E-Belediye | Mart-Nisan 2019 | Sayı: 80

Page 1

İKİ AYDA BİR YAYINLANIR • MART-NİSAN 2019 • YIL: 12 • SAYI: 80 • 16 TL • ISSN 1306-5343 • www.ebelediye.info

DSYG Dergilik

dergilerinize her yerden ulaşın...

MAKALE

Ataerkil dünya sisteminde kadın yolcu olmak

RAPOR TSKB EKONOMİK ARAŞTIRMALAR RAPORU “SU: YENİ ELMAS”

PROJE MARMARAY CR3 (GEBZE-HALKALI BANLİYÖ HATLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ) PROJESİ

ARAŞTIRMA TÜRKİYE ÇÖPÜNE SAHİP ÇIKIYOR MU?


PORTATİFLİLİĞİ VE ÇOK YÖNLÜLÜĞÜ KOMBİNE EDEN KANAL GÖRÜNTÜLEME SİSTEMLERİ RIDGID® SEESNAKE® MAX™ RM200 İSTEDİĞİNİZ ÖZELLİĞE UYGUN TAMBUR İLE KOMBİNE EDİLİR.

Akıllı Solar Mühendisliği ile Sürdürülebilir Yüksek Verimli Tesisler

Gaziantep / Nizip / Keklik - 5.34 MWp

Gaziantep / Şehitkamil / Bayatlı - 2.08 MWp

D2A TAMBUR

D2B TAMBUR Gaziantep / Araban / Güllüce - 2.76 MWp

Mersin / Toroslar / Tırtar - 6.54 MWp

Gazi Mah. Karacaoğlan Cad. No:32/A, 27060 Şehitkamil / Gaziantep / Türkiye T: +90 342 360 82 22 F: +90 342 336 82 22 e-mail: info@unitedsolar.com.tr

www.unitedsolar.com.tr


Alarko_Drenaj_ve_santrifĂźj_ilan_2019_19,5x27.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

1

15.02.2019

14:03


içindekiler

Mart/Nisan 2019 Yıl 12 • Sayı 80

34

32

28

06 haberler

36 araştırma Türkiye çöpüne sahip çıkıyor mu?

26 proje Marmaray Cr3 (Gebze-Halkalı Banliyö Hatlarının İyileştirilmesi) Projesi

38 bilişim sayfaları

28 rapor TSKB Ekonomik Araştırmalar Raporu “SU: Yeni Elmas”

32 makale

44 ürün tanıtımı

Ataerkil dünya sisteminde kadın yolcu olmak

34 proje Yerel yönetimde yapay zeka dönemi

Yerel Yönetimlerde Yeni Yaklaşımlar, Hizmetler ve Ürünler Dergisi

www.ebelediye.info

Sahibi Asrin Bakır Gerçek asrinbakir@dogayayin.com

Reklam Servisi Bilgin Akcan bilginakcan@dogayayin.com

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Oya Bakır oyabakir@dogayayin.com

Melih Büçge melihbucge@dogayayin.com

Yazı İşleri Müdürü Didem Taşbaşı didemtasbasi@dogayayin.com

Reklam Grup Başkanı Asrin Bakır Gerçek asrinbakir@dogayayin.com

42 çevre sayfaları

Grafik Altan Üren Elif Cankan Hicran Sopaoğlu

Abone ve Okur Sorumlusu Diler Sunay abone@dogayayin.com

• Wilo’dan geleceğin pompa teknolojisi: Dünyanın ilk yapay zekâlı pompası Wilo-Stratos MAXO • Armstrong Building Products’dan Sismik Asma Tavan Sistemi: Seismic Rx® • Draka Firetuf® OFC-LT-SWA multi loose tüp kablosuyla Firetuf® kablo serisini genişletiyor

Ulaştırma ve Dağıtım Yavuz Erdoğan

Yönetim Yeri: Ali Nazım Sokak

Baskı ve Cilt: ŞAN OFSET MATBAACILIK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Adres: Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No: 50 Kağıthane/İstanbul Tel: 0212 289 24 24

34718 Kadıköy/İST

Yayınlayan: Doğa Yayıncılık ve İletişim Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti.

No: 30 Koşuyolu Tel: (216) 327 80 10 Pbx. Faks: (216) 327 79 25 Internet: www.dogayayin.com E-posta: info@dogayayin.com

Fiyatı: 16 TL. Yıllık Abone: 90 TL. © 2019 Doğa Yayıncılık Ltd.Şti. ISSN: 1306-5343 2 ayda bir yayımlanır. Tüm Türkiye’de dağıtılmaktadır. Basın Kanunu’na göre yerel süreli yayındır.


editör

Türkiye plastik atık çöplüğüne mi dönüyor?

4

Geçtiğimiz günlerde çevre örgütü Greenpeace, “2016-2018 Dünya Plastik Atık Ticareti Verileri Ve Çin’in Yurtdışından Atık İthalini Yasaklamasının Etkileri” başlıklı bir rapor yayınladı. Bu rapor ülkemizi ciddi anlamda etkileyen sonuçlar içeriyor. Rapor’a göre Çin’in yurt dışından plastik alımına 2018 yılında yasak koymasından sonra bu atıkların yeni adresinin Endonezya ve Türkiye olması dikkat çekiyor.

Didem Taşbaşı didemtasbasi@dogayayin.com

2016-2018 yılları arasında en fazla plastik atık ithal ve ihraç eden 21 ülkenin ithalat ve ihracat verilerini içeren rapora göre plastik atık ihracatı, 2016 yılında 12,5 milyon tondan 2018’de 5,8 milyon tona düşerek yaklaşık yüzde 50 oranında azaldı. Ancak plastik üretiminin artacağı tahmin edildiğinden, plastik atık ihracatındaki bu düşüş, atıkların ülkelerde stoklanmaya ya da yanlış yöntemlerle bertaraf edilmeye başlanacağı anlamına geliyor. Rapor’un Türkiye’yi ilgilendiren kısmına bakıldığında çıkan veriler ise şöyle: • Türkiye’nin ithalatı 2016 yılının başında aylık 4 bin tondan, 2018’in başında aylık • 33 bin tona yükseldi. İthalat, 2018 yılının ortalarında aylık 20 bin tona geriledi ve sabit kaldı. • Türkiye’nin İngiltere’den ithalatı Ekim 2018’den itibaren 10 bin tona ulaşarak hızlı bir artış gösterdi. • Hükümet, plastik atık ithalatı konusunda herhangi bir kısıtlama getirmedi. Greenpeace Akdeniz Projeler Sorumlusu Deniz Bayram, Türkiye’nin plastik atık ithalatı ile ilgili kaygılarını şu sözlerle ifade etti: “Türkiye henüz kendi çöpüyle baş edemeyen bir ülke. Bu yüzden kontrolsüz çöp ithalatı Türkiye’nin kendi geri dönüşüm sisteminde var olan sorunların daha da artmasına neden olabilir. Türkiye başka ülkelerin çöpünde boğulmadan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, plastik atık ithalatıyla ilgili politikalarını gözden geçirmesini talep ediyoruz”. Geri dönüşüm sistemlerinin plastik atıklar konusuna tam anlamıyla çözüm olamayacağı ve bu sebeple plastik üretimini sınırlama konusu yaygın bir kanı. Bunun yanında Türkiye, geri dönüşüm politikaları geliştirme konusunda gelişmiş ülkelere bakıldığında daha başlangıç seviyesinde. Bu aşamada kendi atığımızı ne yapacağımızı bilemezken, bir de başka ülkelerin atığı bizim sırtımızda yük olacaktır kanaatindeyim… Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle…

Ltd.Şti.

maktadır. erel

Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 3


SU VE ATIK SU

ARITIMINDA

ENERJi VERiMLi

S

W b t k

GÜVENiLiR UV VE OZON SİSTEMLERİ

Sistemlerimiz hakkında detaylı bilgi ve siparişleriniz için +90 262 677 1677 +90 312 447 6041

flygt@anadoluflygt.com.tr www.anadoluflygt.com.tr

W


Su arıtımında çevre dostu sistemler Wedeco, dünya çapında çeşitli uygulamalarda çalışan 250.000’den fazla sistemi ve sahip olduğu deneyim ile bugün UV dezenfeksiyonu ve ozon oksidasyonu alanında dünya lideridir. Wedeco, içme suyu ve atık su arıtma teknolojilerinde enerji verimliliğine sahip çözümler tasarlamakta ve sunmaktadır. Wedeco’nun kimyasal kullanılmayan, çevre ile dost, güvenilir sistemleri işletmenizde optimum performans sağlar.

Büyük Kapasiteler için Ozon Sistemi Wedeco PDOevo, Ozon üretimi 14kg/h ile 300 kg/h

İçme Suyu Arıtmada Kullanılan UV Sistemi Wedeco Spektron, max 2000 m3/h

Atık Su Arıtmada Kullanılan UV Sistemi Wedeco TAK 55 Smart, max 1000 m3/h


haberler

Ankara Şehir Hastanesi açıldı Türkiye’nin sağlık alanındaki en büyük ‘Kamu-Özel İş birliği’ projesi olan ve CCN Yatırım Holding tarafından 1.3 milyar euro yatırımla hayata geçirilen Ankara Şehir Hastanesi Bilkent, Tıp Bayramı’nın kutlandığı 14 Mart 2019 tarihinde açıldı.

13 bin kişi görev yapacak Ankara Şehir Hastanesi Bilkent, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise tek seferde inşa edilen en büyük hastanesi olma özelliğine sahip. 1 milyon 312 bin m2’lik kapalı alanda 3 bin 711 yatak kapasitesi ile dünya sıralamasında üçüncü sırada yer alan Ankara Şehir Hastanesi Bilkent, kısa sürede yerel ve uluslararası alanlarda tercih edilen bir sağlık merkezi olmayı hedefliyor. Bir sağlık kampüsü şeklinde inşa edilen hastanede bin 554 tek kişilik hasta odası, 82 VIP hasta odası, 725 çift kişilik hasta odası ve 700 yoğun bakım yatağı bulunuyor. Ayrıca kampüs içinde 100 yataklı tıbbi gözlem kliniği yer alıyor. Tüm tıbbi hizmetlerin Sağlık Bakanlığı’nın hekim kadrosu tarafından verileceği hasta-

nede akademik kadroları ile birlikte 7 bin sağlık çalışanı ve 5 bin idari ve destek personel ile birlikte yaklaşık 12 bin kişilik kadro görev yapacak.

131 ameliyathane ile günlük 650 ameliyat kapasitesi Ankara Şehir Hastanesi Bilkent; genel hastane, ana hastane binası, kalp ve damar has-

tanesi, nöroloji hastanesi, çocuk hastanesi, kadın doğum hastanesi, onkoloji hastanesi, fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi ve psikiyatri hastanesi olmak üzere 9 ana binadan oluşuyor. 904 poliklinik odası, 259 poliklinik destek odası ile günlük 40 bin poliklinik hastasının tedavi edilebilecek. 131 ameliyathanesi bulunan hastanede günlük 650 ameliyat kapasitesine ulaşılabileceği planlanıyor.

Dünya Geri Dönüşüm Günü ilk kez kutlandı manoğlu şu bilgileri paylaştı: “Geri dönüşümü desteklemek, gezegenimizi korumak için Küresel Geri Dönüşüm Vakfı tarafından ilk kez Ekim 2018’de böyle bir günün kutlanması önerildi. Bu anlamlı günün, Birleşmiş Milletler Günü olarak tanınması için Uluslararası Geri Dönüşüm Bürosu ile Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü (UNIDO) de büyük bir çaba gösteriyor. 18 Mart tüm dünyada ilk kez bu yıl Dünya Geri Dönüşüm Günü olarak kutlandı.”

Geri dönüştürülebilir atıklar; hava, su, kömür, petrol, doğalgaz ve minerallerden sonra yedinci doğal kaynak olarak kabul ediliyor. Çöpte yatan bu değerli kaynaklara dikkat çekmek için Küresel Geri Dönüşüm Vakfı bu yıl ilk kez 18 Mart tarihini Dünya Geri Dönüşüm Günü olarak kutladı. Türkiye’de de bu günün önemine dikkat çekmek için Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) çalışmalar yürütüyor.

Çöpte bekleyen cevheri fark etme zamanı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, “Evde, işte, okulda, yolda, her yerde üretirken, tüketirken atık çıkarıyoruz, gezegenimizi kirletiyoruz ve iklimimizi değiştiriyoruz; bu nedenle atık yönetimi şart” dedi. Çöpte bizleri bekleyen cevheri fark edip, geleceğe geri dönüşümün ekonomik gücüyle ilerlememiz gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Karaosmanoğlu, 6 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

“Atıklar ülkemizin ulusal serveti olan yeşil ekonominin ham maddeleridir” açıklamasını yaptı.

2019 geri dönüşüm için farkındalık yılı olacak Dünya Geri Dönüşüm Günü fikrinin nasıl ortaya çıktığı ile ilgili Prof. Dr. Filiz Karaos-

Günlük hayatımızda kullandığımız ya da tükettiğimiz birçok ürün sonrasında atık oluşturduğumuzu belirten Prof. Dr. Karaosmanoğlu, kağıt, ahşap, cam, metal, plastik, yağ, lastik, akü, otomobil, elektriklielektronik eşyalar gibi atıkların endüstri için geri dönüştürülebilir ham madde niteliği taşıdığını unutmamamız gerektiğini söyledi. SÜT-D Başkanı, Dünya Geri Dönüşüm Günü doğrultusunda herkesi atıklarını geri dönüşüme kazandırarak ziyan etmemesi konusunda çağrı yaptı.


haberler

ÇEVKO Vakfı’nın geri kazanım çalışmaları 2018 yılında ekonomiye 3,6 milyar TL katkı yaptı emisyona denk 331 bin ton sera gazı salımı engellendi.

Geri kazanılan kâğıt-karton/ kompozit/ahşap ambalaj atıkları ile: • 100 hektar orman arazisine eş değer, 4 milyon 850 bin ağaç kesilmekten kurtuldu. • 43 bin ailenin yıllık su tüketimine eş değer 7,5 milyar litre su tasarrufu sağlandı.

Geri kazanılan plastik ambalaj atıkları ile: • 3 milyon aracın deposunu doldurabilecek, 134 milyon litre petrol tasarrufu sağlandı. ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme) Vakfı, geri kazanım çalışmalarını artan bir ivmeyle sürdürüyor. ÇEVKO Vakfı’nın, öncülüğünü yaptığı sürdürülebilir geri kazanım sisteminin gelişimi ve ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamanın artırılması hedefiyle yaptığı çalışmalar, 2018 yılında da sürdürülebilir çevre için önemli değerler ortaya koydu. Geri kazanım çalışmalarının, ülke ekonomisine olumlu katkısı ise 3,6 milyar TL düzeyinde gerçekleşti.

Geri kazanım; soluduğumuz havayı ve ormanları korudu, su ve enerji tasarrufu sağladı ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, ÇEVKO Vakfı’nın 2018 yılında geri dönüşümünü belgeledikleri ambalaj atıkları ile sağlanan ekonomik ve çevresel yararları özetledi:

Geri kazanılan her malzemeden ambalaj atığı ile:

• 1 milyon ailenin yıllık elektrik tüketimine eş değer, 2 bin 730 GW saat elektrik tasarrufu sağlandı. • 1.440 olimpik yüzme havuzu hacmine eşit, 3 milyon 600 bin m³ depolama sahasından tasarruf sağlandı. • 17 bin uçağın dünyanın çevresini dönmesi halinde ortaya çıkacak

Sanayi yükümlülükleri ile ilgili düzenlemeler yürürlükte Yetkilendirilmiş kuruluş olarak ambalajlı ürün piyasaya süren 1.800’ü aşkın kuruluşun geri kazanım yükümlülüklerini üstlendiklerini belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “1 Ocak 2019’da başlayan tek kullanımlık plastik poşetlerin satış noktalarında tüketicilere ücretli olarak verilmesi uygulamasının tek kullanımlık plastik poşetlerin azalması bakımından olumlu sonuçlar vermeye başladığını duyuyoruz. Diğer yandan, sanayinin atıklarla ilgili hak ve yükümlülüklerini düzenleyen yasa maddesi ve yönetmelikler yürürlüktedir. Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne göre, sanayi kuruluşları, 2018 yılında piyasaya sürdükleri ambalajlı ürünlerden kaynaklanan 2019 yılı yükümlülüklerini daha önceki yıllarda olduğu gibi yerine getirecekler” dedi. Cam, metal, plastik, kağıt-karton, kompozit ve ahşap malzemelerden oluşan atıklarının sürdürülebilir olarak geri dönüşümünün mümkün olduğunu söyleyen Mete İmer: “Öncüsü olduğumuz sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin gelişimi için 28 yıldır çaba harcıyoruz. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde, 30 milyon kişinin yaşadığı,

168 belediye ile birlikte çalışıyoruz. 2018 yılında toplanarak geri dönüştürüldüğünü belgelediğimiz ambalaj atığı miktarı 643 bin tona ulaştı. Böylece, hammadde ve enerji kullanımında tasarruf sağlandı. Geri dönüşüm çalışmalarımızın, ülke ekonomisine 3,6 milyar TL değerinde olumlu katkı yaptığını hesapladık.”

Geri kazanım kültürü ve kaynağında ayırma alışkanlığı yaygınlaşıyor Toplumun çoğunluğunun kaynağında ayrı toplama alışkanlığı edinmesi ve geri dönüşüm kültürünün oluşmasıyla sürdürülebilir çevre için çok daha fazla değer üretmenin mümkün olduğunu vurgulayan İmer, “Tüketicinin, ambalaj atığı başta olmak üzere tüm geri dönüştürülebilir atıkları çöp olarak değil, ekonomimize katkı sağlayabileceği bir araç olarak algılaması; bu farkındalığın geliştirilmesi ve yaygınlaşması çok önemli. Bu amaçla, kapı kapı bilgilendirmelerle, kamu spotları, reklam ve haber çalışmalarıyla milyonlarca kişiye sesleniyoruz. Geri kazanım kültürü ve kaynağında ayrı toplama alışkanlığının yaygınlaşması için kamu ve özel sektör iş birliği ile toplumun bilinçlenmesine odaklandığımız farklı etkinlikler gerçekleştiriyoruz. İlköğretim öğrenci ve öğretmenlerine yönelik eğitimlerimiz bu konuda yıllardır düzenli olarak sürdürmekte olduğumuz çalışmaların başında gelmektedir. ‘Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri’mizle Yeşil Nokta’yı kullanan kuruluşların örnek çalışmalarını; ‘Yeşil Nokta Basın Ödülleri’mizle, toplumu çevre ve geri dönüşüm konusunda bilinçlendirmeye, bilgilendirmeye yönelik haberlere öncelik veren basın-yayın kuruluşlarını ödüllendiriyoruz. Merkezine geri dönüşümü koyan yepyeni bir anlayış olan Döngüsel Ekonomi alanında, 2017 yılında gerçekleşen kongremizin ardından, 2018 yılında dört farklı çalıştay düzenledik. Döngüsel ekonominin bir sonucu olan “sıfır atık” hedefine sanayi kuruluşlarında ulaşmak için 2019 yılında Vakıf üyelerimizle birlikte çalışmayı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 7


haberler

Çevre teknolojileri buluşmasına 84 ülkeden 10 bin 467 ziyaretçi çilere ek olarak, İran, Kazakistan, Lübnan, Makedonya, Romanya, Rusya, Tunus ve Yunanistan’dan gelen delegasyonlar ve T.C. Ticaret Bakanlığı’nın organizasyonunda düzenlenen alım heyetleri ile IFAT Eurasia çatısı altında buluştu.

Uluslararası katılım yüzde 60 arttı

İstanbul, çevre konusunda çok önemli bir fuarı geride bıraktı. Avrasya’nın en büyük çevre teknolojileri fuarı IFAT Eurasia, 28-30 Mart tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlendi. Fuarda çevre sorunlarına yönelik çözümler öneren teknolojiler sergilenirken, eş zamanlı

olarak gerçekleştirilen Uluslararası Çevre Konferansı ‘IREMCON’ ve IFAT Forum programlarında yapılan sunumlar ile sektörün geleceği ele alındı. Brezilya’dan Güney Kore’ye, Kanada’dan Hindistan’a kadar geniş bir coğrafyadan gelen katılımcı firmalar, bireysel ziyaret-

2017 yılına göre uluslararası katılımın yüzde 60 arttığına dikkat çeken IFAT Eurasia Proje Müdürü Namık Sarıgöl, “Organizasyon, Türkiye’de gelişmekte olan çevre teknoloji sektörünün tam anlamıyla bir pazar haline gelmesine önemli katkıda bulunurken, inovasyon ürünleri ile de büyük ilgi gördü. Ülkemizin ve dünyanın farklı yerlerinden gelen sektör profesyonelleri, önemli iş bağlantıları kurdular. Sektörün büyümesi hem ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacak, hem de çevre sorunlarımıza çözüm bulma aşamasında yol gösterici olacak ” dedi.

Intertraffic İstanbul 2019 Ödülleri sahiplerini buldu

İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen Intertraffic İstanbul 10. Uluslararası Altyapı, Trafik Yönetimi, Akıllı Ulaşım, Yol Güvenliği, ve Park Sistemleri Fuarı uluslararası sektör profesyonelleri ile kamu yetkililerini bir araya getirdi. Intertraffic İstanbul, ticari iş birlikleri kurulmasına aracılık etmesinin yanı sıra konferans ve yarışma programı ile de katılımcı ve ziyaretçilerine zengin kapsamlı bir ev sahipliği yaptı. Fuar kapsamında güvenlik, altyapı, trafik yönetimi ve akıllı mobilite kategorilerinde Intertraffic İstanbul Bilim 8 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

Kurulu tarafından değerlendirilen projeler arasında ödül alan katılımcı firmalar belli oldu. Aselsan, Türkiye Jandarma Genel Komutanlığı’nın kullanımı için tasarlayıp ürettiği ‘Mobil Plaka Tanıma Sistemi’ (MPTS) ile Yol Güvenliği ödülünün sahibi oldu. Ekaldes Lighting, direk gövdesi üzerinde LED ışıkları bulunan ve daha iyi görünürlük için trafik ışıkları ile aynı anda estetik olarak çalışan benzersiz ve yenilikçi ‘Alüminyum Trafik LED’li Sinyal Direkleri’ ile Altyapı kategorisi ödülünün sahibi oldu. LED ve yaya aydınlatma ile yeni nesil alüminyum trafik sinyal direkleri yüzde 100 geri dönüştürülebilir malzeme ve LED teknolojisinin gücünü çevre dostu benzersiz bir trafik işareti direğinde birleştiriyor. Trafik Yönetimi kategorisinde; Bluepath, bir karayolu ağının yolculuk talebini, diji-

tal haritadaki yol tabanlı yol tarifleri ve dağıtımlarıyla tanımlayabilen, kendi adını taşıyan yazılımıyla ödülün sahibi oldu. Sistem; OD Matrix’in tahminine, ikili analizlere dayanarak yolculuk oluşturma ile çekim oranlarının ve yönlü trafik akışının belirlenmesine göre makro ölçekli trafik yönetimi kararlarının verilmesini sağlıyor. Parabol Yazılım, şehrin en doğru, gerçek zamanlı trafik koşullarının yol kullanıcılarıyla paylaşıldığı ‘Dinamik Trafik Asistanı’ mobil uygulaması ile Akıllı Ulaşım ödülünün sahibi oldu. Bunun için birlikte çalışabilen bir sisteme sahip, tüm yollarla ilgili bilgileri paylaşan, trafik yöneticilerini, akıllı ulaşım sistemlerini ve vatandaşları birbirine bağlayan, günlük bir trilyondan fazla veriyi işleyen, bulut bilişimi ve büyük veriler ile zenginleştirilen bir mobilite platformu geliştirdi. Tüm ödül kategorileri içerisinde yapılan değerlendirme sonunda, Intertraffic İstanbul Özel Ödülü’nün sahibi Aselsan oldu.


haberler

UR-GE Projesi için PLATFORMDER ile ARÜSDER arasında işbirliği

ARÜSDER - Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği ile PLATFORMDER – Personel Kaldırma ve İletme Platformları İşletmecileri Derneği arasında, UR-GE Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi projesi için işbirliği protokolü imzalandı. Projenin Danışmanlık Hizmetlerini, İNTERFED Yönetim, Finansal Danışmanlık firması yürütecek. İmza töreninde konuşan PLATFORMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Saruhan Günaydın, “Ülkemizde personel yükseltici platform kiralama hizmet sektörünün artık yurt dışına açılma zamanı geldiğini düşünüyoruz. Bu açılımı Ticaret Bakanlığı’nın

himaye ve destekleri ile yapmak önemli bir şey. Bu sayede artık ülkemizde imalat yapan firmaların yanı sıra bizlerde yurt dışına açılabileceğiz. Bu tür projelerde birlikte hareket etmenin önemini bildiğimiz için, ARÜSDER ile bir protokol imzaladık. Sayın Başkanımız Burhan Fırat’a teşekkür ederim” dedi. ARÜSDER Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Fırat, “Bu işbirliği bizler için önemli bir adımdı. Kısa bir sürede protokol aşamasına gelmemizden memnuniyet duyduğumu belirtmek isterim. PLATFORMDER, bir ihtisas derneği olması nedeni ile, bu projede bizler için önemli bir çözüm ortağı olacağız. Firmalarımızın yurt dışına makine ve ekipman satmasının yanı sıra kiralama hizmetini de sağlayacak olması bizleri fevkalade heyecanlandırmış bulunmaktadır. Protokol her iki tarafa da hayırlı olsun” şeklinde konuştu. Proje kapsamında firmaların, gelişme hızı yüksek ve Türkiye’nin nispeten düşük pazar payına sahip olduğu ülkelere yönelik ihracatlarının sürdürülebilir olarak artırılmasının sağlanması, şirket içi yapılanmanın ihracat stratejilerine uygun hale getirilmesi, şirketlerin ihracata yönelik insan

kaynağı yetkinliğinin artırılması, şirketlere sistematik dış ticaret ve pazar araştırması yetkinliği kazandırılması ve hedeflenen yeni pazarlarda ihracata başlamalarının sağlanması amaçlanıyor. Projenin diğer detayları ise şöyle belirtildi: “UR-GE (Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi) Projesi, T.C. Ekonomi Bakanlığının 2010/8 sayılı Tebliğinin kapsamında desteklenen sektörel kümelenme projeleridir. Projeye katılan firmaların, projeyi hazırlayan kuruluş önderliğinde, ortak ihtiyaç analizi, ortak öğrenme (eğitim ve danışmanlık) ve ortak pazarlama (tanıtım, marka, ticaret heyeti, eşleştirme) gibi ihracata yönelik eylem ve faaliyetleri yerine getirmeleri hedeflenmektedir. İşbirliği ile yapılacak UR-GE projesinde danışmanlık hizmetini, 10 yıllık proje yönetim danışmanlığı ile İNTERFED Yönetim, Finansal Danışmanlık firması yürütecektir. Proje ile birlikte personel yükseltici platform sektörüne bir teknoloji geliştirme merkez ofisinin de kazandırılması hedeflenmektedir. Bu sayede sektörün tüm paydaşları için ihtiyaç duyulan alanlarda, üniversitelerle birlikte Ar-Ge çalışmaları da yapılabilecektir”.

