Çatalzeytin Mektubu 317 Sayı Temmuz 2010

Page 1

ÖZCANLAR

Minibüs-Otobüs İşletmeciliği Sahil Gülü, Doğuş, Metro İSTANBUL-ANKARA-SAMSUN KASTAMONU-KARABÜKZONGULDAK

Atatürk Bul. No: 28 Çatalzeytin 0366 516 12 45 0366 516 23 24 0366 516 10 14

0366 516 1014-516 12 45

Atatürk Bul. 20/B Çatalzeytin

ŞENLİKLERLE ŞENLENDİK

31 TEMMUZ 2010

YEREL ÝLETÝÞÝM TURÝZM GAZETESÝ

“TABUTA YAKIŞIRKEN, ELLER BAKIŞIRKEN .” YÖREMİZ ATASÖZÜ

5 köyümüzde yapılan şenliklerle şenlendik. 4 Muhtarlık Karacakayalılar Derneğinin düzenlediği Koru Şenliği 10-11 Temmuz’da. Hamidiye Köyü ve Çevre Köyleri Kültür Yardımlaşma ve Sosyal Dayanışma Derneği ile Hamidiye Köyü Muhtarlığının ortaklaşa düzenlediği “Hamidiye Köyü 130. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri” 16-17-18 Temmuz’da. Yukarısökü Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin düzenlediği “Kadılar Kuşüzümü Yayla Şenliği” 24-25 Temmuz’da. Paşalı Köyü Muhtarlığının düzenlediği “Türkmen Panayırı” 24-25-26 Temmuz’da, Paşalı Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin düzenlediği “Patladun Yaylası Şenlikleri” 27 Temmuz’da. Çağlar Köyü Şenliği 30-31 Temmuz’da. Devamı Sayfa 8’te

28. YIL /

1.00 TL. KDV Ýçinde

YAZ ŞENLİĞİNDE COŞKUN SABAH SAHNE ALDI

Çatalzeytin Belediye Başkanlığınca düzenlenen Yaz Şenliklerinin ilk günü 23 Temmuz 2010’da Coşkun SABAH konser verdi. Saat 21:00’de başlayan konser saat 24:00 son buldu. Sahnede 1 saat kalan Coşkun SABAH Çatalzeytin merkez ve köylerinden, komşu ilçelerden gelenlere yaptığı müzikle ilgili bilgiler verdi. Hüseyin KARADENİZ ve Gülşah KARADENİZ’in birlikte sunduğu konser gecesinde sahneye Coşkun SABAH’tan önce Coşkun SABAH Tuğçe, Etkin ve Birsu BAL çıktı. Konser sırasında Belediyeye makam aracı bağışlayan işadamı Ali KÜTÜK’e Belediye Başkanı M. İhsan UĞUZ tarafından plaket verildi. Yaz Şenliklerinin 2. gününde 25 Temmuz’da Ginolu’da

/ SAYI : 317

TOSYA MYO BİNASI ÜNİVERSİTEYE DEVREDİLDİ Tosya Meslek Yüksek Okulu inşaatı 9 aylık kısa bir sürenin ardından tamamlanarak Kastamonu Üniversitesine okul bahçesinde düzenlenen törenle devredildi. Kastamonu Nasrullah, 26 Temmuz 2010

ARAÇ MYO’YA MÜDÜR ATANDI

K a s t a m o n u Üniversitesi’ne bağlı olarak bu yıl açılacak olan Araç Meslek Yüksek Okuluna kurucu müdür olarak Mirati MADAK’ın atandığı öğrenildi. Yüksek Okulumuzun yeni Müdürü önümüzdeki günlerde Araç’a gelerek okulun açılması için gerekli çalışmaları yapacaktır. Sayın Mirati MARAK’a hoşgeldiniz diyor, Araç’taki çalışmalarında başarılar diliyoruz.

PINARBAŞI’NA MYO MÜJDESİ

4 Muhtarlık Karacakayalılar Dernek Başkanı Ahmet ÖZCAN

BAŞYAZI

Koru Yaylası Şenliği

BELEDİYE BAŞKANI UĞUZ MYO’YA KARŞI MI ?

Kastamonu Üniversitesine bağlı olarak kurulacak (Araç, Tosya, Pınarbaşı, Bozkurt) Meslek Yüksek Okulları ile ilgili haberleri yan sütunlarda okuyacaksınız. Bu haberleri çıktığı gazetelerden aynen alıp verdik. Dikkatinizi bir noktaya çekmek istiyoruz. Araç Belediye Başkanı Mustafa AYANOĞLU ve Tosya Belediye Başkanı Kazım ŞAHİN 29 Mart 2009’da ilk defa seçildiler. Görevlerinin birinci yılında da MYO’ya yer buldular, binalarını tamamladılar. Bizim Belediye Başkanımız Musa İhsan UĞUZ’un üçüncü dönemi. MYO konusunda UĞUZ’dan çıt çıkmıyor. Gazetemizin 31 Mayıs 2009 tarihli sayısında “ Yüksek Okul Konusunda Somut Adım Yok” başlığı ile konuyu manşete aldık, gündeme taşıdık. Daha sonraki sayılarımızda, yazı ve haberlerimizde MYO konusunu sürekli işledik. 05 Şubat 2010’da Emin Türkay ÖZTÜRK’ün “Yüksek Okula Yüksek Öneri” başlıklı yazısı, 31 Mart 2010’da “Çatalzeytin’e Yüksek Okul İstiyoruz” haberi ve Emin Türkay ÖZTÜRK’ün “ MYO ‘da Tarihi Karar” başlıklı yazısı, 30 Nisan 2010’da “MYO’nun Yeri Neresi Olmalıdır?” haberi ve “MYO’ya Yüksek İlgi” başlıklı başyazı yayımlandı. UĞUZ’dan ses seda yok, açıklama yok. Kastamonu’nun 20 ilçesinden 3’ünde MYO açıldı. Merkez, İnebolu, Cide. 7 ilçede de MYO kararı çıktı. Abana, Bozkurt, Küre, Pınarbaşı, Taşköprü, Tosya, Araç. 10 ilçemizde MYO hareketi yok. Çatalzeytin, Doğanyurt, Ağlı, Seydiler, Devrekani, Şenpazar, Daday, Azdavay, Hanönü, İhsangazi. MYO konusunda öneri de sunduk. 2 – 3 yıl içinde kapanacak olan Çelebiler PEM’in yerine MYO açılsın, dedik. Belediye Başkanı Musa İhsan UĞUZ, MYO konusunu açmaktan, dile getirmekten çekiniyor. Yoksa öğrenciler bana oy vermez, diye mi korkuyor ? İstanbul’da 14 Mart 2010’da Çatalzeytinliler Yardımlaşma Derneğinde yapılan toplantıda MYO gündeme gelmedi. Başkan UĞUZ, bu yıl kendi düzenlediği şenlikte, Hamidiye, Yukarısökü, Paşalı (Türkmen Pazarı), Çağlar Köy Şenliklerinde konuşma yaptı. 5 yıldır her gittiği yerde tekstili (İstanbul Gömlek) açmakla övünen Başkan UĞUZ, şenliklerde yaptığı konuşmalarda MYO’yu ağzına almadı. MYO ‘yu aç! Ömür boyu konuş, konuştur. Çünkü MYO açılırsa 500 öğrenci gerçekten 500 aileyi geçindirir. Taşocağı açılırsa 500 kişi çalışır, HES kurulursa 500 kişi çalışır, masalları da sona erer. MYO, Çatalzeytin ekonomisini canlandırır, turizmi hareketlendirir. Çağlar Şenliğinde 31 Temmuz’da Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Emin Türkay ÖZTÜRK, Başkan UĞUZ’a Çatalzeytin’in 2 önemli sorunu HES ve MYO’dan neden söz edilmediğini sordu. MYO konusundaki ilgisizlik ve suskunluğa şaşıyoruz. Bu ilçe bu kadar sahipsiz kalmamalı. Henüz MYO konusunda bir adım atılmış değil. Başvuru yapılacak, Kastamonu Üniversitesi Senatosu başvuruyu kabul edecek, YÖK de onaylayacak. Yer bulunmuş değil, havanda su dövüyoruz. Başkan UĞUZ, karanlıkta göz kırpıyor. Bu vurdumduymazlık karşısında soruyoruz : “ Başkan UĞUZ, MYO’ya karşı mı ? ” Karşı değil ise önce kamuoyuna açıklama yapmalıdır. Belirlenen okul yeri neresidir ? Planı hazır mıdır ? Kastamonu Üniversitesine başvuru yapıldı mı ? Susmakla bir sonuca varamazsınız. Çatalzeytin’in çok önemli sorunu MYO’yu pas geçme hakkına asla sahip değilsiniz. Çatalzeytin’e hizmet için kolları sıvamakta geç kaldınız. Düğünde kullukçu olmak kolay iş değildir. “Çatalzeytin Mektubu”

Belediye Başkanı Musa İhsan UĞUZ, İşadamı Ali KÜTÜK’e plaket verirken

DOĞA DOSTU HAMZA ÜNAL HACIREİS’TE TOPRAĞA VERİLDİ

Hacıreis’te cenaze merasimi Hamidiye Köyü ve Çevre Köyleri Kültür Yardımlaşma ve Sosya l Dayanışma Derneği Başkanı Şahin Ali TURAN

Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesinde, Meslek Yüksek Okulu (MYO) açılması planlanıyor. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri GÖKÇEBAY, hedeflerinin Kastamonu ilçelerinin hemen hemen hepsine mümkün olan en yüksek sayıda Meslek Yüksek Okulu açmak olduğunu söyledi. Kastamonu Üniversitesi bünyesinde açılması planlanan MYO için incelemelerde bulunmak üzere, 15 Temmuz günü Pınarbaşı ilçesine Cide Rıfat Ilgaz Meslek Yüksek Okulu Müdürü Numan ÇELİKTEN ile birlikte gelen Kaymakam Mehmet Emin TAŞÇI, Belediye Başkanı Mehmet YILMAZ, işadamları Hasan TURCAN, Sabri YILMAZ, siyasi parti ilçe temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş karşıladı. Cumhuriyet, 23 Temmuz 2010

ENGİN CANBAZ “MYO İNŞAATINA BAŞLAYACAĞIZ”

Yukarısökü Köyü Sosy al Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Ba şk anı Recep Sedat TIĞLI

Paşalı Köyü Sosyal Ya rdımlaşma ve Dayanışma Derneği Başka nı Ya şa r YILMAZ

Çağlar Köyü Şenlik Komitesi Başkanı Bilal ŞAHİN

26 Haziran’da 3 arkadaş arasında çıkan tartışma sonrası Ö.F. GÜRSES’in (41) arabayla çarpması sonucu komaya giren Hamza ÜNAL (41) 05 Temmuz 2010’da vefat etti. Aynı olayda S. YAKUPOĞLU (47) olay yerinde vefat etmişti. Olaya neden olan Ö.F. GÜRSES, 28 Haziran’da olay yeri Hamidiye Hasanderesi mevkiinde yapılan keşif sonrası tutuklanarak İnebolu Cezaevine gönderilmişti. Ç a t a l z e y t i n Belediyesinde Zabıta Memuru evli ve 3 çocuk babası olan Hamza ÜNAL Kastamonu Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. ÜNAL 01 Temmuz’da Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine gönderildi. Burada tedavisi süren ÜNAL bütün çabalara rağmen kurtarılamayarak vefat etti. Kastamonu’dan helikopterle Zonguldak’a gönderilen ÜNAL 10 gün bitkisel yaşam sürdürdü. 06 Temmuz 2010’da öğle namazından sonra cenaze namazı kılınan ÜNAL için Belediye Başkanlığı önünde tören yapıldı.Belediye Başkanı Musa İhsan UĞUZ törende yaptığı konuşmada ÜNAL’ın görevine düşkün, doğaya tutkun, memleketine bağlı bir kişiliğe sahip olduğunu söyledi. . Hamza ÜNAL arkadaşları, sevenleri ve akrabalarının katıldığı kalabalık bir cemaatle Hacıreis köyündeki aile mezarlığına defnedildi. Hamza ÜNAL Ciye Çatalzeytin Belgeselinin Yayla Fotoğrafları çekiminde Ağustos 2007’de Emin Türkay ÖZTÜRK, Selçuk YILMAZER ve Doğan ÖZBAY’dan oluşan ekibe rehberlik etmişti.

Hamza ÜNAL

Engin CANBAZ, İlçe halkının merakla beklediği Yüksek Okul inşaatının başlayacağının müjdesini verdi. CANBAZ konuşmasında, “Uzun süredir uğraştığımız geçen yıl Kastamonu Üniversitesi Senatosunda kabul edilen YÖK’ten de kabul edilen Yüksek Okul inşaatının yapılması ve onunla birlikte 300 öğrencilik yurt, 10 daireli öğretmenler lojmanı, mezbaha, müze ve düğün salonunu yurtdışından sağladığımız bir fon tarafından 600 gün içinde tamamlanacak.”dedi.

Tebessüm, mutluluğun duyulmayan sesidir; Kahkahalarla gülmek ruhun musikisidir. Fazıl BAYRAKTAR

Cebrail Mh. Simsar Sk. 26 KASTAMONU 0 366 214 12 22

www.ozelugurluhastanesi.com

Nail AVCIL Elmalıkent Mh. Özyavuz Cd. Papatya Sk. No:2 İST. 0 216 631 64 72- 0 533 341 25 61- 0 541 440 91 12 E-mail:infofobsyapi.com Web:www.fobsyapi.com


31 TEMMUZ 2010

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

Sayı: 317

ANAYASA OYLAMASI (REFERANDUM)

