$bt
iliıııiı] Iolu İıe ı ltullıınmııyr ıoğ]U EN eüyürc nüşMAN CEHALrrrİn
YIL:1
sAYı:
I
k
r:
ğ.'-
İmtiyaz Sahibi
Hemşin Kültiir ve
Kalkrndrrma Derneği Ba,şkq'nr
Mustafa PARLAR,
YIL:1
HEMSİN
Yayın Müdürü A. Galip ORHUN
İdare Yerİ Konya Sokak İşkur Han l(at 2 No. f8l19
SAYI:
NİSAN 1968
BAsıLARKENııı ve Hemşİnlİnin dertIerİ çoktur. Bütün Hemşinliler, bu dert_ lerİn halledİlmesinİn, betdemİzin daha güzel, daha bayındır olmasının, herkesİn refaha kavuşmasınln hayalİnİ kurar. Hemşinlilerin bu yönde çe_ şİtlİ fikİrlerİ, İuİulmasını İstedİkleri yollar vardır. Hemşİn'İn
Hemşİnlİler Türkİye'nİn 67 İlİne de yayılmışlardır ve hepsİ de Hemşİn ile doludurlar. Hemşİn'İn, Hemşİndekilerİn Ye dİğer illerdekİ hemşehrile-
rİnİn haberlerinİ alabİlmenİn özlemi içerİsindedİrler.
Derneğimizİn organı olan YEşıL HEMşıN Dergİsİ, kalkınma ve iterle_ me yolundakİ bu çeşitlİ fİkİrlerİ bİr araya geİİrerek hemşehrilerine ve taİ_ bikaİçılara duyurmaya çalışacak, bütün yurda yayıImış hemşehrilerİmİzden ve Hemşin'de yapılan çalışmalardan haberler verecektir.
l.
t-
YEşİt HEMşıN hemşehrİlerİne Hemşİn dağlarının kokusunu, yayta yollarının özlemİnİ, derelerİnİn çağıltısını, terlemİş Horoncularının duygularını verecek, molada yenen mıslr ekmeğİnİn lezzetİni, soğuk pınardan İçilen suların tadını, coşkun tulumunun sesini getİrecekİir.
t, I
Derneğimİzİn çalışmaları burada duyurulacak, Hemşin'İn sorunıarlna elbİrlİği İle bu satırlarda çözüm yolları aranacaktır. Elİnizde İutİuğunuz İlk sayımızda pek çok eksİk|erİmİz olduğu bİr gerçektİr. Bu eksikleri iyi nİyeİİmİze ve Ankara'da 4. Mayıs. 1968 günü yapılacak Hemşİn Gecesİ'ne özel sayı olarak yetİştİrebilme gayretıne verme_ nİzi dİlerİz. Hepİmizin dergisİ olan YEşıt HEMşıN, daha İyİ daha güzel olma yolunda bütün hemşehrilerİmİzİn Yaz',' makale, haber, fıkra ve şİirlĞrİnİ bek_ lemekİedİr.
Daha İyİye Saygılarımızla,
ve daha güzele hep beraber varacağımıza İnanıyoruz. YEşıL HEMşıN
J.
1
K0Y ve K0TGÜtÜK okuyucul aİlm|za ilk sayısrnr sunmakla büyüı. uı, zevk duyduğumluz bu dergi köycü_ memıeketimizde yeni bir zihniyeti'
lüksahasındayenibirgörüşveanlayışı temsil etmek emelindedir'
köylüsünün hakiki durumu senelerce ewel iırtilöbcı ve halkçı Atatürk tarafından şu çok kuwetli ve manidar : sözlerle açık bir şekilde ifade edilmişti
fiirk
<Yedi asırdanberi cihanın dört köşe_ ke_ şine sevkederek kanlarınr akttığımrz' inıı.ıerı* yabancı topraklara bıraktığımrz ve yedi asırdanberİ emeklerini ellerinden alıp israf eylediğimiz ve buna mukabil aaima ta,Irkir, tmzi| ile mukabele ettiğimiz ve bunca fedalrirlıklanna ve ihsarılarına
kaşr naıüörliik, küstalıtık ve cebbarlık_ la uşak menzİlesine indirmek istediğİmiz bu asil sahibİn huzurunda bu gün ihti_ ramla hakikı vaziyetimizi
alalım'>>
Bu sözlerin söytendiği günlerden
bu
güne kadar geçen zaman zarfında Türk [tıv" için hiç bir emek sarfedilmediğini iddia etmek en basit manasiyle bir haksız_ lık olur. Fakat bu güne kadar köycülük sahasındaki çalışmaların, yurdun dört ta_ rafinda, dağınık ve bakrmsrz, fakir ve muhtaç, saysı 40.000'e varan Türk köylerine neler getirdiğini de kendi kenümize sorabiliriz.
Hakiki manÖsiyle köycüIük hareketi-
nin Türkiyede ne zaman ve ne şekilde baş_ ladığını kati olarak tesbit etmek imköru_ na malik değiliz. Yakın tarihimizin hemen bütün hadiseleri gibi bu da, malfım oldu_ ğunu zannettiğimiz engin bir meçhulöt ,ı"*i'ru dahil bıılunmaktadır' Daha faz' lasrnı beklemek ve ümit etmek de bu gün_ kü şartlar altında esasen mümkün değildir. Nasıl olsurıki ? 1950 5nlında, yirminci asrtn ikinci yansrru idrak eden bu ilim' löboratuvar ve atom dünyasında her çe2
Yaşar I{ABAYAI'çIN şit fiirk araştrrrcıları bir Milli Kütüpha_ iıe'den ve ihtisas <<arşiv>> lerinden tama_ men mahrum bulunmaktadır'
ya'
Türkiyede son zamanlara kadar hare_ pılan ı<tıyciııtıgün _başlıca ve köy kalkrnmasl : vardır şu hususiyetleri i<etinin resmi 1 _ Bu hareket hemen münhasrran veya Halkevleri gibi yarl resmİ müessese_ Bu ıer tarafından id,are edilmiştir' 2 isve hareket bütün fiirkiye'ye şamildir aşağıya> tikameti tamamen <<yukardan Bu hareket köy monograd.oğrudur. 3 filerine dayanmamrştır' Yani başka bir ifade ile köyün hususiyetleri ve ihtiyaçlarl ayrr ayrı tetkik edilmemiş ve köydeki kalkınma hareketi böyle tetkiklere istinat eden, ciddi bir şekitde hazırlanmtş muay_ yen plflrılara göre idare edilmemiştir' 4 ktıy"tııtık hareketi çok defa köyıı taruma_ ya;, köyün dışında kalan kimseler tara' fından yürütülmek istenmiş' köye asıl faydalı olabilecek <köyden yetişmiş mü_ newerler>> ve bizzat köylüter bu hareket_
te
faz|a
bir rol almamrşlardır'
Bu dergiyi çıkararüar fiirkiye'de müessir, verimii ve hakiki bir köycüIüğün ancak şu şartlar altında gelişebileceğine Kültür ve kalkın_ inanmaktadırlar : 1 dırma dernekleri mümkün otduğu kadar mahalli kalmalı ve bütün faaliyetlerini muaJryen bir veya bir kaç köy üzerinde teksit etmelidirler . 2 - Kültür veya kal_ kındırma dernekleri her çeşit kademedeki idari teşkilxtla en geniş şekilde bir iş ve emek birliğinin meydana gelmesine bjl_ hassa ehemmiyet vermelidirler' 3 - Mahalli dernekler kendi bölgelerine komşu olan diğer bölgeleri kalkındırmak isteyen başka derneklerle de azami bir iş birliği_ nin gelişmesine gayret etmeli, kendi aralarındabumaksatlabirlikler,federasyon. lar kurmağr gaye edinmelidirler' Birgün (Devamı 16 da)
DEııNEı(
FAALıYETLERı
Hemşin'in coğrafİ, iktisadİ ve sosyal yaBısında kalkınmayı etkiliyen birçok
Y
faktörler vardır;
Toprak darlığı, erozyon' iklim şart|arı, verimsizlik yanrnda ilkel çiftçilik, aile yaprsı, sosyal dayanışma ve hamle noksarılığnı esas olarak zikredebiliriz.
