1
Yeşil Đnci
Yeşil Đnci Orhaniye Đnci Narin Yerlici Đlköğretim Okulu Aylık Çevre Bülteni
Mart 2007 Sayı 1
Yakın Çevremiz Bu sayıda:
Çevresel Atıklar :Piller
2
Gezginci : Turgut Kalesi
2-3
Çevremizi Nasıl Korumalıyız ?
3
Hikaye:Eray’ ın Kabusu 4 Çevremizdeki ağaçlar : Meşe Palamudu
5
Çevre Örgütleri : ÇEVKO
6
Fotoğraf Karesi
6
Sizden Gelenler
7
Ayrıntı • Hangi pilleri kullanmalı? Sayfa 2’de • Turgut Kalesi gezi fotoğrafları Sayfa 6’da • Meşe palamudu ağacının ilginç özellikleri. Sayfa 5’te • Sizlerden gelen çalışmalar. Sayfa 7’de
Kaçımız okula gelip giderken etrafımıza dikkat eder? Hiç merak edipte etrafınızı kuşatan dağlara bakıp ne çok ağaç var dediniz mi? Ya da avladığımız balık ve kuşlar haricinde masamıza konduklarında sinirlenip uzak bir yerlere attığımız, bazen de öldürdüğümüz böcekleri, sinekleri merak ettiniz mi? Yaşadığımız zengin coğrafyaya rağmen gene de kıymetini bilmiyoruz. Dallarını kırarcasına topladığımız meyve ağaçlarının ve hepimizin bildiği birkaç ağaç türünün adından fazlasını söyleyebilenimiz acaba bir elin parmaklarını geçer mi?
yediğimiz çikolataların poşetlerini düşünmeden yere atarken bunların yıllarca toprağa karışmadan kaldığını, toprağa zarar verdiğini hesaba katmadık. Hep bekledik, birileri bizi uyarsın ya da yerimize temizlesin kirlettiğimiz yerleri. Đçip bitirdikten sonra fırlattığımız meyve suyunun kutusu çöpün içine girmeyip yanına düşse de nasıl olsa biri alır diye önemsemedik. Yakın çevremizde yaşayanlar gene bizleriz. Bu yüzden ona sahip çıkıp korumak ve en iyi bilen biz olmak zorundayız…
Çevremizi korumak için milletçe hareket etmeliyiz.
Çevremizi tanımanın en iyi yolu onu yaşamak. Dağlarını, ormanlarını bilmek...
Bakkallardan alıp yutarcasına
Sahilleri temizleme çalışması Ekim ayında okulumuz çevresinde ve köyümüz deniz sahilinde yapılan çöp toplama çalışmasında Martı Marina tarafından öğrencilere üzerlerinde “Denizci Millet, Denizci Ülke” yazılı tişörtler ve şapkalar dağıtıldı. Öğrenciler hem yürüyüş yaptılar hem de çevremizin temizlenmesine katkıda
Çevremizi korumak için milletçe hareket etmeliyiz.
bulundular. Okulumuzdan başlayarak sahil boyunca Martı Marina’ ya kadar uzanan temizlik çalışmasında onlarca poşet çöp toplandı. Sahilden yapılan yürüyüş sırasında öğrenciler eğlenceli anlar yaşadı, yorulanlar için birde mola verildi...
2 Sayfa 2
Yeşil Đnci
Sayı 1
Çevresel Atıklar: Piller Tuğçe AKDENĐZ Yakup KAYA Damla ÖZDEMĐR Merve YAMAN Rukiye ÇOBAN
Çevreyi korumak için şarj edilebilir (tekrar doldurulabilen) pil kullan!
Pil Türleri 1.
Şarj Edilebilir
2.
