YEŞİL HEMŞİN DERGİSİ 2. SAYI (1968 HEMŞİN KÜLTÜR VE KALKINDIRMA DERNEĞİ ANKARA)

Page 1

覺(覺JLT覺JR

i4 YIL:

1

YOLU

i覺

SAYI:

2


TAsARRuFLARıNı DEĞERLENDıRMEK lsTİYoR...

Kl\o'r

HANGı BANKAYA YATıRAYıM olvg oüşüNUY9R...

\-

TURKIYT

EMIIK ffiKREDı BANKASı

'

,*

T€/zd( €üfltü',.


;i

ı Art!, İmtiyaz sahıbi Eemşin l(ültür ve

Kalkındırma Deıneği Adına Başkan Mustafa PARLAR,

YIL

YEşİı-

HEMSİN

Genel Yayın Müdüıü Ahmet Galip ORHUN

İdaıe Yeıi Konya Sokak İşkuı Ean I(at 2 No. 18-19

SAYI:

ARALIK 1968

:

fişİL

IıEMşİIü'DIıI 0KuRL[R[....

Sevgİlİ okurlarımız,

Elİnizde butunan İkinci sayımızIa tekrar huzurunuzda o!manın, sizlere derneğimizin çalışma ve sesinİ duyurabilmenin sevinci İçerisindeyiz. Derneğimİz, gerçekten, gün geçİikçe çalışma hızını arttırmış ve yeni iIerlemeter kaydetmiştir. ileriki sayfalarda daha genİş olarak okuyacağınız üzere 16 Kasım 1968 günÜ bir <Hemşin'lİ Gençler Forumuı düzenlenmiş ve aydın kafaların }lemşin ve Hemşin'li İçin organizesİnin teminine başlanmıştır.

Bu forumların devam edeceği İabİidir. Tesbİİ edİlmİş sorunIarın çözümlenmesi İçin çareler aranacak, ortaya konacak yenİ sorunlar larİışılacak ve nihayeİ bu sorunlar genç ve aydın dimağlara havale edilerek İutulacak yol İayin edildikten sonra uygulamaya geçiIecekİİr.

Hepimİzİn olan derneğimİz bu suretle yeni bir güç kazanmakİadır. Ancak sorunların da hepİmizin olduğu unutulmamalı ve İesbit olunanlar dışında, önem kazanmış olduğu kanısı bulunan Hemşin'!iler İarafından bu sorunlar dergimize veya dernek başaknlığına duyurulmalıdır. Daha iyiye ve daha güzele hep beraber ulaşacağımız gerçeğinİ bİr daha ifade ederken konu!ara gösterilecek ilgilerinİzi ve bu il9i netİcesİ sorunlara ilişkİn ma-

kalelerinizi daima bekIemekte oIduğumuzu tekrar haİırlatırız.

Bugün için, İarım sahasında gelİşmemizin ana unsuru otarak Kooperaİifçİlİğin

ge_

lİştirilmesİ sorunu önem kazanmış ve derneğimİz de bu konuya önemle eğiImiştİr. Genel

düşünce, birbirİne yakın köylerde bölge kooperatiflerinin bir an önce kurulmasını İe_ mindir. Bu şekilde kooperatİf kurma isteğinde olan köyterİmize, gerek zorluklarını hal_ lelmek ve gerekse fikir vermek bakımlarından derneğimiz ve dergimiz haıır bulunmakİadır. Kendisini kooperatİfçilİğİn gelişmesine ve Hemşin'de bölge kooperatifIerİ kurulmasına adamış sayın hemşehrİmiz Közım Güven'İn bu konudakİ çalışma ve İecrübeleri_ nİn kurulacak kooperaİİflere büyük yarar ve yardım sağlıyacağı da muhakkakİır.

Dergimiz, ewelce de belİrtİiğimiz gibi şiir, hiköye ve menzerİ ebedi konularda da hemşehrilerinin yazılarını beklemekİedir. Hemşİn'e ve Hemşin'lilere aiİ fıkraların kay_ bolmaması, beldemiz halkının kıvrak ve işlek zekAsına aİİ örneklerin daima muhafazası için dergİmizde loplanması her haIde büİün hemşehrİlerimizce arzu edilecekİir. Fıkra_ larınızın bu arzuya yardımcı olmak üzere gönderilmesinİ rica ederiz. Saygılarımızla,

YEşıL HEMşiN

2


Ntr.N.]t]t.A. T,]t, fr

]fD

]E

\rlE

]RR

NY ]E ]ET

lf< -4. T, lf< lf NS Nlt

T,]E

]ER

-4. Mustafa PARLI\R

Türkiyemiz büyük bir hamle ile aslr_ ların ihmalinin yarattığı düzeni değiştirmek çabasr içinde bulunmaktadır. Bir ta_ raftan devlet kendi imkfi,rılariyle bu düzenin değişmesine çalışırken diğer taraftan_ da vatandaşlar organize olarak mahallİ sorunlarrnr çözmek için uğraşmaktadır_ lar. Her iki çabada da karşıIıklı dayanış_ mamn yeterli seviyede bulunmamast sebebiyle istenen sonuç daha uzun vadede ve daha pahalıya çıkmaktadır. Hemşin Küttür ve Kalkındrrma Der_ neği bu nedenle, Hemşinin kafa gücünü organize etmeye karar vermiş bulunmaktadır. Bunun için bir insan gücü envanteri yapılması yoluna gidilmiştir. Mahallİ derneklerin bu anlayışla teçhiz edilmeleri gerektiğine inaruyoruz. Aksi takdirde devletin gücünü daha uzun yıIlar beklemek mecburiyetinde ka|acağız. Esasen aydınların boş zamanıLarında kendi bölgelerindeki insanların daha süratle kalkınmalarr için kafa emeklerini ve zamanları_ nr bu amaçlara ayırmaları kadar güzel ne olabilir. ( ?) Derneğimiz bu nedenlerle 16 Kasım 1968 Cumartesi günü Ankara'da Üniver_ site gençlerinin katıIdığı bir forumla bu meseleler üzerinde tartrşmalara başlamış ve sorurıların çözülmesi için aydın kitlelerin nasrl organize olması |dzım geldiği üzerinde incelemelere girişmiş bulunmaktadır. Tiirkiye, geniş çapta bu çeşit forumların yapıldığı bir döneme girmiştir. Bu forumlar yaşayan bir organ gibi de_ vam etmelidir. Herkesin fikrini kolayca söyleyebildigl ortam olarak desteklenme_

liür.

Hemşin kültür ve Kalkındırma Derneği bu forumlar sonunda aşağıdaki mese lelerin çözümlenmesi için gerekli organların kurulacağını ümit etmektedir. 2

: Hemşinde bu es_ bilinmesi sadece klösik metodlarının bölgenin yerine, ki tarım uygulamaları toprağına, havasrna ve suyuna göre uyar_ lı tarım bitkilerinin yetiştirilmesi ve tüm tarım diizeyinde sistematik çalışmalartn ve hatta deneylere başIanmasıIu ümit e_ diyoruz. Çay tarrmtnın daha büyük bir ciddiyetle ele alınmasrnl ve orman ürün_ lerinin değerlenmesini ve bunlara dayalı endüstrilerin gelişmesini temenni ediyoruz. Balık, arıcrlık ve hayvancılıkta yeni yeni uygulamalarla bölgesel kalkınmada önemli adrmların atılabileceğini ve böIgesel kooperatifçiliğin geliştirilmesi ile bölge halkınrn tüketici durumundan üre_ tici durumuna geçebileceğini imkön dahi_ linde görüyoruz. İkıimin müsait bulunması sebebiyle bu bölgenin bir Yayla Köyünde bütün köylülerin iştiraki ile kurulacak koopera_ tifin bir sansar çiftliğinin kurulmasrna ve Bulgaristan'da yapılmakta olan alabalık üretim göletlerine benzer tesislerin kurul_ ması cihetine gidilmesine çalışrlmasrnr plfi.nlamamız |dzımdrr. Bu çalışmalarda gaye Hemşinde insanların hayvanlar ve tabiat tarafından sömürülmesine son vermektir. TURIZM SAHASINDA : Bölgenin aşikör olan turizm değerinin gerekli des_ tekle ve insan münasebetlerindeki yapı_ lacak olan değişikliklerle ortaya çıkarılmast, böIge insanlarına büyük refahlar sağlayacak nitelikted.ir. Gerek özel gerekse kamu teşekküllerinin turizm yatırrmlarırun tesbitinde turizm çalşmalartrun yararlı olacağı görtişünü taşrmaktayru. KÜLTÜR : Hemşinde halkın eğitigösterüği büyük ilgi bizim en karşı me büyük kuwet kaynağımız ve ümit ışığı(Devamı 20 de) TARIM SAIIASINDA


YoL ı KöY I KooPERATıF

Yaşar KARAYALçIN

Dış kapağına göre <Yeşil Hemşin>, iç kapağına göre <<Hemşin>> adı verilen yeni dergimizin ilk sayrsında uKöy ve Köycü_ lük> başlıklı yaz|m| okuyan dikkatli oku_ yucularım bu yazrrun 1950 yılında yazıImış bir <<önsöz>> den alınmrş olduğunu farketmişlerür. Dergiyi çıkartan arkadaşlarımln ha_ berim olmadan kısalttıklarr bu yazının tamaml <<Hemşin>> aüı dergimizin ilk sayısrnda <<önsöz>> olarak 18 yıl önce yayınlan_ mıştı. o derginin başında da <Kültür yolu ile-Kalkınmaya doğru>>, <En büyük düşman cehalettir>> cümleleri bulunuyordu. <<Hemşin Kültür Derneği> nin ilk adı_ mı olan <Çinçiva Kiiütür Derneği> ni 1946 5nlında kuranlar için köyümüzde otomo_ bil ve kamyon sesinin duyulması yakın za_ manda gerçekleşemiyecek bir hayal idi. Tuzuna veya şekerine varrncaya kadar he_ men her ihtiyaç maddesini Pazar'dan satrn alıp, sekiz saat srrtlarrnda taşıyarak Üskürt dağıru aşıp evine götürenlerin hikiyelerini ve çektiklerini, bugün 20-25 yaşındaki gençlerin değerlendirmesi gerçek_ ten güçtür. Şenyuva köyünün köprü ayağında o_ tobüs ye kamyon sesi ve bir köyün ihtiyacı olan hemen her şeyi satan bakkal... Bu karayolu, bizler için köy kalkınmasln_ da, köyümüzün kalkınmasında en önem_ li bir merhaleür. Bu yolun yapılmasında her kademede emeği geçenlerden sağ olanlarrnr şükran ile, ebedi uykuya dalmış olanlarınr rahmetle anmak; dün bu yol yokiuğunun sıkıntılarını şu veya bu şekilde çekmiş olanlar ile bugün bu yolun nimet_ Ierinden faydalananlar için bir kadirbilir_ lik borcudur.

