SEYRAN (POKUT) DERGİSİ 1. SAYI (1969)

Page 1

çAMLIHEMşıN',DE ToPLUM KALKINMASINDA ELEIE

-s i

ı

ş

'ğ,

i *t

.

;r1

'*, d,

t;!

ğ

:,b 'r.!",+.,-l



t5

İ,{ş

rt

19ü,

Makrevis Mahallesi Yardımlaşma ve Kalkındırma Derneği Adına Başkan

Yunııs

Şi,şmaıı

SEYRA N (POKUT

)

Samistal Gecesi Ozel Sayısr 28 Şubat 1969

DevI*t

I\ş

ıiş}':r çİı Iı t

..i.

Yazı İşleri Md. Dt. Yunus YüceI ADRES : Bayındrr Sok.

No: 22/A ANKARA

çIKARKEN Sosyg,l fa,aliyetlerile ilaima <daha iyiye ve ilalıa ileriye> kaidesi ile 'hareket eden I)eıneğimiz bir başa,nnrn söünci içinde SEYIiAN'ı sunmak_ _

tadrr.

- Seyran büviık bir iılılia ile yayın hayatına atıImış değildir. A5mca çok dar olan imkffnları ve İtk oluşu bnu biiçok eksiklik, beıkiıle ya,ııişhklardan kurtaramamrştır. I}aima güç kaynağrmrz olan Makreüs,lilör onu aa Dernekleıi gibi muttaka iyiye, giizele, başanya ulaştıracaktır iimiılinileyiz. Büttin Ma,kreüs'lilerin Seyıa,n'r benimseyip desteklemesİn onda dert ve ıeşelerini dİle getirip meselelerini tartışmasi lözrmdır. Derneklerinin organr onlann dili ve kıılağ olmalıdrn Mahalli hffisolerin veya, hazı kişilerin davrarrrşlarınrn reaksiyonu, üyelerin Dernekten ilgilerini kesme ya da az,altına, Derneğin de fa,aiiyetlerinile-lusrtlama lrapma, şeklinde teiahiir etmemelidir. Bii grubuı gĞniil ve güe-bi{iğinılen kurulan bu l}enıek varlığınr kabul ettirmiş,*fayda,lı-çalış_ malarda bulunmuş, za:nlafl za,ınr.a,n giineş aldıkçıa meyvelerini nenmıştır. II"" ş9y" rağmen muvaffakiyete gİden yolila ilisiplin şıarttrr. Deıneistifade edenlerin öna aynı oranili ı<atkraa bulunma,_ çalışmalaıından ğn lon ilüşiiniilemez.Yılnw Makreüsli olup geliri olanlanı yani Derneğe fiili olarak üye olınasr icab edipte üye olmıyanlaıın bu tutumunu hoş kaşıla_ mak mtimkiin değildir. Dernek üyeleri, İdare Heyeti yani Derneğin füm mensupları bu duruma gerekli tepkiyi göstermeliürlei. Dar çevrfue faaliyet- gös@ren derneklerin, o çeırenin 6tıtıın fertlerinin aesteğını alması gerekir. Zira bütiin fertler birbirine son derece yalın ve hei bakımdan bağlıürlan Afiık bugiin Derııeğin faydası veya-muvaffakiyeti üzerİne ırıürıakasa mevzuu çok geride kalmıştrr. Yaprlanlan hepiniz biliyorsunuz' birer kelime ile tekrar eılelim; Sağlık Merkezinin yer ve inş,a ffiiyetleri; caminin onarıIııl ve tefrişi, Karedoğ'a su getirilmesi, okrıIa veba,zıüyelere yardımlar, sohbet g-egelefi herhalde ktiçiinsenemeyecek, krvanç dııyi,cağımrz faaliyetlerilir. Bilhassa Şu sür ortaokul mevzurmda,ki çalışmalar başIrbaşına bir Denıeğin muvaffakiyetiııi gösteımeye yeter. şunu ilöve etmeliyiz. Biz ortaokulun esas yerİndo olmasrnı -Burada İsterken ve bu yolila glaba sarfederken hiçbir zafila,n sadece mahallemizİn m9nfa1tin! gözöntine alrnış iteğiüz. Aslınila bütiın Çamlüemşİn,i diişiine_ rek mücadeleye girmişizdir. Tarafsız bir fen heyetifun tanzvrı ettiff_imar plönı ve Devlet yatınmlarına yol gösteren kaııunların ff,mir hiikiiıııIöri esa^s ıl1ganağryuzıIır. Arazı durumu, fiava şartlan, hbbı ve sosya,l meseleler, köylerin da,ğıIımı ve okuluıı istikbali bunu icabottiıir. Göniil ıiteraıııı büf,üi Çamlıhemşinliler ve ilgililer bu gerçekleıi biran önce görüp _ bu kİİltiir yu_ ' vaslnln temelleıinin atılmasıua gayret sarfetsİiıler. : Saygılanmızlıı Yönetim Kurulu


DERNnĞİmİzİN KURUIUSU VE VAZLFELERİMİZ, Biilent Tarakçı 1963 senesinin bir kış gecesiydi. Arkadaşlann birinin evinde toplu halde ye_ mekte ikeır söz, mahallemizde yardıma muhtaç olanlara ne gibi faydalarrmrz dokunalciiir, mevzuuna geldi. Bir çok fikirler tartışıldr. Netice, bunlan gerçekleştirebitmek için o anda ararnızda bir miktar nalıti teberru toplayıp bundan sonrada bu işi daha şumüllendirerek her ay onar lira vermek suretiyle yapacağımız yardıml bankada bir hesiba_ yitlrlp ihtiyaç sahiplerinin hizmetinde kullanacağırnlaa andiçtik. İşte bu şekilde, herkesin kalbinde ya_ tan, doğduğumuz yerdeki Zor şartlar altında yaşiyan insanl ara, tüm olarak mahal_ lemizin kalkınmaslna yardım fikri kollek_ tifleşmiş ve kuvveden fiile çıkmış oluyor_ du.

Bu teşebbüsümüz bütün mahallemizin kişileri tarafindan benimsenerek bu_ günkü Derneğimizin resmen kurulmasrna ömil oldu. İlb Genel Kurul idare Heyetini seçinc e vazife alan arkadaşlar kollarlnl sıvarken üyelerde aidatlaruıı ödemek için sabırsız|anıyordu.

İlk faaIiyetlerimizden, Ankara'daki

ve diğer vilflyetlerden gelebilecek olan mahallemiz halkını bir araya toplayan ve ismini güzel yay|awıız Samistal'dan alan gec*miz, her sene daha iyi bir şekilde yapılma gayreti içinde tekrarlanan bir an'ane

şeklini aldr. Anlattığımız şekilde içtenlikle kurıılffiuş olan Derneğinniz ve onlln faydalı olduğu şüplresiz faaliyetlerine karşı bazı üyelerimizin yeteri kadar ilgi gösterrnediklerini üztintü ile belirtıtıek isterim. Sadece bir eğIence Vasrtası olarak değiI, manevi birliğiınizin yaşamasl için de büyük değer taşıyan gecemiz, unutulma:::ıalıdır ki Derneğimizin de maddi bir desteğidir. onun için gereken a}ikayı gösterip pasif kalmama|ıyız. Bu neviden üzücü bir hususta; hepimiz gibi gurbet elde bir işle meşgul olup, aidat toplamak için işinden ve Zamanından 2

fedakirlık ederek hatta vasrta parasınr Cebinden ödiyerek üye arkadaşrn ayağına kadar giden kimseYe, hiç birimize bir külfet teşkil etmeyeıı aidatların ödenmemesi keyfiyetidir. Herkesin aidatını bizzat giderek ilgili arkadaşlara vermesi gerekmez mi? Esasen bugün yapmakta olduğumuz küçük yardımlar, yarm bize büyük faydalar sağlayacakhr. Bundan şüphesi olanlar

için, krsa bir geçmişe sahip ve mahalle gibi az bir topluluk çapında olan Derneğimizin şimdiye kadar başardığı ve başarrnaya çalıştıs bazı işlerden bahsetmeyi faydalı buluyorum. Karedoğ'a getirilen su için ilgili 1 nezdinde teşebbüs, malzedevlet daireleri me temini ve 3.000 TL. nakdi yardrm. Bugün hizınete açılırıış olan 2 Çamlıhemşin Sağlık ocasnln Devlet Kalkınma Planında itk senelerde ele alııımast ve şimdiki yerinde inşası sağlanffilŞ, ayfiCa onbin lira yardım yapümıştrr. İlkokulun ve camiin gereçleri 3 için bin-Iira, aJi'Irrca camiin halılanna beşbin lira, cami ve mahallenin ana yolları_ nın onarımı için onbin lira ödenerek bu işler başarrImıştır.