Tek Kullanımlık
Her hafta sonu yaptığım gibi dolaşmaya çıkmıştım.Yanıma kasetçalarımı, telefonum ve fotoğraf makinemi aldım. Kasetçalarımı dinleyerek gezime devam ediyordum. Ama bir anda kasetçalarımın pili bitti. Gezime devam etmek için hemen en yakın markete gittim. Kasetçalarıma pil alırken fotoğraf makinemin pili bitebileceği için ona da pil aldım. Bir anda bir sürü pilim oldu. Marketten çıkarken, marketin camında bir ilan gördüm. Bu ilanda şöyle yazıyordu. “ÇEVREYE ATILAN BĐR PĐL YEMEĞĐMĐZĐN ZEHĐRĐDĐR!!!” .Bu bilgilere kulak asmadan gezime devam ettim. Ama okula geldiğimde pillerin toplandığı bir kutu olduğunu gördüm. Ve birkaç arkadaşım okul bahçesinde açtıkları bir masada pilleri neden topladıklarını anlatıyordu. Bizlere ve birçok canlıya zararı olduğunu anlatmaya başladı. Bu bilgileri öğren-
mekle birlikte pillerin doğamıza ve çevremize ne kadar zararlı olduğunu daha bilinçli bir şekilde anlamış oldum. Sonra pilin bazı hastalıklara neden olduğunu da anlattılar. Hemen kütüphaneye gidip pillerin zararlarını ve onları çevreyi kirletmeden nasıl yok edeceğimi araştırdım. Şimdi öğrendiğim bilgileri sizinle paylaşacağım: Piller birçok yerde kullanılmasına rağmen bize zarar verdikleri ve onları nasıl geriye dönüştürüleceği bilinmiyor. Ama piller sinir sistemimize zarar vermekte, kanser riskini arttırmakta, sakat çocuk doğumuna neden olmakta, beyne ve bir çok organımıza, zarar vermekte, kansızlık hastalığına neden olmakta ve hatta ölüme bile neden olmaktadır. Bunların yanında hayvanların, bitkilerin zarar görmesine sebep olmaktadır. Zararları bununla da sınırlı kalmayıp toprağı, havayı, suyu ve çevreyi kirletmekte. Biz buna karşın hiçbir şey yapmıyoruz.
Oysaki yapılacak ve alınacak önlemler vardır: •Piller hiçbir şekilde ısıtılmamalı, ateşe atılmamalı ve devamlı güneş ışığı alan yerlerde tutulmamalıdır. •Piller sökülmemeli, içleri açılmamalı, delinmemeli ve ezilmemelidir. •Piller küçük çocukların oynamayacağı yerlerde tutulmamalıdır. •Piller geri dönüşüm kutularına atılmalıdır. •Mümkün olduğunca şarjlı pil kullanılmalıdır. •Ev ve işyerlerinde pilleri çöplerle karıştırmamalı ve kesinlikle çevreye atılmamalıdır. Atık haldeki piller ayrı bir yerlerde biriktirilmelidir. (Kavanoz, kutu, torba vs.). •Atık piller toprağa, gömülmemelidir. •Atık piller denize, akarsulara, göllere atılmamalıdır. •Atık piller ateşle yakılmamalıdır. Ve son olarak: GELECEK KUŞAKLARA DAHA TEMĐZ BĐR DÜNYA BIRAKALIM !!!
Gezginci: Turgut Kalesi Merve YAMAN
Yürüyüşe katılım bir hayli fazla oldu.
