guzeloku5

Page 1

Risale-i Nur Kiilliyatl'ndan

ii Bediiizzaman Said Nursi ~~~:::: ~~ - ~~.....




Risale-i Nur Killliyatt'ndan

Bediilzzaman Said Nursi

Sadeleยงtiren ve Yayma Haz1rlayan: Adnan Kay1han - ilhan Atilgan


UFUK YAYINLARI I RiSALE-i NUR KOLLiYATI S(JZLER Copyright© Ufuk Yaymlan, 2013 Bu eserin t1'1n yaym hak!an Yaran Yaymcilzk Tic. Ltd ,'iirketi'ne aittir. Eserde yer a!an metin ve resimlerin Yitran Yitymalzk Tic. Ltd. Sirketi'nin onceden yazdz izni olmaks1zm elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayit sistemi ile rogaltzlm,m, yay1mlznmas1 ve depolanmasz yasaktzr. Sadele~tiren ve Yay1na Haz1rlayan Adnan KAYIHAN - ilhan ArILGAN

ISBN 978-605-5314-36-1 Yaytn Numaras1

152 Bas1m Tarihi Man20l.l

Basm1 Yeri <;:aglayan A.~. TS EN !SO 9001:2008

Ser No: 300-0 I Sanm; Yolu Ozeri No:7 Gaziemir I iZMiR Tel: (0232) 274 22 15

Ufuk Yaymlan Ra>iim Pa~a Mah. R1hum Cad. Derya ii Merkezi A Blok No: 28/.39-48, Kad1kiiy I istanbul Tel: (0216) 449 49 09 Faks: (0216) 449 49 11 www.ufukyayinlari.com


Risale-i Nur'un ge<;mi§ine §6yle bir bakttg1m1zda, alman mesafenin §ilkur gerektirecek bir mazhariyet oldugunu g6rmemek korluk olur. Onun, minicik kag1t par<;alanna yaz1hp rutubetli dehlizlerden muhataplarma ula§hnld1g1 <;etin gunler <;oktan geride kaldt. Bin bir ihtimamla, goz nuru dokulerek haz1rlanan teksirlerin yerini §imdilerde az gayretle milyonlarca bask1ya ula§abilen matbaa teknikleri aldt. Risale-i Nur, ulke sm1rlanm a§h ve arhk dunyanm takip ettigi temel kaynaklardan biri haline geldi. Onlarca dilde milyonlarca insan, onun penceresinden Kur'an'1 ve kainah okuyor. Onunla ilgili olarak hemen her gun yeni bir etkinligin haberi geliyor; seminerler, sempozyumlar, konferanslar birbirini izliyor. Nitelikli universitelerde kursuler a<;1hyor ve onun dunyasma ait yenilikler akademik tezlere konu oluyor. Risale-i Nur, "izm"lerin iflas ettigi ya§h dunyam1za, Kur'an deryasmm e§siz bir dersi olarak kendi renk ve deseniyle hitap eden bir limit kaynag1 ... Henuz <;ok az say1da insan tarafmdan ve el marifetiyle <;ogalhlarak gizlice yay1ld1g1 donemde, "Bu eserleri dunyaya okutacag1m." diyen Ostad'm bir hayali daha hayat bulmu§ durumda. Bugunleri ihsan eden Rabbimizin, yannm nesillerine neler lutfedecegini §imdiden tahmin etmek zor olsa da gelecek gunlerin daha aydmhk olacagmdan ku§kumuz yok. Dunyanm Kur' an hakikatlerine ko§tugu boyle bir donemde, yak1nmda oldugu halde onun nur iklimine giremeyen bir neslin varhg1 da ger<;ek. Bu nesil, araya 6rillen duvarlan a§tp Risale-i Nur'a ula§am1yor; ula§sa da anlayamad1g1 i<;in ondan mahrumiyet ya§tyor.


6

SOZLER

Evet, din adma ortaya koymam1z gereken gayret kadar dilimizin muhafazas1 ic_;in de durw~umuzun net olmas1 §art. Bu ac_;1dan bak1ld1gmda Risale-i Nur'un duru§U, takdirlerin ustunde. Dilin muhafazas1 konusunda Risale-i Nur'un yerine getirdigi i§levi kimse inkar edemez. Ancak yolu henuz ona ugramayan buyi.ik bir kitle var ve onlarla Nur kulliyati arasmdaki mesafe her gec_;en gun ac_;1hyor. Ote yandan dilimiz, di.inya dili olma yolunda dikkat c_;ekici ad1mlarla ilerliyor. Garmemiz gereken ba§ka bir gerc;ek de yurt di§mda ya§ayan ve dilimizi canh tutacak unsurlardan uzak buyumek zorunda kalan yeni nesiller. i§te bu tic; zumreyi goz onune alan yaymevimiz, diger dillere c_;evrilirken riayet edilen olc_;i.iler c_;erc;evesinde baz1 tasarruflarla Risale-i Nur'u bu insanlarm da anlayabilecegi bir dille yay1mlamaya karar verdi. Bu c;ah§manm tic; temel hedefi var: 1. Ozellikle televizyon ve internetten beslenen yeni neslin de anlayabilecegi bir metin olu§turmak ve bu metin tizerinden eserin aslma gec_;i§ imkam saglamak, 2. Turkc;enin dunya dili alma yolunda ilerledigi bu donemde, dilimizi yeni 6grenenlerin Risale-i Nur Ku/liyatz'na daha kolay ula§IP Ostad'la daha erken tam§masm1 saglamak, 3. O!kemiz d1§mda dogup buyuyen ve diyar-1 gurbette ya§ayan, tabii olarak da Risale-i Nur'un yaz1ld1g1 dile a§ina olmayan gene; ku§aklarm, Nurlann mesajma daha kolay ula§masma katk1da bulunmak. i§te bu c_;ah§ma, boyle bir niyetin urunu. Hedefi olan insana, onu ula§tlrabilmek ic_;in atilan samimi bir ad1m ... Peki, bunun ic_;in ne yapild1? Oncelikle, Risale-i Nur'un mesajmm gunumuz diliyle ve en ac;1k bic;;imde anla§1lmas1 esas almd1. Ancak bu yap1hrken, asil metnin dokusunun bozulmamasma ozen gosterildi. Anlamay1 kolayla§tiracag1 dii§tintilen yerlerde, kelimelerin bugtinku kar§1hklannm sec;ilmesinin yanmda, uzun cumleler bolundu ve aym malzemeyle yeniden kuruldu. Istilahta yer alan terimler ve Nur kulliyatmm anahtar kavramlan ise aynen korundu, degi§tirilmedi. Her ne kadar azami dikkat, titizlik ve hassasiyet gosterilmeye


YAYINCININ

Noru

7

c:;ah§1lm1§ olsa da bize bakan yonuyle mutlaka eksiklikler, kusurlar ve gozden kac:;an noktalar olacaktir. Samimiyetle ablan bu ad1mm, okurlanm1zdan gelecek yonlendirmelerle gerc:;ek mecrasm1 bulacagmdan §liphemiz yok. Bu vesileyle ba§ta Adnan Kay1han ve ilhan Atilgan beyefendilere, yap1lan c:;ah§maya dair tenkit, yorum ve katktlanm esirgemeyen hocalanm1za te§ekkiir ederiz. Hie:; §iiphesiz hatalar bize, guzellikler ise eserin pek muhterem miiellifine aittir. Ufuk Yaymlan



Y ayıncının N o tu ...................................................................................... 5 B irinci S ö z ............................................................................................. 19 On Dördüncü Lem’anın ikinci Makamı............................................. 22 İkinci S ö z ................................................................................................31 Ü çüncü S ö z.............................................................................................34 D ördüncü S ö z ........................................................................................ 37 B eşinci S ö z .............................................................................................39 A ltıncı S ö z ..............................................................................................42 Yedinci S ö z .............................................................................................47 Sekizinci S ö z ......................................................................................... 53 D okuzuncu S ö z .....................................................................................61 Birinci Nükte ....................................................................................... 62 İkinci Nükte.......................................................................................... 62 Üçüncü N ükte...................................................................................... 63 Dördüncü Nükte...................................................................................63 Beşinci Nükte....................................................................................... 64 O nuncu Söz / H aşir (Ölümden Sonra Diriliş) Bahsi ............... 71 [On İki Suret]....................................................................................... 73 Birinci S uret.....................................................................................73 İkinci S u re t............................................ ......................................... 73 Üçüncü S uret...................................................................................74 Dördüncü Suret............................................................................... 74


10

S özler

Beşinci Suret....................................................................................75 Altıncı S u ret.....................................................................................76 Yedinci S u ret...................................................................................77 Sekizinci Suret..................................................................................78 Dokuzuncu Suret............................................................................. 78 Onuncu Suret...................................................................................79 On Birinci S u ret.............................................................................. 80 On İkinci S uret................................................................................ 81 [On İki Hakikat]....................................................................................84 Mukaddime......................................................................................84 Birinci Hakikat ............................................................................... 89 İkinci Hakikat...................................................................................89 Üçüncü Hakikat.............................................................................. 91 Dördüncü H akikat..........................................................................93 Beşinci Hakikat............................................................................... 96 Altıncı Hakikat............................................................................... 100 Yedinci Hakikat............................................................................. 104 Sekizinci Hakikat...........................................................................106 Dokuzuncu Hakikat...................................................................... 107 Onuncu Hakikat............................................................................ 111 On Birinci Hakikat.........................................................................115 On İkinci Hakikat..........................................................................117 Hâtime................................................................................................119 Onuncu Söz’ün Mühim Bir Zeyli ve Lâhikasmın Birinci Parçası... 124 Mukaddime................................................................................... 126 Zeylin İkinci Parçası...........................................................................137 Zeylin Üçüncü Parçası...................................................................... 144 Zeylin Dördüncü Parçası.................................................................. 147 Zeylin Beşinci Parçası........................................................................151


İÇİNDEKİLER 11 On Birinci S ö z ....................................................................................153 On İkinci S ö z ...................................................................................... 165 Birinci Esas......................................................................................... 165 İkinci E sas.......................................................................................... 167 Üçüncü Esas....................................................................................... 168 Dördüncü Esas...................................................................................169 On Üçüncü S ö z ...................................................................................174 [Birinci Makam]..................................................................................174 On Üçüncü Söz’ün İkinci M akamı...................................................180 Hüve Nüktesi.....................................................................................201 On Dördüncü S ö z .............................................................................. 205 [Beş Mesele]....................................................................................... 205 Birincisi.......................................................................................... 205 İkincisi.............................................................................................206 Üçüncüsü.......................................................................................207 Dördüncüsü...................................................................................208 Beşincisi......................................................................................... 210 Hâtim e................................................................................................213 On Dördüncü Söz’ün Zeyli...............................................................215 On B eşinci S ö z ...................................................................................221 Birinci Basam ak................................................................................ 221 İkinci Basamak.................................................................................. 222 Üçüncü Basam ak.............................................................................. 223 Dördüncü Basamak........................................................................... 224 Beşinci Basam ak............................................................................... 226 Altıncı Basamak..................................................................................226 Yedinci Basamak............................................................................... 228 On Beşinci Söz’ün Zeyli.................................................................... 230


12

S özler

On Altıncı S ö z ....................................................................................242 Birinci Ş u a ......................................................................................... 242 İkinci Ş u a ........................................................................................... 245 Üçüncü Ş u a ....................................................................................... 247 Dördüncü Ş ua....................................................................................250 Küçük Bir Zeyl....................................................................................252 On Yedinci S ö z ...................................................................................253 [Birinci Makam]..................................................................................253 On Yedinci Söz’ün İkinci Makamı....................................................257 On Sekizinci S ö z ............................................................................... 282 [Birinci Makam]................................................................................. 282 Birinci Nokta................................................................................. 282 İkinci Nokta....................................................................................283 Üçüncü Nokta............................................................................... 285 On Dokuzuncu S ö z ............................................................................ 287 Birinci Reşha......................................................................................287 İkinci Reşha........................................................................................ 288 Üçüncü Reşha....................................................................................289 Dördüncü R eşha..................................................................... ......... 289 Beşinci Reşha.....................................................................................289 Altıncı R eşha........................................................... ..........................290 Yedinci R eşha....................................................................................290 Sekizinci Reşha...................................................................................291 Dokuzuncu R eşha............................................................................. 291 Onuncu R eşha...................................................................................292 On Birinci R eşha............................................................................... 292 On İkinci Reşha..................................................................................293 On Üçüncü R eşha.............................................................................294 On Dördüncü Reşha..........................................................................296


İÇİNDEKİLER 13 Y irm inci S ö z ........................................................................................ 301 Birinci Makam....................................................................................301 Yirminci Söz’ün İkinci Makamı........................................................ 310 Yirmi Birinci S ö z ............................................................................... 329 Yirmi Birinci Söz’ün Birinci Makamı............................................... 329 Yirmi Birinci Söz’ün İkinci Makamı..................................................335 Yirmi İkinci S ö z ..................................................................................341 Birinci Makam....................................................................................341 İkinci Makam...................................................................................... 355 Hâtime................................................................................................376 Yirmi Ü çüncü S ö z.............................................................................. 378 Birinci Bahis....................................................................................... 378 İkinci Bahis......................................................................................... 388 Yirmi D ördüncü S ö z..........................................................................403 Birinci D al.......................................................................................... 403 İkinci Dal.............................................................................................407 Üçüncü D al........................................................................................ 413 Dördüncü D al....................................................................................426 Beşinci Dal......................................................................................... 433 Yirmi B eşinci Söz / K ur’an'ın M ucizeleri R isa le si.................. 441 Mukaddime........................................................................................ 443 Birinci Şûle............................................. ............................................446 İkinci Ş û le.......................................................................................... 501 Üçüncü Şûle....................................................................................... 527 Hâtime................................................................................................538 Birinci Zeyl......................................................................................... 541 Emirdağ Çiçeği.................................................................................. 548 Onuncu Mesele’ye Bir Sonsöz Olarak İki Haşiye............................559


14

S ö z le r

Yirmi A ltıncı Söz / K ader R isa lesi................................................ 562 Birinci Bahis....................................................................................... 562 İkinci Bahis......................................................................................... 565 Üçüncü Bahis.....................................................................................569 Dördüncü Bahis................................................................................ 573 Hâtime................................................................................................574 Zeyl..................................................................................................... 578 Yirmi Yedinci Söz / İçtihat R isalesi.............................................. 582 Hâtime................................................................................................588 Yirmi Yedinci Söz’ün Zeyli / Sahabiler Hakkındadır......................592 Yirmi S ekizinci Söz / C enn ete D a irdir........................ ...............603 Yirmi Sekizinci Söz’e Küçük Bir İlave / Cehenneme Dairdir.........611 Yirmi D okuzuncu S ö z ...................................................................... 612 Mukaddime........................................................................................ 612 Birinci Maksat.....................................................................................614 İkinci Maksat......................................................................................626 O tuzuncu Söz / Ene ve Z e r r e ......................................................... 650 Birinci Maksat.....................................................................................650 İkinci Maksat......................................................................................665 O tuz B irinci Söz / Resûl-u Ekrem'in Miracına D airdir........... 679 Birinci Esas......................................................................................... 682 İkinci Esas.......................................................................................... 684 Üçüncü Esas....................................................................................... 696 Dördüncü Esas...................................................................................707 Şakk-ı Kamer (Ayın Yarılması) Mucizesine Dairdir.........................713 O tuz İkinci S ö z ...................................................................................718 Birinci Mevkıf..................................... ...............................................718 İkinci Mevkıf....................................................................................... 733 Üçüncü Mevkıf...................................................................................760


İÇİNDEKİLER

I5

O tuz Ü çüncü Söz / O tu z Üç P e n c e re ........................................... 792 Birinci Pencere...................................................................................794 İkinci Pencere.....................................................................................794 Üçüncü Pencere................................................................................ 795 Dördüncü Pencere............................................................................ 795 Beşinci Pencere................................................................................. 796 Altıncı Pencere...................................................................................796 Yedinci Pencere................................................................................ 798 Sekizinci Pencere............................................................................... 799 Dokuzuncu Pencere..........................................................................800 Onuncu Pencere............................................................................... 801 On Birinci Pencere............................................................................ 802 On İkinci Pencere.............................................................................. 803 On Üçüncü Pencere..........................................................................803 On Dördüncü Pencere...................................................................... 804 On Beşinci Pencere...........................................................................805 On Altıncı P encere............................................................................ 805 On Yedinci Pencere..........................................................................807 On Sekizinci Pencere.........................................................................809 On Dokuzuncu Pencere.................................................................... 810 Yirminci Pencere............................................................................... 812 Yirmi Birinci Pencere.........................................................................815 Yirmi İkinci Pencere..........................................................................817 Yirmi Üçüncü Pencere...................................................................... 819 Yirmi Dördüncü Pencere.................................................................. 820 Yirmi Beşinci Pencere........................................................................822 Yirmi Altıncı Pencere.........................................................................823 Yirmi Yedinci Pencere...................................................................... 824 Yirmi Sekizinci Pencere.................................................................... 826


ı6

S özler

Yirmi Dokuzuncu Pencere................................................................827 Otuzuncu Pencere............................................................................. 828 Otuz Birinci Pencere..........................................................................831 Otuz İkinci Pencere............................................................................ 834 Otuz Üçüncü Pencere........................................................................835 Lemaât / Ç ekirdekler ve Ç içekleri................................................ 837 İhtar.................................................................................................... 839 İfade-i Meram.....................................................................................840 Ed-Daî.................................................................................................841 Konferans..............................................................................................898 Fihrist.................................................................................................... 925 Bibliyografya....................................................................................... 941


-! :o-;4.J_., ~.~J

f>l:l13 ~~13 ~t.;51 ~5 ~ ~I 1~ 1~,J J\,, ~), \;> ~ Cx..;;; i:: ~ ·~ '':- ~ , ,

Ey karde§! Benden birkac; nasihat istedin. Sen bir asker oldugun ic;in askerlik temsil/eriyle sekiz hikayecigi ve birkac; hakikati nefsim/e

beraber dinle. (:unku ben, nefsimi nasihate herkesten daha muhtac; goruyorum. Vaktiyle sekiz ayetten istifade ederek sekiz "soz"u, nefsime biraz uzunca soylemi§tim. $imdi kzsaca ve herkesin anlayacag1 bir dille anlatacagzm. Kim isterse beraber dinlesin.

Rahman, Rahim Allah'm ad1yla ba§lar ve ancak O'ndan yard1m dileriz. Ezelden ebede her turlu hamd ve c':ivgu, medih ve minnet, alemlerin Rabbi Allah' a mahsustur. Bullin insanhga rahmet ve kurtulu§ vesilesi olarak gc':inderdigi habibi Hazreti Muhammed (aleyhissalatii vesselam) ile aline ve ashabma salat ve selam olsun.



"Bismillah" her haynn ba§1d1r. 1 Biz de once onunla ba§lanz. Bil ey nefsim! $u milbarek kelime, islam'm ni§am oldugu gibi butiln varhklarm da ha! diliyle daimi virdidir. "Bismillah"m ne bilyilk tilkenmez bir kuvvet, ne bitmez bir bereket oldugunu anlamak istersen §U temsili hikayecige bak, dinle: Eskiden bedevi Arap c;ollerinde bir adamm rahatc;a seyahat edebilmesi ve e§kiyanm §errine ugramadan ihtiyac;lanm kar§ilayabilmesi ic;in bir kabile reisinin ismini almas1 ve onun himayesine girmesi gerekirmi§. Yoksa o adam tek ba§ma, say1s1z dil§man kar§1smda ihtiyac;lanyla peri§an olurmu§. i§te boyle bir seyahat ic;in iki adam c;olde yola c;ikm1§lar. Onlardan biri miltevaz1, digeri gururluymu§. Miltevaz1 olan, bir reisin ismini alm1§; oteki almamI§. Reisin ismini alan, her yerde selametle gezmi§. Ne zaman biri yolunu kesse, "Ben filan reisin ismiyle geziyorum." der, e§k1ya da ona ili§emezmi§. Bir c;ad1ra girdiginde o reisin nam1yla hurmet gorilrmil§. Magrur olan ise seyahati boyunca oyle belalar c;ekmi§ ki, tarif edilemez. Daima titremi§, dilencilik etmi§; hem zelil hem rezil olmu§. i§te ey magrur nefsim! Sen, o yolcusun. $u dilnya ise bir c;oldur. Aczin ve fakrm sm1rs1zd1r. 2 Dil§manlann ve ihtiyac;lann sonsuzdur. Cenab-1 Hakk'm isminin zikredilmedigi bir i§in eksik kalacagma <lair bkz. ibn Mace, nikdh 19; Musned 2/359; en-Nesai, es-Sunenu'/-Kubrd 6/127-128; Abdurrezzak, e/-Musannef 6/189; ibn Hibban, es-Sahfh 1/173, 174. Bkz. Nisa sO.resi, 4/28.


20

SOZLER

Madem oyle, butun kainata dilencilik etmekten ve her hadise kar§1smda titremekten kurtulmak ic;in §U c;oliin Ebedl Malik' inin ve Ezell Hakim' inin ismini al! Evet, bu kelime oyle miibarek bir definedir ki, sm!fs1z aczin ve fakrm ile seni sonsuz kudrete, rahmete baglay1p Kadir-i Rahim'in dergahmda aczi ve fakn en makbul bir §efaatc;i yapar. Bu kelime ile hareket eden, askere kaydolup devlet adma i§ goren ve hie; kimseden korkusu olmayan adama benzer. "Kanun namma, devlet namma" der, her i§i yapar ve her §eye kar§l dayamr. Ba§ta demi§tik ki: "Butun varhklar ha! diliyle 'Bismillah' der." Oyle mi? Evet, nasil ki, biitiin §ehir ahalisini zorla bir yere sevk eden ve c;ah§tiran bir adam gorsen onun kendi adma, kendi kuwetiyle hareket etmedigini, bir asker oldugunu §iiphesiz bilirsin. 0 adam, devlet nam1na hareket eder ve bir padi§ahm kuwetine dayamr. Aynen oyle de, her §ey, Cenab-1 Hakk'm namma hareket eder. Zerre kadar tohumlar ve c;ekirdekler, ba§larmda koca agac;lan ta§lf, dag gibi yiikleri kaldmr. Demek ki, her bir agac; "Bismillah" diyerek rahmet hazinesinin meyveleriyle ellerini doldurur, bize tablac1hk eder. Her bir bostan "Bismillah" der, ic;inde c;e§it c;e§it pek c;ok leziz yiyecegin beraber pi§irildigi, Cenab-1 Hakk'm kudret mutfagmdan bir kazan haline gelir. inek, deve, koyun, kec;i gibi miibarek hayvanlardan her biri "Bismillah" diyerek rahmetin feyzinden birer slit c;e§mesi olur. Bize ho§, temiz, ab1hayat gibi bir g1day1 Rezzak3 namma takdim eder. Her bir bitkinin, agacm, otun ipek gibi yumu§ak kok ve damarlan, "Bismillah" diyerek sert ta§ ve toprag1 deler gec;er. "Allah namma, Rahman namma" der, her §ey ona itaat eder. Evet, dallann havada biiyiimesi ve meyve vermesi gibi, o sert ta§ ve topragm altmdaki koklerin kolayca yayilmas1 ve yer altmda yemi§ vermesi, hem o nazik, ye§il yapraklann, s1cakhgm §iddetine kar§I aylarca ya§ kalmas1 da her §eyi tabiata baglayanlarm agzma §iddetli bir tokat vuruyor. Kor olas1 gozlerine parmagm1 sokuyor ve diyor ki: "En giivendigin sertlik ve s1cakhk bile bir emirle hareket ediyor ve o ipek misali yumu§ak damarlar, Hazreti Musa'nm (aleyhisselam) asas1 Rezzak: R1zkm gen;ek sahibi, smirs1z nz1k veren Cenab-1 Hak.


BiRiNci Soz

µ1

21

_;;1

gibi, 4 il~ ~ till emrine uyarak ta§lan yanyor. 0 sigara kag1d1 gibi ince, naze~in yapraklar ise Hazreti igrahim'in (aleyhisselam) azalan gibi, ate§ sac;:an s1cakhga kar§I 5~ ~~ j 1;J.' ..;,;5 )_; Li ayetini okuyor." Madem her §ey manen "Bismillah" der, Allah'm nimetlerini O'nun namma getirip bize verir. Biz de "Bismillah" demeliyiz. Allah adma vermeli, Allah adma almahy1z. O'nun namma vermeyen gafil insanlardan bir §ey almamahy1z. 6 Soru: TablaCI hukmundeki insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba asil ma! sahibi Cenab-1 Hak bizden kar§1hk olarak ne istiyor? Cevap: Evet, nimetlerin asil sahibi Allah, o k1ymetli nimetlere, mallara kar§ihk uc;: §ey istiyor: Zikir, §likur ve fikir. Ba§ta "Bismillah", zikirdir. Sonda "Elhamdulillah", §likurdur. Ortada bu k1ymetli, sanat harikas1 nimetlerin, Ehad ve Samed bir Zat'm kudretinin mucizesi ve rahmetinin hediyesi oldugunu dli§linmek ve anlamak ise fikirdir. Bir padi§ahtan k1ymetli bir hediye getiren miskin bir adamm ayag1m 6pup hediyenin sahibini tammamak ne kadar ahmakhk ise, nimetlerin g6runli§teki sahiplerini yuceltip sevmek ve asil sahibi olan Allah'1 unutmak, ondan bin derece daha buyuk bir ahmakhktir. Ey nefis! Boyle ahmak olmamak istersen, Allah namma ver, Allah namma al, Allah namma ba§la, Allah namma i§le7 vesselam.

J.l );.

"(Bir zaman da Musa, kavmi ic;in su aray1p Allah'a yalvarmI§h.) Biz de 'Asam ta§a vur!' demi§tik." (Bakara sD.resi, 2/60) "(Ate§e §Dyle ferman ettik:) Ey ate§! Dokunma ibrahim'e! Serin ve selamet ol ona!" (Enbiya sD.resi, 21/69) Bkz. "Allah adma kesilmeyen hayvanm etini yemeyin!" (En'am sD.resi, 6/121); "Ey iman edenler! Sadaka verdiginiz kimselere minnet etmek, incitmek suretiyle o sadakalanrnz1 bo§a c;1karmaym. Allah' a da ahirete de inanmad1g1 halde s1rf insanlara gosteri§ yapmak ic;in mahrn harcayan kimsenin durumuna dii§rneyin." (Bakara sD.resi, 2/264) Bu tiir fiilleri Allah ic;in yapanm imanmm kemale ermi§ olacagma <lair bkz. Tirmizi, sunnet 15; EbD. DavD.d, k1ydmet 60; Musned 3/438, 440.


ON DORDUNCU LEM'ANIN iKiNCi MAKAMI (Makam munasebetiyle buraya almmz§tzr.)

~jl ~j\ ~\ h'in binlerce smmdan altisma dairdir. Bir Hatrrlatma: Besmelenin rahmet noktasmda parlak bir nuru, sonilk akhma uzaktan gorilndil. Onu, kendi nefsim i<;in kaydetmeyi arzulad1m. Yirmi-otuz kadar sir ile o nurun etrafmda bir daire brmek, onu avlay1p kavramak istedim. Fakat maalesef §imdilik o arzumu tam ger<;ekle§tiremedim, sirlar yirmi-otuzdan be§-altiya indi. "Ey insan!" dedigim vakit, nefsimi kastediyorum. Bu dersi, nefsime has oldugu halde, ruhen benimle irtibath ve nefsi nefsimden daha uyarnk zatlara, belki istifade vesilesi olur niyetiyle, On Dordilncil Lem'a'nm ikinci Makam1 olarak sunuyor, dikkatli karde§lerimin degerlendirmesine havale ediyorum. Bu ders akildan <;ok kalbe, delilden <;ok zevke bakar. 1

Bu makamda birka<; "sir" zikredilecektir. Birinci Sir

~j\ ~j\ ~\ h'in bir cilvesini §byle gbrdilm: Kainatm, yeryilzilniln ve insanm simasmda birbirinin numunesi olan il<; rububiyet milhril var. Rahman ve Rahim Allah'm ad1yla. "(Hazreti Si.ileyman'm mektubunu alan Sebe' Krali<:;esi Belkis:) 'Degerli dam§manlanm! Bana <:;ok onemli bir mektup gonderildi. Mektup Si.ileyman'dandir ve Rahman ve Rahim Allah'm ad1yla diye ba§lamaktad1r.' dedi." (Nern! sO.resi, 27/29-30)


ON DoRnfiNcu LEM'ANIN iKiNci MAKAMr

23

Biri: Kainatm biitiiniindeki yard1mla§ma, dayam§ma, birliktelik ve birbirinin ihtiyacma cevap verme gibi hususiyetlerden ortaya c;:1kan biiyiik uluhiyet miihriidiir ki, 3~\ ~ [Bismillah] ona bak1yor. ikincisi: Yeryiiziiniin simasmda bitki ve hayvanlann ihtiyac;:larmm kar§1lanmasmdaki, beslenip idare edilmesindeki benzerlik, munasebet, intizam, uyum, liituf ve merhametten ortaya c;:1kan biiyiik Rahmaniyet miihriidiir ki, ~jl ~\ ~ [Bismillahi'r-Rahman] ona bak1yor. Ufuncusu: insamn engin , mahiyetinin simasmdaki, Cenab-1 Hakk'm merhametinin latifelerinden, §efkatinin inceliklerinden ve panltilanndan ortaya c;:1kan yiice Rahlmiyet miihriidiir ki, ~ jl ~\ h ~jl'deki ~j\ [Rahim~ ona bak1yor. , Demek ~ jl ,;;-;ii ;iii h alem sayfasmda nurani bir sabr meydana getiren ii<:; ehadiyet4 miihriiniin mukaddes bir unvam, kuvvetli bir bag1 ve parlak bir hatt1d1r. Yani, ~jl ,;;-;ii~\ h'in ucu, yukandan indirilerek kainatm meyvesi ve alemin kiic;:iik bir niishas1 olan insana dayamr. Yeri Ar§' a baglar. insanm ken di ar§ma c;:1kmas1 ic;:in bir yo! olur.

ikinci Str Kur'an-1 Mucizii'l Beyan, ak1llan say1s1z varhkta g6riinen birlik tecellisinde bogmamak ic;:in daima o vahidiyetin ic;:inde ehadiyet cilvesini gosteriyor. Mesela, nasil ki giine§, l§1giyla say1s1z §eyi ku§ahr. l§1gmm tamam1yla beraber giine§in zatm1 kavrayabilmek ic;:in gayet geni§ bir tasavvur ve engin bir bakl§ gerektiginden, giine§ zatm1 unutturmamak ic;:in her bir parlak §eydeki aksi vas1tas1yla kendini gosterir. Her parlak §ey kendi kabiliyetince, giine§in zatmm cilvesiyle beraber l§lk, s1cakhk gibi hususiyetlerini bildirir. Ve o parlak §eyler kabiliyetine gore, giine§i biitiin s1fatlanyla gosterdigi gibi, giine§in l§lg1, s1cakhg1 ve l§1gmdaki yedi renk gibi keyfiyetlerinin her biri de ula§hgl her §eyi ku§ahr. Ay~ J, " ' m §ekilde, - 5 JS-)/\ ~\ ~j temsilde hata olmasm- Cenab-1 Hakk m ehadiyet ve samediyetinin, 6 her bir §eyde, bilhassa canhlarda, hele 1

0

,;._,

0

Allah'm ad1yla. Ehadiyet: Cenab-1 Hakk'm tek tek her varhkta gbri.i.nen birlik tecellisi. "En yi.i.ce sifatlar Allah'mdir." (Nahl suresi, 16/60) Samediyet: Her §ey Cenab-1 Hakk'a muhta<; oldugu halde O'nun hi<;bir §eye muhta<; olmamas1.


24

SDZLER

insamn mahiyetinin aynasmda butun isimleriyle bir cilvesi bulundugu gibi, vahdet7 ve vahidiyet8 yonuyle de varhklarla alakah olan her bir ismi onlan ku§ahyor. i§te Kur' an, ak1llan birlik tecellileri ic;inde bogmamak ve kalblere Zat-1 Akdes'i unutturmamak ic;in daima vahidiyetteki ehadiyet muhrunu nazara veriyor ki, ~;JI ~;JI ~I~ o muhrun uc; muhim dugum noktasm1 gosterir. , , Oc;iincii Sir ~u sonsuz kainati §enlendiren, ac;ikc;a gorUldugu gibi, rahmettir. Karanhk ic;indeki §U varhklan t§tklandiran, ac;1kc;a, yine rahmettir. Sonsuz ihtiyac;lar ic;inde yuvarlanan mahlukah terbiye eden, apac;1k goruldugu uzere, yine rahmettir. Bir agac; her §eyiyle meyvesi ic;in var oldugu gibi, butun kainati insan ic;in var eden ve her tarafta ona baktiran, onun yard1mma ko§turan, ac;1kc;a, rahmettir. Bu sonsuz uzay1 ve bo§, !SS!Z aJemi doJduran, nurJandtran Ve §en[endiren, bizzat gordugumuz gibi, rahmettir. Ve fani insana ebediyet nimetini veren, onu ezell ve ebedi bir Zat'a muhatap ve dost kilan, ac;ikc;a, yine rahmettir. Ey insan! Madem rahmet boyle kuvvetli, cazibeli, sevimli, sana yard1mc1 ve sevilen bir hakikattir; ~jll ~jll ~\ ~de, o hakikate yapt§ ve mutlak yalmzhktan, kimsesizlikten, sonsuz ihtlyac;lanmn elemlerinden kurtul. 0 Ezel ve Ebed Sultam'nm dergahma yonel ve o rahmetin §efkatiyle, §efaatiyle, panltilanyla o Sultan' a muhatap ve dost ol! Evet, kainattaki her c;e§it varhg1 hikmet dairesinde, insamn etrafmda toplay1p onun bu.tun ihtiyac;lanna kusursuz bir intizam ve inayet ile ko§turmak, ac;ikc;a, iki §ekilde izah edilebilir. Ya kainattaki her varhk insam kendi kendine tamd1g1 ic;in ona itaat ediyor, onun yard1m1na ko§uyor. Bu ihtimal, ak1ldan yuz derece uzak olmasmm yanmda, pek c;ok imkans1zhg1 da dogurur. insan gibi mutlak aciz bir varhkta kuvveti smirs1z Sultan-1 Mutlak'm kudretinin bulundugunu varsaymak laz1m gelir. Ya da bu yard1mm, kainatm perdesi arkasmda bir Kadir-i Mutlak'm ilmiyle gerc;ekle§tigini kabul etmek gerekir. Demek, kainattaki varhklar insam tammaz; onlar insam bilen ve tamyan, ona merhamet eden bir Zat'm varhgmm delilleridir.

Vahdet: Birlik. Vahidiyet: Cenab-1 Hakk'm her §eyde birden goriilen birlik tecellisi.


ON DORDDNCD LEM'ANIN iKiNCi MA.KAMI

25

Ey insan! Akhm ba§ma al. Hi<; mumkiln mudur ki, butiin varhklan sana yoneltip yard1m ellerini uzathran, senin ihtiya<;lanna "Lebbeyk!" 9 dedirten Zat-1 Zillcelfil seni bilmesin, tammasm, gormesin? Madero 0 seni biliyor, rahmetiyle bildigini bildiriyor. Sen de O'nu bi!, hilrmetle bildigini bildir ve katiyen anla ki, bu koca kainah senin gibi mutlak zay1f, aciz, fakir, fani ve kil<;ilk bir varhgm emrine vermek ve varhklan yard1mma gondermek, elbette hikmet, inayet, ilim ve kudreti de i<;eren bir rahmet hakikatidir. Boyle bir rahmet, senden kulll ve hfilis bir §ilkilr, ciddi ve saf bir hurmet ister. i§te o halis §ilkriln, saf hurmetin tercilmam ve unvam olan ~-jll ?5ll ~\ H ' i dilinden dil§ilrme. Onu rahmete kavu§maya vesile ve Rahman'm dergahmda §efaat<;i yap. Evet, rahmetin varhg1 ve ger<;ekle§mesi, gilne§ kadar a§ikardir. Nas1l ki, merkezdeki bir nakt§, farkl1 yonlerden uzanan atk1 ve iplerin duzeninden ve desenlerinden meydana gelir. Aynen oyle de, bu kainatm buyilk dairesinde bin bir ilahl ismin cilvesinden uzanan nuranl atkilar, kainatm simasmda oyle bir rahmet damgas1 i<;inde bir Rahlmiyet ve §efkat nak§1m dokuyor ve oyle bir inayet muhrilnil i§liyor ki, ak1l sahiplerine kendini gilne§ten daha parlak bir §ekilde gosteriyor. Evet, gilne§i ve ay1, yeryilzilndeki unsurlan ve madenleri, bitki ve hayvanlan buyilk bir nak§m atk1 ipleri gibi bin bir isminin tecellileriyle tanzim eden ve hayata hizmetkar kilan, bitki ve hayvanlar alemindeki biltiin annelerin yavrulanna gayet §irin ve fedakarca §efkatleriyle §efkatini gosteren, 10 canhlan insanm emrine veren, boylece ilahl rububiyetin gayet gilzel, §irin, buyilk bir nak§tm ve insanm k1ymetini gosteren ve parlak rahmetini ortaya koyan Rahman-1 Zulcemal, elbette kendi mutlak istignas1yla, yani hi<;bir §eye muhta<; olmamas1yla beraber rahmetini, mutlak ihtiya<; i<;indeki canhlara ve insana makbul bir §efaat<;i yapmt§br. Ey insan! Eger insan isen ~jll ?JI~\ H de, o §efaat<_;iyi bul. Evet, yeryilzunde dart yilz bin farkl1 bitki ve hayvan tiirilnil, hi<;birini unutmadan, §a§irmadan, vakti vaktine; kusursuz bir intizam, hikmet ve inayetle idare eden, yeryilzilniln simasma ehadiyet milhrilnil 10

Buyur, emret! Varhklarda bulunan ac1ma hissinin, Cenab-1 Hakk'm yuz mertebe rahmetinden sadece birinin butiin canhlar arasmda taksim edilmi§ hali olduguna dair bkz. Buhart, edeb 19; Muslim, tevbe 17, 20, 21.


26

SOZLER

koyan, ac;;1kc;;a, bizzat g6ruldugti uzere, rahmettir. 0 rahmetin varl1g1, §U yeryilzilndeki varlzklar kadar kesin oldugu gibi, onun gerc;;ekle§tiginin varhklar say1sznca delili var. Evet, zeminin ytizunde bir rahmet ve ehadiyet muhru bulundugu gibi, insanm manevl mahiyetinin simasmda da 6yle bir rahmet damgas1 vardtr ki, yeryuzunun simasmdaki merhamet muhrunden ve kainatm simasmdaki buyuk rahmet damgasmdan daha a§ag1 degildir. Onun adeta bin bir ismin cilvesinin odak noktas1ym1§ gibi bir ku§ahc1hg1 var. Ey insan! Hie;; mumkun mudur ki, sana bu simay1 veren ve ona boyle bir rahmet ve ehadiyet mtihru vuran Zat seni ba§1bo§ b1raksm, 11 sana klymet vermesin, senin hareketlerine dikkat etmesin, senin ic;;in var olan bu kainah a bes ktlsm, 12 yarahh§ agacm1 meyvesi c;;uruk, bozuk, klymetsiz bir agac;; hukmune indirsin? Hem hic;;bir §ekilde §tiphe kabul etmeyen ve hic;;bir bak1mdan noksanhg1 bulunmayan, gune§ gibi a§ikar olan rahmetini ve l§lk gibi ac;;1kc;;a g6runen hikmetini inkar ettirsin? Ha§a!.. Ey insan! Bil ki, o rahmetin ar§ma ula§mak ic;;in bir merdiven var. 0 da ~jll ~jll ~\ h'dir. Onun ne kadar muhim oldugunu anlamak istersen, Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm yuz on d6rt suresinin ba§lna, buttin mtibarek kitaplann ve mtibarek i§lerin ba§lang1c;;lanna bak. Besmelenin klymetinin buyuklugune kesin bir deli! §udur: imam $afil (radiyallb.hu anh) gibi c;;ok buyuk muc;;tehitler demi§ ki, "Besmele tek bir ayet oldugu ha/de, Kur'an'da yilz on dart deja nazil olmu§tur." 13 Dordiincii Sir Smirs1z bir c;;okluk ic;;inde birlik tecellisi, 14 ~ !lql demekle herkese kafi gelmiyor, fikir dag1hyor. Bullin kainattaki vahd~tin arkasmda bulunan Ehad Zat'1 dli§linup 15 0:_~: < !lqµ ~ !lql demek ic;;in yerytizti 11 12

13

Bkz. "insan ba§ibo§ b1rakilacagm1 m1 samr?" (Kiyamet sO.resi, 75/36) Bkz. "Bizim sizi bo§una yaratt1g1m1z1, Bizim huzurumuza donup hesap vermeyeceginizi mi sandm1z?" (Mu'minO.n sO.resi, 23/115) Bkz. e§-$afii, ei-Omm 1/208; el-Cessas, Ahkamu'l-Kur'em 1/8; el-Gaza!l, el-Mustasfa 1/82; ibnu'l-Cevzi, et-Tahkfk ff Ehddfsi'l-Hilaf 1/345-347; ez-Zeylai, Nasbu'r-Raye

1/327. 14 15

"(Haydi 6yleyse deyiniz): Yalmz Sana ibadet ederiz." (Fatiha sO.resi, 1/5) "(Haydi 6yleyse deyiniz): Yalmz Sana ibadet eder, yalmz senden medet umanz." (Fatiha sO.resi, 1/5)


ON DORDUNCO LEM'ANIN IKiNCi MAJ<AMI

27

geni§liginde bir kalb gerekir. Ve bu strdan dolay1, ki.i<_;i.ik §eylerde ehadiyet mi.ihri.ini.i ac;ikc;a gosterdigi gibi, her bir varhk ti.iri.inde ehadiyet damgasma i§aret etmek ve Zat'm1 akla getirmek i<_;in Ehad Yaraho, rahmaniyet mi.ihri.i ic;inde bir ehadiyet imzas1 gosteriyor ki, herkes her mertebede zahmetsizce 0: ~: < il~µ ~ il~~ diyerek dogrudan dogruya Zat-1 Akdes' e hitap edip yonelsin. i§te, Kur'an-1 Hakim bu bi.iyi.ik s1m ifade etmek ic;in kainatm en bi.iyi.ik dairesini, mesela goklerin ve yerin yarahh§lnt anlatt1g1 s1rada, birden en ki.i<_;i.ik daireden, ince ve basit bir §eyden bahseder ki, ehadiyet mi.ihri.ini.i a<_;1kc;a gostersin. Mesela goklerin ve yerin yarahh§lnt anlattrken, insanm yaratth§mdan, sesinden, simasmdaki nimet ve hikmet inceliklerinden bahis a<_;ar. Taki fikir dag1lmasm, kalb bogulmasm, ru~ dogru?an dogruya ~abud'unu bulsun. ~\~\ Ji;.. ~~\ ~j 16~1)\j .J~lj ui>.J'llj ayeti bu hakikati mucizevl bir §ekilde gosteriyor. Evet, sonsuz vahdet mi.ihi.irlerinin ic; ic;e daireler gibi en bi.iyi.igi.inden en ki.ic;i.igi.ine kadar say1s1z varhkta <_;e§itleri ve mertebeleri vard1r. Fakat o vahdet ne kadar olsa da yine c;okluk ic;inde bir vahdettir. Hakiki hitab1 tam saglayamaz. Onun i<_;in vahdetin arkasmda ehadiyet mi.ihri.ini.in bulunmas1 laz1md1r. Taki, c;oklugu hattra getirmesin. Kalbde dogrudan dogruya Zat-1 Akdes'e yo! a<_;sm. Hem nazarlan o ehadiyet mi.ihri.ine <_;evirmek ve kalbleri ona c;ekmek i<_;in i.isti.ine gayet cazibeli bir nak1§, parlak bir nur, §irin bir tatl1hk, sevimli bir gi.izellik ve kuvvetli bir hakikat olan rahmet ve rahlmiyet damgasm1 basmi§hr. Evet, o rahmetin kuvvetidir ki, §UUr sahiplerinin nazarlanm kendine c;eker ve ehadiyet mi.ihri.ine ula§tmr. Ehad Yarattc1'y1 di.i§i.indi.iri.ir, sonra da insam 17 0::: <il~)j ~ il~l ayetindeki hakiki hitaba mazhar eder. i§te ~y\ ~y\ ~\ ~ Fatih~'nm fihristi ve Kur'an'm k1sa bir ozeti olmas1 yoni.iyle zikredilen bu bi.iyi.ik smm unvam ve terci.imamd1r. Bu unvam eline alan, rahmetin tabakalannda gezebilir. Bu terci.imam konu§turan, rahmet strlanm ogrenir, rahlmiyet ve §efkat nurlanm gbri.ir.

NI

16

17

"O'nun varhgmm ve kudretinin delillerinden biri de gokleri ve yeri yaratmas1, lisanlanmzm ve renklerinizin farkh olmas1dir." (Rum suresi, 30/22) "(Haydi oyleyse deyiniz:) Yalmz Sana ibadet eder, yalmz Senden medet umanz." (Fatiha suresi, 1/5)


28

StiZLER

Be~inci

Sir

Bir hadis-i §erifte buyrulmu§ ki: 18 ~jl ~j~ ~,)~~\Ji;.~\ 01 -veya denildigi gibi. , , , Tarikat ehli bir k1s1m zatlar, bu hadisi iman esaslanyla 6rtii§meyen tuhaf bir tarzda tefsir etmi§ler. Hatta onlardan a§k ehli baz1 kimseler, insanm manevi yiiziine Rahman'm bir sureti olarak bakmI§. Ehl-i tarikatm bir k1smmda sekr, yani manevi sarho§luk hali, a§k ehlinin c;ogunda da istigrak19 ve hakikatleri birbirine kan§hrma gibi haller bulundugundan, onlar hakikate zit anlay1§lannda belki mazur g6riilebilirler. Fakat akh ba§mda olan, inane; esaslanna aykm manalan kabul edemez. Yoksa hata etmi§ olur. Evet, biitun kainati bir saray, bir ev gibi muntazam bir §ekilde idare eden, y1ld1zlan zerreler gibi hikmetle ve kolayca c;eviren, gezdiren, zerreleri itaatkar memurlar gibi istihdam eden Zat-1 Akdes-i ilahi'nin ortag1, e§i, z1dd1, dengi bulunmad1g1 gibi, 205_ .,.,31 6 ~ ~11 ~ j ~~ ~!~ s1rnyla, sureti, misli, 131isali, benzeri de olamaz. Fakat.); J.""11 §JI ~j 21 ~\ j;;JI ~ j r...0 _)~\j ._:;;I~\ s1rnyla, 6rnek ve tem~illerle icraatma, s1fatlanna ve isimlerine bak1hr. Demek, 6rnekler ve temsiller, O'nun icraati hakkmda olabilir. Zikredilen hadis-i §erifin pek c;ok maksadmdan biri §Udur: insan, Rahman ismini tamamen g6steren bir surette yaratilm1§hr. Evet, daha once s6yledigimiz gibi, kainatm simasmda, bin bir ilahi ismin panltilanndan tezahiir eden Rahman ismi g6riiniir; yeryiiziiniin simasmda Cenab-1 Hakk'm mutlak rubO.biyetinin say1s1z cilvesiyle tezahiir eden Rahman ismi g6sterilir. Aynen 6yle de, insan her §eyi ic;ine alan ku§ahc1 suretiyle kiic;iik bir 6lc;ekte, diinyanm ve kainatm simas1 gibi yine Rahman isminin miikemmel bir cilvesini g6sterir. Hadis §Una da i§aret eder: Rahman ve Rahim Yaraticmm delilleri ve aynalan olan canhlar ve insan gibi mazharlann, Vacibii'l-ViicO.d

f Jji

18

19

20

21

";Juphesiz Allah Teala, insam Rahman suretinde yaratm1§t1r." Buhari, isti'zdn l; Muslim, birr 115, cennet 28; Ahmed ibni Hanbel, e/-Musned 2/244, 251, 315, 323,434,463,519. istigrak: Allah a§kl ile dunyay1 unutup kendinden gei:;mek. "O'nun benzeri hii:;bir §ey yoktur. 0, her §eyi hakkiyla i§itir ve gorur." ($6.ra suresi, 42/11) "Goklerde ve yerde en yuce sifatlar Allah'md1r. 0 Aziz ve Hakimdir: Mutlak galiptir, tam hukum ve hikmet sahibidir." (Rum suresi, 30/27). Aynca Nahl suresinin 60. ayeti de aym hususu biraz degi§ik ifadelerle beyan etmektedir.


ON DtiRDDNci.i LEM'ANIN iKiNci MAKAMI

29

Zat' 1gosterdikleri o kadar kesin ve a§ikard1r ki, mesela giine§in suretini ve aksini tutan parlak bir aynanm panltisma ve giine§e deli! olu§Unun a9khgma i§aret mahiyetinde, "O ayna gune§tir." denilmesi gibi, "insanda Rahman'm sureti var." ifadesi delaletin a9khgma ve munasebetin mukemmelligine i§aret olarak soylenmi§tir. $u s1rdan dolay1, Vahdet-i Vucud inancm1 kabul edenlerin a§mya gitmeyen k1sm1, bu delaletin a§ikarhgma ve bu miinasebetin mukemmelligine bir unvan olarak 22jP> ~ ~ ~ ~ _;; '1 demi§tir.

~ ,, lA.5 8-;..J,~J~j', I ~11 · ' ~11 ~I

~

0

0

0

~' ~

,

lS ~ '