4

Şimdi de Çamlıhemşin için kül-

tür yolunda büyük bir kazanç olan orta

okulun, tarafsız bir görüşle teknik elemantarafından hazıt|anmlş, ilmi metod_ larla çalışmantn mahsulü olan İlçemiz imar planının öngördüğü yerde tesisi için idare adarnlarırnız nezdinde uyarmalar yaparak Ve sayln Mahallerniz halkının fedakörlıkları ile toplanan kırkbeşbin liranın sar_ fiyle arsasrnr devlete temin ederek Kalkınma Planına da kenci gücüne göre bir katkıda bulunan Derneğimizin ya|nız IVIa_ hallemizin değil, bütün İlçemizin geleceği için en ülvi hizmeti yapmakta olduğuna ].ar

inanıyıTT7Z.

Bu başarılar daha büyük gayretler

için bizleri kamçılamadrr.

Derneğimize

ilgimizi Ve fedakf,,rlığımızı esirgemeyelim. Hoşça kalrnrz.


IWahallemizden bir grup b,oğa istas_

yonunda

M aha,lleme B ağlıytm Hemşinli bir aıaya geldiği zaman - Üçdaima konu reform olur. 'ıııç bir aileniıı

ı

ziraata elverişli fazla toprağı olmadığı için bizde reform, tarım r'eformu ve hiyvan cinsinin ıslahı anlamında ele alınmahğrr. Hemşin'de yapılagelen meJrve' sebze, ancılık, vs. ziraatı şüphesiz pek ilkel şekil-

dedir.

Bu hususta mütehassrs elemanlann gerekli taı,siyelerine uyularak daha faz|a randıman alınabileces aşikör ise de bun_ lar Hemşin'de büyük bir istikbal vadetmemektedir. Ancak, bütün Rize bölgesinin süratle kalklnmasl ve gelişmesini sağlayan çay ziraatı Hemşin'in istikbalinin de ana" gelir kaynağı ve mevcudiyetinin de ternel unsuru olacaktır. Çay ziraa'tlntn Hemşin'de ;ıerleşmesi zor fakat zorunludur. Hemşin'de çaydan başka faydalı olabilecek bir ürün daha yoktur. Bizim arazilerimiz ancak çay ziraattna gygyndur. Çay için esas faaiiyet çaydan ilk kazanç elde edildikten sonra b-aşlıya_ caktır. Gurbetten Hemşin,e para €itiıgı müddet Hemşin'de yerli yatıiımlarin yapılması zor ve pek düşünüIemez. Hayvan reformu konusuna gelince; Hükümet tarafından Bölgemizde bir boğa !ştasyonu kurulmuştur. Böyıece yeni metodlarla sistemli Ve verimli çilışma- örneği-ha,lkry |zln ayağına kad.ar -geiırilmiştir. Dededen kalma bir usülle yrrrrri inek besleme yerine iyi eins üç ineğin kafi ge-

Yunus Şışmaıı leceği geı'çeği artık anlaşılmıştrr. Bunu hizzat evimizde müşahade etmişizdir. Özetolarak, artık insan srrtında uzak mesafeden yem taşıyarak hayvancılık ya_ PıP, bu nevi işletmecilikten fayda bekle_ mek devri geçmiştir. Esasen bir insan için bu reva görü|emez. Dünyanın bir çok mernleketlerinde hayvanlar insanların hizme_ tinde olduğu halde, Hemşin'de dunım bunun tam aksinedir. UIaşım imkinları konusu üzerinde de

bir nebze duralrm. Yol kalkınmanln tek

koşuludur. oysa Hemşin'de yol yok denebilecek kadar az olanı da, bozuktur. Devletin desteğine ferdi gayret ve fedakflrlık|atımızı ekleyerek tesis ve işletme masraf_ lan en iktisadi olan yol hattınl gerekli yerlery ulaştırrnalıyız. Yol yokluğu bize çok çileli bir mazi yaşatmıştır. Sabaha yedi saat kala çadırda fırtınaya tutulup, yataı< yorgan baştan aşağı ıslanm aml4 ateş ta_ mamen sönünce eşyalan yanm ay ışığında toplayıp, fırtına ile köye inişimiz Mğoda zaman zaman karayemiş yapraklan .dızerinde yatmg,Iar, gecö parhrdari gelirken ka_ tırın kuynığu elde rüya görmeler, Geçmişin ba zor koşullannı yaşamış bir i:hSs,il olarak gelecek neslin iıısanlıı< oışi şartlar altında yaşamasına asla r:tza göJ_ teremem. Işte, onun için Derneğimize otırt glle sarıIıyorum, onun için mahalleme bağ_ Iı5nm.

3


SAYGI ş. ol*tay Sönmez Saygl, toplunıda sevgi ve çekinme ile karışık bir bağlılık duygusu olarak tanrmlanabilir. Ancak bu, srnrrlandırılamıyacağı gi.bi, belli ve değişmez bir takım kurallar üzerine de oturtu|amaz. Biri diğerinin ne kadar saygılı oIduğunu anlatmak için <<Bunca yıı- ya.nrmda [aldı da bir gün olsun başınr kaldırıp yiızüme bakmad,r>> derse, acaba gerçek saygIytmr ifade etmiş olur ? Şayet başlar öne nıi korku ve zorlarna eseri olarak Veya bir menfaat karşılıfr eğitiyorsa, bu say$ değil bir sahtekörlık olur. oysa g-erçeL *r-o_ Insan ğr, sevginin üzerine kurulanrdır. zaman ievdiği için sayar, sa3ıdığı için her sevilmez.

Bir kavram, bir kavranış olduğuna göre saygı, kişilerin çeşitli durum ve gö_ iıışıenin-e-göre cleğişir, kesin bir şekiI almaktan kurtulur. Fakat yine de sayglnln ktösik bir görünüşü vardrr. Genel olarak Saygr, sigara-içki ve kumarda aranır. Bun_ lann yanrnda tavrr-hareketler, konuşffi&, giyim, sosyal durum ve kan ilişkileri say$ya şekil verir. Terimleri biraz açalrm. Sigaranın insan sağtığına Zatarl bilindiği halde sigaraya çeşitli nedenlerle başlanrtrır ve tiryaki durumuna ulaşıltnca da- vazgeçilmesi çok zor hattf,, imkÖnsız gibi görünen bir alışkanlık halini ahr. Böyle olunca, kişi sigara içmek zotunda olöuğunlt zanned.er ve etrafindakilere pek aldırış etmez. Kişinin bu durumu bir saygısızlık kabul edilmemelidir. Büyükler onu paylaytp sigara içme dememeli fakat nerede ve ne zaman içmesi gerektiğini söylemelidir. İçki içinde ayru şeyler söylene_ bilir. Ancak, fazla içki içince kişi yalnız kendine zararlı olmaktan çıkar etrafinda_ kilere ve ailesine de zarar|ı olur. Kişiyi bu durumdan kurtarmak için onu azarlamamak, ona çrkışmamak ve yiz çevirmemek Ldzımdır. Bunun aksi yapılırsa kişi bu durumlara biraz daha itilmiş olur. Kumar, nerede, ne zaman nasıl olursa olsun, l

