as the place of unforgettable chats, colloquy and poem recitals for many Mersin citizens. Akkahve hosts many artists from all art fields; writers, painters, actors, musicians of the city to the artists coming from İstanbul on tour.

940'lı yıllardan itibaren Akkahve, Akkahve'nin hemen doğusunda, günümüzde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın bulunduğu alanda Tüccar Kulübü, Toros Oteli, daha sonra Borsa Kulübü gibi yeni kulüp, lokanta, bar, aile gazinosu ve oteller kentin sosyal hayatında önemli yer tutmaya başlıyor.

184

O

u dönemde Akkahve, pek çok Mersinli için unutulmaz sohbetler, söyleşiler ve şiir dinletilerinin mekanı olarak zaman içinde bir depo ve çivi atölyesinden bir sanat atölyesine dönüşüyor. Akkahve, kentteki yazar, çizer, oyuncu, müzisyen, ressam; her alandan sanatçıdan İstanbul'dan bölgeye turneye gelen sanatçılara kadar pek çok kişiyi ağırlıyor.

T

TUZ DEPOSU SALT DEPOT

185


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Atatürk Evi, Akkahve ve Messageries Maritimes, 1940’lar

Atatürk Evi ve Mersin Büyükşehir Belediyesi, 2000’ler Atatürk House and Greater Mersin Municipality, 2000’s

Atatürk House, Ak Café and Messageries Maritimes, 1940’s

K

artpostal, solda Atatürk Evi ile Fransız Gemi Acentesi Messageries Maritimes binasını, sağda ise Akkahve ile batıdan doğuya Kışla Caddesi'ni gözler önüne seriyor. 1940'lı yıllarda kentte Toros Oteli'nden başka nitelikli bir otel bulmak zor [8]. Bu nedenle Akkahve'nin ikinci katı otel olarak düzenleniyor ve Akotel adıyla hizmete açılması planlanıyor. 3 Mart 1944 tarihli Yeni Mersin Gazetesi otelin açılacağını şu haberle duyuruyor:

Şehrimizin çok muhtaç olduğu bir otel yapılmak üzere elyevm (halen) İdman Yurdu olarak işgal edilmekte olan deniz kenarındaki yapı vilayetçe 35 000 liraya satın alınmıştır. Üst katının yıkılması işi müteahhidine verilmiştir. Altında açık ve kapalı 1 000 kişi alacak bir şehir gazinosunun ve üzerinde iki katta 56 odayı ihtiva edecek olan otelin planları tamamlanmak üzeredir. Gazinonun üç ay içinde ve otelin de kıştan evvel bitirilmesi umulmaktadır.”

N

186

e var ki, Vali Tevfik Sırrı Gür'ün Mersin'den ayrılması nedeniyle Akotel hizmete giremiyor ama Akkahve Mersinli sanatçıların uğrak yeri oluyor. 1945'ten 1958 yılına kadar, Etem Çalışkan, Doğan Akça, Nuri Abaç, Celal Çumralı, Mansur Akyıl, İlyas Halil, Osman Özeren, Zeliha Noyan, Haşmet Akal, Ayşe Akal, Bedii Demirseren, Ziya Arıkan gibi sanatla ilgilenen pek çok Mersinli, Akkahve'nin müdavimleri arasında yer alıyor [9]. Ender de olsa Ümit Yaşar Oğuzcan, Ziya Arman, Nurullah Ataç da Akkahve'nin ağırladığı isimler [10]. 1958 yılında bir bölümüne Mersin Belediyesi'nin taşındığı binanın Akkahve olarak bilinen alt katında, 1963'te Güzel Sanatlar Resim ve Heykel Galerisi açılıyor [11].

T

he postcard shows a panorama of Kışla Street, from west to east, with Atatürk House and French Shipping Agency Massegeries Maritimes building on the left, Akkahve on the right. In 1940's, it is difficult to find a qualified hotel other than Toros Hotel, in the city [8]. Therefore, the second storey of Akkahve is arranged as a hotel and planned to serve with the name Akotel. On the 3 March 1944 dated Yeni Mersin Newspaper, the opening of the hotel is announced as below;

The building on the coastline, still occupied as İdman Yurdu is bought by the governorship at 3500 liras, in order to transform into a hotel which is a crucial need of our city. The demolition of upper storey is assigned to the constructor. The plans of the hotel, which is designed consisting of open and closed city casino of 1000 person capacity on the lower storey and on the upper two storey including 56 rooms, are about to be completed. The casino is expected to be completed in three months and the hotel before winter. “

F

rom 1945 to 1958, many Mersin citizens interested in art, like Etem Çalışkan, Doğan Akça, Nuri Abaç, Celal Çumralı, Mahsur Akyıl, İlyas Halil, Osman Özeren, Zeliha Noyan, Haşmet Akal, Ayşe Akal, Bedii Demirseren, Ziya Arıkan are regulars of Akkahve [9]. Ümit Yaşar Oğuzcan, Ziya Arman, Nurullah Ataç, even rarely, are also among the names Akkahve hosts [10]. In 1963, on the lower storey of the building known as Akkahve, where in 1958 Mersin Municipality moved in, Fine Arts Painting and Sculpture Gallery is opened [11].

ATATÜRK Evİ (CHRISTMANN Evİ) ATATÜRK HOUSE (CHRISTMANN HOUSE)

187


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Atatürk Evi (Christmann Evi), 1920’ler

Atatürk Evi Müzesi, 2000’ler Mersin Atatürk Museum, 2000’s

Atatürk House (Christmann House), 1920’s

Y

irminci yüzyıl başına kadar Uray Caddesi kentin ticari eksenini oluştururken, Gümrük Meydanı'ndan Kışla'ya doğru gidildikçe ticarethaneler seyrekleşip, özellikle günümüzde Atatürk Evi Müzesi olan yapıdan batıya doğru tamamen konutların bulunduğu mahallelere ulaşılıyor.

ntil the beginning of twentieth century, Uray Street constitutes the commercial spine of the city. From Custom Square to Military Barracks, commercial houses become sparse and especially towards west from current Atatürk House Museum, neighborhoods of entire residences are reached.

K

artpostalda sağda görülen yapı Mersin'in yakın geçmişi için oldukça büyük bir anlam taşıyor. O dönemde denize oldukça yakın olan bu yapı, 1925 yılında Atatürk ve eşi Latife Hanım'ın on bir gün boyunca konuk olduğu ev. Yapı 1992 yılında restore ediliyor ve Atatürk Evi Müzesi olarak ziyarete açılıyor [12].

T

he building on the right of the postcard is of crucial importance in the recent past of Mersin. This building, very close the sea at the times the postcard prepared, is where Ataturk and his wife Mrs Latife are hosted for eleven days at 1925. The building is restored in 1992 and opened to visitors as Ataturk House Museum [12].

G

T

ünümüzde zemin katında Kültür Bakanlığı Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü'nün (DÖSİM) satış ofisi bulunan yapı, 1897 yılında Mersinli Rum tüccar Mavromati'nin İsviçre Konsolosu Alman asıllı Christmann ile evlenen kızının konutu olarak yaptırılıyor [13]. Ev uzun yıllar bu ailenin konutu olarak kullanıldığı için Christmann Evi ya da Christmann Köşkü olarak biliniyor. Christmann Ailesi'nin çocuğu olmadığı için ev daha sonra Mavromati'nin damadı Fedon Tahinci'ye geçiyor ve Tahinci Ailesi'nin konutu olarak kullanılıyor [14]. 1960'lı yıllarda bir dönem Toros Koleji'nin eğitim verdiği yapıyı ve Fedon Tahinci'yi, Abdulah Canlıgil anılarında şöyle anlatıyor:

188

…Mersin'in en tanınmış fahri konsolosu ise Belçika Konsolosu Fedon Tahinci'ydi. Mösyö Fedon atlara meraklıydı ve Gözne'de atla dolaşması meşhurdu. Evi, Atatürk'ün Mersin'e ilk geldiğinde kaldığı ev olduğundan, vali konağına yakın, çok merkezi bir yerde ve herkes tarafından bilinen, tarihi değeri çok yüksek bir evdi” [15].

U

he building currently used as Ministry of Culture sale office on the base floor, is built in 1897 as the residence of Mersin citizens Greek merchant Mavromati's daughter who married Switzerland Consul Christmann of German heritage [13]. Since the house used as this family's residence for many long years, it is known as Christmann House or Christmann Villa. Because The Christmann Family does not have a child, the house passes to Mavromati's son-in-law Fedon Tahinci and used as The Tahinci Family residence [14]. Abdulah Canlıgil tells about Fedon Tahinci and the building, which also served as Toros College for a while at 1970's, as below;

…the most widely-recognized honorary consul of Mersin was Belgium Consul Fedon Tahinci. Mr. Fedon was interested in horses and known for his horse rides at Gözne. Since his house was the place Ataturk stayed at his first arrival to Mersin, it was a widely known, historically valued house, very close to governor mansion, at a central place” [15].

ATATÜRK Evİ (CHRISTMANN Evİ) ATATÜRK HOUSE (CHRISTMANN HOUSE)

189


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Rickards Evi, 1930’lar

Vali Konağı, 2000’ler Governer’s House, 2000’s

Rickards House, 1930’s

K

artpostalın üzerinde Osmanlıca olarak Millet Bahçesi Civarı yazıyor. Kışla Caddesi, Akkahve, Atatürk Evi ve Rickards Ailesi'ne ait evin arasından, kıyıya paralel olarak kentin 1940'lı yıllara kadar son noktası olan Kışla Binası'na doğru devam ediyor.

Public Garden and the Environs” is written on the postcard in Ottoman. Through Akkahve, Ataturk House and Rickards House, Kışla Street extends parallel to the coast-line, towards Military Barracks, which is the end point of the city on the west until 1940's.

K

T

artpostalda Kışla Caddesi ile günümüzde Kültür Merkezi'nin ve güneyindeki meydanın kesiştiği noktada yer alan iki yapıdan soldaki artık yok. 1970'li yıllarda Sakarya Caddesi'nin genişletilmesi sırasında yıkılan iki katlı yapı, İngiliz asıllı Rickards Ailesi'nin evi. Kereste, elektrik levazımatı, gramofon, yazı makineleri satım işlerinden başka [16], İngiliz Lloyd Şirketi'nin gemi acenteliğini de yürüten Rickards Ailesi'ni Joseph O'Neill anılarında şöyle anlatıyor [17];

Rickards ailesi, Mersin'in yerlisi olan tek İngiliz aile idi ... Bu aileden William Rickards, kuzeniyle birlikte İngiliz Lloyd şirketinin acenteliğini yapıyordu... William Rickards'ın babası Henry Rickards, 1880'li yıllarda Mersin'e gelmiş ve Mersin-Adana demiryoluna yatırım yapmıştır... Henry Rickards'ın torunu ve William Rickards'ın yeğeni Patrick Grisby'nin anlattıklarına göre, William Rickards, şapkası ve kolunun altına sıkıştırdığı İngilizce gazetesi ile Mersin'de her gün düzenli geziler yaparmış.”

190

he left one of the two buildings seen on the postcard, located at the intersection of Kışla Street and current Culture Center and the square on the south of it, does not exist anymore. This two storey building demolished during Sakarya Street widening operation at 1970's, is the house of the Rickards Family of English heritage. In his memories, Joseph O'Neill mentions about The Rickards Family which keep up shipping agency of English Lloyd Company, besides carrying on the sale of commercial timber, electrical implements, gramophone, and typewriters [16], as follows [17]; “Rickards family was the only British family native to Mersin ... William Rickards was the Lloyd's agent in Mersin, and his cousin ... Father of William Rickards, Henry Rickards arrived in Mersin in the 1880's and invested his gold in Mersin-Adana Railway”. According to memoirs of Patrick Grisby, “every morning he went for a walk with a Panama hat on his head and English newspaper under his arm”

RICKARDS E V İ RICKARDS HOUSE

191


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

New Life: Atatürk House and The Environs

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

ATATÜRK EVİ (CHRISTMANN EVİ) ATATÜRK HOUSE (CHRISTMANN HOUSE)

RICKARDS EVİ RICKARDS HOUSE

Rickards Evi, 1930’lar

Atatürk Evi ve Atatürk Caddesi, 2000’ler

Rickards House, 1930’s

Atatürk House and Atatürk Street, 2000’s

G

ünümüzde Cumhuriyet Meydanı olarak adlandırılan alanın bir bölümü kartpostalın hazırlandığı dönemde Millet Bahçesi olarak anılıyor. Rickards Ailesi'nin kartpostalda görülen yan yana yapılmış iki konutu [18] da bu alanın hemen doğu kıyısında yer alıyor. Kentin en önemli caddesi üzerinde ve ticari fonksiyonların yoğun olarak sürdürüldüğü Uray Caddesi ile Gümrük Meydanı'na olan yakınlığı, ailenin ticaretteki başarısı ve zenginliğine ilişkin ipucu veriyor. Aile, kentteki kurumlara yaptığı yardımlarla gazetelere de haber oluyor [19];

ome part of the current Republican Square, is called Public Garden at the times the postcard taken. Two adjacent residences [18] of Richards Family seen on the postcard are located just at the east edge of this area. These houses on the most important street of the city, located very close to Uray Street where an intense trading activity takes place, and also near to Custom Square gives a hint of the family's success and prosperity at commerce. Family is on the newspapers with their donations to the city associations [19];

On account of his pecuniary donations to Turkish Aeronautical Association, it is decided to reward B. Vilyam Rikards (B. William Rickards), one of our city merchants, with a gold medal and the medal sent from Ankara is consigned to him by Mersin Agency of the association.”

Türk Hava Kurumu'na yapmış olduğu nakdi yardımlar dolayısıyla şehrimiz tüccarlarından B. Vilyam Rikards'ın (B. William Rickards), altın madalya ile taltifi, Türk Hava Kurumu Genel Merkezi'nce kararlaştırılmış ve Ankara'dan gönderilen madalya kurumun Mersin Temsilciliği'nce mumaileyhe (adı geçene; B. William Rickards'a) teslim edilmiştir.”

R

ickards Ailesi'ne ait bu ev Fransız işgali sırasında işgal kuvvetleri guvernörü Anfre tarafından ikametgah olarak kullanılıyor [20].

S

T

his Rickards Family owned house is used as residence by Anfre, the Governor of occupying forces, during French occupation [20].

RICKARDS E V İ RICKARDS HOUSE

192

193


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Atatürk Evi (Christmann Evi), 1930’lar

Atatürk Evi Müzesi, 2000’ler Mersin Atatürk Museum, 2000’s

Atatürk House (Christmann House), 1930’s

K

entin kuzeyinden güneydoğuya doğru kaydedilen görüntüde Atatürk Evi ve kuzeyindeki hamamın yanı sıra denizde açıkta bekleyen gemiler, Messageries Maritimes Gemi Acentesi binası ve en solda da Gümrük Meydanı'ndaki Yeni Cami'nin minaresi görülüyor.

n the vista recorded from north to southeast of the city, the following are seen respectively; Ataturk House and Turkish bath on its north, ships anchored on the open sea, Messageries Maritimes Shipping Agency, and the minaret of New Mosque at Custom Square on the leftmost.

A

T

tatürk Evi'nin kuzeyindeki hamam, Uray ve Kışla Caddesi üzerinde Sursoklar Çarşısı, Sursok Han gibi çok sayıda mülkleri bulunan Sursock Ailesi'nin yaptırdığı Sursok Hamamı [21]. Sursock Ailesi, 1860'lı yıllarda ticaret yapmak amacıyla Mersin'e gelen ve zamanla kentin ileri gelen tüccarlarından olan Nader Kardeşler'in, adına gayrimenkul aldığı Beyrutlu, oldukça varlıklı bir aile [22].

K

artpostalda Sursok Hamamı'nın kuzeyinden geçen cadde günümüzdeki Silifke Caddesi. Silifke Caddesi ile Kışla Caddesi arasında kalan, Atatürk Evi'nin doğusundaki açıklık ise Emirgan Çay Bahçesi. Günümüzde, Atatürk Evi ile Sosyal Sigortalar İş hanı arasında yine küçük bir park olarak kullanılmakta olan alanda bulunan Emirgan Çay Bahçesi, bu dönemde hemen bitişiğindeki Güneş Sineması, sinemanın karşısında, Kışla Caddesi'nin güneyindeki Tüccar Kulübü, Akkahve gibi sosyal yaşamda yeri olan yapıları ile kentin sanat ve eğlence odağının bir parçası.

194

O

he Turkish bath on the north of Ataturk House is the Sursok Turkish Bath [21] built by Sursock Family, the family which is also the owner of many other real estate like Sursok Bazaar and Sursok Han on Kışla and Uray streets. Sursock Family is a very wealthy one from Beirut that comes to Mersin since 1860's for trade business and bought real estate in the name of Nader Brothers, who are to become one of notable merchants of the city by the time.

T

he street passing by the North of Sursok Turkish Bath on the postcard is today's Silifke Street. The open space on the east of Ataturk House, between Silifke and Kışla Street is Emirgan Tea Garden that is currently used as a small park, located between Ataturk House and Social Security Business Inn (Sosyal Sigortalar İş Hanı). At that period, this garden is a part of art and entertainment within the city, with buildings of social life like Güneş Cinema next-door, Merchants Club on the south of Kışla Street, just on the opposite of the cinema and Akkahve.

ATATÜRK Evİ (CHRISTMANN Evİ) ATATÜRK HOUSE (CHRISTMANN HOUSE)

195


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Messageries Maritimes Binası ve Gezinti Yolu, 1920’ler

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve Mersin Çarşısı, 2000’ler Mersin Commerce of Trade and Industry and Mersin Çarşısı, 2000’s

Messageries Maritimes and the Promenad, 1920’s

artpostalda günümüzde Mersin Çarşısı'nın bulunduğu alanda yer alan ve 1894 yılından itibaren Mersin'de acentesi bulunduğu bilinen Fransız Messageries Maritimes şirketine ait yapı görülüyor [23]. 1851 yılında Compagnie Des Services Maritimes Des Messageries Nationales adıyla kurulan şirket, ilk dönemlerinde Ortadoğu'ya seferler düzenleyen bir gemicilik şirketi. 1871 yılında Compagnie Des Messageries Maritimes adını alan şirket, Süveyş Kanalı'nın açılması ile Uzak Doğu seferlerine başlıyor. Fransa'nın Orta ve Uzakdoğu ülkelerine yönelik yayılmacı politikalarının yoğun olduğu 1871-1914 yılları arasında şirket en parlak dönemini yaşıyor [24]. Şirketin bu dönemde Mersin'de de bir acentelik açması önemli.

K

n the postcard, located on the area currently Mersin Bazaar exists, the building belonging French Messageries Maritimes Shipping Company is seen [23]. This company is known to have agency in Mersin since 1894. Founded in the name of Compagnie Des Services Maritimes Des Messageries Nationales in 1851, it is a shipping company organizing sailings to the Middle East at the beginning. As Suez Canal opens, the company begins Far East sailings, adopting the name Compagnie Des Messageries Maritimes in 1871. The period between 1871 and 1914 is the brightest era for the company, when intense French expansionist politics towards Middle and Far East countries [24]. It is important that the company opens an agency in Mersin at that period.

K

M

artpostalın sağındaki Messageries Maritimes binası, şirketin kentteki merkezi ve binanın güneyinden denize uzanan iskele de şirket tarafından kullanılıyor [25]. Acenteliği 1894-1896 yılında P. Merichal'in sürdürdüğü şirkette, 1905-1921 yılları arasındaki acente E. Jaurégibery [26]. 1922-1931 yıllarında şirketin Mersin temsilcisi F. Osman Sıdık [27]. Bu yıllarda şirketin seferleri hakkında bilgi veren gazete ilanlarından biri şöyle [28];

196

Mersin'e sefer düzenleyen Messageries Maritimes Kumpanyası'na (şirketine) ait Ankor Vapuru, 3 Ağustos 1931 Pazartesi Günü Mersin'e muvasalat (gelen, ulaşan), aynı gün öğleden sonra Mersin'den hareketle Beyrut, Hayfa, Yafa İskenderiye ve Marsilya'ya hareket edecektir. Yolcu ve emtia tüccariye (ticaret malları) kabul olunur.”

O

essageries Maritimes building on the right of postcard, the head office of the company in the city and the pier extending to sea through the south of the building are also used by the company [25]. Between 1894 and 1896, the agency is executed by P. Merichal. The agency between 1905 and 1921 is E. Jaurégibery [26, while the Mersin agent of the company between 1922 and 1931 is F. Osman Sıdık [27]. Following is an example of newspaper bulletin about the company's sailings at these years;

'Ankor Ship' belonging Messageries Maritimes Company organizing sailings to Mersin, will arrive Mersin on 3rd of August 1931 Monday and depart to Beirut, Haifa, Yafa Alexandria and Marseilles from Mersin in the afternoon the same day. Passengers and merchandise is accepted.”

MESSAGERIES MARITIME MESSAGERIES MARITIME

197


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Messageries Maritimes, 1920’ler

Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Çarşısı, 2000’ler

Messageries Maritimes, 1920’s

Municipality of Greater Mersin and Mersin Çarşısı, 2000’s

M

essageries Maritimes Gemi Acentesi'nin Mersin'deki binası, doğu ve batı cephelerinde terasları olan, Kışla Caddesi'ne açılan üç ana girişi bulunan iki katlı bir yapı. Acente binası günümüzde Atatürk Caddesi'nde, Ticaret ve Sanayi Odası'nın kuzeyindeki Mersin Çarşısı'nın bulunduğu alanda yer alıyor.

B

u dönemde diğer pek çok gemi ve vapur acentesinin şubeleri kentin doğusunda, istasyon ile Gümrük İskelesi arasında, Uray Caddesi'ndeki Azak Han, Taş Han, Sursok Han, Alanya (Alaiye) Han gibi hanlarda bulunurken, Messageries Maritimes'in Gümrük İskelesi'nin batısında, kendi binasında hizmet veriyor olması şirket için Mersin'in önemi hakkında fikir veriyor.

he building of Messageries Maritimes Shipping Agency in Mersin is a two storey building with terraces on both east and west façade and three main entrances opening to Kışla Street. Agency is located on current Atatürk Street, at the area Mersin Bazaar stands on the north of Mersin Chamber of Commerce and Industry. Differing from many other shipping companies with their agencies located on the east of the city, between station and Custom Pier, in the inns on Uray Street like Azak Han, Taş Han, Sursok Han, Alanya (Alaiye) Han, Messageries Maritimes is located on the west of Custom Pier and serves at its own building. This gives us a general idea of the company's significance.

M

A

oreover, at this period, Messageries Maritimes causes the construction of wooden pier in 1880, on the south of Çukurova Bar standing on the area currently Mersin Chamber of Commerce and Industry exists [29]. This pier mostly functions as an export pier for conveying animal. The pier used intensively in 1900 by the company, is where some part of animal export of the city takes place especially to Egypt, Philistine, and The Islands [30].

A

he crowd in front of the building seen on the postcard, written Mersin Messageries Maritimes Agency (Mersine Agence des Messageries Maritimes) in French, is the remark of activity the shipping agency causes in the street.

yrıca bu dönemde Messageries Maritimes, günümüzde Mersin Ticaret Sanayi Odası'nın bulunduğu alanda yer alan Çukurova Barı'nın güneyinde, 1880 yılında bir ahşap iskele inşa ettiriyor[29]. Bu iskele daha çok hayvan sevkıyatının yapıldığı bir ihraç iskelesi olarak işlev görüyor. 1900'lü yıllarda şirketin yoğun olarak kullandığı iskele, bu dönemde kentin özellikle Mısır, Filistin ve Adalar'a yaptığı hayvan ihracatının bir bölümünün gerçekleştirildiği iskele [30].

198

T

lt tarafında, Fransızca olarak “Mersin Messageries Maritimes Acentesi” (Mersine Agence des Messageries Maritimes) yazan kartpostalda, binanın önündeki kalabalık, gemi acentesinin caddede yarattığı hareketliliğin bir işareti.

T

MESSAGERIES MARITIME MESSAGERIES MARITIME

199


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Messageries Maritimes ve Rum Ortodoks Kilisesi, 1930’lar

Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Çarşısı, 2000’ler Municipality of Greater Mersin and Mersin Çarşısı, 2000’s

Messageries Maritimes and Greek Orthodox Church, 1920’s

200

T

artpostalda ilk dikkati çekenler, ellerinde sepetleri, başlarında şapkaları ve kısa pantolonları ile çocuklar. Günümüzde Atatürk Evi Müzesi olan Christmann Köşkü'nün güneyinden Messageries Maritimes Gemi Acentesi'ne doğru kaydedilen kartpostalda, Kışla Caddesi'nin kuzey ve doğu yönü görülüyor. Sokak lambaları ve elektrik direklerinden, kartpostalın, kente elektriğin geldiği 1927 yılından sonra kaydedildiği anlaşılıyor.

K

he kids carrying baskets, wearing hats, and short pants are the first attention drawing part of the postcard. The north and east façade of the buildings on Kışla Street is seen in the postcard recorded from the south of current Ataturk House, then Christmann Villa towards Messageries Maritimes Shipping Agency. The street lamps and utility poles tells us the postcard is recorded after 1927, the year electricity comes to the city.