Bu kaleye giden iki tane yol vardı. Biri kısa ama zor diğeri uzun ve yorucuydu. Biz uzun olanını tercih ettik.Bu doğa yürüyüşü bize çevremizi, yaşadığımız yeri tanımamızı sağlayacaktı ve bizi bilinçlendirecekti. Bu sadece bir doğa yürüyüşü değildi! Doğanın bize verdiği bilgiler vardı. Bence doğada çözülmesi gereken bir sürü bilmece var. Bunları çözmek, açığa çıkarmakta
bizim görevimiz. Gezimiz boyunca tarihi mezarlar gördük, büyük ve taş yapılmışlardı. Köyümüzde tarihi kalıntılar vardı ve ben bunları ilk defa görüyordum. Đçimden iyi ki gelmişim dedim. Yolumuza devam ederken bir kulübe gördük. Bir arkadaşımın söylediğine göre “Apaçiyi ararsanız, Apaçi öldü” yazıyormuş. Bana çok ilginç geldi, ama çok durmadan devam
ettik, zirveye daha çok vardı. Zirveye kadar sık ağaçların arasından ilerledik. Tepede bir kilise gördük. Eskiden kalede yaşayanlar ibadetlerini burada yapıyorlarmış.Zirveye yaklaştıkça manzara güzelleşiyordu. Bazen uçurumun kenarından, kayalara tutunarak çıkmak zorunda kaldık. Hemen her yer ayaklarımızın altındaydı. Yeşil ve mavinin uyumu gözleri kamaştırıyordu. Doğanın güzellikleriyle birlikte yaşadığımızı bir Devamı yan sayfada
3 Yeşil Đnci
Sayı 1
kez daha anladım. Zirveye ulaştığımızda her yer ve her şey küçücüktü. Buradan manzara mükemmel ötesi güzeldi. Uçurumda kalan bir bölüm çatlamış, düşecek bir durumdaydı. Mola verip bir şeyler yedik, çöplerimiz poşetlerde biriktirdik. Geri dönme vakti gelmişti. Dönüş yolunda etrafa atılmış çöpleri de almayı unutmadık.. Bu doğayı koruduğu-
muzun bir göstergesiydi. Kısa zaman sonra köye geri döndük. Dönüş yolunda aklımdan bir sürü düşünce geçti. Doğayı temiz tutabilmek, koruyabilmek çok zor değil ama doğanın bize verdiği nimetleri ve güzellikleri kirletmek büyük suç. O güzelliği bozmak, tabiatın bize verdiği, yaşamımızın bir parçası olan bu nice güzellikleri bozmak saygısız-
Sayfa 3
lığın ötesinde bir şey! Çevremizin güzelliklerini korumak içine elimizden geleni yapmalıyız; eğer ki aksini yapar çevreyi kirletirsek bu zamanla büyüyerek dünyamızın bir çöp yığını haline gelmesine neden olur. Biz bunu yapmamalı, doğayı korumalıyız... “Apaçiyi ararsanız, Apaçi öldü” Ormancının ilginç kulübesi. Turgut Kalesi ile ilgili diğer fotoğraflar 6. sayfada
Hem doğa yürüyüşü yaptık hem de gezdiğimiz yerleri temizledik.
Çevremizi Nasıl Korumalıyız? Bir sabah arkadaşımla okula doğru yürüyorduk.Bir yandan sohbet ediyor,bir yandan da etrafı gözetliyorduk. Aslı,”Đngilizce ödevini yaptın mı? diye sordu.”Evet yaptım”, dedim.Daha sözümü bitirmeden kolumda korkunç bir acı hissettim. Çok korktum. Aynı acıyı arkadaşımın hissedip hissetmediğini sorduğumda yüzünde korkunç bir ifadeyle evet diyordu.Her tarafımız sineklerle doluydu. Hemen koşarak uzaklaştık oradan. Sivrisinek olduklarını sonradan anladık. Nerden geldiklerini anlamaya çalışırken yolun kenarındaki çöp yığınını fark ettik. Hepsi çöpün etrafında geziniyordu. O kadar çoklardı ki aramızdaki epey mesafeye rağmen görünebiliyorlardı.. Çevremize bakarken çöpler dikkatimizi çekti. Ayrıca çöplerin üzerinde yer alan sivrisinekler de gözü-