4 a_'

kimse tarafından lıoş karşılanmayan bir toplum hastalığıdır. Sigara-içki ve kumar hakkında çok şey söylenir, çok şey yazıIırsa da bunlar yine de topluma hflkim hastalıkların ha_ Şında yer alrrlar. Büyüklerin devamlr ola_ rak küçüklere, ,sigara-içki içme, kumar oynama demeleri, onlarr yani gençleri-bun_ lara iten bir sebep oluyor ve bunlarr biraz daha cazip hale getiriyor. Sigara içki ve kumar yasaklanmamahdrr. Zira yasaklar daima cezbedici ve mera}ılandrrıcıdır. İnsanlarrn tavrr ve hareketleri, karşıIıklı olarak aldıklarl aile terbiyesine Ve küItürlerine göre değişir. Bacak bacak üstüne atmak köylerde çok sayglsıziık kabul edildiği halde, şehirIerde pek yadırganmaz Ve batı ülketerinde sayglsızlık kabul edilmez. Demek oluyor ki say$ ya|nız Za' manla değil, ayru zamanda yere ve topluma göre de değişen lıir kuraldır. Toplum hayatında konuşmastnı bil_ mek ne kadar önemli ise, bir konuşmayl dinliyebilmekte o kadar önemlidir. Saygıiı olmak için başları öne eğrnek, elleri önde kenetIernek ve hep susmak şart cleğilclir.

Özellikle şehir hayatında iıısan top_ lululrlannl etkiliyen en büyük faktörler_ den

biride giyim-modadır. Moda,

insan

bir tatminiciir -y'e daha çok kız olsıın, erkek olsıın gençler tarafından izlenir. Mcdaya ırymak hiç bir Za'fl7aTL hop_ pahk-züppelik kabul edilemiyeceği gibi, kişinin giyirnine ba}<arakta hakkında kaTaT verrnek, bir başka göz|e bakmak kabııl edilemez. Kan ilişkilerine dayanan saygı özel bir durum olduğundan bu konuda birşayler yazmak yersiz olıır.

ruhuunı-en

Madalyonun diğer yönünde, insanla_

rın saygı görmeyi telkin eder davranışa sahip olmalarl vardrr. Gerçekten' saygl

göstermekten çok daha önernli olan, Say_ glya lflyık olmaktır, sanlrlm'


HAffiÇ

VE

ffiüffiÇ Haıııfe Şişman

Hemşinde uzun- yıllardanberi yapıla-

gelen ört Ve an'aneler mahaııernüoe de _ay99n yapılmaktadrr. Modern çağ ile hiç ödetler terkedııEnııeceği halde nedense devam etmektedir. üzerincle ]ouğ$rşm-ayan bu

durmak istediği* nokta Türkiye için bir özellik olan <}rarç>>, başka iı, ,&eyişle

sorunudur. önce genç kızların satılışı -açık olarak yapılır ve bu yoldan elde erJilen kazanç normal sayılüdı. Medeniyet ilerIedikçe v-e dünyanın düzeni değiştiiıçe bu sat-ış kazanç- normal sayılnıi*ş Ve -ve kanunlarla men edilmişti. damarumizda Pq *-r!ry ,* F?r?nç şekif oegıştirmiş, çeşit_ <Başlrk>>

Asırlar

li kılıklara bürünmüştür. Şöyle ki &{ızlar herhangi bir nıal gibi sa.tıl_ maktadırlar. Bu ilkel alış_verĞ her zamanki gipı bir pazar|ığa dryrrmaktadır. Bu pazarlık bazan iki aııe aiasını açmakta, hattö çeşitli hödiselere seLıep oimak_ :

Ailelerin maddi gücü ile kiyaslanamıyaeak kadar istenen para' oğlan taratad.rr.

firyn aş-kı ve fedalıArlığı ytizüncen öden_ mekte fakat bu aile için b]r yıkırnolmak_ tadrr. Bu l]üyük paaarlıkta lrızin fikri alın_ mamakta, alınsa dahi bir önem kazanamamaktadır. Bunun böyle oluşuna bir se_ bgp te, kız tarafinln kıiı bir sermaye gibi görmesi ve bundan hir kazanç elde etiıek düşünc-esidir. Bir taraf borçlu bir taraf kazançlı. Ne guzel şey... Bu konuda gok şey yazılabilir fakat, yazı|anların_ yaptmamasr tekrar yazıhmasına sebep olur. Bir gün mutlAka biı durum fürkiye'den ve Hemşinden ka]kacaktır. onemli olan bu reforma mahallemizin'önderlik etmesidir. Daima ilerici bir ruh taşlyan mahallemizin bu işte önder olaeağna şimdiye kadar yapıiaıılara bakılarğır inanılabilir. Harcın birden kaidırılamayacağı bir gerçektir. Ancak bunun miktarı yavaş yavaş aza|ır. Zamanla kaybolur. Gtınıil -isterki birden kaybolsun. Ne mutlu ilk adımı atacak anne ve

babaya..

En ağır işleri görürken bile neşesini kaybetmeyen genç kızlarıIıf"Iz!...


///

OtÇe2,'.

?

/ııı/ 'ü

l.

'İ

tt /

\;, LY'

ru

4g'

&f ğı

+

I

,gl,

Jaİ,Al' Joi }ı.

r*

\ I

b

7: fıı ı

{'/'>

a0tk

\

7-#r1r" 1

//flf

#l

,P

/ /t

Q/_t.

LOKAL Bir

kurulUŞ, bazen bir kurtuluşa Se_ bep olabilir. Bu cümleden olarak, bir kuruluş olan Derneğimiz, dZ da olsa mahallemizi hugünkü drırumundan kurtarabiiiı:. Bir şey için <olabilir> demek ayttr zamand.a o şey için <<olmayabilir> deıııe]<_ tir de. Küçük kuruluşlarln eserleri çok bıiyük çabalarla doğar. Derneğimizin küçiik_ lüğünü kabul edip, büyük eserler vernı.esi için çok çalışmalıyız. Derneğirnizin faali_ yetlerini, <Yapılanlar Ve yapılacak olaırlar> diye iki grupa ayırmak müml(ün. 6

Yaşar Altaş Çoğu Zaman bir işe başlamak bitirmek demek olduğuna göre, şu an yapılmakta olanları da <Yapılanlar> grupuna da.hil

edelim.

Şimdiye kaclar yapılanla.rı yeterli bulmak bundan öteye gidilemiyeceğini gösterir. Yapılanlaı. biliniyor, yapılacak olanlar bilinmiyor ama bir şeyin yapıtması isteniyor; Lokal. 'Ankara'da bir lokal açmak herşe5rden eınıel Makrevisli ruhunu yaşatmak

Ve birarada bulunduı.mak demektir. Bü_


çAML|HE MŞiN

lz

0E

R

ix ı-f

onrıo ı(UL AR sA T PLANıDıR

VAzıYE

ıı

ı

Y

I

/

=!)

Iffi

t

ıffig

))t

/ ı / , /; / ı

/

/

ı

t

,

yük işler ya|nız büyük sermayelerle başarı|amaz. Bunun için manevi -birliğe, manevİ yoğunluğa da ihtiyaç vardır.-Makre_ visi hatırla,tabileeek, Makrevislileri bir arada bulunduracak bir lokale olan ihtiyaç ötedenberi bilindiği hatde, Yönetirn Kurulu başta o_lmalr izere kimse yanaşmt_ yor buna... Makrevis Ve Makrevıjıııer içiıı kurulmuş bir dernek neden bunu lüzunısuz bir masraf, bir çaba sayar, bilinemi_ yof. Lokalin şelrli hakkınd.a bırşeyler yazmak istemem. Sadece herkese içiı. oünıleeeğinin şart olduğunu belirtmek isterim. Lokalin faydalarını saymağa lüzunr yoktur. Lokal gereklidir ve gerçekleştirilme_ lidir.

