AMSTERDAM GEZİ REHBERİ By ChnAkln
Okumaya başladığınız rehber, gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi seven, bir şehri kendi kendime sokaklarında kaybolarak keşfetmekten zevk alırım, birileri elimden tutup koştura koştura gezdirirse o şehrin ruhunu nasıl anlarım diyenler için tam da bu düşüncelerle hazırlanmış bir çalışma. 2013 yılı Ekim ayında 3 günlük Amsterdam gezimizden önce hazırladığım, gezi sırasında faydalandığım, sonrasında ise yorumlarımla zenginleştirdiğim rehber hem internette yer alan yüzlerce kaynağın bir özetini, hem de benim kişisel görüşlerimi içeriyor. Amsterdam’ı kıyı bucak görmek, kimsenin bilmediği yerleri keşfetmek, en lüks restoranlarını önermek gibi iddiaları olmayan çalışmam, sadece kendi ilgi alanlarınıza göre keşif rotalarınızı oluşturmanıza yardımcı olmayı hedefliyor. Keyifle okumanız ve mutlu bir seyahat geçirmeniz dileklerimle, Cihan Akalın
DAM MEYDANI
Dam Meydanı, Amsterdam’da yer alan bir meydan. Güvercinlerle dolu olan meydan Amsterdamlılar ve turistler için toplanma mekanı. Meydan 13. yüzyılda inşa edilmiş. İnşa amacı Amstel nehri etrafına set kurarak Zuiderzee Denizi’nin taşmasını ve yapılar ile insanlara zarar vermesini engellemek Yüzyıllar boyunca meydana ve etrafına çeşitli binalar inşa edilmiş . Özel olaylar burada düzenlenir ve sokak sanatçılarının ortak mekanı. Dam Meydanı’nda birçok restoran, kafe, mağaza ve ziyaret edilecek yer bulabilirsiniz. Bu yerlerden en çok bilineni ve ziyaret edileni Royal Palace’dır (Koninklijik Palace). Belediye binası olarak inşa edilen Royal Palace 17. yüzyılda Avrupa’daki en büyük kalıcı binaymış. Flemek Kraliyet ailesi artık burada yaşamıyor ancak Royal Palace içerisinde birçok özel organizasyon yapılmakta. Bu organizasyonların olmadığı zamanlar ise Royal Palace ziyarete açık.
Dam Meydanı’nda Royal Palace’ın yanında Grand Hotel Krasnapolsky bulunmaktadır. Hollanda’daki en büyük beş yıldızlı otel olan Grand Hotel Krasnapolsky 1866 yılında Polonyalı göçmenler tarafından kurulmuş. Royal Palace’ın karşısında uzun beyaz bir sütun ve tepesinde heykeller bulunuyor. Bu anıt “National Monument” (Ulusal Anıt) olarak biliniyor. 1956 yılında Dam Meydanı’na dikilen bu anıt, II. Dünya Savaşı kurbanları anısına yapılmış. Anıta çıkan yoldaki merdivenler insanların dinlenme noktası olarak kullanılıyor. Dam Meydanı’nda bulunan başka önemli bir eser Nieuwe Kerk (New Church / Yeni Kilise) dir. 1400 yılında inşa edilen kilise büyük bir yangın geçirmiş ve 1600 yılında yenilenerek orijinal haline kavuşturulmuş. Rönesans tarzında inşa edilen kilisede iç dizayna hayran kalıp verilen konserleri dinleyebilirsiniz. Madame Tussaud’s Müzesi de Dam Meydanı’nda görebileceğiniz yerlerdendir. Madame Tussaud’s Müzesi’nde bal mumundan yapılmış ünlü kişilerin heykelleri şaşırtıcı derecede gerçekçidir. Meydan, Amsterdam’da merkezi bir noktada bulunmaktadır. Central Station (Merkez İstasyonu) dan beş dakikalık bir yürüyüş sizi bu meydana getirecektir. Gezi rotalarınızı ya da konaklama yerlerinizi Dam Meydanı’nı merkez kabul ederek planlayabilirsiniz.
