zihinsel refleksleri değiştiren dergi “çağdaş siyaset”
Geneli anlayabilmek ve onun diyalektiğini kavrayabilmek; yüzlerce yap- boz parçasını bir araya getirebilmek ile mümkün. Çağdaş Siyaset Dergisinin vizyonu, bu yap- boz parçalarını bir araya getirmek, yeni düşüncelerin ve yaşam kalitesinin artmasına yönelik meyvelerin tomurcuk vermesini sağlamak. Tarafsız yayın politikamız, Çağdaş Manavgat Gazetemiz ile bugüne kadar tescillenmişti. Bundan sonra da bu yayın politikamız ile yayın hayatımıza devam etmek ve yayın kalite politikamızın çıtasını daha da yükseklere taşımayı hedeflemekteyiz.
Yalın siyasi kavramlar ve sözlerden çok; yaşama sinmiş siyasi ve toplumsal ilişkilerin hissedilmesi, okuyucuyu sıkmayacağı gibi keyif almasına da neden olacağı kanaatindeyiz... Kararı verecek olan okuyucudur ve agora’ da buna hazır olduğumuzu hissediyoruz. Dergimizin bu ilk sayısında ilginizi çekeceğini umduğumuz konu başlıkları, zihinsel refleklerinizde farklı düşünceleri de beraberinde getirecek. Dosya konumuz başta olmak üzere; siyaset, ekonomi ve kültür & sanat ana başlıklarımız, hedeflelediğimiz interaktif
31 Aralık 2014
Yıl: 2 Sayı: 47 Fiyatı: 50 Krş.
katılımcı dergi konseptimizin bir parçası. Bu düşüncemizin anlamı: Okuyucusu ile bütünleşen ve okuyucusunun bilgi ihtiyacına cevap verebilen ve düşünceleri ile okuyucularının katkı sağladığı bir yapıya bürünmesi. Dergi çalışmamızda getireceğimiz yenilikler bunlar ile elbette ki ibaret değil. Türk dergicilik ve yayın hayatına getireceğimiz yenilikleri, zamanı geldikçe sizlerle buradan paylaşacağız. Dergimiz ulusal olup; genel merkezi Manavgat’ tır... Soru soran, yargılayan, düşünen ve eleştiren bir toplum olmamız dileği ile...
gazetene ve dergine sahip çık! oku ve okut... çağdaş manavgat gazetesi manavgat halkının gazetesidir. ilk kurulduğu gün de bu böyleydi ve bundan sonra da bu şekilde olacaktır. tarafsız, bu ülkenin tüm legal siyasi düşüncelerini kucaklayan anlayışıyla yayın politikasına devam ederek; demokratik, laik bir TÜRKİYE istemektedir. TEHDİT ve PARA İLE SATIN ALINAMAYACAK KADROSU İLE BAĞIMSIZDIR...
insanlar mutsuz
Yeni yıla mutlu girdik; haberlerde okuduğumuz zamlar ile bir anda mutsuzluğa büründük. Kaderimiz haline gelen zamlar, hem belimizi bükmeye devam ediyor, hem de hayatımızı karartmaya...
esnaf mağdur
Kaderimiz haline dönüşen zamlar, hayatımızda alışmak zorunda olduğumuz gerçek haline dönüştü ve gelecek yıllarda bizi bekleyen en büyük tehlike ise; atılan sıfırların yeniden yerini alması... Yapılan zamların bir çoğu, maliye politikalarından kaynaklanan ve ürünler üzerinde, üreticilerin zam yapmalarını tetikleyen bir ekonomi politikası. Oysa, Özal dönemini bir hatırlarsak; unutulmayacak en güzel yıllardı. Serbest Piyasa Ekonomisi, ekonomik dengeler içinde pazarın kendi kendini düzenlediği, devlet müdahalesi olmayan; tatlı bir postmodernist dönemdi. 2015 yılı hepimize umut ve başarılar vaad ederken; yaşam kalitemizden nelerin eksileceğini her an hesaplamalıyız... Perşembenin gelişini çarşamba’ dan bildiğimiz gibi...
Vergisini veren, gerekli haraç ve yükümlülüklerini yerine getiren, pazar yerindeki yerleşik esnaf, dert küpü... Veteriner Hekim Mustafa Bu Ataş, Aşağı pazarcı Mh. esnaflarımızdan 1010 Sk. No:25/ A’ da bulunan Hedef Veteriner bir tanesi de Hedef Veteriner Kliniğini 4 yıldır işlettiğini dile getirerek; Kliniği sahibi haftada 5 gün sağlıklı hizmet verebildiklerini Veteriner kalan 2 günde Hekim Mustafa ama (pazar- pazartesi) bu Ataş... hizmetlerinin aksadığını
dile getirdi. Bunun nedeni de kurulan pazar nedeniyle kliniğin önünün kapandığını ve çoğu ihtiyaç sahiplerinin kendilerini bulamamaları olduğunu sözlerine ekledi. Belediyeye defalarca başvurmalarına rağmen, noter huzurunda yer tah-
www.cagdasmanavgat.com
sisi yapılması nedeniyle esnafı kaldıramayacaklarını söylediklerini ifade etti. Ataş, edindikleri bilgilere göre 2016 yılında bu pazar yerinin kalkacağı ve o güne kadar hiçbir şey yapılamayacağını üzelerek öğrendiklerini söyledi.
www.cagdasmanavgat.com
kültür & sanat KÜNYE Çağdaş Manavgat Gazetesi Kurucusu: Eraslan Doruk Haftalık Siyasi Gazete Yıl: 2 Sayı: 47 Fiyatı: 50 Krş Abonelik: 150 TL (yıllık) 75 TL (6 Aylık)
İ. Tuğba Doruk Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat Ceyhan Genel Yayın Yönetmeni Dr. Nodira Jumaniyazova Öztürk Genel Sanat Yönetmeni Şevket Doruk Haber Koordinatörü Emre Camcı Haber İstihbarat Şefi Mustafa Kemal Şahin Foto Muhabir Umut Balıklı Reklam ve Halkla İlişkiler Süleyman Doğan Muhabir Sevgi Demirel Tasarım Eylem Şahin Temsilcilikler Yönetmeni Goril Creativ Kurumsal Marka Yönetmeni Temsilcilikler Evrim Doruk Neşe Örenel Ankara F. Canan Kaya İzmir Aşağı Pazarcı Mh. 1068 Sk. No:4/B Manavgat İdari Yönetim Yeri 0 242 746 53 54 İletişim Telefon Çağdaş Manavgat Rek. Mat. Hatice Doruk Aşağı Pazarcı Mh. 1068 Sk. No:4/B Manavgat 0 242 746 53 54 Basıldığı Matbaa © 2014 all right reserved Çağdaş Manavgat gazetesinde yayınlanan yazı, haber, resim ve fotoğrafların FSEK ve Basın Kanunundan kaynaklanan her türlü hakları Çağdaş Manavgat Gazetesine aittir. İzin alınmaksızın, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Köşe yazılarının fikri sorumluluğu, köşe yazarlarına aittir. Gazetenin genel yayın politikasını yansıtmaz... Gazetemiz, basın ahlak ilkelerine uymaya söz vermiştir
reklam ve abone istekleriniz için manavgathaber07@ hotmail.com cagdasmanavgat@ gmail.com www. cagdasmanavgat. com
2
Büyükşehir’den ücretsiz sinema etkinliği
Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nın sinema seferberliği sivil toplum kuruluşlarının da katkısıyla sürüyor. Gezici Çocuk Filmleri Şenliği’yle ilçelerdeki çocukları sinema ile buluşturan Büyükşehir Belediyesi, Antalya Sinema Derneği işbirliği ile yeni bir film izleme etkinliği başlattı
Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Sinema Derneği, her Çarşamba Cam Piramit Düden Salonu’nda ücretsiz film gösterimi düzenleyecek. Uygar Şirin, Murat Tolga Şen, Özgür Bakar, Erdem Tepegöz, Murat Erşahin gibi sinema dünyasından isimlerin önerileri doğrultusunda gerçekleşecek etkinlikte, dünya sinemasından önemli filmler sinemaseverlerle buluşacak. 7 Ocak Çarşamba günü saat 17.00’da film yapımcısı Uygar Şirin’in önerdiği Moonrise Kingdom filmiyle başlayacak olan film gösterimleri, her Çarşamba yeni bir öneriyle, herkese açık ve ücretsiz olarak gerçekleştirilecek. Etkinliğe tüm sinemaseverler davetli.
