Muhtarlarla Hamam’da Toplantı Yapıldı
HASTANEDE YATAK HİZMETİNİN KALKMAMASI İÇİN İMZA KAMPANYASI BAŞLATILDI Çatalzeytin Sağlık Platformu tarafından İlçe Hastanesinde yatak hizmetinin kalkmaması için imza kampanyası başlatıldı. Sağlık Platformu adına Hasan Yılmaz’ın çağrısıyla Hamam lokantasında 25 Kasım
2011 Cuma günü saat 10.00’da yapılan toplantıya 21 köy muhtarı katıldı.Toplantıda muhtarlara sabah çorbası ikram edildi. Toplantıda Hasan Yılmaz, Emin Türkay Öztürk, Muhtarlar Derneği Başkanı
Ahmet Özcan, Sadık Korkut, Mazhar Özcan yatak hizmetinin önemine değindiler. Sadık Korkut sağlıkla ilgili bir dernek kurulmasını önerdi. Yenibeyler Muhtarı İsmet Bıyıklı Ankara’ya gidilmesini önerdi. Konuşmalardan sonra
hastanede yatak hizmetinin devamı için hazırlanan dilekçe toplantıya katılan tüm muhtarlar tarafından imzalandı. İmza kampanyasına muhtarlardan sonra esnaflar ve tüm vatandaşlar da katıldı. Devamı Sayfa 8’de
14 Kasım’da İlçe Hastanesinde Hastalar Taburcu Edildi 11 Kasım’da Baştabip Vekili Dr. Mustafa Özcan, Hastane Müdür Vekili Bülent Ekin Kastamonu’ya toplantıya çağırıldılar. Toplantıda hesap işleri, demirbaşlar ve yatak hizmetleri konuları görüşüldü. İlçe Hastanesinde 14 Kasım 2011 günü yatan 4 hasta taburcu edildi. Öğleden sonra gelen emir ile hasta kabulüne devam edildi.
DR. ÖZCAN GÖREVE BAŞLADIĞI İLK GÜN BAŞTABİP OLDU Doktor sayısı 1’e düşen Çatalzeytin İlçe Hastanesinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca açıktan 3 doktor ataması yapıldı. Dr. Ali Burkan Akyıldız 26 Ekim’de göreve başladı Devamı Sayfa 8’de
Atatürk Bul. No: 28 Çatalzeytin 0366 516 1014-516 12 45
Atatürk Bul. 20/B Çatalzeytin
YEREL ÝLETÝÞÝM TURÝZM GAZETESÝ
30 KASIM 2011
29. YIL /
1.00 TL . KDV Ýçinde
/ SAYI :331
“GÖRÜMLÜĞE, DOYUMLUK OLMAZ.” YÖREMÝZ ATASÖZÜ
MUSTAFA KEMAL ÜNLÜ DİYARBAKIR’DA CAN VERDİ
Mustafa Kemal Ünlü
01 Kasım Merkez Cami Önü
BAŞYAZI ŞEHİT Mİ ? DEĞİL Mİ ? Mustafa Kemal Ünlü, Hanife - Kalip Ünlü çiftinin 8. çocuğu olarak Çatalzeytin Çepni köyünde 1990 yılında dünyaya geldi. Çocukluğu Çepni köyünde geçti. 2004 yılında Paşalı İlköğretim Okulundan mezun oldu. Askerlik çağı geldi. Yoklama yaptırdı, sağlık taramasından geçti. Sağlamdı, askerlik yapmasına engel yoktu. 1990/4 tertip olarak askere gitti. Bitlis Tatvan 10. Motorlu Tugayında askerliğini yapmaktaydı. Van depremi öncesi, Çukurca saldırısının yapıldığı 19 Ekim günü düşerek beyin kanaması geçirdi. Mustafa Kemal Ünlü önce Van’a, oradan da Diyarbakır’a getirildi. 10 gün Diyarbakır Askeri Hastanesinde tedavi gördü, kurtarılamadı. Diyarbakır’da can veren Ünlü, bizim canımızdı. Bizim canımızı, malımızı, toprağımızı koruyordu. Facebook sayfasını askerlik fotoğraflarıyla doldurmuştu. Girin sayfasına bakın askerlik fotoğraflarına... Mustafa Kemal Ünlü’ye şehit sıfatı verilmedi. Mustafa Kemal’in ordusunda bir askerdi, Mustafa Kemal Ünlü. Kim ne derse desin o bizim gönlümüzde yatan şehittir. “Çatalzeytin Mektubu”
Bitlis Tatvan 10. Motorlu Tugay’da piyade er olarak askerliğini yapan Paşalı köyü nufüsuna kayıtlı Mustafa Kemal Ünlü (1990) Diyarbakır’da can verdi.
Annesi Hanife, babası Kalip Ünlü. 8 çocuğun en küçüğü. Çepni köyünde 1990’da dünyaya geldi. Çocukluğu Çepni’de geçti. Paşalı İlköğretim Okuluna 1996 - 1997 eğitim yılında kayıt oldu. 2003 - 2004 eğitim yılında 8. sınıftan mezun oldu. 1990/4 tertip askerdi. 3 ay sonra teskere alacaktı. Facebook sayfası tamamen askerlik fotoğraflarıyla doluydu.
AKP KONGRESİ 30 ARALIK’TA
Anne Hanife 19 Ekim’de Bitlis’te düşerek beyin kanaması geçiren Mustafa Kemal Ünlü, önce Van’a daha sonra Diyarbakır’a sevk edildi. Diyarbakır Askeri Hastanesinde tedavi altına alınan Ünlü, tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Ünlü 10. günde 31.10.2011’de saat 02.30’da yaşamını kaybetti. Ünlü, Diyarbakır’dan askeri uçakla Ankara’ya, Ankara’dan ambulansla Çatalzeytin’e getirildi. Ünlü’nün Çatalzeytin Merkez Camiinde 01 Kasım 2011 günü kılınan cenaze namazına ailesi, yakınları, askerler, Paşalı, Çepni ve çevre köylerden, İstanbul ve diğer illerden gelen vatandaşlar katıldılar. Diyarbakır’da can veren Mustafa Kemal Ünlü ailesinin yaşadığı Çepni köyünde aynı gün toprağa verildi.
Adalet ve Kalkınma Partisi Çatalzeytin İlçe Başkanlığının 18 Kasım 2011 Cuma günü saat 10.00’da Belediye Toplantı salonunda yapılacağı duyurulan olağan kongresi Genel Merkezce ertelendi. Genel Merkezce ertelenen kongrenin 30 Aralık 2011’de yapılacağı öğrenildi.AKP’ye kayıtlı 546 üyeden 415’i oy kullanacak.
12 BELEDİYE İŞÇİSİ KURUM DEĞİŞTİRDİ Belediye’de çalışan 12 kadrolu işçi 01 Kasım 2011’de kurum değiştirdi. Ali Aslan ve Mehmet Doğan İlçe Hastanesinde, Mehmet İnce ve Kemal Demir İlçe Tarım Müdürlüğünde, Murat Güner Emniyet Amirliğinde, Tarık Türk Halk Kütüphanesinde, Deniz Şahin Halk Eğitim Merkezinde, Sabri Karabulut, İbrahim Bozkurt, Mustafa Yalçın Yunus Emre’de, İsmail Yelkenci ve Emin Çağlar Lise’de yeni görevlerine başladılar.
BELEDİYE BÜTÇESİ 5 MİLYON 515 BİN TL’YE BAĞLANDI Ç a t a l z e y t i n Belediyesinin 2012 bütçesi 5 milyon 515 bin TL’ye bağlandı. Bütçede vergi gelirleri 845 bin 502 TL, bağış ve yardımlar 1 milyon 710 bin 117 TL olarak bağlandı. Bütçenin en önemli gider kalemi hizmet alımı oldu. Bütçeden hizmet alımına 2 milyon 477 bin TL, personel giderlerine 1 milyon 13 bin TL ayrıldı.
“O’nu anmak demek, aydınlık bir yolda, umut yüklediği kervanı terk etmemektir. O’nu anmak demek, yaşamları tomurcuk tomurcuk kuşatan çocukların yarınlarına ışık tutabilmek demektir. O’nu anmak; O’nu anlamak için bir adım atmak demektir.”
SYDV 127 KURBAN DERİSİ TOPLADI Çatalzeytin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından Kurban Bayramında 79 büyükbaş, 48 küçükbaş olmak üzere 127 kurban derisi toplandı. Merkez ve 41 köyden Orman İşletme Müdürlüğünün 2 aracı ile toplanan 127 kurban derisi Kastamonu Türk Hava Kurumu Şubesi yetkililerine 09 Kasım’da teslim edildi. Havaların soğuk gitmesi nedeniyle gurbetçilerin bayrama gelişi az oldu, bu yüzden kurban derisi sayısında diğer yıllara göre düşüş görüldü.
MİLLETVEKİLİ GÜLŞEN PİLAV ŞÖLENİNE KATILDI Belediye Başkanlığının Kurban Bayramının ikinci günü 07 Kasım’da düzenlediği Pilav Şölenine Kastamonu Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen de katıldı. Belediye Başkanı M. İhsan Uğuz’un esnafların katkılarıyla düzenlediği pilav gününe gurbetçilerin ve halkın ilgisi büyük oldu. Dini bayramlarda Belediye Başkanlığı tarafından geleneksel olarak 2.’si düzenlenen pilav günü Mermerpak’ta yapıldı. Pilav gününden sonra Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen Abana’ya hareket etti.
Çatalzeytin Mektubu Gazetesi, 31 Aralık 2011 tarihli sayısıyla 30. yılına giriyor Okuyucularımızdan gazetemizin 30 yılı ile ilgili değerlendirme, görüş, öneri ve eleştiriler bekliyoruz. Gelen yanıtları gelecek sayımızda yayımlayacağız.
Baba Kalip
73. YILINDA ATATÜRK’Ü ANDIK
Yunus Emre’de Anma Programı (Fotoğraf: Doğan Özbay)
10 Kasım 2011 saat 08.45’te Selcan Ertek’in sunumuyla Atatürk Anıtına çelenkler konuldu. Atatürk’e 2
dakikalık saygı duruşundan sonra İstiklal Marşı söylendi. Devamı Sayfa 8’de
3 AYDA 3 KAYMAKAM DEĞİŞTİ
KAYMAKAM MUHAMMET KAYA GÖREVE BAŞLADI Kaymakam İsmail Bayata Kalecik’e tayin olarak 09 Eylül 2011’de ilişiğini kesti. Kaymakamlığa Bozkurt Kaymakamı Hayrettin Çiçek vekalet etti. Ç a t a l z e y t i n Kaymakamlığına tayin edilen Amasya Kaymakam Adayı Muhammet Kaya, Kurban Bayramının 4. günü 09 Kasım’da göreve başladı. Muhammet Kaya, Bursa 1987 doğumlu, ilk ve orta öğrenimini Bursa’da yaptı. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Kamu Yönetimi 2009 mezunu Şubat 2011’de Vergi Denetmeni olarak memuriyete başladı. Nisan
Muhammet KAYA
2011’de Kaymakam Adayı olarak Amasya’ya tayin oldu. 1,5 ay Çanakkale’de teftiş stajı gördü. Denizli Acıpayam ve Tokat Erbaa ilçelerinde 1,5 aylık dönemler halinde Kaymakam Refikliği stajlarına katıldı. Kaymakam Kaya, bekar.