KRALİYET SARAYI
Amsterdam Kraliyet Sarayı (Koninklijk Paleis te Amsterdam) Hollandada bulunan 3 saraydan biri. Saray Dam Meydanı'nda Ulusal Anıtın karşısında, Yeni Kilisenin yanında bulunuyor. Bina 20 Haziran 1655'te Amsterdam yöneticileri tarafından belediye binası olarak açılmış. Ancak günümüzde kraliyet sarayı olarak bilinmekte Jacob van Campen tarafından yapılmış. 1648 yılında Jacob van Campen Amsterdam Şehir Belediye Binası projesinin başına geçmiş. Binanın maliyeti 8,5 milyon Hollanda Guldenini buldu. Tüm binada kullanan sarımsı taşlar Almanya'dan getirilmiş, ancak taşlar zaman içerisinde koyu bir renk almış. Mimar Roma'daki kamu binalarından esinlenmiş ve kuzeyde yeni bir Roma tarzında yönetici binası yaratmak istemiş. Bina pek çok defa Dünyanın 8. Harikası olarak anılmış. Zamanında Avrupa'nın en büyük yönetici binası olma özelliği de taşıyormuş. Daha sonradan kraliyet sarayına dönüştürülen bina, Kraliçe devlet ziyaretleri, Yeni yıl resepsiyonları ve resmi işlemlerde kullanmakta. Saray, Amsterdam gezilecek yerler listesinin en önemli noktası Dam Meydanı’ nın batısında, War Memorial (Savaş Anıtı) ın karşısında ve Nieuwe Kerk’in yanında bulunmaktadır.
RAMBRANTPLEIN
Rembrandt Square Amsterdam’daki merkezi meydanlardan biri. Meydan ismini 1639 – 1656 yılları arasında bölgeye yakın bir evi olan ünlü ressam Rembrandt van Rijn’den alıyor. Rembrandt Square hem yerli hem de yabancı turistlerin uğrak noktası. Alışveriş, yeme – içme, sokak fuarları ve diğer eğlencelerin de merkezi olan meydan, 1668 yılında kurulmuş. “Botermarket” (butter market / tereyağı pazarı) olarak da bilinen meydanın bu ismi burada kurulan günlük ürünlerin satıldığı pazardan geliyormuş. Eski şehir limanının kalıntılarından inşa edilen meydan yaklaşık iki yüzyıl aynı şekilde kalmış. 20. yüzyılın başında kafeler, oteller, restoranlar ve mağazalar tüm meydana yayılmış. Sonrasında özellikle gençler arasında popüler bir buluşma noktası haline gelmiş. Meydana adını veren Flemenk Rembrandt’ın bir heykeli meydanda bulunuyor. Demirden yapılan heykel 19. yüzyıl sanatçısını gayet günlük bir pozuyla tasvir ediyor. Rembrandt Meydanı son zamanlarda pek fazla değişikliğe uğramamış, sadece bar ve gece kulüplerinin sayısı artmış. Bu özelliği ile dünyanın en işlek meydanlarından biri haline gelmiş. Ayrıca Amsterdam’ın pırlanta fabrikaları da bu civarda bulunuyor ve bunlardan bazıları ziyarete açık.
Biz meydanda kısa bir tur atıp cafelerden birinde bira içmeyi tercih ettik, çok da keyif aldık. Rembrandt Meydanı’na Central Station (Merkez İstasyon) a geldikten sonra 9 numaralı tramvay ile ulaşabilirsiniz.
RIJKSMUSEUM
Rijksmuseum, Hollanda Ulusal Müzesidir. Amsterdam’da bulunan müze sanat ve tarihe adanmıştır. Müze meydanında, Van Gogh Müzesi, Stedeljik Müzesi ve Concertgebouw’a yakın bir yerde yer almaktadır. Müze, 1800 yılında Hague’de kurulmuş ve 1808 yılında Amsterdam’a taşınmış. Bu dönemde Royal Palace ve Trippenhuis’de bulunan müze son olarak şu anki yerine taşınmış. Son binası Pierre Cuypers tarafından tasarlanmış ve 1885 yılında açılmış. Fakat 2003 – 2013 yılları arasında yenileme çalışmaları nedeniyle kapalı olan Rijksmuseum 13 Nisan 2013 tarihinde 375 milyon Euroluk bir harcamanın ardından Kraliçe Beatrix tarafından kapılarını ziyaretçilere tekrar açmış. Müze içerisinde 8000 parça sanat ve tarih eseri bulunuyor. Rijksmuseum içerisinde Rembrandt, Frans Hals ve Johannes Vermer gibi ünlü ve değerli sanatçıların eserleri görülebilir. Müze içerisinde Asya’ya özgü eserlerin sergilendiği bir bölüm de var. Birçok bölgeden farklı konularla ilgili çalışmaların görülebileceği Rijskmuseum özellikle 17. yüzyıldan kalma Flemenk sanatçıların eserleri görmeye değer. Sanat eserlerinin yanı sıra orta çağdan 20. yüzyıla Hollanda tarihine ait parçalar da mevcut. Müze içerisinde heykel, porselen, mobilya, cam, takı, kostüm, tekstil, bronz ve bakır ve çok daha fazlası görülebilir. Müzeleri son derece hızlı gezen biri olarak bu müzeyi hakkıyla gezmek için bir tam gününüzü ayırmanızı öneririm. Rijksmuseum Ziyaret Günleri ve Ücretleri ile Ulaşım Müze her gün 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Bilet ofisi 16.30 da kapanmaktadır. Müze, 1 Ocak’ta kapalı. Rijksmuseum bilet fiyatları ise şöyle; tam bilet 15 Euro, 18 yaş ve altı ziyaretçiler ücretsiz, ING bank ve EYCA kart sahiplerine 7.5 Euro. Öğrenciler için özel bir indirim yoktur. Bilet, girişten ya da online olarak satın alınabilir. Bu müzeye özel aracınızla, otobüsle ya da tramvay ile ulaşabilirsiniz. Tramvayla gelirseniz 2. ve 5. hatlar ile Hobbemastraat durağından, 6., 7. veya 10. hatları kullanırsanız Spiegelgracht durağından gelebilirsiniz. Otobüs ile 145, 170 veya 172 nolu hatlarla gelip Hobbemastraat durağında inmelisiniz. Özel aracınız ile Rijksmuseum’a ulaşmak istiyorsanız S108 çıkışını kullanıp Centrum, Amstelveenseveg ve De Lairessestrat yönüne gitmelisiniz.