TATTOO & PIERCING Kalıcı Makyaj Protez Tırnak rezervasyon
Osmanlıca bir dil değildir… Murat Ceyhan “Anlatış ve bilgiye tercüman olan dildir, insanı aydınlatan güzel dilin kıymetini bilin.” “İnsanı dil kıymetlendirir ve insan onunla mutluluk bulur.” “İnsanı dil kıymetten düşürür ve insanın dil yüzünden başı gider.” (1) Esperanto’ nun bir dil olduğunu kabul edebilmek gerçek ile bağdaşmaz ise; aynı şeyi Osmanlıca içinde söyleyebiliriz. Genel olarak Osmanlıca; Türkçe+ Farsa+ Arapça’ dan oluşan karma bir dildir ve Arap alfabesinin; Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir şeklidir. Türkçe dilindeki bozulma 16. yy’ da başlayıp, 20. yy’ la kadar devam etmiştir. Bu süreç içerisinde, Divan edebiyatı ve halk edebiyatı türleri oluşmuş; saray ile halk arasındaki kopma başlamıştır. Bir anlamda halk, devletin söylemlerini anlayamaz duruma gelmiştir. Dil, bir milletin var olması için en önemli su götürmezlerindendir. Bu bağlamda; Osmanlıca saray ve çevresinde yani İstanbul’ da konuşulurken, Türkçe de Anadolu’ da halk arasında konuşulmaktaydı. Bunun anlamı, tek devlet altında iki milletin bir anlamda oluşmasıydı. Osmanlı milleti ve Anadolu Türk milleti. Orta Asya Türklerine baktığımızda; şive ve lehçe farklılıkları bir yana ortak dil yapısına sahibiz. Bu, Ural- Altay dil ailesinden gelmemizden kaynaklanmaktadır. Ezcümle, şu an konuştuğumuz dilin de öz Türkçe olduğunu savunmuyorum. Çünkü şu an dilimizde yüzlerce yabancı kelime bulunmakta olup, en az 300 tane Portekizce kelime olduğunu da biliyor muydunuz? Kısacası, şu anda kullandığımız dil de kirlenmiştir… Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı terbiyesinden gelip; yeni Türkiye Cumhuriyetini kurmuş, çakma bir Osmanlı değildi. O günün, nesnel koşullarını yaşamış, nicel birikim-
leri tecrübesine biriktirmiş ve Latin alfabesi ve gerçek Türkçenin konuşulması gerektiğine kanaat ile dil devrimini, nitel sıçrama olarak yapmıştır. Bir gecede tarih yok edildi, okuma yazma bilen halk cahil durumuna düştü gibi şehir efsaneleri gerçekler ile bağdaşmamaktadır. Bunun gerçek olduğunu iddia edebilmek için, divan ve halk edebiyatının doğuşunu, nedenlerini öncelikle izah edilmesi gerekmektedir. Türkiye’ nin yetkin ağızlarından Dil Derneği yönetim kurulu başkanı Sevgi Özel, dilimiz de çalıyorlar (2) başlıklı makalesinde bu konu ile ilgili söylediklerinin altını çizerek okumak da fayda var: “Dinsel ağırlıklı siyasanın yapıcısı ve yandaşlarından kaçının dedesi ninesi cumhuriyet öncesinde aşk mektubu, dilekçe yazabilmiştir? Erkeklerin pek azının, kadınların hemen hepsinin kaleme dokunamadığı, basımevinin 200 yıl sonra geldiği imparatorlukta yok edilen kütüphaneler nerededir? Avrupa dinde “reform”u ve “rönesansı” yaşarken, basımevini bulup aydınlanmayı kurumsallaştırırken; türlü buluşları insanlığa sunarken Osmanlı İmparatorluğu “ussal, bilimsel, sanatsal olandan, uygulayımdan niçin uzak kalmış, niçin çağını izleyememiş; niçin eğitim kurumlarını ve ordusunu yayılmacıya teslim etmiştir? İçinde yaşadığımız dönem, Osmanlının en karanlık, en acılı dönemini anımsatmaktadır. Uyarıyoruz! Osmanlıcanın yazıldığı, Türkçenin seslerini yansıtmayan Arap abecesini öğrenen hiç kimse, Kuran’ı okuyamaz. Harf ve Dil Devrimleri, geçmişle bağımızı koparmamış; tersine dille din arasındaki bağı ussal, bilimsel bir temele oturtmuştur. Ezanı Türkçe duymak zulüm değildir. Kuran’ın Türkçesini okumak, halkın inancını kullananların oyununu
çağdaş manavgat gazetesi
bozacaktır. Atatürk’ün Nutku’nu okuyamadığını söylemek ikiyüzlülüktür. Atatürk Nutku 1927’de, Harf ve Dil Devrimlerini yapmadan yazmış; Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonrasında neler yaşandığını anlatmış; halka hesap vermiştir. Atatürk’le hesaplaşanlar Osmanlıcaya, Osmanlılığa sarılmak yerine önce halka hesap verme yürekliliği göstermelidir. 21. yüzyılda ne eski dil ne eski yazı diriltilebilir. Kurtuluş Savaşı veren bu ulus yaşanan acıları, yoksulluğu, yolsuzlukları örtme girişimlerini görecek, suskun kalmayacaktır! “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır” diyen Mustafa Kemal’in açtığı yoldan asla dönmeyeceğiz! Yurttaşlık bilincimizin ve Türk Devriminin yaralanmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz!” Edebiyat bölümünde okudum ve bizim okuduğumuz yıllarda, bugüne göre lise, liseydi. Üç yıl boyunca, Osmanlı dilini inceledik ve Osmanlıcadan Türkçeye çeviriler yaptık. Ayrıca, Osmanlıca Latin harfleri ile de yazılabilen ve okunan bir dil olduğu da unutulmamalı. Ki o zamanlar bugünkü gibi tartışmaya neden olan bir durum da söz konusu yok. Bugün gelinen durum ise oldukça şaşırtıcı. 1987 yılında mezun olduğum yıla kadar zaten Osmanlıca lisede vardı ve edebiyat bölümlerinde okutuluyordu. Osmanlıca dili ve edebiyatı konusunda üniversite eğitim alacaksanız, bir temel ile oraya gidiyordunuz. George Orwell’ın “1984” romanındaki “hâkimler” pasajını mutlaka okuyun. Dil konusunda neden uyanmamız gerektiği ve dilimize sahip çıkmamız gerektiğini bir kez daha düşüneceksiniz. Çünkü Türkçe, dilimizde azalıyor. Azaldıkça, bizim adımıza düşünenler ve karar verenler çıkıyor. Bunun deneyimlerini daha 100 yıl önce yaşadık ve ders almalıyız. Osmanlı, 16 yy’ dan sonra duraklama ve çökme sürecine girmemiş midir? Elbette ki… Çünkü İsmail Gaspıralı’ nın dediği gibi; Dilde,
0 537 981 0545
işte, birlik olmaz ise, çökersiniz. Ama Kurtuluş Savaşında Anadolu halkı; dilde, işte ve fikirde birlik sağladığı için emperyalizmi alt edebilmiştir. Oysa şimdi, ülkemiz Osmanlı dili altında, en zayıf noktamızdan vurularak parçalanmaya çalışılıyor. Bu klik, duygusal değerler üzerinden değil mantık süzgecinden geçirilerek değerlendirilerek tartışılması gereken bir konudur. Ve madem “ana dil” de eğitim hakkı varsa ise; benim ana dilim Türkçedir ve ana dilimi konuşmak istiyorum. Öz Türkçe konuşmak benim yasal hakkımdır ve bugün okullarda okuyan Türk vatandaşı çocukların da bu hakka sahip olduklarını biliyoruz. Türkleri Araplaştıma ve asimle etme politikaları 23 Nisan 1920’ de tarihin tozlu raflarına gönderilmiştir. Araplaştırma ilacı; bayatlamış bir ilaçtır ve bünyeye zarar verir, vücutta hastalık yapar. Şunu da bilmekte fayda var; 23 Aralık 1876'da ilan edilen Osmanlı İmparatorluğu ilk anayasası olan Kanun- i Esasi 'nin 18. maddesinde devletin resmî dilinin "Türkçe" olduğu belirtilmiş ve Türkçe bilmeyenlerin devlet memuriyetine alınmayacağı ifade edilmiştir: Madde 18 - Tebaa-i Osmaniyenin hidemat-ı devlette istihdam olunmak için devletin lisan-ı resmîsi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır. Mesele böyle olunca; başta da söylediğimiz gibi geçmişteki bağlarımız bir gecede öyle silinmemiştir. Unutturulmamış, dilsizleştirilmemişizdir. Mesele, okuma yazma bilmeyen halkın aydınlanması ve dünyaya açılmasıdır. Yüzyıllardır halkın gözüne takılan at gözlükleri, bugün de takılmak istenmekte ve takılmaya çalışılmaktadır. Oysa uysal atın tekmesinin ne kadar sert olacağını herkes bilmektedir…
Kaynakça: 1.Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacip http://www.bilgiustam.com/kutadgu-bilig-nedir/ 2. http://www.dildernegi.org.tr/TR,6 96/dilimizi-de-caliyorlar.html
haftalık tarafsız siyasi gazete
güncel haber
AK Parti ilçe kongrelerini tamamladı
6 Kasım 2014 tarihinde Demre ilçe kongresi ile başlayan AK Parti Antalya teşkilatındaki ilçe kongreleri 26 Aralık 2014 tarihinde gerçekleştirilen Kemer kongresi ile son buldu. 19 İlçenin kongresinde üç ilçede kan değişimi yaşandı. Gündoğmuş’ta Hasan Ali Kurnaz’ın yerine Ali Arslan, İbradı’da Âdem Kocaacar’ın yerine Sedat Emin Güzel ve Muratpaşa ilçesinde de Abdullah Işıkhan’ın yerine Hasan Bozdemir delegelerin desteğini alarak başkan seçildi. Kongrelerin bir demokrasi göstergesi ve yenilenme süreci olduğunu ifade eden Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Antalya İl Başkanı Av. Mustafa Köse, “Kimi
AK Parti Antalya İl Başkanlığı’nda 19 ilçe kongresinin tamamlandığını dile getiren AK Parti Antalya İl Başkanı Av. Mustafa Köse, İl Başkanlığı kongresinin 11 Ocak 2015 Pazar günü Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Prof Dr. Ahmet Davutoğlu’nun da katılımı ile gerçekleştirileceğini söyledi
ilçelerde tek liste ile seçime gidilirken Alanya, Akseki ve İbradı'da iki liste yarışmış, delegelerin daha fazlasının oyunu alan arkadaşlarımız başkan seçilmiştir. Tüm ilçe kongrelerimiz sorunsuz bir şekilde tamamlanmış, kongreler sükunet ve huzur ortamı içinde gerçekleşmiştir” şeklinde konuştu. İl Başkanı Av. Mustafa Köse, “İlçe kongrelerimiz büyük bir coşku ve şölen havasında geçmiş olup, teşkilatlarımızın gücüne güç katmıştır. Yenilenen ve güçlenen İlçe teşkilatlarımızla bundan sonraki hedefimiz 2015'te yapılacak genel seçimlere güçlü bir şekilde hazırlanarak, seçimlerden başarıyla çıkmaktır. Bu nedenle artık çalışmalarımızı yoğunlaştırıp genel
seçimlere hep birlikte çalışacağız” dedi. “Yeni Türkiye hedefi doğrultusunda adımlarımızı güçlü ve emin bir şekilde atıyoruz” diyen Av Mustafa Köse, “Bizim yolumuz barış ve hizmet yoludur. Bu yolda bizimle birlikte olanlarla usanmadan, vazgeçmeden yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Bu yolun kılavuzu iyi niyet, samimiyet ve gayrettir. Eğer biz görev yaptığımız yerlerde hizmetimizle, Eserlerimizle takdir görürsek Belediyelerimiz, partimiz, memleketimiz kazanır. Bu durumda kaybeden olmaz” ifadelerini kullandı. Tamamlanan ilçe kongrelerinin ardından başkanlar şu isimlerden oluştu: Akseki’de Mehmet ÖZDİLEK, Aksu’da Durmuş Kaan ŞAHİN, Alanya’da Mustafa BERBEROĞLU, Demre’de Bayram ARICI, Döşemealtı’nda Yusuf MAYISLAR, Elmalı Ali GÖKÇE, Finike Ömer ESEN, Gazipaşa’da M.Bahattin AKŞİT, Gündoğmuş’ta Ali ARSLAN, İbradı’da Sedat Emin GÜZEL, Kaş’ta Mutlu ULUTAŞ, Kemer’de Ferruh DERİN, Kepez’de Yusuf İŞERİ, Konyaaltı’nda Mehmet Rifat DURUKAN, Korkuetli’nde İlhami YILDIRAN, Kumluca’da Arif YAVUZER, Manavgat’ta Hasan ÖZ, Muratpaşa’da Hasan BOZDEMİR ve Serik’te Hasan KOZAN…
ilen Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V)'in dünyaya gelişinin 1444'üncü yıl dönümü vesileyle, bütün İslam âleminin ve Manavgatlı hemşehrilerimizin Mevlit
Kandili'ni tebrik ediyor, sağlık, sıhhat ve huzur içerisinde, sevdikleriyle beraber nice kandiller geçirmelerini temenni ediyorum.” dedi.