K

A

artpostalda dikkat çeken bir başka nokta ise kaldırımdaki çocukların kuzeyinde görülen iki çan kulesi ve kubbesi ile bir kilise. Bu kilise, kentin bilinen tüccarlarından Mavromati'nin başkanlık ettiği Rum Cemaati tarafından yaptırılan Rum Ortodoks Kilisesi. Osmanlı arşiv belgelerinden, 1849 yılında kentteki Ortodoks cemaatin merkezi hükümete başvurduğu ve hükümetin papaz efendinin evinde ibadete izin verdiği anlaşılıyor. Ancak zaman içinde artan Ortodoks nüfusuyla birlikte, papaz tarafından cemaatten toplanan para ile bir kilise inşasına başlanıyor. Merkezi hükümetten izinsiz olarak başlayan bu kilise inşaatı, kentteki resmi görevliler tarafından fark ediliyor ve engellenmeye çalışılıyor. Bunun üzerine cemaat tarafından yine hükümete başvurularak, Şam Patrikliği'ne bağlı inşaatı süren söz konusu Rum Ortodoks Kilisesi'nin, kentte artan Hıristiyan nüfus için gerekli olduğu belirtilerek, engellemenin kaldırılması isteniyor. Bu talep sonucunda hükümet, inşaatın engellenmemesi yönünde karar veriyor [31].

nother attention drawing point of the postcard is a church with two campaniles and dome seen on the north of the kids on the pavement. This is the Greek Orthodox Church built by Greek parish under the leadership of the city's well-known merchant Mavromati. From the Ottoman archive documents, it is understood that, in 1849, the Orthodox parish of the city applied the central government and been given permission to worship at clergyman's house. However, along with the increasing Orthodox population, a church construction begins with the money collected by clergyman from the society. This construction beginning without any permission of the central government is noticed by officials in the city and tried to be hindered. Hereupon, the parish applies to the central government again and pointing out the need of this Greek Orthodox Church, which is a parish of Damascus Patriarchate, for the increasing Christian population in the city, requests the withdrawal of this obstruction. As a result of this request, the central government takes the decision of not hindering the construction [31].

MESSAGERIES MARITIME MESSAGERIES MARITIME

201


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Rum Ortodoks Kilisesi, 1920’lar

Rum Ortodoks Kilisesi, 1920’lar

Greek Orthodox Church, 1920’s

Greek Orthodox Church, 1920’s

apımına 1886 yılında başlanan Rum Ortodoks Kilisesi, 1890 yılında tamamlanıyor. 1924 yılında Lozan Antlaşması gereği gerçekleşen mübadele öncesinde kentli nüfus içinde Rumların etkin bir şekilde yer aldığı anlaşılıyor. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Mersin'e gelen Davis'in aktardığına göre, o dönemde Türkler genellikle tarımla, Rumlar ise ticaretle uğraşıyor [32]. Hatta o dönemde kentin önde gelen tüccarlarından biri olan Mavromati, merkezi yönetime Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin kanallarla birleştirilerek tarımsal alanın sulanması önerisini sunuyor ve bunun karşılığında bu alanların kullanım iznini talep ediyor. Ancak bu öneri merkezi yönetim tarafından reddediliyor [33].

Y

he construction of Greek Orthodox Church begins in 1886 and is finished by 1890. Prior to the exchange of population in compliance with Treaty of Lausanne, it is clear that Greek has an effective part in urban population. According to Davis who comes to Mersin in the second half of nineteenth century, at that period as Turks mostly deal with agriculture, Greek deal with trade [32]. Even, Mavromati one of the period's known merchants of the city, makes a proposal of joining Seyhan and Ceyhan rivers with canals in order to use in irrigation of agricultural land and demands usage rights of this land in exchange. This proposal is denied by central government [33].

K

B

ent ticaretindeki Rum ağırlığı, yirminci yüzyılın ilk yarısında yerini Türk tüccarlara bırakıyor. 1924 yılında Lozan Antlaşması ve mübadele sonrasında ise Rum Ortodoks Kilisesi cemaatini kaybetmeye başlıyor ve kilise, Zafer Cami adıyla Müslüman nüfusa hizmet vermeye başlıyor [34]. Yapı bir süre Halkevi'nin konferans salonu, bir dönem de sinema olarak kullanılıyor [35]. 1944 yılında, günümüzde Kültür Merkezi olan Halkevi'nin yapımı sırasında dönemin İçel Valisi Tevfik Sırrı Gür tarafından kilisenin yurt dışından getirilmiş taşları ve mermerleri kullanılıyor [36].

202

T

y the second half of twentieth century, the weight of Greek in commerce leaves its place to Turkish merchants. In 1924, after Treaty of Lausanne and exchange of population, Greek Orthodox Church begins losing its parish and the church begins to serve Muslim population in the name of Zafer (Victory) Mosque [34]. The building is used as conference hall of Public's House for a while and as cinema for a period [35]. In 1944, the stones and marbles of the church brought from abroad are used in the construction of Public's House –current Cultural Center- by Tevfik Sırrı Gür, the Governor of İçel [36].

RUM ORTODOKS KİLİSESİ GREEK ORTHODOX CHURCH

203


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

New Life: Atatürk House and The Environs

Vali Konağı ve Mersin Büyükşehir Belediyesi, 1920’lar

Rickards Evi ve Akotel, 1940’lar Ricards House and Ak Hotel, 1940’s

K

artpostalda batıdan doğuya doğru Kışla Caddesi görülüyor. Günümüzde Vali Konağı'nın bulunduğu noktadan, Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin bulunduğu yapıya doğru bir bakış.

K

artpostalın sağındaki palmiyelerin çoğu günümüzde de aynı yerde. Palmiyelerin kuzeyinde, Rickards Evi'nin karşısından Akkahve'ye doğru devam eden pergolalar ise artık yok. Kartpostalda görülen pergolalar, Vali Tevfik Gür döneminde deniz ile Kışla Caddesi'ni birbirinden ayıran taş duvarın yıkılarak, caddenin yeniden düzenlenmesi sırasında yaptırılıyor [37]. Bu dönemde adı artık Atatürk Caddesi olan Kışla Caddesi, beton ayakları olan ve özellikle baharda üzeri begonvillerle kaplanarak cadde boyunca gölgeli bir yürüyüş yolu oluşturan pergolalar ile hem yayalar hem de taşıtlar için kentin en cazip güzergahlarından biri.

V

204

ali Tevfik Sırrı Gür döneminde düzenlenen caddenin bu pergolalı görüntüsünden kartpostalın 1940'lı yıllarda kaydedildiği anlaşılıyor. Kartpostalda solda Rickards Ailesi'ne ait iki katlı iki konut ile sağda o dönemde Akkahve olarak kullanılan, günümüzdeki Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin bulunduğu iki katlı taş bina görülüyor. Kentte kaldırım daha eski kartpostallarda da var, ancak artık daha bakımlı ve cadde de asfaltlanmış durumda. Mersinlilerin payton dedikleri atlı arabalar ise bu yıllarda hala kentte bir ulaşım aracı olarak kullanılıyor.

Governer’s House and Municipality of Greater Mersin, 1920’s

K M

ışla Street from west to east is seen on the postcard, a look from the point Governor Mansion stands today to Municipality of Greater Mersin building.

ost of the palm trees seen on the right of the postcard are still at the same place today. However, the pergolas ongoing from the north of pine trees, towards Akkahve from the opposite of Rickards House do not exist anymore. These pergolas seen on the postcard are built during the rearrangement of Kışla Street, instead of the stone wall separating the sea and the street, at the period of Governor Tevfik Gür [37]. Kışla Street, which begins to be called Ataturk Street then, is one of the most attractive routes for both pedestrian and vehicles for the sake of its shadowy path of the pergolas standing on concrete pillars and covered with begonia allover especially in the spring.

L

ooking at the view of the street with pergolas on the postcard, which is arranged at the period of Governor Tevfik Sırrı Gür, it is understood that the postcard is recorded at 1940's. On the postcard, the two storey house of Rickards Family is seen on the left, and on the right another two storey stone building, which is current Municipality of Greater Mersin and then used as Akkahve is seen. Even the pavements are seen on older postcards, they are in much more good condition as compared with the earlier ones and also the road is asphalted. The horse cart wagons, payton, as Mersin citizens call, are still in use for transport at these years in the city.

RICKARDS E V İ RICKARDS HOUSE

205


Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi Meeting Place: People Garden and People’s House



MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

M

ersin'de meydan niteliği gösteren alanlar, özellikle on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren şekillenmeye başlamıştır. Bunlardan ilki yirminci yüzyılın ikinci yarısına kadar Gümrük Meydanı adını taşıyan, günümüzde Ulu Cami'nin bulunduğu ve 1970'li yıllarda yeniden düzenlenen ve halen Ulu Çarşı olarak adlandırılan alandır. İkincisi ise günümüzde park olarak kullanılan ve yirminci yüzyıl başına kadar çevre yerleşimlerden gelenlerin ürünlerini sattığı bir pazar yeri olan Yoğurt Pazarı'dır.

Y

irminci yüzyılın ikinci yarısına kadar geçen sürede her iki meydan da, kentin kimliğinde önemli bir belirleyici olan iskelelerdeki ticari etkinlikle ilişki içinde gelişip şekillenmiştir. Her iki meydan da kentin o dönemdeki en önemli iskelesi olan Gümrük İskelesi'nin uzantısındadır. Uray Caddesi, Gümrük Meydanı ve Yoğurt Pazarı gibi iki noktada genişlemiş ve kentteki iki önemli açık alanı oluşturmuştur [1]. Ne var ki her iki meydan da bir sosyalleşme ve buluşma alanından çok, ticari ürün ve malların el değiştirdiği, depolandığı, aktarıldığı ticari etkinlik için kullanılan alanlardır.

B

u dönemde kentteki sosyo-kültürel yaşam, açık kamusal alanlardan çok, Ziya Paşa Gazinosu, daha sonra Tüccar Kulübü gibi, özellikle kentin ticaret burjuvazisinin gittiği kapalı mekanlarda sürmüştür.

1

923 yılında Cumhuriyetin ilanından sonra Mersin'de pek çok Anadolu kentinden farklı biçimde sürmekte olan bu sosyal yaşam, Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi modernleşme süreciyle yeni bir biçim almaya başlamıştır. Uluslararası bağlantıları ve gayrimüslim nüfusu ile batılı yaşam kültürüne yabancı olmayan kent, yeni yapı ve kurumları ile bu sürece hızla ve kolaylıkla uyum sağlamıştır. 1940'lı yıllara gelindiğinde bu yeni modernleşmenin izleri kentteki yeni kullanımlarda da görülmeye başlamıştır. zellikle Cumhuriyet döneminde pek çok kentte modernleştirici iktidarın ağırlığının hissedildiği ve çoğunlukla ulusal birliği pekiştirmeye yönelik toplantı, yürüyüş, kutlama ve törenlerin gerçekleştirildiği bir kentsel alan olarak işlev görecek kent meydanları kendini göstermeye başlamıştır. Bunun sonucu olarak, kent merkezinde genellikle valilik, hükümet konağı gibi en üst düzey yerel idari erke ait yapının sınırladığı, çoğunlukla bir heykel ya da anıt ile odağı belirlenmiş meydanlar düzenlenmeye başlamıştır. Bir başka deyişle, Osmanlı kentinde daha çok ulaşım bağlantılarının belli noktalarda yaptığı genişlemelerle ve genellikle bir cami ya da ticari kullanımlarla çevrelenen, kendiliğinden oluşmuş meydanlar, Cumhuriyet ile birlikte yerini hükümet konağı, belediye gibi resmi kurumlarla çevrelenen ve planlı müdahaleler ile şekillenen meydanlara bırakmaya başlamıştır.

Ö

M

210

ersin'de de benzer bir gelişme Vali Tevfik Sırrı Gür'ün görev yaptığı 1940'lı yıllarda gerçeklemiştir. Cumhuriyet dönemi eğitim ve aydınlanma devriminin simgesi olarak Halkevi, önemli Cumhuriyet dönemi yapılarından Vali Konağı gibi kentin özgün tarihi ve mimari değer taşıyan yapıları ile çevrelenmiş alan, kentin yeni buluşma mekanlarından biri haline gelmiştir.

I

n Mersin, the areas of plaza characteristics have begun to take shape especially

from the second half of twentieth century. The first one of these is the area which carried the name Custom Square until the second half of twentieth century, where currently Ulu Cami (Grand Mosque) is located and has been redesigned at 1970's and still called the Ulu Cami. The second one is Yoghurt Bazaar currently used as a park and has been utilized as a market place until the beginning of twentieth century where people coming from surrounding settlements sell their products.

D

uring the period lasting until the second half of the twentieth century, both squares has been developed and shaped in relation with the commercial activities at the piers which were determinative in the city identity. They are located on the extension of the period's most important pier, the Custom Pier. Uray Street has been widened at two zones like Custom Square and Yoghurt Bazaar and formed the two crucial open areas in the city [1]. However, both of the squares, rather than being socialization and meeting places are the areas utilized for commercial activity where commercial products and goods are exchanged, stored and transferred.

Meeting Place: People’s Garden and People’s House

T

he socio-cultural life in the city at that period is spent indoors, rather than open

public space, at places like Ziyapaşa Club and then Merchants Club where especially the trade bourgeois attended.

I

n 1923, after declaration of the republic, this social lifestyle in Mersin dissimilar to many other cities of Anatolia has begun to take a new form with the modernization process of Turkish Republic. The city no stranger of western lifestyle as a result of its international connections and non-muslim population has adapted this process quickly and easily with new buildings and establishments. As it comes to 1940's, the traces of this new modernization are seen on the new uses in the city.

E

specially in the Republican period, in many cities, the city squares which are to function as urban spaces where the modernizing government shows up and meetings, marches, celebrations, ceremonies predominantly intended to reinforce national unity take place begins to appear. As a result of this, plazas located in the city center, usually bordered by buildings of top level local administrative authorities like governorship building, government office or with a focal point located by a statue or a monument are started to be designed. In other words, the naturally formed squares in Ottoman city, mostly developed at the expansions on some parts of transportation junctions and usually surrounded by a mosque or commercial utilizations are replaced by the plazas surrounded by public enterprises like government office, municipality and formed with planned interventions, with the Republic.

211


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

1

920'li yıllara kadar bir bölümü derme çatma konut yapıları ile Çardak Mahallesi olarak bilinen, bir bölümü ise 1920'li yıllarda deniz kıyısında yazlık sinema olarak kullanılan Millet Bahçesi, 1940'lı yıllardan itibaren kentlinin olduğu kadar batılı yaşam biçimi ile Cumhuriyet modernleşmesinin de buluştuğu bir alan olarak belirmiştir. Adıyla bütünleşen bu alan 1970'li yıllara kadar kentteki ulusal bayramların yanı sıra sivil eğlence ve kutlamaların da en bilinen adresi olmuştur.

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

A

similar development has happened in Mersin in 1940's while Governor Tevfik

Sırrı Gür was in charge. The area surrounded by the buildings bearing the city's authentic historic and architectural values like People's House, which is a symbol of Republic period education and enlightenment revolution, and governor's mansion which is one of the important Republican period buildings, has become one of the new meeting points of the city.

P

940'lı yıllardan itibaren kentin doğusunda, İstasyon ve Uray Caddesi'ndeki ticari kullanımlardan batıdaki konut alanlarına doğru devam eden ana eksen üzerinde, Akkahve, Tüccar Kulübü, Güneş Sineması gibi kentteki sosyal ve kültürel etkinliklerinin yoğunlaştığı alanın hemen bitişiğindeki Millet Bahçesi, dönem dönem özel orkestra ile verilen caz konserlerinin, garden partilerin, ailece ya da eş dost ile yenilen yemeklerin unutulmaz mekanı haline gelmiştir.

1

eople's Garden, of which one part is known as Çardak District with its jerry built houses until 1920's and one part used as summer cinema on the seaside at 1920's, has appeared as a meeting place of not only the citizens but also the western lifestyle with Republican modernization. People's Garden, as stated in its name has been the most widely-known address of not only national ceremonies and but also civil entertainments and celebrations in the city until 1970's.

G

eople's Garden is located on the west of the city; on the main axis starting from the commercial uses on Uray Street towards the residential areas on the west and next to the area the buildings like Akkahve, Merchants Club, Güneş Movie Theatre exist and the city's social and cultural activities take place. Beginning from 1940's, it has become the unforgettable place of jazz concerts of private orchestras, garden parties, and dinners with family or friends.

erek ulusal bayramların ve resmi kutlamaların, gerekse sivil buluşma ve eğlencelerin adresi olan Millet Bahçesi ve Belediye Bahçesi'ni içine alan günümüzün Cumhuriyet Meydanı, 2000'li yıllarda yeniden düzenlenmiş ve bugünkü halini almıştır.

Meeting Place: People’s Garden and People’s House

P

R

epublican Square embodies People's Garden, the address of not only national festivals and official ceremonies but also civil meetings and entertainments, and Municipality Garden. It has been redesigned at 2000's and taken its current form.

212

213


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

Meeting Place: People’s Garden and People’s House

Vali Konağı ve Kışla Caddesi, 1930’lar

Vali Konağı ve Atatürk Caddesi, 2000’ler

Governor’s Mansion, 1930’s

K

artpostalda istasyondan başlayıp Kışla'ya kadar devam eden kentin ana caddesinin Vali Konağı'ndan Kışla'ya kadar devam eden batı bölümü görülüyor. Sağdaki yapı günümüzde de aynı işlevle varlığını sürdüren Vali Konağı.

1

214

Governor’s Mansion and Atatürk Street, 2000’s

O

n the postcard, the west part, the part from Governor's Mansion to Military Barracks, of the main street of the city which starts from the station and extends till Military Barracks is seen. The building on the right is Governor's Mansion which still exists with the same function today.

936 yılına kadar tüccar Mavromati'nin Mücahitler Caddesi'ndeki evi Vali Konağı olarak kullanılıyor. Kurtuluştan sonra üst katı Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkezi, giriş katı Gençler Birliği Yurdu olarak kullanılan bu yapı, halen Mücahitler Caddesi'nde (eski Pazar Caddesi) ve Kızılay Binası'nın güneyinde bulunuyor. 17 Mart 1923 tarihindeki Mersin ziyaretinde Atatürk'ü eşi ile birlikte konuk eden yapıya daha sonra üçüncü bir kat ekleniyor ve 1936 yılına kadar Vali Konağı olarak hizmet veriyor [2].

ntil 1936, merchant Mavromati's house on Mücahitler Street is used as Governor's Mansion. This building, of which the upper storey has been used as the Center of Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (Association for Protection of Law) and the ground floor as Youth Union Dormitory after independence, still stands up on Mücahitler Street (old Market Street) and on the south of Kızılay Building. The building which has hosted Atatürk and his wife at his visit to Mersin at 17th March of 1923, and a third storey is added later on, has served as Governor's Mansion until 1936 [2].

1

A

U

936 yılında Rüknettin Nasuhioğlu'nun Mersin Valisi olarak atanmasının ardından yeni bir Vali Konağı inşa edilmesine karar veriliyor ve kartpostalda görülen yapı bu dönemde tamamlanıyor. 19 Kasım 1937 yılında Mersin'i ziyareti sırasında Vali Konağı inşaatını gezen Atatürk, dönemin valisi Nasuhioğlu'na “Vali Bey, konağı çabuk düzenleyip, noksanlarını tamamlayınız. Her sene Nisan ayını burada geçirmek istiyorum” diyor. [3].

fter Rüknettin Nasihoğlu has been appointed Mersin governor, a new Governor's Mansion is decided to be built and this building seen on the postcard is completed at that period. Atatürk, who has been hosted at this new Governor's Mansion at his visit to Mersin at 19th November of 1936, says to the period's governor Nasihoğlu the following: “Mr. Governor, construct the mansion quickly and complete the lacking. I want to spend my time during Aprils every year in here” [3].

G

ctually, after that date; Atatürk coming to Mersin at twentieth May of 1938, has been guest for three nights at the mansion and pays some visits and then leaves the city at 23rd March of 1938 [4].

erçekten de bu tarihten sonra, 20 Mayıs 1938'de Mersin'e gelen Atatürk, yeni Vali Konağı'nda üç gece konuk olarak çeşitli ziyaretlerde bulunuyor ve 23 Mayıs 1938'de kentten ayrılıyor [4].

A

VALİ KONAĞI GOVERNOR’S MANSION

215


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

Meeting Place: People’s Garden and People’s House

Vali Konağı ve Silifke Caddesi, 1930’lar

Vali Konağı ve Silifke Caddesi, 2000’ler

Governor’s Mansion and Silifke Street, 1930’s

Governor’s Mansion and Silifke Street, 2000’s

T

V

ali Rüknettin Nasuhioğlu döneminde yapılan yeni Vali Konağı, Atatürk Evi (Christmann Köşkü), Rickards Evi ve Silifke Caddesi'nin 1940'lı yıllardaki görünümü.

he view of Governor's Mansion, built at the period of Governor Rüknettin Nasihoğlu, Atatürk House (Christman Manor), Rickards House and Silifke Street at 1940's.

K

n the postcard, the southeast sealine of the city, from Governor's Mansion to the New Mosque (current Grand Mosque) is seen. At these years, no building exists yet on the area from the north of Governor's Mansion to Silifke Street. Silifke Street turns left from Rickards Family house and intersects Kışla Street at that point.

artpostalda kentin Vali Konağı'ndan Yeni Cami'ye (günümüzde Ulu Cami) kadar güneydoğu kıyısı görülüyor. O yıllarda Vali Konağı'nın kuzeyinden Silifke Caddesi'ne kadar olan alanda henüz herhangi bir yapı bulunmuyor. Silifke Caddesi, Rickards Ailesi'nin evinden güneye dönüyor ve bu noktada Kışla Caddesi ile kesişiyor.

O

VALİ KONAĞI GOVERNOR’S MANSION

216

217


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Meeting Place: People’s Garden and People’s House

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

Kiremithane Mahallesi, 1930’lar

Mersin Kültür Merkezi, 2000’ler Mersin Cultural Centre, 2000’s

Kiremithane District, 1930’s

K K

artpostalda günümüzde Kültür Merkezi'nin bulunduğu alandan Kiremithane Mahallesi'nin genel bir panoraması görülüyor.

artpostalın kaydedildiği dönemde Kiremithane Mahallesi düşük yoğunluklu ve bahçeli yapılardan oluşan bir mahalle. Mahallenin sakinlerini daha çok, 1832 yılında Mersin ve bölgesini işgal eden İbrahim Paşa'nın, ordusunun devamlılığı için Mısır ve Suriye'den getirerek bölgeye yerleştirdiği, ziraat işlerini bilen nüfus oluşturuyor. Bu nüfus kentte ağırlıklı olarak Kiremithane Mahallesi ve Bahçe Mahallesi'nde, kartpostaldaki gibi iki katlı ve bahçeli yapılardan oluşan bir alanda yaşıyor [5].

B

u dönemde, Süveyş Kanalı inşası için gerekli ağaçları kesmek, kıyıya getirmek ve iskeleden sevk etmek için Suriye'nin Lazkiye ve Trablusşam bölgelerinden gelen Araplar Lazkiye Mahallesi'ni oluştururken, ağırlıklı olarak kiremit ve tuğla yapımıyla uğraşanların oturduğu mahalle "Kiremithane", bahçecilikle uğraşanların oturduğu mahalle de Bahçe Mahallesi adıyla anılmaya başlıyor. Kiremithane Mahallesi'nin güney sınırını Silifke Caddesi belirliyor.

S

218

ilifke Caddesi ile Kışla Caddesi arasında kalan alan ise 1940'lı yıllara kadar derme çatma barakaların bulunduğu bir alan. Geçici barınma amacıyla yapılmış, üzeri sazlarla örtülü çardak benzeri yapıların yer aldığı bu alan, o yıllarda Çardak Mahallesi olarak adlandırılıyor [6].

A A

general panorama of Kiremithane District is viewed from the area today the Center of Culture is located on the postcard.

t the period the postcard has been recorded, Kiremithane District is a place composed of low density and buildings with gardens. The residents are consisting of the population who knows about agriculture, brought from Egypt and Syria by İbrahim Pasha who has conquered Mersin and the region and settled them to the region for the continuity of his army. This population predominantly lives at Kiremithane and Bahçe Districts, at an urban area composed of two-storey houses with gardens like on the postcard [5].

A

t this period, while Arabians coming from Latakia and Tripoli regions of Syria in order to log, carry the trees to seaside and ship them from the pier were living at Latakia District, where predominantly the ones dealing with tile and brick manufacture settled begins to be called as “Kiremithane” (Tilery), and the district the ones doing gardening lived begins to be called as Bahçe (Garden) District. The south border of Kiremithane District is Silifke Street.

T

he area left between Silifke Street and Kışla Street is a field where jerrybuilt barracks exist until 1940's. This area of bower-like structures which are covered by reed on top and built for temporary sheltering is called Çardak (Bower) District at these years [6].