Valmet ve Kemira’dan atıksu arıtma süreçlerinde işbirliği Valmet ve Kemira, Avrupa’daki belediye ve endüstriyel tesisler için atıksu ve çamur arıtma uygulamalarının geliştirilmesine yönelik bir ortaklık anlaşması imzaladı. Bu iş birliği ile güvenilir gerçek zamanlı ölçümlerden elde edilen veriler sayesinde su arıtma süreçlerinin görünürlüğü artırılarak, tahmin edilebilir ve proaktif bir süreç yönetimi sağlanacak. Hedef, müşterilere önemli oranda tasarruf ve verimlilik açısından iyileştirmeler sağlamak.

arıtma alanındaki kimya ve proses optimizasyonu uzmanlığı ile bir araya getiriyor. Anlaşma iki şirket arasındaki mevcut endüstriyel Internet ekosistemi alanındaki iş birliğini de genişletmiş olacak. Valmet, çamur ve sudan arındırma proseslerine yönelik ölçüm ve optimizasyon uygulamalarında önemli bir tecrübeye sahip. Bu güvenilir ölçümler, Valmet müşterileri için bugüne dek çok sayıda kanıtlanmış sonuçlar sağladı.

İki uzman şirket bir arada

En iyi performans için işbirliği

Ortaklık, Valmet’in kapsamlı analiz cihazları, ölçüm teknolojileri, proses optimizasyon konusundaki bilgi birikimi ve servis ağını, Kemira’nın belediyeler ile endüstriyel su

Valmet, Atıksu Otomasyon İş Birimi Müdürü Heli Karalia, “Polimerler ve kimyasallar atıksu arıtma işleminin önemli birer parçasıdır ve Kemira ile gerçekleştirdiğimiz iş birliğimi-

zin bizim için harika bir fırsat olmasının bir nedeni de bu; özellikle çamurdan ve sudan arındırma işlemlerinde, doğru kimyasal maddenin seçimi en iyi performansı elde etmek için kilit önem taşıyan unsurlardan biridir.” diyor. Kemira Uygulama Geliştirme Müdürü Jussi Ruotsalainen ise, “Akıllı kimya portföyümüzü, KemConnect™ platformu aracılığıyla, çamurdan ve sudan arındırma ile fosfor arıtma işlemlerinde olduğu gibi, aktif olarak genişletiyoruz. Bahsettiğim bu tam hizmet yaklaşımının bir parçası olarak, Valmet gibi lider konumdaki bir endüstriyel otomasyon donanım, yazılım ve ekipman hizmeti tedarikçisi firma ile ortak olmak bizim için en mantıklı adım olmuştur” dedi.

Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 9


haberler

Standart Pompa, ISH Frankfurt 2019’daydı Isıtma, soğutma ve havalandırma sektöründe, tüm dünyanın gözü 11-15 Mart tarihleri arasında, ISH 2019 Fuarı’ndaydı. Frankfurt’ta gerçekleştirilen fuara, Türkiye’nin yüzde 100 yerli pompa üreticisi Standart Pompa, 112 m2’lik bir stantla katıldı. Özellikle ECO serisi ürünleri, hidrofor ve yangın söndürme sistemlerini sergileyen Standart Pompa, ziyaretçiler tarafından ilgiyle karşılandı. Standart Pompa’nın fuarda sergilediği sıcak - soğuk su sirkülasyonlarında ve havalandırma sistemlerinde kullanılan ECO serisinin ECO-SNT, ECO-

SNM, ECO-SNL ve ECO-SKY ürünlerinin, yüksek verimlilik performansıyla doğaya saygı gösteriyor ve dünya enerji kaynakla-

rını tasarruflu kullanıldığı belirtildi. Standart Pompa’nın yangın söndürme sistemlerinde sunduğu çözümler arasında yer alan UL listeli/FM onaylı pompalar ise dünyanın en zor kriterlerini güvenle karşılıyor. SKM çok kademeli, çok çıkışlı yangın pompaları, yüksek binalarda farklı zonların ihtiyacı olan farklı basınçları tek bir pompa ile sağladığı açıklandı. Fuarda yer alan bir diğer ürün grubu olan frekans kontrollü (opsiyonel) TH hidroforların ise suyu her kata ulaştıracak şekilde basınçlandırdığı ve sistemlere verimlilik kattığı ifade edildi.

GF Hakan Plastik Operasyonlar Direktörü Kenan Aydoğdu: “Enerji verimliliğimizi artıran yatırımlarımız devam edecek” GF Hakan Plastik Operasyonlar Direktörü Kenan Aydoğdu, 2018 yılından bu yana sürdürülen tüm çalışmalarla toplam enerji tüketiminde yüzde 9,1 oranında tasarruf elde ettiklerini, bu tasarrufun enerji maliyetlerine pozitif yansıdığını, 2019 yılında da yatırımlara devam edeceklerini belirtti. Enerji maliyetlerinin yükseldiği son yıllarda, sanayicilerin maliyetleri kontrol altında tutması açısından enerjiye yatırım yapmalarının bir gereklilik olduğunu ifade eden Kenan Aydoğdu, 2018 yılında başlattıkları projelerle bu konuda önemli adımlar attıklarını söyledi. Aydoğdu, “GF Hakan Plastik olarak enerji tüketimi yaptığımız her alanda “daha merkezi, daha kontrollü, daha ölçülebilir, ihtiyaç kadar çalışan ve az enerji tüketen” bir sistemler bütünü yaratma çabası içerisindeyiz. Bunun için enerji tüketimini azaltma faaliyetlerimiz ve arayışlarımız aralıksız devam ediyor. Bu sebeple gerekli altyapı yatırımları yapılması, yatırımların performansının ölçülmesi ve takip edilmesi, çalışma ortam ve şartlarını geliştirici faaliyetler, yapılan çalışmaların tüm organizasyona yaygınlaştırılması ve tüm bu faaliyetlerin bütün içinde çalışma kültürünün bir parçasına dönüştürme isteğimizle birlikte daha etkin bir enerji yönetimi isteği içindeyiz. Bir önceki yıla baktığımızda enerji maliyetlerinin yaklaşık yüzde 45 oranında arttığını görüyoruz. Bu nedenle enerji maliyetlerinin mevcut 10 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

haliyle, tam yatırım yapma zamanı” dedi. 2018 yılında yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Aydoğdu, “Silenta Extrüzyon sessiz boru hattı gibi yeni yatırımlarımızda, enerji kullanım seviyesi en verimli motor ve grupları seçerek enerji verimliliği üzerinde duruyoruz. Enerji tüketimi izleme sistemi kurduk; bir PLC program yardımı ile anlık olarak ve geçmişe dönük data alabilecek şekilde soğutma suyu, basınçlı hava ve elektrik tüketimlerini izleyip olası dalgalanmaları takip edip önlemler alıyoruz. Özellikle Çerkezköy fabrikamızda enerji analizörleri yardımı ile elektrik tüketimini, iş merkezi bazlı izleme yapıp, tüketimleri kontrol edebiliyoruz. Yaptığımız başka bir çalışma da, tüm kompresörlerin convertörlü yapıya dönüştürülmesi oldu ki bu yapı, enerji ihtiyacına göre enerji üretimi sağlayan, paralel bir sistem olup kompresörlerin enerji tüketimlerini optimum seviyede tutmamızı sağlıyor. Ayrıca aydınlatma için yaptığımız led sistemlerine dönüş yatı-

rımı ile toplam aydınlatma maliyetlerimizde yüzde 19 oranında iyileşme; verimliliği daha yüksek, frekans convertörlü vakum pompaları ile toplam vakum enerji tüketimini yüzde 49 oranında azalttık.” Enerji tasarruf programlarına 2018 yılı içinde 1 milyon TL üzerinde destekleyici yatırım yaptıklarını belirten Aydoğdu, 2019’da da özellikle soğutma grupları ve sistemlerine yönelik tasarruf ve yatırımlara yönelmeyi planladıklarını kaydetti. Aydoğdu ayrıca, özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım konusunda devlet teşviki ve yönlendirmesinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Güneş enerjisi dönüşüm sistemleriSolar System- sanırım bu anlamda özellikle endüstriyel ürün üreten kuruluşların yönlenebileceği bir alan gibi görünüyor. GF Hakan Plastik olarak biz de solar sistemleri araştırıyoruz, bu yönde çalışmalarımız var. Bu içerikteki devlet teşvikleri yatırımlarımıza hız verecektir” değerlendirmesinde bulundu.



haberler

MAN Lion’s City “Red Dot” Tasarım Ödülü’nü aldı Yeni MAN Lion’s City, eşsiz tasarımı ile aldığı 2019 iF Tasarım Ödülü’nün hemen ardından, bir başka prestijli tasarım ödülü Red Dot ‘Araçlar’ kategorisinde ‘Ürün Tasarım Ödülü’nü aldı. Lion’s City’nin ‘Araçlar’ kategorisinde prestijli Red Dot: 2019 Ürün Tasarım Ödülü’nü almasından büyük heyecan duyduklarını belirten MAN Truck & Bus Tasarım Bölümü Başkan Yardımcısı Stephan Schönherr, “Jürinin bu kararı, şehir otobüslerimizin iyi bir etki yarattığını açık ve net şekilde göstermektedir” dedi.

Kayseri’ye yeni akıllı uygulamalar geliyor Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Marketing Türkiye ile Marketing ve Management İnstitute tarafından düzenlenen İnteraktif Pazarlama Zirvesi’nde Kayseri’deki akıllı şehir uygulamalarını anlattı ve hedefleri açıkladı. Başkan Büyükkılıç, ortak akılla, çok güçlü ve geleceğe yön veren bir Kayseri hedeflediklerini belirtti. Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşları tarafından uygulanan akıllı aydınlatma ve akıllı sulama sitemleri, akıllı sayaç okuma çalışmaları, akıllı ve uzaktan kontrol edilebilir kavşak çalışmaları, bisiklet paylaşım sistemi, akıllı otopark sistemi, ulaşımdaki mobil uygulama gibi çalışmalar hakkında da bilgiler veren Dr. Memduh Büyükkılıç, “Bunlarla birlikte önümüzdeki süreçte; tüm yönetim dinamiklerimiz teknolojiden en iyi şekilde fayda sağlayan bir yapıya dönüşecektir. Öncelikle bu yıl içinde Kayseri’de geniş katılımlı bir “Akıllı Şehir Çalıştayı” yapacağız. Bu çalıştay neticesinde önceliklerimiz, otansiyelimiz ve hayallerimizi ortaya koyup bir vizyon çizeceğiz. Bu vizyon şehrin tüm dinamikleri ile ortak akılla birlikte Kayseri’yi geleceğe taşımak için bir yol haritası olacak. Büyükşehir belediyemiz başkanlığında bir yürütücü heyet oluşturulacak. Kayseri’den akademisyen ve teknokent yetkililerinin de olduğu bir danışma kurulu oluşturulacak. Şehrimizin geleceğine ilişkin çıkan kararlar proje zaman takvimine bağlanarak adım adım gerçekleşti12 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

rilecek. Belediyemize ait Kcetaş ve Kepsaş şirketi yönetimindeki elektrik direkleri, sensörlerin altyapısını oluşturacak bu direkler üzerine uygun yerlere ve uygun miktarda trafik, gürültü, ses, hava kalitesi, sıcaklık, basınç, güneş ışınları, gibi farklı ihtiyaçlara yönelik sensörler kurulacak. Akıllı geri dönüşüm otomatları ile pet şişe cam şişe vb. atık getirene ulaşım kartına yükleme yapılacak. Gençler kadınlar ve çocuklara yönelik akıllı uygulamalar ile daha sosyal akıllı katılımcı ve kültürel değerlerine bağlı çalışmalara aracılık edilecek. İlçelerimizde akıllı ve bilinçli tarım için toprak sensörleri ve meteorolojik gözlemler ve toprak altı kamera sistemleri ile uygun ürün yetiştirilmesi ve rekolte artırımı için üniversitelerimizin destekleriyle çalışmalar yapılacak. Bisiklet yollarından enerji üretimine yönelik pilot çalışmalar başlatılacak. İnsansız yani otonom ulaşım araçları pilot seferleri başlatılacak. Bu çalışma ile yerli sanayi ve teknolojik yaklaşımlar ile Kayseri’de üretilecek otonom araçlar için genç mühendislere ve girişimci sanayicimize ilham kaynağı olacak. Oluşacak yapıda yapay zekâ, veri madenciliği, sanal gerçeklik gibi birçok teknolojik yenilik uygulanacak. Şehrin önemli noktalarına turistik ve trafik gözlem amaçlı kameralar yerleştirilecek. Kayseri’de kent meydanı veya uygun başka bir bölgede pilot alan belirlenerek yerel çözümlerin ve yaklaşımların bizzat şehrin içinde çözümlerinin uygulandığı imkânlar sunulacak.

Eğitim ve bilinçlendirme ve sahiplenme için sanal ortamda e- eğitim araçları geliştirilecek. Tüm sulama sistemlerinde, yağmur suyunun depolanıp bu depolardan akıllı ve kontrol edilebilir sulama yapılan tasarruflu ve çevreci sistemlerine geçilecek. Şehir içi ve parklarda akıllı aydınlatma sistemlerine geçilecek. Aspilsan fabrikası ve akü üreticilerimiz teknokent yazılım firmalarımız ve kalkınma ajansımızın desteğiyle ortak çalışmalar yapılarak elektrikli araçlar için prototip enerji kaynağı ve elektrikli motor üretimi gerçekleşmesi için çalışılacak. Binaların çatı sularının belirli depolara toplanıp çim ve bahçe sulamada kullanılabileceği örnek ve pilot çalışmalar yürütülecek. Engellilere yönelik navigasyon sistemleri ve akıllı uygulamalar geliştirilecek. Şehir içinde uygulanan yöntem ve çözümlerin sergilendiği ve özellikle bu yönde vatandaşların öğrencilerin ziyaretleri ile ilham kaynağı oluşturacak “Kayseri Akıllı Şehir uygulamaları Merkezi” kurulacak. Bu merkeze il dışından veya yurtdışından gelen misafirler ziyareti ile farkındalık sağlanacak, diğer şehirlere örnek teşkil edilecek, şehrin prestijini artıracak” diye konuştu.


haberler

Seferihisar’a Yeryüzü Pazarı müjdesi

Slow Food hareketinden doğan uluslararası Cittaslow ağının Türkiye’deki ilk temsilcisi Seferihisar’da Yeryüzü Pazarı (Earth Market) kuruluyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in vizyonu doğrultusunda yerel ve sağlıklı gıdanın merkezi olan Seferihisar, artık “iyi, temiz,

adil gıda” felsefesiyle dünyanın en prestijli halk pazarlarından birine sahip olacak. Soyer, Seferihisarlı üreticileri sevindiren bu gelişme hakkında “Seferihisar için ortaya koyduğunuz vizyonun ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Artık Seferihisar’ın Salı günleri kurulan üretici pazarını dünya tanıyacak” dedi. Slow Food hareketinin bir parçası olan ve temelleri 2005 yılında İtalya’da atılan Yeryüzü Pazarları (Earth Markets), iyi, adil ve temiz üretim yapan yerli üreticilerin ürünlerini tüketicilerle buluşturan, yerel gıda kültürlerinin korunmasına önem veren dünyanın marka olmuş pazarları olarak tanınıyor. Yerel üreticilerin doğa dostu yöntemlerle ürettikleri yerel, sağlıklı ve kaliteli ürünleri tüketiciyle buluş-

turan ve dünyada 67 noktada bulunan Yeryüzü Pazarları, bulunduğu bölgenin sadece yakın çeperinde üretilmiş ürünleri içine alıyor. Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin Seferihisar’da Salı günleri kurulan üretici pazarının “Yeryüzü Pazarı” olarak tescillenecek olması hakkında şunları söyledi: “Seferihisar Türkiye’deki en ciddi kırsal kalkınma atılımlarını gerçekleştiren ilçelerden biri. Yeryüzü Pazarı, bu atılımın katlanarak devam etmesini sağlayacak. Bu gelişimi kesintisiz sürdürebilmek için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteği büyük önem taşıyor. Öyle umuyorum ki kısa bir süre sonra bu konuda Başkanımız Sayın Tunç Soyer ile birlikte uyum içinde çalışmaya başlayacağız.”

“Türkiye 11 yıl içinde su fakiri olacak” 2030’da nüfusumuzun 100 milyon olacağı ön görülürse, kişi başına düşen tatlı su oranı 1.120 metreküp olacak ve bu Türkiye’yi “su fakiri” ülkeler arasına sokacak. İstanbul Bilgi Üniversitesi Çevre, Enerji ve Sürdürebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ayşe Uyduranoğlu’na göre su üzerindeki baskının tek nedeni nüfus artışı değil; dağıtımda yaşanan kayıplar ve suyun denetimsiz, bilinçsiz kullanımı.

Suyun yarısı dağıtımda kayboluyor Dünyada su kaynaklarının miktarı sabit, nüfus ise her geçen gün biraz daha artıyor. Tarımda, enerji üretiminde ve günlük kullanımda harcanan sular, arz ve talep arasında dengesizlik oluşturuyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ayşe Uyduranoğu, gidişatın devamı halinde Türkiye’nin 11 yıl içinde su fakiri ülkeler kategorisine gireceğini belirtiyor. Türkiye’nin kullanılabilir su kaynağı, yılda 112 milyar metreküp, kişi başına düşen tatlı su miktarı ise 1.519 metreküp. Her ne kadar akarsular nedeniyle su zengini bir ülke gibi gözüksek de bu verilere göre “su sıkıntısı çeken ülkeler” arasında yer alıyoruz.

Türkiye’nin en büyük sorunlarından birinin, suyun şebeke aracılığıyla kullanıcılara dağıtımı esnasında yaşanan kayıplar olduğunu belirten Doç. Dr. Uyduranoğlu, “Bunun en büyük nedeni su şebekelerinin eski olması. Gelişmiş ülkelerde dağıtım esnasında yaşanan su kaybı yüzde 10-15 arasında seyrederken, bu oran gelişen ülkelerde yüzde 50 civarındadır. Ülkemizden bir örnek verecek olursak Kocaeli su şebekesinde kayıp kaçak oranları 2004’ten önce yüzde 72-75 civarındaydı. 2004 sonrası Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSU) tarafından yapılan yatırımlar, 2013 yılında bu oranı yüzde 31 seviyesine çekmeyi başardı. Altyapıların rehabilite süreci ne kadar mali-

yetli olursa olsun birinci hedef olmalı” dedi.

Tarifeli fiyatlandırma şart Doç Dr. Uyduranoğlu, suyun ev ve tarım alanlarında bilinçsiz ve denetimsiz kullanıldığını vurguladı: “Bireysel bilinç sağlanmadığı için evlerde ihtiyaç fazlası kullanımın önüne geçilemiyor. Farkındalık oluşturabilmek için tarifeli fiyatlandırma uygulanmalı. İngiltere’de kullandığınız suyun bedelinin iki katını da atık sular için ödüyorsunuz. Böyle bir fiyatlandırma politikası davranışsal değişikliğe yol açarak, suyun daha dikkatli kullanılmasını sağlıyor. Tarımda ise sulama hala konvansiyonel yöntemlerle yapılıyor. Teknolojik entegrasyon tam sağlanmış değil. Bu yüzden ihtiyaç fazlası su kullanılıyor ve açık sulama kanalları ile suyun bir kısmı da buharlaşıyor.” Türkiye’nin ilerde susuzluk sorunu çekmemesi için alınması gereken önlemlere de değinen Doç Dr. Uyduranoğlu, altyapıların tamamen değişmesi, farkındalık kampanyalarına ağırlık verilmesi, denetimlerle kaçak kullanımların önüne geçilmesi, tarımsal sulamanın değiştirilmesi ve su krizlerini de dikkate alan kapsamlı bir sürdürülebilir kalkınma programı hazırlanması gerektiğini belirtti. Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 13


haberler

Marmaray’ın kabloları Türk Prysmian Kablo’dan mizin önemli yatırımlarından biri olan Marmaray’ın kablolamasında görev aldık. Türk Prysmian Kablo olarak özel üretim gerektiren kablolar alanındaki başarılarımızı birçok projede kanıtlamış durumdayız. Gelişen teknolojiyi takip ederek Ar-Ge merkezimizde sektörün ihtiyacı olan konulara çözümler geliştiriyoruz. Başarılı projelerde yer almamızı bu çalışmalarımıza bağlıyoruz” dedi.

‘‘Türkiye’yi yarınlara bağlıyoruz’’ Enerji ve telekomünikasyon kabloları sektörünün dünya çapında önde gelen firması Prysmian Group’un Türkiye operasyonu Türk Prysmian Kablo, Marmaray projesinde; demiryolu, fiber optik, tünel açma makinalarında kullanılan kablolar (TBM) ve enerji kabloları ile yer aldı. Önemli projelerde yer almaktan büyük gurur duyduklarını belirten Türk Prysmian Kablo CEO’su Erkan Aydoğdu, “Ülke-

Geniş ürün gamıyla ihtiyaca uygun çözümler sunan Türk Prysmian Kablo, İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Çanakkale Boğazı Denizaltı Kablo Bağlantı Projesi ve Avrasya Tüneli gibi projelerde yer almaya devam ediyor. Mudanya’da bulunan fabrikalarında gerçekleştirdikleri başarılı çalışmaların sonucunda Türkiye’nin en önemli yatırımlarında tercih edildiklerini belirten Türk Prysmian Kablo Endüstriyel Satışlar Direktörü Mert Erden yer aldıkları

Marmaray projesi ile ilgili olarak şunları söyledi: “Türk Prysmian Kablo olarak çalışmalarımızla ülkemizin geleceğine yatırım yapmayı sürdürüyoruz. Yine aynı çerçeve içerisinde üretimini gerçekleştirdiğimiz fiber optik, tünel açma makinalarında kullanılan kablolar (TBM) ve enerji kabloları ile Marmaray Projesi’nde yer aldık. Önümüzdeki dönemde de farklı projelerde yer almaya devam edeceğiz. “Türkiye’yi Yarınlara Bağlıyoruz” misyonumuzun doğruluğunu kanıtlar nitelikte çalışmalarımızı sürdüreceğiz”.

