guzeloku6

Page 1

YiRMi BE~iNci Soz 449

her bir ayetindeki, k1smmdaki, kelimesindeki ve ayetlerin birbirine kar§t munasebetindeki intizamm da 6yle oldugu i§aratu'l i'caz'da anlahlm1§hr. Kim isterse ona bakabilir ve Kur'an'm nazmmdaki harika cezaleti bu surette g6rebilir. Yalmz bir ayetin butunundeki nazm1 g6stermek i<;:in bir iki 6rnek verecegiz. Mesela: 14 J.q.J ';'IJ.i ~ ~ 1;~ ~ ~ ylj Bu cumle, azabm deh§etini gostermek ii;:in en hafif azabm §iddetli tesirine i§aret eder. Yani azabm en azm1 ifade ederek ayetin buhlnundeki manay1 kuvvetlendirir. i§te yl [eger] kelimesi, §Uphede birakmay1 ifade eder. ~uphe, azhga bakar; ~ [dokunsa] kelimesi, aztctk dokunmak manasmdadir, yine azhg1 ifade eder. ~ [kli<;;uk bir esinti] kelimesi, hafif bir kokuya i§aret edip azhg1 ifade ettigi gibi, kipi de birligi g6sterir. "Masdar-1 merre", yani fiilin bir defa yapild1gm1 bildiren mastar, gramer ilminde "biricik" demektir, azhg1 ifade eder. ~ kelimesindeki belirsizlige i§aret eden tenvin, azhg1 ifade etmek ic;indir; o kadar kuc;uk ki, bilinemiyor demektir. ~ ifadesi, "bir parc;a" demektir, azhg1 bildirir. '-:-'\Ji [azap] kelimesi de azhga i§aret eder, c;unku nekale yani §iddetli azaba ve ikaba yani ahiret azabma nispeten hafif bir cezadir. ~_) [Rabbin] kelimesi de, Cenab-1 Hakk'm Kahhar, Cebbar ve Muntakirn' isimlerine kar§thk yine §efkati hissettirmekle azhga i§aret ediyor. Bu cumle, "Bu kadar hafif bir azap boyle tesirli ise Allah'm azab1 ne kadar deh§etli olur, ktyas edebilirsiniz." manasm1 ifade eder. i§te bu cumledeki kelimeler, parc;alar birbirini destekler ve as1! maksad1 her biri kendi lisamyla guc;lendirir. Bu 6rnek bir dereceye kadar kelimelere ve maksada bakar. ikinci 6rnek: 15 0.;-,--;. J...2 ,-~G _)_) ~, LL' ,3 Bu ayetteki kelimeler, sadakanm kabulu ic;in gereken be§ §arta i§aret eder. Birinci $art: Sadakaya muhtac; olmayacak derecede sadaka vermek ki, ~ kelimesindeki 16 ~ ifadesini bolerek o §arh bildirir. ikinci $art: Ali'den ahp Veli'ye vermek degil, kendi malmdan 14 15

16

"Eger onlara Rabbinin azabmdan bir esinti bile dokunsa ... " (Enbiya suresi, 21/46) "Kendilerine nz1k olarak (ma!, gilc;, zeka, bilgi; ... ) ne liltfetrni§sek onun bir rniktanm (Allah nzas1 ic;in ve kirnseyi rninnet altmda birakrnadan ihtiyac; sahiplerine gec;irnlik olarak) verirler." (Bakara suresi, 2/3) " __ .den, __ .dan" anlarnmda.


450 SOZLER

vermektir. Bu §arb "Size nz1k olandan veriniz" manasmdaki ~Gjj sozu ifade ediyor. Oi;:uncu $art: Minn et altmda birakmamakbr. Bu §arta d jj daki ~ harfi i§aret eder. Yani, "Size nzk1 ben veriyorum. Benim mahmdan kullanma vermekte sizin paym1z yoktur." Dorduncu $art: Sadakay1, nafakas1 i<;;in kullanacak kimseye vermektir. Yoksa zevke sarf edenlere sadaka vermek makbul olmaz. Bu §arta 0~ kelimesi i§aret ediyor. Be§inci $art: Allah namma vermektir ki, ~Gjj kelimesi bunu ifade ediyor. Yani, "Mal benimdir, benim nam1mla vermelisiniz." ~u §artlarla beraber, bu cumlede manay1 geni§letme de vardir. Yani, sadaka ma! ile oldugu gibi ilimle de olur. Sozle, fiille, nasihatle de olur. i§te bu k1s1mlara, ~ lafzmdaki Ll ifadesi gene! olarak, cumlenin kendisi de bizzat i§aret ediyor, <;;linku mutlakbr, umumu ifade eder. i§te §U k1sac1k cumle, sadakanm be§ §arbyla beraber geni§ bir dairesini de akla bildiriyor. 0 ibadeti butun dereceleriyle hissettiriyor. i§te bir ayetin k1s1mlannda boyle pek <;;ok naz1m ve dizili§ var. Kelimelerin de, aynen boyle, geni§ bir dairesi, birbirlerine kar§1 duzeni bulunur. Mesela: 17.J.;.j ~I y;, ayetinde alb cumle var; li<;;u muspet, li<;;li menfi. Alb tevhid mertebesini ispat etmekle beraber §irkin alb <;;e§idini reddeder. Her bir cumle otekilere hem delil hem netice olur. <;unku her birinin iki manas1 vardir. Bir mana ile netice, bir mana ile ise deli! olur. Demek ki, ihlas suresinde otuz ihlas suresi kadar, muntazam, birbirini ispat eden delillerden olu§an sureler vard1r. Mesela,

J

Hem, l

19~\:;

,.,.,,.

"'/

,,.,,,

/

/

/

t"J, ,J.;_\ t"J, '~ i"J, '~ ~ t"J, ,jj}. ~ i"l_ :1;-11_,:6 ~ ~ ~j

Hem, 17

18

19

"De ki: 0, Allah'tir, gen;ek ilahhr ve Birdir." (ihlas suresi, 112/1) De ki: 0, Allahd1r. <;unku 0 Ehad'dir, Samed'dir, dogurmami§hr, dogurulmami§hr ve herhangi bir §ey O'na denk degildir. Herhangi bir §ey O'na denk degildir. <;unku 0, dogurulmami§hr, dogurmam1§hr, Samed'dir, Ehad'dir; ~unku 0, Allah'tir.


YiRMi BE~iNci Soz 451 , 201;_\

,

'

\~ ~ ~ ~ 0;~ ,:JY. ~ 0;~ '~ ~ 0;~ '~ ~ ,J;_i ~ ~\ ~

Bunlara ba§ka ornekleri de k1yas edebilirsin ... Mesela,

;>u ayetlerdeki dort ctimlenin her birinin iki manas1 var. ilk manalan ile oteki ctimlelere delil, sonraki manalan ile ise onlann neticesidirler. On alb mtinasebet hattmdan muntazam bir mucizelik nak§I meydana gelir ki, bu, i§aratu'l i'caz'da beyan edilmi§tir. On Oi:;uncu Soz'de de soylendigi gibi, adeta Kur'an'daki <:;ogu ayetin, oteki ayetlerin her birine bakan birer gozti, onlara dontik birer ytizti vardir. Birer manevi mtinasebet bag1 uzatir, birer mucizelik nak§I dokurlar. i§te i§araW'l i'caz ba§tan sona, Kur'an'm nazmmdaki bu cezaleti, yani heybeti, gtizelligi ve saglamhg1 tefsir etmi§tir. ikinci Nokta Kur'an'm manasmdaki harika belagattir. On Oc;uncti Soz' de gec;en §U ornege bak. ayetindeki Mesela: 22 ~\ ~_fil y;,j U'i':}11j '?\~\ J_ ~ ~ manevi' belagati zevkle g6rmek istersen, kendini Kur'an nuru inmeden onceki cahiliye asrmda, bedevi' <:;6llerinde farz et, her §eyin cehalet ve gaflet karanhgmda, tabiatm cans1z ve donuk perdesine sanl,m1§ oldugu bir anda Kur'an'm set;1av1 lisanmdan J, ~ ~ J'i'j~lj -?I~\ veyahut 23 ~ 0Aj ~j~lj ~I ..Si~\-~~ gibi ayetleri i§it, oyle bak! sedas1yla 0 olti veya gaflet karanhgma dalm1§ varhklann ~ , i§itenlerin zihninde nasil dirildigini, uyand1gm1, ayaga kalkip zikrettigini

&

&

&

20

21

22

23

0, Allahdir. Oyleyse 0, Ehaddir, Sameddir. Bundan dolay1 dogurmamI§hr, dogurulmami§ttr ve herhangi bir §ey O'na denk degildir. "Elif, Utm, Mim. i!lte (qsiz, mucize) Kitap: Onun (Allah tarafmdan indirildigi ve ba§tan sona hakikatler mecmuas1 oldugu) hakkmda hic;bir §i.iphe yoktur; o, mi.ittakiler (Allah'a goni.ilden sayg1 besleyip isyandan kac;man, Din ve hayat kanunlan olarak koydugu bi.iti.in emir ve yasaklara hakk1yla riayet edenler) ic;in ba§tan sona bir hidayet kaynag1d1r." (Bakara suresi, 2/2) "Goklerde ne var, yerde ne varsa Allah'1 tenzih ve tesbih eder. 0 Aziz ve Haklmdir: Osti.in kudret, tam hi.iki.im ve hikmet sahibidir." (Hadid suresi, 57/1) "Yedi kat gok, di.inya ve onlarm ic;inde olan herkes Allah'1 takdis ve tenzih eder." (isra suresi, 17/44)


452 SOZLER

gar! 0 karanhk gokyuzunde cans12 birer ate§ pan;as1 olan y1ld1zlar ve yerde peri§an varhklar, ~ sesiyle ve nuruyla nas1l da degi§ir! i§itenin nazarmda gokyuzu bir ag1z, y1ld1zlar hikmetli birer kelime, hakikati gosteren birer nur, yerkure bir ba§, denizler ve karalar birer lisan, hayvanlar ve bitkiler Yarahc1sm1 tesbih eden birer kelime §eklinde g6runur. Mesela, On Be§inci Soz' de ispat edilen §U misale bak:

. '\]\,3 -.::,..\}~ ~J\ ,

~.)

J /

lLl1 ~ '. \3 :Ll.:5 .:,11~;6: :,\ 0\,• u;:'.~'11,3 -

,,.

/

,,,""

~ _\1 ~ , ~', \.:;-

~ ,,.,,.-

c

~ ~j e ~~~- ~) ~:}\~We~~ '1103:Ll.:5 '1 l3~U ,,,.,,.. ,,. 24 0\S~ ~, .,:}\ :cLl e 0\' :~: ~ ,~, L '. JW { , ., .J , '-? . , ~ <..)"' 3 J ~ y /

/

/

25.

/

/

~

/

1-8~ y~Ll,ci.;._;.', ~8.ii1~1~~11t:rjjj,

~ -

,

~.)

.3 ~

~ -

.J

3

ayetlerini dinle, bak, diyor ki: "Ey aczi ve kll<;;llklugu i<;;inde gururlu ve asi; zay1fhg1 ve fakn i<;;inde isyankar ve inat<;;1 olan insanlar ve cinler! Emirlerime itaat etmezseniz, haydi elinizden gelirse mulkumun hudutlannm d1§ma <;;1km1z! Yild1zlann, aym ve gune§lerin birer asker gibi emirlerine itaat ettigi Sultan'a kar§I gelmeye nasil cesaret edersiniz! Azgmhgm1zla oyle bir Hakim-i Zulcelal' e itaatsizlik ediyorsunuz ki, O'nun, farz edelim §eytanlanmz dayanabilseler, onlan dag gibi gullelerle ta§layabilecek devasa askerleri var. Hem nankorlugunuzle oyle bir Malik-i Zulcelal'in memleketinde isyan ediyorsunuz ki, O'nun, degil sizin gibi kll<;;llk aciz varhklara, farz-1 muhal daglar ve yeryuzu buyuklugundeki kafir dll§manlara devasa y1ld1zlan, ate§li demirleri atabilecek, onlan dag1tabilecek askerleri var. Hem oyle bir kanunu <;;igniyorsunuz ki, istese dunyamz1 yuzunuze <;;arpacak, gulleler gibi y1ld1zlan Allah'm izniyle ustunuze yagdirabilecek varhklar o kanuna baghd1r." Daha ba§ka ayetlerin manalarmdaki kuvvet ve belagati, yuce us!O.bu bunlara k1yasla ... 24

25

"Ey cin veins toplulugu! Yapabilirseniz haydi goklerin ve yerin hududundan gec;in bakahm! Arna gec;emezsiniz, ancak ilstiln bir gilc;, kuwetli bir deli! ve ilimle gec;ebilirsiniz. 0 halde Rabbinizin hangi nimetlerini inkar edebilirsiniz? Ozerinize ate§ler, duman alevleri gonderilir de art1k kendinizi savunamazsm1z. 0 halde Rabbinizin hangi nimetlerini inkar edebilirsiniz?" (Rahman sO.resi, 55/33-36) "Gerc;ek §U ki, yere en yakm olan gogil lambalarla donatt1k ve onlardan bir k1smm1 §eytanlara ahlan mermiler yaphk." (Mtilk sO.resi, 6 7/5)


YiRMi BE$iNci Soz 453

U~iincii Nokta

Kur' an' m i.islO.bundaki harika ve e§siz gi.izelliktir. Evet, Kur'an'm i.islubu hem hayret verici hem benzersiz hem c;ok farkh hem de ikna edicidir. 0, hic;bir §eyi, hie; kimseyi taklit etmemi§tir; hie; kimse de onu taklit edemiyor. Oslubu nas1l gelmi§se tazeligini, genc;ligini, farkhhg1m daima korumu§tur ve koruyor. Mesela, baz1 slirelerin ba§mda bulunan 31 ~ 30p- 29 ~ 28 Uo 27) \ 26 gibi §ifre misali, "huruf-u mukatta" denilen harflerdeki e§siz i.islubun be§-alh mucizelik panlt1s1 saklad1gm1 i§ardta'l i'caz'da yazmt§hk. Surelerin ba§mda zikredilen bu harfler, nefesin tutulup sesin ac;1ga c;1khg1 anda okunan (mechure), gizli ve f1s1lhyla okunan (mehmuse), harf sukun ile soylendiginde sesin akmad1g1 (§ed!de), harf si.ikun ile okundugunda sesin akbg1 (rahve), ag1zdan keskin olarak c;1kan (zelaka) ve mahrecinden c;1kar c;1kmaz kesilerek tekrar okunan (kalkale) harfler gibi pek c;ok harf c;e§idinin her birinden yans1m almt§hr. Boli.inme imkam olmayan ve hafif okunan harflerden bi.iyi.ik k1sm1m, agir ve kalm okunanlardan ise az k1smm1 almak suretiyle bi.iti.in boli.imleri ikiye aynlmt§br. ~u birbiri ic;indeki k1s1mlan iki yi.iz ihtimal ic;inde ancak gizli ve ak1lla bilinmeyecek bir tek yo! ile ikiye bolmek mi.imki.inken, o yolda, o geni§ mesafede soz soylemek insan aklmm eseri olamaz. Buna tesadi.if hie; kan§amaz. i§te surelerin ba§lanndaki, ilah! birer §ifre olan harfler bunun gibi be§-alti mucizelik panlhs1 daha gosterir. Bununla beraber harflerin sirh ilmine vak1f alimlerle hakikati delilleriyle bilen veli zatlar, surelerin ba§mdaki harflerden pek c;ok sir c;1karmt§ ve oyle hakikatler bulmu§lar ki, §U harfler onlar ic;in kendi ba§lanna gayet parlak birer mucizedir. Onlann s1rlanna vak1f olmad1g1m1z ve hepsini gozle gori.ir derecede ispat edemedigimiz ic;in o kap1y1 ac;amay1z. Yalmz meseleyi i§ardta'l i'cdz'da onlara

rf\

26

27

28 29 30

31

Bkz. Bakara suresi, 2/1; Al-i imran sCtresi, 3/1; Ankebut suresi, 29/1; Rum suresi, 30/1; Lokman suresi, 31/1; Secde suresi, 32/1. "Elif, Lam, Ra." (YO.nus suresi, 10/1; Hud suresi, 11/l; Yusuf suresi, 12/1; ibrahim suresi, 14/1; Hier suresi, 15/1) "Ta, Ha." Taha suresi, 20/1. "Ya, Sin." Yasin suresi, 36/1. "Ha, Mim." (Mi.i'min suresi, 40/1; Fussilet suresi, 41/1; ;>lira suresi, 42/l; Zuhruf suresi, 43/1; Duhan suresi, 44/1; Casiye suresi, 45/1; Ahkaf suresi, 46/1) ;>ura suresi, 42/2.


454

SOZLER

<lair anlahlan be§-alh mucizelik yonune havale etmekle yetiniyoruz. ~imdi Kur'an'm ush1buna sureleri, maksatlan, ayetleri, sozleri ve kelimeleri itiban ile birer i§arette bulunacag1z. Mesela, Amme (Nebe) suresine dikkat edilse ahireti, olumden sonra dirili§i, cennet ve cehennemin hallerini oyle e§siz bir uslupla, 6yle bir tarzda gosterir ki, Cenab-1 Hakk'm §U dunyadaki icraatmm ve eserlerinin ahiret alemine bakan birer ayna oldugunu ispatlar, kalbi buna ikna eder. ~u suredeki iislubun izah1 uzun oldugundan yalmz bir-iki noktasma i§aret edecegiz: Surenin ba§mda k1yamet gununu ispat i~in §6yle buyrulur: "Yeryiiziinii size giizelce serilmi§ bir be§ik, daglarz sizin iqin defineli birer direk, iqinde hazineler bulunan birer kazzk yaptzk. Sizi birbirini seven, birbirine a§ina qiftler halinde yarattzk. Geceyi dinlenmeniz iqin ortii, giindiizii geqiminizi saglamanzz iqin bir kazanq meydanz, giine§i l§lk veren ve 1s1tan bir lamba k1/d1k. Bulutlarz birer ab-1 hayat qe§mesi yapzp onlardan su indirdik. Erzakzn1z1 tQ§zyan biitiin qiqekli, meyveli, qe§itli §eyleri basit bir sudan, kolayca ve az bir zamanda yaratzrzz. Oyleyse hesabzn goriilecegi, iyinin kOtiiden ayrzlacagz kzyamet sizi bekliyor. 0 giinii getirmek bize agzr gelmez."

i§te bundan sonra, k1yamette daglarm dag1lmasmm, goklerin par~alanmasmm, cehennemin hazirlanmasmm ve cennet ehline baglar, bostanlar verilmesinin gizli delillerine i§aret eder. Man en der ki: "Madem o Zat goziiniiziin 6niinde, daglarda ve yeryiiziinde §U i§leri yap1yor. Ahirette de bunlara benzer i§leri yapacakhr." Demek, surenin ba§mdaki "dag", k1yametteki daglarm haline; sondaki "bag" ise ahiret alemindeki bah~elere ve baglara bakar. i§te diger noktalan buna k1yasla, surede ne kadar giizel ve yiice bir iislup bulundugunu gar. Mesela:


YiRMi BESiNci Soz 455 32

'";'-'

~

/

o~

~G,,

~ ~

l.r"

ila ahir. .. Bu a yet, insanda tecelli eden ilahi cilveleri, gece ile gunduzun devretmesindeki ilah! tecellileri, her mevsimdeki Rabban! tasarruflan ve hayat ile olumde, yeryuzundeki yeniden dirili§te izleri gorulen Rabban! icraah oyle yuce bir uslupla bildirir ki, dikkat eden herkesin akhm teslime mecbur b1rakir. Parlak, yuce ve ku§ahc1 uslubu az dikkatle g6rundugu i<:;in §imdilik o hazineyi ac_:;mayacag1z. Hem mesela: o,,.

w

_,~o,,.

..::.;.:Ll ~_))/\ l~&J /

33~j

;:;;

w ~j

;:;;,,-~

4iJ ..:.;~lj w ~\ ~~\ l~l ,,;

,,

-

,,.

4iJ ~~ij w ..:_Llj ~LA,~ ~l\j /

/

Goklerin ve yeryuzunun Cenab-1 Hakk'm emrine nasil boyun egdigini ve itaatlerini §6yle yuce bir uslup ile anlat1r: Nas1! ki buyuk bir kumandan, sava§ta egitim ve asker ahm1 §Ubeleri gibi, luzumlu i§ler ic_:;in iki daire ac_:;ar. Sava§ ve asker ahm1 bittikten soma o iki daireyi ba§ka i§lerde kullanmak, degi§tirmek ic_:;in onlara yonelir. Dairelerin her biri hizmetkarlannm diliyle veya nutka gelip kendi lisamyla der ki: "Kumandamm! Eski i§lerin ufak tefeklerini, arhklanm temizleyip d1§an atmam1z ic_:;in bize biraz muhlet veriniz, soma te§rif ediniz. Ondan soma emrine hazmz; buyrun, ne yaparsamz yapm. Emrine amadeyiz; senin yaphgm her §ey dogru, guzel ve faydahd1r." Ayn en oyle de, gokler ve yeryuzu, teklif, tecrube ve imtihan ic_:;in ac_:;ilm1§ iki dairedir. Vazifeleri bittikten soma imtihan dairesine ait §eyleri Cenab-1 Hakk'm emriyle dag1t1r ve "Ey Rabbimiz! Bizi arhk ne ic_:;in kullamrsan kullan. Hakk1m1z sana itaattir. Senin her yaphgm da haktir." derler. i§te bu ayetlerdeki uslubun ha§metine bak, dikkat et. .. Hem mesela: 32

33

"De ki: 'Ey mtilk ve hakimiyet sahibi Allah1m!' Sen mtilku diledigine verir, dilediginden onu c;eker ahrsm. Diledigini aziz, diledigini zelil kilarsm! Her turlu hay1r yalmz Senin elindedir! Sen elbette her §eye kadirsin! Geceyi gunduze katar, gQnQ uzatirsm; gunduzu geceye katar, geceyi uzat1rsm. Oluden diri, diriden olu c;1kanrsm. Sen diledigin kimseye say1s1z nz1k verirsin." (Al-i imran suresi, 3/26-27) "Gok yanld1g1 zaman ve hep yapageldigi gibi, Rabbinin buyrugunu dinledigi zaman; yer yay1hp dumduz edildigi, ic;indekileri d1§an atip bo§ald1g1 ve hep yapageldi§i gibi, Rabbinin buyrugunu dinledigi zaman ... Seyredin siz, neler olacak o zaman." (in§ikak sfiresi, 84/1-5)


456

SCiZLER ; o

..:_,<,1-,,~1

r--" _) Y'

;.

_o

.···~w1

~_)

,,,.

· ·•

o~

_

,_

_1;1~~ts·.:.1~~

~_) ~

.3 •

34~ _1L1J1.'~l\1.J.;:; I ; · , :i ~

\~

. u.;3

,,

_1'.1

JI

~

_

·'\ts•

~ ,._T.J

r

1;· u.;3

lf ..Y'"''1 ~\;:: "°. \

hte bu ayetin belagat denizinden bir damlaya i§aret olarak tis!O.bunu bir temsil aynasmda gosterecegiz. Nasti ki btiytik bir sava§ta bir kumandan, zaferden sonra ate§ eden bir taburuna "Ate§kes!" ve hticum eden ba§ka bir taburuna "Dur!" diye emreder. 0 anda ate§ kesilir, hticum durur. Kumandan, "Sava§ bitti, kazand1k. Bayrag1m1z dti§manm ytiksek kalelerinin bun:;larma dikildi. En a§ag1 mertebeye giden o edepsiz zalimler cezalanm buldular." der. Aynen oyle de, alemlerin benzersiz padi§ah1 Cenab-1 Hak, Nuh kavminin helak1 ic;:in goklere ve yerytiztine emir vermi§. Vazifeleri bittikten sonra da, "Ey yerytizti! Suyunu yut! Ey gok! Dur, i§in bitti, su c;:ekildi. Dagm ba§ma bir memurumun c;:adir vazifesi goren gemisi kuruldu. Zalimler cezalanm buldular." diye ferman etmi§tir. i§te §U tis!O.bun yticeligine bak! "Yerler ve gokler itaatkar iki asker gibi O'nun emrini dinler." diyor. i§te §U tis!O.p, insanm Yarahc1sma kar§t isyamna kainatm k1zd1gma, goklerin ve yerytiztintin hiddete geldigine i§aret ediyor. Ayet, §U i§aretle der ki: "Yerlerin ve goklerin iki itaatkar asker gibi emrine uydugu bir Zat'a isyan edilmez, edilmemeli ... " Deh§etli bir men edi§i bildirir. Tufan gibi btiytik bir hadiseyi btittin neticeleriyle, hakikatleriyle birkac;: ctimlede mucizeli, i' cazh, gtizel, ozlti bir §ekilde anlahr. $u belagat denizinin diger damlalanm buna k1yasla ... $imdi kelimelerin penceresinden Kur'an'm tis!O.buna bak. Mesela: 35r::~I ~_y./]l.5 ~~ J.;_ Jj8 ~~.)jj ~lj ayetindeki 36 C"'~\ ~_y.y<ll.5 ifadesi, ne kadar tat!; bir tis!O.bu gosteriyor. $oyle ki: Aym, Stireyya yild1zlannm dairesi olan bir menzili vardir. Ayet, ay1 hilal vaktinde ya§h bir hurmanm beyaz dalma benzetir. Yani adeta gogtin ye§il perdesi arkasmda bir agac:; bulunuyor ve o agacm beyaz, sivri, nurani bir dah perdeyi y1rt1p ba§mt c:;1kanyor. Ayeti i§itenin 34

35

36

"(Kafirler bogulduktan sonra yerle goge:) 'Ey yeryuzu! Vazifen bitti, suyunu yut. Ey gok! ihtiyac; kalmad1, yagmuru kes.' diye emir buyruldu. Su c;ekildi, i§ bitirildi, gemi Cudi Qzerinde yerle§ti ve 'Kahrolsun o zalimler!' denildi." (Hud suresi, 11/44) "Ay ic;in de birtak1m safhalar, duraklar tayin ettik, dola§a dola§a nihayet eski hurma salk1mmm c;opu gibi kuru, san, kavisli bir hale gelir." (Yasin suresi, 36/39) "Eski hurma salk1mmm kuru, san, kavisli hali gibi." (Yasin suresi, 36/39)


YiRMi

BE~iNci

Soz 457

hayalinde, Sureyya yildlZI o dalm bir salk1m1, diger yild1zlar da o gizli yarahh§ agacmm nurlu birer meyvesi gibi goriiniiyor. Bu iish1bun, o devirde <_;olde ya§ayan ve en miihim ge<_;im kaynaklan hurma agac1 olan insanlar i<;in ne kadar miinasip, giizel, tath ve yiice oldugunu zevkin varsa anlarsm. Mesela: On Dokuzuncu Soz'iin sonunda ispat edildigi gibi, ~lj 37 ~ ) : ' ~ l LS fa ayetindeki LS fa [<loner] kelimesi §Oyle yiice bir ush1ba pen~ere ~<;~;: LSfa kelimesiyle, yani "giine§ <loner" tabiriyle Cenab-1 Hakk'm kudreti~in k1§ ile yazm, gece ile giindiiziin birbiri ardmca gelmelerindeki muntazam idaresini hahrlatarak O'nun biiyiikliigunii bildirir. insanm bakl§Inl, o mevsimlerin sayfalannda Cenab-1 Hakk'm kudret kalemiyle yazd1g1, birer mektup hiikmiindeki eserlere <_;evirir. Hahk-1 Zulcelal'in hikmetini ilan eder. 38 ~\~ ~I~ j Yani lamba tabiriyle der ki: "§u alem bir saraydir ve i<;indeki her §ey, giizellikler, nimetler ve hayata gerekli §eyler, insanlar ve canhlar i<;in haz1rlanm1§hr. Giine§ de Sani'in itaatkar bir lambas1dir." Bunu hahrlatarak inkarc1lann en miihim ve parlak bir mabud zannettikleri giine§in, Hahk'm itaatkar bir lambas1 ve mah!O.ku, O'nun ha§metini ve ihsamm bildiren bir tevhid delili oldugunu gosterir. Demek ~\~ [lamba, kandil] tabiri, Hahk'm rubO.biyetinin biiyiikliigundeki rahmeti hahrlahr. O'nun engin rahmetindeki ihsam bildirir, saltanatmm ha§metindeki comertligi hissettirir ve vahdaniyetini yani birligini, ortagmm olmad1gm1 ilan eder. Manen der ki: "Cenab-1 Hakk'm emrindeki cans1z bir lamba hi<;bir §ekilde ibadete lay1k olamaz." Hem 39.sfa [cloner, akar gider] tabirinde gece ile giindiiziin, kl§ ile yazm birbi;( ardmca gelmelerindeki muntazam, hayret verici idareyi hahrlahr ve rubO.biyetinde tek ba§ma olan bir Sani'in kudretinin biiyiikliigiinii bildirir. Demek, insanm zihnini giine§ ve ay noktalanndan gece ve giindiiz, kI§ ve yaz sayfalanna <;evirir, o sayfalarda yaziian hadiselerin sabrlanna dikkati <;eker. Evet, Kur' an giine§ten yalmz giine§ oldugu i<;in bahsetmez, onu 1§1kland1ran Zat adma bahseder. Hem giine§in insan i<;in 37 38 39

"Giine§ de bir delildir onlara, cloner gider yoriingesinde ... " (Yasin sf.tresi, 36/38) "Giine§i de (1§1g1 kendinden) bir lamba yaph." (Nf.th sf.tresi, 71/16) "Doner, akar gider."


458

SOZLER

ltizumsuz olan mahiyetini degil, aksine, vazifesini bildirir. Gune§in, Cenab-1 Hakk'm kusursuz sanatma bir zemberek, yarahh§taki intizama bir merkez ve o Ezell Nakka§'m gece ve gunduz ipleriyle dokudugu e§yadaki sanatm ahengine bir mekik vazifesi gordugunu hatirlahr. Kur'an-1 Kerim'deki ba§ka kelimeleri de bunlara k1yaslayabilirsin. Her biri adeta basit, ah§Ilffil§ birer kelime iken, ince manalann definelerine birer anahtar vazifesi gorur. i§te Kur'an'm ush1bu c;ogunlukla bu ifade edilen tarzlarda yuksek ve parlak oldugundan, bazen bir bedevi bile onun bir tek sozune hayran kahr, Musluman olmasa da secdeye giderdi. Mesela, bir bedevi 40y ~ t_i...o~ ayetini i§ittigi anda secdeye gitmi§ti. Ona, "Musluman m1 oldun?" diye sorduklannda, "Yok," dedi, "ben §U sozun belagatine secde ediyorum. "41

y

Dordiincii Nokta Kur'an'm us!O.bundaki harika fesahat, yani kusursuzluk, ac;1kl1k ve ak1c1hkhr. Evet, Kur' an mana itiban ile 'us!O.b-u beyan' yonunden son derece belagatli oldugu gibi, ifadelerinde gayet ak1c1 bir ahenk ve duzgunluk vard1r. Dinleyeni usandirmamas1, Kur'an'daki fesahatin varhgma kesin delildir. Beyan ve mana alimlerinin §ahitlikleri de ondaki fesahatin hikmetinin apai;:1k bir ispahd1r. Evet, Kur'an ifadeleri binlerce defa tekrar edilse de usandirm1yor, hatta lezzet veriyor. Kuc;uk bir c;ocugun basit haf1zasma dahi agir gelmiyor, c;ocuk onu ezberleyebiliyor. En hastahkl1, az bir sozden rahats1z olan kulaga dahi ho§ geliyor. Olum halindeki insanm damagma §erbet gibi oluyor. Kur' an nagmeleri o insanm kulagma ve zihnine, aynen ag1zdaki ve damaktaki zemzem suyu gibi leziz geliyor. Kur'an'm insarn usandirmamasmm hikmeti ve s1rn §Udur: 0, kalbe g1da, akla kuvvet ve zenginlik, ruha ab-1 hayat ve I§Ik, nefislere deva ve §ifa oldugundan usandirmaz. Her gun ekmek yeriz, usanmay1z; fakat en guzel meyveyi her gun yesek usamrd1k. Demek Kur' an hak, hakikat, dogruluk, hidayet ve harika bir fesahate sahip oldugundan 40 41

"Art1k sana emrolunarn, ba§lan c;;atlatircasma anlat onlara." (Hier sO.resi, 15/94) Bkz. es-SuyO.tl, el-itkdn 2/149; el-AIO.si, Ruhu'l-medni 14/86.


YiRMi BE~iNci Soz 459

muhatabm1 usand1rm1yor; gern;ligini daima muhafaza ettigi gibi tazeligini ve tathhgm1 da koruyor. Kurey§'in onde gelenlerinden dikkatli, belagat sahibi biri, mli§rikler tarafmdan Kur'an'1 dinlemek ic:;in gonderilmi§. Dinlemi§, donmli§ ve demi§ ki: "$u kelamm oyle bir tathhg1 ve tazeligi var ki, insan sozune benzemez. Ben §airleri, kahinleri biliyorum. Bu onlann sozlerine hie:; benzemiyor. Olsa olsa halk1m1z1 kand1rmak ic:;in Kur' an' a sihir demeliyiz." 42 i§te, Kur'an-1 Haklm'in en inatc:;1 dli§manlan bile onun kusursuz, ac:;1k ve ak1c1 us!Obuna hayran olmu§lard1r. Kur'an-1 Haklm'in ayetlerindeki, ifadelerindeki, cumlelerindeki fesahatin sebeplerini izah etmek c:;ok uzun surer. Onun ic:;in sozu klsa kesip yalmz ornek olarak bir ayetteki harflerin vaziyetinden dogan us!Op guzelligini, ak1c1hg1, ahengi ve bir ;nucizelik panlt1s1m go,sterecegiz. 43 ~<~, ~t.b ic:te: ~~, L:,~ Bi r,~:f1 ..i..:.s : 1-::-~<,f.; J~~1 '5 1-.:: , ~ , . ~ .r ('"'~i ila ahir. .. $u ayette alfabenin butun harfleri mevcuttur. Bak; agir ve kalm okunan butun harfler beraber oldugu halde us!Obun guzelligini, ak1c1hgm1 bozmuyor; hatta o harfler ayete bir parlakhk, farkh tellerden ahenkli, saglam bir fes ah at nagmesi kahyor. Hem §U mucizelik panlhsma dikkat et ki, o harflerin en hafif ve kolay okunanlanndan "ya" ile "elif" birbirine uland1g1 ic:;in iki karde§ gibi her biri 21 'er kere tekrar edilmi§. i ile HA~iYE 44 0 birbirinin karde§i say1ld1g1 ve birbirlerinin yerine gec:;tigi ic:;in ikisi de 33' er defa zikredilmi§tir. '-"" •LT' , r_} ag1zdan c:;1k1§lan, §ekilleri ve sesleri bak1mmdan karde§ olduklanndan, her biri uc:;er defa; t ve t_ ise karde§ olduklan halde t_ daha hafif oldugundan alb defa, t_ ag1r ve kalm okunu§uyla onun yans1 olarak lie:; defa zikredilmi§tir. j , ~ , .b , .b harfleri de ag1zdan c:;1k1§lan, §ekilleri ve sesleriyle karde§ olduklan ic:;in her biri iki§er defa tekrarlanmi§hr. J ve "elif" harfleri ':J (lamelif) olarak birle§tiklerinde, "elif"in o harfteki hissesi "lam"m yans1d1r. Onun ic:;in J k1rk iki defa, "elif" ise onun yans1 olarak yirmi bir defa zikredilmi§tir. "Hemze" ve ~ ag1zdan c:;1k1§ yerleri bak1mmdan 42

43

44

Bkz. el-Hakim, e/-Mustedrek 2/550; el-Beyhaki, $uabU'l-fman 1/157; ibni Abdilberr, el-fotfab 2/433; el-Hakim et-Tirmizi, Nevodiru'l-Usul 3/260. "Soma o kederin pe§inden uzerinize bir guven duygusu indirdi. Sizden bir k1smm1 buruyen tath bir uyku hali verdi." (Ai-i imran SO.resi, 3/154) HA~iYE Tenvin de "nun"dur.


460

SOZLER

karde§ olduklan ic;:in "hemze" 45 HA!)iYE On U<;:, ..I» iSe bir derece daha hafif oldugu ic;in on dart defa; .:J, .__;, J karde§ olduklanndan "kaf"m bir noktas1 fazla oldugu ic;:in J on, .__; dokuz, .:J dokuz, '-:-' dokuz ve 0 harfi, derecesi uc;: oldugu ic;in on iki defa zikredilmi§tir. j harfi "lam"m (J) karde§idir. Fakat ebced hesab1yla j iki yuz, J ise otuzdur. Alt! derece yukan c;1ktig1 ic;in alt! derece a§ag1 dO.§mO.§tO.r. Hem j telaffuzca tekrar ettiginden ag1r ve kalm okunup yalmzca alt! defa zikredilmi§tir. c_J>, ...:..i, L' harfleri, ag1r ve kalm okunu§lan ve baz1 mi.inasebetleri yonuyle birer defa zikredilmi§tir. L' _/ dan ve "hemze" den daha hafif ve '-? ile "elif"ten daha ag1r ve kalm okundugu ic;in on yedi defa, ag1r ve kalm okunan "hemze"den dart derece yukan, hafif "elif"ten ise dart derece a§ag1 zikredilmi§tir. i§te §U harflerin dizili§indeki ve soyleni§indeki harikulade, muntazam vaziyet ile o gizli munasebet, o gi.izel duzen, o ince §iiriyet ve ahenk bu beyanm insan fikri olamayacagm1 iki kere iki dort eder derecesinde gosterir. Buna tesadi.ifi.in kan§mas1 akil d1§1d1r. i§te harflerin §U vaziyetlerindeki benzersiz ve hayret verici di.izen, kelimelerdeki ak1C1hga ve fesahate vesile oldugu gibi, daha pek c;ok gizli hikmeti bulunabilir. Madem Kur'an'm harflerinde boyle intizam gozetilmi§; elbette kelimelerinde, ci.imlelerinde ve manalannda da oyle esrarh bir intizam, oyle nurlu bir ahenk gozetilmi§ olmahd1r ki, goz g6rse "Ma§aallah", akil anlasa "Barekallah" diyecektir.

t

Be~inci

Nokta

Kur'an'm beyanmdaki beraat, yani i.isti.inluk, saglamhk ve ihti§amd1r. Nas1l ki, nazmmda kusursuzluk, kelimelerinde fesahat, manasmda belagat ve i.islubunda e§siz bir gi.izellik var. Beyanmda da i.isti.inli.ik, saglamhk ve ihti§am vard1r. Evet, te§vik ve korkutma, ovme ve kmama, ispat ve ir§ad, delillerle ikna edip maksadm1 anlatma gibi bi.iti.in soz ve hitap tabakalarmda Kur'an'm beyam en yuksek mertebededir. • Mesela: Kur' an' daki te§vik etme ve istek uyand1rma makammm 45

HA~iYE Hemze, okunan ve okunmayan olarak yirmi be§tir ve hemzenin sakin karde§i elif'ten li<; derece yukand1r. Zira hareke li<;llir.


YiRMi BE$iNci Soz 461

Js- Ji

say1s1z brneklerinden, 46 l,JL::..:~\ j. suresindeki uslup47 HA$iYE Kevser suyu gibi ho§tur, cennetteki selsebil <;:e§mesi gibi ahenkle ve gurul gurUI akar, cennet meyveleri gibi tath, hurilerin elbiseleri gibi guzeldir. • Kur'an'daki korkutma ve tehdit makammm pek <;:ok brneginden biri, 4s~GJ1 ~-:->- 41 j. (Ga§iye) suresinin ba§mdaki beyanlard1r. Dalalet ehline, kulagmda kaynayan kur§un gibi, beynini yakan ate§ gibi, damagmda zakkum gibi, yuzune sald1ran cehennem gibi, midesinde ac1, dikenli dari' 49 agac1 gibi tesir eder. Evet, cehennem gibi bir azap memurunun, ofkesinden pari;:alanacak bir vaziyet almas1, surede 50 ¥~1 ~ _?i ~~ denilmesi, o Zat'm tehdidinin ne derece deh§etli oldugunu gbsterir. • 6vme makammm binlerce orneginden, ba§mda "Elhamdulillah" olan be§ suredeki51 Kur' an beyanlan ise gune§ gibi parlak, 52 HA$iYE yild1zlar gibi suslu, gokler ve yeryuzu gibi muhte§em, melekler gibi sevimli, dunyada yavrulara rahmet gibi §efkatli ve ahirette cennet gibi guzeldir. • Kmama ve yasaklama makammm binlerce orneginden biri ise 53 ~ ~r ~JS~ 0f f5"J;..\ ~r ayetidir; ba§kalanm i;:eki§tirip ay1plamay1 altt derecede kmar. G1ybeti altt derecede §iddetle yasaklar. $oyle ki: Ayetin ba§mda bulunan "hemze", soru ("acaba?") manasmdad1r. 0 mana, ttpkt SU gibi, ayetin butun keJimelerine girer. i§te birincisi, hemze ile der ki: Acaba soru ve cevap makam1 olan akhmz yok mu ki, bu derece i;:irkin bir §eyi anlam1yorsunuz? ikincisi: ~ [sever] kelimesiyle der ki: Acaba sevme ve nefret etme makam1 olan kalbiniz bozulmu§ mu ki, en <;:irkin bir i§i sever? O~uncusu: f5J;..f [sizden biri] kelimesiyle der ki: Cemaat ya§ayt§I ve yard1mla§ma sayesinde devam eden toplum hayatm1za ve medeniyetinize ne olmu§ ki, hayatm1z1 zehirleyen boyle bir ameli kabul eder? 46

"insan uzerinden oyle bir devir gec:;ti ki ... " (insan Suresi, 76/1) Buradaki uslup, o surenin mealinin elbisesini giymi§tir. "Ga§iyenin, deh§eti her taraf1 saracak olan o felaketin mahiyeti hakkmda elbet sen de bilgi sahibi oldun." (Ga§iye suresi, 88/1) Dari': Ac1 ve dikenli bir agac:;. "Cehennem ofkesinden nerdeyse c:;atlayacak haldedir." (Miilk Suresi, 67/8) Fatiha suresi, En' am sliresi, Kehf suresi, Sebe' suresi, Fahr suresi.

47 HA$iYE

48

49

50 51

;iu tabir]erde 0 SUre]erdeki bahis]ere i§aret Var. "Sizden biri, olmii§ karde§inin cesedini di§lemekten ho§lamr mi?" (Hucurat Suresi, 49/12)

52 HA$iYE

53


462 SozLER

rJ

Dorduncilsil: JS~ i)\ [etini yemek] ifadesiyle der ki: insanhg1mza ne olmw;? ki, arkada§lanmz1 di§lerinizle boyle canavarcasma parc;ahyorsunuz? , Be§incisi: ~\ [karde§ini] kelimesiyle der ki: Hemcinslerinize kar§l hie; ac1mamz, yakmlanmz1 affetmeniz yok mu ki, boyle pek c;ok yonden karde§iniz olan bir mazlumun manevi §ahsiyetini insafs1zca di§liyorsunuz? Hie; akhmz yok mu ki, divane gibi di§inizle kendi uzvunuzu 1smyorsunuz? Altznczsz: ~ [olu] kelimesiyle der ki: Vicdammz nerede? .. F1tratm1z bozulmu§ mu ki, en hurmete lay1k bir konumdaki karde§inizin etini yemek gibi igrenc; bir i§i yap1yorsunuz? Demek, birinin kusurlanm konU§Up onu ay1plamak ve g1ybet; aklen, kalben, insanhkc;a, vicdanen, f1traten, islami hassasiyet ve milliyetc;e kmanmI§hr. i§te bak, §U ayet ba§kalanm c;eki§tirip ay1plamay1 alti mertebede nasil mucizevi bir uslupla km1yor. Az sozle c;ok §ey anlatarak o gunahtan alh derecede sakmdmyor. • Kur'an'daki ispat makammm binlerce orneginden, mesela Rum Suresindeki c

1

0

•°''I <..S'Y'"'

r

,,.

,,.

, LJI l

.,'.__~\ --~JJ.)

;;;

1

~""

~~y J

~

/

0

JJ..s.l)""'j • ''-11

54, ....; "" '

.r..,

.

~

'1k

°,

~

/

/

1

,,.,

1

,).

0

/

U,:.5 .vll ~, UI JI~_,,..., ,\;.•.\j • , , j--:

i;:. -.;;, ,

~r..5-"u~J.J ,

ayeti, ha§rin ispatm1 ve onu ak1ldan uzak g6rmenin temelsizligini oyle bir tarzda beyan eder ki, bunun otesinde ispat olamaz. ~oyle ki: Onuncu Soz'un Dokuzuncu Hakikat'inde ve Yirmi ikinci Soz'un Altmc1 Lem'a'smda ispat ve izah edildigi gibi, her bahar mevsiminde yeryuzunu yeniden dirilterek ii<; yuz bin tarzda ha§rin numunelerini gosteren, her §eyi son derece girift bir §ekilde birbirine kan§hrd1g1 halde son derece intizam ile birbirinden ay1rarak insanm nazanna sunan bir Zat' a ha§ir ve k1yameti yaratmak elbette agir gelmez, der. Hem yeryuzu sayfasmda yuz binlerce varhk turunu beraber, birbiri ic;inde, kudret kalemiyle hatas12, kusursuz yazmak, Vahid ve Ehad bir Zat'm muhru oldugundan, §U ayet O'nun birligini, benzerinin ve ortagmm 54

"i§te bak, Allah'm rahmetinin eserlerine, olmi.i.§ topraga nasil hayat veriyor! i§te bunlan yapan kim ise, oli.i.leri de 0 diriltecektir. 0, her §eye hakk1yla kadirdir." (RO.m sO.resi, 30/50)


YiRMi BE$iNci Soz 463

bulunmad1gm1 ispat etmekle beraber, k1yamet ve ha§ri de gilne§in dogup batmas1 gibi kesin bir §ekilde g6sterir. i§te Kur' an, §U hakikati bu ayette , ~:5 [nasil] kelimesindeki keyfiyet noktasmda bildirdigi gibi bin;ok surede de etrafhca anlatir. Mesela: Kat suresinde ha§ri 6yle parlak, giizel, §irin ve yilksek bir iislupla ispatlar ki, muhatabm1 bahann gelecegine inandmr gibi kesin bir §ekilde ikna eder. i§te bak: Kafirlerin, c;ilriimil§ kemiklerin dirilmesini inkar edip "Bu hayret vericidir, olamaz!" 55 demelerine cevaben, 56 c___,j ~ l4j t;.qjj Li~, ~_,;~\~~JI 1__,~ ~ ayetinden, 57 t_~j.il ~.15 ayetine kadar ferman buyuruyor. Beyam su gibi ak1yor, ytld1zlar gibi parhyor. Hurma gibi, kalbe hem lezzet hem zevk veriyor, hem de nz1k oluyor. • ispat makammm en tatl16rneklerinden birinde Kur'an-1 Hakim, 58 ~y<ll ~~le~\ ~\jllj e ~ buyurur. Yani, "Hikmetli Kur' an' a yemin olsun ki, sen resullerdensin." ~u yemin i§aret eder ki: Peygamberliginin delili o derece §ilphe g6tiirmez ve haktir ve Resul-u Ekrem (aleyhissalatii vesselam) hakkaniyette 6yle bir hiirmet makamma c;1km1§hr ki, ona Kur' an ile yemin ediliyor. Kur' an §U yeminin i§aretiyle der ki: Sen resulsiln, c;unkil elinde Kur'an var. Kur'an ise hakhr ve Hakk'm kelam1dir. {,;ilnkil ic;inde hakiki hikmet, ilstiinde mucizelik milhril var." • ispat makammm az s6zle c;ok §ey anlatan mucizeli 6rneklerinden §U ayete bak:

4l'

55

56

57

58

::s

Jl

Kaf suresi, 50/2 "Hi~ O.zerlerindeki goge bakmazlar mt? Bakip da bizim onu nastl saglamca bina edip sO.sledigimizi, onda en ufak bir ~tlakhk, dengesizlik olmadtgmt dfo~O.nmezler mi?" (Kaf suresi, 50/6) "Hi~ O.Zerlerindeki goge bakmazlar mt? Baktp da bizim onu nasd saglamca bina edip sO.sledigimizi, onda en ufak bir ~tlakhk, dengesizlik olmadtgmt d0.§0.nmezler mi? Yeri de d6§edik, oraya dengeyi saglayacak agtr basktlar, sabit ulu daglar yerle§tirdik. Orada goz gono.I a~an her ~e§it bitkiden ~iffier bitirdik. BO.run bunlan, Allah'a yonelecek her kula Yaradanm kudretini hattrlatmast, dersler veren birer basiret ni§anesi ve ibret numunesi olmast i~in yapttk. Gokten bereketli bir su indirdik. Onunla bah~eler ve bi~ilen ekinler, salktm salktm meyveleriyle ulu hurma aga~lan yeti§tirdik. BO.run bunlar kullanmtza nztk vermek i~indir. Hem o su ile olo. topraga hayat verdik. i§te olmO.§ insanlarm mezarlanndan ~tkt§t da boyle olacakbr." (Kaf suresi, 50/6-11) Yasin suresi, 36/1-3.


Yani, "insan, 'CuriimO.§ kemikleri kim diriltecek?' der. Sen, de ki: 'Kim o kemikleri ilk yarahp onlara hayat vermi§se o diriltecek. "' Onuncu Soz'iin Dokuzuncu Hakikat'inin iic;iincii temsilinde tasvir edildigi gibi; biiyiik bir orduyu goz oniinde, bir giinde ba§tan kuran bir zat hakkmda biri sana, "~u zat, istirahat ic;in dagilm1§ bir taburu bir boru sesiyle toplar, diizen altma sokar." dese ... Seney insan, "inanmam!" desen, bunun ne kadar divanece bir inkar oldugunu bilirsin. Aynen oyle de, bir ordu gibi olan biitiin hayvanlann ve ba§ka canhlann bedenlerini bir tabur misali kusursuz bir intizamla ve hikmet olc;iisiiyle hic;ten, yeniden bir araya getiren, o bedenlerin zerrelerini ve duygulanm "kiln feyek0.n" 60 emriyle kaydedip yerle§tiren ve her devirde, hatta her baharda yeryiiziinde ordu misali yiiz binlerce canh tiiriinii yaratan Kadir ve Alim Zat, bir bedenin nizam1 altma girmekle birbiriyle tam§ml§ asli zerreleri ve uzuvlan bir seda ile, israfil'in SO.r'u ile nasil toplayabilir, diye sorulur mu? Bunu akildan uzak gormek, ahmakc;a bir divaneliktir. • Kur'an'm ir§ad makammdaki beyanlan o derece tesirli ve ince, o derece tath ve §efkatlidir ki, ruhu §evkle, kalbi zevkle, akl1 merakla ve gozii ya§la doldurur. Bunun binlerce orneginden yalmzca §Una bak: 0

;;;

{}

,..,

;;'~I~ 01' ;;' ·• ,.J . , ~ !;J ~ ,).

,.,.

o

L ~, l.j \ ~: · ~ ~

;;;

01'

-

0

~L:\1

~

,., ,,..

~

....L.:ii J·1 o

0

,,

,..,

,..,

\

;;'~l5 , · ...1l~ .DU'. ,.J . , ~ , , . ~ o

t._. , , .

,,..

,). ;;; :;;

'° -·

,..,

o

;;;

o;

_,,_,,

0

o

,..,

.....

~ t' ~· ,..,

,..,

,..,

"l.j \ ~: · 01, ' 1~·.)II t._. , • ·;;, l.j

!;J ,<:_~~ ~ !;J.J~ 610)~ ~ c.r. 1;,~.fu1 LA'J,~I~'. ,. ~ ,

.....

!<;:"{ 1; r-=r

,~

,

Yirminci Soz'iin Birinci Makam'mda iic;iincii ayetin bahsinde ispat ve izah edildigi gibi, Kur'an israilogullanna der ki: "Musa'mn (aleyhisse/am) asas1 gibi bir mucizeye kar§I sert ta§, on iki goziinden c;e§me 59 60

61

Yasin suresi, 36/78-79. "(O, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' der, o da oluverir." (Bakara suresi, 2/117; At-iimran suresi, 3/47, 59; En'am suresi, 6/73; Nahl suresi, 16/40; ... ) "Sonra bunun arkasmdan kalbleriniz katila§tl, artik onlar ta§ gibi, hatta ondan da kab! <.;i.inki.i oyle ta§ var ki i<;inden irmaklar fl§kmr, oylesi var ki <;atlar da bagnndan su kaynar ve oylesi var ki Allah'a olan hi.irmeti sebebiyle yukandan di.i§i.ip pan;alamr. Allah yapbklanmzdan habersiz degildir." (Bakara suresi, 2/74)


YiRMi BE$iNci Soz 465

gibi ya§ ak1tt1g1 halde, size ne olmu§ ki, Musa'nm (aleyhisselam) biitiin mucizelerine kar§l kay1ts1z kahyorsunuz; goziiniiz kuru, ya§SIZ, kalbiniz kati ve ate§siz bir halde duruyorsunuz?" ;Ju ir§ad manas1 o Soz' de a<;:1kland1g1 i<;:in oraya havale ederek burada k1sa kesiyorum. • Kur'an-1 Hakim'deki ikna makammm ve onun inkarcilan susturmasmm binlerce misalinden yalmz §U ikisine bak. Birinci misal:

{. 1&~1,.J ~ '. o' , 1 ~u IiS'~1~~ ~ J , , , ~ ,J._r-: y

t~ i:: d~: u.,., u' :i:S- 01, ,. ~ .T . •J '-5:-~ 1J..J

62 i:...;:.-,., :._j~L.p £<; 01:: .:U1 03; '......, / ,,. / u ,,.

,;:;

..

/

,~

Yani, "Eger Kur'an'm dogrulugundan bir §iipheniz varsa, size yard1m edecek, §ahitlik yapacak biitiin biiyiiklerinizi ve taraftarlarm1z1 <;:agmn, Kur'an'm bir tek suresinin benzerini meydana getirin." i§arata'/ i'caz'da a<;:1kland1g1 ve ispatland1g1 i<;:in burada meseleye k1saca i§aret edecegiz: Kur' an-1 Mucizii'l Beyan §byle diyor: "Ey insanlar ve cinler! Eger Kur'an'm Allah kelam1 oldugundan §iipheniz varsa, onu insan sozii zannediyorsamz, haydi, i§te meydan, geliniz! Siz de kendisine Muhammed-iii Emin 63 dediginiz zat gibi, okuma yazma bilmez bir iimmiye Kur'an gibi bir kitap yazdmmz. Bunu yapamazsamz, haydi iimml olmasm, en me§hur bir edipten, bir alimden boyle bir kitap isteyiniz. Bunu da yapamazsamz, haydi bir tek olmasm, biitiin ediplerinizin, hatiplerinizin, hatta biitiin ge<;:mi§ giizel eserlerin ve gelecek ediplerin yard1mlanm ve ilahlanmzm himmetlerini de yammza ahmz. BO.tun kuvvetinizle <;:ah§miz ve Kur'an'a bir nazire yapm1z! Bunu da yapamazsamz, haydi taklidi miimkiin olmayan Kur'an hakikatlerinden ve onun say1s1z manevl mucizesinden ge<;:tik, yalmz onun sozlerindeki belagate nazire olarak bir eser meydana getiriniz." Kur'an, 64 y4fo ~ _)~ ~ i)U ayetiyle inkarc1lan susturarak der ki: "Haydi sizden y~pac~g1~1z nazirenin manaca dogrulugunu 62

63 64

"Eger kulumuza indirdigimiz Kur' an' m Allah' m sozu oldugu hakkmda §lipheniz varsa, haydi onun sO.relerinden birine benzer bir sO.re meydana getirin ve Allah'tan ba§ka glivendiklerinizin hepsini ~gmn, iddiamzda hakl1 iseniz ... " (Bakara sO.resi, 2/23) ibni ishak, es-Sire 2/57; el-Halebl, es-SfratU'/-Halebiyye 2/391. "iddiamzda tutarh iseniz, haydi belagatte onunkine benzer on sO.re getirin." (HO.d sO.resi, 11/13)


466

SOZLER

istemiyorum. isterse i<:;inde iftiralar, yalanlar, batil hikayeler olsun. Bunu da yapam1yorsunuz! Haydi Kur'an'm tamamma degil, yalmz JY, yani on suresine nazire getirin. Bunu da yapam1yorsunuz. Ha"yd( bir tek suresinin olsun benzerini yapm. Buda <:;oktur, o halde k1sa bir sureye nazire getirin. Arna bunu da yapamazsm1z, hem de bu kadar muhta<:; oldugunuz halde ... <;unki.i haysiyet ve namusunuz, izzetiniz ve dininiz, soy ve §erefiniz, can ve mahmz, di.inya ve ahiretiniz ancak onun benzerini getirmekle kurtulabilir. Yoksa di.inyada haysiyetsiz, namussuz, dinsiz, §erefsiz ve zillet i<:;inde kc:i.Iacaksm1z, can ve mahmz mahvolup ahirette, 65 i)~\j ~01 ~~)j )0\ 1)3~ i§aretiyle cehennemde ebedi hapse mahkum olup putlanmzla beraber ate§e odunluk edeceksiniz. Madem sekiz mertebede aczinizi anladm1z. Elbette Kur'an'm mucize oldugunu sekiz defa bilmeniz gerekir. Ya imana geliniz ya da susunuz, cehenneme gidiniz!" i§te Kur'an-1 Mucizi.i'l Beyan'm ikna makammda inkarc1lan nas1l susturduguna bak ve 66 0L;::i ~\)J1 ~L;::i ~~de ... Evet, Kur'an'm beyanmm i.isti.inde beyan olamaz, onun i.isti.ine soz soylemeye ihtiya<:; yoktur. ikinci misal:

A

Ji

.u '.

.:ai-,;:; _r,,, -~G 0YI j:;

1._r -._;

1t. ,,,~t '"'To_ ('-6-"

,;t e

..T--.. \

0~ _;~ .• -

'ij ·~K. .it5 ~ ._:j Lj IJ,,,

.

.

,,,

,,,..

,<:-jj

_;;

~ -.:,\1 ~ ~ I~ ~k~~ i../~ \~I.,;,; '1{ e 0, _,........, ~-\1-.::.J· r,, Yo,,t i't e ~r'"' ~_r u . .J

0~ ~~~I~~@ 0~~ '1 ,J. ~~ 0)A ft® ~;LL f) ~ft ..:;i1~11fe fl e 0~WI f' fl~~ _f- ~ 1_# fl e ~~LP 1)L5 ~fl® 0_,~1 f' fl~)~\~~~ fl 0p;. '1 J. >:i~lj /

/

/

t..

.....

0

@

/

/

~,\1 A:·\, 081 ~'I e i'I e 0.r.' 1-J . i

0

c

/

· , 0~ ,,~Q:, ~ -:..iLLl "'--' 0 , : ,, :-1.-:, 0:-:-4 / . ('+ / / . ,.. ~ 1-

0Jl:f- rt@ 0~ ~ ~1 ~~rt; 0µ:. ~J.-4 ~ ~ 1?.t #:5 0}~ U9 ~\ 0~ ~I~~~~ ft® 0_,~1f'1_,_;s- 0:~~ IJ;S'

67

65 66 67

"<;:1ras1 insanlarla ta§lar olan o ate§ten sakmm." (Bakara sO.resi, 2/24) el-Gazali, ihyau U/Umi'd-Dfn 1/105. "Ey ResO.lii.m, sen ir§ad ve nasihatine devam et. Sen Rabbinin ihsam sayesinde kafirlerin iddia ettikleri gibi kahin de degilsin, deli de. Ne o, yoksa onlar senin hakkmda '$airin biri, felegin onun ba§ma neler getirecegini gorecegiz' mi diyorlar?


YiRMi BE$iNci Soz 467

i§te §U ayetlerin binlerce hakikatinden yalmz birini, Kl1r'c:m'm ikna ediciligine ornek olarak soyleyecegiz. $6yle ki: Kur' an 68 fi-fl ifadesiyle olumsuz soru kipiyle on be§ tabakada her c;e§it dalalet ehlini susturur ve her turlu §liphenin kaynagm1 yak eder. Dalalet ehlinin ic;ine girip saklanacaklan §eytani bir delik b1rakmaz, hepsini kapatir. Altma girip gizlenecekleri bir aldam§ perdesi kalmaz, hepsini yirtar. Butun inkar y1lanlarmm ba§mI ezer. Her bir f1krada bir toplulugun inkara sebep olan fikirlerinin ozunu ya k1sa bir tabirle c;urutur ya batilhg1 ac;1k oldugundan, ondan hie; bahsetmeden bahh goz onune c;1kanr veya ba§ka ayetlerde etrafhca bahsedilip reddedildigi ic;in onlara k1saca i§arette bulunur. Mesela: Birinci f1kra 69 ~ ~ LA j ~I ~1: de LA j ayetine i§aret eder. On be§inci f1kra ise 70 GLl ~\ -Ql ~\ \~+..~ 0\.5 ayetine i§arettir. Daha ba§ka f1kralan bunlara k1yasla~.. , $6yle ki, ba§ta §U manay1 ifade ediyor: Allah'm hukumlerini teblig et. Sen kahin degilsin, zira kahinlerin sozleri kan§1k ve tahminidir. Seninki ise haktir, dogruluguna §liphe yoktur. Sen mecnun olamazsm, dli§manlarm bile senin mukemmel aklma §ahitlik eder.

J

68 69

70

De ki: 'Bekleyin bakahm! Ben de sizin feci ak1betinizi bekliyorum.' Ak1llan m1 kendilerinden bunu istiyor, yoksa onlar azgm bir toplum olduklanndan m1 boyle yap1yorlar? Yahut 'Kur'an'1 kendi uydurdu' mu diyorlar? Hayir! Onlar bu iddialannda samimi degiller. Onlarm inanmaya niyetleri yok da onun i<;;in bu tarz sozler sarf ediyorlar. 0 halde bu iddialannda tutarh iseler Kur'an gibi bir soz getirsinler bakahm! Onlar bir Yaratan olmaks1zm mi yarahldilar, yoksa kendi kendilerini mi yaratti? Yoksa gokleri ve yeri onlar m1 yarattilar? Hayir, onlar kesin bilgiye ula§maya gitmezler. Yoksa Rabbinin hazineleri onlarm m1 yanmda, yoksa kainati onlar m1 yonetiyor? Yoksa onlarm yukselmelerini saglayan bir merdivenleri, kuleleri var da o sayede mi goklerin haberlerini dinliyorlar? Oyleyse o haber dinleyen kimseler, meleklerin sozlerini dinledigine <lair kesin bir deli! getirsin! Yoksa k1z i;;ocuklan O'nun da, erkekler sizin mi? Yoksa onlardan vahyi teblig, peygamberlik ve ir§ad hizmetlerinden 6lliru bir ucret istiyorsun da onlar agir bir bon:; yuku altmda eziliyorlar m1? Yoksa gayba <lair bilgiler kendilerinin elinin altmdadir da onlar oradan istedikleri tarzda yaz1p kopyahyorlar m1? Yoksa bir tuzak m1 kurmak istiyorlar? $unu bilsinler ki: Asil kapana k1silacak olanlar, o kafirlerdir. Yoksa onlarm Allah'tan ba§ka bir ilahlan m1 var? Allah onlarm iddia ettikleri ortaklardan Munezzeh ve Yucedir." (Tur suresi, 52/29-43) "Yoksa, yoksa ... " "Biz Resul' e Kur' an ogrettik, §iir 6gretmedik, o zaten ona yara§maz." (Yasin suresi, 36/69) "Eger gokte ve yerde, Allah'tan ba§ka ilahlar bulunsayd1 oralarm nizam1 bozulurdu." (Enbiya suresi, 21/22)


468

SOZLER

71 ~;.J1

~) ~ ~fi .J>:Ll 0)~

rt Yoksa akhm kullanmayan cahil

kafirler gibi sana- §air mi diyorlar? Helak olmam m1 bekliyorlar? De ki: "Bekleyiniz, ben de bekliyorum." 72 Senin bildirdigin parlak, buyuk hakikatler, §iirin hayallerinden yuce ve suslerinden uzakhr, onlara ihtiyac1 yoktur. , 73 \~ ~~t ~_:;.;:15 Yahut ak1llanna guvenen ak1ls1z felsefeciler gibi, "Akhm1z bize yeter." deyip sana uymaktan ka<;;m1yorlar m1? Halbuki ak1l sana uymay1 emreder, <;;tinku her dedigin akla uygundur. Fakat akil o hakikatl,ere kendi ba§ma yeti§emez. 74 0}.t1 f) ~ Yoksa inkarlarmm sebebi, azgm zalimler gibi, Hakk'a boyun egmemeleri midir? Halbuki zorba zalimlerin reisi olan Firavunlarm, Nemrudlarm ak1betleri malumdur. 75 0~~ '] ~~ 0)~ Yoksa yalanc1, vicdans1z munaf1klar gibi, "Kur' an senin sozlerindir." diyerek seni itham m1 ediyorlar? Halbuki §imdiye kadar sana Muhammed-Lil Emin 76 diyerek i<;;lerinde seni en dogru sozlu biliyorlard1. Demek, onlann imana niyetleri yoktur. Yoksa insanm meydana getirdigi eser!er i<;;inde Kur'an'm bir benzerini bulsunlar. 77 ~~ _f:- ~ 1)¥Veyahut kainati abes ve gayesiz goren faydas1z felsefeyle ugra§anlar gibi kendilerini ba§Ibo§, hikmetsiz, gayesiz, vazifesiz, yarat1C1s1z m1 zannediyorlar? Acaba gozleri kor mu olmu§, gormuyorlar m1 ki, kainat ba§tan a§ag1 hikmet ve gayelerle donahlm1§hr, zerrelerden gune§lere kadar her varhgm vazifesi vard1r ve hepsi Cenab-1 Hakk'm emirlerine itaat eder. 78 0~WI f1' Yoksa firavunla§mI§ maddeciler gibi, her §eyin kendi kendine oldugunu, kendi kendini besledigini, kendine laz1m §eyleri yarathg1m m1 hayal ediyorlar ki, imandan, kulluktan uzak duruyorlar? ,

rt

0

rt

rt

J.'

rt

rt

71 72

73 74 75

76 77 78

"Ne o, yoksa onlar senin hakkmda '$airin biri, felegin onun ba§ma neler getirecegini gorecegiz' mi diyorlar?" (Tur suresi, 52/30) Bkz. Tur suresi, 52/31. "Ak1llan m1 kendilerinden bunu istiyor?" (Tlir suresi, 52/32) "Yoksa onlar azgm bir toplum olduklarmdan m1 boyle yap1yorlar?" (Tur suresi, 52/32) "Yahut Kur' an' 1 'kendi uydurdu' mu diyorlar? Hayir! Onlar bu iddialannda samimi degiller. Onlann inanmaya niyetleri yok da onun i'<in bu tarz s6zler sarf ediyorlar." (TUr suresi, 52/33) ibni ishak, es-Sfre 2/57; el-Halebl, es-Sfratil'l-Halebiyye 2/391. "Onlar bir Yaratan olmaks1zm mt yarahld1lar?" (Tur suresi, 52/34) "Yoksa kendi kendilerini mi yarattilar?" (Tur suresi, 52/35)


Demek, kendilerini birer yarahc1 zannediyorlar. Halbuki bir tek §eyin yarahc1smm, her bir §eyin Hahk' 1olmas1 gerekir. Demek, kibir ve gururlan onlan sonsuz derecede ahmakla§hrm1§ ki, bir sinege, bir mikroba maglup olan mutlak aciz bir varhg1 mutlak kudret sahibi zannederler. Madem ak1ldan, insanhktan bu derece 9km1§lar ve hayvandan, hatta cans1z varhklardan daha a§ag1d1rlar. Oyleyse onlann inkarlarmdan dolay1 uzulme! Onlan da bir tur zararh hayvan ve pis madde yerine koy; onlara bakma, 6nem verme! 79 0_Aj '1 ).J\Jij S'l~I 1)1;. f1 Veyahut Hahk'1 reddeden fikirsiz, sersem inanc;s1zlar gibi Allah'1 inkar m1 ediyorlar ki, Kur'an'1 dinlemiyorlar? Oyleyse goklerin ve yerin varhgm1 inkar etsinler ya da onlan biz yaratt1k desinler. Akim z1vanasmdan tamamen c;1k1p divanelik hezeyanma girsinler. <;unku alemde gokteki y1ld1zlar, yerdeki c;ic;ekler kadar tevhid delilleri gorunuyor, okunuyor. Demek, onlann saglam bir imana ve hakka niyetleri yoktur. Zira bir harfin katipsiz olmayacagm1 bildikleri halde, her harfinde birer kitap yaz1h olan §U kainat kitabm1 nas1l sahipsiz zannediy9rlar? 80 ~_; ~I};- ~~ fl Yoksa Cenab-1 Hakk'm iradesini reddeden bir k1s1m sapkm felsefeci ve Brahmanlar81 gibi, senin peygamberligini inkar m1 ediyorlar? Sana inanm1yorlarsa, her varhkta gorunen ve bir Yarahcmm iradesini gosteren bUtun hikmet emarelerini, gayeleri, intizam1, meyveleri, rahmet ve inayet eserlerini ve burun peygamberlerin buhln mucizelerini de inkar etsinler ya da bu ihsanlann hazineleri yamm1zda ve elimizdedir desinler! Muhatap kabul edilemeyeceklerini gostersinler. Sen de onlann inkarmdan dolay1 uzUlme. "Allah'm ak1ls1z hayvanlan c;oktur.': de ... 82 03 ~1 fl Yoksa akh tek hakim sayan ve boylece tahakkum kuran Mutezile mezhebindekiler gibi, kendilerini Hahk'm i§lerine g6zetici ve mufetti§ say1p Hahk-1 Zulcelal'i sorumlu tutmak m1 istiyorlar? Sakm vazifende usanc; gosterme. Oyle kibirli bencillerin inkarmdan bir §ey c;1kmaz, sen de aldirma!

J.'

fr'

79

80

81 82

"Yoksa gokleri ve yeri onlar mt yaratt1? Hayir, onlar kesin bilgiye ula§maya gitmezler." (TUr suresi, 52/36) "Yoksa Rabbinin hazineleri onlann yanmda m1?" (Tur suresi, 52/37) Brahmanlar: Sapkm ve battl olan Hind ve Mecusi dinlerinin reisleri. "Yoksa Rabbinin hazineleri onlann yanmda m1?" (Tur suresi, 52/37)


470 SOZLER 83.

,

.:_iili. ~ ,,, ;,,

(.r.:-° ,

..;...Lli~0, ;,, ~f"., ~jf '{Veyahutcinlereve / • ,., ~ , - - II'" i

§eytana uyup kahinler ve ruh <;;agiran ispirtizmactlar gibi, gayb alemine ba§ka bir yo! mu bulundugunu zannediyorlar? Eger oyleyse §eytanlarma kapanan gok kap1larma <;;1kmak i<;;in bir merdivenleri oldugunu mu sarnyorlar ki, senin goklerden verdigin haberleri yalanhyorlar! Boyle §arlatanlarm inkarlan, hi<;; hi.ikmi.indedir. 84 0pj1 ~j -S4\1 i Yoksa "ukul-i.i a§ere" 85 ve "erbab-i.il enva" 86 ad1yla Yarahc1ya ortak ko§an inkarc1 felsefeciler gibi, yild1zlara ve meleklere bir ti.ir ilahhk verip y1ld1za tapan topluluklar ve Cenab-1 Hakk' a evlat atfeden sapkmlar gibi; o Ehad ve Samed Zat' m varhg1nm vi.icubiyetine, 87 birligine, Samediyetine, mutlak istignasma zit bir §ekilde, O'na evlat isnat ederek, meleklerin bile kulluguna ve masumiyetine aykm olan di§iligi mi yaki§hnrlar? inand1klan §eyleri kendilerine §efaat<;;i mi sarnyorlar ki sana uymuyorlar? insan gibi varhg1 ve yoklugu imkan dahilinde olan, fani, ti.iri.ini.in bekasma muhta<;;, cisman!, <;;ogalmaya mi.isait, aciz, di.inyaya tutkun, yard1mc1 bir varise ihtiya<;; duyan varhklar i<;;in tenasi.il yani c;:ogalma, yard1mla§ma vas1tas1dir, hayatm ve neslin devam1 i<;;in gereklidir. Elbette varhg1 vacip ve claim!, ezell ve ebed!, Zat'1 cismaniyetten uzak ve yi.ice, mahiyeti acz ve <;;okluktan mi.inezzeh, temiz, kudreti aczden armmI§ ve benzersiz Zat-1 Zi.ilcelal' e evlat isnat etmek; hem de aciz, varhg1 ve yoklugu imkan dahilinde olan, miskin insanlann dahi begenmedikleri ve gururlu bir §ekilde izzetlerine yak1§hramad1klan say1s1z k1z evlat yak1§hrmak oyle bir safsatadir ve oyle bir divanelik hezeyarndir ki, o fikirde olanlann inkarlan bir hic;:tir. Aldirmamahsm. Her sersemin safsatasma, her divanenin sac;:malamasma kula~ verJlme~. 88 0)~~ (!~ ~ ~ I_.*\ ~G fl Veyahut hirsa ve cimrilige ah§mI§, azgm, zalim, di.inya di.i§ki.ini.i insanlar gibi senin tekliflerini agir m1

ft

83

84

85 86 87

88

"Yoksa onlarm yilkselmelerini saglayan bir merdivenleri, kuleleri var da o sayede mi goklerin haberlerini dinliyorlar? Oyleyse o haber dinleyen kimseler, meleklerin sozlerini dinledigine <lair kesin bir deli! getirsin!" (Tur suresi, 52/38) "Yoksa k1z <_:;ocuklan O'nun da, erkekler sizin mi?" (TO.r sO.resi, 52/38) Baz1 eski felsefecilere gore kainatt idare eden on akd. Her varhk tiln:.iniln bir ilahmm oldugunu iddia eden dil§ilnce. Zorunlu, vacip, varhg1 kendinden olma. "Yoksa onlardan vahyi teblig, peygamberlik ve ir§ad hizmetlerinden otilril bir ilcret istiyorsun da onlar agir bir bor<;; yilkil altmda eziliyorlar m1?" (Tur sO.resi, 52/40)


YiRMi BE$iNci Soz 471

buluyorlar ki senden kac:;1yorlar? Senin mi.lkafatm1, i.lcretini yalmzca Allah'tan istedigini bilmiyorlar mi? Cenab-1 Hak tarafmdan kendilerine verilen maim onda veya kirkta birini, hem bereket hem de haset ve beddualarmdan kurtulmak ic:;in fakirlere vermek zor bir §ey midir ki, zekati agir gori.lp islamiyet'ten c:;ekiniyorlar? Bunlann inkarlan onemsizdir ve haklan tokattir. Cevap vermek degil... 89 0?. ~ ~\ f'~ r1 Yoksa gaybdan haber verme iddiasmdaki Budistler ve gelecege <lair tahminlerini kesin hakikat zannederek ak1l satanlar gibi, senin gayba ait haberlerini begenmiyorlar m1? Gelecekten haber veren kitaplan m1 var ki, senin kitab1m kabul etmiyorlar? Oyleyse kendilerine vahiy indirilen resullerden ba§ka kimseye ac:;ilmayan ve oraya tek ba§ma girmek kimsenin haddi olmayan gayb alemini onlerinde haw, ac:;1k hayal edip ondan haber alarak yaz1yorlar, bunun hi.llyasm1 kuruyorlar. Boyle haddini hadsiz derecede a§mI§ kibirli kendini begenmi§lerin yalanlamalan sana usanc:; vermesin. Zira k1sa bir zamanda senin hakikatlerin onlann hulyalanm yerle bir edecek. 90 03~\ \3.:)5 Cr.~~ \.J.;5 03.l,f r1 Veyahut fitratlan bozulmU§, vicdanlan c:;iiri.lmti§ §arlatan munaftklar ve hilekar dinsizler gibi, kendi ellerine gec:;meyen hidayetten herkesi yuz c:;evirtmek, hile ile dondi.lrmek mi istiyorlar ki, sana kah kahin, kah mecnun, kah sihirbaz deyip kendileri bile buna inanmad1klan halde ba§kalanm inandirmaya c:;ah§1yorlar? Boyle hilebaz §arlatanlan insan say1p hilelerinden, inkarlanndan dolay1 i.lzulme, vazifende usanc:; gosterme. Aksine, daha c:;ok gayret et! C::unku onlar kendi nefislerine hile yapar, kendilerine zarar verirler. Onlarm kotulukteki ba§anlan gec:;icidir, verilmi§ bir muhlettir, Cenab-1 Hakk'm plamd1r. 91 0}? ~ ~\ 0t,;,,,:..::. ~I:)).~~~ Veyahut hayn ve §erri yaratan iki farkh ilah oldugunu varsayan Mecusller gibi veya ayn ayn sebeplere bir ti.lr ilahhk atfedenler, onlan kendilerine birer destek say1p her

P'

b

89

90

91

,

rl

"Yoksa gayba <lair bilgiler kendilerinin elinin altmdadir da onlar oradan istedikleri tarzda yaz1p kopyahyorlar mi?" (Tur suresi, 52/41) "Yoksa onlar bir tuzak mi kurmak istiyorlar? $unu bilsinler ki, asd kapana k1sdacak olanlar, o kafirlerdir." (Tur suresi, 52/42) "Yoksa onlann Allah'tan ba§ka bir tannlan mi var? Allah onlarm iddia ettikleri ortaklardan Munezzeh ve Yucedir." (Tur suresi, 52/43)


472 StiZLER

§eyi sebeplere baglayanlar ve putperestler gibi, ba§ka sozde ilahlara dayamp sana itiraz m1 ediyorlar? Senden uzak m1 duruyorlar? Demek, 92 0.:i ,~f ~I ~~ ~\ \~~~ 0l5 j ayetinin hukmunce, kor olmu§lar, butun kainatta gunduz gibi g6runen §U kusursuz intizam1, tath ahengi gormuyorlar. Halbuki bir koyde iki muhtar, bir §ehirde iki vali, bir memlekette iki padi§ah bulunsa duzen alhlst olur ve ahenk kan§Ikhga <loner. Oysa alemde sinek kanadmdan ta gogun kandillerine kadar o derece ince bir intizam gozetilmi§ ki, sinek kanad1 kadar §irke yer b1rakilmam1§hr. Madem onlar bu derece ak1l d1§1; hikmete, hislere ve apac;1k delillere zit hareket ediyorlar, onlann inkan seni Cenab-1 Hakk'm emirlerini hahrlatma vazifesinden vazgec;irmesin. i§te hakikat silsilesi olan §U ayetlerin yuzlerce cevherinden yalmz muhataplanm iknaya ve susturmaya <lair bir tek beyan cevherini k1saca soyledik. Eger gucum yetseydi, birkac; cevherini daha gosterseydim sen de, "$u ayetlerin her biri tek ba§ma birer mucizedir." diyecektin. Kur'an'm muhatabm1 delillerle iknas1 o kadar harikad1r, o derece tath ve ak1c1d1r ki, en basit bir insan bile en derin bir hakikati kolayca anlar. Evet, Kur'an-1 Mucizu'l Beyan pek c;ok anla§1lmas1 zor, derin hakikati herkesin nazanm ok§ayacak, kimsenin hislerini rencide etmeyecek, avam tabakay1 zorlay1p yormayacak bir §ekilde basitc;e ve ac;ikc;a soyler, ders verir. Nas1l ki, bir c;ocukla konu§urken c;ocukc;a tabirler kullamhr. Aynen 6yle de, J_# 4J~1 :./·Jj1.l\ 93 _,.Wi denilen konu§ma uslO.bunda muhatab;n dere~esi~~ inip 6yle, konU§an Kur' an, en derin alimlerin bile fikirleriyle yeti§emedigi, anla§1lmas1 zor ilahi hakikatleri ve Rabbani s1rlan "mute§abih" 94 denilen ba21 benzetme ve temsillerle en ummi, s1radan bir insanm bile anlamasm1 saglar. ~j\ ayeti bir temsille, Cenab-1 Mesela, 95 -sj...:.I ~;;Ji Hakk'm rubO.biyetini bir saltanat misaliyle ve alemin idaresinde O'nun

Jl

.

J.s-

92

93 94 95

"Eger gokte ve yerde Allah'tan ba§ka ilahlar bulunsayd1 oralarm nizam1 bozulurdu." (Enbiya sO.resi, 21/22) Cenab-1 Hakk'm konu§mas1, kullann anlayI§ seviyelerine goredir. Manas1 a9k olmayan. "O'dur Rahman: RubO.biyet Ar§ma kurulan, kainata hilkilmran." (Taha sO.resi, 20/5)


YiRMi BE~iNci Soz 473

rububiyetinin mertebesini bir sultanm tahtmda durup hi.iki.imlerini icra ettigi gibi bir ornekte gosteriyor. Evet, Kur' an bu kainatm Hahk-1 Zi.ilcelal'inin kelam1 olarak, O'nun rububiyetinin yi.ice mertebesinden c;;1karak, bilti.in mertebelerin ilstilnde, o mertebelere 9kanlan ir§ad ederek, yetmi§ bin perdeden gec;;erek ve o perdeleri nurlandirarak, anlayt§ ve zekaca farkh binlerce tabakadaki muhataplanna feyzini dag1ttp nurunu yayar. Meyilleri farkh her astrda, manalanm say1s1z kere ortaya sa<;;ml§ oldugu halde, milkemmel tazeligini, genc;;ligini zerre kadar kaybetmemi§tir. Gayet taze bir halde, sonsuz tathhkta kalarak gayet rahat bir tarzda, sehl-i mi.imteni96 bir §ekilde avam tabakadan herkese ders verdigi gibi; aym derste, ayrn sozlerle, anlayi§lan ve dereceleri farkh pek c;;ok tabakaya da ders verip onlan ikna ve tatmin eder. Bu mucize kitabm hangi tarafma dikkat edilse elbette bir mucizelik panlt1s1 gbrillebilir. K1sacas1: Nas1l ki "Elhamdi.ilillah" gibi bir Kur' an ifadesi okundugu zaman dagm kulag1 olan magaray1 doldurur ve aym ifade, bir sinegin kilc;;ilcilk kulagma da tamamen yerle§ir. Aynen oyle de, Kur'an'm manalan dag gibi ak1llan doyurdugu gibi, sinek kadar kilc;;ilk, basit ak1llan da aym sozlerle talim ve tatmin eder. Zira Kur' an, insanlarm ve cinlerin bi.itiln tabakalanm imana davet eder. Hepsine iman ilimlerini ogretir, onlan delilleriyle ispatlar. Oyleyse avam tabakadaki en cahil insanla havas tabakadan en sec;;kin biri omuz omuza, diz dize verip Kur' an dersini beraber dinleyebilir ve ondan istifade edebilir. Demek, Kur'an-1 Kerim oyle bir semavi sofradir ki, binlerce farkh tabakadan ak1llar, kalbler ve ruhlar o sofrada g1dasm1 buluyor, arzulanna kavu§uyor ve ondan lezzet ahyor. Hatta onun pek c;;ok kap1s1 istikbalde gelecekler ic;;in kapah birakilm1§tlr. Eger bu makama ornek istersen, Kur'an ba§tan sona buna ornektir. Evet, bi.itiln milc;;tehitler, s1dd1klar, bilyilk islam felsefecileri, hakikati delilleriyle bilen zatlar, usu!, f1k1h ve kelam alimleri, arif veliler, Et§lk kutub zatlar, hakikati inceden inceye ara§ttran alimler ve halk tabakasmdan Milslilmanlar gibi Kur'an'm bi.itiln talebeleri hep beraber diyor ki: "Dersimizi gilzelce anhyoruz." Soziln ozil, ba§ka makamlarda oldugu gibi, muhatabm1 ikna ve talim makammda da Kur'an'm mucizeleri parhyor. 96

Yazth§t ve soyleni§i kolay gorundugu halde taklidi imkans1z ifade.


474

SOZLER

iKiNCi ~UA Kur'an'zn harikulade ku§at1c1lzg1, enginligidir. Bu ";1ua"nm be§ lem'as1 var. Birinci Lem'a Kur' an 'zn ifadelerindeki ku§at1c1lzktzr. Elbette 6nceki Soz'lerde ve bu Soz' de zikredilen ayetlerde o ku§ahc1hk a<;1k<;a goruluyor. Evet, 97

0}Jj 0~j 0~

?j ~j kj ~j ~ ~\ ~

hadisinin i§aret ettigi gibi, Kur'an'm beyanlan, kelimeleri 6yle bir tarzdad1r ki, her bir ifadenin, her bir kelimenin, hatta her bir harfin, bazen de bir meselenin ifade edilmeyi§inin pek <;ok hikmeti vard1r. Kur'an her bir rr:uhatabma hissesini ayn bir kap1dan verir. 98 \~l.5j1 J~ij yani, "Daglan yeryuzune kaz1k ve direk yaphk." ayeti buna 6rnektir. S1radan bir insanm bu ifadeden hissesi §Udur: Yere <;akilm1§ kaz1klar gibi duran daglan gorur, onlardaki fayda ve nimetleri dti§unur, Halik' ma §Ukreder. Bir §airin bu beyandan hissesi: Yeryuzunu bir taban, gok kubbeyi onun ustune konulmu§, ye§il, elektrik lambalanyla suslenmi§ muhte§em bir <;ad1r ve enine bir daire olarak, gogun eteklerinin ba§mda gorunen daglan ise o <;admn kaz1klan §eklinde hayal eder. Sani-i Zulcelal'ine hayretle kulluk yapar. Go<;ebe bir edibin bu ayetten nasibi: Yeryuzunu bir <;61, s1radaglan ise <;ok say1da ve birbirinden farkh bedevl <;ad1rlan gibi gorur. Daglan, adeta toprak tabakas1 yuksek direklerin ushlne ahlm1§ ve 0 direklerin sivri ba§lan toprak perdesini yukan kald1rm1§, birbirine bak1yor gibi hayal eder. Onlan pek <;ok canlmm yuvas1 olarak du§unur. Buyuk, devasa mahluklar i<;in yeryuzunde boyle <;ad1r gibi daglan kolayca kuran 97

98

"Her bir ayetin mana mertebeleri vardir; zahiri (ac;1k), batmi (g6runur manasmm ic;indeki, ehlinin anlayabilecegi mana), haddi (kapsam1) ve muttala'1 (anlam c;erc;evesi) vard1r. (Bu dort mana tabakasmdan) her birinin de fUruah (detaylan), i§aretleri, dallan ve aynnhlan vardir." (Bkz. Abdurrezzak, e/-Musannef 3/358; Ebu Ya' la, e/-Milsned 9/278; et-Taberani, el-Mu'cemil'l-Evsat 1/236) "Daglan da am tutan birer destek (yapmad1k m1)?" (Nebe suresi, 78/7)


YiRMi BE~iNci SDz 475

ve koyan Fabr-1 Zulcelal'ine hayretle secde eder. Bir cografyacmm bu kelamdan klsmeti: Yerktireyi, sonsuz uzay brn~lugunda veya esir denizinde yiizen bir gemi, daglan da o geminin usttinde, onu sabit tutmas1 ve dengeyi saglamas1 i<;in <;akilm1§ direkler §eklinde dti§ilniir. 0 koca yerktireyi kusursuz bir gemi gibi yap1p bizleri i<;ine koyar~k U<_;SUZ bucaks1z alemde gezdiren Kadir-i Ziilkemal' e kar§1 99.i.LW ~i LA J.L~ der. Medeniyeti ve toplum hayahrn iyi bilen hikmet sahibi bir alimin bu ayetten hissesi: Yeryiizii bir evdir; o evin hayatmm diregi ise bedenin ya§amas1d1r. Bunun da geregi hayat i<;in §art olan su, hava ve toprakhr. Su, hava ve topragm diregi ve kaz1g1 ise daglardir. Zira daglar, suyun mahzeni, havanm tarag1 (onu zehirli gazlardan temizler), topragm koruyucusu (toprag1 batakl1ktan ve denizin ta§masmdan korur) ve insanm ya§amas1 i<_;in gerekJi diger §eylerin hazinesidir. 0 aJim, §U koca daglan, evimiz olan yeryiiztine bu §ekilde direk yapan ve ge<;imimiz i<;in hazine kilan sonsuz ha§met ve kerem sahibi Sani' e tam bir hiirmetle hamd eder, O'nu over. Tabiat ilimlerini iyi bilen bir felsefecinin bu beyandan nasibi: Yerin altmdaki baz1 degi§im ve dalgalanmalarm neticesi olarak meydana gelen depremlerin, daglarm varhg1yla dindigini; hem daglann, yerktirenin ekseninde istikrarla donmesini ve depremle sarsild1g1 zaman senelik yoriingesinden <_;1kmamasm1 saglad1gm1; hem zeminin hiddet ve gazabmm ancak yanardaglann delikleri vas1tas1yla nefes alarak yah§bgm1 anlar, tamamen imana gelir, 1001ii1 hLl\ der. ~., -!'-; Mesela: 101 [.QJ.~ Ll:ij E:.lS "-""'_))t\j s-il_r..:JI l.ll ayetindeki Wj kelimesi, felsefe ara§brmalanyla kafas1 bulanmam1§ bir alime §6yle bir mana ifade eder: Gokyi.izi.i berrak, bulutsuz; zemin kuru, cans1z ve verimsiz bir halde iken .. gogti yagmurla, zemini ye§illiklerle donabp bir ttir izdiva<; ve a§ilama ile bi.ittin canhlan o sudan yaratmak oyle bir Kadir-i Ztilcelal'in i§idir ki, yerytizi.i onun ki.i<;tik bir bah<_;esi, goklerin yi.iz orti.isi.i olan bulutlar ise 0 bah<;ede bir si.ingerdir. 0 alim bu manay1 anlar, Cenab-1 Hakk'm kudretinin bi.iytikli.igune secde eder. ,;

99 100 101

,,..o.,,,."""

'11-o

/,,.

,,..

,,.,,..

,,..

'.f'

o

"Seni noksanlardan tenzih ederiz Ya Rab! Senin §anm ne biiytiktiir!" "Goklerle yer biti§ik (bir biitiin) idi, onlan Biz ayird1k." (Enbiya sO.resi, 21/30) Hikmet Allah'mdir.


476 SozLER

Hakikati delilleriyle bilen, hikmet sahibi bir zata 0 kelime §U manay1 bildirir: Yaratih§m ba§lang1cmda gokler ve yerkure §ekilsiz birer kume, i§e yaramaz birer ya§ hamur ve verimsiz, ic,;i bo§, toplu birer madde iken Fatir-1 Hakim, ac,;1p geni§leterek onlara guzel bir §ekil, faydah birer suret vermi§, onlan ziynetli, say1s1z varhga yuva k1lm1§tir. 0 alim bu manay1 anlar, Yaratic1smm engin hikmetine hayran olur. Yeni zamanm felsefecilerine ise §U kelime §6yle bir manay1 ifade eder: Gune§ sistemini meydana getiren kuremiz ve diger gezegenler, ba§lang1c,;ta gune§le birle§ik, ac,;ilmam1§ bir hamur §eklindeyken; Kadir-i Kayyum o hamuru ac,;ip gezegenleri birer birer yerlerine yerle§tirmi§, giine§i orada birak1p yerkuremizi buraya getirerek, zemine toprak sererek, gokten yagmur yagdirarak, giine§ten l§Ik serperek diinyay1 §enlendirip bizi ic,;ine koymu§tur. 0 felsefeciler bu manay1 anlar, ba§lanm tabiat batakhgmdan c,;1kanr, 102-¥-~\ ~IJI ~~ .;,. : ~\ derler. Mesela: , 103 ~

~~ LSfa ~lj ayetindeki "lam" harfi; hem kendi manasm1'hem "ff'l04 manasm1 hem "ila" 105 manasm1 ifade eder. i§te ): ~ ~ kelimesindeki "lam", onu "ila" manasmda gorup anlayan av~m tabakaya der ki: "Sizin ic,;in l§Ik verici, 1s1tJc1, hareketli bir lamba olan gune§in seyri elbette bir giin bitecek, vazifesinin sona erecegi yere ula§mca gune§ size faydas1 dokunmaz bir ha! alacaktir." Bu dersi dinleyen insan da Hahk-1 Zulcelal'in giine§e baglad1g1 buyuk nimetleri dii§iinerek "Subhanallah", "Elhamdulillah" der. 0 "lam" harfi, bir alime de "ila" manasmda goriinur. Fakat o alim, giine§i yalmz bir lamba olarak degil, bahar ve yaz tezgahmda dokunan Rabbani nakt§lann bir mekigi, Cenab-1 Hakk'm gece ve giinduz sayfalannda yazilan kelimelerinin murekkebi ve bir nur hokkas1 §eklinde tasavvur eder. Gune§in gorunebilen hareketlerinin i§aret ettigi alemin duzenini dii§iinerek Sani-i Hakim'in sanatma "Ma§aallah" ve hikmetine "Barekallah" der, secdeye kapamr. "Lam" harfi, gokbilimle me§gul olan bir felsefeciye ise "fi" manasm1 §6yle ifade eder: Gune§, Cenab-1 Hakk'm emriyle kendi ekseninde,

.:Y

0

0

102

103 104 105

Zatmda ve s1fatlarmda e§Siz ve tek olan Allah'a iman ettim. "Giine§ de bir delildir onlara, akar gider yoriingesinde ... " (Yasin suresi, 36/38) Arapc;adaki "harf-i cerr". Zamana ve mekana aidiyeti bildirir. Son, dek, degin .. manfilarma gelir.


YiRMi BE$iNci Soz 477

zemberek gibi bir ah~ ile sistemini kurup doner. 0 felsefeci, §6yle bilyi.ik bir saati yarabp kuran Sani-i Zi.ilcelal'ine kar§t tam bir hayret ve takdir ile "El-azameti.i lillah ve-1 kudreti.i lillah" 106 der, dinsiz felsefeyi atar, Kur' an hikmetinin t§tg1 altma girer. ~u "lam" harfi, dikkatli, hikmet sahibi bir zata ise hem sebep manasmda hem de keJimenin zarf oJarak kullamJmas1yJa §UnU ifade eder: Sani-i Hakim, i§lerine gori.ini.i§teki sebepleri perde yapbgmdan, yen;:ekimi denilen ilahi bir kanunuyla gezegenleri adeta sapan ta§lan gibi gi.ine§e baglamt§tlr. Bu kanun ile onlan farkh fakat muntazam hareketlerle kendi hikmet dairesinde dondi.iri.ir. 0 c:;ekimin meydana gelmesi ic:;in gi.ine§in kendi eksenindeki hareketini g6ri.ini.i§te bir sebep ktlmt§tlr. Demek, j: ' ~ in manas1 §Udur: ~ )0'.' ~ ): yani, gi.ine§ kendi;i ic:;in karar ktlman §ekilde, sisten{inin istikrar~ ve dDzeni ic:;in hareket ediyor. (i.inki.i gori.ini.i§te hareketin s1cakhga, s1cakhgm kuvvete, kuvvetin ise c:;ekime sebep olmas1 ilahi, Rabbani bir kanundur. i§te o hikmet sahibi zat, boyle bir hikmeti Kur'an'm tek bir harfinden anlad1g1 zaman, "Elhamdi.ilillah, hak ve hikmet Kur'an'dadir, felsefeyi be§ paraya saymam." der. ~airane bir kalbe ve di.i§i.incelere sahip olan biri ise §U "lam" harfinden ve istikrardan §byle bir mana c:;1kanr: "Gi.ine§ nurani bir agac:;ttr. Gezegenler ise onun hareket halindeki meyveleri... Agac:;lann aksine gi.ine§ silkinir ki, o meyveler di.i§mesin. Eger silkinmezse di.i§i.ip dag1hrlar." Hem o insan §Unu hayal edebilir: "Gi.ine§ adeta meczup bir halde, bir zikir halkasmm ba§tdir. 0 halkanm merkezinde cezbeli bir §ekilde zikreder ve zikrettirir." Bir risalede bu manaya <lair §6yle demi§tim: "Evet, gune§ meyveli bir agac:;ttr, silkinir ki dti§mesin seyyar olan yemi§leri. Eger gi.ine§ sussa cezbe kac:;ar, aglar goklerde muntazam meczuplan." Hem mesela: -, 107 0~1 pr. ~ 3 1 ayetinde bir sukut var, ucu a9khk var. Kimin nastl kurtulu§a erecegini tayin etmemi§ ki, herkes istedigini ic:;inde bulabilsin. Sozu az soyler ki, manas1 geni§ olsun. (unku bu ayetin muhataplarmm bir k1smmm maksad1 ate§ten kurtulmakttr. Bir k1sm1 yalmz

r

106 107

fo

Biiyiikliik ve kudret Allah'md1r. "i§te bunlardir kurtulu§a erenler." (Bakara sO.resi, 2/5)

0

;;

,_},


478

SOZLER

cenneti di.i§ilni.ir. Bir k1s1m, ebedi saadeti arzu eder. Bir k1s1m, yalmz Allah'm nzasm1 diler. Bir k1s1m ise Cenab-1 Hakk'm cemalini g6rmeyi as1l gaye bilir. .. Bunun gibi, pek c;ok yerde Kur'an soztin ucunu ac;1k birakir ki, herkes kendi hissesini alsm. K1saca soyler ki, c;ok mana ifade etsin. hte bu ayette de.:;~\ der, kurtulu§u bulanlann neye eri§ecegini tam olarak tayin etmez. Boylece adeta §Unu soyler: "Ey Mi.isltimanlar! .. Mtijde size! Ey takva sahibi! Sen cehennemden kurtulursun. Ey salih! Sen cennette kurtulu§a erersin. Ey arif! Sen Allah'm nzasma ula§irsm. Ey a§ik! Sen de O'nun cemalini gormeye mazhar olursun." i§te beyanmm ku§atlc1hg1 yontiyle Kur'an'm ayetlerinin, kelimelerinin, harflerinin, hatta bir meseleyi ifade etmemesinin ayn ayn binlerce manasmdan, bunun binlerce orneginden yalmz birkac; tanesini gosterdik. Ba§ka ayetleri ve k1ssalan da bunlara k1yaslayabilirsin. Mesela: 108 ~i!, ~: ',\j ~\ ~~ J~ t\ ~~ ayetinin o kadar farkh yonleri ve oyle mertebeleri var ki, btittin evliya tabakalan, manevl yolculuklarmda, her mertebede §U ayete ihtiyac;lanm gortip ondan kendi derecelerine lay1k manevi bir g1da, taze bir mana almi§lar. <;unkti "Allah", Cenab-1 Hakk'm oteki isimlerini de kapsayan bir isim oldugundan, ic;inde O'nun gtizel isimleri say1s11nca tevhid mertebesi bulunur. 109~ ~1 ~j ':f ~ ~1 J,G:. ':f ~ ~1 J1j5 ':f "51 ve bunun gibi... He~ mesela: KU:r'an k1ssa!a{mdan Hazreti Musa'nm (aleyhisselam) k1ssasmm, adeta onun asas1 (asa-y1 Musa) gibi binlerce faydas1 var. 0 k1ssanm hem Hazreti Peygamber'i (aleyhissaldtu vesse/am) teskin ve teselli, hem kafirleri tehdit, hem mtinafiklan kmama, hem de Yahudileri azarlayarak ikaz etme gibi pek c;ok maksad1 ve yonti bulunur. Onun ic;in farkh sO.relerde tekrar edilmi§tir. Her yerde btiti.in maksatlar ifade edilmekle beraber yalmz biri as1l maksat olur, digerleri ona tabi kahr. Soru: Kur'an'm, bu orneklerdeki bi.iti.in manalan i§aret ettigini nereden bilecegiz? Cevap: Madem Kur'an ezell bir hutbedir. Hem her asirdaki <;:e§it

-J

108

109

"O halde §U gen;egi hi<; unutma ki, Allah'tan ba§ka ilah yoktur. Sen kendi giinahmdan dolay1 Allah'tan af dile." (Muhammed suresi, 47/19) Yani, O'ndan ba§ka hi<;bir nz1k verici yoktur, O'ndan ba§ka hi<;bir yarahc1 yoktur, O'ndan ba§ka Rahman yoktur.


YiRMi BE$iNci Soz 479

c;e§it, tabaka tabaka insanlara hitap ediyor, ders veriyor. Elbette o <;e§itli anlayI§lara gore farkh manalan ic_;erip onlan kastedecek, On[ara i§aret edecektir. Evet, i§ardtu'l i'caz'da Kur'an'm boyle c;e§itli manalan sarf ve nahiv 110 ilimlerinin kaideleriyle, beyan ve mana ilimlerinin dtisturlanyla, belagat ilminin kanunlanyla ispatlanmi§hr. Bununla beraber, Arapc;a ve din! esaslar bak1mmdan dogru olmak §arhyla; mana ilmince makbul, beyan ilmince mtinasip ve belagatc;e gtizel olan btittin yonleri ve manalan, mtic;tehitlerin, tefsircilerin, usu! ve f1k1h alimlerinin ittifak1yla ve bu husustaki farkh fikirlerin §ahitligiyle Kur'an'm manalarmdandirlar. 0 manalara, derecelerine g6re birer i§aret konulmu§tur. Bu i§aretler ya sozledir ya da manevidir. Manevi olanlarda soztin ba§I ve sonu arasmdaki ahenk, oncesi ve sonras1yla bulundugu mevki veya ba§ka bir ayetten bir emare o manaya i§aret edebilir. Bazilan yirmi, otuz, kirk, altmI§, hatta seksen cilt olan ytiz binlerce tefsir, 111 Kur'an'm beyanmdaki ku§ahc1hga ve harikahga kesin, apac;1k birer delildir. Her neyse ... Burada her bir manaya i§aret eden emareleri kanunlanyla, kaideleriyle gostersek soz c;ok uzar. Onun ic;in kisa kesip meseleyi k1smen i§ardW'l i'caz'a havale ediyoruz.

ikinci Lem'a Kur' an 'zn mdndszndaki harika ku§at1c1lzk ve kapsayzczlzktzr. Evet, Kur'an btittin mtic;tehitlerin kaynaklanm, ariflerin zevklerini, hak yolcularmm me§replerini, kamil zatlarm yollanm ve hakikati delilleriyle bilen zatlarm mezheplerini mana hazinelerinden ihsan etmekle beraber, on!ara daima rehber oJmU§, manen ytikseli§lerinde yoJ gostermi§tir. Kur'an'm ttikenmez hazinesiyle yollanm aydmlatt1g1, btittin 0 zatlarm dogrulad1klan ve tizerinde birle§tikleri apac;1k bir hakikattir. U~iincii Lem' a

Kur'an'zn ilmindeki harika ku§atzczlzk ve kapsayzc1/zktzr. Evet, Kur'an §eriatm, hakikatin ve tarikatlann c;e§itli, say1s1z ilimlerini kendi ilim denizinden ak1tt1g1 gibi, mtimkinat dairesinin hakiki hikmetini, vticub dairesinin hakiki ilimlerini ve ahiret alemine ait sirh bilgileri de o denizden muntazam bir §ekilde, c;okc;a ak1hr. Bu lem'aya 110

m

Sarf ve nahv: Arapi;ada kelime ve ci.imle bilgisi. Bkz. el-Kevseri, el-Makaldt s. 473-474.


480 SOZLER

bir ornek verrnek i<;in bir cilt yazmak gerekir. Oyleyse yalrnz misal olarak ilk yirmi be§ Soz'u gosteriyoruz. Evet, bullin yirrni be§ Soz'un dogru hakikatleri, Kur'an'm ilim deryasmdan ancak yirmi be§ damlad1r. 0 Soz'lerde kusur varsa benim s1g anlay1§1ma aittir. Dordiincii Lem'a Kur'an'm bahislerindeki harika ku§at1c1/zk ve kapsay1c1/zktzr.

Evet, Kur' an insana ve insanm vazifesine, kainata ve onun Hahk' ma, yerlere ve goklere, dunya ve ahirete, ge<;mi§ ve gelecege, ezel ve ebede <lair muhim bahisleri bir arada zikreder. Bununla beraber, insanm bir su damlasmdan var edili§inden kabre giri§ine kadar.. yeme ve yatma adabmdan kaza ve kader bahislerine kadar.. alemin alt! gt1nde yaratilmasmdan tut, ta 113..:;.i'.i.;._;<llj , 112 ..:;.i~).iJlj yeminleriyle i§aret edil~nf.izgarlann esmesindeki vazifelere kad~r .. ~;.JI 0f J~ llS>~\ <:~ 0T \115jG l;j , 114 ~jayetlerinin i§aretiyle, Cenab-1 Hakk'm insamn kalbi~e ve iradesine' mudahalesinden 116 ~~ <~ ..=..~f; ..:..1~\j ayetinde i§aret edilen, O'nun butun gokleri kudret elinde tutmasma kadar.. 117 '-;..l~lj ~ ~ 9~ ~ d;~j ayetiyle yeryuzundeki <;i<;ek, ilzum ve hurmal~rdan tut, 118lif1)j J; _;\rl )j 1~1 ayetiyle ifade ettig! ~ayret verici hakikatlere kada~ .. goklerin ,~j '~1~~11 J~ L>~I 119 01.>-~ ayetinde bildirilen vaziyetinden dumanla yanlmasma ve yild1zlannm dt1§t1p sonsuz goklerde dagilmasma kadar.. dunyanm imtihan i<;in a<;ilmasmdan kapanmasma, ahiretin birinci durag1 olan kabirden, sonra berzahtan, ha§irden, s1rat koprusunden cennete ve ebedl saadete kadar.. ge<_;mi§ zaman hadiselerinden, Hazreti Adem'in bedeninin yarabh§mdan, iki oglunun kavgasmdan tut, Nuh tufanma, Firavun kavminin bogulmasma ve diger peygamberlerin muhim vakalanna

sJ

112 113 114

115 116 117

118 119

p

"O tozutup savuran (rtizgarlara)" (Zariyat SO.resi, 51/1) "iyilik ic;in birbirinin pe§inden gonderilenler" (Milrselat SO.resi, 77/1) "Bilin ki, Allah insan ile kalbi arasma girer (diledigi takdirde arzusunu gerc;ekle§tirmesini onler)." (Enfal SO.resi, 8/24) "Arna Allah dilemedikc;e siz dileyemezsiniz." (insan SO.resi, 76/30; Tekvir SO.resi, 81/29) " •.• gokler alemi de bilkiilmil§ olarak elinin ic;indedir." (Zilmer SO.resi, 39/67) "Orada ilzilm baglan ve hurmahklar yapnk." (Yasin SO.resi, 36/34) "Yero milthi§ depremiyle sarstld1g1 zaman." (Zilzal SO.resi, 99/1) "Sonra iradesi bir gaz halinde olan goge yoneldi." (Fussilet sO.resi, 41/11)


kadar.. 120~~ ayetinin i§aret ettigi ezeli hadiseden ta ~ ~ ~ ~ j 121 ~ j:; L t+!.J ~ ~ L ile anlahlan klyamet haberlerine kadar bu tun esas ve n:iuhi~ bahisleri oyle bir tarzda bildirir ki, o beyan ancak butun kainah bir saray gibi idare eden bir Zat-1 Zulcelal'e yak1§1r. 0 Zat ki, dunyay1 ve ahireti iki oda gibi ac:;1p kapar. Yeryuzunu bir bahc:;e ve gokyuzunu lambalarla suslenmi§ bir dam kllm1§hr. Gec:;mi§ ve gelecegi, gece ve gunduz gibi kar§1hkh iki ham sayfa hukmunde gbrur. icraatmm silsilesi O'nun nazannda, ezel ve ebed gibi, dun ve bugun gibi iki taraf1 birle§mi§ bir §ekilde, haliham hukmundedir. Kur' an i§te o Zat'a yak1§ir bir beyandir. Nasil ki, bir usta, yaphg1 ve idare ettigi iki binadan bahseder, onlann programm1 ve i§lerinin listesini haz1rlar. i§te Kur' an da §U kainah yapan, idare eden ve i§lerinin listesini, fihristini -tabir caizse- program1rn yazan, gosteren bir Zat'm beyanma yakl§Ir tarzdadir. Onda hic:;bir §ekilde yapmac1khk veya zorlama eseri gbrulmez. Hic:;bir taklit §aibesi veya ba§kasmm hesabma, kendini onun yerinde farz edip konu§urmu§ gibi bir hile emaresi bulunmaz. Kur'an'm saf, berrak ve parlak beyarn buhln ciddiyetiyle, safl1g1yla, pakl1g1yla, gQnduzun 1§1gmm "Gune§ten geldim" demesi gibi, "Ben alemin Yarahc1smm beyarny1m, kelam1y1m." der. Evet, dunyay1 takdir nagmeleriyle, hamd ve §Ukran musikisiyle dolduran ve yeryuzunu bir zikir meclisine, bir mescide, ilahi sanah seyir ic:;in bir sergiye c:;eviren Kur'an-1 Mucizu'l Beyan; §U dunyay1 antika sanatlarla susleyen, lezzetli nimetlerle dolduran, hayret verici eserlerini ve klymetli nimetlerini sanatmm harikalanyla dunyanm yuzune serpen, guzelce dizen, zeminin yuzune seren bir Sani' den, bir Mun'im'den ba§ka kime yak1§ir ve kimin kelam1 olabilir? O'ndan ba§ka kim Kur'an'a sahip oldugunu iddia edebilir? Bu O'ndan ba§ka kimin sozu olabilir? Dunyay1 aydmlatan l§Ik, gune§ten ba§ka neye yak1§ir? Kainatm tils1mm1 c:;ozup alemi 1§1kland1ran Kur'an'm beyarn, o Ezeli Gune§'ten ba§ka kimin nuru olabilir? Kimin haddine dll§mll§ ki, onun benzerini, taklidini yapsm? Evet, bu dunyay1 sanahyla donatan bir Sanatkann, sanatm1 takdir eden insanlarla konu§mamas1

JI

Gi

120 "Ben Sizin Rabbiniz degil miyim?" (A'raf suresi, 7/172) 121 "O gtizel ve Yuce Rablerine bakakahr ... Ve nice suratlar vardir o gun as1hr." (K1yamet sliresi, 75/22-23)


482 SiiZLER

imkans1zd1r. 0 Zat mademki yapar ve bilir, elbette konu§ur. Madem konu§ur, elbette O'nun konu§masma yak1§an, Kur'an'dir. Bir c;ic;egin ihtiyac;lanna ve donatilmasma bile kay1ts1z kalmayan bir Maliku'l Mulk, butun mulkunu velveleye veren bir kelama nasil kay1ts1z kahr? Onu ba§kasma atfedip k1ymetini hic;e indirir mi? Be§inci Lem'a Kur'an'zn us/Ubundaki ve az sozle i;;ok §ey bildirmesindeki harika ku§at1c1hk ve kapsay1c1!1ktzr.

Bunda "Be§ l§ik" var. Birinci l~ik: Kur'an'm uslObunun o kadar hayret verici bir enginl@ var ki, bir tek sure, kainatJ ic;ine alan o geni§ Kur'an denizini kapsar. Bir tek ayet, o surenin hazinesini ic;ine ahr. Ayetlerin c;ogu birer kuc;uk sure, surelerin c;ogu da birer kuc;uk Kur'an'd1r. i§te bu, Kur'an'm az sozle c;ok §ey anlatan mucizev! uslubundaki ir§adm buyuk bir lutfu ve guzel bir kolayhg1d1r. (:unku herkes her vakit Kur' an' a muhtac; oldugu halde, ya anlay1§s1zhgmdan ya da ba§ka sebepler yuzunden her vakit Kur'an'm tamamm1 okumaz yahut okumaya vakit ve firsat bulamaz. Onlarm Kur'an'dan mahrum kalmamas1 ic;in her bir sure, birer kuc;uk Kur'an hukmune, hatta her bir uzun ayet, birer k1sa sure makamma gec;er. Hatta gozu mana alemine ac;1k ke§f ehli zatlar, Kur'an'm Fatiha'da, Fatiha'nm da besmelede sakh oldugunda birle§irler. Hakikati delilleriyle bilen zatlann ittifak1 §U hakikati ispatlar. 122 ikinci l~ik: Kur' an ayetleri emir ve yasak, vaat ve tehdit, te§vik ve korkutma, sakmdtrma ve ir§ad, k1ssalar ve misaller, ilah! hukumler ve marifet, tabiat ilimleri ve kanunlan, §ahsl hayatm ve toplum hayatmm §artlan, kalbl ve manevl hayat ve ahiret gibi, butun beyan ve hakiki marifet tabakalanm, insanm ihtiyac;lanm delilleri ve i§aretleriyle ic;erir. Bununla beraber, '; ~ ~ lA.!_ '; ~ ~ LA l;'... yani, "istedigin her §ey ic;in Kur'an'dan ne istersen al." cumlesinin ifade ettigi mana, dogruluguyla o derece kabul g6rmli§ ki, hakikat ehli zatlar arasmda darb1mesel hukmune gec;mi§tir. Kur' an ayetlerinde oyle bir enginlik, oyle bir kapsay1c1hk var ki, her derde deva, her ihtiyaca g1da olabilir. Evet, oyle olmas1 gerekir, c;unku daima manevl mertebeler kat eden kamil zatlann 122

AIO.si, Ruhu'l-Meani, 1, 39.


YiRMi BE$iNci Soz 483

butun tabakalanna mutlak rehberin §U vasfa sahip olmas1 §artt1r. Ut;;iincii l§ik: Kur'an'm az sozle c;ok §ey anlatan mucizev'i uslubudur. Kur' an bazen uzun bir silsilenin iki tarafrm oyle anlatrr ki, o silsilenin butununu guzelce gosterir. Hem bazen bir kelimenin ic_;inde ac;1kc;a veya i§aretlerle, ima ile bir davanm pek c;ok delilini saklar. Mesela: 123r~_,, :<·.1,\1,.J :<'·' ..L>'\11~ ui::• ~11 ~1.:. .i_:;l;\ ~ ~ 3, aye-::-::-11 J-j;;.1, , .J v~ .> ~ ~ 1

J

,

,, •

tinde Cenab-1 Hakk'm birliginin delil ve i§aretlerinin silsilesini meydana getiren kainatm yaratlh§ silsilesini ba§I ve sonuyla zikrederek o ikinci silsileyi gosterir, birincisini okutur. Evet, bir Sani-i Hakim' e §ahitlik eden alem sayfalannm birinci derecesi, goklerin ve yerkilrenin yaratih§Intn ba§lang1c1d1r. Soma goklerin y1ld1zlarla suslenmesi, yeryilzilniln canhlarla §enlendirilmesi, soma gilne§ ve aym ilah'i emirlere itaatiyle mevsimlerin degi§mesi, ardmdan gece ve gundilziln degi§imi ve akI§I ic_;indeki icraat silsilesidir. Daha soma ise gele gele, bollugun ve c;e§itliligin en c;ok gbruldugil insan yuzlerinin ve seslerinin hususiyetleri, farkhhklan ve §ahsilikleri. .. Mademki intizamdan en uzak ve tesadufiln kan§ma ihtimali bulunan insan yilzlerindeki farkhhklarda hayret verici ve hikmetli bir intizamm var oldugu, gayet sanatkar bir Hak'im'in kaleminin i§ledigi gosterilse, elbette intizamlan apac;1k olan oteki sayfalar kendi kendine anla§rhr, Nakka§InI gosterir. Hem madem koca goklerin ve yerkilrenin yarahh§mm ba§lang1cmda bir sanatm ve hikmetin izleri gorilnilyor. Elbette kainat saraymm temel ta§I olarak gokleri ve yeryilzilnil hikmetle koyan bir Sani'in diger eserlerindeki sanat1, hikmetli nakr§lan da pek ac;1khr. i§te §U ayet gizliyi ac;1k, ac;1g1 gizli k1larak gayet gilzel bir §ekilde, az sozle c;ok §ey anlatan bir uslup gosteriyor. , Evet 124 .) , '~ : ~1 .)~ ayetinden tut ...;:.;1,' ~\\ ~ i.:..\11 \; ::\1 tl, ,' - : 0-:"": /; , . ' / ~ '-?.' <.$'""' 3 125 ~\ ~;.JI j.Aj ~j:llj ayetine kadar alt1defa 126 ~l:il ~j ··~Lil ~j

u:-

"O'nun varhgmm ve kudretinin delillerinden biri de, gokleri ve yeri yaratmas1, lisanlanmzm ve renklerinizin farkh olmas1d1r." (Rum suresi, 30/22) 124 "Haydi siz ak§ama girerken, (sabaha c:;ikarken) Allah'1 takdis ve tenzih edin, namaz k1lm." (Rum suresi, 30/17) 125 "Goklerde ve yerde en yi.ice sifatlar Allah'md1r. 0 Aziz ve Hakimdir: Mutlak galiptir, tam hi.iki.im ve hikmet sahibidir." (Rum suresi, 30/27) 126 " ... O'nun varhgmm ve kudretinin delilleridir..." (Rum suresi, 30/20, 21, 22, 23, 24, 25)

123


484

SOZLER

ile ba§layan deliller zinciri, bir cevherler, nurlar, mucizeler ve veciz ifadeler silsilesidir. Kalb istiyor ki, §U definelerde gizli olan elmaslan gostereyim. Fakat ne yapay1m, makam bunu kaldirm1yor. Ba§ka vakte erteleyip o kap1y1 §imdi a<:;mtyorum. Hem mesela

Demek, be§ cumle veciz bir §ekilde bir cumlede ozetlendigi halde a<:;1khg1 bozulmuyor, anlamay1 zorla§ttrm1yor. Hem mesela: 131 l)L ~\11 _;.JJ1 ~ ~ '-?~\ ayetine bak: Asi insanm "(urumu§ kemlkleri ki~ diriltecek?" 132 diye meydan okur gibi inkanna kar§t Kur' an der ki: "Onlan ilk kim yaratmt§Sa o diriltecek. 0 Zat, her bir §eyi her haliyle bilir. Hem size ye§il aga<:;tan ate§ <:;tkaran bir Zat, <:;lirumli§ kemige de hayat verebilir." 133 i§te bu ayet, yeniden dirili§ meselesine farkh yonleriyle bakar, onu ispatlar. bncelikle, Cenab-1 Hakk'rn insana ihsan ettigi nimet silsilesini hatira getirir. Fakat ba§ka ayetlerde etrafhca anlatt1g1 i<:;in k1sa keser, meseleyi akla havale eder. Yani, "Size aga<:;tan meyveyi ve ate§i, ottan erzak1 ve tohumlan, topraktan tahil ve bitkileri verdigi gibi, yeryuzunu -her bir erzakrn1zrn i<:;inde bulundugu- ho§ bir be§ik ve alemi, guzel ve butun ihtiya<:;larrn1z1 i<:;inde saklayan bir saray yapan Zat'tan ka<:;1p ba§tbo§ kalarak hi<:;lige, yokluga saklamlmaz. Vazifesiz olarak kabre girip uyandmlmamak uzere rahat yatamazsrn1z." der. Sonra ayet o hakikatin bir deliline i§aret eder, 134 ~\J1 _;.JJ\ kelimesiyle §U manay1 bildirir: Ey ha§ri inkar eden adarrl'! Aga<:;l~ra bak. ..

F.

127

128 129 130

131 132 133 134

"Hele siz beni hapishaneye bir gonderiverin. Yusuf! Sozu dogru ve isabetli olan aziz dostum!" (YO.suf sO.resi, 12/45-46) "Beni Yusuf' a gonderin." (YO.suf sO.resi, 12/45) "Yusuf!" (YO.suf sO.resi, 12/46) Gonderiverin onu, Yusuf' a ruyay1 tabir ettirmek ic;in. Onu onderdiler. 0 da zindana gitti. Ve §6yle dedi: "Yusuf..." "O'dur ki sizin ic;in ye§il agac;tan bir ate§ yaratir." (Yasin sO.resi, 36/80) Yasin, 36/78. Yasin, 36/79, 80. "Ye§il agac;." (Yasin suresi, 36/80)


YiRMi BE~iNci Soz 485

K1§m blen, kernikler gibi say1s1z agac1 baharda dirilten, ye§illendiren, hatta her bir agac;ta yaprak, c;ic;ek ve rneyve olarak ha§rin uc; farkh rnisalini gosteren Zat' m kudretine inkarla, ha§ri ak1ldan uzak gorrnekle rneydan okunrnaz. Sonra bir delile daha i§aret eder, der ki: Size agac; gibi yogun, agir, karanhk bir rnaddeden ate§ gibi ho§, hafif, nuranl bir rnaddeyi c;1karan bir Zat'm odun rnisali kerniklere ate§ gibi bir hayat ve nur gibi bir §UUr verrnesini nas1l ak1ldan uzak goruyorsunuz? Sonra bir delili daha ac;1klar, der ki: Bedeviler ic;in kibrit yerine ate§ c;1karan rne§hur agacm iki dah ye§ilken birbirine suruldugu vakit ate§i yaratan, rutubetiyle ye§illik ve s1cakhg1yla kuruluk gibi iki zit tabiati aym agac;ta birle§tiren, boylece her bir §eyin ve toprak, hava, su, ate§ gibi tabiattaki as!! unsurlann kendi emrine baktigm1, kudretiyle hareket ettigini, hic;bir §eyin ba§ibo§ olmad1gm1 gosteren bir Zat'm, topraktan yap1lan ve sonra topraga donen insam topraktan yeniden c;1karmas1 ak1ldan uzak g6rulemez. O'na isyan ile meydan okunrnaz. Sonra Hazreti Musa'mn (aleyhisse/am) me§hur agacm1 hatirlatarak, Resul-u Ekrem'in (aleyhissaldtu vesse/am) ha§ir davasmm Musa Aleyhisselarn'm da davas1 oldugunu bildirir. Peygamberlerin bu husustaki ittifakma orttik bir §ekilde i§aret edip §U kelimenin vecizligine bir incelik, bir guzellik daha katar. Dordiincii l§ik: Kur'an'm vecizligi o derece kapsay1c1 ve harikadir ki, dikkat edilse §U g6runur: Bazen bir denizi bir ibrikte gosteriyor gibi pek geni§, c;ok uzun ve kulll dusturlan, umumi kanunlan, basit ve avarnca anlay1§lara rnerhamet mahiyetinde basit bir k1srn1yla, belli bir hadiseyle anlatir. Bunun binlerce misalinden yalmz ikisine i§aret edecegiz. Birinci Misal: Yirrninci Soz'un Birinci Makam'mda etrafl1ca izah edilen tic; ayettir. Hazreti Adern'e Cenab-1 Hakk'm isimlerinin ogretilmesi hadisesiyle, onun §ahsmda insanogluna btittin ilimlerin ilham olundugunu, ogretildigini ifade eder .135 Hazreti Adern' e rneleklerin secde etrnesi, §eytanm ise etrnemesi hadisesiyle, bahklardan rneleklere kadar pek c;ok varhgm insana itaat ettigini, y1landan §eytana kadar zararh rnahluklann ise ona boyun egrneyip du§rnanhk besledigini bildirir. 136 Hem Musa 135 136

Bkz. Bakara suresi, 2/31. Bkz. Bakara suresi, 2/34.


486 SbzLER

kavminin, M1sir'daki inege tapma inancmdan alman ve "icl" 137 hadisesinde tesirini g6steren inam§imn, bir inegi kesmekle, Musa Aleyhisselam'm b1c;:ag1yla kesildigini ifade eder. 138 Hem ta§tan su c;:1kmas1, ic;:inden c;:aylann akmas1 ve ta§larm dag1hp yuvarlanmas1yla, toprak altmdaki ta§ tabakasmm su damarlanna yuva oldugunu ve topraga anahk ettigini anlatir. 139 jkinci Misa/: Kur'an'da c;:ok tekrar edilen Hazreti Musa (aleyhisse/am) k1ssasmda gec;:en cumleler ve k1s1mlard1r. Her biri umumi bir kanunun ucu olarak g6sterilmi§tir ve o kanunu ifade eder. 140 Mesela, 141 \_;.. __rP J J.I .)~~ l:; ayetinde Firavun vezirine §6yle emreder: "Bana yuksek bir kule yap, g6gu seyredip acaba Musa'nm (aleyhisse/am) dava ettigi gibi gokleri idare eden bir ilah var m1 di ye bakacag1m." i§te 142 \_;.. __rP kelimesiyle ve §U basit hadiseyle ayet; dags1z bir c;:olde bulunduklan ic;:in daglan arzulayan, Hahk'1 tammad1klan ic;:in tabiata taparak rubO.biyet dava eden, zorbahklan ve zulumleriyle nam salm1§, §6hrete dll§klln olduklanndan dag gibi me§hur piramitler in§a eden, sihre ve reenkarnasyona (ruhun ba§ka bedenlere gec;:mesine) inand1klan ic;:in cenazelerini mumyalabp o dag misali mezarlarda muhafaza ettiren M1sir firavunlarmm tuhaf bir gelenegini bildirir. Mesela, 143 ~~ ~ f)~ ayetinde Cenab-1 Hak, bogulan Firavun'a der ki: "Bugun senin bogulan cesedini kurtaracag1m." Bununla butun Firavunlarm, reenkarnasyon inanc1yla cenazelerini mumyalatarak gelecekteki nesillere g6stermek gibi 6lumu habrlatan, ibret verici bir adetlerini ifade eder. Hem bu asirda, o bogulan Firavun'un cesedi diye ke§fedilen bir bedenin, o boguldugu denizden sahile atilmas1 gibi, zamanm denizinde asirlann dalgalan ustunde asnm1zm sahiline atilacagm1 mucizevi, gaybi bir i§aretle haber verir. Bir mucizelik panlt1s1 (aleyhisselam)

137

138 139 140

141 142 143

israilogullan Firavun'dan kurtulup Sina C::oli.i'ne yerle§tikleri zaman ya§anan buzag1 hadisesi. Hazreti Musa (aleyhisselam) Sina Dag1'na 9km1§ ve orada bir sure kalmi§tl. israilogullan da bu esnada altmdan bir buzag1 yaparak ona tapmaya ba§lam1§lard1 Bkz. Bakara sO.resi, 2/67-71. Bkz. Bakara sO.resi, 2/60. Bkz. Bakara sO.resi, 2/40-71; Nisa sO.resi, 4/153-162; Maide sO.resi, 5/20-26; A'raf sO.resi, 7/103-162; Taha sO.resi, 20/9-79. "Haman! Benim i<.;in bir kule in§a et." (Mi.i'min sO.resi, 40/36) Kule. YO.nus sO.resi, 10/92.


YiRMi BE~iNci Soz 487

hukmi.indeki o tek kelime bunun bir mucize oldugunu gosterir. Hem mesela, 144 f5~L:,_ 0~j rs~~l 0~~ ayeti, israilogullarmm c;;ocuklannm oldurulup k1z c;;ocuklarmm hayatta birak1lmasm1, bir Firavun zamanmdaki bir hadiseyle anlatir. Yahudi milletinin c;;ogu memlekette, her as1rda maruz kald1g1 c;;e§itli katliamlan, kadm ve k1zlann haram eglence hayatmda oynad1klan roli.i ifade eder. 14s-

, ,

i;:.

~~ ~

u':

OI

, , u.o..r0

j

\

~

W, ~

3

146~ ~ Lq y ~L5~ ~ ,~\~\!.t<i'01'l<ll' ::JI ~~oi. LJ ,~ 1,·~.,,.,:, ~ 3 / 3 3r,:-'; '-:?/ J ~ -~ .r.;-.,_;;,J'_) 147"

0 0 _)l / J. c ,. . ~1~':1~1,1;u

<J!.,,

14s.

,;~,

l.r.Y /

. ,.

·'~I.~ ..

~.J

(..5,

0:1

,

; "

,. .

· ')}\ i./;· 0" ,,, ~_) ~:\ __,8:\1 ~ I ~17"\ ""J'I• 1?:~, • , u<, 3 .. u-::-:,r.,,, ~ .. ,,, . 3

~_)

/

"

~

"

/

,,

,..

• ')JI )J' i.Y-,~ / ~J i./;. I'"'• _J-JU 3 Yahudilerle ilgili §U iki Kur'an hukmu, o milletin toplum hayatmda dolap ve hileyle surdurdukleri §U iki mUthi§, umumi dustura i§aret eder: Toplum hayatm1 sarsan, gayreti ve emegi sermaye ile kar§I kar§tya getirip fakirleri zenginlerle c;;arp!§tlran, kat kat faizle bankalar kurmaya sebep olan ve hileyle ma! biriktirenler Yahudiler oldugu gibi, yine o milletin mahrum kald1g1 ve daima zulum gordugu hukumetlerden ve muktedirlerden intikam1m almak ic;;in her c;;e§it fesat komitesine kan§hgm1 ve her tur ihtilale parmak kan§hrd1gm1 bildiriyor. Mesela, 150 ..S_rj1 tj o:~ yani, "Eger dogru iseniz, haydi olumu isteyiniz! Hie;; istemeyeceksiniz." i§te Peygamber (aleyhissa/atil vesselam) meclisinde, kuc;;uk bir topluluktaki basit bir hadise, hayat hirs1 ve alum korkusuyla me§hur olan Yahudi milletinin ta k1yamete kadar ha! diliyle 149'

144

145

146

147

148

149

150

"Onlar sizin dunyaya gelen erkek i;ocuklanmz1 kesiyor, k1z i;ocuklanmz1 ise kotiiluk ii;in hayatta birak1yorlard1." (Bakara sO.resi, 2/49; ibrahim sO.resi, 14/6) "insanlar ii;inde dunya hayatma en hirsh olanlann onlar oldugunu gbriirsun." (Bakara sO.resi, 2/96) "Onlardan bin,;ogunun giinaha, ba§kasmm hakkma tecaviiz etmeye, haram yemeye yan§ircasma ko§tuklanm gbriirsun. Yaptiklan §ey ne kadar kohl!" (Maide sO.resi, 5/62) "S1rf fesat i;1karmak ii;in dunyanm her tarafmda ko§UP dururlar. Allah bozgunculan sevmez." (Maide sO.resi, 5/64) "Biz israilogullarma Kitapta §U hukmu de takdir ettik: 'Siz Ulkede iki kere bozgunculuk yapacaksm1z ... "' (isra sO.resi, 17/4) ''Fakat sakm yeryuzunde fesat i;ikararak ta§kmhk yapmaym." (Bakara sO.resi, 2/60; A'raf sO.resi, 7/74; HO.d sO.resi, 11/85; $uara sO.resi, 26/173; AnkebO.t sO.resi, 29/36) "Haydi, olumu istesenize!" (Cum' a sO.resi, 62/6. Aynca Bkz. Bakara sO.resi, 2/94)


488

SOZLER

olumu istemeyecegini ve hayat htrsm1 btrakmayacagm1 ifade eder. Mesela: 151 ~\j ~~\ 1~:\c. G.;,.?j Bu beyan, o milletin kaderini umumi bir §ekilde anlahr. l§te o milletin karakterinde ve kaderinde sakh olan §U mi.ithi§ di.isturlar i<;:indir ki, Kur' an onlara pek §iddetli hitap ediyor, edeplendirmek maksad1yla deh§etli tokat vuruyor. ~u orneklere bak1p Hazreti Musa'nm (aleyhisselam) ve israillogullannm ba§ka k1ssalanm ve onlar hakkmda anlattlan ba§ka k1s1mlan bu k1ssaya k1yasla. Bu Dordi.inci.i l§1k'ta bahsedilen, Kur'an'm az sozle <;:ok §ey anlatmasmdaki mucizelik panlt1s1 gibi, Kur'an'm basit kelimelerinin ve ku<;:uk bahislerinin ardmda pek <;:ok mucizelik panltts1 vard1r. Arif olana bir i§aret yeter. Be§inci l§ik: Kur'an'm maksatlanm ve meseleleri beyan edi§i, manalan ve i.islO.bu, tathhg1 ve guzelligi itiban ile harika ku§attc1hg1d1r. Evet, Kur'an-1 Mucizi.i'l Beyan'm sO.relerine ve ayetlerine, bilhassa sO.relerin giri§lerine ve ayetlerin ba§lanna, durak yerlerine dikkat edilse gbrUli.ir ki: Kur'an, her turli.i belagati, soz sanatm1 .. kusursuz, ustun ve yi.ice bir i.is!O.bun bi.iti.in <;:e§itlerini .. gi.izel ahlaka <lair her hususu .. bi.iti.in tabii ilimlerin ozi.ini.i .. Cenab-1 Hakk'1 bilmenin fihristini.. insan ve toplum hayatmm blitun faydah dusturlanm .. ve §U kainatm butun yi.ice hikmetlerini, nurani kanunlanrn bir arada i<;:erir. Buna ragmen onda hi<;:bir kan§ikhk emaresi gori.inmi.iyor. Evet, o kadar farkh hususiyetleri hi<;:bir kan§1khk olmadan bir araya toplamak ancak i.isti.in kudret sahibi Kahhar bir Zat' m mucizevi nizam1yla olabilir. Ger<;:ekten buti.in bu ku§ahc1hk i<;:inde §U intizam ile beraber, ge<;:mi§ yirmi dart Soz' de izah ve ispat edildigi gibi, katmerli cehaletin sebebi olan ah§kanhk ve gaflet perdelerini keskin beyanlanyla y1rtmak .. adet perdeleri altmda gizli harikuladelikleri <;:1kanp gostermek .. sapkmhgm ve aldam§m kaynag1 olan tabiat putunu tevhid delillerinin elmas k1hc1yla par<;:alamak .. gaflet uykusunun kalm tabakalanm §im§ek misali sesiyle dag1tmak.. insan aklmm eseri olan felsefeyi aciz btrakan, kainatm anla§llmas1 zor ttls1mm1 ve alemin yarahh§tn!D garip muammasm1 <;:ozi.ip ke§fetmek elbette hakikati goren ve gayb1 bilen, hidayet kaynag1 ve dogruluk rehberi Kur'an gibi, mucizeler gosteren 151

"i§te bu hadiseden sonra ilzerlerine horluk ve yoksulluk damgas1 basild1." (Bakara suresi, 2/61)


YiRMi BE~iNci Soz 489

bir kitabm harikulade i§leridir. Evet, Kur'an ayetlerine insaf ile dikkat edilse, onun yalmz bir-iki maksad1 anlatan, tek bir fikir silsilesini yava§ yava§ takip eden ba§ka kitaplara benzemedigi gorulur. Kur'an'm adeta birdenbire, ani bir tavn ve vahyediliyormu§, kalbe blfak1hyormu§ gibi bir gidi§ah var. Hem beraber indirilen her bir klsmmm, mustakil olarak, uzak bir yerden geldiginin, gayet ciddi ve muhim bir haberin tek tek, klsa k1sa pan;alan oldugunun i§aretleri goruluyor. Evet, kainatla ve onun Yarahc1s1yla bu derece ilgili, ciddi haberleri kainatm Hahk'mdan ba§ka kim verebilir? Kimin haddine ki, haddini hadsiz derece a§1p Hahk-1 Zulcelal'i kendi keyfince konu§tursun ve §U kainatm dogru bir tercumam olsun! Evet, Kur'an'da kainatm Sani'inin pek ciddi, hakiki, dogru ve yuce bir uslO.pla konu§tugu, konu§turdugu goruluyor. Onda taklidi ima edecek hic_;bir i§aret bulunmaz. 0, soyler ve soyletir. Farz-1 muhal, Museylime gibi biri haddini hadsiz derece a§lP o yuce beyam taklit etse, izzet ve ha§met sahibi Hahk-1 Zulcelal'i kendince konu§tursa ve kainata da O'na kar§l istedigini soyletse, bunda elbette binlerce taklit emaresi ve sahtekarhk alameti bulunurdu. <:;unku en a§ag1 bir haldeyken en yuksekteymi§ gibi tavlf takmanlann her halleri taklitc;iliklerini gbsterir. i§te §U hakikati yeminle ilan eden, (1)

0-*11

J

#

Ll j

0j Ll j ~w, Jj,

©

/

Ll

@)

0Y,

11~ ~lj

/

152

'

,

,

,

'-.?Y-'73

']1 ,, : I ~.Y>(.\

ayetine bak, dikkat et. ..

O<;UNCU ~UA Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm gayba dair haberlerinin, tazeligini her as!fda korumasmdaki ve her tabakadan insana makul gelmesindeki i'cazd1r. Bu "$ua"nm 'Uc; Cilve'si var. Birinci Cilve Kur'an'daki gayba dair haberlerdir. 152

"Kayan Y1ld1za yemin olsun ki. Arkada§mlz Muhammed yamlmad1, sapmad1, aldanmadi. 0 kendi heva ve hevesiyle konu§muyor. 0, kendisine indirilen bir vahiyden ba§ka bir §ey degildir." (Necm suresi, 53/1-4)


490 SOZLER

Bu cilvenin deli<:; '§avk'1 153 var. Birinci ~avk: Kur'an'm ge<;;mi§e dair verdigi gaybl haberlerdir. Evet, Kur'an-1 Hakim, okuma yazma bilmeyen ummi ve emin bir zatm dilinden, Hazreti Adem zamanmdan Saadet Asn'na kadar butiin peygamberlerin miihim hallerini ve hadiselerini oyle bir tarzda zikreder ki, ondaki haberlerin Tevrat ve incil gibi kitaplarm da tasdikiyle gayet kuvvetli ve ciddi oldugunda herkes birle§ir. Kur' an, ge<;;mi§ mukaddes kitaplarm ittifak ettikleri noktalarda onlan dogrular; ayn dii§tiikleri bahislerde ise vakanm hakikatini bildirir. Demek, Kur'an'm gayba a<;;1k gozii, ge<:;mi§ zaman hadiselerini oteki mukaddes kitaplann hepsinin iistiinde bir makamdan goriir. ittifak edilen meselelerde onlarm dogruluguna §ahitlik eder, diger meseleleri ise diizeltir. Halbuki Kur' an' da zikredilen ge<;;mi§ zaman hadiseleri ve halleri akilla bilinecek §eyler degildir. Aksine, o haberler, vahye bagh birer nakildir. Naki! ise okuma yazma bilenlere mahsustur. Fakat Kur'an, dost ve dii§manm ittifak1yla, okuma yazma bilmeyen, dogruluguyla, giivenilirligiyle me§hur, "iimmi" lakabtyla amlan bir zata (aleyhissaldtil vesselam) inmi§tir. Hem Kur'an o ge<;;mi§ zaman hadiselerini adeta gozle goriilmii§<;;esine anlahr. <.;unkii Kur'an'da uzun bir hadisenin ozii ve ruhu bulunur, o hadise belli bir maksada giri§ olarak zikredilir. Demek, Kur'an'daki biitiin ozet halindeki bahisler ve k1saca zikredilen hadiseler, onlan bildiren Zat'm biitiin maziyi her haliyle gordiigiiniin delilidir. Zira bir zatm bir ilimde veya sanatta ehil oldugu, kabiliyeti ve mahareti, ozlii bir sozuyle ya da bir eserinin kii<;;iik bir par<;;asmdaki sanatla anla§thr. Kur'an'da zikredilen hadiselerin ozeti ve ruhu gosteriyor ki, onlan soyleyen, gelmi§ ge<;;mi§ biitiin hadiseleri engin ilmiyle goriir -tabir caizse- benzersiz bir maharetle haber verir. ikinci ~avk: Kur'an'daki gelecege dair gaybl haberlerdir. Bu k1s1m haberlerin <;;ok <;;e§idi var. Birincisi hususidir. Varltgm hakikatini kalb goziiyle gbren bazt ke§f ehli zatlara ve velilere hasttr. Mesela, Muhyiddin-i Arabi 154fJY\ ~e~ ayetleriyle ba§layan Rum suresinde gayba dair pek <;;ok haber bulmu§tUr. imam Rabbanl, bazt 153

~avk: Parilh, t!ltk.

154

"Elif, Ll.m, Mim. Rumlar (yakm bir yerde) maglup oldular." (Rum silresi, 30/1-2)


YiRMi BE$iNci Soz 491

surelerin ba§mdaki "huruf-u mukatta"da 155 gayba ait bin;ok hadisenin i§aretlerini ve haberlerini gormli§H.ir... Bunun gibi, e§yanm i<; yuzune vak1f alimler ii;in Kur'an, ba§tan sona gayba dair haberlerle doludur. Biz yalmzca herkesi ilgilendirecek bir kismma i§aret edecegiz. Bunun da pek i;ok tabakas1 var, yalmz birinden bahsedecegiz. i§te Kur'an-1 Hakim, Resul-u Ekrem' e (aleyhissa/6ta vesse/am) der ki: 155 HA?iYE , ' 157 ~ , .0J I j;, , ;) \ , , ~ /

~/

1ss0)i;..5']

_}

';~

0:-!.;i;~j~j~~ ~\~\~LI ~~fly;jl ~\ j;.jj

\;:. ' / --r.lll / ~

1s9J5 . /

~,J.:.,1 ~:

11 --r. . ,:;,, .,. \~IL 4J , , [ ~.'1.,.3J1 ~ ,-3 1..;>-'-t-' . Y"' _) u- _) 'i? / J

~ lY'-' /

/

,,.

,,..

0~ ,\:_,,~-.I~ JJ.S '. ,, / r::-- , . ~ r _}

155 Baz1 surelerin ba§mda bulunan ve birer ilah! §ifre vasf1 ta§iyan harfler. Elif, lam, mim, ya, sin gibi ... 156 HA~iYE Gaybdan haber veren, k1ymetli birer hazine olan bu ayetler pek c;ok tefsirde izah edildiginden ve eski harfle basilmas1 niyetinin muellifine verdigi aceleden dolay1 burada izahs1z ve kapah kald1lar. 157 "O halde sabret! (unku Allah'm vaadi kesindir." (Rum suresi, 30/60; Mu'min suresi, 40/55, 77) 158 "in§allah siz kiminiz ba§ml hra§ ettirmi§, kiminiz sac;lanm klsaltm1§ olarak, Mescid-i Haram' a korkmaks1zm, tam bir guven ic;inde gireceksiniz." (Fetih suresi, 48/27) 159 "Butlin dinlere ustlin k1lmak ic;in resulunu hidayet ve hak dinle gonderen O'dur." (Fetih suresi, 48/28) 160 "Arna bu yenilgilerinden soma galip gelecekler. Birkac; y1l ic;inde. (unku i§leri karara baglama yetkisi Allah' a aittir." (Rum suresi, 30/3-4) 161 "Yakmda goreceksin, onlar da gorecekler. Hanginizde imi§ o dertler, o delilikler." (Kalem suresi, 68/5-6) 162 "Ne o, yoksa onlar senin hakkmda '$airin biri, felegin onun ba§ma neler getirecegini gorecegiz' mi diyorlar? De ki: Bekleyin bakalim! Ben de sizin feci ak1betinizi bekliyorum." (TUr suresi, 52/30-31) 163 "Allah seni, zarar vermek isteyenlerin §erlerinden koruyacaktir." (Maide suresi, 5/67) 164 "Bunu yapamazsamz -ki hic;bir zaman yapamayacaks1mz." (Bakara suresi, 2/24) 165 "Onlar asla onu (oli.imi.i) temenni etmezler." (Bakara sliresi, 2/95)


492

SOZLER

166 ~: \1 ii~,' ~ ~,;,

~ ,,,. /

q, ~' ~?1

~ ~

0""'-'

/

/

;/ J~\11

rJ,J ..

,,.

.