Harun ÜNLÜ h-unlu@hotmail.com

Bir sorunu tanımlarken ve bu soruna ilişkin duruş belirlerken bütünsel bakış açısını esas almak, doğru aklın gereğidir. Nedense bizde bu yapılmaz. Çünkü böylesi bir açıyı geliştirmek zihinsel emek ister. Bunun yerine kuru gürültüye kulak vermek daha kolaydır. Ayrıca bu kuru gürültünün sahibine yakın durmak patates çuvalı, erzak kolisi gibi küçük avuntular sağlıyorsa o zaman düşünmeye hiç gerek yok. Bas eveti, gitsin… Oysa bu referandum, çok dikkatle ele alınması gereken bir süreç. Zamanlama, içerik ve özellikle de dış ilişkilerin geldiği nokta gereği kılı kırk yarmak gereğini ortaya koyuyor. Benim özetim şöyle: 1-AKP, iç politikada kesinlikle samimi değildir. İktidarı ele alış biçiminden başlayarak milli iradeye bakışına kadar sorgulanabilir bir geçmişi vardır. Bir yandan tüm ülkeyi elinden gelen hızla yabancı sermayeye gümüş tepsi içerisinde sunarken bir yandan da kendi milletini (!) tanınmaz duruma getirmiştir. İki lafın birinde aziz milletten söz eden bir siyasal iktidarın, aynı ülkenin ve devletin askeriyle, üniversitesiyle, yargısıyla, sendikasıyla kavgalı olması, bu aziz milletin kimlerden oluştuğunun anlaşılmasını epey zorlaştırmaktadır. Millete bakışı bu kadar aksak olan bir anlayışın yalnızca sıkıştığı zaman millete gidiyor olması düşündürücüdür. Bu, milleti yalnızca araç halinde tutmanın başka adıdır. Öyleyse amaç, sözde öne sürüldüğü gibi “Aziz millet için, demokrasi için.”değildir. 2-Ekonomik göstergeler, aziz milletin (!) dayanamayacağı kadar boğazlandığını gösteriyor. Yan gelip yatan öğretmen, çatışmada ölen kelleler, madende göçük altında kalacağını bilerek işe girip ölenler, anasıyla birlikte kovulan çiftçiler, gaz lambasıyla karşılanan işçiler vb. siyasal iktidarın iş ve işlemlerinin ne kadar halktan yana olduğunun açık göstergeleriyken, anayasa değiştirmenin de en az bunlar kadar aynı niyetin ürünü olduğu apaçık ortadayken... ve en önemlisi de iflas etmiş bir açılımdan çıkamamanın bedeline kılıf aranırken milleti devreye sokup o aziz milleti şamar oğlanına çevirmek asla inandırıcı olamaz. 3-Dış politikadaki tüm manevralar hedefi ıskalamışken; AB hevesleri başladığı noktanın fersahlarca gerisine düşmüşken, ABD ile ilişkilerde baş döndürücü zik zaklar çizilirken, sözde bölge liderliği komediye dönüşmüşken millete gidilmesi inandırıcı olabilir mi? Bir yanda “one minute” bir yanda “yes please”… ağız aynı ağız… 4-Yolsuzlukların, kayırmacılığın en üst düzeye tırmandığı, kamu çalışanı kıyımında devlet tarihinin rekorunun kırıldığı, sermayenin bir avuç tanıdıkta toplanması için her tür manevranın yapıldığı ve artık aziz milletin sırtını sıvazlamanın ne menem bir politik oyun olduğunu göstermemek adına düzenlenmiş referandumda evet denilebilir mi? 5-Sekiz yıldır sancısı çekilen konulara kulak asmayıp yargı ile başı derde girince, yargıyı ele geçirme planına o masum maddeleri ekleyerek açıkça milli hileye başvurulmasını görmezden gelmek ne kadar yurttaşlık olur ki. Sekiz yıl bekleyen bu aziz millet, hiçbir tartışma yaşanmadan meclisten geçebileceği halde, meclise bile getirilmeyen kutsal demokratik girişimler için bir yıl daha bekleyebilir. Ama bekleyemeyecek birileri var demek ki de apar topar referanduma gidiliyor. Hayır dersek bu maddeler sadece bir yıl ertelenir. Ama evet dersek telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğacaktır. Bunu bile bile evet denir mi? Yargıyı yedeklerseniz yapılmış yolsuzlukların üzeri kapanırken yapılacaklara altın kapı açılır. Öyle değil mi? Adını bilmediğimiz ama üç göbek adı olan (kürt, demokratik, milli) açılım için “Siz söyleyin de içini dolduralım.” diyen bir siyasal iktidara evet denirse, diyen buyursun desin. Şaşkın ördek gölde kıçın kıçın gidermiş. Ben, adıma, böyle bir rehberim olsun istemem. Bir yıl daha hak(sız) kalırım. O kadar. Öyleyse HAYIR…

Sayfa 2

Cıvıltı

mektup’tan özetler * Piri köyünde 02.07.2010 saat 14:00 sıralarında Salim ÜNLÜ’nün evine hırsız girdi. Olayla ilgili olarak A.Ö.’nün ifadesi alındı. Soruşturma devam ediyor. Emekli Öğretmen * hemşehrimiz İbrahim ATALAY 18 Haziran 2010’da Karabük Lider Kursu Müdürlüğüne Sürücü başladı. * Paşalı İlköğretim Okulu sınıf öğretmeni Murat PEKCAN, Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcılığına atanarak 07 Temmuz’da yeni görevine başladı. PEKCAN, Müdürlüğe de vekalet ediyor. * Halk Eğitim Merkezi Müdürü Lütfi KARA, kendi isteği ile Müdür Öğretmenevi Yardımcılığına atandı. KARA 15 Temmuz’da Öğretmenevine geçiş yaptı. * Kar-Hasko’da yönetim değişti. Şükrü AYDIN başkanlığındaki yönetimde Muharrem KAYA ve Cemal ÖZÇELİK görev aldılar. * Cüneyt GÖRENEK çarşı içindeki kasap dükkanını 02 Temmuz’da Nedim TOPÇUOĞLU’na devretti. * Samancı’da 14 Temmuz 2010 saat 13:30 sıralarında orman yangını çıktı. Yangın büyümeden söndürüldü. Orman İşletme Müdürlüğüne * açıktan tayin olan Orman Mühendisi Aslı ÖZCAN 16 Temmuz’da göreve başladı. * Balıkçı Yüksel ÖZDEMİR 19 Temmuz’da 100 gr ağırlığında 24 adet çingene palamutu yakaladı. * Kaymakam İsmail BAYATA 19 Temmuz’da 12 gün yıllık izne ayrıldı. Yerine Bozkurt Kaymakamı Üzeyir Aziz ÖZEREN vekalet ediyor. * Belediye 19 Temmuz’da sahilde çöp toplattırdı. * İnebolu Adalet Komisyonu Başkanlığının açtığı sınavı kazanan Hülya KARADAĞLI sözleşmeli zabıt katibi olarak 19 Temmuz’da göreve başladı. * Karacakaya köyü Kamburoğlu mahallesinde 19 Temmuz günü evinin bahçesinde motorla odun yaparken Yüksel ÖZCAN (1982) sol el bileğini kemiğine kadar kesti. ÖZCAN Kastamonu Devlet Hastanesinde ameliyat oldu. * Çağlar Köyü Tarımsal Kalkındırma Kooperatifi Başkanı Bilal ŞAHİN’in davetiyle İl Tarım Müdürü İhsan EMİRALİOĞLU

ilçemize geldi. EMİRALİOĞLU, Kooperatifler Birliği Başkanı Erol AKAR ile birlikte Çağ Kop kereste fabrikasında ve Çağlar köyünde hayvancılıkla ilgili inceleme yaptı. PTT binasındaki onarım * tamamlandı. PTT 22 Temmuz’da kendi binasına taşındı. * Hamam Cafe Restaurant 08.07.2010 tarihinde Halil DEMİRCİ tarafından çalıştırılmaya başlandı. Bahar - İlhan DEMİRCİ’nin * sahibi olduğu Class Kozmetik Bijuterinin açılışı 09.07.2010 tarihinde yapıldı. İl Genel Meclisi Üyesi Birol * BOZKURT’un girişimi ile Karacakaya İlköğretim Okulu’nun adı 09.07.2010 tarihinde “Şehit Engin Açıkgöz İlköğretim Okulu” olarak değiştirildi. * 25.07.2010 saat 19:00 sıralarında Ginolu yönünden gelen Nihat ÖLMEZ (1978) yönetimindeki otomobil ile Çatalzeytin yönünden gelen Recai ERSOY (1973) yönetimindeki otomobil Kaşlıca Köprüsü çıkışında çarpıştılar. Olayda başından yaralanan Ahmet ÜNAL’a (1974) İlçe Hastanesinde 3 dikiş atıldı. * Ginolu limanında 24 Temmuz’da laf atma nedeniyle Niyazi ÇAY (1986) ve Mehmet DEMİR (1983) arasında tartışma çıktı. * Paşalı köyünde Fatma YAMAN (1974) 22.07.2010 saat 20:30 sıralarında evde bulduğu tabancayla oynarken sağ ayağından yaralandı. * Çatak köyünde 21 Temmuz’da ormanda kesim yapan Beyzattin ÇETİNKAYA’nın (1963) alnına ağaç dalı çarpması sonucu yaralandı tedavisi İlçe Hastanesinde yapıldı. * Paşalı köyünde 21 Temmuz’da Yaşar ÜNLÜ’nün (1977) evinin önünde park halindeki otomobili elektrik aksamından çıkan yangın nedeniyle kısmen yandı. Muğla’dan ilçemize tayin olan * J.Kd.. Bçvş. Gürcan PİRLİ 17.07.2010’da İlçe Jandarma Komutanlığında İdari İşler Astsubayı olarak göreve başladı.

e-mail: eturkay@mynet.com

YAYLA AŞIĞI HAMZA ÜNAL Şair Tahsin ŞENTÜRK’ün “Yayla” adlı şiiri yaylayı çok güzel anlatır. Yaylaya gitmeden yaylanın kurdunu, kuşunu, tanır, yayla çiçeğini koklarsınız. YAYLA Merhaba Sarayoluğu Göğe omuz veren dağ Kapısı yazdan yaza açılan yayla Merhaba Suyundan içmek herkese nasip olmayan İki-üç yudumda pes ettiren Poyrasının ucunda dile gelip ezgileşen Kurdu-kuşu, zamanı emziren pınar Merhaba Boşluğun atlasında dolanıp duran Etrafı kolaçan eden Çevreye sahip çıkan kartal Merhaba. Kekik kekik soluyan rüzgar Çileğin hası Böğürtlenin toz konmamışı Ağustos’ta meyve bağlıyan kiraz Merhaba Merhaba Otlar arasında gülümseyen mantar Adını bile bilmediğimiz çiçekler Börtü böcekler Cümlenize merhaba. Sen hariç Karşı yamaçta Kacak kesime yapan motor Bir sen hariç!.. Tahsin ŞENTÜRK Yayla bilgisi, yayla sevgisiyle dolu bu şiirle Koru ve Sarayoluğu yaylalarına ilk adımı atarsınız. Ama yaylayı tanımak için Hamza ÜNAL’la yayla yolunu tutmak gerekir. Yaylayı gezmeden, gezmeye fark vardır. Bana yaylayı Hamza ÜNAL tanıttı. O çok iyi bir yayla rehberiydi. Sevgili Hamza… Seninle yaylanın tadını çıkarmak çok harikaydı. Yaylalar öksüz kaldı şimdi. Seni 06 Temmuz 2010’da yayla çiçeklerinin kokusunu alarak Hacıreis’te toprağa verdik. Gönlün rahat olsun. Seni uğurladıktan 4 gün sonra 4 Muhtarlık Karacakayalılar Derneğinin düzenlediği “Koru Yaylası Şenliğine” gittik. Yaylada seni andık anlattık. “Belediye Zabıta Memuru Hamza ÜNAL, yaşadığı talihsiz bir olay sonunda 41 yaşında vefat etti.” dedik, duymayanlara bilmeyenlere… 3 yıl önce Ağustos 2007’de Ciye Ekibine rehberlik etmiştin. Osmanlıburnu Yaylasında ateş yakmış, ay ışığını yorgan yapıp yatmıştık. Her tehlikeyi göze alarak Karagöl’e inmiştik. Kar Kuyusundan kar aldık, Subatan Mağarasına girdik jenaratörle… Sevgili Hamza… Seni herkes yayla aşığı, yayla rehberi olarak tanıdı. Bu satırları yazarken sen Ayıkovduk Yaylasındasın, biliyorum. Gönlümüzdesin, rahat uyu aziz dostum…

ÖZCANLAR HİPERMARKET "Kaliteyi Uygun Fiyata Alacağınız Adres"

KUZU ETİ SATIŞLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR! NAİL ÖZCAN

Minibüs, Otobüs İşletmeciliği

/

SEBZE VE MEYVEDE

PERŞEMBE VE CUMA GÜNÜ

HALK GÜNÜ

TÜM MANAV ÜRÜNLERİ HAL FİYATINA!

Sahil Gülü, Doğuş, Metro

İSTANBUL-ANKARA-SAMSUN-KASTAMONU-KARABÜK-ZONGULDAK Merkez : Atatürk Bulvarý No: 28 Çatalzeytin / KASTAMONU Tel: 0 366 516 12 45 Þube: Cumhuriyet Meydaný No: 1 Çatalzeytin / KASTAMONU Tel: 0 366 516 23 24

Tel: 0 366 516 10 14

Atatürk Bul. No: 20/B Çatalzeytin ÇALIŞMA SAATLERİ

06.00

02.00


31 TEMMUZ 2010

Sayı: 317

SIRADER VE YUNUSDER’DEN HES ÇIKARMASI

Merkezi İstanbul’da bulunan Çatalzeytin Sırakonak Köyü Yardımlaşma ve Güzelleştirme Derneği ile Çatalzeytin Yunuslar Köyü Yardımlaşma Derneği Çevre ve Orman Bakanlığı ile Kastamonu Valiliğine dilekçe vererek HES Projelerinin iptal edilmesini istediler. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI’NA ANKARA Bakanlığınız DSİ Genel Müdürlüğü’nce Kastamonu İli, Çatalzeytin İlçesi Kızılcakaya Köyü’nde Akçay deresi üzerinde Suçatı bölgesinde “Yunuslar Regülatörü ve HES (8,2 MWe) ile Yardımcı Tesisler PTD” olarak bilinen projenin gerçekleşeceğini ilk duyduğumuzda sevinçle karşılamış idik. Ancak, projenin detayları ortaya çıktığında bölgemize faydadan çok zarar getireceği, özellikle Sırakonak köyümüz ile komşumuz Kızılcakaya köyünün olumsuz şekilde etkileneceği anlaşılmıştır. Şöyle ki; 1-Projenin ÇED raporu alınmaksızın onaylandığı ve uygulamaya sokulduğu anlaşılmıştır. Bu tür büyük projelerin ÇED raporu alınmaksızın uygulamaya sokulamayacağı, sokulmaması gerektiği bu konunun uzmanlarını ve taraflarını bırakınız konuya uzak ilgisiz insanlarca bile bilinen bir gerçektir. 2-Projede mevcut potansiyel suyun %10’un baraj kapaklarından bırakılacağı görülmektedir. Bu tür projelerde suyun en az %30 bırakılması gerektiği herkesçe bilinmektedir. Projenin yapılacağı Akçay deresi tamamen serbest olarak aktığında bile yaz aylarında bölgenin ihtiyacını karşılayamamaktadır. Proje gerçekleştiğinde ve %10 su bırakıldığında ortaya çıkacak durumun tasavvur edilmesini siz büyüklerimize bırakıyoruz. 3-Akçay Deresi üzerinde bulunan köylerin özellikle de Sırakonak ve Kızılcakaya köylerinin bazı mahallelerinin su ihtiyacının tamamı (içme, sulama, kullanma, tarım, hayvancılık vs.) buradan karşılanmaktadır. Dere şu anki durumu ile bile bu ihtiyacı yaz aylarında karşılayamamaktadır. 4-Sırakonak Köyü’nün bazı mahallelerinin içme suyu Köylere Hizmet Götürme Birliği’nce çok yakın zamanda bu dere üzerinde kurulan sondaj ve yan tesisler ile karşılanmaktadır. Proje gerçekleştiğinde bu yatırımın bile atıl kalacağı düşünülmektedir. 5-Barajın Suçatı bölgesinde yapılıp oluşacak suyun borularla teknik bir zorunluluk yok iken- yok ise 10 Km aşağıya iletilerek buradan elektrik enerjisi elde etmenin mantığını anlamakta zorluk çekiyoruz. Bu aradaki 10 Km’lik yerin su ihtiyacı nasıl karşılanacak, ekolojik dengesi nasıl korunacak.? Teknik bir zorunluluk yok ise elektrik enerjisinin de hemen baraj yakınlarında elde edilmesi barajın o bölgede yapılmasında zarar gören vatandaşlar için teselli kaynağı olarak az da olsa bir fayda sağlamaz mı? 6-Baraj, fiilen Kızılcakaya Köyü sınırları içinde bulunurken isminin “Yunuslar Regülatörü ve Hes (8,2 MWe) ile Yardımcı Tesisler PTD” olarak tespit edilmesi, projenin bilinirliğinin azalmasına vesile olmakta, bazı şeylerin vatandaştan gizlendiği izlenimi yaratmaktadır. Proje ile ilgili bu ve buna benzer bir çok olumsuzluklar ifade edilebilir. Biz, yapılan yatırımlara ve projelere karşı değiliz. Biz, yapılan ve yapılacak olan yatırım ve projeler sonucunda ortaya çıkacak zararlara karşıyız. Alınacak her türlü tedbire rağmen oluşacak zararların müsebbipleri tarafından karşılanmasından yanayız. Sonuç olarak biz, bu projenin her safhasının tekrar gözden geçirilmesini, projenin gerçekleşmesi sonucunda oluşacak zararın en aza indirilmesini, maksimum verim sağlanmasını, verimli bir yatırımın gerçekleşmesini, bölgede yaşayan insanlara ve diğer her türlü canlıya en az zararın verilmesini, bölgede oluşacak her türlü olumsuzlukların bertaraf edilmesini, her şeye rağmen oluşacak olumsuzluklardan etkilenen insanların ve diğer canlıların hayat ve diğer haklarının teminat altına alınmasını, oluşacak zararların hemen tazmin edilmesini, ekolojik dengenin ve çevrenin korunmasını, gelecek nesillerimize yaşanabilir bir çevre ve dünya bırakılmasının sağlanmasını, Siz büyüklerimizden saygılarımızla arz ve talep ediyoruz. 15.07.2010 Sizce çok şey mi istiyoruz…..!