* Köylerimizden geçen otomobil yolu, bizlere köylerimizin kaderini değiştirebi_ lecek bir güç getirmiştir. Artık her şeyı satın almak ve satmak imkönı vardrr.

KöyIü malınr satmak için Üskürt dağını aşmak ve malını kendisinin veya katrrınrn sırtrnda taşımak zorunda değilür. Düşük bir taşıma ücreti ile alıcısr olan her şeyi, en kısa bir zamanda, büyük şehirlere bile ulaştırmak mümkündür. 18

yıl içinde Hemşin'de görülen

deği_

şikliği şu şekilde ifade edebiliriz : Kara-

_ gittiği her yerde olduğu gibi - Hemkapalı ekonomiden kurtarmıŞ, Pade şin'i zar ekonomisinin nimetlerinden faydalanma imkönıru sağlamıştır.

yolu

Kapalı ekonomide her aile kendi ihti_ yacl için ve kendi ihtiyacı kadar mal üre_ tir; bu tip ekonomi hayatında köylünün köy içinde veya dışında satacak malı yoktur. Üstelik köylü malrnr satmayı da <ayıp> sayar. Toprağı vs. kendisini geçin-

dirmeye elverişli olamayan her yerde gö_ riildüğü gibi aile ekonomisi seviyesinde kalmış toplumlarda ve bu arada Hemşin'_ de göç ve gurbet, bu ekonomik hayatın ve üretim seviyesinin tabii bir neticesi oImuştur. Hemşin köylerine yol gelinceye kadar bu hayat düzeninden kurtulmak mümkün değildi. F'akat artık yol, Hemşini pazar ekonomisine açmıştır. Başka deyimle her aile, artık pazar için, satmak için mal üretmek ve malıru, emeğini para ile değerlendirmek imkönına sahiptir. Bizler için yapılacak iş, biran evvel bu imk1nları en geniş bir şekilde değerlendirmekden ibarettir.

* İkı

evvel köyüme giderken <Çamlı Kaymakamınt ziyaret etmiştim. Sayın Kaymakam, kazasında satrn alına_ cak süt ve yoğurt bulmakdaki güçlükler_ den yakınmştı. Aradan geçen iki yıl için_ de bu güçlüklerin ne dereceye kadar orta_ dan kalktığını bilmiyorum. Mal üretmek, alın terini, emeğini para ile değerlenür_ Hemşin>>


mek ayp değilür. Ses duvarırun aşıldığı bir çağda uyanık köylülerimin bu görüşü çok gerilerde bırakması gerekir. Ayıp oIan; zamarunı öldürmek, emeğini değerlendirmemek, yenilikleri takip etmiyerek geri kalmışlığın ve çaresizliğin kulu olmaktır.

* 1963 yılında kurulmuş olan <<Şenyuva

Köyu Hayvan Besleyicileri Kooperatifi> geri kalmışlık çenberini krrmak isteyen

hamleci köylülerimin kurduğu ve gelişmesini zevkle takip ettiğimiz önemli bir teşebbüstür. Hemşin'in pazar ekonomisine doğru en geniş bir şekilde açılabilmesi için bu kooperatifin ve benzerlerinin süratle gelişmesi ve iyiniyetli her Hemşinli tatafından her çareye baş vurularak desteklenmesi gerektiğine inanıyorum.

* Her kooperatif gıbi bu kooperatifin iki unsıur önemlidir : Birinci unsur ve şüphesiz en önemli unsur 'insan' dır. Kooperatife inanan ve başarısı için fedakirlık yapmaya hazıt gelişmesinde de

olan ve ayrıca düşündüğü hizmetlerin gerektirüği bilgileri edinmek azminde hamleci, dinamik insanlar bulunmaz ise kooperatif kısa zamanda ya dağılır veya varlığı hissedilmez bir hal alır. Şenyuva Koo_ peratifini kuranlar ve yaşatanlar güçlerini ve azimlerini ispat etmişlerdir. Her kooperatifde olduğu gibi Şenyu_ va Kooperatifinin gelişmesinde de ikinci unsur 'sermaye'dir. Kooperatifin kredi almasırun' işletme sermayesini Ziraat Ban_ kasındın sağlamasının güçlükleri ve mahzurları vardır. Banka kreüsi faiz ve masraf demektir. Zamanında sağlanamazsa kooperatif susuz kalıan değirmene döner. Banka kreüsinin bir mahzuru da <ihtiyaçdan faz|a (satmak için) üretmek)> yo_ lunda başlı başına bir teşvik unsuru olma_ masıdır.

4

Şenyuva Kooperatifini ve Hemşin'de kurulacak diğer kooperatifleri banka kredisinden kurtaracak ve ayrıca kooperatif üyelerini paaw için üretime yöneltecek pek verimli ve etkili bir çözüm yolu oldu_ ğuna kaniim. Hemşin dışında yaşayanlar bu kooperatiflere Vağ, peynir, bal ve hatta yoğurtlarrru sipariş edebilir ve tutarrnr peşin olarak ödeyebilirler. Kenü köyümü düşünüyorum : Şenyuva Kooperatifi için, 5-6 ay sonra sipariş ettiği malı almak kayü ile 500 lira verebilecek durumda olanların saJnsr en aşağı yıaz civarrndadır. Toplanacak para ile kooperatifin sermaye ihtiyacmı tamamen karşılamak ve bu suretle köyün üretim gücünü azamiye çıkarmak inümkündür. Bizler köy kooperatiflerimizin sermaye ihtiyacını karşılayabilecek seviyede ve anlayışdayız. Hemşin dışında yaşayan hemşerilerimiz, nesiller boyunca, köylerindeki ailelerine karşılıksız yardım yapmşlardır. Kapalr ekonomi hayatında esasen başka bir yarüm şekli düşünülemezdi. Pazat ekono_ misine açılan ve açılması gereken bir dö_ nemde bizlere düşen vazıfe, köylerimizdeki gelişmeleri mal veya emek karşılığında para ile desteklemek, üretimi ve emeği de_ ğerlendirecek her çareden faydalanmaktır. Yatırrma yönelmeyen karşılıksız ve perakende yardımlardan köylerimize ha_ yır gelmez; üstelik binbir meşakkat ile şe_ hirlerde gurbetçilerin kazandıkları paralar heder olur, gider...

* Yeşil Hemşin Dergisı,

Valı ue Kagmakamlar'dan, çeurelerindeki kooperatiflerın gıllık . genel kurul toplantılarını gapmalarına ilgı' göstermelerinı diler.


TEvrİx AĞABEY İı-e SoHBETLER

Közım GÜVEN

Hukuk Fakiiütesinde talebe, Toprak Mahsulleri ofisinde memurdum. Zayıf ve yorgun düşmüştüm. Deniz havasına ihti_ yacrm vardı. Bindokuzyiz kırkyedi yılı_ n|n yaz aylarında Samsuna gittim. Tevfik Ağabeyi orada tanıdım. Samsunda Hemşiııli aileler kalabalıkti. Akşamlarr bir araya gelir şundan bundan löf ederdik.

Çok defa, örf ve adetlerimizin itina ile muhafaza edilmesi üzerinde konu_ şurdu. Kayınbiraderi Dr. Necib Danışoğlu bir münakaşa kapısı açar' konuşmala_ ra renk getirirdi. Zamanla çoğalan Hemşin Kültür der_ neklerinin ilk kurucusu, Prof. Dr. Yaşar Karayalçındır. Başka hizmetleri yarunda, bu hizmetini de minnetle yadederim. 1950 yılırun başlarındaydı. Hemşin Kiiltür Derneğinin genel kurul toplantısı ya-

pılacaktı. Tevfik ağabeyde o günlerde Ankara'da idi. Dernek yöneticileri Hem-

şin yollarını dernek bütçesiyle yaptırmağı tasarlamışlar ve konuyu genel kurul gün_ demine almışlardı. Dernek bu işi başaramazdr. İşten anlayan birinin genel kurulu ikna etmesi gerekiyordu. İsmail Akay ve diğer bazı arkadaşlar Tevfik ağabey'e gidip durumu aıılattık. Genel kurulda ko_ nuşmaslnı rica ettik. Toplantı günü gelip konuştu. Karayolları konusunun geniş bir problem olduğunu, makina parkrna, mali kaynaklara ihtiyaç bulunduğunu, Ameri_ ka'run karayollarımızln yaptmtna ilgi gösterdiğini, söyledi ve Hemşin yollarırun do karayollarl programl çerçevesinde yapıla_ cağını belirtti. Üyeler tatmin olmuş, der_ nek başaramlyacağı külfetten kurtulmuş_ tu.

Müsbet ilimlerle birlikte

gençliğe,

dinimizi, öz kültürümüzü, geleneklerimizi öğretmemiz zorunluluğunu savunurdu. Atatürk'ün bu memleketin bir iki dil bi_ len din adamlarına ihtiyacı vardır, sözle_ rini savunmasına mesned yapardı. Bu yönde konuştuğu bir toplantıda, Prof. Dr. Sadi frmak, rahmetli Dr. Sadi Ko-

nuk Ve başka şahıslar Tevfik ağabeyi hararetle tebrik etmişlerdi. Bunu günlerce sevinerek anlatmıştı. Milli Eğitim Bakanlığrndan istifa et_ tiği günlerde idi. istanbuldan Ankaraya gelmiş Sıhhiyedeki evlerine gitmiştim. Eve her gidişte, günün konularr üzerinde tartışıı'dık. Kimin haklı, kimin haksız ol_ dugu anlaşılmadan konuşmalar böyle sü_ rup giderdi. fasfiye abla ve Tevfik ağabey evde yalnızdılar. Gülerek, düştük ya sen de uğramaz oldun diye sitem ettiler. o gürültüden kurtuldukları için memnun ol_ duğumu söyledim. Sahiden huzura ka_ vuşmuş halleri vardr. Tevfik ağabeyin ilk memuriyet ye_ fi, Erzurum Bayındırlık Müdürlüğüdür. Lokantacı Yakup ağabey ile samimi idi_ ler. Yakup ağabey de rahmetli oldu. Cana yakın bir insandı. Bizi evine davet etmişti. Yemekte Şevki Muradoğlu, Ömer Arr ve daha başkalarr vardr. Şevki Muradoğlu ve Ömer Arı aksak giden işleri ciddiyetle eleştirdiler. Ben buna itk defa şahit oluyordum. Yakup ağabey de bir ara söze karıştı. Tevfik, fakir fukaranın hakkıru koruyun, bunu sizlerden bekliyotuz rıcasında bulundu. Sofrada, haklısın anlamına bir sessizlik oldu. Söylemek ko_ laydı, yapmak gerçekten zordu. Bu belki_ de insanlığın kaderidir. Kanunlaşmasrnr istediği bir tasarı, hukukcu milletvekillerinin tenkidleri sebebiyle geri kalmıştı. o akşam evde Ya_ şar Karayalçın da vardı. Tevfik ağabey hukukculardan dert yanıyordu. bu hu_ kukcularla bu iş yaprlamaz, kanunları mühendislerin yapmasr l6,zımdır, diyor_ du. Yaşar dayanamadı, ne yapalım bizde gider köprü kurarız diye cevap verdi. Ce_ vap yerindeydi, hepimizi güldürmüştü. Hasan Tez bir gün Başkent oteline geldi. Bana her şeyi anlattı. Sözün yalanı yoktu, yanlışı vardı. Tevfik ağabeyden bahsetmişti. F''akat kulağına gittiği şekil_ (Devamı 19 da)