Gördüğünüz iki krokiden biri İlçemiz imar planının mahallemizde ne gibi resmİ ve öze]. tesisler yapılmaslnl öngörmüş olduğunu; diğeri ise, en azrndan bir dikkatsizlik eseri olan, sağtık ocağrnın, plandaki yeri dururken, nasrl, mahallenin yegfrne yolu üstüne inşa edildiğini göstermektedir.

Bu vesile ile İlçemizin sayın memurlarrnı ve halkını, müstakbel inkişaf imkönlarını ve dolayısiyle umumun menfaatınr en iyi bir surette hedef tutan, plamn kurulmasında uyanık bulunmaya davet ede_ riz.


üç Ayşeler üç Ayşeler Mahallem izin yaylacılıkta efsaneıöşniıŞ ve çok anılmış, aramlzdan ebediyet-e g6ç eden üç finileridir. Yqşa-ntılannda ço-n ğarip nedenler vardır. Bilmiyorum a.na' babJ şevkatı 891yP gö_rpedikierini, am&, kendilerine hakiki sahip olacak koca diye doğru dürüst bir varlık göremediler, üocanın ac1 tatlı gerçek yönlerini bitemediler. İkisinin birer erkek eviao, olduğu halde üçüncüsünün olmadığı kanaatindeyim. Neylesin -gibi o da küçüE Fu'_ b-akt1 ve belki de deşlerine bir evlö,t Böylece evlöt sevd.i. b# anadan claha çok gid,erdi. onlarla sevgisini v Büyükleri ol-an itk Ayşe $tı-krü'sünü vatan uğrurra Kafkas cephesind,e kaybetti. İklnci Ayşe'd.e pek ondan geri d€ildi. Henuz büyüinekte olan fidan gibi 9ğtu-. verd.i Samistal'da. Bir kaza nu toprağa -cta al kanlar içerisinde düştü evisonucu o nin kapısınd,a, Samistal onun ebedi istira_ hat yeiı old.u. Zava|lı, dertli Ay-ş*'rr1_ muzrak girdi kalbinin ta ortasından. Ney}esin, o oa oğul olarak gönlünü kayınbiraderinin çocuklarrna verdi ve onlara bir ana gibi baktı. Bir kızı vardı, onu büyüttü, eVlendird.i. Damat, hattö torun sahibi oldu fakat bunlardan hiç biri tutarnadr onun Samistal'da bıraktığı cant gibi evl1dınln yerini. - Ayşe'lerin her üçüde yaylaları çok severlerdi. Hattf,, bu Ayşe'lere yaylalarrn piri demek yerinde olur. Sabahleyin çobana yürüdükleri zaman bir ses vermek kafi idi sığırlanna onlar için. Biri asmalr, biri yosmalr, biri nazargüı eheen seslendiler mi mübarekler akarlardı Ayşe'lerin arkasından. Akşama yakın birer yük çalı ile vanak'a gelirlerdi. Mizaçlarr ayri ayrl idi bu Ayşe'lerin. Biri pek fodul ve çok alrngan, küserdi her ufak şeye bir çocuk gibi. Bu rahmetli Halam idi. İkincisi ise sert fakat merhametli, çok ciddi bir karaktere sahipti. Bu Tarakçının Ayşe Hala idi. Üçüncüsü, sempatik Ve şakacr, güldürüp coştururdu herkesi. Türkücü ve şair idi. Bu rahmetli Beginin Ayşe Hala idi. Daha nice nice ya.y' lacı halalar, nineler gözimün önünde Canlanıyor. Baharın gelmesi onlara yaylaya gitme işareti olurdu. Bakarlardı ikide bir yu8

Ve Yaylatrat Hüsegın Şışman karı dağlara. Karla ın erimesi, derenin bulanması hele Demdempos'da kara toprasn görünmesi sevindirirdi onlarr. Çünkü yayla yolu görünürdü artık. o uzun yollar, yokuşlar hiç gelirdi yaylaya gider-

ken bu Ayşe'lere. Çok hazin olmuş en son yayladan ay-

rılışlarr Ayşe'lerin. En piri Ayşe Halam bir yaz günü hastalanmrş Samistal'da. Babam onu götürmek için koymuş atın üstüIıe. Bütün yaylacrlar uğurlamışlar göz yaşlan arasında onu köye, hattfl ebediyete. Samistal'dan ayrıldıktan sonra son görünüş yerinde <ismail'im atr bir çevir geri göreyim ,Samistal'i bir daha elvada Samistal elveda> diyerek içi burkula burkula, göz yaşlarını serpe serpe veda etmiş. Böylece yollardan gelirken her pınara ve her yere elveda diye diye köye inmiş, Çok geçmeden ebediyete göç etmiş.

İkinci Ayşe Hala ise ölümünden bir kaç sene evvel <ya krsmet>> ve <elveda yaylalar> diyerek köye inmiş. Bir daha da yaylaya gidememiştir. Köyde yaşadığ: müddetçe yine de kalbi vurmuş Samistal'da. Değilmi ki bir yavrusunu brrakmıştı oracıkta, kendi yerine ebedi yaylacı olarak.

Üçüncü Ayşe Etal aya gelince, onu da birincisi gibi hasta olarak' bütün yaylacr arkadaşlarr göz yaşlan arasrnda Pokut'dan kardeşi Mustafa'nın sırtında uğurlamışlar. İçi burkular&k, nede olsa bir daha yay|aya gidememek üzüntüsü ile <<Elveda guzel dağlar, güzeI yaylalar, benim güzel Pokut'um>> diyerek şu dörtlüyü söylemiş-

tir

:

bu yize, Pığ,d9aştıın aşmalt-o yize. Piı F-üıIJüIdillerim,

sibı Yadigir kalsın

size.

Ve daha nice nice Ayşeler, Saniyeler, Hanifeler, Akileler, Emineler, göç etmiş ebediyete. Belki de bu gün hayatta olup da senelerce yaylacılık yapanlardan bir daha güzel yaylalara gidemiyecekler vardır. Yaylaların özlemini çekiyorlar. Silinmez onların hiçbir zaman hayallerinden ve içlerinden değişik yayla aruları. Bütün gelip geçen yaylacı nineleri ve halaları rahmet Ve saygt ile arup bir kaç deyiş ekliyelim.


IJalt1'anlar insanla, söınürüyor demiştik. Canlr ıııisalini görü;*Cl"slinuz. E.rkek-}<adııı, büyükküçü}ı hepsi aynl çilenin yolcusrı. Dağ tepeieı"in rlen sıı'ita taşınan c't,]ar' iki üç }<ilo süt için. Karş:.iığ'ıncİa keııcii yiyeceğ'ini ,dahi temin eı}eririvoı'.

Gideriz dönüşü yoktur, virane kalsın dağlaJ. Ebediyen elveda, bizim grtzel yaylalar. Driı:rnaslil soğuk soğuk, aksrn biliür plnarlar. Sağlara uzun ömür, yeşersin bağ bostanlat. Ahret yolculuğuna, yokmudur inananlar. Bu dünya föni bilin, aldanıp şaşlranlar. Cahil olmayın sakın' para etmez fermanlar. Vasiyetimiz olsun, şu dünyada kalanlar; Gününüzü gün yapın, dünyatığ-ı olanlar, Bu dünya ba"ki değil, uykul ara dalanlar. İnsafa gelin artrk, lüzumsuz can yakanlar. Sizinde bir gün durur, damarınızda kanlar. Sevgi ile bakmalı, birbirine insanlar. Bizim gibi sizede, diyecekler fanİler. Can yakıp incitmeyin, demesinler cöniler. Bırakınu geride, Pek şerefli anılar. Üç Ayşe'den bu kadar, EY.. bizi tanıyanlar.