.
Kalkınmada her şeyi devletten beklemek veya tamamen ferdİ çalışmaya yönelmek, bu asrın görüşüyle çelişik bir durum yaratır. Devlet yardrmlarına ve ferdi çabaya dernek faaliyetlerinin eklenmesi faydah olur. Mahallİ kalkınmada derneklerin rolünü incelemek için bir misal olarak Makrevis Mahallesi Yardımlaşma ve Kalkın_ dırma Derneğinin faaliyetlerinden bahse_ deceğim.
Dernek, mahalle gençlerinden bir
grup tarafindan hususi bir toplantıda mahallin umumi ihtiyaçlarını karşılamak, ih_ tiyacı olanlara yardım etmek ve Hemşin ruhunu Ankara'da devam ettirmek gayesi ile kurulmıştur. Takdire değer husus, fİkrin ııırııımİ tasvip göımesi ve faaliyete
Dt. Yunus YÜCEL Makrevis M. Y. Ve
K. Derneği
Başkanı
geçenlerin hepsinin ilkokul mezunu olmasıdrr. Bu gönül ve güç birliğinin üploma ve etiket olmadan da muvaffakiyet yollarıru açtığnın giizel bir örneğidir.
Kuruluş yıllarııun mahallİ meselesini sağlık ocağı yapımr teşkil eder. Bu hususta dernek maddİ, manevi büyük çaba göstermiş ve yardım etmiştir. Diyebiliriz ki; bugün Hemşin'de bitmek üzere olan Sağ_ lık yurdu bu Derneğin ve yardrmlarıru esirgemeyen üğer dernek ve şahısların Hemşin'e kazandırdığı ilk ve en muazzam eserür. Bilfi,hare mahallenin merkezini teşkil eden Karedoğ'un umumİ pliru tesbit ve tasdik ettirilmiş, bu plöna uygun olarak su getirtilmiş, çeşmeler yaptırılmıştır. Yine Karedoğ'da, fiirkiye'de köylünün ken_ di gayretiyle yaptırüğl en eski okrıl olan Atatürk İtkokulunun umumİ ihtiyaçlarını (Devamı 15 de) 3
]t]t]E N4tŞ
jisY \r]E
Çocukluğumdan beri Hemşin'li ol_ makla iftihar etmişimür. Sebebini bir eümle ile izah edeyim : Hemşin'liler medeni insarüardır. Maksadımr izah için, kendi görüşüme göre medenİ olmak ne demektir, kısaca anlatmak isterim. Bugün teknik ve ilimde tekömül, iler_ leme medeniyet olarak kabul edilmekte ve meselfl; asfalt yolu, çamaştr makinesi, uçağı, radyosu, sineması olan velhasıl as_ rtn kolaylık ve imkönlarrndan istifade edebilen topluluklara medeni, aksiııe; bunlardan mahrum bir cemiyete gayri medenİ denmektedir.
Bence bir topluluk teknik bakımdan ne kadar geri kalmış olursa olsun, şayet o toplulukta fertler yekdiğerinin hürriyetine hürmetkör ise o topluluk mederıi bir topluluk ve o insanlar medenİ insanlarür. Biz Hemşin'liler öteden beri medenİ insanlarız. Hemşinde hırsrzlrk, cebren rrza geçme' kadrnlara, kız|ata lA,f atma' mesken masuniyetini iilal gıbi yıJız krzartıcr suçlar işlenmez. Hemşin'li Hemşin dışında da bu suçları işlemez.
Bu yazıyr okuyanlardan Hemşin'li oImayanlar belki mübalağa ettiğim zehabına kapılabilirler. Hemşin'in bağlı olduğu Çamlıhemşin ve Pazat Adliyesinde yapılaeak krsa bir soruşturma bu iddiamr teyid edecektir. Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerimizde binlerce Hemşin'li yaşamaktadır, diğer illerde keza büyük miktarda Hemşin'li vardır. İddia ediyorum ki; buralarda yaşıyan Hemşin'liler de yüz kızartıcı suç işlemez|et. Fatzı muhal, suçlu Hemşin'li bulunsa bile suç yüz kızattıcı değildir ve suçlu nisbeti binde değil belki on binde birdir. Yukarıda Hemşin'linin
ahliki
menyetlerinden bahsettim. Ancak Hemşin'linin bunun yanrnda başka meziyetleri de vardrr. 4
]t]t]E
N4tŞfr sYnJfr Yazan Kadir DANIŞOĞLU
Hemşin, coğrafi durumu ve iklim iti_ bariyle ziraate müsait olmadığından Hem_ şin'li 100 sene evvelinden geçimini yabancr memleketlerde temin mecburiyetinde kalmrş, 50 sene ewelİne kadar İran, Rusya, Polonya ve Almanya'ya kadar gitmiş' oralarda fırıncılık, pastabılık 1zapmrş, ka_ zandığı parayr köyüne, anaslna, babasrna ve çoluk çoeuğuna göndermiştir; Burada bu münasebetle çok mühim li,ii noktaya temas etmek isterim : Hemşin'li devamlr olarak dış memleketlere gittiği' senelerce yabancılar arastnda yaşadığı halde, örfü_ nü, f,,detİni, an'anesini kaybetmemiş, dejenere olmamış, köyünü unutmamrş, üs_ telik gördüğü iyi şeyleri almış, köyünde tatbik etmiştir. Ezcümle, 40 sene ewel barometreyı, krema makinesini, fotoğraf makinesini, misafir odasrndan mutfağa zi| tertibatını köyümde gördüm. Dışarda para kazanan Hemşin'li köyünde konak misali binalar yaptrrmış, aile fertlerinin ayrı ayrı odalarda ve karyolalarda yatmasını temin etmiştir. Bu sözlerim yek nazatda yersiz ve lüzumsuz görülebilir, ama, 40 sene ewelki fiirkiye'nin bir köşesinde dağlar arasında sıkrşmış, büyük merkezlerden uzak, yoldan mahrum Hemşin denilen köylerden ibaret bir mıntıkada yukarrda anlatılanlarln mevcudiyeti cidd.en üzerinde durulmaya değer önemdedir.