0

,

lS i ~ t1\

~~~J-~J-(""'"-

23~\ ~~~ tA.5 ~y\ ~jl ~I: ,"~)l_y..;.1 ~j ~~ Altmc1 Sir Ey sonsuz acz ve fakr ic;inde yuvarlanan bic;are insan! Rahmetin ne kadar k1ymetli bir vesile ve ne kadar makbul bir §efaatc;i oldugunu §Uradan anla: 0 rahmet, 6yle Yuce bir Sultan' a ula§maya vesiledir ki, O'nun ordusunda yild1zlarla zerreler beraberce, tam bir intizam ve itaatle hizmet ediyor. 0 Zat-1 Zulcelal'in, o Ezel ve Ebed Sultan' mm Zat'ma ait bir istignas1 var; 0, mutlak bir istigna ic;indedir, hic;bir §eye muhtac; degildir. Hic;bir §ekilde kainata ve varhklara ihtiyac1 olmayan sm1rs1z ve kay1ts1z bir Gani' dir, zenginlik sahibidir. Ve butun kainat emri, idaresi, heybet ve azameti altmda tam bir itaatle, celaline boyun egmi§tir. i§te ey insan! Rahmet seni her bak1mdan Mustagni olan o Zat'm, o Ebedi Sultan'm huzuruna c;1kanr, O'na dost ve muhatap yapar, sana sevgili bir kul vaziyeti verir. Nas1l ki, sen gune§e c;ok uzaksm, hic;bir §ekilde yeti§emiyor ve yana§am1yorsun. Fakat gune§in I§IQI, aksini ve cilvesini aynan vas1tas1yla senin eline ula§tmyor. Aynen 6yle de: Biz her hlrlu kusur ve noksandan munezzeh o Zat' a, o Ezel ve Ebed Gune§i'ne sonsuz uzak olsak ve yana§amasak da rahmetinin nuru O'nu bize yakm ediyor. 22

23

VticD.d-u Vacib' e nispeten ba§ka §eylere var denilmemeli ... Onlar "varhk" unvamna lay1k degildir. Ey Rahman, Rahim Allah1m! 'Bismillahirrahmanirrahim'in hakk1 i<;:in, rahimiyetine yara§ir §ekilde bize merhamet et ve rahmaniyetine yara§ir §ekilde, bize 'Bismillahirrahmanirrahim'in sirlanm anlamay1 lutfet.


30

SOZLER

i§te ey insan! Bu rahmeti bulan, ebedl, tiikenmez bir nur hazinesi bulmu§ olur. 0 hazineyi bulmanm yolu, rahmetin en parlak misali ve temsilcisi, en belagatli lisam ve ilanc1s1 olan ve Kur'an'da "Alemlere Rahmet" 24 unvamyla amlan ResO.l-u Ekrem'in (aleyhissalatil vesselam) siinnetine uymaktir. Alemlere rahmet olan, rahmetin o cisimle§mi§ haline ula§ma vesilesi ise salavatlir. Evet, salavatm manas1 rahmettir. 0 canh, cisimle§mi§ rahmete bir rahmet duas1 hiikmiindeki salavat, alemlere rahmet olan o zata kavu§maya vesiledir. 25 Oyleyse filemlere rahmet olan Res0.1-u Ekrem' e kavu§mak ic;in salavah kendine vas1ta yap ve o zah da (aleyhissalata vesselam) Rahman'm rahmetine vesile kabul et. Biitiin iimmetin, "rahmeten li'l-alemin" 26 olan zat (aleyhissalata vesselam) hakkmda sonsuz rahmet manas1yla salavat getirmesi, rahmetin ne kadar k1ymetli bir ilahi hediye oldugunu ve ne kadar geni§ bir daireye sahip bulundugunu parlak bir §ekilde ispat eder. Soziin Ozii: Rahmet hazinelerinin en k1ymetli p1rlantas1 ve bekc;isi Zat-1 Ahmediye (aleyhissalata vesselam) oldugu gibi, birinci anahtan da ~y\ .;>;JI ;u1 'dir. Bu hazinelerin kap1sm1 en kolay ac;an anahtar ise salavattir.

H

24 25

26 27

28

Bkz. Enbiya suresi, 21/107. Peygamber Efendimiz' e (sal/allahu aleyhi ve sel/em) salat ve selam getirmenin 6nemine dair bkz. Ahzab suresi, 33/56; Muslim, sa/dt 11, 70; Tirmizl, vitr 21; Ebu Davud, sa/dt 36, 201, vitr 26. Alemlere rahmet. Allah1m! 'Bismillahirrahmanirrahlm'in s1rlannm hakk1 ic,;in, alemlere rahmet olarak gonderdigin zata ve biitiln al ve ashabma, Senin rahmetine ve onun hiirmetine yara§ir bir §ekilde salat ve selam eyle. Bize de, oyle bir rahmetle merhamet et ki, Senden gayn, mah!O.katmdan hie,; kimsenin merhametine muhtac,; olmayahm. "Siibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32)


+

~~t-~t ~h: ~jll~jll~\~ 1~~5~~~~\ , , imanda ne kadar buyuk bir saadet ve nimet, ne kadar buyuk bir lezzet ve rahathk bulundugunu anlamak istersen, §U temsill hikayecige bak, dinle: Bir vakit iki adam, hem keyif hem de ticaret i<sin seyahate <s1karlar. Bunlardan kendini begenmi§ ve talihsiz olan bir tarafa; hakk1, hakikati tarnyan ve bahtiyar olansa diger tarafa gider. Kendini begenmi§ adam, sadece kendini dU§Unmesinin, bencilliginin ve her §eyi kolli gormesinin cezas1 olarak kendi baki§ma gore pek fena bir memlekete du§er. Her yerde adz bi~relerin, zorba ve deh§etli adamlarm elinden ve zulmunden feryat ettigini duyar, hazin, elemli bir ha! goriir. Bullin memleket, ba§tan ba§a bir matem yurduna dondugunden, o adam §U elemli ve karanhk hali hissetmemek i<sin sarho§luktan ba§ka <sare bulamaz. <;unku ortahkta deh§et verici cenazeler ve umitsizce aglayan yetimler goriir, herkes ona du§man ve yabanc1 gorunur. Vicdam azap i<;inde kalir. Hakk1 tarnyan, daima hak du§unen ve giizel ahlakh olan adam ise nazarmda pek giizel bir memlekete du§er. i§te bu iyi adam, gittigi her yerde buyuk bir §enlik, her tarafta bir sevin<s, bir eglence, co§kunluk ve ne§e i<sinde zikir meclisleri goriir. Herkes ona dost ve akraba goriinur. Bullin memlekette 'ya§asm'lar ve te§ekkurlerle umumi bir terhis §enligi "O takva sahipleri ki goriinmeyen fileme inamrlar." (Bakara suresi, 2/3)


32

SOZLER

vard1r. 0 adam, sevinc;li bir §ekilde asker ahm1 ic;in tekbir ve kelime-i tevhid nidalanyla bir davul sesi, bir musiki i§itir. Onceki bahts1z adam hem kendisinin hem de butt.in halkm elemiyle act c;ekerken §U bahtiyar, hem kendisinin hem de herkesin sevinciyle mutlu olur, ferah bulur. 0 ticaretten guzel bir kazanc; elde eder, Allah' a §Ukreder. Sonra cloner, oteki adama rastlar. Onun halini anlaymca §6yle der: "Yahu sen divane olmu§sun! ic;indeki c;irkinlikler dt§tna aksetmi§ olmah ki, gulmeyi aglamak, terhisi soymak ve talan etmek zannetmi§sin. Akhm ba§ma al, kalbini temizle. Ta ki gozunden §U musibetli perde kalksm, hakikati gorebilesin. Zira son derece adil, merhametli, idaresi altmdakilerin hukukunu gozeten, kudretli, intizam1 seven, §efkatli bir Melik'in, goz onunde bu derece terakki ve mukemmellik eserleri gosteren bir memleket, senin zannettigin gibi olamaz." Sonra o bedbahtm akh ba§ma gelir. Pi§man olur ve "Evet, ben sarho§luktan divane olmu§tum. Allah senden ra21 olsun, beni cehennem gibi bir vaziyetten kurtardm." der. Ey nefsim! Bil ki, temsildeki birinci adam kafir veya Allah'a isyan eden gafildir. ~u dunya onun gozunde ba§tan ba§a bir matem yurdudur. Butun canhlar, aynhk ve yokluk tokad1yla aglayan birer yetimdir. Hayvanlar ve insanlar ise ecelin penc;esiyle parc;alanan kimsesiz ba§tbozuklardtr. Daglar ve denizler gibi buyuk varhklar, ruhsuz, deh§et verici cenazeler hukmundedir. Kufrunden ve dalaletinden kaynaklanan daha bunun gibi pek c;ok elemli, ezici, deh§etli vehim ona manevi bir azap verir. Diger adam ise mumindir. Cenab-1 Hahk'1 tamr, tasdik eder. Onun gozunde §U dunya Rahman'm bir zikir meclisi, insan ve hayvanlarm talim yeri, insanlarla cinlerin imtihan meydamd1r. Buttin hayvan ve insanlarm olumu ise bir terhistir. Hayat vazifesini bitirenler, yeni vazifelilere yer ac;1lsm ve onlar gelip c;ah§smlar diye bu fani diyardan, manevi bir sevinc; ic;inde, derdi, s1kmhs1 olmayan ba§ka bir aleme giderler. Hayvanlann ve insanlann dogumu ise askere, silah altma, vazife ba§ma almmakhr. Bullin canhlar vazifeli, mutlu birer asker; i§ini dogru yapan, halinden memnun birer memurdur. i§itilen butun sedalar ise ya vazife ba§lang1cmdaki zikir ve tesbihler, ya paydos esnasmda duyulan


ir<iNci Soz

33

§tikilr ve ferahlama nidalan yahut c;ah§ma ne§esinden dogan nagmelerdir. 0 muminin nazannda butun varhklar, Seyyid-i Kerim'inin ve Malik-i Rahlm'inin sevimli birer hizmetkan, dost birer memuru, §irin birer kitab1dir. 0 talihli adamm imanmdan bunun gibi daha pek c;ok ho§, yuce, leziz ve tath hakikat tecelli eder, ortaya c;ikar. Demek, iman manevi bir tuba agacmm 2 c;ekirdegini ta§tyor. Kufiir ise manevl bir cehennem zakkumunun3 tohumunu sakhyor. Demek ki, selamet ve emniyet yalnzz islamiyet'te ve imandadzr. Oyleyse daima, 4 ~~~\ ~~j \,')\..;,~\ '-!~ ~ ~ ~\ demeliyiz.

4

Tuba'nm, cennetteki bir agac; olduguna dair bkz. Milsned 4/183; ibn Ebi $eybe, el-Musannef 7/29; ibn Hibban, es-Sahfh 16/429, 430; et-Taberani, e/-Mu'cemil'/Kebfr 17/127, 128. Zakkum agac1 ic;in bkz. isra suresi, 17/60; Saffat suresi, 37/62-65; Duhan suresi, 44/43-44; Vak1a suresi, 56/51-53; Buhari, mendkzbu'l-ensdr 42, kader 10; Tirmizi, tefsfru sure (17) 4; ibn Mace, cehennem 38; Milsned 1/300, 338. Bize ihsan ettigi islam dini ve kamil iman nimeti ic;in Allah' a hamd olsun.


••

U~w~~w ~n~ ~}\~}\~\~ 1

13~1 .

,01 1 ~~r

c-

if~-

ibadetin ne kadar buyuk bir ticaret ve saadet, Allah'a isyanm ve haram zevklere dO.§kO.nlugun ise ne buyuk bir zarar ve felaket oldugunu anlamak istersen, §U temsili hikayecige bak, dinle: Bir zamanlar iki asker, uzak bir §ehre gitmek i<;in emir ahrlar. Yol ikile§inceye kadar beraber giderler. Orada bulunan bir adam onlara §6yle der: "$u sagdaki yo! zarars12dir ve yolculannm onda dokuzu buyuk kar elde eder, rahathk g6rur. Soldaki yolun ise hie; faydas1 olmamakla beraber on yolcusundan dokuzu zarara ugrar. Yollann ikisi de k1sa ve aym uzunluktad1r. Aralannda yalmz bir fark var ki, dli.zeni ve kanunu olmayan sol yolun yolcusu c;antas12, silahs1z gider. GorunO.§te bir hafiflik, yalanc1 bir rahathk hisseder. Askeri dli.zen altmdaki sag yolun yolcusu ise besleyici g1dalarla dolu dart okkahk2 bir c;antay1 ve her dO.§mam alt edecek iki okkahk, devlete ait mukemmel bir silah1 ta§tmaya mecburdur." Yolu tarif eden o adamm sozunu dinledikten soma iki askerden bahtiyar olan saga gider. Garunii§te omzuna ve strhna bir agirhk yuklenir. Fakat kalbi ve ruhu binlerce batman3 agirhgmdaki minnet ve korkulardan kurtulur. "Ey insanlar! (Hem sizi hem de sizden onceki insanlan yaratan) Rabbinize ibadet ediniz." (Bakara suresi, 2/21) 1,282 kilogramhk ag1rhk oh;tisti. 7,692 kilogramhk ag1rhk olc;tisti, 6 okka.


Uc;:DNcD Soz

35

Oteki, talihsiz olan ise askerligi biraktr. Dilzene uymak istemez, sol tarafa gider. Bedeni bir batman agirhktan kurtulur; fakat kalbi binlerce batman minnet, ruhu da sonsuz korkular altmda ezilir. Hem herkese dilenci olur hem de her §ey ve her hadise kar§Ismda titrer. Sonunda gidecegi yere vanr. Orada, asi ve kac;ak olmanm cezasm1 gorilr. Askerlik nizamm1 seven, c;antasm1 ve silahm1 muhafaza edip sag tarafa giden asker ise varmak istedigi §ehre kimsenin minneti altma girmeden, kimseden korkmadan, kalbi ve vicdam rahat bir §ekilde ula§Ir. Orada, vazifesini giizelce yapan namuslu bir askere yara§Ir mukafat gorilr. i§te ey isyankar nefis! Bil ki: 0 iki yolcudan birincisi, Allah'm emirlerine itaat eden, 6teki ise nefsin kotil arzulanna uyan asi insand1r. 0 yol, ruhlar aleminden gelip kabirden gec;erek ahirete giden hayat yoludur. 0 c;anta ve silah, ibadet ve takvay1 temsil eder. ibadetin goriinii§te bir agirhg1 olsa da manasmda oyle bir rahathk ve hafiflik vardir ki, tarif edilemez. c.;unkii 1 ~ 0; 0; ' kul, namazmda, "'.u1I '1~ 43~ '1 .JI ~I yani, 'O'ndan ba§ka Hahk ve Rezzak yoktur! Zarar ve fayda O'nun elindedir. 5 0 hem Hakim'dir, abes i§ yapmaz; hem Rahim'dir, ihsam, merhameti c;oktur." der. Buna inand1gmdan, her §eyde bir rahmet hazinesinin kap1sm1 bulur ve dua ile o kap1y1 c;alar. Her §eyi Rabbinin emrine boyun egmi§ gorilr, O'na s1gmir. Tevekkill ile O'na dayamp her musibet kar§Ismda korunur. imam, kendisine tam bir emniyet hissi verir. Evet, her hakiki iyi vas1f gibi cesaretin de kaynagz imandzr, kulluktur; 6 her kota has/et gibi korkakl1gzn da kaynagz dalalettir!7 Evet, yerkiire bomba olup patlasa, muhtemeldir ki, kalbi tam nurlanm1§ bir kulu korkutmaz. Aksine o kul, Samed Rabbinin harika kudretini lezzetli bir hayret ic;inde seyreder. Akh aydmlanm1§ denilen !

4

5

6

,,,.

.J

"~ehadet ederim ki Allah'tan ba§ka ilah yoktur." (Muslim, sa/dt 60; Tirmiz'l, saldt 216; EbO. DaVO.d, sa/dt 178; Ahmed ibn Hanbel, el-Milsned 1/292) Bkz. Bakara sO.resi, 2/102; AI-i imran sO.resi, 3/26; 6/71; A'raf sO.resi, 7/188; YO.nus sO.resi, 10/18, 49, 106; Ra'd sO.resi, 13/16; Taha sO.resi, 20/89; Enbiya sO.resi, 21/66; Hae sO.resi, 22/12; Furkan sO.resi, 25/3, 55; ;Juara sO.resi, 26/73; Fetih sO.resi, 48/11; Mucadele sO.resi, 58/10; Mumtahine sO.resi, 60/3; Aynca bkz. Tirmizl, kader 10; Milsned 6/441. Bkz. AI-i imran sO.resi, 3/173. Bkz. AI-i imran sO.resi, 3/151; Enffil sO.resi, 8/12.


36

SOZLER

kalbsiz ve Allah'a kar§I asi, me§hur bir filozof ise gokte bir kuyruklu yild1z gorse yerde titrer. "Acaba bu serseri yild1z diinyam1za <;arpar m1?" deyip evhama dii§er. (Bir vakit boyle bir yild1zdan koca Amerika titredi. <:;:oklan gece vakti evlerini terk etti.) Evet, insanm ihtiya<;lan s1mrs1z oldugu halde, sermayesi neredeyse yok gibidir; say1s1z musibete maruz kald1g1 halde bunlara kar§I koyacak kudreti hi<; hiikmiindedir. Sermayesinin ve iktidarmm smm, elinin yeti§tigi yere kadard1r. Emellerinin, arzulannm, elem ve endi§elerinin dairesi ise goziiniin, hayalinin ula§hg1 noktaya kadar geni§tir. i§te bu derece aciz, zay1f, fakir ve muhta<; insan ruhu 8 i<;in ibadet, tevekkiil, tevhid ve teslimin ne kadar biiyiik bir kar, bir saadet, bir nimet oldugunu, biitiin biitiin kor olmayan goriir, anlar. Malumdur ki, zararstz yo! zararh yola -onda bir kaybetme ihtimali olsa bile- tercih edilir. Kald1 ki, meselemiz olan kulluk yolu zarars1zdir ve onda dokuz ihtimalle insam bir ebedi saadet hazinesine ula§hnr. Nefsin arzulanna uyma ve Allah'a isyan yolunda ise -o yolda gidenlerin de itiraf1yla- fayda yoktur ve onda dokuz ihtimalle ebedi azap ve helak bulunur. Bu, §U hususta soz sahibi olan, gozii manevi alemlere a<;1k say1s1z zatm §ahitligiyle sabittir; zevk ve ke§f ehlinin haber vermesiyle, yanh§hgma ihtimal bulunmayacak derecede kesindir. K1sacas1: Ahiret saadeti gibi dunya saadetin de ibadette ve Al/ah'a ku/luktadir. Oy/eyse daima 9 ~jllj ¥-tkll ._};:, ~ ~\ demeli ve Mus/aman oldugumuza §Ukretmeliyiz.

Bkz. Fahr sO.resi, 35/15. Bize itaat ve muvaffakiyet nasip eden Allah' a hamd olsun.


~jll ~jll ~\ ~ i.:r. .:U\ / ~~/ ~~\

1,

Namazm ne kadar k1ymetli ve mi.ihim oldugunu, ne kadar az bir gayretle ne c;;ok §ey kazandird1gm1, namazs1z insanm ne kadar divane ve zararda oldugunu iki kere iki dort eder derecesinde kesin bir §ekilde anlamak istersen, §U temsili hikayecige bak, g6r: Bir zaman bi.iyi.ik bir hi.iki.imdar, iki hizmetkanm, her birine yirmi dort altm verip ikamet etmeleri ic;;in iki ay uzakhktaki has ve gi.izel c;;iftligine gonderir. Onlara der ki: "~u paray1 yo! ve bilet masraf1 yapm1z, orada size laz1m olacak baz1 §eyleri satm ahmz. Bir gi.inli.ik mesafede bir istasyon var. Oraya hem araba hem gemi hem tren hem de uc;;ak bulunur. Herkes sermayesine gore birine biner." iki hizmetkar bu dersi ald1ktan sonra yola c;;1karlar. Bahtiyar olan, istasyona kadar parasmm bir k1smm1 harcar. Fakat o masrafla birlikte, efendisinin ho§una gidecek oyle gi.izel bir ticaret yapar ki, sermayesi birden bine c;;ikar. Oteki hizmetkar, talihsiz ve serseri oldugundan istasyona kadar yirmi i.ic;; altmm1 harcar. Kumar gibi §eylere verip ziyan eder. Elinde bir tek altm kahr. Arkada§I ona, "Yahu, bu uzun yolda yaya ve ac;; kalmamak "Namaz, dinin diregidir." hadisi i<;;in bkz. el-Hakim et-Tirmizi, Nevddiru'l-Usul 3/135, 136; el-Beyhaki, ~uabii'l-fmdn 3/39; ed-Deylemi, el-Miisned 2/404. Yakm ifadeler i<;;in aynca bkz. Tirmizi, fmdn 8; Miisned 5/231, 237; en-Nesai, esSiinenii'l-Kiibrd 6/428; el-Buhari, et-Tdrfhu'l-Kebir 7/426.


38 SozLER

ic:;in §U altmm1 bir bilete ver. Efendimiz kerimdir; sana merhamet eder, i§ledigin kusuru bagi§lar. Seni de w;aga bindirirler, ikamet edecegimiz yere bir glinde gideriz. Yoksa iki ayda a§Ilan bu c:;olde ac:;, yaya ve yalmz yolculuk etmeye mecbur kahrsm." der. Acaba §U adam inat ederek o tek altmm1 bir define anahtan hukmundeki bilete vermeyip gec:;ici bir lezzet ic:;in eglenceye sarf etse; onun gayet zararda, ak1ls1z ve talihsiz oldugunu en ak!ls1z adam bile anlamaz m1? i§te ey namazs1z insan ve ey namazdan ho§lanmayan nefsim! 0 hukumdar, Rabbimiz, Hahk'1m1zdir. 0 iki hizmetkar yolcudan biri dindar, namazm1 §evkle k1lan; oteki ise gafil ve namazs1z insandir. 0 yirmi dort altm, her gunku yirmi dort saatlik omre i§aret eder. 0 has c:;iftlik, cennettir. 0 istasyon, kabirdir. 0 seyahat ise insanm kabre, ha§re, ebediyete gidecek yolculugudur. Amellere ve takvanm derecesine gore, o uzun yol farkh mertebelerde kat edilir. Takva sahiplerinden bir k1sm1, §im§ek gibi, bin senelik yolu bir gunde gec:;er. Bir k1sm1 da hayal gibi, elli bin senelik mesafeyi bir gunde a§ar. (Kur'an-1 Azimli§§an bu hakikate iki ayetiyle i§aret ediyor. 2 ) 0 bilet ise namazdtr. Bir tek saat, abdestle beraber be§ vakit namaza kafi gelir. Acaba, yirmi lie:; saatini §U k1sac1k dunya hayatma sarf eden ve o uzun, ebedi hayata bir tek saatini ayirmayan insan, ne kadar zarardadir, nefsine ne kadar zulmeder ve ne kadar ak1ls1zca davramr! Zira bin adamm katild1g1 bir piyango kumarma malmm yansm1 vermeyi ak1! kabul etmez, c:;unku kazanc:; ihtimali binde birdir. Malmm yirmi dortte birini, kazanma ihtimalinin yuzde doksan dokuz oldugu tasdik edilmi§ ebedi bir hazineye vermemek de, aym §ekilde, akII ve hikmete zit hareket etmektir. Kendini akilh zanneden insan bunu anlamaz mi? Halbuki namazda ruh, kalb ve akil ic:;in buyuk bir rahathk vardir. Hem namaz bedene de o kadar agir bir i§ degildir. Hem namaz kzlanzn dunyaya ait diger mubah i§leri de guzel bir niyetle ibadet yerine ge~er. jnsan, omur sermayesini bu §ekilde ahirete ma/ edebilir. Boylece Jani omrunu bir yonuyle ebedile§tirir. Bkz. "Gokten yere kadar her i§i duzenleyip yonetir. Soma bullin bu i§ler, sizin hesabmiza gore bin ytl tutan bir gunde O'na yukselir." (Secde sO.resi, 32/5); "Melekler ve Ruh O'nun Ar§'ma, uzunlugu elli bin sene olan bir gunde yukselirler." (Mearic sO.resi, 70/4)


Namaz ktlmanm ve buyuk gunahlan i§lememenin, 2 insan ic:;in ne derece hakiki bir vazife ve onun yaradih§ma ne kadar uygun bir gaye oldugunu g6rmek istersen §U temsili hikayecige bak, dinle: Seferberlik halindeki bir taburda, biri egitimli, vazifesini seven; digeri acemi, nefsine du§kun iki asker bulunuyordu. Vazifesini seven, egitime ve harbe kahhr, i§ine dikkat eder, erzakm1 ve yiyecegini hie:; du§unmezdi. <:;unku onu beslemenin, ihtiyac:;lanm kar§tlamanm, hasta oldugunda tedavi etmenin, hatta ihtiyac:; duydugunda lokmay1 agzma koymanm devletin i§i oldugunu bilirdi. Onun as1l vazifesi egitim ve hizmetti. Baz1 erzak ve tec:;hizat i§lerinde c:;ah§tr, kazan kaynahr, karavanay1 y1kar, ta§trd1. Ona, "Ne yap1yorsun?" diye sorulsa, "Nafakam ic:;in c:;ah§tyorum." demez, "Devletin i§ini goruyorum." derdi. Nefsine du§kun ve acemi olan diger asker ise egitime ve hizmete dikkat etmezdi. "O devletin i§idir, bana ne!" der, daima nafakasm1 du§Unup onun pe§inde ko§ar, taburunu terk eder, <_;ar§tya gidip alt§veri§ yapardt. Bir gun, talimli arkada§I ona §6yle dedi: "Arkada§, as1l vazifen egitim almak ve sava§makhr. Sen onun ic:;in buraya getirildin. Padi§aha "Allah fenahktan korunanlar ve hep guzel davrananlarla beraberdir." (Nahl suresi, 16/128) Bkz. Nisa suresi, 4/31; $Cira suresi, 42/37; Necm suresi, 53/32.


40

SOZLER

guven, o seni a~ birakmaz. <:;:unku bu, onun vazifesidir. Hem sen aciz ve fakirsin, kendine her yerde yiyecek bulamazsm. $imdi sava§ ve seferberlik zamamd1r. Hem ~ah§mazsan sana asi der, ceza verirler. Evet, ortada iki vazife gbrunuyor. Biri, padi§ahmkidir ki, bazen onun i§ini gbruri.iz, o da bizi besler. Oigeri bizim vazifemiz, egitim ve hizmettir. Hem padi§ah i§imizi kolayla§hnr, bize yard1m eder." Acaba o serseri asker, arkada§ma kulak vermezse ne kadar tehlikede kahr, anlarsm! i§te ey tembel nefsim! 0 dalgah harp meydam, bu gi.iri.i.lti.ilu ve s1kmhh di.inya hayahd1r. Taburlara taksim edilen ordu, buti.in insanhkhr. 0 tabur ise bu asnn islam cemaatidir. 0 iki askerden biri, dinin farzlanm bilen ve yerine getiren, buyi.i.k gi.inahlan terk edip gunah i§lememek i~in nefsine ve §eytana kar§I sava§an takva sahibi Mi.isli.imand1r. Digeri ise nzkm ger~ek sahibi Cenab-1 Hakk'1 itham etmek derecesinde ge~im derdine di.i§ilp farz ibadetlerini terk eden ve tuttugu yolda rastgele gi.inahlar i§leyen, zarar i~indeki isyankard1r. 0 egitim, ba§ta namaz olmak i.izere, ibadetlerdir. 0 harp ise nefse ve heveslere, cin ve insan §eytanlara kar§l sava§IP kalbini ve ruhunu gi.inahlardan, koti.i ahlaktan ve ebediyen mahvolmaktan kurtarmaktir. Ve hikayedeki iki vazifeden biri, hayati verip insam beslemek; digeri ise hayati verene ve kendisini besleyene kulluk edip yalvarmak, O'na tevekki.il edip gi.ivenmektir. Evet hayat, Cenab-1 Hakk'm Samediyetine3 yara§ir sanatmm en parlak mucizelerinden biri ve Rabban! hikmetinin bir harikas1d1r. i§te, bu hayati kim vermi§ ise nz1kla besleyen ve devam ettiren de O'dur, 4 ba§kas1 olamaz! Buna delil mi istiyorsun? Meyve kurdu ve bahk gibi en zay1f, en aptal hayvanlar en iyi §ekilde beslenir. <:;:ocuklar ve yavrular gibi en aciz, en nazik varhklara en iyi nz1k verilir. Samediyet: Her §ey Cenab-1 Hakk'a muhta<;: oldugu halde O'nun hi<;:bir §eye muhta<;: olmamas1. Bkz. Bakara sO.resi, 2/22, 60; En' am sO.resi, 6/99, 141, 142, 151; A'raf sO.resi, 7/32, 160; Enfal sO.resi, 8/26; YO.nus sO.resi, 10/31, 59, 93; HO.d sO.resi, 11/6; ibrahim sO.resi, 14/32; Hier sO.resi, 15/20; Nahl sO.resi, 16/72, 112, 114; isra sO.resi, 17/70; Ankebo.t sO.resi, 29/17, 60, 62; RO.m sO.resi, 30/37, 40; Sebe sliresi, 34/15, 24, 36; Yasin sO.resi, 36/4 7; Zi.imer sO.resi, 39/52; Mi.i'min sO.resi, 40/13, 64; Fussilet sO.resi, 41/10; $0.ra sO.resi, 42/12, 19, 27; Zariyat sO.resi, 51/22, 58; Cum' a sO.resi, 62/11; Talak sO.resi, 65/3; Mi.ilk sO.resi, 67/15, 21.


BE$iNci Soz

41

Evet, helal nz1k kazanmanm iktidar ve irade ile degil, acz ve zaaf ile oldugunu anlamak ic;in bahklar ile tilkileri, yavrular ile canavarlan, agac;lar ile hayvanlan klyaslamak kafidir. Demek ki, gec;im derdi ic;in namazm1 terk eden, 5 egitimi ve siperini birakip c;ar§1da dilencilik yapan askere benzer. Bununla beraber, ba§kalanna yuk olmamak ic;in, namazm1 klld1ktan soma Cenab-1 Rezzak-1 Kerim'in rahmet mutfagmdan nzkm1 bizzat aramak guzeldir, mertliktir ve bir ibadettir. Hem fltrah ve manev! donamm1, insanm ibadet ic;in yarahld1gm1 gosteriyor. 6 Zira dunya hayah ic;in laz1m olan amel ve iktidar yonunden insan kuc;uk bir serc;e ku§una bile yeti§emez. Fakat manev! ve uhrev! hayah ic;in gerekli ilim, faknm itiraf ederek Allah'a yalvarma ve ibadet yonunden o, butun canhlann sultam ve kumandam hukmundedir. Ey nefsim! Demek, dunya hayatm1 as1! maksat yapar ve daima ona c;ah§irsan, kuc;uk bir serc;e ku§unun askeri hukmunde olursun. Eger ahiret hayatm1 asil maksat yap1p bu hayah da ona vesile ve tarla bilir, 7 oras1 ic;in c;ah§irsan, o vakit canhlann buyuk bir kumandam, §U dunyada Cenab-1 Hakk'm nazh ve niyaz eden bir kulu, aziz ve muhterem bir misafiri olursun. i§te sana iki yol. 8 istedigini sec;ebilirsin. Hidayeti ve ba§any1 merhametlilerin en merhametlisi Allah'tan iste ...

Bkz. Taha suresi, 20/132; Zariyat suresi, 51/57-58. Bkz. Zariyat suresi, 51/56. "Dunya, ahiretin tarlas1dtr." manasmdaki hadis ic;in bkz. el-Gazali, ihyau U/umi'dDfn 4/19; el-Acluni, Ke§fu'l-Hafa 1/495; es-Sehavi, el-Makaszdu'/-Hasene s. 497; Aliyyulkari, e/-Esraru'/-Merfua s. 205. Aynca, aym hususu degi§ik §ekilde ifade eden $lira suresinin 20. ayetine ve el-Hakim, el-Mustedrek 4/348; Ebu Nuaym, Hilyetu'l-Evliya 10/53; ed-Deylemi, e/-Musned 2!228'e de bak1labilir. Bkz. "§liklir" ya da "kuflir" yolu (Dehr suresi, 76/3); "iki yo! (haytr ve §er yolu)" (Beled suresi, 90/10); "k6tuluk" ya da "takva" yolu ($ems sliresi, 91/8); "en kolay yo!" ya da "en guc; yo!" (Ley! suresi, 92/5-10).


~jll~jll~\~ 1 Ll1"'~10L !~11/0t- 1,~-~;f ~. ~~t1 ~ . r- ~ r- .JA .J ~__,...., ~

,,..:: :1 ~101'.; .r"'

I,,;>

Nefsini ve mahm Cenab-1 Hakk'a satmanm, O'na kul ve asker olmanm ne kadar karh bir ticaret, ne kadar §erefli bir rutbe oldugunu anlamak istersen, §U temsill hikayecigi dinle: Bir zamanlar bir padi§ah, emrindeki iki adama emanet olarak, it;;inde fabrika, makine, at ve silah gibi §eyler bulunan birer t;;iftlik verir. Fakat f1rtmah bir sava§ zamam oldugundan hit;;bir §ey kararmda kalmaz, ya mahvolur ya da degi§ip gider. Padi§ah, kusursuz merhametiyle o iki adama en yuksek memurunu, ba§yaverini gonderir ve t;;ok §efkatli bir ferman ile onlara §6yle der: "Elinizdeki emanetimi bana sahmz. Ben sizin it;;in muhafaza edeyim, bo§ yere ziyan olmasm. Sava§ bittikten sonra onu size daha guzel bir §ekilde iade edecegim. Hem o emanet kendi mahmzmI§ gibi size t;;ok yuksek bir fiyat verecegim. 0 makineler ve fabrikadaki aletler benim ad1mla ve benim tezgah1mda i§letilecek, fiyatlan birden bine yukselecek. Bullin kan da size birakacag1m. Hem siz adz ve fakirsiniz, o buyiik i§lerin giderlerini kar§ilayamazsm12. ihtiyacm12 olan her §eyi ve butun masraflan ben iizerime alacag1m. Bullin geliri ve kazanc1 ise size verecegim, vazifeniz bitene kadar elinizde birakacag1m. i§te be§ mertebe kar it;;inde kar! .. "Allah, kar§thk olarak cenneti verip mtiminlerden canlanm ve mallanm satm almt§ttr." (Tevbe suresi, 9/111)


ArnNc1

Soz 43

Gori.iyorsunuz ki, hie_; kimse elindekini muhafaza edemiyor. Eger o emaneti bana satmazsamz, herkesinki gibi elinizden c_;1kacak ve bo§ yere gidecek. Hem o yilksek fiyattan da mahrum kalacaksm1z. 0 nazik, ktymetli aletler, olc_;i.iler i§lenecekleri uygun maden ve kullamlacaklan i§ bulunmaymca bi.iti.in bi.iti.in ktymetten di.i§ecek. Hem idare ve muhafaza zahmeti, killfeti ba§miza kalacak. Hem de emanete h1yanet cezas1 goreceksiniz. i§te be§ derece zarar ic_;inde zarar ... Emanetimi bana satmak, bana asker olup onu benim ad1mla kullanmak demektir. Adi bir esir ve ba§ibozuk olmak yerine, yi.ice bir padi§ahm has, serbest, k1ymetli bir askeri olursunuz." ~u iltifati ve fermam dinledikten sonra, o iki adamdan akh ba§mda olan §6yle der: - Ba§i.isti.ine! Ben iftiharla satanm ve binlerce te§ekki.ir ederim. 0 c_;iftlikte ebediyen kalacakmt§ gibi di.inyanm sarsmtilanndan, gi.iri.ilti.i ve s1kmtilanndan habersiz, magrur, nefsi firavunla§mI§, bencil ve ayya§ olan diger adam ise, - Hayir! Padi§ah kimmi§! Ben mi.ilki.imil satmam, keyfimi bozmam, der. Bir zaman sonra birinci adam oyle bir mertebeye c_;1kar ki, herkes onun haline g1pta eder. Padi§ahm li.itfuna mazhar olur ve has saraymda saadet ic_;inde ya§ar. Diger adam ise 6yle bir hale di.i§er ki, hem herkes ona actr ve hem de "milstahaktir!" der. <;unkil hatasmm neticesi olarak hem saadeti ve mi.ilkil elinden kay1p gitmi§tir hem de cezasm1 c_;ekip azap gormektedir. i§te ey hevesleri smirs1z nefis! ~u misalin di.irbi.ini.iyle hakikatin yi.izilne bak! 0 padi§ah, Ezel ve Ebed Sultam olan Rabbin, Hahkmdir. 0 c_;iftlikler, makineler, aletler, olc_;i.iler ise hayat dairende sahip olduklann; bedenin, ruhun ve kalbin ile onlann ic;indeki goz ve di!, ak1! ve hayal gibi gori.inen ve gori.inmeyen uzuvlann, duygulannd1r. 0 §erefli ba§yaver, Resul-u Kerim'dir (sallallahu aleyhi ve sellem). Saglam esaslar ic_;eren o ferman ise Kur'an-1 Hakim'dir ki, bahsettigimiz bi.iyi.ik ticareti §U ayetle ilan ediyor:

2 ~1 ~ 0\ ~1~b r+,;;1~J.<l1~0~1 ~1 0~ "Allah, kar§thk olarak cenneti verip milminlerden canlanm ve mallanm satm almt§hr." (Tevbe suresi, 9/111)


44

S6ZLER

Ve o dalgah sava§ meydam, §U f1rtmah dunya ytiztidtir; durmuyor, donuyor, bozuluyor ve her insanm aklma §U fikri getiriyor: "Madem her §ey fanidir, elimizden c;1kacak, kaybolacak. Acaba bunlan ebedile§tirmenin bir c;aresi yok mu?" Boyle dti§tintirken birden Kur'an'm semavi sedas1 i§itilir: "Evet, var. Hem de be§ mertebe ic;inde karh bir §ekilde gtizel ve kolay bir c;aresi var." Soru: Nedir? Cevap: Emaneti hakiki sahibine satmak. .. i§te o satl§ta, be§ derece kar ic;inde kar vardir. Birinci Kar: Fani mal sonsuzluk kazamr. Cunku Kayyum ve Baki olan Zat-1 Zulcelal'e verilen ve O'nun yolunda sarf edilen §U gec;ici omur ebedile§ir, baki meyveler verir. 0 vakit omrtin dakikalan, adeta tohumlar, c;ekirdekler gibi gortinti§te yok olup c;urtise de beka aleminde saadet c;ic;ekleri ac;ar ve sumbullenir. Ve berzah aleminde parlak, ho§, sevimli hirer manzara haline gelir. ikinci Kar: Cennet gibi bir kar§ihk verilir. Ufiincii Kar: Her uzvun ve kabiliyetin k1ymeti, birden bine c;1kar. Mesela, akd bir alettir. Eger onu Cenab-1 Hakk'a satmay1p nefis hesabma c;ah§tlnrsan, oyle ugursuz, s1kmti veren ve insam rahatsiz eden bir alet olur ki, gec;mi§ zamanm hazin elemlerini ve gelecek zamanm korkutucu hallerini senin §U bic;are ba§ma ytikler. Ugursuz ve zararh bir alet seviyesine iner. i§te bunun ic;indir ki, Allah' a isyan eden bir insan, aklm verdigi s1kmtidan ve rahatsizhktan kurtulmak ic;in c;ogunlukla ya sarho§luga ya da eglenceye s@mr. Eger Hakiki Malik'ine satilsa ve O'nun hesabma c;ah§tlnlsa akil oyle tils1mh bir anahtar olur ki, §U kainattaki say1siz rahmet hazinesini ve hikmet definesini ac;ar. Boylece sahibini ebedi saadete hazirlayan Rabbani bir kdavuz derecesine c;1kar. Mesela, goz bir uzuvdur ki, ruh bu alemi o pencereden seyreder. Eger onu Cenab-1 Hakk' a satmay1p nefis hesabma c;ah§tlnrsan; gec;ici, devamsiz baz1 gtizellikleri, manzaralan seyrederek §ehvete ve nefsin heveslerine ars1z bir hizmetkar olur. Eger her §eyi goren Sani'ine satarsan, O'nun hesabma ve izni dairesinde kullamrsan o zaman goz, §U buyuk kainat kitabmm okuyucusu, §U alemdeki Rabbani sanat mucizelerinin bir seyircisi ve yerytizu bahc;esindeki rahmet c;ic;eklerinin mubarek bir ans1 mertebesine c;1kar.


ALnNc1 Soz

45

Mesela, dildeki tat alma duyusunu Fahr-1 Hakim'ine satmay1p nefis hesabma, miden ic:;in c:;ah§hnrsan, o vakit midenin ahmna ve fabrikasma bir kap1c1 seviyesine iner, k1ymeti dli§er. Eger Rezzak-1 Kerim'e satarsan, o tat alma hissi ilahl rahmet hazinelerinin mahir bir nezaretc:;isi ve Samed Yarahcmm kudret sofralarmm §ilkreden bir mufetti§i rutbesine yukselir. i§te ey ak1l, dikkat et! Ugursuz bir alet nerede, kainatm anahtan nerede? Ey g6z, guzel bak! Adi, ars1z bir adam nerede, kainat kitab1nm ilim sahibi bir seyircisi nerede? Ve ey di!, iyi tat! Bir kap1c1 ve bir fabrika yasakc;is1 nerede, Cenab-1 Hakk'm hususi rahmet hazinesinin nezaretc:;isi nerede? .. Bunlar gibi ba§ka aletleri ve uzuvlan da klyaslarsan, hakikaten muminin cennete lay1k ve kafirin cehenneme mustahak bir mahiyet kazand1g1m anlarsm. Onlarm 6yle bir k1ymet almalarmm sebebi, milminin imamyla Hahk'mm emanetini O'nun adma ve izni dairesinde kullanmas1; kafirin ise emanete h1yanet edip onu nefs-i emmare3 hesabma c:;ah§tirmas1d1r. Dordiincii Kar: insan zay1ftir, belalan c:;ok; fakirdir, ihtiyac1 pek fazla; acizdir, hayat yuku pek ag1r... Eger Kadir-i Zulcelal' e dayamp tevekkul etmezse, O'na guvenip teslim olmazsa vicdam daima azap ic:;inde kahr. Neticesiz zahmetler, elemler, uzuntuler onu bogar; ya sarho§ ya da canavar eder. Be§inci Kar: Zevk ve ke§if ehli, bu husuta s6z sahibi olan ve bizzat §ahitliklerine dayanan zatlar, butt.in 0 uzuv ve aletlerin ibadetinin, tesbihatmm ve o yuksek ucretlerin, en muhtac:; oldugun bir zamanda, sana cennet yemi§leri suretinde verileceginde ittifak etmi§lerdir. i§te bu be§ mertebe ic:;indeki karh ticareti yapmazsan, §U karlardan mahrum kalmanm yanmda, be§ derece zarar ic:;inde zarara dli§eceksin. Birinci Zarar: 0 kadar sevdigin ma! ve evlat, taparcasma bagland1gm nefsin ve heveslerin, tutkun oldugun genc:;lik ve hayat ziyan olup gidecek; gunahlanm, elemlerini boynuna yukleyip elinden c:;1kacaklar. ikinci Zarar: Emanete h1yanetin cezasm1 c:;ekeceksin. <:;:unku en klymetli aletleri en klymetsiz i§lerde kullamp nefsine zulmettin. Nefs-i emmare: insam daima kotilli.ige sevk eden nefis.


46

SOZLER

O~uncu Zarar: Biltun o k1ymetli maddi-manevl donamm1m hayvanhktan c.;ok a§ag1 bir seviyeye dii§iiriip ilahl hikmete iftira ve zulmettin. Dorduncu Zarar: Acizligin ve fakrm ile beraber,4 o pek agir hayat yiikiinii zay1f beline yilkleyip yok olu§ ve aynhk sillesi altmda daima feryat edeceksin. Be~inci Zarar: Sana ebedi hayatm esaslanm ve ahiret saadeti i<;in gerekli olan §eyleri elde etmen ic.;in verilen akil, kalb, goz ve di! gibi Rahman'm gilzel hediyelerini, cehennem kapilanm ac.;acak c.;irkin bir surete c.;evirmektir. 0 halde, §imdi bu emaneti satmaya bakacag12. Acaba o kadar agir bir §ey midir ki c.;oklan satmaktan ka<_;1yor? Hayir, asla! Hie; oyle ag1rhg1 yoktur. Zira helal dairesi geni§tir, keyfe kafi gelir. Harama girmeye hi<; luzum yoktur. 5 Allah'm farz kild1g1 §eyler ise hafif ve azd1r. Allah' a kul ve asker olmak oyle lezzetli bir §ereftir ki, tarif edilemez. Oyleyse bir asker gibi yalmz Allah namma ba§lamah, i§lemeli ve Allah hesabma vermeli, almah, O'nun izni ve kanunu dairesinde hareket etmeli, silkunet bulmah ... Kusur i§leyince de istigfar etmeli:

"Ya Rab! Kusurumuzu affet, bizi kendine kul kabul et, emanetini geri alma zamamna kadar bizi emanette em in k1l. A.min! .. " diyerek O'na yalvarmah.

4

Bkz. Fatir sO.resi, 35/15. "Allah1m, haramma kar§I helalinle bana kifayet et." anlammdaki dua ii;in bkz. Tirmizi', deavdt 110; Mi.isned, 1/153.


~u kainatm anla§ilmas1 zor bls1mm1 c;ozen 1..f-'11 r-)~j ~~ ~\ ifadelerinin insan ruhu ic;in saadet kap1sm1 ac;an ne kadar k1ymetli iki anahtar oldugunu; sabir ile Hahk'ma tevekkill edip s1gmmanm, §tiktir ile Rezzak'mdan talepte bulunmanm ve O'na duanm ne kadar faydah, panzehir gibi iki ilac; oldugunu; Kur'an'1 dinlemenin, onun htiktimlerine boyun egmenin, namaz kilmanm ve btiytik gtinahlan terk etmenin ebediyet yolculugunda ne kadar mtihim, degerli, parlak birer bilet, ahiret ic;in birer az1k ve kabir ic;in nur oldugunu anlamak istersen §U temsili hikayecige bak, dinle: Bir zamanlar bir asker, sava§ ve imtihan meydanmda, kar ve zarar deveranmda pek mtithi§ bir hale dti§er. ~oyle ki: Sag ve sol tarafmdan deh§etli, derin iki yara alm1§br. Arkasmda ctisseli bir aslan, sanki ona saldirmak ic;in firsat kollamaktad1r. Ve gozti ontinde btittin sevdiklerini as1p yok eden bir daragac1 kurulmu§, onu da beklemektedir. Bu haliyle uzun bir yolculuga c;1kacak, ba§ka bir diyara gonderilecektir. 0 bic;are asker, §U deh§etli halde timitsizce dti§tintirken sag tarafmda H1zir gibi hayir tavsiye eden, nurani bir zat belirir. Ona der ki: "Allah'a ve ahiret giiniine iman ettim." Allah'a ve ahiret giiniine iman ile ilgili ayetler i<;in bkz. Bakara sO.resi, 2/8, 62, 126, 177, 228, 232, 264; Al-i imran sO.resi, 3/114; Nisa sO.resi, 4/38, 39, 59, 136, 162; Maide sO.resi, 5/69; Tevbe sO.resi, 9/18, 19, 29, 44, 45, 99; NO.r sO.resi, 24/2; Miicadele sO.resi, 58/22; Talak sO.resi, 65/2.


48 SozLER

"Umitsiz olma! Sana iki tils1m 6gretecegim. Onlan guzelce degerlendirirsen o aslan sana itaat eden bir at olur. 0 daragac1 da keyif ve seyir i<;in ho§ bir salmcaga cloner. Hem sana iki ila<; verecegim. Onlan guzelce kullamrsan <;lirliyup fena koku yayan o iki derin yaran, Gul-u Muhammedi (aleyhissaldtii vesselam) denilen glizel kokulu iki latif <;i<;ek haline gelir. Hem sana bir bilet verecegim. Onunla, u<;ar gibi, bir senelik yolu bir gtinde gidersin. inanm1yorsan bunlan bir tecrube et ki, dogru olduklanm anlayasm." 0 asker hakikaten bir par<;a tecrubeyle dogru oldugunu tasdik eder. Evet, ben, yani §U bi<;are Said dahi bunu tasdik ederim. c;unku biraz tecrube ettim, pek dogru gordum. Sonra o asker birden, sol tarafmdan §eytan gibi hilekar, ayya§, aldatic1 bir adamm ziynetler, suslu suretler, g6steri§li fanteziler ve i<;kiler ile gelip kar§tsmda durdugunu g6rur. Adam ona: - Hey arkada§! Gel, beraber eglenip keyfedelim. ;>u guzel kadm suretlerine bakahm, §U ho§ §ark1lan dinleyelim, §U tatl1 yemekleri yiyelim, der ve sorar, gizlice okudugun o §ey de nedir? -Birhls1m. - Birak §U anla§ilmaz i§i. Hazir keyfimizi bozmayahm. Peki, ellerindeki §U §ey nedir? - Bir ila<;. -At §Unu. Saglamsm, neyin var? $imdi alk1§ zamamdir. Ya §Ube§ ni§anh kag1t? - Bir bilet. Bir tayin senedi. - Y1rt onlan! ;>u glizel bahar mevsiminde yolculuk bizim nemize gerek, der. Her bir hileyle askeri ikna etmeye <;ah§tr. Hatta bi<;are asker, ona biraz meyleder. Evet, insan aldamr. Ben de 6yle bir hilekara aldand1m. Sonra birden sag tarafmdan gok gurultusu gibi bir ses gelir, o askere §6yle der: "Sakm aldanma! Ve o hilekara de ki: Sende eger arkamdaki aslam oldurup 6numdeki daragacm1 kaldiracak, sag1mdaki ve solumdaki yaralan iyile§tirip yolculuguma son verecek bir <;are varsa, bulursan haydi goster, g6relim. Sonra, 'Gel keyfedelim' de.


YEDiNci Soz 49

Yoksa SUS hey sersem! Taki, HlZlr gibi semadan haber getiren bu zat diyecegini desin." i§te ey genc;liginde gulmO.§, §imdi guldugune aglayan nefsim! Bil ki, o bic;are asker sensin ve butun insanlard1r. 0 aslan, eceldir. 0 daragac1, 610.m, yokluk ve aynhkhr; gece-gunduz dongusunde her dost veda eder, kaybolur. 0 iki yaradan biri, insanm kendisine s1kmh veren smirs1z aczi, digeri elemli ve sonsuz faknd1r. 2 0 surgun ve yolculuk ise ruhlar aleminden, anne karnmdan, c;ocukluktan, ihtiyarhktan, dunyadan, kabirden, berzahtan, ha§irden ve s1rattan gec;ilen uzun bir imtihan seferidir. Ve o iki tils1m, Cenab-1 Hakk'a ve ahirete imandir. Evet, §U kutsi tils1m sayesinde 610.m, mumin insam dunya zindanmdan cennet bahc;elerine, Rahman'm huzuruna goturen emre amade bir at ve burak suretini ahr. Bunun ic;indir ki, 610.mun hakikatini goren kamil insanlar onu sevmi§, 610.m daha gelmeden olmek istemi§ler. 3 Hem yokluk, aynhk, alum ve aslmda bir daragac1 olan zaman, o iman tils1m1 ile Sani-i Zulcelal'in mucizelerinin taze taze, renk renk, c;e§it <;e§it nak1§lanm, kudretinin harikalanm, rahmetinin tecellilerini tam bir lezzetle seyretmek ic;in birer vas1ta haline gelir. Evet, gune§in l§tgmdaki renkleri gosteren aynalann yenilenmesi ve sinema perdelerinin degi§mesi, daha ho§, daha guzel manzaralar meydana getirir. Hikayedeki iki ilac;tan biri, sabir ve tevekklildur. Hahk'mm kudretine dayanmak, hikmetine guvenmektir. Oyle mi? Evet, 4 0_h:,? emrinin sahibi bir Cihan Sultam'na acz tezkeresiyle dayanan bir insanm ne korkusu olabilir? Zira o, en deh§etli musibet kar§Ismda 5 ~~\j ~~ ~µ ~ ~~ deyip kalb huzuru ile Rabb-i Rahim'ine guvenir. Allah'1 hakk1yla bilen, aczden, Allah korkusundan lezzet duyar. Evet, korkuda bir lezzet vard1r. Eger bir ya§mdaki c;ocugun akh olsa ve ona, "En tath halin nedir?" diye sorulsa, "Aczimi, zay1fhg1m1

5

Bkz. Fatir sO.resi, 35/15. Bkz. Yusuf sO.resi, 12/101. "(0, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' der, o da oluverir." (Bakara sO.resi, 2/117; Al-i imran sO.resi, 3/47, 59; En' am sO.resi, 6/73; Nahl sO.resi, 16/40; Meryem sO.resi, 19/35; Yasin sO.resi, 36/82; Mu'min sO.resi, 40/68) "(Sabirhlar o kimselerdir ki ba§larma musibet geldiginde,) 'Biz Allah'a aidiz ve vakti geldiginde elbette O'na donecegiz' (derler)." (Bakara sO.resi, 2/156)


50 SozLER

anlay1p annemin tath tokadmdan korkarak yine onun §efkatli sinesine s1gmd1g1m haldir." diyecektir. Halbuki bullin annelerin §efkatleri, Cenab-1 Hakk'm rahmet tecellilerinin ancak bir panlt1s1d1r. 6 Onun ic;in ks.mil insanlar, aczde ve Allah korkusunda 6yle bir lezzet bulmu§lar ki, kendi kuwetlerine hie; gi.ivenmeyip acz ile Allah'a s1gmm1§lar. Aczi ve korkuyu kendilerine §efaatc;i yapm1§lar. Diger ilac; ise §iikur ve kanaat, talep ve dua ile Rezzak-1 Rahim'in rahmetine guvenmektir. Oyle mi? Evet, biitun yeryuzunu bir nimet sofras1 yapan ve bahar mevsimini bir c;ic;ek destesi halinde o sofranm yanma koyan, ustune serpen sonsuz c6mertlik sahibi Kerim bir Zat'm misafirine, fakn ve ihtiyac;lan nasil elemli ve ag1r gelebilir? Onun fakn ve ihtiyac1, ho§ bir lezzete donii§O.r. T1pk1 ald1g1 lezzet gibi fakrmm da artmas1 ic;in c;ah§ir. 0 yuzden kamil insanlar, fakr ile 6vunmii§ler. 7 (Sakm yanh§ anlama! Bu, Allah' a kar§l faknm hissedip yalvarmak demektir. Yoksa onu halka g6sterip bir dilenci vaziyeti almak degildir.) Hikayedeki bilet ise ba§ta namaz olmak uzere farzlan yerine getirmek, buyuk gunahlan terk etmektir. Oyle mi? Evet, bu hususta s6z sahibi ve §ahitligine dayanan butun zatlann, zevk ve ke§f ehlinin ittifak1yla o uzun ve karanhk ebediyet yolculugunda yo! az1g1, t§lk ve burak; ancak Kur'an'm emirlerini yerine getirmek ve yasaklarmdan kac;mmak ile elde edilebilir. Yoksa ilim ve felsefe, sanat ve hikmet o yolda be§ para etmez. Onlarm I§tg1, kabir kap1sma kadard1r. 8 i§te ey tembel nefsim! Be§ vakit namaz1 kilmanm, yedi buyuk gunah1 terk etmenin zahmeti ne kadar az ve hafif! .. Neticesi, meyvesi ve faydas1 ne kadar c;ok, muhim ve buyuk! .. Akim varsa, bozulmami§sa Varhklarda bulunan ac1ma hissinin, Cenab-1 Hakk'm rahmetinin yuz mertebesinden sadece birinin, butun mah!O.kat arasmda taksim edilmi§ hali olduguna <lair bkz. Buhari, edeb 19; Muslim, tevbe 17, 20, 21; Tirmizi, deavdt 99; ibn Mace, zuhd 35; Darimi, rikak 69; Milsned 2/334, 434, 484, 514, 526, 3/55, 4/312, 5/439. Bkz. es-Sehavi, el-Makds1du'l-Hasene s. 745; Aliyyulkari, e/-Esrdru'l-Merfua s. 320; el-AclO.ni, Ke§fu'l-Hafa 2/113; ed-Deylemi, el-Musned 2/70, 71. Oluyu mezara kadar takip eden u<:; §eyden ailesi ve malmm geriye donup, sadece amelinin kendisiyle kalacagma <lair bkz. Buhari, rikak 42; Muslim, zuhd 5; Tirmizi, zuhd 46; Nesai, cendiz 52; Musned 3/110.


YEDiNci Soz

51

bunu anlarsm. Ve seni Allah'a isyana ve haram zevklere te§vik eden §eytana ve o aldattc1 adama dersin ki: "Eger 610.mu oldurup faniligi, yoklugu dunyadan, acz ile fakn insanhktan kaldmp kabir kap1sm1 kapatmanm c;:aresi varsa soyle, dinleyelim. Yoksa sus! .. Kainatm buyuk mescidinde Kur' an, kainatt okuyor! Onu dinleyelim. 0 nur ile nurlanahm, hidayetiyle amel edelim ve onu daiml vird edinelim. Evet, s6z odur ve ona derler. Hak olup, Hak'tan gelip Hak diyen ve hakikati g6steren, nuranl hikmeti ne§reden odur." 9

0l :11 , r.~t\ .J/ Li~ , ·;

~ 8 1; .. ~ ~~ti\

~Y;.

.r .J~ r--

Allah1m, kalbimizi iman ve Kur' an nuruyla nurlandir.


52

10

11

SozLER

"Allah1m, Sana kar§I faknm1zla bizi zengin kII; Senden istigna ile bizi fakir dii§ilrme." el-Bakdlani, i'cdzii'l-Kur'dn, s. 129. Aynca benzer ifadeler degi§ik dualarda da gec;mektedir: Ahmed b. Hanbel, ez-Ziihd 1/71; Ebu Nuaym, Hi/yetii'l-Evliyd 2/225; ibn Ebi As1m, ez-Ziihd 1/71, 315; el-Azimabadi, Avnii'l-Ma'bUd 4/283; elKurtubi, e/-Cdmi' Ii Ahkdmi'l-Kur'dn 16/28. "Allah1m! Biz kendi gilc; ve kuwetimizden s1ynhp Senin kuwetine ve kudretine s1gmd1k. Sen de bizi, Sana tevekkiil edenlerden eyle. [Bizi nefsimizle ba§ ba§a birakma*] Bizi h1fzmla koru. Bize ve erkek-kadm billlin milminlere rahmet et. Kulun, nebin, safiyyin, halilin, mulkilniln cemali, yarathgm sanath varhklann meliki ve sultam, inayetinin goz bebegi, hidayetinin gilne§i, delillerinin lisam, rahmetinin misali, mahlukatmm nuru, mevcudatmm §erefi, yaratt1gm say1s1z varhk ic;inde birliginin kandili, kainatmm hls1mmm ka§ifi, rubt'.lbiyet saltanatmm ilanc1s1, raz1 oldugun §eylerin tebligcisi, Senin gi.izel isimlerinin hazinelerinin tarif edicisi, kullannm rehberi, ayetlerinin tercilmam, rububiyetinin gi.izelliginin aynas1, Senin g6rilli.ip gosterilmene vesile olan habibin ve alemlere rahmet olarak gonderdigin resuliin olan Efendimiz Muhammed'e (sallal/ahu aleyhi ve sel/em), bi.itiln al ve ashabma, karde§leri olan nebi ve resullere, Sana yakm olan bi.iyi.ik meleklere ve salih kullanna salat ve selam et. Amin." ' "Bizi nefsimizle ba§ ba§a birakma." Bu ifade aynen ya da yakm ifadelerle, Peygamber Efendimiz'in (sal/al/ahu aleyhi ve sel/em) degi§ik zamanlarda yaphg1 veya tavsiye ettigi dualannda yer almaktadir: Ebu Davud, edeb 101; Miisned 1/412, 5/42, 191; el-Buhari, el-Edebii'l-Miifred s. 244; en-Nesai, es-Siinenii'l-Kiibrd 6/147, 167; en-Nesai, Amelii'l-Yevm ve'l-Leyle 1/381, 413; et-Tayalisi, el-Miisned 1/117; ibn Ebi ~eybe, el-Musannef 6/20; ibn Hibban, es-Sahih 3/250; et-Taberani, elMu'cemii'/-Kebir 5/119, 157, 9/186.


~jil ~jil ~I~ 2 ~i.:, '11 ~I ~ ~ JJI 01 p ~:11 ~d1 ~ ~I ~I Jiu\ i ; , , ~- ~ i ..}::"' ~ ..T ~ ~ ;>u dunyanm, insan ruhunun ve insanda dinin mahiyet ve k1ymetini; eger hak din olmazsa dunyanm bir zindan, dinsiz insanm da en taJihsiz varhk 0Jacagm1 gosteren ve §U aJemin bJs1mm1 c;ozen, insanm ruhunu karanhklardan kurtaran sozlerin ~\ 4' ve :»~\ ~~ ~~ :f oldugunu4 anlamak istersen §U temsill hikayecige bak, dinle: Bir zamanlar iki karde§ beraber uzun bir seyahate c;1karlar. Gide gide onlerinde yo! ikile§ir. 0 yo! aynmmda ciddi bir adam goriirler. Ona, "Hangi yo! iyidir?" diye sorarlar. Adam da, "Sag yolda kanuna ve diizene uyma mecburiyeti var. Fakat o kulfet ic;inde bir emniyet ve saadet bulunur. Sol yolda ise goriinil§te bir serbestlik ve hiirriyet, fakat o serbestlik ic;inde bir tehlike ve her tiirlii s1kmb var. ;>imdi sec;me hakki sizde." diye cevap verir. Bunu dinledikten sonra giizel huylu karde§ 5~\ ~j deyip sag

Js.

3 4

"Allah o ilahttr ki, kendisinden ba~ka ilah yoktur. Hayy (her zaman var olan, diri olan, ezeli' ve ebedi' hayat sahibi) O'dur, Kayy(lm (Kendi zati ile var olup, zeval bulmayan ve her §eyi varhkta tutup onlan yoneten) O'dur." (Bakara suresi, 2/255; AI-i imran suresi, 3/2) "Allah katmda hak din, islam'dir." (Af-i imran suresi, 3/19) "Allah'tan ba§ka ilah yoktur." (Saffat suresi, 37/35; Muhammed suresi, 47/19) Bkz. A'la suresi, 87/14-19. "Allah' a tevekkiil ettim. (Allah kerim .. !)" (Hud suresi, 11/56) Benzer ayet-i kerimeler ic;in bkz. Tevbe suresi, 9/129; Yunus suresi, 10/71; Hud suresi, 11/88...


54

SOZLER

yola gider, kanuna ve diizene uymay1 kabul eder. Ahlaks1z ve serseri olan digeri ise sirf serbestlik ic;in sol yolu sec;er. $imdi, goriirn1§te hafif, manen agir bir vaziyette giden bu adam1 hayalen takip ediyoruz: i§te bu adam, dereler tepeler a§IP gide gide 1ss1z bir ovaya vard1. Birden miithi§ bir ses i§itti. Deh§etli bir aslanm me§elikten c;1k1p kendisine hiicum ettigini goriince kac;h. Soma altm1§ ar§m 6 derinliginde susuz bir kuyuya rastlad1 ve korkusundan ic;ine atlad1. Kuyunun yansma kadar dii§tiigii sirada elleri bir agaca yapI§h. Kuyunun duvarmda ye§ermi§ olan o agacm iki kokii vard1. Biri beyaz biri siyah iki fare o koklere musallat olmu§, onlan kemiriyordu. Adam yukanya bakh, gbrdii ki, aslan bir nobetc;i gibi kuyunun ba§mda duruyor. A§ag1ya bakh, gbrdii ki, deh§etli bir ejderha bekliyor. Agz1, kuyu agz1 gibi geni§ olan o ejderha ba§mI kaldirm1§, adamm otuz ar§m yukandaki ayagma yakla§mI§h. Soma adam kuyunun duvanna bakh, gbrdii ki etrafm11s1nc1, zararh bocekler sarmI§. Agacm ba§ma bakmca onun bir incir agac1 oldugunu fark etti. Fakat ah§Ilmad1k bir §ekilde, o agacm dallannda cevizden nara kadar pek c;ok c;e§it meyve vard1. i§te §U adam, anlay1§s1zhgmdan ve akils1zhgmdan, bunun basit bir i§ olmad1gm1 fark edemedi. Bu tuhaf hadiselerin arkasmda garip sirlarm ve pek buyiik bir i§leyicinin var oldugunu kavrayamad1; oysa bu i§ler tesadiifi olamaz. Kalbi, ruhu ve akh §U elemli vaziyetten ic;ten ic;e feryat ettigi halde, nefs-i emmaresi, 7 giiya bir §ey yokmu§ gibi bilmezden gelerek ruhunun ve kalbinin aglamasma kulagm1 hkay1p kendini aldatt1, adam sanki bir bahc;edeymi§c;esine o agacm meyvelerini yemeye ba§lad1. Halbuki o meyvelerin bir k1sm1 zehirli ve zararhyd1. Bir kutsi hadiste Cenab-1 Hak 8 J. l.5~ j; ~ ci yani "Kulum beni nas1l tamrsa ona oyle muamele ed~i~." buyurmu§. i§te bu talihsiz adam, su-i zanm ve akils1zhg1 yiiziinden §ahit oldugu hadiseleri basit ve hakikat zannetti. Oyle de muamele gordii, goriiyor 68 santimetrelik uzunluk olc;i.isi.i. Nefs-i emmare: insam daima koti.ili.ige sevk eden nefis. Buhari, tevhid 15, 35; Muslim, zikir 2, 19, tevbe l; Tirmizi, zilhd 51, deavdt 131; ibn Mace, edeb 58; Darimi, rikak 22; Milsned 2/251, 315, 391, 413, 445, 482, 516, 517, 524, 534, 3/210, 277, 491, 4/106.


SEKiziNci Soz

55

ve gorecek! Ne olilp kurtuluyor ne de ya§iyor, 9 boylece azap c;ekiyor. Biz de §U ugursuzu azap ic;inde b1rak1p oteki karde§in haline bakacag1z: i§te sag yolda giden §U milbarek, akilh adam, karde§i gibi s1kmh c;ekmez. Gilzel ahlakh oldugundan gilzel §eyler dil§ilnilr, gilzel hulyalar kurar, it; huzuruna erer. Hem karde§i gibi zahmet ve zorluk c;ekmez. <;unkil dilzeni bilir, ona uyar, kolayhk gorilr. Asayi§ ve emniyet ic;inde serbestc;e dola§Ir. Sonra bir bahc;eye rast gelir. Bahc;ede hem gilzel c;ic;ek ve meyveler, hem de bak1lmamas1 gereken pis, haram §eyler vard1r. Karde§i de boyle bir yere girmi§ti; fakat pis §eylere dikkat edip onlarla me§gul olmu§, midesini bulandirmI§, hie; istirahat edemeden c;1k1p gitmi§ti. Bu adam ise "Her §eyin iyisine bak" kaidesince amel edip helal olmayan §eylere hie; bakmaz. iyi §eylerden faydalamr, gilzelce istirahat ederek bahc;eden 9k1p gider. Sonra o da karde§i gibi buyilk bir ovaya vanr. Birden, hucum eden bir aslamn sesini i§itir ve korkar, fakat karde§i kadar degil. <;unkil hilsn-il zanmyla, gilzel dil§ilnerek, "$u ovaya hilkmeden biri var ve bu aslan onun emri altmda bir hizmetkar olabilir." deyip teselli bulur. Fakat yine de kac;ar ve altmI§ ar§m derinligindeki susuz bir kuyuya rast gelir, ic;ine atlar. Karde§i gibi kuyunun ortasmda bir agaca tutunup havada as1h kahr. Bakar ki, iki hayvan, o agacm iki kokilnil kemiriyor. Yukanya bakar bir aslan, a§ag1ya bakar bir ejderha ... T1pk1 karde§i gibi garip bir vaziyet g6rilr. Deh§ete dil§er. Fakat onunki, karde§inin deh§etinden bin derece hafiftir. <;unkii gilzel ahlak1, ona gilzel fikirler vermi§, gilzel dil§ilnmek de her §eyin giizel tarafm1 gostermi§tir. i§te bu yiizden, "Bu garip i§ler, birbiriyle alakahdir. Hepsi bir emirle olmu§ gibi g6rilnilyor. Oyleyse bunda bir hls1m var. Evet, bu i§ler, gizli bir hukilmdarm emriyle donilyor. Oyleyse ben yalmz degilim, o gizli hiikiimdar bana bak1yor, beni tecriibe ediyor ve bir maksat ic;in bir yere sevk ve davet ediyor." diye dil§ilnilr. $u tath korkudan ve gilzel fikirden §6yle bir merak dogar: Acaba beni tecrilbe edip kendini bana tamtmak isteyen ve bu hayret verici yolla beni bir maksada sevk eden kimdir? Sonra, onu tamma merakmdan hls1m sahibine kar§t bir muhabbet 9

A'la suresi, 87/13.


56 SozLER

ortaya c;1kar ve bu muhabbetten, o hls1m1 c;6zme arzusu uyarnr. 0 arzudan da hls1m sahibini raz1 edecek ve onun ho§una gidecek guzel bir vaziyet alma iradesi dogar. Soma adam agacm ba§ma bakar, onun bir incir agac1 oldugunu gorur. Fakat dallannda binlerce agacm meyvesi vard1r. 0 vakit korkusu tamamen gider. Kesinlikle anlar ki, bu incir agac1 bir liste, bir fihrist, bir sergidir. "O gizli hukumdar, bag ve bahc;elerindeki meyvelerin numunelerini, bir hls1m ve bir mucizeyle o agaca takm1§ ve o agac1, misafirlerine haz1rlad1g1 yiyeceklere birer i§aret suretinde suslemi§ olmah. Yoksa bir tek agac;, binlerce agacm meyvelerini veremez." diye dli§linur. Soma dua etmeye ba§lar. Tils1mm anahtan ona ilham edilsin diye §6yle seslenir: "Ey bu yerlerin hakimi! Bahtma di.i§ti.im. Sana s1gm1yorum, sen in hizmetkanmm, nzam istiyorum ve seni anyorum." Bu yakan§tan soma birden kuyunun duvan yanhr, §ahane, nezih ve guzel bir bahc;eye kap1 ac;1hr. Ejderhanm agz1 o kap1ya donli§lir ve aslan ile ejderha, iki hizmetkar suretini alarak onu ic;eri davet eder. Hatta aslan, adamm emrine amade bir at §ekline girer. i§te ey tembel nefsim ve ey hayali arkada§1m! Geliniz, bu iki karde§in vaziyetlerini kar§ila§hrahm. Boylece, iyilik nasil iyilik10 ve fenahk nasil fenahk getirir; gorelim, bilelim. Bakm1z, sol yolun talihsiz yolcusu, her an ejderhanm agzma girecekmi§ gibi titriyor. Sag yolun bahtiyar yolcusu ise meyveli ve goz ahc1 bir bahc;eye davet ediliyor. 0 talihsiz yolcunun kalbi, elemli bir deh§ette ve buyuk bir korku i<:;inde pari:;alarnrken, §U bahtiyar yolcu leziz bir ibret, tath bir korku, sevimli bir marifet i<:;inde hayret verici §eyleri seyrediyor. 0 talihsiz, yabanc1hk, umitsizlik ve kimsesizlik i<:;inde azap i:;ekerken; §U bahtiyar, dostluk, limit ve i§tiyak ic;inde halinden lezzet duyuyor. Hem o talihsiz, kendini vah§i canavarlarm hucumuna ugrayan bir mahpus gibi goruyor. Bahtiyar yolcu ise aziz bir misafiri oldugu, kendisini agirlayan Kerim Zat'm hayret verici hizmetkarlanyla dostc;a egleniyor. Talihsiz yolcu, gorunli§te lezzetli, manen zehirli yemi§leri yiyerek azabm1 i:;abukla§hnyor. Oysa o meyveler, birer numunedir. As1/lanna talip ve mi.i§teri olunmas1 ifin tatmaya izin veri/mi§tir; fakat hayvan gibi yutmaya izin yoktur. 0 bahtiyar yolcu meyveleri tadar, i§i anlar. Yemeyi 10

Buhari, cihad 27; Muslim, zekat 123.


SEKiziNci Soz

57

erteleyip beklemekten lezzet ahr. Talihsiz yolcu ise kendi kendine zulmetmi§, gunduz gibi guzel bir hakikati ve parlak bir vaziyeti basiretsizligiyle kendisi ic;in karanhk bir vehim, bir cehennem haline getirmi§tir. Ne §efkati hak eder ne de kimseden §ikayet etmeye hakkt vardtr. Nasti ki, bir adam yaz mevsiminde, guzel bir bahc;ede, dostlannm arasmda, ho§ bir ziyafetteki keyifle yetinmez, pis ic;kilerle sarho§ olup kendisini kt§ ortasmda, canavarlar ic;inde ac; ve c;1plak hayal ederek bagirmaya, aglamaya ba§lar ve dostlanm canavar gibi gorup a§ag1larsa, §efkate lay1k degildir ve kendi kendine zulmetmi§ olur. i§te bu talihsiz yolcu da aynen oyledir. Bahtiyar yolcu ise hakikati g6rur. Hakikat guzeldir; o yolcu, bu guzelligi anlay1p hakikat sahibinin kemaline hurmet eder, rahmetine lay1k olur. i§te, Kur'an'm "Fena/zgz kendinden, iyiligi Allah'tan bi/." 11 §eklindeki hukmunun s1m ortaya c:;1k1yor. Daha bunlar gibi pek c;ok fark1 k1yaslarsan anlayacaksm ki: ilk yolcunun nefs-i emmaresi, ona manevl bir cehennem haz1rlam1§hr. 6tekinin iyi niyeti, temiz ahlak1 ve guzel dii§linceleri ise onu buyuk bir ihsana ve saadete, parlak bir fazilete ve berekete kavu§turmu§tur. Ey nefsim ve ey nefsimle beraber bu hikayeyi dinleyen insan! Eger talihsiz degil, bahtiyar yo/cu olmak istersen Kur'an'z dinle ve emirlerine itaat et, ona yapl§ ve hukumleriyle amel et! ;>u hikayedeki hakikatleri anlad1ysan dinin, dunyanm, insanm ve imanm hakikatlerini onda gorebilirsin. Muhim olanlan ben soyleyecegim, daha incelerini kendin bu!. .. i§te bak! 0 iki karde§ten biri muminin ruhu ve salih bir insanm kalbi, digeri kafirin ruhu ve bozulmu§ kalbidir. 0 iki yoldan saga giden, Kur' an ve iman yolu, soldaki ise isyan ve kufUr yoludur. Ve o yoldaki bahc;e, insanhgm ve medeniyetin gec;ici toplum hayatldir ki, orada iyi ve kbtii, temiz ve pis §eyler, haytr ve §er beraber ~ Ll }.;;.. kaidesince amel bulunur. Ak1lh insan odur ki, 125..;5 Ll

e

11 12

Bkz. Nisa sO.resi, 4/79. "Duru ve saf olam al, kan§1k ve bulamk olam birak." Bkz. ibn Dureyd, el-i§tikc'lk, s. 146; ez-Zemah§eri, Esc'lsu'l-Belc'lga, s. 703; ez-Zemah§eri, el-Mustaksa, 2172; ezZebidi, Tacu'/-Arus, 14/22 (k-d-r maddesi). Aynca yakm anlamlar ic;in bkz. A'raf sO.resi, 7/145; er-RO.yani, e/-Musned 2/235; el-Beyhaki, es-Si.ineni.i'l-Ki.ibra 8/165; el-Gazali, ihyc'lu Ulumi'd-Dfn 2/185.


58

StiZLER

eder, kalb huzuruna ve kurtulu§a erer. 0 ova, §U yeryilzi.idi.ir. 0 aslan, oli.im ve eceldir. 0 kuyu, insan bedeni ve zamandtr. 0 altmt§ ar§m derinlik ise ortalama omi.ir olan altm1§ seneye i§arettir.13 0 aga<;; da insanm bi.iti.in omri.i ve hayatidir. Siyah ve beyaz olan iki hayvan, gece ve gi.indi.izdi.ir. 0 ejderha, agz1 kabir olan berzah yolu ve ahiret kap1s1d1r. Fakat o ag1z, milmin i<;;in bir zindandan bir bah<;;eye giri§tir. 14 0 zararh bocekler ise di.inyevi musibetlerdir; fakat milmin i<;;in gaflet uykusuna dalmaya engel olan tath birer ilahi ikaz ve Rahmani iltifat hi.ikmi.indedir. 0 aga<;;taki yemi§ler, di.inya nimetleridir ki, Cenab-1 Kerim-i Mutlak onlan ahiret nimetlerinin bir listesi ve kullanm cennet meyvelerine davet eden, onlann benzeri, onlan hahrlatan birer numune yapmt§hr. 15

0 agacm ba§ka ba§ka meyveler vermesi ise Samed Yarahcmm kudretinin damgasma, rububiyetinin mi.ihri.ine ve uluhiyet saltanahnm imzasma i§arettir. <;unki.i "bir tek §eyden her §eyi yapmak", yani aym topraktan bi.itiln bitkileri ve meyveleri, aym sudan bi.itiln hayvanlan yaratmak, 16 basit bir yemekten has bir bedeni var etmek; bununla beraber "her §eyi bir tek §ey yapmak", yani canhlann yedigi <;;e§it <;;e§it yemeklerden o canhya has bir beden yaratmak, bir ten ve cilt dokumak gibi sanatlar, Ehad ve Samed olan Ezel ve Ebed Sultam'nm hususi damgas1, kendine has mi.ihri.i, taklit edilemez imzas1d1r. Evet, bir §eyi her §ey ve her §eyi bir §ey yapmak, her §eyin Yarahc1sma, gi.icil her §eye yeten Kadir Zat' a has bir ni§an ve alamettir. Ve o ttls1m, iman nuru ile <;;6zi.ilen yarahh§ hikmetinin s1rnd1r. 13

14 15 16

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), ummetinin omrunun "60 ile 70 sene aras1" oldugunu belirtmi§tir. Bkz. Tirmizi, zi.ihd 23, deavdt 101; ibn Mace, zi.ihd 27; Ebu Ya'la, e/-Mi.isned 5/283, 10/390, 12/11; ibn Hibban, es-Sahfh 7/246; etTaberani, e/-Mu'cemi.i'l-Evsat 6/85. Bkz. Buhari, cendiz 68, 87; Muslim, cennet 70; Tirmizi, cendiz 70; Nesai, cendiz 110; Mi.isned 3/3, 4/287. Bkz. Bakara sO.resi, 2/25. Bkz. Enbiya sO.resi, 21/30.


SEKiziNci Soz

59

0 anahtarlar ise 17 f qci1 jJ. ~~ J~ ~\ ve 1s-'.1\ ~~ J~ '1 ~\~cum­ leleridir. 0 ejderha agzmm bir bahc;e kap1sma donli§mesi, kabrin dalalet ehli ile zulum ve kufUrde ileri gidenler ic;in yalmzhk ve unutulu§ ic;inde zindan gibi s1kmtth, ejderha karm gibi dar bir mezara ac;1lan bir kap1; Kur' an ve iman ehli ic;in ise dunya zindamndan beka bostanma, imtihan meydanmdan cennet bahc;elerine ve hayat zahmetinden rahmet-i Rahman'a ac;ilan bir kapt olduguna i§arettir. 19 0 vah§i aslanm uysal bir hizmetkara donli§mesi ve emre amade bir at olmas1 ise §Unu gosterir: Olum, dalalet yolundakiler ic;in butun sevdiklerinden elemli ve ebedi bir aynhk, kendi yalanc1 cennetleri olan dunyadan c;1kanlma ve kovulma, vah§et ve yalmzhk ic;inde mezar zindanma attlma ve hapistir. Hidayet ve Kur'an ehli ic;in ise alum, oteki aleme gitmi§ eski dostlanna ve sevdiklerine kavu§ma vesilesidir. Hem hakiki vatanlanna ve ebedi saadet makamlanna girmeye vas1ta, hem de dunya zindanmdan cennet bahc;elerine bir davettir. Rahman-1 Rahim' in lutuf ve comertliginden, hizmetine kar§thk ucret alma vaktidir. Hem hayat vazifesinin zorluklanndan bir terhis, hem de kulluk ve imtihan talim ve talimatmdan paydostur. Sozi.in Ozi.i: Her kim fani hayatt esas maksat yaparsa, gorunu§te bir cennet ic;inde olsa da manen cehennemdedir. Kim de baki hayata ciddi bir §ekilde yonelirse, iki cihan saadetine eri§ir. Dunya hayatt ne kadar fena ve s1kmtth da olsa, onu cennetin bekleme salonu sayd1g1 ic;in ho§ gorur, tahammul eder, sabir ic;inde §likreder. 20

pi

17

18 19

20

-J

"Allah o ilahhr ki kendisinden ba§ka ilah yoktur. Hayy (Her zaman var olan, diri olan, ezell ve ebedi hayat sahibi olan) O'dur, Kayyum (Kendi zah ile var olup, zeval bulmayan ve her §eyi varhkta tutup onlan y6neten) O'dur." (Bakara suresi, 2/255; Al-i imran suresi, 3/2) Ey Kendisinden ba§ka ilah olmayan Allah1m! Kabrin, milmin ve kafir ic;;in iki farkh y6nil olduguna dair bkz. Tirmizi, k1yilmet 26; Darimi, rikak 94; Musned 3/38. Ayrn konu ic;;in aynca bkz. Ahmed b. Hanbel, elVera' 1/203; Abdurrezzak, e/-Musannef 3/443; ibn Eb! $eybe, e/-Musannef 7/165; et-Taberani, e/-Mu'cemu'l-Evsat 8/273. Sab1r ic;;inde §ilkretmek tabiri ile ilgili bkz. ibrahim suresi, 14/5; Lokman suresi, 31/31; Sebe suresi, 34/19; $lira suresi, 42/33.


60

21

SOZLER

Allah1m! Bizi saadet, selamet, Kur'an ve iman ehlinden eyle, amin. Allah1m, Efendimiz Muhammed'e (sallallahu aleyhi ve sellem), filine ve ashabma, indiriliยงinden zamanm sonuna kadar Kur'an okuyan her bir okuyucunun okudugu her bir kelimenin, Rahman'm izniyle hava dalgalannm aynalannda temessUI eden bi.itiin harfleri adedince salat ve selam et. Ve bunlar adedince bize, anne ve babam12a, erkek ve kadm bi.itiin mi.iminlere rahmetinle merhamet et, ey Erhami.irrahimin (merhametlilerin en merhametlisi). Amin. Alemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun.


.::.k, ~11 , .r-'

, '~ l.r.:>: " 3, 0~ , '~ l.r.:>: " ,~\ '-:!:. ~\ tl,3 0~ 1[.i,.L~,

'\~·c.,

·

0

3~l.r.:>;3.,3c...r;'.J

0~ .

\J1,3

Ey arkada§! Bana, namazm belirli be§ vakte2 tahsis edilmesinin hikmetini soruyorsun. Pek c;;ok hikmetinden yalrnz birine i§aret edecegiz. Evet, her namazm vakti, muhim bir degi§imin ba§I, buyuk bir ilahi tasarrufun ve o tasarruf ic;;inde her §eyi ku§atan ilahi ihsanlann birer aynas1dir. Bu yuzden, Kadir-i Zulcelal'i o vakitlerde daha c;;ok tesbih etmek, O'nun buyuklugunu dile getirmek ve hadsiz nimetlerinden iki vakit arasmda toplanm1§ olanlara kar§I §li.kur ve hamd demek olan namaz 0 vakitlerde emredilmi§tir. $u ince ve derin manay1 bir parc;;a anlamak ic;;in be§ "nukte"yi nefsimle beraber dinlemek laz1m ... "Haydi, siz ak§ama girerken, sabaha c;ikarken Allah'1 takdis ve tenzih edin, namaz kilm. Goklerde ve yerde hamd, giizel ovgii O'na mahsustur. ikindi vaktinde de, ogleye girerken de O'nu takdis ve tenzih edin, namaz kilm." (Rum suresi, 30/1718). Burada serlevha yap1lan bu iki ayetin, be§ vakit namaza i§aret ettigine <lair bkz. Abdurrezzak, e/-Musannef 1/454; Abdurrezzak, Tefsiru's-San'dni 3/103; etTaberi, Cdmi'u'/-Beydn 21/29; et-Taberani, e/-Mu'cemu'l-Kebir 10/247; el-Hakim, el-Mustedrek 2/445; el-Beyhaki, es-Sunenu'/-Kubrd 1/359. Namazm be§ vakit olarak farz kilmd1gma <lair bkz. Buhari, zekdt l, 41, 64, megdzf 60, tevhid l; Muslim, fmdn 8, 29, 31, 259, mesdcid 166; Tirmizi, zekdt 2, 6; Ebu Davud, saldt l, 9, vitr 2, zekdt 5; Nesai, sa/at 1, 4, 6, szydm 1, fmdn 23, zekdt l, 46; ibn Mace, ikdmeta's-saldt 194, zekdt l; Darimi, tahdret l, ezan 208, zekdt l; Muvatta, sefer 94; Musned 1/233.


62

SOZLER

BiRiNCi NUKTE Namazm manas1, Cenab-1 Hakk'1 tesbih etmek, O'nun yiiceligini ilan ve O'na §iikretmektir. Yani, celaline kar§l sozle ve fiilen "Siibhanallah" deyip O'nu takdis etmek. .. Kemaline kar§l sozle ve amelle "Allahu Ekber" deyip yiiceligini ilan etmek. .. Cemaline kar§l da kalb, di! ve bedenle "Elhamdiilillah" deyip §iikretmektir. Demek ki, tesbih, tekbir ve hamd, namazm <;ekirdekleri hiikmiindedir. 0 yiizden bu ii<; §ey, namazm biitiin hareket ve zikirlerinde bulunur. Bu sebeple de namazdan sonra onun manasm1 kuwetlendirmek i<;in §U miibarek kelimeler, otuz ii<;er defa tekrar edilir. 3 Namazm manas1, i§te §U ozJii ifadeJerJe per<;inJenir.

iKiNCi NUKTE ibadetin manas1, kulun Cenab-1 Hakk'm huzurunda kendi kusurunu, aczini ve faknm goriip O'nun kusursuz rububiyetinin, kudretinin ve rahmetinin oniinde hayret ve muhabbetle secde etmesidir. Yani rububiyetin saltanab, nasil kullugu ve itaati isterse, onun kutsiyeti ve pakhg1 da kulun kendi kusurunu goriip istigfar ile Rabbinin biitiin noksanhklardan uzak, dalalet ehlinin bah! fikirlerinden miinezzeh ve yiice, kainatm biitiin kusurlanndan mukaddes ve annml§ oldugunu "Siibhanallah" tesbihi ile ilan etmesini ister. Hem rububiyetin kusursuz kudreti, kulun kendi zayifhgm1 ve biitiin yaratilm1§larm aczini gorerek, Samed Yarabcmm kudretinden tecelli eden eserlerdeki ihti§am kar§1smda hayranhk ve hayret i<;inde "Allahu Ekber" deyip tevazu ile riikua gitmesini, O'na s1gmmasm1 ve tevekkiil etmesini ister. Rububiyetin sonsuz rahmet hazinesi ise kulun kendi ihtiyac1 ile biitiin yaratilm1§larm faknm, ihtiya<;lanm talep ve dua lisamyla bildirmesini, Rabbinin ihsan ve nimetlerini "Elhamdiilillah" diyerek §iikiir ve sena ile ilan etmesini ister. Demek, namazm fiilleri ve sozleri, bu manalan i<;eriyor ve namaz i§te bunlar i<;in Allah tarafmdan emir buyrulmu§tur. Bkz. Muslim, mesacid 144, 146; Tirmizi, deavat 25; Nesai, sehv 92; ibn Mace, ikametii's-salat 32.


DoKuzuNcu Soz 63

O<;ONCU NUKTE Nasti ki insan, §U buyuk alemin kuc;ultulmil§ bir misali ve Fatiha sO.resi, §U §am yuce Kur'an'm nurlu bir timsali ise namaz da butun ibadetleri ic;ine alan nuranl bir fihrist ve butun varhklann kendilerine has renk renk, turlu turlu ibadetlerine i§aret eden kutsl bir haritad1r.

DORDUNCU NUKTE Nasti ki, bir saatin saniye, dakika, saat ve gunlerini sayan miller birbirine bakar, birbirine benzer ve birbirinin hukmunu ahr. Aynen oyle de, Cenab-1 Hakk'm koca bir saati olan §U dunyamn saniyeleri hukmundeki gece ile gunduz, dakikalan sayan seneler, saatleri sayan insan omrunun tabakalan ve gunleri sayan kainatm omrunun devirleri birbirine bakar ve birbirini hahrlahr. Mesela sabah vakti, gune§in dogu§una kadar, ilkbahar zamanma, insanm anne karnma dil§tligu anlara ve gokler ile yerin alh gun suren yarahh§mm birinci gunune benzer. 0 zamanlardaki ilahl icraah akla getirir. Ogle vakti, yaz mevsiminin ortasma, genc;ligin zirvesine ve dunyanm omru ic;inde insanm yarahld1g1 devre benzer ve i§aret eder. Onlardaki rahmet tecellilerini ve nimetin bereketini hahrlahr. ikindi vakti, guz mevsimine, ihtiyarhk c;agma, Ahirzaman Peygamberi'nin (aleyhissa/oW vesse/am) saadet asnna benzer. 0 zamanlardaki ilahl tecellileri ve Rahmani nimetleri akla getirir. Ak~am vakti, guz mevsiminin sonunda pek c;ok canlmm goc;up gitmesini, insanm vefatm1, dunyanm k1yamet esnasmda harap olu§Unu akla getirerek Cenab-1 Hakk'm celalinin tecellilerini gosterir ve insam gaflet uykusundan uyandmr, ikaz eder. Yatsi vakti, karanhgm, siyah kefeni ile gunduzun butun izlerini ortmesini; hem kt§ln, beyaz kefeniyle olmli§ yeryuzunu kaplamasm1; hem vefat etmi§ insandan geriye kalan eserlerin de yok olup unutulu§ perdesi altma girmesini; hem de imtihan yeri olan bu dunyanm tamamen kapanacagm1 hahrlatarak Kahhar-1 Zulcelal'in ha§metli tasarruflanm ilan eder.


64

SOZLER

Gece vakti ise hem k1§1, hem kabri, hem berzah alemini akla ge-

tirerek insan ruhunun rahmet-i Rahman' a ne kadar muhtac:; oldugunu hatirlahr. Ve gece teheccud namazmm, 4 kabir gecesinde ve berzah karanhgmda ne kadar ltizumlu bir l§lk oldugunu gosterir, insam ikaz eder. Btittin bu degi§imler ic:;inde nimetlerin ast! sahibi Cenab-1 Hakk'm sonsuz nimetlerini hatirlatip O'nun hamd ve senaya ne derece lay1k oldugunu bildirir. ikinci sabah ise ha§ir sabahm1 hatirlatir. Evet, §U gecenin sabah1 ve §U ki§m bahan ne kadar akla uygun, gerekli ve kesinse, ha§ir sabah1 ve berzahm bahan da o kesinliktedir. Bu vakitlerin her biri, mtihim bir inkt!abm ba§t oldugu ve btiytik degi§imleri hat1rlatt1g1 gibi, 5 Samed olan Cenab-1 Hakk'm kudretinin her gun gortilen btiytik icraatlarmm i§aretiyle, senelik, asirhk ve bin senelik kudret mucizelerini ve rahmet hediyelerini de hattrlattr. Demek ki, as1! yarabh§ vazifesi, kullugun esas1 ve kati bir bore:; olan farz namaz, §U vakitlere lay1kttr ve daha c:;ok yaki§tr.

BE~iNCi NUKTE insan, yarahh§t itiban ile gayet zay1ftir. 6 Halbuki her §ey ona ili§ir, tesir eder ve onu tizer. Hem insan gayet acizdir. Halbuki belalan ve dti§mam pek c:;oktur. Hem gayet fakirdir. Oysa ihtiyac:;lan c:;ok fazladir. Hem tembel ve kuvvetsizdir. Halbuki hayatm ytiktimltiltikleri gayet agirdir. insan olU§U, onu kainatla alakadar etmi§tir. Oysa sevdigi, dostluk kurdugu §eylerin yak olup gitmesi ve onlardan aynhk, insam stirekli incitir. Akh ona ytiksek maksatlar ve baki meyveler gosterir; fakat eli k1sa, omrti az, iktidan ve sabn sm1rhd1r. i§te bu vaziyetteki bir ruhun, sabah vaktinde bir Kadir-i Ztilcelal'in, 4

Karanhkta namaza yonelenlerin tam bir nura kavu§acaklanna <lair bkz. Tirmizi, mevakftu's-salat 51; Ebu Davud, salat 49; ibn Mace, mesacid 14. Mesela Peygamber Efendimiz (sal/al/ahu aleyhi ve se/lem), Tevrat ehlinin Tevrat'la giln ortasma kadar, Hiristiyanlann da incil'le ikindi vaktine kadar amel ettiklerini belirtmi§, onceki ummetlere nazaran kendi ummetinin omrunu de ikindi vakti ile gilne§in batmas1 arasmdaki muddete benzetmi§tir: Buhari, mevakftii's-salat 17, enbiya 50, fezailu'/-Kur'an 17, tevhid 31, 47; Tirmizi, edeb 82; Musned 2/121, 124, 129. Bkz. "insan hilkat<:;e zayif yaratilm1§tlr." (Nisa suresi, 4/28)


DoKuzuNcu Soz 65

bir Rah!m-i Zulcemal'in dergahma namaz ve dua ile mi.i.racaat edip halini bildirmesinin, yard1m ve medet istemesinin ne kadar gerekli ve onundeki gunduz aleminde ba§ma gelecek, omzuna yi.i.klenecek i§lere, vazifelere tahammi.i.l ic:;in ne kadar li.i.zumlu bir dayanak noktas1 oldugu a9kc:;a anla§thr. Ogle vakti ki, gi.i.ne§in en tepeye c:;1k1p gi.i.nun ak§ama meyletmeye ba§lad1g1, insanm gunluk i§lerin yogunlugundan ve me§guliyetlerinden bunald1g1 gec:;ici bir istirahat zamamdir, insan ruhu fani di.i.nyanm gec:;ici ve agir i§lerinin verdigi gaflet ve sersemlikten teneffi.ise ihtiya<:; duyar ve ilah! nimetler gori.i.ni.i.r. Ruhun o bask1dan kurtulup, gafletten s1ynhp, manas1z ve fani §eylerden uzakla§IP Kayyum-u Baki'nin, nimetlerin as1l sahibi olan Cenab-1 Hakk'm dergahmda el baglamas1; buti.i.n nimetlerine §i.i.ki.i.r ve hamd edip O'ndan yard1m dilemesi; celali ve bi.i.yi.i.klugi.i. kar§tsmda rukO. ile aczini ortaya koymas1; claim! kemaline ve benzersiz cemaline kar§t secde edip hayretini, muhabbetini ve farkmda oldugu ki.i.c:;i.ikli.igi.ini.i ilan etmesi demek olan ogle namazm1 kilmanm, ne kadar gi.i.zel, ne kadar ho§, li.izumlu ve mi.inasip oldugunu anlamayan insan, insan degil. .. ikindi vakti ki, hazin gi.iz mevsimini, ihtiyarhgm mahzun halini ve elemli ahirzaman mevsimini hatirlatir. Hem gi.inli.ik i§lerin neticelendigi, hem o gun mazhar olunan saghk, selamet, hayirh hizmetler ve ba§ka ilahi nimetlerin bi.i.yi.i.k bir yekO.n te§kil ettigi, hem koca gi.ine§in batmaya meyletmesinin i§aretiyle insanm di.i.nyada bir misafir memur oldugunun, her §eyin gec:;iciliginin ve karars1zhgmm ilan edildigi zamandir. Ebediyeti isteyen, onun ic:;in yaratilan, ihsana kulluk eden ve aynltktan elem c:;eken insanm, abdest ahp §U vakitte ikindi namazm1 ktlmak ic:;in Kad!m-i Baki ve Kayyum-u Sermedl'nin dergahmda ic:;ini dokmesi, daimi ve sonsuz rahmetinin iltifatma s1gm1p O'nun hesaps1z nimetlerine kar§t §i.i.ki.ir ve hamd ile rubO.biyetinin izzeti kar§tsmda ki.i.c:;i.ikli.igi.i.ni.i.n idraki i<:;inde ri.ikO.a gitmesi, ebed! u!O.hiyetine kar§t kendi ki.ic:;i.ikli.igi.ini.i. bilerek secde etmesi ve hakiki bir teselli, bir ruh ferahhg1 bulup yi.i.ce huzurunda tam bir kulluk §UUru ic:;inde ikindi namazm1 k1lmas1 ne kadar yi.ice bir vazife, ne kadar munasip bir hizmettir, bir yarahh§ borcunu 6demek ve c:;ok ho§ bir saadet elde etmektir, insan olan anlar.


66 SozLER

Akfam vakti ise ki§m ba§lang1cmda yaz ve gilz alemindeki nazenin ve gilzel varhklarm hazin bir veda i<_;inde kaybolup gittigi zamam andmr; insanm vefabyla butiin sevdiklerinden elemli bir §ekilde aynhp kabre girecegi zamam habrlabr. Hem dunyanm sekerat7 zelzelesi i<_;inde olilmilyle, ilzerindeki her §eyin ba§ka alemlere g6<_;ecegini ve bu imtihan yerinin lambasmm s6ndur11lecegini hatirlahr; yok olup giden sevgililere taparcasma baglananlan §iddetle ikaz eder. i§te ak§am namaz1 i<_;in, boyle bir vakitte, yaradil1§1 geregi yilzilnil arzuyla bir Cemal-i Baki'ye donen, O'na ayna olan insan ruhu, §U bilyilk i§leri yapan ve bu koca alemleri <_;ekip <_;eviren, degi§tiren, varhg1nm ba§lang1c1 ve sonu bulunmayan Kadim ve Baki Zat'm yilce ar§ma yonelir. Bullin fanilerin ilstiinde "Allahu Ekber" diyerek onlardan elini <;ekip Mevla'ya hizmet i<_;in el baglar ve Daim-i Baki'nin huzurunda k1yam edip "Elhamdillillah" der. O'nun kusursuz kemaline, benzersiz cemaline, sonsuz rahmetine kar§I hamd ve sena edip il~lj ~ il~l 8 0: ~: <demekle, yard1mc1ya ihtiya<_; duymayan rubO.biyetin'e, ortaks1; ulO.hiyetine, vezirsiz saltanatma kar§I kullukta bulunur ve O'ndan yard1m diler. Hem nihayetsiz bilyilklilgu, smirsIZ kudreti ve kusursuz izzeti kar§1smda r11k0.a gidip butiin kainatla beraber zay1fhgm1 ve aczini, faknm ve kil<.;ilklugilnil ortaya koymakla 9C-~i1 ~.J 5~ diyerek Yuce Rabbini tesbih eder. Hem Zat'mm daimi gilzelligine, degi§mez, kutsi s1fatlarma, mutlak ebediligine kar§I secde edip hayret i<_;inde kendi kil<_;ilklilgunil bilmekle, Allah'tan ba§ka her §eyi terk edip muhabbetini, kullugunu ilan etmekle ve butiln fanilere bedel bir Cemil-i Baki, bir Rahim-i Sermedi bulup 10~\J1 ~.) 5~ demekle baki ve kusurdan milnezzeh Yilce Rabbini takdis eder. 8

10

Sekerat: Oliim am, can «eki§me. "(Haydi oyleyse deyiniz:) Yalrnz Sana ibadet eder, yalrnz Senden medet umanz." (Fatiha suresi, 1/5) "Biiyiik ve yiice Rabbimi her tiirlii noksandan tenzih ederim." Peygamber Efendimiz'in (sallallahii aleyhi vesellem), namazm riikuunda bunu ii« defa soyledigine <lair bkz. Muslim, sa/dta'l-miisdfirin 203; Tirmizi, saldt 79, vitr 19; EbQ Davud, saldt 147; Nesai, iftitdh 77, tatbfk 9, 25, 74, 86, k1ydmii'/-ley/ 25; ibn Mace, ikdmetii'ssaldt 20; Darimi, ezan 69; Miisned 1/371, 5/382, 384, 389, 394, 397, 398, 400. "En yiice olan Rabbimi her tiirlii noksandan tenzih ederim." Peygamber Efendimiz'in (sallallahii aleyhi ve sellem), namazm secdelerinde ii« defa bunu soyledigi de yukanda belirtilen kaynaklarda ge«mektedir.


DoKuzuNcu Soz 67

Sonra te§ehhiide oturup biitiin mahlukatm miibarek selam ve dualanm, tertemiz salavatlanm kendi adma, varhgmm ba§lang1c1 ve sonu olmayan o Cerni! ve Celil Zat'a hediye eder ve Resul-u Ekrem'ine selam ile baghhgm1 yeniler. Emirlerine itaatini gostererek imamrn tazelemek ve nurlandirmak ic;in §U kainat saraymdaki hikmetli intizam1 seyredip Sani-i Ztilcelal'in birligine §ahitlik eder. i§te, rububiyet saltanatm1 ilan ve Allah'm raz1 oldugu §eyleri teblig eden, kainat kitabmm ayetlerinin terctimarn olan Muhammed-i Arabl'nin (aleyhissa/atii vesse/am) peygamberligine §ehadet demek olan ak§am namazm1 kilmanm ne kadar ho§, temiz bir vazife, ne kadar aziz, lezzetli bir hizmet, ne gtizel bir kulluk, ne kadar ciddi bir hakikat ve bu fani misafirhanede bekaya yaki§ir bir sohbet, siirekli bir saadet oldugunu anlamayan insan, nasil insan olabilir? Yatsi vaktinde, gtindtiztin ufukta kalan izleri de kaybolup gece alemi kainab kaplar. nJltJlj J=ll1 I~.: olan Kadir-i Ztilcelal'in o beyaz sayfay1 siyah bir sayfa'ya c;evirmesini, Rabbani tasarrufuyla yaz mevsiminin stislti, ye§il sayfasm1 ki§m soguk, beyaz sayfasma donti§tiirmesini ve ~\ ~ 12_rijlj olan Hakim-i Ziilkemal'in ilahl icraatm1 habrlabr. , Hem oltimti ve hayab yaratan Cenab-1 Hakk'm, 13 zamanm ak1§tyla kabir ehlinden geriye kalan eserlerin §U dtinyadan silinip tamamen ba§ka aleme gec;mesindeki icraatm1 andmr. Yerlerin ve goklerin Hahk'mm 14 §U dar, fani ve k1ymetsiz diinyanm deh§etli bir sonla tamamen harap olmasmdaki ve geni§, baki, muazzam ahiret aleminin orta-

<

11

12

13

14

"Gece ve giindiizii birbiri ardmca <;eviren" (Bu lafiz Nur suresinin 44. ayetinin ifadesidir). Giine§i ve ay1 emri altmda tutan. Cenab-1 Hakk'm (celle cela/Uh), oliimiin ve hayatm yarattc1s1 olduguna dair bkz. Miilk suresi, 67/2. Cenab-1 Hakk'm (cel/e cela/Uh), yeryiiziiniin ve goklerin yarattc1s1 olduguna dair bkz. Bakara suresi, 2/164; Al-i imran suresi, 3/190, 191; En'am suresi, 6/1, 73; A'rat suresi, 7/54; Tevbe suresi, 9/36; Yunus suresi, 10/3, 6; Hud suresi, 11/7; ibrahim suresi, 14/19, 32; Hier suresi, 15/85, Nahl suresi, 16/ 3; isra suresi, 17/99; Kehf suresi, 18/51; Furkan suresi, 25/59; Nern! suresi, 27/60, Ankebut suresi, 29/44, 61; Rum suresi, 30/8, 22; Lokman suresi, 31/25; Secde suresi, 32/4; Yasin suresi, 36/81; Ziimer suresi, 39/5, 38; Mii'min suresi, 40/57; $lira suresi, 42/29; Zuhruf suresi, 43/9; Duhan suresi, 44/38; Casiye suresi, 45/22; Ahkaf suresi, 46/3, 33; Kaf suresi, 50/38; Hadid suresi, 57/4; Tegabiin suresi, 64/3.


68 SozLER

ya <;;tkt§mdaki ha§metli tasarruflanm ve gtizelligini gosteren tecellilerini akla getirir. Hem §U kainatm gerc;:ek Malik'inin ve Mutasarnf'mm, hakiki Mabud'unun ve Mahbub'unun ancak gece ile gtindtizti, kt§ ile yaz1, dtinyay1 ve ahireti, bir kitabm sayfalan gibi kolayca c;:eviren, yaz1p bozan, degi§tiren bir Zat ve btittin bunlara htikmeden bir Kadir-i Mutlak olabilecegini ispat eden bir vakittir. i§te s1mrs1z bir acz ic;:inde, zay1f, fakir, muhta<;;, gelecegin sonsuz karanhklanna dalan ve hadiseler ic;:inde c;:alkalanmakta olan insan ruhu, nun, yats1 namazm1 kilmak i<;;in §U vakitte Hazreti ibrahim gibi ~i -J 15 ~'11 deyip varhgmm ba§lang1c1 ve sonu olmayan Mabud'un~~ ve Mahbub'unun dergahma namaz ile iltica etmesi. .. ~u fani alemde ve ge<;;ici omtirde, karanhk dtinyada ve karanhk istikbalde, bir Bakl-i Sermedl'ye yakanp bir parc;:ac1k baki sohbet, birkac;: dakikac1k baki omur ic;:inde, dunyasma nur serpecek, istikbalini aydmlatacak, varhklarm ve sevdiklerinin kendisini terk edip gitmesinden ve yoklugundan dogan yaralarma merhem stirecek olan Rahman-1 Rah!m'in rahmetinden gelen lutuflan ve hidayet nurunu gortip istemesi. .. Hem kendisini bir sureligine unutan ve gizlenen dunyay1 birakip dertlerini kalbinin aglamas1yla Cenab-1 Hakk'm rahmet dergahma dokmesi, hem ne olur ne olmaz diyerek olume benzeyen uykuya 16 ge<;;meden once son kulluk vazifesini yap1p gtinluk amel defterini guzel bir son ile baglamak ic;:in namaza durmas1. .. Fani olan butun sevdiklerine bedel, baki bir Mabud'un ve Mahbub'un; dilencilik ettigi buttin acizlere bedel, bir Kadir-i Kerlm'in ve korkusundan titredigi butun zararh §eylerin §errinden kurtulmak ic;:in bir Hafiz-i Rahlm'in huzuruna <;;1kmas1. .. Hem namaza Fatiha ile ba§layarak, bir §eye yaramayan, yerinde olmayan, kusurlu, aciz varhklan 6vmeye ve onlara minnettarhga bedel, 15

16

"(Gece bastmnca ibrahim bir y1ld1z gbrdu, '[iddiamza gore] Rabbim budur!' dedi. Yild1z sonunce de) 'Ben oyle s6rn1p batanlan (tann diye} sevmem' (dedi}." (En' am suresi, 6/7 6) "Uyku, olumun karde§idir." manasmdaki hadis ic,;in bkz. et-Taberani, el-Mu'cemu'lEvsat 8/342; el-Beyhaki, $uabu'l-iman 4/183; ibnu'l-Mubarek, ez-Zuhd s. 79; ibn Ebi As1m, ez-Zuhd s. 9; ed-Deylemi, el-Musned 3/494, 4/309.


DoKuzuNcu Soz 69

mutlak kemal ve zenginlik sahibi, Rahim ve Kerim olan Alemlerin Rabbini medh u sena etmesi ... 17 ~ il~l hitabma yukselerek kuc;uklugune, hic;ligine ve kimsesizligine ragme~ Ezel ve Ebed Sultam olan Din Gununun Sahibi'ne baglamp §U kainatta nazh bir misafir ve muhim bir memur makamma ula§mas1, 18 .:j. ~: :~ il~u ~ il~l demekle kainattaki butun yaratilm1§lar adma o buyuk cema~tin kendi dilleriyle yaptiklan ibadetleri ve dualan O'na arz etmesi. .. Hem 191;J 'd1 11~1 G~~ demekle, istikbal karanhg1 ic;inde ebedl saadete giden nuranl yo! olan s1rat-1 mustakime ula§may1 istemesi. .. Hem o vakitte uykuya dalm1§ bitki ve hayvanlar gibi, gizlenmi§ gune§lerin, uyamk yild1zlarm da birer asker misali emrine amade oldugu ve onlan bu dunya misafirhanesine birer lamba ve hizmetkar yapan Zat-1 Zulcelal'in buyuklugunu du§tinup "Allahu Ekber" diyerek rukua varmas1. .. Hem her varhgm buyuk dairedeki secdesini, yani §U gecede uyuyan canhlar gibi her sene ve her as1rdaki butun varhklarm, hatta yeryuzunun, dunyanm, birer duzenli ordu, birer itaatkar asker giemriyle terhis edildigi, yani gayb bi kulluk vazifesinden 20 0 alemine gonderildigi zaman, son derece intizam ile kaybolup gitme esnasmda, gurub 21 seccadesinde "Allahu Ekber" diyerek secde ettiklerini dil§Linmesi. .. Hem 0 emrinden gelen bir dirili§ sedas1 ve ikaz ile bitkilerin baharda k1smen aym, k1smen benzer §ekilde diriltilip Mevla'ya hizmet ic;in emre haz1r olmalan gibi, insanm da onlara uyarak o Rahman-1 Zulkemal'in, Rahi'm-i Zulcemal'in huzurunda hayretle kan§ik bir muhabbet, beka esintili bir mahviyet ve izzetli bir tevazu ic;inde "Allahu Ekber" deyip secdeye gitmesi, bir tur miraca c;1kmak manasma gelen yats1 namazm1 kilmas1 ne kadar ho§, ne kadar guzel, §irin, yuksek, aziz

fa :}

fa :}

17 18

19 20

21

"Yalmz Sana ibadet ederiz."(Fatiha suresi, 1/5) "(Haydi oyleyse deyiniz:) Yalmz Sana ibadet eder, yalmz Senden medet umanz." (Fatiha suresi, 1/5) "Bizi dogru yola (Sana dogru varan yola) ilet." (Fatiha suresi, 1/6) "(0, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' der, o da oluverir." (Bakara suresi, 2/117; Al-i imran suresi, 3/47, 59; En' am suresi, 6/73; Nahl suresi, 16/40; Meryem suresi, 19/35; Yasin suresi, 36/82; Mu'min suresi, 40/68) Guruh: Batma, gbzden kaybolma.


70

SOZLER

ve leziz, ne kadar makul ve munasip bir vazife, bir hizmet, bir kulluk ve ciddi bir hakikattir, elbette anladm. Demek, §U be§ vaktin her biri, buyuk birer ink1labm i§aretleri, geni§ Rabbanl craatmm izleri ve her §eyi ku§atan ilahl nimetlerin alametleri oldugundan, bon;;: ve zimmet olan farz namazm o zamanlara tahsis edilmesi son derece hikmetlidir.

22

23

"Si.ibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara sO.resi, 2/32) Allah1m, kullarma Seni nasil tamyacaklanm ve Sana nasII kulluk edeceklerini i:igretmek ve isimlerinin hazinelerini tarif etmek ilzere kainat kitabmm ayetlerinin tercilmam ve kullukla senin rubO.biyetinin cemaline bir ayna olarak gi:inderdigin zata, onun bi.itiln al ve ashabma salat ve selam et. Bize ve erkek-kadm biitiln milminlere merhamet et. Rahmetine gilveniyoruz, kabul buyur ey merhametlilerin en merhametlisi Rabbimiz.


HA~iR (OLUMDEN SONRA DiRiLi~) BAHSi

Bir Hatirlatma: Bu risaledeki hakikatleri hikaye §eklinde, te§bih ve temsillerle yazmamm sebebi, hem okuyana kolayhk saglamak hem de islam esaslannm ne kadar akla uygun, saglam, birbiriyle uyumlu ve birbirini destekleyen hakikatler oldugunu gostermektir. Hikayelerin manalan, sonlanndaki hakikatlerdedir; temsiller, ustu kapah bir §ekilde o hakikatlere i§aret eder. Demek, bunlar hayall hikayeler degil, hakikatin ta kendisidir.

Ey karde§, ha§rin, yani olumden sonra diriltilip mah§erde toplanmanm ve ahiretin basit, herkesin anlayacag1 dille, ac;;1k bir §ekilde izahm1 istersen §U temsill hikayeyi nefsimle beraber dinle: Bir zaman iki adam, cennet gibi guzel bir memlekete (bu dunyaya i§arettir) giderler. Bakarlar ki, herkes ev ve dukkanlannm kap1lanm ac;;1k b1rakm1§, kimse onlann korunmasma dikkat etmiyor. Mal ve paralann meydanda sahipsiz oldugunu gorurler. "i§te bak, Allah'm rahmetinin eserlerine, olmii§ topraga nasil hayat veriyor! i§te bunlan yapan kim ise oluleri de 0 diriltecektir. 0, her §eye hakkiyla kadirdir." (Rum suresi, 30/50)


72

SOZLER

0 iki adamdan biri, her istedigi §eye elini uzahp ya c;alar ya da gasp eder. Hevesine uyup her turlu fen al@ ve yasak §eyi yapar. Kimse de ona pek ili§mez. Arkada§I, "Ne yap1yorsun? Cezalandmlacaksm, benim de ba§1m1 belaya sokacaksm. Bunlar devlet mahd1r. Buradaki herkes, c;oluk c;ocuguyla padi§ahm askeri veya memurudur. $u i§lerde sivil olarak c;ah§tmhyor, onun ic;in sana c;ok ili§miyorlar. Fakat bu memlekette duzen c;ok s1k1dir. Padi§ahm her yerde telefonu, memurlan bulunur. C::abuk git, onun himayesine gir." deyince o sersem inat edip, "Hayir, bunlar devlet mah degil, belki vak1f mahdir, sahipsizdir. Herkes bunlardan istedigi gibi faydalanabilir. Bu gilzel §eylere el surmemek ic;in hic;bir sebep g6remiyorum. Gozumle g6rmezsem inanmayacag1m." diye kar§1hk verir ve pek c;ok felsefi safsata anlahr. iki adam arasmda ciddi bir munazara ba§lar. Once o sersem der ki: "Padi§ah kimdir? Tammam." Arkada§I cevap verir: "Bir k6y muhtars1z olmaz. Bir igne ustas1z, sahipsiz; bir harf katipsiz olamaz, biliyorsun. $u son derece duzenli memleket nasil hukumdars1z olabilir? Buraya her saat, adeta gaipten yollanan, k1ymetli, sanath mallarla dolu bir tren 2 HA~iYE geliyor, ic;indekileri dokup gidiyor. Bu kadar c;ok servet, her yerde gorunen §U ilanlar, fermanlar, her maim ustundeki imzalar, damgalar ve her k6§ede sallanan bayraklar nasil sahipsiz olur? Anla§ilan, sen biraz firengi3 okumu§sun; bu islam yaz1lanm okuyam1yor, bilene de sormuyorsun. 0 zaman gel, sana en buyuk fermam okuyacag1m." 0 sersem de d6nup, "Haydi, diyelim ki padi§ah var, fakat benim §U servetten az1c1k faydalanmam ona ne zarar verir, hazinesinden neyi eksiltir? Hem burada hapis falan da yok, ceza g6runmilyor." der. Arkada§I ona, "Yahu, §U g6rdugiln memleket herkesin gelip gec;tigi bir meydand1r. Bir sultanm hayret verici sanatlarmm sergilendigi yerdir. Gec;ici, temelsiz bir misafirhanedir. Her gun bir kafilenin gelip bir ba§kasmm gittigini, kayboldugunu g6rmuyor musun? Devamh dolup bo§alan §U memleket, bir zaman sonra tamamen degi§tirilecek. Burada 2

HA~iYE Seneye i§arettir. Evet, her bahar, ic;:inde nz1klann, nimetlerin bulundugu bir

vagondur, gaipten gelir. Firengi okumak: Latin harflerini 6grenip Kur'an'1 okuyamamak gibi Bah felsefesi nazanyla bak1p kainattaki ilahl hikmeti tamyamamak.


ONuNcu Soz

73

ya§ayanlar ba§ka ve daiml bir yere nakledilecek. Orada herkes hizmetine kar§1hk ya ceza ya da mukafat gorecek." diye cevap verir. 0 hain sersem yine inat edip der ki: "inanmam! Bu memleketin harap edilmesi ve ic;inde ya§ayanlann ba§ka bir memlekete goc; etmesi hie; mumkun mudur?" Bunun uzerine emin, guvenilir arkada§I §6yle cevap verir: "Madem bu kadar inat edip direniyorsun. Gel, haddi hesab1 olmayan deliller ii:;inden on iki 'suret' ile sana gosterecegim ki, her gun biraz bo§alan bu memleket, bir gun tamamen bo§alhhp harap edilecek. Buyuk bir mahkeme kurulacak. Ltituf gorulen bir mukafat yurdu ve ceza c;ekilen bir zindan var, oraya gidilecek."

[ON iKi SURET] BiRiNCi SURET Hie; mumkun mudur ki, bir saltanatm, hele boyle muhte§em bir saltanatm, guzelce hizmet eden itaatkarlara mukafah ve isyan edenlere cezas1 bulunmasm? Burada yok hukmundedir. Demek, ba§ka yerde bi.iyi.ik bir mahkeme var.

iKiNCi SURET ;Ju memleketin nasil idare edildigine bak! En fakirden, en zay1ftan ba§layarak herkese mukemmelce haz1rlanm1§ nz1klan nasil da veriliyor! Kimsesiz hastalara c;ok guzel bak1hyor. Hem burada gayet leziz ve benzersiz yiyecekler, §ahane kaplar, k1ymetli ta§larla bezenmi§ ni§anlar, suslu elbiseler, muhte§em ziyafet sofralan var. i§te bak! Senin gibi sersemlerden ba§ka herkes vazifesine c;ok dikkat ediyor. Kimse haddini zerrece a§m1yor. En buyuk §ah1s, kusursuz bir itaatle, tevazu ii:;inde bir korkuyla, o saltanatm heybetini hissederek hizmet ediyor. Demek ki, §U saltanat sahibinin smirs1z comertligi, pek geni§ bir merhameti, pek buyuk bir izzeti, pek yuce bir haysiyeti ve namusu var. Comertlik, nimet vermek ister. Merhamet, lutufsuz olamaz. izzet, gayret ister. Haysiyet ve namus ise edepsizlerin terbiye edilmesini gerektirir.


74

SOZLER

Halbuki §U memlekette o vas1flara lay1k i§lerin binde biri bile yapilm1yor. Zalim izzetiyle, mazlum zilletiyle buradan go<;ilp gidiyor. Demek, buyuk bir mahkemeye b1rak1lzyor.

0<;0NC0 SURET Bak, §U memleket ne kadar yilce bir hikmet ve kusursuz bir diizenle idare ediliyor. i§ler tam bir adalet ve dengeyle goriiliiyor. Hiikiimetin hikmeti, saltanatmm himayesine s1gmanlarm liituf gormesini gerektirir. Adalet ise idare altmdakilerin hukukunun gozetilmesini ister ki, hukumetin haysiyeti ve saltanatm ha§meti korunsun. Halbuki §U memlekette o hikmete, o adalete lay1k icraatm binde biri bile yerine getirilmiyor. Senin gibi sersemlerin <;ogu buradan ceza gormeden g6<;ilp gidiyor. Demek, bUyuk bir mahkemeye b1rakzl1yor.

DORDUNCU SURET Bak, §U had ve hesaba gelmez sergilerdeki e§siz milcevherler ve sofralardaki benzersiz yiyecekler, bu memleketin padi§ahmm smirsIZ comertligini, sonsuz hazinelerini gosteriyor. Boyle bir comertlik ve boyle tiikenmez hazineler, i<;inde her §eyin bulundugu, daim1 bir ziyafet yurdu ister. Hem ister ki, o ziyafetten lezzet alanlar orada kalmaya devam etsin, yokluk ve aynhk ile elem <;ekmesinler. <:;unkil elemin bitmesi lezzet oldugu gibi, lezzetin sona ermesi de elemdir. ~u sergilere bak, ilanlara dikkat et ve ilancilara kulak ver; hepsi, mucize sahibi bir padi§ahm benzersiz sanatland1r. O'nun kusursuzlugunu gosteriyor, benzersiz manevi cemalini anlatiyor, gizli giizelliklerinin inceliklerinden bahsediyorlar. Demek ki o padi§ahm pek milhim, hayret verici, kusursuz vas1flan ve manevi bir giizelligi vardir. Gizli, kusursuz vas1flar kendisini takdir edenlerin, begenip "ma§allah" diyerek seyredenlerin kar§1smda sergilenmek ister. Gizli, e§siz bir gilzellik ise goriinmek ve gormek ister. Yani, kendi giizelligini iki §ekilde gormeyi arzu eder: Ce§itli aynalarda bizzat seyrederek ve onu arzulayan seyircilerin, hayranhk duyup begenenlerin goziiyle ... 0 sonsuz giizellik, hem gormek hem gorilnmek


ONuNcu Soz

75

hem claim! bir seyir hem de ebedl §ahitler ister. Kendisini arzulayan ve takdir eden seyircilerin varhklarmm devamm1 diler. <;unkil daimi bir gilzellik, a§tklannm ge15iciligine, yokluga gitmesine raz1 olamaz. Zira donmemek ilzere yokluga mahkOm olanm sevgisi, yokluk dii§ilncesiyle dii§manhga <loner; hayreti ve hilrmeti, hor gormeye meyleder. <;unkii insan, bilmedigi ve elinin yeti§medigi §eye dii§mandir. Halbuki herkes §U misafirhanede biraz dump soma hemen kayboluyor. 0 mukemmelligin ve gilzelligin bir l§tgma, belki zay1f bir golgesine bir an bak1p doymadan gidiyor. Demek, daimf bir seyir yerine gidiliyor.

BE~iNCi SURET Bak, her §eyde o benzersiz Zat'm pek biiyilk §efkati gorilnilyor. <;unkil 0, musibete ugrayan herkesin imdadma yeti§iyor, her istege ve ihtiyaca cevap veriyor. Hatta idaresi altmdakilerin en kii<;ilgilniln en basit bir ihtiyacm1 gorse §efkatle yard1m ediyor. 4 Bir <;obanm koyununun ayag1 incinse §ifa gonderiyor. Simdi gel, gidelim, §U adada biiyilk bir kalabahk var, oraya bakahm. Memleketin biillin ileri gelenleri toplanmt§. Bak! Padi§ahm pek biiyilk bir ni§an ta§tyan yaver-i ekremi, en yilksek memuru bir nutuk okuyor, §efkatli padi§ahmdan bir §eyler istiyor. Bullin ahali de, "Evet, evet biz de istiyoruz." diyerek onu tasdik ediyor, destekliyor. Simdi dinle, padi§ahm o en sevgili memuru: "Ey bizi nimetleriyle donatan Sultamm12! Bize burada numunelerini ve golgelerini gosterdigin nimetlerin as1llanm, kaynaklanm goster. Bizi saltanatmm makamma eri§tir. Bu <;ollerde mahvettirme, huzuruna al. Bize merhamet et. Burada tattird1gm leziz nimetleri orada yedir. Yoklukla, rahmetinden uzakla§brmakla bize azap etme. Sana arzu duyan, §likreden itaatkar kullanm ba§ibo§ b1rak1p yokluga atma." diyor ve <;ok yalvanyor. Sen de i§itiyorsun. Hi15 mi.imkiin mi.idi.ir ki, bu kadar §efkatli ve kudretli bir padi§ah, en basit bir adamm en ki.i<;i.ik istegini itina ile yerine getirsin de, o en sevgili, en bi.iyiik memurunun en gi.izel dilegini kar§1hks12 biraksm? Halbuki o 4

Allah Teala' nm her canhya nzkm1 gonderdigine <lair bkz. Hud suresi, 11/6; Ankebut sO.resi, 29/60.


76

SOZLER

sevgilinin dilegi, herkesin dilegidir; hem padi§ahm ho§nutlugunu kazanma vesilesi hem de O'nun merhamet ve adaletinin geregidir. Hem o istegi yerine getirmek, padi§ah ii:;in i:;ok kolayd1r. O'na bu misafirhanedeki gei:;ici seyir yerlerini hazirlamak kadar bile agir gelmez. Madem nimetlerinin numunelerini gostermek ii:;in §U memleketi kurdu, be§-altt gtinltik §U misafirhaneye bu kadar masraf ediyor. Elbette hakiki hazinelerini, kusursuz eserlerini ve htinerlerini saltanat makammda oyle bir tarzda gosterecek, oyle seyir yerleri ai:;acaktir ki, ak1llan hayrette birakacaktir. Demek, bu imtihan meydanzndakiler ba§zbo§ degil. Saadet saraylarz ve zindanlar onlan bek/iyor.

ALTINCI SURET i§te bak, §U muhte§em trenler, ui:;aklar, tec;hizat, depolar, sergiler ve icraat gosteriyor ki, perde arkasmda hukmeden pek muhte§em bir saltanat var. 5 H~iYE Boyle bir saltanat, idaresi altmda, kendisine lay1k kimseler ister. Halbuki gortiyorsun, herkes bu misafirhanede toplanm1§. Misafirhane ise her gun dolar, bo§ahr. Herkes tecrtibe edilmek i<:;in bu imtihan meydanmda bulunuyor. Meydan her saat degi§tiriliyor. Buttin bu insanlar, padi§ahm k1ymetli ltituflannm numunelerini ve harika sanatmm benzersiz orneklerini §U sergide sadece birkai:; dakika durup seyrediyor. Sergi ise her dakika yenileniyor. Gelen gider, giden gelmez. Mesela, bir sava§ s1rasmda, "Silah al, silngil tak!" emriyle koca bir ordu ba§tan ba§a dikenli bir me§elige benzedigi gibi ve her bayram gilnilnde gec:;it resmi ic:;in, "Uniformalanmz1 giyip ni§anlanmz1 takm1z!" emriyle buhln bir ordu ba§tan ba§a rengarenk c:;ic:;ek ac:;mi§, si.islu bir bahc:;eyi hatirlatt1g1 gibi; yeryilzil meydanmda, o Ezell Sultan'm c:;e§it c:;e§it, say1s1z askerinden melek, cin, insan ve hayvanlann yam s1ra §Uursuz bitkiler dahi hayatlanm koruma milcadelesinde };j :} emriyle, "Mudafaa ic:;in silahlanmz1 ve tec:;hizatm1z1 takm1z." dendiginde silngilcuklerini taktiklan zaman, yeryilzil bi.ihln dikenli agac:; ve bitkileriyle ba§tan a§ag1 aynen silngil takml§ muhte§em bir orduya benziyor. Hem bahann her bir gilnil, her bir haftas1, birer bitki cinsinin bayram1 hi.ikmilndedir. Her topluluk da Sultanlarmm kendilerine ihsan ettigi gilzel hediyeleri, silslil ni§anlan, birer gec:;it resmi §eklinde o Ezell Sultan'm nazanna arz ettiginden, bi.ihln bitkiler ve agac:;lar adeta "Rabbani sanatm si.islerini, c:;ic:;ek ve meyve denilen ilahi yarahh§ ni§anlanm takm1z, c:;ic:;ek ac:;m1z." emrini dinliyor. Yeryilzil gayet muhte§em bir bayram gilnilnde, §ahane bir gec:;it resminde, silrmeli ilniformalan ve silslil ni§anlan parlayan bir orduya benziyor. i§te bu kadar hikmetli, di.izenli tec:;hizat ve si.isler, bu i§lerin elbette kudreti sonsuz bir Sultan'm ve hikmeti smirsIZ bir Hakim' in emriyle yapild1gm1 kor olmayanlara gosterir.

5 HA$iYE

0


ONuNcu Soz

77

i§te bu vaziyet kesin bir §ekilde gbsteriyor ki, §U misafirhanenin, imtihan meydanmm ve sergilerin arkasmda ebedi saraylar, claim! meskenler, ornekleri ve suretleri gori.ilen §U nimetlerin halis, benzersiz as1llanyla dolu bag ve hazineler vard1r.

Demek, buradaki <;abalar orasr i<;indir. 0 padi§ah burada <;alr§trnr, orada ilcret verir. Herkesin hazrrlrgrna gore orada bir saadeti olacaktir.

YEDiNCi SURET Gel, biraz gezelim. ~u medeni toplum i<;inde ne var, ne yok gbrelim. i§te bak! Her yerde, her kb§ede c;;e§it c;;e§it fotografhaneler kurulmu§, suretler ahmyor. Her yerde ti.irlil ti.irli.i katipler oturmu§, bir §eyler yaz1yor, her §eyi kaydediyorlar. En bnemsiz bir hizmeti, en basit bir hadiseyi bile kay1t altma ahyorlar. 6 Bir de §U yilksek dagda padi§aha has bi.iyilk bir fotografhane var, 7 HA~ivE nerede bir §ey olursa sureti ahmyor. Demek ki o Yi.ice Zat, millki.inde olup biten her §eyin kaydedilmesini emretmi§; bi.itiln hadiseleri kay1t altma aldmyor, hepsinin suretini sakhyor. i§te §U dikkatli muhafaza, elbette bir hesap ic;;indir. ~imdi, idaresi altmdaki en bas it bir ferdin en bas it i§ini ihmal etmeyen, her §eyi kay1t altma alan bir Hakim ve Hafiz, hie;; milmkiln mi.idi.ir ki, en bi.iyilk memurlannm en mi.ihim amellerini kaydetmesin, onlara hesap sormasm, milkafat ve ceza vermesin? Halbuki o Zat'm izzetine ve gayretine dokunacak ve merhametinin hie;; kabul etmeyecegi i§ler, o bi.iyilk memurlar tarafmdan yap1hyor. Fakat padi§ah, onlan burada cezaya c;;arphrm1yor.

Demek, buyuk bir mahkemeye b1rak1/1yor. Bkz. Kehf suresi, 18/49; Kaf suresi, 50/17-18; infitar suresi, 82/10-12. Bu Suret'in i§aret ettigi manalarm bir k1sm1 Yedinci Hakikat'te anlahlacak. Yalrnz burada §U kadanrn soyleyelim, padi§aha has bi.iyi.ik fotografhane, "Levh-i Mahfuz"'a i§aret ediyor. Levh-i Mahfuz'un varhgmm kesinligi Yirmi Altmc1 Soz'de §6yle ispat edilmi§tir: Nasil ki, ki.ic;i.ik ki.ic;i.ik ci.izdanlar bi.iyi.ik bir ki.iti.ik defterinin varhgm1 hissettirir, ki.ic;i.ik ki.ic;ilk senetler bi.iyi.ik bir kay1t defterinin var oldugunu bildirir ve c;ok say1daki s1zmh bi.iyi.ik bir su kaynagm1 haber verir. Aynen oyle de, ki.ic;i.ik ki.ic;i.ik cuzdanlar hukmunde, birer kuc;ilk Levh-i Mahfuz manasmda ve buyi.ik Levh-i Mahfuz'u yazan kalemden damlayan kuc;i.ik noktalar suretinde olan insanlann hafizalan, agac;lann meyveleri, meyvelerin c;ekirdekleri, tohumlan elbette buyuk bir haf1zay1, defteri, yi.ice Levh-i Mahfuz'u hissettirir, haber verir ve ispat eder. Belki, keskin zekalara gosterir. ..

7 HA$iYE


78

SbZLER

SEKiZiNCi SURET $imdi sana O'ndan gelen fermam okuyacag1m. Bak, vaatlerini tekrar tekrar bildiriyor ve §iddetli tehdit ediyor: "Sizi oradan ahp saltanatimm makamma getirecegim ve itaatkarlan sevindirip asileri hapsedecegim. 0 ge<;ici meydam y1k1p ebedl saraylan, zindanlan olan ba§ka bir memleket kuracag1m." $u vaat ettigi §eyleri yapmak, O'nun i<;in gayet kolay, idaresi altmdakiler i<;in gayet muhimdir. Vaadinde durmamak ise o padi§ahm iktidannm yuceligine 21tt1r. 8 i§te bak ey sersem! Sen yalanc1 vehmini, sa<;malayan akhm, aldattc1 nefsini tasdik ediyorsun. Hem hi<;bir §ekilde sozunden donmeye ve yalana mecburiyeti olmayan, sozunu tutmamak hi<;bir §ekilde haysiyetine yaki§mayan ve dogruluguna her §eyin §ahitlik ettigi bir Zat' 1 yalan!tyorsun. Elbette, buyuk bir cezay1 hak edersin. Bu halinle, gune§in t§tgma gozunu kapay1p kendi hayaline bakan bir yolcuya benziyorsun. Vehmin, bir y!ldtz bocegi gibi, kafa fenerinin t§tg1yla deh§etli yolunu aydmlatmak istiyor. 0 Zat madem vaat etmi§, elbette yapacakt1r. Hem vaadini yerine getirmesi <;ok kolaydir, O'nun saltanatmm geregidir; bize ve her §eye ise <;ok laz1md1r. Demek, buyuk bir mahkeme, daimf bir saadet makam1 vard1r.

DOKUZUNCU SURET $imdi gel, §U dairelerin ve topluluklann baz1 reislerine bak! 9 HA$iYE Her birinin padi§ah ile bizzat gorii§mek i<;in hususi birer telefonu var. Hatta baz1lan O'nun huzuruna <;1km1§. Ne diyorlar dinle, hepsi ittifakla o Zat'm mukafat ve ceza i<;in pek muhte§em ve deh§etli bir yer hazirlad1gm1, <;ok kuvvetli vaatlerini ve §iddetli tehditlerini bildiriyorlar. O'nun izzetinin ve celalinin, sozunde durmamaya Cenab-1 Hakk'm (cel/e ce/a/Uh) vaat ettigi §eyden asla donmeyecegine dair bkz. Bakara suresi, 2/80; Al-i imran suresi, 3/9, 194; Ra'd suresi, 13/31; ibrahim suresi, 14/47; Hae suresi, 22/47; Rum suresi, 30/6; Zumer suresi, 39/20. 9 HA$iYE Bu suretin ispat ettigi manalar Sekizinci Hakikat'te gorunecek. Mesela, temsildeki dairelerin reisleri peygamberlere ve evliyaya i§aret eder. Telefon ise vahyin aksettigi yer, ilhama mazhar olan kalbden uzanan Rabbani bir bagd1r. Kalb, o telefonun ahizesi hukmundedir.


ONuNcu Soz

79

tenezzulil ve zillete dil§meyi hic;bir §ekilde kabul etmeyecegini haber veriyorlar. Halbuki o elc;iler, dogrulugu farkh yollarla ispatlanmt§, yanh§hgma ihtimal verilmeyecek bir kesinlikle, ittifakla, baz1 eserleri gbrilnen §U yilce saltanatm kaynagmm ve makammm, buradan uzak ba§ka bir memlekette bulundugunu ve §U imtihan meydanmdaki binalarm gec;ici oldugunu bildiriyor. Vakti gelince bu binalarm daiml saraylara donil§tilrillecegini, bu yerlerin degi§ecegini naklediyorlar. <:;unkil buyilklilgil eserleriyle anla§tlan §U muhte§em, silrekli saltanat; boyle gec;ici, devams1z, karars1z, 6nemsiz, degi§ken, fani, eksik, kusurlu §eyler ilzerine kurulmaz, onlann ilzerinde durmaz. 0 saltanat, kendisine lay1k, claim!, sabit, baki, mukemmel ve muhte§em §eylerin ilzerinde durur. Demek, ba§ka bir diyar var, elbette oraya gidilecektir.

ONUNCU SURET Gel, bugiln o sultanm nevruzu, bahann ilk gilnildilr. 10 HA$iYE Burada bir degi§im olacak, garip i§ler gorillecek. $u tath bahar gilnilnde, §U gilzel c;ic;ekli, ye§il ovaya gidip biraz gezelim. i§te bak, ahali de bu tarafa geliyor. Sanki bir sihirle oradaki binalar birden harap oldu, ova ba§ka bir §ekil aldt. Bak, bir mucizeyle o y1k1lan binalar, birden burada yap1ld1. $u bo§ ova adeta medeni bir §ehir haline geldi; sinema perdeleri gibi, her saat ba§ka bir alemi gosteriyor, ba§ka bir §ekle bilrilnilyor. 0 kadar kan§tk, h1zla degi§en say1s1z hakiki perdenin ic;inde ne kadar milkemmel bir duzen olduguna dikkat et! Her §ey yerli yerine konuluyor. Haya!! suretleri gosteren sinema perdeleri bile bu kadar kusursuz olamaz. Milyonlarca usta sihirbaz bir araya gelse bu sanati gosteremez. Demek ki, gozilmilzle goremedigimiz o padi§ahm c;ok buyilk mucizeleri var. Bu suretin i§aret ettigi manay1 Dokuzuncu Hakikat'te gbreceksin. Mesela, 0 yeni gun bahar mevsimine i§arettir. C::i<:;ekli, ye§il ova, bahar mevsimindeki yeryiiziidiir. Degi§en perdeler, manzaralar ise bahann ba§mdan yazm sonuna kadar Sani-i Kadir-i Ziilcelal'in, Fahr-1 Hakim-i Ziilcemal'in kusursuz bir intizamla degi§tirdigi, miikemmel rahmetiyle tazeledigi ve birbiri ardmca gonderdigi varhk tabakalarma, canhlara ve onlann nzk1 olan nimetlere i§arettir.

10 HAsiYE


80

SOZLER

Ey sersem! Sen, "Bu koca memleket nas1l y1k1hp ba§ka yere kurulacak?" diyorsun. i§te g6ruyorsun ki, her saat, bunun gibi, senin aklmm kabul etmed@ degi§iklikler oluyor. Bu g6runen suratli toplanmalann, dagilmalarm, §ekil vermelerin, yap1p y1kmalann ic:;inde ba§ka bir maksat oldugu anla§1ltyor. Bir saatlik seyir ic:;in on senelik masraf yap1hyor. Demek, bu gorduklerin as1l maksat degil, birer temsil, birer taklittir. 0 Zat, suretler alm1p duzene konulsun ve neticeleri kaydedilsin diye mucizeler g6steriyor, tipk1 o imtihan meydanmda her §ey kay1t alhna alm1p yazild1g1 gibi. .. Demek, buyuk bir toplanma yerinde, hesap meydanmda muameleler bunlar uzerine g6rtilecek, neticeleri buyuk bir sergide ebediyen g6sterilecek. i§te §U gec:;ici ve karars1z vaziyetler, sabit suretleri ve baki meyveleri netice verecek. Demek, butun bu merasimler ve a/up bitenler ebedf bir saadet, buyuk bir mahkeme ve bilmedigimiz yuce gayeler i<;indir.

ON BiRiNCi SURET Gel, ey inat eden arkada§! Doguya ve bahya -yani gec:;mi§e ve gelecege- giden uc:;ak, tren gibi bir vas1taya binelim. $u mucize sahibi Zat'm, ba§ka yerlerde ne c:;e§it mucizeler g6sterdigini g6relim. i§te her tarafta menziller, meydanlar ve sergi gibi hayret verici §eyler bulunuyor. Fakat bunlar sanatc:;a, suretc:;e birbirinden farkhdir. $una iyice dikkat et: 0 gec:;ici menzillerde, devams1z meydanlarda ve fani sergilerde ne kadar ac:;ik bir hikmetin intizam1, g6zle g6ri.ili.ir bir inayetin i§aretleri, yuce bir adaletin izleri ve ne derece geni§ bir merhametin neticeleri g6ri.ini.iyor. Basiret sahibi herkes §i.iphesiz anlar ki, O'nun hikmetinden daha kusursuz bir hikmet, inayetinden daha gi.izel bir inayet, merhametinden daha ku§ahc1 bir merhamet ve adaletinden daha i.istun bir adalet olamaz, di.i§tini.ilemez. Eger senin sand1gm gibi, O'nun memleketinde claim! menzillerin, yi.ice mekanlann, sabit makamlann, baki meskenlerin ve oralarda mutlu bir §ekilde ikamet edenlerin bulunmad1gm1 varsayarsak; §U gec:;ici memleketin o hikmetin, inayetin, merhamet ve adaletin hakikatlerine mazhar olamad1g1 malum ... Bunlara mazhar olacak ba§ka bir yer de bulunmad1gma gore, gi.indi.iz ortasmda I§@nt gordugumi.iz


ONuNcu Soz

81

halde giine§i inkar etmek derecesinde bir ahmakhkla, §U goziimiiziin oniindeki hikmeti, inayeti, merhameti ve §U pek kuvvetli izleri, i§aretleri goriinen adaleti inkar etmemiz gerekir. Ve bu gordiigiimiiz hikmetli icraatm, ancak comert bir Zat' a yakt§Ir i§lerin, §efkat ve merhamet eseri liituflann sahibi olan Zat'm -ha§a, si.imme ha§a!zevk ve eglence di.i§ki.inii bir oyuncu, gaddar bir zalim oldugunu kabul etmek laz1m gelir. Bu ise hakikatin z1ddma donmesidir ve bi.iti.in aktl sahiplerinin ittifak1yla imkans1zd1r. Buna ancak her §eyin varhgm1 inkar eden Sofist ahmaklar inamr. Demek, buradan ba§ka bir diyar var. Orada buyuk bir mahkeme kurulacak, adaletin yerini bulacag1 bir makam ve bayuk bir ikram yurdu olacakt1r ki, §U merhamet, hikmet, inayet ve adalet tamamen ortaya ~zkszn.

ON iKiNCi SURET Gel, §imdi donelim. ;;u topluluklarm reisleriyle ve kumandanlanyla gori.i§elim, onlarm te<;;hizatma bakahm. Acaba o te<;;hizat, yalmz §U tecri.ibe meydanmdaki k1sa zamanda ge<;;inmek i<;;in mi, yoksa ba§ka yerde uzun bir saadet hayab elde etmek i<;;in mi verilmi§tir, gorelim. Herkese ve her te<;;hizata bakamayacag1m1z i<;;in ornek olarak bir kumandanm ciizdamna ve defterine bakacag1z. Bu ci.izdanda onun ri.itbesi, maa§t, vazifesi, kendisinden talep edilen §eyler ve hareket di.isturlan yaz1hdir. Bak, bu riitbe birka<;; gi.inli.igi.ine degil ancak pek uzun bir zaman i<;;in verilmi§ olabilir. Ci.izdanda, "Maa§Im padi§ahm hususi hazinesinden filan tarihte alacaksm." diye yazar. Halbuki o tarih, <;;ok zaman sonra, bu meydamn kapanmasmm ardmdan gelecektir. Demek ki, o kumandana vazifesi bu ge<;;ici meydana gore degil, padi§ahm yakmmda daimi bir saadeti kazanmas1 i<.;in verilmi§tir. Ondan talep edilenler, §U birka<;; gi.inli.ik misafirhanede ge<;;inmek i<;;in degil, ancak uzun ve mesut bir hayat i<;;in olabilir. Hareket di.isturlan ise ci.izdan sahibinin ba§ka bir yere haz1rland1gm1, ba§ka bir alem i<;;in <;;ah§hgm1 tamamen ortaya koyar. Ci.izdanda o ri.itbeli askerin vazifeleri ve te<;;hizatmdaki filetlerin kullamm §ekli de yaz1hdir. Eger bu meydandan ba§ka, yiice, claim! bir yer


82

StiZLER

bulunmazsa, kesin buyruklan olan o cuzdan tamamen manas1z kahr. Ve §U muhterem asker, hurmete lay1k kumandan, aziz reis; herkesten daha a§ag1, bedbaht, c;;aresiz, zelil, musibetli, fakir ve zay1f bir seviyeye dti§er. i§te bunlan dti§tin. Neye dikkat etsen, bu fani memleketten sonra baki bir diyar oldugunu gosterir. Ey arkada§! Demek, bu ge<:;ici memleket bir tar/a hUkmundedir. Bir talim yeri, bir pazardzr. Elbette arkasmdan buyuk bir mahkeme ve ebedf bir saadet gelecektir. Eger bunu inkar edersen, butun o rutbeli askerlerin cuzdanlanm, tec;;hizatm1, dusturlanm, hatta §U memleketteki duzeni ve hukumeti de inkar etmeye mecbur kahrsm. Gortilen butun icraatm varhgm1 yalanlaman gerekir. 0 vakit sana insan ve §UUr sahibi denemez. Sofistlerden11 daha akils1z olursun. Sakm bu memleketin degi§ecegini gosteren delillerin "On iki Suret'' ile smirh oldugunu zannetme! ;>u karars1z, degi§ken memleketin yak olmayacak, baki bir diyara donti§ttirulecegine dair i§aret ve deliller hadde hesaba gelmez. Hem say1s1z i§aret ve deli! var ki, burada bulunanlann §U gec;;ici misafirhaneden ahmp saltanatm daimi makamma gonderilecegini ispat eder. Bilhassa, sana bu "On iki Suret"ten de kuwetli bir deli! daha gosterecegim. i§te bak! ;>u uzakta gorunen buyuk topluluk ic;;inde, padi§ahm daha once bir adada gordtigumuz yuksek ni§an sahibi yaver-i ekremi bir §ey ilan ediyor. Gidelim, dinleyelim. 0 parlak, §erefli zat, yuksek bir makamda buyrulmu§ ve yuksege as1lm1§ yuce bir fermam insanlara bildiriyor, diyor ki: "Haz1rlammz, ba§ka, daiml bir memlekete gideceksiniz. Oyle bir memleket ki, buras1 oraya k1yasla bir zindan hukmundedir. 12 Eger bu fermam guzelce dinleyip itaat ederseniz, padi§ah1m1zm saltanat makamma c;;1k1p merhametine, ihsanlarma kavu§acaksm1z. isyan edip onu dinlemezseniz deh§etli zindanlara atilacaksm1z." 0 yuce fermanda hic;;bir §ekilde taklidi mumkun olmayan mucizevi bir muhur bulundugunu sen de goruyorsun. Senin gibi sersemlerden 11

12

Sofistler: Her §eyi, hatta kendi varhklanm dahi inkar eden, §Upheciligi esas alan felsefe anlay1§mm mensuplan. Dunyanm mumin ic;in zindan, kafir ic;in cennet hukmunde olduguna <lair bkz. Muslim, zuhd l; Tirmizi, zuhd 16; ibn Mace, zuhd 3; Musned 2/197, 323, 389, 485.


ONuNcu Soz

83

ba§ka herkes o fermanm padi§aha ait oldugunu kesinlikle bilir. 0 parlak yaver-i ekremde oyle ni§anlar var ki, senin gibi korlerden ba§ka herkes o zatm, padi§ahm emirlerinin pek dogru bir tercOmam oldugunu §0.phesiz anlar. Acaba o yaver-i ekremin ve yuce fermanm, butun kuvvetleriyle <lava edip bildirdikleri §U meseleye itiraz etmek mumkun mudur? Elbette hayir! Aksi halde, gordugumuz her §eyi inkar etmek gerekir. Ey arkada§! ~imdi soz sende, ne diyorsan de! - Ne diyeyim, buna kar§l bir §ey denebilir mi? Gunduzun ortasmda gune§e kar§1 soz soylenir mi? Yalmz §6yle derim: "Elhamdulillah, yuz bin defa §iikurler olsun ki, vehimlerimin ve kotu arzulanmm bask1smdan, nefsime ve heveslerime esir olmaktan, ebedi hapis ve zindandan kurtuldum. Ve inand1m ki: Bu karmakan§ik, karars1z misafirhaneden ba§ka, o padi§aha yakm bir saadet diyan vardir, biz de oraya gidecegiz."

*** i§te ha§ir ve ahiretten kinaye ve ibaret olan temsili hikaye burada tamamlandi. ~imdi Cenab-1 Hakk'm yard1m1 ile o buyuk hakikate gec:;ecegiz. Bu on iki "suret'' e kar§1hk birbirini destekleyen on iki "hakikat"i ve bir "mukaddime" k1sm1m beyan edecegiz.


84

SOZLER

[ON iKi HAKiKAT] MUKADDiME13 Birkar; i§aretle, Yirmi ikinci, On Dokuzuncu ve Yirmi Altmc1 Sozlerde izah edilen baz1 meseleleri bildirecegiz. Birinci i§aret

Hikayedeki sersem adam ve emin arkada§I ii<; hakikati, k1yaslamay1 temsil eder. Birincisi: Nefs-i emmarem 14 ile kalbim arasmdadir. ikincisi: Yolunu §a§IrmI§ dinsiz felsefenin takipr;ileriyle Kur'an-1 Haklm'in talebeleri arasmdadir. ii~iinciisii: islam ilmmetiyle kilfur milleti arasmdadir. Nefs-i emmarenin, o felsefecilerin ve kilfur milletinin en milthi§ sapkmhg1, Cenab-1 Hakk'1 tarnmamakhr. Hikayede nasil ki emin adam, "Bir harf katipsiz olmaz, bir koy muhtarsIZ olamaz." demi§ti. Biz de §6yle deriz: Nasil ki bir kitabm, bilhassa her kelimesinin ir;inde kilr;ilk kalemle yazilmI§ birer eser ve her harfinde muntazam birer kaside bulunan bir kitabm katipsiz olmas1 dil§ilnillemez. Aynen oyle de, §U kainatm bir Nakka§mm, bir Yarahc1smm olmamas1 tamamen akil d1§1dir, imkansIZdir. Zira bu kainat oyle bir kitaphr ki, her sayfas1 pek r;ok kitab1 ir;erir. Hatta her kelimesinin ir;inde bir kitap, her harfinin ir;inde bir kaside vardir. Yeryilzil, ir;inde say1s1z kitap bulunan bir sayfadir. Bir agar;, pek r;ok sayfas1 olan bir kelimedir. Bir meyve bir harf, bir r;ekirdek bir noktadir. 0 noktada koca agacm program1, fihristi bulunur. i§te boyle bir kitap ancak celal ve cemal vas1flarma, sonsuz kudrete ve hikmete sahip yilce bir Zat'm kudret kaleminden r;1km1§ olabilir. Demek, biltiln alemin §ahitligiyle, her §ey O'na imam gerektirir. Yeter ki insan dalaletten sarho§ olmasm ... Nas1l ki bir bina ustas1z olamaz. Hele harika sanatlarla, hayret verici naki§larla, garip silslerle donatilm1§, hatta her bir ta§ma bir saray kadar sanat i§lenmi§ bir binanm ustas1z olmasm1 hir;bir ak1l kabul etmez. 13 14

Mukaddime: Giri§. Nefs-i emmare: insam daima k6tiih1ge sevk eden nefis.


ONuNcu Soz

85

O bina, gayet mahir bir sanatkarm varhgmt gerektirir. Hem i<:;inde her saat sinema perdeleri gibi, hakiki manzaralar haztrlanan o bina, tam bir intizamla bir elbise gibi degi§tirilir. Hatta her bir hakiki perde i<:;inde, ki.i<:;i.ik ki.i<:;i.ik, <:;e§itli menziller var edilir. 0 bina gibi §U kainat da sonsuz hikmet, ilim ve kudret sahibi bir Yarattcmm varltgm1 gerektirir. <;unki.i §U muhte§em kainat oyle bir saraydtr ki, ay ve gi.ine§ onun lambalan, y1ld1zlar mumlandtr. Zaman, Sani-i Zi.ilcelal'in ona her sene bir ba§ka alemi taktp gosterdigi bir ip, bir §erittir. 0 Zat, §U alemlerin i<:;indeki suretleri her gun muntazam bir §ekilde yeniler, hikmetle degi§tirir. Bir nimet sofrast yapttgt yeryi.izi.ini.i her bahar mevsiminde, il<:; yi.iz bin <:;e§it sanatlt eseriyle si.isler. Had ve hesaba gelmez turli.i ihsanlanyla doldurur. Bunu oyle bir tarzda yapar ki, o eserler tamamen birbirine kan§ffit§ oldugu halde, nihayet derecede farkltltklanyla birbirinden aynltr. Bunlar gibi ba§ka ornekleri de di.i§iln ... Boyle bir saraym Sani'inden nastl gafil olunabilir? Nasti ki, bulutsuz bir gi.inde denizin yi.izi.indeki bi.iti.in kabarctklarda, karadaki bi.iti.in parlak §eylerde ve bi.iti.in kar tanelerinde gi.ine§in tecellisi, yans1mas1 gori.ildi.igi.i halde onu inkar etmek tuhaf bir divanelik ve hezeyan olur. <;unki.i o vakit, bir tek gi.ine§i inkar ederken damlalar, kabarc1klar, kar taneleri saytsmca hakiki gi.ine§<:;ikleri kabul etmek laztm gelir. Her zerrecigin i<:;ine ancak bir zerre stgabildigi halde, onda koca bir gi.ine§in hususiyetlerinin var olduguna inanmak gerekir. Aynen oyle de, adeta bir strayla, her zaman hikmetle degi§en ve bir di.izen i<:;inde tazelenen §U muntazam kainatt gori.ip de Haltk-1 Zulcelal'i kusursuz s1fatlanyla tasdik etmemek, bundan daha berbat bir dalalettir, divaneliktir, bir deli sa<:;mas1d1r. <;unki.i aksi takdirde, her §eyde, hatta her bir zerrede mutlak bir ilahltk oldugunu kabul etmek laz1mdtr. Mesela, her bir hava zerresi, her <:;i<:;ege, meyveye, yapraga girip i§leyebilir. Eger Cenab-1 Hakk'm memuru olmazsa o zerrenin, i<:;ine gird@ her §eyin nas1l meydana geldigini, suretini ve mahiyetini bilmesi gerekir ki onlarda i§ini gorebilsin. Yani o zerre her §eyi ku§atan bir ilim ve kudrete sahip olmaltd1r. Ya da mesela, topragm her bir zerresinin birbirinden farkl1 bi.iti.in tohum ve <:;ekirdeklere yuva olmas1, onlann bi.iyi.imesini saglamas1 mi.imki.indi.ir. Eger toprak Cenab-1 Hakk'm memuru olmazsa, otlar ve


86

StiZLER

agac;lar say1smca, onlarm boy atmasm1 saglayacak manevl donamma ve makinelere sahip bulunmas1 gerekir. Veyahut onlarm nas1l meydana geldigini bilmesi, hepsine giydirilen suretleri tammas1, o agac;lara ve otlara bu suretleri dikebilecek bir sanat ve kudret vermesi laz1m gelir. Daha ba§ka varhklan da dii§lin; anlayacaksm ki, her §eyde ac;1kc;a, Cenab-1 Hakk'm birliginin c;ok delili var. Evet, bir §eyden her §eyi yapmak ve her §eyi bir tek §ey yapmak ancak her §eyin Halzk'zna has bir i§tir. 15 ~~ ~~ ~~ ~ ~bJ yuce fermanzna dikkat et. Demek, Vahid ve Ehad Yarat1c1 kabul edilmezse varlzklar sayzsznca i/ahz kabul etmek gerekir.

8

ikinci i§aret

Hikayede padi§ahm yaver-i ekreminden, en buyuk memurundan bahsedilmi§ ve §6yle denilmi§ti: Kor olmayan herkes, ni§anlanm gorunce o zatm, padi§ahm emriyle hareket ettigini ve onun has hizmetkan oldugunu anlar. i§te o yaver-i ekrem, Res0.1-u Ekrem'dir (aleyhissa/6.W vesselam).

Evet, l§lk nasil gune§i gerektiriyorsa, bu §ekilde donatilm1§ kainatm oyle mukaddes Sani'inin de boyle bir Res0.1-u Ekrem'i bulunmahd1r. <;unku nas1l gune§in varhg1 l§lk vermeksizin mumkun degilse, ulO.hiyetin de peygamberler gondermeyip kendini gostermemesi mumkun degildir. • Hem kusursuz bir guzelligin, tarif ve i§aret edici bir vas1ta ile kendini gostermek istememesi hie; mumkun mudur? • Gayet guzel, benzersiz bir sanatm, bir ilan edici vas1tas1yla butun dikkatleri uzerine c;ekip sergilenmek istememesi mumkun mudur? • Cenab-1 Hakk'm her §eyi ic;ine alan rubO.biyet saltanatmm, kuc;uk varhklardan olu§an say1s1z tabakada, birligini ve her §ey kendisine muhtac; oldugu halde hic;bir §eye muhtac; bulunmad1gm1, iki yonlu bir elc;i vas1tas1yla ilan etmek istememesi mumkun mudur? Evet, o zat (aleyhissa/6.W vesselam) iki yonludur: Engin kullugu yonuyle yaratilm1§larm ilahi dergahta elc;isi oldugu gibi, Allah' a yakmhg1 ve peygamberligi noktasmdan da o dergahm teblig memurudur. 15

"Hic;bir §ey yoktur ki Allah'1 hamd ile tesbih (tenzih) ediyor olmasm." (isra suresi,

17/44)


ONuNcu Soz 87

• Hem hi<:; mumkun mudur ki, sonsuz guzellige sahip bir Zat, guzelliginin inceliklerini, latifelerini birtak1m aynalarda gormek ve gostermek istemesin! Yani o Zat, isimlerinin gilzelliklerini sevgili bir resul vas1tas1yla gosterir. 0 resul hem O'nun sevgilisidir, kulluguyla kendini o Zat'a sevdirir, O'nun gilzelliklerine ayna olur; hem de el<:;isidir, O'nu mahlukatma sevdirir. • Hi<:; mumkun mudur ki, benzeri olmayan mucizelerle, hayret verici ve k1ymetli §eylerle dolu hazinelerin sahibi o Zat, ehil bir soz ustas1 ve milkemmel bir tarif edici vas1tas1yla gizli, kusursuz vas1flanm herkesin nazanna sunmay1 dilemesin! • Hi<:; mumkun mudur ki, bu kainah, butun isimlerinin kemalini bildiren e§siz varhklarla donatarak seyir i<:;in, hayret verici ve ince sanatlarla suslenmi§ bir saraya benzetsin de ona bir rehber tayin etmesin!1 6 • Hi<:; mumkun mudur ki, §U kainatm sahibi, onun yarahh§mdaki ve y1k1hp yeniden kurulacak olmasmdaki gayenin ne oldugunu, anla§Ilmas1 zor smm1 ve mevcudatla alakah "Nereden? Nereye? Necisin?" gibi il<:; zor sorunun cevabm1 bir el<:;i vas1tas1yla haber vermesin! • Hi<:; milmkiln mudur ki, §UUr sahiplerine kendini bu gilzel, sanath varhklarla tamtan ve k1ymetli nimetlerle sevdiren Sani-i Zulcelal, buna kar§ihk nzasmm ve onlardan isteklerinin ne oldugunu bir el<:;iyle bildirmesin! • Hi<:; mumkun mudur ki, insam §UUruyla pek <:;ok §eye muptela, kabiliyetleriyle engin bir kulluga haz1r surette yarahp da onun yuzunu bir rehber vas1tas1yla kesretten vahdete, yani insam Yarahc1smdan uzakla§hran say1s1z varhklann bulundugu alemden O'nun birligine <:;evirmek istemesin! Daha bunlar gibi pek <:;ok peygamberlik vazifesi var ki, hepsi uluhiyetin peygambersiz olamayacagma kesin birer delildir. Acaba alemde §U vas1flara ve vazifelere Hazreti Muhammed' den (aleyhissaldti.i vesse/am) daha ehil ve butiln bu s1fatlan kendinde toplayan bir insan ortaya <:;1km1§ m1d1r? Zaman, peygamberlik rutbesine ve teblig vazifesine ondan daha lay1k, daha uygun bir kimseyi gostermi§ 16

Peygamber Efendimiz (sallallahu a/eyhi ve sellem), bir rehber olarak gonderildigini buyurmaktad1r: ibn Mace, mukaddime 17; Darimi, mukaddime 32; et-Tayalisi, el-Milsned s. 298; ibni.i'l-Mi.ibarek, ez-Zilhd s. 488.


88

SOZLER

midir? Hayir, asla ve kat'a! .. 0, biltiln resullerin efendisidir. Bullin peygamberlerin imam1, bilrun asfiyanm reisidir, 17 Cenab-1 Hakk'a en yakm zattir, yaratilml§larm en mi.ikemmeli, rehberlerin sultamdir. Evet, hakikatleri ara§hnp delilleriyle bilen zatlarm ittifakla haber verdigi, aym yanlmas1 ve parmaklanndan su akmas1 gibi bine varan mucizesindeki had ve hesaba gelmez peygamberlik delillerinden ba§ka, kirk yoni.iyle bi.iyi.ik bir mucize ve bir hakikat denizi olan Kur'an-1 Azimi.i§§an, onun peygamberligini gi.ine§ gibi gostermeye yeter. Ba§ka risalelerde, bilhassa Yirmi Be§inci Soz'de Kur'an'm kirka yakm mucizelik yoni.inden bahsettigimiz ic;in burada klsa kesiyoruz.

Sakm, ";iu kilc;i.ici.ik insanm ne onemi var ki, bu koca di.inya onun, amellerinin hesabm1 vermesi ic;in kapansm ve ba§ka bir alem kurulsun?" diye di.i§ilnme. <.;i.inki.i §U ki.ic;i.ici.ik insan, yaratil1§1mn ku§ahc1hg1 itiban ile bi.irun varhklar ic;inde bir ustaba§l, ilahi saltanatm bir ilanc1s1 ve ki.illi bir kulluga mazhar oldugundan bi.iyi.ik klymete sahiptir. "insan klsac1k bir 6mi.irde nasil ebedi azaba mi.istahak olur?" diye de di.i§i.inme. Zira ki.ifi.ir, Samed Yarahcmm muhte§em sanatm1 anlatan bir mektup derecesindeki ve klymetindeki §U kainah manas1z, gayesiz bir seviyeye di.i§i.iri.ir. Ki.ifi.ir, kainah hor gorme oldugu gibi, her §eyde cilveleri, nak1§lan gorilnen, Cenab-1 Hakk'm bi.itiln mukaddes isimlerini inkar, ret ve O'nun adaletini, dogrulugunu gosteren smirs!Z delilleri yalanlama manasma geldiginden sonsuz bir cinayettir. Sonsuz cinayet ise sonsuz azab1 gerektirir.

Dordiincii i§aret Nasil ki hikayede gec;en on iki "suret'' ile §Unu gormi.i§llik: Boyle gec;ici misafirhane gibi bir memleketi bulunan padi§ahm, ha§metine ve bilyi.ik saltanatma yak1§Ir ba§ka, sabit, daimi bir memleketinin bulunmamas1 hic;bir §ekilde mi.imki.in degildir. Bu fani alemin baki Yarahc1smm buray1 var edip ebedi bir alemi yaratmamas1 da aym §ekilde mi.imki.in degildir. Evet, §U benzersiz fakat gec;ici kainatm ebedi Sani'inin buray1 17

Asfiya: Safiyet, takva ve kemal sahibi, peygamber varisi zatlar.


ONuNcu Soz 89

vlicuda getirip de baยงka, daiml' bir kainah yaratmamas1 hie;; milmkiln miidiir? Bir sergi, imtihan meydam ve tarla hilkmilndeki bu dilnyanm Hakim, Kadir ve Rahim Fatir' mm buray1 yarahp onun biltiln gayelerine mazhar olacak ahiret yurdunu yaratmamas1 imkans12dir! iยงte bu hakikate on iki "kap1"dan girilir. 0 kapilar on iki "hakikat" ile ac;;1hr. En k1sa ve basit olandan baยงlayahm:

BiRiNCi HAKiKAT Rububiyet ve saltanat kaprsrdrr. Rab isminin cilvesidir. Hie;; milmkiln mildilr ki, tecellisi olan fiillerle rububiyet, saltanahyla da uluhiyet, kusursuzlugunu g6stermek ic;;in boyle bir kainah gayet yilce gayeler ve yilksek maksatlarla yaratsm da o gayelere iman ve kullukla kan~1hk veren milminleri milkafatlandirmasm; inkar ve hor g6rmekle karยง1hk veren dalalet ehlini cezalandirmasm!

iKiNCi HAKiKAT Kerem ve rahmet kaprsrdrr. Kerim ve Rahim isimlerinin cilvesidir. Hie;; milmkiln mildilr ki, g6sterdigi eserlerle sonsuz c6mertlik, rahmet, izzet ve gayret sahibi olan ยงU alemin Rabbi, c6mertligine ve rahmetine lay1k milkafatlar, izzetine ve gayretine yakJยงJr cezalar vermesin! Evet, ยงU dilnyanm haline bakmca, en aciz ve zay1ftan 18 HA$iYE en kuvvetliye kadar her canhya ihtiyac1 olan rJZkm verildigi g6rillilyor. En zay1f ve en aciz canhya en iyi nz1k veriliyor. Her dertliye ummad1g1 yerden derman yetiยงtiriliyor. Oyle yilce bir c6mertlikle ziyafetler, ikramlar oluyor ki, her ยงeyde sonsuz bir kerem sahibinin elinin iยงledigini ac;;1kc;;a g6steriyor. Helal nzkm iktidar ile elde edilmedigine, aczden dolay1 verildigine kesin bir delil, giiยซSiiz yavrulann nziklanm kolayca kazanmas1 ve kuwetli canavarlarm yiyecek s1kmhs1 c;ekmesi; zekasIZ bahklarm semizligi ve zeki, kurnaz olan tilki ve maymun gibi hayvanlarm nz1k derdiyle viicutc;a zay1f diiยงmesidir. Demek ki nz1k, kuwet ve irade ile ters oranhhdir. Kuwetine ve iradesine giivenen, o derece gec;im derdine diiยงer.

18 HA$iYE


90 SozLER

Mesela o Zat, bahar mevsiminde butun agac;;lan cennet hurileri gibi adeta parlak ipekli elbiselerle giydirip, c;;ic;;ek ve meyvelerle susleyip bize hizmetkar yapar. Onlarm nazik hirer eli olan dallanyla c;;e§it c;;e§it, en tath, benzersiz yemi§leri bize ikram eder. Zehirli bir sinegin eliyle §ifah, tath bah yedirir. En guzel ve yumu§ak elbiseyi bize elsiz bir bocek vas1tas1yla giydirir. Buyuk bir rahmet hazinesini kuc;;uk bir c;;ekirdekte bizim ic;;in saklar. Butun bunlarm nasil giizel bir comertlik, ne kadar tath bir rahmet eseri oldugu ac;;1kc;;a goriilur. insandan ve baz1 canavarlardan ba§ka -giine§, ay ve yerkureden en kuc;;uk varhklara kadar- her §eyin vazifesini tam bir dikkatle yapmas1, hic;;birinin haddini zerrece a§mamas1 ve muazzam bir heybet altmda umumi bir itaatin bulunmas1, hepsinin buyuk bir Celal ve izzet Sahibi'nin emriyle hareket ettigini gosteriyor. ister bitki veya hayvan isterse insan olsun, butun varhklarm aciz ve zay1f yavrulanm §efkatle, 19 HA$iYE silt gibi ho§ bir g1da ile beslemesinde ne kadar geni§ bir rahmetin cilvesinin i§ledigi ac;;1kc;;a anla§1hr. Madem bu alemde tasarruf eden Zat'm boyle sonsuz comertligi, rahmeti, celal ve izzeti vardir. Elbette sonsuz celal ve izzet, edepsizlere hadlerinin bildirilmesini ister. Sonsuz comertlik, sonsuz ikram1 gerektirir. Sonsuz rahmet ise kendine lay1k ihsanda bulunmak ister. Halbuki bu fani dunyada ve k1sa omurde, denizden bir damla gibi, §U icraatm milyonlarca k1smmdan ancak biri gerc;;ekle§iyor, gorunuyor. Demek ki, o comertlige, o rahmete yak1§an bir saadet yurdu olacakhr. Yoksa gunduzu I§1g1yla dolduran giine§in varhgm1 inkar eder gibi, bu goriinen rahmetin varhgm1 inkar etmek gerekir. <;unku mutlak yokluk, §efkati belaya, sevgiyi yak1c1 bir ate§e, nimeti §iddetli bir cezaya, akh ugursuz bir alete ve lezzeti eleme c;;evirir. 0 zaman da rahmet hakikatinin ortadan kalkmas1 gerekir. Hem o celal ve izzete uygun bir ceza yeri olacakhr. <;unku c;;ogu Evet, mesela ac; bir aslanm zay1f yavrusunu kendi nefsine tercih ederek, buldugu eti yemeyip yavrusuna b1rakmas1, korkak tavugun yavrusunu korumak ic;in kopege, aslana saldirmas1 ve incir agacmm c;amur yiyerek yavrusu olan meyvelerine hfilis silt vermesi, sonsuz Rahim, Kerim, §efkat sahibi bir Zat'm emriyle hareket ettiklerini kor olmayana ac;1kc;a gosteriyor. Bitki ve hayvan gibi §Uursuz varhklann gayet §Uurlu ve hikmetli i§ler gormesi, onlan idare eden sonsuz ilim ve hikmet sahibi bir Zat'm varhg1na, zorunlu olarak, i§arettir. Onlar, o 2at'm ad1yla hareket ediyorlar.

19 HA$iYE


ONuNcu Soz

91

kez, zalim izzetiyle, mazlum zilletiyle kahyor, bu dtinyadan oyle goc;:tip gidiyorlar. Demek, hesap buyuk bir mahkemeye bzrak1/1yor, erteleniyor; yoksa gorulmeyecek degi/. 0 Zat bazen dtinyada da ceza verir. Gec;:mi§ c;:aglarda asi ve inatc;:1 kavimlerin helak olmas1 gosteriyor ki, insan ba§1bo§ degildir, her vakit bir celal ve gayret tokadma maruz kalabilir. Evet, btittin varhklar ic;:inde mtihim bir vazifesi ve kabiliyeti bulunan insana Rabbi bu kadar kusursuz, sanath nimetleriyle kendini tambr da, kar§1hgmda insan iman ile O'nu tammazsa; o Zat rahmetinin bunca stislti meyveleriyle kendini sevdirir de, kar§ihgmda insan ibadetle kendini O'na sevdirmezse; Rabbi ttirlti nimetleriyle sevgisini ve rahmetini gosterir, kar§ihgmda insan §tiktir ve hamd ile O'na htirmet etmezse hie;: mtimktin mtidtir ki cezas1z kalsm, ba§1bo§ b1rakilsm! izzet ve gayret sahibi Zat-1 Ztilcelal ona ceza c;:ekecegi bir zindan haz1rlamasm! Hem hie;: mtimktin mtidtir ki, o Rahman ve Rahim Zat; kendini tamtmasma kar§ihk iman ile O'nu tarnyan, kendini sevdirmesine kar§1hk ibadetle O'nu seven, sevdiren ve rahmetine §tiktirle, htirmetle kar§1hk veren mtiminlere bir mtikafat yurdu hazirlamasm, ebedi saadet vermesin!

0<;0NCU HAKiKAT Hikmet ve adalet kapis1d1r. Hakim ve Adil isimlerinin cilvesidir. Hie;: mtimktin mtidtir ki, 20 HAsivE zerrelerden gtine§lere kadar i§leyen hikmet, intizam, adalet ve dengeyle rububiyetinin saltanabm gosteren Zat-1 Ztilcelal, himayesine s1gman, iman ve kullukla o hikmete, adalete uygun hareket eden mtiminlere ikramda bulunmasm; ktiftir ve azgmhkla isyan eden edepsizlere hadlerini bildirmesin! Bu risalede "hi<; mi.imki.in mi.idi.ir ki" ifadesi <;ok<;a tekrar ediliyor, <;i.inki.i mi.ihim bir s1rn ifade eder. ~oyle ki: Kufilr ve inkarm <;ogu, iman esaslanrn akla uzak gbrmekten ileri gelir. inkarcilar, ha§ri akildan uzak ve imkans1z gori.ir. i§te Hw1ir Risalesi'nde, asil ak1ldan uzakl1gm, imkans1zhgm, manhks1zhgm, hatta mutlak imkans1zhk derecesinde zorlugun ki.ifi.ir ve inkar yolunda oldugu a<;1k bir §ekilde gbsterilmi§tir. Hakiki imkan ve akla uygunluk, hatta vi.icub (zorunluluk) derecesinde kolayhk, iman yolunda ve islamiyet caddesindedir. Kisacas1, yolunu §a§IrffiI§ felsefeciler imam akildan uzak gbrmekle inkara gider. Onuncu Soz, akildan uzakhgm ve manhks1zhgm hangi tarafta oldugunu "hi<; mi.imki.in mi.idi.ir ki" tabiriyle gosteriyor. inkarc1lann agzma bir §amar vuruyor.

20 HAsiYE


92

SbZLER

Halbuki bu gec:;ici dunyada o hikmete ve adalete lay1k i§lerin binde biri bile yerine getirilmiyor, hesap erteleniyor. Dalalet yolundakilerin c:;ogu cezasm1 c:;ekmeden, hidayet yolundakilerin c:;ogu da mukafat gormeden bu dunyadan goc:;up gidiyor. Demek, buyuk bir mahkemeye, daimf bir saadet yurduna birak1lzyor. Ac:;1ktir ki, §U alemde tasarruf eden Zat, sonsuz bir hikmetle i§ g6ruyor. Buna deli! mi istersin? Her §eyde bir fayda gozetilmesi bunun delilidir. insanm butun uzuvlannda, kemiklerinde, damarlannda, hatta butun hucrelerinde fayda ve hikmetler gozetildigini gormuyor musun? Hatta baz1 uzuvlara bir agacm meyveleri kadar hikmet ve fayda konulmas1, her §eyin yarahh§tnda son derece intizam bulunmas1, bu i§lerin sonsuz hikmet sahibi bir el tarafmdan goruldugunun delilidir. Evet, guzel bir c:;ic:;egin hassas programmm kuc:;ucuk bir tohuma yerle§tirilmesi, buyuk bir agacm fihristinin kuc:;ucuk bir c:;ekirdekte manevi kader kalemiyle yaz1lmas1, onlarda sonsuz hikmete sahip bir kalemin i§ledigini gosterir. Her §eyin yaratih§mda benzersiz bir sanat bulunmas1, onlann son derece hikmetle i§ goren bir Sani'in naki§lan olduguna i§aret eder. 0 Zat'm, §U kuc:;ucuk insan bedenine butun kainatm programm1, butun rahmet hazinelerinin anahtarlanm, butun isimlerinin aynalanm yerle§tirmesi, son derece guzel bir sanat ic:;indeki hikmeti gosterir. Acaba o Zat'm rububiyetinde hakim olan hikmetin; o rububiyetin kanatlan altma s1gmanlarm ve ona iman ile itaat edenlerin lutuf gormesini istememesi ve onlara ebedi ihsanlarda bulunmamas1 hie:; mumkun mudur? Kainatta i§lerin adalet ve denge ile goruldugune deli! mi istiyorsun? Her §eyin hassas mizanlarla, hususi olc:;ulerle var edilmesi, yerli yerine konulmas1, her §eye bu §ekilde suret giydirilmesi, bu i§lerin sonsuz bir adalet ve denge ile goruldugunu gosterir. Her hak sahibine kabiliyeti olc:;usunde hakkmm verilmesi, yani vucudunun butun ihtiyac:;lannm kar§Ilanmas1, ya§amas1 ic:;in gerekenlerin en uygun §ekilde yerine getirilmesi, sonsuz adalet sahibi bir elin varhgma i§aret eder.


ONuNcu Soz 93

Kabiliyet, fitri ihtiya<;; ve <;;aresizlik lisanlanyla istenen her §eye daima cevap verilmesi, smtrstz bir adaleti ve hikmeti gosterir. Acaba en kuc;uk bir canlmm en kuc;uk ihtiyacma yeti§en boyle bir adaletin ve hikmetin, insan gibi en buyuk canlmm beka gibi en buyuk ihtiyacm1 ihmal etmesi hi<;; mumkun mudur? Onun en buyuk talebini ve arzusunu cevapstz b1rakmas1, rububiyetin ha§metini ve kullannm hukukunu gozetmemesi mumkun mudur? Halbuki §U fani dunyada k1sa bir hayat gec;iren insan, oyle bir adaletin hakikatine mazhar olamaz ve olam1yor. Demek, bayilk bir mahkemeye b1rak1/1yor. Zira hakiki adalet, §U kuc;ucuk insanm, kuc;uklugu olc;usunde degil, vazifesinin ve i§ledigi cinayetin buyuklugu, mahiyetinin onemi olc;usunde mukafat ve ceza gormesini gerektirir. Madem ebediyet i<;;in yarattlan insan §U fani, gec;ici dunyada oyle bir adalete ve hikmete mazhar olmaktan c;ok uzakttr. Elbette Adil olan o Celll-i Zulcemal, Hakim olan o Cemll-i Zulcelal Zat'm ebedi bir cehennemi ve cenneti vardtr.

DORDUNCO HAKiKAT Comertlik ve giizellik kaprsrdrr. Cevacl21 ve Cemil isimlerinin cilvesidir. Hie; mumkun mudur ki, sonsuz bir comertlik, tukenmez servet, bitmez hazineler, benzersiz, olumsuz bir gilzellik ve kusursuz, baki bir kemal; bir saadet yurdu ve ziyafet makammda ebediyen kalacak muhtac; §ilkredenleri, kendisine arzu ve hayranhk duyan, ayna olan seyircileri istemesin? Evet, dunyay1 bu kadar nakt§h, sanath nimetlerle suslemek, ay ile gune§i ona lamba k1lmak, yeryuzunu bir nimet sofrast haline getirerek en gilzel yiyeceklerle doldurmak, meyveli agac;lan birer kap yaptp her mevsimde birc;ok defa yenilemek smtrstz bir comertligi gosterir. Boyle sonsuz bir comertlik, oyle tukenmez hazineler ve engin bir rahmet, ic;inde arzu edilen her §eyin bulundugu daimi bir ziyafet sofrast ve saadet yurdu ister. Hem kesinlikle ister ki, o ziyafetten lezzet alanlar orada ebediyen kalsm, yokluk ve aynhkla elem c;ekmesinler. Zira elemin bitmesi lezzet 21

Cevad: <;ok ihsan eden, comert.


94

SOZLER

oldugu gibi, lezzetin sona ermesi de elemdir. Halbuki oyle bir comertlik, elem c,;ektirmek istemez. Demek, baki bir cennet ve ic,;inde ebediyen kalacak muhtac,; misafirler ister. <;;unku sonsuz bir comertlik, sm1rs12ca ihsan etmeyi, nimet vermeyi diler. Sm1rs12 ihsan, sonsuz minnettarhk ve nimetler ister. Bu ise ihsana mazhar olan §ahsm varhgmm devamm1 ister, ta ki nimetlerden devamh istifade ederek o daimi nimetlere kar§t §likrunu ve minnettarhgm1 gostersin. Yoksa k1sa suren, yokluk ile ac1la§an az bir lezzet, oyle bir comertlige yakt§maz. ~u alemin her tarafmdaki, ilahi sanatm gortildugu sergilere bak. Bullin bitki ve hayvanlardaki Rabbani muhurlere dikkat et, 22 HN>iYE rubO.biyetin gtizelliklerini ilan eden peygamberlere ve evliyaya kulak ver. Nasil hep beraber Sani-i Zulcelal'in kusursuz icraatm1, 23 harika sanatlarma i§aret ederek gosteriyor, bildiriyor ve bakt§lan O'na c,;eviriyorlar! Demek, bu alemin Sani'inin pek muhim, hayret verici, gizli ve kusursuz vas1flan vard1r. Bu harika sanatlarla onlan gostermek ister. <;;unku gizli, kusursuz kemal, kendisini takdir edenlerin, begenip ma§allah diyerek seyredenlerin kar§tsmda sergilenmek ister. Daimi kemal, daima gorunmek ister; kendisini takdir edip begenenlerin devamh var olmasm1 diler. Zira fani bir takdir edicinin nazannda, kemalah vas1flarmm k1ymeti dti§er. 24 HN?iYE Hem kainatm yuzune yayilmt§ §U gayet glizel, sanatl1, parlak ve suslu varhklar, l§tgm gune§i gostermesi gibi, benzersiz, manevi bir Evet, kemik gibi kuru bir agacm ucundaki tel gibi incecik bir dalda bulunan gayet naki§h, siislii bir <;;ic;;ek ve gayet sanath, benzersiz bir meyve, elbette gayet sanatkar, mucize ve hikmet sahibi bir Yaraticmm sanatmm giizelligini §uur sahiplerine ilan eder. i§te bitkilere hayvanlan da kiyasla ... Bkz. "Yedi kat gogii birbiriyle tam uyum i<;;inde yaratan O'dur. Rahman'm yaratmasmda hic;bir nizamsizhk goremezsin. <;evir de bak goziinii, gorebilir misin bir kusur? Sonra tekrar tekrar goziinii c;;evir de bak, goziin bulamad1gmdan bir kusur, eli bo§ ve bitkin geri doner." (Miilk suresi, 67/3-4) HA$iYE Evet, darb1mesellerde gec;tigi gibi: Bir diinya giizeli, bir zaman kendisine a§lk olan basit bir adam1 huzurundan kovmu§. Adam teselli bulmak i<;;in onun hakkmda, "Ne kadar c;;irkindi!" demi§. 0 giizelin giizelligini inkar etmi§. Yine bir vakit bir ay1, gayet tath bir iiziim asmasmm altina girmi§. Oziimleri yemek istemi§ ama eli yeti§memi§. Asmaya da c;;1kamaymca teselli bulmak ic;;in kendi diliyle, "Bu iiziim ek§idir." diyerek giimleyip gitmi§.

22 HN>iYE

23

24


ONuNcu Soz

95

cemalin inceliklerini bildirir, e§siz ve sakh bir giizelligin latifelerini haber verirler. 25 ~iYE Kusurdan, noksandan armm1§ o giizellik, o mukaddes cemalin cilvesiyle, Cenab-1 Hakk'm her bir isminde c,;ok gizli defineler bulunduguna i§aret eder. i§te bu kadar e§siz, yuce, gizli bir giizellik; inceliklerini ve derecesini k1yaslayacag1 §eyleri, §UUr sahibi ve kendisine arzu duyan bir aynada seyretmek ister. Sevgili cemaline ba§kalannm nazanyla bakmak ic,;in gorlinmeyi de arzu eder. Yani kendi giizelligine iki §ekilde bakmak ister: Ba§ka ba§ka renkteki aynalarda bizzat seyrederek ve kendisine i§tiyak duyan seyircilerin, hayran takdir edicilerin gozuyle ... Demek ki, guzellik ve cemal, gormek ve gorlinmek ister. Gormek ve gorlinmek ise arzulu seyircilerin ve hayran takdir edicilerin varhgm1 gerektirir. Guzellik, ebedi oldugundan, kendisine arzu duyanlarm varhgmm devamm1 ister. <;unkti daimi bir glizellik, gec,;ici bir a§Iga razI oJariaz. Zira donmemek lizere yokluga mahkum olan bir seyircinin sevgisi, yokluk dli§lincesiyle dli§manhga cloner. Hayreti, hafife almaya; hurmeti, hor gormeye meyleder. <;unku bencil insan, bilmedigi §eye dti§man oldugu gibi, elinin yeti§medigine de kar§Idir. Sonsuz bir sevgiye, hadsiz bir §evk ve takdire lay1k olan bir guzellige, usru kapah bir dti§manhk, kin ve inkar ile kar§Ihk verir. i§te kafirin, Allah'm dli§mam olmasmm s1rn buradan anla§ihyor. Madem o sonsuz comertlik, o benzersiz giizellik ve o kusursuz vas1flar; §likredenlerin, onlara arzu duyanlarm ve takdir edicilerin ebedi olmasm1 gerektirir. Halbuki §U dunya misafirhanesinde herkesin biraz durup sonra hemen kayboldugunu goruyoruz. insan, o comertligin ihsamm ancak bir parc,;a tadar. i§tah1 ac,;1hr fakat yiyemeden gider. 0 gtizelligin ve kemalin de az bir I§Igma, belki zay1f bir golgesine ancak bir an bak1p doymadan dunyadan aynhr. Demek, daimf bir seyir yerine gidiliyor. Krsacasr: $u alem her §eyiyle Sani-i Ziilcelal'in varlzgmm kesin delili oldugu gibi, o Yiice Sani'in szfatlan ve kutsf isimleri de ahirete i§aret eder, onu gosterir ve gerektirir. Ayna gibi varhklar birbiri ardmca yok olup gittikten sonra arkalarmdan gelenlerin ustiinde ve yuzlerinde aym gtizelligin cilvesinin bulunmas1, o giizelligin onlara ait olmad1gm1, onlarm munezzeh ve mukaddes bir cemale i§aret ettiklerini gosterir.

25 HAfiiYE


96 SozLER

BE~iNCi HAKiKAT Hazreti Muhammed'in (a/eyhissa/ata vesselam) kullugu ve ~efkat kap1s1dir. Mucib 26 ve Rahim isimlerinin cilvesidir. En kuc;:uk canlmm en basit ihtiyac1m g6rup tam bir §efkatle, ummad1g1 yerden ona el uzatan ve en gizli bir mahhlkunun en gizli sesini i§itip ona yard1m eden, ha! diliyle ve s6zle istenen her §eye cevap veren sonsuz §efkat ve merhamet sahibi bir Rab; hi<; mumkun mudur ki, en buyuk kulunun, 27 HA~iYE en sevgili mahhlkunun en buyuk ihtiyacm1 g6rup de kar§tlamasm, en yuce duay1 i§itip kabul etmesin! Evet, mesela zay1f, yavru hayvanlann nz1k ve terbiyelerinde g6rlilen !Utuf ve kolayhk, §U kainatm Malikinin rubO.biyetindeki sonsuz rahmeti g6steriyor. Rububiyetinde bu derece rahmet ve §efkat bulunan bir Zat, hi<; mumkun mudur ki, varhklarm en faziletlisinin, en ustununun en guzel duasm1 kabul buyurmasm! On Dokuzuncu Soz' de izah edilen §U hakikati burada tekrar §6yle s6yleyelim: Ey nefsimle beraber beni dinleyen arkada§! Temsill hikayede, "Herkes bir adada toplanm1§. Padi§ahm yaver-i ekremi, en buyuk memuru bir nutuk okuyor." demi§tik. 0 hikayenin i§aret ettigi hakikat §Udur: Gel! Bu zamandan s1ynltp hayalen Saadet Asn' nave Arap yanmadasma gidelim. Resul-u Ekrem'i (aleyhissa/ata vesselam) vazife ba§tnda, kullugunu yerine getirirken g6rup ziyaret edelim. Bak! 0 zat nas1l peygamberligiyle, hidayetiyle ebecli saadetin var edilmesinin ve ona ula§manm sebebiyse, kullugu ve duas1yla da o saadete ve cennetin yarahlmasma vesiledir. 26 27

Mucib: Her duaya cevap veren. HA~iYE Evet, bin uc; yuz elli sene suren saltanah bugQn de devam eden, o zamandan beri uc; yliz elli milyondan fazla insanm yolundan gittigi [bu rakam buglin dort misline 9km1§hr], ummetinin her gun kendisine baghhgm1 yeniledigi, mukemmelligine §ahitlik ettigi, tam bir itaatle emirlerine boyun egdigi, yeryuzunun yansm1 ve insanhgm be§te birini manevi rengine boyayan, onlann kalblerinin sevgilisi ve ruhlanmn terbiye edicisi olan o zat, elbette, §U kainatta tasarruf eden Rabbin en buyuk kuludur. Kainattaki pek c;ok varhk o zatm mucizesinin birer meyvesini ta§imak suretiyle onun vazifesini ve memuriyetini alki§hyor. Elbette o zat, §U kainatm Hahk'mm en sevgili kuludur. insanhgm her §eyiyle arzulad1g1 beka gibi insam en a§ag1 seviyeden en yuce mertebeye c;1karan bir dilegi, elbette o en buyuk kul herkes adma, butun ihtiyac;lara cevap veren Cenab-1 Hak'tan isteyecektir.


ONuNcu Soz

97

i§te bak! 0 zat, dairesi oyle geni§ bir namazda, oyle yuce bir ibadetle ebedi saadet ic_;in dua ediyor ki, adeta bu yanmada, hatta butun yeryuzu onunla birlikte namaz k1lar, niyaz eder. <:;unku onun kullugu, ummetinin kullugunu kapsad1g1 gibi, muvafakat (birbirine uygunluk) sirr1yla, butun peygamberlerin kulluk hikmetlerini de ic;erir. Hem o geni§ dairedeki namaz1 oyle buyuk bir cemaatle k1lar ve dua eder ki, adeta Hazreti Adem' den asnm1za kadar gelmi§, hatta ktyamete kadar gelecek butun nurani ve kamil insanlar ona uyup duasma "amin" derler. 28 HA$iYE Bak! 0 zat herkesin muhtac_; oldugu beka ic_;in dua ediyor. Sadece yeryuzundekiler degil, belki gok ehli, hatta butun varhklar duasma ortak olup hal diliyle, "Ey Rabbimiz! Evet, onun istediklerini ver, duasm1 kabul et. Biz de istiyoruz." diyorlar. Hem bak, ebedi saadeti oyle huzunle, a§kla, i§tiyakla, oyle tevazu ile yalvararak istiyor ki, 29 butun kainatt aglattp duasma ortak ediyor. Oyle bir gaye ic_;in saadet dileyip dua ediyor ki, insam ve butun varhklan a§ag1lann en a§ag1s1 olan mutlak fanilik seviyesine dli§mekten, k1ymetsizlikten, faydas1zhktan, gayesizlikten; en yuksek mertebe olan bekaya, k1ymete, yuce vazifeye, Samed Yarattcmm bir mektubu derecesine 9kanyor. Bak! Oyle yuksek, oyle yakaran bir sesle istiyor ve oyle tat11, oyle merhamet dileyen bir niyaz ile yalvanyor ki, adeta sesini butun varhklara, goklere, ar§a i§ittirip onlan kendinden gec_;irerek duasma "Amin Allah1m, am in" dedirtiyor. 30 HA$iYE Evet, saadet asrmdan bugtine kadar timmetin btittin salat ve selamlan ResCtl-u Ekrem'in (aleyhissa/atii vesse/am) duasma birer amin ve umumi bir i§tiraktir. Hatta ona getirilen her salavat, timmetinin her bir ferdinin her namazda ona salat ti selam getirmesi, kametten soma $afiilerin dua etmesi onun ebedi saadet hususundaki duasma gayet kuvvetli ve umumi bir "amin"dir. i§te btittin insanhgm hal diliyle, btittin kuwetiyle istedigi beki'ty1 ve ebedi saadeti, insanhk adma Zi'tt-1 Ahmediye (aleyhissa/atii vesse/am) istiyor ve insanhgm hayirhlan, onun arkasmda amin diyor. Acaba §U duanm kabule lay1k olmamas1 hie; mtimktin mtidtir? Bkz. Tirmizi, deavat 30. HA$iYE Evet, §U alemi idare eden Zat'm btittin tasarruflarmm §UUrla, ilimle, hikmetle gerc;ekle§tigi ac;1kc;a gortildtigti halde, o Zat'm, kullan ic;indeki en sec;kin ferdin hareketlerinden habersiz olmas1 hic;bir §ekilde mtimktin degildir. Hem o Mutasarnf-1 Alim' in, o sec;kin kulunun hareketlerinden ve dualanndan haberdar oldugu halde ona kar§I kay1ts1z kalmas1, hic;bir §ekilde mtimktin degildir. = >

28 HA$iYE

29 30


98 SozLER

Saadeti ve bekay1 oyle Semi (her §eyi i§iten) ve Kerim bir Kadir' den, oyle Basir (her §eyi duyan) ve Rahim bir Alim' den istiyor ki, o Zat, en kuc;uk canlmm en gizli arzusunu, yakan§ml gorur, i§itir, kabul buyurur ve ona merhamet eder. Yap1lan dua hal diliyle de olsa cevap verir. Bunu, her §eyi gbrerek byle hikmetle, merhametle yapar ki, o terbiyenin ve idarenin Semi', Basir, Kerim ve Rahim bir Zat'a has olduguna §tiphe b1rakmaz. Btittin insanhg1 arkasma ahp, §U yerytiztinde Ar§-1 Azama dogru el kaldmp insanm kullugunun bztinti ic;eren "ubudiyet-i Ahmediye" 31 (aleyhissa/ata vesselam) hakikati ic;;inde dua eden, insanhgm en §ereflisi, zaman ve mekanm ic;;inde benzeri olmayan Fahr-i Kainat3 2 (aleyhissa/ata vesse/am) acaba ne istiyor, dinleyelim: Bak! Kendine ve timmetine ebedi saadet istiyor. Beka ve cennet istiyor. Hem de bunu, varhklann aynasmda gtizelliklerini gbsteren, Cenab-1 Hakk'm btittin kutsi isimleriyle istiyor, o isimlerden §efaat talep ediyor, gortiyorsun. Eger ahireti gerektiren say1s1z sebep ve delil olmasayd1, yalmz o zatm tek duas1 bile, Hahk-1 Rahlm'in kudretine bahanm1zm yaratlh§l kadar hafif gelen cennetin var edilmesine vesile olurdu. 33 HA$iYE Evet, baharda yerytiztinti bir mah§er haline getiren, oltimden sonra Hem her §eyi diledigince idare eden Kad:ir-i Rah:im'in, o kulunun dualarma kay1ts1z kalmad1g1 halde o dualan kabul etmemesi mumkun degildir. Evet, Zat-1 Ahmediye'nin !aleyhissaliltu vesselam) nuruyla alemin §ekli degi§mi§tir. insamn ve butun kainatm hakiki mahiyetleri o nur ile meydana <;1km1§ttr. !';iu kainattaki varhklarm, Samed Yarattcmm isimlerini okutan birer mektup, birer vazifeli memur ve bekaya mazhar, k1ymetli, manidar birer mahluk olduklan anla§1lm1§ttr. Eger o nur olmasayd1, her §ey mutlak fanilige mahkum ve ktymetsiz, manas1z, faydastz, abes, karmakart§Ik, tesad\if oyuncagt, evhamh bir karanhk i<;inde kahrdt. i§te §U sirdandtr ki: insanlar Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/iltii vesselam) duasma amin dedikleri gibi, yerden goklere, seradan sureyyaya kadar butun varhklar da onun nuruyla iftihar edip ona alaka gosteriyor. Zaten Allah ResulU'nun (aleyhissaliltii vesselam) kullugunun ruhu, duad1r. Kainattaki hareketler ve gorUlen vazifeler de bir <;e§it duad1r. Mesela bir <;ekirdegin hareketi, bir aga<; olmak i<;in Yarattc1sma bir duad1r. 31 Peygamber Efendimiz'in kullugu. 32 Fahr-i Kainat: Kainatm iftihar vesilesi. 33 HA$iYE Evet, ahirete nispeten gayet dar bir sayfa hukmunde olan yeryuzunde had ve hesaba gelmez harika sanat numunelerini, ha§ir ve kiyametin misallerini gostermek ve li<; yuz bin kitap hukmundeki muntazam eserleri, o tek sayfada hatas1z yaz1p i§lemek, elbette geni§ ahiret aleminde g\izel ve muntazam cennetin yarattlmasmdan daha zordur. Evet, cennet bahardan ne kadar yuksek ise bahar bah<;elerinin yarattlmas1 da cennetin yaratilmasmdan o derece zor ve hayret vericidir, denilebilir.


ONuNcu Soz 99

dirili§in yuz binlerce numunesini gosteren Kadir-i Mutlak'a, cennetin yarattlmas1 nasil ag1r gelebilir? Nas1l ki Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/atu vesse/am) peygamberligi, §U imtihan meydanmm ac;1lmasma sebebiyet vermi§ ve o, L<l .3'1 j .3'1 j 34 .!J')J\11 ~ smma eri§mi§tir. Aym §ekilde, onun kullugu da ebedl saadet a\eminin yarahlmasma vesiJe oJmu§tUr. Hie; mumkun mudur ki, §U alemin butun ak1llan hayrette b1rakan duzeni, geni§ rahmet ic;indeki kusursuz sanat ve rububiyetin benzersiz guzelligi, o duaya cevap vermemekle c;irkinligi, merhametsizligi, intizams1zhg1 kabul etsin! En ufak, en onemsiz istekleri, sesleri noksans1z i§itip ihtiyac;lan kar§Ilasm da, en muhim, luzumlu arzulan k1ymetsiz gorup i§itmesin, anlamasm, cevaps1z b1raksm! Ha§a ve kella, yuz bin defa ha§a! Boyle bir guzellik, oyle bir c;irkinligi kabul edip c;irkin hale gelemez. 3s HN;iYE Demek, Resul-u Ekrem (aleyhissa/atu vesselam) peygamberligiyle dunyamn kap1sm1 ac;hg1 gibi, kulluguyla da ahiretin kap1sm1 ac;m1§hr.

D~ ~ ~j ~µiii ,~~I ->bj lj.iJ1 ~1 ~_;JI ..Sly.lo~ ·"I.ti

lf->

~L.;-, ~WI ~.) , ~ : , _,:j5d1, ~ ,, • .) • , c:.p :. r u;f~j\

36-;

\-;

~

lll ,, , ~I .. ~ di1, di'J'"", ->.J

~~\ 3;j ~;~1 ~jj \,,,~\\,-; ,q\\; ..(,\,'·\ T.::.:-; ,ot~, JY::,)j

~ ~_r--3 ~ ~ ,,Y-~'-5'""'3 ~

'~

J\ ;;:.,

3 ,, '-5'""'3

"Sen olmasaydm, alemleri yaratmazd1m.": AliyyUlkari, el-Esraru'l-Merfua s. 385; el-Acluni, Ke§fu'/-Hafa 2/214; e§-$evkani, el-Fevaidu'l-Mecmua s. 326. Aynca yakm ifadeler ic;;in bkz. et-Taberani, el-Mu'cemu'l-Evsat 6/314; et-Taberani, el-Mu'cemu's-Sagfr 2/182; el-Halla!, es-Sunne 1/237; el-Hakim, e/-Mustedrek 2/672; el-Beyhaki, De/ailu'n-Nubuvve 5/489; ed-Deylemi, el-Musned 5/227. 35 HAsiYE Evet, hakikatlerin ba§ka bir §eye donii§mesi, ittifakla, imkans1zd1r. Bir §eyin kendi z1ddma donmesi ise imkans1z ic;;inde imkans1zdir. Ve bin derece imkans1z olan, bir §eyin hem kendi mahiyetinde kalmas1 hem de z1ddmm ayms1 olmas1d1r. 34

Me5ela., 5omuz bir gtizellik, ha.kiki guzellik iken ha.kiki c;irkinlik ola.maz. i§te §U or-

36

nekte, gozle gorulen ve varhg1 kesin olan bir rububiyetin guzelligi, kendi mahiyetinde daim iken, c;;irkinlige donii§emez. Bunun aksini soylemek, ak1l dI§I ve bah! orneklerin en tuhafid1r. Rahman olan Cenab-1 Hakk'm (celle celdlilh), dunya ve cennetler dolusu rahmeti, Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) uzerine olsun. Allah1m! Kulun ve resulun, iki cihanm efendisi, iki alemin iftihar kaynag1, iki dunyamn hayati, iki cihan saadetinin vesilesi, zulcenaheyn (iki tarafh), cinlerin ve insanlann peygamberi olan Habibine, buhln al ve ashabma, nebi ve resul karde§lerine salat ve selam et. Amin.


100 SOZLER

ALTINCI HAKiKAT Ha~met

ve ebediyet kap1s1d1r. Celil ve Baki isimlerinin cilvesidir. Hi<; miimkiin miidiir ki, giine§lerden, aga<;lardan zerrelere kadar biitiin varhklan itaatkar birer asker hiikmiine getirip idare eden bir rububiyetin ha§meti, §U diinya misafirhanesinde ge<;ici bir hayat siiren peri§an fanilerin iistiinde dursun da, baki bir saltanat dairesini ve rububiyetin tecelli edecegi ebedi, yiice bir makam1 yaratmasm! Evet, §U kainatta mevsimlerin degi§mesi gibi ha§metli icraatlar, gezegenlerin u<;ak misali hareketleri gibi muazzam i§ler, yerkiirenin insana be§ik, giine§in lamba olmas1 gibi emirle meydana gelen miithi§ haller ve olmii§, kurumu§ yeryiiziinii diriltmek, siislemek gibi biiyiik degi§imler, perde arkasmda her §eye giicii yeten bir terbiye edicinin muhte§em bir saltanatla hiikmettigini gosteriyor. Boyle bir rububiyet saltanati, kendine lay1k kullar ve mazharlar ister. Halbuki mahiyeti her §eyi i<;ine alan en kiymetli kullarm, §U diinya misafirhanesinde peri§an bir surette, ge<;ici olarak topland1klanm goriiyorsun. Bu misafirhane her giin dolar, bo§altr. Bullin o kullar, hizmet ve tecriibe i<;in §imdilik §U imtihan meydanmda bulunuyorlar. Meydan, her saat degi§iyor. Hepsi, Sani-i Ziilcelal'in k1ymetli ikramlannm orneklerini ve harika, benzersiz bir sanatla yaratilm1§ eserlerini alem <;ar§tsmm sergilerinde, ticaret nazanyla birka<; dakika durup seyrediyor, sonra kayboluyor. Su sergiler ise her an degi§tiriliyor. Gelen gider, giden gelmez. i§te bu vaziyet a<;1k<;a gosteriyor ki, §U misafirhanenin, §U meydanm ve sergilerin arkasmda, ebedi bir saltanata mazhar olacak daimi saraylar, meskenler, §U diinyada gordiigiimiiz numunelerin ve suretlerin en halis, en yiiksek as1llanyla dolu baglar ve hazineler vardir. Demek, buradaki <;abalar oras1 i<;indir. Cenab-1 Hak burada <;ah§tmr, orada iicret verir. Herkesin orada, hazirhgma gore -eger kaybetmezse- bir saadeti olacaktir. Evet, oyle ebedi bir saltanatm §U fani, ge<;ici §eylerin iistiinde durmas1 imkans1zdir. Bu hakikate, §U temsilin diirbiiniiyle bak: Mesela sen yolda giderken bir han goriiyorsun. Biiyiik bir zat o ham misafirlerine yapmt§. Onlann bir gece gezmeleri ve ibret almalan i<;in hanm siislenmesine milyonlarca altm sarf etmi§.


ONuNcu Soz 101

Misafirler o suslemelerin pek azma k1sa bir sure bak1p, o nimetlerden biraz tad1p doymadan gidiyorlar. Fakat her misafir kendine has fotograf makinesiyle handa gordtiklerinin suretini ahyor. Hamn sahibi olan buyuk zatm hizmetkarlan da misafirlerin hareketlerini c;;ok dikkatle kaydediyor. Ve goruyorsun ki, o zat her gun, o k1ymetli suslerin c;;ogunu bozup gelecek yeni misafirler ic;;in ba§ka suslemeler yap1yor. Bunu gbrdukten sonra, yola §U ham yapan zatm daimi, pek ihti§amh meskenlerinin, tukenmez, k1ymetli hazinelerinin bulundugundan ve onun sonsuz comertliginden hie;; §Uphen kahr m1? 0 zat, §U handa yaptig1 ikram ile kendi makammda bulunan asil nimetlerine kar§I misafirlerinin i§tahm1 ac;;iyor ve onlar ic;;in haz1rlad1g1 hediyelere heveslerini uyandmyor. Aynen bunun gibi, dunya misafirhanesindeki vaziyete sarho§c;;a degil dikkatlice baksan §U dokuz esas1 anlarsm: Birinci Esas: 0 han gibi bu dunya da kendisi ic;;in var edilmemi§tir. Onun, bu sureti kendi kendine almas1 imkans1zd1r. Dunya, canhlann kafile kafile gelerek konup goc;;tukleri, surekli dolup bo§alan, hikmetle yap1lm1§ bir misafirhanedir. ikinci Esas: $u hanm ic;;inde oturanlar misafirdir. Rabb-1 Kerim, onlan selamet yeri olan cennete davet ediyor. 37 U~iincii Esas: $u dunyadaki suslemeler, guzellikler yalmz lezzet almak veya gezip gbrmek ic;;in degildir. <;unku biraz lezzet verse, aynhkla uzun zaman elem c;;ektirir. Dunya lezzetlerini tattmr, i§tahm1 ac;;ar fakat seni doyurmaz. Zira ya onun omru k1sad1r ya da senin ... Doymaya yetmez. Demek, k1ymeti yuksek, muddeti k1sa olan §U susler ve guzellikler, ibret38 HA~iYE ve §Ukur ic;;indir; daimi olan asil guzelliklere te§vik ve ba§ka, c;;ok yuce gayeler ic;;indir. 37

38

Selamet yeri olan cennet (daru's-selam) i~in bkz. YD.nus sD.resi, 10/25; En'am sD.resi, 6/127. HA~iYE Evet, madem her §eyin k1ymeti, ince sanati gayet yuksek ve guzel oldugu halde muddeti k1sa, omru azd1r. Demek ki, bunlar numunelerdir, ba§ka §eylerin sureti hukmundedirler. Ve madem bunlar, misafirlerin bak1§lanrn as1llanna ~eviren bir mahiyettedir. Oyleyse §U dunyadaki o ~e§itli gQzellikler, nimetler, elbette bir Rahman-1 Rahim'in rahmetiyle, sevdigi kullanna hazirlad1g1 cennet nimetlerinin numuneleridir, denilebilir ve oyledir.


102 SozLER

Dordiincii Esas: Su dilnyadaki goz ahc1 nimetler, 39 HN?iYE cennette milminler ic;;in Rahman'm rahmetiyle hazirlanan nimetlerin ornekleri, suretleri hiikmiindedir. Be~inci Esas: Su sanat11, fani §eyler, biraz gorilniip kaybolmak ic;;in degil; k1sa bir zaman var olup istenen vaziyetlere girmeleri, suretlerinin ahnmas1, manalarmm bilinmesi, neticelerinin kaydedilmesi, mesela cennette ebediyen kalacaklara daimi manzaralar haz1rlanmas1 ve beka aleminde ba§ka gayelere vesile olmak ic;;in yaratilm1§hr. Her §eyin beka ic;;in yaratild1g1, g6rilnii§teki faniligin vazifenin Evet, her varhgm c;e§itli gayeleri ve hayatmm tiirlii neticeleri vardir. Onlarm varhg1, inkarctlarm ve dalalet yolundakiiklerin zannettigi gibi diinyaya, nefse bakan gayelerden ibaret degildir. Oyle olsayd1, abes ve hikmetsiz bir hal ahrd1. Her §eyin varolu§ gayesi ve hayatmm neticeleri ii<; k1s1md1r: Birincisi ve en yiicesi, Yarattc1sma bakar: 0 §eye takttg1 sanat harikalanm ~ahid-i Ezeli'nin nazarma gec;it resmi suretinde arz etmektir. Zira o nazara kar§I bir an ya§amak yeter. Hatta viicuda gelmeden, potansiyel halde, niyet hiikmiinde olan kabiliyet yine kafidir. i§te hizla yok olup giden giizel varhklar ve viicuda gelmeyen, yani siimbiil vermeyen birer sanat harikas1 olan c;ekirdekler, tohumlar tamamen bu gayeyi g6sterir. Faydasizhk ve abes onlara ugramaz. Demek, hayattyla, varhg1yla Yilce Yarattc1'nm kudret mucizelerini ve sanat eserlerini sergileyip yine o Sultan'm nazarma arz etmek her §eyin birinci gayesidir. ikinci krsrm, §Uur sahibi varhklara bakar. Her §ey, Sani-i Ziilcelal'in hakikatleri bildiren birer mektubu, tatl1 birer kasidesi, hikmetli birer kelimesi hiikmiindedir ki, meleklerin, cinlerin, hayvanlann ve insanlann nazarma sunulur, onlan durup dii§iinmeye davet eder. Demek ki, ona bakan biitiin §uur sahibi varhklar ic;in ibretli bir tefekkiir vesilesidir. Ufiincii krsrm, o §eyin nefsine bakar. Lezzet ic;inde, rahat ya§amak gibi kiic;iik neticelerdir. Mesela, bir sultanm biiyiik gemisinde diimencilik eden bir hizmetkarm vazifesindeki gayenin yiizde biri kendi kiic;iik iicretine, yiizde doksan dokuzu sultana aittir. Bunun gibi, her §eyin nefsine ve diinyaya ait gayesi bir ise, Yarattc1sma ait gayesi doksan dokuzdur. Gayelerin c;oklugunda, birbirine zit g6riinen hikmet ve iktisat ile sonsuz c6rriertligin bir arada bulunmasmm s1m §Udur: Bir gayede comertlik hiikmeder, Cevad (c;ok ihsan eden, c6mert) ismi tecelli eder. Meyveler, tohumlar, o tek gaye ic;in hesaps1zd1r, sonsuz c6mertligi g6sterirler. Fakat umumi gayeler bak1mmdan hikmet hiikmeder, Hakim ismi tecelli eder. Bir agacm ne kadar meyvesi varsa belki her meyvenin o kadar gayesi vardir. Bunlar soyledigimiz §U ii<; k1sma aynhr. Bullin bu gayeler, sonsuz bir hikmeti ve iktisad1 g6steriyor. Zit gibi g6riinen sonsuz hikmet, sonsuz c6mertlikle bir arada bulunuyor. Mesela ordunun bir gayesi, asayi§i saglamakttr. Bu gaye ic;in yeterli say1da, hatta daha fazla asker vard1r. Fakat smm korumak ve dii§manla sava§ gibi diger vazifeler ic;in, bu mevcut ancak yeter. Bunlar tam bir hikmetle dengededir. i§te hiikiimetin hikmeti, ha§met ile bir arada bulunuyor. 0 halde, o orduda fazlahk yoktur, denilebilir.

39 HNJiYE


ONuNcu Soz 103

tamamlanmas1 ve terhis manasma geld@ §Uradan anla§thyor: Fani bir §ey, bir yoniiyle yokluga gider fakat pek c;:ok yoniiyle baki kahr. Mesela, kudret kelimelerinden olan §U c;:ic;:ege bak! Bize k1sa bir sure tebessiim ederek bakar, sonra hemen yokluk perdesinde saklamr. Ag1zdan c;:1kan fakat binlerce misalini kulaklara btrakan bir kelime gibidir; kendisini gorenler say1smca, manalanm bakile§tirir. Vazifesi olan manay1 ifade ettikten sonra, onu goren her §eyin haf1zasmda resmini ve her bir tohumunda manevi mahiyetini b1rak1p oyle gider. Adeta her haf1za ve her tohum, onun guzel suretini muhafaza etmek ic;:in birer fotograf makinesi ve varhgmm devam1 ic;:in birer menzildir. En basit hayat mertebesindeki sanath bir varhk boyleyse, en yiiksek hayat tabakasmdaki, olumsuz bir ruha sahip insanm beka ile ne kadar alakadar oldugu anla§thr. <;ic;:ekli ve meyveli koca bitkilerin hel' birinin ruha bir parc;:a benzeyen olu§um kanunlan ve sureti, tam bir intizamla, karmakan§tk degi§imler strasmda, zerre kadar tohumlarda saklamr. Oyleyse her §eyi ic;:inde bannd1ran ve yuksek bir mahiyetteki, haricl bir vucut giydirilmi§, §UUr sahibi, nuranl bir kanun-u emrfl0 olan insan ruhunun da beka ile ne derece irtibatmm ve alakasmm bulundugu anla§thr. Altmci Esas: insan, istedigi yerde gezinmesi ic;:in ipi bogazma dolamp da ba§tbo§ b1rak1lm1§ bir hayvan gibi degildir. Aksine, butun amellerinin sureti ahmr ve butun fiilleri bir hesap ic;:in kaydedilir. 41 Yedinci Esas: Guz mevsiminde, yaz ve bahar aleminin guzel varhklarmm yak olmast idam degil, vazifelerinin tamamlanmas1yla terhisleridir. 42 HA$iYE Yeni baharda gelecek canhlar ve yeni vazifeliler ic;:in yer haz1rlamaktir. ~uur sahiplerine vazifesini unutturan gaflete ve §likru unutturan sarho§luga kar§I ilahl bir ikazd1r. Sekizinci Esas: ~u fani alemin ebedi Sani'inin ba§ka, baki bir alemi vardtr, kullanm oraya sevk ve te§vik eder. 4

° Kanun-u emri: Cenab- Hakk'm emir aleminden gelen kanun.

41

Bkz. Kehf suresi, 18/49; Kaf suresi, 50/17-18; infitar suresi, 82/10-12. Evet, rahmetin erzak hazinelerinden olan bir agacm dallarmm ucundaki meyveler, c;ic;ekler, yapraklar ihtiyarlay1p vazifeleri sona erince gitmelidirler ki, arkalarmdan gelenlere kap1 kapanmasm. Yoksa rahmetin enginligine ve arkadan gelecek benzerlerinin hizmetine set c;ekilir. Hem o meyveler, tazeliklerinin sona ermesiyle c;ilrilr. i§te bahar da, mah§er gibi kalabahk, meyveli bir agac;hr. Her asirdaki insanhk alemi, ibret veren birer agac;hr. Yeryilzil ise ic;inde benzersiz eserlerin topland1g1, meyveleri ahiret pazanna gbnderilen, hayret uyandiran bir agac;hr.

42 HA$iYE


104 SOZLER

Dokuzuncu Esas: Oyle bir Rahman, oyle bir alemde, has kullarma oyle ikramlar sunacak ki, ne goz g6rm0.§, ne kulak i§itmi§, ne de §imdiye kadar kimsenin aklmdan ge<;mi§tir. 43 Amenna ...

YEDiNCi HAKiKAT Muhafaza ve goriip gozetme kap1s1d1r. Hafiz44 ve Rakib 45 isimlerinin cilvesidir. Hi<; mumkun mudur ki, yuce bir fitrattaki, yeryuzunun halifeligi gibi yuksek bir rutbedeki46 ve 'emanet-i kubra'ya47 sahip <;1kmakla vazifeli insanm kainattaki rububiyete temas eden amelleri; gokte ve yerde, karada ve denizde, ya§ kuru, ku<;ilk buyuk, basit veya k1ymetli her §eyi tam bir intizam ve dengeyle koruyup gozeten, bir tur hesapla onlarm neticelerini eleyen bir muhafaza i<;inde kaydedilmesin! Yaphklan hesap eleginden ge<;irilmesin, adalet terazisinde tarhlmasm ve insan hak ettigi cezay1 <;ekip mukafah g6rmesin! Hayir, asla!.. Evet, §U kainah idare eden Zat, her §eyi bir duzen ve denge i<;inde kaydediyor. Bu, ilim ile hikmetin, irade ile kudretin neticesidir. Her varhgm gayet sanath, muntazam ve dengeli yarahld1gm1 g6ruyoruz. Bir canlmm hayah boyunca degi§tirdigi suretler muntazam oldugu gibi, gene! hali de bir ahenk i<;indedir. Zira goruyoruz ki, Hafiz-1 Zulcelal, vazifesinin bitmesiyle 6mrune son verilen ve §U gorunen alemden g6<;ilp giden her §eyin bir<;ok suretini koruyucu levhalar hukmundeki488A$iYE haf1zalarda ve bir llir misali' aynalarda sakhyor. Onlann hayat programlanm <;ekirdeklerine, meyvelerine nak§edip yaz1yor. Gbrunen ve gorunmeyen aynalarda bakile§tiriyor. Mesela, insanm haf1zas1, agacm meyvesi, meyvenin <;ekirdegi ve <;i<;egin tohumu, bu muhafaza kanununun ne <;ok §eyi ku§att1g1m g6steriyor. Bkz. Secde sO.resi, 32/17; Zuhruf sO.resi, 43/71; Buhari, bed'u'l-halk 8, tefsfru sure (32) 1, teuhid 35; Muslim, fmc'ln 312, cennet 2-5; Tirmizi, cennet 15, tefsfru sure (32) 2, (56) 1; ibn Mace, zuhd 39; Darimi, rikak 98, 105; Musned 2/313, 370, 407, 416, 438, 462, 466, 495, 506, 5/334. 44 Hafiz: Esirgeyen, muhafaza eden. 45 Rakib: Daima goriip gozeten. 46 Bkz. Bakara sO.resi, 2/30; En' am sO.resi: 6/165; YCmus sO.resi, 10/14; Enbiya sO.resi, 21/105; Nern! sO.resi, 27/62; Kasas sO.resi, 28/5; Fatir sO.resi, 35/39. 47 Bkz. Ahzab sO.resi, 33/72. 48 HA$iYE Yedinci Suret'in ha§iyesine bakm1z. 43


ONuNcu Soz 105

Gormuyor musun, koca bahann hep c;ic;ekli, meyveli butun bitkileri ve onlann kendilerine gore butun programlan, olu§um kanunlan ve suretleri, belli say1daki tohumcuklarm i<;inde yaz1hyor, saklamyor. Cenab-1 Hak, yeni bir mevsimde, onlara g6re bir hesap i<;inde programlanm ne§redip tam bir intizam ve hikmetle koca bir bahar alemini daha meydana getiriyor, muhafaza kanununun ne derece geni§ bir dairede cereyan ettigini gosteriyor. Acaba gec_;:ici, basit, 6nemsiz §eyler boyle muhafaza edilirse, insanm gayb, ahiret ve ruhlar aleminde, her §eyi ku§atan bir rubO.biyet i<;inde muhim neticeler verecek amellerinin korunup g6zetilmek suretiyle eksiksiz kaydedilmemesi mumkun mudur? Hayir ve asla! Evet, §U muhafaza ediciligin bu §ekilde tecellisinden anla§1hyor ki, §U varhklann Maliki, mulkunde olup biten her §eyin yolunda gitmesine buyuk 6zen gosterir. Hakimiyetine son derece dikkat eder. Saltanatinm rubO.biyetinde de azam! dikkati gozetir. 0 kadar ki, en kti<;tik bir hadiseyi, en ufak bir hizmeti bile kaydettirir. Mulkunde olup biten her §eyin suretini turlu turlu §eylerde saklar. ~u muhafaza, miihim bir hesap ve amel defterinin a<;1lacagma, bilhassa mahiyet<;e en yuksek, en aziz, en §erefli varhk olan insanm buyuk amellerinin, muhim fiillerinin muhim bir hesaptan ve teraziden gec;irilecegine, amel defterinin sayfalannm sergilenecegine i§arettir. Acaba hilafet49 ve emanetle50 aziz olan, rubO.biyetin kulll icraatma §ahitlik yaparak kesret dairelerinde, yani say1s1z varhgm bulundugu alemde Cenab-1 Hakk'm birligini ilan eden, pek <;ok varhgm tesbihat ve ibadetlerine miidahale edip kumandan ve §ahit derecesine <;1kan insanm kabre girip rahat<;a yatmas1 ve uyandmlmamas1 hi<; mumkun mudur? Kti<;tik-buyuk her amelinden hesaba <;ekilmemesi, mah§ere gidip o buyuk mahkemeyi gormemesi mumkun mudur? Hayir, asla! .. Gelecekte ger<;ekle§mesi51 HAgiYE mumkun olan her §eye gucu yeten, 49

50

Bkz. Bakara sO.resi, 2/30; En' am sO.resi: 6/165; YO.nus sO.resi, 10/14; Enbiya sO.resi, 21/105; Nern! sO.resi, 27/62; Kasas suresi, 28/5; FatJr suresi, 35/39. Bkz. Ahzab suresi, 33/72. Evet, bugi.inden alemin yarahh§mm ba§lang1cma kadar olan gec;mi§ zaman, bi.itilni.iyle vakalardan meydana gelir. Her bir giln, her bir sene, her bir asJr, kudret kalemiyle yaz1lan birer sahr, birer sayfa, birer kitaphr. Kudret eli, ayetlerinin mucizelerini onlarda tam bir hikmet ve intizam ile yazmt§hr. ~u zamandan k1yamete, cennete, ebediyete kadar olan gelecek zaman ise bi.itilni.iyle imkanattJr, yani

51 HAgiYE


106 SozLER

gec;mi§ zamandaki butun olup bitenler kudret mucizelerine §ahitlik eden, k1yamet ve ha§re benzer k1§ ile bahan her vakit g6zi.imi.izi.in 6ni.inde var eden bir Kadlr-i Zulcelal'den, insan nas1l yokluga gidip kac;abilir, topraga girip saklanabilir? Modem dunyada bunlarzn hesab1 gerektigi gibi gora/Ctp hukum uerilmiyor; elbette buyuk bir mahkemeye, daimf bir saadet makamzna gidilecektir.

SEKiZiNCi HAKiKAT Vaat ve tehdit kap1s1d1r. Cemil ve Celil isimlerinin cilvesidir. Hie; mi.imki.in mi.idi.ir ki, mutlak Alim ve Kadir olan, §U sanath eserlerin Sani'i, bi.iti.in peygamberlerin yanh§hgma ihtimal bulunmayacak bir kesinlikle haber verdikleri, bi.iti.in s1dd1klann ve evliyanm ittifakla §ahitlik ettikleri, s1kc;a tekrarlanan ilahl vaat ve tehditlerini yerine getirmeyip -ha§a- acz ve cehalet g6stersin! Halbuki vaat ettigi ve tehditle bildirdigi §eyler, kudretine hie; agir gelmez, O'nun ic;in pek hafif ve kolaydir. olmas1 imkan dahilindeki §eylerden meydana gelir. Ge<;;mi§ zaman, vakalard1r; gelecek ise imkanlardan ibarettir. i§te zamanm o iki silsilesi kar§ila§hnlsa, dilnil ve dune mahsus varhklan yaratan Zat'm, yanm da yaratmaya gilcilniln yettigi a<;;ik bir §ekilde g6rillilr. Aynen oyle de, ge<;;mi§ zamanm varhklarmm ve harikalannm, bir Kadir-i Zillcelal'in mucizeleri olduguna §ilphe yoktur. 0 varhklar, o Kadir Zat'm gilcilniln, biltiln gelecegin ve olmas1 milmkiln §eylerin yarahlmasma yettigine kesin bir §ekilde §ahitlik eder. Evet, nasil ki bir elmay1 yaratacak zatm, elbette dilnyadaki biltiln elmalan yaratmaya ve koca bahan var etmeye muktedir olmas1 gerekir. Bahan yaratamayan, bir elmay1 yaratamaz. Zira elma, o tezgahta dokunur. Bir elmay1 yaratan, bahan da yaratabilir. Bir elma bir agacm, bir bah<;;enin, hatta kainatm kil<;;ilk bir 6rnegidir. Koca bir agacm biltiln programm1 ta§iyan <;;ekirdegi itiban ile o elma oyle bir sanat harikas1d1r ki, onu yaratamn her §eye gilcil yetmelidir. Aynen oyle de, bugilnil yaratan, k1yamet gilnilnil de yaratabilir ve bahan var edecek Zat, ancak ha§ri yaratmaya gilcil yeten Zat olabilir. Ge<;;mi§teki biltiln alemleri zamanm §eridine tam bir hikmet ve intizam ile tak1p gosteren, elbette istikbal §eridine de ba§ka alemleri tak1p gosterebilir ve gosterecektir. Pek <;;ok Soz' de, bilhassa Yirmi ikinci Soz' de kesin bir §ekilde ispat ettigimiz gibi: Her §eyi yapamayan, hi<;;bir §eyi yapamaz ve bir tek §eyi yaratan, her §eyi yaratabilir. E§yamn yarahh§l bir tek zata verilse, biltiln e§yamn varhg1m a<;;1klamak, bir tek §eyin varhg1m a<;;iklamak kadar kolay olur. Eger <;;e§itli sebeplere dayandmlsa, bir tek §eyin yarahh§l, kainattaki her §eyin yarahlmas1 kadar zahmetli olur ve imkans1zhk derecesinde zorla§lr.


ONuNcu Soz 107

Gec:;mi§ bahardaki say1s1z varhg1, gelecek baharda k1smen aym52 HA$iYE k1smen benzer53 HA$iYE §ekilde yeniden yaratmas1 kadar kolaydir. O'nun vaadini yerine getirrnesi, bize ve her §eye c:;ok laz1mdir. O'na, rububiyetinin saltanatma yakt§an budur. Vaadinde durmamas1 ise iktidannm izzetine z1ttir, ilminin enginligine aykmdir. Zira vaadinde durrnamak ya cehaletten ya da aczden ileri gelir. Ey inkarc1! Ktifrtin ve inkann ile ne kadar ahmakc:;a bir cinayet i§ledigini biliyor musun? Kendi yalanc1 vehmini, sac:;malayan aklm1, aldatic1 nefsini tasdik edip, hic:;bir §ekilde soztinde durmarnaya ve yalana rnecburiyeti olrnayan, bunlar hic:;bir §ekilde izzetine, haysiyetine yakt§mayan; her §eyin, dogruluguna ve adaletine §ahitlik ettigi bir Zat'1 yalanhyorsun! Sonsuz ktic:;tikltigtin ic:;inde sonsuz btiytik bir cinayet i§liyorsun! Elbette ebedl, btiytik bir cezay1 hak edersin. Cehennem ehlinden baz1lannm bir di§inin dag kadar olacag1 haber verilmi§. 54 Bu, cinayetlerinin btiytikltigtine bir olc:;ti olarak soylenmi§tir. Sen, gtine§in t§tgma goztinti kapayan bir yolcuya benziyorsun. 0 yolcu, kafasmm ic:;indeki hayale bakar da vehmi, bir y1ld1z bocegi gibi kafa fenerinin t§1g1yla deh§etli yolunu aydmlatmak ister. Btittin varhklar hak soyleyen dosdogru kelimeleri, kainattaki hadiseler dogru soyleyen, konu§an birer ayeti olan Cenab-1 Hak, madem vaat etmi§, elbette yapacaktir. Buyuk bir mahkeme kuracak, daimf bir saadet makam1 verecektir.

DOKUZUNCU HAKiKAT Hayat verme ve Oldiirme kap1s1d1r. Hayy-1 Kayyum, Muhyi5 5 ve Miimit 56 isimlerinin cilvesidir. Hie:; mtimktin mtidtir ki; olmti§, kururnU§ koca yerytiztine hayat veren ve o diriltme i<;inde her birinin ha§ri insanm ha§ri gibi hayret verici olan tic:; ytiz binden fazla canh ttirtinti ha§r ti ne§redip kudretini Agac:; ve otlarm kokleri gibi... Yapraklar, meyveler gibi ... Bkz. Muslim, cennet 44; Tirmizi, s1fatil cehennem 3; ibn Mace, zuhd 38; Musned 2/26, 328, 334, 537, 3/29, 366. Muhyi: Hayat veren, dirilten. Miimit: Olumii yaratan ve veren.

52 HA$iYE

53 HA$iYE

54

55

56


108 SozLER

gosteren .. o son derece kan§1k ha§r u ne§r sirasmda her §eyi birbirinden ay1rt ederek ilminin enginligini bildiren .. biihln semavi fermanlanyla insamn da oldiikten sonra diriltilecegini vaat edip kullarmm bak1§m1 ebedi saadete <;;eviren .. butun varhklan ba§ ba§a, omuz omuza, el ele verdirip emir ve iradesi dairesinde donduren .. onlan birbirine yard1mc1 ve itaatkar kilmakla rubO.biyetinin buyuklugunu gosteren ve insam kainat agacmm en kapsamh, en nazik, en nazenin, en nazh, niyaz eden meyvesi suretinde yarabp kendine muhatap kabul ederek her §eyi ona boyun egdirmekle insana ne kadar k1ymet verdigini gosteren bir Kadir-i Rahim, bir Alim-i Hakim, k1yameti yaratmasm! Oli.ileri diriltmesin veya diriltemesin! insana yeniden hayat vermesin veya veremesin! Buyuk bir mahkeme kuramasm, cennet ve cehennemi yaratamasm! Ha§a ve kella! .. Evet, §U alemi idaresi altmda tutan yuce Zat her asirda, her sene, her gun bu dar, ge<;;ici yeryuzunde, o buyuk ha§rin ve k1yamet meydamnm pek <;;ok benzerini, omegini, i§aretlerini yarabyor. Mesela: Bahardaki yeniden dirili§te, be§-alb gun i<;;inde ku<;;uk ve buyuk hayvanlarm, bitkilerin ii<;; yiiz binden fazla hlriinun ha§r u ne§redildigini goriiyoruz. 0 Zat, buhln aga<;;lann, otlann koklerini ve baz1 hayvanlan aynen diriltiyor. Ba§kalanm da aymymi§<;;asma bir benzerlikle var ediyor. Goriinu§te farklan pek az olan tohumcuklar o kadar kan§ml§ken, birbirlerinden kusursuzca ay1rt edilerek o kadar surat, geni§lik ve kolayhk i<;;inde tam bir duzen ve denge ile alb gun veya alb haftada ihya ediliyor. Bu i§leri yapan Zat'a bir §eyin agir gelmesi hi<;; mumkiin miidiir? O'nun, gokleri ve yeri alb gi.inde yaratamamasm1, insam bir seda ile diriltememesini akil kabul eder mi? Ha§a! Acaba mucizeler gosteren bir katip, harfleri kan§ml§ veya silinmi§ ii<;; yiiz bin kitab1 tek bir sayfada birbirine kan§tlrmaks1zm, hatas1z, eksiksiz, gayet gi.izel bir §ekilde, beraberce, bir saatte yazsa ve biri sana, "~u katip kendi telif ettigi, senin suya du§en kitabm1 yeniden, bir dakika i<;;inde haf1zasmdan yazacak." dese, "Yapamaz, inanmam." diyebilir misin? Veya kendi iktidanm gostermek ya da ibret ve seyir i<;;in bir i§aretle daglan kaldiran, memleketleri degi§tiren, denizi karaya <;;eviren mucizeler sahibi bir sultan dii§iinelim. Onu tamd1gm halde gorsen ki,


ONuNcu Soz 109

buyuk bir ta§ dereye yuvarlanm1§, o sultanm ziyafete davet ettigi misafirlerinin yolunu kesmi§, ge<;;emiyorlar. Biri sana, "O zat o ta§l, ne kadar buyuk olursa olsun, bir i§aretle kaldiracak. Misafirlerini yolda birakmayacak." dese, sen "Hayir, kaldirmaz." veya "Kaldiramaz!" diye cevap versen ... Veyahut bir zat buyuk bir orduyu bir gunde ba§tan meydana getirdigi halde biri sana, "O zat bir boru sesiyle, istirahat i<;;in dagilm1§ olan taburlan toplar, emri altma ahr." dese, sen de "inanmam!" desen ne kadar ak1ls1zca hareket ettigini anlarsm ... i§te §U u<;; temsili anlad1ysan, bak: Nakka§-1 Ezell, gozumuzun onunde k1§m beyaz sayfasm1 <;;evirip bahar ve yazm ye§il yapragm1 a<;;ar. Yeryuzu sayfasmda li<;; yuz binden fazla <;;e§idi, kudret ve kader kalemiyle en guzel surette yazar. i<;; i<;;e olduklan halde, hi<;;biri digerine kan§maz. Beraber yazar, fakat biri otekine mani olmaz. Mahiyet ve gorunu§ bak1mmdan birbirlerinden aynd1rlar, fakat o Zat hi<;; §a§irmaz, yanh§ yazmaz. Evet, koca bir agacm programm1 bir nokta gibi ku<;;ucuk bir <;;ekirdege yerle§tirip orada saklayan Hakim-i Hafiz hakkmda, "Vefat edenlerin ruhlanm nas1! muhafaza eder?" diye sorulur mu? Yerkureyi bir sapan ta§l gibi <;;eviren Kadir Zat i<;;in, "Ahirete giden misafirlerinin yolundan bu dunyay1 nas1! kaldiracak?" denir mi? Butun canhlan cisimlerinin taburlannda hi<;;ten, ba§tan, kusursuz bir intizamla toplayan, zerreleri 57 0~ :} emriyle kaydedip yerle§tiren, ordular var eden Zat-1 Zulcelal i<;;in, "Bir vucutta birbiriyle tam§an asli zerreleri ve unsurlan bir seda ile tekrar nas1l bir araya getirebilir?" diye sorulur mu? Bahardaki yeniden dirili§ gibi, dunyanm her devrinde, her asnnda, hatta gece ile gunduzun degi§iminde, havada bulutlarm yaratihp yok edilmesinde ha§re misal ve i§aret olacak ne kadar c;ok nak1§ bulundugunu gbztinle gbrtiyorsun. Hatta kendini hayalen bin sene oncesinde farz etsen, sonra zamanm iki taraf1 olan ge<;;mi§ ile gelecegi kar§1la§hrsan; asirlar, gunler adedince ha§ir ve k1yamet misallerini goreceksin. Bu kadar misale ragmen bedenen tekrar dirilmeyi 57

"(0, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' der, o da oluverir." (Bakara suresi, 2/117; Al-i imran suresi, 3/47, 59; En' am suresi, 6/73; Nahl sO.resi, 16/40; Meryem suresi, 19/35; Yasin suresi, 36/82; Mi.i'min suresi, 40/68)


110 SOZLER

hala akildan uzak gori.ip inkar edersen, bunun ne kadar divanelik oldugunu sen de anlarsm. Bak, en bi.iyi.ik ferman olan Kur'an, bahsettigimiz hakikate <lair ne diyor:

memi hi~bir §ey yoktur ve her §ey onu gerektirir. Evet, hayret verici §eylerin bir mah§eri olan §U koca yeryi.izi.ini.i ki.ic;;i.ik bir canh gibi oldi.iri.ip ona hayat veren, insan ve hayvanlara ho§ bir be§ik, gi.izel bir gemi yapan, §U misafirhanede gi.ine§i onlara l§lk ve lSl verici bir lamba haline getiren, goklerdeki ki.ireleri meleklerine b.inek kilan bir Zat'm, bu kadar muhte§em ve ebedl rububiyeti, bu derece muazzam ve geni§ hakimiyeti elbette, yalmz bu gec;;ici, devamsiz, kararsiz, onemsiz, degi§ken, fani, eksik, kusurlu di.inya i§leri i.izerine kurulamaz ve onlarm i.izerinde durmaz. Demek, o Zat'a yara§ir, daiml, sabit, yok olmaz, muhte§em bir ba§ka diyar, baki ba§ka bir memleket vard1r. Bizi onun ic;;in c;;ah§tinyor, oraya davet ediyor. Oraya gidecegimize, zahirden hakikate gec;;en ve o Zat'm huzuruna yakmhkla §ereflenen bi.iti.in nuranl ruh sahipleri, kalbi mi.inewer kutub zatlar ve akh nurlanml§ bi.iti.in alimler §ahitlik ediyor. Bir mi.ikafat ve ceza haz1rland1gm1 ittifakla haber veriyor, o Zat'm tekrar tekrar bildirdigi pek kuwetli vaatlerini ve pek §iddetli tehditlerini naklediyorlar. Vaadinde durmamak, hem zillet hem de zilleti kabul etmektir; hic;;bir §ekilde O'nun mukaddes celaline yana§amaz. Tehdidinden donmek ise ya affetmekten ya da acizlikten ileri gelir. Halbuki ki.ifi.ir, mutlak bir cinayettir, 59 HA9iYE aff1 mi.imki.in degil. Ve Kadir-i Mutlak, aczden munezzeh ve uzakhr. K1sacas1: Hm;re

58

59

"i§te bak, Allah'm rahmetinin eserlerine, olmil§ topraga nasil hayat veriyor! i§te bunlan yapan kim ise, oluleri de 0 diriltecektir. 0, her §eye hakk1yla kadirdir." (RO.m sO.resi, 30/50) H~iYE Evet, kufor, her §eyin k1ymetini dil§urup her §eyi manas1zhkla itham eder. Bullin kainab a§agilama, ilahi isimlerin varhklarm aynalarmdaki cilvelerini inkar ve onlan hor gormedir. KU.for, varhklarm Cenab-1 Hakk'm birligine §ehadetlerini reddettiginden ve buhln yaratilmi§lan yalanla itham ettiginden, insanm kabiliyetlerini


ONuNcu

Soz

111

~ahitler ve haberciler, yollan, me§repleri, mezhepleri farkh oldugu halde tam bir ittifakla bu meselenin oziinde birle§irler. Say1ca tevatiir6° derecesinde, mahiyetc;e icma61 kuvvetindedirler. Her biri insanhgm birer yild1Z1, bir toplulugun reisi, bir milletin azizi konumundadir. ~u meselede soz sahibi ve ispat ehlidirler. Hem bir ilimde veya sanatta iki ihtisas sahibi, ba§ka binlerce ki§iye yegdir. Bir haberi dogrulayan iki ki§i, binlerce inkarc1ya tercih edilir. Mesela, ramazan hilfilinin goriindiigiinii haber veren iki adam, binlerce inkarcmm soziinii gec;ersiz kilar. Sozi.in ozi.i: Dunyada bundan daha dogru bir haber, daha sag/am bir dava, daha a~zk bir hakikat olamaz. Demek, dunya §Uphesiz bir tarladzr. 62 Mah§er bir harman yeridir. Cennet ve cehennem ise birer mahzendir.

ONUNCU HAKiKAT Hikmet, inayet, rahmet ve adalet kap1srdrr. Hakim, Kerim, Adil ve Rahim isimlerinin cilvesidir. Hie; miimkiin miidiir ki, §U gec;ici diinya misafirhanesinde, §U devams1z imtihan meydanmda ve §U degi§en yeryiizii sergisinde bu derece ac;1k bir hikrnetin, inayetin, bu derece iishln bir adaletin ve geni§ bir merhametin eserlerini gosteren, biitiin miilkiin gerc;ek sahibi yiice Allah'm memleketi dairesinde, miilk ve melekOt alemlerinde daimi meskenleri, baki makamlan ve oralarda ikamet eden mahluklan bulunmasm! Ve §U g6riinen hikmetin, inayetin, adaletin ve merhametin hakikatleri hic;e insin!..

60

61

62

oyle bozar ki, hayn kabul etmeye liyakat birakmaz. Hem kilfilr, bilyilk bir zulilmdilr. Biltiln varhklarm ve ilahi isimlerin hukukuna tecavilzdilr. i§te bu hukukun muhafazas1 ve kafirin nefsinin hayra kabiliyetsizligi, kilfriln affedilmemesini-gerektirir. ~ ~ !l).Ji 0~ beyam bu manay1 ifade eder. Tevatiir: Yanh§hgma ihtimal bulunmayacak derecede kuvvetle nakledilen haber. icma: Mil«<tehit alimlerin bir meselede ittifak etmesi. (Ozerinde icma edilen mesele <linen deli! say1hr). "Dilnya, ahiretin tarlas1dir." manasmdaki hadis i«<in bkz. el-Gaza!!, ihyau U/Ctmi'dDfn 4/19; es-Sehavi, e/-Makds1dii'/-Hasene s. 497; Aliyyillkari, e/-Esraru'/-MerfCta s. 205; el-Acluni, Ke§fii'l-Hafa 1/495. Aynca, aym hususu degi§ik §ekilde ifade eden ;iura sO.resi, 42/20. ayete ve el-Hakim, e/-Mustedrek 4/348; Ebu Nuaym, Hi/yetii'l-Evliya 10/53; ed-Deylemi, el-Musned 2/228'e de bakilabilir.


112 SozLER

Hie_; mi.imki.in mi.idi.ir ki, o Hakim Zat, insam bi.iti.in varhklar ic_;inde kendine kulli muhatap ve kw~atJc1 bir ayna yap1p rahmet hazinelerindeki her §eyi ona tattirsm, tarttirsm, tamtsm ve kendini bi.iti.in isimleriyle bildirsin, onu sevsin ve sevdirsin de, sonra o bic_;are insam ebedi memleketine gondermesin! 0 daimi saadet makamma c;agmp mesut etmesin! Hie_; ak1l kabul eder mi ki, c_;ekirdek kadar her bir varhga bir aga<;; kadar vazife yi.iklesin, agacm <;;ic;ekleri kadar hikmet yerle§tirsin, meyveleri kadar fayda taksm da bi.iti.in o vazifelere, hikmetlere, faydalara yalmz di.inyaya yonelik, bir c;ekirdek kadar gaye versin! 0 varltgm bir hardal tanesi kadar onemi olmayan di.inyevi hayahm maksat yapsm! 0 vazifeleri, hakiki ve lay1k gayelerini vermeleri ic;in, mana alemine c;ekirdekler ve ahiret alemine tarla kt!masm! Ve bu kadar muhim merasimleri maksats1z, bo§, abes biraksm! Ast! gayelerini ve lay1k meyvelerini vermeleri ic;in onlarm yi.izi.ini.i mana alemine ve ahirete c;evirmesin! Evet, hi<;; mi.imki.in mi.idi.ir ki, bunlan boyle hakikate ters yapmakla kendi gerc;ek vas1flan olan Hakim, Kerim, Adil, Rahim isimlerinin z1tlanyla -ha§a, si.imme ha§a- vastf1anmI§ g6ri.ini.ip hikmet ve keremini, adalet ve rahmetini gosteren bi.iti.in kainah yalanlasm! Bi.iti.in varltklarm §ahitligini reddetsin, deli! olu§lanm iptal etsin! Hie; aktl kabul eder mi ki, insana sac;mm telleri adedince vazife yi.iklesin de, yalmz bir sac; teli hi.ikmi.inde di.inyevi bir i.icret versin; hakiki adaletine ve hikmetine zit, manastz i§ yapsm! Hie_; mi.imki.in mi.idi.ir ki, her bir canltda, belki onlann di! gibi her bir uzvunda, bir agaca taktJg1 neticeler ve meyveler miktannca hikmet, fayda gozetmekle kendisinin bir Hakim-i Mutlak oldugunu ispat edip gostersin, sonra bi.iti.in hikmetlerin en bi.iyi.igi.i, bi.iti.in faydalann en mi.ihimi ve bi.iti.in neticelerin en gereklisi olan; hikmeti hikmet, nimeti nimet, rahmeti rahmet yapan ve bi.iti.in hikmetlerin, nimetlerin, rahmetlerin, faydalann kaynag1 ve gayesi olan bekay1, kendisine kavu§may1 ve ebedi saadeti vermesin! Bi.iti.in icraatm1 abes ktlsm! Her bir ta§mda binlerce nakt§, her tarafmda binlerce si.is ve her k6§esinde binlerce k1ymetli e§ya bulunan bir saray kurup sonra ona bir c;atJ yapmayarak kendini her §eyin c;i.iri.imesine, bo§ yere bozulmasma izin


ONuNcu Soz 113

veren bir zata benzetsin! Ha§a ve kella!.. Mutlak hayirdan hayir gelir. 0 Mutlak Cerna! Sahibi Zat'tan guzellik gelir, 63 o Mutlak Hakim'den abes bir §ey gelmez. Evet, her kim fikren tarihte yolculuk edip gec;mi§e gitse, bu gordugumuz dunya, §U imtihan meydam ve sergi gibi, seneler say1smca yak olmu§ menziller, meydanlar, sergiler, alemler gorecektir. Hepsi sureti ve mahiyetiyle birbirinden farkh oldugu halde; intizam, hayret vericilik, Sani' in kudret ve hikmetini gostermek bak1mmdan birbirine benzer. 0 gec;ici menzillerde, o devams1z meydanlarda, o fani sergilerde apac;1k bir hikmetin intizam1, bir inayetin i§aretleri, c;ok yuce bir adaletin emareleri ve son derece engin bir merhametin neticeleri gorulur. 0 yolcu basiretsiz degilse §liphesiz bilir ki: 0 hikmetten daha kusursuz bir hikmet olamaz. Eserleri g6runen o inayetten daha guzel bir inayet mumkun degildir. Emareleri gorunen o adaletten daha usrun bir adalet yoktur ve neticeleri g6runen o merhametten daha geni§ bir merhamet du§linulemez. Farz-1 muhal olarak eger §U i§leri idare eden, misafirleri ve misafirhaneyi degi§tiren ebedi Sultan'm memleketinde daimi menziller, yuce mekanlar, sabit makamlar, baki meskenler ve oralarda ikamet eden mesut kullar bulunmazsa; I§Ik, hava, su, toprak gibi kuwetli ve ku§ahc1 dort manevi unsur olan hikmet, adalet, inayet ve merhametin hakikatlerini ve ac;1kc;a gorunen varhklanm inkar etmek gerekir. <;unku §U gec;ici dunyanm ve dunyadaki her §eyin, bu unsurlann tam hakikatine mazhar olamad1g1 malumdur. Eger onlara tam mazhar olunacak ba§ka bir mekan bulunmazsa, o vakit gunduzu dolduran I§1g1 gorup gune§in varhgm1 inkar etmek derecesinde bir divanelikle; her §eyde bulunan §U gozumuzun onundeki hikmeti, nefsimizde ve pek c;ok e§yada her vakit §ahit oldugumuz inayeti, §U pek kuwetli i§aretleri g6runen adaleti 64 HA')ivE ve her yerde ac;1kc;a gordugumuz merhameti inkar et63

64

Cenab-1 Hakk'm, Cemll-i Mutlak olduguna ve guzelligi sevdigine dair bkz. Muslim, fman 147; Mi.isned 1/399, 4/133, 134, 151; ibn Hibban, es-Sahfh 12/280; Ebu Ya'la, el-Mi.isned 2/320. HA')iYE Evet, adalet iki k1s1mdir: Biri milspet, digeri menfi k1s1m. Muspet adalet, hak sahibine hakk1m vermektir. Bu hlr adalet, dunyada at:;ikt:;a g6rulur. (unku Ot:;uncu Hakikat'te ispat edildigi gibi, her §eyin kabiliyet, ihtiya<; ve <_;aresizlik dilleriyle


114 SozLER

mek laz1m gelir. Ve §U kainatta gbrdi.igi.imi.iz hikmetli icraatm, comert<_;e i§lerin ve merhametle sunulan ihsanlarm sahibinin -ha§a, si.imme ha§a- eglenceye di.i§ki.in bir oyuncu, gaddar bir zalim oldugunu kabul etmek gerekir. Oysa bu, sonsuz derecede akil dt§tdir, imkans1zdir, ger<_;egin z1dd1d1r. Her §eyin varhgm1, hatta kendi varhklanrn inkar eden ahmak Sofistler bile bunu di.i§i.inmeye kolay kolay yana§amazlar. K1sacas1: ;>u gori.inen icraat, di.inyadaki geni§ hayat kanunu, oli.imle gelen si.iratli aynhklar, ha§metli toplanmalar, <_;abuk dagilmalar, buyi.ik merasimler ve tecelliler ile onlarm bu fani alemdeki, k1sa bir zamanda malumumuz olan ufak neticeleri, onemsiz ve ge<_;ici gayeleri arasmda denge yoktur. Aksini di.i§i.inmek, adeta ki.i<_;i.ik bir ta§a bi.iyi.ik bir dag kadar hikmetler, gayeler yi.iklemeye; bi.iyi.ik bir daga, ki.i<_;i.ik bir ta§ gibi ge<_;ici, ufak bir gaye vermeye benzer. Bu, akla ve hi<_;bir hikmete uymaz. Demek, §U varhklar ve gordi.ikleri i§ler ile di.inyaya ait gayeleri arasmdaki bu derece nispetsizlik, bu varhklarm yi.izlerinin kesinlikle mana alemine doni.ik oldugunu, meyvelerini orada verdiklerini gosterir. Gozleri Cenab-1 Hakk'm kutsi isimlerine bakar, gayeleri o aleme donuktur. bzleri dunya toprag1 altmda, sumbulleri misal aleminde boy atip a<_;1ga <_;1kar. insan, kabiliyeti ol<_;i.isi.inde burada eker, ahirette mahsuli.ini.i ahr. Evet, her §eyin ilahi isimlere ve ahiret alemine donuk yi.izi.ine baksan, birer kudret mucizesi olan her <_;ekirdegin bir aga<_; kadar gayesi oldugunu gbri.irsi.in. Birer hikmet kelimesi olan her <_;i<_;egin65HA~iYE bir agacm bi.iti.in <_;i<_;ekleri kadar manalan vardir. Birer sanat Fatir-1 Zulcelal'den butun istekleri ve ya§amalan ic;in laz1m olan §eyler, onlara belli olc;Ulerle verilir ve bu apac;ik gorulur. Demek, adaletin bu k1sm1, varhk ve hayat derecesinde §Uphesizdir. ikinci k1s1m adalet ise menfidir, haks1zlan, zalimleri terbiye etmektir. Onlara gereken cezanm verilmesidir. ~u tur adalet gerc;i bu dunyada tamamen ortaya c;1kmaz. Fakat o hakikatin varhgm1 hahrlatacak say1s1z i§aret vard1r. Mesela, Ad ve Semud kavimlerinden bu zamanm inkarda inat eden kavimlerine kadar gelen ikaz silleleri ve azap kirbac1, gayet yuce bir adaletin hukmettigini kesinlikle gosteriyor. 65 HA~iYE Soru: Ornekleri neden en c;ok c;ic;eklerden, tohumlardan ve meyvelerden veriyorsun? Cevap: <;unku onlar kudret mucizelerinin en benzersizleri, en harikalan, en nazeninleridir. Tabiatc;1lar ve dalalet ehli ile yolunu §a§Irffil§ felsefeciler, kader ve kudret kaleminin onlarda yazd1g1 ince hatt1 okuyamad1klan ic;in bu meselede bogulmu§, tabiat batakl1gma dil§ffiU§lerdir.


ONuNcu

Soz 115

harikas1 ve rahmet manzumesi olan her meyvede, bir agacm butiin meyveleri kadar hikmet bulunur. Onlann bize nz1k olmas1, o binlerce hikmetten yalmzca biridir ki, manalanm ifade ettiklerini, 61Up midemize defnedilmekle vazifelerinin bittigini bildirir. Madem bu fani §eyler, ba§ka bir alemde baki meyveler verir, daiml suretler bJrakJr, ebedl manalar ifade eder ve devamh tesbihat yapar. insan, onlann bekaya d6nuk §U yuzune bakmakla insan olur, fanide bakiye yo! bulur. Demek ki, her §eyin hayat ve 6liim arasmda yuvarlanmasmda, toplamp dag1lmasmda ba§ka bir maksat var. Te§bihte hata olmaz: Bu, taklit ve temsil ic;in kurulan, tertip edilen sahnelere benzer. Suretler almsm, duzenlensin, sinema perdesinde art arda gosterilsin diye nas1l buyuk masraflarla her §ey k1sa bir surede toplamp dag1tihyorsa, aynen onun gibi, bu k1sa dunya hayatmm bir gayesi de, suretlerin alm1p terkip edilmesi, amellerin neticelerinin saklanmas1dJr. Taki, biiyuk bir meydanda hesap g6rUlsun ve insanm daiml bir saadet makamma kabiliyeti buyuk bir sergide g6sterilsin. Hadis-i §erifte "Dunya ahiretin tarlas1d1r." buyrularak bu hakikat ifade ediliyor. Madem dunya var ve dunyada §U g6runen eserleriyle hikmet, inayet, rahmet ve adalet var. E/bette, dunyanzn varlzg1 gibi kesin olarak ahiret de vardzr. Madem dunyada her §ey bir y6nuyle o aleme bak1yor, demek ki oraya gidiliyor. Ahireti inkar etmek, dunyay1 ve i~inde­ kileri de inkar etmek demektir. Ecel ve kabir insam bekledigi gibi, cennet ve cehennem de bekliyor ve onun yolunu goz/ayor.

ON BiRiNCi HAKiKAT insaniyet kap1s1drr. Hak isminin cilvesidir.

Hie; mumkun mudur ki, hakkiyla ibadete lay1k olan Cenab-1 Allah, insam §U kainatta mutlak, umumi rububiyetine ve buhln alemlere kar§I en k1ymetli kul; ilahl hitabma lay1k, dli§linen bir muhatap; isimlerine mazhar en ku§atlc1 ayna; ism-i azamm ve her isimde bulunan ism-i azamhk mertebesinin tecellisine ermi§, "ahsen-i takvim" 66 suretinde 66

Ahsen-i takvim: insanm yarahh§mm en gilzel surette olmas1.


116 SOZLER

en guzel kudret mucizesi olarak. .. Rahmet hazinelerinin ic;;indekileri tartmak ve tammak ic;;in gereken olc;;Ulere ve duygulara sahip; sonsuz nimetlerine en c;;ok muhtac;;, fanilikten en c;;ok elem c;;eken, bekaya en c;;ok arzu duyan; buhln canhlar ic;;inde en nazik, en nazh, en fakir ve en muhtac;;; dunya hayatmda en c;;ok elemi tadan, en bedbaht ve donamm1 bak1mmdan en yuksek bir surette yaratsm da, onu kabiliyetli ve lay1k oldugu, arzu duydugu ebed! aleme gondermesin! insanm hakikatini yok ederek kendi adaletine taban tabana zit ve hakikat nazannda c;;irkin bir haks1zhk yapsm! Mutlak Hakim ve Rahim Cenab-1 Hak insana yerlerin, goklerin ve daglarm yuklenmekten c;;ekindigi emanet-i kubraya 67 tahammul kabiliyeti verdigi halde, onun kendi kuc;;ucuk olc;;uleriyle, Hahk'mm her §eyi ku§atan s1fatlanm, kulll icraatm1, sonsuz tecellilerini bilmesini saglad1g1 .. onu yeryuzunde en nazik, nazenin, nazh, aciz, zay1f varhk olarak yaratmasma ragmen butun bitki ve hayvanlara bir <_;e§it nizam memuru yaptlg1.. onlann tesbihat ve ibadetlerine mudahale ettirdigi.. kainattaki ilah! icraata kuc;;uk olc;;ekte bir misal yap1p rubO.biyetini fiilen ve sozle kainata ilan ettirdigi ve insam meleklerine tercih edip ona hilafet rlitbesini 68 verdigi halde, hie;; mumkun mudur ki, butun bu vazifelerinin gayesi, neticesi ve meyvesi olan ebed! saadeti ihsan etmesin! Onu butun yaratilm1§lar ic;;inde en bedbaht, en c;;aresiz, en belah, en dertli hale dli§lirup en a§ag1 seviyeye atarak en mubarek, nurani ve mutluluga goturucu bir hikmet hediyesi olan akh insana en ugursuz ve karanhk bir azap vas1tas1 haline getirsin! Mutlak hikmetine busbuhln zit ve mutlak rahmetine tamamen aykm bir §ekilde merhametsizlik etsin! Ha§a ve kella! .. Soziin Ozii: Temsill hikayede bir kumandanm cuzdanma ve defterine bakm1§tlk. Rutbesi, vazifesi, maa§I, hareket dusturlan ve tec;;hizati bize gostermi§ti ki, o riitbeli asker, §U gec;;ici meydan ic;;in degil, gidecegi claim! bir memleket ic;;in c;;ah§tyor. Aynen 6yle de, hakikatleri 67

68

Emanet-i Kiibra: Bilyilk emanet. Bkz. "Biz emaneti goklere, yere, daglara teklif ettik de onlar bunu yilklenmekten kac:;md1, zira sorumlulugundan korktular, ama onu insan yilklendi. insan bu emanetin hakkm1 gozetmedigi ic:;in gerc:;ekten c:;ok zalim, c:;ok cahidir." (Ahzab suresi, 33/72) Bkz. Bakara suresi, 2/30; En' am suresi: 6/165; Yunus suresi, 10/14; Enbiya suresi, 21/105; Nern! suresi, 27/62; Kasas suresi, 28/5; Fahr suresi, 35/39.


ONuNcu Soz 117

delilleriyle bilen ve varhgm perde arkasm1 ke§fen goren zatlar, insanm kalb dizdamndaki, akil defterindeki latifelerinin, his ve kabiliyetlerinin tamamen ebedi saadeti kazanmak i<;in verilmi§ ve insamn oras1 i<;in donahlm1§ oldugunda birle§irler. Mesela, aklm bir hizmetkan ve tasvircisi olan hayal gilcilne dense ki, "Sana bir milyon sene omilr ve dilnya saltanah verilecek, fakat sonunda mutlak hi<;lige gomilleceksin." Vehim aldatmamak, nefsi kan§mamak §art1yla "Oh" yerine "Ah" diyecek ve elem <;ekecektir. Demek, fdni ofan en bi.iyi.ik §ey, insanzn en kui:;uk latifesini doyura-

mzyor. i§te insandaki bu kabiliyet ve onun ebediyete uzanmz§ emelleri, kdinatz ku§atan fikirleri, ebedf saadetin ti.irli.i lezzetlerine doni.ik arzulan, insanzn baki bir diem i<:;in yarat1/d1gm1 ve oraya gidecegini g6sterir. Bu di.inya onun i<:;in bir misafirhane ve ahiretin bek/eme sa/onudur.

ON iKiNCi HAKiKAT Peygamberlik ve vahiy kap1s1d1r. "Bismillahirrahmanirrahim "in cilvesidir. Hi<; milmkiln mildilr ki, biltiln peygamberlerin mucizeleriyle sozilnil dogrulad1klan, biltiln evliyanm ke§if ve kerametleriyle davasm1 tasdik ettikleri ve biltiln asfiyanm ara§tirmalanyla dogruluguna §ehadette bulunduklan Resul-u Ekrem'in (sallallahu aleyhi ve sellem) hakikat olarak meydana gelmi§ binlerce mucizesine dayamp biltiln kuvvetiyle ve kirk yonden mucize olan Kur'an-1 Hakim'in §ilphe gotilrmez binlerce ayetine istinat ederek biltiln kesinligiyle a<;hg1 ahiret yolunu ve cennet kap1sm1, sinek kanad1 kadar kuvveti bulunmayan bo§ vehimler kapatabilsin!

*** Olilmden sonra dirili§, temelleri oyle saglam bir hakikattir ki, yerktireyi kaldtracak, tutup atacak bir kuvvetin bile onu sarsamayacag1 ge<;en "Hakikat"lerden anla§1ld1. Zira o hakikati Cenab-1 Hak biltiln isim ve s1fatlannm geregi olarak sapasaglam bir §ekilde yerle§tiriyor, Resul-u Ekrem (sallallahu a/eyhi ve sel/em) biltiln mucizeleri ve delilleriyle dogruluyor, Kur'an-1 Hakim biltiln hakikatleri ve ayetleriyle ispathyor ve §U kainat, biltiln yaratil1§ kanunlan ve hikmetli i§leyi§iyle ona §ahitlik ediyor.


118 SOZLER

Hie; miimkiin mi.idi.ir ki, Vacibi.i'l-Vi.icud ile -kafirler haric;- biiti.in mevcudat oli.imden soma dirilmenin ve hesap giini.ini.in varhg1 konusunda ittifak etmi§ olsun da tuy kadar kuvveti bulunmayan §lipheler ve §eytanl kuruntular, o dag gibi saglam, yi.ice hakikati sarssm, yerinden oynatsm! Ha§a ve kella!.. Sakm ha§ir delillerinin anlatt1g1m1z bu "On iki Hakikat" ile smirh oldugunu zannetme! Hayir, yalmz Kur'an-1 Hakim, gec;en §U on iki hakikati bize ders verdigi gibi, meselenin daha binlerce yonune i§aret ediyor. Onlardan her biri, Hahk1m1zm bizi bu fani alemden baki bir aleme gonderecegine kuvvetli birer delildir. Hem sakm ha§ri gerektiren ilahl isimlerin, yalmz bahsettigimiz Hakim, Kerim, Rahim, Adil, Hafiz ile smirh oldugunu dii§i.inme! Hayir, kainatm idaresinde tecelli eden bi.iti.in ilahl isimler ahireti gerektirir, hatta zorunlu kilar. Ha§ri gosteren yarahh§ kanunlannm, §U anlatt1klanm1zdan ibaret oldugunu da zannetme! Her varhgm saga sola ac;1lan perdeler gibi oyle keyfiyetleri vardir ki, bir yoni.i Yi.ice Yaratic1'ya §ehadet ettigi gibi, diger yoni.i ha§ri gosterir. Mesela, insanm 'ahsen-i takvim' i.izere yarahh§mdaki gi.izellik Sani'i gosterdigi gibi, o en gi.izel, ku§ahc1 suretteki kabiliyetlerinin k1sa bir zamanda yok olup gitmesi ha§re i§aret eder. Bazen bir yonden iki nazarla bak1lsa hem Sani'i hem ha§ri gosterir. Mesela, nas1l ki pek c;ok §eyde gori.ilen hikmetin tanzimi, inayetin si.islemeleri, adaletin dengesi ve rahmetin ikramlan, onlarm Sani, Hakim, Kerim, Adil, Rahim bir Zat'm kudret elinden c;1ktJgma i§aret eder. Aynen oyle de, kuvvetleri ve SinlfS!Zhklanyla beraber bu sifatlarm mazhan olan §U fani varhklarm sJradan bir §ekilde ve az ya§amalanna bak1hrsa, ahiret gori.ini.ir. Demek ki, her §ey ha! diliyle ~~ ~\ 69..f: ~\ r,)~j sozlerini okuyor ve okutuyor. ,

69

"Allah' ave ahiret gunune iman ettim."


HATiME 70 Ge<;en On iki Hakikat, birbirini dogrular, tamamlar ve birbirine kuwet verir. Hepsi birle§erek neticeyi g6sterir. Hangi vehmin haddi var ki, §U demir gibi, hatta elmas gibi on iki saglam suru delip gec_;ebilsin ve sars1lmaz olan ha§re iman hakikatini sarsabilsin! 71 ~~\j ~ ~~ 'ij ~ ~ ayet-i kerimesi §Unu ifade ediyor: "Cenab-1 Hakk'm kudreti i<;in butiin insanlann yarattlmas1 ve 6ldukten sonra diriltilmesi, bir tek insanm yarattlt§l ve ha§ri kadar kolaydir." Evet, 6yledir. Nokta adh risalenin ha§ir bahsinde, bu ayetin ifade ettigi hakikati etrafhca yazmt§hm. Burada yalrnz bir k1s1m temsillerle meselenin 6zune i§aret edecegiz. Geni§ izah istersen Nokta risalesine bakabilirsin. 72 Mesela, 73 ~ ~j -temsilde hata olmaz- nastl ki "nuraniyet" s1myla, gune§in cilvesi kendi iradesiyle bile olsa, bir zerreye verdigi t§tg1, ayrn kolayhkla say1s1z §effaf §eye de verir. "~effafhk" s1myla, §effaf bir zerrenin kll<;llcuk g6z bebegi, gune§in aksini almakta, denizin geni§ yuzune e§ittir. "intizam" s1myla, bir <;ocuk, parmag1yla oyuncak gemisini <;evirdigi gibi, kocaman bir sava§ gemisini de d6ndurebilir. "imtisal" (itaat) s1myla, bir kumandan bir tek askeri "Mar§!" emriyle hareket ettirdigi gibi, koca bir orduyu da ayrn kelimeyle harekete ge<;irebilir. "Denge" s1myla, uzayda hakiki, hassas ve o derece buyuk bir terazi farz edelim; kefelerine konulan iki cevizi tartt1g1 gibi, iki gune§i de i<;ine ahp tartabiliyor olsun. 0 terazi iki kefesinde bulunan cevizlerden birini g6ge <;tkaran, 6tekini yere indiren kuwetle, iki gune§ten birini ar§a kaldmp digerini zemine indirebilir. Madero §U basit, noksan, fani mumkinat74 aleminde nuraniyet, §ef-

p

\11 JW1

70

Hatime: Sonsoz.

71

"Ey insanlar, sizin hepinizi yaratmak veya oldukten sonra diriltmek bir tek ki§iyi diriltmek gibidir." (Lokman sO.resi, 31/28) Nokta risalesi, Mesnevf-i NCtriye'nin sonunda yer almaktad1r. Aynca Ostad Hazretleri orada, aym konuyla ilgili olarak, Siinuhat isimli kui;uk risalenin giri§ k1smma da gondermede bulunmaktadir. "En yuce s1fatlar Allah'md1r." (Nahl suresi, 16/60) Miimkinat: Allah'm butun yaratt1klarma verilen isim. Yoktan var edilenler. Cenab-1 Hakk'm Zat'mdan ba§ka her §ey.

72

73

74


120 SOZLER

fafhk, intizam, itaat ve denge sirlanyla, en buyuk §ey en kuc;uk §eye e§it olur. Hadsiz hesaps1z §eyler tek bir §eye denk g6runur. Elbette, Kadir-i Mutlak'm Zat'ma ait, sonsuz ve kusursuz kudretinin nuranl tecellileri, e§yanm perde arkasmm §effafhg1, hikmet ve kaderin intizamlan, e§yanm yarahh§ kanunlanna tam itaati, mumkinatm varhk ve yoklugun e§itliginden ibaret olan imkanmdaki denge sirlanyla; az-c;ok, buyuk-kuc;uk her §ey O'nun ic;in e§ittir. Ve o Zat, butun insanlan tek bir insan gibi, bir seda ile diriltebilir. Bir §eyin kuvvetinin veya zay1fhgmm mertebeleri, onun z1dd1yla anla§1labilir. Mesela s1cakhgm derecesi, sogugun mudahalesidir. Guzelligin mertebeleri, c;irkinligin mudahalesiyle ortaya c;1kar. l§igm tabakalan, karanhga bakarak anla§1hr. Fakat bir §ey zatl, yani kendinden ise, varhg1 bir ba§kasma muhtac; degilse z1dd1 ona mudahale edemez; c;unku o zaman z1tlann bir arada bulunmas1 gerekir. Bu ise imkans1zdir, akil d1§1d1r. Demek, zati olan bir §eyde mertebe yoktur. Madem Kadir-i Mutlak'm kudreti zatidir, varhg1 bir ba§kasma muhtac; degildir ve mutlak kemaldedir. $u halde z1dd1 olan aczin o kudrete kan§mas1 mumkun degildir. Bir bahan yaratmak, Zat-1 Zulcelal ic;in bir c;ic;egi yaratmak kadar kolayd1r. Eger sebeplere dayandmhrsa, bir c;ic;egin var edilmesi bir bahannki kadar zor olur. Hem butun insanlan diriltmek, ha§retmek o Zat ic;in bir insam diriltmek gibidir. Ha§ir meselesinin ba§mdan buraya kadar anlatt1g1m1z temsiller ve hakikatleri, Kur'an-1 Hakim'in feyzindendir. Nefsi teslime, kalbi kabule haz1rlamak ic;indir. Asil soz ise Kur'an'md1r. Soz O'dur ve O'nundur. Dinleyelim:

75

76

"(De ki:) En kesin ve mi.ikemmel deli!, Allah'md1r." (En' am suresi, 6/149) "i§te bak Allah'm rahmetinin eserlerine, olmi.i§ topraga nasil hayat veriyor! i§te bunlan yapan kim ise oli.ileri de 0 diriltecektir. 0, her §eye hakk1yla kadirdir." (Rum suresi, 30/50)


ONuNcu Soz

p. ~j c>)~ ._;81 c>J3 ~ r

s-il~

~

121

/

j.5 ~j ~1n:~ N~

781L ~<I,3 i.,.;'J "· K.::..,~ •/ ~ / 1 ._::;. 1:i;, r....rv

~ 0~~1 J~j@~~r ;,}11 ~.r:-tj@~IJ~ ;,}11 sSJ~ 1~1 1,,,\~t.:Jt '01'i..a;B"01j · ,r~,0t0LA.'~LSLlB"01~1 3 r.', '...)"' _) • , / Y.. ~ c..?" 3 .J ~ _) . / , / Y.. ~ 81 ~;.

1_:.j ~3; j~ ~ 0-430~;. 1_r.; ~3; j~ ~ ~0~Wi

0P.. rY-®~~til1

~ D15;1 ~j@~ _)til1 ~®~ _)til1

~ uA UUe_;)Ll1 ~l5 J~I 0}:530~J:J1 ~~~~~~~~~

77

78

79

"(Nasil yaratild1gm1 unutarak, bir de misal firlath Bize:) '<;urumu§ vaziyetteki o kemikleri kim diriltecek!' diye. De ki: Onlan ilk defa in§a eden diriltir, hem 0 her turlu yaratmay1 bilir." (Yasin suresi, 36/78-79) "Ey insanlar! Rabbinize kar§l gelmekten sakmm. Gen:;ekten k1yamet saatinin depremi muthi§ bir olayd1r. Onu g6receginiz gun ... <;ocugunu emziren anne, deh§etten -:;ocugunu unutup terk eder. Hamile olan her kadm ceza gunu -:;ocugunu du§urur. insanlan sarho§ olmu§ g6rursun, halbuki ger-:;ekte onlar sarho§ degildirler. Fakat Allah'm azab1 pek <;etindir." (Hae suresi, 22/1-2) "Allah, o hak Mabud'dur ki kendisinden ba§ka ilah yoktur. Kiyamet gunu hepinizi bir araya toplayacaktir. Bunda hi<; §uphe yoktur. Allah'tan daha dogru sozlu kim

olabilir?" (Nisa sO.resi, 4/87) 80

81

"iyi ve hayJrh insanlar Nairn cennetinde, nimetler i-:;indedirler. Yoldan sapan kafirler ise ate§tedir." (infitar suresi, 82/13-14) "Yero muthi§ depremiyle sarsild1g1 zaman ... Ve yer bagrmdaki agJrhklan -:;1kard1g1 zaman ... insan §a§km §a§km: "Ne oluyor buna!" dedigi zaman ... i§te o gun yer, usllinde olan biten her §eyi anlatir; -:;unku Rabbin ona bunlan vahyeder. i§te o gun b6lukler halinde insanlar, kabirlerinden -:;1k1p Yuce Divana dururlar, ta ki yaptiklannm kar§1hgm1 gorup alsmlar. Zerre agJrhgmca hayir yapan onu bulur, zerre agirhgmca §er yapan da onu bulur. " (Zilzal suresi, 99/1-8)


122 SOZLER _,

;

-

VI

o

{_,.

;;; ,,.

w~Ll !Jlj~I Llje~~!ft ~l!e~lr ~

,...;

,,..

,,..

0A Ulje~l.J F.:-

s2LL>., )'L

Kur'an'm bunlar gibi ba§ka ve tasdik ettik" diyelim.

~I V .~~,

.

o,

,_jj o, ~·~

~

1 .Jjj~j ,

,

.:>. 'J1

~,

apa~1k

ayetlerini de dinleyip "inand1k

,_,,1'1j <tLl', d' &~,3 ,~L~ ,,.r. )3 ~ 3

f>.

I ,

I

I ,

,

, ',\

~

St,), r..r~ , ~ tiii 1st3, r..r~ , ),o13, r..r~ , Ll ~ , u/ _,...., , ~ 11 j;_;. w. 13, J' t;.5 . 1St3, r..r'1~ ~.r'3 ~I ':J1~ J1~ 'f 0t I~ ~.r --!. Y:""' At\ · '.,~~I Sr, ~, 1~ <:, 1~<:~ <-/; 0-4 .• 3 r..r- .r.:" 3 ~

""'T"'"

82

83

84

""'T"'"

"Karia ... Nedir o karia? Kariay1, o kapilan cloven ve deh§etiyle kalplere c;arpan o k1yamet felaketini sen nereden bileceksin ki! 0 gun insanlar uc;u§an kelebekler gibi §Uraya buraya firlatihr, daglar ahlmi§ yune <loner. Art1k kimin tart1lan agir basarsa, memnun kalacag1 bir hayata girer. Kimin tartilan da hafif gelirse, onun bannag1 da Haviye olur. Onun ne oldugunu bilir misin? Haviye k1zgm mi k1zgm bir ate§tir!" (Karia sO.resi, 101/1-11) "Bullin goklerin ve yerin gayb1m bilmek de Allah'a mahsus. Kiyametin kopmas1 ise, ba§ka degil, ancak bir goz ac;ip kapamada yahut daha da k1sa bir anda olur biter. ~up­ he yok ki Allah her §eye kadirdir." (Nahl sO.resi, 16/77) "Allah'a, meleklerine, kitaplanna, peygamberlerine, ahiret gunune, kadere, hayir ve §errin Allah Teala' dan geldigine, oliimden soma dirili§in hak olduguna, cennetin hak olduguna, cehennem ate§inin hak olduguna, §efaatin hak olduguna, Munker ve Nekir'in hak olduguna, Allah'm kabirlerdeki oluleri tekrar diriltecegine iman ettim. Allah'tan ba§ka ibadete lay1k ilah bulunmad1gma ve Muhammed'in Allah'm ResO.lu olduguna §ehadet ederim." Peygamber Efendimiz (sallallahii aleyhi ve sellem) teheccud namazmda okudugu duada bunlann gerc:;ek olduklanm ifade buyurmaktadir: Buhari, teheccud 1, deauat 10, teuhid 8, 24, 35; Muslim, sa/atu'l-musafirfn 199; Muuatta, Kur'on 34; Tirmizi, deauat 29, 32. Bunlara inanmanm hukmuyle ilgili aynca bkz. el-E§'ari, el-ibane 1127; el-E§'ari, Maka/atu'l-is/amiyyfn 1/293; elLl.lekai, i'tikadu Ehli's-Sunne 1/177, 4/833; el-Beyhaki, el-i'tikad 1/226.


ONuNcu Soz 123 /

/

l

/

_)1

~ Q~lj ~ij L~i ~\ .µ1 0i ~.r; ~I )~ ~ 3J5i<l1 ~~}JI 85

~

\

~ --!,

WI ~ -;,~

ol>.., I J~I , . ~--!, .f.

" <::::

d4

Lll L~.;1,.) L:i:.;1, . 8J.JI' - , .) u;, , .) --!, 01

*** .$u risaleyi insaf ile okuyup degerlendiren arkada§! "Onuncu Soz'u nic;in bir anda, butunuyle anlayam1yorum?" diye d0.§0.nO.p O.zulme. c;o.nku ibn Sina gibi bir felsefe dahisi bile ~ ~ ~ ~ ~ ~\ demi§, yani "Ha§re iman ederiz, fakat akil bu yolda gidemez." diye hukum vermi§tir. Hem butun islam alimleri, "Ha§ir, nakli bir meseledir, delili nakildir. Ona ak1l ile vanlamaz." diye ortak bir hukme varm1§lardir. Elbette bu kadar derin ve manen pek yuksek bir yol, birdenbire herkesin ak1lla ula§acag1 bir yol haline gelmez. Taklidi imanm bile azald1g1, teslimiyetin zay1flad1g1 §U asirda, bize Kur'an-1 Hakim'in feyziyle ve Hahk-1 Rahim'in merhametiyle o derin ve manen yuksek yolda bu kadar ilerlemek ihsan edildigi ic;in binlerce §0.kretmeliyiz. c;unku bu, imamm1zm kurtulmasma yeter. Anlad1g1m1z kadanna memnun olup, tekrar okuyup d0.§0.nerek daha iyi anlamaya c;ah§mahy1z. Ha§ir meselesine akil yoluyla vanlamamasmm bir s1m da §Udur: 0 buyuk hakikat, ism-i azamm tecellisiyle gerc;ekle§tiginden, Cenab-1 Hakk'm ism-i azammm ve her isminin en list mertebedeki tecellisiyle ortaya c;1kan buyuk icraati g6rmek ve g6stermekle, bahar gibi kolay ispat edilir, kesin bir §ekilde anla§1hr ve tahkiki iman86 kazamhr. i§te Onuncu Soz'de Kur'an'm feyziyle ha§ir 6yle g6ruluyor ve g6steriliyor. Yoksa ak1l, yetersiz ve kuc;O.k dusturlanyla ken di ba§ma aciz kahr, taklide mecbur olur. 85

86

Allah1m! Rahmetinin agac1 TO.ba'nm en latif, en §erefli, en miikemmel ve en giizel meyvesi olan zata salat ve selam et. Ki Sen onu hem alemlere rahmet olarak, hem de ahiret yurdunu yani cenneti gosteren §U Tuba' nm en siislii, en giizel, en parlak ve en yiice meyvelerine kavu§ma vesilemiz olarak gonderdin. Allah1m, bizi, anne ve babam121 ate§ten koru. Bizi, anne ve babam121, ebrar (ozii sozii bir sad1k kullarm) ile beraber, se<;;kin Peygamberinin hiirmetine cennete dahil et. Amin. Tahkiki iman: imana dair meseleleri delillleriyle bilmek, ya§amak ve tabiatma mal etmekle kazamlan sars1lmaz iman.


ONUNCU SOZ'UN MUHiM BiR ZEYLi87 VE LAHiKASININ BiRiNCi PAR~ASI

~jll ~jll ~\ ~

87

88

Zeyl: Ek, Have. "Haydi siz ak§ama girerken, sabaha c;1karken Allah'1 takdis ve tenzih edin, namaz kilm. Goklerde ve yerde hamd, gilzel ovgi.i O'na mahsustur. ikindi vaktinde de, ogleye girerken de O'nu takdis ve tenzih edin, namaz kilm. 0, oliiden diriyi c;1kanr, diriden oliiyii c;1kanr ve olmii§ topraga hayat verir. i§te siz de oldiikten sonra boylece diriltileceksiniz. O'nun varhgmm ve kudretinin delillerinden biri, sizi topraktan yaratm1§ olmas1d1r. Sonra diinyaya yayilm1§ be§eriyet haline geldiniz. O'nun


ONuNcu Soz 125

imanm bir kutbunu gosteren bu semavl, yuce ayetlerin ve haยงri ispat eden ยงU kutsl, muazzam iยงaretlerin en buyuk nuktelerinden ve delillerinden biri Dokuzuncu ~ua' da beyan edilecek. Cenab-1 Hakk' m hoยง bir inayetidir ki: Bundan otuz sene once Eski Said, yazd1g1 tefsire giriยง mahiyetindeki Muhakemat adh eserin sonunda, "ikinci Maksat: Kur' an' da haยงre iยงaret eden iki ayet tefsir ve beyan edilecek. 89~j.ll ~j.ll ~\ ~

r"

demiยง ama gerisini yazamam1ยงtI. Hahk-1 Rahlm'ime haยงrin delilleri ve iยงaretleri adedince ยงlikur ve hamd olsun ki, otuz sene sonra bunu baยงarmay1 ihsan eyledi. Evet, bundan dokuz-on sene once o iki ayetten ilki olan: 1

o

ยท"'I

,,

:. _

.,,

1

:;;:

_

,,,

,,,

;

0

~1 ~.) L.>1 1 ~"" ~ โ ข '')\ ; ~ ~Y' . ~j

r.5 y>-' ~

90,

~

f.,.,

;. ,

'1<

~

,,..

,,,

1

' , --.i6 <Ol\ ~, i.j"'-!. โ ข ; ; j I:::-

...1

T

..J.

o ,,,

,\:.ยทt.; -! ~\JI~ _r-'

~,

,i.f"r_r~..r3

.

;

ilahl fermanmm iki parlak, c;:ok kuvvetli delilini ve tefsirini, yani Onuncu Soz ile Yirmi Dokuzuncu Soz'u lutfetti, inkarcilan susturdu. iยงte dokuz-on sene sonra da haยงre imanm hucum edilemez ยงU iki saglam kalesinden ikinci ayet olan yukandaki yuce ayetin tefsirini bu risale ile ikram etti. Dokuzuncu ~ua, bu ayetlerle iยงaret edilen "dokuz yuce makam"1 ve muhim bir "mukaddime" k1smm1 ic;:erir. varhgmm ve kudretinin delillerinden biri de, kendilerine 1smmamz i<:;in, size ii:;inizden eยงler yaratmas1, birbirinize karยงl sevgi ve ยงefkat var etmesidir. Elbette bunda, dilยงilnen kimseler i<:;in ibretler vardlf. O'nun varhgmm ve kudretinin delillerinden biri de, gokleri ve yeri yaratmas1, lisanlanmzm ve renklerinizin farkh olmas1d1r. Elbette bunda bilen ve anlayan kimseler i<:;in ibretler vard1r. O'nun varhgmm ve kudretinin delillerinden biri de, geceleyin veya gunduz vakti uyumamz ve O'nun geniยง lutfundan gei:;im vesileleri aramamzd1r. Elbette bunda iยงiten kimseler i<:;in ibretler vardlf. O'nun delillerinden biri de, kah korku kah limit vermek ii:;in size ยงimยงegi gostermesi, gokten bir su indirip olmilยง topraga onun sayesinde hayat vermesidir. Elbette bunda aklm1 i:;ahยงhran kimseler i<:;in ibretler vard1r. O'nun varhgmm ve kudretinin delillerinden biri de, gogiln ve yerin, Kendisinin buyrugu ile kaim olmalan, belirlenen yerde sapasaglam iยงlerinin baยงmda bulunmaland1r. Soma sizi yatt1gm1z

yerden bir c;ag1rd1 m1, birden kabirlerinizden c;1k1verirsiniz! Goklerde ve yerde kim

89 90

varsa O'nundur. Onlann hepsi, isteyerek veya istemeyerek O'na divan durmaktad1r. Mahluklan ilkin yoktan yaratan, olilmden soma da dirilten O'dur. Bu diriltme O'nun i<:;in pek kolayd!f. Goklerde ve yerde en yilce sifatlar O'nundur. 0 Aziz ve Hakimdir: Mutlak galiptir, tam hilkilm ve hikmet sahibidir." (Rum suresi, 30/17-27) Oyleyse: Rahman Rahim Allah'm ad1yla. "iยงte bak, Allah'm rahmetinin eserlerine, olmilยง topraga nas1l hayat veriyor! iยงte bunlan yapan kim ise, olilleri de 0 diriltecektir. 0, her ยงeye hakk1yla kadirdir." (Rum suresi, 30/50)


126 StiZLER

MUKADDiME91 (Ahiret inancmm ruha pek c;:ok faydasm1 ve hayati, ku§ahc1 neticelerinden birini k1saca anlatan, insan hayah ve bilhassa toplum hayah ic;:in ne kadar li.izumlu ve zaruri oldugunu ortaya koyan, oldi.ikten sonra dirilmenin pek c;:ok delilinden bir tek ki.illl delili ozetle gosteren ve bunun ne derece ac;:1k, §i.iphe goti.irmez bir hakikat oldugunu bildiren iki "nokta" dtr.) Birinci Nokta Ahiret inancmm, insanm §ahsi ve toplum hayatmda en temel esas ve saadetin, faziletin kaynag1 oldugunu gosteren yi.izlerce delilden sadece dart tanesine bir olc;:i.i mahiyetinde i§aret edecegiz. Birinci delil: insanhgm hemen hemen yansm1 meydana getiren c;:ocuklar, kendilerine deh§etli ve aglahc1 g6ri.inen oli.imlere yalmz cennet fikriyle dayanabilirler. Boylece gayet zay1f ve nazik vi.icutlarmda manevi bir kuvvet ve her §ey kar§tsmda c;:abuk incinen ruhlarmda cennet inanc1yla bir i.imit bulup mutlu ya§ayabilirler. Mesela, bir c;:ocuk cennet fikriyle, vefat etmi§ ki.ic;:i.ik karde§i veya arkada§t hakkmda, "O oldi.i, cennetin bir ku§U oldu. Cennette geziyor, bizden daha gilzel ya§1yor." der. Yoksa her vakit etraflannda kendileri gibi c;:ocuklarm ve bi.iyilklerin oli.imleri o zay1f bic;:arelerin endi§eli nazarlarma c;:arpar, tahammiillerini ve manevi kuvvetlerini yerle bir ederek gozleriyle beraber ruh, kalb, ak1! gibi biiti.in latifelerini de oyle aglahr ki, o c;:ocuklar ya mahvolur ya da insani vas1flanm kaybeden divane birer bedbaht haline gelir. ikinci delil: insanhgm yans1 olan ihtiyarlar, yakla§hklan kabre ancak ahiret inanc1 ile tahammi.il edebilir ve c;:ok alaka duyduklan hayatlarmm yakmda bitecek, gi.izel diinyalarmm kapanacak olmas1 kar§tsmda bir teselli bulabilirler. c;ocuk gibi her §eyden c;:abuk etkilenen ruhlarmda ve mizac;:lannda, olilm ve yokluktan gelen elemli ve deh§etli i.imitsizlige ancak baki bir hayat i.imidiyle dayanabilirler. Yoksa §efkate lay1k o muhteremler, siikO.nete ve kalb istirahatma c;:ok muhtac;: o endi§eli anne-babalar ruhlarmda oyle bir feryat kopanr, kalblerinde 91

Giri§.


ONuNcu Soz 127

oyle bir 1zdJrap hissederler ki, bu dtinya onlara karanhk bir zindan, hayat da bogucu bir azap olur. Ut;;iincii delil: Toplum hayatmm temeli olan gern;lerin, delikanhlann co§kun hislerini, haddi a§an kotti arzulanm tecavtizlerden, zultimlerden ve ba§kalarma zarar vermekten yalmz cehennem fikri ahkoyar ve toplumda huzurun devamm1 saglar. Cehennem endi§esi bulunmazsa, "Kuvvetli olan htikmeder" kaidesince o sarho§ delikanhlar, heveslerinin pe§ine dti§tip bi<;are zay1flara, acizlere dtinyay1 cehennem eder ve ytiksek insanhg1 gayet stifli bir hayvanhga donll§ttirtirler. Dordiincii delil: insan i<;in dtinya hayatmdaki en mtihim merkez ve itici kuvvet, dtinya saadeti i<;in bir cennet ve s1gmak, aile hayahdlf. insanm evi, onun kti<;tik dtinyas1dJr. 0 evde aile hayah ve saadeti, ancak samimi, ciddi ve vefah bir §ekilde htirmet ve hakiki, fedakarca bir merhamet ile stirdtirtilebilir. Bu hakiki htirmet ve samimi merhamet de ebedl bir arkada§hgm, daimi bir beraberligin ve sonsuz bir zamanda, smirs1z bir hayatta baba-ogul, karde§, hayat arkada§I mtinasebetlerinin devam edecegi fikriyle ve inanc1yla saglanabilir. Mesela insan, "Hamm1m, ebedi alemde, sonsuz bir hayatta daimi e§im olacak. ~imdilik ihtiyarlay1p <;irkinle§mi§se de zaran yok. <:;unkti gelecek ebedi bir gtizelligi var. Boyle daimi bir arkada§hgm hatm i<;in her fedakarhg1 yapar, ona merhamet ederim." diyerek o ihtiyar hammma, sanki bir huriymi§<;esine sevgiyle, §efkatle, merhametle davranabilir. Yoksa k1sac1k, bir-iki saatlik, gortinli§te bir beraberlikten sonra ebedi bir aynhga ugrayan arkada§hk, elbette ge<;ici ve temelsizdir. Ancak hayvanlardaki gibi cinsi bir alaka ile mecazi bir merhamet ve yapmac1k bir hurmet duygusu verebilir. Ba§ka menfaatler ve insana tisttin gelen hisler, o htirmeti ve merhameti maglup eder, dtinya cennetini cehenneme <;evirir. i§te ha§re imanm ytizlerce neticesinden biri, toplum hayatiyla alakahdlf. Bu tek neticenin de ytizlerce farkh yontinden ve faydasmdan, yukandaki dart delile otekiler k1yaslansa anla§Ihr ki: Oldukten sonra diriltilip mah§er meydamnda toplanacagzz. Bu, insanlzgzn yuce hakikati ve kullf duas1 derecesinde kesindir. insanm midesindeki


128 SozLER

ihtiyacm varhgmm, yiyeceklerin varhgm1 gostermesinden daha a1_;1ktlf, ha§rin gen;ekle§ecegini bundan daha kuvvetli bir §ekilde bildirir. Eger ha§ir hakikatinin neticeleri insanhktan <;1ksa, insamn o <;ok muhim, yi.iksek ve canh mahiyetinin, murdar ve mikrop yuvas1 bir le§ hi.ikmi.ine inecegi a1_;1k1_;a gori.ili.ir. Toplumlann idaresi, ahlak1 ve ya§aYl§l ile <;ok alakadar olan idarecilerin, siyaset<;ilerin ve ahlak<;ilann kulaklan <;mlasm! Gelsinler, bakahm bu bo§lugu neyle doldurabilir, bu derin yaralan nasil tedavi edebilirler?

ikinci Nokta Ha§ir hakikatinin say1s1z delilinden, diger iman esaslarmdan gelen §ehadetlerin ozi.inden <;1kan bir delili k1saca beyan edecegiz. $6yle ki: Hazreti Muhammed'in (aleyhissa/ata vesse/am) peygamberligini ve dogrulugunu gosteren bi.iti.in mucizeler, bi.iti.in deliller birden ha§ir hakikatini de ispat eder. <_;unki.i onun (aleyhissa/ata vesselam) hayatmdaki bi.iti.in davalan, Allah'm birliginden sonra ha§ir hakikati etrafmda toplamyor. Hem bi.iti.in peygamberleri tasdik eden ve ettiren mucizeleri, delilleri aym hakikate §ahitlik ediyor. 92 ~:).:j kelimesindeki §ahitligi iyice saglamla§bran 93 ~j §ehadeti de aym hakikati gosteriyor. $6yle ki: , Ba§ta Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm dogrulugunu ispatlayan bi.iti.in mucizeler, deliller ve hakikatler, hep beraber ha§re §ahitlik eder. <_;unki.i Kur'an'm hemen hemen i.i<;te birinde ha§ir hakikati vard1r. Bir<;ok k1sa sO.renin ba§mda gayet kuvvetli ha§ir ayetleri yer ahr. Kur' an, a<;1k<;a ve i§aretlerle, binlerce ayetiyle ayrn hakikati haber verir, ispat eder. Mesela:

94~.Jf ~I 951~-~o ~_;, ¥t..:!1 92 93

94 95

11l

il)j 0l ~5 1)51 d81 ~t q

"Allah'm resullerine iman ederim." "Allah'm kitaplanna iman ederim." "Gi.ine§ di.iri.ili.ip l§lg1 sondi.igu zaman ... " (Tekvlr suresi, 81/1) "Ey insanlar! Rabbinize kar§1 gelmekten sakmm. Gerc;ekten k1yamet saatinin depremi mi.ithi§ bir olaydir." (Hae suresi, 22/1)


ONuNcu Soz 129 0 961~11)· • j, '~I -.::.lj' ~ 1;1 ~ ~vJ , ,J;;

9s,~ ~~'.I ~I~ ;JI 1;1 97 -:_,,\-~'.1 ~\~;JI l~I

",

10a~w 1 ~~ ~i

.r--

",

y, 990)~~ p

gibi ayetler, otuz-kirk sO.renin ba§mda, ha§rin kainatm en muhim ve zaruri hakikati oldugunu butun kesinligiyle g6sterir. Ba§ka ayetler de <;e§it <;e§it delillerle insam o hakikatin varhgma ikna eder. Acaba g6zumuzun 6nunde, islaml ilimlerdeki <;e§itli kaidelerle ve yarat!h§ kanunlanyla ilgili hakikatleri bir tek ayetinin tek i§aretiyle ders veren bir kitabm, b6yle binlerce delille gune§ gibi ortaya koydugu ha§ir inancmm hakikat olmamasma ihtimal var m1? Onun inkan, gune§in yoklugunu, hatta kainatm var olmad1gm1 kabul etmek gibidir. Bu ise son derece ak1l dI§I ve sa<;ma olmaz m1? Acaba bir sultanm bir tek i§aretini yalan 9karmamak i<;in bazen bir ordu harekete ge<;ip <;arpI§tJgI haJde, aJemin 0 pek ciddi Ve izzetli Sultan' mm binlerce s6zunun, vaadinin ve tehdidinin bo§ olmas1 hi<;bir §ekilde mumkun mudur? Bunlann hakikat olmamas1 akla s1gar m1? Acaba on Li<; asirdir arahks1z olarak say1s1z ruha, akla, kalbe, nefse hak ve hakikat dairesinde hukmeden, onlan terbiye ve idare eden manevl Sultan-1 Zl§an'm bir tek i§areti boyle bir hakikati ispatlamaya yeterken, binlerce a<;tk delille ha§rin ispatmdan soma o hakikati hala tammayan katmerli cahil bir ahmak i<;in cehennem azab1 gerekmez mi ve bu, adaletin ta kendisi olmaz m1? Her biri birer devre hukmeden butun semavl suhuf ve mukaddes kitaplar da kendi asirlarma ve devirlerine gore, butun zamanlara hukmeden Kur' an' m etrafhca, izahh tekrarlarla beyan ve ispat ettigi ha§ir hakikatini kesin bir surette kabul etmi§; 6zetle, perdeli ve k1sa bir §ekilde, fakat kuvvetli iddia ve delilleriyle ortaya koymw~tur. Onlar da Kur'an'm davasm1 binlerce imza ile tasdik eder.

96

"Yero muthi§ depremiyle sarsild1g1 zaman ... " (Zilzal sO.resi, 99/1) "Gok yanld1g1 zaman ... " (infitar sO.resi, 82/1) 98 "Gok yanld1g1 zaman ... " (in§ikak sO.resi, 84/1) 99 "Onlar birbirine neyi sorup duruyorlar?" (Nebe sO.resi, 78/1) 100 "Ga§iyenin, deh§eti her taraf1 saracak olan o felaketin mahiyeti hakkmda elbet sen de bilgi sahibi oldun." (Ga§iye sO.resi, 88/1) 97


130 SOZLER

Bu bahis milnasebetiyle Munacat risalesinin sonundaki, "ahiret gilnilne iman" esasma, 6teki iman esaslarmm, 6zellikle "peygamberlerin" ve "mukaddes kitaplann" §ahitligini, bir yakan§ suretinde ifade eden pek kuvvetli, ozlil ve biitiln §iipheleri ortadan kaldiran bir ha§ir delilini buraya ahyoruz. Munacdt'ta §6yle denilmi§ti: Ey Rabb-i Rahimim! Res0.1-u Ekrem'inin (aleyhissa/atii vesselam) rehberligi ve Kur'an-1 Hakim'in dersiyle anlad1m ki: Ba§ta Kur'an ve Res0.1-u Ekrem olmak iizere biitiin mukaddes kitaplar ve peygamberler, bu diinyada, her tarafta numuneleri goriilen celal ve cemal cilvesi ta§tyan isimlerinin tecellilerinin ebedi alemde daha parlak bir §ekilde devam edecegini gosterirler. Bu fani alemde rahimane cilveleri, misalleri goriilen ihsanlarm o saadet yurdunda daha §3§aah bir tarzda siirecegine, bu k1sa diinya hayatmda o numuneleri zevkle seyredenlerin ve onlara muhabbetle e§lik edip arzu duyanlarm, ebedi alemde de beraber olacaklarma icma ve ittifakla §ahitlik ve i§aret ederler. Yiizlerce a9k mucizesiyle Res0.1-u Ekrem (aleyhissalata vesselam) ve §iiphesiz ayetleriyle Kur' an-1 Hakim ba§ta olmak iizere nurani ruh sahipleri olan biitiln peygamberler, nurlu kalblerin kutublan olan veliler, keskin ve aydmlanm1§ ak1llann madenleri olan s1dd1klar ve biitiln semavi suhuf ile mukaddes kitaplar da senin c;ok tekrar ettigin binlerce vaadine ve tehdidine; kudret, rahmet, inayet, hikmet, celal ve cemal gibi ahireti gerekli kilan kutsi s1fatlarma, icraatma, celalinin izzetine ve rubO.biyetinin saltanatma; ahiretin izlerini ve haberlerini bildiren hadsiz ke§iflerine, mii§ahedelerine ve ilmelyakin, 101 aynelyakin 102 derecesindeki imanlanna dayanarak insanlara ebedi saadeti miijdeliyorlar. Dalalet ehli ic;in cehennemin, hidayet yolundakiler ic;in ise cennetin bulundugunu haber veriyor, buna kuvvetli bir imanla §ehadet ediyorlar.

Ey Kadir-i Hakim! Ey Rahman-r Rahim! Ey sozunde mutlaka duran sonsuz kerem sahibi! Ey izzet, buyukliik ve celal sahibi Kahhar-r Zulcelal! .. Sen, bunca sad1k dostunu, vaadini, sifat ve icraabm yalanc1 c;1karmaktan; rubO.biyet saltanatmm §iiphesiz gereklerini yalanlay1p 101

102

ilmelyakin: Kesin bilgiye dayanarak, ilim yoluyla §tipheye yer birakmayacak §ekilde bilmek. Aynelyakin: Goztiyle gormti§ derecede kesin bir §ekilde bilmek.


ONuNcu Soz 131

yapmamaktan; sevdigin, tasdik ve itaatle kendilerini sana sevdiren makbul kullarmm ahirete dair hadsiz dualanm ve davalanm reddetmekten, dinlememekten; ktifUr ve isyan ile seni vaadinde durmamakla itham eden, azamet-i kibriyana dokunan, celalinin izzetine dokunduran, uh1hiyetinin haysiyetine ili§en ve §efkatli rububiyetini mtiteessir eden sapkmlan ve kafirleri ha§ri inkarlannda tasdik etmekten ytiz binlerce derece mukaddes, sonsuz derece uzak ve yticesin. Boyle hadsiz bir zultimden ve <;irkinlikten, senin o nihayetsiz adaletini, cemalini ve rahmetini, sonsuz derece takdis ediyoruz. Ve btittin kuwetimizle iman ediyoruz ki: 0 ytiz binlerce sad1k el<;inin, saltanatmm o <;ok dogru ilanc1lan olan peygamberlerin, asfiya ve evliyanm, senin ahiretteki rahmet hazinelerine, beka alemindeki ihsanlannm definelerine ve o saadet yurdunda tamamen ortaya <;1kacak gtizel isimlerinin harika cilvelerine hakkalyakin, 103 aynelyakin, ilmelyakin suretinde §ahitlikleri hak ve hakikattir. Onlarm i§aretleri dogrudur ve birbirini destekler. Mujdeleri sad1k ve ger<;ektir. Onlar btittin hakikatlerin kaynag1, gtine§i ve himaye edicisi olan "Hak" isminin en gti<;lti panlhsmm btiytik ha§ir hakikati olduguna iman ederek emrinle senin kullanna hak dairesinde ders veriyor ve oltimden sonra dirili§in, hakikatin ta kendisi oldugunu ogretiyorlar. Ya Rab! Onlann ders verip ogrettiklerinin hakk1 ve htirmeti i<;in, bize ve btittin Risale-i Nur talebelerine kamil iman ver ve o iman ile ahirete gitmeyi nasip et! Bizi o zatlann §efaatine eri§tir, amin ...

*** Nasil ki, Kur'an'm, belki btittin semavi kitaplann dogrulugunu ispat eden deliller ve Habibullah'm (aleyhissa/ata vesse/am), belki btittin nebilerin peygamberliklerini ispat eden mucizeler, onlann en btiytik davas1 olan ahiretin bir hakikat suretinde ortaya <;1kacagm1 da gosterir. Aynen oyle de, V&cib0.'1-VO.cud'un va.rhgma. ve birligine §a.hitlik eden pek <;ok deli!, dolay1s1yla rububiyetin ve uluhiyetin en btiytik neticesi ve mazhan olan o saadet yurdunun ve beka aleminin varhgma i§aret eder. <;unkti -gelecek makamlarda beyan ve ispat edilecegi gibi- Vacibti'l-Vticud Zat'm varhg1, s1fatlan, pek <;ok ismi ve rububiyet, uluhiyet, rahmet, 103

Hakkalyakin: Marifet mertebesinin en yi.iksegi. Hakikati bizzat ya§ayarak gorme hali.


132 SOZLER

inayet, hikmet, adalet gibi vas1flan, bu vas1flardan ortaya c;;1kan icraah ahireti gerektirir. Bunlar, baki bir alemi vilcub 104 derecesinde liizumlu k1lar, mukafat ve ceza ic;;in ha§ri zaruret derecesinde ister. • Evet, madem ezell ve ebedl Allah var; elbette O'nun uluhiyet saltanatmm daiml bir makam1 olan ahiret de vardir. • Madem bu kainatta ve canhlar uzerinde gayet ha§metli, hikmetli ve §efkatli, mutlak bir rububiyet var ve gortinuyor. Elbette o rububiyetin ha§metini k1ymetsizlikten, hikmetini gayesizlikten ve §efkatini merhametsizlikten kurtaran ebedl bir saadet yurdu olacak ve oraya gidilecektir. • Madem gozle gortilen bu smirs1z nimetler, ihsanlar, lutuflar, ikramlar, inayet ve rahmet, gayb perdesi arkasmda Rahman ve Rahim bir Zat'm bulundugunu sonmemi§ ak1llara, olmemi§ kalblere gosterir. Elbette nimet vermeyi bir oyun olmaktan, ihsam aldatmaktan, inayeti dti§manhktan, rahmeti azaptan, lutuf ve ikram1 ihanetten kurtaran, ihsam ihsan ve nimeti nimet yapan, baki bir alemde sonsuz bir hayat olacaktir. • Madem bahar mevsiminde yeryuzunun dar sayfasmda yuz binlerce kitab1 birbiri ic;;inde hatas12 yazan bir kudret kalemi gozumiizun onunde yorulmadan i§liyor. 0 kalemin sahibi, yuz bin defa, "Bu dar yerde kan§1k ve harfleri ic;; ic;;e yazdan bahar kitabmdan daha kolay bir §ekilde, geni§ bir mekanda, gtizel ve yak olmaz bir kitab1 yazacag1m ve size okutacag1m." diye vaat etmi§ ve bullin fermanlarmda o kitaptan bahsediyor. Elbette o kitabm ash yazdmi§hr. Ha§ir ve ne§ir ile o kitap tamamlanacak ve herkesin amelleri ona kaydedilecektir. • Hem madem bu yeryiizu, say1s12 varhgm ve surekli degi§en yiiz binlerce llir canlmm meskeni, kaynag1, fabrikas1, sergisi, mah§eri olmas1 itiban ile kainatm kalbi, merkezi, ozu, neticesi ve yarahh§ sebebi hukmundedir, c;;ok buyuk onem ta§ir; kuc;;ukluguyle beraber koca goklere ~j , denk tutulmu§tur. Semavl fermanlarda daima d_µ..:JI , 105 ~ _J\rlj buyrulur.

.

104 105

Viicub: Vacip, zorunlu, varhg1 kendinden olma. "Goklerin ve yerin Rabbi" (Ra'd sO.resi, 13/16; isra sO.resi, 17/102; Kehf sO.resi, 18/14; Meryem sO.resi, 19/65; Enbiya sO.resi, 21/56; $uara sO.resi, 26/24; Saffat sO.resi, 37/5; Sad sO.resi, 38/66; Zuhruf sO.resi, 43/82; Duhan sO.resi, 44/7; Nebe sO.resi, 78/37).


ONuNcu Soz 133

• Hem madem insan, bu mahiyetteki yeryiizilniln her tarafma, pek c;ok canhya hukmeder, c;ogu varhg1 emri altma ahp etrafmda toplar, hevesine ve ihtiyac;lanna gore gilzelce duzenler, sergiler, donatir ve antika gibi pek c;ok e§siz tiirii bir liste gibi derleyip susler. Bu §ekilde yalmz insanlann ve cinlerin degil, belki gok ehlinin ve butiin kainatm da dikkatini c;eker, Kainat Sahibi'nin takdirini kazamr. Boylece gayet buyilk bir k1ymete yilkselen insan, sanabyla ve ilmiyle; kainatm yarahh§ hikmeti, buyuk neticesi, aziz meyvesi ve yeryilzunun halifesi1 06 oldugunu gosterir. Ve dunyada alemin Sani'inin mucizeli sanatlanm gayet gilzel bir §ekilde sergileyip tanzim eder. Buna ragmen isyam ve kufriiyle beraber dunyada birak1hr, azab1 ertelenir, bu hizmeti ic;in kendisine muhlet verilir, hatta ba§an ihsan edilir. • Hem madem bu mahiyetteki insan, mizac; ve yaratil1§ itiban ile gayet zay1f ve acizdir. <;ok kudret, hikmet ve §efkat sahibi, her §eyde tasarruf eden bir Zat; acz ve faknyla beraber smirs1z ihtiyac;lan ve elemleri olan insan ic;in, onun kuwetinin ve iradesinin c;ok ilstiinde, koca yerkureyi insana gerekli her c;e§it madene mahzen, her c;e§it yiyecege ambar ve ho§una gidecek her turlu maim bulundugu bir dukkan haline getirmi§tir. 0 Zat, insana bakar, istedigini verir ve onu besler. • Hem madem biitiin bunlan yapan Rabbi, insam sever, kendini ona sevdirir. Bakidir, ebedi alemlerivardir, her i§i adaletle ve hikmetle gorur. Bu k1sa dunya hayatmda, k1sac1k insan omriinde ve gec;ici, fani yeryuzunde o Hakim-i Ezeli'nin ha§metli saltanah ve ebedi hakimiyeti tam tecelli etmez. insanm, kainatm intizamma, adaletine, dengesine ve gilzelligine zit c;ok buyuk isyanlan, zulumleri, onu §efkatle besleyen velinimeti Rabbine kar§I ihaneti, inkan, kufril bu dunyada cezasIZ kahr. Gaddar zalimler hayatlanm rahat bir §ekilde; bic;are mazlumlar ise zorluklar ic;inde gec;irir. Ve butiin kainatta eserleri gorunen §U mutlak adaletin mahiyeti, o gaddar zalimlerin ve ilmitsiz mazlumlarm e§it §ekilde vefatlanna tamamen z1ttir, dirilmemek uzere olmelerine musaade etrnez, bunu kaldirmaz. • Hem madem nas1l ki, Kainatm Sahibi, kainatta bu dunyay1 ve dunyada insam sec;ip ona c;ok bilyilk bir makam ve k1ymet vermi§tir. Aym §ekilde, insanlann ic_;inden de rububiyetinin gayelerine uyan, 106

Bkz. Bakara suresi, 2/30.


134 SOZLER

kendilerini iman ve teslim ile O'na sevdiren hakiki insanlar olan peygamberleri, evliya ve asfiyay1 se<;ip kendine dost ve muhatap yapmt§tlr. Onlara mucizelerle ve yard1mlanyla ikramda bulunmU§, dti§manlarma semavl tokatlar ile azap etmi§tir. Bu k1ymetli, sevimli dostlan arasmdan da, onlarm imam1 ve iftihar vesilesi olan Hazreti Muhammed'i (aleyhissaldtii vesselam) se<;mi§tir. $u mtihim yerytiztintin yansm1 ve k1ymetli insanhgm be§te birini as1rlardir onun nuruyla aydmlatiyor. Adeta bu kainat kendisi i<;in yaratilm1§ gibi, btittin gayeler onunla (aleyhissa/dta vesse/am), onun dini ve Kur'an'1 ile ortaya <;1k1yor. Hem o zat (aleyhissaldtu vesselam) <;ok k1ymetli ve milyonlarca sene ya§ayacak kadar sonsuz hizmetlerinin ticretini sonsuz bir zamanda almaya lay1k iken, ona bile zorluklar i<;inde ve cihadla ge<;en altm1§ ti<; sene gibi klsac1k bir omtir verilmi§tir. Acaba hi<; imkan ve ihtimal var m1 ki, o zat btittin dostlanyla beraber dirilmesin ve §imdi de ruhuyla diri ve hayatta olmasm! Ebedl yokluk ile mahvolsun! Ha§a, ytiz bin defa ha§a ve kella! .. Evet, btittin kainat ve alemin hakikati, onun (aleyhissaldtu vesselam) dirilecegini dava eder ve ona hayat vermesini Kainatm Sahibi'nden ister. • Ve madem Yedinci $ua olan Ayeta'l-Kubra risalesinde, her biri bir dag kuwetindeki otuz ti<; muazzam deli!, bu kainatm bir elden <;1khgm1 ve bir tek Zat'm mtilkti oldugunu ispat etmi§tir. 0 deliller, Cenab-1 Hakk' m kemalatmm kaynag1 olan birligini ve ehadiyetini a<;ik<;a gostermi§tir. Birlik ve ehadiyet ile btittin varhklar, o Vahid Zat'm emrine uyan askerleri ve itaatkar memurlan htikmtine ge<;er. Ve ahiretin varhg1yla, O'nun kusursuzlugu klymetsizlik, mutlak adaleti alay edercesine bir merhametsizlik, her §eyde gortinen hikmeti gayesizlik, geni§ rahmeti bo§una azap etmek ve kudretinin izzeti acz gibi ithamlardan kurtulur, mukaddes hale gelir. Elbette, §li.phesiz, Allah'a imanm yuzlerce ntiktesinden "madem" kelimesiyle ba§layan bu on hakikatin gerektirdigi gibi, klyamet kopacak, ha§r ti ne§r olacak, bir ceza ve mtikafat yeri a<;1lacakhr. Taki, yerytiztintin anlatt1g1m1z bnemi, merkeziligi ve insanm klymeti ortaya <;1ksm, yerytiztintin ve insanm Hahk1 ve Rabbi olan Mutasarnf-1 Haklm'in bahsettigimiz adaleti, hikmeti, rahmeti ve saltanah yerini bulsun. Ve o Baki Rabbin hakiki dostlan ve O'na arzu duyanlar ebedl yokluktan


ONuNcu Soz 135

kurtulsun. 0 dostlann en bi.iyi.igi.i ve en k1ymetlisi, bi.iti.in kainatt memnun ve minnettar eden kutsl hizmetlerinin mi.ikafatm1 gbrsi.in. 0 Ebedl Sultan'm kemalah kusur, kudreti acz, hikmeti oyun ve adaleti zuliim ithamlanndan kurtulsun, annsm. K1sacas1: Modem Allah var, elbette ahiret vardzr. Nasti ki zikredilen ti<:; iman esas1, bi.iti.in delilleriyle ha§rin varhgm1 gbsteriyor. Aym §ekilde, 107 ~\ ~ ~:,i. j ~fa _)lil~j ~~j olan iki iman esas1 da ha§ri gerektirir, kuwetJ(bir s~rette b~ka alem'ine §ehadet ve i§aret eder. $oyle ki: Meleklerin varhgm1 ve kulluk vazifelerini ispatlayan bi.iti.in deliller, say1s1z §ahitlik ve onlarla konu§malar, 108 aym zamanda ruhlar aleminin, gayb aleminin, beka aleminin, ahiretin, ileride cinler ve insanlar ile §enlendirilecek olan saadet yurdunun, cennet ve cehennemin de varhgm1 gbsterir. <;unki.i melekler bu alemleri Allah'm izniyle gbrebilir ve oralara girerler. Hazreti Cebrail gibi, insanlar ile gbri.i§en, 109 Cenab-1 Hakk'a yakm bi.iti.in melekler, o alemlerin varhgm1 ve oralarda gezdiklerini ittifakla haber veriyorlar. Gormedigimiz Amerika k1tasmm var oldugunu, oradan gelenlerin haber vermesiyle gbzi.imi.izle gbrmi.i§c;esine bildigimiz gibi, meleklerin §i.iphe gbti.irmeyecek §ekilde, yi.iz tevati.ir kuvvetinde bildirmesiyle beka aleminin, ahiretin, cennet ve cehennemin varhgma da o kesinlikte iman etmek gerekir ve byle iman ederiz. Yirmi Altmc1 Soz olan Kader Risalesi'ndeki, kadere iman esasm1 ispat eden bi.itun deliller de aym zamanda ha§ri, amellerin ne§redilip o buyuk terazide tarttlacagm1 gbsterir. <;unku her §eyin mukadderatm1 gbzumi.izun bnunde nizam ve mizan levhalanna kaydetmek; her canhnm hayatm1 haf1zalarda, <:;ekirdeklerde ve ba§ka misall levhalarda saklamak ve ruh sahiplerinin, bilhassa insanm amel defterini muhafaza

Jt;i

107 108

109

"Meleklere, kadere, hayir ve §errin Allah Teala'dan geldigine iman ederim." Bkz. HO.d sO.resi, 11/69-72, 78; Meryem sO.resi, 19/17-21; Buhari, bed'u'l-halk 6; Muslim, fmon 7, fezoilu's-sahdbe 90, 91, 100; Tirmizi, fmon 4, menok1b 63; Ebt1 DavO.d, sunnet 16; Nesai, fmon 6. Hazreti Cebrail'in (aleyhisse/am), D1hye isimli sahabi suretinde insanlara gbrundugune <lair bkz. Buhari, menok1b 25,fezoilu'l-Kur'on 1; Muslim, fmon 271,fezoilu's-sahdbe 100; Tirmizi, menak1b 12; Nesai, fmon 6; Musned 2/107, 3/334. Aynca Cenab-1 Hakk'm (celle celil/Uh), israilogullan'ndan ii<; ki§iye, onlan imtihan etmek uzere bir melek gonderdigine <lair bkz. Buhari, enbiyd 50; Muslim, zuhd 10.


136 SiiZLER

edilen levhalara gec:;irip onlarda tespit etmek gibi, ku§ahc1 bir kader, hikmetli bir takdir ve her §eyi muhafaza altma alan titiz bir kay1t; ancak o biiyiik mahkemede umumi bir hesap neticesinde, sonsuz bir miikafat ve ceza ic:;in olabilir. Yoksa her §eyi ku§atan o inceden inceye kay1t ve muhafaza tamamen manas1z, faydas1z kahr, hikmete ve hakikate zit olur. Hem oliimden sonra bir hesap gunu gelmezse kader kalemiyle yaz1\an §U kainat kitabmm butun hakiki manaJan bozuJur, varhgmm hic:;bir manas1 kalmaz. 0 ihtimali kabul etmek, kainatm varhgm1 inkar gibi ak1l dt§t bir hezeyandir. K1sacas1: imanzn diger be§ esas1 da butan delilleriyle, ha§ri ve ahiretin varlzgm1 gosterir, onu ister ve ona §ahitlik eder. i§te ha§ir hakikatinin, buyuklugune uygun boyle muazzam, sarstlmaz direkleri ve delilleri bulundugu ic:;in Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm hemen hemen uc:;te biri ha§irden ve ahiretten bahsediyor. Kur' an, onu bu.tun hakikatlerine temel ve ana esas yap1yor, her §eyi onun ustune kuruyor. ("Mukaddime" burada son bu/du.)


ZEYLiN iKiNCi PAR<;ASI Baยงtaki ayetlerin mucizevi bir ยงekilde iยงaret ettigi dokuz tabaka olan haยงir delillerine <lair dokuz makamdan "Birinci Makam": Olumden soma diriliยงi ifade eden, ;o

โ ข')'\',.:.;\'' ~q _) , y>--'

_).

o

,,-

,,,

.)

,,,

J.

..J.

,,.

,,.

,_ ij:?'; ". _)'0 ~ ,,. ij:?'; ". <1.))\0~ <./-ยท~1~'00, _) ~ , . ',, ,.::_\\ '. ,~.-.di, ~,,di '. ~.::_\1, ~ '""~ 3 ~~ ". 3'ie โ ขC.'3 3

,__r,' _)

~.J '{""' ~

:-

C-0

110~ , ,~: y.-/"-'

, :-

~ ~ C-0 ~ I~",, j;.s '. ~_,,. . ..r' _)

.il.JJs' , _)

,

l.r.?':

- ,

0 \]\

f ermanmm gosterdigi a<;1k ve kesin deli! bey an ve izah edilecek, inยงallah.111 HAsivE

Otuzuncu Lem'anm Beยงinci Niiktesinin Dordiincii Remzi 112 Hayatm yirmi sekizinci vasfmda, onun, imanm alt! ยงartma bak1p onlan ispat ettigi, onlarm birer hakikat olarak meydana <;1kmalarma iยงaretlerde bulundugu bildirilmiยงtir .113 Evet, madem bu kainatm en muhim neticesi, meyvesi ve yarahhยง hikmeti hayathr; elbette o yuce hakikat, bu fani, k1sac1k, noksan, elemli dunya ile smirh degildir. Yirmi dokuz maddede mahiyetinin buyuklugu anlaยงIlan hayat agacmm gayesi, neticesi ve buyuklugune lay1k meyvesi, ebedi ahiret hayahdir; taยงiyla, agac1yla, toprag1yla 110 "Haydi siz akยงama girerken, sabaha i:;1karken Allah'1 takdis ve tenzih edin, namaz kilm. Goklerde ve yerde hamd, guzel ovgu O'na mahsustur. ikindi vaktinde de, ogleye girerken de O'nu takdis ve tenzih edin, namaz kilm. 0, oliiden diriyi, diriden oliiyu i:;1kanr ve olmliยง topraga hayat verir. iยงte siz de oldiikten sonra boylece diriltileceksiniz." (Rum suresi, 30/17-19) 111 HAsiYE O makam daha yazilmam1ยงhr. 112 Remiz: iยงaret. Buradan itibaren Zeylin Oi:;uncu Pari:;as1'na kadar olan k1s1m, Otuzuncu Lem'a'nm, Hayy isminin bir cilvesinden bahseden Beยงinci Nuktesi'nin Dorduncu Remzi olup, Lem'alar'da da yer almaktad1r. 113 Bu k1s1m, "hayat" meselesinin haยงirle miinasebetinden dolay1 burada yer almIยงhr. Meselenin sonunda, kader esasma pek ince ve derin bir ยงekilde iยงaret edilir.


138 SozLER

canh olan o saadet yurdundaki hayatt1r. Yoksa bu hadsiz muhim meyvelerle donahlan hayat agacmm, §UUr sahipleri i<_;in, bilhassa insan i<_;in meyvesiz, faydas1z, hakikatsiz olmas1 gerekecek. Sermaye ve donamm bak1mmdan, mesela bir ser<_;eden yirmi derece yuksek, kainattaki ve canhlar arasmdaki en muhim, en k1ymetli mahh1k olan insan, hayat saadeti bak1mmdan bir ser<_;eden yirmi derece a§ag1 du§UP bedbaht, al<_;ak bir bi<_;are haline gelecek. (ok k1ymetli bir nimet olan ak1l da ge<_;mi§ zamam huzunle ve gelecegi korkuyla du§unerek insanm kalbini surekli incitip bir lezzete dokuz elem kan§hrd1gmdan, en musibetli belalardan birine donu§ecek. Bu ise yuz derece batildir. Demek ki, §U dunya hayah, ahirete iman esasm1 kesin bir §ekilde ispat ediyor ve her baharda ha§rin u<_; yuz binden fazla ornegini bize gosteriyor. Acaba senin bedeninde, bah<_;ende ve vatanmda hayatm i<_;in gerekli, uygun olan buhln ihtiya<;lan ve donamm1, hikmet, inayet ve rahmetle haz1rlayan, hepsini vaktinde yeti§tiren, hatta midenin beka ve ya§ama arzusuyla ettigi hususi ve basit nz1k duasm1 bilen, i§iten, o duay1 kabul buyurdugunu say1s1z leziz yiyecekle gosteren ve mideyi memnun eden, her §eyin tasarrufunu elinde tutan Kadir bir Zat, hi<; mumkun mudur ki, seni bilmesin, gormesin? insanm en buyuk gayesi olan ebedl hayat i<;in gereken sebepleri haz1rlamasm? Hem insamn en buyuk, en muhim, kendisine en lay1k umumi beka duasm1; ahiret alemini ve cenneti yaratarak kabul etmesin? Ve kainattaki en muhim varhk, yeryuzunun sultam ve neticesi olan insanm ar§ ve fer§i <_;mlatan kapsamh ve <;ok kuvvetli duasm1 i§itmeyip ona ku<;uk bir mide kadar k1ymet vermesin, onu memnun etmesin, kusursuz hikmetini ve sonsuz rahmetini inkar ettirsin? Ha§a, yuz bin defa ha§a! Hem hi<; mumkun mudur ki, en basit hayat mertebesindeki bir canlmm pek gizli sesini duysun, derdini dinlesin, nazm1 <;eksin, ona derman versin, onu tam bir itina ve alaka ile beslesin, her §eyi ona dikkatle hizmet ettirsin, buyuk mahh1katm1 ona hizmetkar kilsm da; en buyuk ve k1ymetli, baki ve nazh bir hayat mertebesindeki insanm gok gurlemesi gibi yuksek sesini i§itmesin? Onun <;ok muhim beka duasm1, nazm1, niyazm1 nazara almasm! Adeta bir askerin te<_;hizatm1 tam bir itina ile versin, onu idare etsin de itaatkar ve muhte§em orduya hi<;


ONuNcu Soz 139

bakmasm! Zerreyi g6rsun de gune§i g6rmesin! Sivrisinegin sesini i§itsin, fakat gok gurultusunu duymasm! Ha§a, yuz bin defa ha§a! Hem hic;bir §ekilde ak1l kabul eder mi ki, sonsuz rahmet, muhabbet ve §efkat sahibi, sanatm1 c;ok seven, kendini c;ok sevdiren ve kendisini sevenleri daha da seven Kadir ve Hakim bir Zat; O'nu en c;ok seven, sevimli ve sevilen, Sani'ine yarabh§t geregi tapan insam ve onun hayatmm ta kendisi ve 6zu olan ruhu ebedi olumle idam edip o sevgili dostunu ve habibini ebediyen kustursun, danltsm, muthi§ inciterek rahmet s1rnm ve muhabbet nurunu inkar etsin ve ettirsin! Yuz bin defa ha§a ve kella! Bu kainatt tecellileriyle susleyen mutlak bir guzellik ve butun varhklan sevindiren mutlak bir rahmet, boyle sonsuz ve mutlak bir c;irkinlikten, zulumden ve merhametsizlikten, elbette sonsuz derece uzakttr, mukaddestir. Netice: Madem dunyada hayat var, elbette insanlardan hayatm s1rnm anlayanlar ve onu bo§ yere harcamayanlar, kotu yolda kullanmayanlar beka aleminde, ebedi cennette sonsuz bir hayata kavu§acaklard1r.114 Amenna! 115 Hem nas1l, yeryuzundeki parlak §eylerin gune§in akisleriyle parlamas1 ve denizlerin yuzundeki kabaroklann I§Igm panlttlanyla parlay1p s6nmesi, arkalarmdan gelen kabamklann da yine hayali gune§c;iklere ayna olmas1 ac;1kc;a g6steriyor ki: 0 panlttlar, yuksekteki bir tek gune§in akislerinin cilveleridir ve gune§in varhgm1 c;e§itli dillerle bildiriyor, l§Ik parmaklanyla ona i§aret ediyorlar. Aynen 6yle de, Hayy ve Kayyum Rabbimizin Muhyi (hayat veren, dirilten) isminin en buyuk cilvesiyle, O'nun kudretiyle yeryuzundeki ve denizlerdeki canhlann parlay1p arkalanndan gelenlere yer vermek ic;in "Ya Hayy!" diyerek gayb perdesi ardma gizlenmeleri; ebedi bir hayata sahip Hayy ve Kayyum Zat'a ve O'nun varhgmm vuct1biyetine 116 §ahittir ve O'nu g6sterir. Yine bunun gibi, Allah'm butun varhklan duzenle idaresinde eseri g6rulen ilmine §ehadet eden; kainatt hukmu altmda tutan 114

115

116

Bu hakikati ifade eden baz1 ayet-i kerimeler ic;in bkz. Bakara suresi, 2/25, 82; AI-i imran suresi, 3/133-136; A'raf suresi, 7/42; YU.nus suresi, 10/26; Hud suresi, 11/23; Nisa suresi, 4/122; Nahl suresi, 16/30-31, 97. inand1k, iman ettik. Viicubiyet: Vacip, zorunlu, varhg1 kendinden olma.


140 SOZLER

kudreti, kainatm dtizeninde ve idaresinde hukum stiren iradeyi, dilemeyi ve Allah kelammm, vahyin kaynag1 olan peygamberlik vazifelerini ispatlayan butun alametler, mucizeler ve bunun gibi, yedi ilahi s1fati gosteren deliller; hepsi birle§erek Zat-1 Hayy-1 KayyO.m'un hayatma delalet, §ehadet ve i§aret ediyor. Zira nas1! ki, bir §eyde gorme kabiliyeti varsa onun hayati da vardir; i§itme duyusu varsa, bu, hayatm belirtisidir; konu§ma vasf1 varsa bu, hayatm varhgma i§aret eder; irade varsa hayati gosterir. Aynen oyle de, bu kainatta eserleri sayesinde varhklan kesin ve ac;1k olan mutlak kudret, ku§ahc1 irade ve her §eyi ic;ine alan ilim gibi s1fatlar butun delilleriyle Hayy ve KayyO.m Yarahcmm hayatma, O'nun varhgmm vucO.biyetine §ehadet eder. 0 Zat'm, bir golgesiyle buttin kainah aydmlatan ve bir cilvesiyle ahiret alemine zerreleriyle beraber hayat veren ebedi varhgmm delilidirler. Hem hayat, "meleklere iman" esasma da bakar, i§aretlerle onu da ispat eder. <;unku madem kainatta en muhim netice hayattir ve yerytiztine en c;ok yayilm1§ olan, k1ymetlerinden dolay1 c;ok yarahlan ve yeryuzu misafirhanesini gelip gec;en kafilelerle §enlendiren, canhlard1r. Ve madem yeryuzti bu kadar canh turtiyle dolmu§tur, onlann stirekli yenilenmesinin ve c;ogaltilmasmm hikmetiyle her vakit dolar bo§ahr. Ve en k1ymetsiz, c;urumti§ maddelerden dahi c;ok say1da canh yaratilarak o maddeler gozle gorulemeyecek kadar kuc;uk canhlann bir mah§eri olur. Hem madem hayatm stiztilmti§, en saf ozti olan §UUr ve ak1l, en latif ve sabit cevheri olan ruh bu dtinyada c;ok fazla yarahhyor; adeta yeryuzu hayat, ak1!, §UUr ve ruhlar ile canlandmhp oyle §enlendirilmi§. Elbette, yeryuztinden daha latif, daha nurani, daha buyuk, daha mtihim oJan gokcisimJerinin oJu, cans1z, hayatSlZ, §UllrSUZ kalmaSl imkan d1§mdad1r. Demek ki, gokleri, gune§i, y1ld1zlan §enlendirecek, onlara canh vaziyeti verecek, goklerin yarahh§mm neticesini gosterecek ve ilahi hitaba mazhar olacak §UUr sahibi, canh ve goklere yara§tr sakinler, hayat s1rnyla, elbette mevcuttur. i§te onlar, meleklerdir. Hem hayatm mahiyetinin s1rn, "peygamberlere iman" esasma da bakar, onu da i§aretlerle ispat eder. Evet, madem kainat, hayat ic;in yarahlmi§hr ve hayat da Hayy ve KayyO.m olan o Ezell Yarahcmm


ONuNcu Soz 141

en bO.yO.k cilvelerindendir, mO.kemmel bir nak§l ve en gO.zel sanatidir. Ve ebedi hayat, resullerin gonderilmesiyle ve kitaplarm indirilmesiyle kendini gosterir. (Evet, eger semavi kitaplar ve peygamberler olmasayd1, o ezell hayat bilinemezdi. Nasil ki bir adamm diri, canh oldugu konu§mas1yla anla§ihr; aynen oyle de, bu kainatm perdesi altmdaki gayb aleminin arkasmda konu§an, emir ve yasaklanm bildirip kullarma hitap eden bir Zat'm kelimelerini, hitabm1 gosteren, peygamberler ve onlara indirilmi§ kitaplard1r.} Elbette, §U kainattaki hayat, kesin bir §ekilde Hayy-1 Ezell'nin varhgmm vO.cO.biyetine §ahitlik eder ve o Ezeli Zat'm panltilan, tecellileri, mO.nasebetleri olan "peygamberlerin gonderilmesi" ve "kitaplann indirilmesi" esaslanna bakar, onlan i§aretlerle ispatlar. Ve bilhassa Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/atil vesselam) peygamberligi ve Kur'an'm vahyi, hayatm ruhu ve akh hilkmO.nde oldugundan, onlarm dogrulugu bu hayatm varhg1 gibi kesindir, denilebilir. Evet, nas1l ki hayat, bu kainattan silzalmil§ bir ozdiir. :;>uur ve his de hayattan siizillmil§tiir, hayatm birer ozildilr. Ve ak1l da §Uurdan ve histen siizalmil§tiir, §Uurun bir ozildilr. Ruh ise hayatm ha/is ve saf bir cevheri, sabit ve miistakil zat1d1r. Aynen oyle de, Resul-u Ekrem'in (aleyhissalata vesselam) maddf ve manevf hayat1, kainatm hayatmdan ve ruhundan suzillmii§tiir, ozun ozudur. Onun (aleyhissalata vesselam) peygamberligi ise kainatm his, §UUr ve aklmdan silzalmii§ en saf oziidiir. Belki Resul-u Ekrem'in (aleyhissalata vesselam) maddf ve manevf hayat1, eserlerinin §ahitligiyle, kainatm hayatmm hayat1d1r. Onun (aleyhissalata vesselam) peygamberligi, kainatm §Uurunun §Uuru ve nurudur. Ve Kur'an'm vahyi, capcanlz hakikatlerinin §ahitligiyle, kainatm ruhu ve aklzd1r. Evet, evet, evet! Eger Resul-u Ekrem'in (aleyhissalata vesselam) peygamberliginin nuru ~1k1p gitse kainatm omrii son bulacak. Eger Kur'an gitse117 kainat divane olacak ve yerkilre aklm1 kaybedecek, belki §UUrsuz kalan ba§lnl bir gezegene ~arp1p k1yameti koparacak. Hem hayat, "kadere iman" esasma bak1p i§aretlerle onu da ispat eder. 117

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), kiyamete yakin bir donemde, Kur'an'm yeryiiziinden <;ekilip almacagm1 ifade buyurmaktadir: ibni Mace, fiten 26; ibni Hibban, es-Sahih 15/267; el-Hakim, el-Milstedrek 4/520, 587.


142 S6ZLER

<:;unkii madem hayat, §U goriinen alemin I§1g1dir ve onu ku§atlr, varhgm neticesi ve gayesidir, kainatm Hahk'mm en geni§ aynas1, Rabbani icraatm en mukemmel 6megi, fihristi ve -temsilde hata olmasm- bir <;;e§it program1 hukmiindedir. Elbette hayat s1rn, gayb alemindeki, yani ge<;;mi§ ve gelecekteki varhklarm, manevi hayatlan hukmiinde olan intizam, nizam, bilinme ve goriilme, meydana 9kma ve yarahh§ kanunlanna uymaya haZir bir vaziyette bulunmalanm gerektiriyor. Nasd ki bir agacm asd <;;ekirdegi, kokii, hatta dallarmm en ucundaki ve meyvelerindeki <;;ekirdekleri dahi aynen aga<;; gibi bir <;;e§it hayata sahiptir. Onlar, belki agacm hayat kanunlanndan daha ince kanunlan ta§Ir. Hem nasd ki, bu gordiigiimiiz bahardan 6nceki giiziin biraktig1 tohumlar, kokler ve bu bahar ge<;;tikten sonra gelecek mevsimlere birakacag1 <;;ekirdeklerle kokler de hpk1 bu bahar gibi hayat cilvesi ta§tyor ve hayat kanunlarma tabidir. Aynen oyle de, kainat agacmm biitiin dal ve budaklannm birer ge<;;mi§i ve gelecegi vard1r. Onlarm, ge<;;mi§ ve gelecek hallerinden, vaziyetlerinden olu§an birer silsilesi bulunur. Her varhk tiiriiniin ve onun fertlerinin Cenab-1 Hakk'm ilminde <;;e§itli hallerle farkh var olu§lan bir ilmi varhk silsilesi meydana getirir. Ve maddi varhk gibi o ilmi varhk da umumi hayatm manevi bir cilvesine mazhardir ki, kader kalemiyle yazdml§ hayat program! 0 manidar ve canh kader levhalanndan al1mr. Evet, gayb aleminin bir <;;e§idi hukmiindeki ruhlar aleminin hayatm ta kendisi, 6zii ve hayat i<;;in gerekli olan ruhlarla dolu bulunmas1, elbette ge<;;mi§ ve gelecek denilen gayb aleminin diger dairesinin, yani ikinci k1smmm da hayat cilvesine mazhar olmasm1 ister ve gerektirir. Hem her bir §eyin ilmi varhgmdaki kusursuz diizen, manidar vaziyetler, canh meyveler, tav1rlar; o §eyin bir tiir manevi hayata sahip oldugunu gosterir. Evet, ezeli hayat giine§inin bir panlt1s1 hiikmiindeki bu hayat ciJvesi, eJbette yaJmz §U g6riinen aJemJe, i<_:;inde bulundugumuz zamanla ve maddi varhkla smirh olamaz; belki her bir alem, kabiliyetine gore hayatm cilvesine mazhardir. Ve o cilve sayesinde kainat biitiin alemleriyle canh ve parlaktir. Yoksa, dalalet nazanyla bakdd1gmda goriildiigii gibi, ge<;;ici ve g6riinii§te bir hayatm ardmda her bir alem, biiyiik ve miithi§ birer cenaze ve karanhk birer virane olurdu.


ONuNcu Soz 143

i§te, "kaza ve kadere iman" esas1 da geni§ bir §ekilde hayat sm1yla anla§1hyor ve sabit hale geliyor. Yani, nas1! ki §U gbri.inen alemin ve mevcut, gozi.imi.izi.in oni.indeki e§yanm, di.izeniyle ve neticeleriyle canh oldugu g6ri.ili.iyor; aynen oyle de, gayb aleminden say1lan ge<;:mi§ ve gelecek mahluklarm dahi manen canh, manevl ve ilmen sabit birer varhklan mevcuttur. Kaza ve Kader levhas1 vas1tas1yla o manevl hayatm neticesi, mukadderat §eklinde gori.ini.ir, ortaya c;:1kar.


ZEYLiN U<;UNCU PAR<;ASI Ha§ir hakkmda bir,., soru: Kur'an'da tekrarlanan ~~I GSt.5 01 ,,.. . 119 ,_,\1 -~f<: ~1 :\9L:l1 ,,i \J' beyanlan o buyuk h~.:::rin bi; ve ,3 ~ c-., y 3 ' ~ anda, c;ok klsa surede m~ydana gelecegini gosteriyor. Smirh ak1l, bu son derece harika ve benzersiz meseleyi tam anlayamaz. Kabul etmek ic;in gozle gorulur bir ornek ister. Cevap: Ha§irde, ruhlann bedenlere donmesi, bedenlerin diriltilmesi ve in§as1 var. Bunlar tic; meseledir. ~

~

11 s;~\'

Birinci Mesele Ruh/arm bedenlerine donmesine 6rnek: Gayet duzenli bir ordunun, istirahat ic;in her tarafa dagtlm1§ken yuksek bir boru sesiyle toplanmas1d1r. Evet, israfil'in borusu olan Sur, ordunun borazanmdan daha geri olmad1g1 gibi, ebediyet tarafmda ve zerreler alemindeyken Ji hitabm1 i§iten ve ona 121 ~ 1)~ ile ezel yonunden gelen 120 cevap veren ruhlar, elbette ordunun askerlerinden c;ok daha duzenli ve itaatkard1rlar. Yalrnz ruhlarm degil, kainattaki buttin zerrelerin, Cenab-1 Hakk'm bir ordusunun itaatkar askerleri oldugunu Otuzuncu Soz kesin delillerle ispat etmi§tir.

A-%

ikinci Mesele Bedenlerin diriltilmesine ornek: <.;:ok buyuk bir §ehirde, §enlikli bir gecede, bir tek merkezden, yuz binlerce elektrik lambasmm adeta zamans1z, bir anda yanmas1 gibi, butun yeryuzunde de bir tek merkezden yuz milyonlarca lambaya l§lk vermek mumkundur. Madem Cenab-1 Hakk'm elektrik gibi bir nimeti, misafirhanesindeki bir hizmetkan ve 118 119

120 121

"Biitiin olay, tek bir i;agndan ibaret!" (Yasin suresi, 36/29, 53) "Kiyametin kopmas1 ise ba§ka degil, ancak goz a9p kapama (yahut daha da k1sa) bir anda olup biter." (Nahl suresi, 16/77) "Ben Sizin Rabbiniz degil miyim?" (A'raf suresi, 7/172) "Onlar da 'Elbette!' diye ikrar etmi§lerdi." (A'raf suresi, 7/172)


ONuNcu Soz 145

lambas1, Hahk'mdan ald1g1 terbiye ve intizam dersiyle bu hale mazhar oluyor. Elbette O'nun elektrik gibi binlerce nurani hizmetkanmn temsil ettikleri ilahi hikmetin muntazam kanunlan dairesinde, o buyuk ha§ir gbz ac;1p kapaymcaya kadar gerc;ekle§ebilir. U~iincii Mesele

Bedenlerin hep beraber, bir defada in§aszna ornek: Bahar mevsiminde, birkac; gun ic;inde say1ca insanlann tamammdan binlerce kat fazla olan agac;lann butun yapraklanyla beraber, onceki baharm ayms1 gibi birden, mukemmel bir §ekilde in§aSI. .. Yine agac;lann buhln c;ic;eklerinin, meyvelerinin ve yapraklannm, gec;mi§ bahann mahsulleri gibi, §im§ek h1z1yla var edilmesi. . . Baharm ba§lang1cmda say1s1z tohumcugun, c;ekirdegin, kokun birden, beraberce uyanmas1, buyumesi ve canlanmas1. . . Oluler misali, kemikten ibaretmi§ gibi ayakta duran buhln agac;lann cenazelerinin bir emir ile hep beraber "olumden sonra dirili§" hakikatine mazhar olmas1. . . Kuc;ucuk cinslerden say1s1z hayvanm son derece benzersiz bir §ekilde diriltilmesi. . . Bilhassa, daima yuzunu, gozunu, kanadm1 temizlemekle bize abdesti ve temizligi hahrlatan, yuzumuzu ok§ayan ve bir senede dunyaya gonderilenlerinin say1s1 Hazreti Adem zamanmdan beri gelen buhln insanlardan daha fazla olan sineklerin her baharda diger canh turleriyle birlikte birkac; gunde yaratilmas1. .. Elbette butun bunlar, k1yamette insanm bedenindeki uzuvlann tekrar bir araya getirilecegine bir degil, binlerce ornektir. Evet, dunya hikmet yurdu, ahiret kudret yurdu oldugundan Cenab-1 Hakk'm Hakim, Murettib (her §eyi duzene koyan), Mudebbir (butun varhklan sonsuz hikmetiyle idare eden), Murebbi (her §eyi en guzel §ekilde terbiye eden) gibi pek c;ok isminin neticesi olarak, dunyada e§yanm yarahh§mm derece derece ve zamanla gerc;ekle§mesi, Rabbani hikmetin geregidir. Ahirette ise hikmetten c;ok kudret ve rahmet gorulecegi ic;in maddeye, zamana ve beklemeye ihtiyac; birakmadan e§ya birden in§a edilir. Burada bir gunde, bir senede yap1lan i§lerin, ahirette bir anda gerc;ekle§ecegine i§aretle Kur'an-1 Mucizu'l Beyan 122 ~.)t ~) ~\ ~ ~~ ~L:J\ _:;,;1 \Jj buyuruyor. 122

"Kiyametin kopmas1 ise ba§ka degil, ancak goz a<:;1p kapaymcaya kadar (yahut daha da k1sa) bir anda olup biter." (Nahl suresi, 16/77)


146

SOZLER

Eger haยงri, onilmilzdeki baharm gelmesi gibi kesin bir ยงekilde anlamak istersen, haยงre dair Onuncu ve Yirmi Dokuzuncu Soz'leri dikkatle oku, hakikati gor. Eger oldilkten sonra diriltilecegine, bahann gelecegine inand1gm gibi inanmazsan, gel parmagm1 gozilme sok!

ilave Olarak Dordiincii Bir Mesele Diinyanm sonu ve kryametin kopmasr: Bir anda bir gezegenin veya bir kuyruklu yild1zm Cenab-1 Hakk'm emriyle dilnyam1za, misafirhanemize c;arpmas1 onu harap edebilir. On senede yap1lan bir saraym, bir dakikada y1k1lmas1 gibi...


ZEYLiN DORDUNCU PAR<;;:ASI

Yani, insan, "<;uriimii§ kemikleri kim diriltecek?" diye sorar. Sen de ki, "ilk defa kim yarahp onlara hayat vermi§se o diriltecek." Onuncu Soz'iin Dokuzuncu Hakikati'nin ii<:;iincii temsilinde tasvir edildigi gibi, bir zat gbz bniinde, biiyiik bir orduyu bir giinde ba§tan meydana getirdigi halde biri, "~u zat, askerleri istirahat i<:;in dag1lm1§ olan bir taburu bir boru sesiyle toplar, tabur diizeni altma ahr." dese ... Sen de, "inanmam!" desen ... Bunun ne kadar divanece bir inkar oldugunu bilirsin. Aym §ekilde, ordu misali biitiin hayvanlann ve diger canhlarm tabur misali cesetlerine, kusursuz bir intizamla ve hikmetli bir dengeyle o bedenlerin zerrelerini ve latifelerini "kiin feyekun" 124 emriyle kaydedip yerle§tiren, her devirde, hatta her baharda yeryiiziinde ordu gibi yiiz binlerce canh tiiriinii ve toplulugunu yaratan sonsuz kudret ve ilim sahibi Zat hakkmda, "Tabur gibi bir cesedin nizam1 altma girerek birbiriyle tam§an zerreleri ve asli unsurlan bir seda ile, israfil'in Sur'uyla nasil toplayabilir?" diye sorulur mu? Bunu akildan uzak gbriip sormak, ahmak<:;a bir divaneliktir. Kur'an bazen Cenab-1 Hakk'm ahiretteki harika icraatim kalbe kabul ettirmek ve zihni tasdike hamlamak i<:;in diinyadaki hayret verici 123 "(Nasil yaratild1gm1 unutarak, bir de misal firlath Bize:) 'c;:urilmil§ vaziyetteki o kemikleri kim diriltecek!' diye. De ki: Onlan ilk defa in§a eden diriltir, hem 0 her turli.i yaratmay1 bilir." (Yasin suresi, 36/78-79) 124 "(0, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' der, o da oluverir." (Bakara suresi, 2/117; Al-i imran suresi, 3/47, 59; En' am suresi, 6/73; Nahl suresi, 16/40; Meryem suresi, 19/35; Yasin suresi, 36/82; Mi.i'min suresi, 40/68)


148 SOZLER

i§leri zikreder. Veyahut gelecekten ve ahiretteki harika ilahi icraattan oyle bahseder ki, gordugumuz pek i;;ok misalle ona inamnz. Mesela:

'. ~nr.:. c1 0~'11 / ~1 'i u-:-:: ~ .r 1~~~ ~ ~ ~ ; _;'. 1J

125~

/

,

,

'.

'

/

,,

ayetinden surenin sonuna kadar. .. i§te §U bahiste Kur'an-1 Hakim, ha§ir meselesini yedi-sekiz farkh §ekilde ispat ediyor. Oncelikle dunyaya ilk geli§i nazara veriyor ve diyor ki: "Bir damla sudan kan p1htisma, ondan kui;;uk bir et pari;;asma ve ta insanm ortaya <;;1k1§ma kadar olan yaratih§1mz1 goruyorsunuz. Nasil oluyor da oldukten sonra diriltilmeyi inkar ediyorsunuz? Bu, ilk yaratih§m benzeridir, hatta ondan daha kolaydir." Hem ~enab,-1 Hak, insana sundugu buyuk ihsanlarma ~ c..?051 126 \~C \ti ~\ ~ ~ ayetiyle i§aret ederek diyor ki: "Size boyle nimet veren bir Zat, sizi ba§1bo§ b1rakmaz ki kabre girip kalkmamak uzere yatasm1z!" Hem §U manaya i§aret ediyor: "Olmll§ aga<;;lann dirilip ye§illendigini goruyorsunuz. Odun gibi kemiklerin hayat bulmasm1 buna k1yaslamay1p akildan uzak say1yorsunuz. Gokleri ve yeri yaratan Zat, goklerin ve yerin meyvesi olan insana hayat vermekten ve onu 61durmekten aciz kahr mi? Kaea agac1 idare eden, o agacm meyvesine kiymet vermeyip onu ba§kasma ma! eder mi? Neticesini terk etmekle, butun k1s1mlan hikmetle yogrulmu§ yaratih§ agacm1 abes ve beyhude kilar mi zannediyorsunuz?" Hem diyor ki, "Ahirette sizi diriltecek Zat oyle bir Zat'tir ki, kainat O'nun emri altmda bir asker hukmundedir, 'kun feyekun' emrine tam bir itaatle boyun eger. Bir bahan yaratmak, O'na bir <;;i<;;egi yaratmak kadar kolay gelir. Butun hayvanlan var etmek, O'nun ic;in bir sinegin yaratih§I kadar kolayd1r. Boyle bir Zat'a kar§1 127 f~I ~ ~ deyip kudretini acizlikle itham ederek O'!la meydan okunmaz." Sonra 128 ~~ ..S}:G ~~ LS051 .. . ~~ tabiriyle O'nun, her §eyin

.?

JS /

/