Hemşin folklorunu en iyi temsil eden }tahaltenı::

CENNET YAYLA Sana hasret kaldım nice yıllardır Seni anan Pokut, o şen dillerdir Seni yad edenler, inan ellerür Cennete benzersin, kokularınla. . Yaz gelince yeşillenir her yanın Adın]ıdır Pilunçut, düşüm yatağııı Çok yakıcı bilmem, neden sıcağın Cennete benzersin, kokularınla. . Karşında var Kıto adıyla yayla Gençler eğlenirler seninle ayda Herkese açıksın büyük bir payda Cennete benzersin, kokularınla. . Yanında Nazlısu denen bir pmar ondan içmeyenin yüreği yanar İçende heyec&[, hararet diner Cennete benzersin, kokularınla. . Çamlarından gençler asar salıncak Herkese olmuşsun ,neden oyuncak Havan soğuk olsa da sinen çok sıcak Cennete benzersin, kokularınla. . Aşık Kemal, sitem etme dertlenirsin Hasretin artar da bir gün gelirsin Herkese açığım, bunu bilirsiıı Sana da saçarım kokulanmdalı. . Kemaı yİ. Gülay 10

YABANCIYA HEMşİN Şu şirin Karadenizde Gördün mü hiç böyle diyar Dağı, taşı ve yazıyla Gördün mü hiç böyle diyar Gördüm Ankara, İstanbul Ve daha başka yerleri Çok aradrm bulamadrm Gördün mü hiç böyte diyar

Söyler bilir herkes onu Garip görünür bir yönü Bu da ayrılığın sonu Gördün mü hiç böyte diyar Bilini onun atası

Vardır bir tek hatası Yoktur çünkü iş sahası Gördün mü hiç böyIe diyar Yoktur böyle yer diyorlar Aşıklar burada yayalat Yıllarca bunu duyarlar Gördün mü hiç böyle diyar Cauit

C


}fahallemi zln Ekibi bir gösteri srrasında.

SEN Bir yer düşünüyorum'

Sessiz rssız Kimsede istemiyonım, Üç şeyden başka; Mavi gök, Engin deniz ve birde Sen

Yeter bana diyorufit.

.

.

Enıın Şişmaıı

ALDANIş Açılırmıydım sana' sen ümit vermeseydiıı, Bakışlna aldandım, bari hiç gülmeseydin, Mademki bir heyac&[, bas,it bir maceraydı, Uzaktan el sallayıp, yakına gelmeseydin, Sen de severdin beni, hem de delicesine, Ben isterim clönelim, ayrılık gecesi[e, Bütün gayretim boşa, unutamam seni ben, El sallayıp maziye, elveda desem bile. Cauıt Güld,y

ş. oktcıy Sönmee :tl


E{]NT..ABI

aidiği -kaiirı uçurduğunu' _Hukuk Muhittin Tarakçr'nrn yeni İ'aküitesi l)ekanı olacağınr, _Şffi;'r,rın ii"-]"i-aıtrşl" vuı.r"al "ırrsrrirga kend ine zar ar|ı olduğunu'

ffi

;i,

b_iı.""=

ıeu"uioğlu'nun

ı}"er

yararlr iz parası dağ'ıttı ğınr'

tesadüfen yaşadığınr' nıahallemize transfer oldı'ı ğunu' artrk şık giyineceğini' ı."ifirı. 'ı'r'"ilai. aıtaŞ'rn ı<ıiıniİ d iplo mas-ı aldl ğrnı o_ıı.üivrı.'i " olmalr istediğini' sıınnetçi G'iaşin Y;;; -iörakçr'nrn cennetten kovulĞuğunu'- ıni"tl* yat olduğunu' estetik uıır',unau" ı.ı.ay'ın ş;;;;;-vtı."]iir. -arneli b"ka,ı'ktan usanmadığını' Nl*rı. lekorunu krrdığrnr' TrTivazi Sönmez'in elli yumurta yiyip-,-eski il## bş;;; h; uı'şu* tankeii doıd}}rclrığunu' gittiğini' ıjeı.ır kutıu'nı-ln e ve saba'hleyin nacağım clediğini, otıırlJ" nı, ço"cuı<"ı<aia Sülevman Eren,in benzeciğini' fi;#'*_#r"ri"-s"ıto" Süleyman'a. b_en beki rlrn ded iğ'ini' FI;i iıtrş t" raı<iııJ ı<ızıarınay"_*i5i n"yr*zdan önra balıkçılığa başIadığ'ını, ;";;;; Alf Havclar Akay,ıl^ iiiı.*t k"tıu'nun- kadehinin boş olcuğunu' rakı içtiğini' ili;;; T'rui.çr' rrr, ;;k;; b ayramınd Jgiden ieii kuma.rda soydrığunu, J\{emiş Şişman,rn ı.;"İi.ıri"ii;;*t" oil'aı' kalphcalara gideceğini' oğuz Tarakçı'nrn. ;;a; Sinan Gülay'ın a*""ıı'u'au üniversite Pt!^'^--d]ğ]:i' ..-_ ın".irr- Küru'nun ölen atina iüı'be yaptıracaglfll' istediğini' olmak milyoner muhtarlıktan Sönmez'in Rıza

öffii. H;fiffiereli'nin

Ğ;; d;k;nü

.

ndl ıl9^ığ9ij' tlile'ea""n"'i krrk ya şıgeçiremeclrgını. uzakta hanımrnd,ankışi ç;;; s_dmez'in başlaorgıı' -'n"'t"ı"ni"1 Mehmet Yücel'in cömertliğe öı"p rakı içtiğini' kafayı Ali Şişman'ın 'ü;-T;i;K"Iı"'nun'zorla evleneceğini' brra'kmıyacaglru' -ğ;;ili.]'d;x"*rı Coşkun'un lopculuğu. onaort re ie t Tı:Z'T,,,, kılciı rdığı İsmail okumuş,un bulduğunu' aşkr ii;; Ğtııuy'r', aradıskasa alacagrnr' Mithat Akay'ın demir Vö;; K;tij""" nrn,**i açliğa1alim ettirdiğini' yaiar Ahmetoğlu'nun- radyo ile tuvalete gittiğini' Jb,i;ıı ;il iü."ı' ı"

nı,

ha'zıt olduğunu' ö**r, iurrı.çr;r'rr-r<ib;rs;; çıkarmayautaırdrğnr'

ffi;ı ffiliıi kızıarla ko:ıuğmaktan _ rı*i"in figüranı oldrığunu, sıri*i Öoşı.""'"" u"uru uşaklg.rı_q. babası ol duğunu'iu"uioğı"'""" i;; iı.rif i.ıı"ı.çıı- dilkka.nına döndüğünü'

fitı taşındığını' Akif Ha.caloğır'r#'iii'i" viı'ıı"a"" Isianbul'dan Ankaia'ya ffi;ip Hı;;IPı" ir-ı, ı.ızlaiı ile anlaşamadrğrnı' rıasim Yurtseven'in Istanbul'd-a yahudileri kazıkladığrnı'

Mustafa Altaş,rn

hanımından dayak yediğini' ba.rraaır Kutlu'nun aşık olduğunu' Halil Altaş'ın Istanbul'da bar açacaglru' aradığını'ra ii;;; sö;mez'in eski günlerini fitık olduğunu, cfiha" Tarakçı'nrn hanıml geldl}ter evleneceğini' ğ"""* it.el'iıi yakında aldığını' n;ffi eıiri;* "aimany1oa} T*t"p olduğunu' marifet dokuz o"_p'*lgı"da Aksak'rn Ziva yakrcrsr E'dridun Yücel'in araba _olctug9tu' z;iiöikbrrü* p',, ilö evlfltlık aradığını'