Hemşin'li ilim ve irfana da çok değer vermiştir. Ya|ıız ve yalnız kadınlı erkekli köylülerin gayreti ile ilkokul değil, bugünkü ortaokullara tekabül eden Rüştiye mektepleri inşa ed.ilmiş ve bu suretle Hemşin'den binlerce münevver insan yetişmiştir. Hemşin'li ticari hayatta da çok muvaffak olmuştur. Yalnız Ankara'daki ticarİ müesseseleri gözönünde tutarsak bu mevzuda faz|a izahata lüzum ka|maz.
Işte böyle insarı]an yetiştiren mem(Devamı 15 de)
TARİHTEN BİR YAPRAK Yıllardan beri, Hemşin'in kalkınma_ Sl, kalkındırrlması için pek çok tartışma yapılmış, }ollar araştrrrlmış, çeşitli fikirler ileri sürülmüştür. Tartışmacıların birleştikleri unsur, kalkınmanln <Kültür> yolu ile temin edileceği hususudur. Kültür ve kalkınma konusunda ilginç bir belge olarak 4 Mart 1950 tarihli Hemşin Dergisi'nde;.ı aidığımız bazı pasajları sunuyoruz.
8.1.1950 tariiıincie Ankara Halkevi Temsil Salonunda II. Genel Kurul Toplantısrnı yapan Hemşin Kültür ve Kalkındırma Derneği mensuplarlnrn Hemşin'iıı kalkındırrlmasr için ileri sürdükleri fikirler şunlar Sayın Haydar Ertaır : <okuyaniar Hemşin'e dönmüyorlar. Hemşinliyi Hemşin'e bağlamak için tek çare Ftremşiır'i lialkrndırmaktır. Gaye, kültür ile bir kaç Hemşin'liyi değil, bütün Hemşin'i kurtar_ maktır. Bu bakımdaıı Derneğin isminin Hemşin Kalkındırma Derneği olarak kalmasıru teklif ederim.>> Sayın İsmail Akay : <Kültür kallıın_ drrmanın içinde esasen varcrr. Hemşinii kültürden ya|nız olıurnayr anlar Ve olruyanlardan ne gördük ki, ol<uyamryanları okutalım der. Hemşinli kalkındırma isminden çok şeyler ümit etmektedir. Biz :
onun nabzrnr yoklamaya mecburuz. Hemşinli bunu istiyor.>> Sayın Kdzım Güven : <Isim mesele_ sinde ortaya atıIan fikirler iki kelime üze_ rinde toplanmrştır. Kalkındırma ve Kiiü_ tıj,r. Bazı arkadaşlara göre, kültür deyin_ ce Hemşin'linin anladığı möna şudur : Çocuk ilk mektebi lıitirecek, orta mektep ve liseden Sonra ünir'ersiteye gelecek. Doktor, mühendis veya Avukat olup bir daha köyüne dönmeyecektir. Kültür keli_ mesinin manasl bence asla bu şekilde an_ laşılmarnaIıdır. Hemşlnli, ocakta yağ erit_ mesini bilmiyor, doğru dürüst bir armut aşisl yapamiyor. Bütün bunlar kültür mefhumuna girmektedir. Biz kültür yolu ile bun]arr öğreteceğiz. Kültürün ya|nız okuyup memur olmak olmadığını Hem_ şinlinin kafasına yerleştirecesz.>
Sayın Yaşar Karayalçın : <(... Bun_ dan başka biz hakiki kalkınmanln ancak Ve ancak kafalarda vukubrılabileceğine inanryoruz. Bize maddi kalkınmanln imkAn Ve şartlarıru hazır|ayacak olan ma_ nevi kalkınmadrr ve bu çeşit kalkınma da ancak kültür yolu ile yapılabilir. Zihilyetleri değiştirmeden bir hareket, bir iler_ leme yapmağa imk6.n varmrdır 7 Biz eğer bu manevi havanrn teşekkülü davasrnda muvaffak olursak, maddi kalkınma ken_ diliğinden meydana gelecektir.
J-
DERNEı( HABERLERı ı
KOY MUHTARINA
MEKTUP
Çamlıhemşin merkezinde bir toplan_ tı yapılmıştı. orada da söylendi. Köy muhtarr, köyün kalkınmasında rehber durumundadır. Muhtar, okul öğretmeninden soracak, cami hocasrna danrşacak, ziraat teknisyenine gidecek, veterineri çağıra_ cak, kaymakamdan yardım isteyecek ve böyleee suyu arka bindirecek. Müjdeler olsunki, su arka girmişdir. Arkın önünü biraz daha açmak gerekir.
dır. Yolkıyı köyünde kurulan boğa istasyonundan köyler löyikiyle istifade edemi_ yorlar. Jersey cinsinin faydalı olduğu an_ laşılmışür. Toroslu, senelik izninin birkaç gününü Çamlıhemşinde geçirip köylüleri aydınlatrrsa memnun oluruz. Hayvan besleyiciliği d.eyince, akla yem gelir. Kooperatif her sene Erzurumdan süt yemi getirir. Bu sene zamanrnda kredi alrnamadığından süt yemi 15 gün geç gelü. Bu yüzden çevrenin nakit ola_ rak kaybı beşyüzbin liradır. Bankadan kredi alrnrrken köylüler işgünü kaybeder_ ler. Kooperatife 30 ila 40 bin iiralık döner sermaye temin edilirse ağır yük ha_ fiflemiş olur. Burada. Çamlıhemşin mer_ kezinde kooperatife çömertce depo verdi_ ğinden osman Kurtuluş'a, kreü kolaylığı gösterdiğinden Çamlıhemşin Ziraat Bankası elemanlarına teşekkür ederiz. Çevrenin turistik gelişmesine hizmeti geçen İlk öğretim Müdürü Nuran beye de te_
İstanbul'da çıkan Hemşin Dergisinin son sayrsrnda Hayri Bayraktaroğlu'nun (Nuray) çay işletmeciliği üzerine bir ya_ ztsı var. Hemşin nahiyesi çay işini hallet_ miş durumdadır. Çamlıhemşin havalesinde 6 fle 7 köyün çay işletmeciliği inceleme konusudur. Bu köylerden Ankara'daki derneğe bir mektup gelmiştir. Tarım Ba_ karüığından takip edilsin diye. Yönetici_ ler ilk firsatta bu işin peşine düşecekler. Sayın Hayri Bayraktaroğlundan rica ede_ lim. Bu işi üzerine alsın ve köylerin derdine bir çözüm yolu bulsun. Kendi sözünü tekrar edelim. Bu, ihtisas işidir. Hemşin Dergisinin geçmiş sayıların_ dan birinde Ahmet Toroslu'nun bir yazısı var. Hemşinde hayvan yetiştiriciliği iızerine. Bu yazı dernek tarafından teksir eülerek çevrenin her eüne dağıtılmalıdır.Sayın Toroslu'dan bir aiıeşmı, olacak_
6
şekkür ederiz.
Köy muhtarlarırun ve ihtiyar kurul_ larınrn çok çalışmalarrnı ve hepimizin on_ lara yardrmcı olmasrnr candan dileriz. .
9*
*'***,****ü+9** ütü***** ttü****+* t 9
YeşiI temşine
lbone i
0lunuz.