HALKEVİ PEOPLE’S HOUSE

219


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

Meeting Place: People’s Garden and People’s House

Kiremithane Mahallesi, 1930’lar

Mersin Kültür Merkezi, 2000’ler Mersin Cultural Centre, 2000’s

Kiremithane District, 1930’s

Ç

ardak Mahallesi'nin derme çatma yapıları, 1930'lu yılların sonunda yerini gelişen ve değişen kentin yeni kullanımlarına bırakmak zorunda kalıyor. 1937 yılında barakalardan oluşan Çardak Mahallesi'nin doğu kıyısına Vali Konağı yapılıyor. 1941 yılında yapılan bir düzenleme ile mahallenin günümüzde Kültür Merkezi'nin yer aldığı kısmına da havuzlu bir park yapılıyor. İlyas Halil, Çardak Mahallesi'nde yaşanan bu değişimi, boyacı Ramazan'ın yaşadıklarıyla şöyle anlatıyor [7]:

220

'Merhaba Ramazan Usta' dedim.… Tanımadı. Babamın adını söyledim. … 'Delikanlı olmuşsun' dedi. 'Hey gidi günler hey... Kimi günler bir mecidiye kazanırdım. Mecidiye, yirmi kırtıklı kuruş. O gün ben yirmi kanatlı kuştum.' 'Şimdi ne yapıyorsun?' dedim. 'Ah küçük bey' dedi. 'Çingene dertten başka ne iş tutar ki… Tüm gün yarı aç ayakkabı boyamak yetmezmiş gibi bir akşam uyandım, Tanrı mahallemizi ateşe vermiş. Varım yoğum, çardağım gözümün önünde kül oluyordu. Ellerimi havaya kaldırdım. 'Tanrı efendi' dedim. 'Toprağımızı istiyorsan bunun kolayı vardı. Ulu Baba, Çukurova'yı biraz daha büyük yaratabilirdin. Hadi vakit bulamadın diyelim, çingeneleri kanatlı yapsaydın, kuş olur ağaçlara yuva yapardık. Arsaya, bahçeye gereksinimimiz olmazdı. Ulu Baba, dediğimi hoş gör. Şimdi ne kuşuz, ne de adama benziyoruz'. Sonra gün be gün sıkıntılarımız arttı. Ekmek, şeker karneye bağlandı. Vali Bey halkın savaşı unutmasını istiyordu. Yangın sonrası belediye görevlileri, yanan yerleri süpürdüler, temizlediler. Halkın mutlu olması için aynı yerde çiçek parkı yapacaklarını söylediler. Belediye bandosu marşlar çaldı. Arsamıza çiçek ektiler, ağaç diktiler. 'Kent çiçek kokacak, çiçeklerle süslenecek' dediler. … Bir yıl sonra şans yüzümüze güldü. Çiçek parkını söktüler. 'Yerine halkevi yapılacak' dediler. Vali bey bu projeyle yoksullara, işsizlere iş sağlamak istediğini söylüyordu.”

B

y the end of 1930's, the jerrybuilt structures of Çardak District had to be superseded by new utilizations of the improving and changing city. In 1937, Governor's Mansion is built on the east edge of Çardak District consisting of barracks. With an arrangement in 1941, a park with a pool is designed on one part of the district where currently Cultural Center stands up. İlyas Halil tells about this transformation of Çardak District through the experiences of Ramazan the bootblack as below [7];

I said; 'Hi Ramazan'. ... He did not recognize. I told my father's name. ... He said; 'You have become a young man'. 'Those were the days. ... I used to earn one medjidie some days. Medjidie is twenty piasters. I was a bird with twenty wings that day.' he told. I said; 'what do you do now?' He said 'Ah junior gentleman'. 'What would a gypsy do other than suffering? ... As though polishing shoes all day hungrily was not enough, one evening I woke up to see our neighborhood set on fire by God. My all, my bower was turning to ashes in front of my eyes. I raised my hands praying. I said 'Oh Lord', 'If you wanted our land, it was easy. Great Father, you could have created Çukurova a little bit larger. Let's say you didn't have the time, you should create the gypsies with wings, so that we would be birds and nest in the trees. We would need no land, no gardens. Great Father, condone my sayings. Now we are neither bird, nor even look like man.' Then our troubles multiplied day after day. Bread, sugar were rationed. Mr. Governor was wishing people to forget about the war. After the fire municipality workers swept and cleaned the burnt places. They told they would design Flower Park in the same place to make people happy. Municipality band played marches. They planted flowers and trees in our land. They told; 'The town will smell flower, be ornamented with flowers'. … One year after we were lucky. They ripped the flower park. They said; 'People's House will be built instead of it'. Mr. Governor was telling he planned to create employment for the unemployed with this project”.

HALKEVİ PEOPLE’S HOUSE

221


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

Meeting Place: People’s Garden and People’s House

Mersin Kültür Merkezi ve Vali Konağı, 2000’ler

Halkevi ve Vali Konağı, 1940’lar People’s House and Governor’s Mansion, 1940’s

1

943 yılında İçel Valiliği'ne atanan Tevfik Sırrı Gür, 1940'lı yılların Yeni Mersin gazetelerinde yapmayı planladığı hizmetleri açıklıyor. Bu hizmetler arasında Cumhuriyetin en seçkin 50 yapısı arasında yer alan, günümüzde Kültür Merkezi olarak adlandırılan Mersin Halkevi de var. Günümüzde Tevfik Sırrı Gür Lisesi olarak adlandırılan lise, Akkahve, stadyum gibi yapılar da yine Vali Gür'ün kente kazandırdığı yapılar arasında yer alıyor.

K

entteki imar faaliyetleri konusunda oldukça radikal ve kararlı davranan, bu nedenle de görev yaptığı dönem ve sonrasında Mersinlilerin bir bölümünün övgüsünü alırken, bir bölümünün olumsuz eleştirileri ile karşı karşıya kalan Vali Tevfik Sırrı Gür, dönemin zor ekonomik koşullarına rağmen, çoğu günümüzde de ayakta olan kentin en özgün Cumhuriyet Dönemi yapılarını inşa ettiriyor[8].

G

ünümüzde Cumhuriyet Meydanı'nın kuzey sınırını çizen, Vali Konağı'nın batı bitişiğinde yer alan ve Kültür Merkezi olarak kullanılan yapı, 29 Ekim 1946 tarihinde Ankara Devlet Tiyatro ve Operası tarafından temsil edilen Madam Butterfly Operası ile Mersin Halkevi olarak açılıyor.

222

Mersin Cultural Centre and Governor’s Mansion, 2000’s

T

evfik Sırrı Gür, who has been appointed to Governorship of İçel for the second time in 1943, declares the services he plans to provide on the New Mersin Newspapers of 1940's. Mersin People's House, one of most outstanding 50 buildings of The Republic, currently called Cultural Center is also among these services. The buildings like the high school, currently called Tevfik Sırrı Gür High School, and Akkahve are also among the buildings Governor Tevfik Sırrı Gür has brought in the city.

G

overnor Tevfik Sırrı Gür has had a very radical and determined attitude in public improvements operations. Because of his attitude, while he has been praised by some of Mersin citizens, he has encountered negative criticism from some citizens. He has constructed the most distinctive Republican Period buildings of the city which still stands up today against the hard economic conditions of the period [8].

T

he building, defining the north border of the Republic Square, located on the west side of Governor's Mansion and serving as Cultural Center today, is opened as Mersin People's House, with Madam Butterfly Opera performed by Ankara State Theater and Opera at 29th October of 1946.

HALKEVİ PEOPLE’S HOUSE

223


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

Meeting Place: People’s Garden and People’s House

Halkevi, 1940’lar

Mersin Kültür Merkezi, 2000’ler Mersin Cultural Centre, 2000’s

People’s House, 1940’s

1

952 yılına kadar Halkevi olarak hizmet veren yapı halkevlerinin kapatılmasının ardından çeşitli kurumlarca kullanılıyor. 1970'li yıllara gelindiğinde artık iyice yıpranmış olan bina, 1977 yılında Kültür Bakanlığı'na devrediliyor. Başlatılan kapsamlı onarım ve yenileme çalışmalarının ardından 9 Mart 1992 tarihinde, ilk açılış töreninde olduğu gibi yine Madam Butterfly Operası ile açılıyor [9].

H

alkevi'nin açılış töreninde Vali Tevfik Sırrı Gür bir konuşma yapıyor. Dönemin zor ekonomik koşullarında, kente böyle bir yapı kazandırma olanağını sağlayan Mersinlilerin, “medeni ve takdirkar bir cemiyet” olduğunu vurgulayarak şunları söylüyor [10]: “Halkevlerinin, milli terbiye ve medeni tekamülümüz (olgunlaşma) karşısındaki ağır vazifelerine inananlar arasındayım. Ve bir halkevinin siyasi ve şahsi hırslardan uzakta kalarak, okul muhitleri dışında hisleri yükselten, fikirleri genişleten milli bir mabet olduğuna inananların ön safındayım.”

H

alkevi binasının açılış törenine katılmak üzere Mersin'e gelen Nurullah Ataç'ın ve Gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın'ın anlattıklarından yapının, dönemin mimari özenine iyi bir örnek olarak inşa edildiği, büyüklüğüne rağmen şehre yakışan bir estetikle tasarlandığı anlaşılıyor [11]:

224

Bugünkü halkevlerinin en büyüğü olan o yapıyı, Mersin Valisi özenmiş, hemen hemen bir başına yapıvermiş... Mersin Halkevi'nin hususiyeti, mimarisinin kabul ettiği üslupta. Bütün betonun mutad (alışıldık) çirkinliğinden burada içtinap edilmiş (kaçınılmış). Şehre yakışan, iklime yakışan muhteşem ve nefis bir bina hazırlanıyor.”

T

he building served as People's House until 1952 has been used by various foundations after the people's houses has been closed. The building which is outworn by the 1970's has been assigned to Ministry of Culture in 1977. Following the comprehensive restoration and renovation operations, it is opened at 9th March of 1922, with Madam Butterfly Opera as it used to be at the first inaugural [9].

A

t the inaugural of the People's House, Governor Tevfik Sırrı Gür gives a speech. He, emphasizing the Mersin citizens who has given the chance to bring in the city such a building at the hard economic conditions of the period were, “a civilized and appreciative community”, tells the following [10]; “Here, I am among the believers of the heavy mission of people's houses about our national discipline and civil maturation. And I am on the cutting edge of the people who believe the People's House is a national sanctuary increasing the feelings out of the school districts and improving ideas staying away from political and personal ambitions.”

F

rom the narratives of Nurullah Ataç and journalist Hüseyin Cahit Yalçın who have come to participate in the inaugural of the People's House, it is deduced that it has been constructed as a fine example of the period's architectural care and despite of its hugeness it has been designed aesthetically becoming to the city [11].

Mersin Governor has constructed the structure which is the biggest one among today's people's houses with care and by almost on his own. The genius of Mersin People's House is at its architecture style adopted. The habitual ugliness of the solid concrete is avoided here. A gorgeous and stunning building becoming to the city, becoming to the climate is being prepared.

HALKEVİ PEOPLE’S HOUSE

225


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

Meeting Place: People’s Garden and People’s House

Pathe Sineması ve Millet Bahçesi, 1900’ler

Cumhuriyet Meydanı ve Atatürk Parkı, 2000’ler

Cinema Pathe and People’s Garden, 1900’s

artpostalda görülen kentin bilinen ilk yazlık sineması olan Pathé Sineması'dır. Kartpostalın üzerinde Fransızca olarak Pathe Cineması'nın bahçesinin görünümü-Mersin (Vue du Jardin du Cinéma Pathé-Mersine) yazısı okunuyor. Torossian Kardeşler (Torossian Frères) editörlüğünde kaydedilmiş görüntüde, demir parmaklıklı bir duvarın sinemanın sınırlarını belirlediği ve bir giriş kapısı bulunduğu görülüyor.

K

he first summer movie theater opened in the city in 1920 is Pathé Cinema seen on the postcard. It is read The View of Pathe Cinema in the Garden-Mersin (Vue du Jardin du Cinéma Pathé-Mersine) in French on the postcard. In the image recorded at the editorship of Torossian Brothers (Torossian Frères), it is seen that one wall surrounded by iron railings determines the borders of the cinema and there is one entrance door.

1

P

908'de Sigmund Weinberg tarafından İstanbul'daki ilk yerleşik ve sürekli sinema salonu olan Pathe Sineması'nın [12] hemen hemen aynı yıllarda Mersin'de de bir sinema işletiyor olması, kentin yirminci yüzyıl başındaki sosyo-kültürel yaşamının gelişmişliği ve canlılığına ilişkin önemli bir ipucu veriyor. Bu canlılık Mersin'e ilişkin ticaret kayıtlarından da izleniyor. Örneğin, Şark Ticaret Yıllığı'na göre 1913 yılında kentte Georgeos Arslanoglou tarafından işletilen bir sinema ve S. Macromallis'e ait Concordia adında bir tiyatro olduğu görülüyor [13].

B

ununla birlikte, Develi'ye göre kentte, Küçük Fahri, Büyük Fahri, Refik ve Rıfat Uslu adlı kişiler tarafından çalıştırılan ve 1927 yılı ticaret sicil kayıtlarında yer alan bir sinema daha bulunuyor [14].

226

Republican Square and Atatürk Park, 2000’s

T

athe Cinema has been the first permanent movie theater in İstanbul established by Sigmund Weinberg in 1908 [12]. The fact it runs one cinema in Mersin approximately in the same years gives an important hint about the development and dynamism of the socio-cultural life in the city at the beginning of twentieth century. The liveliness of socio-cultural life can also be followed in the commercial records. For instance, there are a cinema executed by Georgeos Arslanoglou and a theatre called Concordia, managed by S. Macromallis according to Annuaire Oriental du Commerce of 1913 [13].

A

long this path, Şinasi Develi points out that there is also another cinema run by Junior Fahri, Senior Fahri, Refik and Rıfat Uslu found on the commercial records of 1927 [14].

HALKEVİ PEOPLE’S HOUSE

227


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

Meeting Place: People’s Garden and People’s House

Cumhuriyet Meydanı, 2000’ler

Millet Bahçesi, 1930’lar People’s Garden, 1930’s

K

O

M

P

artpostalda, günümüzde Cumhuriyet Meydanı olarak adlandırılan alanın bir bölümünde yer alan bahçenin, artık Millet Bahçesi olarak adlandırıldığı görülüyor. illet Bahçesi, kentteki ticari etkinliğin sürdüğü İstasyon, Uray Caddesi, Yoğurt Pazarı ve Gümrük Meydanı arasındaki alan ile kentin batısında yeni gelişmekte olan konut alanları arasında bir buluşma noktası olarak işlev görüyor. Yirminci yüzyıl başına kadar kentin ve kentlilerin, coşkulu Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, Cumhuriyet Halk Partisi'nin garden partilerinde, ailece ya da eş dost ile yenilen akşam yemeklerinde, özel orkestraların verdiği caz konserlerinde bir araya geldiği buluşma yeri de yine Millet Bahçesi [15].

G

ünümüzde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın yerinde bulunan ve eskiden Çukurova Barı olarak bilinen eğlence mekanı zaman içinde yerini Tüccar Kulübü'ne bırakıyor. Millet Bahçesi, Tüccar Kulübü yapılana kadar kentin en önemli eğlence yeri. Deniz kıyısındaki bu bahçe, dönemin pek çok Anadolu kentinde görülen türden bir aile çay bahçesi ya da gazinosu değil. Millet Bahçesi'nin devamlı bir dans orkestrası var ve yaz geceleri burada dans ediliyor, balolar düzenleniyor [16].

228

Republican Square, 2000’s

n the postcard, the garden, located on one part of the area of the current Republican Square, yet called People's Garden.

eople's Garden functions as a meeting place situated between the area, between Railway Station, Uray Street, Yoghurt Bazaar and Custom Square, where the commercial activities of the city take place and the residence areas newly developing on the west of the city. Until the beginning of twentieth century, the city and the citizens meet at the People's Garden at exhilarated Republic Day celebrations, garden parties given by Republican People's Party, dinners with family or friends and jazz concerts of private orchestras [15].

T

he entertainment place used to be known as Çukurova Bar, which has been located where current Mersin Chamber of Commerce and Industry stands, is superseded by Merchant Club by the time. People's Garden has been the most significant entertainment place of the city until Merchants Club is built. This garden on the seaside is not a family tea garden or casino similar to many examples seen in a lot of Anatolia cities. People's Garden has a permanent dance orchestra and here, people dance on summer nights and balls are held [16].

HALKEVİ PEOPLE’S HOUSE

229


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Meeting Place: People’s Garden and People’s House

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

Millet Bahçesi, 1940’lar

Cumhuriyet Meydanı, 2000’ler

People’s Garden, 1940’s

P

illet Bahçesi 1940'lı yıllarda Mersin'de yaşamış olanlar için, kentteki yaşama ilişkin bugün bile anlamlı bir simge. Ancak Millet Bahçesi'nin, kent belleğindeki bu anlamlı yeri yalnızca bir buluşma mekanı olmasından kaynaklanmıyor.

M

eople's Garden is still a meaningful symbol even today for the ones who has lived in Mersin at 1940's. However, this significance of the place in collective memory of the city does not only emanate from its meeting point characteristic.

M

P

illet Bahçesi, kartpostalda görüldüğü gibi yirminci yüzyıl başına kadar kentin orta noktasında bulunması, deniz kıyısındaki konumu ve onu çevreleyen yapıları ile değil, burada yaşanan tarihi an ile de kent belleğindeki yerini alıyor. 17 Mart 1923 tarihinde eşi Latife Hanım ile birlikte Mersin'e gelen Atatürk, Millet Bahçesi'nde yaptığı konuşma ile Mersinlilere sesleniyor. Kentin bulunduğu konumun önemine vurgu yaparak başladığı ve Mersinlilere önemli bir görev vererek bitirdiği konuşmasında Atatürk, şunları söylüyor [17]:

230

Republican Square, 2000’s

Memleketiniz, beldeniz Türkiye'nin çok mühim bir noktasında bulunuyor ve çok mühim ticaret noktasıdır. Memleketiniz, bütün dünya ile Türkiye'nin irtibatı noktasında en mühim bir yeridir. Bunu sizler benden iyi biliyorsunuz. Fakat bilmelisiniz ki -açık söyleyeyim- memleketinize hakim bulunmuyorsunuz. Memleketinize sahip olabilmek için yeni çok mühim çalışma devresine giriyorsunuz. Geçmişte maruz kaldığınız mahrumiyetlerden çektiğiniz elemler, azaplar büyük olmuştur. Bunu sizler iyi takdir etmişsinizdir. Tekerrür etmesin… Son sözüm olmak üzere, bu memleketin hakiki sahibi olunuz diyeceğim.”

eople's Garden, as seen on the postcard, takes its place in the city memory not only because of its location in the middle of the city, at the seaside until the beginning of twentieth century or the buildings surrounding it but also because of the historic moment experienced here. On 17th March of 1923, Atatürk, who has come to Mersin with his wife Mrs. Latife, addresses the Mersin citizens at People's Garden. In this speech he began emphasizing the importance of the current situation of the city and finished assigning an important mission to Mersin citizens, he told these [18];

Your land, your town is located on a very crucial point of Turkey and a very crucial commerce point. Your land is of most importance in terms of Turkey's connection with the entire world. You know this, better than me. However you should know –to be frank- you are not dominant in your land. You are starting a very important new working period in order to take the possession of your land. You have suffered huge sorrow and pain because of your deprivations you encountered in the past. You should have appreciated this well. This should not recur. … As my last word, I will say you should be the real owners of this land.”

HALKEVİ PEOPLE’S HOUSE

231


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Meeting Place: People’s Garden and People’s House

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

Millet Bahçesi, 1940’lar

Cumhuriyet Meydanı, 2000’ler

People’s Garden, 1940’s

K

artpostalda, günümüzde Kültür Merkezi'nin güney batısında ve Arap Ortodoks Kilisesi'nin güneyindeki alanda, 1970'li yıllarda yapılan yeni düzenlemeye kadar Belediye Bahçesi olarak adlandırılan aile çay bahçesi görülüyor.

T

Republican Square, 2000’s

O

n the postcard, the family tea garden is seen on the area located on the southwest of Cultural Center and south of Arab Orthodox Church today. It has been known with the name Municipality Garden until the new design applied at 1970's.

arihsel süreç içinde, özellikle 1900'lü yılların başından itibaren kentin buluşma yeri olarak ön plana çıkan Millet Bahçesi'nin bulunduğu alan, günümüzde de farklı bir biçimde bu işlevini sürdürüyor. Geçmiş dönemde garden partilerin düzenlendiği, çeşitli etkinliklerin gerçekleştirildiği alan, 2000'li yılların başında Kültür Merkezi'nin ve Arap Ortodoks Kilisesi'nin güneyinde Cumhuriyet Meydanı olarak düzenleniyor.

he place, where the People's Garden existed, stood in the forefront as the meeting place of the city during the historical development, especially from the beginning of 1900's forward. The place, where garden parties and other various activities were organized, has been designated as Republican Square.

G

W

ünümüzde bu meydan, geçmiş dönemdekinden farklı olarak kentlilerin daha çok resmi kutlamalarda ve törenlerde toplandığı bir meydan. Bu anlamda meydan resmi bir nitelik kazanıyor.

T

ithin the square, which aimed to bring the citizens together, the people now rather get together during official ceremonies, different from the old times. In this respect, the square gained a ceremonial character. HALKEVİ PEOPLE’S HOUSE

232

233


Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel Developing City: Kışla Street and Çamlıbel



MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

M

ersin'de kentsel form, geleneksel Osmanlı kentinden farklı olarak doğu-batı yönünde doğrusal bir hat boyunca gelişim göstermiştir [1] . Bu durum 1869 yılında kenti oluşturan iki mahalleden açıkça izlenmektedir. Arşiv kaynaklarına göre, bu dönemde kentte yalnızca iki mahalle vardır. Bunlardan biri Şarkiyye (Doğu) ve diğeri ise Garbiyye (Batı) olarak adlandırılmıştır [2].

İ

lk yıllarında demiryolu istasyonu ile Gümrük Meydanı arasında Uray Caddesi

boyunca gelişmiş olan Mersin, özellikle ticaretteki gelişmeler ve nüfus artışı ile birlikte 1900'lü yılların başından itibaren batıya doğru bir gelişme göstermiştir [3]. Bu gelişimle birlikte kente yeni mahalleler eklenmiştir. Bugün “Çamlıbel” olarak adlandırılan semt de, yüzyıl başında yeni gelişen bu mahallelerin birkaçını içine alan ve kentin batı sınırını oluşturan yerleşimdir. Semt, güney sınırını Akdeniz'in, batı sınırını Müftü Deresi ve deniz fenerinin, kuzey sınırını Silifke Caddesi'nin, doğu sınırını ise Arap Ortodoks Kilisesi'nin çizdiği, düşük yoğunluklu bir yerleşim olarak sosyal dokusu ve fiziksel özellikleri ile kentin diğer bölgelerinden farklılaşmıştır.

Z

aman içinde gerek sosyal dokusu gerekse yapıların bir araya gelişleri ve bir bütün olarak ortaya koydukları etkiyle, kent içinde kendine özgü bir karakter kazanan ve Çamlıbel adını alan yerleşimi kente bağlayan ana omurga Kışla Caddesi'dir. 1940'lı yılların ortalarında Atatürk Caddesi adını alan Kışla Caddesi, Gümrük Meydanı'ndan başlar ve batıya doğru Çamlıbel'i geçerek Kışla'ya ulaşır; oradan kuzeye yönelip, Müftü Deresi kıyısını izleyerek Silifke Caddesi'ne bağlanır. Yerleşim Kışla Caddesi ile birlikte, caddeye açılan özellikle o dönemki 121., 123., 127. ve 129. (günümüzdeki Cengiz Topel Caddesi) sokaklara doğru gelişme gösterir [4].

Ç

amlıbel'in ana eksenini oluşturan cadde, özellikle yüzyıl başında kuzeyinde ve güneyinde sıralanmış konutlarda yaşayan kent elitleri ve gayrimüslim nüfusu ile sosyal yapısı açısından da özgün nitelikler gösterir. Günümüzde yıkılmış olan bu konutların yerlerine yapılmış olan çok katlı yapıların büyük çoğunluğu, sahibi olan ailelerin isimlerini taşımayı sürdürmektedir.

Ç

amlıbel'de, 1929-1942 yılları arasında görev yapmış Belediye Başkanı Mithat Toroğlu, milli mücadelede önemli görevler üstlenmiş Fikri Mutlu, yine Belediye Başkanı Zeki Ayan, kentin ileri gelen tüccarları Safa Ailesi, Erden Ailesi, Hayfavi Ailesi, Sıdalı Ailesi gibi müslüman ailelerin yanısıra Barbur, Dumani, Miskavi, Gandur, Levante, Şaşati, Mantovani, Butros, Nakkaş, Nadir gibi gayrimüslim ailelerin ürettiği çok kültürlü bir ortak yaşam biçimi gelişmiştir. Semtin renkli sosyal dokusunu gözler önüne seren çarpıcı bir örnek, 1928 yılında Paris'te bir Fransız-Rus ailenin çocuğu olarak doğan ve 2000 yılında ölen ünlü sinema yönetmeni Roger Vadim Plemiannikov'dur. 1930'larda Fransız Konsolosu Plemiannikov'un oğlu olan Vadim de bu dönem Çamlıbelinin sakinleri arasındadır.