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

HES ETKİNLİKLERİ Akçay’a yapılması planlanan Hidro Elektrik Santralına “DUR” diyen gazetemiz tarafından da desteklenen “Çatalzeytin Aşıkları Çevre Platformu” nun etkinlikleri…. 21 Kasım 2009 Kastamonu Küre Dağları Dostları Platformu HES Toplantısı düzenledi. Toplantıya Emin Türkay ÖZTÜRK ve 9 Köy Muhtarımız katıldı.Hacıresisökü Muhtarı Kemal AÇIKGÖZ, Paşalı Köyü Muhtarı Ahmet ÖZCAN, Yunuslar Köyü Muhtarı Hüseyin YILDIZ, Epçeler köyü muhtarı Asım GÜRLEYEN, Duran Köyü Muhtarı Hasan ÇELİKKIRAN, Sökü Köyü Muhtarı Muzaffer ÖZTÜRK, Sırakonak Köyü Muhtarı Mehmet KAYA, Karacakaya Köyü Muhtarı Sami ALTUNDAL, Yemişli Köyü Muhtarı Yaşar PULATKAN katıldılar. 05 Haziran 2010 Çatalzeytin Suçatı Doğa Yürüyüşü 05 Haziran 2010 Çatalzeytin Defne Çay Bahçesinde Bilgilendirme Toplantısı. Emin Türkay ÖZTÜRK, Harun ÜNLÜ, Mazhar ÖZCAN, Necati ERAT, İbrahim ER, Dr. Miraç AYDIN, Av. Evren KARAAHMET konuştular. 17 Haziran 2010 Emin Türkay ÖZTÜRK, Mazhar ÖZCAN, Bekir YÜKSEL, Sami ERCAN, Ayancık’a giderek yapımı süren HES’i incelediler. 20 Haziran 2010 İstanbul HES Bilgilendirme Toplantısı Emin Türkay ÖZTÜRK, Erdal ŞEN, Ergun USTA, Celal ÖZDEMİR, Adnan ÇETİNKAYA. 25 Haziran 2010 Ankara Çevre ve Orman Bakanlığı önünde Emin Türkay ÖZTÜRK ve Mazhar ÖZCAN katıldığı Su Meclisi Üyelerinin protestosu. 25-26 Haziran 2010 Ankara/Beypazarı Mazhar ÖZCAN ve Emin Türkay ÖZTÜRK’ün katıldığı HES semineri. 10 Temmuz 2010 Koru Yaylası HES Bilgilendirme çalışması Emin Türkay ÖZTÜRK, Mazhar ÖZCAN. 27 Temmuz 2010 Paşalı Patladun Yaylası HES Bilgilendirme çalışması Emin Türkay ÖZTÜRK, Mazhar ÖZCAN, Ergun USTA, Harun ÜNLÜ. 31 Temmuz 2010 Çağlar Şenliği HES Bilgilendirme çalışması Emin Türkay ÖZTÜRK, Mazhar ÖZCAN, Elektrik Mühendisi Celal ÖZDEMİR, Ergun USTA.

YENİCUMA’DA BİR İŞÇİ YARALANDI

Epçeler köyü sınırları içinde Akçay kıyısındaki Yenicuma’da 22 Temmuz 2010 saat 14:30 sıralarında bir işçi yaralandı. Türkeli-Helaldı yol inşaatını yapan Oba firmasının Yenicuma’da taş kırma maki-

nesinin montajı sırasında usta Mustafa ATMACA’nın (1941) üstüne palet düştü. İki ayağı kıralan ATMACA, ilk tedavisi yapıldıktan sonra Kastamonu’ya sevk edildi.

İlimizin; Çatalzeytin ilçesi, Kızılcakaya köyünde Suçatı bölgesinde Akçay önüne yapımı planan bir HES Projesi bulunmaktadır. bu projenin ÇED Raporu hazırlanmaksızın onaylanması Köy Dernekleri ve Yöre Halkımızca hoş karşılanmamaktadır. Özgürce akmakta olan bir akarsuyun esir edilmesi ve bölge canlılarının susuz bırakılması arzu ettiğimiz bir şey değildir. İnsan vücudundaki herhangi bir kılcal damarın tıkanması lokal bir rahatsızlığı sebep olur ve bundan tüm beden etkilenir. Bizler bu damarın tıkanmasını istemiyoruz. Çevresel etkileri çoğu kez göz ardı edilen barajlar doğal yaşam açısından önemlidir. Vadileri su altında bırakmaları nedeniyle çok sayıda canlının nesli tehlikeye sokulmaktadır. Örnek bir mahkeme kararı olarak Rize İdare Mahkemesi’nin 31/05/2010 tarihindeki yürütmeyi durdurma kararının ardından yapılan bir açıklamaya yer vermek istiyoruz. HES Projesi için Çevre ve Orman Bakanlığınca verilen “ÇED gerekli değildir” kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması amacıyla Rize İdare Mahkemesi “Mahkeme, davada sürecin devam etmesi halinde telafisi imkansız sonuçların doğabileceği gerekçesiyle yürütmenin durdurulması yönünde karar verdi. Bu kararla birlikte HES Projeleri hakkında mahkemelerce verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararları 26’ya ulaşmış oldu. Bölgemizin bütün vadilerinde akan derelerimiz üzerinde yapımı planlanan HES Projelerinin, doğal yaşam alanlarımıza geri dönüşümsüz zararlar verdiği gerçeği bilimsel raporlarla ve yargı kararlarıyla defalarca kanıtlanmıştır. Bu gerçeğin Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri ile diğer yetkililer tarafından da kabul edilmesi gerekir. Bu nedenle HES Projelerine ilişkin gerekli önlemlerin alınması ve projelerin bir an önce durdurulması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.” Çatalzeytinliler, Çatalzeytin Köyleri Dernekleri ve Yöre Köylüleri olarak bu proje hakkında geniş kapsamlı bir açıklama talebi, neden bu inşaatın yapımı öncesinde köy muhtarları, köy ahalisi ve köy derneklerine hiçbir bilgi verilmeden çalışmalara başlandığı, tapu sahibi vatandaşlarımızın bir toplantı ile bir araya neden toplanılmadığı, bölge ve doğamıza geri dönüşümü olmayan zararlar verecek olan bu projenin neden sessiz sedasız başlatıldığı öncelikli olarak cevap beklediğimiz sorulardır. Ayrıca, “ Yunuslar Regülatörü ve HES (8,2 MWm/7,96MWe) ile Yardımcı Tesisler PTD” olan proje başlığında, Yunuslar köyüne baraj yapılacağı anlaşılırken, neden Kızılcakaya köyü hudutları içerisine yapılmak istenmektedir ? Bu şaşırtmacanın sebebi nedir ? Çatalzeytin kökenli olup, diğer illerde gurbetçi olarak yaşayan hemşehrilerimizin görüşleri de alınarak, derneklerimiz ve halkımızın böyle bir projenin yöremize kurulmasını istemediği ortaya çıkmıştır. Engellemek için hukuk sınırları dahilinde olmak üzere, gerekli çalışmalara başlanacağını duyurmak isteriz. Sizlerden talebimiz böyle bir uğraşa gerek kalmadan projenin iptal edilerek bölgemizin bu zarardan geri döndürülmesidir. Saygılarımızla arz ederiz. 21.07.2010 Çatalzeytin Yunuslar Köyü Yardımlaşma Derneği

MHP GENEL BAŞKANI BAHÇELİ ANAYASA’YA HAYIR OYU İSTEDİ MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli 17 Temmuz 2010 saat 18:30’da Çatalzeytin’e geldi. Parti üyeleri ve halk tarafından ilçeye 1,5 km mesafedeki Kaşlıca Köprüsünde karşılandı. Devlet BAHÇELİ Bahçeli kendisini karşılayanlarla tek tek el sıkıştı.

BAHÇELİ’ye CHP İlçe Başkanı Mazhar ÖZCAN çiçek verdi. BAHÇELİ’yi gazetemiz adına E. Türkay ÖZTÜRK izledi. Konvoyla Türkeli ilçesine hareket eden Devlet BAHÇELİ burada halka hitaben konuşma yaptı. Anayasa’ya “HAYIR” oyu istedi.

MHP Genel Başkanı BAHÇELİ

KORU’DA AYILAR BİR DANA YEDİ Osmanlıburnu Yaylasında Ayılar Hacıreis k ö y ü n d e n M u z a f f e r CAN’a(53) ait 3 Muzaffer CAN yaşında 500 kg ağırlığındaki danayı 09 Temmuz 2010 akşam saatlerinde yediler. SSK Emeklisi Muzaffer CAN zararının telafi edilmesi için İlçe Tarım Müdürlüğüne ve Milli Parklar Müdürlüğüne başvuru yaptı. Veteriner Murat GÜNEŞ 19 Temmuz’da yaylaya giderek olayla ilgili rapor tuttu. Muzaffer CAN’ın olaydan 2 hafta önce de beyaz renkli kangal köpeği yaylada kayboldu. CAN, köpeğinin de ayılar tarafından yenildiğini iddia

ediyor.

31 Temmuz 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2010/504 sayılı üçlü kararnameyle Vali Yardımcıları ve Kaymakamlar arasında yer değişikliği yapıldı. Kararnameyle ilçemizde daha önce görev yapan kaymakamlardan ; Şanlıurfa Vali Yardımcısı Salih GELGEÇ Yozgat Vali Yardımcılığına, Kaş Kaymakamı Süleyman YILMAZ Tatvan Kaymakamlığına, Yahşihan Kaymakamı Ünal

COŞKUN Kurşunlu Kaymakamlığına atandı. Kaymakamımız İsmail BAYATA askerde iken üç ayı aşkın süre ilçemize de vekalet eden Bozkurt Kaymakamı Üzeyir Aziz ÖZEREN Yüksekova Kaymakamlığına atanırken, İnebolu ilçesine Rize Vali Yardımcısı Kubilay ANT, Arguvan Kaymakamı Aslı AYNAOĞLU KUZULU Abana İlçesine atanan ilk bayan kaymakam olarak görev yapacak.

Paşalı köyü eski muhtarı Tahsin ŞAHİNGÖZ 24 Temmuz 2010 sabahı vefat etti. Tahsin ŞAHİNGÖZ, sevenleri, ailesi ve yakınlarının katıldığı kalabalık bir cemaatle 25

Temmuz’da Paşalı’da toprağa verildi. ŞAHİNGÖZ 27 Mart 1994, 28 Nisan 1999, 28 Mart 2004 seçimlerinde seçilmiş, 15 yıl muhtarlık yapmıştı.

Danasını ayı yiyen Muzaffer CAN Çatalzeytin Sulh Hukuk Mahkemesine tespit davası açtı. Zararının telafisi için hukuk mücadelesi vermeye başladı.

Ayılar tarafından yenildiği iddiaa edilen Kangal köpeği

ESKİ KAYMAKAMLARIMIZIN YENİ GÖREV YERLERİ

SIRADER Çatalzeytin Sırakonak Köyü Yardımlaşma ve Güzelleştirme Derneği-2004 Yönetim Kurulu Adına İdris CAN Başkan

VALİLİK MAKAMINA KASTAMONU

Sayfa 3

Yenicuma Çiftliğinde Taşocağı

CUMA PAZARI’NDA ZİNCİRLEME KAZA

23 Temmuz 2010 Cuma Pazarında zincirleme bir olay yaşandı. İstikbal caddesi pastane önünde Sebahat TUNÇ’ un (42) başına domates kasası düştü. TUNÇ’u hastaneye götürmek için

gelen ambulans çadır ipine takıldı. Çadır, ipinin bağlı olduğu Edaş’ın elektrik direği yere düştü, bina duvarını yıktı. Yıkılan bahçe duvarı yaya kaldırımındaki Hüseyin ÖZTÜRK’ün (16) sağ ayak bileğini kırdı.

TAHSİN ŞAHİNGÖZ VEFAT ETTİ

Devrilen direk, yıkılan duvar (Fotoğraf Meral ÖZBAY)

mektup’tan özetler * Tapu Sicil Müdürlüğüne atanan sicil memuru Özlem DEMİR 26 Temmuz’da göreve başladı. * Hastane yolunda kaldırım döşeme çalışmaları sırasında 28 Temmuz’da su boruları patladı. Ana şebekeye yarım gün su verilemedi. * Temmuz 2010 itibari ile deniz suyu analiz raporları iyi gelmedi. Deniz suyumuzun çarşı altında kirlilik oranı 1820, Ginolu’da kirlilik oranı 1320 çıktı. İshal rahatsızlığından hastaneye başvurular arttı. * Taşköprü’ye tayini çıkan Ziraat Bankası Müdürü Halil İbrahim

KOÇKAN onuruna Konak Cafe’de yemek verildi. KOÇKAN 01 Ağustos’ta ilişiğini kesecek, Sivas Suşehri’nden Ziraat Bankası Müdürlüğüne tayin olan Reyhan BÖLEN’de 01 Ağustos’ta göreve başlayacak. * Atatürk Bulvarı numara 59’daki Şenay Apartmanında 30 Temmuz’da yönetim oluşturuldu. Asansör yapılmasına karar verilen kat malikleri toplantısında yöneticiliğe Fikri TÜRKOĞLU seçildi. * PEM’DE 26 Temmuz’da başlayan Kaza İnceleme ve Bilirkişi Kursuna 250 kursiyer katıldı.