NI .4. lHf -N. T, T, lf f, N4t -4. ]P T, A' NY T, .N' ]RR ]f 1/1000 ölçekli, beş paftadan ibaret ilçemiz Imör Plörunın mahallemizi göste_ ren bİr lusmı ile mevcut Sağtık ocağrnı, yine plönın bu kısmında bulunan yerine inşa edilmesini, plin ve dolayısiyle kamu menfaati iktizasından olarak, teklif etti_ ğimiz 35/L8 eb'adındaki ortaokul proje_ sini muhtevi vaıiyet plinı küçüttülerek aşağıya alınmışlardır. İlçemiz dahilindeki 28 köyün (mahalleler dahil) bulundukları yerleri bilen ve plA.n hedeflerinin hepimizin şahsi takdirimizin üstünde olacağı inancına sahip bulunan bütün hemşehrilerimizin sağdu_ yusundan emin olarak, bu konudaki dedikodulara ışık tutmak isteriz. İktisat İıminde <<Kuruluş Yeri> konusu önemli bir bahistir. İktisadi ve Sosyal tesislerin, toprak ve mekin olarak kurulacağı yerlerin seçilmesinde aran_ ması gerekli asgari unsurlar, dünya ölçü_ sünde incelenmiş ve belli sonuçlara varrl_ mıştır.

Devlete bunca masrafa,

emeklere

mal olan imir plönları bu sonuçların ob_ jektif vesikalarrru teşkil ederler. Bunlarln korunmasında başIıca sorumlu ve yetkililer VaIi ve Kaymakamlarımızdır. Uygulanması Bakanlar Kuruluna tevdi olunmuş bulunan İmar Kanunu ve aynr

Kurulca yürürlüğe konulmuş bulunan Imar Nizamnamesi ile kendilerine gerekli

yetkiler verilmiştir. (Bak. 6785/58) Vatandaş olarak ta bu konuda uyanık bulunmamtz' kişisel çıkarlara alet olmamamtz, hıem bir vatandaşlık borcumuz ve hem de müşterek menfaatlerimiz icabıdır. Çamlıhemşinde görüştüğümüz resmi ve özel kişilerin bu yerde bir imar plönının mevcut olduğunu bilmediklerini müşahade ettik. Eğer bu hal yurdumuzun her tara' fında böyle ise, durum çok hazindir. 6

IRR

İsmail AKAY Makrevis Derneğinden Plörun zorlanmasr tabiatrn, iktisadi ve sosyal att yapıların bozulması demektir. Böyle bir tutumun devam ettiği il ve ilçelerimizde topyekün ve süratli kalkınma dAvalarımvın sürüncemede bırakıldığı bir gerçektir. Çamlıhemşinde, plindan önce yapı_ lan Hükümet Konağı ve Hal binası inşaatlarının durumunu bir yana bırakalım. Plönın cezaevi yeri olarak gösterüği araziye Kaymakam evi yapma' Sağlık ocağı ile lojmanları arasında görülen ye_ g6"ne mahalle yoluna inşaat oturtma, bir ortaokul inşaatı ile Maliye memurları loj_ marüarrru uçurumlara dikme teşebbüsle_ rine hakim olan <plin berum>> zihniyetinin karşısrna dikilecek olanlar elbetteki idare ömirlerim|zdir. Belediye hudutları dahilindeki faaliyetlerde, bugünkü Tiirki_ yemizde, Vali ve Kaymakamlarımızln vesayet fonksiyonundan beklenen başlıca himmet budur. Köy kalkınması problemleri ile bir imör plinına dayanan Belediye ve merkezi devlet hizmeti kuruluşlarlnın' turistik yollar, elektrik santral ve şebekeleri gibi bölgesel kuruluşların kendi özel ölçü ve nizamları içinde vüeut bulmaları sağ_ lanmadıkça, bunların fonksiyonlarrnı tam yapmasl ve bölge kalkınmasrnda endirekt olarak birbirini etkilemesi beklenemez. Bu fonksiyonel çalışmalarda, Devletin taşradaki ihtisas teşkilötı yarunda, idare imirlerinin naztm rolleri başIıca teminattır.

Biz idarecilerimizden burüarı bekliyoruz ve bugün olduğu gıbi, gerektiğinde istiyoruz. Bu isteklerimizi açıklamakla da, <<neme lnzımcrlrk>> illetinden korunmak ve kaderimizce, kamu hizmetlerinin iyi yürütülmesinde, kamu görevlilerinden yana olmarun huzurunu duymak gayesini gütmekteyız. Hiçbir kişi veya topluluğu


tAMLıl€M'ıN

ız

DERsL[Kı_f onıroKı,rl ARsA üıRUMUNU VAzıYE T PLAN|DıR &çşx -

ıı

-aı 8

6=

e

F ı>

DERNEK HABERLERı Tıırkİye Eski Muharİpler Derneğı Toplantısı Yapıldı =

Toplantıda İbadet Yerlerİne Hürmet Editmesi İstendi

Türkiye Eski Muharibler Derneği Genel Kurulu 22.10.1968 tarihinde Ankara orduevinde toplandı. Eski Muharipler

derneği 56 sene evvel kurulmuş, onbin üyesi var. Bandonun

çaldığı

<<Eski Muharibler gözünü yaşarttı. Dernek Başkanı Emekli Tümgeneral Baki özgüler aksaçlı arkadaşlarlnın olduğu kadar genç kuşakların da hislerine tercüman oldu. Mukaddes emanetleri her zaman savunacaklardr. Konuşmacılar bu minval üzere düşüncelerini söylediler. Çankaya delegesi Hüseyin Vardar ibadet yerlerine hürmet gösterilmesini diledi. fiim konuşmalar memleket dertleriyIe ilgiliydi. Hençi yur_ dun her yanını görmüşlerdi ve yaşadıkları sürece ödevlerini yapacaklardı. Marşr>> h'erkesin

hedef tutmuyoruz. Bir başka deyimle, ka_ nunİ bir teşekkül olarak, görev ve hizmet ifa ediyoruz. Kişisel yaşantılarlm|z dışın_ da bir cemiyet insanı olmanın, hayatta olmanın bir belirtisini daha veriyoruz.

Hakkımızda başka türlü düşünenler de er geç bu hakikatı anlıyacaklardır. Ye_ terki, bu satırların ışığı altında bir kez

daha kendilerini kontrol etsinler.


toYıffiıthı}l siıR'lItE ıtılıtıılİlA Y0[ıARı Çankaya Kaymakaıııı

satih Zefr KÖSE0ĞLU Nüfusumuzun büyük çoğunluğu köy_ lerde yaşamaktadır. Bu itibarla; köyleri_ mizin sosyal, ekonomik ve kültürel bakım_ lardan sür'at ve intizam içinde kalkınma_ ları büyük önem arzetmektedir. Ayrıca, köy kalkınmasrrun yurt kalkınmasr bakrmrndan ifade ettiği mana büyük ve aşi_ kflrdır. Köy kalkınmasında yalnrz devleti gö_ revli ve sorumlu telikki etmek doğru de_ ğilür. Köylerde mevcut veyahut hazırla_ nabilecek gönüllü gayretleri devlet im_ könlariyle desteklemek suretiyle takip edilecek Vol, bu idarelerin sür'at ve inti_ zam içinde kalkınabilmeleri için çok müsbet ve verimli bir metoddur. Geri kalmış memleketlerde tatbikinde başarılr olduğu kabul edilen bu mahiyet_ teki çalışmalar, toplum kalkınmasr metodu adı altında sosyal ve idare hayatımrz_ da yer almış bulunmaktadır. Aslında, bu metod yeni bir şey değil_ dir. Idare ömirleri bu şekil çalışmalarla köyterde çok değerli hizmetler yapmakta_ dırlar. Çalışkan ve gayretli bir idare imi_ ri, görevi esnasrnda daima bir şey yapa_ bilme ve yaratabilmenin arzlJ' ve heyecanıru yaşar. Hatta teknik eleman bulama_ dığı zaman; köy yolunun, içme suyunun, telefon hattının güzerg1hınr dahi vuzuhla çizip kazma ve küreği eline alarak köytü_ lere önderlik yapmak suretiyle gizel eserler brrakmak, idarecilerin tabii hasletlerindendir. Bu fedakA,r ve feragatlı, fakat çok değerli çalışmaların tek karşılığı ve_ fakir köytüterin aradan uzun seneler geçse dahi onları unutmamaları ve hatırla_ malarıdrr. İdarecilerin iyi önderlik ve rehberlik çalışmalariyle köylerde meydana getirdikleri gönüllü gayretlerin devletin imkönlariyle birleşmesinden bir çok gize| ve müs_ bet işlerin yapıldığı bir hakikattir. Ancak, çalışmaların devamlr, intizamlı ve müsbet

I

olabilmesi ve köy halkrnrn kendi bünyesi içinde müessir bir teşekkül tarafindan sr_ kr ve devamlı bir şekilde gönütlü ve istekli bir duruma getirilebilmesi için esaslar koymak lizımdır. Köy çalışmalarlnln birinci gurubunu teşkil eden müşterek mahiyetteki ihtiyaç ve hizmetlerin haltedilebilmesi için, köy muhtar ve ihtiyar meclisi görevlidir. An_ cak, köy muhtarlık görevi cazip olmadığı için çok kere gayretli ve çalışkan kimseler muhtar olmak istememektedirler. Aynca, çeşitli sebepler yüzünden köy muhtarı hal_ kın destek ve teşvikini temin edememek_ tedir. İstihsali artrrmaya matuf, bu suretle köy halkrnrn daha çok gelir temin etmesini hedef tutan ikinci gurup çalışma umu_ miyetle sahipsiz kalmakta veyahut tesadüflere terkedilmektedir. işte bu esas ve hakikatlerden hareket edilerek bir itçeye bağlı köylerin sür'at ve intizam içinde kalkınmalarrnr sağlamak için aşağıdaki esaslar dahilinde yapılacak çalışmaların müsbet ve faydalı olduğu kanaatindeyim. Köylerde gönüllü gayretler ya_ 1 ratmak veyahut mevcut olan imkfi,nları harekete geçirmek ve kıymetlendirmek maksaüyle her köyde birer (Köy toplum kalkınması kurulu) teşkil edilmelidir. Köy muhtarı, baş öğretmen, imam ve 1. aza kurulun tabii üyeleridir. Ayrıca, çalrşkan, gayretli, girgin, köylünün sevgi ve sempatisini kazanmış, köylüye önderlik yapa_ bilecek ve orıların gayretlerini harekete geçirebilecek kaabiliyete sahip azami 10 kişi de kurula üye olarak köylü tarafin_ dan seçilecektir. Kurul, haftanın belirli bir gününde ve muayyen bir yerde toplana_ caktır. Mali işler köy idaresi tarafından

yürütülecektir. Ayrıca kurulun görev, yetki ve çalışma şekilleri bir yönetmelikle tayin ve tesbit edilmelidir.