AK Parti Gençlik Kolları kandil simidi dağıttı AK Parti Manavgat İlçe Gençlik Kolları Başkanı Sayın Erhan Çetin ve Gençlik Kolları Yönetim Kurulu Üyeleri Peygamber Efendimizin (S.A.V) doğduğu nurlu gün olan Mevlit Kandili münasebetiyle İlçe Parti Binasının önünde vatandaşlara kandil simidi dağıtımında bulundular. Erhan Çetin mesajında, “2 Ocak Cuma gününü cumartesiye bağlayan bu gecenin, âlemlere rahmet olarak gönder-
Sarıkamış şehitleri ‘Asım’ın Nesli Asrın Yürüyüşü’ ile anılacak Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Gençlik ve Spor Bakanlığı Antalya Gençlik Merkezi’nin ortaklaşa düzenlediği ‘100’üncü Yılda Sarıkamış’ etkinliği 4 Ocak Pazar günü saat 10.00’da Cumhuriyet Meydanı’ndan Işıklar Caddesi’ne kadar yapılacak yürüyüşle gerçekleştiriyor.
Sarıkamış Şehitleri, 100. yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından 81 ilde aynı anda anılacak. “Asım’ın Nesli Asrın Yürüyüşü”nün ardından Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda dua ve tiyatro gösterisinin yapılacak. Yağlı buğday çorbası ve üzüm hoşafının ikram edileceği etkinliğe tüm Antalyalılar davetli.
AK Gençlerden 'Yeni Yılda Fidan Dik' kampanyası AK Parti Konyaaltı İlçe Gençlik Kolları, Antalya Orman Bölge Müdürlüğü işbirliğinde ‘Yeni Yılda Fidan Dik’ kampanyası çerçevesinde geçtiğimiz yıllarda yanan Hurma Altınyaka yolu Belen Mevkii’ndeki ormanlık alanın 10 hektarlık kısmına fıstık çamı fidesi dikti. Fidan dikme törenine AK Parti Konyaaltı İlçe Başkanı Mehmet Rıfat Durukan, Çakırlar Orman İşletme Şefi Güngör Koç, Büyükşehir Belediyesi Konyaaltı Koordinatörü Önder Önen, AK Parti
Konyaaltı Belediye Meclis Üyeleri Durali Kolpak ile Osman Ali Eciş ve çok sayıda partili katıldı. Dikilen her bir fidanın, geleceğe yapılan ölümsüz bir yatırım olduğunu ifade eden AK Parti Konyaaltı İlçe Gençlik Kolları Başkanı Alp Pazır, gençlik kolları olarak ağaçlandırmaya büyük önem verdiklerini ve bu tür projelere devam edeceklerini söyledi. Fidan dikim törenine katılan gençler ve protokol üyeleri tarafından yaklaşık 50 adet çam fidanı toprakla buluştu.
çağdaş manavgat gazetesi
Cizre'yi çözüm secdesinden vurdular
Esra Elönü Hüda kimin kan tiryakisi olduğunu görüyor! Kalbini sıkı giyin ki şeytanın soğuğunda üşüme. Bazıları kan gördüğüne define bulmuş gibi sevindi. Bozdurup bozdurup namlu ucunda harcayacakları beden buldular kan sarrafları. İç hatlarımıza en dahili dua “ Allah sapladığınız mayınları, döşeyenin ruhunda patlatsın” . Şu mevsimin stajyer kandan adamları lapa lapa ölüm yağdırırken Allah şimşeğini gaddarlığınıza çaksın çaksın ki karanlığın kaç mazlumun kefeni olduğunu anlayasınız. Mazlumun meşalesi Halid Meşal. İçinde kaç Filistin ağıdıyla geldi, kaç çocuğun Dünya’ya kapalı Cennete açık gözlerini getirdi bize, kaç annenin evlatsız kucağından selam getirdi. Yetim kursaklardan haber almak istemezsin çünkü kan yutkunmayı seversin. O geldi sen kudurdun.. Salyanı kutsadın. Evlere ateş yoğurdun , o çocuklara eksik babalı evler bıraktın. İsrail köpekleri Cizren yandığında keyifle havladılar çünkü farksızdın. Şimdi soru soralım. Bu kan şenliğinde Emniyetinden Belediyesine neden ACİZRE kaldınız? Kimse kusura bakmasın bu kan köpeklerinin uğultusu Hamas Lideri Meşal’in evine yani evimize gelmesiydi. Allah’ın planını bozmak isteyen bozguncuların yarım ağızlarından sıçrattığına ben tesadüf demem. Halid Meşal üzerine sinen mazlum ağıtlarını bize getirdi. Oradaki katliama ateş değil el açıp dua edenler, bu köpekleri kudurtuyor özeti bu. Cizre’de.. Hedef ne? Secde... Ben buna çözüm süreci değil çözüm secdesi diyorum. Evlerindeki ateşi sadece Allah’a şikayet eden yüzü kıblede eskimiş, kürt kardeşlerimizi hedef alan süreci değil secdeyi vuruyor farkında mısınız? Orası Suriye değil, Cizre.. Gazze değil Cizre.. Sizin çocukların kursağına namlu indiren, ölüm gazlarını kadehte seven Esed hayvanlığından ne farkınız kaldı? Sizin Mescidi Aksa içinde ayet kurşunlayan İsrail’in ayaklı leşlerinden ne farkınız kaldı? Böyle mi gelecek kardeşlik. Çocuklarını hangi eteğinin altına saklayacağını şaşırmış Hamile bir anneyi tarayarak mı barış gelecek. Kandilli ve İmralı arasında pinpon sürecinin faturası daha kaç kefeni süsleyecek acaba? Hüda Parlı kardeşlerim diyorum evet kardeşlerim diye yazan ellerimden öpüyorum. Onların silahı bırakan duaya sarılan alınları kardeşliğin terini atarken sen süreci de secdeyi de kurşuna diziyorsun. Yasin’i Hasan’ı Mehmet’i unutursak bırak kalbimizi ümmet kurusun! Elindeki kurban eti poşetinin içine iç ettiğin Yasin’in yağızlığını, unutursak cayır cayır kurusun vicdan.. Başaramayacaksınız! Sizi paralel gazlamayla sokağa dizen münafık çete de duysun. Başaramayacaksınız. Bir Yasin’i balkonlardan atıp yere çakan o gaddarlığınızı başka Yasin’lerin ölüleriyle güldürmeyeceğiz. Ya Allah! Ya Hüda! Senin zalimlere kurduğun tuzaklar şahit olsun ki Kabiller ürüse de Habiller yürüyecek. Kardeşi kardeşe kırdıran, kardeşine ölüm biçtiren bu cellatlardan ruhumuzu, doğumuzu temizle. Biliriz ki cennetin de büyük cehennemin de..
3
www.cagdasmanavgat.com
güncel haber
Emperyal İblisin Kâbusu: Ortak Akıl ve Anadolu 1 Mustafa Nevruz Sınacı Akıllı insanlarca idare edilen ülkelerin insanı mutlu, huzurlu, güvenli ve zengindir. Huzurlu, güvenli ve zengin devletlerde adalet ahlâkı ve hukuk hâkim unsur olup; Tıpkı İslâm Dini’nin emrettiği ve öngördüğü gibi; Bir memlekette temelden tavana adalet, mutlak eşitlik ve evrensel hukuk hükümferma ise, orada “özgürlük ve güvenlik” sorunu kesinlikle ve asla yoktur. Mutlaka idare şekli cumhuriyet’tir. Çünkü cumhuriyet, kadim Türk’lerin medeni siyaset dedikleri “ilel ebed ve ebed müddet devlet” ilkesinin teminatı olan yegâne rejimdir. Musa’nın şeraiti tahrif edilip, ülkeler üzerinde iblis hâkim olmaya ve emperyalizm adlı kula kulluk ve zorunlu kölelik sistemini kurmaya girişinceye kadar bu, tam da böyle idi. Hâttâ bu gün gerçekliği kanıtlanmış efsanelere göre, MU kavmi tamı tamına 65 Bin, Atlantis kavmi ise 50 Bin yıl civarında hüküm sürmüştü. Muharref Talmud, Zebur ve Tevrat sentezi “Kutsal Kitap” tabiini beni İsrail kavmi de 6000 yıldır tüm dünyada hükümran olma ve iblise adanmış evrensel bir krallık kurma paranoyası içindedir. AKIL KARŞITI BİR REJİM: AKILSIZLIK, MATERYALİZM VE MEZALİM Bu kertede, bir meleke ve müstesna cihaz olarak akıl ve akıllılığın irdelenmesi gerekir. Ki, bu gün ülkemiz ve insanlık âleminin sürüklendiği bunalım, buhran, kaos ve krizin nedeni açıkça anlaşılsın. Kadim Atalarımızın “evrensel barış, küresel adalet, eşitlik ve hukuk rejimi” olan Medeni Siyaset adlı “soy demokrasi” duyulsun; Başta Anadolu Türklüğü olmak üzere, tüm dünya ve insanlığın ezel-ebed gerçek düşmanları bilinsin. Akıl; İyi, ilkeli, onurlu, sorumlu, namuslu ve dürüst insanlar tarafından doğru, “gönül” olarak da tabir edilen kalple bağlantılı, vicdanın sesi yönünde kullanılan ilâhi ve mucizevi bir cihazdır. Akıl, evrende var olan en mükemmel işletim sistemidir. Sadece ve yalnızca, sonuçta ‘halife olsun diye’ Ahsen-i takvim üzere (en güzel ve mükemmel surette) yaratılan insan, aklı yerli yerinde tam ve doğru olarak kullanır. Buna karşın, emsalsiz bir sahtekârlık, kurnazlık ve içten içe sinsilikle ‘insan formuna bürünerek’ halk içinde dolaşan şeytani yaratıklar bu nimeti, kendi amaç ve menfur istikametleri doğrultusunda farklı biçimlerde alet etmeye çalışır ve aklı istismara, suiistimale, doğası dışında kullanmaya kalkışırlar. Fakat insan olmayanlardan kaynaklanan ve hakikatte insansı yaratıklara dayanan oluş, fiil, eylem ve söylemler; Neticede ‘insanlığın yararına’ değil, bilâkis zararına ve doğal hayatın aleyhine büyük felâketlere, elem, ıstırap, azap, mezalim ve sıkıntılara neden olur. Dolayısıyla, insanlık aleyhine sonuçlanan hiçbir tasarı, proje veya uygulama akıl işi değildir. Akıl; Daima iyi, doğru, orijinal, ilmî fikir, tasarı, duygu, düşünce ve sevgiye dayalı projeler ilham eder. ORTAK AKILSIZLIK VE KİFAYETSİZ MUHTERİSLER Hırs, ihtiras ve ikballerinin zebunu (kulu, kölesi, tutsağı) duru-
4
muna düşen cahil, aptal, akıl ve ilim fukarası mahlûkat ‘kifayetsiz muhterisler’ (hırs yaparak, ulaşmak istediği hedefler bakımından yetersiz, yeteneksiz ve donanımsız) toplum, insanlık âlemi, doğa, ekolojik denge ve dünya için çok zararlı, tehlikeli ve düşmancadır. Bu nedenle “akıllı olmak” doğru, düzgün, istikrarlı, ilkeli, onurlu, sorumlu ve insanlığa faydalı; “Namuslu, Dürüst ve Demokrat” olmak; Hangi din, mezhep veya tarikattan olunursa olsun, “yatılanı yaratandan ötürü” sevebilmektir. Şu kadar ki, sevgi sadece, Yüce Yaratıcının sevdiklerine ihsan ettiği nadide bir özellik olup; Akıl, ilim/irfan sahiplerinin en belirgin özelliği saygı, hürmet/muhabbet ve merhamettir. Bu, aklın, ilmin ve sevginin yoludur. Bu yolda kötülük yoktur. Akıl için yol birdir. Bir olan yol iyilik (ittihat/tevhit) doğruluk/dürüstlük/adalet ve faziletten teşekkül eder. Diğerlerinin iştirak ve ittifakından oluşan teşkilât ve teşekkül: Ortak akılsızlık, salgın hastalık, sarhoşluk, serkeşlik, sahtekârlık, fitne, tefrika, bölücülük, koğuculuk, fuhuş, yaygın mikrop, potansiyel insanlık düşmanlığı, zulüm ve müzmin kötülüktür. Bütün kötüler evrensel işbirliği, ortaklık ve ittifak halinde olup; Dünya da bunun görünüm biçimine, “emperyalizm” denir. Emperyalizm en kısa tanımıyla “haklıların güçlülüğü” yerine, cebren, baskı, tahakküm ve şiddetle hâkimiyet sağlamış, iyileri sindirmiş “güçlüleri haklı sayan” rejiminin adıdır. Daha açık bir anlatımla: Kene, Sülük, Vampir ve Yarasa gibi “can alıcı/kan emici” şer ve şeytani unsurların açık iştirak, iş/ikbal ve kader birliği (akıl/beden, kalp ve ruhların kayıtsız şartsız iblise satılması) sonucu haymatlos kabilinden vücut bulur. Vatan, toprak, bayrak, milli marş, başkent, sabit bağlantı, milliyetleri olmayan haramiler ve paraya tapan putperestlerdir.