Safranbolu’da Satılık Bahçe

Tahsin ŞAHİNGÖZ’ün Paşalı’daki cenaze merasimi

Safranbolu Cemal Caymaz’da 2 dönüm bahçe sahibinden satılıktır Başvuru: Hasan KILIÇ 0 366 516 18 29

YİTİK Nufus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Sadık ÇELİK ÇATALZEYTİN

YİTİK Nufus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. İbrahim SARIYILDIZ ÇATALZEYTİN


31 TEMMUZ 2010

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

Sayı: 317

Sayfa 4

NASIL ALÇICI OLDULAR ? Köyün kurulduğu 1880 yılından itibaren, dülgerlik, marangozluk, demircilik ve değirmencilik gibi meslek dallarında yoğunlaşan Hamidiye Köyü’nün 1950’li yıllardan sonra farklı mesleklere yöneldiği görülmektedir. Esasen dedelerimiz muhacir oldukları coğrafyanın doğal şartları nedeniyle uzun yıllar orman ve orman ürünlerine bağlı zanaatı iş kolu olarak gördüler. Ahşap ev yapımında bölgede öne çıktılar. Büyük ustalar yetişti, çevre köy ve kasabalarda çalıştılar. Dülgerlik ve marangozluk yanında demircilik yapanlar da vardı. Demircilik yapanlar arasında mesleği ticari boyutlara taşıyan Karslıoğullarından Halil ÖZCAN ‘Demirci Halil’ yıllarca kasabada demirci dükkanı çalıştırdı. Demirci Emrullah ile Molla Mehmet’in Yusuf’un da demirci olarak bu işi yaptıkları bilinmektedir. Demirciler çevre köylerin de rençberlik (çiftçilik) gereçlerini yaparlardı. Kazma, balta, saban demiri gibi aletlerin yenisini yaptıkları gibi tamirini de yaparlardı. Bölgedeki geniş orman varlığı ahşaba dayalı zanaatın gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. El hızarı ile tomurluklardan duvar, tahta, kalas biçilmesi, balta ile ağaç yontulması, saban, boyunduruk, düven yapılması, küçük el takımlarının yardımıyla ihtiyaç duyulan pek çok şeyin üretilmesinde bilgi ve beceri kazandılar. Büyüklerinden gördüklerini gençler devam ettirdiler. Gençlerin yaptıklarını seyreden çocuklarda, küçük yaşta keser tutmasını, testere sürmesini, yazın binmek için araba, kışın kaymak için kızak yapmasını öğrendiler. 1950 yılından sonra karayolları açılmaya başlandı. İlçeler il merkezine, köyler ilçe merkezine bağlandı. Deniz yolu ile yolculuk giderek azalmaya başladı.Oysa o zamana kadar tek ulaşım denizden yapılırdı. Sinopİnebolu- Zonguldak, İstanbul hattında yük ve yolcu taşıyan vapurlar vardı. Anafarta, Tarı, Etrüks vapurları bu yolun emektarlarıydılar. Gurbete bunlar ile gidilir, gurbetten onlar ile dönülürdü. İnsanlar giderken de gelirken de bu vapurların ambarına güvertesine doluşur, yatağı yorganı olanlar sarınıp yatar, yatacak yeri olmayanlar ambarın kuytularında soğuktan korunmaya çalışırdı. Gurbete çıkanları gittikleri yerde hemşerileri karşılardı. Zonguldak iskelesinde inenler, limanda amele Çavuşluğu yapan Arap Mustafa’yı bulur, limana işbaşı yaparlardı. Limanda çalışmak zordu. Gelip geçen yük ve yolcu vapurlarına kömür yükleme işinde çalışırlardı. İstanbul’a gidenler Tophane’de vapurdan iner inmez Küçükpazar’daki kahvenin yolunu tutar, kendilerinden evvel gelenleri burada ararlardı. Hemşerilik bağları çok sağlamdı. Gurbete geleni dışarıda bırakmaz, yemeğini yatağını paylaşır, iş bulmasına yardımcı olunurdu. O yıllarda gurbete çıkmak kışın köyde boş oturmak yerine üç beş kuruş kazanmak içindi. Sonbaharda gurbete çıkılır, ilkbaharda köye geri dönülürdü. Bu gidiş gelişler sırasında kalıcı bir iş yerine günü birlik işlerde çalışılır, belirli bir meslek edinmek veya bir zanaat öğrenmek yerine köyde rençberliğe önem verilirdi. Kazanılan parayı tarla almak, ev yapmak, öküzün ineğin sayısını artırmak gibi işlere harcamak daha akılcı sayılırdı. Gurbete çıkanların bazıları köyde öğrendiklerini burada da değerlendirdiler. Tarihi eserlerin onarımında çalışan taş yontu ustaları, Kuruçeşme’deki kömür depolarında ihtiyaç duyulan küfe ve sepetleri yapanlar vardı. Gözde mesleklerden biri de yorgancılıktı. Bir yorgancının yanında iş bulmak, kalfa, usta olmak imrenilecek işlerden sayılırdı. Zonguldak’a gidenler kömür işletmelerinde bekçilik, katiplik, odacılık gibi işlerde çalışmaya başladılar. Kısa zamanda kendilerini göstermeyi başardılar. Bekçiler bekçibaşı, katipler memur, odacılar çalıştıkları işyerlerinde güvenilir eleman oldular. 1950 sonrasında Zonguldak’a gelenler Dursun Çavuş (Şentürk), Süleyman Kaplan (Tonton Dede), İbrahim Çetin (İbrahim Çavuş)’in çalıştığı bölgelerde çoğaldılar. İstanbul’a gidenlerin büyük bir kısmı ilkbaharda köye geri dönerken bazıları buldukları işlerde veya girdikleri zanaat dalında kalarak yeni bir dönemin ilkleri oldular. 1950’li yılların başından itibaren İstanbul’a geniş çaplı istimlaklar yapılıyor, cadde ve sokaklar genişletiliyordu. O zamana kadar sur içinde sıkışan şehirleşme, surların dışına taşıyor, bağlar bahçeler, bostanlar imar planlarına alınıp arsaya dönüşüyordu. Bu arsalarda kısa zamanda apartmanlar yükseldi. Karadenizli yap-satçı laz müteahhitler bu sıralarda türediler, zaman içinde de İstanbul’da inşaat piyasasını yönetir oldular. İnşaat sektöründe yaşanan yoğunluk Ermeni alçı ustalarının işine yaramıştı. İş çoktu, zanaatkar azdı. Fiyatlar kısa zamanda yükselmeye başladı. Evlerine alçı işi yaptırmak isteyen laz müteahhitler Ermeni ustaların istedikleri fiyatı vermek zorunda kalıyordu. Bu maliyeti yükseltirken kar oranını azaltıyordu. Gerçi Ermeni alçıcıların yanlarında çalışan Türk işçiler vardı ama, bunlar daha çok getir götür işlerine koşturuluyordu, alçı döküm atölyelerine sokulmuyorlardı. Bazı açıkgöz Türk işçiler inşatlardaki montaj sırasında gördükleri ile kendi aralarında denemeler yaptılar ise de sonuç alamadılar. Bunlar dökümhanelere sokulmadıkları için alçının suya nasıl karıştırıldığını, kıvamını nasıl bulduğunu, kalıplara dökülüşünü, ketenin serilişini, dökülen alçının kalıptan ne kadar zaman sonra çıkarıldığını öğrenemiyorlardı. Montaj işindeki Ermeni ustaların yanında çalışan Türklerden bazıları gördükleri ve duyduklarını uygulayarak pek çok deneme yapmalarına rağmen başarılı olamadılar. Kalıplara döktükleri alçılar yapışıp kalıyordu. Kalıpların yağlanmasında kullanılan sıvının sırrını çözemediler, yağlı su, gaz yağı, sabun köpüğü, motor yağı hatta gres yağı bile kullanmalarına rağmen olmuyordu. Ya dökülen alçı tamamen kalıba yapışıp kalıyor ya da alçının rengini bozuyordu. 1948’li yıllarda İstanbul’a gelerek inşaatlarda ustalık yapan Trabzonlu Abdullah Usta, sanat okulu mezunu Düzceli Ömer Hanoğlu ile ortaklaşa inşaat yapıyor daire daire satıyordu. Ermeni alçıcıların devamlı fiyatlarını artırmalarından usanmışlardı. Bu işin sırrını çözmeye karar verdiler. Alçıyı kalıbından “tereyağından kıl çeker gibi” ayıran bu sihirli sıvanın ne olduğunu öğreneceklerdi. Öğrendiler de!.. Ömer Usta bir iş görüşmesini bahane ederek Ermeni alçıcının dükkanında modelleri ve kalıpları incelerken, Abdullah Usta gizlice yanında getirdiği şırınga ile sihirli sıvıdan bir şırınga dolusu çekmişti bile. Tanıdıkları bir dostlarının aracılığı ile laboratuarda tahlil ettirdikleri sıvının, arap sabunu, gaz ve sudan ibaret olduğunu öğrenince, Abdullah Usta kendini tutamamış “Ulan kefere yaktım seni”diyerek parmaklarını şaklatıp, Ömer Usta’nın şaşkın bakışları arasında iki defa dönüvermişti. Kadıköy Altıyol Söğütlüçeşme semtindeki depo temizlendi. Derme çatma da olsa döküm tezgahları kuruldu. Emaye kaplı birkaç leğen alındı. Kadıköy tarafında alçı satılmıyordu, motorla karşıya geçilip Küçükpazardaki Ermeni toptancılardan “zümrüt” marka 10 torba alçı, Eminönü’ndeki Rum’un dükkanından da beş-altı gelep keten alındı. Bir kayık kiraladılar, aldıklarını kayıklara yükleyip karşıya geçirdiler. Akşam ezanı okunurken işleri ancak bitti, her şey hazırdı, yarın sabah Allah’ın izni ile döküme başlayacaklardı. Sabah erkenden işe koyuldular, tezgaha yatırdıkları o zamanın en gözde modeli olan “üzümlü kartonpiyer” kalıbını yağlayıp alçıyı döktüler. Ömer Usta ellerindeki alçı bulaşığını yıkamayı unutmuş, kuruyan alçı dirseklerine kadar bulaşmıştı. Ortağı Abdullah; sık sık döktükleri alçıyı nasırlı parmakları ile Kontrol ediyor, donup donmadığını anlamaya çalışıyordu.Titreyen parmakları ile kalıba döktükleri alçıya sevgi ile bakıyorlardı. Sigarasını bitiren Ömer Usta “Tamam Abdullah, donmuş çıkaralım”dedi. Yavaş yavaş kalıbı oynattılar, ucundan tutup ayırdılar, yağlı kalıptan sıyrılan “üzümlü kartonpiyer” kolay doğum yapan kadının rahatlığı ile gülümseyerek ellerine doğuyordu. Ermeni alçıcıların piyasadaki tekeli kırılmıştı. Basa Yusuf’un Fikri de gurbetçiler kervanına katılmış, İstanbul’a gelmişti. Ağabeyi Sabri iki sene önce köyden ayrılmış, bir yorgancının yanında iş bulmuş neredeyse kalfa çıkacaktı. Fikri önceleri inşaatlarda çalıştı. Yatacak yer meselesini halledememiş, bazen inşaatın yanındaki tahta barakada bazen de ağabeyinin yanında kalıyordu. Ömer Usta’nın inşaatında çalışan işçiler, tahta barakalarda yatarlardı. Çoğunun yatağı yorganı yoktu, çimento torbalarını kuru

tahtaların üstüne kat kat sererler, yorganı olanlar arkadaşları ile ortaklaşa örtünürlerdi. Bazılarının yorganı da bulunmazdı. O zaman Ömer Usta devreye girer, iki kişiye bir yatak adam başına bir yorgan satın alır, parasını işçilerin yevmiyesinden azar azar keserdi. Sabri Usta’nın Hasan Efendi ile Ömer Usta, bu yatak yorgan alışverişlerinde tanışmışlar, zamanla kafaları uymuş can ciğer ahbap olmuşlardı. Bazı akşamlar yorgancı Hasan Efendiyi de yanlarına alır, sahildeki salaş meyhaneleri dolaşır, bardağı on kuruştan iki üç bardak şarap içerlerdi. Ermeni alçıcıya oynadıkları oyunu Hasan Efendiye anlatmışlar, yakında yeni bir iş kuracaklarını filan söylemişlerdir. Şarapla şurupla başı boş hoş olmayan Hasan Efendi bu iki açıkgöz Karadenizlinin anlattıklarına başını sallamış inanmak istememiştir. Alçı dükkanını açtıklarını söyledikleri günün sabahında merak edip iki sokak ilerideki bodrum dükkanını görmeye gitmekten de kendini alamamıştı. Yorgancı dükkanına dönen Hasan Efendi dükkanına gelenlere Ömer Usta ile Abdullah Usta’nın yeni bir şey icat ettiklerini heyecanla anlatıyordu. Ustasının anlattıklarını dikkatle dinleyen Sabri kardeşini Ömer Usta’nın yanına yerleştirmek için ustasından yardım istedi. Eğer oraya verebilirse yatacak yer sorunu kalmayacak hem de ustasının anlattığı bu yeni işi öğrenecek bir zanaat sahibi olacaktı. Akşam amele kahvesinde Ömer Usta ile konuştular, anlaştılar. Fikri dükkanda çalışacak, orada yatıp kalkacaktı. Çok para yok demişti Ömer Usta, zanaat öğrenecek, bir öğün yemek benden olsun, iş çıkarmaya başlayınca yevmiye işini konuşuruz. Zanaatı öğrendikçe yani iş çıkartmaya başlayınca yevmiyesi artacaktı Fikri’nin. Hem yatacak yer bulmuş hem de inşaattaki ağır işçilikten kurtulmuştu Fikri. Canla başla çalışacak zanaatı öğrenip usta olacaktı. Yüreği kıpır kıpır sabahı zor etti. Ezanlar okunurken kalkıp giyindi. Cami şadırvanında elini yüzünü yıkayıp abdest aldı. Ayakkabılarını görebileceği yere bırakıp hocanın arkasında birinci safta namaza durdu. İlk safta, hocanın arkasında olmanın sevabı daha çok demişti köyün imamı. Ömer Usta’nın yarım bodrum alçıcı dükkanında çıraklığa böyle başladı Fikri. Eli işe yatkındı, ustasının yaptıklarını büyük bir dikkatle izliyor, neyin nasıl yapıldığını öğrenmeye çalışıyordu. Çabuk öğreniyor öğrendiğini de unutmuyordu. Kısa zamanda alçı karmasını, keten sermesini, kalıp yağlamasını, alçının kalıba dökülüşünü, kalıptan yeni çıkmış kartonpiyerleri özenle paketliyordu. Bu becerikli ve çalışkan çıraktan Ömer Usta de memnundu, beklediğinden daha akıllı daha becerikli çıkmıştı. Ara sırada öğle yemeklerinde çırağına tas kebabı pilav ısmarlıyordu. Fikri kısa zamanda zanaatı öğrendi. Dükkanda döküm işi olmadığı zamanlar inşaatlara gidiyor montaj yapan ustalara çıraklık ediyordu. Ömer Usta ile Abdullah Usta baş baş vermişler yevmiyesini artırmışlardı. Montaja gittiği zamanlara zamlı yevmiye alıyordu. Köyünden büyüklerinden gördükleri işine yarıyordu. Babası, emmisi, dayısı marangozdu, eli takıma yakışıyordu. Gönye kesmeyi, çirpi ipi vurmayı, terazi tutmayı, şakül-çekül indirmeyi, değme ustalardan daha güzel beceriyordu. Ömer Usta ufak tefek tamir işlerine gönderiyor, getirdiği parayı o senin bahşişin diyerek almıyordu. Çok geçmeden dökümde de montajda da aranan bir usta olmuştu. Yavaş yavaş iş hayatını tanımaya başladı, akşamları iş çıkışı Hasanpaşa’daki kahvede takılıyor, arkadaşlar ediniyor, dostluklar kuruyordu. Ömer Usta’nin en gözde ustası olmuştu, montaj işinde çalışmaya başlayınca iskele, kalas, alçı torbası taşımaktan kurtulmuştu. Kısacası Basa Yusuf’un Fikri alçıcı ustası olmuştu. Hamidiye Köyü’nün alçıya bulaşması işte böyle oldu. Fikri’den sonra Kazım ÇELİKKIRAN İstanbul’a gelip Fikri’nin çırağı oldu. Kazım’ın çırağı Osman KAPLAN onun çırağı Rasim ÇELİKKIRAN. 1950’li yılların sonlarına doğru İstanbul’a gelen her Hamidiyeli önce alçı tozuna bulaştı, kimi usta olup çalıştı, kimi patron olup hemşerilerini yanında çalıştırırken zanaat öğrenmelerine yardımcı oldu. İstanbul’un iki yakasında alçıcı dükkanları açılmaya başladı. Bu dükkanlara çırak usta alınırken, hısım akraba ve hemşerilere öncelik verildi. Zaman zaman aralarında rekabetler yaşandı, fiyatlar düşürüldü, becerikli elemanlara günün şartlarına göre yüksek ücret verilerek ayartıldı. 1960’lı yılların ortalarında parası olan bazı açıkgözler bu sektöre yatırım yaptılar, alçıcı olmadıkları halde dükkan açarak yanlarına alçıcıları topladılar. Bir kısmı sermaye koyarak alçıcılara ortak olup, öteki alçıcıların elemanlarını transfer ettiler. Temelden zanaatkar olmayan bu insanların zamanla piyasadan silinmeleri ile Hamidiyeli alçıcılar piyasanın aranan ustaları oldular. 1970’li yıllara gelindiğinde birinci kuşak alçıcılar arasında zanaatın mutfağından gelenler kendilerini piyasaya kabul ettirdiler. Artık sonbaharda köye geri dönmüyorlardı. Çoğunun dükkanı atölyesi vardı. Dükkan sahipleri ev kiralayarak köydeki çoluk çocuğu İstanbul’a taşıdılar. Okul zamanı dışında çocukların haylazlık etmesine, akranları ile sokakta oynamasına kısacası çocukluklarını yaşamalarına pek müsaade edilmedi. Alçıcı dükkanlarında çalışarak harçlık kazanan çocuklar, zanaatı babalarında, amcalarından, dayılarından öğrendiler. Akrabalarının yanına çalışmaya gönderilenler ilk günlerde tek odalı evlerde aile ortamında barındılar. Giderek gelenlerin sayısı artmaya başlayınca, bekar evlerinde yaşayanların da hayat hikayeleri konuşulmaya başlandı. Esasen 1960’li yılların başından beri İstanbul’a çalışmaya gelenler, bekar odalarında uzun zaman yaşamak zorunda kaldılar. Avrupa yakasında çalışan alçıcılar Cerrahpaşa semtindeki “Sarmaşık Palas” adını verdikleri bekar odasını mekan tutmuşlardı. Sarmaşık Palas’ı Süleyman TURAN kiralamış, birlikte çalıştığı/ çalıştırdığı hemşerileri ile kendisi de burada kalmıştı. Gelenlerin sayısı artınca eskiler yerlerini yeni gelenlere bırakıp, başka evlere taşındılar. Avrupa Yakasında çalışan Hamidiyeli alçıcılar arasında Sarmaşık Palas’ın farklı bir yeri vardı. İstanbul’a galanlar doğru buraya iner, akraba ve hemşehrilerinin yanında bir iki gece kalırlardı. Eli alçıya bulaşan, alçı tozu yutmuş ne kadar Hamidiyeli varsa Sarmaşık Palas’ta mutlaka konaklamıştır. Sarmaşık Palas’tan son olarak Bilal ÖZ ve Ali KAPLAN ayrılmış, artık Sarmaşık Palaslar yok ama Sarmaşık Palaslarda uzun zaman yaşayanlar İstanbul’un birinciye gelen alçıcıları oldular. Özalpan Alçı Dekorasyon’un sahibi Bilal ÖZ o günlerini şöyle anlatıyor: “Ben alçıcılığa Ankara’da Necati Amca’nın yanında başladım. Sonra köye döndüm, İstanbul’a Ramazan YELKENCİ’nin kamyonu ile geldim. Geldim dedimse, şoför mahallinde değil, arkada kasanın üstündeki brandanın altında. Beyazıt’ta Bakırcılar’da indim. Elimde adres vardı, sora sora Beyazıt’tan Cerrahpaşa’ya yürüyerek geldim, Sarmaşık Palas’ı buldum. Hemşerilerin çoğu buradaydı, hemen kaynaştık. Burası avlu içinde sayıyla 20 metrekarelik tavanı kontraplak tek odalı bir yerdi. Bahçe duvarından itibaren evin çatısına doğru uzayan sarmaşıklar vardı, onun için sarmaşık palas adını vermişlerdi. Geceleri fareler tavanda kovalamaca oynardı, duvarlar tahta kurusu kanlarından rengini değiştirmiş gibi görünürdü. Üç dört kişi bir yatağı paylaşır, yemeği ortaklaşa yapar, çamaşırımızı bulaşığımızı birlikte yıkardık. En çok makarna pişirirdik. Evde musluk vardı ama sular sık sık kesildiği için, elimizde tenekeler ile mahalle çeşmesinde sıraya girerdik. Kendi aramızda birbirimize şakalar yapardık. Bazen şakanın ayarını kaçırıp dövüştüğümüz de olurdu. Ama dargınlık olmazdı. Büyükler araya girer, küçükleri barıştırırdı. Bazı akşamlar sinemaya, kahveye kaçardık. Ustalarımız buralara gitmemizi istemezler, öğrendiklerinde hiç acımadan tokatı yapıştırırlardı. Sarmaşık Palas’dan 1972 senesinde askere gidince ayrıldım. Ali KAPLAN ile beraber kalıyorduk, benimle beraber o da ayrıldı.” 1970’li yılların ortalarına doğru birinci kuşak alçıcıların çocukları yetiştiler. Bunlar babalarının yanında hem zanaatı öğrenmiş hem de iş hayatına alışmışlardı. Bu dönemde pek çok aile çocuklarını yanlarına almış, şehir okullarında okumalarını sağlamıştı. İlkokuldan sonra orta ve lise okullarında hatta yüksek okullarda okuyabilme imkanı bulan ikinci kuşak gençlik ile eskiler arasında ufak tefek kuşak çatışmaları başlıyordu. Kartonpiyerciliğin yerine “ Alçı Dekorasyon” diye tanımlanan