YAYLAYA
G',()ç
Yayla göçü varüye, çalınır tulum, neyler
Sıra,lanır yollara, rengaıenlr genç giizeller, Her taraf örtiilüdiir giçeklerle bu mevsim, Bu giizel yaylaları göıenler cennet derler. ŞeIöIeIer dökiilür ytiksekten onginlere, KuIaIrIar şarkr nara ve nağrnelerle inler. Çoban kavalı çalar yanrnda kuzu meler. Şairane hayattan çoban besler emeller. Garip bİr çoban çalar bu ata müziğini, Kavaldakİ ahengi bütiin vad,iler ürıIer. Giin biter gece olur göç konaklar yolla,rda, Yorulmalr rıedir bilmez neş'e ile gülenler. Çıngrak sesi huhular arşıalaya çüar Varrnca tam yaylaya sevinir metrük evler. Çoban kavalı çalar yanında kuzu meler, Şairane hayattan çoban besler emeller.
Kemil
özxex
Bir Resim Ifuşısında Bir resim var ki her alışa,m dalanm hatıraya, Dört asır ewelkİ bir bir getİrir arü sıra, Rütımın hüznüne dalmış koca barıtıyla ged,
Beklİyor şanlı sefer mevsiminİn gelmesini. Bir zaman gıkmrş ıızun ceng ve sefer yollanna, Düşmüş ıtk hamlede üIber cezayir kollarına : Satlanıp geçmış asırlarca öniİnden Tulon'un; Kaç nesil haşmeti tlillerde sürüp $tmİş olllıIı.. Yolverin kalyona çıI$n palamo5, Nis, Ragüze, Bak donanma'yı hummayıın geliyor beldenize; Yolverİn Barbarosun firtınalaşmrş erİne, Hışmının enkazıdır şöyle dönüp bak geriye; Yolverin Poı"tekİz, İspanya asü başlı rodos, Yolver ey gözleri hasretle yakan nazh tunus : Sergüzeşt aşluna aşkrna duşmuş ne yaaık haçlı rodos; Barbaros kiikreyerck çütı donanmayla yola... Eyvalı artü vııruyor derya'ya son kampanası. Kaçarak kurtulacaksın kaçrver armadası : Tanrınln İnsafıdrr kurtulabildinse eğer, Git uzaktaş bu firar Emrı İIöhıyı değer.. Ben o gün seyrederek sarhoş olup debdebeden' Gİrmİşim tarİho bir anda kiiçiik çerçeveden.. Sonra heyhat o şirin ruya,ya ettim de veda, Giiderim yaşıa bakıp geçtim uzak saltanata.. Ankara : NAZİF F. AKINCI 7
t-
HABERLER Şen Yuua l(öyü Hayvan Besleyicileri
I
I
I
i I
l(ooperatİfİ Çalışmaları 1963 yılında kurulmuş olan Şenyuva köyü Hayvan Besleyicileri istihsal Koo_ peratifi çalışma alanınr Çamlıhemşin ilçesi srrurlarrna kadar yaymış bulunmaktadır. Şenyuva'dan başka pek çok köy de bu kooperatife dahil olmuştur. Kooperatifin başlrca konusu hayvan yemi temin etmektir. Ayrrca fig, külür tohumluğu ve sun'i gübre de getirterek ihtiyaç sahibi üyelerine dağıtmaktadır. Kooperatif yöneticileri her sene kış mevsiminde dahi Rize, Erzurum veya üğer illere giderek ihtiyaç maddelerini bü_ yük zahmetlere rağmen temin etmekte_ dirler. Çuvalları sırtlarında taşryrp, depoda muhafaza eden, tartıp ihtiyaç sahiple_ rine dağıtan, banka borçlarınln zamanın_ da ödenmesini temin eyleyen, üye kaydı için büyük bir gayretle çalışan İlçe mer_ kezinde kahveci Ayhan Karayalçın'a, Tah rirat Katibi Yaşar Burum'a, Belediye eski Muhasibi Yusuf Birgül'e, Zitaat odası Başkaru Ensar Carutez'e, Şenyuva köyün_ de kahveci Kemal Güven'e, dükkancı Mev_ lfıt Şenocak'a, çiftçi Hüseyin Akçay'a,
orman Memuru Yunus
Danışoğlu'na,
Muhtar ömer Tekin ve çiftçi Mustafa orhun'a görevlerinde başarılar dileriz. 8
C)RTAYC)L YCıLU Yücehisar (Lamgo)'dan başlayıp Or.
tayol (Meleskür) köyünden geçerek Çingit'e ulaşacak olan ile ilgili çalışmalar hız-
lanmıştır.
Köylülerin aralarında topladıkları paraya ilfi,veten Köy işIeri Bakanlığı'nln tahsisatı ve Rize ilinin gerekli yardımları ile bu çok mühim yolun krsa zamanda bi_ tirilmesine çalışılmaktadır. Bu hususta büyük yardımları olan Sayın Rize Valisi ve Pazar Kaymakamı'_ na teşekkürü bor borç biliriz. ÇAMLIHEMşİN KAYMAKAMI BAŞKA rLçEYE ATANDI Çamlıhemşin kaymakamı iken bir başka ilçeye atanan Sayın E. Zihil Gür_ soy, krsa süren görevi srrasrnda çalışkan_ lığı, alçak gönülliilüğü, dürüstlüğü ile çev_ rede derin bir iz bırakmıştır.
Yeni kurulan bu ilçemizde, Hastaha_ ne ve ortaokul inşaasına yardlmct olmuş, kaplıcalarr şahsİ gayreti ile yaptırmış, Hayvan Besleyicileri Kooperatifi,nin gelişmesine çalışmış olan saJrrn E. zilnil Gürsoy'a bundan sonraki görevlerinde de başarrlar dileriz.
DI a
St
SAGLIGI
Genel olarak Hemşin bölgesinde diş çürükleri, ağız, dişeti ve çene hastalıkları bakrmından farklı bir durum yoktur. Ancak, ihmal, maddi ve tıbbi birçok imkin_ srzlrklar tesiri ile çürükler çok yaygın, diş etleri umumiyetle sıhhatsrz ve diş taşları boldur.
Bu yazımrzda tıbbi bir iddia taşına_ dan takip edilmesi icabeden yol ve pratik çareler üzerinde duracağız.
Diş çürükleri : Sebepleri çeşitiidir. Genel olarak ağızda mevcut yemek artık_ larınrn meydana getirdiği asitin tesiriyle kireçsizleşen krsrmları bakterilerin dağıt_ ması ile meydana gelir. Buna ilive edile_ cek yani çürükte rol oynayan birçok se_ bepler ve idüalar vardır. Dişin teşekkü_ lündeki kalsiyum eksikliği, teşekkül hata_ ları, flör eksikliği, grdasrzlık, diş şekilleri, bazı hastalıklar, diş taşları gibi. Mühim olan bakım ve tedavide takip edilecek yoldur.