AıiE;;;i;;i"

\2


Baki Tarakçı'nın üçüncü defa evleneceğini, F-"iı Sönmez'in gençlikten istifade ettiğini, Mustafa A. Kutlu'nun evlenmek için kuyruk o5mattığm, .A.li Attaş'ın hayvanat bahçesi açaiağını, Ismail Algyln 500 T.L. ya şöför ehliyeti aldığru, Mehmet Kutlu'nun tarihçi olduğunu,İrfan Giiltan'ın müteahhitliğe başladığnı ' Mustafa Şişman'ın eve geç gidince ha^rıımına yalan söylediğini, yedigj Allaıjp. daya}tan sonra kuışlarına devam ettiğini, boks s9."y,}fi|ıret. rı1galoğlu'nun Karedoğda telefonla patronluk yaptığnı, $üsepıin Şişman'ın iyilik etmekten fenalaştığını, $9piş Akay'ın modayr modadan ewel tikfu ettiğini, Selöhattin Sönmez'in Trabzon'a yerleşece ğini, saşan Şişman'ın Karedoğda meyhane açtı ğnı, Bedri-Çakır\n Amerika'daır peruka ısmi.rl-adığınr, Bahadır Gülay'rn çalıştığı yeri işgal ettiğini, Pelül Gülay'rn köyde pusuya yattığını, Yunrıs Tarakçı'nın ebeliğe gittiğini, Emin Şişman'ın boyunun ve yolunun değiştiğini, Ethem Kuru'nun beş paket sigaraya pilunçudu sattığnı, Ertuğrul Akay'rn (Etüli> adrna çbk kızdığnı, Irfaıı Tarakçı'nın midesinden koyun baca$ çrktığnı, _ Ş. oktay Sönmez'in bir senede iki sınıfı bırden ğeçtiğini, Bu espri yağmurundan bayanlann ıslanmaüğnı -

BİLİY.RMU*UNUZ,

ii il lı

il Ir il

İt

lf

ı!

ti

Güzel manzarasl, temiz havası ve çam kokusuyla istikbö,lin turizm cenneti, Seyran Yaylası 13


F{emşinolo |i Gelişebilmenin ilk koşulu, değişebitmedir. Bunun aksi olsaydı insanlar doğduğu gibi kalır, lisan ağlamaktan ibaret olurdu. Değişebilen insanlar, değiştirme yeteneğine de sahiptirler. Dit doğdu, din doğdu.. Dil değişti, din değişti.. İnsanlar çoğaldıkça dilden diller, dillerden lehçeler, lehçelerden şİveler, dinden dinler, dinler_ den mezhepler, mezheplerden tarikatlar doğdu.

Genel olarak Hemşinlinin kullandığı kelimelerin değişemiyeceğini düşünenler, varsa' sanırım bu kısa açıklamadan sonra düşünceleri değişecektir. Kelimeler de_ ğ'işirse bozuk olan Hemşin şivesi kendili_ ğırraen düzelecektir. İştö bd yalz- bu dü-

şünce i|e yanıldı. Yazımız her ne kadar <<Hernşinoloji> başlığınr taşıyorsa da edebi bir iddia taşımamaktadır. Bir zamanlar çok revaçta olan ve herkes tarafından kullanılan asağıdaki kelimelerin yayınındaki esas ,-rç, onlarrn zamanla nasıl değiştiğini ve terke_ ditdiğini göstermektedir. Aneak bir grup kelimeler çok bozuk olduğundan fiirk fonetiği bile, bu acayip lisanı ifadede yetersiz kaldı. Hemşinde çok kullanılan (a> ve <<e>> sesleri arasında bir ses vardır. <a>> okunsa yanlış, <<e> okunsa yanlış olur. örneğin : oturma salonu anlamlndaki <Ğ€_ Ağuvağ

Ağpeneç

Anluğ Aklecut Bulma Bobol

Cimpuli

Cazi

Çaça Çapula Çeğart

Çeynik Çeğelduş

Çevaıık

Çektuş etmek

Çerkarıa

Çeşkar Çicor

Çibortlamalr

L4

: : : : : : : : : : : : : : : : : : :

Zavallı, yazık Gübrelik Nane

Piliç horoz Yatak odası

Böcek, kurtcuk Madenİ pullar Cadr

Kuru yapraklar Terlik Karga Sahncak

Ezinti F'ıtık Su srçratmak

Lavabo

Çit kapısr

'Solucan

Çimdiklemek

Agnur Altaş yet>> kelimesinin ilk harfide yanlış olup (<I{>> olması gerekir. Bunu böyle kabul ederek okurs&k, <<Hayet>> veya <Heyet>> okunur ki, esas anlamından çıkıp, gülünç bir duruma düşer. Söyleyende kelimeyle bera_ ber aynı duruma düşmekten kendisini kur_ taramaz. Benzer olarak, esasında <<Man_ tar>> anlamrnı taşıyan <Kikayek> ile, ytlmıırta anlamını taşıyan <Kigil> yanlış ya_ zı|ır, doğru okunur. Şİvemiz bu tip bozukluklarla dolu_ dur. Kelimelerin değiştirilmesi, başka bir deyişle kelimenin yerini, başka bir kelimeye bırakması için, mutlöka bir zaman glreklidir. Hemşin dışında, Hemşinliler ellerinden geldikleri kadar düzgün konUtŞ_ Tağa çalışır ve bir çoğuda bunu başarır. ya7ık ki aynı başanlı kişi Hemşine Tç döndüğü zaman, bu dönüş on sene Sonraher Şeye bıraktıs yerden başlar. ğı olsa, Bir yenilik olsun diye normal konuşmaslnı yapmaz, şivesihi bile bile değişiirip yine Hemşince konuşur. Bu konuşmğ,'belı<ı

karşısındakinin yeni ketimelerı jnhyamamasl düşüncesinden gelir. F'akat urru_ tulmamalıür ki yenisi konuşulmadıkça es' kisi unutul a azl Hemşin dili ve edebiyatında reform yapmak Zamaİll gelmiştif artık... Ancak öğretilebilen, bilgi tıtıvıyetini kazan*. öğrenin ve öğretin.. Çiçik

Çancvel Çorlanmak

Egiş

Eğinç

F'erağti F'elamur F'oga

Ğeyt Ğıpıııı<

Ğilort

Ğeneçi

Ğeğ Ğeçel

Ğorğluk

Ğozbaııcuk

Ğuçka Haro Hadik

: : : : : : : : : : : : : : : : : : :

Taze et

Pasaklı

Zıkkımlanmak

TIcu eğik maşa

rsırgan otu Çit

Ihlamur Elbise Oturma salonu

K&bus Kertenkele

Yayık Eritme peynir tln kepkesi Kayalık çiğdem kökü

Sınk

Karasaban

Tarıe


Hodvenik

Hemşin botu Blüz Bardak

İşluk

İstİkarı

İgit

Erkek

Mişlug Maran Moca

Maşkıtep

İspin

Yara izi

Mör

Karıcoloz

Goncoloz

Mor

Omlet E'ıçı Meltem

Macik

Karğaııa

a a

Kadİn KaIaş

a

a

Kayit

a a

Kabaıı

a a

Kartof

ı

a

Kalif

a a

Kabut

a a

Kedakoç

a a

Keculik

a a

Kedalpoçik Keşkur

a

a a

Keduç Keyne

Boğınaca

şar

a

a a

a a

a a

a a

a a

a a

Mumeni

Murıırıç

Mısır kozasr

Serender

Şebuş

Şepart Şerat

Şolt

Küçük çocuk, yetim

Kemer

Kaymaklı çökelek Ifiler Kaymak kabı Başörtiısü Sarı

Kavuniçi rengi Peynir suytı

Çarıklık deri

Tapiç Teğelik

F

Salyaxıgoz F'asulya taneşi E asulya

Toloç

Sırılsıklam

Tokuş etmek

öksürmek

Tacor

Yığıntı

a

Kaygan

a

Mısır

Tavluş olmak Tanelik

Yuvarlanmak Isırgan otu yemeği

Köpek yemeği

Ttz,

Kene

Somurtkan

Uşak Varek Yessir Yağluk

Erkek çocuk Piliç Esir

Zuken

Nezle

a a

a

a

a a

a a

a a

a\

a a

a a

'a a

a a

a

..