238

T

he city of Mersin developed in a linear form, dissimilar to traditional Ottoman city, between east and west sides [1], where each one constituted two distinct neighborhoods in 1869. According to archival records, there were two neighborhoods in this period, one was called East (Şarkiyye) while the other was named West (Garbiyye) [2].

D

uring its foundation years in modern times, Mersin was developed in the area between Railway Station and Custom Square, along Uray Street. As a consequence of increasing commercial activities and population, the city of Mersin began to develop rapidly towards east, where new neighborhoods emerged at the beginning of 1900's [3]. The district, named “Çamlıbel” at present comprised a few of those neighborhoods and formed the east frontier of the city. The Çamlıbel District, where the Mediterranean Sea lies beneath the houses on the south side, Müftü Creek and the Lighthouse were on the west edge, Silifke Street was forming northern boundary and Arab Orthodox Church was at the east edge, was a low-density settlement with its social and physical characteristics that differentiates it from other districts and neighborhoods in the city.

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

I

n the course of time, Çamlıbel gained a distinctive character within the city of Mersin due to physical features of buildings and their collective effect as a whole and the social attributes of the district. The main spine that connects the district to the city centre was Kışla Street, named Atatürk Street in the midst of 1940's, initiating from Custom Square on the east, covering a distance along Çamlıbel and was reaching Kışla Building on the west end. Following this course, Kışla Street was oriented towards north along the east bank of Müftü Creek and connected to Silifke Street. The settlement in Çamlıbel District developed especially along Kışla Street and 121st, 123rd, 127th, and 129th streets of the peirod, in relation with Kışla Street [4].

T

he urban elites and non-Muslim population inhabited in their houses along the south and north banks of Kışla Street, constituted a specific social composition along the street. Today, most of these buildings were destroyed and new high-rise buildings are built, which still bear their old owners' name.

T

he Muslims like Mithat Toroğlu, the major of Mersin between 1929 and 1942, Fikri Mutlu, undertook duty during War of Independence, Safa, Erden, Hayfavi and Sıdalı families, the prominent people in commercial life, and the non-Muslims like Barbur, Dumani, Miskavi, Gandur, Levante, Şaşati, Mantovani, Butros, Nakkaş and Nadir families developed a common multi-cultural daily life in Çamlıbel. Roger Vadim Plemiannikov, the famous film director, who was born in 1928 in Paris and died in 2000, was one of the impressive people that reveal the vivid social life in the district. He lived in Çamlıbel during 1930's when his father Plemiannikov was the French consulate.

239


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

240

B

u dönemi yaşamış pek çok Mersinli için Çamlıbel; “Hayat felsefesi olan, modern dünya görüşü ile geleneksel değerleri birlikte yaşatabilmiş, sosyal, kültürel ve ticari kimlikleri olan insanlar ve ailelerin yaşadığı bir yer; farklı diller ve farklı dinlerin yaşam inceliklerinin bir siyah-beyaz fotoğrafta dondurulduğu mekandır. Bu yüzden Çamlıbel, hep modernliğin peşine takılanları kendi içine çekmiş, adeta o dönemlerde Batı kentlerinin küçük bir parçası olmuştur” [5].

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

F

or the ones who lived during this period Çamlıbel is a place “that have a living philosophy, that could integrate the traditional values and modern thinking, that involves families of social, cultural and commercial identities, that is white and black picture on which kindness from different languages and religions is make shown” [5].

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

241


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Arap Ortodoks Kilisesi ve Cumhuriyet Meydanı, 2000’ler

Arap Ortodoks Kilisesi ve Kışla Caddesi, 1920’ler Arab Orthodox Church and Kışla Street, 1920’s

K

artpostalda görülen kilise, artan ticari etkinlik ile birlikte, kentin batısında yeni gelişen konut alanlarının başlangıç noktasını tanımlıyor. Özellikle gayrimüslim nüfusun yaşadığı yeni gelişen bu konut alanı, kartpostaldaki kiliseden başlayarak Kışla'da son bulan ve günümüzde Çamlıbel olarak adlandırılan semti kapsıyor.

K

uzeyindeki Kiremithane Mahallesi ile birlikte ağırlıklı olarak Arap nüfusun yaşadığı semtin girişinde yer alan kartpostaldaki kilise, Arap Ortodoks Kilisesi. Günümüzde de ibadete açık olan kiliseyi, Fikri Mutlu şöyle anlatıyor [6];

Arap Ortodoks Kilisesi, Atatürk Parkı'nın batısında, Kışla caddesi üzerinde ve belediye bahçesi karşısındadır. Cemaati tarafından 1852 tarihinde yaptırıldı ve Antakya Patrikliği'ne bağlandı.”

Arab Orthodox Church and Republican Square, 2000’s

T

he church, seen in the picture, defines the starting point for the newly developing residential areas, in parallel to growing commercial activities, on the west side of the city. Especially, the non-Muslim population was living in this newly developing residential area, which comprises the district beginning with the church and ending with Military Barracks, at present named Çamlıbel.

T

he Arab Orthodox Church is placed at the starting point of the district where predominantly Arab people were living like in Kiremithane District, located on the north. Fikri Mutlu defines the church that is still standing and open to worship today as below [6]:

A

rab Orthodox Church is located on the west of Atatürk Park, on Kışla Street and across the municipal garden. It was built by its parish in 1852 and connected to Antioch Patriarchate. ARAP ORTODOKS KİLİSESİ ARAB ORTHODOX CHURCH

242

243


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Çamlıbel Silueti ve Tuz Deposu, 1920’ler

Çamlıbel Silueti ve Mersin Büyükşehir Belediyesi, 2000’ler

Çamlıbel Silhoutte and the Salt Depot, 1920’s

K

artpostalın sağında görülen iki katlı yapının yerinde bugün Mersin Büyükşehir Belediye binası bulunuyor. Kartpostalda iki katlı taş yapıları ile çoğu Mersin'in ileri gelen tüccarlarına ait bahçe içindeki konutlardan oluşan Çamlıbel'in kıyı boyunca uzanan silueti görülüyor. Bu siluette dikkati çeken, semti boydan boya geçen Kışla Caddesi üzerindeki, çan kulesi görünen Arap Ortodoks Kilisesi. Kilise bugün de ayakta ve kullanıma açık.

D

ikkati çeken bir diğer nokta ise kıyıda sıralanan evlerin duvarını yalayan deniz. Günümüzde bu iki katlı bahçe içindeki taş yapıların yerinde apartmanlar yer alıyor. Denizin evlere ulaştığı hat boyunca da İnönü Bulvarı uzanıyor.

Çamlıbel Silhoutte and the Municipality of Greater Mersin, 2000’s

T

he town hall of Municipality of Greater Mersin is located at the place of two-storey building, seen on the right side of the picture. On the background of the picture, the houses of distinguished tradesmen in Mersin's commercial life figure a silhouette along the coast of Çamlıbel. What is notable on this silhouette is the campanile of Arab Orthodox Church, situated on Kışla Street that cover Çamlıbel district from one end to the other. Arab Orthodox Church today still exists and is open to worship.

T

he other point to be distinguished is the seafront, where the Mediterranean Sea strokes the walls of houses, aligned along the seafront. At present, many apartment blocks of high-rise buildings are located in place of those two-storey houses with large gardens. Furthermore, İnönü Boulevard is built where the shore lies along the south facades of houses.

ARAP ORTODOKS KİLİSESİ ARAB ORTHODOX CHURCH

244

245


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Atatürk Caddesi, 2000’ler

Kışla Caddesi, 1920’ler Kışla Street, 1920’s

246

Atatürk Street, 2000’s

905 yılından bugüne ayakta kalmış ve Çamlıbel ile özdeşleşmiş bir yapı, Şaşati Evi. Yapı günümüzde her ne kadar Şaşati Evi olarak adlandırılıyor olsa da, 1905 yılında Vedih Nacar tarafından yaptırılıyor ve Şaşati Ailesi'ne geçinceye dek Nacar Evi olarak tanınıyor. Şaşati (Chachati) Ailesi, adına 1885 yılından itibaren rastlanan ve o dönemde kayıtlara geçmiş Mersinli dört büyük üreticiden biri [7]. Aynı zamanda aile, Mersin'in özellikle susam ihracatı yapan en eski ihracatçı tüccarlarından biri olarak “Şaşati Kardeşler” adlı şirketin sahibi [8]. İhracatçılığa devam ederken 1920'li yıllarda bir yandan da komisyonculuk yapan bu aile şirketi [9], 1930'lara gelindiğinde sigortacılık alanında da kendini gösteriyor [10]. Pek çok farklı alanda faaliyet gösteren böyle bir tüccar ailenin konutu, Kışla Caddesi'nden cephe alan ve özgün mimari elemanları ile çevresindeki tüccar evlerinden farklılaşan bir semt simgesi olarak bugün de ayakta ve yapı günümüzde kreş olarak kullanılıyor. Uğur Ersoy, bu ailenin yakın tarihlere kadar kentte yaşamış bir üyesinden; Madam Şaşati'den şöyle bahsediyor [11]:

1

he building that has been standing since 1905 and become identical with Çamlıbel: Chachati House. Even though the building is named Chachati House, it is built by Vedih Nacar in 1905 and known as Nacar House since passed to Chachati family. According to archival records, Chachati family is one of the four leading manufacturers in Mersin since 1885 [7]. At the same time, the family owned a company, called “Chachati Freres”, which is one of the oldest exportation companies that dealt with especially sesame exportation [8]. As this family company [9] continues to work on export issues, they begin to be occupied in being commission agent in 1920's, and to tackle with works on insurance in 1930's [10]. The house of Chachati family, who is active in many commercial fields, on Kışla Street reveals unique characteristics and differentiates itself from other houses of tradesmen. Its characteristics made the building a symbol for Çamlıbel. Today, it is being used as a kindergarten. Uğur Ersoy mentions Madam Chachati, who is one of the members of the family and alive since in the near future [11];

Madam Chachati was our contiguous neighbor …. We are like a big family together with Chachati family…. As I heard fro others, they came to Mersin from İzmir …. It is unable to forget the delicious flavor of currant and fig, dispatched from that region. In my childhood, there was factory on Hastane Street on textile works, which was called Chachati Factory.”

Madam Şaşati bitişikteki komşumuzdu… Bizimkilerle adeta bir aile gibiydiler Şaşatiler. …Bana anlatılanlara göre Şaşatiler Mersin'e İzmir'den gelmişler. O yöredeki bağlarından gelen kuru üzüm ve incirin tadı hala damağımdadır. Çocukluğumda Mersin'de yalnız bir tekstil fabrikası vardı. Hastane Caddesi üzerindeki bu fabrika Şaşati Fabrikası diye anılırdı.”

T

ŞAŞATİ Evİ CHACHATI HOUSE

247


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Kışla Caddesi, 1930’ler

Atatürk Caddesi, 2000’ler

Kışla Street, 1930’s

artpostalda Şaşati Evi'nin çatısında dalgalanan bir bayrak dikkati çekiyor. Şaşati Evi'nin, bir dönem İtalyan Konsolosluğu olarak kullanıldığı biliniyor. Dolayısıyla bayrağın da konsolosluğa ait olduğu anlaşılıyor.

K

s it can be seen explicitly on the picture, a flag is streaming on the roof of Chachati House. The building was used as Italian Consulate for a period. Thus, it is understood that yhe flag seen on the picture belongs to the consulate.

Y

se of the building as a consulate gains another distinctive meaning, since the bars of begonia was brought from Rhodes covered the front façade of the building in the course of time when it was used as Italian Consulate, and use of flower is spread over the whole city.

apının konsolosluk olarak kullanılmasının Mersin için ayrı bir anlamı var. Çünkü yapının İtalyan Konsolosluğu olarak hizmet verdiği dönemde, Rodos'tan getirilen begonvil çubukları zamanla binanın ön cephesini kaplıyor ve çiçek buradan bütün kente yayılıyor. Bu durum, Mersin'de begonvilin konsolos çiçeği olarak adlandırılmasına yol açıyor.

K

artpostalda, Kışla Caddesi'nin iki yanındaki kaldırımlara rağmen yoldan yürümeyi tercih etmiş insanlar görünüyor. Bu durum, kentte henüz yoğun bir taşıt trafiğinin olmadığını, bu nedenle de caddede asfalt kaplama bulunmadığını ortaya koyuyor.

K

artpostalda Kışla Caddesi'nin sonunda, günümüzde yer almayan ağaçlık bir alan görülüyor. Bu ağaçlıklı alan Çamlıbel'in simgelerinden Aşıklar Parkı.

248

Atatürk Street, 2000’s

A

U

T

he people on the picture prefer to walk on Kışla Street despite existence of pavement on both sides. Besides, it is seen that there was no tarmac on the roads, displays that there had not been intensive car traffic in the city of Mersin.

A

t the background of the picture, along Kışla Street, lies the Lovers Park, a grove which is one of the figures of Çamlıbel, but does not exist today.

ŞAŞATİ Evİ CHACHATI HOUSE

249


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Kışla Caddesi, 1930’ler

Atatürk Caddesi, 2000’ler Atatürk Street, 2000’s

Kışla Street, 1930’s

K 2

artpostalın sağ köşesinde görülen ev, Atatürk'e ev sahipliği yapmış olması ve Mersin Belediye Başkanı Mithat Toroğlu'na ait olması nedeniyle önemli.

0-23 Mayıs 1938 tarihinde Mersin'e yaptığı son ziyareti sırasında Atatürk, geceleri Vali Konağı'nda kalırken, denize girmek üzere plaj köşküne gittiği bir gün, Mithat Toroğlu'nun kartpostalda görülen bu evinde konuk ediliyor [12].

K

entin fiziksel gelişimine yönelik planlama çalışmaları için girişimde bulunan dönemin belediye başkanı Mithat Toroğlu, 1930'lu yıllardan itibaren başta Ankara olmak üzere pek çok Anadolu kenti için şehir planı yapan Alman şehirci Prof. Dr. Hermann Jansen'i Mersin'de konuk ediyor.

1

9 Kasım 1937 tarihinde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu gezisinden dönerken Mersin'e uğrayan Atatürk'ü, istasyonda Vali Rüknettin Nasuhioğlu ile birlikte Mithat Toroğlu karşılıyor ve inşa edilmekte olan Vali Konağı'na götürüyor. Burada, Prof. Jansen'in hazırladığı şehir planını inceleyen Atatürk, planın dikkatle uygulanması gerektiğini söylüyor [13].

250

T

he house on the right side of the picture is prominent in two ways. First, it had the honor to host Atatürk, and second, its owner is Mithat Toroğlu, who is the major of Mersin between 1929 and 1942.

A

tatürk was staying in Governor's Mansion when he is in Mersin, but he is hosted in this house when he went to swimming during his visit to Mersin between 20th and 23rd of May in 1938 [12].

M

ithat Toroğlu is a distinct major, who dealt with the physical development of Mersin and thought to have an urban plan for the future of the city. He invited Prof. Hermann Jansen, who prepared the first urban plan of the young Turkish Republic, for the capital Ankara, afterwards prepared many other plans for Anatolian towns.

M

ithat Toroğlu welcomes Atatürk with Governor Rüknettin Nasuhioğlu at 19th of November in 1938 in Mersin, returning from his visit to Eastern and Southeastern Anatolia and took him to Governor's Mansion that is being constructed. There, Atatürk examines urban plans, prepared by Hermann Jansen and notices that plans should be implemented carefully [13].

TOROĞLU Evİ TOROĞLU HOUSE

251


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Kışla Caddesi, 1930’ler

Atatürk Caddesi, 2000’ler

Kışla Street, 1930’s

K

ışla Caddesi'nin batıdan doğuya doğru görüldüğü kartpostaldaki elektrik direkleri artık kente elektriğin gelmiş olduğunu gösteriyor. Caddenin asfaltlandığı, kaldırımlardaki ağaçların büyüdüğü, ancak Çamlıbel'deki bahçe içinde bir-iki katlı yapılardan oluşan düşük yoğunluklu kentsel dokunun hala niteliğini sürdürdüğü görülüyor. Caddenin sonunda 1970'li yıllara dek ayakta kalmış olan Rickards Evi bulunuyor.

K

entin önemli tüccarlarının evlerinin sıralandığı Kışla Caddesi çevresi ile birlikte, Madam Dora, Madam Rita, Madam Fifi, Madam Juliette, Madam Virginie'nın sakinleri olduğu bir Avrupa şehri resmi çiziyor.

C

addenin, Müftü Deresi ve Kışla Caddesi ile sonlanan batı ucunda, Jozef Dakad'ın ve Kışla'nın askeri barakalarının hemen doğusunda ise Tante Isabelle'nin evi yer alıyor. Begonvillerin süslediği, at nallarının kuş seslerine karıştığı, orta yerindeki oval parkı ile yeni gelişen bu semt bir anlamda, Akdeniz kıyısındaki Mersin'in o yıllarda zevkle yaşanan bir şehir olarak gelişimini gözler önüne seriyor [14].

Atatürk Street, 2000’s

K

ışla Street is seen with a view from west to east on the picture. The street lights show that the electricity is supplied to the city. Moreover, the streets are anyhow asphalt covered, trees of pavements are grown. That is to say, Çamlıbel is developing day by day, but maintained its character, originating from two-storey stone houses in large gardens, which indicates a low-density settlement pattern. At the end of the street, the Rickards House, which stands until 1970's, is in a partial view at the background of the picture.

T

he houses of notable merchants were placed alongside Kışla Street, gives a picture of a European city with its residents like Madam Dora, Madam Rita, Madam Fifi, Madam Juliette, Madam Virginie.

O

n the west, where the street is ended with Müftü Creek, Jozej Dakad's house placed while on the east of the military barracks there was Tante Isabelle's house. The newly developing district, adorned with begonia; where the sounds of hoofbeats and turtle doves are mixed to each other; where an oval park is placed at its midst, reveals the development of Mersin as a place to live tastefully [14]. ŞAŞATİ Evİ CHACHATI HOUSE

252

253


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Kışla Caddesi, 1930’ler

Atatürk Caddesi, 2000’ler

Kışla Street, 1930’s

B

Atatürk Street, 2000’s

T

ugün, Atatürk Caddesi'nin ikiye ayırdığı Aşıklar Parkı, bir dönem kentin, genç kızları ile kömür ütülerinde ütülenmiş, kolalı beyaz gömlekleriyle delikanlıların bir araya geldiği, turunç ağaçlarının kokusunun evlerin içlerine kadar yayıldığı bir buluşma mekanı [15]. Bu parktan günümüze, Atatürk Caddesi'nin iki yanındaki kaldırımlarda bulunan birkaç turunç ağacı kalmış durumda.

oday, Lovers' Park is cut into halves by Atatürk Street, but it was in one period a meeting place for young ladies and young men with their starchy white shirts that were ironed by clothes press, where the perfume of bitter orange trees was diffusing to interiors of houses [15]. At present, only a few bitter orange trees on pavements on both sides of the street remained.

O

A

'Neill, Aşıklar Parkı'nı “bahçelerinde meyve ağaçları ve begonvillerin yayıldığı, villalar tarafından çevrelenmiş oval bir park” olarak anlatıyor [16].

ccording to O'Neill, Lovers' Park is “a small oval park surrounded by villas with gardens that overran with fruit trees and begonia” [16].

ŞAŞATİ Evİ CHACHATI HOUSE

254

255


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Gazi Paşa Kız Mektebi, 1920’ler

Gazi Paşa İlköğretim Okulu, 2000’ler

Gazi Paşa Girls’ School, 1920’s

Gazi Paşa Elementary School, 2000’s

D

önemin önemli fotoğraf editörlerinden Sami Zade İzzet tarafından kaydedilmiş kartpostalda, “Gazipaşa Kız Mektebi” görülüyor. Kartpostalda, okulun güneyindeki yeşil alan, bugün Kültür Merkezi (yapıldığı dönemde Halkevi) binasının bulunduğu alan.

he postcard of Gazi Paşa Girls School is recorded by Sami Zade İzzet, one of the significant photography editors of the period. The open-wide area on the south of the school is the place where Cultural Centre (People's House when it was built) stands at present.

B

G

ugün yerinde Gazipaşa İlköğretim Okulu bulunan Gazipaşa Kız Mektebi, eğitimöğretime önce “kız mektebi” olarak başlıyor. 1905 yılında ev olarak inşa edilen yapı, 1922'de İnas Numune Mektebi oluyor. 1923'te Gazipaşa İlkokulu adını alıyor. Aynı yıl, Maarif Cemiyeti tarafından kamulaştırılıyor ve Gazi Mustafa Kemal Kız Mektebi adıyla eğitim vermeye devam ediyor. 1960 yılında yıkılan yapıdaki eğitimöğretim faaliyeti, genişletilen bahçesi içinde inşa edilen bugünkü binada sürdürülüyor [17]. Binanın ikinci katı, 1962-1965 yılları arasında, Mersin İlköğretmen Okulu olarak hizmet veriyor [18].

T

azi Paşa Girls School, where Gazi Paşa Elementary School is located, begins educational activities as “school for girls” and named Gazi Paşa Elementary School in 1923. The building was constructed as a house in 1905. It was İnas Numune School in 1922. It is expropriated in the same year and continues education as Gazi Paşa Girls School. The building, seen at the picture, was destroyed in 1960, and the school carried on education facilities in its new building that stands today in its larger garden [17]. The second floor of the building was used as Mersin Elementary Teachers School between 1962 and 1965 [18].

GAZİ PAŞA KIZ MEKTEBİ GAZI PAŞA GIRLS’ SCHOOL

256

257


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Gazi Paşa Kız Mektebi, 1920’ler

Gazi Paşa İlköğretim Okulu, 2000’ler

Gazi Paşa Girls’ School, 1920’s

Gazi Paşa Elementary School, 2000’s

K

artpostalda okul binası, şimdiki okul binasının güneyinde ve doğrudan Silifke Caddesi'ne açılan bir kapısı var. Okulun doğu bitişiğinde (bugün Kitapsan'ın bulunduğu ada) ağaçlıklı bir bahçe yer alıyor [19]. Vahap Kokulu, okulun hikayesini şöyle anlatıyor [20];

M

ahallemizdekiler ve ailemizin fertleri Gazipaşa Okulu'na gitmeye başlamışlar… Gazipaşa İlkokulu'nun arsası Hanna Butros'a aitmiş. Biliyorsunuz, Kültür Merkezi'nin arkasında kocaman bir yer. Dedemiz 5000 lira bağışta bulunarak bu alanın kamulaştırılmasına destek olmuş… Bu bağışı yaptıkları zaman, 1923-1924 gibi, Atatürk Mersin'e geldiğinde yine Kokulu Ailesi'nden Osman Bey anlattı; Atatürk teşekkür etmiş dedemizin babasına ve okula kendi adını yani 'Hadra' adını vermesini söylemiş. Ama dedem; 'Gazi Paşam, senin adın varken benim adım olur mu, estağfurullah' demiş ve okulun adı da 'Gazi Paşa' olmuş”.

L

ike the previous picture, the above one is also taken by Sami Zade İzzet. At the picture, school building is located on the south of existing building and had a door directly opening to Silifke Street. On the east side of school, where Kitapsan Book Store stands at present, there is a garden, overran with fruit trees [19]. Vahap Kokulu expresss the history of the school as followings [20]:

A

ccording to expressions of “The persons in our family and in our neighborhood began to attend Gazi Paşa School…. The plot of the school was owned by Hanna Butros. You know, the place is a big one on the north side of People's House. Our grandfather made a support by donating 5000 Liras for expropriation of this place … The time when he made this donation, approximately 1923-1924, as Osman Bey from Kokulu family expressed, when Atatürk came to Mersin, he thanked to the father of our grandfather and wants him to give his own name “Hadra” to the school. However, my grandfather said “Gazi Paşa, is it proper to give my name since yours is existing?” and name of the school became “Gazi Paşa”.

GAZİ PAŞA KIZ MEKTEBİ GAZI PAŞA GIRLS’ SCHOOL

258

259


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Gazi Paşa Kız Mektebi, 1930’lar

Gazi Paşa İlköğretim Okulu, 2000’ler

Gazi Paşa Girls’ School, 1930’s

Gazi Paşa Elementary School, 2000’s

T

azipaşa Kız Mektebi'nde zil çalmış, öğrenciler, onları almaya gelen veliler caddeye dağılmış. Büyük olasılıkla, fötr şapkalarıyla Silifke Caddesi'ni adımlayan beyler okulun öğretmenleri. Üstlerindeki paltolara bakılırsa, kartpostal, Mersin'in güneşli bir kış gününde çekilmiş olmalı. Caddenin iki yanındaki düzgün kaldırımlar ve kaldırım boyunca özenle sıralanmış ağaçlar dikkat çekiyor.

G

he bell was ringed at Gazi Paşa Girls School and students and their parents dispersed among Silifke Street. Most probably, the walking men with felt hat are teachers of the school. The picture must be taken in a shiny winter day due to the coats of people. Orderly pavements and trees along both sides of the street attract attention.