ALENİ DÜŞMANLIK, KİN, NEFRET VE HUSUMET Lânetli kesimin en büyük heves, istek ve ihtirası; Tıpkı Atlantis kavminin imtiyazlı rahipleri, kalburüstü seçkinleri ve cebbar yöneticileri gibi akıl almaz bir lüks, israf, zenginlik, refah ve sefahat içinde yaşamak; Diğer insanları köle yapıp dünyayı cehenneme çevirmektir. Dolayısıyla helâl yoldan kazanılmamış, alın teri, göz nuru, akıl-ilim ürünü ve bilek gücüne dayanmayan bütün zenginlikler bu iblis tarikatının lâğım çukurlarından biri mesabesindedir.AKIL TUTULMASI VE FELÂKETE DAVETİYE Ekim 2009’da tavan yapan “Domuz Gribi” doğal bir hastalık değil; Bizatihi övülmüş insan formundan lânetli maymuna iblâğ, akabinde mısmıl maymundan domuza ve tedricen de domuzdan tekrar insana dönüşen;
Yaşam Derneğinden Yüksek Okula ziyaret Manavgat Yaşam ve Kültür Derneği (Mayder) yönetim kurulu başkanı Ezgi Bahçealtı ile yönetim kurulu üyeleri Mehmet Rehber, Akile Gürdağ, Cemile Çin, Burak Şen ve Avni Gelendost, Manavgat Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Hacer Bakır Sert’i makamında ziyaret etti. Ziyaret sırasında Trendy otelleri yiyecek ve İçecek koordinatörü ve MYO öğretim görevlisi, Hamza Yalçın da hazır bulundu. Manavgat bölgesinde yerleşik yabancılarla ilgili dernekçe önümüzdeki günlerde yapılacak etkinliklerde bundan böyle Manavgat Meslek Yüksek Okulunun da katkılarının olmasını arzuladıklarını ileten dernek başkanı Ezgi Bahçealtı, “Derneğimizce düzenlediğimiz hemen hemen tüm etkinlikler bölgemizdeki yerleşik yabancı konuklarımıza yönelik olmaktadır. Bundan sonraki etkinliklerimizi de Manavgat Meslek Yüksek okulumuzla birlikte düzenlemek istiyoruz” dedi. Manavgat Meslek Yüksek Okulu müdürü Doç. Dr. Hacer Bakır Sert
Çiftçi Kayıt Sistemi'nin 2015 yılı başvuruları başlamıştır. Çiftçilerin
Manavgat Yaşam ve Kültür Derneği (Mayder) dün yönetim kurulu başkanı Ezgi Bahçealtı ve yönetim kurulu ile birlikte Manavgat Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Hacer Bakır Sert’i makamında ziyaret etti
ise her türlü etkinlikte birlikte olmak için Manavgat Yaşam ve Kültür derneğinin yanında yer almaktan onur duyacaklarını söyledi. MANTI YARIŞMASI DÜZENLENECEK Trendy otelleri yiyecek ve içecek koordinatörü aynı zamanda Manavgat Meslek Yüksek Okulu öğretim görevlisi olan Hamza Yalçın da
Yaşam Derneği ile birlikte 2015 yılının ilk aylarında yerleşik yabancı konuklar arasında ülke genelinde ses getirecek bir mantı yarışması düzenleneceğini açıkladı. Bu konuda çalışmalar başlayan Manavgat Yaşam ve Kültür Derneği yönetim kurulu 2015 yılı başlarında yarışma ile ilgili geniş açıklama yapacaklarını belirtti.
Manavgat ziraat odası başkanıRasim Metin, yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları dile getirdi:
ÇKS Başvuruları başladı
tarımsal desteklemelerden yararlanabilmesi için Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı olmaları gerekiyor. 2015 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi'nin son kayıt tarihi ise 31 Aralık 2014 olarak belirlenmiştir .çiftçilerimiz sadece bu yıl 2 defa ÇKS
yaptırıyorlar. sebebine gelince . Tarım Bakanlığı'nın kurduğu sistem ve alan bazlı gelir desteğinin alt yapısı oluşturulduğu için şimdiden 2015 yılının kayıtları yaptırılıyor. Üreticilerimiz kayıtlarının
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Antalya-Aksu güzergahında beş kavşak yapılacağını açıkladı. Başkan Türel, “Toptancı Hal, Demokrasi (TEDAŞ) Kavşağı, Altınoava Kavşağı üstgeçitli (Fly-over) kavşak,Havaalanı kavşağı ise yeni bir düzenlemeyle yonca kavşak olacak. Aksu kavşağı ve EXPO’nun önündeki kavşak ile birlikte Antalya- Aksu arasına beş kavşak kazandıracağız. Bu konuda İhale çalışmalarına başlandı, inşaatını tamamlayıp, kavşakları Aksu’ya 2015 yılı sonuna kadar tamamlayıp hediye edeceğiz. Bundan sonra trafikte durmak yok yola devam” dedi BÜTÜN PROJELERİ ADIM ADIM TAKİP EDİYORUZ Raylı sistem projesinin halka sorulduğunda yüzde 98’lik bir kabul oyunun ortaya çıktığını hatırlatan Türel, “Siz bu projeyi kabul ederek, destek oldunuz, önümüzü açtınız. Biz büyük projeleri halka soracağız dedik. İsterlerse başımız üstüne, istemiyorlar ise başka bir proje ile uğraşacağız dedik. Bize büyük moral verdiniz. Biz büyük bir heyecanla fizibiliteyi tamamladık ve teslim ettik. Bu projeler kolay olmuyor. Gayret, takip gerektiriyor. Kolay olsaydı, bizden öncekiler yapardı. Antalya beş senede neden on beş sene kaybetti. Yan gelip yatmakla belediyecilik olmaz da ondan kaybetti. Bizler hep gayret ediy-
Başkan Türel’den Aksu’ya 5 kavşak müjdesi
oruz. Adım adım takip ediyoruz. Ulaştırma Bakanımız ile bu sabah proje hakkında konuştuk. Artık bakanlığa projeleri teslim ettik. Bakanlar Kurulu onayı gerekiyor diye söyledik. Sayın Bakanımız hemen talimat vererek Aksu Raylı Sistem projesinin Bakanlar Kurulu’na sevk edilmesi yönünde talimatlarını verdi. Bu da önümüzü açan başka bir husus oldu” diye konuştu. 30 YILLIK MACUN DERESİ SORUNU ÇÖZÜLDÜ Aksu’ya 7 ayda yapılan projeler hakkında da bilgi veren Büyükşehir Belediye Başkanı Türel, “Aksu’ya 7 ayda 2 bin ton asfalt döktük. 30 senedir
çağdaş manavgat gazetesi
yaptırmayı ihmal etmesinler,Bilindiği gibi tarım bakanlığının tarımsal desteklemelerinde ÇKS işlemlerini istemektedir.2015 ÇKS yaptırmayanlar 2015 yılı destekleme konusunda sıkıntı yaşayacaklardır.