Mrsır sapl

Seyratluk Sevazıaz

Kısa, cüce

Şi1ap

a

Mile Minci

Horoz ibiği Lahana özü

Sebİ

KoşmaJr

F'ötr şapka

a

Muncur

Yuva Laharıa ezmesi

siyaf,kı

a

Lazut Lag

Tezek

Burun, gaag

Kalın kafaıı

a

Lebuz

E'olluk

Mertek

a

Lobya

Mısır yaprağı

Punagal Pun

PiIİta

a

Lolok

Puçalı

Kurbağa yavrusu

Reyka

a

Lordu

Ateş böceği

Tıpa Eşekarısı

Ezme Yumurta Mantar Önliik Gtmlek

a

Kumbuz

Pociz Pucek

Bit, kehla

o

Kolİg Kukma Kunç

I{aşık kabr

a

a

Kodvun

Mavi

Demet

İmrenmek Kuzİne

.a

Kedak Kotol Kotolcak

Pur

Pağliş olmak

o

I(oginç

Şişkİnlik, ur

Ku1übe

Kıvılcım

a

Kokneç Köynek Kodkafa

Göbek, karın

a

Kelavlamak

Kıkayek

Hayvan yenıeği

Poçat

a

Kıg:iı

Potmoz

Ilık Çatı katı

Bilemek

a

Kıcilibukma

oğvank Pord

Çilek Yoğurt

Pertecİ Pecuş

a

Keyle

IIçurum PaJates

oçğaıı

Kıymık

Ekmek kabuğu

a

Kee

Barsak

Mola

Ekmek içi

Ambar Kuluçka Yarasa

a

a

Boynu7şl.7z

Güğiİm Yosun

Yumruk

Misket Çöketek

Kavurma kazanı Dudaklar

Tikina

Küçtik sepet

Dıiz kepçe ingirdek

Mendil

15


İşte gecede yediğimiz nefis kete ve helvaJarr yapan harumlardan bir gurup. Toplum çaJışmasr bilincine ermişler ve Derneğimiz önderliğinde bir araya gelip doğ_ duklan, büyüdükleri, kalben bağlı olduklarr Belde'ye faydalı olabilmenin yoilarrnı anyorlar. öncelikle vardıklarr karar şu; devamlı olarai. şehirde oturaJı hanrmlar Derneğe üye oiacaklar ve kendi aralannda kurduklarr komite vasrtası ile aidatlarınr ödiyecekler. Ankara v_e diğer şehirlerde tri bütiin hanrmlardarı istedikleri eşantiyoııIar Mahalleden gelenler ve dost müesseselerden toplananlarla birleşince bu seneki zeng'in piyaıgomuz teşekkül et'ri' Dileğimiz başarılarınrn devamrdır.

(ı ZL E ;

Yaza'yım bir kaç hane Gelrniş iken slrası Acep yırre çağlarmı o F'ırtına deresi

;

Biz kaldık şehirlerde Bu da geçim dövası Çamtıhemşin'de kaldı Gençliğin hiköyesi Yaz gelince açılır Eriği, şeftalısı Şöyle böyle diyerek Geçti ömrün yarlsı Yaz gelince bekleşir Ffrsrmr, akrabasl Her sene gidenlerin Rengi düzelir nasr Y'ağmuru az olsada Güneş olsa yaylası Çoban giden gençlerin Meşhurdur Muhlamasl 16

frf \-

I{ernşine gideıılerin Seviniyor tayfası Gitrıeyen gelinlerin Kızıyor kaynanasl o kıymetli Hemşinin Bitmiyor hiköyesi Yernyeşil deresinin Kulağrmrzda sesi Bilnıem neden bitmiyor Acep yağmuru yasl Eser bir garip duzgdr

Yatar mısır tarlası

Sevelim, yürüyelim Güzeldir ilerisi Mutlflka sizin olsun Herşeyin en iyisi TJzaktan dasnıktır Makrevis Mahallesi Aldanma görünüşe Kalbleri birdir hepsi.

Miışerreİ Altaş


Güzel Seyran'dan karlı bir görünüş

Düğdğ}ğuğTa.ğBffiB*ğce Doğup büyüdüğümüz, çocukluğumuen tatlı arularına sahne olan bıı şirin beldeyi her hatırlayışta, bir iç burukluğu, gözlerde bir nemlenme hissedilir. Bu his annedeıı uzak kalan bir evlödın duyduğu acry'a benzer. Hepimiz bu güzel belĞed.eır u-zekta olmarun üzüntüsü ile krvranmaktayız. Zaman zaman bir araya gelince oraya ait hatıralar dile getiriliyor. Evet kimimiz memur, kimimiz tahsilde, kimiZIJTL

miz ticari hayata atılmışız. Böylelikle

hayatım|Zt kazanmak için herbirimiz bu beldeden uzaklarda, kalmı ş|z.

Bu uzaklık binlerce kilometre olşa da ona olan sevgimizden, hanevİ bağimızdan hiç bir şey eksilmez, ve eksilmiyecektir. Hepimizin ayru hislerle dolu olduğumtJz bir gerçektir. Gönütler istiycr ki gul'-

betteki Makrevisliler arastndaki Inanevİ bağlar da ayru dereeede kuvetli ol-

sun' dayanrşma ve yardım şuuru zihinlerde asla silinmiyecek bir yer bulsun. Birlikten kuwet doğduğu bir gerçektir. onun için Derneğimize daha büyük yardım edip süratle gelişmesi için çalışma|ıyız. Eunu yapmakta geç kaldığlmlza inanıyorurn. Kuvvetli zayıfa, zengin fakire, okuyan okumakta olana yardım ederse toplumlımuz daha büytik güce sahip olacaktır.

Mahallemiz daima kıyrnetli elemanlar ye_ tiştirme Ve yetiştirmektedir. h{akrevisli olarak bunlarla gurur duyanz. MutlulukLat|a. dolu yapac ağımız bu geceyi bizlere takdim eden Derneğimizin sayın kurucularrna teşekklir etmeyi her an bir borç biliriz.