L;t;\ ~'-r-" :/ / •

j

1...5,

0Y~L '10\,~\11JJ, I~.· I ~h 01 L ~ ~ll' ,r (.f"':"'.Y-

/

,~'11 ~I .•\ H , . i...r-u

~~3r..r-',,

/

/

/

/

/

;..:./\ ,, '·,,0l5 ,,,

1671• .t;.

~~~

y_J

.) _) la./ W. - 0'-_;;, ~ j lSJ I t;:. o~~1 ~ · ~ ,tI t;:. ~ ;t t ~ , , ~ ~ J , ~.r-' ~ , / ~_) ~ 0 ,

"/",,,

16s •':}

,,,,,,_;,.,.

~'10

~

y

1691~:: ,;: '"t"~r /

170. , J~

y-:-:: ,

~ U"?.,\)1 J

/

j

'-?/

· ,, : ,

~

Y' 0"'

/

·t.;..;

~

1

':}'~I

.

3,

,

'

~ ~I

r,~

'-I-·ts-

I ~. · ~~

.,_,t;\ !<.,, ~ .:Ll.>J1 t~' ,, . 1 -::~,, u3 /

/

0~ d~< ~,"'

y ,.

_) ' ~

81 ~ ~,, jll ,, H Y' u

r~~1;._: ,,\ ul>Jlb.ll I~ I;:.,_) 1-:: !<~,I .J--4 >\ 0'-~ if1 ~I ii'_) / - / / /

~ ~~j f€-l ~~I ~JI~~ f€-l ~j r-0 ~~JI ~I 171

81 ~f,. ' . '~ .i;.s

Bunlar gibi pek c;:ok ayetin ifade ettigi gayba dair haberler aynen, dogru c;:1km1§hr. i§te o gayba dair haberlerin, pek c;:ok itiraz ve tenkide ugram1§, en kuc;:uk bir hatas1yla davasm1 kaybedecek bir zatm lisamndan boyle tereddutsuz, tam bir ciddiyet ve guven ic;:inde, §a§maz bir

166 "Evet, Biz ileride onlara delillerimizi gerek di§ dunyada, gerek kendi oz varhklann167 168

169 170 171

da gosterecegiz; ta ki Kur'an'm, Allah tarafmdan gelen gerc;egin ta kendisi oldugu onlar tarafmdan da iyice anla§ilsm." (Fussilet suresi, 41/53) "De ki: Yemin ederim! Eger insanlar ve cinler bu Kur'an'm benzerini yapmak ic:;in bir araya toplansalar, hatta birbirlerine destek olup guc:;lerini birle§tirseler yine de onun gibi bir kitap meydana getiremezler." (isra suresi, 17/88) "Allah onlarm yerine oyle bir topluluk getirecek ki, Allah onlan sever, onlar Allah'1 severler. Onlar muminlere kar§l alc:;akgonullu, kafirlere kar§I onurlu ve zorludur. Allah yolunda cihad eder ve bu hususta dil uzatan hie:; kimsenin ay1plamasmdan korkmazlar." (Maide suresi, 5/54) "De ki: 'Hamd 0 Allah' a olsun ki, size er gee:; alametlerini gosterecek siz de onlan tamyacaksm1z."' (Nern! suresi, 27/93) "De ki: Sizi imana davet ettigimiz ilah Rahman'd1r. Biz O'na iman ettik. O'na dayand1k. Yakmda ogrenirsiniz: Kimin tarafmda kesin sap1khk!" (Mi.ilk suresi, 67/29) "Allah ic:;inizden iman edip makbul ve gi.izel i§ler i§leyenlere kesin olarak vaat buyurur ki: Daha once mi.iminleri di.inyada hakim kild1g1 gibi kendilerini de hakim k1lacak, kendileri ic:;in begenip sec:;tigi islam dinini tatbik etme gi.ici.i verecek ve ya§ad1klan korkulu donemin arkasmdan kendilerini tam bir guvene erdirecektir." (Nur suresi, 24/55)


YiRMi BE~iNci Soz 493

dogrulugu hissettiren bir §ekilde 9kmas1 kesinlikle g6sterir ki, 0 zat Ostad-1 Ezell'sinden, yani Rabbinden ders ahyor, sonra sbyliiyor. U~i.inci.i ~avk: Kur'an'm ilahi hakikatlere, yeryiizii kanunlanna ve ahiret hayatma <lair gaybi haberleridir. Evet, Kur'an'm ilahi hakikatlere <lair ve kainatm bls1mm1 c;oziip alemin yarabh§ s1rnm bildiren beyanlan, gayba ait haberlerin en milhimidir. <:;unkil sonsuz dalalet yollan ic;inde istikametle gidip o gaybi haberleri bulmak insan aklmm kan degildir ve olamaz. En dahi filozoflarm bile o meselelerin en kilc;ilgune ak1llanyla yeti§emedigi malumdur. Kur'an o ilahi hakikatleri g6sterdikten ve yeryilzil kanunlanm bildirdikten sonra, kalbin temizligi, nefsin terbiyesi, ruhun terakkisi ve aklm kemale ermesiyle insan, "Dogru s6yledin!" deyip o hakikatleri kabul eder. Kur'an'a "Barekallah!" der. Bu k1smm izah1 ve ispab On Birinci Soz' de k1smen gec;mi§, tekrara gerek kalmamt§br. Ahiret ve berzaha <lair hallere ise insan akh gerc;i kendi ba§ma yeti§emez, o hakikatleri gbremez. Fakat Kur'an'm rehberliginde onlan gbziiyle gbrmil§ derecede ispat edebilir. Onuncu Soz' de, Kur' an' m gayba <lair §U haberlerinin ne derece dogru oldugu anlablm1§ ve ispatlanm1§br. Ona milracaat et.

ikinci Cilve Kur'an'zn tazeligi ve gen<;ligidir. Kur' an, her asirda yeni indiriliyor gibi tazeligini, genc;ligini koruyor. Evet, ezeli bir hutbe olarak her asirdaki her tabakadan insana birden hitap ettigi ic;in daima gene; kalmas1, taze olmas1 laz1mdir. Oyle oldugu g6rillmil§ ve g6rillilyor. Hatta Kur' an, anlayt§lan ve meyilleri farkh olan her asra, adeta hususi olarak indirilmi§ gibi bakar, baktmr ve ders verir. insanhgm eserleri ve kanunlan, bpk1 insanhk gibi ihtiyarhyor, degi§iyor. Fakat Kur'an'm hilkilmleri ve kanunlan o kadar sabit ve saglamdir ki, asirlar gec;tikc;e kuwetini daha c;ok gbsteriyor. Evet, kendine c;ok gilvenen ve Kur'an'm sozlerine kulag1m kapayan §U asir ve §U asnn ehl-i kitap insanlan, Kur'an'm 172 '-:-'~I J,;t lf .·'-:-'~\ J.;l lf §eklindeki yo! g6sterici hitabma 0 kadar muhtac;tir ki, adeta 0 hitap dogrudan dogruya asnm1za bakar ve ';'~\ J,;t 4 ifadesi 173 ~\ J,;1 4 manasm1 da ic;erir. 172

173

"Ey Ehl-i Kitap!" (PJ-i imran suresi, 3/64, 65, 70, 71, 98, 99; Nisa suresi, 4/171; Maide suresi, 5/59, 68, 77) Ey ehl-i mektep!


494

SOZLER

Kur' an bi.iti.in §iddetiyle, bi.iti.in tazeligiyle ;l_"J.:;, ~ Jl 1_,Jt;.5 '-:-'~\ j;I ~ 174 ~ sedasm1 alemin her tarafma savuruyor. , , Mesela §ah1slar ve toplumlar, Kur'an'1 itirazla <;;i.iri.itmekten aciz kald1klan halde, bi.iti.in insanhgm ve belki cinlerin de gayretlerinin, fikirlerinin neticesi olan bugi.inki.i medeniyet, Kur'an'a cephe almi§hr. Kur'an'm mucizeligine sihirleriyle kar§l koyuyorlar. ~imdi §U mi.ithi§ yeni inkarc1lara kar§I Kur'an'm mucizeligini ve ~';}I 0$-1 j 175 ~lj ayetinin davasm1 ispat etmek i<;;in, o itirazc1lann ortaya koyduklan iddialarla Kur' an esaslanrn kar§ila§hracag1z. • Birinci derecede: Birinci Soz' den Yirmi Be§inci Soz' e kadar olan bi.iti.in k1yaslamalar, ol<;;i.iler, o Soz'lerin hakikatleri ve ba§larmdaki ayetler, iki kere iki dart eder derecesinde, medeniyete kar§I Kur'an'm i' cazm1 ve i.isti.inli.igi.ini.i ispat eder. • ikinci derecede: On ikinci Soz'de ispatland1g1 gibi, Kur'an'm i.isti.inli.igi.ini.i gostermek i<;;in bir k1s1m di.isturlanm ozetlemek yeter. i§te bugi.inki.i medeniyet, felsefesiyle, toplum hayatmda dayanak noktasm1 "kuvvet" kabul eder. Hedefi "menfaat" bilir. Mi.icadeleyi hayat di.isturu olarak g6ri.ir. Toplumlan bir arada tutan bag1 "irk ve menfi milliyet<;;ilik" sayar. Gayesi, nefsin heveslerini tatmin ve insanm ihtiya<;;lanm artirmak ii;in ba21 haram eglencelerdir. Halbuki kuvvetin hususiyeti ve geregi, tecavi.izdi.ir. Menfaatin geregi, her arzuya yetmediginden, i.istunde bogu§makhr. Mi.icadele di.isturunun geregi, <;;arp1§maktir. Irk<;;1hgm geregi, tabiatmda ba§kasm1 yutarak beslenmek oldugundan, tecavi.izdi.ir. i§te bu dusturlanyla medeniyet, bi.iti.in gi.izellikleriyle beraber insanhgm ancak yi.izde yirmisine goruni.i§te bir saadet verip yi.izde seksenini huzursuzluga, sefalete atm1§tir. Kur' an hikmeti ise dayanak noktasm1 kuvvet yerine "hak" kabul eder. Gayede menfaat yerine "fazilet"i ve "Allah'm nzas1"m tamr. Hayatta mucadele kanunu yerine, "yard1mla§ma di.isturu"nu esas ahr. Toplumlarda irk ve milliyet yerine "din, sm1f, vatan" baglanm kabul eder. Gayesi, nefsin heveslerinin haddi a§masma set <;;ekmek ve ruhu

pj

J'

174

175

"Ey Ehl-i Kitap, bizimle sizin aram1zda birle§ecegimiz, mli§terek ve adil §U sbzde karar kilahm ... " (Al-i imran suresi, 3/64) "De ki: Yemin ederim! Eger insanlar ve cinler bir araya toplansalar. .. " (isra suresi, 17/88)


YiRMi BE~iNci Soz 495

yi.iksek meziyetlere te§vik etmektir. Ulvi hislerini tatmin ederek insam "kemal vas1flanna" ula§hnr, insan eder. Hakkm geregi, ittifaktir. Faziletin geregi, dayam§mad1r. Yard1mla§ma kanununun geregi, birbirinin imdadma yeti§mektir. Dinin geregi, karde§lik, samimiyet ve beraberliktir. Nefsi gemleyip baglamanm ve ruhu yuksek vas1flara kamc;;ilayarak serbest birakmanm neticesi ise iki cihan saadetidir. i§te bugunki.i medeniyet, diger semavi dinlerin ve bilhassa Kur'an'm dersinden ald1g1 gi.izellikler bir tarafa, Kur' an' a kar§I boyle hakikat nazannda maglup di.i§mil§tilr. • Oc;;unci.i derecede: Kur'an'daki binlerce meseleden 6rnek olarak yalmz i.ic;;-d6rt tanesini g6sterecegiz. Evet, Kur'an'm di.isturlan, kanunlan, ezelden geldiginden ebede gidecektir. Medeniyetin kanunlan gibi ihtiyarlamaz, olume mahkOm degildir. Daima genc;;tir, kuvvetlidir. Mesela bugunki.i medeniyet, butun hayir cemiyetleriyle, butun bask1c1 ve §iddetli duzenleriyle ve gi.izel ahlak ic;;in verdigi terbiye dersiyle, Kur'an-1 Hakim'in iki meselesi kar§1smda maglup olmu§tur:

m1Y--! '•I\,~,, ;;~j\ JI t~.f,, i?.J c;::u .J

176~_Hq .Y J'

\ :\,

Y .J

~ i ~-1\ 1~f, ~

J-..-;, .J

Kur'an'm i'cazmdaki bu i.isti.inli.igi.i bir giri§ ile beyan edecegiz. $6yle ki: i§ardti.i'l i'caz'da ispatland1g1 gibi, insanhgm ya§ad1g1 bi.iti.in ihtilallerin madeni ve bi.iti.in koti.i ahlak vas1flarmm sebebi iki ci.imledir. Birinci ci.imle: "Ben tok olay1m, ba§kas1 ac;;hktan olse bana ne ... " ikinci ci.imle: "Sen c;;ah§, ben yiyeyim." Evet, toplum hayatmda havas ve avam tabaka, yani zenginler ve fakirler, bir denge ic;;inde rahat ya§arlar. 0 dengenin esas1, havas tabakadaki merhamet ve §efkat, avam tabakadaki hi.irmet ve itaattir. Birinci ci.imle, zengin tabakay1 zulme, ahlaks1zhga, merhametsizlige sevk etmi§tir. ikinci ci.imle ise fakirleri kine, hasede, kavgaya sevk edip birkac; as1rd1r insanhgm huzurunu kac;irmI§tlr. Bu asirda emegin sermaye ile c;;ah§mas1 neticesinde herkesc;;e malum olan Avrupa' daki bi.iyi.ik hadiseler meydana geldi. i§te medeniyet, bi.iti.in hayir cemiyetleriyle, ahlak dersleri ve 176

177

"NamaZ! hakk1yla eda edin, zekah verin ... " (Bakara suresi, 2/43, 83, 110; Nisa suresi, 4/77; Nur suresi, 24/56; Mi.izzemmil suresi, 73/20) "Allah, ah§veri§i mubah; faizi ise haram kilmi§hr." (Bakara suresi, 2/275)


496

SiiZLER

okullanyla, bask1c1 ve kat1 dtizeniyle insanhgm o iki tabakasm1 ban§hramam1§, o iki deh§etli yaray1 tedavi edememi§tir. Kur' an, birinci ctimledeki yaray1, zekati vacip k1lmakla koktinden tedavi eder. ikinci ctimledeki yaray1 da faizi haram kilmakla iyile§tirir. Evet, Kur'an ayetleri alem kap1smda durup "faiz yasakttr" der. "Kavga kap1sm1 kapatmak ic;in banka (faiz) kap1sm1 kapatm1z." buyurur. Talebelerine o kap1dan girmemelerini emreder. ikinci Esas: Bugtinkti medeniyet, birden c;ok kadmla evliligi kabul etmez. Kur' an' m o htikmtinti, ken di anlayt§ma muhalif ve insanhga zararh gbrtir. Evet, eger evlilikteki hikmet, yalmzca §ehvani hisleri tatmin etmek olsayd1, aksine, c;ok kadmla evlilik olmahyd1. Halbuki btittin hayvanlann ve c;iftle§en bitkilerin de gosterdigi gibi, evliligin hikmeti ve gayesi neslin devam1d1r. $ehvetteki lezzet ise o vazifeyi gbrdtirmek ic;in Cenab-1 Hakk'm rahmeti tarafmdan verilen ktic;tik bir ticrettir. Madem hikmet ve hakikat geregi, evlilik neslin c;ogalmas1, devam1 ic;indir. Elbette, kadmlar bir senede yalmz bir defa dogum yapabildikleri, aym yalmz yansmda gebe kalabildikleri ve o kabiliyetlerini de elli ya§mda kaybettikleri ic;in, Ctreme kabiliyetini c;ogu kez ta yCtz ya§ma kadar kaybetmeyen bir erkege yetmezler. Bu sebeple medeniyet pek c;ok fuhu§ yuvasm1 kabul etmeye mecburdur. Oc;uncti Esas: Anlayt§SlZ medeniyet, Kur'an kadma mirastan uc;te bir hisse verdigi ic;in 178 ayeti tenkit eder. Halbuki toplum hayatma <lair pek c;ok htikCtm c;ogunluga goredir ve kadmlar c;ogunluk itiban ile kendilerini himaye edecek birini bulurlar. Erkek ise ona yuk olacak, nafakas1m btrakacag1 biriyle ya§amaya mecbur olur. i§te bu surette kadm, babasmdan mirasm yansm1 alsa kocas1 noksanm1 tamamlar. Erkek, babasmdan iki parc;a alsa bir parc;asm1 evlendigi kadmm idaresine verir, boylece k1z karde§ine e§it olur. i§te Kur'an'm adaleti bunu gerektirir, boyle hukmetmi§tir. 179 HA:jiYE 178

Bkz. "Erkegin hakk1, kadmm hissesinin iki mislidir." (Nisa suresi, 4/11) Mahkemeye kar§I ve mahkemeyi susturan T emyiz Layihas1 mudafaasmdan bir parc.;ad1r. Bu makama ek oldu. Mahkeme heyetine derim ki: Bin uc.; yuz elli senedir, her asirda uc.; yuz elli milyon insanm hayatmdaki en kutsi ve hakikatli, ilahl bir dusturu, uc.; yuz elli bin tefsirin tasdiklerine ve ittifaklarma dayanarak ve bin uc.; yuz elli sene zarfmda gec.;mi§ ecdad1m1zm inanc.;lanna uyarak tefsir eden bir adam1 mahkum eden haks1z bir karan, elbette yeryuzunde adalet varsa, reddetmelisiniz.

179 HA$IYE


YiRMi BESiNci Soz 497

Dorduncu Esas: Kur'an putperestligi §iddetle yasaklad1g1 gibi, putperestligin bir rur taklidi olan suretperestligi, yani suretlere <;;ok deger vermeyi de yasaklar. Bugiinkli medeniyet ise suretleri kendi giizelliginden say1p Kur'an'a itiraz etmek ister. Halbuki golgeli-golgesiz suretler, ta§la§mI§ birer zulum, cesede burunmli§ birer riya ve cisimle§mi§ birer hevestir ki, heveslerini kam9lay1p insam zulme, riyaya ve koru arzulara te§vik eder. Hem Kur' an, merhametiyle, kadmlarm hurmetini korumak i<;;in haya perdesini takmalanm, orhlnmelerini emreder ki, 180 0 §efkat madenleri rezil heveslerin ayag1 altmda zillet <;;ekmesin, ku<;;uk dti§mesin; hevesleri tatmine yarayan, onemsiz birer meta hukmline ge<;;mesinler.181 HA$iYE Medeniyet ise kadmlan yuvalarmdan 9kanp perdelerini y1rtm1§, insanhg1 da ba§tan 9karm1§hr. Halbuki aile hayah, kadm-erkek arasmda kar§1hkl1 hurmet ve muhabbetle devam eder. A<;1k-sa<;;1kl1k, samimi hurmet ve muhabbeti yok edip aile hayatm1 zehirlemi§tir. Bilhassa suretlere dti§ktinlugun ahlaki fena halde sarshg1 ve ruhun al<;;almasma sebep oldugu §Uradan anla§1hr: Mesela, merhume ve rahmete muhta<;; gtizel bir kadmm cenazesine §ehvet ve hevesle bakmak, ahlak1 ne kadar bozar! Aynen oyle de, olmli§ kadmlarm resimlerine veyahut sag kadmlann kli<;;tik cenazeleri hukmundeki suretlerine hevesle bakmak, insanm ulvi hislerini derinden derine sarsar, tahrip eder. i§te §U ti<;; omek gibi, Kur'an'm binlerce meselesinden her biri, insanm bu dunyadaki saadetini saglamaya hizmet etmekle beraber ona ebedi hayahm da kazandmr. Ba§ka meseleleri bunlara k1yaslayabilirsin. Nasil ki bugunun medeniyeti, Kur'an'm toplum hayatma dair dusturlan kar§1smda magi up olup onun manevi i' caz1 kar§1smda, hakikat noktasmda iflas eder. Aynen oyle de, bu asrm medeniyetinin ruhu olan Avrupa felsefesiyle Kur'an hikmeti §U yirmi be§ Soz'de kar§ila§tmld1gmda ve ol<;;uye vuruldugunda; felsefenin adz kald1g1, Kur'an'm mucize oldugu kesin bir §ekilde gosterilmi§tir. On ikinci ve On U<;;lincu Soz'lerde, dinsiz felsefenin aczi ve iflas1, Kur'an hikmetinin mucizeligi ve zenginligi ispatlanm1§hr, onlara bakabilirsin. Hem nas1l ki bugiinku medeniyet, Kur' an hikmetinin ilmi ve 180

Bkz. Nur suresi, 24/31; Ahzab suresi, 33/59.

181 HA$iYE Tesettiir hakkmda Otuz Birinci Mektup'un Yirmi Dordiincii Lem'a's1, kesinlikle ispat etmi§tir ki: Tesettiir kadmlar i<;in yaradih§m geregidir. Ai;1k sai;1kl1k ise yarad1h§a z1tbr.


498 SozLER

amellerle ilgili mucizeligi kar§ismda magluptur. Aym §ekilde, bu medeniyetin edebiyat ve belagatinin de hali Kur' an' m edeb ve belagati kar§!Smda §Una benzer: Birincisi, okstiz bir yetimin kasvetli bir htiztinle timitsiz aglay1§1 ve sarho§ bir ayya§m a§ag1hk bir vaziyetteki naralan, §arkilan gibidir. Kur'an'm belagati ise buna k1yasla ulvi bir a§igm gec;ici bir aynhktan dolay1 soyledigi §evkli, timitli ve htiztinlti §ark1ya; ba§kalanm zafere, sava§a, ytiksek fedakarhklara sevk etmek ic;in te§vik edici vatan kasidelerine, mar§lara benzer. <;unkil edebiyat ve belagat, tislubun tesiri itiban ile ya htiztin ya da ne§e verir. Htiztin iki <;e§ittir: Ya dostsuzluktan, sahipsizlikten ileri gelir ki, bu, karanhkh bir hilzilndtir. Dalalete boyanm1§, tabiata tapan, gaflet ic;indeki medeniyetin edebiyatmm verdigi hilztin boyledir. ikinci <;e§it htiziln ise dostlardan aynhktan dogar. Yani dostlar vardir ama onlardan aynhk insana §evkli bir htiztin verir. i§te §U htiztin, hidayet kaynag1, nur sac;an Kur'an'm verdigi htizilndilr. Ne§e de iki c;e§ittir: Birincisi, nefsi heveslerine te§Vik eder. Tiyatrocu, sinemac1, romanc1 medeniyetin edebiyatmm verdigi ne§e boyledir. ikinci hlr ne§e ise nefsi susturup ruhu, kalbi, akl1, s1m ytiksek vas1flara, asil vatanlan, ebedi makamlan olan cennete ve ahiretteki dostlanna ula§malan ic;in tatl1, edepli ve masum bir §ekilde te§vik eder. insam cennete ve ebedi saadete, Cenab-1 Hakk'm cemalini gormeye sevk eden ve §evke getiren Kur'an-1 Mucizti'l Beyan'm verdigi ne§e boyledir. ""'

0

)II!-

,,.

!

.Jo

0 ·t; 'l 01 .-~11 Y , r

_.,.

I~

o

0 )Ii!-

,,,.

o i!-

I ·t; 01 u-:-: Y ,,, ,,... l• - .

-

I

)I

Cl

O

O

_,

1;;. ~ -1\, '"'11 ~I . •t ~ c...r:""' J '-""'·,.... , · U'::' "" ,;

O)I

u1;; l<;:te "(

I:. .:..:.-1 • , '·,, ~t.5 yJ,,,~ ·I- L ~~~

1821 • •

ayetinin ifade ettigi ytice mana ve btiytik hakikat, anlay1§1 smirh olanlarca ve dikkatsizlik ytiztinden, abarbh bir belagat ic;in imkans12 bir suret zannediliyor. Ha§a! Bu mtibalaga degil, imkans1z degil, hakikatin ta kendisi olan kusursuz bir belagattir ve milmkilndilr. Bunun bir manas1 §Udur: insanlarm ve cinlerin Kur'an'dan stiztilup gelmeyen ve Kur'an'm mah olmayan butiln gilzel sozleri toplansa Kur'an'a benzeyemez, demektir. Hem bu olmam1§br ki, gosterilemiyor. 182

"De ki: Yemin ederim! Eger insanlar ve cinler, bu Kur'an'm benzerini yapmak ic;in bir araya toplansalar, hatta birbirlerine destek olup giic;lerini birle§tirseler yine de onun gibi bir kitap meydana getiremezler." (isra sO.resi, 17/88)


YiRMi BE~iNci Soz 499

ikinci bir yonu de §Udur: Cinlerin ve insanlann, hatta §eytanlann fikirlerinin, gayretlerinin neticesi olan medeniyet, felsefe ve yabanc1 edebiyat, Kur'an'm hukumleri, hikmeti ve belagati kan~1smda acizdir, demektir. Bunun da ornegini gosterdik. O~iincii Cilve

Kur'an-1 Hakim, insanhgm her asirdaki her bir tabakasma adeta dogrudan dogruya, yalmz hususi olarak o tabakaya inmi§ gibi hitap eder. Evet, insanhg1 butun tabakalanyla en yuksek, en ince ve derin ilim olan imana, en geni§ ve nurlu ders olan Cenab-1 Hakk'1 bilmeye, en muhim ve c:;e§itli malumat olan islam'm hukumlerine davet eden Kur'an'm her insan tabakasma, her topluluga, onlann seviyesine uygun bir ders vermesi §artt1r. Halbuki Kur'an'm dersi birdir, ayn ayn degil. Oyleyse aym derste farkh tabakalar bulunmas1 laz1md1r. Derecesine gore her tabaka, Kur'an'm bir perdesinden dersini, hissesini ahr. ~u hakikatin pek c:;ok ornegini zikrettik. Onlara bak1labilir. Burada yalmz meselenin bir-iki klsmma ve bir-iki tabakanm Kur'an'm dersinden hissesine i§aret edecegiz: Mesela,

En kalabahk tabaka olan avam tabakasmm bu ayetlerden alacag1 hisse §Udur: "Cenab-1 Hak, baba ve evlattan, e§ten ve benzerden munezzehtir, uzak ve yucedir." Daha orta derecede bir tabaka, bundan isa Aleyhisselam'm, meleklerin ve dogurmaya kabiliyetli varhklarm ilahhklannm reddini anlar. <:;unku imkans1z bir §eyi reddetmek g6runli§te faydas1z oldugundan, belagatte fayda saglayacak bir hukmun geregi kastedilir. i§te cismaniyete has olan dogmay1 ve dogurmay1 reddetmekten kas1t, babas1, evlad1 ve e§i bulunanlarm ilah olduklan iddiasm1 c:;urutmek ve ibadete lay1k olmad1klanm gostermektir. ~u sirdandir ki, ihlas sO.resi herkese her vakit fayda verebilir. Bir parc:;a daha ileri bir tabakanm ayetlerden hissesi ise §Udur: 183

"Ne dogurdu, ne de doguruldu. Ne de herhangi bir §ey O'na denk oldu." (ihlas suresi, 112/3-4)


500 S6ZLER

"Cenab-1 Hak, yaratt1klanyla arasmda, dogmay1 ve dogurmay1 hahrlatacak butun baglardan mtinezzehtir. O'nun ortag1, yard1mc1s1, hemcinsi, benzeri olamaz. Allah' m varhklar ile bag1, Hallak1yeti, yani yarahc1hg1d1r. "Kun feyekun" 184 emriyle, ezeli iradesiyle yarat1r. Mecburiyet, c:;aresizlik, ihtiyac:;, gayriihtiyarilik gibi acizl@ hahrlatan, milkemmellige 21t her bir bagdan uzak ve yticedir." Daha yilksek bir tabakanm bu ayetten hissesi §Udur: "Cenab-1 Hak ezeli ve ebedidir, Evvel ve Ahir'dir. Hic:;bir §ekilde Zat'mda, sifatlannda, icraatmda e§i, benzeri, dengi, emsali, misali yoktur." Yalmz icraahm, vas1flanm te§bihle ifade eden bir mesel var: 185) ; , Bu tabakalara arifler, a§iklar, s1dd1klar gibi ayn ayn hisse sahiplerini de k1yaslayabilirsin. ikinci ornek: Mesela, 186 f5J,~ j ~ ¥-1 ~~~LS' t; ilk tabakanm bundan alac~g1 hisse §Udur: "Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/aw vesse/am) hizmetkan ve 'Evlad1m' hitabma mazhar olan Zeyd, 187 izzetli hammm1 kendisine denk bulmad1g1 ic:;in bo§affil§ ve Allah' m emriyle Resul-u Ekrem (a/eyhissa/aw vesselam) onu nikahlamI§. 188 Ayet der ki: "Peygamber size evlad1m dese, bunu peygamberligine bakan yontiyle soyler. ~ahsiyet itiban ile babamz degil ki aid@ kadmlar ona uygun dti§mesin." ikinci tabakanm ayetten hissesi §Udur: BU.yuk bir amir, emrindekilere baba §efkatiyle bakar. Eger o amir, g6runen ve gorilnmeyen alemlerin ruhani pa&~ah1 ise o vakit merhameti, §efkati bir babanmkinden yuz defa daha ileri olur ve emrindekiler ona hakiki evlad1 gibi, baba nazanyla bakarlar. Baba nazan koca nazanna, k1z c:;ocugu nazan da hamm nazarma kolayca donmediginden ve Hazreti Peygamber'in (aleyhissa/ata vesse/am) mtiminlerin k1zlanm almas1 halkm nazannda §U sma uygun g6rtinmediginden Kur'an der ki: Peygamber (aleyhissa/Qta vesse/am) size ilahi merhamet nazanyla §efkat gosterir, babamz gibi davramr.

\11 J.<l1 kj

184

185

186

187 188

"(0, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' der, o da oluverir." (Bakara sO.resi, 2/117; Al-i imran sO.resi, 3/47, 59; En' am sO.resi, 6/73; Nahl sO.resi, 16/40; ... ) "En yuce sifatlar Allah'md1r." (Nahl sO.resi, 16/60) "Muhammed (sal/allohu aleyhi ve sel/em) i<;inizden hic;bir erkegin babas1 degildir. .. " (Ahzab sO.resi, 33/40) el-Hakim, el-Mustedrek 3/239; el-Heysem!, Mecmeu'z-zevdid 9/275. Bkz. Ahzab sO.resi, 33/37; el-Hakim, el-Mustedrek 4/24.


YiRMi BE~iNci Soz 501

Peygamberligi yonunden siz onun evlad1 gibisiniz. Fakat §ahsiyeti itiban ile babamz degildir ki, sizden hamm almas1 uygun dli§mesin. Oc;;uncu tabaka ise bu ayetten §Unu anlar: "Peygamber' e (aleyhissa/Qta vesselam) baglamp onun kemal vas1flanna dayanarak baba gibi §efkatine guvenmeli, bunda kusur ve hata etmemelisiniz." Evet, c;;oklan var ki, buyuklerine ve rehberlerine guvenip tembellik eder. Hatta bazen, "Namaz1m1z bizim yerimize k1hnm1§." derler (bir k1s1m Aleviler gibi). Dorduncu bir tabaka ise bu ayetten gayba <lair §6yle bir i§aret <;;1kanr: "Peygamber'in (aleyhissalata vesse/am) erkek evlatlan, bir hikmet geregi, ya§amayacakhr". Yalmz "erkek" tabiri onun k1zlann da babas1 olduguna i§aret ettiginden, nesli kizlanndan devam edecektir. Allah'a hamd olsun ki, Hazreti Fahma'nm mubarek nesli, Hasan ve Huseyin gibi iki nurlu silsilenin nur sac;;an dolunay1, o Nubuvvet Gune§i'nin (aleyhissaliJta vesselam) maddi ve manevi neslini devam ettiriyorlar. 189,J\

i;:./ ~ u'1-;.. i~ll\ r--

,, ~3 ,.

(Birinci $ule,

u~

$ua ile sona erdi.)

iKiNCi ~ULE ikinci $0.le'nin lie;; "nur"u var. Birinci Nur

Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm tamammda halis bir ak1c1hk, benzersiz bir dogruluk ve saglamhk, sars1lmaz bir tenasub 190 vardir, ifadeler birbirine dayamr, birbirinden yard1m ahr. Cumleleri ve sureleri arasmda kuvvetli bir yard1mla§ma bulunur, ayetleri ve maksatlan yuce bir uslupla birbirine bakar. Bu, beyan ve mana ilimlerinin, Zemah§eri, Sekkakl, Abdulkahir-i Curcani gibi binlerce dahi imammm §ahitligiyle sabittir. Buna ragmen, Kur'an'daki butun bu vas1flan bozacak sekizdokuz muhim sebep varken o sebepler bu vas1flan bozmamI§, aksine, Kur'an'm ak1c1hgma, saglamhgma, ifadelerin birbirinden yard1m 189 190

Allah1m, O'na ve Onun aline salat eyle. Mana bak1mmdan birbirine uygun kelimelerin si:ize gtizellik katma maksad1yla bir arada zikredilmesi.


502 SozLER

almasma kuwet vermi§tir. Yalmz o sebepler hi.iki.imlerini bir derece yerine getirip ba§lanm intizam ve ak1c1hk perdesinden c;1karm1§. Fakat nas1l ki, dtiz bir agacm govdesindeki bir k1s1m c;1kmtilar, sivrilikler agacm gori.inil§ilni.i bozmak ic;in degil, onun gi.izelligine ve olgunla§masma vesile olan meyveyi vermek ic;in c;1karlar. Aynen bunun gibi, §U sebepler de, Kur'an'm ak1c1, ac;ik ve ahenkli beyanmda k1ymetli manalan ifade etmek ic;in sivri ba§lanm c;1kanrlar. i§te Kur'an-1 Mi.ibin, yirmi tic; senede ihtiyac;lara gore k1s1m kis1m, parc;a parc;a indirildigi halde, oyle kusursuz bir tenastibti vardir ki, 0 k1s1mlar arasmda adeta bir defada indirilmi§ gibi bir mi.inasebet gori.iltir. • Hem Kur'an, yirmi tic; senede, farkh zamanlarda, ayn sebeplerden dolay1 indirildigi halde oyle mi.ikemmel bir btiti.inltik, uyum ve tutarhhk gosterir ki, sanki tek bir sebeple vahyedilmi§tir. • Hem Kur'an, tekrar tekrar sorulan farkh sorularm cevab1 olarak geld@ halde, son derece uyum, birlik ve bi.iti.inli.ik gosterir, adeta tek bir sorunun cevab1dir. • Hem birbirinden farkh say1s1z hadiseye ait hi.iki.imleri bildirmek ic;in geld@ halde, oyle kusursuz bir intizam gosterir ki, tek bir hadisenin beyam gibidir. • Hem birbirinden c;ok farkh seviyelerdeki say1s1z muhatabmm anlayt§lanna uygun tislO.plara sahip oldugu halde, ifadeleri oyle gi.izel bir benzerlik, ac;1khk ve ak1c1hk gosterir ki, adeta muhataplarmm anlay1§ seviyesi birdir; Kur'an'm beyarn su gibi akar. • Hem Kur' an o birbirinden uzak seviyelerdeki say1s1z muhatap topluluklanna ayn ayn hitap eden bir kelam oldugu halde, oyle ak1c1 bir tislO.bu, oyle ahenkli bir nizam1 ve ac;ik bir anlatim1 var ki, adeta muhatab1 tek bir ztimredir. Hatta her bir zi.imre zanneder ki, as1l muhatap yalrnz kendileridir. • Hem Kur'an, derece derece, farkh ir§ad gayelerine ve hidayete ula§brmak ic;in indirildigi halde, oyle mi.ikemmel bir istikameti, ince bir dengesi ve gi.izel bir intizam1 bulunur ki, adeta maksad1 birdir. i§te bu say1lan vas1flar, kan§tkhk sebebiyken, Kur'an'm mucize beyanmda ac;ikhga, ak1c1hga ve tenasi.ibe sebep olur. Evet, kalbi bozulmam1§, akh §a§mamI§, vicdarn saghkh, zevki selim herkes Kur'an'm beyanmda gi.izel bir ak1c1hk, rahathk, tath bir tenasi.ib,


YiRMi BE~iNci Soz 503

ho§ bir ahenk, e§siz bir fesahat 191 bulur. Hem k6r olmayan goriir ki, Kur' an biltiln kainah zahir ve bahm ile apa<;1k, gbz bnilndeki bir sayfa gibi gbrilr, istedigi gibi <;evirir, istedigi §ekilde 0 sayfanm manasm1 soyler. Bu Birinci Nur'un hakikatini orneklerle a<;1klamak istesek birka<; cilt yazmak gerekir. Oyleyse ba§ka bir AraP<;a risalemde, i§aratil'l i' caz' da ve §U yirmi be§ Soz' de bu hakikatin ispah i<;in yap1lan izahlarla yetinip ornek olarak Kur'an'm biitiiniinii birden gosteriyorum. ikinci Nur Kur'an-1 Haklm'in ayetlerinin sonlanndaki neticelere ve us!O.bundaki, Cenab-1 Hakk'm giizel isimleriyle ilgili mucizevl meziyetlere dairdir.

Bir hatirlatma: Bu ikinci Nur' da pek <;ok ayet zikredilecek. 0 ayetler yalmz ikinci Nur'un degil, ge<;mi§ meselelerin ve §Ualann da ornekleridir. Bunlan hakk1yla izah etmek <;ok uzun surer. $imdilik ozetlemeye mecburum. Onun i<;in gayet klsa bir §ekilde Kur'an'm §U buyuk i' caz s1mmn misalleri olan ayetlere yalmz i§aret edip etrafh izahm1 ba§ka vakte erteledik. Kur'an-1 Mucizu'l Beyan, ayetlerin sonlannda <;ogu kez baz1 ozetler, neticeler zikreder. Onlar, • ya Cenab-1 Hakk'm guzel isimlerini veya manalanm i<;erir, • ya aklt tefekkure sevk etmek i<;in meseleyi akla havale eder • veyahut Kur'an'm maksatlanndan bir killll kanunu i<;erir ki, ayeti kuwetlendirmek ve desteklemek i<;indir. i§te o neticelerde Kur'an'm yiice hikmetinden baz1 i§aretler, hidayet yolunun ab-1 hayatmdan baz1 s1zmtilar ve Kur'an'm §im§ek gibi parlayan mucizeliginden baz1 k1v1lctmlar vard1r. $imdi o pek <;ok i§aretten yalmz on tanesini klsaca anlatacag1z. Hem bu meselenin pek <;ok orneginden birer tanesine ve her bir ornekteki pek <;ok hakikatten yalmz birine yine klsaca i§aret edecegiz. Bu on i§aretin <;ogu, ba§ka ayetlerde hep beraber bulunup hakiki bir mucizelik nak§1m meydana 191

Sozun ifade, mana ve ahenk itiban ile kusursuz olmasL


504 SozLER

getirir. Hem ornek verdigimiz ayetlerin birc;:ogu, o i§aretlerin buyuk k1smma da misaldir. Biz yalmz her ayetten birer i§aret gosterecegiz. Ornek verecegimiz ayetlerden, onceki Soz'lerde bahsi ge<;enlerin yalmz mealine hafif<;e i§arette bulunacag1z. Birinci Cezalet192 Meziyeti

Kur'an-1 Hakim, mucizeli beyanlanyla Sani-i Zulcelal'in icraatm1 ve eserlerini goz onune serer. Sonra o icraat ve eserlerdeki ilahi isimleri meydana <;1kanr, gosterir veya ha§ir ve tevhid gibi as1! maksatlanndan birini ispat eder. Birinci mananm orneklerinden biri,

E!!' ~~ ::l~~l\ J~0.PI f \~-~ ~:}J1 J ~ ~ ~ '-:?~\ j£ ~ '1<:-. ,,, . \'' r-:- ~ ~ r .J '-;;-' r---" - u'-'. , ,

193~J;;

ayetidir. ikinci manaya ise

tll ... 194 ~\jj\ f51~l\.:.j ayetleri 195 G~

tSG) j~\j ®IS~

_;,1\J1 ~ fi

r

0l5 ~1 y ~1 ayetine kadar ornektir. ..

Birinci aye( Cenab-1 Hakk'm eserlerini goz onune serer. Bir neticenin, muhim bir maksadm giri§i gibi, O'nun ilim ve kudretine, gayeleri ve nizam1yla §ahitlik eden en buyuk eserleri gosterir. "Alim" isminin kainattaki tecellisini bildirir. ikinci ayette ise Birinci ~O.le'nin Birinci ~ua'mm U<;tincu Nokta'smda bir derece izah edildigi gibi, Cenab-1 Hakk' m bu yuk icraahm, muazzam eserlerini bildirerek iyinin kotuden aynld1g1, hesabm gbruldugu ha§ri netice olarak zikreder.

192

193

194

195

Cezalet: Soyleni§inde tathhk bulunan, aym zamanda heybet, ululuk, korkutma, yildirma ifade etmeye uygun kelimelerden olu§an beyan. "O' dur ki yeryuzunde bulunan her §eyi sizin i~in yaratt1. Soma iradesi yukanya yonelip oray1 da yedi gok halinde saglamca nizama koydu. 0 her §eyi hakk1yla bilir." (Bakara suresi, 2/29) "Biz yeri bir db§ek yapmad1k m1? Daglan da arzi tutan birer destek yapmad1k mi? Hem sizi ~ift yaratt1k." (Nebe suresi, 78/6-8) "Evet, o karar gunu, vakti kesin olarak belirlenmi§ bir gi.indi.ir." (Nebe suresi, 78/17)


YiRMi BE~iNci Soz 505

ikinci Belagat Niiktesi

Kur'an, insanm nazarma ilahi sanatm dokumalanm, nak1§lanm ac:;ar. Sonra neticede o nak1§lan, Cenab-1 Hakk'm isimleriyle sarmalar veyahut akla havale eder. • Birincisine ornek:

ayetleridir. Ba§ta der ki: Gokleri ve yeri nzkm1z ic:;in iki hazine gibi haz1rlay1p gokten yagmuru, yerden tohumlan c:;1karan kimdir? Allah'tan ba§ka kim, koca gokleri ve yeryuzunu itaatkar iki hazine memuru hukmune getirebilir? Oyleyse yalmz O'na §likretmeli ... ikinci f1krada der ki: Sizin en k1ymetli uzuvlanmz olan goz ve kulaklanmzm sahibi kimdir? Onlan hangi tezgahtan, hangi dukkandan aldm1z? Bu tath, k1ymetli gozu ve kulag1 size veren ancak Rabbinizdir. Sizi yaratip terbiye eden O' dur ki, bunlan size ihsan etmi§tir. Oyleyse Rab yalmz O'dur, Mabud da 0 olabilir. Oc:;uncu f1krada der ki: Olmli§ yeryuzunu diriltip yuz binlerce varhk turune hayatveren kimdir? Bu i§i Hak'tan ve buhln kainatm Hahk'mdan ba§ka kim yapabilir? Elbette 0 yapar, olmli§lere ancak 0 hayat verir. Madem 0 Hak't1r, hukukunuzu ziyan etmeyecektir. Sizi buyuk bir mahkemeye gonderecektir. Yeryuzunu dirilttigi gibi, sizi de diriltecektir. Dorduncu f1krada der ki: Bu koca kainatJ bir saray, bir §ehir gibi kusursuz bir duzenle idare eden, Allah'tan ba§ka kim olabilir? Madem Allah'tan ba§kas1 olamaz; koca kainatJ buhln gokcisimleriyle gayet kolay idare eden kudret o derece kusursuz ve sonsuzdur ki, O'nun ortaga, yard1mc1ya, yard1ma ihtiyac1 yoktur. Kaea kainatJ idare eden, kuc:;uk varhklan da ba§ka ellere b1rakmaz. Demek, ister istemez "Allah" diyeceksiniz. 196

"De ki: Kimdir sizi gokten ve yerden nz1klandiran? Kimdir kulaklanmz1 ve gozlerinizi yaratan? Kimdir oltiden diriyi, diriden oltiyti c.;1karan. Kimdir btittin i§leri c.;ekip c.;eviren, kainatI yoneten? 'Allah!' diyecekler, duraksamadan: De ki: 'O halde sakmmaz m1sm1z O'nun cezasmdan?' i§te bunlan yapan Allah'tir, sizin gerc.;ek Rabbiniz." (Yunus stlresi, 10/31-32)


506

SOZLER

i§te birinci ve dordiindi f1kra "Allah" der, ikinci f1kra "Rab", ilc;ilncil ise "Hak" der. 197 j;J1 ~.) ~\ ~jj ayetinin nastl bir mucize oldugunu anla. i§te Cenab-1 Hakk'm biiyiik icraatm1, kudretinin miihim nak1§lanm zikreder. Sonra da o biiyiik eserlerin, nak1§larm sahibi olarak, J;j1 ~.) ~\ ~.ii der. Yani "Hak", "Rab" ve "Allah" isimlerini zikretmekle o muazzam tasarruflarm kaynagm1 gosterir. • Kur'an'm meseleyi akla havale etmesinin orneklerinden: ,...

;;:;

O.J.0

_,,.

;;;

,;

~

O

0

O /

;;:;

01 1-~" ~.fJ'°J ·-.,\j, <U ~t ~tr~- ~'~ ~11 -: ~I j-:~t Ll' -81 , ~. ~,f~ ~Y' -~, ~/ ~ .r .JV" ~ ·,-0'

.); -?fa~\ 4LlJlj J4Jlj J:lll ~~lj ~j'l'lj -?l~I ~.);

<

0/

,,

"'\fl'~l~~ll".•' £,,\1.......,~I'

u-;'J

.J /

~ ~ ,...

.J

.

,,,..

1980

b.~

~

lJ·llU,, ,;,;;jl;l<~ C-Y ,...r'2-'.J ,. u ~ ,,.. ,... ,... /

I~~~, ~

..J

~~\ .:.ilJ~

~~r.

{J

..

i§te bu ayet, Cenab-1 Hakk'm kusursuz kudretini ve rubO.biyetinin bilyiiklilgunil gosteren, birligine §ahitlik eden goklerin ve yerin yaratth§tndaki ilahi sanat tecellilerini.. gece ve giindiiziln ak1§mdaki rubO.biyet tecellisini.. toplum hayatmda insan ic;in en biiyilk vas1talardan olan gemiyi su ilsllinde tutmaktaki rahmet tecellisini.. gokten su indirerek olmii§ zemini yilz binlerce canh tilriiyle diriltmekteki ve yeryilzilnil hayret verici §eylerin bir mah§eri suretine c;evirmekteki biiyilk kudret tecellisini.. yeryilziinde say1s1z farkl1 hayvarn basit bir topraktan yaratmaktaki rahmet ve kudret cilvesini.. rilzgarlara bitkilerin ve hayvanlarm nefes almasma ve a§tlanmasma hizmet gibi milhim vazifeler verip onu buna haztrlamak ic;in c;ekip c;evirmesindeki, idare etmesindeki rahmet ve hikmet tecellisini.. yeryilzil ile gokler arasmda bir rahmet vas1tas1 olan bulutlan hayret verici §eylerin bir mah§eri suretinde hava bo§lugunda toplay1p dag1tmaktaki, bir ordu gibi istirahat ettirip vazife ba§ma c;agtrmaktaki rubO.biyet tecellisi gibi sanat nak1§lanm da tek tek sayd1ktan sonra akl1, onlann hakikatine ve inceliklerine yoneltip 197 198

"i§te bunlan yapan Allah'tir sizin gerc,;ek Rabbiniz." (YO.nus sO.resi, 10/32) "Goklerin ve yerin yarahh§mda, gece ile glindiizO.n sO.relerinin degi§mesinde, insanlara fayda saglamak O.Zere denizlerde gemilerin siizo.I0.§0.nde, Allah'm g6kten indirip kendisiyle 6lm0.§ yeri canlandird1g1 yagmurda ve yeryO.zO.nde hayat verip yayd1g1 canhlarda, riizgarlarm y6nlerini degi§tirip durmasmda, g6kle yer arasmda emre haztr bulutlarm duru§unda, elbette aklmt c,;ah§ttran kimseler ic,;in Allah'm varhgma ve birligine nice delil vardtr." (Bakara sO.resi, 2/164)


YiRMi BE$iNci Soz 507

tefekki.ir ettirmek ic;in 199 0)~ ~fa, y~'f der. Boylece ak1llan ikaz ic;in meseleyi akla havale eder. U~iincii Cezalet Meziyeti

Kur' an bazen Cenab-1 Hakk'm icraatm1 etrafhca tarif eder. Sonra da bir netice ile ozetler. Etrafh izah ile kanaat verir, ozetle ezberletir, baglar. Mesela,

-

J\, l.5'"'"'\;>3 $ -

,

~';;;;, ~-'' ...::...,~t>-\JI -f~.)

/ -,

'

I.

t '.

~- ~- ~

-i\Jis-

r..f-3_ ~ , / .3 - ...J / - ~ • - , 3 200~ ('~ ~.1~ ~- 01 ;, ' I ' , 1'\ [,~: J.t"i \;: l~~;i W' u ~,, r--::- r--- ...J ~ ~~ ~.r.~ (.)"'.'"' ~ -Y. l.5'"'"' ~ . yuu_

i§te Hazreti Yusuf'a ve ecdadma verilen nimetlere bu ayetle i§aret eder. Der ki: "Sizi buti.in insanlar ic;inde peygamberlik makam1yla usti.in k1ldI. Bi.iti.in peygamberler silsilesini soyunuza baglay1p sizi insanhgm ba§ silsilesi yapt1. Ailenizi ilahi ilim ve Rabbani hikmetin talim ve hidayet merkezi haline getirip o ilim ve hikmetle, di.inyanm mesut saltanatm1 ahiretin ebedi saadetiyle sizde birle§tirdi. .. Seni ilim ve hikmetle M1sir' a hem aziz bir sultan, hem yi.ice bir peygamber, hem de hikmetli bir yo! gosterici k1ld1." i§te Cenab-1 Hakk'm boyle nimetlerini sayarak Hazreti Yusuf'u ve onun soyunu ilim ve hikmetle aziz kild1gm1 bildirir. Sonra, "Senin Rabbin Alim ve Hakim'dir" der, "O'nun rubO.biyeti ve hikmeti, senin ve soyunun Alim ve Hakim isimlerine mazhar olmamz1 gerektirir." i§te ayet, o geni§ nimetleri §U netice ile ozetler. Hen:i mesela, , 201 ~G ~ .i.l.W1 ~\ µ.Di j ayeti, Cenab-1 Hakk'm, insanhgm toplum hayatmdaki icraatlanm,gosterir. $6yle ki: izzet ve zillet, fakirlik ve servet dogrudan dogruya Cenab-1 Hakk'm dilemesine, iradesine baghd1r. Demek, "insanhgm say1s1z tabakas1yla alakah en dag1mk tasarruflara kadar her §ey O'nun dilemesi ve takdiriyledir,

-iY

199

200

201

J.u.t;

" ... Elbette akhm c;ah§tiran kimseler ic;in Allah'm varhgma ve birligine nice delil vardtr." (Bakara suresi, 2/164) "Rabbin seni oylece sec;ecek, sana ruya tabirini ogretecek ve daha once buyukbabalann ibrahim ile ishak'a olan nimetini tamamma erdirdigi gibi, sana ve Yakup ailesine de nimetini kemale erdirecektir. <;:unku Rabbin her §eyi hakk1yla bilir, tam hukum ve hikmet sahibidir." (Yusuf suresi, 12/6) "De ki: 'Ey mi.ilk ve hakimiyet sahibi Allah1m!' Sen mulku diledigine verirsin ... " (Al-i imran suresi, 3/26)


508 SOZLER

hi<;;bir §eye tesaduf kan§amaz." $u hukmu verdikten sonra ayet, insanm hayatmda en muhim i§in nzkm1 kazanmak oldugunu bildirir. insanm nzkmm dogrudan dogruya Rezzak-1 Hakiki'nin rahmet hazinesinden gonderildigini bir-iki mukaddimeyle ispat eder. $6yle der: "R1zkm1z, topraga baghdir. Olmli§ topragm dirilmesi bahara bakar. Bahar ise gune§i ve ay1 emri altmda tutan, gece ve gundlizu c;;eviren Zat'm elindedir. Oyleyse bir elmay1 bir insana hakiki nz1k olarak vermek, ancak bullin yeryuzunu meyvelerle dolduran 0 Zat'm i§i olabilir. Ve ancak 0 Zat, gerc;;ek Rezzak'tir." Sonra da: 202 '-:"'~ .A ~G ~ jjjj der. Bu cumlede o geni§ icraah ozetler ve ispat eder. Yar{i der ki: "Size hesaps1z nz1k veren O'dur ki, bunlan yapar." Dordiincii Belagat Niiktesi

Kur'an bazen Cenab-1 Hakk'm mahluklanm bir sirayla zikreder, sonra onlar arasmda bir duzen, bir olc;;u, bir denge oldugunu ve bunun neticelerini gostererek onlara adeta bir §effafl1k, bir parlakhk verir. Sonra o ayna misali duzende cilvesi gorunen, Cenab-1 Hakk'm guzel isimlerini bildirir. Adeta o mahluklar kelimeler, tecelli eden ilahi isimler de onlann manalan yahut 0 meyvelerin c;;ekirdekleri, ozleridir. Mesela, ~~ e . < ~ 1,: · ~ ~d ;.;. ~{ e . L '. .J')L:. '. 0L::.>:J1 ~~ft./, . I'"' ~~~ ;

I'"'

nr.:. .1il,.J

f~I L~ ~~~:~di d1;,j ~~ ~J;J1 d1;,j ~ ~~k:11 (jJ,:. ,...

0

;

.1.

203~ ~tl>J\ ~ , ·I~\ ~ ~

_,.

/

C ,... !

:JSO,....

.!J'8 , · 1w;,:... .J. r-

...... ~ /

o;

.J.

/

~L;L!.,;\ ~· ~

I'"'

i§te Kur'an, insanm yarahh§mm o hayret verici, benzersiz, muntazam, olc;;ulu sa_fhalanm oyle ayna gibi zikredip s1rahyor ki, bu, k1 il5t? 204~WI ~t ayetinde kendi kendine gorlinuyor ve kendini soyleti202 203

204

"Sen diledigin kimseye say1s1z nz1klar verirsin." (Al-i imran suresi, 3/27) "~u bir gen;ektir ki Biz insam siizme c;amurdan yaratmz. Soma onu nutfe (sperm) halinde saglam bir yere yerle§tiririz. Soma nutfeyi alakaya, yap1§kan dollenmi§ hiicreye, alakay1 mudgaya, yani bir c;ignem et goriiniimiindeki varhga, mudgay1 kemiklere donii§tiiriir, soma da kemiklere et giydirip, derken yeni bir yarahh§a mazhar ederiz. i§te bak da Allah'm ne miikemmel Yaratan oldugunu bir dii§iin." (Mu'minun suresi, 23/12-14) "i§te bak da Allah'm ne miikernmel Yaratan oldugunu bir dii§iin." (Mii'minun suresi, 23/14)


YiRMi

BE~iNci

Soz 509

yor. Hatta bir vahiy katibi §U ayeti yazarken, daha bu kelime gelmeden once onu soylemi§ ve "Acaba bana da m1 vahiy geldi?" zannmda bulunmu§. 205 Halbuki ayetin ba§mdaki kusursuz nizam, §effafhk ve ahenk daha o kelime gelmeden onu gostermi§tir. Hem mesela: /

0

/

1

/

\;. -.;;_,,..,..., ,c'"'\

~

...-1

J,] 'ii

/

,:;.>\'';I\ ~j_:: ,cll\iiJ\ r-:J !<:"~<)\ t';i'. ~ l5\. i.., , , '--?,j u..o'.,\r\' 1 3 , .r-- ~ '-i', :: 9.(~ '-?\~ fy.Jij _;.d)lj ~lj ~ ~~~ 5LtJ1 J;.U1 ~

•o::.l\

U'!r

/

,,..

,,,

o

206~ _ lt.;J\ ~

,;.

J,

,,

,., 1

"!

;o

1.::'./ 41J\ .:j'l:; , ''::/\, .J

/

y.o...-o

~\~ I\ J.J-43~

i§te Kur'an §U ayette Cenab-1 Hakk'm kudretinin buyuklugtinti ve rububiyet saltanahm oyle bir tarzda gosteriyor ki, giine§in, aym ve y1ld1zlann O'nun itaatkar askerleri gibi emrine hazir oldugunu bildiriyor. Ayet, gece ile giindiizii siyah ve beyaz iki hat veya iki §erit gibi birbiri ardmca dondtiriip rububiyetinin delillerini kainatm sayfalannda yazan ve ar§-1 rububiyetinde duran biy Kadlr-i Zulcelal'i gosterdi~nden, onu : ~1w1 ~ , 'I '~I iJ'L;:j 20 D'~\ il'ts 207~\ ~G ~ demeyi duyan her ruh 209 ~, ~ J. J. arzular. Demek, ~t;J1 ~_) ~\ il_;0 ifadesi bu ayetin ozii, ~ekirdegi, meyvesi ve ab-1 hayati hukmundedir. Be§inci Cezalet Meziyeti

Kur'an bazen siirekli degi§en ve ~e§itli keyfiyetlerdeki ku~uk, maddi §eyleri zikreder. Onlan sabit birer hakikat suretine ~evirmek i~in Cenab-1 Hakk'm sabit, nurani, kulli isimleriyle ozetler, baglar. Veyahut insam tefekkiire ve ibrete te§vik eden bir netice ile ayeti sonlandmr. Birincisine ornek:

Zi1 .. I~.· ~,

205

206

207 208

209

~

./ ll:.;.L~ '-1--Y;::! · ~ ~1 Jw ~1 1;. ,, '. ,' ~r<· ~ll:.;.\11 i')\ ,-3 :\;;., / / ~~ft' ~ ;i'. 1

el-Ah1si, Ruhu'l-meanl, 18/16. "Rabbiniz o Allah'ttr ki gokleri ve yeri alt! gunde yaratti. Soma da Ar§a istiva buyurdu. 0 Allah ki geceyi, durmadan onu kovalayan gunduze burur. Gune§, ay ve butun y1ld1zlar hep O'nun buyrugu ile hareket eder. iyi bilesiniz ki yaratmak da, emretmek yetkisi de O'na mahsustur. Evet, o alemlerin Rabbi Allah ne yucedir!" (A'raf suresi, 7/54) "Ma§allah! Allah ne guzel dilemi§ ve yapm1§!" Allah hay1r ve bereketini arhrsm. "i§te bak da Allah'm ne mukemmel Yaratan oldugunu bir dll§lln!" (Mu'minun suresi, 23/14)


510 SOZLER

ayetleridir. Bu ayetler once, yeryiizilrn1n halifesi olma meselesinde Hazreti A<lem'in meleklere i.istiinli.ik sebebinin onun ilmi oldugunu bildiren tek hadiseyi zikreder. Sonra meleklerin Hazreti Adem kar§1smda ilim noktasmdaki maglubiyetlerini bildirir. Sonra bu iki, hadiseyi Cenab-1 Hakk'm iki ki.illl ismiyle ozetler. Yani, 211~1 1~l ;31 .;JI ci.imlesiyle, "Alim ve Hakim sen oldugun i<;;in A<lem' e isimlerini ogrettin, onu bize i.istiin kildm. Hakim oldugun i<;;in bize kabiliyetlerimize gore makam veriyorsun. Ona da kabiliyetine gore i.istiinli.ik veriyorsun." manasm1 ifade eder. ikinci mananm orneklerinden biri ise :rs

-

,....

:" ,..,

WL:. L,a.ll>- 8 /

/ /

_!

IJ,

P~ '""

,,.

o..;.,"".Jj 0

j.

'I•<'. .).).) ~

,)

/

.

G Z; W /

.)

0

l~ '-5:.-

u,,,. )I

01 t:::;.. ~'. •

)I

)I

/

/

..... 0

._,Q:.\rl' • .)

.. ,,,.

.k i:S.J..)

/

.....

)I

....

;;;

o~

,,.

..r:-'::' ,. . .

o

,) ,.., ;;;

..

_! ~

c...;,,.

01 o ¢-.../ /

,...

.:_q\I ..:/ ...\''~ '. , e 0,:-'..J ~ G.u/ ~ J°-' ~.) I

~j G~ ~0 ~ ':?~1 i;it ~1 Jl ~-> j 0

~

·.;S '. .... ...:. . L~ _!Li...~- o,,_\pl;,:, ~I

1,...,1...

...,I

"'-"

jtj e )I

)I

0)~ r.fe ~0-~1 ,.,.

)I

;;;

, , · , ')\.\; ...:t' l, '· <1 '·l.9 . .:.k ~•q l<" '. l<" ~· e 0 • " Li..., ::. •I\ r_.)>"-: ..J u.~ / r - ' u- ~ i..s:,..., ..)'-" fi ,..J ~ 212 5 ,~~:~ '~\ ~~ ~I yjt ~ ,::k ~ I~" t.~ '. .)__,.,. . .,. ,_ r,r:. . Jil1 / r...1--. 01; ~ 8J/ ~t.L./ <\..9 ,., / . .r"' ~,,..,.-: ~ .....

..

.1

/

..

'

,...

/

ayetleridir. i§te §U ayetler, 213 ~ 3 ~ r,~ ~"] ~1-.j, 0~ ~~a~ ~ beyam ile Cenab-1 Hakk'm koyun, ke<;;i, inek, manda, deve gibi mah!Oklanm insanlara halis, saf, leziz birer silt <;;e§mesi; i.izi.im ve hurma gibi sanatl1 eserlerini ho§, leziz, tatl1 birer nimet tablas1 ve kazam; ve an gibi kil<;;ilk 210

211 212

213

"Ve Adem'e biitiin isimleri 6gretti. Miiteakiben once onlan meleklere gostererek: 'iddiamzda tutarh iseniz haydi Bana §unlan isimleriyle bir bildirin bakahm!' dedi. 'Siibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan Sensin.' dediler.'' (Bakara suresi, 2/31-32) "Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikrnetle yapan Sensin.'' (Bakara suresi, 2/32) "Dogrusu davarlarda da sizin ic;;in deliller vard1r: Zira size onlarm karmlarmdaki i§kembe ile kan arasmdan, halis bir slit ic;;iriyoruz ki ic;;enlerin bogazmdan afiyetle gec;;er. Hurma ve OzOmden hem sarho§luk veren ic;;ki, hem de gOzel g1dalar elde edersiniz. $iiphesiz bunda aklm1 c;;ah§bran kimseler ic;;in alacak ibret vard1r. Rabbin bal ansma §6yle vahyetti: "Daglardan, agac;;lardan ve insanlarm kurduklan c;;ardaklardan kendine goz goz ev (kovan) edin. Sonra da her tiir!O meyveden ye de Rabbinin sana yayilman ic;;in belirledigi yollan tut." Onlarm kannlanndan renkleri c;;e§it c;;e§it bir §erbet c;;1kar ki onda insanlara §ifa vard1r. Elbette dii§Onen kimseler ic;;in bunda alacak ibret vard1r." (Nahl suresi, 16/66-69) " .•. Onda insanlara §ifa vard1r. Elbette dii§iinen kimseler ic;;in bunda alacak ibret vardir." (Nahl suresi, 16/69)


YiRMi

BE~iNci

Soz 511

bir kudret mucizesini §ifah, tath, gilzel bir §erbet~i yaptigm1 gosterir. Sonra insam tefekkure, ibrete ve ba§ka §eyleri de bunlara k1yaslamaya te§vik ic;in .)_,~ r,fa. ~":] ~1 <)_ ~~ diyerek ayeti sonlandmr. Altmc1 Betagat Niiktesi

Bazen bir ayet, Cenab-1 Hakk'm rubO.biyetinin hukumlerini e§yanm ~ok geni§ tabakalanna serer, sonra O'nun birligini beyan etmek ic;in onlan bir vahdet bag1yla birle§tirir veyahut kulll bir kanunun i~ine Mesela, ~ ~1j1 .Y'3 ,, , ~,~\::_ f~~, 'i'" '. '\)\'...;:_,\''~I\~·<, , Yerle<:tirir. ~ ~ -t' 3 i_T.) 3 , r-- ",_r' (::':3 •

0

A

214 f_~I

I§te Ayetu'l Kursi'deki bu ayet, on cumle ile Cenab-1 Hakk'm birliginin on tabakasm1 ayn ayn renklerde ispat eder. Bununla beraber, 215 ~~k ~~ r~ t} ~~ '-.?~' \~ ~ cumlesiyle gayet keskin, §iddetli bir §ekilde §irki ve O'nun icraatma ba§kasmm mudahalesinin bulunma ihtimalini keser, atar. Hem bu ayet ism-i azamm mazhan oldugundan, ilahi hakikatlere dair manalan c;ok buyuktur; Cenab-1 Hakk'm rubO.biyetinin azami derecedeki tasarruflanm gosterir. Hem Cenab-1 Hakk'm goklere ve yeryuzune birden bakan u!O.hiyetinin idaresini, her §eyi ku§atan esirgeyiciligini, koruyuculugunu zikrettikten sonra O'nun mutlak birliginin bir yonu, o buyuk tecellilerin kaynaklanm ~I jo j (~;JI cumlesiyle ozetler. Hem mesela: ,,-

"'

,-

""

"o

~1~1 ~ ~ t_j.U ~\J ;:l~~JI ~ J)\j >j\rlj ~l~I

~j 1

~

,,,

(Oj

C

)!

"'

u,

~

)!

_..,l

.,,,

I

3

216t;,

215 216

L

_,, -;;;

:'\l:;\'e'l~~I\' .J~

)!

214

1

1~"11 ~ ~j ~;\;41 J~p$1 ~ ~j ~~j~

o-; ,,, ~:l\_.;;,[A I<'.

.r-'

/

Ji;- L?0i1 ~\

,

• -

~

)!

,.,,

C ,,,.o "-'"l;<~I\'

-;;;

111\!<"1,·

3 (.)::"" 1,...

J,

'J .uil /

/

~

~3 ~ /

I

,3

~

,...

~

~

3

-; ;

fa

,,.

"•l\!<1

~

1-

I;>

iJI, ~

"O'nun kiirsiisii gokleri ve yeri kaplamt§hr. Gokleri ve yeri koruyup g6zetmek O'na agir gelmez, 0 oyle Ulu, oyle Buyiiktiir." (Bakara suresi, 2/255) " ... izni olmadan huzurunda §efaat etmek kimin haddine?" (Bakara suresi, 2/255) "Allah gokleri ve yeri yaratandtr. Gokten yagmur indirip size nztk olsun diye, onunla tiirlii tiirlii meyveler, iiriinler c:;1karandir. izni ile denizde dola§mak iizere gemileri size itaat ettiren, akan sulan da, irmaklan da hizmetinize verendir. Mutat seyirlerini yapan giine§ ile ayt size boyun egdiren, geceyi ve giindiizii istifadenize veren de O'dur. Kisacas1 0, kendisinden dilediginiz her §eyi verdi. Oyle ki Allah'm size verdigi nimetleri birer birer saymaya kalksamz, miimkiin degil, onlan toptan olarak bile sayamazs1mz ... " (ibrahim sO.resi, 14/32-34)


512 SOZLER

i§te §U ayetler, oncelikle Cenab-1 Hakk'm §U koca kainatt insan i<;in nas1l bir saray hukmunde yaratt1gm1, gokten zemine ab-1 hayat olan suyu gonderip insanlara nz1klanrn yeti§tirmeleri i<;in yeri ve gokleri iki hizmetkar kild1gm1 bildirir. 0 Zat, yeryuzunun her tarafmdaki her <;e§it meyveden herkese istifade imkarn vermek, hem ge<;imlerini her §ekilde temin etmelerini saglamak i<;in gemiyi insanm emrine sunmu§tur. Yani insanm suda seyahat edebilmesi i<;in denize, rllzgara ve odunlara oyle bir vaziyet vermi§tir ki, ruzgar bir kam9, gemi bir at, deniz de insamn ayag1 altmda bir <;61 gibi olur. Cenab-1 Hak, insanlan gemi vas1tas1yla yeryuzunun her tarafmda gezdirmekle beraber 1rmaklan ve buyuk nehirleri de insan i<;in f1tr! birer nakil vas1tas1 kilmi§ttr. Hem gune§ ile ay1 insanlara seyrettirip mevsimleri ve her mevsimde degi§en renk renk nimetlerini takdim etmeleri i<;in onlan iki itaatkar hizmetkar ve §U buyuk dunya dolabm1 dondurmek i<;in iki dumenci hukmunde yaratm1§ttr. Hem gece ve gllnduzu insanm emrine vermi§; yani geceyi insanm uykusuna orlli, gllndllzu ise ge<;imini kazanmas1 ic;in bir ticaret meydam yapmi§ttr. i§te Allah'm bu nimetlerini sayd1ktan sonra, insana verilen ihsanlarm ne kadar geni§ bir dairesi oldugunu bildirip o dairede ne derece sonsuz nimetler bulundugunu 217t;,

,

, :

'11u1 ~ 1 k' ~I, ~ ,:\L, Ll

~,

,3

13.r--' /

1< '. iS'G\, u-.r1.J /

neticesiyle gosterir. Yani: "insan, kabiliyetlerinin ve f1trl ihtiya<;larmm diliyle ne istemi§se, hepsi ona verilmi§tir. Cenab-1 Hakk'm insana verdigi nimetler saymakla bitmez, tukenmez. Evet, madem insamn nimet sofralanndan sadece biri gokler ve yeryuzu ve o sofradaki nimetlerden bir k1sm1 gune§, ay, gece ve gunduz gibi §eylerdir; elbette insana bakan nimetler hadde hesaba gelmez." der. Yedinci Belagat Sirn

Bazen bir ayet, gorunll§teki bir sebebi, Cenab-1 Hakk'm yaratmasmdan, icraatmdan ay1rmak, uzak gostermek ic;in o hadisenin gayelerini, neticelerini bildirir ki, o sebebin yalmz bir perde oldugu anla§ilsm. 217

"Kisacas1 0, kendisinden dilediginiz her §eyi verdi. Oyle ki Allah'm size verdigi nimetleri birer birer saymaya kalksamz, mumkun degil, onlan toptan olarak bile sayamazsm1z ... " (ibrahim suresi, 14/34)


YiRMi BE~iNci Soz 513

(:unku gayet hikmetli gayeleri ve muhim neticeleri dilemek ancak Alim ve Hakim bir Zat'm i§i olabilir. Sebep ise §Uursuz, cans1zdir. Hem ayet, bir hadisenin netice ve gayelerini zikrederek, sebepler gbrunli§te Cenab-1 Hakk'm yarattigt neticelerle beraber gorunseler de aslmda aralannda uzak bir mesafe oldugunu gosteriyor. 218 Sebep ile meydana gelen netice arasmda o derece uzakhk var ki, en buyuk bir sebebin eli, en basit neticeyi yaratmaya yeti§emez. i§te sebepler ile neticeler arasmdaki uzun mesafede, Cenab-1 Hakk'm isimleri birer y1ld1z gibi dogar. 0 isimlerin ortaya c;:1ktiklan yer, o manevl mesafedir. Nas1l ki, daglardan bak1ld1gmda, ufuk c;:izgisinde gogun etekleri biti§ik ve yakm gorunur. Halbuki daglardan gorunen ufuk c;:izgisinden gogun eteklerine kadar, burun ytld1zlann dogdugu ve ba§ka §eylerin meskeni olan uc;:suz bucaks1z bir mesafe vard1r. Aynen bunun gibi, sebepler ile neticeler arasmda da oyle buyuk bir manevl mesafe bulunur ki, ancak imanm durbunuyle, Kur'an'm nuruyla gbrilnilr. Mesela, ti /

,,.

~

0

0

/

/

,J.

0

:;;-;

/

\

,J.

0

0

,J.

o,...

· ')/\ (;;;; :, ~· e L:.,o <:lI.ll (,,;;, \.:,\ e .ul;.1 JI i'.)L;)/\ 1:.~,1~ d".J ('"' . .. ', ~ ; ~ 7" ,;;. o / o _,. _,, _,.. O;/ l.';\' ; ~<l.9' e \..:U:. ·•u;.., e ~, l:, ~, ·, e L..,a.;, ~, e ~ 1 ~ ~ 8l.9 . .J ~ .J . iY .J .J _r!.j.J . .J . ,.J . ~ .

e Li..;,

:;::;

::>

/

"JI

/

::>

/

219 !<:' .~\r, !<'.\ ,.J , -

r-::

~8 e

i§te §U ayetler, Cenab-1 Hakk'm kudret mucizelerini bir hikmet Siras1yla zikredip sebepleri neticelere baglayarak son kismmdaki 220~ ~8 ifadesiyle bir gayeyi gosterir. 0 gaye, biltiln o sebep-netice zinciri ic;:inde astl gayeyi goren ve takip eden gizli bir tasarruf ve irade sahibinin bulundugunu ve sebeplerin, O'nun perdesi oldugunu ispatlar. Evet, 221 ~~~j ~ ~8 tabiriyle hic;:bir sebebin yaratma kabiliyeti bulun218 Mesela Efendimiz (sallal/6.hu aleyhi ve sellem) goklerin, Allah' a secde halindeki meleklerle dolu oldugunu bildiriyor: Tirmizi, zuhd 9; ibni Mace, zuhd 19. 219 "Hele insan, yiyeceklerinin kaynagma bir baksm: Biz yagmuru gokten bardaktan bo§amrcasma §ml §ml dokllik. Sonra bitkiler yeti§sin diye toprag1 iyice surduk, orada hububat, tohumlar, uzumler ve yoncalar, zeytinler ve hurmalar, agac:;lan gur ve s1k bahc:;eler, meyveler ve c:;ayirlar bitirdik. Bullin bunlan sizin ve davarlanmzm faydalanmas1 ic:;in yaptik." (Abese suresi, 80/24-32) 220 " ... Sizin faydalanmamz ic:;in ... " (Abese suresi, 80/32) 221 "Bullin bunlan sizin ve davarlanmzm faydalanmas1 ic:;in yaptik." (Abese suresi, 80/32)


514 SOZLER

mad1gm1 ilan eder. Manen der ki: "Size ve hayvanlanmza nz1k yeti§tirmek ic;in su, gokten geliyor. 0 suda, size ve hayvanlanmza ac1y1p, §efkat gosterip nz1k yeti§tirme kabiliyeti yoktur. Demek, su kendiliginden gelmiyor, gonderiliyor. Hem toprak, bitkilerinize kucak ac;1yor ve nzk1mz oradan geliyor. Hissiz, §UUrsuz toprak, nzkmlZI di.i§i.ini.ip size §efkat gosterme kabiliyetinden pek uzakhr. Demek, toprak bitkilere kendi kendine kucak ac;m1yor, biri o kap1y1 ac;1p nimetleri elinize veriyor. Hem otlar ve agac;lar nzkm1z1 di.i§i.ini.ip size merhametle meyveleri, tohumlan yeti§tirmekten c;ok uzakhr. Ayet gosteriyor ki, onlar Hakim ve Rahim bir Zat' m perde arkasmdan uzathg1 ipler ve §eritlerdir. 0 Zat, nimetlerini onlara takm1§, canhlara uzahyor." i§te Kur'an'm §U beyanmda Rahim, Rezzak, Mi.in'im ve Kerim gibi, Cenab-1 Hakk'm pek c;ok isminin tecelli ettigi yerler goriinilyor. Hem mesela, t.

/

.b

';"""

0

,J')\.>. ~

,,...

0

....

,,...

....

,).

J.

,J.

_,.,,,

;;;""'

~

,,,.

> >" ',;;,q,,...,~~L5'>~ ~·t:.:;._QJ~> ~·t:;L>....;:, ~>~li:,i' ,. !II ,, , ~<:.~'-' y <J~ J . -t' .. '..Y-t' . if::J... f\ 7

....

:~ ~ ::;- ~~j :~ ~ ~,,.. ,,,, .J.

....

,,,.

.b

""'

....

<- ~' ~;. ~ ~ ~~ ~ ~1r~J1 ~ J_?.j ,...

I

Q~ ~,.j .£u1 _g 01 'I ~ql\..J' l l\ iul ~ e J_._,,,~ ,~ ~J'-e-' if.' .,. J

0

.,,~,,>:

t.

0

,

'.i.:..kJ' 1;::.

.,,~,,>:

,...

"'....

1

J.

:;;

.!.

7"

J,

.......

0

,.. -

·.,.t;:

~d'~..J,, .r..s-~if'~, ,...

0 '

t. -

/

.b

;;.J\~

~-·

-;

,,,.

,...o

~~L~· wJs.,,..r. .U t.::..;. :;~~. ;-

;;; ....

,,..,,,, .,,.

~

1

l< ~1~4lll'e

u-~

~

..J

t.

,...

0

~\JI

.

1

222,._l9.,_,•I< l;::.J..1110\;l!.;l,;411\~L.:~"\ 1;::._ .,,.,,>:'.ol.!_ 1;::. J.,., -~q-r..s~ ~~) r..s-~d'~..J~~r..s-

Bu ayetler, Cenab-1 Hakk'm rububiyetinin en miihim mucizelerinden ve O'nun rahmet hazinesinin en hayret verici perdesi olan bulutlann meydana geli§indeki ve yagmuru yagdirmasmdaki benzersiz iradeyi bildirir. Bulut parc;ac1klan gokte dag1hp sakland1klan halde, adeta istirahata c;ekilen askerlerin bir boru sesiyle toplanmas1 gibi, Cenab-1 Hakk' m emriyle toplamr, bulutlan meydana getirirler. Sonra kiic;iik 222 "Baksana, Allah bulutlar sevk ediyor, sonra onlan bir araya getirip ilst uste y@yor.

i§te gorilyorsun ki, bunlarm arasmdan yagmur <;1kiyor. 0 gokten, oradaki daglar buyilklilgilnde bulutlardan dolu indirir de onunla diledigini vurur, diledigini de ondan korur. Bu bulutlann §im§eginin panltts1 nerdeyse gozleri ahverecek! Allah gece ile gilndilzil birbirine <;eviriyor, geceyi gilndilze, gilndilzil geceye donil§tilrilyor, silrelerini uzahp k1salt1yor. Elbette bunda gorebilenler i<;in almacak bir ders vardir. Allah her canhy1 sudan yaratt1. Kimi karm ustilnde silrilnilr, kimi iki ayag1 ilstilnde, kimi dort ayag1 ilstilnde yilrilr. Allah diledigini yarahr. <;unkil Allah her §eye kadirdir." (NO.r sO.resi, 24/43-45)


YiRMi

BE~iNci

Soz 515

ku~uk

boluklerin bir ordu te§kil etmesi gibi, o par~a par~a bulutlar bir araya toplamr. Buyuklukleriyle k1yametteki seyyar daglara, rutubet ve beyazhklanyla kar ve doluya benzeyen o bulut pan;:alarmdan butiln canhlara ab-1 hayat gonderilir. Bunda bir irade, bir kasd gbruntiyor. Yagmur, ihtiyaca gore geliyor, demek ki gonderiliyor. Hava berrak ve temizken, gokte hi~bir §ey yokken, hayret verici §eylerin mah§eri hukmtinde, o dag gibi bulut par~alan kendi kendine toplanm1yor, yerytiztindeki varhklan tamyan biri onlan bir araya getirip yagmuru gonderiyor. i§te §U manevi mesafede Cenab-1 Hakk'm Kadir, Allm, Mutasarnf (her §eyde tasarruf eden), Mudebbir (kw~atic1 ilmiyle her §eyin idaresini goren), Murebbi (btittin varhklan terbiye eden), Mugis (mahlukatmm yard1mma ko§an), Muhyi (hayat veren, dirilten) gibi isimlerinin tecelli ettigi yerler gbrtintiyor. Sekizinci Cezalet Meziyeti

Kur'an bazen Cenab-1 Hakk'm ahiretteki harika icraatm1 kalbe kabul ve akla tasdik ettirmek i~in bir hazlfhk suretinde O'nun dunyadaki harikulade icraahm anlahr. Veyahut ahirette ger~ekle§ecek hayret verici i§lerini oyle zikreder ki, goztimtizle gbrdtigtimtiz pek ~ok benzer hadiseyle onlann ger~ekle§ecegine kanaat getiririz. / / ,, _,g _; ° / ; Mesela, 223 ~ ~ \~~~~~~LI .Jl.:::,~\ J. ~jl ayetinden surenin sonuna kadar ... l§te §U bahiste Kur'an-1 Hakim, oltimden sonra dirili§i yedi-sekiz farkh tarzda ispat eder. Once insanm ilk yarat1h§mI nazara verir. Der ki: "Nutfeden kan p1hhsma, kan p1htismdan bir ~ignem et par~asma, sonra da insan olarak yarat!h§1mza kadar olan yarat1h§ safhalanm gortiyorsunuz. Nas1! oluyor da oltimden sonra dirili§i, ikinci kez yaratih§l inkar ediyorsunuz! 0, bunun ayms1, hatta daha kolay1d1r." Hem C,~nab-~ Hakk'm insana verdigi btiyuk nimetlere ~ ~ c?}\ 224 \~C \11 ~ beyamyla i§aret edip der ki: "Size boyle nimet veren bir Zat, sizi ba§1bo§ birakmaz ki kabre girip kalkmamak tizere yatasm1z!" Hem §Unu ima eder: "Olmti§ aga~lann dirilip ye§erdigini gortiyorsunuz. Odun gibi kemiklerin hayat bulmasm1 buna k1yas

p.

0,, /

:::;_

_y.

0

.? .?\

223

224

"insan §Unu hit; g6rilp dil§ilnmedi mi: Biz kendisini bir nutfeden yaratmi§ken, yaman bir dil§man kesildi Bize." (Yasin suresi, 36/77) "O'dur ki sizin ii;in ye§il agai;tan bir ate§ yaratir." (Yasin suresi, 36/80)


516 SiiZLER

edemeyip akildan uzak buluyorsunuz. Hem gokleri ve yeri yaratan Zat, kainatm meyvesi olan insana hayat vermekten ve onu oldurmekten aciz kahr m1? Kaea agac1 idare eden, o agacm meyvesine onem vermeyip onu ba§kasma ma! eder mi? Bullin agacm neticesini terk etmekle, her zerresi hikmetle yogrulmu§ yaratih§ agacm1 abes ve beyhude kilar m1 zannedersiniz?" Hem der ki: "Ha§irde sizi diriltecek Zat, oyle bir Zat'tir ki, butun kainat O'nun itaatkar bir askeri hukmunde, 'Kun feyekt1n!' 225 emrine tam bir itaatle boyun eger. Bir bahan yaratmak o Zat'a bir <:;i<:;egi yaratmak kadar kolay gelir. Butun hayvanlan var etmek, O'nun kudreti i<:;in bir sinegin var edilmesi kadar kolaydir. Oyle bir Zat'a kar§1, 0A 226 f ~\ ~ deyip kudretine, O'nu acizlikl,e itham edercesine meydan okunmaz!" Soma 227 ~~ .S~ ~02 <..S~I 0~ tabiriyle §6yle der: "Her §eyin dizgini elinde, her §eyin an~htan katmda olan o Zat, gece ile gunduzu, kl§ ile yaz1 bir kitabm sayfalan gibi kolayca <:;evirir. Dunya ve ahiret, o Kad!r-i Zulcelal'in iki menzili gibidir; birini kapar, otekini a<:;ar." Madem boyledir, butun bu delillerin neticesi olarak Kur'an, 228 0_#- j ~ )j der. Yani: "Sizi kabirlerinizden kaldmp dirilterek ha§ir meydanma,getirecek, yuce huzurunda hesabm1z1 gorecektir." i§te §U ayetler, akh ve kalbi ha§ri kabul etmeye hawlad1. <;unku onun dunya hadiselerindeki benzerlerini gosterdi. Hem bazen Kur'an, ahiret hadiselerini oyle bir §ekilde anlahr ki, dunyadaki benzerlerini hissettirsin ve onu ak1ldan uzak gormeye, inkara meydan kalmasm. Mesela, t:JI ... 23

1. ~ ~

225

226 227

228

229 230 231

229

0jf ~I 11l ve t:JI ... 230 0µ1~1~~1111l ve

<1 ~\~ ~11111,.

"(0, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' der, o da oluverir." (Bakara sD.resi,

2/117; Al-i imran sD.resi, 3/47, 59; En' am sD.resi, 6/73; Nahl sD.resi, 16/40; ... ) "((tiri.imil§ vaziyetteki) o kemikleri kim diriltecek?" (Yasin sD.resi, 36/78) "Stibhand1r, milnezzehtir o Zat ki, her §ey ilzerinde hakimiyet O'nun elindedir." (Yasin sD.resi, 36/83) "Ve sonuc;ta O'na dondtirtiltirsilntiz." (Bakara sD.resi, 2/245; YD.nus sD.resi, 10/56; HD.d sD.resi, 11/34; Kasas sD.resi, 28/70, 88; Yasin sD.resi, 36/22, 83, Fussilet sD.resi, 41/21; Zuhruf sD.resi, 43/85) "Gtine§ dtiri.iltip t§tg1 sondtigil zaman." (Tekvir sD.resi, 81/1) "Gok yanld1g1 zaman." (infitar sD.resi, 82/1) "Gok yanld1g1 zaman ... " (in§ikak sD.resi, 84/1)


YiRMi BE;;iNci Soz 517

i§te §U surelerde k1yamet ve ha§irde gen:;ekle§ecek buyuk degi§imler ve Cenab-1 Hakk'm rububiyetinin icraah oyle zikredilir ki, insan onlarm benzerlerini dunyada, mesela gtizde, baharda gbrdugu i<;;in kalbe deh§et veren, akla s1gmayan o hakikatleri kolayca kabul eder. ~u ti<;; surenin meallerine k1saca i§aret etmek bile pek uzun surer. Onun i<;;in ornek olarak yalmz bir tek ayeti gosterecegiz: 232 ..:_, ~ ~I 11µ Bu ayet, ha§irde herkesin btittin amellerinin bir defterde yaz1h olarak ne§redilecegini bildirir. ~u mesele <;;ok hayret verici oldugundan akil ona tek ba§ma yol bulamaz. Fakat surenin gosterdigi uzere, baharda yerytiztintin dirili§i, oltimden sonra dirili§e pek <;;ok yonden i§aret ettigi gibi, amel defterlerinin ne§ri meselesini de a<;;1k<;;a bildirir. <.;unku meyveli her agacm ya da <;;i<;;ekli her bitkinin de amelleri, fiilleri ve vazifeleri var. Cenab-1 Hakk'm isimlerini nas1l gostererek tesbih ediyorlarsa, oyle kulluklan bulunur. i§te o varhklarm butun bu amelleri, programlan <;;ekirdeklerinde, tohumcuklarmda yaz1hp ba§ka bir baharda, ba§ka bir zeminde tekrar ortaya <;;tkar. 0 varhklar suretlerinin diliyle, gayet a<;;1k bir §ekilde as1llarmm, <;;ekirdeklerinin amellerini gosterdikleri gibi, dal, budak, yaprak, <;;i<;;ek ve meyveleriyle de kendi amel sayfalanm ne§rederler. i§te gozumuzun onundeki bu hikmetli, koruyup gozetici, idare ve terbiye edici, guzel i§i yapan O'dur ki, ..:..,~~I IS~ der. Ba§ka noktalan buna kiyasla, gucun yeterse ba§ka manalan da kendin bul. Sana yard1m i<;;in §Unu da soyleyecegiz: 233 ..:..,5_:;5' ~I 111 ayeti, sarmak ve toplamak manasma gelen "tekvir" kelime~iyle, parlak bir temsile i§aret ettigi gibi, onun benzerini de iki §ekilde ima eder. Birincisi: Evet, Cenab-1 Hak yokluk, esir ve gok perdelerini a<;;arak gune§ gibi dunyay1 I§1kland1ran p1rlantaya benzer bir lambay1 rahmet hazinesinden <;;1kanp dtinyaya gosterdi. Dunya kapand1ktan sonra o p1rlantay1 perdelerine sanp kald1racakt1r. ikincisi: Gune§in, I§lk yaymak ve yerytizune l§1g1 karanhkla nobetle§e sarmakla vazifeli bir memur oldugunu bildirir. Cenab-1 Hak her ak§am o memura I§Igm1 ve s1Cakhgm1 gizlettigi gibi, bazen bir bulutu perde yaparak ah§veri§ini azalt1r, bazen de ay1 gtine§in yuzune perde 232 233

Tekvir sO.resi, 81/10. "Gune§ duru!Up 1§1§1 sondugu zaman." (Tekvir sO.resi, 81/1)


518 SOZLER

kt!ar, 1§1gm1 bir derece klsar. i§te bir memur olan gtine§, l§1gm1 ve s1cakhgm1 her gtin toplay1p kayboldugu gibi, elbette bir vakit o memuriyetten tamamen almacaktir. Hatta gtine§in vazifesinin bitmesine hic;bir sebep bulunmasa bile, ytiztindeki §imdilik ktic;tik fakat btiytimeye ytiz tutmu§ iki !eke btiytiyecek ve Cenab-1 Hak, gtine§in yerytiztine kendi izniyle verdigi l§1g1 yine bir emriyle geri ahp gtine§in ba§ma saracak ve "Haydi, yerytiztiyle i§in kalmad1. Cehenneme git, sana ibadet edip senin gibi bir itaatkar bir memuru sadakatsizlikle itham edenleri yak!" diyecektir. i§te o zaman gtine§ 234 ..:_,_:;} ~\ \~~ fermamm lekeli siyah ytiztiyle okur. Dokuzuncu Belagat Niiktesi

Kur'an-1 Hakim bazen ktic;tik maksatlan zikreder. Soma onlar vas1tas1yla zihinleri ktilli makamlara sevk etmek ic;in o ktic;tik maksad1, ktilli bir kanun htikmtinde olan gtizel isimleriyle bildirerek tespit eder, tahkik edip ispatlar. Mesela: 1

~ ,

/

0/

~\

°1 /

~\

3,

/

JI

-

0

/

~:: .~

/

/

I~- '.

/

235"

/

,

/

~~

' :Gil

,;.

,;.

~ 8)~L:;:.:;

;:,~3~3.J~,

/.

:;;

-\I

~

1 J ~,. ~I /

/

/

/

~

0 /

~

01;:, ~/.).)'b-.5 /

i§te Kur'an bu ayetiyle der ki: Cenab-1 Hak, Semi'-i Mutlak'ttr, her §eyi i§itir. Hatta mesela, en basit hadiselerden olan, bir kadmm kocasmdan §ikayet etmesini ve bu hususta mticadelesini Hak ismiyle i§itir. Rahmetin en tath cilvesine mazhar, §efkatin en fedakar bir hakikatine maden olan kadmm kocasmdan hakh §ikayetini ve Cenab-1 Hakk'a yakan§ml btiytik bir mesele olarak, onem vererek Rahim ismiyle i§itir ve Hak ismiyle ona ciddiyetle bakar. i§te bu basit maksad1 ktilli hale getirmek ic;in en ktic;tik bir hadiseyi i§iten, goren ancak kainatm imkan dairesinin d1§mda, her §eyi i§iten, g6ren bir Zat olabilir. Ve kainata Rab olan Zat'm, kainattaki mazlum, ktic;tik var!tklann dertlerini g6rmesi, feryatlanm i§itmesi gerekir. Dertlerini g6rmeyen, feryatlanm 234 235

"Gune§ durulup 1§1§1 sondugu zaman." (Tekvir sliresi, 81/1) "Kocas1 hakkmda sana ba§vurup tart1§an ve halini Allah'a arz eden o kadmm sozlerini elbette Allah i§itti. Allah sizin konu§malanmz1 dinliyordu. $uphesiz Allah Semi'dir, Basir'dir: Her §eyi i§itir ve gorur." (Mucadele suresi, 58/1)


YiRMi BE:;;iNci Soz 519

i§itmeyen, onlara Rab olamaz. Oyleyse bu ayet 236~ ~ ~\ 0~ cumlesiyle iki buyuk hakikati saglam bir §ekilde yerle§tirir. Hem mesela,

l?;1

~~\ ~\ J~ ~1_;J1 ~\ ~ *1 ~~ '5~1 l?~\ ~~ 0

237~\ &~

,11 ~

q ~~1 ~ ~_p, ~_;>-cs_:;~ ,...

.k

)

,,.

Kur' an, bu ayetle Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/6.W vesse/am) miracmm ba§lang1c1 olan, Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya seyahatini zikrettikten soma 238_)_ .;(li ,I\ j. ~~ der. 239 ~~ kelimesindeki zamir, ya Cenab-1 Hakk'a ya da Hazreti Peygamber'e (aleyhissa/6.W vesselam) attfttr. Eger attf Hazreti Peygamber' e ise manas1 §Udur: Bu klsa seyahatte umumi, kulli bir yukseli§in, seyrin <;ekirdegi vardtr. 0 zat (aleyhissa/6.W vesselam) ta Sidret-ul Munteha' dan 24°Kab-1 Kavseyn' e 241 kadar, Cenab-1 Hakk'm isimlerinin butun mertebelerinde, O'nun ayetlerini, hayret verici sanatm1 g6rml1§ ve i§itmi§tir. Ayet, o ku<;uk, k1sa seyahati, kulli ve hayret verici bir seyahatin anahtan hukmunde gosteriyor. Eger zamirin Cenab-1 Hakk'a attf yapttg1 dl1§11nulse manas1 §Udur: Bir kulunu bir seyahatle huzuruna davet edip vazifelendirmek i<;in onu (aleyhissa/6.W vesselam) Mescid-i Haram'dan peygamberlerin topland@ yer olan Mescid-i Aksa'ya gondermi§tir. Peygamberlerle g6rl1§hlrup onun (aleyhissa/6.W vesselam) butun peygamberlerin dinlerinin as1llanna mutlak varis oldugunu gostermi§, soma onu Kab-1 Kavseyn'e kadar mulk ve melekut alemlerinde gezdirmi§tir. i§te o zat Cenab-1 Hakk' m bir kulu olsa da, k1sa bir seyahatte bulunsa da, butun kainatm emaneti ve alemlerin rengini degi§tirecek bir nur o seyahatte onunla (aleyhissa/6.W vesse/am) beraberdir. Hem ebedl saadetin kap1sm1 a<;acak

6?

236 237

238 239 240

241

"~uphesiz Allah Semi'dir, Basir'dir: Her §eyi i§itir ve g6rur." (Mucadele sO.resi, 58/1) "Bir gece, kendisine baz1 delillerimizi g6sterelim diye kulu Muhammed\ Mescid-i Haram'dan, <_;evresini mubarek k1ld1g1m1z Mescid-i Aksa'ya gOtUren 0 Zat'm §am yucedir, butun eksikliklerden uzakhr. Gerc;ekten, her §eyi i§iten, her §eyi g6ren O'dur." (isra sO.resi, 17/1) " ... Gerc;ekten, her §eyi i§iten, her §eyi g6ren O'dur." (isra sO.resi, 17/1) "Ger<_;ekten O ... " (isra sO.resi, 17/1) Yedinci kat g6kte oldugu rivayet edilen, Hazreti Cebrail'in c;1kabildigi en yuksek makam. Peygamberimizin (aleyhissalatu vesselam) Mirac'da <_;1ktig1, Cenab-1 Hakk'a en yakm makam.


520 SozLER

bir anahtar da onun yanmda oldugu ic;;in, Cenab-1 Hak kendi Zat'mm biiti.in e§yay1 i§ittigini, gordiigiinii bildirir. Boylece o emanetin, o nurun, o anahtarm engin hikmetlerini gosterir. Hem mesela:

?:- ~T It~~.) ~I t,,.L>-. i,,.)'f.) · \J1-.J .:..ii'! ~11 --::'-\.~ ,, ,1 h;J\ , . c.f.J ; , , u-; , .)"""-' , . . . 1. 242~.r..J ~ I< L:. iul 01• ~G• LA ~ -1.: 11 u;,~ J.,•.r.·' t:'V, , 'F-,if' ..J.J ~-.J . u- r..5"" ,.., ,,., .. ,,, 0

(.,$"""' ,

.i.

......

Bu surede §U manay1 ifade eder: "Goklerin ve yerin Fatir-1 Ziilcelal'i, kainab oyle bir §ekilde siisleyip benzersiz eserlerini gostermi§tir ki, hadsiz seyircilerini kendisine sonsuz medh ii sena ettirir. Hem kainati say1s1z nimetle oyle donatm1§br ki, gokyiizii ve zemin, biiti.in nimetlerin ve o nimetlere kavu§anlarm dilleriyle o Fabr ve Rahman' a sonsuz hamd ii sena eder." Sonra, tipk1 yeryilziinde Fahr'm verdigi donamm ve kanatlarla seyahat eden insanlar ve ku§lar gibi, meleklerin de semavi saraylan olan yild12larda ve ulvi memleketleri olan gogun burc;;larmda gezmeleri ic;;in, Cenab-1 Hakk'm o memleketin sakinleri olan meleklerine kanat verdigini bildirir. Bunu yapan Zat-1 Ziilcelal'in, elbette her §eye gilciiniin yetmesi gerekir. Bir sinege, bir meyveden bir meyveye; bir serc;;eye, bir agac;;tan bir ba§ka agaca uc;;abilmesi ic;;in kanat veren Zat, elbette meleklere de bir yild1zdan bir ba§ka yild12a uc;;abilmeleri ic;;in kanat verir. Hem melekler, yeryiiziiniln sakinleri gibi cismaniyetle smirh degildir, bir anda sadece bir mekana hapsolmazlar. Aym anda dart veya daha fazla yild12da bulunabildiklerine, ~j J}.; 243 t_~~-kelimeleri etrafhca i§aret eder. i§te bu ayet, meleklere kanat vermek gibi basit gorilnen bir hadiseyle gayet killli, umumi, bilyiik bir kudretin iktidarma i§aret ederek, 244.J;~ ~~JS> 1.i1 01 neticesiyle bu hakikati tahkik eder ve yerle§tirir. · , ,

242

243 244

"Hamd, gokleri ve yeri yaratan ve melekleri iki§er, i.i<;er, dorder kanath elc;iler yapan Allah'a mahsustur. 0, yaratt1klanndan, istedigine, diledigi kadar fa2la ozellikler verir, <;;Unkii 0 her §eye kadirdir." (Fahr suresi, 35/1) " .. .iki§er, iic;er, dorder ... " (Fil.hr suresi, 35/1) "Allah gerc;ekten her §eye kadirdir." (Bakara suresi, 2/20, 109, 148; Af-i imran suresi, 3/165; Nahl suresi, 16177; NO.r suresi, 24/45; Ankebut suresi, 29/20; Fil.hr suresi, 35/1)


YiRMi BE$iNci Soz 521

Onuncu Belagat Niiktesi

Bazen bir ayet, insamn isyankar amellerini zikreder, §iddetli bir tehdit ile insam sakmdmr. Sonra o §iddetli tehdidin insam umitsizlige atmamas1 ic;in Cenab-1 Hakk'm, rahmetine i§aret eden baz1 isimleriyle son bulur, muhatabm1 teselli eder. Mesela:

.,::11 ~J'11,~:,'11~10 I ~-~4Jlfu0L5j '1~ J'~-it;.,,:..;:,eL .J . -~ i..Y:r '-?, ; Y.--: ; Y Y'-', u '. .)1- ~ . '. '·'\/\'ti ;JI _:k' ,: e \' < \~l;!. 0 .I ~- ~ ~ !:-' ~ cf.) U"".) -: . r---;l\ ~,, e:--' ..r.:: .r- , y _,,,.,_ 1

....

)l.

0

0

245\'

~~ ~0L5il

.)y>-

"'

,,, ,;0~ ,~'.;'}'.<\'o~'•''']\.,.,~ ,_r::v.) ,, ~~ ;'l,?'

;~

Ayet §U manay1 bildirir: "De ki: Eger dediginiz gibi O'nun mulkunde ortag1 olsayd1, elbette rubObiyetinin ar§ma el uzatacakh, mudahale eseri g6runecek derece bir kan§1khk olacakt1. Halbuki gogun yedi tabakasmdan gozle gorulmeyecek kadar kuc;uk canhlara kadar her bir varhk, kulli olsun cuzi olsun, kuc;uk olsun buyuk olsun, mazhar oldugu Cenab-1 Hakk'm butun isimlerinin cilve ve nak1§lannm dilleriyle, o isimlerin sahibi Zulcelal Zat'1 tesbih edip O'nun e§ten ve ortaktan uzak ve yuce oldugunu bildiriyor. Evet, nasil ki gokler, nur sac;an kelimeleri olan gune§ ve y1ld1zlarla, hikmet ve intizam1yla O'nu takdis eder, O'nun birligine §ahittir. Aynen oyle de, bulutlar, §im§ekler, gok gurultusu ve yagmur damlalan da birer kelime hukmunde Cenab-1 Hakk'1 tesbih ve takdis eder, O'nun birligine §ahitlik eder. Yeryuzu de kelimeleri olan butun canhlarla Hahk-1 Zulcelal'i tesbih eder, O'nun birligini ilan eder. Her bir agac;, kelimeleri olan yapraklan, c;ic;ekleri ve meyveleriyle yine O'nu tesbih edip O'nun birligine §ahitlik yapar. Hatta en kuc;uk varhk, kuc;ukluguyle beraber, ta§1d1g1 nak1§lann ve keyfiyetlerin i§aretiyle Cenab-1 Hakk'm pek c;ok ismini gosterir, o isimlerin sahibini tesbih eder, O'nun birligine §ahittir. 245

"De ki: Faraza mil§riklerin iddia ettikleri gibi Allah'tan ba§ka ilahlar bulunsayd1, elbette onlar Ar§m ve kainat hakimiyetinin sahibi Yilce Allah'a ilstiln gelmek ic;in c;areler arayacaklardi. (Arna besbelli ki boyle bir §ey asla olmami§hr.) Allah onlarm iddialanndan milnezzehtir, son derece Yilcedir, Uludur. Yedi kat gok, dilnya ve onlann ic;inde olan herkes Allah'1 takdis ve tenzih eder. Hic;bir §ey yoktur ki Allah'1 hamd ile tenzih etmesin. Ne var ki, siz onlarm bu tenzih ve takdislerini iyi anlayamazsm1z. Bunca azametiyle beraber, kullarmm gaflet ve cilrilmlerine kar§t 0, halimdir (c;ok miisamahahdJr), gafUrdur (c;ok affedicidir)." (isra suresi, 17/44)


522 SozLER

i§te ayet, buhln kainat aym dille, hep beraber Hahk-1 Zulcelal'ini tesbih edip O'nun birligine §ahitlik ederek kendi kulluk vazifesini tam bir itaatle yerine getirdigi halde, §U kainatm azu, neticesi, nazh bir halifesi ve nazenin bir meyvesi olan insanm, buhln bunlara zit bir §ekilde, i§ledigi kufUr ve §irkin ne kadar c;irkin ve cezaya mustahak oldugunu ifade eder. Sonra da insam buhln buhln umitsizlige dli§lirmemek ic;in ve bayle buyuk bir cinayete, sonsuz c;irkin bir isyana Kahhar-1 Zulcelal'in nas1l meydan verip kainat1 neden ba§larma y1kmad1gmm hikmetini gastermek ic;in 246 1~).b I~-~.:;_ .)t.5 ~~ der. Ayet, bu §ekilde sonlanarak insana verilen muhletin hikmetini gasterir, bir limit kap1sm1 ac;ik birakir. i§te §U on mucizevi i§aretten, ayetlerin sonlanndaki neticelerde pek c;ok hidayet s1zmtis1 ile beraber mucizelik panltis1 oldugunu anla! En dahi edipler bile §U e§siz uslup kar§Ismda hayret ve takdirlerinden parmaklanm 1sirm1§, dudaklanm di§lemi§, "Bu bir insanm sazu olamaz!" demi§lerdir. 247 J-}.. ,j-j ~ ~ ~ i) ~ ayetine, hakkalyakin mertebesinde iman etmi§lerdir. Demek, baz1 ayetlerde, buhln bu zikredilen i§aretlerle beraber bahsimize girmeyen pek c;ok ba§ka meziyet de vardir. 0 meziyetlerin buhlnunde ayle mucizevi nak1§lar g6runur ki, bir kar bile garebilir.

Uc;:iincii Nur Kur' an, ba§ka sazlerle k1yaslanamaz. <;unku sazun tabakalan, yuceligi, kuvveti ve guzelligi yanunden dart kaynag1 var: Biri sazun sahibi, biri muhatap, biri maksat, biri de makamd1r. Ediplerin, yanh§ bir §ekilde gasterdikleri gibi, tek kaynak makam, yani sayleni§ §ekli, uslubu degildir. Oyleyse bir saze "Kim saylemi§?"' "Kime saylemi§?" "Ne ic;in saylemi§?" ve "Ne makamda saylemi§?" diyerek bak. Yalmz sazun kendisine bak1p durma! Madem saz, kuvvetini, glizelligini bu dart kaynaktan ahr. 0 halde Kur'an'm da kaynagma dikkat edilse, onun belagatinin, yuceliginin ve guzelliginin derecesi anla§1hr. Evet, madem saz, sahibine bak1yor. Eger o saz bir emir veya yasaklama ise sahibinin derecesine g6re irade ve kudreti de ic;erir. 0 vakit saz kar§l konulmaz olur, elektrik c;arpmas1 gibi tesir eder, sazun yuceligi ve kuvveti o alc;ude artar. 246

"O, Halim' dir, Gafur' dur: Pek sabirh, musamahah ve bag1§lay1c1d1r." (isra suresi, 17/44)

247

"O, kendisine vahyedilen bir vahiyden ba§ka bir §ey degildir." (Necm suresi, 53/4)


YiRMi BE$iNci Soz 523

Mesela: 248 ~1 ~~ ~j ~~!I ~\ ,), ~ ayetine bak. Yani: "Ey yeryuzu! Vazif~n bitti, suyunu yut. Ey gokyuzu! ihtiyac; kalmad1, yagmuru kes!" Hem mesela , 249 ~ ~ ,u, G1 . """o')U, Lt JW yani: . Tjt,; t;, .r<.J'1 LP ro\_ bl ., u. 1 ~ 'T'

jl

-

,,

.b

,,..

0

'"Ey yeryuzu, ey gokler! ister istemez geliniz, hikmet ve kudretime boyun eginiz. Yokluktan kurtulup varhk aleminde sanahmm bir parc;as1 olunuz.' dedi. Onlar da: 'Biz sana tam itaat ederek geliyoruz. Bize g6sterdigin her vazifeyi senin kuwetinle g6recegiz.' dediler." manasm1 ifade eder. hte Cenab-1 Hakk'm kuwet ve iradesini gosteren §U hakiki ve tesirli emirlerin kuwetine, y9celigine bak! , Soma insanlann 250L~i ~1 '-f°.)j ~~ ~ ~lj ,j,.)1 ~ ~\ gibi yuce emirlerle cans1z varhklara hitaben sac;ma sapan bir §ekilde konu§mas1 hie; o iki emirle k1yaslamr mi? Evet, keyfi: arzulardan dogan luzumsuz emirler nerede; vas1fl1, yuce bir amirin i§ ba§mda verdigi emirler nerede ... BU.yuk bir amirin, itaatkar ve devasa ordusuna 'mar§!' emri vermesi nerede! .. Hem boyle bir emir, basit bir askerden i§itildigi zaman, iki emir g6runli§te bir olsa da aralannda manaca bir askerle bir ordu kumandam arasmdaki ,,kadar fark vard1r. ,, ,, Mesela, 251 .'.J_N :} tl j~ ~\ ~ ~lj\ 1~1 r_;;I ~1 ve ~ ~ 113 252 f~~ 1 3 ~\ ayetlerindeki iki emrin kuweti~e ve yu~eligine bak! So~­ ra onlan insana ait emir cumleleriyle k1yasla! Acaba insanlann sozleri o ayetlerin yanmda, gune§e nispetle ytld1z bocekleri gibi kalm1yor mu? Hakiki bir malikin i§ ba§mdayken yaphg1 o i§i tasvir etmesi, hakiki bir sanatkann i§ g6rurken sanatma dair konu§mas1 ve hakiki bir ihsan sahibinin nimetlerini verirken onlan beyan etmesi, yani s6z ile fiili birle§tirmek, kendi fiillerini hem gaze hem kulaga anlatmak ic;indir. Bunu yapan bir zat, §6yle der: "Bakm1z! i§te bunu, boyle yap1yorum. Bunu, §unun ic;in yaphm. Bu boyle olacak, bu sebeple i§te bunu b6yle

-

yap1yorum." 248

249

250 251

252

HO.d sO.resi, 11/44. "Ona ve yere §byle buyurdu: 'isteyerek de olsa, istemeyerek de olsa emrime gelin!' Onlar da: 'Gonullu olarak geldik.' dediler." (Fussilet sO.resi, 41/11) Ey yer, dur. Ey gok, yartl. Ve ey k1yamet sen de art1k kop. "Bir §eyi dilediginde O'nun buyrugu, sadece 'Ol!' demektir, hemen oluverir. .. " (Yasin sO.resi, 36/83) "O vakit meleklere: 'Adem ic:;in secde edin!' dedik." (Bakara sO.resi, 2/34)


524 SOZLER

ayetlerine bak! Kur'an'm semasmda, bu surenin burcunda parlayan yild1zlar misali, cennet meyveleri gibi olan §U tasvirlerdeki, §U icraatm beyanmdaki muntazam belagat, pek c;;ok tabakada ha§rin delillerini zikredip neticesini 254 t_3 j.Ji ~ls tabiriyle ispatlamak ve surenin ba§mda ha§ri inkar edenleri susturmak nerede ... insanlarm kendileriyle alakas1z i§lerden 10.zumsuz yere bahsetmeleri nerede!.. Bu, taklit suretindeki c;;ic;;ek resimlerini!:l, hakiki, canh c;;ic;;eklere nispeti derecesinde dahi olamaz! 255 13 ~\ ifadesinden ta t_3 jJI ~ls'a kadar guzelce mealini soylemek bile c;;ok uzun surer. Yalmz bir i§aret edip gec;;ecegiz. ,$6yle ki: Kafirler ha§ri inkar ettiklerinden, Kur' an onlan ha§ri kabule mecbur birakmak ic;;in surenin ba§mda §6ylece uzun bir giri§ yapar. Der ki: "Hie;; usto.nuzdeki gokyuzune bakm1yor musunuz; onu ne kusursuz, muhte§em bir §ekilde, nas1l bina etmi§iz ... Hem gormuyor musunuz ki, gogu nasil y1ld12larla, ay ve gune§le suslemi§iz, onda hic;;bir kusur ve noksanhk bulunmuyor ... Hem fark etmiyor musunuz; yeryuzunu altm1za nasil sermi§iz, say1s1z hikmetle donatmI§IZ ... Daglan sabit olarak yerle§tirmi§iz, sizi denizin istilasmdan onlarla koruruz. Hem gormuyorsunuz, orada ne kadar glizel, rengarenk, her cinsten c;;ift c;;ift ye§illikleri, bitkileri, c;;ic;;ekleri

fo

253

254

255

"Hi<; iizerlerindeki gage bakmazlar m1? Bak1p da Bizim onu nas1l saglamca bina edip siisledigimizi, onda en ufak bir <;atlakhk, dengesizlik olmad1gm1 dii§iinmezler mi? Yeri de do§edik, oraya dengeyi saglayacak ag1r baskilar, sabit ulu daglar yerle§tirdik. Orada goz goniil a<;;an her <;;e§it bitkiden <;;iftler bitirdik. Biitiin bunlan, Allah'a yonelecek her kula Yaradanm kudretini hat1rlatrnas1, dersler veren birer basiret ni§anesi ve ibret numunesi olmas1 i<;;in yaphk. Gokten bereketli bir su indirdik. Onunla bah<;eler ve bi<;ilen ekinler, salk1m salk1m meyveleriyle ulu hurma aga<;lan yeti§tirdik. Biitiin bunlar kullanm1za nz!k vermek i<;indir. Hem o su ile olii topraga hayat verdik. i§te olmii§ insanlann mezarlarmdan <;1k1§1 da boyle olacaktir." (Kaf suresi, 50/6-11) "i§te olmii§ insanlarm mezarlarmdan <;1k1§l da boyle olacakhr." (Kaf suresi, 50/11) "Hi<; bakmazlar m1?" (Kaf suresi, 50/6)


YiRMi BE$iNci Soz 525

yaratt1k, yeryi.izi.ini.in her tarafm1 onlarla gi.izelle§tirdik; hem yeryi.izi.ine gokten nas1l bereketli bir su gonderiyoruz ... Bag ve bahc;eleri, tohumlan, yuksek, leziz, meyveli hurma gibi agac;lan o suyla yaratip kullanma nzk1 onunla yolluyorum, yeti§tiriyorum. Hem gormuyor musunuz, o SU ile olmi.i§ yeryi.izunu yeniden diriltiyorum. Di.inyada binlerce ha§ir numunesi gosteriyorum. Kudretimle o bitkileri nastl olmi.i§ topraktan c;ikanyorsam, sizi de ha§irde kabirlerinizden oyle c;1karacag1m. Ktyamette yeryi.izu Olecek, siz kabirlerinizden sag olarak c;ikacaksm12." i§te bu ayetlerin ha§ri ispatta gosterdigi e§siz beyan -ki onun da binde birine ancak i§aret edebildik- nerede ... insanlann bir iddialan ic;in sarf ettikleri sozler nerede!..

*** Bu risalenin ba§mdan buraya kadar tahkik adma ve tarafs1z bir degerlendirmeyle Kur'an'm mucizeligini inatc;1 bir di.i§manma kabul ettirmek ic;in onun pek c;ok hukukunu gizli birakhk. 0 gune§i mumlar katma indirip onlarla k1yashyorduk. Sonra bu risale tahkik vazifesini yerine getirip Kur'an'm i'caz1m parlak bir surette ispatlad1. ~imdi ise tahkik degil hakikat adma bir-iki soz ile Kur'an'm hic;bir §eyle k1yaslanamaz gerc;ek makamma i§aret edecegiz. Evet, ba§ka sozlerin Kur' an ayetlerine nispeti, §i§elerde gorunen ki.ic;uci.ik panlhlarm gerc;ek y1ld1zlara nispeti gibidir. Her biri sarstlmaz birer hakikati tasvir eden, gosteren Kur' an beyanlan nerede; insanm kendi smirh fikir ve duygulannm aynac1klarmda kelimelerle ifade etmeye c;ah§hg1 manalar nerede! .. Hidayet nurunu ilham eden, gi.ine§in ve aym Hahk-1 Zi.ilcelal'inin kelam1 Kur'an'm melekler gibi canh kelimeleri nerede; insanlann, hevesleri uyandirmak ic;in aldahc1 nefisleriyle, yalanc1 incelikleriyle sarf ettikleri 1smc1 kelimeler nerede!.. Evet, 1smc1 ha§eratm mubarek meleklere ve nurani ruhanilere nispeti ne ise, insanlarm sozlerinin Kur'an'm beyanma nispeti odur. ~u hakikatleri Yirmi Be§inci Soz ile beraber onceki yirmi dart Soz ispat etmi§tir. Bu davam1z temelsiz degildir; delili, gec;mi§ neticelerdir. Evet, her biri hidayet cevherinin birer incisi, iman hakikatlerinin birer kaynag1, islam esaslarmm birer madeni olan ve dogrudan dogruya Rahman'm ar§mdan gelen, kainatm usti.inden ve dt§mdan insana bak1p inen, ilim, kudret ve iradeyi ic;eren ve ezeli bir hitap olan Kur'an'm


526 SOZLER

sozleri nerede; insanm, nefsinden ve adi heveslerinden ilham alan onemsiz sozleri nerede!.. Evet, Kur' an bir hlba agac1 hilkmilne gec;ip §U islam alemini billlin maneviyabyla, ni§anlanyla ve kemal vas1flanyla, kanun ve hilkilmleriyle yapraklar gibi ne§reder. Talebesi olan asfiya ve evliyay1 birer c;ic;ek hukmunde, o agacm ab-1 hayabyla taze ve gilzel gosterir. Butiln ilahi kemal vas1flanm, hakikatleri ve yeryilzil kanunlanm meyve verir. Meyvelerindeki c;ekirdekler, i§leyen birer kanun, birer program hilkmilne gec;er ve Kur' an meyveli bir agac; olarak o birbirini takip eden hakikatleri gosterir. i§te butun bunlan yapan Kur' an nerede, insanm malumumuz olan sozleri nerede! 256 ~fai ~ .sfal ~t Kur' an-1 Hakim, butiln hakikatlerini bin ilc; yilz elli senedir kainat c;ar§1smda ac;1p sergilerken herkes, her millet, her zilmre onun cevher ve hakikatlerinden bir §ey alm1§br ve ahyor. Bunca uzun zaman ic;inde ne ah§kanhk, ne muhataplannm c;oklugu, ne de insanhgm ya§ad1g1 bilyilk degi§imler onun klymetli hakikatlerine, gilzel ilsh1buna zarar verebilmi§tir. Kur' an ihtiyarlamam1§, klymetten dil§memi§ ve gilzelligi sonmemi§tir. Bu durum, tek ba§ma bir mucizedir. ;iimdi biri c;1ksa, Kur'an'm getirdigi hakikatlerin bir klsmma kendi hevesince, c;ocukc;a bir dilzen verse, baz1 ayetlere itiraz olarak benzerini yazsa, "Kur' an' a yakm bir soz soyledim." dese bu oyle bir ahmakhk olur ki, o adamm hali §U misaldekine benzer: Ta§lan llirlil cevherlerden, muhte§em bir saray olsun. 0 saray1 yapan ve o ta§lan saraym yilksek sanabm gosterecek muntazam nak1§larla susleyen bir usta bulunsun. 0 benzersiz nak1§lardan anlamayan, saraym butiln cevher ve suslerinden behresi olmayan basit bir adam, basit binalar yapan bir ba§ka usta o saraya girip o klymetli ta§lardaki yilce nak1§lan bozarak oray1 c;ocukc;a hevesine gore, basit bir ev gibi duzenlese ve o nak1§lara c;ocuklann gozilne ho§ gorilnecek baz1 boncuklar taksa, sonra da, "BakmIZ! 0 saraym ustasmdan daha c;ok maharetim ve servetim var, klymetli silslerim var." dese ... Onun sanab o saraym yamnda ancak divanece, sac;ma sapan konu§an bir sahtekarm sanab gibi kahr.

256

Sureyya ydd121 nerede, yeryilzu nerede? (Aralannda ne kadar fark var!) Bkz. elKannO.ci, Ebcedii'l-Ulum 3/244; ez-Zurkanl, Mendhi/ii'J-irjdn 2/109, 310.


YiRMi BE~iNci Soz 527

O<;ONCU ~OLE Bu '§ule'nin uc;; l§1g1 var. Birinci l§ik

Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm buyuk bir mucizelik yonu On Oc;;uncu Soz' de beyan edilmi§ti. Karde§leri olan diger mucizelik yonleriyle aym s1raya girmesi ic_;;in bu makama almdt. i§te Kur'an'm her ayetinin parlak birer ytld1z gibi i' caz ve hidayet nurunu ne§rettigini, kufiir ve gaflet karanhgm1 dag1tt1gm1 g6rmek istersen kendini Kur'an'm indirilmesinden onceki o cahiliye devrinde, bedevi c;ollerinde farz et. Her §eyin cehalet ve gaflet karanhg1 altmda, tabiatm cans1z perdesine sanlm1§ oldugu bir anda, birden Kur'an'm yuce lisanmdan, o

i--::- -

<.;:,.\1 . -:::\1 v::-!-!""'

25s_

0

L

; o

-::.q r 3 !J"?.) · ''11'3 ..::.ii'' ..r..-r ,

257"('.;:_\I ~

r..Y:3

,~,

.ll\1 8.LJ1 , ,

~11

_r---'

l

·LA~,~,

c..1-

,, ~

·'~I ~,~LA,3 ..::.ii,' ~I\ ~LA~ ~ • ,~ , _r---' ~ ,, ~

!J"?.)

8

gibi ayetleri i§it, bak! 0 Olmii§ veya uyumu§ varhklarm 259 ~ ve 260 sedas1yla i§itenlerin zihninde nas1l dirildigini, uyand1g1m, ayaga kalkarak zikrettigini gar! Hem o karanhk gokyuzunde ytld1zlar cans1z birer ate§ parc;as1, yerdeki varhklar ise peri§anken, 261 ,,).j\Jij ~\ .:.,1_p1 ;\)" ~ sesleni§iyle i§itenlerin gozunde nas1l gokyuzu bir ag1z, ytld1zlar hikmetli birer kelime, hakikati ifade eden birer nur; yeryuzu bir ba§, kara ve denizler birer lisan ve butun canhlar ise Cenab-1 Hakk'1 tesbih sozleri suretinde gorunur. Yoksa bugunden tao zamana bakarak bahsedilen zevkin inceliklerini goremezsin. Evet, o zamandan beri nurunu yayan, zamanla 257

258

259

260 261

"Goklerde ve yerde ne varsa Allah't tenzih ve tesbih eder. 0 Aziz ve Hakim'dir: Ostun kudret, tam hukum ve hikmet sahibidir." (Hadid sO.resi, 57/1) "Goklerde ve yerde ne varsa hepsi Melik (kainatm gen:;ek Hukumdan), Kuddus (c:;ok yuce, her noksandan munezzeh) Aziz ve Hakim Allah'1 tesbih ve tenzih eder." (Cum' a sO.resi, 62/1) Bkz. Hadld sO.resi, 57/1; Ha§ir sO.resi, 59/1; Saf sO.resi, 61/1; A'la sO.resi, 87/1 §eklinde emir olarak). ' Bkz. Cum' a sO.resi, 62/1; Tegabun sO.resi, 64/1. "Yedi kat gok, dunya ve onlann ic:;inde olan herkes Allah't takdis ve tenzih eder." (isra sO.resi, 17/44)

(Cf'


528 SOZLER

herkesin bildigi bir §ey haline gelen, islam'm diger nurlu hakikatleriyle parlayan, Kur'an'm gune§iyle gunduz rengini alan bir vaziyetin ic:;inden yahut s1g, basit bir ah§kanhk perdesi ardmdan baksan, elbette her bir ayetin ne kadar tath bir mucizelik nagmesi ic:;inde hangi karanhklan dag1tt1gm1 hakk1yla fark edemezsin. Turlu mucizeler ic:;inde bu c:;e§it mucizeligin zevkine varamazsm. Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm mucizeliginin en yuksek derecelerinden birini gormek istersen, §U temsilin durbunuyle bak. ~6yle ki: Gayet buyuk, garip ve dallan her yana uzanm1§ hayret verici bir agac:; farz edelim. 0 agac:; bir gayb perdesi altmda, bir gizlilik tabakas1 ic:;inde saklanm1§ olsun. Malumdur ki, insanm uzuvlan arasmda oldugu gibi bir agacm da dallan, meyveleri, yapraklan ve <;ic:;ekleri gibi butun k1s1mlan arasmda bir munasebet, uyum ve denge laz1mdir. Her bir k1sm1, o agacm mahiyetine gore §ekil ahr, onlara 6yle bir suret verilir. i§te, biri c:;1ksa, hie:; gorunmeyen (hala g6runmuyor) o agacm k1s1mlanm bir perde ustunde resmetse, hepsine birer smir, daldan meyveye, meyveden yapraga uyumlu birer suret c:;izse ve o perdeyi agacm birbirinden son derece uzak olan kokuyle dal uc:;lannm ortasmda, dallarmm, meyvelerinin, yapraklannm §ekil ve suretini aynen gosterecek uygun resimlerle doldursa; elbette o ressamm, §U gorunmeyen agacm tamamm1 gayba ac:;1k g6zuyle gordugune, soma tasvir ettigine §Uphe kalmaz. Aynen onun gibi, mumkinat262 hakikatine dair (ki o hakikat, diinyanm ba§mdan ahiretin en sonuna kadar uzanm1§ ve yerden goklere, zerrelerden gune§e kadar yayilm1§ olan yarahh§ agacmm hakikatidir) Kur'an-1 Mucizii'l-Beyan'm dogruyla yanh§l ayiran beyanlan o kadar uyumu muhafaza etmi§ ve o agacm her bir dalma, meyvesine milnasip birer suret vermi§tir ki, hakikati delilleriyle bilen butiln alimler ara§hrmalarmm nihayetinde, Kur'an'm tasvirine "Ma§allah, barekallah! Kainatm tils1mm1 ve yarahh§ muammasm1 ke§fedip c:;ozen yalmz sensin ey Kur'an-1 Hakim!" demi§lerdir. 263 ~ \11 J.J1 ~j -temsilde kusur olmaz- Cenab-1 Hakk'm isim ve s1fatlanm, o s1fatlann neticesi olan icraahm ve fiillerini nurani bir 262 263

Allah'm ilminde olup henuz varhk alemine <;IkmamI§ §eyler. "En yuce sifatlar Allah'md1r." (Nahl suresi, 16/60)


YiRMi BE~iNci Soz 529

tuba agac1 §eklinde dli§linelim. 0 nuranl agacm geni§ dairesi ezelden ebede uzamyor. Buyi.ikli.igunun hudutlan, sonsuz, w;;suz bucaks1z alemlere yay1hyor, onlan ku§atlyor. icraatmm smirlan, 265

'-5 r,q1 1.J,

-:.;Ji ~1~ 264~G• ~ . iY,, •

,,..~

/

0/

0

266._j;' ,. '~I\

, . .) , .r-'

t_;. '~I

~ ,, 0::-'.

.J

..

,, ,, .

~rs',· .J__ra.:.

'-5:,,

/

.tl1

'-? ,

~

J

y.

J~ ,,

ayetlerindeki sm1rlardan ta 268

'. v.8t ,L , '-:f,. vP.J 0

\}1'

-::.;\'u...:l\ ;\~ 267,,~\1~

.) , .)

269~~ ~:~ ..:..,~~

~

,~~I\ J,_L;,j -

_r-"".,, ~

..Slju...:llj

ayetlerinde ifade edilen smirlara kadar uzanan o nuranl hakikati; o isim, s1fat, icraat ve fiillerin hakikatlerini Kur' an, bi.illin dal ve budaklanyla, gaye ve meyveleriyle son derece munasip ve birbirine uygun, birbirine yakI§tr, birbirinin hukmunil bozmayacak, birbirine yabanc1 du§meyecek bir §ekilde bildirmi§tir. Bullin ke§f ve hakikat ehli, melekut aleminde yolculuk eden bi.illin irfan ve hikmet sahipleri, Kur' an' m bu beyanlan kar§tsmda "Si.ibhanallah! Ne kadar dogru, hakikate ne kadar uygun, ne kadar gilzel, mucizeligine ne kadar lay1k!" diyerek onu tasdik ediyorlar. Mesela Kur' an, bullin imkan ve vucub dairesine bakan ve o iki buyilk agacm bir tek dah hukmunde olan imanm alh esasm1, o esaslann bi.itun dal ve budaklanm ta aralanndaki en ince meyve ve c;ic;eklere kadar 6yle uyum gozeterek tasvir eder, o derece dengeyle tarif eder ve o kadar milnasip bir §ekilde g6sterir ki, insan akh bunu idrakten aciz kahp guzelligine hayran olur. Ve o iman dalmm bir budag1 hi.ikmundeki islamiyet' in be§ esas1, aralarmdaki en ince teferruata, en ki.ic_;;ilk adaba, en uzak gayelere, en derin hikmetlere ve en kuc;uk neticelere 264 265

266

267

268

269

"O'dur ki analanrnzm rahimlerinde size diledigi §ekli verir." (N-i imran suresi, 3/6) "Taneleri ve t;ekirdekleri <;atlatip yararak (her §eyi geli§me yoluna koyan) Allah'tir." (En'am sliresi, 6/95) "Bilin ki, Allah insan ile kalbi arasma girer (diledigi takdirde arzusunu gert;ekle§tirmesini onler)." (Enfal suresi, 8/24) "(Allah O'dur ki) Gii.ne§i ve ay1 hizmet etmeleri it;in sizin emrinize verdi." (Ra'd suresi, 13/2; Ankebut suresi, 29/61; Fatir suresi, 35/13; Zii.mer suresi, 39/5) "Rabbiniz 0 Allah'tir ki, gokleri ve yeri alt! gii.nde yaratt1." (A'raf suresi, 7/54; Yunus suresi, 10/3; Hud suresi, 11/3; Hadid suresi, 57/4) "Halbuki bii.tii.n bir gokler alemi bii.kii.lmii.§ olarak Allah'm elinin i<;indedir." (Zii.mer suresi, 39/67)


530 SOZLER

vanncaya kadar tam bir uygunluk, mti.nasebet ve dengeyle muhafaza edilir. Bunun delili, beyarn bu.tun varhg1 ku§atan Kur'an-1 Kerim'in a<_;1k ve kesin hukumlerinden, okunu§ tarzlanndan, i§aretlerinden ve ince manalanndan <;1kan islamiyet'in yuce kanunlanndaki kusursuz intizam, denge, birbirine uygunluk ve saglamhktir. Bunlar, inkar edilemez, adil birer §ahit; §ti.phe g6llirmez, kesin birer delildir. Demek ki, Kur'an'm beyanlan insanm smirh ilmine, hele okuma yazma bilmeyen bir umminin ilmine dayarnyor olamaz. 0, her §eyi ku§atan bir ilme dayarnyor; butti.n e§yay1, ezel ve ebed arasmdaki butti.n hakikatleri bir anda g6rebilen bir Zat'm kelam1dir. Amenna ...

ikinci l~1k Kur' an hikmetine itiraz eden, insan aklmm eseri olan dinsiz felsefenin Kur' an hikmeti kar§1smda ne kadar <;aresiz kald1gm1 On ikinci Soz' de temsillerle izah ettigimizden ve ba§ka Soz'lerde de ispatlad1g1m1zdan, meseleyi onlara havale edip §imdilik ba§ka bir y6nden Kur' an hikmeti ile felsefe arasmda kti.<;ti.k bir k1yaslama yapacag1z. ~6yle ki: insan aklmm eseri olan felsefe, dunyaya sabit bakar; varhklann mahiyetlerini, vas1flanrn etrafl1ca anlatir. Onlarm Yaratictlanna kar§I vazifelerinden bahsetse de ktsaca bahseder. Adeta kainat kitabmm yalrnz nakt§ ve harflerini anlatir, manasma onem vermez. Kur' anise dilnyaya, onun ge<;ici, aldatic1, seyyar, karars12, degi§ken oldugunu bilerek bakar. Varhklann mahiyetlerinden, g6rilnti.§teki ve maddi 6zelliklerinden ktsaca bahseder. Fakat Sani tarafmdan verilen kulluk vazifelerini, o varhklarm O'nun isimlerine ne yonden ve nastl i§aret ettiklerini ve Cenab-1 Hakk'm yarattl1§ kanunlanna boyun egdiklerini etrafl1ca anlatir. i§te felsefe ile Kur' an hikmetinin ktsa ve uzun bahislerindeki farklara bakacag12 ki, hangisinin hakkm kaynag1 ve hakikatin ta kendisi oldugunu g6relim. Mesela, elimizde bir saat olsun. 0 saat sabit gorunur, fakat i<;indeki <_;arklann hareketiyle i<;inde daima kti.<;ilk bir sarsmh vardir, alet ve <;arklan devamh i§ler. Aynen onun gibi, Cenab-1 Hakk'm kudretinin buyuk bir saati olan §U dunya, g6runil§te sabit olmakla beraber daima sarsmh ve degi§imlerle fanilik ve yokluk i<;inde yuvarlamyor. Evet, dunyada zaman oldugu i<;in gece ve gti.ndti.z, o bti.yti.k saatin saniyelerini sayan iki ba§h bir mil hukmundedir. Her sene, o saatin


YiRMi BE$iNci Soz 531

dakikalanm sayan birer yelkovan vaziyetindedir. Her asir ise o saatin, saatleri gosteren akrebidir. i§te zaman, dunyay1 yokluk dalgalan ustune atar. BU.tun gec;;mi§i ve gelecegi yokluga verip yalmz ic;;inde bulunulan am varhk aleminde birak1r. Zamanm dunyay1 §ekillendirmesiyle beraber, mekan itiban ile dunya yine sabit olmayan bir saat hukmundedir. Dunyanm atmosferi c;abuk degi§tiginden, bir halden bir hale suratle gec_;tiginden, baz1 gunler hava birkac; defa bulutlarla dolup bo§ahr, saniye sayan milin degi§mesi gibi dunyay1 degi§tirir. ;>u dunya evinin tabam olan yeryuzu ise canhlann dogup olmesiyle pek c;abuk degi§tiginden dakikalan sayan bir mil hukmundedir, dunyanm bu yonuyle de gec_;ici oldugunu gosterir. Zemin, yuzu itiban ile boyle oldugu gibi, altmdaki degi§imler ve sarsmttlar, onlann neticesinde daglann ve goc_;uklerin meydana gelmesi de saatleri sayan bir mil gibi dunyanm agir agir son buldugunu gosterir. Dunyanm tavam olan gokyuzu ise gok cisimlerinin hareketleri, kuyruklu y1ld1zlann ortaya c;1kmas1, gune§ ve ay tutulmalan, baz1 y1ld1zlann sonmesi gibi degi§imlerle kendisinin de sabit olmad1gma, ihtiyarhga, harap olmaya gittigine i§aret eder. Goklerdeki o degi§imler, haftahk bir saatte gunleri sayan bir mil gibi agir agir olsa da, dunyanm gec;;iciligini ve yokluga dogru gittigini gosterir. i§te dunya, kendisine bakan yonuyle §U yedi esas uzerine bina edilmi§tir. ;>u esaslar onu daima sars1yor. Fakat sars1lan ve hareket eden dunya Sani'ine bakhg1 vakit, o hareket ve degi§imlerin, Samed Yarahcmm kudret kaleminin, eserlerini yazmas1 ic_;in meydana geld@ anla§thr. Dunyadaki butun degi§imler ise Cenab-1 Hakk'm isimlerinin tecellilerini ayn ayn gosteren ve surekli tazelenen aynalard1r. i§te dunya, kendisine bakan yonuyle hem yokluga gider, hem olume ko§ar; her an bir sarsmti ic;;indedir. Aslmda bir akarsu gibi gec_;ip gittigi halde, gafletle bakt!mca sabit gorunur. Tabiatt her §eyin sebebi sayan sapkm fikirlerle kahla§IP bulamk hale gelmi§ ve ahirete perde olmu§tur. i§te Allah'1 tammayan felsefe, ara§hrmalanyla, tabii ilimler perdesi altmda gunahlara dll§klln medeniyetin cazibeli, haram eglenceleri ve sarho§ edici hevesleriyle dunyay1 iyice sabit gostererek hem gafleti kalmla§hrmt§, hem zihinleri daha da bulandmp insana Yarahc1sm1 ve ahireti unutturmu§tur.


532 SbZLER

Kur'an ise hakikati bu olan dunyay1, kendisine bakan yonuyle,

270~ }.~\ ~

~ }.~\

®

/

/

271~\JI ~j

11l

272)~ 7l:?j ® ~)Jlj ayetleriyle pamuk gibi halla<; eder, dag1ttr.

-?I~\ - ? f t J_ \J~ ~)

273ui>:/'llj 274l_;,G::; •

._6 ~J~ /.,.~\ •

J,1 \ ii:.:~ ~m '

\" v

27SLl3,J sl5 ,_r>,_ J·~1,J

J.r--;. , -

,r

;q ~r 1J ..r-:r:< rJ!.~ .J1 ,, !1 .r-, J!. I J

..::.k • ,

gibi beyanlanyla o dunyaya §effafhk verir ve bulamkhgm1 yak eder. 276

iii\

. •~I / u I / I ; I\ , : J , .r-- JY

(..).;' J ,,..

277 '~1/

Y&"-3

u. / )/\ \3111 0 • /

,._9 ,J.

"'

...>1

~

0

,_:I\~/ ~ J

gibi nur sa<;an hakikatleriyle dunyanm o katthgm1 eritir.

280 ,~ ~~\\~I~;\\ 111ve 27 \.:/~< ~

I

2SV~ I

-

/G

.,.

::;;

. / )/I

0-4

~

\t

.• I

(..).;' J

278 ...:_,,\31~\~;JI111 ve , · ~l\ 111ve ~ ~ ~

)~~

..-o

. • // I./; 0-4J

I/

I

;

I\

'? .r--'

. •/ I./; 0-4

~

/:

C

~-1\

~ ~Y-'

. ~ .: / I./; t:5'J

gibi olumu hattrlatan ifadeleriyle dunyanm ebedi oldugu zannm1 parampar<;a eder. 270 "Karia, nedir o karia?" (Karia suresi, 101/1-2) "O gen;ek olan k1yamet gerc;;ekle§ince neler olacak neler!" (Vak1a suresi, 56/1) 272 "Tur' a (o Daga), yaztlm1§ o Kitaba." (Tur suresi, 52/1-2) 273 "Hie;; dii§linmezler mi g6klerin ve yerin hukumranhg1m, o muazzam saltanatt?" (A'raf suresi, 7/185) 274 "Hie;; uzerlerindeki g6ge bakmazlar mi? Bak1p da Bizim onu nastl saglamca bina edip susledigimizi dii§linmezler mi?" (Kaf suresi, 50/6) 275 "Hakk1 inkar edenler g6rup bilmediler mi ki, goklerle yer biti§ik (bir butun) idi ... " (Enbiya suresi, 21/30) 276 "Allah goklerin ve yerin nurudur." (Nur suresi, 24/35) 277 "Dunya hayatt bir oyun ve oyalanmadan ba§ka bir §ey degildir." (En'am suresi,

271

6/32)

278 279 280 281

"Gok yanld1g1 zaman." (infitar suresi, 82/1) "Gilne§ duriilup 1§1§1 sondilgil zaman." (Tekvir suresi, 81/1) "Gok yanld1g1 zaman ... " (in§ikak suresi, 84/1) "Sura uflenir; Allah'm diledikleri dt§mda, goklerde ve yerde kim varsa c;;arp1hp cans1z yere dii§er." (Zumer suresi, 39/68)


YiRMi BE$iNci Soz 533

bu gok giirlemesi gibi sedalanyla tabiat fikrini doguran gafleti dag1br. i§te Kur'an'm ba§tan ba§a kainata bakan ayetleri §U esas ilzerinedir. Dilnyanm hakikatini oldugu gibi a<;ar, gosterir. Yalmzca kendisine bakan yoniiyle diinyanm ne kadar <;irkin oldugunu bildirerek insanm yiizilnil ondan <;evirir. Diinyanm Yarabc1sma bakan gilzel yilzilnil gosterir, insanm bak1§m1 O'na yoneltir. Hakiki hikmeti ders verir. Kainat kitabmm manalanm o§retir, onun harf ve nak1§lanyla gereginden fazla ilgilenmez. Sarho§ felsefe gibi <;irkine a§tk olup, diinyanm hakiki manasm1 unutturup insanlarm vaktini kainat kitabmm harf ve nakt§lanyla, bo§ §eylerle ziyan etmez. U~iincii l§tk

ikinci l§1k'ta insan aklmm eseri olan faydas1z felsefenin Kur' an hikmeti kar§tsmda k1ymetsizligine ve Kur'an'm mucizeligine i§aret ettik. ~imdi bu k1s1mda, Kur'an'm talebeleri olan asfiya ve evliya ile felsefecilerin nurlu k1sm1 olan i§rakiye filozoflarmm hikmetlerinin Kur'an'm hikmeti kar§1smda derecesini gosterip Kur'an'm bu yondeki mucizeligine klsaca i§aret edecegiz. i§te Kur'an-1 Hakim'in yilceligine en do§ru bir delil, hakkaniyetine en a<;1k bir i§aret ve mucizeligine en kuvvetli bir alamet §Udur: • Kur'an, Cenab-1 Hakk'm birli§i hakikatini biitiin kls1mlanyla, biitiin mertebeleriyle, biitiin gerekleriyle muhafaza ederek bildirir. • Hem bi.itiin yiice, ilahi hakikatleri bir dengeyle muhafaza eder. • Hem Cenab-1 Hakk'm biitiin isimlerinin gerektirdigi hiikiimleri 282

283

"Yere gireni, yerden i;1kam, gokten ineni ve goge yiikseleni bilir. Has1h siz nerede olursamz olun 0, ilmi ve kudreti ile sizinle beraberdir. Allah biltiin yaptiklanmz1 gorilr." (Hadid suresi, 57/4) "De ki: 'Hamd 0 Allah'a olsun ki size er gei; alametlerini gosterecek siz de onlan tamyacaksm1z. Senin Rabbin, sizin yaptiklanmzdan habersiz degildir."' (Nern! suresi, 27/93)


534

SCiZLER

kendinde toplar, o hukumleri tam bir uyumla ii;erir. • Hem rububiyet ve uluhiyetin icraat ve vas1flanm tam bir dengeyle ic;inde barmdmr. i§te §U muhafaza, denge ve belli hukumleri kendinde toplama, birer hususiyettir. insanlann eserlerinde, hatta en buyuk insanlann fikirlerinde bulunmaz. Ne e§yanm it; yuzunu bilen velilerin eserlerinde, ne i§rakiye filozoflannm kitaplannda, ne de gayb alemine gei;en ruhanilerin marifetlerinde bu hususiyet vardir. Adeta aralannda bir i§bblumu varmI§ gibi, her bir tabaka o buyuk hakikat agacmm yalmz bir-iki dalma yapI§Ir. Yalmz onun meyvesiyle, yaprag1yla ugra§Ir. Agacm diger k1s1mlanndan ya haberi yoktur ya da onlara bakmaz. Evet, mutlak hakikat, smirh nazarlar ile kavranmaz. Kur' an gibi kulll bir nazar laz1mdir ki, hakikatin buhlnunu ku§atsm. Geri;i 0 zatlar Kur'an'dan da ders ahrlar, fakat Slmrh zihinleriyle o kulll hakikatin ancak bir-iki tarafm1 tam g6rlir, onlarla me§gul olur, orada hapsolurlar. ifrat veya tefrit, yani her hlrlu a§mhk ise hakikatlerin dengesini bozar, uyumu yok eder. Bu hakikat, Yirmi Dorduncu Soz'un ikinci Dal'mda hayret verici bir temsil ile gosterilmi§tir. ~imdi de ba§ka bir temsil ile aym meseleye i§aret edecegiz. Mesela, bir denizde say1s1z cevherle dolu bir definenin bulundugunu farz edelim. Define arayan dalg1c;lar, onu bulmak ic;in dalarlar. Gozleri kapah oldugundan el yordam1yla aramaya devam ederler. Birinin eline uzunca bir elmas gec;er. 0 dalg1c;, buhln hazinenin o uzun, direk gibi elmastan ibaret oldugu hukmune vanr. Arkada§lanndan ba§ka cevherleri i§ittigi vakit, o cevherlerin, buldugu elmasm k1s1mlan, ta§lan ve naki§lan oldugunu hayal eder. Bir ba§ka dalg1cm eline kure §eklinde bir yakut gec;er. Bir ba§kas1, dort k6§eli bir kehribar bulur ve bunun gibi... Her dalg1c;, eliyle dokundugu cevheri, o hazinenin ash ve en muhim parc;as1; i§ittiklerini ise hazinenin fazlahklan ve teferruati zanneder. 0 vakit hakikatin dengesi bozulur, rengi degi§ir, dalg1c;lar arasmda uyum da kaybolur. Dalg1c;lar, hakikatin gerc;ek rengini g6rmek ic;in yorumlara ve zorlamalara mecbur kahr, hatta bazen onu inkara kadar giderler. i§rakiye filozoflannm kitaplan ile kendi ke§if ve tecrubelerini sunnetin terazisiyle tartmay1p onlara guvenen tasavvufc;ulann eserlerini dikkatlice degerlendiren, bu hukmumuzu §liphesiz tasdik eder. Demek, o kitaplar Kur'an hakikatlerinin cinsinden olduklan ve Kur'an'dan ders


YiRMi BE~iNci Soz 535

ald1klan halde -bizzat Kur' an olmad1klan i<;;in- boyle eksiktirler. Bir hakikat denizi olan Kur'an'm ayetleri de o denizdeki definenin birer dalg1c1dir. Arna onlarm gozleri a<;;1kbr. Definede ne var ne yoksa gorurler. 0 defineyi oyle bir uyum ve ahenkle tarif edip anlatirlar ki, onun hakiki giizelligini gosterirler. Mesela,

2s4~ .,s~ L~ .:.,1,, ~11, d.ALAJI ,,, ;;1 2i_·; ~ ' ~ ,. . ...r--- ..r-" .) , . , i y.. . •, . 285~ ·1~

.

.t..< ;1r~11 c..S__,,...,iY.. .L'. ,,,

·q

-~~ ,.... ,,.. :::

,....

. . ·~1,.)

~J

,....

ayetleri, ifade ettigi ruhO.biyetin biiyiikliigunii gordiigii gibi, ,,,.

, 1r~11 r./,·~-.)

286 ..

;; 0

uf··~1 J

l,......;

..>

,....

,....

r./,·~.·~ 'I"' ,.

..>

""o

,....

,...

,

0

..

/

,

:;;

,~~101~

~

~,....

-

289rs-~µ 1+9jfli1111+9j~ ~ ~ ~1; ~ ~lSj ayetleri de ifade ettigi rahmetin enginligini goruyor, gosteriyor. )I

Hem

290

)I~

,....

,....

~

D

/ / _..

j_fllj -?w.1.ll ~j __,.bj\tlj -?IPI ~ ayeti, ifade ettigi

Cenab-1 Hakk'm yarabc1hgmm geni§ligini goriip gosterdigi gibi, ~

5) ~~

ayeti de O'nun tasarrufunun ve rubO.biyetinin geni§ligini goriip gosterir. 292 ~,JA ~ i.). )~\ J4 ayeti, bildirdigi biiyuk hakikati, 293 1..:.}q J,1 Ji;' ayeti O'nu~ comertlig~ini , r, y:<-' ~~I\'.J .r-"' --~i1-.J ...r-~ ~l\'.J ~ .J r...? .J .J 291

r

284

285

286 287 288

289

290

291 292 293

t; j

·t-

"Halbuki biitiin bir diinya k1yamet giinii O'nun avucunda, gokler alemi de biikiilmii§ olarak elinin ic,;indedir." (Ziimer suresi, 39/67) "Giin gelir, gok sayfasm1, hpki katibin yazd1g1 kag1d1 diiriip rulo yapmas1 gibi diireriz." (Enbiya suresi, 21/104) "Yerde ve gokte hic,;bir §ey Allah'a gizli kalmaz." (N-i imran suresi, 3/5) "O'dur ki, analanmzm rahimlerinde size diledigi §ekli verir." (N-i imran suresi, 3/6) "Yuruyen hic_;bir varhk yoktur ki, Allah onun perc;eminden tutmu§ olmasm." (Hlid suresi, 11/56) "Nice canh mahluk var ki, nz1klanm kendileri ta§iyamazlar. Arna size de biitiin onlara da nz1k veren Allah'tir." (Ankebut suresi, 29/60) "(Hamd), gokleri ve yeri yaratan, karanhklan ve aydmhg1 var eden Allah'm hakkidir." (En'am suresi, 6/1) "Sizi de yaphgm12 §eyleri de yaratan (Yiice Allah'tir)." (Saffat suresi, 37/96) "Olmii§ topraga nas1l hayat veriyor!" (Rum suresi, 30/50) "Rabbin bal ansma vahyetti." (Nahl suresi, 16/68)


536

StiZLER

294 ~;~

..:;.ii~ ayeti ise o buyuk Hakim'in emirlerinin buyuk hakikatini gorur, gosterir.

ayeti O'nun §efkatli idaresinin hakikatini, 2 96~ ~~~ ':lj ):i\J1j ..:;.i1r-:i1 ~~ ~j ayeti, ifade ettigi buyuk hakikat ile 297 LA~\~ Y,j ayeti, ifade ettigi O'nun her §eyi g6rup g6zettigi hakikatini,

p

298 ~ ~~ ~ Y,j ~0\j ~tkllj .?-'Jlj Jj\11 Y, ayeti, bildirdigi O'nun her §eyi ku§att1g1 hakikatini, 0

/

'I\

299._l,

\O.:::_ '.

/

0;

.,,;)\

, •.).Y ~ ~ ,. /

< /

/

<.'.'../\ ~ '. / • f <Y"'-' _)

c 0,... ~"' I • /

,

~

/

/

'/~ ~ !\~:.

U"Y"" ,,. .Y

/

°

0

/ 0L:::,'1\

('"""' _)

<

0,,. /'

0

,,..,,..

8i.l.>- l..QJ _)/

/

ayeti, O'nun herkese §ahdamanndan daha yakm oldugu hakikatini, 300

8,

--2\ ~ ~ '~ o'\J..L .)LS " . d\ , ~I\,~\ , ,,; .J , p~ '-1- ,. ~ [_3Y 3 , c::_yu /

ayeti, i§aret ettigi O'nun yuceligi hakikatini, 3 01 294

J-;J13 p13 ~t.Ll1 Lj- ~j ~)1--?~ ~~µ ~L>. ~lj ~.W~y~k10~ "Gune§, ay ve bilti.in y1ld1zlar hep O'nun buyrugu ile hareket eder." (A'raf suresi, 7/54)

295

296

297

298

299

300

301

"Ustlerinde ku§lann saf saf dizilip kanatlanm a<;1p yumarak dola§malanm hi<; gormilyorlar m1? Onlan havada Rahman'dan ba§ka tutan yoktur. 0 elbette her §eyi g6rur." (Mulk suresi, 67/19) "O'nun kursilsil gokleri ve yeri kaplam1§hr. Gokleri ve yeri koruyup gozetmek O'na agir gelmez." (Bakara suresi, 2/255) "Has1h siz nerede olursamz olun 0, ilmi ve kudreti ile sizinle beraberdir." (Hadid suresi, 57/4) "Ewel O'dur, Ahir 0. Zahir O'dur, Bahn 0. 0 her §eyi hakk1yla bilir." (Hadid suresi, 57/3) "insam Biz yaratt1k, onun i<;in, nefsinin kendisine neler f1s1ldad1gm1, neler telkin ettigini de Biz pek iyi biliriz. (unkil Biz ona §ahdamarmdan daha yakm1z." (Kaf suresi, 50/16) "Melekler ve Ruh, 0 Allah'm Ar§ma, miktan elli bin sene olan bir gunde yilkselirler." (Mearic suresi, 70/4) "Allah ba§kalanna adaleti, hatta adaletten de fazla ihsam: en gilzel davram§l, muhta<; olduklan §eyleri yakmlara vermeyi emreder. Hayas12hg1, <;irkin i§leri, zulum ve tecavilzil yasaklar. Dil§ilnilp tutas1mz diye size ogilt veriyor." (Nahl suresi, 16/90)


YiRMi BESiNci Soz 537

ayeti ise ifade ettigi geni§ hakikati gorur, gosterir. i§te bu ayetler dunya ve ahiret ile ilgili butun ilmi ve ameli iman esaslanrn, islam'm be§ §artmm her birini ve insarn iki cihan saadetine ula§hran butun dusturlan etrafhca, kasten, cidden g6rur, gosterir. Dengesini muhafaza eder, uyumunu surdurur. 0 hakikatlerin butunun ahenginden meydana gelen guzelligin kaynagmdan, Kur'an'm manevi bir mucizesi dogar. i§te §U buyuk sirdandtr ki, kelam alimleri Kur' an' m talebeleri olduklan ve bir k1sm1 onlarca cilt olmak uzere iman esaslanna <lair binlerce eser yazd1klan halde, Mutezile mezhebindekiler gibi akl1 vahye tercih ettikleri ic;in davalanrn Kur' an' m on a yeti kadar dahi ac;1kc;a ifade edememi§, kesin bir §ekilde ispatlayamam1§ ve muhataplanrn ciddi ikna edememi§ler. Onlar adeta uzak daglann altmdan borular d6§eyip butun alemi bir sebepler ag1 ile gezip orada silsileyi keser, sonra ab-1 hayat hukmunde olan Cenab-1 Hakk'm marifetini ve Vacib-ul Vucud'un varhgm1 ispat ederler. Kur' an ayetleri ise birer asa-y1 Musa gibi her yerden su c;1karabilir, her §eyden bir pencere ac;ar, Sani-i Zulcelal'i tarnhr. Kur'an denizinden silzillilp gelen Arapc;a "Katre" risalesinde ve ba§ka Soz'lerde bu hakikat fiilen ispat edilmi§, gosterilmi§tir. i§te bu sirdandtr ki, hadiselerin ic; yuzune dalarken sunneti seniyyeye uymay1p kendi tecrubelerine guvenerek yan yoldan donen ve bir cemaatin reisligine gec;ip bir firka te§kil eden sapkm topluluklann imamlan, hakikatin dengesini, uyumunu muhafaza edememi§tir. Bu yilzden bid'atlara, dalalete dil§ilp pe§lerinden gelen insanlan yanh§ yola sevk etmi§lerdir. i§te onlarm butun acizlikleri, Kur' an ayetlerinin mucizeligini gosterir.


HATiME302 On Dokuzuncu Soz'tin On Dordtincti Re§ha'smda gec;mi§tir ki, Kur'an'm mucizelik panlttlanndan ikisi, yani Kur'an'daki kusur zannedilen tekrarlar ve tabiat ilimlerinden k1saca bahsedilmesi, birer mucize panltismm kaynag1d1r. Hem Kur'an'da anlatilan peygamber mucizelerinin ytiztindeki bir ba§ka mucizelik panlt1s1 da Yirminci Soz'tin ikinci Makam'mda ac;1kc;a gosterilmi§tir. Bunlar gibi ba§ka Soz'lerde ve Arapc;a risalelerimde Kur'an'm daha pek c;ok mucizelik yonti anlattlm1§tlr. Onlarla yetinip burada yalmz §Unu deriz ki: Kur'an'm bir mucizesi de §Udur: Btittin peygamberlerin mucizeleri nas1l Kur'an'm mucizeliginin bir nak§mI gostermi§tir; aynen oyle de, Kur' an btittin mucizeleriyle Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/aw vesselam) bir mucizesidir. Ve Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/atii vesse/am) btittin mucizeleri de Kur'an'm bir mucizesidir ki, onun Cenab-1 Hak'la bagm1 gosterir ve o bagm g6rtinmesiyle her bir kelimesi bir mucize olur. <;unkti o zaman bir tek kelime bir c;ekirdek gibi btiytik bir hakikat agacm1 manen ic;inde saklayabilir. Hem bir bedendeki kalb gibi o btiytik hakikatin btittin uzuvlanyla irtibath olabilir. Hem sonsuz bir ilme ve iradeye dayand!§! ic;in harfleriyle, k1s1mlanyla, vaziyetiyle, konumuyla say1s1z §eye bakabilir. i§te §U sirdandir ki, harflerin sir[anna vak1f alimler, Kur'an'm bir harfinde bir sayfa kadar esrar bulduklanm iddia eder ve bunu o ilmin ehline ispatlarlar. Bu Soz'tin ba§mdan buraya kadar btittin §lileleri, §Ualan, lem'alan, nurlan, I§lklan nazara al, hepsine birden bak! Ba§taki dava §imdi kesin bir netice olarak gortintiyor. Yani delillerin hepsi,

ayetini ytiksek bir seda ile okuyup ilan ediyor. 302 303

Hatime: Sonsoz "De ki: Yemin ederim! Eger insanlar ve cinler, bu Kur'an'm benzerini yapmak ic;in bir araya toplansalar, hatta birbirlerine destek olup guc;lerini birle§tirseler yine de onun gibi bir kitap meydana getiremezler." (isra sliresi, 17/88)


YiRMi BE~iNci Soz 539

304

305

306

307

"Subhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32) "Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya dii§er de bir kusur i§lersek bizi onunla hesaba c;ekme!" (Bakara sOresi, 2/286) "Ya Rabbi, dedi, geni§let gogsumu, kolayla§hr i§imi, c;ozuver §U dilimin bag1m. Ta ki anlasmlar sozumu." (Taha suresi, 20/25-28) Allah1m! En faziletli, en guzel, en yuce, en ac;1k, en temiz, en ho§, en iyi, en degerli, en aziz, en buyuk, en §erefli, en yuksek, en pak, en mubarek, en latif salavatlannla; en mukemmel, en c;ok, en ziyade, en yuksek, en yuce, en devamh salat ve selam1m bir rahmet, bir nza, bir af, bir gufran olarak ihsan eyle. Ve buhln bunlar senin comertlik ve kereminin bag1§ yuklu bulutlanndan saganak halinde artarak devam edip comertlik ve kereminin, en gQzel, §erefli !Utuflanyla artarak geli§sin, ezeliyetinle birlikte devam edip yok olmasm, ebediyetinle beraber kesintisiz bir §ekilde, kulun, sevgilin, resulun, yaratt1klanmn en hayirhs1, apac;1k bir nur olan, en ac;1k, kesin bir deli! olan, uc;suz bucaks1z bir derya olan, her taraf1 aydmlatan bir nur, apac;1k bir guzellik, en ushln §eref ve en k1ymetli kemal vas1flanmn sahibi Efendimiz Muhammed'e, senin Zat'mm buyuklugune yaki§ir §ekilde yaphgm bir selam ve salavat olsun. Ve aym §ekilde onun al ve ashab1 uzerine olsun. Vine aym §ekilde butun bu salavatlar hurmetine gunahlanm1z1 bagi§la, onunla gonlumuzu ferahlat, kalblerimizi temizle, ruhlanm1za rahathk ver, sirlanm1z1 temiz tut, fikir ve


540 SOZLER

308~i; ~ . y-\1 ~j ~\• L.;..-J Jtjj ~ /

ci w. )/ 8ift. 11• j;.;. 8..)""' 1; ~y ...r.~ -j 8'.J • \...::,... ,,..

309~~ .lLJ\ ..:'./~.LG.Ji 0\ ;),, / '

'

,, '

0

~y

;,

l'

?;J

'

~\,~\,~\

308

309

dii§iincelerimizi onunla armdir, s1rlanm1zdaki bulamkhg1 gider, hastahklanm1za §ifa ihsan eyle ve onunla kalblerimize vurulmu§ kilitleri a<;. "Ey Kerim Rabbimiz, bize hidayet verdikten soma kalblerimizi saphrma ve katmdan bize bir rahmet bagi§la. ~iiphesiz bag!§! bol olan Vehhab sensin Sen!" (Al-i imran sO.resi, 3/8) "Onlann dualan 'Hamd alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.' diye sona erer.'' (YO.nus sO.resi, 10/10)


BiRiNCi ZEYL310 (Makam itibarz ile Yirmi Be§inci Soz'e eklenen, Yedinci §ua'nm Birinci Makam'mm On Yedinci Mertebe'sidir.)

Bu dunyada hayatm gayesinin ve ozunun iman oldugunu bilen yorulmaz ve doymaz dunya seyyah1, kainata Rabbini saran yolcu kendi kalbine dedi ki: "Arad1g1m1z Zat'm kelam1 oldugu soylenen ve bu dunyada en me§hur, en parlak, en hakim soz olan, kendisine teslim olmayan herkese, her asirda meydan okuyan Kur'an-1 Mucizu'l Beyan admdaki kitaba muracaat edelim, one diyor, bilelim." Sonra, "Fakat ilk once, bu kitabm bizim Hahk1m1zm kitab1 oldugunu ispat etmek laz1m." diyerek ara§brmaya ba§ladi. 0 yolcu bu zamanda bulundugu i<;in once Kur'an'm manevl mucizelerinin panltilan Risale-i Nur'a bakti ve onun yuz otuz risalesinin, Furkan'm ayetlerinin nukteleri, l§tklan ve esash tefsirleri oldugunu gordu. Risale-i Nur, bu kadar inatc;1 ve dinsiz bir asirda her tarafa Kur' an hakikatlerini kahramanca yayd1g1 halde, kar§tsma kimsenin c;1kamamas1 ispat eder ki, onun ustad1, kaynag1 ve gune§i olan Kur'an semavldir, insan sozu degildir. Hatta Risale-i Nur'un, Kur'an'm mucizeligine dair yuzlerce delilinden ikisi olan Yirmi Be§inci Soz ile On Dokuzuncu Mektup'un son k1sm1, Kur'an'm kirk yonden mucize oldugunu oyle ispat etmi§tir ki, kim o risaleleri g6rmil§se, degil tenkit ve itiraz etmek, aksine, Risale-i Nur'un ispatlarma hayran olmu§, onu takdirle c;ok ovmil§tilr. Sonra o yolcu, Kur'an'm mucizelik yonlerinin ve Allah kelam1 oldugunun ispabm Risa/e-i Nur'a havale ederek yalmz bir k1sa i§aretle onun benzersizligini gosteren birkac; noktaya dikkat etti.

310

Zeyl: ilave


542 SozLER

Birinci Nokta Nasti ki Kur' an bi.iti.in mucizeleri ve dogruluguna deli! olan hakikatleriyle Muhammed Aleyhissalati.i Vesselam'm bir mucizesidir. Aynen oyle de, Muhammed Aleyhissalati.i Vesselam bi.iti.in mucizeleri, peygamberliginin delilleri ve kusursuz ilmiyle Kur'an'm bir mucizesidir ve onun Allah kelamt olduguna ac_:;1k bir delildir. ikinci Nokta

Kur'an, bu di.inyada toplumlarm hayatmt nurlu, saadetli ve hakikatli bir §ekilde degi§tirdigi gibi, insanlarm hem nefislerinde, hem kalblerinde, hem ruhlannda, hem aktllannda, hem §ahsi hayatlannda, hem de siyasette oyle bir inktlap yapmt§, onlarm ya§amalanm saglamI§ ve toplumlan idare etmi§tir ki, on dart asirdir her dakika, alti bin altt yi.iz altmt§ altt ayeti, tam bir hi.irmetle, hie_:; olmazsa yi.iz milyondan fazla insanm dilleriyle okunuyor ve Kur'an insanlan terbiye ediyor, nefisleri ve kalbleri temizliyor. Ruhlaro inki§af ettirip yi.ikseltiyor, aktllara istikamet ve nur, hayata hayat ve saadet veriyor. Elbette boyle bir kitabm e§i benzeri yoktur. Kur'an harikadir, fevkaladedir, mucizedir. U~iincii Nokta

Kur'an, indirildigi asirdan bugi.ine kadar oyle bir belagat gostermi§ ve Kabe'nin duvarma altm harflerle yaztlan en me§hur §airlerin "Muallakat-t Seb'a" ad1yla bilinen kasidelerini o dereceye indirmi§tir ki, §air Lebid'in klZl, babasmm kasidesini Kabe'nin duvanndan indirirken, "Kur'an ayetleri kar§Ismda bunun ktymeti kalmad1." demi§tir. Hem bedevi bir edip: 311 y ~ ~ t_.i.o~ ayetini i§itince secdeye kapanmt§. Ona, "Mi.isli.iman mt oldun?" diye sorduklannda, "Hayir, ben bu ayetin belagatine secde ettim." demi§tir. 312 Hem dahi belagat alimlerinden Abdi.ilkahir-i Ci.ircani, Sekkaki ve Zemah§eri gibi binlerce dahi imam ve ilim sahibi edip, Kur'an'm belagatinin insan takatinin c_:;ok i.isti.inde oldugunda, ona yeti§ilemeyeceginde birle§mi§lerdir. 313 311 312 313

"Art1k sana emrolunam, ba§lan <;atlatircasma anlat onlara!" (Hier suresi, 15/94) Bkz. es-Suyuti, el-itkan 2/149; el-Alusi, Ruhu'l-meanf 14/86. el-Alusi, Ruhu'l-meanf 13/161.


YiRMi BE$iNci Soz 543

Hem Kur'an o zamandan bugtine, inkarc1lan stirekli boy olc;:ti§meye davet edip, magrur ve kibirli ediplerin ve belagat sahiplerinin damarlanna dokunup gururlanm ktracak bir tarzda der ki: "Ya bir tek sO.renin benzerini getiriniz ya da dtinya ve ahirette helak olmay1 ve ktic;tik dti§meyi kabul ediniz." Buna ragmen o asnn inatc;1 edipleri ve inkarc1lan bir tek sO.renin benzerini getirmek gibi k1sa bir yolu degil, can ve mallanm tehlikeye atarak uzun olan sava§ma yolunu tercih etmi§lerdir. Buda o k1sa yolda gitmenin, Kur'an'm ayetlerinin benzerini getirmenin imkans1z oldugunu ispat eder. Hem Kur'an'm dostlan tarafmdan Kur' an' a benzemek ve onu taklit etmek §evkiyle ve dti§manlan tarafmdan Kur'an'a kar§thk vermek ve onu tenkit etmek sevkiyle o vakitten beri yaz1lan ve zaman ic;inde ba§ka fikirlerle olgunla§an milyonlarca Arapc;:a kitap ortada duruyor. Onlann hic;biri Kur'an'a yeti§emedigi gibi, en basit bir adam bile onlardan birini gorse, elbette diyecektir ki: "Kur' an, bu kitaplara benzemez ve onlann mertebesinde degildir." 0 halde Kur'an ya onlarm altmda ya da hepsinin tisttindedir. Birinci ihtimali dtinyada hie; kimse, hic;bir kafir, hatta hic;bir ahmak soyleyemez. Demek, Kur'an'm belagatinin mertebesi hepsinin tisttindedir. Hatta bir adam 314rJi'.J\Jlj ..:;;\~\~LA~~ ayetini okumu§ ve demi§ ki: "Bu ayette harika oldugu soylenen belagati g6remiyorum." Ona denilmi§ ki: "Sen de bu yolcu gibi o zamana git, Kur'an'1 orada dinle." 0 da kendini Kur'an indirilmeden once orada hayal ederken §U hali gormti§: Bullin varhklar peri§an, karanhk, cans1z, §Uursuz ve vazifesiz olarak 1ss1z, sonsuz bir bo§lukta, karars1z, fani bir dtinyada bulunuyorlar. Birden kendini, Kur'an'm lisanmdan bu ayeti dinlerken gormil§. Ayet, kainatm ilstilnde, dilnyanm yilzilnde oyle bir perde ac;mt§, alemi 6yle t§tklandirmt§ ki, bu ezeli nutuk ve ebedi ferman her asirdaki §UUr sahiplerine hala ders veriyor. Hem bu ayet g6steriyor ki, kainat bilyilk bir cami hukmilndedir ve ba§ta gokler ve yeryilzti olmak ilzere her varhk canh bir §ekilde zikir ve tesbihte, vazife ba§mda ahenk ve ne§eyle, mesut ve memnun bir vaziyette bulunuyor. 0 adam bunlan gbrmil§ ve ayetin belagatinin derecesinden zevk alarak ba§ka ayetlere de bakmt§. Kur'an'm benzersiz nagmelerinin yeryilzilniln yansm1 ve insanhgm be§te birini sanp saltanatmm ha§metini tam bir 314

"Goklerde ve yerde ne varsa Allah'1 tenzih ve tesbih eder." (Hadid suresi, 57/1)


544

SOZLER

hurmetle on dart as1rd1r arahks1z devam ettirmesinin binlerce hikmetinden birini anlamt§.

Dordiincii Nokta Kur'an'm oyle hakikatli tathhg1 var ki, insam en tath bir §eyden bile usand1ran c;ok tekrann, Kur' an okuyanlan degil usand1rmak, belki kalbi c;urumemi§ ve zevki bozulmam1§ olanlarda onu tekrar okuma istegini arhrd1g1, eskiden beri herkesc;e bilinir ve bir darb1mesel hukmune gec_;mi§tir. Hem Kur' an oyle bir tazelik, genc;lik ve benzersizlik gostermi§tir ki, on dart as1r once geld@ ve herkesin eline kolayca ula§t1g1 halde, §imdi indirilmi§ gibi tazeligini koruyor. Her aSJr, onu kendine hitap ediyor gibi gbrmli§, onda bir genc;lik bulmu§. Farkh sahalardan alimler her vakit istifade etmek ic;in onu daima yanlannda bulundurduklan ve onun uslubuna uyduklan, onu taklit ettikleri halde, Kur'an uslubundaki benzersizligi, harikuladeligi aynen koruyor. Be§inci Nokta

Kur'an'm bir ucu gec;mi§te bir ucu gelecekteyken, koku ve bir kanad1 onceki peygamberlerin uzerinde ittifak edilmi§ olan hakikatlerine uzamr. Kur' an onlan tasdik edip destekledigi gibi, onlar da tevafukun hal diliyle Kur'an'1 dogrularlar. Aynen oyle de, evliya ve asfiya gibi Kur'an'da hayat bulan meyveleri, kemalleriyle mubarek agac;lannm feyizli ve hakikat kaynag1 oldugunu gosteren ve onun ikinci kanadmm himayesi altmda yeti§en, ya§ayan butun hak tarikatlan ve islamiyet'in butun hakikatli ilimleri; Kur'an'm bir hakikat kaynag1, hakkm ta kendisi, ku§ahc1hkta benzersiz bir mucize olduguna §ahitlik ederler.

Altmc1 Nokta Kur'an'm alh yonu de nuranldir, onun dogrulugunu ve hakkaniyetini gosterir. Evet, altmda deli! ve burhan direkleri.. usllinde mucizelik muhriinun panlttlan.. onunde ve hedefinde iki cihan saadeti hediyeleri .. arkasmda dayanak noktas1 olan vahyin hakikatleri.. sagmda say1s12 dosdogru zatm delillerle tasdikleri.. solunda selim kalblerin ve temiz vicdanlann ciddi, §ilphesiz inam§lan, samimi cezbedili§ ve teslimiyetleri; Kur'an'm yeryilzunde, fevkalade, harika, sapasaglam, hucum edilmez


YiRMi BE$iNci Soz 545

semavl bir kale oldugunu ispat eder. Alt! makamdan ba§ka onun hakikatin ta kendisi ve dosdogru oldugunu, insan sozu olmad1gma imza basan bir ba§ka deli! §Udur: Ba§ta bu kainatta daima giizelligi gosteren, iyiligi ve dogrulugu himaye eden, sahtekarlan ve iftirac1lan yok etmeyi icraatmm bir dusturu kabul eden kainatm Sahibi, Kur' an' a alemde en makbul, en yuksek, en ushln hurmet makamm1 ve muvaffakiyet mertebesini vermekle onu tasdik eder. Hem islamiyet'in kaynag1 ve Kur'an'm bir tercumam olan zatm (aleyhissaldtil vesselam) ona herkesten <;ok inanmas1 ve hurmeti.. vahiy s1rasmda uyku gibi bir vaziyette bulunmas1.. o zatm (aleyhissaldta vesselam) diger sozlerinin Kur' an' a yeti§ememesi ve hi<; benzememesi.. 0 zat (aleyhissaldtil vesse/am) okuma yazma bilmedigi halde ge<;mi§ ve gelecek hadiseleri gaybl bir §ekilde Kur' an ile tereddutsuz, §li.phesiz bildirmesi.. <;ok dikkatli gozlerin bakI§I altmda hi<;bir hile emaresi, hi<;bir yanh§ vaziyeti gorulmeyen o tercumanm buhln kuvvetiyle Kur'an'm her bir hukmune iman edip onu tasdik etmesi ve hi<;bir §eyin onu sarsmamas1 da Kur'an'm semavl ve hak oldugunu, o tercumamn Hahk-1 Rahlm'inin mubarek kelam1 oldugunu ispatl1yor. Hem insanhgm be§te birinin, belki buyuk bir k1smmm goz onundeki Kur'an'a cezbedilmi§<;esine ve dindarca baghhg1, §evkle kulak vermesi, hatta bir<;ok emarenin, vakanm ve ke§fin gosterdigi uzere; cinlerin, meleklerin ve ruhanllerin dahi Kur'an'm okunu§U s1rasmda pervane gibi onun etrafmda hakperest<;e toplanmas1, Kur'an'm kainat<;a makbuliyetine ve en yuksek makamda bulunduguna bir imzad1r. Hem insanhgm buhln tabakalan, en s1g ve cahil insandan en zeki ve alime kadar herkes Kur'an'm dersinden tam hisse ahr, en derin hakikatleri anlar. Yuzlerce alim, bilhassa buyuk mli.<;tehitler ile usO.l ve kelam ilimlerinin, hakikati delilleriyle bilen dahi muhakkikleri gibi her zumre kendi ilimleriyle ilgili buhln ihtiya<;lann cevabm1 Kur' an' da bulmu§tur. Bunlar da Kur'an'm bir hak ve hakikat kaynag1 olduguna bir imzad1r. Hem edebiyatta en ileri olan Arap edipleri -islamiyet'e girmeyenler- §imdiye kadar Kur'an'a kar§ihk vermeye <;ok muhta<; olduklan halde onun mucizeliginin yedi buyuk esas1 varken, yalmz bir tek mucizelik yonu olan belagatinin, hatta tek bir sO.resinin benzerini getirememi§lerdir. $imdiye kadar gel en ve Kur' an' a kar§ihk vererek §6hret kazanmak isteyen me§hur ediplerin ve dahi alimlerin, Kur'an'm hi<;bir


546 SozLER

mucizelik yonilne kar§l 9kamamalan ve aciz bir §ekilde susmalan, onun mucize olduguna ve insan takatini a§hgma bir imzadir. Evet, bir soziln klymeti, yuceligi ve belagati, "Kimden gelmi§, kime gelmi§ ve ne ic;in gelmi§?" sorulanyla anla§ild1gmdan, Kur'an'm e§i benzeri olamaz, ona yeti§ilemez. <.;unku Kur' an, butun alemlerin Rabbinin, kainatm Hahk'mm hitab1 ve konu§mas1d1r. OslO.bunda hic;bir §ekilde taklit ve yapmac1khg1 hissettirecek bir emare bulunmaz. Kur' an butiln insanlar, hatta butiln varhklar adma elc;i ve insanhgm en me§hur muhatab1 olan, islamiyet'ten silzulen imanmm kuweti ve enginligi onu Kab-1 Kavseyn makamma c;1karan ResOl-u Ekrem'i (aleyhissa/dta vesselam), Cenab-1 Hakk'a muhatap olma mazhariyetine ula§hrm1§hr. Hem Kur' an, iki cihan saadetine ve kainatm yarahh§ma dair neticeleri, ondaki Rabban! maksatlan ve o muhatabm (aleyhissaldta vesselam) butiln islam hakikatlerini ic;inde banndiran yilksek ve geni§ imamm beyan ve izah eder. Koca kainatm bir harita, bir saat, bir ev gibi her tarafm1 gosterir, c;evirir, onu yapan sanatkann kim oldugunu ogretir. i§te bunlan yapan Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm elbette benzerini getirmek mi.imki.in degildir, onun i' cazmm derecesine yeti§ilmez. Hem Kur'an'1 tefsir eden ve bir klsm1 otuz-kirk, hatta yetmi§ ciltlik tefsirler yazan315 binlerce yilksek zekah, dikkatli alimin senet ve delilleriyle Kur' an' daki say1s12 meziyetleri, nukteleri, hususiyetleri, sirlan ve yuksek manalan beyan etmeleri. .. Gayba ait haberlerin her c;e§idinden say1s1z ornekleri bildirip ispatlamalan ... Bilhassa Risale-i Nur'un yilz otuz parc;asmm her birinin Kur' an' m bir meziyetini, bir ni.iktesini kesin delillerle ispat etmesi... Ve bilhassa Kur'an'm mucizelerini bildiren Yirmi Be§inci Soz, tren ve uc;ak gibi medeniyet harikalanndan pek c;oguna Kur'an'da i§aret edildigini gosteren Yirminci Soz'un ikinci Makam1, Risale-i Nur'a ve elektrige i§aret eden ayetlerin i§aretlerini bildiren "Kur'an'm i§aretleri" adh Birinci ~ua, Kur'an harflerinin ne kadar muntazam, esrarh ve manah oldugunu gosteren "Rumuzat-1 Semaniye" 316 adh sekiz kuc;uk risale ve Fetih Suresi'nin son ayetinin be§ mertebede gelecekten nas1l haber verdigini ve mucizeligini ispatlayan kuc;uk bir risale gibi, Risale-i 315 316

Bkz. el-Kevseri, el-Maka/at s. 473-474. Sekiz i§aret. Kur'an'm s1rlanna ait sekiz k1s1mdan olu§an, Yirmi Dokuzuncu Mektup'un Sekizinci k1sm1.


YiRMi BE~iNci Soz 547

Nur'un her bir k1smmm, Kur'an'm bir hakikatini, bir nurunu gostermesi... i§te butiin bunlar Kur'an'm e§i benzeri olmad1gma, bir mucize ve harika olduguna, bu g6runen alemde gayb aleminin bir tercumarn ve Allam-ul Guyub'un, yani butiin gayb1, ge<;;mi§i ve gelecegi bilen Cenab-1 Hakk'm kelam1 olduguna bir imzad1r. i§te o dunya yolcusu, altJ noktada, altt yonden ve alh makamda i§aret edilen Kur'an'm bu sayt!an meziyetleri ve hususiyetleri sayesinde onun ha§metli, nurlu hakimiyetinin ve buyuk, kuts! saltanatmm as1rlan t§tklandirarak yeryuzunu bin dart yuz senedir aydmlatt1gm1 ve bunun tam bir hurmetle devam ettigini.. hem o meziyetler sayesinde, Kur'an'm her bir harfinin en azmdan on sevab1 oldugunu, on baki meyve verdigini, hatta baz1 ayetlerin ve surelerin her bir harfinin yuz, bin ve daha fazla meyvesi bulundugunu .. mubarek vakitlerde her bir harfin nurunun, sevabmm ve k1ymetinin ondan yuzlere <;;1kmas1 gibi kuts! imtiyazlan kazand1gm1 anlamI§. Sonra o yolcu kalbine demi§ ki: i§te boyle her yonden mucize olan Kur'an, surelerinin ve ayetlerinin ittifak1yla, s1rlannm ve nurlannm tevafukuyla, neticelerinin, eserlerinin ahengiyle bir tek Vacib-ul Vucud'un varhgma, birligine, s1fat ve isimlerine delillerle oyle §ahitlik etmi§tir ki, butun muminlerin say1s1z §ehadetleri, onun §ahitliginden suzulup gelmi§tir. i§te o yolcunun Kur' an' clan ald1g1 tevhid ve iman dersine k1sa bir i§aret olarak Birinci Makam'm On Yedinci Mertebe'sinde §byle denilmi§tir:

~~Y,.j ~ Y,.j ~ J~ ~~I i;.~I ~IJI ~Y,.JI ~IJI i.i1 01 ~l '] ~'11, ~I V'.'. i.;:;.\i ..::.,J.,~11 j ~ ,~~11 0Ld1 ~-!'11,.)\,~I\ ~;; .J , . , . .:rr, .. ~ r :.ui;_,' ,, .J '-:f,~ ,,.

o

,,,

o;

o

,,.

,,.

.,,

)!

~ )!

1

0

o

.,,

o

~ ~'>WI ~~ ~~ r,1;:;- ~I ~~ ~~ f.) ~~I J5 t 3J4)I ~~lj o , , L> 01 ~:!'11, ·'~I ~ ~..ul1 ;;!jJ~;. ~ ,..1JJ1 0LN1 ,~ ,~.J~.J,.r .)~) ~ ., / ;; U'

liJt \: _

. '~I ~ \;: ~I' ~I\ ~-~ ~:.~11 ;J!;~t;.. WI' 0Ll'.~I' Lai~1 , , ~ .,Jr . ,, ~~ . .J ; J .J ~

~J

~.A,o" \~ ;, 115'.) r, 8-:11 I'~'~ i;.;.J '-:f,~ ~,11 ~.) ° '·' , ;; J~ , ~ ..;-~ _,-o I'.\' o \''I :~\<, :U':j\ ;\£,I' ~\I .ut\ ,;Ll:;V ~ ~I .:ii......lAJI " ·~ Y .J ·~ r ~ .r;_.J ~;; ,., Jr ,, . "::' , ~.J ,-~ ,. , ~~..J-" 317 ;JLJI' ;;J;,i ~dL 0 G\/ .ul,,;, ~~ _,Ui,, yLl._;..\.,

L

. ~~ '-' f..J ~

/

O;

;

)!

/ . / .) /

0

\

0

,..l

~ ·~

1

r

\

/,;;

.) ,, r-'.) ' //

O _;O

~

~.)

~~~~~~~~-

317

Allah'tan ba§ka ilah yoktur. 0 oyle bir Vacibu'l-Vucud, Vahid ve Ehad'dir ki, O'nun varhgmm vucubiyetine ve birligine melek, insan ve cin topluluklan


548 SozLER

On Birinci ~ua Olan Meyve Risalesi'nin Onuncu Meselesi

EMiRDAG c:_;i<_;EGi (Kur'an'daki tekrar/ara ge/en itirazlara kar§l gayet kuvvet/i bir cevaptzr.) Aziz, s1dd1k karde§lerim!

Ger<;i bu mesele, peri§an vaziyetimden dolay1 dagm1k ve tats12 oldu, fakat o dagm1k ifadelerin altmda <;ok klymetli bir <;e§it mucizeligi gordtim. Maalesef ifade edemedim. Herne kadar beyam sontik olsa da Kur' an' a ait bulunmas1 yontiyle hem tefekktir ibadeti htikmtindedir hem de kutsl, ytiksek, parlak bir cevheri saklar. Y1rt1k elbisesine degil, elindeki elmasa bak1lsm. Hem bunu gayet hasta, peri§an ve gldas12 bir halde, ramazanda bir iki gtinde, mecburen gayet klsa ve bir ctimlede pek <;ok hakikati ve delili ifade ederek yazd1m. Kusura bakilmasm.318 HAsiYE Aziz, s1dd1k karde§lerim! Ramazan-1 ~erif'te Kur'an-1 Mucizti'l Beyan'1 okurken Risale-i Nur'a i§aretleri Birinci ~ua'da beyan edilen otuz ti<; ayetten hangisi gelse bak1yordum ki, o ayetin sayfas1, yaprag1 ve klssas1 dahi Risale-i Nur' a ve talebelerine klssadan hisse almak noktasmda bir derece bak1yor. Bilhassa Nur suresindeki nur ayeti3 19 Risale-i Nur'a on parmakla baktig1 gibi, ardmdan gelen ve inkar karanhgm1 beyan eden ayet de 320 tam olarak Risale-i Nur'un dti§manlarma bak1yor ve hisse veriyor. Adeta o makamm ktilliyet kazand1gm1 ve bu as!fda onun tam bir ferdinin Risale-i Nur ve talebeleri oldugunu hissettim. tarafmdan kabul goren ve ragbet edilen, butiln ayetleri her dakika buyuk bir hurmetle milyonlarca insan tarafmdan okunan, kutsi saltanatJ yeryuzunun ve kainatm d6rt bir yanmda asirlar boyunca devam eden, manevi ve nurani hakimiyeti yeryuzunun yansmda ve insanhgm be§te biri uzerinde tam bir ihti§amla on dort asirdir surup giden Kur'an-1 Mucizu'l Beyan i§aret eder. Ve yine, Kur'an-1 Kerim, kutsl ve semavi surelerinin icma1, ilahi ve nurani ayetlerinin ittifak1, esrar ve nurlarmm tevafuku, hakikatlerinin, meyvelerinin ve eserlerinin uyumlulugu ile Allah'm varhgmm vucubiyetine ve birligine apac;;1k bir §ekilde §ahitlik ve bunu ispat eder. 318 HAsiYE Denizli Hapsinin Meyvesi'ne Onuncu Mesele olarak, Emirdag1'nm ve bu Ramazan-1 :;,Jerif'in nurlu, kuc;;uk bir c;;ic;;egidir. Kur'an'daki tekrarlarm hikmetini bildirerek dalalet ehlinin c;;uruk ve zehirli evhamlanm yok eder. 319 Nur suresi, 24/35. 320 Nur suresi, 24/40.


YiRMi BE$iNci Soz 549

Evet, Kur'an'm hitab1, oncelikle Mtitekellim-i Ezeli'nin her §eyi ku§atan rubO.biyetinin geni§ makammdan .. hem insanhk, hatta kainat adma Kur' an' a muhatap olan zatm (aleyhissaiata vesselam) geni§ makammdan .. hem insanhgm btittin as1rlardaki ir§adlanmn gayet geni§ makammdan .. hem dtinya ve ahiretin, yerlerin ve goklerin, ezel ve ebedin ve kainatm Hahk'mm rubO.biyetine, her varhgm idaresine dair ilahi kanunlann gayet ytiksek, ku§ahc1 beyanlannm geni§ makammdan ald1g1 enginlik ve yticelik yontiyle oyle ytiksek bir mucizelik ve ku§ahc1hk gosterir ki, Kur' an' m dersinin muhataplanndan en kalabahk ztimre olan avam tabakasmm basit anlayt§larm1 ok§ayan gorO.nO.§teki ve basit mertebesi dahi en tist tabakaya tam ders verir. Kur' an yalmz ktssalardan bir hisse ve tarihi hikayelerden ibret almak ic;:in degildir; ktilli bir kanunlar btittinO. olarak her asra ve her tabakaya hitap eder ve adeta yeni indiriliyor gibidir. Bilhassa c;:ok tekrarlanan 321 ~tkJ\ .. ~U:J\ §eklindeki tehditleri; Ad, Semud ve Firavun kavimlerinin zultimlerinin cezas1 olarak ba§larma gelen musibetleri §iddetle bildirmesi, insam bu asnn e§siz zulO.mlerine baktmyor ve mazlum mtiminlere ibrahim ve Musa (aleyhimesselam) gibi peygamberlerin kurtulu§lanm anlatarak teselli veriyor. Evet, gaflet ve dalalet nazan ile vah§etli, deh§etli bir yokluk alemi, elemli ve mahvolmu§ bir mezarhk gibi gortinen bO.ttin gec;:mi§ zaman ve as1rlan; canh birer ibret sayfas1 ve ba§tan ba§a ruhlu, hayret verici bir alem, Mia mevcut ve bizimle mO.nasebetli Rabbani bir memleket §eklinde gosterir. Sinema perdesi gibi, kah bizi o zamanlara gottirerek kah o zamanlan yamm1za getirerek her asra ve her tabakaya baktmr, yO.ksek bir i'caz ile dersini verir. i§te Kur'an-1 MucizO.'l Beyan aym i'cazla, dala!et nazanyla peri§an, Olti ve yoklukta yuvarlanan sonsuz bir vah§et yuvas1 gibi gortinen bu kainatt, Cenab-1 Hakk'm bir kitab1, Rahman'm bir §ehri, sanath bir sergisi olarak gosterir. 0 olmO.§ varhklan canland1rarak birer vazifeli memur suretinde birbirleriyle konu§turur, birbirinin imdadma ko§turur. insana, cinlere ve meleklere hakiki, nurlu ve zevkli hikmet dersleri veren Kur'an-1 Azlmti§§an'm elbette her harfinde on, ytiz ve bazen bin ve binlerce sevap bulunmas1.. btittin cinler ve insanlar 321

Zalimler.. zalimler.. (Bu tehdidin yer ald1g1 baz1 ayetler ic:;in Bkz. Bakara suresi, 2/35, 95, 124 ... )


550 SOZLER

toplansa onun benzerini getirememeleri.. 322 Kur'an'm bi.iti.in insanhkla ve kainatla tam yerinde konw~mas1.. milyonlarca haf12m kalblerinde daima zevkle yaz1lmas1.. i;ok tekrara ragmen usandirmamas1.. i;ok karma§1k cumlelerine ragmen <;ocuklarm nazik ve basit kafalanna bile mukemmelce yerle§mesi.. hastalarm ve az sozden bile tesir altmda kalan, ilzulen alum halindekilerin kulagma zemzem suyu gibi ho§ gelmesi gibi meziyetleri, talebelerine iki cihan saadetini kazandmr. Ve tercumanmm ummilik mertebesine tam uymas1 sm1yla hii;bir zorlama ve gosteri§e meydan vermeden f1trl ak1c1hgm1 ve dogrudan dogruya goklerden geldigini gosterir. En kalabahk zumre olan avam tabakanm basit anlay1§lanm, onlann seviyesine inerek ok§ar. En i;ok gokler ve yeryuzu gibi ai;1k sayfalanm gosterip o s1radan hadiselerin perdesi altmdaki harikulade kudret mucizelerini ve manidar hikmet satirlanm ders verir. i§te Kur' an bi.iti.in bunlarla, ir§admm li.itfuyla gi.izel bir i' caz gosterir. Kur' an, tekran gerektiren bir dua ve davet, zikir ve tevhid kitab1 da oldugunu bildirmek ii;in gilzel, tatl1 tekrarlanyla bir tek ci.imlede, bir tek klssada ayn ayn pek i;ok manay1, farkh muhatap tabakalarma ders verir. Basit bir hadisede, en 6nemsiz §eylerin dahi Cenab-1 Hakk'm merhamet nazannda, tasarruf dairesinde ve iradesinde bulundugunu bildirir. islamiyet'in ve §eriatm yerle§tirilmesinde sahabilerin ki.i<;i.ik hadiselerini dahi nazara ahr. 0 hadiselerde kulll kanunlann bulunmas1 ve umumi olan islamiyet'in ve §eriatm tesisinde o basit hadiselerin i;ekirdekler hi.ikmi.inde i;ok muhim meyveler vermesi yonuyle de bir <;e§it mucizeligini gosterir. Evet, Kur' an ihtiyacm tekranndan ve tekrann lilzumundan dolay1 yirmi sene ii;inde yeniden sorulan pek i;ok soruya cevap olarak ayn ayn biri;ok tabakaya ders verir. Koca kainah pari;a pari;a edip klyamette §eklini degi§tirerek dunyay1 kaldmp onun yerine bi.iyuk ahiret alemini kuracak Zat'm zerrelerden y1ld1zlara kadar her §eyi elinde ve tasarrufunda bulundurdugunu ispat eder. insanhgm, kainah, yeryuzi.ini.i ve gokleri klzdiran, hiddete getiren zulumlerine kar§l kainatm yarahh§mm neticesi adma Cenab-1 Hakk'm gazab1m gosterir. Sonsuz, deh§etli ve geni§ bir ink1labm tesisinde binlerce netice kuvvetindeki baz1 ci.imleleri ve say1s1z delillerin neticesi olan ayetlerini tekrar eder. 0 tekrarlar kusur degil, 322

Bkz. Bakara sO.resi, 2/23; YO.nus suresi, 10/38; HO.d sO.resi, 11/13; isra suresi, 17/88; Kasas suresi, 28/49; Tur sO.resi, 52/34.


YiRMi BE~iNci Soz 551

aksine, gayet kuwetli bir i' caz, gayet yuksek bir belagat ve halin geregi olan gayet uygun bir cezalet, bir ush1p gtizelligidir. Mesela, bir tek ayet olup Kur'an'da yuz on dart defa tekrar edilen ~.JI ~JI ~I H' Risale-i Nur'un On Dorduncu Lem'a'smda soylendigi,gibi, yer ile arยงI baglayan ve kainati IยงIklandiran, herkesin ona her dakika muhta<; oldugu oyle bir hakikattir ki, milyonlarca defa tekrar edilse ona yine ihtiya<; vardir; hem ekmek gibi her gun degil, belki hava gibi her an ihtiya<; vardir ve arzu duyulur. Hem mesela, $uara sliresinde sekiz defa tekrar edilen ~ ~_) 323 ~.JI ~)1 ayeti, o surede anlahlan peygamberlerin kurtuluยงlanm ve kavimlerinin azaplanm, kainatm yarahhยง hikmeti ve Cenab-1 Hakk'm geniยง rububiyeti adma beyan eder. Sure, o binlerce hakikat kuwetindeki ayeti tekrar ederek Cenab-1 Hakk'm izzetinin o zalim kavimlerin azabm1 ve rahmetinin de peygamberlerin kurtuluยงlanm gerektirdigini ders verir. iยงte o ayet veciz ve mucizevi bir belagattir; binlerce defa tekrar edilse ona yine ihtiya<; vardir ve arzu duyulur. _ , Hem mesela, Rahman suresinde tekrar edilen 324.;i ~~ ~_) ~ '::/\ l:? 'W a yeti ile Murselat suresinde tekrar edilen 325 ~~ ~ J. ~j ~yeti, cir{lere ve insanlara, asirlara, yeryuzune ve goklere; inkarcilann kainah k1zdiran, yerleri ve gokleri hiddete getiren, insanm yaratlhยง hikmetini bozan, Cenab-1 Hakk'm haยงmetli saltanatma inkar ve onu hafife almakla karยงihk vermelerini, kufUr ve nankorluklerini, zulumlerini, butun varhklarm hukukuna tecavtizlerini tehditle ilan eder. Bu iki ayet, boyle binlerce hakikatle alakah ve binlerce mesele kuwetinde olan umumi bir derste binlerce defa tekrar edilse onlara yine !Uzum vardir. 0 ayetler celalli bir mucizelik ve guzel, veciz bir belagat gosterir. Hem mesela, Kur' an' m hakiki ve tam bir nevi munacah ve Kur' an' m bir <;e~it ozu ola.n, Ha.zreti Peygamber'in (aleyhissaldta vesselam) CevยงenUl Kebir adh munacatmda yuz defa

0ยต

323

324

325

"Arna senin Rab bin Aziz ve Rahim' dir (mutlak galiptir, geniยง merhamet sahibidir)" ($uara suresi, 26/9, 68, 104, 122, 140, 159, 175, 191) "O halde Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkar edebilirsiniz?" (Rahman sliresi, 55/13, 16, 18; ... ) "Hakk1 yalan sayanlarm o gun vay hallerine!" (Murselat suresi, 77/15, 19, 24, 28, 34,37,40,45,47,49,)


552 SOZLER

cumlesinin tekrannda, tevhid gibi kainatm en btiytik hakikati ve mahlO.katm rubO.biyete kar§l tesbih, hamd ve takdis gibi ti~ btiytik vazifesinden en mtihim bir vazifesi, insanm ebed! husrandan kurtulmak gibi en deh§etli meselesi ve insanm kullugunun ve aczinin en luzumlu neticesi bulunur. Bu sebeple §U cumle binlerce defa tekrar edilse yine azdir. i§te Kur'an'daki tekrarlar bu gibi esaslara bak1yor. Hatta bazen tevhid hakikati, bir sayfada makamm geregi olarak ve meselenin anla§ilmasma olan ihtiya~ ve belagat yonuyle yirmi defa a~1k~a ve ima ile ifade edilir. Okuyana usan~ degil, kuvvet ve §evk verir. Risale-i Nur'da, Kur'an'daki tekrarlann ne kadar yerinde, munasip ve belagat yonunden makbul oldugu delilleriyle g6sterilmi§tir. Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm Mekke'de inen sD.releriyle Medine'de inen sO.relerinin belagat, i' caz ve bir meseleyi etrafhca anlatmak ya da 6zetlemek y6nunden birbirinden ayn olmalannm s1m ve hikmeti §Udur: Mekke'de Kur'an'm birinci saftaki muhatap ve dii§manlan, Kurey§ mii§rikleri ve ummileri oldugundan, kuvvetli, yuce, mucizev!, ikna edici bir uslO.p, kanaat verici k1sa beyanlar ve meselelerin yerle§mesi i~in tekrar gerekmi§tir. Bu yuzden Mekke sO.releri ~ogunlukla iman esaslanm ve tevhidin mertebelerini gayet kuvvetli, yuksek ve i' cazh bir uslO.pla, veciz bir §ekilde tekrar eder. Yaratil1§m ba§1m ve dunyanm sonunu, Allah'1 ve ahireti, yalmz bir sayfada, bir ayette, bir cumlede, bir kelimede degil; belki bazen bir harfte anlatir. "Takdim" (once bildirme), "tehir" (sonraya b1rakma), "tarif" (bir ismi 'harf-i tarif' kullanarak belirli kilma), "tenkir" (bir ismi 'harf-i tarif kullanmay1p belirsiz yapma), "hazf" (s6zu aradan 9karma, kald1rma) ve zikir gibi uslO.p 6zellikleriyle 6yle kuvvetli bir §ekilde ispatlar ki, belagat ilminin dahi imamlan bunu hayretle kar§1lam1§hr. Risale-i Nur ve bilhassa Kur'an'm kirk yonden mucize oldugunu ispat eden Yirmi Be§inci Soz ilaveleriyle beraber ve Kur'an'm uslO.bundaki mucizeligi harika bir tarzda beyan ve ispat eden Arap~a Risale-i Nur' clan i§aratu'l i'caz tefsiri bilfiil gostermi§tir ki, Mekke'de inen ayetlerde en yuce bir us!O.p ve belagat, en yuksek bir i' caz ve vecizlik vard1r. 326

Subhansm ya Rab! Senden ba§ka yoktur ilah! Af ve yard1m diliyoruz Sen den, koru bizi cehennemden!


YiRMi BE~iNci Soz 553

Medine' de inen sure ve ayetlerin ilk saftaki muhatap ve di.i.§manlan ise Allah'1 tasdik eden Yahudi ve Hiristiyanlar, yani ehl-i kitap oldugundan; belagatin, o makamm, ir§adm ve halin geregi olarak sade, ac;1k ve etrafh bir uslupla ehl-i kitaba kar§I dinin yuksek kaidelerini ve imanm esaslanm degil, belki fikir aynhklanna sebep olan din! hukumlerdeki farkhhklarm, teferruatm ve kulll kanunlann kaynaklanm, sebeplerini bildirmi§tir. Medine' de inen ayetlerde c;ogunlukla o etrafh, izahh ve sade uslubun ic;inde Kur'an'a has e§siz bir beyan tarzi gbrunur. 0 ayetler o teferruatm ic;inde yuksek, kuvvetli bir netice, bir son, bir delil ve din! hukumlerle ilgili o kuc;uk hadiseyi kulllle§tiren, onu Allah' a iman esas1 ile baglayan, tevhide, imana ve ahirete ait bir cumleyi zikreder. 0 makam1 nurlandmr, yuceltir, kulll hale getirir. Risale-i Nur, ayetlerin sonlannda c;ogu kez gelen

328~ ~~ ~ ~\ ~~' 327~~ ~~ JS~~\ ~~ 330,»

~11 ~ .:::t\ ~, J..-('"' J .J

~J

'329!('.::...\\

~

.:::\1

r::-;:- - f..-('"'

~,

J

3

gibi tevhidi ve ahireti ifade eden neticelerde ne kadar yuksek bir belagat, meziyet, cezalet ve nukteler bulundugunu, Yirmi Be§inci Soz'un ikinci $ule'sinin ikinci Nur'unda on 6rnegini bildirerek, onlarda buyuk bir mucize bulundugunu inkarcilara da ispat etmi§tir. Evet, Kur' an, §eriatm hukumlerini ve toplum hayatma <lair kanunlan beyan ederken, birden muhatabmm nazanm yi.i.ksek ve kulll noktalara c;evirir. Sade uslubu yuce bir usluba ve §eriat dersi bir tevhid dersine donll§llr. Hem bir §eriat, hukum ve hikmet kitab1, hem bir inane;, iman, zikir, fikir, dua ve davet kitab1 oldugunu gosterir. Her makamda ir§ada <lair pek c;ok maksad1 ders verir. Mekke' de inen ayetlerin belagatinden farkh olarak parlak, mucizev! bir uslup ortaya koyar. Bazen iki kelimede, 327

328

329

330

"Allah ger«ekten her §eye kadirdir." (Bakara suresi, 2/20, 109, 148; AI-i imran suresi, 3/165; Nahl sO.resi, 16/77; NO.r sO.resi, 24/45; AnkebO.t sO.resi, 29/20; Fatir sO.resi, 35/1) "Muhakkak ki Allah her §eyi hakk1yla bilir." (Enfal sO.resi, 8/75; Tevbe sO.resi, 9/115; AnkebO.t sO.resi, 29/62; Mucadele sO.resi, 5817) "O Az!z'dir, Hakim'dir (mutlak galiptir, tam hukum ve hikmet sahibidir)" (ibrahim sG.resi, 14/4; Nahl sO.resi, 16/60; AnkebO.t sO.resi, 29/42; RO.m sO.resi, 30/27; ... ) "O, Aziz'dir, Rahim'dir (mutlak galiptir, smirs1z merhamet ve ihsan sahibidir)" (RO.m sO.resi, 30/5)


554

SbZLER

mesela 331 ~WI ~) ve 332 ~) ifadelerinde, ~) tabiriyle ehadiyeti, yani Allah'm birliginin her varhkta ayn ayn tecelli etmesini; ~WI ~) tabiriyle de vahidiyeti, yani O'nun buti.in varhklan bir anda ku§atan birlik tecellisini bildirir. Ehadiyet ic,;inde vahidiyeti ifade eder. Hatta bir ayette, bir zerreyi bir gozbebeginde gordugu ve oraya yerle§tirdigi gibi, gline§i de ayn1 ayetle gogun gozbebegine yerle§tirir ve gage bir goz yapar. ,

.