Cemal KAPLAN

yeni ve farklı bir çalışma alanı doğuyordu. Tavana takılan çiçekli göbeklerin, mutfaklara yapılan davlumbazların, yap-satçı müteahhitlerin dairelere yaptırdıkları “Üzümlü” kartonpiyerlerin yerini modern çizgiler alıyordu. Büyüyen ve gelişen inşaat sektöründe dekorasyon mimarları yeni çizim ve çizgilerle alçı dekorasyonuna farklı bakış açıları getiriyor, klasik tabir edilen süslemelerden uzaklaşılıyordu. O zamana kadar dükkanına telefon bağlatmayı gereksiz gören, malzeme nakliyesine at arabası ile yapan Hakkı TURAN’ın deyimi ile “çimento kağıdına teklif mektubu” yazan birinci kuşak alçıcılar bu değişime ayak uydurmakta zorluk çekiyordu. Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde çok amaçlı iş merkezleri yapılıyor, Akdeniz sahili boyunca turistik oteller inşa ediliyordu. 3-5 dükkanlı pasajların yerini binlerce metrekarelik yer altı çarşıları alıyordu. Büyük işlere dekorasyon mimarları giriyor, risk ve sorumluluk almayan taşeronlara iş vermekten kaçınıyorlardı. O yıllarda para kazandıran ve piyasadaki büyük çaplı işleri alan firma TÜMAS şirketiydi. Şevket TOSKAYA adındaki bu şahıs aldığı işlerde taşeron olarak Hamidiyeli alçıcıları çalıştırıyordu. Tümas’ın en büyük taşeronu Süleyman KAPLAN’dı. Sayıları zaman zaman elli altmışı bulan kalabalık bir eleman grubunu çalıştırıyordu. Bütün bu değişim ve gelişmeler ikinci kuşak gençlerin ufkunu açmış, şirketleşmenin gerekli olduğuna inanmışlardı. Ne var ki ataerkil aile ortamında yetişen gençler, düşüncelerini büyüklerine kabul ettirmekte sıkıntı çekiyor, büyüklerde gençlerin fikirlerine sıcak bakmıyordu. Büyükler tarafından yapılan sert muhalefete rağmen ikinci kuşak “okumuş alçıcılar” bir araya gelerek 1975 yılında “DEKAS” kollektif şirketini kurdular. Şirketin merkezi Şehzadebaşı Gündeş Han Kat:1 No:101’deki tek odadan ibaret büro idi. İlk defa telefonu olan bir alçıcı dükkanı açılmıştı. İlk arabayı yani motorlu aracı da bunlar aldı. Artık at arabası ile nakliye dönemi sona erecekti. Şirket kurucuları Hakkı TURAN, Halil TURAN, Adem TURAN, Bilal ÖZ ve Aziz ASLAN, hem patron hem de işçileri oluyordu. Şirket olarak ilk büyük işleri Aksaray Yeraltı Çarşısı’nın 10 bin metrekarelik tavan işiydi. Şevket TOSKAYA’nın TÜMAS şirketine fason olarak çalışan Süleyman KAPLAN ve kardeşi Mevlüt KAPLAN 1979 yılında “ASTAS” komandit ortaklığını kurarak şirketleşmede ikinci adımı attılar. Şirket konumunda örgütlenenler İstanbul’daki büyük işlerin yanında İstanbul dışında da piyasaya giriyor, Antalya- İzmir gibi turistik şehirlerdeki otellerin dekorasyonlarını yapıyorlardı. Kısa zamanda yaptıkları işlerle kendilerini kanıtlayan Hamidiyeli alçıcılar dekorasyon mimarlarının tercih sebebi oldular. İş hayatındaki hızlı gelişmeler, şirketleşen alçıcıların vasıflı vasıfsız eleman sıkıntısı çekmeleri yüzünden işlerin aksamasına neden oluyordu. Zira İstanbul’a çalışmak için geleceklerin eskiden olduğu gibi yatacak yer sorunu vardı. Şirketlerin elemanlarını yanlarında tutabilmek için yatacak yer sorununu çözmeleri gerekiyordu. Bazıları iş yerlerinin yakınında bekarların kalacakları mekanlar kiralıyor, ranzalı yatakhaneler yapıyordu. Bazıları da işçileri için müstakil daireler tutarak, yatacak yer meselesini çözmeye çalışıyordu. Tek odalı, tuvaleti dışarıda, mahalle çeşmesinden teneke ile su taşıyan Sarmaşık Palas döneminden, adına “Bodrum Palas” denilen bekarhane dönemine geçiliyordu. Bütün değişimler Hamidiye Köyü’nden İstanbul’a olan göç hareketini tetikledi. Yeni elemanlara duyulan ihtiyaç duyan işverenler, köylerdeki yakınlarını, akrabalarını İstanbul’a topladılar. 1980’den sonra köyler hızla boşalmaya başladı. Hamidiye Köyü’nün sınır komşuları olan köylerden Çağlar, Kayadibi, Kirazlı, Aşağısökü ve Yukarısökü’den İstanbul’a gelenler de alçı işinde çalışmaya başladılar. 1983 yılında Ali TURAN ve çocuklarının kurduğu “TURANLAR A.O” 1989 yılında Moskova’daki Petrovski Pasajı’nın restorasyon işini alınca Hamidiyeli alçıcılar ülke sınırları dışında da kendilerini kabul ettirdiler.Sovyet Rusya’nın dağılmasından sonra Türki Cumhuriyetlere açıldılar, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan gibi ülkelerde iş yapan yerli yabancı firmaların alçı dekorasyon işlerini tamamına yakınını Hamidiyeli alçıcılar bitirdiler. Yabancı firmaların üç senede bitmez dedikleri restorasyonları bir buçuk yılda bitirip, sektörün hayranlığını kazandılar. Petrovski Pasajı’nın dekorasyonunu yapan Ali TURAN ve ekibi gerek Rus mimarların gerekse Türk mimarların takdirini kazandı. Hatta bazı kültür ve sanat dergilerinde, yazılı basında bu olay gündeme getirilerek, Ali TURAN ile özel röportajlar yaptılar. Birinci kuşak alçıcıların gerek şirkeleşen ikinci kuşak alçıcıların yanına çırak olarak girip usta olanlar Türkiye’nin her yanına dağıldı. Sayıları 1000lerle ifade edilen bu zaanatkarların çoğunun ustası Hamidiye köyünden çıktı. Birinci kuşak alçıcılar Karadenizli yap-satçı müteahhitlerin dairelerine üzümlü-takozlu kartonpiyer, tavanlarına çiçekli göbekler taktılar. Anadolu’nun pek çok köy ve kasabasındaki caminin mihrabını minberini yaptılar. Temiz ve dürüst çalıştılar. Karanlık rutubetli bodrumlarda her türlü sıkıntıya göğüs gerdiler. Alçıyı torba torba alıp sırtlarında taşıdılar, model sıkıntısı yaşadılar, yerine göre cami şadırvanlarından su taşıyarak aldıkları işi zamanında bitirip teslim etme sorumluluğunu namus borcu saydılar. Sarmaşık palaslarda başlayan, bekarhane yaşamı ile süren bu sürecin emektarları “Dekas, Astas, Enes, Üças, Turanlar A.Ş.leri, Güveniş’leri” kurdular, binlerce insana emek ve ekmek verdiler. Çimento kağıdına yazılan tekliflerden, bilgisayar ortamına geçip internet siteleri açtılar. Şimdilerde üçüncü kuşak gençlik yetişiyor! Onlar kötü tanımadılar, anlatılanları yazılanları masal tadında okuyup dinlediler. Onlar çarık giymediler, kendi yaptıkları arabaları kızakları olmadı. Değirmene gitmediler, eşek yüklemediler, çayın soğuk suyunda çimmediler, külde pişmiş gömeç yemediler, sabanın arkasında mısır dökmediler, düvene binip harmanda yuvarlanmadılar, sürme çekmediler, yaprak kesmediler, sabanın sapına yapışıp “gah öküz” diyerek geyin sürmediler. Pilek taşında mısır ekmeği, tereyağında cumhuri, ayranda “docucinay”, cevizli kadayıf, hafızi tatmadılar. Eski çorap verip incir kurusu almadılar. Ne çabayı ne de çabacıyı tanıdılar. Yesir almaca, çelik çomak oynamadılar, tulumun sesini duymadılar. Nazerey çağırıp, yağ yumurta toplayıp, çimende pişirmediler. Çıplak ayaklarına diken batmadı, ellerini ısırgan dalamadı, topukları çatlayıp ağrımadı, ayaklarında tavuk g.tü, parmaklarında dolama, yılancık çıkmadı. Çıbanlarına yağda pişirilmiş yumurta sarılmadı. Pamuk bezinden gömlek, kara bezden pantolon giymediler. Çamaşırları kül suyu ile yıkanmadı. Köyde düğün bayram yaşamadılar. Çağlar’da , Çatalzeytin’de, Kirazlı’da bayram sofralarına oturup, soğanlı börek ve sarıburma yemenin tadına da varamadılar. Kız köylü gitmenin şamatasını yaşamadılar. Yaylada keçi gütme sırasına gitmediler. Böğürtlenin, çileğin toz konmamışını yiyip, boru otundan sigara sarmadılar. Çimende güreş tutup gübreye gübre bulaşmadılar. Sayvan bekleyip, kabak çalmadılar. Folluktan yumurta çalıp, analarından dayak yemediler. Mısır soymadılar, fırını yakmadılar, gübre dökmediler, çakıl yıkmadılar, öküz koşup arpa ekmediler. Gurbete 13-14 yaşında çıkıp, büyük şehrin kalabalığında kaybolmadılar, sarmaşık palaslarda bekarhanelerde yatıp tuvaletlerde yıkanmadılar. Parasızlık çekmediler, parasızlık yüzünden Taksim’den Fatih’e yürüyerek gitmediler. Büyük şehrin imkanları içinde rahat ve huzurlu bir yaşam sürdüler. En iyi okullarda okuyorlar, üniversiteyi kazanıp değişik meslek dallarında yetişiyorlar, baba dede mesleği alçıcılığa pek sıcak bakmıyorlar. Benim onlardan bir istediğim var: Nereden nereye nasıl geldiğimizi merak etsinler. Arada sırada da olsa dedelerin babaların anlattıklarını dinlesinler, anlatılanlar yaşanmış gerçek hayatlardır. Onların sesini, sözünü, yüzünü bir yerlere kaydedin.”Devir değişti” demeyin, unutmayın ki bir gün sizin de devriniz değişecek. Baki kubbede hoş sada’dan başka bir şey kalmayacaktır. Eğer bırakabilmişsek.