2 - Köy toplum kalkınması kurulları; ihtiyaç ve imkönlarınr nazatl itibara ala_ rak her yıl aralık ayı içinde birer yıllık ça_ lışma programı hazırlarlar. Programlarda görev, sorumluluk ve iş birliği esaslart tayin ve tesbit edilir. İlçe toplum kalkın_ ması kurulun tetkikinden sonra tatbikine

başlarur.

'

Yıllık çalışma programlarrna; köyle_ rin yol, köprü, içme suyu, okul, okul odası. elektrik, telefon, basit köy imar harita ve plöru' çamaşlrlık gibi müşterek mahi_ yetteki ihtiyaçlar ile, teknik ve bilgili zitaat usulleri, gübre kullanmayı teşvik, bü_ yük baş hayvanların ıslahı merinos yetiş_ tirme, köylülere örnek tavukçuluk ve arr_ cılık yaptırmak toplu ve münferit meyve bahçesi, bağ ve kavaklık tesis etmek, ya_ bani meJrve ağaçlarırun aşılarunasl' el sa_ natlarr gibi köyliilerin daha çok gelir elde edebilmesini, dolayısiyle istihsalin artma_

sıru hedef tutan mevzu ve çalışmalar dahil edilir. 3- Ayrıca, ilgili ilçe şube başkanla_ riyle bucak müdürlerinden müteşekkil bir (İlçe Toplum Kalkınmasr Kurulu) kuru. lur. Bu kurul, her ayın son haftası içinde Kaymakam'ın başkanlığında toplanır. Yıllık çalışma programlarınrn tatbikattaki durum ve neticelerini inceler, tahakkuku için gerekli çare ve tedbirlere baş vurur. 4 Köy çalışmalannl desteklemek ve yardımcı olmak maksadiyle köylere bi_ rer (Kardeş müessese) temini için Kaymakamlıkça gerekli teşebbüsler yapılır. Yukarıdaki esaslar dahilinde yapıla_ cak köy çalışmalarının daha müsbet ve verimli olabilmesi için aşağıdaki köy mes'elelerinin çok kısa bir zamanda halledilmesi son derece lüzumludur. 1 Köylerin ekonomik ve - bakımlardansosyal, kültürel sür'atle kalkınma_ sına yardımcı olabilecek ve bugünkü ihti_ yaçlara cevap verebilecek bir köy kanunu en kısa zamanda yürürlüğe konulmalıdır. 2 Köylerimizin büyük çoğunluğu_ nun salmadan başka gelirleri yoktur. Ay_ rrca bu gelir kaynağırun ölçüsü çok dar

tutulmuştur. Göntillü gayretlere hareket ve canlılık verebilmek için köy idarelerine mutlak suretle bazı sağlam gelir kaynakları temin etmek l6,zımdrr. a) Devlet gelirlerinden köylere nüfus ölçüsüne göre bir yardım yapılması hususu. araştırrlmalıdır. b) Çiftçi mallarını Koruma Kanunu kaldırılmalı; görevde olduğu gibi bu Ka_ nundaki gelir kaynakları, tesbit edilecek ötçü ve esaslar dahilinde köy idarelerine verilmelidir. c) Köy idarelerine; kendi hudutları içindeki akaryakıt istasyonlarr, taş, kum ve kireç ocaklarr, fabrikalar gibi tesis ve işletmelerden gelir İılabilme hakkı tanınmalıdır. d) Hudutları içindeki orman ve benzeri gelirlerden köylere de bir nisbet da_ halinde yardım yapılmaıldır. e) Salma bugünkü ihtiyaçlara cevap verebilecek bir şekle sokulmalıdır. f) Bütün köy gelirleri, Amme alacaklarırun tahsili hususuna ait kanundaki hü_ kümler gereğince tahsil edilebilmelidir. Zfuai krediler müddet, faiz, le3 minat gösterme gibi bakımlardan ihtiyaca cevap verememektedir. Bunun neticesi olarak küçük çiftçinin istihsali arttırmaya matuf çalışmaları verimli ve müsbet ola_ mamaktadır. Bi|faru sun'i gübre mütesel_ sil kefaletle, tavukçuluk kredisi iki yıl müddet ve daha faz|a kolaylık şartları gi_ bi hususlar etüd edilmeli ve verimli bir şekle sokulmalıdır. 4 Köyli.ilerin istihsal ettikleri malların en iyi bir şekilde kıymetlendirilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu esaslar dahilindeki çalışma ve gayretler sonunda; köylerimizin müşterek mahiyetteki mevzu ve mes'eleleri sür'at ve intizam içinde peyderpey halledilebilir; bir çok vatandaşların daha çok gelir elde etmeleri ,dolayısiyle istihsalin artmasr sağlanır; gelecek yıllar için yeni hizmet ve kıymetler elde edebilmek arzll' heye_ can ve görgüsü köy ve köylülerimizde yer_ leşmiş olabilir.


BıR TABLoNUN HATıRLATTıKLARI Tabiatın şaheser niteliklerine sahip olan yurdumuz, eşsiz güzellikleri ile gerçekten hiçbir memleketi aratmıyacak cö_ mertliktedir.

Bu yazimı, bir tablonun ilhamından alarak, yeşil bir cennet semtimizi tanıtma_ ya çalışacağım. Burasr Rize'nin Hemşinidir. Isviçreyi bile aratmıyan bu iç turizm kavşağında ve Ankara'nın ilk turistik eseri Bulvar Palas ve Restoranında yeşil pano (köşe duvarına çizili yağlıboya tabloda) gördüm. Işte; Ankaradan Hemşin'i görü_ Şüm, bu tablonun ilhamıdır.

ŞİMDİ, HEMŞfNİ

değinmeden geçemiyeceğim.

Turistik Bulvar Palas sahipleri sayın Haydar Ertan ve Ahmet Gültan hayat mücadelelerinde çekirdekten yetişmiş, çe_ lik iradeli ve idealist Hemşinli tanınmış iş adamlarımrzdandır. Çalışkarılrklarına paralel olarak yükselttikleri abideye, örnek faziletlerini de eklemiş ve hiçbir fedakir_ lıktan kaçınmayarak anlayışlı ve ince zevkleriyle bu eseri yapmışlardır. Modern Bulvar Palas Oteli ve Restoranı, Ankaranın mühim bir ihtiyacı ve sa_ hipleri de Hemşinli olmanın gururu içindedirler. otellerini daha güzel tablo, biblo ve reklömlarla süsleyebilirlerdi, fakat on_ lar birer realist olarak doğum yerleriyle iftihar ettikleri şirin diyar Hemşin tablo_ sunu salon duvarlarına resmetmekle An_ karadaki hemşerilerine kadirşinaslık örneği olmuşlardır. Bu manazarayı yeşil fırçalarıyla süsleyip tam benzete nressamınl da candan tebrik ederim. 10

:

Hemşin, yılların ihm1l perdesi altın_ da mahsur kalmış öksiia bir memleket parçamızdır. Yeşil Hemşin son onaltı yıl_ da parlamaya başlamış ve bu arada Ar_ daşen ve Çamlı Hemşin ilçeleri kurularak kalkındırılmıştır.

Bir çoklarımrzın tanımadığı bu şirin

diyarı üle getirip konuşturmaya çalışa_ lım;

Enver ERSOY Veterİner Hekim

bu

Bulvar Palas salonundaki Pano' yeşil tabiatı adeta ruhlara aksettiriyor. Bu panoromik tablo bana, doğduğum memleketin hasretliğini içirdi. Güzelliği benim gibi doğum yerini özleyen her gö_ nüI yolcusunu Ankaradan Hemşin'e götü_ rür. Bu konuda, üstün zevk sahibi iş a' damlarımrzdan Bulvar Palas sahiplerine

rıışryALIM

Baştanbaşa iç ferahlatıcr yeşillikbillür pınarlarına bir de sıcak kaplıca ekliyen nimetleriyle Hemşin'i bir tabiat senatoryumu halinde görüyoruz. Pazar Hemşini orman ürünleri ve meJrye çeşitleriyle meşhurdur. Asırlarca, yolsuz_ luk sebebiyle iktisaden çok geri kalmış sebze, meJrye ve orman ürünlerini pazar_ lara sevk edememiştir. Vaktiyle zamantn hükümet anlayışı ile bir Hollanda şirketine Pazar İlçesinde açtırılan meJrve kon_ serve fabrikası, verimli istihsal meyve bu_ lamryarak işletilememiştir. Hemşin hava_ Sl, ağır işlerinde ezilen Hemşinliye yorgunluğunu ünlendirir, huzur ve sükün ve_ rir. Temiz, tatlrı, saf suları her yorgunluğu dinlendirir. AYDER Kaplıcasr, |eziz mey_ veleri ve yeşil maluzatası ile turistleri ku_ caklar. Me5nıe, sebze ve orman' Hemşin için hem şöhret, hemde bir servet kayna_ ğıdır. F'akat ne yazık ki yolsuzluğu ve uzakl,ıığı ile kıymetlendirilememiştir. Halen Rize ve eivarında 18 yıIdan beri geliştirilen çay zrcaati, Hemşinliye bir iş sahası kazandırmış ve uzak gurbetlerden kurtarmrştır. Hemşin, çeşitli av ha5rvanları, cins kuşlarr, alabalık ve balı ile de meşhur olup, tabiatın cömertliği ile zengin bir filora taşrr.

leri, -soğuk


Nahiyede yenİ İnşa edilen Sağlü ocağı

Yeşillik, Hemşin'i süsleyen ve besleyen bir dekordur. Evcil hayvan bakımrn-

dan merasızlık ve darlıktan fakirdir. Hemşin, havadar yaylalariyle de ayrl bir hususiyet taşrr.

Hemşin halkı, imkfi,nsızlıklar içinde asırlardır kendi kabuğuna çekilmiş, geleneklerine sadık kalmış vefakA,r ve cefakör insanlardır. Hemşinlide insan gticü herşeyür ve birçok yerlerinde insan aynr zamanda taşıt aracıdır. Hemşin'in kadın, erkek ve çocuğu bedeni yorgunluğu ile geçimini sağlamak için çetin şartlar altında yıpranırlar ve emeklerinin karşılığını veremiyen topraklarına ebedİ bir aşkla bağlıdırlar.