Macun Deresi konuşuyoruz. Seçimden sonra Başkan’a hayırlı olsun ziyaretine geldiğimizde bize Aksu’nun leziz köftelerinden ikram etti. Biz bu nefis Aksu köftesini yiyorken, halkımızın bu kötü kokuları hissetmemesi gerektiğini söyledik. Ekiplerimiz hemen harekete geçti. Macun Deresi sorununu 6 ay içinde çözeceğiz dedik. Belki o zaman bize kimse inanmadı,"30 senedir çözülmemiş sorun 6 ayda mı" çözülecek dediler. İşte Aralık 15’te ilk etabı bitiyor. 2.5 milyonluk bir yatırımla bu sorunu çözdük” şeklinde konuştu.
haftalık tarafsız siyasi gazete
ekonomi
MATSO’da il kadın ve genç girişimciler kurulu seçimi gerçekleştirildi
İktisadi Büyüme Analizi
Dr. Mehmet Cavlı
MATSO’da, TOBB Antalya İl Genç Girişimciler ve TOBB İl Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi üyelerinin seçimleri gerçekleştirildi Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO)’da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Antalya İl Genç Girişimciler ve TOBB İl Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi üyelerinin seçimleri gerçekleştirildi. MATSO Meclis Salonu’nda saat 10.00’da başlayan oy kullanma işlemi 16.00’da sona erdi. Seçim sonuçlarında Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Manavgat ekibinde Deniz Ekici, Emiş Emel
Yıldırım, Hatice Baş ve Dr. Serpil Akçacıoğlu, Genç girişimciler kurulunda ise Deniz Tanır, Ş. Hazar Atalay ve Orçun Veysel Kaya yer aldı. Manavgat’ı Antalya İl Kadın Girişimc,iler Kurulu İcra Komitesi’de Deniz Ekici, Emiş Emel Yıldırım, Antalya İl Genç girişimciler kurulunda ise Deniz Tanır, Ş. Hazar Atalay temsil edecek. Seçim sonrasında seçilen üyeleri MATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet
Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ANSİAD) 2014 faaliyet yılı 20. ve yılın son olağan toplantısına konuşmacı olarak katılan Devlet Eski Bakanı & Yazar Yılmaz Karakoyunlu, 1960 ihtilali yaşanmamış olsaydı, şu anda yaşları 75-80 civarındaki o dönemin genç ve dinamik iyi eğitim ve aile terbiyesi almış iş dünyası Türkiye'yi uçuracaktı. Türkiye patlayacaktı. Ekonomik gelişme maalesef orada kaldı. Planlanan ekonomik model gerçekleştirilemedi” diye konuştu Türkiye'nin iki önemli dönüm noktasına işaret eden Karakoyunlu, Varlık Vergisi ile Türkiye'de servetin, 6-7 Nisan olayları ile de sermayenin el değiştirdiğini belirterek, “Bu iki olay Anadolu Sermayesi'nin İstanbul'a hakim olmasına ve 'Türkiye'nin teşebbüs gücünün ortaya çıkmasını sağladı” dedi. ANSİAD Kurucu Üyesi Hüseyin Acarlıoğlu'nun oturum başkanlığını yaptığı Akra Barut Otel'deki toplantıda “Türk Ekonomisinde Özgür Girişimci Başarısı” konusunda bir sunum yapan Yılmaz Karakoyunlu, konuşmasının ilk bölümünde işadamlarına Antalya'yı anlattı. Antalya'ya ilk geldiği 1955 yılında nüfusun 50 bin olduğunu hatırlatarak, “Bugün bakıyorum tarihi karakteristiği bile değişti. Aslında bugün Türkiye'nin toplumsal olarak değerlerini tartışır hale geldik. Kavramlar, değerler değişti. Bu değişimde Antalya da küçük bir kasabadan devasa bir şehir oldu. 1969'da Türkiye'nin 29. ili Antalya bugün 5. il oldu” dedi. Kentin bir veri bankasının olmamasını eleştiren, TOBB ve Nüfus İdaresinin sitelerinde Antalya ile ilgili bilgi bulamadığını dile getiren Yılmaz Karakoyunlu, “Ben size söyleyeyim; Şu anda Antalya'nın nüfusu 2 milyon 120 bin, 1927'den 2007'ye kadar değişmeyen bir artış var. Ancak 2007'den itibaren bir tespit var. Kent merkezi Antalya genel nüfusunun üçte ikisini barındırıyor. Bu da 1 milyon 420 bin eder” diye konuştu. Dünya Kenti Antalya'yı demografik yapısı ile birbirine uyan ABD'nin 1 milyon 200 bir milyon 200 bin nüfuslu San Diego kenti ile mukayese ettiğini dile getiren Karakoyunlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: San Diego ve Antalya “Antalya'nın biri Alanya'da, ikisi vakıf, biri devletin üç üniversitesi var. San Diego'ya baktım, 27 üniversite var. 17'si evrensel anlamda dünyanın en iyi üniversiteleri, gerisi 4 yıllık kolej. Bu üniversitelerde 9 Hukuk Fakültesi var. ABD'deki üniversite sayısı ise 3812. İki alışveriş merkezine gittik, birisi Mark, diğeri Özdilek. Heyecan yok. Alışveriş eden de yok. Devlet Opera Balesi ve Devlet Tiyatrosu var mı diye baktım, bu konuda Antalya olarak talihlisiniz. Biz İstanbul'da 1968'de alel acele yaptığımız sanat binalarını şimdi yıkıyoruz. Devlet Opera ve Bale sayısını öğrenmek istedim, hiç bir istatistik yok. San Diego'ya baktım 7 Filarmoni Orkestrası var, burada 1. 4 Senfoni Orkestrası, tiyatro gani... Ve San Diego her konuda iddialı bir kent” Üniversitede Antalya ile ilgili hiç bir araştırma yok Konuşmasında Antalya'nın nüfus artış hızına da dikkat çeken Karakoyunlu, 1927'de Antalya'da nüfus Türkiye nüfusunun binde 2'si,
Boztaş ve Yönetim Kurulu üyeleri tebrik etti. MATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Boztaş yaptığı konuşmada seçimin hayırlı olmasını dileyerek komitelerin yapacakları proje ve faaliyetlerde yönetim olarak destek olacaklarını söyledi. Manavgat’ta 38 TOBB Kadın ve 40 TOBB Genç Girişimciler Kurulu üyesi olduğunu hatırlatan Başkan Boztaş, bu ailenin ekip ruhu ile çalışacağını belirtti
Karakoyunlu: “60 İhtilali olmasaydı, Türkiye ekonomisi patlayacaktı”
şimdi ise yüzde 2,5. Nüfus 35 bin kişiden 1 milyon 421 bine çıkmış. Yıllık ortalama artış hızı anormal. Nüfus 2006'da 906 bin, 2007'de 1 milyon 127 bin. Bu hızlı artış, ülkedeki değişkenlikten kaynaklanmıyor, farklı bir şey bu. Elimizde Demografik değerlerin yüklendiği bir bilgisayar yok. Bir araştırması var mı, maalesef o da yok. İşte burada üniversitelere görev düşüyor. Tarihimizi bilmemiz lazım. Master ve doktora tezi olarak öğrencilere verilecek bir ders bu. Burada üniversiteye o kadar çok iş var ki; Antalya sermayesini nasıl biriktiriyor, hangi alanlara yatırım yapar? Bu konularda Akdeniz Üniversitesi’nin bir araştırması yok. ATSO'da da yok. Türkiye'nin en yüksek turizm katsayısına sahip kentsiniz, Ege bölgesi il ve ilçeleri ile size bu konuda yaklaşamaz. Ama bir istatistik bulamadım. Üniversitede Antalya ile ilgili hiç bir araştırma yok” dedi. Vehbi Koç'un isteği ve servetin el değiştirmesi Ünlü işadamı Vehbi Koç ile dostluklarından örnekler veren Yılmaz Karakoyunlu, birlikte yürüttükleri bir çalışma ile ilgili de şu bilgileri aktardı: “Vehbi Bey bir gün beni davet etti. Üst düzey yöneticileri ile toplandık. Bize 'Cumhuriyet'ten başlayarak Türkiye'nin ekonomik gelişmesini anlat' dedi. Uzun araştırmalar yaptım. Cumhuriyet ilanının ilk günü 29 Ekim 1923 akşamı Anayasa nasıl olsun konuşuluyor. İzmir Limanı’na aynı saatlerde bir gemi geldi. Geminin kargo bölümünden 23 piyano, her biri ortalama 40 metre 180 top Lion İpeği, Merve Kamışından yüzlerce baston (Dünyanın en sağlam kamışıdır), çengelli iğne, toplu iğne, kopça vs. vardı. İstanbul'da hanımefendiler ipek giymekten vazgeçmemişlerdi. Bizim üretimimiz yoktu ve Fransa bizden Isparta'nın tüm güllerini parfüm için alıyordu, hala da alıyorlar. O zaman İstanbul'un nüfusu 50 bin. 800 Ermeni Aile var, bir o kadar Yahudi aile. 2 bin civarında da Rum yaşıyor. Ekonomi onların elinde. Vergi var, ama valiler uygulamıyor. Başbakan Rüştü Saraçoğlu, çok kazanan dan,- ki azınlıklardanVarlık Vergisi alınması için talimat veriyor. Yasa çıkıyor ve İstanbul'daki Yahudi, Ermeni ve Rum tüccarlardan çok iyi para toplanıyor. O zaman bütçe 370 milyon, bunun 310 milyonu İstanbul'da Varlık Vergisi olarak tahsil ediliyor. Sıkıntıya düşen azınlıklar mallarını satmaya başlıyor ve o zaman Anadolu'da herkes, Türk Müteşebbisliğinin ilk örneklerini, sergileyerek İstanbul'a akın ediyor. Anadolu Sermayesi, İstanbul'a böylece hakim oluyor. İktisat ilminde buna servetin el değiştirmesi deniyor. Ancak sıkıntılı bir süreç başladı. Anadolu'nun tecrübesi yok, profesyonel yöneticiye işi devredecek durumda da değiller.
Yetişmiş eleman olmadığı için sermayenin bu dönüşümü ekonomik olmadı. Bu dönemde olanları 'Salkım Hanımın Taneleri' kitabımda aktardım” 6-7 Eylül olayları Aradan geçen zaman içinde Anadolu iş dünyasının İstanbul'da tecrübe kazandığını anlatan Karakoyunlu talihsiz 6-7 Eylül olaylarını bizzat yaşadığını anlatarak, “6 - 7 Eylül 1955'te İstanbul'da yaşayan başta Rumlara olmak üzere azınlıklara yönelik tahrip ve yağma hareketine üniversite girişi sınavlarına katılmak için gittiğimde gözlerimle tanık oldum. Bu gördüklerimi oturdum romanlaştırdım. Adı da 'Güz Sancısı'. Bu kitabım yazarlar Birliği'nden ödül aldı, ilk kitabımın filmi çekildi, Altın Portakal'da 7 ödülün altısını kazandı” dedi. 60 İhtilali olmasaydı? 6-7 Eylül olaylarının ardından bu kez Sermayenin el değiştirdiğine dikkat çeken Karakoyunlu, “Türkiye'nin teşebbüs gücü böylece ortaya çıktı. Ülke biriktirdiği değerlerle, birlikte ihracata yöneldi. Çocuklar yurt dışında iyi eğitim gördü. O kadronun yaşı şu anda 75-80 arasında. İyi eğitim almış, iyi aile terbiyesi almış çocuklar. Bu çocuklar işin başında iken 1960 ihtilali oldu. 60 ihtilali yaşanmamış olsaydı, bu ekip Türkiye'yi uçuracaktı. Türkiye patlayacaktı. Ekonomik gelişme maalesef orada kaldı. Planlanan ekonomik model gerçekleştirilemedi” diye konuştu. Soru cevap bölümünde işadamlarının sorularını yanıtlayan Karakoyunlu, bir soru üzerine işadamlarının çocuklarına, işini sevmesini, işin terbiyesini ve iyi ahlaklı olmayı öğretmesini, ancak o zaman işlerin sürdürülebilir olacağını belirtti. Kastelli ve Uzanlar Ailesinin olaylarında her iki şirkette de üst düzey yönetici olduğunu dile getiren Akkoyunlu, her ülkede finansal dengelerin bozulması sırasında ekonominin sağlamlaştığına dikkat çekerek, “Kastelli böyle bir ortamda ortaya çıkmıştır. Devletin beceriksiz finansman modeli Kastelli'yi yaratmış, altından kalkamayınca da el koymak zorunda kalınmıştır. O dönemde Kastelli'de yatan para, Türk bankacılık sisteminde Kastelli'yi Ziraat, İş ve Akbank'dan sonra 4. büyük banka yapmıştı. Sonunda, garantili tahviller satılarak 109 milyar borç ödendi, artan 6 milyarı da har ve haraç diye devlet aldı” dedi. Uzanlar'ın durumunun daha da farklı olduğunu söyleyen Karakoyunlu, “Patronun hatası ve yöneticisine güvensizliği her şeyi mahveder” demekle yetindi. Toplantının sonunda ANSİAD Başkanı Ali Eroğlu ile Toplantı Başkanı Hüseyin ACARLIOĞLU, Karakoyunlu'ya bir plaket verdi.