~~~~~~~~-

125

126 127 128

"insan §Unu hi<; g6rup dil§ilnmedi mi: Biz kendisini bir nutfeden yaratmr§ken, yaman bir hasrm kesildi Bize." (Yasin sO.resi, 36/77) "O'dur ki sizin i<;in ye§il aga<;tan bir ate§ yaratrr." (Yasin sO.resi, 36/80) "(<;ilrumil§ vaziyetteki) o kemikleri kim diriltecek?" (Yasin sO.resi, 36/78) "Subhandrr, milnezzehdir o Zat ki, her §ey uzerinde hakimiyet elindedir. Ve


ONuNcu Soz 149

dizgini elinde, anahtan katmda bulunan, gece ile gunduzu, k1§ ile yaz1 bir kitabm sayfalan gibi kolayca <;eviren, dunya ve ahireti iki oda hukmune getirerek birini kapay1p otekini a<;an bir Kadlr-i Zulcelal oldugunu ifade eder. Madem boyledir, butun delillerin neticesi olarak Kur' an §6yle der: 129 0_#.- j ~ yani sizi mezarlanmzdan kaldiracak, diriltip yuce huzurunda hesabm1z1 gorecektir. i§te §U ayetler, zihni ve kalbi, ha§ri kabul etmeye hazirlar. <;;:unku dunyadaki benzer icraattan da ornekler verir. Hem bazen Kur' an ahirette olup bitecekleri oyle tarif eder ki, dunyadaki benzerlerini hatirlatir. Boylece onlan aktldan uzak g6rup inkar etmeye meydan birakmaz. Mesela: 130..:.,5} ~I 11pla ahir ... Ve 131 ..:.,.;1.21~~I111 ila ahir ... Ve 132 ,: ~ <1 ~~1'111 ila ahir:.. ,

µ,

i§te §U sO.relerde, k1yamet ve ha§irdeki buyuk ink1laplar ve rubO.biyetin icraatJ oyle anlatihr ki, insan onlann benzerlerini dunyada, mesela guz ve bahar mevsimlerinde gordugu i<;in, kalbe deh§et verip akla s1gmayan o degi§imleri kolayca kabul eder. $u ll<; sO.renin mealine k1sa bir i§aret bile pek uzun olur. Onun i<;in ornek olarak bir tek ifadeyi gosterecegiz. $6yle ki: 133 ..:., ~ ~I 11µ beyam, "Ha§irde herkesin butun amelleri bir sayfa i<;inde yaz1h olarak ne§redilecek." manasm1 ifade eder. $u mesele tek ba§ma <;ok hayret uyandird1gmdan ak1l ona yo! bulamaz. Fakat sO.renin i§aret ettigi Qzere, bahar mevsiminde ba§ka noktalann misalleri oldugu gibi, §U meselenin de benzeri <;ok a9kt1r. <;;:unku meyve veren bir agacm ve <;i<;ekli bir otun da amelleri, fiilleri, vazifeleri bulunur. Allah'm isimlerini ne §ekilde gostererek tesbihat yapml§Sa ona gore kullugu vardir. i§te onun buhln bu amelleri hayatiyla beraber butun <;ekirdeklerinde, tohumcuklarmda saklamp ba§ka bir baharda, ba§ka bir zeminde ortaya <;tkar. Kendi suretinin diliyle as1llannm amellerini a9k<;a zikrettigi gibi; dal, budak, yaprak, <;i<;ek ve meyveleriyle de amel 129 130 131 132 133

hepinizin de donil§il, O'na olacakhr." (Yasin sO.resi, 36/83) Yasin sO.resi, 36/83. "Gune§ durulup t§1g1 sondugu zaman ... " (Tekvlr sO.resi, 81/1) "Gok yanld1g1 zaman ... " (infitar sO.resi, 82/1) "Gok yanld1g1 zaman ... " (in§ikak sO.resi, 84/1) "Hesap defterleri ac;!ld1g1 zaman ... " (Tekvlr sO.resi, 81/10)


150 SOZLER

sayfalanm ne§reder. i§te goziimiiziin 6niinde bu hikmetli; muhafaza, idare ve terbiye edici giizel i§i yapan O'dur ki, 134 ..;_,~ ~I 11µ der. Ba§ka noktalan buna k1yasla. Giiciin yeterse ba§ka manalar 9kar. Sana yard1m etmek ic;;in §Unu da soyleyelim: 135..;_,5} ~I 111 beyam, "tekvir" lafztyla, yani sarmak ve toplamak manas1yla parlak bir temsil gosterdigi gibi, benzerini de ima eder. Bunun iki manas1 var: Birincisi: Cenab-1 Hak, yokluk, esir ve gok perdelerini ac;;arak giine§ gibi yeryiiziinii l§lklandiran p1rlanta misali bir lambay1, rahmet hazinesinden c;;1kanp diinyaya gosterdi. Diinya kapand1ktan sonra o p1rlantay1 6rtiisiine sanp kaldiracakbr. ikincisi: Giine§, 1§1g1m yaymak ve yeryiiziine karanhkla nobetle§e sarmakla vazifeli bir memur oldugu ve her ak§am e§yasm1 toplay1p gizlendigi gibi, bazen bir bulut perdesine saklamr, bazen ay onun yiiziine perde olur. 0 memur, !§1gm1 ve hesap defterlerini toplad1g1 gibi, elbette bir giin vazifesinden temelli aynlacakbr. Hatta hic;;bir sebep bulunmasa bile, giine§in yiiziindeki §imdilik kiic;;iik, fakat biiyiimeye yiiz tutmu§ iki !eke geni§leyerek onun yeryiiziine Cenab-1 Hakk'm izni ile verdigi 1§1§1, yine Rabbi, emriyle geri ahp giine§in ba§ma saracak ve "Haydi, burada i§in kalmad1, cehenneme git, sana ibadet edip senin gibi itaatkar bir memuru sadakatsizlikle itham edenleri, hor gorenleri yak" diyecektir. Giine§, 136..:...5} ~I 111 fermamm lekeli siyah yiiziiyle, yiiziinde okur. , ,

134 135 136

"Hesap defterleri a«iid1g1 zaman ... " (Tekvlr suresi, 81/10) "Giine§ diiriiliip l§1g1 sondiigu zaman ... " (Tekvir suresi, 81/1) "Giine§ diiriiliip 1§1g1 sondiigii zaman ... " (Tekvir suresi, 81/1)


ZEYLiN BE~iNCi PAR<;ASI Evet, hadisin kesin hiikmiiyle, insanligm en sec;;kin §ahsiyetleri olan yiiz yirmi dart bin peygamber, 137 yanli§hgma ihtimal bulunmayan bir ittifakla, k1smen §ahitlige, kismen de bizzat tecrubeye dayanarak ahiretin varligm1, insanlann oraya sevk edilecegini ve bu kainatm Halik' mm kesinlikle vaat ettigi ahireti meydana getirecegini haber verir. Aym §ekilde, bu haberi ke§if ve §ahitlik yoluyla, ilme dayanan kesin bilgiyle tasdik eden yiiz yirmi dart milyon evliyanm ahiretin varhgma §ehadetleri ve kainatm Hakim Yarahc1smm biitiin isimleri, bu diinyada gasterdikleri cilvelerle baki bir alemi ac;;1kc;;a gerektirir. Yine her sene baharda, yeryiiziinde ayakta duran say1s1z almii§ agacm cenazesini "kiin feyekun" 138 emriyle dirilten, ha§ir ve ne§rin yiiz binlerce arnegi olarak lie;; yiiz bin bitki ve hayvan tiirune can veren sonsuz, ezeli bir kudret; smirs1z, israfs1z, ebedi bir hikmet, nzka muhtac;; biitiin canhlan tam bir §efkatle harika bir tarzda besleyen ve her baharda, had ve hesaba gelmez c;;e§itli giizelliklerini k1sa bir zamanda gasteren baki bir rahmet ve claim! bir inayet ac;;1kc;;a ahiretin varhgm1 gerektirir. Ve §U kainatm en miikemmel meyvesi, kainatm Halik' mm en sevdigi sanath varhg1 ve biitiin varhklarla en c;;ok alakadar olan insandaki §iddetli, sarsilmaz, daimi beka a§k1, ebediyet arzusu ve aliimsiizliik emeli, i§aret ve delilleriyle bu fani alemden sonra baki bir alem ve bir saadet yurdu bulundugunu o derece kesin ispatlar ki, ahiretin varhgm1 apac;;ik bir §ekilde, diinyanm varhg1 gibi kabul etmeyi gerektirir. 139 HA'!iYE Madem Kur' an-1 137

124 bin nebi, 315 (veya 313) resul olduguna dair bkz. Ahmed ibni Hanbel, elMiisned 5/265; ibni Hibban, es-Sahfh 2/77; et-Taberani, e/-Mu'cemu'l-Kebfr 8/217.

138

"(0, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' der, o da oluverir." (Bakara suresi,

2/117; Al-i imran suresi, 3/47, 59; En'am suresi, 6/73; Nahl suresi, 16/40 ... ) 139

HA~iYE Evet, ispata dayanan bir §eyi haber vermenin kolayhg1, inkar etmenin gayet

zor oldugu, §U temsilden anla§ihr: Biri dese, "Yeryuzunde meyveleri slit konserveleri olan gayet harika bir bahi;:e var." Bir ba§kas1 da dese ki: "Hayir, yoktur." Birinci adam, yalmz onun yerini veya baz1 meyvelerini gostermekle davasm1 kolayca ispatlar. inkar eden adam ise iddiasm1, bullin yeryuzunu gbrmek ve gostermekle


152 SOZLER

Hakim'in bize en mi.ihim derslerinden biri "ahirete iman"dir ve bu iman o derece kuvvetlidir, onda oyle bir i.imit ve teselli bulunur ki, bir tek ยงahsa yi.iz bin ihtiyarhk gelse bu imanm verdigi teselli ona yetebilir. $u halde biz ihtiyarlar 140 ~~~\ ~l45' ~ WI deyip ihtiyarhg1m1za , sevinmeliyiz.

k

140

ispatlayabilir. Aynen oyle de, cenneti haber verenlerin, onun yuz binlerce tecellisini, meyvesini, eserini gosterdiklerini goz ard1 etsek bile, dogru soyleyen iki ยงahidin ยงehadetleri ispatlanna yeterken; onu inkar eden, sonsuz kainah, ebedl zamam gorup eledikten sonra inkanm ispatlayabilir, cennetin var olmad1gm1 gosterebilir. iยงte ey ihtiyar kardeยงler! Ahirete imanm ne kadar saglam bir esas oldugunu anlaym1z. Ka.mil iman nasip ettigi ic;;in Allah' a hamdolsun!


~jl~jl~I~ 0 ~\I' I~ ~:_~l~I.(.)::"'J 1°fl\'el~L: l~I,j~J l~qt\'ei~\;l~I ~~ll'el~.C ':., ~ ~ 't'"' • .r-J ~J~J

~U ~,~~ Llj ~j ~ ~ Llj i..ri'j~lj e ~ Llj ~l~~llj ,,.

o"'

1~~ ·~ ~~ ~j e

J. ,,.

,...o~

o,,.

4:.$j ~~I~

o,,,

e

Y

e ~~j Ll>j_#

Ey karde§! Eger alemdeki hikmetin hls1mm1, insanm yarahh§ muammasm1 ve namaz hakikatinin ince manalanm bir parc;a anlamak istersen, nefsimle beraber §U temsill hikayecige bak: Bir zaman bir sultan varmI§. Onun, ic;inde her c;e§it cevher, elmas ve zumrut olan pek c;ok hazinesi, gizli ve pek hayret verici defineleri bulunuyormu§. 0 sultan hem kemal vas1flanyla e§siz sanatlarda pek c;ok hunere, hem hayranhk uyandiran say1s1z fende marifete ve engin bir nazara, hem de sonsuz, benzeri olmayan ilimlerde bilgiye, vukufa sahipmi§. i§te her guzellik ve kemal sahibinin, kendi guzelligini ve mukemmelligini gormek ve gostermek istemesi smmca, o §anh sultan da bir sergi ac;1p ic;ine eserlerini dizerek insanlara saltanatmm ha§metini, servetinin §a§aasm1, sanatmm harikalanm ve marifetinin hayret verici "Giine§e ve onun parlak aydmhgma ... Onu izleyip (t§tgmt) yans1tan aya ... Dunyay1 ac;:1ga c;:1karan giindiize ... Onu biiriiyiip saran geceye ... Gage ve onu bina edene ... Yere ve onu yay1p do§eyene ... Her bir nefse ve onu bir nizama koyana ... Ona hem kotiiliigii, hem de ondan sakmma yolunu ilham edene yemin olsun ki: Nefsini madd! ve maneVi kirlerden anndiran kurtulu§a erer. Onu giinahlarla orten ise ziyana ugrar." ($ems suresi, 91/1-10)


154 SOZLER

orneklerini gostermek istemi§ ki, kendi manevi guzelligini ve kemalini iki §ekilde seyretsin: Birincisi: Bizzat kendi, inceliklere a§ina nazanyla gorsun. Digeri: Ba§kalannm gozuyle baksm. Sultan, bu hikmete binaen, buyuk, geni§ ve muhte§em bir saray yapmaya ba§lamI§. 0 saray1 saltanatma yakI§Ir bir §ekilde dairelere, odalara ayirarak hazinelerindeki turlu llirlu k1ymetli ta§larla suslemi§. Sanatmm en latif, en guzel eserleriyle bezeyip hikmetli ilminin en ince ornekleriyle duzenleyerek ve mucizeli eserleriyle donatarak tamamlad1ktan sonra, her c;;e§it yiyecegin ve nimetinin en lezizlerinden olu§an sofralar kurmu§. Her bir topluluk ic;;in bir sofra ayirmI§. Oyle comertc;;e ve sanatma yakI§Ir umumi bir ziyafet haz1rlam1§ ki, adeta her bir sofraya, yuz farkh ince sanatm eseri olarak meydana gelen k1ymetli, say1s1z nimeti sermi§. Sonra memleketinin her tarafmdaki ahaliyi ve emri altmdakileri seyre, gezintiye ve ziyafete c;;agirmI§. Ardmdan bir yaver-i ekremine, yani en buyuk memuruna saraym hikmetlerini ve ic;;indekilerin manalanm bildirerek onu ustad ve rehber tayin etmi§ ki, saraym sanatkanm ic;;indekilerle beraber ahaliye tarif etsin, naki§lannm gizli manalanm bildirip oradaki sanatlann neye i§aret ettigini ogretsin, ic;;ine intizamla dizilmi§ suslerin ve olc;;Ulu nak1§lann ne oldugunu, saray sahibinin kusursuzlugunu ve hunerlerini ne §ekilde gosterdigini anlatsm .. saraya girmenin adabm1 ve seyir merasiminin nas1l olacagm1 bildirip o g6runmeyen sultanm nzas1 dairesinde agirlanmanm gereklerini tarif etsin. i§te o yo! gosterici ustadm her dairede birer yard1mc1s1 varmI§. Kendisi de en buyuk dairede, talebelerinin ic;;inde durup butun seyircilere §6yle seslenmi§: "Ey ahali! $u saraym sahibi olan efendimiz, bu eserleri gostermekle ve bu saray1 yapmakla kendini size tamtmak istiyor. Siz de onu tamym1z ve guzelce tammaya c;;ah§1mz. Hem §U naki§larla kendini size sevdirmek istiyor. Siz de sanatm1 takdir edip i§lerini begenerek kendinizi ona sevdiriniz. Hem bu gordugunuz ihsanlarla size sevgisini bildiriyor. Siz de kendisine itaat ederek onu seviniz. Hem §U g6runen nimetleri ve ikramlanyla size §efkatini ve merhametini gosteriyor. Siz de §llkurle ona hurmet ediniz. Hem kusursuz vas1flannm eserleriyle manevi


ON BiRiNci

Soz 155

gtizelligini bildirmek istiyor. Siz de onu gormek ve alakasm1 kazanmak ic;in §evkinizi gosteriniz. Hem gordtigtini.iz btittin §U sanath eserlerin ve nak1§lann tisttine birer hususi damga, birer mtihtir, birer taklit edilmez imza koymakla, her §eyin kendisine ait oldugunu, kendi elinden c;1khgm1, zatmm tekligini, benzersizligini, hic;bir §eye bagh bulunmad1g1m size gostermek istiyor. Siz de onu tek, bir, e§siz, benzersiz, emsalsiz tamym1z, kabul ediniz." 0 yaver-i ekrem, seyircilere daha bunun gibi, kendisine ve o makama yak1§an sozler soylemi§. Sonra saraya giren ahali iki k1sma ayrilml§: Birinci krsrm, kendini bilen, akl1 ba§mda ve kalbi bozulmam1§ ki§iler olduklarmdan o saraym ic;indeki hayret verici §eylere bakbklan zaman, "Bunda btiytik bir i§ var." demi§ler. Anlam1§lar ki, bunlar bo§una haz1rlanm1§, basit hirer oyuncak degil... 0 yi.izden merak etmi§ler; "Acaba bls1m1 nedir, ic;inde ne var?" diye dti§tintirken, birden o yo! gosterici tistadm nutkunu i§itmi§ler. Gormti§ler ki, btittin s1rlarm anahtarlan ondadir. Kendisine dogru giderek §6yle demi§ler: "Selam sana ey tistad! Gerc;ekten boyle muhte§em bir saraya, senin gibi do§ru sozlti ve saraym inceliklerini bilen bir tarif edici laz1mdir. Efendimiz sana ne bildirmi§se ltitfen bize bildir." Ostad daha once bahsi gec;en nutku onlara okumu§. Onlar da gtizelce dinlemi§, iyice kabul edip ondan tam faydalanarak padi§ahm nzas1 dairesinde hareket etmi§ler. Bu edepli davram§lan ve vaziyetleri ho§una gittiginden, padi§ah onlan has, ytiksek ve tarifi imkansiz bir ba§ka saraya davet etmi§, kendilerine ihsanda bulunmu§. Oyle comert bir sultana yakt§ir, oyle itaatkar bir ahaliye lay1k, oyle edepli misafirlere ve oyle ytiksek bir saraya yara§ir §ekilde ikramlar sunmu§; onlara daimi saadet vermi§. ikinci krsrm ise ak1llan bozulmu§, kalbleri sonmti§ ki§iler olduklarmdan, saraya girdikleri vakit nefislerine yenilmi§, lezzetli yiyeceklerden ba§ka hic;bir §eyle ilgilenmemi§ler. Bullin o gtizelliklere gozlerini kapam1§, o ustadm ir§adma ve talebelerinin ikazlanna kulak bkamt§, hayvan gibi yiyerek uykuya dalmt§lar. ic;ilmesi yasak fakat baz1 §eyler ic;in haz1rlanm1§ olan iksirlerden ic;mi§ler. Sarho§ olup bag1rm1§, ortahg1 kan§hrmt§, seyirci misafirleri c;ok rahats1z etmi§ler. Saraym §am yuce sanatkarmm, sahibinin kanunlarma kar§t edepsizlikte bulunmu§lar. 0 zatm askerleri de onlan tutup oyle edepsizlere yara§lr bir hapse atml§.


156 SozLER

Ey benimle beraber bu hikayeyi dinleyen arkada§! Elbette anladm ki, o §anh htiktimdar, bu saray1, §U bahsedilen maksatlar ic;;in yapmt§hr. $u maksatlarm meydana gelmesi ise iki §eye baghdir: Birincisi: $u gordtigtimtiz ve nutkunu i§ittigimiz tistadm varhg1d1r. <;unkti o olmazsa, btittin maksatlar beyhude hale gelir. Anla§tlmaz bir kitap, onu izah edecek biri yoksa manas1z bir kag1ttan ibaret kahr. ikincisi: Ahalinin, o tistadm soztinti dinleyip kabul etmesidir. Demek, tistadm varhg1 saraym varhk sebebidir. Ve ahalinin onu dinlemesi, saraym bekasma sebeptir. Oyleyse denilebilir ki, o tistad olmasayd1, o §am ytice sultan §U saray1 yapmazd1. Ve yine denilebilir ki, ahali o tistadm emirlerini dinlemedigi vakit, elbette o saray y1k1hp degi§tirilecektir. Ey arkada§! Hikaye burada bitti. Eger §U temsilin s1rnm anlad1ysan bak, hakikatin ytiztinti de gar: i§te o saray, §U alemdir ki, tavam, tebesstim eden yild1zlarla nurlandmlm1§ g6kytizti; 2 zemini ise dogudan bahya c;;e§it c;;e§it, renk renk c;;ic;;eklerle stislenmi§ yerytiztidtir. 3 0 saraym sahibi, ezel ve ebed sultam olan bir Zat-1 Mukaddes'tir; yedi kat gokler, yerytizti ve ic;;lerindeki her §ey, kendilerine has dillerle O'nu takdis ve tesbih ediyor. 4 0 oyle bir Melik-i Kadir' dir ki, gokleri ve yeri alh gtinde yaratarak5 ar§-1 rububiyetinde duran, gece ile gtindtizti siyah-beyaz iki hat gibi birbiri ardmca dondtirtip 6 kainat sayfasmda ayetlerini yazan; gtine§i, ay1 ve yild1zlan emrine amade kilan 7 ha§met ve kudret sahibidir. 0 saraym daireleri ise §U on sekiz bin alemdir; 8 her biri kendine lay1k bir tarzda stislenmi§ ve dtizene koyulmu§tur. i§te o sarayda g6rdtigtin hayret verici sanatlar, ilahl kudretin bu alemde gortinen mucizeleridir. Orada gordtigtin yiyecekler, ilahl rahmetin bu alemde, hele yaz mevsiminde, hele Baria bahc;;elerindeki harika meyvelerine i§arettir. Oradaki ocak

4

Bkz. Saffat suresi, 37/6; Fussilet suresi, 41/12; Mi.ilk suresi, 67/5. Bkz. Kehf suresi, 18/7; Rum suresi, 30/50. Bkz. Ra'd suresi, 13/15; isra suresi, 17/44; Nahl suresi, 16/49; Hae suresi, 22/18. Bkz. A'raf suresi, 7/54; YD.nus suresi, 10/3; HD.cl suresi, 11/7; Furkan suresi, 25/59. Bkz. Bakara suresi, 2/164; Al-i imran suresi, 3/27, 190; A'raf suresi, 7/54. Bkz. A'raf suresi, 7/54; Ra'd suresi, 13/2; ibrahim suresi, 14/33; Nahl suresi, 16/12. Fatiha suresindeki "Alemlerin Rabbi" ifadesindeki "alemler"in on sekiz bin alem olduguna dair Bkz. et-Taberi, Cdmiu'/-Beydn 1/63; Ebu Nuaym, Hilyetil'l-Evliyd 2/219; ibni Kesir, Tefsfru'l-Kur'dn 1/24, 25.


ON BiRiNci Soz 157

ve mutfak ise burada, kalbinde ate§ olan topraga ve yeryilzilne i§aret eder. Temsilde gordugiln gizli definelerin cevherleri, hakikatte Cenab-1 Hakk' m kutsl isimlerinin cilvelerine misaldir. Oradaki nak1§lar ve gizli manalan, bu alemi susleyen muntazam, sanath eserler ve kudret kaleminin olc;ulu nak1§landir ki, Kadir-i Zulcelal'in isimlerini gosterir. Ve o ustad ise Efendimiz Hazreti Muhammed'dir (aleyhissaldtu vesselam). Onun yard1mc1lan peygamberlerdir (aleyhimusselam). Talebeleri, evliya ve asfiyadir. 9 Hukumdann o saraydaki hizmetkarlan, meleklere (aleyhimusselam) i§aret eder. Temsilde seyir ve ziyafete davet edilen misafirler ise §U dunya misafirhanesinde cinlere, insanlara ve insanm hizmetkan olan hayvanlara i§arettir. Ahalinin o iki k1smmdan birincisi muminlerdir, kainat kitabmdaki ayetlerin tefsircisi olan Kur'an-1 Hakim' in talebeleridir. Diger k1s1m ise kufilr ve azgmhk yolundakilerdir, nefislerine ve §eytana uyup yalmz dunya hayahm tamyan, hayvan gibi, belki daha da a§ag1 olan sagir, dilsiz, sapkmlar guruhudur. 10 Cenab-1 Hakk'm nzasm1 kazanml§ ve hayir yolundaki birinci kafile, "zulcenaheyn" 11 olan o ustad1 dinledi. Evet, o ustad hem kuldur, kullugu noktasmda Rabbinin vas1flanm anlahp O'nu tarif eder, Cenab-1 Hakk'm dergahmda ummetinin elc;isi hukmundedir. Hem de resuldur; peygamberligi noktasmda Rabbinin hukumlerini Kur' an vas1tas1yla cinlere ve insanlara bildirir. $u bahtiyar cemaat, o Resul'u dinleyip Kur'an'a kulak verdi. Kendilerini, butun ibadetlerin c;ekirdegi olan "namaz" ile birc;ok yuce makam ic;inde, c;ok guzel vazifeler ku§anml§ halde g6rduler. Evet, namazm c;e§itli zikir ve hareketleriyle i§aret ettigi vazifelere, makamlara etrafl1ca §ahit oldular. $6yle ki: ilk olarak: Kainattaki eserlere bak1p, Cenab-1 Hakk'1 gorlir gibi, kendilerini rububiyet saltanatmm gilzelliklerine seyirci makammda bildiklerinden, tekbir ve tesbih vazifesini yerine getirip "Allahu Ekber" dediler. 10

11

Asfiya: Safiyet, takva ve kemal sahibi, peygamber varisi zatlar. Bkz. Bakara suresi, 2/18, 171; A'raf suresi, 7/179; Hae suresi, 22/46; Ahkaf suresi, 46/26. (:ift kanath, iki yonlu. Bu soz, Peygamber Efendimiz'in (sal/al/ahu aleyhi ve sellem) hem Hak'tan insanhga, hem de insanhk adma Cenab-1 Hakk'm dergahma el<:;iligini ifade eder.


158 SOZLER

ikincisi: Cenab-1 Hakk'm kutsi isimlerinin tecellisi olan benzer-

siz ve parlak eserlerin ilanc1s1 makammda gortinmekle "Stibhanallah, velhamdiilillah" diyerek takdis ve hamd vazifesini yerine getirdiler. U~i.inci.isi.i: ilahi rahmetin, hazinelerinde toplanm1§ nimetlerini, gortinen ve g6rtinmeyen duygularla tad1p anlamak makammda, §tiktir ve ovgti vazifesini eda etmeye ba§laddar. Dordi.inci.isi.i: Cenab-1 Hakk'm isimlerinin definelerindeki cevherleri, manevi donammlarmm terazisiyle tarhp bilmek makammda, tenzih ve 6vgii vazifesine ba§ladilar. Be§incisi: Cenab-1 Hakk'm kader cetveli tistiinde kudret kalemiyle yaz1lan birer mektubu htikmtindeki eserlerini mtitalaa makammda, tefekktir ve takdir vazifesini yerine getirmeye koyuldular. Altrnc1s1: qyanm yaratd1§mdaki ve sanatmdaki tath incelikleri ve nazenin gtizellikleri seyrederek tenzih makammda, Fahr-1 Ztilcelal'i, Sani-i Zillcemfil'i sevme ve O'na §iddetli bir arzu duyma vazifesine girdiler. Demek, kainata ve ondaki eserlere bak1p Cenab-1 Hakk'a, O'nu gormeden gorilr gibi kulluk yaparak bahsedilen makamlardaki bu vazifeleri yerine getirdikten sonra, Sani-i Hakim'in dahi muamelesine ve icraatma bakma derecesine <51kblar. Huzurundaym1§ gibi, once Hahk-1 Ztilcelal'in, sanatmm mucizeleriyle kendini §Uur sahiplerine tamtmasma, hayret i<5inde bir marifetle 12 ~_;; j;.. ilG~ LA .it'~ diyerek, "Senin tarif edicilerin, biltiln sanatl1 v~rhklardaki mucizelerindir." sozleriyle kar§1hk verdiler. Sonra o Rahman'm, rahmetinin gilzel meyveleriyle kendini sevdirmesine muhabbet ve a§k ile kar§1hk verip 13 i:j.~' .; il~)j ~ il~l dediler. Ardmdan nimetlerin ger<5ek sahibi olan Allah'm: tath ni~etleriyle merhamet ve §efkatini gostermesine §ilktir ve hamd ile kar§1hk verdiler. 14 iJ~j .it'~ yani, "Sana lay1k §ilkril nasd eda edebiliriz? Sen oyle §ilkre,lay1k, kendisine §tikredilen bir Zat'sm ki, kainata serilmi§ butiln ihsanlann, a<51k<5a, hal dilleriyle sana §ilkredip seni ovilyor. Hem 12 13

14

Bkz. el-Miinavl, Feyzu'l-Kadfr 2/410; Mer'! ibni YO.suf; Ekavf/a's-Sikat s. 45. "(Haydi oyleyse deyiniz): Yalmz Sana ibadet eder, yalmz senden medet umanz." (Fatiha sO.resi, 1/5) Bu ifade pek e<ok hadisin ba§mda, ortasmda veya sonunda gee<mektedir: Muslim, sa/dt 218; EbO. DavO.d, edeb 98; Nesal, iftitah 17; Ahmed ibni Hanbel, e/-Milsned 6/77, 151.


ON BiRiNci Soz 159

alem c,;ar§ismda dizilmi§ ve yeryuzune serpilmi§ butun nimetlerin, sana hamd ve 6vgulerini ilan edip bildiriyor. Rahmetinin ve nimetlerinin bir nizam ic,;indeki meyveleri ve bir olc,;uyle verilen yemi§leri, c6mertligine ve keremine §ahitlik etmekle mahlukatm nazarlan 6nunde sana §llkur vazifesini yerine getiriyor." dediler. Sonra §U kainatm yuzundeki degi§en varhklarm aynasmda guzelligini, celalini, kemalini ve buyuklugunu g6stermesi kar§ismda, 15 ~\ deyip hurmet ic,;inde bir aczle rukua giderek tevazu ic,;inde bir muhabbet ve hayretle secde ettiler. Ardmdan mutlak ve sonsuz zenginlige sahip Cenab-1 Hakk'm servetinin c,;oklugunu ve rahmetinin geni§ligini g6stermesine, fakr ve ihtiyac,;lanm ortaya koyup dua ile kar§1hk vererek 160: ~:<ii~µ dediler. Sonra o Sani-i Zulcelal'in, sanatmm inceliklerini, harikalanm, benzersiz 6rneklerini kainat sergisinde g6stermesine, her tarafa 17~\ ~G Ll diyerek takdirle, "Ne guzel yapilm1§!" diyerek begenmeyle kar§1hk verdiler. lS-o~\ il.:;~ deyip seyrederek, 19 8\ deyip §ahitlik yaparak, "Geliniz, bakmtz!" deyip hayranhkla, 2°C')\jj1 );. ,:j- deyip herkesi §ahit tutarak mukabele ettiler. Hem o Ezer ve Ebed Sultam'nm, kainatm her tarafmda rububiyet saltanatm1 ilan etme~i, birligini ve tekligini g6stermesi kar§Ismda, tevhid ve tasdik ile 21 8..blj ~ diyerek itaat edip boyun egdiler. Sonra Alemlerin Rabbi'nin uluhiyetini g6stermesine; zaaf ic;inde aczlerini, ihtiyac,; ic,;inde fakrlanm ilan etmekten ibaret olan kullukla ve kullugun 6zu olan namazla kar§1hk verdiler. Daha bunlar gibi c;e§it c;e§it kulluk vazifeleriyle §U buyuk dunya mescidinde hayat vazifelerini yerine getirip "ahsen-i takvlm" 22 suretini ald1lar. ButUn varhklann ustllnde bir mertebeye c,;1karak imanm

.r.fi

15

16 17

18

19 20 21 22

5adece btiytikhikte degil, hi<;bir konuda e§i ve benzeri olmayan, ba§ka bir §ey kendisiyle kiyas bile edilemeyecek yegane biiyiik, Allah'tir. "Yalmz senden medet umanz." (Fatiha suresi, 1/5) "Ma§allah! Allah ne gi.i.zel dilemi§ ve yapm1§!" Allah hayir ve bereketini arhrsm. inand1k, iman ettik. Haydi buyrun kurtulu§a ... "i§ittik ve itaat ettik ... " (Bakara suresi, 2/285) Ahsen-i takvim: insanm yarahh§mm en gi.i.zel surette olmas1. Bkz. Tin suresi, 95/4.


160 SOZLER

bereketi ve emanet23 ile donatt!tp yeryilzilniin emin bir halifesi24 oldular. Ve §U tecrube ve imtihan meydanmdan sonra Rabb-i Kerim onlan imanlarma mukafat olarak ebedi saadete ve Muslilman!tklarma iicret olarak "daru's-selam"a25 davet edip oyle ikramlarda bulundu ve bulunur ki, gozlerin hi<:; gormedigi, kulaklann i§itmedigi ve insanm aklma bile gelmemi§, kalbine dahi dogmam1§ derecede 26 parlak bir tarzda rahmetine mazhar etti. Onlara ebediyet ve beka verdi. <.;unkil ebedi, baki bir giizellige arzu duyan seyirci ve ayna vazifesi goren a§1k, elbette baki kahp ebediyete gidecektir. i§te Kur'an talebelerinin ak1betleri boyledir. Cenab-1 Hak bizi onlardan eylesin, amin ... Gunahkar ve §erli olan diger kls1m ise bulug <:;ag1 ile §U alem sarayma girdikleri vakit, Cenab-1 Hakk'm bir ve tek olu§unun butiln delillerine kufilrle yilz <:;evirdiler. Biltiin nimetlere nankorlukle kar§1hk vererek kafirce, her §eyi klymetsizlikle itham ettiler, hor gorduler. Cenab-1 Hakk'm biltiln isimlerinin tecellilerine ret ve inkar ile cevap verdiklerinden, klsa bir zamanda sonsuz bir cinayet i§lediler, sonsuz bir azaba milstahak oldular. Evet, insana omilr sermayesi, kabiliyetleri, donamm1 §U bahsedilen vazifeler i<:;in verilmi§tir. Ey sersem nefsim ve ey heveslerle dolu arkada§1m! Acaba hayat vazifemiz yalmz medeni terbiye ile nefsimizi gilzelce muhafaza etmekten ve midemize, bedeni arzulanm1za hizmetten mi ibarettir? Yahut hayat makinemiz olan vilcudumuza yerle§tirilen §U nazik latifelerin, manevi duyguJann, §U hassas aza Ve uzuvJann, §U muntazam cevherJerin ve donammm, ge<:;ici §eylerle tatmin olmayan §U hislerin tek gayesi bu fani hayatta nefsin rezil arzulanmn, silfli heveslerin tatmini i<:;in mi kullamlmaktir? Ha§a ve kella! Bunlarm var edilmesinin ve yaradil1§1mzda bulunmasmm iki sebebi var: 23

24

25

26

Bkz. Ahzab sliresi, 33/72. Bkz. Bakara sO.resi, 2/30; En' am sO.resi, 6/165; YO.nus sO.resi, 10/14; Enbiya sO.resi, 21/105; Nern! sO.resi, 27/62; Kasas sO.resi, 28/5; Fatir sO.resi, 35/39. Cennet anlammda "Daru's-selam" (selam yurdu) ifadesi ic:;in bkz. En'am sO.resi, 6/127; YO.nus sO.resi,10/25. Bkz. Secde sO.resi, 32/17; Zuhruf sO.resi, 43/71; Buhan, bed'u'l-ha/k 8, tefsiru sure (32) 1, tevhid 35; Muslim, fmdn 312, cennet 2-5.


ON BiRiNci Soz 161

Birincisi: Nimetlerin gen;;ek sahibi Cenab-1 Hakk'm nimetlerinin

her bir <;;e§idini size hissettirip §ilkretmenizi saglamaktan ibarettir. Siz de bunlan duyarak §ilkilr ve ibadet etmelisiniz. ikincisi: Size o duygular ve kabiliyetler vas1tas1yla Cenab-1 Hakk'm alemde tecelli eden kutsi isimlerinin butun cilvelerinin <;;e§itlerini birer birer bildirip tattirmaktir. Siz de onlan tatmakla tamyarak iman etmelisiniz. i§te insanm kemal vas1flan bu iki esas ilzerinde geli§ip boy atar. insan, bunlarla insan olur. Ona kabiliyetlerinin, hayvanlardaki gibi sadece dunya hayabm kazanmak i<;;in verilmemi§ olduguna §U temsilin s1rnyla bak: Mesela bir zat, hususi bir kuma§tan bir kat elbise almas1 i<;;in bir hizmeti;;isine yirmi altm verir. 0 hizmet<;;i gider, o kuma§m en iyisinden dikilmi§ milkemmel bir elbise ahr, giyer. Soma gorilr ki, efendisi bir ba§ka hizmet<;;isine de bin altm verip cebine i<;;inde baz1 §eyler yaz1h olan bir kag1t koymu§, onu ticarete gondermi§. $imdi, akh ba§mda herkes bilir ki, o bin altmhk sermaye, sadece bir kat elbise almak i<;;in degildir. ilk hizmet<;;i, yirmi altmla en iyi kuma§tan bir kat elbise alm1§ oldugundan, elbette bu bin altm, tek bir elbiseye sarf edilmez. Eger ikinci hizmet<;;i, cebine konulan kag1d1 okumadan, belki onceki hizmeti;;iye bak1p butiln parasm1 bir kat elbise i<;;in harcasa, bir dukkandan o kuma§m en <;;ilrilgunden, arkada§mm elbisesinden elli derece kotil bir elbise alsa, elbette son derece ahmakhk etmi§ olacag1 i<;;in §iddetle cezalandmlacak ve hiddetli bir §ekilde haddi bildirilecektir. Ey nefsim ve ey arkada§1m! Aklm1z1 ba§imza toplaym1z. Omilr sermayesini ve kabiliyetlerinizi hayvan gibi, hatta hayvandan i;;ok a§ag1 bir derecede, §U fani hayata, maddi lezzetlere sarf etmeyiniz. Yoksa sermayece en ilstiln hayvandan elli derece yilksek oldugunuz halde, en a§ag1smdan elli derece a§ag1 dil§ersiniz. Ey gafil nefsim! Hayatmm gayesini, mahiyetini, suretini, hakikat s1rnm ve tam saadetini bir derece anlamak istersen bak. Senin hayatinm gayesi k1saca §U dokuz emirdir: Birincisi: Vucuduna konulan duygularm terazisiyle, ilahi rahmetin hazinelerinde toplanan nimetleri tartmak ve onlara ku§ahc1 bir §Ukilrle kar§ihk vermektir.


162 SOZLER

ikincisi: Yarad1h§ma yerle§tirilen donammm, kabiliyetlerin anah-

tarlanyla Cenab-1 Hakk'm kutsl isimlerinin gizli definelerini ac,;mak, Zat-1 Akdes'i o isimlerle tammakhr. Ufiincusu: ~u dunya sergisinde, mah!Okat nazannda, Cenab-1 Hakk' m isimlerinden sana tecelli eden hayret verici sanatlan ve latif cilveleri bilerek hayatmla onlan ortaya koymak, gostermektir. Dorduncusu: Halin ve sozlerinle Hahk'mm rubObiyet dergahma kullugunu ilan etmektir. Be§incisi: Nasil bir asker, padi§ahmdan ald1g1 rurlu tilrlil ni§anlan resml mesai vakitlerinde tak1p padi§ahma gorilnmekle onun kendisine iltifatlanm gosterir. Aym §ekilde, Cenab-1 Hakk'm isimlerinin sana verdigi insanl latifelerin nak1§lanyla onlarm §UUrunda olarak silslenip o ~ahid-i Ezell'nin g6ren ve g6steren nazanna g6rilnmektir. Altmcrsr: Canhlann Hahk'a, hayat tezahuril denilen manev1 hediyelerini; hayatm manas1 hukmundeki tesbihatlanm; hayatm neticesi ve gayesi olan kulluklanm, hayah bah§eden Cenab-1 Hakk'a arz etmelerini §Uurla seyretmek, tefekkurle gorilp §ahitlikle gostermektir. Yedincisi: Sana verilen sm1rh ilim, kudret ve irade gibi sifat ve hallerin kuc,;uk misallerini 6lc,;u birimi kabul ederek Hahk-1 Zulcelal'in mutlak s1fatlanm ve sifatlarmm neticesi olan mukaddes icraatm1 o 61c,;ulerle bilmektir. Mesela, sen sm1rh iktidarm, ilmin ve iradenle evini muntazam bir §ekiJde yaptlgm gibi, §U alemin ustasm1, aJem saraymm senin evinden buyuklugil derecesinde Kadir, Alim, Hakim ve Mudebbir (her §eyi c,;ekip c,;eviren, her §eyin idaresini 6nceden goren) bilmen laz1md1r. Sekizincisi: ~u alemde her varhgm kendine has bir dille, Hahk' mm birligine ve tekligine, Sani'inin rubObiyetine dair soyledigi manevl sozleri anlamakhr. Dokuzuncusu: Aczin ve zay1fhgm, fakrm ve ihtiyac,;larm 6lc,;usuyle ilahl kudretin ve Rabbin zenginliginin tecelli mertebelerini bilmektir. Nasil ki, yiyeceklerin lezzet dereceleri ve c,;e§itleri, ac,;hgm derecesi 61c,;usunde ve ihtiyacm tilrilne gore anla§1hr. Aynen onun gibi, sen de sm1rs12 aczin ve fakrmla, Cenab-1 Hakk'm sonsuz kudretinin ve zenginliginin derecelerini anlamahsm. i§te senin hayatmm gayesi, k1saca bunlar gibi emirlerdir.


ON BiRiNci Soz 163

~imdi

hayatmm mahiyetine bak; onun ozeti §Udur: Cenab-1 Hakk'm isimlerinin hayret verici tecellilerinin fihristi Hem ilahi s1fatlarm ve onlarm neticesi olan icraatm bir olc;egi Hem kainattaki alemlerin bir terazisi Hem §U buyuk alemin bir listesi Hem §U kainatm bir haritas1 Hem §U yuce kitabm bir ozeti Hem Cenab-1 Hakk'm kudretinin gizli definelerini ac;acak bir anahtar kulc;esi • Hem de varhklara serpilen ve vakitlere tak1lan kemal vas1flannm "ahsen-i takvim"i yani en guzel suretidir.

• • • • • • •

i§te hayatmm mahiyeti bunlar gibi emirlerdir. Evet, senin hayatmm sureti ve vazife tarz1 §Udur ki: Hayatm bir mektubun kelimesi, kudret kalemiyle yazilm1§ hikmetli bir sozdur. Gorunup i§itilerek Cenab-1 Hakk'm guzel isimlerine i§aret eder. i§te hayatmm sureti bu gibi emirlerdir. Hayatmm hakikat s1rn, Ehadiyet27 tecellisine ve Samediyet28 cilvesine ayna olmaktir. Yani Cenab-1 Hakk'm butun alemde tecelli eden isimlerinin topland1g1 bir nokta hukmunde ku§atic1 bir merkezilikle o Ehad ve Samed Zat' a aynahktir. Hayatmm saadet ic;indeki kemali ise aynasmda gbrunen Ezell Gune§'in nurlanm hissedip sevmektir. ~uur sahibi olarak ona §evk gostermek, O'nun muhabbetiyle kendinden gec;mektir. Kalbinin gozbebegine nurunun yans1masm1 yerle§tirmektir. i§te bu Slfdand!f ki, seni yuceler yucesi mertebeye c;1karan bir kutsi hadisin 29 meali olarak:

3002~ ~ p ~ j1 ~j _} .Sij.Ll ~~ p ~ ~ buyrulmu§tur. 27 28

29

°

3

Cenab-1 Hakk'm her bir varhkta gi:irulen birlik tecellisi. Cenab-1 Hak hic:;bir §eye muhtac:; olmad1g1 gibi hazinesinden hic:;bir §eyin eksilmemesi. Bkz. Ahmed ibni Hanbel, ez-Zi.ihd s. 81; Ebu'§-$eyh, e/-Azame 2/608; Ebu Nuaym, Hilyetu'l-Evliya 4/24; el-Gazali, jhyau U/Umi'd-Din 3/15; ed-Deylemi, elMi.isned 3/174. Cenab-1 Hak, "Benim gi:ikyuzum ve yeryuzum Beni ta§1maya takat getiremedi. Fakat vera (ileri derecede takva) sahibi mUlayim muminin kalbi Beni ta§1yabildi." buyurdu.


164 SOZLER

i§te ey nefsim! Hayatm boyle ytice gayelere dontik ve k1ymetli hazinelere sahip oldugu halde, onu tamamen bir hie:; olan nefsin gec:;ici hazlanna, dtinya lezzetlerine harcay1p ziyan etmek akla ve insafa s1gar m1! Eger hayatm1 ziyan etmemek istersen gec:;en temsile ve hakikate i§aret eden

~ l~l Ji+J13 w ~ l~l,,..,,_µ13 w ~ 3 ~lj t;.5_;.J ~t w ~~ Ll3 ~3 w ~ Ll3 -.0:/'113 w ~ Ll3 ~1~~J13 31~~ ~ ~~ ~3 w LJ-j ~ ~ ~ w ~_µ53 w

Li-. ~ :~ l~l,,,,...J;fi13

w

//

suresindeki yeminleri ve o yeminlere verilen cevaplan dti§tin, ona gore amel et.

31

32

"Gi.ine§e ve onun parlak aydmhgma ... Onu izleyip (1§1gm1) yans1tan aya ... Di.inyay1 a<;1ga <;1karan gi.indi.ize ... Onu bi.iri.iyi.ip saran geceye ... Gage ve onu bina edene ... Yere ve onu yay1p db§eyene ... Her bir nefse ve onu bir nizama koyana ... Ona hem koti.ili.igi.i, hem de ondan sakmma yolunu ilham edene yemin olsun ki: Nefsini maddi ve manevi kirlerden annd1ran kurtulu§a erer. Onu gi.inahlarla orten ise ziyana ugrar." ($ems sO.resi, 91/1-10) Allah1m! Peygamberlik semasmm gi.ine§i, ni.ibi.ivvet burcunun ay1 olan Peygamber Efendimiz' e (sallallahu aleyhi ve sellem), hidayet yild12lan olan al ve ashabma salat ve selam eyle. Bize ve erkek, kadm bi.iti.in mi.iminlere rahmet et, amin, amin, amin.


,

'

·< I"~ ,. i ~ ~\ ~, l.r4.) '. " r.::y::>- lj,3 / -=.i y.

1\ '

Kur'an-1 Hakfm'in mukaddes hikmeti ile Allah'1 tammayan felsefenin k1saca kar§ila§t1rmas1; Kur'an hikmetinin insanm §ahsf ve top/um hayatma verdigi terbiye dersinin gayet k1sa bir 6zeti ve Kur'an'm ba§ka ilahf ve be§erf sozlerden ustun taraflanna bir i§arettir. Bu Soz'de dart "esas" var.

BiRiNCi ESAS Kur' an hikmeti ile felsefe ve bilimin farklanna §U temsill hikayenin diirbiiniiyle bak: Bir zaman, hem dindar hem gayet sanatkar me§hur bir hiikiimdar, Kur'an-1 Hakim'i manalanndaki kutsiyete ve kelimelerindeki mucizelige yakI§Ir bir yaz1yla yazmak, o mucizelerle dolu beyan abidesine harika bir suret giydirmek ister. i§te o nakka§ zat, Kur'an'1 <;;ok hayret verici bir tarzda yazar. Yaz1smda butun k1ymetli cevherleri kullarnr. Hakikatlerinin zenginligine, <;;e§itliligine i§aret etmek i<;;in harflerin baz1lanrn elmas ve ziimriitle, bir k1smm1 inci ve akikle, bir k1smm1 p1rlanta ve mercanla, bir k1smm1 da altm ve giimii§le yazar. Hem harfleri oyle bir tarzda siisleyip nak§eder ki, okumay1 bilen bilmeyen herkes "Kime hikmet nasip edilmi§se dogrusu buyuk bir hayra mazhar olmu§tur." (Bakara sO.resi, 2/269)


166 SozLER

o yaz1y1 hayranhk ve takdirle seyreder. Bilhassa hakikat ehlinin nazarmda o goriinli§teki glizellik, Kur'an'm manasmdaki gayet parlak glizellige ve §irin ziynetlere i§aret ettiginden, o yaz1 pek k1ymetli bir antika olmu§tur. Sonra o huki.imdar, §U sanath ve nak1§h Kur'an'1, yabanc1 bir felsefeci ile Mi.isluman bir alime gosterir. Onlan hem tecrube etmek hem de mukafatlandirmak i<;in, "Her biriniz bunun hikmetine dair bir eser yazm1z!" diye emreder. Once o felsefeci, sonra da Mi.isli.iman alim, ona dair birer kitap yazar. Fakat felsefecinin kitab1, yalmz harflerin nak1§larmdan, birbirleriyle mi.inasebetlerinden, vaziyetlerinden, cevherlerinin mahiyetinden bahsedip bunlan tarif eder; manasma hi<; ili§mez. c;unki.i 0 yabanCl adam, Kur' an harflerini okumay1 bilmez. Hatta o sanath, ziynetli Kur'an'm bir kitap oldugunu ve manalar ifade ettigini anlamaz. Ona nak1§h bir antikaym1§ gibi bakar. Zira Arap<;a bilmese de <;ok iyi bir mi.ihendis, glizel bir tasvirci, mahir bir kimyager, sarraf bir cevher ustas1dir. i§te o adam, eserini bu sanatlara gore yazar. Mi.isli.iman alim ise kitaba bakhg1 vakit anlar ki, o, Kitab-1 Mi.ibin' dir, Kur'an-1 Haki'm'dir. i§te bu hakperest zat, ne goriini.i§teki si.islere onem verir ne de harflerin nas1l nak§edildigi ile ilgilenir. Oyle bir §eyle me§gul olur ki, oteki adamm ugra§hg1 meselelerden milyonlarca mertebe daha yi.ice, daha k1ymetli, daha ho§, daha §erefli, daha faydah ve daha kapsamhd1r. Ci.inki.i 0 alim, nakl§lann perdesi altmdaki kutsl hakikatlerden ve nurlu sirlardan bahseder; bu §ekilde gayet gt.izel, mi.ibarek bir tefsir yazar. Sonra ikisi de eserlerini goti.iri.ip o §am yi.ice hi.iki.imdara arz ederler. Hi.iki.imdar, once felsefecinin eserini ahp bakar. Goriir ki: 0 kendini begenmi§ ve tabiata kul olmu§ adam <;ok <;ah§ml§ fakat Kur'an'm hakiki hikmetini yazmaml§. Hi<;bir manasm1 anlamaml§, hatta her §eyi kan§hrm1§. Ona kar§l hi.irmetsizlik ve edepsizlik etmi§. Hakikatler kaynag1 olan Kur'an'1 manasiz harflerden ibaret zannederek mana yoni.inden k1ymetsiz say1p hor gordi.igunden, o hikmet sahibi hi.ikumdar da eserini ba§ma vurur ve onu huzurundan kovar. Sonra hakperest ve ince manalan gozeten alimin eserine bakar, gori.ir ki, bu gayet gi.izel ve faydah bir tefsir, gayet hikmetli ve yo!


ON IKiNci Soz 167

gosterici bir eserdir. "Aferin, barekallah!" der, "i§te hikmet budur, ilim ve hikmet sahibi bunu yazana derler. Oteki adam ise haddini a§ml§ bir sanatkard1r." Ardmdan hukumdar, eserine bir mukafat olarak, o alime tukenmez hazinesinden her bir harfine kar§thk on altm verilmesini buyurur. Eger bu temsili anlad1ysan bak, hakikatin yuzunu de gbr: Hikayedeki o ziynetli Kur' an, §U sanatla yarahlm1§ kainatt1r. 0 hukumdar, sonsuz hikmet sahibi, varhg1 ezeli olan Cenab-1 Hak'tir. 0 iki adamdan ilki, Allah'1 tammayan felsefeyi ve onun takip<:;ilerini temsil eder. Diger adam ise Kur' an ve talebelerini. .. Evet, Kur'an-1 Hakim, buyuk bir Kur' an hukmundeki §U kainatm en yuce tefsircisi ve en belig tercumamdir. 0 Furkan'dir ki, §U kainatm sayfalannda ve zamanm yapraklannda kudret kalemiyle yazilan yarahh§ kanunlanm cinlere ve insanlara ders verir. Hem her biri manidar birer harf olan varhklara "mana-y1 harfi" nazanyla, yani onu sanatla yaratan Zat hesabma bakar, "Ne kadar guzel yapilm1§, ne kadar guzel bir surette Yarabc1smm guzelligine i§aret ediyor!" der. Ve boylece kainatm hakiki guzelligini gosterir. "ilm-i hikmet" dedikleri felsefe ise kainat kitabmm harfleri hukmundeki varhklann suslerine ve birbiriyle munasebetlerine dalm1§, sersemle§mi§ ve hakikatin yolunu §a§irm1§br. $u yuce kitabm harflerine "mana-y1 harfi" ile, yani Allah hesabma bakmak gerekirken, oyle yapmay1p "mana-y1 ismi" ile, yani her §eye kendisi i<:;in bakar, her §eyden oyle bahseder. "Ne guzel yapilm1§!" demek yerine, "Ne guzeldir!" der, onu <:;irkinle§tirir. Boylece kainah k1ymetsiz gorup kendinden §ikayet<:;i yapar. Evet dinsiz felsefe, hakikatsiz bir safsatadir ve kainab hor g6rmedir.

iKiNCi ESAS Kur'an-1 Hakim'in hikmetinin insanm §ahsi hayatma verdigi ahlak terbiyesiyle felsefenin verdigi dersin kar§ila§hrmasi: Felsefenin halis talebesi, bir firavundur. Fakat menfaati i<:;in en kiymetsiz §eye ibadet eden zelil bir firavundur. Menfaat gordugu her §eyi kendine "rab" tamr. Hem o dinsiz felsefe talebesi asi ve inat9dir, fakat bir lezzet i<:;in sonsuz zilleti kabul eden miskin bir asidir. K1ymetsiz bir


168 SiiZLER

menfaat ic;in §eytan gibi insanlann ayagm1 opecek kadar alc;alan bir inat9d1r. Hem o dinsiz talebe, zorba bir magrurdur. Fakat kalbinde dayanak noktas1 bulamad1g1 ic;in aslmda gayet aciz ve kendini begenmi§ bir zorbad1r. Hem menfaatine dii§kiindiir, sadece kendini dii§iini.ir; bi.iti.in gayreti nefsinin, midesinin ve bedeninin heveslerini tatmin etmek ve topluma ait baz1 menfaatler ic;inde §ahsl menfaatini aramak olan hilekar bir bencildir. Kur'an'm halis talebesi ise bir kuldur. Fakat yarablm1§lann en i.isti.ini.ine bile ibadete tenezzi.il etmez. 0, cennet gibi c;ok bi.iyi.ik bir mi.ikafah dahi ibadetin gayesi kabul etmeyen aziz bir kuldur. Hakiki Kur' an talebesi mi.itevaz1d1r, halim selimdir, fakat Yarahc1smdan ba§kasmm kar§Ismda egilmeye, O'nun izni olmadan, iradesiyle tenezzi.il etmez. Hem fakir ve zay1ft1r, faknm ve zay1fl1gm1 bilir. Fakat Malik-i Kerim'inin ona haz1rlad1g1 ahiret serveti ile gonli.i toktur ve Efendisinin sonsuz kudretine dayand1g1 ic;in kuwetlidir. Yalmz Allah ic;in, O'nun nzas1 ic;in, fazilet ic;in amel eder, c;ah§Ir. i§te Kur'an'm verdigi terbiyeyle felsefenin dersi arasmdaki fark, iki talebenin k1yaslanmas1yla anla§1hr.

U<;UNCU ESAS Felsefe ile Kur'an hikmetinin toplum hayatma verdigi dersler: Felsefe, toplum hayatmda dayanak noktasm1 "kuwet" kabul eder. Hedefi "menfaat" bilir. Hayat kanununu "mi.icadele" sayar. Toplumlan bir arada tutan bagm "1rk ve menfi milliyetc;ilik" oldugunu iddia eder. Bunlarm neticesi ise "nefsin heveslerini tatmin ve insanm ihtiyac;lanm art1rmak"hr. Halbuki kuwetin hususiyeti ve geregi, tecaviizdi.ir. Menfaatin geregi, her arzuya yetmediginden, i.isti.inde "bogu§mak"hr. Mi.icadele di.isturunun geregi, "c;arp1§mak"hr. Irkc;1hgm geregi, tabiatmda ba§kasm1 yutarak beslenmek oldugundan, "tecavi.iz" di.ir. i§te bu hikmettendir ki, insanhgm saadeti yak olmw:?tur. Kur' an hikmeti ise dayanak noktasm1 kuwet yerine "hak" kabul eder. Gayede menfaat yerine "fazilet"i ve "Allah'm nzas1"m tamr. Hayatta mi.icadele kanunu yerine, "yard1mla§ma di.isturu"nu esas ahr. Toplumlarda 1rk ve milliyet yerine "din, sm1f, vatan" baglanm kabul eder. Gayesi, nefsin heveslerinin haddi a§masma set c;ekmek ve ruhu


ON i1<iNci Soz 169

yuksek meziyetlere te§vik etmektir. Ulvi hislerini tatmin ederek insam "kemal vas1flarma" ula§hnr, insan eder. Hakkm geregi "ittifak"tir. Faziletin geregi "dayam§ma"d1r. Yard1mla§ma dusturunun geregi "birbirinin imdadma yeti§mek"tir. Dinin geregi "karde§lik"tir, "samimiyet ve beraberlik"tir. Nefsi gemleyip baglamanm ve ruhu yuksek vas1flara kam<:;ilayarak serbest birakmanm neticesi ise iki cihan saadetidir.

DORDUNCU ESAS Kur'an'm, butun ilahi kelamlar i<:;inde yuceligini ve biitiin sozlere kar§I ustunlugunu anlamak istersen §U iki temsile bak: Birincisi: Bir sultanm iki <:;e§it konu§mas1, iki tarzda hitab1 vard1r. Biri, s1radan bir memuruyla basit bir i§ i<:;in, hususi bir ihtiyaca <lair, has bir telefonla konu§mas1dir. Digeri, geni§ saltanatmm unvamyla, hilafetinin yuce nam1yla, her yeri kw~atan hakimiyeti itibanyla, emirlerini yaymak ve gostermek maksad1yla, bir el<:;isi veya buyuk bir memuru vas1tas1yla, ha§metini gosteren ulvi bir fermanla konw~­ mas1d1r. ikincisi: Bir adam, elindeki aynay1 giine§e tutar. 0 aynanm buyuklugunce, yedi rengi i<:;eren bir 1§1ga sahip olur. Gune§le o ol<:;lide munasebet kurar, sohbet eder. 0 I§Ikh aynay1 karanhk evine veya dam altmdaki bagma tutsa, l§Iktan gline§in k1ymeti ol<:;lislinde degil, 0 aynanm kapasitesi kadar faydalanabilir. Bir ba§kas1 ise evinden veya bagmm dammdan geni§ pencereler a<:;ar. Gokteki gune§e dogru yollar yapar. Hakiki gune§in daimi I§@yla konu§ur ve ha! diliyle, onunla §6yle minnettar bir §ekilde sohbet eder: "Ey yeryuzunu I§Ig1yla yald1zlayan ve biitun <:;i<:;eklerin yiizunu giildiiren dunya giizeli, goklerin nazhs1 nazenin gune§! Onlar gibi benim evcigimi ve bah<:;ecigimi de 1s1ttm, I§Iklandirdm." Halbuki aynaya sahip olan oteki adam boyle diyemez. Onun aynasmda, kay1t altmdaki gune§in I§@ ve tesiri smirhdir, o kayda garedir. Kur'an'a i§te bu iki temsilin durbunuyle bak ki, onun mucizeligini goresin ve kutsiyetini anlayasm ... Evet, Kur' an der ki: "Eger yerdeki aga<:;lar kalem, denizler murekkep


170 SozLER

olsa ve Cenab-1 Hakk'm kelimelerini yazsalar, bitiremezler." 2 ~imdi, §U sonsuz kelimeler ic;inde en buyilk makamm Kur'an'a verilmesinin sebebi §Udur: Kur'an, ism-i azamdan3 ve her ismin en yuce mertebesinden gelmi§tir. Hem biltiln alemlerin Rabbi olU§U itiban ile Allah'm kelam1d1r. Hem butiln varhklarm ilah1 unvamyla O'nun fermamdir. Hem goklerin ve yerin Hahk'mm hitab1dir. Hem O'nun mutlak rubO.biyeti yonunden bir konu§madir. Hem her §eyi ku§atan saltanah hesabma ezell bir hutbedir. Hem engin rahmeti noktasmda, Rahman'm lutuflannm yaz1h oldugu bir defterdir. Hem ulO.hiyetin ha§metinin yilceligi itiban ile, kls1mlarmm ba§mda bazen §ifre bulunan bir haber mecmuas1d1r. Hem ism-i azamm katmdan indirilip Ar§-1 Azam'm burunilnil ku§atan, tefti§ eden hikmetli, mukaddes bir kitaphr. i§te bu sirdandir ki, "Allah kelam1" unvam tam bir liyakatle Kur' an' a verilmi§tir. Diger ilahl kelamlarm ise bir klsm1, has bir itiban, kuc;uk bir unvam ve hususi bir ismin smirh tecellisini barmdmr. Has bir rubO.biyet, hususi bir saltanat ve rahmetle gorilnilr. Hususiyet ve kw~ahc1hk yonunden dereceleri farkhdir. <;ogu ilham da bu kls1mdandir, fakat dereceleri c;ok <_;e§itlidir. Mesela en kil<;ilgil ve basiti, hayvanlann mazhar oldugu ilhamlardir. 4 Sonra siradan insanlann ilhamlan,5 ardmdan meleklerin, sonra da evliyanm ilhamlandir. Ondan sonra ise buyiik meleklerin mazhar oldugu ilhamlar gelir. i§te §U sirdandir ki, kalbin telefonuyla Cenab-1 Hakk'a vas1tasiz yakaran bir veli, 6 ".J.j ::.;. ~ ~.i;.." yani, "Kalbim benim Rabbimden haber veriyor." d~r; "Al~~le~in Rabbinden haber veriyor." demez. "Kalbim, Rabbimin aynas1dir, ar§1dir." der; "Nemlerin Rabbinin ar§1d1r." demez. <;unkil kabiliyeti kadar ve

4

Bkz. Lokman sO.resi, 31/27. Cenab-1 Hakk'm isimlerinden en biiyiigii ve mana bak1mmdan diger biitiin isimleri ku§atm1§ olam. Bal ansma vahyedildigine dair Bkz. Nahl sO.resi, 16/68. Hazreti Musa'nm (aleyhisselam) annesine vahyedildigine dair Bkz. Taha sO.resi,

20/38-39. 6

Bkz. ibnii'l-Cevzi, Telbfsa jbJls s. 217, 390, 450, 451; ibn Kayyim, jgaseta'lLehefan 1/123; ibn Kayyim, Medaricu's-Sa/ikfn 1/40, 3/412; ibn Hacer, Fethu'lBarf 11/345; ibn Hacer, e/-jsabe, 2/528; ibn Hacer, Lisana'I-Mfzan, 2/452; elMiinavi, Feyzu'l-Kadfr 5/401.


ON ii<iNci Soz 171

yetmi§ bine yakm perdeden 7 her birinin kalkmas1 olc:;i.isi.inde hitaba mazhar olabilir. i§te bir padi§ahm yi.ice salianatmm §amyla c:;1kan fermam, siradan bir adamla basiic:;e konu§masmdan ne kadar yi.iksekse ve gokteki gi.ine§in l§lgmdan, berekeiinden isiifade, aynadaki yans1masmdan istifade eimekien ne derece c:;ok ve i.isti.inse; Kur' an-1 Azimi.i§§an da bi.iii.in sozlerin ve kitaplann o olc:;i.ide i.isti.indedir. Kur'an'dan sonra ikinci derecede mukaddes kitaplarm ve semavi suhufun, meriebeleri olc:;i.isi.inde i.isii.inli.ikleri vard1r. Onlar da o i.isii.inli.ik smmdan hissedard1r. Eger cinlerin ve insanlann Kur'an'dan si.izi.ili.ip gelmi§ olmayan bi.iii.in gi.izel sozleri ioplansa, yine Kur' an' m kuisi meriebesine yeti§emez, ona benzeyemez. Eger Kur'an'm ism-i azamdan ve her ismin en yi.ice mertebesinden geldigini bir parc:;a anlamak istersen: Ayeii.i'l-Ki.irsi, 8 9~\, ayeii ' . . c;,·W Li..:.~, ,.J 10

4tJ1 ;

d\_t; ;;;

µiii j

,, _)

ayeii, ,...o

;;;

-;!'

_)0

,..

,,,_!_~\\'<~\\' ''"'l'l::..:;..~' 1 ~~1\ ,._;°L,::.k· ~/ ' ~ i ~.) .r-'"'.) ~.) ., . • J~ 12 _1;\ :t..:..;, Is' !.].;:t; _J'.\ '· 'l t ayeti, ~ •.) / ~ ,_/J • 11 0

10 11

12

,,

;;;

1°11\

0

··'ayeti '

(.):'"' ~

Arada yetmi§ bine yakm perde olduguna dair Bkz. EbO. Ya'la, e/-Musned 13/520; et-Taberani, e/-Mu'cemu'l-Evsat 6/278, 8/382; er-RO.yani, e/-Musned 2/212; ibn Ebi As1m, es-Sunne 2/367; et-Taberi, Comi'u'l-Beyon 16/95; el-Heysemi, Mecmeu'z-zevoid 1/79. Aynca bu perdeler olmasa, Cenab-1 Hakk'm azametinden her §eyin mahvolacagma dair Bkz. Muslim, fmon 293; ibn Mace, mukaddime 13; Milsned 4/405. "Allah o ilahhr ki kendisinden ba§ka ilah yoktur. Hayy (her zaman var olan, diri, ezeli ve ebedi hayat sahibi) O' dur, KayyO.m (kendi zah ile var olup zeval bulmayan ve bilhln varhklan varhkta tutup onlan yoneten) O'dur. Kendisini ne bir uyuklama ne uyku tutar. Goklerde ve yerde ne varsa O'nundur. izni olmadan huzurunda §efaat etmek kimin haddine? Yarathg1 mahlO.klarm onilnde ardmda ne var, hepsini bilir. MahlO.klar ise O'nun dilediginden ba§ka, ilminden hi<;;bir §ey kavrayamazlar. O'nun kilrsilsil gokleri ve yeri kw1atm1§hr. Gokleri ve yeri koruyup gozetmek O'na agir gelmez, 0 oyle Yi.ice, oyle Bilyilkhlr." (Bakara sO.resi, 2/255) "Gorilnmeyen gayb aleminin anahtarlan O'nun katmdadir." (En' am suresi, 6/59). "De ki: Ey millk ve hakimiyet sahibi Allah1m!" (Al-i imran sO.resi, 3/26) "O Allah ki geceyi, durmadan onu kovalayan gilndilze bilrilr. Gune§, ay ve biltiln yild1zlar hep O'nun buyrugu ile hareket eder." (A'raf sO.resi, 7/54) "Ey yer, suyunu yut ve sen ey gok, suyunu tut!" (HO.cl sO.resi, 11/44)


172 StiZLER

1 3~

• '.,,

'-

·~1, ; •. ~.11 01 '~I

~ jl'J <f'J

14 0' ~1, / J

Jc-

J

tl,e::-' · ,: ayeti '

:~< ~\• ~ ·~~~ ':],J , ~<-~[.:_ LA ay~ti '

....r:--'

15 ~~\j

ui'}11j S'lj~I Js. ;sLA~\ Gy. ~l ayeti, 16 ~ HI ~ ~~\ ~~ fY. ayeti, , 17 ~Lill , "~~ .;,_.; ~ '· ·~1, / . / i y,. . • / . if') J

Js.

o jj £, ,J i..r-

J

~\ Ij ), jj LA'J ayeti ve

ql) ~ 0\)1 11; d}t gibi ayetlerin ktilli, kw~atic1, ytice ifadelerine bak. .. Hern ba§larmda 20 ~, 19 h;Jlveyahut 21 bulunan surelere dikkat et ki, bu btiyuk smm panltilanrn goresin. Hern surelerin ba§mdaki 22 !ere, 23)\ Iara ve 24~ Jere bak ki, Kur'an'm, Cenab-1 Hak katmdaki onernini bilesin. Eger §U "D6rdtincti Esas"m k1yrnetli smm1 kavrad1ysan, peygarnberlere vahyin c;ogunlukla rnelekler vas1tas1yla geldigini ve ilharnm vas1tas1z oldugunu anlarsm. Hern en btiytik velinin, hic;bir peygarnberin derecesine yeti§ernernesinin SlrrtnI ogrenirsin. 18

h

8

rJi

13 14 15

16 17

18 19 20

21 22

23 24

"Yedi kat gok, dunya ve onlann it;indeki her §ey Allah'1 takdis ve tenzih eder." (isra suresi, 17/44) "(Ey insanlar,) hepinizi oldukten soma diriltrnek, bir tek ki§iyi diriltrnek gibidir." (Lokman suresi, 31/28) "Biz emaneti goklere, yere, daglara teklif ettik." (Ahzab suresi, 33/72) "Gun gelir, gok sayfasm1, trpk1 katibin yazd1g1 kag1d1 durtip rulo yapmas1 gibi dureriz." (Enbiya suresi, 21/104) "Arna onlar, Allah'm kudret ve azametini hakk1yla takdir edemediler, O'na lay1k hurmeti gostermediler. Halbuki btillin bir dtinya k1yamet gilnil O'nun avucunda, gokler alemi de bilktilmti§ olarak elinin it;indedir." (Zilmer suresi, 39/67) "Eger Biz bu Kur'an'1 bir dagm tepesine indirseydik onun, (Allah' a hilrmeti sebebiyle ba§1m egip part;aland1g1m) gorurdun." (Ha§ir sliresi, 59/21) Bkz. Fatiha suresi, 1/2; En'am suresi, 6/1; Kehf suresi, 18/1; Sebe suresi, 34/1; Fatrr suresi, 35/1. Bkz. Hadid suresi, 57/l; Ha§ir suresi, 59/1; Saf suresi, 61/1; A'la sO.resi, 87/1 (emir kipiyle). Bkz. Cum' a sO.resi, 62/1; Tegabun suresi, 64/1. Bkz. Bakara suresi, 2/1; Al-i imran suresi, 3/1; Ankebut suresi, 29/1; Rum suresi, 30/l; Lokman sO.resi, 31/1; Secde suresi, 32/1. Bkz. Yunus sliresi, 10/1; Hud suresi, 11/l; Yusuf sO.resi, 12/1; ibrahim sO.resi, 14/1; Hier suresi, 15/1. Bkz. Mu'min suresi, 40/1; Fussilet suresi, 41/1; $lira suresi, 42/1; Zuhruf suresi, 43/l; Duhan suresi, 44/1; Casiye sO.resi, 45/1; Ahkaf suresi, 46/1.


ON iKiNci Soz 173

Hem Kur'an'm azametini, kutsiyetinin izzetini ve mucizeliginin yi.icelik smm1 idrak edersin. Hem Mirac'm luzumunun smm1, yani ta goklere, Sid,retu'lMunteha'ya,25 Kab-1 Kavseyn'e 26 gidip, 27 ~..>)\ ~ ~ ~1 ~.)i olan Zat-1 Zulcelal' e munacatm1 arz ederek goz ac;:{p kapaymcay~ kadar geri donmenin hikmetini anlarsm. Evet, aym ikiye yanlmas1 nas1l ki bir peygamberlik mucizesidir. Res0.1-u Ekrem'in (aleyhissaldti1 vesselam) peygamberligini cinlere ve insanlara gostermiยงtir.. . Mirac da onun kullugunun bir mucizesidir; Cenab-1 Hakk'm habibi oldugunu, ruhanilere ve meleklere gostermiยงtir. 28~

~

I

\ ~,, I ,

,;

,

~.J ;

)I

~,

,

~

,,,

L

fo ~ /

I

~.JI I'

I

,.-

I;>~

c..5""'.J ,.

"'

,,,

;;; _.,

!I::,' I-;.. E~ll\ r:-.J <...r- r-/

25 Yedinci kat gokte oldugu rivayet edilen, Hazreti Cebrail'in (aleyhisselam) c;1kabildigi son makam.

26 Peygamber Efendimiz'in Mirac hadisesinde Cenab-1 Hak'la gorilยงtligil, O'na en 27

28

yakm oldugu makam. "insana ยงahdamanndan daha yakm" (Kaf suresi, 50/16). "Allah1m! Senin rahmetine ve onun hilrmetine nas!l yaraยงirsa, ona ve aline oylece salat ve selam et. Amin.


++

~tit U:~iiil~iii $ft~ [BiRiNCi MAKAM]

~j\~j\~\~ 1~

.

~,11 ~,, ~w

~..r-"...

.).)

/

zjJ" ~ . ,~, Ll'.J /

~ j~:f, r,, Ll 01,~11 /r ~ ~ .J ':.j\ ~i: Jc. Ll / / .J

Kur'an-1 Hakim ile felsefi ilimlerin hikmet meyvelerini, ibret derslerini ve i!m[ dereceJerini klyasJamak istersen, §U soz[erimize dikkat et! Kur'an-1 Mucizu'l Beyan, butun kainattaki "adiyat" 3 diye isimlendirilen, harikulade ve birer kudret mucizesi olan varhklarm ushlndeki adet ve ah§kanhk perdesini keskin beyanlanyla y1rt1p o hayret verici hakikatleri §UUr sahiplerine gosterir. ibret nazarlanm i:;ekerek ak1llara tukenmez bir ilimler hazinesi a<;;ar. Felsefe ise harikulade olan butun o kudret mucizelerini adet perdesi altmda saklay1p cahil ve lakayt bir §ekilde gormezden gelir. 4 Yalmz harikuladelikten dti§en, yarahl1§taki intizamm ve mukemmelligin d1§ma ~lkan nadir ornekleri dikkatlere sunar, onlan §UUr sahiplerine

4

"Biz Kur'an'1 muminlere §ifa ve rahmet olarak indiririz." (isra suresi, 17/82) "Biz Resul'e Kur'an ogrettik, §iir ogretmedik, bu zaten ona yara§maz da." (Yasin suresi, 36/69) Ah§1lm1§, s1radan §eyler. Bkz. "Goklerde ve yerde Allah'm varhgm1, birligini, kudretini gosteren nice deli! vardlf ki, insanlar yanmdan ge<;ip gittikleri halde yuzlerini <;evirdiklerinden farkma varmazlar." (Yusuf sfiresi, 12/105)


ON Oc;uNcii Soz 175

ibretli birer hikmet diye gosterir. Mesela, en kapsamh kudret mucizelerinden olan insanm yarabh§ma s1radan deyip kay1ts1zca bakar. Fakat bu kusursuz yarabh§a istisna te§kil eden, uc; ayakh yahut iki ba§h bir insam hayret ve §a§kmhk dolu bir gtirtilttiyle ibretli nazarlara gosterir. Ya da mesela, btittin yavrulann nz1klarmm gayb hazinesinden en tath ve umumi bir rahmet mucizesi olarak stirekli ve dtizenli bir §ekilde verilmesini basit gortip tisttine nankorluk perdesini c;eker. Fakat o intizamm dl§mda kalm1§, benzerlerinden ayn, yalmz ba§ma uzak dti§IDU§, denizin altmdaki bir bocegin bir ye§il yaprakla beslendigini gortir, ondan tecelli eden ltituf ve keremle buna §ahit olan btittin bahkc;1lan aglatmak ister. 5 HA$iYE i§te Kur'an-1 Kerim'in ilim, hikmet ve Cenab-1 Hakk'1 tamma yontinden servet ve zenginligini; felsefenin ise ilim, ibret ve Sani'i bilme noktasmda acizligini, iflasm1 gar, ibret al! i§te bu sirdan, Kur'an-1 Hakim sonsuz derecede parlak, ytiksek hakikatleri ic;erdiginden, §iirin htilyalarmdan uzakbr, yticedir. Evet, Kur'an-1 Mucizti'l Beyan, mucizelik derecesindeki kusursuz nizam ve intizam1yla beraber, kainat kitabmdaki sanatm kusursuzlugunu muntazam tislubuyla tefsir ettigi halde manzum olmamasmm bir sebebi de §Udur: Birer y1ld1z gibi olan ayetlerinin her biri, vezin kayd1 altma girmeyip diger ayetlere bir ttir merkez ve karde§ htikmtine gec;er, aralannda mevcut olan manevi mtinasebeti saglamak ic;in o geni§ dairedeki ayetler arasmda birer hat meydana getirir. Adeta her bir ayetin, diger ayetlere bakan birer gozti, onlara dontik birer ytizti vard1r. Kur'an'm ic;inde binlerce Kur'an bulunur ki, her me§rep sahibine birini ac;ar. Mesela, Yirmi Be§inci Soz' de anlabld1g1 gibi, ihlas suresinin ic;inde, otuz alb ihlas suresi kadar, her biri pek c;ok yonlti olan alb ctimlenin terkibinden meydana gelmi§, Cenab-1 Hakk'm birligini gosteren birer ilim hazinesi vard1r. Evet, nasil ki, gokytiztinde bulunan y1ld1zlann her biri gbrtinti§teki intizams1zhg1 yontiyle, kay1t altma girmeyip diger y1ld1zlara bir ttir merkez htikmtindedir; geni§ dairesindeki her bir y1ld1za, varhklar arasmdaki gizli irtibata i§aret olarak birer mtinasebet c;izgisi uzatir. Adeta her birinin, yild1z misali ayetler gibi, diger btittin y1ld1zlara bakan birer gozti, onlara dontik birer ytizti vard1r. i§te intizams1zhk 5 HA$iYE

Bu hadise Amerika' da aynen olmu§tur.