10 MADDEDE RAMBRANT
Rambrant eserlerini görmeden önce benim gibi biraz bilgi sahibi olmak isteyenler için mini bir özet: Amsterdam: Ressamın hayatının önemli bir bölümünü geçirdiği kent. 2- Anatomi: 1632'de yaptığı Dr. Nicolaes Tulp'un Anatomi Dersi tablosu, ressamın en ünlü eserlerinden. Cerrahlar loncasının konferansını tasvir eden bu tablo, tıp tarihi için belge niteliği de taşır. 3- Çalışkanlık: Hayatı boyunca 600 yağlı boya tablo dahil, 2 bine yakın çizim ürettiği bilinen Rembrandt'ın en önemli özelliklerinden biri de çok çalışkan olması. Işık ve gölge ustası olmanın yanı sıra insan duygularını az renk kullanarak anlatma becerisi de onu özel kılan bir başka özelliği. 4- Değirmen: Rembrandt, değirmenci bir babanın oğluydu. Babasının portrelerini de yaptı. 5- Gece Bekçisi: Rembrandt'ın en ünlü tablolarından biri. İlk yaptığı yıllarda beğenilmeyen resim, bugün sanat tarihinde klasikler arasında gösteriliyor. Ama bu resimle ilgili çeşitli spekülasyonlar var. Resmin yapılış süreci, Peter Greenaway'in yönettiği Gece Bekçisi (2007) adlı filme de konu oldu. 6- Işık: Işık, deyince akla gelen en önemli ressamlardan biridir. Görsel sanatlarla iştigal edeceklere önerilen ilk şey Rembrandt'ın resimlerini incelemesidir. 7- İflas: Oğlu Titus'un dadısına âşık olan Rembrandt, onunla evlenmeyince kilise tarafından aforoz edilir. Bu da resim siparişi alamamasına neden olduğundan mali durumu kötüleşir; 1656'da iflasını açıklar. Eserleri ve koleksiyonuyla birlikte evi (bu ev şimdilerde müze) açık artırmayla satılır; borçları ödenir. Ancak yaşamının sonuna kadar yoksulluk yakasını bırakmaz. 8- Otoportre: En çok otoportresi bulunan ressamlardan biridir. İlk gençlik yıllarından ölümüne kadar onlarca otoportresini yapmıştır. 9- Ölüm acısı: Sekiz yıl evli kaldığı ve çok sayıda resmine modellik yapan ilk eşi Saskia'nın ve ölmeden bir yıl önce kaybettiği oğlu Titus'un erken vefatları Rembrandt'ı derinden etkiler. Rembrandt ve Saskia'nın diğer üç çocukları da henüz bebekken ölmüştür. 10- Portre: Ressamın bir diğer özelliği ise yaşadığı dönemin en önemli isimlerinin portrelerini yapmış olması. Özellikle grup portrelerindeki ustalığı, onu günümüze taşıyan önemli özelliğidir.