müzden kaçmıyordu. Çünkü arkadaşım ve beni inanılmaz bir şekilde ısırmışlardı. Bu sineklerin sesleri bile insanı ürkütüyordu. Bu konu aklımda soru işaretleri bıraktı. Birbirimize bunun nedenini sorduğumuzda etrafımızdaki çöplerden kaynaklandığı sonucuna ulaştık. Bu sonuç bize nasıl bir çevrede yaşadığımızı uzun uzun düşünmemize sebep oldu. Bunu da çevremize danışmaya karar verdik. Çevredeki büyüklerimiz sivrisineklerin genellikle bataklıklarda ve çöplerin olduğu yerlerde yaşadığını söyledi. Öğrendiğimiz bilgiler karşısında hemen şu soru aklımıza geldi: ÇEVREMĐZĐ NASIL KORUMALIYIZ? Öncelikle bu çöplerin biz insanların bilgisizliğinden kaynaklandığını düşündük. Bunun için insanların bilgilendirilmesi gerekiyordu. Tabi ilk önce okul arkadaşlarımızı bilinçlendirmeliydi. O arkadaşlar-
da ailelerini ve yakınlarını Aslı TUNCEL bilinçlendirerek devam etmeliydi. Bu konuları düşü- Tijen ŞENGÜL nürken aklımıza birçok soru takıldı. Önce “Çevremizi neden korumalıyız?” sorusunu anlamamız gerekir. Örneğin; dışarıya çıktığımızda temiz hava mı yoksa kirli bir hava mı solumak istersiniz? Ya da imreneceğiniz berrak ve temiz denizde mi yoksa kıyalarına çöp vurmuş, balıkların bile yaşamakta zorlandığı sularda mı yüzmeyi tercih ederEn azından çöplerimizi çöp kutusiniz? Ama tüm bunlar biz sunun içine atmalıyız insanların elinde. Đnanabiliyor musunuz? Doğal güzelliklerimizi kendi ellerimizle geriye itiyoruz. Kendi yaşamımızı kendimiz bitirmeye çalışıyoruz. Fakat pişman olacağımız davranışların hepsinin sebebi biz insanlarız. Belki de biraz sadece “Çevremizi korumanın birazcık düşünsek çevremien basit yolu çevremizi zin kirlenmesini engelleyekirletmemektir” bilir en azından koruyabiliriz.
4 Sayfa 4
Yeşil Đnci
Sayı 1
Hikaye : Eray’ın Kabusu Eray, çok akıllı ama yaramaz bir çocuktu. Bunun için herkes tarafından dışlanmakta ve ne olsa sorumRukiye ÇOBAN lu tutulmaktaydı.Erayların evinin yanında küçük, faydalı bir orman vardı. Köy halkı ormandan yararlanmaktaydı. Kuşların cıvıltısı, bir müzik sanatıydı. Sanki ormanda kuşlar farklı ötmekteydi. Đçinden akan masmavi deresi, kuşların cıvıltısıyla bütünleşerek Hatasını anlayan Eray sabambaşka bir dünya yaratıbah erkenden ormana ağaç yordu. dikmeye gitti. Sıradan bir gündü. Eray, yine yapacağı yaramazlığı yaptı. Annesi evde yokken kibritle oynadı. Bunu daha eğlenceli yapmak için ormana gitti. Ordaki bir otun üstüne attığı alev artınca korkarak eve döndü. Annesi eve gelmişti. Etrafta çığlıklar duyuyordu. Annesi daha sonra “Ormanda yangın çıkmış.”dedi. Eray dışaSaatlerce yaktıklarının yerine rıya çıktığında attığı küçüyeni ağaçlar dikmeye çabaladı. cük alevin bir ormanı yok edeceğini anladı. Çok üzgündü. Ancak geç kaldı. Artık hiçbir şey yapamazdı. Orman ve içindekiler yok olmuştu. Okula gittiğinde herkes orman yangınını konuşuyordu. Öğretmeni de o gün “orman ve ormanın yararları” hakkında öğrencilere bilgi verdiğinde, insanlara ne kadar büyük bir zarar verdiğini üzüntüyle anladı.O artık suçluydu. “Yılmamalıyım, yılmamalıyım” dedi ama, yorgunluktan Üstelik insanlık suçu işledayanacak gücü kalmadı. mişti. Eve gittiğinde odasından hiç çıkmadı. Artık tek istediği ormanı tekrar canlandırabilmekti. Bu im-