Diş bakımı deyince esas fırçalama_ dır. tr'ırçalama muayyen bir teknikte ve
muayyen zamanlarda yapılmalıdır. Gaye ağızdaki yemek artrklarrru gidermek olduğuna göre her yemekten sonra dişleri firçalamak lözımdır. Bu hususta ihmal_ kir olunduğu için hiç olmazsa her akşam mutlaka firça kullanmak icabeder. Frrçarun ağız kısmı krsa, uçtaki kıllar uzun ve mutlaka hekim başka bir şekil tavsiye etmemişse kıl olmalıdır. F'ırçanrn ömrünü uzatmak için iki tane almak ve sırayla ku]lanmak gerekir. F'ırçalama tekniğ çok defa alışıla ge_ lindiği gibi dişlere dik ve kuwetle bir iki defa sürmek şeklinde değildir. Hafif dairevi hareket yapacak şekilde esas hareket yönü diş eksenlerine paralel olmalıdır. Taz|a bastırılmamalı ve fırçalama müd-
Yunus YüCEL Diş Hekimi
deti üç dakikadan az olmamalrdır. Dişlerin her tarafi fırçalanmalr ve tükürmeden bolca su ile ağız iyice çalkalanmalrdır.
Diş taşları : Koku yapmasl, estetiği boğması, diş etlerinin çekilmesi çürümele_ re ve dişlerin kaybına yol açan bazı has_ talıklara sebep olmalarr bakımrndan mühimdir. Teşekküllerinde gıda ve gıdalanma şekli' su ve tükrükteki kireç miktarr, diş şekilleri ve bakım esas rolü oynar. Önlemek fırçalama ile olur, fakat tam netice ahnamaz. Mutlaka en az senede bir defa diş hekimine müracaat edip biriken taşları alürmak l6,zımdır. Birçoklarrnın düşündügu gıbi diş taşlarrnın kazınması hekim tarafindan ve usulüne uygun olarak yapıldığı takdirde minenin çizilmesi gibi en ufak bir zatarı yoktur. Diş etleri_ nin iltihaplr ve sıhhatsız oluşu umumiyetle diş taşları gıdalanma ve bakrmla ilgi_ lidir. Fazla ilerlemesi dişlerin kaybına yol açtığı için mutlaka tedavi ettirmek icabeder. Her şeye rağmen ve çok defa bir çok şeyler ihmal edildiği için diş çürükleri bol ve yaygındır. Diş korunmasında esas olan hekime müracaat, iptidai usullerin ve psikolojik etkerılerin doğurduğu korku sebebiyle daima en sona bilhassa şiddetli ağrı olduğu zamana brrakılıyor. Yani diş çekilecek duruma geldiği zaman müraca_ at ediliyor. Halbuki birçok ileri memle_ ketlerde her ailenin bir hekimi vardır. Ve mutlaka senede 1-2 defa dişlerin kontrolü hekim tarafından yapılmaktaür. Böylece yeni başlamış olan, şahsın görmediği çü_ rükler doldurulmakta diş sağlamdan farksız bir durum almaktadır.
Hemşinde yükselmekte olan sağlık ocasrun bu mevzudaki mühim eksikliği gidermekte önemli rol oynayacağını ümit ederim.
I
soN ı(AYıPLARıMıZ
=
Ahmet Faik Hurşit 0ünday
Jılahmut iluslu
1884 de Mollaveyis'de doğan merhum Ahmet F''aik Hurşit Günday, eski kadılar-
Eski kadılardan merhum Hacr Yunus Efendinin büyük oğlu Mahmut Muslu,
dan Mehmet Hurşit Efendinin oğludur. Pazar'da iki sene Rüştiye Mektebinde okumuş, bundan sonra İstanbul'a giderek Fatih Merkez Rüştiyesini ve Vefa İdadisini ve müteakiben Mekteb-i Mülkiye-i Şahane'yi bitirmiş ayrlca 1,5 sene Darülmuallimin Riyaziye Şubesine devam etmiştir. Bunlarrn hepsinden pek iyi derecede diploma aldıktan başka Vefa ldadisinde her sene iftihar levhasına girdiğinden o zaman adet olduğu izere Padişah tarafindan kendisine birer saat hediye edilmiştir.
I
I
1908 senesinde Mülkiye'den mezun olan merhum, Trabzon Maiyet Memurluğu'na tayin edilmiş, orada buulnduğu müddetçe Trabzon idadisinde F'izik - Kimya, Malümat_ı Medeniye okutmuş ve Emniyet mensupları için açılan kursta öğret_ merılik yapmıştır. Bilahare Adana Maarif Müfettişliğine tayin edilen merhum, bir müddet sonra idare mesleğine avdet ederek muhtelif kaymakamlıklarda bulunmuştur. 1. Dünya Harbinin devamı müd_ detince tayin editdiği Divaniye ve daha sonra Ammare Mutasarrıf vekilliklerinde bozuk olan asayişin iade ve muhafazasrnda ve ordunun ihtiyaçlarını temin hususundaki büyük hizmetleri sebebiyle, bir müddet Bağdat ve Musul Vali vekillikle_ rinde kendisinden istifade edilmiş ve bu arada Kerkük ve Divaniye MutasarrıflıkIarrna asaleten tayin olunmuştur. Beyaz ve Krrmızı şeritli harp madalyası ile tal_ tif olunan Günday, 1. Dünya Harbinin sonlarrna doğru Malatya, Milli Mücadele sıralannda Rize ve daha sonra ordu ve Samsun Mutasarrıflıklanna tayin edilmiş, 1923 de Sivas Valiliğine getirilmiştir. Ay_ ru sene içerisinde T.B.M.M. ne ordu Mebusu olarak girmiş ve politikaya atılmş_ tır. 1930 senesinde emekliye ayrılan Gün day 1939 senesinde Etibank İdare Meclisi
10
1318 tarihinde Tecina'da doğmuş, Rüştiye
öğrenimini İstanbul Fatih Merkez Rüştiyesinde yapmrş, müteakiben Gelenbevi İdadisine girmiş ve daha sonra da bir müddet Baytar Mekteb-i Ali'sinde oku-
muştur.
Rahmetli Mahmut, mütareke senelerinde hasta olmasrna rağmen İstanbul'daki <M.M. Grubu>> içerisinde büyük vatani hizmetler görmüştür. Bir çok defa hayatınr tehlikeye koyarak işgal kuvvetlerinin sıkı muhafazası altında bulunan cephane ve silöh depolarırun baskrnlarrnda ve elde edilen silöh ve cephanelerin Anadolu'ya sevkinde, vatan hizmetine koşmak isteyen zevatrn Anadolu'ya kaçırrlması işleriııde biiyük hizmetler ifa etmiş ve bu hizmeti Genel Kurmay Başkanlrğı'nca takdir eü_ lerek kendisi İstiklfll Madalyası ile taltif olunmuştur.
MiIIİ mücadeleden sonra intisap ettiD.D.Y. den 30 sene hizmeti müteakip ği 1961 senesinde emekliye ayrılmrştrr.
Memleketini çok seven merhum, ken* üsine mahsus tarzı ile tatlı tatlı Hemşin hikfryeleri arüatmaktan büyük zevk duyardı. Şakacı, temiz kalpli, dürüst, iyilik sever, kamil bir insandı. Ramazan Bayramı arefesinde yattığı D.D.Y. Hastahanesinde 31.12.1967 tarihinde Allahın Rah_ metine kavuşan merhum Mahmut'un bı_ raktığı boşluk kolay kolay doldurulamıyacaktır.
H.0.
üyeliği ve 1940 yılında da Şeker Şirketi Idare Heyeti Başkanlığına getirilmiştir. Son senelerini inziva içerisinde geçi_ ren merhum, geniş bir kültüre, kuwetli bir hafız'aya malik olup, dürüst ve kömil bir insan, Hemşin'in yetiştirüği sayılı kıymetl'erden idi.