VAN GOGH MÜZESİ
Van Gogh Müzesi, Amsterdam’dayer alan bir sanat müzesi Ünlü ressam Van Gogh ve çağdaşları için yapılmışt. Müze Meydanı’nda, Stedelijk Müzesi, Riksmuseum ve Concertgebouw’a yakın bir konumda yer alıyor. Müze 1973 yılında kurulmuş ve Gerrit Rietveld’in tasarladığı bir binada bulunuyor. Müzede Van Gogh’un resim ve çizimlerinin en büyük koleksiyonu bulunuyor. Van Gogh Müzesi 2012 yılında yaklaşık 1.475.800 kişi tarafından ziyaret edilmiş ve bu sayı müzeyi dünyada en çok ziyaret edilen 31., Hollanda’daki 1. müze yapmış. Müze bünyesinde Van Gogh’a ait 200 resim, 500 çizim ve 700 den fazla mektup bulunuyor. Bu müze 2013 yılında Amsterdam için daha anlamlı olmuş, Van Gogh’un 160. doğum yıl dönümü ile müzenin 40. yılı aynı anda kutlanmıştır. Müzedeki koleksiyon içerisinde başka sanatçıların çalışmalarına da yer veriliyor. 19. yüzyıl sanat eserlerinin de bulunduğu koleksiyon genelde empresyonist ve post empresyonist sanatçıların çalışmalarını içeriyor. 2012 yılından günümüze müze çerçevesinde “Van Gogh Mile Art Project” adı verilen bir proje yürütülüyor. İnter aktif bir yöntem ile sanatçı ve eserleri yaşatılmaya çalışılıyor. Van Gogh Müzesi ile Hermitage Amsterdam arasında oluşturulan bir çizgide sanatçının ünlü eserleri sergileniyor. Van Gogh Müzesi Ziyaret Günleri ve Ücretleri ile Ulaşım Van Gogh Müzesi’ni 10.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Müze, 25 Aralık ve 25 Nisan günleri kapalıdır. Müze giriş ücretleri şöyledir: Tam bilet 14 Euro, 16 yaşına kadar olan kişiler ve iAmsterdam kart sahiplerine ücretsizdir. Müze engelli erişimine uygundur. Van Gogh Müzesi Rijksmuseum ve Stedelijk Müzesi arasında bulunmaktadır. Müze girişi Paulus Potterstraat 7’dir. Central Station (Merkez İstasyon) dan 2 ve 5 numaralı tramvaylar ile buraya ulaşabilirsiniz.
ÇİÇEK PAZARI
Çiçek Pazarı dünyanın tek yüzen çiçek marketidir. Amsterdam‘da 1862 yılında kurulan pazar, Single üstünde Muntplein ve Koningsple arasında bulunuyor. Pazar, geçmişten günümüze Amsterdam’a çiçek sağlayan ana kaynaktır. Amsterdam’daki çiçek pazarını diğerlerinden farklı yapan pazarın yüzüyor olmasıdır. 1862 yılında pazar kurulduğunda çiçekler kanallar yoluyla şehre getirilmekteymiş ve pazarı su üstünde organize etmek daha kolay bir yöntem olarak görüşmüş. Günümüzde hala her gün taze çiçekler şehre getiriliyormuş ancak kara yoluyla Satış yerleri kanalın üstünde ve buraya sabitlenmiş halde. Yüzüyor deyince farklı bir algı oluşmasın Amsterdam’ın yüzen çiçek marketi yıl boyunca her gün yerli ve yabancı ziyaretçilere açık. Çiçek çeşitleri zenginliği ile de dikkat çeken Çiçek Pazarı ’ndaki en popüler çiçek Flemenk laleleri. Özellikle yılbaşı döneminde her yer farklı renkteki laleler ile süsleniyormuş. Pazarda farklı yerlerden getirilen çiçeklerin satışı da mevcuttur fakat satış zamanları çiçeğin mevsimine göre değişiklik gösteriyor. Çiçek Pazarı ’ndaki satış yerlerinde çiçeklerin yanı sıra hediyelik eşya satışı da yapılıyor. Bu kısımlar Pazar günü hariç her gün açık.
LEIDSEPLEIN
Leidseplein Amsterdam’ın güneyinde bulunan işlek bir meydan. Vondelpark’ın hemen hemen karşısında olan meydan birçok tramvay hattı geçtiği için bir transfer noktası olarak da kullanılıyor. Meydan mağaza, restoran, kafe, bar, sinema, casino, tiyatro ve gece kulübü gibi mekanlara ev sahipliği yapmaktadır. Leidseplein Meydanı’nda görülecek birçok şey var. Sokak sanatçıları meydanın ayrılmaz bir parçası. Akrobatik danslardan, jazz gösterilerine her zevke hitap eden bir şey bulmak mümkün. Özellikle yaz aylarında meydandaki barlar oldukça canlı oluyormuş ancak biz maalesef o kadar canlı halini göremedik Meydanda görebileceğiniz tarihi mekanlar da var. Bir Rönesans eseri olan Stadsschouwburg günümüzde tiyatro olarak kullanılıyor. Meydanda yer alan bir diğer önemli yapı American Hotel Amsterdam’daki Cafe American. Bu bina, Amsterdam’daki en şık binalardan biri. Leidseplein’e 1, 2 ve 5 numaralı tramvaylar ile Leidseplein durağından ya da 7 ve 10 numaralı tramvaylar ile gelebilirsiniz. Meydana yürüyerek gelmek de mümkündür. Leidsestraat’ı takip ederek Leidseplein’e ulaşabilirsiniz. Özel aracınızla ulaşım sağlamak istiyorsanız Qpark çok katlı otoparkı meydana en yakın park yeridir.