176 SOZLER

i<;indeki kusursuz intizam1 gar, ibret al! 6 ~ ~ Ll j ~\ ~r ~Jc Ll j ayetinin bir s1rnm bi!. Hem -tl J:fa_ LAj ifadesinin s1rnm da §Uradan anla ki: ~iir, ki.i<;i.ik ve sonuk hakikatleri buyuk ve parlak hayallerle susleyip begendirmek ister. Halbuki Kur'an'm hakikatleri o kadar buyuk, yuce, parlak ve gbz ahc1dir ki, en buyuk ve parlak hayal o hakikatlerin yanmda gayet ku<;lik ve sonuk kahr. Mesela: 8~ ~,iks .,

.

9

'I

~qi\

- j~

1.f11

(.}::""

•~, 7~ l~ "I\ . / ~

~ ..

,,,,,,.

/

,\_<· ~~\ . I"

i._5""-'

:::

/'

L' i/,, Y-

'-i'Y"'"' /'

0x~ , '.. , 8.il , / ,:Jo \~[j~ ~.b.-1,.J/ ~ '11~ ~tS' 01~ - ~1 -

gibi say1s1z Kur' an hakikati buna §ahittir. Kur'an'm her ayetinin, karanhg1 delen parlak birer y1ld1z gibi i' caz10 ve hidayet nurunu yayd1gm1 ve kufor karanhgm1 nas1! dag1tt1gm1 gbrmek, bunun zevkine varmak istersen, kendini cahiliye asrmda, bedevi <;bllerinde farz et Her §eyin cehalet ve gaflet karanhg1 altmda, tabiatm donuk perdesine sartlm1§ oldugu bir anda, birden Kur'an'm yuce lisanmdan, 11.

<~ll

c:-;:- -

. -::\1 !--!""'

<.)';.J

.ul1 ..:J.LJ1 / /

. J~I

J"? j

. ~ / ..::_,\ 'u..:JI

~

.J / .J

. ~ ~ , , ,,

~

// ~

gibi ayetleri i§it, bak: Alemdeki o olmil§ veya uyumu§ varhklar, ~ sedas1yla i§itenlerin zihninde nasil diriliyor, uyamyor, ayaga kalkarak zikrediyor! Hem o karanhk gokyi.izi.inde y1ld1zlar cans1z birer ate§ 12 ,. ·\!I, ~ '. .~.11 ,.:x u....:11 -tl , • ,: yerdeki varhklar ise peric::ankenParras1 "' ' 'S ' ,_;Pj j c-j ~ sesleni§iyle, i§itenlere gokyuzu bir ag1z, butun yild1zlar hikmetli birer kelime, hakikati bildiren birer nur, yeryuzu bir ba§, karalar ve denizler

10

11

12

"Biz Resul'e Kur'an ogrettik, §iir ogretmedik, bu zaten ona yara§maz da." (Yasin suresi, 36/69) "Gun gelir, gok sayfasm1, tipk1 katibin yazd1g1 kag1tlan durup rulo yapmas1 gibi dureriz." (Enbiya suresi, 21/104) "O Allah ki geceyi, durmadan onu kovalayan gilnduze burur." (A'raf suresi, 7/54) "Butiln hadise, tek bir c;agndan ibaret! i§te hepsi duru§ma ic;in toplanmi§lar. .. " (Yasin suresi, 36/53) i'caz: Mucize olma, benzerinin yap1lmas1 milmkun olmad1g1 ic;in herkesi §a§Irtlp aciz birakma. "Goklerde ve yerde ne varsa hepsi Melik (kainatm gerc;ek Hukumdan), Kuddus (c;ok yuce, her noksandan milnezzeh) Aziz ve Hakim olan Allah'1 tesbih ve tenzih eder." (Cum' a suresi, 62/1) "Yedi kat gok, dunya ve onlann ic;inde olan herkes Allah'1 takdis ve tenzih eder." (isra suresi, 17/44)


ON Dc;uNcu Soz 177

birer lisan, biltun hayvanlar ve bitkiler ise Cenab-1 Hakk'1 tesbih eden birer kelime suretinde kendini gosteriyor. Yoksa bugun den ta o zamana bakarak bahsedilen zevkin inceliklerini goremezsin. Evet, o zamandan beri nurunu yayan, zamanla herkesin bildigi bir §ey haline gelen, islam'm diger nurlu hakikatleriyle parlayan, Kur'an'm gilne§iyle gunduz rengini alan bir vaziyetin ic;;inden yahut s1g, basit bir ah§kanhk perdesi ardmdan baksan, elbette her bir ayetin ne kadar tath bir i' caz nagmesi ic;;inde hangi karanhklan dag1tt1gm1 hakk1yla goremezsin. Turlu mucizeler ic;;inde bu c;;e§it i'cazm zevkine varamazsm. Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm mucizeliginin en yilksek derecelerinden birini gormek istersen, §U temsili dinle, bak: Gayet yuksek, garip ve dallan her yana uzanm1§ hayret verici bir agac;; farz edelim. 0 agac;; bir gayb perdesi altmda, bir gizlilik tabakas1 ic;;inde saklanm1§ olsun. Malumdur ki, insamn uzuvlan arasmda oldugu gibi bir agacm da dallan, meyveleri, yapraklan ve c;;ic;;ekleri gibi butun k1s1mlan arasmda bir munasebet, uyum ve denge laz1mdir. Her bir k1sm1, o agacm mahiyetine gbre §ekil ahr, onlara oyle bir suret verilir. i§te, biri c;;1ksa, hie;; gorunmeyen (hala gorunmuyor) o agacm k1s1mlanm bir perde ustilnde resmetse, hepsine birer smir, daldan meyveye, meyveden yapraga uyumlu birer suret c;;izse ve o perdeyi agacm birbirinden son derece uzak olan kokuyle dal uc;;larmm ortasmda, dallannm, meyvelerinin, yapraklannm §ekil ve suretini aynen gosterecek uygun resimlerle doldursa; elbette o ressamm, §U gbrilnmeyen agacm tamam1m gayba ac;;ik gozuyle gbrdugune, sonra tasvir ettigine §ilphe kalmaz. Aynen onun gibi, milmkinat 13 hakikatine <lair (ki o hakikat, dilnyanm ba§mdan ahiretin en sonuna kadar uzanm1§ ve yerden goklere, zerrelerden gune§e kadar yayilm1§ olan yarahh§ agacmm hakikatidir) Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm dogruyla yanh§I ayiran beyanlan o kadar uyumu muhafaza etmi§ ve o agacm her bir dalma, meyvesine milnasip birer suret vermi§tir ki, hakikati delilleriyle bilen butun alimler ara§tirmalannm nihayetinde, Kur'an'm tasvirine "Ma§allah, barekallah! Kainatm tils1mm1 ve yaratih§ muammasm1 ke§fedip c;;ozen yalmz sensin ey Kur'an-1 Hakim!" demi§lerdir. 13

Miimkinat: Allah'm butun yaratt1klarma verilen isim. Yoktan var edilenler. Cenab-1 Hakk'm Zat'mdan ba§ka her §ey.


178 SOZLER

14 ~\rl

JJ1

~j -temsilde kusur olmaz- Cenab-1 Hakk'm isim

ve s1fatlanm, o s1fatlarm neticesi olan icraahm ve fiillerini nuran1 bir hlba agac1 §eklinde dil§ilnelim. 0 nuran1 agacm geni§ dairesi ezelden ebede uzamyor. Bilyilklilguniln hudutlan, sonsuz, uc;suz bucaks1z alemlere yay1hyor, onlan ku§abyor. icraatmm smirlan, 16,t"'ql\/~\ ::1~1s.J.;/~·/l\ ~·/J ~/ i.;r .J ; ~ /~ .J /r i.:r.: ~ :;-

~

_! :_S~. dJ\ . u:s . r, I.>-J ~\ ~\)~ ~/ ,,,.

,,,

17~l..;.J

0

0

,,.

-;;;

/Jo

,

~ .,T

ayetlerindeki sm1rlardan ta

18~~ ~:; ..:..i~~ ..Slju..:llj

ayetlerinde ifade edilen s1mrlara kadar uzanan o nuran1 hakikati; o isim, s1fat, icraat ve fiillerin hakikatlerini Kur' an, biltiln dal ve budaklanyla, gaye ve meyveleriyle son derece milnasip ve birbirine uygun, birbirine yakt§tr, birbirinin hukmilnil bozmayacak, birbirine yabanc1 dil§meyecek bir §ekilde bildirmi§tir. Bullin ke§f ve hakikat ehli, melekut aleminde yolculuk eden biltiln irfan ve hikmet sahipleri, Kur'an'm bu beyanlan kar§tsmda "Silbhanallah! Ne kadar dogru, hakikate ne kadar uygun, ne kadar gilzel, mucizeligine ne kadar lay1k!" diyerek onu tasdik ediyorlar. Mesela Kur' an, biltiln imkan ve vilcub dairesine bakan ve o iki bilyuk agacm bir tek dah hukmunde olan imanm alh esasm1, o esaslarm 14 15

16 17 18

19

20

"En yilce s1fatlar Allah'mdlr," (Nahl suresi, 16/60) "Bilin ki Allah insan ile kalbi arasma girer (diledigi takdirde arzusunu gerc;ekle§tirmesini onler)." (Enfal suresi, 8/24) "Taneleri ve i;ekirdekleri i;atlabp yararak (her §eyi geli§me yoluna koyan) Allah'br." (En' am suresi, 6/95) "O'dur ki analanmzm rahimlerinde size diledigi §ekli verir." {Al-i imran suresi, 3/6). "Halbuki btitiin bir gokler alemi btikillmil§ olarakAllah'm elinin ii;indedir." (Zilmer suresi, 39/67) "Rabbiniz o Allah'br ki, gokleri ve yeri alh gilnde yaratt1." (A'raf suresi, 7/54; Yunus suresi, 10/3; Hud suresi, 11/3; Hadld suresi, 57/4) "(Allah O'dur ki) Gtine§i ve ay1 hizmet etmeleri ic;in sizin emrinize verdi." (Ra'd suresi, 13/2; Ankebut suresi, 29/61; Fa.hr suresi, 35/13; Zilmer suresi, 39/5)


ON Oc;oNcO Soz 179

btittin dal ve budaklanm ta aralanndaki en ince meyve ve c:;ic:;eklere kadar 6yle uyum gozeterek tasvir eder, o derece dengeyle tarif eder ve o kadar munasip bir §ekilde g6sterir ki, insan akh bunu idrakten aciz kahp guzelligine hayran olur. Ve o iman dalmm bir budag1 hukmtindeki islamiyet' in be§ esas1, aralarmdaki en ince teferruata, en ktic:;tik adaba, en uzak gayelere, en derin hikmetlere ve en kuc:;uk neticelere vanncaya kadar tam bir uygunluk, mtinasebet ve dengeyle muhafaza edilir. Bunun delili, beyam bu.tun varhg1 ku§atan Kur'an-1 Kerim'in ac;1k ve kesin huktimlerinden, okunu§ tarzlanndan, i§aretlerinden ve ince manalanndan c;1kan islamiyet'in ytice kanunlanndaki kusursuz intizam, denge, birbirine uygunluk ve saglamhkt1r. Bunlar, inkar edilemez, adil birer §ahit; §tiphe g6ttirmez, kesin birer delildir. Demek ki, Kur'an'm beyanlan insanm sm1rh ilmine, hele okuma yazma bilmeyen bir timminin ilmine dayamyor olamaz. 0, her §eyi ku§atan bir ilme dayamyor; butun e§yay1, ezel ve ebed arasmdaki btitun hakikatleri bir anda g6rebilen bir Zat'm kelam1d1r. 21 ~~ ~ ~ ~j 0~1 ~~ j) l.?;1 ~WI ayeti bu hakikate i§aret eder.

cfa

IS'}, 8 \~ ,,: 0\,~11 ~ .JP..J .r .J-t r ,. 2201 ;.'.'

21

22

0

.:

J·l '. / ~.J ~/ / 0\,~\1 ~/ 0\,~\1 J/~;, ls .::~M -t 0-4 , r ~ , r -..r° . r-'11 - ~ \ 0\ / ro~ll .J 0\.Q.., / ·;

ls ".

~

-!~

"Hamd 0 Allah'a mahsustur ki kuluna Kitab1 indirdi ve onun ic;ine tutars1z hic;bir §ey koymad1." (Kehf suresi, 18/1) "Ey Kur'an'1 indiren Allah1m! Kur'an'm ve kendisine Kur'an indirilen zatm hakk1 ic;in kalblerimizi ve kabirlerimizi iman ve Kur' an nuruyla nurland1r. Amin, ey kendisinden yard1m dilenilen Mustean!"


ON 0~0NC0 SOZ'UN iKiNCi MAKAMI

~j\ ~j\ ~\ c-4 Cazibeli Bir Fitne i~inde Bulunan ve Heniiz Akhm Kaybetmemi' Bazt Gen~lerle Bir Konu,mad1r Bir k1s1m gern;ler, §imdiki aldabc1 ve cazibeli haram zevk ve heveslerin hilcumu kar§Ismda, "Ahiretimizi nasil kurtaracagiz?" diyerek Risale-i Nur'dan yard1m istediler. Ben de Risale-i Nur'un §ahs-1 manevisi adma onlara dedim ki: Kabir var, hie; kimse inkar edemez. Herkes ister istemez oraya girecek. Ve oraya girmek ic;in de ilc; yoldan ba§ka yol yok. Birinci yol: Kabir, milminler ic;in bu dilnyadan daha gilzel bir alemin kap1s1dir. 23 ikinci yol: Ahireti tasdik eden, fakat haram zevk ve eglencelere dahp dalalet yolunda gidenlere ebedi bir zindan ve biltiln dostlanndan ayn, tek ba§ma bir hapsin kap1s1dir. 24 0 yolda giden insan, oyle gordilgu, inand1g1 fakat inand1g1 gibi hareket etmedigi ic;in bu §ekilde muamele gorecek. O~iincii yol: Ahirete inanmayan inkarcilar ve dalfilet yolundakiler ic;in ebedi idam kap1s1d1r. Yani kabir, hem kendisini hem biltiln sevdiklerini idam edecek bir daragac1dir. inkarc1, oyle bildigi ic;in, ceza olarak aymsm1 gorecek. Bu iki §Ik ac;1kbr; deli! istemez, gozle gorillilr. Madem ecel gizlidir, alum her vakit ba§mI kesmek ic;in gelebiliyor ve genc;-ihtiyar fark1 yoktur. Elbette bic;are insan ic;in, daima gozilniln 23

24

Bkz. Buharl, cendiz 68, 87; Muslim, cennet 70; Tirmizi, cendiz 70, kzyamet 26; Nesal, cendiz 110; Milsned 3/3, 4/287. Bkz. Darimi, rikak 94; Milsned 3/38; ibn Ebi ~eybe, e/-Musannef 7/58; Abd b. Humeyd, el-Miisned s.290; EbO. Ya'la, el-Miisned 2/491, 11/522; ibn Hibban, esSahfh 7/391, 392.


ON Oc,:uNcD Soz 181

bntindeki byle btiytik, deh§etli bir mesele kar§Ismda, o ebedi idamdan, o dipsiz, sonsuz, tek ba§ma hapisten kurtulmanm c;aresini aramak ve kabir kap1sm1 kendisi hakkmda baki ve nurlu bir aleme, ebedi saadete ac;ilan bir kap1ya c;evirmek, dtinya kadar btiytik bir meseledir. Bu kesin hakikate ti<; yo! bulundugunu ve bu ti<; yolun da zikredilen ti<; hakikatten ibaret OldugunU ytiz yirmi dart bin dogru SOzlti haberci; 25 ellerinde birer tasdik ni§am olarak mucizeler bulunan peygamberler haber veriyor. Ytiz yirmi dart milyon evliya, o peygamberlerin haber verdigi hakikati ke§f, zevk ve §Uhud ile dogrulay1p imza basarak ona §ahitlik ediyor. Ve say1s1z muhakkik zat da, o peygamber ve velilerin verdikleri haberi kesin delilleriyle, aklen, ilmelyakin26 derecesinde ispathyor.27 ~iYE Hepsi ittifakla, "Ytizde doksan dokuz ihtimalle, ebedi idam ve zindandan kurtulmak ve o yolu ebedi saadete c;evirmek, yalmz iman ve itaat ile mtimktindtir." diye haber veriyor. Acaba ytizde bir helak olma ihtimali bulunan tehlikeli bir yolda gitmemek ic;in bir tek habercinin sbzti dikkate almd1g1 ve helak olma endi§esinden gelen manevi elem, o habercinin soztinti dinlemeyip o yolda giden adamm yemek i§tahm1 bile kac;ird1g1 halde. . . Boyle yi.iz binlerce dogru sozlti ve dogrulugu tasdik edilmi§ haberci, ytizde ytiz ihtimalle, dalaletin ve haram zevklerin, gbz bntindeki kabri bir daragacma ve ebedl, tek ba§ma bir hapse c;evirmeye sebep oldugunu; iman ve kullugun ise ytizde ytiz ihtimalle o daragacm1 kaldmp o zindam kapatarak §U gbz bntindeki kabri ebedl bir hazineye ve saadet sarayma ac;ilan bir kap1ya c;evirdigini haber verdikleri, bunun i§aret ve alametlerini gosterdikleri halde ... Bu hayret verici, garip, deh§etli ve btiytik meseleyle kar§I kar§tya bulunan, her vakit kabre c;agnlma nobeti bekleyen bic;are insana, bilhassa Mtisltiman degilse, iman ile kullukta bulunmami§sa; btittin dtinya saltanah ve lezzeti bile verilse o endi§eden gelen ac1 elemi yok edebilir mi? Size soruyorum. Madem ihtiyarhk, hastahk, musibet ve her taraftaki oltimler o deh§etli elemi de§iyor ve hatirlahyor. Elbette, haram zevk ve eglencelere 25 124 bin nebi, 315 (veya 313) resul olduguna <lair Bkz. Miisned 5/265; ibn Hibban, es-Sahih 2/77; et-Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir 8/217; el-Hakim, el-Mustedrek 2/652; ibn Sa'd, et-Tabakb.tu'l-kubra 1/32, 54. 26 Kesin bilgiye dayanarak, ilim yoluyla §iipheye yer b1rakmayacak §ekilde bilmek. 27 HA~iYE Onlardan biri Risale-i Nur' dur ve meydandad1r.


182 SOZLER

dahp dalalet yolunda gidenler, yuz bin lezzeti ve zevki tatsalar da, kalblerinde yine manevl bir cehennem ya§ar ve onlan yakar. Fakat pek kalm gaflet sersemligi bunu gec;;ici olarak hissettirmez. Madem muminler ve dinin emir ve yasaklanna uyanlar, gozleri onundeki kabrin kendileri hakkmda ebed! bir hazineye, sonsuz bir saadete kap1 oldugunu anlamt§lar ve onlara iman vesikas1yla o ezel! kader piyangosundan milyarlarca altm ve elmas1 kazandtracak bir bilet c;;1kmt§. Her vakit, "Gel biletini al!" denilmesini beklemekten derin, esash, hakiki bir lezzet ve manevl bir zevk duyarlar. Bu oyle bir lezzettir ki, eger cisme burunse ve o c;;ekirdek bir agac;; olsa, o mumin ic;;in hususi bir cennet hukmune gec;;er. $u halde, o buyuk zevk ve lezzeti terk edip genc;;ligin sevkiyle, zehirli bir bala benzeyen, sonu gelmez elemlerle kan§tk o haram eglence ve heveslerin pe§inde gec;;ici bir gayrime§ru lezzeti tercih eden, hayvandan yuz derece a§ag1 dti§er. Boyle bir insan yabanc1 dinsizler gibi de olamaz. (unku onlar, Hazreti Peygamber'i (aleyhissaldtil vesselam) inkar etseler, diger peygamberleri tamyabilirler. Peygamberleri bilmeseler, Allah'1 tamyabilirler. Allah'1 bilmeseler de kemal vas1flan kazanmaya vesile olacak baz1 guzel hasletlere sahip bulunabilirler. Fakat bir Musluman, hem peygamberleri hem Rabbini hem de butun ustun meziyetleri, Muhammed-i Arabi (a/eyhissaldta vesselam) vas1tas1yla bilir. Onun terbiyesini btrakan ve zincirinden c;;1kan, arhk hic;;bir peygamberi de Allah'1 da tammaz ve ruhunda kemal vas1flanm muhafaza edecek hic;;bir esas1 bilemez. (unku peygamberlerin sonuncusu, en buyugu, dini ve daveti butun insanhga bakan, mucizeleri ve diniyle peygamberlerin en ustunu olan ve be§eriyete butun hakikatlerde ustadhk edip bunu on dart astrda parlak bir surette ispatlayan, insanhgm iftihar kaynag1 bir zatm terbiyesinin esaslanm ve dininin kanunlanm terk eden, elbette, hic;;bir §ekilde bir nur, bir kemal bulamaz. Mutlak bir dti§U§e mahkumdur. i§te ey dunya hayatmm zevklerine tutkun ve gelecek endi§esiyle hayatm1 kazanmak ic;;in c;;abalayan bic;;areler! Dunyanm lezzetini, zevkini, saadetini ve rahatm1 isterseniz me§ru dairedeki keyifle yetininiz. 0, keyfinize kafidir. 28 Onun d1§mdaki, gayrime§ru dairedeki 28

"Allah1m, haramma kar§I helalinle bana kifayet et" anlammdaki dua i<;:in Bkz. Tirmizi, deavat 110; Miisned, 1/153.


ON ikoNcD Soz 183

bir lezzetin ic;:inde bin elem oldugunu daha onceki sozlerden elbette anladm1z. Gec;:mi§ zamanm hadiseleri sinema perdesinde gosterildigi gibi, gelecek de -mesela elli sene sonraki halleri- kendilerine gosterilseydi, haram zevklere daltp gidenler §imdi gtilduklerine ytiz binlerce lanet ve nefretle aglayacaklard1. Dunya ve ahirette ebedi, daimi sevinci isteyenin, iman dairesindeki Muhammed! (aleyhissaldW vesselam) terbiyeyi kendine rehber edinmesi gerekir.

*** Birkac; Bic;are Gence Verilen Bir Tembih, Bir Ders, Bir ihtardir Bir gun yamma birkac;: parlak gene;: geldi. Hayat, genc;:lik ve hevesler yontinden gelen tehlikelerden sakmmak ic;:in tesirli bir ihtar almak istediler. Ben de onlara, eskiden Risale-i Nur' clan yard1m talep eden genc;:lere dedigim gibi, dedim ki: Sizdeki genc;:lik kesinlikle gidecek. Eger me§rU dairede kalmazsamz, o genc;:lik ziyan olup ba§tmza hem dtinyada hem kabirde hem de ahirette kendi lezzetinden c;:ok daha btiytik belalar ac;:acak, elemler getirecek. Eger islam terbiyesiyle, genc;:lik nimetine kar§t bir §tiktir olarak onu iffet, namus ve itaat yolunda sarf ederseniz, o genc;:lik manen baki kahr ve ebedi bir genc;:lik kazanmamza vesile olur. Eger iman olmazsa veyahut isyan ile tesirsiz kahrsa, hayat gortinti§teki k1sac1k bir zevk ve lezzetle beraber, o zevkten ve lezzetten binlerce derece fazla elem, htiztin, keder verir. <;unkti insan aktl sahibi oldugundan, hayvanlarm aksine, yaradth§ itiban ile ic;:inde bulundugu zamanla beraber gec;:mi§ ve gelecekle de alakadard1r. 0 zamanlan dti§ilnunce de hem elem hem lezzet duyabilir. Hayvanlann ise akh olmad1g1 ic;:in, gec;:mi§ten gelen huztinler ve gelecege <lair korkular, endi§eler ham lezzetlerini bozmaz. Fakat insan eger dalalete ve gaflete dti§mti§se gec;:mi§ten gelen htizunler ve gelecek endi§esi o ktic;:tik lezzeti cidden ac1la§bnyor, bozuyor. Bilhassa o lezzet gayrime§ru ise btittin btittin zehirli bir bal htikmtindedir.


184 SOZLER

Demek insan, hayattan lezzet alma noktasmda hayvandan yuz derece a§ag1 du§er. Belki dalalet ve gaflet ehlinin hayah, va::-hg1, hatta kainah, i<;inde bulundugu gunden ibarettir. Butun ge<;mi§ zaman ve alemler, onun dalaleti noktasmda yok olmu§, olmu§tur. Aki!, ge<;mi§le alakadarhg1 yuzunden ona karanhklar verir. Gelecek zaman ise inan<;s1zhg1 sebebiyle yine yoktur. Ve bu yokluktan gelen ebedl aynhklar surekli aklma dU§UP insam karanhklar i<;inde b1rak1r. Eger iman hayata hayat olsa, o vakit hem ge<;mi§ hem gelecek zamanlar imanm nuruyla I§tklamr ve varhga burunur. T1pk1 i<;inde bulunulan zaman gibi, insanm ruhuna ve kalbine iman noktasmda yuce, manevl zevkler ve varhk nuru verir. ihtiyarlar Risa/esi'ndeki Yedinci Omit'te bu hakikatin izah1 var, ona bakmahsm1z. i§te hayat boyledir. Onun lezzetini ve zevkini isterseniz hayahmz1 imanla hayatlandmmz, farz ibadetlerle susleyiniz ve gunahlardan sakmmakla muhafaza ediniz. Vefatlarm her gun, her yerde, her vakit gosterdigi deh§etli alum hakikatini, size -ba§ka gen<;lere soyledigim gibi- bir temsille anlatacag1m: Mesela, burada gozunuzun onunde bir daragac1 kurulmu§. Onun yanmda, pek buyuk bir ikramiyenin biletlerini veren bir piyango dairesi var. Biz buradaki on ki§i, ister istemez, <;aresiz oraya davet edilecegiz, bizi <;ag1racaklar. <:;ag1rma zamam gizli oldugundan, her dakika ya "Gel idam biletini al, daragacma <;tk!" ya da "Milyonlarca altm kazand1ran bir ikramiye bileti sana <;1km1§, gel, al!" demelerini beklerken, birden kap1ya iki ki§i gelir. Biri -yan 9plak, guzel ve aldahc1 bir kadmelindeki gorunu§te gayet tath fakat zehirli helvay1 yedirmek ister. Digeri ise aldatmaz ve aldanmaz, ciddi bir adamd1r; o kadmm ar kasmdan girer ve der ki: "Size bir tils1m, bir ders getirdim. Bunu okur ve o helvay1 yemezseniz §U daragacmdan kurtulursunuz. Bu hls1mla o benzersiz ikramiye biletini ahrsm1z. i§te, zaten gozunuzle gbruyorsunuz ki, bah yiyenler daragacma gidiyor, gidinceye kadar da o helvanm zehrinden deh§etli kann sanc1s1 <;ekiyorlar. 0 buyuk ikramiye biletini alanlar ise ger<;i gorunmuyor ve gbrunu§te onlar da o daragacma 9k1yorlar. Fakat milyonlarca, milyarlarca §ahit, onlarm asilmad1gm1, belki oradan kolayca ikramiye dairesine girmek i<;in daragacm1 basamak yaphgm1 haber


ON U<;:ONcO Soz 185

veriyor. i§te, pencerelerden bakm1z! En buyiik memurlar ve bu i§le alakah buyuk zatlar, 'O daragacma gidenleri bizzat, gozunuzle gordugunuz gibi, bu ikramiye biletini de ancak o hls1m1 degerlendirenlerin ald1gm1 hie:; §iiphe gotiirmez §ekilde, gundiiz gibi kesin biliniz.' diye yuksek sesle ilan ediyor ve haber veriyorlar." i§te bu temsildeki gibi, zehirli bir bal hukmunde olan gayrime§ru dairedeki gern;;ligin haram zevkleri, ebedl bir hazinenin ve saadetin bileti ve vesikas1 olan imam kaybettirir. insan, daragac1 hiikmundeki oliimiin ve ebedl karanhk kap1s1 olan kabrin musibetine, aynen gorundiigii gibi dii§er. Ve olum vakti gizli oldugu ic:;in genc:;-ihtiyar fark etmeden ecel cellad1 her an ba§Im kesmek ic:;in gelebilir. Eger zehirli bal hukmundeki o gayrime§ru hevesleri terk edip Kur'an'm hls1m1 olan imam elde eder ve farzlan yerine getirirsen, o fevkalade kader piyangosundan c:;1kan ebedl saadet hazinesinin biletini kazanacagm1, yuz yirmi dart bin peygamber29 (aleyhimilsse/am) ile beraber had ve hesaba gelmez say1s1z veli, hakikat ehli ve muhakkik zat ittifakla haber veriyor ve bunun i§aretlerini gosteriyorlar. K1sacas1: Genc:;lik gidecek. Haram zevk ve eglencelerde gitmi§se hem diinyada hem ahirette binlerce bela ve elemi netice verecegini ve oyle genc:;lerin c:;ogunlukla, genc:;liklerini kotiiye kullanmaktan ve israftan gelen evhamh hastahklarla hastanelere, ta§kmhklanyla hapishanelere, sefalet yuvalanna veyahut manevl elemlerden gelen s1kmhlarla meyhanelere dii§eceklerini anlamak isterseniz, hastanelere, hapishanelere ve kabristanlara sorunuz. Elbette hastanelerin ha! dilinden, c:;ogu kez, genc:;ligin sevkiyle yap1lan israflann ve onu kotiiye kullanmanm yol ac:;hg1 hastahklardan inlemeler, eyvahlar i§iteceginiz gibi, hapishanelerde de c:;ogunlukla genc:;lik ta§kmhklarmm sebep oldugu gayrime§ru dairedeki hareketlerin tokadm1 yiyen bedbaht genc:;lerin pi§manhklanm duyacaksm1z. Kabristanda ve kapilan oraya girenler ic:;in siirekli ac:;1hp kapanan berzah aleminde ise -kabirde olup bitenleri kalb goziiyle ke§fen gorenlerin ve butun hakikat ehli zatlann tasdiki ve §ahitligiyle- azabm c:;ogunun 29

124 bin nebi, 315 (veya 313) resul olduguna dair Bkz. Musned 5/265; ibn Hibban, es-Sahfh 2/77; et-Taberani, e/-Mu'cemii'l-Kebfr 8/217; el-Hakim, el-Miistedrek 2/652; ibn Sa'd, et-Tabakota'l-Kubra 1/32, 54.


186 SOzLER

gen~ligi

kohl yolda sarf etmenin neticesi oldugunu bileceksiniz. Hem insanhgm buyuk k1smm1 te§kil eden ihtiyarlara ve hastalara sorunuz. Elbette, buyuk ~ogunlugu pi§manhk ve hasretle, "Eyvah! Gen~ligimizi beyhude harcad1k, belki zararh bir yolda ziyan ettik. Sakm bizim gibi yapmaym1z." diyecekler. <:;unku be§-on senelik gen~ligin gayrime§ru zevkleri i~in dunyada ~ok sene gam ve keder ya§ayan, berzahta azap ve zarar goren, ahirette cehennem ve sakar3° belas1m ~eken adam, en acmacak halde olmasma ragmen, 31 tl ~ '1.J_r1)~ ~ljll sirnyla hi~ acmmay1 hak etmez. <:;unku zarara nzas1yla glrene,~erhamet edilmez; o, merhamete lay1k degildir. 32 Cenab-1 Hak bizi ve sizi bu zamanm cazibeli fitnesinden kurtarsm ve korusun, amin ...

30 31 32

Yedi cehennemden biri. Bkz. Kamer sD.resi, 54/48; Muddessir sD.resi, 74/26, 27, 42. "Zarara kendi nzasiyla girene merhamet edilmez." Bkz. imam Rabbani, el-Mektubdt 2/83 (49. Mektup).


Risale-i Nur'un Mizanlanndan On 0-riincii Soz'iin ikinci Makam1'mn Ha~iyesidir

Risale-i Nur' daki hakiki teselliye mahpuslar c;;ok muhtac;;br. Bilhassa genc;;lik darbesini yiyip taze ve §irin 6mrilnii hapiste gec;;irenlerin, Nur'lara ekmek kadar ihtiyac;;lan var. Evet, genc;;lik daman, akildan c;;ok hissiyab dinler. His ve heves ise kordiir, ak1beti gormez. Bir dirhem hazir lezzeti, gelecekteki bir batman34 lezzete tercih eder. insan bir dakikahk intikam lezzeti ic;;in katil olur, seksen bin saat hapis elemi c;;eker. Ve bir saat gayrime§ru zevk yiiziinden bir namus meselesinde, binlerce giin hem hapisten hem de dii§mandan duydugu endi§eden gelen s1kmblarla 6mriiniin saadeti mahvolur. Bunlar gibi, bic;;are genc;;ler ic;;in c;;ok tehlikeler var ki, hayatlannm en tatl1 c;;agm1 en ac1 ve acmacak hale c;;eviriyor. Bilhassa kuzeyde koca bir devlet, genc;;lik heveslerini k6tiiye kullanarak bu asn f1rtmalanyla sars1yor. <;unku ak1beti gormeyen kor hissiyatia hareket eden genc;;Iere, namuslu insanlann giizel k1zlanm ve kadmlanm helal gosteriyor. Hatta hamamlara erkek-kadm beraber c;;1plak girmelerine izin vererek fuh§iyab te§vik ediyor. Hem serseri ve fakir olanlara zenginlerin mallanm helal ediyor ki, insanhk bu musibet kar§1smda titriyor. i§te bu asirda islam ve Turk genc;;lerinin kahramanca davramp, iki yonden hiicum eden bu tehlikeye, Risale-i Nur'un Meyve Risalesi ve Gen<;lik Rehberi gibi keskin k1hc;;lanyla kar§1hk vermesi §arttir. Yoksa o bic;;are gene;;, hem diinyadaki istikbalini, mutlu 6mrilnii hem de ahiretteki saadetini ve baki hayatm1 azaplara, elemlere c;;evirip mahveder. Genc;;ligini kotii yolda sarf etmesinin ve haram zevklerin neticesinde hastanelere ve hissiyatm ta§kmhklanyla hapishanelere dii§er. Eyvahlar ve pi§manhklarla ihtiyarhgmda c;;ok aglar. Eger Kur'an terbiyesi ve Nur'un hakikatleriyle kendini muhafaza ederse, tam bir kahraman gene;;, miikemmel bir insan, mesut bir Miisliiman ve biitiin canhlara, hayvanlara bir nevi sultan olur. 33 34

Her tiirlu noksan s1fattan uzak Allah'm ad1yla. Bir dirhemin 2400 katma denk gelen, 7,692 kilogramhk agirhk i:ilc,;usil.


188 SiiZLER

Evet, bir gen<;, hapiste her gtinkti yirmi dart saatlik 6mrtinden tek bir saatini be§ farz namazma sarf etse, hapis zaten <;ogu gtinaha mani oldugu gibi, o musibete sebebiyet veren hatadan da tevbe edip diger zararh, elem veren gunahlardan el <;ekse; hem kendine hem istikbaline hem vatanma milletine hem de yakmlanna btiytik bir faydas1 olur. Bu §ekilde o on-on be§ senelik fani gen<;likle ebedi, parlak bir gen<;ligi kazanacagm1, ba§ta Kur'an-1 Mucizti'l Beyan, btittin mukaddes kitaplar ve semavi suhuf kesin bir §ekilde haber verip mtijdeliyor. Evet, bir gen<; o §irin, gtizel gen<;lik nimetine istikamet ve itaatle §tikretse, nimet hem artar hem baki olur hem de lezzetlenir. Yoksa belah, elemli, gamh ve kabuslu olur, o gencin elinden kay1p gider. Hem yakmlanna, hem vatanma, hem milletine zararh bir serseri htikmtine ge<;mesine sebebiyet verir. Eger mahpus, zulumle, haks1z yere mahkum olmu§sa, farz namaz1m k1lmak §art1yla, her bir saati bir gun ibadet yerine ge<;er. Hapis onun i<;in inzivaya <;ekildigi bir <;ilehane olur. 0 mahpus, eski zamanlarda magaralara girerek ibadet eden mtinzevi salihlerden sayilabilir. Eger fakir, ihtiyar, hasta ve iman hakikatlerine bagh ise farz ibadetlerini yapmak ve tevbe etmek §art1yla her bir saati yirmi§er saat ibadet olur, hapis ona bir istirahat yeri, merhametle kendisine bakan dostlan i<;in de bir muhabbet ve terbiye yuvas1, bir dershane htikmtine ge<;er. Di§andaki karmakan§Ik, her taraftan gtinahlann hticumuna maruz kalman serbestlikten <;ok o hapiste durmaktan ho§lanabilir. Hapisten tam terbiye ahr. C::1ktig1 zaman bir katil veya intikam pe§inde biri degil; tevbekar, tecrtibeli, terbiyeli, millete faydah bir insan olarak <;1kar. Hatta Denizli hapsindeki mahkumlardan, az zamanda Nur'lardan fevkalade gtizel ahlak dersi alanlan goren baz1 alakadar zatlar demi§ ki: "Terbiye i<;in on be§ sene hapis yerine on be§ hafta Risale-i Nur dersi alsalar, bu onlan daha c;ok 1slah eder." Madem oltim olmtiyor ve ecel gizlidir, her vakit gelebilir. Ve madem kabir kap1s1 kapanm1yor, kafile kafile gelenler oraya girip kayboluyor. Hem madem oltimtin, mtiminler hakkmda ebedi idamdan terhis tezkeresine <;evrildigi Kur' an hakikatleriyle gosterilmi§tir ve dalalet yolunda, haram zevkler pe§inde gidenler i<;in oltim, gozle gortildtigti gibi ebedi bir idam, btittin sevdiklerinden ve dtinyadan


ON U<;ONcO Soz 189

claim! bir aynhkbr. Elbette ve elbette, hie;: §Uphesiz, en bahtiyar insan, sabir ic;:inde §Ukreden ve hapis suresinden tam istifade edip Nur'lann dersini alarak istikamet dairesinde, imana ve Kur' an' a hizmete c;:ah§and1r. Ey zevke ve lezzete tutkun insan! Ben yetmi§ be§ ya§1mda, binlerce tecrube, deli! ve hadiseyle aynelyakln 35 bildim ki: Hakiki zevk, elemsiz lezzet, kedersiz sevinc;: ve hayattaki saadet yalmz imandadir, iman hakikatleri dairesinde bulunur. Dunyevi bir lezzette ise c;:ok elem var. Dunya bir uzum tanesini yedirip on tokat vurur gibi, hayatm lezzetini kac;:mr. Ey hapis musibetine du§en bic;:areler! Madero dunyamz aghyor ve hayatimz acila§b. <.;:ah§Imz, ahiretiniz de aglamasm! Baki hayatimz gulsun, tathla§sm! Hapisten istifade ediniz. Nas1l bazen agir §artlarda, du§man kar§ismda bir saat nobet bir sene ibadet hukmune gec;:ebilir; 36 aynen oyle de, sizin bu agir §artlar altmda her bir saat ibadet zahmetiniz saatler hukmune gec;:ip o zahmetleri rahmete c;:evirir.

*** 37

it>..:..::. ........;, \. , •

,)/

3S~L5 , , ,

..r.3

1.J.

<l.lli -

l /

.J."'

//

r-::-- i'')\ij\

~-, ~-c,t;;. .)_j

Aziz, s1dd1k karde§lerim, Hapis musibetine du§enlere ve onlara yard1mc1 olup merhametle, sadakatle di§andan gelen erzaklanna nezaret edenlere kuvvetli bir teselliyi "Uc;: Nokta" da soyleyecegim. Birinci Nokta: Hapiste gec;:en her bir gun, insana on gun kadar ibadet sevab1 kazand1rabilir. Fani saatleri -meyveleri yonuyle- manen baki saatlere c;:evirebilir. Ve be§-on senelik ceza, milyonlarca senelik ebedi hapisten kurtulmaya vesile olabilir. 39 i§te iman sahipleri ic;:in bu 35 36

37 38 39

Aynelyakin: Gozuyle gi:irmu§ derecede kesin bir §ekilde bilmek. Bkz. Buhari, cihad 5, 73; Muslim, imoret 112-115, 163; Tirmizi, fezoi/U'l-cihad 26; Nesai, cihad 39; ibn Mace, cihad 2, 24; Darimi, cihad 9, 32; Milsned 1/62, 65, 66, 75, 2/177, 5/339, 440, 441. Her tiirlil noksan sifattan uzak Allah'm ad1yla. Allah'm selam1, rahmeti ve bereketi ilzerinize olsun. i§ledigi srn;tan dolay1 dilnyada cezalandmlm1§ kimse i<:;in, bunun kefaret say1lacag1na dair bkz. Buhari, fmon 11, ahkom 49, hudud 8, tefsfru sure (60) 3, menokzbu'lensor 43; Muslim, hudud 41; Tirmizi, hudud 12; Nesal, bey'a 9, 17; ibn Mace,


190 SOZLER

pek buyuk ve c;ok k1ymetli kazancm §arh, farz namazlan k1lmak, hapse sebebiyet veren gunahlardan tevbe ve sabir ic;inde §Ukretmektir. Zaten hapis pek c;ok gunaha engeldir, meydan vermez. ikinci Nokia: Zeval-i lezzet elem oldugu gibi, zeval-i elem dahi lezzettir; yani lezzetin sona ermesi elem oldugu gibi, elemin bitmesi de lezzettir. Evet, kim gec;mi§ lezzetli, safah gunlerini dU§Unse, pi§manhk ve hasretin manevi elemini hissedip "Eyvah!" der. Ve kim gec;mi§ musibetli, elemli gunlerini hahrlasa, onlann gec;ip gitmesinden manevi bir lezzet duyar ki, "Elhamdulillah, §Ukur, o bela sevab1m biraktJ, gitti." deyip rahat bir nefes ahr. Demek, bir saat gec;ici elem, ruhta manevi bir lezzet; lezzetli bir saat ise bilakis elem birak1r. Madem hakikat budur ve madem gec;mi§ musibet saatleri, elemleriyle beraber yok olmu§tur. Gelecek bela gunleri ise henuz yoktur. Yoktan elem yoktur, var olmayan bir §eyden elem gelmez. Mesela, insanm birkac; gun sonra ac; ve susuz kalma ihtimaline kar§I, bugunden surekli ekmek yiyip su ic;mesi ne kadar divaneliktir. Aynen 6yle de, gec;mi§ ve gelecek elemli saatleri -ki halihazirda yokturlar- §imdiden du§unup sabirs1zhk gostermek ve kusurlu nefsini b1rak1p Allah'1 §ikayet eder gibi, "Of, of!" demek divaneliktir. Eger insan sabir kuvvetini saga-sola, yani gec;mi§ ve gelecek zamana dag1tmaz ve ic;inde bulundugu saate, gune kar§I kullamrsa sabn ona tamamen yeter. S1kmtJs1 ondan bire iner. Hatta -§ikayet olmasm- bu uc;uncu Medrese-i Yusufiye'de, 40 birkac; gun ic;inde, 6mrumde hie; g6rmedigim maddi ve manevi s1kmtih, hastahkh musibette, bilhassa Nur'a hizmetten mahrum kalmanm verdigi umitsizlik, kalbi ve ruhi s1kmtilar beni ezdigi S1rada, Cenab-1 Hakk'm inayeti bu bahsedilen hakikati bana gosterdi. Ben de hastahg1mdan ve hapsimden raz1 oldum. "Benim gibi kabir kap1smdaki bir bic;are ic;in, gafletle ge<sebilecek bir saati on saat ibadete <sevirmek buyuk kard1r." diyerek §Ukrettim. U~iincii Nokia: Mahpuslara §efkatle hizmet ve yard1m etmekte, muhtac; olduklan nzk1 ellerine ula§tirmakta ve manevi yaralarma tesellilerle merhem surmekte, az bir amel kar§1hg1 buyuk bir kazanc; 40

hudud 33; Darimi, siyer 16; Milsned 1/159, 5/214, 215, 314, 320. Afyon Hapishanesi.


ON Dr,:uNcu Soz 191

var. Oi§andan gelen yemeklerini onlara vermeleri, o gardiyanm ve gardiyanla beraber ic;eride ve di§anda c;ah§anlann amel defterlerine aynen o yemegi kendileri yap1p hibe etmi§ler gibi sadaka olarak yazil!r.41 Bilhassa musibete ugram1§ o mahpus; ihtiyar, hasta, fakir veya garipse, o manevi sadakanm sevab1 daha da artar. i§te bu kiymetli kazancm §arti, farz namazm1 kilmaktlf ki, o hizmet s1rf Allah ic;in olsun. 0 kazancm bir §art1 da sadakat, §efkat ve sevinc;Ie, minnet altmda b1rakmadan mahpuslann yard1mma ko§maktlf.

*** 42 0~

,

• ,,

:J1':-,~lr, .. , ~ '. 01,lJ

i~ ~L

. ,, ~ 43 ~\; 1J.;i ttS /'~I h.;.// ~<,f;;. ,{.:)\ , · .r.3 , .JJ r~ i

//

~~

Ey hapis arkada§lanm ve din karde§lerim! Size, hem dtinya hem ahiret azabmdan kurtulmaya vesile olacak bir hakikati bildirmek, kalbime ihtar edildi. 0 da §Udur: Mesela bir adam, birinin karde§ini veya akrabasm1 oldtirmti§. Bir dakika intikam lezzetiyle i§lenen cinayet, o katile milyonlarca dakika hem kalbl s1kmti hem de hapis azab1 c;ektirir. Oldtirtilen ki§inin akrabalan da, intikam alacaklan endi§esiyle ve onlan kar§1smda dti§mam olarak dti§tindtigti ic;in o adamm hayatmm lezzetini ve omrtintin zevkini kac;mr. 0 adam hem korku ya§ar hem ofke azab1 c;eker. Bunun tek bir c;aresi var; o da, Kur'an'm emrettigi, 44 hakkm, hakikatin, herkesin faydasmm, insanhgm ve islamiyet'in gerektirdigi ve te§vik ettigi ban§hr. Evet, hakikat ve herkesin faydas1 ban§may1 gerektirir. <;unkti ecel birdir, degi§mez. 45 Oldtirtilen o ki§i her haltikarda, eceli geldiginden, daha fazla ya§amayacakt1. 0 katil ise Allah'm takdirinin gerc;ekle§mesine vas1ta olmu§tur. Eger ban§mazlarsa, iki taraf da daima korku ic;inde ya§ar ve 41 Bir hayra sebep olamn, onu yapan kadar miikafatI olacagma dair Bkz. Muslim, 42 43 44 45

imO:ret 133; Tirmizi, ilim 14; Ebu Davud, edeb 115; Musned 4/120, 5/273. "Hic;bir ~ey yoktur ki Allah'1 hamd ile tenzih etmesin." (isra suresi, 17/44) Allah'm selam1, rahmeti ve bereketi sonsuza kadar siirekli iizerinize olsun. Bkz. Hucurat suresi, 49/10. Bkz. Nahl suresi, 16/61; Miinafikun suresi, 63/11.


192 SOZLER

intikam azab1 c;eker. Onun ic;in islamiyet, "bir muminin bir ba§ka mumine tic; gunden fazla kus kalmamas1m" 46 emrediyor. Eger o cinayet, bir dti§manhktan, kinli bir garazdan dolay1 meydana gelmemi§se ve bir munafik o fitneye sebep olmU§Sa hemen ban§mak §artlir. Yoksa o kuc;uk musibet buyur, devam eder. Eger ban§salar ve olduren tevbe edip olene her vakit dua etse bundan her iki taraf da c;ok kazanc;h c;1kar ve karde§ gibi olurlar. Olmti§ bir karde§e bedel birkac; dindar karde§ kazamrlar. Kaza ve kadere teslim olup dti§manlanm affederler. Bilhassa, madem Risa/e-i Nur dersini dinlemi§ler, hem herkesin faydas1 hem §ahsm ve toplumun huzuru hem de Nur dairesindeki karde§lik elbette aralanndaki butun dargmhklan b1rakmay1 gerektiriyor. Nasil ki Denizli hapsinde birbirine dti§man butun mahpuslar, Nur dersleri sayesinde karde§ oldular ve bizim beraatim1za bir vesile te§kil edip -hatta dinsizlere ve serserilere bile- kendileri hakkmda "Ma§allah, barekallah" dedirttiler. Ve o mahpuslar teneffuslerini tam yaphlar. Oysa ben burada gordum ki, bir tek ki§i yuzunden yuz adam s1kmh c;ekiyor ve beraber teneffuse c;ikm1yorlar. Bu, onlara zulum olur. Mert ve vicdanh bir mumin, kuc;uk ve basit bir hata yuzunden veya menfaat ic;in ba§ka muminlere yuzlerce zarar veremez. Eger hatayla zarar verirse c;abuk tevbe etmek laz1mdir.

46

Bkz. Buhari, edeb 57, 62, isti'zan 9; Muslim, birr 23, 25, 26; Ebu Davud, edeb 47; Tirmizl, birr 21, 24; ibn Mace, mukaddime 7; Miisned 1/176, 2/392, 3/110, 165,

199,209,225,4/20,220,327,328,329,373,416,421,422,5/416,421,422.


ON U<,:DNcD Soz 193

Aziz, yeni karde§lerim ve eski mahpuslar! Benim kesin kanaatim §Udur ki, buraya girmemizin, Cenab-1 Hakk'm inayeti yonunden muhim bir sebebi sizsiniz. Yani Nurlann, iman hakikatleriyle sizi bu hapis musibetinin s1kmtilanndan ve pek <;ok dunyevl zaranndan, bo§u bo§una gam ve huzunle giden hayatm1z1 faydas1zhktan, beyhude ziyan olmaktan ve dunyamz gibi ahiretinizi de aglamaktan kurtanp size tam bir teselli vermesidir. Madem hakikat budur, elbette sizin de, Denizli mahpuslan ve Nur talebeleri gibi birbirinizle karde§ olmamz laz1md1r. G6ruyorsunuz ki, i<;eriye bir b1<;ak girmemesi ve birbirinize sald1rmamamz i<;in d1§andan gelen butun e§Yamz1, yemeginizi, ekmeginizi ve <;orbamz1 kan§tlnyorlar. Size sadakatle hizmet eden gardiyanlar <;ok zahmet <;ekiyor. Hem beraber teneffuse <;1km1yorsunuz. Guya canavar ve vah§i gibi birbirinize sald1racaksm1z. i§te §imdi sizin gibi yaradih§tan kahramanhk daman ta§1yan yeni arkada§lar, bu zamanda buyuk bir manevl kahramanhkla idarecilere §6yle deyiniz: "Elimize degil b1<;ak, mavzer49 ve revolver50 de verilse, hatta sald1rmam1z emredilse, bu bi<;are ve bizim gibi musibete ugramI§ arkada§lanm1za dokunmayacag1z. Eskiden yuz dli§manhg1m1z da olsa, onlara hakk1m1z1 helal edip hat1rlanm k1rmamaya <;ah§acag1m1za, Kur'an'm, imanm, islam karde§liginin emri ve ir§ad1yla, faydam1z geregi karar verdik." Ve bu hapsi mubarek bir dershaneye <;eviriniz.

47

48 49 50

Her tur!U noksan s1fattan uzak Allah'm ad1yla. "Hic;;bir §ey yoktur ki Allah'1 hamd ile tenzih etmesin." (isra suresi, 17/44) Bir cins tufek. Alt1patlar; fi§ek koymaya yarayan bolumu silindir bic;;iminde ve namlu gerisinde olan tek parc;;a tabanca.


Kadir Gecesinde ihtar Edilen Miihim Bir Mesele [On O~iindi Soz'iin ikinci Makam1'nm Zeyli] 51

Kadir Gecesi' nde kalbe gelen pek uzun ve geni§ bir hakikate k1saca i§aret edecegiz. ~oyle ki: Bu son dunya sava§mm <:;ok §iddetli zulum ve bask1s1, merhametsiz tahribatI ve bir dll§man yuzunden yuzlerce masumu peri§an etmesiyle ... Magluplann deh§etli umitsizlikleri ve galiplerin deh§etli tela§I, hakimiyetlerini koruyamamaktan ve buyuk tahribatlanm tamir edememekten gelen deh§etli vicdan azaplanyla ... Dunya hayatmm butun blitun fani, ge<:;ici, medeniyet fantezilerinin ise aldahc1 ve uyutucu oldugunun herkese gorunmesiyle ... insanm yarad1h§mdaki yuksek kabiliyetlerin ve mahiyetinin umumi bir §ekilde, deh§etli yaralanmas1yla ... Gaflet ve dalaletin, sert ve sag1r tabiatm Kur'an'm elmas k1hc1 altmda par<:;alanmas1yla ... Ve gaflet ile dalaletin en bogucu, aldahc1 ve en geni§ perdesi olan dunya siyasetinin pek <:;irkin, pek gaddarca olan ger<:;ek yuzunun g6runmesiyle, elbette, hi<:; §l1phe yok ki: insanhk kuzeyde, bahda, Amerika' da gorulen emarelere binaen, yalanc1 sevgilisi hukml1ndeki dl1nya hayatmm boyle <:;irkin ve ge<:;ici olmasmdan dolay1, yarad1h§1 geregi hakiki olarak sevdigi baki hayah bl1tl1n kuvvetiyle arayacaktir. Ve elbette, hi<:; §l1phe yok ki, insanhk aklm1 butl1n butl1n kaybetmezse, madd! veya manevl bir kiyamet kopmazsa; isve<:;, Norve<:;, Finlandiya ve ingiltere'de Kur'an'1 kabule <:;ah§an me§hur hatipler ve Amerika' da hak dinini arayan <:;ok ml1him topluluklar gibi yeryl1zunun geni§ k1talan ve buyl1k devletleri Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'1 arayacak ve hakikatlerini anlad1ktan soma ona canla ba§la sanlacaklard1r. (11nkl1 Kur' an, bin 11<:; yl1z altmI§ senede, her as1rda 11<:; yl1z elli milyon talebesi bulunan, her hukmune, her davasma hakikat yolundaki milyonlarca insanm tasdik ile imza bashg1, her dakikada milyonlarca haf1zm kalbinde kutsiyetle bulunup lisanlanyla insanhga ders veren, hi<:;bir kitapta benzeri bulunmayan bir tarzda insanhk i<:;in baki hayah ve ebedl saadeti mujdeleyen ve bl1tun insanhgm yaralanm tedavi eden bir kitaphr. 0, kuvvetli ve tekrarlanan binlerce ayetiyle, a<:;1k<:;a ve ima 51

Zeyl: ilave


ON U<;DNcil Soz 195

ile, sarsilmaz, kesin, §tiphe goturmez say1s12 delille baki bir hayab mujdeler ve ebedi saadeti ders verir. Kur'an'm bu hakikatler noktasmda kesinlikle benzeri yoktur ve olamaz. Hii.;bir §ey bu en buyuk mucizenin yerini tutamaz. ikinci olarak: Risale-i Nur, o buyuk mucizenin elinde bir elmas klh<_; hukmunde hizmetini gostermi§ ve en inati.;1 dil§manlanm teslime mecbur etmi§tir. Hem kalbi hem ruhu hem hissiyab tam nurland1racak ve onlara ilai.; olacak bir tarzda Kur' an hazinelerinin ilanc1hgm1 yapan, Kur' an' clan ba§ka kaynag1 ve mercii olmayan ve onun manevi bir mucizesi hukmundeki Risale-i Nur, o vazifeyi yap1yor. Aleyhindeki deh§etli propagandalara ve gayet inati.;1 dinsizlere kar§l tam galip gelmi§ ve dalaletin en sert, kuwetli kalesi olan tabiat1_;1hg1 Tabiat Risalesi'yle parampari.;a etmi§tir. Gafletin en kalm, bogucu, geni§ dairesinde ve ilimlerin en geni§ perdelerinde Asd-yz Musa'daki Meyve'nin Altmc1 Meselesi ve Birinci, ikinci, Oi.;uncu, Sekizinci Delilleriyle gayet parlak bir §ekilde gafleti dag1tlp tevhid nurunu gostermi§tir.


Meyve Risalesi'nden52 Altmc1 Mesele (Risale-i Nur'un pek i;ok yerinde izah1 ve kesin, say1s1z ispat1 bulunan Allah'a iman esasmm binlerce kullf delilinden bir tekine k1saca bir i§arettir.)

Kastamonu' da bir k1s1m lise talebeleri yamma geldiler. "Bize Hahk1m1z1, Yaratic1m1z1 tamt, agretmenlerimiz Allah'tan bahsetmiyor." dediler. Ben de dedim ki: "Sizin okudugunuz ilimlerden her biri, kendine has diliyle surekli Allah'tan bahseder, O'nu tamt1r. Ogretmenleri degil, onlan dinleyiniz. Mesela nasil ki, her kavanozunda harika ve hassas ali;;ulerle almm1§, hayat veren macunlar ve ilai;;lar bulunan mukemmel bir eczane, §liphesiz gayet maharetli, kimyager ve hikmetle i§ garen bir eczac1y1 gasterir. Aynen ayle de, yeryuzu eczanesinde bulunan dart yuz bin <;;e§it bitki ve hayvan kavanozlanndaki canh macunlar ve ilai;;lar, yeryuzunun bu misaldeki eczaneden mukemmelligi ve buyuklugu ali;;usunde, okudugunuz tip ilminin penceresinden, buyuk yeryuzu eczanesinin sahibi olan Hakim-i Zulcelal'i kar gazlere de gasterir, tamt1r. Hem mesela, nasil ki binlerce, <;;e§it <;;e§it kuma§I basit bir maddeden dokuyan harika bir fabrika, §liphesiz, bir fabrikataru ve maharetli bir makinisti gasterir. Aynen ayle de, Cenab-1 Hakk'm yeryuzu denilen yuz binlerce ba§h, her ba§mda yuz binlerce mukemmel fabrika bulunan bu seyyar makinesi, §U misaldeki fabrikadan ne derece buyuk ve mukemmelse, okudugunuz teknik ilimler de kendi al<;;uleriyle §U yeryuzunun Ustasm1 ve Sahibini o derecede bildirir, tamtir. Hem mesela, nas1l ki, ic;inde gayet mukemmel bin bir c;e§it erzakm muntazaman istif edilip haz1rland1g1 bir depo, g1da amban ve dukkan, fevkalade sahibini ve memurunu §liphesiz bildirir. Aynen ayle de, her sene yirmi dart bin senelik bir dairede muntazaman seyahat eden ve ayn ayn erzak isteyen yuz binlerce varhk turunu ic;inde bannd1ran, seyahatiyle mevsimlere ugray1p bahan buyuk bir vagon gibi binlerce ayn ayn yemi§le doldurarak kt§m erzak1 52

Meyve Risalesi, On Birinci ;iua'd1r.


ON Ur,:DNcu Soz 197

tukenen bic;are canhlara getiren, yeryuzu denilen bu Rahmani gida amban, Cenab-1 Hakk'm gemisi, bin bir c;e§it malzemeyi, mah ve konserve paketini ta§tyan bu depo ve Rabbani dukkan temsildeki ambardan ne derece buyuk ve mukemmelse, okudugunuz ve okuyacagm1z gida ilimleri de kendi pencerelerinden yeryuzu deposunun Sahibini, Mutasarnfm1 ve idarecisini o kesinlikte ve o derecede bildirir, tamhr, sevdirir. Hem nasrl ki, ic;inde dart yuz bin millet bulunan ve her birinin istedigi erzak, kulland1g1 silah, giydigi elbise, talimi ve terhisi farkh olan bir ordunun mucize sahibi kumandam, butun o milletlerin ayn ayn erzakm1, c;e§it c;e§it silahlanrn, elbiselerini ve tec;hizatm1, hic;birini unutmadan ve §a§trmadan tek ba§ma verirse, o hayret verici ordu ve kt§la, §liphesiz, ac;1kc;a o harika kumandam gosterir, takdirle sevdirir. Aynen ayle de, yeryuzu kt§lasmda ve Cenab-1 Hakk'm her bahar yeniden silah altma alman yeni bir ordusunda, bitki ve hayvan milletlerinden dart yuz bin turun farkh elbise, erzak, silah, talim ve terhisleri gayet mukemmel ve muntazam bir §ekilde, hic;biri unutulmadan, §a§tnlmadan bir tek buyuk kumandan tarafmdan verilir. i§te yeryuzunun bahar ki§las1, §U temsildeki ordudan ve kt§ladan ne derece buyuk ve mukemmelse sizin okuyacagm1z asker! ilimler de kendi penceresinden, dikkatli ve akh ba§mda olanlara yeryuzunun Hakim'ini, Rabbini, her §eyin idaresini goren Mudebbir'ini ve her turlu kusurdan, noksandan uzak Kumandan'm1 hayretler ve takdislerle bildirir, hamd ve tesbihle sevdirir. Mesela, harika bir §ehirde milyonlarca elektrik lambas1 hareket ederek her yeri gezer. Nasti ki, t§1g1 tukenmeyen bu tarzdaki elektrik lambalan ve fabrikas1, §liphesiz, ac;1kc;a elektrigi idare eden, seyyar lambalan yapan, fabrikay1 kuran ve yanacak maddeleri getiren mucize sahibi bir ustay1 ve fevkalade kudretli bir elektrikc;iyi hayret ve tebriklerle tamtir, ya§asmlar ile sevdirir. Aynen ayle de, bu alem §ehrinde, dunya saraymm c;attsmdaki y1ld1z lambalannm bir k1sm1 -astronominin dedigine bak1hrsa- yerkureden bin kat buyuk oldugu ve top gullesinden yetmi§ kat suratli hareket ettigi halde duzeni bozmuyor, birbirine c;arpm1yor ve sanmuyor, yanmalanm saglayan maddeleri tukenmiyor. Okudugunuz astronominin


198 SozLER

dedigine g6re, di.inyadan bir milyon kattan daha bi.iyi.ik olan, bir milyon seneden daha uzun ya§ayan ve Rahman'm §U misafirhanesine bir lamba ve soba vazifesi gbren gune§imizin yanmaya devam etmesi ic:;in, her gun yeryi.izi.iniln denizleri kadar gazyag1 ve daglan kadar komi.ir veya bin yeryi.izi.i kadar odun y1gm1 laz1md1r. Onu ve onun gibi bi.iyi.ik yild1zlan gazyag1, odun ve komi.ir olmadan yakan ve sondurmeyen, beraberce si.iratle hareket ettiren, birbirine c:;arphrmayan sonsuz bir kudreti ve saltanatI I§Ik parmaklanyla gosteren bu muhte§em kainat §ehrindeki dunya saraymm elektrik lambalan ve onlann idaresi §U misaldekinden ne derece buyuk ve mukemmeldir. .. i§te sizin okudugunuz veya okuyacagm1z elektrikle ilgili ilimler de kendi pencerelerinden, bu bi.iyi.ik kainat sergisinin Sultan\ nurlandiran Munevvir'i, idarecisi Mi.idebbir'i ve Sani'i olan Zat'1 o nuranl y1ld1zlan §ahit gostererek o derecede tamtir, tesbih ve takdislerle sevdirir ve herkesi O'na ibadet ettirir. Hem mesela, nasil ki, her satmnda ince yaz1lm1§ bir kitap ya da her kelimesinde ince kalemle i§lenmi§ bir Kur' an suresi bulunan gayet manidar, butun meseleleri birbirini destekleyen, katibini ve muellifini fevkalade maharetli, kudretli gosteren hayret verici bir kitap, §i.iphesiz, gundi.iz gibi, yazanm mukemmel vas1flanyla, hunerleriyle bildirir, tamtir. "Ma§allah, barekallah" sozleriyle takdir ettirir. Aynen oyle de, bu buyuk kainat kitabmm bir tek sayfas1 olan yeryuzi.inde ve bir tek formas1 olan baharda, il<:; yilz bin ayn ayn kitap hukmundeki uc:; yuz bin bitki ve hayvan turunu beraberce, birbiri ic:;inde, yanh§SIZ, hatas1z, birbirine kan§tirmadan, §a§Irmadan, mi.ikemmel, muntazam bir §ekilde yazan bir kalemin i§ledigini gozumuzle goruyoruz. 0 kalem, bazen agac:; gibi bir kelimede bir kasideyi, c:;ekirdek gibi bir noktada bir kitabm butun fihristini yazar. Bu sonsuz derecede manidar ve her kelimesinde c:;ok hikmet bulunan kainat kitab1 ve cisme bi.iri.inmi.i§ en buyuk Kur'an hi.ikmundeki alem, §U misaldeki kitaptan ne kadar buyuk, mukemmel ve manidar ise, sizin okudugunuz, varhgm hikmetini ara§tiran ilimler ve okulda bilfiil me§gul oldugunuz kiraat ve kitabet53 de kendi geni§ o!c:;uleri ve di.irbi.in gozleriyle bu kainat kitabmm Nakka§ml, Katibini sonsuz kemal vas1flanyla tamtir, 53

Kuaat ve kitabet: Duzgun, usuh:.ine uygun okuma ve yazma.


ON U<;:iiNcii Soz 199

"Allahil Ekber" cilmlesiyle bildirir, "Subhanallah" takdisiyle tarif eder, "Elhamdillillah" §ilkilr ve ovgilleriyle sevdirir. i§te bunlar gibi yilzlerce ilimden her biri, geni§ ol<;illeri, hususi aynalan, durbiln gibi gozleri ve ibretli baki§lanyla bu kainatm Hahk-1 Zillcelal'ini isimleriyle bildirir, O'nun s1fatlanm ve kemalahm tamhr. i§te Cenab-1 Hakk'm birligine muhte§em ve parlak bir deli! olan bu i§areti ders vermek i<;in Kur'an-1 Mucizil'l Beyan, <;ok tekrarla, en <;ok 54 '. ·\11, d 'u...!ll ~L ayetleriyle Hahk1m121 • ·~1' da 55 ~.) .J d, .J'u...!ll .!/ . .) r_/'.) .J , .J ,_,,...... bize tamhyor." 0 talebe gen<;ler bu hakikatleri tamamen kabul ve tasdik ederek, "Sonsuz §ilkilrler olsun Rabbimize ki, hakikatin ta kendisi olan mukaddes birders ald1k. Allah senden raz1 olsun." dediler. Ben de dedim ki: "insan binlerce elemle ilzillen, binlerce lezzeti tadan canh bir makine, son derece acziyle beraber say1s12 maddi-manevi dil§mam ve smirs12 faknyla beraber gorilnen-gorilnmeyen hadsiz ihtiya<;lan bulunan, silrekli yokluk ve aynhk tokatlanm yiyen zavalh bir varhktir. Hal boyleyken, birden biltiln dil§manlanna kar§l bir dayanak noktas1 ve biltiln ihtiya<;larma cevap verecek bir yard1m kaynag1 bularak, herkes mensup oldugu efendisinin §erefiyle, makam1yla iftihar ettigi gibi, o da sonsuz Kadir ve Rahim bir Padi§ah'a iman ile baglansa, kullukla O'nun hizmetine girse ve ecelin idam fermamm kendisi hakkmda terhis tezkeresine <;evirse ne kadar memnun ve minnettar olur, milte§ekkir bir §ekilde bununla ovilnebilir, k1yaslaym1z." 0 mektepli gen<;lere soyledigim gibi musibete ugramt§ mahpuslara da tekrar derim ki: O'nu tamyan ve O'na itaat eden, zindanda da olsa bahtiyard1r. O'nu unutan, saraylarda da olsa zindandadir, bedbahtt1r. 54

55

"Gokleri ve yeri yaratan ... " (En'am sO.resi, 6/1, 73; A'raf sO.resi, 7/54; Tevbe suresi, 9/36; Yunus suresi, 10/3; Hud suresi, 11/7; ibrahim suresi, 14/19, 32; Nahl sO.resi, 16/3; isra sO.resi, 17/99; Furkan sO.resi, 25/59; Nern! sO.resi, 27/60; AnkebO.t sO.resi, 29/61; Lokman sO.resi, 31/22; Secde sO.resi, 32/4; Yasin sO.resi, 36/81; Zilmer suresi, 39/5, 38; Zuhruf sO.resi, 43/9; Ahkaf sO.resi, 46/33; Hadid sO.resi, 57/4; Tegabiln sO.resi, 64/3) "Goklerin ve yerin Rabbi" (Ra'd sO.resi, 13/16; isra sO.resi, 17/102; Kehf sO.resi, 18/14; Meryem sO.resi, 19/65; Enbiya sO.resi, 21/56; ~uara sO.resi, 26/24; Saffat sO.resi, 37/5; Sad sO.resi, 38/66; Zuhruf sO.resi, 43/82; Duhan sO.resi, 44/7; Nebe sO.resi, 78/37)


200 SiiZLER

Hatta bahtiyar bir mazlum idam edilirken bedbaht zalimlere ยงbyle der: "Ben yok olmuyorum, terhis edilerek saadet diyarma gidiyorum. Fakat sizi de ebedl bir idam ile mahkum gbrdugumden sizden intikam1m1 tam altyorum." ve 56~\ ~l :J1 '1 diyerek ruhunu sevirn;le teslim eder.

57~\ f:!jl -:j ~l ~ ~ ~l ci ~'id~

56 57

"Allah'tan baยงka ilah yoktur." (Saffat suresi, 37/35; Muhammed suresi, 47/19) "(Melekler:) 'Subhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden baยงka ne bilebiliriz ki? Her ยงeyi hakk1yla bilen, her ยงeyi hikmetle yapan Sensin.' dediler.'' (Bakara suresi, 2/32)


HUVE58 NUKTESi 590~ ~

0

~ ~

,_

60~1~

-

"'

~

\.:isl ·

)I

~\

~

~ -~ ~

,,..

..

~ts'/'

J.

....ul

..r..J -

'.

01'~ ii.>...:..::. .........;.L~ •

,J.

)I

.....

I, /

/

~" !<~le ~~1

.J.J

r::-- i

<.;:ok aziz ve s1dd1k karde§lerim, 61 _,;. ~1 ~1'1ve 62 .ld ~\ _,;. j beyanlanndaki _,;. [Hiive] kelimesinde, hayali ve' fikri bir seyahatte hava sayfasmm yalrnz maddi y6nden miitalaas1yla aniden g6riinen zarif bir tevhid niiktesinde, iman yolunun sonsuz derecede, viic0.b 63 mertebesinde kolayhgm1; §irk ve dalalet yolunda ise say1s1z zorluk ve binlerce imkansizhk bulundugunu gordiim. 0 geni§ ve uzun niikteyi gayet k1sa bir i§aretle beyan edecegim. Evet, nasil ki, yiizlerce <;;i<;;ege nobetle saks1hk eden bir avu<;; topragm yarabh§I tabiata, sebeplere verilirse, ya o toprakta kii<;;iik 6l<;;ekte yiizlerce, belki <;;i<;;ekler say1smca manevi makineler, fabrikalar bulunmas1 ya da bir par<;;a topraktaki her zerrenin biitiin o <;;i<;;ekleri ayn ayn hususiyetleriyle, canh donarnmlanyla yapmay1 bilmesi, hepsinin adeta birer ilah gibi sonsuz ilim ve kudret sahibi olmas1 gerekir. Aynen 6yle de: Emir ve iradenin bir makam1 olan havada, riizgarm her zerresinde ve bir nefes, bir brnak kadar olan _,;. kelimesindeki hava zerrelerinde, kii<;;iik 6l<;;ekte diinyadaki biitiin telefonlann, telgraflann, 58 59

60 61

62 63

Hiive: 0, Allah. "Hi<;bir §ey yoktur ki Allah'1 hamd ile tenzih etmesin." (isra suresi, 17/44) Allah'm selam1, rahmeti ve bereketi sonsuza kadar siirekli iizerinize olsun. "Allah, o hak Mabud'dur ki, kendisinden ba:ika ilah yoktur." (Bakara suresi, 2/163, 255; Al-i imran suresi, 3/2, 6, 18; Nisa suresi, 4/87; En'am suresi, 6/102, 106; A'raf suresi, 7/158; Tevbe suresi, 9/31, 129; HU.cl suresi, 11/14; Ra'd suresi, 13/30; Taha suresi, 20/8, 98; Mii'minun suresi, 23/116; Nern! suresi, 27/26; Kasas suresi, 28/70, 88; Fatir suresi, 35/3; Ziimer suresi, 39/6; Mii'min suresi, 40/3, 62, 65; Duhan suresi, 44/8; Ha§ir suresi, 59/22, 23; Tegabiin suresi, 64/13; Miizzemmil suresi, 73/9) "De ki: O, Allah'tir, Tektir." (ihlas suresi, 112/1) Vacip, zorunlu, varhg1 kendinden alma.


202 SOZLER

radyolann ve hadsiz, muhtelif konu§malann merkezi, santrali, ahizesi ve vericisi bulunmas1 ve o say1s1z i§i beraber ve bir anda yapabilmeleri laz1md1r. Veyahut o ~ kelimesindeki havanm, hatta hava unsurunun her bir zerresinin, bi.iti.in telefoncular, ayn ayn bi.iti.in telgrafc:;tlar ve radyo vas1tas1yla konu§anlar kadar manevi §ahsiyetleri ve kabiliyetleri bulunmas1, her zerrenin onlann dilini bilmesi ve aym zamanda ba§ka zerrelere de bildirmesi, yaymas1 gerekir. Ci.inku bilfiil bu vaziyet klsmen gori.ini.iyor ve havanm bi.iti.in zerrelerinde o kabiliyet var. i§te kafirlerin, tabiatc:;1lann ve maddecilerin yolunda sadece bir imkans1zhk degil, havadaki zerreler adedince imkans1zhk ve zorluk oldugu ac:;1kc:;a gori.ili.iyor. Eger Sani-i Zi.ilcelal'e verilirse hava, bi.iti.in zerreleriyle onun itaatkar bir askeri olur. Bi.iti.in zerrelerin say1s1z ki.illi vazifesi, bir tek zerrenin bir tek di.izenli vazifesi kadar kolayca, Hahk'm izni ve kuvvetiyle, O'na baglamp dayanarak ve O'nun kudret tecellisiyle bir anda, §im§ek si.iratinde, ~ kelimesinin telaffuzu ve havadaki dalgalanmas1 kadar kolay bir §ekilde yerine getirilir. 0 zaman hava, kudret kaleminin say1s1z, harika ve muntazam yaztlanna bir sayfa olur. Zerreleri o kalemin uc:;lan; zerrelerin vazifeleri de kader kaleminin noktalan haline gelir. Bir tek zerrenin hareketi derecesinde kolay c:;ah§tr. i§te ben ~ ~~~~':Ive J.>.1 ~I~ j ifadelerindeki fikri seyahatimde hava alemini seyredip 0 unsurun sayfalanm di.i§i.ini.irken, bu ozetlenen hakikate ac:;1kc:;a, etrafhca, aynelyakin §ahit oldum. ~ kelimesinde, havasmda boyle parlak bir deli! ve Cenab-1 Hakk'm her §eyde gori.inen birliginin panltts1 bulundugu gibi, manasmda ve i§aretinde de gayet nurani bir ehadiyet tecellisi, c:;ok kuvvetli bir tevhid delili g6rdi.im. Ve ~ zamirinin mutlak ve orti.ili.i bir §ekilde hangi Zat' a bakttgmm bir i§areti o delilde bulundugu ic:;in, hem Kur'an-1 Mucizi.i'l Beyan'm hem de zikir ehlinin tevhid makammda bu kutsi kelimeyi neden c:;ok tekrar ettiklerini ilmelyakin anlad1m. Evet, mesela i.izerinde bir nokta bulunan beyaz kag1da iki-i.ic:; nokta daha konulsa hepsi birbirine kan§lr. Bir adam, birc:;ok farkh vazifeyi aym anda yaparsa §a§mr. Ki.ic:;i.ik bir canhya fazla yi.ik yi.iklenirse altmda ezilir. Birc:;ok kelimenin ag1zdan beraber c:;1kmas1 ve kulaga aym anda girmesi intizam1 bozup kan§tmr. Hal boyleyken, aynelyakin g6rdi.im


ON U<;iiNcii Soz 203

ki, Y, anahtan ve pusulas1yla fikren seyahat ettigim hava unsurunun her bir parc;asmm, hatta her bir zerresinin ic;ine binlerce farkh nokta, harf, kelime konuldugu veya konulabilecegi halde, hic;:biri kan§maz ve intizam1 bozmaz. Ayn ayn pek c;:ok vazife hie;: §a§madan yap1hr. Bir hava zerresi, pek c;:ok agir yuk yuklendigi halde hie; zaaf gostermeden, geri kalmadan hepsini duzenli bir §ekilde ta§Ir. Hem ayn ayn tarzda, manada binlerce farkh kelime birbirine kan§madan, kusursuz bir intizamla o kuc;ucuk kulaklara girer ve incecik dillerden c;1kar. Her zerre, her parc;ac1k bu hayret verici vazifeleri gormekle beraber cezbeli bir ha! diliyle, zikredilen hakikatin §ahitligi ve lisamyla Y, ~~ .J~ '1 ve l,d ~I Y, j deyip tam bir serbestlik ic;inde gezer. F1rtma, §im§ek ve gok gurultusu gibi havay1 c;arp1§tinc1 hadiseler Sirasmda hic;biri intizamm1 ve vazifesini bozmaz, §a§Irmaz ve bir i§ digerine mani olmaz. Ben bunu aynelyakin g6rdum. Demek, havamn her bir zerresinde sonsuz bir hikmet, ilim, irade, kuvvet, kudret ve butun zerrelere hukmeden bir hususiyet bulunmas1 laz1mdir ki, bu i§lere vesile olabilsin. Oysa bu ihtimal, zerreler say1smca imkans1z ve batild1r. ~eytanlar bile bunu ak1llanna getiremez. Oyleyse bu hava sayfas1, hakkalyakin, 64 aynelyakin, ilmelyakin derecesinde ac;1kc;a, Zat-1 Zulcelal'in sonsuz ilim ve hikmetiyle c;ah§tird1g1 kudret ve kader kaleminin surekli degi§en sayfas1d1r. Levh-i Mahfuz'un §U degi§ip duran alemde ve icraatlarmda "levh-i mahv-isbat" 65 admdaki yaz-boz tahtas1 hukmundedir. i§te hava unsuru, yalmz seslerin nakli vazifesinde, Allah'm birliginin zikredilen tecellisini ve hayret verici §eyleri gosterir, dalaletin ne kadar ak1l dI§I oldugunu ortaya koyar. Bunun gibi, havay1 meydana getiren unsurlarm muhim vazifelerinden biri de, elektrik, c;ekme-itme kuvveti, I§Ik gibi ba§ka §eylerin naklinde §a§Irmadan, muntazaman, seslerin naklindeki vazifeyi gbrmesidir. Aym zamanda, butun bitki ve hayvanlara hava ve a§ilama gibi hayat ic;in luzumlu §eyleri de tam bir intizamla yeti§tirir. ilahi emir ve iradenin bir makam1 oldugunu kesinlikle ispat eder; serseri tesadufUn, kor kuvvetin, sagir 64

65

Hakkalyakin: Marifet mertebesinin en yi.iksegi. Hakikati bizzat ya§ayarak g6rme hali. E§ya ve hadiselerin yaz1hp silindigi zaman levhasi.


204 SozLER

tabiatm, kanยงIk, hedefsiz sebeplerin ve aciz, cans1z, cahil maddelerin bu hava sayfasmm yaz1lmasma, intizamma ve vazifelerine kanยงmasma hic;bir ยงekilde ihtimal ve imkan bulunmad1gm1 aynelyakln gosterir. Ben buna kesin kanaat getirdim. Her bir zerrenin ve her bir ~\ ~ j dedigini bildim. Bu~ parc;anm ha! diliyle ~ ~~ ~~ '1 ve anahtan ile havanm maddl yonden bu hayret verici hususiyetlerini gordiigiim gibi, hava unsuru da bir ~ hiikmiine gec;erek misal 66 ve mana alemine bir anahtar oldu. (Gerisi ยงimdilik yazdznlmad1. Herkese binlerce selam.)

J;..t

66

Misal alemi: Maddi alem ile ruhlar alemi arasmdaki gec;:iยง yeri.


Kur'an-1 Hakfm'in ve onun hakiki tefsircisi olan hadislerin bir k1s1m yuksek ve u/vf hakikatlerine fzkmak ifin, teslimiyeti ve itaati noksan kalblere yardzm edecek basamaklar hukmunde, o hakikatlerin bazz misallerine i§aret edecegiz. Bu Soz'un "hatime"sinde2 bir ibret dersi ve Cenab-1 Hakk'zn inayetinin bir szrrz ifade edilecek. 0 hakikatlerden ha§ir ve kzyametin misalleri, Onuncu Soz'de, bilhassa Dokuzuncu Hakikat'inde zikredildigi ifin tekrara lazum yoktur. Yalmz diger hakikatlerden ornek olarak be§ "mesele"yi soyleyecegiz. [BE~

/

/.

MESELE]

BiRiNCiSi

Mesela: 3 r,~i ~ ~;;, _:,\rlj s-iljLl...:ll J.Ll. "Gokleri ve yerleri alh gunde yaratt1" mealindeki ayet, belki bin veya elli bin sene gibi uzun bir zamandan ibaret olan Kur' an gunlerine gore dunyanm omrunun alh gun surecegine i§aret eder. Bu ayetin yuce hakikati hakkmda bir ka"Elif, Ll.m, Ra. Bu oyle bir Kitapt1r ki, ayetleri en kesin delillerle desteklenmi§, sonra da guzelce ai;1klanm1§, tam hukum ve hikmet sahibi, her §eyden haberdar olan Hakim ve Habir tarafmdan gonderilmi§tir." (HO.cl sO.resi, 11/1) Hatime: Sonsoz. "Rabbiniz o Allah'tir ki, gokleri ve yeri alt! gunde yaratti." (A'raf sO.resi, 7/54; YU.nus suresi, 10/3; HO.d sO.resi, 11/3; Hadid suresi, 57/4)


206 StiZLER

naat vermek ic;in, birer gun hukmi.indeki her bir astrda, her bir senede, her bir gi.inde Fattr-1 Zi.ilcelal'in yaratt1g1 ak1p giden alemleri, seyyar kainatlan, ge<;ici dunyalan gozlere gosteriyoruz. Evet, hpk1 insanlar gibi, di.inyalar da birer misafirdir. Alem, her mevsim Zat-1 Zi.ilcelal'in emriyle dolar, bo§ahr.

iKiNcisi

gibi ayetlerin ifade ettigi, "Her §ey, her haliyle, var olmadan once, var olduktan sonra ve yokluga gitmesinin ardmdan, yaz1hdir, yaz1hr ve yaz1hyor." manasmdaki yuce hakikat hakkmda bir kanaat vermek ic;in Nakka§-1 Zi.ilcelal'in, yeryi.izi.i sayfasmda her mevsim, bilhassa her baharda degi§tirdigi say1s1z muntazam varhgm fihristini, hayat programm1, hareket kanunlanm onlann c;ekirdeklerinde, tohumlarmda, koklerinde manev! bir surette saklad1gm1. .. Onlar yok olduktan sonra meyvelerinde, basit tohumcuklannda kader kalemiyle, manev! bir tarzda aynen yazd1gm1. .. Hatta her gec;ici baharda, ya§-kuru ne varsa hepsini, smirh zerrecikler ve kemikler hi.ikmundeki tohumlarda, kuru odunlarda tam bir intizam ile muhafaza ettigini, goren gozlere gosteriyoruz. Adeta her bir bahar, bir tek c;ic;ek gibi, gayet muntazam ve olc;ulu olarak, yeryi.izi.ine Cerni! ve Celi! bir Zat'm eliyle tak1hp kopanhyor, konulup kaldmhyor. Hakikat boyleyken, kader kaleminin sayfas1 olan Levh-i Mahfuz'un yalmzca bir tecellisi, Cenab-1 Hakk'm sanatmm fihristi hukmundeki, gafillerin tabiat dedikleri bu yarahh§ kitabm1, bu sanat nak§1m, ba§kasmm filli olan bu hikmet plamm, tesir sahibi tabiat "Has1lt, ya§ ve kuru hii;bir §ey yoktur ki, apa<;ik bir kitapta bulunmasm." (En' am suresi, 6/59) "Velhas1l her §eyi apac;1k bir Kitap'ta say1p doken Biziz." (Yasin st'.iresi, 36/12) "O (gayblan bilen) oyle bir zattir ki, O'nun ilminden goklerde ve yerde zerre miktan bir §ey bile kac;amaz. Zerreden daha kuc;uk ve daha buyuk hii;bir §ey yoktur ki, her §eyi ac;1klayan Kitapta (Levh-i Mahft'.iz'da) bulunmasm." (Sebe st'.iresi, 34/3)


ON DoRDDNcD Soz 207

diyerek bir kaynak ve fail kabul etmek insanm en tuhaf aldam§lanndand1r. 7 ~fa1 ~ ~1 Hakikat nerede, gafillerin anlayi§lan nerede!

ifal

O<;ONcOsO Mesela, sadece hakikati haber veren, dogru sozlu Peygamberimiz (aleyhissalatil vesselam), ar§I ta§Iyan, yerlerin ve goklerin vazifeli meleklerini ve ba§ka baz1 melekleri, kirk bin ba§h, her bir ba§lannda kirk bin dil bulunan ve her bir dilleriyle kirk bin tarzda tesbihat yapan8 varhklar olarak tasvir ediyor; kulluklannm kusursuzlugunu, ku§atic1hgm1 ve enginligini bildiriyor. Bu hakikate ula§mak i<;in §Una dikkat et: Zat-1 Zulcelal, /

9~

~"

y.

.

~

'.,,

''11'

if .J ,__r' j 10 :

, - ,,

~ /

11

.J

~

(i. ~JI

/

y.

..Sl'u...:ll :l..l,, ,_

e-'

.J

Jw1 t, ~ , C1 •• /

~.e /

JW1' · \/1, ul'u...:JI 1..5'"'"' \;:. ~Ll\11 0,' ,·~ .Jc....r'j .J ,.J f c1~ 0

gibi ayetlerle, en buyuk ve kulli varhgm dahi kendi enginligine ve buyuklugune uygun bir tarzda tesbihat yaptig1m gosteriyor ve oyle de gorunuyor. Evet, Allah'1 tesbih eden §U gok denizinin tesbih kelimeleri gune§, ay ve yild1zlar oldugu gibi; O'nu tesbih ve O'na hamd eden o denizdeki §U dunya gemisinin de hamd kelimeleri hayvanlar, bitkiler ve aga<;lard1r. Demek, her bir agacm, her bir yild1zm ki.i<;i.ik birer tesbihati bulundugu gibi, yeryuzunun ve yeryuzundeki her bir k1tanm, her bir dagm, derenin, karalarm, denizlerin ve goklerin her bir katmm, her bir burcunun da kulli birer tesbihi vard1r. Elbette, binlerce ba§I olan §U yeryuzunun, her ba§mda yuz binlerce di! bulunan ve her dilinde yuz "Yer nerde, Sureyya nerde!"

Bkz. et-Ta.berl, Cdmi'u'/-Beyan 15/156; Ebu'§-~eyh, e/-Azame 2/547, 740, 742, 747, 3/868; ibn Kesir, Tefsfru'l-Kur'an 3/62; ibn Hacer, Fethu'l-Bari 8/402; elMunavi, Feyzu'/-Kadfr 2/82. Ar§t ta§tmakla vazifeli meleklerin tesbihleriyle ilgili aynca Bkz. Muslim, seldm 124; Tirmiz!, tefsiru sure (34) 3; Musned 1/218.

10

11

"Yedi kat gok, dunya ve onlarm i<:;inde olan herkes Allah't takdis ve tenzih eder." (isra suresi, 17/44) "Biz (sabah ak§am) kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri i<:;in daglan Davud'un hizmetine boyun egdirmi§tik." (Sad suresi, 38/18) "Biz emaneti goklere, yere, daglara teklif ettik." (Ahzab suresi, 33/72)


208 SozLER

bin ti.i.rli.i. tesbihat c:;ic:;eklerini, hamd meyvelerini misal aleminde 12 terci.i.manhk edip gosterecek, ruhlar aleminde temsil ve ilan edecek, ona gore vazifeli bir melegi vard1r. Evet, c:;ok say1da varhk bir cemaat meydana getirse, bir §ahs-1 manevileri olur. Eger o topluluk birle§ip kayna§sa, onu temsil edecek bir §ahs-1 manevisi, bir nevi ruhu ve tesbih vazifesini g6ren vazifeli bir melegi bulunacakt1r. i§te, misal olarak bu Baria agzmm, §U dag dilinin muazzam bir kelimesi olan, odam1zm oni.i.ndeki c:;mar agacma bak: Bu agacm §U uc:; bi.i.yi.i.k dalmm her birinde kac:; yuz claim dilleri var, g6r! Her dilde kac; yuz 6lc:;uh1 ve muntazam meyve kelimesi ve her meyvede kac:; yuz kanath, olc:;Ulu tohumcuk harfi olduguna dikkat et! Hepsinin 13 0~ emrinin sahibi Sani-i Zulcelal'i ne kadar belig bir §ekilde ovduklerini, guzel, ac:;1k ve di.i.zgun bir dille tesbih ettiklerini i§itiyor, g6ruyorsun. Aynen bunun gibi, vazifeli melegi de mana aleminde ona gore c:;e§itli dillerle §U agacm tesbihatim temsil eder. Hikmetin geregi budur.

:>

DORDUNCUSU Mesela,

15

/_,\1 -~k 01 ~L:JI

-r~--

16 ...li

'.'-'

,,1 t.:''

y.}

,\1 l<. '. .d1 ...:'...i'~i ~ ':, f j>"-'3

, •.JY ~ ~ , • • . /

/

17

8--2i: ,". , ~

/

/

~,l.'.i..L~L5 j

/

-

,, . .d1,C}Y.} ~l\'&Lll ,,,; / (_.T'-'

~Y. ,_;,, /. '.'-

gibi ayetlerin ifade ettigi yuce hakikate bak! Kadir-i Mutlak e§yay1 o 12 13

14

15

16

17

Maddi alem ile ruhlar alemi arasmda ge<:;i§ alemi. "(0, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' der, o da oluverir." (Bakara stiresi, 2/117; N-i imran st'.lresi, 3/47, 59; En'am st'.lresi, 6/73; Nahl st'.lresi, 16/40; Meryem st'.lresi, 19/35; Yasin suresi, 36/82; Mu'min st'.lresi, 40/68) "Bir §eyi dilediginde O'nun buyrugu sadece '01!' demektir, hemen oluverir. .. " (Yasin suresi, 36/82) "Kiyametin kopmas1 ise, ba§ka degil, ancak goz a<:;1p kapama (yahut daha da kisa) bir anda olup biter." (Nahl st'.lresi, 16/77) "Biz insana §ahdamanndan daha yakm1z." (Kaf st'.lresi, 50/16) "Melekler ve Ruh, O'nun ar§ma, miktan elli bin sene olan bir gunde yukselirler." (Mearic st'.lresi, 70/4)


ON DORDi.iNci.i Soz 209

derece kolay, suratle, vas1tas1z ve dogrudan yarahr ki, her §eyi yalmz bir emirle var etmi§ gibi gorunur, oyle anla§thr. Hem o s1mrs1z kudret sahibi Sani, sanatla yarathg1 varhklara son derece yakm oldugu halde, onlar Yarahc1larmdan sonsuz derecede uzakhr. Yine o Zat nihayetsiz buyukluguyle beraber, gayet kuc;uk ve basit i§leri dahi ihmal etmeden duzenler ve benzersiz sanatmm dt§mda birakmaz. Kainatta g6rulen mutlak kolayhk ic;indeki mukemmel duzen, i§te bu Kur'an hakikatinin varhgma §ahitlik ettigi gibi, §U temsil de onun hikmet s1rnm gosteriyor: Mesela, 18 ~\11 J.<l1 ~j Sani-i Zulcelal'in guzel isimlerinden Nur isminin kesif bir aynas1 hukmundeki gune§in, O'nun emri ve itaat ettirmesiyle gordugu vazifeler, §U hakikati anlamay1 kolayla§hnr. ~oyle ki: Gune§ yuksekligiyle beraber butun §effaf ve parlak §eylere son derece yakm, hatta onlara kendilerinden daha yakm oldugu, tecellisiyle, 1§1g1yla ve tasarrufa benzer pek c;ok s1fattyla onlara tesir ettigi halde, o §effaf §eyler gune§ten binlerce sene uzaktir. Hic;bir §ekilde ona tesir edemez, yakmhk iddiasmda bulunamazlar. Hem gune§, her bir §effaf zerreye tesir eder. Hatta t§1g1 nereye ula§m1§sa orada hazir ve nazir gibidir; bu, o zerrenin kabiliyetine ve rengine g6re gune§in aksinin ve bir <;e§it suretinin g6runmesiyle anla§thr. Hem gune§in ula§hg1 ve nufuz ettigi daire, parlakhgmm kuvveti 61c;usunde geni§ler. Muazzam parlakhgmdandir ki, en ufak §eyler bile ondan gizlenip kac;amaz. Demek, onun her §eyi ku§atan buyuklugu, nuraniyet sirr1yla, basit ve ufak §eyleri de dt§anda b1rakmaz; bilakis, dairesine ahr. Hem farz-1 muhal, gune§in tecellilerinin ve vazifesinin kendi iradesiyle oldugunu kabul etsek, o derece kolayhk, surat ve enginlik ic;inde, zerreden, damladan ve denizin yuzunden gezegenlere kadar Allah'm izniyle oyle i§ler g6rur ki, onun §U geni§ icraah ancak has bir emirle yaphg1 dli§linulebilir. Zerre ile gezegen, o Zat'm emri kar§tsmda e§ittir. Gune§, denizin yuzune verdigi t§1g1 ve bereketi, kabiliyetine gore zerreye de kusursuz bir intizamla verir. i§te, gok denizinin yuzunde parlak bir kabarc1k ve Kadir-i Mutlak'm Nur isminin cilvesine kesif bir aynac1k olan gune§in, a9kc;a, §U hakikatin uc; esasmm misallerini gosterdigini goruyoruz. Elbette, gune§in I§tg1 ve s1cakhg1, kendi ilmi ve kudreti yanmda toprak gibi kesif 18

"En yuce s1fatlar Allah'md1r." (Nahl suresi, 16/60)


210 SOZLER

kalan, "Nuru'n-nur, Munewiru'n-nur, Mukaddiru'n-nur" 19 olan Zat-1 Zulcelal, ilim ve kudretiyle her §eye sonsuz yakmhktadir, her yerde hazir ve nazirdir; varhklar ise O'ndan c,;ok uzakbr. Bu i§leri o kadar zahmetsiz, dogrudan ve kolayhkla yapar ki, hepsinin yalmz bir tek emrin surati ve kolayhg1 ile gerc,;ekle§tigi anla§1hr. Hem ku~uk-buyuk hi~bir §ey O'nun kudret dairesinin d1§mda kalmaz; buyilklilgu her §eyi ku§ahr. i§te butiln bunlara gozilmuzle gormil§ gibi §ilphesiz bir imanla inamnz ve inanmak gerekir. BE~iNcisi 20 ~ .SB L~ .::.,1 'u...:.l\, 4-ALAil , ,, ;;! ;,.; ~

-r J

·~,-~

J, ., i..J!.

. ., .

'· ·~1, •

if.J

q, ~I I , Ji Ll, J .~ ..:J l.J>" Jj J

ayetinden tut, 21 22

J..?"j

r~

,, •

Jij

~;JI~ j~ ~\

0t 1_,fillj ayetine kadar;

jS )&. ~j ;~ jS ~~kl ayetinden, 0.fW ijj 0J~ Ll ~ ayetine kadar; '

23

24;;.J\rlj .:;.ilju...:.ll JI;- ayetinden, 26

~ ~ ~ ~ ~Ji

2~0)~ Llj

'I k I ai.

t..;

~ klj ayetine kadar;