çağdaş manavgat gazetesi
Bir ülkenin iktisaden büyümesi için çok az imkan bulunur. Borçlanma ile iktisadi büyümesini sağlayan ülkelerin sayıları çok. Ülkeler birçok iktisadi büyüme yolları arıyor. Genel hasıla artışı bütün ülkeler için önemli. Hasıla artışının tabana yayılması ve halka yansıması daha profesyonel bir başarı. Ancak hiçbir ülke bunu uygulayamıyor. Tabanın gelir seviyesini artırmak, milli olan yerli üretimi teşvik etmek, yerli ihracatı arttırmak ayrı birer öneme sahip konular. Bu konular gerçek büyümenin ölçüleri. Global ve sadece genel rakamlar ortaya konularak iktisaden büyünmediğini her insan bilir. Hasıla artışını çok dikkatli izlemek lazım. Hasıla hangi sektörlerin ağırlığı ile artmış. Hangi sektörler hasılada daha fazla yer etmiş. Halka yansıyan bir hasıla artışı var mı? Bireyin geliri yükselmiş mi? İşsiz sayısı yüksek mi? İstihdam yüksek mi? Borçlanma yüksek mi? Hepsi ve daha başka bir sürü soru önemli sanırım. Genel Hasılanın artırılması aşağıdaki yollarla mümkün. 1.Ücretlilerin ve maaşlıların gelirini yükseltmek; Bu genelde önemsenmeyen bir tarz. Orta gelir tuzağında olan çalışanların gelir artışı maalesef yetersiz ve kısıtlı. Hele iş bulamayanların iktisadi büyümeden hiç pay alamamaları ve gösterilmemeleri çok ilginç. Çalışan ücretliler ve maaşlılar aslında birer emek işçileri. Onlar ülkenin ana unsurları. Korumaları. Sigortaları. Onların beslenmesi, barınma imkanlarının onlara sağlanması şart. 2.Devlet işletmelerinin Genel hasılaya katkısını artırmak; Kamuya ait işletmelerin genel hasılaya katkı oranı bütün gelişmiş ülkelerde dikkat çeker. Gelişmiş ülkelerde bu yüzde elli civarındadır. Gelişmekte olan ülkelerde maalesef yüzde 25-30 ‘un üzerinde değildir. Çünkü özelleştirmeler gelişmekte olan ülkeleri zayıflattı. Özel sektör ekonomide ağırlıklaştırıldı. Gelişmiş ülkeler devlet işletmelerine önem veren ülkeler. 3.Kamu harcamalarını artırmak; Kamu harcamaları kamu gelirleri artmalı ki artsın. Kamu harcamalarının bir yönü kamu yararına bakar. Diğer taraftan devletin işletilmesine bakar. 4.Yabancı sermayenin ülke içinde yatırım yapmasını sağlamak; Yabancı sermayenin bir ülkeye girmesi kadar, yabancı sermayenin ağırlığı da dikkat çekecek bir unsurdur. Singapur, Hong Kong ve Çin gibi ülkeler incelenebilir. Bu kadar incelikleri ele almadan genel olarak iktisadi büyümeden bahsetmek veya öne sürmek önemli olmasa gerek.
Cafe & Brasserie
Reyhan Özen 0 530 566 2645 & 0 242 742 9085 A. Pazarcı Mh. 1001 Sk. No: 85 (eski balık hali) Manavgat/ Antalya
5
www.cagdasmanavgat.com
güncel
Eksen Sağlık Bir- Sen Genel Sağlık sistemi Başkanı Arif Yaşar yaptığı yazılı basın açıklamasında nereye gidiyor? şunları dile getirdi
KİRALIK- SATILIK SARILAR 2. KAT 100 MTR2 AMERİKAN MUTFAK 2+1 148.000. SARILAR 135 MTR2 3+1 2.KAT 85 MTR2 DEPOSU VAR 210.000 SARILAR 110 MTR2 2+1 158.000 KASAPLAR 118 MRT2 2.KAT 2+1 185.000 A.HİSAR 145 MTR2 3+1 2. KAT GARAJLI 320.000 A.PAZARCI KELEPİR 115 MTR2 3+1 4. KAT 110.000 ŞELALE MH. 2+1 90 MRT2 ZEMİN KAT 125.000 KAVAKLI 110 MRT2 3+1 DAİRELER 1. KAT 148.000, 2 VE 3. KATLAR 210.00 SARILAR DUBLEX 4+1 249 MTR2 260.000 A. HİSAR 3+1 140 MTR2 2. KAT 225.000 ÇAĞLAYAN MH DUBLEX 6+1 300 MTR2 OTOPARK SIKINTISI YOK 450.000 ÖRNEK M. KİRALIK 120 MTR2 3+1 650.00 TL MİLLİ EGEMENLİK MH. 1. KAT 125 MTR2 3+1 ASANSÖRLÜ 235.000 DUBLEX 250 MTR2 4+1 ASANSÖRLÜ 355.000 A. HİSAR MH. 1. KAT 117 MTR2 2+1 290.000 2. KAT 117 MTR2 2+1 310.00 DUBLEX 230 MTR2 4+1 465.000 BU DAİRELER ASANSÖRLÜ VE ODUNLUKLUDUR. A. HİSAR MH 1. KAT 132 MRT2 3+1 315.000 2. KAT 3+1 335.000 BU DAİRELERDE GARAJLIDIR. BAHÇELİ EVLER DUBLEX 230 MTR2 4+1 ODUNLUK VE ASANSÖR MEVCUT 435.000 Y. PAZARCI MAH. 1. KAT 100 MTR2 3+1 255.000
1. KAT 120 MTR2 3+1 270.000 DUBLEX 240 MTR2 4+1 380.000 TÜRKLERDE 20.000 MTR2 MÜSTAKİL PARSEL KREDİYE UYGUN 8000 000 EURO KIZILOTTA 9 BUÇUK DÖNÜM ARSA 11000 000 EURO KIZILOTTA 1800 MTR2 ARSA 360.000 TL GÜLTEPE KÖYÜ 400 MRTE2 MÜSTAKİL PARSEL KREDİYE UYGUN 330.000 TL YENİKÖYDE 30 DÖNÜM TEK TAPULU VE HİSSELİ KREDİYE UYGUN 1.800.000 EVRENSEKİ DE 568 MRT2 MÜSTAKİL PARSEL KREDİYE UYGUN 110.000 TL
SATILIK OTELLER ANTALYA BELEK 680 ODA+ 20 ADET VİLLA 5 YILDIZLI 130 000 000 EURO / 100 DÖNÜM TAHSİSLİ ALANYA 5 YILDIZLI 6501 ODA DENİZE SIFIR 54000 MTR2 60 000 000 EURO MANAVGAT 4 YILDIZLI 160 ODA 7500 MTR2 DENİZE 250 MT MESAFE 8000000 EURO KEMER 5 YILDIZLI 800 ODA DENİZE SIFIR 80 000 MTR2 165 000 000 EURO
BIKMAZ GROUP İLETİŞİM Aşağıhisar Mahallesi Orhangazi Caddesi Kat :2 No : 13
Kongreye İl Başkanı Mehmet Ali Buldun, MYK üyesi Nazım Şahin, İl Gençlik kolları başkanı Sinan Afşar, İl yönetim kurulu üyesi ve il genel sekreteri Murat Doğan, Kemer ilçe başkanı Hakan Işık, Kepez ilçe başkan yardımcısı Adem Solmaz ve kalabalık bir davetli topluluğu hazır bulundu. Sandık kurulunda, İlçe Seçim Kurulundan; Mamuriye Avşar, Ummuhani Yaman ve Aydoğan Kebapçı görev yaptılar. Kongre Divan başkanlığına, Murat Doğan; divan başkan yardımcısı Hakan Işık; katip üyeliklere Haydar
vletin sırtındaki yükü hafifleteceği iddiası ile yola çıkılan kamu hastaneleri neden zarar ediyor? Sürekli ve kontrolsüz bir biçimde büyüyen bu kurumları hangi organ ne şekilde denetim altında tutabiliyor? Hangi hastanenin ne kadar genişleyip büyümesi gerektiğine kim nasıl karar veriyor? Sözleşmeli atanan yöneticiler koltuk derdiyle siyasiler ve sivil toplum kuruluşları hatta hizmet alıcıların beklentileri arasında sıkışmış ve hizmet üretemez hale gelmişlerdir. Dahası bu özerk yapı, Sağlık personelinin en önemli sorunlarını umursamaz ve görmezden gelen bir tablo çizmektedir. Göz doldurmaya yönelik faaliyetler dışında dişe dokunur bir iyileştirme maalesef söz konusu dahi değildir. Bu durumu en iyi performansa dayalı ek ödeme tablolarında görmek mümkündür. Döner Sermaye adaletsizliği adeta dışı sürekli kabuk bağlayan ancak içten içe derinleşerek kanayan bir yara haline gelmiştir. Her Bakanlık geleneksel Merkez teşkilatı ve Taşra teşkilatı olmak üzere iki teşkilat yapısına sahip. Sağlık ta Döner Sermaye teşkilatı uygulamasının mantığı nedir? Neden bu üçüncü teşkilat modelinde ısrar edilmektedir? Sağlıkta şiddeti bir hakmış gibi
Yayla ve Sinan Afşar getirildi. İlçe başkanı Ahmet Yitmez’ in başkanlığındaki ilk kongrede katılımlar gerçekleşti. Ahmet Yitmez, yaptığı konuşmada bu kongrenin çalışmalara hız verecek bir istim olduğunu dile getirerek, 2015 seçimlerine tam kadro hazır olduklarının altını çizdi. Yitmez, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye üç partiden ibaret değildir. Türkiye’ nin dört bir yanında ve Manavgat’ ta Bağımsız Türkiye Partisi vardır. Bütün şehir yasası milleti mağdur etmiştir ve sorun üretmektedir. Manavgat,
TEL : 0242 743 14 63
algılayan magandaların estirdikleri terörün önüne geçmek, siyasi iradenin Sağlık Çalışanlarına borcudur. Sağlıkçı şiddete uğradığında arasın diye kurulan 113 Sağlıkta şiddet ihbar hattının paralı olması dahi siyasilerin soruna yaklaşımlarının en iyi özetidir. Sağlık çalışanları şiddet karşısında sahipsiz bırakılmakta ve şikayetçi olmaktan vazgeçirilmektedir. Nedenler nasıllar saymakla bitmez. Peki Çözüm Nedir? 1- Etkin Koruyucu Aile Hekimliği uygulaması için sevk zincirinin süratle teşvik edilmesi 2- Yönetici atamalarında ciddi liyakat,ehliyet ve sınav sisteminin uygulanması 3- Farklı kadro istihdam modeli uygulamasından vazgeçilmelidir. 4- Sağlıkta başarının mimarı sağlık personelinin sosyal ve ekonomik durumunun ivedilikle iyileştirilmesi ve bu maksatla 209 sayılı kanunun sağlık personeli yararına revize edilmesi 5- Sağlıkta şiddetin en ağır şekilde cezalandırılması için yasal tedbirlerin alınması ve her vakanın kamu davası kapsamına alınması Değerli Sağlık Çalışanları, Eksen Sağlık Bir Sen olarak 2015 yılında, yukarıda saydığımız sorunlara yönelik çözüm önerilerimizle, tüm bu olumsuzluklara dur diyebilecek sivil iradeyi ortaya koymak adına sizleri temsil yetkisini istiyoruz.