Hemşin folkloru da genç ruhlarınr, ilhamını tabiat ve coşkun gönüllerinden aldıkları sevgi ile beslerler. Türküleri ka_ tıksız fiirkçe olup, temiz kalp seslerini aksettirir. Hemşin halkı çok sempatik, mert, samimi, feragatlı ve yardım severdir. Ta_ biatın Hemşinliye bahşettiği iltifat kuvveti onu insan gticü haricinde gördüğü ağır işlerden bile yıld|tmaz.

Hemşin'de güneş, doüus ve grubunda da ayrı bir ahenk taşır, gün doğuşu ve mehtap Hemşin dağlarınr yer yer renklendirir. Kuş crvrltılarr, dere sesleri ve yeşillik, bu memlekete tatlı bir neşe katar ve Hemşinliye ağır işlerinde huzur ve sükün verir.

BİRAZDA HEMŞİN'İN KALKINMAsINA TEI}IAS EDELİM : Hemşin'in kalkınmasında birinci faktör hakiki yola kavuşmasrdır. Gerçeği inkör etmemek lA.zımdır ki, Hemşin kalkın-

masınr onaltı senelik devresine borçludur. ozamana kadar geçinemiyen ve okuyamıyan kent halkı, geçmiş yıllarda başka yerlere göç etmişlerdi. Hemşinin gür ormanlarının millİ servet verimi onaltı yıllık iktidarın Bakan ve devlet adamlarrnın da takdirini celbetmiştir.

Hakkı teslim edersek, bu hizmete Hemşin kalkınmaslna en çok emeği geçen' zamarun Rize Milletvekili ve Devlet Bakanı Sayın İzzet AKçAL'rn olumlu hizmetleri unutulmryacaktır. Asırlar boyu yolsuz 11


ve el atılmayan Hemşin yolları, onun himmet ve gayreti ile zamanın iktidarına tuttuğu ışıkla aydınlığa kavuşmuştur. Başlıbaşına bir şiir dünyası olan Hemşinde karşılama Miltİ fiirküler tabiatın sesinden ilhamınr alrr.

ŞİRİN IIEMŞİNİ

tıNııeN ilfi

TABiAT KAYNAĞI

MÜHfM

:

Hemşin deyince tabiİ coğrafyasrnda a|ıcı yeşillikler, karlr dağ ve engin yaylalarr yanrnda, süt gibi köpüklü coşkun rrmaklarr ve billür pınarlar ile Çamlı Hemşin'in AYDER, KAPLICASI hatıra gelir. Bunlai değişik güzelliklerde birbirine eşIik eder.

göz

AYDER KAPLICASI

:

İsmi Hayat Ansiklopedilerine geçen şifa kaynağı bir içmeli ve sıcak kaplıcadır. Tabiatın şirin Hemşin'e bahşettiği bu niğmet, insan sağlığını da ilgilendirir. Verimli toprağından fişkıran AYDER KAPLICASI vücuda hafiflik, ruha sükünet ve gönüllere huzur verir. Trbben, romatizma, siyatik, nevrestenik, ruh hastalrklarr, egzemaya şifa bahşeden bir senatoryumdur. ilnç tedavisiyle iyileşemiyen birçok hasta bu zengin tabiatın sıcak koynunda şifa bulurlar. Yorgun vücutlar bu kaplıca suyunda dinlenir. Sinirlere sükiınet gelir, ağır bedeni yor_ gunluklara ünlenme huzuru verir. Bilhassa sıcak güneşli günleri kaplrcanın zıj.mrüt güzelliğini besler. Hemşinliler ve uzaktan gelen hastalar bu şifa kaynağında adeta gençleşirler, sosyal hayatlarrnrn zorluğunu unuturlar. AYDER KAPLICASI Çamlı Hemşin'in turistik değerini bir kat daha kıymetlendirmiştir. Kaplıca suları,

t2

demirli kükürtlü, mağnezyum}u olup, bu kimyasal hassalarına nıiab-ı..çf5ıj1qlı Radmadyo_Aktivite hassası katar. Ayrrca zasyon d'e zengindil. delerce ,' yetlerihassası olup, mevzii deveran nin ve adalelerin kuwetlendiiilrriesini sağlar. Ağrılan dinürir, sinir hastalıklarına müsekkin tesir yapar. Kaplıcanın radyoaktif gav veimaddeleri ile iyonları, vücut kürelerini uyandırrr, hayati faaliyetlerini arttrrır. Uzviyetteki maddelerin yenilenmesini sqğlar. Bu faydalr radyoaktif hassa, vücudp'n mikroplarrna karşr koyma gücünü de arttırır. Sindirimi kolaylaştrrrr. Vücüöq' rahatlık verir. İçmeleri böbrek kumlarrnr düşürür, karaciğer, mide ve bağırsak faaliyetlerini kamçılar. Yalnız kalp, ağır akciğer hastalıkları ile ateşli hastalara yaramaz. AYDER KAPLICASI sahil ilçesi ARDEŞENE 20, Pazar ilçesine 35 Km. ve bağlı olduğu Rize iline de 45 Km. lik yeni bir karayolu ile bağtldır. otelleri temiz ve rahattır.

FIRTINA DERESİ

:

Hemşin için hayat, heyecan ve yanık halk türkülerine konu olan turistik bir değer taşır. Nehir etrafı yeşil orman ve çeşitli renkte bitkilerle kaplı derin ve uzun bir vadiden süt gibi köpüklü coşkun akar ve etrafa canlı bir dekor verir. Geçtiği yerlerin pisliğini süpürür ve içilir. Akar_ ken, sesi kayalara akseder ve firtına gibi gürültü çrkrarrr, etrafina zarar vermez' Dizildiği Basrldığr yer

BAYLAN BASIM ve cİırnvİ İzmir Cad. 2/B Tel : |25295 _ ANKARA


YAYLA YoLLARıNA HASıRETııı. Macıt KLBAR Bekle eg gönül bekle, gün gelir kauuşuTsun Çektıği,n hasretlerı zamanl,a unutursun Yayld dediğin nedir kurulmuş dağ başına Bensız yaEldga giden dolu Eesin başına

Çouenı hendeklerı günden güne derinler Aşağıdan nağaralar peşı peşıne inler.

Ankara, istanbuldan, Ta CeEhan'dan gelen uaı Bu sene seçecekler gönüllerince bır gdr.

Pılonçuda gel,ınce adarn bir rahatlanır Pahana kurmak i,çin çam dall,arı toplanır. Sabalıa golculuk uar bıraz erken gatmalı

Çıngitte kauuşuyor ıkı tarafın golu Ydrsız gagl6,Ea giden elbet gözleri dolu Melmanat'ın başında sabah güneşi alır Sukıtap'ı geçerken bir partı geri, kalır Haua Eağmurlumudur Kordun zrmağı taşmış Kanlı boğazdan aana gürgenler sarılaşmış

Vıce agkırlığını tul,um zurnalı geçın Fzrdesin puğarından bırer maşraba ıçın. Acep yaz kış akarmı Vıce ırmağı saldan Kimı baştan agrıl,mış geligor genı goldan İndik Vıce dıbıne araba geldı çattı llzcadan gıdenler bu gece eude gattı. Dere golları genış gidıliyor a&naana Arabalar geçerken çekıLelım bır gana Eğme eğme karşına dagandı ortan dağı Arada bır güzelin bozulur arka bağı Gene hararet bastı Manidağın sugu yok

Biraz Ineaue çıkarın KıIımaca daha

çok.

Kılimacın dıbinde Nal-mıh hazır olmalı katırcının cebınde Hagdı kalkın giirügün gol gürümeden bıtmez Kagbana Kılimaçtan Cumbur aTaS1, bitmez Çamur deresi, akar

Akşam serinı ıIe Akletar'ı çıkarsın Baş örtüden agkırı çiseli duman sarıxn

İçirmeli, Hasan'ı bir güzel oynatmalı

Ne güzel,dır Henetap çamlığı güneş almış Arka peştemalının püskülü aere salmış Mutlaka ueril,ecek Moçkunda çaa molası Demir kapı kestırme öbür gol baş beldsı Hazındağı geçerken bakmagın sağa sola Zaten kimse kalmarnış çıkmışlar

Samıstal''a

Sırtta bıraz duralım güneşlı ıse haua Kimısı lıelua aapmxş kimı giyor baklaua Hel,açur'un köprüsü parça parça eklıgor

Yol uerinki, geçegım gd,r ilerde beklıyor Amlakıt'ın pınarı çatallı çamdan akar Mahalleden geçerken mıllet kapıga çıkar Hulkarın taşımıdır başIangıcı ouıdin Dumanı eksık olmaz uirane Palouidın Koper'in kagaları burun buruna eklı Hezepoğozu döner kızlar allı çıçeklı Sırtta toplanıyorlar gagli.cılar kapkara Kımisı aaar gıder kımı bıner atlara İsti'kamet ocaklık eulere uğramak gok

Yazmakla tükenmıgor bu sene merağım çok.

13


[ooPERAIı]çııh, IlsARBUt 1 _ Koperatif İşletme : Kooperatiflerde yardımlaşma sandık_ larırun amaç, çalışma şekli ve hukukİ sta_ tü bakımından karşılaştlrmaslnl yapabilmek için önce kooperatif işletmelerin diğer işletmeler içindeki yerini ve özelliğini açıkça bilmek gerektiği kanaatindeyim. Aynı şekilde yardımlaşma sandıklarlnın da aynı konuda çalışan diğer işletmeler arasındaki yerini iyice tesbit etmek |dzımdır. İktisadİ işletmeler öze| işletme, devIet işletmeleri ve kooperatif işletmeler olmak üzere üç ana bölüme ayrrlır : özel işletmede gelir ile giderler ara_ rındaki fark, yrl sonunda sermaye sahibi_ ne veya sahiplerine ait olur. Emeğin payı ücret, Devletin payı vergi ve harç olarak ayrıldıktan sonra geri kalan faz|a değer, eğer bir özel şirket bahis konusu ise or_ taklar arasında şirket anlaşmasına göre paylaşılıt. Faz|a değerin bir kısmrnl veya tamamını sermaye sahipleri dilerlerse, özel işletmenin sermayesine katarak işletmeyi genişletebilirler. Buna oto finans_ man yani bir işletmenin kendi gelir fazlası ile yatırım yapması denmektedir. Devlet iktisadi işletmelerinde sermaye hazineye ait olduğu için gelir ve gider_ ler arasındaki fark da sermaye sahibi olan hazineye gider. Devlet genel olarak bu faz|a değeri o iktisadİ işletmenin gelişme_ sinde sermaye olarak kullanır. Devlet iş_ letmesi, arzu edilen sermaye ve yatırım seviyesine Varmtş ise fazla değer, başka deyimle kdr, hazineye ait olur. Kooperatif işletmelerin özelliği ise şu_