K

n the left-hand side of the postcard, the iron fencing of the garden of People's House, the Cultural Center of today, can be seen. At that period, this newly developing area of the city has a lively and colorful social life and differentiated district identity due to the togetherness of diverse uses, like People's House as a cultural use, like Gazi Paşa Girls School as an educational use, Arab Orthodox Church as a religious use and Lovers Park as a recreational use.

artpostalın solunda, günümüzde Kültür Merkezi olarak kullanılmakta olan Halkevi'nin bahçesinin demir parmaklıkları görülüyor. O dönemde kentin yeni gelişen bu bölgesi, Halkevi gibi önemli kültürel bir kullanım, Gazipaşa Kız Mektebi gibi eğitim, Arap Ortodoks Kilisesi gibi dini yapıları ve Aşıklar Parkı gibi oldukça farklı kullanımların bir arada olduğu, hareketli ve renkli sosyal yaşamı ile farklılaşan bir semt kimliğini oluşturuyor.

O

GAZİ PAŞA KIZ MEKTEBİ GAZI PAŞA GIRLS’ SCHOOL

260

261


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Kışla Binası, 1910’lar

Kışla Binası, 1910’lar Military Quarter, 1910’s

262

Military Quarterl, 1910’s

T

ümrük Meydanı'ndan Müftü Deresi'ne kadar uzanan cadde, kartpostalda görülen Kışla binası nedeniyle Kışla Caddesi olarak adlandırılıyor. Bu uzun ve kıyıya paralel caddenin adı günümüzde Atatürk Caddesi.

G

he street, starting from Custom Square and reaching to Müftü Creek, is named Kışla Street due to the building seen in picture. This long street was parallel to the seafront, is today called Atatürk Street.

artpostaldaki Kışla binasını da içine alan oldukça geniş bir arazi, o dönemde Mısırlı bir Arap Hıristiyan'ın ipekböceği üretim çiftliği ve bahçesi iken daha sonra Nakkaş ailesi tarafından bin altın liraya alınıyor. 1904 yılında, bu alanda, Kaymakam Esat Bey ve Mutasarrıf Nazım Paşa'nın girişimleri ve kentlinin de yardımı ile kartpostalda görülen ve bugün ayakta olmayan Kışla binası yaptırılıyor [21].

K

he spacious land, comprising the Military Barracks, was purchased by Naccache family for 1000 golden liras when it was a farm place of an Egypt Arabian Christian for sericulture. In 1904, with the assistance of dwellers in the city, endeavors of Governor Nazım Pacha and Esat Bey, head official of Mersin, Military Barracks was built at this place. It was not stand at present [21].

D

eniz Harp Okulu ve Lisesi'nin Kışla'ya taşınmasıyla, özellikle tatil günlerinde bahriyelilerin kentte dolaşmaları ve aynı yaşlardaki gençlerle arkadaşlık etmeleri, Mersin'in sosyal yaşantısına renk katıyor. Bu yıllarda, denizcilerin sıklıkla gittiği, Gümrük Meydanı'ndaki Mersin Palas Lokantası adeta subay lokaline dönüşüyor [22].

A

fter transfer of naval academy and high school to Mersin Military Barracks, naval officers and their wandering around the city and setting friendship with young people across the city embellished the daily social life in Mersin. In these years, Mersin Palas Restaurant in Custom Square becomes a clubhouse for naval officers, to where they had gone frequently [22].

D

C

enizcilerin kente katkısı sosyal yaşamla sınırlı kalmıyor, can ve mal güvenliği açısından da önemli bir görev üstleniyorlar. 1945 yılında, Uray Caddesi'ndeki Ziraat Bankası ve Sümerbank Pamuk depolarında çıkan yangının söndürülmesinde, Deniz Harp Okulu ve Lisesi subay ve erleri büyük gayret gösteriyorlar [23].

T

ontribution of naval officers was not limited with social life, but they undertook an important task for life and property security. In 1945, naval solders and officers made strenuous efforts to extinguish the fire on depots of Ziraat Bankası and Sümerbank on Uray Street [23].

KIŞLA MILITARY QUARTER

263


MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

K

artpostalın sağ üst köşesinde Fransızca olarak yazılmış; “28 Temmuz 1916 tarihinde müttefik kuvvetlerince bombalanan Türk Kışlası önündeki Yedinci Ermeni Lejyoner Bölüğü” (Septieme Compagnie de la Legion Armenienne devant la Caserne Turque, bombardee en date du 28 Juillet 1916 par les Allies Mersine) yazısı okunuyor.

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

B

irinci Dünya Savaşı'nda İngiliz Donanması tarafından bombalanan ve zarar gören Kışla, Fransızların işgali sırasında onarılıyor [24]. Bu dönemde işgal kuvvetlerine tahsis edilen Kışla Binası, İkinci Dünya Savaşı'na dek Mersin'de kalan 23. Piyade Alayı'na ev sahipliği yapıyor. Bu dönem Kışla'nın önündeki bahçede futbol müsabakaları yapılıyor ve Kışla Caddesi'nin iki tarafına palmiyeler dikiliyor [25]. Günümüzde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait lojmanların bulunduğu, Müftü Deresi kıyısındaki alan, o dönemde olduğu gibi bugün de ağaçlandırılmış durumda.

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

kinci Dünya Savaşı koşulları gereği 27 Mayıs 1941 tarihinde Askeri Deniz Okulları (Deniz Harp Okulu ve Lisesi [26]) İstanbul'dan Mersin'e taşınıyor ve 30 Eylül 1946 yılına kadar kartpostalda görünen Kışla Binası'nda eğitim veriyor [27]. Binanın üst katındaki dersliklere Heybeliada'dan getirilmiş sıralar ve yazı tahtaları yerleştiriliyor. Ancak Mersin'in sıcak ve rutubetli iklimi nedeniyle yaz aylarında dersler çoğunlukla bahçedeki okaliptüs ağaçlarının altında yapılıyor [28].

İ

Kışla Binası, 1910’lar Military Quarter, 1910’s

O

n the top right side of the postal card, the phrase “seventh Armenian Legionnaire Troop, which was bombed on 28th of July in 1916 in front of Turkish Military Barracks” (Septieme Compagnie de la Legion Armenienne devant la Caserne Turque, bombardee en date du 28 Juillet 1916 par les Allies Mersine) can be read.

T

he Military Barrack, bombed and damaged by British Navy during 1st World War, was repaired during French occupation [24]. In this period, Military Barrack was assigned to occupation forces, but then had hosted to 3rd Infantry Regiment until 2nd World War. During these years, football competitions were organized in the garden in front of Military Barracks and palm trees were planted along two sides of Kışla Street [25]. At present, the place besides Müftü Creek, where there are public houses, belonging to the Department of Navy, is still afforested as it was in that period.

D

264

ue to the conditions during 2nd World War, Naval Academy and High School [26] was moved Mersin on 27th of May in 1941, and perpetuated education facilities in Military Barracks that is seen in picture on 30th of September in 1946 [27]. Blackboards and banks, brought from Heybeliada, were arranged in the classrooms on the upper floor. However, the courses were organized under eucalyptus trees in garden because of the hot and humid whether of Mersin [28].

KIŞLA MILITARY QUARTER

265


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Kışla Binası, 1910’lar

Askeri Alan, 2000’ler

Military Quarter, 1910’s

K

ışla o dönemde kentin bittiği noktayı tanımlıyor. Kışla'dan sonra batıya doğru Müftü Deresi ve derenin denizle birleştiği alanda da deniz feneri bulunuyor. Bugün de ayakta olan fener ve Kışla'nın güneyindeki sahil, o dönemde Mersinlilerin plajı. Feneri, Kışla'sı, özgün konut mimarisi, deniz kıyısındaki bahçeli evleri ve farklı dilleri konuşan sakinleri ile Çamlıbel, kentin gözde semti. Kışla Caddesi ve Çamlıbel'in geçmişten gelen “gözde semt” kimliği 1950'li yıllarda da sürüyor. Bu durumu Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları Kitabı'nda şöyle dile getiriyor[29]:

Daha sonra Astsubay Okulu'nun karşısında bulunan bir eve taşındık…. Müftü Deresi'ne ve stadyuma yakındı… Burası gelişmekte olan Mersin'in popüler mahalleleri arasına girmeye başlamıştı.”

Military Quarterl, 2000’s

M

ilitary Barracks are defining the place where the city comes to an end. After Barracks, there is the Lighthouse towards west where Müftü Creek and sea meet. The Lighthouse is still standing. Seashore on the south of Barracks is the beach for citizens of Mersin. Çamlıbel is a distinctive district among others with the Lighthouse, Barracks, characteristic architecture, houses in large gardens and inhabitants of different cultures. This distinctive identity of Çamlıbel and Kışla Street is kept on during 1950's. As Abdullah Canlıgil asserts in his book “Mersin Yılları”;

We later moved to a house opposite to the School of Non-commissioned Officers… it was very close to Müftü Creek and Stadium… that place began to be one of the popular neighborhoods in Mersin” [29].

KIŞLA MILITARY QUARTER

266

267


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel

Kışla Binası, 1910’lar

Askeri Alan, 2000’ler

Military Quarter, 1910’s

E

ditör D. Mavroyannis tarafından kaydedilen kartpostalda, Mersin'in 1950'li yıllara kadar kentsel yerleşik alanının batı sınırını işaret eden deniz feneri görülüyor. Kartpostalın altında, Fransızca olarak “Panayır Yeri Gibi Fener” “Une Foire Phare” yazısı okunuyor.

M

ersinlilerin denize girdikleri, geniş kumsalı ile şehrin ilk plajının kıyısındaki deniz feneri, Müftü Deresi'nin denizle buluştuğu noktanın batısında yer alan ve günümüzde de kullanılmakta olan fener. 1880 yılında bir Fransız firması tarafından yapılmış Mersin Feneri, 1966 yılında yenilenmiş Akdeniz'deki en güçlü fenerlerden biri [30].

K

artpostalda, on dokuzuncu yüzyılda kentin oldukça dışında bir noktada yer alan fenerin etrafındaki kalabalık dikkat çekiyor. Bu dönemde, iklim koşullarının zor olduğu ve gemilerin karaya uğramakta zorlandığı durumlarda Mersin limanına gelen vapurlar, deniz fenerini kullanıyor [31]. Bu nedenle, on dört mil açığa kadar ışık veren kartpostaldaki deniz fenerinde [32] Mısır Vapurları, Fransa Messageries Şirketi ve Rusya Vapurları acente memurları çalışıyor, ayrıca bir memur, bir liman reisi, iki sahil memuru ve bir de vergi memuru görev yapıyor [33].

268

Military Quarter, 2000’s

T

he lighthouse that is the west edge of the city of Mersin until 1950's can be seen on the postcard, recorded by the editor D. Mavroyannis. “The Lighthouse like a Fairground” (Une Foire Phare) caption in French is read below postcard.

T

he lighthouse that was near the first beach of the city is stil in use today, which was on the west of the place where Müftü Creek meets the sea and the people of Mersin went swimming. The lighthouse, constructed by a French firm at 1880, and renovated at 1966 is one of the most powerful ones in the Mediterranean [30].

O

n the postcard of nineteenth century, the crowd around the lighthouse that was considerably out of the city is attracting attention. In this period, when the climatic conditions were hard and the boats had difficulty to approach the land, the ships were using the lighthouse [31]. For this reason, the agent clerks from firms like Egyptian Ships, French Messageries Maritimes, and Russian Ships were on duty in addition to one clerk, two beach clerks, one port chairman and a taxman [32] in the Lighthouse, seen on the postcard, which were giving out light as far as 14 miles [33]. DENİZ FENERİ THE LIGHTHOUSE

269


Sonuรง

Conclusion


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

M

Sonuç

ersin, kısa kentsel geçmişine rağmen, göstermiş olduğu hızlı gelişme ile pek çok araştırmanın öznesi olmayı hak ediyor. Bölgeye gelen ilk gezginlerden Francis Beaufort'un 1818 yılında belirttiği şekliyle “deniz kenarında birkaç kulübe”den oluşan yerleşim günümüzde nüfus büyüklüğü ve yayıldığı alan itibariyle ülkenin önde gelen kentlerinden biri haline gelmiştir [1].

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Conclusion

K

ısa tarihi içinde göstermiş olduğu hızlı gelişme, Mersin kentinin modern dönemde kuruluş sürecinde göstermiş olduğu kendine özgü değerlerinin zayıflamasına ve fark edilirlik düzeyinin azalmasına neden olmuştur. Mersin kuruluşundan itibaren bir liman ve ticaret kenti olmuştur ve bu kimliğini günümüze kadar korumuştur. Dolayısıyla Mersin kentinin kimliğinin ekonomik alanda bir süreklilik kazandığını ifade etmek olanaklıdır. Ancak kentsel kimliğin oluşması sürecinde ekonomik alandaki bu sürekliliğin, kentin fiziksel biçimlenmesinde sağlanmadığı görülmektedir. Günümüzde doğuda Latin Katolik Kilisesi, batıda Arap Ortodoks Kilisesi, kuzeyde İstiklal Caddesi ve güneyde Atatürk Parkı ile sınırlanmış olan ve “Mersin Tarihi Kent Merkezi” olarak adlandırabileceğimiz alan içinde geçmişten günümüze taşınan yapı sayısı oldukça azdır. Varlıklarını sürdüren yapıların da çevrelerindeki yapılaşmanın baskısı ile karşı karşıya olduğu görülmektedir.

Y

enişehirlioğlu vd., özellikle bu alan içinde kalan yapıların Mersin'e özgü karakteristik özellikler gösterdiğini belirtmekte, bu özelliklerin Mersin'e yakın olan Adana ve Tarsus yerleşimlerinde bile görülmediğini ifade etmektedir [2]. Dolayısıyla, on dokuzuncu yüzyıl başındaki kuruluşundan itibaren, yüzyıllık süreçte bir liman ve ticaret kenti olarak gelişen Mersin kenti fiziksel gelişim ve biçimlenme açısından da kendine özgü nitelikler geliştirmiş ve siluetiyle bir Mersin imgesi oluşturmuştur.

M

ersin imgesinin yanı sıra kentin fiziksel gelişimi Mersin'in kentsel bağlamının oluşmasını da sağlamıştır. Özellikle Uray Caddesi ve yakın çevresindeki oluşumlar ile Hastane, Çakmak, Kışla ve Silifke caddeleri boyunca yaşanan gelişmeler, kentin mekansal biçimlenmesinde etkili olmuştur. Ancak tüm bu gelişmeler içinde Uray Caddesi'nin etkili bir konumu olmuş, bu cadde ve yakın çevresindeki Azak Han, Sursok Han, Taş Han, Latin Katolik Kilisesi gibi yapılar Mersin'in kentsel bağlamı, silueti ve imgesi içinde önemli yapılar olarak ön plana çıkmıştır.

272

273


Sonuç

İSTASYONDAN FENERE MERSİN

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

ersin kentinin ilk imar planı olan ve 1938 yılında yürürlüğe girmiş olan Jansen Planı'nda da, Cumhuriyet döneminin ilk imar planını üretmiş olan Alman mimar-şehirci Hermann Jansen “Mersin Tarihi Kent Merkezi” olarak adlandırabileceğimiz alanı karakteristik özellikleri ile korumayı ve buradaki kentsel dokuya müdahaleyi sınırlandırmayı amaçlamıştır. Jansen'in o dönemdeki amacı, Mersin'e kimliğini kazandırmış ve Mersin'i diğer Doğu Akdeniz kentlerinden farklılaştıran kentsel bağlamını korumak olmuştur. Ancak Jansen Planı'nı takip eden süreçte üretilen kararlar, “Mersin Tarihi Kent Merkezi”nde kendini somut olarak ifade eden Mersin kimliğinin fiziksel, ekonomik ve sosyal olarak sürdürülebilirliğini sağlayamamıştır. Günümüzde Mersin kenti, liman ve ticarete dayalı kimliğini korumuş olsa da, ondokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci yüzyılın ilk yarısında göstermiş olduğu fiziksel bütünlüğü ve mekansal kurgusu, çeşitli müdahaleler ile zedelenmiş ve kaybolmaya yüz tutmuştur.

he first development plan of Mersin, called Jansen Plan, prepared by Hermann Jansen, a German architect-urbanist, and issued in 1938 aimed at preserving the distinctive characteristics of the area so-called “Mersin Historic City Centre” and limited interventions to the urban pattern. The objective of Jansen on that period was to protect the urban context of the city, which differentiated Mersin from other cities in East Mediterranean region. Nonetheless, the decisions taken in the period after Jansen Plan issued did not able to maintain the sustainability of Mersin identity physically, economically and socially that revealed itself concretely in “Mersin Historic City Centre”. At present, although Mersin protected her identity based on port and commerce, the physical unity and urban pattern of the city, constituted at the end of nineteenth century and at the beginning of twentieth century, were damaged and tend to be forgotten as a result of many interventions.

M

B

u çalışmanın çıkış noktası da Mersin'in ondokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci yüzyılın ilk yarısında oluşturmuş olduğu kentsel bağlam ve bu bağlamın sunduğu niteliklerdir. Ali Murat Merzeci'nin zengin Mersin koleksiyonundaki kartpostallar bu nitelikleri somut olarak ortaya koymaktadır. Bu zengin koleksiyon, günümüzde “Mersin Tarihi Kent Merkezi” olarak adlandırdığımız alanı bir bütün olarak algılama olanağını sağlamıştır.

G

ünümüze kadar Mersin'in yerel tarihine ilişkin kuşkusuz birçok değerli çalışma yapılmıştır. Bu çalışmayı diğerlerinden farklılaştıran, yazılı ve görsel malzemenin belli bir kurgu ile birbirini bütünleyen bir şekilde kullanılması ve Mersin'de belirli bir alana odaklanmış olmasıdır. Bu anlamda çalışmanın kendiliğinden ortaya koyduğu bir diğer olgu da, çalışma kapsamında kentin tarihi ve ticaret merkezi olarak tanımlanabilecek “Mersin Tarihi Kent Merkezi”nde oluşturulan gezi rotasıdır. Doğuda İstasyon'dan başlayan ve batıda Fener'e kadar devam eden bu gezi rotası, çalışma içinde bir poster ile görselleştirilmiş ve alanın bir bütün olarak algılanabilmesini sağlamıştır. Böylece okuyucunun da kartpostallar ve fotokartlar aracılığıyla bu gezi rotasında yol alması sağlanmaya çalışılmıştır.

B

u çerçevede, çalışma bir yandan Mersin kentinin yirminci yüzyıl ortalarına kadar göstermiş olduğu bütünlüğü ortaya koyarken, diğer yandan bir kent gezi rotasını da oluşturmuştur. Bu anlamda kitap, ilerleyen süreçte çalışmanın devamı olarak tasarlanabilecek yeni çalışmalara da zemin hazırlamaktadır.

Ç

274

alışmanın basımını üstlenerek kentin kültürel ortamına yepyeni bir soluk kazandıran Mersin Sanayi ve Ticaret Odası, bu kitap ile, oluşturulacak yeni bir dizinin başlangıcını da yapmış olmaktadır. Böylece “Mersin Kültür Kitapları” adlı kitap serisinin başlangıcı olan bu çalışmanın devamında, seriyi bir bütün haline getirecek yeni çalışmalar Mersin'e ve kent tarihi ve araştırmalarıyla ilgilenenlerin ilgisine kazandırılabilecektir. Öte yandan, bu çalışmaları tamamlayacak şekilde, geleceğe ilişkin vizyonun ve stratejilerin de ortaya konacağı yeni çalışmaların hayata geçirilmesi; bu çalışmada bir bütün olarak vurgulanan “Mersin Tarihi Kent Merkezi”nin yeniden canlandırılması, böylece geçmişten gelen değerleri ve sahip olduğu potansiyeller ile Mersin'in güçlü bir kent kimliğine kavuşmasını sağlayacaktır.

T

Conclusion

T

he starting point of this study is the urban context formed during the end of nineteenth century and the beginning of twentieth century, and the qualities that context produced. In this manner, the rich postcard and photocard collection of Ali Murat Merzeci allowed us to present those qualities. And by means of this collection it became possible to perceive the area so-called “Mersin Historic City Centre” as a whole.

U

ntil today, certainly, many significant and valuable studies were carried out. That differentiates this study from the previous ones is the use of written and visual material in an integrated way and the focus to an area in Mersin as it is set up in the book. In this sense, another fact the study presents by itself is the excursion route within “Mersin Historic City Centre”, which is the centre of urban history and commercial history of the city. The course that is starting with the Railway Station on the east, and proceeds until the Lighthouse on the west is visualized through a poster in the study facilitated the reader to perceive the area as a unity and to stroll through the area by means of postcards and photocards.

I

n this framework, this study on the one hand reveals the integrity of the city of Mersin from her foundation until the mid-twentieth century; on the other hand it built up the first attempts to actualize a city walk in the near future. In this respect, the study gives clues about new works to be designed as its progression as well.

M

ersin Chamber of Commerce and Industry, undertook the publishing of the study, promoted a brand new breathe within the socio-cultural life of the city, at the same time, made a start on a new series of studies, beginning with this book. In this way, after this book, which is the beginning of series called “Mersin Culture Books Series”, new studies that will be integrated to the series must be brought into forth to the concern of ones who are interested in urban history and related researchers and also to the concern of general public. Besides these studies, in a different sphere, new studies that will put forward the visions and strategies about “Mersin Historic City Centre” and its future, to revitalize the region as a whole as revealed in the book; that bring into relief the historic identity of Mersin should be supported to be brought into the agenda of the city.

275


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Notlar

MERSİN'E DAİR

276

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Notes

ABOUT MERSIN

Gezginlerin Gözüyle Mersin

Mersin from the Eyes Of The Travelers

1- Emre Madran, “Gezi Yapıtlarında Ankara Kenti ve Yapıları”, Tarih İçinde Ankara II, ODTÜ / Ankaralılar Vakfı / Ankara Enstitüsü Vakfı / Ankara Sanayi Odası, Derleyen: Yıldırım Yavuz, 2001, Ankara, ss.155-172, s.155. 2- Gündüz Artan, İçel Gezginleri, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin, 1994. 3- Artan, a.g.e., s. 10. 4- Artan, a.g.e., s. 10-12. 5- Levent Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana, 1995, s.10; Songül Ulutaş, Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2006, s.30. 6- Francis Beaufort, Karamanya, Çeviren: Ali Neyzi-Doğan Türker, Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya, 2002, s.266-273. 7- Victor Langlois, Eski Kilikya, Çeviren: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, Mersin, 1947, s.32-34. 8- Yüksel Akkaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Hazırlayan: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, ss.335-349, s. 335. Akkaya, bu makalesinde, Halep'in Fransız Konsolosu'nun Tarsus'taki görevlisi Mr. Peretie'nin verdiği bilgiler doğrultusunda, 17 Haziran 1817 tarihli mektubunda, Kazanlı'nın gemiler için tehlikeli bir liman olduğu, bu nedenle gemilerin daha güvenli bir yer olan Mersin'e transfer edilmesi gerektiğinden bahsedildiğini ifade etmektedir. 9- Ulutaş, a.g.t., s.32. 10- Ulutaş, a.g.t., s.32. 11- William Burckhardt Barker , Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London,1853, s.115. 12- George Rolleston, Report on Smyrna, George Eyre and William Spottiswoode, London, 1856, s.61. 13-Charles W. Wilson, “Notes on the physical and Historical Geography of Asia Minor, Made during Journeys in 1879-82”, Proceedings of the Royal Geographical Society and Monthly Record of Geography, New Monthly Series, 1884, Vol. 6, No. 6, ss.305-325, s.314. 14- P. H. H. Massy, “Explorations in Asiatic Turkey, 1896 to 1903”, The Geographical Journal, 1905, c. 26, no. 3, ss. 272-303, s. 285. 15- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, Bölüm 2, s.29,30. 16- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007, Mersin, s. 78. 17- Meltem Toksöz, “Bir Coğrafya, Bir Ürün, Bir Bölge: 19. Yüzyılda Çukurova”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Sanat Kitabevi, Ankara, 2006, sayı 21, ss.97-110, s. 107. 18- Barker, a.g.e., s.119. 19- Davis, a.g.e., s.13. 20- Barker, a.g.e., s. 119. 21- Barker, a.g.e., s.119. 22- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 79. 23- BOA, İ..MVL. Dosya no: 237, G. no: 8363, 29 Receb 1268 (19 Mayıs 1852). 24- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 80.