Enıs Sönmez

GEÇMİŞTEN Mimı Dede Gücü, kuweti, pratik buluşları ile bütün Hemşin'e yayılmıştır Mimi Dede'nin şöhreti. Enteresan bir çok olay geçmiştir

başındalı. Bunlardan biri şLr

:

Mimi Dede bir gün kovanr sırtına

Vurup meşeye yürümüş, eIinde de meşhur onbeş kiloluk baltasl. Meşeye varmış' tlçurumlu yollardan ilerlerken önüne aniden bir ayı çıkmış. Çok yakın olan bu karşılaşmada, saldıran aylyl Mimi Dede tek eliyle boğazından yakalamş Ve iki balta darbesiyle zararstz hale getirip yolun ,altına atmlş. Gayet rahat yoluna devam eden Mimi Dede işini bitirip ,dönerken ayınm öldüğünü görünce <<Yazıklar olsun iki baltalık Canınlamı karşıma çıktın>> demiş.17


Göçler Hemşinin Hemşinin en gözde eğlencesi

Biı: göççü

g'rLl;bLl

Samistal yaylasında

POKUT Pınarlann çoktur, akar çağlarsın Ge}ince ilk bahar dolar taşarsrn Gün gelirki tarihlere geçersin Fakat yine sonun yoktur ey Pokut Çarnlartn dizilmiş sanki bin dizi Çiçeklerin açar sart, kırmızı Giyinmiş kuşanmlş gelini kızı F akat yine sonlrn yoktur ey Pokut Yeşil senden alrnış parlak rengini Horanlar türküler hoş ahengini Arasam bulamam senin dengini Fakat yine sonun yoktur ey pokut Hep dolar gözlerim, andığım Zarflaı.L Gözlerimde ferdin, dizimde derman Sana lflyık değil elbet bu destan F akat yine sonun yoktur ey Pokut Enis, bu destaıı- yazmakla bitmez Yüzyil yaşasanda bu ömür yetmez rnanırım herşeyin bir sonu var da F akat senin sonun yoktur ey Pokut 1g

Eni,s Sönmez


Derneğimiz tarafrndan oııarilan Mahallemiz Camii

BU DİYAR-" Kalbimin hüznü ile Döksem biraz derdimi, Avuta bilirmiyim Bilmern ki ben kendimi. Bu bahtsız nıenıleketiıı Naçiz bir evlaclıYlffi, Yeşil yaprak, akar Sü, Yıllardır esiriyim. Tulum Coşmuş seslenir Geıqie}_"e nağmesinden,

Titretir yürekleri Parrnaklar arasrnden. Kopar amaa jıı-ı yerden Servetin en büyüğü, + Içimde naksedilmis

B; ;ıerieri-;r"ğ; Değişnnem hiçbir ş€ye Ben bir yeşil dalrrnı. Ayrılmam btı diyardaiı /ılsalarda Caniml.

Asım Al,tas

Analarrn Çilesi


MAffALIrİ İSIüILEB Derne$mizin tertiplediği "arıket neticesinde seçilen yeni isimter aşağıdadır. Bütifuı MaJ<revis'lilerin bu isimleri kullaıımalarını, bunlarrn yerleşmesinde yardımcı olmalarını rica ederiz.

ypşİ İSİMLEıR

ESKİ İsİnrıER Ağrem Ağup

a

a a

Akletar

a a

Çelina

a a

Edempos

a a

Eğnetap

a a

Eğrger

a

Ğacina Ğeüş1i

a a

a 'a

Ğamiçor

a

Ğaııce}rleğ

a

Ğuseker

a

a

'a a

a a

o

a a

a a

a a

a a

a

Odok

t a

0rtan

Paşorti Pokut Pogina

ştrNMEşE ISIRLIK oRTAçAYIR GÖLGELİ KAVAKLI SALINCAKLI GÜRMEşE

a a

Mersuk Melikipos Noğra

oçkeldeğ Pagendoğ

FETEK rAş

a

Isırlık Karsanduğ Kağanud I(avagısert Korceldeğ Meğo

KİRAzLI AKDAĞ TERLETEN KARşIYAKA GEYİKLİ KoşUDİJz KURU IRMAK AVGER KÜLTÜn SIRT DERİN IRMAK

a

a a

a

a .a

a

a a

e a

a

Pilunçut

a

Siyamkar Şeğetur

Tap Ta^rıevit

Taııcor

Vark'ın Diizü 20

OTLUK ORTAN .YATAK

BEKLEME BAŞÖRTÜ

a

Poşğut Pocispor Sale Saleys Samistal

KAVşAK MELİK çAYIR,I KEsTANELİK

a

a

a a

ı a

a a

a a

a a

a a

a J

a a

a a

a a

SEYRAN KONAKLI çİsELİ çOBAN DİJZİJ NAZLISU KTNAROBA KARASAL SEMA SIRAKAYA cEvİZLT DÜzLüK TANOVA SANAYİ YOSUNLU


gİn

IEHI,çğETfuİzE

üi&

B.UoüN ı{tt_.vgp1,1p,

riıIZANDIRACAK

Bııt

}.\tKI

İM&Ar ııİLyARL^R İ

YARIN }lADDEs

FABRİ}(ALARilA

ül

li

i I

M0T0RLU ARA0LAR0A --

ılrılı lııçr GEıtJılClLlıfiE ,.rrı

i l

APARTMAı{LARDA

#rtMV/J# İ. ıI R'xzA ı ı*

ö

F U-E

Ar

ny A K

ENDüSTR|0E

l

+ TRAı$ünLER0E T L A R . M oTo Rı rqtkııAzoT> ı

VE HAM PETRoL ıçıNE KoNULAN (KATKI> MADDESı

s

rmıvrx

MEMLEKETİıılzıır

İI\{AL EDİLMEKLE MİLYoNI_ARcI

sıĞı.l.n.

ıİRr DöVız

TASARRUFU-

ffi truıvex

E

s

E

YAKITIN ıçI.\DEKı xÜxÜRT.vg VANADıUM'UN Körü TEsrRLERtNı BERTA_ RAF EDER. TAıIyAK ARAç VE MAKıreı_rntx YAKITINDAN TAsARRUF seĞıın. reııvn<

DüNYADA TAMyAK

EDEREK

E

YAKITTIR.

TAM YANMA\'ı fEMtN ETTIĞİNDEN DUMANI AZALTIR VEYA TAMAı,ıEN YoK

ffi ımını<

'.fr

ıLK MEMLEKETİMıZDE İMAL EDıLEN rıııİrı BıR

lNsıx sAcLIcıNl

YAKIT DEPosU F.{ MANİ oLUR

vE

KoRUR.

ıRTlBAT BoRtıtARINDA SU BıRıKıNTıLERİ vE ToRTUUI.

rrırvrr

YANMA BAKI}'ELERıNı escınl HADDE İNDıRMEK suıerİyıg YAJ(ıT sısTEMINDEK! TERESSüBATı YoK EDER, AŞINİVL{I-ARI öNLER. TAıfyAK MAzoTU (MoToRıNİ) TAMAMEN YAKTıĞıNDıN KAMYoNCUuR.I oıogüscü_ LERE HE}ı TAgrRIıUr sıĞııı vE HEMDE MoToRUN çEKış GücüNü ARTI.TIRIR

fi reırYrıc }-MAZoTUN (iiöıoııx'ıx) soĞurrıN DoN[,ıAsıNı öNı,en. E TAııyAK PETRoL oFİsı ıünrİyğİB YAYILMış BüT(}N TEŞKİIJTİyıg, HtzMETı NıZDEDıR

EMRıNıZDE vE

BÜrÜN DEPoIJ\RıNDA vp gıylı-ERıNDE BUt-ABıLıRsİNız.

MAtlNıtjT PDTR()L fukitler, Esenboğa,

t\IACtT

ofis narİİ

IsrANsuı

yolu ?, 13, 16 ve 45 Km. lerle

KIZILAY ISTASYONLART EN MODERN tesisleri ile Emrinizde

Hizmetinizdedir. Telefonlar:

İskitler Merkez

Depo ve 7. Km. 13. Km.

Kızılay

10 40 68 a a

:

11 35 69 tL 77 35 11 53 07 13 65 81 13 18 75 13 10 00 12 96 01

ve


:ffi ffi ffi ffi ffiffi ffi ffi ffiffi ffi ffi ffi ffi ffi ffiffi ffiffi tr

T.c.zıRfuAtr BANı(ASı

ü2

HER YERDE HFNZAAI,4N

h izmetinide

itrffi

ffi ffi ffi ffi

üı

bulunmalçınn hvanç dıüwr

wffi

ffi ffi

trtrwffi trffi wffi

ffi

ffi


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.