savaşın her hali

Page 1

!

SAVAŞIN HER HALİ

!

!

Masum biri gözlerinizin önünde öldürülürken kayıtsız kalmak, -insanca diye tanımladığımız duyguların şalterini indirmek- kendi varlığını sürdürme bilinciyle bir nevi kendine saklanmak... Bu bir film sahnesi, gerçeğin hikayesini, savaşın bir anını aktarıyor: kayıtsızlık ile yaşam mücadelesi vermek. Kapanan o gözler, o anı bir hiçlikte yitirir mi peki, yok sayar mı inkarını? Çocukluğundan beri içinde taşıdığı güzel bir gelecek umudu, geçmişin yalanlarını taşımaz mı yarına? Böyle bir anı yaşayan biri için gelecek ile ilgili bu sorgulamalar yapılabilir sanırım. Gelecek, yarına aktarılan geçmiş zaman parçalarıyla örülür: anlar. Savaşı yaşayanlar için ise artık hayat sahnesinde, derinlerinde acının kazdığı çukurlarda, yaşayan ölüler taşıyan oyuncular ve senaryoda hüznün aktarıldığı bir gelecek olacaktır. Savaşa tanıklık etmemiş, insanlığın tüm yoz hallerini görmemiş bir insanın hayata karşı iyi niyetine çok uzak duran bir yaşayış.

!

Yüzyıllardır savaşlar, kanlı mücadeleler sonu olmayan bir döngü ile tekrar ederek, insanlığın yabani duygularını en çirkin halleriyle yansıttı bize. Kimilerine bir destan, kimilerine bir kahramanlık masalı, kimilerine de gazete sayfalarından televizyon görüntülerinden uzandı savaş tüm kanlı vahşeti ile. Savaşın ana aktörleri için hakimiyet olgusu farklı farklı gündemlerle sofraya taşındı, intikam, öç duyguları tükenmek bilmedi... Savaş halinde ise ezen taraf etik ve ahlak yoksulluğu ile insanlığın tüm kötü hallerini gösterdi vicdan sahibi olanlara. Kimi zaman istediğini aldı, kimi zamansa alamadı savaş.

!

Ne çok şey peşkeş çekildi, yaşarsınız eğer... denildi. Sadece nefes alma ve yaşamını sürdürme kaygısı ile ayakta kalanlar ise sarılamadılar birbirlerine. Kimilerine ekmek verildi, karşılığında sus dendi. Kimileri için yaşam için umut varsa, mücadele yoktu; yaşam için umut yoksa, mücadele vardı.

!

Bu basit hikaye ise devletlerin tarihinde hiç değişmedi. Savaşın olmadığı gündemlerde bile halen soyut bir savaş hali yaşanıyor. Doyacağız evet,


eğer...Yaşıyoruz evet, eğer... Hükümetler çocukluk belleğimizden yararlanıp sevmediğimiz şeyleri yutturmak için “aç ağzını yum gözünü” oynuyor bizimle. Çoğuda yumuyor gözlerini. Hakimiyet olgusu, bu sefer de kentler üzerinden gündeme geliyor, intikam ve öç duyguları görsel algımız üzerinden şekilleniyor, geçmiş yeniden inşa ediliyor. Savaşın bombaları, “kentsel dönüşüm” kavramı ile paketlenip ile kentlerimize düşüyor; tüm yaşanmışlıklar, anlarımızı canlı tutabileceğimiz imgeler siliniyor, hayatlar sürülüyor. Bir yerlerde savaşlar yaşanıyor, çığlıklar duyulmuyor. Bu ülkede savaş hali yıllardır sürüyor; savaşın yeni başladığını düşünmek, savaşı fiziksel haliyle tanımlayarak düşülen bir yanılgı ancak. Bugünleri yaşayıp da kayıtsızca gözlerini yumanlar, halı altına süpürülen bir gün kendi hayatları olduğunda, bugünün yalanlarını hangi kılıfla geleceğe aktaracak?

! !

22.10.2012 Ece Demir

!


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.