II.O.
ıİn İusııııu ııİrfrrusİ
vnsrİffi İıınİ İıu
Ceıil ME1WİşOĞLU Yıllar
önce ince uzun
bir delikanlı
BİR I(0ı{uşM[
kö_
yünden koparak büyük bir şehre gelü : kader ve maddİ imki"nsızlıklar yüzünden okuyamamrştı. Srrtınr dayayacak bir da_ ylsr Ve amcasıda yoktu. Büyük şehrin bü_ yük kalabalığına karıştı. Bu damlanrn bir göle karışması gibi zayıf omuzlarrnda hayat bir yükdü. Bu şehir de hayatı sürüklemek zordu. Bilgi isterdi para is_ terdi cesaret, kuwet, sabır ve tahammül l6,zımdı.
Köyümün delikanlrsı komi oldu. Gar_ son oldu dudaklarında tatlı bir gülümse_ me, gözlerinde ümit ve şık dolu olardk herkese o kendine yakşan sempatiğiyle hizmet ediyordu. Yıllar akıp gidiyor kader ona yeni ufuklar açıyordu. Fırrncr ol_ du. Lokantacı oldu. Artık toplum içinde yeni bir kişilik kazanmak zamanı gelmiş_ ti. Çoğu insanlar kaderlerinin peşinde gi_ .derlerdi. o kaderinin yönünü değiştirmek istiyordu... Başardı. Hemşinli halk çocuğu Türkiye Büyük Millet Meelisi kürsüsünde memleket ve millet meselelerini dile getiriyordu. Halk içinden gelen bu insan halk içinde kalma_ sınl bildi. Kişiliğinin övülmeye değer ve kendisini başarıya götüren özelliğide buydu dağarcığında ne varsa onlarr harcayarak insanlarr idare edebilmesini önle_ mişti. İçinde bulunduğu topluma ne ver_ mek mümkünse vermekten kaçınmadr ve bu toplumu kazanmak için zamaru gelin_ ce tükeninciye kadar çaba göstermesi lözım gelüğini bilerek çalıştı. Artık o toplumun kişiliğini kazanmştı.
Bir gün öldü dediler. Gözlerinde
o
Geçen yaz ortasına doğru Meral Daruş ile beraber Hemşine geziye giden Vas_ fiye hanım duygularrnı sevdiklerine anla_ ta an]ata bitiremez. Köylerin herşeyini beğenmiş. Yaylalara çrkamamlş. İlk fırsatta yaylalara da gidecek. Ayderi çok gelişmiş bulduğunu ifade etti insanlarr ne_ şeli ve çalışkan, geçmişlerine hörmetk6,r, ancak, mezarlrklara gerekli ihtimamın gösterilmediğinden şikflyetci. Her ailenin mezarlığrna bakmaslnt ve ziyaret etmesi_ ni arzu ediyor.
Vasfiye hanrmrn bu cömert arzusuna katılmamak elde değit. Gene kendisi ilave ediyor. İnsanlarln öliilerini kalblerinde yaşatmaları yeter. Aslolan içteki bu sevgidir. Ben sadece görünenin düzeltilmesi yönünden konuştum. Bu vesileyle bütün hemşerilere derginiz vasıtasiyle selimla_
rlmı sunarlm.
görüünde hatıralar. Garsonlar, firıncılar, gülen göz|er, gülen dudakları. Meclis kür-
süleri, sözler, hastalar yaşlı gözler ümitler ve gerçek olan şey. Bayrağa sarılı bir tabut ve arkasrnda maşheri bir kalabalık. Bu kalabalık içinde yürüyorum etrafıma bakıyorum hepsi benim insanlarım. Hepsi,
bu insanrn hiköyesini yaşıyorlar gıbi. Hepsi bu hikiyenin sonuna geldiklerini acl acl düşünüyorlar. İnce uzun delikanlım gıbta dolu gu_ rur dolu ve acr dolu bu kalabalık önünde ağır ağır sonsuzluğa gidiyor.
ı1
il
ii
I
Hemşin fiirkiyenin' en çok insan gü_ cünü srnırları dışına gönderen, bir bakı_ ma insan gücü ihrad eden bölgelerinden biri ve belki de birincisidir.
Özellikle, ğzli bir göç niteliğini al-
F
mrş olan bu durum, bugün, Hemşinli için bir örf ve adet haline gelmiştir. Bunun doğal bir sonucu olarak da, her hemşinli erkek, daha çocukluk döneminde, gidece_ ği veya göçeceği yerin güzel veya korkulu hayali ile çevresini tanır ve buna alrşrr. Hemşirıliyi fiirkiyenin ve hatta dün_ yanrn dört bir yaruna iten bu gidişin nederıleri, gerçekte bir çok noktalarda top_ lanrr. Fakat derün, değişmez ve ortak noktasr, Hemşirılinin hemşinde geçimini sağlayamamasl ve hemşinde yaşama imkflnından yoksun olmasıdrr. Değinmek isteüğimiz hususu biraz daha açarsak, diyebiliriz k, bir yeryüzü kadar doğal güzelliklere sahip bulunan Hemşin bölgesinin, bu bölge halkının yaşamınr devamlr kılabilecek yeterlikte doğal ve ekonomik bir geliri yoktur. Hemşirıli aç kalmamak ve daha iyi yaşama imk6,nları elde edebilmek için göç etmekte ve gitmektedir. Bu gizli göç ne zamana kadar süregidecektir. Bu neden böyle yapılmıştrr veya bu terkeülmişlk nereye kadar sürecektir. Bu hususların üzerine duracak değiliz. Biz burada, Hemşinliyi hemşine bağlayacak ve onu birinci derecede ekonomik imkönlar sağlayacak bir konu üzerinde özel düşüncemizi özet olarak belirtmekle yetineceflz. Bu konu yoldur. Hemşirılinin hemşinde kalmasr, hemşinde geçimini sağlayabilmesi, hemşinin, köy köy, karayolları ile dış dünyalara bağlanması ile mümkündür. çünkü Yol, Hemşin dışında birinci sınrf iş adamı olan Hemşirıliy, bulunduğu yerden ticari ilşkiler kurmasuıı ve onun dş pazarlara u'Zayabilmesini sağlayacaktır. Doğal şartlar bakrmından alabitdiğine engebeli bir tİİlgede yaşamak zorunda
t2
olan Hemşinli, asgari şartlar altında biie yola sahip desldir ve bunun özlemi için_
de yaşamaktadrr. Bu özlem ne zaman gerçekleşecek veya bu özlem ne şekilde gerçekleştirilebilir ? İnanryoruz ki Hemşirüi, her yardımr devletten bekleme inanç ve alışkanlğın. dan kurtulduğu ve kendi meselelerine kiş olarak katılmayı adet haline getirdiği 8ün, birinci derecede gerekli olan yol meselesinden kurtulacak ve bunu diğer dertlerinin halli izleyecektir. Bu ülek ve inancrmrzın ilk örneğini Hemşinde, 70 evlik küçük bir köy olan
Uğrak Köyu (Çingit) halkı vermiş ve en az kırk yıldan buyana devlet tarafrndan yaptırılacağı umudunda olduğu yolunu kendi imkflnları ile yaptırmış Ve bugün bunun gururu içinde diğer dertlerinin halline eğilmiştir. Artık, uğrak köyü halkr, köyüne giren ilk taşrtla, uygarlığın köyüne biraz daha girdiğini ve dış pazarlarla ilişkiler kurabileceğini bilmekte, emek ve çalrşmasrnrbuna göre düzenlenmektedir. Örne$n, ancak kendi ailesine yeter derecede zitai faaliyete alışık olan Uğrak köyu halkr, elde edeceği faz|a ürünleri pazar|ara götürebilme imkflrunı elde eder etmez, bu faaliyetini artırmrş ve bu yoldaki köklü örf ve adetinden kopma yoluna girmiştir. Çay ztaatı genişletilmiştir, orman işletmeciliği hususunda olağan olmayan tartışmalar girmiştir köy kah-
vesine.