Paşa Pınarı OLMAK VEYA OLMAMAK Şeytan tutmuş elimden, kapılmışım bir sele, Olmak veya olmamak, işte bütün mesele. Fazıl BAYRAKTAR
30 KASIM 2011
Sayı: 331
BİR “KASIM” YAZISI Harun ÜNLÜ h-unlu@hotmail.com
ÇATALZEYTÝN MEKTUBU
Sayfa 2
TÜRKİYE’DE ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Emin Türkay ÖZTÜRK
İsmail ÖZCAN
e-mail: eturkay@mynet.com
ismailozcan.c@hotmail.com
Meraklanmayın. Tarihte Kasım aylarında yaşanmış olaylardan söz etmeyeceğim. Tam da geçtiğimiz Kasım’dan dem vurmaya çırpınacağım. Becerebildiğim kadarıyla. İzninizle ‘genelden özele’, daha teknik anlatımıyla ‘tümden gelim’ yöntemine başvuracağım. Kapitalizm, aşına aşına iyice zayıflamasına göz yumduğu balatalarının etkisizleşmesi nedeniyle frensiz bir biçimde eğime daldı ve beklemediği savrulmalarla, kendi bariyerlerine, kendi ikiz kulelerine bodoslama daldı. Siyaset ve para ortaklığı ile tepelerine çöktükleri toplumların soluklarını kestiklerinde bu kez, birbirlerinin boğazına göz diktiler. Hırsızların hırlaşması kaçınılmaz oldu çünkü masumlardan çalabilecekleri pek bir şey kalmadı. Masumlar, onurlarını korumanın; ortaklar ise ortak paydaları olan egemenliklerini korumanın derdine düştüler. Gökdelenin en tepe katını paylaşan iki odadan birinde, para olmadan siyaset yapamayacağını bİlen siyasetçiler, ötekinde de siyaseti kullanmadan para kazanamayacağını iyi bilen holdingciler oturmaktalar. Gökdelenin orta katlarından birinde, bu en üst kattakiler olmadan var olamayacaklarını çok iyi bilen bir garip yaratıklar bulunmakta ki bunlara genellikle’ yalaka’ denilmektedir. Bunlara alttan bakıldığında kıçları, üstten bakıldığında da kelleri görünür. En alt katlarda da bizler oturtulmaktayız. Elimizde kalan ise soluklarımız, ulusal bağımsızlığımız, ulusal sınırlarımız, ulusal ve insansal onurumuz… Gökdelenin tepe katında bir arbede var bugünlerde. Holdingciler, siyasetçileri söğüşlemişlerdi. Siyasetçiler iyiden iyiye aptallaştıklarından kendilerinden daha aptal olduklarına inandıkları ve bu yüzden ucuza kullanabildikleri orta kata gözlerini diktiler. Bu hep böyle olagelmiştir; zengin zenginliğinin süresini yoksulları birbirine kırdıra kırdıra uzatır. Ayak takımı bu kırıma cila çeker. Hepsi bir ağız olur ve kırmanın adına demokrasi koyarlar. En sonunda da zavallı demokrasi insan canı almak için bir yerlerini yırtmaya başlar. Tepe katında “puştun” biri demokrasi yerleştirme sevdasına kapılır ve ücretli buldoklarını salarak kainatın dört bir yanına. Yetmedi mi ? Bu kez de yeni ‘ bahar’lar yaratmanın peşine düşer. El değiştirmeyen yoksulluğun karşısına aşiretten aşirete geçen bir varsıllığı demokrasi diye sürer silah piyasasına. Ama asıl sorun, şu orta katlarda oturan ve alttan bakıldığında kışları, yukarıdan bakıldığında kelleri sırıtanlardadır. Çünkü onlar, yalnızca yalaka olmakla yetinmezler ve toplumsal tüm değerleri yukarının isteği doğrultusunda evirip çevirmeye uğraşırlar. Çünkü onlar, iç oğlanları gibi ellerini mavi kadifeli sehpanın üzerine koyarak domalmışlardır üst kattakilere… Kısacık bir ‘ah’ ve ardından gelecek yine kısacık bir ‘oh’ için ulusunu, ülkesini satmak kolay olmasa gerektir. *** Demem o ki dostlar ve dost olmaya yakın duranlar: Kapitalizm, kendi kendisinin canavarı olurken sona doğru geldiğini de görmektedir. Almanya’nız, İtalya’nız, Yunanistan’ınız gitti gidiyor. AB, çöktü çöküyor. İngilizler, ‘Pasifik Birliği’ adını verdikleri bir gemiyle okyanuslara açılma uğraşısında. ABD, Çin’in hesapları altında inim inim inlemekte. Orta Doğu’da dünün karındaşları iyice düşman bellemişler birbirlerini. Apo, eş başkanlık yerine tek başkanlığa geçişin gecikmesine kızgın. Ahmedinecad, burnundan solumakta. Genç Beşar Esad, kelleyi çoktan koltuğunun altına almış. Kaddafi’nin Erdoğan’a verdiği ‘İnsan Hakları Ödülü’ linç olarak geri döndü. Fransa, Libya’da yeni egemen aşiretlerle petrol sözleşmesini çoktan yapmış ve biz, avuç yalamaktayız. Ve bu arada kimi yalaka köşe yazarları Mustafa Kemal’e sövme yarışındalar. Ecelsiz ölümlerin sonu gelmiyor. Bir dalaksız dil köpürüp duruyor gökdelenin tepe katına yalakalık adına. Günde iki kadın öldürülüyor, üç beş çocuk tanışamadan yaşamla veda ediyor. İşçiler, madenlerde ölüyor, depremlere yazgı deyip geçiyoruz. Kentlerde, bu devlete on yıllarca emek vermiş insanlar Pazar kenarlarında ışıkların sönmesini bekliyor, atıkları toplamak için. Bu ülke seçmeninin yarısının oyunu aldığı ileri sürülen bir başbakanın bin dört yüz kişiyle korunduğu söyleniyor. Eğer bu doğruysa, acep kimden korka ki… İnsani gelişmişlik sıralamasında önümüzde yüze yakın ülke varmış. Bu da mı dert ! Çocuk kızlar gelin ediliyormuş, ne var ki ! *** Kemal’e sövüyorlar ya, yetmez mi ? *** Ne demiş adam ? “ Size ölmeyi emrediyorum !” demiş. Niye demiş adam bunu ? Bağımsızlık diye bir şeyden haberi olduğu için. Bugünleri görseydi ne derdi acaba, onu da siz bulun olmaz mı ?
Çevre kirliliğinin nedenleri de boyutları da sınırsız. Kesin olan, çevreyi kirletmekle bindiğimiz dalı kesmiş olduğumuzdur. Çevreyi, daha teknik bir deyimle doğayı kirletmek, bumerang etkisine sahip bir kötülüktür. Zarar sonunda bize katlanmış olarak dönüyor ve dönecektir. Zamanımızda dünyamızdaki çevre kirliliği; bilimin, başta insan tüm canlıların sağlığına zararlılık sınırı olarak belirlediği miktarın çok üstüne çıkmış; her tür canlının yaşamı için büyük bir tehdit ve tehlike haline gelmiştir. Çevre kirliliği; tek bir toplum, tek bir ülke için değil tüm insanlık ve tüm dünya için yaşamsal bir probleme dönüşmüştür. Bugün hiçbir ülke “benim çevre kirliliği gibi bir sorunum yok!” deme lüksüne sahip değildir. Her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de doğal çevre; çok yoğun bir endüstriyel ve kimyasal atık ve artıklarla, egzoz gazlarıyla, evlerden çıkan çöp dağlarıyla birçok koldan kirletilmektedir. Bilinçsizlik, bilgisizlik ve ilgisizlik yüzünden bizim ülkemizi başka ülkelerden daha çok ve daha olumsuz etkileyen çevre kirliliği çeşitleri de bulunuyor. Temizlemedeki gücüne hayran olduğumuz deterjanların, son 30-40 yıldır kendimize rahat ve konfor sunuyor diye ölçüsüz bir şekilde kullandığımız naylon poşetlerin, pet şişelerin, plastik kapların yarattığı kirlilik bunların başında gelmektedir. Naylon poşetler, pet şişeler, plastik kaplar toprağın ve tabiatın yok edemediği çevre kirletici bir baş belası olarak günlük hayatımızdaki yerlerini giderek pekiştirmektedirler. Toprağa düşen ağaç gibi, metal gibi doğal maddeler, birkaç ayda, birkaç yılda çürüyüp yok olduğu halde plastik veya naylon atıklarına, pet şişelere 400 yıl bir şey olmamaktadır. Bu, ürküntü verici bir kirliliktir. İnsanoğlu, kendisine tertemiz ve şaşırtıcı bir denge içinde teslim edilmiş olan doğayı akıl almaz bir umursamazlıkla kirletiyor; ondaki muazzam dengeyi ve ince ayarları alt üst ediyor! Ünlü devlet adamı ve bilge Mahatama Gandi, doğanın neye gücünün yetip neye yetmeyeceğini başka hiçbir söze gerek bırakmayacak vecizlikte ifade etmiştir: “Doğa, üzerinde yaşayanların her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanmıştır. Doğa sadece ihtirasları karşılayamaz!” Günümüzün önde gelen ülkeleri içinde Türkiye kadar başıboş bir şekilde naylon torba, pet şişe ve plastik kap üretilen ve aynı başıboşlukla kullanılan bir başka ülke olduğunu söylemek zordur. Batılı ülkelerde bunların üretiminin ve kullanımının sınırlandırıldığını, kullanılanların büyükçe bir bölümünün depozitolu olduğunu veya dönüşümünün sağlandığını biliyoruz. Bugün Türkiye’de hemen her eve her gün bakkaldan, marketten, manavdan vb.den yapılan alışverişlerle onlarca naylon torba ve pet şişe girmektedir. Bunlar evsel atık olarak çöplerle toplansa bile büyükçe bir bölümü bir şekilde çevreye yayılmaktadır. Yaz aylarında deniz kenarlarında ve piknik alanlarında başta naylon torbalar, pet şişeler olmak üzere plastik kökenli birçok nesneye rastlanmaktadır. Bunlar hem çevre hem de görüntü kirliliği oluşturmaktadır. Çeşitleri artık üç haneli rakamlara ulaşan deterjanları da halkımız gereğinden çok fazla kullanarak hem önemli ölçüde israfa hem de akarsuların, göllerin ve denizlerin daha hızlı kirlenmesine neden olmaktadır. Evsel ve endüstriyel atıkların arıtılmadan doğaya terk edilmesi günümüzün en büyük çevre problemidir. Endüstrileşmiş ülkeler her türlü atığın arıtılması konusunda büyük mesafe almışlar ve bu alanda çok sıkı yasal düzenlemeler yapmışlardır. Türkiye’de belediyelerin yüzde doksandan fazlası topladıkları çöpleri çöp depolama alanlarına gelişigüzel dökmektedir. Bu yüzden toplanan çöpler başta plastik maddeler olmak üzere çevreye yeniden yayılmaktadır. Bütün dünyada denizlere her saat 700 bin kg. çöp atıldığı, bunların da yarısını plastik maddelerin oluşturduğu tespit edilmiştir. Ülkemizde ne çevre bakanlığının ne de resmi veya özel ilgili ve yetkili bir kurum ve kuruluşun naylon torba, pet şişe ve plastik kap üretim ve tüketimine karşı bir ses yükselttiğine, bir tedbir öngördüğüne, bir strateji belirlediğine tanık olunmuyor. Medyanın da konuya ilgisi son derece zayıftır. Sürmekte olan tam bir başıboşluk, tam bir “saldım bayıra, Mevlam kayıra” mantığıdır!
KAR YAĞIŞI NEDENİYLE CUMA PAZARI ERKEN DAĞILDI Çatalzeytin’de 11 Kasım 2011’de kar yağışı nedeniyle Cuma Pazarı erken dağıldı. Üreticiler Cuma Pazarına getirdikleri ürünlerini yollar kapanır endişesiyle satamadan geri döndüler. Kar kalınlığı Hamidiye Şehitler Anıtında 5 cm, Hacıreissökü’de 15 cm, Güneşler’de 35 cm, Piri’de 30 cm, İsmail’de 25 cm, Dağköy’de 20 cm, Çatak’ta 30 cm, Kaymazlar’da 40 cm Çelebiler Mahallesinde 20 cm oldu. 12 Kasım’da kapanan Çatak köy yolu 13 Kasım’da açıldı. 12 Kasım’da Paşalı, Fındıklı, Güneşler ve Kavaklı köylerinin elektrikleri kesildi.
Hamidiye’de Kar 18 Kasım 2011
Çatalzeytin doğasına saldırılar ard arda devam ediyor. Şimdiye kadar Kastamonu İdare Mahkemesine doğamızı korumak için 2 yıl içinde 2 dava açtık. Birincisi Akçay’a yapılacak Hidro Elektrik Santralının (HES) iptali davası, ikincisi Epçeler Köyü sınıları içinde çalıştırılmak istenen Yenicuma taş kırma ve eleme tesisinin iptali için açılan dava. Bunlar yetmezmiş gibi doğa düşmanlarının Çatalzeytin doğasına saldırılarına yenileri ekleniyor. 18 Kasım Cuma günü Karacakaya Köyü Muhtarı Sami Altundal ziyaretime geldi. Ceketinden 2 sayfa evrak çıkardı. Akçay’ın kolu Karacakaya çayına çevremizde adı sanı bilinmeyen Zengibar firması tarafından taş kırma ve eleme tesisi kurulmak isteniyordu. Karacakaya ile Sökü köyleri arasında hazineye ait bir alan seçilmişti. ÇED raporu da Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulmuştu. Daha sonra bu konuda Sökü Köyü Muhtarı Muzaffer Öztürk ve Hacıreis Köyü Muhtarı Mehmet Ünal bana gelerek bilgi verdiler. Aynı gün aldığım ikinci haberle sarsıldım. Kültür Turizm ve DSİ Bölge Müdürlüğünden gelen ekip Konaklı Köyü sınırları içinde 160 bin metreküp kapasiteli kireç taşının işletmeye açılması için yapılan başvuruyu yerinde incelediler. Ekip ilçeye habersiz gelmişti. Konaklı Köyü Muhtarı Ramazan Topcu’nun olaydan haberi yoktu. İnceleme çalışması sırasında da kölde değildi. Düşündüm... Düşündükçe ilçemizin geleceği, kültür ve turizm, planlarımız, hayallerimiz aklıma geldi. Akçay’dan sonra şimdi de Ginolu. Sit alanı ilan edilen tarih hazinamiz Ginolu’nun hemen üstünde taş ocağı çalıştırılmak isteniyor. İlçede yaşayanlara sorulmuyor, hiçbir yetkiliye bilgi verilmiyor. Kültür, turizm, tarih hiçe sayılıyor. Hedef sadece para... Doğa, çevre, sağlık da kimsenin umurunda değil. Böylesi denk gelmez. Aynı gün Show Tv’de Saba Tümer’in programında din adamı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk konuşuyor. “Yeşili ve doğayı katledenler lanetlenmiştir.”
MESUT KENAN ERGÜN İstanbul değil, o bir Kastamonu beyefendisiydi. İnsanı severdi, doğayı severdi. Çok sevdiğim, çok değer verdiğim bir insandı, Mesut Kenan Ergün. Saygın bir kişiydi, kibardı. Bir olayı iyi irdelerdi. 18 Kasım’da Kastamonu Açıksöz ve Sözcü gazetelerinde okudum acı haberi. Mesut Ağabey, çok sevdiği Atatürk gibi kasım ayında veda ediyordu biz dostlarına. 17 Kasım 2011’de 77 yaşında vefat eden Ergün hukuk adamıydı. Bilecik ve Erzincan’da Başsavcılık yaptı. Emekli oldu, memleketi Kastamonu’ya yerleşti. Avukatlık yaparak topluma hizmetini sürdürdü. Bir dönem SHP İl Başkanlığı yaptı. SHP Çatalzeytin İlçe Başkanı olarak beraber politika yaptık. Parti içi demokrasinin işlediği düşüncelere saygı gösterildiği ne güzel günler Mesut Kenan Ergün yaşadık. Mesut Ağabey rahat uyu... Dostlarının gönlünde hep yaşayacaksın.
ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE ÖĞRETMENLER 01 Kasım 1928’de TBMM, Arap Alfabesi yerine Latin Alfabesini kabul etti. Yeni Türk Alfabesini öğretmek için Millet Mektepleri açıldı. Atatürk’ün Başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım 1981 tarihinden beri Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. 12 Eylül 1980’de askeri darbe oldu. Milli Eğitim Bakanı olan Hasan Sağlam Paşa, Öğretmenler Gününü başlatan bakandır. O tarihten beri bayramlar ve resmi programlar askeri sunumla yapılıyor. Bir alışkanlıktır gidiyor. Sunumlar 30 yıldır sivilleşemedi, “Arz ederim”‘den kurtulamadı. Düşünebiliyor musunuz ? Okuma - yazma oranı çok düşük olan bugünkü iletişim olanaklarından yoksun bir ülkede 3 ayda Harf Devrimi uygulamaya konulmuş. Arapça basılan gazeteler bir anda yeni Türkçe harflerle basılmış. Dünyada Harf Devrimini en kısa zamanda gerçekleştiren ülke Türkiye’dir. 24 Kasım’da Lise’deki Öğretmenler Günü programı özeldi, güzeldi. Çelenk koyma ve kutlama programını Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Dilek Tursun öğrencileri ile uyum içinde başarı ile sundu. Çiçeği burnunda öğretmen Asuman Aydın, mesleğe yeni girmiş öğretmenler adına çok anlamlı kısa ve öz bir konuşma yaptı. Şiir okur gibi tonu, vurgusu güzel bir konuşmaydı. İlçe Milli Eğitim Mustafa Kalafat’ın, Emekli Öğretmen Ahmet Özcan’ın konuşmaları verilen mesajlar ile doyurucuydu. Şiir okuyan, oratoryo sunan öğrenciler görevlerini iyi yaptılar. Öğretmenleri onları çalıştırmış, emek vermişti. Lise öğrencileri Nazmiye Çetinkaya ve Esra Arslan “Dünyanın Bütün Çiçekleri” adlı şiiri anlamını bilerek okudular. Meslekte bir yılını dolduran öğretmenler içtenlikle yemin ettiler. Yaptığım tespite göre 24 Kasım’da Çatalzeytin ilçesinde yöneticiler dahil 58 öğretmen görev yapıyor. (Yunus Emre’de 31, Paşalı’da 12, Lise’de 11, Milli Eğitim’de 1, Halk Eğitim’de 2, Öğretmenevi’nde 1) Çok genç öğretmen kadrosuna sahibiz. Enerji dolu öğretmenlerimizin deneyime de gereksinimleri var. Çalıştıkça deneyim sahibi olacaklar. Deneyim çevre ile bütünleşerek, iletişim kurarak çoğalır. Genç meslektaşlarım alınmasınlar. Çevreye dargın gibiler. Bilgisayar dünyasından biraz çıkıp çevre ile iletişim kursunlar. İlçede görev yapan öğretmenler birbirlerini tanımıyorlar, halktan kopuklar. Bu öğretmenler gününde çalışan öğretmenler ile emekli öğretmenler bir yemekte buluşmalıydı. Öğretmenin çalışanı, emeklisi bir potada olmalı. Eğitimde deneyimin yeri büyük, kazanılması da kolay değil.
Sayı: 331
ÇATALZEYTÝN MEKTUBU
ÖĞRETMENLER GÜNÜ LİSEDEKİ PROGRAMLA KUTLANDI
ÖĞRETMEN ASUMAN AYDIN’IN ÖĞRETMENLER GÜNÜ KONUŞMASI
30 KASIM 2011
24 Kasım Öğretmenler Günü Çatalzeytin Lisesindeki programla kutlandı. 24 Kasım saat 10.00’da Milli Eğitim çelengi İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Kalafat tarafından Atatürk Anıtı’na konuldu. Atatürk ve tüm öğretmenlerin anısına 1 dakikalık saygı duruşundan sonra İstiklal Marşı söylendi. Çelenk koyma ve kutlama programı sunuculuğunu Lise Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Dilek Tursun yaptı. Kutlama programı saat 13.30’da Çatalzeytin Lisesinde başladı. Mesleğe yeni başlayan öğretmenler adına Paşalı İlköğretim Okulu Türkçe Öğretmeni Asuman Aydın kısa ve etkili bir konuşma yaptı. Tarih Öğretmeni Cengiz Ekiz yönetiminde mesleğe yeni giren öğretmenler Aysun Elvan, Dilek Elsel, Selcan Ertek, Nevin Çelik, Oya Çelik, Oğuzhan Değirmenci yemin ettiler. E d e b i y a t Öğretmenleri Dilek Tursun ve
Hakan Sağlam yönetiminde Lise öğrencileri “Öğretmenim” adlı oratoryo sundular. Öğretmen Selin Yüce’nin hazırladığı çalışan ve emekli öğretmenler ile ilgili slayt gösterisi beğeni ile izlendi. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Kalafat, Emekli Öğretmenler adına konuşmayı Ahmet Özcan yaptılar. İlçe Milli Eğitim Müdürü Kalafat “Topluma karşı sorumluluğumuzu bilerek çocuklarımızı iyi bir yurttaş olarak yetiştirmek görevimizdir.” dedi. Yunus Emre İlköğretim Okulu öğrencileri Halime Çetinkaya, Şevval Kömürcü, Çatalzeytin Lisesi öğrencilerinden Nazmiye Çetinkaya ve Esra Arslan öğretmenlerle ilgili şiirler okudular. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in Öğretmenler Günü mesajı lise 11. sınıf öğrencisi Akın İnce tarafından okundu. Program saat 15.00’te sona erdi. Kutlama programına katılanlara çiğ
Sayın Kaymakamım, Sayın Belediye Başkanım, Değerli Meslektaşlarım ve Saygıdeğer Konuklar, Bu anlamlı günde benim gibi mesleğinin henüz ilk yılında, heyecanları yüzlerinden okunan bir grup genç meslektaşım adına bir konuşma yapmak üzere huzurlarınızda bulunmaktayım.Böyle güzide bir Asuman Aydın topluluğun karşısına çıkmanın beni ne kadar heyecanlandırdığını da ayrıca belirtmek isterim. Bugün sizlere eğitim öğretim modelinin günümüze yansımalarından ya da öğretmen- öğrenci rol modellerinden bahsetmekten ziyade bu anlamlı ve özel günün bende uyandırdığı duyguları birkaç cümleyle sizlerle paylaşmak isterim. Öğretmen umutlara tutunulacak belki de tek dal…Gelecek günlerin suratı asık karanlıklarına inat; doğacak güneşlerin etrafında pervane-kanat…Öğretmenim ben …Hem önemsiyorum hem de onur duyuyorum kendimle. Kar çiçekleri var önümde… Onları deriyor onları topluyorum.Huzur veriyor bana; gülün kokusu çiçeğin demeti…Saadetler doluyor dünyama …Her gün başka bir güzellik her gün başka bir renk… Öğretmenim ben… Onur duyuyorum kendimle…Çünkü her gün sevda çiçekleri var önümde…Topluyorum onları…Sevgi dünyalarını dinliyorum…Kederlerim dağılıyor gördükçe sevda çiçeklerimi…Çünkü sevgimi, sevdamı; hissiyatımı bana sunuyor sevda çiçeklerim. Öğretmenim ben…Bir başka heyecan kaplıyor içimi; çünkü çocuklarımı görüyorum karşımda, onların süslediği bir dünya, bulutlara çıkarıyor beni… Meslekler,makamlar, rütbeler, sanatlar…Bunların hepsini görüyorum karşımda…İrfan meşalesinin sönmeyen ateşi oluyorum. Her zaman Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, aklın ve bilimin ışığında ve en önemlisi de daima vicdanımın sesini dinleyerek mesleğimi en kutsi bir biçimde icra edeceğime sizlerin önünde söz veriyorum. Hepimizin öğretmenler günü kutlu olsun.
YAREN MÜZİK GRUBU Özel günlerinizde, düğün, nişan, nikah, sünnet törenlerinizde sizinleyiz. Tel: 0 532 678 59 12 ÇATALZEYTİN
Sayfa 3
KARACAKAYA ÇAYINA TAŞ OCAĞI BAŞVURUSU YAPILDI Akçay’ın kolu Karacakaya çayına Zengibar İnş. Nak. Taah. Mad. Turz. Gıda. Teks. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından işletilmek üzere kalker ocağı ve kırma, eleme tesisi başvurusu yapıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulan ÇED dosyası ile ilgili süreç 10 Kasım’da başladı. Askıya çıkan duyuruda muhtarların ve köyler halkının görüş ve önerilerinin ilgili bakanlığa ve
valiliğe yapabilecekleri belirtiliyor. Konu ile ilgili olarak Karacakaya Köyü Muhtarı Sami Altundal, Sökü Köyü Muhtarı Muzaffer Öztürk, Hacıreis Köyü Muhtarı Mehmet Ünal Kastamonu Valiliğine, İl Çevre ve Orman Müdürlüğüne, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yazı yazarak taş ocağının köylerine vereceği zararları anlattılar.
ÇATALZEYTİNLİLER DERNEĞİNİN YENİ BAŞKANI ADEM TOPÇU İstanbul’da etkinlik gösteren Çatalzeytinliler Yardımlaşma Derneğinin 21. Olağan Kongresi, 27 Kasım 2011’de yapıldı. Yönetim Kurulu Adem Topçu Başkanlığında Mehmet Ünal, Kadir Şahin, İsmet Kaya, Erdoğan Aslan, Cemal Demir ve Erdoğan Işılgan’dan oluştu. Genel Kurula derneğe kayıtlı 187 üyeden 110’u katıldı.
Kongrede eski başkanlardan Ergun Usta söz alarak Çatalzeytin İlçe Hastanesinin durumuna değindi. Hastanede yatak hizmetinin kalkmaması için verilen mücadeleyi anlattı. Çatalzeytin’de olduğu gibi gurbetteki hemşehrilerimizin de Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına dilekçe yazmalarını önerdi.
YERKÜRE’DEN YÖREYE ÖDÜL ALDI Hemşehrimiz Hüseyin Karadeniz’in Kastamonu TV’de sunduğu Yerküre’den Yöreye programının “Toplum İçin 5 Dakika” bölümüne ödül verildi. 26 Kasım saat 22.15’te 26.’sı sunulan programın “Toplum İçin 5 Dakika” bölümüne katılan Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç “Gençlerin Çevre Bilincinin Geliştirilmesi” konusunda açıklamalarda bulundu. Hüseyin Karadeniz’e Kağıthane Belediyesinin simgesi olan lale üzerine yazılmış “Yerküre’den Yöreye Programını ve Hüseyin Karadeniz’i Kutlarız” yazan kupayı hediye etti. Programa konuk olan sanatçı İsa Muslubaş Başkan
Kılıç’a Erzincan Türküsü armağan etti. Bugüne kadar 34 programa imza atan Hüseyin Karadeniz’in danışmanlığını Gözde Yüksel yapıyor. Toplum İçin 5 Dakikada İstanbul Milletvekilleri Murat Başesgioğlu, Haldun Ertürk, Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Prof. Dr. Hüseyin Sarıoğlu, Prof. Dr. Ahmet Maranki, Doç. Dr. Ali Fuat Örenç, işadamı Mehmet Reis, İstanbul Barosu Genel Sekreteri Av. Hüseyin Özbek ve Beyazıt Akman konuk oldular.
ÖZCANLAR HİPERMARKET
"KALİTEYİ UYGUN FİYATA ALACAĞINIZ ADRES"
İNŞAAT SEBZE VE MEYVEDE MALZEMELERİ PERŞEMBE VE CUMA GÜNÜ SATIŞIMIZ BAŞLAMIŞTIR HALK GÜNÜ HER ZAMAN TAZE VE KALİTELİ KIRMIZI ET, BEYAZ ET
HAL FİYATINA!