radadır : Keooperatif işletme ayru iktisadi ih_ tiyacı karşılamak amacı ile hareket eden ve birlikte hareket etmeği çıkarlarına çok daha uygun bulan ortaklar tarafından ku_ rulur. Kooperatiflerde amaç' ortakların sağladıkları emek veya sermaye ya da

t4

UE

her ikisi ile işletmenin yıl sonunda elde edebileceği değer fazlasından, başka işletmelerin ve kişilerin faydalanmasını önlemek ve bu değer fazlasının ortaklara ve_ ya kooperatife kalmasını sağlamaktır. Kooperatiften ortaklar ya maliyetine, ucuza mal, kredi veya hizmet sağlamak suretiyle faydalanırlar veya kooperatif pi_ yasa fiyatına göre çalışıyorsa piyasa fiya_ tı ile maliyet fiyatı arasındaki farkı ortaklar, genel olarak yaptıkları iş nisbetinde paylaşırlar. Yapılan iş nisbetinde körın ortaklara iade edilmesine biz de <risturn>> adı veril_ mektedir. Bu esaslara göre çalışan kooperatif işletmelerini kanunlar, özellikle vergi bakımından, teşvik etmektedir. Bu esaslardan ayrıldığı nisbette kooperatif işletme_ ler özel işletmelere yaklaşır ve <<yalancr kooperatif dediğimiz, şeklen kooperatif olan işletmeler ortaya çıkar. 2 _ Yarümlaşma sandülan : İnsanlar doğduğu andan ölünceye ka_ dar çeşitli tehlikelerle karşr karşıya bulu_ nurlar. İktisadİ neticeleri olan başlıca tehlikeler insan sağlığı, ile işsizlik ve yaşlılık_ la ilgili tehlikelerdir. Hastalık , kaza, işsiz kalma halinde yaşlanma sebebi ile çalışma gücünün kaybolması halinde insan ya faz|a masraf yapmak veya geçimi için gereken gelirden mahrum kalmak tehlikesiyle karşılaşır. Bu gibi durumlarda hem kendisini, hem de eşi ve çocukları ile bak_ tığı diğer kimseleri geçim sıkıntısından kurtarmak için, tedbirin zaamnlnda alın_ mast gerekir. Devletin yahut ferilerin sadakasına ve insafina muhtaç olmadan in_ san haysiyetine uygun bir geçim seviyesinin de bozulmamaslnı sağlamak üzere baş_ lıca üç tip müessese ortaya çılrmrştır. Birinci tip müesseseler öze| sigorta müesşeseleridir. özel sigorta işletmeleri


YAR ııılıl1A

ştılA $All ııııtıARı

Prof. Dr. Yaşar KARAYALçIN Ankaıa Hukuk ['akültesi

miişterilerinden prim adı verilen para kar_ şıIığında onların marıJz kaldıkları tehlikeleri sigorta anlaşmasr hükümlerine göre üzerlerine alrrlar. Gaye bu riziko alış veri_ şi ile sigortalıya hizmet ederken para kazanmak yani değer fazlasrnı sermaye sa_ hiplerine, ortaklarına mal etmektir. ikinci tip müesseseler, Devlete ait, tü_ ze| kişiliği haiz sosyal sigorta müessese_ leridir. Devletin sosyal siyaseti dolayısiy_ le toplumun bir krsmrnr veya tamamını, başlıca tehlikelerin iktisadi neticelerine karşı korumak amacr ile sosyal sigorta müesseseleri kurulur. Bu müesseselere üye olmak genel olarak mecburidir. T.C. Emekli Sandığı, memurları yaşlılık, ölüm malüliyet tehlikelerine karşı sigorta eden bir devlet müessesesiür. Sosyal Sigortalar

Kurumu işçileri hastalık, analrk, ölüm, malüliyet ve ihtiyarlık (emeklilik) riziko_ larına karşı sigorta eder. Memleketimizde üçüncü sosyal sigorta müessesesi ise or_ du Yardımlaşma Kurumu'dur. Askeri Fabrikalar Tekaüt ve Muavenet Sandığı da Sosyal Sigorta müesseselerimiz arasın_ da yer alır. Barolarda avukatlar için ku_ rulan Avukatlar Yardım Sandıklarr da ikinci tip müesseseler arasrnda yer alabilir. Sosyal sigorta müesseselerine işveren veya sigortalı veya her ikisi kanunlarla tesbit edilen primleri öderler ve sigortalı_ lar kanunlarla tesbit eülen miktarlarda sosyal sigorta yardımlarrndan faydalanır_ lar. Üçüncü tip müesseseler kooperatif ilkelere göre kurulan müesseselerdir. Kooperatif şirket şeklinde kurulmasr gereken karşılıklı sigorta müesseseleri ve yardrm_ laşma sandıklarr bu üçüncü tip müesseseler arasında yer alır. Kooperatif ilkelere göre kurulan müesseselerde amaç' ortak_ ların veya üyelerin müştereken maruz bulunduklarr tehlikelerin iktisadi neticeleri-

ni, karşılıklı dayanrşma ve yardım esaslarlna göre karşılamak, bertaraf etmektir. Alınan prim veya aidat ile yapılan ödemeler arasrnda fark olursa bu gelir fazlası yine üyelere veya ortaklara ait olur veya kısmen ya da tamamen mües_ seseye bırakılır. Yardımlaşma sandıkları görülüyor ki kooperatif ilkelere göre idare edilen da_

yanışma ve yardım müesseseleridir, başka deyimle koperatif ilkelere göre idare edi_ len küçük çapta sigorta ve yarüm müesseseleridir.

Memleketimizde yardımlaşma san_ sandıkları çok değişik bünyede ve çok değişik amaçlarla kurulmaktadır. Yardımlaşma sandıkları ya sosyal sigorta müesseselerinin eksik bıraktıkları hizmetleri ifa ederler veya üyelerine sosyal sigorta müesseselerinin sağladıkları menfaatlere ilive olarak menfaat sağlarlar. Sosyal si_ gorta alanında çok ileri gitmiş ülkelerde de yardımlaşma sandıklarlnrn önemli bir yeri vardır ve her devlet, bu gibi müesse_ selerin gelişmesi için gereken bütün idari ve hukuki kolaylıkları sağlamaya çalışır. Ölüm veya doğum halinde üyelerin ailesine bir miktar para ödemek, hastalık veya kaza halinde, işsizlik halinde yardımlaşma sandığrnın statüsüne göre yardım yapmak, yardımlaşma sandıklarlnln başlıca çalışma konularını teşkil eder. 3 Tasarruf SandıIdarı : Üyelerin kredi ihtiyaçlarını karşılamak ve para biriktirmelerini sağlamak üzere kurulan tasarruf sandıkları da koo_ peratif ilkeleriyle çalışan iktisadİ işletmelerdir. Merkez Bankasr yardım ve tasarruf sandıkları konusunda bir anket yapmak_ tadır. Yülü ödeme gücü birkaç yiz liradan bir kaç milyon lirayı bulan çok deği_ şik çaptaki yardım ve tasarruf sandıkla_ rtrun sayısl, çalışma şekilleri ve biriktir15


dikleri sermaye tutarı ancak bu anket tamamlandıktan sonra anlaşılabilecektir. Özetleyecek olursak kooperatif işletme, değer fazlasınr üyelerine dağıtmak ıüzete kurulmuş bir iktisadİ işletmedir. Tasarruf sandıklarr da kooperatif ilkelere göre çalışan yani üyelerine hizmet etmek ve değer fazlasınr üyelere dağıtmak veya kooperatife mal etmek üzere kurulmuş bir nevi kooperatif işletmedir. Yardımlaş_ ma sandrkları ise kooperatif ilkelerine gö_ re çalışan basit sigorta, dayanışma ve yardrm müesseseleridir.

Kooperatif ilkelerine göre çalışan iş_ letme ve müesseseler değişik hukukİ şe_ killer alabilir. Bunları Ticaret Kanunu veya özel kanun hükümlerine göre kurulan kooperatif şirket şeklinde kurmak, mümkün olduğu gibi en basit şirket şekli olan adi şirket şeklinde de kurmak mümkündür. Dernek şeklinde bu tip müesseseler kurulduğunu da görmekteyiz. Yardım sandıkları da adi şirket, kooperatif şirket ve dernek'den başka tesis olarak da kurulabilir. Ticaret Kanunuml:lz' anonim şirketlerin personeli için k1rdan bir miktar ayrrlmak suretiyle kurulacak yardım sandıklarlrun tesis halinde kurulmasını ön görmüştür. (M. 468). Sendikalar Kanunu sendikalarrn, üyeleri için yardımlaşma sandıkları ve kooperatifler kurmalarınr teşvik etmektedir. (M. 468). Sosyal Sigortalar Kanunu, Sosyal Sigortalar Kurumuna rağmen, borç verme' emekli ve yardım sandıklarınrn faaliyete devam edebileceklerini açıkça belirtmiştir. (m. 128). Bu hükümlerle yardımlaşma sandrklarının, sosyal sigortaları tamamlayıeı görevi teyit edilmiştir. Memleketimizde kredi ihtiyacını karşılamak hem çok güçleşmiştir hem de pahalılaşmıştır. Beşyüz liralık bir krediyi bile bankalardan temin edebilmek bir hayli zordur. Ödünç alrnan pararun faizi fiilen % 13 iH 20 arasında değişmektedir. Bu sebeplerden dolayı Türkiye'de tasarruf sandıklarr hareketinin suratle gelişmesi l6,zımdır ve kanaatimce bu, mümkündür. Ben şahsen T. C. Emekli Sandığr, ordu Yardımlaşma Kurumu ve Sosyal Sigor16

talar Kurumunun borç verme fonu ihdas ederek üyelerinin kredi ihtiyacını karşıla_ malarrna taraftar değilim. Çünkü bu usu_ lün iki önemli mahzuru vardır. Bir defa bu kurumların üyeleri tasarruf yapmadan kredi almaktadırlar. Bu ise az da olsa bir para tasarruf etmeden üyelerinin tüketi_

mi için kredi almaya sevketmektedir. İırin_ ci mahzur peşin olarak alrnan en az % 6 faizin doğrudan doğruya borç veren ku_ ruma kalmasıdır. Bu, uygulamada, üyelerin hiç tasarruf yapmadan borç veren kurumlara % 10 civarrnda bir gelir sağlamalarr demektir. Bir üçüncü mahzır da fert olarak tasarruf yapılmadığı için ta_ sarruf sandıklarrnda birikecek ve miktarı hiç de azımsanamlyacak bir fondan, ser_ maye birikiminden memleketimizin mahrum kalmasrdr. Bu mahzurlarr gözönüne alarak Fakültemizde üç yrl ewel bir tasarruf san_ dığı kurduk. Üyelerimizin sayısı halen yü_ zün üsteür. odacrsrndan profesörüne ka_ dar F'akültemizin personeli maaşının en az yizde beşini tasarruf taahhüt etti. Üç yıl içinde 101 üyemiz 170.000 lira biriktirü ve sandığımız biriken paranın 3 misline kadar kredi açtı. Böylece üyelerimize açtığımız kredi toplamı üç yıl içinde 548. 000 lirayı bulmuştur. Bu üç yıl içinde san_ dığımızın sağladığı gelir yüzde onun altına düşmemiştir. 5000 lira biriktirmiş bir üyemize 15.000 lirayı bir veya iki sene süre ile iki saat içinde derhal vermek imkimna sahibiz. Sosyal sigorta kurumları ve sendikalar, tasarruf sandıkları için başlangıçta gereken beşerbin lira civarındaki bir sermayeyi sağlamak suretiyle, üyelerini kooperatif ilkelerine göre çalışacak tasarruf sandıklarr kurmaya yöneltebilirler. Bu suretle memurlar ve işçiler krsa süre içinde milyorüar biriktirerek, bankalar ya da sosyal sigorta kurumlarlnln borç verme fonlarrna muhtaç olmaktan kurtulurlar. Bankaya % 2-3 faizle para yatırmak ile kendi tasarruf sandığından vo 10 civarında bir menfaat sağlamalr ve üstelik kredi ihtiyacırun karşılamak arasında elbette