Bağımsız Türkiye Partisinin 6. Kongresi bir ucu Isparta sınırında; geçtiğimiz bir ucu Akseki’ dedir. Bu sistem ile ilçe belediyesinin günlerde hizmet üretmesi ve her tarafa ulaşabilmesi çok zor gerçekleşti olduğu gibi vatandaş perişan bırakılmıştır. Köylerdeki ve beldelerdeki vatandaşlarımız bu sistemden şikayetçidir. Köydeki bir insan, artık ben köylüyüm bile diyemeyecektir. Köy kültürümüz elimizden alınmıştır. 3 yıl sonra köylerimizden vergi alımı başlayacaktır. Bağımsız Türkiye
Partisi olarak; bu sistemin değişmesi, kapatılan belde belediyelerinin yeniden açılması için imza kampanyası başlatıyoruz. Toplanan bu imzaları TBMM’ sine göndereceğiz. Bu imza kampanyamıza, tüm Manavgat halkımızın destek vermesini istiyoruz” dedi.
GSM : 0090 507 521 10 43 / SEVİL DEMİR 0090 545 931 00 16 / NAİME SEVİM 0090 542 404 82 69 / AYHAN DEMİR 0090 543 965 07 77 / RECEP SEVİM
SERİ İLAN REKLAM HATTI
0545 569 1129 KAMPANYA FİYATI: 1 TL 6
Sağlık Personelini her bakımdan zorladığını görmezden gelerek, sistemde verim elde ediyoruz tezi, içi çürümüş, dışı parlatılmış bir elmadan farksızdır. Siyasi irade bunu daha fazla görmezden gelmemelidir. 2003 yılında yürürlüğe konulan 4924 sayılı yasa her anlamda iş güvencesini alıp götüren bir dayatma olarak sağlık personelinin huzurunu kaçırmaya devam etmektedir. Derler ya “bir dokun bin ah işit”, işte sağlık personelinin durumunu en iyi özetleyecek söylem bu olsa gerek. Başka hangi kurumda bu kadar çeşitli istihdam modeli mevcuttur. Eşit işe eşit kadro ve istihdam modeli söz konusu sağlık olunca mı bu kadar zordur? Aile hekimliği sistemi etkin bir biçimde uygulanamamış, bu konuda onlarca haber yapılmış, onlarca sivil toplum kuruluşu bu durumu kamuoyu gündemine taşımış ancak siyasi kaygıların önüne geçilememiştir. Aile Hekimi ne iş yapar? Niçin Aile Hekimlikleri oluşturuldu? Amaç madem koruyucu Aile Hekimliği idi neden kimse Aile Hekimine uğramadan direkt 2. / 3. Basamak sağlık kuruluşlarında akın etmektedir. Özerk yapıya kavuşturularak de-
Hüseyin Yerli 0 532 795 8459 & 0 242 746 3635 Yukarı Pazarcı Mh. 4005 Sk. No: 7/A Manavgat- Antalya tyshafriyat@hotmail.com
çağdaş manavgat gazetesi
UZAYLAR Oto Kaporta Doktoru (Çengerli) Hüseyin Uzun Eski Sanayi Sitesi 2. Blok No: 18 0 242 743 10 38- 0 535 432 14 59 Manavgat/ Antalya
haftalık tarafsız siyasi gazete
sağlık
Yenil mutluluğu Medical Park farkı ile… Medical Park Antalya Hastane Kompleksi’nde tedavi gören pediatrik kemik iliği nakilli çocuklar, hastanede düzenlenen etkinlikle 2015 yılına “Merhaba” dedi Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Pediatrik Kemik İliği Nakli Bölümü’nde Prof. Dr. Akif Yeşilipek ve ekibi Doç. Dr. Vedat Uygun ile Uzm. Hayriye Daloğlu tarafından ilik nakli olan çocukların bir araya geldiği yeni yıl partisi renkli görüntülere sahne oldu. Madscience ekibinden Çılgın Profesör, yaptığı sürpriz gösterilerle büyük alkış topladı. Yoğun ilgiyle izledikleri gösteriye ortak da olan kemik iliği nakilli çocuklar hem eğlendi hem de öğrendi. Gösterinin ardından çocuk-
lar, kendileri için özel hazırlanan yemeklerden tattı. Bu tip organizasyonları sık sık yaptıklarını dile getiren Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Pediatrik Kemik İliği Bölümü’nden Uzm. Dr. Hayriye Daloğlu, “Düzenlediğimiz bu tarz organizasyonlarla çocuklarımızı mutlu ettikçe, biz daha da mutlu oluyoruz. 2015 yılında da bu tip etkinliklerimiz devam edecek” dedi.
Lazer lipolizle terlemeye son Lazer kullanılmadan mekanik olarak yağların parçalanıp, dışarı alınmasına liposuction denildiğini hatırlatan Uzm. Dr. Yılmaz, “Lazer lipolizse vücutta istenmeyen bölgesel fazla yağların lazer yardımıyla yok edilmesidir. Küçük alanlarda 200 ila 300 cc’ye kadar yağın alınması idealdir. Yağ hücreleri lazer yardımıyla eritilir, zamanla vücuttan atılması beklenir. Daha geniş bölgelerin tedavisindeyse lazerle eritilen yağların vakum yardımıyla emilmesi sağlanmalıdır. Bu tekniğin adıysa lazer yardımıyla liposuction olarak tanımlanır” dedi. “ETKİSİ 3 AY SONRA TAM OLARAK ORTAYA ÇIKMAKTA” Lazer lipolizin çene altı, boyun, kol, göbek altı ve üstü, uyluk iç yüzleri, dizlerin iç ya da dış yüzleri gibi küçük bölgelerdeki yağların eritilmesi ve sarkıklıkların giderilmesinde kolay ve etkili bir yöntem olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Yılmaz, etkisinin ortalama 3 ay sonra tam olarak görüldüğünü söyledi. Uzm. Dr. Yılmaz, “Hem kadın hem
Son zamanlarda oldukça popüler olan lazer lipoliz uygulamasıyla istenmeyen bölgesel yağlardan hızlı ve kolay bir şekilde kurtulmanın mümkün olduğunu belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Dermatoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Sadık Yılmaz, lazer lipoliz ve terleme tedavisi hakkında konuştu
de erkeklerde uygulanabilen lazer lipolizin klasik liposuctiona göre birçok avantajı mevcut. Yağların giderilmesinin yanında lazer yardımıyla sarkan derinin sıkılaştırılması da sağlanmaktadır” şeklinde konuştu. “KANAMA VE ŞİŞLİK OLMUYOR” Uygulamanın kısa sürede tamamlandığına ve kişinin günlük hayatının etkilemediğine dikkati çeken Uzm. Dr. Yılmaz, “Lazer lipoliz uygulamasında ağrı veya sızı olmamaktadır. İşlem lokal anesteziyle kolayca yapılabilmektedir. Kanama, morluk ve şişlik gibi durumlar olmamaktadır. İşlemden yalnızca yağ hücreleri etkilenmekte; çevre dokular, damar ve sinirler bu uygulamadan zarar görmemektedir. Uygulama sonrasında baskı bandajı veya korse
kullanılmalıdır. Birkaç hafta spor ve aşırı derecede fiziksel aktiviteler ertelenmelidir” dedi. LAZER YARDIMIYLA TERLEME TEDAVİSİ Aşırı terlemenin birçok hasta için yaşam kalitesini son derece bozan önemli bir durum olduğuna vurgu yapan Uzm. Dr. Yılmaz şöyle devam etti: “Toplumun yaklaşık yüzde 5'ini etkileyen bu rahatsızlık sıklıkla koltuk altı, el ve ayaklarda görülür. Lazer yardımıyla koltuk altı terlemeleri aynı lazer lipolizde olduğu gibi kısa sürede, lokal anestezi altında ve hemen hemen hiç yan etki riski olmadan kolayca yapılabilmektedir. Hastanın hastanede kalmasına gerek yoktur. Etkisi işlemden hemen sonra başlar ve kalıcıdır. Bir kez yapmak de yeterlidir.”