ayetinden,

i.il ;~ ~t ~~ i)J~G Llj

27

ayetine kadar. ..

~~~~~~~~~

19

20

21

22

Nurlann nuru, biitiin nurlar kendisinden feyiz alan, biitiin nurlan aydmlatan, rniktarlanm takdir eden Cenab-1 Hak. "Arna onlar, Allah'm kudret ve azametini hakk1yla takdir edemediler, O'na lay1k tazimi gostermediler. Halbuki biitiin bir diinya k1yarnet giinii O'nun avucunda, gokler alerni de biikUlrnii§ olarak elinin i<;;indedir." (Ziimer sO.resi, 39/67) "Bilin ki Allah insan ile kalbi arasma girer (diledigi takdirde arzusunu gers;ekle§tirrnesini onler)." (Enfal sO.resi, 8/24) "Her §eyi yaratan Allah'br. Her §ey O'nun mutlak tasarrufundad1r." (Ziimer sO.resi,

39/62) 23

24

25 26

27

"(Bilrniyorlar m1 ki Allah) onlarm gizlediklerini de bilir, as;1klad1klanm da?" (Bakara sO.resi, 2/77; HO.d suresi, 11/5; Nahl suresi, 16/23) "Gokleri ve yeri yaratan ... " (En'am sO.resi, 6/1, 73; A'raf sO.resi, 7/54; Tevbe sO.resi, 9/36; YO.nus sO.resi, 10/3; HO.cl suresi, 11/7; ibrahirn sO.resi, 14/19, 32; Nahl sO.resi, 16/3; isra sO.resi, 17/99; Furkan sO.resi, 25/59; Nern! sO.resi, 27/60; AnkebO.t sO.resi, 29/61; Lokrnan suresi, 31/22; Secde sO.resi, 32/4; Yasin suresi, 36/81; Ziirner suresi, 39/5, 38; Zuhruf suresi, 43/9; Ahkaf sO.resi, 46/33; Hadid sO.resi, 57/4; Tegabiin sO.resi, 64/3) "Sizi de yaptigmIZ §eyleri de yaratan Yiice Allah't1r." (Saffat sO.resi, 37/96). "Ma§allah! Allah ne giizel dilemi§ ve yapm1§! O'ndan ba§ka gers;ek gii<;; ve kuvvet sahibi yoktur." (Kehf sO.resi, 18/39) "Allah dilemediks;e siz dileyemezsiniz." (Dehr suresi, 76/30)


ON DORDDNcD Soz 211

Rububiyetinin ihti§am1 ve uluhiyetinin yuceligi her yeri ku§atmt§ olan Ezel ve Ebed Sultam'nm, §U aciz, sonsuz derecede zay1f, fakir, muhta<; ve yalmz smtrh bir iradeye sahip, bir §ey var etmeye kabiliyeti bulunmayan ve kendi gayretiyle elde edebilecegi §eyler <;ok az olan insanogluna kar§t Kur'an'daki §iddetli §ikayetlerinin, agtr tehditlerinin ve muthi§ korkutmalannm 28 hikmeti nedir? Bu nasil izah edilebilir? Bu sorunun cevab1 olan derin ve yuksek hakikati anlamak i<_;:in §U iki temsile bak: Birinci Temsil: Mesela, i<_;:inde sanatla yaratilm1§ say1s1z meyveli ve <_;:i<_;:ekli varhgm bulundugu §ahane bir bag ve ona bakmak i<_;:in tayin edilmi§ pek <_;:ok hizmetkar olsun. Bir hizmetkar da yalmz o baga yay1lacak ve i<_;:ilecek suyun yatagmdaki deligin kapag1m a<_;:makla vazifeli bulunsun. Eger o hizmetkar tembellik edip deligin kapagm1 a<_;:mazsa bag ge<_;: ye§erir veyahut kurur. 0 zaman, Hahk'm Rabbani sanatmm, bagm sahibi sultanm saltanatma yakt§tr nezaretinin ve o baga kusursuzca hizmet eden I§Ik, hava ve topragm yam s1ra, diger butun hizmet<_;:ilerin de o sersemden §ikayete hakk1 olur. <;unku o, hepsinin hizmetlerini neticesiz b1rakm1§ veya onlara zarar vermi§tir. ikinci Temsil: Mesela, bir sultanm buyuk bir gemisinde, basit bir adam kii<_;:iik vazifesini terk etmekle gemideki butun <_;:ah§anlann hizmetlerinin neticesine zarar verdiginden ve bazen o hizmetleri mahvettiginden, geminin sahibi, gemideki butun vazifeliler adma o adamdan §iddetle §ikayet eder. Kusurlu adam ise, "Ben basit bir adam1m, onemsiz ihmalim yuzunden bu §iddeti hak etmiyorum." diyemez. <;unku tek bir §eyin yoklugu, pek <_;:ok §eyin olmamasma yol a<_;:abilir. Halbuki varhk kendi k1ymetince netice verir. <;unku bir §eyin varhg1, butun §artlann ve sebeplerin varhgma baghdtr. 0 §eyin yoklugu, ortadan kalkmas1 ise tek bir §artm yokluguyla veya ortadan kalkmas1yla gen:;ekle§ebilir, o §ey netice itiban ile yok olur. Bu yuzden, 'Tahrip, tamirden <_;:ok daha kolayd1r." sozu, herkes<_;:e bilinen bir kaide hukmune ge<_;:mi§tir. Madem kufrun ve dalaletin, azgmhgm ve isyanm esas1 inkardtr, rettir, terktir ve kabulun yoklugudur. Bunlar g6runii§te ne kadar muspet ve var olsa da hakikatte yoktur. Oyleyse kufiir, her §eye 28

Bkz. Bakara sCtresi, 2/39, 161, 257; Al-i imran sCtresi, 3/4, 10, 12, 56, 90, 91, 116; Nisa sCtresi, 4/56, 168; Maide sCtresi, 5/10, 36, 73 ...


212 SozLER

tesir eden bir cinayettir. Bullin varhklann amellerinin neticelerine zarar verdigi gibi, Cenab-1 Hakk'm isimlerinin cemal tecellilerine perde c;eker. i§te bu sonsuz §ikayete hakk1 olan varhklar adma onlann Sultan\ §U asi insandan §iddetle §ikayet eder ve bu, hikmetin geregi ve ta kendisidir. 0 asi, §iddetli tehditleri ve deh§etli korkutmalan elbette, §Uphesiz hak eder.


HATiME29

~jl~jl~\~ 3o~JJJI

t._8 )!~ ~.iJI ~~\ t; j

Gafil kafaya bir tokmak ve bir ibret dersi

Ey gaflete dahp, bu diinya hayatm1 tath goriip, ahireti unutup diinyaya talip olan bedbaht nefsim! Neye benzedigini bilir misin? Deve ku§una ... Avc1y1 goriir fakat u~amaz; avc1 onu gormesin diye ba§mI kuma sokar, koca govdesi di§anda kahr. Avc1 onu goriir, fakat o goziinii kuma soktugu i~in avc1y1 gormez. Ey nefis! ~u temsile bak ve goziinii diinyaya dikmenin aziz bir lezzeti nasil ac1 veren bir eleme ~evirdigini gor! Mesela: Bu koyde (yani Barla'da) ya§ayan iki adam olsun. Onlardan birinin dostlannm yiizde doksan dokuzu istanbul' a gitmi§, orada giizelce ya§1yorlar. klerinden yalmz o burada kalm1§. Bir gun o da gidecek. Bu yiizden o adam istanbul'a gitmeye arzu duyar, oray1 dii§iiniir, dostlanna kavu§mak ister. Ona, "Haydi oraya git!" dendigi vakit sevinip gtilerek gider. ikinci adamm da dostlannm yiizde doksan dokuzu buradan gitmi§. Fakat bir k1sm1 olmii§, bir k1smm1 da kimse bir daha gormemi§. Adam, o dostlannm <la peri§an oldugunu zanneder. Giden dostlannm yerine yalmz bir misafire baglamp teselli bulmak, aynhk elemini onunla gidermek ister. i§te ey nefis! Ba§ta Habibullah (aleyhissalata vesse/am) olmak iizere, biillin dostlarm kabrin obiir tarafmdadir. Burada kalan bir-iki dostun da gidiyor. Oliimden tirktip, kabirden korkup ba§ml ~evirme! Kabre mert~e bak, ne talep ediyor, dinle! Oliimiin yiiziine erkek~esine giil, ne istiyor, anla! Sakm gafil olup temsildeki ikinci adama benzeme! Ey nefsim! "Zaman degi§ti, asir ba§kala§b, art1k herkes diinyaya dalm1§, hayata tap1yor. Herkes ge~im derdiyle sarho§." deme! <;unkti oltim degi§miyor. Aynhk, bekaya donmiiyor. insanm aczi ve fakn bitmiyor; art1yor. Yolculugu kesilmiyor, siirat kazamyor. 29 30

Sonsoz. "Bu dilnya hayati, aldatic1 ve ge<;ici bir zevkten ba§ka bir §ey degildir." (N-i imran suresi, 3/185)


214 SOZLER

Hem, "Ben de herkes gibiyim." deme! <;unkti herkes sana ancak kabir kap1sma kadar arkada§hk edebilir. Herkesle musibette beraber olma tesellisi ise kabrin obur tarafmda pek temelsizdir. Hem kendini ba§IbO§ zannetme! Zira §U dtinya misafirhanesine hikmet penceresinden baksan, dtizensiz, gayesiz hic;bir §ey g6remezsin. Sen nastl ba§1bo§, gayesiz kalabilirsin! Deprem gibi yerytizti hadiseleri, tesaduf oyuncag1 degildir. Mesela: YeryO.ztine, birbiri ic;inde gayet muntazam ve nakt§h gomlekler gibi giydirilmi§ bitki ve hayvan ttirleri ba§tan a§ag1 gayelerle, hikmetlerle donattlmt§hr. Ve yerkure gayet ytice gayeler it;inde kusursuz bir intizam ile meczup mevlevi gibi cloner. Bunlan g6rdtigtin ve bildigin halde, nas1! olur da -bir inkarcmm yapttg1 gibidtinyanm, insanoglunda, bilhassa mtiminlerde- begenmedigi bir k1s1m gaflet tav1rlanna kar§I manevi agirhgmdan omuz silkmesine benzer deprem gibi3 1 HA$iYE hadiseleri gayesiz, tesadtifi zannedersin! Boyle yapanlar, o musibeti ya§ayanlann ellm zayiattm sebepsiz, bo§u bo§una olmu§ gosterip onlan mtithi§ bir timitsizlige dti§tirtirler. Hem btiytik bir hata hem de btiytik bir zultim i§lerler. Oyle hadiseler, Hakim ve Rahim bir Zat'm emriyle muminlerin fani malm1 sadaka hukmtine c;evirip bakile§tirir ve nimetlere kar§t nank6rltikten gelen gtinahlara kefarettir. Bir gun gelecek, §U itaatkar yerkure, ytiztintin stisti olan insanhgm eserlerini §irke bula§mI§ ve §tiktirstiz gortip c;irkin bulacak. i§te o zaman Hahk'm emriyle btiytik bir deprem btittin ytiztinti siler, temizler. Yerytizti Allah'm emriyle O'na ortak ko§anlan cehenneme doker, §tikredenlere "Haydi, Cennet' e buyrun!" der.

31 HA$iYE izmir depremi miinasebetiyle yazilm1§tlr.


ON DORDUNCU SOZ'UN ZEYLi32

~yl~yl~I~ ~LA;)~~\ J~j 0 ~@_),1\J1 ~~b,,..,,,0 ~IJj )>1\J1sJ)j1S1 I',_,, GlJ.i (.)""-'0\,j .:Las-~,YB ©I'-'&'J>°J ~1 ' 'l ~/.:.it© ~/~i .SLl B Jr.,. .j ~ j. / ~,Y-

0

/

/

/

0/

33~" 1~ ~ o~S f..

r

~j

jt.£,,, ~ '!:.:.~ '.,, l.r°J

/

/

/

/

0/

0~,,1,,-: o~S f..

L.:.~ '.~ 0 ~~l~i .r ~j jt.£,,, ~ v-r-

~u sure, yeryi.izi.ini.in, hareketlerinde ve depremlerde vahye ve ilhama mazhar olarak bir emir altmda hareket ettigini, bazen de titredigini kesin bir §ekilde bildiriyor. (~imdiki deprem mi.inasebetiyle 34 sorulan alt1-yedi k1sa sorunun cevaplan, manevi ve mi.ihim bir taraftan yine manevi ihtar yard1m1yla kalbe geldi. Kac; defa etrafl1ca yazmaya niyet ettiysem de izin verilmedi. Yalmz ozetle, k1saca yazilacak.) Birinci Soru: Bu bi.iyi.ik depremin, maddi felaketinden daha elem verici, manevi bir musibeti olarak, devam edeceginden gelen korku ve i.imitsizlik, halkm bi.iyi.ik k1smmm memleketin birc;ok yerinde gece istirahahm ortadan kald1rd1, onlara deh§etli bir s1kmh verdi. Bunun sebebi nedir? Manevf taraftan gelen cevap: Ramazan-1 §erifte, teravih vakti bu mi.ibarek islam merkezinin her k6§esinde, hevesleri tahrik eden §ark1lann ne§e ve sevinc;le, sarho§c;asma ve bazen k1zlann sesiyle radyodan cazibeli bir §ekilde dinletilmesi bu korku azabm1 netice verdi. ikinci Soru: Bu semavi tokat nic;in gayrimi.islimlerin memleketlerine gelmiyor da bu bic;are Mi.isli.imanlara iniyor? 32 33

34

Zeyl: ilave. "Yero muthi§ depremiyle sarsild1g1 zaman ... Ve yer bagnndaki ag1rhklan c;1kard1g1 zaman ... insan §a§km §a§km: 'Ne oluyor buna!' dedigi zaman ... i§te o gun yer, ushlnde olan biten her §eyi anlat1r: <;:unku Rabbin ona bunlan vahyeder. i§te o gun bolukler halinde insanlar, kabirlerinden c;1k1p Yuce Divana durur, yaphklarmm kar§1hgm1 gorup ahrlar. Zerre ag1rhgmca hay1r yapan onu bulur, zerre ag1rhgmca §er yapan da onu bulur." (Zilzal suresi, 99/1-8) 1939'da meydana gelen izmir ve Erzincan depremleri.


216 SOZLER

Cevap: Bi.iyi.ik hatalann ve cinayetlerin cezas1 ertelenerek bi.iyi.ik merkezlerde, ki.ic;i.ici.ik suc;larmki ise hemen kuc;uk merkezlerde verilir. Aynen bunun gibi, mi.ihim bir hikmete binaen, kafirlerin cinayetlerinin bi.iyi.ik k1sm1 mah§erdeki bi.iyi.ik mahkemeye b1rak1hyor. Mi.iminlerin hatalannm cezas1 ise ktsmen bu di.inyada veriliyor. 35 HA$ivE U«;iincii Soru: Baz1 §ah1slann hatas1 yuzunden gelen bu musibetin memlekette bir derece umumi ha! almasmm sebebi nedir? Cevap: Umumi musibet, c;ogunlugun hatasmdan ileri gelmesi yoni.iyle, insanlann buyuk k1smmm o zallm §ah1slann icraatma fiilen veya onu luzumlu sayarak veyahut onlarm tarafmda yer alarak manen katild1gm1 gosterir. Buda umumi musibete sebebiyet vermi§tir. Dordiincii Soru: Madem bu deprem musibeti, hatalann neticesi ve gi.inahlara kefarettir. Masum ve hatas1z insanlann o musibetin ic;inde zarar g6rmesinin hikmeti nedir? Allah'm adaleti buna nastl mi.isaade eder? Yine manevf taraftan gelen cevap: Bu mesele kader sm1yla alakah oldugu ic;in cevabm1 Kader Risalesi'ne havale edip burada yalmz §U kadanm soyleyelim: 36 W,i;. ~ 1rfu ~~\ ~/- -9~ '1q1_)1j Yani: "Bir beladan, bir musibetten c;ekininiz ki, geldigi vakit zalimlere mahsus kalmaz, masumlan da yakar." Bu ayetin s1m §Udur: Di.inya bir tecrube ve imtihan meydamdtr, teklif ve cihad yurdudur. imtihan ve teklif, hakikatlerin perdeli kalmasm1, musabaka ve cihad ile Ebubekirlerin ala-y1 illiyyine, yani yucelerin yi.icesi olan mertebeye c;1kmasm1, Ebucehillerin ise esfel-i safiline, yani a§agt!arm a§ag1s1 seviyeye di.i§mesini gerektirir. Eger masumlar boyle musibetlerde zarar g6rmeseydi, Ebucehiller aynen Ebubekirler gibi teslim olacak, Allah yolunda cihad ve nefisle mi.icadele ederek manen yi.ikselme kap1s1 kapanacak ve teklif s1m bozulacakt1. Madem mazlumun zalimle beraber musibete dti§mesi, Cenab-1 Hakk' m hikmetinin geregidir. Acaba o bic;are mazlumlann rahmet ve adaletten hisseleri nedir? Hem Ruslar gibi olanlar, hukmu ortadan kalkm1§ ve tahrif edilmi§ bir dini terk etmekle, hak, ebedi ve hukmu suren bir dine ihanet etmek derecesinde gayretullaha dokunmad1klanndan, yerkure §imdilik onlan birak1p bunlara hiddet ediyor. Enfal suresi, 8/25.

35 HA$iYE

36


ON DoRDDNcD Soz 217

Bu soruya cevaben denildi ki: 0 musibetteki gazap ve hiddet ic;inde onlara bir rahmet cilvesi var. <;unku o masumlarm fani mallan, kendileri hakkmda sadaka olup baki bir ma! hukmune gec;tigi gibi, fani hayatlan da bir nevi §ehitlikle onlara baki bir hayati kazandmr. Nispeten az, gec;ici bir s1kmti ve azaptan, buyuk ve daiml bir kazanc; elde etmeyi saglayan bu deprem, onlar hakkmda gazap ic;inde bir rahmettir. Be§inci Soru: Adil ve Rahim, Kadir ve Hakim Cenab-1 Hak, neden hususi hatalara hususi ceza vermeyip koca bir musibeti insanlann ba§tna musallat eder? Bu, O'nun rahmetinin guzelligine ve kudretinin enginligine nasil uygun dli§er? Cevap: Kadlr-i Zulcelal, yeryuzundeki her bir unsura pek c;ok vazife vermi§tir ve her bir vazifede c;ok netice saklar. Bir unsurun bir tek vazifesinde, bir tek netice c;irkin, §er ve musibet olsa da, diger guzel neticeler, o neticeyi de guzelle§tirir. Eger o tek c;irkin neticenin ortaya c;1kmamas1 ic;in, insana kar§l hiddete gelmi§ o unsur vazifesinden men edilse; o vakit o guzel neticeler say1smca hayir terk edilmi§ ve luzumlu bir hayn yapmamak §er hukmune gec;tiginden, o hay1rlar miktannca §er i§lenmi§ olur. Bu ise bir tek §er gelmesin diye i§lenen gayet c;irkin, hikmete ve hakikate zit bir kusurdur. Kudret, hikmet ve hakikat, kusurdan uzaktir, yucedir. Madem insanm baz1 hatalan (toprak, hava, su gibi) unsurlan ve yeryuzunu hiddete getirecek derecede buyuk bir isyan ve pek c;ok varhg1 hor gorerek onlann hukukuna yapilm1§ bir tecavuzdur. Elbette, o cinayetin fevkalade c;irkinligini gostermek ic;in, koca bir unsura, c;ok geni§ vazifesi ic;inde "Onlan terbiye et!" diye emir verilmesi, hikmetin geregi ve ta kendisidir, adalettir ve mazlumlara rahmettir. Altmc1 Soru: Gafiller, depremin yeraltmdaki madenlerde meydana gelen degi§imlerin neticesi oldugunu soyleyip yayarak, ona adeta tesadO.fi, tabii ve maksats1z bir hadiseymi§ gibi bakarlar. Bu hadisenin manevl sebeplerini ve neticelerini gormezler ki uyansmlar. Onlann dayand1g1 noktanm bir hakikati var m1dir? Cevap: Dalaletten ba§ka hic;bir hakikati yoktur. <;unku her sene elli milyondan fazla nak1§h, muntazam gomlegi giyen ve degi§tiren yeryuzundeki binlerce canh turunden sadece biri olan, mesela sineklerden bir tekinin yuzlerce uzvundan biri olan kanadm1, Cenab-1 Hak kasd,


218 SOZLER

irade ve hikmet cilvesine mazhar k1lar, ona lakayt kalmaz, onu ba§ibo§ birakmaz. Bu da gosteriyor ki, say1s1z §UUr sahibi varhgm be§@, anas1, yuvas1 ve koruyucusu olan koca yerytiztinde yalmzca mtihim i§ler ve haller degil, -ktic;;tik olsun, btiytik olsun- hic;;bir §ey O'nun iradesi ve kasd1 d1§mda degildir. Fakat Kadir-i Mutlak, hikmetinin geregi olarak, gortinen sebepleri icraatma perde yapar. Depremi diledigi vakit bazen bir maden yatagma harekete gec;;mesini emrederek onu ate§ler. Yani deprem, madenlerdeki degi§imler neticesinde de olsa, yine Cenab-1 Hakk'm emri ve hikmetiyle meydana gelir; ba§ka ttirlti olamaz. Mesela, bir adam ttifekle birini vursa, vuran adam1 yok say1p yalmz fi§ekteki barutun ate§ almasma bakarak bic;;are maktultin hukukunu btisbtittin c;;ignemek, ne derece akils1zhk ve divaneliktir. Aynen oyle de, Kadlr-i Ztilcelal'in itaatkar bir memuru, hatta bir gemisi, goklerde stiztilen bir misafirhanesi olan yerytiztine verilen, "Gaflet ve azgmhk yolundakileri uyandirmak ic;;in govdende bulunan, hikmet ve irade ile saklanmI§ bombay1 ate§le!" §eklindeki Rabbani emri unutmak ve tabiata sapmak, ahmakl1gm en c;;irkinidir. Altmc1 Soruyu Tamamlayan Bir Ha§iye: Dalalet yolundakiler ve dinsizler, menfaatlerini korumak ve mtiminlerin uyam§ma kar§l koyup mani olmak ic;;in 0 kadar garip bir inat ve hayret verici bir ahmakl1k gosterirler ki, insam insan olduguna pi§man ederler. Mesela, bu son zamanlarda insanoglunun bir derece umumi ha! alan zultimlti, karanhk isyanlanna kainat ve yerytiztindeki btittin unsurlar k1Zd1gmdan, yerlerin ve goklerin Hahk'1 da, yalmz hususi bir rububiyet ile degil, belki btittin kainatm, alemlerin Rabbi ve Hakim'i olmas1 itiban ile, ku§abc1 ve geni§ bir tecelliyle kainatin btittintinde ve rububiyetinin ktilll dairesinde insanhg1 uyandirmak, deh§etli azgmhgmdan vazge($irmek ve tammak istemedigi Zat'm1 ona tamtmak istedi. Bunun ic;;in benzersiz, kesilmeyen bir su, hava ve elektrikten deprem, firtma ve dtinya sava§I gibi umumi, deh§etli afetleri insanm ytiztine c;;arph. Bununla hikmetini, kudretini, adaletini, kayyumiyetini, 37 iradesini ve hakimiyetini pek ac;;1k bir §ekilde gosterdi. Boyle oldugu halde, insan suretindeki bir k1s1m ahmak §eytanlar, o ktilll, Rabbani i§aretlere 37

Cenab-1 Hakk'm daiml varhg1, kaim olu§U, her §eyi ayakta tutmas1.


ON DaRDiiNcii Soz 219

ve ilahl terbiye edicilige akils1zca bir inatla kar§thk verip, "Deprem, tabiatm eseridir, bir madenin patlamas1dlf, tesadufidir. Gune§in s1cakhgmm elektrikle <:;arpmas1dlf ki, Amerika' da butun makineleri be§ saat durdurmU§ ve Kastamonu semalannda havay1 k1z1lla§tirm1§, ona yangm sureti vermi§tir." diyerek manas1z, sa<:;ma sozler soyluyorlar. Dalaletten ileri gelen smlfs1z bir cehalet ve dinsizlikten dogan <:;irkin bir inat yuzunden, sebeplerin yalrnz birer bahane, birer perde oldugunu bilmiyorlar. Dag gibi bir <:;am agacmm var olmas1 i<:;in luzumlu her §eyi dokumak ve yeti§tirmek, bir koy buyuklugunde yuz fabrika ve tezgah gerektirirken, onun ku<:;t1cuk <:;ekirdegini gbsterir ve "i§te §U aga<:; bundan <:;1km1§tir." diyerek Sani'in o <:;am agacmdaki binlerce mucizesini inkar edercesine gbrt1nt1§teki baz1 sebepleri ileri surerler. Hahk'm iradesi ve hikmetiyle i§leyen pek buyuk rubO.biyetinin icraatm1 hi<:;e indirirler. Bazen gayet derin, bilinmez ve <:;ok muhim, binlerce yonuyle hikmet ta§iyan bir hakikate ilmi bir isim takarlar. Guya o isimle 0 hakikatin mahiyeti anla§Ihr, basit[e§if, hikmetsiz ve manas1z hale gelir! i§te gel, akils1zhgm ve ahmakhgm smlfs1z derecelerine bak ki: Yuzlerce sayfa ile tarif edilse ve hikmetleri anlatilsa tam manas1yla ancak bilinecek olan derin, geni§ ve me<:;hul bir hakikate bir isim takar, malO.m bir §ey gibi, "Bu, budur." derler. Mesela, gune§in bir hususiyeti, elektrikle <:;arpmas1dlf. 0 ahmaklar rubO.biyetin hususi ve kasdi bir hadisesini kulli, geni§ bir iradenin ve bir varhk turune ait hakimiyetin unvanlan olan ve "adetullah" denilen yarabh§ kanunlannm sadece birine baglarlar. Boylece iradeden bagm1 keser, sonra onu tutup tesadufe ve tabiata havale ederler. Bu §ekilde EbO.cehil'den kat kat fazla bir cehalet gbsterirler. Bir askerin veya bir taburun sava§taki zaferini asker! duzene ve kanuna dayandmp o zaferi kumandanla, pa&~ahla, hukumetle ve harekat taktigiyle alakas1z gbrlir gibi, asi birer divane olurlar. Hem mesela, meyveli bir agacm bir <:;ekirdekten yarahlmas1 gibi, mucizeler gosteren bir usta, brnak kadar bir odun par<:;asmdan, yuz okka38 <:;e§itli yiyecek, yuz ar§m 39 farkh kuma§ yapsa; bir adam da o 38 39

1,283 gramhk agirhk ol<;ilsil. 68 cm. uzunlugundaki bl<;il birimi.


220 SOZLER

odun par~s1m gosterip, "Bu i§ler, tabil ve tesadufi olarak bundan meydana gelmi§tir." dese ... 0 ustanm harika sanatm1, hunerlerini hi~e indirse, bu ne derece bir ahmakhktir. Aynen oyle de ... Yedinci Som: ~u yeryuzu hadisesinin (depremin), bu memleketin Muslumanlarma bakmas1 ve onlan hedef almas1 nas1l anla§ilmah ve neden bu hadise daha ~ok Erzincan ve izmir taraflannda goruluyor? Cevap: Bu hadisenin hem §iddetli ki§ta, hem karanhk gecede, hem deh§etli sogukta gelmesi, hem ramazana gereken hurmeti gostermeyen bu memlekete mahsus olmas1 ve tahribatmdan uyanmad1klan i~in gafilleri hafif~e uyandirmak maksad1yla devam etmesi gibi pek ~ok emare ve i§aretle, deprem muminleri hedef ahp onlan namaza ve duaya uyand1rmak i~in sars1yor ve yeryD.zunun kendisi de titriyor. Bi~are Erzincan gibi yerleri daha ~ok sarsmasmm iki sebebi var: Birincisi: Halkmm hatalan az oldugu i~in oranm temizlenmesine acele edildi. ikincisi: 0 gibi yerlerde imam ve islamiyet'i koruyan kuwetli ve hakikatli insanlarm biraz veya tam maglup olmasm1 firsat bilen dinsizler, tesirli bir faaliyet merkezi kurduklan i~in ilk once oralarm tokatlanm1§ olmas1 ihtimali var. 40-'1u\

~l ..;.:'J1 (J~ '1

411<:'~i\ ~.Id\ ._:j ~\(:~Jc.~~\ :ic '1 ~~ r:-::--- ~,:-:: :: tJ ~ .

40

41

"Hi<; kimse gayb1 bilemez, gayb1 yalmz Allah bilir." Bu ifade, Nern! suresi, 27/65. ayetinin k1saltilmu~ halidir. "(Melekler:) 'Siibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan Sensin.' dediler." (Bakara suresi, 2/32)


~jll~jll~I~ 1 .

1-t,J.U Ll , , ~i:\;;._'' W4.. ~ill ~\~,JI 8~

~-

/

Y,J

._)~

~-

.J

liJ,_)

Ey astronominin ruhsuz meseleleriyle zihni darla§an, akh g6zune inen ve §U ayetin muazzam s1rnm o s1k1§mI§ zihnine s1gdiramayan mektepli efendi! $u ayetin semasma yedi basamakh bir merdivenle c.;1kilabilir. Gel, beraber 9kacag1z!

BiRiNCi BASAMAK Hakikat ve hikmet, yeryuzu gibi goklerin de kendine yara§ir sakinlerinin bulunmasm1 ister. Dinde, o cinsten c_;e§itli varhklar, "melekler ve ruhaniler" diye isimlendirilir. Evet, hakikat bunu gerektirir. Zira yeryuzunun kuc_;uklugu ve maddl olarak k1ymetsizligiyle beraber, canh ve §UUr sahibi varhklarla doldurulmas1 ve ara sira bo§alt1hp yeniden §enlendirilmesi, §U muhte§em burc;lara sahip, ziynetli k6§kler hukmundeki goklerin de §UUr ve idrak sahibi varhklarla dolu olduguna i§aret eder, belki bunu ac_;1kc_;a g6sterir. Onlar da insanlar ve cinler gibi, §U alem saraymm seyircileri, kainat kitabmm mutalaacilan ve Cenab-1 Hakk'm rubt'.lbiyet saltanatmm ilanc1land1r. <;unku O'nun, kainah hadde hesaba gelmez ziynetlerle, guzelliklerle, naki§larla susleyip donatmas1, ac.;1kc_;a, d0.§0.nen ve ona "Gerc:;ek §U ki, yere en yakm olan gogu lambalarla donatt1k ve onlardan bir k1smm1 §eytanlara atilan mermiler yaptik." (Mi.ilk sO.resi, 67/5)


222 SOZLER

hayranhk duyan takdir edicilerin nazarlanm ister. Evet, gi.izellik elbette bir a§lk ister. Yiyecek ise ac:; olana verilir. Halbuki insanlar ve cinler, §U sonu olmayan vazifenin, §U ha§metli nezaretin ve §U geni§ dairedeki kullugun milyonda birini ancak yapabilir. Demek, bu say1s12, c:;e§itli vazife ve ibadetler i<;in sonsuz say1da, cins cins melek ve ruhani laz1md1r. Baz1 rivayetlerin i§aretiyle ve alemdeki di.izenin hikmetiyle denilebilir ki, gezegenlerden yagmur damlac1klanna kadar bir k1s1m seyyar gok cisimleri, ba21 meleklerin binegidir. 2 Allah'm izniyle bunlara biner, §ehadet alemini seyredip gezerler. Hem denilebilir ki, hadiste "tuyurun hudrun" 3 diye isimlendirilen cennet ku§lanndan sineklere kadar bir k1s1m hayvanlann cisimleri ruhanilerin bir cinsini ta§Ir. Onlar, bu cisimlerin ic:_;ine Cenab-1 Hakk'm emriyle girer, cismani alemi gezip o bedenlerdeki uzuvlann, duyulann penceresinden maddi alemdeki yaratlh§ mucizelerini seyrederler. Kesif topraktan ve bulamk sudan si.irekli tath hayati ve idrak sahibi nurani varhklan yaratan Hahk'm, elbette, ruha ve hayata mi.inasip §U nur denizinden, hatta karanhk deryasmdan bir k1s1m §UUr sahibi mahluklan vardir. Hem de c:;ok fazla vard1r. Meleklerin ve ruhanilerin varhg1, Nokta adh bir risalemde 4 ve Yirmi Dokuzuncu Soz' de iki kere iki dart eder derecesinde bir kesinlikle ispat edilmi§tir. istersen onlara mi.iracaat et.

iKiNCi BASAMAK Yeryi.izi.i ile gokler, aym hi.iki.imetin iki §ehri gibi birbiriyle alakahd1r. Aralannda mi.ihim irtibat ve ah§veri§ler vardir. Yeryi.izi.ine laz1m olan l§lk, s1cakhk, bereket ve rahmet gibi §eyler gokten gelir, yani gonderilir. Vahye dayanan bi.iti.in semavi dinlerin ittifak1 ve kalb gozi.iyle gordi.iklerine dayanan ke§f ehli zatlann yanh§hgma ihtimal bulunmayacak derecedeki kesin, birbirini dogrulayan haberleriyle, melekler ve ruhlar gokten yere iniyor. 5 Semanm her tarafmda Allah' a secde i<;in almm koymu§ bir melek bulunduguna, dort parmak s1gacak kadar bo§ bir yer olmad1gma <lair Bkz. Tirmizi, zilhd 9; ibn Mace, zuhd 19. Aynca Allah Teala'nm (celle celaliih), her bir damlasmdan bir melek yaratt1g1 nehir i<;in Bkz. Ebu'§-~eyh, el-Azame 21735. "Ye§il ku§lar" (Bkz. Muslim, imilre 121; Tirmiz!, tefsfru sure (3) 19; Ebu Davud, cihad 25). Nokta Risalesi, Mesnevf-i Nuriye'nin sonunda yer almaktad1r. Bkz. Al-i imran suresi, 3/124; Hier suresi, 15/8; Kadir suresi, 97/4.


ON BE$iNci Soz 223

Bundan, hisse yakm kesin bir sezgiyle bilinir ki, yeryuzu sakinlerinin de semaya c;1kmalan ic;in bir yol vardtr. Evet, nastl ki herkesin ak!t, hayali ve bakt§t her vakit goklere uzanabilir. Aynen oyle de, peygamberlerin ve velilerin agtrhklanm btrakan veya olmli§lerin bedenlerinden s1ynlan ruhlan, Allah'm izniyle oraya gider. Madem hafiflik ve letafet bulanlar oraya gidiyor, elbette maddeden armmt§ misali birer beden giyen, ruhlar gibi hafif ve latif bir k1s1m yeryuzu ve hava sakinleri de semaya c;ikabilir.

U<;UNCU BASAMAK Goklerin sessizligi ve silkuneti, daimi intizam1, geni§ligi ve nuraniligi; sakinlerinin, yeryilzil sakinleri gibi olmad1gm1 gosterir. Oranm butun ahalisi Allah'm emirlerine uyar, ne emredilse onu yaparlar. 6 Orada izdiham ve munaka§ay1 gerektirecek bir sebep yoktur. Zira memleket geni§, orada bulunanlarm yaradth§t saf, temiz, kendileri masum, makamlan sabittir. Fakat yeryilzilnde z1tlar bir araya gelmi§, §erliler haytrhlara kan§ffil§ ve aralannda c;eki§meler ba§lamt§; o yilzden ihtilaflar ve s1kmhlar meydana gelmi§tir. Bundan imtihan ve teklif s1rn, ondan da manen yilkselme ve alc;alma ortaya c;1kmt§hr. Bu hakikatin hikmeti §Udur: insan, yarahh§ agacmm ucundaki meyvesidir. Malumdur ki, bir §eyin meyvesi, onun kokilne en uzak, en kapsamh, en nazik ve en milhim k1sm1d1r. i§te alemin meyvesi olan insan da en kapsamh, en benzersiz, en aciz, en zay1f ve en latif kudret mucizesidir. Bu yuzden, insanm be§igi ve meskeni olan yeryilzil, goklere nispeten maddi kuc;uklugu ve k1ymetsizligiyle beraber, manen ve sanatc;a butiln kainatm kalbi, merkezi.. butiln sanat mucizelerinin sergisi.. Allah'm isimlerinin butiln tecellilerinin mazhan, odak noktas1.. smirs1z Rab bani icraatm mah§eri ve aynas1.. Cenab-1 Hakk'm sonsuz yarahc1hgmm, bilhassa bitki ve hayvanlarm say1s1z kuc;uk turlerinde g6rulen comertc;e icadm merkezi ve c;ar§1s1.. pek geni§ ahiret alemlerindeki sanath eserlerin numunelerinin kuc;ilk olc;ekte sergilendigi yer .. ebedi dokumalarm silratle i§leyen, baki manzaralann h1zla degi§en tezgah1 ve aynen yaptld1g1 fabrikas1.. Bkz. Nahl sO.resi, 16/49-50; Tahrim sO.resi, 66/6.


224 SbZLER

ve daimi bahc:;elerin tohumcuklan i<:;in stiratle stimbtillenen dar ve gec;ici bir tarla, bir terbiye ocag1 hukmtindedir. i§te bu manevi btiyukltigunden ve sanatc;a onemindendir ki, Kur'an-1 Hakim, goklere nispeten btiytik bir agacm kti<:;tik meyvesine benzeyen yeryuzunu 7 butun semalara denk tutuyor. Onu bir kefeye, gokleri bir kefeye koyuyor. Tekrar tekrar 8 ~.J\.Jij ..:_;.ily....:JI ~j diyor. Hem bu hikmetlerden kaynaklanan, yerytiztindeki stiratli ve devamh de§i§imler, yerytizu sakinlerinin de kabiliyetlerine g6re o degi§imlerin mazhan olmasm1 gerektirir. ~u smirh yeryuzunde say1s1z kudret mucizesi g6ruldugu ve en muhim sakinleri olan insanlarm ve cinlerin duygu ve kabiliyetlerine, diger canhlardaki gibi yarad1h§tan bir smir ve kay1t konulmad1g1 i<:;in, onlar sonsuz derecede yukselmeye ve alc:;almaya musaittir. Peygamberlerden, evliyadan tut, nemrutlara, §eytanlara kadar herkes ic;in uzun bir imtihan meydam ac;Ilm1§hr. Madem oyledir, elbette firavunla§ml§ §eytanlar, sonsuz §erleriyle goklere ve gok ehline ta§ atacaktir.

DORDUNCU BASAMAK Butun alemlerin Rabbi, Mudebbir'i (sonsuz hikmetiyle idare edeni, c:;ekip c;evireni} ve Hahk'1 Zat-1 Zulcelal'in, hukumleri ayn ayn olan pek c:;ok nam1, unvam ve guzel ismi vardir. Mesela, peygamber ashabmm safmda kafirlere kar§l sava§malan ic;in melekleri g6ndermesini9 Evet, yeryilzil, kili;ilklilgilyle beraber, goklerle k1yaslanabilir. <;:unkil nas1l daima akan bir t;e§menin art1k beslenmeyen bilyilk bir golden daha btiyilk oldugu soylenebilir. Hem dag gibi bir cisim, g6rilnil§te kendisinden binlerce defa daha kili;ilk bir oli;ekle oli;tilebilir. .. Aynen oyle de, Cenab-1 Hak yeryilzilnil sanatma bir sergi, yarahc1hgma bir mah§er, hikmetine merkez, kudretine mazhar, rahmetine bahi;e, cennetine tarla, sonsuz kainata ve mahh1kat alemlerine bir 6li;ek ve mazi denizlerine, gayb alemine akacak bir t;e§me hilkmtinde yaratmi§hr. Her sene kat kat ve katmerli ytiz bin tarzda, sanath nak1§larla dokunmu§ gomleklerini degi§tirdigi ve i;ok defa doldurup maziye bo§altarak gayb alemine doktilgil btitiln 0 yenilenen alemlere ve yerytiztiniln t;e§itli gomleklerine bak! Yani yeryilztiniln btitiln mazisini o anda hazir farz et! Sonra tekdilze ve bir derece basit goklerle k1yasla! Goreceksin ki, yeryilzil ilstiln gelmese de, noksan da kalmaz. i§te i..0 j\Jlj sil~I 0j s1rnm anla. "Goklerin ve yerin Rabbi" (Ra'd sil.resi, 13/16; isra suresi, 17/102; Kehf sil.resi, 18/14; Meryem suresi, 19/65 ... ) Bkz. Al-i imran sD.resi, 3/124, 125; Enfal suresi, 8/9, 10, 12. Aynca Bkz. Ebil. Ya'la,


ON BE~iNci Soz 225

gerektiren ismi ve unvarn hangisiyse, o isim ve unvan, meleklerle §eytanlar arasmda bir sava§ ve semanm hayirh sakinleriyle yeryuzunun §erlileri arasmda da bir mucadele olmasm1 gerektirir. Evet, kafirlerin nefis ve nefesleri kudret elinde olan Kadir-i Zulcelal, onlan bir emirle, bir seda ile mahvetmez. Her §eyi ku§atan rububiyetinin unvarnyla, Hakim ve Mudebbir isimleriyle bir imtihan ve mucadele meydam ac;ar. Temsilde hata olmasm, nasil ki bir padi§ahm, hukumeti dairesinde ayn ayn pek c;ok unvam ve ismi bulunur. Mesela, adliye dairesi onu "Adil Hakim" ismiyle anar. Askeriye dairesi "Ba§kumandan" nam1yla bilir. Din i§leri dairesi "Halife" ismiyle zikreder. Mulkiyedekiler onu "Sultan" ismiyle tarnr. itaatkar ahali ona "Merhametli Padi§ah", asi insanlar ise "Kahredici Hukumdar" der. Daha ba§ka isimleri de bunlara k1yasla ... i§te bazen, butun ahali idaresi altmda olan o yuce padi§ah; aciz, zelil bir asiyi bir emirle idam etmez. Belki onu Adil Hakim ismiyle mahkemeye gonderir. Hem iktidar sahibidir, sad1k bir memurunun iltifata liyakatini bilir. Fakat ona hususi ilmiyle, hususi telefonuyla iltifat etmez. Saltanatmm ha§meti ve hukumetinin idaresi unvamyla, o memurun mukafati hak ettigini gostermek ic;in bir imtihan meydam ai:;ar. Vezirine emir verir ve ahaliyi seyre davet eder. Saltanatma yak1§lr bir kar§Ilama yaptmr. Muhte§em ve buyuk bir imtihan neticesinde, herkesin topland1g1 yuce bir mekanda o memuruna iltifatta bulunur, onun liyakatini ilan eder. Daha ba§ka ornekleri de dl.i§Un ... i§te - 10 ) " -~\ y.J1 ~j- Ezel ve Ebed Sultarn'nm pek i:;ok guzel ismi; celal tecellileri ve cemal tezahurleriyle pek i:;ok icraati ve unvarn vard1r. O'nun, nur ve karanhgm, yaz ve ki§m, cennet ve cehennemin varhgm1 gerektiren ismi, unvarn ve icraah; nesillerin devam1, musabaka, yard1mla§ma benzeri pek i:;ok kanun gibi, mucadele kanununun da bir derece umumi olmasm1 ister. Kalbin etrafmdaki ilham ve vesveselerin mucadelesinden tut, sema ufuklannda meleklerle §eytanlarm mucadelesine kadar, 11 o kanunun her yerde gei:;erli olmasm1 gerektirir.

10

11

e/-Musned 1/379; el-Hakim, el-Mustedrek 3172; ibn Sa'd, et-Tabakatu'l-Kubra 2/16; et-Taberi, Tarihu'/-Omem ve'l-Mu/Uk 1/98. "En yiice sifatlar Allah'md1r." (Nahl sO.resi, 16/60) Bkz. Tirmizi, tefsiru sure (2) 36; en-Nesai, es-Sunenu'l-Kubra 6/305; ibn Hibban, es-Sahih 3/278; EbO. Ya'la, el-Musned 8/417.


226 SozLER

BE~iNCi BASAMAK Madem yerden goklere gidip gelmek, goklerden yere inip <;;tkmak var; dunya i<;;in gerekli, muhim §eyler oradan gonderiliyor. Ve madem temiz ruhlar oraya gidiyor. Elbette, kohl ruhlar da maddeden annmt§ ve hafif olduklan i<;;in hay1rh ve iyi ruhlan taklit ederek oraya gitmeye te§ebbuste bulunacak, fakat §Dphesiz reddedilip kovulacaklard1r. <:;unku mahiyetlerinde §er ve ugursuzluk vard1r. Hem hi<;; §li.phesiz, §U muhim hadisenin ve manevi mucadelenin, gorunen alemde bir alameti, bir i§areti olacakttr. <:;unku rubO.biyet saltanatmm hikmeti, §UUr sahipleri i<;;in, bilhassa en muhim vazifesi seyir, §ahitlik, ilanohk ve nezaret olan insan i<;;in, gayba ait tasarruflann muhim olanlanna birer i§aret koymay1, alamet b1rakmay1 gerektirir. Nasti ki Cenab-1 Hak, bu gorunen alemde ya§ayanlan §ahit tutmak i<;;in yagmuru sonsuz bahar mucizelerine i§aret k1lmt§ ve gorunli.§teki sebepleri sanatmm harikalanna alamet yapmt§hr. Hatta o hayret verici tema§aya, buhln gok ehlinin ve yeryuzu sakinlerinin dikkat nazarlanm i;;ekmek, yani koca gokleri, etrafmda nobeti;;iler dizilmi§, buri;;lan suslenmi§ bir kale hukmunde, bir §ehir suretinde gosterip rububiyetinin ha§metini tefekkur ettirrnek istemi§tir. Madem §U buyuk mucadelenin ilam, hikmetin geregidir; elbette ona bir i§aret olacakttr. Halbuki havadaki ve goklerdeki hadiseler i<;;inde §U ilana munasip hi<;;bir hadise gorunmuyor. 0 halde, bundan daha uygunu yoktur. Evet, yuksek kalelerin saglam buri;;larmdan mancm1kla attlan ate§ toplanna ve i§aret fi§eklerine benzeyen y1ld1zlarm kaymas1 hadisesinin, §eytanlann ta§lanmas1 meselesine ne kadar uygun dO.§tO.gO. a<;;tk<;;a anla§thr. Hem §U hadisenin, bu hikmetten ve gayeden ba§ka, ona munasip bir manas1 da bilinmiyor. Halbuki ba§ka hadiseler oyle degil. Aynca §U hikmet, Hazreti Adem zamanmdan beri me§hurdur ve hakikat ehli i<;;in apa<;;1khr.

ALTINCI BASAMAK insanlar ve cinler, sm1rs1z §erre ve ahlaks1zhga kabiliyetli olduklarmdan, sonsuz bir inat ve azgmhk gosterirler. i§te bunun i<;;in Kur'an-1 Hakim, insanlan ve cinleri oyle mucizevi bir belagatle, oyle yuce ve berrak bir O.slupla, oyle k1ymetli, a<;;ik temsil ve mesellerle isyandan ve azgmhktan men eder ki, kainah titretir.


ON BE~iNci Soz 227

Mesela, "Ey insanlar ve cinler! Emirlerime itaat etmezseniz, elinizden gelirse, haydi miilkiimiin hudutlanndan c;1km1z!" meseline i§aret eden 0

~_) •

\11 3...:k ~11 • ..r---'

~ I ~. .fl,, . u-

I

_)/

lLl1 rf'. I3 ili 01 f tli' :.1 01·" u:;',_?'11.3 i..r'"' ~-'I • ~,, ls• __..

/

.:.itili ~~ -J\ ~ :cLl~ • .• ~_) •

/

,,,,,

,,,,,

~ c

.:,ilIJ..:, '11 0 ili '1 I3 ~~ ~ ~ ~ 3

12~1j /:~ ~ _;bJj l~ ~ 11_µ ayetlerindeki muazzam ihtara, deh§etli tehdide ve §iddetli sakmdirmaya dikkat et. insanlann ve cinlerin gayet magrurca inatlanm mucizevi bir belagatle nas1! kirar ve aczlerini ilan eder. RubO.biyet saltanatmm geni§ligi ve biiyiikliigii nispetinde aciz ve bic;are olduklanm gosterir. ~u ayetle ve 13 ~~ ~ .f:-) ~~ j ayetiyle ad eta §6yle der: "Ey kiic;iikh}gune ragmen gururlu ve isyankar, zay1fhgma ve fakrma ragmen asi ve inatc;1 olan cinler ve insanlar! Buna nas1l cesaret edersiniz; zira isyammzla oyle §anh bir Sultan'm emirlerine kar§I geliyorsunuz ki, y1ld1zlar, ay ve giine§ itaatkar birer asker gibi O'nun emirlerine uyar. Hem azgmhgm1zla oyle bir Hakim-i Ziilcelal' e kar§I itaatsizlik ediyorsunuz ki, O'nun -varsayahm §eytanlanmz dayanabilse- onlan dag gibi giillelerle ta§layabilecek biiyiik, itaatkar askerleri var. Hem nank6rliigiiniizle oyle bir Malik-i Ziilcelal'in memleketinde isyan ediyorsunuz ki, O'nun, degil sizin gibi kiic;iiciik aciz mah!O.klan, farz-1 muhal, daglar ve yerkiire biiyiikliigiinde birer kafir dii§man olsa onlan da, o biiyiikliikte yild1zlar, ate§li demirler ve kordan toplar atarak dag1tacak kullan ve askerleri var. Hem kar§I geldiginiz kanun oyle §eylerle baghdir ki, gerekirse diinyamz1 yiiziiniize c;arpar, yerkiirenize benzeyen y1ld1zlan giilleler gibi iistiiniize yagd1rabilirler." Evet, Kur'an'da baz1 hususlann iizerinde miihim bir §ekilde durulmas1, du~manlann kuvvetli olmasmdan ileri gelmez. Belki bunun

12

13

"Ey cin ve insan toplulugu! Yapabilirseniz haydi goklerin ve yerin hududundan gec;in bakahm! Arna gec;emezsiniz, ancak i.isti.in bir gi.ic;, kuvvetli bir delil ve ilimle gec;ebilirsiniz. 0 halde Rabbinizin hangi nimetlerini inkar edebilirsiniz? Ozerinize ate§ler, duman alevleri gonderilir de artik kendinizi savunamazsm1z." (Rahman suresi, 55/33-35) "(Gerc;ek §U ki, yere en yakm olan gogi.i lambalarla donatt1k) ve onlardan bir k1smm1 §eytanlara ahlan mermiler yapttk." (Mi.ilk suresi, 67/5)


228 SOZLER

sebeplerinden biri, Cenab-1 Hakk'm ha§metini ve dti§manm fenahgirn gostermektir. Hem bazen Kur'an, kainattaki kusursuz intizam1, sonsuz adaleti, ku§abc1 ilmi ve hikmetin kuwetini g6stermek ii;in en buyuk ve kuwetli sebepleri i;ok kui;uk ve zay1f bir §eye kar§l 6nemle habrlatir ve onun ustunde tutar, klymetlerini dti§tirmez, onlarm hukukuna tecavtiz ettirmez. Mesela §U ayete bak: "",,-l_,,,9-,,.!0

0

0

.)

,,.

Yr

J.,::;,,.,,.

. ,. r

"',,,o

.l.:.~.)._W'&lj\'~. '"l\~L,o' I . ' /~~'"":i..il\.Jl.;~\''\.b:;.j\' ~ , . , .J~.r, .J

14,

/

.Ju..r.:::/

/

/

u /

Hazreti Peygamber'in (aleyhissa/otu vesse/am) hakkma ne kadar htirmet ve zevcelerinin hukukuna ne kadar merhamet var. $u muhim ikaz, yalrnz Hazreti Peygamber' e hurmetin buyuklugunu, iki zay1f harnmmm §ikayetlerinin 6nemini ve haklannm g6zetilmesini merhametle ifade etmek ii;indir.

YEDiNCi BASAMAK Melekler ve bahklar gibi, y1ld1zlann da i;ok <;e§itli cinsleri vard1r. Bir klsm1 son derece kui;uk, bir klsm1 gayet buyuktur. Hatta gokyuzunde her parlayana "ytld1z" denilir. i§te Fatir-1 Zulcelal, Sani-i Zulcemal, bu y1ld1z cinslerinden birini de nazenin g6kyuztinun k1ymetli stisleri, o agacm nurlu meyveleri ve o denizin, Zat'm1 tesbih eden bahklan hukmtinde yaratm1§, meleklerine seyir yeri, binek ve mesken yapm1§br. Ve ytld1zlann kui;uk bir turunu §eytanlann ta§lanmasma vas1ta ktlm1§br. i§te §eytanlarm ta§lanmas1 ii;in ablan bu alev toplannm ti<; manas1 olabilir: Birincisi: Mucadele kanununun en geni§ dairede dahi cereyan ettigine i§aret ve alamettir. ikincisi: Cenab-1 Hakk'm g6klerde uyarnk nobeti;ileri, itaatkar sakinleri, yeryuzundeki §erlilerin aralanna kan§masmdan ve kendilerini dinlemesinden ho§lanmayan askerleri bulunduguna i§arettir. O~ancusa: Dunyanm aldabc1 yuzunun habis temsilcileri olan casus §eytanlann, temiz ve temizlerin meskeni olan gokleri kirletmemesi ve kotu ruhlar hesabma g6zetlememesi ii;in, edepsiz casuslan korkutmak 14

"Yok eger hislerinize maglup olup peygambere kar§l birbirinize arka c;1karsamz bilin ki, Allah da onun yard1mc1s1d1r. Cebrail de, salih muminler ve melekler de aynca onun yard1mc1land1r." (Tahrlm sD.resi, 66/4)


ON BE~iNci

Soz

229

maksad1yla mancm1kla atilan ate§ toplan ve i§aret fi§ekleri gibi, o §eytanlan gok kapilanndan o alev toplanyla kovmaktir. 15 i§te, yild1z bocegi hukmundeki kafa fenerine guvenen ve Kur'an

gune§ine gozunu yuman gokbilimci efendi! ;;u yedi basamakta i§aret edilen hakikatlerin hepsine birden bak. Gozunu ac;:, kafa fenerini b1rak, Kur'an'm gunduz gibi mucizelik I§1g1 altmda §U ayetin manasm1 gor. 0 ayetin semasmdan bir hakikat yild1z1 al, ba§mdaki §eytana at, ken di §eytamm ta§la!.. Biz de boyle yapmah ve 16 ~~\ -?lfa ~ ~ ~y.1 S'.J demeliyiz.

15

Bkz. Hier suresi, 15/16-18; Saffat suresi, 37/6-10; Buhari, bed'ii'l-halk 6, 11, tefsiru sure (15) 1, (34) l; tevhid 32; Muslim, selam 122, 123, 124; Tirmizi, tefsiru sure (34) 3; ibn Mace, mukaddime 122, 123; Musned 6/87. 16 "Ya Rabbi, §eytanlann vesveselerinden Sana s1gmmm!" (Mu'minun suresi, 23/97) 17 Tam, kesin deli! ve her §eyde ac;ik, kati §ekilde eserleri g6runen hikmet Allah'md1r. 18 "Subhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32)


ON BE~iNCi SOZ'UN ZEYLi 19 [Yirmi Altmct Mektup'un Birinci Bahsi]

:;>eytana ve taraftarlarzna kar§l Kur'an'zn bir de/iii

iblisi, §eytanlan ve azgmhk yolunda gidenleri susturan Birinci Bahis'te, tarafs1z bir degerlendirmeyle §eytanm muthi§ bir hilesinin kesin bir §ekilde reddedili§i anlatilacak. 0 hadisenin bir k1smm1 on sene once Lemaat'ta ozetle yazmi§hm. $oyle ki: Bu risalenin telifinden on bir sene once ramazan-1 §erifte, istanbul'da, Bayezid Cami-i $erif'inde haf1zlan dinliyordum. Birden, §ahsm1 g6remedim fakat bana manevi bir ses i§ittim gibi geldi. Zihnimi kendine c;evirdi. Hayalen dinledim. Bakhm ki, bana §Oyle diyor: "Sen Kur'an'1 pek yuce, c;ok parlak g6ruyorsun. Tarafs1zca degerlendir, oyle bak. Yani onu bir insan sozu farz edip bak. .. Acaba o meziyetleri, o ziynetleri g6recek misin?" Hakikaten ben de ona aldand1m. insan sozu farz edip Kur'an'a oyle baktim. G6rdum ki, nasil Bayezid Camii'nin elektrik dugmesi c;evrilip I§Iklar sondurulunce ortahk karanhga burunurse, insan sozu farz edip baktig1mda Kur'an'm parlak l§Iklan da oyle gizlenmeye ba§lad1. 0 vakit anlad1m; benimle konu§an §eytandir, beni uc;uruma 19 20 21

22

Zeyl: ilave. Her turlii noksan s1fattan uzak Allah'm ad1yla. "Hic,;bir §ey yoktur ki, O'nu hamd ile beraber tesbih (tenzih) ediyor bulunmasm." (isra sCtresi, 17/44) "Eger §eytandan gelen bir vesvese seni diirterse hemen Allah'a s1gm! <;:unkii 0, her §eyi i§itir, her §eyi miikemmel tarzda bilir." (A'raf sCtresi, 7/200; Fussilet sCtresi, 41/36)


ON BESiNci Soz 231

yuvarhyor. Kur'an'dan yard1m diledim. Birden kalbime bir nur geldi, mi.idafaa ic;in bana bi.iyi.ik bir kuwet verdi. 0 zaman §eytanla aramizda §6yle bir mi.inazara ba§lad1: Dedim ki: "Ey §eytan! Tarafs1zca degerlendirme ic;in iki tarafm ortasmda bir vaziyet almak gerekir. Halbuki senin ve insanlar arasmdaki talebelerinin dediginiz tarafs1zca degerlendirme, kar§l taraf1 tercihtir; tarafs1zhk degil, gec;ici bir dinsizliktir. Ci.inkii Kur'an'a insan sozii diye bakmak ve onu oyle degerlendirmek, diger §lkk1 esas almakhr. Bu ise tarafs1zhk degil, bahh tercih, hatta ona taraftar olmakt1r." ~eytan dedi ki: "Oyleyse Kur'an'a, ne Allah kelam1 ne de insan s6ziidi.ir de! Onu ortada farz et, 6yle bak." Ben cevap verdim: "O da olamaz. (:i.inkii kime ait oldugu tart1§mah bir mal bulunsa, eger onun sahibi oldugunu iddia eden iki ki§i mekanca birbirine yakmsa, o zaman o mal ikisinden ha§ka birine veya ikisinin de ellerinin yeti§ecegi hir yere h1rak1hr. Hangisi kendisine ait oldugunu ispat ederse onu ahr. Eger iki iddia sahihi hirbirinden gayet uzak, mesela hiri doguda, hiri bahda ise o vakit kaide geregi, "sahihii'l yed" 23 kim ise ma! onun elinde b1rakd1r. <;unkii ortada h1rakmak miimkiin degildir. 24 i§te Kur'an, klymetli hir mald1r. insan s6zii Cenab-1 Hakk'm kelammdan ne kadar uzaksa, o iki taraf da hirbirinden o kadar, helki sonsuz derecede uzakt1r. Kur'an\ yer-g6k gihi hirbirinden uzak olan o iki tarafm ortasmda b1rakmak mi.imkiin degildir. Hem hunun ortas1 yoktur. <;unkii varhk-yokluk gihi, ters kutuplar gibi hirbirlerine z1tt1rlar; ortas1 olamaz. Oyleyse Kur' an ic;in "sahihi.i'l yed", Cenah-1 Hak't1r. Demek, Kur' an O'nun elinde kahul edilip delillerine 6yle hakdmahd1r. Eger 6teki taraf Kur'an'm Allah kelam1 olduguna <lair bi.illin delilleri hirer hirer c;i.iriillirse elini ancak o zaman ona uzatabilir, yoksa uzatamaz. Heyhat! Binlerce kesin delilin c;ivisiyle Ar§-1 Azam'a c;aktlan bu muazzam p1rlantay1 hangi el, hiillin o c;ivileri s6ki.ip, o direkleri kesip dii§iirehilir? 23

24

Mah elinde tutan kimse. Bkz. es-Serahsi, e/-Mebsut 11/8; el-Kasanl, Beddiu's-Sandi' 6/202; el-Merglnanl, el-Hidaye 2/177.


232 SOZLER

i§te ey §eytan! Hak yolundakiler ve insaf sahipleri, sana ragmen bu §ekilde dogru bir muhakeme ile dti§i.lntirler. Hatta en kti<;;tik bir delilde dahi Kur' an' a imanlanm artmrlar. Senin ve takiµ<;;ilerinin gosterdiginiz yo! ise hakikate z1ttir. Bir kere, Kur' an insan sozi.l farz edilse, yani Ar§' a baglanan o muazzam pirlanta yere atilsa, onu yerden kaldmp manevi Ar§'a <;;akmak i<;;in btiti.ln deliller kuwetinde ve saglamhgmda bir tek deli! gerekir. Taki, insan ktifi.lr karanhgmdan kurtulup imanm nurlanna eri§sin. Halbuki bunu ba§armak pek gti<;;ttir. Onun i<;;in senin hilene aldamp §U zamanda, tarafs1zca degerlendirme perdesi altmda i;oklan imamm kaybediyor." Sonra §eytan dondti ve dedi ki: "Kur'an, insan sozi.lne benziyor, onlann konU§mas1 tarzmdad1r. Demek, insan soztidtir. Eger Allah'm kelam1 olsa, O'na yaki§acak, her yonden harikulade bir tarzi bulunurdu. O'nun sanah nas1l insanlarm sanatma benzemiyorsa, kelam1 da benzememeli!" Cevaben §byle dedim: "Nasil ki Peygamberimiz (aleyhissa/atu vesse/am) mucizelerinden ve hususi vas1flanndan ba§ka, ha!, hareket ve tavirlannda be§erilikte kahp her insan gibi ilahi kaidelere ve yarahh§ kanunlanna uymu§tur. 0 da soguga katlanm1§, elem <;;ekmi§tir vesaire ... Ommetine fiilleriyle imam, tavirlanyla rehber olmas1 ve btiti.ln hareketleriyle ders vermesi i<;;in her ha! ve tavrmda harikulade bir vaziyet gortilmez. Eger her davram§I harikulade olsa, her yontiyle bizzat imam, herkese mutlak rehber ve her haliyle "alemlere rahmet" 25 olamazd1. Aynen oyle de, Kur'an-1 Hakim §UUr sahiplerine imam, cinlere ve insanlara yo! gosterici, kemal ehline de rehberdir. Hakikat yolundakilere ders verir. Oyleyse hitabmm, insanoglunun konu§mas1 ve tislubu tarzmda olmas1 zaruri ve §artt1r. (:tinkti cinler ve insanlar mi.lnacatm1 ondan ahr, duasml ondan ogrenir, meselelerini onun lisamyla soyler, birlikte ya§ay1p iyi ge<;;inmenin adabm1 onda gori.lr ve bunun gibi. .. Herkes ona mi.lracaat eder. Oyleyse Kur'an-1 Kerim, eger Hazreti Musa'nm (aleyhisselam) Tur Dag1'nda i§ittigi Allah kelam1 tarzmda olsayd1, insan bunu dinlemeye, i§itmeye tahammtil edemez ve onu merci yapamazd1. Hazreti Musa 25

Bkz. Enbiya sO.resi, 21/107.


ON BE$iNci Soz 233

gibi bir ulii'l-azm 26 bile ancak birka<; sozii i§itmeye tahammiil edebilmi§tir. Musa Aleyhisselam: 27 ~~-% 1filt demi§, Allah Teala cevap olarak §6yle buyurmu§: 28 ~\J1 ~;Ji (aleyhisselam)

J

~eytan

yine dondii, dedi ki: , "Pek i;ok kimse Kur'an'm meseleleri gibi <;e§itli hususlan din adma soyliiyor. ~u halde, bir insanm din adma boyle bir §ey yapmas1 miimkiin degil mi?" Cevap olarak-Kur'an'm nuruyla- dedim ki: "Oncelikle: Dindar bir adam, dine muhabbetinden dolay1, 'Hak ve hakikat budur. Allah'm emri boyledir.' der. Yoksa Allah'1 kendi keyfince konu§turamaz. Haddini smirs1zca a§IP -ha§a- Allah'm taklidini yaparcasma O'nun yerine konu§amaz. 29~\ ~.15 ~ ~ ayetindeki hiikiimden titrer. ikincisi: Bir insanm kendi ba§ma boyle yapmas1 ve bunda ba§anh olmas1 hii;bir §ekilde miimkiin degildir, yiiz derece ak1l d1§1dir. <;unkii ancak birbirine yakm zatlar birbirini taklit edebilir. Aym cinsten olanlar birbirinin suretine girebilir; mertebece yakm olanlar birbirinin makammdaym1§ gibi davranabilir. insanlan gei;ici olarak kandirabilir, fakat siirekli aldatamazlar. <;unkii dikkatli kimselerin goziinde, ha! ve tavirlarmdaki sunllik ve zorakilik, sahtekarhklanm er ge<; gosterir, hileleri devam etmez. Eger sahtekarhkla taklide i;ah§an, benzemeye i;ah§bg1 ki§iden gayet uzaksa, mesela siradan bir adam, ilimde ibni Sina gibi bir dahlyi taklit etmek istese ya da bir i;oban, bir padi§ahm vaziyetini takmsa, elbette hi<; kimseyi aldatamaz, kendisi maskara olur. Onun her hali §6yle bagmr: "Bu sahtekardir!" i§te -ha§a, yiiz bin defa ha§a- Kur'an'1 insan sozii farz etmek, imkans1zhg1 apai;1k, akil d1§1 bir §eyi, olmu§ saymak gibi bir sai;mahkbr.

Js-

26

27 28

29

rilit

Biiyiikliik, ciddiyet, sabir sahibi biiyiik peygamberler Ha2reti Musa, Ha2reti isa, Hazreti Nuh, Hazreti ibrahim (aleyhimusse/am) ve Peygamber Efendimiz Ha2reti Muhammed'e (aleyhissa/iltii vesselam) verilen s1fat. Senin kelamm boyle midir? "Musa (aleyhisse/am): 'Senin konwiman boyle midir?' diye sorunca, Cenab-1 Hak: 'Biitiin lisanlarm kuweti benimdir.' buyurdu." (Bkz. Ahmed ibni Hanbel, erReddii a/e'z-Zenadika ve'/-Cehmiyye s. 36; Ebu Nuaym, Hilyetii'l-Evliya 6/210; et-Taber!, Camiu'l-Beyan 6/30) "Uydurdugu yalam Allah'a ma! eden kimseden daha zalim biri olabilir mi?" (Ziimer suresi, 39/32)


234 SozLER

Bir ytld1z bocegi, rasat ehline nastl bin sene kolayca hakiki bir y1ld1z olarak gorunsun! Hem bir sinek nas1l seyredenlere kendini bir sene tamamen yapmac1ks1z bir §ekilde tavus ku§U gibi gostersin! Hem sahtekar, basit bir asker, namh, yuce bir pa§anm tavnm takmsm, makammda otursun, c;ok zaman oyle kalsm ve hilesini hissettirmesin! Ya da iftirac1, yalanc1, inanc;s1z bir adam, en dikkatli baki§lar kar§Ismda bir omur boyu daima en dogru sozlu, en emin, en inanc;h zatm vas1flanm ve halini tela§s1zca gostersin, dahilerden suniligini saklasm! Bu, yuz derece imkans1zdir, hic;bir ak1l sahibi buna mumkun diyemez. Aynen oyle de, Kur'an'1 insan sozu farz etmek; islam aleminin semasmda apac;1k gorulen pek parlak ve daima hakikat nurlan yayan bir hakikat y1ld1z1, hatta bir kemal gune§i kabul edilen Kitab-1 Mubin'in mahiyetini -ha§a, summe ha§a- bir yild1z bocegi hukmundeki, yapmac1k tavirlar takman bir insanm hurafeli bir duzmecesi kabul etmeyi gerektirir. 0 zaman, en yakmmda olanlann ve ona dikkatle bakanlann bu hali fark etmemesi ve onu daima parlak, hakikat kaynag1 bir yild1z bilmesi gerekir. Bu ise yuz derece imkans1zdir. Sen ey §eytan! $eytanhgmda yuz derece ileri gitsen bile buna imkan saglayamazsm, bozulmam1§ hic;bir akh kandiramazsm! Yalmzca manen pek uzaktan bakhrarak aldahyorsun. Yild1z1, yild1z bocegi gibi kuc;uk gosteriyorsun. Uc;iinciisii: Hem Kur'an'1 insan sozu farz etmek; apac;ik g6rUldugu O.zere, eserleri, tesiri ve neticeleriyle insanhg1 en canh ve hayat bah§eden, en hakikatli ve saadete ula§hran, en kapsay1c1 ve mucizeli, yuce meziyetleriyle yald1zlayan bir Furkan'm gizli hakikatini-ha§a- tek ba§ma, tahsilsiz bir insanm aklmm uydurmas1 saymay1 gerektirir. Ve yakmmda onu izleyen, ona merakla, dikkatle bakan buyuk zekalann, yuce dehalann onda hic;;bir zaman, hic;bir §ekilde sahtekarhk ve sunilik eseri gormemi§; daima ciddiyet, samimiyet ve ihlas bulmu§ olmalan laz1m gelir. Bu ise yuz derece akil d1§1dir, imkans1zd1r. Bu, aym zamanda, butun halleri, sozleri ve hareketleriyle hayah boyunca emaneti, imam, emniyeti, ihlas1, ciddiyeti, istikameti gosteren, ders veren ve s1dd1klan yeti§tiren, en yuksek, en parlak, en yuce meziyetlere sahip kabul edilen bir zah; en guvenilmez, en ihlass1z ve inanc;s1z insan farz


ON BE~iNci Soz 235

etmekle katmerli bir imkans1zhg1 mi.imki.in gormek gibi §eytam bile utand1racak bir ki.ifi.ir hezeyamd1r. (i.inki.i bu meselenin ortas1 yoktur. Farz-1 muhal olarak, Allah kelam1 kabul edilmezse Kur'an Ar§'tan yere di.i§er gibi alc:;ahr, ortada kalmaz. Hakikatler kaynag1 iken hurafeler yuvas1 olur. Ve o harika fermam gosteren zatm -ha§a, si.imme ha§a- eger Allah'm resuli.i olmad1g1 farz edilirse, yi.iceler yi.icesi mertebeden a§ag1lann en a§ag1sma, kemalatm kaynag1 derecesinden hileler madeni makamma di.i§mesi gerekir; ortada kalamaz. Zira Allah namma iftira eden ve yalan soyleyen, en a§ag1 dereceye di.i§er. Bir sinegi, daimi olarak tavus ku§U gibi gbrmek ve onda her vakit tavusun gi.izel vas1flanm seyretmek ne kadar ak1l dt§I ise §U mesele de oyle imkans1zdir. Ancak yaradth§tan akils1z, sarho§ bir divane olmah ki, buna ihtimal versin. Dordiinciisii: insanhgm en bi.iyi.ik ve muhte§em ordusu i.immet-i Muhammed'in (aleyhissaldtu vesse/am) mukaddes bir kumandam olan Kur'an, ac:;1kc:;a gorillen kuvvetli kanunlan, esash di.isturlan ve tesirli emirleriyle o pek bilyilk orduyu, iki ciham fethedecek derecede bir intizam ve emniyet altma almt§, maddi-manevi donatmt§hr. BO.tun fertlerinin derecelerine gore ak1llanna ders vermi§, kalblerini terbiye etmi§, ruhlanm itaat altma ahp vicdanlanm temizlemi§, uzuv ve kabiliyetlerini nasil degerlendirmeleri gerektigini gosterip onlan istihdam etmi§tir. Boyle oldugu halde, Kur'an'1 insan sozil farz etmek -ha§a, yi.iz bin defa ha§a- onu kuvvetsiz, k1ymetsiz, as1ls1z bir dilzmece say1p yi.iz derece muhali kabul etmek demektir. Bununla beraber, hayah boyunca ciddi hareketleriyle Hakk' m kanunlanm insanhga ders veren ... Samimi amelleriyle hakikat dilsturlanm ogreten ... Halis ve makul sozleriyle istikametin ve saadetin usullerini gosteren, tesis eden ... Bi.itiln hayatmm §ahitligiyle Allah'm azabmdan c:;ok korkan ve O'nu herkesten c;:ok bilen, bildiren ... 30 insanhgm be§te birine ve yeryi.izi.ini.in yansma bin il<:; yilz elli sene tam bir ha§metle kumandanhk eden ve ciham c:;mlatan ... Me§hur icraahyla insanhgm, hatta kainatm hakikaten iftihar kaynag1 olan bir zah -ha§a, yi.iz bin defa ha§a- Allah'tan korkmaz, O'nu bilmez, yalandan c:;ekinmez, O'nun haysiyetini tammaz farz etmekle, yilz derece ak1l dt§I olan pek <pk §eyi birden yapmak gerekir. 30

Bkz. Buhari, edeb 72, i'tisi'lm 5; Mi.islim, fezi'lil 127, 128; Mi.isned 6/45, 181.


236 SozLER

<;;i.inki.i bu meselenin ortas1 yoktur. Farz-1 muhal, Kur'an Allah kelam1 kabul edilmezse, Ar§'tan di.i§se, ortada kalamaz. Belki onun yerde, yalanc1 birinin mah oldugunu kabul etmek gerekir. Fakat ey §eytan! Sen yi.iz derece katmerli bir §eytan olsan bile bozulmam1§ hic_;bir akh kandiramazsm ve c_;i.iri.imemi§ hic_;bir kalbi buna ikna edemezsin!" $eytan dondi.i ve dedi ki: "Nasti kand1ramam? <;;ogu insana ve insanhgm baz1 me§hur akil ki§ilerine Kur'an'1 ve Muhammed'i inkar ettirdim, onlan kandird1m." Cevap: Birincisi: Gayet uzak mesafeden bakmca en bi.iyi.ik §ey, en ki.i<;;i.ik §ey gibi g6ri.inebilir. Bir yild1za, mum kadar denilebilir. ikincisi: Dolayh ve s1g bir nazarla bakmca imkans1z bir §ey mi.imki.in g6ri.inebilir. Bir zaman ihtiyar bir adam ramazan hilalini g6rmek i<;;in goge bakmt§. Gozi.ine beyaz bir kil ka<;;mt§. Adamo k1h ay zannetmi§ ve "Ay1 g6rdi.im." demi§. i§te hilalin o beyaz k1l olmas1 imkans1zd1r. Fakat adam kasten ve bizzat aya bakhg1 ve o k1h dolayh olarak, ikinci derecede gordi.igi.i i<;;in bu muhali mi.imki.in saym1§. O~iinciisii: Kabul etmemek ba§ka, inkar etmek ba§kad1r. Kabuli.in yoklugu bir lakaythktir, bir goz kapamadir ve cahilce bir hi.iki.imsi.izli.ikti.ir. Bu §ekilde pek c;ok imkans1z §ey onun i<;;inde gizlenebilir. insanm akh onlarla ugra§maz. inkar ise kabuli.in yoklugu degil, yoklugu kabul etmektir, bir hi.iki.imdi.ir. inkarcmm akh hareket etmeye mecburdur. 0 halde senin gibi bir §eytan onun akhm elinden ahr, sonra inkan ona yutturur. 31 Ey §eytan! Bahh hak ve muhali mi.imki.in gosteren gaflet, dalalet, safsata, inat, laf kalabahg1, bi.iyi.ikli.ik taslama, kandirma ve gorenek gibi §eytani hilelerle, akil dt§I pek <;;ok §eyi netice veren ki.ifi.ir ve inkan, ancak insan suretindeki o bedbaht hayvanlara yutturmu§sun! Dordiinciisii: Hem Kur'an insan sozi.i farz edildiginde; insanhk aleminin semasmda yild1zlar gibi parlayan asfiyaya, 32 s1dd1klara ve kutub zatlara, apa9k g6ri.ildi.igi.i i.izere, rehberlik eden ... Si.irekli hakk1 ve hakkaniyeti, dogrulugu ve sadakati, emn i.i emaneti bi.iti.in kemal ehline ogreten. . . iman esaslannm hakikatleri ve islam esaslannm di.isturlanyla iki cihan saadetini saglayan ... Bu icraatmm §ahitligiyle, 31 32

Bkz. Ha1ir suresi, 59/16. Asfiya: Safiyet, takva ve kemal sahibi, peygamber varisi zatlar.


ON BESiNci Soz 237

ister istemez halis hak, saf hakikat, gayet dogru ve pek ciddi olmas1 gereken bir kitab1, kendi vas1flarmm, tesirinin ve nurlannm z1dd1yla vas1flanm1§ kabul edip -ha§a, ha§a- ona bir sumlik ve iftiralar mecmuas1 goziiyle bakmak gerekir. Bu, sofistleri ve §eytanlan bile utandiracak, titretecek i;irkin bir kufiir hezeyamdir. Bununla beraber, ortaya koydugu dinin ve islam kanunlannm §ahitligiyle, hayah miiddetince gosterdigi -ittifakla haber verilen- fevkalade takvasmm, halis ve saf kullugunun i§aretiyle, -yine ittifakla- kendisinde goriilen giizel ahlakm geregi olarak ve yeti§tirdigi biitiin hakikat ehlinin ve kemal vas1flanna sahip zatlann tasdikiyle; en inani;h, en saglam, en emin, en dogru sozlii zati -ha§a, siimme ha§a, yiiz bin kere ha§a- inani;s1z, en giivenilmez, Allah'tan korkmaz, yalandan <_;ekinmez bir insan farz edip muhallerin en <_;irkin ve nefrete lay1k §eklini ve dalaletin en zuliimlii, karanhk tarzm1 i§lemek gerekir. K1sacas1: On Dokuzuncu Mektup'un On Sekizinci i§areti'nde dendigi gibi, nasil ki sadece duydugunu idrak eden avam tabaka Kur'an'm mucizeligi hakkmda kendi anlayi§mca §6yle demi§tir ki: "Kur' an, dinledigim ve diinyada mevcut kitaplarm hi<_;birine benzemiyor, onlann derecesinde degil." Oyleyse Kur' an ya hepsinin altmda ya da biillin kitaplarm iistiinde bir dereceye sahiptir. Birinci §lk, ak1l di§! olmakla beraber, hii;bir dii§man, hatta §eytan bile bunu soyleyemez ve kabul etmez. Oyleyse Kur' an, biillin kitaplann iistiindedir ve mucizedir. Aym §ekilde biz de usu! ve manhk ilimlerinde "sebr ve taksim" 33 denilen kesin bir delille 34 deriz ki: Ey §eytan ve onun takipi;ileri! Kur' an ya Ar§-1 Azam'dan, ism-i azamdan gelmi§ bir Allah kelam1d1r ya da -ha§a, siimme ha§a, yiiz bin kere ha§a- yerde, Allah'tan korkmaz, Allah'1 bilmez, inani;s1z bir insanm uydurmas1d1r. Ey §eytan! Gei;en deliller kar§1smda bunu sen bile diyemezsin, diyemezdin ve diyemeyeceksin! Oyleyse, zorunlu olarak ve §iiphesiz, Kur' an, kainatm Hahk'mm kelam1d1r. <;:unkii bu meselenin ortas1 yoktur, olmas1 imkans1zd1r ve olamaz. Nas1l ki kesin bir §ekilde ispat ettik, sen de gordiin ve dinledin. 33

34

Mantikta ihtimalleri teker teker ay1klayarak dogru neticeye ula§ma §eklindeki bir ispatlama yontemi. Bkz. el-Cilveyni, el-Burhdn, 2/534, 535; er-Razi, el-Mahsul, 5/299.


238 SOZLER

Hem Hazreti Muhammed (aleyhissalaW vesselam) ya Allah'm resO.lti, btittin resullerin en mtikemmeli ve btittin varhklann en faziletlisidir ya da onu -ha§a, yuz bin defa ha§a- Allah' a iftira ettigi, Allah'1 bilmedigi ve azabma inanmad1g1 i<:;in inarn:;s1z, a§ag1lann en a§ag1sma dti§mti§ bir insan farz etmek35 gerekir. Oysa ey §eytan! Ne sen ne de gtivendigin Avrupah felsefeciler ve Asya munaf1klan bunu diyemezsiniz, diyememi§siniz, diyemeyeceksiniz; dememi§siniz ve demeyeceksiniz! c;unku dunyada bu §1kk1 dinleyecek ve kabul edecek kimse yoktur. Onun ic;indir ki, gtivendigin o felsefecilerin en fitnecileri ve o munaf1klarm en vicdans1zlan dahi, "Hazreti Muhammed (aleyhissa/aW vesse/am) c;ok akilh ve gtizel ahlakhyd1." diyorlar. Madem §U mesele iki §Iktan ibarettir ve madem ikinci §lk ak1l d1§1d1r, hie; kimse ona sahip c;1km1yor. Ve madem kesin delillerle ispat ettik ki, §U meselenin ortas1 yoktur. Elbette ve zorunlu olarak, sana ve senin taraftarlanna ragmen, ac;1kc;a ve hakkalyakin, 36 Muhammed-i Arabi (aleyhissa/aW vesselam) Allah'm resultidtir, buttin resullerin en tisttinti ve yaratilm1§larm en faziletlisidir. 37

35

36 37

0l>J1, ..:Ji.JI ~i;._, / . .) ~>JI, ~ .) / / ~ i'~\'.) ~~\ ,.~

Kur'an-1 Haklm'in, kafirlerin kufilrlerini ve galiz tabirlerini i;lirutmek ii;in baz1 yerlerde zikretmesine dayanarak, inkarcilann kufilrlerinin tamamen akil dt§l ve temelsiz oldugunu gostermek ii;in §U tabirleri farz-1 muhal suretinde titreyerek kullanmaya mecbur kald1m. Marifet mertebesinin en yuksegi. Hakikati bizzat ya§ayarak gorme hali. Melekler, insanlar ve cinler say1smca, O'na salat ve selam olsun.


ON BE~iNci Soz 239

~eytanm ikinci, Kii~iik Bir itiraz1

38~\ ~\)ij Ll

J suresinde,

~1 ~~ ~j.JI ~~ ~~~j

~

'.: ui< ~~i.;_, .3

~

, ,,\1

iY-

39

@

, w

14 ~_:; ~.:J "]~ ~_,; ~ ~~ Ll

_w,)\,,, ~, ,. / i Y. ~1/ ~ ~\ J:_ . / '-../ 3 C

@

Ll ~I; :_s . / /

(; ~Sj 11b ~' '. © · ,; :_s Ji] e ~3 I,~.' ~-G <../, ~ ~ Ll5 r...r~<-!,-, 1< ,q,, · Ldt w L.,c.?~ .:J Ll 11b <t:.,-!: J~,3 e .L-G,.,~ .,

D,, ,: ~

D~tk ~

/

ayetlerini okurken §eytan dedi ki: "Kur'an'm en muhim uslup guzelligini siz onun ahenginde, ak1c1hgmda ve ac;:1khgmda buluyorsunuz. Halbuki §U ayette nereden nereye athyor! Olum anmdan ta k1yamete gec;:iyor. Sur' a ufli.rulmesinden 40 hesap gunune uzarnyor, ondan soma da cehenneme giri§i zikrediyor. Bu hayret verici gec;:i§ler ic;:inde hangi selaset kahr? Kur'an'm pek c;:ok yerinde boyle birbirinden uzak meseleler birle§iyor. Oslup guzelligi, ak1c1hk, ahenk ve ac;:1khk bunun neresinde?" Cevap: "Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm mucizelik esaslannm en muhimlerinden biri, belagatinden soma vecizligi, az sozle c;:ok mana ifade etmesidir. Bu, Kur'an'm mucizeliginin en saglam ve muhim esaslanndand1r. ~u mucizevi vecizlik Kur'an-1 Hakim'de o kadar c;:ok ve o kadar guzeldir ki, inceleyenler onun kar§1smda hayrete dli.§er.

38 39

40

"Kaf. $anh §erefli Kur' an hakk1 ic,;in." (Kaf suresi, 50/1) "Agzmdan c,;1kan bir tek soz olmaz ki, yanmda bu i§ ic,;in haz1rlanm1§ gozcu olmasm, onun soyledigini ve yaphgm1 kaydetmi§ olmasm. Vakti geldiginde o!Um sekerah ba§laymca, can c,;eki§tigi sirada insana 'i§te!' denir, 'senin en c,;ok nefret edip kac,;hgm §ey!' Sura ufUrulur kalk borusu c,;alar. i§te bu da tehditle bildirilen azabm gunudur. 0 gun herkes beraberinde bir muhaf1z, bir de §ahit olarak Yuce Divana gelir. Allah ona buyurur: 'Sen bundan gaflet ic,;indeydin. i§te gozunun onunden perdeyi kaldird1k, §imdi art1k gozun pek keskindir!' Yanmdaki arkada§I 'i§te!' der, 'Onun defteri! Her ne yapmI§Sa, burada yaz1h!' Allah muhaf1zla §ahide veya cehennem gorevlisi iki melege: 'Atm!' buyuracak, 'atm cehenneme her nankor, inatc,;1 kafiri." (Kaf suresi, 50/18-24) Bkz. En' am suresi, 6/73; Kehf suresi, 18/99; Taha suresi, 20/102; Mu'minun suresi, 23/101; Nern! suresi, 27/87; Yasin suresi, 36/49, 51, 53; Saffat suresi, 37/19; Sad suresi, 38/15; Zumer sliresi, 39/68; Kaf suresi, 50/20, 42; Hakka suresi, 69/13; Nebe suresi, 78/18, Naziat suresi, 79/6-7, 13. Aynca Bkz. Musned 2/162, 166, 192.


240 SdZLER

• Mesela,

..:..,< r--" .J r 0

\''

0

\.11 / .~,~cil ~ .J

,

'.. ,

.1t1J1

w

~

_1:;f~~L;'.:.l<:i.:- _l'.\

~ .J ~

°~\1 1.l;.:;

\,~

•.J ,

~

'· 0 r~1., <...r° _) - u::-;.J

I;;, 'f, .:i/~ .::..1°\ \;:. 1...5""

. u.:-;.J

ayeti birkai; k1sa cumle ii;inde tufan gibi buyuk bir hadiseyi neticeleriyle oyle veciz ve mucizevi bir §ekilde anlattyor ki, i;ok edibi belagatine secde ettirmi§tir. • Hem mesela §U ayetlere bak:

~1 ~L ~1 J~j ~ jw w Li; ;.r 0 1 ~~ w ~~~~~is~W

w

':i'.©

_ .J

i~.1,~, ~~

,;,~,,lli r-t'?,1,,~,~Ac.,..:\A.:J~ ~ ~_) ~- i .J~ oy

i~.:,, ~.J

4zt ~ .. : ~c

i§te Semud kavminin ba§ma gelen hayret verici ve muhim hadiseleri, bunlarm neticelerini ve o kavmin kotu ak1betini boyle birkai; k1sa cumleyle, veciz ve mucizevi bir §ekilde, ak1c1, ai;1k ve anla§1hr bir tarzda beyan ediyor. • Hem mesela, , /

s-ild1JI.), LS~Ll ~ j~ ..

43 ".

/

1t1J1 -:

~

41

42

43

~

'~

j 0i ~ ~W ~; ~l ~}JI l;j J

/

/

:;-//

:5 '-!-~~\ cl~ . ..:Ji '11~ ~\~ 'j 0i

"(Kafirler bogulduktan sonra yerle goge:) 'Ey yeryuzu! Vazifen bitti; suyunu yut. Ey sema! ihtiyac:; kalmad1; yagmuru kes' diye emir buyuruldu. Su c:;ekildi, i§ bitirildi, gemi Cudi uzerinde yerle§ti ve 'Kahrolsun o zalimler!' denildi." (HO.cl sO.resi, 11/44) "Azgmhg1 yuzunden SemO.d halk1, resO.llerinin bildirdigi gerc:;ekleri yalan saydi. Bir ara onlann en az1h olanlan one atild1gmda, bu yalanlamalan iyice §iddetlendi. Peygamberleri ise kendilerine: 'Mucizevi olarak verilen Allah'm devesini ve onun su ic:;me sirasm1 gozetin, ona dokunmaym!' dedi. Fakat onlar o peygamberi yalanc1 say1p deveyi kestiler. Allah da boylesi sue:; ve isyanlan sebebiyle azap indirdi, onlan yerle bir etti. Bunun sonucundan da asla endi§e etmedi." ($ems suresi, 91/11-15) "Onderler ic:;inde ZunnO.n'u da an. 0, (inkarda direten ve uyanlardan hie:; etkilenmeyen halkma) kizarak onlan terk etmi§ti. Bizim hic:;bir zaman kendisini s1k1§tlrmayacag1m1za inamyordu. Sonra, (dli§hlgu bahgm karnmm, gecenin ve denizin, bir de bulundugu halin) karanhklan ic:;inde, 'Senden ba§ka ilah yoktur. Sen her turlu kusurdan, eksiklikten, e§i-ortag1 bulunmaktan mutlak munezzehsin. Ben, gerc:;ekten kendine yaz1k edenlerden oldum!' diye yakardi." (Enbiya sO.resi, 21/87)


, ayetine bak. 44 ~ )~ j .)\ cumlesinden 45 -?t.Jkll lS~G ifadesine kadar arada c;:ok cumle gizlidir. 0 zikredilmeyen cumleler anlamaya engel olmuyor, Kur'an'm ahengine ve akic1hgma zarar vermiyor. Hazreti Yunus'un (aleyhisselam) k1ssasmdan muhim esaslan zikredip gerisini akla havale ediyor. , , • Yine mesela, Yusuf suresinde 46 ~h.Jli kelimesi ile ~\ .J..::.}.. 47 J:~I ifadesi arasmda yedi sekiz cumle, veciz bir §ekilde atlanmI§hr. Fakat anlayI§l hie;: bozmuyor ve Kur'an'm ahengine, ak1c1hgma zarar vermiyor. Bu c;:e§it mucizevl hususiyetler Kur'an'da pek c;:oktur ve pek guzeldir. Kaf suresindeki ayette ise vecizlik pek hayret verici ve mucizevldir. <:;unku kafirin pek muthi§, c;:ok uzun ve bir gunu elli bin sene olan istikbaline ve o istikbaldeki deh§etli degi§imlerde ba§ma gelecek elem verici ve muhim hadiselere birer birer parmak bas1yor, fikri §im§ek gibi onlarm ustunde gezdiriyor. 0 pek uzun zamam, haZir bir sayfa gibi gozlere gosteriyor. Zikredilmeyen hadiseleri hayale havale edip yuce bir selasetle anlatiyor. /

48 0~j ~

J

lj ;.b ~ 1~\j ;)\j\1'cs)1~µ

i§te, ey §eytan, §imdi bir sozun daha varsa soyle!" Buna kar§ihk §eytan der ki: "Bunlara kar§1 gelemem, iddiam1 mudafaa edememem. Fakat c;:ok ahmaklar var, beni dinliyorlar. insan suretinde c;:ok §eytan var, bana yard1m ediyorlar. Ve felsefeciler arasmda c;:ok firavun var, benliklerini ok§ayan meseleleri benden ders ahyor, senin bu gibi Soz'lerinin ne§rine set c;:ekiyorlar. Bu yuzden sana teslim olmam!"

44

"Bizim hic;bir zaman kendisini s1k1§tlrmayacag1m1za (inamyordu)." (Enbiya sQresi, 21/87)

45

46 47

48

49

"Sonra karanhklar ic;inde §byle yakarm1§ti." (Enbiya suresi, 21/87) "Beni Yusuf' a gonderin." (Yusuf suresi, 12/45) "Ey Yusuf, ey dogru sozli.i ki§i." (Yusuf suresi, 12/46) "Oyle ise Kur' an okundugunda hemen ona kulak verin, susup dinleyin ki merhamete nail olasm1z." (A'raf suresi, 7/204) "Si.ibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32)


~jll ~jll ~I~

J ~~ ~*- L?;1 5~ ,,..

,,..

,,..

1

0

~~:.? ~ J~ i:,t ~ ~1) 1I1 r:;;t ~l

0

,,..

.J.

,,.

/ ,. di/ ~y /. !;-' ~

,,,.

,,,.

~~

(Nefsimin §ilphesiz, kesin bir imana kavu§masm1 saglayacak ve karanhg1 dag1tacak §U ayetin nurundan dart "§ua"y1 gostererek kor nefsime bir basiret vermek ic;in yazilm1§hr.)

BiRiNCi ~UA2 Ey cahil nefis! Diyorsun ki: "Cenab-1 Hakk'm ehadiyeti3 ile icraatmm geni§ligi; Zat'mm tekligi ile yard1mc1ya ihtiyac; duymayan rububiyetinin her §eyi ic;ine almas1; bir ve benzersiz olu§uyla ortaks1z tasarruflarmm ku§ahc1hg1; mekandan munezzehligiyle beraber her yerde hazir bulunmas1; sonsuz yuceligiyle beraber her §eye yakmhg1 ve birligiyle beraber her i§i bizzat elinde tutmas1, Kur' an hakikatlerindendir. Kur' an hakimdir, sonsuz hikmet sahibidir; akla kabul etmeyecegi §eyleri yuklemez. Oysa akil bu meselede bir tezat goruyor. Onu teslim olmaya sevk edecek bir izah isterim." "Bir §eyi dilediginde O'nun buyru§u, sadece '01!' demektir, hemen oluverir. .. Siibhan'dir, miinezzehtir o Zat ki, her §ey iizerinde hakimiyet, elindedir. Ve hepinizin de donii§ii O'na olacaktir." (Yasin sCtresi, 36/82-83) ~ua: Giine§ten veya bir l§lk kaynagmdan uzanan tel tel l§!klar. Cenab-1 Hakk'm her bir varhkta ayn ayn goriilen birlik tecellisi.


ON ALT1Nc1

Soz

243

Cevap: Madem tam imana ula§mak ic;in bir izah istiyorsun, biz de Kur'an'm feyzine dayanarak deriz ki: Allah'm Nur ismi pek c;ok zor meselemizi halletmi§tir, in§allah bunu da halleder. Akla ac;1k olan, kalbe nur veren temsil yolunu tercih ederek imam-1 Rabbanl (radiyal/ahu anh) gibi §6yle deriz:

4_r.;-f'-} '-f°,? j1 p

\,~ ~ ~~ ~ ~ p ~

Temsil, Kur'an'm mucizevl uslubunun en parlak aynalarmdan biri oldugu ic;in biz de §U sirra bir temsille bakacag1z. $6yle ki: Bir tek zat, farkh aynalar vas1tas1yla kulliyet kazamr. Aslmda kuc;uk ve smirh iken c;ok geni§ icraata sahip bir kulll hukmune ge<_;:er. Mesela, gune§ belli, tek bir varhk iken §effaf §eyler vas1tas1yla 6yle geni§ bir tesire sahip olur ki, yeryuzunu l§lgiyla, akisleriyle doldurur. Hatta damlalar ve parlak zerreler say1smca cilveleri bulunur. Gune§in s1cakhg1, 1§1g1 ve l§lgmdaki yedi rengin her biri, ula§tlg1 §eyleri i<_;:ine ahp ku§atirken, her bir §effaf §ey de suretiyle beraber gune§in s1cakhgm1, 1§1g1m ve yedi rengini goz bebeginde saklar, temiz kalbini onlara bir taht yapar. Demek gune§, tekligi itiban ile ula§tlg1 her §eyi birden ku§att@ gibi, her bir §eyde de ayn ayn tecellileriyle, pek <_;:ok s1fati ve kendine ait bir cilvesiyle bulunur. Madem temsilden suretlerin gorunmesi bahsine gec;tik. Bunun birc;ok <_;:e§idinden, §U meseleyi anlamay1 saglayacak u<_;:une i§aret edecegiz. Birincisi: $effaf olmayan maddl §eylerin akisleridir. 0 akisler hem o §eyden farkhdir -ayms1 degil- hem de cans1zdir, oludur. Gorunu§ten ibaret benzerlikten ba§ka aslmm hi<_;:bir hususiyetine sahip degildir. Mesela, sen aynalarla dolu bir mahzene girsen, bir Said binlerce Said olur. Fakat canh olan yalmz sensin, 6tekiler oludur. Onlarda hayat alameti yoktur. ikincisi: Nurani olan maddi §eylerin akisleridir. Bu, o §eyin kendisi degilse de, ondan tamamen farkh da degildir. Mahiyeti onun yerini tutmaz, fakat o nuranl §eyin pek c;ok hususiyetine sahiptir. Onun gibi canh say1hr. Mesela, gune§ dunyaya nufuz eder. Her bir aynada aksini 4

"Ben ne geceyim ne de geceye kulluk ederim. Ben bir hakikat gune§inin hizmetkany1m ki, size O'ndan haber getiriyorum." imam Rabbani, e/-Mektubdt 1/124 (130. Mektup).


244

StiZLER

gosterir. 0 akislerin her birinde, giine§in hususiyetlerinden olan s1cak!tk, I§Ik ve yedi renk bulunur. Farz edelim giine§ §UUr sahibi olsayd1 -s1cakhg1 kudreti; 1§1g1 ilmi; yedi rengi de s1fatlan olsayd1- o vakit, o tek ve benzersiz gune§, aym anda her aynada bulunur, her bir aynay1 kendine bir c;;e§it makam ve telefon yapabilirdi. Biri digerine engel olmazd1. Giine§, her birimizle kendi aynam1z vas1tas1yla gorii§ebilirdi. Biz ondan uzakken o, bize bizden daha yakm olurdu. O~iinciisii: Nurani ruhlarm aksidir. Bu hem canhd1r hem de o §eyin kendisidir. Fakat aynalarm kabiliyeti olc;;iisunde goriindugiinden, o ruhun gerc;;ek mahiyetinin yerini tamamen tutmaz. Mesela, Hazreti Cebrail (aleyhisselam) D1hye suretinde, Hazreti Peygamber'in (aleyhissa/atil vesse/am) meclisinde bulundugu5 s1rada, hem ha§metli kanatlanyla Cenab-1 Hakk'm huzurunda, Ar§-1 Azam'm oniinde secdeye gider6 hem de say1s1z yerde bulunur, ilahi emirleri teblig ederdi. Bir i§ digerine engel olmazd1. i§te §U s1rdand1r ki, mahiyeti nur ve hakikati nurani olan Hazreti Peygamber (aleyhissaldtil vesse/am), diinyada butiin iimmetinin salavatlanm birden i§itir ve k1yamette biitiin asfiya ile aym anda gorli§ecektir. Bir i§ digerine mani olmaz. Hatta c;;ok nuraniyet kazanan ve "abdal" denilen bir k1s1m evliya, aym anda birc;;ok yerde g6riiliiyormu§. Aym zat, ayn ayn pek c;;ok i§i birden yap1yormU§. Evet, nasil cam ve su gibi §eyler maddi varhklara ayna olursa, aym §ekilde, hava, esir ve misal alemindeki baz1 ba§ka var!tklar da ruhanilere ayna hukmiinde, §im§ek ve hayal siiratinde birer seyir ve seyahat vas1tas1 olur. Ve o ruhaniler o temiz aynalarda, o latif menzillerde hayal siiratiyle gezer, aym anda binlerce yere girerler. Madem gune§ gibi aciz ve itaatkar mahluklar ve ruhaniler gibi maddeyle sm1rh, yan nurani var!tklar, nuraniyet s1rnyla, aym anda pek c;;ok yerde bulunabilir. Kay1tlarla ku§atilm1§, ciizl birer varhk iken mutlak bir kulll hukmiinu ahrlar. Sm1rh bir irade ile bir anda pek c;;ok farkh i§i yapabilirler. Acaba, maddeden s1ynlm1§ ve yuce .. kay1t altma almmaktan, Bkz. Buhari, menCik1b 25, fezCiilil'l-Kur'Cin l; Muslim, fmdn 271, fezCiilu's-sahabe 100. Bkz. Buhari, bed'u'/-halk 6, edeb 41, tevhid 33; Muslim, fmCin 346, birr 157. Aynca Bkz. Ebu'§-$eyh, el-Azame 2/730, 766-778.


ON AmNc1 Soz 245

kesifligin karanhgmdan uzak ve annm1§ .. butun §U nurlar ve nurani varhklar kutsi isimlerinin nurlannm §effaf olmayan bir golgesi.. bu tun varhk ve hayat, ruhlar ve misal alemi; gilzelliginin, ku§abc1 s1fatlannm ve geni§ icraatmm yan §effaf bir aynas1 olan bir Zat-1 Akdes'in 7 kulli iradesiyle, mutlak kudretiyle ve engin ilmiyle tecelli eden s1fatlarmdan ve icraatmm cilveleri ic;inde g6rilnen ehadiyetinden hangi §ey saklanabilir? Hangi i§ O'na agir gelebilir, hangi varhk O'ndan gizlenebilir, kim uzak kalabilir, kulliyet kazanmadan kim O'na yakla§abilir? Evet, nasil ki, gtine§ kay1tlarla sm1rlanamayan !§1g1 ve maddesiz aksi vas1tas1yla sana, g6z bebeginden daha yakm oldugu halde sen smirlarla ku§ablm1§ oldugun ic;in ondan gayet uzaksm. Ona yakla§mak ic;in pek c;ok kay1ttan s1ynlman ve birc;ok kulli mertebeden gec;men gerekir. Adeta, manen yeryuzu kadar buyuyup, ay kadar yukseldikten sonra dogrudan dogruya gtine§in asil mertebesine bir derece yakla§abilir ve onunla perdesiz g6rti§ebilirsin. Aynen 6yle de, Celil-i Zulcemal, Cemll-i Zulkemal sana gayet yakmdir, sen ise O'ndan c;ok uzaksm. Kalbinde kuvvet, aklmda yuksek bir kavrayI§ varsa, temsildeki noktalan hakikate uydurmaya c;ah§ ...

iKiNCi ~UA Ey sersem nefis! Diyorsun ki:

s0~:; i J~ ~t ~ ~1) 1I~r_) ~~ ve 9 0J~

~.:J 6~ ~ 11~ ~~lj ~ ~~ ~lS ~~gi?i ay~tler,,e~yanm

JS

2

yarabh§Imn s1rf bir er;1irle v~ bir kerede oldugunu, ~i L?Jll ~I 10 ~_; ve 11 W;'.. ~_; ~i gibi ayetler ise bunun ilim ic;inde bilyuk bir kudretle, hikmet ic;inde ince bir sanatla derece derece gerc;ekle§tigini g6steriyor. Bunlar birbiriyle nas1l bagda§ir?

JS

10

11

Her tiir!U kusur ve noksandan yuce, mukaddes Zat, Cenab-1 Allah. "Bir §eyi dilediginde O'nun buyrugu sadece '01!' demektir, hemen oluverir. .. " (Yasin suresi, 36/83) "Her §ey, tek bir c:;agndan ibaret! i§te hepsi duru§ma ic:;in toplanmt§lar. .. " (Yasin suresi, 36/53) "i§te bu, her §eyi sapasaglam ve miikemmel yapan Allah'm sanattd1r." (Neml suresi, 27/88) "(0 Allah ki) yarathg1 her §eyi giizel ve saglam yapt1." (Secde suresi, 3217)


246 SbzLER

Cevap: Kur'an'm feyzine dayanarak deriz ki: Birincisi: Bunda tezat yoktur. Bir k1sm1 oyledir, ilk yarahh§ gibi. .. Bir k1sm1 da diger ttirltidtir, e§yanm benzerini tekrar yaratmak gibi ... ikincisi: E§yada gbrtilen kolayhk, stirat, bolluk ve geni§lik ic;inde son derece intizam, saglamhk, gtizel sanat ve mtikemmel yarahh§, §U iki k1s1m, farkh ayetlerin hakikatine kesin bir §ekilde §ahitlik eder. Oyleyse §Unlann bir hakikat olarak varhgmm bahis konusu edilmesi ltizumsuzdur. Belki yalmz "Bunun hikmet s1rn nedir?" denilebilir. Oyleyse biz de temsili bir k1yaslamayla §U hikmete i§aret edecegiz: Mesela, nasil ki sanatkar bir terzi c;ok zahmetle, maharetle sanath bir elbise diker ve onu bir model olarak haz1rlar. Sonra onun benzerini zahmetsizce, c;abuk yapabilir. Hatta bu bazen oyle kolay olur ki, adeta terzi emreder, o §ey yap1hr. Saat gibi, oyle saglam bir dtizen kazamr ki, sanki bir emrin dokunmas1yla o elbise i§lenir ve o terzi i§ler. Aynen oyle de, kainatm sonsuz hikmet sahibi Sani'i, sonsuz ilim sahibi Nakka§'I §U alem saraym1, it;indekiJer[e beraber benzersiz bir Surette yaratt1ktan sonra ktic;tik-btiytik her §eye bir model htikmtinde bir kader olc;tistiyle, belli bir miktar tayin etmi§tir. i§te bak, o Ezeli Nakka§ her asn bir model yaparak kudret mucizeleriyle stislti, taze birer alemi onlara giydiriyor. Her bir seneyi bir olc;ti k1larak rahmetinin harikalanyla sanath, taze birer kainah o endama gore dikiyor. Her bir gtinti bir satir yaparak onda hikmetinin incelikleriyle stislenmi§, stirekli yenilenen eserlerini ya21yor. Hem o Kadir-i Mutlak, her asn, seneyi ve gtinti birer model yaphg1 gibi, yerytiztinti, her bir dag1, c;olti, bag ve bahc;eyi, agac1 da model yapmI§hr. Yerytiztinde her vakit taze birer kainat kurar, yeni birer dtinya var eder. Bir alemi bozup bir ba§ka muntazam alemi getirir. Mevsimden mevsime her bag ve bahc;ede taze taze kudret mucizelerini ve rahmet hediyelerini gosterir. Hikmet ifade eden, yeni birer kitap yazar. Taze rahmet mutfaklan kurar. Her §eye, daima yenilenen, sanath birer elbise giydirir. Her baharda her bir agaca ipek gibi taze birer c;ar§af gec;irir. Onlan inci misali yeni ziynetlerle stisler. Ellerini yild12 gibi parlak rahmet hediyeleriyle doldurur. i§te §U i§leri son derece gtizel bir sanat ve kusursuz bir intizamla yapan, §U birbiri ardmca gelen ve zaman ipine tak1lan seyyar alemleri


ON ALrrnc1 Soz 247

sonsuz bir hikmet ve inayet, kusursuz bir kudret ve sanatla degi§tiren Zat, elbette gayet Kadir ve Hakim'dir; Basir ve Alim'dir, her §eyi gorur ve bilir. O'nun i§ine tesaduf kan§amaz. i§te o Zat-1 Zulcelal'dir ki, )l

)l

/

)l

/

/'

)l

";

120Y":"u <:"',~ '. < ~ J ., 01 yi.;.

,:;

/

;

:::--

-

~ ~l'I I~\~,

.J

;

~

'I Ll.J\~

~Y'

13..::_.,~1 ,, 1 ,_,\1 _;:\<;- 01 ~L.:ll , 1 IJ' 0

.rr.J.r~--

~,

r

0

_j

buyurarak hem kusursuz kudretini ilan ediyor hem de kudreti ic;in ha§ir ve k1yametin c;ok kolay ve zahmetsiz oldugunu bildiriyor. Yarahh§ kanunlarmm kudret ve iradeyi ic;erdigini, her §eyin, emirlerine kar§l gayet itaatkar oldugunu ve dogrudan, vas1tas1z var etmesindeki mutlak kolayhg1 gostermek ic;in icraahm sirf bir emirle yaphgm1 Kur'an-1 Mucizu'l Beyan ile ferman ediyor.

Soziin Ozii: Bir k1s1m ayetler e§yadaki, bilhassa ilk yarahh§taki son derece guzel sanah ve kusursuz hikmeti ilan ediyor. Diger k1s1m ise e§yadaki, bilhassa e§yanm tekrar yaratilmas1 ve iadesindeki son derece kolayhg1 ve surati, itaati ve zahmetsizligi bildiriyor.

O<;ONCU ~UA Ey haddini a§ml§, vesveselerle dolu nefis! Diyorsun ki:

gibi ayetler, Cenab-1 Hakk'm yaratt1klanna son derece yakmhgm1 gosteriyor. 12

"Bir §eyi dilediginde O'nun buyrugu sadece '01!' demektir, hemen oluverir. .. " (Yasin suresi, 36/83) 13 "Kiyametin kopmas1 ise, ba§ka degil, ancak goz ac;1p kapaymcaya kadar yahut daha da k1sa bir anda olup biter." (Nahl suresi, 16/77) 14 "O Zat ki, her §ey uzerinde hakimiyet, elindedir." (Yasin suresi, 36/83) 15 "Yuruyen hic;bir varhk yoktur ki, Allah onun perc;eminden tutmu§ olmasm." (Hud suresi, 11/56) 16 "Biz ona §ahdamarmdan daha yakm1z." (Kaf suresi, 50/16)


248 SOZLER

17~ 18

8

,

, /

o~

.di/

~f ,-~

._;;Jr ~ ~ ~'1..Jl. 0l5 ,, · d'1 , ~w ~1 , ,o: .) P" <-!. -- ~ 'C-3 .r J - c.:ru 0

'-

ayetleri, hadiste buyrulan, "Cenab-1 Hak yetmi§ bin perde arkasmdad1r."19 gibi beyanlar ve Mirac gibi hakikatler ise bizim O'ndan sonsuz derecede uzakhg1m1z1 ifade ediyor. $u anla§1lmas1 zor s1rn anlamay1 kolayla§hracak bir izah isterim." Cevap: Oyleyse dinle ... Oncelikle: Birinci $ua'nm sonunda §6yle demi§tik: Nasti ki gtine§, kay1tlarla sm1rlanamayan 1§1g1 ve maddi olmayan aksi vas1tas1yla sana, ruhunun penceresi ve aynas1 htikmtindeki gozbebeginden daha yakm oldugu halde; sen, smirlarla ku§att!mt§ ve maddede hapis oldugun ic:;in ondan gayet uzaksm. Onun yalmz bir k1s1m yans1malanyla, golgeleriyle temas edebilir ve bir nevi cilveleriyle, ktic:;tik tecellileriyle gorti§ebilirsin. Baz1 s1fatlan htikmtindeki renklerine, bir k1s1m isimleri htikmtindeki panlt1larma ve onlara mazhar olan §eylere yakla§abilirsin. Eger gtine§in ast! mertebesine yakla§mak ve dogrudan dogruya, bizzat onunla gorti§mek istersen, o vakit pek c:;ok kay1ttan s1ynlman ve pek c:;ok ktilli mertebeden gec:;men gerekir. Adeta kay1tlardan manen s1ynlarak dtinya kadar btiytiytip, ruhunla hava gibi geni§leyip ay kadar ytikseldikten, gtine§in kar§tsma gec:;tikten sonra onunla bizzat, perdesiz gorti§ebilir, ona bir derece yakla§hgm1 iddia edebilirsin. Aynen oyle de, o sonsuz kemal ve ha§met sahibi Celi!, o benzersiz gtizellik sahibi Cerni!, o Vacibti'l-VticO.d, o her §eyin yarahc1s1 MevcO.d, o Daimi Gtine§, o Ezel ve Ebed Sultani sana senden yakmd1r. Sen ise O'ndan sonsuz uzaksm. Gtictin yeterse temsildeki §U incelikleri hakikate uygula ... 17

18

19

"Ve sonu«ta O'na dondi.iri.i!Ursi.ini.iz." (Bakara suresi, 2/245; Yunus suresi, 10/56; Hud suresi, 11/34; Kasas suresi, 28/70, 88; Yasin suresi, 36/22, 83, Fussilet suresi, 41/21; Zuhruf suresi, 43/85) "Melekler ve Ruh, 0 Allah'm Ar§'ma, miktan elli bin sene olan bir gilnde yilkselirler." (Mearic suresi, 70/4) Arada yetmi§ bine yakm perde olduguna dair Bkz. Ebu Ya'la, el-Mi.isned 13/520; et-Taberani, e/-Mu'cemi.i'l-evsat 6/278, 8/382. Aynca bu perdeler olmasa, Cenab-1 Hakk'm azametinden her §eyin mahvolacagma <lair Bkz. Muslim, imdn 293; ibni Mace, mukaddime 13.


ON ALrrnc1 Soz 249

ikincisi: -20 ~\11 j£.J1 ~j- Mesela, bir padi§ahm pek c:;ok isminden biri olan "kumandan" ismi birbiri ic:;indeki dairelerde tesirini gosterir. Ba§kumandanhgm ku§attc1 dairesinden tut, pa§ahk, yuzba§ihk ve ta onba§ihga kadar geni§ ve dar, buyuk ve kuc:;uk dairelerde de gorunur, tecellisi vard1r. Bir asker, askerlik hizmetinde onba§I rutbesinde sahip oldugu cuzi kumandanhk noktasma dayanarak padi§ah1yla "kumandan" isminin kuc:;uk tecellisi vas1tas1yla munasebet kurar. Eger asil ismiyle temas etmek, padi§ahla o unvam ile gorO.§mek isterse, onba§ihktan ta ba§kumandanhgm geni§ mertebesine c:;1kmas1 gerekir. Demek padi§ah, o askere ismi, hukmu, kanunu ve ilmiyle, telefonu ve idaresiyle; eger o padi§ah, abdal diye isimlendirilen, evliyadan nurani bir zat ise bizzat yanmda ham bulunarak, gayet yakmd1r. Hic:;bir §ey ona mani olamaz. Halbuki o asker, padi§ahmdan gayet uzakttr. Binlerce mertebe ona engeldir, binlerce perde araya girer. Fakat bazen padi§ah merhamet gosterir, adeti olmad1g1 halde bir askeri huzuruna ahr, 10.tfuna mazhar eder. Aynen oyle de: 21 ~_h:} emrinin sahibi, gune§ ve yild1zlar itaatkar birer askeri hukmunde olan Zat-1 Zulcelal, her §eye her §eyden daha yakm oldugu halde, her §ey O'ndan sonsuz derecede uzakhr. O'nun yuce huzuruna perdesiz girmek istense, karanhk ve nurani perdelerden; yani maddi ve ekvani22 perdelerin yanmda isim ve s1fatlannm da yetmi§ bin perdesinden gec:;mek, her ismin binlerce hususi ve kulli tecelli derecesine c:;1kmak, s1fatlanmn gayet yuksek tabakalanm a§IP ta ism-i azamma mazhar olan Ar§-1 Azam'ma yukselmek gerekir. Eger O'nun cezbi ve 10.tfu olmazsa bunun ic:;in binlerce sene c:;ah§mak ve yo! kat etmek laz1m gelir. Mesela sen, Cenab-1 Hakk'a "Halik" ismiyle yakla§mak istersen, O'nunla, "senin Hahk'm" olmas1 hususiyetiyle, sonra "butun insanlarm Hahk'1" olmas1 yonuyle, ardmdan "butun canhlann Hahk'1" unvamyla ve nihayet "butun varhklann Hahk'1" ismiyle munasebet kurman gerekir. Yoksa golgede kahrsm, yalmz kuc:;uk bir cilveyi bulursun. 20 21 22

"En yuce s1fatlar Allah'md1r." (Nahl suresi, 16/60). "(0, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' der, o da oluverir." (Bakara suresi, 2/117; Al-i imran suresi, 3/47, 59; En' am suresi, 6/73; Nahl suresi, 16/40 ... ) Varhklarla, e§yayla ilgili.


250 SOZLER

Bir Hatirlatma: Temsildeki padi§ah, aczinden dolay1 "kumandanhk" unvanmm mertebelerinde araya vas1talar koymu§tur. Fakat 23 ~~ }:L ~0:::: ayetinin i§aretiyle, Kadir-i Mutlak'm vas1talara ihtiy~c1 yoktur. Onla~ sirf g6runli§tedir, izzet ve buyuklugun perdesidir. O'nun rububiyet saltanatmm kulluk, hayret ve acz ic;inde, faknm gosteren birer ilanc1s1 ve seyircisidirler. Yard1mc1s1 degiller; rububiyetinin saltanatma ortak olamazlar.

JS' . :. ,

DORDUNCU ~UA i§te ey tembel nefsim! Bir c;e§it mirac hukmundeki namazm hakikati, onceki temsilde bir askerin tamamen bir lutuf olarak padi§ahm huzuruna kabulu gibi, tamamen bir rahmet eseri olarak Celil-i Zulcemal Zat'm, Cemil-i Zulcelal Mabud'un huzuruna kabulundur. "Allahu Ekber" deyip manen, hayalen veya niyetinle iki cihandan gec;ip, madd! kay1tlardan s1ynhp engin bir kulluk mertebesine veya onun bir golgesine veyahut suretine c;1karak bir nevi huzuruyla §ereflenmektir. 24 ~ D~l hitabma -herkesin kabiliyeti olc;usunde- buyuk bir mazhariyettir. Adeta, namazdaki her harekette tekrar tekrar "Allahu Ekber, Allahu Ekber" demek, mertebeleri kat edip manev! bir yukseli§e ve cuz! dairelerden kulll dairelere c;1kmaya bir i§arettir. O'nun, bilemedigimiz yuce kemal vas1flannm ozlu bir unvamdir. Adeta her bir "Allahu Ekber" bir mirac basamag1 kat etmeye i§arettir. i§te §U namaz hakikatinin manen, niyetle, tasavvurla veya hayalen bir golgesine, bir panltisma mazhar olmak bile buyuk bir saadettir. Hacda pek c;ok kere "Allahu Ekber" denilmesi de §U sirdand1r. <.;unku hacc-1 §erif, herkes ic;in bizzat kulll mertebede bir kulluktur. Nasil ki bir asker, bayram gibi hususi bir gunde, bir pa§a gibi, padi§ahm bayram davetine gider ve iltifatma mazhar olur. Aynen oyle de, hac ibadetinde madan bir insan da, c;ok mertebe kat etmi§ bir veli gibi bi.itun yeryuzunun Yi.ice Rabbi unvamyla Rabbine yonelir. Kulll bir kullukla §ereflenir. Elbette rububiyetin hac anahtanyla ac;ilan kulll mertebeleri, uluhiyetin hac 23

24

"Her §ey i.izerinde hakimiyet O'nun elindedir." (Mi.i'min(m suresi, 33/88; Yasin suresi, 36/83) "(Haydi i:iyleyse deyiniz): Yalmz Sana ibadet ederiz." (Fatiha suresi, 1/5)


ON Atrrnc1 Soz

251

dtirbtintiyle gortinen ytice ufuklan, hac ibadetinin §eairiyle25 kalbde ve hayalde gittikc;e geni§leyen kulluk daireleri, btiytikltik mertebeleri ve tecelli ufuklarmm verdigi hararet, hayret, deh§et ve rububiyet kar§tsmda duyulan heybet 26_r.S'l ~\ .. _r.51 ~\ demekle stikun bulabilir. Bizzat g6rtilen veya tasavvur edilen o mertebeler "Allahti Ekber" diyerek ilan edilebilir. $u ytice ve ktilll mana, hacdan sonra <_;e§itli derecelerde bayram namazmda, yagmur namazmda, husuf ve ktisuf2 7 namazlannda ve cemaatle ktlman namazlarda bulunur. i§te, stinnet nevinden de olsa islam §eairinin oneminin s1rn budur. 28

0 ~I\, ...JLSJI ~,,DI~'. I;;.::... '. , ~

,r.J,

,?~<Y°

01.;..;..::, .

0_#.-j ~u ~~ . J5 0fi ~* ~011 .. 0~ 30~\ ~\ ~i cl~~ ~ '1~ 6 fl..: '1 cl~ 29

/

/

/

25

26

27

28

29

30

31

32

33

/

/

1

/

/'

GbrU!di.igi.inde islam'1 hatirlatan, bi.iti.in Mi.isli.imanlan alakadar eden islam alametleri. Sadece bi.iyi.ikli.ikte degil hk;bir konuda e§i ve benzeri olmayan, ba§ka bir §ey Kendisiyle k1yas bile edilemeyecek yegane bi.iyi.ik, Allah'tir. Husuf ve Kiisuf: Ay ve gi.ine§ tutulmalan. Kudretinin hazinelerini bir '01!' emriyle var eden Zat-1 Zulcelal, her turli.i kusurdan munezzehtir. "Si.ibhand1r, mi.inezzehtir o Zat ki, her §ey i.izerinde hakimiyet, elindedir. Ve hepinizin de doni.i§i.i O'na olacaktir." (Yasin suresi, 36/83) "Si.ibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32) "Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya di.i§er de bir kusur i§lersek bizi onunla hesaba i;ekme!" (Bakara suresi, 2/286) "Ey Kerim Rabbimiz, bize hidayet verdikten sonra kalblerimizi saphrma ve katmdan bize bir rahmet bag1§la. ;li.iphesiz bagI§I bol olan Vehhab sensin Sen!" (Al-i imran suresi, 3/8) ism-i Azam'mm mazhan olan Resul-u Ekrem'ine, al ve ashabma, karde§lerine ve ona tabi olanlara salat ve selam et. Kabul buyur ey merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz.


252 SCiZLER

KU(::UK BiR ZEYL34 Sonsuz kudret ve ilim sahibi Kadlr-i Alim, her §eyi sonsuz bir sanat ve hikmetle var eden Sani-i Hakim, kanun §eklindeki adetlerinin i§aret ettigi nizam ve intizamla; kudretini, hikmetini ve icraatma hic;:bir tesadufiin kan§mad1g1m gosterir. Aynen bunun gibi, kanunlannm d1§ma c;:ikan misallerle, adetinin harikalanyla, aym turden yaratt1g1 fertlere onlan birbirinden ay1rt etmeyi saglayan farkh suretler ve hususiyetler vermesiyle, tabii hadiselerin hep aym vakitte gerc;:ekle§meyip zaman ve mekanm degi§mesiyle; iradesini, diledigi zaman diledigini yaptJgm1 ve hic;:bir kay1t altmda olmad1gm1 gosterir. Tekduzelik perdesini yirtarak her §eyin, her an, her i§inde, her halinde kendisine muhtac;: oldugunu ve rububiyetine itaat ettigini bildirir, gafleti dag1br. insanlann ve cinlerin bak1§1m sebeplerden, onlann as1l sahibi olan Zat'ma c;:evirir. Kur'an'm beyanlan §U esasa bak1yor: Mesela, c;:ogu yerde bir kls1m meyveli agac;:lar bir sene meyve verir, yani rahmet hazinesinden elleri doldurulur, onlar da verir. Aym agac;: obur sene, gorunti§teki butun sebepler hazirken meyve vermez. Hem mesela, hayat ic;:in luzumlu diger i§lerin aksine, yagmurun yagma vakti o kadar degi§kendir ki, bu, Kur' an' da insanm ilmi d1§mda oldugu bildirilen be§ husus, yani "mugayyebat-1 hamse" 35 arasmda sayilm1§tlr. (unku varhkta en muhim yer, hayat ve rahmetindir. Yagmur ise hayat kaynag1 ve rahmetin ta kendisi oldugu ic;:in elbette o ab-1 hayat, rahmet olan o su, gaflet veren ve hakikati perdeleyen tekduzelik kaidesi altma girmez. Butun canhlara nimet ve hayat veren Rahman ve Rahim Zat-1 Zulcelal, onu dogrudan dogruya, perdesiz bir §ekilde elinde tutar ki, dua ve §likur kap1lanm her vakit ac;:1k biraksm. Yine mesela, canhlara nz;k ve insanlara belli bir sima verilmesinin, birer hususi ihsan eseri gibi umulmad1k tarzda olmas1, Cenab-1 Hakk' m iradesini ve dilemesini ne kadar guzel bir §ekilde gosteriyor. Havanm idaresi ve bulutlann itaati gibi daha ba§ka ilahl icraab da bunlara k1yasla ... 34 35

Zeyl: ilave. Bkz. Lokman suresi, 31/34; Buhari, istiska 29, tefsiru sure (6) 1, (13) 1, (31) 2, tevhfd 4; Ahmed ibni Hanbel, el-Milsned 2/24, 52, 58, 122.


~jll~jll~\~ ®

~ ~1 ~1~'A41 ~~ d':}·11 J;- ~ i:1~~ c~ 11 5 ~ 1..1.~'° ~ ~ 0_h~ cµ z•:l' U':JI~ ~ill~ ·~l\ ~,3 Y&' 3 . , .r.-""'

Bu soz, iki yuce makam ve parlak bir zeylden 3 ibarettir.

[BiRiNCi MAKAM] Hahk-1 Rahim, Rezzak-1 Kerim ve Sani-i Hakim, §U dunyay1 ruhlar alemi ve ruhaniler i<;;in bir bayram, bir §enlik yeri suretinde yarahp butun isimlerinin benzersiz nak1§lanyla suslemi§tir. Ku<;;uk-buyuk, ulvl-sufll her bir ruha, kendilerina, munasip ve o bayramdaki ayn ayn say1s1z guzellik ve nimetten istifade etmeye uygun, kabiliyetlerle ve duyularla donatilm1§ birer beden giydirir, cismanl birer vucut verir, onlan bir defahgma o seyir yerine gonderir. Zaman ve mekan yonuyle pek geni§ olan o bayram1 as1rlara, senelere, mevsimlere, hatta gunlere, kltalara bolerek her bir asn, seneyi, mevsimi, hatta bir yonuyle her bir gunu ve k1tay1 bir canh turune ve "Biz, dunyada bulunan her §eyi ona bir ziynet kild1k. Boylece insanlardan kimin daha iyi i§ yapacagm1 ortaya koymak istedik. Ve elbette Biz onun ustunde ne varsa hepsini kupkuru yap1p dumduz edecegiz." (Kehf suresi, 18/7-8) "Dunya hayati bir oyun ve oyalanmadan ba§ka bir §ey degildir." (En'am suresi, 6/32) Zeyl: ilave.


254 SOZLER

sanatla yaratilmt§ bitkilere resmigec:;it tarzmda buyuk bir bayram yapmt§hr. Bilhassa yeryuzu, hele bahar ve yaz mevsiminde, kuc:;uk varhk turleri ic:;in 6yle §a§aah ve surekli yenilenen bir bayram yeridir ki, ytice tabakalardaki ruhanileri, melekleri ve gokyuzu sakinlerini seyre c:;ekecek bir cazibe gosterir. Ve tefekkur edenler ic:;in 6yle §irin bir mutalaa yeri olur ki, ak1l tarif etmekten acizdir. Fakat bu ilahi ziyafet ve Rabbani bayramda, Rahman (rahmeti buhln varhklan ku§atan) ve Muhyi (hayah veren, oltimden soma tekrar hayat bah§eden) isimlerinin tecellilerine kar§thk, Cenab-1 Hakk'm Kahhar (mutlak hakimiyet sahibi, kahredilecekleri kahreden) ve Mtimit (olumti yaratan) isimleri, aynhk ve oltimtin ytiztiyle gortintir. Bu ise \~ 0 j ~jj ayetinde ifade edilen, rahmetin enginligine g6runli.§te uygun dli.§mli.yor. Fakat hakikatte birkac:; yonden uygundur. Onlardan biri §Udur: Sani-i Kerim, Fahr-1 Rahim, her bir canh turuntin resmi gec:;it nobeti bittikten ve o resmi gec:;idin maksad1 olan neticeler almd1ktan soma, onlann btiytik klsmm1 merhametli bir §ekilde dtinyadan nefret ettirip usandmyor, istirahata meylettiriyor ve ba§ka bir aleme goc:;mek ic:;in onlara bir §evk ihsan ediyor. Ve hayat vazifesinden terhis edildikleri zaman, ruhlannda as1l vatanlan olan ahiret alemine kar§l §evk veren bir meyil uyandmyor. Nas1l ki, vazife ugrunda, cihad yolunda olen bir askere §ehitlik rtitbesi vermek ve kurban olarak kesilen bir koyuna ahirette cismani ve baki bir vticut giydirerek onu sirat tisttinde, sahibine burak olma ve bineklik mertebesiyle mtikafatlandirmak o Rahman'm sonsuz rahmetinden uzak degildir. 5 Aynen oyle de, kendilerine mahsus, Rableri tarafmdan verilmi§ f1tri vazifelerinde, ilahi emirlere itaatleri s1rasmda telef olan ve §iddetli s1kmtt c:;eken diger canhlara ve hayvanlara da, kendilerine gore bir c:;e§it ruhani mukafat ve kabiliyetlerine gore bir manevi ticret vermek, Cenab-1 Hakk'm o ttikenmez rahmet hazinesinden uzak degildir. Taki, dtinyadan aynld1klan ic:;in c:;ok incinmesin, belki buna memnun olsunlar.

Js

"Rahmetim her §eyi kaplar." (A'raf suresi, 7/156) "Kurbanlanmz1 ho§ tutun, zira onlar Sirat kopriisiinde sizin bineklerinizdir." anlammdaki hadis ic:;in Bkz. ed-Deyleml, e/-Musned 1/85.


ON YEDiNci

Soz 255

Nitekim ruh sahiplerinin en §ereflisi olan ve §U bayramlardan hem mahiyet hem nicelik ybnuyle en c;;ok istifade eden insanm, dunyaya c;;ok tutkun ve bagh oldugu halde, dunyadan nefret duymas1 ve baki aleme gec;;meyi arzulamas1 ic;;in Cenab-1 Hak rahmetinin eseri olarak ona bir §evk vaziyeti verir. insanhg1 gaflet karanhgmda bogulmam1§ bir kimse, bu halden faydalamr. Dunyadan kalb huzuru ile gider. ~im­ di, o hali netice veren hususlardan be§ini misal olarak soyleyecegiz. Birincisi: Cenab-1 Hak, ihtiyarhk mevsimiyle, dunyev'i, guzel ve cazibeli §eylerin ustundeki fanilik, yokluk damgasm1 ve ac1 manay1 gostererek insam dunyadan urkutup 0 faniye bedel, bir bakiyi talep ettirir, aratir. 7 ikincisi: insanm alaka duydugu dostlanndan yuzde doksan dokuzu dunyadan aynhp ba§ka bir aleme yerle§tikleri ic;;in, 0 ciddi muhabbetin sevkiyle, insana, dostlannm gittigi yere kar§I bir §evk ihsan edip olumu ve eceli sevinc;;le kar§tlatir. 8 U~uncusu: insana sonsuz zay1f11g1m ve acizligini baz1 §eylerle hissettirip hayat yukunun ve ya§amak vazifesinin ne kadar agir oldugunu gbstererek istirahata ciddi bir arzu ve ba§ka bir diyara gitmeye samimi bir §evk verir. Dorduncusii: inanmt§ insana iman nuru ile gosterir ki: Olum bir idam, bir yok olu§ degil, mekan degi§tirmedir. Kabir, karanhk bir kuyu agz1 degil, nuranl alemlerin kap1s1d1r. Dunya ise butun gosteri§iyle, ahirete k1yasla bir zindan hukmundedir. 9 Elbette, dunya zindanmdan cennet bahc;;elerine c;;1kmak, cismanl hayatm bogucu tela§ ve 1zd1rabmdan bir rahat alemine, ruhlann yukseklerde gezecegi bir meydana gec;;mek ve mahlukatm s1kmti veren gurultusunden s1ynhp Rahman'm huzuruna gitmek, bin can ile arzu edilecek bir seyahat, hatta bir saadettir. Be~incisi: Kur'an'1 dinleyen insana, Kur'an'daki hakikat ilmi ve Hie; kimse gayb1 bilemez, gayb1 yalmz Allah bilir. Bkz. Al-i imran sO.resi, 3/185; Hadid sO.resi, 57/20. Bkz. YO.nus sO.resi, 10/7-11. Bkz. Tevbe sO.resi, 9/38; Nahl sO.resi, 16/30; Furkan sO.resi, 25/15; AnkebO.t sO.resi, 29/64; Muhammed sO.resi, 47/36.


256 SozLER

nuruyla diinyanm mahiyetini bildirerek ona a§k ve alaka duymanm pek manas!Z oldugunu anlahr. 10 Yani insana §Oyle der ve §Unlan ispat eder: "Diinya, Samed Yarahcmm bir kitab1dir. Harfleri ve kelimeleri kendilerine degil, ba§ka bir Zat'a, O'nun s1fatlanna ve isimlerine delildir. Oyleyse manasm1 bi!, al; nak1§lanm birak, git! Hem diinya bir tarladir.11 Onu ek, mahsuliinii al, muhafaza et; kalan pisligini at, aldahc1 yiiziine k1ymet verme! Hem diinya birbiri ardmca, siirekli gelip gec;;en aynalar biitiiniidiir. Oyleyse onlarda tecelli edeni bi!, O'nun nurlanm gor! 0 aynalarda goriinen isimlerin tecellilerini anla, sahibini sev ve yok olmaya, kmlmaya mahkOm olan o cam parc;;alanndan alakam kes! Hem diinya seyyar bir ticarethanedir. Oyleyse ah§veri§ini yap, don ... Ve senden kac;;an, sana iltifat etmeyen kafilelerin arkasmdan beyhude ko§ma, yorulma! Hem diinya gec;;ici bir seyir yeridir. Oyleyse ona ibret nazanyla bak ve goriinen, c;;irkin yiiziine degil; Cemll ve BakiYarahc1sma bakan gizli, giizel yiiziine dikkat et, ho§ ve faydah bir gezinti yap, don ... 0 giizel manzaralan ve giizel §eyleri gosteren perdelerin kapanmas1yla aktls1z c;;ocuk gibi aglama, meraka dii§me! Hem diinya bir misafirhanedir. Oyleyse onu yapan, kullanm orada misafir eden Kerim Zat' m izni dairesinde ye, ic;;, §iikret; kanunu dairesinde hareket et.. . Sonra arkana bakma; c;;1k, git... Sac;;ma sapan, fuzuli bir §ekilde her §eye kan§ma. Senden aynlan ve sana ait olmayan §eylerle manasizca ugra§ma ve diinyanm gec;;ici i§lerine baglamp bogulma!" Cenab-1 Hak, bu gibi ac;;1k hakikatlerle diinyanm ic;;yiiziindeki esran gosterip ondan aynlmay1 gayet hafifle§tirir, hatta kalbi uyarnk olanlara sevdirir ve her §eyde, her icraatmda rahmetinin bir izi bulundugunu gosterir. i§te Kur' an §U be§ hususa i§aret ettigi gibi, ba§ka hususi yonlere de ayetleriyle i§arette bulunuyor. Yaz1klar olsun o kimseye ki, §Ube§ husustan bir hissesi olmaya!.. 10

11

Bu konudaki baz1 ayetler ic;in Bkz. Al-i imran suresi, 3/14; Kehf suresi, 18/45-46; Taha suresi, 20/131. "Dilnya, ahiretin tarlas1d1r." manasmdaki hadis ic;in Bkz. el-Gaza!!, ihyau U/Umi'd-Dfn 4/19; es-Sehavl, e/-Makdszdil'l-hasene s.497; Aliyyillkarl, e/-Esraru'/-MerfUa s. 205.


ON YEDiNci Soz 257

ON YEDiNCi SOZ'UN iKiNCi MAKAMl12 HA$iYE Birak bi<;are Jeryadz, belddan gel, tevekkul kzl. Zira feryat bef{i i<;inde, hata i<;inde belddzr, bi/. Bela vereni buldunsa, liituf i<;inde, saJa i<;inde beladzr, bi/. Bzrak Jeryadz, §iikur kzl bu/bill/er gibi, daima keyfinden giiler hep giil miil. Eger bulmazsan, butun dunya ceJa i<;inde, Jena i<;inde hebadzr, bi/. Cihon do/usu be/a ba§zndayken, ne bagzrzrszn kii<;iik bir be/adan? Gel, tevekkul kzl. Tevekkulle belanzn yuzune giil ki o da gulsun. 0 guldiik<;e kuc;Ulur, eder tebeddii/. 13 Bil, ey bencil! Bu dunyada saadet, terk-i dunyada. Hakkz tanzyorsan, 0 kafidir, bzraksan da butun e§ya lehinde. Eger bencil ve kibirliysen helak sebebidir, ne yaparsan butun e§ya aleyhinde. Demek terki gerektir, her iki halde bu dunyanzn. Terki demek: Hilda mulku, O'nun izni, O'nun namzyla bakmaktzr. Ticaret istiyorsan eger, §U Jani 6mrunu bakiye c;evirmektir. Eger neJsine talipsen <;iiruktur, hem temelsiz de. Eger aJak1 14 istersen, Jena damgasz ustunde. Demek degmez ki alznszn, <;iiruk maldzr hep bu c;ar§zda. Oyleyse ge<;, iyi mallar dizilmi§ arkasznda.

Bu ikinci makamdaki pan;alar §iire benzer, fakat §iir degildir. Manzum §ekilde kasten yazilmadilar. Belki hakikatlerin tam bir intizamla ifade edilmesi i<;:in bir derece manzum §ekil aldilar. Degi§mek. Ufuklar. Di§ dunya.

12 HA$iYE

13

14


258 SOZLER

Siyah Dutun Bir Meyvesi

0 mubarek dut agacmm ba§mda Eski Said, Yeni Said lisamyla soylemi§tir. Muhatabzm Ziya Pa§a degil, Avrupa meftunlarzdzr. Konu§an nefsim degil, Kur'an talebeleri namzna kalbimdir. Ge~en

Sozler hakikattir, sakzn §a§ma, hududunu sakzn a§ma. Ecnebilerin fikrine sapma, dalalettir kulak asma, eder elbet seni pi§man. Goriirsiin en nurlu, zekada bayraktarzn olan, 0 hayretten der ki her zaman: "Eyvah, kimden kime §ikayet edeyim, ben dahi §a§tzm!" Kur' an dedirtir, ben de derim, hi~ de ~ekinmem. O'ndan O'na §ikayet ederim, senin gibi §a§mam. Hak'tan Hakk' a feryat ederim, haddimi a§mam. Yerden gage dava ederim, senin gibi ka~mam.

Ki, Kur'an'da daua hep nurdan nuradzr, senin gibi caymam. Kur' an'dadzr hak hi km et, ispat ederim, ona zzt felsefeyi be§ para saymam. Furkan'dadzr elmas hakikat, canzmdan aziz bilirim, senin gibi satmam. Halktan Hakk'a yolcu/uk ederim, senin gibi sapmam. Dikenli yolda u~arak giderim, senin gibi basmam. Yerden Ar§' a §i.ikran ederim, sen in gibi asmam. O/iime, ecele dost bakarzm, senin gibi korkmam. Kabre giilerek girerim, senin gibi iirkmem. Ejderha agzz, vah§et yatagz, hi~lik bogazz; senin gibi gormem. Ahbaba kavu§turur beni, kabre darz/mam, senin gibi kzzmam.


ON YEDiNci Soz 259

Rahmet kap1s1, nur kap1s1, Hak kap1s1, ondan s1k1lmam, geri <;ekilmem. Bismillah diyerek <;ahyorum, 15 HAsivE arkama bakmam, deh§et de duymam. Elhamdulillah diyerek rahat bu/up yatacag1m, zahmet <;ekmem, korkmam. "Allahu Ekber" diyerek ha§ir ezanznz i§itip kalkacagzm, 16 HAsiYE o buyuk mah§erden <;ekinmem, o muazzam mescitten <;ekilmem. Yezdan'zn 17 !Cttfu, Kur'an'zn nuru, imanzn feyzi sayesinde hi<;

CtzCtlmem. Durmay1p ko§acag1m, Rahman'zn Ar§'znzn g6lgesine u<;acag1m, senin gibi §a§mam, in§allah.

15 HAsiYE Eyvah diyerek kac;m1yorum. 16 HAsiYE israfil'in ezamm ha§ir §afagmda i§itip "Allahu Ekber" diyerek kalkacag1m. 0 buyuk namazdan c;ekilmem, herkesin toplanacag1 o en buyuk meydandan c;ekinmem. 17 Cenab-1 Hak.


260 SOzLER

Kalbe Fars\:a Gelen Bir Miinacat

~)21~~~1fu ~I..}..:.,~ ~~851 ~~ ~

/

/

/

~

Bu milnacat kalbe Fars<;a geldiginden oyle yazrlm1§t1r. (Daha once bas1lm1§ olan Hubab Risalesi'nde yer alm1§t1.)

r~: ~ ~Ll_J; lj~J- :.J;

'r;J5 ~ ~ ~ J ~: !~j ~

Ya Rab! Tevekki.ilsi.iz, gafletle, kendi smirh iktidar ve irademe dayamp derdime derman aramak i<;in "cihet-i sitte" 18 denilen alh yoni.ime bakhm. Maalesef derman bulamad1m. Bana manen denildi ki: "Derman olarak yetmez mi dert sana!"

~ .J.:S-31_;; JJ~ '-?: :~ r~: ~ ~15 _J; Evet, sag1mdaki ge<;mi§ zamanda teselli bulmak i<;in gafletle oraya bakhm. Fakat di.inki.i gi.in bana babamm kabri, ge<;mi§ zaman ise ecdad1mm bi.iyi.ik mezan §eklinde gori.indi.i. Teselli yerine yalmzhk ve korku verdi. HA!>iYE iman o yalmzhk ve korku veren buyuk mezan dostlann topland1g1 nurlu, a§ina bir meclis olarak gosterir. ~ ~ -::·-

1;J,j :.iS,i-,, 'J.,~ ..:..;,. ';, • .JJ

Soma sol taraf1mdaki gelecege bakt1m. Derman bulamad1m. Ertesi gi.in benim kabrim; istikbal ise akranlanmm ve gelecek neslin bi.iyi.ik mezan suretinde gori.ini.ip bana dostluk degil, yalmzhk ve korku hissi verdi. HA!>iYE iman ve onun verdigi huzur, o deh§etli, buyuk mezann, sevimli saadet saraylanna Rahman'm bir daveti oldugunu gosterir.

~ ~1~~ ~A'?;.G :j3~µ Soldan da hay1r gori.inmediginden, i<;inde bulundugum gi.ine baktim. G6rdi.im ki, §U gun adeta bir tabuttur; can <;eki§mekte olan cismimin cenazesini ta§Iyor. HA!>iYE iman, o tabutu bir ticarethane ve §a§aah bir misafirhane §eklinde g6sterir.

..::...;,\ o;~~ 0A ~j~ P, ~ J. ~~~~~~~~-

18

Alt1 yon.


ON YEDiNci

Soz 261

Bu tarafta da deva bulamad1m. Soma kafam1 kaldmp omur agac1mm ba§ma bakt1m. Gordum ki, o agacm tek meyvesi benim cenazemdir; agacm ustunde duruyor, bana bak1yor. HA§ivE

iman, o agacm meyvesinin bir cenaze olmad1gm1, aksine, ebedi

hayata mazhar olan ve ebedi saadete haz1rlanan ruhumun, yild1zlarda gezmek i<_;in eskimi§ yuvasmdan <;1khgm1 gosterir.

~

: '<'~'.J,Y, '., ~ .5~ .__,\ :'~ o; r, Lk/~ // ; i j

0 yone bakmca da umitsizlige di.i§i.ip ba§1m1 a§ag1 egdim. Baktim ki: A§ag1da, ayag1mm altmda, kemiklerimin toprag1 ile yaratih§Imm ba§lang1cmdaki toprak birbirine kan§mI§. Bu da bana derman olmad1, derdime dert katt1. HA§ivE

iman, o topragm rahmet kap1s1 ve cennet salonunun perdesi oldu-

gunu gosterir. ~ •• /

,; ,

j

~

~8 •.

~L~

l:f, / .

'.

,e· r..,t,, v-;,, j,; .) y;, i .r"',

I : ,: , ,

(.)-!., ~

Gozumu oradan da <;evirip arkama baktim. Gordum ki, esass12, fani bir dunya, hi<;lik derelerinde ve yokluk karanhgmda yuvarlamp gidiyor. Derdime merhem olmad1, aksine, korku ve deh§et zehri ilave etti. HA§iYE

iman,

Q

karanhkta yUvarJanan diinyanm; Vazifesi bitmi§, manaS!nl

ifade etmi§, geride neticelerini b1rakm1§, Samed Yarahcmm bir mektubu ve ilahi nak1§larm sayfalan oldugunu gosterir.

~\ o;t.3' ~ .); ,~ ~

§Jl:GI :~ .J;3 /

/

~)\~~ jlj~ .)J.)~ ~ ~ljj Oradan da hay1r bulamad1g1m i<;in onume, ileriye baktim. Gardum ki, kabir kap1s1 yolun sonunda a<_;1k duruyor, onun arkasmda ebediyete giden bir cadde uzaktan uzaga gaze <;arp1yor. HA§iYE

iman,

0

kabir kap!Slnln,

DUf

aJeminin kaptSI Ve

0

yoJun da, ebedJ

saadete giden yol oldugunu gosterdiginden, dertlerime hem derman hem merhem olur.

i§te §U alt! yonde dostluk hissi ve teselli degil, deh§et ve korku buldugum halde, elimde cuzl, sm1rh bir iradeden ba§ka bir §ey yoktur ki, ona dayamp o deh§et ve korkuya kar§1hk vereyim.


262 SozLER HA~ivE iman, bir zerre hukmundeki o smirh irade yerine, sonsuz bir kudrete

dayanmak ic:;in bir vesika verir ve belki imanm kendisi bir vesikad1r.

Halbuki insanm cuzi irade denilen o silah1 hem aciz hem k1sadir; ayan noksandir, bir §ey var edemez. Gayretten ba§ka bir §ey elinden gelmez. HA~ivE iman, o cuzl iradeyi Allah namma degerlendirmeyi saglay1p her §e-

ye kafi hale getirir. Bir askerin, smirh kuwetini devlet hesabma kulland1g1 vakit kendi gucunun binlerce kat ustunde i§ler gbrmesi gibi ...

~;~ )J.A /

JY ,.: J~ .G ,J_#. J~ ~~ . J~ .G /

Cuzi iradem ne ge<;mi§ zamana dahil olabilir ne de gelecek zamana nufuz edebilir. Ge<;mi§e ve gelecege <lair emellerime ve elemlerime faydas1 yoktur. HA~ivE iman, dizginini hayvanl olan cismin elinden ahp kalbe ve ruha tes-

lim ettigi ic:;in, gec:;mi§e nufuz edip gelecege gidebilir. Cunku kalb ve ruhun hayat dairesi geni§tir.

~IL . 0\ /

Jt-.3 ,JL;. 0~~ / J

: I3 rj'..,

I 01~ / •

0 cuzi iradenin hareket sahas1, §U k1sac1k §imdiki zaman ve sadece bir and1r.

,~\

,ijf oj~\) s-'5.'.J ~ '~j Ll,~ ~ ~l ~ ~o' I~\~ rc..r../ /

l;\. u::lo~:((~ u'L '~)) ,Y""'"':.J /

i§te butun bu ihtiya<;lanmla, zay1fhg1mla, faknm ve acizligimle beraber alh yonden gelen deh§et ve korkularla peri§an bir haldeyken; kudret kalemiyle, yarad1h§1mm sayfasmda ebediyete uzanan arzular ve sonsuzluga yay1lan emeller a<;1k bir §ekilde yazilm1§, mahiyetime yerle§tirilmi§tir.

~'~~Y.4 Belki dunyada ne varsa, ornekleri fitrahmda bulunur. Hepsiyle alakadanm. Onlar i<;in kabiliyetlerimi, duygulanm1 <;ah§tlnyor, <;ah§1yorum.


ON YEDiNci Soz 263

~'\; ~,~, ,\;_: ~ A·b ~Ll '\.;:;;_;.\ o'"\; ) c..,?:JJ. .T""' , f , (. ., , , f

ihtiya<; dairesi, gozun ula§tig1 daire kadar buyuk ve geni§tir. Lj

_k t_t;:?-~ L j fli.5 Jt;.

~ ' \.;:;;_;.\ ' ;

c_., ,)

;.

' • '1..>- ,.;,

~

J

'; ';

..___._.,

)

Hatta hayal nereye giderse ihtiya<; dairesi de o kadar geni§ler. Orada da ihtiya<; vardir. Belki elde ne yoksa ihtiya<;ta vardir; elde olmayan, ihtiya<; dairesinde bulunur. Eide olmayanlar ise sonsuzdur. ~t.r .<

ot.r.< ~; 1.:Ll1 o'"b , f'"\; J~ ·-- ) , , ,f 0

Halbuki iktidar dairesi smirhd1r. Elimin uzanabildigi daire kadar kii<;iik ve dard1r. ~I~-

~~

~

. Ll ._:...,\.>-\.>, .

,~:

"

Jl~u-;

Demek ki, faknm ve ihtiya<;lanm dunya kadard1r. ~1

((\ ~ ~ , > '1 ~ '. , )) , ' , ,?. ~

Ll -.SLl ',, ,. y-"JI

Sermayem ise zerre kadar, az bir §eydir.

r

\'.~ \J.5'' u~L>1' 1' 1:.1;::.' I \J.5'' ~ f':,, ~, ' I S'~U ~0

i§te cihan kadar ve milyarlar ile ancak elde edilecek ihtiya<;lar nerede, §Ube§ parahk cuzi irade nerede? Onlar bununla satm almmaz, bununla kazamlmaz. Oyleyse ba§ka bir <;are aramak gerekir.

~1 ~ ~j~

yJJ ~ j~ _k ~~ ~~jl ,; ~lj J; ~

0 <;are, cuzi iradeden de vazge<;ip, i§ini Cenab-1 Hakk'm iradesine birakarak kendi gii<; ve kuwetinden s1ynlmak, O'nun kudretine ve kuwetine s@narak tevekkul hakikatine yapt§maktir. Ya Rab! Madem kurtulu§ <;aresi budur. Senin yolunda cilzl irademden vazge<;iyor ve benligimi terk ediyorum. /,,.Jc

~I

'. , oG ~if / • y· 1..::../ •.:;i. ~

'-I ~/ )

/'~Cl

Jc,,..,,,.

,; , • '. , • '; • ~& l:; .J-" if ,· / y / . /

Taki, senin inayetin aczime ve zay1fhg1ma merhamet edip elimden tutsun. Ve rahmetin, fakr ve ihtiyac1ma §efkat gosterip bana dayanak olabilsin, kap1sm1 a<;sm.


264 SOZLER

~1 ..:J~ ~J ~tt '-1-,

r. ~ _;.S 01

~\~ _;Ll ~ ~ l?~~l ~~ ~1 J. .t5 ~ ~ 0

Evet, rahmetin sonsuz denizini bulan, elbette bir damla serap hiikmiindeki ciizl iradesine gilvenmez, Allah'm rahmetini birak1p ona milracaat etmez.

Eyvah, aldand1k! ~u diinya hayatm1 sabit zannettik, o yuzden biitiln biitiin ziyan ettik. Evet, §U hayat yolculugu bir uykudur, bir rilya gibi ge<;ti. ~u temelsiz omilr de bir rilzgar gibi u<;ar, gider ...

~1

tZ. ~. i·'1\ tZ. '-1-, J~\

,~1Gs8~ . • J1/~/ .).)'. 0~1/

Kendine gilvenen ve varhgm1 ebedl zanneden gururlu insan, yok olmaya mahkO.mdur, siiratle yokluga gidiyor. insanm evi olan dilnya ise hi<;lik karanhgma dii§er. Emeller fani olur, elemler ruhta baki kahr. ..A

,,.,,,

0

.J

,,.

: < \..A! I'J J..>. r.r

<-1.-

• •'

/

/

· tg ~ ~ ~

-~.)

..

,,.

,,.

! 'l>- •. t:.

i . JJ

o,,,.

-ti;:_

/.\..SI/'~.

~~~.J~r.f../,

.....

i r.• l?' I L. .;

J~Y~

Madem hakikat budur, gel, ey hayata <;ok arzu duyan, ya§amaya <;ok istekli, diinyaya <;ok a§tk, sonsuz emellere ve elemlere milptela talihsiz nefsim! Uyan, akhm ba§ma al! Nasil ki yild1zb6cegi, kendi l§tk<;1gma gilvendiginden, gecenin sonsuz karanhgmda kahr. Bal ans1 kendine gilvenmedigi i<;in gilne§i bulur. Dostlan olan butiln <;i<;ekleri, gune§in t§1g1yla yaldizlanmt§ olarak gorilr. Aynen oyle de, kendine, varhgma ve benligine dayamrsan yild1zb6cegi gibi olursun. Eger fani varhgm1, onu sana veren Hahk'm yolunda feda edersen bal ans1 gibi olur, sonsuz bir varhk nuru bulursun. 0 halde feda et, <;iinkil §U varhk sende emanettir. 0

,,.

,,.

.J

,~~ ~ l:i ~

,,.

..A

..A

0

8 d~ .Jlj .JI ~j

~I u~l «Ji. :~ -s~ . J.n ::. .. ,,,.

01 jl


ON YEDiNci Soz 265

Hem varhgm O'nun mi.ilki.idi.ir, 0 wermi§tir. Oyleyse kimseye minnet etmeden ve c;;ekinmeden varhgm1 fani kil, feda et ki, beka bulsun. <;unki.i "nefy-i nefy, ispathr"; yani bir §eyin yoklugu yok ise o §ey vard1r. Yok, yok ise var olur. .J

¥ ;:, _,.>- r:;s ~ 'f 1..L>~ j\; .;~) '5\J. o;b 01.J? J. '5~ ::. ....... ::. o ..... o

.....

o

.J

_,., jl ;:, j>- '-!°-- \_);:,_,.>-

'I\ .J.

.J

o

,.,

,. .J

Hahk-1 Kerl'm, kendi mi.ilki.inil senden satm ahyor, kar§ihgmda sana cennet gibi bi.iyi.ik bir fiyat veriyor. Hem o mi.ilki.i senin ic;;in gi.izelce muhafaza ediyor. Kiymetini yi.ikseltiyor. Onu yine sana, hem baki hem mi.ikemmel bir surette geri verecektir. Oyleyse ey nefsim, hie;; durma! Birbiri ic;;inde be§ karh ticareti yap ki, be§ zarardan kurtulup be§ kazanc1 birden elde edesin. 19

***

~jll ~jll ~\ ~ , , 20 ~~\ ~i 'i Jli ji Lili J.

...

,

.J

0

{.

';"

....

.....

~

0 ,,,, .....

~I~~ cc~:JI ~I :Jn ~ ~~\ l4l ,

. .

Hazreti ibrahim'in (aleyhisselgm) kainatm yok olup gidecegini ve oli.imilnil ilan eden ~\11 ~ ~ feryad1 beni aglatti. ~I 0,,..J~u .{ { .~....,. . . .;:..~t; .;:..\-U ;; ~~ .~ ~• ~~ ~~r._J;.-

...

fJ.

........

1'

Onun ic;;in kalb gozu aglad1, ac1 gozya§lan doklli. Kalb gozu aglad1g1 gibi, doklligu her bir damla da 0 kadar hazindir ki, aglabrken adeta kendileri de aghyor. 0 damlalar, a§ag1daki Farsc;;a ifadelerdir. J.

,,..,,..

.o.1\ "j'5

, r,

.

,. ,

....

. •i

..;, f -?

-('.;_ .

v;- ~ ~

....,,..

"j'5

0

::1

~

i~te o damlalar, Hakim Yarabcmm bir nebisinin, peygamberinin

Allah kelam1 ic;;inde bulunan bir sozunun bir c;;e§it tefsiridir. ' , ,

~§..A 0~ -------19

20

!~

r

,'

h

,

ccoJJ jln ~~~ ~

Buradaki be§ kar ve be§ zarar ic;in Altmc1 Soz' e bakm1z. "(Gece bastmnca ibrahim bir yddiz gordu, '(iddiamza gore) Rabbim budur!' dedi. Y1ld1z sonunce de, 'Ben oyle sonup batanlan tann diye sevmem' (dedi)." (En'am suresi, 6/76)


266 SOZLER

Gilzel degildir babp kaybolan bir sevgili. .. <:;unku yokluga mahkum olan, hakiki gilzel olamaz; ebedi a§k ic_;in yarablan ve Samed'in aynas1 olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli! .J.O

O

,,-

.J

,,-

/

.J.

/

""

/

~~ 0...L.,;, ~ ((o~JJ;» ~j_)\ ~

istenen bir §ey ki, babp kaybolmaya mahkOmdur; kalbin alakasma, akhn merakma degmez, arzulara yuva olamaz. Garn ve kederle ardmdan uzulmeye lay1k degildir. Nerede kald1 ki, kalb ona tapsm ve baglamp kalsm!

~~ ~.JJ. ~ <<o;Gn ~i;:. ~ Arzu edilen bir §ey ki, fanilikte mahvoluyor, onu istemem. <:;unku faniyim, fani olam istemem, neyleyeyim! .. ~ffe

0

,..,

,)

0...L.,;,

0

0-';

,..,o

.....

,,,.

,,.

«cll\jj» fl.>.

,,,.

~

Bir mabud ki, yokluga gomuluyor, onu c_;ag1rmam, ona s1gmmam. <:;unku sonsuz derecede muhtac_; ve acizim. Aciz olan, benim pek buyuk dertlerime deva bulamaz, ebedi yaralanma merhem suremez. Yokluktan kendini kurtaramayan, nasil mabud olur?

f- _,~ :Gj ~ «~'JI ~ ~> ~\~ '~)\; ~ ~4j ~ Evet, gorilnil§e gore hukum veren akil, kainatm §U ke§meke§inde taparcasma bagland1g1 §eylerin yok oldugunu g6rilJ2 Qmitsizce feryat eder ve baki bir sevgiliyi arayan ruh da ~~\ ~ ~ diye haykmr. ·1/

·-G

: .:i;_

r../,J9,t'- ~t'

: .-i;:. : ~~ ~

istemem, arzu etmem aynhg1, ona dayanamam ...

J_;k. ~ _:,; J\jj 0-;~ «.Jl~n ~j_:,\ ~ Hemen arkasmdan gel en aynhkla ac1la§an kavu§malar, kedere ve meraka degmez. Arzu duymaya hie; lay1k degildir. <:;unku lezzetin bitmesi elem oldugu gibi, bunu dil§ilnmek de bir elemdir. Mecazi a§ka dil§en butun a§tklarm divanlan, yani a§knameleri olan manzum kitaplan, §U aynhk dil§ilncesinden gelen elemden birer feryatt1r. Her birinin §iirlerinin ruhunu s1ksan, elemli birer feryat damlar.


ON YEDiNci Soz 267 o,.-

0..........

1

°

)I

7

{

~ ..lij '-f°, <<~'l'I ~I 'l'n

&

0

0 .....

c!-f ~_); iJI jl

i§te o aynhga mahkO.m kavu§malarm, o elemli, mecazl a§kl"!n~ derdinden ve belasmdandir ki, kalbim Hazreti ibrahim gibi ~i '1 ~"11 feryad1yla aghyor ve bagmyor. 0;8;~_r.>;·

IZ. '-.?~·~IZ. '-f',·ti'.(f..,I,; .)

Eger §U fani dunyada beka istiyorsan; beka, fanilikten c_;:1k1yor. Nefs-i emmareni2 1 fani k1l ki, baki olasm.

((0;8n

ol) ((~~n 0~

) ~ '~ f~ ~ ':} 1.JJ ~ ,), 8

Dunyaya taparcasma baglanmanm esas1 olan k6hl ahlaktan s1ynl, fani ol! Sahip bulunduklanm Hakiki Sevgili'nin yolunda feda et! Varhklarm yoklugu haber veren ak1betlerini gar! <;unku §U dunyadan bekaya giden yo!, fanilikten gec_;:iyor. ~

01~_) 1j ~ .. ((~~I ~i /

-

'i)) ~J ,;5i; ~_)I~~ .. /

Sebeplerin ic_;:ine dalan insan akh, dunyanm yok olacagm1 dil§ilnmenin sarsmhs1yla hayrette kahp umitsizce feryat ediyor. Hakiki bir varhk isteyen vicdan, Hazreti ibrahim (aleyhisse/am) gibi ~"JI ~ ~ inlemesiyle mecazl sevgililerden ve gelip gec_;:ici §eylerden alakasm1 kesip Hakiki Mevcud'a ve Baki Sevgili'ye baglamyor.

~ ol) 3 ~

Jli jl ~j _:,;, .J; :~ !fbL' ~ '-.?\ 01-\ , _) ~ ' <.../,·i.;..L; '-f',·L't_;. . iJl>, . ~

Ey cahil nefsim! Bil ki, dunya ve varhklar gerc_;:i fanidir, fakat her fani §eyde, bakiye ula§hran iki yo! bulabilirsin. Can ve canan olan Ebedl Sevgili'nin cemal tecellilerinden iki panlt1y1, iki Slrrt g6rebilirsin. Ancak, fani suretlerden ve kendinden gec_;:ebilmen §arhyla ...

,'-.?-("' .~, , e °~

~\

L;.'G\ ,,, .) u-'.3

, .),; .u,

~ ,~ 1 ~v.,

i

8...A '-! ~ ~-018°;0~ .) r-4,

,

_)

Evet, nimetlerin ic_;:inde nimet verme fiili g6runur, Rahman'm iltifah 21

Nefs-i emmare: insarn daima kotu!Qge sevk eden nefis.


268

SiiZLER

hissedilir. Nimetten "nimet verme"ye gec;ersen Mun'im'i (nimet vereni) bulursun. Hem Samed Yaraticmm her eseri, bir mektup gibi, o Sani-i Zulcelal'in isimlerini bildirir. Naki§tan manaya gec;ersen, o ilahl isimler yoluyla onlann Sahibini bulursun. Madero §U fani, sanath varhklann 6zunu, ic;ini bulabilirsin; onu elde et, manas1z kabugunu ac1madan fanilik seline at. .. I_;'' Y""'-/,bl

01 I" -~ Ll. .)0 ~\ c.$-I~ .Y>.J'_; 0~~.J 8..A 0~~ 8..A .;;,bl W\·~ ,_8•.r 0'

Evet, sanath varhklardan hic;biri yak ki, cisme burunmti§, c;ok manah bir kelime olmasm, Sani-i Zulcelal'in pek c;ok ismini okutmasm. Madem §U eserler, kudret kelimeleridir; manalanm oku, kalbine koy. Manas1z kalanlan korkusuzca yokluga at. Arkalanndan alakadar bir §ekilde bak1p onlarla me§gul alma!

I~,:;~\ 0~ <<~~Iµ -fil ~~ ,~)b ~ ~~j ~ i§te, di§ g6runti§e gore hukum veren ve sermayesi afakl bilgilerden ibaret olan dunyevl akil, boyle fikirler silsilesini hic;e ve yokluga dogru c;ektigi ic;in, hayretinden ve mahrumiyetinden umitsizce feryat ediyor. Hakikate giden dogru bir yo! anyor. Madem ruh, batip gidenlerden ve yak olanlardan elini c;ekti; kalb de mecazl sevgililerden vazgec;ti, vicdan dahi fanilerden yuz c;evirdi. Sen de, bic;are nefsim, Hazreti ibrahim gibi 22 ~'11 ~ ..J yard1m nidasm1 haykir, kurtul! : i.i?Y . '" '· <.T"-, . :.~c ((~ i.;.)) 1~ . •

I J.s•.r-~ U"~ y '·

.J

"->~

F1trati a§kla yogrulmu§ gibi, a§k kadehiyle sarho§ olan Mevlana Cami, yuzleri kesretten vahdete, yani Allah'tan uzakla§tiran §eylerden Bir' e c;evirmek ic;in, bak ne guzel soylemi§: 23HA$iYE

0

-~

<~ ,~\_;

r.S.r .. ~ ..

<~, ~

~ ..

<~,'

~ ~ .. /

,

<~

r.Sy>:~ .. ..

,01 y ".

<~,~I

~ ..

Yalmz Bir'i iste, ba§kalan istenmeye degmiyor. Bir'i faY,r, ba§kalan imdada gelmiyor. Bir'i talep et, ba§kalan buna lay1k degil. 22

"Ben oyle sonup batanlan Tann diye sevmem." (En'am sD.resi, 6/76) Yalmz bu satir Mevlana Cami'nin sozudur.

z3 HAsIYE

<~ y ', ~ ..


ON YEniNci Soz 269

Bir'i gor, ba§kalan her vakit goriinmiiyor, yokluk perdesinde sak-

lamyor. Bir'i bil, O'nu bilmeye yard1m etmeyen ba§ka malumat faydasizdir. Bir'i soyle, O'na ait olmayan sozler bo§, liizumsuz sayilabilir.

'~)kl1 jP> \~~ ~\ ~J...o $~\

p,

jP> ,$~\ jP> '~ _#..J1 jP>

Evet Cami, pek dogru soyledin. Hakiki mahbub (sevgili), hakiki matlup (talep edilen), hakiki maksut (istenen), hakiki mabud yalniz O'dur...

~~Ji~ J.IJ. 24c<j. '1l ~l -J;> 4 <;unkii bu alem, her §eyiyle, tiirlii tiirlii dilleriyle, ayn ayn nagme:_ leriyle, Cenab-1 Hakk'm zikredildigi biiyiik bir halkada beraber ~\ 'i j> ~l der, O'nun birligine ve tekligine §ahitlik eder. 25 ~\11 µ-J~o­ ziiniin ac;t1g1 yaraya merhem surer ve alakay1 kestigi mecazi sevgililer yerine, insana baki bir Sevgili'yi gosterir.

24

25

"Allah, o hak Mabud'dur ki kendisinden ba§ka ilah yoktur." (Bakara suresi, 2/163, 255; Af-i imran suresi, 3/2, 6, 18; Nisa suresi, 4/87 ... ) "Ben 6yle soni.ip batanlan tann diye sevmem." (En'am suresi, 6/76)


270 SozLER

Bundan yirmi be§ sene kadar once, istanbul Bogaz1'ndaki Yu§a Tepesi'nde, dunyay1 terk etmeye karar verd@m bir zamanda, baz1 muhim dostlanm beni dunyaya, eski halime dondurmek it;;in yamma geldiler. Dedim ki, "Beni yanna kadar b1rak1mz, istihare edeyim." Sabahleyin kalbime bu iki levha dogdu. ,Siire benzer, fakat §iir degil. 0 mubarek hatzramn hatm ii;in ili§medim. Geld@ gibi muhafaza edildi. Yirmi Oi;uncu Soz'un sonuna eklenmi§ti. Makam munasebetiyle buraya almdz. Birinci Levha

Gafillerin dunyasmm hakikatini tasvir eden levhadir. Beni dunyaya i;agirma, Ona geldim fen0. 26 gordum. Gaflet daima perde oldu, Ve Hak nurunu nihan 27 gordum. Butun e§ya ve varlzklan Birer Jani muz1r28 gordum. Vucut desen, onu giydim, Ah, ademdi, 29 i;ok bela gordum. Hayat desen onu tattzm Azap ii;inde azap gordum. Ak1l azabm ta kendisi oldu, Bekay1 bir bela gordum. Omur tamamen heva oldu, Kemali hep heba gordum. Ameli riyanm ta kendisi, Emeli tamamen elem gordum. 26 27 28

29

Fanilik, ge<;icilik. Gizli, sakh. Zararh. Hi<;lik, yokluk.


ON YEDiNci Soz 271

Kavuยงmak aynl1k oldu, Devay1 hastalrk gardum. Bu nurlar karanl1k oldu, Bu ahbab1 yetim gardum. Bu Sesler alamun habercisi o/du, Bu canlr/an a/milยง gardum. ilim evhama dandu, Hikmette bin ii/et gardum. Lezzet ayn-1 elem oldu, Var/1kta bin yokluk gardum. Sevgili desen onu buldum, Ah, ayn/1kta ~ok elem gardum.

ikinci Levha Hidayet ve huzur yolunda olanlann dunyalannm hakikatine iยงaret eden levhadir. Daimf gaflet yak oldu, Ve Hak nurunu ayan 30 gardum.

Varlrk Zat'mm delili oldu, Hayat, Hakk'm aynas1drr, gar. Aki/, hazinelere anahtar ofdu, Fend, beka kap1s1drr, gar. Kemalin panlt1s1 sandu, Fakat bir cemal guneยงi var, gar.

Ayn/1k, kavuยงma oldu, Elem ayn-1 /ezzettir, gar. Omar butan amel o/du, Ebed ayn-1 amurdur, gar.


272 SiiZLER

Karanlzklar lยงzga kzlzf oldu, Bu ali.imde hak hayat var, gar. Batun eยงya dost oldu, Batun sesler zikirdir, gar. Batun zerreler, varlzklar Zikir ve tesbih eder, gar. Fakrz gzna31 hazinesi buldum, Aczde tam kuvvet var, gar. Eger Allah'1 buldunsa Batun eยงya senindir, gar. Eger Malik-i MU/k'e kul isen O'nun ma/ka senindir, gar. Eger bencil ve kendi nefsine maliksen Say1s1z beladzr, gar, Sonsuz bir azaptzr, tat, Hesapszzca, gayet agzrdzr, gar. Eger Hada'y1 tamyan hakiki bir kul isen, Hudutsuz bir safadzr, gar, Hesaps1z bir sevap var, tat, Nihayetsiz saadet gar.

*** Yirmi beยง sene once, ramazanda, ikindiden sonra $eyh Geylanf'nin (kuddise sirruh) Esma-i Hasna manzumesini okuyordum. Allah'zn gaze! isimleriyle bir manacat yazmak i(:in bir arzu hissettim. Fakat o vakit bu kadar yazzldz. 0 kutsf astadzmzn mabarek Manacat-1 Esmaiye'sinin bir benzerini yazmak istedim. Heyhat! Nazma kabiliyetim yak; yapamadzm, noksan kaldz. Bu manacat, Otuz U(:anca Soz'an Otuz O(:anca Mektup'u olan Pencereler Risalesi'ne eklenmiยงti. Makam manasebetiyle buraya alznd1. 31

Zenginlik.


ON YEniNci Soz 273

.JI

;;:o

,,.

,,A

o

,...

o

tlA....:Jlj ~ j '11 ~ JLll p1 j.A :;

t\ ,>\\,

r

~

0

•':::.I\

.J !.Y'r

/

~

,....o

,.....o

~~I\ , ~\AJ\ ~ i, Y.:""' J, r

t~lj ~\

:J ~.J~)1 j;>Llil ~ tl.J-r ·<i\,.J ..r:U1 :J !.Y',.J .ilJ1 dWI ~ , J

:J Jsll ~1iJ1 ~ tlillj ~\ :J JGjl J1jj1 ~ ttk;J\'.J ~..Y-'"'i\ :J ...;,'\y'i\ ~ ~I~\ r,, tli;llj J.l.L<l1

.!_

;Sii1 :J ._)81 ~ljll ~ 32;W,-11- ,:.:::i1 :J, ~11 ,Ll_;J\ ~ -! .J Y""'"' ~ J' J ttillj

..T

Ey nefsim! Kalbim gibi agla, bagir ve de ki: "Faniyim, Jani olam istemem. Acizim, aciz olam istemem. Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, ba§kas1m istemem! isterim, fakat baki bir yar isterim. Zerreyim, fakat ebedf bir giine§ isterim. Tamamen bir hi~im, fakat bu mevcudat1 her §eyiyle isterim."

32 O'dur BO.kl.

0, hiikmiiniin kazasmda Hakim'dir; biz de O'nun hiikmii altmday1z. Hakem olan 0, Adi olan O'dur; yeryiizii ve gokler O'nundur. Miilkiinde gizli ve kapalt olam 0 hakkiyla bilir. Kadir olan 0, KayyOm olan O'dur; Ar§ da, yer de O'nundur. Sanatmm nakt§larmda ve vas1flarmda goriinen, O'nun liitfudur. Fattr O'dur, VedO.d O; mah!O.kattaki biitiin giizellikler O'nundur. Varhklarm aynasmda ve mah!O.katmm her §eyinde gortinen, O'nun celalidir. Melik O'dur, Kuddus O; izzet ve biiyiikliik de O'na aittir. MahlO.kattm biiyiileyici sanat i<;inde var eden O' dur; biz de O'nun sanahnm naki§lar1yiz. Daim O'dur, Baki O; miilk ve beka O'nundur. 0 ihsanlannda pek kerimdir; biz de O'nun misafir kafilelerindeniz. Rezzak O'dur, her ihtiyaca Kafi O; hamd ve sena O'na mahsustur. Rahmet hediyelerinde goriinen, O'nun cemalidir. Biz de O'nun ilminin nak1§lanndamz. Hahk O'dur, Vafi O; comertlik ve bagi§lama O'nundur. Mah!O.kahnm §ikayet ve dualanm i§iten O'dur. Merhamet eden 0, §ifa veren O; §iikiir ve sena O'na mahsustur. Kullannm hata ve giinahlanm bagi§layan da O'dur. Gaffar O'dur, Rahim O; af da, nza da O'ndand1r.


274 SOZLER

Baria Yaylas1'nda <;am, Katran, Ardu; ve Karakavak Aga~larmm Bir Meyvesidir

On Birinci Mektup'un bir par~as1dzr. Makam milnasebetiyle buraya almm1§tzr. Esaretteyken bir gun, <lag ba§mda, muazzam <;am, katran ve ard1<; aga<;lanmn heybetli suretlerini, hayret veren vaziyetlerini seyrederken pek tath bir riizgar esti. 0 vaziyeti, pek muhte§em, §irin, giiriiltiilii ve raksa benzer bir zelzele, cezbeli bir tesbihat suretine <;evirdiginden, o eglence seyri bir ibret bak1§ma ve hikmet dersine dondii. Birden Ahmed-i Cizri'nin §U Kiirt<;e s6zleri hatmma geldi: 33

~ ~• ~.),. ~\f ~ . ; ~ 1,..) t5::,,.

....J.5 '-5l>·<·J. ,.-~ - • y.-?.• ~ t::..:.;. .s ,. G ~; ,_;-J

Kalbim, ibret manalanm ifade etmek i<;in §6yle aglad1: ,,.i.;..J.· : ~ .i.SG~ • ..T .) y L. ,. .

.... ·t:;. i..:;.) .. ,..,

..

<..::>

c.f-!·1.J'L; .,.Li;., ,. ';

·>-·.A. t~/

.

,.., '->

,..

,..,

..T

• .)

t;-

0'1'1s ..Ll', LA c.?--:·v~ J~1 ~ · . - , --:

c.?~~ ~.)_JS)~~~~

rs rs

c.?~~J)-J)-) ~ ~~~ e,Sj~~:;.:;. ~~j .. ,.., . . ~)- jljl ,.., .. ,,,. ,,,

c.?~~ ~1:- lAI

_;J j ~j jl

c.?~~ b~ ·~ LJ'.'.'_)S .:f- Y, ~~ ..:....o.;..5 --:UI 0:~1

c.?/~~ '1~ ~ J. ~ y. ~s~~ ,,4-~· i..:;J. .. ,.,

,,,...

-

~ ~// ,11 ol5'J. .lJ' l'I~· 'S ~S·<" ~I'.) .r.-J~ .r JJ, ..... 0

"• ~, 1'1J~ d-!J -......... - •~ r.-::w '-'Y-: -...

·(~ ~. ~ e'~I

c.SJ /

/

,,.·t.; .~ "?--: . 1..r-,.

,,.,,;,. .c~

~J ~

• ~ ~1 I\'~ c.?--:·t;.A . ~ J '-/.. .JJ -------33

.... ~ ~

oS•' ~1 ...Ll~ __,;

J

~

'}t:;:;..

1~: . .) I~~ < ~ ~ .lft.-L..o 'f "IH--:,. '-?~ ~ -"" ;•,.

el-Cizrl, el-Ikdu'l-Cevherf ff $erhi Dfvani'§·$eyh el-Cizrf s. 438.


ON YrniNci Soz 275

l??~~ ~lj1\ ~j )~ ~ )-

.$:; ~ o~ ~ .. ~~~~\I~ ;51~ Jj)I

,: ~Ji'\'.j,t.; ,,,. ~.LI .L:.;... \'.lb~:'~\'. r.5 J J . ....,,) J , J . l.f..J·\ .. .. /

:;-- sil~ tf'~ \~

:j-- c!j-

34

/

L .. J~ • ,..

:J_; 0.J.~ ~. ~ ~~\

'tf~ )~ ..Gjl }~ <<}> }>n ~ .. ..Gjb 0~j \)~)j , ~ :)> ~~ J.I~ 34<~ '1~ ~~'in _A

"Allah, o hak Mabud'dur ki kendisinden ba§ka ilah yoktur,'' (Bakara suresi, 2/163, 255; AI-i imran suresi, 3/2, 6, 18; Nisa suresi, 4/87 , .. )


276 SOZLER

Baria Yaylas1, Tepelice'de ~am, katran, ard1~ ve karakavak agaf!:lanmn meyvesi hakkmda yazdan Fars~a beyitlerin manas1: 35 0·~~ ~.q~ .) , •• ,..,.

01-L5:; ......1S .l-t>-·.A.· ~t:.:,;. 4S G~.v--J ·<'·.A. ... .. ,... .)

,..,.

,,..

\,,;:>

• .;.) ,..,.

,

Yani: Senin giizelligini seyretmeye, herkes her yerden ko§Up gelmi§. Senin cemalinle naz ediyorlar .

. ,.. · 8• .el>-J·.A.·.) y ~

..

..

1,,;:>.)

\,,;:>

,..,.

,,.

c:': ~ .iSG~ , . .,;.. ,,,. ,,,. . !..:>

·.A. t..:.,• .)- Ll•

J

Her canh, Senin sanatm olan yeryi.iziinii seyretmek ic;in her yerden c;1k1p bak1yor. ,

c.>)j~ . ,,,. ,,. ~\~,,. 0.q~;

-?LA c.>j\j .. ,,. j\ <_:;j ,..,.

A§ag1dan, yukandan ilanctlar gibi <5tktp bagmyorlar. •(S

~-3

!, •' . ~.) .)~

36NUSHA

~

!c

Jl.Q.>.. -3• i~ •' i~ •'

y r.f:A-' ,

Birer ilanct gibi olan o aga($lar Senin nakt§larmm giizelliginden keyiflenip oynuyor.

~?~~J)-J)-) ~ ~w-~ Senin kusursuz sanatmla ne§elenip giizel giizel seslerini duyuruyorlar. , , ~~l:.~ ~ ~ ; y- ~ljl ~~~ ~

Adeta seslerinin tathhgt onlan da ne§elendirip nazenin bir §ekilde nazlandmyor.

i§te ondandir ki, §U aga($Jar raksa kaJkmt§, adeta kendiJerinden ge($mek istiyor.

~~Li 6~ ·~ ~_;; ef y. i.:J~ ~.J -3G\ ~~\ ilahi rahmetin §U eserleriyle, her canh, kendine has tesbihin ve namazm dersini al1yor. 35

el-Cizrl:, el-Ikdii'l-Cevheri ft $erhi Dfvani'§-$eyh el-Cizrf s. 438.

J.,;.!. '5\JA j • Sana olan uitkusundan.

36NUSHA • )


ON YEDiNci

.C

<..;I~

l/jo' ..r....r"

'1~ ~o'

.r.

. /

Soz 277

<~'~ ~;~1

~J.

.,

Ders ald1ktan sonra her bir aga<:; yiiksek bir ta§m iistiinde ba§ml ar§a kaldmp durmu§ .

...c·t,+!. J.--. ~_:J, lft"', .\1 l5''.:\s 1'1~· .. ,,. • .J . .J~ 0

0

1..;1.J,,. .

;

~;,<:r .J:l'.:1 .J •

Her biri, yiizlerce elini ~ehbaz-1 Kalender3 7 Hf"liYE gibi Cenab-1 Hakk'm dergahma uzatip muhte§em bir ibadet vaziyeti alm1§. /

40/

.o' •' ,...

0 ~

,,.

0

38HA$iYE.c·I'~. '. e''\ \'\~:\· ~~ '-:?~~ ~ v~ .J'+""'.J ·~ ..

Ziiliif gibi kii<:;iik dallanm oynatiyor ve boylece seyredenlere de tath §evklerini, ulvi zevklerini hatirlatiyorlar.

0j~ 0Ll>n 0Ll> . ,, ~ <<0~ :: :: :: o;~) . .Ll~ '1~ A§km "hay huy" perdelerinden en hassas tellere, damarlara dokunur gibi ses veriyorlar. 39 NOsHA ·~ ~ '.\ I\'~ \~'.. ,:) \~~ < ~ '-?~· ; .J<..j,3.J'f~~,'f~-r-;

.r, ~..L..o ,.,

Akla §U vaziyetten §6yle bir mana geliyor: Mecazi sevgilerin yok olacagmdan gelen elemle aglay1§1 ve derinden derine hazin bir inleyi§i hatirlatiyorlar.

Mahmud'lann, yani Sultan Mahmud gibi sevdiginden aynlm1§ biitiin a§lkJann ba§mda, onlara adeta sevgiJiJerinin hiiziinJii nagmeJerini dinletiyorlar.

Diinyevi sesleri ve sozleri art1k dinleyemeyen olmii§lere; ezeli nagmeleri, hiiziin uyand1ran sedalan i§ittiriyor gibi bir vazife yapar gorii-

nO.yorlar. HA$iYE $ehbaz-1 Kalender, me§hur bir kahramand1r. $eyh Geylani'nin ir§ad1yla Cenab-1 Hakk'm dergahma s1gm1p velilik mertebesine c;1km1§hr. 38 HA$iYE $ehnaz-1 <;elkezi, kirk 6rme sac; ile me§hur bir dunya guzelidir. 39 NOSHA $u nusha, me?arh]\taki ard1c; agacma bakar: • 37

'l?jl_; ~\ ei~j\ Jj\ '-?~ ljLA;~ (('-?.; l?LAn '-?LA o;~ j\ ~~':It:_; 'A§km "hay huy" perdelerinden en hassastelleie, damarlara dokunuyor gibi ses veriyorlar. Ok§amanm verdigi huzunden gelen ezeli nagmelerini olulere de duyuruyorlar.


278 SozLER

Ruh ise bu vaziyetten §Unu anhyor: E§ya tesbihat ile Sani-i Zi.ilcelal'in isimlerinin tecellilerine kar§1hk verip naz-niyaz nagmelerine kapilm1§. •L;J,\ ~'.: .\;:_. Jw,_ ,: - - I ~~I.JI '. ·\ 1'1 :

r.S.J ... ,,, .

,

/

.r-.) - , y _r:, /

/

/

~

-

(f...J /

~

..._] .

Kalb, her biri surete bi.in1nmi.i§ birer ayet hi.ikmi.inde olan §U aga<;larm mucizevi, yi.iksek nazmmdan tevhid s1rnm okuyor. Yani yarahh§lannda o derece harika bir intizam, sanat ve hikmet vardir ki, kainatta var olan bi.iti.in sebepler toplansa ve irade sahibi, diledigini yapmakta serbest farz edilse, onlan taklit edemez.

•l.J. ~$ -

'-?~

'. 'f D .)'~ ,_/,"LS. ~3- '~ \;, .J]-'~.) \;, J~\, y 3

I'~ l;,\ :

'.:

~ ~

(f..,.)

Nefis, §U vaziyete bakhk<;a, bi.iti.in yeryi.izi.ini.i gi.iri.ilti.ili.i bir aynhk zelzelesinde yuvarlamyor gibi gori.ir. Baki bir zevk arar. "Onu, di.inyaya taparcasma baglanmay1 terk etmekte bulacaksm." manasm1 anlar. "\' .:;( '~,

r.S.J.) .. ,,, .r-' /

• ~: '~, ~'.: :\;. <1.A..:i.;~ \;,<I.A~'~ '. ·\ ~ 1~;; ...r".) (f...J - ·-, u--

~

/

/

/

Ak1l ise hayvanlann, agai;lann, bitkilerin ve havanm zemzeme ve demdemelerinde (nagmelerinde) gayet manidar bir yarahh§ intizam1, bir hikmet nak§1, bir s1rlar hazinesi buluyor. Her §eyin pek i;ok yonden Sani-i Zi.ilcelal'i tesbih ettigini anhyor.

r..Sj~ J\j~l .;\J )~~)-.$;A ... /

/

\;, ojft> ~ \;, ~ ~) ljft> ;5\~ 3j)l /

Koti.i arzulara sahip nefis de havanm §U esintisinden ve yapraklarm h1§irhsmdan oyle bir lezzet ahyor ki, o koti.i arzulann hayah olan bi.iti.in mecazi zevkleri unutup terk ederek bu hakiki zevk ii;inde olmek istiyor.

Haya! ise vazifeli meleklerin, adeta §U agai;larm ii;ine girip her bir dalma pek i;ok ney takilm1§ o agai;lan ceset olarak giydiklerini gori.iyor. Adeta Ebedi Sultan, binlerce ney sedas1yla muhte§em bir merasimde meleklere onlan giydirmi§<;esine, o agai;lar cans1z, §Uursuz birer cisim gibi degil, gayet §Uurlu, manidar vaziyetler gosteriyor.


ON YwiNci Soz 279

i§te o neylerin sesi, semavl, yuce bir musikiden geliyor gibi saf ve tesirlidir. Aki!, o neylerden, ba§ta Mevlana Celaleddin-i Rum! olmak uzere, biltun a§tklann i§ittikleri elemli aynhk §ikayetlerini i§itmiyor; belki o Hayy ve Kayyum Zat' a takdim edilen Rahmani §tikurleri ve Rabbanl hamdleri dinliyor.

'7 jj- 'ft.:M j~ ~_)\ }~ <<}> )>n ~ ~_)\~ 0~j lj~jj Madem agac,;lar birer ceset, butun yapraklar da birer di! oldu. Demek her biri binlerce dille, havanm dokunmasiyla "Hu, Hu" zikrini tekrar ediyor. Hayat nimetine §tikilrle, dualanyla O'nu selamlayarak Sani'in Hayy ve Kayyum oldugunu ilan ediyorlar.

~?

_'.G~

,

-

J.IJ. «40~ ']l ~l 'in _A

<;unku her §ey ~ '91 ~1 'i deyip kainatm buyuk zikir halkasmda beraber zikrederek c,;ah§1yo;. <~In :..Ll~~ ...r. ,,1,, « ,' t.Jn :~x -~, ,1,, « ~, t.Jn ~J.J ~ '~t.;;~ ...r. '7' . ..r r r ~ . -~ i

Her vakit, kabiliyetlerinin diliyle "Ya Hak" deyip hayat haklanm Cenab-1 Hakk'm rahmet hazinesinden istiyorlar. Ba§tan ba§a, hayata mazhariyetlerinin lisamyla "Ya Hayy" ismini zikrediyorlar.

40

41

"Allah, o hak Mabud'dur ki kendisinden ba§ka ilah yoktur." (Bakara suresi, 2/163, 255; Al-i imran suresi, 3/2, 6, 18; Nisa suresi, 4/87 ... ) Ya Hayy, ya Kayyum! Hayy-u Kayyum ismin hurmetine peri§an kalbime hayat, kan§ik akhma istikamet ver. Amin.


280 SCiZLER

Ydd1zlan Konu§turan Bir Ydd1zname Bir vakit Barla'da, <;am Dagr'nda, yiiksek bir mevkide, geceleyin gokyiiziine bakttm. -?u ifadeler birden kalbime dogdu. Y1ld1zlarm ha! diliyle konu§malanrn hayalen i§ittim gibi yaz1ld1. Naz1m ve §iir bilmedigim ic_;in §iir kaidelerine girmedi, ilham edildigi gibi kald1. Dardiincii Mektup ile Otuz ikinci Soz'iin birinci k1smmm sonundan ahnmt§tir. "Dinle de y1ld1zlann §U §irin hutbesini, Nurlu nagmesini hikmet, bak naszl beyan eylemi§. Hep beraber nutka gelmi§, hak lisaniyla derler: Bir Kadfr-i Zulcelal'in ha§metli saltanatzna, Nurlu birer deliliz, Sani'in varhgzna Hem vahdete hem kudrete §ahitleriz biz! $u zeminin yuzunu yald1zlayan Nazenin mucizeleri gibi melek seyranzna. $u semanzn yeryuzune bakan, cennete dikkat eden Binlerce dikkatli gozuz bizf42 HA~iYE Tuba-y1 hilkatten 43 semavat §Ikkzna, Samanyolunun dallanna, Bir Cemfl-i Zulce/al'in hikmet eliyle tak1lm1§, Pek guzel meyveleriz biz! $u semavat ehline birer mescid-i seyyar, 44 Birer hdne-i devvdr, 45 birer ulvi yuva,

Yani cennet c;ic;eklerinin fidanhk ve tarlac1g1 olan yeryuzunde say1s1z kudret mucizesi sergilendiginden semavat alemindeki melekler o mucizeleri ve harikalan seyrettikleri gibi; gokcisimlerinin gozleri hukmunde olan y1ld1zlar da adeta melekler gibi yeryuzundeki nazenin, sanath eserleri gordukc;e cennet alemini izliyor, o gec;ici harikalan baki bir surette cennette dahi seyrediyorlar gibi bir zemine, bir cennete bak1yorlar. Yani, o iki aleme nezaretleri var demektir. Yaratilt§ agac1. Goklerin, Allah' a secde halindeki meleklerle dolu olduguna dair Bkz. Tirmizi, ziihd 9; ibni Mace, zuhd 19. Donen birer ev.

42 HAsiYE

43 44

45


ON YEDiNci Soz 281

Birer misbah-1 nevvar, 46 birer gemi-i cebbar, 47 Birer tayyareyiz biz!.. Bir Kadfr-i Ziilkemal'in, bir Hakfm-i Ziilcelal'in Birer kudret mucizesi, birer sanat ve hilkat harikas1, Hikmetin ve hilkatin nadir birer misali, Birer nur alemiyiz biz... Boyle yiiz bin dille yiiz bin delil gosteririz, iยงittiririz insan olan insana. Kor olas1 dinsiz gozii, gormez oldu yiiziimiizii, Hem iยงitmez soziimiizii, hak soyleyen ayetleriz biz ... Miihriimiiz bir, imzam1z bir, Rabbimize itaatkanz; T esbih eder, zikrederiz abidane. 48 Samanyolunun biiyiik halkasma mensup meczuplanz biz... "

dediklerini hayalen dinledim.

46 47 48

Nurlu kandil. Bilyilk gemi. Kulluga yaklยงir ยงekilde.


Bu Soz'iin iki Makam'r var. ikinci Makam heniiz yazrlmamr§trr. Birinci Makam Uf "nokta"drr.

[BiRiNCi MAKAM] BiRiNCi NOKTA

~)\~)\~\~

JU 1);~· I!l ~· I.J ~• ~L:, ~.J ~ ~. I ,q ~ ~ ~ .~- ~ lll ~ .. '; '1 Y . Y-fi (.;'... ~ 1 .:.'.~ ~\~ !~\· '--'11Al1 ~ /~ ,,q,.'; ~ . r-.J ; ~ ~.) ~ ~

Nefs-i emmareme 2 haddini bildiren bir tokat: Ey bobiirlenmeye tutkun, §6hrete sevdah, oviilmeye dii§kiin, kendini begenmi§likte benzersiz, sersem nefsim! Eger binlerce meyve veren bir incir agacmm c;1ktig1 kiic;iiciik c;ekirdegin ve yiizlerce salk1m1 bulunan bir iiziimiin siyah, kuru c;ubugunun, biitiin o meyveleri ve salk1mlan kendi hiineriyle yaptig1 ve bunlardan istifade edenlerin o c;ubugu, o c;ekirdegi methedip onlara hiirmet gostermesi gerektigi dogru bir iddia ise senin de sana verilen nimetler ic;in oviinmeye, gururlanmaya belki hakkm olur. Halbuki sen, daima kmanmaya miistahaksm. <.;unkii o c;ekirdek ve o c;ubuk gibi degilsin. Smirh bir iradeye sahip oldugundan, oviinerek o nimetlerin k1ymetini "Yaphklanndan olliril sevinen, obilr taraftan yapmad1klan i§lerden dolay1 ovillmek isteyen kimselerin sakm azaptan yakay1 kurtaracaklanm sanma! Cilnkil onlara o can yak1c1 azap vardir." (Ai-i imran sO.resi, 3/188) Nefs-i Emmare: insam daima kotillilge sevkeden nefis.


ON SEKiziNci Soz 283

d0.§0.rO.yor, gururunla tahrip ediyor, nankorlugunle hic;:e indiriyor ve onlan sahiplenerek gasp ediyorsun. Senin vazifen boburlenmek degil, §0.kurdur. Sana lay1k olan, §6hret degil, tevazu ve mahcubiyettir. Hakkm ovulmek degil, istigfardir, pi§manhkttr. Kemal vas1flanna kendini begenmekle degil, her §eyi Allah'tan bilmekle ula§trsm. Evet, sen benim vucudumda, alemdeki tabiata benzersin. ikiniz de hayn kabul etmek ve §erre c;:1k1§ noktas1 olmak ic;:in yaratilm1§sm1z. Yani fail ve kaynak degilsiniz; aksine, di§ tesir ile hareket edersiniz. Yalmz bir tesiriniz var; o da, mutlak haytrdan gelen hayn guzel bir surette kabul etmeyerek §erre sebep olmamzd1r. Hem siz birer perde olarak yaratilm1§s1mz ki, giizelligi fark edilmeyip c;:irkin gorunen hadiseler sizden bilinsin ve Cenab-1 Hakk'm mukaddes Zat'mm noksanhklardan uzak gorulmesine vesile olasm1z. Halbuki yaratth§ vazifenize tamamen zit bir suret giymi§siniz. Kabiliyetsizliginiz yuzunden hayn §erre c;:evirdiginiz halde, guya Hahk'm1za icraatmda ortak oldugunuzu iddia ediyorsunuz! Demek, her §eyi nefsinden ve tabiattan bilen, gayet ahmak, gayet zalimdir. Sakm, "Ben bu guzelliklere mazhanm. Guzele mazhar olan guzelle§ir." deme. Zira guzellik mahiyetinin ozu haline gelmediginden, ona mazhar degil, sadece onun ugrag1 olursun. Hem, "insanlar ic;:inde ben sec;:ildim. Bu meyveler benimle gosteriliyor. Demek, bir meziyetim var." da deme! Hayir, ha§a! Belki herkesten once sana verildi, c;:unku sen herkesten daha muflis ve daha muhtac;:tm, daha c;:ok elem c;:ekiyordun. 3 HA$iYE Bu yuzden senin eline verildi.

iKiNCi NOKTA

J5

;ljj;_ :: _;, ~r ayetinin bir s1rnm izah eder. $oyle ki: Her §eyde, hatta en c;:irkin gorunen §eylerde bile hakiki bir guzellik taraf1 vard1r. Evet, kainattaki her §ey, her hadise ya bizzat guzeldir; buna "husn-0. bizzat" (zatma ait guzellik) denir. Ya da neticeleri yonuyle guzeldir, buna da "husn-0. bilgayr" (dolayh guzellik) denir. Bir k1s1m hadiseler var ki, gorunti§te c;:irkin ve karmakan§ikttr. Fakat o gorunen perdenin arkasmda gayet parlak guzellikler ve intizam bulunur. 4

Hakikaten ben de bu munazarada Yeni Said'in nefsini bu derecede susturmasm1 i:;ok begendim ve "Bin barekallah" dedim. "(0 Allah ki) yaratt1g1 her §eyi guzel ve saglam yapt1." (Secde sO.resi, 3217)

3 HA:)iYE

4


284 SOZLER

Mesela: Bahar mevsiminde firtmah yagmur ve c:;amurlu toprak perdesi altmda, sonsuz guzellikteki c:;ic:;eklerin ve kusursuz bitkilerin tebessumleri saklanm1§tlr. Guz mevsiminin ha§in tahribah, hazin aynhk perdeleri arkasmda, Cenab-1 Hakk'm celal tecellilerinin mazhan olan k1§ hadiselerinin verdigi s1kmhdan korumak ic:;in, nazh c:;ic:;eklerin dostu olan nazenin hayvanc1klan hayat vazifesinden terhis eder. Bununla beraber, o kl§ perdesi ardmda nazenin, taze, guzel bir bahara yer hawlamr. F1rtma, deprem, veba gibi hadiselerin perdesi altmda gizlenen pek c:;ok manevi c:;ic:;ek ac:;ar. Buyuyup boy atamayan birc:;ok kabiliyet c:;ekirdegi, dt§andan c:;irkin g6runen o hadiseler sayesinde tohumlar gibi sumbullenip guzelle§ir. Adeta butun inkilaplar ve buyuk c:;aph degi§imler birer manevi yagmurdur. Fakat insan, hem gorunli§e aldand1gmdan hem de bencil oldugundan, di§ yuzlerine bak1p bu hadiselerin c:;irkinligine hukmeder. Sadece kendini dli§lindugunden, yalmz kendine bakan neticeleriyle degerlendirerek onlarm §er oldu§u hukmune vanr. Halbuki e§yanm insana ait gayesi bir ise Sani'inin isimlerine ait gayeleri binlercedir. Mesela insan, Fatir'm kudretinin buyuk mucizelerinden olan dikenli otlan ve agac:;lan zararh, manastZ gorlir. Halbuki onlar, ot ve agac:; tiirlerinin dikenlerle donahlm1§ kahramanland1r. Mesela, atmacanm serc:;elere musallat olmas1, g6rlinli§te rahmete uygun dli§mez. Halbuki serc:;enin kabiliyeti bu §ekilde geli§ir. Mesela, kann yagmasmm pek so§uk ve tatstZ oldu§u dli§iinU!ur. Halbuki onun so§uk, tatstZ perdesi altmda o kadar s1cak gayeler ve 6yle §eker gibi tatl1 neticeler vard1r ki, tarif edilemez. Hem insan, bencilligi ve g6run0.§e aldanmakla, her §eyi kendine bakan yuzuyle degerlendirdiginden, edebin kaynag1 ve ta kendisi olan pek c:;ok §eyi edebe aykm zanneder. Mesela, tenasul uzvundan bahsedilmesi, insanlar ic:;in mahcubiyet sebebidir. Fakat §U mahcubiyet perdesi, insana bakan yuzdedir. Yoksa yaratih§a, sanata ve f1tratm gayelerine bakan yuzleri oyle perdelerdir ki, hikmet nazanyla bakilsa tam da edep dairesindedir, mahcubiyet ona hie; temas etmez. i§te edep kaynag1 olan Kur'an-1 Hakim'in baz1 tabirleri bu yuzlere ve perdelere goredir. Evet, bize c:;irkin gorunen mahluklann ve hadiselerin dt§ sureti altmda gayet guzel, hikmetli bir sanat ve yarahh§a bakan 6yle guzel yuzler var ki, Sani'ini gosterir ... <.;:ok guzel perdeler


ON SEKiziNci Soz 285

var ki, hikmetler saklar; gorunil§te intizams1z ve kan§ik olan pek c,;ok §ey var ki, pek muntazam, kutsl birer yaz1d1r.

U~UNCU NOKTA s..-~1 A:··~{

· , :ti ~I [J

\~-:: '-I~

t :

.r.>:-'

£5' 01 r- ~

Madem kainatta e§siz giizellikte bir sanat, ac,;1kc,;a goruldugu gibi, vardtr ve kesindir. Elbette, ResO.l-u Ekrem'in (aleyhissalatii vesselam) peygamberliginin de gozle gori.iliir derecede bir kesinlikle sabit olmas1 gerekir. Zira §U giizel varhklardaki sanat ve nak1§lar gosteriyor ki, onlarm sanatkannda miihim bir giizel kilma iradesi ve ziynetli yaratmak ic,;in kuvvetli bir istek vard1r. ~u irade ve istek, o Sani' de yiice bir muhabbetin ve eserlerinde ortaya koydugu kusursuz sanatma kar§l kutsl bir ragbetin var oldugunu gosteriyor. ~u muhabbet ve ragbet de yaratilmi§larm en nurlusu ve miikemmeli olan insana daha c,;ok yonelip onda toplanmak ister. insan, yarahh§ agacmm §Uurlu meyvesidir. Meyve ise o agacm en kapsay1c1, en uzak, nazan en geni§ ve §UUru kiilll olan k1sm1dir. i§te nazan geni§ ve §UUru kiilll zat, o sonsuz giizellik sahibi Sanatkar'a muhatap olup O'nunla g6ril§en, kiilll §Uurunu ve geni§ nazanm tamamen Sani'ine kulluga, O'nun sanatm1 takdire ve nimetlerine §ilkretmeye sarf eden en yiiksek, en parlak fert olabilir. ~imdi iki levha, iki daire goriiniiyor. Biri: Gayet muhte§em, muntazam bir rubO.biyet dairesi, gayet kusursuz, ziynetli bir sanat levhas1. .. Digeri: Gayet nurlu, adeta yild1zlarla bezenmi§ bir kulluk dairesi; gayet geni§, ku§ahc1 bir tefekkiir, takdir, te§ekkiir ve iman levhas1. .. ikinci daire, butiin kuvvetiyle birinci dairenin namma hareket eder. i§te, o Sani'in, sanatmda c,;ok dikkat gozetmesindeki biitiin maksatlara hizmet eden o dairenin reisinin, Sani'i ile ne derece irtibath, O'nun nazannda ne kadar sevgili ve makbul oldugu ac,;1kc,;a anla§1hr. Acaba hie,; akil kabul eder mi ki, §U giizel, sanatl1 varhklarm, sanatmda bu derece hassas, hatta agzm her c,;e§it tadm1 bilen ve ona gore nimet veren Sanatkan, yeri ve gogii c,;mlatacak takdir nagmeleri ic,;inde, karalan ve denizleri cezbeye getirecek §ilkran ve tekbir nidalanyla, "Ey insanlar, eger Allah'1 seviyorsarnz gelin bana uyun ki Allah da sizi sevsin." (Af-i imran suresi, 3/31)


286 SozLER

kendisine kullukla yonelen o en giizel mahlukuna kar§l lakayt kalsm ve onunla konu§masm? Kendisiyle alakadar olmasm, onu resO.l yap1p gtizel halinin ba§kalanna da ge<;;mesini istemesin? Asla! Onunla konu§mamas1 ve onu resO.l yapmamas1 mtimktin degildir. ..

6f-j._;, )11 ~\ ~ ~~\ 0~ :;:; ....

7

0

......

-

,,.,

·'~·' ~~,.) ~ w::JI ~ 1;:. ~1.1.!.i ,

~

W

;;;

.1.1

~ J.ll, d-, J,.uil

....

J.}'-".) ,, ~

Aynhk ve gurbet i~inde bir esarette, §afak vakti aglayan bir kalbin aglayan feryad1d1r: Seherlerde eser tecelli riizgem Uyan ey gozlerim seher vaktinde Dergah-z ilahiden inayet isteyen; Seherdir giinahkarlarzn tevbegahz Uyan ey kalbim §afak vaktinde Tevbe et, bagz§lanma dile dergah-z ilahiden.

~ ~ L:;. ~ _)~ .JI:~~ JJ~ ,~_).>. .. / ~J

Y....:,.

J;- 1, ,~; p;..;; ...:.r~ '71~

i:J-Y,jlN~)~~~~? . ,,,. . ,.., ,. 0 , ·1 '\ ~ <:"'. -~ •lj , ·~ . . ,, r.$ . y; c.SJ .. J c.r-:,,,. ~ c.SJ .. •, y; c.SJ . ,,, r.>;~ ......

1

0

......

6

)I

_,.

,....

......

0

......

"Allah katmda (hak ve makbul) din ancak islam'd1r." (Ai-i imran suresi, 3/19) "Muhammed Allah'm resuh:idilr. Onun beraberindeki milminler de kafirlere kar§I §iddetli olup kendi aralannda §efkatlidirler." (fetih suresi, 48/29) Seher vakti, ha§ir meydamm andmr. Her §ey uyamp gelmi§, tesbih ediyor. Ey nefsim, ne zamana kadar gaflet uykusu i<;inde boyle sersem kalacaksm? Omrilniln ikindi vakti gelmi§, kabre dogru sefer ba§lam1§hr. Her canhdan aynhyorsun. Ney gibi inlemek i<;in niyaz ve namaza gayret et. De ki: 'Ya Rab! pi§mamm; mahcubum, utamyorum. Say1s1z gilnahtan dolay1 peri§amm. Zelilim, gozlerim ya§ dolu, hayatim karars1z. Garibim, kimsesizim, yalmz1m, zay1f1m, gil<;silzilm, hastay1m, acizim; hem ihtiyanm hem iradesizim. Aman diliyorum, af anyorum, yard1m istiyorum Senin dergahmdan ey Allah1m ...


Resul-u Ekrem'in peygamberliffene dairdir (aleyhissa/6tii vesselam).

Evet §U sbz guzeldir. Fakat onu guzelle§tiren, guzeller guzeli Resul-u Ekr~m'in (aleyhissalotii vesselam)

On dort "re§ha"y1

vas1flandir.

i~eren

On Dordiincii Lem'a'mn

BiRiNCi RE~HA2 Rabbimizi bize tarif eden li<;; buyuk, kulll ogretici var: Biri, §U kainat kitab1dir ki, onun §ahitligini ilk on li<;; Lem'a'dan ve AraP<;;a Nur Risalesi'nin 3 On O<;;uncu Ders'inden bir par<;;a i§ittik. Biri, §U bu yuk kitabm en bu yuk a yeti olan Son Peygamber' dir (a/eyhissalotii vesselam).

Biri de, Kur'an-1 Azimli§§an'd1r. ~imdi, konu§an bir deli! olan Son Peygamber'i (aleyhissalotii vesselam) tammah, dinlemeliyiz. Evet, onun manevi §ahsiyetine bak: Yeryuzu bir mescit, Mekke bir mihrap, Medine bir minber, a<;;1k bir tevhid delili olan Peygamberimiz (aleyhissa/atii vesselam) butun "Ben si:izlerimle Muhammed'i (aleyhissa/ilta vesse/am) i:ivmQ§ olmad1m; aslmda si:izlerimi Muhammed (aleyhissalilta vesselam)'la i:ivmQ§ ve gQzelle§tirmi§ oldum." Hassan ibni Sabit'in si:izQ olarak ibnu'l-Esir, e/-Mese/il's-Soir 2/357; el-Kalka§endi, Subhu'/-A'§a 2/321; imam Rabbani, el-Mektubat 1/58 (44. Mektup). Re§ha: Damla, s1zmh. Nurun ilk Kap1s1 (Mesnevf-i Nuriye).


288 SOZLER

miiminlere imam, insanhga hatip, biitiin peygamberlere reis, evliyaya efendi, peygamber ve velilerin meydana getirdigi bir zikir halkasmm ba§I. .. 0, oyle nuranl bir agac;hr ki, bi.iti.in peygamberler canh, dipdiri kokleri, veli zatlar taze meyveleridir. Mucizeleriyle biitiin peygamberler ve kerametleriyle biitiin_veliler, onun her bir davasm1 tasdik edip imzalar. Zira o, 4~\ ~l ~l :/ der ve bunu <lava eder. Onun sagmda ve solunda, yani gec;~i§ ve gelecek taraflarmda saf tutan o nuranl, zikreden zatlar aym kelimeyi tekrar ederek hep beraber, manen "Sadakte ve bilhakk1 natakte" ("Dogru soyledin ve hakk1 konu§tun.") derler. Hangi vehmin haddine ki, boyle say1s1z imzayla dogrulanan bir davaya §i.iphe kan§brsm!

iKiNCi RE~HA 0 nuranl tevhid delili, nas1l ki, iki tarafmdaki o zatlarm ittifak1 ve yanh§hgma ihtimal bulunmayacak derecede kesin haberleriyle dogrulamyor. Aynen oyle de, Tevrat ve incil gibi semavl kitaplann 5 HA~ivE yi.izlerce i§areti, dogumundan once ve dogumu anmda meydana gelen harika hadiselerin binlerce emaresi, sesi i§itilip kendisi gori.inmeyen varhklarm, gelecekten haber veren cinlerin me§hur mi.ijdeleri, kahinlerin birbirini destekleyen tevati.ir derecesindeki §ahitlikleri, aym iki pan;aya boli.inmesi gibi peygamberligine deli! olan binlerce mucizesi ve getirdigi dinin hakkaniyeti de onu dogrular ve tasdik eder. Bununla beraber, zatmda gayet miikemmel, ovi.ilmeye lay1k ahlak1.. vazifesinde sonsuz gi.izellikteki yi.iksek vas1flan.. kusursuz olan giivenilirligi.. iman kuwetini, tereddi.itsiiz inancm1 ve Allah' a son derece itimadm1 gosteren fevkalade takvas1, fevkalade kullugu, fevkalade ciddiyeti ve metaneti; onun, davasmda ne kadar dogru sozli.i oldugunu giine§ gibi a§ikar gosteriyor.

4

5

"Allah'tan ba§ka ilah yoktur." (Saffat suresi, 37/35; Muhammed suresi, 47/19) HA~iYE Htiseyin-i Cisri Risale-i Hamfdiye'sinde o semavi kitaplardan yiiz i§aret <:;1karm1§tir: Tahriften sonra bile bu kadar varsa, elbette 6ncesinde bundan daha <:;ok i§aret oldugu anla§1hr. 'Htiseyin Cisri, Risd/e-i Hamfdiye (Ttirk<:;e terctime) s. 52-94.


ON DoKUzuNcu Soz 289

O<;ONCO RE~HA istersen gel, Saadet Asn'na, Arap yanmadasma gidelim. Hayalen de olsa, onu vazife ba§mda gorilp ziyaret edelim. i§te bak: Ahlakmm milkemmelligi ve yilzilniln, gorilnil§ilniln gilzelligiyle sec;;kin bir zat gorilyoruz. Elinde mucizeli bir kitap, dilinde hakikatleri bildiren bir hitap, biltiln insanlara, hatta cinlere, meleklere ve biltiln varhklara ezeli bir hutbeyi okuyor. Alemin yarabh§mdaki sir olan hayret verici bir muammay1 c;;ozilp ac;;1klayarak ve kainatm hikmeti olan muglak tils1m1 ke§federek, "Necisin? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun?" gibi, biltiln varhklara sorulan, ak1llan hayrette birak1p me§gul eden ilc;; zor, milthi§ ve milhim soruya ikna edici, makbul cevaplar veriyor.

DORDUNCO RE~HA Bak, o zat oyle bir hakikat 1§@ yayar ki, eger onun nuranl ir§ad dairesinin dl§mdan baksan, elbette kainab bilyilk bir matem yurdu hilkmilnde ve her §eyi birbirine yabanc1, hatta dil§man, cans1z varhklan deh§etli cenazeler §eklinde, biltiln canhlan da yokluk ve aynhk tokad1yla aglayan yetimler gibi gorilrsiln. ;>imdi bak, onun nuruyla o matem yurdu, §evk ve cezbe ic;;inde bir zikir meclisine dondil. 0 birbirine yabanc1 ve dil§man gorilnen varhklar, dost ve karde§ oldu. 0 cans12, hareketsiz, olil varhklar, sevimli birer memur, itaatkar birer hizmetc;;i halini ald1. Aglay1p §ikayet eden o kimsesiz yetimler ise tesbihle Allah'1 zikreden veya vazife paydosuna §ilkreden birer varhk §ekline girdi.

Hem o nur ile, kainatta olup bitenler, biltiln hareketler, c;;e§itlilik ve degi§imler manas1zhktan, gayesizlikten ve tesadilf oyuncag1 olmaktan kurtulur. Bunlar Cenab-1 Hakk'm birer mektubu, yarabh§ kanunlarmm birer sayfas1, ilahl isimlerin birer aynas1 seviyesine, alem de Samed Yarabcmm hikmetli bir kitab1 mertebesine yilkselir. Hem insam biltiln hayvanlarm a§ag1sma dil§ilren sonsuz zay1fhg1, aczi, fakn ve ihtiyac;;lan, onu biltiln canhlardan daha bedbaht eden,


290 SOZLER

ona gam, elem ve hilziln veren aklt o nurla aydmland1g1 vakit; insan biltiln canhlann, biltiln varhklann ilstilnde bir dereceye 9kar. 0 nurlanml§ aczi, fakn, akh ve duas1 ile nazenin bir sultan ve yakan§I ile yeryilzilniln nazh bir halifesi olur. Demek, o nur olmazsa kainatm, insanm, hatta her §eyin k1ymeti hi<;e iner. Evet, elbette boyle benzersiz bir sanatla yaratilm1§ olan kainatta boyle bir zat laz1mdir. Yoksa kainat ve felekler olmamahdir.

ALTINCI

RE~HA

i§te o zat, ebedi bir saadetin habercisi, miljdecisi; sonsuz bir rahmetin ka§ifi, ilanc1s1; Cenab-1 Hakk'm rububiyetindeki gilzellikleri bildiren, onlann seyircisi ve ilahi isimlerin hazinelerinin ke§fedicisi, rehberi oldugundan; kullugu yonilyle baksan, onun bir muhabbet ve rahmet timsali, insanhgm en §ereflisi ve yarahh§ agacmm en nurani meyvesi hukmundeki mahiyetini g6rilrsiln. Peygamberligi yonilyle baksan, o zatm hak bir deli!, bir hakikat I§Ig1, hidayet gilne§i ve saadet vesilesi oldugunu anlarsm. i§te, bak! Onun nuru nas1l §im§ek gibi, dogudan bahya her taraf1 tuttu. Yeryilzilniln yans1 ve insanhgm be§te biri onun hidayet hediyesini kabul edip canmdan aziz bildi. Bizim nefsimize ve §eytamm1za ne oluyor ki, boyle bir zatm biltiln davalannm esas1 6 ~\ ~~ -J~ hakikatini biltiln mertebeleriyle beraber kabul etmesin!

-f

YEDiNCi RE~HA i§te bak, 0 zat (a/eyhissa/ata vesse/am) §U geni§ yanmadada, adetlerine koril k6rilne bagh ve inat<;l <;e§itli kavimlerin kotil ahlakm1, <;irkin ve vah§i adetlerini ne <;abuk, bir defada sokilp ath, onlan gilzel ahlak ile donahp biltiln aleme rehber ve medeni milletlere ilstad eyledi. Bak, bu g6rilnil§te ve zorla elde edilmi§ bir hakimiyet degildir. 0 zat, ak1llan, ruhlan, kalbleri, nefisleri fethedip kendine baglam1§; kalblerin sevgilisi, ak1llarm rehberi, nefislerin terbiyecisi ve ruhlann sultam olmu§tur. "Allah'tan ba§ka ilah yoktur." (Saffat sO.resi, 37/35; Muhammed sO.resi, 47/19)


ON DoKuzuNcu Soz 291

SEKiZiNCi RE~HA Bilirsin ki, sigara gibi kiic;uk bir adeti bile, kuc;uk bir toplumda buyilk bir hilkilmdar ancak buyilk bir gayretle temelli ortadan kaldirabilir. Halbuki bak: Bu zat, inatc;i, tutucu ve bilyilk toplumlardan pek c;ok koklil adeti, gorilnil§te kilc;ilk bir kuvvetle, az bir gayretle, k1sa bir zamanda kald1np yerine oyle yilksek bir ahlak koymu§tur ki, adeta onlann dem ve damarlanna kan§mI§ gibi kahc1 olarak yerle§tirmi§tir. Bunun gibi daha birc;ok harika icraat yapmI§hr. i§te, §U Saadet Asn'm gormeyenlerin gozilne Arap yanmadasm1 sokuyoruz. Haydi, yilzlerce filozofu alsm, oraya gidip yilz sene c;ah§smlar! Acaba o zatm, o zamana k1yasla yaphg1 bir senelik icraatm yilzde birini yapabilirler mi?

DOKUZUNCU

RE~HA

Hem bilirsin ki, basit bir adam, kilc;ilk fakat mahcup edici bir yalam az bir haysiyetle, kilc;ilk bir toplulukta, kilc;ilk ve tart1§mah bir meselede, dil§manlarmm yanmda, utanmadan, korkusuzca, hilesini hissettirmeyecek derecede endi§e ve tela§ gostermeden soyleyemez. ~imdi bu zata bak: Onun pek bilyilk bir vazifede, pek buyilk bir vazifeli olarak, pek bilyilk bir haysiyetle, c;ok emniyete muhtac; bir halde, pek bilyilk bir cemaatte, pek bilyilk bir dil§manhk kar§Ismda, pek bilyilk meselelerde, pek bilyilk bir davada serbestc;e, korkusuzca, tereddiltsilz, tela§siz, utanmaks1zm, samimi bir §ekilde, bilyilk bir ciddiyetle, has1mlarmm damarlarma dokunduracak gilr bir sesle, yilce bir ilslupla soyledigi sozlerde hie; yalan bulunabilir mi? 0 sozlere hile kan§mas1 milmkiln mi.i.di.i.r? Asla! 7~ }!. :j- j ~ jft. ~ Evet, hak aldatmaz, hakikati goren aldanmaz. Onun hak olan meslegi hileye ihtiyac; duymaz, tenezzill etmez. Hayalin ne haddine ki, hakikati gorenlerin gozilne hakikat gibi gorilnsiln, onlan aldatsm!

l

l

"O, kendisine indirilen bir vahiyden ba§ka bir §ey degildir." (Necm sO.resi, 53/4)


292 SozLER

ONUNCU

RE~HA

i§te bak! 0 zat ne kadar merak uyand1ran, cazibeli, h.izumlu ve muthi§ hakikatleri gosterir, meseleleri ispat eder. Bilirsin ki, insam en c;ok tahrik eden §ey meraktir. Hatta sana, "Omrunun ve malmm yansm1 verirsen, aydan ve Jupiter gezegeninden biri gelip oralarda ne var, ne yok soyleyecek. Senin istikbalini ve ba§ma gelecekleri dogru olarak haber verecek." dense, merakm varsa omrl.inun ve malmm yansm1 verirsin. Halbuki §U zat oyle bir Sultan'dan haber getiriyor ki, O'nun memleketinde ay, bir sinek gibi, bir pervanenin etrafmda cloner. 0 pervane dunyadir, bir lambanm etrafmda uc;ar. 0 lamba ise gune§tir, o Sultan'm binlerce menzilinden bir misafirhanesinde, binlerce lambadan biridir. Hem o zat, ak1llara durgunluk veren oyle bir alemden dogru §ekilde bahsediyor ve 6yle bir degi§imi haber veriyor ki, binlerce yerkure bomba olup patlasa o kadar hayret uyandirmaz. Bak, onun dilinde 10~)-~I , 9 -.:.,_;k21~~11~1,s-.:.,.:;j ~11~1 gibi sureleri i§it... Hem oyie bir istikbalden d~gru h~berler verlyor ki, §U dunyamn gelecegi ona nispeten bir damla serap hukmundedir. Ve 6yle bir saadeti mujdeliyor ki, dunyanm butun saadetleri ona k1yasla ebedl bir gune§in yanmdaki bir anhk panlt1 gibidir.