Mes~la, 333 ,_). j\rlj s-1~\ JI;. ayetinden sonra, 334 l·lt\ ~,,~qi\ .::..1 ,, 1~h1 ~ t•ll\ .::..1, ayetinin ardmdan ~.IC. ~, U-" ~ .) ~ c.::;;Y.J .) ~ ...,,., U-" GYr-:- J ..J 335~.J.11JI -?1.J;. der. "Yerde ve gokte olup bitenleri bildigi gibi kalblerin ic,;indekileri de bilir." manasm1 ifade eder. Boylece o sade, avamm anlayt§ma gore olan basit konu§ma, yuce, cazibeli, umumi ve dogru yola sevk eden bir hitaba cloner. Bir soru: Bazen muhim bir hakikat, s1g nazarlara gorunmediginden ve baz1 makamlarda basit bir hadise vesilesiyle yuksek bir tevhid neticesi veya kulll bir hukum beyan edilmesindeki sir bilinmediginden, bu bir kusur zannedilir. Mesela, "Hazreti Yusuf'un (aleyhisselam), karde§ini bir hile ile almas1" 336 hadisesi beyan edilirken, ~ '-?~ jS Jjij 337f# diye gayet yuksek bir dusturun zikredilmesi, belagat bak1mmdan munasebetli gorunmuyor. Bunun s1m ve hikmeti nedir? Cevap: Her biri kuc;uk birer Kur'an olan uzun ve orta uzunluktaki c;ogu sO.rede pek c;ok sayfa ve makamda yalmz iki-uc; maksat degil, belki buti.in Kur'an'm mahiyeti zikredilir. Kur'an hem bir zikir, hem bir iman, hem bir fikir, hem §eriat, hem hikmet ve hem de bir ir§ad kitab1 oldugundan ayn ayn dersleri ic;erir. Cenab-1 Hakk'm rubO.biyetinin her §eyi kU§att1g1m ve ha§metli tecellilerini ifade eder. ;;u buytik kainat kitabmm 331

332

333

334

335 336

337

"Alemlerin Rabbi" (A'rfil sfuesi, 7/54; ~uara suresi, 26/23; Kasas suresi, 28/30; Mil'min suresi, 40/64; Fussilet suresi, 41/9; Tekvir suresi, 81/29; Hakka suresi, 69/4) "Senin Rabbin" (Bakara suresi, 2/30, Maide suresi, 5/24, 112; En'am suresi, 6/112, 131, 132, 133, 158; A'raf suresi, 7/167, 172; Enffil suresi, 8/5; ... ) "Gokleri ve yeri yaratan ... " (En' am suresi, 6/1, 73; A'raf suresi, 7/54; Tevbe suresi, 9/36; Yunus suresi, 10/3 ... ) "Geceyi gilndilze katar, boylece gilndilz uzar. Gilndilzil geceye katar, boylece gece uzar." (Hadid suresi, 57/6) "Kalplerin ic;indekileri 0 bilir." (Hadid suresi, 57/6) Bkz. "i§te Biz Yusuf'a, karde§ini ahkoymas1 il;in boyle bir plan ogrettik." (Yusuf suresi, 12/76) "Her ilim sahibinin ilstilnde daha iyi bir bilen bulunur." (Yusuf suresi, 12/76)


YiRMi BE$iNci Soz 555

bir c;e§it tefsiri olan Kur' an, elbette her makamda, hatta bazen bir sayfada pek c;ok maksad1 takip ederek Allah'1 bilmeyi, tevhidin mertebelerini ve iman hakikatlerini ders verdigi gibi, bir ba§ka makamda, mesela g6riinli§te zay1f bir munasebeti bulunan ba§ka bir ders verir ve o zay1f munasebeti kuwetlendirir. 0 ders o makama gayet uygun olur, belagatin mertebesi yukselir. ikinci bir soru: Kur'an'm ac;1kc;a veya ima ve i§aretlerle, ahiret ve tevhidi, insana verilecek mukafat ve cezay1 binlerce defa ispat edip one c;1karmasmm ve her surede, her sayfada, her makamda bu hakikati ders vermesinin hikmeti nedir? Cevap: Kur'an imkan dairesinde ve kainattaki ink1laplarda, emanet-i kubray1338 ve yeryuzunun halifeligini omzuna alan insanm ebedi saadetine ve husranma sebep olacak vazifesine dair en muhim, en buyuk, en deh§etli meseleleri ders vermek.. say1s1z §lipheleri gidermek.. gayet §iddetli inkarlan ve inatlan kirmak, o deh§etli inkilaplan tasdik ettirmek.. ve o ink1laplar kadar buyuk ve insan ii:;in luzumlu olan meseleleri insana kabul ettirmek ic;in onlan binlerce degil, milyonlarca kere tekrar etse yine fazla olmaz. 0 bahisler Kur'an'da milyonlarca kez okunur, yine de usanc; vermez, onlara ihtiyac; azalmaz. Mesela, 1

o~

o

,,,

,,,

,1~·)111~--'" '. ' J~ ~ ~ i.S~

-

/

.St.::;.. µJ' ...:.iWL.k.ll I~.) I.;> / / ,,,

,,..

<:-\1 ~ , :11 .r.:-"' Jr

339,

-"

1

I~'\~

:;;

~

ill 01"

J-" 0-!-,

/

.i.U~

,

ayetinin verdigi ebedi saadet mujdesine bak. "Her dakika kendini gosteren olum hakikati hem c;aresiz insarn, hem onun dunyasm1, hem de butun dostlanrn ebedi yokluktan kurtanp onlara ebedi bir saltanat kazandmr" beyarn milyarlarca kere tekrar edilse ve ona kainat kadar 6nem verilse yine azdir, o meselenin k1ymeti azalmaz. i§te bu c;e§it say1s1z k1ymetli meseleleri ders veren, kainati bir ev gibi degi§tiren ve onun §eklini bozan deh§etli degi§imleri gosterip olumden sonra dirili§i ispatlayan, muhatabm1 ikna edip inandiran Kur'an-1 338

339

"Biz emaneti goklere, yere, daglara teklif ettik de onlar bunu yii.klenmekten ka<;md1, zira sorumlulugundan korktular, ama onu insan yuklendi. insan bu emanetin hakk1m gozetmedigi i<;in cidden <;ok zalim, <;ok cahildir." (Ahzab suresi, 33/72) "iman edip makbul ve gii.zel i§ler yapanlara ise i<;inden irmaklar akan cennetler var. i§te en buyuk muvaffakiyet, en buyuk mutluluk budur." (BU.rue suresi, 85/11)


556

SOZLER

Mucizti'l Beyan, o meselelere elbette ac:;1kc:;a ve i§aretlerle binlerce kere dikkati c:;eker. Bu luzumsuz degildir; aksine, ekmek, ilac:;, hava ve l§lk gibi zaruri birer ihtiyac:; hukmunde oldugundan insamn ihsamm tazeler. Hem mesela Kur'an'm, .'.'.;f I ,~< ~ JJI', . .),~ r3.r--- <.f.., 3

341(.p-

340.:'.Jf

~

-.::.,1~ .::;f ~ _1t1.J1 .)1 . r~/ ;

gibi tehdit ayetlerini gayet §iddetle, hiddetle ve tekrar tekrar zikretmesinin hikmeti ise -Risale-i Nur' da ac:;ikc:;a ispat edildigi gibi- §Udur: insanm ktifru, kainatm ve kainattaki c:;ogu varhgm hukukuna oyle bir tecavuzdur ki, gokleri ve yeri k1zdmyor. Toprak, hava, su gibi unsurlan hiddete getirip tufanlarla o zalimleri tokathyor. /

0

342 h::;J\ ~

,•

,,.

/

/

~;,. ~~ 0

~ f."°""'

::>

,;,....

,

·•

,JI:,'

.JY-' '-?,3

,,.

/

1 : . ' 1~t

I, ,

1~ ~I

~ ~ ~ 't".'.

_).~

r

:q

:::-

l~I

;

ayetlerinin ac:;1kc:;a ifade ettigi gibi, o zalim inkarc1lara cehennem oyle ofkelenir ki, hiddetinden parc:;alanma derecesine gelir. i§te boyle, ucu kainattaki her varhga dokunan bir cinayete ve sonsuz bir tecavuze kar§I insanm kuc:;uklugti ve onemsizligi noktasmda degil, belki zalimce cinayetinin btiyukltigune ve kafirce tecavuzunun deh§etine kar§I, kainatm Sultani yaratt1klarmm hukukunu gozettigini ve o inkarctlann kufUr ve zulmundeki sonsuz c:;irkinligi gosterir. Bu hikmetten dolay1 fermanmda gayet hiddet ve §iddetle o cinayeti ve cezasm1 degil bin defa, belki milyonlarca, milyarlarca kere tekrar etse, yine fazla olmaz, kusur degildir. Zira bin kusur senedir ytizlerce milyon insan her gun usanmadan tam bir §evk ve ihtiyac:;la o fermarn okuyor. Evet, alem her gun, her zaman, herkes ic:;in degi§ir; bir alem gider, taze bir alemin kap1s1 ac:;1hr. 0 yenilenen, gec:;ici alemleri nurlandirmak ic:;in Kur'an ihtiyac:; ve §evkle 343'~\ ~l "31 '1 ctimlesini bin defa tekrar ile o degi§en perdelerin her birine bi~~\ ~l "31 '1 ctimlesini lamba yapar. Aynen bunun gibi, o say1s1z, gec:;ici pe'rdeleri, o tazelenen seyyar "Zalimlere elbette gayet ac1 bir azap vardir." (ibrahim st'lresi, 14/22; $lira st'lresi, 42/21) 341 "Kafirlere ise cehennem ate§i var." (Fil.hr st'lresi, 35/36) 342 "Onlar oraya ahlmca cehennemin mlithi§ homurtusunu, kaynaya kaynaya c;1kard1g1 u§ultuyu i§itirler. Cehennem, ofkesinden neredeyse c;atlayacak haldedir." (Millk st'lresi, 67/7-8) 343 "La ilahe illallah" (Allah'tan ba§ka ilah yoktur. Saffat Suresi, 37/35; Muhammed Suresi, 47/19) 340


YiRMi BE~iNci Soz 557

kainatlan karanhkta birakmamak.. her insanm hayat aynasmda yans1yan suretleri c_;irkinle§tirmemek.. insana lehinde §ahit olabilecek o gec_;ici vaziyetleri onun aleyhine c_;evirmemek ic_;in o cinayetlerin cezas1m ve Kainatm Ezell Padi§ahmm §iddetli ve inatlan kiran tehditlerini takdir etmek.. ve nefsin azgmhgmdan kurtulmaya c_;ah§mak gibi hikmetlerle Kur'an o tehditleri gayet manidar bir §ekilde tekrar eder. Bu derece kuwetli, §iddetli tehdit ayetlerinin c_;okc_;a tekrar edilmesini hakikatsiz saymaktan §eytan bile kac_;ar. 0 ayetleri dinlemeyen inkarc1lar ic_;in cehennem azabmm adaletin ta kendisi oldugunu gosterir. Hem mesela, asa-y1 Musa gibi pek c_;ok hikmeti ve faydas1 bulunan Hazreti Musa'nm (aleyhisse/am) k1ssas1 ve diger peygamberlerin (aleyhimesselam) k1ssalannm Kur'an'da c_;ok tekrar edilmesinde de c_;ok hikmet vardir. Res0.1-u Ekrem'in (aleyhissaldta vesselam) peygamberliginin hakkaniyetine butiln nebilerin peygamberligini delil gosterir. <;unku onlann hepsini birden inkar edemeyen, Res0.1-u Ekrem'in (aleyhissaldta vesse/am) peygamberligini de hakikat noktasmda inkar edemez. i§te herkes her vakit butun Kur'an'1 okuyamad1gmdan, her bir uzun ve orta uzunluktaki sureyi birer kuc_;uk Kur' an hukmune getirmek ic_;in iman esaslan gibi muhim meselelerin yanmda o k1ssalan da tekrar etmesi, luzumsuz degil, belagatin, e§Siz bir uslO.bun geregidir. Kur'an boylece Res0.1-u Ekrem'in (aleyhissaldta vesselam) peygamberliginin insanhgm en buyuk hadisesi ve kainatm en muazzam meselesi oldugunu ders verir. Evet, Kur'an'da Hazreti Peygamber'in zatma en buyuk makamm verilmesi ve dart iman esasm1 ic_;ine almakla iii1 '91 .J1 "]' esasma denk tutulan 344~\ J~j ~ hakikati, Res0.1-u Ekrem'i~ (~leyhissaldta vesse/am) peygamberliginin kainatm en buyuk hakikati ve onun (aleyhissaldtil vesse/am) butun varhklann en §ereflisi oldugunu hattrlattr. Hakikat-i Muhammediye (aleyhissaldta vesselam) tabir edilen kulli manevi §ahsiyeti ve kutsi makam1, iki cihanm en parlak gune§i olduguna ve bu harika makama liyakatine dair pek c_;ok delil ve i§aret, Risa/e-i Nur' da kesin bir §ekilde ispat edilmi§tir. Binlerce delilden biri §Udur: 345 ~ LlJ l5 ,~ ~ ~ l\ dusturuyla, butun ummetinin i§ledigi sevaplarm • bir mislinin, aynen onun amel defterine de yaz1lmas1. .. 344

345

"Muhammedu'r-Rasulullah." (Muhammed Allah'm Resuliidiir. Fetih Suresi, 48/29) (Bir i§e) sebep olan, (onu bizzat) yapan gibidir.


558

Si:iZLER

• Btittin kainatm hakikatlerini, getirdigi nur ile aydmlatmas1. .. • Yalrnz cinleri, insanlan, melekleri ve canh varhklan degil, hatta kainati, gokleri ve yerytiztinti de kendisine minnettar kilmas1. .. • Bitkilerin kabiliyetlerinin diliyle, hayvanlarm ihtiyac:;larmm lisarnyla ettikleri dualann goztimtiztin ontinde bilfiil kabul olmas1nm gosterdigi tizere, belki milyarlarca f1tri duas1 makbul olan timmetin salihlerinin her gun o zata (a/eyhissa/atu vesselam) salat ve selam ile rahmet dualan ... • Manevi kazanc:;lanrn ilk once o zata (aleyhissa/atu vesselam) bagt§lamalan ... • Ve btittin Mtisltimanlar tarafmdan okunan Kur'an'lann tic; ytiz bin harfinin her birinde on, ytiz, hatta bin sevap ve meyve olmas1 sirrmca, yalrnz okunan Kur'an'lar sayesinde bile amel defterine sonsuz nurlar girmesi. .. • 0 zatm (aleyhissa/ati.i vesse/am) manevi §ahsiyeti olan "hakikat-1 Muhammediye"nin gelecekte bir tuba agac1 htikmtinde olacagm1 bilen ve goren Allam-ti! Guyub ona Kur'an'mda o makama gore en btiytik k1ymeti vermi§ olmas1. .. • Hem fermanmda ona ve onun stinnetine uymay1, §efaatine eri§meyi insanm en mtihim meselesi olarak gostermesi. .. • Ve o ha§metli tUba agacmm bir c:;ekirdegi olan onun (aleyhissaldti.i vesselam) §ahsiyetini ve ba§lang1c:;taki be§eri vaziyetini de bazen nazara almas1dtr. 346 HA~ivE i§te Kur'an'm tekrar edilen hakikatleri bu k1ymette oldugundan, onlann tekrarmda kuwetli ve btiytik bir manevi mucize bulunduguna selim f1tratlar §ahitlik eder. Veter ki, maddecilik vebas1yla kalb ve vicdan hastahgma tutulmam1§ olsun ... Yoksa o zaman, 347~ '~

:~~ !~l\ ~<:~, -r , LJ1 ,r ~3 '.

..

kaidesine dahil olur.

346 347

H~iYE Bu risalenin telifinden.

Bazen insan, gozunun iltihaph olmas1 sebebiyle gune§in J§1gm1 inkar ettigi gibi ag1z da hastahgmdan dolay1 suyun tadm1 inkar edebilir. (el-Busayri, Kasfdeti.i'l-Bi.irde 104. beyit)


ONUNCU MESELE'YE BiR SONSOZ OLARAK iKi HA~iYE Birincisi

Bundan on iki sene once348 i§ittim ki, deh§etli ve inatc;1 bir dinsiz, Kur' an' a onun tercilmesiyle iftira atmaya, Kur'an'm aleyhinde konu§maya ba§lam1§ ve §Oyle demi§: "Kur' an tercilme edilsin de ne mal oldugu bilinsin." Yani Kur'an'daki lilzumsuz tekrarlan herkes gorsiln ve onun yerine meali okunsun, diye deh§etli bir plan yapmI§. Risale-i Nur'un c;ilriltillmez delilleri kesin bir §ekilde ispat etmi§tir ki: Kur'an'm hakiki tercilmesi milmkiln degildir. Arapc;adan ba§ka bir dilin grameri Kur'an'm meziyetlerini ve nilktelerini muhafaza edemez. Her bir harfi, on adetten bine kadar sevap veren Kur'an kelimelerinin, mucizevi ve ku§atlc1 tabirlerinin yerini insan eseri olan basit tercilmeler tutamaz. Kur'an yerine camilerde onun tercilmesi okunamaz. i§te Risale-i Nur her tarafa yayilarak o deh§etli plam neticesiz b1rakt1. Fakat o dinsizden ders alan milnaf1klar, yine §eytan hesabma ahmak c;ocuklar gibi divane bir §ekilde Kur'an gilne§ini ilflemekle sondilrmeye c;ah§tiklan ic;in bana gayet s1k1, s1k1c1 ve s1kmtih bir halle bu Onuncu Mesele yazdmld1, tahmin ediyorum. Ba§kalan ile g6ril§emedigim ic;in hakiki vaziyeti bilmiyorum.

ikincisi Denizli hapsinden tahliyemizden sonra me§hur ~ehir Oteli'nin yilksek katmda oturmu§tum. Kar§Imdaki gilzel bahc;elerde c;ok say1daki kavak agac;larmm birer zikir halkas1 gibi gayet tatl1 bir §ekilde hem kendilerinin, hem dallannm, hem yapraklarmm rilzgarda cezbeli 348

Bkz. Ebu'l-Abbas el-Mukri', Nefhu't-tayyib 4/504.


560

SOZLER

ve cazibeli hareketlerle oynamas1, karde§lerimden ayn, yalmz kald1g1mdan huzunlu ve gamh kalbime ili§ti. Birden guz ve kt§ mevsimleri hatmma geldi ve beni bir gaflet bash. Ne§e ve cezbe ile cilvelenen o nazenin kavaklara ve canhlara o kadar ac1d1m ki, gozlerim ya§la doldu. Kainatm suslu perdesi altmdaki yokluklan, aynhklan hatirlatan, hissettiren bu halde kainat dolusu aynhklarm, yokluklann huznu ba§ima toplandi. Birden hakikat-i Muhammediye'nin (aleyhissa/aw vesse/am) getirdigi nur imdada yeti§ti. 0 sonsuz huzunleri ve gamlan sevince i;evirdi. Hatta o nurun, herkes ve her mumin gibi benim hakk1mdaki milyonlarca feyzinden yalmzca o vakitte, o halime temas eden yard1m1 ve tesellisi i<;in Resul-u Ekrem' e (aleyhissa/6.ta vesselam) ebediyen minnettar oldum. $6yle ki: 0 gaflet nazan, o mubarek, nazenin canhlan vazifesiz, neticesiz, bir mevsimde gorunup kaybolan, ne§eden degil belki yokluk ve aynhktan titreyerek hii;lige dli.§en varhklar §eklinde gosterir. Bu, herkes gibi benim de beka a§kma, guzellik sevgisine, hemcinslerime ve hayata kar§t §efkate vesile olan damarlanma 0 derece dokundu ki, adeta dunyay1 manev! bir cehenneme ve akil bir i§kence aletine i;evirdi. Tam o s1rada, Muhammed Aleyhissalatu Vesselam'm insanhga hediye getirdigi nur, perdeyi kaldirdi. Yokluk, hii;lik, vazifesizlik, abeslik, aynhk yerine o kavak agai;larmm her birinin yapraklan say1smca hikmet ve manalan gosterdi. Risale-i Nur' da ispat edildigi gibi U.<; k1sma aynlan neticeleri ve vazifeleri g6rdum. Birinci Krsrm: Sani-i Zulcelal'in isimlerine bakar. Mesela, nas1! ki bir usta harika bir makine yapsa herkes "Ma§aallah, Barekallah" deyip onu alk1§lar. Aynen oyle de, o makine dahi hatas1z i§leyi§iyle ondan beklenen neticeleri tam gostererek hal diliyle ustasm1 tebrik eder, alk1§lar. i§te her canh ve her varhk boyle birer makinedir, Ustasm1 tesbihlerle alki§lar. ikinci Krsrm: Canhlann ve §UUr sahiplerinin nazarlanna bakar. Onlara §irin bir mutalaa yeri, birer marifet kitab1 olur. Manalanm §Uur sahiplerinin zihinlerinde, suretlerini hafizalannda, misal aleminin [evhalarmda Ve gayb aleminin defterlerinde birak1p §U gorunen alemi terk eder, gayb alemine i;ekilir. Demek, gorunli.§te bir varhg1 birakir fakat manev!, gayb! ve ilm! pek i;ok varhk kazamr.


YiRMi BE~iNci Soz 561

Evet, madem Allah var ve O'nun ilmi her §eyi ku§atir. Elbette yokluk ve hic:;lik, mahv ve fanilik aslmda muminin dunyasmda yoktur. Kafirlerin dunyalan ise yoklukla, aynhkla, hic:;likle, fanilikle doludur. i§te bu hakikati, §U darb1mesel ders verir: "Kimin ic;in Allah varsa ona her §ey vardtr; kimin ic;in yoksa onun ic;in hic:;bir §ey yoktur." K1sacas1: Nas1l ki iman, alum vaktinde insarn ebedi idamdan kurtanyor. Ayrn §ekilde, herkesin hususi dunyasm1 da idamdan ve hic;lik karanhklanndan kurtanr. Kuflir ise -hele mutlak kuflir ise- hem o insam, hem onun hususi dunyasm1 olumle ebediyen idam edip manevi cehennem karanhklanna atar. Hayatmm lezzetlerini ac1 zehirlere c:;evirir. Dunya hayatm1 ahirete tercih edenlerin kulaklan c:;mlasm! Gelsinler, ya buna bir c:;are bulsunlar ya da imana girsinler; bu deh§etli zarardan kurtulsunlar!

Duamza c:;ok muhtac:; ve size c:;ok arzu duyan karde§iniz Said Nursf

349

"Subhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32)


KADER RiSALESi

Kader ve insanzn cuzf iradesi iki muhim meseledir. Bunlara dair birkm; szrrz dart "bahis" k;inde a~maya ~ah§acagzz.

BiRiNCi BAHiS imanm k1s1mlanndan olan kader ve cuz! irade, islamiyet'in ve imanm son smmrn gosteren, hale ve vicdana dair birer meseledir. ilm! ve nazar! degildir. Yani, her §eyi, hatta amellerini ve nefsini Cenab-1 Hakk'a vere vere sonunda imtihan ve mesuliyetten kurtulmamas1 ic;in cuz! irade muminin 6nune c;1k1yor, ona "Sorumlu ve vazifelisin!" diyor. Sonra i§ledigi iyiliklerle ve faziletleriyle gururlanmamas1 ic;in kader kar§tsma gec;iyor ve ona "Haddini bi!, bunlan yapan sen degilsin!" diyor. Evet, kader ve cuz! irade, iman ve islamiyet'in son mertebesindedir. .. Kader nefsi gururdan, cuz! irade ise sorumsuzluktan kurtarmak ic;indir, bu sebeple imana dair meseleler arasma girmi§lerdir. Yoksa "Hic.;bir §ey yoktur ki onu meydana getiren hazinelerin anahtarlan elimizde olmasm. Biz onu ancak belirli bir olc.;u ile indiririz." (Hier sliresi, 15/21) "Velhasil her bir §eyi apac.;1k bir Kitap'ta say1p doken biziz." (Yasin suresi, 36/12)


YiRMi ALrrNcr Soz 563

inatc;;1 nefs-i emmarelerin, 3 i§ledikleri gunahlann sorumlulugundan kurtulmak ic;;in kadere yap1§malan, kendilerine nimet olarak verilen guzelliklerle ovunup gururlanmalan ve bunlan iradelerine dayandirmalan, kader sirrma ve cuzi iradenin hikmetine tamamen z1tt1r. Bunlar ilm! meseleler degildir. Evet, manevi yonden ilerlememi§ avam tabaka tarafmdan her §ey kadere verilir. Fakat bu, gec;;mi§ zaman hadiseleri ve musibetler ic;;indir, umitsizligin ve huznun ilac1d1r. Yoksa gunahlara ve gelecege dair degildir ki, haram zevklere girmeye ve tembellige sebep olsun. Demek, kader meselesi, insam imtihan ve sorumluluktan degil, kendisiyle ovtinmekten ve gururdan kurtarmak ic;;in iman esaslan arasma girmi§tir. Cuzi irade ise insanm fenahklarmm kaynag1d1r ve oyle g6rulmesi ic;;in iman esaslanna dahil edilmi§tir. Yoksa insanm, onu sahip oldugu gtizelliklerin kaynag1 bilip firavunla§mas1, kibirlenmesi ic;;in degildir. Evet, Kur'an'm buyurdugu gibi, insan fenahk ve gunahlanndan tamamen kendisi sorumludur. c;:unku gtinah1 isteyen odur. Gunah bir ttir tahrip oldugu ic;;in insan tek bir gunahla c;;ok §eyi y1k1p bozabilir, muthi§ bir cezaya mustahak hale gelir. Bir kibritle bir evi yakmak gibi. .. Fakat insanm sevap ve iyilikleriyle ovunmeye hakk1 yoktur, onlarda pay1 pek azd1r. c;:unku iyiligi isteyen ve gerektiren, Cenab-1 Hakk'm rahmeti; yaratan ise O'nun kudretidir. istemek, cevap ve sebep; hepsi Hak'tand1r. insan yalmz dua, iman, §UUr ve Allah'm nzas1 ile onlara sahip olur. Gunah1 ya tabiab geregi ya da iradesiyle isteyen ise insanm nefsidir. Nas1l ki, baz1 maddeler gune§in beyaz, guzel 1§1gmdan karanr ve c;;urur. Siyahhk, o maddenin tabiatma aittir; fakat onu, ic;;inde pek c;;ok fayda saklayan ilah! bir kanunla yaratan yine Hak'br. Demek, sebep olan ve isteyen nefistir ki, sorumluluk onundur. Cenab-1 Hakk'a ait olan yaratma, var etme ise ba§ka guzel neticeleri ve meyveleri bulundugu ic;;in guzeldir, hay1rd1r. i§te §U s1rdand1r ki: $erri i§lemek §erdir, §errin yarablmas1 ise §er degildir. Mesela, pek c;;ok faydas1 bulunan yagmurdan zarar goren tembel bir adam, "Yagmur rahmet degil." diyemez. Evet, yaratmakta, var etmekte az bir zarar ile beraber c;;ok hay1r vard1r. Kuc;;uk bir zarar ytizunden pek c;;ok hayn terk etmek ise buyuk bir §er olur. Bu sebeple Nefs-i emmare: insam daima kotii!Uge sevk eden nefis.


564

SOZLER

o kuc;uk zarar, hayir hi.ikmi.ine gec;er. Cenab-1 Hakk'm yaratmasmda §er ve c;irkinlik yaktur, anlar kulun amellerine ve kabiliyetine aittir. Hem nas1l ki Allah'm takdir ettigi kader, neticeleri ve meyveleri itiban ile §erden ve c;irkinlikten uzakhr, yi.icedir. Aym §ekilde, sebepleri itiban ile de zulumden ve c;irkinlikten annmI§hr. <;unku kader hakiki sebeplere bakar, adildir. insanlar ise gorunii§teki sebeplere gore hukiim verir; kaderin, adaletin ta kendisi olan hukmiinu takdir edemez, zulme du§erler. Mesela, hirs1z almad1gm halde hakim seni mahkum edip hapse att1. Fakat senin kimsenin bilmedigi gizli bir cinayetin var. i§te kader, seni a cinayetin ic;in mahkum edip adaletle hi.ikmetmi§tir. Hakim ise i§lemedigin bir hirs1zhktan dalay1 mahkum ettigi ic;in zulmetmi§tir. i§te, kaderin ve Cenab-1 Hakk'm adaleti ile insanm i§ledigi zulum tek bir hadisede iki yonden g6ri.inuyor. Ba§ka ornekleri de buna k1yasla. Demek, kader ve Cenab-1 Hakk'm yaratmas1; ba§1 ve sanu, as1l ve tali yonleri, sebep ve neticeleri itiban ile §erden, c;irkinlikten ve zulumden uzakhr, yucedir. Eger denilse ki: "Madem insanm ciizi iradesinin yaratma kabiliyeti yak ve elinde bir emr-i itibari, yani farazi bir §ey alan gayret etmekten ba§ka bir §ey bulunmuyar. Nasd oluyar da, Kur'an-1 Mucizii'l Beyan'da insan, yerlerin ve goklerin Hahk'ma kar§l asi ve du§man alarak tarif ediliyar? Nic;in Cenab-1 Hak insandan c;ak §ikayet ediyar, asi insanlara kar§l mi.imin kullanna yard1m edecegini, yard1m ic;in meleklerini taplayacagm1 bildiriyar ve insana c;ak onem veriyar?" Cevap: <;unku kiifi.ir, isyan ve gunah; tahriptir, yakluga sebeptir. Hakikatte var almayan farazi bir §ey c;ak buyuk tahribata, say1s1z §eyin yak almasma sebebiyet verebilir. Nasd ki, biiyi.ik bir geminin dumencisi vazifesini terk etse gemi batar ve butun murettebatm gayretleri neticesiz kahr. Bullin a tahribat, bir tek vazifenin ihmalinden kaynaklamr. Aynen oyle de, kufi.ir ve giinah, yakluk ve tahrip cinsinden aldugu ic;in, cuzi irade, farazi bir §eyle anlan tahrik edip mi.ithi§ neticelere sebebiyet verebilir. Gerc;i kufi.ir bir fenahkhr, gunahhr fakat aym zamanda biillin kainah klymetsizlikle ve gayesizlikle itham etmek, har g6rmek, Cenab-1 Hakk'm birligine deli! alan biitun varhklan yalanlamak ve O'nun biillin isimlerinin tecellilerini degersiz gostermek, anlarla alay etmektir. Bu yiizden Cenab-1 Hakk'm biillin kainat, varhklar ve isimlerinin tecellileri


YiRMi ArnNc1 Soz 565

adma kafirlerden §iddetle §ikayeti ve onlan deh§etli tehdit etmesi hikmetin ta kendisidir. Kafirlere ebedi azab1 tam adalettir. Madem insan kilfur ve isyanla tahrip yoluna gider ve az bir gayretle pek c;ok §ey yapar. 0 halde milminler, buna kar§l Cenab-1 Hakk'm yilce yard1mma c;ok muhtac;t1r. C::unki.i on kuwetli adam bir evi koruyup tamir ederken, haylaz bir c;ocugun o evi ate§e vermeye c;ah§mas1 kar§lsmda onun velisine, belki padi§ahma milracaat etmeye, yalvarmaya mecbur kahrlar. Aynen bunun gibi, milminler de boyle edepsiz asilere kar§l dayanmak ic;in Cenab-1 Hakk'm yard1mma c;ok muhtac;tir. K1sacas1: Eger kaderden ve insanm cilzi iradesinden bahseden adam, Rabbinin huzurunda bulunma §Uurunda kamil iman sahibi bir milmin ise kainab ve nefsini Cenab-1 Hakk'a verir, O'nun idaresinde bilir. 0 vakit kaderden ve cilzi iradeden bahsetmeye hakk1 olur. Nefsinin ve her §eyin sahibini Cenab-1 Hak bildigi ic;in cilzi iradesine dayanarak kulluk sorumlulugunu ilstlenir. Giinahlarmm kaynagmm kendisi oldugunu kabul edip Rabbinin her tilrlil kusur ve noksandan uzakhg1m ilan eder. Kulluk dairesinde kahp ilahi teklifi, kulluk vazifesini ilsti.ine ahr. Faziletleriyle ve i§ledigi sevaplarla gururlanmamak ic;in kadere bakar, 6vilnmek yerine §ilkreder. Ba§ma gelen musibetlerde kaderi gorilr, sabreder. Gafil bir adamm ise kaderden ve cilzi iradeden bahsetmeye hakk1 yoktur. C::unkil onun nefs-i emmaresi, gaflet ve dalaletin sevkiyle kainattaki her §eyi sebeplere verir, Allah'm mahm onlara payla§bnr. Kendisini de varhgmm sahibi zanneder. Yapbg1 giizel §eyleri kendinden ve sebeplerden bilir, sorumlulugu ve kusuru ise kadere atar. 0 vakit, neticede Cenab-1 Hakk'a verilmesi gereken cilzi irade ve en son bakilacak kader bahsi manas!Z olur. Bu, kaderin ve insamn iradesinin var olU§ hikmetine tamamen zit ve sorumluluktan kurtulmak ic_;in nefsin bir hilesidir.

iKiNCi BAHiS Alimlere has4 HN>iYE ince bir ilmi ara§tlrmadir. Som: Kader ile insamn cilzi iradesi nasil bir arada bulunabilir? 4 HN>iYE

Bu iltinci bahis, c;ok derin ve anla§dmas1 zor "kader s1rn" hakkmdad1r. Biitiin hakikat ehli alimlerce kelam ilminin inanca dair en miihim ve tart1§mah meselelerinden kabul edilir. Risa/e-i Nur bu meseleyi tam halletmi§tir.


566

SOZLER

Cevap: Yedi bak1mdan ...

Birincisi: Kainatm intizam ve denge diliyle hikmetine, adaletine §ahitlik ettigi Hakim ve Adil Zat, elbette insana mukafat veya ceza vesilesi olacak, mahiyeti bilinmeyen bir cuzi irade vermi§tir. 0 Adil-i Hak!m'in pek c;:ok hikmetini bilmedigimiz gibi, insanm cuz! iradesinin de kaderle nas1l bir arada bulunabilecegini bilmememiz, bunlann var olmad1gm1 gostermez. ikincisi: ister istemez herkes kendinde bir irade hisseder, onun varhgm1 vicdanen bilir. Bir §eyin mahiyetini bilmek ayn, var oldugunu bilmek ayndir. Pek c;:ok §eyin varhg1 bizce apac;:1k oldugu halde, mahiyeti mec;:huldur. .. i§te cuzi irade de bunlar arasmda sayilabilir. Her §ey bizim bilgimizle smirh degildir. Bir §eyi bilmememiz, onun yokluguna deli! olamaz. Ufi.inci.isi.i: Cuz! irade, kadere zit degildir. Hatta kader, onun varhgm1 destekler. <;unku kader, Allah' m smirs1z ilminin bir c;:e§ididir. Cenab-1 Hakk'm sonsuz ilmi, irademizi de ku§atmi§hr. Oyleyse kader, iradeyi dogruluyor, onun varhgm1 c;:urutmuyor. Dordi.inci.isi.i: Kader, bir c;:e§it ilimdir. ilim ise bilinene baghdir. Bir §eyin nasil olacag1yla ilgilidir. Yoksa bilinen §ey, ilme bagh degildir. Yani ilmin kanunlan, bilineni, haric! varhg1 noktasmda idare etmek ic;:in esas degildir. <;unku bilinen §eyin kendisi ve haric! varhg1, iradeye bakar ve kudrete dayamr. Hem ezel, gec;:mi§ zaman silsilesinin bir ucu degildir ki, e§yanm varhgmda esas tutulup ona gore bir mecburiyet dli§U.nulsi.in. Aksine o; gec;:mi§i, §imdiki zamam ve gelecegi birden ku§atan, onlara yi.iksekten bakan bir ayna gibidir. Oyleyse mi.imkinat dairesi ic;:inde uzay1p giden zamanm gec;:mi§ tarafmda bir uc;: hayal edip ona "ezel" diyerek e§yay1 bir di.izenle o ezel ilminin sm1rlannda ve insanm kendisini de onun d1§mda farz etmek, ona gore degerlendirmek hakikat degildir. Bu smm sana ac;:1lmas1 ic;:in §U misale bak: Senin elinde bir ayna oldugunu varsayahm. Sag tarafm gec;:mi§, sol tarafm gelecek farz edilse, o ayna yalmz kapasitesi kadanm gosterebilir, iki taraf1 ancak s1rayla yans1hr, c;:ogunu gosteremez. Hem ayna ne kadar a§ag1da olursa o kadar az gosterir, yi.iksege c;:1khkc;:a yans1tt1g1 daire geni§ler. Gitgide iki taraf1 tamamen ve birden gosterebilir hale gelir. 0 ayna, §U vaziyetteyken


YiRMi AmNc1 Soz 567

onda gorunen mesafelerde gen:;ekle§en hadiselerin birbirinden once mi soma m1, birbiriyle uyumlu mu zit m1 oldugu soylenemez. i§te kader, Cenab-1 Hakk'm ezeli ilmindendir ve o ezeli ilim, hadisin tabiriyle, ezelden ebede kadar olmu§ ve olacak her §eyi "nazar-1 aladan", yani en yuce makamdan, birden gorur, ku§atir. Biz ve hukumlerimiz, onun d1§mda olamay1z ki, kader sadece gec;mi§i gbsteren bir ayna gibi olsun. Be§incisi: Kader, bir hadisenin sebep ve neticesiyle de ilgilidir. Yani, "$u netice, §U sebeple meydana gelecek." hukmunu ic;erir. Oyleyse, "Madem filan adamm filan vakitte olmesi mukadderdir. Kendi cuzi iradesiyle tufegini ate§leyen adamm ne kabahati var? Ate§ etmeseydi diger adam yine olecekti." denilmemelidir. Soru: Nic;in denilmesin? Cevap: <.;unku kader o adamm olmesini, berikinin tufegiyle belirlemi§tir. Eger tufekle ate§ edilmedigini varsaysan, kaderin bu hadiseyle ilgili olmad1gm1 kabul etmi§ olursun. 0 zaman adamm olmesi hakkmda neyle hukum vereceksin? Ya Cebriye mezhebi gibi sebebin ve neticenin ayn birer kaderi oldugunu kabul edersin ya da Mutezile mezhebi gibi kaderi inkar edersin. Her iki halde de Ehl-i Sunnet ve Cemaat'i birak1p dalalet yoluna girmi§ olursun. Oyleyse biz hak ehli deriz ki: "Ttifekle ate§ edilmeseydi o adam oltir mtiydti, bilemeyiz." Cebriye mezhebindekiler der ki: "Ate§ edilmeseydi yine olurdu." Mutezile ise §6yle der: "Ate§ edilmeseydi adam olmezdi." Altmc1s1: 5 HA$iYE Ctizi iradenin temel hususiyeti olan meyletmek, Maturidi mezhebince bir emr-i itibaridir, yani farazidir ve kula verilebilir. Fakat E§ari mezhebi ona mevcut nazanyla baktig1 ic;in meyli kula isnat etmemi§tir. E§ari mezhebince o meyildeki tasarruf bir emr-i itibaridir. Oyleyse o meyil, o tasarruf izafidir, gbrecedir; mutlak olarak gorunen bir varhg1 yoktur. Emr-i itibari, bir §eyin varhg1 ic;in §art olan butun sebepleri gerektirmez ki, o sebeplerin var olmas1 ic;in ltizum, zorunluluk ve vticub meydana gelip iradeyi ortadan kaldirsm. Belki o emr-i itibarinin sebebi, daha ustun bir vaziyet alsa o i§ gerc;ekle§ebilir. Oyleyse insan iradesiyle onu o anda terk edebilir. Kur' an o anda diyebilir ki, "$u §erdir, yapma!" 5 HA$iYE

Gayet dikkatli alimlere has bir hakikattir.


568 SozLER

Evet, eger kul kendi amellerini yaratabilseydi ve bir §ey var etmeye gucu olsayd1, iradesi ortadan kalkardi. <;unku kelam ilminde ve felsefede, ~ j ~ 0 ~ ~ kaidesince, "Bir §ey vacip olmazsa vucuda gelmez." gbri.i§i.i, yerle§mi§ hukumlerdendir. Yani, bir §ey var olmas1 gereken butun sebepler bir araya geldikten sonra vucuda gelebilir. 0 sebepler, o neticeyi zorunlu olarak gerektirir. 0 vakit ortada irade kalmaz. Soru: "Tercih bila-mureccih muhaldir", yani bir §eyde tercihi gerektiren bir ustunluk olmadan tercih yapilabilir demek akil d1§1d1r. Halbuki insanm fiillerine, bir §eyi yapmasma veya bazen yapmamasma emr-i itibari diyoruz. Bu da, tercihi gerektiren bir sebep olmadan da bir §eyin digerlerinden ustun tutulabilmesini, tercih edilebilmesini gerektirir. Bu ise kelam ilminin en onemli esaslanndan birini y1kar. Cevap: "Tereccuh bila-mureccih muhaldir" ,6 HA~iYE yani bir §eyin, bir sebep olmadan, tercih edilebilecek ba§ka §eylere ustun olmas1 imkans1zd1r. Tercihi gerektiren bir sebep olmadan ustunluk mumkun degildir. Yoksa tercihi gerektiren bir sebep olmadan tercih yapilabilir demek caizdir ve bu mi.imkundur. irade bir sifathr, onun geregi ve vazifesi boyle bir i§i gormektir. Soru: Madem katli yaratan Hak'hr. Ni<;in cinayeti i§leyene katil denir? Cevap: <;unku sarr ilmi kaidelerine gbre ism-i fail, izafi olan mastardan hlretilir. Yoksa kesin olan ve o mastarla meydana gelen fiilden turetilmez. Mastar, yapilan i§tir; katil unvamm da cinayeti i§leyen ahr. Mastarm neticesi olan fiili Cenab-1 Hak yarat1r. Mesuliyeti hissettiren bir §ey, fiilden turetilmez. Yedincisi: insamn cuzl iradesi ger<;i zay1ft1r, bir emr-i itibandir, farazidir. Fakat Cenab-1 Hak ve Hakim-i Mutlak, insanm o zay1f, sm1rh iradesini kendi kulli iradesine baglam1§, bir §art-1 adi, yani basit bir §art yapm1§hr. Manen der ki: "Ey kulum, iradenle hangi yolu istersen seni o yolda gotururum. Oyleyse sorumluluk sana aittir." Te§bihte hata olmasm, mesela iradesiz bir <;ocugu omzuna aldm ve tercihinde serbest b1rak1p "Nereye istersen seni oraya goturecegim." 6 HA~iYE

7

T ereccuh ayn, tercih ayndir; <;ok fark var. Dilbilgisi, gramer.


YiRMi ALTINCI Soz 569

dedin. <;ocuk yiiksek bir daga i;1kmak istedi, sen de onu gollirdiin. Sonra c;ocuk ii§iidii yahut dii§tii. Elbette "Sen istedin!" diyerek onu azarlayacak, iistiine de bir tokat vuracaksm. i§te Hakimlerin Hakimi Cenab-1 Hak, sonsuz zay1f olan kulunun iradesini kendi kiilll iradesine basit bir §art yapar, O'nun kiilli iradesi bu basit §arta bakar. Soziin Ozii: Ey insan! Sende gayet zay1f, fakat eli giinahta ve tahripte gayet uzun; sevapta ve iyilikte ise gayet k1sa, smtrh bir irade var. 0 iradenin bir eline duay1 ver ki, haytr ve iyilikler zincirinin bir meyvesi olan cennete yeti§sin ve bir i;ii;egi olan ebedi saadete uzansm. Diger eline tevbe ve istigfan ver ki, giinah ve i;irkinliklerden i;ekilsin ve o lanetlenmi§ agacm bir meyvesi olan cehennem zakkumuna yeti§mesin. Demek, dua ve tevekkiil hayra kuwetli bir meyil verdigi gibi, istigfar ve tevbe de §erre meyli keser, haddi a§maya engel olur.

U~UNCU BAHiS Kadere, yani "her §eyin Cenab-1 Hakk'm takdiriyle" olduguna inanmak, imanm esaslarmdandtr. Kaderin varhgma <lair kesin deliller hadde hesaba gelmez. E}u iman esasm1, onun ne kadar kuwetli ve geni§ oldugunu basit ve ai;1k bir §ekilde, bir "mukaddime" ile gosterecegiz.

Mukaddime8 Kainatta her §eyin var olmadan once ve var olduktan sonra yazild1gm1 9~ '":"'l::? J_, ~l l.J7.4 'ij ~.) 'ij gibi pek i;ok Kur' an ayeti ai;1ki;a bildirly~r. 'Kain~t denilen, ku'dretin §U biiyiik kitab1 da, Kur'an'm bu hiikmiinii diizen, denge, intizam, tasvir, her §eyi siisleme ve birbirinden aytrma gibi yarabh§ kanunlanyla tasdik ediyor. Evet, kainat kitabmm manzum kelimeleri ve vezinli ayetleri, her §eyin yaz1h olduguna §ahittir. Yarablmadan once her §eyin takdir edilmi§ ve yaz1h olduguna, biitiin tohumlar, kokler, i;ekirdekler, miktarlar ve suretler birer §ahittir. Giri§. "Ya§ ve kuru hii;bir §ey yoktur ki ai;1k, apai;1k bir kitapta bulunmasm." (En'am suresi, 6/59)


570 SbZLER

Zira her tohum ve c;ekirdek, kaf nun 10 tezgahmdan c;1kan latif birer hazinedir ki, her birine kaderle c;izilen bir program yi.iklenmi§tir. Cenab-1 Hakk'm kudreti, o kader programma g6re, zerreleri c;ah§tinp o tohumcuklarm i.isti.inde koca kudret mucizeleri bina eder. Demek, bir agacm gec;irecegi bi.iti.in haller c;ekirdeginde yaz1h vaziyettedir. Fakat o tohumlar maddece basittir ve birbirinin aymd1r; g6ri.ini.i§te onlarda bir §ey yoktur. Hem her §eydeki muntazam miktar, kaderin varhgm1 ac;1kc;a gosterir. Evet, hangi canhya bakilsa, onda gayet hikmetli ve sanath bir kahptan c;ikmI§ gibi bir miktar, bir §ekil bulundugu gori.ili.ir. 0 canlmm o miktan, o sureti, o §ekli almas1 ic;in ya harika ve son derece girift, maddi bir kahp bulunmahd1r ya da kaderden gelen olc;i.ili.i, ilmi, manevi bir kahpla Ezell Kudret o sureti, o §ekli ona bic;ip giydirir. Mesela, §U agaca, §U hayvana dikkatle bak! Cans1z, sag1r, k6r, §Uursuz, birbirinin benzeri olan zerreler o canlmm bi.iyi.iyi.ip geli§mesi ic;in hareket eder. Meyvelerin yerini ve faydalan tamr, bilir, g6ri.ir gibi baz1 egri bi.igri.i sm1rlarda dururlar. Sonra ba§ka bir yerde, bi.iyi.ik bir gayeyi takip eder gibi yollanm degi§tirirler. Demek ki zerreler, kaderden gelen manevi bir miktara gore ve onun manevi emriyle hareket eder. Madem kaderin gozle gori.ilen maddi §eylerde bu kadar tecellisi var. Elbette varhklann giydigi suretler ve hareketleriyle zaman ic;inde meydana gelen haller de bir kader programma g6redir. Evet, bir c;ekirdekte kaderin iki tecellisi bulunur. Biri, irade ve yaratih§ kanunlannm unvam olan "Kitab-1 Mi.ibin" den haber veren ve ona i§aret eden ac;1k tecellidir. Digeri ise Cenab-1 Hakk'm emirlerinin ve ilminin bir unvam olan "imam-1 Mi.ibin" den haber verip ona i§aret eder, nazari bir tecellidir. Birincisi, o c;ekirdekte sakh bulunan agacm maddi mahiyeti, halleri ve yap1s1d1r ki, daha sonra gozle g6ri.ilecektir. ikincisi ise o c;ekirdekten yaratilacak agacm alacag1 vaziyetler ve §ekiller ile hareketleri ve tesbihatid1r. 0 tecellide "tarihc;e-i hayat" denilen ve her vakit degi§en tav1rlar, vaziyetler, §ekiller, fiiller ve o agacm dallan, yapraklan gibi, kadere ait intizamh birer olc;i.i bulunur. 10

Arap<;:a :_} ("Kun": "01") emrinin harfleri.


YiRMi ALT1Nc1 Soz 571

Madem kaderin en hasit §eyde hoyle tecellisi var. Bu, elhette her §eyin, o §ey var edilmeden once yazdd1gm1 ifade eder ve az hir dikkatle anla§ihr. Her §eyin, var olduktan sonra ha§mdan gec;en hallerin yazdd1gma delil ise Kitah-1 Muhin ve imam-1 Muhin'i haher veren, alemdeki hiitun meyveler ve insanlann Levh-i Mahfuz'a i§aret eden haf1zalandtr. Bunlar hirer §ahit, hirer emaredir. Evet, her hir meyvenin ve hiillin agacm kaderle helirlenmi§ hayat program1, onun kalhi hukmiindeki c;ekirdeginde yaz1hyor. Ba§mdan gec;enlerle heraher haz1 gec;mi§ zaman hadiseleri de insanm hafizasmda oyle hir Surette yaz1hr ki, adeta hardal tanesi kadar ktic;tik 0 haf1zada, kudret eli ve kader kalemiyle, amel defterinden kuc;iik hir senet, hesap vaktinde amellerini onunla habrlamas1 ic;in insamn eline verilmi§, aklmm cehine konulmu§tur. Hem insan tam tatmin olsu~ diye bu gelip gec;ici diinya karga§asmda Kadir-i Hakim'in, iizerlerinde fani §eylerin suretlerini resmedip bakile§tirdigi aynalar vardir. Hem beka alemine bakan pek c;ok levha vardir ki, her §eyin kaydm1 tutan sonsuz ilim sahibi Haf1z-1 Alim, onlarda fani §eylerin manalanm yaz1yor. Kisacasi: Madem en basit ve en a§ag1 hayat mertebesi olan bitkilerin hayah, kaderin diizenine bu derece tabidir. Elhette en yuksek varhk derecesi olan insan hayah, butun teferruahyla, kader cetveliyle c;izilmi§tir ve kader kalemiyle yaz1hyor. Evet, nas1l ki yagmur damlalan hulutlardan haber verir, stzmblar bir su kaynagm1 gosterir, senetler ve ciizdanlar hiiyiik bir defterin varhgma i§aret eder... Aynen oyle de, canhlarda §U §ahit oldugumuz maddi diizenin, yani apac;1k kader tecellisinin ve manevi, hayati intizamm, yani nazari kader tecellisinin s1zmtdan, damlalan, senetleri, ciizdanlan hiikmiindeki meyveler, spermler, tohumlar, c;ekirdekler, suretler, §ekiller; Kitab-1 Mubin denilen, iradenin ve yaratd1§ kanunlannm defterini ve imam-1 Mubin denilen, Allah'm ilminin hir divam olan Levh-i Mahfuz'u ac;1kc;a gosterir. Netice: Madem her hir canlmm huyiiyiip boy atma zamanmda, zerrelerin egri hiigrti smirlara gidip durdugunu, yolunu degi§tirdigini gozumuzle goruyoruz ve o sm1rlarm sonunda hirer hikmeti, birer fayday1 netice veriyorlar. Ac;1kbr ki, o canlmm sureti kader kalemiyle c;izilmi§tir. i§te §ahit oldugumuz apac;1k kader tecellisi, o canlmm manevi hallerinde dahi kader kalemiyle c;izilmi§ muntazam, hikmetli, meyve


572 SOZLER

veren sm1rlar oldugunu gosterir. Kudret faildir, kader tezgahttr. ilahl kudret, 0 mana kitabmt 0 tezgah i.izerinde yazar. Madem maddl ve manevl kader kalemiyle belirlenmi§ meyveli ve hikmetli smtrlar bulundugunu kesin bir §ekilde anhyoruz. Elbette her bir canlmm hayah boyunca alacag1 §ekiller ve gec;:irecegi haller de o kader kalemiyle c;:izilmi§tir. (i.inki.i her canlmm hayah, bir di.izen ve olc;:i.iyle devam ediyor; o canh, suret degi§tiriyor, farkh §ekiller ahyor. Madem boyle bi.iti.in canhlarda kader kalemi hi.ikmeder; elbette alemin en mi.ikemmel meyvesi, yeryi.izi.ini.in halifesi 11 ve en bi.iyi.ik emanetin ta§1y1c1s1 olan insanm hayat yolculugu, her §eyden c;:ok kaderin kanununa tabidir. Eger desen: Kader bizi boyle baglamt§ ve hi.irriyetimizi ortadan kaldtrmt§hr. Serbestligi ve rahatc;:a dola§may1 §iddetle arzulayan kalbe ve ruha bir agtrhk, bir s1kmh vermez mi? Cevap: Katiyen ve asla! S1kmh vermedigi gibi, sonsuz bir hafiflik, bir rahathk, reyhan kokulu ve emniyetli bir sevinc;:, bir nur verir. insan kadere inanmazsa, ki.ic;:i.ik bir dairede az bir serbestlik ve gec;:ici bir hi.irriyet ic;:inde di.inya kadar agtr bir yi.iki.i zavalh ruhunda ta§tmaya mecbur kahr. (i.inki.i o, kainatm bi.iti.ini.iyle alakadard1r. Gayeleri ve istekleri sonsuzdur. Kudreti, iradesi ve ozgi.irli.igi.i, arzulannm milyonda birini kar§ilamaya yetmedigi ic;:in c;:ektigi manevl s1kmtmm agtrhgmm ne kadar deh§etli ve korkutucu oldugu anla§thr. i§te kadere iman, bi.iti.in o agtrhg1 kader gemisine atar, ruh ve kalbin tam bir ferahhkla serbestc;:e gezmesine, yi.ikselmesine imkan verir. Yalmzca nefs-i emmarenin smtrh ozgi.irli.igi.ini.i ortadan kaldmr, firavunlugunu, kendi kendisine malik oldugu zanmm ktrar, keyfince hareket etmesine engel olur. Kadere iman o kadar lezzetli ve saadet vericidir ki, tarif edilmez. 0 lezzete ve saadete §U temsille yalmzca i§aret edecegiz: iki adam, bir padi§ahm payitahtma gider ve hayret verici §eylerin bulundugu hususi sarayma girerler. Onlardan biri padi§ah1 tammaz, zorba bir htrs1z gibi oraya yerle§mek ister. Fakat saraym ve bahc;:esinin gerektirdigi idare, gelir kaynaklanm saglamak, makineleri i§letmek ve harikulade canhlann erzakm1 vermek gibi zahmetli i§leri g6ri.ir, si.irekli 1zdtrap c;:eker. 0 cennet gibi bahc;:e ona bir cehennem olur. 0 htrs1z, 11

Bakara suresi, 2/30.


YiRMi AmNcr Soz 573

edepsiz adam her §eye am, hic;:bir §eyi idare edemez. Vaktini tasalanarak gei;irir. Sonra da cezalandmhp hapse ahhr. ikinci adam ise padi§ah1 tamr, kendini onun misafiri bilir. 0 saraydaki ve bahc;:edeki buti.in i§lerin bir kanunla gerc;:ekle§tigini, her §eyin bir programla, kolayca i§ledigini anlar. Zahmet ve kulfetleri padi§ahm kanununa btrak1p safa ile o cennet gibi bahi;enin bi.iti.in lezzetlerinden istifade eder. Padi§ahm merhametine ve idare kanunlannm gi.izelligine gi.ivenerek her §eyi ho§ ~6ri.ir, hayahm tam bir lezzet ve saadet i<;inde gei;irir. i§te 12~.JS:l1 ~ ~\ ~jjj~ ~\ ~ hadis-i §erifinin s1rnm anla.

DORDUNCU BAHiS Soru: Birinci Bahis'te, kadere <lair her §eyin gi.izel ve hayirh oldugunu ispat ettin. Ondan gelen §errin bile hayir, c;:irkinligin bile gi.izel oldugunu gosterdin. Halbuki §U di.inyadaki rnusibetler ve belalar bu hi.ikrni.i i;uri.ituyor. Cevap: Ey §efkatinin fazlahgmdan §iddetli bir elerni hisseden nefsirn ve arkada§trn! Bullin gi.izelliklerin ve kernalatm varhga doni.ik olrnas1 ve bi.ihln gi.inahlann, rnusibetlerin, kusurlann kaynagmm yokluk olrnas1; varhgm mutlak hayir, yoklugun ise rnutlak §er olduguna delildir. Madern yokluk, rnutlak §erdir. 0 halde, yoklukla neticelenen veya onu hissettiren haller de §erri ii;erir. Bu yi.izden, varhgm en parlak nuru olan hayat, <;e§itli vaziyetler i<;inde yuvarlamp kuvvet buluyor, zit hallere bi.iri.ini.ip safla§tyor ve turli.i keyfiyetler ahp istenen neticeleri veriyor. Hayah ihsan eden Zat' m isirnlerinin nakt§lanm gi.izelce gosteriyor. i§te §U hakikattendir ki, canhlarm rnaruz kald1klan elem, rnusibet, zorluk ve bela gibi haller sayesinde hayatlannda varhk nuru yenilenir, yokluk karanhg1 uzakla§tp hayatlan saf hale gelir. <;unki.i durgunluk, si.ikCmet, si.ikut, atalet, istirahat ve tekdi.izelik, birer yokluk i~aretidir. Hatta en bi.iyi.ik lezzet bile tekdi.izelik ic;:inde hic;:e iner. K1sacas1: Madem hayat, Cenab-1 Hakk'm gi.izel isirnlerinin nakt§lanm gosterir. 0 halde, hayatta insanm ba§ma gelen her §ey gi.izeldir. Mesela gayet zengin, pek i;ok sanatta son derece usta bir sanatkar, eserlerini ve k1yrnetli servetini gosterrnek ic;:in basit, rniskin bir adama 12

"Kadere iman eden, gam ve huzunden emin olur." el-Kudai, Milsnedil'§-$ihdb 1/187; ed-Deylemi, el-Milsned 1/113; el-Munavi, Feyzu'l-Kadir 3/187.


574

S6ZLER

bir i.icret kar§thgmda modellik vazifesi gordi.iri.ir. Bir saatte dikip si.isledigi gomlegi ona giydirir, iistiinde tiirlii §ekiller verir. Her c:;e§it sanahm gostermek ic:;in gomlegi keser, degi§tirir, uzabp k1salttr. Acaba iicretle c:;ah§an o miskin adamm §U zata, "Bana zahmet veriyorsun, egilip kaldtrmakla, beni giizelle§tiren bu gomlegi kesip k1saltmakla giizelligimi bozuyorsun." demeye hakk1 var m1dir? "Merhametsizlik, insafs1zhk ettin." diyebilir mi? i§te bunun gibi, her §eyi sanath, benzersiz bir §ekilde yaratan Sani-i Ziilcelal, gtizel isimlerinin naki§lanm gostermek ic:;in canhlara giydirdigi goz, kulak, akil, kalb gibi duyu ve latifelerle siislu viicut gomlegini c:;e§itli haller i<:;inde c:;evirir, degi§tirir. Elemler ve musibetler, O'nun baz1 isimlerinin tecellilerini gosteren, hikmet panlt1lan ic:;inde bir k1s1m rahmet nurlandir. 0 rahmet nurlannda ince giizellikler vard1r.

HATiME Eski Said'in asi, kendini begenmi§, gururlu, kibirli, riyakar nefsini susturan ve teslim olmaya mecbur eden Be§ Fikra'dir. 13 Birinci F1kra: Madem e§ya var ve sanathd1r. Elbette bir ustas1 vard1r. Yirmi ikinci Soz' de kesin bir §ekilde ispat edildigi gibi, eger her §eyin tek bir Zat'a ait oldugu kabul edilmezse, o vakit her bir §eyin varhgm1 ac:;1klamak, biitiin e§yanmki kadar zor ve agir olur. Eger her §ey tek bir Zat'a verilse, o zaman biitiin e§yamn varhgm1 izah etmek tek bir §ey kadar kolayla§IL Madem yerleri ve gokleri bir Zat yapmI§, yaratmt§hr. Elbette, o c:;ok hikmet sahibi ve sanatkar Zat, yerlerin ve goklerin meyvesi, neticesi ve gayesi olan canhlan yaratmay1 da ba§kalarma birakmayacak, hikmetini bozmayacakbr. Onlan ba§ka ellere teslim edip butun hikmetli i§lerini manas1z hale getirmeyecek, onlann k1ymetini hic:;e indirmeyecek, 0 varhklann §iikiir ve ibadetlerini ba§kasma vermeyecektir. ikinci Ftkra: Ey gururlu nefsim! Sen tiztim agacma benzersin. Kendinle oviinme! c;:unkii salk1mlanm o agaca kendisi degil, ba§kas1 takmt§hr. U~iincii F1kra: Sen, ey riyakar nefsim! "Dine hizmet ettim." diye gururlanma. 13

F1kra: Madde, bolum, paragraf.


YiRMi ALTINCI

Soz 575

14?.LlJ\ t.¥-Y~ ~0JI ill ~j;l ~\ ~1 hadisinin sirrmca, tertemiz olmad1~;n ic;in belki kendini o gunahkir adam bilmelisin. Hizmetini ve kullugunu, sana verilen nimetlerin §likru, yarahh§mm vazifesi, geregi ve sende g6runen ilahi sanatm neticesi bi!! Kibir ve riyadan kurtul! Dordiincii F1kra: Hakikat ilmini, hakiki hikmeti istersen, Cenab-1 Hakk'1 bi! ve tam. C::unku butt.in varhklann hakikati, O'nun Hak isminin panlhlan, isim ve s1fatlannm tecellileridir. Maddi-manevi, cevheriarazi15 her bir §eyin, her bir insanm hakikati, Allah'm birer isminin nuruna ve hakikatine dayamr. Yoksa asils1z, onemsiz birer surettirler. Yirminci Soz'un sonunda bu sirdan bir parc;a bahsedilmi§tir. Ey nefis! Eger §U dunya hayatma arzuyla baglamr ve olumden kac;maya c;ah§trsan kesinlikle bi! ki, hayat zannettigin §ey yalmz ic;inde bulundugun dakikadir. 0 dakikadan onceki butt.in hayatm ve o zaman ic;indeki dunyaya ait her §ey, o dakikada olmli§tlir. 0 dakikadan sonraki butt.in hayatm ve onun ic;indekiler ise henuz yoktur, hic;tir. Demek, guvendigin maddi hayat yalmz bir dakikad1r. Hatta varhgm hakikatini ara§hnp bilen bir k1s1m zatlar dunya hayah ic;in, "Bir a§iredir, 16 belki k1sac1k bir and1r." demi§ler. i§te bu sirdandir ki, baz1 veli zatlar, dunyanm kendisine bakan yonuyle var olmad1gma hukmetmi§ler. Madem hakikat boyledir. Nefsin arzularma bagh olan maddi hayah birak! Kalb, ruh ve sirrm hayat derecesine c;1k, ne kadar geni§ bir hayat daireleri oldugunu gar! Senin ic;in olu olan gec;mi§ ve gelecek, o hayat mertebesinde canh ve mevcuttur. Ey nefsim! Madem oyle, sen de kalbim gibi agla, bagir ve de ki: Foniyim, Joni olanz istemem. Acizim, aciz olanz istemem. Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, ba§kas1nz istemem. isterim, fakat baki bir yor isterim. Zerreyim, fakat bir Ebedf Giine§ isterim. Tamamen bir hi<;;im, fakat bu mevcudat1 her §eyiyle isterim.

14 "Muhakkak ki Allah, bu dini gilnahkar biriyle de gilc;lendirir." (Buhari, cihdd 182) 15 Bir §eyin degi§mez ozil ve gelip gec;ici olan k1sm1. 16 Saniye dakikanm, salise de (aslen) saniyenin 60'da biridir. Bunun onuncu seviyesi olan a§ire de dakikanm 60 ilzeri 9' da biridir.


576

SOZLER

Be§}nci Ftkra: Bu k1s1m kalbe Arapc;:a geldigi i<;in oyle yaz1ld1. .:r.Si iii\ zikrindeki otuz O.<; tefekkO.r mertebesinden birine i§arettir.

11

qj~I Jilill J.+j1 ~jll ~_fll ~I ~~:.JI J:~I }> 1~ _r.5-t ~\ ojJ, ~.Li;. l4'J 0ti1' ~t;...p' I~'., ' // ~ , . J / J .?J

~,

o

J I~

I,.,

:,

~, 9~ -"i:-

,

I ·1,

~JJ

-'

-, ,. , -, , ,

~_) ~) ,

,;,

9-!-~ _)

_)

vJS'J

01;1~ ~ ~·

.1.r-t::_ '11~lZ'1; , ,, ~ .J Y.JJ

jj,J ~WJ J~ ,, i,-

X'

0

~, ~ I,

o-"

)\

_)

I

,,,....

,

,

~

.~ ,

v"? •

.J\.o.S''

_)

J.,

~~, ~, ~ u-" ~ _) ' , _) ~

,,,

o

~

W.. ""

~

)\

"'

.J~ 0\.J;.5' 0tMJ, ,, • , .,. _) , _)

J\.o.S', ,

_)

o"

..ili'

9-!- , _) ,,,

..lS • L., ··, d..Jl.Y' , . ...:..> -;f.J ,. ,J

I,,~, - , , . , - , , , . , ,; , { ,; , ,(', _r>-J_) ~,.) ~ .f;, ~J-"-'_) 9~~..J'_} ~J--J

0

ill

~/

~'.,'Lill' 0b , "t\ .,.?J ., / Yr-'

lSo' -;.

: 9-t-~J 1~;-YJ ,,. ,J ,,

,

,,

,

··, ....:...., ··, 4::Sl.Y'

._.ikL

08Kll ojJ, ~ l4 / / // .,

-J..5

<UiLl ··UJ I,

~

J~ ~, ~ ,; , , •: ,, _) I, _;J_)

~I ~I.ill ~~;.:ii ~~\ ~~I ~~ E ~lb.JI ~~ j ~1yJ1 ~Ll5 , /

/

~ r,~~1 ~bj ~_;.il1j ~~lj ~~1

r,C\11 ;

!~<:'!ti ~ 1d1 t'~{ ~...,....,

~ ~~lj

;

1~;::.. ,-jj jJ.;- ~...,...., h<~l1 y,~~~ t""' ,,: l''~I' l5~1' u- '-?,, \,Y J \,- J J~ ~...,...., 1~<!\1 , '11 t'~ ~{ 1;(',\1 ~, °'11 ~1; \;:. ~ 1..5ll h<:'!t\ ld1 0 -~...,...., ~ )\

/

\;:.

~

/

r,

.;::;

)\

0

'

081 /

\;:. ;;' , ~tL

~ ,JJ.r--- : /

,

_,,

J.J.J-

/

/

I~< ~11

~...,....,

.J..,o y,\1 t'~{

1~<!ti ~...,...., f

J.J.J

UJ, ,\1

/

\;:. ;;;,1i.JL / . :

~

y

~j -?Ill~~~ -?ill\ ~W' ~ ~~ J~ ~\ 081 p~\ .:.,:\1 ,, ·1.iJ1 L3q ,, 01; , ,~\1 JI'~:;;\, t\ ·Ll5 ,,: .~ ~,\1 ~.:: 11 31 , ~ '-I~ e ~ ~ e , r. .r-' r ~ lY'-' ~ '.

L

~

0

..~ lb.JI .iili <.r.:'r ,,\ , &J1 JL4>JI I,1:_11 ~ ~1.:.t '. ·i:J1 · 2,t ~Y""' ~~

~.~, ,\1 "-'>-1,f1 .)k.<l10L.:;.'.>0 .)~.:: ,\1JW0Ll> ,Y. y : : .r:. / . / ;: / /~ / . / , J. 18. -~J~ )1 JL;ll_ 0 '

17

18

/

,t ~'. .. 01.:::; , - .,

~J -:

Sadece bi.iyi.ikli.ikte degil, hi~bir konuda e§i ve benzeri olmayan, ba§ka bir §ey kendisiyle k1yas bile edilemeyecek yegane bi.iyi.ik, Allah't1r. Allah en bi.iyi.ikti.ir. (i.inki.i 0 oyle bir Kadir, Alim, Hakim, Kerim, Rahim, Cerni! ve Nakka§-1 Ezeli'dir ki, ki.ill ve ci.iz olarak bu kainatm sayfalarmm ve tabakalannm hakikati, ki.illi ve ci.izi olarak varhk ve beka itiban ile varhklann hakikatleri ancak O'nun kaza ve kaderinin, di.izene koymasmm ve takdirinin ilim ve hikmetle ~izilmi§ ~izgileri; O'nun ilim ve hikmet pergeliyle, sanah ve yard1m1yla tasvir ve idare edilen nakt§lan; O'nun sanat, itina, tezyin ve nurland1rmasmm, mucize elinin li.ituf ve keremle ger~ekle§tirdigi si.islemeleri; rahmet ve nimetiyle ortaya koyup kendini tamtmasmm, sevdirmesinin, ikram ve li.itfunun tath ~i~ekleri; O'nun co§kun rahmet, nimet, §efkat ve rahmetinin cemal ve kemalle yarathg1 meyveleridir. Aynalann faniligi ve mazharlann ak1p gitmesiyle beraber, onlarda tecelli eden ebedi gi.izellik


YiRMi AmNcr Soz 577

19!1.-:. ,

0

,

,

r-;-J~J

19

baki kalarak, mevsimlerin, as1rlann ve c;aglann gec;mesiyle; gelip giden mahh1kat, giinler ve y11lar boyunca nimetinin devamma §ahitlik etmesiyle cemal ve kemalinin panltilanndan ba§ka bir §ey degildir. Evet, miikemmel eser, akil sahipleri ic;in miikemmel fiile, miikemmel fiil anlay1§ sahipleri ic;in ac;1kc;a miikemmel vasfa, miikemmel vas1f zorunlu olarak miikemmel icraat ve vas1flara, o da §iiphesiz kendisine yaki§an biitiin hususiyetlerle zatin kemaline delildir. Bu, gerc;ek ve kesindir. Evet, aynalarm faniligi ve varhklann gec;ip gitmesiyle beraber tecellilerin ve feyizlerin devam etmesi; biitiin bu goriinen giizelliklerin, mazharlann miilkii olmad1gma en ac;1k delildir. Bu, Vacibii'l-ViicO.d ve Baki-i VedO.d'un giizelliginin, durmadan tazelenen ihsanlarmm en ac;1k ispahdir. Allah1m, Efendimiz Muhammed'e (aleyhissaldtii vesselam), onun al ve ashabma, ezelden ebede Senin ilmindeki varhklar say1smca salat ve selam et.


ZEYL20

~-jll~jll~\~ Bu kuqilcilk ilavenin buyilk 6nemi var. Herkese faydalzdzr. insam Cenab-1 Hakk'a ula§hracak yollar pek ~oktur ve butun hak yollar Kur'an'dan ahnmi§hr. Fakat onlann baz1s1 digerlerinden daha k1sa, daha emniyetli ve daha geni§tir. 0 yollar i~inde, benim dar kavray1§1mla Kur'an'dan anlad1g1m, "acz, fakr, §e.fkat ve tefekkur" yoludur. Evet, acz de a§k gibi, belki ondan daha emniyetli bir yoldur ki, kulluk vas1tas1yla insam Allah tarafmdan sevilme makamma kadar g6tlirur. Fakr, insam Cenab-1 Hakk'm Rahman ismine ula§hnr. ~efkat, a§k gibi, belki daha keskin ve daha geni§ bir yoldur ki, insam Rahim ismine kavu§turur. Tefekkur de a§k gibi, hatta daha zengin, daha parlak, daha geni§ bir yoldur ki, insam Allah'm Hakim ismine goturur. Bu yo!, "tarik-i hafi" denilen ve sessiz zikir yapilan, i§e nefisle mucadeleden ba§lanan tarikatlar gibi on ad1mdan degil, "tarik-i cehriye" denilen ve yuksek sesle zikir yapilan, i§e tabiat putunu kirmakla ba§lanan tarikatlar gibi nefsin yedi mertebesine ahlan ad1mlardan da degil; sadece dart mertebeden ibarettir. Tarikattan ziyade hakikattir, §eriatt1r. Yanh§ anla§1lmasm, aczini, faknm ve kusurunu Cenab-1 Hak kar§ismda gormek demektir, yoksa insanlara g6stermek degildir. $u k1sa yolun esas1, sunnete uymak, farzlan i§lemek ve buyuk gunahlan terk etmektir. Bilhassa namaz1 tadil-i erkanla21 k1lmak ve ardmdan tesbihah yapmakhr. , 1)) -JJ ayeti i§aret ediyor. Birinci mertebeye 22

pl

20 21

22

Zeyl: i!ave Tadil-i erkan: Namaz1 buhln rukun ve esaslanrn usulunce yerine getirerek eda etmek. "Oyleyse nefislerinizi temize 9karmaym, kendinizi hatas1z gi:irmeyin." (Necm suresi, 53/32)


YiRMi ALTINCI

Soz 579

ikinci mertebeye 23 ~1 ~Ll ~\ \~ ~}~ l)}S '1) ayeti, , il~ilnci.i mertebeye 24 ~ ~ ~ ~ ~L.oi ~j ~I ~ ~ ~ ~L,o\ ~ ayeti, dordi.inci.i mertebeye ise 2s;;_p-j ~~ ~Ll> ~~ ayeti i§aret ediyor. Bu dart mertebenin k1saca izah1 §Udur:

js

Birinci mertebede:

pt

1)) yU ayetinin i§aret ettigi gibi, nefsi temize ~1karmamak. .. (ilnki.i insan, yarad1h§1 geregi nefsini sever. Hatta once ve bizzat, yalniz onu sever, her §eyi nefsine feda eder. Nefsini ibadete lay1km1§ gibi metheder, ay1plardan uzak g6ri.ip temize 9kanr. Elden geldigince kusurlan kendine yak1§hrmaz ve kabul etmez. Nefsini taparcasma, §iddetle savunur. Hatta f1tratma yerle§tirilmi§, Hakiki Mabud'u hamd ve tesbih etmesi i~in kendisine verilmi§ donamm ve kabiliyetleri nefsi i~in kullanarak 26 ~Y, ~l .:i;J1 Jo ayetinin tehdidine muhatap olur. Sadece kendini g6ri.ir, kendlne gilvenir, kendini begenir. i§te bu mertebede nefsin as1I temizligi, onu temize ~1karmamakhr. ikinci mertebede:

i"+'

~;1 ~Ll ~\ I~ ~}15 1) '1 j ayetinin ders verdigi gibi, insan kendini unutmu§, kendinden haberi yok. Oli.imi.i bile ba§kasma yak1§tmr. Fanil@ ve yoklugu g6rse i.isti.ine almmaz. Zahmet ve hizmet s1rasmda nefsini unutmak, ilcret alma ve lezzetlerden istifade etme vaktinde ise kendini dil§ilnmek, §iddetle savunmak ve ~ok mi.ihim gormek nefs-i emmarenin geregidir. Nefsin bu makamdaki temizligi, annmas1, terbiyesi §U halin z1dd1yIa mi.imki.indi.ir. Yani, nefsi haz ve ihtiraslarda unutrnak, oli.imde ve hizmette ise di.i§ilnmek. .. 23

24

25

26

JS

"Allah'1 unutup da Allah'm da kendilerine, kendilerini unutturdugu kimseler gibi olmaym!" (Ha§ir suresi, 59/19) "Sana gelen her iyilik Allah'tand1r. Ba§ma gelen her fenahk ise nefsindendir." (Nisa suresi, 4/79) "O'nun Vechi (ZatJ ve nzas1) d1§mda her §ey yok olup gitmeye mahkumdur." (Kasas suresi, 28/88) "(Baksana) §U kendi heva ve heveslerini ilah edinen kimseye!" (Furkan suresi, 25/43; Casiye suresi, 45/23)


580 SOZLER

U~iincii mertebede: ,..,

4

_; 1

-"'

~ ~ ~ ~Lpi ~j ;.i1 ~ ~ ~ ~Lpi ~ ayetinin ders verdigi gibi, neffs tabiah geregi, iyiligi daima kendinden bilip ovi.ini.ir ve kibre girer. Bu mertebede insan, nefsinde yalmz kusuru, noksanhg1, aczi ve fakn g6riip bi.iti.in gi.izelliklerin ve faziletlerin kendisine Fahr-1 Zi.ilcelal tarafmdan ihsan edilmi§ nimetler oldugunu anlar; ovi.inmek yerine §i.ikreder, kendini begenmek yerine hamd, eder. ~u mertebede nefsin temizligi, 28 ~j ::; Ji sirr1yla, kemalini kusurda, kudretini aczde, zenginligi fakrda bilmektir. 27

e:Gi

Dordiincii mertebede:

Js

29 ~ j ~l ~~ ~~ ayetinin ders verdigi gibi, nefis kendini serbest, tek ba'§ma ve -bizzat mevcut bilir. 0 sebeple bir tiir rububiyet dava eder, Mabud'una kar§I di.i§manca bir isyan i<;;ine girer. i§te nefis, §U hakikati anlamakla bu halden kurtulur: Her §ey, nefsinde mana-y1 ismiyle, yani kendisine bakan yoni.iyle fanidir, kay1phr, sonradan olmadir, oliidi.ir. Fakat mana-y1 harfiyle, yani Sanatkarma, Yarahc1sma bakan yoni.iyle, Sani-i Zulcelal'in isimlerine ayna olmas1 ve vazifesi itiban ile §ahittir, gozle gori.ili.ir, vi.icuda getiricidir, mevcuttur. Bu makamda nefsin temizligi §6yledir: Varhkta yokluk, yoklukta varhk bulur. Yani kendini varhgmm sahibi bilse, kendine k1ymet verse kainat kadar bi.iyiik bir yokluk karanhg1 i<;;inde kahr. Kendi varhgma gi.ivenip Hakiki Yarahc1'y1 unutsa, ate§ bocegi gibi kendi §ahsi, zay1f l§tg1yla sonsuz yokluk karanhklannda ve aynhklar i<;;inde bogulur. Fakat benligini ve gururu b1rak1p bizzat nefsinin hi<;; oldugunu ve aslmda Hakiki Yarahc1'nm bir tecelli aynas1 bulundugunu gorse bi.iti.in mevcudah ve sonsuz bir varhg1 kazamr. Zira bi.iti.in varhklann, isimlerinin cilvelerine mazhar oldugu Vacibu'l-Vucud Zat'1 bulan, her §eyi bulmu§tur. 27

28 29

"Sana gelen her iyilik Allah'tand1r. Ba§ma gelen her fenahk ise nefsindendir." (Nisa suresi, 4/79) "Nefsini maddi ve manevi kirlerden anndiran, kurtulu§a erer." (~ems suresi, 91/9). "O'nun Vechi (Zati ve nzas1) di§mda her §ey yok olup gitrneye mahkumdur." (Kasas sD.resi, 28/88)


YiRMi A1r1Ncr

Soz

581

HATiME30 $u acz, fakr, §efkat ve tefekktir yolundaki dart mertebenin izah1, hakikatin ilmine, §eriatm hakikatine, Kur'an'm hikmetine dair yirmi alt! adet Soz'de yapilm1§hr. Burada yalmz bir iki noktaya k1saca i§aret edecegiz. Evet, bu yo! daha k1sadir, c:;i.inki.i dart mertebedir. Acz yolunun yolcusu, elini nefisten c:;ekse dogrudan dogruya Kadir-i Zi.ilcelal'e y6nelir. Halbuki en keskin yo! olan a§km yolcusu, nefisten elini c:;eker, mecazi bir sevgiliye yap1§1r. Ancak onun yoklugunu gordtikten sonra Hakiki Sevgili'ye gider. Hem bu yo! daha emniyetlidir. <:;unki.i bu yolda nefsin hakka ayk1n, mi.ibalagah, yalan iddialan bulunmaz. insan, nefsinde acz, fakr ve kusurdan ba§ka bir §ey bulamaz ki haddini a§sm. Hem bu yo! c:;ok daha umumidir, geni§ bir caddedir. <:;unki.i bu yolun yolcusu, vahdet-i vi.icud me§rebindekiler gibi, daimi huzuru kazanmak ic:;in kainatI yokluga mahkum zannedip 31 ~ '91 ~ y y ':f hi.ikmi.ine varmaya veyahut vahdet-i §Uhud ehli gibi, dalmi huzur ic:;in kainah mutlak bir unutu§ perdesinde hapse mahkum kabul edip :J 32 ~ '91 ~~ demeye mecbur olmuyor. Belki Kur'an onu ebedi yokluktaO' ve hapisten ac:;1kc:;a bag1§lad1g1 ic:;in bu yolun yolcusu da varhklan kendileri hesabma hizmetten azlederek Fatir-1 Zi.ilcelal hesabma kullamyor. Her §eyi Cenab-1 Hakk'm gi.izel isimlerinin tecellilerine mazhar ve onlann aynas1 olmakla vazifeli g6ri.iyor. Varhklara manay1 harfi ile, yani Yaraticilanm g6steren yi.izlerine bak1p mutlak gafletten kurtularak daima O'nun huzurunda olma §UUrunu kazamyor. Her §eyde Cenab-1 Hakk'a bir yo! buluyor. Kisacas1, varhklara kendileri hesabma, yani mana-y1 ism! ile bakm1yor. 30 Sonsoz 31 Vucud-u Vacib'e nispeten ba§ka §eylere var denilmemeli. .. Onlar varhk unvanma lay1k degildir. 32 Gorunen sadece O' dur.


i<.;TiHAT RiSALESi Be§ alt1 sene once Arap~a bir risalede i~tihada 1 dair bir mesele yazm1§t1m. Bu Soz, iki karde§imin arzusuyla, o mesele hakkmda haddini a§ana haddini bildirmek i~in yaz1ld1.

~y\ .;>-JI~\~ /

,

21~~ i~~:: '! ~+)\ ~~~<l ~ _/'11

~

-

J,)l J~ ~Y::,y\ Jl ~3;.J Jj

k:tihat kap1s1 a9khr, fakat bu zamanda oraya girmeye alh mani var.

Birinci Mani Nas1l ki, kt§ mevsiminde, f1rtmalann §iddetli oldugu vakitte, bir binadaki kti<;;tik delikler dahi kapahhr, yeni kap1lar a<;;mak hi<;;bir §ekilde ak1l kan degildir. Hem nasil ki, buyuk bir sel baskmmda, tamir i<;;in duvarlarda delik a<;;mak bogulmaya sebep olur. Aynen 6yle de, haramlarm i§lendigi, yabanc1 adetlerinin her yeri sard1g1, bid'atlarm <;;ok artt1g1 ve dinsizlik tahribatmm oldugu §U zamanda, islamiyet kalesinde i<;;tihat ad1yla yeni kap1lar aralamak, o kalenin duvarlannda bozguncularm girmesine sebep olacak delikler a<;;mak islamiyet' e kar§l bir cinayettir. i~tihat: Din alimlerinin, Kur' an ve si.innete dayanarak verdikleri §er'i hi.iki.imler.

"Halbuki onlar bu haberi peygambere ve aralarmdaki yetkili zatlara arz etselerdi, elbette i§in ic; yi.izi.ini.i ara§hnp ortaya c;1karanlar, onun mahiyetini, haberin neye i§aret ettigini bilirlerdi." (Nisa suresi, 4/83)


YiRMi YEDiNci Soz 583

ikinci Mani Dinin kesin hukumleri hakkmda ic:;tihat olmaz. (unku o hukumler ac:;ik ve bellidir, muminlere hayat kaynag1 ve g1da hukmi.indedir. ~u zamanda ise o hi.iki.imler terk ediliyor, sars1hyor. Buti.in himmet ve gayreti onlarm ayaga kaldmlmasma, diriltilmesine sarf etmek gerekirken; islamiyet'in farkh g6rli§lere ac:;1k meselelerinde ve gec:;mi§ nesillerin saf, halis ic:;tihatlannda bi.iti.in zamanlann ihtiyac:;lanna cevap veren fikirler bulundugu halde, onlan birak1p nefsin heveslerine uyarak yeni ic:;tihatlar yapmak, bid'atlan dine sokan bir ihanettir.

Uc;iincii Mani Nasil ki, c:;ar§Ida mevsimlere gore birer ma! ragbet gori.iyor, farkh zamanlarda farkh §eyler revac:; buluyor. Aynen oyle de, §U alem sergisinde, toplum ve medeniyet c:;ar§tsmda, her asirda farkh bir §ey k1ymet buluyor, one c:;1kanhyor, dikkatleri c:;ekiyor, bak1§lar ona yoneliyor, fikirler ona tutuluyor. Mesela §U zamanda siyasetin, di.inya hayatm1 kazanma gayretinin ve felsefenin revac:; bulmas1 gibi... Selef-i salihin3 devrinde, o zamanm c:;ar§Ismda ise en c:;ok ragbet goren §ey, yerlerin ve goklerin Hahk'mm nzasm1 kazanmak, bizden ne istedigini bilmek, kelammdan manalar c:;1karmak, peygamberlik ve Kur'an nuru ile -bugunki.i hayat tarz1m1zla aras1 kapanmayacak derecede ac:;1lan- ahiret aleminde ebedi saadeti kazandiracak vesileleri elde etmekti. i§te o devirde zihinler, kalbler ve ruhlar bi.iti.in kuvvetiyle yerlerin ve goklerin Rabbinin nzasm1 anlamaya ayarh oldugundan, insanlarm gi.inli.ik hayattaki sohbetleri, konu§malan, halleri ve ya§ad1klan hadiseler bununla ilgiliydi. Her §ey Allah'm nzasm1 kazanmak ic:;in yapild1gmdan, guzelce bir kabiliyete sahip herkes kalben ve f1traten, farkmda bile olmadan si.irekli bir marifet dersi a!tyordu. Hadiselerden ve sohbetlerden bir §eyler ogreniyordu. Adeta her §ey bir rehber hi.ikmi.ine gec:;ip o insanm f1tratm1 ve kabiliyetlerini ic:;tihada haztrhyordu. Hatta §U f1tri ders, insanlan o derece aydmlatiyordu ki, neredeyse c:;ah§madan ic:;tihada kabiliyetli hale getiriyor' ad eta ate§siz nurlandmyordu. i§te boyle fttri bir ders alan kabiliyetli bir insan Selef-i salihin: Ehl-i Sunnet ve Cemaat'in ilk rehberleri; sahabe, tabiin ve tebe-i tabiinin ileri gelenleri.


584

SOZLER

ic;tihat ilmini 6grenmeye ba§lad1g1 vakit, bir kibrit hiikmiine gec;en kabiliyeti "nurun ala nur" (nur iistiine nur) sirrma eri§ir ve o insan k1sa zamanda miic;;tehit olurdu. Fakat asnm1zda, Avrupa medeniyetinin tahakkiimiiyle, her §eyi sebeplere baglayan tabiatc;;1 felsefenin hiicumu ve hayat §artlannm ag1rla§mas1yla fikirler ve kalbler dagdm1§, himmet ve inayet boliinmil§tilr. Zihinler maneviyata kar§l yabanc1la§mt§hr. i§te bu yuzden, zamamm1zda bir insan, dart ya§mda Kur'an'1 h1fzedip alimlerle miinazarada bulunan Siifyan ibni Uyeyne gibi bir miic;;tehidin zekasma sahip olsa bile, Siifyan'm ic;;tihat ilmini kazand1g1 siireye nispeten, on kat daha fazla zamana muhtac;;tir. Siifyan ic;tihad1 on senede tahsil etmi§se, bugiin bir insanm yiiz seneye ihtiyac1 vard1r. Ciinkii Siifyan'm f1tri tahsili, iyi ile kotiiyii fark edebildigi ya§tan ba§lami§hr. 0 zat her §eyden ders alml§, kabiliyetleri yava§ yava§ haz1rlanm1§, nurlanml§ ve bir kibrit hiikmiine gec;;mi§tir. Onun bu zamandaki bir emsalinin ise zihni felsefede bogulmu§, akh siyasete dalm1§, kalbi dunya hayabyla sersemlemi§ ve kabiliyetleri ic;;tihattan uzakla§mt§br. Bu asnn ilimleriyle me§guliyeti derecesinde kabiliyetleri §er'i ic;;tihada yabancda§ffil§ ve 0 insan tabii ilimlerdeki ihtisas1 olc;;usunde ic;;tihatta geri kalmt§br. Bu yiizden, "Ben de Siifyan ibni Uyeyne kadar zekiyim, nic;in ona yeti§emiyorum?" diyemez, demeye hakk1 yoktur ve ona yeti§emez. Dordiincii Mani Nasd ki bir cisimde, biiyiiyiip geli§meye meyil bulunur. 0 meyil, ic;;ten geldigi zaman viicut ve cisim ic;;in bir geli§medir. Fakat eger d1§andan zorla gelirse vucudun cildini y1rtar ve onu tahrip eder; geli§me degildir. Aynen 6yle de, islamiyet dairesine selef-i salihin gibi, kamil takva kap1smdan ve dinin kesin emirlerine uymak suretiyle girenlerde ilerleme meyli ve ic;tihat niyeti bulunursa, bu bir kemaldir, mukemmelle§medir. Dinin kesin emirlerini terk eden, diinya hayahm ahirete tercih eden ve maddeci felsefeye kan§anlarda ise o meyil ve ic;tihat niyeti islamiyet'in govdesini y1kmaya ve boynundaki §eriat zincirini c;;1karmaya sebep olur.


YiRMi YEDiNci Si:iz 585

Be§inci Mani Oc;; sebep, gunumuzun ic_:;tihatlanm semavi olmaktan c_:;1kanr, dunyevi yapar. Halbuki §eriat semavidir ve §er'i ic;:tihatlar da onun ortulu hukumlerini bildirdigi ic;:in semavidir. Birincisi: Bir hukmun hikmeti ayn, sebebi aynd1r. Hikmet ve fayda, o §eyi tercih etmeye sebep olur. Yoksa o §eyin varhk sebebi degildir. Bir hukmun sebebi ise onun varhgma vesiledir. Mesela yolculuk esnasmda namaz k1salbhr, iki rekat k1lm1r. Bu §er'i iznin sebebi yolculuk, hikmeti ise zahmet ve zorluktur. Yolculukta hie;; zorluk c_:;ekilmese de namaz k1salt1hr, c_:;unku sebep var. Fakat yolculuk di§mda, yuz zorluk da bulunsa namazm k1saltilmasma sebep olamaz. i§te §U hakikatin aksine, zamamm1zm anlay1§1, fayda ve hikmeti sebep yerine koyup ona gore hukum veriyor. Elbette boyle ic;:tihatlar dunyevidir, semavi degil. jkincisi: Bu zamanm bak1§1, onceligi dunya saadetine veriyor, hukumleri ona gore belirliyor. Halbuki §eriat, onceligi ahiret saadetine verir, dunya hayatma ise ikinci derecede, ahirete vesile olmas1 dolay1s1yla bakar. Demek ki, zamamm1zm bakI§l §eriatm ruhuna yabanc1d1r. Oyleyse onunla §eriat adma ic_:;tihat edilemez. O~ancusu: 4..;:.>l.J~\ &-} s-il.JJ~I 0~ yani, "Zaruret haram1 helal derecesine getirir." kaidesidir. Bu hukum her durumda gec_:;erli degildir. Zaruret ancak haram yolla meydana gelmemi§se haram1 helal kilmaya sebep olur. Fakat iradenin kotuye kullamlmas1yla ve gayrime§ru sebeplerle ortaya c_:;1km1§sa haram1 helal k1lamaz, ruhsat5 tamnan hukumlere esas olamaz, ozur te§kil edemez. Mesela, bir adam kendi iradesiyle haram bir tarzda sarho§ olsa, alimlere gore, i§ledigi ameller aleyhinde gec_:;erlidir, mazur gorulmez. Hammm1 bo§asa bo§anmas1 gerc_:;ek olur. Bir cinayet i§lese cezasm1 gorur. Fakat o adam kendi iradesiyle sarho§ olmad1ysa bo§anmas1 say1lmaz, cinayetten de ceza gormez. Hem bir ic_:;ki muptelas1, zarnret derecesinde bag1mh da olsa, "Bu zarurettir, o halde bana helaldir." diyemez. i§te asnm1zda zaruret derecesine gec_:;en, insanlan bag1mh eden, yaygm birer bela suretinde c;;ok §ey var ki, iradenin kotuye kullamlmasmm, e§-$atibi, e/-Muvafakdt 4/145; ibnu'l-Humam, Fethu'/-Kadfr 4/348; Aliyylilkari, elMasnu' s.121; el-AclO.ni, Ke§fu'/-Hafa 2/35. Ruhsat: Kullann 6zilrlerine dayah olarak, me§ru dairede tanman kolayhk.


586 SOZLER

gayrime§ru meyillerin ve haram i§lerin neticesi olduklanndan, ruhsat tanman huktimlere esas te§kil edip haram1 helal kilamazlar. Gtintimtiztin muc;;tehitleri ise o zaruri §eyleri §er' i hukumlere esas yaptiklan ic;;in ic;;tihatlan dunyevidir, nefsani heveslerinin eseridir ve tabiatc;;1 felsefenin tesiriyledir; semavi ve §er'i olamaz. Oysa goklerin ve yerin Hahk'mm manevi izni olmadan O'nun hukumlerine ve kullannm ibadetlerine mudahale etmek yasaklanml§hr. Mesela baz1 gafiller, hutbe gibi bir islam §iarmm6 Arapc;;a yerine her milletin kendi diliyle okunmasmm iki gerekc;;eyle daha gtizel oldugunu soyluyorlar: Birincisi: "Devrin siyasi hadiseleri Musltimanlarm avam tabakasma da bu §ekilde anlatilsm." diyorlar. Halbuki bugunku siyasetin ic;;ine 0 kadar c;ok yalan, hile ve §eytanhk girmi§tir ki, siyaset adeta §eytanlann hilesi hukmtine gec;;mi§tir. Minber ise ilahi vahyin teblig makam1 oldugundan, siyasi hilelerin o ytice makama c;1kmaya hakk1 yoktur. ikincisi: "Hutbe, Kur'an'm baz1 sO.relerindeki nasihatleri izah etmek ic;;indir." diyorlar. Evet, eger Musltimanlarm c;;ogu islamiyet'in kesin emirlerine, temel esaslanna ve bilinen hukumlerine uyup onlan yerine getirseydi, o vakit §er'i g6rti§leri, ince meseleleri ve gizli dersleri anlamak ic;;in farkh dillerde hutbe okunmas1 ve Kur'an sO.relerinin -eger mumkun olsayd1- terctimesFHA!liYE belki daha gtizel olurdu. Fakat namaz, zekat ve orucun farz olu§u ve adam oldurmek; zina ve ic;;kinin haramhg1 gibi islam'm herkesc;;e bilinen kesin hukumleri asnm1zda ihmal ediliyor. Avam halk tabakas1, bu farz veya haramlarm ne oldugunu ders almaya muhtac;; degildir; belki o kutsi hukumlerin habrlablmasma, islamiyet daman ve iman hissi uyandmlarak o emirlere uymaya te§vike ve ikaza muhtac;;tir. Zira cahil bir adam, ne kadar cahil olursa olsun, Kur'an'dan ve Arapc;a bir hutbeden §U manay1 anlar: "imam herkesin bildigi iman esaslanm ve islam'm §artlanm habrlabyor, ders veriyor, okuyor." 0 adamm kalbinde bunlara kar§I bir §evk uyamr. 6

7

~iar (§eair): islam'm sembol haline gelmi§ i§aretleri. ~iYE Kur'an'm mucizelerine dair Yirmi Be§inci Soz, Kur'an'm hakiki terciimesinin

miimkiin olmad1gm1 gostermi§tir.


YiRMi YEDiNci Soz 587

Acaba kainatta hangi kelam, Ar§-1 Azam'dan gelen Kur'an-1 Haklm'in mucizevi, izah edici ihtarlanna, ikazlarma ve te§viklerine denk olabilir?

Altmc1 Mani Selef-i salihinin buyuk muc;tehitleri, nur ve hakikat devri Saadet Asn'na yakm olduklan ic;in o asirdan saf bir nur ahp halis bir §ekilde ic_;tihat edebilirlerdi. Bu zamanm muc;tehitleri ise hakikat kitabma o kadar c;ok perde arkasmdan ve uzak bir mesafeden bakar ki, onun en ac;1k bir harfini bile zor gorebilirler. Eger dersen ki: Sahabiler de insandir ve hatadan, yalandan tamamen annml§ olamazlar. Halbuki ic;tihatlann ve §er'i hukumlerin dayand1g1 esas, sahabenin adaleti ve dogrulugudur. Hatta ummet, sahabilerin hepsinin adil olduklannda ve dogru soylediklerinde birle§ir. 8 Cevap: Evet, sahabiler buyuk c:;ogunlugu itiban ile hakka, dogruluga a§Ik ve ada!ete baghd1r. (unku 0 asirda yaJan butun <:;irkinJigiyJe, dogruluk da butun guzelligiyle oyle bir tarzda gosterilmi§tir ki, aralanndaki mesafe, yerle gok aras1 kadar ac:;ilm1§hr. A§agilann en a§ag1s1 olan "esfel-i safilin"deki Museylime-i Kezzab'm seviyesiyle, yucelerin yucesi olan "ala-y1 illiyyin"deki Hazreti Peygamber'in (aleyhissa/6.ta vesselam) s1dk9 derecesi kadar aralannda bir fark g6rUlmD§tilr. Evet, Museylime'yi en a§ag1 seviyeye dl!§liren §ey yalan oldugu gibi, Muhammedu'l-Emin'i (aleyhissa/6.ta vesselam) en yuce makama 9karan da s1dktir, dogruluktur. i§te yuce hisler ta§1yan, guzel ahlaka c:;ok bagh bulunan ve Nubuvvet Gune§i'nin (aleyhissa/6.ta vesselam) sohbetinin I§Ig1yla nurlanan sahabilerin; Museylime'nin maskarahk dolu sahte yald1zh dukkanmdaki o derece c:;irkin ve alc:;almaya sebep olan yalana kendi iradeleriyle el uzatmad1klan .. kufurden c;ekindikleri gibi kufrun arkada§I olan yalandan c:;ekindikleri.. ve aym derecede guzel, iftihar kaynag1, yukselme merdiveni ve peygamberlik makammm ovuncu Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/6.ta vesse/am) yuce hazinesinde en k1ymetli §ey olan, e§siz ibni Hibban, es-Sahfh 10/477; ibni Abdilberr, et-Temhfd 22/47; es-Suyuti, etTedrfbu'r-Ri'wi 1/207, 318, 2/214-215. S1dk: Dogru soz, hakka uygunluk. Peygamber vas1flanndandir.


588

SOZLER

guzelligiyle insanhg1 nurland1ran s1dka, dogruluga ve hakka -bilhassa §er'i hukumlerin rivayetinde ve tebliginde- elbette ellerinden geldigi kadar talip ve a§ik olduklan, ona uygun hareket ettikleri §liphesizdir. Halbuki §U zamanda, yalan ile dogru arasmdaki mesafe o kadar k1salm1§hr ki, adeta omuz omuza vermi§ler. Dogruluktan yalana pek kolay ge<;iliyor. Hatta siyaset propagandas1 vas1tas1yla yalanc1hk, dogruluga tercih ediliyor. i§te en <;irkin §ey, en guzel §eylerle beraber aym dukkanda, aym fiyatla satihrsa, elbette pek kiymetli olan ve insam hakikat cevherine goturen dogruluk ve hak p1rlantas1, o dukkanm sahibinin marifetine ve sozune guvenilip koru korune almmaz.

HATiME 10 ;;eriatlar as1rlara gore degi§ir. Hatta bir asirda, farkh kavimlere ayn ayn §eriatlar, peygamberler gelebilir ve gelmi§tir. Hatemu'lEnbiya'nm11 (aleyhissa/dtu vesselam) yuce §eriati ise her asirda, her kavme kafi geldiginden, farkh §eriatlara ihtiya<; birakmam1§hr. Fakat teferruatta ayn ayn mezheplere bir derece ihtiya<; kalm1§hr. Evet, nas1l ki mevsimlerin degi§mesiyle elbiseler degi§ir ve ila<;lar bunyelere gore <;e§itlilik gosterir. Aynen oyle de, §eriatlar ve hukumler as1rlara, milletlerin tabiatma gore degi§ir. <;unku §er'i hukumlerin teferruat k1sm1, be§er1 hallerle ilgilidir; ona gore gelir, ila<; olur. Onceki peygamberler zamanmda kavimler birbirinden <;ok uzak, tabiatlan bir derece kaba, §iddete meyilli, fikren az geli§mi§ ve bedevilige yakm oldugundan, ge<;mi§ dinler onlann haline uygun §ekilde ayn ayn gelmi§tir. Hatta bir kitada, aym asirda farkh peygamberler ve §eriatlar bulunurmu§. Sonra Ahirzaman Peygamberi'nin (aleyhissa/aw vesselam) gelmesiyle insanhk adeta iptidai seviyesinden bir list dereceye yukseldiginden ve pek <;ok inkilap ve ihtilal neticesinde tek bir ders alacak, tek bir rehberi dinleyecek, tek bir §eriatla amel edecek hale geldiginden, farkh yollara ihtiya<; kalmam1§, ayn ayn rehberlere de luzum gbrUlmemi§tir. Fakat insanhgm tamam1 aym seviyede olmad1g1 ve toplum hayatmda tek bir hayat tarzi bulunmad1g1 i<;in mezhepler <;ogalmi§hr. Eger insanhgm 10

Sons6z.

11 Peygamberlerin sonuncusu, muhru (aleyhissaldtU vesselam).


YiRMi YEDiNci Soz 589

buyuk k1sm1 bir yuksekokulun talebeleri gibi aym hayat tarzm1 benimsese ve aym seviyeye gelse, o zaman mezhepler birle§ebilir. Fakat dunyanm §U hali buna musaade etmedigi gibi mezhepler de bir olmaz. Dersen ki: Hak bir tane olur. Dort veya on iki mezhebin farkh hukumleri nast! hak olabilir? Cevap: Su, be§ farkh hastaya g6re nast! be§ hukum ahrsa oyle ... Mesela bir hasta ic;in su, hastahgma gore ilac;ttr ve ttbben gereklidir, yani vaciptir. Bir ba§ka hastaya zehir gibi zararhdtr, ttbben yasakttr, yani haramdtr. Bir ba§kasma daha az zarar verir, tibben mekruhtur. Diger bir hastaya zarars1zdtr, fayda verir, ttbben sunnettir. Bir ba§kasma ise su ne zararh ne faydahdir, afiyetle ic;sin, tibben ona mubahbr. i§te hak burada birden c;oktur fakat be§ durumda da hakbr. Oyleyse diyebilir misin ki: "Su yalmz ilac;tir, yalmz vaciptir, ba§ka hukmu yoktur." i§te bunun gibi, ilahi hukumler -mezheplere ve ilahi hikmetin sevkiyle ona uyanlara gore- degi§ir, her bir hukum de hak ve faydah olur. Mesela imam $afii'ye uyanlar, Hanefilere nispeten, c;ogunluk itiban ile koyluluge ve goc;ebelige daha yakmd1r. Cemaati tek vucut haline getiren toplum hayab onlarda fazla geli§mediginden, her ihtiyaca cevap veren Cenab-1 Hakk'm dergahmda kendi dertlerini soylemek ve hususi arzulanm istemek ic;in namazda imamm arkasmda Fatiha'y1 bizzat, ayn ayn okurlar. Bu, hakkm ve hikmetin ta kendisidir. imam Azam' a uyanlar ise, islam devletlerinin buyuk k1sm1 bu mezhebi tercih ettiginden, c;ogunluk itiban ile medeniyete, §ehirlilige daha yakm ve toplum hayatma yatkmd1rlar. Onlarda cemaat bir §ah1s hukmune gec;er, tek bir ki§i butun cemaat adma konu§ur, cemaat onu kalben tasdik eder, ona uyar. imamm sozu cemaatin s6zu hukmune gec;tiginden, Hanefi mezhebine gore imamm arkasmda Fatiha okunmaz. Okunmamas1 hakkm ve hikmetin ta kendisidir. Hem mesela, madem §eriat, insamn tabiatmm haddi a§masma set c;ekerek onu duzeltir, nefs-i emmareyi1 2 terbiye eder. Elbette, mensuplannm c;ogu koylu, yan goc;ebe ve amelelikle me§gul olan $afi mezhebine gore kadma temasla abdest bozulur ve az bir necaset abdeste zarar verir. <;ogunluk itiban ile toplum hayatma giren, bir derece medeni §ekilde ya§ayan insanlann mensup oldugu Hanefi mezhebine gore ise 12

Nefs-i emmare: insam daima kotiihige sevk eden nefis.


590 SOZLER

kadmlara dokunmak abdesti bozmaz ve bir dirhem 13 kadar necasete fetva vardir. Mesela bir amele ile bir efendiyi ele alahm. Amele, ya§ay1§ tarzi itiban ile yabanc1 kadmlarla g6ril§meye, temasa ve mesela bir ocagm ba§mda oturup haram §eylerin i~ine kan§maya daha meyilli oldu§undan, tabiati ve nefs-i emmaresi meydam bo§ bulup haddini a§abilir. ;;eriat buna set ~ekmek i~in onun manevl kulagmda, "Abdestin bozulur, temas etme! Namazm1 hukumsuz kdar, bula§ma!" semav1 sedasm1 ~mlatir. Bir efendi ise namuslu olmak §arbyla, ya§ay1§1 bak1mmdan, toplum ahlak1 namma, yabanc1 kadmlarla temasa dti§ktin degildir; haram ve pis §eylere, medeni nezaket ve temizlik adma kendini o kadar bula§brmaz. Onun i~in §eriat, Hanefi mezhebi vas1tas1yla ona §iddet ve azimet14 gostermemi§, ruhsat ile hayatm1 kolayla§brm1§hr. "Yabanc1 bir kadma elin degmi§se abdestin bozulmaz, utamp kalabahk i~inde suyla temizlenememenin zaran yoktur; bir dirhem kadar necasete fetva vardir." der, onu vesveseden kurtanr. i§te sana misal olarak denizden iki damla ... Ba§ka ornekleri de k1yasla ... Mizan-1 $a'ranf'nin15 ol~usuyle, §eriatm ol~Ulerini bu §ekilde kar§da§tirabilirsen kar§da§tir ...

16.:"_<~l\ .:'.\;;\\ ..:Jt .iii l~.:'4.Jo Ll ~\ G .:-le '1 cl~ r=::-- - r:-;:: :: r-:.. .

Dirhem: Yakla§1k ii<; grama denk gelen agirhk ol<;i.isi.i. Azimet: ibadetlerin eksiksiz ve mi.ikemmel bir §ekilde yap1lmas1. 15 imam $a'rani'nin dort mezhebin birle§tigi ve aynld1g1 noktalan konu alan eseri. 16 "Si.ibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara sO.resi, 2/32) 13

14


YiRMi YrniNci

17

Soz

591

Allah1m! Gi.izel isimlerinin tecellilerine tam bir ayna olmas1yla, s1fat ve isimlerinin gi.izelliklerine olan muhabbetinin nurlan kendisinde surete bi.iri.inen ... Yaratbgm sanath varhklarm en mi.ikemmeli, en harikas1 olmas1yla, tecelli eden sanatma olan muhabbetinin panlttlan kendisinde toplanan ... Nakt§lannm gi.izelliklerinin fihristi ve mi.ikemmel sanatmm numunesi olan, sanatmm mi.ikemmelliginin en harika misali ve nakt§larmm gi.izelligini ilan ve takdir etmede en gi.ir sesli olmas1yla, yaratt1gm varhklarda gosterdigin gi.izelliklerinin ilanc1s1 olmas1yla, senin sanatma ragbet ve muhabbetinin incelikleri kendisinde gbri.inen ... Senin li.itfunla bi.iti.in gi.izel vas1flara sahip, ikrammla bi.iti.in gi.izel ahlaka malik, senin takdir ve muhabbetinin her c;e§idi kendisinde toplanan ... Kur'an'da zikrettigin ve sevdigin bi.iti.in ihsan sahibi, sabirh, mi.imin, takva sahibi, tevbekar ve sana yonelmi§ kimselere; sevdigin ve seni sevmekle §ereflendirdigin bi.iti.in mah!D.kata i.isti.in bir mihenk ve olc;i.i olan ... Oyle ki, seni sevenlerin imamt, sence sevilenlerin efendisi ve dostlannm reisi olan zata ve onun bi.iti.in aline, ashabma ve karde§lerine salat ve selam eyle, amin ... Ey merhametlilerin en merhametlisi!


YiRMi YEDiNCi SOZ'UN ZEYLi 18 Sahabiler hakkmdadir Mevlana Cami"nin dedigi gibi derim ki:

~ ':'~\ ~ 0f; .Ll~ ~ ".))\ J_,......_) ~

~y '-;-'~\ §yj _>;

f_;j ~ J->-b

...::.........ljj ~ ~ _>; 0-4 ~_>;

;35 3\

19~ji ':'~\ ~ 0-4 ~ ':'~\ ~ 3\

Soruyorsunuz: Bazt rivayetlerde, "Bid'atlann artt1g1 ve revac:; buldugu devirde takva sahibi, salih muminlerden bir kism1 sahabe derecesinde, hatta daha faziletli olabilir." deniliyor. Bu rivayetler sahih midir? Sahih ise hakikati nedir? Cevap: Peygamberlerden sonra insanhgm en faziletlilerinin sahabiler oldugu, 23 ehl-i sunnet ve cemaatin uzerinde birle§tigi kesin bir hukumdur. 0 rivayetlerin sahih k1sm1 §ahsi faziletler hakkmdadir. <;unku §ahsi fazilette ve hususi kemalde "mecruh racihe tereccuh edebilir", 18 19

20 21

22

23

Zeyl: ilave Ya Resulullah! Ne olurdu, Ashab-1 Kehf'in ki:ipegi gibi ben de senin ashabmm arasmda cennete girseydim. Onun cennete, benim cehenneme gitmem reva m1? 0, Ashab-1 Kehf'in ki:ipegiyse ben de senin ashabmm kopegiyim. Her hlrlu noksan s1fattan uzak Allah'm ad1yla. "Hii;:bir §ey yoktur ki, O'nu hamd ile beraber tesbih (tenzih) ediyor bulunmasm." (isra suresi, 17/44) "Muhammed, Allah'm resuludur. Onun beraberindeki muminler de kafirlere kar§1 §iddetli olup kendi aralarmda §efkatlidirler." (Fetih suresi, 48/29) ibni Hibban, es-Sahih 10/477; ibni Abdilberr, et-Temhid 22/47; es-Suyutl, etTedribu'r-Ravi 1/207, 318, 2/214-215.


YiRMi YEDiNci Soz 593

yani ikinci derecede bir §ey, aslolan §eye tercih edilebilir. Yoksa Fetih suresinin sonunda Cenab-1 Hakk'm 6vgusune mazhar olan, Tevrat, incil ve Kur'an'da methedilen sahabilere, kulli fazilet noktasmda yeti§ilemez. ~u hakikatin pek c;;ok sebep ve hikmetinden, §imdilik uc;; sebebi ic;;eren uc;; hikmeti soyleyecegiz. Birincisi

Hazreti Peygamber'in (aleyhissalata uesselam) sohbeti 6yle bir iksirdir ki, ona bir dakika mazhar olan bir zat, ancak senelerce manevi yolculukla vanlabilecek hakikat nurlarma eri§ir. <;;:unku sohbette "insibag ve inikas" vardtr; yani o mecliste bulunanlar Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/ata uesselam) boyas1yla boyarnr, nurunu aksettirir. 0 yilce nubuwet nurunun yans1mas1yla ve ona uymakla en yuksek mertebeye c;;1kabilir. Nast! ki, bir sultanm hizmetkan, efendisine tabi olmakla oyle bir makama 9kar ki, bir vezir bile oraya eri§emez. i§te §U strdan dolay1, en buyuk veliler bile sahabe derecesine ula§am1yor. Hatta Cela!eddin-i Suyutl gibi, uyamkken c;;ok defa peygamber sohbetine mazhar olan veliler, Resul-u Ekrem'in (aleyhissaldta uesse/am) sohbetiyle bu alemde §ereflenseler de yine sahabeye yeti§emezler. <;;:unku sahabiler, Nubuwet-i Ahmediye (aleyhissaldtu uesselam) nuruyla boyanm1§, yani onun "nebi" olarak sohbetinde bulunmw~­ lardtr. Evliyanm Resul-u Ekrem'le (aleyhissalatu uesselam), onun dunyadan aynlmasmdan soma g6rii§mesi ise Allah Resulu'nun (aleyhissalatu uesselam) velayetinin nuruyla sohbettir. Yani Resul-u Ekrem'in (aleyhissalota uesselam) onlann nazannda cisme buriinup goriinmesi, Velayet-i Ahmediye (aleyhissa/ata uesse/am) y6nuyledir, peygamberlik itiban ile degildir. Madem oyle, peygamberlik derecesi velilik derecesinden ne kadar yuksekse, o iki sohbet arasmda da o derece fark olmas1 gerekir. Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/aw vesselam) sohbetinin nas1l nurani bir iksir oldugu §Uradan anla§thr: Bedevi bir adam, kalbi k1zm1 sag olarak topraga g6mecek kadar vah§i bir §ekilde kahla§hg1 halde, gelip bir saat Allah Resulu'nun (aleyhissa/aW vesselam) sohbetiyle §ereflenir, art1k karmcaya basamaz derecede bir §efkat ve merhamet kazamrdt. Yahut cahil, vah§i bir adam, bir gun peygamber sohbetinde bulunur, soma <;;in ve Hindistan gibi uzak ulkelere gider, medeni toplumlara hakikat ve kemal rehberi olurdu.


594 SozLER

ikincisi

Bu Soz'iin ba§mdaki ic;tihat bahsinde beyan ve ispat edildigi gibi, sahabilerin biiyiik c;ogunlugu insani kemalatm en yiiksek derecesindedir. c:;unkii o zaman, islam'la gelen o biiyiik degi§imde, hayir ve hak biitiin giizelligiyle, §er ve babl da biitiin c;irkinligiyle goriilmii§ ve maddl olarak hissedilmi§. ;ier ile haytr, yalan ile dogru arasmda 6yle bir mesafe ac;dm1§ ki, bunlar kiifiir ve iman kadar, belki cehennem ve cennet gibi birbirlerinden uzakla§ffil§lar. Yaradih§lan geregi ulvi hislere ve yiiksek ahlaka dii§kiin, izzete meyilli olan sahabiler, elbette bilerek yalana ve §erre el uzabp yalanm, §errin ve batdm ilanc1s1 ve numunesi olan Miiseylime-i Kezzab seviyesine dii§memi§ler. S1dkm, hayrm, hakkm ilanc1s1 ve misali olan Habibullah'm (aleyhissalata vesselam) yiiceler yiicesi kemal vas1flanndaki makamma bakarak f1tratlan geregi biitiin kuwet ve gayretleriyle o tarafa ko§mU§lar. Nasd ki, bazen medeniyet c;ar§1smda ve toplum hayati diikkanmda, baz1 §eylerin oldiiriicii zehir gibi deh§etli neticeleri ve <;irkin eserleri goriiliince, herkes o §eyi satm almak §6yle dursun, biitiin kuwetiyle ondan nefret edip ka<;ar. Baz1 §eylerin ve manevl vas1flann giizel neticeleri ve k1ymetli eserleri ise faydah bir ilac; ve ptrlanta gibi, herkesin dikkatini <;eker ve ragbetini kazarnr. Herkes giicii yettigi kadar onlan elde etmeye <;ah§tr. Aynen 6yle de, Saadet Asn'nda, o devrin toplum hayatmm <;ar§1smda, yalan, §er ve kiifiir gibi §eyler ebedl azab1 netice verdiginden ve Miiseylime-i Kezzab gibi a§ag1hk maskaralan dogurdugundan, yiiksek ahlaka ve vas1flara <;ok bagh olan sahabilerin, bunlardan oldiiriicii zehirden ka<;ar gibi kac;tiklan ve nefret ettikleri §iiphe gotiirmez. F1tratlan saf ve karakterleri yiiksek olan sahabilerin, ebedl saadet gibi bir netice veren ve Resul-u Ekrem (aleyhissalata vesselam) gibi nuranl meyveler gosteren dogruluga, hakka ve imana, en faydah iksir ve en k1ymetli elmas misali, biitiin kuwetleriyle, hisleriyle ve latifeleriyle arzu duymalan ka<;mdmazdtr. Halbuki o devirden sonra, dogru ile yalan arasmdaki mesafe azala azala ikisi omuz omuza geldi. Adeta bir diikkanda beraber satilmaya ba§lad1g1 gibi, toplum ahlak1 bozuldu. Siyaset propagandas1, yalana fazla itibar kazand1rd1. Yalanm miithi§ <;irkinligi gizlenip dogrulugun parlak giizelliginin goriinmemeye ba§lad1g1 bir zamanda, kimin


YiRMi YEDiNci Soz 595

haddine ki, sahabenin adalet, dogruluk, yilksek ahlak ve hakkaniyet hususundaki kuvvetine, metanetine, takvasma yeti§ebilsin, onlan ge~sin!

Bu meseleyi bir derece aydmlatacak, ya§ad1g1m bir hali anlatacag1m. ~oyle ki: Bir zaman kalbime §U soru geldi: Ni~in Muhyiddin ibni Arab! gibi harika zatlar sahabilere yeti§emiyor? Sonra namazda 0~ 24 ~ \f 1 derken, bu ifadenin manas1 ac;1ga c;1kh. Hakikati tam olmasa da bi~,parc;a gori.indil. Kalbimden dedim ki: "Ke§ke bir tek namaz1, bu ifadenin manasmm ac;1ga c;1kmas1 gibi, hakk1yla k1labilseydim, bir sene ibadetten daha iyiydi." Namazdan sonra anlad1m ki, kalbime gelen 0 mana ve 0 hal, sahabilerin ibadetteki derecelerine yeti§ilemeyecegine <lair bir derstir. Evet, Kur'an-1 Hak1m'in nurlanyla meydana gelen toplumdaki o bi.iyilk degi§imde zit kutuplar birbirinden aynlmt§br. ~er kendisine bi.itiln tabi olanlarla, karanhg1yla ve teferruabyla; hayir ve faziletler ise bi.itiln nurlanyla ve neticeleriyle beraber kar§I kar§1ya gelmi§tir. Boyle bir vaziyette ve zamanda her zikir ve tesbih, bi.itiln mana tabakalanm taze ve canh bir §ekilde ifade etmi§, o bi.iyilk degi§imin gilri.iltilsil altmda bulunan insanlann bi.itiln hissiyatm1, manev1 latifelerini uyandirm1§br. Hatta vehim, hayal ve sir gibi duygular uyamk bir surette, o zikir ve tesbihlerdeki c;e§itli manalan kendi zevklerine gore ahr, emer. i§te §U hikmetten dolay1, hisleri ve latifeleri uyamk olan sahabiler, iman nurlanm ve tesbihatm1 ifade eden mi.ibarek kelimeleri soyledikleri vakit, kelimenin biltiln manas1yla soyler ve ondan biltiln duygulanyla hisse ahrlard1. Halbuki o devirden sonra latifeler git gide uykuya dalm1§, duygular o hakikatler noktasmda gaflete di.i§IDU§, o milbarek kelimeler meyveler gibi git gide ah§kanhk perdesiyle tat11hgm1 ve tazeligini kaybetmi§tir. S1ghk havas1yla 0 hisler adeta kurumU§, az bir ya§hk kalmt§hr ki, ancak kuvvetli bir tefekki.ir ameliyabyla onceki haline donebilir. i§te bu yi.izden, bir sahabinin kirk dakikada kazand1g1 fazilete ve ula§bg1 makama ba§kas1 ancak kirk gilnde, hatta kirk senede eri§ebilir.

a.J

24

"En ytice olan Rabbimi her tiirlti noksandan tenzih ederim." Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) namazm secdelerinde bunu tic; defa soyledigine <lair Muslim, miisafirin 203; Tirmizl, sa/dt 79, vitr 19; EbO. DaVO.d, sa/6.t 147.


596

SOZLER

U(:iinciisii On ikinci, Yirmi Dordilncil ve Yirmi Be§inci Soz'lerde ispat edildigi ilzere, peygamberligin velilige nispeti, gilne§in ashnm, aynalarda gorilnen yans1masma nispeti gibidir. i§te peygamberlik dairesi velayet dairesinden ne kadar yilksekse, peygamberlik dairesinin hizmetkarlan ve o gilne§in y1ld1zlan olan sahabilerin de, velayet dairesindeki salih zatlara o derece ustun olmas1 gerekir. Hatta bir veli, en buyuk velayet makam1 olan peygamber varisligini ve s1dd1kiyeti -ki sahabenin makam1dir- kazansa, yine ilk saf1 te§kil eden sahabilerin makamma yeti§emez. Bu uc;uncu sebebin uc; yonunu izah edecegiz. Birinci Yonu: ic;tihatta, yani Kur' an ve silnnetten huki.im c;1karmakta ve Cenab-1 Hakk'm kelammdan O'nun nzasm1 anlamakta sahabilere yeti§ilmez. <;unku o devirdeki o buyuk ilahi degi§im, Allah' m nzasm1 ve emirlerini anlamak uzere gerc;ekle§mi§ti. Zihinler bununla alakadardi. Kalbler, "Rabbimizin bizden istedigi nedir?" diye merak ederdi. Devrin §artlan bu hali hissettirecek, hatirlatacak bir tarzdaydi. Sohbetler bu manalar etrafmda doni.iyordu. i§te bu yuzden, her §ey, her ha!, konu§malar ve hadiseler 0 manalan bir derece ders verecek §ekilde gerc;ekle§tiginden ve bunlar sahabenin kabiliyetlerini geli§tirdiginden ve fikirlerini aydmlatt1gmdan, i<:;tihatta ve hukum c;1karmakta kabiliyetleri bir k1v1lcimla tutu§maya hazirdi. Bu sebeple sahabenin o hususta bir gunde veya bir ayda kazand1g1 mertebeyi, onlarla aym zeka seviyesinde ve kabiliyette olan bir adam, §U zamanda on senede, belki yuz senede kazanamayacakhr. <;unki.i bu asirda ebedi saadet yerine dunya saadeti itibar gbruyor. insanlann dikkati ba§ka maksatlara ybneliyor. Tevekkillsilz bir §ekilde gec;im derdi ruhu sersemlettiginden, tabiatc;1 ve maddeci felsefe akh korle§tirdiginden toplumdaki c;evresi insanm zihnine ve kabiliyetlerine i<:;tihat hususunda kuwet vermiyor, aksine zihnini dag1hyor. Bu Soz'iln ic;tihat bahsinde, Silfyan ibni Uyeyne ve onunla aym zeka seviyesinde birinin k1yaslanmasmda, Sufyan'm on senede kazand1gm1 otekinin yilz senede kazanamayacag1m ispat etmi§tik. ikinci Yonu: Sahabilerin Allah'a yakmhk noktasmdaki makamlarma velayet ayag1yla eri§ilmez. <;unki.i Cenab-1 Hak bize her §eyden yakmdir, biz ise O'ndan sonsuz uzag1z. O'na yakmhg1 kazanmak iki §ekilde olur.


YiRMi YEDiNci Soz 597

โ ข Birincisi, yakmhgm ac;:1ga c;:1kmas1yladir ki, peygamberlikteki yakmhk boyledir. Peygamber varisi olmalan ve sohbetiyle ยงereflenmeleri dolay1s1yla sahabiler bu sma mazhardir. โ ข ikincisi ise Cenab-1 Hak'tan uzakhg1m1z noktasmda, mertebeleri kat edip bir derece yakmhkla ยงereflenmektir ki, velayet yolundaki c;:ogu seyr u suluk, nefsin ic;: alemindeki ve diยง dunyadaki deliller vas1tas1yla yapilan manevi yolculuklarla ulaยง1lan yakmhk boyledir. iยงte birincisi sirf Allah vergisidir, c;:ahยงmayla elde edilmez. Rahmani bir cazibenin neticesidir, mahbubiyet, yani Allah tarafmdan sevilme makam1d1r. Bu yo! k1sad1r, fakat c;:ok saglam, c;:ok yuksek ve c;:ok halistir, golgesizdir. Oigeri ise gayretle kazamhr, uzundur, golgelidir. Hayret verici harikalan, kerametleri c;:ok ise de k1ymetc;:e ve Cenab-1 Hakk' a yakmhk bak1mmdan ilkine yetiยงemez. Mesela, nasil ki bugunden dune ulaยงmak ic;:in iki yo! var: ilki, zamanm akiยงma tabi olmayarak, manevi bir kuwetle zaman d1ยงma c;:ik1p dunu bugun gibi gozu onunde gormektir. ikinci yol ise bir sene yol alarak donup dolaยงIP dunun tarihine gelmektir. Fakat o gun yine elde tutulamaz, insam b1rak1p gider. Aynen oyle de, gorunuยงten hakikate gec;:mek iki ยงekilde olur. โ ข Biri, dogrudan dogruya hakikatin cazibesine kap1hp tarikat berzahma girmeden, hakikati gorunenin kendisinde bulmakt1r. โ ข ikincisi, seyr u silluk ile pek c;:ok mertebeden gec;:mektir. Gerc;:i veli zatlar nefislerini terbiye etmeye muvaffak olur, nefs-i emmarelerini oldururler; fakat yine de sahabeye yetiยงemezler. Sahabiler, nefisleri anmp temizlendiginden, nefsin mahiyetindeki pek c;:ok latife ile kullugun inceliklerine, ยงUkur ve hamdin derinliklerine daha fazla mazhard1r. Evliyanm kullugu ise ancak nefsi oldurdukten sonra o hale gelir. O~uncu Yonu: Amellerin fazileti, sevab1 ve ahirete ait kazanc;: yonunden sahabilere yetiยงilmez. c;unku nasil bir asker baz1 ยงartlar altmda, muhim ve tehlikeli bir mevkide, bir saat nobetle bir sene ibadet etmiยง kadar fazilet kazanabilir25 ve bir kurยงun yemekle en az k1rk gunde 25

Buhari, cihc'id 73; Muslim, imdre 163; Tirmizi, cihc'id 2; Nesai, cihc'id 39; ibni Mace, cihc'id 7.


598

SOZLER

ancak elde edilecek velilik derecesine i_:;1kar. Aynen oyle de, sahabilerin islamiyet'in esaslarmm yerleยงtirilmesindeki ve Kur' an hukumlerinin tebligindeki hizmetleri ve islam ii_:;in butun dunyaya savaยง ilan etmeleri o kadar yuksek kiymettedir ki, bir dakikasma baยงkalan bir senede yetiยงemez. Hatta denilebilir ki, onlarm hayatlarmm her dakikas1, kuts! bir hizmette ยงehit olan askerin ยงehadet dakikas1 gibidir. Her saatleri, hayati onem taยงtyan bir mevkide bir saat nobet tutan fedakar bir askerin nobeti gibidir; amel az, ucreti i_:;ok, k1ymeti yuksektir. Evet, madem sahabiler islamiyet'in esaslarmm yerleยงtirilmesinde ve Kur' an nurlarmm yayilmasmda ilk saf1 teยงkil ediyor. 26 J>'LlllS ,~ : ~1\ smmca, butun,Muslumanlann iยงledigi sevaplard,a hisseler(vard1r. Ommetin 27 ~l>.....Oij ~\ ~j pt~~~~\ demesi, sahabilerin butun Mllslumanlann sevaplanndan hisse ald1klanm gosteriyor. Hem nasil ki bir agacm kokundeki kui_:;uk bir hususiyet, dallarda buyuk neticeler verir; dal buyuduki_:;e o da buyur. Nas1l ki, baยงlang1i_:;taki kui_:;uk bir yukseklik, gittik<:;e buyuk bir hal ahr. Ve nas1l ki merkeze yakm igne ucu kadar bir fazlahk, geniยง dairede bazen bir metre kadar bir fazlahga karยงthk gelebilir. Ayn en ยงU misaller gibi, sahabiler islamiyet' in nuran! agacmm koklerinden, esaslarmdan, Muslumanlarm ilklerinden, ilk imamlarmdan olduklan, islamiyet binasmm nurlu temelinde bulunduklan ve peygamberlik guneยงinin, hakikat tยงIgmm merkezine yakm bulunduklan ii_:;in; onlann az amelleri bile i_:;oktur, kui_:;uk hizmetleri bile buyuktur. Onlara yetiยงmek ii_:;in gen;:ekten sahabi olmak gerekir. ,,

, r-

,:'Ji;,\ ,:'B\

r

,,,

,,..

-L .:' ~ltS ..s. t>....p\ :Jti l.i', ciJ\ ~ . \.-~ ,,

//

/

""

;; ~

/

!

I

,,

~ "

I

L..i.:.;. i; '1-;. ~~ll\ ,. <...$'""" l.J"""' r-/

)lo

/

,,

/ <1..>l>....,o\ / J\ 1; / . . ,ยท 0 -'~I\ ,., . / 3 ,, <...$""'3 ,3.r : r 3 1 ,-3 ยท~

28~\::,

26 27

28

29

r...t:r

(Bir iยงe) sebep olan, (onu bizzat) yapan gibidir. Allah1m! Efendimiz Muhammed' e, onun al ve ashabma salat ve selam eyle. Allah1m! "Ashab1m y1ld1zlar gibidir, hangi birine uyarsamz hidayete erersiniz." (elMunavi, Feyzu'l-Kadir 6/297; el-Acluni, Keยงfu'/-Hafd 1/132) ve "<;aglann en hayirhs1 benim ic;inde yaยงad1g1m c;agd1r." (Buhari, fezdilu ashdb 1, ยงehddet 9, rikak 7, eymdn 10, 27; Tirmizi, fiten 45, ยงehddet 4, mendkzb 56) buyuran Efendimiz Muhammed' e, onun al ve ashabma salat ve selam eyle. "Subhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden baยงka ne bilebiliriz ki? Her ยงeyi hakk1yla bilen, her ยงeyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32)


YiRMi YEDiNci Soz 599

Soru: Deniliyor ki: "Sahabiler Res0.1-u Ekrem'i (aleyhissa/fltil vesselam) gbrduler, soma iman ettiler. Biz ise gbrmeden iman ettik. Oyleyse imamm1z daha kuvvetlidir. Hem imamm1zm kuvvetine iยงaret eden bir rivayet3ยฐ var." Cevap: Sahabiler o devirde, butun alem islam hakikatlerine dDยงman ve muhalifken Res0.1-u Ekrem'i (aleyhissalatil vesse/am) yalmz beยงerl suretiyle, bazen mucizesiz olarak gordukleri halde oyle bir iman etmiยงlerdi ki, butUn farkh duยงDnceler ve endiยงeler toplansa onlann imanm1 sarsamazd1; degil ยง0.phe, baz1sma vesvese bile veremezdi. Sizlerse kendi imanm1z1 sahabilerin imamyla k1yashyorsunuz. BO.tun islam alemi imammza kuvvet verdigi ve senet say1ld1g1 halde, Res0.1-u Ekrem'in (aleyhissalatil vesselam) bir tuba agac1 gibi olan peygamberliginin ~ekirยญ degi hukmundeki beยงeriyetini ve cismani suretini degil, belki islam nuru ve Kur'an hakikatleri ile, nuranl, muhteยงem manevl ยงahsiyetini binlerce mucizeyle kuยงahlm1ยง olarak akil gozuyle goruyorsunuz. Sizin, buna ragmen Avrupah bir filozofun sozuyle vesveseye ve ยง0.pheye dDยงen imammz nerede ... Sahabilerin; butUn kufUr aleminin, Hiristiyanlann, Yahudilerin ve felsefecilerin hucumlan karยง1smda sarsilmayan imanlan nerede! imanlarmm kuvvetini gosteren, imanlarmdan suzulmDยง saglam takvalan ve mukemmel, salih kulluklan nerede! Ey bu iddianm sahibi, senin, aยงm zayifhgmdan, Allah'm emirlerine tam uydugunu gostermeyen son Dk imanm nerede!.. "Ahirzamanda beni gormeden iman eden, daha makbuldur." 31 mealindeki hadis ise hususi fazilete dairdir, baz1 hususi ยงah1slar hakkmdad1r. Oysa bizim bahsimiz, kulli fazilete ve ~ogunluga dairdir. ikinci Soru: Diyorlar ki: Evliya ve kamil zatlar dunyay1 kalben terk etmiยงtir. Hatta hadiste, "Dunya sevgisi butUn hatalann baยง1dir. " 32 buyruluyor. Halbuki sahabiler dunya hayahyla ~ok meยงgul olmuยง. Belki bir k1s1m sahabe, dunyay1 terk etmek yerine, dunya hayatmda o zamanm medenilerinden bile daha ileri gitmiยง. Nasil oluyor da, 30

31

32

Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 3/155, 5/257, 264; et-Tayalisi, el-Musned s. 252; Abd ibni Humeyd, el-Musned s. 247. Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 3/155, 5/257, 264; et-Tayalisi, el-Musned s. 252; Abd ibni Humeyd, e/-Musned s. 247. el-Beyhaki, $uabi1'1-fmdn 7/338; el-Munziri, et-Tergfb ve't-Terhfb 3/178; esSuyuti, et-Tedrfbu'r-Rdvf s. 287; el-Acluni, Keยงfu'l-Hafd 1/496.


600 Si:iZLER

boyle sahabilerin en ktic;tigu ic;in bile en btiytik veliden daha tisttindtir diyorsunuz? Cevap: Otuz ikinci Soz'tin ikinci ve U<;tincti Mevk1f'lannda33 kesin bir §ekilde ispat edilmi§tir ki, dtinyanm ahirete ve Cenab-1 Hakk'm isimlerine bakan ytiztinti sevmek kusur degil, belki kamil imana ula§ma vesilesidir. insan dtinyanm o iki ytiztinde ne kadar ileri giderse, ibadette ve Allah'1 bilmekte de o kadar ilerler. Sahabilerin dtinyas1 i§te o iki ytizdedir. Onlar dunyay1 ahiretin tarlas1 gormti§, 34 ekip bic;mi§ler. Varhklan Cenab-1 Hakk'm isimlerinin aynas1 gortip onlara a§1kane bakm1§lar. Terk ettikleri ise dtinyanm fani ytiztidtir ki, insamn heveslerine bakar. Os;:uncu Soru: Tarikatlar hakikate giden yollard1r. Onlarm en me§huru, en yuksegi ve en geni§ cadde oldugu soylenen Nak§ibendl tarikatmm kahramanlanndan ve imamlanndan baz1lan, o yolun esasm1 §6yle tarif etmi§ler:

i)o; jo; ~ .!}o; ~ .!}o; 8~ .!}o; :.!}o; t;.. J' , J' '-F""

, J' '-"·- -

, J' -

, J'

J'

-! •

.\A\ i-! o •'] ,cj~d;; • \_ '-if' , . , i..:::--r

j

o~

Yani, "Nak§ibendl yolunda dart §eyi birakmak laz1m: Dunyay1 terk etmek, nefis hesabma ahireti dahi asil maksat yapmamak, kendi varhgm1 unutmak ve kibre, kendini begenmi§lige girmemek ic;in bu terkleri de dll§llnmemek." Demek, Cenab-1 Hakk'1 hakiki manada bilmek ve insan-1 kamil mertebesine eri§mek, masivay1, yani Allah'tan ba§ka her §eyi terk etmekle olur. Cevap: insan eger yalmz bir kalbden ibaret olsayd1, Allah'tan ba§ka her §eyi terk etmesi, hatta O'nun isim ve s1fatlanm dahi b1rakmas1, kalbini yalmz Cenab-1 Hakk'm zatma baglamas1 gerekirdi. Fakat insanm akil, ruh, sir, nefis gibi pek c;ok vazifeli latifesi ve duygulan vard1r. insan-1 kamil odur ki, btittin bu latifeleri kendilerine has ayn ayn kulluk yollannda hakikate sevk etsin, sahabe gibi geni§ bir dairede, zengin bir surette, kalbi bir kumandan, latifeleri ise onun askerleri olsun ve maksadma kahramanca yurtistin. Yoksa kalbin yalmz kendini kurtarmak ic;in askerini birak1p o yola tek ba§ma girmesi iftihar vesilesi degil, belki c;aresizligin neticesidir. 33

Mevk1f: Durak

34

"Dilnya, ahiretin tarlas1d1r." manasmdaki hadis ic;in el-Gazali, ihydu U/Umi'd-Dfn 4/19; es-Sehavi, e/-Makds1du'l-Hasene s. 497; Aliyyillkari, el-Esrdru'/-Merfua s. 205.


YiRMi YEniNci Soz 601

Dorduncu Soru: Sahabilere kar§t iistiinliik iddias1 nereden c;;1k1yor? Bunu kim c;;1kanyor? ~u zamanda bu meselenin bahis konusu olmasmm sebebi nedir? Hem biiyiik miic;;tehitlerle e§itlik iddia etmek nereden ileri geliyor? Cevap: Bu meseleyi dile getirenler iki k1s1mdir. Bir k1sm1, saf din ve ilim ehlidir ki, baz1 hadislerden yola c;;1karak §U zamanda takva sahibi salih miiminleri te§vik etmek ic;;in boyle bahisler ac;;1yorlar. Bu k1sma soziimiiz yok. Zaten onlar azdir, hatalanm da c;;abuk anlarlar. Diger k1s1m ise miithi§ magrur insanlardir ki, mezhepsizliklerini, biiyiik miic;;tehitlere kar§I e§itlik iddias1 altmda yaymak ve dinsizliklerini sahabeyle denklik iddias1 altmda uygulamak istiyorlar. c;unkii oncelikle, o dalalet ehli kimseler, haram zevk ve eglencelere girmi§, diinyevi hazlann tiryakisi olmu§lar. Dinin bunlara mani olan emirlerini yerine getiremiyorlar. Kendilerine bir bahane bulmak ic;;in diyorlar ki: "~u meseleler ic;;tihatla ilgilidir. Bunlarda mezhepler birbirine muhaliftir. Hem biiyiik miic;;tehitler de bizim gibi insandir, hataya dii§ebilirler. Oyleyse biz de onlar gibi ic;;tihat ederiz, ibadetimizi istedigimiz gibi yapanz. Onlara uymaya ne mecburiyetimiz var?" i§te o bedbahtlar, §eytamn bu hilesiyle ba§lanm mezheplerin zincirinden c;;1kanyorlar. Onlarm §U iddialarmm ne kadar c;;iiriik, ne kadar temelsiz oldugu bu Soz' de kesin bir §ekilde gosterildiginden meseleyi ona havale ediyoruz. ikinci olarak, o aldanmt§ kimseler bakttlar ki, i§ miic;;tehitlerle bitmiyor. Miic;;tehitlerin omuzlanndaki, yalmz dinin gorii§lere bagh k1sm1dir. Halbuki o dalalet yolundakiler, dinin kesin emirlerini de terk edip degi§tirmek istiyor. "Biz miic;;tehitlerden daha iyiyiz." deseler de meseleleri tam c;;oziilmiiyor. Ciinkii miic;;tehitler, dinin g6rii§lere bagh ve kesin olmayan teferruat k1smma kan§abilirler. Halbuki bu mezhepsiz gafiller, dinin tarti§tlmaz, kesin hiikiimlerine dahi fikirlerini kan§tlrmak, degi§tirilmesi miimktin olmayan htiktimleri degi§tirmek ve islam'm esaslanna kar§l gelmek istediklerinden, elbette dinin temel direkleri olan sahabilere ili§eceklerdir. Heyhat! Degil bunlar gibi insan suretindeki hayvanlann, hakiki insanlarm ve onlann en kamilleri olan evliyanm biiyiiklerinin bile sahabenin ktic;;tiklerine kar§I e§itlik davasm1 kazanamad1klan, bu Soz' de kesin bir §ekilde ispat edilmi§tir.


602 SOZLER

35

36

Allah1m, "Ashab1ma sovmeyin. $ayet sizden biriniz Uhud Dag1 kadar altm infak etse, bu, ashab1mdan bir kimsenin yaptig1 yanm avuc;;luk infakm degerine ulaยงamaz. "* diyen resO.liine, onun al ve ashabma salat ve selam eyle. (ResO.lullah dogru soyledi.) *(Buhari, fezailu ashdb 5; Muslim, fezailu's-sahdbe 221, 222) "Siibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden baยงka ne bilebiliriz ki? Her ยงeyi hakk1yla bilen, her ยงeyi hikmetle yapan sensin." (Bakara sO.resi, 2/32)


Cennete Dairdir Bu Soz'un iki makamz var. Burada yer a/an Birinci Makam, cennetin bazz guzelliklerine i§aret eder. Fakat bu Soz'un ikinci Makamz'nda, 1 on iki kesin hakikatle Onuncu Soz'de, yine Onuncu Soz'un ozetinde ve esasznda, bir silsile halindeki gayet sag/am Arap<;a bir deli/le a<;zk ve parlak bir §ekilde ispat edilen cennetin varlzgzndan bahsetmez. Yalnzz sorulara ve tenkide konu olan, cennete dair birka<; ha/den bahseder. Eger Cenab-1 Hak yardzm ederse o buyuk hakikate dair sonra uzun bir Soz yazzlacaktzr in§allah.

Baki olan cennete dair baz1 sorulara krsa cevaplardir. Cennet hakkmda; cennetten daha gtizel, hurilerinden daha §irin, irmak ve <:;e§melerinden daha tath olan Kur' an ayetleri ve beyanlan kimseye soz birakmamt§tlr ki, fazla bir §ey soylensin. Fakat o parlak, Yirmi Sekizinci Soz'un ikinci Makam1, Mesnevi-i Nuriye' deki "Lasiyemmalar" risalesidir. "iman eden ve iyi i§ler yapan muminlere mujdele ki, altmda nehirler akan cennetler onlarmd1r. 0 cennetlerden bir meyve yedikleri zaman, 'Bu, daha once yedigimiz meyvedir.' derler. Birbirine benzer bir surette nz1klan getirilip verilir. 0 cennetlerde onlar ic;in temiz kadmlar vard1r. Ve o cennetlerde ebediyen kalacaklard1r." (Bakara suresi, 2/25)


604

SOZLER

ezeli ve ebedi, yuksek ve guzel ayetleri kendi smlfh anlay1§1m1za yakla§hrmak ic;in baz1 basamaklan ve Kur' an cennetinden numune olarak c;ic;ekler misali baz1 nukteleri soyleyecegiz. ic;inde i§aretler bulunan be§ soruyu ve cevaplanm gosterecegiz. Evet, cennet butun manevi lezzetlerin makam1 oldugu gibi, buhln cismani zevklerin de kaynag1d1r. Soru: Kusurlu, noksan, surekli degi§en, karars12 ve elemli cismaniyetin ebediyetle ve cennetle ne alakas1 var? Madem ruhun ulvi lezzetleri vardlf ve ona yeter, cismani lezzetler ic;in olumden soma bedenen dirilmek neden gerekiyor? Cevap: <;unku nasil toprak suya, havaya ve I§Iga gore daha yogun ve karanhk olmasma ragmen Cenab-1 Hakk'm her c;e§it sanath eserine yuva ve kaynak vazifesi g6rdugunden, manen diger butun unsurlardan ustundur. Hem insanm kesif bir mahiyete sahip olan nefsi, butun ilahi tecellileri ic;ine almas1 itiban ile, kirlerinden annmak §art1yla insanm butun latifelerinin ustundedir. Aynen oyle de, cismaniyet Cenab-1 Hakk' m isimlerinin tecellilerinin en kw~ahc1, en geni§, en zengin bir aynas1dir. Butun rahmet hazinelerinin ic;indekileri tartacak, olc;ecek aletler ve kabiliyetler onda bulunur. Mesela, dildeki tat alma duyusu, nz1k zevkinde yiyecek c;e§itleri say1smca tad1 duyma kabiliyetine sahip olmasayd1, her bir nimeti ayn ayn hissedip tammaz, tad1p tartamazd1. Hem Cenab-1 Hakk'm c;ogu isminin tecellilerini hissedip bilecek, onlardan zevk alacak donamm da cismaniyettedir. <;ok c;e§itli ve ayn ayn say1s1z lezzeti hissedecek kabiliyetler yine cismaniyette bulunur. Madem §U kainatm Sani'inin, §U kainatla butun rahmet hazinelerini tamtmak, isimlerinin butun tecellilerini bildirmek ve turlu ihsanlanm tattirmak istedigi -On Birinci Soz' de ispat edildigi gibi- alemin i§leyi§inden ve insanm engin mahiyetinden kesin olarak anla§1hyor. Elbette, §U ak1p giden kainatm buyuk bir havuzu, o tezgahta i§lenen mahsullerin geni§ bir sergisi ve §U dunya tarlasmm ebedi mahzeni olan saadet yurdu, bu aleme bir derece benzeyecektir. Dunyanm hem maddi hem manevi butun unsurlanm muhafaza edecektir. Her §eyi e§siz bir surette, hikmetle yaratan Sani-i Hakim ve her §eye tam adaletle, merhametle hukmeden Adil-i Rahim, elbette insan bedenindeki uzuvlann vazifelerine ucret, hizmetlerine mukafat ve hususi ibadetlerine sevap olarak onlara lay1k lezzetleri verecektir. Yoksa hikmetine,


YiRMi SEKiziNci Soz 605

adaletine ve rahmetine zit bir hal ortaya c;1kar ki, bu O'nun rahmetinin guzelligine ve kusursuz adaletine hic;bir §ekilde yak1§maz. Soru: Cisim hayat sahibi olsa bile vucudun unsurlan surekli bir terkip ve tahlil, yani birle§ip c;ozulme halindedir, yok olmaya mahkO.mdur, ebediyete ula§amaz. Yeme-ic;me, insanm §ahsi varhgm1 surdurmesi ve kan-koca munasebetleri ise turun devam1 ic;indir; bu yuzden §U alemde birer esas olmu§lard1r. Ebedi ahiret aleminde ise bunlara ihtiyac; yoktur. 0 halde cismani zevkler neden cennetin en buyuk lezzetleri arasmda say1hyor? Cevap: bncelikle, bu alemde canhlann cisimlerinin dag1hp yak olmaya, olume mahkO.miyeti, vucuttaki ah§veri§in dengesizliginden kaynaklamr. <:;:ocukluktan olgunluga kadar vucut beslenip geli§ir, yani surekli ahr. Ondan sonra ise biriktirdiklerini harcar, surekli verir. Boylece denge kaybolur, vucut da olur. Ebedi alemde ise bedenin zerreleri sabit kalacak, bir terkip ve tahlile ugramayacaktir. 3 HAsiYE Veyahut orada denge sabit kahr; canhlarm vucutlan cismani hayat tezgah1 i§lemesine ragmen bir devridaim halinde gibi, cennet lezzetlerini tatmak ic;in ebedile§ir. Yeme-ic;me ve nikah gerc;i bu dunyada bir ihtiyac;tan ileri gelir ve bir vazife ic;indir; fakat o vazifeye pe§in bir ucret olarak ic;lerine 6yle turlu, guzel lezzetler konulmu§tur ki, ba§ka lezzetlere ustun geliyor. Madem bu elemli dunyada, boyle maddi ihtiyac;lar bile bu kadar harika ve ayn ayn lezzetleri ic;erir. Elbette lezzet ve saadet yurdu olan cennette onlar c;ok yuce bir ha! ahp dunyadaki vazifen in ahirete ait ucretini ve dunyevi ihtiyac;lan da ho§ bir uhrevi i§tah ve lezzet suretinde kendilerine katarak cennete ve ebedi hayata lay1k, her zevki ic;eren canh birer lezzet madeni olac,a_klard1r. Evet, 4 01j;>JI ~~?'JI jl.iJI 00 ~j '91 ~lll ~_#JI~.µ Llj s1rrmca, §U dunyad~ki cans1z ve §ut:irsuz maddeler, obur alemde §Uurlu ve canh olacaktir. Buradaki insanlar gibi orada da agac;lar, buradaki

Jtl

3 HAsiYE $u

dunyada insanlann ve hayvanlann vucutlan, zerreler ic;in adeta bir misafirhane, bir k1§la, bir okul hukmundedir. Cans1z zerreler o vucuda,gjrer ,v,e caryh oJan <:hiret ?leminde var olmaya lay1k hale gelirler. Ahirette ise ~ ii? :II j\JJ\ .)\~I sirrmca, hayat nuru her §eyi ku§ahr. Nurlanmak i9n bu seyrusefere ve talime ltizum yoktur. Orada zerreler demirba§ olarak sabit kalabilir. "Bu dunya hayah (kendine bakan yuzuyle) bo§ bir oyalanma ve oyundan ba§ka bir §ey degildir. Ahiret yurdu ise, i§te o, (her §eyin diri oldugu) gerc;ek hayatt1r." (Ankebut suresi, 29/64)

01J

4


606 SozLER

hayvanlar gibi orada da ta§lar verilen emri anlar ve ona uyar. Sen bir agaca, "Filan meyveyi bana getir." desen getirir. Ta§a "Gel!" desen gelir. Madem ta§ ve agac;: bile cennette bu derece ytiksek bir suret ahr. Elbette yeme-ic;:me, nikah gibi cismani ihtiyac;:lann da o alemde hakikatlerini muhafaza etmekle beraber, cennetin dtinyadan tisttinltigti nispetinde ytik_sek bir suret almalan gerekir. Soru: \.~...>.\ 0-A f ~;.JI smmca, "insan cennette dostlanyla beraber bulunacakhr." Halbuki basit bir bedevi, Resul-u Ekrem'in (aleyhissaldtil vesselam) sohbetinde bir dakika Allah ic;:in bir muhabbet hisseder, o muhabbetle cennette Peygamber Aleyhissalatti Vesselam'm yanmda bulunmas1 gerekir. Sonsuz feyze mazhar Resul-u Ekrem'in (aleyhissaldtil vesselam) makam1, basit bir bedeviyle nas1l aym olur? Cevap: ~u ytice hakikate bir temsille i§aret edecegiz: Mesela, gayet gtizel ve gosteri§li bir bagda, ihti§am sahibi bir zat c;:ok btiytik bir ziyafet sofras1 ve gayet stislti bir seyir yeri hazirlam1§ olsun. Oyle bir yer ki, orada dilin tadabilecegi btittin lezzetler, goztin ho§una gidecek btittin gtizellikler, hayalin eri§ebilecegi ve keyiflenecegi btittin harika §eyler bulunur. 0 zat, maddi ve manevi btittin duyulan, latifeleri ok§ayacak ve memnun edecek her §eyi o sofraya koymu§tur. i§te iki arkada§ beraber o ziyafete giderler. Bir locada, aym sofrada otururlar. Onlardan birinin tat alma duyusu pek zay1f oldugundan az bir zevk duyar. Gozti az gortir, koku alma kabiliyeti yoktur. Oradaki hayret verici sanatlan anlamaz, harika §eyleri bilmez. 0 ziyafet sofrasmdaki ve seyir yerindeki nimetlerin ancak binde birini, belki milyonda birini kabiliyeti olc;:tistinde tad1p onlardan istifade eder. Arkada§mm ise btittin maddimanevi latifeleri, akh, kalbi ve hisleri o kadar mtikemmel derecede geli§mi§tir ki, o seyir yerindeki btittin incelikleri, gtizellikleri ve hayret verici §eyleri ayn ayn tad1p onlardan lezzet ald1g1 halde dostuyla omuz omuzadir. Madem bu karmakan§1k, elemli ve darac1k dtinyada boyle oluyor. En ktic;:tik ile en btiytik beraberken aralarmda yerytiztinden Stireyya y1ld1zma kadar fark bulunuyor. Elbette saadet ve ebediyet yurdu olan cennette iki dost beraberken, her biri Cenab-1 Hakk'm sofrasmdan kendi kabiliyetine gore hissesini haydi haydi alacaktir. Bulunduklan Buhari, edeb 96; Muslim, birr 165; Tirmizi, ziihd 50; Darimi, rikak 71.


YiRMi SEKiziNci Soz 607

cennet mertebelerinin farkhhg1, beraberliklerine mani olmaz. <;unku cennetin sekiz tabakas1 birbirinden yuksek oldugu halde, hepsinin c;:abs1 Ar§-1 Azam'd1r. 6 Nasil ki, koni §eklindeki bir dagm etrafmda birbirinden yuksek, temelinden zirvesine kadar surla c;:evrilmi§ list uste daireler bulunsa, birbirlerinin gune§ gormesini engellemezler. Cennetin de buna yakm bir tarzda olduguna farkh hadisler i§aret ediyor. Soru: Hadislerde, "Huriler yetmi§ kat elbise giydikleri halde bacaklannm kemiklerindeki ilikleri g6runecek." 7 buyrulmu§. Bu ne demektir, manas1 nedir? Nasil bir guzelliktir? Cevap: Manas1 pek guzel, guzelligi pek §irindir. ~oyle ki: <;irkin, cans1z ve c;:ogu kabuktan ibaret olan §U dunyada guzellik yalmz gaze hitap edip ah§maya mani olmazsa yeter. Halbuki guzel, canh, parlak ve kabuksuz, tamamen ozden ibaret cennette, insanm goz gibi butun uzuvlan ve duygulan, "cins-i latif" olan hurilerden ve onlar gibi, hatta daha guzel, dunyadan gelme, cennetteki hammlardan zevk hisselerini ayn ayn almak, c;:e§it c;:e§it lezzetleri tatmak ister. i§te hadis, en d1§taki cennet elbisesinin guzelliginden ta iliklere kadar birer duygunun, birer latifenin o zevkten hissesi olduguna i§aret ediyor. Evet, "Hurilerin yetmi§ kat elbise giymeleri ve bacaklarmdaki kemiklerin iliginin gorunmesi" tabiriyle hadis-i §erif §Una i§arette bulunuyor: Huriler, insanm guzellige, zevke, ziynete meftun ve Et§Ik ne kadar duygusu, duyusu, kabiliyeti ve latifesi varsa hepsini memnun edip doyuracak, ayn ayn ok§ay1p tatmin edecek maddi-manevi her turlu ziynet ve guzellige sahiptir. Demek, huriler suslu, farkh cinsten yetmi§ cennet elbisesini birbirini ortmeyecek §ekilde giydikleri gibi, vucutlannda ve nefislerinde belki yetmi§ mertebeden fazla ayn ayn guzelligi gosterecek, 8 ?~1 ltj fi~i ~-f ~~ LA ~j i§aretinin hakikatini ifade edecekler. Hem hadis-i §erif, cennette luzumsuz, posah ve fuzuli maddeler olmad1gmdan, cennet ehlinin yiyip ic;:tikten sonra pisliginin Buhari, tevhid 22; Tirmizi, cennet 4. Tirmizi, kiyamet 60, cennet 5, 7; Darimi, rikak 108; Ahmed ibni Hanbel, elMusned 2/23, 247, 316. "Orada cammz ne isterse, gozleriniz hangi manzaralardan ho§lamrsa hepsi vard1r." (Zuhruf sliresi, 43/71)


608

SiiZLER

bulunmayacag1m bildiriyor. 9 Madem §U sum dunyada, en basit canh olan agac;lar c;ok beslendikleri halde gubresiz oluyor. En yuksek hayat tabakasmdaki cennet ehli neden oyle olmasm? Soru: Hadis-i §erifte, "Cennet ehlinden baz1sma dunya kadar bir yer verilecek, yuz binlerce k6§k, yuz binlerce huri ihsan edilecek." buyruluyor. Bir tek adama bu kadar §eyin verilmesinin ne luzumu var, buna ne ihtiyac; var, bu nas1l olabilir ve ne demektir? Cevap: Eger insan cans1z veya yalmz mideden ibaret, bitki gibi bir varhk olsayd1 veyahut smirh, agir, gec_;ici ve basit bir bedenden, hayvani bir cisimden ibaret bulunsayd1, oyle c;ok k6§ke, huriye lay1k ve sahip olamazd1. Fakat o, mahiyeti oyle geni§ bir kudret mucizesidir ki, §U fani dunyada, k1sa omurde, ac;iga 9kmaml§ baz1 duyguJannm ihtiyac;lan yonuyle, butun dunyanm saltanati, serveti ve lezzetleri kendisine verilse bile gozu doymayacaktir. Halbuki ebedi bir saadet yurdunda, sm1rs1z kabiliyetlere sahip, rukenmez ihtiyac;lannm diliyle ve sonsuz arzulannm eliyle nihayetsiz bir rahmetin kap1sm1 c;alan insanm, hadislerde bildirilen ilahi ihsanlara kavu§mas1 elbette akla uygundur, hakhr ve hakikattir. i§te §U yuce hakikate bir temsilin dtirbtinuyle bakacag1z. _;;oyle ki: Bu dere yatagmdaki bahc;e gibi, 10 HA$iYE §U Baria bag ve bahc;elerinin her birinin farkh sahipleri bulundugu halde, Baria' da g1da itiban ile ancak bir avuc; yeme sahip olan her ku§, her serc;e, her an, "Baria' nm bullin bag ve bostanlan benimdir, istedigim gibi gezebilirim." diyebilir. Barla'y1 kendi mulku olarak g6rur. Ba§kalannm o bahc;elere sahip olmas1 bu hukmu bozmaz. Hem insan olan bir insan da, "Hahk1m bu dunyay1 bana bir ev yapmt§, gune§ benim lambam, ytld1zlar kandillerim, yeryuzu ise uzerine c;ic;ekli, suslu hahlar serilmi§ be§igimdir." der ve Allah'a §likreder. Ba§ka varhklann da bunlara sahip olmas1, onun bu hukmunu gec;ersiz k1lmaz. Aksine, diger varhklar onun evini susler, o evin nakt§lan hukmune gec;er. Acaba bu darac1k dunyada sadece insanhg1 itiban ile bir insan degil, bir ku§ dahi boyle buyuk bir dairede bir c;e§it hak iddia ediyor ve Buhan, bed'ii'l-halk, 8; Muslim, cennet 17-19. Sekiz sene bu fakire tam bir sadakatle hizmet eden SUleyman'm bahi:;esidir. Bu Soz birkat:; saat it:;inde orada yazildi.

JOHA$IYE


YiRMi SEKiziNci Soz 609

muazzam bir nimete eri§iyorsa, geni§ ve ebedi bir saadet yurdunda, insana be§ yi.iz senelik mesafeyi ic;;ine alan bir mi.ilk verilmesi 11 nasil ak1ldan uzak gori.ilebilir? Hem nas1l ki, §U kesafetli, karanltk, dar dilnyada gi.ine§in pek c;;ok aynada bir anda gbrilnmesi gibi, nurani zatlann, aym anda birc;;ok yerde aynen bulundugu ... On Altmc1 Soz' de ispat edildigi gibi, mesela Hazreti Cebrail'in (aleyhisselam) bir anda bin y1ld1zda, hem Ar§'ta, hem Resul-u Ekrem'in (aleyhissaldta vesselam) meclisinde hem de Cenab-1 Hakk'm huzurunda haztr oldugu ... Hazreti Peygamber'in (aleyhissaldta vesselam) ha§irde ilmmetindeki takva sahiplerinin c;oguyla aym anda gori.i§ecegi ve dilnyada say1s1z makamda aym anda g6rilndilgil ... Evliyanm bir nevi garibi olan abdallann aym anda birc;ok yerde gori.ildiikleri. .. S1radan insanlann ri.iyalannda bazen bir dakikada bir senelik i§ gordilkleri ve buna §ahit olduklan ... Herkesin kendi kalb, ruh ve hayal dilnyasmda aym anda pek c;ok yerle temas edip ilgilendigi maiumdur ve bunlarm misalleri gorillmi.i§ti.ir. Elbette nuranl, bir kay1t altmda bulunmayan, geni§ ve ebedl cennette de cisimleri ruh kuvvetinde, hafifliginde ve hayal si.iratinde olan cennet ehlinin, bir anda yi.iz binlerce yerde bulunup yi.iz binlerce huriyle sohbet ederek yi.iz bin tarzda zevk almas1 o ebedi cennete ve Cenab-1 Hakk'm sonsuz rahmetine lay1ktir, Muhbir-i Sad1k'm 12 (aleyhissa/dtil vesselam) haber verdigi gibi hak ve hakikattir. Bununla beraber, o muazzam hakikatler bu kilc;i.ici.ik akhm1zm terazisiyle tart1lmaz.

jdrak-i maali bu kac;;ak akla gerekmez. Zira bu terazi o kadar szkleti c;;ekmez. 13 (Yuksek fikirler bu kac;;ak akla gerekmez Zira bu terazi o kadar ag1rlzg1 c;;ekmez) 11

12

13

Baz1 cennet nimetlerinin 6nemi "gokler ve yer kadar, yani be§ yuz senelik mesafe" §eklinde vurgulanmi§tir (Tirmizi, cennet 8). Nitekim cennetin, g6kler ve yer kadar geni§lige sahip oldugu, Kur'an-1 Kerlm'de de beyan edilmi§tir (N-i imran suresi, 3/133; Hadid suresi, 5 7/21). Hatta cennette en alt mertebedekilerin bile bin senelik mesafeye denk gelecek kadar bol nimetlere mazhar olacagma <lair hadisler vard1r. (Tirmizi, tefsfru sure (75) 2, cennet 17; Ahmed ibni Hanbel, el-Milsned 2/13, 64). Dogru, §ilphesiz kesinlikte haberleri insanhga ula§tiran haberci, Peygamber Efendimiz (a/eyhissaldtii vesse/am). Ziya Pa§a (1825-1880), E§'ar-1 Ziya (Terkib-i Bend).


610 SOZLER

14

15

16

"Subhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara sO.resi, 2/32) "Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya dO§er de bir kusur i§lersek bizi onunla hesaba c;ekme!" (Bakara sO.resi, 2/286) Allah1m! Senin sevgine mazhariyeti ve dualanyla cennetin kapilanm ac;an ve o kap1lan ona salavatlanyla ac;malan ic;in Ommetini te§vik ettigin sevgiline salat ve selam eyle. Allah1m! 0 sec;kin sevgilinin §efaatiyle bizleri iyi kullarmla beraber cennete koy, amin ...


YiRMi SEKiZiNCi SOZ'E KU<;UK BiR iLAVE Cehenneme Dairdir ikinci ve Sekizinci Soz'lerde ispat edildigi gibi, iman manevi bir cennetin c;;ekirdegini ta§tyor. Kuftir ise manevi bir cehennemin tohumunu sakhyor. Nasti ki kuftir, cehennemin bir c;;ekirdegidir. Aynen oyle de, cehennem kufrun bir meyvesidir. Nasti ki kufllr, cehenneme gitmeye sebeptir. Aym §ekilde, cehennemin varhgma ve yarattlmas1na da sebeptir. Zira kuc;;uk bir hakim bile, az1c1k izzet, gayret ve celal sahibiyse, bir edepsiz kendisine isyan ederek, "Bana ceza vermezsin, veremezsin." dedigi zaman, herhalde hapishanesi yoksa da yalmz o edepsiz ic_:;in bir tane yaphracak ve onu ic_:;ine atacakttr. Halbuki kafir, cehennemi inkar etmekle, sonsuz izzet, gayret ve celal sahibi, yuce ve kudreti nihayetsiz Kadir bir Zat' a yalan ve acz isnat ediyor, O'nu yalanc1hk ve acizlikle itham ediyor, izzetine ve gayretine §iddetle dokunuyor, celaline asice ili§iyor. Elbette, farz edelim, cehennemin hic;;bir varhk sebebi bulunmasa da, sadece Cenab-1 Hakk' a bu derece yalan ve acizlik yakt§hran kuftir ic;;in bir cehennem yarattlacak, kafirler ic_:;ine attlacakttr. 17

17

~

1 01 wl~ t::..J/ d~ ~1.S 11.l, , ~ . . / .

H.;.. ~ 8/.J

"Ey bilyilk Rabbimiz! Sen bunlan gayesiz, bo§una yaratmadm. Seni bu gibi noksanlardan tenzih ederiz. Sen bizi o ate§in azabmdan koru!" (Al-i imran suresi, 3/191)


Ruhun oWmsuzWjjune, meleklere ve oliimden sonra dirili~e dairdir

~]\ ~]\ ~\ ~ 1 ~}1 ~16:~11 ~ ~~ ~_;.t 3

(~u

"

ll;_J

'. C, 3 -"~I\ q-l;, -t·t ~

20

"01LI~~, ~\\'~\J~::

tfJ , ~~ ~ C.J-" .J

,

r

makam, bir "mukaddime" ile iki esas "maksat"tan olu§ur)

MUKADDiME 4 Meleklerin ve ruhanilerin varhg1, insanlann ve hayvanlann varhg1 kadar kesindir, denilebilir. On Be§inci Soz'i.in Birinci Basamag1'nda soylendigi i.izere, hakikat ve hikmet, §ilphesiz bir §ekilde, yeryilzil gibi goklerde de, oraya uygun, §UUr sahibi varhklann bulunmasm1 gerektirir ve ister. Pek c;ok farkh cinsten olan o varhklara dinde "melekler ve ruhaniler" denir. Evet, hakikat, meleklerin ve ruhanilerin var olmasm1 gerektirir. Zira §U di.inyam1z, goklere nispeten ki.ic;i.ikli.igi.iyle beraber, §UUr sahibi varhklarla doldurulmu§tur, ara s1ra bo§altihp sonra tekrar §enlendirilir. Bu ac;1kc;a i§aret eder ki, muhte§em burc;lara sahip ziynetli saraylara Kovulmu§ §eytanm §errinden Allah Teala'ya s1gmmm. "O gece Rablerinin izniyle Ruh ve melekler, her ti.irli.i i§ i<:;in iner de iner. .. " (Kadir suresi, 97/4) "De ki: 'Ruh, Rabbimin bir emri, emir aleminden bir tecellisidir."' (isra suresi, 17/85) Giri§.


YiRMi Do1<uzuNcu Soz 613

benzeyen gokler de varhk nurunun 1§1g1 olan canhlarla ve canhlann 1§1g1 olan §UUr ve idrak sahibi mahluklarla doludur. Onlar da, insanlar ve cinler gibi, §U alem saraymm seyircileridir, kainat kitabm1 okuyup degerlendirir ve Cenab-1 Hakk'm butun alemleri bir duzen ic;inde c;ekip c;eviren rububiyet saltanahm ilan ederler. Engin ve ku§atlc1 kulluklanyla, kainattaki buyuk ve her yere yay1lm1§ varhklann tesbihatm1 temsil ederler. Evet, §U kainatm hali ve mahiyeti, goklerde de §UUr sahibi varhklann bulundugunu gosteriyor. <:;unku Cenab-1 Hakk'm kainah hadde hesaba gelmez, ince sanath ziynetlerle, manidar guzelliklerle ve hikmetli nak1§larla suslemesi; ac;1k<;:a, bu guzellikleri tefekkur eden ve onlara hayran olan takdir edicilerin bulunmasm1 ve nazarlanm ister. Evet, nas1l ki guzellik elbette bir a§1k ister ve yemek a<;: olana verilir. Oyleyse kainattaki §U sonsuz guzellige sahip sanat i<;:inde ruhlann ve kalblerin g1das1, elbette meleklere ve ruhanilere bakar, onlan gosterir. Madem alemdeki sonsuz nakt§lar, sonsuz bir tefekkur ve kulluk vazifesi ister; halbuki insanlar ve cinler, o vazifenin, o hikmetli nezaretin, o engin kullugun ancak milyonda birini yapabilir. 0 halde, §U sonsuz, c;:ok <;:e§itli vazifeler ve ibadetler i<;:in say1s1z, <;:e§it <;:e§it melek ve ruhani varhk laz1mdir ki, buyuk alem mescidini saf saf doldurup §enlendirsinler. Evet, §U kainatm her tarafmda, her dairesinde kullukla vazifeli birer ruhani ve melek toplulugu bulunur. Baz1 hadislerin i§aretiyle ve alemdeki duzenin hikmetiyle denilebilir ki: Yild1zlardan ve gezegenlerden ta yagmur damlalanna kadar birc;ok gokcismi, bir kls1m meleklerin binegidir. 5 0 melekler bu gokcisimlerine Cenab-1 Hakk'm izniyle biner, g6runen alemi seyredip gezer ve bineklerinin tesbihatm1 temsil ederler. Yine denilebilir ki: Bir hadis-i §erifte, berzah aleminde cennet ehlini sirtlannda gezdireceklerine i§aret edilen ve "tuyurun hudrun" diye adlandmlan 6 ye§il ku§lardan tut, ta sineklere kadar bir k1s1m canh varhklar da ruhanilerin bir cinsinin binegidir. Ruhaniler ve melekler Allah'm emriyle o canhlann bedenlerine girer, maddl alemi ve maddl Goklerin, Allah' a secde halindeki meleklerle dolu olduguna dair Tirmizi, zuhd 9; ibni Mace, zuhd 19. Aynca Allah Teala'nm icelle celahihJ, her bir damlasmdan bir melek yaratt1g1 nehir ic;;in Ebu'§-$eyh, el-Azame 2/735. Muslim, imdre 121; Tirmizi, tefsfru sure (3) 19; EbO. DavO.d, cihdd 25.


614

SOZLER

alemdeki yaratih§ mucizelerini onlarm gozleriyle seyredip kulaklanyla duyar ve kendilerine has tesbihati yaparlar. i§te, nas1l ki hakikat boyle gerektirir; hikmet de aynen bunu gerektirir. <:;:unku kati ve ruhla munasebeti pek az olan topraktan ve bulamk, hayat nuruyla munasebeti pek az olan sudan surekli, hummah bir faaliyetle tath hayati ve nurani bir taraf1 bulunan idrak sahibi varhklan yaratan Fatir-1 Haklm'in, elbette ruha cpk lay1k ve hayata c;ok munasip §U nur, hatta karanhk denizinden, hava zerrelerinden ve elektrik gibi ba§ka latif maddelerden yaratilm1§ bir k1s1m §UUr sahibi mah!O.klan vardir, hem de pek c;ok vard1r.

BiRiNCi MAKSAT Meleklerin varhgm1 tasdik etmek imanm esaslanndand1r. Bu "Maksat"ta dort nukteli esas var. Birinci Esas Varhgm kemali, hayat iledir. Belki onun hakiki varhk olmas1, hayat ile mumkundur. Hayat, varhgm nuru; §UUr, hayatm I§tg1d1r. Hayat, her §eyin ba§t ve esas1dir; her §eyi bir tek canhya mal eder, bir §eyi bullin e§yanm sahibi hukmune gec;irir. Hayat sayesinde bir canh: "Her §ey benim mahmdir. Dunya, evimdir. Kainat bana Malikim tarafmdan verilmi§ bir mUlktur." diyebilir. Nasti ki I§tk, cisimlerin g6rulmesini saglar ve -bir degerlendirmeye gore- renklerin varhk sebebidir. Aym §ekilde, varhklann ke§§af1, yani onlarm gizli inceliklerini ortaya c;1karan da hayattir. Hayat, c;e§itli keyfiyetlerin meydana gelmesine vesiledir. Kuc;uk bir parc;ay1 yani cuzlyi butun haline getirir, buyuk ve kulll yapar. Butunu ise bir parc;anm ic;ine s1gdmr. Say1s1z §eyi ortak k1hp bir araya toplayarak tek varhk haline getirmek ve bir ruha mazhar etmek gibi, varhgm butun mukemmel vas1flarmm kaynag1d1r. Hatta hayat, say1s1z varhk tabakalannda Cenab-1 Hakk'm birliginin bir c;e§it tecellisidir; ehadiyetin, yani O'nun her bir varhkta ayn ayn gorunen birlik tecellisinin aynas1d1r. Bak, cans1z bir cisim, buyuk bir dag bile olsa yetimdir, gariptir, yalmzd1r. Sadece bulundugu mekanla ve ona temas eden §eylerle munasebeti vard1r. Kainattaki ba§ka her §ey o dag ic;in oludur. <:;:unku ne


YiRMi DoKuzuNcu Soz 615

hayatI var ki hayatla alakas1 olsun, ne §Uuru var ki ba§ka varhklarla alakas1 bulunsun. ~imdi de kilc;:ilcilk bir canhya, mesela balansma bak! Hayat onun ic;:ine gird@ anda, bi.itiln kainatla oyle bir milnasebet kurar, bilhassa yeryilzilndeki c;:ic;:ek ve bitkilerle oyle bir ah§veri§ yapar ki, "~u yeryilzil benim bahc;:emdir, di.ikkammdir." diyebilir. Evet, canhlardaki bildigimiz maddi duyulardan ve manevi duygulardan ba§ka, §UUruna vanlmayan ve kendisine yon ve §evk veren hislerle o an, dilnyadaki c;:e§itli varhk tilrleriyle dostluk kurar, ah§veri§te bulunur, onlan kendine ait kilar ve onlarda tasarruf eder. i§te hayat en kilc;:ilk canhda tesirini boyle gosterirse, elbette en yilksek mertebe olan insanm hayat tabakasma c;:1ktikc;:a oyle geni§ler, inki§af eder ve nurlamr ki, ona eri§en canh, hayatm 1§1g1 olan §Uuru ve akhyla, bir insanm kendi evindeki odalarda gezmesi gibi, yilce, ruhani ve cismani alemlerde gezer. Yani, 0 §UUr sahibi canh, manen 0 alemlere misafir gittigi gibi, o alemler de resim ve suretler halinde onun ruhunun aynasma misafir olur. Hayat, Zat-1 Zi.ilcelal'in birliginin en parlak delillerinden biri, en bi.iyilk bir nimet madeni, en tath bir merhamet tecellisi ve O'nun nezih sanatmm gizli, bilinmez bir nak§1d1r. Evet, gizli ve incedir. <;unkil hayat mertebelerinin en a§ag1s1 olan bitkilerin hayati ve onun da en alt derecesi olan c;:ekirdekteki hayat di.igilmilniln ye§ermesi, yani uyamp ac;:1larak boy atmas1, o derece goz onilnde ve c;:okc;:a meydana geld@ halde, ah§kanhk perdesi altmda, Hazreti Adem zamamndan beri gizli kalm1§tlr. Hakikati, insanm akh ile tam olarak ke§fedilememi§tir. Hem hayat, o kadar nezih ve temizdir ki, iki yonil de, yani, mi.ilk ve melekut yonlerF de pakhr, §effaftir. Cenab-1 Hakk'm kudret eli, sebepler perdesini koymadan, ona dogrudan dogruya temas eder. Fakat ba§ka k1ymetsiz §eylere ve kudretin izzetine uygun dil§meyen, g6rilnil§te temiz olmayan hallere perde hilkmilne gec;:mesi ic;:in zahiri sebepleri yaratm1§hr. Krsacas1: Denilebilir ki, hayat olmadan varhk, varhk degildir; yokluktan farks12d1r. Hayat, ruhun !§1g1; §UUr, hayatm nurudur. Mademki Miilk ve melekut alemleri: Varhgm, aynanm boyah ve parlak taraflarma benzeyen, di§ ve ic:; yilzleri. MelekO.t tamamen Yarahc1sma donilk, her §eyin §effaf ve temiz oldugu, sebeplerin tesirinin bulunmad1g1 alemdir. Millk aleminde ise sebepler, Yarahcmm izzetine ters olan hallere perde ve vesile olur.