kânsız gibi görünüyordu; ama başarmalıydı. Sorumlusu oydu. O gün uyumadı, daha doğrusu uyuyamadı. Sabah daha tan yeri ağarmadan eline kazma, kürek alarak ormana gitti. Her yere çukurlar açmaya başladı.“Yılmamalıyım!Yılmamalıy ım” dedi. Yılmayacaktı. Saatler geçti. Güneş kendini göstermeye başladı. Uyumak istiyordu. Kendini zorladı. Ama en sonunda kendini uykunun yumuşacık kollarına bıraktı. Mutluydu. Yaktığı ağaçların yerine başkalarını dikecekti. Rüyasında diktiği ağaçların arasında oynuyordu. Birden kara bulutlar çöktü ormana. Ağaçlar korkunç bir hal aldı. Serin bir rüzgâr esiyordu. Ağaçlar bir insan gibi konuşmaya başladı. Herkes birbirine ormanı yakanı soruyordu. Çünkü atalarını öldüren o kişi suçluydu. Biri şöyle dedi: “Ormanda oynayan küçük çocuklardan duydum: Burayı yakan ERAY’mış…” O anda Eray göründü. Şarkı söylüyordu. Mutluydu. Bir de şarkı tutturdu: “Ben Eray’ım. Ormanı yeşillendiririm…” Ağaçlar o an büyük öfke duydular. Hemen atalarını yok eden bu çocuğa ders vermek istediler. Hemen ağaçlar dallarını uzattılar, gökyüzünü kapatmaya başladılar. Orman kararmaya başladı. Eray eve koşmak istediyse de başaramadı. Çünkü ağaçlar önünü kapatmıştı. Birden Eray korkuya kapıldı. Nereye gittiyse ağaçlar önünü kapatıyordu. Ağaçlar ona hiç böyle korkunç
görünmemişti. Birden bir ses işitti. Arkasından geliyordu. Arkasına döndü. Ağaç konuşuyordu. Eray’a şöyle dedi: “Bizi sev. Yoksa size oksijen vermeyiz, havayı temizlemeyiz. Böylece insanlar ölür. Bizi sev. Bizi seeeeeeeev.” Eray, ter içinde uyandı. Sanki gerçek gibiydi. Hemen kendini toparladı. Kalktı. Hevesle yarım kalan çukurlara devam etti. Akşama kadar çalıştı. Yüzlerce çukur açtı. Güneş batmak üzereydi. Eve geldi. Hiçbir söylemeden odasına gitti. Sabah kalktığı zaman kumbarasını açtı. Yıllardır biriktirdiği parayı kullanma zamanıydı. Galiba en az yüz tane ağaç alabilirdi. Evden çıktı. Kasaba yakındı. Arabaya binemezdi; çünkü bir fidan parası harcanacaktı. Koştu, koştu… Kasabaya gittiği zaman aldığı kadar fidan aldı. Köye geldiğinde hemen ormana gitti. Tüm çukurlara özenle fidanları yerleştirdi. Yakındaki dereden biraz su taşıdı, tüm fidanları suladı. Birkaç gün sonra bir köylü ormanın yakınından geçerken dikilen fidanları fark etti. Hemen köye koşarak bunu söyledi. Bunu duyan köylüler kimin yaptığını bulamadı ve kendinden küçüklere bunu yıllarca anlatıp dururlar.Eray, aradan yıllar geçti ve öğretmen oldu. Köyde öğretmen olarak görev yapmakta ve şunu biliyor musunuz: Sınıfta ilk dersi “AĞAÇLAR ve ORMANLAR” oldu.
5 Yeşil Đnci
Sayı 1
Sayfa 5
Çevremizdeki Ağaçlar:Meşe Palamudu .Bir kış akşamı saatler geçmiyordu. Pencerenin kenarına oturdum. Öyle bir yağmur yağıyordu ki çok korktum. Rüzgâr bambaşka esiyordu sanki. Bulutların bana kızgın bakışlarını hissettim. Oturduğum evin her yeri ağaçlarla çevriliydi. Bir an gözüme meşe palamutları çarptı. Aklıma onlarla ilgili bir anım geldi. Kendi kendime düşündüm. Şu ana kadar onlara nasıl zarar verdiğimi aklıma getirdim ve bu konuda kendime çok kızdım. Onlara nasıl zarar verdiğimle ilgili bir anım
gözlerimin önünde canlandı. “Daha küçüktüm. Evimizin her yeri türlü türlü ağaçlarla kaplıydı. Ama en çok da meşe palamutlarını seviyordum.Onları koparıp çeşitli oyunlar oynamaktan büyük zevk alıyordum. Bir gün yaşlı bir adamın bana kızdığını fark ettim.O ağaçların hayatımızda büyük bir yeri olduğunu anlatmak istiyordu.Bende bu sözleri çok doğru buldum. Meşe palamutlarının yaşamları konusunda birçok bilgi edindim.Sizi de bu konuda aydınlatmak istiyorum.