VONDELPARK
Vondelpark, Amsterdam’daki en büyük park. Her yıl yaklaşık 10 milyon ziyaretçisi olan park, Rijksmuseum, Stedeljik Museum ve Van Gogh Müzesi yakınında bulunuyor. Biz Amsterdam’dayken fırtına ve devrilen ağaçlar nedeniyle maalesef girmek yasaklanmıştı. Gezip görme fırsatımız olmadı. Sizler gezerseniz yorumlarınızı benimle paylaşırsınız belki Vondelpark turistler tarafından da Amsterdam’lılar tarafından da beğenilen bir yer. Özellikle havanın iyi olduğu günlerde koşu, roller skating, köpek gezdirmek, müzik dinlemek veya dinlenmek için tercih ediliyormuş. Açık hava tiyatrosunda veya parkın sahnesinde ücretsiz konserler verildiğini de duymuştum. Amsterdam’ın ünlü parkı Vondelpark 1864 yılında bir grup Amsterdam vatandaşı tarafından kurulmuş. 8 hektarlık alanı satın almak için para birleştirmişler ve peyzaj mimarı Jan David Zocher ile parkı modern İngiliz tarzında tasarlaması için görüşmüşler. Park, 1865 yılında Nieuwe Park adı ile açılmış. 1867’de Flemek şair Joost van den Vondel heykeli parka yerleştirildikten sonra parkın ismi Vondelpark olarak değiştirilmiş. Sonrasında parkı genişletme çalışmaları yapılmış ve günümüzdeki alanı olan 45 hektarlık alana ulaşılmış. Yapıldığı zamanlarda şehrin kıyısında yer alan park zamanla şehir merkezinde kalmış ve 1873 yılında L. P. Zocher parkta konserlerin düzenlenebileceği bir ada inşa etmiş. 1878 yılında ise park içerisine bir pavillion yapılmış. 2009 yılında Guinness Rekorlar Kitabı’na giren dünyanın en büyük piknik organizasyonu Vondelpark’da gerçekleştirilmiş. Çamurlu, bataklık bir alan üstüne inşa edilen Vondelpark , tabanın çökme tehlikesi nedeniyle her 30 yılda bir yenileme çalışması geçiriyormuş. Vondelpark içerisinde görebileceğiniz heykel çalışmaları; Flemenk şair Vondel’in 3 metrelik bronz heykeli, Picasso tarafından yapılan “Fish” isimli çalışma ve Nelson Carillho’nun “Mama Baranka” isimli çalışması imiş. Gezip görenler yorumlarını en arka sayfada yer alan mail adresime iletebilirler
HEINEKEN EXPERIENCE
Heineken Experience Amsterdam’da yer alan tarihi bira fabrikası ve ziyaretçi merkezi ve benim için Amsterdam gezimin doğal güzellikler dışında kalan en etkileyici yeri. 1867 yılında Heineken bira fabrikası olarak inşa edilen yapı 1998 yılında daha büyük bir yere taşınana kadar burada hizmet vermiş. Fabrikadan müzeye (bence muhteşem bir pazarlama merkezine) dönüştürülen Heineken Experience ulusal bir müze ve Avrupa Sanayi Mirası listesinde yer alıyor. 3000 metre karelik alan üstünde özel bir sergi kısmı var. 1998 yılına kadar milyonlarca litre Heineken birası burada üretilmiş ve Heineken tadı Amsterdam birasının yerini almış. Heineken Experience dört kat ve 18 ziyaret edilecek noktadan oluşuyor. Burada Heineken’in zengin bira işleme yöntem ve basamaklarına şahit oluyorsunuz. Ayrıca dünyaca ünlü olan bu şirketin kurucuları, yöneticileri hakkında da bilgi ediniyorsunuz. Müze içerisinde mini bira yapım yeri, bira tadım yeri ve markanın simgesi olan Shire at heykelleri en dikkat çekici yerler. Bunun dışında teknolojinin de yardımı ile oluşturulan çeşitli oyunlar ve ilginç aktivitelerle yarım gününüzü rahatlıkla burada geçirebilir. Etiketine adınızı yazdığınız biranızı ve bira koymakta başarılı olursanız sertifikanızı yanınızda hatıra olarak getirebilirsiniz. Heineken Experience Ziyaret Günleri ve Ücretleri ile Ulaşım Heineken Experience Pazartesi – Perşembe 11.00 – 19.30 (son giriş 17.30), Cuma – Pazar 11.00 – 20.30 (son giriş 18.30) arasında ziyaret edilebilir. 1 Ocak, 25, 26 Aralık ve 30 Nisan günleri kapalıdır. Rehberli tur yaklaşık 1,5 saat sürmektedir ve grupların karışmaması için hızı takip etmek gerekmektedir. 18 yaşından küçük ziyaretçiler ancak yetişkin biri eşliğinde kabul edilir. Hollanda yasalarına göre 16 yaşından küçük ziyaretçilere bira servisi yapılmaz. Heineken Experience’ı ziyaret etmenin bedeli: Tam ve 16 yaşından küçükler için bilet 18 Euro, 8 – 15 yaş arası ziyaretçiler için bilet 14 Euro ve 7 yaş altı kişilere ücretsizdir. 20 kişi ve üzeri gruplar için indirim mevcuttur. Bölgeye yürüyerek, tramvay, araba ya da bot ile gelinebilir. Rijksmuseum’dan Stadhouderskade West yönüne 10 dakika yürüyebilirsiniz. Central Station’dan 16, 24 veya 25 numaralı, Leidseplein’den 7 veya 10 numaralı tramvaylar ile gelip Weteringcircuit’den çıkabilirsiniz. Özel aracınızla buraya ulaşmak istiyorsanız A10 yolundan S110 çıkışına sapmalı, “Centrum” ya da “Stadhouderskade” tabelalarını takip ederek buraya gelebilirsiniz. Park yeri mevcuttur. Kanal turu dahilinde gerçekleştirilen bot gezileri aracılığıyla da buraya ulaşmanız mümkündür.