616

SOZLER

hayat ve §UUr bu kadar muhimdir. Ve madem §U alemde ac;;1kc;;a goruldugu gibi mukemmel, kusursuz bir duzen vard1r. Ve kainatta saglam bir mizan, hukmeden bir ahenk gortinuyor. Hem madem §U bic;;are, peri§an kuremiz, ba§I donmli§ zeminimiz, hadde hesaba gelmez, ruh ve idrak sahibi bu kadar canhyla doldurulmu§tur ... Elbette yamlmaz bir sezgiyle, §liphesiz bir §ekilde, §U gok saraylarmm ve yuksek burc;;lann da kendilerine uygun, canh, §Uur sahibi sakinleri oldugu anla§1hr. Bahk nasil suda ya§arsa, gline§in ate§inde de oyle ya§ayan nuran! varhklar bulunur. Ate§, l§1g1 yakmaz, hatta onu kuvvetlendirir. Madem ezel\' kudret, a9kc;:a gortildugu gibi, en basit maddelerden ve en kati madd\' unsurlardan say1s1z canhy1, ruh sahibi varhg1 yaratir, kati maddeleri hayat vas1tas1yla, onlara gayet onem vererek latif maddelere c;;evirir, hayat nurunu her §eye c;;okc;:a serper ve §UUr t§1g1yla pek c;:ok §eyi yaldizlar. Elbette o Kadir ve Hakim Zat, kusursuz kudretiyle, noksans1z hikmetiyle; I§tk gibi, esir gibi ruha yakm ve munasip olan ba§ka ak1c1, latif maddeleri de ihmal etmez; hayatsiz, cansiz, §uursuz birakmaz. Aksine t§Iktan, hatta karanhktan, es!r maddesinden, manalardan, havadan ve hatta kelimelerden, canh ve §Uur sahibi say1s1z varhg1 yaratir. Hayvanlann farkl1 cinsleri gibi c;:ok c;:e§itli ruhani varhklan o ak1c1, latif maddelerden vlicuda getirir. Onlann bir k1sm1 melek, bir k1sm1 da ruhaniler ve cinlerdir. Say1s1z melegin ve ruhaninin varhgmm ne kadar ac;:1k, onlan kabul etmenin ne derece hakikat ve akla uygun oldugunu; kabul etmemenin ise Kur'an'm bildirdigi gibi, hakikate ve hikmete ne kadar zit bir hurafe, bir dalalet, hezeyan ve divanelik oldugunu §U temsile bak, gor: Biri bedevi ve vah§i, oteki medeni ve akh ba§mda iki arkada§ istanbul gibi muhte§em bir §ehre giderler. 0 medeni ve muhte§em §ehrin uzak bir k6§esinde pis, peri§an, kuc;:uk, fabrika gibi bir binaya rastlarlar. Gorurler ki, o bina amelelerle, sefil ve miskin adamlarla dolu. .. Adamlar o tuhaf fabrikada c;;ah§iyor. Binanm etrafmda ise canh varhklar bulunuyor. Fakat onlann gec;:im kaynaklan ve hususi hayat §artlan birbirinden farkhd1r. Mesela bir k1sm1 sadece bitkilerle beslenir. Diger bir k1sm1 bahktan ba§ka bir §ey yemez. 0 iki adam, bu hali gordukten soma bakarlar ki, uzakta binlerce suslu saray, yuksek k6§kler var. 0 saraylann ortalannda geni§ tezgahlar ve meydanlar bulunuyor. Fakat uzakhklan, gizlenmeleri veya adamlarm gozlerinin zay1fl1g1 sebebiyle


YiRMi DoKuzuNcu Soz 617

saray sakinleri onlara gorunmuyor. Hem o saraylardaki hayat §artlan §U peri§an binadakinden farkhd1r. i§te bu sebeplerden dolay1, o iki adamdan vah§i, bedevi ve hie_; §ehir g6rmemi§ olam, "O saraylar bo§tur, ic_;lerinde kimse yoktur." der, vah§iligin en ahmakc;:a hezeyamm ifade eder. Ikinci adam ise arkada§ma der ki: "Ey bedbaht! .$u basit, kuc;:tik binay1 g6ruyorsun ki canh varhklarla, hizmetlilerle doldurulmu§ ... Demek, bunlan stirekli yenileyip istihdam eden biri var. Bak, bu binanm etrafmda bo§ yer yoktur, her yer canh varhklarla doldurulmu§. Acaba hie_; mtimkun mudtir ki, uzakta g6runen §U kusursuz §ehrin, hikmetle suslenmi§ §U sanath saraylann oralara uygun, yuksek sakinleri bulunmasm? Elbette o saraylann hepsi doludur ve orada ya§ayanlarm kendilerine g6re farkh hayat §artlan vard1r. Evet, onlar belki ot yerine borek, bahk yerine baklava yiyebilirler. Uzakhklan, gizlenmeleri veyahut gozunun zay1fhg1 sebebiyle sana gorunmemeleri, onlarm var olmad1gm1 asla gostermez. Senin g6rmemen, onlann yoklugunu ispatlamaz. Gorunmemek, var olmamaya deli! degildir." i§te §U temsildeki gibi, dtinya da dontip duran devasa gokcisimleri ic;:inde kuc;:uklugu, maddl ve kati olu§uyla beraber say1s1z canlmm ve §UUr sahibi varhgm vatamdir. Onun en k1ymetsiz, en c;:uruk k1s1mlan dahi birer hayat kaynag1dir, gozle gorUlemeyecek kadar kuc;:tik varhklara birer yuvadir. I§te bu elbette, ac;:1kc;:a, kesin bir sezgiyle ve §0.phesiz bir §ekilde, §U sonsuz alemin ve burc;:lanyla, y1ld1zlanyla §U muhte§em goklerin canh, §UUr sahibi, ruh sahibi varhklarla dolu oldugunu gosterir, ilan eder ve buna §ahittir. Nurdan, ate§ten, I§1ktan, karanhktan, havadan, sesten, guzel kokulardan, kelimelerden, esir maddesinden, hatta elektrikten ve elle tutulmaz ba§ka latif maddelerden yaratilan o §UUr, hayat ve ruh sahibi varhklara, .$eriat-1 Garra-y1 Muhammediye 8 (aleyhissalatii vesselam) ve Kur'an-1 Mucizu'l Beyan, "melekler, cinler ve ruhaniler" der, onlan boyle isimlendirir. Gokcisimleri gibi, melekler de cins cinstir. Evet, elbette bir yagmur damlasm1 ta§Imakla vazifeli melek, gune§e nezaret etmekle vazifeli melegin cinsinden degildir. Aym §ekilde, cinlerin ve ruhanilerin de pek c;:ok farkh cinsi vard1r. Peygamber Efendimiz'in

(aleyhissalilW vesselam)

parlak §eriah; islamiyet.


618

SOZLER

Bu Esas'm Hatimesi 9

Tecrubeyle sabittir ki, madde as1l degildir; varhk onun emrinde ona hizmet edip tabi olamaz. Mad de ancak bir mana ile ayakta durur. i§te o mana hayattir, ruhtur. Hem gozle gorUldugu uzere, madde efendi degildir ki her §ey ona indirgensin. Belki hizmetc,;idir; bir hakikatin mukemmelle§mesine hizmet eder. 0 hakikat, hayatt1r. 0 hakikatin esas1 ise ruhtur. Hem ac,;ikc,;a goruldugu gibi, madde hakim degildir ki ona muracaat edilsin, mukemmel vas1flar ondan istensin. 0, aksine mahkO.mdur, bir kanunun hukmune bakar ve onun gosterdigi §ekilde hareket eder. i§te o esas hayattir, ruhtur, §Uurdur. Hem madde, mahiyeti geregi, zorunlu olarak oz ve esas degildir, sabit degildir ki kainattaki icraat ve mukemmellikler ona tak1lsm, onun uzerine kurulsun. Madde yanlmaya, erimeye, y1rt1lmaya hazir bir kabuktur, kopuktur, bir surettir. Gozle gorulmeyecek kadar kuc,;uk bir canlmm bile ne kadar keskin ve hassas duygulara sahip oldugu, arkada§mm sesini i§ittigi, nzkm1 fark ettigi gorulmuyor mu? $u ha! gosteriyor ki, maddenin kuc,;ulup incelmesi olc,;usunde hayatm neticeleri c,;ogahyor, ruhun nuru kuwetleniyor. Adeta madde inceldikc,;e ve insan maddiyattan uzakla§hkc,;a ruh aJemine, hayat aJemine, §UUr alemine yakJa§IYOf gibi ruhun harareti ve hayatm nuru daha §iddetli tecelli ediyor. i§te hie,; mumkun mudur ki, bu madde perdesinde hayatm, §Uurun ve ruhun bu kadar s1zmtilan bulunsun da, perde altmdaki 0 gorunmeyen alem, canh ve §UUr sahibi varhklarla dolu olmasm! Hie,; mumkun mudur ki, mananm, ruhun, hayatm ve hakikatin §U gorunen maddi aJemdeki say!SIZ SlzmhJannm, panltilannm ve neticelerinin kaynag1, yalmz maddeye ve maddenin hareketine indirgenip oyle izah edilsin. Ha§a, katiyen ve asla! Bu sonsuz s1Z1nhlar ve panltilar gosteriyor ki, gozle gorulen §U maddl alemimiz, ruhlar alemi uzerine serilmi§ dantelah bir perdedir.

ikinci Esas BO.tun felsefeciler ve din alimleri, bilerek ya da bilmeyerek, manevl bir ittifakla -tabirlerdeki farkhhklanyla beraber- meleklerin ve Sonsoz.


YiRMi DoKUZUNCU

Soz 619

ruhanilerin varhg1 ve hakikati hususunda birle§irler, denilebilir. Hatta maddecilikte <:;ok ileri giden Me§§ailer, yani hakikatin ancak ak11la bulunabilecegini iddia eden Yunan felsefesinin takipc;ileri bile meleklerin manasm1 inkar etmeyerek, "Her varhk turunun kendi ba§ma bir ruhani mahiyeti vard1r." der, melekleri oyle yorumlarlar. Eski felsefecilerden hakikate ke§f, ilham ve sezgi yoluyla ula§tlabilecegini savunan i§rakiler de meleklerin manasm1 kabul etmeye mecbur kalmt§, ancak onlan yanh§ bir §ekilde, "On Aki!" veya "Erbab-0.l Enva" 10 diye isimlendirmi§lerdir. Bullin dinler vahyin ilham1 ve ir§ad1 ile dag, deniz, yagmur gibi her varhgm vazifeli birer melegi bulundugunu kabul ediyor, o melekleri "meleku'l-cibal" (daglarm melegi), "meleku'l-bihar" (denizlerin melegi) ve "meleku'l-emtflr" (yagmur melegi) §eklinde adlandmyor. Hatta ak1llan gozlerine inmi§ ve manen insanhktan c;:1k1p ta§ toprak gibi cans1z varhklann seviyesine dO.§mO.§ olan maddeciler ve tabiatc;:1lar bile meJek[erin manaStnl inkar edememi§, 11 HA$iYE on[an "Kuva-yt Sariye" (ak1p gezici kuvvetler) diye isimlendirerek bir manada kabule mecbur kalmt§lardir. Ey meleklerin ve ruhanilerin varhgm1 kabul etmekte tereddut gosteren zavalh adam! Neye dayamyorsun, hangi hakikate guveniyorsun da butun ak1! sahiplerinin, bilerek ya da bilmeyerek, meleklerin ve ruhanilerin manasmm kesinligine ve hakikatine dair ittifaklarma kar§1 geliyor, bunu kabul etmiyorsun? Birinci Esas'ta ispat edildigi gibi, madem hayat varhgm anahtandir, hatta neticesi ve ozudur ve butun ak1l sahipleri, felsefeciler meleklerin manasm1 kabul etmekte manen birle§ir. Ve madem yeryuzu, bu kadar canh varhkla §enlendirilmi§tir. 0 halde hi<:; mumkun mudur ki, §U engin ve latif goklerin de kendine has sakinleri bulunmasm! Sakm yarahh§ta ge<:;erli olan kanunlar kainatta hayatm var olmasma yeter diye d0.§0.nme! Cunku kainatta i§leyen, hukmeden o kanunlar, olmad1klan halde var say1lan itibarl emirlerdir, var kabul edilen kaidelerdir, bir manada yok hukmundedirler. Allah'm, onlan temsil edecek, gosterecek ve onlann dizginlerini 10

Her varhk tilrilniln bir ilahmm oldugunu iddia eden dil§ilnce. Meleklerin manasm1 ve ruhani varhklarm hakikatini inkara kuvvet bulamam1§, yarahh§ kanunlarma "Kuva-y1 Sariye" deyip "ak1p gezici kuvvetler" ismini vererek onlan yanh§ bir §ekilde tasvir etmi§ ve bir manada tasdike mecbur kalmi§lar. Ey kendini akilh zanneden!..

11 HA$IYE


620 SiiZLER

elinde tutacak melek denilen kullan olmazsa o kanunlara bir varhk atfedilemez, bir huviyet tayin edilemez, onlann di§ dunyaya ait bir hakikatleri olamaz. Halbuki hayat di§ dunyada varhg1 olan bir hakikattir. Olmad1g1 halde var sayilan bir kanun onu ta§1yamaz. K1sacas1: Madem ak1l sahipleri, felsefeciler ve din alimleri temelde, varhgm §U gorunen alemden ibaret olmad1gmda birle§irler. Hem madem gozumuzle gordugumuz §ehadet alemi, maddeden ibaret, cans1z oldugu ve ruhlann yaratih§ma uygun olmad1g1 halde bu kadar canhyla donatilm1§tlr. Elbette varhk bu alemle sm1rh degildir. Belki daha pek c;ok varhk tabakas1 vardir ki, bu gorunen alem onlara nispeten nak1§h bir perdedir. Hem madem denizin bahklarla dolu olmas1 gibi, ruhanilere uygun olan gayb ve mana alemlerinin de ruhani varhklarla dolu bulunmas1 gerekir. Ve madem kainatta olup biten butun hadiseler, meleklerin ifade ettigi mananm varhgma delildir. Elbette, hie; §liphesiz, meleklerin varhgm1 ve ruhanilerin hakikatini en guzel surette, akhselim sahiplerinin kabul ve takdir edecegi en makul §ekilde Kur'an §erh ve beyan etmi§tir. Kur'an-1 Mucizu'l Beyan der ki: "Melekler, Allah'm aziz kulland1r. O'nun emrine kar§1 gelmezler. Ne emredilirse yaparlar. Melekler gozle gorulmeyen, nuran!, latif varhklard1r. Farkh ttirleri bulunur." Evet, nas1l ki insanhk bir ummettir ve insanlar Allah'm "kelam" s1fatmdan gelen ilah! kanunlan ta§Ir, temsil eder ve onun suretine burunurler. Aym §ekilde, melekler de c;ok buyuk bir ummettir. Onlann kainattaki i§leri goren k1sm1, Cenab-1 Hakk'm "irade" s1fatmdan gelen yaratih§ kanunlannm ta§1y1c1s1d1r, o kanunlan temsil eder ve onlarm suretini ahrlar. Bunlar Allah'm oyle kulland1r ki, gerc;ek tesir ve guc; sahibi olan YarahCJ Kudret'in ve Ezell irade'nin emirlerine uyarlar. Her bir buyuk gokcismi onlann mescidi ve mabedi hukmundedir. U«;iincii Esas Meleklerin ve ruhanilerin varhg1 meselesi, tek bir misalin varhgmm, butun benzerlerinin varhg1m ispat ett@ meselelerdendir. Yani bir tek melegin gorulmesiyle butun meleklerin varhg1 bilinir. <;unku kim onlan inkar ederse, hepsini inkar eder. Bir tekinin varhgm1 kabul eden, tamamm1 kabul etmeye mecburdur. Madem oyle, i§te bak: Gormuyor


YiRMi DoKUzuNcu Soz 621

ve i§itmiyor musun ki, biltiln dinler, Hazreti Adem zamanmdan bugilne kadar her asirda meleklerin ve ruhanilerin varhgmm hakikatinde ittifak etmi§lerdir. insanlann birbirinden bahsetmesi, rivayet aktarmas1 ve birbirleriyle konu§mas1 gibi, meleklerle de konu§uldugu, onlarm gozle gorilldilgil ve onlardan haberler rivayet edildigi hususunda birle§mi§lerdir. Acaba meleklerden hi<;;biri ai;1k<;;a gorillmeseydi, birinin ya da bir<;;ogunun varhg1 a§ikar §ekilde, kesin olarak bilinmeseydi, ai;1ki;a hissedilmeseydi, boyle bir ittifakm ve kabulun devam etmesi mumkun olur muydu? Boyle muspet ve varhkla alakah, §ahitlige dayanan bir meselede i<;;ine yalan kan§mas1 mumkun olmayan kesinlikte haberlerle, silrekli bir ittifak devam edebilir miydi? i§te hi<;; mumkun mudur ki, herkesi;e kabul g6rmil§ bu inancm kaynag1 zaruri prensipler ve apa<;;1k tecrilbeler olmasm! Hem hi<;; mumkun mudur ki, temelsiz bir vehim, insanhgm ya§ad1g1 biltun inktlaplarda, bullin inan<;; sistemlerinde devam etsin, surekli olsun! Hem hi<;; mumkun mudur ki, bullin dinlerin bu meseledeki bilyilk ittifakmm bir delili, kesin bir sezi§ ve tecrubeye dayah §ilphesiz bir inan<;; olmasm! Hi<;; mumkiln mudilr ki, o kesin sezi§ ve tecrilbe kaynakl1 inan<;; say1s1z emareye, o emareler say1s1z §ahitlige ve §ahit olunan o hadiseler, §eksiz ve §ilphesiz, zaruri prensiplere dayanmasm. Oyleyse, dinlerce kabul gormil§ bu inancm sebebi ve delili, dogrulugunda §ilphe bulunmayan manevi bir ittifak kuwetini ifade eden, melekleri ve ruhanileri pek i;ok kere gormekten dogan zaruri prensipler ve kesin esaslardir. Hem hi<;; mumkun mudur ki, insanhk gogunun gune§leri, ytld1zlan, aylan hukmunde olan peygamberlerin ve velilerin, yanh§bgma ihtimal bulunmayan manevl bir ittifakla haber verdikleri ve §ahitlik ettikleri "meleklerin, ruhanilerin varhg1 ve gorulmesi" meselesi §ilphe kabul etsin, bir tereddude yer b1raksm! Bu hi<;; akla s1gar m1? 0 zatlar bu meselede bilhassa ihtisas ve soz sahibidirler. Malumdur ki, bir meselede iki ihtisas sahibi, 6yle olmayan binlerce ki§iye tercih edilir. Hem o zatlar bu meseleyi ispat edebilme konumundadir. Yine malumdur ki, bir meselede iki §ahit binlerce inkarc1dan usllindur. Ve


622 SOZLER

bilhassa kainat semasmda daima parlayan ve hie; batmayan, hakikat aleminin gune§ler gune§i olan Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm haberleri ve peygamberlik gune§i olan Zat-1 Ahmediye'nin (aleyhissaldtu vesse/am) §ahitligi ve gbrdukleri, hie; mumkun mudur ki §Uphe kabul etsin! Madem tek bir ruhaninin herhangi bir zamandaki varhg1, butun ruhanilerin varhgmm hakikatini gosteriyor ve boylece onlann bir tur olarak varhg1 anla§1hyor. Elbette bu hakikati en guzel, en makul ve en makbul §ekilde §eriat §erh etmi§, Kur'an gostermi§ ve Sahib-i Mirac (aleyhissaldtil vesselam) gbrmU§tUr. Dordiincii Esas ~u

kainattaki varhklara dikkatle bak1lsa, tek tek varhklann oldugu gibi kulll §eylerin de birer manevi §ahsiyetinin ve kulll vazifesinin bulundugu gorulur. Alemde topyek(m bir hizmet vardir. Mesela bir c;ic;ek, kendince bir sanat nak§l gosterip hal diliyle Fatir'm isimlerini zikrettigi gibi, yeryuzu bahc;esi de bir c;ic;ek hukmundedir ve gayet muntazam, kulll bir tesbih vazifesi bulunur. Hem nastl ki bir meyve, bir duzen ic;inde Cenab-1 Hakk'm buyuklugunu ilan ve O'nu tesbih eder. Aynen oyle de, koca bir agacm butun dallan ve govdesiyle gayet muntazam, fitri bir vazifesi ve kullugu vardir. Nast! bir agac;, kelimeleri olan yaprak, meyve ve c;ic;ekleriyle tesbihatm1 yapar. Aym §ekilde, koca gok denizi de kelimeleri hukmundeki gune§, ytld1zlar ve ay ile Fahr-1 Zulcelal'ini tesbih eder, Sani-i Zulcelal'ine hamd eder ve bunun gibi. .. Yeryuzundeki her bir varhk gorunli§te cans1z ve §Uursuz oldugu halde, hepsinin hayat dolu ve §UUrlu vazifeleri, tesbihatlan vard1r. Elbette, melekler nas1l o varhklann ruhlar aleminde temsilcisidir, onlann tesbihatm1 ifade eder; aym §ekilde onlar da §U gorunen alemde meleklerin suretleri, evleri, mescitleri hukmundedir. Yirmi Dorduncu Soz'un Dbrduncu Dal'mda soylendigi gibi, §U alem saraymm Sani-i Zulcelal'inin o sarayda vazife verdigi dart k1s1m hizmetkardan birincisi, melekler ve ruhanilerdir. Madem bitkiler ve cans1z varhklar bir bilenin emrinde bilmeden c;ah§an gayet muhim, ucretsiz hizmetkarlardir. Madem hayvanlar, az bir ucret kar§1hgmda, gayet buyuk maksatlara bilmeden hizmet ediyor. Ve insan, ertelenmi§ ve pe§in olmak uzere iki ucret kar§1hgmda o Sani-i Zulcelal'in emirlerine


YiRMi DoKuzuNcu Soz 623

gore hareket etmekle, her §eyde nefsine de bir hisse i;1karmakla ve diger hizmetkarlara nezaretle vazifelendirilmi§tir, bu ai;1ki;a goruniiyor. Elbette dordiincii k1s1m, belki aslmda birinci k1s1m olan hizmetkarlar da bulunacakhr. Onlar insana benzer, Sani-i Zulcelal'in kulll emirlerini bilir ve ona gore bir kullukla hareket ederler. Fakat insandan farkh olarak nefsanl hazlardan annmt§lardir ve ibadetleri kar§thgmda ucret beklemezler. Yalrnz Sani-i Zulcelal'in nazan, emri, teveccuhu, hesab1 ve ad1yla, O'na yakmhk ve baghhk ile hissedip kazand1klan lezzeti, kemali, zevk ve saadeti kafi goriip halis bir §ekilde, ihlasla c;ah§1rlar. ibadet vazifeleri cinslerine ve kainatta nezaret ettikleri varhklarm tlirune gore degi§ir. Bir hiikumetin farkh dairelerindeki memurlar gibi, Cenab-1 Hakk'm rububiyet saltanatmm dairelerinde kulluk vazifeleri ve tesbihatlan farkhhk gosterir. Mesela Hazreti Mikail, Cenab-1 Hakk'm yeryiizu tarlasma ekilen sanath eserlerine yine O'nun hesabma, O'nun kudretiyle, kuvvetiyle, emriyle bakan umumi bir nezaretc;i hiikmiindedir. Tabir caizse c;iftc;i misali butun meleklerin reisidir. Hem Fahr-1 Zulcelal'in izniyle, emriyle, kudretiyle ve hikmetiyle butun hayvanlann manevl c;obanlannm da bir reisi, biiyiik bir vazifeli melegi vard1r. i§te madem kainattaki maddl var!tklann her biri ic;in vazifeli birer melek bulunmas1 gerekir ki, o cismin gosterdigi kulluk vazifesini ve tesbihatm1 ruhlar aleminde temsil etsin, Cenab-1 Hakk'm uluhiyet dergahma bilerek arz etsin. Elbette Muhbir-i Sad1k'm (aleyhissaloW vesse/am) meleklerin suretleri hakkmdaki hadisleri de gayet yerinde ve akla uygundur. Mesela buyurmu§ ki: "Baz1 meleklerin kirk veya kirk bin ba§t vard1r. Her ba§ta kirk bin ag1zlan bulunur, her bir ag1zda kirk bin dille kirk bin tesbihat yaparlar. " 12 Bu hadisin hakikatinin bir manas1, bir de sureti var. Manas1 §Udur: Meleklerin ibadetleri hem gayet muntazam ve miikemmeldir, hem de gayet ku§ahc1 ve geni§tir. Sureti ise §Udur: Baz1 biiyiik, cismani var!tklar kulluk vazifelerini kirk bin ba§la, kirk bin tarzda g6riir. Mesela gokyiizli, tesbihatm1 gune§lerle, y1ld1zlarla yapar. Yeryuzii tek bir varhk iken kulluk vazifesini yuz bin ba§la, her ba§ta yuz binlerce ag1zla, her ag1zda yiiz binlerce dille yerine getirir ve Rabbini tesbih eder. i§te yeryuzune nezaretle vazifeli melegin de 12

et-Taber!, Ci'lmiu'l-Beyi'ln 15/156; Ebu'§-$eyh, el-Azame 2/547, 740, 742, 747, 3/868; ibni Kesir, Tefsfru'l-Kur'an 3/62.


624 SozLER

melekut aleminde bu manay1 g6stermek ic;in 6yle g6runmesi laz1md1r. Hatta ben, orta buyuklukte bir badem agac1 g6rdum; ba§1 hukmunde kirka yakm buyuk dah vard1. Bir dalma baktim, dili hukmunde kirka yakm kuc;uk dab oldugunu g6rdum. Soma o kuc;uk dallardan birine baktim, kirk c;ic;ek ac;mi§h. 0 c;ic;eklere hikmet nazanyla dikkat ettim, her bir c;ic;egin ic;inde kirka yakm incecik, muntazam puskuller, renkler ve sanatlar gordum, her biri Sani-i Zulcelal'in birer ismini ve isimlerinin cilvelerini okutuyordu. i§te hie; mumkun mudur ki, §U badem agacmm Sani-i Zulcelal'i ve Hakim-i Zulcemal'i o hareketsiz agaca bu kadar vazifeyi yuklesin de, onun manasm1 bilen, bildiren, kainata ilan eden, ilah! dergaha sunan ve onun ruhu hukmunde olan munasip bir melegi ona nezaretle vazifelendirmesin!

*** Ey arkada§! Buraya kadar s6ylediklerimiz, kalbi kabule hamlamak, nefsi teslime mecbur birakmak ve akh itaat ettirmek ic;in bir giri§ti. Eger buraya kadar olan kism1 bir derece anlad1ysan ve meleklerle g6rli§mek istersen ham ol! Kohl vehimlerden temizlen. i§te Kur' an aleminin kapilan ac;1ktir; i§te Kur' an cenneti ~ 13 '-:"'ly\rl dir; gir, bak!. Melekleri o Kur' an cenneti ic;inde guzel bir surette,g6r. Her a yet, birer menzildir. i§te §U menzillerden bak: ,

0

~j ~~-:'LlJ~

1~ ~1~0lj

0

~ ~~t;J~ "~ ~:; ~-j.,;,_r<l1j

14\j'~ ~05~

13

@

"Kapilan a9ktir." (Sad suresi, 38/50)

14 "iyilik ic;in birbirinin pe§inden gonderilenler, esip savuranlar, tohumlanm yayd1kc;a 15

16

yayanlar, hakla bahh, dogru ile egriyi ay1rt edenler, hak sahiplerine vahyi getiren melekler hakk1 ic;in." (Murselat sliresi, 77/1-5) "Bullin kuvvetleriyle ko§anlar, ne§e ve §evkle yuriiyenler, yuzup yuzup gidenler, yan§IP gec;enler, i§leri duzenleyip yonetenler, (hakk1 ic;in ki: Kiyamet gerc;ektir, hepiniz Olumden soma diriltileceksiniz.)" (Naziat suresi, 79/1-5) "O gece Rablerinin izniyle Ruh ve melekler, her llirlu i§ ic;in iner de iner. .. " (Kadir suresi, 97/4)


YiRMi DoKuzuNcu Soz 625

Hem dinle, 18

0~ L.:.~ 'L ,, / J'~'L i ~ ~~ '1~ it;.,;,..;:. ·-t ~ r _J ,.r ~ ~ '1@ 0y Y,("~ yv' . , u. . 0

0/

ovgulerini i§it. Eger cinlerle g6rll§mek istersen,

diye ba§layan surlu sO.reye bak, onlan gar, ne dediklerini dinle, ibret al! Bak, diyorlar ki: /

20

17

18

19 20

11;.\

1

8// IJ~~~ j'"' 8Ll .Lljli J1~ (.§~ _J ·~ / • / -

®

~ . •

t::\j

~ ~\~ /

"Onun ba:imda hem g6ri.inil§ hem karakter itiban ile sert ve <;;etin melekler vardir. Onlar asla Allah'a isyan etmez ve kendilerine verilen buhln emirleri tam yerine getirirler." (Tahrim suresi, 66/6) "O, bundan mtinezzehtir. Bilakis onlarm evlat dedikleri melekler O'nun ikram ve takdirine mazhar olmu§ kullandir. 0 kendilerine sormad1k<;;a agJZ!anm bile a<;;mazlar, sadece O'nun emirlerini yerine getirirler." (Enbiya suresi, 21/26-27) "De ki: Bana vahyolundu ki, bir cin cemaati Kur'an'1 dinledi ... " (Cin suresi, 72/1) "Biz ger<;;ekten, dogru yolu gosteren harikulade bir Kur' an dinledik. Bundan boyle Rabbimize asla ortak ko§mayacag1z." (Cin sliresi, 72/1-2)


iKiNCi MAKSAT Kryamet, diinyanm sonu ve ahiret hayatl hakkmdadir Bu maksatta dart "esas" ve temsilden olu§an bir "mukaddime" var. Mukaddime Nas1l ki, bir saray veya §ehir hakkmda biri, ";;u saray, §U §ehir y1k1hp yeniden, daha saglam bir §ekilde yapilacaktir." dese, elbette bu iddiaya kar§l alt1 sorunun cevaplanmas1 gerekir: Birincisi: "Ni<_;in y1kilacak? Buna sebep ve gerek<_;e var mi?" Eger cevap "Evet, var." ise ikinci olarak §6yle bir soru gelir: "Oray1 y1k1p yeniden in§a edecek ustanm bunu yapmaya gucu yeter mi? Yapabilir mi?" Cevap yine evetse ardmdan §U sorular gelir: "O saraym veya §ehrin y1k1lmas1 mumkun mudur? Hem soma, ger<_;ekten y1k1lacak m1dir?" Eger bunlar da ispat edilirse cevaplanmas1 gereken iki soru daha kahr: "Acaba §U benzersiz saraym veya §ehrin yeniden yap1lmas1, tamiri mumkun mudur? Eger mumkunse acaba ger<_;ekten yapilacak midir?" Bu sorularm da cevab1 evetse ve bunlar ispat edilirse, o vakit meselenin hi<_;bir noktasmda, hi<_;bir §ekilde tereddut, §U.phe ve vesveselerin girecegi bir delik, bir bo§luk kalmaz. i§te §U temsildeki gibi, bu dunya saraymm ve kainat §ehrinin de y1k1hp yeniden yap1lmas1 i<_;in gereken sebepler var. Yarahosmm ve Ustasmm bunu yapmaya gucu yeter. Onun y1kilmas1 mumkundur ve ger<_;ekle§ecektir. Yeniden in§a edilmesi de mumkundur ve olacaktir. i§te bu meseleler Birinci Esas'tan soma ispat edilecek. Birind Esas

Ruh, kesinlikle bakidir. Meleklerin ve ruhanilerin varhgm1 ispat eden Birinci Maksat'taki hemen butun deliller, ruhun bekasma da delildir. Bence mesele o kadar a<_;1ktir ki, fazla s6z s6ylemek abes olur. Evet, berzah aleminde, ruhlar aleminde bulunan ve ahirete gitmek i<_;in bekleyen say1s1z baki ruh kafilesiyle aram1zdaki mesafe o kadar ince ve kisadir ki, bunu deli! ile g6stermeye gerek kalmaz.


YiRMi Do1<uzuNcu Soz 627

E§yanm perde arkasm1 bilen ke§f ve §Uhud ehli say1s1z zatm onlarla temas etmesi, kalb gozi.iyle kabir hayatm1 mi.i§ahede eden ke§f ehlinin onlan gormesi, hatta avam tabakadan bir k1s1m insanlarm onlarla haberle§mesi ve hepsinin de sad1k ri.iyalarda onlarla mi.inasebet kurmas1 adeta herkesin bildigi, hic;bir yalan ihtimali bulunmayan hakikatler hi.ikmi.ine gec;mi§tir. Fakat §U zamanda maddecilik fikri herkesi sersemlettiginden, en ac;1k meselelerde bile zihinlere vesvese vermi§. i§te boyle vesveseleri yok etmek ic;in kalbin duyu§unun ve aklm idrakinin pek c;ok kaynagmdan dordi.ine ve bir mukaddimeye i§aret edecegiz. Mukaddime

Onuncu Soz'i.in D6rdi.inci.i Hakikat'inde ispat edildigi gibi; ebedi, claim!, benzersiz bir gi.izellik, elbette kendisine ayna olan a§tgmm da oli.imsi.izli.igi.ini.i, bekasm1 ister. Hem kusursuz, ebedi ve mi.ikemmel bir sanat, onu tefekki.ir eden ilanc1smm varhgmm devamm1 arzular. Hem sonsuz bir rahmet ve ihsan, §i.ikreden ihtiyac; sahiplerine verilen nimetlerin si.irekli olmasm1 gerektirir. i§te 0 gi.izellige ayna olan a§tk, 0 tefekki.ir eden ilanc1, o §i.ikreden ihtiyac; sahibi; en ba§ta insan ruhudur. Oyleyse o, ebediyet yolunda §U cemal, kemal ve rahmete e§lik edecek ve baki kalacakt1r. Yine Onuncu Soz'i.in Altmc1 Hakikat'inde ispat edildigi gibi, degil insan ruhu, en basit hayat tabakasmdaki varhklar dahi yalmz gec;ici bir hayat ic;in yaratilmam1§tir, bir manada bekaya mazhard1rlar. Hatta ruhsuz, basit bir c;ic;ek bile gori.ini.i§te yok olsa da binlerce yonden bir ti.ir bekaya eri§ir. <;unki.i sureti say1s1z haf1zada baki kahr. Yarahh§ kanunlan yi.izlerce tohumcugunda saklamp devam eder. Madem ruha bir parc;ac1k benzeyen o c;ic;egin sureti ve yarahh§ kanunu her §eyi hikmetle muhafaza eden bir Hafiz-i Hakim tarafmdan baki kihrnyor. Gi.iri.ilti.ili.i, karmakan§lk degi§imler ic;inde kusursuz bir intizamla, zerre kadar ki.ic;i.ik tohumlarmda muhafaza ediliyor, oli.imsi.izle§iyor. .. Elbette, gayet ku§ahc1 ve yi.iksek bir mahiyete sahip, harid bir vi.icut giydirilmi§, §Uurlu, canh ve Cenab-1 Hakk'm emir aleminden gelen nurani bir kanun olan insan ruhunun, bekaya nasil kesin bir §ekilde mazhar, ebediyetle ne kadar bagh ve alakah oldugunu anlamazsan, nas1l "~uur


628

StiZLER

sahibi bir insamm" diyebilirsin? Evet, koca bir agacm ruha bir derece benzeyen programm1 ve yaratth§ kanunlanm nokta kadar kiic_;iik bir c;ekirdekte saklayan, her §eyi hikmetle, eksiksiz muhafaza eden Hakim ve Hafiz, celal sahibi ve baki bir Zat hakkmda, "Olmii§lerin ruhlanm nasil muhafaza eder?" diye sorulur mu! Birinci Kaynak

Enfiisidir, yani insanm i<; diinyasma aittir. Herkes kendi hayatma ve nefsine dikkat etse baki bir ruhun varhgm1 anlar. Evet, her bir ruh, kac; sene ya§amt§Sa o kadar beden degi§tirdigi halde, ac;1kbr ki, aynen baki kalmt§br. Oyleyse -madem beden gelip gec_;icidiroliimle bedenden biitiin biitiin soyunmak da ruhun bekasma tesir etmez ve mahiyetini bozmaz. Yalrnz ruh, insanm hayah boyunca beden elbisesini yava§ yava§ ve k1smen degi§tirirken, oliimde bedenden birden soyunur. Kesin bir sezgiyle, belki tecriibeyle sabittir ki, beden ruh ile ayakta durur, hayat bulur. Oyleyse ruh, varhgm1 bedenle siirdiirmez. Belki o, kendi kendine ayakta durdugundan ve hakim oldugundan, beden istedigi gibi dag1hp toplansa da ruhun serbestligine zarar vermez. Beden, ruhun evi ve yuvas1dtr, elbisesi degil. Ruhun elbise olarak, bir derece sabit ve letafet bak1mmdan kendine uygun bir 6rtiisii, misali bir bedeni vard1r. Oyleyse ruh, oliim anmda biitiin biitiin c_;1plak kalmaz; yuvasmdan c;1kar ve misali bedenini giyer. ikinci Kaynak

Afakidir, yani dt§ diinyaya aittir. Say1s1z §ahitlik, c_;e§itli vakalar ve miinasebetler neticesinde tecriibeyle elde edilmi§ bir hiikiimdiir. Evet, tek bir ruhun oliimden sonra baki kald1g1 anla§rlsa, bu, biitiin ruhlarm olumsuzlugune delildir. Zira manttk ilmince §U kaide kesindir: Zata ait bir hususiyet bir tiiriin bir tek ferdinde goriilse, o hususiyetin butiin fertlerde bulunduguna hiikmedilir. Zati oldugundan, o hususiyet her fertte bulunur. Halbuki degil bir fert, had ve hesaba gelmez tecriibelere dayanan ve ruhun bekasm1 ispat eden say1s1z i§aretler o kadar kesindir ki, nas1l bize, "Yeni Diinya, yani Amerika diye bir yer var, orada insanlar ya§tyor." dense, o insanlann varhgmdan hie; §iiphe


YiRMi DoKuzuNcu Soz 629

duymaytz. Aynen oyle de, vefat etmi§ insanlann ruhlannm §imdi ruhlar aleminde bulundugu ve bizimle mi.inasebet ic;inde oldugu §i.iphe goti.irmez. Manevi hediyelerimiz onlara gidiyor, onlann nurani feyizleri de bize geliyor. Hem insan oldi.ikten soma mahiyetinin esasmm baki kald1g1, yamlmaz bir sezgiyle vicdanda duyulabilir. 0 esas, ruhtur. Ruh, tahribe ve bozulmaya maruz kalmaz; c;i.inki.i basittir, yekpare bir bi.iti.indi.ir. Tahrip ve bozulma ise birc;ok k1s1mdan meydana gelmi§, terkip edilmi§ §eylerde gori.ili.ir. Daha once ifade ettigimiz gibi, hayat, c;oklukta birlik saglar, bir nevi oli.imsi.izli.ige sebebiyet verir. Demek, birlik ve beka ruhta esastir; oradan c;okluga gec;er. Ruh ancak tahrip ve bozulma ile yok olur. Fakat ruhun birligi, o tahrip ve bozulmanm, onun ic;ine girmesine izin vermez, yekpareligi ruhun bozulmasm1 engeller. Veyahut ruhun sonu ebedi yokluk ile gelir. Buna ise smirs1z ve mutlak comertlik sahibi Cenab-1 Hakk'm sonsuz merhameti ve comertligi mi.isaade etmez ki, verdigi varltk nimetini o nimete c;ok arzu duyan ve lay1k olan insan ruhundan geri alsm. Ut;iincii Kaynak

Ruh, Cenab-1 Hakk'm, emir aleminden gelen canlt, §UUr sahibi, nurani, harici bir vi.icut giydirilmi§, ku§ahc1, hakiki ve ki.illiyet kazanmaya mi.isait bir kanunudur. Halbuki emir aleminden olan en zay1f kanunlar bile daimidir, bekaya mazhard1r. <:;unki.i dikkat edilse, degi§ime maruz kalan bi.iti.in ti.irlerde sabit birer hakikat bulundugu g6ri.ili.ir; onlar bi.iti.in degi§imler, ink1laplar ve hayat merhaleleri ic;inde yuvarlanarak suret degi§tirip ya§ar, baki kahr. i§te her insan, mahiyetinin ku§ahc1hg1yla, engin §Uuru ve tasawurlanyla bir tek §ah1s iken, bir ti.ir hi.ikmi.ine gec;mi3tir. Bi.iti.in bir ti.ir ic;in gec;erli olan kanun, bir tek insan ic;in de gec;erlidir. Madem Fahr-1 Zi.ilcelal, insam ku§ahc1 bir ayna olarak engin bir kulluk vazifesiyle, yi.ice bir mahiyette yaratmt§hr. Her insandaki ruh hakikati, yi.iz binlerce suret degi§tirse de Cenab-1 Hakk'm izniyle olmeyecek, ya§ay1p geld@ gibi gidecektir. Oyleyse insanm §Uurlu hakikati ve hayat unsuru olan ruhu; Allah'm emri, izni ve baki kllmast ile daima oli.imsi.izdi.ir.


630

SOZLER

Dordiincii Kaynak

Ruha bir derece benzeyen, ikisi de emir ve irade aleminden geldikleri ic:;in kaynak itiban ile ruha bir parc:;a uygun, fakat yalmzca duyulan bulunmayan ti.i.rlerde gec:;erli olan kanunlara dikkatle bak1lsa gori.i.li.i.r ki: Eger emir aleminden gelen o kanun harid bir vi.i.cut giyseydi, o ti.i.rlerin birer ruhu olurdu. Halbuki o kanun daiml ve sabittir. Hic:;bir degi§im ve donil§ilm o kanunlann yekpareligine tesir edemez, onu bozamaz. Mesela bir incir agac1 olse ve dag1lsa, onun ruhu hilkmilndeki yaratth§ kanunu, kilc:;ilcilk c:;ekirdeginde baki kahr. i§te madem emir aleminden gelen en basit ve zay1f kanunlar dahi hayatm devamt ile boyle alakahdtr. Elbette insan ruhunun, yalmz hayatm devam1yla degil, ebediyetle d_e alakah olmas1 gerekir. C::unkil ruh, Kur'an'm kesin hilkmilyle 21 J:_.J _;1 ~ t_3jll ~ buyruldugu gibi, emir aleminden gelmi§ §Uurlu ve canh bir kanundur ki, ezell kudret ona harid bir vilcut giydirmi§tir. Demek, nastl ki Cenab-1 Hakk'm irade s1fatmdan ve emir aleminden geJen §UUrSUZ kanunJar, daima veya c:;ogunJukJa baki kaltyor. Onlann bir tilr karde§i, onlar gibi irade s1fatmm bir tecellisi olan ve emir aleminden gelen ruhun da bekaya aynen mazhar olmas1 gerekir. Bu, daha §ilphesizdir ve ruha lay1kttr. C::unkil ruh, bir varhga ve harid bir hakikate sahiptir. Hem o kanunlardan daha kuwetli ve yilcedir, c:;ilnkil §UUr sahibidir. Hem bakidir ve onlardan daha k1ymetlidir, c:;ilnkil canhd1r. ikinci Esas

Ebedl saadetin ve ahiret aleminin yarattlmas1 ic:;in gerekli sebepler mevcuttur ve o saadeti verecek Yilce Yarattcmm onu var etmeye gilcil yeter. Hem alemin harap edilmesi, dilnyanm son bulmas1 milmkilndilr ve gerc:;ekle§ecektir. Alemin yeniden yaptlmas1, olillerin diriltilmesi de milmkundilr ve olacakttr. i§te bu altt meseleyi birer birer, akh ikna edecek §ekilde k1saca anlatacag1z. Zaten Onuncu Soz' de kalbi kamil iman derecesine c:;1karacak deliller gosterilmi§ti. Burada ise meseleden yalmz akh ikna edecek ve susturacak §ekilde, Eski Said' in Nokta risalesindeki ifadeleri tarzmda bahsedecegiz. 21

"De ki: Ruh, Rabbimin bir emri, emir aleminden bir tecellisidir." (isra suresi, 1 7/85)


YiRMi DoKUzuNcu Soz 631

Evet, ebed1 saadetin sebepleri mevcuttur. Onlarm varhgmm kesin delili, on kaynaktan ve sebepten silziilen bir his, bir sezgidir. Birinci Sebep

Dikkat edilse, §U kainatm biltiinilnde milkemmel ve bilerek haz1rlanm1§ bir diizen oldugu goriiliir. Her §eyde bir iradenin izleri, bir gayenin panlhlan gorilnilr. Hatta her §eyde, her i§te, her harekette bir niyetin nuru, bir iradenin I§1g1, her terkipte bir hikmetin I§Iihs1, neticelerinin §ahitligiyle kendini gosterir. i§te eger ebed1 saadet olmazsa §U esash diizen, zayif ve manas1z bir §ekilden ibaret kahr, yalanc1 ve temelsiz olur. Nizam ve intizamm ruhu olan maneviyat ve varhklan birbirine baglayan baglar heba olup gider. Demek, kainattaki diizeni diizen yapan, ebed1 saadettir. Oyleyse alemin nizam1, ebed1 saadete i§aret ediyor. ikinci Sebep

Kainatm yarahh§mda kusursuz bir hikmet gorilnilyor. Evet, Cenab-1 Hakk'm inayetinin bir misali olan hikmeti, kainatm biitilnilnde gosterdigi faydalarm diliyle ve hikmetlerin gerektirdigi §ekilde ebed1 saadeti ilan eder. Cunkil ebed1 saadet olmazsa, §U kainatta ac;1kc;a sabit hikmetleri ve faydalan kibirle inkar etmek gerekir. Onuncu Soz'iln "Onuncu Hakikat"i bu gerc;egi gilne§ gibi gosterdiginden, onunla yetinerek burada k1sa kesiyoruz. U~iincii Sebep

Varhklann yarahh§mda hic;bir §eyin abes ve israf olmamas1, her §eyin yerli yerinde bulunu§u; ak1lla, hikmetle, her varhktan tek tek c;ikanlan neticelerle ve tecrilbeyle sabittir ve ebed1 saadete i§aret eder. Yaratih§ta hi<; israf ve manas1zhk olmad1gma deli!, Sani-i Ziilcelal'in her §eyi yarahrken en k1sa yolu, en hafif sureti ve en gilzel keyfiyeti irade buyurmas1dir. Bazen bir varhga yilzlerce vazife vermesi, ince bir dala binlerce meyveyi ve gayeyi takmas1dir. Madem yarahh§ta israf ve manas1zhk yoktur, elbette ebedl' saadet olacaktir. Cunkil mutlak yokluk her §eyi a bes hale getirir, onunla her §ey israf olur.


632 SOZLER

Her §eyin yarahh§mda, mesela insan bedeninde, tip ilmince sabit olan hikmetlerin varhg1 ve hie; israfm bulunmamas1 gosteriyor ki, insanm smirs1z manevi kabiliyetleri, sonsuz arzulan, fikirleri ve meyilleri de israf edilmeyecektir. Oyleyse insandaki, kemale dogru olan esash meyil, bir kemal noktasmm varltgm1 gosterir; saadete meyil, onun ebedi saadet ic;in yarahld1gm1 kesin bir §ekilde ilan eder. Aksi takdirde insanm hakiki mahiyetini meydana getiren o esash maneviyat ve yuksek arzular; hikmetli varhklarm tersine, israf ve abes olur, kurur, bo§a gider. ~u hakikat, Onuncu Soz'un "On Birinci Hakikat"inde ispat edildiginden bu kadarla yetiniyoruz. Dordiincii Sebep

Pek c;ok varhk hlrundeki degi§imler, gece ve gunduzun, k1§ ve baharm yer degi§tirmesi, havanm halden hale gec;mesi, hatta insanlarm hayat boyu surekli yenilenen bedenleri ve olume benzer uyku ile olumden soma dirili§e benzer birer c;e§it kiyamet, buyuk bir kiyametin gerc;ekle§ecegini hahrlattyor ve ona i§aret ediyor. Evet, mesela bir saatteki saniye, dakika, saat ve gunleri sayan c;arklara benzeyen, Allah'm dunya denilen buyuk saatindeki gun, sene, insan omru ve asirlar, birbirini haber veriyor, birbirini takip ederek donuyor ve oyle i§liyor. Geceden soma sabah1, ki§tan soma bahan haber verdikleri gibi, olumden soma gelecek k1yamet sabahmm o buyuk saatten c;tkacagma i§aret ediyorlar. Bir insanm omru boyunca ba§ma gelen birc;ok c;e§it kiyamet vard1r. Her gece bir tur alum olan uykuda ve her sabah bir tur dirili§ olan uyanmakta ha§rin emareleri goruldugu gibi, insan bedeni be§-alt1 senede, bilimin de tasdik ettigi uzere, butun zerrelerini degi§tirerek, hatta bir senede iki defa yava§ yava§ hucrelerini yenileyerek kiyamet ve dirili§in ornegini gosterir. Hem insan her baharda lie; yuz binden fazla hayvan ve bitki turunun yeniden diriltildigini ve bir nevi kiyameti gorur. i§te olumden soma dirili§in bu kadar emaresi, i§areti ve alameti elbette buyuk kiyameti haber veren s1zmtilar hukmundedir. Bir Sani-i Hakim'in her canh hlrunde boyle k1yamet alametleri gostermesi, yani butun bitki koklerini ve bir k1s1m hayvanlan baharda aynen diriltmesi; yaprak, c;ic;ek ve meyve gibi ba§ka bir k1s1m §eyleri


YiRMi Do1<uzuNcu Soz 633

aynen degilse de benzerleriyle tekrar yaratarak bir hlr ha§ir ve ne§ir yapmas1, her insanda buyuk bir k1yameti hatirlatan §ahsl bir k1yamete deli! olabilir. <;unku bir tek insan, ba§ka canhlann bir hlrune denktir. Zira ak1l nuru, insanm amellerine ve dU.§0.ncelerine oyle bir geni§lik vermi§tir ki, gec;mi§i ve gelecegi ku§atir. insan dunyay1 da yutsa doymaz. Ba§ka canh turlerinde fertlerin mahiyeti kuc;uk, k1ymeti §ahsldir; nazan ve kemali smirhdir, lezzeti ve elemi anidir. insanm ise mahiyeti yucedir, k1ymeti yuksektir; nazan geni§, kemali smirs1zdir, duydugu manevi lezzet ve elemler k1smen daimidir. Oyleyse ba§ka canh hlrlerinde ac;ikc;a, tekrar tekrar gorulen k1yamet ve dirili§ ornekleri, as1l buyuk k1yamette her insamn aynen diriltilecegine i§aret eder, bunu haber verir. Bu mesele Onuncu Soz'un "Dokuzuncu Hakikat"inde iki kere iki dart eder derecesinde bir kesinlikle ispatland1gmdan burada sozu uzatm1yoruz. Be~inci

Sebep

insanm ruhunun OZUne yerle§tirilmi§ SlnirSIZ kabi!iyetJerin, 0 kabiJiyet!erin neticesi olan hadsiz meyillerin, o meyillerden dogan nihayetsiz emellerin ve o emellerden ortaya c;ikan sonsuz fikir ve tasawurlarm, §U maddi dunyam1zm ardmdan gelecek ebedi saadete elini uzatmI§, gozunu dikmi§, o tarafa yonelmi§ oldugunu varhgm ic;yuzunu ara§hnp bilen zatlar gbruyor. i§te hie; yalan soylemeyen f1trat ve f1trattaki, sonsuz bir saadete kar§I kesin, §iddetli ve sars1lmaz meyil, ebedi saadetin hakikat olduguna dair vicdana yamlmaz bir his veriyor. Onuncu Soz'un "On Birinci Hakikat"i bu meseleyi gunduz gibi ac;1kc;a gosterdiginden k1sa kesiyoruz. Altmci Sebep ~u varhklann Rahman, Rahim ve sonsuz glizellik sahibi Yarahc1smm rahmeti, ebedi sa.adeti gosteriyor. Evet, nimeti nimet yapan ve bir ceza olmaktan c;1karan, varhklan ebedl yoklugun ve aynhgm verdigi elemlerden kurtaran ebedi saadeti insandan esirgememek, o rahmetin geregi ve hususiyetidir. <;unku buhln nimetlerin ba§I, gayesi, neticesi olan ebedi saadet verilmezse ve dunya oldukten sonra ahiret suretinde diriltilmezse, buhln nimetler cezaya <loner. Bu ise ac;1kc;a ve elbette, Cenab-1 Hakk'm, buhln kainatm §ahitligiyle kesin ve gozle gbrUlur olan


634

SOZLER

rahmetinin varhgm1 inkar etmeyi gerektirir. Halbuki O'nun rahmeti, giine§ten daha parlak, sars1lmaz bir hakikattir. i§te, rahmetin cilvelerinden ve tath meyvelerinden olan a§k, §efkat ve akil nimetlerine dikkat et! Eger insan hayatmm ebedi bir aynhk ve hicranla sona erecegini farz etsen gorilrsiin ki, o tatl1 muhabbet en biiyiik musibetlerden biri olur. 0 leziz §efkat, en biiyiik bir dert haline gelir. 0 nurani ak1l, en biiyiik bir belaya <loner. Demek rahmet -rahmet oldugu i<;in- hakiki muhabbetin kar§Isma ebedl hicram <;1karmaz. Onuncu Soz'iin "ikinci Hakikat"i bunu gayet giizel bir §ekilde gosterdiginden burada k1saca bahsedildi. Yedinci Sebep ~u

kainatta g6riinen ve bilinen giizellikler, biitiin kemalat, cazibeler, biitiin arzular, biitiin §efkat ve merhamet birer manadir, mazmundur22 ve manevi birer kelimedir. Kainatm Sani-i Ziilcelal'inin liituf ve merhametinin tecellilerini, ihsan ve kereminin cilvelerini kalbe ve akla zorunlu olarak, a<;1k<;a gosterirler. Madem bu alemde bir hakikat vardir, o halde apa9k goriildiigii gibi hakiki rahmet vardir. Madem hakiki rahmet vardir, ebedi saadet de olacakhr. Onuncu Soz'iin "Dordiincii" ve "ikinci Hakikat"leri bu meseleyi giindiiz gibi aydmlatmi§hr. Sekizinci Sebep

insanm f1tratmm §Uurlu k1sm1 olan vicdam ebedi saadete bakar, onu gosterir. Evet, kim kendi uyamk vicdamm dinlese "Ebediyet! .. Ebediyet!" sesini i§itecektir. Bullin kainat o vicdana verilse, insan sonsuzluga duydugu ihtiyacm yerini dolduramaz. Demek, vicdan sonsuz bir hayat i<;in yaratdm1§hr. Bu vicdani cazibe ve cezbe, hakiki bir gayenin ve cazibeli bir hakikatin <_;ekimiyle olabilir. Onuncu Soz'iin "On Birinci Hakikat"inin sonunda bu mesele ispat edilmi§tir. Dokuzuncu Sebep

Dogru sozlii, dogrulugu §iiphesiz ve herkes<;e tasdik edilmi§ olan Muhammed-i Arabl'nin (aleyhissalata vesselam) haber vermesidir. Evet, 0 zatm (aleyhissalatii vesse/am) sozleri, ebedi saadetin kapdanm a<_;ffil§hr. 22

Mazmun: Anlam, mana.


YiRMi Do1<uzuNcu Soz 635

Onun (aleyhissalota vesselam) beyanlan ebedi saadete bakan birer penceredir. Zaten o, bu hususta btittin peygamberlerin (aleyhimusse/am) ve evliyanm ic;inde yalan ihtimali bulunmayan ittifaklanm elinde tutmu§tur. Btittin davalan btittin kuvvetiyle Allah'm birliginden sonra ha§ir ve ahiret noktasmda toplamr. Acaba §U saglam hakikati sarsacak bir §ey var m1dlf? Onuncu Soz'tin "On ikinci Hakikat"i bu meseleyi pek ac;1k bir §ekilde gostermi§tir. Onuncu Sebep

On tic; as!fd!f yedi yonden mucizeligini koruyan ve Yirmi Be§inci Soz'de ispat edildigi tizere, klfk yonden mucize olan Kur'an-1 Mucizti'l Beyan'm, dogrulugu §tiphe gottirmeyen haberleridir. Evet, Kur'an'm haberleri, oJtimden sonra bedenen dirili§in s1rlanm <;Ozer; O, §U a!emin muglak hls1mmm ve kainatm hikmetli i§aretlerinin anahtand!f. Hem Kur'an-1 Mucizti'l Beyan'da tekrar tekrar nazara verilen ve tefekktirti emreden binlerce saglam akli delil vard1r. Mes~la~ te,msil~ bir klyaslamay1 ic;eren, 23 151jb1 ~ ~j 24 §~ Jj\ tl8\ L,?0}'1 ~ j ve bir adalet deliline i§aret eden 25 .;_ ~; ~ r, ~ ~.) ~ j gibi pek c;ok ayetle Kur' an, ad eta pek c;ok dtirbtinle insanm dikkatini bedenen dirili§e v,e ebedi saadete, t;E'.,ker., Kur'an'm ba§~a,ayetleriyle izah ettigi §U 151.Jbl ~ ~j ve tl8\ L,?0}'1 ~ j §~ Jj\ ayetlerindeki temsili k1yaslamanm oztinti Nokta risalesinde klsaca §Oyle anlatmI§hk: insan vticudu, halden hale girdikc;e hayret verici ve muntazam degi§imler gec;iriyor. Onun spermden kan p1hhsma, kan p1hhsmdan bir c;ignem ete, ardmdan ete-kemige, daha sonra da insan suretine donti§mesi, gayet ince kanunlarm neticesidir. 0 safhalardan her birinde oyle hususi kanunlar, belli kaideler ve birbirini izleyen oyle hareketler vardlf ki, ardmdaki kasd, irade ve hikmetin cilvelerini cam gibi apac;1k gosterir. l§te insan vticudunu bu §ekilde yapan Hakim YarahCI, onu her sene bir elbise gibi degi§tirir. 0 vticudun degi§tirilmesi ve hayatmm devam1 ic;in bozulup dag1lan k1s1mlarm yerini dolduracak ve 23

24

25

"O' dur sizi merhale merhale, §ekilden §ekle gec;irerek yaratan." (NO.h sO.resi, 71/14) "Sizi hic;ten bu derece hikmetli bir surette kim in§a etmi§ ise ahirette diriltecek olan da O'dur." (Yasin sliresi, 36/79) "Rabbin, kullanna asla zulmetmez." (Fussilet sO.resi, 41/46)


636

SiiZLER

orada c;ah§acak yeni zerrelerin gelmesini saglayan bir terkibe ihtiyac; vard1r. i§te o beden hucreleri duzenli, ilahi bir kanunla oldugunden, yine Cenab-1 Hakk'm muntazam bir kanunuyla tamir ic;in nz1klan olan latif bir maddeyi isterler. Bedendeki uzuvlann ayn ayn ihtiyac;lan olc;usunde, nzkm gerc;ek sahibi Allah da hususi bir kanunla onu bolti§tiirup dag1hr. ~imdi o Rezzak-1 Hakim'in gonderdigi latif maddenin mahiyetine bak. G6receksin ki, o maddenin zerreleri havada, toprakta, suda dagilmI§ bir kafile gibiyken, birden emir alm1§<;;asma, §Uur!u bir hareketi hatirlatan bir §ekilde toplamyorlar. Adeta her zerre bir vazifeyle belli bir yere gitmek i<;;in emir aim!§ gibi, gayet muntazam §ekilde bir araya geliyor. Hem hallerinden anla§1hyor ki, onlar, diledigini yapmaya gucu yeten bir Zat'm hususi bir kanunuyla sevk edilip cans1zlar aleminden canhlar alemine gec;er. Sonra belli bir duzenle, birbirini takip eden hareketler ve hususi kaidelerle nz1k olarak bir bedene girip o bedenin i<;;inde dort tezgahta pi§irildikten, dort hayret verici safhadan gec;tikten ve dort suzge<;;ten suzuldukten sonra bedenin her tarafma yayilarak butun uzuvlann ayn ayn ihtiya<;; derecelerine gore nzkm ger<;;ek sahibi Cenab-1 Hakk'm yard1m1 ve muntazam kanunlanyla dag1hhrlar. i§te o zerrelerden hangisine hikmet nazanyla baksan goreceksin ki: Her §eyi i§iten, bilen, goren bir Zat tarafmdan muntazam bir §ekilde sevk olunan o zerrenin hareketlerine kor ittifak, kanunsuz tesaduf, sagir tabiat ve §Uursuz sebepler asla kan§amaz. c;unku her biri kainatm en uzak k6§esinden tut, ta beden hucrelerine kadar nereye girmi§Se o maddenin belli kanunlan i<;;inde ama adeta kendi iradesiyle vazifesini eksiksiz goruyor. 0 zerre hangi tabakaya gitse oyle kusursuzca ad1m atiyor ki, Hakim bir Zat'm emriyle girdigini a9k<;;a gosteriyor. i§te halden hale, tabakadan tabakaya boyle muntazam bir §ekilde gec;e gec;e hedefinden ve maksadmdan aynlmadan lay1k oldugu makama, mesela Tevfik'in 26 gozbebegine Cenab-1 Hakk'm emriyle girer, vazifesini gorur. i§te bu ha!, yani nz1klardaki rubO.biyet tecellisi gosteriyor ki, o zerreler en ba§tan bellidir, vazifelidir ve o makamlar i<;;in hazirlanmI§hr. Adeta her birinin alnmda ve yuzunde, "Filan hucrenin nzk1 26

Risale-i Nur'un ilk katiplerinden, "Nurun Birinci Katibi" unvamm alan $amh Hafiz Tevfik (1889-1965). Asil ad1 Tevfik Goksu'dur (rahmetullahu a/eyh).


YiRMi DoKuzuNcu Soz 637

olacak." yaz1hym1§ gibi bir duzenin varhg1, her insamn alnmda kader kalemiyle nzkmm yaz1h olduguna ve nzkmm ustiinde isminin bulunduguna i§aret eder. Acaba hie; mumkun mudur ki, kainab boyle sonsuz bir kudret ve ku§abc1 bir hikmetle idare ve terbiye eden, zerrelerden gezegenlere kadar butiin varhklan tasarrufu altmda tutan, intizam ve mizan dairesinde donduren Sani-i Zulcelal, insam yeniden diriltmesin veya diriltemesin? i§te Kur'an'm pek c;ok ayeti, insamn hikmetli ilk yarabh§tnl nazara veriyor. Ha§ri, kiyametteki dirili§i, yani ikinci yarabh§l ona k1yaslayarak bu meseleyi akildan uzak gormenin onune gec;iyor. Kur'an diyor ki: 27 ~}0 Jj' LtG' '5~\ ~ j Yani: "Sizi bu kadar hikmetli bir §ekilde kim yoktan var -ettiysi ahirette diriltecek olan da O'dur." Hem diyor ki: 28 0~ jAj ~~ JWI lj~ -,?~I jAj Yani: "Sizin oldiikten sonra diriltilmeniz, dunyadaki ilk yarabh§1mzdan, yoktan var edilmenizden daha kolayd1r." Nasil ki bir taburun askerleri istirahat ic;in dagilsa, bir boru sesiyle c;agnhp tabur bayrag1 altmda toplanmalan, yeni bir tabur kurmaktan c;ok daha kolaydir. Aynen oyle de, bir bedende birbiriyle kayna§an, tam§an, munasebet kuran asli zerrelerin, Hazreti israfil'in (aleyhisselam) SO.r'unu i§itince Hahk-1 Zulcelal'in emrine "Lebbeyk!" 29 diyerek toplanmalan, ilk yarabh§lanndan aklen c;ok daha kolay ve daha mumkiindiir. Hem belki biitiin zerrelerin toplanmas1 da §art degildir. <;ekirdekler ve tohumlar hiikmunde olan ve hadiste 30 ~.iil ~ [acbu'z-zeneb] tabir edilen asli unsurlar ve zerreler, yeniden dirili§ ic;in yeterli bir esasbr, temeldir. Her §eyi benzersiz bir sanat ve kusursuz bir hikmetle yaratan Cenab-1 Hak, insan bedenini onlann iishlne in§a eder. Oc;uncu a yet olan, 31 ~- ~; ~ r, ~ ~.) t; j gibi ayetlerin i§aret ettigi adaJetJe ilgiJi k1yasJamaiarm OZU §Udur: <;okc;a §ahit oluyoruz ki, zalim, gunahkar ve gaddar insanlar omiirlerini gayet refah ve rahat ic;inde, mazlum ve dindarlar ise zahmet ve

#-

27 28

29

30 31

p

Yasin suresi, 36/79. Rum suresi, 30/27. Lebbeyk: Buyur, emret! Buhari, tefsfru sure (39) 3, (78) 1; Milslim, fiten 28, 141-143. "Rabbin, kullarma asla zulmetmez." (Fussilet suresi, 41/46)


638

SOZLER

zillet ic;inde gec;iriyor. Sonra alum gelir, onlan e§it kilar. Eger bu e§itlikte bir sm1r olmazsa zulum ortaya c;1kar. Halbuki zulumden uzakhg1 ve yuceligi kainatm §ahitligiyle sabit olan ilahi adalet ve hikmet, bu zulmu hic;bir §ekilde kabul etmediginden, ac;1kt1r ki, ba§ka yerde buyuk bir mahkeme kurulmasm1 gerektirir. Ta ki, gunahkarlar cezasm1 c;eksin, dindarlar mukafatm1 g6rsun ve §U dagm1k, peri§an insanhga, kabiliyetlerine yakI§Ir mukafat ve hak ettigi ceza verilip kusursuz adalet yerine getirilsin. insan, Cenab-1 Hakk'm hikmetine eri§ip alemdeki hikmetle yarahlm1§ varhklann buyuk bir karde§i olabilsin. Evet, §U dunya yurdu, insan ruhunda sakh bulunan sm1rs1z kabiliyetlerin ortaya c;1k1p sumbullenmesine musait degildir. Demek, insan ba§ka bir aleme gonderilecektir. insanm cevheri k1ymetlidir, oyleyse o, ebediyet ic;in yarahlm1§t1r. Mahiyeti yucedir, oyleyse cinayeti buyuktur. Hem insan ba§ka varhklara benzemez; bir duzen altmda bulunmas1 muhimdir, ba§1bo§ ve cezas1z kalamaz, dunyaya gonderili§inin bir sebebi vard1r, mutlak yokluga mahkOm olamaz ve tam bir hic;lige kac;amaz. Cehennem agzm1 ac;m1§ onu bekliyor. Cennet ise nazh bir §ekilde kucagm1 ac;m1§ yolunu gozluyor. Onuncu Soz'un "Uc;uncu Hakikat" i bu ikinci 6rnegimizi gayet guzel bir §ekilde izah ettiginden burada k1sa kesiyoruz. ;>u iki ayet-i kerime gibi akla uygun, pek c;ok ince delili ic;eren ba§ka ayetleri de bunlara k1yasla ve meseleyi etrathca dU.§lin. i§te bu on kaynak ve sebep, yamlmaz bir hissi, saglam bir delili netice veriyor. 0 pek esash his ve pek kuvvetli deli!, olumden sonra dirili§in ve k1yametin sebep ve gerekc;elerini kesin bir §ekilde gosterdigi gibi, -Onuncu Soz'de ac;1kc;a ispatland1g1 uzere- Sani-i Zulcelal'in de Hakim, Rahim, Hafiz, Adil gibi birc;ok guzel ismi olumden sonra dirili§in, kiyametin ve ebedi saadetin varhgm1 gerektirir, bunlann gerc;ekle§ecegine katiyen i§aret eder. Demek, ha§ir ve k1yametin gerekc;eleri o kadar kuvvetlidir ki, hic;bir tereddude ve §lipheye yer b1rakmaz. U~iincii Esas

Fail, muktedirdir. Evet, nas1! ki olumden sonra dirili§in sebep ve gerekc;eleri §liphesiz mevcuttur. Ha§ri yaratacak Zat da sonsuz derecede guc; sahibidir, kudretinde noksan yoktur. O'nun katmda en buyuk


YiRMi DoKuzuNcu Soz 639

ve en ki.ic;i.ik §eyler birdir. Bahan yaratmak, O'nun ic;in bir c;ic;egi yaratmak kadar kolaydir. Evet, 0 oyle bir Kadir' dir ki, §U kainat bi.iti.in ytld1zlan, alemleri, zerreleri, cevherleri ve say1s1z diliyle O'nun bi.iyi.ikli.igi.ine ve kudretine §ahitlik eder. Hic;bir §i.iphe ve vesvese, o kudretin ahirette her §eyi cismen diriltecegi hakikatini ak1ldan uzak gosteremez. Evet, ac;1kc;a g6ri.ildi.igi.i gibi, bir Kad!r-i Zi.ilcelal her asirda yeni ve kusursuz bir di.inya yaratir. Her sene yeni, seyyar, muntazam birer kainati, hatta her gun muntazam birer alemi var eder. Goklerde ve yeryi.izi.inde birbiri ardmca gec;ici di.inyalan, kainatlan noksans1z bir hikmetle yaratir ve degi§tirir. As1rlar, seneler, hatta gi.inler say1smca muntazam alemleri zaman ipine dizer, bununla kudretinin bi.iyi.ikli.igi.ini.i gosterir. Ha§rin yi.iz bin c;e§it nak§1yla si.isledigi koca bahar c;ic;egini yeryi.izi.ini.in ba§ma tek bir c;ic;ek gibi takar ve onunla kusursuz hikmetini, sanatmm gi.izelligini sergiler. i§te boyle bir Zat hakkmda, "K1yameti nas1l meydana getirecek, bu di.inyay1 ahiret alemiyle nastl degi§tirecek?" diye sorulur mu! 0 Kadir Zat'm e§siz kudretini, hic;bir §eyin O'na agir gelmedigini, en bi.iyi.ik §eyin bile O'nun kudretine en ki.ic;i.ik §ey gibi hafif geldigini, say1s1z fertleri yaratmanm O'nun ic;in bir tek ferdi yaratmak kadar kolay oldugunu §U ayet-i kerime ilan ediyor: 320.b-\ / '

/ j

~:< ~\ ~<~~~ 'i / ~<;\.:_ Ll

i..r:--

~

1--=

j

,--

Bu ayetin hakikatini Onuncu Soz'i.in "Hatime"sinde klsaca, Nokta risalesi ile Yirminci Mektup'ta etrafhca izah etmi§tik. Makam geregi i.ic; mesele ile bir parc;a daha ac;1klayacag1z. Evet, Cenab-1 Hakk'm kudreti, O'nun Zat'ma aittir. Oyleyse aczden uzakhr ve yi.icedir. Hem O'nun kudreti e§yanm melekO.tuyla alakahdir .. Oyleyse maniler ona mi.idahale edemez. Hem varhklarla bag1 bir kanuna baghd1r. Oyleyse parc;a bi.iti.ine e§it olur ve bi.iyi.ik, ki.ic;i.ikten farks1z gibidir. i§te §U i.ic; meseleyi ispat edecegiz. Birinci Mesele: Ezeli kudret, her tiirlii kusur ve noksandan sonsuz derecede uzak Cenab-1 Hakk'm Zat'mm aynlmaz vasf1dir. Yani, O'nun Zat'1 zorunlu olarak kudretin varhg1m gerektirir. Ezeli kudreti hic;bir §ekilde O'ndan ayn di.i§i.ini.ilemez. Oyleyse a<;iktir ki, kudretin z1dd1 olan acz, Zat'ma yakla§amaz, ili§emez. (i.inki.i bu durumda 32

"Sizin hepinizi yaratmak da, oh:.imi.ini.izi.in ardmdan (ahirette) hepinizi diriltmek de (O'nun ic.;in) ancak bir ki§iyi yaratmak ve diriltmek gibidir." (Lokman sliresi, 31/28)


640 SOZLER

z1tlann bir arada bulunmas1 gerekir ki, bu imkans1zd1r. Madem acz, Zat'ma yakla§amaz; o halde ac;1kc;a, Zat'mm geregi olan kudrete de kan§amaz. Madem acz, kudretin ic;ine giremez; o halde, o Zat'ma ait kudrette mertebeler olamaz. <;unkti bir §eyin varhk mertebesi, o §eye z1ddmm mtidahalesi ile anla§thr. Mesela s1cakhgm derecesi soguga, gtizelligin derecesi c;irkinlige g6redir. Bunun gibi ba§ka 6rnekleri de k1yasla ... Fakat mtimkinat3 3 aleminde, zata ait hakiki ve tabii gereklilikler olmad1gmdan, z1tlar birbirine kan§abilmi§tir. Mertebeler arasmdaki farkhhklar ve alemdeki degi§iklikler ortaya c;1km1§tlr. Mademki o ezeli kudretin mertebeleri yoktur. Oyleyse Cenab-1 Hakk'm kudretiyle meydana gelen eserlerin o kudrete nispeti de, zorunlu olarak, aymd1r. En btiytik, en ktic;tige e§ittir; zerreler y1ld1zlar gibidir. 0 kudret ic;in btittin insanhgm yeniden diriltilmesi bir tek insanmki kadar, bahann yaratih§t bir tek c;ic;eginki kadar kolayd1r. Fakat sebeplere dayandmhrsa, bir tek c;ic;egin yaratih§t bir bahannki kadar zor olur. ~u Soz'tin ikinci Makam1'nm dordtincti "Allahu Ekber" mertebesinin son f1krasmm ha§iyesinde, Yirmi ikinci Soz' de, Yirminci Mektup'ta ve o mektubun "Zeyl"inde ispat edilmi§tir ki: E§yanm yaratih§t Vahid-i Ehad'a verilirse, btittin e§yanm yarahh§I bir tek §ey gibi kolay olur. Eger sebeplere verilirse, bir tek §eyin yarahh§t btihln e§yanmki kadar zahmetli ve agtr hale gelir. ikinci Mesele: Kudret, e§yanm melekutuyla alakahd1r. Evet, kainatm bir ayna gibi iki ytizti vard1r. Biri mtilk ytiztidtir, aynanm mat tarafma benzer. Digeri melekut ytiztidtir, aynanm parlak taraft gibidir. Mtilk alemi, 21tlann bir arada oldugu yerdir. Guzel-c;irkin, haytr-§er, ktic;tik-btiytik, zor-kolay gibi hususiyetler 0 alemde birlikte bulunur. i§te bu ytizden Sani-i Ztilcelal, gortinti§teki sebepleri kudretinin icraatma ve tasarruflarma perde yapmt§tir. Taki, kudret elinin, bizim smtrh akhm1za gore k1ymetsiz ve ona lay1k olmayan i§lerle bizzat temas1 g6rtinmesin. (::tinkti Cenab-1 Hakk'm btiytikltigti ve izzeti 6yle ister. Fakat o vas1talara ve sebeplere hakiki tesir vermemi§tir. (::tinkti vahdeti ve ehadiyeti, yani birligi ve her §eyde tek tek gortinen birlik tecellisi bunu gerektirir. 33

Miimkinat: Allah'm butiin yaratl:iklarma verilen isim. Yoktan var edilenler. Cenab-1 Hakk'm Zat'mdan ba§ka her §ey.


YiRMi DoKUzuNcu Soz 641

Melekllt alemi ise her §eyde parlak ve temizdir. Maddi, somut alemin renkleri ve kirleri ona kan§maz. Kainatm bu yilzi.i vas1tas12, kendi Hahk'ma donilkti.ir. Onda sebep-sonuc; zinciri yoktur. 0 filemdeki i§ler bir sebebe bagh degildir. Egrisi bugrilsil olmaz. Maniler ona mildahale edemez. 0 filemde zerre, gilne§e karde§ olur. K1sacas1: 0 kudret hem dogrudandir, hem sonsuzdur, hem zatm kendisindendir. Kudretin tecelli ettigi yer ise hem vas1tas1z, hem lekesizdir, hem de ona itaatsizlik s6z konusu degildir. Oyleyse o kudretin dairesinde bilyilgun kilc;ilge ilsti.inlilgu yoktur. Cemaat fertten ilsti.in olamaz. Kudret kar§ismda killl, cilzden daha fazla nazlanamaz. U~iincii Mesele: Kudretin, kendi eserleriyle bag1 bir kanuna g6redir. Yani c;oga-aza, bilyilge-kilc;ilge aym §ekilde bakar. Kainatta hirer kanun olan "§effafhk", "mukabele", "denge", "intizam", "tecerrilt" (maddeden soyunma) ve "itaat"; c;ogu aza, bilyilgil kilc;ilge e§it kilar. i§te §U ince meseleyi birkac; temsille anlay1§1m12a yakla§hracag1z. Birinci Temsil: "~effafhk" s1mm g6sterir. Mesela gilne§in feyzinin tecellisi olan l§1g1 ve yans1mas1, denizin yilzilniln tamammda ve her bir damlasmda aym mahiyeti g6sterir. Eger yeryilzil, perdesiz bir halde gilne§e kar§l farkh cam parc;alanndan olu§sayd1, gilne§in yans1mas1, her bir parc;ada ve bilti.in yeryilzilnde kan§madan, bolilnmeden, eksilmeden aym §ekilde g6rilnilrdil. Farz edelim, gilne§ kendi iradesiyle diledigini yapsayd1 ve !§1g1m, aksinin suretini kendi iradesiyle verseydi, buti.in yeryilzilne verdigi l§lk, tek bir zerredekinden daha fazla olmazd1. ikinci Temsil: "Mukabele" sm1d1r. Mesela insanlardan olu§an bilyilk bir dairenin merkez noktasmdaki §ahsm elinde bir mum ve dairenin c;evresindekilerin ellerinde de birer ayna farz edilse, merkez noktasmdaki mumun c;evredeki aynalara verdigi l§lk dagilmaz, kan§maz ve eksilmez; hepsine aym derecede ula§tr. O~iincii Temsil: "Denge" s1md1r. Mesela hakiki, hassas ve c;ok bilyilk bir terazinin iki kefesinde iki gilne§, iki yild1z, iki dag veya iki yumurta, hatta iki zerre; hangisi bulunursa bulunsun, sarf edilecek aym kuwetle o hassas, buyilk terazinin bir kefesi gage c;ik1p digeri zemine inebilir. Dordiincii Temsil: "intizam" s1mdir.


642 SozLER

Mesela c:;ok buyuk bir gemi, en kuc:;uk oyuncak gibi c:;evrilebilir. Be§inci T emsil: "Tecerrut" sirr1d1r. Mesela maddilikten uzak bir mahiyet, en kuc:;ugunden en buyugune kadar butun k1s1mlarma aym derecede bakar ve eksilmeden, bo!Unmeden girer. Gbrunli§teki maddi hususiyetler mudahale edip onu §a§trtmaz. 0 maddeden s1ynlm1§ mahiyetin, k1s1mlanna bakt§tm degi§tirmez. Mesela igne gibi bir bahk, bir balina misali o soyut mahiyete sahiptir. Bir mikrop, bir gergedanla aym hayvani mahiyeti ta§tr. Altzncz Temsi/: "itaat" s1mm gosterir. Mesela bir kumandan "mar§" emriyle bir tek askeri harekete gec:;irdigi gibi bir orduyu da harekete gec:;irir. Bu temsilin hakikati §Udur: T ecrubeyle sabittir ki, kainatta her §eyin bir kemal noktas1 vardtr. 0 §eyin, o noktaya bir meyli bulunur. Fakat fazla meyil, ihtiyac:; dogurur. <;;ok ihtiyac:;, arzu haline gelir. Fazla arzu ise bir c:;ekim kuvveti olur. Bu c:;ekim kuvveti, arzu, ihtiyac:; ve meyil, Cenab-1 Hakk'm yaratma kanunlannm, e§yanm mahiyetindeki birer tohumu ve c:;ekirdegidir. Mumkinatm mahiyetlerinin mutlak kemali, mutlak varhkttr. Hususi kemali, kabiliyetlerini potansiyelden fiile c:;1karan, onlara mahsus bir varhkttr. i§te butun kainatm, Cenab-1 Hakk'm 34 emrine itaati, bir tek asker hukmunde olan bir zerrenin itaati gibidir. Ezeli irade' den gelen ezeli J' emrine mumkinatm, yani yarahlmt§lann itaat etmesinde, boyun egmesinde yine iradenin tecellisi olan meyil, ihtiya<:;, §evk ve c:;ekim kuvveti hep beraber bulunur. Tath bir nimet olan suyun, nazik bir meyille, "don!" emrini ald1g1 vakit demiri parc:;alamas1 itaat sirrmm kuvvetini gosterir. ~u alt! temsil hem eksik, hem smtrh, hem zay1f olan, hem de hakiki tesiri olmayan mumkinatm kuvvetinde ve fiillerinde bile ac:;1kc:;a gbrunuyorsa; sonsuz, ezeli ve ebedi olan, butun kainah yoktan var eden, butun ak1llan hayrette btrakan ve muazzam eserleriyle tecelli eden ezell kudrete nispeten §liphesiz her §ey e§ittir. Hic:;bir §ey O'na agtr gelmez. Sakm gaflete du§lilmesin, o kudret §U alt! sirrm kuc:;uk terazileriyle tarhlamaz ve k1yaslanamaz. Yalmz meseleyi anlay1§1m1za yakla§hrmak ve onu akildan uzak gbrmenin onune gec:;mek ic:;in bu temsiller zikredildi.

J'

34

"(0, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' (der, o da oluverir)." (Bakara suresi, 2/117; Al-i imran suresi, 3/47, 59; En' am suresi, 6/73 ... )


YiRMi DoKuzuNcu Soz 643

Ufiincii Esas'm Neticesi ve Ozeti

Madem ezeli kudret smirs1zd1r. Hem Zat-1 Akdes'in35 aynlmaz bir s1fatid1r. Hem her §eyin lekesiz, perdesiz melekut yuzu ona donuktur, ona bakar. Hem varhk ve yokluk ihtimalinin birbirine e§it olmas1 manasma gelen imkan itiban ile dengededir. Hem buyuk fitri §eriat olan yarahh§taki duzene ve Cenab-1 Hakk'm kanunlanna uyar. Hem melekut yuzu, manilerden ve birbirinden farkh hususiyetlerden armm1§hr, safhr. Elbette en buyuk §ey, en kuc;uk §ey gibi o kudrete boyun eger. Oyleyse o kudret ic;in ahirette butun canhlann diriltilmesi, baharda bir sinegin, diriltilmesinden daha zor olamaz. Demek ki, ~ ~ 36§.b:-lj ~ -;i~ ~ 'lj fermam mubalagas1zdtr, dogrudur, hakhr. $u halde, "Yaraticmm, Failin gucu her §eye yeter, buna hic;bir mani yoktur." iddiam1zm hakikati kesin bir §ekilde a9ga 9kt1. Dordiincii Esas

Nasil ki klyametin ve olumden sonra dirili§in gerekc;eleri vardir ve ha§ri yaratacak Zat'm buna gucu yeter. Aynen oyle de, §U dunya, klyamete ve ha§re musaittir. i§te bu iddiam1zda dart mesele var. • Birincisi: Bu alemin, dunyanm olumunun mumkun olmas1. • jkincisi: 0 olumun gerc;ekle§mesi. • O~uncusu: Harap olmu§, olmi.i§ dunyanm ahiret suretinde yeniden in§asmm ve dirili§inin mumkunlugu. • Dorduncusu: Mumkun olan o in§anm ve dirili§in gerc;ekle§mesi. Birinci Mesele: $u kainatm son bulmas1 mumkundur. <;unku bir §ey mukemmelle§me, daha iyi hale gelme kanununa tabi ise ister istemez buyuyup geli§ir. Buyuyup geli§en bir §eyin ister istemez fitri bir omru vard1r. Bir §eyin omru varsa elbette fltri bir eceli de olur. Tek tek her varhkta gorulen misallerle ula§ilan umumi bir hukum neticesinde sabittir ki, oyle §eyler kendini olumun penc;esinden kurtaramaz. Evet, nasil ki insan kuc;uk bir alemdir ve o!Umden kac;amaz; alem de buyuk bir insandir ve olumun penc;esinden kurtulamaz. 0 da olecek, sonra 35

Zat-1 Akdes: Cenab-1 Hakk'm her turlu kusur ve noksandan munezzeh, mukad-

36

des Zat'i. "Sizin hepinizi yaratmak da, olumunuzun ardmdan (ahirette) hepinizi diriltmek de (O'nun ic:;in) ancak bir ki§iyi yaratmak ve diriltmek gibidir." (Lokman suresi, 31/28)


644

SCiZLER

diriltilecektir; uykuya dahp ha§ir sabah1yla gozunu ac;acaktir. Hem nasil ki kainatm kuc;uk bir ornegi olan bir agac;, omrunu tamamlad1ktan soma c;urumekten kurtulamaz. Aym §ekilde, yarahh§ agacmdan dal budak salml§ kainat silsilesi de yenilenmek ic;in y1k1hp dagilmaktan kendini kurtaramaz. Eger dunyanm ba§ma, fitrl ecelinden once, ezell iradenin izniyle, d1§andan bir felaket veya tahrip edici bir hadise gelmezse, Sani-i Hak!m'i onu fitrl ecelinden once bozmazsa, ilml hesaplann da gosterdigi gibi, herhalde gun gelecek, 37

.;_,.JP J~I 11µ e .;.,5~1fµ111µ e .;_,5f ~I 11~

3s.;_,.;.J~~I /

/

110 e .;.,;:;1~ljSJI110 e .;.,_;121~I~~\\111 /

/

/

ayetlerinin manalan ve s1rlan, Kadlr-i Ezeli'nin izniyle ortaya c;1kacakhr. insanm buyuk bir misali olan dunya, alum anmda acayip bir hmlt1 ve muthi§ bir sesle gokleri c;mlatacak, bag1rarak olecek ve soma Cenab-1 Hakk'm emriyle diriltilecektir. ince i§aretleri bulunan bir mesele: Nas1l ki su, kendi mahiyetinin z1ddma olarak donar. Buz, kendi zaranna erir. Oz, kabugun zaranna kuvvetlenir. Laftz, mananm zaranna kalmla§1r. Ruh, beden hesabma zay1flar; beden, ruh hesabma incelir. Aynen oyle de, maddl ve yogun olan dunya, hayat makinesinin i§lemesiyle, nuranl ve latif olan ahiret hesabma §effafla§Ir, letafet kazamr. Yarahc1 kudretin gayet hayret verici bir faaliyetle kah, cans1z, sonuk, olu unsurlara hayat nurunu serpmesi bir kudret i§aretidir ki, §U maddl dunyam1z1 nuranl ve latif olan ahiret hesabma hayat nuruyla eritiyor, yak1yor, I§tklandmyor ve onun hakikatini kuvvetlendiriyor. Evet, hakikat ne kadar zay1f da olsa olmez, suretler gibi yak olmaz. Belki belli, maddl suretlerde dola§Ir, buyur ve ac;1ga c;1karak gittikc;e geni§ler. Kabuk ve suret ise eskir, incelir, parc;alamr; sabit ve buyumU§ hakikatin kametine yak1§mak ic;in daha guzel bir §ekle burunup tazelenir. Hakikat ile suret azhk-c;okluk noktasmda ters orantihd1r; yani suret kalmla§hkc;a hakikat incelir. Suret inceldigi olc;ude hakikat kuvvet bulur. i§te bu kaide, geli§me ve mukemmelle§me kanununa dahil 37

38

"Gtine§ dtirtiltip !§1§1 si:indtigil zaman, yild1zlar yerlerinden dti§ilp dag1ld1g1 zaman, daglar yilrtittildtigil zaman ... " (Tekvir sO.resi, 81/1-3) "Gi:ik yanld1g1 zaman, yild1zlar pan;;alamp etrafa sai:;ild1g1 zaman, denizler birbirine katihp tek deniz haline geldigi zaman ... " (infitar sO.resi, 82/1-3)


YiRMi Do1<uzuNcu Soz 645

olan her §eyde gei_;erlidir. Demek ki, zaman gelecek, kainatm btiytik hakikatinin kabugu ve sureti olan §U gortinen alem Fahr-1 Zulcelal'in izniyl~ pan;alan51cak, sonra tazelenip daha guzel bir suret alacakhr. f y 39 vi:_)~\ ,# _) _)~\ j~ ayetinin hakikati ortaya 9kacakbr. K1sacas1: Dtinyanm oltimti mtimktindtir, hem de §tiphe gottirmez §ekilde mumktindur. ikinci Mesele: Dunyanm oltimtintin geri;ekle§mesidir. Btitun semavi dinlerin ortak htikmti, btittin temiz f1tratlann §ahitligi ve kainattaki btitun degi§imler, donti§timler, halden hale gec;meler bu meseleye delildir. Hem as1rlar ve seneler say1smca canh ve seyyar aJemin §U dtinya misafirhanesindeki oJtimJeri, dtinyanm da onJar gibi olecegini ispat eder. Dunyanm oltim amm Kur' an ayetlerinin i§aret ettigi §ekilde hayalinde canlandirmak istersen bak: $u kainattaki her unsur, ince ve kusursuz bir dtizenle birbirine baglanmI§hr. Gizli, nazik, latif baglarla birbirlerine tutunmw;? ve o derece intizam ii_;indedirler ki, eger btiytik gokcisimlerinden yalmz biri "01!" emrine veya "Yortingenden i_;1k!" hitabma muhatap olsa dtinyanm olumu de ba§lar. Yild1zlar c;arpt§acak, gokcisimleri dalgalanacak, sonsuz uzay bo§lugunda guile gibi milyonlarca ktirenin, btiyuk toplann muthi§ sedalan c;mlayacakhr. Onlar birbiriyle i_;arp1§arak k1v1icJmlar sai_;acak, daglar ui;acak, denizler yanacak ve yerytizti dtimdtiz olacaktir. i§te §U oltim ve can i_;eki§me am ile Kadir-i Ezell kainab i;alkalay1p bo§altir; cehennem ve cehennemin unsurlan bir tarafa, cennet ve cennete uygun unsurlar bir tarafa i;ekilir, ahiret alemi ortaya i_;1kar. Ut;iincii Mesele: Son bulacak olan bu alemin dirilmesi mtimktindtir. (::tinkti ikinci Esas'ta ispat edildigi gibi, Cenab-1 Hakk'm kudretinde noksan yoktur. Olumden sonra dirili§in gereki;eleri gayet kuvvetlidir ve bu mesele mtimkinattand1r. Mtimktin bir meselenin gayet kuvvetli bir gereki;esi varsa ve onu yapacak failin kudretinde noksanhk yoksa, ona sadece mtimktin degil, belki olmu§ goztiyle bakilabilir. jnce Bir Nukte: $u kainata dikkat edilse, ii_;inde iki unsurun her tarafa uzand1g1, kok sald1g1 gortiltir. Hayir-§er, gtizel-i_;irkin, fayda-zarar, kemal-noksan, 39

"Gun gelir, yer ba§ka bir yere .. ~evrilir." (ibrahim suresi, 14/48)


646 SozLER

t§tk-karanhk, hidayet-dalalet, nur-ate§, iman-kuftir, itaat-isyan, korkuumit gibi meyveleriyle, neticeleriyle aiemde z1tJar birbiriyle c:;arpt§lYOL Her §ey daima degi§ime ugruyor. Ba§ka bir alemin mahsullerinin tezgah1 hukmundeki dunyanm c:;arklan donuyor. Elbette birbirine zit olan unsurlann dallan ve neticeleri ebediyete gidecek, orada toplamp sonra birbirinden aynlacak ve cennet-cehennem suretinde ortaya 9kacakttr. Madem beka alemi, §U fani alemden yap1lacakhr. Elbette dunyanm esas unsurlan baki aleme, ebediyete gidecektir. Evet, cennet ve cehennem; yarahh§ agacmm ebediyet tarafma uzanan, egilen dalmm iki meyvesidir.. §U kainat silsilesinin iki neticesidir .. alemde olup biten hadiselerin iki mahzeni ve sonsuzluga ak1p giden, dalgalanan varhklann iki havuzudur.. lutuf ve kahnn tecelli ettigi iki mekand1r. Cenab-1 Hakk'm kudret eli §iddetli bir hareketle kainah c:;alkalad1g1 vakit, o iki havuz kendilerine munasip unsurlarla dolacakhr. Bu ince nuktenin Slrrl §Udur: Hakim-i Ezeli, ebedi inayetinin ve ezeli hikmetinin geregince §U dunyay1 bir tecrube ve imtihan meydam, guzel isimlerine bir ayna, kader ve kudret kalemine bir sayfa olarak yaratmt§hr. Tecrube ve imtihan, buyuyup geli§meye sebeptir. Bu da kabiliyetlerin ac:;1ga c:;1kmasm1 saglar. Kabiliyetlerin a9ga c:;1kmas1 ise izafi hakikatlerin gorunmesine sebeptir. 0 hakikatler de Sani-i Zulcelal'in guzel isimlerinin tecellilerinin nakt§lanm gosterir ve kainah O' nun bir mektubu suretine c:;evirir. i§te §U imtihan ve teklif s1m ile yuce ruhlarm elmas gibi cevherleri, sefil ve alc:;ak ruhlarm komur gibi unsurlanndan aynhr ve safla§tr. Bu bahsedilen s1rlar gibi daha bilmedigimiz c:;ok ince, yuce hikmetlerden dolay1 Cenab-1 Hak alemi bu surette irade etmi§, alemdeki degi§imleri de o hikmetler ic:;in yaratmt§hr. 0 degi§imlerin meydana gelmesi ic:;in z1tlan birbirine hikmetle kan§hrm1§ ve kar§I kar§1ya getirmi§tir. Zararlan faydalann, §erleri hayirlann, c:;irkinlikleri guzelliklerin ic:;ine koyup onlan bir araya toplam1§, hamur gibi yogurarak §U kainah degi§me, geli§me ve mukemmelle§me kanununa tabi ktlmi§hr. Ne zaman ki bu imtihan meydam kapamr ... T ecrube vakti biter ... Cenab-1 Hakk'm guzel isimleri hukmunu icra eder... Kader kalemi yaz1lanm, mektuplanm tamamen yazar... Kudret, sanatmm nak1§lanm tamamlar. .. Varhklar vazifelerini yerine getirir, hizmetlerini bitirir ... Her


YiRMi DoKuzuNcu Soz 647

§ey manasm1 ifade eder... Dunya, ahiret fidanlanm yeti§tirir... Yeryt1zt1, Sani-i Kadir'in buhln kudret mucizelerini ve sanat harikalanm sergileyip g6sterir ... $u fani alem, ebedi manzaralan meydana getiren levhalan zaman §eridine takar ... Yuce Sani'in sonsuz hikmeti ve ezeli inayeti; o imtihanm ve tecrubenin neticelerini, guzel isimlerinin tecellilerinin hakikatini, kader kalemiyle yazd1g1 mektuplann s1rlanm, birer numune olan o sanat nak1§larmm as1llanm, o var!tklann vazifelerinin faydalanm, gayelerini, hizmetlerinin Qcretini.. kainat kitabmm kelimelerinin ifade ettigi manalann hakikatini, kabiliyet c;:ekirdeklerinin sumbullenmesini.. buyuk bir mahkeme kurulmasm1 ve dunyadan almm1§ misali manzaralarm g6sterilmesini.. g6rt1nt1§teki sebeplerin perdesinin yirttlmasm1 ve her §eyin dogrudan dogruya Hahk-1 Zulcelal' e teslim edilmesini gerektirir. .. Bu yuzden, kainatt degi§imlerin gurultusunden, karga§asmdan, fanilikten, yok olmaktan kurtarmak ve ebedile§tirmek ic;:in Cenab-1 Hakk'm hikmeti z1tlarm tasfiyesini ister. .. Kainattaki degi§ime ve ihtilaflara sebep olan unsurlan ayirmay1 diler ... i§te o zaman o Zat elbette k1yameti koparacak ve o neticeler ic;:in dt1nyay1 tasfiye edecektir. Bu tasfiyenin neticesinde cehenne!11 ebedi ve deh§etli bir suret alacak ve cehennem ehli, 40 0.f ~\ ~i f)1 1Jj81j tehdidine muhatap olacakttr. Cennet ise ebedi, muhte§em bir surete burunecek ~ f-Jw hitabma eri§ecektir. ve ic;:indekiler, 41 ~~t_;_ L;. j;'.:-~~ Yirmi Sekizinci Soz'un "Birinci Makam"mdaki ikinci soruda ispat edildigi gibi, Hakim-i Ezell §U iki mekanm, yani cennet ve cehennemin sakinlerine her §eyi ku§atan kusursuz kudretiyle ebedi ve sabit bir hayat verir. Onlar bozulmaya, degi§ime, ihtiyarhga maruz kalmazlar. (unkt1 0 alemde bunlara yo! ac;:an sebepler bulunmaz. Dordiincii Mesele: Olumden sonra dirili§ mt1mkt1ndt1r ve gerc;:ekle§ecektir. Evet, dunya son bulduktan sonra ahiret alemi olarak diriltilecektir. Bu dunyay1 yaratan Zat onu harap etmesinin ardmdan daha guzel bir surette yeniden in§a edecek, ahiretten bir menzil haline getirecektir. Ba§ta akh ikna eden binlerce delili ic;:eren ayetleriyle Kur'an-1 Kerim ve bu meselede ittifak eden semavi kitaplar buna

p

40 41

"Bugtin siz, §6yle bir tarafa <;ekilin ey mticrimler." (Yasin sO.resi, 36/59) "Selam olsun, ne mutlu size! Haydi, ebediyen kalmak tizere giriniz oraya!" (Ztimer sD.resi, 39/73)


648 SozLER

§ahittir. Zat-1 Zillcelal'in celal ve cemal sifatlan ve gilzel isimleri de olilmden sonra dirili§in gen;ekle§ecegini kesin bir §ekilde gosterir. 0 Zat, peygamberlere gonderdigi btitiin semavi fermanlan ile k1yameti ve oltimden sonra dirili§i vaat etmi§tir. Madem vaat etmi§, elbette yapacakbr. Bu meselede Onuncu Soz'tin "Sekizinci Hakikat"ine bakabilirsin. Hem ba§ta Muhammed-i Arabi'nin (aleyhissalatii vesse/am) binlerce mucizesinin kuvvetiyle, sonra btitiin peygamberlerin, velilerin, s1dd1klann birle§ip haber verdikleri gibi, §U kainat btitiin yarabh§ kanunlanyla ha§rin gen_;ekle§ecegini ilan ediyor. Krsacasr: Onuncu Soz btitiin hakikatleriyle, Yirmi Sekizinci Soz'tin ikinci Makam1 olan "Llsiyyemalar" btitiin delilleriyle; batan gtine§in sabahleyin yeniden dogacagma inand1g1m12 gibi bir kesinlikle gostermi§tir ki: Dtinya hayatmm bahp gitmesinden sonra bir hakikat gilne§i, ahiret hayab suretinde dogacakbr. i§te ba§tan buraya kadar, Cenab-1 Hakk'm Hakim isminden yard1m dileyip Kur'an'm feyzinden istifade ederek kalbi kabule, nefsi teslime, akl1 iknaya hazirlamak i15in "Dort Esas"1 anlatt1k. Fakat biz kimiz ki bu meseleye <lair soz soyleyecegiz? Asd §U dtinyanm sahibi, §U kainatm Hahk'i, §U varhklann Malik'i ne soyltiyor; O'nu dinlemeliyiz. Mtilk sahibi soz soylerken ba§kasmm ne haddi var ki, fuzuli bir §ekilde SOZe karI§Sln ... i§te o Sani-i Hakim, dtinya mescidinde, yerytizti mektebinde, asirlar ardmda oturan insanhgm btitiin saflanna hitaben verdigi ezeli hutbede, kainab titreten: ©

~ ~ ~~~1 J~j ,,.,.

,.,,,..,o;

;;;

..A

©

~wr _;,j\11 ~;.rj •

I.Jr.,, tLll U'""'8\ .), ..>...,a;~ •• / Y0

/,\

O/

42~/ 1~ ~ ;;~1

.r. r

,.J

Jti...,/

L:.~

(.)"'"°"""..

,,.,.

0 ~

;

' 0 1 ~/ ~.J ..J

: // e ~/ .r. 1.,-: ..r.-

i:r.J

,,,,,.

;;~1 ,.J

©

~IJj _;,j\11sJ)j1~1 ,,.,.

,,.,.

o; 0L~ e t;/L>-1 .) . ;;;;

Jti...,/

,,,.

L:.~

..A"'

,J..

.;.,.J>.:; ~ / u

,,.,.

Y:

O/

: /~ e r~~f~i

(.)"'"°""".. ~

ve btitiin mahlukab ne§elendiren, §evke getiren 42

"Yer o muthi§ depremiyle sarsild1g1 zaman ve bagnndaki ag1rhklan c;:1kard1g1 zaman, insan §a§km §a§km: 'Ne oluyor buna!' dedigi zaman, i§te o gun yer, ustiinde olan biten her §eyi anlatir: <;unku Rabbin ona bunlan vahyeder. i§te o giin bolukler halinde insanlar, kabirlerinden c;:1kip Yiice Divana dururlar, ta ki yaptiklarmm kar§1hg1m goriip alsmlar. Zerre ag1rhgmca hay1r yapan onu bulur, zerre ag1rhgmca §er i§leyen de onu bulur." (Zilzal suresi, 99/1-8)


YiRMi DoKuzuNcu Soz 649 ....

j,,

....

0

....

LJS-~1~'.\111~-:~ J~

J.

.J.

.... ,,.....

l

'. ,t" .;..::,,.G;.!~l0i..::..it>.JL.1l\11_;:.-1 ~-, ~~'-?fl"' , , r, / ~.J .J-4 _,.

....

1~. !~I- 1~ t.::! "-' 1y ~i-.J iJ':' \.~ ~ r-.J ~ ....

'.

~

I,

,,..

LJ·~ .c.ill 1.:U. I.)'\ti )) '-if, ,,.

/

....

.J

,..,

.:iJl.>u.J ,

43·

~

ti'.)) o''~ ,_,,..,,

"i /

,.

,,.....

1~;. .~' ·-~1-~

....

~

:;;

"'

..lil •" rf.,, ~.J

'. 1~~- d·~ ))

~ ~ J

....

• \' · ~ r.J o~ (_'.JJ

gibi binlerce ferman buyuruyor. Bunlan miilkiin gen;ek mfiliki, diinyanm ve ahiretin sahibi Yiice Allah'tan dinlemeli, "inand1k ve tasdik ettik." demeliyiz. 44~\

43

44

45

46

/

1

....

.....

1~lJI ~i ~~(::.Jc.~ '1~ 6

A '1 .it~

"iman eden ve iyi i§ler i§leyen miiminlere miijdele ki, altmda nehirler akan cennetler onlarmdtr. 0 cennetlerden bir meyve yedikleri zaman, 'Bu, daha once yedigimiz meyvedir.' derler. Birbirine benzer bir surette nz1klan getirilip verilir. Ve o cennetlerde onlar i<;in temiz kadmlar vard1r. Ve onlar, o cennetlerde de ebediyen kalacaklard1r." (Bakara suresi, 2/25) "Siibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32) "Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya dii§er de bir kusur i§lersek bizi onunla hesaba c,;ekme!" (Bakara suresi, 2/286) "Allah1m! Hazreti ibrahim'e ve Hazreti ibrahim'in aline merhamet ettigin gibi, Efendimiz Muhammed'e ve onun aline, her zaman ve her yerde merhamet eyle! $iiphesiz biitiin ovgiilere lay1k ve §am yiice olan sadece sensin!" (Buharl, enbiyd 10, tefsfru sure (33) 10, deavdt 32, 33; Muslim, sa/dt 65-69)


Kainatm Trlsimrm Ke§feden Kur'an-1 Hakim'in Muhim Bir Srrrmr c;;;ozen

Ene 1 ve Zerre'yi ifade eden bir "eli.f' ve bir "nokta"drr.

Bu Soz iki "Maksat"tan olu§ur. Birinci Maksat "ene"nin mahiyetinden ve neticesinden, ikinci Maksat ise "zerre"nin hareket ve vazifelerinden bahseder.

BiRiNCi MAKSAT

~jll r:;>Jll ~\ ~ ~ ~~ ~t/ 1~:1 ~ ~

~ 3 ~

J 0::-'. ~ ,;~ JWI' .. 3 .;

2'j , / Ll

yp.-

,,.y.,,.",,.,, It:. •

Y"'u

l5

. J'11/3 ..:.k' ~11 I;:. ~~\11 / .r---' 1..5""'

~J ~1:fa ~I

o"

. L:::, 'i I ;

~u

_,,

I ~I

0/ f'

GI. ""

< /

I ~: -

~3~

$u ayetin buyuk hazinesinden tek bir cevherine i§aret edecegiz. $6yle ki: Goklerin, yerin ve daglarm yuklenmekten c;;ekindigi ve korktugu emanetin manalanndan, yonlerinden biri "ene", yani benliktir. Evet, "ene" hem Hazreti Adem zamanmdan §imdiye kadar insanhk aleminin etrafma dal budak salan nurani bir tuba agacmm hem de muthi§ bir zakkum agacmm c;;ekirdegidir. Bu buyuk hakikati anlatmaya ba§lamadan once onu anlamay1 kolayla§hracak bir giri§ yapacag1z: Benlik, insanm benligi. "Biz emaneti goklere, yere, daglara teklif ettik de onlar bunu yiiklenmekten ka<;md1, zira sorumlulugundan korktular, ama onu insan yiiklendi. insan bu emanetin hakkm1 gozetmedigi i<;in cidden <;ok zalim, <;ok cahildir." (Ahzab suresi, 33/72)


OrnzuNcu Soz 651

Benlik, Cenab-1 Hakk'm gizli birer hazine hukmundeki isimlerinin anahtan oldugu gibi, kainatm muglak hls1mmm da anahtandlf, c:;oztilmesi zor bir muamma ve hayret verici bir slfd1r. i§te garip bir muamma, tuhaf bir tils1m olan benlik, mahiyetinin bilinmesiyle ac:;1hr ve kainatm tils1mm1 c:;ozer, vticub aleminin 3 hazinelerini de ac:;ar. Bu meseleye dair :;Jemme isminde Arapc:;a bir risalemde §6yle demi§tik: Alemin anahtan insanm elindedir ve nefsine tak1lm1§ttr. Kainatm kap1lan gortinti§te ac:;1k olsa da hakikatte kapahd1r. Cenab-1 Hak, emanet olarak insana "ene" admda oyle bir anahtar vermi§tir ki, alemin btittin kapilanm ac:;ar; oyle tils1mhdlr ki, insan Yaratic1smm gizli hazinelerini onunla ke§feder. Fakat benlik gayet kapah bir muamma ve c:;ozulmesi zor bir ttls1md!f. Eger onun hakiki mahiyeti ve yaratil1§ s1m bilinirse kendisi ac:;ild1g1 gibi kainat da ac:;1hr. $6yle ki: Her §eyi benzersiz bir sanat ve hikmetle yaratan Sani-i Hakim, insana emanet olarak, rububiyetinin, s1fatlarmm ve icraatmm hakikatlerini gosterip tamtacak, i§aret ve numunelerini ic:;ine alan bir benlik vermi§tir ki, bir vahid-i k1yasi, yani olc:;u birimi olsun; rububiyetinin vas1flan ve u!O.hiyetinin icraah onunla bilinsin. Fakat o olc:;u biriminin hakiki bir varhga sahip olmas1 gerekmez. Belki geometrideki farazi c:;izgiler gibi, var kabul edilebilir. Onun varhgmm ve hakikatinin ilmen ispah da §art degildir. Som: Cenab-1 Hakk'm s1fat ve isimlerinin bilinmesi nic:;in benlige baghdlf? Cevap: <:;unkti mutlak ve ku§ahc1 bir §eyin smm ve sonu olmad1g1 ic:;in ona bir suret bic;:ilemez, §ekli belirlenemez, mahiyetinin ne oldugu anla§1lmaz. Mesela karanhk olmadan daimi bir l§lk bilinmez, fark edilmez. 0 !§!gm varhg1 ancak hakiki veya farazi bir karanhk c:;izgi c:;ekince anla§1hr. i§te Cenab-1 Hakk'm ilim ve kudret sifatlan, Ha.klm ve Ra.him gibi isimleri her §eyi ku§athg1, sonsuz ve ortaks1z oldugu ic:;in haklarmda hukum verilemez, mahiyetleri bilinmez ve hissedilmez. Oyleyse hakiki sonlan ve sm1rlan olmad1gmdan, onlara farazi birer sm!f c:;izmek gerekir. Bunu da insanm benligi yapar. Kendinde bir rubO.biyet, bir malikiyet, bir kudret, bir ilim oldugunu Viicub alemi: Degi§meyen, fani ve mumkinattan (yaratilmt§lardan) olmayan alemler.


652

SCiZLER

varsayar ve bir smir c:;izer. Boylece Cenab-1 Hakk'm her §eyi ku§atan stfatlarma farazi bir smir koymu§ olur. "Buraya kadar benim, sonras1 O'nundur." diyerek bir aynm yapar. Kendindeki olc:;ucuklerle o sifatlann mahiyetini yava§ yava§ anlar. Mesela mulk dairesindeki, kendisinde bulundugunu varsayd1g1 idaresi, rububiyeti sayesinde Hahk'mm mumkinat4 dairesindeki rububiyetini anlar. G6rilnil§te sahip oldugu §eylerle Haltk'mm hakiki malikligini bilir. "Ben bu eve sahip oldugum gibi, Haltk1m da §U kainatm sahibidir." der ve smirlt ilmiyle onun ilmini tamr, c:;alt§arak elde ettigi sanatc:;1g1yla o Sani-i Zulcelal'in e§siz sanattm anlar. Mesela, "Ben bu evi nasil yaptp duzenlediysem, §U dunyayt da bir Zat yapmt§ ve duzene koymu§tur." der. Bunlar gibi ba§ka ornekleri de dll§llnebilirsin. Cenab-1 Hakk'm biltiln s1fat ve icraatlanm bir derece bildirecek, g6sterecek binlerce esrarh ha!, sifat ve hissiyat insanm benliginde sakhd1r. Demek, benlik bir ayna gibidir, bir olc:;u birimidir. Varhgm s1rnm ortaya c:;1karan bir alet ve Yarattctsma i§aret eden bir manad1r. Kendi varhg1m degil, ba§ka bir Zat' t g6steren, insanm varltgmm kalm ipinden §Uurlu bir tel, mahiyetinin elbisesinden ince bir ip ve §ahsiyetinin kitabmdan bir "elif"tir ki, o elif'in iki yuzu var. Biri, hayra ve varltga bakar. Benlik, bu yuzuyle yalmz feyz alabilir, vereni kabul eder, kendisi bir §ey var edemez. Bu yuzde fail degildir, bir §ey yaratma hususunda eli k1sad1r. 5 Benligin diger yuzu ise §erre bakar ve yokluga donuktur. Bu yuzuyle o, faildir, yap1p ettikleri kendi eseridir. 6 Hem mahiyeti, ba§kasmm varhg1m, manasmt gosterir. Rububiyeti hayalldir. Varlt§t o kadar zaytf ve incedir ki, bizzat kendisi hic:;bir yuku ta§1yamaz, hic:;bir §eyi yuklenemez. Belki e§yamn derecelerini ve miktarlanm bildiren, hava durumunu ve s1cakhg1 olc:;en aletler gibi bir vas1tadir, Vacibu'l Vucud'un 7 mutlak, ku§atlct ve sonsuz s1fatlanm bildirir. Miimkinat: Allah'm butun yaratt1klanna verilen isim. Yoktan var edilenler. Cenab-1 Hakk'm Zat'mdan ba§ka her §ey. Bkz. Nisa suresi, 4/78. Bkz. Nisa suresi, 4/79; Yusuf suresi, 12/53. Varhg1 mutlak, kendinde, zorunlu olan, hi<;:bir §eye muhta<;: bulunmayan Cenab-1 Hak.


OruzuNcu Soz 653

i§te mahiyetini bu §ekilde bilen, anlayan ve ona gore hareket eden, 8 ~j 0A ~ jj ayetindeki miijdeye eri§ir. Emanetin geregini hakk1yla yerine getirir ve benliginin diirbiiniiyle kainatm ne oldugunu, ne vazife gordiigunii anlar. 01§ diinyaya ait bilgiler nefsine geldigi vakit, benliginde bir tasdik edici goriir. 0 ilimler, nur ve hikmet olarak kahr; karanhga gomiilmez, gayesiz ve beyhude hale gelmez. Ne zaman ki benlik, vazifesini bu §ekilde yerine getirir, i§te o zaman birer olc;ii birimi olan sozde rububiyetini ve varsayd1g1 malikiyetini terk eder. 10

0ye;':" ~ / .~ d1 / !<:'.d1 i / ' .:k;.j\ i / ctl<l1 i y ,. !:-' ,-- .J .J 9

der, hakiki kullugunu takm1r. Yaratdi§m en giizel sureti olan "ahsen-i takvim" 11 makamma c;1kar. Eger benlik, yarahh§ hikmetini unutup fitri vazifesini terk ederek kendine mana-y1 ismiyle baksa, yani Sahibini, Yaratic1sm1 degil sadece kendi manasm1 bildirse, kendi kendine malik olduguna inansa, 0 vakit emanete ihanet eder, 12 ~; 0A -.?i;.. lij ayetinde i§arette bulunulan giinahkarlardan olur. i§te biitiin §irkleri, §erleri ve dalaletleri doguran benligin bu hususiyetinden dolay1 gokler, yeryiizii ve daglar deh§ete dii§mii§, bir §irk ihtimalinden korkmu§tur. Evet, benlik ince bir elif, bir tel, farazi bir hat iken, mahiyeti bilinmezse bir toprak ortiisii altmda biiyiir, gittikc;e kalmla§1r. insanm varhgmm her tarafma yay1hr. Kaea bir ejderha gibi onu yutar. insan her §eyiyle, biitiin latifeleriyle adeta bir benlik olur.13 Sonra insanhgm kibri de kendi tiiriinii ve milletini miidafaa etmek ic;in o benlige kuwet verir. Benlik, biitiin insanhgm kibrine dayanarak §eytan gibi, Sani-i Ziilcelal'in emirlerine kar§1 gelir. 14 Ardmdan kendini bir olc;ii bilerek herkesi, hatta her §eyi 8

10

11 12 13

14

"Nefsini maddl ve manevl kirlerden armdiran, kurtulw1a erer." (~ems sO.resi, 91/9) "(Varhklar ilzerinde) mutlak mi.ilkiyet ve hakimiyet O'nundur, bi.iti.in hamd de O'na mahsustur." (Tegabtin suresi, 64/1; Tirmizi, deavdt 36; Nesai, mendsik 163; ibni Mace, ticdrdt 40, mendsik 84) "Hi.iki.im yetkisi O'nundur. Sonunda varacagm1z yer de O'nun huzurudur." (Kasas sO.resi, 28/70). Ahsen-i takvim: insanm en gi.izel surette yaratilm1§ olmas1. Bkz. Tin sO.resi, 95/4. "Onu gi.inahlarla orten ise ziyana ugrar." (~ems sO.resi, 91/10) Bkz. "(Firavun) adamlanm toplad1 ve onlara: 'Sizin en yi.ice rabbiniz benim!' dedi." (Naziat suresi, 79/23-24) Bkz. A'raf sO.resi, 7/12; Hier sO.resi, 15/32-33; Sad suresi, 38/75-76.


654

SOZLER

kendisiyle k1yaslay1p Cenab-1 Hakk'm mtilktinti onlara ve sebeplere bolti§ttirtir. Gayet btiytik bir §irke dti§er, 15r.-!2-c. ~ il~\ 0~ ayetinin manasm1 gosterir. Evet, nas1l ki devlet hazinesine ait maldan k1rk para <;alan bir adam, ancak onu gbren btittin arkada§lannm birer dirhem 16 almasm1 kabul ederse bunu hazmedebilir. Aynen oyle de, "Ben kendime malikim" diyen insan, "Her §ey kendine maliktir." demeye ve buna inanmaya mecburdur. i§te benlik, §U haince vaziyetteyken mutlak bir cehalet i<;indedir. Binlerce ilme sahip olsa bile, bilmedigini de bilmeyen tam bir cahildir. <:;unkti duygulan ve fikirleri kainattaki marifet nurlanm gbrtip hissettigi vakit, nefsinde onlan tasdik edecek, aydmlatacak ve devam ettirecek bir destek bulamad1g1 i<;in o nurlar saner. Gelen her §ey, nefsindeki renklere boyamr. Hikmetin ta kendisi olsa nefsinde tamamen abes, gayesiz bir suret ahr. <:;unkti §U haldeki benligin rengi §irk ve Allah'1 inkard1r. Btittin kainat parlak delillerle dolsa da benlikteki karanhk bir nokta, onlan sondtirtir, gaze gostermez. 17 On Birinci Soz'de insanm mahiyetinin ve mahiyetindeki benliginin - Yaratic1sm1 gbsteren ybntiyle- ne kadar hassas bir mizan, dogru bir ol<;ek, kU§atlcJ bir fihrist, mukemme[ bir harita, her §eyi gbsteren bir ayna, kainatm gtizel bir takvimi ve kti<;tik bir brnegi, defteri oldugu kesin bir §ekilde, etrafl1ca izah edilmi§tir. Ona bakabilirsin. 0 Soz' deki izahlarla yetinerek k1sa kesiyor ve bu giri§e son veriyoruz. Eger bu k1sm1 anlad1ysan gel, hakikate ge<;iyoruz. i§te bak, Hazreti Adem zamanmdan §imdiye kadar iki btiytik cereyan, iki fikir silsilesi her tarafta, insanhgm her tabakasmda dal budak salm1§ iki btiytik aga<; htikmundedir: Bunlardan biri, peygamberlerin kilavuzlugundaki dinler; digeri ise felsefe silsilesidir. Boyle gelmi§, boyle gidiyor. Bu iki silsile ne zaman uyum i<;inde, birlikte ytirtimli§se yani felsefeciler ne zaman din dairesine girerek dinin emirlerine uyup ona hizmet etmi§lerse, insanhk parlak bir saadet devri ge<;irmi§tir. Ne zaman bu iki silsile ayn gitmi§se btittin hayir ve nur, peygamberler silsilesinin ve din in tarafma toplanmt§; §er ve dalalet ise felsefenin tarafmda birikmi§tir. ~imdi bu iki silsilenin kaynaklanm ve esaslanm bulmahy1z. 15 16 17

"Dogrusu §irk, pek bi.iyi.ik bir zuli.imdi.ir." (Lokman suresi, 31/13). Dirhem: Yakla§Ik i.i<:; grama denk gelen agirhk olc:;i.isi.i. Bkz. Araf suresi, 7,146; Yunus suresi, 10/101; Yusuf suresi, 12/105; Nahl sliresi, 16/83; Nern! suresi, 27/4.


OruzuNcu Soz 655

Dini tammayan felsefe, bir zakkum agac1 suretini ahp etrafma §irk ve dalfilet karanhg1m dag1hr. Hatta o aga<_;, fikir ve manhk dalmda, alemin ezeli ve ebedi oldugunu one siiriip ahireti inkar edenleri, maddecileri, tabiat<_;dan meyve vermi§, bu fikirleri be§erin aklma sokmu§tur. Ofke hissinin bulundugu dal1yla Nemrutlan, Firavunlan, ;;eddadlan18 ~iYE insanhgm ba§ma musallat etrni§tir. ;>ehvani ve hayvani arzularm dalmda bah! ilahlan, putlan ve uh1hiyet <lava edenleri yeti§tirmi§tir. Kullugun bir tuba agac1 hiikmiinde olan peygamberlik silsilesinin yeryiizii bah<_;esindeki miibarek dallan ise ak1l ve kalb biitiinliiguniin neticesinde peygamberleri, velileri ve s1dd1klan meyve verdigi gibi, adalet duygusuyla adil hakimleri, melek gibi melikleri yeti§tirmi§tir. Cazibesiyle, i<_; giizelligi, ismetli1 9 suret giizelligi, comertligi ve keremiyle me§hur zatlarm ortaya 9kmasm1 saglamt§ ve insanm nasd §U kainatm en miikemmel meyvesi oldugunu gostermi§tir. 0 zakkum ve tuba aga<_;larmm kokleri benligin iki yiiziindedir. i§te o iki agaca kok ve esash bir <_;ekirdek olan benligin iki yiiziinii tarif edecegiz. ;>oyle ki: Benligin bir yiiziinii peygamberler silsilesi, diger yiizilnil ise felsefe tutmu§tur. • Peygamberlerin yolu olan yi.izi.i kamil bir kullugun kaynag1dir. Yani benlik, kendini kul bilir, ba§kasma hizmet ettigini anlar. Mahiyeti Yarahc1sma, Sahibine i§aret eder. Yani ba§kasmm manasm1 ta§tr ve bunu bilir. Varhg1 ba§ka bir varhga tabidir. Yani ba§ka bir Zat'm varhg1yla ayakta durduguna ve O'nun yaratrnas1yla sabit olduguna inamr. Sahipligi farazidir. Yani elindekilere Malik'inin izniyle, gorilnil§te, ge<_;ici bir zaman i<_;in sahip oldugunu bilir. Hakikati bir golgedir. Yani hak ve vacip20 bir hakikatin cilvesini ta§1yan, varhg1 da yoklugu da miimkiin, miskin bir golgedir. Vazifesi ise Hahk'mm sifat ve icraatlarma ol<_;ii birimi ve mizan olarak §Uurluca hizmet etmektir. i§te isHNJiYEEvet, Nemrutlan, firavunlan yeti§tiren ve kucak ac;1p onlan emziren, eski M1s1T ve Babil'in ya sihir derecesine c;1km1§ ya da hususi oldugu ic;in etrafmda sihir kabul edilen eski felsefeleri oldugu gibi; bah! ilahlan eski Yunan kafasma yerle§tiren ve putlan netice veren tabiatc;1 felsefe batakhg1d1T. Evet, tabiat perdesi arkasmdan Allah'm nurunu goremeyen insan, her §eye bir uluhiyet verip onlan kendine musallat eder. 19 ismet: Gtinahs1zhk, masumiyet, §aibelerden annm1§ olmak. Peygamber vas1flanndand1r. 20 Varhg1 kendinden, zorunlu olma.


656

SOZLER

peygamberler ve onlann kilavuzlugundaki asfiya21 ve evliya, benlige bu yuzuyle bakm1§, onu boyle gormli§ ve hakikati anlam1§lar. Her §eyi mulkun gen;;ek sahibi Cenab-1 Hakk'a teslim etmi§22 ve §U htikme varmi§lar: 0 Malik-i Zulcelal'in ne mtilktinde ne rububiyetinde ne de uluhiyetinde ortag1 ve e§i vardir. 23 0, yard1mc1ya ve vezire muhtac;; degildir, 24 her §eyin anahtan elindedir. 25 O'nun her §eye gticti yeter. 26 Sebepler O'nun icraatma sadece bir perdedir. Tabiat, O'nun yaratma kanunlannm bir mecmuas1 ve kudretinin bir tezgah1d1r. i§te benligin §U parlak, nurani ve gtizel yuzu, canh ve manidar bir c;;ekirdek htikmtindedir ki, Hahk-1 Ztilcelal kullugun tuba agacm1 ondan yaratmI§hr. Onun mtibarek dallan, insanhk aleminin her taraf1m nurani meyvelerle stislemi§tir. Gec;;mi§ zamanm btitun karanhgm1 dag1tm1§, o uzun mazinin, felsefenin gordtigti gibi btiytik bir mezar ve hic;;lik yurdu olmad1gm1, aksine, istikbale ve ebedi saadete gec;;mek ic;;in, goc;;up gitmi§ ruhlara bir nur kaynag1, muhtelif basamakh parlak bir merdiven oldugunu gostermi§tir. Agir ytiklerini birakan, serbest kalan ve dtinyadan goc;;tip giden ruhlar ic;;in mazinin nurani bir bahc;;e olduguna i§aret eder. • Benligin ikinci yiiziinii ise felsefe tutmu§tur. Felsefe, benlige mana-y1 ismiyle, yani sadece kendisini bildiren yonuyle bakar. Onun yalmz kendi kendini i§aret ettigini soyler. Manas1 kendindedir, kendi hesabma c;;ah§ir, kendi kendine htikmeder, der. Benligin varhgm1 asli ve zatma ait gorur. Yani bizzat kendinden bir varhg1 oldugunu kabul eder. Bir hayat hakk1 bulundugu, tasarrufu dairesindekilerin hakiki sahibi oldugu gibi temelsiz ve yalan iddialar one surer. Varhgm1 sabit bir hakikat zanneder. Vazifesini, kendine hayranhgmdan dogan, zatma ait bir mtikemmelle§me c;;abas1 sayar. i§te felsefeciler yollanm bunun gibi c;;ok c;;urtik esaslar tizerine kurmu§lard1r. 0 esaslann ne kadar temelsiz ve c;;urtik oldugunu ba§ka risalelerimde, bilhassa Sozler' de, bilhassa On ikinci ve Yirmi Be§inci Soz'lerde ac;;1kc;;a ispat etmi§tik. 21 22 23 24 25 26

Asfiya: Safiyet, takva ve kemal sahibi, peygamber varisi zatlar. Bkz. Al-i imran suresi, 3/26. Bkz. isra suresi, 17/111; $lira suresi, 42/11; ihlas suresi, 112/ 4. Bkz. ihlas suresi, 112/ 2. Bkz. En' am suresi, 6/59; Ziimer suresi, 39/63; $0.ra suresi, 42/12. Bkz. Bakara sD.resi, 2/259; Maide suresi, 5/120; Tegabiin suresi, 64/1.


OruzuNcu Soz 657

Hatta felsefe silsilesinin en milkemmel fertleri ve dahileri olan Platen, Aristoteles, ibni Sina ve Farabi gibi filozoflar, "insanm astl gayesi, 'te§ebbuh-11 bil-vacib'dir, yani Vacibil'l-Vucud'a benzemektir." deyip firavunca bir hilkme varmi§lar. Benligi kamc;tlay1p §irk derelerinde serbestc;e ko§turarak sebeplere, putlara, tabiata ve y1ld12lara tapmaya kadar varan hlrlil §irk yollanna meydan vermi§ler. insanm 6zilnde bulunan acz ve zaaf, 27 fakr ve ihtiyac;, 28 noksanhk ve kusur kaptlanm kapay1p kullugun yoluna set c;ekmi§ler. Tabiata saplanm1§, §irkten tamamen c;1kamam1§, §ilkrtin geni§ kap1sm1 bulamami§lar. Peygamberler ve onlarm takipc;ileri ise insamn gayesi, vazifesi ilahi ahlak ve yilksek seciyelerle ahlaklanmak, 29 aczini bilip Cenab-1 Hakk'm kudretine sigmmak,30 zay1fl@m g6rilp O'nun kuwetine dayanmak, faknm g6riip rahmetine giivenmek, 31 ihtiyacm1 g6riip O'nun c6mertliginden yard1m dilemek, 32 kusurunu g6rilp af kap1sm1 c;alarak istigfar etmek33 ve noksanhg1m g6rilp O'nun kemal vas1flanm tesbih etmektir, diyerek kulluga yakl§Ir bir hilkme varmi§lar. i§te dini tammayan felsefe boyle yolunu §a§ird1g1 ic;in benlik kendi dizginini eline alm1§, dalaletin her hlrlilsilne ko§mU§tur. Benligin bu yilzilnde bir zakkum agac1 bilyilyilp insanhk aleminin yansmdan fazlasm1 kaplami§br. 0 agacm, §ehvanl ve hayvanl arzular bulunan dalmda insana sundugu meyveler; putlar ve bah! ilahlardir. <;unkil felsefenin temelinde kuwete ilshlnlilk tammr; hatta "Hukilm, ilstiln olamndir." 34 §eklinde bir dilsturu bulunur. Felsefe, "Ustiln olanda kuwet, kuwette de hak vard1r." der. 35 ~iYE Zulmil manen alk1§lar, zalimleri cesaretlendirir ve Bkz. Nisa suresi, 4/28. Bkz. Fahr suresi, 35/15. 29 Giizel ahlak ile alakah olarak bkz. Ahzab suresi, 33/21; Kalem suresi, 68/4; elHakim et-Tirmizi, Nevddiru'l-UsCtl 2/312; ibni Abdilberr, et-Temhid 16/254; elBeyhaki, es-Siinenii'/-Kiibra 10/191. 30 Bkz. Tevbe suresi, 9/118. 31 Bkz. Enbiya suresi, 21/83. 32 Bkz. Enbiya suresi, 21/87. 33 Bkz. Mu'minun suresi, 23/118. 34 "Hiikiim, i;;ogunluga gore verilir." (es-Serahsi, e/-MebsCtt 5/140; el-Cessas, Ahkdmii'/-Kur'an 5/208; el-Kasani, Beddiu's-Sandi' 1/303). 35 ~iYE Din ise "Kuwet haktadir, hak kuwette degildir." der, zulmii keser atar ve adaleti saglar. 27

28


658 SozLER

zorba kimseleri uluhiyet iddiasma yoneltir. Hem Cenab-1 Hakk'm yaratt1g1 sanath bir varhktaki, bir nak1§taki guzelligi o §eyin kendisine ma! eder; her §eyi benzersiz bir sanatla yaratan ve nak1§ nak1§ i§leyen Sani ve Nakka§ Zat'm maddllikten yuce ve mukaddes guzelliginin bir yans1mas1 olarak g6rmez. "Ne guzel yapilm1~( yerine, "Ne guzeldir" der. 0 §eyi tap1lmaya lay1k bir put mertebesine koyar. Hem herkese satilan, sahte yald1zh, kendini begendirmeye c;:ah§an, gosteri§<;i, riya dolu bir guzelligi takdir ettigi ic;:in riyakarlan alk1§lam1§, putlan kendi sozde kullarma abide 36 HAsiYE yapml§tlf. 0 zakkum agaCl, ofke hiSSi bU!Unan dahnda, bic;:are insanhgm ba§mda kuc;:uk-buyuk Nemrutlan, Firavunlan, $eddadlan yeti§tirmi§tir. Fikir ve mantik dalmda ise ahireti inkar edenleri, maddecileri, tabiatc;:ilan meyve vermi§ ve insanhgm beynini bin parc;:aya bolmii§tiir. $imdi §U hakikati aydmlatmak ic;:in felsefe yolunun c;:uruk esaslan ile peygamberlerin yolunun dosdogru, sars1lmaz esaslarmdan dogan neticelerin binlerce k1yaslamasmdan, ornek olarak uc;:-dort tanesini gosterecegiz. • Mese/a: Peygamberlerin rehberliginde dinin, insanm §ahsi hayatmdaki neticelerinden olan 37~\ J~~ \~ "ilahi ahlak ile ahlaklamp Cenab-1 Hakk'a, kuc;:uklugunu;un iuuru ic;:inde yonelerek aczinizi, faknmz1 ve kusurunuzu biliniz, O'nun dergahma kul olunuz." dusturu nerede ... Felsefenin, "insanm as1l gayesinin Vacibu'l-Vucud Zat'a benzemek" oldugunu iddia eden, kendini begenmi§c;:esine "Vacibu'lVucud'a benzemeye c;:ah§mlz." diyen kaidesi nerede? Evet, insanm smirs1z acz, zaaf, fakr ve ihtiyac;:la yogrulmu§ mahiyeti nerede; sonsuz kudret, kuvvet ve zenginlik sahibi, hic;:bir §eye muhtac;: olmayan Vacibu'l-Vucud nerede? .. • ikinci Misal: Peygamberlerin bildirdigi emirlerin toplum hayatmdaki neticelerinden veyahut gune§ ve aydan tut, bitkileri hayvanlarm imdadma, hayvanlan insanm imdadma, hatta g1dalardaki zerreleri beden hucrelerinin imdadma ve yard1mma ko§turan yard1mla§ma dusturu; comertlik, ihsan ve ikram kanunu nerede ... Felsefenin toplum 36

H~iYE Yani o putlar kendilerine tapanlann heveslerine ho§ gorilnmek ve alakalanm

37

kazanmak ic;in riyakarca bir gosteri§le, ibadet eder gibi bir tavir sergiliyorlar. Bkz. el-Kelabazl, et-Taarruf 1/5; el-Gazall, el-Maksadu'l-Esna s. 150; el-Gazall, ihyau Ulumi'd-Dfn 4/306; el-Curcanl, et-Ta'rifat 1/564.


OruzuNcu Soz 659

hayatmdaki di.isturlannm neticesi olan ve yalmz bir k1s1m zalim, canavar insanlarm ve vahยงi hayvanlarm fitratlanm koti.iye kullanmalan yuzunden meydana gelen mucadele kanunu nerede? Evet, felsefeciler mi.icadele kanununu o kadar esash ve geniยง kabul etmiยงler ki, "Hayat bir mi.icadeledir." diye ahmakc;:a bir hi.ikme varm1ยงlar. โ ข O~uncil Misal: Peygamberlerin yolunun Allah'm birligi hakkmdaki yi.ice neticelerinden ve k1ymetli di.isturlarmdan )~ ':f ~ljl\ 38 ~1)1 J '91 yani, "Bir olan ยงey ancak bir'den meydana gelebilir. Madem 'her ยงeyde birlik var, demek ki eยงya bir tek Zat'm eseridir." manasma gelen tevhid dusturu nerede ... Eski felsefenin inanca dair olan, 39 ~1)1 '9~ B. )~ ':f ~1)\ "Bir' den ancak bir meydana gelir." yani, "Bir zattan, bizzat bir tek ยงey ortaya c;:1kabilir. Baยงka ยงeyler ise vas1talar yoluyla ondan vi.icuda gelir." diyen, smirs1z zenginlik ve mutlak kudret sahibi Cenab-1 Hakk'1 aciz vas1talara muhtac;: g6stererek bi.iti.in sebeplere ve vas1talara O'nun rububiyetinde bir ti.ir ortakhk veren, Hahk-1 Zulcelal' e "akl-1 evvel" 40 diye bir sifatt isnat edip adeta O'nun mulki.ini.i sebeplere ve vas1talara boli.iยงti.irerek bi.iyi.ik bir ยงirke yo! ac;:an, inkara ve dalalete bulaยงmlยง kanunu nerede? Felsefecilerin yi.iksek tabakas1 olan iยงrakiler41 boyle yaparsa, maddeciler ve tabiatc;:1Iar gibi daha aยงag1 tabakalann ne yapacaklanm k1yaslayabilirsin ... โ ข Dordilncil Misal: Peygamber yolunun hikmetli dusturlarmdan 42 ~~ '9~ ~~ ~ sirr1yla: "Her ยงeyin, her canlmm kendine ait neticesi ve hikmeti bir ise Yarabc1sma ait neticeleri ve hikmetleri binlercedir. Her bir ยงeyin, mesela bir meyvenin, agacm butt.in meyveleri kadar hikmet ve neticeleri bulunur." bi.iyi.ik hakikatini bildiren hikmet dusturu nerede ... Felsefenin, "Her bir canlmm manas1, neticesi sadece kendine bakar veyahut insanm menfaatleriyle ilgilidir." diyen, dag gibi koca bir agaca hardal tanesi kadar bir meyve, bir netice takilmas1

8

38

39 40

41

42

0ยต

Bkz. eยง-;lehristani, el-Mile/ ve'n-Nihal 2/124; el-lei, Kitabu'l-Mevak1f 2/589. Bkz. eยง-$ehristani, el-Mile/ ve'n-Nihal 2/187; el-lei, Kitabu'l-Mevak1f 2/689-690. Bkz. ibni Teymiyye, $erhu'l-Akideti'l-Esfahdniyye 2/80; eยง-;lehristani, el-Mile/ ve'n-Nihal 2175, 88-89. Hakikate keยงf, ilham ve sezgi yoluyla ulaยงtlabilecegini savunan felsefeciler. "Hic;bir ยงey yoktur ki, O'nu hamd ile beraber tesbih (tenzih) ediyor bulunmasm." (isra suresi, 17/44)


660 SozLER

misali gayet manas1z, gayesizlik ic;inde, hikmetsiz, aldahc1 diisturlan nerede? ~u hakikat, Onuncu Soz'iin "Onuncu Hakikat"inde bir derece gosterildiginden k1sa kesiyoruz. i§te bu dort misale, binlerce ba§ka misali de k1yaslayabilirsin. Lemaat adh bir risalede bunlann bir k1sm1na i§aret etmi§tik. 43 i§te felsefenin §U c;uruk esaslan ve vahim neticeleri yilzunden Musluman filozoflardan ibni Sina ve Farab1 gibi dahiler, goriinii§teki §a§aasma aldanarak o yola girdiklerinden basit bir milmin derecesini ancak kazanabilmi§lerdir. Hatta imam Gazal1 gibi bir "Hucceru'l islam" 44 onlara bu dereceyi bile vermemi§tir. 45 Hem kelam ilminin derin alimlerinden olan Mutezile imamlan da gosteri§ine aldamp o yola ciddi temas ederek akh hakim kabul ettiklerinden ancak giinahkar ve bid'atc;1 birer miimin derecesine c;1kabilmi§lerdir. Musluman ediplerin me§hurlanndan, karamsarhg1yla bilinen Ebu'l Ala el-Maarrl ve yetimane aglay1§1yla §6hret bulan Omer Hayyam gibiler ise o yolun nefs-i emmareyi46 ok§ayan zevkine kap1lmalan sebebiyle hakikat ve kemal ehlince hor gorulup kufiirle itham edilmi§, "Edepsizlik yap1yorsunuz, <linden c;1k1yorsunuz, dinsizler yeti§tiriyorsunuz." diye §iddetli ikaz ve men tokatlan yemi§lerdir. 47 Felsefecilerin yolunun c;ilrilk esaslarmdan biri de §udur: Benlik, zatmda hava gibi zay1f bir mahiyete sahip oldugu halde, kendine felsefenin ugursuz nazanyla, mana-y1 ism! yonilyle baktig1 ic;in adeta buhar gibiyken yogunla§lp SlVI hale gelir, sonra da ulfet yiiziinden ve maddiyatla me§gul olmas1 sebebiyle sanki katila§Ir. Ardmdan gaflet ve inkar ile iyice donar. Sonra isyan ile bulamp §effaf11gm1 kaybeder. Daha sonra o benlik gittikc;e kalmla§IP sahibini yutar. Bullin insanhgm fikirleriyle §i§er. Ve nihayet ba§ka insanlan, hatta sebepleri kendisiyle k1yaslay1p onlara -kabul etmedikleri 43

44 45 46

47

Lemadt risalesi, Hazreti Ostad1m12'm uygun gormesiyle Sozler'in sonuna konulmu§tur. (Hizmetindeki Talebeleri) islam'm delili; Hazreti imam Gazali (r.a.). Bkz. el-Gazfili, Munk1zii mine'd-Da/dl s. 39-40, 46. Nefs-i emmare: insam daima kotiiltige sevk eden nefis. Bkz. ibnu'l-Cevzi, Telbfsii iblfs 134-136; Stileyman ibni Abdillah, $erhu Kitabi'tTevhfd s. 616.


OrnzuNcu Soz 661

ve uzakla§hklan halde- birer firavunluk verir. i§te o vakit, Hahk-1 Zulcelal'in emirlerine kar§I isyan vaziyeti ahr. ~j fth.Ji ~ 0A 48 ~) der. Meydan okur gibi Kadir-i M~tlak'1 acizlikle itham eder. Hatta Yuce Hahk'm vas1flarma kan§lr. l§ine gelmeyenleri ve nefs-i emmarenin firavunlugunun ho§una gitmeyenleri ret, inkar veyahut tahrif eder. Mesela: Felsefecilerin bir k1sm1 Cenab-1 Hakk'a "mucib-i bizzat" demi§, yani O'nun, her §eyi varhg1 geregi yapmaya mecbur oldugunu soylemi§ ve iradesini inkar etmi§ler. Allah'm iradesini ispatlayan butun kainah, say1s1z delili yalanlami§lar. Fesubhanallah! $u kainatta zerreden gune§e kadar butun varhklar belli programlan, intizamlan, hikmetleri ve oh:;uleriyle Sani' in iradesini gosterdigi halde, §U k6r olas1 felsefenin gozu gormuyor. Hem bir k1s1m felsefeciler, "Cenab-1 Hakk'm ilmi umumidir, tek tek varhklarla alakas1 yoktur." 49 diyerek O'nun smirs1z ilminin her §eyi bizzat ku§att1gm150 inkar edip butun varhklann dosdogru §ahitliklerini reddetmi§lerdir. Felsefe, sebeplere tesir atfedip tabiata yarahc1hk verir. Yirmi ikinci Soz' de kesin bir §ekilde ispat edildigi gibi, her varhktaki, Hahk-1 Kulli $ey' e51 has, parlak muhurleri gormeyip aciz, cans1z, §uursuz, k6r ve iki eli tesadlif ve kuvvet gibi iki korun elinde olan tabiata yarahc1hk yaki§hnr. Binlerce yuce hikmeti bildiren ve her biri Samed Yarahcmm birer yaz1s1, mektubu hukmunde olan varhklann bir k1smm1 tabiata ma! eder. Hem Onuncu Soz'de ispatland1g1 gibi, felsefe, Cenab-1 Hakk'm butun isimleriyle; kainatm, butun hakikatleriyle; peygamberlerin butun tahkikleri ve semavl kitaplann bullin ayetleriyle gosterdigi ahiret kap1sm1 bulamay1p olumden sonra dirili§i inkar ederek ruhun ezeli oldugunu, yarahlmad1gm1 one surer. i§te bu hurafelere felsefecilerin ba§ka iddialanm da k1yaslayabilirsin.

48 49

50

51

"C::i.iri.imi.i§ vaziyetteki o kemikleri kim diriltecek!" (Yasin sO.resi, 36/78) Bkz. el-Gazali, Munk1zu mine'd-Dalal s. 46. Bu konu ile ilgili baz1 ayet-i kerimeler ic;in bkz. Nisa sO.resi, 4/126; Talak suresi, 65/12; Fussilet sO.resi, 41/54. Bkz. En' am suresi, 6/102.


662

SOZLER

Evet, §eytanlar adeta benligin gagas1 ve pern;:eleriyle dinsiz felsefecilerin ak1llanm kaldmp dalalet derelerine atm1§, dag1tm1§tir. 52 Kuc:;uk alemde benlik, buyuk alemde tabiat gibi putlardand1r. 1

I ~1

'WI , ~

~r

J

"~ ,\1 0 /'!IL '5-'Y Jr~

I

,,-

.i..L.:.81 ..ili .01L '. ~, / ..::.; ~ L1JL~.)"'-""'.~ '~<~ '. /: , , ~0-';Y-3 ,r 53

~.I c;. • , ~I, r-:~ 3

Bu hakikati aydmlatacak, hayali bir yolculuk suretindeki, Lemaat'ta yan manzum olarak yazd1g1m misali bir vakadan bahsetmenin yeri geldi. $oyle ki: Bu risalenin telifinden sekiz sene once istanbul' da, Ramazan-1 $erif'te, felsefeyle me§gul olan Eski Said'in Yeni Said'e donli§ecegi bir s1rada, Fatiha-i $erife'nin sonundaki ...,_ /

/

/

.J

"

54~~1 'lj ~ '--/~I

-r ~ ~I ~-:!JI .bl~ /

'!

/

"~

:;;

/

ayetinin i§aret ettigi lie:; yolu dli§linurken hayalen, misal aleminde, ruyaya benzer §oyle bir hadise gordum: Kendimi buyuk bir c:;olde g6ruyorum. Butun yeryuzunu karanhk, s1k1c1 ve bogucu bir bulut tabakas1 kaplam1§. Ne ruzgar, ne I§Ik, ne su .. hic:;biri bulunmuyor. Her tarafm canavarlarla, zararh ve vah§i mahluklarla dolu oldugunu zannettim. Kalbimden, "$u c:;olun oteki tarafmda l§lk, rlizgar ve su var, oraya gec:;mem laz1m." dedim. Baktim ki, iradem di§mda oraya sevk ediliyorum. Sonra yeraltmda tunele benzer bir magaraya sokuldum. Gitgide zeminin altmda seyahat ettim. Bak1yorum ki, benden once yeraltmdaki o yoldan pek c:;ok kimse gec:;mi§. Her tarafta bogulup kalmt§lar. Onlann ayak izlerini goruyordum. Kimi zaman bazilanmn sesini i§itiyordum. Sonra sesleri kesiliyordu. Ey hayalen yolculuguma e§lik eden arkada§! 0 zemin, tabiattir ve tabiatc:;1 felsefedir. 0 tun el ise felsefecilerin fikirleriyle hakikate ula§mak ic:;in ac:;tiklan yoldur. Gordugum ayak izleri, Platon ve Aristoteles55 HA~ivE Bkz. Hae sO.resi, 22/31. "Art1k kim tagutu (sahte ilahlan ve insam Allah' a isyana zorlayan bah! gli<;leri) ret ve inkar edip Allah'a iman ederse, i§te o kopmas1 mumkun olmayan en saglam kulpa yapI§ffiI§hr. Allah her §eyi i§itir, bilir." (Bakara sO.resi, 2/256) 54 "Nimet ve lutfuna mazhar ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba ugrayanlann ve sapkmlarmkine degil." (Fatiha suresi, 117) 55 HA~iYE Eger, "Sen necisin ki, bu me§hur dahilere meydan okuyorsun? Bir sinek gibiyken kartallarm u<;masma kan§Iyorsun?" dersen, ben de derim ki: "Kur' an gibi ezeli bir ustad1m varken, dalalete gomUlmli§ felsefenin ve evhamla sersemlemi§ aklm talebeleri

52 53


OrnzuNcu Soz 663

gibi me§hur filozoflara aittir. i§ittigim sesler, ibni Sina ve Farabl gibi dahilerindir. Evet, ibni Sina' nm baz1 sozlerini, hi.iki.imlerini baz1 yerlerde gori.iyordum. Fakat soma izleri tamamen kayboluyordu. Daha ileri gidememi§, demek ki bogulmu§lard1. Her neyse, seni meraktan kurtarmak ic:;in hayalin altmdaki hakikatin bir k6§esini gosterdim. $imdi yolculuguma doni.iyorum: Biraz daha gittikten soma bakhm ki, elime iki §ey verildi. Biri bir lambayd1, o yeralt1 magarasmm karanhgm1 dag1hyordu. Digeri ise bi.iyi.ik kayalan, dag gibi ta§lan parc:;alay1p bana yo! ac:;an bir aletti. Kulag1ma, "Bu lamba ve alet, sana Kur'an'm hazinesinden verilmi§tir." dendi. Her neyse, c:;ok zaman oylece gittim. Sonunda bakhm ki, oteki tarafa c:;1km1§1m. Gayet gi.izel bir bahar mevsiminde bulutsuz, gi.ine§li bir gokyi.izi.i, ruhu ok§ayan bir ri.izgar, hayat kaynag1 lezzetli bir SU ... $enlik i<:;inde bir alem gordi.im. "Elhamdi.ilillah" dedim. Soma anlad1m ki, ben kendi kendime malik degilim. Biri beni imtihan ediyor. Ardmdan kendimi yine onceki vaziyette, o bi.iyi.ik c:;olde, bogucu bulutlarm altmda gordi.im. Bir §ey beni ba§ka bir yola sevk ediyordu. Bu defa yerin altmda degildim, yeryi.izi.ini.i kat edip oteki tarafa gec:;mek ic:;in gidiyordum. 0 yolculugumda oyle acayip ve hayret verici §eyler g6ri.iyordum ki, tarif edilemez. Deniz bana hiddetleniyor, f1rtma beni tehdit ediyor, her §ey zorluk c:;1kanyordu. Fakat yine Kur'an'dan bana verilen bir vas1ta ile hepsini sag salim gec:;iyordum. Yol boyunca her tarafta ba§ka yolcularm cenazelerini gori.iyordum. 0 yolculugu bitirenler, ancak binde birdi. Her neyse ... 0 bulutlardan kurtulup zeminin oteki yi.izi.ine gec:;ince gi.izel gi.ine§le kar§tla§hm. Ruhu ok§ayan havay1 teneffi.is ederek "Elhamdi.ilillah" dedim. 0 cennet gibi alemi seyretmeye ba§lad1m. Soma anlad1m ki, bir zat var ve beni orada b1rakm1yor. Ba§ka bir yolu gosterecekmi§ gibi beni yine bir anda o deh§et verici c:;ole getirdi. Bakhm ki, yukandan tipk1 asansorler misali inmi§ <:;e§itli tarzlarda uc:;ak, olan o kartallara, hakikat ve marifet yolunda sinek kanad1 kadar bile k1ymet vermeye mecbur degilim. Ben onlardan ne kadar a§ag1 isem onlann ustad1 da benim ustad1mdan bin defa daha a§ag1d1r. Ostad1mm yard1m1yla, onlan bogan madde benim ayag1m1 bile 1slatamad1. Evet, buyuk bir padi§ahm kanunlanrn ve emirlerini ta§1yan kuc,;uk bir asker, kuc,;uk bir §ahm buyuk bir mare§alinden daha buyuk i§ler gi:irebilir."


664

SOZLER

otomobil ve zembil gibi baz1 §eyler goriini.iyor. Kuwetine ve kabiliyetine gore onlara binen yukan c;;ekiliyor. Ben de birine atlad1m. Bir dakika ic;;inde beni bulutlarm i.izerine c;;1kard1. Gayet gi.izel, suslenmi§, ye§il daglann ustiine c;;1kt1m. 0 bulut tabakas1, dagm yansma kadar gelmemi§ti. Her tarafta c;;ok tatl1 bir riizgar hissediliyor, c;;ok leziz bir su, c;;ok §irin bir l§lk gorunuyordu. Asansore benzeyen o nuran1 vas1talann her tarafta oldugunu gordilm. Hatta onceki iki yolculugumda ve zeminin oteki yiizi.inde de onlan gormil§, fakat ne olduklanm anlamam1§tlm. ;limdi anhyordum ki bunlar, Kur'an-1 Hak1m'in ayetlerinin cilveleridir. i§te 56Jt.1J1 'ij ayeti ile i§aret edilen ilk yo!, tabiata saplananlarm ve tabiatc;;1hk fikrini ta§1yanlarm yoludur ki, onda hakikate ve nura ula§mak ic;;in ne kadar zorluk bulundugunu anladm1z. 57 --;i~\ ayeti ile i§aret edilen ikinci yol, her §eyi sebeplere baglayanlann, vas1talara yaratma gi.icil ve tesir atfedenlerin, Me§§ai felsefeciler gibi varolu§un hakikatine eri§menin ve Vacibi.i'l-Vi.icO.d'u tammanm yalmz ak1lla ve fikirle milmkiln olabilecegini iddia edenlerin yoludur. 58fff c. ,; : ~t d,~l ayeti ile i§aret edilen uc;;i.incu yo! ise sirat-1 mustakim iizere olan Kur'an talebelerinin nuran1 caddesidir. En klsa, en rahat, en emin, herkese ac;;1k, semav1, Rahmani ve nurani bir yoldur.

f

56 57 58

"Sapkmlarmkine degil." (Fatiha suresi, 117) "Gazaba ugrayanlannkine degil." (Fatiha suresi, 1/7) "Nimet ve liitfuna mazhar ettiklerinin yoluna ilet." (Fatiha suresi, 1/7)


iKiNCi MAKSAT Zerrelerin hareketlerine dairdir. $u ayetin hazinesinden bir zerreye i§aret eder.

~jll~jll~\~ . .:•. /" '1 _;~\ _1i;, ~<:fc.tJ ,,, l~ H ~L:JI Gt '1 I ,~< ~ ..:J1 _ru.. • 1,, I -:;; '::{-,.J.J i...5'"'. I f .. , .Jr-- 0'- , .b

0

;;

"'

-"

l

""

"'

""o

0

,,..

)'~ f.5\ ')'_) ~; ~ _0\ )fj <Ji'j\j\ J ')'_) ~\~\ 59 • , ......... t:5 .! 0-::":'° • , 1.,,5, .. ,;;

/

/

j~,

.J

,;

J §5; J~ ~

,;;

~u

ayetin pek bi.iyi.ik hazinesinden bir miskal60 zerre miktan, yani bir zerre sand1k9gmdaki cevheri gosterir ve zerrenin hareketlerinden, vazifesinden bir pan;a bahseder. Bu "maksat"ta bir "mukaddime" ile i.ic:; "nokta" var.

Mukaddime 61 Zerrelerin hareketleri, Nakka§-1 Ezeli'nin kudret kaleminin kainat kitabmda tekvin! ayetleri, yani yarahh§ kanunlanrn yazmas1 s1rasmda, onlarm titremeleri ve dola§maland1r. Yoksa maddecilerin ve tabiatc:;1lann zannettigi gibi tesadi.if oyuncag1, kan§tk ve manas1z hareketler degildir. <;i.inki.i bi.iti.in varhklar gibi her bir zerre de hareketine ba§larken "Bismillah" der. Zira o zerre kuvvetinden fazla, sonsuz yi.ikleri kaldmr; bugday tanesi kadar bir c:;ekirdegin koca c:;am agac1 gibi bir yi.iki.i omzuna almas1 misali. .. Hem her zerre vazifesinin sonunda "Elhamdi.ilillah" der. <;i.inki.i bi.iti.in ak1llan hayrette birakan hikmetli ve gi.izel bir sanat, faydah ve gi.izel bir nak1§ gostererek Sani-i Zi.ilcelal'in ovgi.iye lay1k icraatma adeta bir kaside sunar. Mesela, nara ve m1s1ra dikkat et.

59

60 61

"Kafirler: 'Kiyamet saati bize gelmez, boyle bir §ey yok!' diye iddia ettiler. De ki: 'Hayir! Rabbim hakk1 ic;in gelecektir! 0 gayb1 bilen oyle bir Zat'hr ki, ilminden goklerde ve yerde zerre miktan bir §ey bile kac;amaz. Zerreden daha ki.ic;i.ik ve daha bi.iyi.ik hic;bir §ey yoktur ki, her §eyi ac;1klayan Kitap'ta (levh-i mahfuz' da) bulunmasm." (Sebe suresi, 34/3) Miskal: Yakla§1k 4 buc;uk grama e§it olan agirhk olc;i.isi.i. Giri§.


666

SOZLER

Evet, zerrelerin hareketleri; 62 H~iYE gayb aleminden gelen her §eyin gee;ikinci Maksat'taki zerrelerin hareketlerini tarif eden uzun cumlenin ha§iyesidir. Kur'an-1 Hakim' de jmam-1 Mubin ve Kitab-1 Mubin farkh yerlerde defalarca zikredilmi§tir. Tefsircilerin bir k1sm1 "ikisi aymdir", bir k1sm1 ise "farkhdir" der. Bunlann hakikatlerine dair beyanlar muhteliftir. Kisaca, "ilahi ilmin unvanlandir" denilmi§tir. Fakat Kur'an'm feyzi ile ben §U kanaate vard1m: imam-1 Miibin, Cenob-1 Hakk'zn ilminin ve emrinin bir ti1ri1ni1n unvanzd1r ki, §U gorilnen alemden <.;Ok gayb alemine bakar. Yani i<.;inde bulunulan zamandan ziyade gei.;mi§e ve gelecege nazar eder. Her §eyin gorilnurdeki varhgmdan c.;ok ashna, nesline, koklerine ve tohumlarma bakar. Allah'm takdiri olan kaderin bir defteridir. Bu defterin varhg1, Yirmi Altmc1 Soz' de ve Onuncu Soz\in bir ha§iyesinde ispat edilmi§tir. Evet, imam-1 Mubin, Allah'm ilim ve emrinin bir tilrilniln unvamd1r. Yani e§yanm c.;ekirdekleri, kokleri ve asdlan, kusursuz bir intizamla e§yamn varhgm1 gayet sanatkarca netice vermeleri yonuyle elbette Cenab-1 Hakk'm ilim dusturlarmm bir defteri vas1tas1yla duzenlendiklerini gosteriyorlar. Ve e§yanm neticeleri, nesilleri, tohumlan; ileride gelecek varhklann programlanm, fihristlerini ii.;erdiklerinden, elbette Allah'm emirlerinin kuc.;uk birer mecmuas1 olduklanm bildiriyorlar. Mesela bir c.;ekirdek, bir agacm butiln meydana geli§ a§amalanm duzenleyecek olan programlarm, fihristlerin, o program ve fihristleri tayin eden yarahh§ kanunlannm kuc.;ucuk, cisimle§mi§ hali hukmundedir, denilebilir. K1sacas1: Madem imam-1 Mubin, ge<.;mi§in, gelecegin ve gayb aleminin etrafmda dal-budak salan yarahh§ agacmm bir program1, fihristi hukmundedir. Demek ki, bu manada jmam-1 Mubin, kaderin bir defteri, dusturlarznzn bir mecmuas1d1r. 0 dusturlann yazdmas1 ve hukmunu icra etrnesiyle zerreler, e§yanm vucudundaki hizmetlerine ve hareketlerine sevk edilir. Kitab-1 Miibin ise gayb aleminden i.;ok, gorunen aleme bakar. Yani gei.;mi§ ve gelecekten ziyade i<.;inde bulunulan zamana nazar eder, ilim ve emirden ziyade Allah'm kudret ve iradesinin bir unvanz, bir defteri, bir kitab1d1r. jmam-1 Mubin kader defteri ise Kitab-1 Mubin kudret defteridir. Yani her §eyin vilcudundaki, mahiyetindeki, s1fat ve fiillerindeki kusursuz sanat ve intizam, onlann mukemmel bir kudretin dusturlanyla ve her §eye tesir eden bir iradenin kanunlanyla var edildigini, suretleri tayin ve te§his edilerek onlara belirli birer miktar, hususi birer §ekil verildigini gosteriyor. Demek ki, o kudret ve iradenin kulli ve umumi bir kanunlar mecmuas1, buyuk bir defteri vardir; her bir §eyin hususi vilcudu ve sureti ona gore bii.;ilir, dikilir, giydirilir. i§te bu defterin varhg1 imam-1 Mubin gibi kader ve cuzi irade meselelerinde ispat edilmi§tir. Gaflet ve dalalet ehlinin, hak yoldan sapm!§ felsefecilerin ahmakl1gma bak ki, yarat1c1 kudretin o Levh-i Mahfuz'unu, Cenab-1 Hakk'm hikmet ve iradesinin her §eyi gorerek yaztlmt§ kitabmm e§yadaki o cilvesini, akislerini, misalini hissetrni§ler fakat -ha§a- "tabiat" diye isimlendirmi§, koreltmi§ler. i§te imam-1 Mubin ile, yani kaderin hukmu ve dusturu ile ilahi kudret, e§yanm yarahh§mda hepsi birer ayet olan varhklar silsilesini "Levh-i Mahv ve isbat" denilen zamanm misali sayfasmda yaz1yor, var ediyor, zerreleri hareket ettiriyor. Demek, zerrelerin hareketleri o yaz1dan, o nushalann icadmda,1 -varhklann gayb aleminden gorunen aleme ve ilimden kudrete gec.;meleri sirasmda- ortaya <.;ikan bir titre§im, bir faaliyettir.

62 HA$iYE


OruzuNcu Soz 667

mi§ aslmdaki ve gelecek neslindeki duzenin kaynag1 olan ve Cenab-1 Hakk'm ilminin ve emrinin bir unvarn bulunan "imam-1 Mubin"in dusturlan ve yaz1s1 altmda, §imdiki zamanda ve §U gorunen alemde e§yanm yarahh§mdaki tasarrufun zeminidir. ilahi kudret ve iradenin bir unvarn olan "Kitab-1 Mubin" den c;ogalttlarak, ak1p giden zamanm hakikati ve misali sayfalan olan "Levh-i Mahv ve ispat"ta kudret kelimelerinin yaz1hp c;izilmesinden meydana gelen hareketler ve manidar titre§imlerdir. Birinci Nokta iki bahistir Birinci Bahis

Her zerrede -hem hareket ederken hem dururken- gune§ gibi iki tevhid nuru parhyor. <:;:unku -Onuncu Soz'un "Birinci i§aret"inde k1saca ve Yirmi ikinci Soz' de etrafhca ispat edildigi gibi- her bir zerre eger Cenab-1 Hakk'm memuru olmazsa, O'nun izni ve tasarrufuyla, ilmi ve kudretiyle hareket etmezse o vakit her zerrenin sonsuz bir ilme ve smirs1z bir kudrete sahip olmas1 gerekir. Her zerrenin her §eyi goren bir gozu, her §eye bakan bir yuzu bulundugunu, her §eye soziinun gec;tigini kabul etmek laz1m gelir. <:;:unku hava ve su gibi unsurlann her bir zerresi, her bir canlmm vucudunda muntazam bir §ekilde i§ler veya i§leyebilir. Halbuki e§yanm duzeni ve yarahh§ kanunlan birbirinden farkhdtr. Bir zerre o kanunlan bilmezse i§leyemez, i§lese de bunu hatas1z yapamaz. Halbuki hepsi kusursuz i§liyor. Oyleyse canhlann vucudunda hizmet eden o zerreler ya smirs1z bir ilim sahibinin izni ve emriyle, ilmi ve iradesiyle i§lerini g6ruyor veyahut kendilerinde oyle ku§ahc1 bir ilim ve kudret bulunur. Evet, havanm her bir zerresi, her canlmm viicuduna, her bir c;ic;egin her meyvesine, her yapragm i<;ine girip i§leyebilir. Halbuki varhklann olu§um kanunlan farkhdtr, ba§ka ba§ka yarahh§ hususiyetleri bulunur. "Levh-i Mahv ve isbat" ise sabit ve daimi olan bilyilk Levh-i Mahfuz'un milmkinat dairesindeki, yani blume ve hayata, varhga ve fanilige daima mazhar olan e§yadaki silrekli degi§en bir defteri ve yaz-boz tahtas1dir, zamanm hakikati odur. Evet, her §eyin bir hakikati oldugu gibi, zaman dedigimiz, kainatta akan bilyuk nehrin hakikati de Levh-i Mahv ve isbat'taki kudret yaz1smm bir sayfas1 ve milrekkebi hukmilndedir. ~I~~~\~ 'i (Hii;; kimse gayb1 bilemez, gayb1 yalmz Allah bilir.)


668

SiiZLER

Bir incirin fabrikas1 mesela i;;uha makinesi gibiyse, bir nann fabrikas1 da §eker makinesi gibi olacakhr. Bunlar gibi ba§ka ornekleri de du§linebilirsin. 0 varltklann, o cisimlerin programlan birbirinden ayndir. Arna bir hava zerresi onlarm hepsine girer veya girebilir, vazifesini gayet hikmetle, ustaca ve kusursuzca gorur, <;;e§itli haller altr. Vazifesi bittikten sonra da oradan aynhr. i§te hareket eden o hava zerrelerinin; bitkilere, hayvanlara, hatta onlarm meyvelerine ve <;;i<;;eklerine giydirilen suretlerin yarabh§ kanunlanm, miktanm, bi<;;imini bilmesi veyahut bir bilenin iradesine ve emrine uymas1 gerekir. Hareketsiz topragm her bir zerresinin butun <;;i<;;ekli bitkilerin ve meyveli agai;;larm tohumlarma yuvahk etmesi mumkun oldugundan, hangi tohum gelse o zerrede, yani benzerlik itiban ile bir zerre hukmundeki bir avu<;; toprakta kendine has bir fabrikay1, butun ihtiyai;;lan ve buyumesi i<;;in gereken maddeleri bulur. i§te o zerrede ve o zerrenin kulubecigi olan bir avu<;; toprakta; ya aga<;;lann, bitkilerin, <;;i<;;eklerin ve meyvelerin rurleri say1smca kusursuz manevi makine ve fabrikalarm bulunmas1 gerekir ya da mucize sahibi, her §eyi yoktan var eden ve her varhgm her ihtiyacm1, her hususiyetini bilen bir ilim ve kudret bulundugunu kabul etmemiz laz1md1r. Veyahut o vazifelerin bir Kadir-i Mutlak'm, 63 bir Alim-i Kulli $ey'in64 emri, 65 izni66 ve kuwetiyle 67 gorduruldtigti kabul edilmelidir. Evet, nasil ki acemi, kaba, cahil, basit ve kor bir adam Avrupa'ya gitse, oradaki butun fabrikalara, tezgahlara girse ve her bir zanaatta, her bir fabrikada <;;ah§sa son derece hikmetli, sanath oyle eserler yapar ki, herkesi hayrette b1rak1r. Fakat zerre kadar §UUru olan, o adamm §U i§leri kendi ba§ma yapmad1gm1, belki btiytik bir ustadm ona ders verdigini, onu <;;alt§brd1gm1 bilir. Yine mesela basit kulubeciginde ya§ayan, kor, aciz, yerinden 63 64 65 66

67

Bkz. Maide sO.resi, 5/120. Bkz. Bakara sO.resi, 2/231. Bkz. A'raf sO.resi, 7/54; ibrahim sO.resi, 14/32; Yasin sO.resi, 36/82. Bkz. Bakara sO.resi, 2/255; Al-i imran sO.resi, 3/145; Nisa sO.resi, 4/64; Maide sO.resi, 5/110; YO.nus sO.resi, 10/100. Bkz. Kehf sO.resi, 18/39; Buhari, ezdn 7, teheccud 21; Muslim, saldt 12, menasik 139; EbO. DavO.d, saldt 36; Tirmizi, deavat 26, 36; Nesai, ezdn 36; ibni Mace, ikamet 180; Darimi, sa/dt 10; Muvatta, Kur'an 23; Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 1/66, 71; et-Taberani, el-Mu'cemu'l-Evsat 4/95.


OrnzuNcu Soz 669

kalkamayan bir adam farz edelim. 0 kuliibecigin kap1smdan ic:;eri bir dirhem kadar kiic:;iik ta§, kemik ve pamuk gibi maddeler veriliyor olsun. Eger o kuliibecikten batmanlarca68 §eker, toplarca c:;uha, binlerce miicevher, gayet sanath ve degerli ta§larla siislenmi§ elbiseler, lezzetli yiyecekler c:;1ksa, zerre kadar akh bulunan, "O adam, mucizeler gosteren bir zatm mucizelerinin kaynag1 olan fabrikasmm bekc:;isi veyahut miskin kap1c1s1d1r." diyecektir. Aynen oyle de, havadaki her bir zerrenin; Samed Yarabcmm birer mektubu, ilahi sanatm birer antikas1, birer kudret mucizesi, birer hikmet harikas1 olan bitki ve agac:;lardaki, c:;ic:;ek ve meyvelerdeki hareket ve hizmetleri, onlarm Sani ve Hakim, Fahr ve Kerim, celal ve cemal sahibi bir Zat'm emri ve iradesiyle hareket ettigini gosterir. Topragm her bir zerresi de ayn birer makine ve tezgah, ayn birer matbaa, hazine ve antika, Sani-i Ziilcelal'in isimlerini bildiren birer ilanname ve kemal vas1flanm soyleyen birer kaside hiikmiindeki o tohumcuklann, o c:;ekirdeklerin siimbiillerine, agac:;lanna kaynak ve yuvad1r. Biitiin bunlar "01!" emrinin sahibi, 69 her §eye malik, 70 her §ey kendisine itaat eden 71 bir Sani-i Ziilcelal'in emriyle, 72 izniyle, 73 iradesiyle, 74 kuvvetiyle 75 olur ve bu, iki kere iki d6rt eder derecesinde kesindir. Amenna ... ikinci Bahis

Zerrelerin hareketlerindeki vazife ve hikmetlere kiic:;iik bir i§arettir. Evet, ak1llan gozlerine inmi§ maddeciler, hikmetsiz ve gayesizlik esasma dayanan felsefeleriyle zerrelerin giiya tesadiife bagh olan hareketlerini biitiin kanunlanna temel kabul etmi§ ve Cenab-1 Hakk'm benzersiz eserlerine kaynak gostermi§ler. Onlarm, say1s1z hikmetle donablm1§ varhkJan hikmetsiz, manaSIZ, karmakan§Ik bir §eye dayandirmaJannm ne kadar ak1! dI§I oldugunu zerre miktar §UUru bulunan bilir. 68 69

70 71 72 73 74 75

Batman: 7,692 kilogramhk agirhk olc;usu. Dirhemin 2400 kati.

"(0, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' der, o da oluverir." (Bakara suresi, 2/117; Al-i imran suresi, 3/47, 59; En' am suresi, 6/73; Nahl suresi, 16/40 ... ) Bkz. Yasin suresi, 36/82. Bkz. Nahl suresi, 16/13, 79. Bkz. Yasin suresi, 36/82. Bkz. A'raf suresi, 7/58; ibrahim suresi, 14/11. Bkz. Ra'd suresi, 13/11; isra suresi, 17/16; Yasin suresi, 36/82. Bkz. Kehf suresi, 18/39.