Đnsanlar Đçin Anlamı Yetiştiği bölgelerde bazen Tijen ŞENGÜL Sinem ÖZEN pelit, bazen de palamut ağacı diye isimlendirilir. Meşe ağacı yüzyıllardır kutsal bir ağaç olarak bilinir. Bunun meyvesi olan palamudun da bu sebepten doAyrıntı layı, özel güçlere sahip olduğu düşünülür. Meşe ağacının uzun olan ömrünün, •30–40 metreye kadar insanlara yansıyacağı düboylanır, 2 metre çap şüncesi ile uzun yaşamayı yapar. temsil ettiği ve üzerinde •Güneşli ya da yarı gölge meşe palamudu taşıyan yerlerde yaşarlar. kimsenin hiç yaşlanmayaca•Geniş, dağınık ve oval ğın inanılır. (yumurta şeklinde) taç görünüşlü bir ağaçtır
Özellikleri •Her yıl yapraklarını döker. •1000 ve daha fazla yaşlara ulaşabilir.. •Meşe ağaçları 50 yaşına gelmeden meşe palamudu vermezler. •Mart - Nisan aylarında çiçek, Ekim ayında da meyve verirler. •Tohum toplama zamanı Ekim - Kasım aylarıdır. •Tohumlar toplandıktan sonra en geç 10 gün içinde
ekilmelidir. •Meşe ağaçları, 400'ün üzerinde türü bulunan yaprak döken ya da her zaman yeşil ağaçlardır. •Meşeler çok büyüyen uzun ömürlü ağaçlardır. •Güzün hoş bir renklenme oluştururlar. •Meşelerin pek çok türü ülkemizde tabi olarak yayılım gösterirler. •Yaprak döken meşeler
kızıl ve ak meşe olmak üzere iki gruba ayrılır. •Meşeler iyi bir bahçe ağacıdır. •Hafif gölge verdiklerinden alt kısımlarında çimler ve başka bitkiler yetişebilir. •Meşeler esas olarak tohumdan üretilirler. Fakat genelde yavaş büyürler. •Park ve bahçelerde kullanılabilirler. •Rüzgâra dayanıklıdır.
Meşe Ağacı
Meşe Ağacı Dalı
Resimler
Meşe palamudu
Kullanım Alanları
•Fransızlar şarap fıçılarının yapımında kullanır. •Meşe ağacı en iyi kazık malzemesidir. • Meşe ağacı kabuklarından yapılan çay, mide ve bağırsak kanamalarını iyileştirir. •Mobilya kaplama, yapı malzemesi, mobilya, ev ve süs eşyaları, alet saplarında kullanılır
6 Sayfa 6
Yeşil Đnci
Sayı 1
Çevre Örgütleri: Çevko ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı) kullandığımız ambalaj atıklarını geri dönüşümünü sağlamak için 1991 yılında 14 kuruluşunun katkılarıyla kurulmuştur. ÇEVKO’nun sağladığı geri dönüşüm kutusu
ÇEVKO bir sivil toplum kuruluşu olmakla beraber devlet tarafından yetkilendirilmiştir. Bir kuruluşun ÇEVKO’ ya bağlı olduğunu ürünlerinin üzerinde bulunan “YEŞĐL
NOKTA”yla anlayabiliriz. Aldığımız bir çikolatanın, bisküvinin ambalaj kâğıdında eğer “yeşil nokta” varsa o ambalaj geri dönüşümlüdür. Yani israf olmadan tekrar kullanılabilirler. Böylece hem ambalajda bulunan maddelerden hem de enerjiden tasarruf edilebilir. Bunun gibi ambalajlı ürünler kullanarak bizde çevremizin korunmasına yardımcı olabiliriz.