NAİL ÖZCAN Minibüs, Otobüs İşletmeciliği Merkez Şube
/ Sahil Gülü, Doğuş, Metro
Tel: 0 366 516 10 14
: Atatürk Bulvarý No: 28 Çatalzeytin / KASTAMONU Tel: 0 366 516 12 45 : Cumhuriyet Meydaný No: 1 Çatalzeytin / KASTAMONU Tel: 0 366 516 23 24
ÇALIŞMA SAATLERİ
06.00
02.00
30 KASIM 2011
ÇATALZEYTÝN MEKTUBU
Sayı: 331
Sayfa 4
DUYURU
HİDRO ELEKRTİK SANTRALLARI (HES) ÜZERİNE DÜŞÜNCELER Prof. Dr. Sadık Erik serik@hacettepe.edu.tr Kastamonu Postası internet gazetesinin 12.11.2011 tarihli sayısında Ersizlerdere Muhtarının, yörelerine yapılacak olan HES projesine karşı olan girişimini okuyunca artık dayanamadım ve aşağıdaki yazıyı kaleme aldım. Amacım kamuoyunu bir kere daha bu konuda bilinçlendirmek, HES’lere samimi olarak karşı olanları desteklemek. Samimi diyorum çünkü maddi çıkar sağlamak bahanesi ile de karşı çıkanlar olduğunu medyadan takip ediyorum. Bir vatandaşın duyarlılığı ötesinde, bilim adamı olmanın getirdiği sorumluluk ve de bir hemşehrilik duygusu ile aşağıdaki bilgileri sizlerle paylaşmak istedim. Doğu Karadeniz yöresinden sonra ,HES salgını sonunda Kastamonu'ya da bulaştı. Bu salgının nerede son bulacağı da belli değil. DSİ Bölge Müdürlüğü verilerine göre 2010 yılı itibarı ile Kastamonu ili dahilinde toplam 27 adet HES projesi bulunmaktadır. 2011 yılında bu sayıya yenilerinin eklendiğini görüyoruz. Doğu Karadeniz’den sonra Orta Karadeniz de dağları, arızalı topoğrafyası, bol yağışı ve bunun etkisi ile çok sayıda dere ve çaya sahip olması, hemen HES yatırımcılarının dikkatini çekmekte. Bu açıdan ne yazık ki şanşsız bölgeler. Her halde tüm dereler ve çaylar boru veya kanal içine alındıktan sonra zorunlu olarak HES' çiler yatırımlarını başka yöne çevirecekler. O zaman da zaten iş işten geçmiş olacak. Güzelim bakir doğamız 3 kuruşluk enerji uğruna tarumar edilmiş olacak, ekosistem artık kendini yenileyemeyecek bir noktaya ulaşacak. Ulaştığı zaman da intikamını sel ve heyelanlarla, başka felaketlerle alacak mutlaka. Kastamonu'dan İnebolu'ya giderken Ersizlerdere bölgesinden geçerken o muhteşem doğa büyüleyici güzellikte. Ormanı traşlanmış, deresi molozlarla doldurulmuş, peyzajı betonla ezilmiş bir yöre hiçbir zaman HES'çilerin umurunda olmadı ve olmayacak. Sadece köy muhtarının değil tüm Kastamonu'luların , yerel yöneticilerin bu girişime karşı durması gerekir. Çünkü bu HES salgını buradaki yatırımla kalmayacak, aynı dere yatağına başka HES'ler de yapılacak. İlimizin farklı bölgelerinde de HES projeleri var ve bu sayı giderek artıyor. Her yörenin ayrı bir doğal güzelliği ve biyolojik çeşitliliği var. Bu HES adeta bir kanser gibi giderek tüm doğayı, tüm ekosistemi sarıyor. Hastalık ilerliyor, organlar, yani biyoljik zenginlikler birer birer iflas ediyor. Son nefesini vermeden doğa, geliniz bu işe artık bir dur diyelim. En azından şu yapılmalı: Ülkemizde şu anda belki sayısı binlere ulaşan bitmiş veya proje aşamasında olan veya devam eden yatırımlar var. HES'e ruhsat veren EPDK yetkilileri, Orman ve Su Bakanlığı , Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, Enerji Bakanlığı yetkilileri lütfen bir süreliğine yeni HES projelerine izin vermeyiniz. Bir süre bekleyiniz bakalım HES'in etkileri nasıl ve ne yönde gelişecek ? Yatırımcı söz verdiği gibi yeterli can suyu bırakıyor mu ? Can suyu balık yoğunluğunu nasıl etkilemiş, su kirliliği artmış mı, yöredeki insanların yaşam kalitesi değişmiş mi, tarlalarını ve hayvanlarını rahatça sulayabiliyorlar mı, su kuyularındaki suları yeterli düzeyde mi, tarım ürünlerinde bir azalma olmuş mu, tahrip edilen ormanların yerine ağaçlandırma yapılmış mı ? Arıcılık faaliyetleri nasıl etkilenmiş, yöre insanının mutluluğu eskiye oranla nasıl ? En az 5 yıllık bir beklemeden sonra sonuçlar sağlıklı olarak ve yetkili, bağımsız kuruluşlarca alındıktan sonra yöre halkıyla birlikte değerlendirme yapılmalı. Çıkan sonuçlar tarafsız olarak değerlendirilmeli ve ondan sonra sonuçlar eğer olumlu ise yeni projelere izin verilmeli. Böylelikle yaşadıkları topraklara bir anlamda sahip çıkan yöre insanları ile kolluk kuvvetleri karşı karşıya gelmemiş olacak. Bakın daha bir iki hafta önce Erzurum Tortum’da HES ‘e karşı çıkan köylülerle jandarma karşı karşıya geldi. Bu görüntü vicdanları çok yaralayan bir görüntü idi. Oğlunu vatan hizmetine göndermiş bir annenin yine oğlu gibi bir asker tarafından tartaklanması bilmem nasıl açıklanır ? Sonunda firma pes etti ve yatırımcı HES yapmaktan vazgeçti. Demokratik eleştiri veya protesto, eğer ülkede demokasi varsa böyle iç yaralayan kaba kuvvetle önlenmemeli. Kurban Bayramında, yerel mahkemenin verdiği bir karar nedeni ile komşusu ile bayramlaşmaya bile korkan bir vatandaşın fotoğrafı vardı gazetelerde. Ayrıca HES’e taraftar olanlarla olmayanlar arasında yaşanan gerilim de söz konusu. Bunlar da HES’in yol açtığı diğer sosyal yaralar. HES’lerin şimdiye kadar değinilen olumsuz etkilerinin bir başka boyutu da Elektrik Mühendisleri Odası ( EMO) trafından dile getiriliyor. EMO yetkilileri Doğu Karadeniz bölgesinde HES’lerle ilgili yaptıkları gözlemlerde şu çarpıcı tesbitleri yapmışlar : 1. Proje başvurularının bir çoğu teknik kurallara uymuyor, 2.
İnşaat bitmeden üretime başlanıyor, 3. Balık geçitleri uygun değil , 4. Bazı HES’ler sel yatağı içine yapılmış, bazıları da sel taşkınına yol açabilecek durumda , 5. Projelerde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmıyor ,6. Fizibilite raporları, yöre koşulları göz önüne alınmadan hazırlanıyor , 7. Üretim planlaması enerji ihtiyacının çok üzerinde yapılmış , 8. Nakil hatları ve trafolar yetersiz , 9. Türbin-jeneratör gurupları maliyeti düşürmek için ucuz ve düşük kaliteli olarak ithal ediliyor , kaliteyi denetleyecek bir kurum yok, bu da enerji verimliliğini olumsuz etkiliyor , 11. Yapım ve işletme aşamalarında taşeronlaşma ile sorumluluktan kaçma, kalitesiz imalat , 12. Yeni çıkan ‘lisanssız üretim yönetmeliği ‘ ile bölgede 10. 000 yeni HES projesi gündemde ,12. Çevre köylerin ulaşım yolları dikkate alınmamış , 13. Projeler, ön görülen enerji üretimini gerçekleştirecek özellikte değil , 14. Proje yoğunluğu nedeniyle santrallerin enerji nakil hatlarına ve trafolara bağlantılarında sorunlar çıkıyor. Sonuç : Yakın gelecekte bölge bir HES çöplüğü olmaya adaydır ( Çatalzeytin Mektubu, 31 Ekim 2011) Boyalı çayına yapılacak olan HES, Cihan Kadıncı’nın yazısına göre, 6 m genişlik, 12 m yükseklik ve 33 km uzunlukta beton kanal şeklinde olacak. Çankırı sınırından başlayıp Karabük sınırlarına kadar uzanacak ve adeta bir Çin seddi gibi uzanacak bu tünelin, 33 km boyunca geçtiği tüm yerleşim yerlerindeki yaşamı çok, hem de çok olumsuz etkiyeceği ( çünkü mesafe çok uzun ) açıktır. Bu olumsuz etkilerin neler olacağını Araç Haber ve Çatalzeytin Mektubu Gazetelerinin önceki sayılarında ‘’ Hidroelektrik Santralleri’’ ve ‘’ HES’ lerin iki yüzü ‘’ adlı yazılarımda belirtmiştim. Burada tekrar etmeyeceğim. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, neredeyse Kastamonu’dan Araç’a kadar olan bir mesafede tüm çay tünel içine alınıyor. Bırakılacak can suyunun bu kadar uzun bir mesafede buharlaşıp kaybolacağı kuşkusuzdur. Bu durum kaçınılmaz olarak bu hat boyunca yer alan köylerde yaşamı tamamen durduracak boyuttadır. İnsan yaşamı her yönüyle olumsuz etkilenecektir. Berlin duvarı gibi , 12 m yüksekliğindeki tünelden karşıdan karşıya insanlar ve hayvanlar nasıl geçecek ? Tamamen akla ziyan bir proje. İnsana ve doğaya zerre kadar saygısı olmayan bir proje. Bu güzergahtaki köylülerin ve köy muhtarlarının bilinçli davranmaları, istimlak için cazip teklif dahi yapsalar arsa ve tarlalarını satmamaları gerekir. Çünkü yapılacak iş hayırlı bir iş değildir. Şöyle somut bir örnek verebilirim : Bir süre önce Huruçveren köyü altındaki, çayın hemen kenarındaki düz araziye kurşun izabe fabrikası yapılacaktı. Bunun için çevre köy muhtarlarından yazılı izin almıştı firma. Fabrika bitip faaliyete geçtiğinde çevreye ne gibi olumsuz etkileri olacağını bir çok köylü bilmiyordu. Belki 10- 20 kişi iş bulacaktı, fakat hem kendileri hem de çevre köyde yaşayanlar zaman içinde kurşun zehirlenmesi ile karşı arşıya kalacaklardı. Bilindiği gibi duyarlı medya ve kamu oyu baskısı ile bu projeden vaz geçilmişti. Boyalı HES konusunda da, yöre halkının bilinçli davranmaları beklenir. Günümüzde iletişim olanakları çok ilerledi. İnternet istenen bilgileri anında ayağınıza getirebiliyor. Nüfus planlaması yapılmadıkça, alternatif enerji kaynakları yeterince değerlendirilmedikçe, kaçaklar önlenmedikçe, HES'lerden üretilecek enerjinin de bir anlamı kalmayacak. Şöyle bir benzetme yapılabilir. Bir büyük kent düşünün. Her ay trafiğe 300- 400 araç katılıyor. Trafik sıkışıklığını önlemek için yeni bir yol açılıyor, bıunun için de yeşil bir alan tahrip ediliyor. Trafiğe katılan araç sayısı sürekli artıyor ve bakıyorsunuz kısa bir sure sonra yeni açılan yol da tıkanmış. Ne oldu ? Boş yere yeşil alanı yok ettiniz. İnsanları havası daha kirli bir kentte yaşmaya mahkum ettiniz. Bisiklet yolları yapsaydınız ( temiz enerji kaynakları ), metro gibi toplu taşım araçları devreye soksaydınız ve uzun vadeli kentleşme planı yapsaydınız , yani nüfus yoğunluğunu çeveye yaysaydınız trafik bir ızdırap haline gelmezdi. Bu benzetmedeki gibi, her şeyden önce enerji konusunda da cidi ve uzun vadeli bir plan ortaya konulmalı. HES’ lerden elde edilecek cüzi ve devamlı olmayan enerjinin de ülkenin şiddetle artan enerji açığına çare olmayacağı çok açıktır. Bir bilim adamı televizyonda şöyle bir gerçeği dile getirmişti : ‘’Türkiye çelik üretiminde Almanya’dan sonra Avrupa’da ikinci sıradadır. Fakat enerji üretiminde çok gerilerdeyiz. Kalkınma için süratle enerji açığımızı kapatmalıyız. ‘’ Benim de katıldığım çok doğru bir tespit. Fakat bu noktadan hareketle , ülke yöneticilerin tüm dere veya çayları giderek kapalı bir ortama alarak başlattıkları veya destekledikleri HES furyası, yukardaki bilgiler doğrultusunda , doğru olmasa gerek. Kötüler arasında en az kötüyü tercih etmek gibi, ülkenin ücra bir yöresinde, verimsiz bir alan üzerinde, son teknoloji olanaklarını kullanarak yapılabilecek bir nükleer santral ile çok sayıdaki HES’e de gerek kalmayabilir. Diğer bir yol, mevcut veya potansiyel jeotermal kaynakların enerji üretilmesinde kullanlması , Rüzgar elekrik santallerinin devreye sokulması, güneş enerjisinden
KURBAN BAYRAMI PİLAV ŞÖLENİNE KATKI VEREN ESNAFLAR ŞAHİN GÖKŞABANOĞLU ZAFER KÖPRÜLÜ NİHAT TAVİL NİYAZİ DEMİR MURAT MAHMUTOĞLU ALİ KADİROĞLU MUSTAFA GÜLOĞLU ALİ SEFER HASAN MISIRLI BAYRAM ÖZBAY MUSTAFA TİGER CENGİZ ÇEMENYEMEZ FERHAT ÖZEL KAZIM ŞAHİN SİNAN KOTMAN TURGAY ÖZTÜRK YAŞAR İRGİN ABDULLAH SAVAŞ LEVENT KARAKAŞ İSA KABA ŞAHİN SÜLÜK MEHMET DEMİR MUSTAFA KARAOL İBRAHİM ÇAYLAK ABDULLAH KIRIŞTI BAHA DEĞER İSMET YILDIRIM NİZAM SAVCI YILMAZ ATALAY MUSTAFA CAN HÜSEYİN AÇIKGÖZ GÜLER SAVCI YEŞİM POTİN
100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 50 30 20 40 25 70 20 30 50 25 30 50 60 75 15 25 10 10 5 5 5 5
YAŞAR ÖZYILMAZ HAYRETTİN AÇIKGÖZ KERAMİ KURT SALİH SAMANCI SELİM GÜLERYÜZ MİTAT ADIYAMAN ALİ ER MEHMET DEMİRCİUŞAĞI FAHRİ MADEN MEHMET ERAT ALAADDİN ÇORBACI BURAK DAĞDELENOĞLU KERİM DÜZCE ŞERİFE AYDIN YAŞAR SARI KADİR KÖSE MUSTAFA KOÇ SALİH MAHMUTOĞLU HÜSEYİN SARI ALİ YALÇIN SENEM İNCE FATMA PULATKAN METİN ERDOĞAN İSMAİL BEKAR TAHSİN MEMUR HASAN AYDIN SEYFİ KELEŞ ŞERİFE G.OĞLU TANSU GENCAY ÖZTÜRK ÖZGÜR İNTERNET KARDELEN ELEKTRONİK MACİT DOĞAN DENİZ ÇAĞLAR
TEŞEKKÜR
20 60 30 10 20 15 15 10 15 50 30 20 10 20 20 20 5 10 10 10 10 10 10 10 10 10 20 20 5 5 5 5 5
Kurban Bayramının ikinci günü düzenlediğimiz Pilav Şölenine katkı veren esnaflarımıza teşekkür ederim. Musa İhsan UĞUZ Çatalzeytin Belediye Başkanı
NAİL ÖZCAN 250 ÜNAL ÖZBOĞA (Orta Fırın) 200 MUSTAFA KOCA (SahilFırın)200 KARACAAYDIN 100 YELKENCİLER NAK. 100 UMUT PASTANESİ 100 SABAHATTİN TOPÇU 100 İLHAN ÇETİNKAYA 60 AHMET DEMİR 50 SEZAİ KARADENİZ 50 PÜSÜRGE KIRTASİYE 50 SADRİ TEKİNEL 50 MUSTAFA AKÇAY 50 KAZIM ÇETİNKAYA 50 HÜSEYİN İNCE 50 ŞENAY MOBİLYA 50 SEDA ECZANESİ 30 SEYHUN YILMAZER 20 TURHAN TEKİNEL 20 MUHARREM ÇELİKKOL 20 NURETTİN TOPÇUOĞLU 20 İLYAS ÜN 20 HUZUR CAFE 20 YILMAZ KARA 20 İSMAİL KAPÇI 20 ALİ KAYA 20 YALI RESTARUANT 20 MAHİR ÇAY 20 EMİN YELKENCİ 15 VURAL KARABULUT 10 KADİR KARADAĞLI 10 İBRAHİM BOZKURT 10 ÖZTÜRK ÜNLÜ 10 SAMİ ÇETİNKAYA 10
İBRAHİM ÇINAR RECEP DEMİR KENAN DEMİR MURAT KALEM MUSTAFA ÖZTÜRK YILMAZ ÖZDEMİR DURSUN KAYA MEHMET YORGANCI CENGİZ İNCE FİKRET-TAMER ÇETİN NACİYE ŞAHİN ORHAN TÜRKER NURAN ŞAHİN NURİ ÖZCAN MUSTAFA YALÇINKAYA AHMET ÜN SERKAN ÜN ŞABAN ÖZDEMİR VOLKAN KARAHAN RAŞİT ÖZCAN YÜKSEL ÜNLÜ MUSTAFA BAŞ İSMAİL ŞEN SİSTEM ELEKTİRİK SALİM MEŞE RAMAZAN YILMAZER YÜKSEL ÖZDEMİR AYDIN ELEKTİRİK AYKUT KARAHAN MEHMET KARAHAN SABRİ DEMİR (Gencekli) ALİ ÇELİK YELİZ ÖZDEMİR BAHAR DEMİRCİ
20 20 20 20 20 20 20 20 20 20 20 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10
Yeni Yıl kutlamalarını gazetemizin 31 Aralık 2011 tarihli sayısında renkli ve siyah-beyaz sayfalarımızda yayımlatabilirsiniz.