670

SbZLER

;>imdi, Kur'an-1 Hakim'in hikmeti noktasmda bak1hrsa zerrelerin hareketlerinin pek c;ok gayesi, hikmeti ve vazifesi vard1r. ~~ t~ ~ ~µ 76 ~~ ~ gibi bin:;ok ayet, onlann hikmetlerine ve vazifelerine i§aret eder. Or~ek olarak birkac:;m1 soyleyecegiz: Birincisi: Cenab-1 Vacibu'l Vucud, yaratte1hgmm tecellilerini yenilemek ve tazelemek, her bir ruhu model yaparak onlara her sene kudret mucizelerinden taze birer beden giydirmek, her bir kitaptan binlerce farkh kitab1 hikmetiyle ayn ayn yazarak c:;ogaltmak, tek bir hakikati ba§ka ba§ka suretlerde gostermek ve varhklarm, alemlerin birbiri ardmca bolilk boluk gelmesine zemin haz1rlamak ic:;in kudretiyle zerreleri hareket ettirmi§ ve vazifelendirmi§tir. ikincisi: Mulkun Yilce Sahibi, §U dilnyay1, bilhassa yeryilzil tarlasm1 bir millk suretinde yaratmt§tlr. Yani taze mahsuller vermeye, bitkilerin buyumesine musait bir §ekilde haz1rlam1§tlr ki, sonsuz kudret mucizelerini orada ekip bic:;sin. i§te yeryiizii tarlasmda, zerreleri hikmetle hareket ettirerek intizam dairesinde vazifelendirip her as1r, her mevsim, her ay, belki her giin, hatta her saat kudret mucizelerinden yeni birer kainat gosterir, yeryiizii avlusuna ba§ka ba§ka mahsuller verdirir. Sonsuz rahmet hazinelerinin hediyelerini, kudret mucizelerinin orneklerini zerrelerin hareketleriyle sergiler. O~uncusu: Nakka§-1 Ezeli, isimlerinin sonsuz tecellilerinin nakt§lanm gostermek, o isimlerin cilvelerini ifade etmek ic:;in; sm1rh bir zeminde hadsiz nak1§lan sergilemek ve kuc:;iik bir sayfada nihayetsiz manalan bildirecek olan say1s1z ayetleri yazmak ic:;in zerreleri kusursuz bir hikmetle hareket ettirip tam bir intizamla vazifelendirmi§tir. Evet, gec:;en senenin mahsulleriyle bu seneninkilerin mahiyeti aym, fakat manalan farkhd1r. itibari olan, bir kararda kalmayan ortaya c:;1k1§lan ve suretleri degi§tirilince manalan da degi§ir ve c:;ogahr. itibari ve gec;ici suretler degi§tigi ve goriinil§te fani oldugu halde onlarm giizel manalan muhafaza edilip sabit ve baki kahr. ;>u agacm gec:;en baharda ac:;an yaprak, c:;ic:;ek ve meyvelerinin ruhu olmad1gmdan, onlar, bu bahardaki emsallerinin hakikatc:;e ayms1d1r. Yalmz suretlerde fark vard1r. T ecellileri her vakit tazelenmekte olan ilahi isimlerin manalanm ifade 76

"Hic;bir §ey yoktur ki, O'nu hamd ile beraber tesbih (tenzih) ediyor bulunmasm." (isra sO.resi, 17/44)


OrnzUNcu Soz 671

etmek ic:;in her baharda yeni mahsuller farkh suretlerle bncekilerin yerine gelir. Dorduncusu: Haklm-i Zulcelal, uc;suz bucaks1z misal alemi gibi gayet geni§ olan ruhlar alemine ve SlnlrSlZ ba§ka uhrevi alemlere birer mahsul, sus veya gerekli maddeler hukmunde, onlara uygun §eyleri haz1rlamak ic;in §U darac1k dunya tarlasmda77 ve yeryuzu tezgahmda zerreleri hareket ettiriyor. Kainati su gibi ak1tip varhklan seyyar bir halde gezdirerek §U kuc:;uk zeminde o pek buyuk alemlere pek c:;ok manevl mahsul yeti§tiriyor. Sonsuz kudret hazinelerinden nihayetsiz bir akt§la, mahsulleri dunyadan gayb alemine, bir k1smm1 da ahiret alemlerine dokuyor. Be§incisi: Cenab-1 Hak, sonsuz kemalini, isimlerinin hadsiz cemal ve celal tecellilerini ve tesbihatim §U dar ve smtrh yeryuzunde, az bir zamanda gbstermek ic:;in zerreleri tam bir hikmetle ve kudretiyle hareket ettirip kusursuz bir duzen i<:;inde vazifelendiriyor; onlara smtrh bir zaman ve zeminde sm1rs1z tesbihat yaptmyor. Sonsuz cemal, celal ve kemal tecellilerini gbsteriyor. Gayba ait pek c:;ok hakikati, ahirete ait pek c:;ok meyveyi, fani varhklann baki olan huviyet ve suretlerinden pek c;ok misall nak§t ve manidar, surekli i§lenip degi§en levhalan yaratiyor. Demek, zerreleri hareket ettiren, §U buyuk maksatlan ve muazzam hikmetleri gosteren bir Zat vard1r. Yoksa her bir zerrede gune§ gibi bir §UUr bulunmas1 gerekir. Bu be§ brnek gibi belki be§ bin hikmetle c:;ekip c:;evrilen zerrelerin hareketlerini, o ak1ls12 felsefeciler hikmetsiz zannetmi§. Hakikatte biri kendine, digeri d1§anya ait iki cezbeli hareketle Cenab-1 Hakk'1 tesbih edip Mevlevl misali zikreden ve semaa kalkan o zerreleri, kendi kendilerine sersem gibi donup oynuyor samp yamlmi§lar. i§te bundan anla§1hyor ki, onlann ilmi ilim degil, cehalettir. Felsefeleri, hikmetsizliktir. (Oc:;uncu Nokta' da altmo olarak uzun bir hikmet daha soylenecektir.)

ikinci Nokta Her bir zerrede, Vacibu'l-Vucud'un varhgma ve birligine iki dosdogru §ahit vardtr. 77

"Di.inya, ahiretin tarlas1d1r." manasmdaki hadis ic;in bkz. el-Gazali, jhyau U/Umi'dDin 4/19; es-Sehavi, e/-Makas1du'l-Hasene s. 497; Aliyyi.ilkari, el-Esraru'l-Merfua s. 205.


672 SOZLER

Evet, hir zerre, aczi ve cansizhg1yla heraher, §Uurlu hir §ekilde hilyilk vazifeleri yapmak ve hilyilk yilkleri kaldirmakla Vacihil'l-VilcO.d'un varhgma ac;1kc;a §ahitlik eder. Hareketlerinde kainatm umumi diizenine ve her gird@ yerde oraya mahsus kanunlara uymakla ve her yeri vatam hilip oraya yerle§mesiyle de Vacihil'l-VilcO.d'un hirligini, millk ve melekO.tun 78 maliki olan Zat' m her varhkta tek tek goriilen hirlik tecellisini gosterir. Yani zerre kiminse gezdigi her yer de aym zatmdir. Demek, zerrenin aciz, yilkilniin c;ok agir ve vazifelerinin sonsuz olmas1, onun hir Kadir-i Mutlak'm ismi ve emriyle hareket ettigini hildirir. Hem kainatm umumi kanunlanm hilir gihi hareket etmesi ve her yere kolayca, manilerle kar§ila§madan girrnesi, o zerrenin, tek hir Alim-i Mutlak'm kudreti ve hikmetiyle i§ gordiigunii gosterir. Evet, nas1l ki hir askerin, tak1mmda, holiigunde, tahurunda, alaymda, firkasmda ve hunlar gihi her hir dairede hirer hag1 ve o haga gore hirer vazifesi vard1r. Asker o baglan, o vazifeleri bilmekle, onlara uygun hareket etmekle ve askeri diizen altmda talim gormekle heraher, biitiin o daireleri idare eden hir tek ha§kumandanm emrine ve kanununa tahidir. Aynen oyle de, her zerrenin, birhiri ic;inde hir hiitiinil olu§turan k1s1mlara kar§l uygun hirer vaziyeti, hepsiyle ayn ayn, faydaya dayanan hirer hag1, dilzenli hirer vazifesi, hikmetli neticeleri hulunur. Elbette o zerreyi o k1s1mlara, biitiin baglanm ve vazifelerini muhafaza edip netice ve hikmetleri bozmayacak hir §ekilde ancak biitiln kainat tasarrufu altmda olan hir Zat yerle§tirehilir. Mesela, Tevfik'in79 HAf!iYE gozbehegine yerle§en zerrenin, gozdeki biltiin sinirlere, atardamar ve toplardamar gibi damarlara gore vaziyet almas1 ve yilzde, ha§ta, govdede, daha sonra da tam bir hikmetle vilcudun tamammda birer hagmm, vazifesinin, faydasmm bulunmas1 gosteriyor ki, ancak vilcudun hiltiin uzuvlanm yaratan Zat o zerreyi oraya yerle§tirehilir. Bilhassa rlZlk olmak i<;in gelen, rlZ!k kafilesinde yolculuk eden zerreler, i;ok hayret verici bir dilzen ve hikmetle nice merhaleden, tabakadan muntazam bir §ekilde gec;ip gelirler. ~uurluymu§ gihi, hie; Melekut: Varhgm parlak ve temiz, somut alemin renkleri ve kirlerinin kan§mad1g1 yilzil. Ka.inatm bu yilzil vas1tas1z, kendi Hahk'ma donilktilr. Onda sebep-sonu<; zinciri yoktur. 79 HAf)iYE Nur'un birinci katibidir. 78


OruzuNcu Soz 673

§a§irmadan canlmm bedeninde d6rt si.izgec;ten gec;erek nzka muhtac; uzuv ve hi.icrelerin imdadma yeti§mek ic;in kandaki alyuvarlara yi.iklenip bir comertlik ve ihsan kanunuyla yard1ma ula§Irlar. i§te ac;1kc;a anla§Ihr ki: ~u zerreleri binlerce farkh merhaleden gec;iren ve sevk eden, elbette ve elbette, Rezzak ve Kerim bir Zat, Rahim bir Yaratic1dir; O'nun kudreti kar§tsmda zerreler ve yild1zlar omuz omuzadir, e§ittir. Hem her bir zerre, vazifesini oyle benzersiz bir sanatla gori.ir, nakI§ gibi i§ler ki, ya diger bi.iti.in zerrelerle mi.inasebetli, onlann her birine ve hepsine hem hakim hem bagh bir vaziyette o hayret verici ve hikmetli sanati, nak§I bizzat bilir ve yaratir. Bu ise binlerce defa imkans1zdir, ak1l d1§1d1r. Ya da o zerreler bir Sani-i Haklm'in kader kanunundan ve kudret kaleminden c;1kan, hareket etmekle vazifeli birer noktadir. Nasil ki, mesela Ayasofya'nm kubbesindeki ta§lar, eger mimannm emrine ve sanatma tabi olmazsa, her bir ta§m Mimar Sinan gibi bir usta olmas1 ve diger ta§lara hem bagh hem hakim bulunmas1, yani "Geliniz, di.i§memek, ayakta durmak ic;in ba§ ba§a verelim." demesi gerekir. Aynen oyle de, Ayasofya'nm kubbesinden binlerce defa daha sanath, daha hayret verici ve hikmetli olan varhklardaki zerreler, Kainatm Ustasmm emrine uymazsa, her birine kainatm Sani'inin s1fatlan kadar kemal s1fati verilmesi laz1m gelir. Fesubhanallah! Dinsiz maddeciler bir Vacibi.i'l Vi.icud'u kabul etmediklerinden, mezheplerine gore zerreler say1smca batil ilah1 kabul etmeye mecbur kahyorlar. i§te bu yi.izden inkarc1 kafir ne kadar filozof ve alim de olsa, sonsuz ve mutlak bir cehalet ic;indedir. U~iincii Nokta

Bu nokta, Birinci Nokta'nm sonunda bahsedecegimizi soyledigimiz altmc1 bi.iyi.ik hikmete bir i§arettir: Yirmi Sekizinci Soz' deki ikinci soruya verilen cevabm ha§iyesinde §6yle denilmi§ti: Zerrelerin havadaki ve canhlann cisimlerindeki hareketlerinin binlerce hikmetinden biri de onlan nurlandirmaktir ve ahiret alemine lay1k zerreler olmak ic;in canh ve manah hale gelmektir. insanlann ve hayvanlann bedenleri, hatta bitkilerin govdeleri adeta terbiye dersini almak ic;in gelenlere bir misafirhane, bir ki§la, bir okul hi.ikmi.indedir ki, cans1z zerreler oralara girer ve nurlamr. Adeta bir talim gori.ir,


674

SOZLER

letafet kazamrlar. Vazifelerini yapmakla beka aleminde ve bi.ihln zerreleriyle canh olan ahiret yurdunda var olmaya lay1k hale gelirler. Soru: Zerrelerin hareketlerinde §U hikmetlerin bulundugu nas1! bilinir? Cevap: Oncelikle, Sani'in, kainattaki bi.iti.in varhklann intizam ve hikmetleriyle sabit olan hikmetiyle bilinir. Ci.inki.i en basit bir §eye bile en geni§ hikmetleri takan bir Zat, kainatm ak1§1 ic;inde bi.iyi.ik bir faaliyet gosteren ve hikmetli naki§lara vesile ve malzeme olan zerrelerin hareketlerini hikmetsiz btrakmaz. En ki.ic;i.ik varhklan bile vazifelerinde i.icretsiz, maa§Slz, kemalsiz birakmayan bir hikmet ve hakimiyet, say1s1z ve esash memurlanm, hizmetkarlanm da nursuz, i.icretsiz birakmayacakhr. ikincisi, Sani-i Hakim, yeryi.izi.indeki c;e§itli unsurlan harekete gec;irip vazifelendirerek onlan -bir hlr i.icret hi.ikmi.inde- maden derecesine c;1kanr .. madenlere has tesbihah onlara bildirir .. madenleri hareket ettirip vazifelendirerek onlara bitkilerin hayat mertebesini verir .. bitkileri nz1k yapmakla onlara hayvanlarm letafet mertebesini ihsan eder.. hayvanlann zerrelerini vazifelendirip nz1k yoluyla insanm hayat derecesine c;1kanr .. ve nihayet insanm vi.icudundaki zerreleri siize siize tasfiye ederek onlara beynin ve kalbin en nazik ve latif yerinde makam verir ... i§te biihln bunlardan anla§1hr ki, zerrelerin hareketleri hikmetsiz degildir. Belki her biri kendine gore bir c;e§it kemal noktasma ko§turuluyor. 80 Oi;:iinciisii, canhlann c;ekirdek ve tohumlarmdaki gibi bir k1s1m zerreler oyle manevl bir nura, letafete, meziyete mazhar oluyor ki, ba§ka zerrelerin ve koca bir agacm ruhu, sultam hukmiine gec;iyorlar. i§te biiyi.ik bir agacm butun zerreleri ic;inde bir k1smmm §U mertebeye c;1kmas1 ve o agacm hayat tabakasmda pek c;ok safhadan gec;ip nazik vazifeler gormesi; zerrelerin Sani-i Haklm'in emriyle, yarad1h§ vazifeleri ic;inde, hareket hlrlerine gore kendilerinde tecelli eden ilahi isimler hesabma ve §erefine manevl birer makam, letafet ve nur kazand1klanm, manevi birer ders ald1klanm gosteriyor. K1sacas1: Madem Sani-i Hakim her §eye, uygun ve lay1k bir kemal noktas1, bereketli bir varhk mertebesi belirledikten sonra, c;ah§lP kendi kemal noktasma ula§mas1 ic;in bir kabiliyet vererek o §eyi oraya sevk 80

Bkz. Taha suresi, 20/50.


OrnzuNcu Soz 675

ediyor. $u kanun bullin bitki ve hayvanlarda gei;:erli olmakla beraber cans1z cisimlerde de gei;:erlidir ki, Cenab-1 Hak, elmas derecesine ve yuce cevherler mertebesine i;:1kmas1 i<;:in basit topragm k1ymetini yukseltiyor. $u hakikatte muazzam bir "rububiyet kanununun" ucu gorunuyor. Hem madem Hahk-1 Kerim, nesillerin devamm1 saglayan o buyuk kanununda, vazifelendirdigi hayvanlara birer maa§ hukmunde az bir lezzet verir. An ve bulbul gibi, ba§ka Rabbani hizmetlerde i;:ah§hnlan hayvanlara ucret olarak birer kemal ihsan eder. $evk ve lezzete vesile birer makam verir. i§te §Unda muazzam bir "kerem kanununun" ucu g6runuyor. Hem madem her §eyin hakikati, Cenab-1 Hakk'm bir isminin tecellisine bakar, ona baghdir ve aynad1r. 0 §ey ne kadar guzel bir ha! ahrsa 0 ismin §erefinedir; 0 isim oyle istedigi i<;:indir. 0 §ey bilse de bilmese de, guzel hali hakikat nazannda makbuldur. i§te §U hakikatte gayet muazzam bir "guzel k1lma ve cemal kanununun" ucu gorunuyor. Hem madem Fahr-1 Kerim, kerem dusturu geregi, bir §eye verdigi makam1 ve kemali o §eyin omrunun bitmesiyle geri alm1yor. Belki kemale eren o §eyin meyvelerini, neticelerini, manevi huviyetini ve manasm1, canh ise ruhunu baki k1hyor. Mesela dunyada insam mazhar ettigi kemal vas1flannm manalanm, meyvelerini sakhyor. Hatta §Ukreden bir muminin yedigi, yok olup giden meyvelerin §Ukrunu, hamdini cisme burunmll§ bir cennet meyvesi suretinde ona geri veriyor. 81 $u hakikatte muazzam bir "rahmet kanununun" ucu gorunuyor. Hem madem e§i benzeri olmayan YarahCI, hii;:bir §eyi israf etmiyor, abes i§ yapm1yor. Hatta guz mevsiminde vazifesi bitmi§, olmll§ mahluklarm maddi enkazlanm baharda yeni canhlan yaratmak i<;:in kullamyor, onlann cisimlerine yerle§tiriyor. Elbette ji:. ~ .)\}\ fY. 52 ui')\11 s1rnyla ve 83 JI~\ ~ ;_?-')\ ~\ill J~ ayetinin i§aretiyle bu

Ji?

81

82 83

Bkz. "Kim 'si.ibhanallahi ve bihamdihi, si.ibhanallahi'l-azim' derse cennette onun ic;in bir hurma agac1 dikilir." (Tirmizi, deavat 59; ibni Mace, edeb 56); "Kim 'si.ibhanallahi ve'l-hamdi.ilillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber' derse her harfi ic;in onun adma cennette bir agac; dikilir." (et-Taberani, el-Mu'cemu'l-Evsat 8/226); "Cennet fidanlan 'la havle vela kuwete ilia billah'tir." (Ahmed ibni Hanbel, e/-Musned 5/418). "Gun gelir, yer ba§ka bir yere .. c;evrilir." (ibrahim suresi, 14/48) "Ahiret yurdu, (her §eyin diri oldugu) gerc;ek hayatt1r." (Ankebut suresi, 29/64)


676

SOZLER

dunyadaki cans1z, §Uursuz fakat muhim vazifeler goren zerreleri; ta§Iyla, agac1yla, her §eyiyle canh ve §Uurlu olan ahiret alemindeki baz1 varhklan yapmak ic;in kullanmas1 hikmetin geregidir. <;unku harap olmu§ dunyanm zerrelerini dunyada b1rakmak veya yokluga atmak israfhr. i§te §U hakikatte pek buyuk bir "hikmet kanununun" ucu g6runuyor. Hem madem dunyadaki pek c;ok eser, manevi aleme ait §eyler, meyveler, cinler ve insanlar gibi kullukla vazifeli varhklann amel defterleri, yaphklan i§lerin sayfalan, ruhlan ve bedenleri ahiret pazarma gonderiliyor. Elbette o meyvelere ve manalara hizmet ve arkada§hk eden zerreler de vazifelerini yaparak kendilerine g6re bir kemal noktasma ula§hktan soma, yani hayat nuruna c;ok defa hizmet edip eri§tikten ve hayati tesbihata vesile olduktan soma §U y1k1lacak dunyanm enkazmdaki zerreleri de 6teki alemin binasma yerle§tirmek adaletin ve hikmetin geregidir. Bu hakikatte de pek muazzam bir "adalet kanununun" ucu gorunuyor. Hem madem ruh cisme hakim oldugu gibi, kaderin cans1z maddelerde yazd1g1 yarahh§ kanunlan da o maddelere hakimdir. 0 maddeler, kaderin manevi yaz1sma gore mevki ve duzen alabilirler. Mesela zerreler, yumurtalann c;e§itlerinde, spermlerin k1s1mlannda, c;ekirdeklerin ve tohumlann cinslerinde kaderin ayn ayn yazd1g1 yarahh§ kanunlan neticesinde ayn ayn makam ve nur sahibi oluyorlar. Ve esas itiban ile mahiyetleri84 HA$iYE aym olan o maddeler, say1s1z farkl1 varhgm 6zu, kaynag1 haline geliyor. Elbette bir zerre hayat hizmetinde ve hayattaki Cenab-1 Hakk'1 tesbih vazifesinde defalarca bulunmu§Sa, 0 zerrenin manevi alnmda 0 manalann hikmetlerinin, her §eyi eksiksiz yazan kader kalemiyle kaydedilmesi; Allah'm her §eyi ku§atan ilminin geregidir. i§te §Unda da pek muazzam olan, "Her §eyi ku§atan ilahi ilim kanununun" ucu gorunuyor. Oyleyse zerreler85 HA$iYE ba§IbO§ degildir. Sozun Ozu: Bu yedi kanunun, yani Rububiyet, Kerem, Cerna!, Rahmet, Hikmet, Adalet ve her §eyi ku§atan ilim gibi muazzam Evet, onlann hepsi §U dort unsurdan olu§ur: Oksijen, hidrojen, azot ve karbon. Madde bak1mmdan aym saydabilirler. Farklan yalmzca kaderin manevi yaz1smdad1r. ss HA$iYE $u cevap, yedi "Madem" kelimesine bakar.

84 HA$iYE


OrnzuNcu Soz 677

kanunlann g6runen w;lan, arkalannda birer ism-i Azam'1 ve o ism-i Azam'm en buyuk tecellilerini gbsteriyor. 0 tecellilerden anla§ihyor ki: Diger varhklar gibi §U dunyadaki zerreler de gayet yuce hikmetler ic;in kaderin c;izdigi sm1r uzerine kudretin koydugu yaratih§ kanunlanna gore, hassas bir ilml olc;uyle hareket ediyorlar. Adeta ba§ka, yuksek bir aleme 86 HA$iYE gitmeye haz1rlamyorlar. Oyleyse canhlann cisimleri, 0 yolcu zerrelere adeta birer okul, birer k1§la, terbiye ic;in birer misafirhane hukmundedir. Ve boyle oldugu, yamlmaz bir sezgiyle, bir hisle anla§ilabilir. K1sacas1: Birinci Soz' de denildigi ve ispat edildigi gibi, her §ey "Bismillah" der. i§te butun varhklar gibi her bir zerre ve zerrelerin her bir k1sm1, her bir hususi toplulugu da ha! diliyle "Bismillah" der, oyle hareket eder. 87 Evet, bu uc; "Nokta"nm s1rnyla; her bir zerre, hareketinin ba§mda ha! diliyle "Bismillahirrahmanirrahlm", yani "Ben, Allah'm ad1yla, O'nun hesabma, izniyle, kuvvetiyle hareket ediyorum." der. Sonra hareketinin neticesinde, her varhk gibi her bir zerre ve her bir zerre toplulugu da ha! diliyle 88 ~t.;J1 ~j ~ Ll\ der, Cenab-1 Hakk'a bir ovgu kasidesi hukmunde olan sanath bir varhgm nak1§lannda, kudretin kuc;uk bir kalem ucu hukmunde gorunur. Belki her biri; manevl, Rabbanl, muazzam ve say1s1z ba§l bulunan bir fonografm 89 birer plag1 hukmundeki varhklann ustunde donen, Cenab-1 Hakk'a hamd kasideleriyle onlan konu§turan ve O'nu tesbih bestelerini okutan birer igne ba§! §eklinde kendini gbsterir. (i.inkil at;ikt;a gori.ildi.igil gibi, gayet comert<;e bir faaliyetle §U maddi, yogun ve silfli aleme hayat nurunun t;okt;a serpilmesi ve alemin l§tklandmlmas1, hatta en k1ymetsiz maddelerin ve <;ilrilmil§ cisimlerin taze bir hayat nuruyla t§tklandmlmas1, o kesif ve k1ymetsiz maddelerin yine hayat nuruyla gilzelle§tirilmesi, cilalanmas1 neredeyse apat;ik bir §ekilde i§aret ediyor ki: $u maddi, cans1z alem gayet latif, yiice, pak ve her §eyiyle canh olan bir ba§ka alem hesabma; zerrelerin hareketiyle, hayatm nuruyla cilalamyor, eritiliyor ve giizelle§tiriliyor. Adeta daha gilzel bir aleme gitmek it;in si.isleniyor. i§te insanm oldi.ikten soma bedenen diriltilecegini aklma s1g1§tiramayan dar ak1lh kimseler, Kur'an'm nuruyla baksalar gorecekler ki: Kainatta, bi.itiln zerreleri bir ordu gibi diriltecek kadar geni§ bir "kayyumiyet kanunu" vard1r ve ai:;1kt;a hi.ikmediyor. Bkz. isra suresi, 17/44. "Bi.itiln hamdler, ovgi.iler alemlerin Rabbi Allah'ad1r." (Fatiha sD.resi, 1/2) Gramofon.

86 HA$iYE

87 88

89


678

90

91

92

93

StiZLER

"Onlarm dualan 'Hamd alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.' diye sona erer." (Yunus suresi, 10/10) "Siibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32) "Ey Kerim Rabbimiz, bize hidayet verdikten sonra kalblerimizi sapbrma ve katmdan bize bir rahmet bagi§la. $i.iphesiz bag1§1 bol olan Vehhab sensin Sen!" (N-i imran suresi, 3/8) "Allah1m! Efendimiz Hazreti Muhammed'e (sallallahu aleyhi ve sellemJ, O'nun aline, ashabma ve karde§lerine Senin ic;in ho§nutluk ve onun ic;in de hakk1 eda olacak bir rahmet ve selam eyle. Bizi ve dinimizi selamette k1l. Duam1z1 kabul et ey alemlerin Rabbi!"


Resul-u Ekrem'in Miracma Dairdir (aleyhissaldW vesse/am) Bir Hat1rlatma: Mirac meselesi, imanzn esaslarrndan sonra gelen bir neticedir. iman esas/arrnzn nurlarryla anla§zlan bir nurdur. imanzn §artlarznz kabul etmeyen dinsiz inkarczlara kar§z elbette tek ba§zna ispatlanamaz. (:iinkii Al/ah'z bilmeyen, Peygamber'i tanzmayan, melekleri kabul etmeyen veya g6giin tabakalarrnzn var/1g1nz inkar eden/ere Mirac'dan bahsedilmez. Onlara once bu iman esaslarznz ispatlamak gerekir. Oyleyse biz s6ziimiizii, Mirac'z akzldan uzak g6riip §iipheye dii§en bir miimini muhatap kabul ederek s6yleyecegiz. Ara szra da dinleme makamznda a/an inkarc1y1 dikkate alacagzz. Bazz Soz'lerde Mirac hakikatinin bir k1s1m parr/tz/arr zikredilmi§ti. Karde§lerimin zsrarry/a o ayrr ayrr parr/tz/arr hakikatin ashy/a birle§tirmek ve Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/dta vesse/am) kema/ vaszflarrnzn biitiin giizelliklerine bir ayna yapmak i<;in Allah 'tan yardzm istiyoruz.

~jll~jll~I~ l:?J1

~\11 ~\ J~ r,ly;jl ~I ~ *1~~0_µt l:?~I 0~ o

_...

j,

\

_,.

5_ ~)\ 6~ ~11 j. i~ ~41 ~ ~? ~Y- G'j~

1

j:J~ ~j@ 0.P~ ~~ J~@ 0;\1 ~.µ ~@ ~Y. ~j ~l,,. ~ 01,, .. /

,,..

"Bir gece, kendisine baz1 delillerimizi gosterelim diye kulu Muhammed\ Mescid-i Haram'dan, <:;evresini mubarek k1ld1g1m1z Mescid-i Aksa'ya gohlren 0 Zat'm §am yucedir, 0, buhln eksikliklerden uzakttr. Ger<:;ekten her §eyi i§iten, her §eyi goren O'dur." (isra suresi, 17/1)


680 SOZLER -

1

-

;......

1 ;

;

....

......

......

J.,,.. ,... ,...

J.B (j~ p e

,,.. ,,.

lA ~~ ~l ~ jl! e ~~\ jl ~ j9 ~Li 0~ e ,,..

~) ~\j ~j t; ;'l.:l\ J ,

,...

e

,...

c.SY.. lA )? iJ~~i "

0

e c.S\j t;

)I

~~, 11'.;. e 1,,.;1J . .-'WI~ . IA~, e

~

)Io

I

l

0 ,,.,,.

2,,.,,c--q...:;'._:.,lJ\'. ,,-\'..Ll.le 1,,.;1_r.J" ,~J , • ~I,,.;' J

I,...

~\~\ ~J.S

)I

t; e

'

~

0

~)'\ ,,..

~ jl )I

0

~:~~I\ o'L ~, e 1,,.;1? ,,., '·i ,J ,

~

"

,...

,,..

1 0

'.:.l-t;'~~,l\~\·t;e • ., ~ J .r-:' 1,,_J ~

~u ilk yilce ayetin buyuk hazinesinden yalmz 3 ;J~ zamirindeki bir belagat kaidesine dayanan iki i§areti, meselemizle milnasebeti oldugu ic;in Kur'an'm mucizeligi bahsinde anlahld1g1 ilzere izah edecegiz. i§te Kur'an-1 Hakim, Habib-i Ekrem'in (aleyhi efda/Ussalatii ve ekmelilsselam) Mirac'mm ba§lad1g1 yer olan Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya yolculugunu zikrettikten sonra, 4.J.. ~h 6~ ~11 jJ. i1 der. Bu beyandaki ve 5 c.SY, 11~ ~lj ayetiyle ba§layan Necm sure~inde gec;en, Mirac'm son noktasma i§aret eden 6 ~~ kelimesindeki zamir ya Cenab-1 Hakk'a ya da Hazreti Peygamber'e (aleyhissaldtii vesselam) bakar. 2

3

4

6

"O, kendisine vahyedilen bir vahiyden ba§ka bir §ey degildir. (0, zamirinden maksat, birc,;ok tefsirciye gore Kur'an'd1r. Hazreti Peygamber'in [sallallilhu aleyhi ve se/lem] islam'1 tebligi, Kur'an'1 ac,;1klama niteligi ta§1yan sozlerinin hepsi vahiy kaynakl1d1r.) Onu kendisine pek gi.ic,;lu ve kuwetli, o usrun akil ve kemfil sahibi Melek, Cebrail ogretti. Melek, kendi asli suretine girip dogruldu. i§te o zaman kendisi en yuce ufukta idi. Sonra o yakla§h ve iyice sarktJ. Oyle ki, aralan yaym iki ucu aras1 kadar veya daha az kald1. 0 da kuluna vahyetmek istedigi her §eyi vahyetti. Gozlerinin gordugunu kalbi yalan saymad1. ~imdi siz kalkml§ da onun gordukleri hakkmda §ilpheye dil§up kendisiyle munaka§a m1 ediyorsunuz? Onun bir ba§ka ini§ini Sidreru'l-Munteha'nm yanmda gormil§lli. (Hazreti Peygamber'in [sallallilhu aleyhi ve sellemJ Cibril'i ikinci defa gormesine i§aret. Bu seferinde onu asil suretindeki azametiyle gormil§lli. Sidreru'l-Munteha, Hazreti Peygamber' e [sallallahu aleyhi ve sellemJ mirac,; gecesinde gosterilen, yarahh§m ald1g1 son §ekli gosteren, emir fileminin sonundaki "§ecereru'l-kevn" yani yarahh§, kainat agac1dir. Bu husustaki izahlar arasmda en kuwetlisi budur.) Me'va cenneti de onun yanmdadir. 0 dem ki Sidre'yi bir feyiz sanyor, sard1kc,;a sanyordu ... Peygamber'in gozu kaymad1, §a§mad1, a§mad1 da. (Hazreti Peygamber [sallallahu aleyhi ve sellem] Rabbine o kadar yonelmi§ti ki, gok melekutunda, yani ruhlar aleminde seyrettigi say1s1z gQzellik onu me§gul etmedi.) Vallahi gordu, hem de Rabbinin ayetlerinden en bilyugunu gordu." (Necm suresi, 53/4-18) "Gerc,;ekten O .. " (isra suresi, 17/1) " ... Gerc,;ekten, her §eyi i§iten, her §eyi goren O'dur." (isra suresi, 17/1) "Kayan y1ldiza yemin olsun ki!" (Necm suresi, 53/1) "Gerc,;ekten O .. " (isra suresi, 17/1)


Oruz BiRiNci Soz 681

Eger zamir Hazreti Peygamber' e i§arette bulunuyor ise belagat kaidesi, kelimenin oncesi ve sonras1yla olan munasebeti §Unu ifade eder: 0 §ahsl, klsa seyahatte umumi, kulll bir seyir ve yukseli§ vardir ki, Resul-u Ekrem (aleyhissaldtu vesse/am) ta Sidretu'l-Munteha'ya, 7 Kab-1 Kavseyn'e 8 kadar Cenab-1 Hakk'm isimlerinin kulli mertebelerinde bir kls1m Rabbanl ayetleri ve ilahl sanatm harikalanm i§itmi§, gbrmli§tlir. i§te zamir o kuc;;uk, §ahsi seyahati hem kulli hem de hayret verici §eylerin sergisi olan bir yolculugun anahtan hukmunde gosterir. Eger zamirin Cenab-1 Hakk'a bakttgm1 kabul edersek ayetin manas1 §byle olur: Bir kulunu huzuruna davet edip ona bir vazife vermek ic;;in Mescid-i Haram'dan peygamberlerin topland1g1 yer olan Mescid-i Aksa'ya gonderdi; 9 onlarla gorli§tlirdukten ve hepsinin as1l dinlerine mutlak varis oldugunu gosterdikten soma kulunu ta Sidretu'lMunteha'ya, Kab-1 Kavseyn' e kadar mUlk ve melekt1t10 alemlerinde gezdirdi. 11 Gerc;;i o zat (aleyhissaldtu vesselam) bir kuldur ve o seyahat §ahsl bir yukseli§tir. Fakat o kulun beraberinde butun kainah ilgilendiren bir emanet, alemin rengini degi§tirecek bir nur ve ebedi saadetin kap1sm1 ac;;acak bir anahtar vard1r. Bu sebeple Cenab-1 Hak, Zat'm1 "butun e§yay1 i§iten ve gbren" 12 s1fattyla tarif eder. Taki o emanetin, o nurun ve anahtann, kainah ve bu.tun varhklan ku§atan hikmetlerini gostersin. 13 • Bu buyuk sirda dart "esas" var. • Birincisi: Mirac'm luzumlu olmasmm s1rn nedir? Sidretii'l-Miinteha: Yaratih§ aleminin ve mahlO.kat ilminin son buldugu nokta. Peygamber Efendimizin ula§tig1 en son makam. Kab-1 Kavseyn: Yaym iki ucu arasmdaki mesafe. Peygamber Efendimizin Mirac' da Allah' a yakla§tlgl mertebe. el-Bezzar, el-Musned 5/15; et-Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebfr 10/69; el-Hakim, e/-Mustedrek 4/648; et-Taberi, Cdmiu'/-Beydn 15/3; el-Makdisi, Fezailu Beyti'l-

Makdis s. 58. 10

11

12 13

Miilk ve melekut alemleri: Varhgm, aynanm boyah ve parlak taraflarma benzeyen, di§ ve i<:; yiizleri. MelekO.t tamamen Yaratic1sma donilk, her §eyin §effaf ve temiz oldugu, sebeplerin tesirinin bulunmad1g1 alemdir. Miilk aleminde ise sebepler, Yaraticmm izzetine ters olan hallere perde ve vesile olur. Bkz. isra sO.resi, 17/1; Necm sO.resi, 53/4-18; ibni Kesir, el-Biddye 3/109-118; esSiiheyli, er-Ravdu'/-Unf 2/191-194. Bkz. isra sO.resi, 17/1. Bkz. isra sO.resi, 17/1.


682 StiZLER

• ikincisi: Mirac'm hakikati nedir? • Oc;:unctisti: Mirac'm hikmeti nedir? • Dordtinctisti: Mirac'm neticeleri ve faydalan nelerdir?

BiRiNCi ESAS Mirac'm liizumlu olmasmm sirn Mesela deniliyor ki: "Cenab-1Hak 14 -;1-u)I J;;- ~ ~1 ~ji dir. Yani her §eye her §eyden, o §eyin kendisinden bile daha yaktndir. Cisimden ve mekandan mtinezzehtir. 15 Her veli, kalben O' nunla g6rti§ebilir. 16 ~u halde neden Hazreti Peygamber'in (aleyhissalatil vesse/am) velayeti, her velinin kendi kalbinde muvaffak oldugu mtinacata, Mirac gibi uzun bir seyahatin neticesinde eri§ebilmi§tir?" Cevap: Bu anla§ilmas1 zor s1rn iki temsil ile kavray1§1m1za yakla§tiracag1z. On ikinci Soz'de gec;:en, Kur'an'm mucizelik s1rlan ve Mirac hakkmdaki §U iki temsili dinle: Birinci Temsil Bir sultamn iki c;:e§it konu§mas1, sohbeti, gorti§mesi; iki tarzda hitab1 ve iltifah vard1r. Biri basit bir memuruyla ktic;:tik bir i§ ic;:in belli bir ihtiyaca <lair hususi bir telefonla gorti§mesidir. Digeri ytice saltanatmm unvamyla, btiytik hilafetinin ve geni§ hakimiyetinin nam1yla, emirlerini ilan etmesi ic;:in o i§le vazifeli bir elc;:isi veya o emirle mtinasebetli btiytik bir memuru vas1tas1yla konu§mas1dir; ha§metini gosteren ytice bir fermanla hitab1dir. i§te - 17 ~~I ~j- §U temsildeki gibi, kainatm Halik' mm, mtilk ve melekut alemlerinin Malik'inin, ezel ve ebed Hakim'inin de iki tarzda konu§mas1, sohbeti, iltifati vard1r. Biri hususi, digeri ise herkese hitap eden umumi bir tarzdad1r. i§te Mirac, Velayet-i Ahmediye'nin (aleyhissalatil vesse/am) btittin velayetlerin tisttinde bir ku§ahc1hk ve yticelikle a9ga c;:1kmas1dir ki, kainatm Rabbi ve btittin varhklarm Hahk' 1unvamyla Cenab-1 Hakk'm sohbetiyle ve O'na mtinacatla §ereflenmektir.

JJ1

14 15 16

17

"insana §ahdamanndan daha yakm" (Kaf sD.resi, 50/16). Bkz. isra sD.resi, 17/43; Enbiya sD.resi, 21/22. Bkz. el-Curcani, et-Ta'rifdt 1176. "En yuce s1fatlar Allah'md1r." (Nahl sD.resi, 16/60).


Ornz BiRiNci Soz 683

ikinci Temsil Bir adam elindeki aynay1 g(ine§e tutar. 0 ayna buyuklugu nispetinde, yedi rengi ic,;eren bir 1§1g1 g(ine§ten ahr, yans1hr. Adam g(ine§le o olc;ude munasebet kurar, sohbet eder. 0 aynay1 karanhk evine veya dam aJtmdaki ktic;tik, hususi bagma tutsa, l§lktan g(ine§in klymeti olc;tistinde degil, ancak aynamn kapasitesi kadar faydalanabilir. Bir ba§ka adam ise aynay1 b1rak1r, dogrudan dogruya giine§e bakar, onun ha§metini gorilr, buyuklugunu anlar. Sonra pek yuksek bir daga 9kar, g(ine§in pek geni§ saltanahmn §a§aasm1 gorilr ve onunla bizzat, perdesiz olarak goril§ilr. Sonra cloner, evinden veya bagmm dammdan geni§ pencereler ac;ar, gokteki g(ine§e giden yollar yapar. Hakiki giine§in claim! l§1g1yla konu§Ur, boylece onunla minnettar bir §ekilde sohbet edebilir, "Ey yeryiizunu l§1giyla yald12layan ve btillin c;ic;eklerin yiizilnil giildtiren dtinya giizeli ve goklerin nazhs1 olan nazenin g(ine§! Dtinyay1 aydmlattigm, yeryiizilnu 1s1tt1wn gibi benim kuc;O.k evimi, bahc;ecigimi de 1s1ttm, 1§1kland1rdm." der. Halbuki ayna sahibi oteki adam boyle diyemez. Onun aynasmda, kay1t altmdaki g(ine§in l§1g1 sm1rhd1r, aynanm buytiklugune goredir. i§te Ezel ve Ebed Gune§i, Sultam olan Ehad ve Samed Zat'm tecellisi, insanm mahiyetinde sonsuz mertebeleri ic;ine alan iki suretle gorunur: Birincisi: Kalb aynasma uzanan Rabbanl bir bag iledir. Herkes kabiliyetine, c;e§itli manevl mertebeleri kat etmesine ve Cenab-1 Hakk'm isim ve sifatlannm tecellilerine gore o Ezell Gune§'in nuruna, sohbetine ve O'na munacata az veya c;okrnazhar olur. Cenab-1 Hakk'm bir insanda daha hakim olan isim ve sifatlannm golgesindeki velayetlerin dereceleri bu kls1m tecelliden ileri gelir. ikincisi: insan, ku§abc1 bir mahiyete sahip ve kainat agacmm en nurlu meyvesi oldugundan, bO.llin kainatta cilveleri gorunen Cenab-1 Hakk'm guzel isimlerini ruhunun aynasmda birden gosterebilir. Bu yonuyle insanhgm manen en buyuk ferdine Cenab-1 Hak, Zat'mm ve giizel isimlerinin en yuce mertebedeki tecellileriyle gorO.nur. Bu gorO.nme ve tecelli, Hazreti Peygamber'in (aleyhissa/atii vesselam) Mirac'mm s1md1r ki, onun velayeti, peygamberligine ba§lang1c; olur. Velayet golgelerden gec;er, ikinci temsildeki ilk adama benzer. Peygamberlikte ise golge yoktur, o dogrudan dogruya Zat-1 Zulcelfil'in her


684

StiZLER

§eyde ayn ayn gorulen birlik tecellisine bakar, ikinci temsildeki ikinci adama benzer. Mirac, Allah Resulti'ntin (aleyhissalaW vesselam) velayetinin en btiytik kerameti ve en ytice mertebesi oldugundan, peygamberlik mertebesine donmti§ttir. Mirac'm i<;; ytizti velayettir, <;;tinkti Resul-u Ekrem (aleyhissaldW vesselam) halktan Hakk'a gitmi§tir. 01§ ytizti ise peygamberliktir, <;;tinkti Allah Resulti, Hak'tan halka gelmi§tir. Velayet, Cenab-1 Hakk' a yakmhk mertebelerinde manevi bir yolculuktur. Pek <;;ok mertebeyi a§may1 ve biraz zaman gerektirir. En btiytik nur olan peygamberlik ise Cenab-1 Hakk'm kula yakmhgmm ac;1ga <_:;1kmas1 smma bakar ki, onun i<;;in c;ok klsa bir an yeter. Bu sebeple hadiste, Resul-u Ekrem'in "bir anda dontip geldigi" buyrulmu§tur. 18 ~imdi dinleme makammda bulunan inkarc1ya deriz ki: Madem bu kainat gayet muntazam bir memleket, gayet muhte§em bir §ehir ve gayet stislti bir saray htikmtindedir. Elbette onun bir Hakim'i, bir Malik'i, bir Ustas1 vard1r. Madem boyle ha§metli bir Malik-i Zulcelal, bir Hakim-i Ztilkemal, bir Sani-i Ztilcemal var. Ve madem btitun o aleme, memlekete, §ehre, saraya alaka gosteren, latife ve duygulanyla kainatm btittintiyle mtinasebetli, nazan ku§ahc1 insan var; elbette o muhte§em Yarahcmm, nazan engin ve §Uuru kainatm tamam1yla alakadar olan insanla ytice, en list mertebede bir mtinasebeti bulunacakttr ve ona kutsl bir hitab1, ytiksek bir tevecctihti olacakttr. Hem madem Hazreti Adem'den (aleyhisse/am) bugtine kadar §U mtinasebete mazhar olanlann i<;;inde bunu en ytice mertebede; eserlerinin §ahitligiyle, yani yerytiztintin yansm1 ve insanhgm be§te birini htikmti altma almas1yla ve kainatm manevl suretini degi§tirip aydmlatmas1yla Muhammed-i Arabi (sal/al/ahu a/eyhi ve sellem) gostermi§tir. Oyleyse o mtinasebetin en ytice mertebesi olan Mirac, ona <;;ok lay1kttr ve <;;ok yak1§1r.

iKiNCi ESAS Mirac'm hakikati nedir? Cevap: Res0.1-u Ekrem'in 18

(aleyhissa/aW vesselam)

bizzat kemal

Efendimiz'in (aleyhissalatu vesselam) Mirac'dan bir anda dondugune dair bkz. esSuyuti, el-Hasaisu'/-Kubn'l 1/272; Kadi iyaz, e§-$ifd s. 166; Aliyyulkar!, $erhu'§$ifd 1/409.


Ornz BiRiNci Soz 685

mertebelerindeki manevi yolculugundan ibarettir. Yani Cenab-1 Hak, mahlO.katm dtizeninde tecelli ettirdigi ayn ayn isim ve unvanlanyla rubO.biyet saltanatmda te§kil ettigi idare ve yaratma dairelerinde .. ve o dairelerde birer rubO.biyet ar§ma ve idare merkezine zemin olan gok tabakalannda g6rtinen eserlerini o has kuluna birer birer gostermi§tir. Boylece kulunu hem btittin insanl kemal vas1flanna sahip, hem btittin ilahl tecellilere mazhar, hem de alemin btittin tabakalannm nezareti;isi, rubO.biyet saltanatmm bir ilanc1s1, nzasmm tebligcisi ve kainatm tils1mmm ka§ifi yapmak ic;in Burak' a bindirmi§, ona §im§ek gibi gokleri seyrettirip mertebeleri kat ettirmi§tir. Ay gibi menzilden menzile, daireden daireye rubO.biyetine §ahit k1hp o dairelerin semasmda makamlan bulunan ve karde§leri olan peygamberleri birer birer gostererek onu ta Kab-1 Kavseyn makamma 9karm1§, Zat'1yla konu§maya ve cemalini g6rmeye ehadiyetiyle mazhar k1lm1§hr. 19 $u ytiksek hakikate iki temsilin dtirbtinti ile bak1labilir. Birinci Temsil

Yirmi Dordiincti Soz' de izah edildigi gibi, nas1l ki bir padi§ahm htiktimetinin dairelerinde ayn ayn unvanlan, emri altmdakiler arasmda ba§ka ba§ka nam ve vas1flan ve saltanatmm mertebelerinde c;e§it c;e§it isimleri, alametleri vard1r. Mesela adliye dairesinde adaletli bir hakim, mtilkiyede sultan, askeriyede ba§kumandan, ilmiye20 sm1fma gore ise halifedir... Onun her bir dairede isim ve unvanlan, manevl tahti htikmtinde birer makam1 ve koltugu bulunur. 0 padi§ah, saltanatmm dairelerinde ve htiktimetinin kademelerinde binlerce isme ve unvana sahip olabilir. Onun birbiri ic;inde binlerce saltanat tahti bulunabilir. 0 hakim, htiktimetinin her bir dairesinde adeta manevl §ahsiyetiyle ve hususi irtibatiyla, telefonuyla mevcuttur; hazir bulunur ve her §eyi bilir. Kanunuyla, nizam1yla, temsilcileriyle her tabakada gortintir, her §eyi gortir. Ve emri altmdakileri her mertebede htikmtiyle, ilmiyle, kuvvetiyle perde arkasmdan idare eder, onlara bakar. Her dairenin farkh bir merkezi, bir menzili vard1r. Htiktimleri birbirinden ayn, tabakalan 19

20

Bkz. et-Taber!, Cdmiu'l-beydn 15/6; el-Makdisi, e/-Ehadfsu'l-Muhtdra 6/258-259; ibni Kesir, el-Biddye 3/109-118. ;>eriat ve fik1h meseleleriyle ugra§an alimler sm1f1.


686

SOZLER

ba§kad1r. i§te boyle bir sultan, istedigi kimseyi bi.itun o dairelerde dola§hnp her daireye has ve padi§ahhgma yakI§Ir saltanahm, hukmunu icra eden emirlerini ona gosterir, onu daireden daireye, tabakadan tabakaya gezdirip huzuruna kadar getirir. Soma butun o dairelerle alakah baz1 umumi emirlerini kendisine bildirir ve o zah geri gonderir. i§te bu misaldeki gibi, Ezel ve Ebed Sultani olan Alemlerin Rabbinin de rububiyetinin mertebelerinde ayn ayn, fakat birbirine bakan icraah, sifat ve unvanlan vardir. Uluhiyetinin dairelerinde ba§ka ba§ka, fakat birbiri ic;inde gorunen isim ve ni§anlan bulunur. Ha§metli icraatmda ayn ayn, fakat birbirine benzer cilveleri gorulur. Kudretinin i§leyi§inde farkh, fakat birbirini hissettiren, hahrlatan unvanlan mevcuttur. S1fatlannm tecellileri degi§ik, fakat birbirini gosterecek mukaddes bir §ekilde ortaya c;1kar. Fiillerinin cilvelerinde c;e§it c;e§it fakat birbirini tamamlayan tasarruflan ve rengarenk sanatmda, eserlerinde rurlu turlu fakat birbirine bakan ha§metli icraah, terbiye ediciligi gorunur. i§te §U buyuk sirdan dolay1 Cenab-1 Hak kainah hayret verici, harika bir §ekilde duzene koymu§tur. En kuc;uk varhk tabakasmdaki zerrelerden goklere ve goklerin birinci katmdan ta ar§-1 azama kadar list uste tabakalar vard1r. Gogun her kah ayn bir alemin dam1, rububiyet ic;in birer ar§ ve ilahi tasarruflar ic;in birer merkez hukmundedir. Gen;i o daire ve tabakalarda Cenab-1 Hakk'm ehadiyeti, yani birliginin her bir varhkta tek tek gorunmesi itiban ile butun isimleri bulunabilir ve butun sifatlan tecelli eder. Fakat nasil ki adliyede adil hakim unvam as1ldir ve ustundur; diger unvanlar orada onun emrine bakar, ona tabidir. Aynen oyle de, her bir varhk tabakasmda ve gogun her katmda Allah'm bir ismi, bir sifah hakimdir, digerleri orada onun golgesindedir. Mesela, Kadir ismine mazhar olan Hazreti isa (aleyhisselam) gogun hangi katmda Peygamber (aleyhissaldtil vesselam) ile gorli§tliyse, i§te o dairede Cenab-1 Hak, Kadir ismiyle bizzat tecelli eder. Mesela, Hazreti Musa'nm (aleyhisselam) makam1 olan gok dairesinde en c;ok hukmunu gosteren, Hazreti Musa' nm (aleyhisselam) mazhar bulundugu "Mutekellim" ismidir ve bunun gibi...


Ornz BiRiNci Soz 687

i§te ism-i Azam'a mazhar, 21 ni.ibi.iweti umumi2 2 ve Cenab-1 Hakk' m bi.iti.in isimlerinin tecellilerine eri§mi§23 Zat- Ahmediye (aleyhissa/dtu vesselam) elbette butun rububiyet daireleriyle alakahdir ve o dairelerde makam sahibi olan peygamberlerle gori.i§mek, butun tabakalardan ge<:;mek, elbette Mirac hakikatini gerektiriyor. ikinci Temsil

Nas1! ki bir sultanm unvanlanndan olan "ba§kumandan" unvamnm, askeriyenin en list ve en geni§ dairesinden onba§l rutbesi gibi kii<:;iik ve hususi bir daireye kadar her makamda bir tezahuru, bir cilvesi vard1r. Mesela bir asker, o ba§kumandanhk unvanmm tecellisini onba§1mn §ahsmda g6rur, ona bakar, ondan emir ahr. 0 asker onba§1 oldugunda <:;avu§ dairesindeki kumandanhk cilvesi gozi.ine <:;arpar, ona bakar. Sonra <:;aVU§ olsa, o vakit kumandanhk unvanmm cilvesini tegmen rutbesinde g6ri.ir, zira o makamda da ba§kumandana ait bir iskemle bulunur. Ve bunun gibi; yuzba§1, binba§l, general, mare§al dairelerinin her birinde, dairelerin bi.iyi.iklugi.i ol<:;i.isi.inde 0 kumandanhk unvamm gori.ir. $imdi ba§kumandan, bir askere butun asker! dairelerle alakah bir vazife vermek, onu bir mufetti§ gibi her daireyi gorup hepsi tarafmdan gori.ilecegi bir makama <:;1karmak istese; elbette o askeri, onba§l dairesinden ta kendi buyuk dairesine kadar her tabakay1 gormesi ve g6rulmesi i<:;in birer birer gezdirecektir. Sonra huzuruna kabul edip sohbetiyle §ereflendirecek, ni§an ve fermanlarla iltifatta bulunarak geldigi yere bir anda gonderecektir. Ancak temsilde §U noktay1 nazara almak laz1m: Padi§ah eger aciz degilse -gori.ini.i§te oldugu gibi, manevi yonden de iktidar sahibiyse- general, mare§al, tegmen gibi §ah1slan vekil yapmaz, her yerde bizzat bulunur. Baz1 perdeler altmda ve makam sahibi §ah1slarm arkasmda olsa da emri dogrudan dogruya o verir. Kami! birer veli olan baz1 padi§ahlarm bir<:;ok dairede icraatlanm farkh §ah1slar suretinde yerine getirdikleri rivayet edilir. Temsil ile 21

22

23

Bkz. EbO DavOd, vitr 8; Tirmiz'i, deavdt 64; ibni Mace, dud 9; Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 6/461. Bkz. Enbiya sOresi, 21/107; Sebe' sOresi, 34/27; Saf sOresi, 61/9; Buhar'i, teyemmum 1, sa/dt 56; Muslim, mesacid 3; Nesa'i, gusul 26; Darim'i, saldt 111. Bkz. Kadi iyaz, e§-:?ifd 1/235-246.


688

SOZLER

bakhg1m1z §U hakikatte ise her bir dairedeki emir ve hiikiim, kendisinde acz olmad1gmdan, dogrudan dogruya, bizzat ba§kumandandan geliyor. Her §ey onun emri, iradesi ve kuvvetiyledir. i§te §U temsildeki gibi, yerlerin ve goklerin Hakim'inin, 24 0~:} buyruguna malik ve mutlak emir sahibi olan Ezel ve Ebed Sultam'nm varhk tabakalarmda tam bir itaat ve intizamla yerine getirilen emirleri ve kumandanhgmm icraah goriiliiyor. Hem zerrelerden gezegenlere, sineklerden goklere kadar biitiin varhk tabakalannda ve tiirlerinde kii<;;iik-biiyiik, ciizl-kiilll alemleri ve topluluklan ayn ayn, fakat birbirine bakan bir tarzda idare eden birer rububiyet ve hakimiyet dairesi goriiniiyor. ;;imdi kainattaki en yiice maksatlan, en biiyiik neticeleri anlayacak bir zat, biitiin tabakalann ayn ayn kulluk vazifelerini goriip Zat-1 Kibriya'nm rububiyet saltanahm, hakimiyetinin ha§metini seyrederek O'nun nzasmm ne oldugunu bilmek ve saltanatm1 ilan etmek ic;;in elbette o tabaka ve dairelere yolculuk yapacakhr. O'nun biiyiik dairesinin unvam olan Ar§-1 Azam'ma ve Kab-1 Kavseyn'e -yani imkan25 ve viicub 26 arasmda Kab-1 Kavseyn ile i§aret edilen makama- girecek ve Celll-i Ziilcemal Zat ile gorii§ecektir ki, i§te bu, Mirac'm hakikatidir. Her insan akl1yla hayal siiratinde seyahat ettigi gibi.. her veli kalbiyle §im§ek h12mda dola§hg1 gibi.. nuranl birer varhk olan her melek ruh c;;abuklugunda Ar§'tan yeryiiziine, yeryiiziinden Ar§'a mesafeleri kat ettigi gibi.. 27 cennet ehli olan insanlarm, ha§irden be§ yiiz senelik mesafedeki cennete Burak siiratinde c;;1kmalan gibi.. 28 nur ve nur kabiliyetindeki evliyanm kalblerinden daha latif, oliilerin ruhlanndan ve meleklerden daha hafif, yild12 gibi nurani ve misali bedenlerden daha zarif olan Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/Citil vesse/am) yiiksek, pak ruhuyla 24

25

26 27 28

"(0, bir §eyi yaratmak isteyince sadece) 'ol!' der, o da oluverir." (Bakara suresi, 2/117; Ai-i imran suresi, 3/47, 59; En'am suresi, 6/73; Nahl suresi, 16/40 ... ) imkan: Varhg1 ve yoklugu da miimkiin, birbirine e§it olmak. Var olmak ic;in ba§kasma muhtac; bulunmak. Viicub: Varhg1 zorunlu ve kendinden olma. Bkz. Mearic suresi, 70/4. Hadiste, Efendimiz (aleyhissallltii vesselam) "Cehennemin iizerine kurulan Sirat'tan ameline gore kiminin §im§ek siiratinde, kiminin riizgar siiratinde, kiminin ku§ gibi h1zh, kiminin doludizgin at siiratinde, kiminin ko§arak, kiminin de yiiriiyerek gec;ecegini" buyurmu§tur. (Tirmizi, tefsiru'l-Kur'an 19; Darimt, rikak 89; et-Taberant, e/-Mu'cemil'/-Kebfr 9/356).


Ornz BiRiNci Soz 689

beraber, elbette, say1s1z vazifelerini gordi.igi.i ve kabiliyetlerinin mahzeni olan mi.ibarek cismi de Ar§' a kadar gidecektir. ~imdi dinleme makammdaki inkarc1ya bak1yoruz. Onun kalbinden, "Ben Allah'1 tamm1yorum, Peygamber'i bilmiyorum, Mirac'a nasil inanacag1m?" diyecegi akla geliyor. Cevap olarak deriz ki: Madem §U kainat ve mevcudat var ve onlarda bir icraat, bir yaratma faaliyeti gori.ili.iyor. Hem madem muntazam bir i§, failsiz olmaz. Manidar bir kitap, katipsiz olmaz. Sanath bir nakI§, nakka§s1z olmaz. Elbette §U kainah dolduran hikmetli icraatm da bir faili ve yeryi.izi.inde her mevsim tazelenen hayret verici nak1§lann, manidar birer mektup olan varhklarm da bir katibi, bir nakka§l vardir. Hem madem bir i§te iki hakimin bulunmas1 o i§in intizamm1 bozar. Ve madem bir sinegin kanadmdan ta gogi.in kandillerine kadar alemde mi.ikemmel bir di.izen var. Oyleyse 0 Hakim birdir. Yoksa varhklar say1smca ilahm bulunmas1 laz1m gelir. <.;:unki.i her §eydeki sanat ve hikmet o derece hayret vericidir ki, o §eyin Yarahc1smm, her §eye gi.ici.i yeten, her i§i bilen bir Kadir-i Mutlak olmas1 gerekir. 0 say1s1z ilahlar hem birbirine zit hem benzer olacakhr; o halde ise §U hayret verici intizamm bozulmamas1 yilz bin defa imkans1zdir, akil d1§1d1r. Hem madem, §U varhk tabakalannm bir ordudan bin defa daha muntazam §ekilde, tek bir emirle hareket ettigi a9kc;a gorilnilyor. Y1ld1zlann, gilne§in ve aym di.izenli hareketlerinden tut, ta badem c;ic;eklerine kadar her bir varhk tilri.i Kadlr-i Ezell'nin kendisine verdigi ni§anlan, formalan, gilzel elbiseleri ve belirledigi hareketleri, bir ordudan bin defa daha muntazam, milkemmel bir §ekilde gosteriyor. Oyleyse §U kainatm, gayb perdesi arkasmda -yaratt1klan O' nun emrine bakan ve kendisine itaat eden- bir Hakim-i Mutlak'1 vardir. Hem madem o Hakim, bi.itiln hikmetli icraatmm §ahitligiyle ve gosterdigi muhte§em eserlerle bir Sultan-1 Zi.ilcelal'dir. Hem ihsanlanyla c;ok merhamet sahibi bir Rab' dir; sergiledigi gilzel sanatlanyla, sanahm itinayla gozeten ve c;ok seven bir Sani'dir. Hem gosterdigi nak1§lar ve merak uyandiran sanatlanyla, §UUrlu varhklann takdir nazarlanm eserlerine c;ekmek isteyen, sonsuz hikmet sahibi bir Hahk'tir.


690

SOZLER

Hem O'nun; alemin yarahh§mda gosterdigi, ak1llan hayrette b1rakan nakt§larmm ne demek oldugunu ve varhklarm nereden gelip nereye gidecegini, rububiyetinin hikmetiyle §UUr sahiplerine bildirmek istedigi anla§thyor. Elbette sonsuz hikmet sahibi Hakim ve sonsuz ilim sahibi Sani, rububiyetini gostermek ister. Hem madem gosterdigi bu kadar lutuf ve merhamet eseri ve sanat harikalan ile kendini §UUr sahiplerine tamtmak ve sevdirmek ister. Elbette arzulanm ve nzasma ula§bracak §eylerin ne oldugunu o §Uurlu varhklara bir elc;;i vas1tas1yla bildirecektir. Oyleyse §UUr sahiplerinden birini tayin edip onunla rububiyetini ilan edecektir. Sevdigi sanatlanm gostermek ic;;in bir elc;;iyi yilce huzuruna yakmhkla §ereflendirip bu i§e vas1ta ktlacaktir. Yuce maksatlanm §UUr sahiplerine bildirmesi ve kemal vas1flanm gostermesi ic;;in bir zah yo! gosterici yapacaktir. ~u kainata koydugu bls1mm ve varhklarda gizledigi rububiyet smmm manastz kalmamas1 ic;;in herhalde bir rehber tayin edecektir. Gosterdigi ve nazarlara sundugu sanat gilzelliklerinin faydastz ve abes olmamas1 ic;;in onlardaki maksatlan ders verecek bir kilavuz vazifelendirecektir. Ve rtzasma ula§hran §eylerin ne oldugunu §UUr sahiplerine teblig etmesi ic;;in bir zah buhln §Uurlu varhklann ilshlnde bir makama c;;1karacak ve rizasm1 ona bildirecek, onunla haber verecektir. Madem hakikat ve hikmet boyle gerektiriyor ve §U vazifelere en lay1k zat Hazreti Muhammed'dir (aleyhissalata vesselam). <:;unkil bu vazifeleri en milkemmel §ekilde bilfiil o yapm1§hr. Onun eseri olan islam alemi ve gosterdigi islamiyet nuru, buna adil ve dosdogru birer §ahittir. Oyleyse o zatm bilhln kainatm ilshlne c;;1k1p, bilhln varhk tabakalarmdan gec;;ip oyle bir makama yilkselmesi laz1mdir ki, bilhln mahlukatm Ha11k'1 ile, hepsi adma, dogrudan dogruya, yilce, kulli bir sohbet etsin. i§te Mirac bu hakikati bildiriyor. K1sacas1: Madem Allah §U koca kainah zikredilen maksatlar gibi c;;ok bilyilk gayeler ic;;in bu §ekilde yaratmt§, dilzene koymu§ ve silslemi§tir. Hem madem varhklar ic;;inde, §U ku§abc1 rububiyeti biltiln incelikleriyle, §U buyilk uluhiyet saltanatm1 bilhln hakikatleriyle sadece insan gorebilir. Elbette o Hakim-i Mutlak, insan ile konu§acak ve ona isteklerini bildirecektir. Madem her insan mahiyetinin smirlarmdan ve bayag1 arzulanndan s1ynhp en yiiksek, kiilli makama c;;1kam1yor.


Oruz BiRiNci Soz 691

O Hakim' in kulll hitabma bizzat muhatap olam1yor. Elbette o vazife, insanlar ic;inde baz1 hususi fertlere verilecektir ki, iki yonlu bir mi.inasebeti bulunsun: Hem insan olmah ki, insanlara rehberlik etsin; hem ruhen gayet yi.iksek olmah ki, dogrudan dogruya o hitaba eri§sin. $imdi madem insanlar ic;inde, §U kainatm Sani'inin maksatlanm en mi.ikemmel §ekilde bildiren, kainatm bls1mm1 ke§feden, yarahh§m muammasm1 c;ozen ve rubO.biyet saltanatmm gi.izelliklerini kusursuzca ilan eden, Hazreti Muhammed'dir (aleyhissalatii vesselam). Elbette buti.in insanlar ic;inde onun oyle bir manevi yolculugu olacakbr ki, bu, cismani alemde seyahat suretinde bir Mirac'dir. 0 zat, "Yetmi§ bin perde" 29 diye tabir edilen, Cenab-1 Hakk'm isimlerinin berzahm1 a§1p, s1fat ve icraatmm tecellilerinden gec;ip varhk tabakalanmn sonuna kadar mertebeleri kat edecektir. i§te Mirac budur. Ey bizi dinleyen inkarc1! Vine farz edelim ki, sen kalbinden §6yle diyorsun: "Nasil inanay1m, insana her §eyden daha yakm bir Rab ile binlerce sene mesafeyi a§lP yetmi§ bin perdeyi gec;tikten sonra g6ri.i§mek ne demektir?" Biz de deriz ki: Cenab-1 Hak her §eye her §eyden, o §eyin kendisinden bile daha yakmdir. 3° Fakat her §ey, O'ndan sonsuz uzaktir. 31 Nasil ki gi.ine§in §UUru ve konu§ma kabiliyeti olsa, elindeki ayna vas1tas1yla seninle konu§abilir. Sende istedigi gibi tasarruf eder. Belki sana, ayna misali gozbebeginden daha yakm oldugu halde, sen ondan dort bin sene kadar uzaksm, hic;bir §ekilde ona yakla§amazsm. Eger yi.ikselsen, ay makamma gelip onunla dogrudan dogruya g6ri.i§me noktasma c;1ksan, yalmz bir ti.ir ayna olabilirsin. Aynen oyle de, Ezel ve Ebed Gi.ine§i Zat-1 Zulcelfil her §eye her §eyden daha yakm oldugu halde her §ey O'ndan sonsuz uzaktir. Ancak buti.in varhk tabakalanm kat edip, smirh mahiyetinden s1ynhp, ki.illiyet mertebelerinde gide gide binlerce perdeden gec;;erek butt.in varhklan ku§atan bir ismine yana§Ir ve bundan daha ileride pek c;ok mertebeyi a§arsan, O'na bir ti.ir yakmhkla §ereflenirsin. 29

30 31

Arada yetmi§ bine yakm perde olduguna <lair bkz. EbO. Ya'la, e/-Miisned 13/520; et-Taberani, el-Mu'cemii'l-Evsat 6/278, 8/382. Aynca bu perdeler olmasa Cenab-1 Hakk'm azametinden her §eyin mahvolacagma <lair bkz. Muslim, fmdn 293; ibni Mace, mukaddime 13. Bkz. Kaf sO.resi, 50/16; Vak1a sO.resi, 56/85. Bkz. En'am sO.resi, 6/103.


692

SOZLER

Hem mesela bir asker, ba§kumandanmm manev! §ahsiyetinden c;ok uzaktir. 0 asker, kumandanma onba§tsmda gordilgil kilc;ilk bir numune ile gayet uzak bir mesafeden, pek c;ok manevi perde arkasmdan bakar. Onun manevi §ahsiyetine gerc;ekten yakm olmak ic;in ise tegmenlik, yuzba§thk, binba§thk gibi birc;ok kulli mertebeden gec;mesi gerekir. Halbuki ba§kumandan, emriyle, kanunuyla, bakt§tyla, hukmilyle, ilmiyle ve -g6rilnil§te oldugu gibi manen de kumandan isebizzat o askerin yanmda bulunur, onu gorilr. Bu hakikat On Altmc1 Soz' de kesin bir §ekilde ispat edildiginden, onunla yetinerek burada k1sa kesiyoruz. Ey inkarc1, bu kez de kalbinden mesela §6yle dersin: "Ben g6giln tabakalanm inkar ediyorum, meleklere inanm1yorum. Goklerde birinin gezmesine, meleklerle gorli§mesine nas1l inanay1m?" Evet, senin gibi akh gozune inmi§, gozune perde c;ekilmi§ insanlara laf anlatmak ve bir §ey ispatlamak elbette zordur. Fakat hakikat o kadar parlaktir ki, onu korler bile gorebildigi ic;in biz de deriz ki: Muazzam uzay bo§lugu, ittifakla sabittir ki, "esir" maddesi ile doludur. l§tk, elektrik, s1cakhk gibi ak1c1 ve latif §eyler, uzay bo§lugunu dolduran bir maddenin varhgma delildir. Meyveler bir agac1, c;ic;ekler c;imenligi, sumbuller tarlalan, bahklar denizi ac;ikc;a g6sterdigi gibi, y1ld1zlar da zorunlu olarak kendi kaynaklannm, tarlalarmm, denizlerinin, c;imenliklerinin varhgm1 aklm gozune sokuyorlar. Madem §U yuce alemde c;e§itli tabakalar var, degi§ik vaziyetlerde farkl1 hukumler gorunuyor. Oyleyse o hukumlerin kaynag1 olan goklerin tabakalan da birbirinden farkl1d1r. insanda nas1l ki cisimden ba§ka ak1l, kalb, ruh, hayal, haftza gibi manevi latifeler de var. Elbette insanm buyuk bir misali olan alemde ve insan meyvesinin agac1 olan kainatta da cismani alemden ba§ka alemler bulunur. Ve yeryuzunden cennete kadar her alemin birer gogu vardtr. Melekler ic;in ise deriz ki: En k1ymetli ve nurani §eyler olan hayat ve §Uur, gezegenler ic;inde orta buyuklukteki, ytld1zlar arasmda ise kuc;uk, maddi ve karanhk olan dunyada smirs1zca bulunur. Elbette karanhk bir ev hukmundeki §U yeryuzune nispeten suslenmi§ k6§kler, mukemmel saraylar gibi olan y1ld1zlar ve ytld1zlann denizi olan gokler; §UUr sahibi, canh, say1s1z ve farkh cinslerden meleklerin, ruhanilerin


Oruz BiRiNci Soz 693

f

meskenidir. i§arata'/ i'caz adh tefsirimde, ~ ~lyj ~~I J~ (.5.f..;,1 ayetinde buyrulan, goklerin hem varhgm1 hem de pek c;ok tabakadan olu§tugunu, Yirmi Dokuzuncu Soz' de ise meleklerin varhgm1 iki kere iki dort eder derecesinde bir kesinlikle ispatlad1g1m1zdan, onlarla yetinerek burada ktsa kesiyoruz. Soziin Ozii: Esir maddesinden yap1lm1§, elektrik, t§tk, s1cak11k, c;ekim kuweti gibi ak1c1 ve latif §eylerin meskeni ve hadisteki t_.r ~~\ 33 J ~ i§aretiyle gezegenlerin ve ytld1zlann hareketlerine milsait olan Samanyolu adh y1ld1z kilmesinden en yakm gezegene kadar c;e§itli vaziyet ve mahiyetlerde yedi tabaka vard1r. Her tabakada yeryiizilnden berzah alemine, misal alemine, ahirete kadar birer alemin dam1 hilkmiinde birer gok bulunur. Bu, hikmetin ve aklm geregidir. Ey dinsiz inkarc1! Hem mese/a diyebilirsin ki: "Bin zorlukla ve uc;ak vas1tas1yla ancak bir iki kilometre yukanya c;1k1labilir. Bir insan nas1l cismiyle binlerce senelik mesafeyi birkac; dakikada kat eder, gider gelir?" Biz de deriz ki: ilminize gore, yerkiire gibi agir bir cisim, senelik hareketiyle bir dakikada yakla§tk yiiz seksen sekiz saatlik mesafe ahr. Yakla§tk yirmi be§ bin senelik mesafeyi bir senede kat eder. Acaba, §U muntazam hareketleri ona yaptiran ve onu bir sapan ta§t gibi dondiiren bir Kadir-i Zillcelal, bir insam ar§a yilkseltemez mi? Rabbani bir kanun olan gilne§in c;ekimi ile etrafmdaki pek agir yerkilreyi mevlevi gibi dondilren bir hikmet, Rahmet-i Rahman'm cazibesi ve Ezell Giine§'in a§kmm c;ekimiyle bir insam cismen, o Rahman'm Ar§ma §im§ek gibi c;1karamaz mi? Bu kez de, "Haydi, diyelim <_;1kabilir. Peki, nic;in c;1kmt§? Ne lilzumu var? Veliler gibi ruhu ve kalbi ile gitse yetmez miydi?" diyebilirsin. Biz de deriz ki: Madem Sani-i Ziilcelal, millk ve melekut alemlerindeki hayret verici ayetlerini, de!illerini sergi!emek, §U aJemin tezgah ve kaynaklanm seyrettirmek ve insanm amellerinin ahiretteki neticelerini gostermek istemi§. Elbette Mirac'a c;1kan zatm, g6rilnen 32 ._:;.il~

32

33

"Sonra iradesi yukanya yonelip oray1 da yedi gok halinde saglamca nizama koydu." (Bakara suresi, 2/29) "Serna, dalgalan karar kilm1§ bir denizdir." Bkz. Tirmizi, tefsfru sure (57) l; Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 2/370; et-Taberani, el-Mu'cemu'l-Evsat 6/15.


694

SOZLER

alemin anahtan hukmundeki gozunu ve i§itilen alemdeki ayetleri duyan kulagm1 da Ar§'a kadar beraber goturmesi laz1m gelir. Ruhunun say1s1z vazifesine merkez olan uzuv ve kabiliyetlerinin makinesi hukmundeki mubarek cismini de Ar§' a kadar c;1karmas1 aklm ve hikmetin geregidir. Nasti ki, cennette ilah! hikmet cismi ruha arkada§ edecektir. C::unku beden, pek c;ok kulluk vazifesine, sonsuz lezzet ve eleme medard1r. Elbette o mubarek beden, Mirac' da da ruha arkada§ olacakttr. Madem cennete ruh ile beden beraber gider. Elbette Cennetu'l-Me'va'nm govdesi olan SidretU'l-Munteha'ya yukselen 34 Zat-1 Ahmediye'ye (aleyhissa/dtu vesselam) mubarek bedeninin e§lik etmesi hikmetin ta kendisidir. Yine farz edelim ki, §6yle diyebilirsin: "Binlerce sene mesafeyi birkac; dakikada a§mak akla s1gmaz, imkans1zd1r." Biz de deriz ki: Sani-i Zulcelal'in sanatmda hareketler sonsuz c;e§itliliktedir. Mesela sesin h1z1yla I§Igm, elektrigin, ruhun ve hayalin h1zlannm ne kadar farkh oldugu malum ... Gezegenlerin de hareketleri ilmen o kadar c;e§itlidir ki, akh hayrette birak1r. Acaba latif cismi, yukseli§te suratli olan yuce ruhuna uymu§ 0 zatm, ruh suratinde hareketi nasil akil dt§t gbrunur? Hem on dakika uyusan bazen olur ki, bir sene gec;irmi§ gibi bir hale maruz kahrsm. Hatta insanm bir dakikada gordugu ruyada i§ittigi sozler, soyledigi kelimeler toplansa, uyarnkken gec;en bir gune, belki daha fazla zamana denk gelir. Demek ki, belli bir zaman dilimi iki §ahsa gore farkhdir; biri ic;in bir gun, digeri ic;in bir sene hukmune gec;ebilir. $u manaya bir temsille bak: insanm hareketinin, gullenin hareketinin, sesin, I§tgm, elektrigin, ruhun ve hayalin hareketlerinin h1zma olc;ek olacak bir saat farz edelim. 0 saatte on igne bulunsun. ignelerden biri saatleri gostersin. Biri, ondan altmt§ defa daha geni§ bir dairede dakikalan saysm. Bir ba§kas1, altmt§ defa daha geni§ bir daire ic;inde saniyeleri; biri, yine altm1§ defa daha geni§ bir dairede saliseleri gostersin. Bunun gibi, otekiler de siras1yla bir sonrakinin altmt§ta biri olan rabialan, hamiseleri, sadise, sabia, samine, tasia ve a§ireleri saysm. Boylece gayet muntazam, buyuk bir dairede birer ibre farz edelim. Sozgelimi, saati sayan ibrenin dairesi kuc;uk saatimiz kadarsa, 34

Bkz. Necm sO.resi, 53/14.


Ornz BiRiNci Soz 695

herhalde a§ireleri sayan ibrenin dairesi yeryuzunun bir senede <;;izdigi daire kadar, belki daha buyuk olacakhr. $imdi iki §ah1s farz edelim. Biri, saati sayan ibreye binmi§ gibi, etrafm1 o ibrenin hareketlerine gore seyretsin. Digeri ise a§ireleri sayan ibreye binmi§ olsun. Bu iki §ahsm belli bir zaman diliminde gordukleri §eyler arasmdaki fark, ku<;;ilk saatimizin yeryuzunun bir senede <;;izdigi dairenin buyuklugune nispeti gibidir, aralannda <;;ok fark vard1r. i§te zaman, hareketlerin bir rengi yahut bir §eridi hukmunde oldugundan, hareketlerde ge<;;erli bir hukum, zamanda da ge<;;erlidir. i§te bir saatte gorduklerimiz, saatin saati sayan ibresine binen §ahsm g6rdukleri kadar ve ger<;;ek suresi de aym oldugu halde, Res0.1-u Ekrem (aleyhissa/6.ta vesse/am) a§ire ibresine binen §ah1s gibi, aym surede, o belli saatte Cenab-1 Hakk'm yard1m1yla Burak'a biner, §im§ek gibi butun mumkinat dairesini kat edip, mulk ve melekO.t alemlerindeki harikuladelikleri g6rup vucub dairesine 9kar, O'nun sohbetiyle §ereflenip cemalini gormeye mazhar olur, fermam ahp vazifesine donebilir ve donmil§tilr. Vine mesela diyebilirsin ki: "Evet olabilir, mumkundur. Fakat mumkun olan her §ey ger<;;ekle§miyor. Bu hadisenin bir benzeri var m1 ki kabul edilsin? Emsali olmayan bir §eyin, yalmz mumkun di ye ger<;;ekle§tigine nasil hukmedilebilir?" Cevaben deriz ki: Bu hadisenin benzerleri o kadar <;;oktur ki, saymakla bitmez. Mesela her nazar sahibi, gozuyle yerden ta Neptun gezegenine kadar bir saniyede <;;1kar. Her ilim sahibi, akhyla astronominin kanunlanna binip en uzak y1ld1zlara bir dakikada gider. Her mumin, fikrini namazm fiillerine ve rukO.nlanna bindirip bir tur Mirac ile kainah arkasma ahr, ilahl huzura kadar <;;1kar. Her kalb sahibi ve kamil veli, seyr u suh1k ile ar§tan, Cenab-1 Hakk'm isim ve sifatlarmm dairesinden kirk gilnde ge<;;ebilir. Hatta $eyh Geylanl, imam Rabbanl gibi baz1 zatlann, dosdogru §ekilde haber verdikleri uzere, ruhen ar§a kadar bir dakikada yukseldikleri olmu§tur. Hem nuranl bedenlere sahip melekler ar§tan yere, yeryuzunden ar§a k1sa bir zamanda gidip gelirler. 35 35

"O vakit sen muminlere: 'Rabbinizin, indirdigi li<; bin melek ile size imdat


Hem cennet ehli, mah§er meydanmdan cennet baglanna k1sa bir zamanda yukselir. 36 Elbette bu kadar ornek gosteriyor ki: Butun evliyanm sultam, muminlerin imam1, cennet ehlinin reisi ve meleklerin makbulu olan Zat-1 Ahmediye'nin (aleyhissaldtu vesse/am) seyr u suh1kuna vesile bir Mirac'm varhg1 ve bunun, o zatm makamma munasip surette olmas1 hikmetin ta kendisidir, akla gayet uygundur ve §Liphesiz gerc;ekle§mi§tir.

O<;ONCU ESAS Mirac'm hikmeti nedir? Cevap: Mirac'm hikmeti o kadar yuksektir ki, insanm fikri ona ula§am1yor. 0 kadar derindir ki, ona yeti§emiyor. 0 kadar ince ve latiftir ki, akil onu kendi ba§ma goremiyor. Faka~ baz1 i§aretlerle, o hikmetin hakikati bilinmese de varhg1 bildirilebilir. $6yle ki: ;>u kainatm Halik' 1, say1s1z varhk tabakasmda ve ayn ayn her varhkta birliginin nurunu ve tecellisini gostermek ic;in o tabakalann son noktasmdan vahdetin ba§lang1cma bir bag suretinde, Mirac ile, sec;kin bir ferdi buhln varhklar adma kendine muhatap kabul etmi§tir. Bullin §UUr sahipleri namma ilahl maksatlanm ona anlatm1§, onunla bildirmi§ ve onun nazanyla, yaratt1g1 varhklann aynasmda sanatmm gLizelligini, rububiyetinin mukemmelligini seyretmi§, seyrettirmi§tir. Hem alemin Sani'inin, eserlerinin §ahitligiyle, sonsuz bir gLizelligi ve kemali vard1r. Hem gLizellik hem kemal, ikisi de bizzat sevilir. Oyleyse o gLizellik ve kemal sahibinin, kendi gLizelligine ve kemfiline sonsuz bir muhabbeti vard1r. 0 sonsuz muhabbet, yaratt@ sanatl1 eserlerde pek c;ok §ekilde ortaya c;1kar. 0, benzersiz bir sanatla yaratt1g1 varhklan sever, c;unku o varhklarda kendi gLizelligini ve kemalini gorur. 0 varhklar ic;inde en sevimli ve en k1ymetli, canhlard1r.

36

gondermesi yetmez mi?' diyordun." (Al-i imran suresi, 3/124); "Biz o melekleri ancak hikmet geregince gondeririz." (Hier suresi, 15/8); "O gece Rablerinin izniyle Ruh ve melekler, her tiirlti i§ i<;:in iner de iner. .. " (Kadir sO.resi, 97/4). Bu manadaki bir hadiste insanhgm iftihar Tablosu (aleyhissalatu vesselam): "Cehennemin tizerine kurulan SJrat'tan ameline gore kiminin §im§ek stiratinde, kiminin ruzgar suratinde, kiminin ku§ gibi h1zh, kiminin doludizgin at suratinde, kiminin ko§arak, kiminin de ytiruyerek ge<;:ecegini" buyurmu§tur. (Tirmizi, tefsfru'/-Kur'an 19; Darimi, rikak 89; el-Hakim, el-Miistedrek 4/542; et-Taberani, el-Mu'cemii'lKebfr 9/356)


Omz BiRiNci Soz 697

Canhlar ic;inde en sevimli ve k1ymetli, §UUr sahipleridir. Ve §UUr sahipleri ic;inde mahiyetinin ku§ahc1hQi itiban ile en c;ok sevilmeye lay1k olanlar, insanlar arasmdadir. insanlarm ic;inde de kabiliyetleri tamamen ac;iga c;ikm1§ olan, biltiin sanat11 varhklara yayilm1§ ve onlarda tecelli etmi§ kemalatm numunelerini gosteren fert, en sevimlidir. i§te her §eyin Sani'i, biltiin varhklarda gorillen muhabbet tecellisinin her c;e§idini bir noktada, bir aynada gormek ve giizelliginin biltiin inceliklerini, ehadiyet sm1yla gostermek ic;in yarahh§ agacmdan nurlu bir meyve derecesinde ve kalbi o agacm esas hakikatlerini ic;ine alacak bir c;ekirdek hiikmiinde olan bir zah, ba§lang1c;taki c;ekirdekten son nokta olan meyveye kadar birle§tiren bir bag hiikmiindeki Mirac ile huzuruna kabul etmi§tir. 0 ferdi kainat namma sevdigini bildirmek, cemalini gostermekle §ereflendirmek ve ondaki mukaddes hallerin ba§kalanna da gec;mesini saglamak ic;in onu kelam1yla taltif edip fermamyla vazifelendirmi§tir. Mirac'm hikmeti budur. ~imdi bu yiice hikmete iki temsilin diirbiinii ile bakacag1z.

Birinci Temsil On Birinci Soz' deki temsill hikayede etrafl1ca anlatild1g1 gibi: Nasil ki §anh bir sultamn pek c;ok hazinesi ve o hazinelerde c;ok c;e§itli cevherleri bulunsa ... Benzersiz sanatlarda c;ok mahareti ve say1s1z, hayret verici, e§siz ilimlerde marifeti, engin bilgisi olsa ... Her giizellik ve kemal sahibinin kendi giizelligini ve kemalini goriip gostermek istemesi smmca, elbette o smirs1z ilim sahibi sultan da bir sergi ac;mak ister ki, ic;ine eserlerini dizsin, saltanatmm ha§metini, servetinin §a§aasm1, sanatmm harikalanm, marifetinin benzersizligini gostersin, insanlann nazarma sunsun. Boylece manevi giizelligini ve kemalini iki §ekilde seyretsin. Birincisi: Bizzat kendi, inceliklere a§ina nazanyla gorsiin. ikincisi: Ba§kalannm nazanyla baksm. i§te §U hikmete binaen o sultan c;ok biiyiik, muhte§em, geni§ bir saray yapmaya ba§lar. Onu §ahane bir surette dairelere, odalara aymr. Tiirlii tiirlii naki§larla, sanatmm en giizel, en ho§ eserleriyle siisler. ilminin ve hikmetinin en ince omekleriyle diizenler. Mucizeli eserleriyle donahp tamamlad1ktan sonra c;e§it c;e§it nimetlerin ve en leziz yemeklerin bulundugu sofralar kurar, her topluluga lay1k birer sofra aymr ve umumi


698 SOzLER

bir ziyafet haz1rlar. Ardmdan o sultan, emri altmdakilere kemal vas1flanm gostermek i<_;in onlan seyre ve ziyafete <_;agmr. Sonra i<_;lerinden birini yaver-i ekremi, yani en yuksek memuru yapar, onu a§ag1daki tabaka ve odalardan yukanya davet eder; iistteki tabakalarda daireden daireye gezdirir. Benzersiz sanatmm makinelerini, tezgahlanm ve a§ag1dan gelen mahsullerin mahzenlerini gostere gostere onu hususi makamma kadar getirir. Biitiin kemalatmm madeni olan miibarek zahm gostermekle ve huzuruna almakla onu §ereflendirir. Saraym hakikatlerini ve kendi kemal vas1flanm ona bildirir. Onu seyircilere rehber tayin eder, sonra da geri gonderir ki, saraym sahibini, o saraym i<_;indekilerle, naki§lanyla, hayret verici §eyleriyle halka tarif etsin. Ve saraym nak1§lanndaki s1rlan bildirip i<_;indeki sanatlarm i§aretlerini, derunundaki manzum siislerin ve ol<_;tilii nakl§larm ne oldugunu; saray sahibinin miikemmelligini ve hiinerlerini nasil gosterdiklerini o saraya girenlere ogretsin. Oraya girmenin adabm1 ve seyrin merasimini bildirsin; o ilim ve icraat sahibi, goriinmeyen sultanm nzas1 ve arzular1 dairesinde kabul merasimini tarif etsin. Aynen oyle de, - 37 ~~I y.J1 ~j- Ezel ve Ebed Sultarn olan Sani-i Zulcelal, sonsuz kemalahm ve giizelligini gormek ve gostermek istemi§ ve §U alem saray1m oyle bir tarzda yapmi§hr ki, her bir varhk, pek <_;ok dille O'nun kemal vas1flanm zikreder, pek <_;ok i§aretle giizelligini bildirir. O'nun giizel isimlerinin her birinde ne kadar gizli, manevi defineler ve her bir mukaddes s1fatmda ne kadar sakl1 latifeler bulundugunu, §U kainat biitiin varhklanyla gosterir. Hem bunu oyle bir tarzda yapar ki, biitiin ilimler, butiin kanunlanyla §U kainat kitabm1 Hazreti Adem zamanmdan beri okuyup degerlendiriyor. Halbuki o kitabm, Cenab-1 Hakk'm isimlerine ve kemal vas1flarma dair ifade ettigi manalarm ve gosterdigi ayetlerin yiizde biri bile daha okunamam1§hr. i§te boyle bir alem saraym1 kendi manevi kemalatm1 ve giizelligini gormek ve gostermek i<_;in bir sergi hiikmiinde a<_;an Celil-i Ziilcemal'in, Cemil-i Ziilcelal'in, Sani-i Zulkemal'in hikmeti §Unu gerektirir: Yeryiiziindeki §UUr sahibi varhklarm goziinde abes ve faydas1z olmamas1 i<_;in o saraym ayetlerinin manasm1 bir kuluna bildirsin ... 0 saraydaki hayret verici §eylerin kaynaklan ve neticelerinin mahzenleri olan yuce alemlerde birini gezdirsin ... Onu butiin aJ.emlerin ustiine 37

"En yiice s1fatlar Allah'md1r." (Nahl suresi, 16/60)


Oruz BiRiNci Soz 699

c;1karsm ve huzuruna yakmhkla §ereflendirsin ... Ahiret alemlerinde dola§hrsm ve ona, biitiin kullanna rehberlik, rububiyetinin saltanatma ilanc1hk, nzasm1 teblig ve kainat saraymdaki yarahh§ kanunlanm tefsir etmek gibi pek c;ok vazife versin ... Mucizelerinin ni§anlanyla onun farkhhgm1, sec;kinligini gostersin ... Kur'an gibi bir ferman ile o §ahsm, kendi has ve dosdogru bir terciimam oldugunu bildirsin ... i§te Mirac' m pek c;ok hikmetinden birkac;m1 §U temsilin diirbiiniiyle ornek olarak gosterdik. Digerlerini de bunlara k1yaslayabilirsin ...

ikinci Temsil Mesela ilim sahibi bir zat, mucizevi bir kitap yazsa ... Oyle bir kitap ki, her sayfasmda yiiz kitap kadar hakikat, her satmnda yiiz sayfada izah edilecek ince manalar, her kelimesinde yi.iz sahrda anlahlacak hakikatler, her harfinde yi.iz kelimeyle tarif edilecek ni.ikteler bulunsa ... 0 kitabm bi.iti.in mana ve hakikatleri, o mucize sahibi katibin manevi kemal vas1flanna baksa, i§aret etse ... 0 zat elbette oyle bitmez bir hazineyi kapah birak1p abes hale getirmeyecek, o kitab1 herhalde birilerine ders verecektir. Ta ki o k1ymetli kitap manas1z kahp beyhude olmasm. 0 zatm gizli kemal vas1flan ortaya 9k1p manevi gi.izelligi g6ri.insi.in. 0 da memnun olsun ve s1fatlanm, giizelligini sevdirsin. Hem o zat, o harika kitab1 bi.iti.in manalanyla, hakikatleriyle ders verecek birini, ilk sayfasmdan sonuna kadar kitabm i.isti.inden ders vere vere gec;irecektir. Aynen oyle de: Yaratt1g1 her §eyi benzersiz sanahyla nakI§ nakI§ i§leyen Ezeli Zat, kemalahm, gi.izelligini ve isimlerinin hakikatlerini gostermek i<;in §U kainat kitabm1 oyJe bir tarzda yazmI§tlr ki, bi.iti.in varhklar O'nun sonsuz kemal vas1flanm, isim ve s1fatlanm say1s1z yonden bildirir, ifade eder. Elbette bir kitabm manas1 bilinmezse k1ymeti hic;e iner. Bilhassa boyle her bir harfi binlerce manay1 ic;eren bir kitabm k1ymeti hie; hukmune inemez, indirilmez. Oyleyse o kitab1 yazan, elbette onu bildirecek, her toplumun kabiliyetine, biinyesine g6re bir k1smm1 anlatt1racakhr. Hem tamamm1 en geni§ nazarh, en kiilli §Uurlu, en sec;kin kabiliyetli ferde ders verecektir. Oyle bir kitabm tamamm1 ve geni§ hakikatlerini de rs vermek ic;in o ferde gayet yuksek, manevi bir yolculuk yaphrmak hikmetin geregidir. Yani onu, o kitabm birinci sayfas1 olan say1s1z varhk tabakalarmm bir ucundan, son sayfas1 olan


700 SozLER

ehadiyet dairesine kadar seyahat ettirecektir. i§te §U temsil ile Mirac'm yuce hikmetlerine bir derece bakabilirsin. $imdi dinleme makammda olan inkarc1ya bakip kalbini dinleyecegiz, ne hale geldigini gorecegiz. i§te farz edelim ki, kalbi §6yle diyor: "Ben inanmaya ba§lad1m, fakat meseleyi iyi anlayam1yorum. Cevap bulamad1g1m lie; muhim soru daha var. Birincisi: ;>u buyuk Mirac nic;in Muhammed-i Arabl'ye (aleyhissa/8.W vesselam) mahsustur? ikincisi: 0 zat hakkmda nic;in 'Kainatm c;ekirdegidir, kainat onun nurundan yaratilmi§hr ve o, kainatm en son, en nurlu meyvesidir.' 38 diyorsunuz? Bu ne demektir? Oi;;uncilsil: Onceki beyanlanmzda diyorsunuz ki, o zat (aleyhissa/atu vesse/am) yuce a[em[ere, §U yeryuzundeki eserlerin makine[erini, tezgahlanm ve neticelerinin mahzenlerini g6rmek ic;in yukselmi§tir. Bunun manas1 nedir?" Cevap: ;>u birinci sorunuzun cevab1, otuz lie; adet Soz' de etrafl1ca izah edilmi§tir. Yalmz burada Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/8.W vesse/am) kemalatma, peygamberliginin delillerine ve o buyuk Mirac' a en lay1k zatm o olduguna <lair k1sa i§aretler hlrunden bir ozet sunuyoruz. ;>oyle ki: ilk olarak: Pek c;ok tahrife maruz kald1klan halde Tevrat, incil, Zebur gibi mukaddes kitaplardan, §U zamanda dahi Huseyin-i Cisri gibi bir muhakkik, Resul-u Ekrem'in (aleyhissalaw vesselam) peygamberligine dair yuz mujdeli i§areti 9kanp Risale-i Hamfdiye'de gostermi§tir. 39 ikincisi: $1k ve Satih gibi iki me§hur kahinin, vahiy gelmeden k1sa sure once Allah Resulu'nun (aleyhissa/8.W vesselam) nubuvvetine ve ahirzaman peygamberinin o olduguna dair tarihc;e sabit olan beyanlan gibi pek c;ok mujde sahih bir §ekilde tarihlerde nakledilmi§tir. 40 Oi;;uncilsil: Hazreti Peygamber'in (aleyhissa/8.W vesse/am) dogdugu gece Kabe'deki putlarm dO.§mesi, iran'da Kisra'nm me§hur saray1 Eyvan'm c;atlamas141 gibi "irhasat" denilen yuzlerce harika hadise tarihc;e me§hurdur. 38 39 40

41

Bkz. ed-Deylemi, e/-Musned 1/171; el-Ac!O.ni, Ke§fu'l-Hafa 1/311. Huseyin Cisri, Risdle-i Hamidiye (Turki;e tercume) s. 52-94. ibni Hi§am, es-SiratU'n-Nebeviyye 124-129; 158, 190-192; et-Taberi, TCirihu'lOmem ve'l-MU/Qk 1/431. EbO. Nuaym, De/Ciilii'n-Nubuvve s. 139; el-Beyhaki, De/dilii'n-Nubuvve 1/19, 126, 127; et-Taberi, Tdrihu'/-Umem ve'l-MU/Qk 1/459.


Ornz BiRiNci Soz 701

Dorduncusu: Bir orduya parmagmdan akan suyu ir;;irmesi, mescitte btiytik bir cemaat huzurunda kuru diregin, minberin ta§mmasmdan dolay1 Allah Resulti'nden (aleyhissa/atil vesselam) aynlacag1 ir;;in deve gibi inleyerek aglamas1, 42.ri]1 ~lj ayetinin ar;;1k ve kesin htikmti ile aym yanlmas1 gibi, muhakkik zatlann ara§brmalanyla bine varan mucizelerle43 Hazreti Peygamber'in tisttin ktlmd1gm1 tarih ve siyer kitaplan g6steriyor. Be§incisi: Dost ve dti§manm ittifak1yla, §ahsmda gtizel ahlakm en ytiksek derecede, btittin muamelelerinin §ahitligiyle vazifesinde ve tebliginde ytiksek vas1flann en ileri mertebede ve islam' daki ahlak gtizelliginin §ehadetiyle, getirdigi dinde en ytice, 6vtilmeye lay1k hasletlerin en mtikemmel surette bulundugunda insaf ve dikkat sahipleri tereddtit etmez. Altmc1s1: Onuncu Soz'tin ikinci i§aret'inde ifade edildigi gibi: Uluhiyet, hikmetin geregi olarak g6rtinmek ister. i§te Resul-u Ekrem (aleyhissalatil vesse/am) bunu azami derecede, zirvedeki kulluguyla en parlak §ekilde g6stermi§tir. Hem alemin Hahk' mm, hikmetin ve hakikatin geregi olarak, sonsuz kemaldeki gtizelligini bir vas1ta ile g6stermek istemesine kar§thk, bunu en gtizel surette g6steren ve tarif eden, a9kr;;a, o zatt1r. Hem alemin Sani'inin, dikkat nazarlanm sonsuz gtizellikteki kusursuz sanatma r;;ekmek ve onu sergilemek istemesine kar§thk, bunu en ytiksek bir seda ile ilan eden yine, ar;;1kr;;a, o zattir. Hem alemlerin Rabbi say1s1z varhk tabakalannda birligini ve tekligini ilan etmek istemesine kar§thk btittin tevhid mertebelerini azami derecede ilan eden yine, elbette, 0 zattir. Hem alemin Sahibinin, eserlerindeki sonsuz gtizelligin i§aretiyle, hakikat ve hikmetin geregi olarak, Zat'mm nihayetsiz cemalini, benzersizligini ve gtizelliginin inceliklerini aynalarda g6rmek ve g6stermek istemesine kar§thk, O'na en mtikemmel surette aynahk eden, O'nu g6steren ve sevip ba§kalanna sevdiren yine, apar;;1k bir §ekilde, o zatbr. 42 "... Ay boltindu." (Kamer suresi, 54/1) 43 Bkz. el-Beyhaki, Deldilu'n-Nubuvve 1/10; ez-Zemah§eri, Nevevi, $erhu Sahfh-i Muslim 1/2.

el-Ke§§df 1/382; en-


702 SozLER

Hem §U alem saraymm Sani'inin, gayet harika mucizeler ve k1ymetli cevherlerle dolu gayb hazinelerini gosterip sergilemek ve onlarla kemalini tarif edip bildirmek istemesine kar§1hk, en mukemmel rehber ve tarif edici yine, ai;1ki;a, 0 zatt1r. Hem §U kainatm Sani'inin, kainah hayret verici, turlu ziynetlerle silsleyerek yapmasma .. §UUr sahibi mahh1klanm seyir, gezinti, ibret ve tefekkilr i<;in oraya gondermesine .. hikmetin geregi olarak o eserlerin ve sanatlann manalanm, k1ymetini, seyir ve tefekkur edenlere bildirmek istemesine kar§thk; cinlere ve insanlara, hatta ruhanilere ve meleklere de Kur'an-1 Hakim vas1tas1yla en mukemmel §ekilde rehberlik eden yine, ac;1kc;a, 0 zattir. Hem §U alemin sonsuz hikmet sahibi Hakim'inin, kainattaki degi§imlerin gayesini ic;eren muglak hls1m1 ve varhklann "nereden geldiklerine, nereye gittiklerine ve ne olduklanna" <lair lie; hayati sorunun muammasm1 bir elc;i vas1tas1yla biltiln §UUr sahiplerine c;ozdilrmek istemesine kar§thk, Kur'an hakikatleri vas1tas1yla en a§ikar ve mukemmel §ekilde o tils1m1 c;ozen ve o muammay1 halleden yine, ai;1kc;a, 0 zathr. Hem §U alemin yilce Sani'inin kendini §UUr sahibi varhklara biltun gilzel, sanath eserleriyle tamtmasma, k1ymetli nimetlerle sevdirmesine ve elbette bunun kar§1hgmda onlara nzasmm ve isteklerinin ne oldugunu bir elc;i vas1tas1yla bildirmeyi dilemesine kar§thk, O'nun nzasm1 ve isteklerini en gilzel ve milkemmel surette, Kur' an vas1tas1yla beyan eden ve insanhga getiren yine, apac;1ktir ki, 0 zattir. Hem A!emlerin Rabbi, kainatm meyvesi olan insana, alemi ic;ine alacak geni§ bir kabiliyet vermi§, onu engin bir kulluga hazirlam1§, fakat insan hissiyatiyla kesrete ve dunyaya milptela oldugundan, bir rehber vas1tas1yla onun yilzunil c;okluktan birlige, faniden bakiye c;evirmek istemi§tir. i§te insanhga en mukemmel ve belig surette, Kur' an vas1tas1yla en guzel tarzda rehberlik eden ve peygamberlik vazifesini kusursuzca yerine getiren yine, ac;ikc;a, 0 zatt1r. i§te varhklann en §ereflisi canhlar, canhlar ic;inde en §erefli olan §Uur sahipleri, §UUr sahiplerinin en §ereflisi de hakiki insand1r. Ve hakiki insanlar ic;inde de §U zikredilen vazifeleri kusursuzca, milkemmel bir §ekilde yerine getiren o zattir; elbette bilyuk Mirac ile Kab-1 Kavseyn' e


Ornz BiRiNci Soz 703

1_;1kacak,44 ebedl saadetin kap1sm1 <;alacak, rahmet hazinelerini a<_;acak ve imamn gayb perdesi ardmdaki hakikatlerini gorecek de 0 zat olacaktir. Yedincisi: ~u benzersiz yaratilm1§ varhklardaki gayet giizel nak1§lar ve son derece siislii ziynetler a9k<;a g6riiliir. Bunlar, onlann Sani'inde, yaratt1klanm giizelle§tirmek ve siislemek i<.;in gayet §iddetli bir irade ve kasd bulundugunu apa151k §ekilde gosterir. 0 irade ise zorunlu olarak, Sani'de sanatma kar§l kuwetli bir ragbet ve mukaddes bir muhabbet bulunduguna i§aret eder. i§te sanath varhklar ii;inde en ku§abc1 olan ve biitiin sanat inceliklerini birden kendinde gosteren, bilen, bildiren, kendini sevdiren ve ba§ka varhklardaki giizellikleri "Ma§allah" deyip takdir eden, a151kbr ki, sanabm gozeten ve i;ok seven Sani'in nazannda en sevgili olacaktir. i§te sanatl1 varhklan yald1zlayan meziyetlere ve giizelliklere, onlan 1§1klandiran latifelere ve kemalata kar§1, "Subhdnallah, Ma§aallah, Allahu Ekber" diyerek gokleri ve Kur'an'm nagmeleriyle kainab i;mlatan, begenip takdir etmekle, tefekkiir edip gostermekle, zikir ve tevhid ile karalan ve denizleri cezbeye getiren yine, a151ki;a, o zattir. ~ii s1mnca burun ummetinin i§ledigi seOyle bir zat ki: 45 ~LlitS' vaplarm bir misli, onun amel defterine kaydedilir. Ommetinin salavatian onun manevl kemalatma kuwet verir. 0, gordiigu peygamberlik vazifesinin neticeleri ve manevl iicretiyle beraber Cenab-1 Hakk'm rahmet ve muhabbetinin sonsuz feyzine mazhardir. i§te o zatm Mirac merdiveniyle cennete, Sidretii'l-Miinteha'ya, Ar§'a ve Kab-1 Kavseyn'e kadar gitmesi46 elbette hakkm, hakikatin ve hikmetin ta kendisidir.

<:

47

Jt.:11 _,;. Jt.:11 SaidNursf

ikinci Sorunuza Cevap: Ey bizi dinleme makammdaki insan! ~u sorudaki hakikat o kadar derin, o kadar yiiksektir ki, akil ona ne ula§abilir ne de yakla§abilir. 0 ancak iman nuru ile goriiniir. Fakat baz1 temsillerle o hakikatin varhg1 anlay1§1miza yakla§bnlabilir. Biz de bir nebze yakla§brmaya 15ah§acag1z. 44 45

46 47

"Oyle ki aralan yaym iki ucu aras1 kadar veya daha az kald1." (Necm sO.resi, 53/9) (Bir i§e) sebep olan, (onu bizzat) yapan gibidir. Bkz. Necm sO.resi, 53/4-18; isra sO.resi, 17/1. Kendinden ba§ka her §eyin fani oldugu gerc;ek Baki, Allah'tJ.r.


704

SOZLER

i§te §U kainat, hikmet nazanyla baktld1g1 vakit, bi.iyilk bir agac;; manasmda gori.ini.ir. Nasti ki, bir agacm dallan, yapraklan, c;;ic;;ekleri, meyveleri vard1r. ~u yarabh§ agacmm bir dah olan maddi alemin de toprak, ate§, hava ve sudan ibaret dart unsur dallan, bitki ve agac;;lar yapraklan, hayvanlar c;;ic;;ekleri ve insanlar meyveleri hi.ikmi.indedir. Sani-i Zillcelal'in butiln agac;;larda gec;;erli bir kanununun elbette §U buyilk yarabh§ agacmda da gec;;erli olmas1 O'nun Hakim isminin geregidir. Oyleyse hikmet, yarabh§ agacmm da bir c;;ekirdekten meydana gelmesini gerektirir. 48 Bu 6yle bir c;;ekirdek olmah ki, cismani alemin d1§mdaki alemlerin numunelerini ve esaslanrn da ic;;inde ta§ISm. <;unkil binlerce farkl1 alemi ic;;ine alan kainatm asd c;;ekirdegi ve kaynag1, kuru bir madde olamaz. Madem §U kainat agacmdan daha once yarablm1§, o tilrden ba§ka agac;; yok. Oyleyse ona kaynak ve c;;ekirdek hilkmilnde olan mana ve nur ve elbette o c;;ekirdege de bir meyve suretinin giydirilmesi, yine Hakim isminin geregidir. <;unkil c;;ekirdek daima c;;1plak olamaz. Madem yarabh§m ba§lang1cmda meyve suretini giymemi§, elbette sonra giyecektir. Hem madem o meyve insandir. Ve madem insanlar ic;;inde, daha once ispat edildigi iizere, en me§hur ve en muhte§em meyve, herkesin dikkatini c;;eken ve yeryi.izi.ini.in yans1 ile insanhgm be§te birinin bak1§lanrn kendine c;;eviren, manevi giizelligi ile alemi muhabbet veya hayret nazan ile kendine bakbran Zat-1 Muhammediye'dir (aleyhissa/dtii vesselam). Elbette kainatm yarabh§ma c;;ekirdek olan nur, onun zatmda cisme bilrilnerek en son, en kamil meyve suretinde g6rilnecektir. Ey bizi dinleyen! ~u hayret verici, bilyi.ik kainatm bir insanm smirh mahiyetinden yarablmasm1 akddan uzak g6rme! Bir tilr alem gibi olan muazzam c;;am agacm1, bugday tanesi kadar bir c;;ekirdekten yaratan Kadlr-i Zillcelal, §U kainab Hazreti Muhammed'in (aleyhissa/dtii vesse/am) nurundan nastl yaratmasm veya yaratamasm? i§te kainat agac1, bir tuba agac1 gibi, g6vdesi ve k6ki.i yukanda, dallan a§ag1da oldugu ic;;in, a§ag1daki meyve makammdan asll c;;ekirdek makamma kadar uzanan nurani bir bag var. i§te Mirac o bagm k1hf1 ve suretidir ki, 48

Bkz. "$ayet sen olmasaydm filemleri de yaratmazd1m." (Aliyyillkarl, e/-Esrdru'/Merfua s. 385; el-Ach1nl, Ke§fi.i'l-Hafd 2/214). Aynca yakm ifadeler ir;in bkz. etTaberanl, e/-Mu'cemi.i'l-Evsat 6/314; el-Hakim, el-Mustedrek 2/672.


Oruz BiRiNci Soz 705

Res0.1-u Ekrem (aleyhissaldta vesselam) o yolu ac:;mt§, velayetiyle gitmi§, peygamberligiyle donmli§ ve kap1y1 da ac:;1k birakm1§hr. Arkasmdaki ummetin velileri, ruh ve kalb ile o nurani caddede, Allah Resulu'nun Mirac'mm golgesinde manevi yolculuk yap1p kabiliyetlerine g6re yuce makamlara 9k1yorlar. Hem daha once ispat edildigi uzere, §U kainatm Sani'i, birinci sorunun cevabmda gosterilen maksatlar ic:;in kainati bir saray suretinde yapmt§ ve donatmt§tlr. 0 maksatlarm sebebi Zat-1 Ahmediye (aleyhissa/8.ta vesselam) oldugundan, kainattan once onun, kainatm Sani'inin inayet nazannda bulunmas1 ve O'nun tecellisine ilk mazhar olmas1 laz1m geliyor. <;unku bir §eyin neticesi once dli§linulur. Demek ki o zat, varhk bak1mmdan en son, manen ise en eweldir. Zat-1 Ahmediye (aleyhissali'lta vesselam) hem en mukemmel meyve hem butun meyvelerin k1ymetinin sebebi ve butun maksatlann ortaya c:;1kma vesilesi oldugundan, yarahh§ tecellisine ilk once onun nurunun mazhar olmas1 gerekir. 49 Uc;iincii Somnuza Cevap: Bu mesele o kadar geni§tir ki, bizim gibi dar zihinli insanlar tam kavrayamaz. Fakat ona uzaktan uzaga bakabiliriz. Evet, cismani, sufli alemin manevi tezgahlan ve kulli kanunlan, ba§ka, yuce alemlerdedir. Ve e§siz bir sanatla yarattlml§ varhklarm mah§eri olan yeryuzundeki hadsiz mahlukatm amellerinin neticeleri, cin ve insanlann fiillerinin semereleri yine o yuce alemlerde gorunur. Hatta iyilik ve sevaplann cennet meyveleri suretine, 50 kotuluk ve gunahlarm ise cehennem zakkumlanna51 donli§tligunu, pek c:;ok emare ve rivayetin §ahitligi, kainattaki hikmetin ve Cenab-1 Hakk'm Hakim isminin bunu gerektirmesi ve Kur'an-1 Hakim'in i§aretleri gosteriyor. Evet, yeryuzunde bolluk o kadar geni§tir ve yaratth§ o kadar k1s1mlara ayri!mt§hr ki, orada btitun kainata yayt!m1§ olan sanath eserlerin c:;ok ustunde varhk cinsleri ve sm1flan bulunur, yeryuzu daima degi49 50

51

Bkz. el-AclO.nl, Ke§fu'/-Hafd 1/265. Bkz. Yasin sO.resi, 36/55/57; Duhan sD.resi, 44/27, 55; Sad sO.resi, 38/51; To.r sO.resi, 52/22; Rahman sO.resi, 55/52, 67; Vak1a sO.resi, 56/32; Mu'minun sO.resi, 23/19; Saffat sO.resi, 37/42; Murselat sO.resi, 77/42. Bkz. Saffat sO.resi, 37/62; Duhan sO.resi, 44/43; Vak1a sO.resi, 56/52; Nebe sO.resi, 78/ 21-30.


706 SOZLER

§ir, dolup bo§altr. i§te §U ciizi, kiic;iik §eylerin ve bollugun kaynag1 ve madenleri elbette ki.illi kanunlar ve Cenab-1 Hakk'm isimlerinin geni§ tecellileridir. 0 ki.illi kanunlarm, tecellilerin ve o ku§atlc1 isimlerin mazharlan da bir derece basit, saf ve her biri bir alemin ar§t, c;ahs1 ve idare merkezi hiikmiinde olan goklerdir ki, o alemlerin biri de Sidretii'l-Mi.inteha'daki Cennetii'l-Me'va'dir. 52 Di.inyadaki tesbihat ve hamdlerin -Muhbir-i Sad1k'm53 haber vermesiyle- o cennetin meyveleri suretine bi.iri.indiigu sabittir. 54 i§te bu il<;; nokta gosteriyor ki, yeryiizi.indeki netice ve meyvelerin mahzenleri o alemlerdedir, yeryi.iziiniin mahsulleri o tarafa gider. Sakm, "Benim havada kaybolup giden bir 'Elhamdiilillah' kelimem nasil cisme bi.iri.ini.ip bir cennet meyvesi olur?" deme! <:;unkii mesela, giindiiz uyamkken giizel bir soz soylersin, bazen onu ri.iyanda gi.izel bir elma olarak yersin. Giindiiz <;;irkin bir soziini.i gece uykunda ac1 bir §ey §eklinde yutarsm. G1ybet etsen, onu murdar bir et suretinde sana yedirirler. Oyleyse §U diinya uykusunda soyledigin giizel ve <;;irkin sozleri, herkesin uyamk oldugu ahiret aleminde meyveler suretinde yemeyi akildan uzak gormemelisin.

52

53

Bkz. Necm sO.resi, 53/15. Getirdigi haberler dosdogru olan, dogrulu§unda §ilphe bulunmayan Allah ResO.IU (aleyhissa/dtii vesse/am).

54

Bkz. "Kim 'subhanallahi ve bihamdihi, subhanallahi'l-azim' derse cennette onun ic;in bir hurma agac1 dikilir." (Tirmizl, deavat 59; ibni Mace, edeb 56); "Kim 'subhanallahi ve'l-hamdillillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber', derse her harfi ic;in onun adma cennette bir agac; dikilir." (et-Taberani, el-Mu'cemu'l-Evsat 8/226); "Cennet fidanlan 'la havle vela kuwete ilia billah'tir." (Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 5/418).


Oruz BiRiNci Soz 707

DORDUNCU ESAS Mirac'm neticeleri ve faydas1 nedir? Cevap: Manevl bir tuba agac1 olan Mirac'm be§ yi.izden fazla meyvesinden ornek olarak yalrnz be§ tanesini zikredecegiz. Birinci Meyve Allah ResO.li.i'ni.in, iman esaslarmm hakikatlerini; melekleri, cenneti, ahireti, hatta Zat-1 Zi.ilcelal'i gozle gormesi, kainata ve insanhga oyle bir hazine, ezell bir nur ve ebedi bir hediye getirmi§tir ki: ;>u kainah peri§an, fani ve karmakan§tk gori.inen bir vaziyetten c:;1kanp o nur ve meyve ile Samed Yarahcmm mukaddes bir mektubu, o Ehad Zat' m gi.izelligini ifade eden gi.izel bir ayna olarak hakiki vaziyetinde gostermi§tir. Kainah ve bi.iti.in §UUr sahiplerini sevindirmi§tir. Hem o nur ve meyve ile insarn dagm1k, peri§an, aciz, fakir, ihtiyac:;lannm smirs1z, di.i§manlannm nihayetsiz oldugu, fani, gec:;ici ve yolunu §a§trffil§ bir vaziyetten kurtarmt§hr. 0 nur ve mukaddes meyve ile insarn yarahh§ln en gi.izel sureti olan ahsen-i takvimde, Samed bir Zat'm bir kudret mucizesi.. O'nun birer yaz1s1, mektubu hi.ikmi.indeki eserlerinin ku§ahC! bir ni.ishas1.. Ezel ve Ebed Sultarn'nm bir muhatab1, has bir kulu .. kemalatmm takdir edicisi.. dostu ve gi.izelliginin hayrarn .. O'nun tarafmdan sevilen ve baki cennetine haz1rlanan aziz bir misafiri olarak hakiki suretinde gostermi§tir. insan olan bi.iti.in insanlara, sonsuz bir sevinc:; ve §evk vermi§tir. ikinci Meyve Varhklarm yarahc1s1, kainatm sahibi ve alemlerin Rabbi, Ezel ve Ebed Hakim'inin raz1 oldugu islamiyet'in, ba§ta namaz olmak i.izere, esaslanrn cinlere ve insanlara hediye getirmi§tir. O'nun nzasm1 kazand1racak amelleri anlamak, o kadar merak uyandmc1dir ve oyle bir saadet kaynag1dir ki, tarif edilmez. Zira herkes, kendisine nimet veren bi.iyi.ikc:;e bir zatm yahut ihsan sahibi padi§ahmm arzulanrn uzaktan anlamaya ne kadar isteklidir ve anlasa ne kadar memnun olur ... "Ke§ke bir haberle§me vas1tas1 olsayd1, 0 zat ile dogrudan konU§Sayd1m. Benden ne istiyor, anlasayd1m. Bende onun ho§una giden §eyleri


708 SoZLER

bilseydim." der. i§te btitiin varhklan tasarrufu altmda tutan, btitiin alemlerdeki gtizellik ve kemal O'nun gtizelligine ve kemaline nispeten ancak zay1f bir golge olan Zat' a her an, say1siz yonden muhtai; ve O'nun smirs1z ihsanlarma mazhar olan insanm, O'nun nzasm1 ve arzulanrn anlamak hususunda ne derece istekli ve merakl1 olmas1 gerektigini anlarsm. i§te Zat-1 Ahmediye (aleyhissalatil vesselam) yetmi§ bin perde arkasmda55 o Ezel ve Ebed Sultam'mn nzasm1 kazandiracak amelleri dogrudan dogruya Mirac'm neticesi olarak hakkalyakin56 i§itmi§, getirip insanhga hediye etmi§tir. 57 Evet, insanhk ayda ne oldugunu i;ok merak eder; ister ki, biri gidip oradan haber getirsin ... Hem bunun ii;in ne kadar fedakarhk gosterir. Eger ayda ne oldugunu anlasa, ne kadar hayrete ve meraka dti§er. Halbuki ay, oyle bir Malikti'l Mtilk'tin memleketinde geziyor ki, orada ancak bir sinek gibi yerktirenin etrafmda cloner. Yerktire pervane gibi gtine§in etrafmda ui;ar. Gtine§, binlerce lamba ii;inde bir lambadir ki, o ytice Malikti'l Mtilk'tin bir misafirhanesine I§Ik verir. i§te Zat-1 Ahmediye (aleyhissalatil vesselam) boyle bir Zat-1 Ztilcelal'in icraabm, hayret verici sanatlanm ve beka alemindeki rahmet hazinelerini gormti§, gelmi§ ve insanhga bildirmi§tir. i§te insanhk o zab tam bir merak, hayret ve a§kla dinlemezse akla ve hikmete ne kadar zit hareket etmi§ olacag1m anlarsm.

O\:iincii Meyve Ebedi saadet definesini gormti§, anahtanm ahp getirmi§, cinlere ve insanlara hediye etmi§tir. Evet, Mirac vas1tas1yla ve kendi goztiyle cenneti ve sonsuz gtizellik sahibi Rahman'm rahmetinin baki cilvelerini gormti§, ebedi saadeti kesin bir §ekilde, hakkalyakin anlam1§br. Ebedi saadetin varhgmm mtijdesini cinlere ve insanlara armagan getirmi§tir. 55

56 57

Arada yetmi§ bine yakm perde olduguna dair bkz. Ebu Ya'la, e/-Musned 13/520; et-Taberani, e/-Mu'cemil'l-Evsat 6/278, 8/382. Aynca bu perdeler olmasa, Cenab-1 Hakk'm azametinden her §eyin mahvolacagma dair bkz. Muslim, fmdn 293; ibni Mace, mukaddime 13. Marifet mertebesinin en yuksegi. Hakikati bizzat ya§ayarak gorme hali. Bkz. Buhari, menak1bu'l-ensar 42; Muslim, fmdn 279, musdfirfn 253; Tirmizi, tefsfru sure (53) 1.


Ornz BiRiNci Soz 709

Bic;;are cinler ve insanlar, surekli degi§en bir dunyada, yokluk ve aynhk sarsmhlan ic;;indeki mevcudatm zamanm ak1§1 ve zerrelerin hareketleri ile ebedi yokluk ve aynhk denizine dokiildiigii, yiirek paralayan bir vaziyette bulunduklan sirada, boyle bir miijdenin ne kadar k1ymetli, kendilerini ebedi yokluga mahkum zanneden fani cin ve insanlar ic;;in ne kadar saadet verici oldugu tarif edilmez. Bir adam idam edilecegi anda affedilse ve kendisine padi§aha yakm bir saray verilse, ne kadar sevinir ... i§te biitiin cinler ve insanlar say1smca boyle sevinc;;leri topla, sonra bu miijdenin k1ymetini k1yasla ...

Dordiincii Meyve Cenab-1 Hakk'm e§siz guzelligini gorme meyvesini kendi ald1g1 gibi, o meyveye ula§manm her mumin ic;;in mumkun oldugu mujdesini de cinlere ve insanlara hediye getirmi§tir. 0 meyvenin ne kadar leziz, ho§ ve guzel oldugunu §Ununla k1yaslayabilirsin: Kalbi bulunan her insan guzellik, kemal veya ihsan sahibi birini sever. Ve o sevgi de guzelligin, kemalin ve ihsanm derecesine gore artar, hayranhk mertebesine gelir; insan sevdigine camm verecek kadar muhabbet baglar. Yalmz bir defa gormesine ragmen dunyasm1 feda edecek hale gelir. Halbuki biitiin varhklardaki giizellik, kemal ve ihsan; Cenab-1 Hakk'm cemal, kemal ve ihsanma nispeten kiic;;iik birkac;; panltmm giine§e nispeti gibi bile degildir. i§te, nihayetsiz bir muhabbete, gorme arzusuna ve i§tiyaka lay1k, sonsuz ha§met ve kemal sahibi bir Zat' 1 ebedi hayatta gormeye muvaffakiyetin ne kadar saadet ve sevinc;; kaynag1, ho§ ve giizel bir meyve oldugunu insan isen anlarsm.

Be§inci Meyve insanm, kainatm k1ymetli bir meyvesi ve onun Sani'inin sevdigi nazh bir varhk oldugu, Mirac ile anla§1lm1§ ve Resul-u Ekrem (aleyhissaldtii vesselam) o meyveyi cinlere ve insanlara getirmi§tir. Kuc;;iik bir mahluk, zay1f bir hayvan, adz bir §UUr sahibi varhk olan insam o meyve ile o kadar yiiksek bir mertebeye c;;1kanr ki, onu biitiin varhklarm iistiinde bir §eref makamma eri§tirir. Hem oyle bir sevinc;; ve mutluluk verir ki, tarif edilmez. (unku mesela basit bir askere, "Bundan boyle mare§alsin." denilse ne kadar memnun olur. i§te fani ve aciz, konu§an bir hayvan


710 SozLER

hilkmilndeki, daima yokluk ve aynhk sillesini yiyen bi~are insana birden, "T1pk1 bu dilnyada hayal h121yla, ruhun geni§ligiyle, aklm serbestligiyle, kalbin biltiln arzulanyla millk ve melekut filemlerinde gezmeye ve seyre muvaffak oldugun gibi, baki bir cennette, ebedi saadette Rahim ve Kerim bir Rahman'm rahmetinde cemalini gormeye de muvaffak olursun." denildigi vakit, insanhg1 kaybolmamI§ bir insanm kalbinde ne kadar derin ve ciddi bir sevin~ hissedecegini hayal edebilirsin. ~imdi, bizi dinleyen zata deriz ki: inkar gomlegini y1rt, at. Milmin kulag1m ge~ir ve Musluman gozlerini tak! Sana iki ku~uk temsille birka~ meyvenin kiymet derecesini g6sterecegiz. • Mese/a: Seninle beraber bir memleketteyiz. Gorilyoruz ki, her §ey hem bize hem birbirine du§man ve yabanc1... Her taraf muthi§ cenazelerle dolu ... i§itilen sesler yetimlerin aglay1§1, mazlumlarm ~ig­ hklandir. i§te biz 6yle bir vaziyetteyken biri gitse ve o memleketin padi§ahmdan bir mujde getirse ... 0 mujde ile bize yabanc1 olan varhklar dost §ekline girse ... Du§man gordugumilz kimseler birer karde§e donse ... 0 muthi§ cenazeler hu§li i~inde, Allah'm buyuklugunu du§unerek zikir ve tesbihle ibadet vazifesini yerine getiren birer kul §eklinde gorilnse ... 0 yetimane aglay1§lar, 6vgil dolu "ya§asm"lar hilkmilne ge~e ... Olilmler, soygunlar ve gasplar terhis suretine donse ... Kendi sevincimizle beraber herkesin sevincine ortak olsak... i§te o zaman o mujdenin ne kadar sevin~ verici oldugunu elbette anlarsm. i§te Resul-u Ekrem'in (aleyhissalata vesselam) Mirac'mm bir meyvesi olan iman nurundan once, dalalet nazanyla bakild1g1 vakit §U kainattaki butun varhklar yabanc1, zararh, rahats1z edici ve deh§et verici gorunur. Dag misali cisimler muthi§ birer cenaze gibidir. Ecel adeta herkesin ba§Im kesip yokluk kuyusuna atar. Bullin sedalar, aynhk ve yokluktan gelen ~ighklar oldugu halde ve dalalet 6yle tasvir ettigi sirada; Mirac'm meyvesi olan iman hakikatleri nas1J butiln varhklan sana karde§, dost ve Sani-i Zulcelal'ini zikir ve tesbih eder"8 bir halde g6sterir. Glum ve yoklugun bir nevi terhis ve vazifeden azat etmek, 59 o seslerin ise aslmda birer tesbihat oldugunu sana bildirir. i§te bu hakikati tam g6rmek istersen, ikinci ve Sekizinci Soz'lere bak. 58 59

Bkz. Ra'd suresi, 13/13; isra suresi, 17/44; Nur suresi, 24/41; Ziimer suresi, 39/75. Bkz. Bakara suresi, 2/46, 156; Mii'minun suresi, 23/160.


Ornz BiRiNci Soz

711

• ikinci Temsil: Seninle beraber <;;61 gibi bi.iyi.ik bir yerdeyiz. Kum denizi ftrtmasmda, gece c_;ok karanhk oldugundan elimizi bile goremiyoruz. Kimsesiz, koruyucusuz, ac_;, susuz ve umitsiz bir vaziyetteyken birden bir zat, 0 karanhk perdesinden ge<;;ip yamm1za gelerek bize bir otomobil hediye etse, bizi ona bindirse ve birden, istikbalimiz temin edilmi§, bizim ic_;in gayet merhametli bir koruyucu bulunmu§, yiyecek ve ic_;ecekler haz1rlanm1§ bir halde bizi cennet gibi bir yere biraksa ne kadar memnun oluruz, bilirsin. i§te o buyuk c_;ol bu yeryuzudur. 0 kum denizi, hadiseler ic_;inde zerrelerin hareketleri ve zamanm ak1§1yla c_;alkalanan varhklar ve bic_;are insand1r. Her insan, kalbi endi§eyle yarah oldugu halde gelecegi dalalet nazanyla, muthi§ karanhklar i<;;inde g6ruyor. Feryadm1 i§itecek kimseyi bilmiyor. Olesiye ac_; ve susuzdur. i§te Mirac' m meyvesi olan Cenab-1 Hakk'm nzasm1 kazand1racak §eyler ile §U dunya, gayet kerim bir Zat'm misafirhanesi, insanlar da onun misafir ve memurlan; gelecek ise cennet gibi guzel, rahmet gibi §irin ve ebedl saadet gibi parlak g6rundugi.i vakit, bunun ne kadar ho§, gi.izel, §irin bir meyve oldugunu anlarsm. Bizi dinleyen zat diyor ki: "Cenab-1 Hakk'a yuz binlerce hamd ve §likur olsun ki inkardan kurtuldum, tevhid dairesine girdim, tam inand1m ve kamil imam kazand1m." Biz de deriz ki: Ey karde§! Seni tebrik ediyoruz. Cenab-1 Hak bizleri, ResOl-u Ekrem'in (aleyhissa/8.ta vesselam) §efaatine mazhar eylesin. Amin ...


712 SbzLER

60

61

62

63

64

65

66

"Allah1m! i§aretiyle aym ikiye bi:ili.indi.igi.i, parmaklanndan suyun Kevser gibi aktig1, Mirac'm ve 'Gi:izi.i kaymadi.' (Necm suresi, 53/17) ayetinin sahibi Efendimiz Muhammed'e (sal/a/16.hu aleyhi ve sellem), O'nun bi.iti.in al ve ashabma di.inyanm evvelinden mah§erin sonuna kadar rahmet eyle." "Si.ibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32) "Ey Rabbimiz! Bu hizmetimizi kabul buyur! Her §eyi hakk1yla i§iten ve bilen ancak sensin." (Bakara suresi, 2/127) "Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya di.i§er de bir kusur i§lersek bizi onunla hesaba i:;ekme!" (Bakara suresi, 2/286) "Ey bizim Kerim Rabbimiz, bize hidayet verdikten sonra kalblerimizi saptirma!" (Ai-i imran suresi, 3/8) "Ey Kerim Rabbimiz, nurumuzu daha da arhr, tamamma erdir, kusurlanm1z1 affet, i:;i.inki.i Sen her §eye kadirsin." (Tahrim suresi, 66/8) "Onlann dualan 'Hamd alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.' diye sona erer." (Yunus suresi, 10/10)


~AKK-1

KAMER (AYIN YARILMASI) MUCiZESiNE DAiRDiR

On Dokuzuncu ve Otuz Birinci Soz'lerin Zeyli

~}\~}\~\~

Resul-u Ekrem'in (aleyhissa!ata vesse/am) ay gibi parlak bir mucizesi olan aym yanlmas1 (§akk-1 kamer68 ) hadisesini c;:tirtik vehimlerle golgelemek isteyen felsefeciler ve onlann muhakemesiz taklitc;:ileri diyor ki: "Eger ay gerc;:ekten ikiye boltinseydi, bu hadise buttin alem tarafmdan bilinirdi. Btittin tarihlerin bunu nakletmesi gerekirdi." Cevap: Aym yanlmas1, Resul-u Ekrem'in peygamberlik davasma deli! olarak, o davay1 i§iten ve inkar eden, orada hazir bulunan bir cemaate, gece vakti, herkes uykudayken, ani bir §ekilde gosterilmi§tir. Hem aym dogdugu zamanlann farkhhg1, sis ve bulutlar gibi onu gormeye mani sebeplerin var!@ ile beraber, o devirde medeniyet her yere yayilmad1gmdan, baz1 toplumlara has kald1gmdan ve pek az ki§i gokyuztinti rasat ettiginden, o hadisenin her yerden gortilmesi, btittin tarihlere gec;:mesi elbette laz1m degildir. 69 Aym yanlmas1 hadisesinin ontinden bu evham bulutlanm dag1tacak pek c;:ok noktadan §imdilik be§ "nokta"y1 dinle ...

Birinci Nokta 0 zaman ve zemindeki kafirlerin gayet §iddetli inatlan tarihc;:e malum ve me§hur oldugu, Kur'an-1 Hakim 10.rJ.ll ~lj diyerek §U vakay1 btittin aleme haber verdigi halde; Kur'an'1 inkar eden o 67

68 69

70

"Kiyamet saati yakla§tl, ay boh1ndil. Arna o mil§rikler ne zaman bir mucize gorseler s1rtlanm cloner, 'Bu, kuwetli ve devamh bir bi.iyildi.ir' derler." (Kamer sfiresi, 54/1-2) Aym yanlmas1, iki parc;a olmasi. el-Gazali, Feddihu'l-batmiyye 1/140-141; en-Nevevi, $erhu Sahih-i Muslim 17/143-144; ibni Hacer, Fethu'l-bari 7/185-186. "Ay boli.indi.i." (Kamer suresi, 54/1)


714 SOZLER

kafirlerden hic;biri bu ayeti yalanlamaya kalk1§mam1§, Kur'an'm haber verdigi §U vakay1 inkar etmek ic;in agzm1 ac;mamt§br. Eger o hadise, o zaman kafirler ic;in kesin ve gerc;ekle§mi§ olmasayd1, bu ayeti delil sayarak gayet deh§etli bir yalanlamaya giri§ir ve Hazreti Peygamber'in (sallallO.hu aleyhi ve sellem) davasm1 c;iiriitmek ic;in hiicum ederlerdi. Halbuki siyer ve tarih kitaplan, §U hadiseye <lair, onunla miinasebeti olan kafirlerin boyle hi<;bir §eyini nakletmemi§tir. Yalmz 71j.~: · ~ ~ 1));..J ayetinin beyan etti§i gibi, tarihlerde nakledilen §Udur: 0 hadiseyi goren kafirler, bunun sihir oldugunu iddia etmi§ ve "Bize sihir gosterdi. Eger ba§ka taraflardaki kervan ve kafileler de gormii§se hadise do§rudur; yoksa bize sihir yapm1§br." demi§ler. Sabahleyin Yemen' den ve ba§ka taraflardan gelen kafileler boyle bir hadiseyi gordiiklerini haber verince kafirler, Fahr-i A.tern (aleyhissa/O.til vesselam) hakkmda {ha§a) §6yle demi§: "Ebu Talib'in yetiminin sihri goklere de tesir etti." 72

ikinci Nokta Sa'd-1 Teftazanl gibi biiyiik muhakkiklerin c;ogu demi§tir ki: "Aym yanlmas1; 73 Resul-u Ekrem'in parmaklanndan su akmas1, o suyu biifun bir orduya ic;irmesi, 74 hutbe okurken dayand1g1 kuru diregin Allah Resulii'nden (aleyhissa/O.tii vesse/am) aynlacag1 i<;in aglamas1 ve bunu biitiin cemaatin i§itmesi gibi tevatiir derecesindeki hadiselerdendir. 75 Yani onu tabakadan tabakaya oyle geni§ bir cemaat nakletmi§tir ki, yalanda birle§meleri imkans1zdir. Bu hadise, me§hur Halley kuyruklu yild1zmm bin sene once goriinmii§ olmas1 gibi, tevafur derecesindedir. Varhg1, gormedigimiz Serendib Adas1'nm 76 varhg1 gibi, tevatiirle kesindir." i§te boyle kesin ve §ahitlige dayanan meselelerde vehimler yiiziinden §iipheye dii§mek akils1zhkbr. Bu <;e§it hadiselerin yalmzca 71 72

73

74

75

76

"(Mu§rikler:) 'Bu, kuwetli ve devamh bir buylidur' derler." (Kamer suresi, 54/2) et-Tayalisi, el-Musned 1/38; Ebu Nuaym, De/dilu'n-Nubavve s. 281. Aynca bkz. Kamer suresi, 54/2; Tirmizi, tefsfru sure (54) Buhari, menO.k1b 27, menO.k1bu'l-ensdr 36, tefsfru sure (54) 1; Muslim, mundfikfn 43-48. Buhari, menak1b 25, megdzf 35; Muslim, fezail 6, 7, imdre 72, 73. Bkz. el-Gazali, Fedaihu'/-Batmiyye 1/139-141; el-Amidi, Gayetu'l-Merdm 1/356357; el-lei, Kitabu'l-Mevdk1f 3/405; etcTeftazani, $erhu'/-Makds1d 5/17. Hindistan'm giineyindeki Seylan adas1.


Oruz BiRiNci Soz 715

akil dt§I olmamas1 yeter. Kald1 ki, aym yanlmas1, bir dagm volkanla ikiye bolilnmesi gibi milmkilndilr.

0-;iincii Nokta Mucize, peygamberlik davasm1 ispat ve inkarcilan ikna etmek i<;indir, inanmaya mecbur blfakmak i<;in degil. Oyleyse peygamberlik davasm1 i§itenlere ikna edici bir mucize gostermek laz1md!f. Aym mucizeyi biltiln fileme gostermek veyahut herkesi iman etmeye mecbur blfaklf derecede bir a<;1khkla ortaya koymak, Hakim-i Zillcelal'in hikmetine zit oldugu gibi, imtihan smma da terstir. <;unkil imtihan s1m, "akla kap1 a<;may1, iradeyi elden almamay1" gerektiriyor. Eger Fatir-1 Hakim ay1 -felsefecilerin heveslerine gore- butiln aleme gostermek i<;in bir iki saat oyle ikiye bolilnmil§ halde blfaksayd1 ve bu hadise biltiln tarihlere ge<;seydi, o vakit ba§ka gokyilzil hadiseleri gibi; ya peygamberlik davasma delil olmazd1 ve Resul-u Ekrem'in (aleyhissalata vesselam) peygamberligine ait hususiyeti kalmazd1 ya da oyle apa<;1k bir mucize olurdu ki, akh kabule mecbur b!faklf, iradeyi elden ahrd1 ve herkes ister istemez Allah Resulil'niln peygamberligini tasdik ederdi. Ebu Cehil gibi komilr ruhlularla Ebu Bekri-s'S1dd1k gibi elmas ruhlu insanlar aym seviyede kahr, imtihan s1m kaybolurdu. i§te bu s!fdandlf ki, o hadise hem aniden hem gece vakti herkes uykudayken ger<;ekle§ti ve aym dogdugu zamanlarm farkl1 olmas1, sis ve bulut gibi ba§ka maniler de perde k1lmarak biltiln aleme gosterilmedi veyahut tarihlere ge<;irilmedi.

Dordiincii Nokta Su hadise, gece vakti herkes uykudayken, ani bir §ekilde ger<;ekle§tiginden, elbette dilnyanm her tarafmdan gorillmeyecekti. Baz1 kimselerce gorillse de, onlar gozlerine inanmayacakt1. inansalar da, elbette boyle milhim bir hadise, tek bir ki§i tarafmdan aktanlan bir haberle tarihlere baki bir sermaye olmayacakt1. Baz1 kitaplardaki, "Ay, iki par<;a olduktan sonra yere inmi§." ilavesini ise tahkik ehli zatlar reddetmi§, "Su apa<;1k mucizeyi kiymetten dil§ilrmek niyetiyle bunu belki bir milnaf1k ilave etmi§tir." demi§ler. Hem mesela o vakitte, ingiltere cehalet sisiyle kU§atilm1§, ispanya' da


716 SOZLER

glin yeni batml§, Amerika' da glindtiz, <:;in' de ve Japonya' da sabah oldugu gibi, ba§ka yerlerde de ba§ka sebeplerden dolay1 o hadise elbette gori.ilmeyecekti. ~imdi §U akils12 itirazc1ya bak, diyor ki: "ingiltere, <:;in, Japonya, Amerika gibi ulkelerin tarihleri bundan bahsetmiyor. Oyleyse gen;;ekle§memi§tir." Bin lanet onun gibi Avrupa dalkavuklanmn ba§ma ... Be§inci Nokta

Aym yanlmas1, kendi kendine, baz1 sebepler neticesinde olmu§, tesadufi, tabil bir hadise degildir ki, ah§tlm1§ tabiat kanunlan ona uygulansm. Gune§in ve aym sonsuz hikmet sahibi Hahk'1, ResO.lunun (sal/alldhu a/eyhi ve sel/em) peygamberligini tasdik ve davasm1 aydmlatmak ic;in o hadiseyi harikulade olarak yaratmt§br. 0 mucize, ir§ad ve imtihan sirrmm ve peygamberligin hikmetinin geregince, rububiyetin hikmetinin istedigi insanlan delille susturmak ic;in g6sterilmi§tir. 0 hikmet sirrmm gerektirmedigi, istemedigi ve peygamberlik davasm1 henuz i§itmemi§ olan, yeryuzunun farkh yerlerindeki insanlara o hadise, sis, bulutlar ve aym farkh zamanlarda dogmas1, baz1 memleketlerde henuz c;1kmam1§ olmas1, baz1lannda glinduz ve sabah, bir k1smmda ise gune§in yeni batm1§ olmas1 gibi, onu gormeye mani pek c;ok sebep perde k1lmarak gosterilmemi§tir. Eger o mucize butun insanhga gosterilseydi ya Resul-u Ekrem'in (aleyhissaldtu vesselam) peygamberligine i§aret ve bir peygamberlik mucizesi olarak gosterilecekti, o zaman Allah Resulu'nun peygamberligi apa9k bir dereceye 9kacakti. Herkes tasdike mecbur olacak, ortada irade kalmayacakt1. Oysa iman, ak1! ve irade iledir; yoksa imtihan s1m kaybolur. Ya da o mucize s1rf bir gokyuzu hadisesi olarak gosterilecekti, o vakit Resul-u Ekrem'in (aleyhissaldtu vesse/am) peygamberligiyle munasebeti kesilecek ve ona has olmayacakt1. Krsacasr: Aym yanlmas1 hadisesinin mumkun olduguna §liphe kalmad1, mesele kesin bir §ekilde ispat edildi. ~imdi o hadisenin gerc;ekle§tigini gosteren pek c;ok delilden alt1sma 77 HA$iYE i§aret edecegiz. ~oyle ki: Hepsi c;ok adil olan sahabilerin, o hadisenin gerc;ekle§tiginde ittifak etmesi.. hakikati ara§bnp delilleriyle bilen blitun tefsircilerin, Yani alh defa icma suretinde, gerc;ekle§tigine <lair alt1 delil vard1r. Bu makam c;ok izah gerektirdigi halde maalesef k1sa kalmt§hr.

77 HA$iYE


Oruz BiRiNci Soz 717

18'~1~\j ayetinin tefsirinde o hadisenin vuku buldugunda birle§meleri.. 79 olan biteni dosdogru rivayet eden butun hadis alimlerinin pek c;ok senetle ve c;e§itli kanallarla o hadisenin gerc;ekle§tigini nakletmesi.. perdeli hakikatleri Allah' m izni ile ke§feden ve ilhama mazhar olan butiln evliya ve s1dd1klarm §ahitligi.. kelam ilminin, me§repleri birbirinden c;ok uzak olan imamlannm ve c;ok derin alimlerinin tasdiki.. ve hadisin kesin ve ac;1k hiikmuyle, dalalet ilzerinde birle§meleri miimkiin olmayan iimmet-i Muhammed' in (aleyhissa/ata vesselam) 80 o hadiseyi kabul etmesi; aym ikiye bolundiigunii gune§ gibi ispat eder. Sozi.in Ozi.i: Buraya kadar soylediklerimiz tahkik adma ve inkarcilan susturmak ic;indi. Bundan sonraki cumleler, hakikat adma ve iman hesabmadir. Evet, tahkik boyle dedi. Hakikat ise diyor ki: Nasil ki, Cenab-1 Hakk'm mahbubu81 alma derecesine c;1kan kullugundaki velayetin en buyuk kerameti ve mucizesi Mirac ile, yani bir dunyalmm bedeniyle goklerde gezdirilmesiyle, peygamberlik semasmm nur sac;an ay1 olan Niibuwet Divanmm Miihru'niin (aleyhissa/ata vesselam) 0 yiice alemin sakinlerine iistiinliigu ve mahbubiyeti gosterildi, velayeti ispat edildi. Aynen oyle de, yeryiizune bagh, goge as1h olan ay, bir dunyalmm i§aretiyle iki parc;a edilerek yeryiiziiniin sakinlerine 0 zatm peygamberliginin oyle bir mucizesi gosterildi ki, Resul-u Ekrem (aleyhissa/ata vesse/am), aym ac;ilm1§ iki nurani kanad1 misali peygamberlik ve velayet gibi iki nurani, parlak kanad1yla kemalatm en list mertebelerine uc;mu§, Kab-1 Kavseyn' e c;1km1§, hem gok sakinlerinin hem de yeryuziindekilerin iftihar kaynag1 olmu§tur ...

78

79

80

81 82

83

" .•• Ay boliindii." (Kamer suresi, 54/1) Bkz. el-Vahidi, el-Vedz ft Tefsfri'l-Kitabi'l-Azfz 1/370; et-Taber!, Camiu'/-Beyan 27/84-88; el-Begavi, Mea/imii't-Tenzfl 4/258. Tirmizi, fiten 7; Ebu DavO.d, fiten l; ibni Mace, fiten 8; Dfuimi, mukaddime 8. Sevgili, sevilen. Ona (sallallilhu aleyhi ve sellem), aline ve ashabma yer ve gokler dolusu salat ve selamlar olsun. "Siibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32)


Bu soz Uf mevk1ftan, yani duraktan olu§ur. Yirmi ikinci Soz'un Sekizinci Lem'asznz izah eden bir ilavedir. $u alemdeki varlzklarzn Cenab-1 Hakk'zn birligine §ahitlik ettikleri elli be§ lisandan (ki Katre Risalesi'nde onlara i§arette bulunulmu§tu) birinci lisanzn bir tefsiridir. Ve 1 G.:i 'J iii1 ~l ~\ I"{+..~ ;)l.5 j ayetinin pek i;;ok hakikatinden temsil sureti giydirilmi§ bir hakikattir.

BiRiNCi MEVKIF

Bir Ramazan gecesinde tevhidi, Allah'm birligini ifade eden §Ubeyanm on bir ctimlesinin her birinde bir tevhid mertebesi ve mtijde bulundugunu ve 0 mertebelerden yalmz 34J' ~), ':I soztindeki manay1 herkesin anlayacag1 basit bir temsille, hayall bir mtinazara tarzmda, "Eger gokte ve yerde, Allah'tan ba§ka ilahlar bulunsayd1 oralann nizam1 bozulurdu." (Enbiya suresi, 21/22) "Allah'tan ba§ka ilah yoktur. 0 birdir. Ortag1 yoktur. Mtilk tamamen O'nundur. Ezelden ebede her ttirlti hamd ve ovgti, §tiktir ve minnet O'na mahsustur ve O'na lay1ktir. Hayati veren de, alan da O'dur. 0, ezeli ve ebedi hayat sahibidir. Btittin iyilil<ler O'na aittir; 0, yap1lan her hayn kaydeder ve kar§1hgm1 verir. O'nun her §eye gticti yeter ve hi<;bir §ey O'na agir gelmez. Donti§ yalmz O'nad1r." (Bkz. Tirmizi, deavdt 36; Nesai, mendsik 163; ibni Mace, ticdrdt 40, mendsik 84). Ortag1 yoktur.


Ornz iKiNci Soz 719

e§yanm ha! diliyle soyledigini kelimelere dokmek suretiyle soylemi§tim .. Bana hizmet eden k1ymetli karde§lerimin ve mescit arkada§lanmm arzu ve istekleri uzerine o hayali konu§may1 yaz1yorum. ;>oyle ki: Her §eyi tabiata ve sebeplere verenlerin, Allah'a ortak ko§an her <:;e§it kafirin ve dalalet ehlinin varsayd1klan, O'na §irk ko§tuklan her §ey adma bir §ah1s farz edelim. 0 farazi §ah1s, alemdeki varhklardan birine rab olmak istiyor ve hakiki malik oldugunu iddia ediyor. i§te bu iddiadaki §ah1s, once en kuc:;uk varhk olan bir zerreye rast gelir. Onun rabbi ve hakiki sahibi oldugunu zerreye tabiat ve felsefe diliyle soyler. 0 zerre de hakikatin ve Rabbanl hikmetin diliyle der ki: "Ben say1s1z vazife goruyorum. E§siz bir sanatla yaratilm1§ her varhga ayn ayn girip i§liyorum. Sende bana butun o vazifeleri gordurecek ilim ve kudret varsa.. hem ken dim gibi had ve hesaba gelmez zerrelerle beraber gezip4 HA$iYE i§ g6ruyoruz; eger emsalim olan buhln o zerreleri de istihdam edip emrin altma alacak bir hukmun ve iktidann varsa .. hem kusursuz bir intizam ile bir parc:;as1 oldugum varhklara, mesela kandaki alyuvarlara hakiki malik olabilir ve onu idare edebilirsen; i§te o zaman benim rabbim oldugunu iddia et, beni Cenab-1 Hak'tan ba§kasma isnat et. Yoksa sus! Bana rab olamad1gm gibi mudahalede de bulunamazsm. <;:unku vazifelerimizde ve hareketlerimizde o kadar mukemmel bir intizam var ki, sonsuz bir hikmet ve ku§ahc1 bir ilim sahibi olmayan, bize parmak kan§hramaz. Eger kan§sa, kan§hracakhr. Halbuki senin gibi ruhsuz, aciz, kor ve iki eli tesaduf ve tabiat gibi iki k6run elinde olan bir §ah1s, hic:;bir §ekilde bize el uzatamaz." 0 iddia sahibi §ah1s ise maddecilerin dedikleri gibi der ki: "Oyleyse sen kendi kendine malik ol! Neden ba§kasmm hesabma c:;ah§hgm1 soyluyorsun ?" Zerre ona cevaben §6yle der: "Eger gune§ gibi bir akhm, Evet, zerrelerden gezegenlere kadar hareket eden her §ey, Cenab-1 Hakk'm kendilerindeki sa.mediyetinin ve birliginin mtihriinti gosterdikleri gibi, hareketleriyle de gezdikleri her yeri O'nun birligi namma zapt ederler. Oranm, kendi maliklerinin mtilktine dahil oldugunu ilan ederler. Hareket etmeyen varhklar ise bitkilerden sabit y1ld1zlara kadar birer vahdaniyet muhru hukmundedir ki, bulunduklan mekanm Ytice Yarahcilannm bir mektubu oldugunu gbsterirler. Demek ki, her bir bitki, her bir meyve birer vahdaniyet ve vahdet mtihrtidtir; mekanlannm ve vatanlarmm, vahdet namma Yarahcilannm bir mektubu oldugunu gbsterirler. Kisacas1: Her bir §ey, hareketiyle btittin e§yay1 Cenab-1 Hakk'm birligi namma zapt eder. Demek ki, btittin yild1zlan elinde tutamayan, bir tek zerreye rab olamaz.

4 HA$iYE


720 SOZLER

onun 1§1g1 gibi engin bir ilmim, s1cakhg1 gibi geni§ bir kudretim, l§lgmdaki yedi renk gibi ku§atlc1 duygulanm ve gezdigim her yere, i§ledigim her varhga bakan birer yi.izi.im, birer gozi.im bulunsayd1 ve her §eye sozi.im ge<:;seydi, belki senin gibi ahmakhk yap1p kendi kendime malik oldugumu iddia ederdim. Haydi defol git, sen bende i§ bulamazsm!" i§te Allah'a ortak ko§anlarm vekili, zerreden i.imidini kesince alyuvarlardan medet umarak kandaki alyuvarlardan birine rast gelir. Ona sebepler adma, tabiat ve felsefe diliyle der ki: "Ben senin rabbin ve malikinim." 0 alyuvar, yani yuvarlak kirm1z1 varhk, ona hakikatin ve ilahi hikmetin diliyle §6yle cevap verir: "Ben yalmz degilim. Eger mi.ihri.imi.iz, memuriyetimiz ve di.izenimiz aym olan kan ordusundaki bi.iti.in benzerlerime sahip olabilirsen ve gezdigimiz, tam bir hikmetle <:;ah§tinld1g1m1z bi.iti.in beden hi.icrelerine hi.ikmedecek ince bir hikmetin ve bi.iyi.ik bir kudretin varsa goster. Eger gosterebilirsen belki iddianda bir mana bulunabilir. Halbuki senin gibi bir sersem, elindeki sagir tabiat ve kor kuvvetle, degil bize sahip olmak, zerre kadar bile kan§amaz. <;unki.i bizdeki di.izen o kadar mi.ikemmeldir ki, ancak her §eyi goren, i§iten, bilen ve yapan bir Zat bize hi.ikmedebilir. Oyleyse sus! Vazifem o kadar mi.ihim ve i<:;inde bulundugum di.izen o kadar kusursuz ki, senin boyle karmakan§Ik sozlerine cevap vermeye vaktim yok." Ve onu kovar. Soma o iddiac1 §ah1s alyuvan kandiramad1g1 i<:;in gider, bedendeki hi.icre denilen odac1ga rast gelir. Felsefe ve tabiat diliyle ona: "Zerreye ve alyuvarlara soz ge<:;iremedim, belki sen sozi.imi.i dinlersin. <;unki.i sen gayet kii<:;iik bir menzil gibi birka<:; §eyden yapilmi§sm. Oyleyse ben seni yapabilirim. Sen benim eserim ve hakiki mi.ilki.im ol." der. Hi.icre ona cevaben, hikmet ve hakikat diliyle der ki: "Ben ger<:;i kii<:;iici.ik bir §eyim. Fakat pek bi.iyi.ik vazifelerim, pek ince mi.inasebetlerim ve hem bedenin her hi.icresiyle hem de bi.iti.ini.iyle baglanm var. Mesela, atar ve toplardamarlara, sinir sistemine, vi.icuda gerekli g1dalan ay1ran, fazlasm1 d1§an atan, o g1dalan bedene dag1tip suret veren uzuvlara kar§I ince ve mi.ikemmel vazifelerim bulunur. Eger bi.iti.in bedene, bi.iti.in damarlara, sinirlere ve uzuvlara §ekil verip onlan di.izenleyecek, <:;ah§hracak kudretin ve ilmin varsa .. benim emsalim, sanat ve mahiyet bak1mmdan karde§im olan bi.iti.in beden hi.icrelerini


Oruz iKiNci Soz 721

idare edecek tesirli kudretin, ku§at1c1 hikmetin varsa goster, sonra beni yapabilecegini iddia et! Yoksa haydi git! Alyuvarlar bana erzak getiriyor, akyuvarlar ise bana hucum eden hastahklara kar§l koyuyor. i§im var, beni me§gul etme. Hem senin gibi adz, ruhsuz, sag1r, kor bir §ah1s bize hic;bir §ekilde kan§amaz. <;unku bizde o kadar ince, nazik ve mukemmel bir duzen 5 HA:?iYE var ki; eger bize hukmeden, mutlak Hakim, Kadir ve Alim bir Zat olmazsa intizam1m1z bozulur, vazifelerimiz kan§ir." Sonra o §ah1s, hucreden de umidini keser. Bir insanm bedenine rast gelir. Vine kor tabiatm ve serseri felsefenin diliyle, tabiatc;1larm Her §eyi hikmetle ve sanatla var eden Sani-i Hakim, insan bedenini gayet muntazam bir §ehir gibi yaratm1§tlr. Damarlarm bir k1sm1 telgraf ve telefon telleri vazifesi gortir. Bir k1sm1 da <;;e§melerin borulan htikmtinde, ab-1 hayat olan kanm dola§1mm1 saglar. Kanm ii;;inde de iki k1s1m ktirecik yaratilm1§tlr. Bir k1smma alyuvarlar denir ki, bedenin hticrelerine erzak dag1ttr, ilahl bir kanunla onlara besin yeti§tirir (tticcarlar ve erzak memurlan gibi). Diger k1smma ise akyuvarlar denir ki, otekilere nispeten daha azdtrlar. Vazifeleri, hastahk gibi dti§manlara kar§1 vticudu asker gibi savunmaktir. Ne vakit mtidafaaya girseler mevlevi gibi iki donti§ hareketiyle stiratli, acayip bir vaziyet ahrlar. Bizzat kanm ise iki umumi vazifesi var. Biri, beden hticrelerindeki tahribatJ tamir etmek; digeri, hticrelerin enkaz1rn toplay1p bedeni temizlemektir. Atar ve toplardamarlar admda iki k1s1m damardan biri temiz karn getirir, dag1tJr; temiz kanm mecras1d1r. Oiger k1sm1 ise enkaz1 toplayan kirli kanm mecras1dtr, karn nefesin geldigi akcigere gonderir. Sani-i Hakim, havada da iki unsur yaratm1§tlr. Biri azot, digeri oksijendir. Oksijen, nefes ii;;inde kana temas ettigi vakit, karn kirleten yogun unsur olan karbonu kehribar gibi kendine i;;eker. ikisi birbirine kan§Ir. Buhar olup karbon dioksit denilen zehirli gaz halinde bir maddeye donti§tir. Hem vticut s1cakhgm1 saglar, hem de karn temizler. c;unkti Sani-i Hakim, oksijen ile karbona kimya biliminde "a§k-1 kimyevi" tabir edilen §iddetli bir mtinasebet vermi§tir. 0 iki unsur birbirine yakm oldugu vakit, o ilahi kanunla birle§ir. ilmen sabittir ki, birle§melerinden s1cakhk meydana gelir. c;unkti o birle§me, bir ttir yanmad1r. Bu smm hikmeti §Udur: 0 iki unsurun her birinin zerrelerinin ayn ayn hareketleri var. Birle§me vaktinde her iki unsurun zerreleri birbirine kan§lr. Ayrn anda hareket ederler. Boylece bir hareket bo§ta kahr, i;;tinkti birle§meden once iki hareketken, §imdi iki zerre bir oldu, her iki zerre tek zerre htikmtinde hareket etmeye ba§lad1. i§te diger hareket, Sani-i Hakim'in bir kanunuyla s1cakhga donti§tir. Zaten "Hareket ls1y1 dogurur." kaidesi, yerle§mi§ bir kanundur. Bu sirra binaen insan bedenindeki vticut lSISl bu kimyevi birle§meyle sagland1g1 gibi, kandaki karbon almd1g1 ii;;in kan da temiz olur. i§te nefes vticuda girdigi vakit, vticudun hem ab-1 hayatm1 temizliyor, hem hayat ate§ini tutu§turuyor. c;1ktig1 vakit ag1zda Cenab-1 Hakk'm kudret mucizeleri olan kelimeleri meyve veriyor. J);.ii ~ J }.>.i 0-4 ~t;..:..::, (SanatJ kar§1smda ak1llarm hayrete dti§ttigu Allah, her ttirlti kusur ve noksandan uzakhr, yticedir.)

5 HAsivE


722 SOZLER

dedikleri gibi: "Sen benimsin. Seni yapan benim veya sende hissem var." der. insan bedeni cevaben, hakikat ve hikmet lisamyla ve kendisindeki intizamm ha! diliyle der ki: "Eger bi.illin benzerlerimi, yi.izlerindeki kudret mi.ihri.i ve yarahh§ imzas1 bir olan bi.iti.in insanlann bedenlerini her §eyiyle idare edecek kudretin ve ilmin varsa.. sudan ve havadan tut, bitki ve hayvanlara kadar benim erzak1mm mahzenlerine sahip olacak bir servetin ve hakimiyetin varsa .. k1hflan oldugum gayet geni§ ve yi.iksek ruh, kalb, ak1l gibi manevi latifeleri benim gibi dar, basit bir zarfa yerle§tirerek kusursuz bir hikmetle vazifelendirip ibadet ettirecek sonsuz bir kudretin ve hikmetin varsa goster, sonra 'Ben seni yaphm.' de. Yoksa sus! Hem bendeki mi.ikemmel di.izenin ve yi.izi.imdeki birlik mi.ihri.ini.in §ahitligiyle, benim Sani'imin gi.ici.i her §eye yeter, 0 her §eyi bilir, g6ri.ir ve i§itir. Senin gibi sersem bir acizin parmag1 O'nun sanatma kan§amaz, zerre kadar mi.idahale edemez." Allah' a ortak ko§anlann vekili, bedende de parmak kan§hracak yer bulamaz ve gider, bu kez bi.iti.in insanhga rast gelir. Kalbinden der ki: "~eytan bu dagm1k, karmakan§Ik cemaat ic;ine, onlann iradelerine ve toplum hayatlanna kan§hg1 gibi, belki ben de yarahh§lanna ait hallere kan§abilirim, parmak kan§hracak bir yer bulurum. Ve orada bir yer bulunca beni kovan bedene ve beden hi.icresine de s6zi.imi.i gec;iririm.'' Onun ic;in insan lliri.ine yine sagir tabiatm ve sersem felsefenin diliyle der ki: "Siz c;ok kan§Ik bir §ey gibi g6ri.ini.iyorsunuz. Ben sizin rabbiniz, malikinizim veyahut sizde bir hissem var." 0 vakit insan, hak ve hakikat lisamyla, hikmet ve intizamm diliyle cevap verir: "Eger bi.iti.in yeryi.izi.ine giydirilen ve bizimle beraber bi.illin hayvan ve bitkilerin yi.iz binlerce ti.iri.inden, rengarenk atk1 ve iplerden tam bir hikmetle dokunan ve dikilen gomlegi, yeryi.izi.ine serilen ve yi.iz binlerce canh ti.iri.inden dokunan, gayet nakt§h bir §ekilde yarahlan kilimi yapacak ve her an kusursuz bir hikmetle yenileyip tazeleyecek kudretin ve hikmetin varsa .. eger meyvesi oldugumuz yeryi.izi.ini.i ve c;ekirdegi oldugumuz alemi idare edecek ve ya§amam1z ic;in gereken maddeleri hikmet dengesiyle kainatm her yerinden bize g6nderecek ku§ahc1 bir kudretin ve hikmetin bulunuyorsa .. ve yi.izlerimizdeki kudret mi.ihri.i aym olan bi.iti.in gec;mi§ ve gelecek emsalimizi yaratacak


Oruz iKiNci Soz 723

iktidara sahipsen, belki ancak o zaman benim rabbim oldugunu iddia edebilirsin. Yoksa sus! Benim llin1mdeki karmakan§tkhga bak1p parmak kan§brabilecegini zannetme! c;unkii intizam1m1z mukemmeldir. 0 karmakan§ik zannettigin haller, kudretin kader kitabma gore kusursuz bir diizenle <_;ogaltt1g1 nilshalardir. c;unkii bizden <;ok a§ag1 olan ve nezaretimiz altmda bulunan hayvan ve bitkilerin miikemmel intizam1 g6steriyor ki, bizdeki kan§tkhklar, diizenli ve hikmetli bir llir yaz1dir. Hi<; miimkiin miidiir ki, bir kilimin her tarafma yayilan bir atk1 ipini sanatla yerle§tiren, o kilimin ustasmdan ba§kas1 olsun ... Bir meyvenin yarabc1s1, onun agacm1 yaratandan ba§kas1 olsun ... Cekirdegi meydana getiren, o <;ekirdegin bulundugu cismin yarahc1smdan ba§kas1 olsun ... Hem senin goziin kordur, yiiziimiizdeki kudret mucizelerini, mahiyetimizdeki yarahh§ harikalanm gormilyorsun. Eger gorsen anlarsm ki: Benim Sani'im oyle bir Zat'hr ki, hi<;bir §ey O'ndan gizlenemez, O'na nazlanamaz, agir gelmez. Yild1zlan yaratmak O'nun i<;in zerreleri yaratmak kadar kolaydir. Bir bahan bir <;i<;ek kadar kolayhkla yarabr. 0, koca kainatm <;ekirdegini benim mahiyetime kusursuz bir diizenle yerle§tiren Zat't1r. Boyle bir Zat'm sanatma senin gibi bir ruhsuz, adz, kor ve sagir parmak kan§hrabilir mi? Oyleyse sus! Defol git!" Ve sonra onu kovar. Ardmdan o iddia sahibi §ah1s gider, yeryiiziine serilmi§ o geni§ kilime, zemine giydirilen gayet suslu, nak1§h gomlege sebepler adma, tabiat ve felsefe diliyle der ki: "Seni istedigim gibi idare edebilirim, sana malikim veya sende hissem var." 0 vakit o gomlek, o kilim 6 ~iYE hak ve hakikat adma, hikmet diliyle o §ahsa cevap verir: "Eger seneler ve as1rlar say1smca yeryiiziine giydirilip sonra intizamla <;1kanlan, ge<_;mi§ zamamn ipine asilan ve yeniden giydirilecek olan, tam bir diizen i<;inde kader dairesinde programlan ve bi<;imleri <;izilen, tayin edilen, gelecek zamanm §eridine takilan ve muntazam, hikmetli, ayn ayn nak1§lan bulunan biillin o gomlekleri, kilimleri dokuyacak, yaratacak kudretin ve sanatm varsa .. diinyamn yarahh§mdan k1yamete, hatta ezelden ebede kadar uzanacak hikmetli 6 HN>iYE

0 kilim hem canhdir hem de dtizenli bir hareket halindedir. Nak1§lar1 kusursuz bir hikmet ve intizamla her vakit degi§ir. Taki onu dokuyan Ustasmm isimlerinin c;e§itli tecellilerini ayn ayn gostersin.


724 SOZLER

ve kudretli iki manevi elin varsa .. bi.itii.n atk1lanmdaki bi.iti.in naki§lan dokuyacak, fertleri var edecek kusursuz bir intizam ve hikmetle tamir edip yenileyecek iktidann ve hikmetin varsa .. hem modelimiz hi.ikmi.indeki, bizi giyen ve kendine pec;:e ve c;:ar§af yapan yerkureyi elinde tutup yaratabilirsen, i§te o zaman benim rabbim oldugunu iddia et. Yoksa haydi di§anya! Burada kendine yer bulamazsm. Hem bizde oyle bir vahdet ve ehadiyet mi.ihru var ki, bi.itun kainati idaresi altmda tutamayan, her §eyi her haliyle, hareketiyle birden gormeyen, say1s1z i§i beraber yapamayan, her yerde ham ve nazir, mekandan munezzeh olmayan ve sonsuz bir hikmete, ilme ve kudrete sahip bulunmayan, bize sahip olamaz ve mi.idahale edemez." Sonra o §ah1s, "Belki yerkureyi kandmp orada kendime bir yer bulurum." der. Gider, yerkureye 7 HA~iYE yine sebepler adma ve tabiatm diliyle der ki: "Boyle serseri gibi gezdiginden, sahipsiz oldugunu gosteriyorsun. Oyleyse sen benim olabilirsin." 0 vakit yerkure, hak adma ve hakikat diliyle, gok guri.iltusu gibi bir seda ile ona §6yle der: "Halt etme!.. Ben nasil serseri, sahipsiz olabilirim? Benim elbisemi ve elbisemin ic;:indeki en ki.ic;:i.ik bir noktay1, bir ipi intizams1z m1 buldun, hikmetsiz ve sanats1z m1 gordun ki, bana sahipsiz ve serseri diyorsun? Eger senelik hareketimle yakla§ik yirmi be§ bin senelik8 HAsiYE bir mesafede, bir senede gezdigim ve tam bir denge ve hikmetle hizmetimi, vazifemi gordugi.im o bi.iyuk dairenin hakiki sahibi olabilirsen .. karde§lerim hukmundeki benim gibi vazifeli gezegenlere ve onlarm gezdikleri butun dairelere, imam1m1z olan ve kendisine bagh bulundugumuz, rahmetin cazibesiyle tak1h oldugumuz gune§i yaratip yerine yerle§tirecek, beni ve diger gezegenleri sapan ta§l gibi ona baglayacak, kusursuz bir intizam ve hikmetle dondurup istihdam edecek sonsuz bir hikmetin ve kudretin varsa bana rab oldugunu iddia et, yoksa haydi cehennem HA~iYE Sozun Kzsasz: Zerre, o iddia sahibini alyuvarlara havale eder. Alyuvarlar onu hucreye, hucre insan bedenine, insan bedeni butun latifeleriyle insan hlrune, insan her hlrlu canhdan dokunan yeryuzu gomlegine, yeryuzu gomlegi yerkureye, yerkure gune§e, gune§ ise ytld1zlara havale eder. Her biri der ki: "Git, benden yukandakine sahip olabilirsen sonra gel beni zapt etmeye <;;ah§. Eger onu maglup edemezsen beni de ele gei;;iremezsin." Demek, butun yild1zlara sozunu ge<;;iremeyen, bir tek zerreye bile rab oldugunu iddia edemez. 8 HAsiYE Bir dairenin yakla§Ik yani;;ap1, yuz seksen milyon kilometre olsa, o daire yakla§Ik yirmi be§ bin senelik mesafe olur. 7


Oruz iKiNci Soz 725

ol, git! Benim i§im var, vazifeme gidiyorum. Hem bizlerdeki ha§metli intizam, deh§etli hareketler ve hikmetli itaat g6steriyor ki, bizim Ustam1z, zerrelerden yild1zlara ve giine§lere kadar biitiin varhklann itaatkar birer asker gibi emirlerine uydugu bir Zat'tir. 0, bir agac1 meyveleriyle tanzim edip donattig1 gibi, gune§i de gezegenlerle kolayca duzene koyan bir Haki:m-i Ziilcelal ve Hakim-i Mutlak'tir." 0 iddiac1 §ah1s, yeryuzunde de yer bulamad1g1 ic:;in gider gune§e, kalbinden der ki: "Bu c:;ok biiyiik bir §eydir, belki ic:;inde bir delik bulup bir yo! ac:;anm. Boylece yerkiireyi de kendime boyun egdiririm." Giine§e §irk adma ve §eytanla§mI§ felsefenin diliyle, Mecusilerin dedikleri gibi der ki: "Sen bir sultansm, kendi kendine maliksin, istedigini yaparsm." Giine§ ise hak adma ve hakikatin lisamyla, ilahi: hikmetin diliyle cevap verir: "Ha§a, yiiz bin defa ha§a ve kella!.. Ben itaatkar bir memurum. Efendimin misafirhanesine I§Ik veren bir mumum. Bir sinege, hatta bir sinegin kanadma dahi gerc:;ekten sahip olamam. <;unkii sinegin viicudunda 6yle manevi: cevherler ve g6z, kulak gibi antika sanatlar var ki, onlar benim diikkammda yok, iktidar dairemin d1§mdad1r." ve o iddiac1 §ahs1 azarlar. Sonra adam <loner, firavunla§mI§ felsefenin diliyle der ki: "Madem kendine malik degilsin, bir hizmetkarsm; 0 halde sebepler adma benimsin." 0 vakit giine§, hak ve hakikat adma ve kullugunun lisamyla kar§ihk verir: "Ben 6yle birine ait olabilirim ki, 0 ancak emsalim biitiin ulvi yild1zlan yaratan, goklere kusursuz bir hikmetle yerle§tiren, tam bir ha§metle dondiiren ve miikemmel §ekilde siisleyen bir Zat olabilir." Sonra o §ah1s kalbinden §6yle der: "Y1ld1zlar hem c:;ok hem de dagm1k, karmakan§Ik g6riiniiyorlar. Belki onlarm i<:;inde miivekkillerim adma bir §ey kazamnm." ic:;lerine girer, onlara sebepler ve Allah'a ortak ko§tugu §eyler adma, kufiirde c;;ok ileri gitmi§ felsefenin diliyle, y1ld1zlara tapan kimselerin dedikleri gibi der ki: "Sizler c:;ok dagm1k oldugunuzdan ayn ayn hakimlerin hiikmii altmda bulunuyorsunuz." 0 vakit butiin y1ld1zlar adma bir y1ld1z cevap verir: "Ne kadar sersem, akils1z, ahmak ve korsun ki, yiiziimiizdeki vahdet ve ehadiyet miihriinii g6rmiiyor, anlam1yorsun. Bizdeki yiice, kusursuz diizeni ve kullugumuzun kanunlanm bilmiyorsun. Bizi ba§1bo§


726

S6ZLER

zannediyorsun. Bizier oyle bir Zat'm sanati ve hizmetkarlany1z ki, 0, denizimiz olan gokleri, agac1m1z olan kainati ve gezip dola§hg1m1z §U sonsuz uzay1 idaresi altmda tutan Vahid-i Ehad' dtr. Bizier donanma elektrik lambalan gibi, O'nun rubO.biyetinin kemalini gosteren nurani §ahitler ve rububiyetinin saltanatm1 ilan eden t§tkh delilleriz. Her bir ki.imemiz O'nun saltanat dairesinde; ulvi, si.ifli, di.inyevi, berzaha ve ahirete ait bi.iti.in menzillerde saltanatmm ha§metini gosteren ve t§tk veren nurani hizmetkarlanz. Evet, her birimiz o Vahid ve Ehad Zat'm kudretinin birer mucizesi.. yarahh§ agacmm muntazam birer meyvesi.. O'nun birliginin nurlu delilleri.. meleklerin birer menzili, birer binegi, birer mescidi.. yi.ice alemlerin birer lambas1, birer gi.ine§i.. rububiyet saltanatmm birer §ahidi.. uzaym birer si.isi.i, birer saray1, birer c;ic;egi.. gok denizinin nurani birer bahg1 ve gokyi.izi.ini.in gi.izel birer gozi.iyi.iz. 9 HA$iYE Hem hepimizde si.ikunet ic;inde bir sessizlik, hikmet ic;inde bir hareket, ha§met ic;inde bir ziynet, intizam ic;inde bir yarat!h§ gi.izelligi ve olc;i.ili.i, mi.ikemmel bir sanat bulundugundan; Yi.ice Sani'mizin birligini, ehadiyetini, samediyetini ve cemal, celal, kemal vas1flanm bi.iti.in kainata say1s1z dille ilan ederiz. Boyle oldugu halde, bizim gibi son derece saf, temiz, itaatkar hizmetkarlan karmakan§tkhk, di.izensizlik, vazifesizlik, hatta sahipsizlikle itham ettiginden tokada mi.istahaksm." Yild1z, o iddiacmm yi.izi.ine -§eytan ta§lar gibi 10 oyle bir tokat vurur ki, onu yild1zlar katmdan ta cehennemin dibine gonderir. Ve beraberindeki tabiat1 11 HA$iYE evham derelerine, tesadi.ifi.i yokluk kuyusuna, Allah'a ortak ko§tugu §eyleri imkans1zhk ve muhal karanhgma ve din kar§th felsefeyi a§agilann en a§ag1s1 olan "esfel-i safilin" mertebesinin Cenab-1 Hakk'm hayret verici sanat eserlerine bakan, onlan seyreden ve seyrettiren i§aretleriz. Yani gokler, say1s1z gozle yeryuzundeki ilahi sanat harikalanm seyreder gibi gorunuyor. Gokyuzundeki melekler gibi, y1ld1zlar da hayret verici §eylerin mah§eri olan yeryuzune bak1yor ve §UUr sahiplerini dikkatle baktmyorlar, demektir. 10 Bkz. Mulk suresi, 67/5; Saffat suresi, 37/6-8. 11 HA$iYE Fakat bu du§U§ten soma tabiat tevbe etti. Hakiki vazifesinin tesir ve bir §ey yaratmak olmad1gm1, belki kabul ve yaratmaya vesilelik oldugunu anladi. Ve kendisinin, ilahi kaderin bir hlr defteri -fakat degi§en bir defteri-, Rabbani kudretin bir c;e§it program1 ve Kadir-i Zulcelal'in bir nevi fitri §eriati ve kanunlar mecmuas1 oldugunu bildi. Tam bir acz ve itaat ile kulluk vazifesini takmdi. ilahi f1trat ve Rabbani sanat ismini aldi.