1- Emre Madran, “Gezi Yapıtlarında Ankara Kenti ve Yapıları”, Tarih İçinde Ankara II, ODTÜ / Ankaralılar Vakfı / Ankara Enstitüsü Vakfı / Ankara Sanayi Odası, Derleyen: Yıldırım Yavuz, Ankara, 2001, pp.155-172, p.155. 2- Gündüz Artan, İçel Gezginleri, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin, 1994. 3- Artan, ibid, p. 10. 4- Artan, ibid, p. 10-12. 5- Levent Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana, 1995, p.10; Songül Ulutaş, Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at Mersin University, Mersin, 2006, p.30. 6- Francis Beaufort, Karamanya, Translated: Ali Neyzi-Doğan Türker, Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya, 2002, p. 266-273. 7- Victor Langlois, Eski Kilikya, Translated by: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, Mersin, 1947, p.32-34. 8- Yüksel Akkaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Compiled by Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, pp.335-349, p. 335. Akkaya, in this article, points out in accordance with the informations given by the officer of French Consulate of Aleppo at Tarsus, Mr. Peretie, on 17th of June 1817 the necessity to transfer the ships from Kazanlı to Mersin, since the fomer was an unsafe port for the ships. 9- Ulutaş, ibid, p.32. 10- Ulutaş, ibid, p.32. 11- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London,1853, p.115. 12- George Rolleston, Report on Smyrna, George Eyre and William Spottiswoode, London, 1856, p.61. 13-Charles W. Wilson, “Notes on the physical and Historical Geography of Asia Minor, Made during Journeys in 1879-82”, Proceedings of the Royal Geographical Society and Monthly Record of Geography, New Monthly Series, 1884, Vol. 6, No. 6, pp.305-325, p.314. 14- P. H. H. Massy, “Explorations in Asiatic Turkey, 1896 to 1903”, The Geographical Journal, 1905,vol. 26, no. 3, pp. 272-303, p. 285. 15- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, Chapter 2, p.29,30. 16- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA.Thesis in Deparment of History at Mersin University, 2007, Mersin, p. 78. 17- Meltem Toksöz, “Bir Coğrafya, Bir Ürün, Bir Bölge: 19. Yüzyılda Çukurova”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Sanat Kitabevi, Ankara, 2006, no 21, pp.97-110, p. 107. 18- Barker, ibid, p.119. 19- Davis, ibid, p.13. 20- Barker, ibid, p. 119. 21- Barker, ibid, p.119. 22- Selvi Ünlü, ibid, p. 79. 23- BOA, İ..MVL. Dosya no: 237, G. no: 8363, 29 Receb 1268 (19 Mayıs 1852).

277


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Notlar

25- Grattan Geary, Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London (the replica edition of the edition published in 1878 by Sampson Low) , 2005, s.297. 26- Massy, a.g.m., s. 302. 27- Habeeb Risk, The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, 1853, London, s.61-62. 28- Barker, a.g.e., s.118. 29- William Beamont, A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, c. 2, published by Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media Corporation, s.232. 30- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 85. 31- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 85. 32- Wilson, a.g.e., s.314. 33- Şerife Yorulmaz, “Yabancı Tüccar ve Gayri Müslim Tebaanın Mersin Ekonomisindeki Rolü (1830-1918)”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem, İstanbul, 2004, ss.317-333; s.321; Nükhet Adıyeke; Nuri Adıyeke, “Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem, İstanbul, 2004, ss.69-89, s.78. 34- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 90. 35- Davis, a.g.e., s.13. 36- Şerife Yorulmaz, “Doğu Akdeniz'de Bir Cemaat Serüveni: Liman Kenti Olma Sürecinde Mersin'de Gelişen Maruni Taifesi”, Tarih İçinde Mersin Kolokyumu II, Mersin Üniversitesi Yayınları No:14, Mersin, 2005, Mersin, ss.68-95, s.71; Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2001, s. 51. 37- Wilson, a.g.e., s.314. 38- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 95. 39- Şemseddin Sami, Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara 1996, c.2, s.4260, 4261. 40- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 96-98. 41- BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, G.no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863). 42- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 1998, s. 76, 77. 43- H. Charles Woods, “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal, 1917, c. 50, No. 1, ss. 32-56, s. 44. 44- Woods, a.g.m., s. 44; Develi, a.g.e., s.148. 45- Ellsworth Hungtington, “Railroads in Asia Minor”, Bulletin of the American Geographical Society, 1909, c. 41, No. 11, ss. 691-696, s.694. 46- Massy, a.g.m., s.302. 47- Sami, a.g.e., s.4260, 4261. 48- Barker, a.g.e., s.115-116. Barker, 1838'de bölgeye yaptığı ilk ziyaretiyle karşılaştırma yaparak, 1850'li yıllardaki ziyaretinde, ticaretin artık biçim değiştirmiş olduğunu, iskelede yeni depolar inşa edildiğini ve insanların buralarda kalmaya başladığını ifade etmiştir. 49- Beamont, a.g.e., s. 232. 50- Benjamin Dorr, Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott, 1856, Philadelphia, s. 309, 310; TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22 Temmuz 1855). Belgede Kahire'den dönen bir yolcunun Mersin iskelesine ulaştığında vefat ettiği ifade edilmektedir. 51- VGMA., D. no: 44, Sayfa No: 133, Sıra No: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857). 52- VGMA, Defter. no: 44, Sayfa No: 155, Rabiulevvel 1276 (M.30 Eylül 1859). 53- Langlois, a.g.e., s.31.

278

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Notes

25- Grattan Geary, Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London (the replica edition of the edition published in 1878 by Sampson Low), 2005, p.297. 26- Massy, ibid, p. 302. 27- Habeeb Risk, The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, 1853, London, p.61-62. 28- Barker, ibid, p.118. 29- William Beamont, A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, Vol. 2, published by Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media Corporation, p.232. 30- Selvi Ünlü, ibid, p. 85. 31- Selvi Ünlü, ibid, p. 85. 32- Wilson, ibid, p.314. 33- Şerife Yorulmaz, “Yabancı Tüccar ve Gayri Müslim Tebaanın Mersin Ekonomisindeki Rolü (1830-1918)”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Compiled by Filiz Özdem, İstanbul, 2004, pp.317-333; p.321; Nükhet Adıyeke; Nuri Adıyeke, “Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Compiled by Filiz Özdem, İstanbul, 2004, pp.69-89, p.78. 34- Selvi Ünlü, ibid, p. 90. 35- Davis, ibid, p.13. 36- Şerife Yorulmaz, “Doğu Akdeniz'de Bir Cemaat Serüveni: Liman Kenti Olma Sürecinde Mersin'de Gelişen Maruni Taifesi”, Tarih İçinde Mersin Kolokyumu II, Mersin Üniversitesi Yayınları No:14, Mersin, 2005, Mersin, pp.68-95, p.71; Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2001, p. 51. 37- Wilson, ibid, p.314. 38- Selvi Ünlü, ibid, p. 95. 39- Şemseddin Sami, Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara 1996, vol.2, p.4260, 4261. 40- Selvi Ünlü, ibid, p. 96-98. 41- BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, G.no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863). 42- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı, Unpublished MA. Thesis at Anadolu University, Eskişehir, 1998, p. 76, 77. 43- H. Charles Woods, “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal, 1917, vol. 50, no. 1, pp. 32-56, p. 44. 44- Woods, ibid, p. 44; Develi, ibid, p.148. 45- Ellsworth Hungtington, “Railroads in Asia Minor”, Bulletin of the American Geographical Society, 1909, vol. 41, no. 11, pp. 691-696, p.694. 46- Massy, ibid, p.302. 47- Sami, ibid, p.4260, 4261. 48- Barker, ibid, p.115-116. Barker, making comparison with hid first visit to Mersin in 1838, asserts his observations about the city during 1950's that the commercial activities changed character, new storhouses were built and the people began to stay in there. 49- Beamont, ibid, p. 232. 50- Benjamin Dorr, Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott, 1856, Philadelphia, p. 309, 310; TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22 Temmuz 1855). In this document, it is declared that a passenger returning from Cairo reached Mersin Pier. 51- VGMA., D. no: 44, Sayfa No: 133, Sıra No: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857). 52- VGMA, Defter. no: 44, Sayfa No: 155, Rabiulevvel 1276 (M.30 Eylül 1859). 53- Langlois, ibid, p.31.

279


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Notlar

54- J. Renwick Metheny, “Road Notes from Cilicia and North Syria”, Journal of the American Oriental Society, 1907, c. 28, ss.155-163, s.155. 55- BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852). 56- Geary, a.g.e., s.297; Davis, a.g.e., s. 29, 30. 57- Davis, a.g.e., s. 29, 30. 58- İbrahim Bozkurt, Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2001; Mersin Kentinin Kuruluş Öyküsü, Haz. İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2006, s.111. 59- BOA., İ..MVL., Dosya no: 23821, 22 C. Evvel 1281 (M. 23 Ekim 1864); VGMA, D. no: 44, Sayfa no:188, Sıra no: 309, 25 Rabiulevvel 1282 (M. 18 Ağustos 1865); BOA., İ..RSM., Dosya no: 30, 29 Zilhicce 1325 (M. 2 Şubat 1908). 60- Davis, a.g.e., s. 13. 61- Filiz Yenişehirlioğlu ve diğerleri, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, s.7; Develi, a.g.e., s.65. 62- TŞS., No: 289, s.142 , h.no: 464, Ramazan 1260, (M. Eylül 1844). 63- Risk, a.g.e., s. 61. 64- Davis, a.g.e., s. 13. 65- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 175. 66- Barker, a.g.e., s.113, 114. 67- Barker, a.g.e., 119. 68- Davis, a.g.e., s. 13.

KENTİ GEZMEK Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi 1- http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCvey%C5%9F_Kanal%C4%B1, Nisan 2007. 2- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007, s.95. 3- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2001, s.143. 4- Şemseddin Sami, Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara 1996, c.2, s.4260, 4261. 5- Tarihten Güncele Mersin, Haz.: ODAK Ortadoğu Toplumsal Araştırmalar Ltd., Mersin Belediyesi, Mersin, 1992, s.8. 6- Filiz Yenişehirlioğlu ve diğerleri, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, s.25. 7- Selvi Ünlü, a.g.t., s.96. 8- Selvi Ünlü, a.g.t., s.97. 9- Leyla Şen, “Merkez-Çevre İlişkilerinin Önemli Bir Dinamiği Olarak Osmanlı İmparatorluğu'nda Ulaştırma Sistemleri”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Kebikeç Yayınları, sayı: 11, Ankara, 2001, s.95, 96. 10- Mehmet Özdemir, Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Başlangıç Dönemlerinde Türk Demiryolları Yapısal Ekonomik Sorunlar (1918-1920), T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri, Kültür Bakanlığı, Ankara, 2001, s.7. 11- Şevket Pamuk, “100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914”, Gerçek Yayınevi, İstanbul, 1987, s. 214. 12- Şen, a.g.m., s.96. 13- BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, Gömlek no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863). 14- Mersin Kentinin Kuruluş Öyküsü, Haz. İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2006, s.129.

280

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Notes

54- J. Renwick Metheny, “Road Notes from Cilicia and North Syria”, Journal of the American Oriental Society, 1907, vol. 28, pp.155-163, p.155. 55- BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852). 56- Geary, ibid, p.297; Davis, ibid, p. 29, 30. 57- Davis, ibid, p. 29, 30. 58- İbrahim Bozkurt, Salnamelerde Mersin, Unpublished MA.Thesis in Deparment of History at Mersin University, Mersin, 2001; Mersin Kentinin Kuruluş Öyküsü, Compiled by İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2006, p.111. 59- BOA., İ..MVL., Dosya no: 23821, 22 C. Evvel 1281 (M. 23 Ekim 1864); VGMA, D. no: 44, Sayfa no:188, Sıra no: 309, 25 Rabiulevvel 1282 (M. 18 Ağustos 1865); BOA., İ..RSM., Dosya no: 30, 29 Zilhicce 1325 (M. 2 Şubat 1908). 60- Davis, ibid, p. 13. 61- Filiz Yenişehirlioğlu et al, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, p.7; Develi, ibid, p.65. 62- TŞS., No: 289, p.142 , h.no: 464, Ramazan 1260, (M. Eylül 1844). 63- Risk, ibid, p. 61. 64- Davis, ibid, p. 13. 65- Selvi Ünlü, ibid, p. 175. 66- Barker, ibid, p.113, 114. 67- Barker, ibid, 119. 68- Davis, ibid, p. 13.

STROLLING TROUGH THE CITY Entry to the City: Railway Station and the Environs 1- http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCvey%C5%9F_Kanal%C4%B1, Nisan 2007. 2- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at Mersin University, 2007, p.95. 3- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2001, p.143. 4- Şemseddin Sami, Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara 1996, vol.2, p.4260, 4261. 5- Tarihten Güncele Mersin, Compiled by ODAK Ortadoğu Toplumsal Araştırmalar Ltd., Mersin Belediyesi, Mersin, 1992, p.8. 6- Filiz Yenişehirlioğlu et al., Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, p.25. 7- Selvi Ünlü, ibid, p.96. 8- Selvi Ünlü, ibid, p.97. 9- Leyla Şen, “Merkez-Çevre İlişkilerinin Önemli Bir Dinamiği Olarak Osmanlı İmparatorluğu'nda Ulaştırma Sistemleri”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Kebikeç Yayınları, no: 11, Ankara, 2001, p.95, 96. 10- Mehmet Özdemir, Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Başlangıç Dönemlerinde Türk Demiryolları Yapısal Ekonomik Sorunlar (1918-1920), T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri, Kültür Bakanlığı, Ankara, 2001, p.7. 11- Şevket Pamuk, 100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914, Gerçek Yayınevi, İstanbul, 1987, p. 214. 12- Şen, ibid, p.96. 13- BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, Gömlek no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863). 14- Mersin'in Kuruluş Öyküsü, Compiled by İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2006, p.129. 15- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı, Unpublished MA. Thesis at Anadolu University, Eskişehir, 1998, p. 76, 77; Develi, ibid,

281


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Notlar

15- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 1998, s. 76, 77; Develi, a.g.e., s.148. 16- Özdemir, a.g.e., s.8, 9. 17- H. Charles Woods, “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal, 1917, c. 50, no. 1, ss. 32-56, s. 44. 18- Develi, a.g.e., s.148. 19- Nükhet Adıyeke; Nuri Adıyeke, “Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Haz: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, Birinci Baskı, İstanbul, 2004, ss.69-89, s.74. 20- Selvi Ünlü, a.g.t., s.108. 21- Mustafa Akpolat, “Adana-Mersin Demiryolu İstasyon Binaları - 19. Yüzyıl Osmanlı Mimarlığı'ndan Bir Kesit”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, ss. 110-114, s.112. 22- Dingeç, a.g.t., s. 76. 23- Woods, a.g.m., s. 44. 24- Dingeç, a.g.t., s. 76, 77; Develi, a.g.e., s.148. Dingeç, söz konusu mağazaların yalnızca Adana ve Mersin istasyonlarında bulunduğunu ifade etmektedir. 25- Adana-Mersin demiryolu 1886 yılında ve İngiliz Yağ Fabrikası ise 1910'larda işletmeye açılıyor. 1909 tarihli Şark Ticaret Yıllığı kayıtlarında İngiliz Yağ Fabrikası (Mersyna Oil Mill & Cake Company Ltd.) bulunmazken fabrika, ilk kez 1913 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı'nda yer alıyor. Bu doğrultuda, kartpostalda kaydedilen görüntünün 1900'lerin başına ait olduğu sonucuna ulaşılıyor. 26- Musa Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1997, s.264. Konya Vilayet Meclisi'nce alınan ve sadrazamlık makamına sunulan kararlar arasında, Halep ve Akköprü'ye kadar Niğde yönünden, diğer taraftan da Adana ve Tarsus'a ulaşacak ve Mersin Limanı'na bağlanacak bir şose yapılması için Adana Vilayeti'ne tebligat yapılması da bulunmaktadır. Bu talebe, sadrazamlık makamından 1869 tarihinde gelen yanıtla, meclis isteklerinin yerinde görüldüğü, önerilen şekilde işlere başlanarak sonucun ayrıca bildirilmesi istenmiştir. 27- BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852). 28- Grattan Geary, Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London, The replica edition of the edition published in 1878 by Sampson Low, 2005, s.297; E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, s. 29, 30. 29- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4, Temmuz-Ağustos, Sayı: 42-43, ss.6-7, s. 7. 30- Selvi Ünlü, a.g.t., s.208, 209. 31- Dingeç, a.g.t., s. 50, 51, 52. 32- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London,1853, s.119. 33- Mutlu, a.g.m., s. 7. 34- Mutlu, a.g.m.,, s. 7.

Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi

282

1- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2007, s.181. 2- Yüksel Akaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Haz.: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, ss. 335-349, s.335.

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Notes

16- Özdemir, ibid, p.8, 9. 17- H. Charles Woods, “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal, 1917, vol. 50, no. 1, pp. 32-56, p. 44. 18- Develi, ibid, p.148. 19- Nükhet Adıyeke; Nuri Adıyeke, “Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Compiled by Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, Birinci Baskı, İstanbul, 2004, pp.6989, p.74. 20- Selvi Ünlü, ibid, p.108. 21- Mustafa Akpolat, “Adana-Mersin Demiryolu İstasyon Binaları - 19. Yüzyıl Osmanlı Mimarlığı'ndan Bir Kesit”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, pp. 110-114, p.112. 22- Dingeç, ibid, p. 76. 23- Woods, ibid, p. 44. 24- Dingeç, ibid, p. 76, 77; Develi, ibid, p.148. Dingeç points out that the aforementioned shops existed only in railway stations of Adana and Mersin. 25- Adana-Mersin railway was opened to operation in 1886; while the British Oil Factory was is 1910. According to Annuaire Orient du Commerce of 1909, British Oil Factory (Mersyna Oil Mill & Cake Company Ltd.) did not exist, however it took place in Annuaire Orient du Commerce of 1913. Therefore, the picture is thought to be taken at the beginning of 1900's. 26- Musa Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, Türk Tarih Kurumu, 1997, Ankara, p.264. Among the decisions taken by County Council of Konya and presented to the grand vizier, there was the notice that prescribes the construction of a highway that reaches Mersin Port, on the hand from Niğde direction till Akköprü and Aleppo, on the other hand from Adana and Tarsus. The requests were approved by the grand vizier in 1869, and ordered to give information about the developments. 27- BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852). 28- Grattan Geary, Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London, The replica edition of the edition published in 1878 by Sampson Low, 2005, s297; E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford, 1879, London, p. 29, 30. 29- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4, Temmuz-Ağustos, No: 42-43, pp.6-7, p. 7. 30- Selvi Ünlü, ibid, p.208, 209. 31- Dingeç, ibid, p. 50, 51, 52. 32- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co., London,1853, p.119. 33- Mutlu, ibid, p. 7. 34- Mutlu, ibid, p. 7.

Spine of Commerce: Uray Street 1- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at Mersin University, Mersin, 2007, p.181. 2- Yüksel Akaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Compiled by Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, pp. 335-349, p.335. 3- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London, 1853,

283


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Notlar

3- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London, 1853, s.61. 4- BOA., İ..MVL., Dosya no: 242, G. no: 8720, Ek:1, 24 Şevval 1268 (M. 11 Ağustos 1852); TŞS., No: 291, Sayfa no: 309, h. no:285, 9 C. evvel 1269 (M. 18 Şubat 1853). 5- Victor Langlois, Eski Kilikya, Çeviren: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, 1947, Mersin, s.31. 6- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyıl Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 1998, s.92; Selvi Ünlü, a.g.t., s.216; Fikri Mutlu; “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl: 3, Sayı: 31, s. 3. 7- Selvi Ünlü, a.g.t., s.215. 8- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber Politika Sanat Dergisi, Şubat 1993, Mersin, sayı:11, ss.47-48, s. 47. 9- Develi, a.g.m., s. 47. 11- “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir Sergi, Haz.: Mersin Yerel Tarih Grubu, Kasım 2001, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı, s.7. 12- TŞS., No: 294, Sayfa no: 113, h. no:179, 5 Zilkade 1269 (M. 10 Ağustos 1853); VGMA., D. no: 44, Sayfa no: 133, Sıra no: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857). 13- 1883 ve 1945 yılları arasında yayınlanan Şark Ticaret Yıllıkları ve Mersin'e yönelik hazırlanmış olan Ticaret ve Telefon Rehberleri. 14- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937. 15- Odada kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937. İş Bankası'nın diğer şubesi bugün de ayakta olan İstiklal Caddesi'ndedir. 16- “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir Sergi, Haz.: Mersin Yerel Tarih Grubu, Kasım 2001, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı, s.9, 11. 17- Gündüz Artan, İlyas Halil'in Mersin'i, Mart 2008. 18- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, s.7; Şinasi Develi, 18361990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s.66. 19- Develi, a.g.e., s.64 20- Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4, Sayı: 38-39, ss.6-7, s.6. 21- Fikri Mutlu, a.g.m., s. 6; Develi, a.g.e., s.70. 22- Mutlu, a.g.m., s. 6. 23- Şeref Genç, “İşgalde Mersin”, Yeni Mersin Gazetesi, 9 Ocak 1946. 24- Genç, a.g.m. 25- Mutlu, a.g.m., s. 6. 26- Mutlu, a.g.m., s. 6. 27- Mutlu, a.g.m., s. 6; Develi, a.g.e., s.70. 28- Mutlu, a.g.m., s. 6. 29- “Belediyemiz Paytonları Tamamen Kaldırıyor”, Yeni Mersin Gazetesi, 18 Eylül 1963. 30- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması. 31- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4, Say: 44-45, ss.5, 6, s.5. 32- 1880 ile 1945 yılları arasındaki Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce) incelendiğinde bu bankalar öne çıkmaktadır. 33- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl: 3, Sayı: 35, s. 6.

284

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Notes

4- BOA., İ..MVL., Dosya no: 242, G. no: 8720, Ek:1, 24 Şevval 1268 (M. 11 Ağustos 1852); TŞS., No: 291, Sayfa no: 309, h. no:285, 9 C. evvel 1269 (M. 18 Şubat 1853). 5- Victor Langlois, Eski Kilikya, Translated: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, 1947, Mersin, p.31. 6- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyıl Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı, Unpublished MA. Thesis at Anadolu University, 1998, p.92; Selvi Ünlü, ibid, p.216; Fikri Mutlu; “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl: 3, No: 31, p. 3. 7- Selvi Ünlü, ibid, p.215. 8- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber Politika Sanat Dergisi, Şubat 1993, Mersin, no:11, pp.47-48, p. 47. 9- Develi, ibid, p. 47. 11- “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir Sergi, Compiled by Mersin Yerel Tarih Grubu, Kasım 2001, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı, p.7. 12- TŞS., No: 294, Sayfa no: 113, h. no:179, 5 Zilkade 1269 (M. 10 Ağustos 1853); VGMA., D. no: 44, Sayfa no: 133, Sıra no: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857). 13- Trade and phone directories of Mersin and Annuaire Orieantal Du Commerce between 1883 and 1945. 14- Odada kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937. 15- Odada kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937. the other branch of İş Bankası is stil standing on İstiklal Street. 16- “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir Sergi, Compiled by Mersin Yerel Tarih Grubu, Kasım 2001, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı, p.9, 11. 17- Gündüz Artan, İlyas Halil'in Mersin'i, Mart 2008. 18- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, p.7; Şinasi Develi, 18361990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, p.66. 19- Develi, ibid, p.64. 20- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4, No: 38-39, pp.6-7, p.6. 21- Mutlu, ibid, p. 6; Develi, ibid, p.70. 22- Mutlu, ibid, p. 6. 23- Şeref Genç, “İşgalde Mersin”, Yeni Mersin Gazetesi, 9 Ocak 1946. 24- Genç, ibid. 25- Mutlu, ibid, p. 6. 26- Mutlu, ibid, p. 6. 27- Mutlu, ibid, p. 6; Develi, ibid, p.70. 28- Mutlu, ibid, p. 6. 29- “Belediyemiz Paytonları Tamamen Kaldırıyor”, Yeni Mersin Gazetesi, 18 Eylül 1963. 30- Gündüz Artan, yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” çalışması. 31- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4, No: 44-45, pp.5, 6, p.5. 32- These banks are the most significant ones according to the records in Annuaire Oriental du Commerce between 1880 and 1945. 33- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl: 3, No: 35, p. 6. 34- “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, p.142; Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden

285


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Notlar

34- “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, s.142; Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s.67. 35- “Belediye Otobüsleri”, Yeni Mersin Gazetesi, 18 Ocak 1946. 36- Selvi Ünlü, a.g.t., s.116-117. 37- HVS, Defter No:3, Sayfa No: 75, 1286 (M. 1869). 38- Mutlu, a.g.m., s. 7. 39- Gündüz Artan, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001, s.55. 40- Şinasi Develi, “Yok Olan Bir Tarih Azak Han”, İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni, Mersin, 2000, sayı: 88, ss.6-7, s. 6. 41- Dingeç, a.g.t., s.92. 42- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, s.36. 43- Selvi Ünlü, a.g.t., s.217; 1957 yılı Mersin Telefon Rehberi. 44- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber Politika Sanat Dergisi, Mersin, Şubat 1993, sayı:11, ss.47-48, s. 47. 45- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4, Sayı: 40-41, ss.5,6, s. 5. 46- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s.168. 47- Şinasi Develi, Kıraathaneler ve Mersin'de bir Kıraathane, İçel Sanat Kulübü Bülteni, Yıl:19, Sayı:157, ss.6,7, s.6,7. 48- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s.168. 49- Şinasi Develi ile 09 Ocak 2009 tarihinde yapılan sözlü tarih görüşmesi. 50- 1913, 1921 ve 1930'lu yılların Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce), Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937. 51- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nerede ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Halkevi Dergisi, Yıl: 3, Sayı 34, s. 10, 1940.

Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı

286

1- Levent Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana, 1995, s.9-10; Songül Ulutaş, Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2006, s.30. 2- Zoroğlu, a.g.e., s.10. 3- TŞS., No: 292, Sayfa no: 216, 13 Rebi'ül-Evvel 1262 (M. 11 Mart 1846). Belgede, iskelede bir gümrük kolcusunun görev yaptığı ifade edilmekte ve dolayısıyla bu dönemde Kazanlı'nın gümrük idaresine sahip bir liman olduğu, anlaşılmaktadır. 4- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin, 2001, s.51, 174. 5- Yüksel Akaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Haz.: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, 2004, İstanbul, ss. 335-349, s.335. 6- BOA., İ..MVL., Dosya no: 242, G. no: 8720, Ek:1, 24 Şevval 1268 (M. 11 Ağustos 1852); TŞS., No: 291, Sayfa no: 309, h. no:285, 9 C. evvel 1269 (M. 18 Şubat 1853). 7- William Beamont, A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, Volume 2, published by Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media Corporation, s. 232. 8- Benjamin Dorr, Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott, 1856, Philadelphia, s. 309, 310; TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22 Temmuz 1855). Belgede Kahire'den dönen bir yolcunun Mersin iskelesine ulaştığında vefat ettiği ifade edilmektedir.

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Notes

35- “Belediye Otobüsleri”, Yeni Mersin Gazetesi, 18 Ocak 1946. 36- Selvi Ünlü, ibid, p.116-117. 37- HVS, Defter No:3, Sayfa No: 75, 1286 (M. 1869). 38- Mutlu, ibid, p. 7. 39- Gündüz Artan, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001, p.55. 40- Şinasi Develi, “Yok Olan Bir Tarih Azak Han”, İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni, Mersin, 2000, no: 88, pp.6-7, p. 6. 41- Dingeç, ibid, p.92. 42- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, p.36. 43- Selvi Ünlü, ibid, p.217; 1957 yılı Mersin Telefon Rehberi. 44- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber Politika Sanat Dergisi, Şubat 1993, Mersin, no:11, pp.47-48, p. 47. 45- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4, No: 40-41, pp.5,6, p. 5. 46- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, p.168. 47- Şinasi Develi, “Kıraathaneler ve Mersin'de bir Kıraathane”, İçel Sanat Kulübü Bülteni, Yıl:19, No:157, pp.6,7, p.6,7. 48- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, p.168. 49- Oral history interview held with Şinasi Develi on 09th of January 2009. 50- 1913, 1921 ve 1930'lu yılların Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce), Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937. 51- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nerede ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Halkevi Dergisi, Yıl: 3, No 34, p. 10, 1940.

Gateway to the Outside: Custom Square 1- Levent Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana, 1995, p.9-10; Songül Ulutaş, Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at Mersin University, Mersin, 2006, p.30. 2- Zoroğlu, ibid, p.10. 3- TŞS., No: 292, Sayfa no: 216, 13 Rebi'ül-Evvel 1262 (M. 11 Mart 1846). It is pointed out on the document that a custom keeper is working on the pier and ths it is understood, Kazanlı was a port that has custom organization at that period. 4- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin, 2001, p.51, 174. 5- Yüksel Akaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Compiled by Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, 2004, İstanbul, pp. 335-349, p.335. 6- BOA., İ..MVL., Dosya no: 242, G. no: 8720, Ek:1, 24 Şevval 1268 (M. 11 Ağustos 1852); TŞS., No: 291, Sayfa no: 309, h. no:285, 9 C. evvel 1269 (M. 18 Şubat 1853). 7- William Beamont, A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, Vol. 2, published by Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media Corporation, p. 232. 8- Benjamin Dorr, Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott, 1856, Philadelphia, p. 309, 310; TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22 Temmuz 1855). It is expressed in the document that a passenger had died when arrived at Mersin Pier from Cairo. 9- BOA., İ..MVL., Dosya no: 386, G. no:16864, 5 Cemazeyilevvel 1274 (M. 22 Aralık 1857); BOA., İ..MVL., Dosya no: 401, G. no: 17423. It is written on the document that one of the two piers constructed by the government, the wooden pier was almost abondened while the stone

287


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Notlar

9- BOA., İ..MVL., Dosya no: 386, G. no:16864, 5 Cemazeyilevvel 1274 (M. 22 Aralık 1857); BOA., İ..MVL., Dosya no: 401, G. no: 17423. Belgede, Mersin'de daha önce devlet tarafından yaptırılan ahşap ve taş iskeleden ahşap olanının neredeyse tamamının yıkılmış, taş iskelenin de iki tarafının kumla dolmuş olduğu, hatta bir bölümünün yıkılmakta olduğu ve bu nedenle Fransa Posta Vapurları Şirketi vekilinin, burayı Marsilya'dan getirteceği bir usta tarafından sağlam bir şekilde yaptırmayı istediği ve yaptırdıktan sonra da iskele üzerinde hiçbir hak talep etmeyeceklerini ve buranın devlete ait olacağını, üstelik yaptırdıkları iskele bir yıl içinde yıkılırsa masrafları kendilerine ait olmak üzere yeniden yapacaklarını taahhüt ettikleri yazmaktadır. 10- İbrahim Bozkurt, Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2001, s.114. 11- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 42-43, Temmuz-Ağustos 1941, ss.6-7, s.6. Mutlu, Gümrük Binası önünde ve üzerinde yolcu salonu bulunan Gümrük İskelesi'nin, yapılış tarihinin belli olmadığını ancak kentin en eski iskelesi olduğunu ifade etmektedir. 12- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2007, s.135,136. 13- Mutlu, a.g.m., s.6. 14- Selvi Ünlü, a.g.t., s.198, 199. 15- 1921 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı. 16-1932 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı. 17- Mersin Limanı, TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İzmir, 1965, s.8. 18- Mersin Limanı, Hollanda Kraliyet Liman Şirketi tarafından hazırlanan rapor. 19- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl:3, Sayı: 35, s. 6. 20- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, s. 34,35; 24 Mayıs 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. Yeni Mersin Gazetesi'nin 24 Mayıs 1964 günlü haberinde belirtildiğine göre Gümrük Meydanı'nda yer alan Gümrük Binası ile Yeni Cami ve çevresindeki dükkanların kamulaştırma çalışmaları başlatılacak ve Gümrük Meydanı genişletilecektir. 21- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, 1940, Sayı: 38-39, s. 7. 22- Develi, a.g.e., s.155. 23- Mutlu, a.g.m., s. 7. 24- 19 Ağustos 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. 19 Ağustos 1964 tarihli Yeni Mersin Gazetesi'nde “Gümrük Meydanında İstimlakler” başlıklı köşe yazısında Ulaştırma Bakanlığı tarafından Gümrük İskelesi'nin kamulaştırma bedeli 1.200.000 TL'nin Belediye'ye tahakkuk ettirildiği belirtiliyor. 25- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924. 26- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, s. 12. 27- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co., London, 1853; Beamont, a.g.e. 28- 1937 yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.575; 1 Ekim 1963 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. Şark Ticaret Yıllığı'nda, Belvü Palas adıyla anılan otel, 1938 Şark Ticaret Yıllığı ile birlikte Toros Oteli ve Lokantası olarak kayda geçiyor ve işletmecisinin Jozef Dekat olduğu belirtiliyor. 1 Ekim 1963 tarihli Yeni Mersin Gazetesi'nin haberine göre Mersin'in ilk asansörü, Toros Oteli'nde 28 Eylül 1963 tarihinde kuruluyor. Gazetede verilen haberde, asansörün kurulması modernleşmenin

288

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Notes

pier was filled with sand and even it was more or less partially destroyed; that thus, the agent of French Posts Shipping Company wanted to make the pier repaired by a craftsman from Marseille and would not make claim on the pier; that th pier would continue to be possessed by the government. Furthermore, it is noted that they commited to impose a pecuniary obligation if the pier would have destroyed in a year. 10- İbrahim Bozkurt, Salnamelerde Mersin, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at Mersin University, Mersin, 2001, p.114. 11- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, No: 42-43, Temmuz-Ağustos 1941, pp.6-7, p.6. Mutlu denotes that the construction date of the Custom Pier, where thre is a passenger hall, is not definite but is is known as the oldest one in the city. 12- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at Mersin University, Mersin, 2007, p.135,136. 13- Mutlu, ibid, p.6. 14- Selvi Ünlü, ibid, p.198, 199. 15- 1921 Tarihli Annuaire Oriental du Commerce. 16-1932 Tarihli Annuaire Oriental du Commerce. 17- Mersin Limanı, TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İzmir, 1965, p.8. 18- Mersin Limanı, report prepared by Dutch Royal Port Company. 19- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl:3, No: 35, p. 6. 20- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, p. 34,35; 24 Mayıs 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. It is pointed out in the issue of New Mersin newspaper, dated 24th of May 1964, that the expropriation studies about the area where the Custom House and New Mosque and the environ buildings stand, would begin. 21- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, 1940, No: 38-39, p. 7. 22- Develi, ibid, p.155. 23- Mutlu, ibid, p. 7. 24- 19 Ağustos 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. It is pointed out in the issue of New Mersin newspaper, dated 19th of August 1964, on the article titled “Expropriations in Custom Square”, that the renumeration of the expropriation of 1.200.000 TL, held by the Ministry of Communications, would be accrued to the municipality. 25- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924. 26- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, p. 12. 27- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co., London, 1853; Beamont, ibid. 28- Annuaire Oriental du Commerce of 1937, p.575; New Mersin Newspaper, 1st of October 1963. The hotel that is written as Belvü Palas in the Annuaire Oriental du Commerce begin tpo be called Toros Hotel by Annuaire Oriental du Commerce of 1938 and the management was held by Jozef Dekat. According to the news, written on the issue of New Mersin Newspaper, 1st of October 1963, the first elevator of the city was set in Toros Hotel by 28th of Septembee, 1963. The elevatpr is conceived as an indicator of modernization by the vice-governor, Fuat Ertuğrul, of that period. 29- 15 December 1964, New Mersin Newspaper. It is pointed out in the article, titled “Toros Hotel is working in a European Style” that Toros Hotel was setting an example when

289


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Notlar

Ertuğrul'un katıldığı belirtiliyor. 29- 15 Aralık 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. Gazetenin, “Toros Lokantası Avrupai Bir Sistemle Çalışıyor” başlıklı yazıda, Toros Oteli'nin işletmesiyle ve dekorasyonuyla örnek olduğu, aynı zamanda düzenlediği “beş çayı partileri” ile kentin sosyal yaşamında da önemli bir yeri olduğu belirtiliyor. 30- 1883 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı, s.605. 31- 1885-1886 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı, s.478. 32- 1905 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı, s.2023. 33- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, s.8, 14, 16, 18. Kitapta, 1894 yılında Ankara Oteli'nin, 1895 yılında Maarif Oteli'nin, 1923 yılında Mersin Palas Oteli'nin, 1926 yılında Cumhuriyet Oteli'nin, 1928 yılında İstiklal ve Anadolu Otelleri'nin, 1931 yılında Turing Oteli'nin, 1933 yılında Şafak ve Akdeniz Otelleri'nin açıldığını, bununla birlikte 1945 inşaatına başlanan Akotel'in ilerleyen yıllarda hizmete açıldığı belirtiliyor. Diğer yandan, 1913 Şark Ticaret Yıllığı'na göre Kontinent Oteli olarak adlandırılan otel sonraki dönemde kentin önemli otellerinden Belvü Palas ve Toros Oteli adını almaktadır. Aynı yıllıklarda, Constantinople adıyla anılan otelin Cumhuriyet döneminde İstanbul Palas ve İstanbul Otel adlarını aldığı görülmektedir. Cumhuriyet'le birlikte kentte Yeni Türkiye ve Cumhuriyet adında iki otel daha açıldığı ve 1930'ların sonunda ise bu otellere, Güzel Palas ve Şafak Oteli de eklendiği anlaşılmaktadır. 1941 yılı Şark Ticaret Yıllığı'na göre, Mersin'de şu oteller bulunmaktadır: Akdeniz Oteli, Anadolu Oteli, Güzel Palas, İstanbul Palas, Maarif Oteli, Toros Oteli ve Lokantası. 34- Selvi Ünlü, a.g.t., s.160. 35- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, s.18. 36- Develi, a.g.e., s.179. 37- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması. 38- http://tr.wikipedia.org/wiki/Ahmet_Kire%C3%A7%C3%A7i, eylül 2008. 39- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, s.45,46. 40- Dorr, a.g.e., s. ????; Habeeb Risk, The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, 1853, London, s.61-62.; Beamont, a.g.e., s. ????? 41- Selvi Ünlü, a.g.t., s.188, 189.

Pazaryeri: Yoğurt Pazarı

290

1- Lewis Mumford, Tarih Boyunca Kent-Kökenleri, Geçirdiği Dönüşümler ve Geleceği, çev.:Gürol Koca, Tamer Tosun, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2007, s.93. 2- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, s.5. Artan, kentin gelişimi tarihini kronolojik olarak ortaya koyduğu kitabında, Yoğurt Pazarı'nın kuruluşunu kentin başlangıç tarihi olarak vermiştir. Artan, 1831-1832 tarihinde, bugün Yoğurt Pazarı olarak adlandırılan alanda, Padişah II. Mahmut tarafından Tarsus'u yönetmekle görevlendirilen Alaybeyli Göğçeli Koloğlu Mehmet Ağa'nın, köylü ve Yörüklerin alışveriş etmesi için bir Pazar kurduğunu ifade etmektedir. 3- Şinasi Develi, Eski Mersin'de Yaşam, Mersin, 2007, s.19. 4- Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http: // www.yumuktepe.com /index.php?option =com_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddesnecmettn-oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, eylül 2008. 5- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937. 6- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937. 7- Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http://www.yumuktepe.com /index.php?option =com_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddesnecmettn-oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, eylül 2008.

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Notes

management and interior design is concerned, that besides, it had a significant place in the social life of the city with the tea parties 30- Annuaire Oriental du Commerce, 1883, p.605. 31- Annuaire Oriental du Commerce,1885-1886, p.478. 32- Annuaire Oriental du Commerce, 1905, p.2023. 33- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, p.8, 14, 16, 18. It is asserted in the book that, Ankara Hotel was opened to operation in 1894, while Maarif Hotel in 1895, Mersin Palas Hotel in 1923, Cumhuriyet Hotel in 1926, İstiklal and Anadolu hotels in 1928, Turing Hotel in 1931, Şafak and Akdeniz hotels in 1933, while Akotel, of which the construction began in 1945, began to serve in 1945. On the other hand, it is seen that Kontinent Hotel as it is written in Annuaire Oriental du Commerce of 1913, took the names Belvü Palas and Toros Hotel in the following periods. In the same annuaire, the hotel named Constantinople would take the names, İstanbul Palas and İstanbul Hotel in the republican period, where additionally two hotels, called Yeni Türkiye and Cumhuriyet, was opened while Güzel Palas and Şafak Hotel was added to them in 1930's. According to Annuaire Oriental du Commerce of 1941, these hotels were standing in the city: Akdeniz Hotel, Anadolu Hotel, Güzel Palas, İstanbul Palas, Maarif Oteli, Toros Hotel and its restaurant. 34- Selvi Ünlü, ibid, p.160. 35- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, p.18. 36- Develi, ibid, p.179. 37- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması. 38- http://tr.wikipedia.org/wiki/Ahmet_Kire%C3%A7%C3%A7i, eylül 2008. 39- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, p.45,46. 40- Dorr, ibid; Habeeb Risk, The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, 1853, London, p.61-62.; Beamont, ibid. 41- Selvi Ünlü, ibid, p.188, 189.

The Marketplace:Yoghurt Bazaar 1- Lewis Mumford, Tarih Boyunca Kent-Kökenleri, Geçirdiği Dönüşümler ve Geleceği, Translated: Gürol Koca, Tamer Tosun, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2007, p.93. 2- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, p.5. Artan implies in his book, in which he reveals the chronological development of the city, that the starting point of the city is the foundation of Yoghurt Bazaar. He mentions that, in 1931 and 1832, in the place, named as Yoghurt Bazaar today, a marketplace was set by Koloğlu Mehmet Agha, who was the one missioned to administer Tarsus, for nomads in order to shopping. 3- Şinasi Develi, Eski Mersin'de Yaşam, Mersin, 2007, p.19. 4- Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http: // www.yumuktepe.com /index.php?option =com_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddesnecmettn-oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, Eylül 2008. 5- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937. 6- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937. 7- Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http://www.yumuktepe.com/ index.php ?option =com_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddesnecmettn-oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, Eylül 2008. 8- Aykut Hokkacı, Mersin, http://www.yumuktepe.com/index.php ?option=com_content&view=article &id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-necmettnoenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, Eylül 2008.

291


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Notlar

8- Aykut Hokkacı, Mersin, http://www.yumuktepe.com/index.php?option= com_ content&view=article &id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-necmettnoenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, eylül 2008. 9- Şinasi Develi, Eski Mersin'de Yaşam, Mersin, 2007, s.119; Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http://www.yumuktepe.com/index.php?option=com _content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-necmettnoenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, eylül 2008.

Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi

292

1- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:12, ss.34-35, s.34. 2- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924. Oğuz, kente ilişkin olarak şunları söylemektedir; “İki üç tane ferahlı, muntazam, güzel deniz kenarı bahçesi, sineması, mahalli tiyatrosu Mersin'e cidden cazip bir sima verir.” 3- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları, 1996, Mersin; Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:12, ss.34-35, s.34; Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:14, ss.45-46, s.45. 4- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, Temmuz-Ağustos 1941, Sayı: 42-43, ss.6-7, s.6. 5- 1933 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.331. 6- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları, 1996, Mersin. 7- 1905 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s. 1630. 8- Develi, a.g.e. 9- Nuri Abaç, “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:14, s.27; Nermin Ergenekon Müldür, “Akkahve”, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin, 2002, ss.53-57, s.56. 10- Ergun Evren, “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:19, s.34. 11- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, s.29, 30. 12- Palais de Chirstman'dan Atatürk Evi'ne”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1994, Sayı:24, s.23; Gündüz Artan, “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, s.143,144. 13- 1905 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s. 1630. X. Christmann, 1905 yılında Almanya Konsolosluğu'nu da yapmıştır. 14- Gündüz Artan, “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, s.143,144. 15- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, s.14. 16- Ticaret Odası'nda kayıtlı Tecim Evleri Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937, Mersin. 17- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, s. 20. 18- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:12, ss.45-46, s.46. Develi, evlerden birinin Rickards, diğerinin ise Nadir Ailesi'ne ait olduğunu söylemektedir. 19- Yeni Mersin Gazetesi, 29 İkinci Kanun 1941. 20- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:12, ss.45-46, s.46.

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Notes

9- Şinasi Develi, Eski Mersin'de Yaşam, Mersin, 2007, p.119; Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http://www.yumuktepe.com/index.php?option=com_ content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-necmettnoenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, Eylül 2008.

New Life: Atatürk House and the Environs 1- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:12, pp.34-35, p.34. 2- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924. Oğuz points out that “Mersin draws attention with two or three beautiful gardens on the seashore, cinema and local theatre”. 3- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları, 1996, Mersin; Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:12, pp.34-35, p.34; Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:14, pp.45-46, p.45. 4- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, Temmuz-Ağustos 1941, Say: 42-43, pp.6-7, p.6. 5- Annuaire Oriental du Commerce, 1933, p.331. 6- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları, 1996, Mersin. 7- Annuaire Oriental du Commerce, 1905, p. 1630. 8- Develi, ibid. 9- Nuri Abaç, “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:14, p.27; Nermin Ergenekon Müldür, “Akkahve”, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin, 2002, pp.53-57, p.56. 10- Ergun Evren, “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:19, p.34. 11- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, p.29, 30. 12- “Palais de Chirstman'dan Atatürk Evi'ne”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1994, No:24, p.23; Gündüz Artan, “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, p.143,144. 13- Annuaire Oriental du Commerce, 1905, p. 1630. Christmann was the consul of Germany in 1905. 14- Gündüz Artan, “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, p.143,144. 15- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, p.14. 16- Ticaret Odası'nda Kayıtlı Tecim Evleri Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937, Mersin. 17- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, p. 20. 18- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:12, pp.45-46, p.46. Develi expresses that one of the house belongs to Rickards family, while the other to Nadir family. 19- Yeni Mersin Gazetesi, 29 İkinci Kanun 1941. 20- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:12, pp.45-46, p.46. 21- It is seen as Sursok Bath on the maps of the period. 22- Lady Yvonne Sursock Cochrane, “19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Açık Oturum: Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, pp. 141-152, p.141.

293


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Notlar

21- Dönemin haritalarında Sursok Hamamı görülmektedir. 22- Lady Yvonne Sursock Cochrane, “19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Açık Oturum: Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, ss. 141-152, s.141. 23- 1894 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.929. 24- www.es-conseil.fr/pramona/e1mm.htm, eylül 2008. 25- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl:4, Sayı: 42-43, ss.6-7, s.6. 26- 1905 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1631; 1909 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.2022; 1913 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1623; 1921 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1395. 27- 1929 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1056; 1930 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1113. 28- Yeni Mersin Gazetesi, 30 Temmuz 1931. 29- Fikri Mutlu, a.g.m., s.6. 30- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924. 31- Tülin Selvi Ünlü, 19.Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, 2007, Yayınlanmamış, Yüksek Lisans Tezi, Mersin, s. 242, 243; TŞS., No: 291, Sayfa no: 247, Evaili Zilkade 1265 (M. Eylül 1849); TŞS., No: 291, Sayfa no: 313, 314; TŞS., No: 291, Sayfa no: 313, 314. 32- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, s.13, 14. 33- Davis, a.g.e., s.17. 34- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:3, Birinci Kanun 1940, Sayı: 35, ss.6-7, s.7. 35- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 2001, Mersin, s.105. 36- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları, 1996, Mersin. 37- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:14, ss.45-46, s.45.

Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi

294

1- Geçmişten Günümüze Kentin Meydanları, 21 Nisan 2006 Tarihli Mersin Üniversitesi Gazetesi. 2- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması. 3- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Akdeniz Belediyesi, 1996, Mersin. 4- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, s.21. 5- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007, Mersin, s.249. 6- Develi, a.g.e. Kitaptaki kartpostalda, Çardak Mahallesi'nin 1930'lu yılardaki görüntüsünden, mahalledeki yapı niteliği açıkça görülebiliyor. 7- İlyas Halil, Gavur Aşevi, Ürün Yayınları, 2007, Ankara, s.47,48,49. 8- Semihi Vural, Mersin Halkevi-60. Yılına Armağan, Mutluson Yayınları, Ankara, 2007, s.20. 9- Vural, a.g.e., s.28. 10- Develi, a.g.e. 11- Gündüz Artan, “Yolculuk, (Nurullah Ataç- Yazar, Çevirmen)”, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001, s.20. Gündüz Artan, “Mersin (Hüseyin Cahit Yalçın, Gazeteci)”, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001, s.18. Yedigün Gazetesi, Şubat 1945. 12- http://tr.wikipedia.org/wiki/Pathe_Sinemas%C4%B1, Ağustos 2008. 13- 1913 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı, s.1627.

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Notes

23- Annuaire Oriental du Commerce, 1894, p.929. 24- www.es-conseil.fr/pramona/e1mm.htm, Eylül 2008. 25- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Mersin, 1941, Yıl:4, No: 42-43, pp.6-7, p.6. 26- Annuaire Oriental du Commerce, 1905, p.1631; Annuaire Oriental du Commerce, 1909, p.2022; 1913 Yılı Annuaire Oriental du Commerce, p.1623; 1921 Yılı Annuaire Oriental du Commerce, p.1395. 27- Annuaire Oriental du Commerce, 1929, p.1056; Annuaire Oriental du Commerce, 1930, p.1113. 28- Yeni Mersin Gazetesi, 30 Temmuz 1931. 29- Fikri Mutlu, ibid, p.6. 30- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924. 31- Tülin Selvi Ünlü, 19.Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at Mersin University Mersin, 2007, p. 242, 243; TŞS., No: 291, Sayfa no: 247, Evaili Zilkade 1265 (M. Eylül 1849); TŞS., No: 291, Sayfa no: 313, 314; TŞS., No: 291, Sayfa no: 313, 314. 32- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, p.13, 14. 33- Davis, ibid, p.17. 34- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:3, Birinci Kanun 1940, No: 35, pp.6-7, p.7. 35- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 2001, Mersin, p.105. 36- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları, 1996, Mersin. 37- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:14, pp.45-46, p.45.