31 TEMMUZ 2010

Sayı: 317

İL ENCÜMENİ ÇATALZEYTİN’DE TOPLANDI

İl Encümeni Genel Sekreter Zafer KARAHASAN 27.07.2010’da başkanlığında Çatalzeytin’de toplantı yaptı. Saat 11:00’de başlayan toplantıya İl Genel Meclisi Üyeleri Ahmet ACAR (Abana), Mustafa (Taşköprü), Birol KESKİN BOZKURT (Çatalzeytin) ve Destekleme Hizmet Müdürü Osman YILDIZ, İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürü Hikmet YILMAZ, Yatırım İnşaat Şube Müdürü Hüseyin ALDI, Strateji Geliştirme Müdürü Mehmet BEKAR katıldılar. Daday İl Genel Meclisi Üyesi Faruk ATAŞALAR ile Merkez İlçe İl Genel Meclisi Üyesi Mehmet BUTUR toplantıda bulunamadılar. Özel İdare tesislerindeki toplantıda Küre İlçesi İkizciler Köyünde 700,30 m2’lik arsanın ifraz talebi, Cide İlçesi Çakırlı köyündeki ifraz talebi, Tosya İlçesi Aşağıkayı köyündeki parsellerin ifras talebi, Daday İlçesi Tüfekçi köyü okul bahçesindeki 30 adet kavak ağacının kesilerek Tüfekçi ve Boyalılar köyü tüzel kişiliğince kullanılması konuları görüşüldü. Çatalzeytin ilçesi Sırakonak köyü okul binasının yıkılarak enkazının köy tüzel

kişiliğince kullanılması konusunun daha sonraki oturumda değerlendirilmesi kararlaştırıldı. İl Genel Sekreteri Zafer KARAHASAN “Encümen toplantısını belirlenen gündemle her ay ayrı bir ilçede yapıyoruz. Böylece yöreyi tanıyor işleri yerinde görüyoruz. Her ilçeye turizme katkı sağlamak için turistik tesisler yapmayı planladık.” dedi. Toplantıdan sonra başkan ve üyeler Ginolu Kalesinde ve Kaşlıca’daki turizm kooperatifi arsasında inceleme yaptılar. İl Genel Meclisi Üyesi Birol BOZKURT, Çatalzeytin’in Özel İdare yatırımlarından en az payı aldığını söyledi. Ginolu’daki eski otelin yıkılarak yeniden yapılmasını istedi. BOZKURT, Genel Sekreter KARAHASAN’a kendi portresini armağan etti. Encümen Üyeleri Kordon’da öğle yemeği yediler. Toplantıyı izleyen Emin Türkay ÖZTÜRK Genel Sekreter KARAHASAN’a “Kastamonu Turizmini bekleyen bir tehlike var. HES’lere karşı nasıl bir önlem alıyorsunuz ? ” dedi. KARAHASAN, soruyu üyelerin cevaplamasını istedi. Üyeler görüş

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

Sayfa 5

KEMAL YILDIRIM’IN YENİ KİTABI İ s v i ç r e ’ d a yaşayan EğitimciYazar hemşehrimiz YILDIRIM’ın Kemal yeni kitabı “Hasret Koydun Gönlüme” Temmuz ayında çıktı. İsviçre Trend çıkan, Kitapevinde 1000 adet basılan, 25 öykünün yer aldığı kitap 174 sayfa. G u r b e t t e yaşayan hemşehrimiz YILDIRIM, gurbeti kitabında anlatıyor.

UMUT YILMAZER FOTOĞRAF SERGİSİ AÇTI Çatalzeytinli doğa fotoğrafçısı Umut YILMAZER Yaz Şenlikleri programı içinde “Bahara Merhaba” fotoğraf sergisini açtı. Halk Eğitim Merkezi

YİTİK Nufus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Mehmet SARIYILDIZ

YİTİK Nufus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Büşra SARIYILDIZ

KUZ KÖYÜ ŞENLİĞİ 24 TEMMUZ’DA YAPILDI Türkeli Kuz Köyü Şenliği 24 Temmuz 2010’da yapıldı. Gurbetçilerin büyük ilgi kaynaşmanın gösterdiği dayanışmanın en güzel örneğinin verildiği Kuz Köyü Şenliğini Türkeli Kaymakamı Muhammet ÖNDER, Niğde Emniyet Müdürü Yusuf ALBAYRAK, Sinop Milletvekili Kadir TINGIROĞLU, Emekli Albay Recep Türkeli Belediye ALBAYRAK, Başkanı Halil Dilek ÖZCAN, İl Genel Meclisi Üyeleri, Siyasi Parti İlçe Başkanları, çevre köy muhtarları katıldılar. Çatalzeytin Merkez Muhtarı Seçgin ÖZEN, CHP İlçe Başkanı Mazhar ÖZCAN, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni

Müdürlüğünde açılan sergi 24-26 Temmuz 2010 tarihlerinde açık kaldı. Sergide 49 fotoğraf ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.

NAZAN KUAFÖR Nazan ÇAĞLAR İstikbal Cd. 20/B ÇATALZEYTİN Gsm 0.544 863 17 73

SATILIK ARSA

Encümen Üyeleri Ginolu’da

Emin Türkay ÖZTÜRK şenliği izleyenler arasındaydı. Kuz Köyü Kültür ve Dayanışma Derneğinin düzenlediği şenlik programını Dernek Başkanı Hüsamettin KORKMAZ ve Yönetim Kurulu Üyesi Kadir GÜNEY ortaklaşa sundular.Bu yıl 3.’sü yapılan şenlikte 2000 metre erkekler koşusunda Musa ÜSTÜNDAĞ, Emrah ÖZÇELİK, Muhammet ÇELİKKIRAN ilk üçe girdiler. Koşucuların kupa ödüllerini Doruk Emprime Hüseyin KURT verdi. Köy Muhtarı Osman KURT’un şenliğin düzenlenmesinde katkıları oldu. Bu yıl Şenlik Ağası seçilmedi, bunun yerine 14 Keşkek kazanı 250 TL’den satışa sunuldu.

Çatalzeytin İstikbal Caddesinde 258 metrekare arsa satılıktır. Maden SAİM Tel: 0 532 736 56 82 0 535 327 42 05

Kuz Köyü Şenliği

DUYURU Çepni köyü Osmanoğlu Mahallesine Derneğimiz tarafından cami lojmanı yapılacaktır. Lojman yapımına hayırsever hemşehrilerimizin yardımlarını bekliyoruz. Çepni Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanlığı Mehmet ÇAY (Başkan) GSM : 0 537 355 66 09 Dernek Hesap : TR 44 0001 5001 5800 7294 7090 65

VEFAT VE TEŞEKKÜR

24.07.2010 tarihinde hakka yürüyen babamız Tahsin ŞAHİNGÖZ’ü rahmetle, dualarla anıyoruz. İnsanlara hizmeti yaradana hizmet bilen babamızı cenaze merasiminde “layık olduğu gibi” kucaklayan binlere teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Tahsin ŞAHİNGÖZ Ailesi


31 TEMMUZ 2010

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

Sayı: 317

Sayfa 6

S P O R S P O R SP O R S P O R S P O R S P O R SP O R

ÇATALZEYTİNSPOR 1. LİGE ÇIKTI Ergun USTA 10.04.2010-04.07.2010 tarihleri arasında Kastamonu Deplasmanlı 2. Amatör Küme maçlarında başarılı olan yeşil-beyazlı takımımız 4 yıl aradan sonra 1. Amatör Lige çıktı. 04.07.2010 tarihinde 3. olan Ağlıspor ile sahamızda oynadığımız son karşılaşmayı 3-2 kazanarak mutlu sona ulaştık. 2. Devre karşılaşmalarının tamamını kazanan takımımız Daday Yeni Belediyespor’un ardından 2. olarak ligi tamamladı. 2 takımın bir üst lige yükseldiği karşılaşmalarda takımımızda; Erdinç DİNÇER, Ersan ŞENTÜRK, Tahsin Nahit KARAHAN, Ömer KARACAN, Ömer ÖZCAN, Ramazan BENLİ, Volkan GAZELAYDIN, Yavuz DEMİRCİ, Furkan KILINÇ, Tutku ARSLAN, Abdurrahman PEHLİVAN, Cumhur ÜNLÜ, Yunus KARACAN, Sefa AYNAOĞLU, Hamza ÇETİNKAYA, Mustafa GÖRGÜLÜ, Ali YASİN, Savaş YILMAZ, Ayhan YALÇIN, Enes UĞUZ, Özkan YALÇIN, Ömer DEMİRAL başarı için sıcak-soğuk, yağmur-çamur, deplasman-kendi sahamız demeden takımımız başarısı için ter akıttılar. 2. Devre Karşılaşmaları 30.05.2010 İhsangazi 1 Çatalzeytinspor 2 06.06.2010 Küre Bld. Bakır 0 Çatalzeytinspor 6 Çatalzeytinspor 10 13.06.2010 Pınarbaşıspor 0 Çatalzeytinspor 2 16.06.2010 Daday Yeni Bld. 1 Çatalzeytinspor 8 23.06.2010 SHÇEK 2 Çatalzeytinspor 3 04.07.2010 Ağlı G. Birliği 2

DENİZ ŞENLİKLERİNDE YÜZME VE KOŞU

41. ÇATALZEYTİN GİNOLU KOŞUSU

Belediye Başkanlığınca düzenlenen Deniz Şenlikleri programı içinde 24 Temmuz 2010’da Ginolu’da yüzme yarışları yapıldı

İlki 16 Ağustos 1970 tarihinde Çatalzeytin Ginolu arasında Emin Türkay ÖZTÜRK’ün büyük uğraşları ile düzenlenen Çatalzeytin Ginolu Koşusunun 41.’si 26.07.2010 Pazartesi günü saat 18:00’den itibaren 3 kategoride yapıldı. Karadeniz Bölgesinin aksamadan yapılan en eski koşusuna halkın büyük ilgisi oldu. Düzenleme Komitesinde Ali AKÇAY, Korkmaz ÖZDEMİR, Hakkı ÖZCAN yer aldı. Selim DEMİRCİ koşunun sunumunu yaptı. Belediye Başkanı Musa İhsan UĞUZ, İl Genel Meclisi üyesi Birol BOZKURT, işadamı Ali KÜTÜK, CHP İlçe Başkanı Eğitimci Mazhar ÖZCAN, Gazetemiz Sahibi Emin Türkay ÖZTÜRK, Spor Yönetmenimiz Ergun USTA, Özel İdare Müdürü Sadi KAYA , Çepni Köyü Derneği Başkanı Mehmet ÇAY ile İlçe Emniyet Amiri Cemal AĞÖREN dereceye giren atletlerin ödüllerini verdiler. Çatalzeytin – Ginolu 10 Bin Metre Koşusu : 41.Ginolu koşusunu Fatih YAMANOĞLU kazandı. Koşunun 2. Savaş YILMAZ, 3. Cem KARAOĞLU oldu. Koşuya 15 atlet katıldı.

100 metre Erkeklerde 1- Fatih YAMANOĞLU 2- Kemal İNCE 3- Tayfur İNCE

100 metre Kızlarda 1- Hazal AKYOL 2- Gizem Jülide ÖZCAN 3- Özge ÇELİKKOL GÜZELAYDIN

100 m. Erkeklerde 1.olan Fatih YAMANOĞLU ödülü Sinan KARADAĞ’dan alırken

100 metre kızlarda ilk üç

Balık Tutma Yarışması Birincisi Faruk ARSLAN

Yağlı Direk Birincisi Eşref ATA (sağda)

Balık Tutma Yarışması

Faruk ARSLAN en kısa sürede balık tutarak bu dalın birincisi oldu. Yağlı Direk Yarışması Hamza ÜNAL’ın vefatından birgün önce Ağlı maçı öncesi Çatalzeytinspor

TAKIMLAR

O

G

B

M

A

Y

P

Daday Y Bld.Spor

12

10

-

2

37

15

30

Çatalzeytin Spor

12

9

2

1

44

12

29

Ağlı Gençler Birliği Spor

12

8

1

3

47

15

25

S.H.C.E.K Spor

12

6

-

6

26

31

18

Pınarbaşı Spor

12

4

1

7

17

43

13

Küre Bld. Bakır Spor

12

1

2

9

6

33

5

İhsangazi Spor

12

1

-

11

8

36

3

Erdinç DİNÇER (Kaptan), 07.10.1980 Çatalzeytin doğumlu. 1994-1995 yılında Çatalzeytinspor Yıldız takımında futbol oynamaya başladı. Yaklaşık 16 yıldır Çatalzeytinspor’un formasını giyiyor. “Çatalzeytinspor’da futbol oynamaktan ilçemin takımına son yıllarda takım kaptanı olarak hizmet etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Biz bu mücadeleyi verirken bize sahip çıkan seyircilerimize, yöneticilerimize ve değerli hocamız Aslan PEHLİVAN’a teşekkür ederim. Futbolcu kardeşlerim yağmur-çamur-sıcak demeden büyük bir mücadele örneği verdiler. Başarımız tüm Çatalzeytinlilere armağan olsun.” dedi. Aslan PEHLİVAN Antrenör 1976 yılında ilk kez katıldığı Çatalzeytin Ginolu Koşusunda 14 yaşındayken 2. oldu. Daha sonraki yıllarda da 3 kez bu koşunun 1.’si oldu. 1979 yılında Çatalzeytinspor’da formaya giymeye başladı. 1998 yılına kadar takımımızda sağ kanat savunucusu olarak görev yaptı. Muhtelif zamanlarda takım kaptanlığı görevini de üstlendi. 20-31 Mayıs 2008 tarihlerinde Mustafa ARSLAN Futbol Amatör Antrenörlük kursuna katıldı. Başarı ile kursu tamamlayarak takımımızın antrenörü olarak göreve başladı. 21.06.2010 tarihinde Bölgesel Futbol Antrenörleri Gelişim Seminerine de katılan PEHLİVAN antrenörlüğünün ikinci yılında takımımızın 1. lige çıkmasını sağladı. “Çatalzeytin’de modern futbolun yerleşmesi ve gelişimine büyük katkıları olan Mustafa ARSLAN’ın talebesiyim. Onun ölümünden sonra adına açılan Antrenörlük kursunu bitirmem beni çok mutlu etti. Seyircilerimiz, yöneticilerimiz büyük destek verdiler. Futbolcu kardeşlerim de özverili bir şekilde çalışarak başarılı olduk. Emeği geçenlere teşekkürler eder, takımımızın 1. ligden bir daha düşmemesi doğrultusunda birlik ve beraberlik içerisinde çalışmalar sürdürülmesini isterim. Kastamonu Amatör liginin en köklü kulüplerinden biri olan Çatalzeytinsporumuzun hep zirvede olması dileğiyle saygılar sunarım.” dedi. Hikmet GÜZELAYDIN (Başkan) 1965 Çatalzeytin doğumlu. 1981 yılında Çatalzeytinspor’da forma giymeye başladı. 2005 yılına kadar aralıklarla Çatalzeytinspor’un formasını giydi. Kastamonuspor, Karabükspor, İneboluspor, Bozkurtspor gibi profesyonel ve amatör takımlarda top koşturdu. Son 2 yıldır Çatalzeytinspor kulubünün başkanlığını yapıyor. Futbolcusu, takım kaptanı olduğu yeşil-beyazlı takımımızda kulüp başkanı olarak görev yapan Yaşar KARAHAN’dan sonra ikinci futbolcumuzdur.

MUSTAFA ARSLAN STADI NE OLDU ?

15 Ocak 2008 tarihinde vefat ederek 17 Ocak 2008 tarihinde çok sevdiği Çatalzeytin’de toprağa verilen, Çatalzeytin’de futbolun gelişimi için büyük emekleri olan Milli Takımlar Karadeniz Bölgesi Temsilciliği görevini de uzun yıllar başarı ile yapan PTTspor Kulübü forması ile 1. Ligde top koşturan hemşehrimiz antrenör hocası Mustafa ARSLAN’ın adının Çatalzeytin Stadına verilme işi için çalışmaların yapılmasını hocaya olan vefa borcumuzun gereği olarak düşünüyoruz. Bu işi fazla geciktirmeye hiçbirimizin hakkı yok.