Karabük Belediyesi “Atık Getirme Merkezleri” kurdu Sıfır Atık Projesi kapsamında atıkları kontrol altına almak ve gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir dünya bırakmayı amaçlayan ve bu konudaki faaliyetlerini aralıksız sürdüren Karabük Belediyesi, 100. Yıl Mahallesi, 500 Evler Mahallesi, Kemal Güneş Caddesi (şehir merkezi) ve Yenişehir Mahallesi’ne Atık Getirme Merkezi üniteleri yerleştirildi. Böylece elektrikli ve elektronik eşyalar, kağıt, karton, plastik, metal, cam, tekstil atıkları ve bitkisel atıklar ayrı ayrı sınıflandırılıp, toplanarak geri dönüşüme tabi tutulacaktır. Projenin yalnızca bir çevre duyarlılığı çalışması değil, aynı zamanda büyük bir sorumluluk olduğunun altını çizen Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili; “Dünyanın en büyük sorunları arasında gösterilen çevre kirliliğine ve doğal kaynak kullanımının artışına bu proje ile engel olabiliriz. Atıklarımızı değerlendirerek sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilir, atıkları üretime dönüştürebiliriz. 14 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

Bu sayede toplanan değerlendirilebilir atıklar işlenerek, yeni ürünlere dönüştürülecek. Bu yolla ekonomik kazanç sağlanacak. Sıfır Atık projesi ile atıkların kaynağında ayrıştırılması ve geri dönüşüme girmesiyle, daha yaşanabilir bir çevre, daha güçlü bir ekonomi hedef-

lenmektedir. Bizden sonraki nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Hedefimiz tüm atıkların dönüştürüldüğü bir il haline gelebilmektir. Bu yüzden tüm vatandaşlarımızı göreve davet ediyoruz” dedi.



haberler

Wilo Türkiye Genel Müdürü Mehmet Ürek oldu Pompa sistemleri sektörünün önde gelen markalarından Wilo Türkiye’de, üst düzey bir atama gerçekleşti. Mehmet Ürek, Wilo Türkiye Genel Müdürü olarak atandı. Mehmet Ürek, Wilo’nun sektöründe yenilikçi, lider olma ve büyüme stratejisini Türkiye’de gerçekleştirecek. Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olan Mehmet Ürek, profesyonel iş yaşamına 2002 yılında “Satış ve Pazarlama Uzmanı” olarak baş-

ladı. Ardından Doğuş Otomotiv’de bir süre çalıştıktan sonra Vaillant Group’ta 2010

ZF, WABCO’yu satın almak üzere anlaşma imzaladı

ZF Friedrichshafen AG, hisse başına 136.50 $ karşılığında WABCO’yu satın almak için bir anlaşma imzaladığını duyurdu. Planlanan satın alma, ZF’nin Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu ve WABCO’nun Yönetim Kurulu tarafından onaylandı. WABCO’yu bünyesine katması ardından ZF, ticari araç müşterileri için katma değer yaratan, lider bir küresel entegre mobilite sistemleri sağlayıcısı olacak. İki şirketin konsolide satışları yaklaşık 40 milyar euro olacak. ZF CEO’su Wolf-Henning Scheider, “ZF’nin, WABCO ile, ticari araç teknolojisi için dünyanın önde gelen entegre sistem sağlayıcısı olacağına ve bu sayede müşterileri, çalışanları ve sahipleri için uzun vadeli değer ve güvenlik yaratacağına inanıyoruz” dedi. Sözlerine devam eden Scheider “ZF için, ticari araç fren sistemleri konusunda bir uzman ve liderin satın alınması, istikrarlı ve büyüyen bir iş segmentinin eklenmesi ve mevcut ticari araç bölümümüzün araç dina16 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

miği kontrolündeki uzmanlığının artırılması anlamına gelmektedir. Bu, ZF’nin güvenli ve otomatikleştirilmiş dijital çözümlerini kapsamlı bir şekilde son kullanıcıya ulaştırabilmesi için temel teşkil edecektir. Ve aynı zamanda sahiplerimiz, Zeppelin Vakfı ve Dr. Jürgen ve Irmgard Ulderup Vakfı’nın çıkarları doğrultusunda ZF’nin sürdürülebilir güçlenmesiyle sonuçlanacaktır” dedi. WABCO Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Jacques Esculier konuyla ilgili olarak “Sektörün saygın firması ZF ile güçlerimizi birleştirmek, geleceğin otonom, verimli ve dijital hizmet teknolojilerine sahip ticari araçlarına yönelik talebe göre yatırım yapmak için iyi konumlanmış lider bir küresel teknoloji şirketi yaratacak. ZF ile yenilikçi teknolojiler geliştirmek için her iki şirketin de mükemmellik, yenilik tutkusu ve olağanüstü müşteri odaklılığı için ödünsüz bir vizyonu paylaşan başarılı bir iş birliği geçmişimiz var” dedi.

yılına kadar “Kurumsal Satış Müdürü” olarak görev yaptı. İsveçli ESBE AB firmasında 2010-2016 yılları arasında “Ülke Müdürü” olarak çalışan Ürek, ardından Wilo Türkiye bünyesine katılarak Ağustos 2018’e kadar “Bina Teknolojileri Bölümü Satış Müdürü” görevini sürdürdü. Mehmet Ürek, Nisan 2019’da Wilo Türkiye Genel Müdürlüğü görevine başlamadan önce Mas Grup’ta Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştı.

ORAFOL Türkiye’den üniversite öğrencilerine seminer

ORAFOL Türkiye ekibinde Reflektif Ürünler alanında görev yapan Volkan Üre, Balıkesir Üniversitesi Bigadiç Meslek Yüksek Okulu öğrencilerine “Reflektif Çözümler” konulu seminer verdi. ORAFOL Türkiye ekibinde uzun süreden beri Reflektif Ürünler alanında yöneticilik yapan Üre, Balıkesir Üniversitesi Bigadiç Meslek Yüksek Okulu öğrencileri ile deneyimlerini paylaştı. Üre, reflektif ürünlerin yapısal özelliklerine, kullanım alanlarına, trafikteki ve insan hayatı üzerindeki etkilerine değinirken, öğrencilere ürünleri yakından görme ve tanıma fırsatı sundu.


haberler

Su yönetiminde başarılı ürünler ve yenilikçi projeler ödüllendiriliyor

Bu sene birincisi düzenlenecek olan Su Yönetimi Ödülleri’ne başvurular başladı. Ödül programı, ülkemizin 2023 yılı vizyonu ve hedefleri doğrultusunda su kayıplarının kontrolü için çalışmalar gerçekleştiren kamu kurumlarının, özel sektör kuruluşlarının, akademisyenlerin, öğrencilerin ve basın kuruluşlarının motivasyonlarını pekiştirerek su yönetiminde farkındalığı artırmak, başarılı projeler ile yenilikçi

ürünleri teşvik etmek ve kamu - özel sektör - üniversite işbirliğine katkı sağlamak amacıyla hazırlandı. Su Yönetimi Ödüllerinde başarılı proje, yenilikçi ürün ve en iyi haber başlıkları kapsamında on ayrı kategoride ödüller sahiplerini bulacak. Başarılı Proje kategorisinde Su ve Kanalizasyon İdareleri, İl Belediyeleri, İlçe Belediyeleri, Sulama Birlikleri, Yükleniciler, Müşavirler, Üniversiteler; Yenilikçi Ürün kategorisinde Üreticiler ve En İyi Haber kategorisinde ise Basın Kuruluşlarının ödüllendirileceği program 30 Haziran 2019 tarihine kadar başvuruya açık. Su Yönetimi Ödülleri Değerlendirme Kurulu (Jüri) aşağıdaki isimlerden oluşuyor. • Akif ÖZKALDI, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı

• Prof. Dr. Hasan Zuhuri SARIKAYA, Çevre ve Orman Bakanlığı E. Müsteşarı • Prof. Dr. Lütfi AKÇA, Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Üyesi • Mevlüt AYDIN, Devlet Su İşleri Genel Müdürü • Prof. Dr. Ahmet Mete SAATÇİ, Türkiye Su Enstitüsü Başkanı • Prof. Dr. Cumali KINACI, Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü • Bilal DİKMEN, Su Yönetimi Genel Müdürü • Yasin TORUN, Altyapı ve Kazısız Teknolojiler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı • Ödül töreni 5. Su Kayıp ve Kaçakları Türkiye Forumu ile eş zamanlı olarak 9 Ekim 2019 tarihinde Ankara’da düzenlenecek. • Su Yönetimi Ödülleri ile ilgili ayrıntılı bilgi için: www.suyonetimiodulleri. org

TOMRA’nın yeni INNOSORT FLAKE ayıklama makinesi, IFAT Eurasia 2019’da büyük ilgi gördü TOMRA Sorting Geri Dönüşüm, İstanbul’da düzenlenen IFAT 2019 Eurasia Uluslararası Çevre Teknolojileri İhtisas Fuarı’nda yeni ürününü sergiledi. Yeni INNOSORT FLAKE pet çapak ayıklama makinesi ile pet geri dönüşüm tesislerinden gelen gerçek malzemelerin testleri de fuarda gerçekleştirildi. TOMRA Sorting Geri Dönüşüm Gelişen Bölgeler Direkörü Tasos Bereketidis, INNOSORT FLAKE Ürün Müdürü William Zeng ve Türkiye & Ortadoğu Satış Müdürü Serkan Orhan, fuar boyunca TOMRA’nın ürünleri ve gelişmiş teknolojileri ile ilgili ziyaretçileri bilgilendirdiler. TOMRA Sorting Geri Dönüşüm Gelişen Bölgeler Direkörü Tasos Bereketidis, fuarda yaptığı açıklamada; “Sahada güvenirliliği kanıtlanmış patentli FYING BEAM teknolojimiz ile malzeme ayıklamadaki

başarımızı INNOSORT FLAKE ürünü ile de sürdürüyoruz. Bu özel makina, 2 mm’yi algılayan polimer tanımlama sayesinde farklı polimerlerin tespitini sağlayarak PET, PVC, PP, PE, metal de dahil olmak üzere polimer olmayan kirliliklerin dahi giderilmesi sonucunda yüksek saflıkta temiz pet çapakların elde edilmesini mümkün kılıyor” dedi. TOMRA Sorting Geri Dönüşüm Türkiye ve Ortadoğu Satış Müdürü Serkan Orhan ise açıklamasında; “INNOSORT FLAKE, malzeme ve renk algılamayı tek makinada bir araya getirdiği için müşterilerimiz tarafından beklenen bir üründü. Renk ve malzeme ayrımını eş zamanlı yapabilen, yüksek kapasitelerde çalışan bir makine. Fuarda müşterilerimizin malzemeleri ile birlikte testler yapma şansını yakaladık. Gerek yüksek kapasitesi, gerek aynı anda

renk ve malzeme ayrımı sağlayabilmesi, gerekse düşük fire oranı ve çıktı ürün kalitesi ile müşterilerimiz tarafından çok beğenildi. Hatta fuarda sergilediğimiz ürünün satışını da gerçekleştirdik ve devamı gelecek” dedi. Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 17


haberler

LeasePlan’den elektrikli araçlara ‘yeşil’ adım

LeasePlan, elektrikli araç filosunu finanse etmek amacıyla 500 milyon euro tutarında 5 yıllık sabit faizli ilk “Yeşil Tahvil” ihracını başarıyla gerçekleştirdi. Danske Bank, HSBC, ING ve J.P. Morgan’ın aracılık ettiği ve yaklaşık 260 yatırımcıdan 3,5 milyar euro talep alan yeşil tahviller, Avrupa’nın

kurumsal yatırımcı tabanının büyük ilgisiyle karşılaştı ve beklenenin tam 7 katı üzerinde talep gördü. 2030 yılına kadar küresel filosunun tamamında sıfır emisyon seviyesine ulaşmayı hedefleyen LeasePlan, tahvil ihracından elde edilen geliri sadece Bataryalı Elektrikli Araçların (BEV) alımını finanse etmek, elektrikli sürüşe geçişi hızlandırmak ve iklim değişikliğinin üstesinden gelmeye yardımcı olmak için kullanacak.

İklim değişikliğine sürdürülebilir finansman modeli Konuyla ilgili açıklama yapan LeasePlan CEO’su Tex Gunning, sürdürülebilir finansman araçlarının, iklim değişikliğinin üstesinden gelmeye yardımcı girişimleri

hızlandırmanın anahtarı olduğunu vurgulayarak, “İklim değişikliği bugün karşılaştığımız en büyük sorunlardan biri ve ulaşım da bunun en büyük nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Yollarda 1,8 milyon aracı olan bir kiralama şirketi olarak, daha sürdürülebilir bir ulaşım sisteminin geliştirilmesini desteklemek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız. Amacımız, daha temiz, düşük emisyonlu araçları müşterilerimize uygun bir seçenek haline getirmek için gereken altyapıyı teşvik ederek şehirlerimizde ve yaşama alanlarımızda daha sağlıklı ortamlar yaratmaya yardımcı olmak” diye konuştu. LeasePlan Yeşil Tahvil Sistemi, Yeşil Tahvil Prensipleri ile uyumlu olup “temiz taşımacılık” kategorisi altında yer alıyor.

Mercedes-Benz Türkiye’de yeniden yapılanıyor Mercedes-Benz Türk’ün ana şirketi Daimler AG, yeni mobilite çağının sunduğu fırsatları daha iyi değerlendirebilmek, müşteri memnuniyetini ön planda tutup, ürün ve hizmet tedarikçisi olarak sektördeki konumunu daha da güçlendirmek için yeni bir kurumsal yapıyı hayata geçiriyor. Daimler AG hissedarlarının 22 Mayıs 2019’da gerçekleşecek olan Olağan Genel Kurul Toplantısı onayına tabi olan bu yapı ile gelecekte Daimler AG çatısı altında yasal olarak bağımsız üç şirket olacak. Otomobil ve Hafif Ticari Araç grubu, “Mercedes-Benz AG”, Kamyon ve Otobüs grubu, “Daimler Truck AG” ve Daimler Finansal Hizmetler grubu ise “Daimler Mobility AG” şirketleri altında toplanacak. Her üç şirketin merkezi de Almanya’nın Stuttgart kentinde bulunacak. Daimler AG, üç şirket için ana şirket olmaya devam ederken, strateji ve kurumsal yönetim gibi üst seviye yönetsel faaliyetler ile şirketler arası iş hizmetlerini sağlayacak. Şirketin bu stratejik yeniden yapılanması, “Project Future” olarak adlandırılıyor. “Project Future” uygulaması kapsamında Daimler’in tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki yapılanması da değişirken; Oto18 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

Finansal Hizmetler Grubu’nun Türkiye operasyonlarını yürütmek üzere 2000 yılında kurduğu Mercedes-Benz Türk Finansal Hizmetler A.Ş. ise bugünkü gibi bağımsız bir şirket olarak Türkiye’deki müşterilerine araç alımlarında finansman hizmeti vermeye devam edecek.

Süer Sülün: “Bu değişim geleceği tasarladığımız bir yolculuğun başlangıcı olacak.”

mobil ve Hafif Ticari Araçlar ile Kamyon ve Otobüs gruplarının faaliyetleri 2 ayrı şirket yapısı altında devam edecek. Bu kapsamda Mercedes-Benz Türk, Kamyon ve Otobüs ürün gruplarının faaliyetlerini mevcut şirket yapısında sürdürmeye devam edecek. Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar ürün gruplarının faaliyetleri ise yeni kurulan “Mercedes Benz Otomotiv Ticaret ve Hizmetler A.Ş.” şirketi bünyesinde yürütülecek. Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar ürün gruplarının faaliyetlerinin yeni şirkete devrinin, Mercedes Benz Otomotiv Ticaret ve Hizmetler A.Ş.’nin faaliyete geçeceği 1 Ocak 2020 tarihine kadar tamamlanması hedefleniyor. Daimler

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün: “Mercedes-Benz Türk olarak, bugün Türkiye’nin en büyük yabancı sermayeli şirketlerinden biriyiz. Ana şirketimiz Daimler AG’nin başlatmış olduğu Project Future değişim programı kapsamında, biz de Türkiye’de bulunan yeni yapılandırma için bu senenin başından beri çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bize daha fazla iş özgürlüğü sağlayan, pazara ve müşterilerimize odaklanmamıza daha çok fırsat veren ve işimizin başarısına tamamen odaklanmamızı sağlayan bu dönüşüm hem markamız, hem müşterilerimiz, hem de tedarikçilerimiz için geleceği tasarladığımız bir yolculuğun başlangıcı olacak” diye ifade etti.


haberler

Xylem, akıllı su teknolojilerine geçişe yol gösteriyor Su sektörünün akıllı altyapıya geçişini hızlandırma çalışmaları kapsamında global su teknolojisi şirketi Xylem, akıllı su teknolojilerine geçişte su yöneticilerine yol göstermek ve eğitim sağlamak amacıyla bir bülten yayımladı. Akıllı Su Yönetimi – Güçlü Bir Su Geleceği İçin Akıllı Su Çözümleri adlı bu bülten Avrupa’daki akıllı su sektörünün mevcut durumunu ve akıllı su teknolojileri ve uygulamalarının geleceğini genel hatlarıyla ele alıyor. Bülten aynı zamanda Xylem’in akıllı su platformu hakkında baştan sona detaylı bilgiler sunuyor. Londra, Milan, Hollanda ve Singapur’da

hayata geçirilen örnekler akıllı su çözümlerinin – bu çözümler kademe kademe uygulamaya geçirilse de – operasyonların verimliliğini önemli ölçüde nasıl iyileştirebileceğini ve suya erişim gücü sorununu ele almada kamu hizmetlerine nasıl yardımcı olabileceğini gösteriyor. Xylem Başkanı ve CEO’su Patrick Decker şu açıklamalarda bulundu: “Enerji maliyetleri ile gelir getirmeyen su fiyatlarındaki artıştan git gide artan su altyapısını koruma ve genişletme karşılanabilirlik sorununa ve ortaya çıkan kirleticilerin yaygınlığına kadar su yöneticilerinin karşılaştıkları zor-

luklar önemlidir ve git gide artmaktadır. Daha akıllı ekipman ve veri analizlerinin kullanıldığı akıllı su çözümleri bu zorlukları ele alarak su yönetimi ekonomisini temelden değiştirme potansiyeline sahiptir. Daha akıllı ve sürdürülebilir su yönetimi sağlamaya yönelik ortak yeteneğimizi güçlendirirken kamu hizmeti alanındaki müşterilerimiz ile çözüm ortaklığı kurmak için sabırsızlanıyoruz. Veri odaklı bu çözümleri makro ölçekte kullanabilmek, su ve atık su yöneticilerinin büyüyen müşteri hacminin ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilmelerine imkân tanıyacaktır”.

Kamu, akademi, sivil toplum el ele verdiler- ‘Geleceğe Dönüştür’düler! Günümüz sürdürülebilirlik kavramına ileri dönüşüm yöntemleri üzerinden bakıldığında, moda ve tekstil sektörleri sadece üretim süreci ve üretim teknolojileri olarak değil, aynı zamanda iş modelleri ve sosyal girişimler, sosyal değişim ve sosyal etki bağlamında da bir potansiyel olarak görülmektedir. Dünya genelinde, doğaya karışan karbon salınımlarının yaklaşık yüzde 10’unu moda endüstrisi üretmektedir. Dünyadan lokale inildiğinde ise, özellikle tekstil ülkesi olan ülkemizde ve İstanbul gibi büyük şehirlerde, konfeksiyon işletmelerinin yoğunlukta olduğu sadece bir

ilçeden dahi günde 100 ila 150 ton arası tekstil atığı toplanabilmektedir. Dünya Ekonomik Forumu’nun bir inisiyatifi olan Global Shapers Community İstanbul Hub, Zeytinburnu Belediyesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Moda Tasarımı Bölümü işbirliği ile, belediyenin topladığı tekstil konfeksiyon atıkları (pastal atıkları ve kırpıklar) değerlendirilerek, Moda Tasarımı Bölümü’nde gönüllü öğrencilerden kurulan bir ekip ile, kumaştan tasarıma bir ileri dönüşüm projesinin tohumları atıldı. Bilgi’li öğrenciler toprak altına gidecek tekstil

atıklarından küçük bir örneklem grubuna değer katmakla birlikte, atığa zaman, emek ve bilgi katarak kumaşın tüm üretim süreçlerine giren ekonomik ve insan emeğinden oluşan değerler korundu ve geleceğe aktarıldı. “Geleceğe Dönüştür” sloganı ile yola çıkılan bu projede üretilen tasarımların tasarımcılar, şirketler, akademisyenler, kamu ve çevre üzerine çalışan sivil toplum inisiyatifleri için başka projelere ışık tutması hedeflendi. İleri dönüşüm çalışmalarındaki potansiyelin ülkemiz tarafından değerlendirilmesi için tüm paydaşlar ile ilerleyen süreçlerde el ele çalışılması hedefleniyor.

Milano2030 vizyonu için finale kalan projeler belli oldu Öğrencilerden geleceğin genç ve dinamik şehri olması hedeflenen Milano’da sürdürülebilir büyümenin ve yaşam kalitesini iyileştirmenin esas alındığı “Milano2030” vizyonu doğrultusunda projelerini hazırlamalarının beklendiği 19. İzocam Öğrenci Yarışması’nda finale kalan projeler belli oldu. İzocam, sosyal sorumluluk bilinciyle her yıl farklı bir konuyla hayata geçirdiği Öğrenci Yarışması’nın bu yıl 19.’sunu düzenliyor. Yarışmaya konu olacak şehir Milano olarak seçildi ve İzocam Öğrenci Yarışmasının konusu #milano2030 vizyonu doğrultusunda Crescenzago metro istasyonu alanının kente bağlanarak gençleştirilmesi ve canlandırılması olarak belirlendi.

‘Fikirden Projeye’ formatıyla gerçekleşen ve tüm fakülte ve bölümlerde okuyan üniversite öğrencilerinin katılımına açık olan yarışmada tüm süreçler www.izocamogrenciyarismasi.com sitesi üzerinden yürütüldü. İki aşamadan oluşan yarışmanın ilk adımında öğrencilerden #milano2030 vizyonu doğrultusunda Crescenzago metro istasyonu alanının sürdürülebilir gelişimi ve geleceği için bir vizyon oluşturmaları, bölgesel şartları ve şehrin gelişimini hesaba katarak mimari tasarım fikri geliştirmeleri ve bu fikirleri avan projeye dönüştürmeleri beklendi. Yarışmanın bu ilk aşamasında 14 proje web sitesine yüklendi ve 12 Mart’ta kapalı oturumda projeleri jüri değerlendirdi. Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 19


haberler

Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Şevket Saraçoğlu: “Mitsubishi Electric “Evden Uzaya” kadar Türkiye’ye yatırım yapıyor”

Mitsubishi Electric, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de “evden uzaya” kadar uzanan çok geniş bir hizmet alanına sahip. Markanın Türkiye’deki faaliyetleri ve hedefleri ile ilgili açıklamalarda bulunan Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Şevket Saraçoğlu; çevre dostu binalar, fabrikalar ve alt yapı projelerinin iklim-

lendirme, otomasyon, asansör, yürüyen merdiven ve görsel veri sistemleri için iddialı bir çözüm ortağı olduklarını vurguladı. Mitsubishi Electric’in Avrupa’daki ilk ev tipi klima fabrikasını potansiyeline ve gücüne inandığı Türkiye’de kurarak 2017 yılı sonunda üretime başladığının altını çizen Saraçoğlu, 2019 yılı itibariyle Türk iklimlendirme sektörüne yönelik ürün gamlarını daha da genişlettiklerini açıkladı. Markanın Sanayi 4.0’a yanıtı olan e-F@ ctory konsepti ile Türk sanayisini geleceğin dijital fabrikalarına hazırlamaya aday olduklarını belirten Saraçoğlu, otomasyon teknolojileri ile Marmaray projesinde de dikkat çektiklerini ifade etti. Mitsubishi

Electric’in Türkiye’de ulaştırma sistemlerinin yanı sıra yarı iletken cihazlar, otomotiv ekipmanları ve enerji sektörlerinde de rol aldığını anlatan Saraçoğlu, kamu sistemleri alanındaki faaliyetler kapsamında uçak ve uçuş güvenliğini artırmak amacıyla havalimanları için geliştirilen radar teknolojisinin Antalya Havalimanı’nda da uygulanmaya başlandığını bildirdi. Markanın Türksat 4A ve 4B uyduları ile Türkiye ve komşu ülkelerin iletişim ve yayıncılık altyapısına katkıda bulunduğunu söyleyen Saraçoğlu, bugüne kadar 500’den fazla uydu projesinde yer alan Mitsubishi Electric’in uzay sistemleri alanındaki etkinliğini daha da artırmayı amaçladığını belirtti.