9 HA$iYE


Oruz iKiNci Soz 727

dibine atar. 0 yild1zla beraber butiin y1ld12lar, ~\ ~l ~\ 1~+..! 0t5 ) 12 Gj · J' mukaddes fermamm okur ve "Bir sinegin ka~admd.;n goklerin kandillerine, Cenab-1 Hakk'm mulkunde ve icraatmda ortaga bir sinek kanad1 kadar bile yer yoktur ki, bir §ey kan§abilsin." diye ilan ederler.

***

ayetinin ezelf bagzndan bir <;;i<;;ege i§aret eden Arap<;;a k1s1mlard1r.

.. ;_)~~)a:~ ;j_ '.?;

~_}j.<ll ~I ,,.

,,,.

o

,...

o

its- J;.. ,....o

)I

o.Jl

, •\J..jl -'-l..i.IJ . e; r : ,..L!.:.:i, ,.J

c; Ji'~ I\

~j-~~d1 ~~\ ¢-~J:2.?:~ ~j~I ~j~\ .?2". -r ; .) .Y.- ~ ~:;_ J..dl ~~

.. ~fq ,:./ ~ -' '.

Ltili j~ ~:~

~ ~l\ .\_:: ~

-r--'

~

,

~I!~' r ~-\t ~.J

.. iL.::i >''\Loi~·-' ~-~'\Lo .., ~ ..r. ,Y..J

Jil'i.o '. ·\ L • . Jt;;. , .)·~\ • ,Y..J • .. ,... ··:!- sil~ 'fl~~;~ J.; .;_,j_) ~ 2r.~l

.. ,j',: 01-1-:A. ~ .1.A\ l.:.>.• 1-.) .) J . ts,,. . i.:;;)

.

,,.,.

,,.,.

~~~~~~~~-

12

13

14

15

"Eger gokte ve yerde, Allah'tan ba§ka ilahlar bulunsayd1 oralarm nizam1 bozulurdu." (Enbiya suresi, 21/22) "Si.ibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32) Allah1m! Yaratt1gm varhk filemlerinde senin birligini pm! pm! yans1tan ve yine kainat sahnesinde birligini gi.iri.il gi.iri.il ilan eden Efendimiz Hazreti Muhammed'e (sallallilhu aleyhi ve sellem) ve bi.itiln aline, ashabma salat ve selam eyle, amin ... "i§te bak, Allah'm rahmetinin eserlerine, olmil§ topraga nasil hayat veriyor!" (Rum suresi, 30/50)


728 SOZLER

··Cf- Cf- LSL;.A j~ ~_) }~ _; _; ~ ..Gj\~ .)~j \j~jj

. . ~ .. ~ ?

16~\ _Ll".~ .r. o'\/ .r.

_Ll

~ J.IJ. ~ ~ ~ ~ ~ :f

i.7" lJ. ..GJ.s.r-~ r r 0

'

o

'\''

~' lJ ..GJ.s.f':" y i..r- • i'~[A~

11L5_;~ ~~ ~1:- ~JI~ LJ~j Arap~a

k1smm terciimesi: <;;ic;ek ac;m1§ her bir agac; adeta giizelce yazilm1§ manzum bir kasidedir ki, o kaside sonsuz ha§met sahibi Yuce Fabr'a ac;ik ovgiileri §airane bir ha! diliyle soyliiyor. Veyahut c;ic;ek ac;m1§ her bir agac;, bakan ve bakhran binlerce goziinii ac;m1§br ki, Sani-i Ziilcelal'in ne§rolup sergilenen sanat harikalanna bir iki gozle degil, belki binlerce gozle baksm ve dikkat sahiplerini de bakbrsm. Veyahut c;ic;ek ac;an her bir agac;, umumi bayram olan bahardaki hususi bayrammda, resmi gec;it gibi bir anda ye§illenmi§ dallanm en siislii nak1§larla bezemi§ ki, Ha§metli Sultan'1 ona ihsan ettigi hediyeleri, liituflan ve nuranl eserlerini seyretsin. Hem o agac; Cenab-1 Hakk'm sanatmm sergisi olan yeryiiziinde ve bahar mevsiminde, O'nun rahmetinin giizelliklerini, naki§lanm halkm nazanna sunsun, yarabh§ hikmetini insanhga ilan etsin. incecik dallannda ne kadar miihim hazineler ve Rahman'm ihsanlannm meyvelerinde ne derece miihim defineler bulundugunu gostermekle Cenab-1 Hakk'm kusursuz kudretini bildirsin.

16 Farsc;a k1smm terciimesi: "Haya! g6riiyor ki, bu agac;lar meleklere ceset olmwi. Binlerce semavi ney ile beraber. Onlarm neylerinden akil, Hayy olan Allah'm medih ve ovgusiinii i§itiyor. Yapraklan birer di! olup daima ya Hayy, ya Hayy manas1yla 'Hu Hu' zikrini c;ekiyor. Sanki her §ey beraber 'La ilahe illallah' diyor. Daima ya Hak deyip hayat hakk1 istiyorlar. Ba§tan ba§a ya Hayy ve Allah diyorlar." 17 "Gokten bereketli bir SU indirdik." (Kaf suresi, 50/9)


Ornz iKiNci Soz 729

Birinci Mevkd' a Kiic;:iik Bir Zeyl1 8

_);

~.Jj ~

....

4J

,..

/

~j Ll>G_.ij Ll>~

,..

/

,.. ,,,

--4 ~~

,..

_);

,,.._,.~

::1~~J1Jl13~ ~1

p

Bu ayetin bir manada tercumesi olan i.SY ' ;:.s ::~I J~ _;k1 J G~ cumlesinin tercumesidir. Yani ayet-i kerime dikkatleri g6gun ziynetli ve guzel yuzune c;eviriyor. Ta ki, insan, dikkat nazan ile g6kyuzunde fevkalade sukO.net ic;indeki sessizligi g6rup onun bu vaziyeti bir Kadir-i Mutlak'm emriyle ald1gm1 anlasm. <;unku ba§1bo§ olsaydilar, adeta ic; ic;e duran 0 deh§etli, say1s1z g6k cisimlerinin, 0 gayet buyuk kllrelerin c;ok suratli hareketleriyle 6yle bir gurultu c;1karmalan gerekirdi ki, kainatm kulagm1 sagir ederdi. Hem bir zelzeleyle 6yle bir kan§Ikhk olurdu ki, kainat1 dag1tird1. Yirmi mandanm yan yana, aym anda hareket etmesinin ne kadar gurulhl ve kan§1khga sebep oldugu malum. Halbuki baz1 y1ld1zlann yerkureden bin defa daha buyuk ve top gullesinden yetmi§ defa daha suratli oldugunu astronomi s6yluyor. i§te o g6k cisimlerinin sukO.net ic;indeki sessizliginden Sani-i Zulcelal'in, Kadlr-i Zulkemal'in kudretinin derecesini, yild1zlann O'na nasil boyun egdigini, itaat ettigini anla ... ~ J ~;>- Hem ayet g6kyuzundeki hikmetli hareketi g6rmeyi emrediyor. Evet, o gayet hayret verici ve muazzam hareketler, gayet ince ve geni§ bir hikmet ic;inde meydana gelir. Nasil ki bir fabrikanm c;arklanm ve dolaplanm hikmetle donduren bir sanatkar, fabrikanm buyuklugu ve duzeni derecesinde sanatm1 ve maharetini g6sterir. ~~

18 19

20

Zeyl: ilave gu ayeti dinle. "Hie:; ilzerlerind2ki goge bakmazlar m1? Bak1p da Bizim onu nasil saglamca bina edip si.isledigimizi, onda en ufak bir c:;atlak, dengesizlik olmad1gm1 dil§ilnmezler mi?" (Kaf suresi, 50/6)


730 SozLER

Aynen oyle de, koca gune§i, gezegenlerle beraber bir fabrika gibi kusursuzca i§leten ve o muthi§, buyuk kureleri sapan ta§lan ve fabrika i;arklan gibi gune§in etrafmda donduren bir Kadlr-i Zulcelal'in kudretinin ve hikmetinin derecesi o olc;ude ac;1ga 9kar, gorunur. ~j J; I~'-:, ,~ J; ~ Yani gokyuzunde oyle ha§metli bir parla~a' ve ziynetli bir tebessum var ki, Sani-i Zulcelal'in ne kadar muazzam bir saltanata, ne kadar guzel bir sanata sahip oldugunu bildirir. Donanma gunlerindeki say1s1z elektrik lambas1, sultanm hm~metinin derecesini ve medeniyet yolunda ne kadar ilerledigini gosterdigi gibi, koca gokler de o ha§metli, ziynetli y1ld1zlanyla Sani-i Zulcelal'in sanatmm mukemmelligini ve guzelligini dikkat nazarlanna oyle gosterir. ~;: iJI ~1)1 f ~I r,tb?I f Hem diyor ki: Gokyuzundeki mahluklann intizamm1, ince oli;uler ii;inde sanatla yarahlm1§ varhklann dengesini ve ahengini gor ve onlann Sani'inin nastl sonsuz bir kudrete ve hikmete sahip oldugunu bi!, anla. Evet, onlar, say1s1z kui;uk cismi veyahut hayvanlan bir vazife ii;in i;ekip i;eviren ve hususi bir dengeyle, her birini belli bir yola sevk eden bir Zat'm iktidar ve hikmetinin derecesini ve hareket eden cisimlerin O'na nastl boyun egdigini bildirirler. Koca goklerin o mUthi§ sonsuzlugu, say1s1z y1ld1zlan ve o y1ld1zlann da deh§etli buyuklukleriyle ve gayet §iddetli hareketleriyle beraber hudutlanm zerre kadar ve bir saniye bile a§mamalan, vazifelerinden dakikanm a§iresi2 1 kadar bile geri kalmamalan, Yuce Sani'in rububiyetini ne kadar ince, has bir dengeyle icra ettigini dikkat nazarlanna gosterir. Hem §U ayet gibi Amme suresinde ve ba§ka ayetlerde bildirilen, Cenab-1 Hakk'm gune§i, ay1 ve y1ld1zlan kendine boyun egdirmesinin22 i§aret ettigi gibi, 0

~1;.·.1

,~

/

,:; ,,/"'

0

'.>\.. &L ~

)I

,~11

~

;

_)

)I

,,,.,,,.0,,. /

)I

0

)I

,,.

1;.~ ~I!". 1; _ ~ · e1;.1' 1;_ L:..,a_. 1~1;~ '!'"" ,<..f':"' ~~y--v ~. ,~

1;-: \'

/

/

, ., ·-

~ .r';~

Yani: Gokyuzunun ziynetli tavanma gune§ gibi l§lk ve 1s1 veren bir lambay1 takmak.. onu, gece-gunduz c;izgileriyle, kl§-yaz sayfalarmda Samed Yarahcmm birer mektubu olan eserlerini yazmas1 ic;in bir nur hokkas1 hukmune getirmek.. yuksek minare ve kulelerdeki 21

22

Saniye dakikanm, salise de (aslen) saniyenin 60'da biridir. Bumm onuncu seviyesi olan a§ire de dakikanm 60 uzeri 9' da biridir. Bkz. YO.nus sO.resi, 10/5; Ra'd sO.resi, 13/2; ibrahim sO.resi, 14/33 ...


Ornz iKiNci Soz 731

buyuk saatlerin parlayan akrepleri gibi, gok kubbede ay1 zamanm buyuk saatine bir akrep yapmak.. birbirinden farkh hilaller suretinde her geceye adeta ayn bir hilal b1rakarak sonra donup onlan toplamak, menzillerinde tam bir dengeyle, ince bir hesapla hareket ettirmek.. gok kubbede parlayan, tebessum eden yild1zlarla gogun guzel yuzunu yald1zlamak; elbette sonsuz bir rububiyet saltanatm1 gosterir. ~uur sahiplerine, O'nu bildiren muhte§em bir uluhiyetin i§aretleridir. Aki! sahiplerini imana ve tevhide davet eder. Bak kainat kitabznzn rengarenk sayfaszna Kudretin altzn kalemi, gar ne tasvir eylemi§. Kalmamz§ karanlzk bir nokta, s;:e§m-i di/23 erbabzna Sanki ayet/erini Huda, nurla tahrir eylemi§. 24 Bak, ne hikmet mucizesidir, yuzu bir deli/ a/an kainat; Bak, ne yuce bir seyirdir feza-y1 kainat; Dinle de y1/d1zlann §U §irin hutbesini, Nurlu nagmesini hikmet, bak nas1/ beyan ey/emi§. Hep beraber nutka gelmi§, hak lisamyla derler: Bir Kadfr-i ZU/cela/'in ha§met/i saltanatzna, Nurlu birer deliliz, Sani'in varhgzna Hem vahdete hem kudrete §ahitleriz biz! $u zeminin yuzunu yald1zlayan Nazenin mucizeleri gibi melek seyramna. $u semanzn yeryuzune bakan, cennete dikkat eden Binlerce dikkatli gozleriz biz! Tuba-y1 hilkatten 25 semavat §Ikkzna, Samanyolunun dallanna, Bir Cemfl-i Zulcela/'in hikmet eliyle tak1/m1§, Binlerce guzel meyveyiz biz! 23

24

25

Kalb gozil. Tahrir eylemek: Yazmak. Yarahh§ agac1.


732 SOZLER

$u semavat ehline birer mescid-i seyyar, 26 Birer heme-i devvar, 27 birer ulvf yuva, Birer misbah-1 nevvar, 28 birer gemi-i cebbar, 29 Birer tayyareyiz biz! .. Bir Kadfr-i Zulkemal'in, bir Hakfm-i Zu/celal'in Birer kudret mucizesi, birer sanat ve hilkat harikasz, Hikmetin ve hilkatin nadir birer misali, Birer nur a/emiyiz biz... Boyle yuz bin dille yuz bin deli/ gosteririz, i§ittiririz insan ofan insana. Kor olasz dinsiz gozu, gormez a/du yi1zi1mi1zi1, Hem i§itmez sozumuzu, hak soy/eyen ayetleriz biz ... Muhrumuz bir, imzamzz bir, Rabbimize itaatkanz; T esbih eder, zikrederiz abidane. 30 Samanyolunun buyuk halkaszna mensup meczuplanz biz ...

26

27 28 29

°

3

Goklerin, Allah' a secde halindeki meleklerle dolu olduguna dair bkz. Tirmizi, zuhd 9; ibni Mace, zuhd 19. Donen birer ev. Nurlu kandil. Bilyilk gemi. Kulluga yakt§Ir §ekilde.


iKiNCi MEVKIF

Bu Mevk1f'ta i.i<;: "maksat" var Birinci Maksat

Allah' a §irk ko§anlann ve hak yoldan sapm1§larm, bir y1ld1zm tokad1yla yere serilen vekili, zerrelerden y1ld1zlara kadar hic;bir yerde §irke zerre kadar yer bulamad1gmdan, o iddiasmdan vazgec;ti. Fakat c:eytan gibi, zihinleri Cenab-1 Hakk'm birligine dair §iiphede b1:-akmak, ehadiyete ve vahdete dair ii<; miihim soruyla miiminleri vesveseye dii§iirmek istedi. Birinci Soru: Dinsizligin lisarnyla diyor ki: "Ey Allah'm birligine inananlar! Ben kendi vekillerim adma bir §ey bulamad1m, hic;bir varhktan iddiam1 destekleyecek bir hisse c;ikaramad1m, davam1 ispat edemedim. Fakat siz, sonsuz bir kudrete sahip Vahid ve Ehad bir Zat'm varhgm1 ne ile ispathyorsunuz? Neden O'nun kudretine ba§ka ellerin kan§masm1 miimkiin gormiiyorsunuz?" Cevap: Yirmi lkinci Soz' de kesin bir §ekilde ispat edilmi§tir ki, biitiin varhklar, biitiin zerreler, biitiin y1ld1zlar; her biri Vacibii'lVucud'un, Kadir-i Mutlak'm varhgmm viicubiyetine32 nurlu birer delildir. Kainattaki silsilelerin her biri, O'nun birligini kesin bir §ekilde ispatlar. Kur'an-1 Hakim bunu say1s1z delille ispat ederken herkes ic;in en ac;ik delilleri daha c;ok zikreder. Mesela:

3v.CU1

..

j)j _):/]1j S>1~1 ~ ~ ~L ~j

34 ~< 1,\t, ~<~:Jt ..JJ\;;.I' r~ Y .J r-::-::, .J 31

32 33

34

· '~\'.J -:...\'' ~11 ~L:: .wt.JI'. , , Y"""""' ~ , , - ~.J

u-f.)

"De ki: 0, Allah birdir. Allah Samed'dir (her §ey O'na muhta<;, 0 ise hi<;bir §eye muhta<; degildir)." (ihlas sO.resi, 112/1-2) Vacip, zorunlu, varhg1 kendinden olma. "Onlara 'Gokleri ve yeri kim yaratmt§hr?' diye soracak olsan, elbette 'Allah!' diyeceklerdir." (Zumer sO.resi, 39/38) "O'nun varhgmm ve kudretinin delillerinden biri de: Gokleri ve yeri yaratmas1, lisanlanmzm ve renklerinizin farkh olmas1dir." (Rum sliresi, 30/22)


734

SOZLER

gibi pek <;ok ayetle Kur'an-1 Hakim, goklerin ve yerin yarabh§ml Cenab-1 Hakk'm birligine apac,;1k bir delil olarak gosteriyor. $uur sahibi herkes goklerin ve yerin yarahh§mda Hahk-1 Ziilcelal'i tasdik etmeye mecburdur ki, :ti1 j)) der. Birinci Mevk1f'ta nas1l bir zerreden ba§lad1k, ta y1ld1zlara ve goklere kadar her tabakada tevhid miihriinii gosterdik. Kur'an-1 Hakim boyle ayetleriyle, y1ld1zlardan ve goklerden zerrelere kadar her yerde §irki kovar. $u hakikate i§aret ederek manen der ki: Elbette gokleri ve yeri boyle muntazam yaratan bir Kadir-i Mutlak' m, benzersiz sanatiyla yaratt1g1 dairelerinden biri olan giine§ sistemi, ac,;1kc,;a O'nun idaresindedir. Madem o Kadir-i Mutlak, giine§i gezegenleriyle beraber hiikmii altmda tutuyor, di.izene koyuyor, emirlerine boyun egdiriyor, idare ediyor. 35 Elbette gi.ine§ sisteminin bir parc,;as1 olan, gi.ine§e bagh di.inya da O'nun hi.ikmi.i ve idaresi altmdad1r. 36 Madem di.inya hi.ikmi.i altmda, tedbir ve idaresindedir; o halde ac,;1kc,;a, yeryi.izi.inde yaz1lan, sanatla yaratilan ve yerin meyveleri, gayeleri hiikmi.inde olan varhklar da O'nun rubO.biyeti ve terbiyesindedir. Madem biitiin yeryi.iziine serilen ve serpilen, zemini yald1zlayan, si.isleyen, her zaman tazelenen, gelip giden ve yeryi.izi.ini.in kendileriyle dolup bo§ald1g1 bi.iti.in varhklar O'nun kudret elindedir ve ilmine dahildir, adalet ve hikmetinin terazisiyle olc,;i.ili.ip di.izene koyulur. Madem her varhk tiiri.i O'nun kudret elindedir. Elbette alemin kiic,;i.ik birer ornegi, kainattaki ti.irlerin bilanc,;olan ve alem kitabmm ki.ic,;iici.ik fihristleri hi.ikmiinde olan, her varhk tiiriini.in muntazam, mi.ikemmel, ki.i<;iik fertleri de, ac,;1kc,;a O'nun rubObiyet ve yaratma dairesindedir, idaresi ve terbiyesindedir. Madem her bir canh, idaresi ve terbiyesi altmdad1r. Elbette o canlmm viicudunu te§kil eden hi.icreler, alyuvarlar-akyuvarlar gibi ki.irecikler, uzuvlar ve sinirler de, a<;1k<;a O'nun ilim ve kudreti altmdad1r. Madem her bir hi.icre ve kandaki her bir ki.irecik O'nun emrinde, tasarrufu dairesindedir ve kanunlanyla hareket eder. Elbette bi.itiin bunlarm temel maddesi olan, hepsindeki sanath nak1§lara ve dokumalara mekik ve 35

36

Bkz. Ra'd suresi, 13/2; ibrahim suresi, 14/33; Nahl suresi, 16/12; Hae suresi, 22/18; Ankebut suresi, 29/61; Yasin suresi, 36/38. Bkz. Bakara suresi, 2/29; Hae suresi, 22/65; Zumer suresi, 39/67.


Ornz iKiNci Soz 735

yay hiikmiindeki zerreler de zorunlu olarak O'nun kudret elinde ve ilim dairesindedir; O'nun emri, izni ve kuvvetiyle muntazaman hareket eder, vazifelerini mukemmel §ekilde gorurler. Madem her bir zerrenin hareketi ve vazife gormesi, O'nun kanunu, izni ve emriyledir. Elbette simalann §ahsiligi, her insanm yiiziinde onu herkesten ayirt edecek bir alamet bulunmas1 ve yiizler gibi sesler ve diller arasmda da farklar olmas1, apa9k bir §ekilde O'nun ilim ve hikmetiyledir. i§te en yakm ve uzak 6rnekleri zikrederek bu silsileye i§aret eden §U ayete bak: /

1

,,..

,..

,... "

.i.U1, '-:?,~ ;)1~ r~-" ~<".1,(\,.J r";"""';" A:·~: \\ J~I' ...:.k' ~11 , .J v:c..,;»\rl' _) .J , r---

~r.::

<Gd '. ,

iY7" , , - ~.J

37~~ s-i~\1 0 halde deriz ki: Ey Allah' a §irk ko§anlann vekili! i§te kainat silsilesi kadar kuvvetli §U deliller tevhid yolunu, Allah'm birligini ispat eder ve bir Kadir-i Mutlak'1 gosterir. Madem goklerin ve yerin yaratih§I Sani ve Kadir bir Zat' 1, o Zat' m sonsuz kudretini ve o sonsuz kudretin nihayetsiz derecede mukemmel oldugunu gosterir. O'nun, elbette kendisine ortak ko§ulan §eylerden mutlak bir istignas1 var; yani hic;bir §ekilde ortaga, yard1mc1ya ihtiyac1 yoktur. Boyle oldugu halde neden bu karanhk yolda gidiyorsunuz? Ne zorunuz var ki, o yola giriyorsunuz? Hem O'nun ortaga hie; ihtiyac1 bulunmamas1 ve kainattaki icraatm, sozde ortaklardan mutlak bir §ekilde miistagni olmas1yla beraber; uluhiyeti gibi, rububiyetinde ve yaratmasmda da ortaklann bulunmas1 imkans1zdir, var olmalan akla s1gmaz. C:unkii goklerin ve yerin Sani'indeki kudretin hem mukemmel hem sonsuz oldugunu ispat ettik. Eger ortag1 bulunsayd1, smirh bir ba§ka kudretin o sonsuz ve mukemmel kudreti maglup edip bir yer tutmas1, ona son vermesi ve onu manen aciz birak1p o hadsiz kudrete bir smir koymas1 gerekirdi. Hic;;bir mecburiyet olmadan, smirh bir §eyin sonsuz bir §eye, sonsuz oldugu halde nihayet vermesi ve onu smirh hale getirmesi gerekirdi ki, bu, muhallerin en akla s1gmaz olam ve imkans1zhgm en katmerlisidir. 37

"O'nun varhgmm ve kudretinin delillerinden biri de: Gokleri ve yeri yaratmas1, lisanlanmzm ve renklerinizin farkh olmas1d1r. Elbette bunda, bilen ve anlayan kimseler it;in ibretler vard1r." (Rum suresi, 30/22)


736 SozLER

Hem o sozde ortaklar, "kendilerine hi<:; ihtiya<:; bulunmayanlar" ve "bizzat varhg1 imkans1z olanlar" d1r. Yani onlara hie:; ihtiyac:; olmad1g1 gibi, varhklan da ihtimal d1§1d1r. Boyle oldugu halde onlarm varhgm1 iddia etmek temelsiz ve zorakidir. Yani aklen ve mantiken o iddiay1 gerektirecek bir sebep olmad1g1 i<:;in manas1z sozler hukmundedir. Buna usu! ilminde "tahakkuml" denir. Yani manas1z, temelsiz bir iddiad1r. Kelam ve usu! ilminin kaidelerindendir ki: 38

'.~ (5-'; • •tJI (.):'I\~ ."'... u~

39

.:_\I J~~ ~,~ / / / / J.-,

_r.:"-'

/

'f

/

~. U1 -: ~A1 ~-1ii1 ~~~I .98 '1,

~ v.:-::::-'

l/.-

~

'-:?/ •

.J

Yani: "Bir delilden, bir emareden dogmayan bir ihtimalin 6nemi yoktur. Kesin bilgiye §ilphe dti§ilrmez. Kesinle§mi§ hukmu sarsmaz." Mesela, aslmda Baria Denizi'nin (yani Egirdir Golu'nun) pekmez haline gelmesine veyahut yaga donil§mesine imkan ve ihtimal vard1r. Fakat madem o imkan ve ihtimal bir emareden dogmuyor, o halde golun varhgma ve su olduguna dair kesin bilgimize tesir etmez, bizi §ilphe ve vesveseye dti§ilrmez. i§te, her varhga, kainatm her k6§esine sorduk: Birinci Mevk1f'ta gosterildigi gibi zerrelerden yild1zlara kadar ve ikinci Mevk1f'ta g6ruldugu gibi goklerin ve yerin yaratih§mdan insanlann simalarmdaki §ahsl farkhhklara kadar neye sorulduysa, hal diliyle Cenab-1 Hakk'm birligine §ahitlik etti ve tevhid muhrunu gosterdi. Sen de gordun ... Oyleyse kainattaki varhklarda, uzerine bir §irk ihtimalinin kurulacag1 hi<:;bir emare yoktur. Demek, §irk iddias1 delilsiz, zoraki, manas1z ve temelsiz oldugundan o iddiada bulunmak ba§tan a§ag1 cehalettir ve ahmakhgm ta kendisidir. i§te inkarc1lann vekilinin buna kar§l diyecegi bir §ey kalm1yor. Yalmz diyor ki: "Kainattaki sebeplerin s1ras1, duzeni ve her §eyin bir sebebe bagh olmas1 Allah'm icraatmda ortaklann bulundugunun i§aretidir. Demek, sebeplerin hakiki tesiri vardtr ve tesirleri varsa Cenab-1 Hakk'm icraatma ortak olabilirler." Cevap: Cenab-1 Hakk'm iradesinin ve hikmetinin geregi olarak ve 38

39

Bkz. Mecelle s. 24; el-Milceddidi, Kavdidil'/-F1kh s. 105; Omer Nasuhi Bilmen, Hukuk-i islamiye ve Ist1/ahdt-1 Frkhiyye Kamusu 1/279. Bkz:: el-Milceddidi, Kavdidil'l-f1kh s. 105.


Ornz iKiNci Soz 737

isimlerinin tecellilerini gostermek istemesiyle, her hadise sebeplere baglanmt§tlr. Her §ey, bir sebep neticesinde meydana gelir. Fakat pek c;;ok yerde ve farklt Soz'lerde ac;;1kc;;a ispat ettigimiz gibi, "Sebeplerde hakiki yaratma kabiliyeti yoktur." 40 ;>imdilik yalmz §U kadanm deriz ki: Sebepler ic;;inde, ac;;1kc;;a en ktymetli, iradesi ve tasarruflan en geni§ olan, insandir. insanm da en ac;;1k iradi filleri ic;;inde en c;:ok gorunenleri yemek, konu§mak ve dll§llnmektir. Bu uc;; fiil de gayet muntazam, hayret verici, hikmetli birer silsileden olu§ur. Onlarm insanm iradesine birakilan k1sm1 ise ancak yuzde birdir. Mesela yemekte, beden hucrelerinin beslenmesinden tut, neticelerinin meydana gelmesine kadar olan i§ler silsilesi ic;;inde insanm iradesine verilen yalmz ag1zdaki di§lerin degirmenini hareket ettirip yemegi c;:ignemektir. Ve konu§mak fiilinde yalmz havay1 harflerin c;:1k1§ yerlerinin kahplanna sokup c;;1karmaktir. Ag1zdaki bir tek kelime bir c;:ekirdek gibiyken, bir agac;; hukmune gec;;er. Havada milyonlarca aym kelimeyi meyve verir. Milyonlarca dinleyenin kulaklanna girer. i§te bu misali sumbule, insanm hayali ancak yeti§ebilirken iradesinin k1sac1k eli nasil yeti§sin? Madem sebepler ic;:inde en §erefli, aziz ve iradeye en c;:ok sahip olan insanm, hakiki yaratma fiilinde boyle eli baghdir. 0 halde cans1z varhklar, hayvanlar, ba§ka unsurlar ve tabiat nas1l hakiki tasarruf sahibi olabilir? 0 sebepler yalmzca birer zarftir, Cenab-1 Hakk'm benzersiz bir §ekilde yaratt@ varhklara birer k1hf ve Rahmani hediyelere birer tablac1dirlar. Elbette bir padi§ahm hediyesinin kab1, hediyenin sanld1g1 mendil veyahut hediyeyi getiren asker, o padi§ahm saltanatma ortak olamaz; onlan ortak kabul eden, sac;;malam1§ olur. Aynen oyle de, gbrunll§teki sebeplerin ve vas1talann Cenab-1 Hakk'm rububiyetinde hic;:bir §ekilde hissesi bulunamaz. Onlann, kulluk hizmetinden ba§ka nasipleri yoktur.

ikinci Maksat Allah'a ortak ko§anlann vekili, §irk iddiasm1 hic;:bir §ekilde ispat edemediginden ve ispat etmekten umidi kestiginden, Allah'm birligine inananlarm yolunu §llphe ve kuruntularla bozmak ister. ~oyle ikinci bir soru sorar: Ey tevhid ehli! Siz diyorsunuz ki: 40

Bkz. Enfal suresi, 8/17; Saffat suresi, 37/96.


738 SozLER .J

l,...

" 41 ~\ ~I

, ,.

®

'

o.J

.:1;..i iul _,;. Ji Alemin Hahk'1 birdir; Ehad'dir, birliginin A

tecellisi her bir varhkta ayn ayn goriililr; Samed'dir, 42 0 hic,;bir §eye muhtac,; olmad@ halde her §ey O'na muhtac,;hr. Her §eyin yarahc1s1 O'dur. 43 Zatma ait ehadiyetiyle beraber dogrudan dogruya her §eyin dizgini ve anahtan O'nun elindedir. 44 Her §eyin kaderini elinde tutar, 45 icraatmda bir i§ digerine mani olmaz. 46 Bullin e§yada, biillin halleriyle bir anda tasarruf edebilir. 47 " Boyle hayret verici bir hakikate nas1l inamlabilir? Bir tek Zat, say1s1z yerde say1sIZ i§i zahmetsizce nasd yapar? Cevap: Bu soruya gayet derin ve ince, gayet yilksek ve geni§ olan bir ehadiyet ve samediyet sm1yla cevap verilebilir. insanm akh ise o sma ancak bir temsilin diirbilnilyle bakabilir. Cenab-1 Hakk'm Zat'mda ve sifatlarmda e§i ve benzeri yok. 48 Fakat mesel ve temsil yoluyla icraatma bir derece bakdabilir. 49 i§te biz de maddl temsillerle o sma i§aret edecegiz. Birinci T emsil: On Altmc1 Soz' de ispat edildigi gibi: Bir zat, aynalar vas1tas1yla kiilliyet kazamr. Bir tek fert iken, say1s1z yerde aym anda bulunan kiilll bir §ah1s hiikmilne gec,;er. Evet, nas1l ki cam ve su gibi maddeler cismanl §eylere ayna olur ve bir tek cismanl §ey, o aynalarda kiilliyet kazamr. Oyle de, nuranl §eyler ve ruhaniler ic,;in misal alemindeki hava ve esir gibi baz1 maddeler ayna hiikmilne gec,;er, §im§ek ve hayal h1zmda birer seyahat vas1tas1 §eklini alir. Boylece o nuranl ve ruhani varhklar o tertemiz aynalarda, o latif menzillerde hayal hlZlyla gezerler. Bir anda binlerce yere girerler. Nuranl olduklan ic,;in ve yans1malan onlann ayms1 hiikmilnde, hususiyetlerine sahip bulundugu ic,;in cismani varhklann aksine, her aynada, her yerde bizzat 41

42

43

"De ki: 0, Allah birclir. Allah sameclclir (her §ey O'na muhtai;, 0 ise hii;bir §eye muhta<; clegilclir.)." (ihlas suresi, 112/1-2) ihlas suresi, 112/1-2. Bkz. En'am suresi, 6/102; Ra' cl suresi, 13/16; Zilmer suresi, 39/62; Mil'min suresi,

40/62. 44

45 46 47 48

49

Bkz. Maicle suresi, 5/120; En'am suresi, 6/59; Hier suresi, 15/21; Yasin suresi, 36/83; Zilmer suresi, 39/63; $0.ra suresi, 42/12; Millk suresi, 67/1. Bkz. HO.cl suresi, 11/56. Bkz. HO.cl suresi, 11/107; Rahman suresi, 55/29; Burlie suresi, 85/16. Bkz. Af-i imran suresi, 3/26. Bkz. $0.ra suresi, 42/11. Bkz. Nahl suresi, 16/60.


Ornz iKiNci Soz 739

bulunuyor gibi hukmederler. Maddi ve yogun cismani varhklarm yans1malan ve misalleri ise kendi cismani varhklannm ayms1 olmad1g1 gibi, aym hususiyetlere de sahip degildir, 610. say1hr. Mesela nurani olan gune§, bir tek varhk iken parlak §eyler vas1tas1yla bir kulli hukmune gec;er. Yeryuzundeki bo.tun parlak §eylere, hatta her su damlasma ve cam zerrecigine onlann kabiliyetine gore aksini, birer misali gune§i yerle§tirir. Gune§in s1cakhg1, I§tg1, I§tgmdaki yedi renk ve zatmm bir c;e§it misali, her bir parlak cisimde bulunur. Farz edelim, gune§in ilmi ve §UUru bulunsayd1, her ayna onun bir c;e§it makam1, tahh ve iskemlesi hukmunde olurdu. Her §eyle bizzat temas eder, §Uur sahibi her varhkla aynalan vas1tas1yla, hatta gozbebegiyle, onlar birer telefonmu§ gibi g6r0.§ebilirdi. Bir i§ digerine mani olmazd1. Bir g6r0.§me, otekine set c;ekmezdi. Boylece g(ine§ her yerde bulunmakla beraber hic;bir yerde bulunmazd1. Acaba bir Zat'm bin bir isminden yalmz Nur isminin maddi, kuc;uk ve cans1z bir aynas1 hukmundeki gune§ boyle bir tek varhk olmasma ragmen say1s1z yerde kulli i§lere mazhar ise, 0 Zat-1 Zulcelal, ehadiyetiyle beraber sonsuz i§leri bir anda yapamaz m1? ikinci Temsil: Kainat bir agac; hukmunde oldugu ic;in her bir agac; da kainatm hakikatlerine misal olabilir. i§te biz de odam1zm onundeki §U muhte§em, muazzam c;mar agacm1 kainatm kuc;uk bir misali kabul edip kainattaki ehadiyet cilvesini onunla gosterecegiz. $6yle ki: $u agacm en az on bin meyvesi var. Her bir meyvede en az yuzer tane kanath c;ekirdek bulunur. BO.tun bu on bin meyve ve bir milyon c;ekirdek, bir anda, beraber, bir sanata ve yaratma fiiline mazhard1r. Halbuki §U agacm as1l c;ekirdeginde, kokunde ve govdesinde cuz' i ve belirli maddi ve hayat dugumu tabir edilen; Cenab-1 Hakk'm iradesinin bir cilvesi ve Rabbani emrin bir c;ekirdegi bulunur. Agacm merkezi yarahh§ kanunlannm merkezi her dalm ba§mda, her bir meyvenin ic;inde, her bir c;ekirdegin yamndadir ki, hic;birinin bir §eyi eksik kalmadan, bir §ey digerine mani olmadan her i§ o kanunlarla yap1hr. Ve o bir tek irade tecellisi ve emri kanun l§lk, s1cakhk, hava gibi dag1hp gitmez. <:;unku gittigi yerlerle arasmdaki uzun mesafelerde ve c;e§itli varhklarda hic;bir iz birakmaz, hic;bir eseri g6rulmez. Eger yayilsayd1, izi ve eseri gorulurdu. Halbuki bizzat, bolunmeden ve yayilmadan her


740 SozLER

birinde bulunur. 0 kulll i§ler, tecellisinin her varhkta ayn ayn gorulmesine ve mahiyetine zit degildir. Hatta denilebilir ki, o irade tecellisi, o emr! kanun, o hayat dugumu hem her birinin ic;inde bulunur hem de hic;bir yerde bulunmaz. Adeta o emri kanunun §U muhte§em agac;ta meyveler ve c;ekirdekler say1smca birer gozu, kulag1 vard1r. Belki agacm her bir k1sm1 o kanunun birer merkezi hukmundedir ki, uzun vas1talan perde olup bir mani te§kil etmez, hatta telefon telleri gibi onu agacm dallanna kolayca ula§hnp yakmla§hnrlar. 0 kanuna gore en uzak, en yakm gibidir. Madem ac;1kc;a goruldugu uzere, o Ehad ve Samed Zat'm irade gibi bir s1fatmm bir tek kuc;uk cilvesi, milyonlarca yerde milyonlarca i§e vas1tas1z sebep oluyor. Elbette Zat-1 Zulcelal'in, kudret ve iradesinin tecellisiyle yarahh§ agacmm butun k1s1m ve zerrelerini idare ettigine gozle gormli§ gibi inanmak gerekir. On Altmc1 Soz' de ispat ve izah edildigi gibi deriz ki, madem gune§ gibi aciz ve itaatkar mahluklar, ruhaniler gibi madde ile kay1th yan nurani varhklar, §U c;mar agacmm manevi nuru ve ruhu hukmundeki hayat dugumu ve tasarruf merkezi olan emri kanunlar ve irade tecellileri; nuraniyet sm1yla bir yerde iken ve bir tek §ey olduklan halde, pek c;ok yerde bulunabilir ve -ac;1kc;a goruldugu uzere- pek c;ok i§i yapabilirler. .. Madde ile kay1th basit birer varhk olduklan halde, mutlak bir kulli hukmunu ahrlar. .. Ve bir anda smirh bir irade ile pek c;ok farkh i§i -ac;1kc;a- yerine getirirler. .. Sen de bunu goruyorsun ve inkar edemezsin. Acaba maddeden annmI§ ve yuce.. kaydm sm1rlanndan ve maddiligin, yogunlugun karanhgmdan munezzeh ve temiz .. butun §U nurlar ve nurani varhklar O'nun mukaddes isimlerinin kesif birer golgesi olan .. butun varhk, hayat, ruhlar alemi, berzah alemi ve misal alemi guzelligine yan §effaf bir ayna olan .. s1fatlan ku§at1c1 ve icraati kulll olan bir tek Zat-1 Akdes'in her §eyi ic;ine alan iradesiyle, mutlak kudretiyle ve engin ilmiyle ac;iga c;1kan s1fat ve fiillerindeki, her varhkta tecelli eden ehadiyetinden hangi §ey saklanabilir?50 Hangi i§ O'na agir gelebilir?51 50

51

Bkz. Bakara suresi, 2/284; Al-i imran suresi, 3/29, 118; ibrahim suresi, 14/38; Nern! suresi, 27/25; Ahzab suresi, 32/37, 54; Fussilet suresi, 41/40; Mumtahine suresi, 60/1; Hakka sO.resi, 69/18. Bkz. Bakara suresi, 2/255.


Ornz iKiNci Soz 741

Neresi O'ndan gizlenebilir?52 Hangi fert O'ndan uzak kalabilir? 53 Kim kulliyet kazanmadan O'na yakla§abilir?54 Bir §ey O'ndan saklanabilir mi? 55 O'nun icraatmda bir i§, digerine mani olur mu? 56 Bir yer O'nun huzurundan uzak kahr mi? 57 ibni Abbas'm (radiyallahu anh) dedigi gibi, O'nun "her bir varhga bakan manevl birer gozu ve onlan i§iten manevl birer kulagi" bulunmaz mt? Varhk silsilesi O'nun emir ve kanunlarmm suratli akt§ma birer tel, birer damar hukmune gec;mez mi? Maniler, engeller O'nun tasarrufuna vesile ve vastta olmaz mt? Sebepler ve vasttalar strf gorunti§te birer perde degil midir? 0, hi<_;bir yerde bulunmadtgt halde her yerde bulunmaz mt? Bir yere ve mekana muhta<_; olur mu? Hi<; uzakltk, kti<_;tikluk ve varhk tabakalannm perdeleri O'nun yakmhgma, idaresine ve gormesine mani olabilir mi? Hem madd!, mumkun, kesif, saytca c;ok, kaytth, smirh varhklarm vastflan ve maddenin, imkanm, yogunlugun, <_;oklugun, kaytt altmda bulunmanm ve smirhhgm hususiyetleri, gerekleri olan ba§kala§ma, yenilenme, yer tutma ve bolunme gibi 6zellikler; maddeden annmt§, Vacibu'l-Vucud, Nurlarm Nuru, Vahid ve Ehad, kayttlardan ve smtrlardan munezzeh, kusurdan uzak ve noksandan yuce Zat-t Akdes'e yeti§ebilir mi? Acz O'na hi<; yakt§tr mt? Kusur hi<; O'nun izzetinin etegine yakla§abilir mi? ikinci Maksat' m Hatimesi58 Bir zaman ehadiyete <lair tefekkur ederken odamm yanmdaki <_;mar agacmm meyvelerine bakttm: Arap<_;a bir tefekkur silsilesi kalbime geldi. Nasti geldiyse 6yle, Arap<_;a olarak yaztp soma ktsa bir mealini soyleyecegim:

~

\/~~I\ ~ts\.:i;, ;;;~.b.JI ~ \'-:~\..Si~ ,, , 1Ji' 'lJ\)~ J . / '-'...: y- / / ~ )_) . 3 J

~ _r. / 52 53

54 55 56

57

Bkz. AI-i imran sO.resi, 3/5; ibrahim sO.resi, 14/38. Bkz. Bakara sO.resi, 2/115, 148, 186; Nisa sO.resi, 4/78; HO.d sO.resi, 11/61; Sebe suresi, 34/50; Vak1a suresi, 56/85; Hadid suresi, 57/4; Miicadele suresi, 58/7. Bkz. Mutaffifin sO.resi, 83/21. Bkz. AI-i imran sO.resi, 3/5; ibrahim sO.resi, 14/48. Bkz. Bakara suresi, 2/253; Al-i imran suresi, 3/27; Hud suresi, 11/107; ibrahim sO.resi, 14/27; Enbiya sO.resi, 21/23; Hae sO.resi, 22/14, 18; Burlie suresi, 85/16. Bkz. Bakara suresi, 2/115, 148, 255; AI-i imran suresi, 3/26, 129; Nisa sO.resi, 4/78; Maide sO.resi, 5/17-18; Fattr sO.resi, 35/13; Hadid sO.resi, 57/4; Miicadele sO.resi,

58/7. 58

,,:

('"-"-'

Sonsoz


742 SozLER

Bu Arapr;;a f1kranzn ba§l §Udur: ,' r:, .v' <L~ ~ , ~,, ~ ,, ~, ~'\ ~..,G:.. 1~~ : , ~~ Ji'> ,, j _ll ~ ,, , ~ ,, ~ , , j .. , ~· l.r" . ~~~ 0 ~~,-,\11<~ 0 1~~,,\1 , ~ c...r.:-;~ , J· .r-'

.:.r..J~ 0

_;.

,,,,,,

~ .._:_,\~ ', ~

._:_,l:;L]\

', , )l

,,,

,. ,.

~ ~

o~ o

~~\

01..:u1 ~11 ,~,: ,

,Y

, .

_,

.:;_;_,· '. ,

-~ ~ ~

~~, o; o

j

~ ~8 ,,,

r

,,

.._:_,\'Al\ , j~

,~., ~

, .

Ll,·~\

~

/

.._:_,\~\

r

t>" .r ~ Lli:\11.:i.);_ j ,.J

I ~ 0, \j,1.!~l1~,,~~':'~' u:-:-~ )A-A,, l..}r ,, j ~

/

o

)I

,,..

)I~

o

,,,

,, )-;,,l:.J' , . o.:i, ,,Y':" L'..l..

,~,. .~

/

l~ ~

,,

0

._:_,I.;\~< I\ , ~

.:._8

v··

)1

,,,

.. \'· '-'~

.r-

L: 11.N1,~,: ~ t.1\11 C-* ~ t>...;.\11~ , ~ ~ .

r...5"" ~

J;..i ~r;.. f; ~5 ~s; ~3 ~j J~ j~1 ~W,\11 Js~

/

~~lj ~lj ~l_;.:;Jij ~.J)lj ~~~lj i§te bu Arapr;;a tefekkuriln kzsa bir meali: Bullin meyveler ve i<:;lerindeki tohumcuklar, Rabbanl hikmetin birer mucizesi.. ilahl sanatm birer harikast, rahmetin birer hediyesi.. Cenab-1 Hakk'm birliginin birer maddl delili.. ahiretteki ilahl lutuflarm birer mujdecisi.. O'nun kudretinin ku§attc1hgma ve ilminin enginligine dosdogru birer §ahit olduklan gibi, kesret aleminin her tarafmda ve §U aga<:; gibi <:;ogalmt§ bir <:;e§it ku<:;uk alemin etrafmda O'nun birliginin aynalandtr. Bakt§lan kesretten vahdete, yani insam Yarat1c1smdan uzakla§ttran say1s1z varhklann bulundugu alemden O'nun birligine <:;evirirler. Her biri hal diliyle der ki: "Dal budak salmt§ §U koca agacm i<:;inde dagtlma,


Ornz ii<iNci Soz 743

bogulma! 0 agac; her §eyiyle bizdedir. Onun kesreti, vahdetimize dahildir." Hatta her meyvenin kalbi hukmundeki her bir c;ekirdek de Allah' m birligine maddi birer ayna oldugu gibi, gizli, kalben yaphg1 zikirle koca agacm ac;iktan zikrettigi butun isimleri zikreder, okur. Hem o meyve ve tohumlar vahdetin aynas1 olduklan gibi, kaderin ve kudretin gorunen, cisme burunmli§ i§aretleridir. Kader ve kudret o kelimelerle manen §6yle der: "Nasti ki §U agacm say1s1z dah budag1 bir tek c;ekirdekten gelir ve §U agacm sanatkannm yaratmasmdaki, suret vermesindeki birligi gosterir. Sonra o agac;, dal ve budak salarak boy ahp butun hakikatini bir meyvede toplar. Butun manasm1 bir c;ekirdege yerle§tirir. Onunla Hahk-1 Zulcelal'inin yaratmasmdaki ve idaresindeki hikmeti gosterir. Aynen oyle de, §U kainat agac1, varhgm1 bir vahdet kaynagmdan ahr, onunla idare edilir. Ve kainatm meyvesi olan insan, §U say1s1z varhklar ic;inde Yarahc1smm birligini gosterdigi gibi, kalbi de iman gozuyle c;okluk ic;inde birlik s1rnm gorur." Hem o meyveler ve tohumlar, Rabbani hikmetin ince i§aretleridir. Hikmet, onlarla §UUr sahiplerine §U manay1 ifade ediyor: "Nast! ki, §U agaca bakan kulli nazar ve idare, geni§ligi ve umumiyetiyle bir tek meyveye bakar. <;unku o meyve, agacm kuc;uk bir misalidir. Hem o agacm varhk sebebi o meyvedir. Hem o kulli nazar ve umumi idare, bir meyvenin ic;indeki her bir c;ekirdege de bakar. <;unku c;ekirdek, agacm butun manasm1, programm1 ta§tyor. Demek, agac1 idare eden, c;ekip c;eviren Zat, o idare ile alakah butun isimleriyle, agacm varhgmm ve yarahh§mm gayesi olan her bir meyveye bakar. Hem §U koca agac;, o kuc;uk meyveler ic;in bazen budamr, tazelenmesi ic;in baz1 dallan kesilir. Daha guzel, kahc1 meyveler vermesi ic;in a§ilamr. Aynen oyle de, §U kainat agacmm varhgmm ve yaratlh§mm gayesi, o agacm meyvesi olan insand1r. Ve o meyvenin c;ekirdegi olan insanm kalbi, kainatm YaratJc1smm en nurlu, en ku§ahc1 aynas1d1r. i§te bu hikmettendir ki, insan gibi ki.ic;uci.ik bir varhk, ha§r i.i ne§r gibi muazzam inkilaplara vesile olmu§tur. Hem kainatm y1ktlmasma ve degi§tirilmesine sebeptir. Onun buyuk bir mahkemede hesap vermesi ic;in dunya kap1s1 kapamp ahiret kap1s1 ac;1hr." Madem ha§ir bahsi gec;ti. Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm ha§rin ispatma dair beyanlarmdaki ac;1khk ve tathhkla beraber heybeti ve


744

SOZLER

ifade kuvvetini g6steren bir hakikat nuktesini s6ylemenin yeri geldi. .$6yle ki: Bu tefekkurun neticesi §Unu gosteriyor: insanm hesap verecegi bir mahkemenin kurulmas1 ve ebedl saadeti kazanmas1 ic;;in gerekirse blitun kainah tahrip edecek ve yeniden diriltecek bir kudret g6runuyor ve vardir. Fakat olumden sonra dirili§in mertebeleri var. Bir klsmma iman farzdir, onlan bilmek §arthr. Diger klsm1, ruhen ve fikren ilerlemenin derecelerine gore gorunur ve bilinmesi gerekir. Kur'an-1 Hakim, en basit ve kolay olan mertebeyi kesin ve kuvvetli bir §ekilde ispat etmek ic;;in en geni§ ve en buyuk ha§ir dairesini ac;;acak bir kudreti gosteriyor. i§te herkese imanm laz1m oldugu ha§ir mertebesi §Udur: insanlar 6ldukten sonra ruhlan ba§ka makamlara gider, cesetleri c;;urur. Fakat insanm cesedinden bir c;;ekirdek, bir tohum hukmundeki "acbuzzeneb" tabir edilen kuyruk sokumu kemigi, kuc;;uk bir kls1m olarak baki kahr. Cenab-1 Hak ha§irde insan bedenini ondan diriltir ve ruhunu o bedene gonderir. 59 i§te bu mertebe o kadar ac;;1ktir ki, her baharda milyonlarca 6rnegi goruluyor. i§te bazen §U mertebeyi ispatlamak ic;;in Kur' an ayetleri 6yle bir daireyi g6sterir ki, buhln zerreleri yeniden diriltecek bir kudretin tasarruflarma i§aret eder. 60 Bazen de butun mah!O.kati fani aleme gonderip geri getirecek bir kudretin ve hikmetin eserlerini bildirir. 61 Bazen, ytld1zlan dag1hp g6kleri parc;;alayabilecek bir kudret ve hikmetin tasarruflanm ve eserlerini gosterir. 62 Bazen, butun canhlan 6ldurup birden bir seda ile yeniden diriltecek bir kudret ve hikmetin tasarruf ve tecellilerine i§aret eder. 63 Bazen, butun yeryuzundeki canhlan ayn ayn 59

60

61

62

63

Bkz. Buhari, tefsfru sure (39) 3; Muslim, fiten 141-143; Ebu Davud, sunnet 22; Nesai, cenaiz 117; ibni Mace, zuhd 32; Muvatta, cendiz 48; Ahmed ibni Hanbel, e/-Musned 2/322. Bkz. En'am suresi, 6/38; Fussilet suresi, 41/39; Ahkaf suresi, 46/33; Kaf suresi, 50/41-44. Bkz. Yunus suresi, 10/3-6; Hier suresi, 15/23; Taha suresi, 20/55; Enbiya suresi, 21/103-104; Hae suresi, 22/5/7; Mi.i'minun suresi, 33/78-80; Mti'min suresi, 40/67-68; Duhan suresi, 44/37-40; Kaf suresi, 50/43-44; Necm suresi, 53/44; Hadid suresi, 57/1-2. Bkz. Sebe suresi, 34/9; Rahman sliresi, 55/37; Hakka suresi, 69/16; Mi.izzemmil suresi, 73/18; Mi.irselat suresi, 77/1-19; Tekvir suresi, 81/1-13. Bkz. Kehf suresi, 18/99; Nern! suresi, 27/87-88; Yasin suresi, 36/49-53; Sad sliresi,


Ornz iKiNci Soz 745

ha§r i.i ne§redecek bir kudret ve hikmetin tecellilerini gosterir. 64 Bazen, yerki.ireyi tamamen dag1tacak, daglan uc,;uracak, sonra da duzeltip daha guzel bir hale getirecek bir kudret ve hikmetin eserlerini bildirir. Demek, Cenab-1 Hak, ona inanmanm ve onu bilmenin herkese farz oldugu ha§ir mertebesinden ba§ka, pek c,;ok ha§ir mertebesini de o kudret ve hikmetle yaratabilir. 65 Rabbani hikmet gerektirmi§se elbette insamn yeniden dirili§iyle beraber bi.iti.in bunlan da veyahut baz1 mi.ihim misallerini de yapar. Bir soru: Diyorsunuz ki, "Sen Sozler' de temsil'i k1yaslamalan c,;ok kullamyorsun. Halbuki manbk ilmine gore temsili k1yas, §liphesiz bir bilgiyi ifade etmiyor. 66 Oyle kesin olan meselelerde mantiki deliller laz1md1r. Temsili k1yas, f1k1h usulu alimlerince, kuwetli bir kanaatin kafi oldugu mlinaka§ah meselelerde kullamhr. Hem sen temsilleri baz1 hikayeler suretinde zikrediyorsun. Hikaye hayali olur, hakikat degildir, gerc,;ege z1tt1r." Cevap: Mantik ilmine gore gen;i "Temsili k1yas §liphesiz bilgiyi ifade etmiyor." denilmi§. 67 Fakat temsili k1yasm bir tlirli var ki, mantik ilminin §liphesiz delillerinden c,;ok daha kuwetli ve manbgm birinci §eklinin birinci hukmunden daha kesindir. 0 k1s1m da §Udur: Basit bir temsil vas1tas1yla kulli bir hakikatin ucunu gosterip hukmli o hakikat uzerine kurar. 0 hakikatin kanununu, hususi bir maddede gosterir ki, o bliyi.ik hakikat bilinsin ve ba§ka 6rnekler ona k1yaslansm. Mesela: "Gune§ nuraniligi vas1tas1yla, tek bir varhk iken her parlak §eyin ic,;inde bulunur." temsiliyle bir hakikat kanunu gosteriliyor. 0 da §Udur: Nur ve nurani bir §ey ic,;in kay1t olamaz, uzak ve yakm birdir, az ve c,;ok e§itlir, mekan onu smirlayamaz. Hem mesela: "Agacm meyve ve yapraklanna bir anda, aym tarzda, kolayhkla ve mukemmel olarak bir tek merkezden, bir emri kanun ile §ekil ve suret verilmesi" bir temsildir, muazzam bir hakikatin ve 64 65

66

67

38/15; Ziimer sO.resi, 39/68; Kaf sO.resi, 50/41-44; Hakka sO.resi, 69/13-16. Bkz. Fahr sO.resi, 35/9; Zuhruf sO.resi, 43/11. Bkz. TO.r sO.resi, 52/7-11; Vak1a sO.resi, 56/3-6; Hakka sO.resi, 69/13-14; Mearic sO.resi, 70/8-9; Miizzemmil sO.resi, 73/13-14; Miirselat sO.resi, 77/7-10. Bkz. el-Ciircani, :;>erhu'l-Mevakif 2/18; Ahmed Hamdi ~irvani, Muhtasar Mantik s.56; Mehmed Halis, Mfzanii'l-Ezhan s.161. Bkz. el-Ciircani, :)erhu'/-Mevakif 2/18; Ahmed Hamdi ~irvani, Muhtasar Mantik s.56; Mehmed Halis, Mfzanii'l-Ezhan s.161.


746

SOZLER

geni§ bir kanunun ucunu gosterir. 0 hakikati ve o kanunu kesin bir §ekilde ispat eder ki, koca kainat da §U agac; gibi o hakikat kanununa ve ehadiyet sirrma mazhardir, o kanunun i§ledigi bir meydand1r. i§te Sozler' deki btillin temsili: k1yaslar bu c;e§ittir. Mantigm kesin delillerinden daha kuwetli, daha §tiphesizdir. ikinci soruya cevap: Malumdur ki, belagat ilminde bir soztin hakiki manas1, sirf kastedilen ba§ka bir manaya i§aret vas1tas1 olursa, ona "kinayeli soz" denir. Ve "kinayeli" tabir edilen bir soztin asil manas1, dogruluga veya yalana zemin olu§turmaz. Fakat kinayeli manas1, dogruluk veya yalan sebebi olur. Eger kinayeli manas1 dogru ise o soz dogrudur. Asil manas1 yalan da olsa dogrulugu bozulmaz. Eger kinayeli manas1 dogru degilse, asil manas1 dogru olsa bile 0 soz dogru degildir. Mesela, kinayeli orneklerden: ~~\ J~ ~-)1.i yani, "K1hcmm kay1§1, bendi (bag1) uzundur." 68 Bu soz bir inscl'nm boyunun uzunluguna kinayedir. Eger o adamm boyu uzunsa; k1hc1, kay1§1 ve bendi olmasa da bu soz yine dogrudur. Eger adamm boyu uzun degilse, uzun bir k1hc1, uzun bir kay1§1 ve bendi bulunsa bile bu soz dogru olmaz. <:;unkti burada kast edilen, as1l mana degildir. i§te Onuncu ve Yirmi ikinci Soz'lerdeki hikayeler gibi, diger Soz'lerdeki hikayeler de kinayelidir. Son derece dogru ve hakikate uygun olan o hikayelerin sonlarmdaki hakikatler, o hikayelerin kinayeli manaland1r. Asil manalan, uzak hakikatleri dtirbtin gibi yakmla§hran birer temsildir. Nas1l olursa olsun, onlann dogruluguna ve hakkaniyetine zarar vermez. Hem o hikayeler birer temsildir. Yalmz herkesin anlamasm1 kolayla§hrmak ic;in ha! dili sozle anlatilm1§ ve manevl §ahsiyet, maddl bir §ah1s §eklinde gosterilmi§tir. U\:iincii Maksat

Allah' a ortak ko§anlann vekili, ikinci sorusuna69 HA$iYE kar§I kesin, ikna edici ve itiraza yer birakmayan cevab1 ald1ktan sonra, §6yle tic;tincti bir soru soruyor: 68

Bkz. el-Ciircani, Delailu'I-tcaz 1/66, 69, 203; ez-Zemah§erl, e/-Mustaksa 1/406; el-Kazvini, el-izah 1/301; el-Hamevi, Hizanetu'/-Edeb 2/263; 265. Bu, ikinci Maksat'm ba§mdaki sorudur. Hatime'nin sonundaki k1sac1k soru degildir.

69 HA$iYE


Oruz iKiNci Soz 747

Kur'an'da, 11 ~GJ1 ~t, 70 ~\jll gibi ifadeler, ba§ka yarabcdar, merhametli ilahlar bulundugunu akla getiriyor. Hem diyorsunuz ki: "Aiemin Hahk'mm sonsuz kemali var ki, biitiin kemal vasfdannm en yiice mertebelerini i<_;ine ahr." Halbuki e§yanm kemali, z1tlann varhg1yla bilinir. Mesela, elem olmazsa lezzet bir kemal olmaz, karanhk olmazsa l§lk goriinmez, aynhk olmazsa kavu§mak lezzet vermez ve bunun gibi. .. Cevap: Sorunun ilk k1smma be§ "i§aret" ile cevap verecegiz.

f-.Jt

Birinci i§aret

Kur' an ba§tanba§a tevhidi ispat ettigi ve gosterdigi ic;in kesin bir delildir ki Kur'an-1 Haklm'in o tiirden ifadeleri sizin anlad1gm12 gibi degildir. 72 ~GJI ~t ifadesi, "Hahk1yet mertebelerinin en giizelindedir." demektir ki, burada ba§ka bir yarabcmm varhgma hie; i§aret yok. Belki hahk1yetin, yani yarabc1hgm da ba§ka sifatlar gibi pek c;ok mertebesi var. ~GJ\ ~t ifadesi, "O, yarabc1hk mertebelerinin en giizelinde, sonuncusunda bir Hahk-1 Ziilcelfil'dir." demektir. ikinci i§aret

~GJ\ ~t gibi tabirler, yarabcmm birden fazla olduguna i§aret etmez; yarablanlann tiirlerine ve mertebelerine bakar. Yani "O, her §eyi, o §eye lay1k bir tarzda, en giizel mertebede yaratan Hahk'br." i§te §U manay1 73 tll;, ~-J. js- ~t gibi ayetJer ifade eder. O~iincii i§aret

11~~ . .:._~i1 ,~ 76~~ \ -Ll.il J,~ 1s,.<r~\ w ~1GJ1 ~~t ..,r.. ' .. ' r. ' ~ u 70

"O, merhamet edenlerin en merhametlisidir." (A'raf sO.resi, 7/151; Yusuf sO.resi,

71

12/64, 92; Enbiya sO.resi, 21/83). Mii'minO.n sO.resi, 23/14; Saffat sO.resi, 37/125. Mii'minO.n sO.resi, 23/14; Saffat sO.resi, 37/125.

72

73 74 75

76

"(0 Allah ki), yarathg1 her §eyi giizel ve muhkem yaph." (Secde sO.resi, 3217) Mii'minO.n suresi, 23/14; Saffat sO.resi, 37/125. Sadece biiyiikliikte degil, hic;bir konuda e§i ve benzeri olmayan, ba§ka bir §ey kendisiyle k1yas bile edilemeyecek yegane biiyiik, Allah'hr. "O dogruyu egriden ay1rt edenlerin, hiikmedenlerin en hay1rhs1d1r." (En'am sO.resi,

6/57) 77

"ihsamndan ote ihsan olmayan, iyilik edenlerin en hay1rhs1. (el-Giimii§hanevl, Mecmuata'/-Ahzab (el-Cev§enii'l-Keblr duasmda) s. 231.


748 SozLER

gibi tabirlerdeki klyaslamalar; Cenab-1 Hakk'm meydana gelen hadiselerdeki s1fat ve fiillerini, o s1fat ve fiillerin numunelerine sahip olanlarla kar§Ila§hrmak ve ustun tutmak degildir. C,::unku biitun kainatta, cinlerde, insanlarda ve meleklerde bulunan kemal vas1flan, O'nun kemaline nispeten zay1f bir golgedir; nastl klyaslanabilir? Kiyaslama belki, insanlarm ve bilhassa gafillerin anlayi§ma g6redir. Mesela, nas1l ki bir asker, onba§1sma tam bir itaat ve hurmet gosterir, butun iyilikleri ondan g6rur, padi§ah1 az dli§iinur. Onu dii§linse de te§ekkiirunu yine onba§1ya sunar. hte boyle bir askere, "Yahu, padi§ah senin onba§mdan daha buyuktur. Yalmz ona te§ekkur et." denir. ;;imdi bu soz, gerc;ek padi§ahm ha§metli, hakiki kumandanhg1yla, onba§mm cuzl, gorunii§teki kumandanhgm1 k1yaslamak degildir. C,::unku boyle bir k1yaslama, birini otekine ushln tutmak manas1zdtr. Belki askerin neyi muhim gordugune ve irtibatma goredir ki, o, onba§1sm1 tercih eder, te§ekkurunu ona sunar, yalmz onu sever. i§te bunun gibi, yaratic1 ve nimetleri veren oldugu zannedilen gorunli§teki sebepler, gafillerin nazannda nimetlerin hakiki sahibi Cenab-1 Hakk'a perde olur. Gaflet ehli onlara yapl§tr, nimet ve ihsanlan onlardan bilir. Medihlerini, ovgulerini onlara sunar. Kur' an der ki: "Cenab-1 Hak daha buyuktur, 78 guzel ve asil Hahk, 79 Muhsin O'dur, 80 O'na bak1mz, O'na te§ekkur ediniz." 81 Dordiincii i§aret

K1yaslama ve ustun tutma, mevcut §eyler arasmda oldugu gibi mumkun ve muhtemel, hatta farazl §eyler arasmda da olabilir. Nasti ki birc;ok mahiyette c;e§itli mertebeler bulunur. Aynen oyle de, Cenab-1 Hakk'm isimlerinin ve mukaddes stfatlarmm mahiyetlerinde de ak1l itiban ile say1s1z mertebe bulunabilir. Halbuki Cenab-1 Hak, o stfat ve isimlerinin mumkun ve tasavvur edilebilir buhln mertebelerinin en mukemmelinde, en guzelindedir. BU.tun 78

79

so 81

Bkz. En'am sO.resi, 6/100; A'raf suresi, 7/190; Yunus sO.resi, 10/18; isra sO.resi, 17/43; Nern! suresi, 27/63; Rum suresi, 30/40. Bkz. Mu'minO.n sO.resi, 23/4; Saffat suresi, 37/25. Bkz. Secde suresi, 32/7. Bkz. Bakara sO.resi, 2/152, 172; Nahl suresi, 16/114; AnkebO.t sO.resi, 29/17; Lokman suresi, 31/12, 14; Sebe suresi, 34/15.


Ornz iKiNci Soz 749

kainat, kemalatiyla bu hakikate §ahittir. 82 ~I ~~\11 i beyanmda, O'nun butun isimlerinin "en gtizel" olarak vas1flandmlmas1 bu manay1 ifade ediyor. Be§inci i§aret

;>u k1yaslama ve ustun tutma, Cenab-1 Hakk'1 ba§ka §eylere denk tutma degildir. O'nun s1fatlannm iki <:;e§it tecellisi var. Biri: Vahidiyet (birlik) sirr1yla, vas1ta ve sebepler perdesi altmda, umumi kanunlanyla idaresidir. ikincisi: Ehadiyet, yani birliginin her §eyde tek tek g6rulen tecellisinin s1rnyla, perdesiz, dogrudan dogruya, hususi bir teveccuh ile idaresidir. i§te ehadiyet s1rnyla, dogrudan dogruya olan ihsam, yaratmas1 ve buyuklugu; vas1talann ve sebeplerin aynasmda gorunen ihsan eserlerinden, yaratmasmdan ve buyuklugunden daha buyuk, daha gtizel ve daha yuksektir, demektir. Mesela, nas1l ki bir padi§ahm -fakat veli bir padi§ahm- btihln memurlanm ve kumandanlanm sadece bir perde say1p btihln htiktim ve icraati onun elinde farz ediyoruz. 0 padi§ahm idaresi ve icraatt iki <:;e§ittir: Birincisi: Umumi bir kanunla, g6rtini.l§teki memurlan ve kumandanlan vas1tas1yla ve makamlara g6re verdigi emirler, yaphg1 icraatlard1r. ikincisi: Umumi bir kanunla degil, gori.lnti§teki memurlanm da perde yapmadan, dogrudan dogruya verdigi, saltanatma yakt§tr ihsanlar ve gosterdigi icraat daha guzel, daha yuksektir denilebilir. Aynen oyle de, Ezel ve Ebed Sultani olan Kainatm Hahk1, ger<:;i vas1ta ve sebepleri icraatma perde yapmt§, rububiyetinin ha§metini gostermi§tir. Fakat kullannm kalbine adeta hususi birer telefon koymu§, sebepleri arkada birak1p dogrudan dogruya kendisine yonelmeleri i<:;in onlan has bir kullukla vazifelendirmi§tir, 83 -'..r.~: S IJ~µ ~ j~~ demeleri i<:;in yi.lzlerini kainattan Zat' ma <:;evirir. 0

82

83

"En gii.zel isimler Allah' a mahsustur." (isra suresi, 17/110; Taha suresi, 20/8; Ha§ir suresi, 59/24) "(Haydi oyleyse deyiniz): Yalmz Sana ibadet eder, yalmz Senden medet umanz." (Fatiha suresi, 1/5)


750 SOZLER

't

86 ~ ~1w1 ~ , ic:te "' ~ ~

85 ·

1~1\ , ,

,t .r.-' ''<t ~\

~ J' ~J

84

gibi ifadelerin manalan

§U hakikate de bak1yor. Bu "Maksat"ta sorulan sorunun ikinci k1smma be§ "remiz" 87 ile cevap verecegiz: Birinci Remiz

Soruda deniliyor ki: "Bir §eyin z1tt1 olmazsa kemali, yani mukemmel hali nas1l olabilir?" Cevap: Bu soruyu soran, hakiki kemalin ne oldugunu bilmiyor. Onu yalmz izafi bir §ey zannediyor. Halbuki bir §eyin kendisi d1§mdaki §eylere bakan ve onlara gore ortaya c:;ikan meziyetler, faziletler, Qstunlukler hakiki degildir, izafi ve zay1ftir. Eger butun o diger §eyler gozden kaybolsa o meziyetler de kaybolur. Mesela, s1cakhgm izafi lezzeti ve fazileti, sogugun tesirine goredir. Yemegin izafi lezzeti, ac;hk duygusunun tesiriyledir. Berikiler kaybolsa, otekiler de azahr. Halbuki hakiki lezzet, muhabbet, kemal ve fazilet odur ki, ba§ka §eylerin tasavvuruna bina edilmesin, o §eyin kendinde bulunsun ve bizzat, kesin, yerle§mi§ bir hakikat olsun. Varhktaki lezzet, hayattaki lezzet, muhabbetteki, marifetteki, imandaki lezzet, bekadaki, rahmetteki, §efkatteki lezzet. . . Nurun guzelligi, gorme s1fatmm ve kelam s1fatmm guzelligi, keremin guzelligi, ahlak ve suret guzelligi. .. Zatm kemali, s1fatlarm ve fiillerin kemali gibi bizzat mevcut meziyetler, ba§ka §eyler olsa da olmasa da degi§mez. i§te Sani-i Zulcelal'in, Fahr-1 Zulcemal'in, Hahk-1 Zulkemal'in butun kemalati hakikidir, kendindendir; ba§ka §eyler ona tesir etmez, yalmz mazhar olabilir. ikinci Remiz

Seyyid ~erif-i Curcani :;>erhu'l-Mevakzfta der ki: "Muhabbetin sebebi ya lezzet ve menfaat, ya cinsi meyil, ya kemaldir. <:;unku kemal, 84

85

86 87

Sadece biiyiikh.ikte degil, hir,;bir konuda e§i ve benzeri olrnayan, ba§ka bir §ey kendisiyle k1yas bile edilerneyecek yegane biiyiik, Allah'tir. "O, rnerharnet edenlerin en rnerharnetlisidir." (A'raf sO.resi, 7/151; Yusuf sO.resi, 12/64, 92; Enbiya sO.resi, 21/83) Mii'rninO.n sO.resi, 23/14; Saffat sO.resi, 37/125. Remiz: i§aret


Oruz ir<iNci Soz 751

bizzat sevilir." 88 Yani, neyi seversen ya lezzeti ic;;:in ya menfaatin ic;;:in ya evlada meyil gibi bir cinsl yakmhk ic;;:in ya da o §eyde kemal oldugu ic;;:in seversin. Eger sebep kemal ise ba§ka bir sebep, ba§ka bir gaye gerekmez; o §ey bizzat sevilir. Mesela eski zamanlarda kemal sahibi insanlan herkes, onlara kar§t hic;;:bir alakalan olmad1g1 halde takdirle severmi§. i§te Cenab-1 Hakk'm burun kemalati, guzel isimlerinin butun mertebeleri ve faziletleri, hakiki kemalat olduklarmdan bizzat sevilirler. "Mahbuberun lizatiha" yani bizzat sevilendirler. Hakiki Sevgili ve Seven Zat-1 Zulcelal, hakiki olan kemalatma, s1fat ve isimlerinin gfuelliklerine kendine lay1k bir tarzda muhabbet besler. Hem o kemalatm mazhan, aynas1 olan sanatm1, sanatla yaratt1g1 varhklan ve onlarm guzelliklerini sever. Peygamberlerini ve evliyasm1, bilhassa Peygamberlerin Efendisi ve Evliyanm Sultam olan Habib-i Ekrem'ini (sal/al/ahu a/eyhi ve sel/em) sever. Yani kendi glizelligini sevmekle o guzelligin aynas1 olan Habib'ini sever. Kendi isimlerini sevmekle o isimlerinin ku§atlc1 ve §Uurlu bir mazhan olan Habib'ini ve onun karde§lerini sever. Sanatm1 sevmekle o sanatm ilanc1s1 ve te§hircisi olan Habib'ini ve diger peygamberleri sever. Yaratt@ sanath varhklan sevmekle onlar kar§1smda "Ma§aallah, Barekallah, ne kadar glizel yapilm1§lar!" diyen ve onlan begenip takdir eden Habib'ini ve onun yolunda olanlan sever. Ve mahlukatmm guzelliklerini sevmekle o ahlak guzelliklerinin hepsini ku§atan Habib-i Ekrem'ine, ona uyanlara ve onun karde§lerine muhabbet eder. U~iincii Remiz

Butun kainattaki kemalat, bir Zat-1 Zulcelal'in kemalinin ayetleri ve cemalinin i§aretleridir. O'nun hakiki kemaline nispeten kainattaki butun guzellikler, kemal ve cemal, zay1f bir golgedir. ~u hakikatin be§ deliline klsaca i§aret edecegiz. Birinci Delil: Nas1l ki mukemmel, muhte§em, nak1§h, suslenmi§ bir saray kusursuz bir ustahga, ince bir i§c;;:ilige ac;;:1kc;;:a delildir. Mukemmel bir fiil olan o i§c;;:ilik, o nakka§hk, zorunlu olarak mukemmel bir faile, bir ustaya, bir muhendise, "nakka§" ve "suret veren" gibi unvan ve isimleriyle i§aret eder. 0 mukemmel isimler §liphesiz o ustanm mukemmel, sanatkarca s1fatlanm gosterir. 0 kusursuz sanat ve s1fatlar, 88

el-Curcanl, $erhu'l-Mevdk1f 6/138.


752 SOZLER

ac;ik~a,

o ustanm mukemmel kabiliyetine delildir. Ve o mukemmel kabiliyet, ister istemez 0 ustanm zatmm kemaline ve mahiyetinin yuceligine i§aret eder. Aynen oyle de: $u alem saray1, §U mukemmel, nakt§larla bezenmi§ eser, a~1k~a, gayet mukemmel fiillere i§arettir. <;unku bir eserdeki mukemmellik, fiillerin kemalinden ileri gelir ve onu gosterir. Fiillerin kemali ise zorunlu olarak mukemmel bir Fail'e ve o Fail'in isimlerinin kemaline delildir. Yani eserlerine nispeten; O'nun her §eyi sonsuz ilmiyle idare eden "Mudebbir", her §eye istedigi sureti mukemmel bir §ekilde veren "Musawir", her §eyi hikmetle yapan "Hakim", sonsuz §efkat ve merhamet sahibi "Rahim", her §eyi e§siz sanahyla susleyen "Muzeyyin" gibi isimlerinin kemaline i§aret eder. isimlerin ve unvanlarm kemali ise §liphesiz o Fail'in stfatlarmm mukemmelligine delildir. Zira s1fat mukemmel olmazsa, s1fattan dogan isimler, unvanlar da mukemmel olamaz. Ve o s1fatlann kemali, a~1k~a, Zat'ma ait hususiyetlerin kemaline i§aret eder. <;unku s1fatlann kaynag1, o hususiyetlerdir. Zat'ma ait hususiyetlerin kemali ise ilmelyakln89 ile o hususiyetlerin sahibi Zat'm kemaline delildir. Hem buna oyle lay1k bir Zat'm kemaline delildir ki, o kemalin t§tg1 icraatmm, s1fatlannm, isimlerinin, fiillerinin ve eserlerinin perdelerinden ge~tigi halde, §U kainatta yine bu kadar guzelligi, cemali ve kemali gosterir. i§te bu derece hakiki, Zat'ma ait kemal vas1flannm varhg1 kesin delillerle sabit olduktan soma, izafi olan, emsallerine ve z1tlarma ustunluk yonuyle ortaya ~1kan kemalat ne kadar onemsiz ve sonuk kahr, anlarsm ... ikinci Delil: $u kainata ibret nazanyla bakt!d1g1 vakit, vicdan ve kalb yarnlmaz, dosdogru bir sezgiyle hisseder ki: Kainah bu derece guzelle§tiren ve turlu nakt§larla susleyen Zat' m sonsuz bir guzelligi ve kemali vardir ki, boyle yap1yor. Ufiincii Delil: Malumdur ki, ol~ulu, muntazam, mukemmel ve guzel sanatlar, gayet guzel bir programa dayamr. Mukemmel ve guzel bir program ise mukemmel ve guzel bir ilmin, zihnin ve ruha ait guzel bir kabiliyetin delilidir. Demek ruhun manevl guzelligidir ki, ilim vas1tas1yla sahibinin sanatmda a~1ga 9k1yor. 89

Kesin bilgiye dayanarak, ilim yoluyla §lipheye yer birakmayacak §ekilde bilmek.


Oruz iKiNci Soz 753

i§te §U kainat, sonsuz maddi guzellikleriyle, manevi ve ilmi guzelliklerin s1zmhland1r. 0 ilmi ve manevi guzellikler ve kemalat ise elbette hadsiz, daimi bir guzelligin, cemal ve kemalin cilveleridir. Dordiincii Delil: Malumdur ki, t§tk verenin t§tga sahip bulunmas1, nurlandtranm nurani olmas1 gerekir. ihsan zenginlikten, lutuf ise lutuf sahibinden gelir. Madem oyle, kainattaki bu kadar guzellik ve varhklardaki turlu kemal vas1flan, t§tgm gune§i gosterdigi gibi daimi bir Cerna!' i gosterir. Madem varhklar yeryuzunden kemalatm yans1malanyla buyuk bir nehir gibi parlar ge<;er. Bir nehir gune§in cilveleriyle parlad1g1 gibi, §U ak1p giden varhklar da guzellik, cemal ve kemalin yans1malanyla ge<;ici olarak parlar. Arkalanndan gelenlerin aym parlamay1, aym yans1may1 gostermelerinden anla§thyor ki: Akan suyun kabarc1klanndaki cilveler, guzellikler nasil kendilerinden degildir; gune§in t§tgmm guzelligi ve cilveleridir. Aynen oyle de, §U kainatm ak1§mda ge<;ici olarak parlayan gilzellikler ve kemal vas1flan, bir Ebedi Gune§' in gilzel isimlerinin yans1malandtr.

~\~\~~I (.xi2:~\\ f ~I.ill Jf-5 f ~by_r.)1 Jljj ~\~1 ~~ ~

~Ll> j ~ jt ~ ~~ ~t ~ ~th<ll di; ~ fthi1 J~1 01 ~l~I /

/

/

/

90HA$iYE···~.J~JI J~~yjll ~lfa~WI ~L.:_;.~~~I ~~ .. /

/

/

Be§inci Delil: Malumdur ki, bir yere ii<; dart farkh yoldan gelenler

ayrn hadiseyi nakletseler, bu, §Liphesiz bir bilgiyi ifade eder, yanh§hg1na ihtimal bulunmayacak derecede bir kesinlikle o hadisenin meydana geldigini gosterir. i§te me§rep, yol ve kabiliyet bak1mmdan gayet farkl1, ayn asirlarda ya§affil§, hakikati delilleriyle bilen butun zatlarm farkh tabakalarmdan, evliyanm farkl1 tarikatlanndan, asfiyanm 91 farkh yollanndan ve dini tamyan hakiki felsefecilerin farkl1 mezheplerinden olan butun ke§if, zevk, §Uhud ve mli§ahede ehli zatlar, ke§if, zevk, §UhO.d ve mil§ahade 90

HA$iYE Evet, tecelli ve feyiz devam etmesine ragmen aynalarm yokluga gitmesi, mev-

91

cudatm yok olmas1, gi:inlnen guzelligin aynalara ait olmad1gma en ac;;ik delillerindendir; Vacibu'l-Vi.icud'un, Baki-i Vucud'un maddilikten uzak, yuce guzelligine ve tazelenen ihsanma en a<;;1k delildir. Asfiya: Safiyet, takva ve kemal sahibi, peygamber varisi zatlar.


754 SozLER

ile ittifak etmi§ler ki: Kainatm ve varhklarm aynasmda gorulen guzellikler ve kemalat, Vacibu'l-Vucud bir tek Zat'm kemalinin ve guzel isimlerinin tecellileridir. i§te bu ittifak sarsilmaz, kesin bir delildir. Tahmin ederim ki, bu remizde inkarcilann vekili, i§itmemek ic;:in kulagm1 kapay1p kac;:maya mecburdur. Zaten karanhk kafalan yarasa gibi, bu nurlan gormeye tahammul edemez. Oyleyse bundan soma onlan pek de dikkate almayacag1z.

Dordiincii Remiz Bir §eyin lezzeti ve guzelligi, daha c;:ok emsallerine ve z1tlanna degil, mazharlanna bakar. Mesela kerem, yani comertlik guzel ve ho§ bir s1fatt1r. Kerim bir zat, ba§ka kerem sahiplerine ustunlugu yonuyle ald1g1 izafi lezzetten bin defa daha ho§ bir lezzeti, ikramda bulundugu insanlann lezzet duymalanyla, ferahlanyla ahr. Hem §efkat ve merhamet sahibi bir zat, §efkat gosterdigi mahh1klann rahat etmesi derecesinde hakiki bir lezzet duyar. Mesela bir annenin, evladmm mutlulugundan ve rahatmdan §efkat vas1tas1yla ald1g1 lezzet o derece kuvvetlidir ki, onlann rahah ic;:in ruhunu feda edecek dereceye gelir. Hatta o §efkatin lezzeti, civcivlerini korumak ic;in tavugu aslana sald1rt1r. i§te madem yuce vas1flar olan hakiki lezzet, guzellik, saadet ve kemal; akranlara ve z1tlara degil, belki mazharlanna ve kendisiyle alakah olanlara bak1yor. Elbette Hayy ve Kayyum, Hannan ve Mennan, Rahim ve Rahman olan Cerna! ve Kemal sahibi Zat'm rahmetindeki guzellik de rahmetine eri§enlere bakar. Merhametine, bilhassa baki cennette sonsuz ve hlrlu rahmet ve §efkatine mazhar olanlarm saadetlerinin derecesine, nimetlenmelerine ve ferahlarma g6re o Rahman ve Rahim Zat'm, kendine lay1k bir tarzda bir muhabbet, bir sevme gibi, O'na lay1k hususiyetlerle tabir edilen yuce, mukaddes, guzel, munezzeh manalan vard1r. "Lezzet-i kudsiye, a§k-1 mukaddes, ferah-1 munezzeh, mesruriyet-i kudsiye" tabir edilen, §er'i izin olmad1gmdan zikredemedigimiz gayet munezzeh, mukaddes hususiyetleri vardir ki, her birinin kainatta gordugumuz ve varhklar arasmda hissettigimiz a§ktan, ferahtan ve sevinc;ten sonsuz derecede daha yuksek, yuce, mukaddes ve mtinezzeh oldugunu pek c;ok yerde ispat ettik. 0 manalarm birer panlt1sm1 gormek istersen, §U temsillerin durbunuyle bak.


Ornz iKiNci Soz 755

Mesela: Nasil ki comert, alicenap, §efkatli bir zat, gayet fakir, ac; ve muhtac; olanlar ic;in seyahat halindeki guzel bir gemisinde bir ziyafet hazJrlar, kendisi de seyreder. 0 fukaranm minnet duyarak nimetlere kavu§mas1, ac; olanlann mute§ekkir bir §ekilde lezzet almas1 ve muhta~larm onu overek memnuniyetleri, ikram etmeyi seven o zah ne derece sevindirir, ne kadar ho§una gider, anlarsm. i§te kuc;ucuk bir sofranm hakiki sahibi olmayan ve bir dag1hm memuru hukmundeki bir insanm sevinci boyle ise cinleri, insanlan ve hayvanlan, sonsuz uzay denizinde seyahat ettiren bir gemisi olan koca yerkureye bindirip uzerine say1s1z yiyecek c;e§itlerinin bulundugu bir sofray1 onun uzerine sererek butun canhlan ku~uk bir kahvalti turunden 0 ziyafete davet eden .. gayet mukemmel ve bu tun lezzetleri barmd1ran, daimi, ebedi bir beka yurdunda cennetleri, her birini birer nimet sofras1 kilarak hadsiz lezzet ve guzellikleri ic;inde bulunduran bir tarzda, sonsuz bir zamanda, nihayetsiz muhta~ ve arzulu olan say1s1z kullanna hakiki yemek ic;in bir ziyafet sofras1 yapan Rahman ve Rahim Zat' a ait, tabir etmekten aciz oldugumuz muhabbetin mukaddes manalanm ve rahmetin neticelerini k1yaslayabilirsin. Hem Mesela: Mahir bir sanatkar, maharetini gostermeyi seven bir usta; guzel, plaks1z konu§an fonograf9 2 gibi bir sanat eseri icat ettikten sonra onu kurup tecrube ediyor ve herkese g6steriyor. 0 fonograf, sanatkannm dli§undugu ve istedigi neticeleri mukemmel §ekilde verse onun mucidi ne kadar iftihar eder, ne kadar memnun olur, bu onun ne derece ho§una gider... Kendi kendine "Barekallah" der. i§te kuc;ucuk bir insan, aslmda bir §ey var etmedigi halde, s1rf g6runli§teki bir sanatc;1g1 ile, bir fonografm guzelce i§lemesiyle boyle memnun olursa ... Acaba koca kainah bir musiki, bir fonograf hukmunde yaratt1g1 gibi, yeryuzunu ve yeryuzundeki butun canhlan, bilhassa canhlar ic;inde insanm ba§ml oyle Rabbani bir fonograf ve ilahi bir musiki tarzmda yapan bir Sani-i Zulcelal'in o sanah kar§ismda insan hayretinden parmagm1 1sirmaz m1? i§te benzersiz bir sanatla yaratilm1§ butun o varhklar, kendilerinden beklenen butun neticeleri son derece guzel bir §ekilde gosterirler. Onlarm yarahh§ kanunlanna itaati hususi bir ibadet, kendilerine has bir 92

Gramofon.


756

SOZLER

tesbihat ve hususi bir dua hukmtindedir. Onlardan gaye olan Rabbani maksatlardan ortaya c:;1kan, iftihar, memnuniyet ve ferahla tabir edemedigimiz mukaddes manalar, mtinezzeh hususiyetler 0 kadar yi.ice ve mukaddestir ki, btittin insanhgm akh birle§ip tek ak1l olsa yine onlarm kunhune yeti§emez ve onlan kavrayamaz. Hem Mesela: Adaletli, hakk1 sahibine veren ve bundan zevk alan bir hakim, mazlumlann haklanm vermekten, te§ekkurlerinden ve zalimleri cezalandmp mazlumlann intikamm1 almaktan nas1l memnun olur, bir zevk ahr. i§te Hakim-i Mutlak, Adil-i Bilhak ve Kahhar-1 Zulcelal'in, degil yalmz cin ve insanlarda, belki bi.iti.in varhklarda hakk1 sahibine vermesinden, yani her §eye var olma ve hayat hakk1 ihsan etmesinden, her §eyin varhgm1 ve hayatm1 haddini a§anlara kar§l korumasmdan ve deh§etli varhklan haddi a§maktan ahkoymasmdan; bilhassa mah§erde, ahiret yurdunda cin ve insanlann hesaba c:;ekilmesinden ba§ka, bi.ittin canhlara kar§l adalet ve hikmetinin btiyi.ik tecellisinden gelen mukaddes manalan k1yaslayabilirsin. i§te §U i.i<:; ornek gibi, Cenab-1 Hakk'm bin bir isminin her birinde pek c:;ok gtizellik, cemal, fazilet ve kemal tabakas1 bulunmasmm yanmda, pek c:;ok muhabbet, iftihar, izzet ve buyukli.ik mertebesi vardir. i§te bundandir ki, VedO.d ismine mazhar olan Allah dostu muhakkikler, "Bi.ittin kainatm mayas1 a§ktir. Bi.iti.in varhklann hareketleri a§k iledir, varhklardaki c:;ekim, cezbe ve cazibe kanunlan a§ktandir." demi§ler. Onlardan biri demi§ ki:

~r~~&~d.Ll ~~j~~~~~..;.,1~

y.;.1y:;. ~ ~ ~ ~ ~ ..;_,l? ~ r?~ ..;:_:,\ ~ _;; ~ J.IJ. ..;.,1~Y.- y s-il5~ ~ ~ ..;_,~ '-?~ Yani: ilahi a§km tecellisinden ve o a§k §arabmdan herkes kabiliyetine gore mest olur. Malumdur ki, her kalb kendine ihsan edeni sever, hakiki kemale muhabbet duyar ve ytice bir guzellige baglamr. Kendisiyle beraber, sevdigi ve §efkat besledigi zatlara da ihsan edeni daha da c:;ok sever. Acaba -daha once soyledigimiz gibi- her


Oruz iKiNci Soz 757

bir isminde binlerce ihsan definesi bulunan ve biltiln sevdiklerimizi ihsanlanyla mesut eden, binlerce kemalatm ve cemal tabakasmm kaynag1 olan bin bir isimle mtisemma Cemil-i Ztilcelal'in, Mahbub-u Zillkemal'in sevilmeye ne derece lay1k oldugu ve biltiln kainatm, O'nun muhabbetiyle mest ve sarho§ olmasmm kainata ne kadar yara§bg1 anla§1lmaz m1? i§te §U sirdandir ki, VedO.d ismine mazhar bir kls1m evliya, "Cenneti istemiyoruz. ilahi a§km bir panlbs1 bize ebediyen yeter." demi§ler. Hem bundandir ki, hadiste buyruldugu gibi, "Cennette Cenab-1 Hakk'm cemalini bir dakika gormek, biltiln cennet lezzetlerinin tistilndedir. " 93 i§te §U sonsuz a§km kemfili, vahidiyet ve ehadiyet dairesinde Zat-1 Zillcelal'in isimleriyle ve yaratt1klanyla ortaya c;ikar. Demek ki, o dairenin d1§mda var zannedilen kemal, kemal degildir. Be§inci Remiz

Be§ Nokta'dir. 94 Birinci Nokta: Allah'a ortak ko§anlarm vekili der ki, "Hadislerde dtinya lanetlenmi§, 95 'cife' yani le§ ismiyle amlm1§. 96 Hem btitiln veliler ve varhgm hakikatini bilen zatlar, dtinyay1 klymetsiz gorilyor, 'fenadir, pistir' diyorlar. Halbuki sen, biltiln ilahi kemalata vesile ve delil olarak onu gosteriyor, ondan a§1kane bahsediyorsun?" Cevap: Dtinyanm ti<; ytizti var. Birinci ytizti: Cenab-1 Hakk'm isimlerine bakar. Onlann nak1§lanm gosterir. Mana-y1 harfiyle, yani Sahibini, Yarabc1sm1 gosteren manas1yla o isimlere aynahk eder. 97 Dilnyanm bu yilzti, Samed Yarabcmm birer mektubu olan say1s1z eseridir. i§te bu ytizti gayet gtizeldir. Nefrete degil, a§ka lay1kt1r. 93

94

95

96 97

Bkz. Muslim, fmi'm 297; Tirmizi, cennet 16; ibni Mace mukaddime 13; Ahmed ibni Hanbel, el-Miisned 4/332-333. Burada sadece Birinci Nokta bulunmaktadir. ikinci Nokta ise bundan soma gelen Oi;uncii Mevkif'tan ibarettir. Bkz. Tirmizi, ziihd 14; ibni Mace, ziihd 3; Darimi, mukaddime 32. Bkz. ed-Deylemi, e/-Miisned 1/141-142; el-AclO.ni, Ke§fu'l-Hafd 1/492. Bkz. Bakara sO.resi, 2/164, 259; En'am sO.resi, 6/141; YO.nus sO.resi, 10/22,101; Ra'd sO.resi, 13/4; Nahl sO.resi, 16/11; Yasin sO.resi, 36/34; Fussilet sO.resi, 41/12; Casiye sO.resi, 45/5; RO.m sO.resi, 46/48-50; Hakka sO.resi, 69/6.


758

StiZLER

ikinci yuzU: Ahirete bakar, ahiretin ve cennetin tarlas1dir, rahmetin <;i<;ek bah<;esidir. 98 Buda dunyanm onceki yuzu gibi guzeldir. K1ymetsiz gorulmeye degil, sevilmeye lay1ktir. O<;uncu yuzu: insanm heveslerine bakan, gaflet perdesi olan ve ehl-i dunyanm hevesleri i<;in bir oyun yeri hukmundeki yuzudur. Bu yuz <;irkindir, <;linku fanidir, ge<;icidir, elemlidir, aldahr. 99 Hadisteki tahkir ve hakikat ehlinin nefreti, dunyanm bu yuzunedir. Kur'an-1 Hakim'in kainattan ve varhklardan onem vererek bahsi ve onlann guzelliklerini beyan etmesi ise 100 onceki iki yuzune bakar. Sahabenin ve diger Allah dostlarmm ragbet ettikleri, dunyanm o iki yuzudur. ~imdi, dunyaya k1ymet vermeyenler dart sm1ftir: Birincisi: Marifet ehlidir ki, Cenab-1 Hakk'1 bilmeye, O'nun sevgisine ve ibadete set <;ektigi i<;in dunyaya k1ymet vermezler. ikincisi: Ahiret ehlidir ki, ya dunyanm zaruri iยงleri onlan uhrevi amellerden ahkoydugu i<;in ya da gozle gbrur derecedeki imanlan ile cennetin kemal ve guzelliklerine nispeten dunyay1 <;irkin gbrdukleri i<;in ona k1ymet vermezler. Evet, guzel bir adam Hazreti Yusuf'la (aleyhisselam) k1yaslansa yine <;irkin gorundugu gibi, dunyanm ne kadar k1ymetli guzelligi varsa cennetin guzelliklerine k1yasla hi<; hukmundedir. 101 U~i.inci.isi.i: Dunyay1 k1ymetsiz gorur, <;linku eline ge<;mez. Bu ise dunyaya duyulan nefretten degil, muhabbetten ileri geliyor. Dordi.inci.isi.i: Dunyaya k1ymet vermez, zira dunya eline ge<;er fakat durmaz, gider. 0 da k1zar, teselli bulmak i<;in dunyay1 hor gorur. "Pistir" der. Buda dunya sevgisinden ileri gelir. Oysa dunyaya k1ymet vermemenin makbul ยงekli odur ki, ahiret arzusundan ve marifetullaha duyulan aยงktan ileri gelsin.

98

99

lOO

101

"Di.inya, ahiretin tarlas1d1r." manasmdaki hadis i"in bkz. el-Gazali, ihyilu U/Qmi'd-Dfn 4/19; es-Sehavi, e/-Makils1du'/-Hasene s.497; Aliyyi.ilkari, el-Esrilru'l-Merfua s. 205. Bkz. En' am suresi, 6170; Tevbe suresi, 9/38; Yunus suresi, 10/7, 24; Kehf suresi, 18/28; Ankebut suresi, 29/64; Fahr suresi, 35/5; Hadid suresi, 57/20. Bkz. Bakara suresi, 2/22, 164; Al-i imran suresi, 3/109, 191; A'raf suresi, 7/96; Ra'd suresi, 13/13; Hier suresi, 15/16, 22; isra suresi, 17/44; Enbiya suresi, 21/79; Furkan suresi, 25/61; Rum suresi, 30/24; Haยงir suresi, 59/l; Cum' a suresi, 62/1. Bkz. Nisa suresi, 4/77; Ra'd suresi, 13/26; Mi.i'min suresi, 40/39; A'la suresi, 87/16-17.


Oruz iKiNci Soz 759

Demek, diinyaya k1ymet vermemenin makbul sureti, ilk iki k1s1mdaki gibidir. Cenab-1 Hak bizi onlardan yapsm. Amin.

102

Peygamberlerin Efendisi hurmetine duam1z1 kabul et Allah1m!


0<;0NC0 MEVKIF ~jll ~jll ~\ ~ 1030~ ,,

,, โ ข ,,,

~~

'l1r;-~~ ~ ' ~ ~ ~\, ~

Bu mevkzf iki noktadzr, iki bahisten oluยงUr.

Birinci Bahis

8

~~ ~~ ~.;. ~ ~ยต ayetinin s1rrmca: Her ยงeyden, Cenab-1 Hakk'a pencereler hi.ikmi.inde pek c;ok yo! var. Bullin varhklarm ve kainatm hakikati, Cenab-1 Hakk'm isimlerine dayamr. Her ยงeyin hakikati O'nun bir veyahut birc;ok ismine bakar. Eยงyadaki sifat ve sanatlann da her biri O'nun bir isminin tecellisidir. Mesela hakiki felsefe "Hakim" ismine, hakikatli tip ilmi "~afi" ismine, geometri "Mukaddir" ismine ve bunun gibi her bir ilim bir isme dayandzgz ve mi.ikemmel halini onda buldugu gibi, bi.itiin ilimler, insanhgm kemali ve kamil insan tabakalarmm hakikatleri de Cenab-1 Hakk'm isimlerine dayamr. Hatta evliyadan hakikati araยงtznp delilleriyle bilen zatlann bir k1sm1 demiยง ki: "Eยงyanm hakikati, Cenab-1 Hakk'm isimleridir. Eยงyanm mahiyeti ise o hakikatlerin golgeleridir." Hatta bir tek canlmm yalmzca diยง yi.izi.inde Allah'm yirmi kadar isminin nakiยงlarmm cilveleri gori.inebilir. ~u ince, pek bi.iyi.ik ve geniยง hakikati bir temsille anlay1ยง1m1za yaklaยงtzrmaya c;ahยงacag1z. Birkac; farkl1 elekle elemek suretiyle tahlil edecegiz. Ne kadar uzun anlatsak yine k1sadir. 0 yi.izden usanmamak gerek. ~oyle ki: Nasil gayet mahir ressam ve heykeltzraยง bir zat, gayet gi.izel bir c;ic;ekle cins-i latif olan gi.izel bir insan sureti ve heykeli yapmak istese, once o ikisinin ana ยงekillerini baz1 hatlarla tayin eder. Bunu bir di.izene gore ve olc;i.isi.ini.i belirleyerek yapar. Geometri kaidelerince smirlanm c;izer. Bu di.izen ve olc;i.i belirleme, o suretin ve heykelin bir hikmet ve ilim ile yap1ld1gm1 gosterir ki, tanzim ve smir c;izme fiilleri, ilim ve hikmet pergeliyle cloner. Oyleyse o fiillerin arkasmda, ilim ve hikmet manfilan hi.ikmeder. Demek ki, ilim ve hikmet pergeli, kendini gosterecektir. iยงte kendini gostermesiyle, o sm1rlar ic;inde goz, kulak, 103

"Hic;bir ยงey yoktur ki, O'nu hamd ile beraber tesbih (tenzih) ediyor bulunmasm." (isra sO.resi, 17/44)


Ornz iKiNci Soz 761

burun, yaprak ve incecik puskulcukler gibi §eylerin tasvirine ba§lar. $imdi goruyoruz ki, ic;indeki pergelin hareketleriyle belirlenen uzuvlar, sanatkarca ve inayet eden bir zata yakt§lr §ekilde tasvir ediliyor. Oyleyse 0 ilim ve hikmet pergelini c;eviren sanat ve inayet manalan var, ona hukmediyorlar ve kendilerini gosterecekler. i§te bu yuzden o tasvir, guzellige ve ziynete kabiliyet gosteriyor. Oyleyse sanat ve inayeti harekete gec;iren, guzelle§tirme ve susleme iradesidir. Demek bunlar hukmediyor ki, o zat suslemeye ve nurlandirmaya ba§lad1. 0 tasvire bir tebessum ve canhhk sureti verdi. Elbette §U guzelle§tirme ve nurJandtrma manas1m ortaya <;tkaran, Jutuf ve kerem manas1dir. Evet, o iki mana, onlarda o derece hukmeder ki, adeta o <;ic;ek cisme burunmli§ bir lutuf, o heykel de cisimle§mi§ bir keremdir. $imdi bu kerem ve lutuf manasm1 harekete gec;iren, "kendini sevdirme ve tamtma" manalandir. Yani kendini huneriyle tamtmak ve halka sevdirmek manalan perde arkasmda hukmeder. Bu tamtma ve sevdirme, elbette merhamete meyilden ve nimet verme iradesinden geliyor. Madem rahmet gosterme ve nimet verme iradesi arkada hukmediyor. Oyleyse o zat, o heykeli her c;e§it nimetle donatacak, susleyecek, o c;ic;egin suretini de bir hediyeye takacaktir. i§te o heykelin ellerini, kucagm1 ve ceplerini k1ymetli nimetlerle doldurdu ve o c;ic;ek suretini de bir mucevhere takt1. Demek ki, bu rahmet ve nimet verme iradesini i§leten, merhamet ve §efkat gostermedir. Yani ac1ma ve §efkat etme manas1, rahmeti ve nimeti harekete gec;irir. Ve hie; kimseye ihtiyac1 olmayan o mustagni zattaki merhamet ve §efkat gosterme manasm1 faal hale getiren, elbette 0 zattaki manevl cemal ve kemaldir ki, gbrunmek ister. Ve o cemalin en §irin k1sm1 olan muhabbet ve en tatl1 k1sm1 olan rahmet ise sanat aynasmda gbrunmek ve kendilerine arzu duyanlarm gozleriyle kendilerini gormek ister. Yani cemal ve kemal bizzat sevildiklerinden, her §eyden c;ok kendilerini severler. Hem guzellik hem a§ktirlar. Guzellik ve a§km birle§mesi bu noktadand1r. Madem guzellik kendini sever ve aynalarda gbrmek ister. i§te heykele konulan ve surete takilan sevimli nimetler, guzel meyveler, o manevl guzelligin -kendi kabiliyetlerine gore- birer panltism1 ta§tyor. 0 panltilan hem guzelligin sahibine hem de ba§kalanna gosteriyorlar.


762 StiZLER

Aynen oyle de: Sani-i Hakim, cenneti ve dunyay1, gokleri ve yeri, bitki ve hayvanlan, cinleri ve insanlan, melek ve ruhanileri, kulli-cuzi her §eyi isimlerinin tecellileriyle §ekillendirir, duzene koyar, onlara belli birer smir ve miktar belirler. Boylece her §eyi tam bir ol<~u ile takdir edip yaratan Mukaddir, her §eyi en guzel §ekilde duzenleyen Munazz1m, yaratt1klarma en guzel sureti veren Musavvir isimlerini okutur. Umumi §ekillerinin smmm oyle bir tarzda belirler ki, Alim ve Hakim isimlerini gosterir. Sonra ilim ve hikmet cetveliyle, o smir ic;;inde o §eyin tasvirine ba§lar. Bunu oyle bir §ekilde yapar ki, sanat ve inayet manalanm, Sani ve Kerim isimlerini gosterir. Sonra sanatm parlak eliyle, inayetin firc;;as1yla o suretin -eger bir tek insan ve bir tek c;;ic;;ek ise- goz, kulak, yaprak, puskUI gibi uzuvlarma ve k1s1mlanna bir guzellik ve ziynet rengi verir. Eger yeryuzu ise madenlerini, bitkilerini ve hayvanlanm bir guzellik ve ziynet rengine boyar. Eger cennet ise baglanna, ko§klerine, hurilerine aym rengi verir. .. Ba§ka 6rnekleri de k1yasla. Hem onu oyle bir tarzda susleyip nurlandmr, lutuf ve kerem manaJan onda 0 derece hukmeder ki, adeta 0 SUSJenmi§, nurlanmI§ sanath varhk, cisme burunmli§ bir lutuf ve kerem haline gelir. Latif ve Kerim isimlerini zikreder. Sonra o lutuf ve keremi §U cilveye sevk eden, elbette kendini sevdirme ve tamtma iradesidir, canhlara sevdirme ve §UUr sahiplerine bildirme vas1flandir ki, Latif ve Kerim isimlerinin arkasmda Vedud ve Maruf isimlerini okutur, sanath varhklann hal diliyle ilan eder. Ardmdan o ziynetli ve guzel varhg1 leziz meyveler ve sevimli neticelerle susleyip onlan ziynetten nimete, lutuftan rahmete c;;evirir. Mun'im ve Rahim isimlerini okutur ve zahiri perdeler arkasmda o iki ismin cilvesini gosterir. Sonra Rahim ve Kerim isimlerini, o hic;;bir §eye muhtac;; olmayan, mutlak mustagni Zat'ta bu cilveye sevk eden, elbette merhamet ve §efkat gosterme vas1flandir ki, Hannan ve Rahman isimlerini okutur. ;>u merhamet ve §efkat gosterme manalanm tecelliye sevk eden, elbette zata ait bir guzellik ve kemaldir ki, ac;;1ga c;;1kmak ister. Cerni! ismini ve o ismin manen kapsad1g1 Vedud ve Rahim isimlerini okutur. C::unku cemal, yani guzellik bizzat sevilir. Cerna! sahibi ve cemal, kendi kendini sever. 0 hem guzellik hem a§khr. Kemal de bizzat mahbubdur, sebepsiz sevilir. Hem seven hem sevilendir.


Omz iKiNci Soz 763

Madem sonsuz kemal derecesinde bir cemal ve sonsuz cemfil derecesinde bir kemal nihayetsiz derecede sevilir, sevilmeye ve a§ka lay1kbr. Elbette aynalarda, aynalann kabiliyetine gore panltilanm ve cilvelerini gormek ve gostermekle ac;1ga c;1kmak ister. Demek, Sani-i Zillcelal'in, Haklm-i Zillcemal'in, Kadlr-i Zillkemfil'in zatmdaki cemfil ve kemfil, merhametini ve §efkatini gostermeyi arzular, Rahman ve Hannan isimlerini tecelliye sevk eder. Merhamet ve §efkat, rahmet ve nimeti gostermekle Rahim ve Miln'im isimlerinin cilvesini ortaya c;ikanr. Rahmet ve nimet ise kendini sevdirme ve tamtma vasiflanm gerektirip VedO.d ve Maruf isimlerini tecelliye sevk eder. 0 sanath varhgm bir perdesinde onlan gosterir. Kendini sevdirme ve tamtma ise liltuf ve kerem manalanm harekete gec;irir. Latif ve Kerim isimlerini o varhgm baz1 perdelerinde okutur. Liltuf ve kerem vas1flan ise silsleyip nurlandmna fiillerini i§letir. Milzeyyin ve Milnewir isimlerini sanath varhklann gilzelliginin ve nuraniliginin diliyle okutur. 0 silsleyip gilzelle§tirme vas1flan ise sanat ve inayet manalanm gerektirir. Ve Sani ve Muhsin isimlerini, o sanath varhgm gilzel simas1yla gosterir. 0 sanat ve inayet ise bir ilim ve hikmeti gerektirir. Alim ve Hakim isimlerini o sanath varhgm intizamh, hikmetli uzuvlanyla, kis1mlanyla okutur. 0 ilim ve hikmet ise dilzene koyma, suret verme, te§kil etme fiillerini gerektirir. Musawir ve Mukaddir isimlerini o sanatl1 varhgm yap1s1yla, §ekliyle okutur, gosterir. i§te Sani-i Zillcelal, biltiln sanath eserlerini 6yle bir tarzda yapm1§br ki, c;ogu, bilhassa canhlar, O'nun pek c;ok ismini okutur. Adeta her bir eserine ilst ilste, ayn ayn yirmi gomlek giydirmi§, onlan yirmi perdeye sarm1§hr. Her gomlekte, her perdede farkl1 isimlerini yazmi§hr. Mesela temsilde gosterildigi gibi, gilzel bir tek c;ic;ekle gilzel bir insamn yaratih§larmm yalmz gorilnen yilzilnde pek c;ok sayfa vardir. (Ba§ka bilyilk ve killll varhklan bu iki kilc;ilk misale k1yasla.) Birinci sayfa: 0 varhklann umumi §eklini ve miktanm gosteren yap1s1dir ki, Musawir (her §eye en gilzel sureti veren), Mukaddir (her varhgm mahiyetini, §eklini takdir eden, belirleyen), Munazz1m (dilzene koyan) isimlerini yad eder. ikinci sayfa: Suretlerinde ayn ayn k1s1mlann ve uzuvlarm ac;1ga c;1kmas1yla, geli§mesiyle meydana gelen c;ic;ek ve insanm basit suretleridir ki, o sayfada Alim ve Hakim gibi birc;ok isim yaz1hdir.


Ut;:iincii sayfa: 0 iki varhgm ayn ayn uzuvlanm ve k1s1mlanm ayn ayn guzelle§tirip suslemekle, o sayfada her §eyi benzersiz bir sanatla yaratan Sani ve her §eyi kahptan doker gibi mukemmel bir surette var eden Bari isimleri gibi pek c;ok isim yaz1hr. Dordiincii sayfa: 0 iki sanath varhga oyle bir ziynet ve guzellik verilir ki, adeta lutuf ve kerem cisme burunmti§, onlar haline gelmi§tir. Bu sayfada c;ok lutuf sahibi Latif ve c;ok comert ve kerem sahibi Kerim gibi pek c;ok isim okunur. Be§inci sayfa: 0 c;ic;ege leziz meyveler, o guzele sevimli evlatlar ve guzel ahlak takmakla o sayfada c;ok §efkatli, sevilen Vedud, rahmeti her §eyi ku§atan sonsuz merhamet sahibi Rahim, nimetlerin gerc;ek sahibi Mun'im gibi isimleri okutur. A/tzncz sayfa: 0 nimet verme ve ihsan sayfasmda, her §eyin nzkm1 veren, yaratt1klanna sonsuz rahmet gosteren Rahman ve en tath rahmet tecellilerini ortaya koyan Hannan gibi isimler okunur. Yedinci sayfa: 0 nimetlerde, o neticelerde oyle bir guzelligin panlhlan gorunuyor ki, hakiki bir §evk ve §efkatle yogrulmu§ halis bir §tikur ve saf bir muhabbete lay1khr. 0 sayfada Cemil-i Zulkemal ve Kamil-i Zulcemal isimleri yaz1hd1r. i§te tek bir guzel c;ic;ek ve guzel bir insan yalmz maddl suretleriyle O'nun bu kadar ismini gosterirse, acaba butun c;ic;ekler, canhlar ve buyuk, kulll varhklar ne kadar yuce ve tecellileri her §eyi ku§atan isimleri okutur, k1yaslayabilirsin. Hem insan ruh, kalb ve akil yonuyle, hayahnm ve latifelerinin sayfalanyla Hayy, Kayyum ve Muhyl gibi ne kadar nurlu, mukaddes isimleri okur ve okutur, k1yas edebilirsin. i§te, cennet bir c;ic;ektir. Huriler bir c;ic;ektir. Yeryuzu ve bahar bir c;ic;ektir. Gokyuzu de bir c;ic;ektir, y1ld1zlar o c;ic;egin yald1zh nak1§land1r. Gune§ de bir c;ic;ek, 1§1gmdaki yedi renk o c;ic;egin naki§h boyaland1r. Nas1! insan kuc;uk bir alemse, alem de guzel ve buyuk bir insand1r. Huriler, ruhaniler, melekler, cinler ve insanlar, kendilerine guzel birer §ah1s hukmunde suretler verilerek bir duzene gore yarahlm1§hr. Hem her biri engin mahiyetiyle tek ba§ma Sani-i Zulcemal'inin isimlerini gosterdigi gibi, O'nun guzelligine, kemaline, rahmetine ve muhabbetine ayn ayn birer aynad1rlar. Sonsuz guzelligine, kemaline, rahmet ve muhabbetine, dosdogru birer §ahittirler. Ve o guzellik ve


Ornz iKiNci Soz 765

kemalin, rahmet ve muhabbetin birer delili, birer emaresidirler. i§te §U sonsuz kemal vas1flan, vahidiyet ve ehadiyet yani Allah'm birligi ve birliginin tecellisinin her varhkta ayn ayn gori.ilmesi dairesinde meydana gelir. Demek, o dairenin di§mda var oldugu zannedilen kemal, kemal degildir. i§te e§yanm hakikatinin Cenab-1 Hakk'm isimlerine dayand1gm1, belki as1l hakikatin o isimlerin cilveleri oldugunu ve her §eyin pek c;;ok yonden, pek c;;ok dille Sani'ini zikir ve tesbih ettigini anla. ~~ ~ .'.JU 104 0~·~ , · " -91 ayetinin bir manasm1 bi! ve 105 0 A:. •L bl. u·.A ,j~ ~ ,.)~,,. ,,..r..s--. l/

de. ve:ayetl~ri~ sonlarmdaki 107~j.ll ::;;;Ji jj 106:].!~1 r:~<li j.;l.j 108 ~\ ~_fJI _;;,j gibi zikir ve tekrarlardaki bir s1rn anla! Eger bir c;;ic;;ekte O'nun isimlerini okuyam1yor ve ac;;1kc;;a goremiyorsan cennete bak, bahara dikkat et, yeryi.izi.ini.i seyret. Rahmetin bi.iyi.ik c;;ic;;ekleri olan cennette, baharda ve yeryi.izi.inde yazilan isimleri ac;;1kc;;a okuyabilirsin, onlarm cilvelerini ve nak1§lanm anlar, gori.irsi.in.

ikinci Ba.his Dalalet yolundakilerin vekili, tutunacag1 ve inkanm onun i.izerine kuracag1 hic;;bir §ey bulamay1p susmak zorunda kalmca §Oyle der: "Ben, di.inya saadetini, hayatm lezzetini, medeni ilerlemeyi ve sanattaki mukemmelligi, kendimce, ahireti di.i§tinmemekte, Allah'1 tammamakta, di.inya sevgisinde, hi.irriyette ve kendime gi.ivenmekte g6rdi.igi.im ic;;in insanlann c;;ogunu §eytanm yard1m1yla bu yola sevk ettim ve ediyorum." Cevap: Biz de Kur'an namma diyoruz ki: Ey bic;;are insan! Akhm ba§ma al! Hak yoldan sapmI§lann vekilini dinleme! Eger onu dinlersen zarann o kadar bi.iyi.ik olur ki, onu di.i§i.ini.ince ruh, akil ve kalb i.irperir. Senin oni.inde iki yo! var. Biri, inkarc1larm vekilinin 104

105

106 107 108

"Hic;bir §ey yoktur ki, O'nu hamd ile beraber tesbih (tenzih) ediyor bulunmasm." (isra suresi, 17/44) ~iddet-i zuhurundan gizlenmi§ olan Zat'1 her turlu kusur ve noksan s1fatlardan tenzih ederiz. (Bkz. Gazali, jhydu U/umi'd-Dfn 4/221; el-iskendarani, $erhu Hikemi'lAtdiyye s. 119) "Her §eyi bilen, her §eye Kadir olan, yalmz O'dur." (Rum suresi, 30/54) "O, oyle Gafur, oyle Rahimdir." (Yunus suresi, 10/107; Ahkaf suresi, 46/8) "O azizdir, hakimdir (mutlak galiptir, tam hukum ve hikmet sahibidir)" (ibrahim suresi, 14/4; Nahl suresi, 16/60; Ankebut suresi, 29/42; Rum suresi, 30/27 ... )


766

SOZLER

gosterdigi belah, s1kmbh yo!; digeri ise Kur'an-1 Hakim'in tarif ettigi saadetli yoldur. i§te o iki yolun k1yaslamasm1 bir<;ok Soz' de, bilhassa Kuc;;uk Sozler' de gordi.in ve anladm . .$imdi makam mi.inasebetiyle binlerce kar§1la§hrmadan birini yine g6r, anla. ,;>oyle ki: .$irk ve dalalet yolu, gi.inahkarhk ve gayrime§ru zevkler insam son derece al<;albr. Hadsiz elemler i<;inde sonsuz ag1r bir yi.iki.i insanm zay1f ve aciz beline yi.ikler. <;unki.i insan Cenab-1 Hakk'1 tammaz ve O'na tevekki.il etmezse gayet aciz, zay1f, son derece muhta<;, fakir, hadsiz musibetlere maruz, elemli, kederli, fani bir hayvan hi.ikmi.inde olur. 109 Sevdigi ve alaka besledigi her §eyden si.irekli aynhk elemini <;eke <;eke sonunda, geride kalan biltiln dostlanm elem veren bir aynhk i<;inde b1rak1p kabrin karanhgma yalmz ba§ma gider. Hem gayet sm1rh bir irade, kil<;ilk bir iktidar, k1sac1k bir hayat, az bir 6milr ve sonilk bir akil ile nihayetsiz elemlere ve emellere kar§I faydas1z <;arpl§lr. Sonu gelmez arzulanm ve maksatlanm elde etmek i<;in neticesiz, bo§U bo§una <;ah§Jr. 110 Hem kendi varhgm1 yilklenemedigi halde, koca dilnya yilkilnil bi<;are beline ve kafasma yi.iklenir. Daha cehenneme gitmeden cehennem azabm1 <;eker. 111 Evet, dalalet yolundakiler §U ac1 elemi ve deh§etli manevi azab1 hissetmemek i<;in hislerini iptal edercesine gaflet sarho§luguna dalar ve o azab1 ge<;ici olarak hissetmezler. Fakat hissedecekleri zaman, yani kabre yakla§tiklannda birden duyarlar. 112 <;unkil insan Cenab-1 Hakk'a hakiki kul olmazsa, kendi kendine malik oldugunu zanneder. Halbuki o sm1rh iradesiyle, kil<;i.ik iktidanyla §U f1rtmah dilnyada varhgm1 idare edemez. Kendisine zarar veren bir mikroptan tut, zelzeleye kadar binlerce dil§mam hayatma hilcum eder vaziyette gorilr. Elemli bir korku ve deh§et i<;inde ona her vakit deh§etli g6rilnen kabir kap1sma bakar. 109 110

111

112

Bkz. A'raf suresi, 7/179; Furkan suresi, 25/43-44; Muhammed suresi, 47/12. Bkz. Maide suresi, 5/5, 53; En'am suresi, 6/88; A'raf suresi, 7/147; Hud suresi, 11/16; ZD.mer suresi, 39/65; Muhammed suresi, 47/9, 28, 32. Bkz. Al-i imran suresi, 3/56; En' am suresi, 6/124-125; A'raf suresi, 7/152; Tevbe suresi, 9/55; Ra'd sD.resi, 13/34; ZD.mer suresi, 39/22; Fussilet suresi, 41/16. Bkz. "Derken, israilogullanm denizden ge<;irdik. Hemen Firavun, askerleriyle beraber zulmederek ve saldirarak pe§lerine dD.§tD.. Nihayet bogulmak uzere iken: 'iman ettim. israilogullannm inand1g1 ilah'tan ba§ka ilah yokmu§. Ben de Muslumanlardamm.' dedi." (Yunus sD.resi, 10/90)


Ornz IKiNci Soz 767

Hem bu vaziyetteyken insanhg1 itibanyla biitiin insanlar ve diinya ile alakadar oldugu halde, diinyay1 ve insam Hakim, Alim, Kadir, Rahim, Kerim bir Zat'm idaresinde kabul etmedigi ve onlan tesadufe, tabiata havale ettigi ic;in diinyanm korkulan, insanm halleri onu daima s1kmhya bogar. Kendi elemiyle beraber diger insanlann elemini de c;eker. Dunyanm zelzelesi, salgm hastahklan, tufam, k1thg1, pahahhg1, gec;iciligi ve yok olup gidecek olmas1 ona c;ok s1kmh veren ve karanhk birer musibet §eklinde goriiniir, azap verir. Hem §U haldeki insan, merhamete ve §efkate lay1k degildir. <;;unku bu deh§etli vaziyete kendi kendini dii§iiriiyor. Sekizinci Soz' de kuyuya dii§en iki karde§in halleri kar§tla§hnhrken denildigi gibi, nastl bir adam giizel bir bahc;ede, giizel bir ziyafette, giizel dostlar arasmda, temiz, tath, namuslu, ho§, me§ru bir lezzet ve eglenceye kanaat etmeyip gayrime§ru ve pis bir lezzet ic;in c;irkin, necis bir §arab1 ic;se, sarho§ olup kendini k1§ ortasmda, pis bir yerde, hatta canavarlar ic;inde hayal etse, titreyerek bagmp c;agirsa merhamete lay1k degildir. <;;unkii namuslu ve miibarek arkada§lanm canavar gibi g6riir, onlara hakaret eder. Hem ziyafetteki leziz yiyecekleri ve temiz kaplan pis ta§lar zanneder, kirmaya ba§lar. Hem o meclisteki hurmete lay1k kitaplan ve manidar yaz1lan manaSIZ ve k1ymetsiz nakI§lar gibi g6riir, y1rtarak ayaklar altma atar ve bunun gibi ba§ka §eyler yapar. Boyle bir §ah1s, nas1l ki merhamete lay1k degil, hatta tokada mustahaktir. Aynen oyle de, iradesini kotuye kullanmaktan kaynaklanan kiifiir sarho§lugu ve dalalet divaneligiyle Sani-i Hakim' in §U diinya misafirhanesini tesaduf ve tabiat oyuncag1 zannettiginden .. O'nun isimlerinin cilvelerini tazeleyen sanath varhklarm vazifeleri zamanm gec;mesiyle bittigi ic;in onlann gayb alemine gec;mesini yokluk ile idam gibi gordiigiinden .. tesbihat seslerini, ebedl yokluk ve aynhk feryatlan olarak hayal ettiginden .. Samed Yarahcmm birer mektubu oJan §U varhk sayfalanm manas1z, karmakarI§lk tasavVUr ettiginden ... rahmet alemine yo! ac;an kabir kap!Sinl yokluk karanhgmm agz1 sayd1gmdan. . . eceli, hakiki dostlara kavu§ma daveti oldugu halde butun dostlardan aynhk nobeti zannettiginden .. kendini deh§etli, elemli bir azapta birak1p hem varhklan, hem de Cenab-1 Hakk'm isimlerini ve birer mektubu hukmiindeki eserlerini inkar ederek k1ymetsiz gordiigiinden merhamete ve §efkate lay1k olmad@ gibi,


768 SozLER

§iddetli bir azaba mO.stahakbr. Hic;bir §ekilde merhamete lay1k degildir. i§te ey bedbaht dalalet ehli ve gayrime§ru zevklere dalanlar! ~u deh§etli al<_;almaya ve ezici umitsizlige hangi geli§meniz, hangi ilminiz, hangi mO.kemmelliginiz, hangi medeniyetiniz, hangi ilerlemeniz kar§l gelebilir? insan ruhunun §iddetle muhtac; oldugu hakiki teselliyi nerede bulabilirsiniz? Hem gO.vendiginiz, be! baglad1gm1z, Cenab-1 Hakk'm eserlerini ve ihsanlanm kendilerine isnat ettiginiz hangi tabiahmz, hangi sebepleriniz, Allah' a ortak ko§tugunuz hangi §eyler, hangi ke§ifleriniz, milletleriniz, batd tannlanmz sizi, sizce ebedl yokluk olan 610.mun karanhgmdan kurtarabilir? Kabir kap1smdan, berzah koridorundan, mah§er meydamndan, sirat koprO.sO.nden hO.kmederek ge<_;irip sizi ebedl saadete kavu§turabilir? Halbuki kabir kap1sm1 kapatamad1gm1z ic;in siz kesin olarak bu yolun yolcususunuz. Boyle bir yolcu, oyle bir Zat'a dayanmah ki, buto.n bu bO.yuk daire ve geni§ smirlar, onun emri altmda ve idaresinde olsun. Hem ey aldanm1§ ve gafil bedbahtlar! "Gayrime§ru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azap c;ekmektir." kaidesinin s1mnca, siz yaradd1§1mzdaki, Cenab-1 Hakk'm Zat'ma, s1fat ve isimlerine sarf edilecek muhabbet ve marifet kabiliyetini, §ilkO.r ve ibadet donammm1 gayrime§ru bir §ekilde nefsinize ve dO.nyaya harcad1gm1zdan, bunun cezasm1 hak ediyor ve <_;ekiyorsunuz. Cenab-1 Hakk'a ait muhabbeti nefsinize verdiginizden, sevgiliniz olan nefsinizin hadsiz belasma ugruyorsunuz. <.;:unkO. o sevgilinize hakiki bir rahat veremiyorsunuz. Hem onu hakiki sevgili olan Kadir-i Mutlak'a tevekkO.l ile teslim etmeyip daima elem <_;ekiyorsunuz. Hem Cenab-1 Hakk'm isim ve sifatlanna ait muhabbeti dunyaya verip sanatmm eserlerini alemdeki sebeplere bolO.§llirilyor, bunun belasm1 <_;ekiyorsunuz. <.;:unkO. o hadsiz sevdiklerinizin bir k1sm1 "Allaha1smarlad1k" bile demeden size arkasm1 donO.p gider. Bir k1sm1 sizi hi<.; tammaz, tamsa da sevmez. Sevse de size bir fayda vermez. Say1s1z aynhklardan ve donmemek uzere umitsiz yokluklardan daima azap c;ekiyorsunuz. i§te dalalet yolundakilerin hayat saadeti, be§eri ilerleme, medeniyet gilzelligi ve hO.rriyet lezzeti dedikleri §eylerin ic; yO.ZO. ve mahiyeti budur. Gayrime§ru zevkler ve sarho§luk bir perdedir, o azab1 gec;ici olarak hissettirmez. "Tuh onlarm aklma!" de ...


Ornz ir<iNci Soz 769

Arna Kur'an'm nurani caddesi ise butun o dalalet ehlinin yaralanm iman hakikatleriyle tedavi eder. Birinci yoldaki butun karanhg1 dag1tir. Butun aldam§ ve helak alma kap1lanm kapatir. insam Kadir ve Rahim bir Zat' a tevekkul etmeye yonelterek onun zaaf ve aczini, fakr ve ihtiyacm1 giderir. 113 insan hayatm ve varhgm yukunu O'nun kudretine, rahmetine teslim edip 114 kendisi yuklenmeden, belki hayati ve nefsi kendisini ta§1yormu§ gibi rahat bir makam bulur. "Konu§an bir hayvan" degil, hakiki bir insan ve Rahman'm makbul bir misafiri oldugunu bildirir. Dunyanm Rahman'm bir misafirhanesi oldugunu gostermekle ve dunyadaki varhklarm Cenab-1 Hakk'm isimlerinin aynalan, o Samed Zat'm birer mektubu hukmundeki her vakit tazelenen sanath eserleri oldugunu bildirmekle insanm, dunyanm faniliginden, her §eyin yok olup gitmesinden ve fani §eyleri sevmekten a<;:Ilan yaralanm guzelce tedavi eder ve onu vehimlerin karanhgmdan kurtanr. Hem olumu ve eceli, berzah alemine gitmi§, beka alemindeki dostlara kavu§manm ilk ad1m1 olarak gosterir. Dalalet ehlinin, bUtun dostlarmdan ebedi bir aynhk gibi g6rdugu olumun yaralanm boylece tedavi eder. Ve o aynhgm, kavu§manm ta kendisi oldugunu ispatlar. Hem kabrin rahmet ve saadet yurdu, cennet bahc;esi ve Rahman' m nurlu alemi ahirete a<;:1lan bir kap1 oldugunu ispat etmekle, insanm en deh§etli korkusunu ortadan kaldmp elemli, kasvetli ve s1kmtih gorunen berzah yolculugunun en leziz, sevimli ve ferahh bir seyahat oldugunu gosterir. Kabrin ejderha agz1 gibi g6runen yuzunu kapatir, guzel bir bah<;:eye kap1 a<;:ar. Yani kabrin bir ejderha agz1 degil, rahmet bah<;:elerine a<;:1lan bir kap1 oldugunu bildirir. Hem mumine der ki: "iraden smirh ise i§ini Malik'inin kulll iradesine birak. 115 iktidann az ise Kadir-i Mutlak'm kudretine gllven.11 6 Hayatm fani ise baki bir hayati dll§lln. 117 Omrun k1sa ise ebedi bir omrun var, 113

114

115 116

117

"Allah' a tevekkul etmek"le ilgili bazt ayetler i«in bkz. Al-i imran sO.resi, 3/122; A'raf sO.resi, 7/89; Tevbe sO.resi, 9/129; HO.d sO.resi, 11/56; Yusuf sO.resi, 12/67. "Allah' a teslim olmak"la ilgili bazt ayetler i«in bkz. Bakara sO.resi, 2/112, 131; Nisa sO.resi, 4/125; Lokman sO.resi, 31/22; Zilmer sO.resi, 39/54. Bkz. Mu'min sO.resi, 40/44. Bkz. Al-i imran sO.resi, 3/159, 173; Nisa s0.resi, 4/81; Maide sO.resi, 5/23; HO.d sO.resi, 11/123; ibrahim sO.resi 14/12; Furkan sO.resi, 25/58 ... Bkz. Tevbe sO.resi, 9/38; YO.nus sO.resi, 10/24; Kehf sO.resi, 18/45; Hadid sO.resi, 57/20; Mu'min sO.resi, 40/39; Duha sO.resi, 93/4.


770 SOZLER

merak etme. Akim soni.ik ise Kur'an'm gi.ine§i altma gir, imanm nuruyla bak ki: Y1ld1z bocegi gibi olan aklm yerine her bir Kur' an ayeti birer yild1z gibi sana I§Ik verir. 118 Hem smirs1z emellerin, elemlerin varsa sonsuz bir sevap ve rahmet seni bekliyor. 119 Hadsiz arzularm, maksatlann varsa onlan di.i§i.ini.ip 1zd1rap c:;ekme. Onlar bu di.inyaya s1gmaz. Onlann yerleri ba§ka diyardir ve onlan veren de ba§kas1d1r." 120 Hem der ki: "Ey insan! Sen kendine malik degilsin. 121 Kudreti sonsuz bir Kadir'in, rahmeti smirs1z Rahim bir Zat-1 Zi.ilcelal'in kulusun. 122 Oyleyse hayahrn kendi ba§ma yi.iklenip zahmet c:;ekme, c:;i.inki.i hayah veren de, idare eden de O' dur. 123 Hem di.inya sahipsiz degil, di.inya yi.iki.ini.i kendi Sirtma yi.iklenerek korkulanrn di.i§i.ini.ip merak etme, c:;i.inki.i onun sahibi Hakim'dir, Alim' dir. 124 Sen de bir misafirsin, fuzuli kan§ma, kan§hrma. Hem insan125 ve hayvan gibi varhklar ba§tbO§ degildir, vazifeli birer memurdur. Hakim ve Rahim bir Zat'm nazan altmdad1rlar. Onlann elem ve zahmetlerini di.i§i.ini.ip ruhuna elem c:;ektirme. Onlarm Hahk-1 Rahim'inin rahmetinden daha ileri bir §efkat one si.irme. Sana di.i§man vaziyeti alan mikroptan salgm hastahga, tufan, k1thk ve zelzeleye kadar her §eyin dizginleri, o Rahim ve Hakim Zat'm elindedir. 126 0, Hakim'dir, sonsuz hikmet sahibidir, abes i§ yapmaz; Rahim'dir, sonsuz §efkat sahibidir, merhameti c:;oktur. Yaphg1 her i§te bir <:;e§it li.ituf vard1r." 121 118

119

120 121 122 123 124 125 126 127

Bkz. YO.nus sO.resi, 10/57; Yusuf sO.resi, 12/111; ibrahim sO.resi, 14/1; Tegabun sO.resi, 64/8; Nisa sO.resi, 4/174 ... Bkz. Bakara sO.resi, 2/157, 218; Al-i imran sO.resi, 3/107; Nisa sO.resi, 4/96, 175; A'raf sO.resi, 7/156. Bkz. Yasin sO.resi, 36/55; Saffat sO.resi, 37/42-43, 46; Sad sO.resi, 38/52; Zuhruf sO.resi, 43/71, 73; Muhammed sO.resi, 47/15; Dehr sO.resi, 76/22. Bkz. A'raf sO.resi, 7/188; YO.nus sO.resi, 10/49; Cin sO.resi, 72/21. Bkz. Al-i imran sO.resi, 3/30; Maide sO.resi, 5/118; Hier sO.resi, 15/49; isra sO.resi, 17/65; Mu'minO.n sO.resi, 23/109; AnkebO.t sO.resi, 29/56; Zumer sO.resi, 39/16,53; Mu'min sO.resi, 40/31 ... Bkz. Al-i imran sO.resi, 3/156; A'raf sO.resi, 7/158; Tevbe sO.resi, 9/116; YO.nus sO.resi, 10/56 ... Bkz. Bakara sO.resi, 2/107; Al-i imran sO.resi, 3/26, 189; Maide sO.resi, 5/40, 120; En' am suresi, 6/73; A'raf suresi, 7/158. Bkz. Mu'minun sO.resi, 23/115; Kiyamet sO.resi, 75/36 Bkz. Al-i imran suresi, 3/83; Mu'minO.n sO.resi, 23/88; Ml.ilk sO.resi, 67/1, Fussilet sO.resi, 41/11; Zumer sO.resi, 39/63,67; $lira suresi, 42/12. Bkz. $0.ra sO.resi, 42/19.


Ornz iKiNci Soz 771

Hem der ki: "~u alem ger<;i fanidir, fakat ebedi bir alem i<;in gerekli §eyleri yeti§tiriyor. Di.inya her ne kadar gei;ici olsa da baki meyveler veriyor, baki bir Zat' m baki isimlerinin cilvelerini g6steriyor. Ger<;i §U alemin lezzeti az, elemi <;oktur; fakat Rahman-I Rahim'in iltifatlan, baki ve hakiki lezzetlerdir. Elemler ise sevap yoni.iyle i<;lerinde manevi lezzetler sakhyor. 128 Madem me§ru daire ruhun, kalbin ve nefsin bi.iti.in lezzetlerine, sefalarma, keyiflerine kafidir. Gayrime§ru daireye girme! <;:unki.i o dairedeki bir lezzetin bazen bin elemi var. Hem hakiki ve daimi lezzet olan Rahmani iltifatlan kaybetmeye sebeptir." 129 Hem daha once beyan edildigi gibi, dalalet yolunda insan a§ag1lann en a§ag1s1 olan esfel-i safilin mertebesine oyle bir di.i§er ki, hi<;bir medeniyet, hii;bir felsefe ona <;are bulamad1g1 ve hi<;bir be§eri ilerleme ve ilmi mi.ikemmellik insam o derin karanhk kuyudan 9karamad1g1 halde, Kur'an-1 Hakim iman ve salih amel ile onu a§agilarm en a§ag1sma di.i§mekten korur ve yi.icelerin en yi.icesi olan ala-y1 iliyyin mertebesine 9kanr. i§te, kesin delillerle <;1karacagm1 ispat ediyor ve o derin kuyuyu manevi yi.ikseli§in basamaklanyla ve ruhi mi.ikemmelligin donamm1yla dolduruyor. 130 Hem insanm ebediyete dogru olan uzun, firtmah ve gi.iri.ilti.ili.i yolculugunu son derece kolayla§hnr. Bin, belki elli bin senelik mesafeyi bir gi.inde alacak vas1talan g6sterir. Hem Ezel ve Ebed Sultani olan Zat-1 Zi.ilcelal'i tamtmakla, insana O'nun memur bir kulu ve vazifeli bir misafiri suretini verir. Hem di.inya misafirhanesinde, hem berzah ve ahiret alemlerinde tam bir rahat ii;inde seyahat etmesini saglar. Nas1l ki, bir padi§ahm dosdogru bir memuru, onun memleketinde, her vilayetin sm1rlanndan ui;ak, gemi, tren gibi h1zh seyahat vas1talanyla kolayca ge<;er ve gezer. Aynen oyle de, Ezel Sultam'na iman ile baglanan ve salih amel ile itaat eden bir insan, §U di.inya misafirhanesinin menzillerinden, berzah ve mah§er alemlerinin dairelerinden ve aym §ekilde kabirden sonraki bi.iti.in alemlerin geni§ hudutlanndan §im§ek 128

129

130

Bkz. HU.cl suresi, 11/23; Furkan suresi, 25/75-76; Ankebut suresi, 29/58; Ahkaf suresi, 46/14; Fetih suresi, 48/5; Tegabi.in suresi, 64/9; Talak suresi, 65/11. Bkz. Bakara suresi, 2/81, 275; Furkan suresi, 25/68-69; YU.nus suresi, 10/27, 52; Mi.i'minun suresi, 23/103; Zuhruf suresi, 43/74. Bkz. in§ikak suresi, 84/25; Tin suresi, 95/5-6; Asr suresi, 103/2-3.


772 SozLER

ve burak suratinde ge<;er, nihayet ebedi saadeti bulur. Kur' an §U hakikati a<;1k<;a ispat eder, asfiya ve evliyaya gosterir. Hem Kur'an'm hakikati der ki: "Ey mumin! Sendeki sonsuz sevme kabiliyetini <;irkin, noksan, §erli ve sana zararh olan nefs-i emmarene 131 sarf etme! 132 Onu kendine sevgili, onun arzulanm da ilah yapma!1 33 0 sonsuz sevme kabiliyetini, sonsuz bir muhabbete lay1k.. hem sana nihayetsiz nimetler ihsan edebilen .. hem seni ebediyen mesut edecek.. hem alaka duydugun ve saadetleriyle mesut oldugun butun zatlan ihsanlanyla mesut eden .. hem nihayetsiz kemalab bulunan ve nihayetsiz derecede kutsi, yuce, munezzeh, kusursuz, noksans1z, ebedi bir guzellik sahibi olan .. bu tun isimleri son derece guzel ve her isminde pek <;ok guzellik nuru bulunan .. cennetin, butun guzellikleriyle ve nimetleriyle, O'nun rahmetinin guzelligini ve guzelliginin rahmetini gosterdigi.. sevimli ve sevilen, kainattaki bu tun guzellikler ve kemal vas1flan O'nun guzelligine ve kemaline i§aret ve deli! olan bir Zat'1 sevgili ve ilah kabul et... " 134 Hem der ki: "Ey insan! Sana, O'nun isim ve s1fatlanm sevmen i<;in verilen kabiliyeti ba§ka, fani varhklara sarf etme, faydas1z mah!O.kata dagitma. 135 <,;unku onlar fanidir, fakat O.zerlerinde naki§lan, cilveleri gorunen Cenab-1 Hakk'm isimleri bakidir, daimidir. 136 Ve O'nun isim ve s1fatlannm her birinde binlerce ihsan ve guzellik mertebesi, binlerce kemal ve muhabbet tabakas1 vardir. Yalmz Rahman ismine bak: Cennet bir cilvesi, ebedi saadet bir panlt1s1 ve dunyadaki butun nz1k ve nimetler bir damlas1d1r." 137 i§te §U k1yaslamaya, dalalet ehliyle muminlerin hayat ve vazife yonunden mahiyetlerine i§aret eden

131 132 133

134 135

136 137

Nefs-i emmare: insam daima k61iili.ige sevk eden nefis. Bkz. Yusuf sO.resi, 12/53. Bkz. Nisa sO.resi, 4/135; Kehf sO.resi, 18/28; Taha sO.resi, 20/16; Furkan sO.resi, 25/43; Kasas sO.resi, 28/50; Casiye sO.resi, 45/23; Naziat sO.resi, 79/40. Bkz. Taha sO.resi, 20/14; Zi.imer sO.resi, 39/2, 66; Yasin sO.resi, 36/60-61. Bkz. Bakara sO.resi, 2/165; En' am sO.resi, 6/76-79; Tevbe sO.resi, 9/23-24; Kiyamet sO.resi, 75/20-35; Dehr sO.resi, 76/27; Fecr sO.resi, 89/20-26. Bkz. Kasas sO.resi, 28/88; Rahman sO.resi, 55/25-26. Bkz. Meryem sO.resi, 19/61, 93; Rahman sO.resi, 55/1-12; Mi.ilk sO.resi, 67/19-20.


Oruz ii<iN ci Soz 773 ;;;

;;;

:r-011 ')~

,,. /

©

;

/

~L;, ~\ ~L;;;5

y

p

138..:,;t;.Jl.1J\

/

/

0 /

©

;

~~ ~\

,._..

,,

0

°

/

0 /

/

0

,,.,,

J L)L:.;~\ Sb:- lQj

I\;., I~,\ ~_) y-o

ve ak1betlerini bildiren 139 ~j~lj ~l{.:J\ ~ ~ ~ ayetlerine dikkat et. Soyledigimiz k1yaslamay1 ne kadar yuce ve mucizevi bir §ekilde gosteriyorlar. Birinci ayetin mucizevi ve az sozle c;;ok manay1 bildirerek ifade ettigi hakikat On Birinci Soz' de etrafl1ca anlattld1gmdan oraya havale ediyoruz. ikinci ayetin ise ne kadar yuce bir hakikati bildirdigini yalmz kuc;;uk bir i§aretle gosterecegiz. ~oyle ki: Ayet, dogrudan anla§1lan manas1 ile §6yle buyuruyor: "Dalalet ehli oldugunde gokler ve yeryuzu onlara aglamaz." Dolayh manas1 ile de §Una i§aret ediyor: "Muminlerin dunyadan gitmesiyle gokler ve yeryuzu onlara aglar." Yani dalalet ehli, madem goklerin ve yerin vazifelerini inkar ediyor, manalanm bilmiyor, k1ymetlerini dti§liruyor, Yarahc1lanm tamm1yor. Onlara hakaret edip dti§manhk gosteriyor. Elbette gokyuzu ve zemin onlara degil aglamak, belki beddua eder, onlarm gebermesiyle memnun olur. Ve dolayh manas1 ile der ki: "Gokler ve yeryuzu, muminlerin olumune aglar." Zira mumin, goklerin ve yeryuzunun vazifelerini bilir, hakikatlerini tasdik eder ve onlann bildirdigi manalan iman ile anlar. "Ne kadar guzel yap!lm1§lar, ne kadar guzel hizmet ediyorlar." der. Onlara, lay1k olduklan ktymeti verir, hurmet gosterir. Cenab-1 Hak namma onlan ve ayna olduklan ilahi isimleri sever. i§te bu sirdan, gokler ve yeryuzu, muminlerin vefatma aglar gibi mahzun olur. 140

138

"Biz insam en mtikemmel surette yaratt1k. Soma da onu en a§ag1 seviyeye dti§tirdtik. Ancak iman edip gtizel ve makbul i§ler yapanlar mtistesnad1r." (Tin suresi, 95/4-6)

139

140

"(Merhamete lay1k alma haklanm kaybettiklerinden) peri§an hallerine gok de aglamad1, yer de." (Duhan suresi, 44/29) Mesela "Ar§'m, Sa'd ibni Muaz'm (radiyallilhu anh) vefatiyla sarsild1g1" ifade buyurulmu§tur. Bkz. Buhilr'i, menokzbi.i'l-ensar 12; Muslim, fezoilu's-sahabe 123-125; Tirmizi, menokzb 50.


774

SOZLER

Miihim Bir Som

Diyorsunuz ki: "Sevmek iradeyle degildir. Mesela, fitri ihtiyac;la leziz yiyecekleri ve meyveleri severim. Babam1, annemi ve evlad1m1 severim. Hayat arkada§1m1 severim. Dost ve ahbaplanm1 severim. Peygamberleri ve evliyay1 severim. Hayahm1, genc;ligimi severim. Bahan, giizel §eyleri ve diinyay1 severim. Bunlan nasd sevmem! Bullin bu sevgileri Cenab-1 Hakk'm Zat'ma, s1fat ve isimlerine nasil yonlendirebilirim? Bu ne demektir?" Cevap: "Dort Niikte"yi dinle. Birinci Niikte: Sevmek gerc;i iradeyle olmaz, fakat irade ile yiizii bir sevgiliden digerine c;evrilebilir. Mesela, bir sevgilinin c;irkinligini veyahut asil sevilmeye lay1k bir ba§ka sevgiliye perde veya ayna oldugunu gormekle, muhabbetin yilzii, mecaz! sevgiliden hakiki sevgiliye donebilir. ikinci Niikte: Bu saydrklanm sevme demiyoruz. Fakat onlan Cenab-1 Hak hesabma ve O'nun ic;in sev, diyoruz. Mesela, leziz yiyecekleri, giizel meyveleri, Cenab-1 Hakk'm ihsam ve Rahman-1 Rahim' in nimetleri olmalan yoniiyle sevmek, "Rahman" ve "Miin'im" isimlerini sevmektir ve manev! bir §iikiirdiir. Bu sevginin yalmz nefis hesabma olmad1gm1, Rahman namma oldugunu gosteren; me§ru dairede kanaatkarca kazanmak ve o nimetlerin sahibini dii§iinerek, O'na §iikrederek yemektir. Hem anne babayr §etkat ile donatan ve seni onlann merhametli elleriyle terbiye ettiren hikmet ve rahmet hesabma ebeveyne hiirmet ve muhabbet, Cenab-1 Hakk'm sevgisine dahildir. 141 0 muhabbetin, hiirmetin ve §etkatin Allah ic;in olduguna i§aret, ihtiyarladrklan, sana hic;bir faydalan kalmad1g1 ve seni zahmete soktuklan zaman onlan daha c;ok sevmek, onlara merhamet , , ve §etkat gostermektir. 142 Ji 1 7 ~\' I~~~ W~ ·i ~.:i.;.i ,,<f1 ii~ ~ :.\.~ t;\ ayetinin evlatlan , ; ~u-. . .J ~ ... ~ be§ mertebe hiirmet ve §etkate davet etmesi, Kur'ai'.i'm nazarmda anne ve babanm hukuklarmm ne kadar miihim ve onlara hiirmetsizligin, isyanm ne derece c;irkin oldugunu gosterir. ~

F-

141

142

'

Bkz. Bakara suresi, 2/83; Nisa suresi, 4/36; En'am suresi, 6/151; ibrahim suresi, 14/41; isra suresi, 17/23; AnkebUt suresi, 29/8; Lokman suresi, 31/14; Ahkaf suresi, 46/15, 17; Nuh suresi, 71/28. ";layet onlardan her ikisi veya birisi ya§lanmI§ olarak senin yanmda bulunursa sakm onlara hizmetten yiiksiinme, 'off!' bile deme." (isra suresi, 17/23)


Ornz iKiNci Soz 775

Madero bir baba, kimsenin degil, yalmz c;ocugunun kendinden daha iyi olmasm1 ister. Buna mukabil evlad1 da babasma kar§l hak iddia edemez. Demek, anne-baba ile evlat arasmda fltraten bir munaka§a sebebi yoktur. Zira munaka§a ya g1pta ve hasetten dogar; oysa babada ogluna kar§l o yoktur. Ya da haks1zhktan ileri gelir. Evladm babasma kar§1 hak iddia etmeye hakk1 yoktur. Babasm1 haks12 g6rse de ona isyan edemez. Demek, babasma isyan ve onu rencide eden, insan bozmas1 bir canavardir. Evladm1 Kerim ve Rahim bir Zat'm hediyesi oldugu ic;in tam bir §efkat ve merhamet ile sevmek ve korumak143 da yine Hakk' a aittir. 0 sevginin Cenab-1 Hak adma oldugunu gosteren i§aret ise vefatlarmda sabir ile §likurdur, umitsizce feryat etrnemektir. 144 "Hahk1mm benim nezaretime verdigi sevimli bir mahluku, bir kulu idi, §imdi hikmeti gerektirdi, onu benden ald1, daha iyi bir yere goturdu. Benim o kulda gorlinli§te deyip bir hissem varsa hakiki bin hisse onun Hahk'ma aittir. 145~ teslim olmakhr. Dost ve ahbap eger iman ve salih amel sebebiyle Cenab-1 Hakk'm dostlan iseler, 146~\ J ~\ smmca onlan sevmek de Hakk'a aittir. Hem hayat arkada§1m, ilahi rahmetin cana yakm, tath bir hediyesi olmas1 yonuyle sev. 147 Fakat muhabbetini c,;abuk bozulan suret guzelligine baglama. Belki kadmm en cazibeli, en tath guzelligi, kadmhga has bir letafet ve nezaket ic,;indeki ahlak guzelligidir. En klymetli ve en §irin cemali ise yuce, ciddi, samimi, nurani §efkatidir. ~u §efkat ve ahlak guzelligi hayatm sonuna kadar devam eder, artar. Ve o zay1f, latif varhgm hurmet hakk1 o muhabbetle muhafaza edilir. Yoksa suret

rJI"

143

144 145 146

147

Bkz. Bakara sOresi, 2/132-133; En'am suresi, 6/151; Hild sOresi, 11/42-45; Nahl sfiresi, 16/72; Yusuf sOresi, 12/67, 87; ibrahim sOresi, 14/35; isra sOresi, 17/31; Lokman sfiresi, 31/13-23; Mumtahine sfiresi, 60/12. Bkz. Bakara sfiresi, 2/156. Her i§te verilecek hukum Allah ic;in olmahd1r. "ic;te duyulacak sevgi, Allah ic;in olmahd1r." 'Allah ic;in sevmek ve nefret etmek' baz1 hadislerde amellerin en faziletlisi sayilm1§; * baz1 hadislerde de imanm en guc;lu bir bag1 olduguna dikkat c;ekilmi§tir." * Ebu Davud, siinnet 2; Ahmed ibni Hanbel, e/-Musned 5/146; el-Bezzar, el-Miisned 9/461. **et-Tayalisi, e/-Miisned s.101; ibni Eb! $eybe, el-Musannef 6/170, 172, 7/80. "Allah kendilerinizden, insan karde§lerinizden size e§ler yaratti. .. " (Nahl sOresi, 16/72)


776 SozLER

gilzelliginin yok olup gitmesiyle, en muhta<; oldugu bir zamanda o bic,;are, hakkm1 kaybeder. Hem peygamberleri ve evliyay1 sevmek, Cenab-1 Hakk'm makbul kullan olmalan yonuyle Cenab-1 Hak namma ve hesabmadir, bu noktadan O'na aittir. 148 Hem hayab, Cenab-1 Hakk'm insana ve sana verdigi, baki bir omru kazandiracak en k1ymetli bir sermaye, bir define ve baki kemalatm c;ekirdegini saklayan bir hazine olmas1 yonuyle sevmek, muhafaza etmek ve Cenab-1 Hakk'm hizmetinde gec,;irmekle yine o sevgi bir yonden Mabud'a ait olur. Hem genc,;ligin tatl1hgm1, giizelligini, Cenab-1 Hakk'm latif, §irin, giizel bir nimeti olmas1 yonuyle begenmek, sevmek, onu guzelce hayir yolunda ge<;irmek, §iikur dolu bir llir me§ru muhabbettir. Hem bahan Cenab-1 Hakk'm nurani' isimlerinin en latif ve giizel nak1§lannm sayfas1 ve Sani-i Haki'm'in antika sanatmm en suslu, §a§aah bir sergisi olmas1 yonuyle tefekkur ederek sevmek, Cenab-1 Hakk'm isimlerini sevmektir. Hem dunyay1 ahiretin tarlas1, 149 Cenab-1 Hakk'm isimlerinin aynas1, O'nun bir llir yaz1s1, mektubu ve gec,;ici bir misafirhanesi olmas1 yonuyle se.vmek150 -nefs-i emmare kan§mamak §artiyla- Cenab-1 Hakk' a ait olur. Kzsacasr: Dunyay1 ve ondaki varhklan mana-y1 harfi ile, yani Yaratic1lanm gosteren yonleriyle sev; 151 mana-y1 ismi' ile, yalmzca kendilerine bakan yonleriyle sevme. 152 "Ne kadar giizel yapt!m1§." de, "Ne 148 Bkz. Al-i imran, 3/31; Buhari, fmdn 9; Muslim, fmdn 66-67; Tirmizi, fman10. 149 "Diinya, ahiretin tarlas1dir." manasmdaki hadis ic;in bkz. el-Ga2ali, jhyau Ulumi'dDfn 4/19; es-Sehav'.i, e/-Makas1dii'l-Hasene s.497; Aliyyiilkari, e/-Esraru'/-Merfua s. 205. 150 "i§te bak, Allah'm rahmetinin eserlerine, olmii§ topraga nasil hayat veriyor! i§te bunlan yapan kim ise, oliileri de 0 diriltecektir. 0, her §eye hakk1yla kadirdir." (Rum suresi, 30/50) 151 Mana-y1 harfiyle sevmeye §U ayet i§aret etmektedir: "Hani bir gtin ikindi vakti ona (Ha2reti Siileyman), durdugunda sakin, ko§tugu zaman ise siiratli safkan ko§U atlan gosterilmi§ti. Onlarla ilgilenip 'Ben Rabbim'i hatlrlattiklan ic;in giizel §eyleri severim.' dedi ve onlar gozden kayboluncaya dek onlan seyredip durdu. Sonra: 'Onlar1 tekrar bana getirin!' deyip bacaklanm ve boyunlanm s1va2lamaya ba§lad1." (Sad suresi, 38/31-33) 152 Mana-y1 ismiyle sevmemeye §U ayet i§aret etmektedir: "Allah'm sana ihsan ettigi


Ornz iKiNci Soz 777

kadar guzeldir." deme! Ve kalbinin ic;:ine ba§ka sevgilerin girmesine meydan verme. 153 <:;unku kalbin ic;:i, Same~ Zat'm aynas1dir ve O'na mahsustur. 15\.~WI 8-jj ~ ~, $G~'\ !'~!1\ de. 155 - " ,J -. J . .).) \Ti§te butun sayd1g~m1z sevgiler, eger bu surette olursa, hem elemsiz bir lezzet verir, hem bir yonden daimi birer kavu§madir. Allah sevgisini artmr. Me§rudur, lezzetin ta kendisi olan birer §U.kurdur. Muhabbetin ta kendisi olan birer fikirdir. Mesela nasil ki, yuce bir padi§ah 156 H~ivE sana bir elma ihsan etse, o elma iki yonden sevilir ve onda iki llirlu lezzet bulunur. Birincisi, elma oldugu ic;:in sevilir. Zira onda kendine has bir elma lezzeti vardir. ;;u sevgi padi§aha ait degildir. Belki huzurunda o elmay1 agzma atip yiyen adam, padi§ah1 degil, elmay1 sever ve nefsine muhabbet besler. Fakat bazen olur ki, padi§ah nefsi gozeten o muhabbeti begenmez, ondan nefret eder. Hem elmanm lezzeti azdir, gec;:icidir, elmay1 yedikten soma o lezzet de gider, geriye bir U.Zunlli kahr. ikinci lezzet ise elma ic;:indeki elma ile gosterilen, padi§aha yakt§Ir, yuksek iltifatt1r. Adeta o elma, o yuksek iltifatm numunesi ve cisme burunmU.§ halidir, diye ona hurmet eden adam, padi§ah1 sevdigini gosterir. Hem iltifatm kihf1 olan o meyvede oyle bir lezzet vardir ki, bin elma lezzetinin usllindedir. i§te §U lezzet §Ukranm ta kendisidir. ;;u sevgi, padi§aha kar§l hurmetli bir muhabbettir. Aynen onun gibi, butun nimet ve meyveler kendileri ic;:in sevilse ve onlardan yalmz gafilce maddi lezzet almsa o sevgi nefsanidir. 0 lezzetler gec;:ici ve elemlidir. Eger insan onlan Cenab-1 Hakk'm rahmetinin iltifati ve ihsanlarmm meyvesi olmalan yonuyle sevse, o ihsan ve iltifatlann lutuf derecelerini takdir etmek suretiyle tam bir i§tahla lezzet alsa, bu hem manevi bir §0.kur hem elemsiz bir lezzettir. bu servetle ebedi ahiret yurdunu mamur etmeye gayret goster, ama diinyadan da nasibini unutma, ihtiyacma yetecek kadar sakla. Allah sana ihsan ettigi gibi sen de insanlara iyilik et, sakm iilkede nizam1 bozma pe§inde alma, <;iinkii Allah bozgunculan sevmez." (Kasas suresi, 28/77)

"iyi bilin ki goniiller ancak Allah'1 anmakla huzur bulur." (Ra'd suresi, 13/28) Bkz. Ra'd suresi, 13/27; Kehf suresi, 18/28; Hae, 22/32; ;>uara suresi, 26/89; Saffat suresi, 37/84; Kaf suresi, 50/33, 37. 155 "Allah1m, bize Senin sevgini ve bizi Sana yakla§tlracak §eylerin sevgisini nasip et!" (Bkz. Tirmizi, tefsfru sure (4) 38; Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 5/243; ibni Ebi ;leybe, el-Musannef, 6176). 156 HA~iYE Bir zaman iki a§iret reisi, bir padi§ahm huzuruna girmi§ler, aynen bu yaz1lan vaziyette bulunmu§lar.

153 154


778

SbZLER

U~iincii Niikte: Cenab-1 Hakk'm isimlerini sevmenin tabakalan var: Daha once beyan ettigimiz gibi, insan bazen eserlerine muhabbet suretiyle O'nun isimlerini sever. Bazen, ilahl kemalatm unvam ol-

malan yonuyle sever. Bazen insan, mahiyetinin ku§ahc1hg1 yonuyle, hadsiz ihtiya<_;lan noktasmda o isimlere muhta<_; olur, arzu duyar ve o ihtiya<_;la sever. Mesela sen §efkat duydugun bUtun akrabalanna, fakir insanlara, zay1f ve muhta<_; varhklara acizane yard1m etmek istedigin anda biri <_;1ksa, onlara istedigin gibi iyilik etse, o zatm nimet verici unvam ve "kerim" ismi ne kadar ho§una gider, o zab o unvan ile ne kadar seversin. Aynen oyle de, yalmz Cenab-1 Hakk'm Rahman ve Rahim isimlerini du§lin: Sevdigin ve §efkat duydugun butun mumin ecdadm1, akraba ve dostlanm dunyada turlu nimetlerle, cennette her <_;e§it lezzetle ve ebedl saadette sana gosterip Zat' m1 da onlara gostererek hepsini mesut etmesi yonuyle o Rahman ismi ve Rahim unvam ne kadar sevilmeye lay1ktir. insan ruhunun o iki isme ne derece muhta<_; oldugunu k1yas edebilirsin. Ve 157 ~:'.'~-~j ~j ~:'.');..) ~ ~ h>J\ duas1 ne kadar yerindedir, anlarsm. Hem alakadar oldugun ve peri§anhklarmdan dolay1 uzU!dugun, senin bir nevi evin olan ve i<_;indeki varhklar da o eve laz1m dost §eyler ve sevimli suslemeler hukmundeki dunyay1 ve i<_;indeki varhklan tam bir hikmetle duzene koyan, idare ve terbiye eden Zat'm Hakim ismine ve Murebbl (terbiye edici} unvanma ruhunun ne kadar muhta<_; bulundugunu, ne kadar arzu duydugunu, dikkat etsen anlarsm. Hem alakadar oldugun ve yokluga gitmelerinden elem duydugun butun insanlan, 61dukleri zaman yokluk karanhgmdan kurtanp §U dunyadan daha guzel bir yere yerle§tiren bir Zat'm Varis (her §eyin ger<_;ek varisi, tek sahibi} ve Bais (oluleri dirilten) isimlerine, Baki, Kerim, Muhyi ve Muhsin unvanlanna ruhunun ne kadar muhta<_; oldugunu dikkat etsen gorursun. i§te insan, mahiyeti yuce ve f1trati engin oldugundan, binlerce ihtiyac1 ile bin bir ilahl isme, her bir ismin pek <_;ok mertebesine yarad1h§1 geregi muhta<_;tir. <.;ok ihtiya<_;, i§tiyaktir. <.;ok i§tiyak, muhabbet; <_;ok muhabbet ise a§khr. Muhabbetin mertebeleri ruhun olgunla§masma ve Cenab-1 Hakk'm isimlerinin mertebelerine g6re a<_;1ga <_;1kar. O'nun 157

Dunyada buti.in mah!O.katma ahirette ise sadece mumin kullanna §efkat ve merhametle muamele etmesinden dolay1 Allah' a hamd ve ovgiiler olsun.


Ornz IKiNci Soz 779

biillin isimlerini sevmek de -o isimler Zat-1 Zulcela!'in unvanlan ve cilveleri oldugundan- Zat'ma muhabbete <loner. ;>imdi ornek olarak bin bir isminden yalmz Adi, Hakem, Hak ve Rahim isimlerinin bin bir mertebesinden birini soyleyecegiz. ;>oyle ki: Hikmet ve adalet ic;indeki Rahman'iir-Rah!m ve Hak isimlerini en biiyiik dairede gormek istersen, §U temsile bak: Bir orduda dart yiiz farkh milletten ve mizac;tan askerler bulundugunu farz edelim. Her birinin begendigi elbiseler, ho§lanna giden erzak, rahatc;a kullanacaklan silahlar ve mizac;larma deva olacak ilac;lar ayn oldugu halde, biitiin o askerler, tak1m, boliik aynlmadan, belki kan§1k vaziyetteyken, benzersiz, bir tek padi§ah onlan tek tek, tam bir §efkat ve merhametle, harikulade iktidanyla, mucizevi ilmi ve ku§ahc1hg1yla, fevkalade adalet ve hikmetiyle, hic;birini §a§trmadan, unutmadan, hepsine uygun ayn ayn elbise, erzak, ilac; ve silahlanm yard1mc1s1z olarak, bizzat kendisi verse, o zatm ne kadar kudret sahibi, §efkatli, adaletli, comert bir padi§ah oldugunu anlarsm. <;unkii bir taburda on milletten asker bulunsa, onlan ayn ayn giydirmek ve hepsine farkh tec;hizat vermek c;ok zor oldugundan, mecburen, vazifeleri ve milletleri ne olursa olsun, hepsine aym tec;hizat verilir. i§te oyle de: Cenab-1 Hakk'm adalet ve hikmet ic;indeki Hak ve Rahmanii'r-Rahim isimlerinin cilvesini g6rmek ic;in bahar mevsiminde yeryiiziinde c;ad1rlan kurulmu§ dart yiiz bin muhte§em milletten olu§an bitki ve hayvan ordusuna bak. Biitiin o hayvan ve bitki tiirleri, birbiri ic;inde bulunduklan halde, her birinin elbisesi ayn, erzak1 ayn, silah1 ayn, hayat tarzi ayn, talimah ayn, terhisah ayn oldugu halde ve ihtiyac;lanm elde edecek kuwetleri, arzulanm isteyecek dilleri olmad1g1 halde; hikmet ve adalet dairesi ic;inde, olc;ii ve diizenle tecelli eden Hak, Rahman, Rezzak, Rahim ve Kerim isimlerini seyret, gar. 0 Zat nas1l hic;birini §a§irmadan, unutmadan, kan§hrmadan terbiye ve idare eder. i§te boyle hayret verici, geni§ bir intizam ve ol<;ii ile yapilan bir i§e ba§kalarmm parmag1 kan§abilir mi? Vahid-i Ehad' dan, Hakim-i Mutlak'tan, Kadir-i Kiilli ;>ey'den ba§ka, bu sanata, bu rububiyete, bu idareye kim el uzatabilir? Hangi sebep miidahale edebilir? 158 158

Bkz. Fatir suresi, 35/3; Ziimer suresi, 39/62; Mu'min suresi, 40/62; Tur suresi, 52/35; Vakia' s6.resi, 56/59.


780 SOZLER

Dordiincii Niikte: Diyorsun ki: Bana nimet olarak verilen yiyecekleri, nefsimi, hayat arkada§1m1, anne ve babam1, evlad1m1, dostlanm1, evliyay1, peygamberleri, gtizel §eyleri, bahan ve diinyay1 ayn ayn, Kur'an'm emrettigi tarzda sevmenin neticeleri, faydalan nelerdir? Cevap: Bullin neticeleri anlatmak ic.;in biiyiik bir kitap yazmak gerekir. ~imdilik yalmzca bir iki neticeye kisaca i§aret edilecek. Once, dilnyadaki pe§in neticeleri anlablacak. Sonra ahirette ortaya c.;1kacak olan neticeleri zikredilecek. ~oyle ki: Daha once soylendigi gibi, gafillerin ve ehl-i diinyanmki gibi, nefis hesabma olan sevgilerin diinyada belas1, elemi, zahmeti c.;oktur. Sefas1, lezzeti, rahab ise azd1r. Mesela §efkat, acizlik yiiziinden elemli bir musibet olur. Sevmek, aynhk yiiziinden belah, yak1c1 bir ate§ olur. Lezzet, gec.;iciligi yiizilnden zehirli bir §erbet haline gelir. Ahirette ise Cenab-1 Hak hesabma olmad1klan ic.;in bunlar ya faydas1z ya da -harama girilmi§se- azapbr .159 Soru: Peygamberleri ve evliyay1 sevmek nasil faydas1z kahr? Cevap: Teslis160 inancma sahip olanlann isa Aleyhisselam'a ve RafIZllerin Hazreti Ali'ye (radiyallahu anh) sevgilerinin faydas1z kald1g1 gibi. 161 Eger o muhabbetler, Kur'an'm gosterdigi tarzda, Cenab-1 Hak hesabma ve Rahman' a muhabbet namma olsa, o zaman hem diinyada hem ahirette gtizel neticeleri var. Leziz yiyecekleri, giizel meyveleri sevmenin diinyadaki neticesi, elemsiz bir nimet ve §iikriin ta kendisi olan bir lezzettir. Nefse hakiki sevgi ise ona ac1mak, onu terbiye etmek ve zararh heveslerden men etmektir. 162 0 vakit nefis seni hiikmii altma almaz, kotii arzularma esir etmez. Belki sen ona hiikmedersin. Onu kotii arzularma degil, hidayete sevk edersin. 163 Hayat arkada§ml sevmen madem onun ahlak giizelligine, §efkat madeni ve rahmet hediyesi olmasma bina edilmi§. Ona samimi 159

160 161

162 163

Bkz. Bakara sO.resi, 2/165; Al-i imran sO.resi, 3/14; Tevbe sO.resi, 9/23-24; ibrahim sO.resi, 14/3; Nahl sO.resi, 16/107; NO.r sO.resi, 24/19; Fussilet sO.resi, 41/17. Hiristiyanlann uc;leme inanc1. Bkz. Ahmed ibni Hanbel, el-Miisned 1/160; el-Hakim, e/-Miistedrek 3/132; elBuha.ri, et-Tdrihu'/-Kebfr 3/281. Bkz. Ha§ir sO.resi, 59/9; Naziat suresi, 79/40; A'la sO.resi, 87/14; ~ems suresi, 91/9. Bkz. Nern! sO.resi, 27/92; Fatir sO.resi, 35/32.


Oruz iKiNci Soz 781

muhabbet ve merhamet edersen, o da sana ciddi hurmet gosterir ve seni sever. ikiniz de ihtiyarlad1kc;a o hal kuvvetlenir ve hayatm1 mesut bir §ekilde gec;irirsin. Yoksa nefsani bir §ekilde onun sadece suret guzelligini seversen, o sevgi c;abuk azahr, iyi munasebetlerinizi de bozar. Anne ve babam sevmen, Cenab-1 Hak hesabma oldugunda hem bir ibadettir hem de onlar ihtiyarlad1kc;a hlirmetini ve sevgini artmrsm. En yuce bir hisle, mertc;e bir himmetle onlann omrunun uzunlugunu cidden arzulay1p daha c;ok ya§amalan ic;in dua etmek, "onlann sayesinde daha c;ok sevap kazanay1m" diye samimi bir hurmetle ellerini opmek, yuksek bir ruhani lezzet almaktir. Yoksa sevgin nefsani, dun ya ic;in olsa onlar ihtiyarlad1klan ve sana yuk olacak bir hale geldikleri zaman en bayag1 ve alc;ak bir hisle varhklanm yuk kabul etmek, varhk sebebin olan o muhterem zatlann olumlerini istemek gibi vah§i, kederli, ruhani bir elemdir. Evladm1 sevmek, Cenab-1 Hakk'm senin nezaretine ve terbiyene emanet ettigi o sevimli, §irin varhklara muhabbet ise saadetli bir nimettir. Ne musibetleriyle fazla elem c;eker ne de olumleriyle umitsizce feryat edersin. Daha once gec;tigi gibi, "Onlann Hahk'1 hem Hakim hem Rahim oldugundan alum onlar ic;in bir saadettir." dersin. Kendi hakkmda da, onlan sana veren Zat'm rahmetini du§U.nur, aynhk eleminden kurtulursun. Dostlanm sevmen ise madem Allah ic;indir; o dostlardan aynhk, hatta alum, sohbetinize ve karde§liginize engel olmadrgmdan, o manevi muhabbetten ve ruhani irtibattan faydalamrsm ve kavu§ma lezzeti daimi olur. Fakat Allah ic;in olmazsa, bir gunluk kavu§ma lezzeti, yuz gunluk aynhk elemini netice verir. 164 HA;;iYE Peygamberleri ve evliyay1 Allah ic;in seversen, gafillere karan!tk bir vah§et yurdu gibi gorunen berzah alemi sana 0 nurani zatlann varhklanyla nurlanm1§ g6rundugu ic;in o aleme gitmekten vah§et ve deh§et duymazsm. Bilakis o muhabbet, oraya gitmeye meyil ve arzu uyandmr, dunya hayatmm lezzetini kac;irmaz. Yoksa onlara sevgin, medenilerin me§hur insanlan sevmesi turunden olsa, o kamil insanlann 164 HA~iYE Allah

i<;in bir saniye gi.irli§me, kavu§ma, bir senedir. Fakat dunya ic;in olsa bir sene, bir saniyedir.


782 SiiZLER

faniliklerini, 6liimlii olmalanm ve mazi denilen biiyiik mezarda c;uriimelerini dii§iiniip elemli hayatma bir keder daha Have edersin. Yani, "Oyle kamil insanlan <;iiriiten bir mezara ben de gidecegim." diye dii§iiniir, kabristana endi§eyle bakar ve "Ah!" c;ekersin. Onceki nazarla ise onlarm beden elbisesini mazide birak1p istikbal salonu olan berzah aleminde tam bir rahat i<;inde ikamet edeceklerini dii§iiniir, kabre dost<_;a bakarsm. Hem giizel §eyleri sevmen madem Sani hesabmad1r. 165 "Ne giizel yapilm1§lar." demek tarzmdad1r. 0 sevgin leziz bir tefekkiir olur ve giizellige dii§kiin zevkini daha yiiksek, daha mukaddes ve binlerce defa daha giizel cemal mertebelerinin definelerine <;evirir; c;iinkii seni o giizel eserlerden ilahi icraatm giizelligine ula§tinr. Ondan Cenab-1 Hakk'm isimlerinin giizelligine, ondan stfatlarmm giizelligine, ondan Zat-1 Ziilcelal'in benzersiz cemaline kar§l kalbe yo! ac;ar. i§te giizel §eyleri bu §ekilde sevmen hem lezzetli hem ibadet hem de tefekkiirdiir. Gen<;!@ ise madem Cenab-1 Hakk'm giizel bir nimeti olmas1 y6niiyle seversin. Elbette onu ibadete sarf eder, gayrime§ru zevklerde bogup 6ldiirmezsin ... Oyleyse gen<;likteki ibadetler, o fani gen<;ligin baki meyveleridir. ihtiyarlad1kc;a genc;ligin iyilikleri olan baki meyvelerini elde eder ve zararlarmdan, ta§kmhklanndan kurtulursun. Hem ihtiyarhkta daha <;ok ibadete muvaffak1yet ve Cenab-1 Hakk'm merhametine daha <;ok liyakat kazand1gm1 dii§iiniirsiin. Gafiller gibi be§-on senelik bir gen<;lik lezzetine kar§1hk elli sene, "Eyvah genc;ligim gitti." diye hay1flamp genc;lige aglamayacaksm. Oylelerinden biri demi§ ki: o

,,.

,,.

o.J.,,.

::;;

,,.

166<. :QJ\ ~ ~ ~jf"t ~Y. ~~ ~~\ ~

Yani: "Ke§ke gen<;ligim bir giin donseydi, ihtiyarhgm ba§ima neler getirdigini ona §ikayet edip anlatacaktim." Bahar gibi ziynetli sergileri sevmen ise madem ilahi sanat eserlerini seyretmek i<;indir. 0 bahann gec;mesiyle o lezzet yak olmaz. <;;:unkii baharm yald1zh bir mektup gibi verdigi manfilan her vakit seyredebilirsin. 165 166

Bkz. Sad suresi, 38/32. Bkz. el-Ub§eyhi, el-Miistatraf 2/71; el-Cah1z, el-Beyan ve't-Tebyln 1/429 (Ebu'l-Atahiye'nin si:izil olarak kaydedilmi§tir.)


Ornz IKiNci Soz 783

Hayalin ve zaman, ikisi de sinema §eridi gibi o seyir lezzetini devam ettirmekle beraber, 0 baharm manalanm, guzelliklerini senin ic;in tazelerler. 0 vakit sevgin geride pi§manhk birakmaz, elemli ve gec;ici olmaz; lezzetli, safah olur. Dunyay1 sevmen ise madem Cenab-1 Hak nammad1r. 0 vakit dunyadaki deh§et verici varhklar, senin ic;in cana yakm birer arkada§ hukmune gec;er. Dunyay1 ahiretin tarlas1 olmas1 yonuyle sevdiginden her §eyde ahirete fayda saglayacak bir sermaye, bir meyve bulabilirsin. Sana dunyanm ne musibetleri deh§et ne de yoklugu ve gec;iciligi s1kmh verir. 0 misafirhanede ikamet sureni tam bir rahat ic;inde gec;irirsin. Arna onu gafiller gibi seversen, sana yuz defa soyledik ki: S1kmhh, ezici, bogucu, fanilige mahkum, neticesiz bir muhabbet ic;inde bogulur gidersin. i§te sevdiklerinden bazilanm Kur'an'm 6grettigi §ekilde sevdigin vakit elde edecegin neticelerin her birinden ancak yuzde birini gosterdik. Kur'an'm gosterdigi yolda olmazsa verecegi zararlarm yuzde birine i§aret ettik. ~imdi me§ru dairedeki o c;e§it sevgilerin beka yurdunda, ahiret aleminde, Kur'an-1 Hakim' in apac;1k ayetleriyle bildirdigi neticelerini i§itmek ve anlamak istersen, i§te ahiretteki o turlu neticelerin, faydalann yuzde birini bir "mukaddime" ve dokuz "i§aret" ile k1saca gosterecegiz.

Mukaddime Cenab-1 Hak azametli uluhiyetiyle, guzel rahmetiyle, buyuk rububiyetiyle, kerim merhametiyle, yuce kudretiyle, tath hikmetiyle §U kuc;uk insanm vucudunu bu kadar duyguyla, uzuvlarla, c;e§itli kabiliyet ve latifelerle, maneviyat ile donahp suslemi§tir. Ta ki butun bunlarla hadsiz nimetlerinin her c;e§idini, turlu ihsanlanm, rahmetinin tabakalanm o insana hissettirsin, bildirsin, tattirsm ve tamtsm. Hem bin bir isminin sonsuz c;e§itlilikteki tecellilerini insana onlarla bildirsin, tarttirsm ve sevdirsin. i§te insandaki say1s1z duygunun, kabiliyetin ve uzvun her birinin ayn birer hizmeti ve kullugu oldugu gibi, ayn ayn lezzetleri, elemleri, vazifeleri ve mukafatlan vardir. Mesela goz, suretlerdeki guzellikleri ve gorunen alemdeki c;e§itli, guzel kudret mucizelerini seyreder.


784

SOZLER

Vazifesi, ibret nazanyla Sani'ine §i.iktirdi.ir. Gaze has lezzet ve elemler malumdur, tarife gerek yok. Mesela kulak, her c;;e§it sesi, tath nagmeleri ve Cenab-1 Hakk'm rahmetinin i§itilen alemdeki gi.izelliklerini duyar. Onun ayn bir kullugu, ayn bir lezzeti, ayn bir mi.ikafah vard1r. Mesela koku alma duyusu, kokulardaki rahmet gi.izelliklerini hisseder. Kendine has bir §i.iki.ir vazifesi, bir lezzeti bulunur. Elbette mi.ikafati da vard1r. Mesela dildeki tat alma duyusu, bi.iti.in yiyeceklerden zevk almakla ti.irli.i manevl §i.iki.irle vazife gori.ir ve bunun gibi... insandaki bi.iti.in kabiliyetlerin, uzuvlann, kalb, ak1l ve ruh gibi bi.iyi.ik ve mi.ihim latifelerin boyle ayn ayn vazifeleri, lezzetleri ve elemleri vard1r. i§te Cenab-1 Hak, Hakim-i Mutlak insanda istihdam ettigi bu kabiliyetlerin her birine elbette lay1k olduklan i.icreti verecektir. 0 c;;e§itli muhabbetlerin daha once soylenen, di.inyadaki pe§in neticelerini herkes vicdanmda hisseder ve onlarm varhg1 yamlmaz bir sezgiyle ispat edilir. Ahiretteki neticelerin ise kesin varhklan ve gerc;;ekle§ecekleri ozetle Onuncu Soz'i.in on iki parlak ve kesin hakikatiyle ve Yirmi Dokuzuncu Soz' deki alti a§ikar esasla ispatlan~1g1 gibi, etrafhca izah1 r,y\Sj\ ji..,or 167 r,-9uJI !f-11 ~\ ~\ f-J.S r,ili;il ~ij olan Kur'an-1 Hakim'in apac_:;ik ayetleriyle, ince manalanyla ve i§aretleriyle ac;;1kc;;a bildirilmi§tir, katiyen sabittir. Daha uzun deliller getirmeye li.izum yok. Zaten ba§ka Soz'lerde, cennete <lair Yirmi Sekizinci Soz'i.in Arapc;;a olan ikinci makammda ve Yirmi Dokuzuncu Soz' de pek c;;ok delil gec;;mi§tir. Birinci i§aret

Leziz yiyeceklere, ho§ meyvelere §i.ikrederek onlan me§ru dairede sevmenin ahiretteki neticesi, Kur'an'm ac;;1k ve kesin hi.ikmi.iyle, cennete lay1k bir tarzdaki leziz yiyecekler ve gi.izel meyvelerdir. 168 Ve o yiyecekleri, meyveleri i§tahh bir §ekilde sevmektir. Hatta di.inyada bir meyve yiyip soyledigin "Elhamdi.ilillah" kelimesi, cennet meyvesi 167

168

"Sozun en dogrusu ve beyanm en harikas1, sonsuz ilim, izzet ve hakimiyet sahibi olan Allah'm sbztidtir." Bkz. Buhari, edeb 70; Nesai, sehv 65, 1ydeyn 22; ibni Mace, mukaddime 7. Bkz. Bakara suresi, 2/25; Yasin suresi, 36/55-57; Saffat suresi, 37/41-42; Zuhruf suresi, 43/72; Duhan suresi, 44/51-57; Tur suresi, 52/19-20; Rahman suresi, 55/68; Vak1a, suresi, 56/20, 32; Murselat suresi, 77/41-42.


Ornz iKiNci Soz 785

olarak cisme bi.iri.indi.iri.ili.ip sana takdim edilir. Burada meyveyi, orada "Elhamdi.ilillah"m mi.ikafatim yersin. Ve o yiyecegin i<;inde ilahi nimetleri, Rahmani iltifatlan gordi.igi.inden o lezzetli manevi §i.ikri.in cennette gayet leziz bir yiyecek suretinde sana verilecegi, hadisin kesin ifadesiyle, 169 Kur' an' m i§aretleriyle, 170 hikmetin ve rahmetin geregi olarak sabittir.

ikinci i§aret Di.inyada nefsini me§ru bir surette sevmek, yani onun gi.izelliklerini degil, belki noksanlanm gori.ip tamamlamaya dayanan §efkat ile onu terbiye etmek ve hayra sevk etmek, cennette o nefse lay1k sevgilileri netice verir. Nefis madem di.inyada arzu ve heveslerini Cenab-1 Hak yolunda gi.izelce degerlendirmi§. Kabiliyetlerini, duygulanm gi.izel bir surette kullanmI§. Kerim-i Mutlak'm, ona di.inyadaki me§ru ve kulluga yakI§Ir muhabbetinin neticesi olarak cennette, cennetin yetmi§ ayn ziynet ve gi.izelliginin numuneleri olan yetmi§ farkh elbiseyi giydirip, nefisteki bi.iti.in duyulan memnun edecek, ok§ayacak yetmi§ <;e§it gi.izellikle vi.icudunu si.isleyip 171 her biri canh, ki.i<;i.ik birer cennet hi.ikmi.inde olan hurileri verecegi, pek <;ok ayet ile a<;tk<;a gosterilmi§ ve ispat edilmi§tir. 172 Hem di.inyada gen<;!@ me§ru dairede sevmenin, yani gen<;lik kuvvetini ibadette sarf etmenin neticesi ahirette ebedi bir gen<;liktir. 173 169 Bkz. "Kim 'siibhanallahi ve bihamdihi, siibhanallahi'l-azim' derse cennette onun ic:;in bir hurma agac1 dikilir." (Tirmizi, deavat 59; ibni Mace, edeb 56); "Kim 'siibhanallahi ve'l-hamdiilillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber', derse her harfi ic:;in onun adma cennette bir agac:; dikilir." (et-Taberani, e/-Mu'cemu'l-evsat 8/226); "Cennet fidanlan 'la havle vela kuvvete ilia billah'tir." (Ahmed ibni Hanbel, elMusned 5/418). 170 Bkz. Bakara suresi, 2/25; Yasin suresi, 36/55-57; Saffat sO.resi, 37/41-42; Zuhruf suresi, 43/72; Tur suresi, 52/19-20; Duhan suresi, 44/51-57; Rahman sO.resi, 55/68; Vak1a, sO.resi, 56/20, 32; Miirselat suresi, 77/41-42. 171 Bkz. Tirmizi, k1y6met 60, cennet 5, 7; Darimi, rikak 108; Ahmed ibni Hanbel, elMusned 2/23, 247, 316. 172 Bkz. Kehf suresi, 18/30-31; Duhan sO.resi, 44/50-55; Tur sliresi, 52/17-20; Rahman suresi, 55/72; Vakia sO.resi, 56/22-24; Dehr suresi, 76/21-22; Nebe sO.resi, 78/33. 173 Bkz. Bakara sliresi, 2/25, 72; AI-i imran sO.resi, 3/15, 198; Nisa suresi, 4/13, 57, 122; Tevbe suresi, 9/22, 72, 89; YO.nus sO.resi, 10/26; HO.cl sO.resi, 11/23; ibrahim suresi, 14/23 ...


786

SClZLER

U~iincii i§aret Hayat arkada§mt me§ru dairede, yani tath §efkati, guzel huyu, ahlak guzelligi ic:;in samimi bir §ekilde sevmekle onu da gec:;imsizlikten, isyandan ve diger gunahlardan korumanm ahiretteki neticesi ise §Udur: Rahlm-i Mutlak, saadet yurdunda hayat arkada§mm, hurilerden daha guzel bir surette ve daha ziynetli bir tarzda, daha cazibeli bir §ekilde sana ebedi bir hayat arkada§t 174 ve dunyadaki eski maceralan birbirinize lezzet alarak nakledeceginiz, eski hattralan kar§thkh yad edeceginiz bir dost, tatl1, ebedl bir arkada§, bir sevgili olarak verilecegini vaat etmi§tir. 175 Elbette vaat ettigi §eyi kesinlikle verecektir.

Dordiincii i§aret Anne-baba ve evlad1 me§ru dairede sevmenin neticesi: Kur'an'm kesin hukmuyle, Cenab-1 Erhamurrahimin, makamlan ayn ayn da olsa yine o mesut aileye beka aleminde saf bir sohbet lezzeti, cennete lay1k g(lzel bir beraberlik suretinde ebedi kavu§ma ihsan eder. Ve on be§ ya§ma girmeden, yani bulO.g c:;agma ermeden vefat eden c:;ocuklar ~1JJ3 176 03 ~ denilen cennet c:;ocuklan olarak cennete lay1k bir tarzda gayet suslu, sevimli bir surette anne ve babalannm kucaklanna verilir. Onlann evlat sevgisi hislerini tatmin ederler. 0 zevki ve lezzeti onlara ebediyen verirler. Zira c:;ocuklar teklif ya§ma girmediklerinden ebedi, sevimli, §irin c:;ocuklar olarak kalacaklar. Dunyadaki her lezzetli §eyin en alas1 cennette bulunur. 177 Yalrnz c:;ok §irin olan c:;ocuklanrn sevip ok§amak zevki -cennet, nesillerin devam ettigi bir yer olmad1gmdan- cennette yoktur zannedilirdi. i§te bu surette o da vardtr. Hem de en zevkli ve en §irin §ekilde vardtr. 178 i§te evlad1 bulug c:;agmdan once vefat edenlere mujde ... 174

175

176 177

178

Dunyada evli olan kimselerin, bu beraberliklerini cennette de devam ettireceklerine <lair bkz. Buhari, fezdilu ashdb 30; Tirmizi, mendkzb 62; Ma'mer ibni Ra§id, el-Cami' 11/302. Bkz. Bakara suresi, 2/25; Ra'd sliresi, 13/23-24; Yasin suresi, 36/22; Zuhruf suresi, 43/70; Vak1a suresi, 56/34-38. "Ebedilige ermi§ c;ocuklar" (Vak1a suresi, 56/17; Dehr suresi, 76/19) Bkz. Bakara suresi suresi, 2/25; Tevbe suresi, 9/72; Yasin suresi, 36/55; Muhammed suresi, 47/15; Rahman suresi, 55/54-58; Mearic suresi, 70/35 ... Bkz. "Mumin, cennette c;ocuk arzu ettiginde ham!, dogum ve yeti§me gibi i§ler hemen k1sa bir zaman zarfmda olup bu arzusu gerc;ekle§ir." (Tirmizi, cennet 23; ibni Mace, ziihd 39; Darimi, rikak 110)


Oruz ii<iNci Soz 787

Be§inci i§aret

01

Dunyada 179 ~\ j, hukmunce salih dostlan sevmenin neticesi olarak, cennette 180 ~LB .JY.::. ~ tabir edilen, kar§t kar§tya kurulmu§ cennet divanlarmda ~tur~p ho§, §irin, guzel, tath bir §ekilde, dunya maceralanm ve eski hattralanm birbirlerine nakledip eglenerek aynhks1z, saf bir muhabbet ve sohbet suretinde insanm dostlanyla g6rli§tlirulecegi, Kur'an'm ac;:ik ve kesin hukmuyle sabittir. 181

Altmc1 i§aret Peygamberleri ve evliyay1 Kur'an'm tarif ettigi §ekilde sevmenin neticesi, o peygamberlerin ve evliyanm §efaatlerinden berzahta, ha§irde faydalanmak, bununla beraber gayet yuce ve onlara lay1k makam ve feY'.izlerden o muhabbet vas1tas1yla feyizlenmektir. 182 Evet, f ~;.JI 183 ~\ ~ sirrmca, basit bir adam yuksek bir makama, o makamm sahibi, sevdigi bir zata tabi olmakla girebilir. Yedinci i§aret

Guzel §eyleri ve bahan me§ru dairede sevmenin, yani "Ne kadar guzel yap1lm1§." 184 diyerek, o eserlerin arkasmdaki fiillerin guzelligini, intizamm1, o intizamm arkasmdaki guzel isimlerin cilvelerini ve o guzel isimlerin arkasmda s1fatlann tecellilerini sevmenin neticesi ise beka 179 "i<:;te duyulacak sevgi, Allah i<:;in olmahd1r." 'Allah ic;;in sevmek ve nefret etmek' baz1 hadislerde amellerin en faziletlisi sayilm1§;' baz1 hadislerde de imanm en guc;;lu bir bag1 olduguna dikkat c;;ekilmi§tir.'' 'Ebu Davud, silnnet 2; Ahmed ibni Hanbel, e/-Milsned 5/146; el-Bezzar, el-Milsned 9/461. '* et-Tayalisi, e/-Milsned s.101; ibni Ebi ~eybe, e/-Musannef 6/170, 172, 7/80. 180 "Dost ve karde§ olarak, divanlar uzerinde kar§t kar§1ya otururlar." (Hier sO.resi, 15/47; Saffat sO.resi, 37/44) 181 Bkz. Ya.sin sO.resi, 36/56; Dehr sO.resi, 76/13; Mutaffifin sO.resi, 83/23. 182 Bkz. AI-i imran sO.resi, 3/31; Buhari, tevhid 19, 24; Muslim, fman 322, 327, 334-345. 183 "Ki§i sevdigi ile beraberdir." (Buhari, edeb 96; Muslim, birr 165; Tirmizi, zilhd 50; Darimi, rikak 71) 184 Bkz. "Hani bir gun ikindi vakti ona (Hazreti Suleyman), durdugunda sakin, ko§tugu zaman ise suratli safkan ko§U atlan gosterilmi§ti. Onlarla ilgilenip 'Ben Rabbimi hahrlatt1klan ic;;in guzel §eyleri severim.' dedi ve onlar gozden kayboluncaya dek onlan seyredip durdu. Sonra: 'Onlan tekrar bana getirin!' deyip bacaklanm ve boyunlanm s1vazlamaya ba§lad1." (Sad sO.resi, 38/31-33)


788

Si:iZLER

aleminde o gtizel gordtigti sanath varhklardan bin defa daha gtizel bir tarzda Cenab-1 Hakk'm isimlerinin cilvesini ve isimleri ic;indeki cemalini ve s1fatlanrn cennette gormektir. Hatta imam Rabbani (radiyallahu anh) demi§ ki: "Cennetteki gtizellikler, Cenab-1 Hakk'm isimlerinin cilvelerinin cisme btirtinmti§ halidir." Dikkatlice dti§tin! .. Sekizinci i§aret

Dtinyanm ahiretin tarlas1 185 ve Cenab-1 Hakk'm isimlerinin aynas1 olan iki guzel yuztinu tefekktir ederek sevmenin ahiretteki neticesi: insana dunya kadar, fakat dtinya gibi fani olmayan baki bir cennet verilecektir. 186 Hem Cenab-1 Hakk' m dtinyada yalrnz zayif golgeleri gosterilen isimleri, o cennetin aynalannda en §a§aah bir surette gosterilecektir. Dtinyay1 ahiretin tarlas1 olan ytiztiyle sevmenin neticesi ise §Udur: Dunya bir fidanhg1, yani ancak fidanlanm bir derece yeti§tiren kuc;uk bir tarlas1 hukmunde olan oyle bir cennet verilecek ki, insanm hisleri ve kabiliyetleri dunyada kuc;tik fidanlar ve tohumcuklar htikmtindeyken cennette en mtikemmel §ekilde ac;1ga c;ikacak, turlu lezzet ve kemalat ile sumbullenecektir. Bu, rahmetin ve hikmetin geregi oldugu gibi, hadislerin ac;1k, kesin htiktimleri 187 ve Kur'an'm i§aretleriyle 188 sabittir. Hem insan madem her hatanm ba§l olan kmanm1§ dunya sevgisine 189 aldanmam1§, belki Allah'm isimlerine ve ahirete bakan iki ytizunu O'nun isimleri ve ahiret ic_;in sevmi§ ve tefekktir ibadetiyle 0 yuzleri mamur etmi§, adeta buttin dunyas1yla ibadet etmi§. Elbette dunya kadar bir mtikafat almas1, rahmetin ve hikmetin geregidir. Hem madem ahiret muhabbetiyle onun tarlasm1 sevmi§ ve Cenab-1 Hakk'm muhabbetiyle isimlerinin aynasm1 185

186

187

188

189

"Dunya, ahiretin tarlas1d1r." manasmdaki hadis ii;in bkz. el-Gaza!!, jhyau Ulumi'd-Din 4/19; es-Sehavi, el-Makr1s1di1'/-Hasene s.497; Aliyyulkari, e/-Esraru'/-MerfUa s. 205. Cenab-1 Hakk'm cennete en son girecek olan ki§iye dunyamn on misli kadar bir yer verecegine dair bkz: Buhari, rikak 51, ezan 129; Muslim, iman 308, 311. Bkz. "Cenab-1 Hak, salih kullarma gozlerin gormedigi, kulaklarm i§itmedigi ve hii;bir insanm hayaline gelmeyecek nimetler haz1rlam1§tir." (Buhari, bed'il'/-halk 8, tevhid 35; Muslim, iman 312, cennet 2-5) Bkz. Enbiya sO.resi, 21/102; Secde sO.resi, 32/17; Fussilet sO.resi, 41/31; Zuhruf sO.resi, 43/71. Bkz. el-Beyhaki, $uabi1'1-fman 7/338; el-Mi.inziri, et-Tergib ve't-Terhib 3/178; esSuyO.ti, et-Tedribil'r-Ravi s.287; el-Ac!O.ni, Ke:§/Ct'l-Hafd 1/496.


Ornz iKiNci Soz 789

sevmi§. Elbette dunya gibi bir sevgili ister. 0 da, dunya kadar bir cennettir. Soru: 0 kadar buyuk, uc;suz bucaks1z cennet neye yarar? Cevap: Nasil ki eger mumkun olsa, hayal suratiyle yeryuzunun her tarafm1 ve yild1zlann <;ogunu gezsen, "Butun alem benimdir." diyebilirsin. Meleklerin, insanlarm ve hayvanlarm da oralarda bulunmalan o hukmu bozmaz. Aynen oyle de, cennet dolu da olsa, "O cennet benimdir." diyebilirsin. Hadiste ifade edilen, "baz1 cennet ehline verilen be§ yuz senelik cennet" s1rn, 190 Yirmi Sekizinci Soz' de ve ihlas Risalesi'nde anlahlm1§hr. Dokuzuncu i~aret

imanm ve Allah sevgisinin neticesi: Ke§f ehlinin ve hakikati delilleriyle bilen zatlann ittifak1yla, dunyamn bin sene mesut hayah cennet hayatmm bir saatine denk gelmezken, 191 cennet hayatmm da bin senesinin, bir saatine denk olmad1g1192 kutsi, munezzeh cemal ve kemal sahibi bir Zat-1 Zulcelal'i mu§ahede etmek, gormektir ki, 193 HA!liYE sahih hadislerle 194 ve Kur'an'm kesin hukumleriyle 195 sabittir. Hazreti Suleyman (aleyhisselam) gibi muhte§em faziletlerle me§hur bir zah gorme arzusunu, Hazreti Yusuf (aleyhisse/am) gibi gilzellikle milmtaz bir Baz1 cennet nimetlerinin ehemmiyeti "g6kler ve yer kadar, yani be§ ytiz senelik mesafe" §eklinde vurgulanmt§hr (Bkz. Tirmizi, cennet 8). Nitekim cennetin, g6kler ve yer kadar geni§lige sahip oldugu, Kur'an-1 Kerim'de de beyan edilmi§tir (Bkz. Al-i imran suresi, 3/133; Hadid suresi, 57/21). Hatta cennette en alt mertebedekilerin bile, bin senelik mesafeye denk gelecek kadar bol nimetlere mazhar olacaklanna <lair hadisler vardir. Bkz. Tirmizi, tefsfru sure (75) 2, cennet 17; Ahmed ibni Hanbel, e/-Musned 2/13, 64. 191 Bkz. Buhari, cihdd 5, bed'u'/-halk 8, rikak 51; Tirmizi, cihdd 17; Ahmed b. Hanbel, e/-Musned 2/482, 483 ... 192 Bkz. Muslim, fmdn 297; Tirmizi, cennet 16; ibni Mace mukaddime 13; Ahmed ibni Hanbel, e/-Musned 4/332-333. 193 HNJiYE Hadisin a«tk ve kesin hukmuyle, O'nun cemalini g6rmek, butiin cennet lezzetlerinin o kadar ustiindedir ki, onlan unutturur. 0 §Uhuddan, yani g6rmeden sonra ehl-i §Uhudun cemfillerinin gilzelligi o derece fazlala§tr ki, d6ndukleri vakit, saraylarmdaki aileleri onlan «Ok dikkatle, zor tamyabilirler. Bu, hadiste beyan edilmi§tir. 194 Bkz. Buhari, mevdkfta's-saldt 16, 26, ezdn 129; Muslim, mesdcid 211-212. 195 Bkz. "Yilzler vardir o gun pm! pml... 0 guzel ve Yuce Rablerine bakakahr. .. " (Ktyamet suresi, 75/22-23) 190


790 StiZLER

zat1 gormek i<;in merakh bir §evki herkes vicdanmda hisseder. Acaba dunyanm butun guzelliklerinden ve kemalatmdan binlerce derece yuksek olan cennetin bu.tun guzellikleri ve kemalah, cemalinin ve kemalinin ancak bir cilvesi olan Zat' 1 gormek, ne kadar cazibeli ve merak uyandmc1d1r, ne kadar arzu edilir ve i§tiyak vericidir, k1yas edebilirsen et. .. ,

-:..,J4 •'i w- ~I~-:.~\, d:J1 8-;~ , , .J • ~ ·~ /

Cl

~CJ,_,$ 8.iJ1 . .J . •

/

1

Cl

196$•~'~'·,·:t\

J ~~

•.JJ.J /

197rJ1

~1 ~i

/

1

/

'

E~ll\ i./-. G~JJ'\ r--

., '-l,,.J

/

&l ~ ~ :ll 8 ~ '1 d~

, ' ,·i~'J\ \;:., ~ _\t;JJ~,tl.;,·i '.' \;:.~L-:., '1-;..E~ll\ ~ ' ,. .J ', ~ .J ~ , J J 0-4 ~ 1:-.J U""' ,

19s~

,

r--

Tembih Bu Soz'un sonundaki etrafhca izah1 uzun gorme; onemine nispeten k1sad1r, hatta daha uzun anlatmak gerekir. BU.tun bu Soz'lerde konu§an ben degilim. Belki Kur'an'm i§aretleri adma hakikattir. Hakikat ise hak soyler, dogru konU§UL Eger yanh§ bir §ey gordunuzse kesinlikle biliniz ki, haberim olmadan fikrim kan§ffiI§, kan§hrmI§, yanh§ yapmI§hr. ***

MONACAT Ya Rab! Nasil buyuk bir saraym kap1sm1 <;alan bir adam, a<;ilmad1g1 vakit o saraym kap1sm1 ba§ka, makbul bir zatm tamd1k sesiyle <;alar ki kap1 ona a<;1lsm ... i§te bi<;are ben de senin rahmet dergahm1, sevgili bir kulun olan Oveys el-Karani'nin nidas1 ve munacahyla §6yle <;ahyorum. Dergahm1 ona a<;hgm gibi, rahmetinle bana da a<;. Onun gibi derim ki: 196 Allah1m! Bizi diinyada Senin sevgin ve bizi Sana ve Senin emrettigin gibi istikametli olmaya yakla§tlracak §eylerin sevgisiyle nz1kland!f! Ahirette ise rahmetinle ve cemalini gostermekle bizi nz1kland!f! 197 "Siibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan Sensin." (Bakara suresi, 2/32) 198 Allah1m! Alemlere rahmet olarak gonderdigin resuliin Hazreti Muhammed' e (sallalldhu a/eyhi ve sellem), O'nun biitiin aline ve ashabma salat ve selam eyle!


Oruz iKiNci Soz 791 ,>

,}

,

0

0

J~I

,

:'t

,J.

0

Oj>

l.;1j J_WI ..:..:,1j ,

,

iiµ1 Llj J.qL<l1 .;Jtj

jJj;.J1 Cij j1jy1 .;Jij

d,J ~ ~.:.. i1 ~t, J

j).D1 Ltj ~111 .;Jb

·L.J1~t,J ...,.;,·L.J1Lt' J~.

& , ~II Cij ~1 .;Jij