ON BiRiNCi RE~HA Boyle hayret uyandmc1 ve muamma dolu olan §U kainatm g6runen perdesi altmda, elbette ve elbette oyle harikuladelikler bizi bekliyor. Onlan haber verecek, boyle harika ve fevkalade, mucizeler gosteren bir zat laz1mdir. Hem bu zatm halinden, sozlerinden anla§thyor ki, o gorml.i§, g6ruyor ve gordugunu soyluyor. Bizi nimetleriyle donatan §U "Goklerin ve Yerin ilah1" bizden ne istiyor, O'nun nzas1 nasil elde edilir; pek saglam bir §ekilde ders veriyor. Bunlar gibi daha pek c;ok merak uyand1ran, luzumlu hakikati ders veren bu zat kar§tsmda her §eyi b1rak1p ona ko§mak, onu dinlemek

10

"Gune§ duril!Up l§I§i sondugu zaman." (Tekvir suresi, 81/1) "Gok yanld1g1 zaman." (infitar suresi, 82/1) " ... kap1lan cloven ve deh§etiyle kalblere c;arpan o k1yamet felaketi ... " (Karia suresi, 101/1)


ON DoKUzuNcu Soz 293

gerekirken, <;;ogu insana ne olmu§ ki, sagir, kor ve divane hale gelmi§ler; hakk1 g6rmiiyor, bu hakikati i§itmiyor, anlam1yorlar. ..

ON iKiNCi RE~HA ~u varhklann tek bir Yarahcmm eseri olmas1, nasil §tiphe gottirmez bir hakikatse, i§te §U zat da 0 derecede hak ve dogru sozlti bir delil, aym §ekilde ha§rin ve ebedi saadetin kesin, parlak bir §ahididir. Hatta dogru yolu gostermesiyle ebedi saadetin meydana gelme sebebi ve ona ula§ma vesilesi oldugu gibi, duas1 ve niyaz1yla da o saadetin varhk sebebi ve yarahh§ vesilesidir. Ha§ir meselesinde ge<;;en §U s1rn, makam mtinasebetiyle burada tekrar ediyoruz. • i§te bak, o zat, dairesi oyle geni§ ve btiytik bir namazda dua ediyor ki, adeta bu yanmada, hatta btittin yerytizti onun namazma uyar, onunla niyaz eder. • Bak! Hem o geni§ dairedeki namaz1 6yle btiyiik bir cemaatle k1hyor, Cenab-1 Hakk'a 6yle yalvanyor ki, adeta Hazreti Adem'den asnmIZa kadar gelmi§ ve k1yamete kadar gelecek btittin nurani, kamil insanlar ona uyup duasma "amin" diyor. • Hem bak, o zat herkesin muhta<;; oldugu 6yle bir maksat i<;;in dua ediyor ki, sadece yeryiiztindekiler degil, belki gok ehli, hatta btittin varhklar duasma ortak olup, "Evet, ey Rabbimiz! Onun istediklerini ver, duasm1 kabul et! Biz de istiyoruz." diyorlar. • Hem faknnm §Uurunda olarak, 6yle hiiztinle, a§kla, i§tiyakla, 6yle tevazu ile yalvanyor ki, btittin kainah aglahp duasma ortak ediyor. • Oyle bir gaye i<;;in dua ediyor ki, insam ve alemi, hatta btittin varhklan a§agilann en a§ag1s1 olan dereceye dti§mekten, k1ymetsizlikten, faydas1zhktan kurtanyor; en yiiksek mertebe olan bekaya, k1ymete, yiice vazifeye yiikseltiyor. • Hem 6yle ytiksek, 6yle yakaran bir sesle istiyor ve 6yle tath, merhamet dileyen bir niyaz ile yalvanyor ki, adeta sesini btittin varhklara, goklere, Ar§'a i§ittirip onlan kendinden ge<;;irircesine duasma "Amin AI!ah1m, amin!" dedirtiyor. • Bak, ebedi saadeti ve bekay1, her §eyi i§iten, sonsuz kerem sahibi 6yle bir Kadlr' den ve her §eyi goren, sonsuz merhamet sahibi 6yle


294 SOZLER

bir Allm'den istiyor ki, o Zat, ac;1kc;a, en kilc;ilk canlmm en gizli ihtiyacm1, duasm1 gorilr, i§itir, kabul buyurur ve ona merhamet eder. Yapilan dua, ha! diliyle de olsa ona istedigini verir. Bunu oyle hikmetle, her §eyi gorerek, merhametle yapar ki, o terbiye ve idarenin Semi, Basir, Kerim ve Rahim bir Zat'a has olduguna §ilphe b1rakmaz.

ON U~UNCU RE~HA insanlann en faziletlilerini arkasma alarak §U yeryiizOnde Ar§-1 Azam'a dogru el kaldmp dua eden, insanhgm §eref kaynag1, zaman ve mekanda benzeri olmayan, gerc;ekten "Fahr-i Kainat" unvanma lay1k o zat (aleyhissalatu vesselam) acaba ne istiyor, bak, dinle: Ebed'i saadet istiyor, beka istiyor, Allah'a kavu§may1 ve cenneti istiyor. Hem de varhklarm aynasmda hilkilmlerini ve gilzelliklerini gosteren, Cenab-1 Hakk'm bOtiln kutsl isimleriyle istiyor. Eger rahmet, inayet, hikmet ve adalet gibi, bu istediklerinin varhgm1 gerektiren say1s1z sebep ve delil olmasayd1, yalmz §U zatm tek duas1 bile, Cenab-1 Hakk' m kudretine bahanm12m yaratth§t kadar hafif gelen cennetin var edilmesi ic;in yeterli olurdu. Evet, nastl ki onun peygamberligi §U imtihan meydanmm ac;tlmasma sebep oldu, kullugu da 6teki alemin ac;tlmasma vesiledir. Acaba hie; milmkiln mildilr ki, ak1l sahiplerine ve varhgm hakikatidedirten, alemin ni delilleriyle bilen zatlara 11 0L5 ~ t.~1 ~K:~I J §U gorilnen, 0.stiln intizam1, §U rahmet ic;indeki kusursuz sanat ve rubO.biyetin benzersiz giizelligi; oyle bir c;irkinligi, merhametsizligi, intizams12hg1 kabul etsin; en ufak, en 6nemsiz istekleri, sesleri itina ile i§itip ihtiyac;lan kar§tlasm da, en milhim, 10.zumlu arzulan basit gorilp i§itmesin, anlamasm, kar§1hks12 b1raksm! Ha§a ve kella! Yiiz bin defa ha§a! Boyle bir giizellik, oyle bir c;irkinligi kabul edip c;irkin hale gelemez. Ey hayali arkada§1m! ~imdilik yeter, geri donmeliyiz. Zira §U zamanda, §U yanmadada yilz sene de kalsak, o zatm hayret verici icraatmm ve vazifelerinin yilzde birini bile tamamen kavray1p seyrine doyamay1z.

A

11

"~u varhk aleminde, mevcut olandan daha milkemmeli, daha ilstiinilniln olmas1 milmkiln degildir." (Bkz. el-Gaza!!, ihydu Ult'.lmi'd-Dfn 4/258; ibni Arabi, e/Fiituhdtii'l-Mekkiyye 1/53, 4/154, 6/392, 7/82, 8/221)


ON DoKuzuNcu Soz 295

;;imdi gel, bugilne dogru donerken ge<5mi§ her asra birer birer bakacag1z. i§te bak, nasil her asir, o hidayet gi.ine§inden ald1g1 feyizle c_;ic_;ek a<5m1§; Ebu Hanife, imam ;;a.m, Bayezid-i Bistaml, ;;ah-1 Geylanl, ;;ah-1 Nak§ibend, imam Gaza!! ve imam Rabban! gibi milyonlarca nurlu meyve vermi§. Gordi.iklerimizin etrafhca tarifini ba§ka vakte b1rak1p §imdi o mucizeler sahibi ve hidayete goti.iren zata -bir kls1m kesin mucizelerine i§aret eden- bir salavat getirmeliyiz.

)I

~

0

.J

/

0

0

...

/

,..

!

;:;

......;:;1---..:..,w,~·':}1~~.1. ,.,,,~ ~~11- 1-··':J\'c;\'•:11~t..;. -·-~- 1;::. , .Y'.J J.,.., ,,r.--: .r..J .JY.Y .J ~ ,,,.• .J J r ,, ,....,... .r. ,y ~

.r.

/

/

~~'1·,,~.x:...::.~~s\1~-GL e~~1-, ~-11~~ 1-=<~'11~u·i-~-11 , _,.. .J ,.,,,. .r-""' , ;,J •. ~ .J ~ .r .J u-::'. • J_,J .J ~ ,,..,,,. ,,.. ,,.. /

/

...

.....

,,..

/

/

/

cli ,, u-: l2i ~.i;., , ~'- ~ ....Ji , ..lli,.J,c;JG, ....Ji , ..lli

~ ~~\ ffi\j ,;k_J1 ~~~ ~ _r. J)j ,~\ ~~J.! ~;~ ~ ~

,fa.1 / ~ ~~ ~LAb ~ >-YW. ~ µ '-.;. j ,_;;..!\ / ,:_>.iJlj ~L,a.;J1 ~ J, ~j }J5dl5 ~\_}A .!..~

~w.i / uf , . ~ ~WI ;.j,j \, _.: ,,,.

l

,...

µ 1 ~iii\ Jkij

,...

~w. ,~\j ~lj ~lj ~lj ~j~lj t~lj ~~lj ~lj )I

,

of

,

,,,.

oi;.

)I

,

of-

Ul1'.J c;')W, Ul\ Ull , ,

~

,

,,,.

G....A..;,,., .J

,,,.

,,,.

o

,,,.

,,,.

,...

~':}·" ~.x:...;:. ,~"..'I\~\· l;'

J-4.J

-:.

~ '--.)

J, ~jl\ 91k ~f:~.,<l\ -?~I J, ~\ ~.J~\

f

o

\-!. I\

.J ~~

~~ \.~ ~t

J,.J.r ~~I\ J~t '. r.s i.; I<'. 0\·~t\-: ~I< c;;\-j ~, .., 1d1 ..::.,it;.L: l.J'I-' ,.J ~ .J r..r ~ , r ~ , , r..r , ..r, ..n-' , . .J-4"' • r 11-

12-:

\-:

\-:

~ ~ ~

12

/

,,,.

/

\,1~~-c;JW,l<-.1~~1 t;~I\ 1 1.J't.:i>.·1-ci··~1~, r..r~ " f .,,,. . ) .J ~ .J 0 , .)' /

/

..r:·\J'1• /

/

"Ey varhg1yla varhg1m1z1 aydmlatan, gozlerimize nurlar serpip bizi nefsin karanhklanndan kurtaran Rahmeti Sonsuz Rabbimiz! Ar§-1 Azim'den Kur'an-1 Hakim'i iizerine indirdigin nurani zata, yani Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed' e (sallallahu aleyhi ve sel/em) iimmetinin iyilikleri adedince, milyonlarca salat ve milyonlarca selam olsun! Peygamberligini Tevrat, ind! ve Zebur'un miijdeledigi, irhasatm (dogumundan hemen once ve dogumu amnda meydana gelen harikulade hallerin), cinlerin hatiflerinin, insanhk aleminden Allah dostlarmm ve kahinlerin haber verdigi, bir i§aretiyle aym pan;aland1g1 Efendimiz Hazreti Muhammed'e (sallallahu aleyhi ve


296 SOZLER

Suaat-z Marifetii'n-Nebf admdaki Turkc;e bir risalede; On Dokuzuncu Mektup'ta ve bu Soz'de klsaca i§aret ettigimiz Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/dta vesse/am) peygamberlik delillerini beyan etmi§tim. Hem o risalede Kur'an-1 Hakim'in mucizelik yonleri de ozet §eklinde anlahlm1§h. Yine Lemaat admda Turkc;e bir risalede ve Yirmi Be§inci Soz'de Kur'an'm kirk yonden mucize oldugunu klsaca gosterip o yonlere i§aret etmi§tim. 0 kirk yonden, yalmz Kur'an'm nazmmdaki belagati, i§aratu'l-i'caz admdaki Arapc;a bir tefsirde, kirk sayfada yazm1§hm. ihtiyacm varsa §U lie; kitaba muracaat edebilirsin.

ON DORDUNCU RE~HA Mucizeler kaynag1 ve en buyuk mucize olan Kur'an-1 Hakim, Resul-u Ekrem'in (aleyhissaldta vesselam) peygamberligi ile Cenab-1 Hakk' m birligini ve tekligini o derece kesin ispat ediyor ki, ba§ka delile ihtiyac; blrakm1yor. Biz de onun tarifine ve tenkit konusu yapilm1§ bir iki parlak mucizelik yonune i§aret edecegiz. i§te, Rabbimizi bize tarif eden Kur'an-1 Hakim, • ~u bu yuk kainat kitabmm ezeli bir tercumesi. .. • Cenab-1 Hakk'm isimlerinin §U yeryuzu ve gok sayfalarmda sakh hazinelerinin ka§ifi ... • Hadiselerin gorunen yuzu altmda gizli hakikatlerin anahtan ... i.immetinin nefesleri adedince, milyonlarca salat ve selam olsun! Davetine aga<:;larm ko§UP geld@; duas1yla yagmurun hemen iniverdigi; s1caktan korumak i<:;in bulutlann kendisine golge yaphg1; bir ol<:;ek yiyecegiyle yi.izlerce insanm doydugu; parmaklannm arasmdan i.i<:; defa Kevser gibi sularm <:;aglad1g1; avu<:;larmm i<:;indeyken <:;akil ta§larmm ve topragm Allah'1 tesbih ettigi; onun hi.irmetine Allah'm kertenkeleyi, ceylam, kurdu, aga<:; ki.ihlgi.ini.i, ke<:;inin zehirli bacagm1, deveyi, dag1, ta§t ve agac1 konu§turdugu, Mirac'm ve "Resul'i.in gozi.i ba§ka yana kaymadt (ki, gbrdi.igi.ini.i yanh§ gbrmi.i§ olsun), gbrebileceginin otesine ybnelmedi (ki, bir serap g6rmi.i§ olsun)."* ayetinin mazhan olan Efendimiz ve ~efaat<:;imiz Hazreti Muhammed'e (sallallahu aleyhi ve sel/em), indirilmesinden bu yana Kur'an'1 okuyan her bir kirnsenin okudugu her bir kelirnenin hava dalgalarmm aynalarmda Rahman'm izniyle surete bi.iri.inen bi.iti.in kelimeleri ve bi.iti.in harfleri adedince, milyonlarca salat ve selarn olsun. Bi.iti.in bu salavatlarm her biri hi.irmetine bizi bagi§la, ey ilah1m1z, bize merhamet et, arnin, amin, amin ... " · Necm suresi, 53/l 7.

sellem)


ON DoKuzuNcu Soz 297

• ~u gortinen alemin perdesi arkasmdaki gayb aleminden gelen Rahmani ltituflann ve ezeli hitabm hazinesi... • islam aleminin manevi gune§i, temeli, dayanag1, ahiret alemlerinin haritas1. .. • Cenab-1 Hakk'm Zat'mm, s1fatlanmn ve icraatmm §erh edicisi, a<:;ik bir tefsiri, konu§an bir delili, parlak bir terctimam ... • ~u insanhk aleminin terbiyecisi, hakiki hikmet kaynag1, rehberi ve hidayet vesilesi. .. • Hem bir hikmet ve §eriat kitab1. .. • Hem bir dua ve kulluk kitab1. .. • Hem bir emir ve davet kitab1. .. • Hem de bir zikir ve marifet (Allah'1 tamma) kitab1dir. i§te Kur'an, bunun gibi, btittin manevi ihtiya<;lara hitap eden bir kitap, <;e§itli yol ve me§replerden evliya ve s1dd1klann, asfiya 13 ve hakikati ara§bnp delilleriyle bilen zatlarm her birinin me§rebine lay1k birer risale ortaya koyan mukaddes bir ktituphanedir. Kur'an'm kusur zannedilen tekrarlarmdaki mucizelik pariltisma bak: Kur'an hem bir zikir hem bir dua hem de bir davet kitab1 oldugundan, i<;indeki tekrarlar gtizeldir, hatta gerekli ve daha beligdir. Bunu kusur zannedenlerin dti§tindtigti gibi degil... Zira zikrin hususiyeti, tekrar ile nurlandirmastdir. Duanm hususiyeti, tekrar ede ede istekteki 1sran ortaya koymaktir. Emir ve davetin geregi ise tekrar ile peki§tirmektir. Hem herkes, her vakit Kur'an'm tamamm1 okumaya gti<; yetiremez, fakat <;ogu kez bir sure okuyabilir. Onun i<;in, Kur'an'daki en mtihim maksatlar bir<;ok uzun surede beyan edilerek her bir sure kti<;tik birer Kur'an htikmtine ge<;mi§tir. Demek ki, hi<; kimseyi mahrum etmemek i<;;in tevhid, ha§ir ve Hazreti Musa' nm k1ssas1 gibi baz1 meseleler tekrarlanmt§br. Hem bedenin ihtiya<;lan gibi, manevi ihtiya<;lar da <;e§itlidir. Baz1sma insan her nefeste muhta<;ttr; cisme hava, ruha Hu gibi. .. Baz1sma her saat ihtiya<; duyar; 14~\ ~ gibi. .. Demek, ayetlerin tekran, 13 14

Asfiya: Safiyet, takva ve kemal sahibi, peygamber varisi zatlar. Allah'm ad1yla.


298 SOZLER

ihtiyac:;larm yinelenmesinden ileri gelmi§tir ve bu ihtiyaca i§aretle insam uyandmp te§vik etmek, onun manevi arzulanm ve i§tahm1 harekete gec;irmek ic;indir. Hem Kur' an, tesis edicidir; iyiyi ve kotuyu ayiran apac:;1k bir dinin (Din-i Mubin'in) esas1 ve §U islam aleminin temelidir. Toplum hayatm1 duzenler, c:;e§itli tabakalardaki insanlann tekrar edilen sorulanna cevap verir. Tesis edene, koydugu esaslan sabit k1lmak i<:;in tekrar laz1md1r. Peki§tirmek ic:;in tekrar, teyit ic:;in takrir, 15 tahkik ve yine tekrar gerekir. Hem Kur'an oyle buyuk meselelerden ve ince hakikatlerden bahsediyor ki, onlan herkesin kalbinde yerle§tirmek ic:;in c:;ok defa farkh suretlerde tekrar laz1md1r. Bununla beraber, Kur'an'daki bu tekrarlar laf1zlan itiban iledir. Yoksa aslmda her bir ayetin pek c:;ok manas1, faydas1, yonu ve tabakalan vard1r. Her bir makamda ayn bir mana, fayda ve maksat ic:;in o beyanlar tekrar edilir. Kur'an'm kainatla ilgili meselelerin bazilanna ustu kapah bir §ekilde, klsaca i§aret etmesi ise ir§ada dair parlak bir mucizedir. inkarcilann zannettigi gibi tenkit sebebi olamaz ve kusur degildir. Soru: "Acaba Kur'an-1 Hakim, neden varhklardan felsefenin bahsettigi gibi bahsetmiyor? Baz1 meseleleri 6zet halinde birak1yor; baz1sm1 ise herkesin anlay1§1m ok§ayacak, kimsenin hislerini rencide etmeyecek, siradan insanlann zihnini yormayacak, a<:;ik ve basit bir §ekilde soyluyor." Cevap olarak deriz ki: Felsefe hakikatin yolunu §a§Irml§ da onun ic:;in ... Gec:;mi§ derslerden ve Soz'lerden elbette anlami§smdir ki, Kur'an-1 Hakim §U kainattan, Cenab-1 Hakk'm Zat'm1, s1fat ve isimlerini bildirmek ic;in bahsediyor. Yani bu kainat kitabmm manalanm anlahp Hahk'm1 tamhyor. Demek, varhklara kendileri i<:;in degil, Yarahcilan hesabma bak1yor. Hem herkese hitap ediyor. Felsefe ise varhklara kendileri ic:;in bak1yor. Bilhassa ilim sahiplerine hitap ediyor. Mademki Kur'an-1 Hakim varhklan deli! yap1yor, oyleyse delilin ac:;1k olmas1, herkesc:;e c:;abuk anla§1lmas1 gerekir. Hem mademki dogru yola ula§hran Kur'an, insanhgm butun tabakalanna hitap eder. insanlann c:;ogu ise avam tabakadand1r. Elbette 15

Takrir: Yerle§tirme, saglamla§tirma.


ON DmruzuNcu Soz 299

ir§ad, luzumsuz §eylerin ilstil kapah bir §ekilde, k1saca anlahlmasm1 ve ince §eylerin temsille akla yakla§bnlmasm1 ister. Safsata ve yanh§a du§ilrmemek ic;in, onlann s1g nazarlarmda a§ikar olan §eyleri luzumsuz, belki zararh bir surette degi§tirmemeyi gerektirir. Mesela Kur'an, gilne§ ic;in der ki, "Donen bir kandil, bir lambad1r." 16 Zira gilne§ten, gilne§in mahiyeti ic;in bahsetmez. Onun bir c;e§it intizamm zemberegi ve bir duzenin merkezi oldugunu, o intizam ve duzenin ise Sani' in marifetine ayna oldugunu bildirir. Evet, Kur'an, 17 '5fa ~lj "Gilne§ cloner." der. "Doner" tabiriyle, k1§-yaz, gece~gundilz degi§imindeki kusursuz kudret tasarrufunu hahrlabp Sani'in buyuklilgunil anlabr. i§te, bu "donmek" fiilinin hakikati ne olursa olsun, kastedilen, nak1§ nak1§ i§lenen ve gorilnen intizama tesir etmez. Hem Kur'an, 18 l:;-I~...; ~ ~ll ~j der. "Sirac" yani "lamba" tabiriyle, alemin bir saray §eklinde yarabld1gm1, ic;indeki e§yanm ise insanlar ve canhlar ic;in haz1rlanm1§ ziynetler, yiyecekler ve hayat ic;in gerekli §eyler oldugunu; gilne§in de o saray1 aydmlatan itaatkar bir lamba mahiyeti ta§1d1gm1 habrlatarak Hahk'm rahmet ve ihsamm anlatir. ~imdi bak, §U sersem ve geveze felsefe ise ne der: "Gune§ s1v1 haldeki buyilk bir ate§ kutlesidir. Kendisinden kopmu§ clan gezegenleri etrafmda dondurilr. Bilyuklugil §U kadardir, mahiyeti §oyledir, boyledir. .. " Ruha korkutucu bir deh§etten, milthi§ bir hayretten ba§ka bir §ey vermez. Gune§ten Kur'an gibi bahsetmez. i§te, ic;i kof, d1§1 gosteri§li felsefi meselelerin ne k1ymette oldugunu buradan anla. Onlann gorilnil§teki parlakhgma aldamp Kur'an'm gayet mucizevl beyanma kar§l hurmetsizlik etme! Bir Hatirlatma: Arapc;a Risale-i Nur'da On Dordilncil Re§ha'nm alt! "katre"si, bilhassa DordO.ncO. Katre'nin alt! "nukte"si, Kur'an-1 Hakim' in kirk kadar mucizelik yonunden on be§ini bildirir. Onunla yetinerek burada k1saca temas ettik. istersen ona milracaat et, bir mucizeler hazinesi bulursun. 16 17

18

Bkz. Yunus suresi, 10/5; Enbiya suresi, 21/33; Furkan suresi, 25/61... Yasin suresi, 36/38. "Gilne§i de (1§1g1 kendinden) bir lamba yapti." (Nuh suresi, 71/16)


300 SOZLER

19

Allah1m! Kur'an'1 bizim it:;in her hlrlu derde §ifa, hayahm1zda ve o!Umumuzden soma en steak bir arkada§, dunyada cana yakm bir dost, kabirde en samimi arkada§, k1yamette bir §efaat«:;i, sirat lizerinde bir nur, ate§e kar§t 6rhl ve perde, cennette bir yolda§ ve buhln hayirh i§lere gohlren rehber ve 6nder eyle. Bullin bunlan bize fazlmla, comertliginle, kereminle ve rahmetinle ihsan et, ey kerem sahiplerinin en kerimi ve merhametlilerin en merhametlisi Rabbimiz, amin ... Allah1m! Furkan-1 Hakim'in indirildigi zata, onun butun al ve ashabma salat ve selam eyle, amin, amin ...


iki Makamdrr

BiRiNCi MAKAM

Bir gun §U ayetleri okurken §eytanm telkinlerine kar§l Kur'an-1 Haklm'in feyzinden kalbime uc; nukte ilham edildi. 0 vesvese §Udur: -?eytan dedi ki: "Kur'an mucizedir diyorsunuz. Onun hem sonsuz belagate sahip hem de herkes ic;in her vakit hidayet kaynag1 oldugunu soyluyorsunuz. Halbuki Kur' an, baz1 kuc;uk hadiseleri tarih kitab1 gibi, 1srarla tekrar ediyor. Bunun ne manas1 var? Bir inegi kesmek gibi basit bir hadiseyi o kadar muhim bir §ekilde, etrafhca zikretmekteki, hatta o yuce sureye "el-Bakara" 4 isminin verilmesindeki munasebet nedir?

4

"O vakit meleklere: 'Adem i<;;in secde edin!' dedik de iblis dt§mdaki buti.in melekler secde ettiler." (Bakara sO.resi, 2/34; isra sO.resi, 17/61; Kehf sO.resi, 18/50; Taha sO.resi, 20/116) "(Bir vakit Musa kavmine:) 'Allah, bir inek kesmenizi emrediyor' (demi§ti)." (Bakara sli.resi, 2/67) "Soma bunun arkasmdan kalpleriniz katila§h, art1k onlar ta§ gibi, hatta ondan da kati!" (Bakara sO.resi, 2/74) inek.


302 SOZLER

Hem Hazreti Adem' e secde hadisesi s1rf gayb alemine ait bir meseledir, ak1! ona yo! bulamaz. Ancak kuwetli bir imam elde ettikten sonra anla§1labilir ve ona teslim olunabilir. Halbu~i Kur' an, biitiin akil sahiplerine ders veriyor. Pek c_:;ok yerde 5 0)¥"! ':>lit beyamyla meseleleri akla havale ediyor. Aynca Kur'an'm, ta§lann tesadilfi olan baz1 tabii hallerini milhim bir §ekilde bildirmesinde nas1! bir hidayet vesilesi var?" Kalbime ilham edilen nilktelerin sureti §Udur: Birinci Niikte

Kur' an-1 Hakim' de zikredilen pek c_:;ok kilc_:;iik hadise vardir ki, her birinin arkasmda killli birer kaide saklanml§ ve o hadiseler umumi birer kanunun ucu olarak gosterilmi§tir. Mesela, 6 ~LL;, r~l ~ j ayeti, Hazreti Adem'in melekler kar§1smda hilafete kabiliyetini gostermek ic_:;in, bir mucizesi olan Cenab-1 Hakk'm isimlerini ogrenmesini anlabr. Bu kilc_:;ilk bir hadisedir, fakat §Oyle killli bir kanunun ucudur: insana, kabiliyetlerinin ku§abc1hg1 itiban ile, sonsuz ilimlerin, kainatm biltilnilne yayilm1§ pek c_:;ok fennin, Hahk'm icraat ve vas1flanm ic_:;ine alan c_:;ok say1da marifetin ogretildigini ifade eder. Ona, yalmzca meleklere kar§l degil, goklere, yeryilziine ve daglara kar§l da "emanet-i kiibra" 7 denilen o bilyilk emaneti ta§1ma davasmda bir ilstilnlilk verildigini ve insanm, biltiln donamm1yla yeryilzilniln manevi bir halifesi oldugunu bildirir. Aym §ekilde, basit gorilnen ve gaybi olan "meleklerin Hazreti A.dem' e secde etmesi, §eytanm ise etmemesi" hadisesi, pek geni§, umumi, apac_:;1k bir kanunun ucu oldugu gibi, pek bilyiik bir hakikate de iistil kapah bir §ekilde i§aret ediyor. goyle ki: Kur'an, meleklerin Hazreti A.dem'in (aleyhisselam) §ahsma itaatini ve boyun egmesini, §eytanm ise kibirlenip bundan kac_:;mmasm1 zikrederek, kainattaki pek c_:;ok maddi varhk tilrilniin ve onlarm manevi alemdeki temsilcilerinin, vazifelilerinin insanm emrine verildigini, onun biltiln kabiliyet ve duygulanyla istifadesine hazir ve emrine amade olduklanm anlahr. Bununla beraber, insanoglunun kabiliyetlerini A

LJ5

6#

6

'11

"Hala ak11lanmazlar mi?" (Yasin sO.resi, 36/68). Aynca ')\i\ §eklinde muhatap sigas1yla birc;;ok yerde gec;;mektedir. Bkz. Bakara sO.resi, 2/44, 76; Af-i imran sO.resi, 3/65; En'am sO.resi, 6/32; A'raf sO.resi; 7/169; YO.nus sO.resi, 10/16 ... "Ve Allah, Adem'e btitiin isimleri 6gretti." (Bakara sO.resi, 2/31) Bkz. Ahzab sO.resi, 33/72.


YiRMiNci Soz 303

bozan ve onu yanh§ yollara sevk eden zararh §eylerle onlann manevi alemdeki temsilcilerinin ve habis sakinlerinin, insanm kemal vas1flanna ula§masmda ne buyuk bir engel te§kil ettigini, ne muthi§ birer di.i.§man olduklanm hahrlatir. Kur'an-1 Mucizu'l Beyan, o kui;:uk hadiseyi bir tek Hazreti Adem'le konu§urken, bu.tun kainata ve insanhga da yuce bir hitapta bulunur. ikinci Niikte

Mlsir topraklan, bir kum denizi hukmundeki BU.yuk Sahra C::olu'nun bir pan;;as1 oldugundan ve mubarek Nil nehrinin bereketiyle gayet verimli bir tarla halini ald1gmdan, cehennemi hahrlatan o i;:olun yam ba§mda oyle cennet gibi mubarek bir yerin bulunmas1, i;:ifti;:ilik ve ziraah oranm halk1 ii;:in pek cazip bir hale getirmi§ ve onlarm karakterlerine oyle kahc1 bir §ekilde yerle§tirmi§ti ki, 0 devirde Mlsir halk1 ziraah, ziraat vas1tas1 olan "bakar"1 (s1gir) ve okuzu mukaddes saym1§, hatta mabud mertebesine i;:1karm1§h. Ona ibadet etmek derecesinde bir kutsiyet vermi§lerdi. i§te o zamanlar israilogullan da o kltada ya§1yor ve aym inam§m tesirinde kahyordu. Bu, "icl" 8 meselesinden anla§1hyor. i§te Kur'an-1 Hakim, Hazreti Musa'nm (aleyhisse/am), peygamberligiyle o milletin tabiatma i§lemi§ olan inege tapma inancm1 kesip 61durdugunu, bir s1gmn bogazlanmas1 hadisesiyle anlahyor. ~u basit hadiseyle umumi bir kanuna i§aret ederek bunun herkes i<;:in her vakit gayet luzumlu bir hikmet dersi oldugunu yuce, mucizevi bir beyanla bildiriyor. Buna bakarak bi! ki, Kur'an-1 Hakim' de baz1 tarihi vakalar §eklinde anlahlan kui;:uk hadiseler, umumi kanunlann ui;:landir. Hatta misal olarak, pek i;:ok surede beyan ve tekrar edilen Hazreti Musa' nm (aleyhisselam) kissasmm yedi cumlesinden her birinde nas1! muhim, umumi birer kanun bulundugunu Lemaat'ta ve Kur'an'm Mucizeleri Risalesi'nde (Yirmi Be§inci Soz) gostermi§tik. istersen o risalelere bak. israilogullan Firavun'dan kurtulup Sina (blti'ne yerle§tikleri zaman ya§anan buzag1 hadisesi. Hazreti Musa (aleyhisselam) Sina Dag1'na c;1km1§ ve orada bir sure kalmI§h. israilogullan da bu esnada Samiri'nin yaphg1 altmdan bir buzag1ya tapmaya ba§lam1§lard1.


304 SOZLER

$u ayeti okurken, vesvese veren §eytan dedi ki: "Herkesin bildigi, basit ta§lann baz1 tabii hallerinin, en muhim ve buyuk meseleler gibi anlahlmasmm manas1 nedir? Bunda nasil bir munasebet ve buna ne ihtiya<:; var?" $u vesveseye kar§l, Kur'an'm feyzinden kalbime §6yle bir nukte ilham edildi: Evet, munasebet ve buna ihtiya<:; var. Hem o derece buyuk bir munasebet, muhim bir mana ve 0 kadar muazzam, luzumlu bir hakikat var ki, ancak Kur'an'm mucize olan veciz beyarn ve ir§admm lutfuyla bir derece basitle§tirilmi§ ve k1saca ifade edilmi§tir. Evet, Kur'an'm mucizeliginin bir esas1 olan vecizligi, bir hidayet nuru olan lutfuyla dogru yola erdirmesi ve guzel beyarn; geni§ hakikatlerin, derin ve umumi kanunlann, muhataplan i<:;inde <:;ogunlugu te§kil eden avam tabakaya ah§Ilm1§ ve basit bir §ekilde anlahlmasm1 gerektirir. Fikirleri basit olan o geni§ tabakaya o muazzam hakikatlerin yalrnz u<:;lannm ve basit birer suretinin gosterilmesini ister. Hem adet perdesi ardmdaki ve yerin altmdaki harikulade ilahl tasarruflara k1saca i§aret edilmesini gerekli kilar. hte §U sirdandir ki, Kur'an-1 Hakim bu ayetle §6yle diyor: Ey israilogullan ve ey insanlar! Sizlere ne olmu§ ki, kalbleriniz ta§tan daha cans12 ve kah bir hale gelmi§! G6rmuyor musunuz, o pek sert, cans1z ve toprak altmda buyuk bir tabaka meydana getiren koca ta§lar, Cenab-1 Hakk'm emirlerine kar§l o kadar itaatkar, Rabbanl icraat kar§lsmda o kadar yumu§ak ve emre amadedir ki, ilahl tasarruf havada aga<:;lann buyumesinde ne derece kolayhkla cereyan ederse, yerin altmda o sert ve sagir ta§larda da o kadar kolayca ve intizamla ger<:;ekle§ir. "Soma bunun arkasmdan kalpleriniz kahla§h, art1k onlar ta§ gibi, hatta ondan da kah! (ii.nkii. oyle ta§ var ki ic;inden 1rmaklar f1§kmr, oylesi var ki c;atlar da bagrmdan su kaynar ve oylesi var ki Allah kar§Ismdaki ii.rpertisi ve sayg1s1 sebebiyle a§agilara yuvarlamp parc;alamr. Allah yaptiklanmzdan habersiz degildir." (Bakara sO.resi, 2/74)


YiRMiNci Soz 305

Hatta muntazam su yollan 10 HA$iYE ve su damarlan, tipk1 kanm damarlarda dola§mas1 gibi tam bir hikmetle, o ta§lardan rahatc;a gec;er. Hem Kur' an, havada bitki ve agac;lann dallannm kolayca uzamas1 gibi koklerin nazik damarlarmm da yeraltmdaki ta§lann arasmda, aym kolayhkla, engellerle kar§Ila§madan, Cenab-1 Hakk'm emriyle muntazaman ilerledigine i§aret ediyor. ~u ayetle geni§ bir hakikati ders veriyor, kati ka[b[ere §U manay1 bi!diriyor, USll kapah bir §ekiJde diyor ki: Ey israilogullan ve ey insanlar! Zayifhgm1z ve acziniz ic;inde nasil bir kalb ta§1yorsunuz ki, oyle bir Zat' m emirlerine katihkla kar§I geliyor! Halbuki o koca, sert ta§lann muazzam tabakas1, o Zat'm emirlerine tam bir teslimiyetle boyun eger. Karanhkta hassas vazifelerini mukemmelce yerine getirir, itaatsizlik gostermezler. Hatta o ta§lar, topragm ustunde bulunan butun canhlann, suyla beraber, ya§amalan ic;in luzumlu her ihtiyacma oyle bir hazinedir ve o ihtiyac;lann adilce, hikmetle dag1tilmasma oyle vesile ve vas1ta olur ki, Hakim-i Zulcelal'in kudret elinde balmumu gibi, belki hava gibi yumu§aktir, teslimiyet ic;indedir ve O'nun kudretinin buyukltigti kar§1smda secdededir. Zira topragm ustunde gordugumuz §U kusursuz, sanath varhklar ve hikmetli, inayet eseri ilahi tasarruflar, yerin altmda da aynen gerc;ekle§iyor. Belki Cenab-1 Hakk'm hikmeti ve yard1m1, hikmet ve intizam bak1mmdan daha hayret verici, daha harika bir §ekilde tecelli ediyor. Bakm1z! 0 en Sert ve hissiz koca ta§[ar, yarahh§ kanun[an kar§lSmda, adeta baJmuffiU gibi nasil yumu§aktir. Cenab-1 Hakk'm memuru olan o tath sulara, o nazik koklere, o ipek gibi damarlara kar§I ne kadar teslimiyet ic;indedir. Adeta birer a§ik gibi, o latif ve gtizel varhklann temas1yla kalblerini parc;ahyor, yollarmda toprak oluyorlar! 10

HA~iYE Evet, yeryiizii denilen muhte§em ve seyyar saraym temeli olan ta§ tabakas1-

na Fatir-1 Ziilcelal tarafmdan verilen en miihim iic:; vazifeyi beyan etmek, ancak Kur' an' a yak1§1r. i§te hirinci vazifesi: Toprak, Cenab-1 Hakk'm kudretiyle bitkilere yuvahk edip onlan yeti§tirdigi gibi, ilahi' kudretle ta§lar da topraga kucak ac;ip onlan yeti§tirir. ikinci vazife: Yeryiiziinde devr-i claim hiikmunde olan sularm muntazam ak1§ma hizmetidir. Uc;iincii vazife: <;:e§melerin, irmaklarm, pmarlarm, akarsulann muntazam bir olc:;u ile ortaya c:;1k1p akmalanna kaynakhk etmektir. Evet, ta§lar butiln kuvvetleriyle ve ag1zlarmm dolusuyla ak1tt1klan ab-1 hayat suretinde, Cenab-1 Hakk'm birliginin delillerini yeryilzilne yaz1p serpiyor.


306 SOZLER

Hem Kur'an, 11 ~\ ~ ~ t.~! W ~ 0u ayetiyle §6yle muazzam bir hakikatin ucunu gosteriyor: Hazreti Mus'a'nm (aleyhisselam) "taleb-i riiyet" 12 hadisesinde, me§hur dagm tecelliyle pan:;alanmas1 ve ta§lannm dagilmas1 13 gibi, butun yeryuzunde, ash sulann donmas1yla meydana gelen, adeta yekpare ta§lardan ibaret olan c:;ogu dagm zirvelerindeki ta§lar zelzele veya ba§ka baz1 yeryiizii hadiseleri suretinde, korku verici celal tecellileriyle parc:;alamr. Bir k1sm1 ufalamp topraga donii§lir ve bitkilere yuva olur. Diger bir k1sm1 ise ta§ kalarak yuvarlamp derelere, ovalara dag1hr. Yeryuzu sakinlerinin meskenlerinin, binalannm in§as1 gibi bin:;ok i§lerinde kullamlarak onlara hizmetkarhk yapar, baz1 gizli hikmetler ve faydalar i<:;in ilahl kudrete ve hikmete itaatle secde eder, Cenab-1 Hakk'm hikmetli kanunlarma uyan itaatkar birer nefer §eklini ahrlar. Elbette, o ta§lann Allah korkusuyla o yuksek zirveleri terk edip mutevaz1 bir §ekilde a§ag1lara yuvarlanmas1 ve o muhim faydalan netice vermesi bo§una ve tesadufi olmad1g1 gibi, onlar ba§1bo§ da degildir. 0 ta§larla alakah faydalar ve onlarm ustunde yuvarland1klan daga giydirilen, <:;i<:;ek ve meyvelerle nak1§h, ziynetli gomleklerin kusursuz intizam1, guzel sanatJ; Hakim ve Kadir bir Zat'm hikmetli tasarruflanyla, o intizams1zhk i<:;inde gaze gorunmeyen hikmetli bir intizam bulunduguna kesin ve §liphesiz bir delildir, buna §ahitlik eder. i§te §U li<:; ayetin, hikmet noktasmda ne kadar k1ymetli oldugunu gordunuz. ~imdi Kur'an'm beyanmdaki tathhga ve belagatindeki mucizelige bakm1z: Nas1l, §U bahsedilen buyuk, geni§ ve muhim hakikatlerin uc:;lanm, li<:; fikrada (k1s1mda), li<:; me§hur ve §ahit olunmu§ vaka ile gosteriyor. ibret verici li<:; hadiseyi hatirlatarak latif bir ir§ad yap1yor, kar§I gelinemez yasaklar koyuyor. • Mesela ikinci f1krada diyor ki: 14 ~Q\ ~ t~ ~ W~ ~u beyan ile Hazreti Musa'nm (aleyhisselam) asas1 kar§ISmda tam bir §evkle yanhp on iki gozunden on iki <:;e§me ak1tan ta§a15 i§aret ederek

"Oyle ta§ var ki, Allah kar§tsmdaki i.irpertisi ve sayg1s1 sebebiyle a§agilara yuvarlamp pan;:alamr." (Bakara suresi, 2/74) 12 Cenab-1 Hakk'm cemalini gorme istegi. 13 "Derken Rabbi daga tecelli eder etmez onu unufak ediverdi." (A'raf sliresi, 7/143) 14 "Oyle ta§ var ki, c;:atlar da bagnndan su kaynar." (Bakara suresi, 2/74) 15 "Bir zaman da Musa, kavmi ic;:in su aray1p Allah' a yalvarmt§h. Biz de: 'Asam ta§a vur!' demi§tik. Bunun i.izerine o ta§tan on iki pmar ft§kirmt§, her boli.ik kendine mahsus pman bilmi§ti." (Bakara suresi, 2/60)

11


YiRMiNci Soz 307

§6yle bir manay1 bildiriyor: Ey israilogullan! Musa'mn (aleyhisselam) bir tek mucizesi kar§tsmda koca ta§lar yumu§ay1p parc;aland1g1, korkusundan veya sevincinden aglayarak sel gibi ya§ ak1tt1g1 halde, onun (aleyhisselam) biiti.in mucizeleri kar§tsmda inat edip aglamamamz, goziiniiziin kupkuru olmas1, kalbinizin yumu§amamas1 hangi insafa s1gar? • Oc;uncii f1krada diyor ki: 16~\ ~.;.:. ~ t_g! t.J ~ .))j Bu beyan ile Hazreti Musa'nm (aleyhisselam) Sina Dag1'ndaki yakan§t sirasmda meydana gelen celal tecellilerinin heybetinden koca dagm parc;alamp dagild1g117 ve o Allah korkusundan ta§larm etrafa yuvarland1g1 me§hur vakay1 hahrlatarak §6yle bir manay1 ders veriyor: Ey Musa kavmi! Nasil Allah'tan korkmuyorsunuz! Halbuki ta§lardan ibaret olan daglar bile O'nun korkusundan ezilip dag1hyor. 0 Zat'm sizden soz almak ic;in iistiiniizde Sina Dag1'm tuttugunu 18 ve "taleb-i riiyet" hadisesinde dagm parc;aland1g1m bilip gordiiguniiz halde, ne cesaretle O'nun korkusundan titremiyor, kalbiniz ta§ gibi kat1 bir halde duruyorsunuz! • Birinci f1krada ise diyor ki: 19~~\11 ~ t.J ~~\ ~

A

.)µ

Bu beyanla, kaynag1 daglarda olan miibarek Nil, Dicle ve Firat gibi irmaklan habrlatarak ta§lann yarahh§ kanunlanna ne kadar harika ve mucizevi bir §ekilde mazhar oldugunu ve itaat ettigini anlahyor. Uyamk kalblere §U manay1 bildiriyor: Boyle biiyiik irmaklann hakiki kaynagmm §U daglar olmas1 elbette miimkiin degildir. <;;unkii farz edelim o daglar tamamen su kesilse ve mahruti2° birer havuz olsalar bile, o biiyiik nehirlerin siiratli, devamh ve co§kun akt§lanna dengeyi kaybetmeden ancak birkac; ay dayanabilirler. Ve topraga c;ogunlukla bir metre kadar nufuz eden yagmur, bunun ic;in yeterli olamaz. Demek ki, §U nehirlerin kaynaklarmdan c;1kmalan, basit, tabii ve tesadufi bir i§ degildir. Fatir-1 Ziilcelal, onlan pek harika bir §ekilde s1rf gayb hazinesinden gonderir. 21 16

"Oyle ta§ var ki, Allah kar§tsmdaki iirpertisi ve sayg1s1 sebebiyle a§agt!ara yuvarlamp parc;alamr." (Bakara suresi, 2/74) 17 "Derken Rabbi daga tecelli eder etmez onu unufak ediverdi. Musa da dii§iip bayt!d1." (A'raf suresi, 7/143) 18 Bkz. Bakara suresi, 2/63, 93; Nisa suresi, 4/154; A'raf suresi, 7/171. 19 "Oyle ta§ var ki, ic;inden 1rmaklar fi§kmr." (Bakara suresi, 2/74) 20 Koni §eklinde, konik. 21 Bkz. Mii'minun suresi, 23/8; Ziimer suresi, 39/21.


308 SOZLER

i§te bu strra i§aret olarak, bu manay1 ifade etmek ic,;in hadiste buyruluyor ki: "O tic,; nehrin her birine cennetten her vakit birer damla dti§tiyor, o ytizden bereketlidirler." 22 Bir rivayette de §6yle denilmi§: ";;u tic,; nehrin kaynaklan cennettedir. "23 Bu rivayetin hakikati §Udur: Madem maddl sebepler, §U nehirlerin bu derece ttikenmez kaynaklan ic,;in yeterli degildir. Elbette onlann kaynag1 gortinmeyen bir alemdedir ve gizli bir rahmet hazinesinden gelir ki, kaynaktan c,;1kan su ile nehirlerin akl§I arasmdaki denge devam eder. i§te Kur' an-1 Hakim bu manay1 hahrlatarak §U dersi veriyor: Ey israilogullan ve ey insanlar! Kalbinizdeki kahhkla oyle bir Zat-1 Ztilcelal'in emirlerine kar§l itaatsizlik ediyorsunuz ve oyle bir Ebedl Gtine§'in marifet l§lgma gafletle gozlerinizi yumuyorsunuz ki, o Zat, M1sir' m1z1 cennete c,;eviren mtibarek Nil gibi koca nehirleri, basit, cans1z ta§lann agzmdan ak1hp kudret mucizelerini ve birliginin §ahitlerini, o koca nehirlerin kuweti, ortaya c,;1k1§1 ve ak1§lan derecesinde kainatm kalbine ve yerytiztintin dimagma veriyor, cinlerin ve insanlann kalblerine ve ak1llarma gosteriyor. Hem hissiz, cans1z baz1 ta§lan boyle hayret verici bir tarzda24 HA~ivE kudret mucizelerine mazhar etmesi, l§1gm gtine§in varhg1m gostermesi gibi o Fatir-1 Ztilcelal'i gosterdigi halde, nasil O'nun marifet nuruna kar§I kor kahp bunu g6rmtiyorsunuz! i§te §U tic,; hakikate nas1l bir belagat giydirilmi§ g6r ve Kur'an'm ir§ad tis!O.bundaki belagate dikkat et! Acaba hangi sertlik ve katihk, §U hararetli belagate kar§I ezilmeden dayanabilir! 22 23

24

Bkz. el-Bagdadi, Tarfhu Bagdad 1/55; el-Munavi, Feyzu'l-kadfr 5/381. Seyhan, Ceyhan, Firat ve Nil nehirleri ic;in Bkz. Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 2/260, 289, 440; el-Humeydi, el-Musned 2/491. Dicle ic;in Bkz. el-Bagdadi, Tdrfhu Bagdad 1/55; el-AclD.ni, Ke§fu'/-Hafa 1/565 (ibni Hacer el-Mekki'den naklen). HA~iYE Mubarek Nil nehri (Somali'deki) Ay Dag1'ndan c;1ktig1 gibi, Dicle'nin en muhim bir kolu da Van'm Mukus nahiyesindeki bir magaradan c;1k1yor. Firat'm da muhim bir kolu, Diyadin taraflarmda bir dagm eteginden geliyor. Daglarm ashnm s1v1 bir maddenin kat1la§mas1yla meydana gelmi§ ta§lar oldugu ilmen sabittir. Peygamber Efel}9imiz'in (aleyhissalatii vesselam) tesbihatmda yer alan L 0A ~~ ~ rLA ~;;,:;'-JI ("Yeryuzunu donmu§ bir su uzerinde yayan Zat, her tiirlU noksanhktan yucedir.") ifadesi kesin bir §ekilde i§aret ediyor ki, yeryuzunun yaratlh§1nm ash §6yledir: Su gibi bir madde, Cenab-1 Hakk'm emriyle katila§Ir, ta§ olur. Ta§, yine O'nun izniyle toprak olur. Tesbihteki "arz" kelimesi, toprak demektir. Demek ki, su c;ok yumu§aktir, ustunde durulmaz. Ta§ c;ok serttir, ondan istifade edilmez. Onun ic;in Hakim ve Rahim Cenab-1 Hak, toprag1 ta§m ustiine sermi§, canhlara mesken yapml§tlr.


YiRMiNci Soz 309

Meseleyi ba§tan buraya kadar anlad1ysan, Kur'an-1 Haklm'in mucizeliginin ir§ad edici bir panltism1 gar, Allah' a §ilkret! ..

25

26

27

"SO.bhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan Sensin." (Bakara suresi, 2/32) Allah1m! Kur'an'm s1rlanm, sevdigin ve raz1 oldugun §ekilde bize duyur ve onun hizmetine bizi muvaffak et, amin. Rahmetinden 0.mit ediyoruz ey Erhamurrahimin. Allah1m! Kur'an-1 Hakim'in kendisine indirildigi zata ve onun butun al ve ashabma salat ve selam et.


YiRMiNCi SOZ'UN iKiNCi MAKAMI Kur'an'm, peygamber mucizelerinin yiiziinde goriinen bir i'caz28 pardt1s1

Sondaki iki soruya ve cevaplanna dikkat et.

~jll ~jll ~\ ~ 29.

,

.__,t.:5,J_. '11H ..r7. lS• 'I/. J J/ 'I/ . ) .J

~. .;:;

/

::;

..

/

/

,;<

On dart sene once (§imdi otuz seneyi gec;ti), §U ayetin bir smma dair, j§drdtu'/-j'cdz adh tefsirimde Arapc;a bir bahis yazm1§tlm. ~imdi, arzulan bence pek mtihim olan iki karde§im, o bahse dair Ttirkc;e bir parc;a izah istediler. Ben de Cenab-1 Hakk'm yard1mma gtivenerek ve Kur'an'm feyzine dayanarak diyorum ki: Bir yoruma gore Kitab-1 Mtibin, Kur'an'dan ibarettir. ~u ayet-i kerime, ya§ ve kuru her §eyin onun ic;inde bulundugunu bildiriyor. Oyle mi? Evet, her §ey ic;inde bulunur, fakat herkes her §eyi goremez. Zira onda her §ey c;e§itli derecelerde bulunur. Bazen c;ekirdegi, bazen tohumlanyla, bazen ozet olarak, bazen kanunlanyla, bazen de alametleriyle; ya a<;1kc;a, ya i§aretlerle, imalarla, tistti kapah bir §ekilde veyahut ihtar tarzmda yer ahr. ihtiyaca gore, Kur'an'm maksatlarma uygun ve makamm gerektirdigi §ekilde, §U yollardan biriyle ifade edilir. Mesela: insanhgm sanat ve ilim yontinden ilerlemesinin neticesi olan harika icatlar, uc;ak, elektrik, tren, telgraf gibi §eyler, insanm maddi hayatmda en btiytik yeri alm1§tlr. Elbette, btittin insanhga hitap eden Kur'an-1 Hakim, onlan ihmal etmez. Evet, ihmal etmemi§tir. Kur'an onlara iki §ekilde i§arette bulunur. Birincisi: Peygamber mucizeleriyle ... ikincisi: Baz1 tarihi hadiseler suretinde ... 28

29

Mucize olma, benzerinin yapilmas1 mumkun olmad1g1 i<:;in herkesi §a§irhp aciz b1rakma. "Ya§ ve kuru hi<:;bir §ey yoktur ki apa<:;1k bir kitapta bulunmasm." (En' am suresi, 6/59)


YiRMiNci Soz 311

Mesela:

LA~ fP'j

,

/

e ~fa L+.'.lc fP',~l,e ~))1 sil~ ~ti\ e ~3J;.":J1 ~t>...p\ ~

30~1 j.;JI ~~ \~~ ~\ :J~~ lfa Llj

~_,µ 02}J~ ~)~

e

Yine,31 HAsivE

gibi ayetler trene i§aret ettigi gibi, b

J,

b

...... c

1

:i>-~~ · 'Wl'~L~o <~ <o,~Y~I~~ ·'~\',.:.,,\'';I\,~~\ , · · j c./,, C · , C · , ~ ,~ U- '-7? j 3 , ~ jy

':I

/'

,,.

/

/

/

/

/

/

/'

'l'3 "5°, ~,·.JS'~ o,, , '. .:i.;, ,.,r 'l ;i,:,, ..ru , j . ,~ ~ Y-

;ii, 0~ ,_~_,

-

1

.b

.'l--~

'-i'~

/'

/

w'.< . .r

~/

)I

)I

/

1 ~'l5 :i>-~~I\ 't-' . . J'

1

33~~ ~~~A ~ 1 lS~ ~) ~ 1) 1C ~ ~ Jj ~~ ~j ~~ ayeti34 HAsivE pek c;ok nur ve s1rla beraber elektrige de i§aret ediyor. ikinci k1s1mdaki misallerle hem pek c;ok zat ugra§hgmdan, hem bunlar c;ok dikkat istediginden, izaha muhtac; ve fazla oldugundan, §imdilik trene ve elektrige i§aret eden §U ayetlerle yetinip o kap1y1 ac;mayacag1m. Birinci k1s1m ise sanat harikalarma ve ilml icatlara peygamber mucizeleriyle i§aret ediyor. Biz de o k1s1mdan baz1 misalleri gosterecegiz. "T1pk1 kahrolas1 Uhdud Ashab1'nm, o tutu§turulmu§ ate§le dolu hendegi hazirlayanlann melun olduklan gibi... Hani onlar ate§in ba§mda oturur, miiminlere yaptiklanm ac1mas1zca seyrederlerdi. Miiminlere bu i§kenceyi yapmalarmm tek sebebi, onlarm (goklerin ve yerin tek Hakimi), Aziz ve Hamid olan Allah' a iman etmeleriydi." (BiirO.c sO.resi, 85/4-8) 31 HAsiYE $u ayet trene i§aret ediyor. Evet, tren islam alemini esaret altma alm1§t1r. Kafirler onunla islam'1 maglup etmi§tir. 32 "Bir delil daha onlara: Nesillerini dopdolu gemilerde ta§1mam1zd1r. Onlar ic:;in, gemiye benzer daha nice binekler yaratmz ... " (Yasin sO.resi, 36/41-42) 33 "Allah goklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, hpki ic:;inde lamba bulunan bir kandillik gibidir. Lamba bir sirc:;a (cam) ic:;inde, o sirc:;a da sanki parlayan incimsi bir y1ld1z! Bu lamba, doguya veya bahya ait olmayan kutlu, pek bereketli bir zeytin agacmdan tutu§turulur. Bu oyle bereketli bir agac:; ki, neredeyse ate§ degmeden de yag1 kendiliginden l§ik verir. l§1g1 pml pmld1r. Allah diledigi kimseyi nuruna iletir." (NO.r sO.resi, 24/35) 34HA$iYE '_); )<-- 'J) j( ~ ~ _;)j ~~ ~j S~ ciimlesi, 0 i§areti l§lklandmyor. ""Bu oyle bereketli bir agac:; ki, nerdeyse ate§ degmeden de yag1 kendiliginden l§lk verir. l§1g1 pml pmld1r." (Nur suresi, 24/35) 30


312 SOZLER

Mukaddime35 Cenab-1 Hak, peygamberleri manevi yukseli§ i<:;in insanhga birer rehber ve imam olarak g6nderdigi gibi, maddi ilerleme i<:;in de o peygamberlerin her birinin eline baz1 harikalar verip onlan insanlara birer ustaba§l ve ustad kilm1§br. Peygamberlere mutlak §ekilde uyulmasm1 emreder. i§te Kur'an-1 Hakim, peygamberlerin manevi kemal vas1flanndan bahsederek insanlan onlardan istifadeye te§vik ettigi gibi, mucizelerinden s6z ederek bunlarm benzerlerine yeti§meye ve taklitlerini yapmaya ustu kapah bir §ekilde te§vikte bulunuyor. Hatta denilebilir ki, manevi kemalat gibi, maddi mi.ikemmellikleri ve harikalan da insanhga ilk once peygamberlerin mucize eli hediye etmi§tir. i§te Hazreti Nuh'un (aleyhisselam) bir mucizesi olan gemiyi ve Hazreti Yusuf'un (aleyhisse/am) bir mucizesi olan saati insanhga ilk hediye eden, o mucize elidir. Bu hakikate latif bir i§aret olarak sanatkarlann i:;ogu her bir meslekte bir peygamberi pir kabul eder. Mesela, gemiciler Hazreti Nuh'u (aleyhisse/am), saati:;iler Hazreti Yusuf'u (aleyhisse/am), terziler Hazreti idris'i (aleyhisselam) ... Evet, madem hakikati delilleriyle bilen zatlar ve belagat alimleri, Kur'an'm her bir ayetinde pek i:;ok ir§ad y6nu ve <:;e§itli hidayet vesileleri oldugunda birle§irler. Oyleyse Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm en parlak ayetleri olan peygamber mucizelerini anlatan a yeti er, birer tarihi hikaye gibi g6rulmemeli; onlarda pek i:;ok ir§ad manas1 bulunur. Evet, Kur' an peygamber mucizelerini zikrederek insanhk i<:;in ilim ve sanatm son smmm i:;iziyor, en ileri gayelerine parmak bas1yor ve en son hedeflerini belirliyor. Sirtma te§vik elini vurup insam o gayelere sevk ediyor. Gei:;mi§ zaman, gelecegin tohumlarmm mahzeni ve icraatmm aynas1 oldugu gibi, gelecek zaman da gei:;mi§in tarlas1 ve aynas1dir. ~imdi, o <:;ok geni§ kaynaktan yalmz birka<:; 6rnegi g6sterecegiz. • Mesela, Hazreti Suleyman'm (aleyhisselam) bir mucizesi olarak, havanm emrine verilmesini bildiren lp-ljjj ~j.:ii ~j\ ~:I,~ 36yµ ayeti, "Hazreti Suleyman, iki ayhk mesafeyi havadan bir gunde kat etmi§tir." der. i§te bununla, insana boyle bir mesafeyi havadan

35

36

Giri§ "Si.ileyman'm emrine de rilzgan verdik. Onun sabah gidi§i bir ayhk mesafe, ak§am donil§il de bir ayhk mesafe idi." (Sebe silresi, 34/12)


YiRMiNci Soz 313

a§mas1 i<;in yolun a<;1k olduguna i§aret ediyor. Oyleyse, ey insan! Madem sana yol a<;1khr, bu mertebeye yeti§ ve yana§. Cenab-1 Hak, §U ayetin lisamyla manen diyor ki: "Ey insanlar! Bir kulum nefsinin kotii arzulanm terk ettigi i<;in onu havada gezdirdim. Nefis tembelligini birak1p baz1 tabiat kanunlanmdan gilzelce istifade ederseniz, siz de aym §eyi yapabilirsiniz." • Hem Hazreti Musa'nm (aleyhisselam) bir mucizesini bildiren, 37,:.4S,

~,

\" w._r-" ,Y:

~

~

~i U1<- ('7" ~1c. li ~ ~ _;--~ 81 G, ~ J-~tj ,.:._ .:._ 11 !JL.a;u~ w• ~.J.1 lili • ·-~

ayeti, yerin altmda gizli olan rahmet hazinelerinden, basit aletlerle istifade edilebilecegine, hatta ta§ gibi sert bir yerden bir asa ile su <;1kanlabilecegine i§aret ediyor. i§te ayet bu mana ile insana diyor ki: "Rahmetin en tath bereket kaynag1 olan suyu bir asa ile bulabilirsiniz. Oyleyse haydi, <;ah§m, bulun!" Cenab-1 Hak, §U ayetin i§aret lisamyla manen §6yle diyor: "Ey insan! Madem bana gilvenen bir kulumun eline oyle bir asa veriyorum ki, onunla istedigi yerden su 9karabilir. Sen de benim rahmet kanunlanma dayamrsan ona benzer veyahut yakm bir aleti elde edebilirsin. Haydi!" i§te insanhgm ilerlemesi i<;in milhim ad1mlardan biri, vuruldugu vakit <;ogu yerden SU f1§k1rtan bir aJetin icad1d1r. ~U ayet, onun daha i!eri noktalarmm ve gayelerinin son smmm <;izmi§tir. T1pk1 onceki ayetin, halihazirdaki u<;aktan <;ok daha ileri noktalan tayin etmesi gibi. .. • Hem mesela, Hazreti isa'nm (aleyhisselam) bir mucizesine <lair, !

_,,

s.J.1101L , , •.

3

~

.....

0

..... 0

.J.

·-11 i.? J ~--·\11-~\11; 1...5' _,,..,, .r. J e>.r...... J : 1

·i-

·i-

buyruluyor. Kur'an, insam nas1l a<;tk<;a Hazreti isa'nm (aleyhisselam) yilce ahlakma uymaya te§vik ederse, aynen oyle de, imalarla, elindeki yuce sanata ve Rabbani hp ilmine yoneltir. i§te §U ayet i§aret ediyor ki: "En <;aresiz dertlere dahi derman bulunabilir. Oyleyse ey insanlar, ey 37

38

"(Bir zaman da Musa, kavmi ic;;in su aray1p Allah'a yalvarml§h.) Biz de: 'Asam ta§a vur!' demi§tik. Bunun iizerine o ta§tan on iki pmar f1§kirm1§, her bolilk kendine mahsus pman bilmi§ti." (Bakara sO.resi, 2/60) "(isa da israilogullanna §6yle diyecektir): 'Keza ben anadan dogma koril ve alacahy1 (cilzamhy1) iyile§tirir, hatta Allah'm izniyle olilleri diriltirim."' {Af-i imran sO.resi, 3/49)


314 SozLER

musibete ugrayanlar! Omitsiz olmaym1z. Her derdin -ne olursa olsundermam vardir. Araym1z, bulunuz. Hatta 6li.ime de gec;ici bir hayat rengi vermek mi.imki.indi.ir." Cenab-1 Hak, §U ayetin i§aret lisamyla manen diyor ki: "Ey insan! Benim ic;in di.inyay1 terk eden bir kuluma iki hediye verdim. Biri manevi dertlerin dermam, biri de maddi dertlerin ilac1. hte 6lmi.i§ kalbler hidayet nuruyla diriliyor. Oli.i gibi hastalar dahi onun nefesiyle ve ilac1yla §ifa buluyor. Sen de benim hikmet eczanemde her derdine deva bulabilirsin. <.;ah§, bu!! Elbette ararsan bulursun." i§te §U ayet, insanhgm hp ilminde vard1g1 §imdiki noktadan c;ok ilerideki smm c;iziyor, ona i§aret ve insam te§vik ediyor. •Hem mesela Hazreti Davud (aleyhisselam) hakkmdaki,

39.__,t1.;.J1 I ~~, ~1 ~GI, ; , i...r--.) , • .) 40

J..J.>.5 ., I i

ot , .)

ve Hazreti Si.ileyman (aleyhisselam) hakkmdaki 41 _,..4)1 ~ ~ li.::.tj ayetleri, "telyin-i hadid" 42 hadisesinin, en bi.iyi.ik ilahi nimetlerden biri olduguna i§aret ediyor ki, Cenab-1 Hak bi.iyi.ik bir peygamberinin faziletini onunla g6steriyor. Evet, "telyin-i hadid" yani demiri hamur gibi yumu§atmak, bakm eritmek ve madenleri bulup c;ikarmak, insanhk ic;in bi.iti.in maddi sanayinin ash, anas1, esas1 ve temel kaynag1dir. i§te ayet §Una i§aret ediyor: "Bi.iyi.ik bir resule, yeryi.izi.ini.in bi.iyi.ik bir halifesine, bi.iyi.ik bir mucize suretinde, bi.iyi.ik bir nimet olarak verilen 'telyin-i hadid', demiri hamur gibi yumu§atmak, tel gibi inceltmek ve bakm eritmek, insanhgm c;ogu zanaatma ve ilerlemesine esas olmaktad1r." Madem Cenab-1 Hak, bir resuli.ini.in, bir halifesinin, yani hem manevi hem maddi hi.iki.imdar olan bir elc;isinin diline hikmet ve eline sanat vermi§. insanlan onun dilindeki hikmete ac;1kc;a te§vik ettigi gibi, elbette, elindeki sanata da i§aretlerle te§vikte bulunacakt1r. Cenab-1 Hak, §U ayetlerin i§aret lisamyla manen §6yle diyor:

39 40

41 42

"Biz Davud'a hikmet, nilbilwet, isabetli karar verme ve meramm1 gilzelce ifade etme kabiliyeti verdik." (Sad suresi, 38/20). "Aynca demiri Davud'a yumw~att1k (ona demiri §ekillendirme kudreti verdik)." (Sebe suresi, 34/10). "Silleyman i<;;in erimi§ bakm kaynagmdan sel gibi ak1tbk." (Sebe suresi, 34/12). Demirin eriyip yumu§amas1.


YiRMiNci Soz 315

"Ey insanlar! Emirlerime itaat eden bir kulumun diline ve kalbine oyle bir hikmet verdim ki, her §eyi ac;1kc;a birbirinden aymp hakikatlerini gosterir. Onun eline de oyle bir sanat verdim ki, demiri balmumu gibi her §ekle sokar. Halifeligi ve padi§ahhg1 ic;in muhim kuvvet elde eder. Madem bu mumkundur, veriliyor. Hem muhimdir, toplum hayatmda ona c;ok muhtac;sm1z. Yaratrl1§ kanunlanma uyarsamz o hikmet ve sanat size de verilebilir. Zamanla ona yakla§lP yeti§ebilirsiniz." i§te insanhgm sanat yonunden en ileri noktaya gitmesi ve maddl kuvvet bak1mmdan en muhim iktidan elde etmesi, demiri yumu§atmak ve bakm eritmekle mumkundur. Ayette bakrr, "k1tr" (erimi§ bakrr) kelimesiyle ifade edilmi§. ~u ayetler, butun insanhgm bak1§1m bu hakikate c;eviriyor, bunun ne kadar muhim oldugunu takdir etmeyen eski insanlan ve §imdiki tembelleri §iddetle ihtar ediyor. • Hem mesela, Belk1s'm tahtm1 Hazreti Suleyman'm (aleyhisse/am) yanma getirmek ic;in vezirlerinden, kendisine uzaktaki e§yada tasarruf ilmi verilmi§ alim bir zatm, "Gozunuzu ac;1p kapaymcaya kadar o tahtr yanm1zda hazrr ederim." ded@ harika hadiseyi ifade eden §U ayet: /

/

/

~\) Lili & j ~~ .t~ ~i ~ ~ 4_\ ~i ~~\ ~ ~ ~~ t.?011 j~ 43 ~~

ly' '~ ...

ila ahir.

i§aret ediyor ki, uzak mesafelerden e§yay1 aynen veya suretiyle, bir anda getirip haZir etmek mumkundur. Cenab-1 Hak, peygamberlikle beraber saltanatla da §ereflenen Hazreti Suleyman'a (aleyhisselam), hem masumiyetini korumas1 hem de adaleti saglamas1 ic;in, pek geni§ memleketinin her tarafmdan bizzat, zahmetsizce haberdar olmay1, idaresi altmdakilerin hallerini gormeyi ve dertlerini i§itmeyi bir mucize suretinde ihsan etmi§tir. Demek, Hazreti Suleyman (aleyhisse/am) Cenab-1 Hakk'a guvenip ismet44 lisamyla bunu istedigi gibi, bir insan da kabiliyetlerinin diliyle istese ve O'nun kainatta i§leyen kanunlarma ve inayetine uygun hareket etse, dunya kendisi ic;in kuc;uk bir §ehir hukmune gec;ebilir. Evet, Belk1s'm tahtr Yemen'deyken ~am'da aynen 43

44

"Arna kitaptan hususi bir bilgiye sahip olan bir zat da: 'Ben, sen g6zunu a<;;1p kaparnadan onu getirebilirirn' der dernez, Suleyrnan tahtm yam ba§mda ham oluverdigini g6runce ... " (Nern! suresi, 27/40) Gunahs1zhk, rnasurniyet, §aibelerden annrnt§ olrnak. Peygarnber vas1flarmdand1r.


316 SOZLER

veyahut suretiyle haw olmu§, gorulmil§hlr. Elbette tahtm etrafmdaki adamlann suretleri goruldugu gibi sesleri de i§itilmi§tir. i§te Kur' an, suretlerin ve seslerin uzak mesafeden nakline ha§metli bir §ekilde i§aret ediyor ve manen diyor ki: "Ey saltanat sahipleri! Kusursuz bir adalet uygulamak isterseniz, Hazreti Suleyman gibi, yeryuzunu tamam1yla gormeye ve anlamaya gah§miz. <:;unku adaletli bir hukumdar, idaresi altmdakilerin hukukunu gozeten bir padi§ah, ancak memleketinin her tarafmdan, istedigi vakit haberdar alma derecesine g1karak manevi sorumluluktan kurtulur veya tam adaleti saglayabilir." Cenab-1 Hak bu ayetin i§aret lisamyla manen §6yle diyor: "Ey insanlar! Madem bir kuluma geni§ bir mi.ilk verip o geni§ mulkunde tam adaleti saglamas1 i<:;in onu yeryuzunde olup bitenlerden bizzat haberdar ediyorum. Ve madem her bir insana, yarad1h§tan, yeryuzune halife alma kabiliyetini vermi§im. Elbette buna gore hikmetim, yeryuzunu gorecek, anlayacak ve ona bakacak kabiliyeti de vermeyi gerektirdiginden, onu da ihsan etmi§im. insan o noktaya §ahsen yeti§emese de fur olarak yeti§ebilir. Maddi olarak eri§emese de veli zatlar gibi, manen eri§ebilir. Oyleyse §U buyuk nimetten istifade edebilirsiniz. Haydi, goreyim sizi, kulluk vazifenizi unutmamak §art1yla oyle <:;ah§miz ki, yeryuzunu, her taraf1 her birinizce gorulen ve her k6§esindeki sesler i§itilen bir bah<:;eye <:;eviriniz. 45 '~1.dl'<l.9:: J

,. ~

1

,J~ ~

0 1).5'1+.58 J ~/ c/,-·1~ .r-" ~'l)S

'.,"11A:-ll~~ lll'' , - c...r-c r.2 / .r

~J

ayetindeki Rahmani fermam dinleyiniz." i§te §U ayet, insanhgm ince sanatlarmdan olan suret ve ses naklinin <:;ok ilerisindeki son smira i§aret ve insam ushl kapah bir §ekilde ona te§vik ediyor. • Hem mesela, yine Hazreti Suleyman' m (aleyhisselam), cinleri, §eytanlan ve kotu ruhlan kendine boyun egdirip §erlerine engel olmasm1 ve onlan faydah i§lerde kullanmasm1 anlatan, 45

"Yeryilzilm1 size hizmete ham, uysal bir binek ktlan da O! Haydi 6yleyse siz de yeryilzilniln omuzlarmda rahat<:;a dola§m. Allah'm sizi ii:;in haz1rlad1g1 nz1klardan yiyin, istifade edin. Arna olilmden soma dirilip O'nun huzuruna i:;1kacagm121 da bilin." (Millksliresi, 67/15)


YiRMiNci Soz 317

46._.L>. ; , r-.~ ,,...

J..ut '.~·~ ~~t1s.1.u e , J·t 0-" ~ ,,,_,.

w~ l.:.•t;.. !~l \3'' r- J

,,..

,

81~

,

,,...

0J ~

11-

~

,,.

,).

0 ~J \'!.~'

~ti.o\11 · ~ ·~;, ~ , ...;, 0':"!,Y-°

0-'--r-:1,J

,,...

~

,.,.

-"

~

0 ~ye.!. , ., 0-° '., ~. . t.L.!.)\

~

,

,Y,J

ayetleriyle Kur' an diyor ki: "Yerin, insandan sonra en muhim §UUr sahibi sakinleri cinler, insana hizmetkar olabilir. Onlarla temas edilebilir. ;;eytanlar da dti§manhg1 birakmaya mecbur olup ister istemez insana hizmet edebilirler ki, Allah onlan, emirlerine uyan bir kuluna boyun egdirmi§tir." Cenab-1 Hak, §U ayetlerin i§aret lisamyla manen §6yle buyuruyor: "Ey insan! Bana itaat eden bir kuluma cinleri ve §eytanlan, hatta onlann §erlilerini itaat ettiriyorum. Sen de benim emirlerime uyarsan pek c;ok varhk, hatta cinler ve §eytanlar bile sana hizmetkar olabilir." i§te §U ayetler, sanat ve ilmin kayna§masmdan suzU!en, insanm maddi-manevi fevkalade hassasiyetinden dogan ispritizma gibi, ruh c;agirmanm ve cinlerle haberle§menin en son smmm c;iziyor, en faydah §eklini tayin ediyor ve ona yolu ac;iyor. Fakat bu, §imdiki gibi, bazen kendini ruhu c;agnlan 610. diye gosteren cinlere, §eytanlara ve kotu ruhlara itaat edip maskara ve oyuncak olmak degil, belki Kur'an'm bls1mlan ile onlan kendine boyun egdirmek, §erlerinden kurtulmakbr. • Hem ruhlarm surete burunmesine i§aret eden, Hazreti Suleyman' m (aleyhisselam) kotu cinleri (ifritleri) c;agirmasma ve kendine itaat ettirmesine <lair ayetler , hem 48 ~__,...., I'..r. ~, 1~~1 u--If~:~ G..J.), 1't". ~ .\1 fu .)·U gibi baz1 ayetler, ruhanilerin suretlerfnin gortinmesiyle berab~r, ruhlann c;agnlmasma da i§aret ediyor. Fakat i§aret edilen, temiz ruhlann c;agnlmasmdan maksat, baz1 medenilerin yapt1§1 gibi o pek ciddi olan ve ciddi bir filemde bulunan ruhlara hurmetsizlik edip onlan yanma c;agirmak ve alayc1 bir surette oyuncak etmek degil, belki ciddi olarak ve ciddi bir maksat ic;in, istedigi vakit ruhlarla g6rti§en bir k1s1m veliler 46

47

48

"(Bina yapan, dalgu;;hk yapan her §eytam ve) bukagtlarla bagh olan ba§kalanm da onun hizmetine verdik. Buyurduk: 'Silleyman! i§te bu, sana ihsamm1zdir. ister dag1t, ister yanmda tut, bu hesapsizd1r. "' (Sad suresi, 38/38-39) "Kendisi ii;in denize dalan ve daha ba§ka birtak1m i§ler yapan baz1 cinleri de (§eytanlan) hizmetine amade ktld1k. Biz onlan g6zetim altmda tutard1k." (Enbiya suresi, 21/82) "Biz Meryem'e ruhumuzu gonderdik de, ona kusursuz, miikemmel bir insan §eklinde goriiniiverdi." (Meryem suresi, 19/17)


318

SOZLER

misali, Muhyiddin-i Arabi gibi zatlarla munasebet kurmak ve onlann makamma gidip alemlerine bir derece yakla§makla ruhaniyetlerinden manen istifade etmektir. Ayetler buna i§arette bulunur ve bu i§aret ic:;inde bir te§viki hissettirir. Bu c:;e§it gizli sanat ve ilimlerin en ileri s1mnm c:;izer ve en guzel suretini gosterir. • Hem mesela, Hazreti Davud'un (aleyhisse/am) mucizelerine dair

5ij,.GJ\ .,

i Gt'3f.""'"'3 ,,1_1\' ~ '-!::~-\ JL>L; ·~ .

ayetleri §Una i§aret ediyor: Cenab-1 Hak, tesbihatma 6yle bir kuwet, yuksek bir ses ve ho§ bir eda vermi§ti ki, daglan kendinden gec:;irircesine CO§turup muazzam birer fonograf52 ve birer insan gibi, bir ba§ zakirin etrafmda, ufka yay1lan bir halka olarak tesbihat yapar hale getirirdi. Acaba bu mumkun mudur, hakikat midir? Evet, hakikattir. Magaras1 olan her dag insanla, hem de papagan gibi, insanm diliyle konu§abilir. <;unku sesin yank1s1 vas1tas1yla sen dagm 6nunde "Elhamdulillah" desen, dag da aynen senin gibi "Elhamdulillah" der. Madem Cenab-1 Hak bu kabiliyeti daglara ihsan etmi§tir. Elbette, o kabiliyet geli§tirilebilir ve o c:;ekirdek sumbullenir. i§te Cenab-1 Hak, Hazreti Davud'a (aleyhisse/am) mustesna bir Surette, peygamberlikle beraber yeryuzunun halifeligini de verdiginden, Hazreti Davud o geni§ peygamberlik vazifesine ve muazzam saltanata lay1k bir mucize olarak o kabiliyetin c:;ekirdegini 6yle geli§tirmi§ti ki, c:;ok buyuk daglar birer asker, birer talebe, birer murid gibi kendisine uyup onun diliyle, onun emriyle Hahk-1 Zulcelal'i tesbih ediyordu. Hazreti 49

50

51

52

"Biz sabah ak§am kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri ic;in daglan Davud'un hizmetine boyun egdirmi§tik." (Sad suresi, 38/18) "(Suleyman Davud'a varis oldu ve) 'Ey insanlar, bize ku1lann dili ogretildi.' (dedi)." (Nern! suresi, 27/16) "(Biz Davud'a tarafim1zdan bir imtiyaz verdik ve:) 'Ey daglar! Ey ku§lar! Onunla beraber tesbih edin, §evke gelip Allah'm yticeligini terennum edin.' dedik. Aynca ona demiri yumu§att1k (demiri §ekillendirme kudretini verdik)." (Sebe suresi, 34/10) Gramofon.


YiRMiNci Soz 319

Davud (a/eyhisselam) ne soylese onlar da tekrarhyordu. T1pk1, §imdiki haberle§me ve ula§1m vas1talarmm c;;oklugu ve geli§mesi sayesinde, ha§metli bir kumandanm, daglara dagilan buyuk ordusuna bir anda "Allahu Ekber" dedirtmesi ve o koca daglan konu§turup velveleye getirmesi gibi... Madem insanlann bir kumandam, daglan sakinlerinin diliyle mecazi olarak konu§turur. Elbette, Cenab-1 Hakk'm emrindeki ha§metli bir kumandan da, o daglan gerc;;ekten konu§turup onlara tesbihat yaphrabilir. Bununla beraber, her dagm bir §ahs-1 manevisi bulundugunu, kendine gore birer tesbihi ve ibadeti oldugunu onceki Soz'lerde soylemi§tik. Demek ki, her dag, sesin yankilanmas1 sirr1yla, insanlarm diliyle tesbihat yaphg1 gibi, kendine has diliyle de Hahk-1 Zulcelal'i tesbih eder. 54 .tq :1_:~ ro.fa 53 ~- ~ · , ,,tq- beyanlan Cenab-1 Hakk'm Hazreti r."" ~ , J.J->'-4 r."" J ' Davud ve Suleyman'a (aleyhimesselam) ku§lann dilini ve kabiliyetlerini, yani hangi i§e yarad1klanm bilmeyi ihsan ettigini gosteriyor. Evet, madem bu hakikattir ve madem yeryilzil Rahman'm bir sofras1dir, insanm §erefine kurulmu§tur. Oyleyse o sofradan istifade eden hayvanlarm ve ku§lann c;;ogu, insana itaat edip hizmetkar olabilir. Nasil ki insan, hayvanlann en kuc;;ilklerinden bal ans1 ve ipekboceginden faydalanarak, onlann ilahi ilhamlanndan buyuk bir istifade yolunu ac;;arak, gilvercinleri baz1 i§lerde kullanarak ve papagan gibi ku§lan konu§turarak medeniyetin gilzelliklerine guzel §eyler ilave etrni§tir. Aynen oyle de, ba§ka ku§ ve hayvanlann kabiliyetlerinin dili bilinirse, pek c;;ok canh turilnden -karde§leri olan ehil hayvanlar gibi- muhim birer i§te faydalamlabilir. Mesela, c;;ekirge istilas1 afetine kar§I, c;;ekirgeyi yemeden mahveden s1g1rc1k ku§larmm dili bilinse ve hareketleri kontrol edilse, o ku§lar ne kadar faydah bir hizmette ucretsiz olarak kullamlabilir. i§te §U ayetler, ku§lardan bu §ekilde istifadenin, onlan emri altma almanm ve telefon, fonograf gibi cans1z cisimleri konu§turmanm en son smmm c;;iziyor, en uzak hedefini belirliyor, en ha§metli suretini parmakla gosterip insam ona bir nevi te§vik ediyor. Cenab-1 Hak §U ayetlerin i§aret lisamyla manen diyor ki: 53

54

"(Biz sabah ak§am kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri h;in daglan,) toplu haldeki ku§lan (Davud'un hizmetine boyun egdirmi§tik)." (Sad sO.resi, 38/19) "(Siileyman Davud'a varis oldu ve) 'Ey insanlar, bize ku§larm dili 6gretildi.' (dedi)." (Nern! sO.resi, 27/16)


320 SOZLER

"Ey insanlar! Bana tam kul olan bir hemcinsinize, peygamberliginin ismetini korumas1 ve saltanatmda tam adaleti saglamas1 ic;in mulkumdeki muazzam mahhlklan itaat ettirip onunla konw~turuyorum ve emrim altmdaki varhklardan, hayvanlanmdan c;ogunu ona hizmetkar k1hyorum. Madem her birinize de goklerin, yerin ve daglann ta§1maktan c;ekindigi 'emanet-i kubra'y155 yuklemi§, yeryuzunun halifesi olma kabiliyetini vermi§im. Oyleyse §U mahh1katm dizginleri kimin elindeyse O' na itaat etmeniz laz1md!f ki, mulkundeki mahluklar da size tabi olsun. Ancak onlann dizginleri elinde olan Zat'm namma bunu elde edebilir ve kabiliyetlerinize lay1k makama c;1karsamz ... " Madem hakikat boyledir, manas1z birer eglence hukmunde olan fonograf c;almak, guvercinlerle oynay1p onlara postac1hk yaphrmak ve papaganlan konu§turmak yerine; en ho§, en yuksek, en yuce ve masum bir eglenceye yonel ki, daglar Hazreti Davud gibi sana da muazzam birer fonograf olabilsin, tath havanm dokunmas1yla agac;lardan ve bitkilerden kulagma bir musiki gibi zikir nagmeleri gelsin, daglar binlerce dille tesbihat yapan harika birer varhga donli§slin ve ku§lann c;ogu Hazreti Suleyman'm (aleyhisselam) Huthut'u gibi sana birer dost, arkada§ veya itaatkar hizmetc;i sureti giysin. Seni hem eglendirsin hem de kabiliyetli oldugun kemal vas1flarma §evkle yoneltsin. bteki, gayrime§ru zevkler gibi, insanhgm geregi olan makamdan dli§lirmesin ... • Hem mesela, Hazreti ibrahim'in (aleyhisselam) bir mucizesi hakkmdaki, 56~ J.~ ~ t; ')\..;:, j \~ J. _;,} ~ ~ ayetinde lie; ince i§aret var. Birincisi: Ate§ de diger tabii sebepler gibi, kendi keyfince, tabiatmca, koru korune hareket etmiyor. Bir emir altmda vazife yap1yor ki, Hazreti ibrahim'i (aleyhisselam) yakmad1; ona "yakma!" diye emredildi. ikincisi: Ate§in bir derecesi vardlf ki, sogukluguyla yakar, yani yakm1§ gibi bir tesir yapar. Cenab-1 Hak, ~~ kelimesiyle 5rnAsivE soguga diyor ki: "Soguklugunla, sen de ate§ gibi yakma!" Demek, o dere-

c a

Bkz. Ahzab suresi, 33/72. "(Ate§e §byle ferman ettik:) Ey ate§! Dokunma ibrahim'e! Serin ve selamet ol ona!" (Enbiya suresi, 21/69) 57 HAsiYE Bir tefsir §byle diyor: ~ J\..:;. (esenlik) demeseydi, sogukluguyla yakacaktl. * ' Bkz. ibni Ebi $eybe, el-Musannef 6/330; Ahmed ibni Hanbel, ez-Ziihd 1/79; etTaberi, CiJmiu'l-Beycm 17/44, 45.

55

56


YiRMiNci Soz 321

cedeki ate§, sogukluguyla yakar gibi tesir gosteriyor. Hem ate§tir hem soguktur. Evet, fizikte ate§in akkor (nar-1 beyza) halinde bir derecesi var ki, s1cakhk yaymaz ve etrafmdaki s1cakhg1 kendine c;ektigi ic;in, su gibi s1v1 §eyleri dondurup manen sogukluguyla yakar. i§te "zemherir", sogukluguyla yakan bir tiir ate§tir. Oyleyse ate§in bi.itiin derecelerini ve tiirlerini ic;inde bulunduran cehennemde elbette "zemherir"in de bulunmas1 zaruridir. O~iinciisii: Cehennem ate§inin tesirini yok edecek ve insam ondan emin kilacak iman gibi bir manevi kuwet, islamiyet gibi bir zirh olmas1 misali, di.inyadaki ate§in de tesirini engelleyecek bir madde vard1r. <;unki.i Cenab-1 Hak, Hakim isminin geregince, bu di.inya hikmet yurdu oldugu ic;in icraabm sebepler perdesi altmda yap1yor. Oyleyse Hazreti ibrahim'in bedeni gibi gomlegine de ate§e kar§1 dayanma hususiyeti vermi§tir. Ate§ Hazreti ibrahim'i yakmad1g1 gibi gomlegini de yakmamI§hr. i§te bu i§aretle ayet manen §6yle diyor: "Ey millet-i ibrahim! Hazreti ibrahim gibi olunuz ki, maddi ve manevi gomlekleriniz, en bi.iyi.ik di.i§mammz ate§e hem burada hem de ahirette zirh olsun. Ruhunuza giydireceginiz iman cehennem ate§ine kar§l zirhm1z olacag1 gibi, Cenab-1 Hakk'm yeryi.izi.inde sizin ic;in saklad1g1 ve hazirlad1g1 baz1 maddeler de sizi ate§in §errinden korur. Araym1z, c;1kanmz, giyiniz!" i§te, ate§in yakmayacag1, ate§e dayamkl1 bir maddeyi bulmak, bir gomlt:!k giymek insanhgm ilerlemesinde mi.ihim ke§iflerdendir. ;>u ayet, ona kar§1hk, bak ne kadar yi.ice, latif, gi.izel ve ebede kadar yirblmayacak, 58 ~ ~ tezgahmda dokunacak bir elbiseyi gosteriyor . • Yine mesela, 59 LJ.s- ;tr.;.\11 r;l ayeti "Hazreti Adem'in (aleyhisselam) bi.iyi.ik hilafet davasmdaki en bi.iyi.ik mucizesi, Cenab-1 Hakk'm isimlerinin kendisine ogretilmesidir." diyor. i§te diger peygamberlerin mucizeleri insanhgm hususi birer harikasma i§aret ettigi gibi, bi.itiin peygamberlerin babas1 ve nebilik divanmm fatihas1 (ba§lang1c1) olan

rh-j

58

"Dupduru bir tevhid inanc1 iizerinde (ibrahim Milleti'ne baghhk)." (Ahmed ibni Hanbel, el-Miisned 3/375, 406; el-Beyhaki, es-Siinenii'l-Kiibrd 6/4; el-Beyhaki, $uabii'l-iman 5/484). Aym hususu ifade eden ayetler i<;in bkz. Bakara sO.resi, 2/135; Al-i imran sO.resi, 3/95; Nisa sO.resi, 4/125; En' am sO.resi, 6/161; Nahl sO.resi,

16/123. 59

"Ve Allah, Adem'e butiin isimleri i:igretti." (Bakara sO.resi, 2/31)


322 SozLER

Hazreti Adem'in (aleyhisselam) mucizesi, butun insan1 kemal vas1flannm ve ilerlemelerin son noktasm1, en ileri hedeflerini neredeyse a<;;1k<;;a gosteriyor. Cenab-1 Hak §U ayetin i§aret lisamyla manen diyor ki: "Ey Ademogullan! Meleklere kar§l hilafet davasmda ushlnlugilne delil olarak babamza butiln isimlerimi ogrettigimden, -madem onun evlad1 ve kabiliyetlerinizle varisisiniz- sizin de bilhln o isimleri 6grenip emanet-i kubra mertebesinde, buhln varhklara kar§l ilshlnluge lay1k oldugunuzu gostermeniz gerekir. Zira sizin i<;;in, kainatta biltiln varhklarm ilshlnde, en yuksek makamlara ve yeryilzu gibi bilyilk varhklan kendinize itaat ettirmek misali yuce mertebelere yol a<;;1khr. Haydi, ileri ahhmz ve birer ismime yap1§1mz, o mertebelere <;;1km1z!.. Fakat babamz bir defa §eytana aldand1, cennet gibi bir makamdan ge<;;ici olarak yeryilzilne dil§til. Sakm siz de o mertebelere <;;1karken §eytana uyup ilahi hikmetin semasmdan tabiat dalaletine dti§meyiniz. Her vakit ba§1mz1 kaldmp esma-y1 husnama dikkat ederek 0 semalara yukselmek i<;;in ilimlerinizi ve maddi ilerlemelerinizi merdiven yap1mz ki, ilmin ve mukemmelliklerin kaynag1 ve hakikati olan isimlerimin semasma <;;1kasm1z ve onlann durbunuyle, kalbinizle Rabbinize bakasm1z." Miihim bir niikte ve

~ok

miihim bir sir

~u hayret verici ayet, insanm, kabiliyetlerinin ku§ahc1hg1 itiban ile mazhar oldugu buhln ilmi mukemmellikleri, ilerlemeleri ve sanat harikalanm "talim-i esma" 60 tabiriyle ifade ediyor. Bunda §6yle ince ve yilce bir i§aret var: Her bir milkemmellik vasfmm, her bir ilmin, ilerlemenin, fennin yuksek bir hakikati vardlf ki, o hakikat Cenab-1 Hakk'm bir ismine dayamr. Pek <;;ok perdesi, <;;e§itli tecellileri ve daireleri bulunan o isme dayanmakla o ilim, o milkemmellik vasfi, o sanat en kusursuz §eklini bulur, hakikat olur. Yoksa yanm yamalak bir §ekilde, kusurlu bir golgedir. Mesela, geometri bir ilimdir. Onun hakikati ve en son noktas1, Cenab-1 Hakk'm Adl (mutlak adalet sahibi) ve Mukaddir (her §eyi takdir edip dtizene koyan) isimlerine ula§IP onlarm hikmetli cilvelerini kendi aynasmda ha§metiyle seyretmektir. Mesela, hp hem bir ilim hem bir sanattir. Onun da son noktas1 60

(Cenab-1 Hakk'm) isimlerin(in) 6gretilmesi.


YiRMiNci Soz 323

ve hakikati, Hakim-i Mutlak'm $afi (§ifa veren) ismine dayamr. Tip, Cenab-1 Hakk'm btiytik bir eczanesi olan yerytiztinde O'nun merhamet ve §efkat cilvelerini devalarda gormekle kemalini bulur, hakikat olur. Yine mesela, varhklarm hakikatinden bahseden tabii ilimler, Cenab-1 Hakk'm (celle ce/6/Uh) Hakim isminin, varhg1 idare ve terbiyedeki buyilk tecellisini e§yada, kendilerine ait faydalarda ve milhim meselelerde gormekle, o isme yeti§mekle ve dayanmakla hakiki ilim olabilir. Yoksa ya hurafeye doner ve bo§, faydas1z olur ya da tabiatc;;i felsefe gibi dalalete yol ai;;ar. i§te sana il<;; misal! Ba§ka kemal vas1flanm ve ilimleri bu ti<;; misale k1yasla ... i§te Kur'an-1 Hakim §U ayetle insam, §imdiki vaziyetinde hentiz i;;ok geri kald1g1 en ytiksek noktalara, en ileri smira ve en son mertebelere sevk ediyor, s1rtma te§vik elini vurup parmag1yla o mertebeleri gostererek, "Haydi, ar§, ileri!" diyor. $u ayetin btiytik hazinesinden §imdilik bu cevherle yetinerek o kap1y1 kapatiyoruz. Hem mesela, peygamberlik divanmm mtihrti ve btittin peygamberlerin mucizeleri onun kendi peygamberlik davasmda bir tek mucize htikmtinde olan nebiler efendisi, §U kainatm iftihar kaynag1. .. Hazreti Adem'e (aleyhisse/am) k1saca, ozetle 6gretilen Cenab-1 Hakk'm btittin isimlerinin btittin mertebeleriyle, etrafl1ca mazhan ... Yukanya celal ile parmagm1 kaldirmas1yla ayt iki par<;;a eden61 ve a§ag1ya cemal ile indirmesiyle yine on parmagmdan kevser gibi su ak1tan ... 62 Binlerce mucizeyle dogrulanan ve desteklenen Hazreti Muhammed'in (aleyhissa/atu vesselam) en bilyilk mucizesi olan Kur'an-1 Haklm'in en parlak mucizelik yonlerinden, hak ve hakikate dair beyanlanndaki berrakhg1, ifadesindeki belagati, manalanndaki ku§ahc1hg1, ilslO.bundaki yticeligi ve tathhg1 ifade eden, 0 0

/

_)t,:.

/

l

)t 0

0

/

)tS:.

0

0

/ ,:.

<l:...., \jJ, ~ I• .. Iy ·L;- Lil ,, ,. Li y -L;- 'ii 01°~1\ , r /

/

/

1

)t

0

1;:. ~ - I\' .J

~ ~ /

63\~ ~ ~ 0L5 61

62 63

0

0

'"'iii~\ i..r'e , . /

/'

0 )t

·•I I1; <...7:' f /

Jj

Bkz. Buhari, tefsfru sure (54) l, men6k1b 27; Muslim, mun6fikin 46; Tirmizi, tefsiru sure (54) 5. Buhari, vudu' 32, men6k1b 25, e§ribe 31, megdzf 35; Muslim, zuhd 74, fezdil 5, 6. "De ki: Yemin ederim! Eger insanlar ve cinler bu Kur'an'm benzerini yapmak ic;in bir araya toplansalar, hatta birbirlerine destek olup guc;lerini birle§tirseler bile, yine de onun gibi bir kitap meydana getiremezler." (isra suresi, 17/88)


324 SOZLER

gibi apa<;:1k pek <;:ok ayet, insanlann ve cinlerin nazanm §U ebedi mucizenin en a<;:1k ve en parlak mucizelik yonune <;:eviriyor. Bullin insanlann ve cinlerin damarlanna dokunuyor. Dostlannm §evkini, du§manlarmm inadm1 tahrik edip buyuk bir te§vikle, §iddetli bir istek uyandirmayla dost ve du§mam sozlerini ona benzetmeye, onun benzerini yapmaya, onu taklide sevk ediyor. Hem o mucizeyi herkesin gozu onune oyle bir §ekilde koyuyor ki, insanm bu dunyaya geli§indeki biricik gayenin o mucizeyi hedef ve rehber edinip ona bakarak, yarahh§mm neticesini bilerek yurumek oldugunu gosteriyor. K1sacas1: Diger peygamberlerin (aleyhimusselam) mucizeleri, birer

sanat harikasma i§aret ediyor; Hazreti Adem'in (aleyhisse/am) mucizesi ise insanhgm ortaya koydugu sanat esaslan ile beraber, ilimlerine, icat ett@ harikalara ve kemal vas1flarma bir fihrist halinde, klsaca i§aret ve insam bunlara te§vik ediyor. Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/Citu vesselam) en buyuk mucizesi olan Kur'an-1 Mucizu'l Beyan ise onun, Cenab-1 Hakk' m isimlerinin ogretilmesi hakikatine etraf11ca mazhariyetini, hak ve hakikat olan ilim ve fenlerin dogru hedeflerini, dunya ve ahirette kemalah ve saadeti a<;:1k<;:a gosteriyor. Hem pek <;:ok, buyuk te§viklerle insam onlara sevk ediyor. Bunu oyle bir tarzda yap1yor ki, adeta §OYle diyor: "Ey insan! $u kainattan en yuce maksat, Cenab-1 Hakk'm rububiyetinin tezahurune kar§l, insanm kulli bir kulluk sergilemesidir. insanm en yuksek gayesi, o kulluga ilimler ve kemal vas1flan ile yeti§mektir." Hem Kur'an bunu oyle bir §ekilde ifade ediyor ki, §Una da i§arette bulunuyor: "Elbette insanhk, ahirzamanda ilme ve bilime yonelecektir. Bullin kuvvetini ilimden alacakhr. Hukum ve kuvvet, ilmin eline ge<;:ecektir." Yine Kur'an-1 Mucizu'l Beyan, uslubundaki berrakhg1 ve belagati tekrar tekrar one <;:1kard1gmdan, i§aret ediyor ki: "ilimlerin en parlag1 olan belagat ve kusursuz, a<;:1k, berrak beyan, ahirzamanda her <;:e§idiyle <;:ok ragbet gorecektir. Hatta insanlar fikirlerini birbirlerine kabul ettirmek ve hukumlerini uygulatmak i<;:in en keskin silahlanm beyan guzelliginde ve a<;:1khgmda bulacak, en kar§l konulmaz kuvvetlerini edadaki belagatten alacaklardir." Sozun ozu, Kur' an ayetlerinin her biri birer kemalat hazinesinin ve


YiRMiNci Soz 325

ilim definesinin anahtand1r. Eger Kur'an'm semasma ve ayetlerinin yild1zlanna ula§mak istersen, gec;en yirmi Soz'Q yirmi basamakh 64 H~rvE bir merdiven yaparak c;1k; Kur'an'm ne kadar parlak bir gune§ oldugunu gar! ilahi hakikatler ve mumkinat65 hakikatleri ustune nas1! saf bir nur serpiyor ve parlak bir t§tk yay1yor, bak! Netice: Madem peygamberlere <lair ayetler, insanhgm §imdiki ilerlemesinin harikalanna birer c;e§it i§aretle beraber, daha ilerideki sm1rlanm c;iziyor, Kur'an'm boyle bir ifade tarz1 var. Madem her bir ayetin birden c;ok, farkh manalan gosterdigi muhakkaktir, herkes bunda birle§ir. Ve madem peygamberlere uymaya <lair kesin emirler var. Oyleyse §U gec;en ayetler, ac;1k manalarmm yanmda, insanhk ic;in muhim olan sanat ve ilimleri i§aretlerle gosteriyor, insam onlara te§vik ediyor, denilebilir. iki Miihim Somya iki Miihim Cevap Birincisi:

"Madem Kur'an insan ic;in inmi§tir, neden insanm nazarmda en muhim §ey olan medeniyet harikalanm ac;ikc;a beyan etmiyor? Yalmz gizli bir ima, hafif bir i§aret, zay1f bir ihtar ile yetiniyor?" Cevap: <;unku medeniyet harikalanmn yeri Kur'an'da ancak o kadar olabilir. Zira Kur'an'm asil vazifesi, rubO.biyet dairesinin kemalat ve icraatm1, kulluk dairesindeki vazife ve halleri ders vermektir. Oyleyse insanhgm §U harika icatlarmm o iki dairede yeri, ancak zay1f, hafif bir i§aret kadar olabilir. <;unku onlar, rubO.biyet dairesinden yer isteseler pek az yer bulabilirler. Mesela, insan icad1 olan uc;ak Kur' an' a dese ki: 66 HA5rvE "Bana bir soz hakk1 ve ayetlerinde yer ver." Elbette o rubO.biyet dairesinin uc;aklan olan gezegenler, yerkure ve ay, Kur'an namma §6yle diyecektir: "Burada buyuklugun kadar yer alabilirsin." Eger insan eseri denizalhlar Risale-i Nur'daki otuz ilc; Soz, otuz ilc; Mektup, otuz bir Lem'a ve on ilc; ;>ua; yilz yirmi basamakh bir merdivendir. .. 65 Miimkinat: Allah'm biltiln yaratt1klanna verilen isim. Yoktan var edilenler. Cenab-1 Hakk'm Zat'mdan ba§ka her §ey. 66 HA5iYE ;>u ciddi meseleyi yazarken iradem dr§mda, kalemim i.islubunu §U ho§ latifeye c;evirdi. Ben de onu serbest brrakhm. Bu latifenin, meselenin ciddiyetine zarar vermemesini ilmit ederim.

64 HA5IYE


326 SOZLER

Kur'an ayetlerinden yer istese, o dairenin denizalhlan olan (yani geni§ hava aleminde ve esir denizinde yuzen) dunya ve y1ld1zlar ona diyecektir ki: "Yamm1zda senin yerin, gorunmeyecek kadar kuc;ukrur." Eger parlak, y1ld1z gibi elektrik lambalan soz hakk1 talep edip ayetlere girmek istese, o dairenin elektrik lambalan olan §im§ekler, alev toplan, gokyuzunu susleyen y1ld1zlar ve l§lk veren gokcisimleri diyecektir ki: "Bahse ve beyana ancak I§Igm olc;usunde girebilirsin." Eger medeniyet harikalan, sanatlanndaki incelik yonunden haklanm istese ve ayetlerden makam talep etseler, o vakit bir tek sinek onlara "Susunuz!" diyecektir, "Benim bir kanad1m kadar hakkm1z yok. Zira sizlerdeki, insanm smirh iradesiyle elde edilen butun ince sanatlar ve nazik cihazlar toplansa benim kuc;ucuk vucudumdaki ince sanat ve hassas uzuvlar kadar hayret verici olamaz ...

~ 0µ i \~\ )j ~~~ \~ j ~\ ~3~ ~ 0~.:G, ~~\ 0~ , 67 .:..,

\L,\1, ..:'.Jlkll ~ G, ~3J;'.: '~- '1 ~ .:..itlJI , ..

.~3.,

ayeti sizi susturur." Eger o harikalar, kulluk dairesine gidip o daireden yer istese, §Oyle bir cevap ahrlar: "Sizin bizimle munasebetiniz pek azdir, dairemize kolay giremezsiniz. <;unku program1m1za gbre: Dunya bir misafirhanedir. insan ise onda biraz duracakhr, vazifesi c;ok olan bir misafirdir ve k1sa bir omurde ebedl hayata laz1m olan §eyleri elde etmekle yukumludur. En muhim ve en luzumlu i§lere oncelik verilecektir. Halbuki siz, c;ogunuz itiban ile §U fani dunyay1 ebedl bir makam gibi ve gaflet perdesi altmda goruyorsunuz, sizde dunyaperestlik hissiyle i§lenmi§ bir suret gbruluyor. Oyleyse hakperestlik ve ahireti dti§linmek esaslan uzerine tesis edilmi§ olan kulluktan hisseniz pek azdir. Eger arkamzda ve ii:;inizde, k1ymetli bir ibadet hukmunde, s1rf insanlarm faydasma, menfaatlerine, herkesin rahatma ve toplum hayatmm mukemmelle§mesine hizmet eden ve elbette azmhg1 meydana getiren muhterem sanatkarlar ve ilhama mazhar ka§ifler varsa, o hassas 67

"Ey insanlar! i§te size bir misal gosteriliyor, ona iyi kulak verin: Allah'tan ba§ka, ilah yerine koyup taptigm1z her §ey gilc:; birligi yapsalar da bir sinek bile yaratamazlar. Hatta sinek onlardan bir §ey kapsa onu dahi kurtanp geri alamazlar. isteyen de, kendisinden istenilen de, kac:;an da, kovalayan da ne kadar gilc:;silz!" (Hae suresi, 22/73)


YiRMiNci Soz 327

zatlara §U Kur'an i§aretleri -~ah§maya te§vik ve sanatlanm takdir etmek i~in- elbette yeter." ikinci Sorn: ";;imdi §U kadar ara§hrma ve incelemeden sonra, Kur'an'da pek ~ok hakikatle beraber, halihazirdaki medeniyetin harikalarma ve belki daha da ilerisine i§aretler bulunduguna §iiphem kalmad1, bunu tasdik ettim. insanm diinya ve ahiret saadetine laz1m olan her §ey, degeri ol~iisiinde Kur'an'da bulunur. Fakat Kur' an onlan ni~in a~1k~a zikretmiyor? Taki inat~1 kafirler de tasdike mecbur kalsm, kalbimiz de rahat olsun ... " Cevap: Din bir imtihandir. ilahi teklifler, yani Cenab-1 Hakk'm insana yiikledigi miikellefiyetler, yiiksek ruhlar ile bayag1 ruhlann miisabaka meydanmda birbirinden aynlmas1 i~in bir tecriibedir. Nasil ki, elmasla komiir, altmla toprak birbirinden aynlsm diye bir madene ate§ veriliyor. Aynen oyle de, bu imtihan meydanmda ilahi teklifler, insanm kabiliyetlerinin madenindeki yiiksek cevherler ile siifli vas1flann birbirinden aynlmas1 i~in bir tecriibedir ve bir miisabakaya sevktir. Madem Kur' an, bu imtihan yerinde, miisabaka meydanmda, bir tecriibe suretinde, insanhgm kemale ermesi i~in indirilmi§tir. Elbette, §U diinyevi ve herkese goriinen, gelecege ait gaybi hadiselere yalmzca i§aret edecek ve akla sadece delillerini ispatlayacak kadar kap1 a~acakhr. Eger her §eyi a~1k~a zikretse, teklif Slrn bozulur. Bu, adeta gokyiiziindeki yild1zlarla a§ikar bir §ekilde "La ilahe illallah" yazmaya benzer. 0 zaman herkes ister istemez onu tasdik eder. Bu ise miisabaka olmaz ve imtihan ortadan kalkar. Komiir gibi bir ruh ile elmas gibi bir ruh 68 HA;>iYE aym derecede kahr. K1sacas1: Kur'an-1 Hakim, sonsuz hikmet kaynag1dir. Her §eye k1ymeti ol~iisiinde bir makam verir. i§te Kur'an, bin ii~ yiiz sene once, istikbalin karanhgmda sakh ve gaybi olan neticeleri ve ilerlemeleri goriiyor ve gordiigumiizden, gorecegimizden daha giizel bir surette gosteriyor. Demek, Kur'an oyle bir Zat'm kelam1dir ki, o Zat biitiin zamanlan ve i~indeki her §eyi bir anda goriiyor. i§te Kur'an'm peygamber mucizelerinin yiiziinde goriinen bir i'caz panlhst. .. 6BHA;>iYE

Ebucehl-i Lain ile Ebubekir-i S1dd1k e§it goriinecek. Teklif s1m ziyan olacak...


328 SOZLER

JS L/,•~1;.J Lii" 0\)1'\'.r"i ~/ r-_;;~!\\ 70~1 I~~\ ~i .iq i::~.Jc LA ']l tJ ~'].it~

69 0Ll~' 0\ ' .J3 ' /

/

,,,

69

70

71

72

1

0

1 /

/

/

/

,33 /

k

/

j

/

Allah1m! Bize Kur'an'm s1rlanm ogret, her an ve her zaman onun hizmetine muvaffak et. "Silbhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan Sensin." (Bakara sO.resi, 2/32) "Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya dil§er de bir kusur i§lersek bizi onunla hesaba c;:ekme!" (Bakara suresi, 2/286) Allah1m! Efendimiz, kulun, nebin ve resO.liln olan ilmmi peygamber Hazreti Muhammed' e {sallallilhu aleyhi ve sellem), aline, ashabma, hammlarma, milbarek nesline, diger peygamber ve resullere, Sana en yakm meleklere, evliya ve salih kullanna salavatm en faziletlisi, selametin en temizi, bereketlerin en bereketlisiyle, Kur'an'm sureleri, ayetleri, harfleri, kelimeleri, manalan, i§aretleri, remizleri ve delaletleri adedince salat ve selam et, bereket ihsan eyle, ikramda bulun. Ey ilah1m1z, ey Hahklm1z, bilhln bu salavatlardan her biri ic;:in bizi magfiret et, bize merhamet et, bize iltifat et. Rahmetinle, ey Erhamilrrahimin. Alemlerin Rabbi Allah' a hamdolsun, amin ...


YiRMi BiRiNCi SOZ'UN BiRiNCi MAKAMI

Bir zamanlar, ya§I, cussesi ve mevkisi buyuk bir adam bana dedi ki: "Namaz iyidir. Fakat her gun her gun be§er defa k1lmak insana c;ok geliyor. Bitmediginden usanc; veriyor." 0 adamm bu sozunden hayli zaman soma nefsimi dinledim, aym sozleri soyledigini i§ittim. Ona baktim, tembellik kulag1yla §eytandan aym dersi ald1gm1 gordum. 0 vakit, o adamm, adeta kotulugu arzulayan butun nefisler adma konu§tugunu veya bu sozun ona soyletildigini anlad1m. Kendi kendime dedim ki: "Madem nefsim daima kotulugu emrediyor, nefsini 1slah etmeyen ba§kasmt 1slah edemez. Oyleyse i§e nefsimden ba§lanm." Ey nefis! Koyu bir cehalet ic;inde, tembellik d6§eginde, gaflet uykusunda soyJedigin bu soze kar§lltk benden §Ube§ "ikaz"1 dinJe! Birinci ikaz

Ey bedbaht nefsim! Acaba omrun ebedi midir? Gelecek seneye, hatta yarma c;1kacagma dair elinde senedin mi var? Sana usanc; veren, "!:;>uphesiz namaz, muminler uzerine vakitleri belli bir farzd1r." (Nisa sO.resi, 4/103)


330 SOZLER

ebed! ya§ayacagm1 zannetmendir. Keyif ic;in diinyada ebediyen kalacakm1§ gibi nazlamyorsun. Eger 6mriiniin k1sa oldugunu ve faydas1z i§lerde gittigini anlasaydm, elbette, onun yirmi dbrtte birini, sana hakiki ve ebedi bir hayatta saadeti kazandiracak giizel, ho§, rahat ve bereketli bir hizmete sarf ederdin. Usanmak §6yle dursun, bu sende ciddi bir §evk ve ho§ bir zevk uyandmrd1.

ikinci ikaz Ey doymak bilmeyen nefsim! Her gun her gun yemek yiyor, su ic;iyor ve havay1 teneffus ediyorsun; bunlar sana usanc; veriyor mu? Madem vermiyor, hatta ihtiyac; tekrar ettiginden usanc; duymuyor, aksine, onlardan lezzet ahyorsun. Oyleyse bedenimde senin arkada§larm hukmundeki kalbimin g1das1, ruhumun ab-1 hayati olan ve Rabbani latifelerimin tath havasm1 kendinde toplayan namazm da seni usandirmamas1 gerekir. Evet, sonsuz keder ve elem ic;inde, fakat bir o kadar da zevklere, emellere tutkun ve sevdah bir kalbin g1das1 ve kuweti, her §eye giicu yeten Rahim ve Kerim bir Zat' m kap1sm1 dua ile c;almakla elde edilebilir. ;>u fani dunyada, aynhktan feryat ederek siiratle goc;up giden butiln varhklarla alakadar bir ruhun ab-1 hayah ise her §eye bedel Baki bir Yarahcmm, olilmsilz bir Sevgilinin rahmet c;e§mesine namaz ile yonelerek ic;ilebilir. insanda, tabiah geregi sonsuzlugu isteyen, ebediyet ic;in yarahlm1§, ezell ve ebedl bir Zat' m aynas1 olan son derece hassas, manevl ve §Uurlu bir sir ile latife-yi Rabbaniye denilen nurlu bir his vardir ki, bunlar, §U kasvetli, ezici, s1kmhh, bogucu, karanhk ve gec;ici dunya halleri ic;inde, elbette teneffuse c;ok muhtac;hr ve ancak namaz penceresiyle nefes alabilir.

Uc;:iincii ikaz Ey sabirs1z nefsim! Acaba gec;mi§ gilnlerdeki ibadetlerin zahmetini, namazm zorlugunu ve musibetlerin s1kmhsm1 hahrlay1p 1zd1rap c;ekmek ve gelecekteki ibadetleri, namaz vazifesini ve musibetlerin elemini bugunden du§ilnilp sabirs1zhk gostermek hie; akil kan m1dir?


YiRMi BiRiNci Soz 331 ~u sabtrs1z halin §6yle sersem bir kumandanm haline benziyor: 00.§manm sag taraftaki kuweti kendi birligine katihp taze bir kuwet olmu§ken, 0 tutar, muhim bir kuwetini 0 tarafa gonderir, merkezi zay1flattr. Sol tarafta da henuz dD§man askeri yokken, oraya buyDk bir kuwet gonderip "Ate§!" emri verir. Merkezi tamamen zay1f biraktr. DO.§man i§i anlar, merkeze saldmr ve oray1 yerle bir eder. ~u halinle sen, i§te bu kumandana benziyorsun. <:;::unku gec;;mi§ gunlerdeki ibadetlerin zahmeti, bugun rahmete c;;evrilmi§tir. Elemi gitmi§, lezzeti kalm1§. Zahmeti lezzete, s1kmtts1 sevaba donD§mD§. Oyleyse namazdan usanmak yerine yeni bir §evk, taze bir zevk ve ciddi bir gayretle ona devam etmek gerekir. Gelecek gunler henuz gelmedigine gore, onlan §imdiden d0.§0.nDp usanmak ve gev§eklik gostermek, aynen ileride ba§ma gelecek ac;;hg1 ve susuzlugu bugunden dD§Dnerek bagmp c;;agtrmak gibi bir divaneliktir. Madem hakikat boyledir, aklm varsa yalrnz bugunkD ibadetini dD§Dn ve "GDnumDn bir saatini, Dcreti pek buyDk, zahmeti pek az olan, ho§, guzel ve yDce bir hizmete sarf ediyorum." de! 0 zaman aci usancm tath bir gayrete don0.§0.r. i§te, ey sabirs1z nefsim! Sen De;; c;;e§it sab1rla vazifelisin. Biri: itaat ve ibadette sabird1r. ikincisi: GDnahlara kar§I sabirdir. U~iinciisii: Bela ve s1kmttlar kar§tsmda sabtrd1r. Akim varsa, bu Dc;uncD ikazdaki temsilde gorDnen hakikati kendine rehber edin, mertc;;e "Ya Sabur" de, De;; sabn omzuna al! Eger Cenab-1 Hakk'm sana verdigi sabir kuvvetini yanh§ yolda kullarnp dag1tmazsan, o her zorluga ve her derde katlanmaya yeter. .. 0 kuwetle dayan!

Dordiincii ikaz Ey sersem nefsim! Acaba kulluk vazifesi neticesiz ve Dcreti az m1 ki sana usanc; veriyor? Mesela bir adam sana biraz para verse veyahut seni korkutsa, ak§ama kadar c;;ah§hnr, sen de itiraz etmeden c;ah§irsm. Peki, bu dDnya misafirhanesinde aciz ve fakir kalbini zenginle§tiren, elbette girecegin kabrini t§tklandiran, her ha!Dkarda hesap verecegin mah§erdeki o buyuk mahkemede sana kurtulu§ senedi ve ister istemez ustunden gec;;ecegin sirat koprusunde nur ve burak olacak namaz neticesiz midir veyahut kar§1hg1 az m1dir?


332 SOZLER

Bir adam yilz lirahk bir hediye vaat etse, seni yilz glin c;ah§bnr. Soztinden donme ihtimali olan o adama glivenir, usanmadan <_;ah§trsm. Acaba s6zilnden donmesi imkanstz bir Zat, sana cennet gibi bir kar§thk ve ebed1 saadet gibi bir hediye vaat etse, seni pek az bir zaman, glizel bir vazifede c;ah§brsa, buna ragmen hizmet etmezsen veya isteksizce, usan<_;la, yanm yamalak hizmetinle O'nu yalanc1hkla itham edip hediyesini hafife ahrsan, §iddetli bir cezaya ve deh§etli bir azaba mtistahak olacagm1 dil§ilnmilyor musun? Dilnyada hapis korkusundan, en agtr i§lerde §ikayet etmeden c;ah§ttgm halde, cehennem gibi ebed1 bir hapsin korkusu, hafif ve ho§ bir vazife i<_;in sana gayret vermiyor mu? Be§inci ikaz

Ey dilnyaya tutkun nefsim! Acaba ibadetteki isteksizligin ve namazdaki ihmalin dilnya me§guliyetlerinin c;oklugundan m1d1r? Veyahut ge<_;im derdiyle ibadete vakit bulamayt§mdan m1dtr? S1rf dilnya ic;in mi yaratt!dm ki biltiln vaktini ona sarf ediyorsun? Sen, kabiliyetlerinle biltiln canhlardan ilstiln oldugunu fakat dilnya hayatmm devam1 ic;in gerekli §eyleri temin etme kudreti bak1mmdan bir ser<_;e ku§una bile yeti§emeyecegini biliyorsun. Ast! vazifenin hayvanlar gibi <_;abalamak degil, ger<_;ek bir insan gibi hakiki ve daim1 bir hayat ic;in gayret etmek oldugunu neden anlam1yorsun? Hem dilnya i§leri dedigin, <_;ogu sana ait olmayan, bo§ yere kan§hgm ve kan§hrdtgm faydas1z §eylerdir. En lilzumlu i§i b1rak1p gilya binlerce sene 6mriln varmt§ gibi, en lilzumsuz mah1matla vakit ge<_;iriyorsun. Mesela, k1ymetli vaktini, "Saturn gezegeninin etrafmdaki halkalann mahiyeti nedir? Amerika'da ka<_; tane tavuk vardtr?" gibi k1ymetsiz §eyleri dil§ilnmeye harc1yorsun. Gilya astronomi ve istatistik bilimleriyle ugra§tyor, onlardan istifade ediyorsun!.. Eger, "Beni namazdan ve ibadetten ahkoyan, bana usan<_; veren, boyle lilzumsuz §eyler degil, ge<_;im derdinin zaruri i§leridir." dersen, ben de sana §6yle derim: Bir yerde yilz kuru§ gilndelikle <_;ah§san, sonra biri gelse ve sana, "Gel §Uray1 on dakika kadar kaz, yilz lira degerinde bir p1rlanta ve bir zilmrilt bulacaksm." dese, sen de ona, "Haytr, gelmem! <;unkil gilndeligimden on kuru§ kesilecek, kazanctm


YiRMi BiRiNci Soz 333

azalacak." diye cevap versen, bunun ne kadar divanece bir bahane oldugunu elbette bilirsin. Aynen bunun gibi, sen §U bahc;ende nafakan ic;in c;ah§tyorsun. Eger farz namazlanm terk edersen, butun gayretinin neticesi, yalmz dunyevi, bnemsiz ve bereketsiz bir kazanc;tan ibaret kahr. Fakat eger istirahat ve teneffus vaktini, ruhunu rahatlatan ve kalbini ferahlatan namaza sarf edersen, o zaman, bereketli dunya kazancm ile beraber ahiret az1gm ic;in c;ok degerli iki manevi maden bulursun: Birinci maden: Guzel bir niyetle, bahc;ende 2 HA~ivE yeti§tirdigin c;ic;ekli ya da meyveli her bitkinin, her agacm tesbihatmdan hisse ahrsm. ikinci maden: Bahc;ende yeti§en mahsullerden kim yese -ister hayvan olsun, ister insan; ister mll§teri olsun, ister hirs1z- bu senin ic;in sadaka hukmune gec;er. Fakat bahc;eni R1zkm Hakiki Sahibi ad1na ve O'nun izni dairesinde kullanman, kendine O'nun mahm O'nun mahluklanna veren bir dag1ttm memuru gbzuyle bakman §arttyla ... i§te bak, namaz1 terk eden ne kadar zarara ugrar! Ne buyuk bir serveti kaybeder! Ve c;ah§mak ic;in buyuk bir §evk veren, amellerde manevi bir kuvvet saglayan o iki neticeden, o iki madenden mahrum kahr, iflas eder. Hatta ihtiyarlad1kc;a bahc;esinde c;ah§maktan usamr, yorulur. "Neme laz1m! Ben zaten dunyadan gidiyorum. Bu kadar zahmeti nic;in c;ekecegim?" diyerek kendini tembellige b1rak1r. Fakat evvelki adam der ki: "Daha c;ok ibadet ederek helal dairede c;ah§acag1m. Boylece kabrime daha c;ok l§tk gonderecegim, ahiretim ic;in daha c;ok az1k haz1rlayacag1m." Kisacasi: Ey nefis! Bil ki, dun, senin elinden ~1kt1. Yanna ula§acagma dair de guvencen yak. Oyleyse as1l omrunu, i~inde bulundugun gun bi/. Gunun en az bir saatini, zor zamanlara ayird1gm bir altm gibi, hakiki istikbalin olan ebedf hayatm i~in birer kumbara hukmundeki bir mescide veya bir seccadeye at! Ve bil ki, her yeni gun, herkes i~in yeni bir alemin kap1s1dir. Eger namaz kzlmazsan, o gunku alemin karanlik ve peri§an bir ha/ alir. Misal aleminde aleyhinde §ahitlik eder. Zira herkesin, §U a/em i~inde, her gunde hususi birer alemi vardir. 0 alemin mahiyeti de, 0 ki§inin kalbine ve ameline gore degi§ir. 2

HA~iYE Bu k1s1m, bir bah<;ede bir karde§ime ders oldugu i<;in bu §ekilde yazilmi§hr.


334

SOZLER

Nasti ki, aynada gorunen muhte§em bir saray, o aynamn rengini ahr. Ayna siyah ise saray da siyah, kirm1z1 ise kirmtzt g6runur. Saraym sureti, aynanm mahiyetine g6re degi§ir. Ayna duzgunse sarayt gi.izel, di.izgi.in degilse <_:;irkin gosterir. 0 ayna en nazik §eyleri kaba gosterdigi gibi, sen de kalbinle, aklmla, amelinle, gonli.inle, kendi aleminin §eklini degi§tirirsin. Ona aleyhinde veya lehinde §ahitlik ettirebilirsin. Eger namaz k1larsan, namazmla bu kainatm Sani-i Zi.ilcelal'ine yonelirsen, sana bakan alemin birden nurlarnr. Namazm adeta bir elektrik lambast, namaza niyetin de onun di.igmesine dokunmak gibi, 0 alemin karanhgmt dag1ttr. Ve §U di.inya karga§asmda peri§anhk i<;indeymi§ gibi g6ri.inen hadiselerin, hikmetli bir intizam ve manah bir kudret eseri oldugunu gosterir. Nurlarla dolu 3vd' ,J\Jij ..:;..>\~\ ~) ~\ ayetinden kalbine bir nur verir. 0 gi.inki.i alemini o nurla t§tklandmr, misal aleminde senin lehinde §ahitlik ettirir. Sakm, "Benim namaz1m nerede, hakiki namaz nerede!" deme. Zira bir hurma <_:;ekirdegi, hurma agacmm bi.iti.in hususiyetlerini i<;inde ta§tr ve onu tarif eder. Farklan, birinin <;ekirdek, otekinin ise onun dal budak salmt§ hali olmas1d1r. Aynen oyle de, senin benim gibi s1radan bir insanm namazmm -hissetmese ve §Uurunda olmasa da- bi.iyi.ik bir velinin namaz1 gibi §U nurdan, §U hakikatten bir hissesi vardtr. Fakat o nur dereceye g6re a<_:;1ga <;tkar. Bir hurma <_:;ekirdegi ile mi.ikemmel bir hurma agac1 arasmda ne kadar mertebe ve fark varsa, namazda da oyle, hatta daha fazla farkh mertebeler bulunabilir. Fakat bi.iti.in o mertebelerde namaza ait nurani hakikatin bir esast vardtr. 4~

/

,

0

~

4

l

i ~,JI ,. .J ,, ,

\;., «·u-;.,JJ\ ~~, ~~\)) j~:, ,y

~.J

/

l

\;. r::-.J !l:' u,l-:.. f~ll\ r--

~

/

"Allah goklerin ve yerin nurudur."(Nur sOresi, 24/35) Allah1m ! "Namaz dinin diregidir." buyuran Resulullah' a (sal/al/ahu aleyhi ve sellem) ve onun al ve ashabma salat ve selam eyle.


YiRMi BiRiNCi SOZ'UN iKiNCi MAKAMI Ka/bin be§ yaraszna be§ merhemi i<;erir.

~jll~jll~\~ 1 ~3~

/

,,,

/

~j ~) ~ ~_,tlj

0

,,..

~~\-?I_?~~ ~_,t] ~)

Ey vesvese hastahgma tutulmw~ insan! Biliyor musun, vesvesen neye benzer? Musibete ... Onem verdik<;e §i§er; onem vermezsen saner. Onu buyuk gorursen buyur; ku<;uk gorursen ku<;ulur. Korkarsan agirla§Ir, hasta eder; korkmazsan hafifler, gizli kahr. i<;yllzunu bilmezsen devam eder, yerle§ir; bilirsen, onu tamrsan gider. Oyleyse §U musibetli vesvesenin pek <;ok <;e§idinden yalmz s1k<;a gbrulen be§ini soyleyecegim. Belki sana da bana da §ifa olur. <:;unku vesvese oyle bir §eydir ki, cehalet onu davet eder, ilim uzakla§hnr. Onu tammazsan gelir, tarnrsan gider. Birincisi - Birinci Yara ~eytan

once §llpheyi kalbe atar. Eger kalb kabul etmezse §llpheden, <;irkin ve kotu sozlere cloner. <:;irkin sozlerdekine benzer baz1 pis suretleri ve edebe aykm <;irkin halleri tasvir eder, hayal ettirir. Kalbe "Eyvah!" dedirtir, insarn umitsizlige dll§llrur. Vesveseli adam da zanneder ki, kalbi Rabbine kar§I edepsizlikte bulunuyor. Muthi§ bir tela§ ve heyecan duyar. Bundan kurtulmak i<;in huzurdan ka<;ar, gaflete dalmak ister. Bu yararnn merhemi §Udur: Bakey vesveseye dll§IDU§ bi<;are insan! Tela§ etme, <;llnku senin hatmna gelen kotu sozler ve haller ger<;ek degil, hayaldir. Kufru hayal etmek kufUr olmad1g1 gibi, o kotu sozleri ve halleri dll§llnmek de onlan soylemek ve yapmak degildir. Zira manhk<;a hayal etmek, hukum yerine ge<;mez. Kotu sozu soylemek ise hukumdur. Bununla beraber, o <;irkin sozler, senin kalbinin sozleri degildir. <:;unku kalbin, onlardan "Ya Rabbi, §eytanlarm vesveselerinden, yammda bulunmalanndan Sana s1gm1nm." (Mil'minO.n sO.resi, 23/97-98)


336

SiiZLER

mi.iteessir olur, i.izi.ili.ir, kederlenir. 0 <;irkin sozler belki §eytanm, kalbe yakm olan ve "li.imme-i §eytani" denilen yuvasmdan gelir. Vesvesenin zaran, insanm onu zararh zannetmesi ve kalben ondan zarar gormesidir. C::i.inki.i insan, hi.iki.imsi.iz bir ha.ya.Ii hakikat vehmeder. ~eytanm i§ini kendi kalbine ma! eder. Onun sozi.ini.i, kendinden zanneder. Zarar ettigini di.i§i.ini.ip zarara di.i§er. Zaten §eytanm da istedigi budur.

ikincisi Manalar kalbden c:;ikt@ vakit, bir sureti olmad1g1 halde hayale girer, orada surete bi.iri.ini.irler. Haya!, her vakit bir sebep perdesi altmda suretleri bir nevi dokur. Onem verdigi §eyin suretini yol i.isti.inde birakir; hangi mana ge<_;se 0 sureti ona ya giydirir, ya takar, ya bula§hrtr veyahut da perde yapar. Eger manalar <;irkinlikten annmt§ ve temiz, suretler pis ve rezil ise temiz manalar pis suretleri giymez, fakat onlara temas eder. Vesveseli insan, bu temas1, manalann sureti giymesiyle kan§hnr. "Eyvah!" der, "Kalbim ne kadar bozulmu§! Bu sefillik, nefsimin bu ac;gozli.ili.igi.i beni Allah'm rahmetinden kovulmu§lardan edecek!" ~eytan onun bu damanndan c;ok faydalamr. Bu yaranm merhemi §Udur: Dinle ey bic;are! Nasil ki, karnmm ic;indeki pislik, senin, namazm §artlanndan ve adabmdan olan di§ temizligine tesir etmez ve onu bozmaz. Aynen oyle de, mukaddes manalarm pis suretlere kom§ulugu onlara zarar vermez. Mesela, sen Allah'm ayetlerini tefekki.ir ediyorsun. Birden bir rahats1zhk, bir i§tah ya da ihtiyac; gidermek gibi zaruri bir ha! §iddetle hislerine dokunuyor. Elbette hayalin, bunun c;aresine bakacak ve o ihtiyacm1 gidermek ic;in laz1m olan §eyleri bulacak, onlara uygun si.ifll suretleri dokuyacak ve gelen manalar bu suretlerin ortasmdan gec;ecek. Bunda ne sakmca ne pislenmek ne zarar ne de tehlike vard1r. Asil tehlike, dikkatini buna yogunla§hrmak, zarara di.i.§ti.igi.ini.i zannetmektir. U~iinciisii

Varhklar arasmda baz1 gizli mi.inasebetler bulunur. Hatta hi<; ummad1gm §eyler arasmda mi.inasebet baglan vardtr. Bunlar, ya hakikaten mevcuttur ya da hayalin, me§gul oldugu i§e gore o baglan


YiRMi BiRiNci Soz 337

yapm1§, o §eyleri birbirine baglamI§hr. $u mtinasebet sirr1yla, bazen mukaddes bir §eyi gormek, pis bir §eyi hahra getirir. Beyan ilminde ifade edildigi gibi, "Di§ dtinyada uzakhk sebebi olan z1thk, hayalde yakmhk sebebidir." Yani, iki zit §eyin suretlerinin bir araya gelmesine vas1ta olan §ey, hayali bir mtinasebettir. Z1tlarm bu mtinasebetle hahra gelmesine "tedai-yi efkar" (bir dti§ilncenin ba§ka dti§tinceleri c_;agn§hrmas1) denir. Mesela, sen namazda, mtinacat esnasmda, Kabe'nin kar§Ismda, Cenab-1 Hakk'm huzurundayken, O'nun ayetlerini tefekktir ettigin sirada, §U c_;agn§Imlar tutup seni en uzak, rezil, bo§ ve faydas1z dti§tincelere sevk eder. Boyle dti§tinceler aklmdan gitmiyorsa sakm tela§lanma! Farkma vard1gm anda don, "Aman, ne kusur ettim!" deyip sebebini ara§hrarak tizerinde durma ki, o zay1f mtinasebet dikkatinle kuvvet kazanmasm. Zira sen tiztildtikc;e, onem verdikc_;e o zay1f, ktic_;tik hahrlay1§larm ah§kanhga cloner, hayali bir hastahk olur. Korkma, bu kalbi bir hastahk degildir. $u ttir hahrlay1§lar c_;ogunlukla irade d1§1d1r. Bilhassa asabi ve hassas insanlarda daha c_;ok g6rtiltir. $eytan bu c_;e§it vesvesenin madenini c;ok i§letir. Bu yaranm merhemi §Udur: <;agn§imlar c_;ogu kere irade d1§1dir. Bunda insanm mesuliyeti yoktur. Hem c;agn§imda zit §eyler birbirine yakm olabilir, fakat temas edip kan§mazlar. Onun ic_;in fikirlerin mahiyeti birbirine gec_;mez, zarar vermez. Nasil ki, §eytan ile ilham meleginin kalb taraflannda birbirine yakm olmalan ve gtinahkarlar ile hayirh kimselerin aym mekanda bulunmalan zarars1zdir. Aynen oyle de, c;agn§Imlarm sevkiyle istemedigin pis hayaller gelip temiz fikirlerinin ic_;ine girse, kasten olmad1kc;a ve zarar ettigin zanmyla onlarla fazla me§gul olmad1gm stirece sana zarar vermezler. Bazen de kalb yorulur. Fikir, eglenmek ic_;in rastgele bir §eyle me§gul olur. $eytan firsat bulup pis §eyleri ontine serper, surer. Dordiinciisii Amelin en iyi §eklini aramaktan dogan vesvesedir. Takva zanmyla bu aray1§ artt1kc;a vesvese §iddetlenir. Hatta bir dereceye vanr ki, insan amelin daha makbultinti ararken harama dti§er. Bazen bir stinneti aramas1, bir vacibi terk ettirir. "Acaba amelim sahih oldu mu?" der, onu tekrar eder. Bu ha! stirdtikc_;e de btiytik timitsizlige dti§er. $eytan §U halinden faydalanarak insam yaralar. Bu yaranm iki merhemi var:


338 SozLER

Birinci Merhem: Bu gibi vesvese, Mutezile mezhebindekilerde olabilir. <;unku onlar §6yle der: "ilahi emir ve yasaklara mevzu olan fiiller ve §eyler, ahiret itiban ile ya kendi zatmda guzel ya da kendi zatmda c;irkindir. Yani ya bizzat guzel oldugu ic;in emredilmi§ ya da bizzat c;irkin oldugundan yasaklanmt§hr. Demek, e§yada ahiret ve hakikat noktasmdan guzellik ve c;irkinlik zatidir (kendindendir), ilahi emir ve yasaklar ona tabidir." Bu mezhebe gore, i§ledigi her amelde insana §6yle bir vesvese gelir: "Acaba amelim, hakikatteki zati guzelligine uygun oldu mu?" Hak mezhep olan Ehl-i Sunnet ve Cemaat ise der ki: "Bir §ey, Cenab-1 Hak emrettigi ic;in guzel; 0 yasaklad1g1 ic;in c;irkin olur." Demek, guzellik emirle, c;irkinlik ise yasakla bir hakikat olarak ortaya c;1kar. Guzellik ve c;irkinlik, amelden sorumlu kulun bilmesine bakar ve ona gore yerle§ir. Bunlar, g6runii§te ve o amelin dunyaya bakan yuzunde degil, ahirete bakan yuzundedir. Mesela, namaz k1ldm veya abdest aldm ama sen hie; farkmda olmadan, aslmda namazm1 veya abdestini bozacak bir sebep varmt§. ~u halde senin namazm ve abdestin hem sahih hem guzeldir. Mutezile mezhebindekiler ise der ki: "O ibadet hakikatte fena ve kusurludur fakat kabul edilir. <;unku bilmiyordun, 6zrun var." Oyleyse Ehl-i Sunnet mezhebince, g6runii§te dinin kaidelerine uygun §ekilde i§ledigin amelin hakkmda, "Acaba sahih oldu mu?" deyip vesvese yapma! Fakat "Kabul olmu§ mudur?" de, gururlanma, ameline guvenme! ikinci Merhem: Dinde zorluk yoktur, \r.~1 J, t_y;. '1. Madem dart mezhep hakttr ve madem istigfan gerektiren "kusurlanm idrak etmek" -boyle vesveseli kimse ic;in- gurura sebep olan "amelini guzel g6rme"ye tercih edilir. Yani vesveseli insanm, amelini guzel g6rup gurura girmektense onu kusurlu say1p istigfar etmesi makbuldur. 0 halde, vesveseyi at! !$eytana de ki: "~u ha! bir zorluktur. Hakikatini bilmek guc;tur, dindeki kolayhga z1tt1r. 3 0 ~1 J_ t_y;. '1, 4~ Cr.~\ esasma "Dinde zorluk yoktur." Bu ifade, "Allah yolunda geregi gibi cihad edin. Sizi insanlar ic;:inde bu emanete ehil bulup sec;:en O'dur. Din konusunda, size hic;:bir zorluk da ytiklemedi ... " (Hae sO.resi, 22/78) ayeti ve "Din kolayhktir." (Buhari, fmdn 29; Nesai, fmdn 28) gibi hadis-i §eriflerden c;:1kanlan bir f1k1h kaidesidir. Dinde zorluk yoktur. Din kolayhktir. (Buhfui, fmdn 29; Nesill, fmdn 28; Ahmed ibni Hanbel, el-Miisned 5/69)


YiRMi BiRiNci Soz 339

ters dli§er. ~u amelim elbette bir hak mezhebine uygun olur. Bu bana yeter. Hem en azmdan aczimi itiraf ederek, ibadeti lay1ktyla yerine getiremedigimden, istigfar ve yakan§ ile Cenab-1 Hakk'm merhametine s1gm1p kusurumun affedilmesi ve noksan amelimin kabulu i<;;in acizligimin ve kli<;;liklugumun §Uurunda olarak bir duaya vesiledir." Be§incisi

imana dair meselelerde §liphe suretinde gelen vesvesedir. Bii;;are vesveseli insan, bazen hayal etmekle dli§linmeyi birbirine kan§hnr. Yani, hayale gelen bir §lipheyi akhna girmi§ zannedip inancmm zarar gordugunu dli§linur. Bazen de kendi kurdugu bir §lipheyi, imana zarar veren bir §liphe zanneder. Hem bazen tasawur ettigi bir §lipheyi, akl1yla tasdik ettigini samr. Yine bazen kuflirle ilgili bir mesele hakkmda dli§linmeyi kuflir sayar. Yani dalaletin sebeplerini anlamak i<;;in bir mesele uzerinde fikir yurutmeyi, onu ara§hrmay1 ve tarafs1zca degerlendirmeyi imana ters zanneder. i§te §eytanm telkinlerinin eseri olan §U zanlardan urkerek, "Eyvah! Kalbim bozulmu§, inanc1m zay1flam1§!" der. 0 haller i;;ogu kere irade d1§1 oldugundan ve insan onlan kendi smirh iradesiyle duzeltemediginden umitsizlige dli§er. Bu yaranm merhemi §Udur: Kufrii hayal etmek kuflir olmad1g1 gibi, onu vehmetmek de kuflir degildir. Dalaleti tasawur etmek dalalet olmad1g1 gibi, onun hakkmda dli§linmek de dalalet degildir. <;unku hayal etmek, vehmetmek, tasawur etmek ve dli§linmek; ak1lla tasdikten, kalbin bir §eye teslim olmasmdan farkhdir, ba§kadir. Bunlar bir derece serbesttir, insamn cuzi iradesini pek dinlemez. Dini sorumluluk altma i;;ok girmez. Tasdik ve teslim ise oyle degildir, bir oli;;uye tabidir. Hem nasil ki, bunlar tasdik ve teslim degildir; aynen oyle de, §liphe ve tereddut de sayilmazlar. Fakat eger luzumsuz yere tekrar ede ede akla ve kalbe yerle§irlerse, o vakit onlardan bir tO.r hakiki §0.phe dogabilir. Hem tarafs1zca degerlendirme veya insaf namma deyip diger §1kk1 luzumlu gore gore oyle bir hale gelir ki, insan, iradesi d1§mda ondan taraf olur. Ozerine vacip olan "hakkm tarafmda yer alma" esas1 kmhr. 0 da tehlikeye dli§er. Zihnine, onu dli§manm veya §eytanm luzumsuz bir vekili-yapacak bir ha! yerle§ir.


340 SozLER

Bu <_;e§it vesvesenin en mtihimi §Udur: Vesveseli adam, bir §eyin aslmda mtimktin olmas1 ile onun zihinde mtimktin gortilmesini birbirine kan§hnr. Yani bir §eyi zatmda mtimktin g6rse, o §eyi zihnen de mtimktin ve muhtemel zanneder. Halbuki kelam ilminin kaidelerindendir ki: Zati imkan, kesin bilgiye aykm degildir, zihnen zaruri olan bilgilere ters dti§mez. Mesela, §U dakikada Karadeniz'in sularmm <;ekilmesi, zatmda mtimktindtir ve zati imkan ile muhtemeldir. Halbuki goztimtizle gortiyor gibi, o denizin yerinde olduguna htikmediyoruz, bunu §tiphesiz biliyoruz. 0 ihtimal ve zati imkan, bizde §tiphe uyandirm1yor, kesin bilgimize zarar vermiyor. Mesela, giine§in bugtin batmamas1 veya yarm dogmamas1 da zatmda mtimktindtir. Halbuki bu ihtimal, giine§in babp dogacagma <lair kesin bilgimize zarar vermez, §tiphe dti§tirmez. i§te bunun gibi, zatl imkan yontinden gelen vehimler, mesela iman hakikatlerinden olan, dtinya hayatmm sona erecegine ve ahiret hayatmm ba§layacagma <lair kesin inanc1m1z1 zay1flatmaz. 5 ~~ ::;. ~O\ _;..;.51 ~~ ~ ~ _?.; 'i yani "Bir delilden kaynaklanmayan ihtimalin' hi<; ktymeti yoktur." diye ifade edilen me§hur htiktim, hem kelam hem de f1k1h ilimlerinin yerle§mi§ kaidelerindendir. Eger dersen ki, "Mtiminlere bu derece zarar ve s1kmh veren vesvese hangi hikmetten dolay1 bize bela olmu§tur?" Cevap: A§mya varmamak ve tistiin gelmemek §arhyla vesvesenin ash, uyamkl1ga ve ara§hrmaya sebeptir, ciddiyete vesiledir. Llkaythg1 atar, gev§ekligi yok eder. Onun i<_;in Hak'im-i Mutlak, §U imtihan dtinyasmda, §U mtisabaka meydanmda bize bir te§vik kam<_;1s1 olarak, vesveseyi §eytanm eline vermi§. ~eytan onu insanm ba§ma vuruyor. ~ayet <_;ok incitirse, Hakim ve Rahim Rabbimize §ikayet etmeli, ~~ ~ 6 ~j.l\ 91L: ~\\ ~ demeliyiz. ,

_;t

5

Mecelle s. 24; el-Milceddidl, Kavaidii'l-F1kh s.105; Omer Nasuhl Bilmen, Hukuk-u islamiye ve lst1/ahdt-1 F1khiyye Kamusu 1/279. Kovulmu§ §eytanm §errinden Allah Tefila'ya s1gmmm.


+

]!iimi ~~it~~i ~B~ iki makamdir

BiRiNCi MAKAM

~jll?jll~\~ i.) .).r ~~£. r--~d;;\ u'! 8J, J8\11 ~1..::... r-3 '.,, 2 ~3M ~ u-:~

~~ J8\11 ~j

Bir zamanlar iki adam bir havuzda y1kanmt§, fevkalade bir tesir altmda kendilerinden ge<:;mi§ler. Gozlerini a<:;ttklan vakit hayret verici bir aleme gottirtildtiklerini gormti§ler. Bu oyle bir alemmi§ ki, kusursuz dtizeniyle bir memleket, bir §ehir, hatta bir saraya benziyormu§. 0 iki adam son derece hayret i<:;inde etraflanna bakmt§, g6rmti§ler ki: Buras1 bir taraftan bakmca btiytik bir alem ... Bir taraftan bakmca dtizenli bir memleket. .. Bir taraftan mtikemmel bir §ehir ... Bir ba§ka taraftan bakmca ise gayet muhte§em bir alemi i<:;ine alan bir saray ... 0 hayret verici alemi gezerek seyretmi§ler. Vine g6rmti§ler ki, farkh bir tarzda konu§an bir kis1m varhklar var, fakat onlar dillerini bilmiyor. Yalmz i§aretlerinden, o varhklann mtihim i§ler gordtigti ve mtihim vazifeler yapttg1 anla§thyor. "Dii§iinup ders c,;1karsmlar diye Allah insanlara boyle temsiller getirir." (ibrahim suresi, 14/25) "Bunlar birtak1m misallerdir ki, dii§iinup istifade etmeleri ic,;in biz onlan insanlara anlatiyoruz." (Ha§ir suresi, 59/21)


342 SOZLER

0 iki adamdan biri, arkada§ma demi§ ki: - ~u hayret verici alemin elbette bir idarecisi, §U diizenli memleketin, §U mtikemmel §ehrin bir sahibi, §U stislti saraym bir ustas1 vard1r. <;ah§mah, O'nu tammahy1z. Zira anla§1hyor ki, bizi buraya getiren O' dur. O'nu tammazsak kim bize yard1m edecek? Dillerini bilmedigimiz ve bizi dinlemeyen §U aciz varhklardan ne bekleyebiliriz? Hem koca bir alemi bir memleket suretinde, bir §ehir, bir saray §eklinde yapan ve ba§tanba§a harika §eylerle dolduran, rurlti ziynetlerle stisleyen ve ibret verici mucizelerle donatan bir Zat'm, elbette bizden ve buraya gelenlerden bir istedigi vardir. O'nu tammah, bizden ne istedigini 6grenmeliyiz. Oteki adam §6yle demi§: - Boyle bahsettigin gibi bir zat bulunduguna ve onun btittin bu alemi tek ba§ma idare ettigine inanmam. Arkada§t cevap vermi§: - O'nu tammay1p kendisine kar§l kay1ts1z kahrsak, bunun bize hie; faydas1 yoktur ama zaran olursa pek btiytik olur. Eger O'nu tammaya c;ah§trsak zahmeti pek hafiftir, faydas1 ise olursa pek btiytiktur. Bu yiizden O'na kar§l kay1ts1z kalmak hie; akil kan degildir. 0 serseri adam tekrar demi§ ki: - Ben btittin rahabm1, keyfimi onu dti§tinmemekte gortiyorum. Hem boyle akhma s1g1§mayan §eylerle ugra§mayacag1m. Bullin bu i§ler tesadtif ve karmakan§iktir; kendi kendine oluyor. Neme laz1m! Akilh arkada§1 da ona, - Senin bu inadm benim de, belki c;oklarmm da ba§1m1za bela getirecek. Bir edepsizin yiiztinden bazen bir memleket harap olur, diye cevap vermi§. 0 serseri dontip demi§ ki: -Ya bu koca memleketin tek bir sahibi, tek bir ustas1 oldugunu bana kesin bir §ekilde ispat et ya da ili§me! Arkada§l §6yle cevap vermi§: - Madem inadm divanelik derecesine c;1km1§, o inadmla bizi, belki btittin memleketi kahra ugratacaksm. Ben de sana 'On iki Deli!' ile gosterecegim ki, bir saraya benzeyen §U alemin, bir §ehir gibi olan §U memleketin tek bir ustas1 vardir ve her §eyi idare eden yalmz O' dur. O'nda hic;bir §ekilde noksanhk bulunmaz. Bize gortinmeyen o usta,


YiRMi iKiNci Soz 343

bizi ve her §eyi goriir, sozlerimizi i§itir. Btitiin i§leri mucize ve harikad1r. Gordtigtimtiz ve dillerini bilmedigimiz btitiin bu varhklar O'nun emrindedir.

Birinci Delil Gel, her tarafa bak, her §eye dikkat et! Btitiin bu i§lerin arkasmda gizli bir el i§liyor. <;unkii bak, bir dirhem3 HAfiiYE kadar kuweti olmayan, c;ekirdek kadar ktic;tik bir §ey, binlerce batman4 ytikti kaldmyor. Zerre kadar §uuru5 HAfiiYE olmayan §eyler gayet hikrnetle i§ gortiyor. Demek hic;biri kendi kendine i§lemiyor; onlan i§leten gizli bir kudret sahibi vard1r. Eger kendi kendine olsa, ba§tanba§a gordtigumtiz bu memlekette her i§in bir mucize, her §eyin mucizeli birer harika olmas1 gerekir. Bu ise bir safsatad1r.

ikinci Delil Gel, btitiin bu ovalan, meydanlan, konaklan siisleyen §eylere dikkat et! Her birinde o gizli Zat'1 bildiren i§ler oluyor. Adeta hepsi birer imza, birer damga gibi, o gorilnmeyen Zat'tan haber veriyor. i§te gozilniln onilnde, bak, bir dirhem pamuktan6 HN;iYE ne yap1yor! Kac; top c;uha, patiska ve c;ic;ekli kuma§ c;ik1yor; ne kadar §ekerleme, yuvarlak tatlt kofte yap1hyor ki, bizim gibi binlerce adam giyse ve yese yeter. Hem bak, demiri, toprag1, suyu, komilril, bakm, gilmil§il, altm1 o goriinmeyen avucuna ahyor, bir et parc;as17HAfiiYE haline getiriyor. i§te ey akds1z adam! Bu i§ler oyle bir Zat' a mahsustur ki, biitiin bu memleket her zerresiyle O'nun kudret mucizeleri altmda duruyor, her arzusuna boyun egiyor. 3 flNliYE

Aga<_;lan ba§larmda ta§Iyan <_;ekirdeklere i§arettir. (Dirhem: Yakla§Ik 3 grama denk gelen ag1rhk 6l<_;t1st1). 4 Batman: 7,692 kilogramhk agirhk 6l<_;t1st1. Dirhemin 2400 katJ. · 5 HN;iYE Kendi kendine yiikselemeyen ve meyvelerin ag1rhgma dayanamayan lizum dallan gibi nazenin bitkilerin, latif ellerini ba§ka aga<_;lara uzahp sarmalarma ve onlara yuklenmelerine i§arettir. 6 HNiiYE Tohuma i§arettir. Mesela, zerre kadar bir afyon tohumu, bir dir)1em kadar zerdali ve bir kavun <_;ekirdegi; <_;uhadan daha gtizel dokunmu§ yapraklar1, patiskadan daha beyaz ve san <_;i<_;ekleri, §ekerlemeden daha tath, koftelerden ve konserve kutulanndan daha leziz, daha §irin meyveleri rahmet hazinesinden nas1l da getirip bize sunuyor. 7 HNiiYE Yerylizundeki unsurlardan hayvanlarm bedenini, spermden canhlan yaratmaya i§arettir.


344

SOZLER

O~iincii Delil Gel, §U hareket eden antika 8 HA~iYE sanat eserlerine bak. Her biri oyle bir tarzda yapilmt§hr ki, adeta bu koca saraym kuc;:uk birer ornegidir. BO.tun bu sarayda ne varsa, o kuc;:ucuk, hareket eden makinelerde de bulunur. Hie;: mumkun mudur ki, bu hayret verici saray1, ustasmdan ba§ka biri kuc;:uk bir makineye yerle§tirsin! Hem hie;: mumkun mudur ki, butun bir alemi ic;:ine alan, kutu kadar bir makinede tesadufi veya abes bir i§ bulunsun! Demek, gozun gordugu butun antika, benzersiz makineler, o gizli Zat'm birer damgas1 hukmundedir. Belki birer ilanCJ, birer ilannamedir. Hal diliyle §6yle derler: "Biz oyle bir Zat'm sanahy1z ki, 0, butun bu alemi, bizi yaptig1, var ettigi gibi kolayca yapabilir."

Dordiincii Delil Ey inatc;:1 arkada§! Gel, sana daha hayret verici bir §ey gosterecegim. Bak, §U memlekette butun bu i§ler, §eyler degi§ti, degi§iyor. Hic;:bir §ey belli bir halde durmuyor. Dikkat et, bu gordugumuz cans1z cisimler, hissiz kutular, her §eye hukmeden birer varhk §eklini ahyor. Adeta her bir §ey butun e§yaya hukmediyor. i§te yarnm1zdaki §U makineye bak, 9 HA~iYE sanki emir veriyor ve onun donahlmas1, i§lemesi ic;:in gereken maddeler uzak yerlerden ko§UP geliyor. i§te bak! 0 §UurSUZ CiSimlOHA~iYE adeta i§aret ediyor Ve en bQyQk bir cismi kendine hizmetkar yap1yor, i§lerinde c;:ah§hnyor. Daha ba§ka §eyleri de bunlara k1yasla. Adeta her bir §ey, bu alemdeki butun varhklan kendine itaat ettiriyor. Eger o gizli Zat'1 kabul etmezsen, O'nun bu memleketin ta§mda, 8

HAsiYE Hayvanlara ve insanlara i§arettir. Zira hayvanlar, §U alemin kilc;ilk bir fihristi ve

mahiyetiyle insan, kitinatm ki.ic;ilk bir i:irnegi oldugundan, adeta alemde ne varsa, insanda da bir numunesi vard1r. 9 ~iYE Makine, meyve veren agac;lara i§arettir. <;:unkil yi.izlerce tezgah1, fabrikay1 incecik dallannda ta§iyor gibi, hayret verici yapraklan, <;ic;ekleri, meyveleri dokuyor, si.islilyor, pi§iriyor ve bize uzatiyorlar. Halbuki c;am ve katran gibi muhte§em agac;lar, tezgahlanm kuru bir ta§ta ac;m1§, c;ah§lp duruyor. 10 HAsiYE Hububata, tohumlara, sineklerin tohumcuklanna i§arettir. Mesela bir sinek bir karaagacm yapragma yumurtasm1 birak1r. Birden o koca karaagac;, yapraklanm o yumurtalar ic;in anne karnma, bir be§ige, bal gibi bir g1da ile dolu bir mahzene c;evirir. Adeta o meyvesiz agac;, bu §ekilde canh meyveler verir.


YiRMi iKiNci Soz 345

topragmda, hayvanlarda ve insan misali varhklarda gorilnen butiln hunerlerini, sanahrn, kemal vas1flanrn tek tek o §eylere vermen gerekir. i§te, aklm uzak gordilgil mucize sahibi bir tek Zat'a bedel, milyarlarca §eyin O'nun gibi mucizeler gosterdigini, birbirine hem zit hem benzer oldugunu ve ic;; ic;;e bulundugunu kabul edeceksin ki, intizam bozulmasm, ortahg1 kan§hrmasmlar. Halbuki bu koca memlekette idareye iki parmak kan§sa her §eyi kan§hnr. C::unku bir koyde iki muhtar, bir §ehirde iki vali, bir memlekette iki padi§ah bulunsa i§ler kan§ir. Nerede kald1 ki, her §eye hukmeden say1s1z varhk beraber bulunsun! Be§inci Delil

Ey vesveseli arkada§! Gel, bu koca saraym naki§larma dikkat et, butiln bu §ehrin suslemelerine bak, bu memleketin kusursuz duzenini gor ve bu alemdeki sanatlan tefekkur et! i§te bak, eger sonsuz mucizeleri ve hunerleri olan gizli bir Zat'm kaleminin i§ledigi kabul edilmezse, §U naki§lan §Uursuz sebeplere, k6r tesadufe ve sagir tabiata vermek gerekir. 0 vakit, bu memleketin her bir ta§irnn, her bir otunun oyle mucize sahibi birer nakka§, oyle harikulade birer katip olmas1 laz1m gelir ki, bir harfte bin kitab1 yazabilsin, bir nak§a milyonlarca sanah yerle§tirebilsin. C::unkil bak §U ta§lardaki nak§a; 11 HA$iYE her birinde biltiln saraym naki§lan, butiln §ehrin duzeni ve kanunlan, butiln memleketin te§kilat program1 var. Demek, bu nak1§lan yapmak, bullin memleketi yapmak kadar harikadir. Oyleyse her bir nakI§, her bir sanat o gizli Zat' m birer ilanc1s1, birer muhrudur. Madem bir harf, katibini gostermeden olmaz; sanath bir nak§m nakka§ml bildirmemesi milmkiln degildir. 0 halde, bir harfte koca bir kitab1 yazan, bir nakI§ta bin nah~ i§leyen nakka§m, kendi kitab1yla ve nak§iyla bilinmemesi nasil mumkun olur! ..

Yaratil1§ agacmm meyvesi olan insana ve kendi agacmm programm1, fihristini ta§Jyan meyveye i§arettir. Zira kudret kalemi, biiyilk alem kitabmda ne yazmI§Sa onun ozetini de insamn mahiyetinde yazmI§hr. Kader kalemi, <lag gibi bir agac:;ta ne yazml§Sa hrnak kadar meyvesine de onu yerle§tirmi§tir.