PAGÇEV 2019’da 300 bin tonluk ambalaj atığını dönüştürecek PAGÇEV’in geri dönüşüm çalışmalarında yakaladığı ivme hız kesmeden devam ediyor. 2018 yılında bir önceki yıla göre yüzde 28 artışla 280 bin ton ambalaj atığının kaynakta ayrılarak geri dönüştürülmesi faaliyetlerini yürüten PAGÇEV, ülke ekonomisine 780 milyon TL’lik katkı sağladı. “Sıfır Atık” projesinin de destekçileri arasında yer alan ve proje kapsamında pek çok çalışma hayata geçiren PAGÇEV, 2019 yılında 300 bin ton ambalaj atığını geri dönüşüme kazandırmayı hedefliyor. Türkiye’nin ambalaj atıkları yetkilendirilmiş kuruluşu PAGÇEV(PAGEV Geri Dönüşüm İşletmesi), her yıl artan bir grafik sergilemekle birlikte 2018 yılında döngüsel ekonomi yaklaşımıyla atık yönetimi çerçevesinde yürüttüğü ambalaj atıklarının azaltılması, yeniden kullanımı ve geri dönüşümü çalışmalarında bin 394 ekonomik işletmenin yükümlülüğünü devraldı. Bu çerçevede 13 milyon nüfusa sahip 70 belediyeye ulaştı. PAGÇEV, 2018’de önceki yıla 20 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

göre yüzde 28 artışla 280 bin ton ambalaj atığının kaynakta ayrılarak geri dönüştürülmesi faaliyetlerini yürüttü. PAGÇEV’in 2018 yılı çalışmalarını değerlendiren PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz şunları söyledi; “2018 yılında da plastikten kâğıda, camdan metale, birçok atığı geri dönüştürerek bir yandan çevreyi korumaya devam ettik diğer yandan da ekonomiye 780 milyon lira katkı sağladık. PAGÇEV olarak sadece 2018 yılındaki bu çalışmalarımız sayesinde 2 milyon 200 bin ağaç kesilmekten kurtarıldı. 7 milyon 300 bin kWh elektrik tasarrufu, 326 milyon litre fosil yakıt tasarrufu ve 3,2 milyon litre su tasarrufu sağlandı. Tüm bu atıkların atık depolama sahaları yerine geri dönüşüme gönderilmesi sayesinde 2,9 milyon metreküp alandan tasarruf edildi. PAGÇEV olarak önümüzdeki dönemlerde de sorumlu endüstri bilinciyle çalışmalarımıza artan bir ivmeyle devam etmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda 2019 yılı için hedefimiz 300 bin tonluk atığı geri dönüştürmek.”

Çevre kirliliğinin çaresi “Döngüsel Ekonomi” Geri dönüşümün sürdürülebilir bir dünya için olmazsa olmaz olduğunu söyleyen Yağmur Cengiz, “Sürdürülebilir bir çevre için ise

döngüsel ekonomi şart. Dünya genelinde kabul gören Döngüsel Ekonomi modeli geri dönüştürülmesi mümkün olan tüm atıkların dönüştürülmesi esasına dayanıyor. Sürdürülebilirlik noktasında üretimde kullanılan hammaddelerin geri kazanımı giderek daha da önem kazanıyor. Günümüzde hammadde, kaynak ve yenilenebilir enerji kullanımlarını esas alan “Döngüsel Ekonomi” bir seçenek değil bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Geleceğe damgasını vuracak sektörler arasında gösterilen “geri dönüşüm”; tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla yaygınlaşıyor. Türkiye’de geri dönüşüme verilen önem ve dolayısıyla geri dönüşüm çalışmaları da düzenli olarak artış eğilimi gösteriyor. Bizler de geri dönüşüme verdiğimiz önemi “sorumlu endüstri, sorunsuz çevre” misyonumuz ile ortaya koyuyoruz. PAGÇEV olarak elbette yalnızca atık toplamıyor, çevreye katkı sağlayacak pek çok projeyi de hayata geçiriyoruz. Özellikle toplumda geri dönüşüm bilinci oluşturulmasının önemine inanıyor ve bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Tek tek kapıları çalarak, okul okul dolaşarak özellikle öğrencilerin ve ev kadınlarının geri dönüşüm ile ilgili bilinçlenmesi noktasında yoğun çalışmalar yürüttük, yürütmeye de devam ediyoruz” dedi.

Sek


DETAYLI B I LGI İÇİ N

WWW.ICCI.COM.TR

ENERJİDE DÖNÜŞÜM ve DEĞİŞİM

Sektörel Fuarcılık A.Ş.

Destekleyenler

+90 212 334 69 00 info@icci.com.tr

B U F U A R 5 1 7 4 S AY I L I K A N U N G E R E Ğ İ N C E T Ü R K İ Y E O D A L A R V E B O R S A L A R B İ R L İ Ğ İ D E N E T İ M İ N D E D Ü Z E N L E N M E K T E D İ R


haberler

Teksan kojenerasyon sistemi ile Gaziantep’te hayvansal atıklar ısı ve elektriğe dönüşüyor Gaziantep’in Oğuzeli İlçesi Gündoğan Köyü’nde kurulan tesis, şehre ekonomik ve çevresel pek çok katkı sağlayacak. Ekim ayında Fransa’nın Strazburg Kenti’nde düzenlenen Uluslararası Kent Araştırmaları Kongresi’nde İdeal Kent ödülüne layık görülen Biyogaz Üretim Tesisi projesi, enerji verimliliği noktasında büyük önem taşıyor. Tesiste kullanılan Teksan kojenerasyon çözümleri ile 3 bin 200 kişinin yıllık enerji ihtiyacını karşılayabilecek elektrik üretilirken yüzde 90’a varan enerji verimliliği sağlanıyor.

Teksan Jeneratör, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Biyogaz Üretim Tesisi’nin enerji ihtiyacını yenilenebilir güç çözümleri ile karşılıyor. Günlük 10 bin metreküp biyogaz üretilecek Biyogaz Üretim Tesisinde Teksan’ın biyogaz motorlu kojenerasyon sistemleri kullanılıyor. Elektrik ile ısı ihtiyacını aynı anda karşılayan Teksan kojenerasyon çözümleri ile yıllık 8 milyon 234 bin kilowatt elektrik, 8 milyon 837 bin kilowatt ısı üretilecek ve böylece yüzde 90 enerji verimliliği sağlanacak. Kojenerasyon sisteminde Teksan imzası taşıyan Biyogaz Üretim Tesisi projesi, Uluslararası Kent Araştırmaları Kongresi’nde İdeal Kent ödülüne de layık görüldü.

Yerlileşmede kojenerasyon sistemleri kilit rol oynuyor Türkiye’nin ilk yerli kojenerasyon ve trijenerasyon sistemlerini ürettiklerini belirten Teksan Jeneratör Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Ata Tuncer, şunları söyledi: “Yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak biyogaz ile çalışan kojenerasyon sistemleri en çevreci elektrik üretim sistemlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Biyogaz motorlu kojenerasyon sistemleri, hayvansal atıkların doğaya zarar vermesini önlerken çok büyük oranda dışa bağımlı olunan elektrik enerjisi üretiminin tamamıyla yerli kaynakla yapılmasının yolunu açıyor. Bu gibi tesislerde klasik yöntem-

lerin haricinde proses çıktısı olan ürünlerin organik gübreye dönüştürülmesi de mümkün. Bu da yine büyük oranda yurtdışına bağlı olan gübre endüstrimiz için yerlileşme anlamında büyük bir fırsat yaratıyor. Ülkemizde çok güçlü biyogaz potansiyeli olmasına rağmen maalesef çok az sayıda tesis var. Neredeyse Türkiye ile aynı hayvan potansiyeline sahip olan Almanya biyogaz konusunda başı çeken ülke konumunda bulunuyor. Ülkemizde bu gibi tesislerin sayısı onlarla ifade edilirken Almanya’da bu sayının 10 binin üzerinde olduğu gözleniyor. Bu alanda Türkiye’nin en önemli projelerinden olan ve örnek teşkil eden Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Biyogaz Üretim Tesisi’nin proje ortağı olmaktan gurur duyuyoruz. Tesisin ihtiyacını iki adet 499 kWe MAN biyogaz motorlu kojenerasyon sistemimiz ile karşıladık. Böylesine önemli bir projede tercih edilmemizde çeyrek asırlık sektör tecrübemiz ve özel projelerdeki referanslarımız önemli rol oynadı. Projeye özel Endüstri 4.0 teknolojine uygun olarak geliştirdiğimiz kojenerasyon sistemi sayesinde biyogazdan elektrik üretilirken diğer yandan ısınma ihtiyacı da karşılanıyor. Üstelik kojenerasyon çözümleri uzaktan izleme sistemi sayesinde cep telefonundan takip edilebiliyor. Kojenerasyon sistemlerinin en büyük avantajı enerjinin maksimum kullanılabilmesidir.”

Continental’den yolda ve işte güvenliği artıran akıllı giysiler Continental ısıtmalı ve LED ışıklı iki prototip güvenlik ceketini ilk olarak Las Vegas Elektronik Fuarı’nda (CES) tanıttı. Bu tür akıllı giysilerin, teknolojinin günlük hayatta daha çok kullanılması anlamında devrim yaratacağını ve yol güvenliğini artıracağını söyleyen Continental’de akıllı, fonksiyonel malzemelerin geliştirilmesinden sorumlu Tobias Huber, “Bu konsept, gelecekte büyük fırsatlar doğuracak” diye konuştu. Firmadan yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi: “Gelecekte, giysi sen22 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

sörleri nem ve sıcaklık gibi bilgileri kontrol ederek araç elektroniği sayesinde otomatik iklim kontrol sistemini devreye sokabilir. Her iki uygulamada da, sürücü koltuğuna yerleştirilen birleşik bir bobin vasıtasıyla endüktif şarj yapılabiliyor. Daima iyi görülebilmek ve görünür olmak; nakliye firması, acil servis ve belediye çalışanları ile kamyon sürücülerinin özellikle tehlikeli durumlarda ve kötü hava şartlarında trafikteki diğer kişiler tarafından daha iyi algılanabilmeleri gerekir. Continental’in geliştirdiği LED ışıklı


haberler

ve opsiyonel ısıtma fonksiyonlu uyarı ceketi giyen kişiyi kazalara karşı korumak için , kişi araçtan ayrıldığı anda LED ışıklar otomatik olarak devreye giriyor. Enerji tasarruflu LED ışıklar, geleneksel reflektörlere ek olarak ceket harici bir ışık kaynağı ile aydınlatılmadığında dahi karanlıkta iyi görünürlüğü sağlıyor. Sürücü koltuğuna yerleştirilen bir eşanjör, LED ışığı ve entegre ısıtma sisteminin pillerini endüktif olarak şarj ediyor. Bu, ceketin her zaman yeteri kadar şarj edilmesi anlamına geliyor. Cekette bulunan ikinci esnek eşanjör ise koltuk eşanjöründen güç alıyor. Farklı malzeme katmanları sayesinde giysi yıkanabiliyor ve sürücü de manyetik

alandan daha az etkileniyor. Kumaşa yerleştirilen kablolar pile güç sağlıyor. Pil ve kontrol elektroniği, farklı bir yere, örneğin göğüs cebine yerleştirilebiliyor”.

Isıtma fonksiyonu sayesinde araçta enerji tüketimi yüzde 90 azalabilir Isıtma fonksiyonunun konforu artırmanın çok ötesinde avantajlar sunduğunu söyleyen Huber, “Giderek yaygınlaşan elektrikli nakliye araçlarında, ceket ısıtma sistemi ile sürücü kabinini ısıtmak için gerekli olan enerji tüketimi yüzde 90’a varan oranda azaltılabilir. Burada kabinden ziyade sürücü ısındığından daha fazla enerji tasarrufu sağ-

lanabilir“ dedi. Gelecekte elektriği ileten malzemeler ve malzemeye yerleştirilen iletken ve kaplanabilir bir polimer bileşen sayesinde, bir milimetre dahi ısıtma kablosuna gerek kalmadan cekette istenilen sıcaklığa ulaşılabilecek. Elektrik malzeme içerisinden geçtiğinde doğrudan ısıya dönüşüyor. Continental’de fonksiyonel yüzeylerden sorumlu olan Dr. Erhard Barho,“Bunun sonucunda yüzey oldukça düşük seviyede elektrik girişiyle bir kaç saniyede tamamen ısınabiliyor” diyerek ısıtma fonksiyonunun yakın gelecekte sağlayacağı avantajlara ve fırsatlara dikkat çekti.

“Akdeniz Birliği” için ilk adım atıldı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 31 Mart seçimleri öncesi açıkladığı ilk yüz gün hedefleri arasında bulunan Akdeniz Birliği’nin kurulması yönünde ilk adımı attı. Başkan Soyer, Barselona, Beyrut, İskenderiye, Marsilya, Selanik ve Venedik yerel yönetim başkanlarına gönderdiği özel mektupla Akdeniz şehirlerinin ekonomik ve kültürel ilişkilerinin geliştirilmesi açısından karşılıklı işbirliği davetinde bulundu. Soyer, yazdığı mektup hakkında şu ifadeleri kullandı: “İzmir’de refahın artırılması ve eşit paylaştırılmasına yönelik iki ana hedefimizin en temel araçlarından biri şehrimizin bir liman yerleşimi olarak güçlenmesi. Diğer Akdeniz şehirleri ile kuracağımız ortaklıklar bu iki hedefe ulaşabilmemiz için önem taşıyor.”

Akdeniz birliği ruhuyla Soyer, Barselona Belediye Başkanı Ada Colau, Beyrut Belediye Başkanı Jamal Itani, İskenderiye Valisi Dr. Abd El Aziz Konsowa, Marsilya Belediye Başkanı Jean-Claude Gaudin, Selanik Belediye Başkanı Yannis Butaris ve Venedik Belediye Başkanı Luigi Brugnaro’a hitaben yazdığı mektupta, İzmir’in doğal bir liman olma özelliğini daha da güçlendirmenin sorumluluğunu taşıdığını söyledi. Soyer, bunun için de Akdeniz’de ekonomik ve kültürel anlamda çok yönlü ve ikili işbirliğine gereksinim duyulduğunu ifade etti. Altı Akdeniz ken-

tinin belediye başkanına yaptığı çağrıyı, “Akdeniz ligi ruhuyla gelecekteki işbirliği için bir iyi niyet ifadesi” olarak adlandıran Başkan Soyer, mektubunda şu ifadelere yer verdi: “Dört buçuk milyon nüfusu ile İzmir, Türkiye’nin batı sahilindeki en büyük, tüm ülkenin ise üçüncü büyük kentidir. Batı Anadolu’da uzanan kökleri sayesinde zenginleşen kent, yüzyıllardır Akdeniz’in ana limanlarından biri olarak işlev görmektedir. Bu tarihsel nedenlerle, batı ile doğu arasında köprü kuran bu bölgede kentimiz kültürlerin çeşitliliğine şahitlik etmiştir. İzmir limanı, diğer Akdeniz limanlarına benzer şekilde sadece uluslararası ticaret merkezi olarak işlev görmemiş; aynı zamanda pek çok kültürün uyumlu bir şekilde bir arada yaşamasına da olanak sağlamıştır. Bu çeşitlilik, Türkiye’nin diğer illerinden gelen

ve diğer Akdeniz ile Avrupa ülkelerinden birçok insana yuva olan İzmir’de günlük yaşamın temelini oluşturmaya devam etmektedir. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak öncelikli sorumluluklarımızdan birinin doğal bir liman olma özelliğimizi daha da güçlendirmek olduğuna inanmaktayım. Bu, kuşkusuz ekonomik ve kültürel açıdan Akdeniz kentlerinin çok yönlü ve ikili işbirliğini gerektirmektedir.” Soyer, altı belediye başkanına gönderdiği mektubuna şu sözlerle son verdi: “Lütfen bu mektubumu Akdeniz ligi ruhuyla gelecekteki işbirliğimiz için bir iyi niyet ifadesi olarak addedin. Yakın gelecekteki olası diyalogumuz ve işbirliğimiz üzerine bilgi paylaşımında bulunmak üzere sizinle en kısa sürede şahsen buluşmayı içtenlikle umuyorum.” Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 23


haberler

En önemli küresel sorun: İklim değişikliği Sompo Japan Sigorta, dünyanın farklı bölgelerinde, farklı şekillerde kendini gösteren ve tüm canlılar için tehdit unsuru oluşturan iklim değişikliği konusunda toplumsal sorumluluk üstlenerek Meteoroloji ve Afet Yönetimi Profesörü Mikdat Kadıoğlu ve TEMA Vakfı iş birliği ile ’Yerküreye Saygı’ projesine imza atıyor. İstanbul Üniversitesi İstatistik Uygulama ve Araştırma Merkezi ile hayata geçirilen ‘Yerküreye Saygı İklim Değişikliği Araştırması’ ile projeyi başlatan Sompo Japan Sigorta; araştırmanın sonuçlarını yayınladı. Araştırma; İstanbul Üniversitesi İstatistik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Haluk Zülfikâr’ın liderliğinde, Türkiye’yi temsil eden 18-54 yaş aralığında toplam 1261 kişi üzerinde ve 6 odak grup çalışması ile gerçekleştirildi.

Her dört kişiden üçü iklim değişikliği konusunda endişe duyuyor Araştırmaya katılan her dört kişiden üçü küresel iklim değişikliği konusunda endişe duyarken bu oran kadınlarda erkeklere göre yüzde 8 daha fazla… X, Y ve Z kuşağında ise bu oran sırasıyla yüzde 77, yüzde 81 ve yüzde 65 olarak ortaya çıkıyor. Diğer yandan her dört kişiden üçü iklim değişikliği ile mücadele etmek için bireysel fedakârlık yapmayı düşündüğünü belirtiyor.

İklim değişikliğinin sonu: Kuraklık ve çölleşme Araştırmaya göre; küresel iklim değişikliği sonucunda dünyada kuraklık ve çölleşme-

nin artacağını düşünenlerin oranı yüzde 17 olurken, yüzde 13’ü su kaynaklarının azalacağını, yüzde 8’i tek mevsim yaşanacağını ve aşırı hava olaylarının artacağını, salgın hastalıkların artacağını öngörüyor.

Türkiye’de aşırı hava olaylarında artış olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 84 Araştırmaya katılanların yüzde 84’ü Türkiye’de sel, fırtına, aşırı sıcaklık, kuraklık gibi aşırı hava olaylarının arttığını düşünürken, yüzde 61’i bunu iklim değişikliği ile ilişkilendiriyor. Her üç kişiden biri de iklim değişikliğinin temel nedeni olarak insan kaynaklı sera gazlarının artışını görüyor. Türkiye’de iklim değişikliği yaşandığını düşünenlerin oranı ise yüzde 63…

İklim değişikliği en önemli küresel sorun olarak görülüyor Araştırmaya göre; günümüzde dünyamızın karşı karşıya kaldığı en önemli sorun yüzde 40 oranı ile iklim değişikliği-küresel ısınma olarak tanımlanıyor. Onu; yüzde 13 ile çevre kirliliği, yüzde 10 ile hava kirliliği takip ediyor. İklim değişikliği dendiğinde ise akla ilk olarak yüzde57 oranıyla sıcaklık, kuraklık ve küresel ısınma gelirken; buzulların erimesi, çevre-hava kirliliği, ozon tabakasının delinmesi, doğal afetler ve ağaçların yok olması sırasıyla diğer akla gelenler oldu. Küresel iklim değişikliğinin etkilerini azaltmada toplumsal bilinç ilk sırada Küresel iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasında etkili olacağına inanılan

adımların başında yüzde 31 ile toplumu bilinçlendirmek gelirken, onu yüzde 20 ile ağaçlandırma yapılması, yüzde 12 ile de toprağa önem verilmesi geliyor. ‘Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ni en az bilenler Z kuşağı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ni bilenlerin oranı yüzde 19 olurken, hiç bilmediğini belirtenlerin oranı yüzde 55…Bu oran Z kuşağında yüzde 64, Y kuşağında yüzde 52, X kuşağında ise yüzde 54 olarak gerçekleşiyor.

Politikalar iklim değişikliği ile mücadelede yetersiz Araştırmaya göre, iklim değişikliğinin zararlarının azaltılmasında dünya genelindeki politikaların yeterli olduğunu düşünenlerin oranı sadece yüzde 6 olurken, yüzde 7’si Türkiye’deki politikaları yeterli buluyor. Türkiye’de iklim değişikliği ile mücadelede gerekli önlemlerin alındığına inanların oranı ise yüzde 8…

New York’a cam gökdelen yasağı geliyor New York’ta inşa edilen yüksek katlı cam yapıların küresel ısınma ile mücadele kapsamında yasaklanabileceği açıklandı. ABD’nin New York eyaletindeki cam gökdelenlerin, sera gazı salımını yüzde 30 oranında azaltmak için yasaklanabileceği bildirildi. Independent gazetesindeki habere göre New York Belediye Başkanı Bill de Bla24 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

sio, şehirdeki yüksek katlı cam yapılardan dolayı fazla miktarda enerji kaybı olması nedeniyle cam gökdelenlerin enerji tutmada randımansız olduğunu belirtti. Belediye Başkanı, New York´taki binaların sera gazı salınımının en önemli nedeni olduğunu kaydetti. ‘Yeni Yeşil Anlaşması’nı açıklayan Blasio, inşaat şirketlerinin zehirli gaz salınımını azaltmak

için gerekli olan yönetmelikleri yerine getirdikleri takdirde cam malzeme kullanabileceklerini belirtti. Belediye Başkanı, dünyaya ve geleceğe zarar verebilecek her türlü yapının bundan böyle New York kentinde var olamayacağının altını çizdi.

Kaynak: www.emlakkulisi.com


iyi fikir! Profesyonel bir kitleye ulaşmasını istediğiniz reklamınızın, potansiyel müşterilerinizce görülme olasılığının en yüksek olduğu yer bir sektörel yayındır. ister basılı, ister dijital, sektörel yayınlara reklam verin, geleceğe yatırım yapın.

sizi hedefinize sektörel yayınlar ulaştırır www.seyad.org


proje

Marmaray Cr3 (Gebze-Halkalı Banliyö Hatlarının İyileştirilmesi) Projesi Xylem Inc.

A

ltyapı ve ulaşım sektörüne yeni bir soluk getirerek Londra ile Pekin arasında kesintisiz demiryolu ulaşımını sağlayacak olan Demir İpek Yolu`nun İstanbul etabını oluşturan Marmaray CR3 Projesi, trafiğin en yoğun seyrettiği bu hat ile Mega Kent İstanbul`da toplamda 233 km raylı sistem uzunluğuna sahip olurken, günde 1 milyon 700 bin yolcu taşıma kapasite26 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

sine ulaşması ile de “Dünyanın Gözünü Türkiye`ye Çeviren” ender projelerden biri olma özelliği taşıyor.

XYLEM ürünlerinin tercih edildiği ve birçok ödüle ev sahipliği yapmış ender projelerden biri.