Kartvizit boyutu : 5*8,50 cm reklam siyah 20 TL Yarım Kartvizit : 2,5*4,25 cm reklam siyah 10 TL Tam sayfa ilan siyah 400 TL Yarım sayfa ilan siyah 200 TL Çeyrek sayfa ilan siyah 100 TL Renkli ilanlarda %50 artış uygulanır. İletişim:
Atatürk Bulvar› 54 37940 Çatalzeytin P.K. 8 37940 Çatalzeytin Tel: (0366) 516 12 22 Faks: (0366) 516 17 00 GSM: 0 (532) 512 23 17 e-mail: eturkay@mynet.com ÇATALZEYTİN AKÇAY HES HUKUK MÜCADELESİNE DESTEK VERENLER Akçay’a HES yapılmasını önlemek, doğa katliamını durdurmak için hukuk mücadelesi başlattık. Mücadeleyi sürdürebilmemiz için desteklerinizi bekliyoruz. ÇATALZEYTİN AŞIKLARI ÇEVRE PLATFORMU İletişim: eturkay@mynet.com Faks: 0 366 516 17 00 0 532 512 23 17 0 505 713 60 080 0 532 485 33 07 HES Hukuk Mücadelesine destek verenler: Emin Türkay ÖZTÜRK 2000,00 TL Mazhar ÖZCAN 2000,00 TL Asım GÜRLEYEN 1000,00 TL Salim ÜNLÜ 1000,00 TL Cemal ÖZCAN 800,00 TL Mehmet ŞAHİNGÖZ 800,00 TL Adının yazılmasını istemeyen çevreci 500,00 TL Ergun USTA 500,00 TL Recep DEMİRCAN 500,00 TL Selçuk YILMAZER 500,00 TL Seyfettin BAYKAL 500,00 TL Süleyman DOĞAN 300,00 TL Serdar ÖZDEMİR 275,00 TL Mehtap BAŞARAN 200,00 TL Gülay ÖZTÜRK 130,00 TL Adının yazılmasını istemeyen çevreci 100,00 TL Mehmet ERDOĞAN 100,00 TL Nadir ÖZÇELİK 100,00 TL Zerrin KARAUĞUZ 100,00 TL Yusuf ÖZ 100,00 TL Basri ÇELİK 50,00 TL Hasan KILIÇ 50,00 TL Erdal ŞEN 40,00 TL Zerbank Çatalzeytin Şb. IBAN TR29 0001 0004 9512 8087
BAŞSAĞLIĞI
Erzurum’a tayin olan okulumuz Fen ve Teknoloji Öğretmeni Esra Kavak’ın trafik kazasında vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına, öğretmen arkadaşlarına ve öğrencilerine sabır ve başsağlığı dileriz. Yunus Emre İlköğretim Okulu Okul Aile Birliği Adına Başkan
SATILIK ARSA Çayağzı’nda denize sıfır arsa satılıktır. 0 532 285 24 52 - 0 212 592 06 53
SATILIK, KİRALIK DAİRELER
ÇAYAĞZI’NDA SATILIK BİNA
30 KASIM 2011
Sayı: 331
ÇATALZEYTÝN MEKTUBU
ESRA ÖĞRETMEN ÇATALZEYTİN’İ YASA BOĞDU Çatalzeytin’de 4 yıl görev yapan Fen Bilgisi Öğretmeni Esra Kavak’ın 29 Kasım 2011 günü Erzurum’da trafik kazasında vefatı öğrencilerini, öğretmen arkadaşlarını, öğrenci velilerini yasa
Esra Kavak
Aziziye ilçesindeki öğretmenleri taşıyan servis minibüsü kavşakta tırın altına girdi. Kazada 2 öğretmen öldü.
Minibüs şoförü ve 8 öğretmen yaralandı. Kaza 29 Kasım 2011 saat 06.35’te Erzurum-Erzincan
karayolu üzerinde meydana geldi. Erzurum kent merkezinde oturan öğretmenleri Aziziye’deki okullara taşıyan Aydın Çakot (37) yönetimindeki minibüs, Dadaşkent’teki kavşakta saman yüklü tıra çarparak hurda yığınına döndü. Kazada öğretmen Gönül Aydın (1977) olay yerinde yaşamını yitirdi. Öğretmen Esra Kavak (1980) ameliyata alındı, kurtarılamadı. Hamile olan 1 çocuk annesi Esra Kavak bebeği ile birlikte vefat etti.
Fen ve Teknoloji Öğ re t me ni Esra Kavak Bafra 1980 doğumlu.19 M a y ı s Üniversitesi Amasy a E ğ i t i m
Fakültesinden 2002 yılında mezun oldu. İlçemize Çorlu’dan eş durumundan gelerek 26 Şubat 2007’de Yunus Emre İlköğretim Okulunda göreve başladı. Eşi Polis Memuru Ali Kavak, Çatalzeytin Polis Eğitim Merkezinde görevli idi. Talihsiz öğretmen Esra Kavak ilçemizden Erzurum’a yine eş durumundan tayin olarak 19 Ağustos 2011’de ilişiğini kesmişti. Yunus Emre İlköğretim Okulunda
Sayfa 5
BÖYLESİNE NASIL BECEREBİLDİĞİ’NE Mustafa Kemal Atatürk’e
Hüzünlere baykuş olmuşsun Tünellere şiir, karanlığa ışık Perdelenmiş yüreklere serzeniş Donmuş beyinlere saygınlık Takılmışsın peşine sevdanın Kanatlarıyla uçmuşsun gökyüzüne Olabildiğince özgür, olabildiğince yaralı Hiç kırılmadan, hiç bıkmadan Sonsuzluğa son verip gitmişsin Sözcüsü olmuşsun meleklerin Umudu olmuşsun ülkemin Hayretleri olmuşsun tarihin Bakakalmışım deniz gözlerinin ardından Bakakalmışım rüzgarlara ve martılara Şaşmam ölümüne değil, ölümsüzlüğüne Ve böylesine nasıl becerebildiğine Bakakalmışım yurdumun dağlarına Sislerin ardından aralanan aydınlığa Şaşmam ölümüne değil, ölümsüzlüğüne Ve böylesine nasıl becerebildiğine Halil Güler
UTANDIM
Sessiz kıyılar... Gümüşi dalgalar... Ve Çatalzeytin Murat Karasalihoğlu Balıkçı kasabası aslında Çatalzeytin… Hani birçok insanın masum ütopyalarında yer alan balıkçı kasabaları vardır ya, işte onlardan biri. Kastamonu’nun sınırları, tüm çizgileri uzun bir koşu. Nefesimin yetmediği yani bir solukta tüketemeyeceğim kadar uzun bir koşu… Ne doğudan batıya ne de kuzeyden güneye kolayı kolayına tek nefeste bitecek, özümsenebilecek bir yer burası. Coğrafi büyüklüğü düşünülürse kilometrelerce; ki bu kilometreler boyunca görüp de doyamayacaklarınız… Kıyısı ayrı; dağı, yaylası ayrı. Hepsi ayrı ayrı bir ömür alan bir güzergâh burası. Kastamonu ülkenin Karadeniz’e kıyı veren illeri arasında en uzun sahil bandına sahip olan ili. Ve henüz “Karadeniz Sahil Yolu” denen canavar Kastamonu’nun kıyılarına uğrayıp kimliksizleştirmediği için de, doğudan çıkıp batıya yapılacak ya da tam tersi yolculukların tarifsiz keyfini düşünmek bile bir başka. Bu engin sınırları içinde Kastamonu’nun doğuya sırt vermiş, her batı yolcusunun denizden de karadan da ilk selamı aldığı yer Çatalzeytin… Antik limanlarında gümüş balıkların oynaştığı sularda kendi olan, sırtını dayadığı kayın ormanlarının serinliğinde Çatalzeytin, Kastamonu’nun doğusundaki en güzel kale… Ki Karadeniz’in sevdasında gönlüme düşen her kıyı gibi, Çatalzeytin Kastamonu elif baa’sının denizden başlayan ilk harfi… *** Bir ödül gibidir aslında Çatalzeytin. Hele ki Kastamonu merkezinden yola çıkıyor, Yaralıgöz’ün dumanlı zirvesinden selam alıp Isırganlık’ın sislerinden sıyrılıp Karadeniz’e koşuyorsanız, Çatalzeytin görülen güzelliklerin sonuna bir taç olup çıkar. Kendi halinde ama binyılların kokusunu taşır üstünde. Çok konuk etmişliği vardır medeniyetleri bünyesinde, çok dillenmemiş hikâyeleri koylarında. Mırıldanarak söylenecek bir şarkı gibi… *** Kıyısının sınır olduğu denizin ismi antik dilde Konuksever anlamına Pontus Euksenios. Bu konukseverlik karakterinin yoğrulmasında ilk özellik Çatalzeytin’in. Antik yazarlardan Arriannus, Karadeniz’e kıyı veren bölge kentlerini sayarken batıdan doğuya doğru ilerler ve Ionopolis, oradan Aigine’ye oradan da Kinolis’e gelinir der. İşte bu Kinolis günümüzde Karadeniz kıyılarında nadir görülen doğal limanlardan biri olan, Çatalzeytin Ginolu Koyu’dur. Ginolu Koyu’nun hemen üzerinde de antik kent ufak tefek kalıntılarla kendini duyumsatırken, daha geç dönemlerde yapılmış ve yakın zamanda da restorasyon geçirmiş bir kale ilçenin öne atılan savaşçısı gibi Karadeniz’in karanlıklarını yoklar durur. Balıkçı kasabası aslında Çatalzeytin… Hani birçok insanın masum ütopyalarında yer alan balıkçı kasabaları vardır ya, işte onlardan biri. Pek büyük değil, sakin ve aslında kendi sessiz dinamikleri dışında dingin bile denebilir. Ancak bu masum ütopya açıkçası son yıllardaki dengesiz imarlaşma ile “çağdaş biçimsizlik” noktasına da gelmiş. *** Karadeniz içimde tükenmez bir sevda hep ve sık sık düşerim yollarına. Sisli ormanları, kutsal kayınları saygı uyandıran dağları aşıp Çatalzeytin’in dalgalarındaki öyküye ilerlerim. Bir susuzluk koşusu gibi, bir denizinden uzaklaştırılmış martının vuslatı gibi, bir karalar kaplamış gönlün denizler mavisinde soluklanışı gibi hayatın ilerleyişidir bu. İşte böylesi bir yolculuktu yine Karadeniz’e, Karadeniz’de Çatalzeytin’e doğru. Dağ çileği tadında bir yol tepme sonra ilçeye ulaştığımda ilk soluklandığım yer elbet o binlerce yıllık taşların dalgalarla şarkılar söylediği liman olmuştu. Eski denizci şarkılarının artık dilleri bozulmuş armonileri, denizden yeni çıkmış ağların arasından geçen rüzgârlara kapılıp serpiliyordu dört bir yana. İşte o melodinin notalarını çıkarmaya çalışırken birden bire yanımızda bu binlerce yıllık seslerin çağdaş sahiplerinden genç bir kaptan belirdi. Ve sahipsiz melodiler
notalarını arayan benim için somut kelimelere dönüşmeye başladı. Onun dilinden söyleşmeye başladık, denizin dilinden yani hani birazda Karadeniz’in karasına bulanmış Çatalzeytin’in yazgı dilinden. Alper’di ismi, ilçenin yerlisiydi ve o zaman 22 yaşında olan genç bir kaptandı. Ginolu’nun o sessiz koyunda teknesinin yanı başında tanışmıştık. Bir kaptanın kendi mekânı olan teknesine buyur etti bizi. Alper Kaptan çalıştırıyor motorları, genzi yakan mazot kokusu, “takata tukata” motor sesi ile Çatalzeytin kıyılarından bir martı gibi sıyrılıvermiştik. Denizcilikten, ekmeklerini kazandıkları Çatalzeytin’in kıyılarından bahsetmiştik. Bir saygı tümcesi gibi “Bizim kıyılarımızda Karadeniz’e özgü her balık çeşidi çıkar” diyerek söze başlayıp “Tekir, palamut, kalkan, hamsi, mezgit…ve daha nicesi” diyerek bir bir balık çeşitlerini saymıştı. Bir seferde 2 bin 500 çift palamut yakaladığını anlatırken, “deryanın mucizesi” diye nitelemişti. Derya güzeldi, ekmek verendi… Küçük bir balıkçı kasabasının az sayıdaki balıkçısına günlük ekmeğini, rızkını veriyordu. Bir de balıkçı barınakları olsa yeterdi. Ne genç kaptanın ne de diğer balıkçıların daha fazlasını istemiyordu. *** Çatalzeytin sadece bir kıyı kenti değil elbet. Ki ilçe merkezi kıyıda olsa da, ilçenin sınırlarının büyük bir bölümü dağlık ve ormanlık arazide yer alıyor. Zaten kıyının hemen arkasında da yükselen dağlar güzel ve verimli ormanlara sahip. İlçenin bu ormanlık kısımlarının birçok yerinde kesim veriliyor ancak hemen yanı başındaki Sinop’un Türkeli ve Ayancık ilçelerinde yer alan orman işletmeleri burada yok. Yani ilçelilerin deyimiyle orman sanayi bu diğer ilçelere katkıda bulunup biraz olsun geliştirmiş olsa da aynı süreç Çatalzeytin için yaşanmamış. Ama ilçenin iç bölgelerine doğru gidildiğinde de Kastamonu’nun birçok yerinde görülebileceği gibi kırsal mimari, günlük yaşam araç gereçleri ve uğraşların tümünde ormanın, ağacın Çatalzeytinliler üzerinde de ne kadar önemli olduğu görülebilir. *** Balık, orman ve zeytin… İlçeye ismini veren bu kutsal ağacın koruluğunda akşamı getirmek istemiştim. Bunun için ilçede zeytin ağaçları, zeytinlikler nerede diye sormuştum birkaç kişiye. Genç olanlar pek bilmediklerini söylediler ki onlar henüz doğmadan yok olmuşlardı. Yaşlılardan da “Tek tük kaldı evlat” cevabını alınca akşama dair suskunluk benim için zorunluluk olmuştu. Zeytinliklerin kayboluşu güneşin denizden yitişi ile aynıydı, aynı suskun hüzünle karşılanıyordu derinlerde… Ve tabii ki içimdeki sarsıntıları saymazsak eğer… Yine de bir teselli kalıyordu akşamlara Çatalzeytin’de. Çünkü güneş burada denizin üzerinde yangınlarla batmaz; gümüşi dalgaların parıltısı olur da dudak kenarına bir gülümseme bırakarak bir tesellisi ile veda eder…