Gurbetçi hemşehrimiz Eşref ATA kısa sürede sonuca ulaşarak birinci oldu. Ördek Kapma Erkekler 1- Gökhan DEMİR

Ördek Kapma Kızlar 1- Hazal AKYOL

10000 metre Ginolu Koşusunda Atletler

3000 metre Kızlar Koşusu : Çatalzeytin Ginolu yolu üzerinde gidişdönüş olarak yapılan koşu Mermerpark önünde son buldu. Koşuya 7 kız atlet katıldı. koşunun 1.’si Kübranur ŞEN, 2.’si Meltem ÇORTCU,3.sü Aynur İSTİKAM oldular.

Kübranur ŞEN, bitiş noktasında

3000 metre Yıldız Erkekler Koşusu: 10 atletin katıldığı Yıldız Erkekler Koşusunu Enes Gündoğdu UĞUZ birincilikle tamamladı. Mustafa ÖZTÜRK 2., Soner ÖZBEY 3. oldular.

Kemal- Tayfur İNCE kardeşler

Ördeği kapan Gökhan DEMİR

3000 metre Yıldız Erkekler Koşusu Startı

Yüzme yarışmalarını izleyenler

ÇATALZEYTİNSPOR’A DESTEK TOPLANTISI 28.07.2010 Çarşamba günü saat 10:00-13:00 arasında Çatalzeytin Hamam Cafe’de gurbetçiler ile tanışma ve takıma maddi destek sağlanması için yöneticilerin düzenlediği kahvaltılı toplantı olumlu bir havada geçti. Belediye Başkanı Musa İhsan UĞUZ, AKP İlçe Başkanı Sinan KARADAĞ, CHP İlçe Başkanı Mazhar ÖZCAN, MHP İlçe Başkanı Ahmet DEMİR, İl Genel Meclisi Üyeleri Birol BOZKURT ve Hüseyin Tolga İNCE, İstanbul Çatalzeytinliler Yardımlaşma Derneği Başkanı Ahmet GÜLER, Çepni Köyü Dernek Başkanı Mehmet ÇAY, Hamidiye Köyü Dernek Başkan Vekili Mustafa AVCIL, Yukarısökü Dernek Başkanı Recep TIĞLI, Muhtarlar Derneği Başkanı İrfan TURAN, Paşalı Köyü Muhtarı Ahmet ÖZCAN, Yukarısökü Köyü Muhtarı Bekin KÖMÜRCÜ, İşadamları Ali KÜTÜK, İsmail ŞEN, Kemal ACAR, Mustafa TIĞLI, Mithat KÖMÜRCÜ, Çatalzeytinspor Kulubü Başkanı Hikmet GÜZELAYDIN, Yöneticiler Ferhat ÖZDEMİR, Selim DEMİRCİ, Hakkı ÖZCAN, Antrenör Aslan PEHLİVAN, Yardımcı Antrenör Yavuz DEMİRCİ, mekan sahibi Halil DEMİRCİ katıldılar. Toplantıyı baştan sona gazetemiz spor danışmanı Ergun USTA yönetti. 1. Amatör Ligde güçlü bir kadro kurarak şampiyonluğun hedeflenmesi maddi kaynak yaratılması için öneri ve destekler alındı. Halı sahanın gelirinin kulübe kalması, halı saha yanındaki parka kafeterya yapılması İstanbul’da yardım kampanyasının derneklerimiz tarafından yürütülmesi kararlaştırıldı.

40 yaş üstü Halk Yürüyüşü: Çatalzeytin- Ginolu Koşusu kapsamında erkekler ve bayanlar 40 yaş üstü Halk Yürüyüşü ilk kez yapıldı. Halk Yürüyüşü oldukça ilgi çekti. 1500 m. Üzerinden yapılan yürüyüşte bayanlar dalında İnci ALTUN, Ayşe AKKOR, Bedia AĞÖREN, erkekler dalında Ertunç ŞEN, Selim DEMİRCİ, Ömer ÖZGEN ilk 3 dereceyi paylaştılar. Dereceye giren yarışmacılara cumhuriyet altını, yarım altın, çeyrek altın, bisiklet, cep telefonu ve katılan her yarışmacıya Çatalzeytin armalı formalar armağan edildi.

40 Yaş üstü Bay ve Bayanlar Halk Yürüyüşü


31 TEMMUZ 2010

Sayı: 317

Burdan Buyrun KİMBİLİR

Kimbilir, Kimbilir, Kimbilir, Kimbilir,

kimlerin kimlerin kimlerin kimlerin

sularına HES yaptılar? yuvasını yıktılar, yaktılar kaderini yazdılar mezarını kazdılar.

Kimbilir, kimlerin sularına el attılar Kimbilir, hangi köylülerin Canlarını Yaktılar? Ekilen çay bostanlarını Yakıp, yıkacaklar, Çay etrafına, kanallar açıp, Heyelan yaratacaklar. Evler, kayıp yıkılacak Köyler, yollar, heyelan olacak Araziler, bağlar, bahçeler akacak Asıl, o zaman bizler şaşırıp kalacak. Fırsat elimizde iken Vermeyelim sularımızı Göçe zorlanmadan Siper edelim bedenimizi. Korkmayıp, dik duralım Bu sular, çaylar bizim HES, HES diyenlerin Seslerini, keselim. Hiç kimseye sormadan Alıyorlar elimizden sularımızı Yan gelip yatmayalım, Aldanmayalım Sarılmış etrafımız Kurtlar, kuşlarla. Mazhar ÖZCAN Emekli İlçe Milli Eğitim Müdürü

TELEFON VE ELEKTRİK

Kastamonu’nun Sinop ili sınırındaki sahil ilçesi güzel Çatalzeytinimiz gün geçtikçe sorunlarla boğuşuyor. Sorunların giderilmesi için herhangi bir çalışma da yapılmıyor. Çatalzeytin’de telefonu olan yurttaşlarımız kapatma işlemi yapmak için Kastamonu’ya gidiyorlar. Çatalzeytin’de yaşayanlar elektriğe abone olmak için Bozkurt’a gitmek zorunda kalıyorlar. Bu iki sorun zaman ve maddi kayıplara sebep oluyor. Bu işlemlerin Çatalzeytin’de yapılması çok mu zor? Ergun USTA

EKSİSİYLE ARTISIYLA 30 Haziran 2010 tarihli Çatalzeytin Mektubu Gazetesinde Harun ÜNLÜ’nün “DOĞRUSU BUNU HAK ETMEMİŞTİK” adı altında çıkan yazısında, 21 Mayıs 2010 tarihli Ankara’da düzenlenen Çatalzeytin Gecesi ile ilgili düşüncelerini dile getirmiş. Öncelikle Ankara’da, Çatalzeytin Gecesini düzenleyen, il ve ilçemizden değişik kademelerde bulunan çok kıymetli hemşehrilerimizi geceye katılmalarını sağlamak, Dernek Yönetiminin bir başarısıdır, kendilerini kutluyorum. Geceye ben de iştirak ettim. Harun ÜNLÜ, geceyi çok güzel analiz etmiş, düşüncelerine aynen katılıyorum, bende bu noktada kendisini eleştiriyorum, şöyle ki sunmayla ilgili deneyimli olduğunu düşünüyorum. Geceyi sunmak için mikrofonu elinize alan siz, bir siyasi konuşma yapmak için kürsüye davet ettiğinizde, ben sizden şunu söylemenizi veya hatırlatmanızı beklerdim, Efendim bizler Çatalzeytinli olarak, yılda bir kez beraber oluyoruz, sizden istirham ediyorum, duygu ve düşüncelerinizi çok kısa söyleyiniz lütfen çünkü sorunlarımız var dertleşeceğiz, neşemiz var oynayacağız eğleneceğiz, diyerek ve arada birde lütfen mekanı erken terk etmeyelim şeklinde kısa anonslarla bilgi vermenizi ve bu yönde hareket etmenizi beklerdim? Maalesef bu ve benzeri çıkışlarınız olmayınca, zaman sınırı olmadığını düşünen konuşmacı, sizin de haklı olarak eleştirdiğiniz ortamın oluşmasını sağlamıştır. Bunun dışında gecenin ilerleyen dakikalarında, yöremiz insanının konuşmaları adı altında, yöre şivesi ile konuştuğunuzda ve söylemiş olduğunuz güzel türkülerle, geceye renk kattınız. Eksisiyle artısıyla, hemşehrilerimizle birlikte bir gece geçirdik, önemli olan bu olsa gerek. Daha sonraki gecelerin güzel geçmesi dileğiyle. Bahri ER

Tolga ATALAY Üretim ve AR-GE Müdürü BSE MEŞRUBAT MAKİNE SAN. ve DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Eskoop San. Sit. C 4 Blok No:145-147 İkitelli, K. Çekmece-İSTANBUL Telefon : 0(212) 671 98 00 (3 Hat) Faks

: 0(212) 671 98 03

AYLIK YEREL GAZETE Her ayýn sonuncu günü çýkar Kurucusu: Mustafa ÖZTÜRK Sahibi: Nadide ÖZTÜRK

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

Sayfa 7

Mutlu Günler

ÇAĞIMIZIN EN BÜYÜK TEHDİDİ Adnan ÇETİNKAYA Saha Ziraat Mühendisi

Çağımızın en büyük tehdidi’nin “Küresel Isınma” olduğunu artık bilmeyen yok. Bunun yanında “Sera Gazları” ndan bahsedildiğine de hepimiz vakıfız. Ve çoğumuzun bilmediği bir kelime, “SMOG”. Havaya salınan fazla miktardaki gazlar, atmosferdeki havayı yoğunlaştırır,gaz tabakasını kalınlaştırır. Bu yüzden gelen güneş ışınları fazla emilir, daha az yansıtılır ve yapay bir “Sera Etkisi” oluşur. Gazlar, özellikle büyük şehirlerde,Hava Yoğunluğu (Smog) oluşturarak etkili olur. Smog oluşan yerleşim bölgelerinde yaşayan insanlarda; - Akciğer ağrısı - Hırıltı - Öksürük - Baş ağrısı - Akciğer iltihapları ve - Stresle birleşerek psikolojik daralmalara rastlanır. Sera etkisi çeşitli iklim değişikliklerine neden olur. Bir şekilde önlem alınmazsa – örneğin; ormanlarımız tahrip edilir, sularımız kirletilir, çeşitli canlıların soyu tüketilirse – olumsuz doğa olayları üstesinden gelemeyeceğimiz çok büyük felaketlere sebep olacaktır. Öncelikle akarsularımızın azalması, akabinde tamamen kuruması, kirletilen denizlerde oksijen üreten mikroorganizmaların yok olması felaketleri hazırlayan başlangıcın ilk senaryolarıdır. Önüne kurmak istediğimiz enerji santralleri, iyice azalan, sonra tamamen yok olan akarsularımızın ardından, zaten çalışamaz hale gelecekler. Enerji sorunu yaşamaya başlayacak insanoğlu. Ardından SU SAVAŞLARI. Abartıyor muyum? Halbuki aklıma gelen onlarca büyük sorundan hangisine değineceğimi bilemiyorum. Günümüzde yaşadığımız dünyaya bir bakın. Sorun büyüklerimize bundan otuz yıl, hayır! Yirmi yıl önceki mevsimleri ve hava durumlarını. Bundan yirmi yıl önce bu zamanlarda havalar nasıl giderdi?. Bugünleri unutmayın, yoksa çocuklarınıza, torunlarınıza anlatabileceğiniz dünyayı anımsayamayacaksınız. İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsüne göre 2070 ‘de Türkiye genelinde sıcaklıklar 6 dereceye kadar yükselecek. Yani Antalya ‘da 40 derece olan sıcaklık 46 derce, Kastamonu ve yöresinde 35 ‘leri bulan sıcaklık 41 – 42 dereceleri bulacak. Beklide daha fazlası… Prof. Dr. Nüzhet DALFES ‘e göre önümüzdeki on yıllarda iklim değişikliklerinin ülkemizde daha fazla hissedileceğini vurgulayarak şöyle diyor: “ Kar yağdığı günlerde olacak, daha az yağdığı günlerde olacak. Türkiye’nin ekosistemlerinde ciddi sorunlar olacak ki, bu ekosistemler de bir ülkeyi, bir coğrafyayı ayakta tutan şeyler… Böceğiyle, mer’a sıyla, kurduyla, hayvanlarıyla canlılar etkilenecek, bir sürü canlı yok olacak.” Dalfes, küresel ısınmaya sebep olan bu sera gazlarının yayılımının ciddi bir önlemle azaltılması gerektiğini söylüyor. O, üstüne düşeni yapıyor. Anlatıyor, açıklıyor. Peki “her şey insanların huzur ve rahatı için” diyenler neler yapıyor? Ayancık’a, Çatalzeytin’e, Akçay’a baraj kuruyor. Yaşamları katlediyor. Ormanı tahrip ediyor. Yıkıyor, yıkıyor… Sera gazlarının etkisini minimuma indirecek olan canlıları, ağaçları yok ediyor. Küçük – büyük canlıları öldürüyor. Oksijen kaynağı denizlerimizdeki mikroorganizmaları yok ediyor. İşte bunu yapıyor Şimdi tahrip et kazan. Ya sonra? Çocuğuna, torununa parayı miras bırak. Onlarda belki yaşanılası bir gezegen satın alırlar. Böylece soyun kurtulur.

SÜNNET

* Ayla BAYKALI- Murat N. BAYKALI çiftinin oğulları KAAN 11 Temmuz’da Çatalzeytin’de.

SÜNNET OLDU

.

EVLENME

* Gülsen (GÜNER) – Serkan AKMAN 03 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Songül (BULUT) – Naim ARPA 04 Temmuz’da İstanbul’da * Dilber (ÇELİKKIRAN) – Ömür SARAÇOĞLU 06 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Zerrin (ÖZDEMİR) – Öner KALYONCU 10 Temmuz’da Bozkurt’ta * Ceylan (İNCEMUSTAFA) – Uğur AKÇAY 10 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Güllü (KOLÇAK) – Ümit KAYIKÇI 11 Temmuz’da Kastamonu’da * Pınar (KORKMAZ) – Ercan KARACAN 11 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Betül (BALÇIK) – Hakan ERAT 17 Temmuz’da Çorlu’da * Gönül (ÖZDEMİR) – Seyit ÜNAL 17 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Nurcan (ÖZTÜRK) – Hakan ŞENTÜRK 18 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Esra (ŞAHİN) – İlhan ÖZYİĞİT 20 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Esra (YAPAR) – Yücel KARACAN 22 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Nilay (ÖZDEMİR) – Musa ÖZTÜRK 24 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Arzu (ÇETİNKAYA)- Ömer GÜRLEYEN 25 Temmuz’da Epçeler’de * Sevtap (ÜNLÜ) – Muharrem ÇELİKKIRAN 25 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Hatice (ŞAHİN) – Osman ÖZTÜRK 25 Temmuz’da İstanbul’da * Eda (ÖZCAN) - Hüseyin KARAGÜLLE 25 Temmuz’da Karabük’te * Gülay (SAVCI) – Arif GÖKALP 27 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Hanife (ALBAYRAK) – Yücel TURAN 29 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Şerife (ÖZDEMİR) – Ercan ŞEN 29 Temmuz’da Sırakonak’ta * Sibel (YILMAZ) – Remzi KARABULUT 31 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Çilem (ÇAĞLAR) – Mesut EYRİ 31 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Makbule (KARADAĞLI) – Hasan ÇETİN 31 Temmuz’da Samsun’da * Hülya (ÖZDEMİR) – Sevgin ALİŞOĞLU 31 Temmuz’da Ankara’da

EVLENDİLER

Adı Soyadı

Baba Adı D. Tarihi Ö. Tarihi

Cemal DEMİRAL (Hüseyin) 1945 Kasım KARADENİZ (Ahmet),1926 Hasan KILIÇ (Hüseyin), 1964 Mehmet SARAÇOĞLU (Ali),1939 Hamza ÜNAL (Ahmet) 1969 İzzet DEMİRKIRAN (Ahmet) 1935 Sultan KARATAŞ (Cemil),1914 Naile ÜNLÜ (Salih) 1941 Ayşe KAYA (Ömer),1945 Elvide ERCAN (Ali Osman),1936 Murat YILMAZ (Halit) ,1937 Hüseyin ÖZTÜRK (Hasan),1950 Selma YALÇIN (Cemal),1940 Osman SAMANCI (Mehmet),1934 Huriye ÜN(Haşim),1946 Hayriye ÖZCAN (Satı),1954 Cemal AYDIN (Nuri),1942 Tahsin ŞAHİNGÖZ (Asım),1941 Hacer ÇETİNKAYA (İbrahim),1925 Akif KARAHAN (İbrahim) 1940,

02.06.2010 29.06.2010 02.07.2010 02.07.2010 05.07.2010 06.07.2010 10.07.2010 10.07.2010 11.07.2010 14.07.2010 16.07.2010 16.07.2010 17.07.2010 17.07.2010 18.07.2010 18.07.2010 22.07.2010 24.07.2010 24.07.2010 28.07.2010

Doğum Yeri

KUZSÖKÜ YEMİŞLİ SÖKÜ SARAÇLAR HACIREİS SARMAŞIK KİRAZLI PİRİ YUNUSLAR KUZSÖKÜ PAŞALI

KARACAKAYA

ÇELEBİLER SAMANCI Hacıreissökü SIRAKONAK SAMANCI PAŞALI KIZILCAKAYA MERKEZ

SATILIK VİLLA ARSASI Sertan Kaya ile Buse Topçuoğlu 31.07.2010 tarihinde Çatalzeytin Defne Çay Bahçesinde nişanlandılar.