Yakın bir gelecekte Uğrak köyünde
yaşayarİar, köylerinin aogaı imkf,,nların_ dan geniş olarak fayda sağlayabileeekler ve göçme ihtiyacı duymayacaklardrr. Bu knedi emek ve güçleri ile yaptırmış bulundukları, sadece 17 Klm. tik yol saye_ sinde olacaktır. İnanıyoruz ki, üğer köy halklarının da kişi olarak yol meselesine bu şekilde eğilmeleri, Hemşinin Ytizy'Ilık derüni ortadan kadıracaktır.
Iliiseyİı Aırnİ FERAH
)I
I
HIItIşİuDI IIIYır[ıt IETİşTİnİGİLİğİ Hemşin; Rize viliyetinin güney doğusunda son derece atıza|ı bir bölgedir. Bu havalinin enerjik halkrnrn en önemli meşgalesini hayvancrlrk, özellikle inek yetiştiriciliği teşkil ei,mektedir. Çevrenin hayvancılık için lf,,zım olan tabii şartları tam manösiyle ihtiva etmemesine rağmen' buradaki çiftçi aileleri faz|a sayıda sığır yetiştirmek itiyadrndadırlar. En küçük işletmede bile 8-10 adet inek bulunur. Böylece inek yetiştirilmesinde gödülen gaye; ailenin muhtaç olduğu hayvanİ gıdaları temin etmek ve bunun yanrnda çiftlik gübresi elde etmektir. Şunu esefle kaydetmek icabederki, halkın, bilhassa kadınların hayvan yemi tedariki için bütün sene devam eden çok meşakkatlr ve zahmetli çalışmalartna mukabil, ha5rvanlardan elde edilen hasılat son derece az olmaktadır.
Sarfedilen gayretlerin hedefi, kör, olduğuna göre akıl ve iz'anıımızı kullanarak bu semeresiz çalışmalara müsbet bir istikimet vermek zorundayız.
AHMET TOROSLU Acaba ne gibi tetbirlere baş vurularak bugünkü anormal durum iyi bir istikflmete tevcih olunabilir ? Kanaatime göre aşağıda srralanan tedbirlere baş vurulursa bu günkü kötü hati iyiye çevirmek mümkündür. Zirai istihsalin arttırılmasrnda 1 gübrelerden değil büyük hayvanİ sadece ölçüde kimyevİ gübrelerden de faydalanılmakta ve bu tip gübreleri piyasadan her zaman tedarik etmek imk6,n dahilinde girmiş bulunmaktadır. Bu itibarla gıibre tedariki endişesi ile faz|a sayıda hayvan beslemek itiyaündan vaz geçilmeli ve tarla' çayrr ve bahçelerin imbat kuvvetini arttırmak maksadiyle kimyevi gübre istimali adet haline getirilmeli. 2 Ötedenberi fena şartlar altında yetiştirildikleri için dejenere olmuş sığır neslinin, jersey ırkına mensup boğalarla islih edilmeleri yoluna gidilmeli, 3
tabi tutuldukları takdirde onlardan bol ve kaliteli süt ve et temin edilebileceği 13
takdir olunmalı ve bu hususun tahakkuku için hiç bir fedakA.rlıktan kaçınılmamalı.
Şöyleki : Bu gün olduğu gibi besin
değerteri düşük ve hem'en hemen sellülöz_ den ibaret mrsır sapı' ağaç yaprağı ve ekşi gayır otlariyle hayvanların beslenmelerine son verilmeli ve burüarın yanrnda soya fasulyesİ, külür ve fiğ gibi proteinli yemlerinde yedirilmesi sağlanmalı, ayrıca sütün artmasında çok önemli rol oynayan sanayi yemlerinden de istifade yoluna gidilmeli. Kütür ve fiğ tohumlarr, Hemşin çevresinde, kışlık olarak, yani mısırların ha_ sadından sonra' boşalan tarlalara beher dönüme 15 kilo hesabiyle ekilmeli ve ilkbaharda bunlar biçilükten sonra aynl
tarlalara yıne mısır ekmek suretiyle bir yerden mrcır ve hayvan yemi olarak çift mahsül almak imkönından faydalarulmalı.
En fazla yem sıkıntısr çekilen ilkbaharda bir dönüm sahadan en a"z 3'4 ton, çok kaliteli ot elde olunabileceği na.z'atl. itibara alınaralr sayılan bitkilerin ekimine ehemmiyet verilmeli, bu suretle mahallen mol ve alaf tabir edilen ve hiçbir gıdayr değeri olmıyan yemlerin tedariki için çekilen meşakkatten kadınlar kurtarrlmalı,
_
Çayırlara ü9 senede bir defa 300, 400 kg. kireç verilerek çayır flora_ srnda, baklagil bitkilerinin çoğalmasına 4
z.emin hazırlanmalı,
5 _ Yine çayırlara her yıl beher dönüme 25 kg. hesabiyle kalsiyüm amon_ yum nitrat gübresi serpilerek, ot verim_ leri yükseltilmeli, 6 Mısır tarlalarrnda ata nebatı halinde soya fasıılyesi yetiştirilerek bun_
lar genç danalarla süt ineklerine yedirilmeli,
Yaylalarda ahırlarl su ile yıka7 gübrelerin akıp gitmesini sağlamak yarak geçilip; burılar biriktiril_ adedinden vaz meli ve yaylaların terkedileceği sonbaharda birlik yapılmak suretiyle mer'alara taşınıp serilmeli ve böylece çok kısır durumda olan buralardaki mer'aların ot verimlerinin arttırılmaslna çalışılmalı, Yaylalara miimkün olduğu ka_ 8 dar geç çıkılmalı ve buralarda mevcut rrrer'alar üçe bölünerek her krsma hiç olmazsa 20 gün ha5rvan bırakrlmamalı ve bu suretle otların gelişmesi sağlanmalı, yani yaylaJarda münavebeli bir otlatma sistemi tatbik olunmalı. 9 _ Ahırlara muhakkak surette telli pençereler açılmalı ve burılar kşın bile açık tutularak ha1rvanların bol hava almaları sağlanmalı. Kısa özetlediğim hususlar yerine getirilebildiği takürde, Hemşin; sadece eşsiz tabiat giizellikleriyle duğiı, bahşedeceği rahat yaşama imkirılariyle de sakirılerini kendisine bir kat daha bağIıyacaktır' Bahsedilen bu işler esas itibariyle başarılması kolaylıkla mümkün olan meselelerdir.