http://hbbella.com/
Medical Park Antalya’ ya Sinir tuzaklanmalarına dikkat istihdam ödülü Vücudumuzda kol ve bacaklara doğru uzanan sinirlerin anatomik gidiş yolları boyunca bası altında kalmaları ya da sıkışmaları sonucu oluşan bir durum olan sinir tuzaklanması (sıkışması) hakkında konuşan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uzm. Dr. Selkin Yılmaz hastaların uyuşma, karıncalanma, duyu azlığı, ağrı ve hatta ileri dönemde kas gücü kaybı şikayetleriyle başvurduklarını belirtti. “UZUN SÜRE CEP TELEFONUYLA YAZIŞMA SENDROM NEDENİ” Sinirin dar bir anatomik yapının içinden geçmesinin, bölgede oluşan kırık ve travmaların, mesleki veya günlük kullanımdaki tekrarlayan zorlamaların, bez sıkma, basınçla ovalama gibi tekrarlayan hareketlerin bu sendroma yol açtığını belirten Uzm. Dr. Yılmaz, “Bilgisayar kullanımı, masa başında kollara aşırı yüklenme, bacak bacak üstüne atma, bağdaş kurma, uzun süreli cep telefonuyla yazışma, yatarak bilgisayar kullanma, uyurken kol üzerine uzun süreli baskı gibi nedenlerle tüm yaş gruplarını etkileyebilen bir sorun haline gelmiştir” dedi. “HEKİM TARAFINDAN EK TETKİKLER İSTENEBİLİR” En sık karşılaşılan eldeki uyuşmaların, kuvvet kaybının, karpal tünel sendromu ve kubital tünel sendromunun yanı
sıra kolda radial sinirin sıkışmasının da görülebileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Yılmaz, “Bacaklarda ise siyatik sinir, femoral sinir, peroneal sinir, tibial sinir gibi sinirlerin de etkilenmesi görülebilir. Doktor tarafından muayenede çok büyük olasılıkla sinir sıkışmasının düzeyi anlaşılacak ancak yine de EMG, MR, röntgen gibi ek tetkikler istenebilecektir” şeklinde konuştu. “GEBELİKTE DE BU TUZAKLANMALARI GÖREBİLİRİZ” El ve ayaklarda uyuşmaya neden olan tek hastalığın uç sinirlerin sıkışması olmadığına vurgu yapan Uzm. Dr. Yılmaz, “Boyun ve bel fıtığı, spinal kanalın darlığı, bazı beyin hastalıkları beyin ve omurilik felçlerine neden olan durumlar ve bazı kas hastalıkları da bu belirtilere yol açabilir. Ayırıcı tanı için mutlaka ileri inceleme ve muayeneler gerekir. Ayrıca bazı sistemik hastalıklar, iltihaplı eklem romatizması, miksödem, akromegali gibi ödemin arttığı veya anatominin bozulduğu durumlar ve hatta gebelikte de bu tuzaklanmaları görebiliriz” dedi. “BAZEN SIKIŞMA İKİ YERDE BİRDEN OLABİLİR” Bazı durumlarda basının tek bir sinir üzerinde olmadığını belirten Uzm. Dr. Yılmaz, “Çıkış sendromunda olduğu gibi bası
birçok sinirden oluşan bir sinir ağı hatta damarlar üzerinde de olabilir. Bu durumlarda sinir sıkışması bulguları dışında dolaşımsal sıkıntılar da olacaktır. Tedavide tüm bu durumların düzeltilmesi gerekecektir. Bazen sıkışma iki yerde birden olabilir. Bu durumlarda ağrı daha şiddetli olsa da tüm bu durumların tedavileri mümkündür” ifadelerini kullandı. “ÖNCELİKLE HASTANIN ALIŞKANLIKLARI BELİRLENMELİ” Tedavide öncelikle basının nedeninin bulunup ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Yılmaz, “Hastanın alışkanlıkları belirlenmeli, örneğin kolunu sürekli masaya ya da koltuk kenarına dayadığı anlaşılırsa bundan sakınması önerilmelidir. Eğer bası kuvvetsizliğe ve ağrıya neden olduysa fizik tedavi seansları, kuvvetlendirme egzersizleri ve ilaç tedavisi gerekecektir. Bunlara rağmen şikayetleri ve muayene bulguları gerilemeyen olgularda veya ağır etkilenme durumlarında cerrahi müdahaleyle sinirin serbestleştirilmesi gereklidir” dedi. Sinir tuzaklanmalarından en çok etkilenen grupların; yoğun bilgisayar kullanımı olanlar, masa başında çalışanlar, müzisyenler, sporcular, tekrarlayıcı ve uzun süreli alet ve makine kullananlar ve ev temizliğinde çok titiz olan hanımlar olduğunu belirten Uzm. Dr. Yılmaz, “Bu belirtilerden bir veya birkaçına sahiplerse sinir sıkışması ilerlemeden ve sinirde kalıcı hasara ve kas gücü kaybına yol açmadan doktora başvurmalıdırlar” diye konuştu.
Akdeniz Üniversitesi Girişimcilik ve İş Geliştirme Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından gerçekleştirilen, "1. Akdeniz Üniversitesi Staj ve Part Time İş Fırsatları Zirvesi"nde Medical Park Antalya Hastane Kompleksi, Batı Akdeniz Bölgesi’nde En Çok İstihdam Sağlayan ilk 3 Şirket arasına girerek ödül almaya hak kazandı
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde gerçekleştirilen zirvede insan kaynakları sıkıntısı yaşayan iş dünyasıyla, iş arayan öğrenci ve mezun adaylar bir araya geldi. Zirve, katılımcı firmalar için adaylara şirketlerini tanıtma, öğrenci ve mezunlarla interaktif iletişim kurarak, aradıkları adaylara daha hızlı ve ekonomik yoldan ulaşmanın yanı sıra, iletişim ve işbirlikleri için yeni bir ortam sundu. ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU İş dünyasıyla dönemsel çalışmak ya da staj yapmak isteyen Akdeniz Üniversitesi öğrenci ve mezunlarına yönelik düzenlenen zirve kapsamında; işverenlerin ihtiyacı olan iş görenleri firmaya kazandırmak ve istihdam sağlamak amaçlandı. Zirveye Batı Akdeniz Bölgesi firmaları da katıldı.
çağdaş manavgat gazetesi
Gerçekleştirilen zirve etkinlik programında açılış konuşmalarının ardından, 3. Akdeniz İstihdam Ödülleri sahiplerini buldu. İSTİHDAMDA ÖNCÜ ŞİRKET Antalya SGK İl Müdürlüğü’nden alınan istihdam verilerine göre Akdeniz Üniversitesi tarafından verilen, “3. Akdeniz İstihdam Ödülleri”, “Batı Akdeniz Bölgesi’nde Sektöründe En Çok İstihdam Sağlayan 3 Şirket”, “En Çok Kadın İstihdamı Sağlayan 3 Şirket” ve “En Çok Engelli İstihdamı Sağlayan 3 Şirket” olmak üzere 3 ana başlık altında ödüller takdim edildi. Batı Akdeniz Bölgesinde En Çok İstihdam Sağlayan 3 Şirketten Biri olarak ödüle layık görülen Medical Park Antalya Hastane Kompleksi adına ödülüyse İnsan Kaynakları Müdür Yardımcısı Seda Ateş aldı.
“çağdaş siyaset” çok yakında bayilerde 7
haftalık tarafsız siyasi gazete
güncel
Manavgatspor’da iki yeni transfer Spor Toto 3 Lig 1. Grupta mücadele eden Manavgatspor, Albimo Alanyaspor’dan Ahmet Demir ve Enes Şimşek ile 2-5 yıllık sözleşme imzaladı İkinci yarı hazırlıklarına başlayan Manavgatspor, transfer çalışmalarını sürdürüyor. Manavgatspor, sezon başında Sakaryaspor’dan Albimo Alanyaspor’a transfer olan forvet oyuncusu Ahmet Demir ile orta saha oyuncusu Enes Şimşek’le 2,5 yıllık anlaşma imzaladı. Manavgatspor’da 3 yıldır oynayan kaptan Ömer Demircan’la da karşılıklı sözleşme feshedildi. Demircan aynı grupta mücadele eden lider Darıca Gençlerbirliği ile anlaştı. Manavgatspor Başkan Yardımcısı ve Sportif Direktör Kamil Atalay, ikinci yarı hazırlıklarına kendi tesislerinde başladıklarını belirtti. İlk yarıyı istedikleri puanın altında kapattıklarını anlatan Atalay şöyle konuştu: “Lige çok iyi başladık ancak son maçlarda şansız yenilgiler aldık. Beklediğimizin altında puanla kapattık. Genç bir kadromuz vardı. Genç futbolcularımız tecrübe kazandı. Bu bizim için en büyük kazanç oldu. İkinci yarı daha iyi olacağız ve istediğimiz seviyeye ulaşacağız.” Yılbaşı tatilinin ardından 2 Ocak’ta antrenmanların tekrar başlayacağını belirten Atalay: “30 Aralık’ta yapılan antrenmanın ardından 2 gün izin verdik. 2 Ocak’ta kendi tesislerimiz de tekrar idmanlara başlayacağız. Bu süreçte 4 hazırlık maçı yapıp, lige en iyi şekilde hazırlanacağız” dedi. Transfer çalışmaları kapsamında Albimo Alanyaspor’dan Ahmet Demir ve Enes Şimşek ile 2-5 yıllık sözleşme imzaladıklarını ifade eden Atalay, alt yapıdan da Hasan Tayfun, Emrah İnal, Fevzi Sarıyıldırım ve Furkan Yeşiller’i de kadroya dahil ettiklerini belirtti. Atalay, transfer çalışmaların devam ettiğini sözlerine ekledi.
8
ÜSTÜN PVC DOĞRAMA DUŞAKABİN ALÜMİNYUM KORKULUK SİSTEMLERİ DİKEY PERDE Ali Üstün 0 545 868 88 77
Saffet Üstün 0 542 206 10 88
A. Pazarcı Mh. 1068 Sk. 12/A Manavgat/ Antalya
MHP'den Sağlık Müdürlüğüne ve Devlet Hastanesine ziyaret MHP Manavgat İlçe Başkanlığı ziyaretlerine devam ediyor. Manavgat'taki sivil toplum kuruluşları ziyaretlerinden sonra resmi kurumlara ziyaretlerini sürdüren MHP İlçe Başkanlığının son durağı İlçe Sağlık Müdürlüğü ve Manavgat Devlet Hastanesi oldu. İlk olarak Manavgat İlçe Sağlık Müdürü Aşur Eker'i makamında ziyaret eden MHP İlçe Başkanı İsmail Hakkı Karadağ ve Yönetim Kurulu Üyeleri, bundan sonra hem STK'ları hem de
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Manavgat İlçe Başkanı İsmail Hakkı Karadağ ve Yönetim Kurulu Üyeleri Manavgat Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm.Dr. Mehmet Kuru ve Manavgat İlçe Sağlık Müdürü Dr. Aşur Eker'in makamında ziyaret ettiler
resmi kurumlar sık sık ziyaret ederek, Manavgat'ın menfaatleri doğrultusunda işbirliği içerisinde olacaklarını söyledi. MHP İlçe Başkanlığının ziyaretinden dolayı duyduğu memnuniyetini dile getiren İlçe Sağlık Müdürü Aşur Eker, Karadağ ve yönetimine teşekkür etti. Daha sonra Manavgat Devlet Hastanesine geçen Karadağ ve Yönetim Kurulu Üyeleri, burada Başhekim Uzm.Dr. Mehmet Kuru'yu makamında ziyaret etti. Devlet Hastanesi ve ek bina
çağdaş manavgat gazetesi
hakkına bilgi veren Kuru, Karadağ ve yönetimine ziyaretlerinden dolayı teşekkür etti. MHP İlçe Teşkilatı olarak halkın hizmetinde olan resmi kurumların her zaman yanında olduklarını belirterek, "Sayın başhekimimizle uzun yıllardır tanışırız. Kendisi başhekimlik süresince iyi bir yönetim sergilemiştir. Hizmetlerinden dolayı kendisine teşekkür ederiz. İlçe Başkanlığı olarak bize düşen ne varsa her zaman yapmaya hazırız." dedi.