11 HA$iYE


346

SOZLER

Altmc1 Delil Gel, §U geni§ ovaya gidecegiz. 12 HA~iYE i§te o ovada ytiksek bir dag var. Osttine c:;1kacag1z ki her taraf gbrtinstin. Yamm1za da her §eyi yakmla§hran guzel durbtinler alacag1z. <;unku bu hayret verici memlekette harika i§ler oluyor. Her saat hie:; akhm1za gelmeyecek §eyler gerc:;ekle§iyor. i§te bak! Bu daglar, ovalar ve §ehirler birden degi§iyor. Hem bu i§ oyle bir tarzda oluyor ki, birbiri ic:;indeki milyonlarca i§ gayet muntazaman ba§ka §ekil ahyor. Adeta milyonlarca hlrlti kuma§ ic:; ic:;e, beraber dokunuyor gibi pek hayret verici degi§imler meydana geliyor. Bak, o kadar a§inahk duydugumuz ve tamd1g1m1z c:;ic:;ekler, bitkiler kayboldu. Yerlerine dtizenli bir §ekilde, mahiyetc:;e onlara benzer, fakat gortinti§te farkh ba§kalan geldi. ~u ova ve daglar, adeta ic:;inde ytiz binlerce ayn ayn kitabm hatas1z, noksans1z yaz1ld1g1 birer sayfa ... i§te bunlann kendi kendine olmas1 ytiz derece akt! dt§tdtr. Evet, §U son derece sanath, ince i§lerin kendiliginden olmas1 bin derece imkans1zdir; c:;unkti onlar, kendilerinden c:;ok sanatkanm gosteriyor. Hem bunlan yapan, oyle mucizeler ortaya koyan bir Zat'tir ki, hic:;bir i§ O'na agir gelmez. Bin kitap yazmak, O'nun ic:;in bir harf kadar kolaydtr. Bununla beraber, her tarafa bir bak! 0 Zat her §eyi oyle hikmetle yerli yerine koyuyor, herkese, lay1k olduklan lutuflan oyle comertc:;e veriyor ve ihsamyla oyle geni§ perdeler, kap1lar a9yor ki, herkesin arzulanm tatmin ediyor. Oyle comertc:;e sofralar kuruyor ki, btittin bu memleketin ahalisine, hayvanlanna, her bir topluluguna has ve lay1k, hatta her bir ferdine hususi ismiyle ve resmiyle bir nimet tablas1 veriyor. i§te bu gordtigtimtiz i§lerde tesadtif bulunmas1, bunlarm abes ve faydas1z olmas1, bir i§e c:;ok elin kan§mas1, bunlann ustasmm her §eye gtictintin yetmemesi veya her §eyin O'na itaat etmemesi kadar ak1l d1§1, imkans1z bir §ey var m1dir? i§te ey arkada§, yapabiliyorsan buna kar§t bir bahane bul! 12

~iYE Bahar ve yaz mevsimindeki yeryiizune i§arettir. Zira yuz binlerce varhk tun},

birbiri i~inde beraberce yarahhr, yeryuzunde yaz1hr. Hatas1z, kusursuz bir §ekilde, tam bir intizamla degi§tirilir. Rahman'm binlerce sofras1 kurulur, kaldmhr, nimetleri taze taze gelir. Her aga~ birer tablac1, her bah~e birer kazan hukmune ge~er.


YiRMi h<iNci Soz 347

Yedinci Delil Ey arkada§, gel! $imdi bu kuc;uk §eyleri birak1p saray §eklindeki §U hayret verici alemi meydana getiren unsurlann birbirine kar§l vaziyetlerine dikkat edecegiz. i§te bak: $u alemde kulli i§ler ve umumi degi§imler 0 kadar intizamla oluyor ki, adeta butun bu saraydaki ta§lar, topraklar, agac;lar, her bir §ey istedigini yapmakta serbest, irade sahibiymi§ gibi blitun alemin umumi duzenini gozetip ona gore hareket ediyor. En uzak §eyler birbirinin imdadma ko§uyor. i§te bak! Binekleri agac;lara, bitkilere, daglara benzeyen hayret verici birer kafile 13 HAsivE gaipten c:;1k1p geliyor. Ba§lannda birer erzak tablas1 ta§1yorlar. i§te, bu tarafta bekleyen turlu hayvanlann nz1klanm getiriyorlar. Hem bak, bu kubbedeki buyuk elektrik lambas1 14 HAsivE onlara I§Ik verdigi gibi, btitun yemeklerini de guzelce pi§iriyor. Yalmz pi§irilecek yemekler g6runmez bir el tarafmdan birer ipe tak1hp 15 HAsiYE o lambaya kar§I tutuluyor. Bu tarafa da bak ... $u bic;are, zay1f, c;elimsiz, kuvvetsiz hayvanc1klann onune nas1l tath bir g1dayla dolu c;e§me gibi iki tulumbac1k16 HAsivE taktlm1§. Kuvvetsiz yavrusunun yalmz agzm1 ona yap1§hrmas1 kafidir. K1sacas1: Bu alemde her §ey, birbirine bakar gibi yard1mla§ir. Birbirini g6rur gibi el ele verir. Birbirinin i§ini tamamlamak ic;in omuz omuza, sirt s1rta beraber c;ah§1r. Ba§ka §eyleri de buna k1yasla; ornekler saymakla bitmez ... i§te butun bunlar, iki kere iki dart eder derecesinde kesin bir §ekilde gosterir ki, her §ey §U hayret verici saraym ustasma, yani §U garip alemin sahibine itaat eder, O'nun hesabma c;ah§ir, O'nun emrine amade birer asker hukmundedir. Her §ey O'nun kuvvetiyle cloner, emriyle hareket eder, hikmetiyle duzenlenir. Butun varhklar O'nun lutfuyla yard1mla§ir, O'nun merhametiyle bir digerinin imdadma ko§ar, yani ko§turulur. Ey arkada§, gucun yeterse buna kar§l bir soz soyle!

13 HAsiYE Bu tilr hayvanlann nz1klanrn ta§tyan, bitki ve agac:; kafileleridir. 14 HAsiYE O buyuk elektrik lambas1, gune§e i§aret eder. 15 HAsiYE ip ve ipe taktlan yiyecekler ise agacm ince dallan ve leziz meyveleridir. 16 HAsIYE O iki tulumbac1k, annelerin memelerine i§arettir.


348 SozLER

Sekizinci Delil

Gel, ey nefsim gibi kendini akilh zanneden ak1ls1z arkada§! ;>u muhte§em saraym sahibini tammak istemiyorsun. Halbuki her §ey O'nu gosteriyor, O'na i§aret ve §ahitlik ediyor. Butun bu §eylerin §ahitligini nas1l yalanhyorsun? Oyleyse bu saray1 da inkar et ve "alem yok, memleket yok" de, kendini de inkar edip i§in ic;;inden c;;tk! Yahut akhm ba§ma al, beni dinle! i§te bak: ;>u sarayda ve memleketin her tarafmda degi§mez unsurlar, madenler var. 17 HA:;iYE Adeta memleketten c;;1kan her §ey bu maddelerden yap1hyor. Demek, bu maddeler kimin mulkuyse bunlardan yap1lan her §ey de onundur. Tarla kiminse mahsul ona aittir. Deniz kiminse ic;;indekiler de onundur. Hem bak, bu tezgahlarda dokunan §eyler, i§lenen nakt§h kuma§lar bir tek maddeden yap1hyor. 0 maddeyi ta§tyan, haz1rlayan ve ip haline getiren, elbette, ac;;1kc;;a, birdir. <.;unku bu i§ ortakhk kabul etmez. Oyleyse dokunup i§lenen butun sanath §eyler O'na mahsustur. Bak, bu dokunan, yap1lan §eylerin her bir c;;e§idi memleketin her tarafmda bulunuyor. Hemcinsleriyle her yere oyle yay1lmt§ ki, beraberce, birbiri ic;;inde, aym tarzda, aym anda yap1hyor ve dokunuyorlar. Demek bu, bir tek Zat'm i§idir, c;;unku her §ey tek emirle hareket ediyor. Yoksa boyle bir anda, bir tarzda, bir mahiyette, bir toplulukta ittifak ve birbirine uygunluk imkans1zdtr. Oyleyse bu sanath §eylerin her biri, o gizli Zat'm ilanc1s1 hukmunde, O'nu gosteriyor. Adeta her c;;ic;;ekli kuma§, sanath makine ve tath lokma, o mucize sahibi Zat' m birer damgas1, muhru, ni§am ve imzas1d1r. Her biri ha! diliyle der ki: "Ben kimin sanattysam, ic;;inde bulundugum sand1klar ve dukkanlar da O'nun mulkudur." Her bir nakt§ der ki, "Beni kim dokuduysa, bulundugum top da O'nun dokumas1d1r." Her tath lokma ise, "Beni kim yap1yor, pi§iriyorsa bulundugum kazan da O'nundur." diye ilan eder. Her bir makine §6yle der: "Beni kim yaphysa her yere yay1lmt§ buhln benzerlerimi de 0 yap1yor ve memleketin her tarafmda 17

HA~iYE O unsurlar ve madenler, pek <;ok duzenli vazifesi bulunan, Cenab-1 Hakk'm

izniyle her muhtacm imdadma ko§an ve O'nun emriyle her yere giren, yardtm gi.ituren, hayat i<;in gerekli §eyleri saglayan, canhlan emziren ve Allah'm yeryuzundeki sanath eserlerinin dokunup i§lenmesine zemin ve be§ik olan hava, su, t§tk ve topraga i§arettir.


YiRMi iKiNci Soz 349

bizi yeti§tiren O'dur. Demek, bu memleket de O'na aittir. Oyleyse bu memlekete, bu saraya kim sahipse bize de o sahip olabilir." Mesela, devlete ait tek bir palaskaya veyahut dugmeye sahip olmak ic;in, onlan yapan butun fabrikalan elinde bulundurmak laz1mdir ki, onlara gerc;ekten sahip olunabilsin. Yoksa o mallar "devlet mah" diye elinden alm1p, onlann kendisine ait oldugunu iddia eden bo§bogaz ba§1bozuga ceza verilir. Soziin Ozii: Nasil ki §U memleketi meydana getiren unsurlar, maddeler memleketin her tarafma yay1lm1§tlr ve onlarm sahibi de butun memleketi elinde tutan bir tek Zat olabilir. Aynen oyle de, ondaki butun sanatlar, birbirine benzedigi ve aym damgay1 ta§1d@ ic;in, memleketin buhlnune yay1lm1§ sanath varhklar, her §eye hukmeden tek bir Zat'm eseri olduklanm gosteriyor. i§te ey arkada§! Madem §U memlekette, yani §U muhte§em sarayda birlik alameti ve damgas1 vard1r. <;unku bir k1s1m §eyler ancak bir iken kavranabilir. Farkh bir k1s1m §eyler ise -birbirine benzedigi ve her tarafta bulundugu ic;in- hlr bak1mmdan birlik gosterir. Ve birlik, bir olan bir Zat'a i§aret eder. Demek, onlarm ustasmm, sahibinin, sanatkannm da bir olmas1 gerekir. Bununla beraber, gayb perdesinden kalmca bir ip c;iktigma dikkat et. 18 HAsivE Bak, sonra ondan binlerce ip uzanmI§. Her bir ipin ba§ma bak; birer elmas, birer ni§an, birer ihsan takilm1§, herkese g6re birer hediye veriliyor. Boyle garip bir gayb perdesinden boyle hayret verici ihsanlan, hediyeleri §U varhklara uzatan Zat'1 tammamak, O'na te§ekkur etmemek ne kadar divanece bir harekettir, bilir misin? <;unku O'nu tammazsan, mecburen diyeceksin ki, "Bu ipler, uc;lanndaki elmaslan ve diger hediyeleri kendileri yap1p veriyor." 0 vakit her ipe bir padi§ahhk kudreti atfetmek gerekir. Halbuki gozumuzun onunde, gorunmez bir el o ipleri yap1p bu hediyeleri onlara tak1yor. Demek, bu sarayda her §ey, kendisinden c;ok o mucize sahibi Zat'1 gosteriyor. O'nu tammazsan, butun bu §eyleri inkar etmekle hayvandan yuz derece a§ag1 dli§ersin. Kalmca ip meyve veren agaca, binlerce ip onun dallanna, iplerin ba§mdaki elmaslar, ni§anlar, ihsanlar ve hediyeler ise c;ic;eklerin k1s1mlanna ve meyvelerin c;e§itlerine i§aret eder.

18 HA5IYE


350 SozLER

Dokuzuncu Delil Gel, ey bunlan dii§iiniip degerlendiremeyen arkada§! Sen §U saraym sahibini tamm1yor, tammak da istemiyorsun; c;iinkii O'nun varhgma ihtimal vermiyorsun. O'nun hayret verici sanatlanm ve s1fatlanm aklma s1gdiramad1gmdan inkara sap1yorsun. Halbuki as1l ak1ldan uzak olan, hakiki zorluk ve deh§etli kiilfetler, O'nu tammamaktad1r. <;unkii O'nu tamsak, biihln bu saraym, bu alemin varhgm1 izah etmek, bir tek §eyinki kadar kolay ve rahat olur. Ortadaki §U ucuzluk ve bolluk ancak o zaman akla s1gar. Eger O'nu tammazsak, 0 olmazsa, her bir §eyin varhg1, biihln bu saray kadar zor olur; c;unkii her §ey bu saray kadar sanathdir. 0 vakit ne ucuzluk ne de bolluk kahr. 0 olmasayd1, bu gbrdiigiimiiz §eylerin biri bile, degil sadece bizim elimize, hie; kimsenin eline gec;mezdi. Yalmz §U ipe tak1lan tath konserve kutusuna bak! 19 HA~ivE Eger §U saraym sahibinin gizli, mucizevl mutfagmdan c;1kmasayd1, §imdi kirk paraya20 ald1g1m1z o nimeti yiiz liraya alamazd1k. Evet, asil akildan uzak olan, biitiin zorluk, helak sebebi, hatta imkans1zhk, O'nu tammamaktad1r. <;unkii nas1l bir agaca bir kokten, bir kanunla, bir merkezden hayat veriliyor. Boylelikle binlerce meyvenin meydana gelmesi, bir meyve gibi kolayla§1yor. Eger o agacm meyveleri ayn ayn kanunlarla, ayn ayn merkezlere ve koklere baglansa, her bir meyvenin biiyiimesi agacmki kadar zor olur. Hem nasil ki biitiin bir ordunun tec;hizah bir kanunla, bir merkezden bir fabrikadan c;1ksa onu haz1rlamak, nicelik itiban ile bir tek askerin tec;hizatm1 hamlamak kadar kolayla§Ir. Fakat eger her askerin tec;hizah ayn ayn yerlerde yapilsa, oralardan almsa, her biri ic;in biitiin ordunun tec;hizatma laz1m olan fabrikalann bulunmas1 gerekir. Aynen bu iki misal gibi, §U muntazam sarayda, §U miikemmel §ehirde, §U siirekli degi§ip yenilenen memlekette, §U muhte§em alemde bi.iti.in bu §eylerin yarahh§l bir tek Zat'a verildigi vakit, o kadar kolay ve hafif olur ki, gbrdiigiimiiz smirs1z ucuzlugu, bollugu ve comertligi ac;1klar. Yoksa her §ey o kadar pahah, o kadar zahmetli olur ki, diinya verilse biri bile elde edilemez. 19

HA~iYE Konserve kutusu, ilahi kudretin kavun, karpuz, nar ve bir slit kutusu olan hin-

°

2

distancevizi gibi rahmet hediyelerine i§arettir. Kirk para: Bir kuru§.


YiRMi iKiNci Soz 351

Onuncu Delil Ey bir pan;a insafa gelmi§ arkada§! On be§ gundur21 HAoiYE buraday12. Eger §U alemin duzenini bilmez, padi§ahm1 tarnmazsak cezaya mustahak oluruz. Ozrumuz kalmad1. Zira on be§ gun (adeta sure verilmi§ gibi) bize ili§miyorlar. Elbette ba§ibo§ degiliz. Bu derece nazik, sanath, olc;ulu, latif, ibret verici eserlerin ic;inde hayvan gibi gezip onlan bozamay12, bize bozdurmazlar. $u memleketin ha§metli sahibinin elbette cezas1 da deh§etlidir. 0 Zat'm ne kadar kudretli, ha§metli oldugunu §Uradan anlaym12 ki, §U koca alemi bir saray gibi duzenliyor, bir dolap gibi c;eviriyor. $u buyuk memleketi bir ev gibi, hic;bir §eyi noksan b1rakmadan idare ediyor. i§te bak, her vakit, bir kab1 doldurup bo§alt1r gibi §U saray1, memleketi, §ehri kusursuz bir intizamla doldurup tam bir hikmetle bo§alt1yor. Bir sofray1 koyup kaldmr gibi, koca memlekette ba§tanba§a, c;e§it c;e§it sofralar22 HAoiYE gorunmez bir el tarafmdan konulup kaldmhyor, turlu yemekler s1rayla getirilip yediriliyor. 0 Zat birini kaldmp bir ba§kasm1 koyuyor, sen de goruyorsun. Akim varsa anlarsm ki, o muthi§ ha§met ic;inde sonsuz bir c6mertlik ve lutuf vard1r. Hem bak, butun bunlar o g6runmez Zat' m saltanatma, birligine §ahitlik ettigi gibi, kafilelerin arka arkaya gelip gec;tigi, perdelerin art arda ac;1hp kapand1g1 bu hakiki ink1laplar, degi§imler de o Zat'm varhgmm devamma, bekasma §ahitlik eder. <;unku yokluga giden §eylerle beraber sebepleri de kayboluyor. Halbuki arkalarmdan, onlara isnat ettigimiz §eyler tekrar meydana geliyor. Demek ki, onlar bu varhklann degil, yok olmaz bir Zat'm eseridir. Nasil ki bir 1rmagm kabarc1klan kaybolur ve ardmdan gelen kabarc1klarm gidenler gibi parlamasmdan anla§1hr ki, onlan parlatan, daimi ve yuksek bir l§lk sahibidir. Aynen oyle de, bu §eylerin suratle degi§mesi, arkalarmdan gelenlerin kaybolup gidenlerle aym rengi almas1 g6steriyor ki, bunlar baki, daimi bir tek Zat'm cilveleri, nakt§lan, aynalan ve sanattd1r. On be§ gun, teklif ya§! olan bulug c;agma giri§e, on be§ seneye i§arettir. Sofralar ise yaz mevsimindeki yeryuzune i§aret eder. Rahm et mutfagmdan taze taze, ayn ayn yuzlerce Rahmani sofra serilir, yenilenir. Her bahc;e bir kazan, her agac; bir tablac1dir.

21 HAoiYE 22 HAOiYE


352 SOZLER

On Birinci Delil Ey arkada§! Gel, §imdi sana ge<;en §U on delil kuwetinde kesin bir delil daha g6sterecegim. Bir gemiye binecegiz, §U uzakta bir ada var, oraya gidecegiz. 23 ~iYE <;unkii bu tils1mh alemin anahtarlan oradadir. Herkes oraya bak1yor, oradan bir §eyler bekliyor, emir ahyor. i§te gidiyoruz. ;>imdi o adaya 9ktik. Bak, pek biiyiik bir kalabahk var, §U memleketin biitiin biiyiikleri buraya toplanm1§ gibi miihim bir merasim g6riiniiyor. iyi dikkat et! Bu biiyiik toplulugun bir reisi var. Gel, daha yakma gidecegiz. 0 reisi tammahyIZ. i§te bak! Onun ne kadar parlak binlerce24 ~iYE ni§am bulunuyor. Ne kadar kuwetli sozler soyliiyor, ne kadar tath sohbet ediyor. ;>u on be§ gun i<;inde, dediklerini ben bir par<;a 6grendim, sen de benden 6gren. Bak, o zat, bu memleketin mucizeler sahibi sultanmdan bahsediyor. Kendisini bize o §anh sultanm gonderdigini soyliiyor. Bak, 6yle harikalar g6steriyor ki, o padi§ahm has bir memuru olduguna §ilphe b1rakm1yor. Dikkat et, bu zatm soyledigi sozleri yalnIZca §U adadakiler degil, harikulade bir §ekilde biitiin memleket dinliyor. <;unkii herkes uzaktan uzaga onun nutkunu i§itmeye <;ah§iyor. YalnIZ insanlar degil, belki hayvanlar, 25 hatta bak, daglar26 bile onun getirdigi emirleri dinliyor ki, yerinden k1mild1yor. Aga<;lar onun i§aret ettigi yere gidiyor. 27 0 Gemi tarihe, o ada ise Saadet Asn'na i§arettir. ;lu asrm karanhk sahilinde, mimsiz medeniyetin giydirdigi elbiseden soyunup, zamanm denizine girip, tarih ve siyer gemisine binip Saadet Asn'na ve Arap Yanmadas1'na c,;1karak Alemin iftihar Kaynag1'm (aleyhissa/atii vesselam) i§ ba§mda ziyaret etmekle, 0 zatm ne kadar parlak bir tevhid delili oldugunu, yeryi.izilnil ve zamanm gec,;mi§ ve gelecek iki tarafm1 ba§tan ba§a aydmlatt1gm1, kuftir ve dalalet karanhgm1 dag1tt1gm1 biliriz. 24 HNliYE Bin ni§an, ResOl-u Ekrem'in (a/eyhissa/atii vesselam), hakikati delilleriyle bilen zatlarca tespit edilmi§ bine varan mucizeleridir. 25 Mesela etrafma kimseyi yakla§ttrmayan huysuz bir devenin, Peygamber Efendimiz (sallal/ahu aleyhi ve sellem) c,;a9Jrd1gmda hemen itaat ettigine dair bkz. Dariml, mukaddime 4; Ahmed ibni Hanbel, el-Miisned 3/310; ibni Eb! ;leybe, e/-Musannef 6/316. 26 Mesela Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sel/em), sahabilerle beraber Uhud Da9J'ndayken dawn sars1hp Efendimiz'in emri ilzerine sakinle§tigine dair Buharl, fezdilii ashdb 5, 7; Tirmizl, mendkib 18; EbO DavOd, siinnet 8. Aym hadise Hira Dag1'ndayken de gerc,;ekle§mi§tir. Muslim, fezdilii's-sahdbe 50; Tirmizl, mendkib 18. 27 Mesela Peygamber Efendimiz'in (sal/al/ahu a/eyhi ve sel/em) bir agac1 peygamberligine §ahitlik etmesi ic,;in c,;ag1rd1gmda agacm geldigine, "Git!" deyince de gittigine dair bkz. el-Hakim, el-Miistedrek 4/190; EbO Nuaym, Deldilii'n-Niibiivve s.390; ibni Asakir, Tdrfhu DimCJ§k 4/365. Aynca Mescid-i Nebevi'de ResOl-u Ekrem'in 23 HNliYE


YiRMi ir<iNci Soz 353

zat nerede istese su <;;1kanyor. 28 Hatta parmagm1 bir kevser <;e§mesi gibi yaparak29 ondan ab-1 hayat ic;iriyor. Bak, §U saraym yiiksek kubbesindeki miihim lamba30 HA$iYE onun i§aretiyle ikiye boliiniiyor. 31 Demek, bu memleket her §eyiyle onun memuriyetini tamyor. "Mucizeler sahibi, goriinmez bir Zat'm en has ve dogru terciimam, saltanatmm ilanc1s1, tils1mmm ka§ifi ve emirlerini teblig eden giivenilir bir el<;;isi" oldugunu biliyor gibi, onu itaatle dinliyor. i§te, etrafmdaki akh ba§mda herkes, bu zatm soyledigi her sozii, "Evet, evet, dogrudur!" diyerek tasdik ediyor. Hatta daglar, aga<:;lar ve biitiin memleketleri I§Ikland1ran biiyiik lamba32 HA$iYE o zatm i§aret ve emirlerine boyun egerek, "'Evet, evet, her dedigin dogrudur!" diyor. i§te ey sersem arkada§! Padi§ahm hususi hazinesine has bin ni§an ta§1yan §U nuranl, muhte§em ve pek ciddi zatm biitiin kuwetiyle, memleketin biitiin ileri gelenlerinin tasdikleri altmda bildirdigi mucize sahibi bir Zat' a ait vas1flarda ve teblig ettigi emirlerde hi<:;bir §ekilde yalan ve hile bulunabilir mi? Bunda hakikate zit bir §ey olmas1 miimkiinse, §U saraym, lambalann ve cemaatin de varhgm1, hakikatini yalanlamak gerekir. Eger giiciin yetiyorsa buna kar§t itiraz parmagm1 uzat! Parmagm bu delillerin kuwetiyle nas1l kmhp goziine sokulacak, gor! (sallal/6.hu aleyhi ve sellem) hutbe okurken dayand1g1 diregin minber-i §erif yapild1ktan soma devenin aglamas1 gibi ses c;1kard1gma dair Tirmizi, cum'a 10, mendkzb 6; ibni Mace, ikdme 199; Darimi, mukaddime 6. 28 Mesela Efendimiz (sal/al/6.hu aleyhi ve sellem), suyu tilkenen Bi'r-i Kuba kuyusuna abdest ald1g1 suyu dokmi.i§, ardmdan dua etmi§, ondan soma o kuyunun suyu hie; tilkenmemi§tir. (el-Beyhaki, De/ai/u'n-Nubuvve 6/136; Kadi lyaz, e§-~ifd 1/331 ibni Kesir, e/-Biddye 6/101). 29 Mesela Peygamber Efendimiz'in (sal/al/6.hu a/eyhi ve sellem) parmaklanndan su akhgma ve bundan lie; yi.iz ki§inin abdest ald1gma dair Buhari, mendk1b 25; Muslim, fezai/ 6, 7. 3oHA$IYE 0 muhim lamba aydir, Peygamber Efendimiz'in (aleyhissa/6.tii vesselam) i§aretiyle iki pan;;a olmwitur. Yani Mevlana Cami'nin dedigi gibi, "Hie; yaz1 yazmamI§ olan o i.immi zat, parmak kalemiyle gokyuzi.i sayfasmda bir elif yazm1§, bir kirk1 iki elli yapm1§hr." Yani ay, yanlmadan once [ebced hesab1yla] kirkolan mim'e benziyordu, yanld1ktan soma iki hilal oldu, elli olan iki nun' a benzedi. 31 Kamer suresi, 54/1-2; Buhari, mendkzb 27; Muslim, mundfikfn 46, 47. 32 HAsiYE Bi.iyuk lamba ise gune§tir. Yerki.irenin dogudan geri donmesiyle yeniden gi.ine§ gori.inmi.i§, kucagmda Hazreti Peygamber (aleyhissa/6.tii vesse/am) yathg1 ic;in ikindi namazm1 k1lamayan Hazreti Ali (radiyal/ahu anh) o mucize sayesinde ikindi namazm1 eda etmi§tir.


354

SOZLER

On ikinci Delil Ey akh bir pan;a ba§ma gelen karde§! Gel, sana butiin bu on bir delil kuvvetinde bir delil daha gosterecegim. i§te, yukandan inen ve herkesin hayretinden veya hurmetinden kendisine tam dikkat kesildigi §U nurani fermana33 HA~iYE bak. 0 bin ni§anh zat, yanmda durmu§, onun manasm1 herkese bildiriyor. i§te §U fermanm uslObu oyle parhyor ki, herkesin takdir eden baki§lanm i;ekiyor. Oyle ciddi ve muhim meselelerden bahsediyor ki, herkes ona kulak vermeye mecbur kahyor. <:;unku o zat, butun bu memleketi idare eden, bu saray1 yapan ve bu hayret verici eserleri ortaya koyan Sultan'm icraahm, fiillerini, emirlerini ve vasif1anm birer birer anlahyor. 0 fermanm tamammda buyuk bir damga, her bir satmnda, her bir cumlesinde taklit edilmez bir imza oldugu gibi, bak, ifade ettigi manalann, hakikatlerin, emirlerin ve hikmetlerin ustiinde de manevi bir muhur hukmunde o Zat' a has bir tarz gorunuyor. Soziin Ozii: ~u yuce ferman, o yuce Zat'1 gune§ gibi gosterir, kor olmayan gorur. i§te ey arkada§! Akim ba§ma geldiyse bu kadar yeter... Eger bir sozun varsa §imdi soyle. 0 inati;1 adam cevap olarak demi§ ki: "Ben senin bu delillerine kar§l yalmz, 'Elhamdulillah, inand1m.' derim. Hem de gune§ gibi parlak ve gunduz gibi aydm bir §ekilde inand1m; §U memleketin kemal sahibi tek bir Maliki, §U alemin celal sahibi tek bir Hakimi, §U saraym cemal sahibi tek bir Sanatkan bulundugunu kabul ettim. Allah senden raz1 olsun ki, beni inad1mdan ve divaneligimden kurtardm. Getirdigin delillerin her biri tek ba§ma bu hakikati gostermeye yeterdi. Fakat her bir deli! O'nu bilme yolunda daha parlak, daha §irin, daha ho§, daha nurani ve daha guzel tabakalar, tamma perdeleri, muhabbet pencereleri ai;tig1 ii;in bekledim, dinledim ... " Cenab-1 Hakk'm birliginin yuce hakikatine ve Allah' a iman esasma i§aret eden temsili hikaye tamamland1. Rahman'm yard1m1, Kur'an'm feyzi ve iman nuru sayesinde, temsili hikayedeki "On iki Deli!" e kar§lhk hakiki tevhidin gune§inden "On iki Lem'a" ile bir "Mukaddime"yi gosterecegiz. 34~\ I . t\, ~ 0 ·~I\ ~\ -: ,

. ""'!' 3 r..r.-y

i:r,3

0 nurani ferman Kur' an' a, iistiindeki imza ise onun mucizeligine i§arettir. Yard1m ve hidayet ancak Allah'tand1r.

33 HAsiYE 34

/


iKiNCi MAKAM

Mukaddime39 iman esaslannm en yucesi olan Allah'a imana dair Katre risalesinde, kainattaki her bir §eyin, elli be§ lisanla Cenab-1 Hakk'm varhgmm vucubiyetine 40 ve birligine i§aret ve §ahitlik ettigini klsaca gostermi§tik. Nokta risalesinde de, Cenab-1 Hakk'm varhgmm ve birliginin delillerinden, her biri bin deli! kuvvetinde olan dort kulli delili zikretmi§tik. Yine on iki kadar Arap<;a risalemde, Cenab-1 Hakk'm varhgmm vucubiyetini ve birligini gosteren yuzlerce kesin delili zikrettigimizden, onlarla yetinerek §imdi meseleyi derince ele almaya giri§meyecegiz. Burada yalmz Arapc;a Risale-i Nur' da k1saca yazd1g1m, Allah' a iman esasmm gune§inden "On iki Lem'a"y1 41 gostermeye c;ah§acag1z. 35

36

37

38

39 40 41

"Her §eyi yaratan Allah'ttr. Her §ey O'nun tasarrufunda ve idaresindedir. Goklerin ve yerin hazinelerinin anahtarlan O'nun katmdad1r." (Zilmer sOresi, 39/62-63) "Silbhandir, milnezzehtir o Zat ki, her gey ilzerinde hil.kimiyet, elindedir. Ve hepinizin de donil§il O'na olacakttr." (Yasin sOresi, 36/83) "Hi<;bir §ey yoktur ki onu meydana getiren hazinelerin anahtarlan elimizde olmasm. Biz onu ancak belirli bir ol<;il ile indiririz." (Hier suresi, 15/21) "Hi<;bir canh yoktur ki mukadderatt O'nun elinde olmasm. Rabbim elbette (her hukilm ve tasarrufunda) mutlak dogru, mutlak adildir." (Hud suresi, 11/56) Giri§. Zorunlu, vacip, varhg1 kendinden olma. Lem'a: Panlti.


356

SOZLER

Birinci Lem' a

Tevhid iki k1s1md1r. Mesela, nasil ki bir c;ar§1ya, bir §ehre buyuk bir zatm c;e§itli mallan gelse, bunlann o zata ait oldugu iki §ekilde bilinir: Biri basitc;e, avamcadir: "Bu kadar c;ok mala ondan ba§ka kimse sahip olamaz." denilir. Fakat boyle diyen avam tabakadan bir adamm o mallara nezareti sirasmda c;ok hirs1zhk olabilir. Mallarm bazilarmda c;ok ki§i hak iddia edebilir. ikincisinde ise bir adam, her destenin ilzerindeki yaz1y1 okur, her bir topun ilsllindeki imzay1 tamr, her ilandaki milhril bilir ve bu §ekilde, "Her §ey o zatmdir" der. i§te §U halde her bir §ey manen o zab g6sterir. Aynen bunu gibi, tevhid de iki c;e§itlir. Birincisi: Avamca ve g6rilnil§te olan tevhiddir ki, "Cenab-1 Hak birdir, ortag1-benzeri yoktur, bu kainat O'nundur." demektir. ikincisi: Hakiki tevhiddir. Ozerlerinde kudretinin damgas1m, rububiyetinin muhrunil ve kaleminin nak1§lanm g6rmekle her §eyden dogrudan dogruya Cenab-1 Hakk'm nuruna kar§I bir pencere a9p O'nun birligini, her §eyin kudret elinden c;1khgm1, uluhiyetinde, rububiyetinde ve mulkunde hic;bir §ekilde ortag1 ve yard1mc1s1 olmad1gm1 g6zuyle g6rmil§ gibi kesin, §ilphesiz bir §ekilde tasdik etmek ve buna inanmakhr. Bir nevi, daima O'nun huzurunda olma §UUru elde etmektir. Biz de bu Soz' de, o halis ve yilce hakiki tevhidi g6steren panlhlan zikredecegiz. Birinci niikte i~inde bir ihtar: Ey her §eyi sebeplere baglayan gafil! Sebepler bir perdedir, c;unkil izzet ve buyuklilk 6yle ister. i§ g6ren ise Samed Yarahcmm kudretidir, c;unkil tevhid ve celal 6yle ister ve her §eyden bag1ms1z olmay1 gerektirir. 0 Ezeli Sultan'm memurlan, rububiyet saltanatmda icraatc;1s1 degil, saltanatmm ilanc1s1 ve rububiyetinin seyircisidirler. Ve o memurlar, o vas1talar kudretin izzetini, rububiyetin ha§metini g6stermek ic;indir. Taki kudret ile k1ymetsiz i§ler arasmda temas g6rilnmesin. Cenab-1 Hak, acz ve fakr ic;indeki, insanlardan bir sultan gibi, memurlanm acizlik ve ihtiyac; sebebiyle ortak edinmi§ degildir. Demek sebepler, g6rilnil§e bak1p hilkilm veren aklm s1g nazarma kar§l kudretin izzeti muhafaza edilsin diye konulmu§tur. Zira aynanm iki taraf1 gibi, her §eyin bir "mulk" bir de "melekut" taraf1 vardir.


YiRMi iKiNci Soz 357

"Mulk" taraf1 aynanm boyah arka yilzilne benzer, farkh renklerde ve hallerde olabilir. "Melekut" tarafi ise aynanm parlak yi.izi.ine benzer. Her §eyin gori.inen, "mi.ilk" tarafmda, Samed Yarabcmm kudretinin izzetine ve kemaline zit haller vardir. Sebepler, o hallere hem perde hem vesile olmak i<_;in konulmu§tur. "Melekut" ve hakikat tarafmda ise her §ey §effaftir, gi.izeldir. Kudretin bizzat temas etmesine uygundur, izzetine zit degildir. Bu yi.izden sebepler s1rf gorilnil§tedir, melekut aleminde ve hakikatte tesirleri yoktur. Gori.ini.i§teki sebeplerin bir hikmeti de §udur: Haks1z §ikayetlerin ve temelsiz itirazlarm mutlak adalet sahibi Allah' a yonelmemesi i<_;in o §ikayetlere ve itirazlara hedef olmak maksad1yla yarablm1§lardir. <;unku kusur onlardan c;1k1yor, onlarm kabiliyetsizliginden ileri geliyor. Bu sma ho§ bir misal olarak manevi bir temsil rivayet ediliyor: Hazreti Azrail (aleyhisselam), Cenab-1 Hakk'a demi§ ki: - Ruhlan alma vazifesinde kullann benden §ikayet edecek, bana kusecekler. Cenab-1 Hak, hikmet lisamyla ona §6yle buyurmu§: - Seninle kullanmm arasma musibetleri, hastahklan perde yapacag1m ki §ikayetler onlara gitsin, kullanm sana kusmesin. 42 i§te bak, nasil ki hastahklar, ecelde var oldugu zannedilen fenahklara perdedir ve ruhlarm almmas1 i§inde bir hakikat olarak bulunan hikmet ve gi.izellik, Azrail Aleyhisselam'm vazifesiyle alakahdir. Aym §ekilde, Hazreti Azrail de bir perdedir. Ruhlarm almmasmda, merhametsiz addedilen ve Cenab-1 Hakk'm rahmetinin kusursuzluguna zit gori.inen baz1 haller kendisinden bilinsin diye o i§le vazifeli bir memurdur ve ilahi kudrete bir perde olmu§tur. Evet, izzet ve buyukluk ister ki, sebepler kudret elinin perdedan olsun aklm nazannda ... Tevhid ve celal ister ki, sebepler ellerini c;eksin hakiki tesirden ...

ikinci Lem'a Bak §U kainat bostanma, §U yeryi.izil bagma! ~u semanm yild1zlarla yald12lanm1§ gilzel yilzi.ine dikkat et!.. Goreceksin ki, bir Sani-i 42

Ebu'§-$eyh, e/-Azame 3/897, 917; Ebu Nuaym, Hilyeta'l-Evliyd 5/51; el-Hakim et-Tirmizi, Nevadiru'l-Usul 1/177-178; es-SuyD.ti, ed-Dilrru'/-Mensur 6/543.


358

SdZLER

Zulcelal'in, bir Fatir-1 Zulcemal'in, o serilmi§ ve serpilmi§ sanath varhklardan her birinde, her §eyin yarabc1s1 olu§una mahsus damgas1 ve her bir mahlukunun ustunde, her §eyi sanatla yaratmasma has bir muhru vardir. Kudret kaleminin eserlerinin ne§redildigi gece ve gunduz, yaz ve bahar sayfalannda yazilan varhk tabakalannm ustunde taklit kabul etmez parlak bir imzas1 bulunur. ~imdi 0 damgalardan, muhurlerden, imzalardan 6rnek olarak birkac:;m1 zikredecegiz. Mesela, hesaps1z damgalanndan, hayat uzerine koydugu pek c:;ok misalin birine bak: "Cenab-1 Hak bir §eyden her §eyi, her §eyden de bir tek §eyi yapar." <;unku spermden ve ic:;ilen basit bir sudan, say1s1z uzvu ve hayvanlara ait donarnm1 yaratir. i§te bir §eyi her §ey yapmak, elbette bir Kadir-i Mutlak'm i§idir. Yenilen say1s1z yiyecekteki (o yiyecek ister hayvani ister bitkilerden olsun) c:;e§itli maddeleri, kusursuz bir intizamla o varhga has bir cisme c:;eviren, ondan hususi bir cilt dokuyan ve basit uzuvlan yapan, elbette her §eye gucu yeten bir Kadir' dir ve mutlak, sonsuz ilim sahibi bir Alim' dir. Evet, 6lumu ve hayah yaratan Zat, §U dunya tezgahmda hikmetiyle, hayah 6yle mucize bir kanunuyla idare ediyor ki, o kanunu uygulamak, ancak butun kainah tasarrufu altmda tutan bir Zat'a mahsustur. i§te eger aklm s6nmemi§, kalbin k6r olmamI§sa anlarsm ki, bir §eyi tam bir kolayhk ve intizamla her §ey yapmak ve her §eyi kusursuz bir olc:;u ve duzenle, sanath bir §ekilde bir tek §ey yapmak, her §eyin Yarahc1sma has bir damgad1r. Mesela, harika i§ler yapan bir zatm, bir dirhem pamuktan yuz top c:;uha, ipek veya patiska gibi c:;e§itli kuma§lan dokudugunu ve helva, baklava gibi birc:;ok yiyecegi yaptigm1 g6rsen ... Soma gorsen ki, o zat, demiri ve ta§I, bah ve yag1, suyu ve toprag1 avucuna ahyor, bir guzel altm yap1yor. Elbette, o zatm kendine has bir sanati bulunduguna, yeryuzundeki butun unsurlann onun emrine itaat ettigine ve topraktaki butun maddelerin onun buyruguna bakttgma kesinlikle hukmedersin. Evet, hayattaki kudret ve hikmet tecellileri, bu misaldekinden bin derece daha harikad1r. i§te hayat uzerindeki pek c:;ok damgadan biri ...


YiRMi iKiNci Soz 359

U«;iincii Lem'a

Bak §U ak1p giden kainatta, §U seyyar varhklar arasmda dola§tp duran canhlara! Gareceksin ki, her birinin ustunde, Hayy ve Kayyum Yarabcmm koydugu pek c;;ok muhur vard1r. Onlardan biri §Udur: Bir canh, mesela insan, adeta kainatm kuc;;uk bir misali, yarabh§ agac1nm bir meyvesi ve §U alemin bir c;;ekirdegi gibi, c;;ogu varhk turunun numunelerini ic;;inde barmdmr. Adeta o, butun kainattan gayet hassas olc;;ulerle suzulmil§ bir damladir. Demek, §U canhy1 yaratmak ve ona Rab olmak ic;;in butiln kainah hukmu ve idaresi altmda tutmak gerekir. i§te, eger aklm evhamda bogulmam1§sa anlarsm ki: Bir kudret kelimesini, mesela bal ansm1, c;;ogu §eye bir c;;e§it kuc;;uk fihrist yapmak.. bir sayfada, mesela insanda, §U kainat kitabmm birc;;ok meselesini yazmak.. bir noktaya, mesela kuc;;ucuk in cir c;;ekirdegine koca in cir agacmm programm1 yerle§tirmek.. bir harfte, mesela insanm kalbinde, Cenab-1 Hakk'm §U koca alemin safhalannda tecelli eden ve onu ku§atan butun isimlerinin eserlerini gostermek.. insanm bir mercimek tanesi buyuklugundeki haf1zasma bir kutuphane kadar yaz1 s1gdirmak ve butun yarahh§ hadiselerinin etrafh bir fihristini o haf1zada saklamak, elbette ve elbette her §eyin Hahk'ma, bu kainatm Rabb-i Zulcelal'ine has bir muhurdur. i§te canhlann ustundeki pek c;;ok Rabbani muhurden yalmz biri nurunu boyle gosterir ve O'nun ayetlerini okutursa, acaba butun o muhurlere birden bakabilsen, hepsini g6rebilsen, ~4. J:;-1 erA 0~ 43 ~~k demeyecek misin? , , Dordiincii Lem'a ~u gok denizinde yuzen, §U yeryuzune serpilmi§ rengarenk varhklara ve c;;e§it c;;e§it sanath eserlere dikkat et! Her birinin ustunde Ezell Gune§'in taklit edilmez imzalan oldugunu goreceksin. Nasil ki o Zat'm hayat uzerinde damgalan, canhlarda muhurleri gorunuyor ve bunlann bir ikisini g6rduk; O' nun canhlara hayat verilmesinde de oyle imzalan 43

Zuhurunun §iddetinden gizlenmi§ olan Zat'1 her tiirlu kusur ve noksan s1fattan tenzih ederiz. (Gazali, ihyau Ulumi'd-Dfn 4/221; el-iskendarani, $erhu Hikemi'lAtaiyye s. 119)


360 SozLER

vard1r. T emsil, derin manalan anlamay1 kolayla§tird1gmdan, §U hakikati bir temsille gosterecegiz: Mesela, gezegenlerden tut, damlalara, kti<:;tik cam par<:;alarma ve parlak kar zerreciklerine kadar her §eyde, gune§in misall cilvelerinin ve yans1masmm bir imzas1, kendine mahsus nurani bir izi gorunuyor. Eger o say1s1z §eyde gorunen gune§<:;iklerin, gune§in yans1mas1 ve tecellisi oldugunu kabul etmezsen, o vakit mecburen, her bir damlada, I§Igm ula§hg1 her bir cam par<:;asmda ve her §effaf zerrecikte, tabii ve hakiki bir gune§in bizzat varhgm1 kabul etmek gibi son derece divanelige, sonsuz bir ahmakhga dti§ersin. Aynen oyle de, o Ezell Gune§'in, nuran! tecellilerinden "ihya" yani "hayat vermek" yonuyle, her canhnm ustunde oyle bir imzas1 vardir ki, farz edelim butun sebepler toplansa ve hepsi istedigini yapmakta serbest, irade sahibi birer varhk kabul edilse yine o imzay1 taklit edemezler. Zira her biri birer kudret mucizesi olan canhlar, o Ezell Gune§'in panlhlan hukmundeki isimlerinin odak noktas1 gibidir. Canhlarda gorunen hayret verici sanat nak1§lan, benzersiz hikmet ol<:;tileri ve ehadiyet sirrmm tecellisi, Ehad ve Samed Zat'a verilmedigi zaman, her bir canhda, mesela bir sinekte, bir <:;i<:;ekte sonsuz bir yarahc1 kudretin sakland1gm1, her §eyi ku§atan bir ilim bulundugunu ve kainah idare edecek mutlak bir iradenin oldugunu varsaymak gerekir. Belki onlarda Vacibu'l-Vucud'a has baki s1fatlarm da bulundugunu kabul etmek laz1m gelir. Adeta o <:;i<:;egin, o sinegin her bir zerresine ilahhk atfetmek gibi, dalaletin ve hurafelerin en ahmak<:;asma dti§tilur. Zira o varhgm zerrelerine, bilhassa tohumlanna oyle bir hususiyet verilmi§tir ki, o zerre, par<:;as1 oldugu canhya bakar, ona gore vaziyet ahr. Hatta o canlmm butun hemcinslerine bakar gibi, o turun devam1m saglamak ve her yerde ekilip bayrag1m dikmek i<:;in kanat9klarla kanatlamr. Belki o canlmm alakadar ve muhta<:; oldugu her §eye kar§I muamelelerini ve nzk1yla alakah munasebetlerini devam ettirecek bir hale burunur. i§te eger o zerre bir Kadir-i Mutlak'm memuru olmazsa ve O'ndan bag1 kesilirse, o vakit o zerrede her §eyi g6ren bir goz, her §eyi kavrayan bir §Uur bulundugunu kabul etmek gerekir. K1sacas1: Nasil §U damlalardaki ve cam zerrelerindeki gune§<:;ikler ve <:;e§it <:;e§it renkler gune§in tecellisine verilmezse bir tek gune§ yerine say1s1z gune§i kabul etmek laz1m gelir. Boylece imkans1z i<:;inde


YiRMi ii<iNci Soz 361

imkans1z bir hurafe kabul edilmi§ olur. Aym §ekilde, eger her §ey Kadir-i Mutlak'a verilmezse, bir tek Allah'a kar§ihk, belki kainattaki zerreler say1smca ilah1 kabul etmek gibi, yi.iz derece ak1l d1§1hg1 mi.imki.in gbri.ip divanelik hezeyanma di.i§i.ili.ir. Soziin Ozii: 0 Ezell Gi.ine§'in birliginin nuruna ve varhgmm vi.icubiyetine her bir zerreden ti<; pencere a<;1hr. Birinci Pencere: Her bir zerre, bir asker gibi hareket eder. Nas1! ki, bir askerin her dairede, yani tak1mda, boli.ikte, taburda, alayda, ti.imende, orduda bir bag1, o baga g6re bir vazifesi ve o vazifeye gore di.izen <;er<;evesinde bir hareket program1 vardlf. Aynen oyle de, gozbebegindeki cans1z bir zerrecigin dahi senin gozi.inle, ba§mla, vi.icudunla, kan dola§1mm1 saglayan atar ve toplardamarlannla; <;ekmeitme kuvvetlerine, meydana getirici kuvvete, maddeye §ekil verme gi.ici.ine, his ve hareketlerine hizmet eden diger sinirlerle ve hatta bi.iti.in insan ti.iri.iyle birer bag1 ve onlarla alakah birer vazifesi bulunur. 0 zerre, a<;1k<;a, bir Kadir-i Ezeli'nin sanat eseri, vazifeli memuru ve O'nun idaresi altmda oldugunu, kor olmayan gaze gosterir. ikinci Pencere: Havadaki her bir zerre, her bir <;i<;egi, her bir meyveyi ziyaret edebilir. Her <;i<;ege, meyveye girip i§leyebilir. Eger her §eyi goren ve bilen bir Kadir-i Mutlak'm itaatkar memuru olmazsa, o ba§ibo§ zerrenin, bi.iti.in meyvelerin ve <;i<;eklerin donarnmm1, yap1h§1m, ayn ayn sanatlanrn, onlara giydirilen suretlerin terziligini ve geni§, mi.ikemmel sanatmdaki ibri§imleri bilmesi gerekir. i§te §U zerre, gi.ine§ gibi, bir tevhid nurunun panlt1sm1 gosteriyor. l§1g1 havaya, suyu topraga k1yasla ... Zaten e§yanm as1I kaynag1 dart maddedir: Hidrojen, oksijen, karbon ve azot. Bu dart unsur diger §eyleri meydana getirir. O~iincii Pencere: Di.inyadaki her ti.irlu <;i<;egin ve meyveli bitkinin tohumcuklan, hpk1 hayvanlann spermleri gibi, ayn ayn §eyler degil, ayrnd1r. Spermler bir sudan oldugu gibi, o tohumlar da karbon, azot, hidrojen ve oksijenden olu§ur; mahiyet<;e birbirinin benzeri, fakat ozunde birbirinden farkhd1r. Yalmz her tohuma kader kalemiyle, s1rf manevi olarak kendi program1 yaz1lmt§br. i§te o tohumlan s1rayla, her <;i<;ekli ve meyveli bitkinin buyuyup boy atmasma saks1hk yapabilecek bir kase topraga koysak, her birinin harika donarnm1yla, §ekil ve


362 SCiZLER

vaziyetiyle a<;acagma, vuku bulmu§ gibi inamrsm. Eger o topraktaki zerreler, her bir §eyin her halini bilen, her §eye kendisine lay1k vticudu ve o vticudun gereklerini vermeye gticti yeten ve her §ey kudretine kusursuz bir §ekilde, kolayca boyun egen bir Zat'm itaatkar memurlan kabul edilmezse, onlann her birinde btittin <;i<;ekler ve meyveli bitkiler say1smca manevi fabrika ve matbaa bulunmas1 gerekir ki, tohumlar, donammlan ve §ekilleri birbirinden uzak ve farkh ttirde <;i<;ek ve bitkilere kaynak olabilsin. Veya btittin o bitkilere her §eyi ku§atan bir ilim ve btiytiytip boy atmalanm saglayacak bir kudret vermek laz1mdir ki, mevcut §ekillerini alsmlar. Demek, topraktaki zerrelerin Cenab-1 Hak'tan bag1 kesilse, onlar say1smca ilah1 kabul etmek gerekir. Bu ise bin defa imkans1z i<;inde imkans1z bir hurafedir. O'nun memuru kabul edildikleri vakit ise her §ey <;ok kolayd1r. Nas1I ki, btiytik bir sultanm basit bir askeri, onun nam1yla ve kuvvetiyle bir memleketin halkm1 hicret ettirebilir, iki denizi birle§tirebilir, bir §ah1 esir edebilir. Aynen oyle de, Ezel ve Ebed Sultam'nm emriyle, bir sinek Nemrut'u yere serer, 44 bir kannca Firavun'un saraym1 harap eder ve bir incir <;ekirdegi incir agacm1 ytiklenir. Hem her bir zerrede, Sani'in vticubuna45 ve birligine iki dogru §ahit daha vardir. Birincisi, her bir zerre, mutlak acizligiyle beraber pek btiytik ve <;e§itli vazifeleri tistlenir; ikincisi, cans1z olmasma ragmen ktilll bir §UUru gosteren umumi dtizene uygun hareket eder. Demek, her bir zerre, acizliginin diliyle Kadir-i Mutlak'm varhgmm vticubiyetine; alemdeki dtizeni gozetmesiyle de O'nun birligine §ahittir. 1

081 / -

,,,.

~

,,,,,_

,,,

1,.,

~

~

1

.,,

,.,

·, uI< . ~LU.5 ...L?-1, ~I, ;ti 1;:.. · ...1.A>l.;, c.7' ,_.; / / .} . ~ .} ~ 0-!. / 46k.p 1;.\ ii ~ 0

,;::.

/

/'

/

/

,,,

o;~

,J

"'Y

;;;;

,,,

u-I< ,_.;. 01 W' /

Evet, her canhda bir ehadiyet47 damgas1, bir de samediyet48 imzas1 bulunuyor. Zira bir canh, Cenab-1 Hakk'm kainatta cilveleri gortinen 44 45

46

47

48

ibni Kesir, el-Bidaye 1/149. Zorunlu, vacip, varhg1 kendinden olma. Her bir zerrede O'nun Vacib ve Vahid (Bir) olduguna iki §ahit bulundugu gibi, her canhda da O'nun Ehad ve Samed olduguna <lair iki delil vard1r. Cenab-1 Hakk'm her varhkta tek tek gori.ilen, kendine ait birlik tecellisi. Cenab-1 Hak hi<;bir §eye muhta<; olmad1g1 halde her §eyin ona ebediyen muhta<; OlU§U.


YiRMi IKiNci Soz 363

butun isimlerini birden kendi aynasmda aksettirir. Adeta bir odak noktas1 hukmunde, Hayy-1 Kayyum'un ism-i azammm tecellisini gosterir. i§te her canh, Muhyi' isminin perdesi altmda o Ehad Zat' m bir nevi golgesini gosterdiginden, bir ehadiyet damgas1 ta§ir. Hem o canh, bu kainatm kuc;uk bir misali ve yaratih§ agacmm bir meyvesi hukmunde oldugu ic;in, onun kainat kadar buyuk ihtiyac;lanm birden, kolayca, kuc;ucuk hayat dairesine yeti§tirmek, samediyet imzasmm delilidir. Yani bu hal §Una i§aret ediyor: Oyle bir Rabbi var ki, o canhya her §eye bedel bir alakas1 ve her §eyin yerini tutacak bir nazan bulunur. Butun e§ya, O'nun bir teveccuhunun yerini tutamaz . ...\.:>-\ 0 ,. , : I

0

t 0 ,. ,j U1<- ~ ~ ~c~ '] 0 ,. ,j '1<" '.~ ~. ,j ._ ,j '1<'1 ~c~ ,;;S U v "-> U':-~,

,;;,,....1,;~Y..J,;"->

..

..

.

..

..1,;u-

,,.

..

..

1'1..,.>

,,..

..

Yine bu hal gosteriyor ki, o canlmm Rabbi hic;bir §eye muhtac; olmad1g1 gibi, hazinesinden hic;bir §ey eksilmez ve kudretine hic;bir §ey agir gelmez. i§te samediyetin, golgesine i§aret eden bir c;e§it imzas1... Demek, her canhda bir ehadiyet damgas1, bir samediyet imzas1 vardir. Evet, her bir canh, hayat lisamyla 49 ~\ ~\ ff! .:1;.l ~\ yl> j ayetlerini okuyor. Bu iki damgadan ba§ka birkac; muhim pencere daha var. Ba§ka bir yerde etrafhca izah edildigi ic;in burada k1saca anlatild1. Madem Vacibu'l-Vucud'un birligine, §U kainatm her bir zerresi boyle lie; pencere ve iki delik, hayat da iki kap1 birden ac;1yor. Zerrelerden gune§e kadar varhk tabakalannm, Zat-1 Zulcelal'in marifetinin nurlanm nas1l yayd1gm1 k1yas edebilirsin. i§te, marifetullahtaki50 manevi yukseli§in derecelerini ve huzurun mertebelerini buradan anla ve klyasla! Be§inci Lem'a

Nasil ki bir kitap eger yazma ve mektup ise onu yazmak ic;in bir kalem yeter. Eger bas1h, matbu olursa, o kitabm bas1lmas1 ic;in harfleri say1smca kalem, yani demir harf gerekir. Eger baz1 harflerine gayet ince bir hatla o kitabm buyuk k1sm1 s1gdmlm1§sa -Yasin suresi "Ya Sin" ifadesinde yaz1ld1g1 gibi- o vakit butun o demir harflerin kuc;ukleri de 49

°

5

"De ki: 0, Allah birdir. Samed'dir (her §ey O'na muhta<;:, 0 ise hi<;:bir §eye muhta<;: degildir.)." (ihlas suresi, 112/1-2) Cenab-1 Hakk'1 tammak, bilmek, ilahi hakikatlere vak1f olmak.


laz1mdir ki, kitap 0 tek harfe s1gsm. Aynen oyle de, §U kainat kitabma, Samed Yarahcmm kudret kaleminin bir yazmas1 ve Eh ad Zat' m bir mektubu dersen, zorunluluk derecesinde bir kolayhk ve luzum derecesinde bir akla uygunluk yoluna gidersin. Eger onu tabiata ve sebeplere verirsen, imkans1zhk derecesinde zor, aktl dt§thk derecesinde zahmetli ve hic;bir §Uphenin kabul etmeyecegi hurafeli bir yola saparsm. Bu ikinci yolda, tabiat ic;in her bir toprak parc;asmda, su damlasmda, hava zerresinde milyarlarca madenl matbaa ve say1s1z manev1 fabrika bulunmas1 laz1mdir ki, c;ic;ekli, meyveli, sanath say1s1z varhgm meydana gelmesine vesile olabilsin. Yahut onlarda her §eyi ku§atan bir ilim, her §eye yeten bir kuwet bulundugunu kabul etmek gerekir ki, §U sanath varhklara hakiki kaynakhk edebilsinler. <;unku topragm her bir parc;as1, suyun her bir damlas1 ve havanm her bir zerresi c;ogu bitkinin yeti§mesini saglayabilir. Halbuki her bitkinin -meyveli de olsa, c;ic;ekli de olsa- meydana geli§i o kadar muntazam, o kadar olc;ulu ve ozunde o kadar birbirinden farkhdir ki, her birine, yalmz kendisine mahsus manevl birer fabrika veya ayn birer matbaa laz1mdir. Demek ki, tabiat her §eyin as1l sebebi kabul edilirse, vas1ta ve arac; olmaktan kaynakhk mertebesine c;1karsa her bir §eyde diger butun varhklann makinelerini bulundurmaya mecburdur. i§te bu tabiatperestlik fikrinin esas1 oyle bir hurafedir ki, hurafeciler bile ondan utamyor. Kendini ak1lh zanneden aldanm1§larm nasil sac;malayarak sonu olmayan bir akils1zhg1 kabul ettiklerini gar, ibret al! K1sacas1: Nas1l ki bir kitabm her harfi, kendi varhgm1 bir harf kadar gosterir ve kendisine tek bir §ekilde i§aret eder; katibini ise on kelimeyle tarif edip pek c;ok yonuyle gosterir. Mesela, "Benim katibim yaz1 sanatmda ustahk sahibidir, kalemi kirmlZldir, §6yledir, boyledir." der. Aynen 6yle de, §U buyuk alem kitabmm her bir harfi, kendi varhgm1 ancak buyuklugu ve sureti kadar gosterirken, Nakka§-1 Ezell'nin isimlerini bir kaside kadar tarif eder ve keyfiyetleri say1smca i§aret parmaklanyla gosterir, o isimlerin Sahibine §ahitlik eder. Demek, hem kendini hem butun kainah inkar eden safsatac1 bir ahmagm, yine de Sani-i Zulcelal'i inkara gitmemesi gerekir.


YiRMi iKiNci Soz 365

Altmc1 Lem'a Haltk-1 Ziilcelal, nast! ki her bir mahh1kunun <;ehresine ve her bir sanatlt eserinin yi.iziine ehadiyetinin damgasm1 koymu§tur (bunlann bir klsmm1 6nceki "lem'a"larda g6rdiin). Aynen 6yle de, gayet parlak bir §ekilde, her bir varhk tiirii i.isti.inde bir<;ok ehadiyet damgasm1, her bir biitiin iistiinde tekliginin <;e§itli miihiirlerini ve alemin tamammda birliginin imzalanm gosterir. i§te onlardan birine, yeryi.izi.i sayfasma ve bahar mevsimine konulan bir miihre i§aret edecegiz: Nakka§-1 Ezeli yeryiiziinde, yaz ve bahar mevsimlerinde en az ii<; yiiz bin bitki ve hayvan tiiriinii, sonsuz kan§1khk i<;inde son derece itina ile farkhhklanm gozetip se<;erek, intizamla, hepsini birbirinden ayirarak ha§ir ve ne§reder. Bu, bahar gibi apa<;1k, parlak bir tevhid miihriidiir. Evet, bahar mevsiminde, olmi.i§ yeryi.izi.ine hayat verip ii<; yiiz bin ha§ir numunesini kusursuz bir intizamla yaratmanm, yeryiizii sayfasmda birbiri i<;inde ii<; yiiz bin farkh tiiriin fertlerini hatas1z, yanh§s1z, noksans1z, gayet ol<;iilii, muntazam ve miikemmel bir §ekilde yazmanm, elbette, sonsuz bir kudrete, engin bir ilme ve kainat1 idare edecek bir iradeye sahip bir Zat-1 Ziilcelal'in, bir Kadlr-i Ziilkemal'in, bir Haklm-i Zulcemal'in hususi miihru oldugunu, zerre kadar §UUru bulunanm anlamas1 gerekir. Kur'an-1 Hakim §6yle ferman ediyor: C

I

o

,,.

,,.

1

;;;

1

,,-

,,.

~

o

-"I\ .:__~\...:l)~L.J\1~""~ d . r - r , ~~y .'.J""'J''j\ 0

51

~

,,,

~ '1 < - u--

~ 0-9 ~ ..5-"'

J,

,,..

....-1

''...._..i:5"4.\\\~'

~

-

,

,

J~

)

..> " ,,,

!;IJl'l.:.;.lj ~Y"""'

i;:. /, /

(.5'"""'

r.)

/

Evet, yeryuzuniin diriltilmesinde ii<; yuz bin ha§ir numunesini birka<; giinde yapan, gosteren yarabc1 kudret i<;in insanm yeniden diriltilmesi elbette kolaydir. Mesela, Gelincik Dag1'm ve Siiphan Dag1'm bir i§aretle kaldiran mucize sahibi bir zata, "~u dereden, yolumuzu kapayan koca ta§t kaldtrabilir misin?" diye sorulur mu? Aynen 6yle de, gokleri, daglan ve yeri alb giinde var eden, her vakit doldurup bo§altan Kadir ve Hakim, Kerlm ve Rahim Zat' a kar§l, bunu ak1ldan uzak gorerek, "Ebedl alemde bizim i<;in haz1rlay1p kurdugun ziyafet 51

"i§te bak Allah'm rahmetinin eserlerine, olmli§ topraga nas1l hayat veriyor! i§te bunlan yapan kim ise o!Uleri de 0 diriltecektir. 0, her §eye hakktyla kadirdir." (Rum suresi, 30/50)


366 SozLER

sofrasma giden yolumuzu kapayan §U toprak tabakasm1 i.isti.imi.izden kaldirabilir misin? Yeri di.izeltip bizi oradan gec;:irebilir misin?" denilir mi! ;>u yeryi.izi.inde, yaz mevsimindeki bir tevhid damgasm1 gordi.in. ;>imdi bak! Zeminin yi.izi.indeki icraabm her §eyi gorerek, sonsuz bir hikmetle yapan bir Zat'm eseri olan §U bi.iyi.ik bahar hadiselerinin i.isti.inde de bir tevhid mi.ihri.i ac;:1kc;:a gori.ini.iyor. Cunki.i §U icraat mutlak bir geni§lik, o geni§lik ic;:inde mutlak bir si.irat ve o si.iratle beraber mutlak bir comertlik ile gerc;:ekle§iyor; onda gori.inen mutlak intizam, kusursuz, gi.izel sanat ve yarabh§ mi.ikemmelligi 6yle bir mi.ihi.irdi.ir ki, ancak sonsuz ilim ve kudret sahibi bir Zat'a ait olabilir. Evet, gori.iyoruz ki, bi.iti.in yeryi.izi.inde mutlak bir geni§lik ic;:inde bir yaratma, bir tasarruf, bir faaliyet var. Hem bu i§ler o geni§lik ic;:inde mutlak bir si.iratle yap1hyor. Hem o si.irat ve geni§likle beraber, farkl1 ti.irlerden say1s1Z varhgm yarablmasmda mutlak bir comertlik gori.ini.iyor. Vine bunlarla beraber mutlak bir kolayhk gaze c;:arp1yor. Bullin bunlann yanmda da, her bir varhk ti.iri.inde ve her bir fertte gori.inen kusursuz intizam, gayet sec;:kin, gi.izel sanat ve mi.istesna yarahh§ gi.izelligi ile beraber son derece comertlik ic;:inde tam bir di.izen var. 0 say1SIZ varhklann yarahlmasmda gori.ilen mi.ikemmellik, gayet si.irat ic;:inde bir sanat gi.izelligi, son derece kan§1kl1k ic;:inde tam bir farkl1hk, gayet bolluk ic;:inde c;:ok k1ymetli eserler, gayet geni§ bir daire ic;:inde tam bir ahenk ve gayet kolayhk ic;:inde sanatl1, benzersiz §eyleri yaratmak; bir anda, her yerde, her fertte, aym tarzda bir sanat harikas1, mucizevi bir faaliyet gostermek, elbette ve elbette 6yle bir Zat'm mi.ihri.idi.ir ki, 0, hic;:bir yerde olmad1g1 halde her yerde hazir ve nazirdir. Hic;:bir §ey O'ndan gizlenmedigi gibi, hic;:bir i§ kendisine agir gelmez. Zerrelerle yild1zlar O'nun kudreti kar§Ismda e§ittir. Mesela, o Rahim-i Zulcemal'in liltuf ve comertliginin bahc;:elerinden, mucizelerinin salk1mlarmdan bir tanecik hi.ikmi.inde gordi.igi.im, iki parmak kalmhgmda bir i.izi.im asmasmdaki salk1mlan sayd1m, yi.iz elli be§ c;:ikt1. Bir salk1m tanesini sayd1m, yi.iz yirmi kadar i.izi.im vard1. Di.i§i.indi.im, dedim ki: Eger bu asma c;:ubugu, bir balh su muslugu olsa ve daima su verse, §U s1cakhk kar§1smda rahmetin o yi.izlerce §Urup tulumbac1gm1 emziren salk1mlara ancak yeter. Halbuki yalmz


YiRMi iKiNci Soz 367

bazen az bir rutubet gortiyor. i§te bu i§i yapanm, her §eye kadir olmas1 gerekir.

Yedinci Lem'a Biraz dikkatle baksan, yerytizti sayfasmda Ehad ve Samed Zat'm mtihtirlerini g6rebilirsin. Ba§InI kaldir, goztinti ac;;, §U muazzam kainat kitabma bir bak! G6receksin ki, kainatm btittinti tisttinde, btiytikltigti olc;;tistinde, ac;:ik bir tevhid mtihrti okunuyor. <.;unkti §U varhklar bir fabrikanm, bir saraym, muntazam bir §ehrin unsurlan ve mensuplan gibi Sirt sirta verip birbirine yard1m elini uzatarak birbirinin ihtiyac;;lanna "Buyur! Ba§ tisttine!" der, el ele verip bir dtizen ic;;inde c;;ah§Ir. Ba§ ba§a verip canhlara hizmet ederler. Omuz omuza verip bir gayeye dogru, her §eyi idare eden sonsuz hikmet sahibi bir Zat'a boyun egerler. Evet, gtine§ ve aydan, gece ve gtindtizden, kt§ ve yazdan tut, ta bitkilerin muhtac;; ve ac;; hayvanlarm imdadma gelmesinde, hayvanlarm zay1f ve yarad1h§tan §erefli olan insanlann yard1mma ko§masmda, hatta g1da maddelerinin nazik, kuwetsiz yavrulann ve meyvelerin; besleyici zerrelerin ise beden hticrelerinin ihtiyacma yeti§mesinde i§leyen yard1mla§ma dtisturu, btittin btittin kor olmayana gosterir ki, onlar, her §eyi terbiye ve idare eden gayet Kerim ve Hakim bir tek Zat' m emri altmdad1r. i§te kainatta i§leyen bu dayam§ma, yard1mla§ma, kucakla§ma, birbirine sanlma, itaat ve intizam kanunu, her §eyin bir tek Mtidebbir'in (her §eyi c;;ekip c;;eviren Zat'm) dtizene koymas1yla idare edildigine ve bir tek Mtirebbi'nin (terbiye edicinin) htikmtiyle sevk edildigine kesin bir §ahittir. Bununla beraber, e§yadaki sanatta ac;;1kc;;a gortinen §U geni§ hikmet ic;;indeki kusursuz inayet, o inayet ic;;inde parlayan engin rahmet ve o rahmet tisttine, nzka muhtac; her canlmm ihtiyacma uygun bir tarzda cevap vermek ic;;in serilen ve serpilen umumi nz1k ve nimetler, oyle parlak bir tevhid muhrudur ki, akh tamamen sonmeyen ve btittin btittin kor olmayan bunu anlar, gortir. Evet, kast, §Uur ve iradeyi gosteren bir hikmet perdesi btittin kainati kaplamI§ 52

Sanati kar§1smda ak1llann hayrete dii§tllgii Zat ne yiicedir! (en-Nevevi, el-Ezkar s. 292; Ali ibni Ebi Talib, Nehcu'l-Be/aga s. 428)


368

SOZLER

ve o perde ilstilne Cenab-1 Hakk'm lutuflanm, her §eyi ziynetlendirip gilzelle§tirme iradesini ve ihsanlanm gbsteren bir inayet perdesi serilmi§tir. 0 ziynetli inayet perdesi ustunde, kendini sevdirmek, tamtmak, nimet vermek ve ikram etmek ic;:in panlhlanm gbsteren bir rahmet brtusil, kainah ic;:ine alm1§hr. 0 nurlu ve geni§ rahmet perdesi ilstune ise Cenab-1 Hakk'm merhametini, ihsanlanm, ikramlanm, kusursuz §efkatini, verdigi gilzel terbiyeyi ve rubO.biyetinin lutuflanm gbsteren umumi bir nz1k sofras1 dizilmi§tir. Evet, zerrelerden gtine§lere kadar her varhga -fertler olsun, turler olsun; kuc;:uk olsun, buyilk olsun- netice, gaye ve faydalarla nak1§h bir hikmet kuma§mdan muhte§em bir gomlek giydirilmi§.. hikmet ifade eden o suret gbmlegi ilstunde, her §eyin endamma gore, lutuf ve ihsan c;:ic;:ekleriyle silslil bir inayet elbisesi bic;:ilmi§.. o ziynetli inayet elbisesinin ilzerine muhabbet, ikram, §efkat ve nimet panlttlanyla nurlanml§ rahmet ni§anlan takt!m1§ .. o nurlu ve suslil ni§anlan ihsan etmenin yamnda, yeryilzilnde biltun canh topluluklanna yetecek, onlann ihtiyac;:lanm kar§tlayacak umumi bir nz1k sofras1 kurulmu§tur. i§te bu, sonsuz Hakim, Kerim, Rahim, Rezzak bir Zat-1 Zillcemal'e i§aret ediyor ve O'nu gtine§ gibi ac;:1kc;:a gbsteriyor. Gerc;:ekten oyle mi? Her §ey nzka muhtac;: m1dir? Evet, bir fert, nzka ve hayahm devam ettirmeye muhtac;: oldugu gibi, gorilyoruz ki, alemdeki her varhgm -bilhassa canh ise- killll olsun cilzi olsun, bilyilk olsun kilc;:ilk olsun, vilcudu, bekas1, hayah ve onu devam ettirmek ic;:in maddi- manevl pek c;:ok talebi, ihtiyac;:lan var. Fakn ile oyle §eylere muhtac;:hr ki, en basitine eli yeti§medigi, en kilc;:ilk arzusunu elde etmeye gticil yetmedigi halde, biltiln taleplerinin, maddl ve manevl nz1klarmm - 53 ,:~ ':i ~ ~- ummad1g1 yerlerden kusursuz bir duzenle, tam vaktinde, en uygun §ekilde ve milkemmel bir hikmetle verildigini gorilyoruz. i§te varhklann bu fakr ve ihtiyac1 ve gaybdan onlara bu tarzdaki yard1mlar, acaba her §eyi terbiye eden bir Hakim-i Zillcelal'i, her §eyin idaresini elinde tutan bir Rahim-i Zillcemal'i gilne§ gibi gostermiyor mu?

<

53

" •••

hi<; ummad1g1 yerlerden (nz1klandmr)." (Talak suresi, 65/3)


YiRMi iKiNci Soz 369

Sekizinci Lem' a Nasil ki, bir tarlaya ekilen bir c;e§it tohum, o tarlanm elbette tohum sahibinin tasarrufu altmda oldugunu, kendisinin de aym zata ait bulundugunu gosterir. Aynen oyle de, §U "anastr" 54 denilen, varhklann tarlas1 hi.ikmi.indeki maddelerin, birlik ve basitlikleriyle beraber ki.illiyet ve ku§abc1hklan; ti.im kainata yay1lm1§ olmalan ... ~u "mahh1kat" denilen, birer rahmet meyvesi, kudret mucizesi ve hikmet kelimesi olan bitki ve hayvanlarm, benzerlikleriyle beraber her tarafta bulunmas1, oralan yuva edinmesi; tek bir Mucize Sahibi Sani'in tasarrufu altmda olduklanm gosteriyor. Hem bu oyle bir tarzda oluyor ki, adeta her bir c;ic;ek, meyve ve hayvan, her §eyi sanatla yaratan o Zat'm birer damgas1, mi.ihri.i, imzas1dtr. Nerede olursa olsun, her biri hal diliyle der ki: "Ben kimin damgas1ysam bulundugum yer de O'nun sanath bir eseridir. Ben kimin mi.ihri.iysem bu mekan da O'nun mektubudur. Ben kimin imzas1ysam vatamm da O'nun tezgahmdan c;1km1§br." Demek ki, en basit bir varhgm terbiye ve idaresi, bi.iti.in unsurlan hi.ikmi.i altmda tutan Zat'a mahsustur. En basit hayvam idare etmenin, ya§abp beslemenin ancak bi.iti.in hayvanlan, bitkileri, varhklan rububiyeti altmda terbiye eden Zat'a has bulundugunu kor olmayan gori.ir. Evet, her bir fert, digerleriyle benzerliginin lisamyla der ki: "Kim bi.iti.in hemcinslerime sahipse, bana da ancak o sahip olabilir." Her canh ti.iri.i, diger ti.irlerle beraber yeryi.izi.ini.in her tarafma yay1hr ve hal diliyle der ki: "Kim bi.iti.in yeryi.izi.ine malikse bana ancak 0 malik olabilir." Di.inya, diger gezegenlerle birlikte gi.ine§in yori.ingesinde, goklerle ahenginin lisamyla der ki: "Kim bi.iti.in kainata sahipse, bana o sahip olabilir." Evet, bir elmay1 §Uurlu farz etsek ve biri ona, "Sen benim sanabmsm" dese, o elma hal diliyle "Sus!" diyecektir, "Eger yeryi.izi.indeki bi.iti.in elmalan var etmeye gi.ici.in yeterse, yeryi.izi.ini.in her tarafma yayilmt§, hemcinsimiz olan bi.iti.in meyveli agac;lara, bitkilere, rahmet hazinesinden gelen bi.iti.in Rahmani hediyelere hi.ikmedebilirsen benim i.izerimde hak iddia et!" i§te o elma boyle diyecek ve o ahmagm agzma bir tokat vuracakbr ... 54

Anas1r: Yeryilzilnil meydana getiren unsurlar, elementler.


370 SozLER

Dokuzuncu Lem'a

Cenab-1 Hakk'm ku<:;uk-buyuk, cuzl-kulli her §eyde, alemin butununde, hayatta, canhlarda, canhlarm yeniden diriltilmesinde g6rulen damgalanndan, muhurlerinden, imzalanndan baz1sma i§aret ettik. ~imdi, varhk turlerindeki say1s1z damgasmdan birini g6sterecegiz. Evet, mesela bir agacm hesaps1z meyveleri, aym Zat tarafmdan bir terbiyeyle, birlik kanunuyla, tek bir merkezden idare edildiginden, zahmet, zorluk ve masraf o kadar azahr ki, butun meyvelerin buyumesi tek bir meyveye e§it olur. Demek merkezlerin <:;ogalmas1, her meyve i<:;in, say1ca butUn aga<:;taki meyveler kadar zahmet, masraf ve donamm gerektirir. Fark yalmz 6zu itiban iledir. Nas1! ki, bir tek askerin te<:;hizatm1 haz1rlamak i<:;in bir orduya gereken butun fabrikalar kadar fabrika laz1mdir ... Demek ki, idare tek bir elden olmazsa, zahmet -nicelik itiban ile-fertler say1smca artar. i§te her canh turunun yaratih§mda ve <:;ekip <:;evrilmesinde a<:;1k<:;a g6runen fevkalade kolayhk elbette Yaraticmm birliginin eseridir. Kisacasi: Aym cinsten, aym turden varhklann temel uzuvlanndaki munasebet ve benzerlikler, nasil ki tek bir Yaraticmm eseri olduklanm ispat eder. <:;unku kalemin ve damganm birligi bunu gerektirir. Aynen 6yle de, g6zle g6rulen bu mutlak kolayhk, her §eyin tek bir Yarahcmm eseri olmasm1 vucub derecesinde zorunlu kllar. Yoksa imkans1zhk derecesine <:;1kan bir zorluk, o varhk turunu yokluga gotururdu. Soziin Ozii: Cenab-1 Hakk'a isnat edilirse, butun e§yanm yaratlh§1 bir tek §ey gibi kolayla§1r. Eger sebeplere verilirse, her bir §eyin yarahh§l butun alemin yarahh§l kadar zor olur. Madem 6yledir, kainatta g6runen §U son derece ucuzluk ve g6z 6nundeki smirs1z bolluk, Cenab-1 Hakk'm birliginin damgasm1 gune§ gibi g6sterir. Eger elimize bolca ge<:;en yeryuzundeki §U sanath meyveler Vahid ve Ehad bir Zat'm mah olmasayd1, butun dunyay1 versek bile bir tek nan yiyemezdik. Onuncu Lem'a

Cenab-1 Hakk'm cemal tecellilerini g6steren hayat, nasil ki bir ehadiyet delilidir ve O'nun birliginin bir <:;e§it tecellisidir. Celal tecellilerini


YiRMi ii<iNci Soz 371

gasteren alum de O'nun birligine delildir. Evet, - 55 )'-\11 Jj1 ~j­ rnesela buyuk bir irrnagm kabarc1klan ve yeryuzundeki diger parlak, §effaf §eyler gune§in !§1gm1 yans1tarak onun varhgma §ahitlik ettikleri gibi, o damlalann ve §effaf §eylerin kaybolup gitmesinden soma, arkalanndan gelenlerin ustunde yine gune§in aksinin garunmesi, !§!gm tecellisinin ha§metle, noksans1z surmesi kesinlikle gasterir ki, sanup yanan, degi§ip tazelenen, gelip parlayan o misali gune§<:;ikler, panlt1lar, I§Iklar; baki, daimi, yuce ve tecellisi yak olmayan bir tek gune§in cilveleridir. Demek, o parlayan damlalar, garunmeleriyle ve vucuda gelmeleriyle gune§in varhgm1 bildirdigi gibi, yak olup gitmeleriyle de gune§in bekasm1, devam1m ve birligini gasteriyor. Aynen ayle de, §U kainatta ak1p giden §eyler, varhklanyla ve hayatlanyla Vacibu'lVucud'a, O'nun vucObiyet derecesindeki varhgma, ehadiyetine §ahit olduklan gibi; yokluga gitmeleriyle, alumleriyle de O'nun ezeli olu§Una, bekasma ve ehadiyetine §ahitlik ederler. Evet, gece ve gunduzun, k1§ ve yazm, as1rlann ve devirlerin degi§mesiyle, alum ve yokluk perdesinde yenilenen ve tazelenen guzel, sanath varhklar, elbette yuce, baki ve tecellisi daimi bir cemal sahibinin varl@m, bekasm1 ve birligini gasterir. 0 varhklann garunu§teki k1ymetsiz sebepleriyle beraber yak olup gitmesi ise o sebeplerin hic:;ligine ve bir perde olduguna i§arettir. $u hal kesinlikle ispat eder ki, bu sanatlar, nak1§lar ve cilveler, butun isimleri kutsi ve guzel olan Cemil-i Zulcelal'in tazelenen sanatlan, yeni bir §ekil alan nak1§lan, hareket eden aynalan, birbiri arkasmdan gelen damgalan ve hikmetle degi§en muhurleridir. Krsacasi: $u buyuk kainat kitab1, nasil ki Cenab-1 Hakk'm varhgma ve birligine delil olan yarahh§ kanunlanm bize ders veriyor. Aynen ayle de, o Zat-1 Zulcelal'in butun kemal, cemal ve celal vas1flanna §ahitlik eder. Kusursuz, noksansIZ Zat' mm kemalini ispatlar. <:;unku a9khr ki, bir eserdeki mukemmellik, onu meydana getiren fiilin mukemmelligine delildir. Fiilin mukemmelligi ismin mukemmelligine, ismin mukemmelligi s1fatmkine, s1fatm mukemmelligi sahibinin zatmdaki o s1fatm eseri olan icraatm mukemmelligine ve bu da onun zatma ait hususiyetlerin mukemmelligine sezgi yoluyla, zorunlu olarak ve ac:;1kc:;a i§aret eder. Mesela, nas1l ki kusursuz bir saraym mukemmel nak1§ ve suslemeleri, 55

"En yuce s1fatlar Allah'md1r." (Nahl suresi, 16/60)


372 SozLER

bir ustanm yapttg1 i§in mukemmelligini gosterir. i§in mukemmelligi, 0 ustanm maharetini, ustahk derecesini ifade eden unvan ve isimlerinin mukemmelligini ortaya koyar. Bunlar da o ustanm sanatma <lair s1fatlannm mukemmelligine i§aret eder. Bu ise o sanatm sahibinin "§uun-u zatiye" denilen, §ahsma ait kabiliyetlerinin mukemmelligini gosterir. Ve bu da o ustanm zatmm mukemmelliginin delilidir. Aynen oyle de, 56 ~ 1..5') j;, ayetinin smma mazhar olan, §U kusursuz alemdeki gbzle gorulen eserler ve §U muntazam kainattaki varhklarda §ahit olunan sanat, hukum ve iktidar sahibi bir Zat' m fiillerinin mukemmelligine a<:;1k<:;a delildir. Bu ise apa<:;1k bir §ekilde o Fail-i Zulcelal'in isimlerinin kemalini gosterir. 0 isimlerin kemali, zorunlu olarak onlann Sahibinin s1fatlarmm mukemmelligine delil ve §ahittir. S1fatlann mukemmelligi, §liphesiz, Sahibinin icraatmm kemalini bildirir. Bu ise, hakkalyakin 57 §ekilde, O'nun Zat'mm kemaline oyle delalet eder ki, kainatta gbrulen butun mukemmelliklerin, O'nun kemaline nispeten sonuk, zay1f bir golge gibi kald1gm1, o Zat'm kemalinin, celalinin ve cemalinin i§aretleri oldugunu gosterir.

__,fa

Giine§ler Kuvvetindeki On Birinci Lem'a $u muazzam kainat kitabmm en buyuk delili.. o yuce Kur'an'daki ism-i azamm aynas1.. kainat agacmm <:;ekirdegi ve en nurlu meyvesi.. alem saraymm gune§i.. islam aleminin nur sa<:;an dolunay1.. Cenab-1 Hakk'm rubO.biyetinin ve saltanatmm ilanc1s1.. ve §U kainatm ttls1m1nm hikmetli ka§ifi olan Efendimiz Muhammedu'l-Emin'in (aleyhissaldti.i vesselam); butun nebileri golgesi altma alan peygamberligi, butun islam alemini himayesine alan islamiyet yonu ve hakikat tabakalannda u<:;an butun nebi ve resOlleri, evliyay1, s1dd1klan, asfiyay1 58 ve hakikati delilleriyle bilen zatlan arkasma ahp, butun kuvvetiyle Allah'm birligini gosterip O'nun ehadiyetinin ar§ma yo! a<:;arak bildirdigi Allah' a iman ve ispatlad1g1 tevhid hakikatleri, On Dokuzuncu Soz' de tarif edilmi§ti. Acaba hi<:;bir vehmin ve §liphenin haddi var m1 ki bunlara perde olabilsin! Madem On Dokuzuncu Soz'de ve On Dokuzuncu Mektup'ta o 56 57

58

"(<;:evir de bak gozi.ini.i) gorebilir misin bir kusur?" (Mi.ilk sO.resi, 67/3) Marifet mertebesinin en yi.iksegi. Hakikati bizzat ya§ayarak gorme hali. Asfiya: Safiyet, takva ve kemal sahibi, peygamber varisi zatlar.


YiRMi IKiNci Soz 373

kesin delilin marifet kaynagmdan On Dort Re§ha ve On Dokuz i§aret ile, 0 zatm ttirlti mucizeleriyle beraber bunu klsaca, bir derece tarif ve beyan etmi§tik. Burada onunla yetinerek Cenab-1 Hakk'm birliginin kesin delili olan Peygamber Efendimiz'in (aleyhissa/6.W vesselam) dogruluguna §ahitlik eden esaslara i§aret suretinde, soztimtize bir salavat-1 §erife ile son veriyoruz: ,

/

I

~w,JI ~ ~ j ~1J.;. j j D~Y.-J ~ Y.-J ~ J~ 0A ~ j.-0 ~\ ~~.: ,\1 ~LO\ ';:,u.,A1, ~81 .i.UW'' .i.U~~ .i.U~ ~ LY: r. 3 jJ~1 J.:llhll, / / / 3 / 3 / 'LW , -1~

,,, , ·~,~~I ;; \.L;J1 ~.r-'3,. ~I '.o'll' .,.L;J\11 .:\.::..; 3 ~, -.ru; ..

iUtt-~3~,

1

._:;.;I~\~~ ~~~}j l~~~-~~j ~~I~ l?~b.JI ~~\j ~t;lj~I Jla>JI ~ / / 3

tl .JW1 ~\ / /

;;.;1,ti\\ / tkll / / u:idJJ1 3/ ;;,Y;

J/~ IC.: __ t\ / ;; / U\ Y'"' 3 ,Y; .

.JiS::.J I .i,:;_, ~ . J..::.. L.:l I ls t.;....;J I , ~ ,' . ;J t..;J I J ')\;:.\J I , , // .r r..J:. ,. , • • 3 3 r..J:. ,. / 3 ..

/

J~:~\1, J~:,\1,

I /

J .:,\1

/~ 3 /~ 3 /~

..u I; r..J:.· ;J Ll..J I .. ,. , ~: .._;')\..;j\ ·, tl .;;,~:~\\

..

•,

t c~L.~; lj,-·~"'I '-F'~11 ~ y

.J'

I,

/

/

r:.r-

/

/

~

, ;_,,...,,~t &~1 ..:'....::--~' 1"\11 ~~ u, ~ <f,\1,3 ~1 .Ii;.,~~ C.: , , . , 3 C3J , .. " J. ,. ~.c\1 '\, (;iLJ\ ;;,, ~ ,;~k'~ ,,~1) L$.' \;.,:, ~ u88:JI JW~ [_~ , , ,~ , J4"' JY ;3 Y3 , , , ;(jJ / 0

J':h u88:J1 . It. Jll5 ~\ / / ,.

~

~-;

/

/

0

.,_. r..J:...\,\L;J\ ..

~ /

/

/

)l

/

'-1.9 . ,' ~ .r: . / , , ,? .

;;;

l

)l

j~/ ~;;I\ j~/ ~\ 0u. J.,, / J' / •/ ;t\ JI' 45 :!'I\~ 45 \;.. ~ ''I\~ '~I\ ,-~ ,,. / , ..)"-": ..Y:.r-' , •.Y.J' ,,,,.,, ;:;

i /~ ~ I~ <\11 ,:\)1 .T <...)"' ~

~ ~ ~~ 3

\,

0

"

/

0

0

/ /

)l

. \.:,L '\.k:, 1-:·1 JI , ,. 1-:" ;;- 'Ll>

~

1

:;;

-L,~

;;_;;_.;,,

~

, Y._ ~

/

/

:;;

·I\.;.;., "I\

'-!:' / ·...;-'

)l

3

/

0

u8l.5:J\ / /

~

UD\ 14, u88:J1 .c\.:,L 01 t"' ° ,: u88:J1 -1~ , '. " ,y<l1 / / <Y, ~ 33 / .)-"' /

.

/

/

"

'

G1;~,,~\ .',"t..;u~'~L.:i.::..; 1~~\11 ~ .',,\11 \, tkJ11{~ .. :U11.:Ll.!\.:,L ---_,y-- 3 i '-f:'. r ~ . u-; , -T. u:. , r:-

,~ · ~,\1, ,.~~I~ :, ,. 'I-'\ ,~\ ~,~'\, ,. u: ~ lr.;",..r-' r

~',': .JLQ..,':JI J,1 , ·:: ~ ~81 .i.U~ .)~~ ..:.,1,' "l\j j, \11 ~b ~ u~I ~:1, ul) ~\ t :.~1 / / / ~ r....r J / / / ., r-' 3 / u-"\.;U

~

0

.jj;_ ;41 ~~~ ~j ~~8 ~~"11 ~i) ~ j~~! jJ,a.dl j~lhll ;;;;;. , .;.J L ;;;1-:., .di:- 4SLlu' ..u;;~ ' ~ l;. ~Ii.:. UJ\11, L,a;-\)1 ,Y2-'.3 ,Y3 ,.~3 .3 \/~ ~ -~ / J 3 J I

/

I,./.

/

59

/

,.

,,..,,.

....

......,...

/

/

/

tl -i,L.,·--!""~ 'f ~i;.,3 ~\ '1 ~I ~\~ 'f 0\ ~ I; ~.t ..:,LQ.., I J~, ..:,t:lJ,1 ; ·~ ;3 I/

,

I,

,

-------59

Allah1m! Senin varhgmm vucubiyetini ve birligini gosteren, Senin celal, cemal ve kemaline §ahitlik eden, dogru sozlu ve dogrulugu tasdik edilmi§ olan, dogru konu§an bir delil, nebilerin ve resullerin efendisi, onlann icma, tasdik ve mucizelerinin s1rrm1 ta§iyan, evliya ve s1dd1klann ittifak, tahkik ve kerametlerinin s1rnm


374

SOZLER

Giine§ler Kuvvetindeki On ikinci Lem'a

Yirmi ikinci Soz'un bu On ikinci Lem'as1 oyle bir hakikat denizidir ki, butun yirmi iki Soz, onun ancak yirmi iki damlas1d1r. Bu oyle bir nur kaynag1dtr ki, §U yirmi iki Soz, o gune§ten ancak yirmi iki panltid1r. Evet, yirmi iki adet Soz'un her biri, Kur'an'm semasmda birer yild12 gibi parlayan ayetlerden bir tekinin bir I§1g1, o Furkan'm denizinden akan bir ayetin trmagmdan sadece bir damla ve yuce bir hazine olan Allah'm kitabmda her biri cevherlerle dolu birer sand1k hukmundeki ayetlerden yalrnzca birinin bir tek incisidir. i§te On Dokuzuncu Soz'un On D6rduncu Re§ha'smda bir parc;a tarif edilen o Allah kelam1, ism-i azamdan, ar§-I azamdan, rubO.biyetin en buyuk tecellisinden inip ezeli ebede, yeri ar§a baglayacak bir geni§lik ve yucelik ic;inde, butun kuvvetiyle ve ayetlerinin butun kesinligiyle, tekrar tekrar 60_; ~1 ~1 (; der, butun kainati buna §ahit tutar. Evet, 61 ~~ ~~ j'IJ. _; ~~ ~~,'f Kur'an'a temiz bir kalb gozuyle baksan goreceksin ki, onun alb yonu de ic;ine hic;bir karanhk, dalalet, §llphe ve hile giremeyecek kadar

60

61

kendinde bulunduran, parlak mucizeler, ai:;1k harikalar, ara§hrilm1§ ve kendisini dogrulayan kesin deliller sahibi olan, zatmda k1ymetli 6zellikler bulunan, vazifesinde yuksek ahlak, §eriatmda yuce seciyelerin sahibi, Kur'an'1 indiren Allah'm, indirilen Kur'an'm ve kendisine Kur' an inen zatm icma1 ile; Rabbani vahyin ini§ yeri ... Gayb ve melekut alemini gezip dola§an, ruhlan goriip meleklerle arkada§hk eden, §ah1s, fur ve cins olarak kainatm kemalatmm numunesi, yarahh§ agacmm en nurlu meyvesi, hakkm kandili, hakikatin delili, rahmetin timsali, muhabbetin misali, kainatm tils1mmm ka§ifi, rububiyet saltanatmm ilanc1s1, §ahs-1 manevisinin i§aretiyle alemi yaratan Zat'm kainati yaratmasmdaki asil gaye ... Oyle bir §eriat sahibi ki, o §eriat, saglamhg1 ve dusturlarmm geni§ligiyle §unu gosterir: 0, kainatJ tanzim eden Zat'm diizenidir. Ve o Yarahcmm koydugu dusturlard1r. Evet kainatJ bu mukemmel duzen ile kim tanzim etmi§se bu giizel ve ustiin dinin sahibi de O'dur. Biz insanlarm efendisi, biz miiminlere iman yolunu gosteren, Abdullah ibni Abdulmiittalib'in oglu Muhammed' e (sallallahu aleyhi ve sellem) sonsuz salat ve selam et. O'na yer ve gokler durduki:;a en ustiin salavatlar ve en miikemmel selamlar olsun. i§te dogru sozlii ve dogrulugu tasdik edilmi§ olan 0 §ahit ve biitiin §ahitlerin huzurunda asirlann ve mekanlarm arkasmdan biitiin nesillere butiin kuvvetiyle son derece ciddiyetle, son derece huzur ve giiven ii:;inde tam ve miikemmel bir iman ile seslenip diyor ki: "$ehadet ederim ki Allah'tan ba§ka ilah yoktur. 0 birdir, O'nun ortag1 yoktur." "Allah, o hak Mabud'dur ki kendisinden ba§ka ilah yoktur." (Bakara suresi, 2/163, 255; AI-i imran suresi, 3/2, 6, 18; Nisa suresi, 4/87 ... ) Alem hep beraber "La ilahe ilia Hu" diyor.


YiRMi iKiNci Soz 375

parlak ve §effaftir. Bunlann hic_;biri onun ismet62 dairesine girecek yer bulamaz. (i.inki.i i.isti.inde mucizelik damgas1.. altmda ispat ve deli!.. arkasmda dayanak noktas1 olan halis, saf Rabbanl vahiy .. oni.inde iki cihan saadeti.. sagmda, akh konu§turup tasdikini saglama.. solunda vicdam §ahit tutarak teslimini tespit etme .. ic_;i, ac;1kc;a, saf Rahmani hidayet.. i.isti.i, gori.ildi.igi.i i.izere, halis iman nuru .. ve meyveleri, bizzat g6rdi.igi.imi.iz gibi, insanl kemal vas1flanyla donatilm1§ asfiya, hakikati delilleriyle bilen evliya ve s1dd1klar olan o gaybl lisanm sinesine kulagm1 yap1§tlnp dinlesen, derinden derine, gayet sevimli ve ikna edici, son derece ciddi ve ulvi, delillerle bezeli semavl bir ses i§iteceksin. 0 ses oyle kesin bir §ekilde 63yl> ~~ ~~ ~ der ve bunu tekrar eder ki, hakkalyakln derecesinde soyledigini, sana aynelyakln 64 gibi §i.iphesiz bir bilgiyle ifade ediyor ve feyiz veriyor. Soziin Ozii: ikisi de birer gi.ine§ olan Resul-u Ekrem (aleyhissaldta vesselam) ile hi.iki.imleri sapasaglam, sars1lmaz o Furkan ki; Biri: ~u g6ri.inen alemin lisam olarak bin mucize ic_;inde bi.iti.in peygamberlerin ve asfiyanm tasdikiyle, islamiyet ve peygamberlik parmaklanyla, bi.iti.in kuvvetiyle bir hakikati gosterir. Digeri: Gayb aleminin lisam hi.ikmi.inde, kirk c_;e§it mucizelik yoni.iyle, bi.iti.in yarahh§ kanunlannm tasdikiyle, hakkaniyet ve hidayet parmaklanyla, bi.iti.in ciddiyetiyle aym hakikate i§aret eder. Acaba o hakikat, gi.ine§ten daha parlak, gi.indi.izden daha ac;1k degil midir? Ey dalalete di.i§mi.i§ inatc;1 insanc1k! 65 HAgiYE Ate§b6ceginin l§tgmdan daha soni.ik kafa fenerinle nas1l §U gi.ine§lere kar§l gelebilirsin, onlara kay1ts1z kalabilirsin, onlan i.iflemekle sondi.irmeye c;ah§trsm? Ti.ih senin o inkarc1 akhna! Gayb aleminin ve g6ri.inen alemin o iki lisanmm, bi.iti.in alemlerin Rabbi ve §U kainatm Sahibi adma, O'nun hesabma soyledikleri sozleri ve davalanm nasil inkar edebilirsin! Ey bic_;are, sinekten daha aciz ve daha a§ag1 mahluk! Sen necisin ki, §U kainatm Sahib-i Zi.ilcelal'ini yalanlamaya yelteniyorsun! Gtinahs1zhk, masumiyet, §aibelerden annm1§ olmak. "Allah, o hak Mabud'dur ki kendisinden ba§ka ilah yoktur." (Bakara suresi, 2/163, 255; Al-i imran suresi, 3/2, 6, 18; Nisa suresi, 4/87 ... ) 64 Goztiyle gormil§ derecede kesin bir §ekilde bilmek. 65 HAgiYE Bu hitap, Kur' an' a dti§man olan insanadir.

62

63


376

SiiZLER

HATiME66 Ey akh uyamk, kalbi tetikte arkada§! Eger §U Yirmi ikinci Soz\in ba§mdan buraya kadar anlad1ysan, on iki "lem'a"y1 birden elinde tut. Binlerce elektrik lambas1 kuwetinde bir hakikat t§1gm1 bularak ar§-1 azamdan gelen Kur'an ayetlerine yapt§. Cenab-1 Hakk'm yard1mmm buragma bin, hakikatin semasma yuksel, Allah'm marifetinin ar§ma c;1k, 67 ~ 4~ ':l ili;.. j __:j ~l ~l ':l ~1 ~1 de ve ..;_,

,,

_r-:.

68J.;~

':]

~/

~/ " / _3 r...?'-'.. ~ jib j ~\

<:? Y' 3 ',,

J5

/

0

,

Lll i'3 J.LW1 i i d -r"~ ':] ~i;..'3 ;11 ~\• ~\• ':]

~~ ~* diyerek her §eyin / ustunde, bu buyuk alem ~esddinde Cenab-1 Hakk'm birligini ilan et!..

66 67 68

69

70

71

Sonsoz. ,':?ehadet ederim ki, Senden ba§ka ilah yoktur. Sen teksin, Senin ortagm yoktur. "Allah'tan ba§ka ilah yoktur. 0 birdir. Ortag1 yoktur. Mi.ilk tamamen O'nundur. Ezelden ebede her ti.irli.i hamd ve ovgi.i, §ilki.ir ve minnet O'na mahsustur ve O'na lay1kttr. Hayatt veren de, alan da O'dur. 0, ezeli ve ebedi hayat sahibidir. Bi.iti.in iyilikler O'na aittir; 0, yapilan her hayn kaydeder ve kar§thgm1 verir. O'nun her §eye gi.ici.i yeter ve hic;bir §ey O'na agir gelmez." (Bkz. Tirmizi, deavdt 36; Nesai, mendsik 163; ibni Mace, ticdrdt 40, mendsik 84) "Si.ibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32) "Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya di.i§er de bir kusur i§lersek bizi onunla hesaba c;ekme! Ey Rabbimiz! Bizden oncekilere yi.ikledigin gibi agir yi.ik yi.ikleme. Ey Rabbimiz! Takat getiremeyecegimiz §eylerle bizi yi.iki.imli.i tutma. Affet bizi, li.itfen bagi§la kusurlanm1z1, merhamet buyur. Sensin Mevlam1z, yard1mc1m1z, kafir topluluklara kar§t Sen yard1m eyle bize." (Bakara suresi, 2/286) "Ey Kerim Rabbimiz, bize hidayet verdikten soma kalblerimizi sapttrma ve katmdan bize bir rahmet bag1§la. ,':?i.iphesiz bagI§l bol olan Vehhab sensin Sen! Sen, geleceginde hie; §i.iphe olmayan bir gi.inde bi.iti.in insanlan bir araya toplayacaksm. Allah sozi.inden asla donmez." (Al-i imran sOresi, 3/8-9)


YiRMi iKiNci Soz 377

72

73

Allah1m! Alemlere rahmet olarak gonderdigin zata, onun biitiin al ve ashabma salat ve selam eyle. Ey merhamet edenlerin en merhametlisi, rahmetin hiirmetine bize ve O'nun iimmetine merhamet eyle, amin ... "Onlann dualan 'Hamd alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.' diye sona erer." (YU.nus sil.resi, 10/10)


++

J!titmt U~h~iii ~b: Bu Soz'iin iki bahsi var.

~jll~jll~\~ ~~ ~1 ~~;;5 pe ~f ~1 J0~~\ ns~ jj) 1

0l.;.JWzl\ I~.) 1.;.' / /

I'~,\ ~ lll ~\~ e y-4 (.;-!.,

BiRiNCi BAHiS imanm binlerce guzelliginden yalmz be§ini, be§ "nokta" ic;inde anlatacag1z. Birinci Nokta

insan, iman nuru ile "a'la-y1 illiyyin" e, yani mertebelerin en yuksegine c;1kar, cennete lay1k bir k1ymet ahr. Ve kuftir karanhg1 ile "esfel-i safilin"e, yani a§ag1lann en a§ag1sma dti§er, cehenneme mustahak hale gelir. <;unku iman, insam Sani-i Zulcelal'ine baghyor. iman bir bagdir. Oyleyse insan, iman sayesinde kendisinde gorunen ilahi sanatlar ve Cenab-1 Hakk'm isimlerinin nak1§larma gore bir k1ymet ahr. Kuftir ise o bag1 keser, insandaki Rabbani sanat gizlenir, k1ymeti de yalmz maddeden ibaret kahr. Madde fani, gec;ici oldugundan k1ymeti hie; htikmundedir. Bu s1m bir temsille anlatacag12: "Biz insam en mukemmel surette yaratt1k. Sonra da onu en a§ag1 dereceye du§ilrduk. Ancak iman edip guzel ve makbul i§ler yapanlar mustesna." (Tin silresi, 95/4-6)


YiRMi Uc;ONcO Soz 379

Mesela, insanlarm eserlerinde nasil ki maddl k1ymetle sanat k1ymeti ayn ayndir. Bazen ikisi e§ittir, bazen madde daha k1ymetlidir, bazen de be§ kuru§luk demir gibi bir maddede be§ lirahk sanat bulunur. Hatta bazen antika bir sanat eserine bir milyon k1ymet bic;ildigi halde, maddesi be§ kuru§ etmez. i§te oyle antika bir eser, antikacilar c;ar§1smda, harikalar gosteren, kadim ve pek hiinerli sanatkanna baglanarak, onun ad1yla ve sanabyla sergilense, bir milyon fiyata sabhr. Fakat kaba demirciler c;ar§1sma gidilse ancak be§ kuru§luk bir demir fiyatma ahc1 bulur. i§te insan, Cenab-1 Hakk'm boyle antika bir sanabdir. En nazik ve nazenin kudret mucizesidir ki, Cenab-1 Hak onu biitiin isimlerinin cilvesine, nak1§lanna mazhar ve kainata kii<;;iik bir misal suretinde yaratm1§br. iman nuru insanm ic;ine girse, iistiindeki biitiin manidar naki§lar o l§lkla okunur. Mumin, onlan §Uurla okur ve iman bag1yla okutur. Yani, "Sani-i Ziilcelal.'in sanatl1 bir eseriyim, mahlukuyum, O'nun rahmetine ve keremine mazhanm" gibi manalarla, insandaki Rabbanl sanat ortaya c;1kar. Demek, Yarabc1sma baglanmaktan ibaret olan iman, insandaki sanatm biitiin eserlerini goriiniir kilar. insanm k1ymeti, o Rabbani sanata goredir ve Samed Yarabc1smm aynas1 olmas1 itiban iledir. 0 halde, §U 6nemsiz insan, bu yoniiyle biitiin yaratilm1§larm iistiinde, Rabbine bir muhatap haline gelir ve O'nun cennete lay1k bir misafiri olur. Eger o bagm kesilmesinden ibaret olan kiifiir insanm ic;ine girse, Cenab-1 Hakk'm isimlerinin butiin o manidar nak1§lan karanhga gomuliir, okunmaz. Zira Sani unutulsa O'na bakan manevl taraflar da anla§ilmaz, insan adeta ba§ a§ag1 dii§er. 0 manidar, yiice sanatlann ve manevl, k1ymetli nak1§larm c;ogu gizlenir. Geri kalan ve gozle goriilen k1sm1 ise basit sebeplere, tabiata ve tesadufe verilip k1ymetten sonsuz derece dii§er. Her biri parlak birer elmas iken soniik birer §i§e olur. Kiymetleri yalmz hayvani olan maddeden ibaret kahr. Maddenin gayesi ve meyvesi ise, dedigimiz gibi, canhlarm en acizi, en muhtac1 ve en kederlisi oldugu halde, insanm k1sac1k bir 6miirde yalmz basit bir hayat gec;irmesidir. Sonra c;uriiyiip gider. i§te kufiir insanm mahiyetini boyle bozar, elmastan komiire c;evirir.


380 SozLER

ikinci Nokta iman, nas1l ki bir nurdur, insam l§iklandmyor; ustunde yaz1lm1§ olan, Samed Yarahcmm butun naki§lanm gosterip okutuyor. Aym §ekilde, kainati da aydmlahyor, gec;mi§ ve gelecek zamam karanhktan

ku~tanyor. ~u s1m, bir vakada J~ ..:;;LJkJI ~ ~ j4 \fa\ ~~\ ~j ~\ 2 ~_,JI

ayet-i kerimesinin bir sirrma dair gordugum bir temsille anlatacag1z: Haya!! bir vakada gordum ki, iki yuksek dag var, birbirine bak1yor. Aralarmda deh§etli bir kopru kurulmu§. Koprunun altmda pek derin bir dere ... Ben o kopn1nun ustundeyim. Dunyay1 da koyu bir karanhk kaplam1§. Sag taraf1ma bakhm, sonsuz bir karanhk ic;inde btiytik bir mezar gordtim, yani hayal ettim. Soluma bakhm, deh§et veren karanhgm dalgalan ic;inde dev firtmalar, gtirtiltti ve 1zdiraplar, felaketler haZ1rland1gm1 gortir gibi oldum. Koprtintin altma bakhm, gayet derin bir uc;urum gordtigumu zannettim. Bu deh§etli karanhk kar§1smda sontik bir cep fenerim vard1. Onu kulland1m, etraf1ma onun yanm yamalak 1§1g1yla bakhm. Bana pek muthi§ bir vaziyet gortindti. Hatta ontimdeki koprtinun ba§mda ve etrafmda oyle deh§etli ejderhalar, aslanlar, canavarlar vard1 ki, "Ke§ke §U cep fenerim olmasayd1, bu deh§eti gormeseydim!" dedim. Feneri hangi tarafa c;evirdiysem oyle deh§ete dti§ttim. "Eyvah, §U fener ba§1ma beladir" diyerek ona k1zd1m ve cep fenerimi yere c;arp1p kird1m. Adeta onun kmlmas1yla dtinyay1 l§1kland1ran btiytik elektrik lambasmm dtigmesine dokunmu§um gibi, karanhk birden yok oldu. Her taraf o lambanm 1§1g1yla doldu. Her §eyin hakikati gortindti. Bakhm ki, o gordtigtim koprti, gayet dtizgtin bir yerde, ova ic;inde bir caddedir. Sag tarahmda gordtigtim btiytik mezann, ba§tan ba§a gtizel, ye§il bahc;elerle c;evrili, ba§mda nuranl insanlarm bulundugu ibadet, hizmet, sohbet ve zikir meclisleri oldugunu fark ettim. Sol taraf1mdaki firtmah, gtirtilttilti, 1zd1raph zannettigim uc;urumlann ve zirvelerin ise stislti, sevimli, cazibeli daglarm arkasmda btiytik bir ziyafet, gtizel ve ytiksek bir seyir yeri oldugunu hayal "Allah iman edenlerin yard1mc1s1dir, onlan karanhklardan aydmhga <;:1kanr." (Bakara sO.resi, 2/25 7)


YiRMi Ut;DNCD

Soz

381

meyal se<;tim. Ve deh§etli birer canavar ve ejderha zannettigim varhklann uysal deve, okuz, koyun, ke<;i gibi ehil hayvanlar oldugunu gordum. 3 ~~~1 ~ ~ ~I diyerek ~ )4 \fa\ ~~\ j j ~I ~jll J~ s-'\~ llii1 ~ ayet-i kerimesini okudum', o hayall vakadan uyand1m. i§te o iki dag, hayatm ba§lang1c1 ile sonu, yani dunya ve berzah alemleridir. 0 kopru, hayat yoludur. Sag taraf ge<;mi§ zaman, sol taraf ise gelecektir. 0 cep feneri bencil, kendi bildigine guvenen ve semavi vahyi dinlemeyen insanm gururu, benligidir. Canavar zannedilen §eyler ise alemdeki hadiseler ve hayret verici varhklard1r. i§te benligine guvenen, gaflet ve dalalet karanhgma dO.§en adam §U vakadaki ilk halime benzer. 0 cep feneri hukmundeki kusurlu ve dalalete bula§mI§ bilgilerle ge<;mi§ zamam buyuk bir mezar §eklinde ve hi<;lige benzer bir karanhk i<;inde g6rur. Gelecegi ise gayet f1rtmah, tesadufe bagh, korku ve yalmzhk hissi veren bir yer zanneder. Her biri Hakim ve Rahim bir Zat' m itaatkar memurlan olan hadiseleri ve varhklan zararh birer canavar bilir, 4 s-'Wkll J~~jll ~ ~~ ..:..,jl1.l1fk~t?Ji1 3 ¢ ~~lj ayetindeki hukme mustahak olur. Eger Cenab-1 Hak'tan hidayet yeti§se, iman kalbine girse, nefsinin firavunlugu kmlsa ve Allah'm kitabm1 dinlese §U vakadaki ikinci halime benzeyecek. 0 vakit kainat birden gunduz rengini ahr, ilahl nur ile dolar. Alem 5 ~ j\Jij s-'1r-:i1 )) ~\ ayetini okur. insan, ge<;mi§ zamam buyuk bir mezar olarak gormez; belki kalb gozuyle her bir asirda bir peygamberin ya da velinin ba§mda bulundugu, kulluk vazifesini yerine ~etiren temiz ruhlardan ibaret cemaatlerin hayat vazifelerini bitirip 6 _r.5\ ~\ diyerek yuce makamlara u<;tugunu ve istikbal tarafma ge<;tigini gorur. Sol tarafma bakar; o iman nuruyla dag gibi baz1 berzah ve ahiret hadiselerinin, degi§imlerin arkasmda cennet baglarmdaki saadet

.J;

__)

4

r

,/

/

/

Li.itfettigi iman nurundan dolay1 hamdolsun Allah' a. "inkar edenlerin dostlan ise tagutlar olup onlan aydmhktan karanhklara gi:itilrilrler." (Bakara sD.resi, 2/257) "Allah gi:iklerin ve yerin nurudur." (ND.r sD.resi, 24/35) Sadece bi.iyilklilkte degil, hii;bir konuda e§i ve benzeri olmayan, ba§ka bir §ey Kendisiyle k1yas bile edilemeyecek yegane bi.iyilk, Allah'tir.


382 SOZLER

saraylannda kurulmu§ Rahmani bir ziyafet sofrasm1 uzaktan uzaga fark eder. F1rtma, zelzele ve salgm hastahk gibi hadiseleri itaatkar birer memur bilir. Bahar f1rtmas1 ve yagmur gibi, g6rurn1§te sert hadiselerin manen <;;ok tath hikmetlere vesile oldugunu gorur. Hatta olumu ebedi hayatm ba§lang1c1, kabri de baki saadetin kap1s1 bilir. Ba§ka noktalan da bunlara k1yasla, hakikati temsile uygula ... U~iincii Nokia

iman hem nurdur, hem kuwettir. Evet, hakiki imam elde eden adam kainata meydan okuyabilir ve imanmm kuvvetine gore, hadiselerin bask1smdan kurtulabilir. 7~I ..:.$j der, hayat gemisinde, hadiselerin daglar gibi yukselen dalgalan ic;inde tam emniyetle yolculuk yapar. BU.tun agirhklanm Kadir-i Mutlak'm kudret eline emanet ederek dunyadan rahatc;a gec;er, berzahta istirahat eder. Sonra da ebedi saadet dairesine girmek ic;in cennete uc;abilir. Fakat tevekkul etmezse dunyanm agirhklan uc;masma izin vermez, aksine, onu a§agilarm en a§ag1s1 olan seviyeye c;eker. Demek, iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkulu, tevekkul de iki cihan saadetini gerektirir. Fakat yanh§ anlama! Tevekkul, sebepleri tamamen reddetmek degildir. Aksine, onlan kudret elinin perdesi bilip sebeplere uymak, bunu da bir tur fiili dua kabul ederek neticeyi yalmz Cenab-1 Hak'tan istemek, O'ndan bilmek ve O'na minnettar olmaktan ibarettir. Tevekkul eden ve etmeyen insanm halleri §U hikayedekine benzer: Vaktiyle iki adam, hem bellerine hem ba§lanna agir yukler yuklenip bilet alarak buyuk bir gemiye binmi§ler. Onlardan biri biner binmez yukunu yere birakm1§, ustune oturup ona bekc;ilik etmeye ba§lam1§. Digeri hem ahmak hem gururlu oldugundan yukunu yere birakmam1§. Ona, "Agir yukunu yere b1rak, rahat et." dendiginde, "Yak, b1rakmayacag1m, belki ziyan olur. Ben kuwetliyim, mahm1 belimde ve ba§1mda ta§1yacag1m." demi§. 0 adama yine denilmi§ ki: "Sultan'm bizi ve seni ta§1yan §U emniyetli gemisi daha kuwetlidir, mahm daha iyi korur. Belki ba§m <loner,

J.9

"Allah' a tevekkill ettim. (Allah kerlm .. !)" (Hud suresi, 11/56)


YiRMi Uc;:DNCD Soz 383

yukunle beraber denize dil§ersin. Hem gittik<;e kuwetin hlkenir. ~u biikulmii§ belin, §U ak1ls1z ba§m iyice ag1rla§an o yiiklere gii<_;: yetiremeyecek. Kaptan da seni bu halde gorse ya divane deyip kovacak ya da 'Bu adam haindir, gemimizi itham ediyor, bizimle alay ediyor. Hapsedilsin!' diye emir verecektir. Hem herkese maskara olursun. <:;unkii dikkatlice bakanlarm nazarmda zay1fhg1 gosteren kibrinle, acizligi gosteren gururunla, riyay1 ve al<;akhg1 gosteren suniliginle kendini halka maskara yaptm. Herkes sana giiliiyor." Bu sozlerden soma obi<_;:arenin akh ba§ma gelmi§. Yiikiinii yere koyup iistiine oturmu§, "Oh, Allah senden raz1 olsun! Zahmetten, hapisten, maskarahktan kurtuldum." demi§. i§te ey tevekkiil etmeyen insan! Sen de bu adam gibi akhrn ba§ma al, tevekkiil et ki, biitiin kainata dilenci olmaktan, her hadise kar§ISmda titremekten, kendini begenmi§likten, maskarahktan, ahirette azaptan ve dunyadaki s1kmtilann hapsinden kurtulasm ...

Dordiincii Nokta iman, insarn insan eder, hatta sultan eder. Oyleyse insanm asil vazifesi iman ve duadir. Kufiir ise insarn gayet aciz, canavar bir hayvan yapar. $u meselenin binlerce delilinden yalrnz biri olan, hayvan ile insanm diinyaya geli§lerindeki farklar, bunu a<_;:1k ve kesin bir §ekilde ispat eder. Evet, insanhgm ancak iman ile miimkiin oldugunu, insan ile hayvanm diinyaya geli§indeki farklar gosterir. <:;unkii hayvan diinyaya, adeta ihtiyac1 olan her §eyi ba§ka bir alemde ogrenmi§ gibi, kabiliyetlerine gore miikemmel olarak gelir, yani gonderilir. Ya§amas1 i<_;:in gerekli biitiin §artlan, hayat kanunlanrn ve kainatla miinasebetini ya iki saatte ya iki giinde veya iki ayda ogrenir, beceri sahibi olur. Ser<_;:e veya an gibi bir hayvan, insanm yirmi senede kazand1g1, hayat i<;in gerekli kuweti ve pratik becerileri yirmi giinde elde eder, yani bunlar ona ilham olunur. Demek, hayvanm as1l vazifesi ogrenerek daha miikemmel hale gelmek, marifet kazanarak geli§mek veya aczini gostermekle yard1m istemek, dua etmek degildir. Onun vazifesi, kabiliyetine gore i§ini yapmak ve fiill kullukta bulunmaktir.


384

SOZLER

insan ise diinyaya geli§inde her §eyi ogrenmeye muhta<; ve hayat kanunlan hakkmda cahildir. Hatta bu kanunlan yirmi senede bile tamamen ogrenemez. 0, omriiniin sonuna kadar ogrenmeye muhta<;, gayet aciz ve zayif bir surette diinyaya gonderilmi§tir. Bir-iki senede ancak ayaga kalkabilir. Zarar ve menfaati ancak on be§ senede birbirinden aymr ve ancak toplum hayah sayesinde menfaatlerini elde edip zararlardan sakmabilir. Demek ki, insanm yaradd1§tan gelen vazifesi hayat kanunlanm ogrenerek geli§mektir, dua ile kulluktur. Yani, "Kimin merhametiyle boyle hikmetli bir §ekilde idare ediliyorum? Kimin comertligiyle boyle §efkatlice terbiye ediliyorum? Nasd bir Zat'm liituflanyla boyle nazh bir surette besleniyor ve <;ekip <;evriliyorum?" sorulannm cevabm1 bilmektir. Ve ancak binde birine elinin yeti§ebildigi ihtiya9anmn hepsini kar§dayan Rabbine, acizliginin ve faknnm lisaruyla yalvarmak, muhta<; oldugu §eyleri O'ndan istemek, O'na dua etmektir. Yani acz ve fakr kanatlanyla kullugun yiice makarnma rn;;makhr. Demek ki, insan bu aleme ilim ve dua vas1tas1yla miikemmellige ula§mak i<;in gelmi§iir. Mahiyet ve kabiliyet itiban ile her §ey ilme baghd1r ve biitiin hakiki ilimlerin esas1, madeni, nuru ve ruhu marifetullah, yani Allah'1 bilmek ve tammakhr. Bunun temel esas1 da Allah'a imand1r. Hem insan, sonsuz acizligiyle say1s1z belaya, hadsiz dii§manm hiicumuna maruz ve sonsuz faknyla beraber sm1rs1z ihtiya<;larla ku§ahlm1§ ve sonsuz arzularmm kar§ilanmasma muhta<; oldugundan, asd yaradd1§ vazifesi, imandan sonra duad1r. Dua, kullugun esas1d1r. 8 Nas1l ki bir 15ocuk, elinin yeti§medigi bir maksadm1, bir arzusunu elde etmek i<;in ya aglar ya da onu ister. Yani fiilen veya sozle, acizliginin diliyle dua eder, istegine ula§Ir. Aynen oyle de, insan biitiin canhlar alemi i<;inde nazik, nazenin, nazh bir 15ocuk hiikmiindedir. Rahman ve Rahim Rabbinin dergahmda ya zay1f11g1 ve acizligiyle aglamas1 ya da fakr ve ihtiyacm1 bilerek dua etmesi gerekir ki, istedikleri kendisine 8

Bakara suresi, 2/186; Mii'min suresi, 40/60; Furkan suresi, 25/77. Aynca "Dua, ibadetin oziidiir." (Tirmizi, deaudt 1) ve "Duanm kendisi ibadettir." (Tirmizi, tefsiru sure [2] 16) anlammda hadis-i §€rifler bulunmaktadir.


YiRMi U<;ONcO Soz 385

verilsin veyahut bunun §ilkrilnil eda etsin. 9 Yoksa bir sinekten korkup bagiran ahmak ve haylaz i;ocuk gibi, "Ben elde edilmesi milmkiln olmayan ve gilcilmiln bin kat ilstiindeki bu harika §eyleri kendi kuvvetimle elde ediyorum, onlan akhm ve idaremle kendime itaat ettiriyorum." deyip nankorli.ige sapmak insanm yaradil1§ gayesine zit oldugu gibi, onu §iddetli bir azaba milstahak eder. 10 Be§inci Nokta iman, duay1 kesin bir vesile olarak gerektirdigi gibi, insanm f1trah da onu §iddetle ister. Cenab-1 Hak da, "Duamz olmazsa ne k1ymetiniz var~" meaynde, 11 f5~~; :Jj J) ~ \~ L; j buyuruyor ve J,Y;\ 12~ ~i diye emrediyor. Eger dersen ki: Biri;ok defa dua ediyoruz, kabul olmuyor. Halbuki ayet umumidir, her duaya cevap verildigini bildiriyor. Bunun izah1 nedir? Cevap: Cevap vermek ayn, kabul etmek ayndir. Her duaya cevap verilir, fakat her duay1 kabul etmek, istenen §eyi aynen vermek Cenab-1 Hakk'm hikmetine tabidir. Mesela, hasta bir c;ocuk doktoru c;agmr. Doktor, "Buyur!" der, "Ne istiyorsun?" <;ocuk, "~u ilac1 ver bana." der. Doktor ise ya aynen i;ocugun istedigini ya da faydas1 ic_;in ondan daha iyisini verir. Belki de ilacm zararh oldugunu bilir, hie; vermez. i§te Cenab-1 Hak, Hakim-i Mutlak, her yerde hazir ve nam oldugundan kulun duasma cevap verir. Yalmzhk, korku ve kimsesizlik deh§etini, her yerde hazir bulunU§U ve her §eye cevap vermesiyle dostane bir hale c;evirir. Fakat insanm arzu ve heveslerinin zorlamas1yla istediklerini degil, hikmetinin gerektirdigi gibi, ya onun diledigini aynen ya da daha iyisini verir veyahut hie; vermez. Hem dua bir kulluktur. Kullugun neticeleri ahirete aittir. Di.inyevi maksatlar ise o tilr dua ve ibadetin vaktidir, gayesi degil. Mesela, yagmur namaz1 ve duas1 bir ibadettir. Yagmursuzluk o ibadetin vaktidir. 9 10

11

12

Hae suresi, 22/36. ibrahim suresi, 14/7. "(Resuliim!) De ki: (Kullugunuz ve) yalvarmamz olmasa Rabbim size ne diye deger versin?" (Furkan suresi, 25/77) "Bana dua edin, size cevap vereyim." (Mii'min suresi, 40/60)


386

SOZLER

Yoksa o ibadet ve dua, yagmurun yagmas1 ic;in degildir. Eger sirf bu niyetle yapilsa, o dua ve ibadet halis sayilmayacagmdan kabule lay1k olmaz. Mesela, gtinbahm1 ak§am namazmm vaktidir. Giine§ ve ay tutulmalan da "kiisuf ve husuf namazlan" denilen iki hususi ibadetin vaktidir. Yani gece ve gtindiiziin nurani ayetlerinin perdelenmesi13 Zat'mm biiyiikliigunii ilana vesile oldugundan, Cenab-1 Hak kullanm o vakitte ibadete davet eder. Yoksa o namaz -vakti ve ne kadar devam edecegi gokbilimcilerin hesab1yla zaten belli olan- ay ve giine§ tutulmalarmm sona ermesi ic;in degildir. Aynen bunun gibi, yagmursuzluk da yagmur namazmm vaktidir. Bela ve s1kmblann hiicumu ve zararh §eylerin insana musallat olmas1 ise baz1 dualarm hususi vaktidir ki, insan o vakitlerde aczini anlar, dua ve niyaz ile Kadir-i Mutlak'm dergahma s1gm1r. Eger c;ok dua edildigi halde belalar ortadan kalkmazsa, "Dua kabul olmad1." degil, "Duanm vakti sona ermedi." denmelidir. Cenab-1 Hak liituf ve keremiyle belay1 kaldmrsa -ki nur iistiine nur olur- duamn vakti biter, ilahi takdir yerine gelir. Demek, dua bir kulluk s1mdir. Kulluk ise halis bir §ekilde, sadece Allah ic;in olmah. 14 insan yalmz aczini ortaya koyup dua ile O'na s1gmmah, O'nun rububiyetine kan§mamah. idareyi O'na birakmah, O'nun hikmetine gtivenmeli, rahmetini itham etmemeli ... Evet, Kur' an ayetlerinin apac;1k beyamyla sabit olan, hakikatte her varhgm kendine has birer tesbihi, birer hususi ibadeti, secdesi bulundugu gibi; 15 bunlar biitiin kainattan Cenab-1 Hakk'm dergahma giden birer duadir. Bu dualar: • Ya kabiliyet diliyledir; biitiin bitkilerin dualan gibi. .. Her biri kendi kabiliyetinin lisamyla mutlak feyz, bereket ve bolluk sahibi Cenab-1 Hak'tan bir suret talep eder ve O'nun isimlerinin tecellisine ac;ikc;a mazhar olmak ister. 13

14

15

"Biz gece ve gilndiizii kudretimizi gosteren iki deli! kild1k. Gece delili olan ay1 sildik, gilndiiz delili olan giine§i aydmlahc1 yaphk." (isra suresi, 17/12) Kullugun s1rf Allah ic;;in yapilacagm1 belirten ayet-i kerimelerden bir k1sm1 ic;;in Fatiha suresi, 1/5; Nisa suresi, 4/146; En'am suresi, 6/162; A'raf suresi, 7/29 ... Varhgm tesbih, secde ve ibadetlerine dair ayet-i kerimelerden bir k1sm1 ic;;in Nahl suresi, 16/49; isra suresi, 17/44; Meryem suresi, 19/93; Hae suresi, 22/18 ...


YiRMi Oc:uNcD Soz 387

• Ya fztrf ihtiya<; diliyledir; bi.Hun canhlarm, guc;:lerinin yetmedigi zaruri ihtiyac;:lan ic;:in dualand1r ... Her bir canh o f1tri ihtiyacm lisamyla mutlak c6mertlik sahibi, c;:ok ihsan eden Yarahczsmdan hayatmz devam ettirmek ic;:in bir tur nz1k hukmunde baz1 §eyler ister. • Veya c;aresizlik diliyle bir duadzr ki, c;:aresiz kalan her bir canh, kesin bir iltica ile dua eder, bilmedigi bir koruyucuya s@mr, belki Rabb-i Rahim'ine y6nelir. Bu uc;: c;:e§it dua, bir mani olmazsa daima makbuldur. • Dorduncu <;e§it -ki en me§hurudur- bizim duam1zd1r. Buda iki k1s1md1r: Biri fiil ve ha! ile, digeri kalb ve s6z iledir. Mesela sebeplere uymak, fiili bir duad1r. Sebeplerin bir araya gelmesi, neticeyi meydana getirmek ic;:in degil, ha! diliyle neticeyi Cenab-1 Hak'tan istemek ic;:in, O'nun raZI olacag1 bir vaziyet almakt1r. Mesela c;:ift surmek, rahmet hazinesinin kap1sm1 c;:almakhr. Bu tur fiili dua, mutlak c6mertlik ve bol ihsan sahibi Cenab-1 Hakk'm isim ve unvanlanna bakhgmdan buyuk c;:ogunlukla kabul edilir. ikinci k1s1m ise dille, kalbden dua etmektir. Elinin yeti§medigi bir kzs1m arzulan istemektir. Bunun en muhim tarafi, en guzel gayesi, en tath meyvesi §Udur: Dua eden insan anlar ki, kalbinden gec;:enleri i§iten, her §eye eli yeti§en, her bir arzusunu yerine getirebilecek, acizligine merhamet g6sterecek ve faknndan dolay1 ona yard1m edecek biri var. i§te ey aciz ve fakir insan! Dua gibi, rahmet hazinesinin anahtan ve tukenmez bir kuvvetin kaynag1 olan bir vesileyi elden bzrakma. Ona yap!§, insanhgm en yuksek makamma c;:1k. Bir sultan gibi butun kainatm dualanm kendi duanm ic;:ine al! Butun alemi temsil eden bir kul ve umumi bir vekil gibi 16 ~.r./ < il~)j de, kainatm guzel bir takvimi1 7 ol! ,

16 17

"Yalmz senden medet umanz." (Fatiha suresi, 1/5) Ahsen-i takvim: insamn yarahh§mm en glizel surette olmas1. Bkz. Tin suresi, 95/4.


iKiNCi BAHiS insanzn saadet ve hilsraninin sebeplerini izah eden be§ "nilkte"den ibarettir.

insan ahsen-i takvimde, yani en guzel surette yaratild1g1 ve kendisine gayet geni§ bir kabiliyet verildigi i<;;in, a§agilann a§ag1s1 olan "esfel-i safilin" seviyesinden ta yukseklerin en yuksegi "ala-y1 illiyyin"e, 18 yerden ar§a, zerreden gune§e kadar dizilmi§ makamlara, mertebelere, derecelere <;;1kabilecegi ya da seviyelere dll§ebilecegi bir imtihan meydanma atilm1§hr. Onunde sonsuz ah;ahp yukselebilecegi iki yol1 9 a<;;ilm1§ ve insan bir kudret mucizesi, yaratil1§m neticesi ve bir sanat harikas1 olarak §U dunyaya gonderilmi§tir. i§te insanm bu muthi§ yukseli§ ve ali;;ah§mm s1rnm be§ "nukte" de anlatacag1z. Birinci Niikte insan, kainattaki i;;ogu varhk turune muhta<;; ve onlarla alakahd1r. ihtiyai;;lan alemin her tarafma dag1lm1§, arzulan ebede kadar uzanm1§tir. Bir <;;i<;;egi istedigi gibi, koca bir bahan da ister. Bir bahi;;eyi arzu ettigi gibi, ebedi cenneti de arzu eder. Bir dostunu gormeyi a§k ve §evkle diledigi gibi, Cemil-i Zulcelal'i g6rmeyi de arzular. Ba§ka bir yerdeki sevdigini ziyaret etmek i<;;in oranm kap1sm1 ai;;maya muhta<;; oldugu gibi, dostlarmm berzah alemine go<;;mll§ yuzde doksan dokuzunu ziyaret etmek ve ebedl aynhktan kurtulmak i<;;in, koca dunyanm kap1sm1 kapayacak, hayret verici §eylerin bir mah§eri olan ahiretin kap1sm1 ai;;acak, dunyay1 kaldmp yerine onu kuracak ve koyacak bir Kadir-i Mutlak'm dergahma s1gmmaya da muhtai;;tir. i§te §U vaziyetteki insana hakiki Mabud, yalmz her §eyin dizgini 18

19

Tin suresi, 95/4-6. "~i.iki.ir" ya da "ki.ifi.ir" yolu (Dehr suresi, 76/3); "iki yol (hayir ve §er yolu)" (Beled sliresi, 90/10}; "ki.iti.ili.ik" ya da "takva" yolu (~ems suresi, 91/8}; "en kolay yo!" ya da "en gilt; yo!" (Ley! suresi, 92/5-10).


YiRMi Or,:uNcu Soz 389

elinde, her §eyin hazinesi katmda bulunan, her yerde hazir ve nazir, mekandan miinezzeh, aczden uzak, kusurdan mukaddes, noksanhktan yiice bir Kadlr-i Ziilcelal, bir Rahlm-i Ziilcemal, bir Haklm-i Ziilkemal olabilir. <.;:unkii insanm smirs1z ihtiyac:;lanm ancak sonsuz kudrete ve her §eyi ku§atan ilme sahip bir Zat kar§1layabilir. Oyleyse ibadet edilmeye lay1k yalmz O'dur. i§te ey insan! Eger yalmz O'na kul olursan butt.in varhklann iistiinde bir makam kazamrsm. Kulluktan yiiz c:;evirirsen aciz varhklara alc:;ak bir kul olursun. Eger kendine ve kuvvetine giivenip tevekkiil ve duay1 birakir, kibre ve benlik davasma saparsan, o vakit iyilik ve bir §ey var etme yoniinden, andan ve karmcadan daha a§ag1, 6riimcekten ve sinekten daha zay1f dii§ersin. ~er ve tahrip y6niinden ise bir dagdan daha agir, vebadan daha zararh olursun. Evet, ey insan! Senin iki yiiziin var: Biri icat, varhk, hayir, miispet ve fiil yiiziindiir. Digeri ise tahrip, yokluk, §er ve inkar mahiyeti ta§lyan, tesir altmda kalan yiiziindiir. Birincisi itiban ile andan, serc:;eden daha a§ag1; sinekten, 6riimcekten daha zay1fsm. ikinci yiiziinle ise daglan, yerleri, gokleri gec:;ersin. Onlann yiiklenmekten c:;ekindigi ve bu hususta acizliklerini gosterdigi bir yiikii kaldmrsm. 20 Onlardan daha geni§, daha biiyiik bir daireyi ku§ahrsm. <.;:unkii sen yalmz elinin ula§hg1, giiciiniin yettigi kadar iyilik yapabilir ve bir §ey var edebilirsin. Fakat fenahk yapsan ve bir §eyi tahrip etsen, fen ah gm haddini a§ar ve tahribin gittikc:;e yay1hr. Mesela, kiifiir bir fenahktir, tahriptir, tasdik etmemedir. Fakat o tek giinah, biitiin kainati, Cenab-1 Hakk'm biitiin isimlerini ve biitiin insanhg1 hor g6rmeyi, a§agilamay1 da ic:;inde ta§ir. <.;:unkii §U varhklann yiice bir makam1, miihim bir vazifesi vardir; onlar Cenab-1 Hakk'm birer mektubu, isimlerinin aynas1 ve O'nun memurlandir. Kiifiir ise onlan vazife g6rme, ayna ve manidar birer yaz1 alma makammdan dii§iiriir, abes ve tesadiifiin oyuncag1 seviyesine, yokluk ve aynhgm tahribiyle c:;abuk bozulup degi§en fani maddeler konumuna, k1ymetsizlik ve hic:;lik mertebesine indirir. Aym §ekilde, biitiin kainatta ve varhklann aynasmda nak1§lan, cilveleri ve giizellikleri g6riinen ilahl isimleri inkar ile degersiz gosterir. 20

Ahzab suresi, 33/72.


390 SOZLER

Ve insan denilen, Allah'm blitun kutsi isimlerinin cilvelerini guzelce ilan eden manzum hikmet kasidesini, baki bir agacm donammm1 ic;eren c;ekirdek misali a9k bir kudret mucizesini ve emanet-i kubray1 21 yuklenmekle yerlerden, goklerden, daglardan ustun olan ve meleklere kar§l ustunluk kazanan yeryuzunun halifeligi mertebesinin sahibini; en a§ag1, fani hayvandan daha a§ag1, daha zay1f, daha adz, daha fakir bir seviyeye atar. Ve manas1z, karmakart§lk, c;abuk bozulan adi bir levha konumuna indirir. Soziin Ozii: Nefs-i emmare22 tahrip ve §er yonunden sonsuz cinayet i§leyebilir, fakat bir §ey var etme ve hayir yonunden iktidan pek azdir, smirhd1r. Evet, insan bir evi bir gunde harap eder, yuz gunde yapamaz. Arna bencilligi ve gururu biraksa, hayir ve varhk ic;in Cenab-1 Hak'tan yard1m istese, §erden, tahripten ve nefsine guvenmekten vazgec;se, istigfar ederek tam kul olsa 23 s-'~ ff~~\ j~ smma eri§ir. Ondaki sonsuz §er kabiliyeti, sonsuz hayir k~biliyetine cloner. insan "ahsen-i takvim" klymetini ahr, yukseklerin en yuksegi mertebeye 9kar. i§te ey gafil insan! Cenab-1 Hakk'm lutfuna ve keremine bak: Adalet, gunah1 bir iken bin yazmak, sevab1 ise bir yazmak veya hie; yazmamak oldugu halde; bir gunah1 bir yazar, bir sevab1 ise on, bazen yetmi§, bazen yedi yuz, bazen de yedi bin yazar. 24 .<:?u nukteden anla ki, o deh§et veren cehenneme girmek amelin kar§1hg1 ve tam adalettir, cennete girmek ise tamamen Allah'm lutfudur. ikinci Niikte

insanm iki yuzu var. Biri benligi yonunden bu dunya hayatma, digeri kullugu yonunden ebedi hayata bakar. Birinci yuzuyle insan oyle c;aresiz bir varhkhr ki, sermayesi yalmz bir sac:; teli gibi zay1f bir cuzi irade, smirh bir c:;abadan ibaret bir iktidar, c;abuk sonen bir panlt1 hukmunde bir hayat, hemen gec;en 21 22 23

24

Ahzab sO.resi, 33/72. Nefs-i emmare: insam daima kotii!Uge sevk eden nefis. "Allah onlarm kotiiliiklerini iyiliklere, giinahlanm sevaplara i;evirir." (Furkan sO.resi, 25/70) Giinah bir yazild1g1 halde, sevabm on kattan yedi yiiz kata kadar yazild1gma dair En' am sO.resi, 6/160; Buhar!, fmdn 31; Muslim, fmdn 206, 207.


YiRMi Ur,:iiNcii Soz 391

bir muddet<;ik omur ve <_;abuk <;iiruyen kii<;iik bir cisimdir. Bu haliyle insan, kainatm tabakalanna serilmi§ say1s1z varhk turunun hesaps1z fertleri i<_;inde nazik, zay1f bir fert olarak bulunuyor. ikinci yuzuyle ise insanm, bilhassa kulluga bakan acizligi ve fakn yonunden, pek geni§ bir mahiyeti, pek buyuk bir onemi var. <:;unku Fahr-1 Hakim, insanm manevl mahiyetine smirs1z bir acz ve fakr koymu§tur ki, kudreti sonsuz bir Kadlr-i Rahlm'in ve serveti sm1rs1z bir Ganiyy-i Kerlm'in hadsiz tecellilerini gosteren geni§ bir ayna olsun. Evet, insan bir <_;ekirdege benzer. Nas1l ki, <_;ekirdege toprak altmda <_;ah§IP 0 dar alemden <;1kmas1 ve geni§ hava alemine ge<_;erek Yarahc1smdan kabiliyet diliyle bir aga<; olmay1 isteyip kendine lay1k bir mukemmellige ula§mas1 i<_;in, kudret tarafmdan manevl ve muhim bir donamm, kader tarafmdan ince ve k1ymetli bir program verilmi§tir. Eger o <;ekirdek, mahiyetinin bozuklugu sebebiyle, ona verilen manevl donamm1 toprak altmda baz1 zararh maddeleri toplamak i<_;in sarf etse, o dar yerde, k1sa bir zamanda faydas1z bozulup <_;iiruyecektir. Fakat J!_tj 25 (..S)Jij ~\ ayetindeki yarahh§ kanununa uyup manevl donammm1 guzelce clegerlendirse 0 dar aJemden <_;Ikacak, meyveJi koca bir aga<_; olacak ve kii<;iicuk, cuzl hakikati ve manevl ruhu, buyuk ve kulll bir hakikat suretini alacaktir. i§te aynen bunun gibi, insanm mahiyetine de kudret tarafmdan muhim bir donamm ve kader tarafmdan k1ymetli programlar yerle§tirilmi§tir. Eger insan, §U dar yeryuzu aleminde, dunya hayah toprag1 altmda o manevl donammm1 nefsinin kotu heveslerine sarf etse <_;iiruyen bir <_;ekirdek gibi, az bir lezzet i<;in k1sa bir omurde, dar bir yerde, s1kmhh bir halde <;iiruyup bozularak manevl sorumlulugu bedbaht ruhuna yuklenecek ve §U dunyadan oylece go<_;up gidecektir. Eger o kabiliyet c;ekirdegini kulluk toprag1 altmda islamiyet suyuyla, imanm I§1g1yla terbiye ederek Kur'an'm emirlerine uysa, manevl donammm1 hakiki gayelerine yoneltse, elbette misal aleminde ve berzahta dal budak salacak ve ahiret hayatmda, cennette smirs1z kemalata vesile olup nimetler verecek baki bir agacm, claim! bir hakikatin ozunu 25

"Taneleri ve c:;ekirdekleri c:;atlatip yararak (her §eyi geli§me yoluna koyan) Allah'tir." (En' am sO.resi, 6/95)


392

SOZLER

saklayan k1ymetli bir c;ekirdek, parlak bir makine ve bu kainat agac1nm mO.barek, nurlu bir meyvesi olacaktir. Evet, hakiki yO.kseli§, insana verilen kalb, sir, ruh, ak1l, hatta hayal ile diger duygu ve kabiliyetlerin yO.zO.nO. ebedl hayata c;evirerek her birinin kendine lay1k hususi bir kulluk vazifesiyle me§gul olmasm1 saglamakhr. Yoksa dalalet ehlinin zannettigi gibi, dunya hayatmm bO.tO.n inceliklerine girmek ve her c;e§it zevkini, hatta en bayag1sm1 bile tatmak ic;in bO.tO.n latifelerini, kalbini ve akhm nefs-i emmarenin emrine verip ona yard1mc1 ktlmak yO.kseli§ degil, alc;almakt1r. ~u

hakikati hayali bir vakada, §Oyle bir temsilde gordiim:

BO.yuk bir §ehre giriyordum. Bakttm ki, o §ehirde bO.yO.k saraylar var. Baz1 saraylann kap1smda pek c;ok §enlik, parlak bir tiyatro gibi dikkati c;eken, herkesi eglendiren bir cazibe g6r0.n0.yordu. Dikkat ettim, o saraym efendisi kap1ya gelmi§, bir kopekle oynuyor, onun oynamasma yard1mc1 oluyordu. Hammlar yabanc1 genc;lerle tath sohbetler ediyordu. Yeti§kin k1zlar da c;ocuklan oynahyordu. Kap1c1 ise onlara kumandanhk eder gibi bir akt6r tavn almi§h. 0 vakit anlad1m ki, o koca saraym ic;i bombo§ ... Hassas vazifeler hep sahipsiz kalmt§. Saraydakilerin ahlak1 bozulmu§, o yuzden kap1da bu hali almi§lar. Soma oray1 gec;tim, bO.yO.k bir saraya daha rast geldim. G6rd0.m ki, kap1da uzanmt§ vefah bir k6pek, ciddi, sert, sakin bir kap1c1 ve s6n0.k bir vaziyet var. Nic;in oras1 6yle, buras1 boyle diye merak ettim, ic;eri girdim. Bakhm ki ic;erisi c;ok §enlik ... Saray sakinleri O.st 0.ste dairelerde, ayn ayn hassas vazifelerle me§guldu. Birinci dairedeki adamlar saraym idaresini saghyor, O.sllindeki dairede k1zlar ve c;ocuklar ders okuyordu. Daha O.stte hammlar gayet ho§ sanatlarla, gO.zel nakt§larla ugra§tyordu. En yukanda ise saraym efendisi, padi§ahla g6r0.§UP halkm rahatm1 saglamak ve kendi kemalah, yO.kseli§i ic;in ona has, yO.ce vazifelerle me§guldti. Onlar beni goremedikleri ic;in "Yasak!" demediler, gezebildim. Soma c;ikhm, etraf1ma bakhm. 0 §ehrin her tarafmda bu iki c;e§it saraydan vard1. Sordugumda, "O kap1smda §enlik olan ic;i bo§ saraylar, kafirlerin ileri gelenlerinin ve dalalet ehlinindir. Digerleri ise namuslu MO.sluman bO.yO.klerinindir." dediler. Soma bir k6§ede bir saraya daha rastlad1m. Ostunde "Said" ismini g6rdum, merak ettim. Daha dikkatli bakmca, 0.stO.nde suretimi


YiRMi Uc;ONCD Soz 393

gbrdugumu sand1m. <:;ok §a§ird1g1mdan, bagmnca akhm ba§1ma geldi, ay1ld1m. i§te §U hayall vakay1 sana tabir edecegim. Allah hayretsin ... 0 §ehir, insanhgm toplum hayah ve bugunku medeniyetin bir §ehridir. 0 saraylann her biri birer insandir. Saray sakinleri ise insandaki gbz, kulak, kalb, sir, ruh, ak1l gibi latifeler ile nefis, onun kbtu arzulan, §ehvet ve bfke hissi gibi §eylerdir. Her insanda her bir latifenin ayn ayn kulluk vazifeleri, ayn ayn lezzetleri, elemleri var. Nefis, kbtu arzular, §ehvet ve ofke birer kap1c1 ve temsildeki kap1da duran kbpekler hukmundedir. i§te o yuksek latifeleri nefse ve onun kbtu arzulanna teslim etmek ve onlara as1l vazifelerini unutturmak, elbette alc:;almakhr, yukselme degil. Bu temsilin diger noktalanm sen tabir edebilirsin. U~iincii Niikte

insan, fiil ve amel ybnunden, maddi c:;abas1 itiban ile zay1f bir hayvan, aciz bir varhkhr. Bu ybndeki tasarruf dairesi ve sahipligi o kadar dardir ki, ancak elinin yeti§ebildigi yere kadard1r. Hatta dizginini insanm eline veren ehil hayvanlar, onun zaydl1gmdan, aczinden ve tembelliginden birer hisse ald1klan ic:;in yabani emsalleriyle k1yasland1klannda buyuk fark gbrullir; ehil kec:;i ve okuz ile yabani kec:;i ve okuz arasmdaki fark gibi. .. Fakat aym insan infialleri, kabulleri, duas1 ve yakan§1yla §U dunya hanmda aziz bir yolcudur. Ve byle bir Kerim'e misafir olmu§tur ki, o Zat sonsuz rahmet hazinelerini insana ac:;m1§hr. Sanatla yaratt1g1 hadsiz varhklanm, hizmetkarlanm onun emrine vermi§ ve o misafirinin gezmesi, seyretmesi ve faydalanmas1 ic:;in oyle buyuk bir daire ac:;1p haz1rlam1§hr ki, o dairenin yanc:;ap1, yani merkezden c:;evre c:;izgisine kadar gozun ula§hg1 miktar, belki hayalin gitt@ yere kadar geni§ ve uzundur. l§te eger insan benligine dayamp dunya hayatm1 asil gaye yaparak gec:;im derdiyle, baz1 gec:;ici lezzetler ic:;in c:;ah§sa gayet dar bir daire ic:;inde bogulur gider. Kendisine verilen butun donamm, uzuvlar, latifeler ondan §ikayet ederek mah§erde aleyhinde §ahitlik yapacak ve davac1 olacakhr. 26 26

Fussilet suresi, 41/20-21; Yasin suresi, 36/65.


394 SozLER

Fakat insan kendini diinyada misafir bilse, 6milr sermayesini misafir oldugu Kerim lat' m izni dairesinde sarf etse oyle geni§ bir dairede uzun, ebedi bir hayat ic;in giizelce ~!§Ir ve ferah bulup istirahat eder. Soma fila-y1 illiyylne, yani en ytiksek mertebelere kadar c;1kabilir. Hem insana verilen biitiin bu donamm ve uzuvlar, ondan memnun olarak ahirette lehinde §ahitlik eder. Evet, biitiin bu harika donamm, insana §U onemsiz, gec;ici diinya hayati ic;in de§il, pek miihim, baki bir hayat ic;in verilmi§tir. c.;:unkil insam hayvana k1yaslarsak gorilrilz ki, o, donamm1 ve uzuvlan itiban ile c;ok zengindir. Hayvandan yilz derece iistiindiir. Diinya hayatmm lezzetini tatmakta ve hayvanca ya§ay1§ta ise yilz derece a§ag1 dii§er. Zira ald1g1 her lezzette binlerce elemin izi vardir. Gec;mi§ zamanm elemleri, gelecek zamanm korkulan ve her bir lezzetin de bir gun yok olacagm1 bilmenin kederi, onun zevklerini bozuyor ve lezzetinde bir iz birak1yor. Fakat hayvan oyle degildir. Elemsiz bir lezzet ahr, kedersiz bir zevk hisseder. Onu ne gec;mi§ zamanm elemleri incitir ne gelecek zamanm korkulan iirkiitiir. Rahatc;a ya§ar, yatar ve Hahk'ma §iikreder. Demek, "ahsen-i takvim" denilen en giizel surette yaratilan insan, her §eyini diinya hayatma sarf etse, sermaye bak1mmdan hayvandan yiiz derece yiiksek oldugu halde, serc;e gibi bir canhdan yiiz derece a§ag1 dii§er. Ba§ka bir yerde bu hakikati bir temsille anlatm1§hm. Miinasebet geldi, o temsili tekrar ediyorum: Bir adam bir hizmetkarma on altm verip, "Hususi bir kuma§tan kendine bir kat elbise diktir." diye emreder. Bir ba§ka hizmetkarma da bin altm verir, cebine ic;inde baz1 §eyler yaz1h bir pusula koyar ve onu bir pazara gonderir. ilk hizmetkar, on altmla k1ymetli bir kuma§tan mukemmel bir elbise ahr. ikincisi ise divanelik edip 6nceki hizmetkara bakarak cebine konulan hesap pusulasm1 okumaz. Bir diikkanc1ya bin altm vererek bir kat elbise ister. insafs1z diikkanc1 da ona kuma§m en c;iirilgiinden bir kat elbise verir. 0 bedbaht hizmetkar, efendisinin huzuruna gelir ve §iddetli bir ceza gorilr, deh§etli bir azap c;eker. i§te az1c1k §UUru olan anlar ki, ikinci hizmetkara verilen bin altm bir kat elbise almak ic;in degil, milhim bir ticaret ic;indir. Aynen bunun gibi, insandaki manevi donamm ve latifelerin her


YiRMi UcDNcD Soz 395

biri hayvana nispeten yuz derece geli§mi§tir. Mesela insanm, guzelligin butun mertebelerini fark eden gozu, yiyeceklerin c.;e§it <.;e§it butun has lezzetlerini birbirinden ay1ran dilindeki tat alma duyusu, hakikatlerin butun inceliklerine nufuz eden akh ve mukemmelliklerin her c.;e§idine arzu duyan kalbi gibi uzuvlan, donamm1 nerede ... Hayvanm pek basit, yalmz bir-iki mertebe geli§mi§ uzuvlan nerede!.. Yalmz §U kadar fark var ki, hayvanm kendine has bir i§te -sadece o hayvanda bulunan- bir kabiliyeti daha c.;ok geli§mi§tir. Fakat bu, hususidir. insanm donamm yonunden zenginliginin s1rn §Udur: Akh ve fikri sayesinde kabiliyetleri, duygulan fazla a<,;1ga c,;1km1§ ve geli§mi§tir. ihtiyac,;lannm c.;oklugu sebebiyle turlu turlu hisleri ortaya 9km1§ ve hassasiyeti c.;e§itlenmi§tir. Yaradil1§1mn ku§ahc1hg1 itiban ile pek c.;ok maksada yonelen arzulara sahip olmu§ ve pek c.;ok fitri vazifesi bulunmas1 sebebiyle uzuvlan ve donamm1 c.;ok geli§mi§tir. Ve her c.;e§it ibadete musait bir f1tratta yaratild1g1 ic.;in, insana butun kemal vas1flannm tohumlanm saklayan bir kabiliyet verilmi§tir. i§te donamm bak1mmdan zenginlik ve sermayece bu derece bolluk, elbette §U onemsiz, gec,;ici dunya hayatm1 elde etmek ic.;in verilmemi§tir. insanm as1l vazifesi, sonsuz maksatlara yonelik sorumluluklanm yerine getirip aczini, faknm ve kusurunu kulluguyla ilan etmek, engin bir nazarla varhklann tesbihahm seyredip onlara §ahitlik etmek, nimetler ic,;inde Rahman'm yard1mlanm gorup §ilkretmek ve sanatl1 varhklarda O'nun kudret mucizelerine bakarak ibret nazanyla tefekkur etmektir. Ey dunyaya tutkun, dunya hayatma a§Ik ve ahsen-i takvim Sirnndan gafil insan! Eski Said §U dunya hayatmm hakikatini hayali bir vakada gormil§til. Onu Yeni Said' e dondilren §U temsili vakay1 dinle: Gordum ki, ben bir yolcuyum; uzun bir yola gidiyor, bir yere gonderiliyorum. Efendim olan zat, bana ay1rd1g1 altm1§ altmdan bir miktan azar azar veriyordu. Ben de onlan harcay1p pek eglenceli bir hana geldim. 0 handa, bir gecede on alt1m kumara mumara verdim, eglence ve §6hret ic.;in harcad1m. Sabahleyin elimde bir §ey kalmamI§h. Bir ticaret yapamad1m. Gidecegim yer ic,;in bir ma! alamad1m. 0 altmlardan elimde yalrnz elemler, gunahlar ve eglencelerin sebep oldugu yaralar, kederler kalm1§h. Beno huzunlu haldeyken birden bir adam gorundu. Bana dedi ki:


396

SOZLER

"Sermayeni tamamen ziyan ettin, tokada mustahak oldun. Gidecegin yere de iflas etmi§ §ekilde, eli bo§ gideceksin. Fakat tevbe kap1s1 ac;1ktir, aklm varsa bundan sonra sana verilecek, kalan on be§ altm eline gec;tikc;e yansm1 tedbir olarak sakla. Yani gidecegin yerde sana laz1m olacak baz1 §eyleri al." Baktim nefsim raz1 olmuyor. Adam, "Uc;te birini!" dedi. Nefsim buna da itaat etmedi. Ardmdan "dortte birini" dedi. Baktim nefsim bag1mh oldugu adetini terk edemiyor, adam da hiddetle yuzunu c;evirdi, gitti. Sonra birden o ha! degi§ti. Baktim ki, bir hlnelin ic;inde, du§er gibi h1zla giden bir trendeyim. Tela§land1m, fakat ne c;are ki hic;bir tarafa kac;1lm1yordu. Sira d1§1 bir §ekilde o trenin iki tarafmdan pek cazibeli c;ic;ekler, leziz meyveler gorunuyordu. Ben de ak1ls1z acemiler gibi onlara bak1p elimi uzatt1m. (ic;ekleri koparmaya, meyveleri almaya c;ah§hm. Fakat hepsi dikenliydi, dokundukc;a elime batiyor, kanahyordu. Tren yol ald1kc;a elimi parc;alad1, bana pek pahahya ma! oldular. Birden trendeki bir hizmetkar dedi ki: "Be§ kuru§ ver, sana o c;ic;ek ve meyvelerden istedigin kadar verecegim. Zaten elinin parc;alanmas1yla be§ kuru§ degil, ytiz kuru§luk zarar ediyorsun. Hem ceza var, izinsiz koparamazsm!" Birden s1kmtidan, tune! ne vakit bitecek diye ba§1m1 c;ikanp ileri baktim. Tune! kap1s1 yerine pek c;ok delik gortintiyordu. Uzun trenden o deliklere adamlar ahhyordu. Bana bakan bir delik gordtim, iki tarafmda iki mezar ta§I dikilmi§ti. Merakla dikkat ettim, mezar ta§mda buytik harflerle "Said" yazilm1§h. Kederimden ve hayretimden "Eyvah!" dedim. Birden o han kap1smda bana nasihat eden zatm sesini i§ittim: "Aklm ba§ma geldi mi?" "Evet, geldi," diye cevap verdim, "fakat kuvvetim kalmad1, c;are yok." "Tevbe et, tevekkul et." dedi. Ben de, "Ettim." dedim, ayild1m. Eski Said kaybolmu§tu. Kendimi Yeni Said olarak gordum. i§te bu hayali vakanm -Allah hayretsin- bir iki k1smm1 ben tabir edecegim. Digerlerini kendin tabir et... 0 yolculuk, ruhlar aleminden, ana rahminden, genc;likten, ihtiyarhktan, kabirden, berzahtan, k1yamet gtinunden, sirat koprtistinden ebediyet tarafma gider. 0 altmt§ altm, altm1§ senelik 6murdur27 ki, bu 27

Peygamber Efendimiz'in (sal/allb.hu aleyhi ve sellem), ilmmetinin 6mn1nil "60 ile 70


YiRMi U<;ONcO Soz 397

vakay1 gordugum zaman kirk be§ ya§mda oldugumu tahmin ediyordum. 0 kadar ya§ayacag1ma <lair senedim yoktu fakat kalan on be§ senemin yansm1 ahirete sarf etmem i<;in Kur'an-1 Haklm'in halis bir talebesi bana dogru yolu gosterdi. 0 han, benim i<;in istanbul' du. 0 tren ise zamand1r. Her yil birer vagon, o tilnel de dunya hayatid1r. 0 dikenli <;i<;ek ve meyveler ise me§ru olmayan lezzetler ve haram eglencelerdir ki, onlara kavu§tugum anda yok olacaklanrn dil§ilnmekteki elem kalbi kanahyor, aynlmca par<;ahyor ve ceza <;ektiriyor. Trendeki hizmetkar demi§ti ki: "Be§ kuru§ ver, sana onlardan istedigin kadar verecegim." Tabiri §Udur: insanm helal yoldan, me§ru dairede tatbg1 zevkler, lezzetler keyfine kafidir. Harama girmeye ihtiya<; birakmaz. 28 Temsildeki diger k1s1mlan kendin tabir edebilirsin. Dordiincii Niikte

insan §U kainatta pek nazik ve nazh bir <;ocuga benzer: Zay1fhgmda biiyiik bir kuwet, aczinde biiyiik bir kudret vardir. <.;unkii zay1fhgmm kuweti ve aczinin kudreti sayesinde §U varhklar onun emrine verilmi§tir. Eger insan zaytfhgm1 anlay1p sozleriyle, haliyle, tavirlanyla dua etse ve aczini bilip Cenab-1 Hak'tan yard1m dilese, bu nimetin §iikriinii eda etmekle beraber isteklerine oyle bir §ekilde eri§ir ki, kendi iktidanyla onun yiizde birine bile ula§amaz. 29 Fakat bazen hal diliyle yapbg1 dua neticesinde elde ettigi bir istegini yanh§hkla kendi giiciine verir. Mesela, yavrusunun zay1fhgmdaki kuwet, tavugu aslana saldirbr. Diinyaya yeni gelen aslan yavrusu, o canavar ve a<; aslam kendine hizmet ettirir, annesi a<; kahrken kendisi doyar. i§te zaytfhktaki dikkat <;ekici kuwet ve seyretmeye deger bir rahmet cilvesi... Nasil ki, nazh bir <;ocuk aglamakla, istemekle veya iizgiin haliyle arzularma ula§tr ve oyle kuwetli kimseler ona hizmet eder ki, bu sayede elde ettigi arzulannm binde birine kendi kuwet<;iginin bin kabyla 28

29

sene aras1" diye belirttigine <lair Tirmizi, zuhd 23, deauat 101; ibni Mace, zuhd 27. "Allah1m, haramma kar§I helalinle beni doyur." anlammdaki dua i<;in Tirmizi, deaudt 110; Ahmed ibni Hanbel, e/-Musned 1/153. insanm kendisine verilen nimetlere kendi iktidar1 ile ula§amayacagt halde bu nimetlere mazhar olmasmm §ilkrii gerektirdigine dair Zuhruf sO.resi, 43/13; Hae sO.resi, 22/36.