İlgili proje; Norm Teknik A.Ş., İlpa Su Teknolojileri A.Ş, ve Anadolu Flygt A.Ş.`nin Türkiye`deki XYLEM Inc. iş birlikteliğinin en güzel örneklerinden biri olmasının yanı sıra, dünyanın önde gelen pompa ve su teknolojileri şirketi

Proje kapsamında XYLEM Inc. Türkiye temsilcileri Norm Teknik A.Ş.; AC Fire Pump markalı yangın pompa sistemleri ile, İlpa Su Teknolojileri A.Ş.; Lowara sirkülasyon pompaları, tahliye sistemleri, kullanım suyu hidrofor sistemleriyle,


proje

Anadolu Flygt A.Ş.; Flygt markalı dalgıç atık su pompaları, drenaj pompaları, otomasyon sistemleri ve kontrol panoları ile yer aldı. Dünyanın en önemli demiryolu yatırımlarından biri olan Marmaray CR3 Projesi ile Xylem Inc. AC Fire Pump firması tarafından “Yılın Projesi” ödülüne layık görülen Norm Teknik A.Ş. projenin 28 istasyonu için yangın pompa grubunda temsilcisi olduğu Xylem AC Fire Pump markalı UL listeli FM onaylı yatay bölünebilir gövdeli 1 adet elektrikli, 1 adet dizel ve jokey pompadan oluşan 28 set yangın pompası temin etmiş, süpervizyon, devreye alma ve kullanıcı eğitimlerini başarıyla tamamladı. Proje bünyesinde İlpa Su Teknolojileri A.Ş. tarafından Lowara markalı; 15 adet kompakt tip atıksu tahliye sistemi,14 adet in-line kuru rotorlu, 6 adet sabit hızlı sıcak su ve 53 adet entegre frekans kontrollü olmak üzere toplam 73 adet sirkülasyon pompasının yanı sıra 58 adet dikey çok kademeli pompa ile hazırlan-

ISK sektörü ile ilgili en güncel haberlere hızla ulaşın En güncel sektör haberleri www.termodinamik.info’da. Dilerseniz haber başlıklarını ISK Haber Bülteni ile e-postanıza gönderiyoruz. İlgilendiğiniz habere bir tıklama ile ulaşıyorsunuz. Bunun için bülten isteğinizi bize iletmeniz yeterli.

mış 29 adet kullanımDerginiz suyu hidroforu heryerde yanınızda! kullanıldı. İlgili projede Anadolu Flygt A.Ş. tarafından Flygt markalı, toplamda 1,1 kW ile 37 kW arasında değişen güçlerde 287 adet dalgıç atık su pompası ve drenaj pompası kullanıldı. Pompalarda tıkanmaz, vortex ve parçalayıcı bıçaklı çarklar kullanıldı.

İstanbul`un trafik sorununu büyük ölçüde rahatlatan proje, diğer raylı sistemlerle entegrasyonu sayesinde; saatte tek yöndeDoğa 75Sektörel bin yolcu taşıma kapasiYayın Grubu www.dogayayin.com tesine ulaşarak modern ve güvenli bir 0 216 327 80 10 banliyö sistemine dönüşürken dünya ekonomisi ve enerji kaynaklarının kilit noktası olan Orta Doğu, Orta Asya ve Uzak Doğu’ya önemli bir ulaşım alternatifi de sunuyor.

En yeni tesisat ürünleri tanıtımlarına ve sektör haberlerine hızla ulaşın En yeni tesisat ürünlerinin tanıtımları ve sektör haberleri www.tesisatmarket.com’da. Dilerseniz haber başlıklarını ISK Haber Bülteni ile e-postanıza gönderiyoruz. İlgilendiğiniz habere bir tıklama ile ulaşıyorsunuz. Bunun için bülten isteğinizi bize iletmeniz yeterli.

AYDA BİR YAYIMLANIR • EKİM 2018 • YIL: 22 • SAYI: 237 • 13 TL. • ISSN: 1302-8073 • www.tesisatmarket.com

DSYG Dergilik

MERHABA TÜRKİYE

dergilerinize her yerden ulaşın...

Klimalı Ayakkabı “Sevim” Seri Üretim için Destek Bekliyor

AYDA BİR YAYIMLANIR • EKİM 2018 • YIL: 22 • SAYI: 237 • 13 TL. • ISSN: 1302-8073 • www.tesisatmarket.com

DSYG Dergilik

MERHABA TÜRKİYE

dergilerinize her yerden ulaşın...

Klimalı Ayakkabı “Sevim” Seri Üretim için Destek Bekliyor

M

edya takip ve raporlama ajansı PRNet’in UNESCO İstatistik Enstitüsü verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin Ar-Ge’ye sadece 15,3 milyar dolar harcama yaptığı görüldü. Ülkelerin satın alma gücüne göre derlendiği araştırmada Türkiye, 15’inci sırada yer aldı. İlk 10’a girerek Ar-Ge’ye yaptığı yatırım ile dikkat çeken ülkeler ise şu şekilde sıralandı: • Amerika Birleşik Devletleri 476,5 milyar dolar, • Çin 370,6 milyar dolar, • Japonya 170,6 milyar dolar, • Almanya 109 milyar dolar, • Güney Kore 73,2 milyar dolar, • Fransa 60,8 milyar dolar, • Hindistan 48,1 milyar dolar, • Birleşik Krallık 44,2 milyar dolar, • Brezilya 42,1 milyar dolar, • Rusya 39,8 milyar dolar. Ülkemizde ar-ge harcamalarının neticeleri ne oldu, bu harcamalar patentli birer ürüne/hizmete dönüştü mü, kimler hangi konularda ar-ge yatırımları yaptı, bu yatırımlar ülkemize hangi katma değeri sağladı, bilmiyorum. Ama işte size o ar-ge

harcamalarına dahil olmayan ve bireysel bir çabanın çıktısı olan enteresan bir ürün haberi: “Malatya’da yaşayan ve boş zamanlarında babasının ayakkabı dükkanında çalışan 25 yaşındaki üniversite öğrencisi Furkan Bozdağ, klimalı bir ayakkabı tasarladı. Yazın soğutan kışın ısıtan ayakkabı, yaklaşık 3 ayda tamamlanan bir proje. Ayakkabının içine konulan bataryalı devre sayesinde soğutma ve ısıtma sağlanıyor. Bozdağ ürününü şöyle anlatıyor: “Ayakkabının içindeki devre peltier ve bataryadan oluşuyor. Devreyi ters veya düz bağladığımız zaman peltier soğutma ya da ısıtma işi yapıyor. Yazın sıcaklarında peltier düz devre olduğu için dışarıdaki soğuğu alarak ayakkabının içine atıyor. Ayakkabının içindeki sıcağı da alarak dışarıya atıyor, eksi 9 dereceye kadar soğutabiliyor. Devreyi ters bağladığımızda da ayakkabının içini bu sefer 60 dereceye kadar ısıtıyor. Ayakkabının içinde hava akımı sürekli var, içinde bakteri üremesi imkansız”.

Acrefine Fixing Askı Elemanları Türkiye Pazarında... Çarpıcı Tanışma Fiyatlarımız ve Benzersiz Ödeme Seçeneklerimizden Faydalanmak İçin Bizi Hemen Arayın

KLİPSLİ DÜBEL AFX-T

SİSMİK HALAT ASB-CBL (UL Listeli)

harcamalarına dahil olmayan ve bireysel bir çabanın çıktısı olan enteresan bir ürün haberi: “Malatya’da yaşayan ve boş zamanlarında babasının ayakkabı dükkanında çalışan 25 yaşındaki üniversite öğrencisi Furkan Bozdağ, klimalı bir ayakkabı tasarladı. Yazın soğutan kışın ısıtan ayakkabı, yaklaşık 3 ayda tamamlanan bir proje. Ayakkabının içine konulan bataryalı devre sayesinde soğutma ve ısıtma sağlanıyor.

AYDA BİR YAYIMLANIR • EKİM 2018 • YIL: 22 • SAYI: 237 • 13 TL. • ISSN: 1302-8073 • www.tesisatmarket.com

ROT AFX-TR

MERHABA TÜRKİYE

dergilerinize her yerden ulaşın...

PROFİL MENGENESİ ABC-F (UL Listeli / FM Onaylı)

Acrefine Fixing Askı Elemanları Türkiye Pazarında...

Ülkemizde ar-ge harcamalarının neticeleri ne Klimalı Ayakkabı oldu, bu harcamalar patentli birer ürüne/hizmete dönüştü mü, kimler hangi konularda ar-ge yatı“Sevim” Seri Üretim rımları yaptı, bu yatırımlar ülkemize hangi katma için Destek Bekliyor değeri sağladı, bilmiyorum. Ama işte size o ar-ge

Bozdağ ürününü şöyle anlatıyor: “Ayakkabının içindeki devre peltier ve bataryadan oluşuyor. Devreyi ters veya düz bağladığımız zaman peltier soğutma ya da ısıtma işi yapıyor. Yazın sıcaklarında peltier düz devre olduğu için dışarıdaki soğuğu alarak ayakkabının içine atıyor. Ayakkabının içindeki sıcağı da alarak dışarıya atıyor, eksi 9 dereceye kadar soğutabiliyor. Devreyi ters bağladığımızda da ayakkabının içini bu sefer 60 dereceye kadar ısıtıyor. Ayakkabının içinde hava akımı sürekli var, içinde bakteri üremesi imkansız”.

Acrefine Fixing Askı Elemanları Türkiye Pazarında... Çarpıcı Tanışma Fiyatlarımız ve Benzersiz Ödeme Seçeneklerimizden Faydalanmak İçin Bizi Hemen Arayın

KLİPSLİ DÜBEL AFX-T

SİSMİK HALAT ASB-CBL (UL Listeli)

ROT AFX-TR

PROFİL MENGENESİ ABC-F (UL Listeli / FM Onaylı)

SPRINKLER KELEPÇESİ APC-SH (UL Listeli / FM Onaylı)

AĞIR YÜK KELEPÇESİ APC-H

Çarpıcı Tanışma Fiyatlarımız ve Benzersiz Ödeme Seçeneklerimizden Faydalanmak İçin Bizi Hemen Arayın

SPRINKLER KELEPÇESİ APC-SH (UL Listeli / FM Onaylı)

AĞIR YÜK KELEPÇESİ APC-H

M

edya takip ve raporlama ajansı PRNet’in UNESCO İstatistik Enstitüsü verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin Ar-Ge’ye sadece 15,3 milyar dolar harcama yaptığı görüldü. Ülkelerin satın alma gücüne göre derlendiği araştırmada Türkiye, 15’inci sırada yer aldı. İlk 10’a girerek Ar-Ge’ye yaptığı yatırım ile dikkat çeken ülkeler ise şu şekilde sıralandı: • Amerika Birleşik Devletleri 476,5 milyar dolar, • Çin 370,6 milyar dolar, • Japonya 170,6 milyar dolar, • Almanya 109 milyar dolar, • Güney Kore 73,2 milyar dolar, • Fransa 60,8 milyar dolar, • Hindistan 48,1 milyar dolar, • Birleşik Krallık 44,2 milyar dolar, • Brezilya 42,1 milyar dolar, • Rusya 39,8 milyar dolar.

Tasarladığı ayakkabıya annesinin ismi olan ‘Sevim’ adını veren Furkan Bozdağ, şarj edilebilen ayakkabıyı daha da geliştirerek seri üretime geçmek istediğini söylüyor...”

Ülkemizde ar-ge harcamalarının neticeleri ne oldu, bu harcamalar patentli birer ürüne/hizmete dönüştü mü, kimler hangi konularda ar-ge yatırımları yaptı, bu yatırımlar ülkemize hangi katma değeri sağladı, bilmiyorum. Ama işte size o ar-ge

Ne dersiniz? Tutar bence... TM Gökçen Parlar Ünal Genel Yayın Yönetmeni gokcenparlar@dogayayin.com

M

edya takip ve raporlama ajansı PRNet’in UNESCO İstatistik Enstitüsü verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin Ar-Ge’ye sadece 15,3 milyar dolar harcama yaptığı görüldü. Ülkelerin satın alma gücüne göre derlendiği araştırmada Türkiye, 15’inci sırada yer aldı. İlk 10’a girerek Ar-Ge’ye yaptığı yatırım ile dikkat çeken ülkeler ise şu şekilde sıralandı: • Amerika Birleşik Devletleri 476,5 milyar dolar, • Çin 370,6 milyar dolar, • Japonya 170,6 milyar dolar, • Almanya 109 milyar dolar, • Güney Kore 73,2 milyar dolar, • Fransa 60,8 milyar dolar, • Hindistan 48,1 milyar dolar, • Birleşik Krallık 44,2 milyar dolar, • Brezilya 42,1 milyar dolar, • Dergilik Rusya 39,8 milyar dolar. DSYG

harcamalarına dahil olmayan ve bireysel bir çabanın çıktısı olan enteresan bir ürün haberi: “Malatya’da yaşayan ve boş zamanlarında babasının ayakkabı dükkanında çalışan 25 yaşındaki üniversite öğrencisi Furkan Bozdağ, klimalı bir ayakkabı tasarladı. Yazın soğutan kışın ısıtan ayakkabı, yaklaşık 3 ayda tamamlanan bir proje. Ayakkabının içine konulan bataryalı devre sayesinde soğutma ve ısıtma sağlanıyor. Bozdağ ürününü şöyle anlatıyor: “Ayakkabının içindeki devre peltier ve bataryadan oluşuyor. Devreyi ters veya düz bağladığımız zaman peltier soğutma ya da ısıtma işi yapıyor. Yazın sıcaklarında peltier düz devre olduğu için dışarıdaki soğuğu alarak ayakkabının içine atıyor. Ayakkabının içindeki sıcağı da alarak dışarıya atıyor, eksi 9 dereceye kadar soğutabiliyor. Devreyi ters bağladığımızda da ayakkabının içini bu sefer 60 dereceye kadar ısıtıyor. Ayakkabının içinde hava akımı sürekli var, içinde bakteri üremesi imkansız”.

KLİPSLİ DÜBEL AFX-T

ROT AFX-TR

PROFİL MENGENESİ ABC-F (UL Listeli / FM Onaylı)

SPRINKLER KELEPÇESİ APC-SH (UL Listeli / FM Onaylı)

AĞIR YÜK KELEPÇESİ APC-H

Ne dersiniz? Tutar bence... TM Gökçen Parlar Ünal Genel Yayın Yönetmeni gokcenparlar@dogayayin.com

Tasarladığı ayakkabıya annesinin ismi olan ‘Sevim’ adını veren Furkan Bozdağ, şarj edilebilen ayakkabıyı daha da geliştirerek seri üretime geçmek istediğini söylüyor...”

www.acrefine.com

Tasarladığı ayakkabıya annesinin ismi olan ‘Sevim’ adını veren Furkan Bozdağ, şarj edilebilen ayakkabıyı daha da geliştirerek seri üretime geçmek istediğini söylüyor...”

SİSMİK HALAT ASB-CBL (UL Listeli)

www.acrefine.com

Ne dersiniz? Tutar bence... TM Gökçen Parlar Ünal Genel Yayın Yönetmeni gokcenparlar@dogayayin.com

www.acrefine.com

Derginiz heryerde yanınızda!

Doğa Sektörel Yayın Grubu www.dogayayin.com 0 216 327 80 10

Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 27


rapor

TSKB Ekonomik Araştırmalar Raporu

“SU: Yeni Elmas”

M

akroekonomi, kalkınma iktisadi ve sektörel dinamiklere yönelik araştırmalar gerçekleştiren TSKB Ekonomik Araştırmalar, son raporunda Türkiye’de ve dünyada suyun kullanım durumuna ve verimli su kullanımı için alınabilecek önlemlere dikkat çekti. TSKB Ekonomik Araştırmalar Ekonomisti Can Hakyemez tarafından kaleme alınan ’’SU: Yeni Elmas’’ başlıklı raporda, artan talebe göre suyun gittikçe daha zor bulunur bir hale geldiği ve su güvenliğini sağlamak için su kaynaklarını geliştirme ve yönetmenin büyüme, sürdürülebilir kalkınma ve yoksullukla mücadelenin 28 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

merkezinde yer aldığına dikkat çekiliyor. Yaşamsal öneme sahip suyun fiyatının benzer bir öneme sahip olmayan elmasa göre çok düşük olmasını iktisat literatüründe yer alan su-elmas paradoksuna atıfla açıklayan rapor, kaynak sıkıntısı ile birlikte suyun da elmaslaşma riskine işaret ediyor.

Suyun yüzde 69’u tarım sektörü için kullanılıyor Raporda sektörlerin su tüketimi oranları da yer alıyor. Buna göre, küresel olarak su kaynaklarının yaklaşık yüzde 69’u tarımsal

amaçlarla kullanılırken, yüzde 19’u sanayi sektörü ve yüzde 12’si ise evsel kullanım için tüketiliyor. Raporda su tüketimiyle ilgili şu bilgilere yer veriliyor: “Su tüketiminin nüfus artışının yanı sıra ekonomik gelişmeler, değişen tüketici yapısı ve bazı diğer faktörlere bağlı olarak artacağı bekleniyor. Dünyanın birçok bölgesinde tatlı suyun yüzde 70’den fazlası tarım için kullanılıyor. Ancak, bu oran ülkeden ülkeye önemli ölçüde değişiklik gösteriyor. Özellikle gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere birçok ülke için tarım sektörü en çok suyu tüketiyor olmasına rağmen ilgili ülkeye daha düşük bir fayda sağlıyor.


rapor

Dünya genelinde, su kullanımının yaklaşık yüzde 20’si ticari ve endüstriyel sektörlerde gerçekleşiyor. Tarım sektörüne benzer şekilde, endüstriyel sektörlerdeki su kullanımı da ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor.” Yeryüzündeki su miktarı yıllar içinde sabit kalırken, artan ihtiyaca bağlı olarak su kaynakları üzerindeki baskının daha da derinleştiğinin belirtildiği raporda, bunun su kıtlığı sorununu ortaya çıkardığına vurgu yapılıyor.

aktarılması için kaynakların korunması ve verimli kullanılması gerekiyor. Artan enerji talebiyle birlikte, enerji üretimi için su kullanımı artıyor. Türkiye’de sanayide su kullanımının payı, yıllar ilerledikçe yüzde 11’den yüzde 18’e kadar yükselirken, en çok su kullanan sanayi sektörleri arasında kimya, petrokimya, demir çelik,

tekstil, kâğıt ve gıda bulunuyor.”

Türkiye ve dünyada net su potansiyeli seviyeleri düşüş gösteriyor Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne göre, Türkiye’nin halen tüketilebilecek yüzey

Türkiye’deki güncel durumla ilgili ise şu ifadelere yer veriliyor: “Üç tarafı sularla çevrili olmasına rağmen, Türkiye’nin su stresli bir ülke olduğu biliniyor. Türkiye, aşırı sıcaklıklara sahip “yarı kurak” bir bölgede yer alıyor. 2004 ve 2016 yılları arasında su kullanımında yüzde 50’den fazla artış gerçekleşti. Nüfus ve ekonomik büyüme oranının etkileri de dikkate alındığında, mevcut kaynakların 20 yıl içinde tükenmemesi ön koşuluyla, gelecekte Türkiye’nin su kaynakları üzerindeki baskının artması bekleniyor. Gelecek nesillere sağlıklı ve yeterli miktarda su Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 29


rapor

sine düşecektir.”

Su stresinin önüne nasıl geçilir?

suyu potansiyelinin 98 milyar metreküp olduğu belirtilen raporda, 14 milyar metreküp güvenli yeraltı suyunun da eklenmesiyle net su potansiyelinin 112 milyar metreküp olduğu ifade ediliyor. Raporda, şu bilgilere yer veriliyor: “Türkiye, 2023 yılına kadar net su potansiyelini tam randımanlı şekilde kullanmayı amaçlamaktadır. 2015 yılında 1.422 metreküp olarak hesaplanan kişi başına düşen su miktarı, 2017 yılı itibariyle, 1.386 metreküp olarak

30 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

hesaplanmaktadır. Avrupa’daki ve dünyadaki diğer ülkeler incelendiğinde, Türkiye, kişi başına kullanılabilir su miktarı açısından su sıkıntısı çeken ülkelerden biri olarak göze çarpmaktadır. Genel bir kural olarak, kişi başına yıllık 5.000 metreküpten fazla su potansiyeli olan bir ülke su zengini olarak kabul edilmektedir. 2023 yılında 87 milyon nüfusa sahip olması beklenen su stresli Türkiye’nin, 2023 yılındaki su potansiyeli 1.289 m3/kişi seviye-

Su stresiyle mücadele konusunda önerilerin de yer aldığı raporda şöyle deniyor: “Türkiye su yönetiminde merkezi bir yapıya sahiptir. Su stresi, esasen kamu ve özel sektörün senkronize olmuş eylemleriyle azaltılabilir. Yapılması gereken temel eylemler arasında kolektif önlemler almak ve su tüketiminde tasarrufları artırmak için farkındalık yaratmak bulunmaktadır. Sanayi istihdamının nüfusu fazla olan bölgelerden nüfus yoğunluğu daha az bölgelere taşınmasını hedefleyen düşük nüfuslu bölgelere göç, bölgesel sorunu azaltabilir.”

Hızla aksiyon almak büyük önem taşıyor İklim değişikliği ve su sıkıntısının yaratacağı sorunlarla ilgili alınacak önlemler ise şöyle sıralanıyor: “Arıtma ve arındırma tesisleri, su şebekelerinin ve boru hatlarının iyileştirilerek kayıp oranlarının azaltılması politika yapıcılar, belediyeler ve şirketleri tarafından atılabilecek önemli adımlar arasında sayılabilir. Verimsiz su tüketimini iyileştirici düzenlemeler yapılması, tarım üreticilerinin, özel sektörün ve hanehalkının farkındalığının artırılması ve daha verimli araç kullanımı ile su tüketiminin nasıl azaltılacağı konusunda yönlendirilmesi su stresi ile mücadelede etkin olacaktır.” Nüfus arttıkça sorunun daha da derinleşeceği kaydedilen raporda, hızla aksiyon alınmasının büyük önem taşıdığı belirtiliyor.



makale

Ataerkil dünya sisteminde kadın yolcu olmak Taşıtlarda ve yol altyapısı tasarımlarını içeren ulaşım güzergahlarında, hem kadınların sorun ve beklentilerine yanıt veren hem yere ve koşullara özgü çözüm önerileri geliştirmek çok önemli. Kadınların kendi kentlerinde özgür ve güvenli bir biçimde dolaşımlarını sağlamak için tek seçenek bu. Dr. Çiğdem Çörek Öztaş WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Kentsel Gelişim ve Erişilebilirlik Projeleri Yöneticisi