İnleyen, yüreğin duyulmaz sesi İçimde yanıyor HES’in illeti. ! Aldırmaz buranın ağası, beyi Ağzımda, lal olan dilden utandım. ! Aylar bitti bak, oluyor yıllar. Yalıya gelirken sağında kuru çaylar Susamış su arar yanan şu kuşlar. Gözümden dökülen yaştan utandım. ! İnanya, Akçay, kavuşmaz kollar Bu kader mi kesildi bak sular. Hüzünlü haline eğilmez başlar Dereden tüküren taştan utandım. Yeşilden maviye kavuşmaz suyun Bana ne deme, değişsin illet huyun Şu doğa deyince bir yansa için Bakıpta görmeyen, gözden utandım. Dost, dosta, vermez mi, dost selamını Yüreği taş olmuş olmuş, vesselam Sevdası olmayan anlamaz, yardan. Elini uzatmayan elden, utandım. Yüksel Açıkgöz
İLAN Kastamonu ili, Çatalzeytin İlçesi, Sökü Köyü, sınırları içerisinde, E32 a3 pafta no, ER: 3257538 erişim numaralı saha adresinde ZENGİBAR İNŞ NAK TAAH MADENCİLİK TURZ. GIDA TEKSTİL SAN VE TİC LTD ŞTİ. tarafından işletilecek “Kalker Ocağı, Kırma Eleme Tesisi” projesi ile ilgili olarak 17.07.2008 tarih ve 26939 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan ÇED Yönetmeliğinin 9.maddesi gereği ÇED sürecine halkın katılımını sağlamak, proje hakkında halkı bilgilendirmek, görüş ve önerilerini almak amacıyla aşağıda verilen yer ,gün ve saatte ‘’ÇED sürecine halkın katılımı’’ toplantısı düzenlenecektir. Toplantıya tüm halkımız davetlidir. Toplantı Yeri : Sökü Köyü Okulu Çatalzeytin/ KASTAMONU Toplantı Tarihi : 23.12.2011 Toplantı Saati : 14:00 ÇED RAPORUNU HAZIRLAYAN KURULUŞ BİLİM MÜH.ÇEVRE TEK.VE ÖLÇ.HİZM.İNŞ.TİC.SAN.LTD.ŞTİ. Serçeönü Mh.Ahmet Paşa Cd.Uğur Plaza İş Merkezi Kat:13 No:103 Kocasinan/KAYSERİ Tel: 0 352 2323181-82 Fax: 0 352 2214180 Web:www.bilimmuhendislik.com. Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünce açılan kalorifer kurslarına bayanlar büyük ilgi gösterdiler. 12 Kasım 2011
Atatürk Bulvar› 54 37940 Çatalzeytin P.K. 8 37940 Çatalzeytin Tel: (0366) 516 12 22 Faks: (0366) 516 17 00 e-mail: eturkay@mynet.com Dizgi, Sayfa, Düzeni: Çatalzeytin Mektubu Baskı: Ankamat Matbaacılık Sanayi Ltd. Şti. Tel: (0312) 394 54 94 Banka Hesap Numaras›: Ziraat Bankası Çatalzeytin Þubesi TR29 0001 0004 9512 8087 9350 01
30 KASIM 2011
Sayı: 331
ÇATALZEYTÝN MEKTUBU
Sayfa 6
İGM’NİN ONAYLADIĞI İLÇE ÖZEL İDARE PAYLARI İl Genel Meclisi, 2012 İlçe Özel İdare gider bütçelerini onayladı. Onaylanan bütçeye İlköğretim Okulları küçük ve büyük onarım ödenekleri de eklendi. Özel İdare İlçe Payları; Abana 162 bin 250 TL, Ağlı 97 bin 514 TL, Araç 224 bin 254 TL, Azdavay 150 bin TL, Bozkurt 183 bin 300TL, Cide 224 bin 900 TL, Çatalzeytin 119 bin 300 TL, Daday 151 bin 400 TL, Devrekani 128 bin 843 TL, Doğanyurt 127 bin 190 TL, Hanönü 157 bin 100 TL, İhsangazi 221 bin 216 TL, İnebolu 447 bin 500 TL, Küre 152 bin 260 TL, Pınarbaşı 161 bin 265 TL, Seydiler 114 bin TL, Şenpazar 159 bin 750 TL, Taşköprü 323 bin 500 TL, Tosya 306 bin 400 TL.
ÇATALZEYTİNLİ ŞAİR VE YAZARLARIN PÜSÜRGE KIRTASİYE’DE SATIŞTAKİ KİTAPLARI Emin Türkay Öztürk, Cıvıltı, Köşe Yazısı Çatalzeytin Mektubu, Ciye Çatalzeytin Belgeseli, İnceleme Araştırma Günay Öztürk Çebi, Çatalzeytin Yemekleri, Yemek Kemal Yıldırım, Olten’den Esintiler, Şiir Kemal Yıldırım, Hasret Koydun Gönlüme Öykü Kemal Yıldırım, İsviçre’den Notlar, Köşe Yazısı Naciye Şahin, Güneşi Beklerken Şiir Çelik Mehmet İnce, Kumsalda Çatalzeytin, Şiir Cemal Kaplan, Köyüm Hamidiye, İnceleme Araştırma Festival Yayınları, Gümüş Balık Çatalzeytin’e Şiirler, Şiir Hüseyin Aydoğdu, Köyümüz Köylümüz Celallar, İnceleme Araştırma Harun Ünlü, Eğitime Eylül Darbesi, İnceleme Araştırma Harun Ünlü, Sınıf Rehber Öğretmenliği, Rehberlik Harun Ünlü, Şıracıdan Bozacıdan, Öykü Harun Ünlü, Evlilik mi ? Ih, Mizah Harun Ünlü, AB Yolunda Avrupa Engeli, İnceleme Araştırma Harun Ünlü, Bir Kuşun Kanadındayım, Şiir Tahsin Şentürk, Uygunsuz İşler Uygun Adım, Şiir Tahsin Şentürk, Çevrenin Çığlığı, Şiir Tahsin Şentürk, Nerede İnsan Çevre Perişan, Şiir Tahsin Şentürk, Depremsyon, Şiir
Dalgalı denizde balıkçılar 05 Kasım 2011 Fotoğraf Doğan Özbay
TEŞEKKÜR Kunduracı Esnafımız Salim Meşe’nin alış-verişte gösterdiği anlayış ve davranıştan çok memnun oldum. Kendisine teşekkür ederim. Hamza Turnalı Çatalzeytin
YİTİK
ÇATALZEYTİN NEREYE GİDİYOR ? Çatalzeytinspor, Kardeniz Bölgesinin incisi ilçemizin 1954 yılında kurulan spor kulubüdür.Tarihinde büyük başarılar onun onur madalyalarıdır. Yeşil-beyazlı, Çatalzeytinspor’un formasını giymek her gencin hayalini süsler, giyenlerin anılarında en güzel yeri alırdı. Kastamonu’daki spor kulüpleri içinde yarım asrı geçmiş bir kaç kulüpten biridir Çatalzeytinspor. Kastamonu spor tarihini oluşturan mihenk taşıdır. Öztürk Karahan’ın kulüp Başkanlığı yaptığı dönemde Kastamonu Amatör Futbol ligi başlar. Yıl 1965’tir. Çatalzeytinspor, Kastamonu Amatör Futbol liginin başladığı günden bu yana hep varolmuştur. Bu sezon takımımızın her gelenden en az 7 gol yediğini duyunca 1973-1985 yılları arasında onurla formasını taşıdığım Çatalzeytinspor adına yüreğim ezildi, çok üzüldüm. Deniz motorlarıyla ulaşımın sağlandığı dönemden, kamyon sırtında maça gidildiği dönemlere, karşılaşmadan bir gün öncesinden Kastamonu’ya gidildiği dönemlere gelindiğinde aldığı sonuçlarla Çatalzeytin hep zirvede olmuş. Başarılara imza atmıştır. Yönetim Kurulundaki arkadaşların hepsinin eski futbolcu olması bir avantaj gibi görülüyor olsa da demek ki avantaj değilmiş. Yemyeşil çim sahada, bir deplasman bir iç sahada oynamak ne güzel. Kendi sahanızda oynamanın zevkini çıkarın bolca. Bizim böyle bir şansımız olmadı. Hep deplasman korkusunu yaşadık. Kastamonu ve İnebolu sahalarında oynadık, bir avuç cefakar seyircimizin desteği ile.. Şimdi malzeme, saha sorunu yok. Neden böyle oluyor ? Hastalık nerede ? 1980’li yılların başında İneboluspor ile oynadığımız özel karşılaşmada farklı yenilmiştik. O dönem kulüp başkanı olan babam Nurettin Usta; “Çatalzeytin’in onuruyla oynamaya hakkınız yok. Size kimse bu hakkı vermedi.” demişti. Takım kaptanıydım. Tüm arkadaşlarla bir hafta toprak sahada antrenman yaptık. Hafta sonunda İneboluspor’a lig maçında kök söktürdük. Çalışınca oluyormuş demek. Bu durumu Başkan Hikmet, Hoca Arslan çok iyi bilir. Biz özverili, Çatalzeytin sevgisini herşeyin üstünde tutan futbolculardık. Bizde böyle sonuçlar olmazdı. Bizim Hocamız Erdal Şahin, Kulüp Başkanlarımızdan Mustafa Akyol sizlere yokluklar içinde nasıl mücadele edildiğini çay sohbetlerinde anlatsınlar. Tarihini bilmeyen, köklerinden beslenmeyen gençler bizi anlamakta güçlük çekerler. “Biz ne yapıyoruz ?” sorusunu lütfen kendinize sorun ayaklarınız yere bassın. Futbol dille oynanmaz. Konuşma ile de galip gelinmez. “Çatalzeytinspor’u, Çatalzeytin’i bu duruma düşürme hakkımız var mı ?” diye düşünün. Benim dönemimde birlikte futbol oynadığımız, şimdi rahmetli olmuş büyüklerim; Yaşar Karahan, Yılmaz Özdemir, Ekrem Özdemir, Necati Akyol, Mehmet Türk, Ferit Güzelaydın ile birlikte Çatalzeytin’e futbolu sevdiren hocamız Mustafa Arslan’ın bu hazin durum karşısında mezarlarında kemikleri sızlıyor. Adını andığım futbolcular, Çatalzeytinspor’un tarihinde onurlu yerleri alanlardır. Onların hizmetleri unutulmaz. Bana ise onları saygı ile anmak düşüyor. Bırakın beni, bu takımla adları özdeşleşen fedakar, cefakar büyüklerimize layık olunuz. Yöneticisiyle, futbolcusuyla sorumluluğunuzu bilin. Biz bildiğimizi yaparız diyorsanız tarih huzurunda hesap verirsiniz. Başarısızlığın temelinde yönetimin tutumu yatıyor. Arkadaşlar, takım, gazozuna halı saha maçı yapmıyor. Yapılan her maç Kastamonuspor tarihinin sayfalarına yazılıyor. Kötü gidişe el birliği ile dur deyiniz. Orada neden bulunduğunuzun bilincinde olunuz. Bu göreve çalışmak için gönüllü geldiniz. Kartvizit bastırmak için gelmediniz ? Çatalzeytinspor’un durumundan memnun değiliz. Bu kötü sonuçları bize layık görmeyin. Çatalzeytin’i yol geçen hanı yapmayın. Güzel günlerde görüşmek dileğiyle.
Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Ali Sarıoğlu
Renkli Fotokopi Okul ve Büro Malzemeleri Eğitime Hizmette 27. Yıl
Atatürk Bulvarý No: 54 37940 ÇATALZEYTÝN Tel: 0 366 516 12 22 Faks: 516 17 00 Gsm: 0 532 512 23 17 e-mail: eturkay@mynet.com, eminturkay@hotmail.com
ÇATALZEYTİNSPOR TARAFTARI ÜZÜYOR Kastamonu Birinci Amatör Kümede mücadele veren Çatalzeytinspor oynadığı 5 karşılaşmayı da kaybetti. İlk maçını deplasmanda yapan yeşil-beyazlılar 15 Ekim’de Daday Belediyespor’a 8-1 yenildiler. Ormanspor maçı 3 kez ertelendi. Takımımız Cidespor ile yapacağı ikinci deplasman maçına çıkmadı, 3-0 hükmen yenik sayıldı. 3. deplasman maçında İnebolu Genlik’e 7-1 yenildi. Kendi sahamızda Taşköprüspor’a 7-2, Özel İdare’ye 9-0 yenildik. Henüz puanı olmayan yeşil-beyazlılar taraftarı üzüyor.
ÇATALZEYTİN 2 TAŞKÖPRÜ 7 13 Kasım Çatalzeytin
2011
Saat
13.30
Saha
Çiseleyen yağmur altında maç saat 13.30’da başladı. Birinci yarıda takımlar birbirlerine üstünlük sağlayamadı. İlk yarı 1-1 berabere bitti. Taşköprü 17. dakikada Sinan ile ilk golüne kavuştu. Çatalzeytinspor 40. dakikada Önder ile durumu 1-1’e getirdi. İkinci yarıda Çatalzeytinspor 50. dakikada Furkan’ın golü ile 2-1 öne geçti. Golden sonra Taşköprüspor üstünlük sağlayamaya başladı. dakikalar 56’yı gösterdiğinde Taşköprüspor’lu Sinan tekrar ağları havalandırarak durumu 2-2 yaptı. Oyundaki üstünlüğünü daha da artıran Taşköprü 61. dakikada Sinan’ın, 70.,76., 90. dakikada Ali’nin ve 75. dakikada Serhat’ın ayağından bulduğu gollerle sahadan 7-2 üstün ayrıldı.
İNEBOLU GSK 7 ÇATALZEYTİN 1 20 Kasım 2011 Saat 13.00 Saha İnebolu Tek golümüzü 58. dakikada Savaş attı.
ÇATALZEYTİN 0 İL ÖZEL İDARE 9 27 Kasım Çatalzeytin
2011
Saat
13.00
Saha
Maçın 6. dakikasında Eslem kendi kalemize gol attı. Maçın ilk yarısı 5-0 takımımızın mağlubiyetiyle bitti. İkinci yarıda da bir varlık gösteremedik. KHS ikinci yarıda 4 gol daha
ÇATALZEYTİNSPOR – ORMANSPOR MAÇI ÜÇÜNCÜ DEFA ERTELENDİ Çatalzeytinspor ile Ormanspor arasında 30 Kasım 2011 saat 13.00’te Çatalzeytin sahasında yapılacak olan maç üçüncü defa ertelendi. 23 Ekim’de oynanması gereken maç Çatalzeytinspor’un eski futbolcularından Ferit Güzelaydın’ın vefatı nedeniyle 17 Kasım 2011’e ertelenmişti. 17 Kasım’da hava koşulları el vermediğinden oynanamayan maç 30 Kasım 2011’de yapılacaktı. Çatalzeytinspor yönetimi yüksek öğrenimde okuyan bazı futbolcularının sınavları nedeniyle maçın ertelenmesini talep etti. Çatalzeytinspor – Ormanspor maçı İl Tertip Komitesince üçüncü defa ileri bir tarihe ertelendi.
EMRE KARDEMİR’DE OYNUYOR Genç hemşehrimiz Abdurrahman Emre Pehlivan (1996) Kardemir Karabükspor U16’da oynuyor. Karabük Endüstri Meslek Lisesi 1. sınıf öğrencisi olan Emre, Karabükspor U-16’da savunmada görev yapıyor. Emre futbola 2006’da Çatalzeytinspor alt yapısında başladı. 2010’da Kastamonuspor U15’te oynadı. Gazetemiz Spor Servisi gurbette sesimiz olan Emre’ye başarılar diliyor.
Emre
30 KASIM 2011
Sayı: 331
ÇATALZEYTÝN MEKTUBU
Sigara yasağına rağmen resmi dairelerde, işyerlerinde 3’ü hariç kahvehanelerin tümünde sigara içiliyor. İmza, Yasak Dedik
İmza, Bir Taksici
İmza, Orta Direk
* Hamidiye köyünde 14.11.2011 günü saat 13.00 sıralarında Katip mahallesinde Ethem Torun (1938) evinin çatısındaki sacları düzelttiği sırada ayağının kayması sonucunda düştü. Olayda Torun’un kaburgalarında kırıklar meydana geldi, tedavisi İlçe Hastanesinde devam ediyor. * Kaşlıca köyünde 05.11.2011 günü H.Ş. (1970) ile H.Ş. (1978) arasında ailevi nedenlerden dolayı tartışma çıktı. * 05.11.2011 günü saat 23.00 sıralarında Hamidiye köyünde Soner Can (1987) yönetimindeki 05 DC 869 plakalı araç dikkatsizlik sonucu kaza yaptı. Kazada araçta maddi hasar oluştu. * Konaklı köyünde 02.11.2011 günü saat 14.00 sıralarında Mustafa Topcu (1929) evde ayağının kayması sonucu düşerek yaralandı. Topcu Kastamonu’ya sevk edildi. * Kadir Köseoğlu’nun sahibi olduğu Tadım Yufka bayramın dördüncü günü 09 Kasım’da İstikbal Caddesinde pastane yanındaki kendi yerine taşındı. * Y a r d ı m s e ve n l e r Derneğince 26 Kasım’da Sinop’a bir günlük gezi düzenlendi. Geziye 26 bayan katıldı. * Jandarmaya, 02 Kasım 2011 saat 20.00 sıralarında yapılan Karamanlar’da araç yangını ihbarı doğru çıkmadı. * Belediye Meclisi 02 Kasım’da toplandı. Gündemde görüşülecek konu yoktu. Belediye Meclis Üyesi Sonay Güzelaydın toplantıya katılmadı. * Hamidiye Köyü Muhtarı Doğan Çelikkıran tedavi için Almanya’ya gitti. Muhtarlığa 02 Kasım’dan itibaren Nurettin Taşkıran vekalet ediyor. * 31 Ekim 2011 tarihli gazetemizden İstanbul’a 338, yurtdışına 86, yurtiçi karışık 284, Çatalzeytin 44, Çatalzeytin muhtarlar 41, resmi daireler 182
adet postalandı. * Gazetemizin 31 Ekim sa yı sı nd a y a y ı m lanan “55 Yıl Sonra A ç ı l a n Mezar” ile ilgili haberi m i z ATV’de M ü g e Hüseyin YILDIZ A nl ı’nın programına konu oldu. Haberin kilit ismi Hüseyin Yıldız, gelini ve üvey kızı olan Hediye Yıldız ile 03 Kasım’da ATV’de Müge Anlı’nın programına konuk oldular. * Paşalı İlköğretim Okulu 8. Sınıf öğrencisi Dilek Pulatkan Çatak’ta evlerinin bahçesinde odun parçalarken balta ile ayağını kesti. Pulatkan’ın tedavisi İlçe Hastanesinde yapıldı. 15 Kasım’da hastaneye yatan Pulatkan, 18 Kasım’da taburcu oldu. * Paşalı İlköğretim Okulu hizmetlisi İsmet Türkmen Saraçlar’da evlerinin yanındaki ağaçlık alanda 22 Kasım’da kanlıca, karacaoğlan mantarları topladı, pişirip yedi. Mantardan zehirlenen Türkmen’in tedavisi İlçe Hastanesinde yapıldı. * Cemal Turan (1960) ve Celal Turan (1953) kardeşler 15 Kasım’da Mustafa Akyol’un rehberliğinde Araç ilçesindeki Engelli Bakım Merkezine yerleştirildiler. * Sude İnternet Cafe Erdem Çelik tarafından 14.11.2011’de İstikbal Caddesinde hizmet vermeye başladı. Tel: 0 366 516 11 57- 0 546 479 93 32. * Dantel Mühendislik Danışma Bürosu 28.11.2011 tarihinde Matematik Öğretmeni ve İnşaat Mühendisi Vicdan Turgut Akçay tarafından açıldı. Tel: 0 366 516 12 27.
Sayfa 7
EVLENME *
Rozarin Anık ile Muhammet Yılmaz 07 Kasım’da Çatalzeytin’de
EVLENDİLER
Rozarin - Muhammet
GARANTİ İNŞAAT “Sıcak Yuvanın Adresi” Çatalzeytin’de emin ellerle inşaat sektörünü canlandırdık. 2000 yılından bu yana 6 blokta 124 konut, 9 işyeri ürettik. Mutlu yüzlere ulaştık.
Firmamız Abana’da da hizmet vermektedir.
İstikbal Caddesinde topraktan %30 peşin 20 ay vade ile 50 bin ile 100 bin TL arası daireler.