RED LIGHT DISTRICT
Red Light District’i duymayan kalmamıştır herhalde bu alan polis koruması altında ve tüm bölgede kamera izleme sistemi var. Bununla birlikte hala bir yaşam alanıdır. Restoran, bar, kafe, tarihi binalar ve müzeler gibi yerler de vardır. Amsterdam’ın en eski kilisesi olan gotik Oude Kerk buradadır ve günümüzde hayat kadınlarının olduğu cam bölmeler ile çevrili. Red Light Street turistlerin ilgisini çektiği kadar genellikle bekarlığa veda partilerinin uğrak noktası. Red Light District ile ilgili dikkat etmeniz gereken en önemli hususlardan birisi de fotoğraf çekmemeniz gerektiği. Fotoğraf çekmeniz durumunda makinenize hiç uyarılmadan el konulabilir. Biz bu konuda gitmeden önce pek çok kez uyarıldığımız için fotoğraf makinemizi çantasından çıkarmadık bile 14. yüzyılda kadın arayışı içerisinde şehre varan denizcilerin talepleri üzerine kurulan Red Light District’de birçok sex shop, randevu evi, gay bar, sinema, tiyatro ve çeşitli türlerde müzeler bulunuyor. Her yıl milyonlarca turist sadece bu mekanları görmek için bile buraya geliyormuş. Red Light District, Central Station (Merkez İstasyonu) dan yaklaşık 10 dakikalık yürüme mesafesinde bulunuyor. 250 kadar hayat kadını onlar için tasarlanan pencerelerde özel kıyafetlerinin içerisinde adeta bir gösteri yapıyorlar. Amsterdam’a gelmeden önce adı mutlaka duyulan Red Light District de olduğu gibi hayat kadınlığı Amsterdam’da çok uzun süredir izin verilen bir şey. Gizli ya da zorla olması yerine açık bir şekilde yapılması tercih edilen bu durum profesyonel standartlar ile sınırlandırılıyor.
Red Light District’e Ulaşım Bölgeye ulaşım son derece kolaydır. Dam Meydanı ve Amsterdam Centraal Station (merkez tren istasyonu) üzerinden 5-10 dakikalık bir yürüyüş ile Red Light District’e ulaşabilirsiniz. Eğer merkez dışında bir yerden geliyorsanız tramvay ile Damrak Caddesi üzerinde inebilir buradan bölgeye geçebilirsiniz. Ayrıca Amsterdam’da bulunan turlar arasında Amsterdam yürüyüş turları da bulunuyor. Dilerseniz rehberleri turlarla da bölgeyi gezebilirsiniz.