Meeting Place: People's Garden and People's House 1- Geçmişten Günümüze Kentin Meydanları, 21 Nisan 2006 Tarihli Mersin Üniversitesi Gazetesi. 2- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması. 3- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Akdeniz Belediyesi, 1996, Mersin. 4- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, p.21. 5- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at Mersin University, 2007, Mersin, p.249. 6- Develi, ibid. On the postcards in the book, the view of Çardak district and its qualities are seen clearly. 7- İlyas Halil, Gavur Aşevi, Ürün Yayınları, 2007, Ankara, p.47,48,49. 8- Semihi Vural, Mersin Halkevi-60. Yılına Armağan, Mutluson Yayınları, Ankara, 2007, p.20. 9- Vural, ibid, p.28. 10- Develi, ibid. 11- Gündüz Artan, “Yolculuk, (Nurullah Ataç- Yazar, Çevirmen)”, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001, p.20; Gündüz Artan, “Mersin (Hüseyin Cahit Yalçın, Gazeteci)”, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001, p.18; Yedigün Gazetesi, Şubat 1945. 12- http://tr.wikipedia.org/wiki/Pathe_Sinemas%C4%B1, Ağustos 2008. 13- Annuaire Oriental du Commerce, 1913, p.1627. 14- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret Sanayi Odası Yayını, 2001, Mersin, p.83.

295


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Notlar

14- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret Sanayi Odası Yayını, 2001, Mersin, s.83. 15- Yeni Mersin Gazetesi, 14 Haziran 1941 ve 17 Haziran 1941. 16- Develi, a.g.e., s.83. 17- Gündüz Artan, Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin, s.23.

Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çevresi 1- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2007, s.228. 2- HVS, 1286, D. no: 3, s.75, 1286 (M. 1869). 3- Gündüz Artan, Mersin Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001, s. 9. Kentin gelişen bu bölgesi 1890 yılında Mersin'i de ziyaret eden Düyun-u Umumiye Yetkilisi Vital Cuinet'nin de dikkatini çekmiştir. Cuinet, bu dönemde kentin daha çok bahçelerin olduğu Fener tarafına doğru geliştiğini kaydetmiştir. 4- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002. 5- Nermin Ergenekon Müldür, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, 2002,Mersin, s.68. 6- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl:3, Sayı: 35, s. 6, 7. 7- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, Sayı: 14, 1993, Güven Ofset, Mersin, ss.45, 46. 8-1885-1886 Şark Ticaret Yıllığı, s.478. 9- 1913 Şark Ticaret Yıllığı, s. 1625,1627 10- 1921 Şark Ticaret Yıllığı, s.1395, 1397 11- Uğur Ersoy, Bir Zamanlar Mersin'de, Evrim Yayınevi, 1997, İstanbul, s.54 12- Gündüz Artan, Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin, s.55. 13- Artan, a.g.e., s.45. 14- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, s. 20. 15- Nermin Ergenekon Müldür, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, 2002, Mersin, s.79. 16- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, s. 20. 17- Gündüz Artan, yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” çalışması. 18- İçel İl Yıllığı 1967, San Matbaası, Ankara, 1967, s.65, 66. 19- Gündüz Artan, Mersin Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, 2001, Mersin, s. 59. Kitapta, İlyas Halil, bu bahçeyi şöyle anlatıyor; “Gazipaşa Okulu'ndaki dut ağaçlarının sararmaya yüz tutmuş, yaprakları dağ rüzgarı ile hışırdıyordu.” 20- “Tarihin Tanıkları-Yerel Şahsiyetler”, Tarih İçinde Mersin Kolokyum ve Sergisi II, Mersin Üniversitesi Yayınları, No:14, Mersin, 2002, s.222; Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, Yıl: 4, 1941, Sayı:37, s. 5. 21- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, 1941, Yıl: 4, Sayı: 38-39, s. 6, 7. 22- İsmail Sözener, Mersin'de Askeri Deniz Okulları, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2008, s.117. 23- Sözener, a.g.t., s.117, 118. 24- Mutlu, a.g.m., s. 6, 7. 25- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s. 73. 26- 1941 yılında İstanbul'dan Mersin'e taşınan Deniz Okullarından Deniz Harp Okulu ve Lisesi Kışla binasında, Deniz gedikli Okulu ise kentin doğu çıkışında, Üç Ocak Mahallesi 174 nolu parselde bulunan ve “İngiliz Yağ Fabrikası” olarak bilinen yapıda eğitim vermiştir.

296

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Notes

15- 14 Haziran 1941 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi; 17 Haziran 1941 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. 16- Develi, ibid, p.83. 17- Gündüz Artan, Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin, p.23.

Developing City: Kışla Street and Çamlıbel 1- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at Mersin University, Mersin, 2007, p.228. 2- HVS, 1286, D. no: 3, p.75, 1286 (M. 1869). 3- Gündüz Artan, Mersin Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001, p. 9. This part of the city attracted the attention of Vital Cuinet, who visited the city in 1890 as the public debtor. He pointed out that the city was developing towards the Lighthouse where mostly the houses in gardens stand. 4- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002. 5- Nermin Ergenekon Müldür, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, 2002,Mersin, p.68. 6- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl:3, No: 35, p. 6, 7. 7- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, No: 14, 1993, Güven Ofset, Mersin, pp.45, 46. 8-1885-1886 Annuaire Oriental du Commerce, p.478. 9- 1913 Annuaire Oriental du Commerce, p. 1625,1627. 10- 1921 Annuaire Oriental du Commerce, p.1395, 1397. 11- Uğur Ersoy, Bir Zamanlar Mersin'de, Evrim Yayınevi, 1997, İstanbul, p.54 12- Gündüz Artan, Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin, p.55. 13- Artan, ibid, p.45. 14- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002 p. 20. 15- Nermin Ergenekon Müldür, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, 2002, Mersin, p.79. 16- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, p. 20. 17- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması. 18- İçel İl Yıllığı 1967, San Matbaası, Ankara, 1967, p.65, 66. 19- Gündüz Artan, Mersin Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, 2001, Mersin, p. 59. In the book, İlyas Hallil describes the garden as followings: “The mulberry tree in the garden of Gazi Paşa School was turned to yellow, of which the leaves were crinckling by the wind” 20- “Tarihin Tanıkları-Yerel Şahsiyetler”, Tarih İçinde Mersin Kolokyum ve Sergisi II, Mersin Üniversitesi Yayınları, No:14, Mersin, 2002, p.222; Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, Yıl: 4, No:37, Şubat 1941, Mersin, p. 5. 21- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, 1941, Yıl: 4, No: 38-39, p. 6, 7. 22- İsmail Sözener, Mersin'de Askeri Deniz Okulları, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at Mersin University, Mersin, 2008, p.117. 23- Sözener, ibid, p.117, 118. 24- Mutlu, ibid, p. 6, 7. 25- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, p. 73. 26- One of the two naval schools, carried over from İstanbul in 1941, was the Naval Academy placed in the Military Barracks while the School for Sergeants was placed in “British Oil Factory” on the east side of the city in Üçocak District. 27- Sözener, ibid, p.29.

297


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Notlar

27- Sözener, a.g.t., s.29. 28- Sözener, a.g.t., s.36. 29- Abdulah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, 1994, İstanbul, s.29 30- Develi, a.g.e., s.180. 31- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 1998, s. 54. 32- Filiz Yenişehirlioğlu ve diğerleri, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, 1995, s.7. 33- Dingeç, a.g.t, s. 54.

298

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Notes

28- Sözener, ibid, p.36. 29- Abdulah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, 1994, İstanbul, p.29 30- Develi, ibid, p.180. 31- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı, Unpublished MA. Thesis at Anadolu University, Eskişehir, 1998, p. 54. 32- Filiz Yenişehirlioğlu et al, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, 1995, p.7. 33- Dingeç, ibid, p. 54.

299


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kaynakça

A ABAÇ Nuri (1993) ADIYEKE Nükhet; ADIYEKE Nuri (2004)

AKKAYA Yüksel (2004)

AKPOLAT Mustafa (2002)

ARTAN Gündüz (1994) ARTAN Gündüz (2000) ARTAN Gündüz (2001) ARTAN Gündüz (2002)

ARTAN Gündüz (2003) ARTAN Gündüz Gündüz Artan B BEAMONT William (1856)

BEAUFORT Francis (2002) BOZKURT İbrahim (2001) BARKER William B.(1853)

C CANLIGİL Abdullah (2004) Ç ÇADIRCI Musa (1997) COCHRANE Y. Sursock(2002)

300

“Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, Sayı:14. “Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem, İstanbul. “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Hazırlayan: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul. “Adana-Mersin Demiryolu İstasyon Binaları - 19. Yüzyıl Osmanlı Mimarlığı'ndan Bir Kesit”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin. İçel Gezginleri, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin. Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin. Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin. “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin. Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin. İlyas Halil'in Mersin'i, yayınlanmamış araştırma. Tanıtma Levhaları, yayınlanmamış çalışma.

A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, Volume 2, published by Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media Corporation. Karamanya, Çeviren: Ali Neyzi-Doğan Türker, Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya. Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin. Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London.

Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004.

Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, Türk Tarih Kurumu, Ankara. “19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Açık Oturum: Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin.

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE A ABAÇ Nuri (1993) ADIYEKE Nükhet; ADIYEKE Nuri (2004)

AKKAYA Yüksel (2004)

AKPOLAT Mustafa (2002)

ARTAN Gündüz (1994) ARTAN Gündüz (2000) ARTAN Gündüz (2001) ARTAN Gündüz (2002)

ARTAN Gündüz (2003) ARTAN Gündüz Gündüz Artan B BEAMONT William (1856)

BEAUFORT Francis (2002) BOZKURT İbrahim (2001) BARKER William B.(1853)

C CANLIGİL Abdullah (2004) Ç ÇADIRCI Musa (1997) COCHRANE Y. Sursock(2002)

“Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, Sayı:14.

References

“Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem, İstanbul. “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Hazırlayan: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul. “Adana-Mersin Demiryolu İstasyon Binaları - 19. Yüzyıl Osmanlı Mimarlığı'ndan Bir Kesit”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin. İçel Gezginleri, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin. Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin. Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin. “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin. Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin. İlyas Halil'in Mersin'i, yayınlanmamış araştırma. Tanıtma Levhaları, yayınlanmamış çalışma.

A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, Volume 2, published by Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media Corporation. Karamanya, Çeviren: Ali Neyzi-Doğan Türker, Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya. Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin. Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London.

Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004.

Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, Türk Tarih Kurumu, Ankara. “19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Açık Oturum: Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin.

301


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kaynakça

D DORR Benjamin (1856) DAVIS E. J. Davis (1879)

DEVELİ Şinasi (1993)

DEVELİ Şinasi (2000) DEVELİ Şinasi (2001) DEVELİ Şinasi (1993) DEVELİ Şinasi DEVELİ Şinasi (1993) DEVELİ Şinasi (1993) DEVELİ Şinasi (1996) DİNGEÇ Emine (1998)

DORR Benjamin (1856) E EVREN Ergun (1993) ERSOY Uğur (1997)

Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott, Philadelphia. Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford, London. “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber Politika Sanat Dergisi, Mersin, sayı:11. “Yok Olan Bir Tarih Azak Han”, İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni, Mersin, sayı: 88. Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin. “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber Politika Sanat Dergisi, Mersin, sayı:11. Kıraathaneler ve Mersin'de bir Kıraathane, İçel Sanat Kulübü Bülteni, Yıl:19, Sayı:157. “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, Sayı:12. “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, Sayı:14 Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları, Mersin. 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir. Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott, 1856, Philadelphia. “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, Sayı:19. Bir Zamanlar Mersin'de, Evrim Yayınevi, İstanbul.

G GENÇ Şeref (1946) GEARY Grattan (2005)

D DORR Benjamin (1856) DAVIS E. J. Davis (1879)

DEVELİ Şinasi (1993)

DEVELİ Şinasi (2000) DEVELİ Şinasi (2001) DEVELİ Şinasi (1993) DEVELİ Şinasi DEVELİ Şinasi (1993) DEVELİ Şinasi (1993) DEVELİ Şinasi (1996) DİNGEÇ Emine (1998)

DORR Benjamin (1856) E EVREN Ergun (1993) ERSOY Uğur (1997)

Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott, Philadelphia. Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford, London. “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber Politika Sanat Dergisi, Mersin, sayı:11. “Yok Olan Bir Tarih Azak Han”, İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni, Mersin, sayı: 88. Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin. “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber Politika Sanat Dergisi, Mersin, sayı:11. Kıraathaneler ve Mersin'de bir Kıraathane, İçel Sanat Kulübü Bülteni, Yıl:19, Sayı:157. “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, Sayı:12. “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, Sayı:14 Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları, Mersin. 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir. Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott, 1856, Philadelphia.

G GENÇ Şeref (1946) GEARY Grattan (2005)

“İşgalde Mersin”, Yeni Mersin Gazetesi. Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London (the replica edition of the edition published in 1878 by Sampson Low). Geçmişten Günümüze Kentin Meydanları, 21 Nisan 2006 Tarihli Mersin Üniversitesi Gazetesi.

H HALİL İlyas (2007) HUNGTINGTON Ellsworth(1909)

H HALİL İlyas (2007) HUNGTINGTON Ellsworth(1909)

Gavur Aşevi, Ürün Yayınları,Ankara. “Railroads in Asia Minor”, Bulletin of the American Geographical Society, vol. 41, no. 11. 1967 Yılı, San Matbaası, Ankara.

References

“Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, Sayı:19. Bir Zamanlar Mersin'de, Evrim Yayınevi, İstanbul.

“İşgalde Mersin”, Yeni Mersin Gazetesi. Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London (the replica edition of the edition published in 1878 by Sampson Low). Geçmişten Günümüze Kentin Meydanları, 21 Nisan 2006 Tarihli Mersin Üniversitesi Gazetesi.

İ İçel İl Yıllığı

302

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

İ İçel İl Yıllığı

Gavur Aşevi, Ürün Yayınları,Ankara. “Railroads in Asia Minor”, Bulletin of the American Geographical Society, vol. 41, no. 11. 1967 Yılı, San Matbaası, Ankara.

303


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kaynakça

L LANGLOIS Victor (1947) M MADRAN Emre (2001)

MASSY P. H. H. (1905) Mersin Kentinin Kuruluş Öyküsü (2006) Mersin Limanı Mersin Limanı Mersin Telefon Rehberi Mersin Yerel Tarih Grubu (2001)

METHENY J. Renwick (1907)

304

Eski Kilikya, Çeviren: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, Mersin.

“Gezi Yapıtlarında Ankara Kenti ve Yapıları”, Tarih İçinde Ankara II, ODTÜ / Ankaralılar Vakfı / Ankara Enstitüsü Vakfı / Ankara Sanayi Odası, Derleyen: Yıldırım Yavuz, Ankara. “Explorations in Asiatic Turkey, 1896 to 1903”, The Geographical Journal, vol. 26, no. 3. Haz. İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin. Hollanda Kraliyet Liman Şirketi tarafından hazırlanan rapor. TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İzmir. 1957 Yılı. “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir Sergi, Haz.: Mersin Yerel Tarih Grubu, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı.

“Road Notes from Cilicia and North Syria”, Journal of the American Oriental Society, vol. 28. MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 35. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 44-45. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 38-39. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 40-41. MUTLU Fikri (1940) Mutlu, “Mersin Şehri Nerede ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Halkevi Dergisi, Yıl: 3, Sayı 34, s. 10. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 42-43, ss.6-7, s.6. MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:3, Sayı: 35. MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, Sayı: 38-39. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, Sayı: 42-43. MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:3, Sayı: 35. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, Sayı: 42-43. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, Yıl: 4, Sayı:37, Mersin. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, 1941, Yıl: 4, Sayı: 38-39. MÜLDÜR Nermin E. (2002) “Akkahve”, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin.

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE L LANGLOIS Victor (1947) M MADRAN Emre (2001)

MASSY P. H. H. (1905) Mersin Kentinin Kuruluş Öyküsü (2006) Mersin Limanı Mersin Limanı Mersin Telefon Rehberi Mersin Yerel Tarih Grubu (2001)

Eski Kilikya, Çeviren: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, Mersin.

References

“Gezi Yapıtlarında Ankara Kenti ve Yapıları”, Tarih İçinde Ankara II, ODTÜ / Ankaralılar Vakfı / Ankara Enstitüsü Vakfı / Ankara Sanayi Odası, Derleyen: Yıldırım Yavuz, Ankara. “Explorations in Asiatic Turkey, 1896 to 1903”, The Geographical Journal, vol. 26, no. 3. Haz. İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin. Hollanda Kraliyet Liman Şirketi tarafından hazırlanan rapor. TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İzmir. 1957 Yılı. “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir Sergi, Haz.: Mersin Yerel Tarih Grubu, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı.

METHENY J. Renwick (1907)

“Road Notes from Cilicia and North Syria”, Journal of the American Oriental Society, vol. 28. MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 35. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 44-45. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 38-39. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 40-41. MUTLU Fikri (1940) Mutlu, “Mersin Şehri Nerede ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Halkevi Dergisi, Yıl: 3, Sayı 34, s. 10. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 42-43, ss.6-7, s.6. MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:3, Sayı: 35. MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, Sayı: 38-39. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, Sayı: 42-43. MUTLU Fikri (1940) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:3, Sayı: 35. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, Sayı: 42-43. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, Yıl: 4, Sayı:37, Mersin. MUTLU Fikri (1941) “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, 1941, Yıl: 4, Sayı: 38-39. MÜLDÜR Nermin E. (2002) “Akkahve”, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin.

305


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kaynakça

MÜLDÜR Nermin E. (2002) Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin.

MÜLDÜR Nermin E. (2002) Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin.

O OĞUZ Remzi (1924) O'NEILL J . (2002)

O OĞUZ Remzi (1924) O'NEILL J . (2002)

Ö ÖZDEMİR Mehmet(2001)

P PAMUK Şevket(1987)

Adana Ticaret Rehberi, 1924. Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK.

Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Başlangıç Dönemlerinde Türk Demiryolları Yapısal Ekonomik Sorunlar (1918-1920), T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri, Kültür Bakanlığı, 2001, Ankara.

“100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914”, Gerçek Yayınevi, İstanbul. “Palais de Christman'dan Atatürk Evi'ne”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1994, Sayı:24. R RISK Habeeb (1853) The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, London,1853. George Rolleston, Report on Smyrna, George Eyre and William Spottiswoode, London. S SAMİ Şemseddin (1996) Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara, c.2. SELVİ ÜNLÜ Tülin (2007) 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin. SÖZENER İsmail (2008) Mersin'de Askeri Deniz Okulları, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin. Ş Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce): 1880-1945 . ŞEN Leyla (2001) “Merkez-Çevre İlişkilerinin Önemli Bir Dinamiği Olarak Osmanlı İmparatorluğu'nda Ulaştırma Sistemleri”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Kebikeç Yayınları, sayı: 11, Ankara. T “Tarihin Tanıkları-Yerel Şahsiyetler”, Tarih İçinde Mersin Kolokyum ve Sergisi II, Mersin Üniversitesi Yayınları, No:14, Mersin, 2002. Tarihten Güncele Mersin, Haz.: ODAK Ortadoğu Toplumsal Araştırmalar Ltd., Mersin Belediyesi, Mersin, 1992. Ticaret ve Telefon Rehberleri, Mersin Ticaret Odasında Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937. TOKSÖZ Meltem (2006) “Bir Coğrafya, Bir Ürün, Bir Bölge: 19. Yüzyılda Çukurova”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Sanat Kitabevi, Ankara, 2006, sayı 21. U ULUTAŞ Songül (2006) Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin. V VURAL Semihi (2007) Mersin Halkevi-60. Yılına Armağan, Mutluson Yayınları, Ankara.

306

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE

Ö ÖZDEMİR Mehmet(2001)

References

Adana Ticaret Rehberi, 1924. Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK.

Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Başlangıç Dönemlerinde Türk Demiryolları Yapısal Ekonomik Sorunlar (1918-1920), T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri, Kültür Bakanlığı, 2001, Ankara.

P PAMUK Şevket(1987)

“100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914”, Gerçek Yayınevi, İstanbul. “Palais de Christman'dan Atatürk Evi'ne”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1994, Sayı:24. R RISK Habeeb (1853) The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, London,1853. George Rolleston, Report on Smyrna, George Eyre and William Spottiswoode, London. S SAMİ Şemseddin (1996) Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara, c.2. SELVİ ÜNLÜ Tülin (2007) 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin. SÖZENER İsmail (2008) Mersin'de Askeri Deniz Okulları, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin. Ş Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce): 1880-1945 . ŞEN Leyla (2001) “Merkez-Çevre İlişkilerinin Önemli Bir Dinamiği Olarak Osmanlı İmparatorluğu'nda Ulaştırma Sistemleri”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Kebikeç Yayınları, sayı: 11, Ankara. T “Tarihin Tanıkları-Yerel Şahsiyetler”, Tarih İçinde Mersin Kolokyum ve Sergisi II, Mersin Üniversitesi Yayınları, No:14, Mersin, 2002. Tarihten Güncele Mersin, Haz.: ODAK Ortadoğu Toplumsal Araştırmalar Ltd., Mersin Belediyesi, Mersin, 1992. Ticaret ve Telefon Rehberleri, Mersin Ticaret Odasında Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937. TOKSÖZ Meltem (2006) “Bir Coğrafya, Bir Ürün, Bir Bölge: 19. Yüzyılda Çukurova”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Sanat Kitabevi, Ankara, 2006, sayı 21. U ULUTAŞ Songül (2006) Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin. V VURAL Semihi (2007) Mersin Halkevi-60. Yılına Armağan, Mutluson Yayınları, Ankara.

307


İSTASYONDAN FENERE MERSİN

Kaynakça

W WILSON Charles W. (1884)

WOODS H. Charles (1917)

308

“Notes on the physical and Historical Geography of Asia Minor, Made during Journeys in 1879-82”, Proceedings of the Royal Geographical Society and Monthly Record of Geography, New Monthly Series, Vol. 6, No. 6. “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal, vol. 50, no. 1.

MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE W WILSON Charles W. (1884)

WOODS H. Charles (1917)

References “Notes on the physical and Historical Geography of Asia Minor, Made during Journeys in 1879-82”, Proceedings of the Royal Geographical Society and Monthly Record of Geography, New Monthly Series, Vol. 6, No. 6. “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal, vol. 50, no. 1.

Y YENİŞEHİRLİOĞLU Filiz ve diğerleri (1995) Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara. YORULMAZ Şerife (2004) “Yabancı Tüccar ve Gayri Müslim Tebaanın Mersin Ekonomisindeki Rolü (1830-1918)”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem, İstanbul. YORULMAZ Şerife(2005) “Doğu Akdeniz'de Bir Cemaat Serüveni: Liman Kenti Olma Sürecinde Mersin'de Gelişen Maruni Taifesi”, Tarih İçinde Mersin Kolokyumu II, Mersin Üniversitesi Yayınları No:14, Mersin. Z ZOROĞLU Levent (1995) Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana.

Y YENİŞEHİRLİOĞLU Filiz ve diğerleri (1995) Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara. YORULMAZ Şerife (2004) “Yabancı Tüccar ve Gayri Müslim Tebaanın Mersin Ekonomisindeki Rolü (1830-1918)”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem, İstanbul. YORULMAZ Şerife(2005) “Doğu Akdeniz'de Bir Cemaat Serüveni: Liman Kenti Olma Sürecinde Mersin'de Gelişen Maruni Taifesi”, Tarih İçinde Mersin Kolokyumu II, Mersin Üniversitesi Yayınları No:14, Mersin. Z ZOROĞLU Levent (1995) Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana.

Arşiv Kaynakları BOA, İ..MVL. Dosya no: 237, G. no: 8363, 29 Receb 1268 (19 Mayıs 1852). BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, G.no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863). TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22 Temmuz 1855). VGMA., D. no: 44, Sayfa No: 133, Sıra No: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857). VGMA, Defter. no: 44, Sayfa No: 155, Rabiulevvel 1276 (M.30 Eylül 1859). BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852). BOA., İ..MVL., Dosya no: 23821, 22 C. Evvel 1281 (M. 23 Ekim 1864) VGMA, D. no: 44, Sayfa no:188, Sıra no: 309, 25 Rabiulevvel 1282 (M. 18 Ağustos 1865) BOA., İ..RSM., Dosya no: 30, 29 Zilhicce 1325 (M. 2 Şubat 1908). TŞS., No: 289, s.142 , h.no: 464, Ramazan 1260, (M. Eylül 1844). BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, Gömlek no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863). BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).

Arşiv Kaynakları BOA, İ..MVL. Dosya no: 237, G. no: 8363, 29 Receb 1268 (19 Mayıs 1852). BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, G.no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863). TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22 Temmuz 1855). VGMA., D. no: 44, Sayfa No: 133, Sıra No: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857). VGMA, Defter. no: 44, Sayfa No: 155, Rabiulevvel 1276 (M.30 Eylül 1859). BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852). BOA., İ..MVL., Dosya no: 23821, 22 C. Evvel 1281 (M. 23 Ekim 1864) VGMA, D. no: 44, Sayfa no:188, Sıra no: 309, 25 Rabiulevvel 1282 (M. 18 Ağustos 1865) BOA., İ..RSM., Dosya no: 30, 29 Zilhicce 1325 (M. 2 Şubat 1908). TŞS., No: 289, s.142 , h.no: 464, Ramazan 1260, (M. Eylül 1844). BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, Gömlek no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863). BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).

Gazeteler Yeni Mersin Gazetesi

Gazeteler Yeni Mersin Gazetesi

309


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.