398

SOZLER

eri§emez. Demek, zay1fhg1 ve aczi, onun hakkmda §efkat ve himaye duygulan uyand1rd1g1 ic;in kuc;ucuk parmag1yla kahramanlan kendine boyun egdirir. ~imdi boyle bir c;ocuk, o §efkati inkar ve o himayeyi itham eder §ekilde, ahmakc;a bir gururla, "Ben bunlan kendi kuwetimle yap1yorum." dese, elbette bir tokat yiyecektir. i§te insan da Hahk' mm rahmetini inkar ve hikmetini itham edecek bir tarzda, nankorce, Karun gibi 30~ ~ ~) ~l yani "Ben servetimi kendi ilmimle, kendi kuwetimle kazand1m." derse, elbette bir azap tokadma mustahak olur. Demek ki, insanhgm §U gorunen saltanah, ilerlemesi ve medeniyetle ula§bg1 mukemmellikler; zorla, usllinlukle, mucadeleyle meydana gelmemi§, aksine, butun bunlar insana zay1fhgmdan, aczinden ve faknndan dolay1 verilmi§, cehaletinden olliru ilham edilmi§ ve ihtiyac1 ic;in ikram edilmi§tir. Ve o saltanatm sebebi, insanm ilmiyle elde ettigi kuwet ve iktidar degil, Cenab-1 Hakk'm §efkati, merhameti, rahmeti ve hikmetidir ki, e§yay1 insanm emrine vermi§tir. Evet, gozsuz bir akrep ve ayaksIZ bir yilan gibi ha§erelere maglup olan insana kuc;uk bir kurttan ipekli elbiseler giydiren, zehirli bir bocekten bah yediren kendi iktidan degil; Cenab-1 Hakk'm, onlan zayifhgmm neticesi olarak insanm hizmetine vermesi ve Rahmani ikram1d1r. Ey insan! Madem hakikat boyledir, gururu ve bencilligi b1rak! Cenab-1 Hakk'm uluhiyet dergahmda aczini ve zayifhgm1 yalvanrcasma, fakr ve ihtiyacm1 yakan§ ve dua diliyle ilan et ve kul oldu§unu goster, 31 fU.J iu1 r~ ·;..de, yuksel! Sakm, "Ben bir hic;im, ne klymetim var ki bu kainat bir Hakim-i Mutlak tarafmdan kasten benim emrime verilsin, benden engin bir §iikur istensin?" deme! <;unku sen, nefsin ve suretin itiban ile hie; hukmunde olsan da, vazifen ve merteben noktasmda §U ha§metli kainatm dikkatli bir seyircisi, §U hikmetli varhklann beJagatli bir lisam, §U a!em kitabmm anlayI§h bir okuyucusu, Cenab-1 Hakk'1 tesbih eden mahlukatm onlara hayretle bakan bir nezaretc;isi ve ibadet eden §U sanatl1 eserlerin hurmetli bir ustaba§Ism.

MJI

30 31

Kasas suresi, 28/78; Zilmer suresi, 39/49. "Allah bize yeter. 0 ne giizel vekildir!" (Af-i imran suresi, 3/173)


YiRMi U<;ONcO Soz 399

Evet, ey insan! Sen, bitkilere benzeyen cismaniyetin ve hayvanl nefsin itiban ile ufak bir cuz, kuc;uk bir cuzl, fakir bir mahluk, zay1f bir hayvansm ki, ak1p giden bullin §U deh§etli varhk ve hadiselerin dalgalan ic;inde c;alkalamp gidiyorsun. Fakat ilahl muhabbetin 1§1gm1 ic;eren imanm nuruyla aydmlanml§ olan islamiyet terbiyesiyle kemal vas1flanm kazamrsan, insanhgm itiban ile kullugun ic;inde bir sultan olursun. Cuzlligin ic;inde engin bir mahiyete eri§ir, kuc;uklugun ic_;:inde bir alem hukmune gec;ersin ve k1ymetsizligin ic_;:inde makamm oyle buyur, bakhgm daire oyle geni§ler ki, "Rabb-i Rahlm'im dunyay1 bana bir ev yapt1. Ay1 ve gune§i evime birer lamba, bahan bir deste glil, yaz1 bir nimet sofras1 ve hayvanlan hizmetkar k1ld1. Bitkileri de o ev ic;in gerekli susler haline getirdi." diyebilirsin. Soziin Ozii: Eger nefsini ve §eytam dinlersen, a§ag1lann en a§ag1s1 seviyeye du§ersin. Eger hakk1 ve Kur'an'1 dinlersen mertebelerim en yuksegine c;1kar, kainatm guzel bir takvimi32 olursun.

Be§inci Niikte insan bu dunyaya bir memur ve misafir olarak gonderilmi§, c;ok muhim kabiliyetlerle donatt!m1§ ve ona kabiliyetleri olc;usunde muhim vazifeler verilmi§tir. insam o vazifelere ve gayesine yoneltmek ic;in §iddetli te§vikler ve deh§etli tehditler bildirilmi§tir. Ba§ka yerde izah ettigimiz, insanm vazifelerini ve kullugun esaslanm burada k1saca tekrar edecegiz ki, "ahsen-i takvim" s1m anla§1lsm. i§te insanm §U dunyaya geldikten sonra iki §ekilde kullugu vardir. Birincisi, Yarahc1sm1 gozuyle gormeden, eserlerinden tamyarak kullugu ve tefekkuru ... Digeri ise huzurundaymI§ gibi, O'na dogrudan dogruya hitap edecesine kullugu ve yakan§I. .. Birincisi: Kainatta gorunen rububiyet saltanahm itaat ile tasdik edip bu saltanatm mukemmellik ve guzelliklerini hayretle seyretmektir. • Sonra Cenab-1 Hakk'm kutsl isimlerinin nak1§larmdan ibaret olan e§siz sanatlan ibret nazarlarma gosterip ilanc1hk yapmakbr. • Sonra Cenab-1 Hakk'm her biri gizli, manevl birer hazine hukmundeki isimlerinin cevherlerini idrak terazisiyle tartmak, kalbin k1ymetbilirligiyle takdir ederek onlara deger vermektir. 32

Ahsen-i takvim: insanm yarahh~mm en guzel surette olmas1. Bkz. Tin suresi, 95/4.


400 SOZLER

• Soma kudret kaleminin yazilan hukmunde olan varhk sayfalanm, yeryuzu ve gok yapraklanm okuyup degerlendirerek hayretle tefekkur etmektir. • Soma §U varhklardaki ziynetleri ve latif sanatlan takdirle seyredip onlann Fatir-1 Zulcemal'ini tammay1 arzulamak ve Sani-i Zulkemal'inin huzuruna c:;1kmaya, iltifatma mazhar olmaya §evk duymaktir. ikincisi: Dogrudan dogruya hitap makam1d1r, insan eserden eser sahibine gec:;er, gorur ki, bir Sani-i Zulcelal sanatmm mucizeleriyle kendini tamtmak ve bildirmek istiyor. insan da imanla ve O'nu tammakla buna kar§Ihk verir. • Soma gorur ki, Rabb-i Rahim rahmetinin guzel meyveleriyle kendini sevdirmek istiyor. insan da muhabbetini butunuyle O'na vermekle, yalmz O'na kulluk etmekle kendini Rabbine sevdirir. • Soma gorur ki, nimetlerin asil sahibi olan Kerim Rabbi onu maddl ve manevl leziz nimetleriyle donahyor. Buna kar§1hk o da fiil, ha! ve sozleriyle, hatta elinden gelse butun duygulan ve donamm1yla §likur ve hamd eder, Rabbini over. • Soma g6rur ki, Celli ve Cemll bir Zat §U varhklann aynasmda buyuklugunu ve kemalini, celal ve cemalini gosterip dikkat nazarlanm kendine c:;ekiyor. 0 da buna kar§1hk, "Allahuekber, Subhanallah" deyip tevazu ic:;inde, hayret ve muhabbetle secde eder. • Soma gorur ki, sonsuz servet sahibi bir Zat, mutlak bir comertlik ic:;inde sm1rs1z servetini, hazinelerini gosteriyor. 0 da buna kar§Ihk, hurmet ve ovguyle, fakrmm tam §UUru ic:;inde dua eder ve O'ndan talepte bulunur. • Soma gorur ki, o Fatir-1 Zulcelal, yeryuzunu bir sergi hukmunde yapm1§, butun antika sanatlanm orada gozlere gosteriyor. 0 da buna, "Ma§aallah" diyerek takdirle, "Barekallah" diyerek begenmekle, "Subhanallah" diyerek hayretle, "Allahuekber" diyerek guzel bulmakla kar§Ihk verir. • Soma gorur ki, Vahid ve Ehad bir Zat §U kainat saraymda, kendine mahsus taklit edilmez muhurleriyle, imzalanyla ve has fermanlanyla butun varhklara birliginin damgasm1 vuruyor ve


YiRMi U<,:ONcO Soz 401

tevhid delillerini nak§ediyor. Alemin her tarafma birliginin ve tekliginin bayragm1 dikiyor, rububiyetini ilan ediyor. 0 da buna tasdikle, imanla, tevhidle, §ahitlik etmekle ve kullukla kar§ihk verir. i§te insan, bu c:;e§it ibadet ve tefekki.irlerle hakiki insan olur, en gi.izel surette yaratild1gm1 gosterir. imanm bereketiyle yeryi.izi.ini.in emanete lay1k, emin bir halifesi haline gelir. Ey ahsen-i takvimde yaratilan fakat iradesini koti.iye kullanarak a§ag1lann en a§ag1sma di.i§en gafil insan! Beni dinle! Ben de senin gibi genc:;lik sarho§luguyla, gaflet ic:;inde, di.inyay1 ho§ ve gi.izel gordi.igi.im halde iken, o sarho§luktan ihtiyarhk sabahmda ayild1g1m dakikada, di.inyanm o gi.izel zannettigim, ahirete bakmayan yi.izi.ini.i nas1l c:;irkin buldugumu ve ahirete bakan hakiki yi.izi.ini.in ne kadar gi.izel oldugunu, On Yedinci Soz'i.in ikinci Makam1'ndaki iki hakikat levhasmda anlatm1§hm. Oraya bak, sen de gar. Birinci levha: Dalalet yolundakiler gibi, fakat sarho§ olmadan, gaflet perdesi ardmdan eskiden g6rdi.igi.im, gafillerin di.inyasmm hakikatini tasvir eder. ikinci levha: Hidayet ve huzur ehlinin di.inyalannm hakikatine i§arettir. Eskiden nasil yazilm1§sa oyle biraktim. ~iire benzer, fakat §iir degildir.

33

"Subhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara sD.resi, 2/32)


402 SozLER

34

35

36

"Ya Rabbi, dedi, geni§let gogsilmil, kolayla§hr i§imi, <;ozilver §U dilimin bagm1. Ta ki anlasmlar sozumu." (Taha suresi, 20/25-28) Allah1m! Sirlar semasmm gilne§i, nurlann mazhan, celal stfatmm merkezi ve cemal s1fah burcunun kutbu olan Efendimiz Hazreti Muhammed'in (sal/allahu aleyhi ve sellem) biricik latif zatma salat eyle. Allah1m! Onun, senin nezdindeki s1m ve sana olan seyri i<;in beni korkudan emin k1l, hatalanm1 azalt, ilzilntilmil ve hirs1m1 gider. Yard1mc1m ol ve beni benden kurtanp yanma al. Faniligi benden gidermekle beni nz1klandir. Beni nefsime tutkun, duygulanma kar§t mahcup etme. Gizli olan her s1rn bana a<;, ey Hayy ve Kayyum, ey Hayy ve Kayyum, ey Hayy ve Kayyum! Bana ve arkada§lanma, iman ve Kur' an ehline merhamet eyle, ey merhametlilerin en merhametlisi ve ey kerem sahiplerinin en keremlisi Allah1m, amin ... "Onlarm dualan 'Hamd alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.' diye sona erer." (Yunus suresi, 10/10)


Bu soz be§ "dal"dir. Dordiincii Dal'a dikkat et. Be§inci Dal'a yapr§, <;rk; meyvelerini kopar, al.

~jll~jll~\~ 1

!

,;:__11

~

~~\11 i .r _, '11~ ~1~ I ~1

;;u yuce ayetin nuranl agacmdaki pek c;ok hakikatten birinin be§ "dal"ma i§aret edecegiz.

BiRiNCi DAL Nasti ki bir sultanm, hukumetinin dairelerinde ayn ayn unvanlan, emri altmdakilerin tabakalan arasmda ba§ka ba§ka nam ve vas1flan, saltanatmm mertebelerinde c;e§it c;e§it isim ve alametleri vardir. 0, mesela adliye dairesinde adaletli hakim, mulkiyede sultan, askeriyede ba§kumandan, ilmiyede 2 halifedir. Bunlar gibi ba§ka isim ve unvanlanm bilsen anlarsm ki, bir tek padi§ah, saltanatmm dairelerinde ve hukumetinin kademelerinde binlerce isme ve unvana sahip olabilir. 0 hukumdar adeta her bir dairede manevl §ahsiyeti ve hususi telefonuyla mevcuttur; orada bulunur ve olan biteni bilir. Kanunuyla, nizam1yla, temsilcileriyle her kademede gorunur, her §eyi gorur. Ve her bir mertebede hukmuyle, ilmiyle, kuvvetiyle her §eyi perde arkasmda idare eder, gorur ve her yere bakar. "O'dur Allah. O'ndan ba§ka yoktur ilah. Hep O'nundur, en gilzel isimler ve vas1flar." (isra suresi, 17/110; Taha suresi, 20/8; Ha§ir suresi, 59/24) $eriat ve f1k1h meseleleriyle ugra§an alimler sm1f1.


404 SozLER

Aynen oyle de, Ezel ve Ebed Sultani olan Alemlerin Rabbinin, rubO.biyetinin mertebelerinde ayn ayn, fakat birbiriyle alakah fiilleri, s1fatlan ve unvanlan vardir. Uh1hiyetinin dairelerinde ba§ka ba§ka, fakat birbiri i<;inde gotiinen isim ve ni§anlan bulunur. Ha§metli icraatmda ayn ayn, fakat birbirine benzer tecelli ve cilveleri goriiliir. Kudretinin her §eyi <;ekip <;evirmesinde birbirini hissettiren farkh unvanlan mevcuttur. Sifatlarmm tecellileri ba§ka ba§ka, fakat birbirini gosterecek §ekilde, mukaddes bir surette ortaya <;1kar. Ve fiillerinin cilvelerinde <;e§it <;e§it, fakat birbirini tamamlayan hikmetli tasarruflan; rengarenk sanatmda ve <;e§it <;e§it benzersiz eserlerinde birbiriyle alakah ha§metli icraah gotiiniir. Bununla beraber, kainattaki her bir alemde, her varhk tiitiinde O'nun giizel isimlerinden biri tecelli eder. 0 isim, o dairede hakimdir; ba§ka isimler orada ona tabidir, belki onun golgesinde bulunur. Hem Cenab-1 Hakk'm, yaratt1g1 her bir varhkta, az-<;ok, kii<;iik-biiyiik, hususi-umumi has bir tecelli, has bir rubf.tbiyet ve has bir isimle cilvesi vard1r. Yani o isim her §eyi ku§atl1g1, her §eyde tecelli ettigi halde, adeta yalmz tek bir §eye hasml§ gibi bir kas1t ve 6nemle 0 varhga yonelir. Bununla beraber, Hahk-1 Ziilcelal her §eye yakm oldugu halde, yetmi§ bin kadar nurani perdeye sahiptir. 3 Mesela, sende tecelli eden Hahk isminin, senin yarahlmandaki kii<;iik mertebesinden tut, Cenab-1 Hakk'm biitiin kainatm Hahk'1 olmasmdaki en biiyiik mertebeye ve unvana kadar nice perdesi bulundugunu k1yaslayabilirsin. Demek, biitiin kainah arkada birakmak §art1yla, yarahlm1§ olmanm kap1smdan Hahk isminin en son noktasma yeti§ir, O'nun sifat dairesine yakla§trsm. Madem o perdelerin birbirine bakan pencereleri var; isimler birbiri i<;inde g6tiiniir, ilahl icraat birbirine bakar, tecelliler birbirinin i<;ine girer, unvanlar birbirini hissettirir, ortaya <;1kan cilveler birbirine benzer, tasarruflar birbirini tamamlar ve rubO.biyetin <;e§itli eserleri birbirine yard1m eder. Elbette, Cenab-1 Hakk'1 bir ismi, bir unvam, rubf.tbiyetinin bir eseriyle .. tamyan insamn, O'nu ba§ka unvanlan, rubO.biyetinin Arada yetmi§ bine yakm perde olduguna <lair EbO. Ya'la, e/-Miisned 13/520; etTaberanl, el-Mu'cemii'l-Evsat 6/278, 8/382. Aynca bu perdeler olmasa Cenab-1 Hakk'm azametinden her §eyin mahvolacagma <lair Muslim, fmdn 293; ibni Mace, mukaddime 13.


YiRMi DoRDiiNcii Soz 405

eserleri ve icraatiyla da tammas1, inkar etmemesi gerekir. Belki her bir ismin cilvesinden Cenab-1 Hakk'm diger isimlerine ula§amazsa zarar eder. Mesela, Kadir ve Halik isimlerinin eserini g6rup Allm ismini g6rmezse gaflet ve tabiat karanhgma du§ebilir. Belki ~ar§1smda daima jA> 4~\ jA> gen:;egini gormesi, okumas1, her §eyden s.J.;_\ ~\ jA> j hakikatini i§itmesi laz1m gelir. Dilinin devamh, 6~\P ~~ j.'1..f.,r ~1 ))''d~i,1:

)l

bunu ilan etmesi gerekir. i§te Kur'an-1 Mubln, ~t.:.:.\rl ~ jA> \fl -.ll 'l iii\ 7 fermamyla, soyledigimiz hakikatlere i§aret eder. 0 yuksek hakikatleri yakmdan g6rmek istersen git, f1rtmah bir denize, zelzeleli bir zemine, "Ne diyorsunuz?" diye sor. Elbette "Ya Celli, ya Celli, ya Aziz, ya Cebbar" dediklerini i§iteceksin. Sonra denizde ve karada merhamet ve §efkatle terbiye edilen kuc:;uk hayvanlara, yavrulara, "Ne diyorsunuz?" de. Elbette "Ya Cemll, ya Cemll, ya Rahim, ya Rahim" diyecekler. 8 HA$iYE Gokyuzunu dinle! Nas1l "Ya Celll-i Zulcemal"

J.:hl1

0, 0 Allah'tir. "De ki: 0, Allah'tir, gen:;ek ilahtir ve birdir." (ihlas sO.resi, 112/1) Alem hep beraber "La ilahe illa HO." diyor. "O'dur Allah. O'ndan ba§ka yoktur ilah. Hep O'nundur en guzel isimler ve vas1flar." (isra sO.resi, 17/110; Taha sO.resi, 20/8; Ha§ir sO.resi, 59/24) 8 HA$iYE Hatta bir gun kedilere baktim. Yemeklerini yedi, oynad1, yattilar. "Bu vazifesiz canavarc1klara nas1l mubarek denir?" diye kendi kendime dli§lindum. Sonra gece uyumak i<;in uzand1m. 0 kedilerden biri geldi, yastig1ma dayand1, agz1m kulag1ma getirdi. A<;1k bir §ekilde "Ya Rahim, Ya Rahim, Ya Rahim, Ya Rahim" diyerek sanki akhma gelen itiraz1 ve hor g6rmeyi butun kediler adma reddedip yuzume <;arph. "Acaba bu zikir yalmz bu kediye mi mahsustur, yoksa buhln kediler i<;in mi ge<;erlidir? Bu zikri i§itmek yalmz benim gibi haks1z bir itirazc1ya m1 hastir, yoksa dikkat eden herkes bir derece i§itebilir mi?" diye dli§lindum. Sonra sabahleyin ba§ka kedileri dinledim. Ger<;i onun gibi a<;1k bir §ekilde degildi, fakat farkh derecelerde aym zikri tekrar ediyorlard1. Ba§ta "hir-hir" sesleri arasmda "Ya Rahim" dedikleri fark edilir. Git gide "hir-hir, mir-mir" sesleri "Ya Rahim"e donli§lir. Harflerin <;1k1§1 tam belli olmayan duzgun, guzel, huzunlu bir zikir olur. Kedi agzm1 kapahr, guzelce "Ya Rahim" <;eker. Yamma gelen karde§lerime anlatt1m. Onlar da dikkat etti, "Bir derece i§itiyoruz" dediler. Sonra kalbime §U soru geldi: "Acaba bilhassa Rahim isminin zikredilmesinin sebebi nedir? Ve ni<;in kediler hayvan lisamyla degil de insan gibi zikrederler?" Kalbime gelen cevap: Bu hayvanlar <;ocuk gibi <;ok nazh, nazik ve insana arkada§ olduklanndan, <;ok §efkat ve merhamete muhta<;tir. Kediler ok§and1klan vakit ho§lanna giden iltifatlan gorunce, o nimete bir hamd olarak, kopeklerin aksine, sebepleri birak1p yalmz Rahim Yaratic1lannm rahmetini kendi alemlerinde ilan ederek gaflet uykusunda olan insanlan uyanrlar. Ve "Ya Rahim" nidas1yla, kimden yard1m gelecegini, kimden rahmet beklenecegini, her §eyi sebeplere baglayanlara hatirlahrlar.


406 SOZLER

diyor. Yeryiizi.ine kulak ver! Nasil "Ya Cemil-i Zulcelal" diyor. Hayvanlara dikkat et! Nasil "Ya Rahman, ya Rezzak" diyor. Bahara sor, "Ya Hannan, ya Rahman, ya Rahim, ya Kerim, ya Latif, ya Atllf, ya Musavvir, ya Munevvir, ya Muhsin, ya Mi.izeyyin" gibi Cenab-1 Hakk'm bin;ok ismini i§iteceksin. Ve insan olan bir insana sor; bak, <_;;ehresinde yaz1h, O'nun bi.iti.in giizel isimlerini nas1l okuyor. Sen de dikkat etsen okuyabilirsin. Adeta kainat bi.iyi.ik bir zikir musikisidir. En kil<;;ilk nagrne en gilr seslere kan§1yor, ha§metli bir tathhk veriyor. Ve bunun gibi ba§ka 6rnekleri de klyasla ... Ger<;;i insan Cenab-1 Hakk'm buti.in isimlerine mazhardlf, fakat kainattaki <;;e§itliligi ve meleklerin ibadetlerinin tilrlil ti.irlil olmasm1 netice veren o gilzel isimlerin farkl1hg1, insanlann da bir derece farkl1 olmasma yo! a<_;;ml§tlr. Peygamberlerin ayn ayn §eriatlan, evliyanm ba§ka ba§ka tarikatlan, asfiyanm9 <_;;e§it <_;;e§it me§repleri §U slfdan dogmu§tur. Mesela, Hazreti isa'da (aleyhisselam) diger ilahi isimlerin yanmda Allah'm Kadir ismi daha i.isti.indur. A§k ehlinde Vedud, tefekkur ehlinde ise Hakim isimleri daha <_;;ok hakimdir. i§te, nasil ki bir adam hem hoca, hem subay, hem adliye katibi, hem millkiye milfetti§i olsa, onun her dairede birer bag1, vazifesi, hizmeti, maa§l, sorumlulugu, ri.itbesi ve ba§ansizhgma sebep olan dil§man ve rakipleri bulunur. 0 adam, padi§ahma bir<;;ok farkl1 unvanla gorilnilr ve onu 6yle gori.ir. Ondan pek <_;;ok dille yard1m ister. Amirinin fark11 unvanlanna mi.iracaat eder. Dil§manlannm §errinden kurtulmak i<;;in onun yard1mm1 ti.irli.i §ekillerde diler. Aynen 6yle de, Cenab-1 Hakk'm pek <;;ok ismine mazhar, pek <;;ok vazifeyle yi.ikumlu ve <_;;ok dil§mana sahip insan, duasmda, Allah'a s1gm1§mda O'nun bir<;;ok ismini zikreder. Zira insanhgm iftihar kaynag1 ve elbette en hakiki insan-1 kamil olan Muhammed-i Arabi (aleyhissalata vesselam) Cev§enil'l-Kebfr adh milnacatmda Allah'm bin bir ismiyle dua ediyor, cehennem ate§inden O'na s1g1rnyor. i§te §U s!fdandlf ki, Cenab-1 Hak, Nas suresinde, ,,,. ,,. o

10 ~t.::>J\ 10

o

,,.,

~IY,:.jll ~ ~

,,,.

0

1

~O\ ~~

,,,.

0

~O\ ~

,,...

0

).

il-

~O\ ~~~_,ti

o...a

J9

Asfiya: Safiyet, takva ve kemal sahibi, peygamber varisi zatlar. "De ki: insanlann Rabbine, insanlarm yegane hilkilmdanna, insanlarm ilahma s1gmmm, o sinsi §eytanm §errinden." (Nas sO.resi, 114/1-4)


YiRMi DORDDNcD Soz 407

ayetlerinde ii<; unvam ile kendisine s1gmmay1 emrediyor ve ~\ ~ ~jll ~jll'de ii<; ismiyle kendisinden nasd yard1m istenecegini

gosteriyor.

iKiNCi DAL Pek ~ok esrarzn anahtarlarzm

i~eren

iki szm bildirir.

Birinci Srr: Evliya, iman esaslannda birle§tikleri halde nic;in kalb

goziiyle gordiikleri §eylerde, ke§iflerinde ayn dii§iiyorlar? Neden gozle goriilmii§ gibi apac.;;1k olan ke§ifleri bazen hakka ve hakikate zit c.;;1k1yor? Hem nic;in tefekkiir ehli ve engin nazarh zatlar, kesin delillerle hak kabul ettikleri fikirlerinde, hakikati birbirine uymayan §ekillerde goriiyor ve gosteriyorlar? Bir hakikat nic;in c;ok renge giriyor? ikinci Srr: Gec;mi§ peygamberler nic;in oldukten sonra bedenen

dirilmek gibi baz1 iman esaslanm bir derece kapah birakmI§, Kur' an gibi etrafl1ca izah etmemi§ler ve sonra iimmetlerinin bir k1sm1 o esaslan inkara kadar gitmi§? Hem nic;in hakiki arif olan evliyanm bir k1sm1 yalmz tevhid hususunda ilerlemi§? Hakkalyak1n 11 derecesine kadar ula§hklan halde, baz1 iman esaslan onlarm me§replerinde pek az ve kapah bir §ekilde goriiniiyor. Hatta bu sebeple, onlara tabi olanlar, ileride o iman esaslarma gereken onemi vermemi§, kimileri yoldan sapm1§. Madem gerc;ek manada miikemmellik biitiin iman esaslarmm ortaya c.;;1kmas1yla bulunur, nic;in hakikat yolundaki zatlar onlann baz1smda c;ok ileri gitrni§, bir k1smmda ise c;ok geri kalmi§lar? Halbuki Cenab-1 Hakk'm biitiin isimlerinin en yiice mertebelerine mazhar ve peygamberlerin efendisi olan Res0.1-u Ekrem (aleyhissalatil vesselam) ve biitiin mukaddes kitaplann nurlu reisi Kur'an-1 Hakim, iman esaslanm a9k bir §ekilde, pek ciddi bir uslupla ve dogrudan tarif etmi§lerdir. Cevap: Ciinkii hakiki ve mutlak kemal bunu gerektirir. i§te bu s1rlarm hikmeti §Udur: insan Cenab-1 Hakk'm biitiin isimlerine mazhar ve biitiin kemalata miisait yarad1h§ta olsa da iktidan az, iradesi smirh, kabiliyet ve arzulan <_;;e§itli oldugundan, hakikati binlerce perde 11

Hakkalyakin: Marifet mertebesinin en yiiksegi. Hakikati bizzat ya§ayarak gi:irme hall.


408

SOZLER

ve berzah 12 ic_;:inde arar. Bu ylizden hakikatin ke§finde ve hakkm gorlilmesinde berzahlar araya giriyor, baz1lan onlardan gec_;:emiyor. Kabiliyetler ba§ka ba§ka oluyor, kimilerininki baz1 iman esaslarmm ortaya c_;:1kmasm1 saglayam1yor. Hem Cenab-1 Hakk'm isimlerindeki cilvelerin renkleri ayna olana g6re degi§iyor, farkh g6rlilliyor. Ayna olan zat, bazen bir ismin cilvesini tam yans1tam1yor. Hem klilliyet ve cliziyet, golge ve as1l olmak itiban ile o isimlerin tecellileri ba§ka ba§ka §ekil ahyor. Baz1 kabiliyetler clizilikten gec_;:emiyor ve golgeden c_;:1kam1yor. Ve kabiliyete gore bazen bir isim listlin oluyor, yalmz kendi hlikmlinu icra ediyor. 0 kabiliyette onun hlikmli gec_;:iyor. i§te §U derin sirra ve geni§ hikmete, esrarh, geni§ ve hakikatle bir derece kan§Ik bir temsille i§aret edecegiz. Mesela, Zuhre 13 admda nakI§h bir c_;:ic_;:ek, Katre 14 admda aya a§Ik canh bir su damlas1 ve Re§ha 15 admda gline§e bakan saf, duru bir s1zmti farz edelim. Her birinin §UUru, mlikemmel birer vasf1 ve 0 mlikemmellige arzusu bulunsun. ~u lie_; §ey pek c_;:ok hakikatle beraber, nefis, ak1l ve kalbin yolculuklanna i§aret eder ve lie_; tabakada hakikat ehlinin misalleridir. 16 HA$iYE Birincisi: T efekklir ehline, evliyaya ve peygamberlere i§aret eder. ikincisi: Cismanl duyu ve uzuvlanyla kemale ula§mak ic_;:in c;ah§IP hakikate gidenlerin ... Nefsini her tlirlli kotlillikten armdmp akhm kullanarak mlicahede 17 yoluyla hakikate gidenlerin ... Ve kalbini temizleyip iman ve teslimiyetle hakikate gidenlerin misalleridir. ih;;uncusu: Ben!@ ve gururu b1rakmayan, kainattaki eserlere dalan ve yalmz onlardan hliklim c_;:1karmakla hakikate giden ... ilim ve hikmetle, ak1! ve marifetle hakikati aramaya giden ... iman ve Kur'an ile, fakr ve kullukla hakikate c;abuk ula§an, ayn ayn kabiliyetteki lie_; tabakanm farkh olmasmm hikmetine i§aret eden temsillerdir. i§te §U lie_; tabakanm hakikate yolculuklanndaki, ylikseli§lerindeki Berzah: Percle, koridor, iki alem arasL Ziihre: C,:ic;ek. C,:oban yild121, Venus. 14 Katre: Damla. 15 Re§ha: S1zmtl. 16 HA$iYE Her tabakada da iic; k1s1m bulunur. Temsildeki iic; misal, her tabakadaki o iic; k1sma da, yani aslmda dokuz tabakaya bakar. 17 Miicahede: Cihad. Nefis ve §eytanla miicadele. 12

13


YiRMi D6RDUNCD S6z 409

s1m ve geni§ hikmeti Zuhre, Katre ve Re§ha adh birer temsille bir derece g6stereceQiz. Mesela gi.ine§, Hahk'mm izni ve emriyle, i.ic;: §ekilde tecelli eder, yansir ve I§Ik verir. Biri c;:ic;:eklerdeki, biri ay ve gezegenlerdeki, biri de cam ve su gibi parlak §eylerdeki ayn ayn yans1maland1r. Birincisi i.ic;: tarzdadir: ilki, ku§ahc1 ve umumi bir tecellidir, bi.iti.in c;:ic;:eklere birden l§Ik verir. Bir diQeri has bir tecellidir, her bir ti.ire gore hususi bir yans1mas1 vardir. Biri de ki.ic;:i.ik bir tecellidir ki, her bir c;:ic;:eQin hususiyetine gore deQi§ir. $u temsilimiz, c;:ic;:eklerin si.isli.i renklerinin, gi.ine§in l§!Qmdaki yedi rengin yans1malanndaki deQi§mesinden meydana geld@ kabuli.ine dayamr. Buna g6re c;:ic;:ekler de gi.ine§in bir c;:e§it aynaland1r. ikincisi: Gi.ine§in aya ve gezegenlere, Hakim Yarahcmm izniyle verdiQi l§lk ve feyizdir. Ay ve o I§IQin g6lgesi hi.ikmi.indeki nuru, bundan geni§ bir surette istifade eder. Sonra gi.ine§, o !§!QI hususi bir tarzda denizlere, havaya, parlak topraQa, az bir miktarda denizin kabarc1klarma, topraQm §effaf k1smma ve hava zerrelerine verir. Ufiinciisii: Gi.ine§in, Cenab-1 Hakk'm emriyle havay1 ve denizlerin yi.izi.ini.i birer ayna yaparak yans1yan saf, geni§ ve g6lgesiz bir aksi var. Sonra denizdeki kabarc1klara, su damlalanna, hava zerrelerine ve kar §i§eciklerine ki.ic;:i.ik birer aksini, suretini g6nderiyor. i§te gi.ine§, her bir c;:ic;:eQe ve aya verdiQi gibi, her bir damlaya da bu i.ic;: tarzda, iki yoldan l§lk ve feyiz verir. Birinci yo/: Bizzat, doQrudan doQruya ve perdesizdir. PeygamberliQin yolunu temsil eder. ikinci yo/: Perdeler vas1ta olur. l§tQa mazhar ve ayna olanlann kabiliyetleri, gi.ine§in cilvelerine birer renk takar. Bu, velayet yolunu temsil eder. i§te Zuhre, Katre ve Re§ha, her biri, ilk yolda diyebilir ki: "Ben bi.iti.in alemin gi.ine§inin bir aynas1y1m." Fakat ikinci yolda oyle diyemezler. Belki, "Ben kendi gi.ine§imin aynas1y1m." veyahut "Kendi cinsime tecelli eden gi.ine§in aynas1y1m." derler. C::i.inki.i gi.ine§i 6yle tamr, onun bi.iti.in aleme bakan yi.izi.ini.i g6remezler. Kendilerinin ve hemcinslerinin gi.ine§i onlara, dar bir berzah ic;:inde, bir kay1t altmda g6ri.ini.ir. Dolay1s1yla kay1ts1z, perdesiz, mutlak gi.ine§in eserlerini


410 SOZLER

o smirh gi.ine§e veremezler. <;i.inki.i bi.iti.in yeryi.izi.ini.i is1tmak, aydmlatmak, bi.iti.in bitki ve hayvanlan ya§atmak ve gezegenleri etrafmda dondi.irmek gibi muhte§em i§ler, o dar, kay1t altmda ve smirh berzah i<;inde g6rdi.ikleri gi.ine§e tam bir kalb huzuruyla verilemez. $uurlu farz ettigimiz o i.i<; §ey, Zuhre, Katre ve Re§ha, §U hayret verici eserleri, kay1t altmda gordi.ikleri gi.ine§e verse de bunu sirf akli ve imani bir tarzda, teslimiyetle (o kay1t altmdaki gi.ine§in asil gi.ine§ oldugunu bilerek) yapabilirler. i§te insan gibi ak1lh varsayd1g1m1z Zuhre, Katre ve Re§ha'mn §U hi.iki.imleri, yani pek bi.iyi.ik eserleri gi.ine§lerine isnat etmeleri akil yoluyladir; §ahitlikle degil. Belki bazen imana dair hi.iki.imleri, alemde gordi.ikleri §eylerle orti.i§mez, pek gi.i<;li.ikle inanabilirler. i§te i.i<;i.imi.iz de hakikate dar gelen, baz1 k6§elerinde hakikatin u<;lan gori.inen ve hakikatle kan§Ik §U temsilin i<;ine girmeliyiz. Kendimizi Zuhre, Katre ve Re§ha yerine koyacag1z. Zira onlarda var oldugunu farz ettigimiz §UUr yetmiyor, biz akhm1z1 da onlara katmahy1z. Yani, onlar maddi gi.ine§lerinden nas1l feyiz ahyorsa biz de manevi gi.ine§imizden oyle feyiz ald1g1m1z1 di.i§i.inmeliyiz. i§te sen, ey di.inyay1 unutmayan, maddiyata dalmI§ ve nefsi kahla§m1§ arkada§! Sen Zuhre ol. Nas1l ki o Zuhre <;i<;egi, gi.ine§in I§Igmdan dag1lm1§ bir renk ahyor ve o renge gi.ine§in suretini kan§hnp si.isli.i bir §ekle bi.iri.ini.iyor. Senin kabiliyetin de ona benzer. Sebeplere dalmI§, Eski Said gibi mektepli §U felsefeci ise aya a§Ik Katre olsun. Ay, gi.ine§ten ald1g1 I§Ikla onun gozbebegine golgeli bir nur verir; o da bu nurla parlar. Fakat Katre, bu nurla yalmz ay1 g6ri.ir, gi.ine§i goremez. Onu belki imamyla g6rebilir. Her §eyi dogrudan dogruya Cenab-1 Hak'tan bilen, sebepleri bir perde kabul eden §U fakir adam da Re§ha olsun. Oyle bir Re§ha ki, kendi zatmda fakirdir. Hi<;bir §eyi yoktur ki ona dayamp Zuhre gibi kendine gi.ivensin. Hi<;bir rengi yoktur ki onunla gori.insi.in. Ba§ka bir §eyi tammaz ki ona yonelsin. Halis, saf bir mahiyeti vard1r, dogrudan dogruya gi.ine§in suretini gozbebeginde saklar. $imdi, madem biz bu i.i<; §ey yerine ge<;tik, kendimize bakmahy1z. Bizde ne var, ne yapacag1z? i§te bak1yoruz ki, Kerim bir Zat ihsamyla bizi son derece si.isli.iyor, nurlandmyor ve terbiye ediyor. insan, ihsan edenin kuludur.


YiRMi DoRDDNcD Soz 411

Taparcasma sevilmeye lay1k olanm yakmmda bulunmak ve onu gormek ister. Oyleyse her birimiz, kabiliyetimize gore, o muhabbetin cazibesiyle yol alacagiz. Ey Zuhre'ye benzeyen arkada§! Sen gidiyorsun; c_:;ic_:;ek olarak git. i§te gittin. Ytiksele ytiksele engin bir mertebeye c_:;1ktm. Adeta btillin c_:;ic_:;eklerin yerine gec_:;tin. Halbuki Zuhre §effaf olmayan bir aynad1r. l§tgm yedi rengi onda dag1hr ve kmhr. 0, gtine§in yans1masm1 gizler. Sevdigin gtine§in ytiztinti g6remezsin. <:;unkti kay1t altmda olan renkler, hususiyetler !§1g1 dag1hyor, araya perde c_:;ekiyor, gtine§i gostermiyor. ~u halde sen suretlerin, perdelerin sebep oldugu aynhktan kurtulamazsm. Ancak bir §artla kurtulabilirsin: Kendi nefsini sevmeye dalm1§ olan ba§ml kald1rmak ve nefsin gtizelliklerinden lezzet duyup onunla iftihar eden nazanm gokytiztindeki gtine§in ytiztine c;;evirmek §art1yla ... Hem nzkm1 elde etmek ic_:;in a§ag1, topraga bakan ytiztinti yukandaki gtine§e c;;evirmelisin. <:;unkti sen onun aynas1sm. Vazifen ayna olmakbr. Bilsen de bilmesen de, rizkm rahmet hazinesinin kap1s1 olan topraktan gelecektir. Evet, nasil ki bir c_:;ic_:;ek, gtine§in ktic_:;tictik bir aynas1d1r. ~u koca gtine§ de gokytiztinde Ezell' Gtine§'in (celle ce/a/Qhu) Nur isminden tecelli eden bir panltmm damla misali bir aynas1dir. Ey insan kalbi! Nasil bir gtine§in aynas1 oldugunu buradan anla! Bu §art1 yerine getirdikten sonra mtikemmel suretini bulursun. Fakat o gtine§i hakikatteki haliyle goremez, o hakikati c_:;1plak bir §ekilde anlayamazsm. Belki senin sifatlannm renkleri ona bir renk verir, §effaf olmayan dtirbtintin bir suret takar. Ve sm1rh kabiliyetin onu bir kay1t altma ahr. ~imdi sen, ey Katre'nin ic_:;ine giren hikmet sahibi felsefeci! Sen akil dtirbtintiyle, felsefenin merdiveniyle ta aya kadar ytikseldin, onun ic;ine girdin. Bak, ay kendi oztinde §effaf degil, karanhktir. Ne 1§1g1 var, ne hayat1. .. Senin gayretin bo§a, ilmin faydasiz gitti. Omitsizlik karanhgmdan, kimsesizligin vah§etinden, kolli ruhlarm tacizlerinden ve o yalmzhk hissinin deh§etinden ancak tabiat gecesini terk edip hakikat gtine§ine yonelir ve §U gece nurlarmm, gtine§in l§Igmm golgeleri olduguna §tiphesiz inamrsan kurtulabilirsin. Bunlan yaphktan sonra mtikemmel suretini ahrsm. Fakir ve karanhk ay yerine, ha§metli gtine§i


412 SozLER

bulursun. Fakat sen de, oteki arkada§m gibi, gilne§i saf haliyle goremezsin. Onu belki aklmm ve felsefenin a§ina oldugu, ilim ve hikmetin dokudugu perdeler arkasmda ve kabiliyetinin verdigi bir renk ic,;inde gorebilirsin. Re§ha misali i.ic,;i.inci.i arkada§mlz ise hem fakir hem renksizdir. Gi.ine§in s1cakhg1yla c,;abuk buharla§ir, benligi ve gururu birakir, buhara biner, havaya c,;ikar. k:indeki yogun madde a§k ate§iyle tutu§ur, l§lga, nura doni.i§i.ir. Kendisi de o 1§1gm cilvelerinden gelen bir panlhya yaPl§Ir, yana§lr. Ey Re§ha'ya benzeyen arkada§! Madem dogrudan dogruya gi.ine§e ayna oluyorsun, hangi mertebede bulunursan bulun, bizzat gi.ine§e kar§l, aynelyakln 18 bir tarzda, perdesiz bakilacak bir delik, bir pencere bulursun. Hem gilne§in benzersiz eserlerini ona vermekte zorluk c,;ekmezsin. Ona lay1k ha§metli vas1flanm tereddi.itsi.iz verebilirsin; kendisine ait saltanatmm mi.ithi§ eserlerini ona vermekten hic,;bir §ey seni ahkoyamaz. Ne berzahlann darhg1, ne kabiliyetlerinin smirh olmas1, ne de aynalann ki.ic,;i.ikli.igi.i seni §a§irtabilir. Hic,;bir §ey seni hakikatin dl§ma c,;1karamaz. Saf, halis bir §ekilde, dogrudan dogruya ona bakhgm ic,;in, mazharlarda ve aynalarda gori.inenin gilne§ degil, belki onun bir ti.ir cilveleri, bir c,;e§it renkli akisleri oldugunu anlarsm. Gerc,;i bu akisler onun unvanlandir, fakat ha§metinin bi.iti.in eserlerini gosteremezler. i§te hakikatle kan§1k §U temsilde, kemale boyle i.ic,; farkh yoldan gidilir. 0 i.ic,; yo!, kemalata ait meziyetlerde ve ona §ahit alma mertebesinin etrafl1ca tarifinde ba§ka ba§kadir. Fakat neticede, Hakk'a kesin bir imanda ve hakikati tasdikte birle§irler. Mesela, gi.ine§i hie,; gormemi§, gece ya§ayan bir adam, yalmz aym aynasmda onun bir golgesini gori.ir, gi.ine§e mahsus ha§metli l§1g1, milthi§ cazibeyi aklma s1g1§hramaz. Belki gorenlere inarnp onlan taklit eder. Aynen oyle de, Resul-u Ekrem'in (aleyhissalata vesselamJ yolunda Cenab-1 Hakk'm Kadlr ve Muhyi gibi isimlerinin yi.ice mertebesine c,;1kamayan, bilyi.ik ha§ri ve klyamet gilni.ini.i takliden kabul eder, "Bu, ak11la anla§ilacak bir mesele degildir." der. C::i.inki.i ha§ir ve klyamet hakikati, ism-i Azam'm ve Cenab-1 Hakk'm baz1 isimlerinin en yi.ice 18

Gozle goriir derecede kesin bir §ekilde bilmek.


YiRMi DORDDNcD Soz 413

mertebelerinin mazhand1r. Nazan oraya ula§amayan, taklide mecburdur. Kimin fikri de oraya ula§trsa ha§ir ve k1yameti; gece-gi.indi.iz, kt§ ve bahar derecesinde kolay gori.ir, tam bir kalb huzuruyla kabul eder. i§te §U sirdandir ki, ha§ir ve k1yameti en yi.ice mertebede, en mi.ikemmel §ekilde, etrathca Kur'an anlattyor ve ism-i Azam'm mazhan olan Peygamberimiz (aleyhissaldtu vesselam) ders veriyor. Gec;:mi§ peygamberler ise ir§adm hikmeti geregi, bir derece basit ve iptidai halde olan i.immetlerine ha§ri c;:ok geni§, etrafh bir §ekilde ders vermemi§ler. Hem bu sirdan dolay1, bir k1s1m evliya, baz1 iman esaslanm en son mertebesinde gorememi§ veya gosterememi§ler. Aym sirdan dolay1, ariflerin Allah'1 tamy1p bilmede dereceleri c;:ok farkhhk gosterir. .;>u hakikatten bunlar gibi daha pek c;:ok sir ac;:1ga c;:1kar . .;>u temsil, hem bir derece hakikati hissettirdiginden hem hakikat c;:ok geni§ ve derin oldugundan biz de §imdilik onunla yetiniyoruz. Haddimizi ve gi.ici.imi.izi.i a§an s1rlan anlatmaya giri§meyecegiz.

U<;UNCU DAL Ktyamet alametlerinden, ahirzaman hadiselerinden ve baz1 amellerin fazilet ve sevaplarmdan bahseden hadis-i §erifler gi.izelce anla§tlmad1g1 ic;:in, ak1llarma gi.ivenen bir k1s1m alimler, onlarm baz1larma "zay1f" veya "mevzu" (uydurma) demi§ler. imam zay1f, benligi ve gururu kuvvetli baz1lan da inkara kadar gitmi§. $imdi etrafl1ca izahma giri§meyecek, yalmz "On iki As1!"1 soyleyecegiz. Birinci Astl Yirminci Soz'i.in sonundaki soruya verilen cevapta izah ettigimiz meseledir. Ozeti §Udur: Din bir imtihan, bir tecri.ibedir; yi.ice ruhlan a§ag1 ruhlardan ay1nr. ~u halde hadis-i §erifler, ileride herkes tarafmdan gozle gori.ilecek hadiselerden oyle bir tarzda bahsetmeli ki, ne bi.iti.in bi.iti.in mec;:hul biraksm ne de ac;:1kc;:a anlatsm da herkes tasdike mecbur kalsm. Akla kap1 ac;:acak, fakat iradeyi elden almayacak. <:;i.inki.i eger apac;:1k bir k1yamet alameti gori.ilse, herkes tasdike mecbur olsa, o vakit komi.ir gibi bir kabiliyet, elmas gibi bir kabiliyetle aym seviyede kahr. T eklif s1rn ve imtihanm neticesi ortadan kalkar. i§te bu sebeple Mehdi ve Sufyan


414 SOZLER

gibi pek gok meselede gok fikir aynhg1 meydana gelmi§, rivayetler de ge§itli oldugundan birbirine zit hukumler ortaya g1km1§hr.

ikinci Astl islam'a dair meselelerin tabakalan vard1r. Biri kesin deli! isterken, digerine herkesge kabul gormil§ bir kanaat yeter. Bir ba§kas1 da yalrnz teslim, kabul ve reddedilmemeyi ister. Oyleyse iman esaslanndan olmayan ikinci derecedeki meselelerde veya zamanm her bir hadisesinde §0.phesiz bir inane;, kesin bir deli! §art degildir. Belki yalrnz reddetmemek ve teslimiyet gosterip ili§memek yeter. U~iincii Asd

Sahabe zamanmda pek gok Yahudi ve Hiristiyan alimi islam'a girdi. Eski bilgileri de onlarla beraber Musluman oldu. Gegmi§teki baz1 yanh§ bilgileri islamiyet' e ait zannedildi.

Dordiincii Asd Hadis rivayet edenlerin baz1 sozleri veyahut hadislerden g1kard1klan manalar, hadisin asil metninden say1hyordu. Halbuki insan hatadan uzak degildir. Bu yuzden hakikate zit baz1 manalar veya sozler hadis zannedilerek hadis-i §eriflerin zay1f11gma hukmedilmi§tir.

Be§inci Asd ,,.

19 ~W

--:.

;;

Q

-?I ...}, .J~ yani 20 ~ sirrmca, ke§f ehli ve velilerden ilhama mazhar olan baz1 hadis alimlerine ilham yoluyla gelen birtak1m manalar hadis sanilm1§. Halbuki evliyanm ilhammda da -baz1 anzalarla- hata olabilir. i§te bu ti.irden bir k1s1m §eyler hakikate zit g1kabilir.

Altmc1 Asd Me§hur baz1 hikayeler vardir ki, darb1mesel hi.ikmune gegmi§tir. Hakiki manasma degil, ne maksat igin soylendigine bak1hr. i§te 19

20

"Ummetim i<;erisinde ilhama mazhar kimseler vard1r." (el-Kurtubi, el-Cami' Ii Ahkdmi'l-Kur'an 13/174. Aynca Buhari, fezdilil ashdb 6; Muslim, fezdilil's-sahdbe 23) ilhama mazhar olanlar.


YiRMi DoRoONcO Soz 415

Resul-u Ekrem (aleyhissa/aw vesselam) boyle, herkes<;;e bilinen baz1 k1ssa ve hikayeleri ir§ad maksad1yla, temsille, dolayh olarak zikredivermi§. ;>u tur meselelerin hakiki manasmda kusur varsa, insanlarm 6rf ve adetlerine, kulaktan dolma bilgilerine aittir. Yedinci Asd

Pek <;;ok te§bih ve temsil vard1r ki, zamanla veya alimlerin elinden cahillerin eline ge<:;mekle bizzat maddl hakikat kabul edilerek hataya dli§liluyor. Mesela, "Sevr" (okuz) ve "Hut" (bahk) isminde, misal aleminde okilz ve bahk suretinde, kara ve denizlerdeki hayvanlara nezaret eden iki melek, 21 adeta koca bir okuz ve cismanl bir bahk zannedilerek hadise ili§ilmi§. Yine mesela, bir vakit Hazreti Peygamber'in (aleyhissa/atil vesselam) huzurunda derin bir ses i§itildi. Resul-u Ekrem (aleyhissa/aW vesse/am) buyurdu ki: "Bu gurulhl, yetmi§ senedir yuvarlamp ancak §U dakikada cehennemin dibine dli§en bir ta§m gurultusudur." 22 i§te bu hadisi i§iten, hakikatini, i<:;ylizunu bilmeyen ki§i inkara sapar. Halbuki kesinlikle sabittir ki, o hadisin buyrulmasmdan yirmi dakika sonra biri gelip Resul-u Ekrem'e (aleyhissa/dtil vesselam): "Me§hur milnaf1k yirmi dakika once oldu." demi§tir. Allah Resulu (aleyhissa/aW vesselam), yetmi§ ya§tna giren o munaf1gm butun omrunun cehennemin bir ta§I olarak al<;;almaktan, en a§ag1 mertebeye ve kufre yuvarlanmaktan ibaret oldugunu, gayet belagatli bir §ekilde bildirmi§tir. Cenab-1 Hak, onun vefat ettigi dakikada o sesi i§ittirip resulune i§aret vermi§tir. Sekizinci Asd

Mutlak Hakim Cenab-1 Hak, §U tecrube ve imtihan meydanmda <;ok muhim §eyleri say1s1z e§ya i<;inde sakhyor. Bunda pek <:;ok hikmet ve gaye vard1r. Mesela, Kadir gecesini butun ramazanda, 23 duaya icabet saatini cuma gununde, 24 makbul velisini insanlann i<:;inde, ece21

22 23 24

et-Taber!, Cdmiu'/-Beydn 1/153, 194, 21/72; el-Hakim, e/-Mustedrek4/636; ibniAbdilberr, et-Temhfd 4/9; el-Heysemi, Mecmeu'z-Zevaid 8/131 (Bezzar'dan naklen). Muslim, cennet 31; Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 3/341, 346. Buhari, fmdn 36, fazlii /eyleti'/-kadr 2, 3, ta'bfr 8; Muslim, s1ydm 205-213. Buhari, cum'a 37, talak 24, deavat 61; Muslim, cum'a 13-15.


416 SozLER

li omiirde25 ve k1yametin vaktini diinyanm omrii ic_;inde26 saklamt§hr. Zira insanm eceli belli olsayd1, omriiniin yansma kadar gafletle ya§ar, yansmdan sonra daragacma ad1m ad1m gider gibi bir deh§et hissederdi. Halbuki ahiret-diinya dengesini koruma ve her vakit korku ile limit arasmda bulunma keyfiyeti, her dakika hem olmenin hem ya§amanm miimkiin olmasm1 gerektirir. ;>u halde, eceli gizli yirmi senelik bir omiir, ne zaman bitecegi belli olan bin senelik omre tercih edilir. i§te k1yamet de insanm biiyiik bir misali olan §U diinyanm ecelidir. Eger vakti belli olsayd1, biitiin ilk ve orta c_;aglar mutlak bir gaflete dalacak, k1yamete yakm sonraki as1rlar ise deh§ette kalacakti. insan nastl §ahs1 hayabyla, evinin ve koyiiniin gelecegiyle alakadarsa, toplum hayabyla, biitiin insanhkla ve diinyanm ya§amas1yla da oyle alakadard1r. Kur' an 27~L:l\ ~_?~ der, "Kiyamet yakmdir" buyurur. Bin §U kadar senedir k1yametin hala kopmamas1, yakm oldugu hakikatini degi§tirmez. Zira k1yamet, diinyanm ecelidir. Diinyanm omrilne nispeten bin veya iki bin sene, bir seneye k1yasla bir-iki gun veya bir-iki dakika gibidir. Kiyamet saati yalrnz insanhgm eceli degildir ki, onun omriine k1yaslarnp uzak goriilsiin. i§te bunun ic_;in Hak1m-i Mutlak, k1yameti "mugayyebat-1 hamse"den, 28 yani Kur'an'da zikredilen be§ bilinmeyen §eyden biri olarak kendi ilminde sakl1yor. Bu sirdandir ki, her asir, hatta hakikati goren asr-1 saadet dahi daima k1yametten korkmu§. Hatta baz1lan "Alametleri hemen hemen c_;1kt1." demi§ler. i§te bu hakikati bilmeyen insafsiz insanlar derler ki: "Ahireti etrafl1ca ders alan, uyarnk kalbli, keskin nazarh sahabiler nic_;in fikirleri hakikatten bin sene uzak dii§mil§ gibi, bin dart yiiz sene sonra gelecek bir hakikati kendi asirlarma yakm zannetmi§ler?" Cevap: Ciinkii sahabiler, peygamber sohbetinin feyziyle, ahireti herkesten fazla dii§iinerek, diinyanm fani oldugunu bilerek, k1yamet vaktinin gizlenmesindeki ilah1 hikmeti anlayarak, §ahs1 ecelleri gibi diinyanm eceline kar§l da daima hazir bir vaziyette ahiretlerine ciddi 25

26 27 28

Lokman sO.resi, 31/34; Buhari, istiska 29, tefsfru sure (6) l, (13) l, (31) 2, tevhfd 4; Ahmed ibni Hanbel, e/-Miisned 2/24, 52, 58, 122. A'raf sO.resi, 7/187; Lokman sO.resi, 31/34; Ahmed ibni Hanbel, el-Miisned 5/389. Kamer sO.resi, 54/1. Lokman sO.resi, 31/34; Buhari, istiska 29, tefsfru sure (6) l, (13) l, (31) 2, tevhfd 4; Ahmed ibni Hanbel, el-Miisned 2/24, 52, 58, 122.


YiRMi DoRoDNcD Soz 417

<:;ah§mI§lar. Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/aw vesse/am) "Kiyameti bekleyiniz, ona ham olunuz." 29 diye tekrar etmesi, §U hikmetten ileri gelen nebevi bir yol gostermedir. Yoksa belli bir hadiseye <lair bir vahyin hukmuyle degildir ki hakikatten uzak olsun. Sebep ayn, hikmet aynd1r. i§te Hazreti Peygamber' in (aleyhissa/aw vesselam) bu tur sozleri, k1yamet vaktinin gizli b1rakilmasmdaki hikmetten ileri geliyor. Bunun bir sirr1 da §Udur: Mehdi ve Sufyan gibi ahirzamanda gelecek §ah1slan <:;ok zaman once, hatta Tabiin devrinde beklemi§, onlara yeti§mek istemi§ler. Hatta baz1 veliler, "Onlar ge<:;ti." demi§. i§te ilahi hikmet, k1yametin vakti gibi onlarm gelecegi de vaktin belli olmamas1m gerektirir. <;unku her devir, her as1r manevi kuvvetin takviyesini saglayacak ve insanhg1 umitsizlikten kurtaracak Mehdi manasma muhta<:;hr. Her asnn bu manada bir hissesinin bulunmas1 laz1md1r. Hem gaflet i<:;inde kotulere uymamak ve nefsin dizginini kay1ts1zhkta b1rakmamak i<:;in her as1r, bozgunculugun ba§ma ge<:;ecek deh§etli §ah1slardan <:;ekinmeli ve korkmah! Eger o §ah1slann gelecekleri vakit belli olsayd1, herkesi ir§ad etmenin hikmeti ortadan kalkard1. $imdi, Mehdi gibi §ah1slar hakkmdaki rivayetlerin farkh olmasmm s1rn §Udur: Hadisleri yorumlayanlar, onlann metnini kendi yorum ve hukum 9karmalanna uygulam1§lar. Mesela, saltanatm merkezi o zaman $am' da veya Medine' de oldugundan, Mehdi veya Sufyan ile ilgili hadiseleri o civardaki Basra, KO.fe, $am gibi yerlerde dti§U.nerek hadisleri oyle tefsir etmi§ler. Hem o §ah1slarm §ahs-1 manevisine veya temsil ettikleri cemaatlere ait buyuk neticeleri o §ah1slann zatlarmda dti§U.nerek yorumlam1§, o fevkalade §ah1slar <:;1khg1 vakit herkesin onlan tamyacagm1 dti§U.nmti§ler. Halbuki demi§tik: Bu dunya tecrube meydamd1r; akla kap1 a<:;1hr, fakat irade elden almmaz. Oyleyse o §ah1slar, hatta o muthi§ Decca! bile <:;1khg1 zaman, <:;oklan -hatta ilk ba§ta kendisi de- Decca! oldugunu bilmez. 0 ahirzaman §ah1slan belki iman nurunun dikkatiyle tanmabilir. K1yamet alametlerinden olan Decca! hakkmdaki hadis-i §erifte, "Birinci gunu bir sene, ikinci gunu bir ay, ti<:;tincu gunu bir hafta, d6rduncu gunu de diger gunler gibidir. 30 Ortaya <:;1khg1 zaman bu.tun dun29 30

Buhari, i/im 2, rikak 35; Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 2/36. Muslim, fiten 110; Tirmizi, fiten 59; Ebu Davud, meldhim 14; ibni Mace, fiten 33;


418 SoztER

ya i§itir. 31 Dunyay1 kirk gunde gezer. 32 " buyruldugu rivayet ediliyor. insafs1z insanlar bu rivayete akd d1§1 demi§ -ha§a- onu inkara ve hilkilmsilz saymaya kadar gitmi§ler. Halbuki-33~\ ~ ~lj- hadisin hakikati §U olmahdir: Hadiste, tabiat<_;dann kilfilr dil§ilncesinden silzillen bilyilk bir cereyanm ba§ma ge<_;ecek ve Yarabc1 fikrini inkar edecek bir §ahsm, kilfriln en yogun oldugu kuzey tarafmdan <_;1kacagma i§aret ve bu i§aret i<_;inde bir hikmet nilktesi vardir. -?oyle ki: Kuzey kutbuna yakm dairede biltiln sene, bir gece ile bir gilndilzdilr; alb ay gece, alb ay gilndilz olur. "Deccal'm bir gilnil bir senedir" beyam, o dairenin yakmmda ortaya <_;1kacagma i§arettir. "ikinci gilnil bir aydir" denmesinden maksat ise §Udur: Kuzeyden bu tarafa geldik<_;e mesela bazen, yaz mevsiminde bir ay boyunca gilne§ batmaz. Buda, Deccal'm kuzeyden c;1k1p medenl dilnyaya dogru saldiracagma i§arettir. Gilnil Deccal' a isnat etmekle hadis §Una i§arette bulunur: Daha gilneye geldik<_;e, gilne§ bir hafta batmaz. Daha da geldik<_;e, gilne§in dogu§u ile bah§! arasmdaki fark il<.; saate iner. Ben Rusya'da esaretteyken b6yle bir yerde bulundum. Bize yakm, bir hafta gilne§ batmayan bir yer vard1, seyir i<_;in oraya gidiyorlard1. "Deccal <_;1kbg1 vakit biltiln dilnya i§itecek." kaydm1 ise telgraf ve radyo dogrulam1§br. Onun dilnyay1 kirk gilnde gezmesini de, binegi olan tren ve u<_;ak milmkiln kdm1§br. Eskiden bu iki kayd1 akd dl§l kabul eden dinsizler §imdi siradan bir §ey olarak g6rilyorlar! Kiyamet alametlerinden Ye'cilc ile Me'cilc ve Zillkarneyn'in Seddi hakkmda bir ba§ka risalede34 daha aynnhh yazd1g1mdan, ona havale edip burada yalmz §Unu deriz: Eskiden Man<_;ur ve Mogol unvamyla insanhgm huzurunu altilst eden topluluklarm ve Cin Seddi'nin yapdmasma sebep olanlann, k1yamete yakm yine anar§istlik gibi bir fikirle medeniyeti yerle bir edecekleri, rivayetlerde vardir. Baz1 dinsizler der ki: "Bu kadar hayret verici §eyleri yapan ve yapacak topluluklar nerede?" 31 32

33 34

Ahmed ibni Hanbel, el-Miisned 4/181. el-Hakim, el-Miistedrek 4/573. ibni Ebi $eybe, e/-Musannef 7/496; et-Taberani, el-Mu'cemii'l-Kebfr 11/313; edDeylemi, e/-Miisned 2/237; Nuaym ibni Hammad, el-Fiten 2/543. Ger<;ek bilgi Allah katmdad1r. On Altmc1 Lem'a.


YiRMi DORDDNcii Soz 419

Cevap: C::ekirge gibi bir afet, bir mevsimde c;:ok fazla bulunur. Mevsim degi§tikc;:e, memleketi istila eden o kalabahk si.irillerin hakikati, birkac;: tanesinde saklamyor. Zamam gelince, Allah'm emriyle o c;:ekirgelerden ayrn afet yine ba§lar. Adeta onlann baglan inceliyor, kopmuyor; mevsimi gelince yine ortaya c;:1kiyorlar. Aynen oyle de, bir zaman di.inyay1 alti.ist eden o topluluklar, Cenab-1 Hakk'm izniyle, mevsimi geld@ vakit medeniyeti darmadagm edecekler. Fakat onlan harekete gec;:iren §ey ba§ka bir surette ortaya c;:1kar.

35'~\ '1~ ~\ ~ '1 Dokuzuncu Astl imana <lair meselelerden bir k1smmm neticeleri, §U smirh ve dar aleme; bir k1sm1 da geni§ ve mutlak olan ahiret alemine bakar. Amellerin fazilet ve sevabma <lair hadis-i §eriflerin bir k1sm1, hem §evklendirmek hem korkutmak ic;:in belagatli bir i.islup ta§1d1gmdan, dikkatsiz insanlar onlan mi.ibalagah zannetmi§ler. Halbuki hepsi hakkm ta kendisi ve hakikat kaynag1 oldugundan, ic;:lerinde aldatma ve mi.ibalaga yoktur. Mesela, insafs1zlann zihnini en c;:ok kurcalayan §U hadistir: 36,_C-~,, 1~:. ,jGJ\ , ? ~ J;,

w-!""~ •

~

0 ,, c , G. /~I~/ 8JJ1 , J"-: -

~·,

/

0

~.J y

1

-veya denildigi gibi- meal-i §erifi: "Di.inyarnn, Cenab-1 Hakk'm katmda bir sinek kanad1 kadar k1ymeti olsayd1, kafirler ondan bir yudum SU ic;:emezdi." Hadisin hakikati §Udur: ~\ ~ tabiri, "beka aleminden" demektir. Evet, beka alemindeki bir sinek kanad1 kadar nur, madem ebedidir, o halde yeryi.izi.ini.i dolduracak gec;:ici bir nurdan daha c;:oktur.37 Demek, koca di.inyanm, bir sinek kanad1yla degil; herkesin k1saC1k omri.ine yerle§en hususi di.inyasmm, beka alemindeki bir sinek kanad1 kadar daimi ilahi feyz ve ihsanla k1yaslanamayacag1 manasma gelir. 35

36

37

Hi~ kimse gayb1 bilemez, gayb1 yalmz Allah bilir. Buhari, tefsfru sure (18) 6; Muslim, milnafikun 18, zuhd 13. Buhari, cihdd 73, bed'u'l-halk 8, rikak 2; Tirmizi, cihdd 17, 25, tefsfru sure (3) 22, (56) 1; ibni Mace, zuhd 30; Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 2/310, 438, 3/142, 434, 5/330, 337, 339.


420 SOZLER

Dilnyanm iki, belki tic; yilzil var: Biri, Cenab-1 Hakk'm isimlerinin aynalandir. Digeri ahirete bakar, onun tarlas1dir. Sonuncusu fanilige, yokluga bakar. Bizim bildigimiz, Cenab-1 Hakk'm nzasma uygun olmayan, dalalet ehlinin dunyas1dir. Demek hadis, esma-i hilsnanm aynas1, Samed Yarabcmm bir mektubu ve ahiretin tarlas1 olan koca dunyanm38 degil, aksine biltiln hatalarm, belfilarm kaynag1 olan, dunyaperestlerin dilnyasmm, ahiret aleminde milminlere verilecek daim1 nimetlerin bir zerresine bile denk olamayacagma i§arettir. i§te §U en do§ru ve ciddi hakikat nerede, insafs12 dinsizlerin anlad1klan, milbalaga ve aldatma zannettikleri mana nerede! Hem mesela: insafs1z inkarcilann milbalaga zannettikleri, hatta akil dt§l bir milbalaga ve aldatma sayd1klan §eylerden biri de, amellerin sevabma ve baz1 surelerin faziletlerine <lair hadis-i §eriflerdir. Mesela, Fatiha'mn Kur'an kadar sevab1 bulunduguna, 39 ihlas sO.resinin Kur'an'm ilc;te biri, 40 Zilzal41 ve Kafirun42 sO.relerinin Kur'an'm dortte biri, Yasin sO.resinin on Kur' an kadar olduguna <lair rivayetler43 vardir. i§te insafs1z ve dikkatsiz insanlar demi§ler ki: "Bu imkans1zdir. <;unkil Yasin ve 6teki faziletli sO.reler zaten Kur'an'm ic;indedir. Bu yilzden boyle bir §ey manas1z olur." Cevap: 0 rivayetlerin hakikati §Udur: Kur'an-1 Hakim' in her bir harfinin bir sevab1 var. 44 Cenab-1 Hakk'm lutfu ile o harflerin sevab1 silmbullenir, bazen on, bazen yetmi§, bazen yedi yilz (Ayetil'l-Kilrsl'nin harfleri gibi}, bazen bin be§ yilz (ihlas sO.resinin harfleri gibi}, bazen on bin (Berat gecesinde ve makbul vakitlerde okunanlar gibi}, bazen de ha§ha§ tohumunun c;oklugu misali otuz bin verir (Kadir Gecesi'nde okunan ayetler gibi}. Ve "O gece bin aydan daha hayirhdir" 45 ayetinin 38

39

40

41 42 43 44

45

"Diinya, ahiretin tarlas1d1r." manasmdaki hadis ic;in el-Gazal'i, jhydu U/umi'd-Dfn 4/19; es-Sehavi, e/-Makds1di.i'l-Hasene s. 497; Aliyyiilkari, el-Esrdru'l-MerfUa s. 205. Buhari, tefsfru sure (1) 1, (15) 3, fezdili.i'l-Kur'an 9; Tirmizl, sevdbi.i'/-Kur'an 1; Ahmed ibni Hanbel, e/-Mi.isned 4/211. Buhari, fezdili.i'/-Kur'an 13; Tirmizi, sevdbi.i'l-Kur'an 10, 11; Ebu DaVO.d, vitr 18; Nesfil, iftitah 69; ibni Mace, edeb 52. Tirmizi, sevdbi.i'/-Kur'an 10; Ahmed ibni Hanbel, e/-Mi.isned 3/147, 221. Tirmizi, sevdbi.i'l-Kur'an 10; Ahmed ibni Hanbel, el-Mi.isned 3/147, 221. Tirmizi, sevdbii'l-Kur'an 7. Tirmizi, fezdili.i'/-Kur'an 16; Darimi, fezdili.i'l-Kur'an 1. Kadir suresi, 97/3.


YiRMi DORDDNcD

Soz

421

i§aretiyle, o gece bir harfin otuz bin sevab1 oldugu anla§1hr. i§te Kur'an-1 Hakim, sevaplann katlanmas1yla, elbette olc;ulemez. Belki as1! sevab1yla, baz1 surelerle k1yas edilebilir. Mesela, ic;ine bin tane m1sir tohumu ekilmi§ bir tarla farz edelim. Baz1 tohumlann yedi sumbul verdigini varsaysak, her bir sumbulde yuzer tohum olsa, o vakit tek bir tohum butun tarlamn uc;te ikisine kar§1hk gelir. Mesela bir tohum da her birinde iki yuz tohum bulunan on sumbul vermi§ olsun. 0 zaman bir tek tohum, tarladaki butun tohumlann iki misli kadar olur. Bunun gibi ba§ka ornekleri de kiyasla ... .$imdi Kur'an-1 Haklm'i nuranl, mukaddes, semavl bir tarla olarak dli§linelim. i§te her bir harfi, asil sevab1yla birer tohum hukmundedir. Sumbulleri dikkate almmazsa; Yasin, ihlas, Fatiha, Kafirun ve Zilzal gibi faziletlerine dair rivayetler olan sure ve ayetlerle k1yaslanabilir. Mesela, Kur'an-1 Haklm'in 300 bin 620 harfi var. ihlas suresi, besmeleyle beraber 69 harftir. Oc; kere 69, 207 eder. Demek, ihlas suresinin her bir harfinin sevab1 1500'e yakmdir. Yasin suresinin harfleri hesap edilse, Kur'an-1 Haklm'in harflerinin toplamma k1yaslansa ve on defa katland1g1 dikkate almsa §6yle bir netice c;1kar: Yasin-i $erif'in her bir harfinin be§ ylize yakm sevab1 vardir, yani o kadar sayilabilir. i§te ba§ka sureleri de bunlara ktyaslarsan hadiste ifade edilenin ne kadar ho§, glizel, dogru ve hilesiz bir hakikat oldugunu anlarsm. Onuncu Astl

(ogu varhk turunde oldugu gibi, insanlar arasmda da fiilleri ve amelleri harika baz1 fertler bulunur. 0 fertler eger iyilikte ileri gitmi§se, hlrlerinin iftihar kaynag1dir; aksi takdirde ugursuzluk vesilesi olurlar. Onlar gizlidir, adeta birer manevi §ahsiyet, birer gaye-i hayal46 hukmundedirler. Her fert onlar gibi olmaya c;ah§Ir ve olma ihtimali vard1r. Demek, o milkemmel ve harika fert, mutlak ve gizli oldugu i~in her yerde bulunmas1 mumkundur. Bu itibarla, mantikc;a onun herhangi bir yerde bulunacagma hukmedilebilir. Yani her bir amelin oyle bir netice vermesi mumkundur. Mesela, "Kim iki rekat namaz1 filan vakitte kilarsa sevab1 bir hac kadardir." 47 buyruluyor. i§te iki rekat namazm 46 47

Gaye-i hayal: ideal, mefkure. Tirmizi, cum'a 59.


422 SOZLER

baz1 vakitlercle bir hac ibacletine beclel olclugu bir hakikattir. Her iki rekat namazcla bu mana her zaman mi.imki.incli.ir. ~u ti.irclen rivayetlerin gen;:ekle§mesi, claim! ve her fiil i<;in ge<;erli bir kaicle clegilclir. <;unki.i maclem kabuli.in §artlan var; o halcle her fiil i<;in ge<;erli ve claim! olmaktan 9kar. Belki ya bilfiil ge<;iciclir, mutlakhr ya cla varhg1 ve yoklugu imkan clahilincleclir, ger<;ekle§mesi her zaman mi.imki.incli.ir. Demek, §U ti.irclen haclislercleki ki.illiyet, amellerclen birinin bu manayla kabul olabilmesinin mi.imki.inli.igi.i itiban ileclir. Mesela, "G1ybet, bir insam 6lcli.irmek gibiclir." 48 buyruluyor. Demek, g1ybette 6yle bir <;ekirclek bulunur ki, cinayet gibi olcli.iri.ici.i bir zehirclen claha zararhcl1r. Mesela, "Bir gi.izel soz, bir koleyi azat etmek gibi bi.iyi.ik bir saclaka yerine ge<;er." 49 cliye rivayet ecliliyor. Haclis te§vik i<;in, bunun mutlak bir surette, her zaman mi.imki.in olabilecegini gostermekle hayra kar§1 §evklenclirir ve insam §erclen nefret ettirir. Hem ebecll alemin k1ymetleri §U cli.inyanm ol<;i.ileriyle tartilmaz. Buranm en bi.iyi.igi.i, oranm en ki.i<;i.igi.ine clenk olamaz. Amellerin kar§1hg1 o aleme baktig1 i<;in cli.inyevl nazanm1z ona clar geliyor, akhm1za s1g1§hram1yoruz. Mesela

5oZ; 3 ~j ~y

,

/

7 ij ~ tl ~\ 1.U \) ~

buyrularak §U cluaya i§aret ecliliyor:

,;:..>\'' ~11 J,. tC-._r.-:" ,<(i tl.J/ ~ ~ .tWi ~/ / _,........., . j '~~. j'\Ji

w" ~Ii w' ~ .:1.4.;J\ . j.J ,;:..>\'' / _,........., . j // w' , ~ .',\Ji ~,, •.:.k, ~1i _;, ~ .:1.4.;J\ . ;<~Ii ~ -~Ii ,: , · \Ji, ; j ~j ;J.J / _,........., ; j // i--::-- f..~ Y".J J"?J .J 0

..:.,, .hl.<li . J

tl,.J

.!<~Ii~ .Ji,,, i--::-- f..~ Y".J

· \Ji,.J ui'' ~11 / _,........., 0

,_yf'j

· ~~1..;Ji

...;:,

tl,.J ~ ~ .1wi

51~i ~fli jkj ~i~i ~~~~~~~~-

48 49

50

51

ed-Deylemi, e/-Milsned 3/116. et-Taberani, e/-Mu'cemu'/-Kebfr 7/230; el-Beyhakl, ~uabu'l-fman 6/124. Kim bu duay1 okursa, ona Musa ve Harun'un (aleyhimusselam) sevab1 kadar sevab verilir. (el-Gumti§hanevi, Mecmuatil'l-Ahzab [Evrad-1 $azeli] s. 263) Suttin hamdler, i:ivgtiler gi:iklerin ve yerlerin Rabbi Allah'a mahsustur. Gi:iklerde ve yerde btiytikltik, alemlerin Rabbine hastir. 0, sonsuz izzet ve hikmet sahibidir. Suttin hamdler, i:ivgtiler gi:iklerin ve yerlerin Rabbi Allah' a mahsustur. Gi:iklerde ve yerde azamet sadece alemlerin Rabbi olan O'na aittir. 0, sonsuz izzet ve hikmet sahibidir. Mtilk sadece O'nundur. 0 gi:iklerin Rabbidir, sonsuz izzet ve hikmet sahibidir. (el-Gumti§hanevi, Mecmuatil'l-Ahzab [Evrad-1 $azell] s. 262-263)


YiRMi DoRoDNcD Soz 423

insafs1z ve dikkatsizlerin alakasm1 en c:;ok c:;eken, bu gibi rivayetlerdir. Hakikati §Udur: Dunyada dar bak1§1m1zla, k1sac1k fikrimizle Musa ve Harun'un (a/eyhimusse/am) sevaplanm ne derece tasavvur edebildigimizi biliyoruz. Rahim-i Mutlak'm sonsuz ihtiyac:; ic:;indeki bir kuluna, ebedi saadet aleminde bir tek virde kar§Ihk verecegi sevap, o iki peygamberin -ilim dairemiz ve tahminimiz ic:;indeki- sevaplanna e§it olabilir. Mesela, padi§ah1 hie:; gormemi§, onun saltanatmm ha§metini bilmeyen bedevi ve vah§i bir adam bir koy agasm1 nas1l bilirse, o smirh fikriyle padi§ah1 da ondan buyukc:;e bir aga olarak hayal eder. Hatta bizde safdil bir k1s1m insanlar eskiden, "Padi§ah kendi ocagmda bulgur c:;orbas1 pi§irdigi tenceresinin ba§mda ne yap1yorsa bizim agam1z biliyor." diyorlard1. Demek onlar padi§ah1 o kadar smirh vaziyette ve basit hayal ediyorlar ki, bulgur c:;orbasm1 kendisinin pi§irdigini dll§llnuyor, onu adeta bir yuzba§I makammda farz ediyorlard1. ~imdi bir kimse o adamlardan birine, "Sen bugun benim ic:;in §U i§i yaparsan, sana bildigin padi§ah ha§meti kadar bir buyukluk verecegim. Yani yuzba§I kadar bir rutbe takacag1m." dese, bu soz hakikattir. <;unku padi§ahm ha§metinden onun dar fikrine giren, ancak bir yllzba§Imnki kadar bir buyuklukllir. i§te dunya nazanyla, dar fikrimizle, ahirete donuk sevaplann hakikatini o bedevi adam kadar da dll§llnemiyoruz. K1yaslanan, Hazreti Musa (a/eyhisse/am) ve Harun'un (aleyhisselam) bilemedigimiz hakiki sevaplan degil -c:;unku te§bih kaidesi bilinmeyeni bilinene k1yas ederma!Omumuz olan ve tahmin edebildigimiz sevaplanyla mumin bir kulun bir virdine kar§tltk bilmedigimiz hakiki sevab1dir. Hem denizin yuzu ile bir damlanm gozbebegi, gune§in aksini tamamen tutmakta e§itlir. Fark, keyfiyettedir. Hazreti Musa (a/eyhisselam) ve Harun'un (a/eyhisse/am) deniz misali ruh aynalarma akseden sevabm mahiyeti, bir damla hukmundeki mumin bir kulun bir ayetten ald1g1 sevabm mahiyetiyle aymdtr. Keyfiyet ise kabiliyete g6re degi§ir. Hem bazen bir tek kelime, bir tek tesbih altmt§ sene hizmetle ac:;1lmamt§ bir saadet hazinesini ac:;ar. Demek ki, baz1 hallerde bir tek ayet Kur'an kadar fayda verebilir. Hem ism-i Azam'a mazhar olan Res0.1-u Ekrem'in (a/eyhissa/dtu vesselam) bir ayette ula§hg1 ilahi feyiz, belki bir peygamberin mazhar oldugu bullin feyiz kadardtr. Allah Resulu'nun (aleyhissaldtil vesse/am)


424 SOZLER

yolundan giderek ism-i Azam'm golgesine eri§en bir mtimin de kendi kabiliyeti itiban ile nicelik bak1mmdan bir nebinin feyzi kadar sevap kazamyor dense hakikate zit olmaz. Hem sevap ve fazilet, nur alemindendir. 0 alemde bir zerreye dtinyalar s1gabilir. Nasti ki bir cam zerreciginden gokytizti ve y1ld1zlar gortinebilir, aynen oyle de, halis bir niyetle §effafhk kazanan bir zikirde veya bir ayette gokler kadar nuranl sevap ve fazilet bulunabilir. Sozun Ozu: Ey insafs1z, dikkatsiz, imam zay1f, felsefesi kuwetli, bencil ve tenkitc;i insan! ~u "On As1l"1 dikkate al ve hakikate kesinlikle zit gordtigtin bir rivayeti bahane ederek hadis-i §eriflere ve dolay1s1yla Res0.1-u Ekrem'in (aleyhissa/6W vesselam) ismet52 mertebesine golge dli§lirecek itiraz parmagm1 uzatma! Zira o "On Ast!" m on dairesi seni inkardan vazgec;irir, §6yle der: "Hakiki bir kusur varsa bize aittir, hadise ait olamaz. Eger kusur hakiki degilse, senin bozuk anlay1§m yuzundendir." Ktsacas1, inkar ve ret yolunda gitmek i<;in §U "On As1!"1 yalanlamak ve c;urutmek gerekir. ~imdi, insafm varsa bunlan dikkatle dli§lindukten sonra aklmm hakikate ters gordugu bir hadisi inkara kalkt§ma! "Bir tefsiri, bir tevili veya bir tabiri vardtr." de, ili§me! On Birinci Astl Nasti ki Kur'an-1 Haklm'in "mute§abih" 53 ayetleri vardtr; izaha ve tefsire muhta<;hr veya mutlak teslimiyet ister. Hadis-i §eriflerin de oyleleri vardtr; bazen csok dikkatli yorum ve tabir gerektirir. Onceki misaller bunu gostermeye yeter. Evet, nas1l ki uykudaki bir adamm ruyasm1 uyamk biri tabir edebilir. Aym §ekilde, bazen uykudaki bir adam yanmda konu§ulan sozleri i§itir fakat onlara kendi uykusundaki aleme gore mana verir. i§te ey gaflet ve felsefe uykusuna dalmt§ insafs1z insan! 54

52

53 54

55

J.11.Aj ~\ ~j LA ve 55 ~ f~ ':J3 ~

fl.S beyanlarmdaki hukme

ismet: Gunahs1zhk, masumiyet, §aibelerden annm1§ olmak. Peygamber vas1flarmdand1r. Manas1 a<_;1k olmayan. "Peygamberin gi:izu kaymad1, §a§mad1, a§mad1 da." (Necm sO.resi, 53/17) "Benim gi:izum uyur, kalbim uyumaz." Buhari, teravfh l, menilk1b 24, teheccud 16; Muslim, musafirfn 125.


YiRMi DORDDNcu Soz 425

mazhar ve hakikaten uyamk olan zatm gordugilnil, sen kendi ruyanda inkar degil, tabir et! Evet, uykudaki bir adam1 sinek 1sirsa, muthi§ bir . §ava§ta yaraland1gm1 zanneder. Ona sorulsa, "Hakikaten yaralane'.hm. Bana topla, tufekle ate§ edildi" diyecektir. Yanmda oturanlar, onun uykusundaki lzdirabma giller. i§te bu uykulu gaflet nazan ve felsefe, elbette peygamberlik hakikatine k1stas olamaz.

On ikinci As1l Peygamberlik, tevhid ve iman nazan; Allah'm birligine, ahirete ve ulO.hiyete baktig1 ic;in hakikatleri ona g6re gorur. Felsefeciler ise kesrete, yani insarn Cenab-1 Hak'tan uzakla§hran say1s1z §eye, sebeplere ve tabiata bakar, hakikatleri ona g6re yorumlar. Dolay1s1yla bakl§ a~!: ·r~n birbirinden c;ok uzaktir. Felsefecilerin en buyuk maksad1, kelam alimlerinin maksatlanna k1yasla gorilnmeyecek derecede kuc;uk ve onemsizdir. i§te onun ic;indir ki, felsefeciler varhklarm etrafhca mahiyetini ve ince hallerini izah etmekte c;ok ileri gitmi§lerdir. Fakat hakiki hikmet olan Cenab-1 Hakk'm tammaya ve ahirete dair yuksek ilimlerde o kadar geridirler ki, en basit bir milmine bile yeti§emezler. Bu sm1 anlamayanlar, hakikati delilleriyle bilen islam alimlerini felsefecilerden geri zannediyor. Halbuki ak1llan gozlerine inmi§, insanm yuzilnil Cenab-1 Hak'tan c;eviren say1s1z §eyde bogulmu§ olanlann ne haddi var ki, peygamber varisligi ile yuce, mukaddes gayelere ula§anlara yeti§ebilsinler! Hem bir §ey, iki turlu bak1ld1g1 vakit, iki farkh hakikati gosterir; bunlarm ikisi de hakikat olabilir. Fakat ilmin kesin hakikat olarak g6rdugu hic;bir §ey, Kur'an'm mukaddes hakikatlerine ili§emez; ilmin k1sa eli, onun noksanhklardan uzak ve yuce etegine eri§emez. Mesela., felsefe na.za.nyla bakmca dunyanm hakikati §Udur: Say1s1z y1ld1z ic;inde, gune§in etrafmda donen orta buyuklukte bir gezegen, y1ld1zlara k1yasla kuc;uk bir varhk. .. Fakat Kur' an ehlinin nazanyla bak1ld1g1 vakit, On Be§inci Soz' de izah edildigi gibi, dunyanm hakikati §6yledir: Alemin meyvesi olan insan en ku§ahc1, en benzersiz, en aciz, en aziz, en zay1f ve en latif kudret mucizesi oldugundan, be§@ ve evi olan yeryuzu, goklere nispeten maddi kuc;ukluguyle beraber manen


426 SozLER

ve sanatc;a biltiln kainatm kalbi, merkezi.. biltiln sanat mucizelerinin sergisi.. Cenab-1 Hakk'm isimlerinin biltiln tecellilerinin mazhan ve odak noktas1.. sonsuz Rab bani icraatm mah§eri, aynas1.. Cenab-1 Hakk' m hadsiz yaratic1hgmm, bilhassa say1s1z kilc;ilk bitki ve hayvan tilrlerindeki comertc;e yaratmanm zemini, c;ar§1s1.. pek geni§ ahiret alemlerindeki sanath eserlerin ki.ic;i.ik olc;ekteki misallerinin sergisi.. ebedi dokumalann silratle i§leyen tezgah1.. baki manzaralarm c;abuk degi§en bir taklit yeri.. ve ebedi cennet bahc;elerinin tohumcuklannm si.iratle si.imbi.illendigi dar ve gec;ici bir tarla, yeti§tirilip bilyi.iti.ildi.igi.i bir yer olmu§tur. i§te bu manevi bi.iyi.ikli.igi.i ve sanatc;a k1ymetindendir ki, Kur'an-1 Hakim, goklere nispeten bi.iyi.ik bir agacm ki.ic;i.ik bir meyvesi hilkmilnde olan yeryilzi.inil, kilc;ilci.ik bir kalbi bilyilk bir kahba denk tutar gibi, kainata denk tutuyor. Onu bir kefeye, gokleri bir kefeye koyuyor. Tekrar tekrar 56 vi>.J\lij ..:;,-ii~\ ~j diyor. i§te diger meseleleri buna k1yasla ve anla ki, felsefenin ruhsuz, s6nilk hakikatleri Kur'an'm parlak ve canh hakikatleriyle boy ol<;i.i§emez. BakI§ ac;1lan ayn ayn oldugu i<;in hakikat farkh g6ri.ini.ir.

DORDUNCU DAL

fl

~lj ~lj ~:}11 J_ 0Aj ~lj.L:JI J_ 0A ~~~I _)t j ~1l;J1 ~ j;. r.} j ~01 ~ r.} j ~ljillj ~lj J~lj fy;Jllj 57~~ ~ µ ~1 0~ r,--? ~ J.J LJ ~1 ~ 0Aj

$u bi.iyi.ik ve geni§ ayetin hazinesinden yalmz bir tek cevheri gosterecegiz: Kur'an-1 Hakim a9kc;a bildiriyor ki: Ar§tan yere, yild12lardan sineklere, meleklerden bahklara, gezegenlerden zerrelere kadar her §ey Cenab-1 Hakk'a secde, ibadet, hamd ve O'nu tesbih eder. Fakat ibadetleri, ayna 56

"Goklerin ve yerin Rabbi" (Ra'd suresi, 13/16; isra suresi, 17/102; Kehf suresi,

18/14; Meryem suresi, 19/65 ... ) 57

"Bilmez misin ki goklerde ve yerde bulunan kimseler, hatta gune§, ay, y1ld1zlar, daglar, aga<;lar buhln canhlar ve insanlarm da bir <;ogu Allah'm yticeligine secde ediyorlar. insanlann <;ogu hakkmda ise azap hukmu kesinle§mi§tir. Allah'm zelil kild1gm1 aziz edecek kuwet yoktur. $U.phesiz ki Allah ne dilerse yapar." (Hae sliresi, 22/18)


YiRMi D6RDtlNcu Soz 427

olduklan ilahl isimlere ve kabiliyetlerine gore ayn ayn, <_;e§it <_;e§itlir. ibadetlerinin farkh olmasmm bir yoni.ini.i bir temsille anlatacagIZ. Mesela - 58~\11 Jdl ~j- sonsuz millke sahip yilce bir sultan, biiyilk bir §ehri veya muhte§em bir saray1 yapmak i<_;in dort k1s1m hizmetkar <_;ah§bnr. Birinci k1s1m: Onun koleleridir. Bunlann ne maa§l ne de ilcreti vardir. Efendilerinin emriyle yapbklan her i§ten, gayet ho§ bir zevk ve §evk ahrlar. Efendilerini ovmek i<_;in onun vas1flanndan bahsettik<_;e zevkleri ve §evkleri artar. Onlar, mukaddes efendilerine baghhg1 biiyiik bir §eref bilerek bunu kafi goriirler. Hem yapbklan i§lere efendilerinin ad1yla, nazanyla ve onun hesabma bakmaktan manevi bir lezzet duyarlar. Ocrete, riltbeye, maa§a ihtiya<_;lan yoktur. ikinci k1s1m: Baz1 basit hizmetkarlardir. Ni<_;in <_;ah§bklanm bilmezler. 0 §anh malik onlan kullamr, kendi fikri ve ilmiyle <_;ah§bnr. Onlara lay1k az bir iicret de verir. 0 hizmetkarlar, amellerinin ne <_;e§it biiyiik gayeleri, yiiksek faydalan netice verdigini bilmez. Hatta bazilan, amellerinin kendilerine ait o iicret ve maa§tan ba§ka gayesi olmad1gm1 zanneder. U{:i.incii k1s1m: 0 miilk sahibinin bir k1s1m hayvanlan da vardir. Onlan §ehrin ve saraym yap1mmda baz1 i§lerde <_;ah§tmr, yalnIZca yemlerini verir. Onlar da kabiliyetlerine uygun i§lerde <_;ah§maktan lezzet duyar. <;;unkil potansiyel bir kabiliyet fiile dokiililrse sahibine ferahhk saglar, rahathk ve lezzet verir. Bullin faaliyetlerdeki lezzet bu sirdandir. ;>u k1s1m hizmetkarlarm iicret ve maa§lan, yalmz yiyecekleri ve manevi lezzetleridir. Onunla yetinirler. Dordiincii k1s1m: Oyle hizmetkarlardir ki, ne yapbklanm, ni<_;in ve kimin i<_;in i§ gordilklerini, diger hizmetkarlarm neden <_;ah§bgm1 ve o mi.ilk sahibi sultanm biitiin bu i§lerden maksadmm ne oldugunu bilirler. i§te bu k1s1m hizmetkarlann 6tekilere bir ilstiinlilgil vardir, onlara nezaret ederler; derece ve riltbelerine gore maa§lan olur. Aynen bunun gibi, goklerin ve yerin Malik-i Ziilcelal'i, dunya ve ahiretin Yaratic1s1, Alemlerin Rabbi, ihtiyac1 oldugundan degil -<;ilnkil her §eyin Hahk'1 O'dur- izzetinin, bilyiikliigiinun ve rububiyetinin icraatlan gibi baz1 hikmetler i<_;in §U kainat saraymda, sebepler dairesinde, 58

"En yiice s1fatlar Allah'md1r." (NahJ,~0.,r.~si, 16/60)


428 SCiZLER

hem melekleri hem hayvanlan hem cans12 varltklan ve bitkileri hem de insanlan c;ah§hnyor, kendine ibadet ettiriyor. ~u dort krsim hizmetkarma ayrr ayrr kulluk vazifeleri vermi§tir. Birinci kisim: Temsilde kolelerle anlatilan meleklerdir. Meleklerde nefis ve §eytanla mi.icadele ederek yi.ikselme yoktur. Her birinin sabit bir makam1, belli bir ri.itbesi vard1r; fakat amellerinde hususi bir zevk, ibadetlerinde derecelerine gore feyiz bulunur. Demek, o hizmetkarlarm mi.ikafatt hizmetlerinin i<:;indedir. Nas1l ki, insan su, hava, l§lk ve g1da ile beslenip onlardan lezzet ahr, aynen oyle de, melekler zikir, tesbih, hamd, ibadet, marifet ve muhabbetin nurlanyla beslenir, bunlardan lezzet duyar. Nurdan varhklar olduklan i<:;in g1dalanna nur kafidir. Hatta nura yakm olan gi.izel kokular da meleklerin bir <:;e§it g1das1d1r, ondan ho§lamrlar. Evet, o pak ruhaniler gi.izel kokulan sever. Hem melekler, Mabud'lanmn emriyle yapttklan i§lerde, O'nun hesabma i§ledikleri amellerde, O'nun ad1yla gordi.ikleri hizmetlerde, O'nun nazanyla varhklara nezaretlerinde, O'na olan baglanyla kazand1klan §erefte, O'nun mi.ilki.ini.i ve varhgm i<:; yi.izi.ini.i okuyup degerlendirmekten ald1klan lezzette ve O'nun cemal ve celal tecellilerini seyretmekte oyle bi.iyi.ik bir saadet bulurlar ki, insan akh bunu anlayamaz, melek olmayan bilemez. Meleklerin bir k1sm1 si.irekli ibadet eder, diger bir k1smmm kulluklan amellerindedir. Yeryi.izi.indeki i§lerle me§gul olan meleklerin hizmetkar k1sm1, bir manada insan gibidir, tabir caizse bir ti.ir <:;obanhk ederler. Bir k1sm1 da c;ift<:;ilik yapar. Yani yeryi.izi.i geni§ bir tarlad1r; ic;indeki bi.iti.in hayvan cinslerine, Hahk'm emriyle, izniyle, kudretiyle, O'nun hesabma, vazifeli bir melek nezaret eder. Bunlardan daha ki.i<:;i.ik her bir canh ti.iri.ine mahsus, onlara bir ti.ir c;obanhk edecek vazifeli birer melek vard1r. Hem yeryi.izi.i, i<:;inde bi.iti.in bitkilerin ekili oldugu bir tarlad1r. Cenab-1 Hakk'm ad1yla, kudretiyle onlann hepsine nezaret edecek vazifeli bir melek vard1r. Ondan daha a§ag1 birer melek de ayn ayn ti.irlere nezaret eder. Bundan ba§ka, Cenab-1 Hakk'a ibadet ve O'nu tesbih eden melekler mevcuttur. Rezzak1yet (her varhga uygun nzkm1 verme) ar§ml ta§iyanlardan Hazreti Mikail (aleyhisselam) bunlara nezaret eden en bi.iyi.ik melektir.


YiRMi DoRDDNcD Soz 429

Meleklerin c_;:oban ve c_;:iftc_;:i hukmtinde olanlan insana benzemez. (tinku onlarm nezareti s1rf Cenab-1 Hak hesabma, O'nun ad1yla, kudretiyle ve emriyledir. Belki nezaretleri, vazifeli olduklan turde yalmz rubO.biyetin tecellilerini seyretmek, kudret ve rahmetin cilvelerini okuyup degerlendirmek, ilahi emirleri 0 canh turune bir manada ilham etmek ve o turun iradeleriyle i§ledikleri fiillerini bir nevi duzene koymaktan ibarettir. Bilhassa yeryuzu tarlasmdaki bitkilere nezaretleri, onlarm manevi tesbihatm1 melek lisamyla temsil etmek ve hayatlanyla FatJr-1 Zulcelal'e sunduklan manevi dua ve hediyeleri ilan etmektir. Onlann, kendilerine verilen kabiliyetleri guzelce kullanmalanm saglamak, baz1 gayelere yoneltmek ve bir bak1ma duzenlemekten ibarettir. Meleklerin §U hizmetleri, bir bak1ma kendi smirh iradeleriyle elde ettikleri bir §eydir. Bir tur kulluk ve ibadettir fakat onda hakiki tasarruflan yoktur. (unku her §eyde, her §eyin Hahk'ma has bir damga bulunur, ba§kalan parmagm1 O'nun yaratmasma kan§ttramaz. Demek, meleklerin §U tur amelleri onlann ibadetidir, insanda oldugu gibi ah§kanhk degildir. Bu kainat saraymda ikinci krsrm hizmetkarlar, hayvanlard1r. Onlar i§tahh birer nefis ve cuzi irade sahibidir, bu yuzden amelleri halis bir §ekilde s1rf Allah ic_;:in olmuyor. Bir derece nefislerine de hisse c_;:1kanyorlar. Mulkun gerc_;:ek maliki, celal ve ikram sahibi Cenab-1 Hak da Kerim oldugundan, nefislerine bir hisse vermek ic;in amellerinin ic;inde onlara birer maa§ ihsan ediyor. Mesela bulbul... 59 HPCjiYE Fattr-1 Hakim, gule olan a§k1yla me§hur o hayvanc1g1 be§ gaye ic;in kullamyor: Birincisi: Bulbul, blitun hayvan cinsleri adma, onlann bitkilerle olan §iddetli munasebetlerini ilan etmeye memurdur. ikincisi: Rahman'm nzka muhtac; misafirleri hukmundeki hayvanlar adma Rabbani bir hatiptir. Rezzak ve Kerim Rabbi tarafmdan gonderilen hediyeleri alk1§lamakla ve hayvanlarm sevincini ilan etmekle vazifelidir. Ufi.inci.isi.i: Hemcinslerine yard1m ic;in gonderilen bitkileri guzelce kar§1lamay1 herkesin ba§mda gosterir. Bulbill §airane konu§tugu ic;in hayal degil, hakikattir.

59 HPCjiYE

§U

bahsimiz de bir parc;a §airane oldu. Fakat


430 StizLER

Dordiinciisii: Hayvanlann bitkilere a§k derecesine varan §iddetli ihtiyacm1, bitkilerin guzel yuzune kar§l mubarek ba§lan ushlnde ilan eder. Be§incisi: Bullin mulkun maliki, sonsuz celal, guzellik ve ikram sahibi Cenab-1 Hakk'm merhamet makamma en tath bir tesbihi, en §irin bir §evk i<;inde, gul gibi en guzel bir yuzde arz eder. i§te §Ube§ gaye gibi ba§ka manalar da vard1r. Butun bunlar, bulbulun Hak Subhanehu ve Teala hesabma i§ledigi amelin gayesidir. BulbUI kendi diliyle konU§Ur, biz §U manalan onun huzunlu sozlerinden anhyoruz. 0, kendi nagmelerinin manasm1 meleklerin ve ruhanilerin anlad1klan gibi tamamen bilmese de bu bizim anlamamtza mani olmaz. "Dinleyen, soyleyenden daha iyi anlar." sozu me§hurdur. Hem bulbulun §U gayeleri etrafhca bilmemesi, bunlarm var olmad1gm1 gostermez. En azmdan, saat gibi, sana vakti bildirir. Kendisi ne yaptigm1 bilmez fakat bu senin bilmeni engellemez. 0 bulbulun maa§I, tebessum eden guzel gulleri seyretmekten duydugu zevk ve onlarla konu§maktan, onlara derdini dokmekten ald1g1 lezzettir. Demek, onun huzunlu nagmeleri, hayvani elemlerden gelen §ikayetler degil, Rahmani hediyelere te§ekkurdur. Bulbule; any1, butun hayvanlarm erkek cinslerini, orumcegi, kanncay1, bocekleri ve bulbul gibi §ak1yan oteki ku<;uk canhlan k1yasla! Her birinin amellerinin bulbulunki gibi pek <;ok gayesi vard1r. Onlann hizmetlerinin i<;ine de az bir maa§ hukmunde hususi birer zevk konulmu§tur. 0 zevk ile Rabbani sanattaki muhim gayelere hizmet ediyorlar. Nasil bir sultanm gemisinde bir asker dumencilik edip az bir maa§ ahrsa, Cenab-1 Hakk'm hizmetinde bulunan bu hayvanlann da ku<;uk birer maa§l vard1r. Bi.ilbiil bahsine bir ilave: Sakm, bu ilan ve tesbihat nagmeleriyle §ak1manm bulbule has oldugunu zannetme! Seiki <;ogu canh turunun bulbul misali bir sm1f1 vardir; hemcinslerinin en tatl1 hissiyatm1, guzel bir tesbihle, ho§ bir ahenkle temsil edecek ho§ birer ferdi ya da fertleri bulunur. Bilhassa sinek ve bocek hlrlerinin bulbulleri hem <;ok hem de <;e§it <;e§ittir; tesbihatlanm guzelce, ahenkle, en ku<;ugunden en buyugune kadar kulag1 olan buhln hayvanlara i§ittirir, onlara zevk verirler. Bunlardan bir k1sm1 gece ya§ar. Gecenin sukunetinde her §ey sessizlige burunmli§ken buhln ku<;uk hayvanlann kaside okuyan arkada§lan ve


YiRMi DiiRDONcO Soz 431

tatlt dilli hatipleridirler. Ve o tenha meclisteki gizli zikrin dairesinde birer kutupturlar ki, her canh onlan dinler ve kendi kalbiyle Fahr-1 Zulcelal'ini bir nevi tesbih eder. Diger bir k1sm1 ise giinduz ya§ar. Gundilz vakti agac;;lann minberlerinde, butiln canhlann ba§mda, yaz ve bahar mevsimlerinde yilksek sesleriyle, ho§ nagmeleriyle ve ahenkli tesbihatlanyla Rahmanu'r-Rahim'in rahmetini ilan ederler. Adeta sesli bir zikir halkasmm ba§l gibi i§itenleri CO§turup kendinden gec;;irirler. 0 vakit i§itenlerin her biri kendine has lisam ve sesiyle Fatir-1 Zulcelal'ini zikre ba§lar. Demek, her canh tilrilniln, hatta yild1zlann da ba§mda zikreden ve nur sac;;an birer bulbulu var. Fakat butiln bulbullerin en faziletlisi, en §ereflisi, en nurlusu, en parlag1, en buyilgil ve en kerimi.. sesi en yilksek, vas1flan en parlak, zikri en kusursuz, §ilkril en ku§ahc1, mahiyeti en milkemmel ve sureti en gilzel olam .. kainat bahc;;esinde, yerdeki ve goklerdeki butun varhklan ahenkli sesiyle, ho§ nagmeleriyle, yilce tesbihahyla kendinden gec;;irip cezbeye getiren, insanhgm §anh, Kur' an okuyan bulbulu, Muhammed-i Arabi' dir (aleyhissalota vesselam).

60 u~I l~..:..t'o~I l::.~t.J8t'.Jl / ., c..r-' 3 / u-,, 3 ,,

\;:.'~ 1...5"" 3 ,.

Kisacas1: Kainat saraymda hizmet eden hayvanlar, tam bir itaatle yarahh§ kanunlarma uyup f1tratlanndaki gayeleri gilzelce, Cenab-1 Hakk' m ad1yla ortaya koyarak hayat vazifelerini benzersiz bir §ekilde yerine getiriyorlar. O'nun kudretiyle c;;ah§arak yaptiklan tesbihat ve ibadetler, onlann hediyeleri ve dualandir ki, bu hediye ve dualan her §eyi ilstiln sanahyla yoktan var eden, butiln canhlara hayat bag1§layan Zat'm dergahma arz ediyorlar. U(;tiincii k1s1m hizmetkarlar, bitkiler ve cans1z varhklard1r. Kendi iradeleri olmad1g1 ic;;in maa§lan yoktur. Amelleri sirf Allah ic;;indir, Cenab-1 Hakk'm iradesiyle, ismiyle, kudretiyle ve O'nun hesabmadir. Bitkilerin hallerinden anla§1hyor ki, onlar a§1lama, meyve verme ve meyvelerin terbiyesi gibi vazifelerinden bir c;;e§it lezzet ahr. Fakat hie;; elem c;;ekmezler. Hayvan, irade sahibi oldugu ic;;in lezzetle beraber elemi de duyar. Cans1z varhklarm ve bitkilerin amellerinde irade bulunmad1gmdan, eserleri de irade sahibi olan hayvanlannkinden daha 60

Ona, aline ve diger butun peygamberlere en yuce salat ve en guzel selamlar eyle.


432 SozLER

kusursuzdur. irade sahibi olanlann i<;:inde ise an gibi vahiy ve ilhamla nurlanan hayvanlarm amelleri, kendi smirh iradesine gi.ivenenlerinkinden daha mi.ikemmeldir. Yeryi.izi.i tarlasmda her bitki ti.in}, kendi hal ve kabiliyet diliyle Hakim Yarahc1sma §6yle dua eder: "Ey Rabbimiz! Bize kuvvet ver ki, yeryi.izi.ini.in her bir tarafma cinsimizin bayragm1 dikerek rubO.biyetinin saltanahm kendi lisamm1zla ilan edelim. ~u yeryi.izi.i mescidinin her bir k6§esinde sana ibadet etmemiz i<;:in bize yard1m et! Ve §U yeryi.izi.i sergisinin her bir tarafmda senin gi.izel isimlerinin nak1§lanm, benzersiz ve antika sanatlanm kendi dilimizle gostermemiz i<;:in bizi klymetli hale getir, bize seyahat i<;:in kuvvet ver." Fattr-1 Hakim onlann manevl dualanm kabul edip bir klsmmm tohumlanna kildan kanat<;:1klar verir; her tarafa u<;:up gider, ti.irleri adma Cenab-1 Hakk'm isimlerini okuturlar (<;:ogu dikenli bitkinin ve baz1 san<;:i<;:eklerin tohumlan gibi). Bir klsmma, insana laz1m olacak veya onun ho§una gidecek gi.izel meyveler verir, insam o bitkiye hizmetkar edip onu her tarafa ektirir. Bir klsmma, hazmedilmeyecek sert bir kemik i.isti.inde, hayvanlann yutacag1 bir et verir, hayvanlar onu pek <;:ok tarafa dag1tir. Baz1lanna <;:engelcikler tak1p onlan her temas edene yap1§hnr, boylece ba§ka yerlere giderek cinslerinin bayragm1 diker, Sani-i Zi.ilcelal'in benzersiz sanahm sergilerler. Ve bir klsmma da -"ac1 di.ivelek" denen bitki gibi- sa<;:mah ti.ifek misali bir kuvvet verir, vakti geldi§i zaman onun meyvesi olan hlyarc1k di.i§er, sa<;:ma gibi tohumcuklanm birka<;: metre uzaga atar, eker. Fatir-1 Zi.ilcelal'i say1s1z dille zikir ve tesbih etmeye <;:ah§1r. Ba§ka ornekleri de klyasla ... 0 Fattr-1 Hakim, Kadlr-i Alim, her §eyi kusursuz bir intizamla yaratm1§, gi.izelce donatm1§, gi.izel gayelere yoneltmi§, gi.izel i§lerle vazifelendirmi§tir. Her §eye gi.izelce tesbihat yaptmr, her §eyi kendisine gi.izelce ibadet ettirir. Ey insan! Eger insan isen §U gi.izel i§lere tabiah, tesadi.ifi.i, gayesizligi, dalaleti kan§hrma; onlan <;:irkinle§tirme, <;:irkin alma! Dordiincii k1s1m ise insandir. ~u kainat saraymda bir <;:e§it hizmetkar olan insan, hem meleklere hem hayvanlara benzer. Meleklere, kullugunun, nezaretinin ve marifetinin geni§ligi ve Cenab-1 Hakk'm rubO.biyetinin ilanc1s1 olmas1 yoni.iyle benzer. Belki insan,


YiRMi DORDDNcii Soz 433

meleklerden daha engin mahiyette bir varhktir. Fakat onu §erre <;agiran ve i§tahlarla dolu bir nefsi bulundugundan, meleklerin aksine, alabildigine yukselmeye ve al<;;almaya musaittir. Yine insan, amelinde nefsi i<;in bir haz, bir hisse arad1gmdan hayvana benzer. Oyleyse insanm iki maa§l var: Biri daha ki.i<;i.ikti.ir, hayvanldir, hemen verilir. ikincisi melekldir, buyuktur, sonraya birak1hr. insanm vazifesi ve maa§1, yukseli§i ve al<;ah§l ge<;en yirmi ti<; Soz' de k1smen anlatilm1§hr. Bilhassa On Birinci ve Yirmi U<;uncu Soz'lerde daha geni§ beyan edilmi§tir. Onun i<;in burada k1sa keserek kap1y1 kapahyoruz. Merhametlilerin en merhametlisi Cenab-1 Hak'tan, bize rahmet kap1lanm a<;masm1, bizi §U Soz'un tamamlanmasma muvaffak k1lmasm1 dileyerek, kusurumuzun ve hatam1zm affm1 talep ederek bitiriyoruz.

BE~iNCi DAL Be§inci Da/'zn be§ "meyve"si var.

Birinci Meyve

Ey kendine a§ik nefsim ve ey dunyaya tutkun arkada§1m! Muhabbet, §U kainatm varhk sebebidir, harc1d1r, nurudur, hayahdir. insan alemin en ku§ahc1 meyvesi oldugu i<;in o meyvenin <;ekirdegi hukmi.indeki kalbine kainah saracak bir muhabbet konulmu§tur. i§te boyle sonsuz bir muhabbete ancak sonsuz bir kemal sahibi lay1k olabilir. i§te ey nefis ve ey arkada§! insanm yarad1h§ma, korkuya ve muhabbete vesile olacak iki kabiliyet yerle§tirilmi§tir. 0 muhabbet ve korku, ister istemez, ya halka ya da Hahk'a yonelecek. Halbuki halktan korkmak elemli bir beladir. Halka muhabbet ise belah bir musibettir. <;unki.i korktuklann sana merhamet gostermez veya senin merhamet dilegini kabul etmezler. $u halde korku, elemli bir beladir. Muhabbette ise sevdigin §ey ya seni tammaz, "Allaha1smarlad1k" demeden gider {gern;;ligin ve maim gibi) ya da ona duydugun muhabbet sebebiyle seni a§agilar. G6rmi.iyor musun ki, mecazi a§klarda, a§1klarm yi.izde doksan dokuzu sevdiginden §ikayet ediyor. <;unki.i Samed Zat'm aynas1 olan kalble put misali di.inyev! sevgililere taparcasma baglanmak, o sevgililere agir gelir. Bu yuzden a§1g1 hor gori.ir, reddederler. Zira f1trat, f1tr! ve kendisine lay1k olmayan §eyi reddeder, atar (§ehvani sevmeler bahsimizin di§mdadir).


434

SOZLER

Demek, sevdigin §eyler ya seni tarnm1yor, ya hor goruyor ya da sana arkada§hk etmiyor, istemedigin halde aynhp gidiyor. Madem hakikat budur, oyle birinden kork ve muhabbetini oyle bir Zat'a yonelt ki, korkun lezzetli bir boyun egme, muhabbetin de zilletsiz bir saadet olsun. Evet, Hahk-1 Zulcelal'inden korkmak, O'nun rahmetinin §efkatine yol bulup s1gmmak demektir. Korku bir kamc;1dir, insarn O'nun rahmetinin kucagma atar. MalO.mdur ki, mesela bir anne, yavrusunu korkutup bagnna basar. Bu korku, o yavru ic;in gayet lezzetlidir; c;unku onu annesinin §efkatli sinesine c;ekiyor. Halbuki buhln annelerin §efkatleri, Cenab-1 Hakk'm rahmetinin ancak bir panltis1d1r. 61 Demek, Allah korkusunda buyuk bir lezzet vard1r. Allah'tan korkmakta boyle bir lezzet varsa O'nu sevmekte nas1l sonsuz bir lezzet bulundugu anla§Ihr. Hem Allah'tan korkan ki§i s1kmtih, belah bir §ekilde ba§kalarmdan korkmaktan kurtulur. Allah hesabma oldugu ic;in yarat1lm1§lara sevgisi de aynhkla bitmez, elemli olmaz. Evet, insan once nefsini sever. Soma yakmlanrn, soma milletini, soma canh varhklan, soma da kainati ve dunyay1 sever. Bu dairelerin her biriyle alakadardir. Onlann lezzetlerinden zevk duyup elemleriyle uzulebilir. Halbuki §U karmakan§lk alemde ve ruzgar gibi esip gec;en devranda hic;bir §ey karannda kalmad1gmdan, c;aresiz insan kalbi her vakit yaralarnyor. Yap1§tlg1 §eyler ondan aynhp ellerini parc;ahyor, belki kopanyor. insan daima 1zdirap ic_;inde kahr yahut gafletle sarho§ olur. Madem oyle, ey nefis, aklm varsa buhln o muhabbetleri topla, hakiki sahibine ver, §U belalardan kurtul! ;>u sonsuz muhabbetler, sonsuz bir kemal ve cemal sahibine mahsustur. Ne vakit onu hakiki sahibine verirsen, o zaman buhln e§yay1 O'nun ad1yla ve aynas1 olmalan itiban ile 1zdiraps1z sevebilirsin. Demek, muhabbetin dogrudan dogruya kainata sarf edilmemesi gerekir. Yoksa en leziz nimetken, en elemli ceza olur. Meselenin bir yonu kald1 ki, en muhimi de odur: Ey nefis! Sen muhabbetini kendine sarf ediyor, kendini ilah ve sevgili ediniyorsun. Her §eyi kendin ic;in feda ediyorsun. Adeta kendine bir c;e§it rubO.biyet veriyorsun. Halbuki muhabbetinin sebebi ya kemaldir -zira kema! zati ic;in sevilir- ya menfaattir ya lezzettir ya da bir hayir ummaktir. 61

Mahlukatta bulunan ac1ma hissinin; Cenab-1 Hakk'm yuz rahmetinden sadece birinin, bullin varhklar arasmda bOlli§tlirUlmu§ hali olduguna dair Buhari, edeb 19; Muslim, tevbe 17, 20, 21.


YiRMi DORDDNcD Soz 435

Herhangi bir §ey, bunlar gibi sebepler ic;;in sevilir. $imdi, ey nefis, birkac;; Soz' de kesin bir §ekilde ispat ettigimiz gibi, senin as1l mahiyetin kusur, noksanhk, fakr ve aczle yogrulmu§tur. Karanhk, nas1l derecesi olc;;i.isi.inde I§lgm parlakhgm1 gosterirse, sen de mahiyetinin z1thg1 itiban ile Fatir'mm kemaline, cemaline, kudretine ve rahmetine ayna oluyorsun. Demek, nefsine muhabbet degil, di.i§manhk etmeli ya da ac1mahsm. Veyahut "mutmainne" 62 olduktan sonra ona §efkat gostermelisin. Eger nefsini seviyorsan -c;;i.inki.i o, lezzet ve menfaat kaynag1dir, sen de bunlann zevkine tutkunsun- zerre hi.ikmi.indeki lezzetleri ve nefsin menfaatlerini sonsuz lezzet ve menfaate tercih etme! Ytld1z bocegi gibi olma! <:;unki.i o, bi.iti.in dostlanm ve sevdigi §eyleri karanhgm vah§eti ic;;inde birakir, nefsindeki bir panltiy1 kafi g6ri.ir. Zira nefse ait lezzet ve menfaatinle beraber, alaka duydugun, faydaland1gm ve saadetleriyle mesut oldugun bi.iti.in varhklann ve kainatm menfaatleri ve nimetleri iltifatma tabi bulunan bir Ezell Sevgili'yi sevmen laz1md1r. Ta ki, hem kendi saadetinden hem onlann hepsinin saadetlerinden hem de Kemal-i Mutlak'1 sevmekten sonsuz lezzet alasm. Zaten kendi nefsine olan §iddetli muhabbetin, aslmda Cenab-1 Hakk' m zatma muhabbettir ki, sen onu yanh§ yolda kullamp ken dine sarf ediyorsun. Oyleyse, nefsindeki ben'i y1rt, O'nu goster. Kainata dag1tt1gm muhabbet, sana O' nun isim ve s1fatlanm sevmen ic;;in verilmi§tir. Sen bunu suiistimal ediyor, cezasm1 da c;;ekiyorsun. <:;unki.i yerinde kullamlmayan, gayrime§ru bir muhabbetin cezas1, merhametsiz bir musibettir. Hurilerle si.islenmi§, bi.iti.in arzularma cevap verecek cennet gibi bir mekam Rahmani.i'r-Rahim ismiyle senin cismani heveslerin ic;;in haz1rlayan, isimleriyle ruhunun, kalbinin, sirrmm, aklmm ve diger latifelerinin arzulanm tatmin edecek ebedi ihsanlanm o cennette hazir hale getiren ve her bir isminde pek c;;ok manevi li.ituf ve kerem hazinesi bulunan bir Ezeli Sevgili'nin bir zerre muhabbeti, elbette kainata bedel olabilir. Kainat, O'nun muhabbetinin bir panlt1sma degmez. Oyleyse O'nun habibine soylettigi §U ezeli fermam dinle, ona uy: 62

Nefs-i mutmainne: Nefsin dorduncu mertebesi. $iiphesiz bir imana ve bunun zevkine eren nefis.


436

SOZLER

ikinci Meyve

Ey nefis! Kulluk, verilecek mukafatm ba§lang1c1 degil, daha once verilmi§ olan nimetin neticesidir. Evet, biz ucretimizi alm1§1z. Ona g6re hizmet ve kullukla vazifeliyiz. <:;unku, ey nefis, sana tamamen hayir olan vucudu giydiren Hahk-1 Zulcelal, i§tahh bir mide vermi§, Rezzak ismiyle butun nimetlerini bir sofrada onune sermi§tir. Sonra sana hassas bir hayat vermi§tir, o hayat da mide gibi nz1k ister. Goz, kulak gibi butun uzuvlann ellere benzer, Cenab-1 Hak yeryuzu kadar geni§ bir nimet sofrasm1 o ellerin onune koymu§tur. Sonra pek c:;ok manevi nz1k ve nimet isteyen insanhg1 ihsan ettiginden, mulk ve melekut alemi gibi geni§ bir nimet sofrasm1 aklmm erecegi olc:;ude sana ac:;m1§hr. Ardmdan smirs1z nimetleri isteyen, sonsuz rahmetin meyveleriyle beslenen ve insana en buyuk makam1 kazandiran islamiyet' i ve imam verdiginden, mumkinat alemi ile beraber guzel isimlerini ve mukaddes s1fatlannm dairesini ic:;ine alan bir nimet, saadet ve lezzet sofrasm1 sana ac:;m1§hr. Sonra imanm bir nuru olan muhabbeti vererek sonsuz bir nimet, saadet ve lezzet sofrasm1 ihsan etmi§tir. Yani, sen cismaniyetin itiban ile kuc:;uk, zay1f, aciz, a§ag1 ve smirh bir varhksm. Onun ihsamyla kulli ve nurani bir mahiyet kazandm. Zira Cenab-1 Hak, hayah vermekle seni smirh ve kuc:;uk bir varhk olmaktan bir hlr kulliyete, insanhg1 vermekle hakiki kulliyete, islamiyet'i vermekle yuce ve nurani bir kulliyete ve marifet ve muhabbeti vermekle her §eyi ic:;ine alan engin bir nura c:;1karm1§hr. i§te, ey nefis! Sen bu ucreti alm1§sm. Kulluk gibi lezzetli, nimetli, rahat ve hafif bir hizmetle vazifelisin ama onda da tembellik ediyorsun. Kullugunu yanm yamalak yapsan da sanki bu ucretler sana yetmiyormu§ gibi, c:;ok buyuk §eyleri zorbaca istiyorsun. Hem, "Nic:;in duam kabul olmad1?" diye nazlamyorsun. Senin hakkm naz degil, niyazdtr. Cenab-1 Hak, cenneti ve ebedi saadeti, mutlak lutfu ve keremiyle ihsan eder. Sen daima O'nun rahmet ve keremine s1gm, O'na guven ve §U fermam dinle: 63

"Ey insanlar, eger Allah'1 seviyorsamz, gelin bana uyun ki Allah da sizi sevsin." (PJ-i imran suresi, 3/31)


YiRMi DORDDNcD Soz 437

Eger, "$u geni§, say1s1z nimetlere §U sm1rh ve ci.izi §ilkri.imle nas1l kar§ihk verebilirim?" dersen ... Cevap: En gin bir niyet ve sonsuz bir inarn;;la ... Mesela, nasil ki bir adam, be§ kuru§ k1ymetinde bir hediyeyle padi§ahm huzuruna girer ve gori.ir ki, padi§aha makbul adamlardan milyonlar degerinde hediyeler gelmi§, orada dizilmi§. Kalbine §U his gelir: "Benim hediyem bunlarm yanmda hic;:tir, ne yapay1m?" Birden der ki: "Ey efendim! Bi.iti.in §U k1ymetli hediyeleri kendi ad1ma sana arz ediyorum. (i.inki.i sen bunlara lay1ksm. Eger gilci.im yetseydi bunlann ayms1m sana hediye ederdim." i§te hediyeye hie;: ihtiyac1 bulunmayan ve emrindekilerin sadakat ve hi.irmetlerinin alameti olarak hediyelerini kabul eden padi§ah, o zavalh adamm bi.iyi.ik ve engin niyetini ve arzusunu, o gi.izel ve yi.iksek inane;: liyakatini en bi.iyi.ik hediye gibi kabul eder. Aynen oyle de, aciz bir kul, namazmda 65~ -.:..,~\ der. Yani, "Yaratt1gm bi.itiln varhklarm hayatlanyla sana sunduklan kulluk hediyelerini, ben kendi hesab1ma sana arz ediyorum. Elimden gelse, sana onlar kadar hediyeler sunard1m. (i.inki.i sen onlara ve daha fazlasma lay1ksm." i§te §U niyet ve inane;:, pek geni§ ve engin bir §ilki.irdi.ir. Bitkilerin tohum ve c;:ekirdekleri, onlarm niyetleridir. Mesela, kavun, kalbinde c;:ekirdekler suretinde bin niyet eder, "Ey Hahk1m! Senin gi.izel isimlerinin naki§lanm yeryi.izilniln birc;:ok tarafmda ilan etmek istiyorum." der. Cenab-1 Hak gelecek §eylerin nasil olacagm1 bildigi ic;:in, onlann niyetlerini bilfiil ibadet gibi kabul eder. "Mi.iminin niyeti amelinden hayirhdir" 66 beyam §U sirra i§arettir.

J.t\.ili' Si.:l., / / ,.J

~,, ~ ·, ~ ~W J.), ~ S~ ii~, .it~ , f J.) / / / ..J . /

/

/

,,.

/

67 ~' ~LJ'i' ~L3i -:..i~ .) ,.',,.) .) /.. .. /

/

--------64

65

66

67

/

/

/

,

~ /

/

~, . .) /

"De ki, Allah'm lutfuyla, rahmetiyle, evet sadece bununla ferahlanm. C:unku bu, onlarm dunya mah olarak toplad1klan her §eyden daha hayirhd1r." (YO.nus suresi, 10/58) "Bullin tahiyyeler yani canh varhklann hayatlanyla sunduklan ibadetler, Allah'a mahsustur." (Buhari, ezan 148; Muslim, sa/at 55; Tirmizi, salot 99) et-Taberani, e/-Mu'cemil'l-kebfr 6/185-186; el-Heysemi, Mecmeu'z-zevoid 1/61, 1/109; el-Beyhaki, $uabu'l-fmon 5/343. Mahlukatmm say1smca, Zat'mm ho§nutlugu, ar§mm agirhg1, kelimelerinin mii.rekkebi miktannca sana hamdederek seni noksan s1fatlardan tenzih ederiz.* Bullin


438

SOZLER

gibi say1s1zca tesbih etmenin hikmeti §U s!fdan anla§1hr. Hem nas1l ki, bir kumandan, askerlerinin butun hizmetlerini kendi adma padi§aha arz eder. Aynen oyle de, mahlukata, hayvanlara ve bitkilere kumandanhk yapan, yeryi.izi.indeki her §eye halifelik etmeye kabiliyetli olan ve hususi aleminde kendini herkese vekil sayan insan, 68 0:~: < I.l~lJ ~ I.l~l der, bi.iti.in insanlann ibadet ve dualanm kendi adma - Mabud-u Zi.ilcelal'e arz eder. Hem .itl>c.:.::. . 69..:J:;lJ; · UL· ..:J:;t.; I~ ~ • ...::..>~ • der bi.iti.in var-~~-- ..J .r-"""~ •. ~ ' ' hklan kendi hesabm;;,_ konu§tunfr. Ve .;_:.ilj~ ~~ ~ )? j...o µIll 70 ~~ _} j .;_:.i~Gj\ diyerek her §ey adma bir salavat getirir.' (i.inku her §ey Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/dta vesselam) nuru ile alakadard1r. i§te tesbihat ve salavatlardaki adetlerin sonsuz olmasmm hikmetini buradan anla ... ,/

.J

QI'-

0

/

,/

~ Q

,,.

U«;iincii Meyve

Ey nefis! Az bir omi.irde, ahirete ait say1s1z amel i§lemek, her bir dakikam bir omi.ir kadar faydah gormek ve adetlerini ibadete, gafletini Allah'm huzurunda bulunma hissine <;evirmek istersen si.innet-i seniyyeye uy! (unku i§lerinde din! bir kaideye uygun hareket ettigin vakit, bir <;e§it huzurda bulunma hissi saghyor, yaphgm i§ bir tur ibadet oluyor, ahirete donuk pek <;ok meyve veriyor. Mesela bir §ey satm aldm. Dinin ah§veri§ kaidelerine uydugun anda o basit ah§veri§ ibadet hukmune ge<;er. 0 din! hukmi.i hahrlamak vahyi dii§iindurur, bu seni Cenab-1 Hakk'a yoneltir ve o da bir huzur verir. Demek, amelleri sunnet-i seniyyeye gbre yapmakla, bu fani omurde baki meyveler ve ebedi bir hayah kazandlfacak faydalar elde edilir. 11

68

69

70

71

0.J J45 ,A:Lf ii ,. qi,...:;~- ~L ~ ~, lSlll _}~I ·qi\ .J , -- ~LI ~ ~ - - ~ .J ,, - .J - ~ ~y. - - Cf '{:"' ,',..J-"J.J - ~ ~ peygamberlerinin, veli kullarmm ve meleklerinin tesbihatiyla seni tesbih ederiz. 'Muslim, zikr 79; Tirmizi, deavdt 103; Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 1/258. "(Haydi oyleyse deyiniz): Yalmz Sana ibadet eder, yalmz senden medet umanz." (Fatiha suresi, 1/5) Biltiln mahlukatmm tesbihatlan ve yarattigm biltiln sanath varhklann dilleriyle seni tesbih ederiz. Allah1m! Kainatm zerreleri ve onlardan meydana gelen varhklar adedince Hazreti Muhammed'e salat eyle. " ... Oyleyse siz de Allah' ave O'nun biitiln kelimelerine iman eden o iimmi nebiye, o resule inanm. Ona tabi olun ki dogru yolu bulasm1z." (A'raf suresi, 7/158)


YiRMi DORDONCO Soz 439

fermamm dinle! Cilveleri §eriatm ve sunnet-i seniyyenin hukumleri i<;ine yay1lm1§, Cenab-1 Hakk'm her bir guzel isminin feyzine ku§at1c1 bir mazhar olmaya c;ah§.

Dordiincii Meyve Ey nefis! Ehl-i dunyaya, bilhassa haram zevklerin pe§inden gidenlere, hele kafirlere bak1p, suslu ve aldahc1 gayrime§ru lezzetlerine aldamp onlan taklit etme! <.;unku sen onlan taklit etsen de onlar gibi olamazsm, c;ok alc;ahrsm. Hayvan gibi de olamazsm. <.;unku aklm ugursuz bir alet olur, ba§Inl daima dover. Mesela, bir saray farz edelim; saraym buyuk bir dairesinde buyuk bir elektrik lambas1 bulunsun. Ona bagh kuc;uk kuc;uk lambalar, saraym kil<;ilk odalanna dag1hlm1§ olsun. $imdi, biri o buyuk elektrik lambasmm dugmesini <;evirip 1§@ kapasa butiln odalar derin bir karanhk ic;inde kahr. Ba§ka bir sarayda ise her odada, buyuk elektrik lambasma bagh olmayan kuc;uk lambalar bulunsun. 0 saraym sahibi buyilk elektrik lambasm1 kapasa diger odalarda t§lk yanmaya devam eder, onlarla i§ini gorebilir. H1rs1zlar da bundan istifade edemezler. i§te ey nefsim! Birinci saray, bir Muslumandir. Hazreti Peygamber (aleyhissa/aw vesselam) onun kalbinde o buyuk elektrik lambas1d1r. Eger bir Musluman onu unutsa, -Allah korusun- kalbinden c;1karsa artik hic;bir peygamberi kabul edemez. Belki ruhunda hic;bir kemal vasfma yer kalmaz. Hatta Rabbini de tammaz. Mahiyetindeki her §ey, butiln latifeler karanhga gomillur, kalbinde milthi§ bir tahribat olur, ic;ini yalmzhk kaplar. Acaba bu tahribata ve yalmzhga kar§lhk neyi kazamp onunla dostluk edebilirsin? Hangi menfaati bulup o tahribatm zaranm tamir edersin? Halbuki Musluman olmayanlar o ikinci saraya benzer. Hazreti Peygamber'in (aleyhissa/aw vesse/am) nurunu kalblerinden c;1karsalar da ic;lerinde kendilerince baz1 nurlar kalabilir veya oyle zannederler. Manevi, ahlaki fazilete vesile olacak, Hazreti Musa ve Hazreti isa'ya (aleyhimesselam) bir tur imanlan ve Hahk'lanna bir <;e§it inan<;lan kalabilir. Ey nefs-i emmare!72 Eger, "Ben ecnebi degil, hayvan olmak istiyorum" dersen .. sana kac; defa soylemi§tim, hayvan gibi olamazsm. Zira 72

Nefs-i emmare: insam daima kottiluge sevk eden nefis.


440 SOZLER

kafandaki akil, gec:;mi§ elemlerin ve gelecek korkulannm tokad1yla yuztine, goztine, ba§ma vurarak seni dover. Bir lezzete bin elem katar. Hayvan ise elemsiz, gtizel bir lezzet alarak zevk ic:;inde ya§ar. Oyleyse 013ce, akhrn c:;ikar, at, sonra hayvan ol! Haddini bildiren ~ r,~\lt5 73 sillesini gar.

J-bl

f'

Be§inci Meyve

Ey nefis! Tekrar tekrar soyledigimiz gibi, insan, yarahh§ agacmm meyvesi oldugundan; meyve gibi en uzak, en kapsamh, her §eye bakan bir kalb c:;ekirdegini ta§iyan ve ytizti onu Allah'tan uzakla§hran say1s1z §eye, fanilige, dtinyaya dontik bir varhktir. Kulluk ise insanm ytiztinti fanilikten bekaya, halktan Hakk' a, o say1s12 §eyden birlige, sondan ba§a c:;eviren bir bag veyahut ba§ ile son arasmda bir kavu§ma noktas1dir. Nas1l ki, tohum olacak k1ymetli, §UUrlu bir meyve, agacm altmdaki canhlara baksa, gtizelligine gtivense, kendini onlann eline atsa veya gafletle dti§se ellerinde kahr, parc:;alarnr, basit bir meyve gibi ziyan olur. Eger dayanak noktasm1 bulsa, ic:;indeki c:;ekirdegin, agacm bir ve btittin olarak bekasma ve hakikatinin devamma vas1ta olacagm1 dti§tinebilse, o vakit o tek meyve ic:;inde bir tek c:;ekirdek, baki bir omtir ic:;inde daimi ve ktilli bir hakikate mazhar olur. Aynen oyle de, insan kendisini Allah'tan uzakla§hran say1s1z §eye dalarak kainatm ic:;inde bogulup dtinya sevgisiyle sersemlese, fanilerin tebesstimlerine aldansa, onlann kucaklanna atilsa, elbette sonsuz zarar eder. Hem fena hem fani bir §ekilde yokluga dti§er. Kendini manen yok eder. Eger Kur'an'm lisanmdan kalb kulag1yla iman derslerini i§itip ba§mI kaldirsa, O'nun birligine yonelse, kullugun mirac1yla kemalat ar§ma c:;ikabilir, oltimstiz bir insan olur. Ey nefsim! Madem hakikat boyledir ve madem millet-i ibrahim'densin (aleyhisselam); Hazreti ibrahim gibi 74 ~'J1 ~.:;-de, ytiztinti Baki Sevgili'ye c:;evir ve benim gibi §6yle agla ... 75

73

74 75

" •.. Has1h onlar hayvan gibi, hatta ondan da w1ag1dirlar." (A'raf suresi, 7/179; Furkan suresi, 25/44) "Ben oyle sonup batanlan tann diye sevmem." (En' am suresi, 6/76) Buradaki Fars<;a beyitler, On Yedinci Soz'un ikinci Makam1'nda yazild1gmdan buraya ahnmamI§tlr.


KUR'AN'IN MUCiZELERi RiSALESi

Eide Kur'an gibi baki bir mucize varken Ba§ka delil aramak aklzma liizumsuz goriiniir Eide Kur' an gibi bir hakikat delili varken inkarczlarz susturmak gonliime agzr mz gelir? Bir hat1rlatma: Bu Soz'iin ba§mda "Be§ ;>O.le" yazmaya niyet etmi§tik. Fakat Birinci ;>O.le'nin sonlannda, eski harflerle c;ogaltabilmek ic;in gayet h1zh bir §ekilde yazmaya mecbur olduk. Hatta baz1 giinler yirmiotuz sayfay1 iki-iic; saatte yaz1yorduk. Onun ic;in tic; '§0.le'yi k1saca yazd1k, iki '§0.le'yi yazmay1 da §imdilik erteledik. Karde§lerimizden, bana ait kusur, noksanhk, zorla§hrma ve hatalara insaf ve miisamaha ile bakmalanm bekleriz.

Bu "Kur'an'm Mucizeleri" risalesindeki <;ogu ayet ya inkarcilar tarafmdan tenkit edilmi§ ya baz1 ilim adamlannm itirazma ugramI§ veya cinnl veins! §eytanlann vesvese ve §iiphelerine maruz kalmt§hr. i§te Yirmi Be§inci Soz, o ayetlerin hakikatini ve inceliklerini 6yle bir tarzda anlahyor ki, kusur zannedilen noktalann, Kur'an'm i'cazmm1 panlhlan ve belagatindeki miikemmelligin kaynag1 oldugunu ilml kaideleriyle ispathyor. Okuyanm zihnini buland1rmamak i<;in §ilpheleri dile getirmeden onlara kesin cevaplar veriyor. i'caz: Mucize olma, benzerinin yap1lmas1 miimkiin olmad1g1 ic;in herkesi §a§1rhp aciz birakma.


442

3

SOZLER

~imdiye kadar yalmz Yirminci Soz'iln Birinci Makam1'nda ~lj 1;l5Jt j~\j ,2 1..Sfa. gibi il<.;-dort ayet hakkmdaki §ilpheler soylenmi§ti.

Bu "Kuian'm -Mucizeleri Risalesi" her ne kadar gayet kisa ve acele yaztlmt§Sa da, belagat Ve Arap<_;a ilimleri noktasmda alimleri bile hayrete dil§ilrecek derecede bilgiyle, derin ve kuwetli bir tarzda ifade edilmi§tir. Ger<_;i dikkat eden herkes her bahsini tam anlayamaz, ondan istifade edemez. Fakat o bah<_;ede herkesin milhim bir hissesi var. Bu soz, pek acele ve kan§tk haller i<_;inde yaz1ld1gmdan ifadelerinde ve ilsh1bunda kusurlar olmasma ragmen ilim noktasmda <_;ok milhim meselelerin hakikatini ortaya koymu§tur. SaidNursf

3

"Giine§ <loner. .. " (Yasin suresi, 36/38) "Daglan da arzi tutan birer destek (yapmad1k m1)?" (Nebe suresi, 78/7)


KUR'AN'IN MUCiZELERi RiSALESi

~jll~jll~I~

Mucizeler kaynag1 ve Resul-u Ekrem'in (aleyhissalatii vesse/am) en biiyuk mucizesi olan Kur'an-1 Haktm-i Mucizu'l Beyan'm say1s1z i'caz yonunden kirka yakmma Arap<;a eserlerimde, Arap<;a Risale-i Nur' da (Mesnevi-f Nuriye'de), i§arata'l i'caz adh tefsirimde ve ge<_;en §U yirmi dart Soz' de i§aret etmi§tik. $imdi onlardan yalmz be§ini, ba§ka yonlerine de k1saca deginerek bir derece bildirecek ve bir "mukaddime" ile Kur'an'm tarifini ve mahiyetini gosterecegiz.

MUKADDiME5

Birinci k1s1m:

Kur'an nedir, tarifi nasrldrr? Cevap: On Dokuzuncu Soz' de soylendigi ve ba§ka Soz'lerde ispat edildigi gibi Kur' an • $u koca kainat kitabmm ezell bir tercumesi • Yarattl1§ kanunlanm okuyan <;e§it <;e§it dillerin ebedi tercumam • $u goriinmez ve gon1nen filemlerin kitabmm tefsircisi • Cenab-1 Hakk'm isimlerinin yerdeki ve gokteki gizli, manevi hazinelerinin ka§ifi 4

"De ki: Yemin ederim! Eger insanlar ve cinler, bu Kur'an'm benzerini yapmak iC<in bir araya toplansalar, hatta birbirlerine destek olup gilC<lerini birle§tirseler bile, yine de onun gibi bir kitap meydana getiremezler." (isra suresi, 17/88) Mukaddime: Girl§.


444

SOZLER

• Gori.inen hadiselerin altmdaki gizli hakikatlerin anahtan • $u gori.inen alemde gayb aleminin dili • Cenab-1 Hakk'm §U gori.inen alemin perdesi arkasmdaki gayb aleminden gelen ebedl, Rahmani li.ituflannm ve ezell hitabmm hazinesi • Manevl islamiyet aleminin gi.ine§i, temeli, hendesesi • Ahiret alemlerinin mukaddes haritas1 • Cenab-1 Hakk'm Zat'mm, sifatlarmm, isimlerinin ve icraatmm tarif edicisi, apa<;;1k tefsircisi, kesin delili ve parlak terci.imam • $u insanhk aleminin terbiye edicisi • "insaniyet-i ki.ibra" (bi.iyi.ik ve makbul insanhk) olan islamiyet'in suyu ve 1§1g1 • insanhgm ger<;;ek hikmet kaynag1 • Onu saadete ula§tiran hakiki yo! gosterici ve rehber • Ve insan i<;;in bir §eriat kitab1 • Bir dua kitab1 • Bir hikmet kitab1 • Bir kulluk kitab1 • Bir emir ve davet kitab1 • Bir zikir kitab1 • Bir tefekki.ir kitab1 • Hem insanm bi.iti.in manevl ihtiya<;;lanna cevap verecek pek <;;ok kitab1 bir araya getiren, ku§abc1, mukaddes, tek bir kitaphr. • Hem bi.ihln velilerin, s1dd1klann, ariflerin ve hakikati delilleriyle bilen zatlann farkl1 me§replerine ve ayn ayn yollanna, her birindeki me§rebin zevklerine gore olan ve o me§rebi nurland1ran, her bir yolun maksadma uygun ve onlan tasvir eden birer risalenin bulundugu mukaddes bir ki.ihlphane hi.ikmi.inde semavl bir kitaphr.

ikinci k1s1m ve tarifin devam1: Kur'an, ar§-1 azamdan, ism-i azamdan ve Cenab-1 Hakk'm her isminin en yi.ice mertebesinden geldigi i<;;in On ikinci Soz' de beyan ve ispat edildigi gibi, • Bi.iti.in alemlerin Rabbi itiban ile Allah'm kelam1d1r. • Buti.in varhklann ilah1 unvamyla Allah'm fermamd1r.


YiRMi BESiNci Soz 445

• • • •

Yerlerin ve goklerin Hahk'1 namma bir hitaphr. Cenab-1 Hakk'm mutlak rubO.biyeti yonilnden bir konw~madir. O'nun her §eyi ku§atan saltanah adma ezeli bir hutbedir. O'nun her §eyi ku§atan rahmetiyle verdigi sonsuz liltuflann defteridir. • Uh1hiyetin ha§met ve azameti itiban ile baz1 k1s1mlarmm ba§mda §ifre bulunan bir haber mecmuas1d1r. • ism-i azamm dairesinden inerek ar§-1 azam1 ku§atan ve oray1 tefti§ eden hikmet kaynag1 mukaddes bir kitaphr. i§te Kur'an'a "Allah kelam1" unvanmm tam bir liyakat ile verilmi§ olmas1 ve daima da verilmesi bu sirdandir. Kur'an'dan sonra, oteki peygamberlere gonderilmi§ kitaplar ve suhuf gelir. Diger say1s1Z ilahi sozlerin de bir k1sm1, has bir itibar, kilc;;ilk bir unvan, bir isim, hususi bir tecelli, has bir rubO.biyet, saltanat ve rahmet ile ortaya c;;1kan ilham suretindeki konu§malardir. Meleklerin, insanlann ve hayvanlann ilhamlan, kulliyet ve hususiyet itiban ile farkl1 farkl1dir. O~iincii K1s1m:

Kur' an, • Farkl1 as1rlarda gonderilmi§ biltiln peygamberlerin me§replerini ve onlara inen kitaplan, evliyanm risalelerini ve yollanm, asfiyanm6 eserlerini ozetle ic;;eren • Alh yonil de parlak, vehim ve §ilphelerin karanhgmdan annm1§ • Temeli §ilphesiz vahiy ve Cenab-1 Hakk'm ezeli kelam1 • Hedefi ve gayesi, ac;;1kc;;a gorilldilgil ilzere, ebedi saadet • ic;;i, apac;;1k, halis hidayet • Ostil, elbette iman nuru • Alb, mutlak, kesin deli! • Sagi, tecrilbe ile sabittir ki, kalb ve vicdan ile teslimiyet • Solu, gozle gorillilr derecede ac;;iktir ki, ak1l ve idrak ile itaat • Meyvesi, hakkalyakin 7 mertebesinde bilinir ki, Rahman'm rahmeti ve cennet yurdu Asfiya: Safiyet, takva ve kemal sahibi, peygamber varisi zatlar. Marifet mertebesinin en yilksegi. Hakikati bizzat ya§ayarak gorme hali.


446 SozLER

• Makam1 ve k1ymeti, yamlmaz bir sezgiyle, melekler, insanlar ve cinlerce makbul semav! bir kitaptir. Kur'an'm tarifine dair bu ii<:; k1s1mdaki s1fatlarm her biri Risale-i Nur'un ba§ka yerlerinde kesin bir §ekilde ispat edilmi§tir veya edilecektir. Davam1z temelsiz degil, her §ey §iiphesiz delillerle ispatlanmi§tir.

BiRiNCi ~ULEs Bu $ule'nin iii;: "§ua"1 9 var.

BiRiNCi ~UA Kur'an-1 Kerfm'in mucize derecesindeki be/Qgatidir. Bu harikulade belagat, nazmmm ak1c1hgmdan ve saglamhgmdan, iis!O.bunun benzersizliginden ve giizelliginden, beyanmm parlakhgmdan, iistiinliigiinden ve safhgmdan, manasmm kuvvetinden ve dogrulugundan, kelimelerinin giizel sec;:ilmi§ olmasmdan ve ahenginden dogar ki, insanhgm en dahi edebiyatc;:Ilanm, en harika hatiplerini, en derin alimlerini boy bl<:;ii§meye davet edip bin ii<:; yiiz senedir meydan okuyor, onlarm damarlarma §iddetle dokunuyor. Buna ragmen, kibir ve gururlanndan ba§lan gage vuran o dahiler, Kur' an' a kar§I ag1zlanm ac;:amay1p tam bir zilletle boyun egiyorlar. i§te Kur'an'm belagatindeki mucizelik yonlerine iki suretle i§aret edecegiz: Birinci Suret: Kur'an'da i'caz vardir; c;:iinkii indirildigi asirda Arap Yanmadas1'nda ya§ayan halk c;:ogunlukla iimm! idi, okuma yazma bilmiyordu. Bu sebeple oviiniilecek §eylerini, tarihl hadiseleri ve ahlakm giizelle§mesine yard1m edecek hikmetli hikayeleri yazmak yerine, sozlii §iir ve belagat ile muhafaza ediyorlard1. Manidar bir soz, §iir ve belagatin cazibesiyle haf1zalarda kahyor, nesilden nesle aktanhyordu. i§te bu fitr! ihtiyacm neticesinde o toplulukta manen en c;:ok revac;: bulan §ey, beyan iistiinliigii ve belagat idi. Hatta bir kabilenin belagat sahibi bir §airi, onlarm en biiyiik kahramarn gibiydi. En c;:ok onlarla ovunulurdu. i§te islamiyet'ten sonra alemi idare eden 0 zeki topluluk, aralannda en c;:ok revac;: bulan, iftihar kaynaklan olan, §iddetle muhtac;: !i!U.le: Alev. !i'ua: l§m, gune§ten veya ba§ka bir l§lk kaynagmdan uzunan l§lk telleri.


YiRMi BE$iNci Soz 447

bulunduklan belagatte en ileri ve yi.iksek mertebedeydi. Belagat onlar ic_;in 0 kadar k1ymetliydi ki, bir §airin bir sozi.i ic_;in iki kavim bi.iyi.ik bir sava§a tutu§ur ya da onun bir sozi.iyle ban§irdi. Hatta onlann ic_;inden yedi §airin yedi kasidesini "Muallakat-1 Seb'a" ad1yla Kabe'nin duvanna altmla yazmi§lar, bununla iftihar ediyorlardi. i§te boyle bir zamanda, belagatin o kadar k1ymetli oldugu bir sirada Kur'an-1 Mucizi.i'l Beyan indi. 10 T1pk1, Hazreti Musa (aleyhisselam) zamanmda sihir11 ve Hazreti isa (aleyhisselam) zamanmda tip revac_;ta12 oldugu ic_;in onlann mi.ihim mucizelerinin o ti.irden olmas1 gibi... i§te Kur' an, o zamanm ediplerini en k1sa sO.resine kar§thk vermeye davet etti:

:u L~ ,.

13.i..S '. o' , 1Y ,, , ~ Jr /

i::

i...s""

d~:

.r U..., .......J' . .J '""'..~~~:~~I, ~ u ,;:;.

/

fermamyla onlara meydan okudu ve dedi ki: "iman etmezseniz lanetlenecek, cehenneme gireceksiniz." Onlarm damanna §iddetli bir §ekilde bast!, gururlanm deh§etli bir §ekilde kirdi. 0 kibirli ak1llanm hafife aldi. Onlan once ebedi yokluk ile soma da ebedi cehennem ve di.inyada idam ile tehdit etti. "Kur'an'm bir sO.resine kar§ihk veriniz yahut can ve mahmz zarardad1r." dedi. i§te, eger Kur'an'm sO.relerinden birine benzer bir sure meydana getirmek mi.imki.in olsayd1, acaba o zamanm inkarcilan, bir-iki satirla cevap verip Kur'an'm davasm1 c_;i.iri.itmek gibi rahat bir c_;are varken, en tehlikeli, en zor olan sava§ yolunu tercih ederler miydi? Evet, bir zaman alemi siyasetle idare eden o zeki millet, en k1sa, rahat ve kolay yolu sec_;mez miydi? Daha kolay1 olsayd1, mallanm ve canlanm tehlikeye atacak uzun bir yolu tercih etmeleri hie_; mi.imki.in mi.iydi.i? Onlann bir tek §airleri, Kur'an'm birkac_; harfinin benzerini getirebilseydi, Kur' an davasmdan vazgec_;erdi, onlar da madden ve manen helak olmaktan kurtulurlardi. Halbuki sava§ gibi deh§etli ve uzun bir yolu tercih ettiler. Demek, Kur'an'a sozle i.isti.inli.ik saglamak mi.imki.in degildi, bu yi.izden k1hc_;la mi.icadeleye mecbur kald1lar. 10 11 12 13

el-Beyhaki, $uabU'l-iman 1/154. el-Beyhaki, $uabu'l-iman 1/153. el-Beyhaki, $uabU'l-iman 1/153. "Eger kulumuza indirdigimiz Kur'an'm Allah'm sozu oldugu hakkmda §ilpheniz varsa, haydi onun surelerinden birine benzer bir sure meydana getirin." (Bakara suresi, 2/23)


448 SozLER

Hem Kur'an'm benzerini, taklidini yapmak i<;in gayet kuvvetli iki sebep vard1: Biri, dii§manm onunla boy 6l<;ii§me hirs1; oteki de dostlarmm onu taklit etme arzusu. i§te bu iki kuvvetli sebeple milyonlarca Arap<;a kitap yazilm1§tir ancak hi<;biri Kur' an' a benzemez. Alim olsun, avam tabakadan olsun her kim Kur'an'a ve onlara baksa kesinlikle diyecektir ki: "Kur' an, bunlara benzemez. Hi<;biri ona nazire olamaz." ~u halde ya Kur' an hepsinin altmda bir seviyededir. Bu ihtimal ise biitiin dost ve dii§manm ittifak1yla sa<;madir, ak1l d1§1d1r. Ya da Kur' an, yazilan biitiin o kitaplarm iistiindedir. Soru: Kimsenin Kur'an'm benzerini yazmaya te§ebbiis etmedigini nereden biliyoruz? Meydana <;1kmak i<;in kimse kendine giivenemedi mi? inkarcilarm birbirlerine yard1mlan da m1 fayda etmedi? Cevap: Eger Kur'an'm benzerini yapabilmek miimkiin olsayd1, buna mutlaka te§ebbiis edilirdi. <:;unkii ortada izzet ve namus meselesi, can ve mal tehlikesi vard1. Ve eger te§ebbiis edilseydi, mutlaka pek <;ok taraftar bulunacakt1. <:;unkii inkarcilarm say1s1 daima inananlardan fazlayd1. Eger boyle bir te§ebbiis ger<;ekle§seydi ve taraftar bulsayd1, mutlaka duyulurdu. <:;unkii kii<;iik bir miicadele bile insanhgm hayretini uyandmp destanlarda me§hur olur. islamiyet aleyhindeki en <;irkin, en kotii §eyler bile dilden dile aktanhp me§hur olurken boyle hayret verici bir miicadele gizli kalamazd1. Halbuki boyle bir te§ebbiise dair bugiine kadar yalanc1 peygamber Miiseylime-i Kezzab'm bir-iki soziinden ba§ka bir §ey nakledilmemi§tir. Ger<;i Miiseylime' de belagat vardir, fakat sonsuz bir giizellige, belagate sahip olan Kur' an ile k1yasland1gmda, onun sozleri de tarihe hezeyan olarak ge<;mi§tir. i§te demek ki, Kur'an'm belagatinde kesinlikle, iki kere iki dart eder derecesinde i'caz vardir. ikinci Suret: Kur'an'm belagatindeki mucizeligin hikmetini Be§ Nokta' da soyleyecegiz. Birinci Nokta Kur'an'm nazmmda harika bir cezalet, yani tath soyleni§iyle beraber bir heybet, diizgiinliik ve saglamhk vardir. i§arato.'l i'caz, bagtan sona o naz1mdaki cezaleti ifade eder. Saatin saniyeleri, dakikalan ve saatleri sayan, kusursuz bir diizen i<;inde birblrini tamamlayan unsurlan nasil i§liyorsa, Kur'an-1 Hakim' in


YiRMi BE~iNci Soz 449

her bir ayetindeki, k1smmdaki, kelimesindeki ve ayetlerin birbirine kar§t munasebetindeki intizamm da 6yle oldugu i§aratu'l i'caz'da anlahlm1§hr. Kim isterse ona bakabilir ve Kur'an'm nazmmdaki harika cezaleti bu surette g6rebilir. Yalmz bir ayetin butunundeki nazm1 g6stermek i<;:in bir iki 6rnek verecegiz. Mesela: 14 J.q.J ';'IJ.i ~ ~ 1;~ ~ ~ ylj Bu cumle, azabm deh§etini gostermek ii;:in en hafif azabm §iddetli tesirine i§aret eder. Yani azabm en azm1 ifade ederek ayetin buhlnundeki manay1 kuvvetlendirir. i§te yl [eger] kelimesi, §Uphede birakmay1 ifade eder. ~uphe, azhga bakar; ~ [dokunsa] kelimesi, aztctk dokunmak manasmdadir, yine azhg1 ifade eder. ~ [kli<;;uk bir esinti] kelimesi, hafif bir kokuya i§aret edip azhg1 ifade ettigi gibi, kipi de birligi g6sterir. "Masdar-1 merre", yani fiilin bir defa yapild1gm1 bildiren mastar, gramer ilminde "biricik" demektir, azhg1 ifade eder. ~ kelimesindeki belirsizlige i§aret eden tenvin, azhg1 ifade etmek ic;indir; o kadar kuc;uk ki, bilinemiyor demektir. ~ ifadesi, "bir parc;a" demektir, azhg1 bildirir. '-:-'\Ji [azap] kelimesi de azhga i§aret eder, c;unku nekale yani §iddetli azaba ve ikaba yani ahiret azabma nispeten hafif bir cezadir. ~_) [Rabbin] kelimesi de, Cenab-1 Hakk'm Kahhar, Cebbar ve Muntakirn' isimlerine kar§thk yine §efkati hissettirmekle azhga i§aret ediyor. Bu cumle, "Bu kadar hafif bir azap boyle tesirli ise Allah'm azab1 ne kadar deh§etli olur, ktyas edebilirsiniz." manasm1 ifade eder. i§te bu cumledeki kelimeler, parc;alar birbirini destekler ve as1! maksad1 her biri kendi lisamyla guc;lendirir. Bu 6rnek bir dereceye kadar kelimelere ve maksada bakar. ikinci 6rnek: 15 0.;-,--;. J...2 ,-~G _)_) ~, LL' ,3 Bu ayetteki kelimeler, sadakanm kabulu ic;in gereken be§ §arta i§aret eder. Birinci $art: Sadakaya muhtac; olmayacak derecede sadaka vermek ki, ~ kelimesindeki 16 ~ ifadesini bolerek o §arh bildirir. ikinci $art: Ali'den ahp Veli'ye vermek degil, kendi malmdan 14 15

16

"Eger onlara Rabbinin azabmdan bir esinti bile dokunsa ... " (Enbiya suresi, 21/46) "Kendilerine nz1k olarak (ma!, gilc;, zeka, bilgi; ... ) ne liltfetrni§sek onun bir rniktanm (Allah nzas1 ic;in ve kirnseyi rninnet altmda birakrnadan ihtiyac; sahiplerine gec;irnlik olarak) verirler." (Bakara suresi, 2/3) " __ .den, __ .dan" anlarnmda.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.