Çatalzeytin Merkez Mahallesi Karakol Sokakta 2 katlı bahçeli ev satılıktır. Başvuru: 0 212 588 55 20 - 0 366 516 17 66 - 0 505 928 77 70

TEŞEKKÜR

09 Temmuz 2010 Cuma günü Afet Konutları yaklaşımında, kullandığım motosiklet ile bozulan “uyumumuz” sonucu oluşan düşme neticesi itibari ile hemen yardıma koşan Caner ÇAYCI ve Aygaz LPG İstasyonu İşletmecisi Tutku DEMİR kardeşime, Müdahaleyi ve müşahadeyi yapan Çatalzeytin İlçe Hastanesi personeline, Olayı duyup, öğrenen ve geçmiş olsun dileklerini esirgemeyen arkadaş, akraba ve motosiklet tutkunlarına teşekkür ederim. Bekir AÇIKGÖZ

Samancı köyü Ulucuk mevkiinde karayoluna yakın deniz manzaralı, villa yapmaya müsait 5 dönüm arsa satılıktır. Hüseyin YILDIZ Tel: 0 366 531 42 20 Cep: 0 539 868 53 48

SATILIK DÜKKAN VE DAİRELER S.S. Kışlakent Konut Yapı Kooperatifinden denize nazır satılık dükkan ve daireler. 0 533 249 01 26- 0 535 501 01 35

Merkez Mahallesi Karakol Sokakta Satılık Daire Reşat AKÇAY Tel: 0 212 471 25 68 Cep:0 532 445 82 19

Genel Yay›n Yönetmeni: Emin Türkay ÖZTÜRK Yaz› Ýþleri Müdürü Gökay ÖZTÜRK Sanat Yönetmeni: Tahsin ÞENTÜRK Merkez Muhabiri:Doğan ÖZBAY TEMSÝLCÝLER Kastamonu: Yusuf ÖZ Tel: 214 05 20 Zonguldak: Veysel ATAY Tel: 0 372 268 23 28 Ankara: Yakup ATAY Tel: 495 29 66 Antalya: Þenol ATAY Tel: 0 242 241 08 29 Ýstanbul: Muhammet AYDIN Tel: (0212) 594 78 00 - 0537 324 28 29 - Hüseyin KARADENÝZ Tel: 0 212 675 08 58 - 0 533 477 53 88 - Eskişehir: Kadir YALMAN Tel : 0506 892 72 92 Karabük : Muzaffer DEMİR Tel : 0 536 526 14 24 İsviçre: Mehmet ÞAHÝNGÖZ Tel: 0041217314800 Almanya: Selahattin DEMÝRCAN Tel: 0049208401798 Hollanda: Yüksel ÞENTÜRK Tel: 0031118464978 Atatürk Bulvar› 54 37940 Çatalzeytin P.K. 8 37940 Çatalzeytin Tel: (0366) 516 12 22 Faks: (0366) 516 17 00 e-mail: eturkay@mynet.com Dizgi, Sayfa, Düzeni: Çatalzeytin Mektubu Baskı: Yeni İnebolu Ofset Tel: (0366) 811 20 20 İNEBOLU Banka Hesap Numaras›: Ziraat Bankası Çatalzeytin Þubesi TR29 0001 0004 9512 8087 9350 01 Posta Çeki H.No: 588730 Yurtiçi Abone: 30,00 TL, Yurtd›þ› Abone: 60,00 TL


31 TEMMUZ 2010

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

Sayı: 317

ŞENLİKLERLE ŞENLENDİK KORU YAYLASI ŞENLİĞİ 10 Temuz 2010

Bulutlu bir günde yapılan Koru Şenliğine gurbetçilerin ve çevre köyler halkının ilgisi büyüktü. Karpuz satıcısı, tekel satıcısı yaylada yerini almıştı. Bu yıl üçüncü yapılan Koru Yaylası Şenliğinin açılışında Hakkari’de 05.10.2009 tarihinde şehit olan Polis Memuru Engin Açıkgöz ve kardeşleri Sadi Açıkgöz, Sabri Açıkgöz’e, 05 Haziran’da vefat eden Belediye Zabıta Memuru Hamza ÜNAL’a 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı. Dernek Başkanı Ahmet ÖZCAN ‘Koru Yaylasına, Akçay’a, Çatalzeytin’in doğal güzelliklerine sahip çıkacağız. Bu konudaki çalışmalarımız sürekli olacak. Bizi destekleyen, bizimle beraber olan hemşehrilerimize teşekkür ediyorum.’ dedi. Mazhar ÖZCAN ve Emin Türkay ÖZTÜRK tarafından HES konusunda bilgilendirme yapıldı. Şenliğe katılan Hacıriessökü Köyü Muhtarı Kemal AÇIKGÖZ ve Hacıreis Muhtarı Mehmet ÜNAL yaptıkları konuşmada HES’e karşı gerekli mücadeleyi yapacaklarını söylediler.

Sayfa 8

YUKARISÖKÜ YAYLA ŞENLİĞİ 24 Temmuz Baştarafı Sayfa 1’de

Dernek Başkanı Şahin Ali TURAN “1893 Osmanlı-Rus Savaşının acımasız rüzgarlarıyla kasım yaprakları gibi bu topraklara savrulduk. Atalarımız Hamidiye’ye yerleşip bu köyü kurdular. Atalarımızın kaderiydi göç etmek. Bizim de kaderimiz oldu. Memleket hasreti hiç solmadı içimizde. Köyümüzü unutmadık. Aslımızı unutmadık. Çabalarınızın desteksiz ve duasız kalmayacağına inanıyorum. Çayın sesini, harmanın tozunu unutmadık. Köyümüz için hazırlanan projemiz 4 ayaklıdır. Projenin Şehitlik Anıtı ve Etkinlik Alanı düzenlemesi bitti. Cami ve Muhtarlık Ofisi çalışmaları devam edecek.” dedi. Hamidiye Köyü 3000 m. Onur Koşusunda Erhan YALÇIN, Aykut ERSÖZ, Ümit CENGİZ dereceye girdiler. Hamidiye Köyü Gençleri halkoyunları gösterileri sundular. Bayar ŞAHİN konserinden sonra havai fişek gösterileri yapıldı. Hamidiye Köyü 130. Kuruluş Yıldönümü programı 18 Temmuz 2010’da yayla gezisiyle son buldu. Dernek Başkanı Şahin Ali TURAN etkili, özlü güzel bir konuşma yaptı. Hamidiye Derneği yaptığı işlerle diğer köylerimize örnek oluyor. Gençler arasında yapılan çeşitli yarışmalardan sonra Sermin YAŞAR’ın Pamuktan Heykel Sergisi, Kermes, Köy Müzesi büyük ilgi ve dikkat çekti. Hamidiye’de Kültür ve Sanat içerikli çalışmalarla program zenginleştiriliyor. Sanatçı Bayar ŞAHİN verdiği konser sırasında HES tehlikesine değinerek doğa sevgisini, duyarlılığını gösterdi. 130. Yıl Etkinliklerine katılanlara yemek ikram edildi.

Bu yıl 6.’sı yapılan şenliğin sunumunu Hüseyin KARADENİZ yaptı. Dernek Başkanı Recep Sedat TIĞLI “Yayla Şenliğimizi kesintisiz 6 yıldır sürdürüyoruz. Şenliğimiz sıla ile gurbet arasında ilişkileri artırıyor. Kış döneminde köyümüzde sadece 10 hane dolu iken şimdi bütün haneler dolu. Çalışmalarımıza katkı verenlere teşekkür ediyorum.” dedi. Şenliğe gurbetçilerin yanı sıra çevre köyler halkı ve muhtarları katıldılar. Yukarısökü Şenliğinde Kastamonu TV, Abdulkadir AKIN yönetiminde çekim yaptı. Yerel sanatçılar Enver ÜSTÜN ve Zonguldaklı İrfan KILIÇ ekibi ile şenliğe katılanlara müzik ziyafeti verdiler. Konuklara etli pilav ikram edildi.

Yukarısökü Yayla Şenliği

PATLADUN YAYLA ŞENLİĞİ 27 Temmuz Bu yıl ilk kez yapılan Paşalı Patladun Yayla Şenliğine gurbetçilerin ilgisi büyük oldu. Yaylaya gelenlere sabah kahvaltısı ve yemek verildi. Şenlik, davul-zurna eşliğinde doğa yürüyüşü ile hareketlendi. Dernek Başkanı Yaşar YILMAZ “Doğaya karşı duyarlı olmalıyız. HES’e karşı olanlara destek vereceğiz.” dedi. Paşalı Derneğinin 270 üyesi var. Patladun Şenliğine Paşalı Muhtarı Ahmet ÖZCAN, Piri Muhtarı Rahmi ÇELİK, Kavaklı Muhtarı Ahmet YAMAN katıldılar. Patladun Yaylasında Emin Türkay ÖZTÜRK, Mazhar ÖZCAN, Harun ÜNLÜ ve Ergun USTA HES konusunda bilgi verdiler. 24 Temmuz’da başlayan Paşalı Türkmen Panayırına Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah DEMİRCAN ve hemeşehrimiz Belediye Meclis üyesi Tahsin KILIÇ ile birlikte katıldılar. Panayıra ilk gün katılım düşüktü. Muhtar Ahmet ÖZCAN 26 Temmuz’da gurbetçilere ve davetlilere Türkmen Panayırında kahvaltı verdi.

Koru Yaylası dönüşü Mustafa ALTINTAŞ, Metin ALTINTAŞ, Mazhar ÖZCAN ve Av. İsmet YENİ Çelebiler’de, Akçay’a bakarken...

HAMİDİYE’NİN 130. YILI 17 Temuz 2010 Sami YAZAR’ın sunumuyla saat 11:15’te program başladı. Çocuk Parkının açılışını Belediye Başkanı M. İhsan UĞUZ, Emekli Diyanet İşleri Bşk. Yrd. Fahri DEMİR, Dernek Başkanı Şahin Ali TURAN, Köy Muhtarı Doğan ÇELİKKIRAN, İşadamı Ali KÜTÜK birlikte yaptılar. Dr.Fahri DEMİR Gençlere Ödül verirken Sami YAZAR’la

Emin Türkay ÖZTÜRK, Mazhar ÖZCAN, Harun ÜNLÜ, Ergun USTA HES Bilgilendirmesi yaparken

ÇAĞLAR ŞENLİĞİ 31 Temmuz

130. Yıl kutlamalarını yeni yapılan tribünlerden izleyenler Fotoğraf: Doğan ÖZBAY

HEDEF

Hamidiye Köyü Derneği tarafından yaptırılan Çocuk Parkı

Mustafa YILDIRIM Kaynakçý

PVC KAPI VE PENCERE SÝSTEMLERÝ DURUPEN ÜRETİCİ BAYİİ

Çayaðzý Mah. ÇATALZEYTÝN Tel: (0366) 516 16 04 Cep: (0535) 589 76 70

Metin DOÐAN 0 532 285 60 17

* ALÇIPAN * KARTONPÝYER * ÝZOLASYON

Merkez: Ethemefendi Cd. Ýlker Ap. No: 92 / 2 Erenköy / KADÝKÖY - Tel: 0 216 386 33 26 Þube: Uzunçayýrbaþý Mh. No: 68/1 Gözcübaba/Göztepe - Tel: 0 216 566 87 16 - 566 87 23 Atölye: Ali Fuat Cebesoy Cd. Sancak Sk. No: 14/1 Örnek Mh. - Tel: 0 216 317 76 12 www. atilimkartonpiyer.com / e-mail: info@atilim-kartonpiyer.com Faks: 0 216 368 84 57

Aytekin ALTUN

TİCARET LTD. ŞTİ.

www.hedefticaret.com

Uluyol Büyük Coþkun Sk. Öz Dericiler San. Sit. C Blok No:6 B.Paþa / ÝST. Tel: 0 212 674 15 95 - 674 16 39 Faks: 0 212 674 15 12 a-mail: info@hedefticaret.com msn: hedefatak@hotmail.com

Gıda İnşaat Nakliye Turizm San.Tic.Ltd.Şti.

İnşaat Malzemeleri-Demir Çimento-Kum ve Çakıl Nakliye İşleri ve Hafriyat

Atatürk Bulvarı No.14 ÇATALZEYTİN Tel: (0366) 516 14 04 Gsm: 0 537 690 54 80-0 535 623 04 26

Saat 12:30’da muhtarlık binası törenle hizmete açıldı. Davul-zurna eşliğinde şenlik alanına geçildi. Şenlik Komitesi Başkanı Bilal ŞAHİN “Sağlık Ocağına personel atanmadı, yollarımız içler acısı.” dedi. Belediye Başkanı M. İhsan UĞUZ “Ekonomik kriz nedeniyle bu yıl şenliğe katılım az oldu.” dedi. İl Genel Meclisi Üyesi Birol BOZKURT “Sağlık Ocağı bina çatısı köy tarafından yapılmadığından personel ataması yapılamadı.” dedi. İl Genel Meclisi Üyesi H. Tolga İNCE “Aşağıdan Çelebiler’den, yukarıdan Karamanlar’dan rahatça çıkabilceğiniz yol yapılacak.” dedi. HES konusunda Emin Türkay ÖZTÜRK, Mazhar ÖZCAN, Celal ÖZDEMİR bilgilendirme yaptılar. ÖZTÜRK “HES ve MYO konusunu Belediye Başkanı ve İl Genel Meclisi Üyeleri neden dile getirmiyorlar.” dedi. Havai fişek gösterileri ile sona eren Çağlar Şenliğinin gelecek yılda yapılması yönünde karar çıktı. Bu yıl yeni Şenlik Ağası seçilmedi.

ÜRETÝCÝ BAYÝÝ

İnşaat ve Tadilat İşleri TURGUT - FÝKRET ASLAN

Cam - Ayna - Isıcam American Siding

Merkez : Sanayi Sitesi Çatalzeytin/Kastamonu Þube : Musabey Cad. No: 12 Türkeli / Sinop Tel : 0366 516 13 75 - 0368 671 27 36 Cep: 0537 630 25 85

Nakliyatta Deneyim ve Güven Nakliyat • Hafriyat • Ýnþaat Malzemesi • Kömür

Þefik Yelkenci - Refik Yelkenci Cumhuriyet Meydan› No:17 37940 Çatalzeytin Büro: 0366 516 10 93 - Ev: 0366 516 17 47-Cep: 0532 583 70 51


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.