nan geri dönüşüm kutularına atılan tüm ambalaj kâğıtları daha sonra toplanacaktır. Hatta geri dönüşüm kutuları bu atıkların toplanmasıyla oluşmuştur. Artık aldığımız bir çikolatanın paketine bakıp geri dönüştürülebilir olup olmadığını anlayabiliriz! ATILAN HER AMBALAJ BĐLĐN KĐ TÜRKĐYE’NĐN KESESĐNE KAT KAT GERĐ DÖNECEKTĐR…
Mesela, okulumuzda bulu-
Fotoğraf Karesi: Turgut Kalesi Bu sayımızda karemizi Turgut Kalesi fotoğrafları doldurdu...
Zirve: Tarih, deniz ve orman yan yana, gözlerimizin önünde.
Hatıra: Gezimiz boyunca yabancı misafirlerimiz bizlere eşlik etti.
7
Yeşil Đnci
Sizden Gelenler
Hazırlayanlar Cihan ŞEN Hatice BAYAR SOLMAZ
Çevremiz
temiz tut Çevreyi temiz Çevreyi tut
Đletişim Bilgileri: Adres
Çevremiz Temizdir !
:Orhaniye Köyü / Marmaris - Muğla
yaşamak istiyorsan istiyorsan Eğer yaşamak Eğer
E-posta : yesil_inci_2007@yahoo.com
Vardır her atığın çaresi Vardır her atığın çaresi
Tel
Rahat ve sağlıklı olmak istiyorsan Rahat ve sağlıklı olmak istiyorsan
: (0252) 4871342
Etrafı kirletme Etrafı kirletme
Ata’ya Đnciler
Mahallemiz tertemiz olsun Mahallemiz tertemiz olsun
10 Kasım 1938, Yüce Atatürk can verdi toprağa, Gözlerini kapattı halka. Bütün halk ağlıyordu, Nereye gitti o yiğit savaşçı diyordu? Derken bir ışık vurdu kalbimize, Gözyaşları düştü ellerimize, Hepimiz sustuk, Göz yaşlarımızı sildik, Hepimiz bir ağızdan: “Yüce Atatürk ölmeyecek Ahmet Arslan Kalbimizde yaşayacak” dedik. 6/A
sağlıklı bir çevre istiyorsan Đyi ve sağlıklıĐyi birve çevre istiyorsan atıklar son bulsun Zehirli atıklarZehirli son bulsun TemizlikTemizlik insanlıktır insanlıktır EvrendeEvrende yaşam kuralıdır yaşam kuralıdır Memleketimize bir göz atalım Memleketimize bir göz atalım ĐnsanlığaĐnsanlığa örnek olalım. örnek olalım. Zamanı Zamanı iyi değerlendirerek iyi değerlendirerek Dur diyelim kirliliğe Dur bu diyelim bu kirliliğe
Ayşenur Bilgiç
Đster inan isterinan inanma Đster ister inanma
6/A
Rahat yaşamak kendi elimizde Rahat yaşamak kendi elimizde
Đlk sayımız dolayısıyla 3/A sınıfı öğrencileri bizim için çevreyle ilgili hikayeler yazdılar.Seçmekte zorlandık; çünkü hepsi çok güzeldi... Çevre Hakkı Barış, Ali, Selim ve Mert oyun parkına gitmişlerdi. Tam oyun oynayacakken oyun parkı çok kirliydi. Selim, “arkadaşlar burası çok kirli” dedi. Barış, “evet,gerçektende burası çok Harun Yaşar kirli, öyleyse ne duruyoruz! haydi arkadaşlar burayı temizleyelim! ” dedi. Ali “ama neyle” dedi. Ahmet ve Mert’in aklına bir fikir gelmişti. “arkadaşlar burada temizlik için bir şey yok değil mi? Bizde o halde kendi evimizden alırız” dedi. Evlerine gittiler temizlik eşyası getirdiler ve orayı temizlediler ve oyunlarını oynadılar…
Önce
Sonra
Yeşil Son...