~~~II tfij ~1 ~tj !•f11iJ,, <l1~t, ~ J~r J

t;~\\ ~t,J , ~~i1 Lt'! ~ J~

~l<l1 Cij ~);JI .;Jij

, ~~i1

~

i 'L:.JI

{.)"':,

ci,

,

...L..1J1 .,

l..!,il .;Jt,J

J~

~I Llj s1y;l1 .;Jtj

ci,J~-r ~ .:i1 .;Jt, J

~WI Llj ~\11 dij

'· , i1 ci,J J,.81 .;Jt,J ..

~.r' ""

,,

,

cf; ..

J,,,,

;

1il1 ci,J ~I .. ,,,.. .;Jt,J

0

.,,

0

,,,

,;.,).

0

,..,

0' lJ ·ts lJ• 41\I lJ• ~'l''I ·' J.J "\,;.:;' •J • ~ .r u..;.I' , .J ef . .J '-l:_Y·~ '-f,I ~ ~ .. i.; 1< '. .. ~, ~~ 1< '. ~, ~~ ·t.;; LJ, <LJ ·G LJ, , ' u r.:r. ..j!:, .) ; ~ r.:r. ef ~ . t'--!"' • ~ . t:?:J

lJ• ~'I,.J lJ• "'

0

,...

,..

199~1jll

,,,

f-.}14

,,,

~~ l~i

"

..ff _)._jlj

20o~w1 ~_; ~ .k;J1 ~i ~Y~ y;.\j

199 "Allah1m! Sen benim Rabbimsin, ben ise Senin kulun! Yaratan Sensin, yaratJlan

200

benim. RIZ1k veren Sensin rIZtklandmlan benim. Miilk sahibi Sensin, kul ve kale benim. Aziz Sensin, zelil benim. Zengin Sensin, fakir benim. Diri Sensin, 6lii benim. Baki Sensin, fani olan benim. Ker'.im Sensin, hakir (zelil) benim. iyilik yapan Sensin, suc;Iu ve giinahkar benim. Affedip bagt§layan Sensin, giinah i§leyen benim. Biiyiik ve yiice Sensin, kiic;iik ve degersiz benim. Giic;lii ve kuwetli Sensin, zay1f ve giic;silz benim. Veren Sensin, isteyen benim. Her §eyden Emin Sensin, korkan benim. Comert Sensin, muhtac; ve fakir benim. Dualara cevap veren Sensin, dua edip isteyen benim. ~ifa veren Sensin, hasta benim. Her tiirlii noksan stfattan miinezzeh ve biitiin kemfil sifatlarla vas1flanm1§ Rabbim! Giinahlanm1 affet, hatalanm1 ba§i§la, hastahklanma §ifa ver, ebediyen beni nzana mazhar eyle. Bunu rahmetinle ihsan eyle ey merhamet edenlerin en merhametlisi! (el-Giimii§hanev'.i, MecmuatU'l-Ahzdb [Evrad-1 ~azeli] 323-324). "Onlarm dualan 'Hamd filemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.' diye sona erer." (YO.nus suresi, 10/10)


Otuz U~ Penceredir

Soru: Kw~atic1 hakikatleri i<:;eren §U iki ayetin ifade ettigi, Cenab-1

Hakk'm varhgmm vilc0.biyetine 2 ve birligine, vas1flanna ve icraatma, en kui_;uk alem olan insan ile en buyuk alem olan kainatm nasil i§aret ettiklerinin ozetle, k1sa bir §ekilde anlatilmasm1 istiyoruz. (unkil inkarc1lar i_;ok ileri gittiler. "Ne vakte kadar 3.J.;~ ~~JS'~ y;,j deyip elimizi kald1racag1z?" diyorlar. - , Cevap: Yaz1lan butiln otuz Li<; Soz, o ayetin denizinden ve feyiz verdigi hakikat deryasmdan otuz Li<; damlad1r. Onlara bakarsamz cevabm1z1 alabilirsiniz. ~imdilik o denizden yalmz bir damlanm s1zmtilanna i§aret olarak §6yle deriz: Mesela, nasil ki mucize sahibi bir zat, buyuk bir saray yapmak istese once onun temellerini, esaslanm muntazaman, hikmetle yerle§tirir "Rahman ve Rahim Allah'm ad1yla. Evet, Biz ileride onlara delillerimizi gerek di§ di.inyada, gerek kendi oz varhklannda gosterecegiz; ta ki Kur'an'm, Allah tarafmdan gelen gerc;egin ta kendisi oldugu onlar tarafmdan da iyice anla§Ilacak; Rabbinin her §eye §ahit olmas1 yetmez mi?" (Fussilet suresi, 41/53) Zorunlu, vacip, varhg1 kendinden olma. "Allah her §eye kadirdir." (Maide suresi, 5/120; HD.d sD.resi, 11/4; Rum suresi, 30/50 ... )


Ornz -Oc:uNci.i Soz 793

ve ilerideki neticelerine, gayelerine uygun bir tarzda duzenler. Soma saray1 maharetle odalara ve k1s1mlara aymr. Ardmdan o odalan tanzim ve tertip eder, naki§larla susler. Sonra elektrik lambalanyla aydmlatir. Ardmdan o muhte§em ve suslu sarayda maharetini, ihsanlanm yenilemek ic_;in her bir tabakada yeni yeni icatlar, degi§iklikler yapar. Sonra da her odadan kendi makamma bir telefon hath baglay1p birer pencere ac;ar; her odadan onun makam1 gorunur. Aynen oyle de, - 4 ~ \r\ ~\ ~j- Sani-i Zulcelal, her §eye hikmetle hukmeden Hakim-i Hakim, hakhy1 haks1zdan ayiran sonsuz adalet sahibi Adl-1 Hakem ve bin bir mukaddes ismiyle musemma benzersiz Fahr, buyuk alem olan §U kainat saraym1 ve yarahlt§ agacm1 var etmeyi diledi. 0 saraym, o agacm esaslanm hikmet dusturlanyla ve ezeli ilminin kanunlanyla alb gunde yerle§tirdi. 5 Sonra onu ulvi ve sufli tabakalara ve dallara aymp kaza ve kader dusturlan ile k1s1mlara boldu, ona suret verdi. Ardmdan her varhk tUrunu ve tabakasm1 sanat ve inayet dusturu ile tanzim etti. 6 Sonra her §eyi, her bir alemi ona lay1k bir tarzda, mesela gogu y1ld1zlarla, yeryuzunu c;ic;eklerle susledigi gibi, susledi. 7 Ardmdan o kulll kanunlarm, umumi dusturlann meydanmda isimlerini tecelli ettirip alemi aydmlath. Sonra bu kulll kanunlann agirhgmdan feryat edenlerin imdadma hususi bir surette Rahman ve Rahim isimlerini yeti§tirdi. Demek, o kulll ve umumi dusturlar ic_;inde hususi ihsanlan, hususi yard1mlan, hususi cilveleri var ki, her §ey, her vakit, her ihtiyac1 ic_;in O'ndan yard1m ister, O'na bakabilir. 8 Sonra o Zat her menzilden, her tabakadan, her alemden, her topluluktan, her fertten, her §eyden kendisini g6sterecek yani varhgm1 ve birligini bildirecek pencereler ac;t1. Her kalbin ic_;ine bir telefon b1rakt1. 4

"En yuce s1fatlar Allah'md1r." (Nahl suresi, 16/60) Bkz. A'raf suresi, 7/54; YO.nus sO.resi, 10/3-6; HO.ct sliresi, 11/7; Furkan sO.resi, 25/59; Secde sO.resi, 32/4-6; Mucadele suresi, 48/4-6; Kaf suresi, 50/38; Hadid suresi, 57/4-6. Bkz. Bakara sO.resi, 2/29; Yunus suresi, 10/2-3; Ra'd sO.resi, 13/2. Bkz. Hier sliresi, 15/16-21; Saffat suresi, 37/6; Fussilet sO.resi, 41/10-12; Kaf sO.resi, 50/6-8; MU!k sO.resi, 67/5. Bkz. Bakara sliresi, 2/186; Al-i imran sO.resi, 3/195; Enfal suresi, 8/9; Yusuf sO.resi, 12/34; Enbiya sO.resi, 21/76, 84, 88, 90; Nern! suresi, 27/62; Mu'min sO.resi, 40/60; ~1'.lra sO.resi, 42/26.


794

SOZLER

$imdi elbette haddimizi a§IP §U say1s1z pencerelerden bahsetmeye giri§meyecegiz. Onlan Cenab-1 Hakk'm her §eyi ku§atan ilmine havale ederek yalmz Kur'an ayetlerinin panltilan olan, Otuz Oc;uncii Soz'iin Otuz Oc;uncii Mektubundan -namazdan sonraki tesbihatm otuz ii<; miibarek adedine denk gelmesi ic;in- Otuz Oc; Pencere'ye k1saca, 6zetle i§arette bulunup izahm1 ba§ka Soz'lere b1rak1yoruz.

BiRiNCi PENCERE Apa<;;ik bir §ekilde g6riiyoruz ki: Her §eyin, bilhassa canhlann c;ok c;e§itli ihtiyac; ve arzulan vard1r. 0 arzulan, o ihtiyac;lan ummad1klan, bilmedikleri ve ellerinin yeti§medigi yerden uygun bir vakitte kar§ilamyor, imdada yeti§tiriliyor. 9 Halbuki o hadsiz arzulann en kiic;iigiine bile o muhtac;lann giicii yetmez, elleri ula§maz. Mesela kendine bak: Goriinen ve goriinmeyen duyu ve duygulannm ihtiyac; duydugu §eyler gibi elinin yeti§medigi ne kadar c;ok §eye muhtac;sm. Biitiin canhlan kendine k1yasla ... i§te biitiin bunlar, birer birer, Cenab-1 Hakk'm varhgmm viicO.biyetine §ahitlik ve birligine i§aret eder. Hem giine§in I§Ig1 giine§i gosterdigi gibi, bu ha! ve keyfiyet butiiniiyle, gayb perdesi arkasmda bir Vacibii'l-Viicud'u, bir Vahid-i Ehad'1 Kerim, Rahim, Miirebbi (besleyip biiyiiten, terbiye eden), Miidebbir (hikmetle idare eden, c;ekip c;eviren) unvanlan ic;inde akla gosterir. $imdi ey cahil inkarc1, gafil giinahkar! Bu hikmetli, her §eyin gorerek, tam bir §efkat ve merhametle yap1ld1g1 i§leri neyle izah edebilirsin? Sagir tabiatla m1, kor kuvvetle mi, sersem tesadiifle mi, aciz ve cans1z sebeplerle mi? ..

iKiNCi PENCERE Her §ey, varhgmda ve §ahsi suretinde, sonsuz ihtimaller ic;inde karars1z, §a§km ve §ekilsiz bir halde iken, ona birdenbire gayet muntazam, hikmetli oyle bir §ahsi yon veriliyor ki, mesela her insanm yuziinde, hemcinslerinin her birine kar§I ay1rt edici farkhhklar bulunur. 0 kiic;iik yiiz, i<; ve di§ duygulanyla tam bir hikmetle dona.tihr. i§te bu, o Bkz. Talak suresi, 65/3.


Oruz Uc,:iiNcii Soz 795

yilziln gayet parlak bir ehadiyet milhril oldugunu ispat eder. Her bir sima, yiizlerce yonden bir Sani-i Haklm'in varhgma §ahitlik ve birligine i§aret ettigi gibi, biiti.in yiizlerde birden goriinen miihiir, her §eyin Hahk'ma mahsus oldugunu akil gozilne gosterir. Ey inkarc1! Hi<;bir §ekilde taklidi milmkiln olmayan, yiizlerdeki §U tek tek damgalan ve biiti.inilniln gosterdigi parlak Samediyet milhrilnil hangi tezgaha havale edebilirsin?

0~0NC0 PENCERE Yeryiiziinde dart yiiz bin farkh topluluktan 10 ~iYE olu§an biiti.in hayvan ve bitki ti.irlerinin ordusu, apa<;1k gorilldiigii gibi, ayn ayn erzaklan, suretleri, silahlan, elbiseleri, talimat ve terhisleriyle, tam bir 6l<;il ve dilzen i<;inde hi<;bir §ey unutulmadan, §a§mlmadan idare ve terbiye edilir. Bu 6yle bir milhilrdilr ki, o Vahid ve Ehad Zat'm gilne§ gibi parlak bir miihrii oldugu §iiphe kabul etmez. Smirsiz bir kudret, ku§abc1 bir ilim ve sonsuz bir hikmet sahibinden ba§ka kimin haddine ki, §U son derece harika idareye kan§sm. <;unkil birbiri i<;ine girmi§, karma§Ik olan ti.irlerin, milletlerin hepsini birden idare ve terbiye edemeyen, onl~~dan bi~i~e bile kan§sa elbette kan§bracaktir. Halbuki ~\ e-.J~ 11-?_,6 ~ r..S:i' Ji ayetinin s1rnyla, kainatta hi<;bir kan§1khk alametryoktur. Demek ki hi<;bir parmak kan§am1yor.

DORDUNCU PENCERE Kabiliyetlerinin diliyle biitiin tohumlar, f1trl ihtiyac_; diliyle biitiin hayvanlar ve <;aresizlik diliyle biitiin <;aresizler tarafmdan edilen dualann makbul olu§udur. 12 i§te bu sonsuz dualann her birinin a<;1k<;a goriildiigu iizere kabulii ve cevaplanmas1, O'nun viicubiyetine ve birligine §ahitlik ve i§aret ettigi gibi, hepsi birden, biiyilk bir ol<;ekte, apa<;1k bir §ekilde, sonsuz merhamet ve kerem sahibi, biiti.in dualara cevap veren bir Hahk' m varhgm1 gosterir, O'na baktmr. ~iYE Hatta o canh tiirlerinden bir k1sm1 var ki, bir senedeki fertleri, Ha2reti Adem zamamndan kiyamete kadar yaratilan biitiin insanlarm say1smdan fa2lad1r. 11 "Cevir de bak goziinii, gorebilir misin bir kusur?" (Miilk sO.resi, 67/3) 12 Bkz. En' am sO.resi, 6/63; isra sO.resi, 17/67; Nern! sO.resi, 27/62.

10


796

SOZLER

BE~iNCi PENCERE Gorilyoruz ki, e§ya, bilhassa canhlar, birdenbire olur gibi ani bir §ekilde vilcuda gelir. Bununla beraber, aniden basit bir maddeden c;;1kan §eylerin gayet basit, §ekilsiz ve sanats1z olmas1 gerekir. Halbuki her §ey c;;ok maharet isteyen gilzel bir sanatla, c;;ok zamana muhtac;; ihtimam gosterilen nak1§larla donablm1§ olarak, pek c;;ok alet gerektiren hayret verici sanatlarla bezenmi§ ve c;;ok maddeye muhtac;; bir surette yarabhyor. i§te birdenbire olan bu harika sanatm ve gtizel suretlerin her biri, bir Sani-i Haklm'in varhgmm vilcubiyetine §ahitlik ve rububiyetinin birligine i§aret ettigi gibi, hepsi birden gayet parlak bir tarzda sonsuz kudret ve hikmet sahibi bir Vacibu'l-Vucud'u gosterir. $imdi, ey sersem inkarc1! Haydi, bunu neyle izah edersin? Senin gibi sersem, aciz, cahil tabiatla m1? Veyahut sonsuz derecede hata ederek o mukaddes Sani'e "tabiat" ismini verip, O'nun kudret mucizelerini isimlendirmek bahanesiyle her §eyi tabiata dayandmp bin derece muhali birden milmkiln kabul etmek mi istersin?

ALTINCI PENCERE

$u ayet, Cenab-1 Hakk'm varhgmm vilcubiyetini ve birligini gosterdigi gibi, bir ism-i azama da i§aret eden gayet buyilk bir penceredir. Ayetin ozilniln ozil §Udur: Kainatm yilksek ve a§ag1 tabakalarmdaki biltiln alemler ayn ayn 13

"Goklerin ve yerin yarahh§mda, gece ile giindiiziin siirelerinin degi§mesinde, insanlara fayda saglamak ilzere denizlerde gemilerin siizillii§iinde, Allah'm gokten indirip kendisiyle olmii§ yeri canlandird1g1 yagmurda ve yeryiiziinde hayat verip yayd1g1 canhlarda, rilzgarlarm yonlerini degi§tirip durmasmda, gokle yer arasmda emre haw bulutlarm duru§unda, elbette aklm1 i;ah§hran kimseler ii;in Allah'm varhgma ve birligine nice delil vardir." (Bakara sfJ.resi, 2/164)


Ornz U<,:ONCO Soz 797

dillerle bir tek neticeyi, yani bir tek Sani-i Hakim'in rububiyetini gosteriyor. ;>oyle ki: Nasil goklerde -hatta astronominin de itiraf1yla- gayet buyilk neticeler i<_;in gayet muntazam hareketler, bir Kadir-i Zulcelal'in varhgma, birligine ve kusursuz rububiyetine i§aret eder. Aynen oyle de, yeryilzilnde apa<_;1k g6ruldugil ilzere -hatta cografyanm da §ahitligi ve kabuluyle- gayet buyilk faydalar i<_;in mevsimlerdeki gibi gayet muntazam degi§imler dahi o Kadir-i Zulcelal'in vilcubiyetini, birligini ve milkemmel rububiyetini gosterir. Hem nasil ki, karada ve denizde nz1klan tam bir rahmetle verilen, tam bir hikmetle <_;e§itli §ekiller giydirilen ve kusursuz bir rububiyet altmda llirlil llirlil duygularla donatilan billlin hayvanlar, tek tek yine o Kadir-i Zulcelal'in varhgma §ahitlik ve birligine i§aret eder. Bununla beraber, blitiln bir cins olarak gayet geni§ bir ol<_;ekte O'nun uluhiyetinin buyuklugilnil ve rububiyetinin kemalini gosterirler. Aynen oyle de, baglardaki muntazam bitkiler, onlann ziynetli <_;i<_;ekleri, <_;i<_;eklerin gosterdigi ol<_;illil meyveler ve meyvelerdeki suslu nak1§lar birer birer yine o Sani-i Hakim'in varhgma §ahitlik ve birligine i§aret eder. Hem kulliyetleriyle gayet §a§aah bir surette O'nun rahmetinin gilzelligini ve rububiyetinin kusursuzlugunu gosterirler. Hem nas1l ki, milhim hikmetler, gayeler, llizumlu faydalar ve neticeler i<_;in vazifelendirilen ve gokylizundeki bulutlardan gonderilen damlalar, sayilan adedince yine o Sani-i Hakim'in vlicubunu, birligini ve rububiyetinin kemalini gosterir. Aynen oyle de, yerylizilndeki billlin daglann ve onlarm i<_;indeki madenlerin ayn ayn hususiyetleriyle ayn ayn faydalar ic;in hazirlanmas1 ve depolanmas1, dag kadar saglam bir delille yine o Sani-i Hakim' in vlicubunu, birligini ve rububiyetinin kemalini gosterir. Hem nas1! ova ve daglardaki kilc;ilk kilc;ilk tepelerin llirlil tilrlii munta.zam i;;ii;;eklerle silslenmesiyle her biri bir Sani-i Hakim'in vilcubuna §ahitlik ve birligine i§aret etmekle beraber, onlann hepsi birden o Zat'm saltanatmm ha§metini ve rububiyetinin milkemmelligini gosterir. Aynen oyle de, biitiln ot ve agac;lardaki yapraklann tilrlil tilrlil, muntazam §ekilleri, ayn ayn halleri ve cezbeli, ol<_;iilil hareketleri, yapraklar say1smca yine o Sani-i Hakim' in varhgmm vilcubiyetini, birligini ve rububiyetinin kusursuzlugunu gosterir.


798

SOZLER

Hem nastl ki, geli§ip buyuyen butun cisimler, buyume zamanmda duzenli hareketleri, turlu turlu uzuvlarla donatilmalan ve <:;e§it c:;e§it meyveye §Uurlu bir §ekilde yonelmeleriyle, tek tek yine o Sani-i Hakim'in varhgmm vucubiyetine §ahitlik ve birligine i§aret eder. Ve nas1l ki, onlann hepsi birden gayet buyuk bir olc:;ekte O'nun kudretinin enginligini, hikmetinin ku§ahc1hg1m, sanatmm guzelligini ve rububiyetinin kemalini gosterir. Aynen oyle de, bUtun hayvanlann bedenlerine nefisleri ve ruhlan tam bir hikmetle yerle§tirmek, onlan turlu turlu donatmak, tam bir intizamla silahlandirmak, turlu turlu hizmetlere noksans1z bir hikmetle gondermek, hayvanlar adedince, belki onlann uzuvlan say1smca yine o Sani-i Hakim'in varhgmm vucubiyetine ve birligine §ahitlik ettigi gibi, hepsi birden gayet parlak bir surette O'nun rahmetinin guzelligini ve rububiyetinin kemalini gosterir. Hem nastl ki, butun kalblere, insan ise her <:;e§it ilim ve hakikati bildiren, hayvan ise her turlu ihtiyacm1 kar§1lamay1 ogreten, gayb aleminden gelen butun ilhamlar, bir Rabb-i Rahim'in varhgm1 hissettirir ve rububiyetine i§aret eder. Aynen oyle de, kainat bostanmdaki manevi <:;ic:;ekleri toplayan gozlerin feri gibi i<:; ve d1§ butun duygularm, duyulann ayn ayn alemlere birer anahtar olmas1, yine o Sani-i Hakim'in, Fatir-1 Allm'in, Hahk-1 Rahim'in, Rezzak-1 Kerim'in varhg1nm vucubiyetini, birligini, her varhkta ayn ayn gorulen birlik tecellisini ve rububiyetinin kemalini gune§ gibi gosterir. i§te yukanda gec:;en §U on iki ayn pencereden on iki yone, on iki renkli bir hakikat 1§1g1 ile Cenab-1 Hakk'm ehadiyetini, birligini ve rububiyetinin kusursuzlugunu gosteren buyuk bir pencere a9hyor. i§te ey bedbaht inkarc1! ;Ju yeryuzu dairesi kadar, belki onun senelik yorungesi kadar geni§ olan §U pencereyi neyle kapatabilirsin? Ve gune§ gibi parlak olan §U nur madenini nastl sondurebilir, hangi gaflet perdesinde saklayabilirsin?

YEDiNCi PENCERE ;Ju kainatm yuzune serpilen sanath varhklann kusursuz intizam1, tam bir olc:;u ic:;inde olmalan, mukemmel nak1§lan, yaratih§larmm kolayhg1, birbirlerine benzemeleri ve bir tek yarad1h§ ilzere gorunmeleri; nas1l ki bir Sani-i Hakim'in varhgmm vucubiyetini, kudretinin kemalini ve birligini gayet geni§ bir olc:;ekte gosterir.


Ornz U(:ONcu Soz 799

Aynen oyle de, cans1z ve basit unsurlardan hadsiz, ayn ayn ve muntazam maddelerin yaratilmas1, o bile§ik maddeler say1smca yine o Sani-i Hakim' in varhgmm vilcubiyetine §ahitlik ve birligine i§aret eder. Bununla beraber, hepsi bir biltiln olarak gayet parlak bir tarzda O'nun kusursuz kudretini ve birligini gosterir. Varhklarm terkibi ve ayn§mas1 sirasmdaki yenilenmede son derece kan§1kl1k i<;inde nihayetsiz bir farkh kilma ile her §eyi birbirinden ay1rmak, mesela topraktaki tohumlar ve kokler birbirine <;ok kan§IDI§ oldugu halde hi<; §a§Irmadan silmbilllenmelerini ve cisimlerini ay1rt etmek, aga<;lara giren kan§Ik maddeleri yaprak, <;i<;ek ve meyvelere dag1tmak ve beden hilcrelerine kan§Ik bir surette giren g1da maddelerini tam bir hikmet ve dengeyle se<;mek, yine o Haklm-i Mutlak'm, Allm-i Mutlak'm, Kadir-i Mutlak'm varhgmm vilcubuna, kudretinin kemaline ve birligine i§aret eder. Hem zerreler alemini sonsuz ve geni§ bir tarla hilkmilne getirip her dakika kusursuz bir hikmetle ekip bi<;erek yeni yeni kainatlann mahsullerini ondan almak ve o cans1z, aciz, cahil zerrelere gayet §Uurlu, hikmetli ve kudretli bir §ekilde say1s12, muntazam vazifeleri g6rdilrmek, yine o Kadlr-i Zillcelal'in, Sani-i Zulkemal'in varhgmm vilcubiyetini, kudretinin kemalini, birligini ve rububiyetinin milkemmelligini, buyuklugunil gosterir. i§te bu dart yo! ile marifetullaha 14 bilyilk bir pencere a<;1hr. Ve Sani-i Haklm'i bilyilk bir ol<;ekte akla gosterir. ~imdi ey bedbaht gafil! ~u halde O'nu gormek ve tammak istemezsen akhm <;1kar at, hayvan ol, kurtul...

SEKiZiNCi PENCERE insanhgm nurlu ruh sahipleri olan butun peygamberlerin (aleya<;1k ve §ahit olunmu§ mucizelerine, biltiln nurlanmI§ kalb sahiplerinin kutublan olan evliyanm ke§f ve kerametlerine ve aydmlanm1§ akil erbab1 asfiyanm 15 tahkiklerine dayanarak bir tek Vahid ve Ehad'm, Vacibu'l-Vucud'un, Hahk-1 Kulli ~ey'in varhgmm vilcubuna, birligine ve rububiyetinin kusursuzluguna §ahitlikleri pek bilyilk ve nuranl bir penceredir. Her vakit o rububiyet makamm1 gostermektedir. himiisselam)

14 15

Asfiya: Safiyet, takva ve kemal sahibi, peygamber varisi zatlar. Marifetullah: Cenab-1 Hakk'1 hakk1yla bilmek. O'nun marifetine ermek.


Boo SozLER

Ey c;aresiz inkarc1! Kime gtiveniyorsun da bunlan dinlemiyorsun? Veyahut gtindtiz vakti goztinti kapamakla gece mi oldu zannediyorsun?

DOKUZUNCU PENCERE Kainattaki btiti.in varhklarm ibadetleri ac;1kc;a bir Mabud-u Mutlak'1 gosteriyor. Evet, ruhlar alemine ve mana alemine giden, ruhanilerle ve meleklerle gorti§en zatlann §ahitligiyle sabit olan, btittin ruhanilerin ve meleklerin tam bir teslimiyet ic;inde kulluklan; apac;ik gortilen, btittin canhlann tam bir intizamla kulluk vazifelerini yapmalan ve toprak, hava, su gibi btittin cans1z unsurlann tam bir itaatle kulluga yakt§tr hizmetleri, hakk1yla ibadete lay1k bir Mabud'un varhgmm vticO.biyetini ve birligini gosterir. Hem her bir cemaati, icma ve yanh§hgma ihtimal bulunmayacak kesinlikte ittifak edilen haberlerin kuwetini ta§tyan btittin ariflerin hakikatli marifetleri.. §tikredenlerin meyve veren §tiktirleri.. zikredenlerin feyizli zikirleri.. hamd edenlerin nimetleri arhran hamdleri.. tevhid ehlinin delile dayanan imanlan ve tavsifleri.. btittin a§tklann hakiki muhabbetleri ve a§klan .. mtiridlerin sad1k irade ve ragbetleri.. ve tevbe ile Hakk' a yonelenlerin ciddi talep ve inabeleri, 16 yine Maruf, MezkO.r, Me§kO.r, Mahmud, Vahid, Mahbub, Mergub, Maksud olan o Ezeli Mabud'un varhgmm vticO.buna, kusursuz rubO.biyetine ve birligine i§aret eder. Hem kamil insanlann btittin makbul ibadetleri ve o makbul ibadetler neticesinde ortaya c;1kan feyizleri, mtinacatlan, §ahit olduklan §eyler ve ke§ifleri yine o varhg1 son bulmayan Mevcud'un, baki Mabud'un varhgmm vticO.biyetine, birligine ve rubO.biyetinin mtikemmelligine i§aret eder. i§te §U tic; yonden t§tk veren btiytik bir pencere O'nun bir oldugu hakikatine ac;1hr.

16

inabe: Gi.inahlan terk edip Hakk'a d6ni.i§.


Ornz Uc;iiNCO S6z 801

ONUNCU PENCERE

;>u kainattaki varhklann birbiriyle yard1mla§mas1, birbirinin ihtiya<_;larma cevap vermesi ve dayam§mas1, butiln mahh1katm, bir tek Murebbi'nin terbiyesinde oldugunu gosterir. Evet, bir tek Mudebbir'in idaresindedirler. Bir tek Mutasamf'm tasarrufu altmdad1rlar. Bir tek Seyyid'in hizmetkand1rlar. <;unku yeryuzundeki canhlara hayatlan i<_;in laz1m olan §eyleri Cenab-1 Hakk'm emriyle pi§iren gtine§ten ve onlara takvimcilik yapan aydan tut, ta l§lgm, havanm, suyun ve g1dalarm canhlann imdadma ko§masma, bitkilerin hayvanlarm imdad1na ko§masma, hayvanlarm da insanlarm imdadma ko§masma, hatta bedenin uzuvlarmm birbirine yard1m etmesine ve g1da zerrelerinin beden hucrelerinin imdadma ko§masma kadar ge<_;erli olan bir yard1mla§ma kanunu ile, o cans1z ve §Uursuz varhklann, bir kerem, §efkat ve rahmet kanunu altmda gayet hikmetli, comert bir §ekilde birbirine yard1m etmesi, birbirinin ihtiya<_; sesine cevap vermesi, birbirini kuwetlendirmesi, elbette, a<_;1k<_;a, tek ve e§siz, Vahid ve Ehad, Ferd ve Samed, Kadir-i Mutlak, Alim-i Mutlak, Rahim-i Mutlak, Kerim-i Mutlak bir Zat-1 Vacibu'l-Vucud'un hizmetkan, memuru ve eseri olduklanm gosterir. i§te ey bi<_;are muflis felsefeci! Bu muazzam pencereye ne diyorsun? Senin tesadufun buna kan§abilir mi? ...

17

"Allah gokleri ve yeri yaratand1r. Gokten yagmur indirip size nz1k olsun diye, onunla tiir!O. tiirlO. meyveler, O.rO.nler c_;1karand1r. izni ile denizde dola§mak O.Zere gemileri size boyun egdiren, akan sulan da, 1rmaklan da hizmetinize verendir. Al1§ilm1§ seyirlerini yapan gli.ne§ ile ay1 size amade kilan, geceyi ve gilndilzO. istifadenize veren de O'dur. Has1h 0, kendisinden dilediginiz her §eyi verdi. Oyle ki Allah'm size verdigi nimetleri birer birer saymaya kalkarsamz, milmkiln degil, onlan toptan bile sayamazsm1z." (ibrahim sO.resi, 14/32-34)


802 SOZLER

ON BiRiNCi PENCERE

Butt.in ruhlarm ve kalblerin dalaletten dogan 1zd1raplardan, ke§meke§lerden ve o 1zd1raplann yo! ac;hg1 manevl elemlerden kurtulmas1, bir tek Hahk'1 tammakla olur. Bullin varhklan bir tek Sani'e vermekle kurtulu§a erer, yalmz Allah'm zikriyle kalpleri doygunluga ula§lr. <;unku say1s1z varhk bir tek Zat' a verilmezse (Yirmi ikinci Soz' de kesin bir §ekilde ispat edildigi gibi) o zaman her bir §eyi sonsuz sebeplere dayandirmak gerekir ki, o halde bir tek §eyin varhgm1 izah etmek, butun varhklar kadar zor olur. <;unku Allah'a verilirse, hadsiz e§ya bir Zat'a verilmi§ olur. O'na verilmezse, her bir §eyi sonsuz sebeplere vermek laz1m gelir. 0 vakit bir meyvenin yarahh§l kainat kadar, belki daha da zor olur. <;unku nasil bir asker yuz adamm idaresine verilse, o idarede yuzlerce zorluk ortaya c;1kar. Fakat yuz asker bir kumandanm idaresine b1rak1lsa, o idare bir askerinki kadar kolay olur. Aynen oyle de, c;ok farkh sebeplerin, bir tek §eyin yaratil1§mda ittifak1 yuz derece zordur. Fakat pek c;ok §eyin yarahh§l bir tek zata verilse yuz derece kolayla§lr. i§te insam, mahiyetindeki merak ve hakikati bilme isteginden dogan sonsuz 1zd1raplardan kurtaracak olan, yalmz Hahk'm birligine inanmak ve O'nu tarny1p bilmektir. Madem kufiirde ve §irkte sonsuz zorluk ve 1zd1rap var. Elbette o yo! imkans1zd1r, hakikati yoktur. Madem tevhidde, her §eyin yarahh§mdaki kolayhga, bolluga ve sanat guzelligine uygun olarak sm1rs1z kolayhk var. Elbette o yo! vaciptir, hakikattir. 19 i§te ey bedbaht dalalet ehli! Bak, dalalet yolu ne kadar karanhk ve elemli!.. Ne zorun var ki oradan gidiyorsun? Hem bak, iman ve tevhid yolu ne kadar kolay ve safah ... Oraya gir, kurtul..

18 19

"iyi bilin ki, gonuller ancak Allah'1 anmakla huzur bulur." (Ra'd suresi, 13/28) Bkz. isra sliresi, 17/42; Enbiya suresi, 21/21.


Oruz Dr;iiNcii Soz 803

ON iKiNCi PENCERE

20 lS~ 51; ':?~\j

®

lSµ ~ ':?~\ ® ~~\ -qj pl ~

smmca: BO.tun e§yaya, bilhassa canh, sanath varhklara hikmetli bir kahptan c;:ikmI§ gibi hikmetle muntazam bir miktar ve suret verilmesi.. o suret ve miktarda belli faydalar ic:;in egri bugru sm1rlar bulunmas1.. hem onlann hayatlan suresince degi§tirdikleri elbiseleri olan suretlerinin ve miktarlannm yine hikmet ve fayda gozetilerek kader kalemiyle yaz1lm1§ hayat programmdan terkip ve tanzim edilen manevi ve muntazam birer suret, birer miktar olmas1 ac:;1kc:;a gosterir ki: Suretleri ve bic:;imleri bir Kadlr-i Zulcelal'in, bir Haklm-i Zulkemal'in kader dairesinde hazirlanan ve vucutlan kudretin tezgahmda verilen o say1s1z sanath varhklar, o Zat'm varhgmm vucubiyetine, birligine ve kusursuz kudretine say1s1z dille §ahitlik eder. i§te kendi vucuduna, uzuvlarma ve onlardaki egri bugru yerlerin meyvelerine, faydalarma bak! Tam bir hikmet ic:;indeki kusursuz kudreti gar.

ON 0<:0NCU PENCERE

ayetinin smmca: Her §ey kendine has diliyle Halik' m1 anar, takdis eder. Bullin varhklann ha! diliyle ve sozle yaptig1 tesbihat bir tek Mukaddes Zat'm varhgm1 gosteriyor. Evet, f1tratm §ahitligi reddedilmez. Halin delil olu§U da, bilhassa farkh yonlerden ise §0.phe goturmez. Bak, say1s1z f1trl §ahitligi ic:;eren ve sonsuz tarzda, ha! diliyle tevhide i§aret eden, ic:; ic:;e daireler gibi bir tek merkeze bakan §U varhklann muntazam suretleri birer dildir. Olc:;ulu §ekilleri birer §ehadet lisamd1r. Ve mukemmel hayatlan birer tesbih lisamdir ki, Yirmi Dorduncu Soz' de kesin bir §ekilde ispat edildigi gibi, 20

21

"Tenzih et Rabbinin yilce adm1. 0 seni yarahp milkemmel yarahh§ vereni. 0 her canhy1 bir olc;ilye gore yap1p hayatmm devamm1 saglayacak yollan gostereni." (A'la sO.resi, 87/1-3) "Hic;bir §ey yoktur ki, O'nu hamd ile beraber tesbih (tenzih) ediyor bulunmasm." (isra sO.resi, 17/44)


804 SOZLER

onlarm biitiin o dillerle pek a<;1k bir surette tesbihatlan, manev'f hediyeleri ve bir tek mukaddes Zat'a §ahitlikleri, I§Igm giine§i gosterdigi gibi Vacibu'l-Viicud Zat'1 gosterir. Ve O'nun uh1hiyetinin kemaline delildir.

ON DORDUNCO PENCERE

ayetlerinin smmca: Her varhk her §eyiyle, her haliyle tek bir Hahk-1 Ziilcelal' e muhtac;tir. Evet, kainattaki varhklara bak1yor ve goriiyoruz ki: Mutlak zay1fhk ic;inde smirs1z bir kuwetin tezahiirleri var. Ve mutlak acz ic;inde smirs12 bir kudretin eserleri goriiniiyor. Mesela, bitkilerin tohumlarmdaki ve koklerindeki hayat c;ekirdeklerinin uyam§lan s1rasmda gosterdigi harika vaziyet gibi... Hem mutlak fakr ve kuruluk ic;inde smirs1z bir zenginligin belirtileri var: Ki§ mevsiminde topragm ve agac;larm fakirane vaziyetleri ve baharda §a§aah servet ve zenginlikleri gibi. .. Hem mutlak bir cans1zhk ic;inde mutlak bir hayatm slZ!nblan goriiniiyor: Cans1z unsurlann canh maddelere donii§mesi gibi. .. Hem mutlak bir cehalet ic;inde ku§abc1 bir §UUrun izleri goruniiyor: Zerrelerden yild1zlara kadar her §eyin, alemin diizenine, hayata ait faydalara ve hikmetin gereklerine uygun bir tarzda hareket etmesi ve §Uur!u vaziyetleri gibi... i§te bu acz ic;indeki kudret, zay1fhk ic;indeki kuwet, fakr ic;indeki 22

23

24

25

'"Peki!' de, 'Her §eyin gen;ek yonetimini elinde tutan, Kendisi her §eyi koruyup gozeten kimdir! .. "' (Mu'mimln silresi, 23/88) "Hic;bir §ey yoktur ki onu meydana getiren hazinelerin anahtarlan elimizde olmasm." (Hier silresi, 15/21) "Yurtiyen hic;bir varhk yoktur ki, Allah onun perc;eminden tutmu§ olmasm." (Hild silresi, 11/56) "Muhakkak ki Rabbim her §eyi koruyandir." (Hild silresi, 11/57)


Ornz DcuNcD Soz 805

servet ve zenginlik, cans1zhk ve cehalet ic;indeki hayat ve §Uur; ac;ikc;a ve zorunlu olarak, mutlak kudret, kuwet, zenginlik ve ilim sahibi, Hayy ve Kayyt'.l.m bir Zat'm varhgmm vuct'.l.buna ve birligine her taraftan pencereler ac;ar. Ve bunlann hepsi birden, buyuk bir olc;ekte, nurani bir caddeyi gosterir. i§te ey tabiat batakhgma dO.§en gafil! Eger tabiah b1rak1p Cenab-1 Hakk'm kudretini tammazsan, her bir §eyde, hatta her bir zerrede s1mrs12 bir kuwet ve kudret, sonsuz bir hikmet ve maharet, belki pek c;ok §eyi gbrecek, bilecek, idare edecek bir iktidar bulundugunu kabul etmen gerekir.

ON BE~iNCi PENCERE

ayetinin smmca: Her §eye, o §eyin mahiyetindeki kabiliyete gore tam bir olc;u ve intizamla bic;ilip glizel bir sanatla tertip edilerek en k1sa yoldan, en glizel bir surette, en hafif bir tarzda, en kolay kullamlacak §ekilde (mesela ku§larm elbiselerine ve her vakit hlylerini kolayca oynatmalanna, kullanmalarma bak) ve israfs12, hikmetli bir tarzda VO.cut verilmesi, suret giydirilmesi, varhklar say1smca dillerle bir Sani-i Hakim'in varhgmm VO.ct'.l.biyetine §ahitlik, mutlak Kadir ve Alim bir Zat' a i§aret eder.

ON ALTINCI PENCERE Yeryuzunde her mevsim tazelenen varhklarm yarahlmasmdaki, idaresindeki intizam ve duzene koyma, her §eyi ku§atan bir hikmeti ac;1kc;a gbsterir. 27 S1fat, atfedilecegi bir §eyi gerektirdiginden, elbette o ku§ahc1 hikmet, zorunlu olarak bir Hakim' e i§aret eder. Hem o hikmet perdesi ic;inde harika suslemeler, ac;ikc;a kusursuz bir inayeti gosterir. 0 kusursuz inayet, zorunlu olarak, inayet sahibi bir Hahk-1 Kerim'i bildirir. 0 inayet perdesinde her §eyi ku§atan 10.tuf ve ihsanlar, ac;1kc;a, engin bir rahmeti haber verir. Ve o engin rahmet, elbette Rahman ve Rahim bir Zat' a i§aret eder. 0 rahmet perdesi 26 27

"(0 Allah ki) yaratt1g1 her §eyi guzel yapm1§tlr." (Secde sO.resi, 32/7) Bkz. Bakara sO.resi, 2/259; En' am sO.resi, 6/99; Hae sO.resi, 22/5; Mu'minO.n sO.resi, 23/14; RO.m sO.resi, 30/50; Mulk sO.resi, 67/3; Ga§iye sO.resi, 88/17.


806 SOZLER

ardmda da buhln nzka muhtac:; canhlann lay1k ve mukemmel bir tarzda beslenmeleri ve nz1klanmalan, ac:;1kc:;a, terbiye eden bir rezzakiyete ve §efkatli bir rububiyete i§arettir. Ve o terbiye ve idare, zorunlu olarak, her §eyin nzkm1 veren Kerim bir Zat' 1 gosterir. Evet, yeryuzunde kusursuz bir hikmetle terbiye edilen, eksiksiz bir inayetle suslenen, tam bir rahmetle lutuflandmlan ve mukemmel bir §efkatle beslenen butun varhklar, o Sani-i Hakim, Kerim, Rahim ve Rezzak'm vucubuna ve birligine ayn ayn §ahitlik ve i§aret eder. Bunun gibi, yeryuzunun butununde g6rulen ve kasd ve iradeyi ac:;1kc:;a gosteren geni§ hikmeti; o hikmeti de ic:;ine alan, butun sanath varhklan ku§atan kusursuz inayeti; inayet ve hikmeti ic:;eren ve yeryuzundeki butun varhklan ku§atan engin rahmeti; ve bunlann hepsini ic:;ine alan, butun canhlan ku§atan gayet comertc:;e nz1k vermeyi ve beslemeyi birden nazara al, bak! Nasil ki, yedi renk t§1g1 meydana getirir. Ve yeryuzunu aydmlatan o I§Ik nasil, §liphesiz gune§i gosterir. Aynen oyle de, o hikmet ic:;indeki inayet, inayet ic:;indeki rahmet ve rahmet ic:;indeki n21kla besleme, son derece Hakim, Kerim, Rahim, Rezzak bir Vacibu'lVucud'un birligini ve kusursuz rububiyetini buyuk bir olc:;ekte, yuksek bir derecede, parlak bir surette gosterir. 28 i§te ey sersem ve gafil inkarci! Goz onundeki bu hikmetli, merhametli, comertc:;e muhtac:;lara nzkm1 veren terbiye etme fiilini ve bu hayret verici, harika, mucizevi hali ne ile izah edebilirsin? Senin gibi serseri tesadufle mi? Kalbin gibi kor kuvvetle mi? Kafan gibi sagir tabiatla m1? Ve kendin gibi aciz, ruhsuz, cahil sebeplerle mi? Yoksa nihayetsiz derecede mukaddes, kusurdan ve noksandan uzak, armmt§, yuce; Kadir, Alim, Semi, Basir Zat-1 Zulcelal'e son derece aciz, cahil, sagir, kor, imkan dahilinde ve miskin olan "tabiat" adm1 verip sonsuz hata m1 i§lemek istersin? Hem §U gune§ gibi parlak hakikati, hangi kuvvetle sondurebilirsin? Hangi gaflet perdesi altmda saklayabilirsin?

28

Bkz. Bakara suresi, 2/22; Yunus suresi, 10/21; ibrahim suresi, 14/32; Hier suresi, 15/19-22; Neml suresi, 17/64; Sebe suresi, 34/24; Fatir suresi, 35/3; Mu'min suresi, 40/13; Zariyat suresi, 51/58.


Oruz DcuNcD Soz 807

ON YEDiNCi PENCERE

Yeryuzunu yaz mevsiminde seyredip goruyoruz ki: E§yanm yarahh§mda, kan§1khg1 gerektiren ve intizams1zhga sebep olan smirs1z ve mutlak bir comertlik, sonsuz bir ahenk ve intizam ic;inde gorunuyor. i§te yeryuzunu susleyen butun bitkilere bak. Hem olc;usuzlugu ve kabahg1 gerektiren, e§yanm yarahh§mdaki son derece surat, tam bir olc;u ic;inde gorunuyor. i§te zemin yuzunu susleyen butun meyvelere bak. Hem onemsizligi, belki c;irkinligi gerektiren say1ca c;okluk dahi mukemmel bir sanat guzelligi ic;inde g6runuyor. i§te yeryuzunu yald1zlayan butun c;ic;eklere bak! Hem sanats1zhg1, basitligi gerektiren, e§yanm yarahh§mdaki sonsuz kolayhk, nihayetsiz bir sanatkarhk, maharet ve ihtimam ic;inde gorunuyor. i§te yeryuzundeki agac; ve bitkilerin kuc;uk sand1klan, programlan ve tarihc;e-i hayatlarmm kutucuklan hukmunde olan butun tohumlara, c;ekirdeklere dikkatle bak. Hem farkl1hg1 ve aynhg1 gerektiren mutlak ve smirs1z uzakhk, mutlak bir ittifak ic;;inde gorunuyor. i§te yeryuzunun her tarafma ekilen her c;e§it tohuma bak. Hem kan§may1 ve bula§may1 gerektiren muazzam kan§1khk, bilakis mukemmel bir ayirma ve farkh kilma faaliyeti ic;inde g6runuyor. i§te yeraltma kan§Ik bir §ekilde ahlan ve madde itiban ile birbirine benzeyen blitun tohumlarm sumbul verme vaktinde kusursuz bir §ekilde birbirlerinden aynlmalanna, agac;lara giren c;e§itli maddelerin yapraklara, c;ic;eklere ve meyvelere mukemmel bir §ekilde ay1rt edilerek dagilmalanna ve mideye giren kan§ik g1dalann fark11 uzuv ve hucrelere gore mukemmelce aynlmalarma bak, kusursuz bir hikmet ic;indeki e§siz kudreti gar. Hem onemsizligi, k1ymetsizligi gerektiren son derece bolluk ve ucuzluk da yeryuzundeki varhklara, sanata bak1lmca son derece k1ymetli ve pahah bir keyfiyette gorunuyor. i§te o say1s1z sanat harikalan 29

"~uphesiz goklerde ve yerde muminler i<;in Allah'm kudret ve hikmetine dair pek <;ok deli! vard1r." (Casiye suresi, 45/3)


808 SOZLER

ic_;inde yeryuzunun Rahmani sofrasmda yalmz kudretin §ekerlemeleri olan dutlann c;e§itlerine bak! Rahmetin kusursuzlugunu mukemmel bir sanat ic_;inde gar. i§te butun yeryuzunde gayet k1ymetlilikle beraber sonsuz ucuzluk.. o sonsuz ucuzluk ic_;inde hadsiz kan§1khkla beraber smirs1z ayirma ve farkh kilma faaliyeti.. o smirs1z faaliyet ic_;inde gayet uzakhkla beraber son derece uygunluk ve benzeyi§ .. o benzeyi§ ic_;inde nihayetsiz derecede kolayhkla beraber ihtimamla yapih§.. o gayet guzel yap1h§ ic;erisinde son derece surat ve c_;abuklukla beraber gayet olc_;u, denge ve israfs1zhk.. o israfs1zhk ic_;inde son derece c_;okluk ile beraber son derece guzel sanat.. o guzel sanat ic_;inde nihayetsiz comertlik ile beraber mutlak bir intizam .. i§te butun bunlar elbette gunduz 1§1§1, I§Ik gune§i gosterdigi gibi, bir Kadir-i Zulcelal'in, bir Hakim-i Zulkemal'in, bir Rahim-i Zulcemal'in varhgmm vucO.biyetine, kusursuz kudretine, rubObiyetinin guzelligine, birligine ve ehadiyetine §ahitlik eder, 30 ~\ ~~\11 ~ sirnm gosterir . .;limdi ey bic_;are cahil, gafil, inat9, bat!! yolda giden! Bu buyuk hakikati neyle ac_;1klayabilirsin? Bu son derece mucizevi ve harika keyfiyeti nas1l izah edebilirsin? Bu hadsiz derecede hayret verici sanatlan neye dayand1rabilirsin? Yeryuzu kadar geni§ olan bu pencereyi hangi gaflet perdesiyle kapatabilirsin? Senin tesadufiin, tabiat dedigin ve guvendigin §Uursuz yolda§m, inkarda dayanagm ve arkada§m nerede? Bu i§lere tesadufiin kan§mas1 yuz derece ak1l dI§I, imkans1z degil mi? Ve §U harika i§lerin binde birini tabiata havale etmek bin derece imkans1z olmaz mi? Yoksa ruhsuz, aciz tabiatm; her bir §eyin ic_;inde o §eyden yap1lan e§ya adedince manevi makineleri ve matbaalan m1 var? ..

30

"En gi.izel isimler Allah'a mahsustur." (isra suresi, 17/110; Taha suresi, 20/8; Ha§ir suresi, 59/24)


Ornz U<;:DNCD Soz 809

ON SEKiZiNCi PENCERE 31

0

\J1, ..;_,\'' ~11 ..;_,<-I". ~ \ ,t:-: ~I

<...J"3' .J

3

,

y>--'

, ~

,t

'-?-- 3 .r-'- I 3

Yirmi ikinci Soz' de izah edilen §U temsile bak: Nasil mukemmel, muntazam, sanath, saray gibi bir eser, muntazam bir fiile ac;;ikc;;a i§aret eder. Yani bir bina, bir ustahga, i§c;;ilige delildir. Ve mukemmel, muntazam bir fiil, ister istemez mukemmel bir faili ve mahir bir ustay1 gbsterir. Mukemmel usta unvarn, ac;;1kc;;a mukemmel bir sifata, yani sanat becerisine i§aret eder. Ve o mukemmel s1fat ve mukemmel sanat becerisi, ac;;1kc;;a mukemmel bir kabiliyetin varhgma delildir. Mukemmel bir kabiliyet ise yuce bir ruhun ve yuksek bir Zat' m varhgm1 bildirir. Aynen oyle de, yeryuzunu, belki kainatt dolduran ve surekli yenilenen eserler, ac;;1kc;;a, gayet mukemmel fiilleri gbsteriyor. Ve §U sonsuz intizam ve hikmet dairesindeki fiiller, apac;;ik §ekilde, unvanlan ve isimleri mukemmel olan bir Fail'i i§aret ediyor. <;unku muntazam ve hikmetli fiillerin failsiz olmad1g1 kesinlikle malum. Ve son derece mukemmel unvanlar, o failin son derece mukemmel s1fatlanna delildir. <;unku sarf ilmine gore nas1l ism-i fail masdardan yap1hrsa, aynen oyle de, unvan ve isimlerin de masdarlan ve kokleri, sifatlardir. Ve son derece mukemmel s1fatlar, §Uphesiz, son derece mukemmel olan zata ait hususiyetlere ve icraata i§aret eder. Zata ait kabiliyetler ve -tabir edemedigimiz- o mukemmel hususiyetler, icraatlar ise hakkalyakin 32 ile, hadsiz kemal derecesindeki bir Zaf 1 gbsterir. i§te alemdeki butun sanat eserleri ve varhklar, her biri mukemmel birer eser oldugundan, her biri bir fiile, fiil isme, isim s1fata, s1fat mukaddes hususiyetlere ve icraata, onlar da zata §ahitlik ettikleri ic;;in bir tek Sani-i Zulcelal'in varhgmm vucubiyetine ve ehadiyetine, say1lannca i9aret ederler. Bunun gibi, hepsi birden mahlukat silsilesi kadar kuvvetli bir tarzda bir marifet miraod1r. Hic;;bir §ekilde ic;;ine §Uphe girmeyen silsile halinde bir hakikat delilidir. ~imdi ey bic;;are gafil inkarc1! Kainat silsilesi kadar kuvvetli §U delili 31

32

"Hi<; dli§linmezler mi g6klerin ve yerin hukumranhgm1 ve o muazzam saltanati?" (A'raf sO.resi, 7/185) Hakikati bizzat ya§ayarak tecrube etme hali.


810 SOZLER

neyle c;urutebilirsin? ~u sanath varhklar say1smca hakikatin panlt1lanm gosteren sonsuz delikli ve kafesli pencereyi neyle kapatabilirsin? Hangi gaflet perdesini ustune c:;ekebilirsin?

ON DOKUZUNCU PENCERE

ayetinin smmca: Sani-i Zulcelal, goklerdeki cisimlere o kadar hikmet ve mana takml§br ki, adeta celal ve cemalini ifade etmek ic:;in gune§, ay ve yild1zlan birer kelime yaparak gogu suslemi§tir. Bunun gibi, havadaki varhklara da oyle hikmet[er, manalar ve maksat[ar koymU§tur ki, adeta 0 uc;suz bucaks1z hava bo§lugunu §iffi§ek, gok gurultusu ve yagmur damlas1 kelimeleriyle konu§turuyor. Hikmetinin kemalini ve rahmetinin guzelligini ders veriyor. Ve nasil ki, yeryuzu kafasm1, hayvan ve bitki denilen manidar kelimeleriyle konu§turup sanatmm mukemmelligini kainata gosteriyor. Aynen oyle de, o kafanm birer kelimesi olan bitkileri ve agac:;lan dahi yaprak, c;ic:;ek, meyve kelimeleriyle konu§turup yine sanatmm mukemmelligini ve rahmetinin guzelligini ilan ediyor. Ve birer kelime olan c:;ic:;ek ve meyveleri de tohumcuklan birer kelime yaparak konu§turup sanatmm inceliklerini ve rubO.biyetinin kemalini §UUr sahiplerine ogretiyor. i§te bu say1s1z tesbih kelimeleri ic:;inde yalmz tek bir sumbule ve tek bir c:;ic:;egin ifade tarzma kulak verip dinleyecegiz. Cenab-1 Hakk'a ve O'nun s1fatlanna nas1l §ahitlik eder, bilecegiz. Evet, her bir bitki, her bir agac:; pek c:;ok dille Sani'ini oyle gosterir ki, dikkat sahiplerini hayrette birakir ve bakanlara "Subhanallah! O'na ne kadar guzel §ahitlik ediyor!" dedirtir. Evet, her bitkinin c:;ic:;ek ac:;mast ve sumbul vermesi anmdaki, tebessum edercesine manevl konu§malan s1rasmdaki tesbihleri, kendileri gibi guzel ve a§ikard1r. (::unku her bir c:;ic:;egin guzel agz1yla, muntazam sumbtilun lisamyla ve olc:;ulu, muntazam tohumlann kelimeleriyle hikmeti gosteren o duzen, ac:;1kc:;a §ahit olundugu uzere, ilmi gosteren bir denge ic:;indedir. 0 denge ise sanattaki mahareti gosteren bir sanat 33

"Yedi kat gok, dunya ve onlarm ic:;inde olan herkes Allah'1 takdis ve tenzih eder. Hatta hic:;bir §ey yoktur ki hamd ile O'nu tenzih etmesin." (isra suresi, 17/42-44)


Oruz Ur;ONcO Soz 811

nak§I i<;indedir. 0 sanat nak§I, lutuf ve keremi gosteren bir ziynet i<;indedir. 0 ziynet de rahmet ve ihsam gosteren tath kokular i<;indedir. i§te birbiri ic:;inde bulunan §U manidar keyfiyetler, oyle bir §ehadet lisamdir ki, Sani-i Zulcemal'i hem isimleriyle tarif eder, hem vas1flanyla tamtir, hem O'nun isimlerinin cilvelerini tefsir eder, hem de kendini sevdirmesini, tamtmasm1 ifade eder. i§te bir tek c:;ic:;ekten boyle bir §ehadet i§itsen, yerytiztindeki Rabbani baglardaki btittin c:;ic:;ekleri dinleyebilsen ve ne kadar ytiksek bir seda ile Sani-i Zulcelal'in varhgmm vucubiyetini ve birligini ilan ettiklerini duysan, acaba hie:; §tiphen, vesvesen ve gafletin kahr mt? Eger kahrsa sana insan ve §UUr sahibi denilebilir mi? Gel §imdi bir agaca dikkatle bak! i§te bahar mevsiminde yapraklann muntazaman <;tkmast, <;i<;eklerin olc:;ulti bir §ekilde ac:;mast, meyvelerin hikmetle, rahmetle btiytimesi ve dallann ellerinde, masum c:;ocuklar gibi, rtizgarm esmesiyle oynamasmdaki tath agzmt gor. Nast! bir kerem eliyle ye§illenen yapraklann ve ltituftan dogan bir ne§eyle tebesstim eden c:;ic:;eklerin diliyle, bir rahmet cilvesiyle gtilen meyvelerin kelimeleriyle ifade edilen hikmetli dtizen i<;indeki adil mizan .. adaleti gosteren o mizan ic:;indeki dikkatli sanatlar ve nakt§lar.. maharetli naki§lar ve ziynetler ic:;inde rahmet ve ihsam gosteren ayn ayn tath lezzetler ve gtizel kokular.. o ho§ lezzetler ic:;inde birer kudret mucizesi olan to hum ve c:;ekirdekler gayet ac:;1k bir §ekilde bir Sani-i Hakim, Kerim, Rahim, Muhsin, Mun'im, Mucemmil, Mufaddil'm varhgmm vticubunu, birligini, rahmetinin gtizelligini ve rububiyetinin kusursuzlugunu gosterir. i§te eger yerytiztindeki btihln agac:;lann hal dillerini birden dinleyebil' sen, 34Ji'_}\rl J l;j 91~1 J t; ~ ~ayetinin hazinesinde ne kadar gtizel cevherler bulundugunu gorecek, anlayacaksm. i§te ey nankorltik ic:;inde kendini ba§ibo§ zanneden bedbaht gafil! Boyle say1stz dille kendini sana tamtan, bildiren ve sevdiren bir Kerim-i Zulcemal'i tammak istemezsen bu lisanlan susturmah ... Mademki susturulmaz, dinlemeli ... Gafletle kulagmt kapasan kurtulamazsm. <;unkti senin kulagmt kapamanla kainat ve varhklar susmaz, O'nun birliginin §ahitleri seslerini kesmez. Elbette seni mahkum ederler. ..

,.

34

"Goklerde ve yerde olanlarm hepsi Allah'1 tesbih eder." (Cum' a sO.resi, 62/1)


812 SCiZLER

viRMiNci PENCERE

3sHAgiYE

;Ju Yirminci Pencere'nin hakikati, bir zaman Arap<;a olarak §byle kalbe gelmi§ti:

35 HAgiYE

36

37

TercQmesi: l§1gm parlamas1, sanatla yaratilm1§ varhklan Cenab-1 Hakk'm izniyle sergileyip ilan etmektir. Ruzgarlarm dalgalanmas1, Cenab-1 Hakk'm emrinin yerine getirilmesine suratle <;ah§maktir. Sen her hlr!Q noksan sifattan uzak ve yucesin; Senin saltanatm ne buyukhlr! Nehirlerin, <;aylarm ve irmaklarm yerden ve daglardan kaynamas1, Senin onlan depolaman ve insanlann emrine vermenledir. Kiymetli ta§larm suslenmesi Senin idaren ve suret vermen iledir. Sen her tur!Q noksan s1fattan mQnezzehsin; hikmetin ne gQzeldir! c;:i<;eklerin gQIUmsemesi Senin suslemen ve guzelle§tirmen iledir. Meyvelerin suslenip kendilerini bize sunmalan Senin ihsan ve ikramm iledir. Sen her hlrlQ noksan s1fattan uzak ve yucesin; sanatm ne gQzeldir. Ku§lann ahenkle c1vilda§malan, Senin onlan konu§turman ve birbirlerine kar§l §efkatli kilman iledir. Yagmurlarm serpi§tirmesi Senin yagdirman ve ihsanm iledir. Sen her turlu noksan s1fattan uzak ve yucesin. Rahmetin ne kadar da geni§tir! Aym hareket etmesi Senin takdirin, idaren, dondurmen ve aydmlatman iledir. Sen her hlrlQ noksan sifattan uzak ve yucesin; delilin ne kadar da nurludur, saltanatm ne kadar da a§ikard1r. "Subhandir, munezzehdir o Zat ki, her §ey Qzerinde hakimiyet O'nun elindedir." (Yasin suresi, 36/83) "Hi<;bir §ey yoktur ki onu meydana getiren hazinelerin anahtarlan elimizde olmasm. Biz onu ancak belirli bir bl<;Q ile indiririz." (Hier suresi, 15/21)


Ornz U<;DNcD Soz 813

,,. / I); ·L>c.., ~ ,:·1 ~, 3 0::-'~ ~

38~ ·

r

c

~

/ /

;,,.,

-

~ .!<~Ll ~~

.r-- -

-

.. ~I~

,

~

,,..'' ,,. .. ;,,.

lJ "Ll, y'

,,.

,,,.o

;

1.S·I\ l.L'I' c--! )_)

"\'I,

C:Y

Nas1l ki ki.i<;;i.ik, basit §eylerde, neticelerde ve teferruatta tam bir hikmet ve benzersiz bir sanat gori.ini.iyor. Aynen oyle de, tesadi.if eseri ve kan§tk zannedilen ki.illl unsurlann, bi.iyi.ik varhklarm gori.ini.i§teki kan§tk vaziyetleri dahi bir hikmet ve sanat ile §ekilleniyor. i§te l§tgm parlamas1, ba§ka hikmetli hizmetlerinin gosterdigi gibi, yeryi.izi.inde sanatla yarattlm1§ varhklan Cenab-1 Hakk'm izniyle sergileyip ilan etmek i<;;indir. Demek, t§tk bir Sani-i Hakim tarafmdan istihdam ediliyor; alem <;;ar§tsmm sergilerindeki antika sanatlar onunla gosteriliyor. ~imdi ri.izgarlara bak: Ba§ka hikmetli, comert<;;e faydalanmn ve vazifelerinin §ahitligiyle gayet mi.ihim ve say1s1z vazifelere ko§uyorlar. Demek onlarm dalgalanmas1, bir Sani-i Hakim tarafmdan bir vazifelendirme, bir idare, bir kullanmadir; Rablerinin emrinin <;;abuk yerine getirilmesine si.iratle <;;ah§maktir. ~imdi bak <;;e§melere, <;;aylara, irmaklara ... Onlarm yerden, daglardan kaynamas1 tesadi.ifi degildir. <:;unki.i onlar, rahmet eseri olan faydalannm ve neticelerinin §ahitligiyle, daglarda bir ihtiya<;; ol<;;i.isi.iyle depolanmalannm ve bir hikmet dengesiyle gonderilmelerinin gosterdigi i.izere, Hakim bir Rabb in emriyle depoland1klanm bildiriyorlar. Yerden kaynamalan ise Cenab-1 Hakk'm emrine heyecanla boyun egmeleridir. ~imdi yerdeki bi.iti.in ta§lann, cevherlerin ve madenlerin <;;e§itlerine bak. Onlarm nak1§lan ve faydah hususiyetleri bir Sani-i Hakim'in si.islemesi, tertibi, idaresi ve suret vermesi ile olur. Onlarla alakah hikmetli faydalar ve hayat i<;;in yararh, insan i<;;in gerekli olan, hayvanlarm muhta<;; bulundugu §eylere uygun bir tarzda haz1rlanmalan bunu gosteriyor. ~imdi <;;i<;;eklere, meyvelere bak! Onlann gi.ili.imsemeleri, tatlan, gi.izellikleri, nakt§lan ve kokulan; sonsuz comertlik ve ikram sahibi bir Sani'in, sonsuz §efkat ve merhamet sahibi, nimetlerin as1l maliki Mi.in'im-i Rahim' in sofrasmda <;;e§itli renk, koku ve tatlarla beraber her c;i<;;ek ve meyve ti.iri.ine ayn ayn birer tarife ve davetiye olarak veril.mi§tir. 38

"A§ilay1c1 olarak rilzgarlar gonderdik. Derken gokten yagmur indirip onunla sizi sulad1k. Halbuki o suyu hazinelerde depolayan da sizler degilsiniz." (Hier suresi, 15/22)


814 SOZLER

~imdi kw~lara

bak! Onlann soyle§melerinin ve c1v1lda§malannm, bir Sani-i Hakim'in konu§turmas1 ve soyletmesi olduguna kesin deli!, hayret verici bir tarzda birbirlerine o seslerle hissiyat ve maksatlanm ifade etmeleridir. ~imdi bulutlara bak! Yagmurun §lp1lt1lannm manas1z sesler olmad1gma, §im§ek c;akmasmm ve gok giirlemesinin de bo§ birer giiriiltii olmad1gma kesin deli! ise uc;suz bucaks1z bir bo§lukta o hayret verici §eyleri yaratmak, onlardan ab-1 hayat hukmiindeki damlalan sagmak ve yeryiiziindeki muhtac; ve istekli canhlan emzirmektir. Bu, o §mlhlann, o giiriiltulerin gayet manidar ve hikmetli oldugunu gosteriyor. Kerlm bir Rabb'in emriyle yagmur, ona arzu duyan canhlara bagirarak, "Sizlere mujde, geliyoruz!" manasm1 ifade eder. ~imdi gage bak! Say1s1z gokcisminden yalmz aya dikkat et! Onun hareketinin, Kadir ve Hakim bir Zat'm emriyle olmas1, ona ve yeryiiziine ait miihim hikmetlerdir ki, ba§ka yerde anlatt1g1m1zdan burada k1sa kesiyoruz. i§te l§Iktan tut, ta aya kadar sayd1g1m1z biiyiik, kiilli unsurlar gayet geni§ ve biiyiik bir pencere ac;ar. Bir Vacibii'l-Viicud'un birligini, kudretinin kemalini ve saltanatmm biiyuklugiinii gosterir, ilan eder. i§te ey gafil! Eger bu gok giirlemesi gibi seday1 susturabilirsen ve giine§in I§1g1 gibi parlak olan o nuru sondiirebilirsen Allah'1 unut! Yoksa akhm ba§ma al! 39 ~.....Ll '." · ''}\'~~'II ,:k ~-, i f 3 ~ _) 3 c:r----'I\~,,'· r:z-' i'. f'0~ . de. /

,!1

~

0

/

,!1

,,,

1

39

Butiln noksanhklardan uzak ve yucedir o Allah ki "Yedi gok, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder." (isra suresi, 17/44)


Oruz Uc;:ONcO Soz 815

YiRMi BiRiNCi PENCERE

~u

kainatm lambas1 olan gilne§, kainat Sani'inin varhgma ve birligine giine§ gibi parlak ve nurani bir penceredir. Evet, giine§ sistemi denilen, kiiremizle beraber on iki gezegen; 41 cisimleri kiii;iikliik-biiyiikliik itiban ile muhtelif, mevkileri uzakl1k-yakmhk noktasmda i;ok farkh ve hareket hizlan i;ok <_;e§itli oldugu halde tam bir intizam ve hikmetle, tam bir oli;iiyle, bir saniye bile §a§mayan hareketleri ve donii§leriyle, giine§e i;ekim kanunu tabir edilen ilahi bir kanun ile bagh olmalanyla, yani imamlarma uymalanyla biiyiik bir oli;ekte Cenab-1 Hakk'm kudretinin biiyiikliigunii ve O'nun birligini gosterir. i§te o cansiz cisimleri, o §UUrsuz biiyiik kiitleleri, son derece intizam ve hikmet terazisi ii;inde farkh §ekillerde, mesafelerde ve hareketlerde dondiirmenin, i;ah§ttrmanm, nasd bir kudreti ve hikmeti ispat ettigini k1yasla. Bu biiyiik ve agir i§e zerre kadar tesadiif kan§sa oyle bir kan§lkl1k patlak verir ki, kainatt dag1hr. c;unkii tesadiif o gezegenlerden, yild1zlardan birini bir dakika ahkoysa onun yoriingesinden 1_;1kmasma sebep olur, digerleriyle i;arp1§masma yol ai;ar. Yerkiirenin kendisinden bin defa daha biiyiik cisimlerle i;arp1§masmm ne derece deh§etli oldugunu k1yas edebilirsin. Giine§ sisteminin, yani giine§in ona uyan meyveleri olan on iki gezegenin hayret verici hallerini Cenab-1 Hakk'm her §eyi ku§atan ilmine havale edip yalmz goziimiiziin 6niindeki gezegenimiz diinyaya bak1yor ve goriiyoruz ki: Gezegenimize giine§in etrafmda, ha§metli bir rububiyetin biiyiikliigiinii, uluhiyet saltanatmm ha§metini, kusursuz bir rahmeti ve hikmeti gosteren bir surette, Cenab-1 Hakk'm emriyle Oi;uncii Mektup'ta soylendigi gibi- pek biiyiik bir hizmet ii;in uzun bir seyahat yaptmhyor. 42 Allah'm bir gemisi olarak, O'nun hayret verici, 40

41

42

"Gtine§ de bir delildir onlara, akar gider yortingesinde ... Aziz ve Alim Allah'm takdiri boyle olur i§te!" (Yasin suresi, 36/38) "Bir zaman Yusuf babasma, 'Babac1g1m! Ben rtiyamda on bir y1ldizm, gtine§ ve aym bana secde ettiklerini gordtim.' demi§ti." (Yusuf suresi, 12/4) ayeti Kur'an'da gtine§ sistemindeki gezegenlerin say1sma i§aret etmektedir. Gtine§ ile beraber say1 on iki olmaktad1r. "Ay iC<in de birtak1m safhalar, duraklar tayin ettik, dola§a dola§a, nihayet eski


816 SOZLER

sanath eserleriyle doldurulmu§ bir halde ve §UUr sahibi kullarma bir seyir yeri suretinde ona seyyar bir mesken vaziyeti verilmi§. Vakitleri ve hesab1 bildiren saat akrebi gibi ay da ince hesaplar ve muazzam hikmetlerle ona takilm1§. Ve aya da ba§ka menzillerde ayn bir seyahat takdir edilmi§. i§te milbarek gezegenimizin §U halleri, yerkilre kuvvetinde bir §ahitlikle, bir Kadir-i Mutlak'm varhgmm vilcO.biyetini ve O'nun birligini ispat eder. Madem gezegenimiz boyledir, gilne§ sistemindeki diger gezegenleri de ona k1yaslayabilirsin. Hem kendi yorilngesi ilstilnde i;ekim kuvveti denilen manevi ipleri yumak yaphrmak ii;in dolap ve 9knk hilkmilndeki gilne§i bir Kadir-i Zillcelal'in emriyle dondilrilp, gezegenleri o manevi iplerle baglay1p duzene koymak ve gilne§i butiln gezegenleriyle saniyede be§ saatlik bir mesafeyi alacak kadar bir silratle, bir tahmine gore "Herkill Burcu" veya "Gune§ler Gune§i'' tarafma sevk etmek, elbette Ezel ve Ebed Sultani Zat-1 Zillcelal'in kudreti ve emriyle olur. A<leta rubO.biyetinin ha§metini gostermek ii;in itaatkar askerleri hilkmunde olan gilne§ sistemi ordusuna bir manevra yaptmr. Ey astronomiyle ugra§an efendi! Hangi tesadilf bu i§lere kan§abilir? Hangi sebebin eli buna ula§abilir? Hangi kuvvet buna yana§abilir? Haydi, sen soyle ... Hi<; boyle bir Sultan-1 Zillcelal, acz gosterip mulkilne ba§kasm1 kan§hnr m1? Bilhassa kainatm meyvesi, neticesi, gayesi, ozil olan canhlan ba§ka ellere verir mi? Ba§kasm1 icraatma mildahale ettirir mi? Hele o meyvelerin en ku§ahc1s1 ve o neticelerin en milkemmeli, yeryilzilniln halifesi ve Zat'mm aynas1 mahiyetinde bir misafiri olan insam ba§1bo§ birakir m1? Ve onlan tabiata ve tesadilfe havale edip muhte§em saltanahm hii;e indirir mi, kusursuz hikmetini k1ymetsiz hale getirir mi? ..

hurrna salkimmm c;opii gibi kuru, san, kavisli bir hale gelir." (Yasin suresi, 36/39)


Oruz U~DNcO Soz 817

YiRMi iKiNCi PENCERE

43 ~ljj f5n.~ j ~',, ~y

441

,,,

1;G) J~lj

e ~

"'

J..;s.,,_r'J · , ~\

'~ ~

,,, .,,

1

......A:S .oll • /

e

1;~ ~ j\11 ~ rJ1 ...-i

~, ~I / J~

I

y.

o ,,.

JI~f""' t.:.'.~ 0

Yeryilzil bir ba§br ki, yilz bin agz1 ve her bir agzmda yilz bin dili vardJr. Her dilinde, yilz bin deli! bulunur ki, her biri pek <;;ok yonden Vacibu'l-Vucud, Vahid ve Ehad, her §eye gilcil yeten, her §eyi bilen bir Zat-1 Zillcelal'in varhgmm vilcO.biyetine, birligine, mukaddes vas1flanna ve gilzel isimlerine §ahitlik eder. Evet, yeryilzilniln yarabh§mm ba§lang1cma bak1yoruz ki: Once s1v1 halde ak1c1 bir maddeden ta§, sonra da ta§tan toprak yaratilm1§. Eger yeryilzil s1v1 halde kalsayd1, oturulabilecek bir mesken olmazd1. Eger ta§ haline geldikten sonra demir gibi sert kalsayd1 ondan istifade etmek milmkiln olmazd1. Elbette ona bu vaziyeti veren, yeryilzil sakinlerinin ihtiya<;;lanm goren bir Sani-i Hakim' in hikmetidir. Sonra toprak tabakas1, daglar diregi ilzerine atilm1§br ki, i<;;indeki degi§ikliklerden kaynaklanan zelzeleler, daglarla teneffils edip zemini hareketinden ve vazifesinden §a§1rtmasm. Hem toprag1 denizin istilasmdan kurtarsm. Hem canhlarm ya§amas1 i<;;in gerekli §eylerin birer hazinesi olsun. Hem havay1 tarasm, zararh gazlardan temizlesin ve teneffilsil saglasm. Hem sulan biriktirip depolasm. Hem canhlara laz1m ba§ka madenlere kaynak olsun. i§te bu vaziyet, Kadir-i Mutlak, Hakim ve Rahim bir Zat'm varhg1nm vilcObuna ve birligine kesin ve kuvvetli bir §ekilde §ahitlik eder. Ey cografyac1 efendi! Bunu neyle izah edersin? Hangi tesaduf, Cenab-1 Hakk'm §U hayret verici, sanath varhklar ile dolu bir gemisi olan yerkilreyi hayranhk uyandmc1 §eylerin bir sergisi yaparak yirmi dort bin senelik mesafeyi ona bir senede aldird1g1 ve onu silratle <;;evirdigi halde iizerine dizilmi§ §eylerden hi<;;birini dii§iirmez? Hem yeryilzundeki hayret verici sanatlara bak! Toprak, hava, su gibi unsurlar ne kadar hikmetle vazifelendirilmi§. Kadir ve Hakim bir 43

44

"Biz yeri bir d6§ek yapmad1k m1? Daglan da arzt tutan birer destek yapmad1k m1? Hem, sizi <;:ift yaratt1k." (Nebe suresi, 78/6-8) "i§te bak, Allah'm rahmetinin eserlerine, olmu§ topraga nasil hayat veriyor." (Rum suresi, 30/50)


818 SozLER

Zat'm emriyle yeryuzundeki, Rahman'm misafirlerine nasil guzel bak1yor, hizmetlerine ko§uyorlar. Hem hayret verici, garip sanatlar ic;;inde rengarenk, hayranhk uyandiran hikmetli yeryuzunun simasmdaki §U nakt§h c;:izgilere bak! 0 Zat nehirleri ve c;:aylan, denizleri ve trmaklan, dag ve tepeleri ayn ayn mahluklarma ve kullanna nas1l uygun birer mekan ve nakliye vas1tas1 yapmI§. Sonra yuz binlerce bitki ve hayvan cinsiyle tam bir hikmet ve intizamla doldurup hayat vererek §enlendirmi§, her vakit muntazaman alum ile terhis ederek bo§alhp yine muntazaman Ba'sil ba'de'lmevt45 suretinde dolduruyor. Bu, bir Kadir-i Zulcelal'in, bir Hakim-i Zulkemal'in varhgmm vucubuna ve birligine yuz binlerce dille §ahitlik eder. Soziin Ozu: Hayret verici sanatlann bir sergisi, hayret verici mahlukatm bir mah§eri, varhk kafilelerinin bir gec;;i§ yeri ve Cenab-1 Hakk'm saf saf kullarma bir mescit ve konak olan yeryuzu, butun kainatm kalbi hukmundedir; O'nun birliginin kainat kadar bir nurunu gosterir. i§te ey cografyac1 efendi! Bu yeryuzu kafas1 yuz bin ag1zla ve her bir ag1zda yuz bin dille Allah'1 tamtirken sen O'nu tammazsan, ba§mI tabiat batakhgma sokarsan, kusurunun derecesini dli§lin. Ne kadar deh§etli bir cezay1 hak edersin, bi!, ayil ve ba§mI batakhktan c;;1kar. ,,.

46~~ ..

45 46

"'y.

J5 /

_)l

0

_)l

,,-

~ ~*° /

:;;

L.?0JI

J.

_)l

I

~~ ~I de. /

Oli.imden soma dirili§. iman ettim o Allah' a ki, "Her §ey i.izerinde hakimiyet elindedir." (Mi.i'minO.n sO.resi, 33/88; Yasin sO.resi, 36/83)


Oruz Uc;ONcO Soz 819

YiRMi U~UNCU PENCERE

Hayat, Cenab-1 Hakk'm kudret mucizelerinin en nuranisi, en giizelidir. O'nun birliginin en kuwetli, en parlak delilidir. Ve Samed'in tecellilerinin en ku§ahc1, en berrak aynas1d1r. Evet, bizzat hayat, Hayy ve KayyOm bir Zat'1 butiin isimleri, icraah ve vas1flan ile bildirir. <;unkO hayat, pek <;ok s1fatm bir arada oldugu bir macun hukmunde bir l§lk, bir ila<;hr. Yedi renk l§lkta ve farkh devalar ila<_;:ta nasil bir arada bulunur; aym §ekilde, hayat da pek <;ok sifattan yapilmt§ bir hakikattir. 0 hakikatteki s1fatlardan bir kism1, duygular vas1tas1yla geli§ip a<_;:1ga 9karak aynhr. <;ogu ise kendilerini hissiyat suretinde hissettirir ve hayattan kaynama suretinde bildirirler. Hem hayat, kainatm idaresinde hokum suren nz1k, rahmet, inayet ve hikmeti ic;eriyor. Adeta onlan arkasma tak1p girdigi yere <;ekiyor. Mesela hayat bir cisme, bir bedene girdigi vakit Hakim ismi de tecelli eder, onun yuvasm1 hikmetle, giizelce yap1p duzene koyar. Aym halde Kerlm ismi de tecelli edip o canlmm meskenini ihtiya<_;:lanna gore duzenleyip susler. Yine aym §ekilde Rahim isminin cilvesi gorOnOr ki, hayatm devam1 ve kemali i<;in tiir!O tiirlO ihsanlarda, !Otuflarda bulunur. Hem Rezzak isminin cilvesi gorOnOr, hayatm devam1 ve geli§ip a<_;:1ga <_;:1kmas1 i<;in gereken maddi, manevi g1dalan yeti§tirir ve klsmen bedende depolar. Demek hayat bir odak noktas1 hOkmOndedir; <;e§itli s1fatlar onda birbiri i<;ine girer, belki birbirinin aym olur. Adeta hayat tamam1yla hem ilimdir, hem kudrettir, aym zamanda hikmet ve rahmettir ve bunun gibi. .. i§te hayat bu ku§ahc1 mahiyeti itiban ile Cenab-1 Hakk'm Zat'ma ait hususiyetlere aynahk eder, Samed Zat'm bir aynas1d1r. Bu strdandir ki, Hayy ve Kayyum olan VacibO'l-VOcud Zat, hayah <_;:okc;a yarahp ne§reder, sergiler. Ve her §eyi hayatm etrafma toplay1p ona hizmetkar kilar. <;unkO hayatm vazifesi bOyOktOr. Evet, Samediyet'in aynas1 olmak kolay degil, basit bir vazife degil. i§te goz onunde her vakit gordugOmOz bu hadde hesaba gelmez 47

"(Hanginizin daha gfu:el i§ ortaya koyacagm1 denemek) ic;in olilmu ve hayati yaratan O'dur." (MU!k suresi, 67/2)


820 SozLER

yeni yeni hayatlar ve hayatlann ash ve kendisi olan ruhlann birden ve yoktan vucuda gelmeleri, gonderilmeleri Vacibu'l-Vucud, Hayy ve Kayyum bir Zat' m varhgmm vucubiyetini, mukaddes sifatlanm ve guzel isimlerini, panltilann guneยงi gosterdigi gibi gosteriyor. Guneยงi tammayan ve kabul etmeyen adam, nas1l gunduzu dolduran tยงtg1 inkara mecbursa, aynen oyle de; Hayy, Kayyum, Muhyi' ve Mumi't olan Ehadiyet Guneยงi'ni tammayan insan, yeryuzunu, hatta gec;miยงi ve gelecegi dolduran canhlann varhgm1 inkar etmeli ve hayvandan yuz derece aยงag1 dU.ยงmeli. Hayat mertebesinden dU.ยงDp cehaletini de bilmeyen katmerli, ruhsuz bir cahil olmalt. ..

YiRMi DORDUNCU PENCERE ,,,

48.'..l

.)

, ,

y.::':"

,.

,,,

d\,

...r ,.

~

o

o

,,- k

,--

.;;::

, 'j\ ~.} ;

!<;'.'~\\ ~,"

VI

~~

,,

,,.

~.)

I< ,,

;;;

~\

I

;;j\

, 'l?' u .Y" ; ; 0

โ ข

::;--

~

Olum de hayat kadar Cenab-1 Hakk'm rububiyetini gosterir ve O'nun birligine gayet kuwetli bir delildir. 49 ~_#J\j-:., j.J1 Ji;- 'ยฐ:?}I ayetinin iยงaret ettigi gibi, olumun yokluk, idam, fanilik, hic;lik, failsiz bir son bulma degil; bir Fail-i Hakim tarafmdan hizmetten terhis, mekan degiยงikligi, beden degiยงtirme, vazifeden paydos, beden hapsinden azat edilme ve muntazam bir hikmet eseri oldugu, Birinci Mektup'ta gosterilmiยงtir. Evet, nas1l yeryuzundeki sanath varhklar, canhlar ve canh yeryuzu, bir Sani-i Hakim' in varhgmm vucubiyetine ve birligine ยงahitlik ediyorlar. Aynen oyle de, o canhlar olumleriyle Hayy ve Bak! bir Zat'm ebediligini ve birligini gosteriyorlar. Yirmi ikinci Soz' de olumun, Cenab-1 Hakk' m birligine ve bekasma gayet kuwetli bir deli! oldugu ispat ve izah ediJdiginden ยงU bahsi 0 soze hava!e edip yalmz muhim bir nuktesini soyleyecegiz: Nas1l ki, canhlann varltg1 bir Vacibu'l-Vucud'un varhgma delildir. Aynen oyle de, o canhlar, olumleriyle Hayy ve Bak! bir Zat'm ebediligine, birligine ยงahitlik ediyorlar. Mesela bir tek canh varhk olan yeryuzu, intizam1 ile, c;eยงitli halleriyle Sani'i gosterdigi gibi, oldugu vakit, 48

49

"O'ndan baยงka ilah yoktur. O'nun vechi (Zah), haric:; her ยง8Y yok olacakhr. Hiikiim O'nundur ve hepiniz O'nun huzuruna gotiiriileceksiniz." (Kasas sO.resi, 28/88) "Oliimii ve hayah yaratan O'dur." (Miilk sO.resi, 67/2)


Oruz Ur,;DNCD Soz 821

yani kt§ beyaz kefeniyle o olmli§ zemin yuzunu 6rttugunde, insanm nazanm kendinden <:;eviriyor. Veyahut insanm nazan, o bahar cenazesinin arkasmdan maziye gider ve yeryuzu daha geni§ bir manzaray1 gosterir. Yani o canhlar, her biri birer kudret mucizesi olan yeryilzil dolusu butun ge<:;mi§ baharlar gibi yeni birer kudret harikas1 ve birer canh zemin olan bahar dolusu canh varhklarm gelecegini hissettirip onlara §ahitlik ettiklerinden; oyle geni§ bir 6l<:;ekte, oyle parlak bir surette, oyle kuwetli bir derecede bir Sani-i Zulcelal'in, bir Kadlr-i Zulkemal'in, KayyOm ve Baki bir Gune§'in varhgmm vucubuna, birligine ve bekasma i§aret eder ve oyle parlak delilleri gosterirler ki, ister istemez gozle gorur derecede 50-:0-~I ~1)1 ~~ ~\ dedirtirler. Ktsacas1: 51 t+;jA ~ ,)>}J\ ~j ayetinin sir;mca bu canh zemin, baharda Sani' e §ahitlik ettigi gibi, onun olumuyle de nazan zamanm ge<:;mi§ ve gelecek iki kanadma dizilen kudret mucizelerine <:;eviriyor. Bir bahar yerine binlerce bahan gosteriyor. Bir mucize yerine binlerce kudret mucizesine i§aret ediyor. Ve her ge<:;mi§ bahar, O'na §U halihazirdaki bahardan daha kesin bir delildir. C::unku mazi tarafma ge<:;enler, gorilnil§teki sebepleriyle beraber gitmi§ler; arkalanndan yine kendileri gibi ba§kalan gelmi§. Demek, gorunli§teki sebepler hi<:; hukmundedir. Yalmz bir Kadir-i Zulcelal'in onlan yaratip hikmetiyle sebeplere baglayarak gonderdigini gosteriyorlar. Gelecek zamana dizilmi§ olan canh zemin yuzleri ise Cenab-1 Hakk'a daha parlak bir §ekilde §ahitlik eder. C::unku yeniden, yoktan, hi<:;ten yapilacak, yere konup vazifelerini gordukten soma da geri gonderilecekler. i§te ey tabiata saplanan ve batakhkta bogulmak derecesine gelen gafil! Butun maziye ve gelecege yeti§ecek hikmetli ve kudretli manevi bir ele sahip olmayan, nasil bu yeryuzunun hayatma kan§abilir? Senin gibi tamamen bir hi<:; olan tesaduf ve tabiat buna kan§abilir mi? i§te o batakhktan kurtulmak istersen, "Tabiat, olsa olsa Cenab-1 Hakk'm kudretinin bir defteridir. Tesaduf ise cehaletimizi orten, O'nun gizli hikmetinin perdesidir." de, hakikate yakla§.

50 51

Zatmda ve s1fatlarmda e§siz ve tek olan Allah' a iman ettim. "Ve olmi.i§ topraga hayat verir." (Rum suresi, 30/19)


822 SOZLER

YiRMi BE~iNCi PENCERE Nasil ki darp edilen bir §ey, elbette bir darp edene delildir. Sanath bir eser, sanatkann varhgm1 gerektirir. <:;ocuk, babanm varhgm1 gosterir. Alt, ustun varhgm1 gerektirir ve bunun gibi... "izafi emirler" diye tabir edilen, biri btekisiz olmayan gbreceli vas1flar gibi §U kainattaki tek tek varhklarda ve kainatm butununde gbrunen imkan dahi vucubu g6sterir. Onlarda gbrunen fiille meydana gelen tesirler, bir fiili gbsterir. Hepsinde gbrunen yaratilmt§hk, bir yaratma fiilini, yani hahkiyeti gbsterir. Bullinunde gbrunen kesret ve terkip, vahdeti yani birligi gerektirir. Vucub, fiil, hahk1yet ve vahdet, ac;1kc;a ve zorunlu olarak, mumkun, dt§ tesirle meydana gelen, c;ok, k1s1mlardan olu§IDU§ veya yarablm1§ olmayan; vacip, fail, vahid ve hahk s1fatlanm ister. Oyleyse ac;1kc;a kainattaki butun imkanlar, fiille meydana gelen butun tesirler, butun mahluk1yetler, butun kesret ve terkipler, diledigi §eyi diledigi mukemmellikte yapan, 52 her §eyi yaratan 53 Vacibu'l-Vucud ve Vahid u Ehad54 Zat'a §ahitlik eder. Soziin Ozii: Nas1l ki, imkandan vucub, tesirden fiil ve kesretten vahdet, yani c;okluktan birlik gbrunuyor; onlann varhg1, berikilerin varhgm1 kesin bir §ekilde gbsterir. Aynen byle de, varhklar ustunde gbrunen yarablm1§ olma ve nz1klanma gibi s1fatlar, her §eyi sanatla yaratmak ve her §eye nzkm1 vermek gibi icraatlarm varhgma a<;ikc;a delildir. Bunlarm varhg1 da elbette ve a<;ikc;a Hallak ve Rezzak bir Sani-i Rahim' in varhgm1 gbsterir. Demek, her bir varhk ta§1d1g1 bu c;e§it yuzlerce s1fatm diliyle Zat-1 Vacibu'l-Vucud'un yuzlerce guzel ismine §ahitlik eder. Bu §ehadetler kabul edilmezse, varhklardaki butun bu sifatlan inkar etmek gerekir ...

52 53

54

"(Allah) Diledigi her §eyi yapar." Bkz. Hud suresi, 11/107; Burlie suresi, 85/16. "(Rabbiniz Allah) Her §eyi yaratan O'dur." Bkz. En' am suresi, 6/102; Ra'd suresi, 13/16. Bkz. Nisa suresi, 4/171; ihlas suresi, 112/1.


Oruz Uc;iiNcii Soz 823

YiRMi ALTINCI PENCERE55 ~iYE ~u

kainattaki varhklarm yuzunde tazelenen ve gelip gec;en giizellikler, onlarm, ebedi bir Cemal'in cilvelerinin bir c;e§it galgesi olduklanrn gasterir. Evet, irmagm yi.izundeki kabarc1klarm parlay1p gitmesinden sonra arkadan gelenlerin aym §ekilde parlamas1, claim! bir gune§in 1§1gmm aynas1 olduklanm gasterdigi gibi; ak1p giden zaman irmagmda, yer degi§tiren varhklarm ustiinde parlayan cemal panltilan da ebedi bir cemale i§aret eder. Onun bir nevi emaresidir. Hem kainatm kalbindeki ciddi a§k, baki bir Sevgili'yi gasterir. Evet, agacm mahiyetinde olmayan bir §eyin, meyvesinde de esash bir surette bulunmamasmm i§aretiyle; kainat agacmm hassas meyvesi olan insandaki ciddi ilahi a§k gasterir ki, butun kainatta -fakat ba§ka §ekillerde- hakiki a§k ve muhabbet bulunuyor. Oyleyse kainatm kalbindeki §U hakiki muhabbet ve a§k, Ezeli bir Sevgili'yi bildirir. Hem kainatm sinesinde pek c;ok surette gariinen cezbe ve cazibelerin; ezeli ve cazibeli bir hakikatin c;ekimiyle oldugunu uyamk kalblere gasterir. Hem mahh'.lkatm en hassas ve nurani cemaati olan ke§f ehlinin ve veli zatlann ittifak1yla, zevke ve §ahitlige dayanarak bir Cemil-i Zi.ilcelal'in cilvesine, tecellisine mazhar olduklanm ve o Celll-i Zulcemal'in Zat'm1 tamtmasm1 ve sevdirmesini zevk ile bildiklerini ittifakla haber vermeleri, yine bir Zat-1 Vacibu'l-Vucud'un, bir Cemil-i Zulcelal'in varhgma ve insanlara kendini tamtmasma kesin bir delildir. Hem kainatm yiizunde ve varhklann ustiinde i§leyen ve onlan guzelle§tirip susleyen kalem, o kalem sahibi Zat'm isimlerinin guzelligini ac;1kc;a gasteriyor. i§te kainatm yiizi.indeki guzellik, kalbindeki a§k, sinesindeki cazibe, gazlerindeki ke§f ve §Uhud, butiinundeki giizellik ve ziynetler; pek ho§, nurani bir pencere ac;ar. Onunla butun isimleri guzel olan bir Cemil-i Zulcelal'i, daimi bir Mahbub'u, baki bir Mabud'u uyamk ak1llara. ve kalblere gasterir. i§te ey maddiyat ve evham karanhgmda, bogucu §iipheler ic;inde c;irpman gafil! Kendine gel! insanhga lay1k bir surette yuksel. ~u dart delikten bak; vahdetin gi.izelligini gar, kamil imam kazan, hakiki insan ol!.. 55 HN>iYE

Bu pencere herkes i<5in degil, kalb ve muhabbet ehline hastJr.


824 SOZLER

YiRMi YEDiNCi PENCERE

.Kainatta, sebep ve netice olarak gorilnen §eylere bak1yor ve gorilyoruz ki: En yilce bir sebebin gilcil en basit bir neticeye yetmiyor. Demek, sebepler bir perdedir. Neticeleri yapan ba§kas1d1r. Mesela say1s1z sanath varhktan yalmz kilc;ilk bir misal olarak insanm ba§I ic;indeki hardal tanesi kilc;uklugunde bir yere yerle§tirilen haf1za kuvvetine bak1yoruz. Goruyoruz ki: 0 oyle kapsamh bir kitap, belki kutilphane hukmundedir ki, ic;inde insanm bi.illin hayat hikayesi hatas1zca, kan§tmlmakstzm yaz1hyor. Acaba §U kudret mucizesine hangi sebep gosterilebilir? Beyindeki k1vnmlar m1? Basit, §UUrsuz, zerre kadar hucreler mi? Tesaduf rilzgarlan mt? Halbuki o sanat mucizesi ancak insanm ha§irde ac;1lacak buyilk amel defterini hesap vaktinde insanm hatmna getirecek ve i§ledigi her fiilin yazild1gm1 bildirmek ic;in kuc;ilk bir senet yaz1p aklmm eline verecek bir Sani-i Hakim' in sanab olabilir. i§te insanm haftzasma bullin yumurtalan, c;ekirdekleri, tohumlan k1yasla ve bu kuc;ucuk ama ku§abc1 mucizelere bak1p sebeplerle meydana gelen ba§ka neticeleri de dil§iln. <;unku hangi neticeye ve sanath varhga baksan, o derece harika bir sanab vard1r ki, degil onun basit sebebi, belki bi.illin sebepler toplansa, kar§tsmda acz gosterecektir. Mesela, buyuk bir sebep zannedilen gilne§, irade sahibi, §Uurlu farz edilerek ona, "Bir sinegi yapabilir misin?" denilse, elbette diyecektir ki: "Hahk1mm ihsam ile dukkammda l§tk, renkler ve s1cakl1k c;ok. Fakat sinegin vucudunda goz, kulak, hayat gibi oyle §eyler var ki, ne benim dukkarnmda bulunur ne de onlara gilcilm yeter." Hem nasil ki neticelerdeki harika sanat ve ziynetler, sebepleri a§~P b~llin o sebepleri yaratan Vacibu'l-Vucud'a i§aret ederek, ~U 57<l5 _;;~I f:-J. ayetinin sirrmca i§lerini O'na teslim eder. Aynen oyfe de, sebeplerle meydana gelen hadiselere tak1lan neticeler, gayeler, faydalar; ac;1kc;a, sebepler perdesi arkasmda Kerlm bir Rabbin, bir 56

57

"Her §eyi yaratan Allah'tir. Her §ey O'nun tasarruf ve idaresindedir." (Zilmer suresi, 39/62) "Bullin i§ler hukmetmesi i<;in O'na gi:itilrillur." (Hud suresi, 11/123)


Ornz Uc;:ONcO Soz 825

Hakim ve Rahim'in i§i olduklanm gosterir. <;:unku §Uursuz sebepler, elbette bir gayeyi dli§linup <:;ah§maz. Halbuki goruyoruz: Her varhk, bir degil, belki pek <:;ok gayeyi, fayday1, hikmeti takip ederek vucuda geliyor. Demek Hakim ve Kerim bir Rab, o §eyleri yap1p gonderiyor. 0 faydalan onlara varolu§ gayesi yap1yor. Mesela, yagmur yag1yor. Gorunli§te yagmuru netice veren sebeplerin, hayvanlan dli§linmekten, onlara ac1y1p merhamet etmekten ne kadar uzak oldugu malumdur. Demek yagmur, hayvanlan yaratan ve nz1klanm taahhut eden bir Hahk-1 Rahim'in hikmetiyle yard1ma gonderiliyor. Hatta yagmura "rahmet" deniliyor. <;:unku pek i:;ok rahmet eserini ve fayday1 i<:;erdiginden, rahmet adeta yagmur §eklinde cisimle§mi§tir, damlalar halinde gelir. Hem butun mahlukatm yuzune tebessum eden butun ziynetli bitki ve hayvanlardaki ziynet ve gosteri§ler, ai:;1k<:;a, gayb perdesi arkasmda bu suslu ve guzel sanatlarla kendini tamtmak, sevdirmek ve bildirmek isteyen bir Zat-1 Zulcelal'in varhgmm vucubiyetine ve birligine delildir. Demek, e§yadaki suslu vaziyetler, gosteri§li keyfiyetler; tamtmak ve sevdirmek s1fatlanna kesin bir §ekilde i§aret eder. Sevdirmek ve tamtmak s1fatlan ise ai:;1k<:;a Vedud, Maruf bir Sani-i Kadir'in varhgmm vucubuna ve birligine §ahittir. Sozun Ozu: Sebep gayet basit, aciz; ona dayandmlan neticeler ise gayet sanath ve ktymetli oldugundan, netice sebebi hukumsuz k1lar. Hem sebeplerle meydana gelen neticelerin gayesi, faydas1 da cahil ve cans1z olan sebepleri ortadan kaldmr, bir Sani-i Hakim' in eline teslim eder. Hem neticelerin yuzundeki ziynet ve maharetler, kendi kudretini §UUr sahiplerine bildirmek isteyen ve kendini sevdirmeyi arzu eden bir Sani-i Hakim'i gosterir. Ey her §eyi sebeplere baglayan bi<:;are! Bu li<:; muhim hakikati neyle izah edebilirsin? Nasti kendini kand1rabilirsin? Akim varsa sebepler perdesini y1rt! 58 ~ .i.4.). :f ~j_;_ j de, sonsuz vehimlerden kurtul.

58

"Allah'm hi<;bir §ekilde ortag1 yoktur." (Buhari, fmdn 42, megdzf29; Muslim frndn 46)


826 SbZLER

YiRMi SEKiZiNCi PENCERE ,,.

\

~~

:;;

J,

o;

o;

~

o

..Jl",,

1

J 0l ~ljl\j ~\ ....9'Ys>-lj ~) :l\j -?I~\ JI.>- ~~\ ~j )I

)I

)I

,,.

0

59~~'?~~ $u kainata bak1yoruz, goruyoruz ki: Beden hucrelerinden alemin her tarafma kadar ku§ahc1 bir hikmet ve duzen var. Beden hucrelerine bak1yor, goruyoruz ki: Beden ic;in gerekli i§leri yapan ve onu idare eden bir Zat'm emriyle, kanunuyla o kuc;ucuk hucrelerde muhim bir idare bulunur. Mideye, nasil bir k1s1m nz1k, ic;yag1 suretinde depolamp ihtiyac; vaktinde kullamhr. 0 kuc;ucuk hucrelerde de aynen oyle bir tasarruf ve depolama var. Bitkilere bak1yoruz, gayet hikmetli bir terbiye, bir idare gorunuyor. Hayvanlara bak1yoruz, son derece comertc;e bir terbiye ve nz1k verme g6ruyoruz. Kainattaki buyuk varhklara bak1yoruz, muhim gayeler ic;in ha§metli bir idare ve aydmlatma goruyoruz. Alemin butunune bak1yoruz, muntazam bir memleket, bir §ehir, bir saray hukmunde yuce hikmetler, k1ymetli gayeler ic;in mukemmel bir duzene koyma goruyoruz. i§te bunlar -Otuz ikinci Soz'un Birinci Mevk1f'mda izah ve ispat edildigi uzere- bir zerreden tut, ta y1ld1zlara kadar hic;bir yerde zerre kadar §irke yer birakm1yor. Birbirleriyle manen oyle munasebet ic;indedirler ki, butun y1ld1zlan kendine itaat ettiremeyen ve elinde tutamayan, bir zerreye bile terbiyesini ve idaresini dinletemez. Bir zerreye hakiki Rab olmak ic;in burun yild1zlara sahip olmak gerekir. Hem Otuz ikinci Soz'un ikinci Mevk1f'mda izah ve ispat edildigi uzere, gokleri yaratmaya ve duzenlemeye gucu yetmeyen, insamn simasmdaki §ahsi' muhru yapamaz. Demek, butun goklerin Rabbi olmayan, bir tek insanm simasmdaki ay1rt edici vas1f olan nak§l yapamaz. i§te kainat kadar buyuk bir pencere ki ondan bak1lsa: 60 • '~\, d, ~11 J..J~ ~ © I <' .. ' ~ I< \;:. ,, , .. ' ~ '1< ~,i;_ ~\ ~ J J , .r--., u-::-: J ' (.f' u ~ Yo J '(.f' u iY,_ I

ayetlerinin kainatm sayfalarmda buytlk harflerle yaz1l~ oldugu, ak1l 59

60

"O'nun varhgmm ve kudretinin delillerinden biri de: Gokleri ve yeri yaratmas1, lisanlanmzm ve renklerinizin farkh olmas1d1r. Elbette bunda bilen ve anlayan kimseler it;;in ibretler vard1r." (Rum suresi, 30/22) "Her §eyi yaratan Allah'tir. Her §ey O'nun tasarruf ve idaresindedir. Goklerin ve yerin hazinelerinin anahtarlan O'nun katmdad1r." (Zumer suresi, 39/62-63)


Oruz Ut;DNcD Soz 827

gozi.iyle de g6ri.ilecek. Oyleyse gormeyenin ya akh ya da kalbi yoktur. Veya o, insan suretinde bir hayvand1r.

YiRMi DOKUZUNCU PENCERE 61 0~

,,

,

, ,,

~~

'11~,i.:r-i:..r:, " ' ~ '. 01~/

Bir bahar mevsiminde, garip bir halde, tefekki.ir ederek yolculuk yap1yordum. Bir tepecigin eteginden gec;erken, parlak bir sanc;ic;ek nazanma ili§ti. Eskiden vatammda ve ba§ka memleketlerde gordi.igi.im o cins sanc;ic;ekleri habrlatt1. $6yle bir mana kalbime geldi: Bu c;ic;ek kimin imzas1, kimin damgas1, kimin mi.ihri.i, kimin nak§l ise elbette yeryi.izi.indeki bi.iti.in o ti.ir c;ic;ekler, onun mi.ihri.i ve damgas1d1r. $u mi.ihri.i hayal ettikten sonra akhma §6yle bir di.i§i.ince geldi: Nas1l ki bir mektup mi.ihi.irlenmi§se o mi.ihi.ir, mektubun sahibini gosterir. Aynen 6yle de §U c;ic;ek, Rahmani bir mi.ihi.irdi.ir. $u ti.irli.i nak1§larla ve manidar bitki sahrlanyla yaz1lan tepecik dahi bu c;ic;egin Sani'inin bir mektubudur. Hem §U tepecik de bir mi.ihi.irdi.ir. $u c;ol ve ova Rahman'm bir mektubu suretini ald1. i§te bu di.i§i.inceden de zihnime §6yle bir hakikat geldi ki: Her bir §ey, Cenab-1 Hakk'm bir mi.ihri.i hi.ikmi.inde bi.iti.in e§yay1 kendi Hahk'ma verir. Kendi katibinin mektubu oldugunu ispat eder. i§te her §ey, oyle birer tevhid penceresidir ki, bi.iti.in e§yay1 bir Vahid-i Ehad' e mal eder. Demek her bir §eyde, bilhassa canhlarda oyle harika bir nak1§, 6yle mucizeli bir sanat var ki, onu oyle yapan ve oyle manidar nak§eden, bi.iti.in e§yay1 yapabilir ve bi.iti.in e§yay1 yapan, elbette 0 olacakt1r. Demek bi.iti.in e§yay1 yapamayan, bir tek §eyi bile yaratamaz. i§te ey gafil! $u kainatm yi.izi.ine bak ki: Birbiri ic;inde Cenab-1 Hakk'm say1s1z mektuplan hi.ikmi.inde olan varhk sayfalan hadsiz tevhid mi.ihi.irleriyle mi.ihi.irlenmi§. Bi.iti.in bu mi.ihi.irlerin §ahitliklerini kim yalanlayabilir! Hangi kuvvet onlan susturabilir! Kalb kulag1 ile hangisini dinlesen 6:u1ii1 ~~ ~~ ':l .)\ J+l\ dedigini i§itirsin. 61

62

"Hic;bir §ey yoktur ki, O'nu hamd ile beraber tesbih (tenzih) ediyor bulunmasm." (isra sO.resi, 17/44) "$ehadet ederim ki Allah'tan ba§ka ilah yoktur." (Muslim, sa/dt 60; Tirmizl, salat 216; EbO. DavO.d, salat 178; Ahmed ibni Hanbel, e/-Musned 1/292)


828 SOZLER

OTUZUNCU PENCERE

.$u pencere, imkan ve hud0.s 65 uzerine dll§llnen butun kelamc1larm penceresidir ve Vacibu'l-VucO.d'un varhgmm ispatma giden caddeleridir. Bunun geni§ izahm1, hakikati ara§hnp delilleriyle bilen zatlann $erhu'l-Mevak1f ve $erhu'l-Makas1d gibi buyuk kitaplanna havale ederek, yalrnz Kur'an'm feyzinden ve bu pencereden ruha gelen bir-iki panlt1y1 g6sterecegiz . .$6yle ki: Amirligin ve hakimiyetin geregi rakip kabul etmemek, ortaklan reddetmek, mudahaleyi ortadan kaldirmakhr. .. Onun ic:;indir ki, kuc:;uk bir koyde iki muhtar bulunsa k6yun rahah ve duzeni bozulur. Bir nahiyede iki mudllr, bir vilayette iki vali bulunsa kan§1khk c:;1kar. Bir memlekette iki padi§ah bulunsa firtmah bir karmakan§ikhga sebebiyet verir. Eger hakimiyet ve amirligin golgesinin zay1f bir g6lgesi ve kuc:;uk bir misali, yard1mla§maya muhtac:; aciz insanlarda rakiplerin, z1tlann ve emsallerinin mudahalesini b6yle kabul etmezse; acaba mutlak saltanat suretindeki hakimiyet ve rubO.biyet derecesindeki amirlik, icraatma mudahaleyi reddeden o kanunun hukmunu bir Kadir-i Mutlak'ta ne kadar esash bir surette icra eder, k1yasla ... Demek u!O.hiyet ve rubO.biyetin kesin ve degi§mez geregi vahdettir, tek ba§ma olmakhr. Buna ac:;1k bir deli! ve kesin bir §ahit, kainattaki mukemmel intizam ve benzersiz ahenktir. Bir sinegin kanadmdan g6kyuzu kandillerine kadar 6yle bir duzen var ki, ak1! onun kar§ismda hayretinden ve takdirinden "Subhanallah, Ma§aallah, Barekallah" der, secde eder. Eger zerre kadar ortaga yer bulunsayd1, bir §eyin zerre kadar mudahalesi olsayd1, 66 \5j <J ~\ ~l ~\ !~~-~ ~LS' ayet-i

J

63

64

65 66

"Eger gokte ve yerde, Allah'tan ba§ka ilahlar bulunsayd1 oralarm diizeni bozulurdu." (Enbiya suresi, 21/22) "O'nun vechi (Zah) hari<; her §ey yok olacakhr. Hukum O'nundur ve hepiniz O'nun huzuruna gohlruleceksiniz." (Kasas suresi, 28/88) Hudus: Sonradan meydana gelme. "Eger gokte ve yerde, Allah'tan ba§ka ilahlar bulunsayd1 oralarm diizeni bozulurdu." (Enbiya suresi, 21/22)


Oruz Uc;:DNcD Soz 829

kerimesinin i§aretiyle, kainattaki dtizen bozulacak, suret degi§ecek, bozulma emareleri gortinecekti. Halbuki 0

,....

....

,,,.

_ra.:JI ~1..;.. ~;;?~ /

,,,.

....

0

,).

r:.?.35 _ra.;11 e-.JI p e ,,,.

,,,.

67•

,....

,

-~ ,

J::-:!>" .Y'J

,).

_,.

JP~ 11

....

0

'i

0

,,,.

lSJ JP> _ra.;11 e-.Jl.9 ,...

,...

lf...,t_;.. ,

ayetlerinin ve §U ifadenin gosterdigi gibi, insanm nazan, kusur aramak ic;in ne kadar c;abalasa da hic;bir yerde kusur bulamayacak, yorgun bir §ekilde menzili olan goze gelip onu gonderen tenkitc;i akla diyecek ki: "Bo§una yoruldum, hic;bir yerde kusur yok." i§te bu gosteriyor ki, kainattaki dtizen ve intizam gayet mtikemmeldir. Demek bu intizam, Cenab-1 Hakk'm birliginin ac;1k bir §ahididir. Gelelim "hudO.s"a ... Kelam alimleri demi§ ki: "Nern, degi§kendir. Her degi§en §ey hadistir, yani sonradan vticuda gelmi§tir. Sonradan var olan her §eyi de var eden vardir. Oyleyse bu kainatm ezeli bir yarabc1s1 var." Biz de deriz ki: Evet kainat sonradan var olmu§tur, c;unkti gortiyoruz ki: Her asirda, her senede, hatta her mevsimde bir kainat, bir alem gider, bir ba§kas1 gelir. Demek bir Kadlr-i Zulcelal var ki, bu kainab yoktan var ederek her sene, her mevsim, belki her gtin birini yaratir, §UUr sahiplerine gosterir ve sonra onu ahp ba§kasm1 getirir. Onlan birbiri ardmca tak1p zincirleme bir surette zamanm §eridine asar. Elbette onlar, bu alem gibi devamh yenilenen birer kainat htikmtinde olan her baharda goztimtiztin ontinde hic;ten gelen ve gayba giden kainatlan yaratan Kadir bir Zat'm kudret mucizeleridir. Mutlaka §U alemi de, her vakit alemler ic;inde alemleri yarabp degi§tiren Zat yaratm1§hr. Alemi ve yeryilztinti btiytik misafirlerine misafirhane yapmt§hr. Gelelim "imkan" bahsine ... Kelam filimleri demi§ ki: "imkan, iki tarafm birbirine denk olmas1dir." Yani yokluk ve varhk, ikisi denk olsa; bir tahsis68 edici, bir tercih edici, bir var eden laz1md1r. c;unkti mtimktin §eyler, birbirini yarahp bir silsile halinde devam edemez. Yahut biri digerini yaratarak devir suretinde de olamaz. Oyleyse bir Vacibti'l-VticO.d vardir ki, bunlan yarahyor. Devir ve silsile halinde 67

68

"(Yedi kat gogu birbiriyle tam uyum i<;inde yaratan O'dur. Rahman'm yaratmasmda hi<;bir duzensizlik goremezsin.) C::evir de bak gozilnil gorebilir misin bir kusur? Soma tekrar tekrar gozilnil <;evir de bak, goziln bulamad1gmdan bir kusur, eli bo§ ve bitkin geri cloner." (Millk sO.resi, 67/3-4) Meylettirmek, yoneltmek, bir gaye i<;in kullanmak.


830 SOZLER

devam iddiasm1, "ar§I:" ve "sullemi" gibi isimlerle bilinen ve bir yarahcmm varhgm1 ispat eden me§hur on iki kesin delil ile <_;ilriltmil§ ve bu iddianm akil dI§I oldugunu g6stermi§ler. Sebepler silsilesini kesip Vacibu'l-Vucud'un varhgm1 ispat etmi§ler. Biz de deriz ki: Sebeplerin, silsilelerin, delilleriyle alemin nihayetinde kesilmesini g6stermektense her §eyde Hahk-1 Kulli ~ey' e has milhril g6stermek daha kesin, daha kolayd1r. Kur'an'm feyziyle bullin "Pencereler" ve billlin Soz'ler, o esas ilzerinde gitmi§. Bununla beraber imkan noktasmm smirs1z bir geni§ligi var. Vacibu'l-Vilcud'un varhgm1 say1s1z y6nden g6steriyor. Yalmz, kelamcilann silsilelerin kesilmesi yoluna -geri_;ekten geni§ ve bilyilk olan o caddeye- has degildir. Belki hadde hesaba gelmeyen yollarla Vacibu'l-Vilcud'u bilmeye yo! ai_;ar. ~6yle ki: Her bir §ey, varhgmda, sifatlannda, hayah silresince sonsuz imkan, yani pek i;ok yo! ve yon arasmda tereddiltteyken, g6rilyoruz ki: 0 say1s1z y6nler i<_;inde varhgma uygun, muntazam bir yolu takip ediyor. Her bir sifah da hususi bir tarzda ona veriyor. Hayah boyunca biltiln degi§tirdigi sifatlar ve haller de boyle bir tahsisle ihsan ediliyor. Demek, hepsi bir tahsis edicinin iradesiyle, bir tercih edenin tercihiyle, sonsuz hikmet sahibi bir yaraticmm yaratmas1yladir ki, onu say1s1z yollar i<_;inde hikmetli bir yola sevk eder, muntazam s1fatlan ve halleri ona giydirir. Sonra tek ba§ma olmaktan i.;1kanp onu terkip edilmi§ bir cismin pari;as1 yapar, imkanlar artar. <:;unkil o cisimde binlerce tarzda bulunabilir. Halbuki o neticesiz vaziyetler i<;;inde ona neticeli, hususi bir vaziyet verilir. 0 cisimde milhim neticeleri, faydalan ve vazifeleri g6rdilrtililr. Sonra o cisim de bir ba§ka cismin par<;;as1 yap1hr. imkanlar daha da artar. <:;unkil binlerce tarzda bulunabilir. i§te o binlerce tarz i<_;inde bir varhga bir tek vaziyet veriliyor. 0 vaziyet ile milhim vazifeler g6rdilrilli.iyor. Bunun gibi misaller Mildebbir bir Hakim'in varhgmm vilcubiyetini gittik<;;e daha a<;;1k bir §ekilde g6steriyor. Her §eyin Alim bir Amir'in emriyle sevk edildigini bildiriyor. Cisim i<_;inde cisim, birbiri i<;;inde birer k1s1m olup giden billlin bu terkiplerde; nasil bir askerin tak1mmda, bolilgunde, taburunda, alaymda, firkasmda, ordusunda o i<;; ii_;e heyetlerden her birine ait birer vazifesi, hikmetli birer bag1, muntazam birer hizmeti vard1r. Hem nasil ki, g6zbebegindeki bir hilcrenin g6zilnle bir bag1 ve bir vazifesi bulunur.


Oruz Uc;DNcD Soz 831

Hem senin ba§mm btitiin vticudunla bir bag1, ona kar§l hikmetli bir vazifesi ve hizmeti vardir. Zerre miktar §a§irsa, saghk ve bedenin idaresi bozulur. Hem onun kan damarlanna, his ve hareket sinirlerine, hatta bedenin btittintine kar§l has birer vazifesi, hikmetli birer vaziyeti vardir. Binlerce imkan i<;inde, ona bir Sani-i Hakim'in hikmetiyle o belli vaziyet verilmi§tir. Aynen oyle de: Bu kainattaki, her bir varhgm kendi zab ile, sifatlan ile <;ok imkan yollan i<;inde has bir varolU§U, hikmetli bir sureti ve faydah sifatlan, nasil bir Vacibti'l-Vticud'a §ahitlik eder. Aym §ekilde, k1s1mlardan olu§an bir btitiine girdikleri vakit, her bir k1s1mda ba§ka bir lisanla yine Sani'lerini ilan ederler. Hepsinin gitgide ta en btiytik btitiine kadar her §eyle birer bag1 ve vazifesi, hizmeti itiban ile Sani-i Hakim' in varhgmm vticubuna ve iradesine §ahitlik eder. <;unkti bir §eyi, btitiin o k1s1mlara hikmetli mtinasebetleri muhafaza ederek yerle§tiren ancak btitiin hepsinin Hahk'1 olabilir. Demek bir tek §ey, binlerce dille O'na §ahit htikmtindedir. i§te yalmz kainattaki varhklar say1smca degil, belki onlarm s1fatlan ve k1s1mlan, uzuvlan adedince imkanlar noktasmdan da Vacibti'l-Vticud'un varhgma §ehadetler geliyor. i§te ey gafil! Kainab dolduran bu §ahitlikleri, bu sedalan i§itmemek i<;in ne kadar sagir ve akils1z olmak gerekir? Haydi sen soyle!..

OTUZ BiRiNCi PENCERE

;>u pencere insan penceresidir ve enftisidir, yani i<; dtinyaya aittir. Bu yontiyle §U pencerenin etrafhca izahm1, varhgm hakikatini ara§bnp delilleriyle bilen binlerce evliyanm kapsamh kitaplarma havale ederek yalmz Kur'an'm feyzinden ald1g1miz birka<; esasa i§arette bulunacag1z. ;ioyle ki: On Birinci Soz' de bildirildigi gibi, "insan, alemin oyle ku§abc1 bir ntishas1d1r ki, Cenab-1 Hak btitiin isimlerini insana onun nefsiyle 69 70

"Biz, insam en mukemmel surette yaratt1k." {Tin sO.resi, 95/4) "Yeryilzunde kesin inanmak isteyenler ii;in biri;ok deliller vardir. Bizzat kendi varhklanmzda da boyle deliller vardir. Hala gormeyecek misiniz?" {Zariyat sO.resi, 51/20-21)


832 SOZLER

hissettiriyor." Geni§ izahm1 ba§ka Soz'lere havale edip yalmz ii<; noktay1 gosterecegiz. insan, Cenab-1 Hakk'm isimlerine ii<; yonden aynadir. Birincisi: Geceleyin karanhk, nasil 1§1g1 gosterirse, oyle de, insan, zay1fhg1 ve acziyle, fakr ve ihtiya<;lanyla, noksanlan ve kusurlanyla bir Kadir-i Ziilcelal'in kudretini, kuvvetini, zenginligini, rahmetini bildiriyor ve bunun gibi O'nun pek <;ok vasfma bu suretle aynahk ediyor. Hatta sonsuz aczi ve zay1fl1g1yla say1s1z dii§manma kar§I bir dayanak noktas1 arayan vicdan daima Vacibii'l-Viicud'a bakar. Hem sonsuz faknyla, smirs1z ihtiya<;lan i<;inde, nihayetsiz maksatlan i<;in yard1m aramaya mecbur oldugundan, vicdan o noktadan daima bir Ganiyy-i Rahim'in dergahma dayamr, dua ile el a<;ar. Demek, her vicdanda §U dayanak ve yard1m noktas1 yoniinden iki kii<;iik pencere, Kadir-i Rahim' in rahmet dergahma a9hr ve insan her vakit oradan bakabilir. ikincisi: insan kendisine numuneler lliriinden verilen smirh ilim, kudret, gorme, i§itme, malikiyet, hakimiyet gibi kii<;iik vas1f ve kabiliyetlerle kainat Malikinin ilmine ve kudretine, her §eyi goren ve i§iten rubt1biyetinin hakimiyetine aynahk eder. Onlan anlar ve bildirir. Mesela: "Ben nas1l bu evi yaphysam, yapmasm1 biliyorsam, onu goriiyorsam, onun malikiysem Ve onu idare ediyorsam, aynen oyle de, §U koca kainat saraymm bir Ustas1 var. 0 Usta onu bilir, goriir, yapar ve idare eder." der ve bunun gibi. .. O\:iinciisii: insan, iistiinde nakt§lan goriinen ilahi isimlere aynahk eder. Otuz ikinci Soz'un U<;lincii Mevk1f'mm ba§mda bir par<;a izah edilen, insamn ku§ahc1 mahiyetinde nak1§lan a<;1k<;a g6riinen yetmi§ten fazla isim vard1r. Mesela: insan, yarahh§1yla Sani ve Halik isimlerini, kendisine en giizel suretin verilmi§ olmas1yla Rahman ve Rahim isimlerini, guzel terbiyesiyle Kerim ve Latif isimlerini ve bunun gibi, butun uzuvlan, kabiliyetleri ve cevherleri ile, latifeleri ve maneviyah ile, duygulan ve hissiyah ile ayn ayn isimlerin ayn ayn nak1§lanm gosteriyor. Demek, nasil Cenab-1 Hakk'm isimlerinde bir "ism-i azam" vardir, aynen oyle de o isimlerin nakt§lannda da en biiyiik bir nakt§, bir "nak§-1 azam" vardir ki, o da insandir. Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku ... Yoksa hayvan ve ta§-toprak hiikmunde bir insan alma ihtimalin var!


Oruz Uc,:DNCD Soz 833

MD.him bir ehadiyet smma i§aret eder. ~oyle ki: Nas1l insanm ruhunun bullin bedeniyle oyle bir munasebeti var ki, bullin uzuvlanm ve hucrelerini birbirine yard1m ettirir. Yani, Cenab-1 Hakk'm iradesinin bir cilvesi olan yarahh§ kanunlanna ve onlardan harici vucut giydirilmi§ emrl bir kanun ve rabbanl bir latife olan ruhun, 71 bedenin idaresinde o uzuv ve hucrelerin manevl seslerini hissetmesi ve ihtiyac;lanm gormesi birbirine mani olmaz, ruhu §a§Irtmaz. Ruha nispeten uzak-yakm bir hukmundedir. Hic;bir i§ digerine perde olmaz. isterse c;ogunu birinin imdadma yeti§tirir. isterse bedeni her k1sm1 ile bilebilir, hissedebilir, idare edebilir. Hatta c;ok nuraniyet kazanm1§sa her bir hucresiyle gorebilir ve i§itebilir. Aynen oyle de: - 12 ~\11 j.W1 ~j- Madem Cenab-1 Hakk'm emrl bir kanunu olan ruh, kuc;uk bir alem olan insan bedeninde ve uzuvlannda bu vaziyeti gosteriyor. Elbette en buyuk alem olan kainatta o Vacibu'l-Vucud Zat'm kulll iradesine ve mutlak kudretine say1s1z fiiller, sedalar, dualar, i§ler hic;bir §ekilde agir gelmez. Onlar birbirine mani olmaz. Hahk-1 Zulcelal'i me§gul etmez, §a§1rtmaz. 0, hepsini birden goriir, bullin sesleri birden i§itir. Yakm-uzak O'nun ic;in birdir. isterse, hepsini birinin imdadma gonderir. Her §ey ile her §eyi gorebilir, seslerini i§itebilir ve her §ey ile her §eyi bilir ve bunun gibi... Hayatm pek muhim bir mahiyeti ve vazifesi var. Fakat bu bahis, hayat penceresinde ve Yirminci Mektup'un Sekizinci Kelime'sinde etrafhca gec;tiginden oraya havale edip yalmz §U kadanm hatirlatacag1z: Hayatta hissiyat suretinde kaynayan, birbiri ic;indeki nak1§lar, O'nun pek c;ok ismine ve mukaddes vas1flanna i§aret eder. Gayet parlak bir surette Hayy-1 Kayyum'un zati vas1flanna aynahk eder. Bu smm izah1, Allah'1 tammayan ve henuz tam tasdik etmeyenler ic;in zamans1z olacagmdan kap1y1 kapatiyoruz.

71 72

Bkz. isra sO.resi, 17/85. "En ytice s1fatlar Allah'md1r." (Nahl sO.resi, 16/60)


834

S6ZLER

OTUZ iKiNCi PENCERE

~u

pencere, peygamberlik semasmm gline§i, hatta giine§ler gline§i olan Hazreti Muhammed'in (aleyhissalotil vesselam) penceresidir. ~u gayet parlak, pek biiyiik ve nurani pencerenin ne kadar nurani ve a§ikar oldugu Otuz Birinci Soz olan Mirac Risalesi'yle On Dokuzuncu Soz olan Niibiiwet-i Ahmediye (aleyhissalotil vesselam) risalesinde ve on dokuz i§aretli olan On Dokuzuncu Mektup'ta, ispat edildiginden, o iki Soz'ii, o Mektup'u ve o Mektup'un On Dokuzuncu i§aret'ini bu makamda dii§iiniip sozii onlara havale ediyoruz. Burada yalrnzca deriz ki: Tevhidin konu§an bir delili olan Zat-1 Ahmediye (aleyhissaldtil vesselam), peygamberlik ve velayet yonleriyle, yani kendinden once biitiin nebilerin tevatiirle, yanh§h§ma ihtimal bulunmayan ittifaklanrn ve ondan sonraki biitiin evliya ve asfiyanm ittifakla tevatiirlerini ic;eren bir kuwetle, hayab boyunca biitiin kuwetiyle Cenab-1 Hakk'm birligini gosterip ilan etmi§tir. Ve islam alemi gibi geni§, parlak, nurani bir pencereyi marifetullaha ac;m1§br. imam Gazali, imam Rabbani, Muhyiddin-i Arabi, Abdiilkadir Geylani gibi varhgm hakikatini delilleriyle bilen milyonlarca asfiya ve s1dd1k zat o pencereden bakiyor, ba§kalarma da gosteriyorlar. Acaba boyle bir pencereyi kapatacak bir perde var m1? Ve onu itham edip bu pencereden bakmayanm akl1 var m1? Haydi sen soyle!

73

74

"Bullin dinlere iisllin kilmak i~in resO.liinii hidayet ve hak dinle gonderen O'dur. Buna §ahit olarak Allah yeter." (Fetih sO.resi, 48/28) "De ki: Ey insanlar ben sizin hepinize Allah tarafmdan gonderilen Peygamberim. 0 ki, goklerin ve yerin hakimiyeti O'na aittir. O'ndan ba§ka ilah yoktur. Hayah veren de, oliimii yaratan da O'dur." (A'raf sO.resi, 7/158)


Oruz Uc;DNcD Soz 835

OTUZ 0<;0NC0 PENCERE

15~

\_,;.~ ~ ~ ~j '-?~I~~~ J)t '-?~I~~\

e .JI

~11 ~r

16

,,.,.

fi

, ,.

o

,..,.

,,..

0

o~

...;.;_

JI~ .:,..~I .~.... 'O\ , ~~I ..±JI ~8-SI .:,i;s .ti , '-', U" c~ . ~ J • , J'

Biitiin bu pencerelerin, Kur'an denizinden baz1 damlalar oldugunu dii§iln. Sonra Kur'an'da ab-1 hayat hiikmiinde ne kadar tevhid nuru oldugunu klyas edebilirsin. Fakat biitiin o pencerelerin kaynag1, madeni ve ash olan Kur'an'a gayet klsaca ve basit bir tarzda bakilsa dahi, yine onun gayet parlak, nuranl ve geni§ bir pencere oldugu g6riiliir. 0 pencerenin ne kadar kesin, parlak ve nuranl oldugunu, Yirmi Be§inci Soz olan Kur'an'm Mucizeleri Risalesi'ne ve On Dokuzuncu Mektup'un On Sekizinci i§aret'ine havale ediyoruz. Ve Kur'an'1 bize gonderen Zat-1 Ziilcelal'in Rahmani ar§ma niyaz edip diyoruz ki:

75

76

77

78

79

80

"Hamd, 0 Allah'a mahsustur ki kuluna Kitab1 indirdi ve onun ic;:ine tutars1z hic;:bir §ey koymad1. Dosdogru bir Kitap olarak gonderdi." (Kehf suresi, 18/1-2) "Elif, Lam, Ra. Bu, Rab'lerinin izniyle insanlan karanhklardan aydmhga, iistiin kudret sahibi ve her i§i ovgiiye lay1k olan Allah'm yoluna, goklerde ve yerdeki her §eyin sahibinin yoluna insanlan c;:1karmalan ic;:in sana indirdigimiz bir kitaphr." (ibrahim suresi, 14/1) "Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya dii§er de bir kusur i§lersek bizi onunla hesaba c;:ekme!" (Bakara suresi, 2/286) "Ey bizim Kertm Rabbimiz, bize hidayet verdikten sonra kalblerimizi saphrma!" (Af-i imran suresi, 3/8) "Ey Rabbimiz! Bu hizmetimizi kabul buyur! Her §eyi hakkiyla i§iten ve bilen ancak sensin." (Bakara suresi, 2/127) "Tevbelerimizi de kabul buyur! Muhakkak ki tevbeleri en giizel §ekilde kabul eden ve c;:ok merhamet eden ancak sensin!" (Bakara suresi, 2/128)


836 SOZLER

iHTAR ~u otuz ii<;; pencereli Otuz Oi;;uncil Mektup, imam olmayam in-

§allah imana getirir. imam zay1f olanm imamm kuvvetlendirir. imam kuvvetlenen ama taklidi olanm imamm tahkiki yapar. imam tahkiki olamn imamm enginle§tirir. imam engin olam da biitiln hakiki kemal vas1flannm kaynag1 ve esas1 olan marifetullahta yilkseltir; ona daha nurani, daha parlak manzaralan ai;;ar. i§te bunun ii;;in, "Bir pencere bana yeter." diyemezsin. <;unkil senin aklma bir kanaat geldiyse ve hissesini ald1ysa, kalbin ve ruhun da hissesini ister. Hatta hayal de o nurdan hissesini isteyecek. Bu yilzden her bir pencerenin ayn ayn faydalan vard1r. Mirac Risalesi'nde astl muhatap milmindi; dinsiz inkarc1 ikinci derecede dinleme makammdaydt. Bu risalede ise muhatap inkarc1d1r; dinleme makammda olan milmindir. Bunu dii§ilnilp 6ylece bakmah. Fakat maalesef milhim bir sebepten dolay1 §U mektup gayet silratle yaztld1gmdan ve hatta milsvedde halinde kald1gmdan, elbette bana ait ifade tarzmda kan§tkl1k ve kusurlar olacakhr. Karde§lerimden milsamaha nazanyla bakmalanm, ellerinden gelirse tashih etmelerini ve magfiretim ic;in dualanm isterim. 82

-s.WI tfl ~ ~ fidlj , 81 -s~I tfl ~ ~ fi.:ll ,,,.

.b

,,,.

&3~\ ~l~I ~i ~l (:;_fa L4 w~ \ 1:-J ..'L:./ ~/ .J\ ,. J \/ /

81 82 &3

84

'll 6 A'1 Ji~ ,,,.

1~/ ~ _llJJJ/ ~/-a·\~/ k ..'\::./ L:.. ~-}\ .) .) ,y ~ r-J u-

~J ~

/

"Kurtulwi ve selamet, hidayete uyanlarad1r." (Taha suresi, 20/47) Azarlama, kmama da nefsine tabi olanlarad1r. "Siibhansm ya Rab! Senin bize bildirdiginden ba§ka ne bilebiliriz ki? Her §eyi hakk1yla bilen, her §eyi hikmetle yapan sensin." (Bakara suresi, 2/32) Allah1m, filemlere rahmet olarak gonderdigi Zata, O'nun aline ve ashabma salat ve salam eyle, amin ...


(:EKiRDEKLER VE (:i(:EKLERi Risale-i Nur Talebelerine

Ku~uk

Bir Mesnevi

ve imana Dair Bir Divan

Muellifi: BediUzzaman Said Nursf

TEMBiH Lemaat adh bu eserin ba§ka divanlar gibi bir iki konu uzerinde gitmemesinin sebebi, muellifin eski eserlerinden Hakikat <;ekirdekleri'ndeki k1sac1k vecizeleri bir derece izah etmek i<:;in hem nesir tarzmda yaz1lm1§ hem de ba§ka divanlardaki gibi hayallere, olc:;usuz hissiyata girilmemi§ olmas1dir. Ba§tan a§ag1 mantik ile Kur'an ve iman hakikatleri hakkmda, yanmda bulunan yegeni gibi baz1 talebelerine verdigi ilmi bir derstir, hatta bir iman ve Kur' an dersidir. Ostad1m1zm a§ag1daki ifadesinde dedigi gibi, nazma ve §iire hi<:; meyli bulunmad1gma ve onlarla me§gul olmad1gma biz de §ahidiz. Bu, 2_;41 ~(~.Jc Llj ayetindeki smm bir numunesini gosteriyor. "Ramazan ve Bayram hilali arasmdan (Ramazan esintileri)" "Biz ona (Peygamber'e) §iir ogretmedik." (Yasin sO.resi, 36/69)


838

SOZLER

Bu eser birc;ok me§guliyet ic;inde, Dar-QI Hikmet'teki vazifesi sirasmda, Ramazanda yirmi gunde, her gun iki veya iki buc;uk saat c;ah§mak suretiyle manzum gibi yazilmI§hr. Manzum bir sayfa yazmak on sayfa nesir yazmak kadar zor oldugu halde ve bu kadar k1sa zamanda, birden, c;ok dikkat etmeden, tashihsiz bir §ekilde boyle soylenmi§ ve basilmI§hr. Bizce Risale-i Nur adma bir harikad1r. Hic;bir manzum divan boyle yapmac1ks1z, nesir gibi okunabilir g6runmuyor. Zaman gelecek, in§allah bu eser Risale-i Nur talebelerinin bir c;e§it mesnevisi olacak. Hem bu eser, kendinden on sene soma yaz1lmaya ba§lanan ve yirmi uc; senede tamamlanan Risale-i Nur'un muhim eczalanna gaybi bir i§aret, mujdeli bir fihrist hukmundedir. Risale-i Nur Talebelerinden Sungur, Mehmed Feyzi, Husrev


iHTAR 3

L~-w,J~u ~·cl\ .r'

~

kaidesince, naz1m ve kafiye bilmedigimden onlara k1ymet vermezdim. i<_;erigi kafiyeye feda edip hakikatin suretini nazmm keyfine gore degi§tirmek hi<5 istemezdim. ;>u kafiyesiz, naz1ms12 kitapta en yiice hakikatlere h1rpani bir elbise giydirdim. Evvela: Daha iyisini bilmiyordum. Yaln12ca manay1 dii§iiniiyordum. ikinci olarak: Cesedi elbiseye gore yontup rendeleyen §airlere tenkidimi gostermek istedim. O~iinciisii: Ramazanda kalb ile beraber nefsi de hakikatlerle me§gul etmek i<5in boyle <50cuk<5a bir iis!Op tercih edildi. Fakat ey okur! Ben hata ettim, itiraf ediyorum. Sakm sen hataya dii§me! Peri§an iis!Oba bak1p o yiice hakikatlere dikkat gostermeyerek hiirmetsizlik etme!..

3

"Ki§i bilmedigi §eyin di.i§mamd1r." (Bkz. Ali ibni Ebi Talib, Nehcil'l-Be/aga s. 780)


iFADE-i MERAM Ey okur! ~unu pe§inen itiraf ederim ki: Yaz1daki ve naz1mdaki kabiliyetsizligimden c;;ok §ikayetc;;iyim. Hatta §imdi ismimi bile diizgiin yazam1yorum. Naz1m olc;;ii ise, omriimde bir manzume bile yazamami§tim. Birdenbire zihnime, nazma kar§l 1srarh bir arzu geldi. Sahabelerin gazvelerine dair Kiirtc;;e Kavl-i Nevala Sfseban 4 admda bir destan vard1. Ruhum onun ilahl tarzmdaki tabil nazmmdan ho§lamyordu. Ben de kendime mahsus bir surette onun naz1m §eklini kulland1m. Nazma benzer bir nesir yazd1m. Fakat vezin ic;;in katiyen zorlamaya, yapmac1khga girmedim. isteyen, nazma benzerligini dii§iinmeden onu zahmetsizce, nesir gibi okuyabilir. Hem nesir olarak bakmah ki, mana anla§ilsm. Her kitada mana biitiinliigii var. Kafiyelerin iistiinde durulmasm. Kiilah ptiskiilsiiz, vezin kafiyesiz, naz1m da kurals1z olur. Zanmmca soz ve naz1m, sanat bak1mmdan cazibeli olursa nazan me§gul eder. Nazan manadan c;;evirmemek ic;;in nazmm kusurlu olmas1 daha iyidir. Bu eserimde iistad1m Kur'an'dir. Kitab1m hayatt1r. Muhatab1m yine nefsim ... Sen ise ey okur, dinleyicisin. Dinleyicinin tenkide hakk1 yoktur; begendigini ahr, begenmedigine ili§mez. Bu eserim miibarek Ramazanm feyzi 5 HA$iYE oldugundan, limit ederim ki, in§allah din karde§lerimin kalbine tesir eder de dilleri bana bir magfiret duas1 bah§eder veya bir Fatiha okur.

4

Ashab-1 Kiram'm kahramanhklarmdan bahseden dart ytiz beyitlik uzun bir kasidedir. Zuhd ve takvas1yla tanman Molla Aga ez-Zibari tarafmdan Ktirtc;e kaleme ahnm1§hr. 5 HA$iYE Hatta tarihi ~0,.,;:; ,;J>Y, jJj ';':;\ ~ c;ikm1§hr. Yani: "Ramazamn iki hilalinden dogmu§ bir edep y1ld1z1d1r." (1337 eder.)


ED-DAI6 Y1k1/m1§ bir mezarzm ki, y1g1/m1§tzr i<:;inde7 Said' den yetmi§ dokuz oli.i, s giinahlarla birlikte a/am a. 0 mezara bir mezar ta§l o/mu§tur sekseninci. Beraber ag/zyor9 hiisran-1 islam'a. Mezar ta§zmla, oli.ilerle dolu inleyen o mezarzmla Yolcuyum ukbadaki yarznzma. Yakfnim var ki: istikbal semavatz, zemin-i Asya Beraber olur teslim, yed-i beyza-yz islam'a. Zira imanzn bereketli sag e/idir Verir emn ii eman 10 insanlzga ...

10

Dua eden. Bu k1ta, onun imzas1dir. Cisim her sene iki defa tazelendigi ic;in iki Said olmli§ demektir. Hem o sene Said yetmi§ dokuz senesindedir. Her bir sene bir Said olmli§ ve Said bu tarihe kadar ya§ayacak demektir. Bu hali yirmi sene evvel hissikablelvuku ile, yani i:inceden sezerek hissetmi§. Korkusuzluk ve emniyet hali.


842 SOZLER

~jll ?JI~\~

J\'/ ~\;/3 ~ ~ \ '. 't\ ~ \; '~\'3 ~til'3 , ~ r"' '';. ~ i 0

11'

,~~ _\L;J1 .::/ ~ ~\ ; j //

''l ,,,

~~3

Tevhidin iki Biiyiik Delili .<;;u kainat tarnarnen buyuk bir delildir. Gaybm lisam; §ehadetle tesbih eder, tevhidi ilan eder. Evet, tevhid-i Rahrnan'1 yuksek bir sesle zikreder ki: La ilahe illa Hu ... Butun zerreleri, hucreleri, butun erkam ve azalan zikreden birer lisandlf, o gur sesle beraber derler ki: La ilahe illa Hu ... 0 dillerde c;e§itlilik, o seslerde mertebeler var. Fakat bir noktada toplar onun zikri, onun sesi ki: La ilahe illa Hu ... Bu bir insan-1ekberdir, 12 yuksek sesle zikreder; butun k1s1mlan, zerreleri, duyulmayan sesleriyle, o yuksek sesle beraber der ki: La ilahe illa Hu ... .<;;u alem zikir halkas1 ic;inde okuyor a§n, §U Kur' an onun gune§i. Butun canhlar tefekkur eder ki: La ilahe illa Hu ... Bu §anh, yuce Furkan, o tevhidi soyleyen burhan, 13 bu run ayetler sad1k birer lisan . .<;;ualar berk-i iman. 14 Beraberce derler ki: La ilahe illa Hu ... Kulagm1 yapI§hrsan §U Furkan'm sinesine, derinden derine, a9kc;a i§itirsin sernav! bir seda, der ki: La ilahe illa Hu ... 11

12

13 14

Alemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim Allah'a, ilzerimizdeki hadde hesaba gelmez liltuflan adedince hamd il sena .. billlin insanhga rahmet ve kurtulu§ vesilesi olarak gonderdigi habibi Hazreti Muhammed'e (aleyhissa/6.til vesselam), nezih aile fertlerine ve sec;kin ashabma salat il selam olsun. insan-1 ekber: insanm bilyilk bir misali. Burhan: Delil Berk-i iman: imanm §iID§egi.


LEMAAT

843

0 sestir ki, gayet ulvl, nihayet derece ciddi, hakiki, pek samimi, hem nihayetsiz munis, 15 ikna edici ve delillerle donanmt§br. T ekrar tekrar der ki: La ilahe ilia Hu ... $u nurlu delilin alb y6m1 de §effaf: Ostunde nakt§h, c;ic;eklerle bezenmi§ mucizelik muhru. ic;inde parlayan hidayet nuru der ki: La ilahe ilia Hu ... Evet, altmda i§lenmi§ ince manbk ve deli!, sagmda akh konu§turmak; murefref1 6 her taraf, zihinler "Sadakte" 17 der ki: La ilahe ilia Hu ... Sag tarafmda vicdam §ahit tutar. Onunde hayrm guzelligi, hedefinde saadet var. Onun anahtandir her dem ki: La ilahe ilia Hu ... Onunde ve arkasmda dayanag1 semavldir: Dogrudan dogruya Allah'tan gelen vahiy. Bu alb yon l§lk verir, burc;larmda tecelli eder ki: La ilahe ilia Hu... Evet, hirs1z vesvese, vehimler ve hirs1z §liphe, ne haddi var ki o dinsiz, girebilsin bu panlbh k6§ke. Hem oyle parlar ki, surlan olan sureler yuce, konu§an birer melektir her kelime: La ilahe ilia Hu ... Kur'an-1 Azlmli§§an nasil bir tevhid denizidir. Bir tek damlas1, misal ic;in yalmz ihlas suresi, say1s1z i§aretlerinden k1sa bir tek i§aret. Her turlu §irki reddeder, hem de yedi tevhid mertebesini ispat eder; uc;u menfi, uc;u muspet. $u alb cumlede birden: Birinci ciimle: 18_yl> ~ delilsiz i§arettir. Demek, umumi bir tayindir. 0 tayinde taayyun 19 var ki, La Hewe ilia Hu ...

15

16 17 18

19

Munis: Ah§ilm1§, sevimli. Miirefref: ince, nazik kuma§tan yapilmi§. "Dogru soyledin." "De ki: O'dur." (ihlas suresi, 112/1) Taayyiin: Belirli kilma, belirli hale gelme.


844 SozLER

$u gbrulen tevhide bir i§arettir. Hakikati gbren goz tevhidle kendinden ge<;se der ki: La Me§hude ilia Hu ... ikinci ciimle: hak lisarn der ki:

20

.1;..T ~\ dir, u!O.hiyetin birligini a9klar. Hakikat ve La Mabude ilia Hu ...