ANNE FRANK HOUSE
Anne Frank House, II. Dünya Savaşı’nda Anne Frank ve ailesinin Amsterdam ‘da iki yıl boyunca saklandığı yerin müzeye dönüştürülmüş hali. Bu müze, küçük Anne ve ailesi ile Van Pels ailesi ve Mr. Frit Pfeffer’in Nazilerden saklandığı günlerin anısına yapılmış. 1929 doğumlu olan Anne Frank, 1942 – 1944 yılları arasında burada saklanmış. Ünlü günlüğünde bu süreçte kendisinin ve çevresindekilerin çektikleri dile getiren küçük kızın hikayesi daha sonra film olarak da izleyicilerin karşına çıkmış. Amsterdam’daki en popüler yerlerden olan Anne Frank House olabildiğince orijinal hali korunarak yapılmış. Anne Frank House Ziyaret Günleri ve Ücretleri ile Ulaşım Anne Frank House, 15 Mart – 14 Eylül arasında 09.00 – 21.00 (Cumartesi günleri 22.00), Temmuz – Ağustos arasında 09.00 – 22.00, 15 Eylül – 14 Mart arasında 09.00 – 19.00 arasında ziyaret edilebilir. Kapanış saatinden 30 dakika önce girişler kapatılmaktadır. Giriş ücretleri ise şu şekildedir: Tam bilet 9.5 Euro, 10 – 17 yaş arası kişiler için indirimli bilet 5 Euro’dur. Müze içerisinde bir kafe ve kitapçı da bulunmaktadır. Müze maalesef fiziksel engelli kişiler için kolayca ulaşılır bir yer değildir. Tekerlekli sandalye kullananlar içinse bir kısmı uygundur. Ziyaret yaklaşık 1 saat sürmektedir. Ziyaretçilerin video kaydetmeleri ya da fotoğraf çekmeleri yasaktır. Müze’ye 21, 170, 171 ya da 172 numaralı otobüsler ile veya Central Station’dan 15 dakika yürüyerek ulaşabilirsiniz.
DE NEGEN STRAATJES Prinsengracht, Keizersgracht, Herengracht ve Singel nehirleri üzerinde kafeler, mağazalar, butikler ve sanat galeriyle çevrelenmiş 9 küçük sokaktan oluşan De Negen Straatjes; Amsterdam’ın en güzel yerlerinden biri. Spui Meydanı’nın hemen çıkışında karşımıza çıkan bölge, fotoğraf tutkunları için biçilmez kaftan.
VOLENDAM
Volendam Amsterdam’a yaklaşık yarım saat mesafede temiz ve sessiz bir balıkçı kasabası. Biz vaktimiz olmadığı için buraya maalesef gidemedik ama ben yine de derlediğim bilgileri aktarıyorum: Buraya Damrak 34 numarada yer alan “Tours & Tickets” şirketinden “Volendam, Marken ve Zaanse Schanse” ı içeren bir turu 32 euroya alıp 4.5 saatlik bu tura katılabiliyormuşsunuz. Eğer kendiniz gitmek isterseniz “Central Station” un yanından kalkan 110/111/118 nolu otobüsler buraya gidiyormuş ve bilet ücreti 6 euro ve tüm gün geçerliymiş.
ZAANSE SCHANS
Zaan ırmağı kıyısına kurulan köy, 17. yüzyıldan kalma Hollanda’ya özgü yel değirmenleri ve ahşap evleriyle oldukça büyüleyici bulunuyor. Köydeki ilk yel değirmenleri 17. yüzyılda sel baskınlarını önlemek amacıyla yapılmış. Daha sonraları yel değirmenlerinin işlevi tamamen değişip sanayi alanında kullanılmaya başlanmış. Tahıl, yağ, tütün vb ürünlerin işlenmesi amacıyla kullanılan değirmenler, kasabayı dünyanın en eski sanayi bölgelerinden birisi yapmasında etken olmuş. Kasabanın diğer bir özelliği de meşhur tahta Hollanda ayakkabılarının yapıldığı ilk fabrikanın burada yer alması. Biz yine gerek hava muhalefeti gerekse de vakit darlığı sebebiyle gidemedik ama tatili uzun olanlar değerlendirebilirler…
WATERLOOPLEIN Waterlooplein 1882 yılında yapılmışt 1815 yılında Waterloo Savaşı’ndan sonra meydana bu isim verilmiş. Meydanda yer alan bitpazarı çok popüler. Her gün kurulan bitpazarında bir şeyler satın alırken yerel lezzetleri tatmanız da mümkün. Waterlooplein’de ayrıca Stopera belediye binası ve Mozes en Aaronkerk Kilisesi bulunuyor.
EXTRA OLD ICE BAR Xtra Cold Ice Bar adından da anlaşılacağı üzere buzdan yapılmış bir bar. Biz pek çok kez önünden geçtik ancak içeri girmedik. Farklı bir deneyim olabilir diyerek rehbere dahil etmiştim ancak yorgunluk ağır bastı Duvarlar, oturaklar, kullanılan bardaklar bile buzdan yapılıyormuş. Xtra Cold Ice Bar’ın iç kısmı için 40 ton buz kullanılmış. Ziyaretçilere girişte termal eldiven ve kıyafetler veriliyormuş. Amsterdam gezilecek yerler listesindeki eğlence mekanı olan Xtra Cold Ice Bar’da. Giriş + ilk içecek 15 euro
STEDELİJK MUSEUM Stedelijk Museum Amsterdam’da bulunan modern sanat ve tasarım müzesi. Museum Square (Müze Meydanı) de Van Gogh Müzesine oldukça yakın. Stedelijk Museum 1874 yılında kurulmuş. Adriaan Willem’in tasarladığı bina 1895’de kapılarını ziyaretçilere açmış. 1945 – 1954 ve 2003 – 2012 arasında yenileme çalışmaları geçiren müzede 20. ve 21. yüzyıl sanatçılarından Van Gogh, Kandisky, Kirchner, Appel, Warhol gibi kişilerin eserleri görülebilir.