Muzdarip Hemşin kadınlarırun, tahammülfersa çalışmalarıIu' ancak belirtilen bu tedbirler sayesinde tahfif etmek mümkündür. Bu yolda ilk adım Hemşinimizin yetiştirdiği değerli simalardan Közım Güven'in teşebbüsü ile Şenyuva köyünde atılmış bulunmakta ve bu köyde yukarda saydığım hususları tahakkuk ettirmek gayesiyle bir kooperatif kunılmaktadır. Diğer köylerinde bu gibi hayır-
lı
teşebbüslerini beklemekteyiz.
TEş-E-KKtIE **-şffi;ş;-m'ş;[üTifi;.arkasında Gıı3r|ş!ı!ı3:Eı3ı3ı3ı}ı3ı3*!ıı!ı!ıl*i _ -.. '3-3-}İ1!-!-!-33!-!-İ-!-!1!1!-31! maddİ imkönları tesis edileiı-fıdaııı$
ile
aesteı.ııyen Sayın Hakkı Danşoğlu'na bu örnek hareketi için Dergimiz adına teşek_
kür
t4
ederiz.
Dernek Faaliyetleri (Baştarafı 3 de) karşılamak için maddİ yardım da bulunul_ muştur. Sonradan mahalle camiinin onarlmı ve tezyini, mahalle yollarınrn krsmi tamiri faaliyetleri de vardır.
Ayrrca muhtaç olanlara maddi yardımda bulunmuş hattö bir mensubunun' mühim bir ameliyatını yaptırarak sıhhata kavuşturmuştur.
Bunlara ilöveten her sene Ankara'da tertiplediği gecelerle mensuplarlna Hem_ şin'lilik ruhunu yaşatmada ve orüarın tatlr aruları içinde hasretlerini gidermede oynadığı rol zikretmeye değer mühim faa_ liyetlerindendir.
Bu misaller de gösteriyorki kurulmuş ve kurulmasrru gönütden arzuladığlmu bütün köy ve mahalle derneklerinin yapacakları birçok vazifeleri vardır. Sene_ lerdir yaşantısında en ufak bir değişiklik olmayan Hemşin dernekler için işlenme_ ye hazır bir ham madde durumundarİır. Bizce, derneklerin yapaeağl en mühim iş_
lerden biri yaşantısırun değişmesinde çay ekimi, hayvancılısn ıslihı, azaltılma_ sı ve dolayısiyle yaylacılığın kalürılması gıbi_ teşvikçi olmak, yol göstermektir. Ayrıca yol yapımı da mühim bir mevzudur.
Derneklerin bu işleri başarabilmesi de üyelerce benimsenmek ve desteklenmeı<
şartıyla mümkündür.
HEMŞİN VC
HEMŞİNLİ (Baştarafı 4 de) leketimi, Hemşin'i elbette tarutmak lözım_ dır ve memleketimizle ne kadar iftihar etsek yeridir.
Öyle bir yer düşününüz ki; insanlarr malının çalınacağı endişesi olmadan evi_ nin kapısını açık bırakıp işine gider, gece kapıyı kilitlemeden yatağında rahatça uyur, kadınları, gelinleri, g€ng krzlarr ah_ liksız bir erkeğin dille dahi olsa tecavü_ züne maruz kalabileceği endişesi olmakszrn günün her saatinde tarlaya, ormana' çayırlığa hatta ve hatta saatlerce müsa_ fedeki yaylasına, meztesine gidebilir. Öyle bir düşününüz ki; burada yaşı_ yan insanlar birbirlerinin mallarına, ıtz|artna göz dikmez|er, kadını ve erkeği bir_ birleriyle serbestçe ve rahatlıkla görüşüp konuşabilirler. Kimse dedikodu yapmaz ve bundan hoşlanmaz. ,,
fute burası Hemşin'dir ve burada ya_
şıyanlar da Hemşinlilerdir.
i
Bu sözlerim, günlük gazete havadis-
leri hatırlandığında daha iyi anlaşılacak-
tır.
Şimdi' muhterem Hemşin'li hemşehrilerime sesleniyorum :
Biz Hemşin'liler yukarıda gayet dar
ve daliJan dala konar şekilde izaha çalry_ tığım gibi ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz bir çok meziyetlere sahibiz. Bu meziyetle_ rimizi çocuklarrmızda yaşatmağa çalışa_ lr-, 9p!arı .!,ı .hrrı içerişiyıde ygtiştjTrng: ğe uğraşalım.
15
-t
Köy Ve Köycülük (Ba.ştarafı 12 de)
Köy Kültür Dernekleri veya Türk Kültür Dernekleri F'ederasyonunun kurulduğunu gördüğümüz vakit, köyü kültür yolu ile kalkındırma sahasında çok büyük ve çok ciddi bİr adımrn atılmış olduğunu düşünerek herkesten fazla belki de bizler sonsuz sevinç duyacağız. İşte Yeşil Hemşin Dergisinin fiirkiye Köycülük davasındaki düşünceleri, ana hatlariyle, bunlardan ibarettir. Bizim köycülük davasında müdafaa
ettiğimiz ve edeceğimiz zihniyet ve görüş işte bu zihniyet ve bu görüştür. Yanılmryorsak büyük Alman şairi GEoTHE'nin şu sözünü, her yerde olduğu gibi burada da bir daha tekrarlamak istiyoruz : HER-
KES KENDİ EVINİN öNÜNÜ TEMiz TUTARSA ŞEHRİN BÜTÜN SOKAK_ LARI TEMİZ OLACAKTIR.
Çünkü biz kendi evlerinin içini ve önünü temiz tutmak şuur ve imkinlarına sahip vatandaşların meydana getirdiği medeni, ileri ve müreffeh bir beldeyı, yarlnln Türkiyesini, özlüyor ve bu büyük davada bütün hemşerilerimizi yardıma ve vazifeye çağırıyoruz.
t ,L
ı6
t
s a
ı ıl
t
ı
sATıŞ lSTASYoNLARıMızA uĞnaRSANız
0ıİıtB YiİııE Eıl
ıırffiıılılıt
UE
nnıcıılııi
Üsilıil ıııffiYııtıIı IEt'lı]l Eııtnsıılıı
Eıevıt 0t Bıciml Senlıklerlnl ,
ıdare Edenlerln Çağırısı Bindokuzyiz altmış sekiz yılı Elevit ot
Biçimleri Şenlikleri sürpdzlef destaflI olacaktır. Turist olatak ot biçimi şenlik-
lerine katılanlar:apatasuz yef temin edilecek, yemeklerde parastz olacak.
$abah
0ğıe
Yemcft ıısıGsı
küvalfisı : Buğday
yemeği
ekmeğİ,
lla
I
balık, Trabzon helvası,
: toşmer ve başlı yogurt,
[kşam yemeği : $ıcdt mısır ekmegi, taze yumuıta ve taze peynirden (tel gibi uzayan cinsi
)
yapıImış mülama ve erik
kompostoşu.
Dizildiği ve Basıldığı Yer Bıylan Bagım ve Ciltevi - Tel ı |2 52 95 - ANKARA :