çok fark ve fayda vardır. Tasarruf san-


dıklarırun bir kooperatifini sağlayabilece_ ği eğitsel faydalarıntn da maddİ faydalan_ maslna il6,ve etmek gerekir. (üyeler aras:nda dayaruşma, yaklaşma, işbirliğine, toplu çalışmalara alışma gibi.) Üzülecek nokta kooperatifcilerin, işçi ve memur sendikalarrnın bu çok faydalı ve aslında kurulmasr güç olmayan tasarruf sandrklarrnı yeteri kadar benimseme_ meleridir. Tasarruf sandrkları ile bir iki sene içinde bütün işçi ve memurların kredi ihtiyacırun karşrlanabileceğine, milyonların biriktirilebileceğine ve yüzde on civa_ rında bir gelir sağlanabileceğine inanryo_ rum. Biz bunu kendi F'akültemizde başarı ile yaptık. Dinleyicilerimin de kenü rrıüesseselerinde ve sendikalarında, çok basit bazı esaslara dikkat etmek suretiyle, bunu ' yapabileceklerine inaruyorum. fuçi ve memur sendikalarlrun yarüm_ 'laşma veya tasarruf sandığı kurarken iki noktayı gözönüne almalarını bilhassa tav_ siye etmek isterim. Sandık ile sendika ida_ resini ve hesaplarıru mutlaka birbirinden ayırmak lözımdır. Sandık, sendika içinde de kurulabilir. F'akat başkanı sendika baş_ karu olsa bile ayrr bir yönetim kurulu ve muhasebe, biriken ve ödünç verilecelr pa"'ralarrn, sendika işlerinde veya başka mak_ 'satlarla kulanılmaslnl büyük ölçüde önle_ yebilir. 4 Kooperatifçilisf,n başaııya ulaş_ - neler ması İçin yapıIma,lıdır, bunda devle_ tin rolü ne olmaıIdır. Anayasamrztn 51 nci maddesine göre Devlet kooperatiflerin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır. Bu hüküm Anayasa_ mızln direktif veren maddelerinden biri_ dir. Şu halde kooperatifçiliğin gelişmesini hangi tedbirler sağlayabilir, bu ürektif nasıl gerçekleşebilir? Bir defa yanlış bir kanaati düzeltmek gerekir z Bazr' kooperatifçiterimize göre Şü, senelerdenberi sözü eülen kooperatif kanun tasarısr bir çıksa, kooperatifçiliğin önündeki en büyiü engel ortadan kalk_ _mş olacaktır. Hatbuki kooperatifler kanu_ nu olmadan kooperatifçiliğ bizlere ve hatta bazı ileri iilkelere örnek olacak şekilde geliştirmeyi -başarabilmiş ükeler varür.

Kooperatiflerin, yardımlaşma ve ta-

sarruf sandıklarr hareketinin gelişmesi için kanaatımca şu noktalar önemliür 1 Aynı iktisadi mesele veya tehlike :

karşısında bulunanların, dertlerini kooperatif ve sandık yolu ile çözebilecekleri ka_ nlslna ve şu'uruna varabilmeleri l6,zımdır. İşbirilği, dayanışma başkasına yardlm zev ki ve şu'uru ile kooperatif ve sandıklar aym oranda ve birbirlerine tesir ederek gelişirler. Bu zihniyetin ve şu'urun yaratrlmasr hem eğitim, hem de faydalı örnekler gösterebilme işidir. 2 Kooperatifler ve sandıkların ge_ - ve işbirliği zihniyetinin, karşr_ Iişmesinde lıklı dayaruşma zihniyetinin yaratrlmasrn_ da, faydalı olmuş örneklerin gösterilerek müstakbel üyelerin ikna edilmesinde koo_ peratifci liderlerin de çok önemi vardır. Kooperatif ve sandık hareketinin fikir ve aksiyon alarundaki sahipleri, başkalarına

hizmet etmekten zevk alan ve bunu başarabilecek bilgi ve karakterde önderler olmadıkça veya bu tip liderler yetiştirilmedikçe kooperatifler ve sandıklar beklenilen seviyede ve süratle gelişemez. İşçi ve memur sendikalarının kooperatif ve sanük önderlerinin yetişmesinde çok faydalı bir rol ifa edebileceklerine inanryorum. Kooperatifçilik ile yardım ve ta_ 3 sarruf sandrkları hareketinin gelişmesin_ de Devlete iki görev düşmektedir. İkinci görev bu hareketin gelişmesini teşvik edecek mevzuatı süratle çıkarmak, bu maksatla gerelren eğitim, idarİ ve malİ tedbirleri almaktır. Hukuk bakrmından alınmasr gereken başlıca tedbirler krsaca şunlardır. 1 Kooperatifler Kanunu tasarısr TBMM.- nde ciddi bir şekilde incelenmeli ve kanunlaşmalıdır. Bir kooperatif kanu_ nu hazırlama fikri, t944 yılında Birinci

Kooperatifçilik Kongresinde

F''akültemi_

zin Ticaret hukuk profesörlüğünü yapmış olan ve halen Berlin üniversitesinde çalı_ şan hocam Prof. Hirş tarafindan ortaya atılmıştır. Ancak kooperatifçiler, koope_ ratifler kanununun hazırlanmasrnı sadece kooperatifçilerin başarabilecekleri bir iş saymışlar ve hukuk fakülteleri ile işbirtiği

t7


yapmamışlardır. Hazırlanan tasarr, TBMM. nde ihti_ sas komisyonunda incelenirken, ayrrca fakültemizin Banka ve Ticaret Hukuku A_ raştrrma Enstitüsü tarafindan tertip edilecek bir bilimsel toplantıda uzmanlar ta_ rafından da incelenmeli ve gereken düzelt_ me ve ilfi,veler bu çalışmaların ışığı altın_ da yapılmalıdrr. Yardımlaşma ve tasarruf san2 Kooperatifler Kanununa hakkında drkları paralel bir kanun tasarısr hazırlığına bir_ an ewel başlamak gerekir. Yardımlaşma ve tasarruf sandrkları_ nrn seçebilecekleri hukuki şekiller, kuru_ luşda ve işleyişde kolaylıklar, hesap ve bil6,nço ve defterler hakkında uygulamayı güçleştirmeyecek, fakat yönetieilere yol gösterecek, suistimalleri örüeyecek, sandık - üye münasebetlerini düzenleyecek, aidat borçlarının tahsilinde kolaylık sağla_ yacak hükümler bu kanun tasarrsrnda yer alacak başlıca hükümler olarak zikredile_ bilir. Ayrıca kooperatif şirketler için ol_ duğu gibi yardımlaşma ve tasarruf San_ dıkları içinde hukuki bünyeleri ne olursa olsun bir sicil kurmak gerekir. Statiıler, üye listeleri, yıIlrk rapor, bilinço ve körzarar hesapları denetim maksadıyla ve ilerde açılabilecek hukuk ve ceza davala_ rında kullanrlmak üzere bu sicilde muha' faza edilmelidir. Kooperatif ve sandıkların ve ü_ 3 yelerinin gelir ve kurumlar vergisi karşı_ sındaki durumlarınr mutlaka yeniden ele almak l1zımdır. Yardımlaşma sandrklarr hakkında 1950 yılında Maliye Bakarılığınca çıkarılan bir tamimden başka elimizde yol gösterici ve aydınlatıcı bir belge yok_ tur. Kazanç vergisi zamanrnda çıkartılan bu tamimin ondan sonra çıkan ve bir de_ fa değişen Gelir Vergisi Kanunu karşrsın_ da geçerlik dereceside belli değildir. Kooperatiflerin, yardımlaşma ve 4 - sandıklartrun paralarrnı ve mal_ tasarruf larıru kötüye kullanan yöneticiler hakkın_ da kanunlara, devlet parasrru ve mallarrm kötüye kullanarılar hakkındaki ceza|ara benzeyen ağır ceza hükümlerinin de kon_ masında fayda vardır. 18

ELEşTıErj

fisYcıe

\T]E

.nN.]E^nN']EıI

JT ^N,NTI}.N']ER.^NN,.A.

Ki,zım GÜVEN

İnce Memed, Yaşar Kemal'in romanl_ nın adrdrr. Romancı, güney illerimizden Adana köylerinde doğmuş, çocukluğu

oralarda geçmişdir. Gezip çalıştığı yer_ lerin, toprağını' suyunu çaytrrnı ruhu_ na iyice yerleştirmiştir. Toprak ve ürün_ leri romanda ustalıkla ve içtenlikle anlatılır. Bu yönden, İnce Memed romanr Ze|l' gin ve güzel manzaranın anlatılış tadı' Amerikairı yazar John Steinbeck'in uğurlu Perşembe, Gazap üzümleri, Cennet yolu ve Yugoslav yazarı İvo Andriç'in Drina köprüsü romanlarındaki zevkli dile yaklaşır. Bazı yerlerde bu romanları da geçer işte örnekler... Karadut köyu Ceyhan ırmağınrn kıyı_ sına düşer. Ceyhan lrmağı Karadut köyünün önünde ovaya yayrlır, genişler, bir göI gibi büyür, durgun görünür. Buralarda, Ceyhan rrmağr on yılda, onbeş yılda yatak değiştirir. Sağa sola yalpa Vurur' Gittiği yerlerde bolca milbırakrr. o yiz-

dendir ki buralar, Çukurovanrn öteki yer_ lerinden daha verimlidir. Toprağına paha biçilmez...... Yazat, birkaç renkli cümle ile Karadut köyünü de anlatmış olsaydı, bir ressam mahareti göstermiş olurdu. Bir köyde sabah oluşunun anlatılmasındaki, sadeliğe bakın... Değirmen oluk köyünün üstüne geniş, apaydrnlık, taze, tertemiz, tüy gibi hafif, ak bir gün açıldı... Beş köyün hükümdarı geçinen Abdi ağa, haksız işlerinin cezastnt çekmek üzeredir. Kasabanın, köylerin düzen koruyucuları tüm işlerini bırakıp Abdi ağayı kollamadıkları için asayış kalmamrştır. Abdi ağa_ nln menfaatlarrna dokunan eşkiyalar he_ men tutulmadıklarından ötürü herkes sorumludur, suçludur. Abdi ağa durumu Ankara'ya bildirmeli, şikAyet etmelidir. Arzuhalcıya gider arzuhalcr yazamam der. şerefi var kasabanın gül adını pis etmiye_ lim kasabanın diyerek ilçesini savunur... Buralar güzeldir... sarl çiğdem çiçekleri_ nin sapları, yok denecek kadar krsacıktır.