U

laşım sistemleri, toplumun geneli için ve genel eğilimin yön gösterdiği doğrultuda düzenleniyor. Ancak kadın ve erkeğin ulaşım beklentileri arasında önemli farklılıklar bulunuyor. Bunun yanında, ulaşım taleplerini incelerken yalnızca kadın ve erkek ayrımı üzerine yoğunlaşmak da yeterli bilgiyi sunmuyor. Kadınların da kendi aralarında yaş, eğitim düzeyi, gelir durumu, aile ve çevre etkileşimleri gibi özellikleri ulaşım talebini ve beklentilerini etkileyecek önemli kıstaslar sunuyor. Genel olarak erkekler daha çok iş-ev arasında direkt bir yolculuk faaliyetinde bulunurken, kadınların iş yaşamı yanında çocuk veya yaşlı bakımı, rutin ev işleri, mutfak alışverişi gibi ev içi sorumlulukları da nedeniyle ara durak32 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

larda durarak, yani birden çok güzergah değişikliği yapmak durumunda kalarak ulaşım faaliyetinde bulunduğu görülüyor. Kadın-erkek arasındaki iş bölümü farklılığından kaynaklı olarak erkeklerin ulaşım güzergahları daha sadeyken, kadınların ulaşım güzergahları çok daha karmaşık bir yapı sergiliyor. Bunların yanında, otobüs durakları, aktarma istasyonları, hatlar arasındaki geçişler de kadınlar ve erkekler tarafından aynı şekilde tecrübe edilmiyor. Yaya olarak erkeklere kıyasla kadınlar yollarda bebeklerle, çocuklarla, bebek arabasıyla ve yaşlılarla birlikte daha fazla yürüyor ve bu nedenle yol altyapısının kalitesi, merdivenler, rampalar, standart dışı yol genişlikleri, kaygan zeminler, dikkatsiz kullanılmış bariyerler, yaya ışıkla-

rında karşıdan karşıya geçme süresi vb. durumlar, kadınların ulaşım konforunu olumsuz etkilemekle kalmayıp hareketliliklerini de sınırlandırıyor. Güvenlik Önemli Bir Problem Toplu ulaşım sistemlerine erişim sırasında ve toplu ulaşım sistemlerinin içerisindeki taciz, yan kesicilik gibi güvenlik problemleri de kadınların ulaşım faaliyetlerini ciddi anlamda etkiliyor. Tüm kadınların toplu ulaşım araçlarına erişimde ya da yolculuk esnasında doğru tasarlanmamış altyapılardan dolayı çeşitli şekillerde mağdur olduklarına ya da suç veya şiddete maruz kaldıklarına dair bir ifadede bulunamayız elbette. Her kadın başına gelecek kötü


makale

güvenli alanları gösteren verileri paylaşan uygulamalar mevcut. Mexico City ise kadın yolculara, herhangi bir taciz ve tecavüz durumunda kullanmak ve seslerini duyurmak amacıyla düdük dağıttı. Türkiye’de 80 sonrası kadın hareketinin en ses getiren kampanyalarından biri Mor Çatı’nın başlattığı “Mor İğne Kampanyası”ydı. Cinsel tacizin kadın bedenine yapılmış bir hakaret olduğu mesajını vermek amacıyla kadınlar, ucuna mor kurdele bağlanmış çuvaldızları vapurlarda satmıştı. 30 yıl sonra bugün ne yazık ki değişen hiçbir şey yok. Basit Bir Çözüm: Aydınlatma olayları bekleyen bir kurban değildir, ancak malesef dünya genelinde, daha çok kadınlar yolculuk esnasında yaşamı tehdit eden yıkıcı olaylara maruz kalmakta, ataerkil dünya sisteminde ortak bir kaderi paylaşmakta. Birçok kadın ulaşım sistemine ulaşabilmek için güvenli olmayan bölgelerde beklemek ya da inip yürümek zorunda kalabiliyor. Günün belli zaman aralıklarında, özellikle de kent çeperinde yer alan ulaşım taşıtlarının kendisi de güvensiz olabiliyor. En yaygın ulaşım taşıtlarının saatleri ve sıklığı genel ulaşım talebine göre şekillendiriliyor; özellikle kadınların ulaşım ihtiyaçlarına ve beklentilerine uygun ulaşım düzenlemeleri ise eksik kalıyor. Güvensiz ulaşım, sadece kadınların hareket biçimlerini değiştirmesine neden olmakla kalmayıp, aynı zamanda yolculuk sayılarını da azaltıyor. Bu durum hanehalkı gelirini düşürüyor; çünkü yetersiz ulaşım kadınların eğitim ve istihdam olanaklarına erişimlerini sınırlıyor. Kadınların ulaşım güvenliğine yönelik dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan araştırmalar mevcut. Bu araştırmalara göre Mexico City’de, kadınların yüzde 64’ü toplu ulaşım kullanırken fiziksel tacize uğradığını, New York metro sisteminde ise kadınların yüzde 63’ü cinsel tacize uğradığını ifade ediyor. Türkiye’de ise malesef son yıllarda toplu

ulaşımda ya da toplu ulaşıma erişimde meydana gelen pek çok taciz, tecavüz, darp gibi haberlere hepimiz sık sık tanık oluyoruz. 2015 yılında tecavüz girişimine direndiği için bir minibüste öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan ya da İstanbul Kadıköy Sahilyolu’nda dolmuştan inip evine doğru yürürken tecavüze uğrayan genç kızın yaşadıkları hala hepimizin hafızasında. Cinsiyet Ayrımlı Ulaşım Araçları Çözüm Değil Bu sorunların üstesinden gelmek içinse dünya genelinde çeşitli öneriler ve faaliyetler geliştirilmiş durumda. Yaygın olarak önerilen ancak bir yandan da eleştirilen bir çözüm önerisi cinsiyet ayrımlı toplu ulaşım araçlarının kullanılması. Bugün, Tokyo, Rio de Janeiro, Mumbai, ve Dubai, sadece kadınlar için tren bölmeleri, otobüsler veya taksiler bulunan şehirler arasında. Cinsiyet ayrımlı ulaşım araçlarının kullanımı, cinsiyet ayrımcılığını sadece daha görünür kılıyor ve belki de destekliyor. Ancak çözüm düşünüldüğünden daha basit uygulamalarda gizli. Örneğin, mobil uygulama dünyasında, kadınların yine kadın sürücüleri seçmelerini sağlayan Uber benzeri özel hizmetler bulunuyor. Hindistan, Yemen, Lübnan gibi ülkelerde ise toplu taşıma istasyonu, aktarma merkezi, durak gibi

İngiltere Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılan bir çalışmada, kadınların kendilerini daha güvende hissetmeleri için, toplu taşıma araçlarında daha fazla personel bulunmasını tercih ettiği belirtiliyor. Bu bulgular diğer ülkelerde de tekrarlanmış. Genel olarak, bu tip durumlarda erkekler, teknolojik çözümlere yönelirken, kadınlar gerçek zamanlı olarak bir insanın varlığından daha fazla güven duyuyor. Video vasıtasıyla yapılan gözetimin, olay gerçekleştiği sırada suç mağdurlarına yardımı dokunmaması ise en önemli gerekçe. Daha fazla personelin yanı sıra kadınlar neredeyse evrensel olarak basit bir çözümü destekliyorlar: O da aydınlatma. Kısaca kadınlarla konuşarak, onların sorun ve beklentilerini kendi ağızlarından öğrenmek ve hem taşıtlarda hem de yol altyapısı tasarımlarını içeren ulaşım güzergahlarında yere ve koşullara özgü çözüm önerileri geliştirmek çok önemli. Kadınların kendilerini daha yeterli hissedebilmeleri ve kendi kentlerinde özgür ve güvenli bir biçimde dolaşımlarını sağlamak için tek seçenek bu. * Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunu Dr. Çiğdem Çörek Öztaş, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Politika Programı’nda yüksek lisans eğitimini, 2017’de Gazi Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde “Büyükşehir Belediyelerinde Kentleşen Kırsal Alanların Planlama Sorunlarına Yönelik Sürdürülebilir Model Önerisi” teziyle doktorasını tamamladı. Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 33


proje

Yerel yönetimde G yapay zeka dönemi Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da yerel yönetim, kent sakinlerinin halka açık alanlarla ilgili sorunlarına çözüm bulmak için, KPMG’nin geliştirdiği ‘Denetimli Yapay Zeka’ modelini kullanmaya başladı.

eçtiğimiz yıl Hollanda’daki okullarda daha adil ve eşitlikçi bir öğrenci yerleştirme sistemi oluşturulması için pilot yapay zeka uygulamasını hayata geçiren KPMG, bu kez de geliştirdiği ‘Denetimli Yapay Zeka’ modelini, Amsterdam Belediyesi’nin hizmetine sundu. KPMG’nin O’Neil Risk Danışmanlığı ve Algoritmik Denetim (ORCAA) şirketiyle ortaklaşa geliştirdiği yapay zeka modeli, Amsterdam Belediyesi’nin mevcut dijital hizmetini değerlendirmek ve denetlemek amacıyla kullanılıyor. Amsterdam’ın halka açık alanlara yönelik sorun yönetim sistemi, kent sakinlerinin sokaklardaki çöpler gibi sorunları için hizmet taleplerini internet üzerinden göndermelerine olanak tanıyor. Sistem, sorun tipini ve hangi belediye biriminin konuyla ilgilenmesi gerektiğini belirliyor. KPMG’nin ‘Denetimli Yapay Zeka’ modeli, makine yanılgısı kaynaklı potansiyel riskleri ortadan kaldırmak amacıyla kullanılıyor. ‘Güvenilirlik birinci şart’ KPMG İş Ortaklıkları Fonksiyon Lideri Dr. Yasemin Yücel Karasu, “Toplum, yapay zeka teknolojilerinin aynı anda her yerde olabilme özelliği nedeniyle, bu teknolojilerin güvenilir ve etik olmasını istiyor. Dijital dönüşüm sürecindeki pek çok işletmenin yöneticileri, şirketleri bünyesinde karar üreten analitiğe güven duymuyor. Yapay zeka teknolojisi alanında çalışan firmaların, ürettikleri sistemler tarafından alınan kararların güvenilirliğini birinci önce-

34 e-Belediye • Mart/Nisan 2019


proje

likleri haline getirmeli” diye konuştu. Karasu, KPMG’nin teknoloji riski ve yönetişimi alanındaki deneyimi sayesinde, algoritma inceleme sürecinin kalitesinin yükseleceğini vurguladı. Karasu, KPMG Türkiye olarak, Amsterdam’da uygulanana benzer projeler gerçekleştirdiklerini de sözlerine ekledi. KPMG’nin “Denetimli Yapay Zeka” AI ürünü, strateji, uygulama ve geliştirme adımlarını kapsayan yapay zeka geliştirme döngüsü boyunca şirketlere yol göstermeye yardımcı olacak bir model kullanıyor. Bu model, işletmelere daha iyi sonuçlar vermesi için gerekli olan metodoloji ve araçlarla tavsiye edilen denetimleri içeriyor: Yapay zeka yönetişimi - temel özellikler: • Model, yenilik ve esnekliğe engel olmayacak şekilde, yapay zeka çözümlerinin yapılandırılması ile bu çözümlerle performanslarının sürekli gözetim ve denetimi için kriterler tasarlayıp yerleştiriyor. Yapay zeka değerlendirmesi - temel özellikler: • Model, etkin yapay zeka denetimi için kurumsal hazırlıklılık tespiti amacıyla, yapay zeka çözümlerinin hata incelemelerini ve denetim ortamlarının risk değerlendirmelerini yürütüyor. • Model, yapay zekanın yapısal sorunlarını (bütünlük, açıklanabilirlik, doğruluk ve hız) ele almaya yardımcı olmak üzere, işletme için kritik önemdeki algoritmaları sınamakta kullanılacak metot ve araçları sağlıyor, test denetimlerini devreye alıyor ve yapay zeka programlarının tasarım, uygulama ve işletimini denetliyor. Örnek teşkil ediyor Amsterdam Belediyesi’nin KPMG ile birlikte yürüttüğü yapay zeka projesinin etik ilkeleri, Amsterdam Üniversitesi’nde görevli bilim insanlarınca belirlendi. Proje, Amsterdam Belediyesi’nin yakın zamanda Barcelona ve New York yerel yönetimleriyle birlikte kurduğu “Dijital Haklar için Kentler Koalisyonu”na da örnek oluşturuyor. Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 35


araştırma

Türkiye çöpüne sahip çıkıyor mu? Çöpüne Sahip Çık Vakfı, Türkiye genelinde benzeri olmayan araştırmasıyla çöp atma ve geri dönüşüm konularında toplumun nabzını tutuyor.

M

V Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı Murat Vargı liderliğinde, çöp konusunda davranış dönüşümü sağlamayı amaçlayan Çöpüne Sahip Çık Vakfı’nın araştırma sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Araştırma, Türkiye’nin çöp ve geri dönüşüm konulu ilk sosyal araştırması olmasıyla dikkat çekiyor. Türkiye’nin dört bir yanından, farklı yaş aralıklarındaki toplam 1003 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, Türkiye’de toplumun çöp ve atık konusundaki algısını, çöp atma ve geri dönüşüm konularındaki alışkanlıklarıyla 36 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

beraber gözler önüne seriyor. Araştırma sonuçlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Sıfır Atık projesi kapsamında gerçekleştirilen uygulamalara da katkı sağlaması hedefleniyor. Çöp sorunu tüketimden başlıyor

yere atmanın çözümün aslında son adımı olduğuna özellikle dikkat çekmek istiyoruz. Asıl önemli olan doğru tüketim alışkanlıkları edinerek, daha satın alma aşamasındayken üreteceğimiz çöp miktarını azaltacak şekilde davranmak” diye konuştu. Çöp araçları problemi yok etmiyor

Araştırmanın sonuçlarıyla ilgili olarak basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çöpüne Sahip Çık Vakfı Genel Müdürü Emrah Bilge, “Ürettiğimiz çöpü azaltmak ve çöpü doğru yere atmak tamamen bizim elimizde. Çöpü doğru

Bilge, konuşmasında çöpü üretenin de atanın da aynı kişiler olduğundan, çöpten arınmış bir çevre yaratmanın ise insan davranışlarıyla ilgili olduğundan bahsetti. “Belediyenin çöp kovasına


araştırma

attığımız çöpü toplaması sorunumuzu çözmüyor. Bu sadece problemi gözümüzün önünden kaldırıyor” diyen Bilge, asıl önemli olanın daha az çöp üretilmesi olduğunu belirtti. Bilge, ortaya çıkan çöplerin ise en iyi şekilde ayrıştırılarak doğru yere atılması gerektiğinin altını çizdi.

sorunu var mı?” sorusuna “Evet” cevabını veriyor. Bu cevabı verenlerin yüzde 57’lik bir bölümü problemin kaynağının vatandaş olduğunu, yüzde 56’lık bir kesimi ise yönetimlerin yetersizliğinin sorunda payı olduğunu düşünüyor. Sonuç olarak insanların yüzde 94,8’i çevreye atılan çöplerden rahatsız olduklarını belirtiyor.

Araştırmanın öne çıkan sonuçları

4 kişiden 3’ü etrafta geri dönüşüm kutusu bulamadığını söylüyor

Türkiye’de daha önce yapılmamış bu kapsamlı sosyal araştırma, toplumun davranış ve ihtiyaçlarını anlayarak sorunların nedenlerini ortaya koymayı ve bireyleri bu konuda bilinçlendirmeyi amaçlıyor. Bilge, sonuçları paydaşlarla birlikte kapsamlı olarak incelenen araştırmanın Türkiye’ye çöp sorunu için yol gösterici olacağına inanıyor. Araştırma sonuçlarını içeren kapsamlı raporun yakında yayınlanması beklenirken, öne çıkan bazı veriler toplumdaki her kesimden insanı yakından ilgilendiriyor.

Katılımcıların yüzde 76,8’i çöpleri konteynere hane halkından birisinin attığını söylüyor, yüzde 13’lük bir kesim ise işi apartman görevlisine devrediyor. Çöpleri ayrıştıranların yüzde 71,2’si plastiklerin ayrıştırılması konusunda hassasiyet gösterirken, konu giysilere gelince bu oran yüzde 15,7’ye düşüyor. Ayrıştırma yapmayanların yüzde 75,5’i etraflarında geri dönüşüm kutusu olmadığından şikâyet ederken, geriye kalanlar ise konuya kişisel sebeplerden dolayı önem göstermiyor.

Geri dönüşüm bilincinin artması gerekiyor

Problemin çözümü için ödül ve ceza önerisi

Türkiye’de çöp denildiğinde insanların yalnızca yüzde 11,6’sının aklına geri dönüşüm geliyor. Geri kalanlar çöpü bir an önce uzaklaştırılması gereken bir yığın olarak görüyor. Toplumun yüzde 60’ı “Sıfır Atık” kavramından habersiz. Öte yandan araştırma, devlet tarafından gerçekleştirilen Sıfır Atık çalışmalarının farkındalığa pozitif anlamda etki ettiğini gösteriyor.

Çöpü evden çıkarma işini kendisi üstlenen yüzde 62,8’lik kesim çöpü her zaman doğru yere attığını belirtirken, yüzde 64,5’lik bir kesim ise yakınları arasında çevreye çöp atan kişiler olduğunu belirtiyor. Çöpler konteynere yüzde 71,1’lik bir oranda çöp poşeti içerisinde atılıyor. Problemin çözümü için ise iki görüş başa baş durumda. Katılımcıların yüzde 55,2’si çöpü ayrıştırarak doğru yere atan kişilerin ödüllendirilmesinin faydalı olacağını düşünürken, yüzde 44,8’lik bir kesim ise ödül yerine cezanın etkili olacağını düşünüyor. Öte yandan araştırmaya katılanların yüzde 61,5’i

İnsanlar çöp görmekten rahatsız Katılımcıların yüzde 47’si, kendilerine yöneltilen “Sizce yaşadığınız çevrede çöp

çözüm için bireysel çabaların yeterli olmayacağını, devletin konuyla ilgili önlem alması gerektiğini düşünüyor. Bir kişi tek başına yılda 421 kg çöp üretiyor Türkiye İstatistik Kurumu 2016 yılı verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 32 milyon ton evsel atık üretildi. Bu sonuca göre bir kişi ortalama olarak günde 1,17 kg, yılda ise 421 kg çöp üretiyor. Belediyelerin 2016 yılında temizlik işleri için harcadığı kaynağın 9 milyar TL’den fazla olduğu belirtiliyor. Türkiye’de durum böyleyken, dünyanın genelinde ise yılda 2,2 milyar ton çöp üretiliyor. Her yıl 1 trilyondan fazla naylon poşet çevreye atılıyor. Küresel ölçekte çevreye en çok atılan çöplerin başında ise 6 trilyonu geçen sayılarıyla sigara izmaritleri geliyor. Türkiye, çöplerin sadece yüzde 11’ini ayrıştırabiliyor. Geri dönüşüm oranının 2023 hedefleri doğrultusunda yüzde 35’e çıkması planlanıyor.

Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 37


Bilişim Sayfaları IDC Türkiye Security Roadshow 2019’da, yatırım planlarında siber güvenlik vurgusu öne çıktı International Data Corporation (IDC) Türkiye’nin 11.sini düzenlediği IDC Security Roadshow, Wyndham Grand Levent Otel’de gerçekleşti. IDC Türkiye Ülke Direktörü Nevin Çizmecioğulları: “Siber güvenlik, yönetim kurullarının ajandalarındaki önemini korurken; yatırım planlarında da üst sıralarda yer almaya devam ediyor. 2019 yılının ekonomik olarak zorlayıcı bir yıl olması beklenirken, yaptığımız görüşmeler ve analizler doğrultusunda güvenlik yatırımlarının hız kesmeden devam edeceğini öngörüyoruz. Bu yıl IDC Türkiye olarak gerçekleştirdiğimiz CISO Zirvesi 2018 anketimizde CISO’ları uykusuz bırakan konuların başında Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK) ihlalinin %63 ile ilk sırada geldiğini gördük. Nitekim 2018 yılının en çok konuşulan konularından biri olan KVKK, 2019 yılında da sıkça konuşuluyor olacak. Kurumlar regülasyonlardan kaynaklı endişelerini gidermek amacıyla çeşitli yatırımlar yapmaya ve uyumluluk konusunda danışmanlıklar almaya devam edecekler. Gerçek zamanlı tehdit istihbaratı ve güvenlik operasyon merkezi yatırımları, yönetilebilir güvenlik servisleri CISO’ların 2019 yılında önceliklendirdiği yatırımların başında geliyor.” IDC Türkiye’de Yazılım Pazarından Sorumlu Araştırma Müdürü Yeşim Öztürk’e göre, “İş dünyası ve BT liderleri, dijital dönüşümün getirdiği fırsatlardan faydalanırken, daha karmaşık, dağıtık teknik ortamları oluşturma ve yönetme zorluğuyla karşı karşıya kalıyorlar. Şirketler, kritik bilgileri kullanarak karmaşık iş süreçlerini desteklemek için veya dönüşüm sürecinin bir parçası olarak yeni teknolojilere yatırım yapıyorlar. Aynı zamanda dijital dönüşüm, kuruluşların yeni zorlukları ve 38 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

gereksinimleri karşılamak için siber güvenlik uygulamalarını iyileştirmelerini ve entegre etmelerini de gerektiriyor. Şirketler ise gizlilik, bütünlük ve sistemlerin sürekliliği ile ilgili riskleri dengelemek için BT ortamlarında bir dizi kontrol uygulamak zorunda kalıyor. Günümüzde birçok büyük kuruluş siber güvenlik programını güçlendirmek için bir plan ve bütçe belirlemiştir. Belirlenen stratejiler doğrultusunda yatırımlar gerçekleştirilse de süregelen olaylar ve regülasyonel değişiklikler planlanmamış yatırımları beraberinde getirmektedir. 2019 yılının ana konusu olan risk ise güvenlik stratejilerinin ve planlarının merkezine konumlandırılmalıdır.” IDC’nin Avrupa Güvenlik Çözümlerinden Sorumlu Araştırma Müdürü Mark Child ise konuşmasında şirketlerin risk değerlendirmelerini detaylı bir şekilde yapmaları gerektiğine değinirken, proaktif güvenlik yaklaşımını benimsemek amacıyla “stratejik”, kurumlardaki her iş

birimini ve süreci kapsamak amacıyla “bütünsel”, riski kademeli olarak değerlendirebilmek için “nüanslı” ve tutarlı bir risk analizi için ise farklı iş birimlerinin dahil edildiği “odaklı” ekipler ile risk bazlı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini paylaştı. Risk yönetiminin siber güvenlik strateji planlarına mutlaka dahil edilmesi gerektiğinin altını çizdi. “IDC CIO Zirvesi 2018 Anketi” sonuçlarına göre önümüzdeki yıllarda da güvenlik, ortak bir endişe olarak yine birinci sırada yer alıyor. Günümüzde siber güvenlik tehdit ortamı, gelişen tehditler ve tekrarlayan siber saldırılardan oluşmaktadır. Bu nedenle, CIO’lar dijital dönüşüm inisiyatiflerinin bu tehditlerden etkilenebileceğini anlamalı ve gerekli önemlerin alınması konusunda güvenlik ekiplerini hem strateji hem de teknoloji yatırım planları açısından desteklemelidir.


Sektöre özel haber, ürün tanıtımı vb. yazılarınızı bu sayfalarımıza bekliyoruz...

Türkiye’nin yeni otoyolu: Dijital Dönüşüm Bu yıl altıncısı düzenlenen Microsoft Teknoloji Zirvesi, teknoloji dünyasının başarılı isimlerini ve ilham veren dijital dönüşüm projelerini İstanbul’da buluşturdu. Haliç Kongre Merkezi’nde tüm gün süren zirvede uzmanların gözünden dijital dönüşüm, siber güvenlik, yeni nesil teknolojiler ve sektörel çözümlerle ilgili en yeni gelişmeler ele alındı. Teknoloji Deneyim Merkezinde ise yeni teknolojiler katılımcılara tanıtıldı. Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen zirvede, Garanti Bankası CEO’su Ali Fuat Erbil, TAV Havalimanları, Holding İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, Ford Otosan CEO’su Haydar Yenigün, teknoloji trend yazarı Serdar Kuzuloğlu ve tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı değerli görüşlerini ve deneyimlerini paylaştı.

Türkçe olarak kullanılmaya başlanacak. Türkiye, böylece, Microsoft’un önemli dilleri arasına giriyor. Türkiye’nin yerli yazılım alanında bir dünya oyuncusu olması için de önemli çabalar sarf ediyoruz. 2 binin üzerinde yerel girişimi destekliyoruz. Microsoft, Türkiye’de kurulu, yüzde 100 Türkiye’den yazılımcıların geliştirdiği yenilikçi bir açık kaynak yazılım şirketi olan Citus Data’yı satın aldı. Bu global adım ülkemizin yerli yazılım ekosistemi açısından taşıdığı potansiyeli gösteriyor. Ticari şirketleri güçlendirmenin yanında, bugüne kadar Türkiye’de 410’dan fazla STK’ya maddi ve teknik bilgi desteği verdik. STK’lara 26 yılda 170 milyon dolar karşılığı bağışta bulunduk. Türkiye’nin parlak geleceğine giden dijital yolları tüm iş ortaklarımız ve kullanıcılarımızla birlikte inşa etmeye devam edeceğiz.”

Kansu: “Geleceğe giden dijital yolları birlikte inşa edeceğiz”

Kansu: “Buluttan 112 bin yeni iş fırsatı gelecek”

Zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, Türkiye’nin bilişimde söz sahibi olması için 26 yıldır finanstan üretime, perakendeden sağlığa, ülkedeki sektörleri geleceğe taşıdıklarını belirtti. Özellikle bulut bilişim ve yapay zekâ alanlarında Türkiye’nin taşıdığı potansiyeli gerçekleştirebilmesi için iş ortaklarıyla önemi dijital dönüşüm projelerine imza atmaya devam ettiklerini vurgulayan Kansu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin bilişim ekosistemini güçlendirmek için 12 bin iş ortağımızla 100 binin üzerinde istihdam sağlıyoruz. Yapay zekâdan karma gerçekliğe en yeni teknolojileri ülkemizde hayata geçirip, inovasyonun ve yeni fikirlerin önünü açıyoruz. Akıllı algılama platformumuz LUIS, yeni iş birliğimizle yakında

Kansu, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin geleceğinde bizi bekleyen yollar fırsatlarla dolu. Nitekim araştırmalara göre, Türkiye’de bulut bilişimi benimseyen şirketler 5 yıl içinde 15 milyar dolar net gelir elde edecek. Bulut bilişim Türkiye’de 2022 yılına kadar 112 bin yeni iş fırsatı sunacak. Geleceğin Türkiye’si, gücünü bulut teknolojilerinden alacak. Bugün, büyük bir başarıyla ve gururla gerçekleşen zirvemiz, geleceğe daha da umutla bakmamızı sağlıyor.”