Garanti İnşaat İstikbal Cad. 5/A ÇATALZEYTİN Tel:0 366 516 23 08 GSM:0535 236 78 97
30 KASIM 2011
Sayı: 331
ÇATALZEYTÝN MEKTUBU
İMZA KAMPANYASI Baştarafı Sayfa 1’de
DR. MUSTAFA ÖZCAN BAŞHEKİM OLDU Baştarafı Sayfa 1’de
Üniversitesi Tıp Fakültesind en 2011’de mezun oldu, bir süre tıp öğrenimine ara verdi. Kaymakam vekili Hayrettin Dr. Bahar Keskin
Muhtarlar Hamam’da toplantıda Hamam’daki toplantıya Aşağısökü Köyü Muhtarı Bekir Kömürcü, Çağlar Köyü Muhtarı Enver Aslan, Kavakören Köyü Muhtarı Fikri Çetin, Piri Köyü Muhtarı Rahmi Çelik, Yunuslar Köyü Muhtarı Hüseyin Yıldız, Canlar Köyü Muhtarı Ahmet Özmen, Kuğu Köyü Muhtar Vekili Feyzullah Öz, Arıca Köyü Muhtarı Ahmet Rençber, Çubuklu Köyü Muhtarı Mehmet Öztürk, Kaşlıca Köyü Muhtarı Seyfi Güney, Yenibeyler Köyü Muhtarı İsmet Bıyıklı, Yemişli Köyü Muhtarı Yaşar Pulatkan, Köklüce Köyü Muhtarı Mehmet Karakaş, Güneşler Köyü Muhtarı Ahmet Süngü, Samancı Köyü Muhtarı
Adem Sağır, Kayadibi Köyü Muhtarı Ali Bayrakdar, Çelebiler Mahallesi Muhtar Vekili Mahmut Özdemir, Paşalı Köyü Muhtarı Ahmet Özcan, Karacakaya Köyü Muhtarı Sami Altundal, Saraçlar Köyü Muhtarı Mustafa Pehlivanoğlu, Kulfallar Köyü Muhtarı Hüseyin Çelikkıran, Canlar Köyü Eski Muhtarı Niyazi Kaya, Hamidiye Köyü Eski Muhtarı Urfan Turan, esnaf Hasan Yılmaz, Emekli Öğretmen Mazhar Özcan ve Emin Türkay Öztürk katıldılar. Yatak hizmetinin kalkmaması için bakanlığa gönderilmek üzere hazırlanan dilekçe şöyle;
“Bizler aşağıda imzaları bulunan Çatalzeytin’de yaşayan T.C. yurttaşları sağlık hizmetlerinden tam olarak yararlanmak istiyoruz. Bakanlıkça önce Devlet Hastanemiz, İlçe Hastanesine dönüştürüldü. Peşine doktor yetersizliğinden nöbet hizmeti bir süre askıya alındı. Şimdi de İlçe Hastanemizden yatak hizmetinin kaldırılacağının haberini aldık. 14 Kasım 2011 günü Çatalzeytin İlçe Hastanesinde yatan hastalar taburcu edildi. Aynı gün ikinci bir emir ile hasta kabulüne devam edildi. Çatalzeytin İlçe Hastanesinde yatak hizmetinin kalkmasını istemiyoruz. Sağlık Ocağı döneminde bile Çatalzeytin ilçesinde 24 saat yatak hizmeti verildi. İlçe Hastanemizde yatak hizmetinin ve nöbet hizmetinin kalkması göçü hızlandıracaktır. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Sayın Recep Akdağ’ın talimatlarıyla İlçe Hastanemizde yatak hizmetine devam ettirilmesini arz ederiz.”
Dr. Mustafa Özcan Dr. Mustafa Özcan, Dr. Bahar Keskin 31 Ekim’de göreve başladılar. Kaymakam Hayrettin Çiçek yeni doktorlar arasından en yaşlı doktor olan Mustafa Özcan’ı (1964) Başhekim olarak görevlendirdi. Doktorluğa Başhekim olarak ilk adımını atan Dr. Mustafa Özcan ilk orta ve liseyi Denizli’de okudu, Ege
Çiçek Başhekim ile birlikte İlçe Hastanesi Müdürlüğünde de görev değişikliği yaptı. Hastane Bülent Ekin Müd ür lüğ üne Sağlık Memuru Bülent Ekin’i görevlendirdi. 28 Kasım’da İl Sağlık Müdürlüğünden gelen yetkililer, demirbaşlaın devir-teslim işlemlerini yaptılar. Böylece sağlık kalemiz olan hastane adım adım elden çıkıyor.
İLÇE HASTANESİ ONARILIYOR Çatalzeytin İlçe Hastanesinin onarım ihalesine Samsun Üças ve Kastamonu Ay Yıldız firmaları katıldılar. Açık eksiltme ile yapılan ihaleyi Ay Yıldız Yapı İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. 96.500,00 TL’ye aldı. 24 Kasım 2011’de sözleşmeimzalandı. Hastane onarımı 35 iş
gününde tamamlanıp, teslim edilecek. İlçe Hastanesinin birinci kat yer döşemesi, kalorifer kazanı ve elektrik tesisatı yenilenecek. İhaleyi alan Ay Yıldız Şirketinin Müdürü Mustafa Özkan “Verilen süre içinde işi bitirip teslim etmeye çalışacağız.” dedi.
HAMİDİYE ŞEHİTLİĞİNE ARABA ÇARPTI Hamidiye Şehitliğine 09 Kasım günü saat 09:30 sıralarında bir araç çarptı. Şehitliğin bir bölümü hasar gördü. Hamidiye Muhtar Vekili
Nurettin Çelikkıran şehitlikteki hasarı torunu Murat Çelikkıran’ın farkedip haber verdiğini söyledi. Çarpan araç bulunamadı. Onarım muhtarlıkça yapılacak.
yelkenciler Þefik Yelkenci - Refik Yelkenci Plakası tespit edilemeyen bir aracın çarptığı Hamidiye Şehitliği
YETKİLİ BAYİİ
Halı ve Mobilya Mağazaları
Merkez: Kayabaşı Bahattin Gazi Cad. No: 19 KARABÜK Tel: (0370) 424 23 89- 415 10 66 Şube: Hürriyet Cad. Şenay İş Merkezi KARABÜK Tel: (0370) 415 14 75 Fax: 415 14 76 Şube: Atatürk Bulvarı No:32 Çatalzeytin Tel&Fax: ( 0366) 516 13 90 e-mail: ergun.senturk37@hotmail.com Gsm: (0533) 571 23 85
Faturalı - Faturasız Hat Satışı Vodafone Abonelik Hizmetleri Cep Telefonu - Aksesuar Gümüş ve Saat çeşitleri Tel:0.368 671 37 57 - Fax:0.368 671 37 58 Cumhuriyet Caddesi No:5/A Türkeli/SİNOP
Büro Makinaları Ltd.Şt i. Fotokopi - Faks - Baskı Makinaları Satış ve Servis Hizmetleri Gestetner YETKİLİ BAYİİ
brother Tel Faks Gsm
Yılmaz KERTİŞ : 0366 212 77 71 Atatürk Cad. Katar Apt. No:37/E : 0366 212 57 02 (Müze Karşısı)- KASTAMONU : 0366 977 63 48 www.ybmbüro.com.tr
Tutku Alperen Akaryakıt Ahmet DEMİR
Benzin Mazot satışlarımız başlamıştır
Kastamonu Yolu Harda Köprüsü yanı ÇATALZEYTİN Tel: 0 366 516 22 50 - 0 532 302 56 79
* ALÇIPAN * KARTONPÝYER * ÝZOLASYON 0 532 285 60 17 Merkez: Ethemefendi Cd. Ýlker Ap. No: 92 / 2 Erenköy / KADÝKÖY - Tel: 0 216 386 33 26 Þube: Uzunçayýrbaþý Mh. No: 68/1 Gözcübaba/Göztepe - Tel: 0 216 566 87 16 - 566 87 23 Atölye: Ali Fuat Cebesoy Cd. Sancak Sk. No: 14/1 Örnek Mh. - Tel: 0 216 317 76 12 www. atilimkartonpiyer.com / e-mail: info@atilim-kartonpiyer.com Faks: 0 216 368 84 57
İnşaat Malzemeleri-Demir Çimento-Kum ve Çakıl Nakliye İşleri ve Hafriyat
Sayfa 8
73. YILINDA ATATÜRK’Ü ANDIK Baştarafı Sayfa 1 ‘de Yunus Emre İlköğretim Okulundaki Atatürk’ü Anma Programı saat 09.30’da öğretmen Ozan Ozanoğlu’nun sunumuyla başladı. Anma Programına Kaymakam Vekili Muhammet Kaya, Garnizon Komutan Kd. Ütğm. Mehmet Akbuz, Belediye Başkanı M.İhsan Uğuz, Milli Eğitim Müdürü Mustafa Kalafat, Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürü Cahit Çakmakoğlu, İlçe Özel İdare Müdürü Sadi Kaya, SYDV Müdürü Müzeyyen Özcan, Halk Eğitim Müdür Yardımcısı Murat Pekcan, Öğretmenevi Müdürü Hasan Yılmazer, Lise Müdür Vekili Yakup Erturan, Emniyet Amiri Cemal Ağören, Arıca Muhtarı Ahmet Rençber, AKP İlçe Başkanı Sinan Karadağ, İl Genel Meclisi Üyesi Birol Bozkurt, Belediye Meclis Üyesi Hayret Öztürk, Çatalzeytin Mektubu Gazetesi Yayın Yönetmeni Emin Türkay Öztürk, Yunus Emre İlköğretim Okulu ve Lise öğretmenleri, öğrencileri, veliler katıldılar. Öğretmen Beyhan Karaçağıl günün önemini belirten konuşmasını yaptı. Lise öğrencileri Merve Öztürk, Ömer Özdemirel, Yunus Emre İlköğretim Okulu öğrencileri Asya
Tuğçe Şahin, Seher Bayrak Atatürk ile ilgili şiirler okudular. Dış Sasında Atatürk ile ilgili yazılanları Ülkü Özcan / Sedef Buse Çağlar, Atatürk’ün Özdeyişlerini Songül Karagülleoğlu ile Yazgı Bozkurt sundular. Lise öğrencisi Meltem Türk Atatürk konulu yarışmada birinci olduğu kompozisyonunu okudu. Öğretmen Bora Yüce’nin hazırladığı “Atatürk Fotoğrafları” slayt gösterisi izlendi. 10 Kasım 2011 günü başlayan “Atatürk’ü Anma Haftası” etkinlikleri içinde öğrencilere gruplar halinde “Sarı Zeybek” belgeseli izletildi. Atatürk’ün ölümünün 73. yıldönümünü anma, doğumunun 130. yılı etkinlikleri kapsamında yarışmalar yapıldı. İlköğretim okulları birinci kademe öğrencileri arasında “Atatürk ve Çocuk” konulu resim yarışmasında Yunus Emre 4/A öğrencisi Sıla Nur Erat, ilköğretim ikinci kademe öğrencileri arasında “Atatürk ve Gençlik” konulu şiir yarışmasında Paşalı İlköğretim Okulu 7/A öğrencisi Sevda Yolaçan, Lise öğrencileri arasında “Çağdaş Uygarlık ve Atatürk” konulu kompozisyon yarışmasında 12 Y.Dil öğrencisi Meltem Türk birinci oldular.
O’NU ANLAMAK Meltem TÜRK Çatalzeytin Lisesi 12 / Y.Dil Öğrencisi
Bilindiği üzere 73 yıl önce bugün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu, ulu önder, eşsiz devlet adamı ve 20. yüzyılın dehâsı olan Mustafa Kemal Atatürk’ü kaybettik. Mustafa Kemal vatanına ve ulusuna çok büyük duygularla bağlı, vatanın savunmasını herşeyin üzerinde tutan, millet sevgisi tutku derecesinde olan, yaşarken ve öldükten sonra da maddi ve manevi tüm varlığını ulusuna adayan bir devlet adamı ve komutandı. “Yurtta barış, dünyada barış” diyen Atatürk, çağdaş uygarlık düzeyine erişmeyi, hatta bu düzeyi aşmayı hedeflemiştir. Çünkü o, Türk toplumunda çağdaşlaşmayı herşeyden önce bir “yaşam davası” , bir “var olma mücadelesi” kabul ediyordu. Atatürk “Büyük davamız en uygar ve en refaha kavuşmuş millet olarak varlığımızı yükseltmektir” diyerek bu hususu “Türk milletinin dinamik ideali” olarak gösteriyordu. Onun içindir ki Büyük Ö n d e r ’ i n hemen hemen bütün konuşmalarında uygarlık ve çağd a ş l a ş m a üzerinde önemle ve ısrarla durduğu görülür. Eğiti m ve eğitimin milli olması ile y a k ı n d a n i l g i l e nm i şt i r. Meltem Türk Bunu da “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum olarak yaşatır; ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder” sözüyle vurgulamıştır. 1938 yılından beri, her 10 Kasım, Atamızı kaybetmenin verdiği büyük hüznün yanında, o’nu daha iyi anlama, tanıma günü olarak da değerlendirilmelidir. Atatürk’ü anlamak onun fikirlerini, ilke ve inkılaplarını çok iyi bilmek ve uygulamak demektir. Kurulan Cumhuriyet’in manasını çok iyi bilmeliyiz ki cumhuriyete daha çok sahip çıkalım ve koruyalım. Kendisini Türk milletinin bağımsız mücadelesine adayan Atatürk, hiçbir zaman şahsi menfaatini düşünmemiş, sadece milletin menfaatleri doğrultusunda hareket etmeyi yegane yol olarak görmüştür. Atatür’ü her 10 Kasım’da daha iyi anlamak ve anlatmak hepimizin görevi olsun ki! Bizden sonraki nesillerimiz onu daha iyi anlasın. Haydi şimdi! 10 Kasım’larda onu daha iyi anlamaya. Ülkenin çok zor koşullar altında bulunduğu bir ortamda Mustafa Kemal’in yaktığı meşale, Türk ulusunun önünü aydınlatmaya devam ediyor. Onun devrimleri gencecik milyonlarca vatan evladının yüreğinin tam ortasında ilk gün ateşlenen meşale gibi yanmaya devam ediyor. Türk ulusu Ata’sını unutmadı, dünya döndüğü sürece de unutmayacak. Türk gençliği, onun kıymetli eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’ni daima koruyacak ve onun izinde yürüyecektir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir kurtuluş destanının en büyük kahramanı olarak sadece tarih sayfalarının derinliklerinde değil yüce Türk milletinin kalbinin tam ortasında sevgi yumağına sarılı bir halde bulunmaktadır. Asırların pek nadir olarak yetiştirdiği dâhi’lerden olan Atatürk’ü, hayata veda edişinin 73. yılında rahmet ve şükranla anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.