Toprağa yapışmıştır. Kayaların aralarına sapsarı bir halı serilmiş gibi olur. Güneş rengi mor sümbüller diz boyudur. Menekşeler ıslak, göz gözdür. Parıldar. Kırmrzı çiçekler açar. Kırmızıları hiçbir kırmrzıya benzemez. Billür krrmrzısı, tatlı, srcak yerden fışk[ırcasına bir yeşil tüter bir hoştur. Alidağdan aşağılara baklnca yeşilin yağmur gibi yağdığı sanılır, bulanık kayalar benek, benek, türlü renkle nakışlanmrştır. Hava hafiftir. Hava burcu burcu çiçek kokar. Eteklere doğru Alidağın kayalıkları krrmızrlaşı.r, mora çalar, ak bulutlar değip geçer. Alidağı nennilenir... dedik ya bura-

lar

g1ızeldir.

Kader, itaz anaJn, Hatçeyi, birkaç günlük yavrusunu' İnce Memedi bir mağataya hapsetmiştir. Bugünlerde af çıkacak. İtaz anarun dizindeki Hatçe, Hani diye söylenir. İraz ana' ümidliür cevar verir. Sabreyle kızım, sabreyle. Her tepeden bir gün doğar... fiirkiye iraz ana|ar|a doludur. onların ümidleri kaybolmaz. Tepeleri het zaman günlük güneşIiktir. Romana, Topal Ali, adı verilseydi daha uygun olurdu. Topal Ali hem derin karakterli bir insan ve hem de kuwetli,

renkli çizgilerle anlatılmş bir şahsiyet. Romanın isim karamanı İnce Memed topal Ali'nin yarunda söniik kalmıştır. Öyle olmasa, Asım tavuşun verdiği mermilerle eşkiyalık hayatına devam etmezdi. İnce

Memed, karısı, birka çgtinliik yavruları ve itaz ana ile Asım çavuşun kumanda ettiği jandarmalann çemberine girm\tir. Bulundukları mağra jandarmalar tarafından çevrilmiştir. İnce Memed'in mermisi biter, teslim olur. Asım çavuş emrindeki jandarmalara, beni gözetin deyip, İnce Memedin mağarasına gider. İnce Memed'in mermisiztikten teslim oluşunu mertliğine yediremez. İnce Memed'e beş bağ fişek verip mağara'dan ayrılır. Teessiirle söylemeli ki, yazar burada hafif kalmaktadır. Jandarmanln görev psikolojisini kavramamıştır. Asım çavuş emrindeki jandarmalar ile aylardan beri İnce Memed'in peşindedir. Başarısızlığa uğramış, Ince Memed'i tu-

tamamıştır. Çavuşun başarısızlığı etrafa yapılmıştır. Böyle bir durumda Asım çavuşun' İnce Memed'e mermi verip mağaradan ayrılması, acemice kurulmuş bir hayalden ibarettir. İtaz analun oğlunu öldürmüşler, ana çocuğunun öIüsü üstüne kapanmış ağııyor. Saveı, doktor, jandarmalar olay yerine gelmişler. İraz anaJn ölü evlödının üstünde nkaldırmak gerek. Romand.a, jan_ darmalar kadını sürükleyerek ölünün üs_ tünden kaldırdılar, deniliyor. Yazar jandarmarun da insan olduğunu, görevleri, hisleri bulunduğunu bilmemezlikten geliyor. Jandarma, kederli bir anayl ölü evlAdrnrn üstünden çekip sürüklemez, şefkatla kaldırır.

TEVF'ıK AGABEY İLE S()HBETLER (Baştarafı 5 te) de söylememişti. ondan her zaman yarüm gördüğiinü samimiyetle açıkladı. Bunları kendisine anlat dedi. Dilimin döndüğü

kadar Tevfik ağabeye anlattım. Teessürünü açıkca belli ediyordu. Gerçekten her fırsatta Hasan Teze yardım etmişti. Biraz da akraba sayılrrlardı. Kim bilir, belki de sahiden ara yerde bir yanlış anlatma ve yanlış anlama mevcuttu. 1960 yılırun baharında İstanbula 8ıdiyordum. Gazete ve dergi almak için Ankara garında trenden indim.Biraz gezindim. Hava güzelü. Ankarada bir iki gün kalabilirüm. Ertesi gün öğle üzeri otelden çıktım caddeler sessizü ortalıkta tatlı bir koku vardr. Eve uğradım Tevfik ağabey biraz sonra geldi, yan yana oturduk, yorgun ve bezgindi. Birşeyler ko-

nuştuk. Düşünceliydi, neler düşündüğünü bilemiyordum. Belkide seneler senesi, ruhunu etkileyen günıük olaylardan kurtuluyor ve gerçek iç dünyasına doğru iniyordu.

Kolundaki saatine baktım işim var' kalkıyonım dedim. Ben de kalkıyorum, dedi, ayrıldık. Tevfik ağabey'i bir daha

görmek nasip olmadı.

ı9


MAIIALLİ DERNEKLER vE KALKINMA (Baştarafı 2 de) mız olmuştur. Hemşinliler her zaman en iyi okuma imkönlarını aramrşlar Ve bu imkö,nları kendi böIgelerine getirmeye çalışmışIardrr. Bugün Hemşin'den yaplIan büyük göçlerle eğitim inıkönlar|ml7,da bir aralık gerileme olduğu, asrrn başında faaliyette bulunan Rüştiyeierin kapandığı, fakat uzun gayretler sonunda açrlmasr sağlanan bir ortaokulla tekrar olumlu istikamete geçilüği hepimiz tarafrndan bilinmektedir. Halk için açılan bu okulun modern tesislerine kavuşmaslnr görmek bizleri bahtiyar edecektir. Dernekler bölgesel forklorlarınr değerlendirmek için çok sıkı çalşma yapmak mecburiyetindedirler. Turizm bakımrndan önemli olduğu kadar ondan daha çok türkü, deyişler, oyunlar ve mahallİ kiyafetler gibi insan davranış ve düşüncelerin etkileri olan bu hususların sistemli bir şekilde incelenmesi ve gelecek nesiilere aktarrlmasr yolları aranmarldır. ENERJİ soRUNU : Hemşin bölgesi sayrsrz ırmaklariyle fiirkiye'nin en ucuz enerji elde edilen bir bölgesi halindedir. Derneğimiz bu nedenle, enerji sorunu için 1962 yılından beri sistemli bir şekilce çalışmalar yapmş, o.D.T.Ü. run yardımla_ rtnl sağIıyarak iki büyük enerji projesi_ ni hazrrlamış bulunmaktadır. Bu projelerden ilki bölge turiziminde önemli bir yer işgal eden Ilıca Kaplıcalarlntn su debisini arttırmak için yapılmış olan bir projedir. İkinci proje Çamtı Hem_ şin kaza merkezi ve Hemşin Beleüye merkezini de içine alan 17.000 nüfusun barındığı 28 köyün elektrik enerjisine kavuşmasrnr sağlayan büyük bir projeyi Köy İşleri Bakanlığınln yardrmr ile o.D. T.Ü. de yaptırmlş bulunmakiayız. Bu pro_ jelerin uygulanmalarr lıalinde bölgenin kalkınmasında önemli bir unsurun yaratılmış olması sağlanacaktır. İı<ı yıdan beri Rize Vilöyeti Valiliğ.i_ nin Çamlı Hemşin Kaymakamlığının ve hatta Köy İşleri Bakanlığırun arşivlerin20

de saklı bulunan bu projelerin h6,lö ger_ çekleştirilmemesini, çeşitli zamanlarda yapılan bakanlıklar seviyesindeki vaadlere, Vali ve Kaymakamlık makamlarlnln atzııTarına rağmen bu ilginç proje için bir adrm atılmamaslnl büyük bir üzüntü ile takip ediyoruz. Sayın Başbakanlmzln köy elektrifikasyonu için duyduğu heyecanı bütün kalbimizle paylaşıIan plin ve projeleri hazır bulunması bu iki örnek projenin bir an ewel gerçekleştirilmesi için elinden geleni yapacağını temenni ediyoruz. Bölge aydınlarının bu projelere

sahip çrkmalarr bunlarrn

realizasyonu

için gerekli idarİ ve malİ karar ve tedbirlerin getirilmesine çalışılmasıru temenni ediyoruz. Bu çalışmaları yukarıda belirttiğimiz diğer sahalarda da devam ettirerek Hemşin'e karşı duyduğumuz hayranlığı ve sevgiyi onun için bir şeyler yap_ makla gösterme|iyiz. Birinci Hemşin F'orumuna katılan genç arkadaşlara çalışmalarında başarr_ lar diler, hepinize sevgi ve saygılarımı sunanm.

KoMİsYoNLAR

:

Tahsilat Komis)'onu a. Kdzım Güven Avukat b. Hasan Gültan o.D.T.ü. c. Zafer Güney S.B.F. 2. Ziraat Komisyonu a. H. Eraslan Yıldirım A.ü.F'.F'. b. Bülent Daruşoğlu A.ü.H.F. 3. Kültiır Komisyonu a. Ahmet Alemdar A.ü.H.tr'. b. Sami Yılmaz D.T.C.G. e. Feridun Yücet o.D.T.ü. d. Taykan Ataman S.B.F. 4. Turizm Komisyonu a. Fuat Yazıcı A.ü.T.F. b. Halit Orhun H.T.F. c. Niyazi Daruş o.D.T.ü. d. Refah Yezir a.ü.r.r'. e. Necip ortan A.ü.H.F'. 5. Yayın Komisyonu a. Yunus Yücel Dişhekimi b. Cihat İleri A.ü.H.F. c. Ş. oktay Sönmez A.ü.T.F'.D.O. I-.


fft[[ 700

den İazla şUbesı ile

hizmetinizdeki lek banka


çAMLıHEMşıN TURıZM DERNeĞlııİx rEnrİpı_eoİĞl goĞı cüneşı_EnİNoeN eİn eönüNüş

BAYLAN BASıM Ve ciı_revi

Tel :

125295

-

ANKARA


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.