CEO’lar dijital dönüşüm yolculuklarını paylaştı Zirvenin ilgi gören etkinliklerinden biri olan CEO paneldeki konuşmasında, Ford Otosan CEO’su Haydar Yenigün, şunları belirtti: “Teknoloji sektörü geleceği bizden daha iyi gören bir

sektör oldu. Yine de, otomotiv sektörü sonunda çağı yakaladı ve yeni teknolojileri benimsemeye başladı. Teknolojiyi benimsedikçe müşteri ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt verebiliyoruz. Teknolojiden alığımız güçle, örneğin Türkiye’nin ilk akıllı kamyonunu ürettik. İçinde bulut iletişimi ve yapay zekada güç alan akıllı sistemler var. Microsoft’un da desteğiyle geliştirdiğimiz sistemler sayesinde, araçların verimli kullanılmasını sağlıyoruz, bakım öngörülerinde bulunuyoruz, maliyetleri azaltıyoruz. Filolara güvenlik sağlıyoruz. Buna benzer dünyada sadece birkaç proje var. Bununla gurur duymalıyız”.

En yeni teknolojiler Deneyim Merkezi’nde sergilendi Yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı ve Datamarket ana sponsorluğunda gerçekleşen zirvede kurulan Start-Up alanında 8 başarılı girişimciye yer verilirken, Teknoloji Deneyim Alanı içinde Müşteri Deneyim Merkezi, Microsoft Teknoloji Merkezi ve Uzmanlara Sorun alanları katılımcılarla buluştu. İyilik İçin Teknoloji alanında ise Türkiye’nin önde gelen 4 sivil toplum kuruluşu YenidenBiz, Kodluyoruz, Tohum Otizm ve Habitat yer aldı. Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 39


Bilişim Sayfaları Akıllı şehirler için akıllı veri merkezleri

Türkiye’nin veri merkezi Radore, akıllı şehirler için yapılan yatırımların başarılı olması için veri merkezlerinin önemine dikkat çekiyor. IDC’ye göre, 2022 yılında akıllı şehirler için yapılacak teknoloji yatırımları 158 milyar doları bulacak. Tüm dünyanın yatırımlarına hız verdiği akıllı şehir çalışmaları, dev dönüşüm bütçelerinin doğru değerlendirilebilmesi açısından belediyecilik ve kamu hizmetleri anlamında da büyük önem taşıyor. Fiber optik ve kablosuz iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla “akıllı şehir” konsepti de daha hızlı gerçeğe dönüşmeye başlıyor. Özellikle milyonlarca nüfus barındıran İstanbul gibi mega şehirlerde ufak değişiklikler hem o şehirde yaşayanlar hem de istihdam için önemli etkiler gösteriyor. Daha akıllı şehirler için daha akıllı veri merkezlerine ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Radore Veri Merkezi Genel Müdürü Sadi Abalı, “Nesnelerin İnterneti teknolojilerini kullanan, sen-

40 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

sörlerle donatılmış akıllı binalar, akıllı şehirler ve sürücüsüz araçlar yaşamın bir parçası haline gelmeye başladı. 5G ile birlikte, nesnelerin interneti yaygınlaştıkça şehirlerin de daha verimli olacak. Şehirlerde sadece kablosuz bağlantıya sahip olan LED aydınlatmalar veya akıllı şebeke otomasyon sistemleri gibi teknolojiler yıllık yüz binlerce liralık avantaj sağlayacak. İlerleyen yıllarda blockchain, yapay zekâ, dronlar, sanal gerçeklik gibi çözümler de şehirlere entegre edilecek. Bunların yönetimi için çok iyi planlanmış veri merkezlerine ihtiyaç duyuluyor” dedi. Bulut tabanlı teknolojiler, mobil uygulamalar ve biyometrik çözümlerin şimdiden kullanıldığına dikkat çeken Abalı, akıllı şehirler için çözüm üreten şirketlerin ve yerel yönetimlerin, veri merkezleri konusunda dikkate almaları gereken başlıkları şöyle sıraladı: • Erişim. Yüksek seviyede yedeklilik ve çalışabilirlik oranına sahip bir veri merkezi, akıllı şehirlere giden yolda hayati önem taşıyor. 7/24 çalışabilen kritik uygulamalar sayesinde akıllı şehirlerin ihtiyaç duyduğu altyapılar hayata geçirilebiliyor. • Güvenlik. 2017 yılında İsveç’e yapılan DDoS saldırısı tren seferlerinin aksamasına, 2015’te Ukrayna’daki siber saldırı sonucunda elektrik şebekesinin tamamen kapanmasına sebep olmuştu. Bu nedenle fiziksel ve siber güvenlik anlamında yüksek standartlara sahip veri merkezleri, şehrin kritik işlemlerinin emanet edileceği bir ortamın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. • Performans. 5G ve fiber altyapıların sağlayacağı çözümler

en düşük gecikme süreleriyle yanıt verilmesini sağlayacak. Veri merkezinde bulunan ağ sisteminin de bu hıza ayak uydurabilmesi, anlık olarak alınan milyonlarca talebi işleyerek ilgili yerlere bu veri trafiğini dağıtabilmesi gerekiyor. • Enerji verimliliği. Yüksek işlem hacmi için kullanılacak veri merkezlerinin en büyük gideri enerji olmaya devam edecek. Fakat veri merkezlerinin şehrin merkezine konsolide edilmesi ile veri merkezinde elde edilen sıcaklığın kullanılabilmesi mümkün olacak. Örneğin Norveç gibi ülkeler bu alanda yaptıkları çalışmalarla, veri merkezi iklimlendirmesi sırasında ısınan havayı kullanarak tesisin çevresindeki binaların ısıtılmasını amaçlayan projeler geliştiriyorlar.


Kuadron Bilişim’den TORK uygulaması Kamu ve özel sektörün yazılım ihtiyaçlarına anahtar teslim çözümler üreten Kuadron Bilişim, yeni nesil şirket yönetim uygulaması TORK ile işletmelere yüksek performanslı ve etkin bir yönetim deneyimi sunduğunu açıkladı. Zorlu rekabet koşullarına uygun iş modelleri sunan TORK’un, işletmelerin değişen ve gelişen ihtiyaçları göz önüne alınarak tasarlandığı belirtildi. Geliştirdikleri uygulamayla ilgili görüşlerini aktaran Kuadron Bilişim Ar-Ge Direktörü Kaan Arslan, ‘’Amerika’da ilk 500 arasında yer alan firmaların yüzde 60’ı kurumsal kaynak planlaması kullanıyor. Bu tarz programlar için ayrılan toplam bütçe yaklaşık 73 milyar USD gibi yüksek bir maliyet oluşturuyor. Zaman, enerji ve maliyet avantajı sağlamak için bu bedeli yüklenmek yerine, aynı işlevleri daha etkin ve daha az maliyetle hayata geçirebileceğimiz

bir uygulama geliştirdik. Türkiye’deki işletmelerin yönetim süreçlerini daha sistematik olarak düzenleyecek, pratik ve ekonomik, aynı zamanda gereksiz modüllerden arındırılmış çevik uygulamalara ihtiyacı var. TORK ile tüm bu ihtiyaçlara cevap verebilecek en ideal çözümü ürettiğimize inanıyorum” diye konuştu. Kısa süre içerisinde çok sayıda işletme tarafından kullanılmaya başlayan TORK’un bir yılda 250 milyon TL’nin üzerinde satış işleminin yapıldığı bir

platform haline geldiğini bildiren Arslar, “Kısa vadede maliyet avantajı sağlayan şirketler orta vadede karlılıklarına ve verimliliklerine ivme kazandırıyor. Tüm işletmelerimiz milli sermaye ile hayata geçmiş yeni nesil şirket yönetim uygulaması TORK’dan faydalanabilsin diye 2019 yılı sonuna kadar; satış, stok, ön muhasebe, müşteri ve tedarikçi yönetimi gibi özellikler içeren tüm paketlerimizde yüzde 30 indirim sağladık. Ayrıca küçük ölçekli işletmelere yönelik tamamen ücretsiz bir paket seçeneğimiz de bulunuyor. Arzu eden işletmeler Torkapp.com üzerinden ayda 49 TL’den başlayan fiyatlarla farklı paket seçeneklerimize erişebilir. TORK’un yönetim uygulamaları arasında gerçek fayda üretmeyi hedefleyen yaklaşımıyla kısa sürede bilinirliğinin artacağına inanıyorum” dedi.

Mercedes-Benz Türk’ün Yıldız Kızlar’ı Bilişim Teknolojileri Eğitim Programı’nda buluştu Mercedes-Benz Türk, 2004 yılında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği işbirliğiyle hayata geçirdiği “Her Kızımız Bir Yıldız” projesi kapsamında meslek sahibi olmak isteyen kız öğrencilere burs vermenin yanı sıra bursiyerlerin kişisel ve mesleki gelişimlerine de katkı sağlamaya devam ediyor. Şirket, 2018 yılında başladığı bilgisayar bilimleri ve kodlama eğitimlerini daha kapsamlı hale getiriyor. Bu kapsamda, 2019 yılında, Yıldız Kızların geleceğin dünyasında teknolojiyi iyi kullanan ve teknoloji üreten genç kadınlar olarak yetişmelerine katkı sağlamak amacıyla 6 ay sürecek ve her yıl tekrarlanacak Mercedes-Benz Türk Bilişim Teknolojileri Eğitim Programı

hayata geçiriliyor. Eğitim Programı’na lise 10. ve 11. sınıfta okuyan tüm bursiyerler başvurabilecek. Başvuran bursiyerler arasından program için belirlenen kriterlere uygun olan Yıldız Kızlar seçilecek. Mercedes-Benz Türk Bilişim Teknolojileri Eğitim Programı, belirlenen kriterlere göre seçilen 50 öğrenci’nin temel eğitimi ile başlayacak. Temel eğitimi başarıyla tamamlayan 20 öğrenci orta seviye eğitimi alacak, ardından başarılı 10 öğrenci ileri seviye eğitime devam edecek. İleri seviye eğitimde belirlenen 5 öğrenci bir hafta İstanbul’da kampa girecek. Ardından iki ay online eğitim ile programa devam edecekler. Eylül ayında ise projeler ortaya çıkacak. Mercedes-Benz Türk

Bilişim Teknolojileri Eğitim Programı’na katılan öğrenciler, yüksek düzey nesne tabanlı programlama dili ile uygulama geliştirebilme, 3D modelleme, yapılan model ile 3D animasyon oluşturabilme, elektronik kart programlama, web uygulaması geliştirebilme, görsel işleme ve efekt kullanabilme gibi konularda eğitim alacaklar. Ayrıca siber güvenlik hakkında da bilgi sahibi olacaklar. Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 41


Çevre Sayfaları Doğa dostu belediye başkanları aranıyor TEMA Vakfı 31 Mart yerel seçimlerine katılan tüm belediye başkanı adaylarının görev süreleri boyunca toprağı, ormanı, suyu, iklimi ve havayı koruyan politika ve uygulamaları öncelikli hale getirmeleri gerektiği inancıyla 2019 Yerel Yönetimler için Ekosiyaset Belgesi’ni hazırladı. “Sürdürülebilir yaşam ilkesi” çerçevesinde ekosistem bütünlüğünü gözeten, iklim dostu, yaşanabilir ve sağlıklı kentler için yerel yönetimlerin atabileceği adımların özetlendiği belgenin kamuoyu duyurusu bir basın toplantısı ile yapıldı. Basın toplantısında bilgiler veren TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Kente ilişkin alınan her karar ve atılan her adım, insanların yaşam kalitesini etkilediği kadar toprak, su, orman, mera, tarım alanları gibi doğal varlıkları ve ekosistem bütünlüğünü de etkiliyor. Bir başka deyişle, kenti yönetenlerin arazi kullanımı, yapılaşma, su ve atık yönetimi, ulaşım, enerji gibi alanlardaki tercih ve uygulamaları doğal varlıklarımızın kaderini belirliyor. İklim değişikliğiyle birlikte karşı karşıya kaldığımız etki ve riskler de dikkate alındığında kent politikaları ile doğal varlıkların korunmasına ve “sürdürülebilir yaşam ilkesi”ne yönelik politikaların birbirinden ayrı düşünülemeyeceği görülüyor. TEMA Vakfı 2019 Yerel Yönetimler için Ekosiyaset Belgesi, ekosistemi merkeze alan politika ve uygulamalar konusunda yerel yöneticilere yol göstermeyi hedefliyor. Ayrıca seçmenlere bu konudaki sorumluluklarını hatırlatıyor ve ekosistemi gözeten politikalar sunan adayları desteklemeye çağırıyor. Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının Anayasa’da da garanti altına alındığını hatırlatarak yerel yönetimleri çevre hakkına uyan çalışmalar yürütmeye ve Ekosiyaset Belgesi’nde dikkat çekilen konularda çalışmaya davet ediyoruz. İklim değişikliğini dert eden, temiz hava seven, suyun değerini bilen, toprak hayattır diyen doğa dostu belediye başkan adaylarının imzalaması için bir taahhütname hazırladık ve Ekosiyaset Belgesi ile birlikte 81 ilde temsilcilerimiz aracılığı ile belediye

42 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

Kentler iklim değişikliğinin hem nedeni hem de mağduru

başkan adaylarının imzasına sunduk” dedi.

Ekosistemi koruyan belediyecilik zorunluluk haline geldi TEMA Vakfı’nın yaptığı açıklama şöyle devam etti: “Kentlerde yaşam; hava kirliliği, iklim değişikliğinden kaynaklanan sel, fırtına, hortum gibi aşırı hava olayları ve kent çevresindeki doğal alanlar üzerindeki yapılaşma baskısı ile her geçen gün zorlaşıyor. Kentin yaşam destek sistemleri olarak nitelendirilen ormanlar, tarım alanları, meralar ve su havzaları, kentlilere temiz su, temiz hava, gıda, iklimin dengelenmesi gibi ekosistem hizmetleri sunuyor. Orman alanlarının madenlere, tarım alanlarının konut, sanayi alanlarına ve enerji tesislerine açılması, orman alanlarının tarım alanlarına dönüştürülmesi gibi faaliyetler ekosistem hizmetlerini göz ardı eden yanlış planlama ve arazi kullanımı değişiklikleri bu hizmetleri kesintiye uğratıyor. Bu nedenle ekosistemi merkeze alan, kentin toprağını, havasını, yeşilini, suyunu koruyan şehircilik ve belediyecilik, kentlerde yaşamın devamı için zorunluluk halini alıyor”.

“Kentler hem iklimin korunması hem de değişen iklime dayanıklılık açısından önemlidir. Çünkü ekonomik gelir üretirken tükettiği enerji miktarı ile en fazla karbon salan yerler, kentlerdir. Küresel gayri safi hasılanın yüzde 70’i kentlerde üretilirken toplam enerji tüketiminin yüzde 60-80’i kentlerde gerçekleşiyor, küresel karbon emisyonlarının ise yüzde 75’i kentlerde oluşuyor. Kentler iklim değişikliğinin etkilerine karşı kırılgan ve hazırlıksız bir durumda iken diğer yandan mevcut kalkınma, ekonomik gelişme, büyüme, yaşam kalitesi anlayışımız kentlerin yaşam destek sistemleri üzerinde baskı yapıyor. Ani yağışları tutma kapasitesine sahip yeşil alanlar betonla mühürleniyor, karbon yutakları olan orman alanları madencilik, konut kullanımı nedeniyle kaybediliyor”.


Sektöre özel haber, ürün tanıtımı vb. yazılarınızı bu sayfalarımıza bekliyoruz...

E-atıkların geri dönüşümü için ELDAY’dan Osmaniye Belediyesi’ne büyük destek ELDAY, bu kez Osmaniye Belediyesi ile e-atıkların geri dönüşüme kazandırılması için önemli bir iş birliğine imza attı. İşbirliği kapsamında, ELDAY’ın tedarik ettiği ve Osmaniye Belediyesi tarafından kentin belirli noktalarına yerleştirilen özel konteynerlarda toplanan e-atıklar, geri dönüşüm tesislerine gönderilecek. Doğru şekilde toplanıp atılmadığında hava, su ve toprağı kirleterek çevre ve insan sağlığı için tehlikeler yaratan elektrikli ve elektronik atıkların (AEEE) geri dönüşümünü teşvik etmek ve bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla hayata geçirilen projeye, Osmaniyeliler de büyük destek veriyor.

E-atıklar geri dönüştürülmezse hem ekonomiye hem çevreye zarar veriyor İşbirliğine ilişkin açıklamalarda bulunan ELDAY Genel Müdürü Muharrem Yamaç,

türülmediği takdirde, hem çevreye hem de ekonomiye büyük zararları dokunan e-atıkların geri dönüşümü konusunda herkesi daha duyarlı ve bilinçli olmaya davet ediyoruz” dedi.

“E-atıklar konusunda farkındalık yaratmak istiyoruz” “Osmaniye Belediyesi’ne e-atıklar konusundaki duyarlığı için teşekkür ediyoruz. Ülkemizde her yıl 500 bin ton e-atık çıkıyor ve gelişen teknoloji ve değişen tüketici ihtiyaçları sonucunda bu sayı her yıl yüzde 10 artıyor. Bu atıkların çoğunu evlerimizde, işyerlerimizde kullandığımız çamaşır makinesi, fırın, kahve makinesi, elektrikli süpürge, faks, yazıcı gibi eşyalar oluşturuyor. Maalesef sistemli şekilde toplanmadığı zaman da bu atıklar doğrudan çöpe gidiyor. Geri dönüş-

Proje hakkında konuşan Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara ise şunları söyledi: “Osmaniye Belediyesi olarak, ELDAY gibi önemli bir kurumla işbirliği içinde olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Özellikle, iklim değişikliklerinin etkisinin çok fazla hissedildiği bu yüzyılda tüm atıkların kaynağında ayrı toplanarak geri dönüşüme gönderilmesinin büyük önem arz ettiğinin bilincindeyiz. Bu değerli projemizle, hem ülke genelindeki sıfır atık projelerinde diğer belediyelere örnek olmak hem de e-atıklar konusunda bir farkındalık yaratmak istiyoruz.”

REW İstanbul 2019’u, 45 ülke ziyaret etti katıldı. Uluslararası REW İstanbul 2019, Tüyap Beylikdüzü’nde 20 bin metrekare alanda geri dönüşüm, çevre teknolojileri ve atık yönetimi konusundaki yenilikleri bir arada sergiledi. Fuar, sanayici ve KOBİ’ler ile bunları çatısı altında bulunduran Organize Sanayi Bölgeleri, çevre sorumluluğu bulunan belediyeler, atıktan mamul ve yarı mamul üreten sektör temsilcileri, üreticiler ve yeni pazarlara açılmayı hedefleyen yatırımcıları, sektör firmalarıyla 15. kez buluşturdu. Tarsus Turkey tarafından T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle 15.’si gerçekleştirilen Uluslararası Geri Dönüşüm, Çevre Teknolojileri ve Atık Yönetimi Fuarı REW İstanbul’u, 45 ülkeden 5 bin 316 alıcı ziyaret etti. Fuar, yurt dışı ziyaretçi sayısını, geçen yılki buluşmaya kıyasla yüzde 55 arttırdı. Macaristan pavilyonuyla birlikte toplam 75 firma, REW İstanbul’a

Bakanlık konferansları yoğun ilgi gördü Geri dönüşümün geleceğini bugünden şekillendiren yeni ürün, makine, ekipman ve teknolojilerin yanı sıra, sektör gündemlerine yön belirleyen etkinliklere ev sahipliği yapan REW İstanbul 2019’un konfe-

rans programı ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın fuara özel düzenlediği oturumlarda, “Sıfır Atık Yönetimi ve Uygulamaları”, “Çevre Kanunu Değişikliği ve Getirdikleri”, “Gemi Atıklarının Yönetimi”, “Deniz Çöplerinin Yönetimi”, “Biyobozunur Atıkların Yönetimi ve Atıktan Enerji” ile “Döngüsel Ekonomi Yaklaşımı Çerçevesinde Sanayi Atıklarının Yönetimi” başlıkları ele alındı.

İSGDER, uygulamalı eğitimler düzenledi REW İstanbul, bu yıl, iş ve işçi sağlığına yönelik özel bir etkinliğe de ev sahipliği yaptı. Fuar alanına kurulan özel platformda, İş Güvenliği Uzmanları Derneği İSGDER, REW İstanbul ziyaretçilerine, yüksekte çalışmanın püf noktalarını uygulamalı olarak gösterdi. Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 43


ürün tanıtımı

Wilo’dan geleceğin pompa teknolojisi:

Dünyanın ilk yapay zekâlı pompası Wilo-Stratos MAXO Teknolojideki öncülüğüyle dünyada pompa endüstrisine liderlik yapan Wilo, yeni ürünü Stratos MAXO ile akıllı pompa dönemini başlattı. Sistem verimliliği, enerji tasarrufu ve kullanım kolaylığı açısından çığır açan Stratos MAXO, en karmaşık sistemler için bile kolay ve kullanışlı çözümler sunuyor.

İ

lk sirkülasyon pompasını icat eden Wilo, içinde bulunduğumuz dijital çağda dünyanın ilk akıllı pompasını geliştirdi. Wilo’nun geliştirdiği ilk yapay zekâlı pompa olan Stratos MAXO’nun özellikleri şöyle: • Öğrenme yeteneğine sahip Stratos MAXO, “Dynamic Adapt Plus” özelliği ile sistemi her 24 saatte bir analiz ediyor ve veri girişine gerek kalmadan en verimli çalışma noktasını kendi öğreniyor. • “Multi-Flow Adaptation” özelliği sayesinde; primer devre pompaları, Wilo-Net ile işletme verilerini alarak sekonder devre pompalarının debi ihtiyacına göre çalışmasını belirliyor. • Bina otomasyonuyla ve farklı mahallerdeki pompalar ile iletişim halinde kalarak sistem verimliliğini maksimize ediyor. • Akıllı telefonlar ve tabletler ile herhangi bir adaptör olmadan pompa verilerine kolayca ulaşmayı sağlıyor.

Wilo-Stratos MAXO’nun detaylı teknik özellikleri Stratos MAXO; “dynamic adapt plus”, “multiflow adaptasyonu”, “sabit debi”, “T-sabit”, “ΔT- sabit” olmak üzere beş yeni kontrol fonksiyonuna sahip. Stratos MAXO; “dynamic adapt plus” özelliği sayesinde; pompa içerisindeki sıcaklık ve akış sensörlerini kullanarak 24 saatlik periyotlarla akışı analiz ediyor. Pompa, sisteme çalışma noktası set edilmeden gerçek çalışma noktasını bulabiliyor. Sürekli olarak sistemi izlemesi ve sistemdeki değişime göre kendi performansını ayarlaması Stratos MAXO’nun en önemli özelliklerinden biri olarak dikkat çekiyor. 44 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

ken enerji tüketimi 1 w/s’den daha küçük oranda gerçekleşiyor. Bu sayede elektrik tasarrufu sağlanırken, pompanın aşırı ısınması önleniyor ve pompa ömrü uzuyor.

Yüzde 80’e varan elektrik tasarrufu

Multi-flow adaptasyonu ile primer devre pompası, tüm sekonder devre pompaları ile iletişim halinde çalışıyor. Primer pompa, işletme verilerini ve sekonder devre pompaların ihtiyacını, Wilo - Net üzerinden algılayarak sekonder tarafın debisi dahil toplam debiyi sağlıyor. Sabit debi fonksiyonu ile ısıtma ve soğutma proseslerinde debi, kapasitelere uygun olarak karşılanarak, kullanıcıyı pahalı ve verimsiz kontrol vanaları ihtiyacından kurtarıyor. Ayrıca pompa debisi maksimum ve minimum aralıkta sınırlandırılabiliyor. Bu sayede sistemin hidrolik dengesizlik riski azalırken, ihtiyaç değiştiğinde harici ekipmanlara gerek duyulmuyor.