YEL DEĞİRMENLERİ Amsterdam Yel Değirmenleri, lale, peynir, kanallar ile birlikte Amsterdam şehrinin sembollerinden biri. Sembolik olarak şehrin birçok yerine yayılmış olan Amsterdam Yel Değirmenleri anıt amacıyla da yapılmış. Bunun için 11 Mayıs’ta düzenlenen “National Wind Mill Day” (Ulusal yer değirmeni) bile varmış.
ALBERT CUYP MARKT Albert Cuyp Markt (Avrupanın en büyük açık hava pazarlarından): Heineken’,in 3 sokak ötesinde yer alıyor. 09:00 – 17:00 arasında açık. Yiyecek, kıyafet herşey var. Pazar gezmesini severim diyenler kaçırmasın
YEME - İÇME Burger Bar’da hamburger patates herkesin tavsiyesi idi biz de nreedeyse her gün bir burger yedik 200 gr hamburger 4,95 euro, ekstra malzemeler 1-2 euro, patates kızartması 2,5, içecekler 2 euro. / Warmoesstraat 21, 1012 HT Amsterdam Red light’a yakın, central station ve chine towna da yakın http://www.burger-bar.nl/ Vleminckx Sausmeesters patates kızartması / Kalverstraat’ın paralelindeki Voetboogstraat isimli sokağın üzerinde Loetje’de steak Steak 16,75 Euro, Schnitzel 9,95 Euro / Johannes Vermeerstraat 52, 1071 DT Amsterdam http://amsterdam.loetje.com/menu-hoofdgerecht Wok to Walk bizdeki nu noodle tarzı içeriğe göre değişiyor fiyatlar 7-15 euro arası. Tripadvisor’da çok övgü almış./ Leidsestraat 96, Kolksteeg 8, Warmoesstraat 85, Reguliersbreestraat 45, Amsterdam, Hollanda (Dam Square)
Zushi – Sushi barları – seçtiğin sushiye göre 4 euroda var 14 euro da ama porsiyonlar nasıl gitmediğim için bilemiyorum maalesef. Pancakes! Çok sevimli minicik bir dükkan. Boş yer bulmak için sıra beklemeyi göz alıyorsanız gidin derim: http://www.pancakesamsterdam.com/en/index.html Veeee coffeshoplar Bizim tercihimiz her köşe başında görebileceğini Bulldog oldu. Bir de Grasshopers2ın brownisini denedik ancak Bulldog daha başarılıydı Bu konu tamamen beklentilerinize, daha önceki deneyimlerinize ve tercihlerinize bağlı. Seçin alın ancak dikkatli olmakta ve miktarı düşük tutmakta fayda var
KONAKLAMA
İbis Hotel Stationsplein 49, Amsterdam (Telefon: +31205222800) Enlem 52.37954, Boylam 4.89697 (N 052° 22.773, E 04° 53.818) Biz İbis Hotel’de kaldık oldukça da memnun kaldık. Amsterdam’da her yer yürüme mesafesinde olduğundan konaklayacağınız yerin merkezi olmasına dikkat etmelisiniz. Bu arada havaalanından otele ulaşım da çile olabiliyor bazen o da ayrı bir değerlendirme kriteri olmalı bana kalırsa. İbis’e havaalanından tren ile 15-20 dakika arasında varılıyor. Havaalanının alt katında tren istasyonu var. biletler otomatlardan kredi kartı ile alınabiliyor. Otelde merkez istasyonun hemen arkasında yer alıyor. Dam Meydanı’na yürüyerek yaklaşık 10-15 dakika mesafede. Otelde kahvaltı 16 euro.
NE ALALIM? Benim alternatiflerim şunlardı: • Biblo yel değirmeni • Tahta Ayakkabı • Lale Tohumu Bunları pek çok yerde karşınıza çıkacak olan hediyelik eşya dükkanlarından ya da çiçek pazarından temin edebilirsiniz. Bunların yanında bizim için en önemlisi peynir alışverişiydi Peynir bizim tercihimiz Henri Willig Cheese oldu. Zaten Amsterdam’ın en ünlü peynircilerinden. Pesto soslu peyniri muhteşem. Zaten almadan önce o kadar çok peynir tadıyorsunuz ki kafanız karışıyor
HenriWillig.: Hoogedijk 8 1145 PM Katwoude Volendam - Holland Bir diğer alternatif: Reypenaer Kaas Proeflokaal Singel 182 1015 AJ Amsterdam Tel: +31 (20) 3206333
cihansuyuak@gmail.com Instagram: chnakalin