Pompa ömrünü uzatan özellikler Sistemdeki tüm vanalar kapalı olduğunda, ürün sisteme adapte olabilmek için minimum akışa ulaşana kadar pompa motoru duruyor. Her 5 dakikada bir, birkaç saniye pompa yeniden çalışıyor; pompa içinde bulunan akış kontrol sensörü ile akış kontrol ediliyor. Bu şekilde bekleme modunday-

Stratos MAXO’da, ΔT- sabit sıcaklık kontrolü ile primer ve sekonder devre arasındaki sıcaklık farkını sabit tutacak şekilde primer pompanın devrini ayarlaması sağlanıyor. Bu sayede primer pompa, sekonder pompanın ihtiyacı kadar çalışarak yüzde 80’e kadar elektrik tasarrufu sağlıyor. Hızlı ve kolay montaj için geniş elektronik gövdesi, çalışma ve ayar için 4,2” led ekranı, kataforez kaplamalı gövde ve rakor/ flanş bağlantı seçeneği, Wilo-Connector ve yeşil düğme teknolojisi ile kolay kurulum, tek kablolu kolay bağlantı, klemens kutusuna erişim için çıkarılabilir kontrol paneli, ısı kaybını azaltmak için izolasyon ceketi ve EC motor sayesinde yüksek performans, Stratos MAXO’nun dizaynında dikkat çeken diğer özellikleri arasında yer alıyor. Akıllı telefonlar ya da tabletlerle herhangi bir adaptör olmadan direkt bluetooth arayüz bağlantısı ile Stratos MAXO’nun işletme bilgilerine erişilebiliyor. Uzaktan erişim kolaylığı ile pompa üzerinde açma, kapama gibi işlemler yapılabilirken, pompaların eş yaşlanma prensibinde çalışması da görülüyor. Bu şekilde çalışma modu konfigürasyonu, özellikle de erişilmesi zor pompalar için çok faydalı bir özellik olarak dikkat çekiyor. Entegre frekans konvertörlü, yüksek verimli Wilo-Stratos MAXO ürün grubu, sirkülasyon sistemlerindeki ısıtma, soğutma, güneş enerjisi, jeotermal enerji ve domestik sıcak su uygulamalarında fark yaratmaya hazırlanıyor.


ürün tanıtımı

Armstrong Building Products’dan Sismik Asma Tavan Sistemi:

Seismic Rx®

S

ismik riskin önlenmesi için, binaların tasarımı aşamasında, insanların güvenliği için rolü çok önemli olan yapısal olmayan unsurları da göz önünde bulundurmak gerekir. Akustik ve metal asma tavanlara yönelik komple çözümlerin üretilmesi ve pazarlanması konusunda tecrübesi ile sektöre yön veren Armstrong Building Products, yüksek derecede sismik tehlikeye kadar sınıflandırılabilen her alandaki asma tavanların stabilitesini artıran Lay-In taşıyıcı sistemi olan Seismic Rx® ’i sundu. Seismic Rx®, özellikle kamu kurumları, ofisler, okullar veya kamuya açık birçok uygulama alanı için uygun bir çözüm. Ayrıca hastanelerde, savunma ve acil durum yönetim tesislerinde (itfaiye teşkilatı, polis karakolları...), yani bir deprem veya başka ciddi bir durumda bile, her zaman operasyonel olması gereken binalar için idealdir. Diğer endüstriyel alanlarda, özellikle kimya sektöründe,

rafinerilerde ve enerji sektöründe, aralıklı titreşimlerin mevcudiyeti göz önünde bulundurularak tavana ilave koruma sağlamak için önemlidir. Seismic Rx® ‘in maksimum direnci, Amerika ’nın New York eyaletindeki, Buffalo Üniversitesi ‘nde yapılan tam kapsamlı anti-sismik testlerle belgelenip sertifikalanmıştır. Geçilen dinamik ve statik testlerinin ardından, ürün ICC-ES ‘den (International Code Council – Evaluation Service), ciddi risk altındaki sismik olaylar için ABD yönetmeliğine uygunluk beyanı almıştır, aynı zamanda Türkiye ‘de de referans alınmaktadır. Geleneksel uygulama metodlarına göre daha güvenli ve eksiksiz bir çözüm olup, Armstrong’un Board, Tegular, MicroLook ve Vector kenar detaylı tüm panel modelleri dinamik ve statik testleri geçerek uygunluğu kanıtlanmıştır. Seismik Rx® sistemi, özellikle sismik direnç için gereken korumayı geliştir-

mek adına kurulumun karmaşıklığını azaltmak ve aynı zamanda en iyi performansı sağlamak için tasarlanmış ürünleri kullanır. Seismic Rx®, deprem tehlikesi altında olan alanlara göre adapte edilebilen bir taşıyıcı sistem olan Prelude 24 XL2 ‘in ve özel aksesuarların kullanılmasını öngörmektedir. Orta riskli bölgelerde, sismik dalgaların yol açtığı lateral ve dikey dinamik kuvvetleri karşılayan ayrı bir sistem olarak hareket eden köşebent Profili T 3024 H ‘nin ve yük taşıyıcı profillerin bir kuvvet sonucunda köşebentten ayrılmasını önlemek için, uç kısımlarına BERC2 klipsleriyle duvara sabitlenmesi tavsiye edilir. Daha kritik alanlarda ise, ana ve ikincil destek yapılarına uygun ayırma derzleri ile ilişkilendirilir ve nihayetinde zeminden bağımsız olarak asılması gereken aydınlatma armatürleri ve havalandırma ızgaraları gibi servis elemanları için özel düzenlemeler yapmak gereklidir. Mart/Nisan 2019 • e-Belediye 45


ürün tanıtımı

Draka Firetuf® OFC-LT-SWA multi loose tüp kablosuyla Firetuf® kablo serisini genişletiyor

Prysmian Group’un bir alt markası olan Draka’nın Firetuf® kablo serisine yeni bir ürün daha eklendi. Türk Prysmian Kablo’nun Mudanya’daki fabrikasında üretilen ve OFC-LT-SWA multi loose tüp kablosunun da eklendiği Firetuf® kablo serisi, tüneller ile metroların da içerisine dahil olduğu tüm yeraltı ray hatlarında ve yangın alarm sistemlerinde, olası arızalara karşı geliştirilen korunma yöntemiyle güvenli bir kablo altyapısı sağlıyor.

G

üvenli bir kablo altyapısı sağlamak üzere geliştirilmiş ve Mudanya’da üretilen Firetuf® kablo serisi, yangına dayanıklılık özelliği ile dikkat çekiyor. Bu seri içerisinde yer alan ve metalik olmayan Firetuf® OFCLT-NM ve çelik şerit zırhlı Firetuf® OFCLT-CST’e ek olarak, yeni geliştirilen Firetuf® OFC-LT-SWA da, azami 144 fibere sahiptir; derinlemesine test edilmiş, onaylanmıştır. Firetuf® serisine eklenen son kablo modeli olan, çelik tel zırhlı, yangına dayanıklı Firetuf® OFC-LT-SWA, sahip olduğu daha yüksek mekanik güç sayesinde daha fazla çekme gerilimine dayanabiliyor ve kemirgenlere karşı daha iyi koruma sağlayabiliyor; bu sayede de ağır hizmet uygulamalarında çok tercih ediliyor. Bu multi loose 46 e-Belediye • Mart/Nisan 2019

tüp kablosu, IEC 60331-25 standardıyla uyumlu çift LSZH (Düşük Dumanlı Sıfır Halojen) kılıf tasarımı sayesinde, 90 dakika boyunca yangına dayanıklılık gösterebiliyor. Kablo başına 12 ila 144 fiber sayısı ile pazarda kullanıcılara geniş bir fiber aralığında kullanım imkanı sağlıyor. Draka’nın pazara sunduğu ürünler arasında, multi loose tüp kablolarına kıyasla, yangına karşı daha dayanıklı olan Firetuf® OFC-UT merkezi tüp (tek tüp) kabloları da yer alıyor. Yangın standardına göre Firetuf® OFC-LT damarlı multi loose (çok tüplü) tüp kablolarının ateşe karşı direnci 90 dakikayken; Firetuf® OFC-UT merkezi tüp (tek tüp) kabloları 120 dakika boyunca işlevini kaybetmeden dayanabiliyor. Ayrıca Draka bunlara ek olarak, 120 daki-

kalık üst düzey yüksek yangın dayanıklılığına sahip Firetuf® OFC-UT-NM (metalik olmayan) ve Firetuf® OFC-UT-CST (çelik şerit zırhlı) merkezi tüp kablolarını da piyasaya sunuyor. Her iki kablo tipi de bağımsız bir laboratuvar tarafından test edilmiş ve onaylanmıştır. Bu kablolar tasarımlarına bağlı olarak 2 ila 24 fibere sahip. Draka, Türk Prysmian Kablo’nun Mudanya’daki fabrikasında üretilen Firetuf® kablo serisini, yol tünelleri, metrolar ve yangın alarm sistemlerinde ihtiyaç duyulan alanlar için geliştirdi. Yüksek kaliteye sahip bu kablolar; yangın tespiti, yangın alarm sistemleri, ışıklandırma ve havalandırma kontrolü ve kaçış rotası sistemleri için optimize edilmiş olmaları sayesinde, uzun süre kullanılabilir bir kablo altyapısını garanti ediyor.


ISK sektörünün uygulama tekniği dergisi

ti

ISK sektörümüzü yurtdışında tanıtan dergi

Yerel yönetimlerde yeni yaklaşımlar

Tesisat ürünleri pazarlama dergisi

ISK sektörünün en çok okunan dergisi

Yenilenebilir enerji teknolojileri dergisi

DSYG Dergilik

dergilerinize her yerden ulaşın...

Sektörünüzle ilgili en taze haberler burada! www.termodinamik.info www.tesisatmarket.com www.iskteknik.com.tr www.yenienerji.com www.ebelediye.info www.hvac-turkey.com

Doğa Sektörel Yayın Grubu Ali Nazım Sok. No: 30 Koşuyolu 34718 Kadıköy, İstanbul Tel: (0216) 327 80 10 Faks: (0216) 327 79 25 www.dogayayin.com


Abone formu

mutlu yıllar

ISSN 1306-9721 FİYATI: 10 TL YIL: 10 SAYI: 66 www.iskteknik.com

İKİ AYDA BİR YAYINLANIR • KASIM-ARALIK 2017 • YIL: 10 • SAYI: 72 • 14 TL • ISSN 1306-5343 • www.ebelediye.info

YENİ ENERJİ DERGİSİ

66

Isıtma, Soğutma, Klima ve Havalandırma Ekipmanlarının Montaj, Servis ve Uygulama Tekniği Dergisi

DSYG Dergilik

dergilerinize her yerden ulaşın...

HEATING, VENTILATING, AIR-CONDITIONING AND REFRIGERATION IN TURKEY • ONE ISSUE PER YEAR • 2017

ISSN 2147-5423

KASIM-ARALIK 2017

Röportaj

“Hilti Türkiye yüzde 25 büyüme hedefliyor”

İki ayda bir yayınlanır • Kasım - Aralık 2017 • Yıl: 10 • Sayı: 61 • 14 TL • ISSN 1307-9212 • www.yenienerji.info

Makale

RÖPORTAJ

güçlü Ar-Ge

Kent, Elektrik ve Aydınlatma

Arda Kristaporyan

Püf Noktası

AYDA BİR YAYIMLANIR • ARALIK 2016 • YIL: 21 • SAYI: 215 • 9 TL. • ISSN: 1302-8073 • www.tesisatmarket.com

BELSİS

İmbat Yönetim Kurulu “BELEDİYENİN İHTİYACI OLAN Başkanı

Elektrik Motorları ve Çeşitleri

DSYG Dergilik

ANAHTAR TESLİM SUNUYORUZ” Kerim Gümrükçüler

TEKNOLOJİLERİ EN EKONOMİK ŞEKİLDE

dergilerinize her yerden ulaşın...

Uluslararası Yangın ve Güvenlik Sempozyumu

Kasım-Aralık 2017 Sayı: 61

Binalarda

Enerji Tasarrufu ARALIK 2017 SAYI 304

2017 .

12

D

uş alacaksınız, musluğu açıyorsunuz birkaç dakika suyu akıtarak sıcak suyun gelmesini bekliyorsunuz, biraz da istediğiniz sıcaklığa getirene kadar kullanmadığınız bir su sarfiyatı yapıyorsunuz. Evet, bir yandan gelecekteki su savaşları kâbusunu

tanıklı testötesüreci konuşuyor, yandan yılda milyonlarca ton suyu kullanmadan kanalizasyon sistemine gönderiyove sertifikasyon ruz. Sıcak su hazırlayıcı cihaz ile duş arasındaki

Yapmanın Düşük Maliyetli Yolları

mesafe arttıkça israf da artıyor. Çare olarak en çok önerilen şey ise plastik kova. Sosyal medyada pek çokları tasarruf tedbirlerini gururla paylaşıyor ve plastik kovaların faziletlerini sayıp döküyor. Birkaç dakikalığına boşa akıtılan suyu bu kovalarda toplayıp sebze yıkamada, çiçek sulamada kullandıklarını, değerlendirdiklerini anlatıyor. Hatta bu konuda bir İspanyol firması çıkmış, sırf bu iş için bir ürün geliştirmiş: “WaterDrop torbaları”. Firma, her bireyin banyo esnasında ortalama 4.5 litre su heba ettiğinden ve her gün banyo yapması halinde yılda 1000 litre su israf ettiğinden yola çıkarak taşıması, doldurması ve boşaltması kolay bu su torbalarını geliştirmiş. Torbalar banyo musluğuna asılarak ya da direkt

“More domestic and more renewable energy” era started in Turkey

Turkey is a World Leader in Mega Projects

4/4’lük bir seçim

TÜYAK 2017

Baca Sektörünün Dünü, Bugünü ve Yarını

“ We’ll be reaching products that work with

DSYG Dergilik graphene, in 2023.” Su israfının dostu banyolar, her yıl milyonlarca ton suyu heba ediyor

SEMPOZYUM İSTANBUL, 5. YAŞANABİLİR ŞEHİRLER SEMPOZYUMU’NA EV SAHİPLİĞİ YAPTI

Organizations Calendar 2017

Turkey-Stirred But Not Shaken

içine duş başlığı daldırılarak kullanılabiliyor. Sonrasında bu torbaları zamanı geldiğinde boşaltmak üzere bir yere asabiliyor, bir yerde bekletebiliyorsunuz. İhtiyacınız olduğunda sifonu çekmek yerine klozete dökebiliyor, çiçeklerinizi sulayabiliyor; temizlik için, evcil hayvanınızı beslemek için kullanabiliyorsunuz. Kimisi de elektrikle şok ısıtma sağlayan musluk geliştirmiş, elektriğin olduğu her yerde suyu israf etmeyin diyor. Buna karşın farklı yerlerde ve tarihlerde, öğrenciler arası yarışmalarda şaşırtıcı sayılabilecek buluşlar yapılmış: Trabzon’da 3 lise öğrencisi, şofben ve diğer ısıtıcılardan sıcak su elde edilinceye kadar geçen sürede boşuna akan soğuk sudan tasarruf edilmesi için proje hazırlamış. Projenin danışman öğretmeni Ahmet Kılıç, FAN SEÇİM YAZILIMLARI projeyi şöyle anlatmış: “Bekleme süresinde en az 3-4 litre su boşa akıyor. 4 kişilik bir ailenin haftada bir banyo yaptığını düşünürsek her hafta 30 litre su boşa gidiyor. Bu, yılda yaklaşık bin 600 litreye ulaşmaktadır. Bunu ülkemize oranladığımızda, 27 milyon ton su boşa akıyor. Biz de boşa akan suyu değerlendirmek için öğrencilerimizle kafa yorup böyle bir proje geliştirdik.

Mutfakta musluk açıldığında su tesisatındaki soğuk suyun dışarı akması yerine, tekrar geri dönmesini sağladık. Bunun için musluğun üzerine termostat koyduk. Termostattaki sıcaklık istenilen dereceye ulaşıncaya kadar sistem suyu dışarıya değil, tesisata geri veriyor. İstediğimiz sıcaklığa gelindiğinde termostat devreye giriyor ve musluktan sıcak su akıyor. Bu sayede soğuk su israfı önlenmiş oluyor.” Bu da üniversite öğrencisinden gelen bir diğer fayda üretimi: Kütahya’da bir üniversite öğrencisi, soğuk suyun ısınmasına kadar geçen sürede israf edilen suyu depolayarak Türkiye’deki tüm binalarda kullanılması halinde her yıl 431 milyon metreküplük Porsuk Barajı’nın kapasitesi kadar su tasarrufu sağlayan sistem geliştirmiş. “İsraf Edilen Suları Geri Kazanım Sistemi” projesinde Mehmet Demir, geliştirdiği sistemin üç yollu vana, su deposu ve depoda otomatik çalışan şamandıradan oluştuğunu söylemiş. Deponun hem şebekeye hem de israf edilen suyun geldiği sisteme bağlı olduğuna dikkat çeken Demir: “Depoyu normalde israf edilen temiz su beslemekte, depodaki su miktarı belli seviyenin altına düşerse doğrudan şebekeden gelen su depoyu beslemektedir. Bu sayede su kesintisi olmamaktadır. Depodaki su, klozetin rezervuar suyunu beslemektedir” demiş. Sistem 150 TL’ye mal olmuş ama üzerinde çalışılırsa düşermiş. Lastik contası eskimiş ve su damlatan musluklardan kaçan su miktarı da yılda 24 tona kadar çıkabiliyor. Suyun debisinin de ihtiyacın üzerinde ayarlı olması da başka bir israf konusu. Building Research Establishment kuruluşunca yapılan bir araştırmaya göre, insanlar su akışının dakikada 3-10 litre asında olmasından rahatsızlık duymuyormuş. Yani ana su vanasından, her musluğa bağlı ara vanadan suyun debisini tasarruf sağlayacak şekilde düzenlemek mümkün. Tabii su tasarruflu muslukların kullanımını yaygınlaştırmak için devletin bazı teşvikleri, vergi indirimleri de işe AKILLI JETFAN OTOMASYONU yarayacak gibi. Bu tür destekler sadece musluklar için değil, klozet, pisuarlar, duş başlıkları için de geçerli. Çünkü bu ürünler de diğerleri gibi ne kadar enerji, su verimli çevre dostu ise o denli pahalı. Öyle olunca da tasarruf yine zengin işi olmaktan öteye gidemiyor. TM

The Second Oldest Subway of the World

TÜNEL

EIF 2017 enerjinin tüm taraflarını 10. kez bir araya getirdi

Mutlu Yıllar

dergilerinize her yerden ulaşın...

RÖPORTAJ RÖPORTAJ

Doç. Dr. Selmiye Alkan Gürsel Sabancı University:

Makale

dergilerinize her yerden ulaşın...

RÖPORTAJ FIA FOUNDATION “OKULA GÜVENLİ ERİŞİM HER ÇOCUĞUN EN TEMEL HAKKI”

VOLUME 16 www.hvac-turkey.com

Eurasia Tunnel Selected as World’s “2016 Best Tunnel Project”

İpucu

Soğutma Sistem Verimliliğinin Artırılması

DSYG Dergilik

Jeotermal Enerjimiz, CO2 Salımları ve Organik Rankin Çevrimli Santraller

güçlü üretim altyapısı

Yangın Hidrantları Denetim, Test ve Bakımı

Mutlu yıllar...

17

Ayda bir yayımlanır • Aralık 2017 • Yıl: 26 • Sayı: 304 • 12 TL.• ISSN:1302-8065 • www.termodinamik.info

MAKALE

KONGRE

% 50

İndirimlidir

Jinko Solar Türkiye

www.termodinamik.info

Dergi Aboneliği Öğrencilere

w w w.yenienerji.info

DOSYA

Yenilenebilir enerjiden ilham alan mimari tasarımlar

TERMODİNAMİK DERGİSİ

YEN‹LENEB‹L‹R ENERJ‹ TEKNOLOJ‹LER‹

kolaylaştıran yazılımlar

Gökçen Parlar Ünal Yazı İşleri Müdürü gokcenparlar@dogayayin.com

TERMODİNAMİK (12 Sayı)

ISK TEKNİK (6 Sayı)

E-BELEDİYE (6 Sayı)

ISK sektörünün en çok okunan dergisi

Montaj, servis ve uygulama tekniği dergisi

Yerel yönetimlerde yeni yaklaşımların dergisi

Basılı Dergi / 160 TL Dijital Dergi / 80 TL Basılı + Dijital Dergi / 200 TL

Basılı Dergi / 70 TL Dijital Dergi / 35 TL Basılı + Dijital Dergi / 85 TL

Basılı Dergi / 90 TL Dijital Dergi / 45 TL Basılı + Dijital Dergi / 120 TL

TESİSAT MARKET (12 Sayı)

YENİ ENERJİ (6 Sayı)

HVAC&r TURKEY

Tesisat sektörünün ürün pazarlama dergisi

Yenilenebilir enerji teknolojileri dergisi

ISK sektörünün yurtdışına yönelik tek dergisi

Basılı Dergi / 150 TL Dijital Dergi / 75 TL Basılı + Dijital Dergi / 185 TL

Basılı Dergi / 90 TL Dijital Dergi / 45 TL Basılı + Dijital Dergi / 120 TL

Yılda bir kez çıkar Yayın dili: İngilizce Örnek Sayı İstiyorum

Yukarıda işaretlediğim dergiye/dergilere abone olmak istiyorum. Kişinin/Kuruluşun adı İş ünvanı Sektör

Kamu

Özel

Faaliyet alanı

Adresi Posta kodu

Telefon

Faks

TL. Toplam abone bedelini aşağıda işaretlediğim banka hesabınıza havale ettim. Havale fotokopisini adresinize gönderiyorum. Yapı Kredi Bankası Acıbadem Şubesi - İST. 60430526 nolu Doğa Yayıncılık Ltd. Şti. hesabı IBAN No: TR 21 0006 7010 0000 0060 4305 26 Türkiye İş Bankası Koşuyolu Şubesi - İST. 311301 nolu Doğa Yayıncılık Ltd. Şti. hesabı IBAN No: TR 41 0006 4000 0011 1700 3113 01 Garanti Bankası Acıbadem Şubesi - İST. 6299978 nolu Doğa Yayıncılık Ltd. Şti. hesabı IBAN No: TR 29 0006 2000 4040 0006 2999 78 TL. Toplam abone bedelini aşağıda işaretlediğim kredi kartından çekiniz. Visa

Eurocard/Mastercard

Kart no:

Son kullanma tarihi:

Lütfen faturayı

V.D.

Tarih:

İmza:

Güvenlik no: no’lu hesaba kesiniz.

ABONE SERVİSİ

Dergilerimizin aboneliğini herhangi bir nedenden dolayı sürdürmek istemeyen okurların 4077 sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu’nun 11/A maddesinde tanımlanan koşullar doğrultusunda cayma hakkı bulunmaktadır. Gecikmelerde dergimizi arayınız.

Tel. : (0216) 327 80 10 Faks : (0216) 327 79 25 abone@dogayayin.com


PORTATİFLİLİĞİ VE ÇOK YÖNLÜLÜĞÜ KOMBİNE EDEN KANAL GÖRÜNTÜLEME SİSTEMLERİ RIDGID® SEESNAKE® MAX™ RM200 İSTEDİĞİNİZ ÖZELLİĞE UYGUN TAMBUR İLE KOMBİNE EDİLİR.

Akıllı Solar Mühendisliği ile Sürdürülebilir Yüksek Verimli Tesisler

Gaziantep / Nizip / Keklik - 5.34 MWp

Gaziantep / Şehitkamil / Bayatlı - 2.08 MWp

D2A TAMBUR

D2B TAMBUR Gaziantep / Araban / Güllüce - 2.76 MWp

Mersin / Toroslar / Tırtar - 6.54 MWp

Gazi Mah. Karacaoğlan Cad. No:32/A, 27060 Şehitkamil / Gaziantep / Türkiye T: +90 342 360 82 22 F: +90 342 336 82 22 e-mail: info@unitedsolar.com.tr

www.unitedsolar.com.tr


İKİ AYDA BİR YAYINLANIR • MART-NİSAN 2019 • YIL: 12 • SAYI: 80 • 16 TL • ISSN 1306-5343 • www.ebelediye.info

DSYG Dergilik

dergilerinize her yerden ulaşın...

MAKALE

Ataerkil dünya sisteminde kadın yolcu olmak

RAPOR TSKB EKONOMİK ARAŞTIRMALAR RAPORU “SU: YENİ ELMAS”

PROJE MARMARAY CR3 (GEBZE-HALKALI BANLİYÖ HATLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ) PROJESİ

ARAŞTIRMA TÜRKİYE ÇÖPÜNE SAHİP ÇIKIYOR MU?


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.