O~iincii ciimle: .l.WJI ~\ dir. iki tevhid cevherine bir inci kabugudur. ilk incisi: RubO.biyetin birligi. Evet, kainattaki duzenin lisarn der ki: La Halzka ilia Hu ... ikinci inci: KayyO.miyetteki birlik. Evet, kainatta ba§tan ba§a, hem varhkta hem bekada, bir yaratic1ya ihtiyacm lisarn der ki: La Kayyume ilia Hu ... 22 Dordiincii: ~ ~ dir. O' nda Celal' in birligi gizlidir; her turlu §irki reddeder, kufru keser atar §liphesiz. Yani degi§en, c;ogalan ya da k1s1mlara aynlan elbette ne hahk olabilir, ne kayyum, ne de ilah ... O'nun dogmu§ ve dogurmu§ oldugunu iddia eden kufru ~red­ deder, keser atar. $u §irk yuzunden insanhgm buyuk k1sm1 yolunu §a§trmI§hr ... Ki ya isa'nm (a/eyhisselam) ya Ozeyr'in ya meleklerin veya ak1llarm O'nun evlad1 oldugu §irki yer buluyor insanhkta zaman zaman ... Be§incisi: 23 JS}. ~j Daim! bir tevhidin i§areti §6yledir: Vacip, kadim ve ezell olmazsa ilah olamaz ... Yani: Zaman bak1mmdan sonradan olmu§ veya maddeden dogmu§ ise ya da bir aslm parc;as1 ise elbette olamaz §U kainata dayanak. .. Sebeplere, y!ld1zlara, putlara, tabiata tapmak §irkin birer turudur; birer sapkmhk kuyusu ... Altmct: 24 ~ ~j Ku§ahc1 bir tevhiddir. Ne Zat'mda e§i, ne icraatmda ortag1, ne de s1fatlannda benzeri bulundugu hakikati, ~ kelimesine bakar. .. 21

20 21

22

23 24

"Allah Mutlak Bir'dir." (ihlas suresi, 112/1) "Allah, Samed (Kendisi hi<;bir §eye muhta<; olmayan, fakat ezelde ve ebedde her varhgm Kendisine muhta<; olup, Kendisine s1gmd1g1 Zat)tlr." (ihlas suresi, 112/2) "Ne dogurdu ... " (ihlas suresi, 112/3) " ... ne de doguruldu." (ihlas suresi, 112/3) "(O'na denk, O'nunla mukayese edilebilecek) hi<;bir §ey yoktur." (ihlas suresi, 112/4)


LEMAAT 845

$u alh dimle manen birbirinin hem neticesi hem delilidir. Silsile halindedir deliller, baghdtr neticeler, §U surede karargah ... Demek ihlas suresinde kendi miktan olc:;usunde, silsile halinde birbirine bagh otuz sure sakhdtr; bu sure onlara sehergah ...

2Y~\

'1l ~\ ~ '1 ***

Sebeplerin Tesiri S1rf Goriinii§tedir Buyuklugun izzeti ister ki: Tabil sebepler kudret eline perde olsun aklm nazarmda. Tevhid ve celal ister ki: Tabil sebepler, hakiki tesirden elini c:;eksin kudret eserinde.

*** Varhk, Cismani Alemle Smirh Degil Varhgm hadde hesaba gelmez c:;e§itli tabakalan, gorduklerimizden ibaret oJamaz, Stkt§amaz §U gorlinen a[eme. Cismanl alem dantelah bir perde gibidir t§tk sac:;an gayb alemleri uzerinde.

*** Kudret Kalemindeki Birlik, Tevhidi ilan Eder Kusursuz bir sanat eseri, f1tratm her k6§esinde ac:;1kc:;a reddeder sebeplerin yarahc1hgm1. Kalem ucuyla i§lenmi§ nakt§lar ve kudret, yarahh§m her noktasmda ister istemez reddeder vas1talarm varhgmt.

*** Bir

~ey,

Her

~eysiz

Var Olamaz

Kainatta ba§tan ba§a dayam§ma s1rn sakh, her yere yay1lm1§. Her tarafta varhklar birbirinin ihtiyacma cevap verir, yard1mma yeti§ir. Yalmz aleme hukmeden bir kudrettir ki, zerreyi her §eyiyle yarattp yerle§tirir. Alem kitabmm her satm, her harfi canhdir; ihtiyac:; sevk eder, tant§hnr. 25

Hit:; kimse gayb1 bilemez, gayb1 yalmz Allah bilir.


Nereden gelirse gelsin ihtiyac; nidasma "lebbeyk" 26 diyendir, tevhid s1m namma her taraf1 g6rii§tiiriir. Her canh harfin her bir ciimleye bakan birer yiizii, birer gozii vard1r.

*** Giine!jin Hareketi <;ekim Kuvveti i~indir <;ekim Kuvveti Giine§ Sisteminin istikrart i~indir Giine§ meyve veren bir agac;hr, silkinir ki dii§mesin c;ekimine kapdm1§ olan seyyar yemi§leri. Eger siikut edip dursa c;ekim kanunu bozulur, aglar fezada muntazam meczuplan.

*** Kii~iik ~eyler

Biiyiik

~eylerle

Baghdtr

Sivrisinegin goziinii yaratandir ki, giine§i ve Samanyolu'nu da mutlaka 0 var etmi§tir. Pirenin midesini tanzim edendir ki, mutlaka giine§ sistemini de 0 diizenlemi§tir. Goze gorme kabiliyetini, mideye ac;hk hissini yerle§tirendir ki, mutlaka goklerin goziine de l§lk siirmesi c;ekmi§, yeryiiziine g1da sofrasm1 sermi§tir.

*** Kainatm Diizeninde Biiyiik Bir Mucize Var Gor ki kainatm telifinde bir mucize var. Farz-1 muhal eger biitiin tabil sebepler Olsa muktedir birer fail-i muhtar. 27 0 mucizelige kar§l sonsuz acz ve itaatle secde eder ve derler: ..-

o

.J

2sJ')\;JI , . J;

,....~ o

,,.o

~t ..,11 ,, ..lAJI c.1,J Y.,

0;

~I

,,..,

,,..

0

.>

8' ..J G., c;'.;.; .)

,..,

,,,. ,,,.

~ ~t>..:..::.

*** 26

"Buyrunuz, emredersiniz."

27

Fail-i muhtar: istedigini yapmakta serbest olan.

28

Seni her tiirlii noksan s1fattan tenzih ederiz. Ey Rabbimiz! Bizde hic;bir giic; ve kudret yok. Sen ise ezel'i kudret, yiicelik ve ikram sahibisin.


LEMAAT 847

Zata ait bir kudrettir, ezelldir; ic;ine acz giremez. Onda mertebeler yoktur, maniler mudahale edemez. ister kull, ister cuz nispet edilse fark gostermez. Cunku her §ey baghdir her §eyle. Her §eyi yapamayan bir tek §eyi de yapamaz.

*** Kainat1 Elinde Tutamayan, Bir Zerreyi Bile Yaratamaz Dunyam1z1, gune§i, yild1zlan §U smirsIZ fezamn ba§ma ve sinesine takacak, T espih gibi dizip kaldiracak kadar kuvvetli bir ele sahip olmayan, Dunyada hic;bir §eyi yaratt1gm1 iddia edemez.

*** Bir Tiire Hayat Vermek, Bir Ferde Hayat Vermek Gibidir Nasil ki, olumun rengine boyanm1§ bir §ekilde ki§m uyuyan bir sinege hayat vermek Allah'm kudretine agir gelmez. i§te §U dunyanm olumu de, diriltilmesi de oyledir. Butiln canhlara hayat vermek O'na zor gelmez.

*** Tabiat, ilahi Bir Sanatt1r Tabiat tab eden degil, matbaad1r. Nakka§ degil, bir naki§tir. Degildir fail, o bir kabildir. 30 Degil kaynak, o bir vas1tadir, tezgahtir. Degildir naz1m, o nizamd1r. Degildir kudret, o kanundur. iradl bir §eriafur, harid bir hakikat degil.

*** 29

°

3

"Sizin hepinizi yaratmak da, 6h1miinilziln ardmdan (ahirette) hepinizi diriltmek de (O'nun i<;in) ancak bir ki§iyi yaratmak ve diriltmek gibidir." (Lokman suresi, 31/28) Kabil: Kabul eden, miimkiin olan.


848

SOZLER

Vicdan, Cezbesiyle Allah'• Tamr Vicdanda sakhdir bir incizab31 ve cezbe. Bir cazibin cezbiyle daim olur incizab. Kendinden ge<;;er §UUr sahipleri, eger Zi.i.lcemal gori.i.nse, etse tecelli daim §a§aah ve perdesiz. Bir Vacib-i.i.l Vucud'un, Celal ve Cerna! sahibi bir Zat'm varhgma §U §UUr sahibi varhklarm f1trati a9k<;;a §ehadet eder. Bir §ahidi cezbedir, digeri incizab.

*** F1tratm

~ahitligi

Dogrudur

F1tratta yalan yoktur, ne dediyse dogrudur. <;ekirdegin lisam Ve bi.i.yi.i.yi.i.p geli§me meyli der: "Si.i.mbi.i.llenip meyve verecegim ... " Dogru 9kar beyam. Yumurtanm i<;;inde, derin derin soyler hayatm ak1§1 ki: "Ben pili<;; olacag1m Allah izin verirse." Dogru olur lisam. Bir avu<;; su, demir bir guile i<;;inde niyet etse donmaya. Soguk zamam i<;;indeki geni§leme meyli der: "Geni§le, bana laz1m fazla yer." Amans1z bir emir. .. Metin demir <;;ah§ir, onu yalanc1 <;;1karmaz. Belki ondaki dogruluk, kalbden gelen dogruluk 0 demiri par<;;alar. Bunlann hepsi birer yaratih§ kanunu, birer hi.i.km-i.i. Yezdani, Birer f1tri §eriat, birer irade cilvesi. ilahi irade, alemlerin idaresi. .. Emirleri §Unlardir: Birer birer meyletmek, birer birer itaat, Rabbani emirler. Vicdandaki tecelli aynen boyle bir cilvedir ki, incizab ve cezbe iki saf cam. iki parlak camdir, akseder onlarda Ebedi Cerna! ve iman nuru.

*** insanhk i~in Peygamberlik Zaruridir Karmcalan reissiz, anlan krali<;;esiz birakmayan ezell kudret, elbette insam da §eriats1z, peygambersiz birakmaz. Nizam-1 alem S!ITI boyle ister elbette. 31

incizab: Cezbedilme.


LEMAAT

849

*** Melekler ic;in Mirac, insanlar ic;in Aym Yanlmast Mucizesi Gibidir

Miracm keramet yonilyle melekler, gorduler elhak ki dogrulugu §ilphesiz kabul edilen bir nilbilwette muazzam bir velayet var. 0 parlak zat (aleyhissalatu vesselam), Burak' a binmi§, §im§ek olmu§, ay gibi nur alemini de ba§tan ba§a gormil§tilr. Nasti ki 32~\ ~~ §U §ehadet alemindeki insanlar i<;;in gozleriyle gordukleri buyuk bir mucizedir. 33 MiraC: dir ~uhlar aleminin sakinlerine en buyilk mucize ki, 34 '5_µ1 '-?:DI ayeti bunu beyan eder.

*** Kelime-i ~ehadetin Delili ic;indedir

Kelime-i §ehadet; vardir iki kelam1 ki, birbirlerinin hem §ahidi hem delilidirler. Birincisi, ikinciye ula§hran, milessirden 35 esere bir delildir. ikincisi, ilkine gotilren, yani eserden milessire bir delildir.

*** Hayat Bir <;;:e§it Vahdet Tecellisidir

Hayat bir vahdet nurudur. ~u kesret3 6 aleminde tevhid eder tecelli. Evet, vahdet cilvesi k1lar kesreti bir ve yekta. 37 Hayat bir §eyi her §eye malik kt!ar. Hayats1z bir §ey i<;;in yoktur cilmle e§ya.

*** Ruh, Harici Viicut Giydirilmi§ Bir Kanundur

Ruh nurani bir kanundur, harici vilcut giymi§ bir nizamdir, §Uuru ba§ma takmt§ ... Bu mevcut ruh ve §U makul kanun olmu§ iki karde§, iki yolda§. 32 33

34 35 36

37

"Ve Ay bolundu." (Kamer suresi, 54/1) Bkz. el-Gazall, Feddihu'I-bdtrniyye 1/139-141; el-Amidi, GdyetU'l-merdm 1/35635 7; el-Id, Kitdbu '/-Mevdk1f 3/405; et-Teftazani, $erhu 'l-Makds1d 5/17. "Gece yiiriiten 0 Zat biitiin noksanhklardan miinezzehtir." (isra suresi, 17/1) Miiessir: Eserin sahibi. Kesret: (okluk. Yekta: Tek, e§siz.


850 SOZLER

Sabit ve daimi fitri kanunlar gibi, ruh da hem emir aleminden hem irade s1fatmdan gelir. Kudret hissedilen bir vi.icut giydirir, §UUru ba§ma takar, ak1c1, latif bir varhg1 o cevhere inci kabugu yapar. Eger varhk ti.irlerindeki kanunlara Hahk'm kudreti harici vi.icut giydirse her biri bir ruh olur. Eger ruh vilcudu 9karsa, ba§mdan §UUru atsa yine oliimsilz bir kanun olur.

*** Hayats1z Varhk, Yokluk Gibidir l§tk ve hayat, mevcudatm birer ka§ifidir. Bak, hayat nuru olmazsa varhk, yokluk rengine boyamr; belki yokluk gibi olur. Evet, garip ve yetimdir hayats1z olan, ay bile olsa ...

*** Hayat Sayesinde Karmca Kiireden Biiyiik Olur Eger kanncay1 varhk terazisinde tartsan, ondaki kainat §U yerkiiremize s1gmaz. Bence di.inya canhdir, ba§kalannca oli.i olan §U ki.ireyi getirip koysan Kanncanm kar§tsma, onun §Uurlu ba§mm yans1 bile olamaz.

*** Hiristiyanhk islamiyet'e Teslim Olacak Hiristiyanhk ya sonecek ya da anmp safla§acak. islam'a teslim olup terk-i silah edecek. Defalarca y1rt1ld1, Protestanhga kadar geldi, onda da bulamad1 kendisini kurtulu§a erdirecek. Perde yine yirttld1, mutlak sapkmhga di.i§ti.i. Fakat bir k1sm1 biraz yakla§h tevhide ki, onda kurtulu§a erecek. Haz1rlamyor §imdiden, 38 HA$iYE yirttlmaya ba§hyor. Sonmezse safla§IP islam'a ma! olacak. Bu bi.iyi.ik bir sirdir, ona i§aret olarak Resullerin Fahri §6yle demi§tir: "isa, §eriahm ile am el edip i.immetimden olacak." O deh§etli Birinci Diinya Sava§! neticesinde meydana gelen vaziyete i§aret eder. Belki, ikinci Diinya Sava§i'm haber verir.

38 HA$iYE


LEMAAT 851

*** Dolayh Nazar, Muhali Miimkiin Goriir Me§hur hikayedir: Bayram hilaline bakard1 biiyiik bir cemaat. Kimse bir §ey gormedi. Bir pir-i fani, "Gordiim." diye yemin etti. Halbuki gordiigii, kirpiginin biikiilmii§ beyaz bir k1h idi. 0 kt! oldu onun hilali. 0 kavisli kt! nerede, aym hilali nerede? Eger anladmsa §U i§areti: Zerrelerdeki hareketler aklmm kirpigi olmu§, l§tga perde olan birer kt! kor etmi§ maddi goziinii. Varhklann yarabc1sm1 goremez, dii§er sapkmhga. 0 hareketler nerede? Nizam veren Zat nerede kainata? Bullin bunlan zerrelerin hareketine mal etmek, muhal ic;inde muhaldir! ..

*** Kur'an Ayna ister, Vekil istemez Ommetin c;oguna ve avam tabakaya delilden ziyade kaynaktaki kutsiyet itaat §evki verir, onlan sevk eder boyun egmeye. ;>eriatm yiizde doksam; dogruluguna §iiphe bulunmayan §er'i esaslar ve dinin zaruri emirleri birer elmas siitundur. ic;tihada ait, ihtilafh, esasa <lair olmayan fer'i meseleler ancak yiizde ondur. Doksan elmas siitunu, on altmm sahibi Kesesine koyamaz, kendine ait ktlamaz. Elmaslann madeni Kur' an ve hadistir. Onun mah; oradan her zaman istemeli. Kitaplar, ic;tihatlar Kur'an'm aynas1 yahut ona diirbiin olmah. Golge, vekil istemez beyam mucize olan o Giine§.

*** Bat1h Kabul Eden, Ona Hak Nazanyla Bakar insanm fitrab miikerrem39 oldugundan, hakk1 iradesiyle anyor. Bazen gelir eline, babh hak zanneder, koynunda saklar. Hakikati ararken iradesi dt§mda sapkmhga dii§er; onu hakikat zanneder, akhyla kabul eder. 39

Miikerrem: Kerim, muhterem, hiirmete lay1k.


852 SOZLER

*** Kudretin Aynas1 (:oktur

Kudret-i Zillcelal'in pek <;oktur aynas1. Her biri 6tekinden daha §effaf ve latif pencereler a<51yor misal alemine. Sudan havaya kadar, havadan esir maddesine, esirden misal alemine, misalden ruhlara, ruhlardan zamana, zamandan hayale, Hayalden fikre kadar muhtelif aynalar; daima temsil eder ak1p giden icraat. Kulagmla nazar et hava aynasma: Bir kelime, olur milyonlarca kelime! Hayret verici §ekilde <;ogalt1r o kudret kalemi, §U tenasill40 s1m ...

*** Temessiil41 {:e§it {:e§ittir

Aynada temessill, dort surette olur: Ya yalmz hilviyet; ya onunla beraber hususiyet; ya hem hilviyet hem tecellisiyle mahiyet; ya da mahiyet ve hilviyet. Misal istersen i§te insan ve gilne§, melekler ve kelimeler. Yogun, kah §eylerin timsalleri, aynada hareketli birer olildilr. Nurani bir ruhun, kendi aynasmda timsalleri bagh ve canh olur; aym olmasa bile farkh da olmay1p Yayilan birer nurdur. Eger gilne§ canh olsayd1 s1cakhg1 onun hayah, 1§1§1 §UUru olurdu .. §U hususiyetlere sahiptir aynada timsali. i§te budur §U esrarm anahtan: Cebrail hem Sidre' de, Hem D1hye suretinde Resul-u Ekrem'in meclisinde, hem kimbilir ka<; yerde!.. Azrail bir anda Allah bilir ka<; yerde, ruhlan ahr. Hazreti Peygamber bir anda, hem evliyanm ke§iflerinde hem sadtk rilyalarda ilmmetine g6rilnilr, Hem de ha§irde §efaatiyle herkesle g6ril§ilr. Velilerden abdal zatlar pek <;ok yerde aym anda g6rilnilr.

*** 40 41

Tenasiil: Neslin devam1. Temessiil: G6runmek, surete burunmek.


LEMAAT 853

Kabiliyetli Ki§i, Mii~tehit Olabilir Arna ~er'i Hiikiim Veremez ic;tihadm §artlanna sahip olan her kabiliyetli ki§i, kesin olmayan hiikiimlerde nefsi ic;in ic;tihat eder. Kendisine laz1m olan §eyi ba§kalarma §art ko§amaz. Ommeti davet edip §er'i hiikiim veremez. Anlayt§l §eriattan olur, ama §eriat olamaz. Muc;tehit olabilir, fakat §er'i hiikiim koyamaz. Co§unlugun icma142 §eriat miihriinii gosterir. Bir fikre davette c;ogunlugun kabulii ilk §arthr. Yoksa davet bid'attir, reddedilir. Agzma hkihr, ondan bir daha c;ikamaz ...

*** Akim Nuru Kalbden Gelir Kalbi kararmt§ miinewerler bu sozii bilmeliler: Kalbin nuru olmadan, fikrin nuru olmaz miinewer. 0 iki nur birle§mezse karanhkhr, ondan zuliim ve cehalet ft§kmr. Nur elbisesi giymi§ aldahc1 bir karanhk. Goziinde bir giindiiz var, beyaz fakat karanhk ... ic;inde bir karart1 var ki, aydmhk bir gece. 0 ic;inde bulunmazsa o yag parc;as1 goz olmaz, sen de bir §ey goremezsin. Gormeyen goz de be§ para etmez. Eger aydmhk fikirlerde siiveyda-y1 kalb43 olmazsa, zihindeki terkipte ilim ve basiret olmaz. Kalbsiz akil olamaz.

*** Zihinde ilmin Mertebeleri ~e§itlidir, i~ i~edir Zihinde mertebeler var; birbiriyle ic; ic;e, hiikiimleri muhtelif. Once tahayyiil olur, sonra tasawur gelir, Sonra akli yiiriitme, sonra tasdik, sonra izan, sonra taraftarhk, sonra da inane; gelir. inane; ba§ka, taraftarhk ba§kadir. Her birinden bir ha! ortaya c;1kar: Saglamhk inanc;tan,

42

43

icma: Fikir birligi, ittifak. Siiveyda: Siyahhk


854

SOZLER

Taassup taraftarhktan, itaat izandan ... Tasdikten taraftarhk, ak1l yurutiirken tarafs1z, nasipsiz tasavvurdan. Tahayyulde safsata ortaya <_;1kar, digerleriyle butunle§tirilmezse eger. .. Bahl §eyleri guzel tasvir etmek, her dem saf olan zihinleri yaralar ve saptmr.

*** Hazmedilmeyen ilim Telkin Edilmemeli Hakiki alim olan mlir§it koyun gibidir, ku§ degil. Hasbi verir ilmini. Koyun verir kuzusuna hazmedilmi§ saf sutiinu. Ku§ ise verir yavrusuna tiikurukle kan§ik kusmugunu.

*** Tahrip Kolayd1r; Zayd, Tahripc;:i Olur Par<_;alann var!@, butiinun var olmas1 i<_;in §arlhr. Yokluk ise sadece bir k1smm yokluguyla mumkundur; tahrip kolay olur. Bundandlf ki: Aciz bir adam, muspet bir i§i ortaya 9karan sebebe hi<_; yana§maz. Menfice hareket eden, daima tahrip edici olur.

*** Kuvvet Hakka Hizmetkar Olmah Hikmetteki ve hukumetteki dusturlar, haktaki kanunlar, kuvvetteki kaideler birbirine dayanmazsa, destek vermezse Halkm <_;ogunda ne netice verir ne de tesirli olur. $eriatm §eairi44 ihmal edilmi§ ve ah! kahr. insanlara ait i§lerde dayarnlan ve guvenilen bir esas olmaz.

***

Bazen Bir ~ey Z1ddm1 ic;:erir Zaman olur ki, bir §ey z1ddm1 saklar. Siyaset dilinde soz, mananm z1dd1dlf. Adalet kulahm145 HA:?iYE zulum ba§ma ge<_;irmi§. Hamiyet elbisesini, h1yanet ucuza giymi§. Cihad ve gazaya isyan ismi tak1lm1§. 44

~eair: Sembol, ni§an, alamet.

45 HA$iYE

Bu devri i:inceden gi:irmli§ gibi bahseder.


LEMAAT 855

Hayvani arzulara esir olmaya, §eytanm zorbahgma hiirriyet ad1 verilmi§. Z1tlar birbirine emsal olmu§, suretler birbirinin yerine ge<;mi§, isimlerde tezat var, makamlar yer degi§tirmi§.

*** Menfaati Esas Tutan Siyaset Canavard1r <;arki menfaat iizere kurulmu§ olan bugiinkii siyaset y1rt1c1 ve canavar. A<; olan canavara sevgi beslersen merhametini degil, i§tahm1 a<;ar. Sonra cloner, gelir; brnagmm ve di§inin kirasm1 senden sorar.

*** Duygulan Sm1rlanmad1g1 i~in insamn Cinayeti Biiyiik Olur Hayvanm tersine, insandaki duygular fitraten sm1rlanmam1§br. Ondan <;1kan hayir ve §er, sonsuza dek gider. Ondaki bencillik, bundan <;1kan kibir, gurur ve inat birle§se oyle bir giinah olur ki, 46 1WliYE insan §imdiye kadar ona isim bulamami§br. Bu, cehennemin liizumuna delil oldugu gibi, cezas1 da yalmz cehennem olabilir. Mesela bir adam, yalan bir sozi.inii dogru gostermek i<;in islam'm felaketini kalben arzu eder. Bu zaman da gosterdi ki: Cehennem liizumsuz, cennet de ucuz degildir.

*** Bazen Hay1r,

~erre

Vas1ta Olur

Havas tabakadaki meziyetler hakikatte sebeptir tevazu ve mahviyete. Maalesef sebep olmu§ tahakki.ime Ve kibirlenmeye. Fakirlerdeki acz, avam tabakadaki fakr aslmda sebeptir ihsan ve merhamete. Fakat maalesef <;ekilmi§tir §imdi zillet ve esarete. Bir §eyde ortaya <;1kan §ey giizellik ve §eref ise 0 §ey havas tabakaya ve idarecilere pe§ke§ <;ekilir. Ondan dogan kotiiliikler ve §er ise fertlere ve avam tabakaya taksim edilir. 45 IWliYE

Bunda da gaybi bir i§aret var.


856 SOZLER

Galip a§irette has1l olan, §eref ise: "Hasan Aga, aferin!" Hasil olan, §er ise fertlere olur nefrin.47 Be§erde §err-i hazin! ..

*** Gaye-i Hayal Olmazsa, Benlik Kuvvetlenir Bir gaye-i hayal olmazsa yahut unutkanhk basarsa veya unutmu§ gibi yap1hrsa elbette zihinler enelere48 <loner, Etrafmda gezerler. Ene kuwetlenir, bazen sinirlenir. Delinmez ki "biz" olsun. Benligini sevenler, ba§kasm1 sevemez.

*** ihtilaller, Zekatm Oliimiinden ve Faizin Ya§amasmdan <;1kmt§t1r Bullin ihtilallerin, bullin kan§ikhklarm ve fesatlann ash ve madeni; rezilliklerin, kolliluklerin, billlin bozuk hasletlerin Kaynag1 sadece iki sozdilr. Birincisi §Udur: "Ben toksam ba§kalan ac;hktan else de neme laz1m!" ikincisi: "Rahatim ic;in zahmet c;ek; sen c;ah§, ben yiyeyim. Benden yemek, senden emek!" Birinci cumledeki oldiiriicii zehrin kokilnil kesecek, ona §ifa verecek tek bir deva vardir. 0 da dinin emrettigi zekattir ki, islam'm bir §artldir. ikinci cumlede ise bir zakkum agac1 sakl1dir. Onun kokilnil kesecek olan, faizi haram kilmakhr. insanhk huzur ve ban§ istiyorsa, ya§amay1 seviyorsa zekah yerle§tirmeli, faizi kaldirmah.

*** insanbk Ya§amak istiyorsa Her <;e§it Faizi Oldiirmeli Havas tabaka ile avam tabakanm arasmdaki baglar kopmu§tur. A§ag1dan firhyor ihtilal sedas1, intikam c;1ghklan, kin ve haset iniltileri... Yukandan iniyor 47 48

Nefrin: Lanet, beddua. Ene: Ben, benlik.


LEMAAT 857

Zulum ve tahkir ate§i, kibrin agirhg1, tahakkumun §iddetli gurultusu ... A§ag1dan c;1kmah Sevgi, itaat ve hurmet. Fakat yukandan da merhamet ve ihsan, §efkat ve terbiye inmeli. .. insan bunu isterse sanlmah zekata, faizi kovmah. Kur'an'm adaleti alemin kap1smda durup faize der ki: "Yasakbr! Hakkm yok, donmeli!" Dinlemedi bu emri, insan bir sille yedi. 49 HA?iYE Daha muthi§ini yemeden bu emri dinlemeli.

*** insanhk Esirligi Pan;alad1g1 Gibi Ocretli i§~iligi de Par~alayacaktir Bir ruyada demi§tim: Devletlerin ve milletlerin hafif sava§lan, yerini insanhk tabakalarmm §iddetli harbine terk ediyor. Zira insanhk, eski devirlerde esirligi istemedi, kamyla parc;alad1. $imdi ucretli i§<;i olmu§tur; onun yukunu c;ekiyor, onu da pan;ahyor. insanhgm ba§l ihtiyar, be§ devri var: Vah§et, bedevilik, kolelik, esaret ve §imdi de ucretli i§c;iliktir ki, ba§lad1 gec;iyor.

*** Gayrime§ru Vol, Maksadm Z1ddma Gider

'1 ~Lli\ buyuk bir dusturdur:

"Bir maksada gayrime§ru yoldan giden, c;ogu kez maksadmm z1dd1yla ceza gorur." Avrupa sevgisi, gayrime§ru muhabbet, taklit ve ulfet. Sonunda kar§1hg1: Sevgilinin gaddarca dii§manhg1, cinayet... Mahrum gunahkar ne kurtulu§ bulur ne lezzet. so.,S _;.

***

Kuvvetli bir gaybi i§arettir. Evet, insanhk dinlemedi, ikinci Dunya Sava§! ile bu deh§etli silleyi de yedi. "Kati!, (katlettigi §ahsa) varis olamaz." (Ebu Davud, diyat 18; Tirmizi, feraiz 17; ibni Mace, feraiz 8, diyat 14; Darimi, feraiz 41; Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 1/49)

49 HA?iYE

so


858

SOZLER

Cebriye ve Mutezile Dii§iincelerinde de Birer Hakikat <;ekirdegi Bulunur Ey hakikate talip olan! Gec:;mi§teki musibetleri, gelecekteki gi.inahlan ayn gori.ir §eriat. Mazi ve musibetler verilir kadere; Soz ahr Cebriye. Gelecek zaman ve gi.inahlar verilir iradeye; soz ahr Mutezile. Mutezile ile Cebriye ~urada ban§trlar: Bu bah! mezheplerde de birer hakikat c:;ekirdegi bulunur, mahsus mahalleri vard1r. Bahl olan, onlan umumile§tirmektir.

*** Acz ve Aglay1p S1zlanmak <;aresizlerin Kandir Eger istersen hayah, c:;aresi bulunan §eyde acze yapi§ma. Eger istersen rahah, c:;aresi bulunmayan §eyde aglay1p s1zlanmaya sanlma.

*** Bazen Kiif;iik Bir ~ey, Biiyiik Bir i§ Yapar Oyle haller olur ki, basit bir hareketle c:;ik1hr ta a'la-y1 illiyylne ... 51 Oyle haller olur ki, ki.ic;i.ik bir hareketle di.i§i.ili.ir esfel-i safillne ... 52

*** Bazdan i~in Bir An, Bir Senedir Baz1 f1tratlar birdenbire parlar. Bir k1sm1 derece derece, yava§ yava§ kalkar. insan tabiah ikisine de benziyor. ~artlara bakar, ona gore degi§ir. Bazen derece derece gider. Bazen de barut gibi zulmanl, birdenbire fi§kmr, Nuranl bir ate§ olur. Bazen bir nazar, komi.iri.i elmas eder. Bazen olur ki, bir temas, ta§I iksir eder. Peygamberin bir nazan birdenbire doni.i§ti.iri.ir cahil bir bedeviyi mi.inevver bir arife. Eger olc;i.i istersen: islam'dan onceki Omer, islam' dan sonraki Omer. .. Birbiriyle k1yas1: Biri c;ekirdek, biri agac; ... Birdenbire meyve verdi, o nazar-1 Ahmed!, o himmet-i Peygamber .. . 51

52

En yiice mertebe. En a§ag1 seviye.


LEMAAT

859

Arap Yanmadasmda komurle§mi§ f1tratlan donli§tlirdu elmasa ... Birdenbire, ba§tan ba§a ... Ahlak1 barut gibi parlath, oldular birer nur-u munevver.

*** Yalan, Bir Kafir Soziidiir

Bir dirhem dogru, yakar milyonlarca yalam. Bir hakikat c;ekirdegi, y1kar hayal saraymi. Dogruluk buyuk bir esashr, bir cevher ki l§ilhh. Yerini sukO.ta b1rak1r, eger c;1ksa zararh ... Yalana hie; yer yoktur, olsa bile faydah. Her sozun dogru olsun, her hukmun hak olmah. Fakat hakkm olamaz her dogruyu konu§mak. Bunu iyi bilmeli. 53 _;~ t.;; l:jj Ll..,o t.;; l;. hukmunu dustur edinmeli. Guzel gor ve guzel bak ki, guzel dli§unesin. Guzel bil, guzel dli§lin ki, leziz hayah bulasm. Hayat ic;inde hayattir, husn-u zanda emeli. Su-i zan ve umitsizlik saadeti tahrip eder, onlardir hayatm katili.

*** Misali Bir Mecliste ~eriatla Bugiinkii Medeniyetin, ilmin Dehas1 ile Dogru Yola Gotiiriicii ~eriatm K1yaslanmalan

Birinci Dunya Sava§t'nda, ate§kesin ba§larmda, bir cuma gecesi sad1k bir ruyada, misal aleminde, buyuk bir mecliste bana sordular: "Maglubiyet sonrasmda islam aleminde nasil bir ha! meydana gelecek?" Bu asnn temsilcisi s1fahyla konu§tum, onlar da dinlediler: "Eski zamandan beri islam istiklalinin bekas1 ve Allah kelammm yuceltilip yay1lmas1 ic;in farz-1 kifaye olan cihad1, dinin o geregini y erine getirerek tek vu cut olarak kendini islam alemine feda etmeye vazifeli, hilafete bayraktar g6rmi.i§ olan bu devletin Ve §U islam milletinin ba§mdan gec;en felaketler, getirecek elbette islam alemine saadet ve hi.irriyet. Gec;en musibet istikbalde olur telafi. Oc; verip de i.ic; yi.iz kazanan hie; zarar etmez el bet. Halini istikbalde degi§tirir himmet sahibi... 53

"Duru ve saf olam al, kan§ik ve bulamk olam birak." Bkz. Bkz. ibni Dilreyd, e/-j§tikdk s. 146; ez-Zemah§eri, Esdsu'l-Beldga s.703; ez-Zebidi, Tdcu'/-Arus 14/22 (k-d-r maddesi).


860 SOZLER

Zira §U musibet; hayatim1zm mayas1 olan §efkat, karde§lik ve islam clayam§masm1 harikulacle kilcl1; Karcle§ligin inki§af1, ihtizazlarm54 h1zlanmas1, mecleniyetin tahribi. ;Jimcliki alc:;ak mecleniyetin sureti clegi§ecek, sistemi bozulacak, ortaya c:;1kacak o vakit islam! mecleniyet. Muslilmanlar iracleleriyle elbette once girecekler. Kiyaslama istersen: islam medeniyeti ile §imcliki medeniyet Esaslara clikkat et, eserlere nazar et. ;Jimcliki mecleniyetin esaslan menficlir. Menfi olan be§ esas ona temel ve k1ymet. <;ark onlarla kurulur. i§te clayanak noktas1: Hakka beclel kuvvet. Kuvvetinse geregiclir tecavilz ve taarruz, bunclan c:;1kar h1yanet. Heclefi, fazilete beclel basit bir menfaattir. Menfaatin geregiclir birbirine s1kmti vermek ve clil§manhk, bundan c:;1kar cinayet. Onun hayat kanunu, yarcl1mla§maya beclel milcacleleclir. Milcaclelenin geregi: <;eki§me ve iti§ip kaki§ma, bunclan c:;1kar sefalet. .. Kavimler arasmclaki esas bag1: Ba§kasmm zaran pahasma uyanan unsuriyet. 55 Ba§kalanm yutmakla beslenir, bulur kuvvet. Menfi milliyetc:;iligin ve unsuriyetin geregiclir claima boyle milthi§ c:;arpi§malar, feci vuru§malar, bunclan gelir helaket. Be§incisi: Cazibeli arzulara hizmet, hevesleri cesaretlenclirmek, azclirmak, kotil heves ve arzulan tatmin; bunclan c:;1kar sefahet. 0 arzu ve heveslerin geregi §Uclur claima: insam c:;irkin bir surete sokar, ahlak1 clegi§tirir. Manev! sureti bozar, clegi§ir insaniyet. ;Ju meclenilerin c:;ogunun ic:;ini cl1§a c:;evirsen gorilrsiln: Ba§ta maymunla tilki, y1lanla ay1, hmw ... Ahlak1 olmu§ suret. Gelir hayali kar§ma, postlanyla tilyleri. i§te bununla gorilnilr meyclanclaki eserleri. Zemincleki Olc:;ulerin mizamclir §eriat... ;Jeriattaki rahmet, Kur'an'm semasmclanclir. Kur'an mecleniyetinin esaslan milspettir. Be§ milspet esas ilzere cloner c:;ark-1 saaclet. Dayanak noktas1, kuvvete beclel haktir. Hakkm claim geregiclir e§itlik ve aclalet. Bunclan c:;1kar selamet, yok olur §ekavet. Heclefincle menfaat yerine fazilet bulunur. Faziletin geregiclir yakmhk ve muhabbet. Yok olur dil§manhk, bunclan clogar saaclet. 54 55

ihtizaz: Titre§im. Unsuriyet: Irk~1hk.


LEMAAT

861

Hayattaki di.isturu, mi.icadele ve kavga yerine yard1mla§mad1r. 0 di.isturun geregidir birlik ve dayam§ma; hayat bulur cemaat. Hizmetinin sureti, arzu ve hevesler yerine dogru yola iletmektir. 0 hak yolun geregidir insana lay1k tarzda terakki ve bereket, Ruha gerekli surette tenevvi.ir56 ve tekami.il. Kitlelerin birligini de bozar menfi milliyetc;ilik ve unsuriyet. Onlarm yerine din bagm1, vatan bagm1, sm1f bagm1, iman karde§ligini koyar. $u bagm geregidir samimi bir uhuvvet. 57 Umumi bir selamet. Di§andan saldm gelse mi.idafaa eder. i§te §imdi anladm, s1rn nedir ki ki.ismi.i§, almad1 medeniyet. $imdiye kadar Mi.isli.imanlar iradeleriyle girmemi§ti bugi.inki.i medeniyete, onlara yaramamt§hr, hem vurmu§tur mi.ithi§ bir kayd-1 esaret. Belki insanhga deva iken zehir olmu§, yi.izde seksenini atmt§ zahmet ve s1kmttya. Yi.izde onu ic;in olmu§ yalanct bir saadet! Diger yi.izde onunu ise ne rahat birakmt§hr ne rahatstz! Zalim bir azmhgm olmu§ gelen kar-1 ticaret. Arna saadet odur ki, herkese olsun saadet. En azmdan c;ogunluga kurtulu§ sebebi olsun. insanhga rahmettir nazil olan §U Kur' an, ancak kabul ediyor tek bir tarz-1 medeniyet: Herkesin ya da c;ogunlugun olsun saadet. $imdiki tarzda hevesler serbest, arzular hi.ir olmu§tur, hayvani bir hi.irriyet... Heves hi.ikmeder, arzular ise zorbadtr, zaruri olmayan ihtiyac;lan zaruri hi.ikmi.ine gec;irmi§tir. Ortadan kalktt rahat... Bedevilik devrinde bir insan dart §eye muhtac; iken, medeniyet devrinde yi.iz §eye muhtac;, fakir. . . Helal kazanc;, masrafa etmemi§tir kifayet. insam hile ve harama sevk etmi§tir. Ahlakm esasm1 bu noktadan bozmu§tur. Bir cemaate ve s1mfa vermi§tir servet, ha§met. Ferdi ahlaks1z ve fakir k1lmt§hr. Bunun §ahidi c;oktur. ilk asirlardaki vah§et Ve cinayetlerin bi.iti.ini.ini.i, zuli.im ve h1yaneti §U pis medeniyet Bir defada kustu. Midesi58 HA$iYE daha da bulamr. islam alemindeki manidar c;ekimserlik dikkat edilecek bir i§aret. Tenevviir: Nurlanma. Uhuvvet: Karde§lik. 58 HA$iYE Demek ki, daha deh§etli kusacak. Evet, iki di.inya sava§I ile oyle kustu ki: Havanm, denizin ve karanm yi.izlerini bulandird1, kanla lekeledi.

56 57


862 SOZLER

Kabulde muzdariptir, soguk davranmt§tlr. Evet, $eriat-1 Garra'daki ilahl nur, milmtaz hususiyetidir: Milstagni istiklaliyet. 0 hususiyettir, birakmaz ki o hidayet nuru, §U medeniyetin ruhu olan Roma dehas1 kendisine hilkmetsin. Ondaki hidayet, Berikindeki felsefe ile birle§mez, ona a§tlanmaz ve tabi olamaz. islamiyet; ruhunda §efkat, imanm izzeti besledigi §eriat, Kur'an-1 Mu'ciz-Beyan tutmu§ yed-i beyzasmda59 §eriatm hakikatlerini. 0 parlak sag elde birer asa-y1 Musa'dir. Aldattc1 medeniyet istikbalde edecek ona secde-i hayret... $imdi §Una dikkat et: Eski Roma ve Yunan'm iki dehas1 vard1; bir ast!dan ikizlerdi, biri hayalle kan§tk, biri maddeperestti. Su i~indeki yag gibi kayna§amadt!ar. Zaman istedi, medeniyet ~a­ balad1. Hiristiyanhk da ~ah§tt ikisini birle§tirmeye, hi~biri ba§aramad1. ikisi de bag1ms1zhgm1 tamamen korudu. Hatta o iki ruh, adeta §imdi de cesetleri degi§mi§, Alman ve Frans1z oldu. Adeta ba§larmdan bir tilr tenasilh ge~mi§ti. Ey misali arkada§! Zaman boyle gosterdi. 0 ikiz dehalar reddetti. Birle§menin gereklerini. $imdi de ban§madtlar. Ger~i onlar ikizdi, karde§ ve arkada§tt, terakkide yolda§tt. Birbirleriyle dovil§ilp Hi~ ban§mad1lar. Nastlsa ash, madeni, kaynag1 ba§ka ~e§it olmu§tu. Kur'an'm nuru, §eriatm hidayete gotilren yolu ve Bugilnkil medeniyetin ruhu olan Roma dehas1 birbiriyle bart§Ir ve birle§ir. 0 deha ile bu hidayet yolunun kaynaklan ayndir: Hidayet gokten indi, deha zeminden 9kt1. Hidayet kalbde i§ler, akh da i§letir. Deha aktlda i§ler, kalbi ise kan§bnr. Hidayet ruhu nurlandmr, tanelere silmbill verdirir. Karanhk tabiat onunla t§tklamr. Kemale erme kabiliyeti birdenbire yol ahr, cisman'i nefsi itaatkar bir hizmetkar ktlar. Melek yilzlil yapar himmetli insam. Deha ise once nefse ve cisme bakar, tabiata girer, nefsi kendine tarla eder. Nefsanl arzular onunla bilyilr. Ruhu hizmetkar eder, taneleri kurutur. $eytanm simasm1 insanda gosterir. 59

Yed-i beyza: Beyaz, parlak el.


LEMAAT

863

Hidayet iki hayata da saadet verir. Hem dunyay1 hem ahireti aydmlahr. insam yukseltir. Decca! gibi60 HA$iYE tek gozlu deha ise yalmzca bir yeri, bir hayah anlar; maddeperest olur, dunyaya dli§klindur. insam bir canavar yapar. Evet, deha sagir tabiata tapar. Kor kuvvete boyun eger. Fakat hidayet, §Uurlu sanah tamr, hikmetli kudrete bakar. Deha zemine nankorluk perdesi c;;eker. Hidayet, §likran nurunu serper. Bu sirdandir ki: Deha kor ve sagir; hidayet i§itir ve gorur. Dehanm nazarmda zemindeki nimetler sahipsiz ganimettir. Minnetsiz gasp ve hirstzhkla onlan tabiattan koparmak ona canavarca bir his verir. Hidayetin nazannda zeminin sinesine, kainatm yuzune serpilmi§ nimetler rahmetin meyveleridir. Her nimetin altmda ihsan edici bir el g6rur, §likran ile ophlrur. ~unu da inkar etmem: Medeniyette de pek c;;ok glizellik var fakat onlar ne Hiristiyanhgm mahdir, ne Avrupa'nm icad1, ne de bu asrm sanati ... Belki herkesin mahdir: Fikirlerin birikiminden, semavi emirlerden, f1tri ihtiyac;;lardan, bilhassa Res0.1-u Ekrem'in getirdigi §eriattan ve islami ink1laptan dogmu§lard1r. Kimse onlan sahiplenemez." 0 misali meclisin reisi tekrar sordu: "Musibet olur her dem h1yanetin neticesi, mukafatm sebebi. Ey bu asrm adam1! Kader bir sille vurdu, kazaya c;;arphrd1. Hangi fiillerinizle kaza ve kadere oyle fetva verdirdiniz ki, kaza-y1 ilahi musibetle hukmetti, sizleri h1rpalad1? C::ogunlugun hatas1 daima sebep olur umumi musibete." Dedim: "insanhgm fikri sapkmhg1, Nemrutc;;a inad1, Firavun gibi gururu §i§ti de §i§ti zeminde, eri§ti goklere. Hem dokundu hassas yaratih§ smma. Goklerden indirdi. Tufan, veba misali, §U sava§m zelzelesi gavura yap1§hrd1 semavi bir silleyi. Demek ki bu, butun insanhgm musibetiydi. insanhgm hepsini ic;;ine ald1. Ortak sebebi; maddecilikten gelen fikri sapkmhkh, hayvani hurriyet, kohl arzularm istibdad1... Ondan hisse almam1zm sebebi, islam esaslanm ihmal ve terk etmemizdi. Zira Halik Teala yirmi dart saatten birini istedi. 60 HA$iYE

Bunda da ince bir i§aret var.


864

SOZLER

Yalmzca bir saatlik be§ vakit namaz1 bize yine bizim ic;in emretti. Tembellikle terk ettik, gafletle ihmal ettik. ~oyle ceza gorduk ki: Be§ sene, her gun yirmi dart saat daima talim ve me§akkatle hareket ettirip ko§turmakla bize bir nevi namaz kild1rd1. Hem nefsimizden senede yalmzca bir ay oruc; istedi. Nefsimize aC1d1k, kefaret olarak be§ sene zorla oruc; tutturdu. Kendi verdigi maim k1rkta ya da onda birini zekat olarak istedi. Cimrilikle zulmettik, haram kan§hrd1k, irademizle vermedik. 0 da bizden ald1 birikmi§ zekah, haramdan da kurtard1. Amel, cezanm bir cinsidir. Ceza da amelin bir cinsidir. Salih amel ikidir: Biri muspet ve irad!, digeri menfi ve c;aresizlik ic;inde zaruri. Bullin elemler ve musibetler, menfi ve zaruri salih amellerdir. Hadis teselli verdi. Bu gunahkar millet kamyla abdest ald1. Fiill bir tovbe etti. Pe§in mukafati: Milletin be§te birini, dart milyonu Velayet derecesine c;1kard1, §ehadet mertebesi ile gazilik verdi, gunahlan sildi." 0 yuce, misall meclis bu sozu guzel buldu. Ben de birden uyand1m, belki uyamktim, yeni yatm1§hm. Bence insan uyamkken ruyadad1r. Ruya da bir nevi uyamkl1k halidir. Orada asrm vekili, burada Said-i Nurs!...

*** Cehalet, Mecaz1 Eline Alsa Hakikat Yapar

ilmin elinden cehaletin eline du§se mecaz, donu§ur hakikate ve ac;ar kapilan hurafelere. Kuc;uklugumde aym tutuldugunu gormu§tum. Sordum anneme, dedi: "Yilan yutmu§tur." Dedim: "Peki, neden gorunuyor?" Dedi ki: "Orada yilanlar boyle yan §effaf olur." i§te boyle bir mecaz hakikat zannedilmi§: Gune§in ve aym yorungelerinin Kesi§me noktalan olan re's ve zenebde61 yeryuzunun araya girmesiyle, ilah! bir emirle tutulur ay. Varsayilan iki kavis, iki buyuk yilan olarak anilm1§, hayall bir te§bih ile isim, musemma62 olmu§. 61 62

Ba§ ve kuyruk. isimlendirilen, ismin sahibi.


LEMP.AT 865

*** Miibalaga, Gizliden Kmamad1r Neyi vasfedersen oldugu gibi vasfet. Ovgilniln milbalagas1 bence gizli kmamadir. Cenab-1 Hakk'm ihsanmdan fazlas1, ihsan degildir. ..

*** ~ohret

Zalimdir

;>ohret bir zorbadir, sahibine mal eder ba§kasmm mahm. Me§hur Nasreddin Hoca latifeleri ic;inde zekab -yani onda biridironun asil mah ... Rustem-i Sistani'nin hayali §am gasp etti bir asir mefahir-i iram. 63 Gasp ile §i§ti o namh hayali.. Hurafelere kan§b, ath insanhgi..

*** Din ile Hayatm Ayrdabilir Oldugunu Zannedenler Felakete Yol A\:ar ;>u Jon Turkun hatas1: Bilmedi ki, bizde din hayatm esasi. Milleti ve islamiyet'i ayn zannetti. Medeniyeti devamh, her §eyi ku§atacak vehmetti. Hayat saadetini onun ic;inde gorilyordu. ;>imdi zaman gosterdi ki, Medeniyet sistemi64 HA§iYE bozuktu, zararhyd1; kesin tecrilbeler bize bunu gosterdi. Din hayatm hayab, hem nuru hem esasi. Dinin ihyas1 ile olur §U milletin ihyasi. Muslumanlar bunu anlad1. .. Ba§ka dinlerin aksine, dinimize sanlma derecesine baghdir milletin yukselmesi; ihmali nispetindedir milletin dil§il§il. Bu tarihi bir hakikattir, ondan unutulmu§ gorilnur ...

*** Oliim, Zannedildigi Gibi Deh§etli Degil Dalalet evham verir, olumil deh§etli gosterir. Olum, bir elbise ya da mekan degi§tirmedir. insam zindandan bostana c;1kanr. 63

Mefahir: iftihar edilecek, 6viiniilecek §eyler.

64 HA§iYE

Tam gaybi bir i§arettir. Sekerat halinde olan dinsiz, zalim medeniyete bak1yor.


866

SOZLER

Kim hayah isterse §ehadet istemeli. $ehidin hayatma Kur'an i§aret eder. Sekerah tatmamt§hr hic_;bir §ehit; kendini Canh bilir, gorur. Fakat yeni hayatm1 daha nezih bulur. Olmedigini zanneder. Olulere nispeti, dikkat et §Una benzer: iki adam, ruyada biltun lezzetlerin bulundugu guzel bir bahc_;ede gezerler. Biri bunun ruya aldugunu bilir, lezzet almaz. Bu, ana huzur vermez, belki anu uzer. Oburu zanneder ki, uyamkhr; hakiki lezzet ahr, ruya anun ic_;in hakiki alur. Ruya misalin golgesi, misal ise berzahm golgesi almu§tur. Bu yuzden kanunlan birbirine benzer.

*** Siyaset, Fikir Aleminde Bir ~eytand1r; Ondan Allah'a S1gmdmah

Bugunku siyaset, c_;agunlugun rahah ic_;in feda eder azmhg1. Belki zalim azmhk, kendine kurban eder halkm c_;agunlugunu. Kur'an'm adaleti, tek bir masumun hayatm1, kamm ne c_;agunluga feda eder, ne de bu tun insanhga ... 65 ~ _A ~ ~ ~ ayeti iki buyuk s1m gosteriyar nazara. Biri: Tam adal~t.,Bu buyuk dusturu Yani fert ile cemaati, bir §ah1s ile insanhg1 kudret nas1l bir g6rur; ilahl adalet, ikisine bir bakar. Bir daiml kanun ... Bir tek §ah1s, hakkm1 kendi feda eder. Fakat feda edilmez, burun insanhga bile. Onun hakkmm iptali, kanmm ak1hlmas1, ismetinin yak almas1 butun insanhgm hakkmm iptaliyle ve ismetiyle aymd!r. ikinci s1m §Udur: Bencil bir insan Hirs ve hevesi ic_;in bir masumu oldurse, eger elinden gelse, hevesine mani ise harap eder dunyay1, yak eder insanhg1.

*** Zaaf, Dii§mam Cesaretlendirir. Allah Kulunu Tecriibe Eder. Kul Allah'• Tecriibe Edemez

Ey karkak ve zay1f! Karkun ve zaafm beyhude, hem senin aleyhinde; dt§ tesirleri cesaretlendirir, kendine c_;eker. 65

"Kim katil olmayan ve yeryiiziinde fesat 9karmayan bir ki§iyi oldiiriirse (sanki biitiin insanlan oldiirmii§ gibi olur.)" (Maide sO.resi, 5/32)


LEMAAT

867

Ey vesveseli, §llpheci! Kesin bir fayda, var say1lan zararlar ic;:in feda edilmez. Sana hareket laz1m, netice Allah'md1r. O'nun i§ine kan§tlmaz. Allah c;:eker kulunu imtihan meydanma. "Boyle yaparsan eger, boyle yapanm ben" der. Kul ise Allah'1 tecrube edemez. "Rabbim muvaffak etsin, ben de bunu i§lerim" dese, haddini a§ar. isa'ya demi§ §eytan: "Madem her §eyi 0 yapar; kader birdir, degi§mez. Dagdan kendini at bakahm, sana ne yapar?" isa demi§: "Ey melun! Kul edemez Rabbini tecrube ve imtihan!"

*** Begendigin

~eyde

A§mhga Gitme

Bir derdin dermam, ba§ka bir dert olur. Panzehir, zehir olur. Derman haddi a§arsa dert getirir, oldurur.

*** inadm Gozii, Melegi ~eytan Goriir inadm i§i budur: $eytan yard1m ederse birine, "melek" der, rahmet okutur. 6teki tarafmda eger melegi gorse onu sureti degi§mi§ §eytan zanneder, dll§manhk besler, Janet eder.

*** Dogruyu Bulduktan Soma En Dogru i~in Anla§mazhk <_;1karma Ey hakikatin talibi, madem dogruda ittifak, en dogruda ihtilaftir. Bazen dogru, en dogrudan daha dogrudur. Hem de olur guzel, en guzelden daha guzel.

*** islamiyet, Bart§ ve Huzurdur; i~eride Kavga ve Husumet istemez Ey islam alemi! Hayatm birlik ve bullinlukte. Eger birlik istersen dusturun, "Sadece o dogrudur" yerine "O dogrudur" olmah. "Sadece o guzeldir" yerine "O guzeldir" demelisin ...


868

SOZLER

Her milslilman kendi meslek ve mezhebine demeli ki: "i§te bu hakhr, ba§kasma ili§mem. Ba§kalan giizelse, benimki en giizelidir." ~oyle dememeli: "Budur hak, ba§kalan batildir." ya da: "Yalmz benimki gilzel; ba§kalan yanh§hr, c;irkindir." Kendi anlay1§m1 zorla kabul ettirmek zihniyeti, nefsini sevmekten gelir, soma hastahk olur, kavga ondan c;1kar. Dert ve dermanlann <;ok say1da olmas1 hakhr, dogru birden fazlad1r. ihtiyac; ve g1dalarm <;e§itlilik gostermesi hakhr, dogru da c;e§itlilik gosterir. Kabiliyetlerin ve terbiyelerin c;oklugu hakhr, dogru da birden c;oktur. Tek bir madde, hem zehir hem panzehir olabilir. iki mizaca gore esasa ait olmayan meselelerde hakikat sabit degil izafidir, birc;ok §eyden olu§ur. Miikellef olan mizac;lar Ona bir hisse verir, buna gore tahakkuk ve terekkilp eder, 66 her mezhebin sahibi miihmel67 mutlak hiikmeder. Mezhebinin smm, tayinini mizacm meyline birakir, mezhepte taassup onu umumile§tirmeye sebep olur. Hem taraf tutmak sebep olur kavgaya. islamiyet'ten evvel insan tabakalanndaki derin uc;urumlar Ve hayret verici uzakhk, aym devirde birden fazla peygamber olmas1m, onlarm §eriatlannm farkhhgm1 ve c;e§itli mezhepleri gerektiriyordu. islamiyet bir inkilap yaph, insanhk yakmla§h, §eriatlar birle§ti, bir oldu Peygamber. Fakat seviye bir olmad1, farkl1 mezhepler kaldi. Tek bir terbiye kafi geld@ zaman birle§ir onlar da ...

*** Zttlarm Yaratdt§mda ve Bir Araya Geli§inde Biiyiik Bir Hikmet Var. ilahi Kudretin Elinde Giine§ ve Zerre Birdir Ey kalbi uyamk arkada§! Z1tlarm bir araya gelmesinde Allah'm kudretinin tecellisi var; lezzet ic;inde elem, hayir ic;inde §er, Giizellik ic;inde c;irkinlik, fayda ic;inde zarar, nimet ic;inde ceza, nur ic;inde ate§ ... Bilir misin bunlann smm? 66 67

Tahakkuk ve terekkiip: Gerc;;ekle§mek ve birbirine kan§mak. Miihmel: ihmal edilmi§.


LEMAAT 869

Nispi hakikatler gen:;ekle§sin, yerle§sin. Bir §eyde <:;ok §ey olsun, vucut bulsun, gorunsun. Hareket suratiyle bir nokta bir hat olur. <;evirmenin suratinden bir nur panlhs1, nurani bir daire meydana gelir. Nispi hakikatlerin vazifesi: 00.nyada <:;ekirdekler sumbul olur. Kainatm <:;amurudur, duzenin baglanm ve nak§m alakalanm te§kil eden. Ahirette bu nispi emirler hakikat olur. S1cakhktaki mertebeler, i<:;ine sogugun kan§masma sebep olmu§tur. Guzellikteki dereceler <:;irkinligin mudahalesidir. Sebep, illet olur. l§ik karanhga, lezzet eleme bor<:;lu; s1hhat, hastahks1z olmaz. Cennet olmazsa belki cehennem azap vermez. 0 da zemherisiz olmaz ... Eger zemheri olmazsa, ate§ de yakamaz. 0 Hallak-1 Lemyezel, z1tlann yaratil1§mda hikmetini gosterdi. Ha§meti zuhur etti... 0 Kadir-i Layezal, z1tlarm bir araya geli§inde iktidanm gosterdi. BO.yO.klO.gO. zuhur etti. Madem o ilahi kudret Zat' mm geregidir Ve o Ezell Zat'm zaruri delilidir; O'nun z1dd1 olamaz, acz O'na kan§amaz, O'nda mertebeler bulunmaz, her §eye nispeti birdir, hi<:;bir §ey O'na agir gelmez. 0 kudretin l§Igma gune§ kandil olmu§tur. Bu kandilin nuruna denizin yuzu ve §ebnemlerin68 gozleri birer aynad1r. Denizin geni§ yO.zO.nO.n gosterdigi gune§i, alnmm km§1khgmdaki damlalar da gosterir, §ebnemlerin kO.<:;O.k gozleri yild1z gibi parlar. Aym huviyet tutar; §ebnem ve deniz bir olur gune§in nazarmda, kudretin benzeridir; §ebnemin gozbebegi k0.<:;0.cO.k bir gune§tir. ;;u muhte§em gune§ de kO.<:;O.cO.k bir §ebnemdir; gozbebegi bir nurdur ki kudret gune§inden gelir, o kudrete ay olur. Gokler bir denizdir; Rahman'm bir rahmet esintisiyle alnmm km§Ikhgmda dalgalanan damlalan y1ld1zlar ve gune§tir. Kudret tecelli etti, o damlalara nurani panlhlar serpti. Her bir gune§ bir damla, her bir y1ld1z bir §ebnem, her bir panlt1 bir timsaldir. 0 tecellinin feyzinin k0.<:;0.cO.k bir aksidir o damla gibi gO.ne§. Parlahr camm1, o kO.<:;O.cuk cam inci gibi parlar. 0 §ebnem gibi yild1z latif gozu i<:;inde bir yer yapar panlhya, panlt1 bir kandil olur, gozu cam olur, lambas1 nurlamr. 68

~ebnem:

<;:ig, rutubet.


870 SOZLER

*** Meziyetin Varsa Gizlilik Topragmda Kalsm ki Biiyiiyiip Geli§sin

Ey me§hur hususiyetlere sahip insan! One <;:Ikip zulmetme, eger gizlilik perdesi altmda kahrsan karde§lerine verirsin ihsan ve bereketi. Her bir karde§inin ardmdan senin <_;:1kman, hem de onlann sen olmalan imkan ve ihtimali, her birine <;:eker nazar-1 hurmeti. Eger onde gorunmek isteyip perde altmdan <;:Iksan, altmda kerem sahibi iken, perde onunde zalim olursun. Gune§ iken orada, burada golge edersin. Karde§lerini dli§lirursun hurmet nazarmdan. Demek, §ahsm1 one <;:Ikarmak zalimce bir hususiyettir, sahih dogru budur, hem de boyle g6rursun. Nerede kald1 yalanc1 yapmac1khk ve riyayla, §6hretle §ahsiyet kazanmak? i§te buyuk bir s1r ki ilahl hikmet, hem o en guzel nizam. Fevkalade bir fert, kendi nevi i<;:inde orterek perde <_;:eker, bununla k1ymet verdirir, hem de takdir edilir. i§te sana misali: insan i<;:inde veli, omur i<;:inde ecel, b1rak1lm1§ me<_;:hul ve muhmel. Cuma vaktinde gizlidir bir saat ki, kabul olur dua edersen. Ramazana yayilm1§tir Kadir gecesi, Esma-ul Husna' da sakhd1r ism-i azam iksiri. Bu misallerin ha§meti, hem de 0 en guzel Sir. Muphem b1rakirken gosterir, gizlerken ispat eder. Mesela: Ecelin muphem b1rak1lmasmda bir denge vard1r, her dakika seni tutar ne vaziyet ahrsan. Omit ve korku kefeleri, ukba ve dunya hizmeti ile beka kuruntusu ve omur lezzeti verir. Yirmi senelik sonu belirsiz bir omtir daha gilzeldir, Sonu belli bin senelik bir omurden. Zira yans1 ge<;:ince adeta her saatte bir ad1m atarak daragacma gidersin. Yakla§bk<;:a derece derece uzulmek de teselli vermez, sen de rahat edemezsin ...

*** AUah'm Rahmetinden ve Gazabmdan Daha Fazla Hislenmek Hatadir

Allah'm rahmetinden fazla rahmet olmaz. Allah'm gazabmdan fazla gazap edilmez.


LEMAAT 871

Oyleyse i§i b1rak o Adil ve Rahim'e. Fazla §efkat elemdir, fazla gazap kmanmt§tir ...

*** israf, Haram Zevk ve Eglencelerin; Onlar da Sefaletin Kap1s1d1r Ey musrif karde§im! Beslenme noktasmda bir iken iki lokma; bir lokma bir kuru§a, digeri on kuru§a. Hem agza girmeden hem bogazdan ge<;;tikten sonra e§it olurlar. Yalrnz ag1zda, o da birka<;; saniye, bir serseme zevk verir. Zevk bak1mmdan bir fark bulunur, onu daima aldatir tat alma duyusu, bedene ve mideye kap1c1, mufetti§. Onun tesiri menfidir, muspet degil! Vazife yalrnz kap1c1y1 memnun etmek midir? Zevk verirsin o serseme. Onu asil vazifesinden §a§trtmak, tek bir kuru§ yerine on bir kuru§U vermek, §eytani bir i§ olur. israfm en sefih ve en hastahkh <;;e§ididir; heves etme bu i§e ...

*** Tat Alma Duyusu Telgraf~1d1r, Onu Lezzetle Ba§tan <;1karma 69 HA$iYE Cenab-1 Hakk' m rubO.biyeti, hikmet ve inayeti, ag1zla ve burunla iki merkez te§kil etmi§, i<;;ine bir hudut karakolu ve Muhbirleri de koymU§. $u ku<;;uk alemde damarlan telefon, sinirleri telgraf hukmune ge<;;irmi§. Kaku alma duyusu telefonu, Telgraf olarak da tat alma duyusunu inayet memur etmi§. 0 Rezzak-1 Hakiki, nz1klann ustune koymu§ rahmetten bir tarife; yiyecekler, renk ve Kaku. i§te §U ti<;; duyu, o Rezzak tarafmdan birer ilanname, birer davetname, birer izinname, hem Birer dellaldir ki muhta<;; ve mO.§teriler hep onlarla cezbolur. Kendilerine nz1k ihsan edilen hayvanlara zevk, gorme ve koku alma duyusu gibi birer alet vermi§. Hem iktisat Risalesi'nin i;:ekirdegidir. Belki on sayfa olan iktisat Risalesi'ni daha yazilmadan on satirda ozetlemi§.

69 HA$iYE


872 SOZLER

Yiyecekleri c;e§itli ziynetlerle suslemi§; nefsin heveslerine uyan gonulleri avutup lakayt kalanlan heyecanlandirarak cezbetmi§. Ne vakit yiyecek girse agza, Birdenbire tat alma duyusu telgraf c;eker bedenin her uzvuna. Koku alma duyusu telefon gibi haber verir gelen yiyecegin hlrunu ve <;e§idini de soyler. ihtiyac;lan muhtelif, ayn ayn nz1k verilmi§, ona gore davramr, ona da haz1rlamr ya da ret cevab1 gelir. Hem Kap1 dt§an atar, yuzune de hlkurur. inayet tarafmdan madem buna memurdur, zevki ba§tan c;1karma, Lezzetlerle aldatma. Soma o da unutur dogru arzunun ne oldugunu ... Yalanc1 bir arzu gelir ba§tna c;atar. Cezas1 hastaltk ve illetler olur. Hakiki lezzet hakiki arzudan c;1kar; dogru istek ve arzu dogru bir ihtiyac;tan. Bu kafi lezzette §ah ve Kole beraberdir. Hem aymdir bir dinar ve bir dirhem ... 0 lezzet ikisiyle de elde edilir, eleme olur merhem.

*** T1pk1 Niyet Gibi, Bak•§ Tarz1 da Adeti ibadete <.;evirir ~u noktaya dikkat et: Nasti niyetle mubah olur ad et ve ibadetler. .. Oyle de, bakt§ tarz1yla muspet ilimler olur ilahi marifet. .. Tetkik dahi tefekkur, yani eger Yarattc1sm1 bildiren manas1yla bak1p sanat noktasmda "Ne guzeldir" yerine "Ne guzel yapmt§ Sani, nas1l yapmt§ o guzelligi" Diyerek baksan kainata, Nakka§-1 Ezel'in nak§t, nizam ve hikmetinin ve kainatm iradeyle, saglam bir §ekilde yarattlmt§ olmasmm panltts1, aydmlatir §lipheleri. Muspet ilimler cloner ilahi marifete. Eger sirf kendine bakan yonuyle, tabiat noktasmdan, "Zatmda nas1l olmu§?" diyerek baksan kainata, ilim dairesi cehalet dairesi olur. Bic;are hakikatleri k1ymetsiz eller kiymetten dli§lirur. <;oktur bunun §ahidi. ..

*** Boyle Bir Zamanda Refah ic;:inde Ya§amaya ~er'i izin Olmas1 Bizi irademizde Serbest B1rakmaz

Lezzetler c;agird1kc;a "Sanki yedim" demeli. "Sanki yedim" sozunu


LEMAAT 873

di.istur edinen, bir mescidi yemedi. 70 HA$iYE Eskiden mesela, islam aleminin <;ogu a<; degildi. Bolluk i<;inde ya§ama iradesi bir derece vard1. $imdi ise <;ogu a<;hga di.i§ti.i, her lezzeti tatmaya §er'i izin kalmad1. insanhgm bi.iyi.ik k1smmm ve masum <;ogunlugun mai§eti basittir. Basit<;e beslenip onlara tabi olmak Bin kere tercih edilir, mi.isrif azmhga ya da bir k1s1m sefihe benzemeye, beslenmek ve rahat ve bolluk i<;inde olmak noktasmda ...

*** Zaman Olur Ki, Nimetin Yoklugu Nimettir Haf1za bir nimettir. Fakat ahlaks1z bir adam i<;in musibet zamanmda unutkanhk ona tercih edilir. Unutmak da bir nimettir. Yalmz bir gi.ini.in elemini <;ektirir, birikmi§ elemleri unutturur.

*** Her Musibetin Bir Nimet Yonii Var Ey musibetzede! Musibetin i<;inde bir nimet sakhd1r. Dikkat et de onu gor. Nasti her §eyde Bir s1cakhk derecesi, her musibette bir nimet derecesi vard1r. Daha bi.iyi.igu di.i§i.in. Ki.i<;i.ikteki nimetin Derecesini gbrerek Allah' a <;ok §i.ikret. Bi.iyi.ik gori.ip i.irkersen, "of of" deyip i.iflersen o da aksine §i§er. $i§er de deh§etlenir. Eger merak da edersen bir iken ikile§ir. Kalbde olan misali, cloner hakikat olur; Hakikatten ders ahr. Sonra cloner, ba§lar, kalbini tokatlar ...

*** Biiyiik Goriinme,

Kii~iiliirsiin

Ey benligi asi, kafas1 kibirli! $u ol<;i.iyi.i bilmeli: Her insan i<;in elbet toplum hayatmda Gbrmek ve gori.inmek i<;in mertebe denilen bir pencere var.

istanbul'da "Sanki Yedim" admda bir mescit var. "Sanki yedim" diyen bir adam, hevesinden kurtard1g1 paralarla bina etmi§.

70 HA$iYE


874

SOZLER

Eger o pencere, insanm kamet-i k1ymetinden 71 yilksekse kibirle uzamaya c;ah§acak. Eger kamet-i himmetinden 72 alc;aksa tevazu ile egilecek. Kamillerde, buyuklugi.i gosterir ki.ic;i.ikli.ik. Nak1slarda, 73 ki.ic;i.iklugi.in olc;usi.idi.ir bi.iyi.ikli.ik. ..

*** Hasletlerin Yeri Degi§irse Mahiyetleri de Degi§ir Bir haslet; yer ayn, sima bir. Kah dev kah melek, kah salih kah talih; misali §Unlardir: Zay1fm kuvvetliye kar§I izzet-i nefsi sayilan bir s1fat eger kuvvetlide olursa kibirlenmek ve gururdur. Kuvvetlinin zay1fa kar§I tevazuu sayilan bir sifat eger zay1fta olursa alc;alma ve riyad1r. Bir idarecinin makammdaki ciddiyeti vakardir, mahviyeti zillettir. Evinde ise mahviyeti tevazu, ciddiyeti kibirdir. Tek ba§ma olsa bir zat, miisamahas1 hamiyettir. Fedakarhg1 bir haslet, bir salih ameldir. Fakat bir topluluk ic;inde, ba§kalanna kar§I sorumluysa mi.isamahas1 h1yanettir. Fedakarhg1 faydas1z bir s1fat ve ameldir. Bir i§e haztrlamrken tevekkul, tembelliktir. Neticenin ortaya c;1kmas1 noktasmda i§leri Allah' a btrakmak ise §er'i tevekkUldilr. c;ah§manm semeresine, k1smetine nza ise ovulmil§ bir kanaattir, i;ah§ma meyline kuvvet verir. Mevcut ma! ile yetinmek makbul kanaat degil, belki gayretsizliktir. Misaller daha i;oktur. Kur'an mutlak bir §ekilde zikreder salih i§leri ve takvay1. Muphem b1rakarak i§aret eder makamlann tesirine. Icaz1 etrafhca bir izahhr. Sukutu geni§ bir sozdur.

*** "Hak Yiicedir" Bizzat, Ak1bet Muratttr Ey arkada§! Bir zaman biri sordu: "Madem 'Hak Yucedir' hadisi haktir. Neden kafir Muslumana, kuvvet hakka ustundur?" 71 72 73

Kamet-i k1ymet: Kiymetin derecesi. Kamet-i himmet: Himmetin derecesi. Nak1s: Eksik, kusurlu.


LEMAAT

875

Dedim: Dort noktaya bak! Bu mti§ktil de hallolur. Birinci nokta §Udur: Her hakkm her vesilesinin hak olmas1 §art degildir. Aynen oyle de, her bablm her vesilesinin babl olmas1 laz1m degildir. Neticesi §U c;1kar: Hak olan bir vesile, babl vesileye tisttindtir. Dolay1s1yla bir hak bir babla magluptur. Arna bu, gec;ici ve dolayhdir; bizzat ve daimi degildir. Lakin nihai netice her dem yine hakkmdir. Kuvvetin bir hakk1 var, bir yarabh§ s1m var. ikinci nokta §Udur: Her Mtisltimanm her vasfmm Mtisltimanca olmas1 vacipken, bu her dem vaki ve sabit degildir. Aynen oyle de: Her kafirin her sifatmm kafir s1fah olmas1, ktiftirden dogmas1 yine §art degildir. Her gtinahkann her s1fatmm fas1kc;a olmas1, gtinahkarhgmdan dogmas1 da her dem sabit degildir. Demek ki, bir kafirin Musltimanca bir s1fah, bir Mtisltimandaki me§ru olmayan bir s1fata tisttindtir. Dolay1s1yla o kafir de o Mtisltimana tisttin olur. Hem dtinyada hayatm hakk1 herkesi ku§atir, umumidir. 0 umumi rahmetin manidar bir cilvesi, bir hikmeti ve s1m var, ktifur ona mani degildir. Oc;uncti nokta §Udur: Zat-1 Zulcelal'in iki kemal s1fatmdan iki §er'i tecelliden biri, irade s1fatmdan gelen dilemeyle takdirdir; Yarahh§ kanunu ... Digeri, kelam s1fatmdan gelen me§hur §eriat. ~er' i emirlere itaat ve isyan Nasti olursa, aynen oyle de yarahh§ kanunlarma itaat ve isyan da olabilir. Birincisi c;ogunlukla ahirette gortir Cezay1, mtikafah. ikincisi c;ogu kez dtinyada tadar mtikafat ve azab1. Mesela: Nasti ki, sabnn mtikafah zaferdir, Ataletin cezas1 sefalet. Aynen oyle de, c;ah§manm kar§1hg1 servet olur. Sebatta da i.isti.indi.ir mi.ikafat. Zehrin cezas1 bir hastahk, panzehirin kar§1hg1 saghktir. Bazen iki §eriatm emirleri, bir §eyde beraber bulunur. Her birine bir cihet. .. Demek yarahh§ kanunlanna itaat, ki bir hakbr, Osttin olur o kanunlara isyana, ki battl bir tavird1r. Bir battla vesile olursa bir hak ve eger


876

SOZLER

Bir batil olursa hakka vesile, dolay1s1yla bir hak bir batila magluptur, fakat bizzat degildir. Demek "Hak yi.icedir", bizzat oyledir demektir. Hem ak1bet murathr, haysiyet kayd1 maksuttur. 74 Dordiincii nokta §Udur: Bir hak potansiyel halde yahut kuvvetsiz kalm1§, ya kan§tmlm1§hr ya da ic:;ine ba§ka §eyler girmi§. Ona da bir inki§af ya da taze bir kuvvet vermek laz1m gelmi§tir. Gec:;ici olarak diizeltmek ve yald1zlamak ic:;in bah! ona musallat olur, ta ki hak kiil<:;esi ne kadar li.izum varsa Tam ve halis c:;1ksm. Ba§lang1c:;ta diinyada bah! iistiin olsa da kazanamaz sava§L "Takva sahiplerinin ak1beti" ona vurur bir darbet i§te bah! magluptur. "Hak yiicedir" s1rn onu atar azaba. i§te hak galiptir!

*** Toplum Hayatma Dair Baz1 Diisturlar Toplum hayatma dair baz1 diisturlar istersen: E§itliksiz adalet, once adalet degil. Birbirine benzemekse tezadm miihim bir sebebidir. Uyum, dayam§manm esas1. Nefsin alc:;akhg1dlf kibrin kaynag1. Kalb zay1fhg1dlf gururun madeni. Olmu§ acz, muhalefet kaynag1. Meraksa ilme gotiiriir. ihtiyac:;hr terakkinin iistad1. S1kmhdlf sefahetin rehberi. Demek, sefahetin kaynag1 s1kmh olmu§tur. S1kmtmm ise madeni umitsizlik ve su-i zandlf, Aldam§ fikr!dir, karanhk kalbldir, israf madd!dir.

*** Kadmlar Yuvalanndan <;1k1p insanhg1 Yoldan <;1karm1§; Yuvalarma Donmeliler75 HA~iYE ,..

76

74

/

,..

/

/

/

"

/

0~1 ~

"

/

_)I

/

;,;;,,,

uL:. '~IL ;i ~:~I\ Jt;..·11 ...::...,.:,\:;

/

ft-'~~

·-::

/

\~\ ~

Maksut: istenen, arzu edilen §ey.

75 HA~iYE

76

_;xr:•81 ;L.:)1/ u:-.r I.::._,y~ "

ul>-t.; ~IL

Tesettur Risalesi'nin esas1dir. Yirmi sene sonra onu muellifinin mahkumiyetine sebep gosteren bir mahkeme, kendini ve hakimlerini ebedi mahkum ve mahcup etti. Zevk ve eglenceye du§klin erkeklerin nefislerine uyarak kadmla§malan, kadmlann hayas1zhkla erkekle§mesine sebeptir. (Bu manaya yakm hadisler ic;in Bkz. Buhar!, libas 61; Tirmiz!, edeb 34; Ebt1 Davud, /ibas 28)


LEMAAT 877

Mimsiz medeniyet, kadmlan yuvalanndan w;;urmu§, bolca bulunan birer meta yapml§ ve onlara hurmeti kirmt§hr. islam ise onlan Merhametle davet eder yuvalanna. HQrmetleri orada, rahatlan evlerinde, aile hayatmda. Temizliktir ziynetleri, Ha§metleri g(lzel ahlak, guzellikleri ismet, guzel kemal vas1flan §efkat, eglenceleri <;;ocuklan. Fesat <;;tkaran bunca sebebe demir gibi kararhhk Laz1mdir ki dayansm. Bir karde§ler meclisine guzel bir kadm girince riya ile rekabet, haset ile bencillik depre§tirir damarlan! Uykudaki hevesler birdenbire uyamr. Kadmlarda serbestlik meyli, sebep olmu§tur insanhkta kotu ahlakm birdenbire ortaya <;;tkmasma. ~u medeni insanm hm;;mla§mt§ ruhunda, suret denilen ku<;;uk cenazelerin, mutebessim olulerin rolu pek buyuktur, hem muthi§tir tesiri. 77 HA~fvE Yasak heykel ve suretler ya ta§ haline gelmi§ zu!Um ya da cisimle§mi§ riya ve heveslerdir. Veyahut hls1mdir, <;;eker kirli ruhlan.

*** Kudretin Tasarrufunun Geni§ligi, Vasdalan ve Yard1mctlan Reddeder Kadir-i Zulcelal'in kudretinin tasarrufu ve tesirin geni§lemesi noktasmda olur gune§imiz zerre gibi Tek bir varhk hlrundeki buyuk tasarrufun mesafesi geni§tir. iki zerre arasmdaki <;;ekimi ele al; Git de ta ~emSU§§Umus 78 ve Samanyolu arasmdaki <;;ekimin yanma koy. Yuku bir kar tanesi olan bir melegi Gune§i eline almt§ gune§ misali bir melegin yanma getir. igne kadar bir bahg1, balina ile yan yana birak. 0 Yuce Kadir-i Ezeli'nin Geni§ tecellisini, en ku<;;ukten en buyuge mukemmel saglamhg1 birden dG§Gn. Cazibe ve kanunlar, <;;ok akt§kan vesileler Gibi orfi emirlerin kudret tecellisine, hikmet tasarrufuna birer isim olmast.. odur yalmz manast. 77 HA~iYE

78

Nasil ki, c':ilii bir kadma nefsani nazarla bakmak nefsin deh§etli ali:;akhgm1 gc':isterir. Aynen c':iyle de, rahmete muhta<:; bir bii:;are c':i!Q kadmm guzel tasvirine i§tahh bir nazarla bakmak, ruhun ulvi hislerini sc':indurur. Giine!jler giine!ji: Pek i:;ok y1ld1z ve gezegenin etrafmda dc':indQgQ merkez.


878

StiZLER

Ba§ka manas1 olamaz, beraberce bir di.i§i.in, g6receksin elbette ki: Hakiki sebepler, misall vas1talar, Yard1mc1lar ve ortaklar batil birer emir, muhal birer hayaldir o kudretin katmda. Hayat varhga kemal, Makam1 bi.iyi.ik ve mi.ihimdir, buna binaen derim ki: Ki.iremiz, alemimiz neden itaatkar olmasm, boyun egmesin hayvan-misal. 0 Sultan-1 Ezell'nin bu tarz ku§lan c;oktur, her yerdedir §U uzay bo§lugunda, muhte§em ve c;ok gi.izel. Yaratlh§ bostanma salm1§ da dondi.iri.iyor, onlardaki nagmeler, bunlardaki hareketler; tesbihattJr 0 sozler, ibadettir o haller, varhgmm ba§I ve sonu olmayan o Zat' a, Haklm-i Layezal'e. Ki.iremiz hayvana pek benziyor, hayat emareleri gosteriyor. Farz-1 muhal, Yumurta kadar ki.ic;i.ilse minicik bir hayvan olmas1 pek muhtemel. Yuvarlak bir hayvanc1k, ki.ire kadar bi.iyi.ise, onun da boyle olmas1 akla yakm bir ihtimal. Alemimiz insan kadar ki.ic;i.ilse, y1ld1zlar zerreler suretine donse §UUr sahibi bir hayvana donmesi muhtemeldir, ak1l da bulur mecal. Demek alem, unsurlanyla Hahk-1 Lemyezel'i, Kadlr-i Layezal'i tesbih eden bir kul, O'nun emirlerine itaatkar. Kiymetc;e bi.iyi.ik olmas1 ic_;in maddl olarak bi.iyi.ik olmas1 her zaman laz1m gelmez, zira daha sanath ve gilzeldir hardal kadar bir saat, Bir saatten ki timsali Ayasofya kadar. Bir sinek daha hayret vericidir filden, o kocaman mahh1ktan. Eger kudret kalemiyle bir atomun i.ishlne eslrin tek tek atomlanyla yaz1lsa bir Kur'an, sayfalarmm kuc;uklugi.i nispetinde sanat bak1mmdan buyuk olur, Gokyi.izil sayfasma y1ld1zlarla yaz1lan bir Kur'an-1 Kerim'e cezaletiyle e§ittir. Nakka§-1 Ezell'nin sanatJ her tarafta cemal ve kemal dolu. Her tarafta boyledir. Kalemdeki kemal derecesinde birlik, tevhidi ilan eder. Bu geni§ manah sozu iyice dikkate al!

*** Melekler Fttri ~eriat he Vazifeli Bir Ommettir Allah'm §eriati iki k1s1md1r. iki sifattan gelmi§, insan hem muhatap hem yi.ikumli.i olmu§. irade s1fatmdan gelen yeryi.izil kanunlan.


879

LEMAAT

insanm btiytik bir misali olan alemin hallerini ve hareketlerini, ki iradi degildir, tanzim eden kanunlardir. 0 Rabban1 iradeye Yanlu~ bir tabirle tabiat da denilir. Kelam s1fatmdan gelen §eriat ise alemin kti<;tik bir misali olan insanm fiillerini, ki irad1dir, Tanzim eden kanunlardir. Bu iki §eriat bazen bir yerde bulu§ur. Cenab-1 Hakk'm melekleri, buytik bir ilmmettir, hem Stibhan1 bir ordu. Birinci §eriata olmu§ itaatkar, aldigt emri yerine getiren bir ta§ty1ci. Hem onlardan bir k1sm1 Allah'1 tesbih eden kullardir. Bir k1sm1 da kendinden ge<_;mi§, ar§m mukarreb1ni. .. 79

*** Madde inceldik~e Hayat ~iddet Kazamr Hayat astl ve esasbr; madde ona tabidir ve onunla kaimdir. Mikroskobik bir hayvanc1gm duyulanyla insanm duyulanm k1yaslarsan g6rtirstin ki, insan ondan ne derece bilyukse duyulan onunkinden o kadar a§agi. 0 hayvanc1k i§itir karde§inin sesini. Hem de g6rilr nzkmi. insan kadar bilyilse duyulan hayret verici, hayab I§Ik sac,;an, nazan da §im§ek gibi semav1 bir nur olur. insan, 6lu bir y1gmdan meydana gelen bir canh degildir. Milyarlarca canh hilcreden olu§ur, canhdir her bir insan hilcresi. 81 ~

....

0

~1w1 ~

~

~

j,

, '1-'.ull

~

,,,.

,..,

~-8,

.) .

,)

80 (

-')

~

,)

,..,

,,,.

0

;;;

o'.)_)-"~ 1~~~..:..ZS< _,) o'. ~-< 0L..:;)[\ 01:: ., ~ ,.J.r-~ I)

*** Maddecilik, Manevi Bir Vebadtr Maddecilik manev1 bir vebadir, insana bula§tirdt §U milthi§ s1tmaHem de aniden c,;arpbrd1 Cenab-1 Hakk'm gazabma ... Telkin ve taklidin tenkide yaytlma kabiliyeti gibi, o veba da yay1hp geni§liyor. Telkini fenden almt§, taklidi medeniyetten. Hurriyet tenkit vermi§, gururundan sapkmhk c,;1km1§.

yt.82~iYE

Mukarreb melekler: Allah'a en yakm melekler. Bir hattat tarafmdan ya-sin harfleri ic;inde "Yasin" suresinin tamammm yazild1g1 gibi, insanm ic,;inde de binlerce alem vard1r. 81 "i§te bak da Allah'm ne miikemmel Yaratan oldugunu bir dii§iin!" (Mii'minun suresi, 23/14) 82 ~iYE Birinci Diinya Sava§1'na i§aret eder. 79

80


880 SOZLER

*** Varhkta Atalet Yoktur. i§siz Adam, Varhkta Yokluk Hesabma i§ler

En bedbaht, s1kmtih ve muzdarip, i§siz olan insandir, zira atalet varhk ic;;inde yokluk, hayat ic;;inde olumdur. ~ah§mak ise varhgm hayati ve hayatm uyamkhk halidir elbet!

*** Faiz, islam'a Mutlak Zarardir

Faiz atalet verir, c;;ah§ma §evkini sondurur. Faizin kapilan ve kaplan olan bankalann Her dem faydas1 insanhgm en fena k1smmadir, onlar da gavurlard1r. Gavurlardaki faydas1 da onlann en fena kismma, zalimleredir. Zalimlerdeki faydas1 onlann en fena k1smma, haram zevklere du§kun olanlarad1r. islam alemine mutlak bir zarard1r. $eriatm nazannda insanhgm mutlak refah1 yoktur; zira harbi bir gavur hurmetsiz, ismetsizdir; her demi hederdir her de ..... m!

*** Kur' an, Kendi Kendini Himaye Edip Hakimiyetini Devam Ettirir83 fW!iYE

Bir zat gordum, umitsizlige dli§mli§ ve bedbinlikle hasta idi. Dedi: Ulema azald1, hem say1ca hem keyfiyetc;;e. Korkanz ki dinimiz sonecek bir zaman ... Dedim: Nas1l kainat sondurulmezse, islamiyet' e iman da sonemez. Aynen oyle de, yeryuzune c;;akilm1§ c;;iviler hukmunde olan islami §eair, minareler, ilahi mabetler, §er'i alametler sonmezse islamiyet parlayacak an be an! .. Her bir mabet bir muallim olmu§ tabiahyla tabiatlara ders verir. Her eser de birer ustad, ha! diliyle telkin eder dini; hatas1z, hem unutmadan. Her bir i§aret alim bir hocadir, islam'm ruhunu daima ders verir. Asirlarm gec;;mesiyle zamanm surup gitmesinin sebebi. .. Otuz be§ sene evvel yazilan bu makam, bu sene yazilml§ gibidir. Demek, Ramazanm bereketiyle yazd1rilm1§ bir nevi gaybi haberdir.

83 HA$iYE


LEMAAT 881

Adeta cisimle§mi§ islamiyet nuru, §eairi ic;inde. Adeta kattla§mt§ islamiyet'in saf suyu, mabetlerin ic;inde. Birer iman siitunu ... Adeta donmu§ islamiyet'in hiikiimleri alametleri ic;inde. Adeta abidele§mi§ islamiyet'in esaslan, alemleri ic;inde. Birer elmas siitun ... Onunla baghdtr zemin ve gokler. Bilhassa hitabt mucizeli olan Kur' an, daima tekrar eder ezeli bir hutbeyi. islam aleminin hic;bir tarafmda kalmamt§tlr bir koy ve mekan ki, Nutkunu dinlemesin, talimini i§itmesin. 84 ~_,4t;J 4f ~~ s1m ile haf1zhk pek biiyiik bir riitbedir. Tilavet ise insanlarm ve cinlerin ibadeti. Onun ic;inde talim ve dogrulugunda §iiphe bulunmayan esaslan hatirlatma var. Zamanm tekerriiriiyle nazariyat doni.i§i.ir kati esaslara ve deli! gostermeye liizum olmayan apac;tk §eylere. istemez ba§ka beyan. Dinin kesin emirleri nazari olmaktan c;1k1p zaruriyet haline gelmi§tir. Hattrlatmak kafidir, ihtar yeterlidir. $ifa verir her dem Kur' an. ihtara, hattrlatmaya, islam'm §U uyant§I, toplumun uyant§t her birine verir umuma ait olan delilleri ve mizam. Madem toplum hayatt islam' da ba§lamt§tlr. Her birinin imam kendine mahsus olan delillerle smirh degildir, vicdana dayamr. Belki cemaatin kalbinde smirstz sebeplere dayamr. Hatta dikkat c;ekicidir ki: Zay1f bir mezhebin iptali zaman gec;tikc;e zor olur. Nerede kald1 ki islam, hem vahiy ile f1trat gibi iki saglam esasa dayamr hem de bunca eserde nafizane 85 hiikiimrandir! Saglam esaslanyla, a§ikar eserleriyle kiirenin yans1yla kayna§mt§, f1tri bir ruh olmu§; nas1! karanr? Kiisuftan heniiz c;1km1§! Fakat maalesef, baz1 zevzek kafirler, safsatac1 §ah1slar §U yiice saraym saglam esaslanna imkan buldukc;a ili§ir. Onlan sarsmak ister. Esaslara ili§ilmez, onlarla oynanmaz, sussun §imdi dinsizlik! iflas etti o teres. Yetti art1k nankorliik ve yalan. islam aleminin kufur alemine kar§t en ileri karakolu Dariilfunun idi. Lakaythk ve gafletle y1lan tabiatl1 di.i§man Gedik ac;tt o cephede, dinsizlik hucum etti, millet sars1ld1. En ileri karakol, islamiyet'in ruhuyla nurlanmt§ cinan86 84 85 86

"Onu (Kur'an'1) koruyacak olan da Biziz." (Hier suresi, 15/9) Nafizane: Tesirli bir §ekilde. Cinan: Cennetler [Mektepler, medreseler].


882 SoZLER

C::ok sert ve dayamkh olmah. C::ok uyamk ve dikkatli olmah yahut var olmamah, islam'1 aldatmamah. imanm yeri kalbdir; ak1l ise aynas1dtr iman nurunun. Bazen mticahittir, bazen de stiptirgecidir ak1lda vesveseler, hem pek i;ok ihtimal kalbe girmese sars1lmaz iman, vicdan. Yoksa baztlannm zannmca iman ak1lda olsa imanm ruhu olan hakkalyakinin amans1z birer dti§mam olur pek i;ok ihtimal. Kalb ve vicdan, imanm mahalli. Sezgi ve ilham, imanm delili. Altmc1 bir his; iman yolu ... Aktl ve fikir, imanm beki;isi.

*** Nazari Bilgilerin Taliminden <;ok, Dogrulugu ~iiphesiz Olan Esaslarm Hat1rlatilmasma ihtiyac; Var Dini zaruriyetler ve §eriatm dogrulugu §tiphe gottirmez esaslan kalblerde hastldtr, hattrlatmakla huzuru, zikirle §Uuru Gaye de has1l olur. Arapi;a ibareler87 HA$iYE daha ulvi k1hyor hatirlatmay1, ihtan. Onun ii;in Cuma namazmda Arapi;a hutbe, zaruri §eyleri ihtar, kesin esaslan hatirlatmak yeterli olmakla beraber onun tezkir tarzi olur. Ondan gaye nazari bilgileri talim degildir; islam' m vahdani simasmda Arapc;a ibareler bir vahdet nak§tdtr, kabul etmez c;oklugu.

*** Hadis Ayete Der ki: Sana Yeti§mek Muhal! Hadis ile ayeti k1yaslarsan a<;ik<;a gortirstin ki, insanlann en be!@, vahyin tebligcisi (aleyhissa/6.ta vesselam) dahi ula§amaz Ayetin belagatine. Sozleri ona benzemez. Demek ki: Lisan-1 Ahmed!' den (aleyhissa/6.ta vesselam) 9kan her bir soz, her dem onun olamaz.

*** Icaz ile Beyan i'caz-1 Kur'an Bir zaman rtiyamda gordtim ki: Agn Dag1'nm etegindeyim. Birden o dag patlad1, <lag gibi ta§lan aleme dag1tt1, sarstJ ciham. Ans1zm yammda bir zat peyda oldu. Dedi ki: Veciz bir §ekilde beyan et, k1saca icaz et bildigin Kur' an mucizelerini! 87 HA$iYE

On sene soma olan bir hadiseyi hissetmi§, cevap vermi§.


LEMAAT 883

Daha ruyada iken tabirini dli§lindum, dedim: Bu infilak insanhkta bir ink1laba misal. inkilap neticesinde ise elbet Furkan dogru yolu gosterecek. Her tarafta yukselip hakim olacak. Mucizeligini beyan etmenin zamam da gelecek! Soruyu soran zata cevaben dedim: Kur'an'm mucizeligi, Yedi kulli kaynaktan tecelli eder, yedi kaynak ve unsurdan meydana gelir. Birinci Kaynak: Sozun fasihliginden, lisanm selasetinden, Nazmm ak1c1hgmdan ve tathhgmdan, mana belagatinden, mefhumlarm e§sizliginden, mazmunlann ustunlugunden, us!O.bun hayret vericiliginden dogan parlak beyam. Bunlan bulu§turdu, mucizeligindeki hayret verici bir beyan nak§l, garip bir lisan sanah. Tekran hic;bir zaman usand1rmaz insam. ikinci Unsur: Yarahh§la ilgili emirlerde gaybl olan esaslar ilahl hakikatlerden, goklerden gelen gaybl esrar. Mazide kaybolan gaybl i§leri, gelecekte gizli halleri birden ic;ine alan bir gayb ilmi hazinesi, Gayb alemlerinin lisam, §ehadet alemiyle konU§Uyor erkam, i§aretlerle beyam, hedefi insanhk, i' cazm nuranl bir panlt1s1... O~uncu Kaynak: Be§ yonden harika bir ku§ahc1hg1 var. Sozunde, manasmda, hukumlerinde, ilminde ve maksatlannm mizanmda. Sozu pek geni§ ihtimaller ve pek c;ok yon ic;erir ki, her biri belagat bak1mmdan begenilir, Arapc;a bak1mmdan sahihtir, §eriat s1m lay1k goruyor am. Manasmda: Evliyanm me§replerini, ariflerin zevklerini, tasavvuf yolculannm mezheplerini, kelamc1lann yollanm, felsefecilerin yontemlerini Birden ku§atmI§ ve ic;ine almI§ o mucizevl beyan. Deli! olu§unda ve manasmda geni§lik var. Bu pencereden baksan gorursun ne geni§tir meydam! Hukumlerindeki ku§ahc1hk: ;>u harika §eriat ondan c;1karm1§ iki cihan saadetinin butun dusturlanm, emniyet sebeplerini. Toplum hayatmdaki butun baglan, terbiye vesilelerini, ahvalin hakikatlerini birden ic;ine aim!§ onun beyan tarzt ...


884 SozLER

ilmindeki derinlik: Hem muspet ilimler, hem ilahi ilimler onda delillerin mertebeleri, i§aretler, sureler surlannda bir araya getirmi§tir cennetleri. Maksat ve gayelerinde: Denge, intizam, yaratJlt§ kanunlarma uygunluk, birlik; tamamen riayet etmi§, korumu§ mizam. i§te sozun ku§ahc1hgmdaki, mananm geni§ligindeki, hukmun enginligindeki, ilmin derinligindeki ve gayelerin dengeli olu§undaki §anh camiiyet! .. Dorduncu Unsur: Her asnn anlay1§ derecesine, edebl seviyesine gore ve her asirdaki tabakalara kabiliyetleri olc;;usunde veriyor nuranl feyzini. Her asra, her astrdaki her tabakaya kap1s1 ac;;ik. Adeta her dem, her yerde yeni indiriliyor o Kelam-1 Rahmani. ihtiyarlad1kc;;a zaman, Kur' an genc;;le§iyor. i§aretleri ac;;ikhga kavU§Uyor, tabiat ve sebepler perdesini de y1rt1yor Cenab-1 Hakk'm o hitab1. Tevhid nuru her dem her ayetten f1§kmr. ~ehadet perdesini gayb usrunden kaldmr. Hitabmm yuceligi dikkate davet eder insanm nazanm. Q gayb Jisamdtr ki, §ehadet a[emiy[e bizzat konU§UL Q Unsurdan §U c;;1kar: Harika tazeligi umman gibi bir ku§ahc1hk! Zihinleri ah§hrmak ic;;in insanm aklma ilahl tenezzuller. Tenzilin uslubundaki c;;e§itliligi ve munisligidir insanlann ve cinlerin sevgilisi. Be§inci Kaynak: Naki! ve hikayelerini, dogru haberlerini, esas noktalan orada haztrffil§ gibi, 0 hadiselere §ahit olmu§ gibi c;;ok manas1 bu[unan e§SiZ bir QsJQpJa Naklederek insam ikaz eder. Naklettikleri: Gec;;mi§te ya§ananlar, gelecege dair haberler, cehennemin ve cennetin sirlan. Gaybl hakikatler, §ehadet sirlan ve ilahl s1rlar, yaratih§la ilgili baglara <lair hikayelerdir, gorur gibi nakleder ki, Ne meydana gelen hadiseler bunu reddetmi§ ne de manhk yalanlam1§hr. Mantik kabul etmese bile reddedemez. Cihanm c;;ok bekledigi semavl kitaplarla Ortak noktalan dogrulugu tasdik edilen bir §ekilde nakleder. ihtilaf edilen meseleleri tashih ederek anlattr. Boyle nakillerin bir "Ommi" den c;;1kmas1, zamanm bir harikas1. .. Altzncz Unsur: ic;;ine almI§ ve tesis etmi§ islam dinini. islamiyet' in benzerine ne mazi, ne gelecek muktedir, ara§hrsan zaman ile mekam!..


LEMAAT

885

Diinyam1z1 senelik, giinliik dairesinde §U semavi bag tutmu§ da dondiiriiyor. Kiireye agtr basm1§ ve ona binmi§, engelliyor isyam. Yedinci Kaynak: $u alt1 unsur, alti kaynaktan c;1kan alti nur birle§ir. Ondan bir giizellik c;1kar, bir sezgi dogar, bir vas1ta ki nuranl. $undan c;ikan bir zevktir, i' cazm zevki bilinir, tabir etmeye ifademiz yetmez. Fikir dahi k1sad1r, gbriiniir de tutulmaz goklerdeki o yild1zlar. On ii<; astr boyunca ona meydan okuma meyli vard1 Kur'an'm dii§manlannda, taklit §evki uyanmI§h Kur'an dostlarmda. i§te mucizeliginin bir delili ... $u iki §iddetli meyille milyonlarca Arapc;a kitap yazilm1§tir, hepsi meydanda. Onlarm derecesine inse, aym teraziye konulsa, Kiyaslansa, degil e§siz bir alim, hatta en cahil insan bile kulak kesilip diyecek ki: Bunlar insan eseri, §U ise semavi! Hiikmedecek ki: Kur' an onlara benzemez, aym mertebede olamaz. Oyleyse ya hepsinden a§a§1d1r, ki bunun ac;1kc;a malum olmu§tur batilh§1. Ya da hepsinin iistiindedir. Mazmunlan o kadar zamandtr, kap1 ac;ik, insana vakfedilmi§; davet etmi§ ruhlan ve ak1llan! insanhk onda tasarruf etmi§, kendine de ma! etmi§. Onun mazmunlan ile yine Kur'an'a kar§t 9kmam1§, hic;bir zaman c;ikamaz; gec;ti imtihan zamam. Diger kitaplara benzemez, onlarla ktyas kabul etmez; zira yirmi sene zarfmda ayet ayet ihtiyac;lara gore nazil olmas1; k1s1m kis1m, birbiriyle kesi§ir, bir hikmet-i Rabbani. Nazi! alma sebepleri muhtelif. Bir maddede sorular tekrar eder, c;e§it c;e§it. Hadiseler hakkmda hiikiimleri farkh farkh. Ayn ayn niizuliiniin zamanlan. Telakki tarzi c;e§itli. Muhataplan k1s1m k1s1m, birbirinden uzak. ir§admm gayeleri derece derece, <;e§itli. $u esaslara dayamr binas1 ve beyam, Cevab1, hem hitab1. Bununla beraber selaset ve selamet, uyum ve tesaniit, kemalini gostermi§; i§te onun §ahidi: Beyan ve mana ilimleri. Kur'an'da bir hususiyet var ki, ba§ka kelamda yoktur. Bir sbz i§itsen onun sahibini arkasmda gbriirsiin ya da ic;inde bulursun. Oslup insanm aynas1.


886 SozLER

Ey n1yada soru saran! Sen lcaz istedin, ben de i§aret ettim. Eger daha geni§ izah istersen, haddimi a§ar!.. Sinek seyretmez gokleri. Zira o kirk mucizelik yonlinden yalmz birini, ki nazmmm cezaletidir, anlatmaya i§arata'/ i'caz'm yetmedi beyam. Yliz sayfa tefsirim ona kafi gelmedi. Senin gibi ruhani ilhamlan c;:ok olanlardan ben istiyorum izah ile beyam!

*** /

,

_)\~Ll>~ ~lS\jA ~~ ~ jA ~~\ '";':}- ~~ ~\rl

88_)\~\.)J, ~lS~ ~b~ ~\) ~~ ~ '";'~1 '";'h Kami! insanlann ylice zevklerini ho§nut eden bir hal, c;:ocukc;:a bir hevese, sefih bir tabiatm sahibine ho§ gelmez, Onu eglendirmez. Bu hikmete binaen, slifli bir zevk, sefih, nefsani ve §ehvani arzular ic;:inde tam beslenen, ruhani zevki bilmez. Avrupa' dan gelen buglinlin edebiyatmm ve romanmm nazanyla, Kur'an'daki ulvi latifeleri, muhte§em meziyetleri g6remez ve tadamaz. Kendi mihengini ona ayarlayamaz. Edebiyatta lie;: hareket alam vardir; onlarm ic;:inde gezer, di§ma c;:1kamaz: Ya a§k ve glizellik ya hamaset ve kahramanhk ya da hakikatin tasviridir. i§te yabanc1 edebiyat hamaset noktasmda hakperestlik etmez. Belki zalim insanlann gaddarhklanm alk1§lamakla kuvvetperestlik hissini telkin eder. Glizellik ve a§k noktasmda, hakiki a§kI bilmez. $ehvet uyand1ran bir zevki nefislere de a§Ilar. Hakikati tasvir ederken kainata Cenab-1 Hakk'm sanah suretinde bakmaz, Onu Rahmani bir boya suretinde gormez. Belki tutar, tabiat noktasmda tasvir eder ve ondan bir daha c;:1kamaz. Onun ic;:in telkini tabiat a§kI olur. Maddeperestlik hissini kalbe yerle§tirir, ondan kendini kolayca kurtaramaz. Yine ondan gelen, ruhun sapkmhktan dogan 1zdiraplanna o teskin edici ve uyutucu edepsizle§mi§ edep hakiki fayda vermez. Tek bir ilac;: bulmu§, o da romanlanym1§. Kitap gibi bir canh cenaze, sinema gibi bir perdede hareket eden olliler! Olli hayat veremez. 88 Batmm heva ve hevese dayah dehasmdan kaynaklanan edebiyah, Kur'an'm sonsuza l§lk ve §ifa sai;an hidayet edici edeb kurallarma ula§maz.


LEMAAT 887

Hem tiyatro gibi tenasuhu 89 hatirlatan, mazi denilen geni§ kabrin hortlaklan gibi §U ii<;; roman tiiriiyle hi<;; de utanmaz. insanm agzma yalanc1 bir di! koymu§, yiiziine giinahkar bir g6z yerle§tirmi§, diinyaya bir iffetsiz kadm fistamm giydirmi§, mucerret guzelligi tammaz. Giine§i g6sterirse san sa<;;h giizel bir aktrisi hatirlatir okuyucuya. Gorunii§te der ki: "Sefahet fenadtr, insanlara yakt§maz." Zararh neticeleri g6sterir. Halbuki sefahetin 6yle te§vik edici bir tasvirini yapar ki, ag1zlarm suyunu ak1tir, zihin kendine hakim olamaz. i§tah1 kabartir, hevesleri heyecana getirir, hisler art1k s6z dinlemez. Kur'an'daki edepse arzulan kan§hrmaz. Hakperestlik hissi, miicerret giizellik a§kt, cemalperestlik zevki, hakikatperestlik §evki verir, hem de aldatmaz. Kainata tabiat penceresinden bakmaz; ondan ilahi bir sanat, Rahmani bir boya olarak bahseder, ak1llan §a§trtmaz. Sani'i bilmenin nurunu telkin eder. Her §eyde ayetlerini g6sterir. Her ikisi rikkatli birer hiiziin de verir, fakat birbirine benzemez. Avrupa' dan dogmu§ edep dostlann olmayt§mdan, sahipsizlikten dogan gamh bir hiiziin verir, ulvi bir hiiziin degil. Zira sagirdir tabiat, hem de kor bir kuvvetten ilhamla ald1g1, gam veren bir hiiziindiir. Alemi bir vah§et yuvas1 bilir, ba§ka tiirlii g6stermez. 0 surette g6sterir, hem de mahzunu tutar, sahipsiz olarak yabaniler arasma koyar, hi<;; limit birakmaz. Kendine verdigi §U hiss! heyecanla dinsizlige kadar gider, Allah'1 inkara kadar yo! verir, donmesi zor olur, belki bir daha donemez. Kur'an'm edebi ise oyle bir hiiziin verir ki, a§tkane hiiziindiir, yetimane degil. Dostlardan aynhktan gelir, onlann yoklugundan degil. Kainata bakI§I, kor tabiat yerine §Uurlu ve rahmetli ilahi bir sanattir onun bahis konusu, tabiattan bahsetmez. Kor kuvvet yerine inayetli, hikmetli ilahi bir kudrettir onun mevzuu; kainat vah§i bir suret giymez. Belki mahzun muhatabmm nazannda bir dostlar meclisi olur. Her tarafta yard1mla§ma, muhabbet; ona s1kmti vermez. 89

Tenasiih: Reenkarnasyon.


888

SOZLER

Her k6§ede ilnsiyet, o topluluk i<;;inde mahzunu i§tiyakh bir hilzne sevk eder, ulvi bir his verir, gamh bir hilziln vermez. Avrupa edebiyab ve Kur'an edebi birer §evk de verir: 0 yabanc1 edebiyatm verdigi §evk ile nefis heyecana dil§er, heves yay1hr; ruha ferah veremez. Kur'an'm §evkinde ise ruh heyecana dil§er, ulvi §eylere §evk verir. i§te bu strra binaen, $eriat-1 Ahmediye (aleyhissa/dta vesselam) haram eglenceleri istemez. Baz1 eglence yollanm haram k1hp bir k1smma helal diye izin verir ... Demek Kur' ani hilziln veya tenzili9° §evk veren vas1ta, zarar vermez. Eger yetimane huziln veya nefsani §evk verse vas1ta haramd1r. Degi§ir §ah1slara g6re, herkes birbirine benzemez.

*** Dallar Meyveleri Rahmet Namma Takdim Ediyor Yarabh§ agacmm dallan her tarafta meyvelerini canhlarm eline zahiren uzabyor. Hakikatte bir rahmet ve kudret elidir ki, o meyveleri dallarda sizlere uzahyor. Siz de o rahmet elini §ilkur ile 6pilnilz. 0 kudret elini minnetle takdis ediniz ...

*** Fatiha'nm Sonunda i§aret Edilen 0~ Yolun Beyam Ey hayali emellerle dolu karde§! Hayalini de yanma al, benimle gel. i§te bir zemindeyiz, etrafa bak1yoruz, kimse gormez bizi. <;adir direkleri hukmundeki yuksek daglann ustilne karanhk bir bulut tabakas1 ablm1§, kaplamt§ zeminimizin yilzilnil. Donuk bir tavan olmu§, fakat alt taraf1 a<;;tk, o yilzu gilne§ gorur. $imdi bulutlarm altmday12, karanhk s1k1yor bizi. S1kmh boguyor, havas1zhk olduruyor. 6numuzde l.i.<;; yo! var. Bir I§Ikh alem, bir kere seyrettimdi bu mecazi zemini. Evet, bir kere daha buraya gelmi§tim, il<;; yoldan da ayn ayn gitmi§tim. <;ogu ki§i birinci yoldan gider; 0 da devr-i alemdir, seyahate <;;eker bizi. 90

Tenzili: Vahiyle ilgili olan.


LEMAAT 889

i§te biz de o yolday1z, boyle yaya gideriz. Bak §U c;oltin kum deryalanna, nasil hiddet sac;1yor, tehdit ediyor bizi! Bak §U denizin dag misali dalgalarma! 0 da bize k1z1yor. i§te Elhamdtilillah oteki tarafa c;1ktik, gtine§ ytizti gordtik. Fakat c;ektigimiz zahmeti ancak biz biliriz. Of! Sonra tekrar §U vah§etli zemine dondtik, bulutlann dam1 karanhk. Bize kalb goztinti memnun eden l§1kh bir alem laz1m. Eger fevkalade cesaretin varsa beraber gireriz bu tehlikelerle dolu yola. ikinci yo!: Yerytiztintin tabiatm1 deleriz, diger tarafa gec;eriz ya da fitri bir ttinelden titreyerek gideriz. Bir vakit bu yoldan etraf1m1 seyrederek gec;tim, naz etmeden, niyazla. Fakat o zaman tabiatm zeminini eritecek, y1rtacak bir madde vard1 elimde. Oc;uncti yolun mucizevi delili, Kur' an onu bana vermi§ti. Karde§im, arkam1 birakma, hie; korkma! Bak §Urada rune! gibi magaralar, zeminin altmda akmular bekliyor ikimizi. Bizi gec;irecekler o tarafa. Tabiat da, §U mtithi§ btiytik, cans1z cisimleri de seni hie; korkutmasm. Zira bu as1k c;ehresinin altmda merhametli sahibinin tebesstimlti ytizti var. Radyum gibi o Kur' an maddesini I§1g1yla sezmi§tim. i§te goztin aydm! l§1kh bir aleme c;1ktik, bak §U nazh zemine, Ho§ ve §irin fezaya. Yahu ba§mI kaldir! Bak goklere ser c;ekmi§, bulutlan da y1rtm1§, a§ag1da birakm1§. Davet ediyor bizi. ~u tuba agac1 meger o Kur'an imi§. Dalian her tarafa uzanmI§. A§ag1 egilmi§ bu dala biz de asilmahy1z, oraya ytikseltsin bizi. 0 semavl agacm bir timsali zeminde olmu§ nurlu §eriat. Demek zahmet c;ekmeden o yoldan c;1kabilirdik bu 1§1kh aleme, s1kmadan zahmet bizi. Madem yanh§ yaphk, eski yerimize donelim, dogru yolu bulahm. Bak, tic;tincti yolumuz da, §U daglarm tisttinde durmu§ bir dogan Bullin cihana okuyor ezam. Bak §U btiytik mtiezzine, Muhammedti'l Ha§iml (aleyhissalaw vesselam) davet ediyor insanhg1 aydmhk bir aleme. Emrediyor niyaz ile namaz1. Bulutlan y1rtm1§, bak §U hidayet daglanna. Goklere ser <;ekmi§, bak §eriat daglarma. Nas1l stislemi§ zeminimizin ytiztinti goztinti.


890 SOZLER

$imdi <;;1kmahy1z buradan himmetin kanatlanyla. l§1k ve n1zgar orada, guzellik nuru orada. i§te buradadir tevhidin Uhud'u, o aziz dag. i§te §Uradadir islamiyet' in Cudi' si, o selamet dag1. i§te Kamer Dag1 olan Kur'an-1 Ezher, berrak Nil ak1yor o muhte§em kaynaktan. i<;; o leziz suyu! .. 91

~ ~1kJ1 ~ ~ , · I iu1

~

3,.J.l.5

92 ~ _\L;.f1 •.:'./~ful10t ,, :,__.;,;,·\' ~ ;.),, , ~J ?;.J Ey arkada§! $imdi hayalden kurtul, akhm ba§ma al! Onceki iki yo! Allah'm gazabma ugram1§lann ve sapkmlann yoludur; tehlikeleri <;;oktur, k1§hr daima guzleri yazlan ... Yolcularmdan yuzde biri kurtulur; Piaton ve Sokrates gibi. O<;;undi yo! ise kolaydir, k1sa ve dosdogrudur. Onda zay1f-kuvvetli e§ittir. En rahati §ehit ya da gazi olmakhr. $imdi neticeye gelelim. Evet, fenni dehaya onceki iki yoldur meslek ve mezhep. Kur'an'm dosdogru yolu ise li<;;lincu yoldur. Sirat-1 mustakime ula§hnr bizi.

93,

~

'I

*** Biitiin Hakiki Elem Dalalette, Biitiin Lezzet imandad1r Hayal Elbisesi Giymi§ Muazzam Bir Hakikat Ey kalbi uyamk yolda§! Ey aziz! Sirat-1 mustakim, yani o nurani meslek ile Allah'm gazabma ugram1§lann ve sapkmlarm karanhk yolunun farklanm tamamen gormek istersen 91

92

93

"i§te bak da Allah'm ne miikemmel Yaratan oldugunu bir dii§iin!" (Mii'minun suresi, 23/14) "Onlarm dualan 'Hamd alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.' diye sona erer." (YO.nus suresi, 10/10) Allah1m! "Bizi dogru yola, Sana dogru varan yola ilet. Nimet ve liitfuna nail ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba ugrayanlarm ve sapkmlarmkine degil. (Fatiha suresi, 1/6-7)" amin!


LEMAAT

891

Gel §iiphelerini eline al, hayale bin, seninle yokluk karanhgma gidelim. 0 biiyiik mezan, 6liilerle dolu o §ehri ziyaret edelim. Bir Kadir-i Ezell, kudret eliyle bizi bu karanhk k1tadan tuttu 9kartt1, varhga bindirdi, g6nderdi §U diinyaya; §U lezzetsiz §ehre. i§te geldik §U varhk alemine, korku ve deh§et veren §U c;ole. Goziimiiz a9ld1, alb y6niimiize bakttk; once merhamet ve yard1m dilercesine 6niimiizii g6rdiik. Fakat belalar, elemler 6niimiizde bize dii§man gibi hiicum eder. Onlardan korktuk, <_;ekindik. Saga sola, tabiattaki unsurlara bakttk, onlardan yard1m bekledik. Lakin g6rdiik ki, kalbleri katt, merhametsizler. Di§lerini biler, hiddetle bakarlar; ne naz dinlerler, ne niyaz! <:;aresizler gibi iimitsizce nazanm121 yukan c;evirdik. Yard1m dilercesine koca g6kcisimlerine bakttk; onlan pek deh§etli, tehditkar g6rdiik. Adeta birer guile ve bomba olmu§, yuvalanndan <_;1km1§lar, fezanm her tarafmdan pek siiratli gec;er, her nastlsa birbirlerine dokunmazlar. Eger onlardan biri yolunu kazara §a§trSa, Allah korusun, §U §ehadet aleminin de odii patlayacak. Tesadiife baghdtr, bundan da hayir gelmez. Omitsizce bakt§tm1z1 o taraftan da <_;evirdik, elemli bir hayrete dii§tiik. Ba§tm1z egildi, sinemize sakland1k, nefsimize bakttk, etrafhca dii§iindiik. i§ittik ki: Zavalh nefsimizden binlerce ihtiyac; sedas1 yiikseliyor. Onca yoklugun, yoksullugun inlemeleri <_;1k1yor. T eselli beklerken deh§ete dii§tiik. Ondan da hayir gelmedi. iltica eder gibi vicdammtza girdik, i<_;ine bakttk, bir <_;are arad1k. Eyvah! Yine bulamad1k, Hatta biz ona yard1m etmeliyiz; Zira onda binlerce emel, CO§kun arzular, heyecanh hissiyat kainata uzanmt§ g6riiniir. Her birinden titreriz, hie; yard1m edemeyiz. 0 ameller yokluga s1kt§ffit§; bir taraf1 ezele, bir taraf1 ebede uzamp gidiyor. Oyle geni§tirler ki, diinyay1 yutsa bile o vicdan doymaz. i§te bu elim yolda nereye ba§vurduysak onda bir bela bulduk. Zira Allah'm gazabma ugramt§larm ve sapkmlann yolu boyledir. Tesadiif ve dalalet, o yola bakar.


892 SOZLER

Biz de oyle bakhk, bu hale boyle dli§tl.ik. $imdiki halimizde ise varhg1m1zm ba§lang1cm1 ve ahireti, hem Sani' i hem ha§ri gec;ici olarak unutmw:?UZ. Cehennemden beter, ondan daha yak1c1, ruhumuzu eziyor. Zira o alti yone ba§vurduk. Oyle bir haldeyiz ki, 0 ha!, korku ile deh§etten, acz ile titreyi§ten, ic; s1kmtts1 ve vah§etten, yetimlikten ve umitsizlikten ibarettir, vicdana 1zd1rap verir. $imdi her yone dogru cephe almz, elemleri def etmeye c;ah§mz. Once kudretimize muracaat ederiz, maalesef goruruz ki, Aciz ve zay1f. ikinci olarak: Nefsin ihtiyac;lanm susturmaya yoneliriz. Ne yaz1k ki, durmay1p bagird1klanm goruruz. Oc;uncil olarak: Yard1m dilercesine bir kurtanc1 ic;in bagmp c;agmnz, kimse ne i§itir ne de cevap verir. Biz de zannederiz ki, Her §ey bize dti§man, her §ey bizden garip. Hic;bir §ey kalbimize teselli olmaz, emniyet bah§etmez, hakiki zevk vermez. D6rduncil olarak: Biz gokteki buyuk cisimlere bakttkc;a onlar bize korku ve deh§et verir. Hem vicdana s1kmtt veren, akh yakan, evhamh bir deh§et gelir! i§te ey birader! Dalalet yolunun mahiyeti boyledir. Kufilrdeki karanhg1 bu yolda tamamen g6rduk. $imdi de gel, o yokluga donelim, Tekrar bakahm. Bu sefer yolumuz sirat-1 mustakimdir, iman yoludur. Delilimiz ve imam1m1z inayet ve Kur'an'dir, her devirde pervaz eden dogan. i§te Ezel Sultan' mm rahmet ve inayeti, ne zaman ki bizi istedi, kudret bizi c;1kard1, lutfen bizi bindirdi irade kanununa, varhgm halleri ustunde uc;urdu. Sonra bizi getirdi, §efkatle giydirdi §U vilcut elbisesini, emanet riltbesini taktt bize. Ni§am niyaz ve namaz. ~u devirler ve haller, bu uzun yolumuzda birer naz makam1d1r. Yolumuzda kolayhk olmas1 ic;indir ki, kader bir emirname vermi§, sayfada cephemiz. Her nereye gitsek, herhangi bir taifeye misafir olur, pek karde§c;e kar§1lanmz. Mahm1zdan verir, mallanndan almz. Ticaret bag1yla onlar bizi besler, hediyelerle susler ve ugurlarlar. Gele gele i§te dunyanm kap1smday1z, i§itiyoruz avazlan.


LEMAAT

893

Bak, girdik §U yeryuzune, ayak bashk §ehadet alemine. Rahman'm §ehrayini, insanm glirultulu evi. Hic,;bir §ey bilmeyiz, deli! ve imam1m1z, Rahman'm dilemesidir. Delilimize vekil, nazenin gozlerimiz. Gozlerimizi ac,;hk, dunyaya bakhk. Hatmnda m1 ewelki geli§imiz? Garip ve yetimdik, dl1§manlanm1z c,;oktu, bilmezdik koruyucumuzu. $imdi iman nuru ile o dli§manlara kar§I saglam bir esas1m1z, Dayanak noktam1z ve koruyucumuz defeder dli§manlan. Allah'a iman ki ruhumuzun 1§1g1, hem hayahm1zm nuru hem de ruhumuzun ruhu. i§te kalbimiz rahat, dli§manlara aldirmaz, hatta dli§man tarnmaz. Ewelki yolumuzda ne zaman ki vicdana girmi§tik; i§itmi§tik ondan binlerce feryat, inleyi§ ve avaz. Belaya dli§mli§tlik, zira emeller, arzular, kabiliyetler ve hisler daima ebedi ister. Onun yolunu bilmezdik; bizden yo! bilmezlik, onda feryat ve niyaz. Fakat elhamdulillah, §imdiki geli§imizde bulduk kimden yard1m isteyecegimizi, ki daima hayat verir o kabiliyet emellere, ebedi hayata uc,;urur, Onlara yo! gosterir o noktadan kabiliyet. Hem yard1m eder, hem ab-1 hayah ic,;er, hem kemaline ko§ar 0 dayanak noktas1, 0 §evk veren i§aret ve naz. ikinci iman kutbu: Ha§ri ve ebedi hayah tasdiktir. 0 inci kabugunun cevheri iman. Delili Kur' an. insanm bir s1m vicdan. $imdi ba§1rn kaldir, §U kainata bir bak, onunla konu§. Onceki yolumuzda pek muthi§ gorunurdu. $imdiyse mutebessim, her tarafa gulumsuyor. Nazenin niyaz ve avaz. G6rmez misin: Gozumuz an gibi her tarafa uc,;uyor. Kainat bostarn, her tarafta c,;ic,;ekler, her c,;ic,;ek ona leziz bir su veriyor. Hem unsiyet ve teselli veriyor, kendini sevdiriyor. 0 da ahr getirir, §ehadet bah yapar. Tatl1 bir bal ak1tir, o esrarengiz §ahbaz. Buyuk gokcisimlerinin hareketlerine, y1ld1zlara ya da gune§e bak1§1m1z kondukc,;a gosterirler Hahk'm hikmetini, hem ibret aynasm1 hem rahmet cilvesini ahr, eder pervaz. 94 94

Pervaz etmek: Uc;;mak.


894

SCiZLER

Adeta gune§ bizimle konu§ur, der ki: "Ey karde§lerim! Korkup s1kilmaym1z, ehlen ve sehlen merhaba, ho§ geldiniz. Menzil sizin; ben size I§Ik veren bir §ehnaz. 95 Ben de sizin gibiyim; fakat tamamen isyans1z, itaatkar bir hizmetkanm. 0 Ehad ve Samed Zat ki tam rahmetiyle beni hizmetinize nurlu, itaatkar bir varhk k1lm1§. Benden s1cakhk ve I§1k; sizden namaz ve niyaz." Yahu, bakm aya! Yild1zlar ve denizler, her biri kendine mahsus birer lisanla: "Ehlen ve sehlen merhaba!" der, "Ho§ geldiniz, bizi tammaz m1sm1z?" Yard1mla§ma s1rnyla bak, nizamm i§aretiyle dinle. Her biri diyor ki: "Biz de birer hizmetkanz, Rahmet-i Zulcelal'in birer aynas1y1z, hi<:; Qzulmeyiniz, bizden s1k1lmaym1z." Zelzele naralan, hadiselerin <:;mlamalan sizi hi<:; korkutmasm, vesveseye dl1§11rmesin. Zira onlann i<:;inde bir zikir zemzemesi, bir tesbih demdemesi, naz ve niyaz velvelesi. .. Sizi bize gonderen o Zat-1 Zulcelal, tutar onlann dizginlerini. iman gozQ okuyor yuzlerinde rahmet ayetlerini, her biri birer avaz. Ey kalbi uyamk mumin! ~imdi gozlerimiz biraz dinlensin, onlann yerine hassas kulag1m1z1 imanm mubarek eline teslim edelim, dunyaya gonderelim. Dinlesin leziz bir saz. Evvelki yolumuzda umumi bir matem, olum <:;1ghklan zannedilen sesler vard1, §imdi ise birer nevaz 96 u namaz, birer tesbih nagmesi, birer avaz ve niyaz. Dinle, ruzgarm esintisi, ku§larm CIV!lt1lan, yagmurun §mltilan, denizin dalgalam§l, goklerin gurlemesi, ta§lann tik1rt1s1 manidar, latif, ok§ay1c1 birer ses ... Havanm <:;1kard1g1 tath sesler, gok gurultusunun naralan, dalgalarm nagmeleri muazzam birer zikir. Yagmurun §mltis1, ku§lann tath oti.i.§leri birer rahmet tesbihi, hakikate bir mecaz. E§yada i§itilen sesler, birer varolu§ nidas1dir: Ben de vanm derler. 0 suskun kainat birden soze ba§lar: "Bizi cans1z zannetme ey insan, ey bo§bogaz!." 95 96

~ehnaz: C::ok guzel olan. Nevaz: Ok§ay1c1, iyile§tirici.


LEMAAT 895

Ku§lan soyletir ya bir nimetin lezzeti ya da rahmetin ini§i. Ayn ayn seslerle, ki.ic;i.ik nagmeleriyle rahmeti alk1§larlar, nimet i.isti.ine iner, §Uki.irle eder pervaz. Onlara i§aretle derler: "Ey kainat, karde§ler! Ne gi.izeldir halimiz: $efkatle beslenmi§iz, halimizden memnunuz." Dimdik sivrilikleriyle fezaya sac;1yorlar nazh birer avaz. Adeta bi.iti.in kainat ulvl bir musikidir, iman nuru i§itir zikir ve tesbihleri. Zira hikmet reddeder tesadi.ifi.in varhgm1, nizam ise kovar evham veren ittifak1. Ey yolda§! $imdi §U misall alemden c;1kahm, hayall vehimlerden inelim, akil meydanmda durahm, mizana c;ekelim, kaldmp atahm yollan. Daha onceki elemli yolumuz Allah'm gazabma ugram1§lann ve sapkmlann yolu, o yo! vicdanm en derin yerine hem ac1kh bir his hem §iddetli bir elem verir. $uur onu gosterir. $uura zit olmu§uz. Hem kurtulmak ic;in de c;aresiz ve muhtac1z; ya o teskin edilsin ya hissetmek de olmasm, yoksa dayanamay1z, feryat edip inlemek dinlemez. Hak yol ise §ifad1r; koti.i arzu ve hisleri sonmi.i§ti.ir. Bu da teselli ister, gaflet ister, me§gale ister, eglence ister. Hevesler sihirbaz, Taki vicdam aldatsm, ruhu uyutsun da elem hissedilmesin. Yoksa o ellm elem vicdam yakar, inlemelerine dayamlmaz, i.imitsizlik elemi c;ekilmez. Demek s1rat-1 mi.istakimden ne kadar uzak di.i§se, §U ha! o derece tesir eder, vicdam feryat ettirir. Her lezzetin ic;inde elemi var, birer iz. Demek heves, koti.i arzular, eglence ve haram zevklerle kan§1k olan medenl §a§aa, bu dalaletten gelen §U mi.ithi§ s1kmtiya yalanc1 bir merhem, uyutucu bir zehir. Ey aziz arkada§1m! ikinci yolumuzda, o nuranl yolda bir hali hissettik; o ha! ile hayat lezzet madeni, elemler ise lezzet olur. Onunla §Unu bildik ki, c;e§itli derecelerde, iman kuweti nispetinde ruha bir vaziyet verir. Ceset ruhla, ruh vicdanla lezzet duyar. Vicdana pe§in bir saadet konulmu§tur, manevl bir firdevs kalbinde sakhd1r. Di.i§i.inmek de§mektir, §UUr ise gizli i§aret.


896

SOZLER

~imdi kalb ne kadar ikaz edilirse, vicdan tahrik edilirse, ruha hissetme kabiliyeti verilirse lezzet artar, hem de ate§i nura, k1§1 yaza <loner. Vicdanda firdevslerin kap1lan ac;1hr, dunya bir cennet olur. ic;inde ruhlanm1z kanat c;1rparak w;:ar, olur §ehbaz97 ve §ehnaz, yelpaze namaz ve niyaz. Aziz yolda§1m! ~imdi Allaha1smarlad1k. Gel, beraber bir dua edelim, sonra da bulu§mak ilzere aynlahm ...

"'i•

98 ~ ~ \ "'Z .,;;:,d111,r::'"' ·-ti tS~1A. ~.;t11 , r r--

97

98

iri, beyaz dogan ku§u. Allah1m! "Bizi dogru yola, Sana dogru varan yola ilet." (Fatiha suresi, 1/6) amin!


LEMAAT 897

ANGLiKAN KiLiSESiNE CEVAP99 ~iYE Bir zaman islam'm amans1z bir dii§mam, siyasl bir hilekar, kendini yiiksek gostermek isteyen kafa kan§tinc1 bir papaz, aldatmak niyetiyle ve inkar suretinde, Penc;esiyle bogaz1m1z1 s1ktig1 elemli bir zamanda kuru giiriiltiiyle dart §ey sordu bize. Alt! yiiz kelimelik bir cevap istedi. ;>amatasma kar§I yiiziine "Tuh!" demek, hilesine kar§I kiisiip siikut etmek, inkarma kar§I da Tokmak gibi susturucu bir cevap vermek laz1md1. Onu muhatap kabul etmem. Arna hakperest bir adama §6yle cevap veririm: 0 ilk olarak demi§ ki, "Muhammed (aleyhissalata vesse/am) dini nedir?" Derim ki: i§te Kur'an'd1r. Alb iman esas1 ve islam'm be§ §art1 Kur' an' m esas maksad1. ikinci olarak demi§: "Fikir ve hayata ne vermi§?" Derim ki: Fikre tevhid, hayata istikamet. Buna §ahidim: 1_~0 .1.d ~\ ~ j 101 ..:.,.) lE 1; §: :.ti ayetleridir. Uc;iincii olarak: "Bugiinkii s1kmhlan nasil tedavi eder?" diye sormu§. Derim ki: Faizi y~saJ<lay1p zekah farz kilmakla. Buna §ahidim d~: 103\ '-1\'~', ~~~h~I ki- w21 '·l\~I ~- "ve 104~.<"~l\\ ~\-~ i ~l\\..!..Ji' Y.! \?J C?" l..T" J Y.! ~ .Y Y Y J .r-- . r..-, J ayetleri. Dordiincii olarak sormu§: "insanhktaki ihtilfillere nasil bak1yor?" Cevap olarak derim ki: <;ah§mak, esashr. insamn serveti zalimlerde toplanamaz, saklanamaz ellerinde. Buna §ahidim:

99 ~iYE

100 IOI

102 103 104

105 106

Yilz ma§allah bu cevaba. "De ki: 0, Allah'ttr, gen;ek ilahttr ve Birdir." (ihlas suresi, 112/1) "Emrolundugun gibi dosdogru ol!" (HQd suresi, 11/112) "Allah faizin bereketini eksiltir." (Bakara suresi, 2/276) "Allah, ah§·Veri§i mubah; faizi ise haram kilm1§tlr." (Bakara suresi, 2/275) "Namaz1 hakk1yla eda edin, zekati verin ... " (Bakara suresi, 2/43, 83, 110; Nisa suresi, 4/77; NQr suresi, 24/56; Mtizzemmil sQresi, 73/20) "Ve insan ic;;in ancak emeginin kar§1h9J vardir." (Necm suresi, 53/39) "Altm1, gilmil§il y1g1p Allah yolunda harcamayanlar var ya, i§te onlan ac1 bir azabm bekledigini mujdele!" (Tevbe suresi, 9/34)


Kaszm 1950'de Ankara Universitesi'nde profesorler, mebuslarzm1z, Pakistanlz misafirlerimiz ve fe§itli fakultelerden talebeler huzurunda, fakulte mescidinde gece yarzszna kadar devam eden, buyuk bir alaka ve dikkatle dinlenmi§ olan bir konferanstzr.

~jll ~jll ~I~

.Jl,, r..5"\;:'.J ~ ~ I'. 0 ~ll .x:..;, r..5" \;: i-'~I'.J bG:JI' , ~ _\t;.)1 w' ~ .14;.J\ , ~ _,,..., -:. .J ~ ; J,, l'

''i ' , ,

~~.J

iman ve islamiyet ab-1 hayatma susam1§ k1ymetli karde§lerim! Oncelikle itiraf edeyim ki, bu konferansm verildigi kilrsilde bulunmak itiban ile sizlerden fark1m yoktur. Sizin bir karde§inizim. Hem bu konferans, benim c;;ok muhtac;; oldugum gayet faydah bir dersimdir. Muhatap, nefsimdir. Dersimi milzakere suretinde siz milbarek karde§lerime okuyacag1m. Kusurlar bendendir; kemal ve gilzellikler istifade ettigim Risale-i Nur' a aittir. Bir mani olmazsa haftada bir devam edecegimiz din! konferanslardan birincisi bugiln imana dairdir. <:;unkil Bediilzzaman Said Nursi'nin Birinci Millet Meclisi'nde soyledigi gibi, "Kainatta en yilksek hakikat imandir, imandan sonra namazdir." Bunun ic;;in biz de konferans1mizm Kur' an, iman ve Peygamberimiz Alemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim Allah'a, iizerimizdeki hadde hesaba gelmez liituflan adedince hamd ii sena .. biitiin insanhga rahmet ve kurtulu§ vesilesi olarak gonderdigi habibi Hazreti Muhammed'e (aleyhissa/atii vesselam), nezih aile fertlerine ve sec;;kin ashabma salat ii selam olsun.


KONFERANS

899

Resul-u Ekrem Efendimiz (aleyhissa/atu vesselam) hakkmda olmasm1 uygun gorduk. ikincisi de in§allah namaza ve ibadete dair olacaktir. Bu konulan bize ders verecek bir eser arad1k. Nihayet bu hayati ve ebedi ihtiyac1m1z1 asnm1zm anlayi§ma uygun ve ikna edici bir tarzda ders veren, yanm asra yakmdir buyuk bir guven ve emniyete mazhar ve en muteber dini eser olan Risale-i Nur'u se<;;tik. $imdi ilk konferans1m1zm ni<;;in imana dair oldugunu izah edip bu eser ve muellifi hakkmda k1saca bilgi verecegiz. $6yle ki: Bu asirda din ve islamiyet dli.§manlan, once imanm esaslanm zay1flatmak ve y1kmak plamm, programlannm birinci s1rasma koymu§lard1r. Bilhassa bu yirmi be§ sene i<;;inde, tarihte g6rulmemi§ bir §ekilde, munaf1k<;;a ve <;;e§it <;;e§it maskeler altmda iman esaslarma yapilan suikastlar pek deh§etli olmu§, <;;ok y1k1c1 planlar uygulanmI§hr. Halbuki iman esaslanndan biri hakkmda ortaya <;;1kacak bir §liphe veya inkar, dinin teferruatmda yap1lan lakaythktan <;;ok daha zararhdir ve felakettir. Bunun i<;;indir ki, §imdi en muhim i§, taklidi imam tahkiki2 imana <;;evirerek kuvvetlendirmek, imam takviye etmek ve kurtarmakhr. Her §eyden <;;ok imanm esaslanyla me§gul olmak mutlak bir zaruret, vazge<;;ilmez bir ihtiya<;;, hatta mecburiyet haline gelmi§tir. Bu, Turkiye'de oldugu gibi islam dunyasmda da boyledir. Evet, temelleri y1pratilm1§ bir binanm odalanm tamir etmeye ve suslemeye <;;ah§mak, o binanm y1k1lmamas1 i<;;in nasil bir fayda saglayabilir? Koklerinin <;;lirutulmesine <;;abalanan bir agacm kurumamas1 i<;;in dal ve yapraklanm ila<;;layarak tedbir almaya <;;ah§manm, o agacm ya§amasma bir faydas1 olur mu? .. insan bir saray gibidir, temelleri iman esaslandir. Bir aga<;; gibidir, koku imanm §artlandir. imanm §artlarmdan en muhimi ise "iman-1 billah", yani Allah'a imand1r. Sonra peygamberlere ve olumden sonra dirili§e inanmaktir. Bu sebeple bir insamn en ba§ta elde etmeye <;;ah§mas1 gereken ilim, iman ilmidir. 0, ilimlerin esas1, §ah1, padi§ah1d1r. iman, yalmz basit bir tasdikten ibaret degildir; onun pek <;;ok mertebesi vardir. Taklidi bir iman, bilhassa bu zamandaki dalalet, sapkmhk f1rtmalan kar§Ismda <;;abuk saner. Tahkiki iman ise sarsilmaz, sonmez Tahkiki iman: imana <lair meseleleri delillleriyle bilmek, ya§amak ve tabiatma ma! etmekle kazarnlan sarsilmaz iman.


900 SCiZLER

bir kuvvettir. Tahkiki imam elde eden bir kimsenin imam ve Muslumanhg1 deh§etli dinsizlik kasirgalarma da ugrasa, o kasirgalar bu iman kuvveti kar§1smda tesirsiz kalmaya mahkO.mdur. Tahkikl imam kazanan bir kimseyi en dinsiz felsefeciler dahi vesveseye veya §iipheye dii§iiremez. i§te bu hakikatlere dayanarak biz de tahkikl imam ders verip imam kuvvetlendirecek, insam ebedl saadet ve selamete goturecek, Kur' an ve iman hakikatlerini ku§atan bir eseri sebat, devam ve dikkatle okumay1 kesinlikle c;;ok gerekli g6rduk. Aksi takdirde, bu zamanda dunyevl ve uhrevl deh§etli musibetlerin ic;;ine di.i§mek §i.iphe goturmez bir neticedir. Bunun ic;;in tek kurtulu§ c;;aremiz, Kur'an-1 Haklm'in iman hakkmdaki ve bu asra bakan ayet-i kerimelerini tefsir eden yuksek bir tefsire sanlmaktir. ~imdi, "Boyle bir eser bu asirda var m1dir?" diye bir sorunun zihninizde uyand1g1, nuranl bir heyecam ifade eden simalanmzdan anla§Ilmaktadir. Evet, bu <;;e§it ihtiyac1m1z1 tam kar§1layacak bir eseri c;;ok dikkat ve itina ile arad1k. Nihayet, hem Turk genc;;ligine hem butun Muslumanlara ve insanhga bir Kur'an rehberinin, mukemmel bir yo! gosterici eserin Bediuzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur'u oldugu kanaatine vard1k. Bizimle beraber, Risale-i Nur'la imamm kurtaran yuz binlerce kimse de bu hakikate §ahittir. Evet, yirminci asirda Kur' an hakkmda kulli ve umuml bir rehberlik vazifesini gorecek bir eserin muellifinin §U hususiyetlere sahip olmasm1 esas kabul ettik. Bu hususiyetlerin de Risale-i Nur' da ve muellifi Bediuzzaman Said Nursi' de tamamen mevcut oldugunu gorduk. ~oyle ki: Birincisi: Muellifin, yalmz Kur'an-1 Haklm'i kendine ustad edinmi§ olmasi. .. ikincisi: Kur'an-1 Hakim, hakiki ilimleri ic;;eren mukaddes bir kitapt1r. Ve her as1rda, insanhgm bullin tabakalarma hitap eden ezeli bir hutbedir. Bu sebeple, Kur'an'1 tefsir ederken hakikatin saf olarak ifade edilmesi ve boylece hakiki bir tefsir meydana gelmesi ic;;in tefsir eden zatm kendi hususi yo! ve me§rebinin tesiri altmda kalmaml§ ve eserine hevesinin kan§mam1§ olmas1 gerekir. Hem Kur' an' m manalanm ke§federek a<;;iga c;;1kan Kur' an hakikatlerinin tespiti ic;;in tefsir yazan 0 zatm her bir ilimde derin ve engin fikirlere, ince bir bakl§a ve tam


KoNFERANS 901

ihlasa sahip bir allame olmas1 ve gayet yuce bir dehaya, nufuzlu, derin bir ic;tihada, kutsi bir kuvvete malik bulunmas1 laz1md1r. O~iinciisii: Kur' an tefsirinin tam bir ihlasla telif edilmi§ olmas1. .. Muellifin, Cenab-1 Hakk'm nzasmdan ba§ka maddl-manevl hic;bir menfaati gaye edinmemesi ve bu yuksek duru§un, muellifin hayatmdaki hadiselerde gorulmesi. .. Dordiinciisii: Kur'an'm en buyuk mucizelerinden biri de genc;ligini ve tazeligini korumas1d1r. Ve o asirda indirilmi§ gibi her asrm ihtiyacm1 kar§ilayan bir yonu olmas1d1r. i§te bu asirda yaz1lan bir tefsirde Kur'an-1 Hakim'in asnm1za bakan yonunun ke§fedilip avam tabakadan en sec;kinlere kadar herkesin faydalanabilecegi bir us!O.pla izah ve ispat edilmi§ olmas1 gerekir. Be§incisi: Tefsircinin, Kur'an ve iman hakikatlerini c;urutulemez delillerle ispat ederek ders vermesi, yani pozitivizmi (olguculugu) esas almas1 ... Altmc1s1: Ders verdigi Kur'an hakikatlerinin hem akh, hem kalbi, hem de ruhu ve vicdarn nurlandirmas1, tatmin etmesi ve nefsi kendine boyun egdirmesi. .. ;;eytarn dahi susturacak derecede kuvvetli, gayet belagatli tesirli olmas1... Yedincisi: insarn hakikatlerin anla§ilmasma da mani olan benlik, gurur ve ucb 3 gibi kotu s1fatlardan kurtanp tevazu ve mahviyet gibi guzel huylara ve yuksek ahlak vas1flarma sahip k1lmas1... Sekizincisi: Kur'an-1 Kerim'i tefsir eden buyuk bir alimin Res0.1-u Ekrem'in (aleyhissa/6.ta vesselam) sunnetine uymas1, Ehl-i Sunnet ve Cemaat mezhebi uzere ilmiyle amel etmesi ve son derece zuhd, son derece takva, son derece ihlas ile dine hizmetinde son derece sebat, son derece s1dk, sadakat ve fedakarhga, azami iktisat ve kanaate sahip olmas1. .. Ozetle, tefsir sahibinin Kur' an hakkmdaki risaleleriyle, Res0.1-u Ekrem'in (aleyhissa/dtu vesselam) peygamberligindeki azami takvasma ve kulluguna; kutsi kuvvetiyle de Allah ResO.lu'nun (aleyhissa/6.ta vesselam) velayetindeki tecellilerine mazhar Kur' an hizmetkan bir zat olmas1 §arttir. Dokuzuncusu: Tefsircinin, Kur'an'a ve §eriata ait meseleleri beyan ederken §U veya bu bask1dan, i§kenceden c;ekinmeyen, herhangi bir tesir altmda kalarak fetva vermeyen ve olumden korkmadan Ucb: Kendini begenmek, ameline guvenmek.


902 SOZLER

dunyaya meydan akuyacak bir iman kuvvetiyle hakikati pervas1zca soyleyen, Muslumanca yigitlik ve cesarete sahip almas1 gerekir. Hem idam planlannm uyguland@ ve bir tek dini risalenin ne§rettirilmedigi deh§etli bir devirde, bilhassa yak edilmesi ve sondurulmesi hedeflenen, Kur' an' ave §eriata ait esaslan telif ve ne§rettigi meydanda alan kamil bir mlir§idin, islam'm bu asirdaki hakiki ve mukemmel bir rehberi ve Kur'an'm muteber, c:;ak buyuk bir tefsircisi almas1 laz1md1r. i§te bu zamanda, yukanda sayilan dakuz §art ve hususiyetin, muellif Said Nursi' de ve eseri Nur Risalelerinde aynen mevcut aldugu, hakiki ve derin islam alimlerinin fikir birligiyle, yanh§hgma ihtimal bulunmayacak derecede kesin haberleri ve ittifak1yla sabittir. Hem uyanmakta alan bu islam milletince, Avrupa ve Amerika' ca malOmdur ve tasdik edilmi§tir. i§te arkada§lar! Biz boyle bir Kur' an tefsiri anyar ve boyle bir tefsirci istiyarduk. Kiymetli karde§lerim! Boyle deh§etli bir asirda, insanm en buyuk meselesi, imam kurtarmak veya kaybetmek davas1d1r. Dunya sava§lan insanhg1 uyandirml§, dunya hayatmm faniligini hatirlatmi§hr. Ve baki bir alemde, ebedi saadet ic:;inde ya§ama hissini uyarm1§tir. Elbette boyle muazzam bir davay1, §a§1rt1c1 ve aldatic1 bir zamanda kazanabilmek ic:;in bir <lava vekili bulmakta4 HAsiYE c:;ak dikkatli almam1z gerekir. Bunun ic:;in ara§hrmam121 biraz daha geni§letecegiz. $6yle ki: Onceki asirlann kelam ilmindeki dahilerinin, dinimizin harika imamlannm ve Kur'an-1 Hakim'in dahi tefsircilerinin meydana getirdikleri eserler, takdiri mumkun almayacak derecede k1ymetlidir. 0 zatlar, islamiyet'in birer gune§idir. Fakat gunumuz, a buyuk zatlann ya§ad1g1 zaman gibi degildir. Eskiden dalalet, cehaletten geliyardu. Bunun yak edilmesi kalayd1r. Bu zamanda ise dalalet -Kur'an'a, islamiyet'e ve imana saldmlar- fenden, felsefeden ve ilimden geliyar. Bunu engellemek zordur. Eski zamanda bu ikinci k1s1m binde bir bulunuyardu, anlann da ancak binden biri ir§ad ile yala gelebilirdi. <;unku oyleleri hem bilmez hem kendilerini bilir zannederler. Hem gec:;mi§ asirlarda muspet ilimlerin, yirminci asirdaki kadar Bu zamanda, boyle bir <lava vekilinin Risale-i Nur olduguna Risale-i Nur'la imarnrn kurtaran milyonlarca insan §ahittir.

4 HAsIYE


KoNFERANS

903

ilerlememi§ oldugu malumunuzdur. $u halde, asnm1zda dunyaya yay1lm1§ olan dinsizligi ve maddeciligi kokunden y1kabilmek, hak ve hakikat yoJunu gosterip insanltg1 strat-1 milstakime kaVU§tUrmak, imam kurtarabilmek ancak ve ancak Kur'an-1 Hakim'in bu asra bakan yonuniln ke§fedilmesiyle ve herkesin faydalanacag1 bir §ekilde tefsir edilmesiyle milmkiln olacakhr. i§te Bediilzzaman Said Nursi, Kur'an-1 Kerim'deki, bu asnn muhtac; oldugu hakikatleri ke§fedip Nur Risalelerinde, herkesin kabiliyeti olc;ilsilnde istifade edebilecegi bir §ekilde tefsir ve izah etmeye muvaffak olmu§tur. Bunun ic;indir ki, Risale-i Nur'un e§i gorulmemi§ bir §aheser oldugu kanaatine vanlm1§hr. Ve yine Risale-i Nur'un bu farkltltgmdan dolay1dir ki, bu mubarek islam milletinden milyonlarca bahtiyar kimse, kendi iradeleriyle ve c;ok ihtiyac; duyarak, buyilk bir arzu ve sevgiyle, senelerce devam eden bask!lar altmda Risale-i Nur'u okumu§lard1r. Hem Risale-i Nur ihtiyac; zamanmda telif edildiginden, butun Turkiye'ye ve islam dunyasma yay!lm1§ ve dunyay1 alakadar eden bir ayncahga mazhar oldugunu gozlere gostermi§tir. K1ymetli karde§lerim! Said Nursi kirk sene once istanbul' dayken, "Bana kim ne isterse sorsun." diye harikulade bir duyuru yapm1§br. Bunun ilzerine o zamanm me§hur alim ve allameleri Bediilzzaman'm kald1g1 kuc;ilk odaya kafile kafile gidip her tilrlil ilme ve c;e§itli mevzulara <lair sorular sormu§; Bediuzzaman en zor ve anla§1lmas1 guc; sorulan duraklamadan, dogru bir §ekilde cevaplamI§hr. Boyle smir belirlemeden, yani "$u ya da bu ilimde veya konuda kim ne isterse sorsun." diyerek bir kay1t koymadan duyuru yapmak ve neticede daima muvaffak olmak, insanhk tarihinde g6rulmemi§tir. Boyle engin ve yuksek bir ilme sahip bir islam dahisi (Asr-1 Saadet mustesna) §imdiye kadar gelmemi§tir. Hatta o zamanlar, M1sir Ezher Oniversitesi'nin idarecilerinden me§hur $eyh Bahid Efendi, bir seyahat ic;in istanbul'a geldiginde Kurdistan'm sarp ve yalc;m kayalan arasmdan istanbul'a gelen Bediilzzaman Said Nursi'yi maglup edemeyen islam alimleri $eyh Bahid'den bu gene; hocanm milnazara yoluyla maglup edilmesini isterler. $eyh Bahid de bu teklifi kabul ederek bir munazara zemini arar ve bir


904 SbZLER

namaz vakti Ayasofya Camii'nden <;;ikihp <;;ayhaneye oturuldugunda bunu frrsat bilerek Bedii.izzaman Said Nursl'ye hitaben, ~ ?i,l •~!l\j ~~J \11 ~ J_ j~ [.;; Yani: "Avrupa ve Osmanh Devleti hakkmda ne diyorsunuz? Fikriniz nedir?" diye sorar. $eyh Bahid Efendi Hazretlerinin bu sorudan maksadi, Bedii.izzaman Said Nursi'nin, hakkmda §liphe olmayan, derya gibi ilmini ve ate§pare zekasmi tecri.ibe etmek degildi; gelecege ait kavrayi§mm kuwetini ve di.inya siyaseti hakkmda fikirlerini anlamak niyetindeydi. Bedii.izzaman'm verdigi cevap §U oldu: ,,,

/

~

0

~

/

0

;;;

0

0

,Ll ~,, ~ ~')l;'.'L il.t;.. ~y 'JI\ 01 Y- / ,. / ; ~ / ..J.J ~ ~

;

,.,.

~

0

'\l1 ,.-

,,.

;;

Ll ~" G~y ~~\ 01, Y- l,a.J\ • ~ / ,., ..J.J 'lf L~ ;il.t;.. / ., ~ Yani: "Avrupa bir islam devletine, Osmanh da bir Avrupa devletine hamiledir. Gun gelip doguracaklardir." Bu cevap kar§ismda $eyh Bahid Hazretleri: "Bu gen<;;le mi.inazara edilmez, ben de aym kanaatteydim. Fakat bu kadar veciz ve belagatli bir §ekilde ifade etmek ancak Bedii.izzaman' a hast!f." demi§tir. Nitekim Bedilizzaman'm dedigi gibi, bu haberin iki tarafi da ger<;;ekle§mi§tir. Bir iki sene sonra Me§rutiyet devrinde, islam §eairine5 zit pek <;;ok yabanci adetinin almmasi ve Turkiye'de gittik<;;e yerle§tirilmesi; §imdi Avrupa'da Kur'an'a ve islamiyet'e gosterilen yakm alaka ve bilhassa bahtiyar Alman milletinde akm akm islamiyet'in kabuli.i gibi hadiseler, o haberi tamamen tasdik etmi§tir. i§te bi.iyi.ik islam alimleri ve §eyhler pek <;;ok tecri.ibe ve imtihan neticesinde §U kanaate varmi§lardir: Bedii.izzaman ne diyorsa hakikattir. Bediuzzaman'm eserleri, kalbe ilhamla gelen manalardir, <;;ogu alimin tasdik ve takdirini kazanmi§trr. ilim ve tasawuf ehli, egitim ve bilim camiasi Bedii.izzaman'm eserlerinden sadece feyiz ahp istifade ederler. Evet, Li<;; ayhk bir tahsili bulunan ve kirk seneden beri Kur'an-1 Kerim'den ba§ka bir kitapla me§gul olmayan .. yi.iz otuzu Turk<;;e, on be§i Arap<;;a yaz1lmi§ eserlerini telif ederken hi<;;bir kitaba mi.iracaat etmedigine hala hayattaki katiplerinin §ahit oldugu .. esasen ki.ituphanesi de bulunmayan, yan ~eair: islam'm sembol haline gelmi§ i§aretleri.


KoNFERANS

905

ilmml.. benzersiz bir duyuruyla davet ettigi, modern ilimler de dahil <;e§itli ilimlerdeki yiiksek alimlerle ve biiyiik miir§itlerle gen<; ya§mda yaphg1 miinazaralarm hepsinde iisllinliigii meydanda olan .. iizerinde ittifak edilen meseleleri tasdik, fikir aynhg1 olanlan tashih eden .. kendisi i<;in alimler tarafmdan, "Bedii.izzaman'm cevap veremeyecegi soru yoktur" denilen .. Avrupa'nm bir kis1m idraksiz ve islam'a dii§manhk besleyen felsefecilerinin, milte§abih6 ayet-i kerime ve hadis-i §eriflere saldmlanm o ayet ve hadislerin birer mucize oldugunu eserleriyle ispat ederek kokiinden <;iiriiten .. boylece evhama dii§iiriilen baz1 ilim ehlini de kurtanp islamiyet' e yapilan hiicumlan neticesiz birakan Said Nursi gibi bir miiellifin, elbette Kur'an'm dahi bir tefsircisi, ilminin vehbi7 ve engin olduguna, eseri Nur Risalelerinin hayat boyu okunmaya lay1k harika bir §aheser olduguna §iiphe yoktur. Dikkatli karde§lerim! Hem islam dilnyasmm hem bizim ebedi hayahm1zm kurtulmasm1 saglayacak ve bizi nurlandmp ir§ad ederek sapkmhktan koruyacak bir eser se<_;mekte bu kadar dikkatli olmam12 §artlir. <;unkii bu zamanda, llirlii llirlii aldatmalarla perde arkasmda islam gen<_;ligini yoldan 151karmaya 15ah§1yorlar. Bir eser okunacag1 veya bir soz dinlenecegi zaman, once j~ 0-4 ~j~ ~j j~ Lj_J j~ ~j yani: "Kim soylemi§? Kime soylemi§? Ni<;in soylemi§? Hangi makamda soylemi§?" manasmda temel bir kaide dikkate almmah. Evet, soziln tabakalarmm yilksekligi, gilzelligi ve kuwetinin kaynag1 §U dort §eydedir: Sozii soyleyen, muhatap, maksat ve makam. Yoksa her ele ge<_;en kitap okunmamah, her soylenen soze kulak verilmemelidir. Mesela: Bir kumandanm bir orduya verdigi mar§ emriyle bir askerin mar§ demesi arasmda ne kadar fark vardir! Birincisi koca bir orduyu harekete ge<_;irir. Aym soz ikincisi tarafmdan soylendiginde belki bir askeri bile yiiriitemez. i§te bu dort esastan dolay1 ve Said Nursi'ye kar§I kalblerinde biiyiik bir sevgi ta§iyan yiiz binlerce ki§i Ostad'larmm en basit haline dahi biiyuk bir kiymet vererek onlan ogrenip kendisine uymak arzusu ta§1d1klanndan, buradaki bir k1s1m karde§lerimiz, Ostad1m1Z1n hayah, eserleri, meslek ve me§rebi hakkmda bilgi verilmesini 1srarla istediler. 6

Manas1 ai;;1k olmayan. <;ah§makla elde edilmeyip Allah'm liitfu olan.


906 SOZLER

Fakat Bediuzzaman gibi bir zatm hayabm, eserlerini ve ahlak vas1flanm tam ifade edemeyecegiz. Bu hakikat, ilim ehli olan basiretli ediplerce de itiraf edilmi§tir ve bu hizmet bizim haddimizi c;ok a§ar. Hem Bediuzzaman hakkmda mah1mat almak isteyen karde§lerimize, bunun ancak ve ancak Risale-i Nur Kiilliyat1'm dikkatle ve devamh okumak suretiyle mumkun olacagm1 arz ederiz. Aziz karde§lerim! Bu mubarek vatanm, milletin ve islam aleminin ebedi saadetini ve kurtulu§unu, dolay1s1yla yeryuzunde umumi ban§ ve selameti saglayacak bir inayete ve kudrete sahip olan Risale-i Nur'un §ahs-1 manevisinde §6yle gayet saglam hususiyetler bir araya gelmi§tir: 1. Yuksek bir kuvvet ve bullin kemal vas1flarmm ba§I olan islam hakikatleri... 2. imandan gelen yigitlik. Yani alc;almamak ve bic;arelere zorla hukmedip buyuklenmemek. .. 3. Muslumanhgm insana verdigi izzet ve §erefin, terakki ve yukselmenin en muhim sebebi olan islamiyet'in kazandird1g1 izzeti... Arkada§lar! ~u mealde bir hadis-i §erif var: "Hakiki filimler, zalim hukumdarlara kar§I da hak ve hakikati korkusuzca soyleyenlerdir. "8 i§te biz ancak boyle takva sahibi bir alimin sozline ve eserlerine glivenebiliriz. Asnm12da ya§anan hadiseler ve eserleriyle bu hadis-i §erifi tasdik eden Risale-i Nur meydandadir. Muellifi Bediuzzaman dini cihadmda, Kur' an' a hizmetinde ve kullugunda Resul-u Ekrem'in (aleyhissalata uesselam) sunnet-i seniyyesine tam uymu§ bir mucahittir. Resul-u Ekrem (aleyhissalata uesselam) Efendimiz, dunyanm en buyuk siyasi hadisesi olan Bedir Sava§t'nda sahabe-i kirama nobetle§e cemaatle namaz kildirmt§br. Yani vacip olmayan, bilhassa sava§ zamanmda terk edilebilen "cemaatle namaz kilmak" gibi bir hayn, dunyanm en buyuk siyasi vakasma tercih etmi§, usllin tutmu§tur. Ufak bir sevab1, sava§ta cephenin o deh§etleri ic;inde dahi terk etmemi§tir. Bedilizzaman, gonullu alay kumandam olarak kabld1g1 Rus Harbi'nde, cephede, avc1 hattmda Kur'an'm bir kismmm tefsiri olan me§hur Arapc;a i§aratii'l i'caz adh eserini telif etmi§tir. Bu buyuk eser, 8

Bkz. Nesal, bey'at 37; ibni Mace, fiten 20; Ahmed ibni Hanbel, el-Musned 4/314315.


KoNFERANS

907

islam aleminde en buyuk alimlerin takdir ve begenisine mazhar olmU§tUr. Onu tam anlamaktan aciz kald1klanm, 6yle bir tefsir g6rmediklerini itiraf etmi§lerdir ki, o eser, Kur'an-1 Kerim'in en ince nilktelerini, en derin meselelerini, benzersiz mucizeligini, harikulade yilksek belagatini ve ilslubunun gilzelligini, ak1c1hg1m ispat etmi§tir. Hatta bir harfin nilktesini g6sterirken avc1 ate§ hattmda dil§man toplan bile Bediilzzaman'm zihnini eserinden c;evirememi§, sava§m gilrilltilsil, karga§aSI Ve deh§eti Ona mani o!amamI§hr. Ezan-1 Muhammedi'nin (aleyhissaldtil vesselam) yasakland1g1 ve bid'atlann herkese zorla uygulahld1g1 karanhk ve deh§etli bir devirde, Nur Talebeleri o uydurma ezam okumaml§ ve b6yle bid'atlara kar§l kendilerini kahramanca muhafaza etmi§lerdir. imanm ve islamiyet'in ortadan kaldmlmaya c;ah§tld1g1 ve bir alimin gizlice dahi bir tek dini eser ne§redemedigi o feci devirde, Bediilzzaman silrgiln edildigi yerlerde zalim zorbalann g6zetimi ve bask1s1 altmda, gizliden gizliye iman hakkmda yilz otuz eser telif ve ne§retmi§tir. Bununla beraber, geceleri pek az bir uykudan soma, esaret altmda inleyen islam milletlerinin kurtulU§U ve selameti ic;in dua etmi§, Cenab-1 Hakk' m dergahma s1gmarak yalvarm1§hr. Evet, Hazreti Ostad, Resul-u Ekrem (aleyhissaldtil vesselam) Efendimizin silnnetine tam uymu§tur. Bediilzzaman'm bu hali, biltiln islam milcahitlerine ve Milslumanlara 6rnektir. Yani cihad ile kulluk ve takvay1 beraber g6tilrmil§; birini yaparken digerini ihmal etmemi§tir. Zorba ve zalim din dil§manlannm plamyla hapishanelere g6nderilip mutlak bir tecrit ic;inde, gayet soguk odalarda blraktlmas1, §iddetli soguklann ve hastahklann 1zdiraplan, titremeleri ve ihtiyarhgm gilc;silzlilgil ic;inde bulunmas1 dahi eserlerini telif etmesine mani olmaml§hr. S1dd1k-1 Ekber9 (radiyal/ahu anh) demi§ ki: "Cehennemde vilcudum o kadar bilyilsiln ki, milminlere yer kalmasm." Bediilzzaman, bu gayet yilksek seciyenin kilc;ilk bir tecellisine mazhar olarak, "Birkac; insanm imamm kurtarmak ic;in cehenneme girmeye hazmm." demi§ ve fedakarhgm zirvesine yilkselmi§tir. Onun, Kur'an ve islamiyet'in fedaisi ve halis bir hizmetkan oldugu, seksen senelik hayatmm §ahitligiyle sabittir. Hazreti Ebubekir

(radiyallahu anh).


908

SOZLER

Maruz kald1g1 o kadar §iddetli zulilm ve i§kencelere, pek c;:ok musibet ve belaya kar§l g6sterdigi son derece sabir, tahammill ve itidal; Kur'an ve iman hizmeti ic;:in Bediilzzaman'm haysiyetini, §erefini, ruhunu, nefsini, hayahm feda ettigine dogru birer §ahit hilkmilndedir. Bediilzzaman, Kur'an, iman ve islamiyet hizmeti ic;:in rahatm1 feda etmi§, di.inyaya ait §ahsi servet edinmemi§, 6mrilnil zilhd, takva, riyazet, iktisat ve kanaat ic;:inde gec;:irerek dilnya ile alakasm1 kesmi§tir. Bu cilmleden olarak, Milslilmanlarm refah ve saadeti ic;:in 6mrilniln bi.itiln dakikalanm s1rf iman hizmetine adamak ve tam ihlasa eri§mek gayesiyle kendini dilnyadan tecrit etmi§, hie;: evlenmemi§tir. Evet, Bediuzzaman imana ve islamiyet' e hizmet ic;:in her §eyden bu kadar fedakarhk yapan, butiln bunlarla beraber kullukta, zilhd ve takvada da bir istisna te§kil eden tarihi bir islam fedaisi ve Kur'an-1 Hakim'in ihlash bir hizmetkan mertebesine yilkselmi§tir. Bediilzzaman'm, Risale-i Nur davasmda 6yle saglam bir inanc1, 6yle bir s1dk ve sadakati, 6yle bir sebat ve metaneti, 6yle bir ihlas1 vardir ki: Din dil§manlannm o kadar §iddetli zulumleri, baskt!an ve hucumlan, bununla beraber maddi yokluklar ic;:inde bulunmas1 onu davasmdan vazgec;:irememi§, onda kuc;:ilk bir tereddi.it dahi meydana getirmemi§tir. Said Nursi, "Eski Said" tabir ettigi genc;:liginde felsefede c;:ok ilerlemi§tir. Kur'an-1 Hakim'in feyziyle, batmm Sokrates, Platon, Aristoteles gibi hakikatli filozoflanndan ve dogunun ibni Sina, ibni Ril§d, Farabi gibi dahi bilginlerinden c;:ok ileri gitmi§, Kur'an'dan ba§ka kurtanc1 ve hakiki rehber olmad1gm1 dava etmi§ ve bunu Risale-i Nur'da ispatlamt§hr. Bu hakikatlerden §ilphesi olan, Ostad ahireti te§rif etmeden bizzat §ilphesini giderebilir. Said Nursi, Kur'an ve imana hizmet meslegini tercih edip hic;:bir maddi ve manevi menfaati, salihlik ve velilik gibi manevi makamlan gaye yapmadan, sirf Cenab-1 Hakk'm nzas1 ic;:in hizmet etmi§tir. Basiretli alimler tarafmdan §ahsma verilen, "Biltiln Muslumanlarca ortaya c;:1kmas1 beklenen siyasi ve dini kurtanc1" gibi yilksek mertebeleri hiddetle reddetmi§, kendisinin ancak Kur'an'm bir hizmetkan ve Risale-i Nur talebelerinin bir ders arkada§l olduguna inanmt§ ve bunu soylemi§tir.


KONFERANS

909

$imdi aram1zda bulunan bir k1s1m arkada§lanm1zla 6nceki gun Milli Mudafaa Vekaleti'nde yirmi be§ sene hizmet g6rmu§ muhterem, alim bir zatt ziyarete gittigimizde, Bediuzzaman Hazretleri hakkmda demi§ti ki: "Bediuzzaman'm nas1! bir zat oldugunu anlayabilmek ic;in Risale-i Nur Kulliyatz'm dikkatle, sebatla okumak yeter. Size bir misal olarak, yalmz dunyevi iktidan bak1mmdan derim ki: Bediuzzaman, Risale-i Nur'un §ahs-1 manevisiyle yalmz bir devleti degil, dunya yuzundeki butun milletlerin idaresi kendisine verilse, onlan da selamet ve saadet ic;inde idare edebilecek bir iktidara ve inayete sahiptir." Evet, Bediuzzaman gibi zatlar nadiren gelir. Fakat o, yirmi be§ senedir hem kendini hem talebelerini siyasetten men etmi§tir, dunyaya ait i§lerle me§gul degildir. Bediuzzaman'm Risale-i Nur'u telif ettigi zamanlarda ve Kur'an hizmetinde istihdam edildigi anlarda zekasmm, c;abuk idrakinin, aklmm, manttgmm, hayalinin, haf1zasmm, etrafhca ve derin dl.i§Unmesinin, ferasetinin, sezi§ ve kavrayt§mm, suratli anlayt§mm, ruhi, kalbi, vicdani, duygulannm ve manevi latifelerinin benzersiz bir tarzda olmas1, istihdam edildigine ac;ik bir delildir. Kendi iradesiyle, keyfiyle degil, Cenab-1 Hakk'm inayeti ile Kur' an' a hizmetkarhk etmi§ oldugu, basiretli ilim ve kalb ehli tarafmdan tasdik ve takdir edilmi§tir. M1sir'm faziletli alimlerinden merhum Abdulaziz C::avi§, Bediuzzaman'm asnn en zeki insam olduguna ve muthi§ Listi.in bir zekaya sahip bulunduguna dair M1sir basmmda bir makale ne§retmi§tir. Dini savunmak konusunda cesaret, metanet ve sebat sahibi buyuk bir alim olan merhum $eyhulislam Mustafa Sabri Efendi, Mtsir' da Risale-i Nur'a sahip 9km1§ ve onu Cami-Lil Ezher Oniversitesi'nde en yuksek mevkiye koymu§tur. Risale-i Nur, islamiyet'in gayet keskin ve elmas bir k1hc1d1r. Bu hakikatlerin bir delili, Bediuzzaman'm zalim hukumdarlara ve kumandanlara 6lumden korkmadan hakikati pervas1zca teblig etmesi, dunyay1 saran dinsizlik ak1mma kar§t kendini feda ederek Kur' an ve iman hakikatlerini zulmun en koyu devrinde ne§retmesi ve bu kutsi hakikate cansiperane hizmetidir. Bir savc1, iddianamesinde, "Bedilizzaman, ihtiyarlad1kc;a artan enerjisiyle din! faaliyete devam etmektedir." demi§tir. Denizli mahkemesinin


910 StiZLER

bilirki§i raporunda: "Evet, Said Nursl'de bir enerji var, fakat bu enerjisini bir tarikat veya cemiyet kurmaya sarf etmedigi, Kur' an hakikatlerini beyan etmek ve dine hizmet ic_;in kulland1g1 kanaatine varilmi§hr." denilmektedir. Din aleyhindeki eski hukumetlerin vekillerinden biri (antidemokratik kanunlann Millet Meclisi'nde tart1§1lmas1 esnasmda}: "Bediuzzaman Said Nursl'nin din! faaliyetine yirmi be§ seneden beri mani olam1yoruz." demi§tir. Biz de deriz ki: Evet, Said Nursl Hazretleri e§i gori.ilmemi§, dinamik ve enerjik bir zatt1r. Onun harika bir insan oldugunu, din di.i§mam olan kar§itlan dahi kalben tasdik ve takdir etmektedirler. Said Nursl bazen bir talebesine Risale-i Nur' clan okuyuvermek nimetini li.itfettigi zaman der ki: "Bu benim dersimdir. Ben kendim ic_;in okuyorum. Bu risaleyi §imdiye kadar belki yi.iz defa okumu§um. Fakat §imdi yeni g6ri.iyormu§ gibi tekrar okumaya ihtiyac_; ve arzu duyuyorum." Hem yine der ki: "Ben kitaplanm1 ba§kalan ic_;in yazmad1m; kendim ic_;in yazd1m. Kur'an'da buldugum bu devalanm1 arzu edenler okuyabilir." Evet, Bedii.izzaman inamyor ve diyor ki: "Ben derse, terbiyeye ve nefsimi 1slah etmeye muhtac1m." Bedii.izzaman gibi bir zat boyle diyorsa bizim bu eserlere ne kadar muhtac_; oldugumuz art1k k1yas edilsin. Bedii.izzaman Said Nursl bi.iti.in hayatmda §an ve §6hretten, kendisine hi.irmet edilmesinden kac_;mI§ ve insanlarm minneti altma girmemi§tir. Arapc_;a bir eserinde, §6hret hakkmda diyor ki: "$6hret, riyanm ta kendisidir ve kalbi oldi.iren zehirli bir bald1r. insam insanlara kul ve kole yapar. Yani nam ve §6hret isteyen biri insanlara kendini begendirmek, sevdirmek ic_;in riyakarhk, dalkavukluk eder. Yapmac1kh tav1rlar takm1r. 0 bela ve musibete di.i§ersen 10 ~P.-lj ~1 GlJ h, Gide." Ostad, fiilleri ve duru§uyla §6hretten bu kadar kac_;m~s1~a ra~men, her ne hikmetse, insanlar adeta ilahl bir sevk varmI§ gibi yard1m dilercesine ona ko§ffiU§lar ve ko§maktad1rlar. Onun hakkm ta kendisi olan bu kutsl vasf1 da Risale-i Nur gibi di.inya c_;apmda bir esere hizmetkar olmu§tur. 10

"Biz Allah'a aidiz ve vakti geldiginde elbette O'na donecegiz." (Bakara sO.resi, 2/156)


KONFERANS 911

Bediiizzaman kiic;iik ya§larmdan beri insanlann kar§thksiz hediyelerini geri c;evirmi§, hediye kabul etmemeyi yo! edinmi§tir. Zindandan zindana, memleketten memlekete siirgiin edildigi zamanlarda, ihtiyarhgm yiikledigi zaruretler ic;inde dahi bu seksen senelik istigna diisturunu bozmamt§br. En has talebesi bir lokma bir §ey hediye etse kar§1hg1m verir, vermezse o hediye kendisine dokunur. Neden hediye kabul etmediginin sebeplerinden biri olarak der ki: "Bu zaman, eski devirler gibi degildir. Eskiden imam kurtaran on el varsa §imdi bire inmi§. imansizhga sevk eden sebepler eskiden on ise §imdi yiize c;1km1§. i§te boyle bir zamanda imana hizmet ic;in diinyaya el uzatmad1m, onu terk ettim. iman hizmetimi hic;bir §eye al.et etmeyecegim". Hazreti Ostad, biri kendisi ic;in zahmet c;ekse, bir hizmetini gorse kar§1hgmda bir iicret, bereket vesilesi olarak bir bedel verir. Aksi halde, o hizmet ruhuna agir gelir, ho§una gitmez. Bediiizzaman Said Nursl, Kur'an'a, imana ve dine hizmetinde senelerden beri siirekli bir gozetim, soru§turma, takip ve inceleme altmda tutulmu§tur. Yalmz ve yalmz Allah nzas1 ic;in, yalmz ve yalniz hakikat ic;in islamiyet' e hizmet ettigi, Kur' an hizmetini hic;bir §eye alet etmedigi c;e§itli mahkemelerde de sabit olmu§tur. Eger bu bahsedilen hakikatlere, hak ve hakikati goren hakperestlerin Bediiizzaman' da ve eserlerinde gordiikleri ve ne§rettikleri meziyetlere ve yiiksek hakikate aykm en kiic;iik bir §ey olsayd1, en biiyiik ilavelerle, §a§aah bir §ekilde ve yaygaralarla bu yirmi be§ sene ic;inde din dii§manlan tarafmdan diinyaya ilan edilirdi. Nitekim biihln biitiin iftira ve suc;lamalarla, gaddar ve zorba din dii§manlannm tahrikleriyle mahkemelere sevk edildigi zaman gazetelerin birinci sayfalarmda bire yiiz ilavelerle te§hir edilmesi, tahkikat ve mahkeme neticesinde hic;bir suc;u olmad1g1 ortaya c;1k1p beraat ettigi vakit ise susulmas1 bu hakikatin ac;1k delillerinden bir tanesidir. Bediiizzaman, din karde§lerine kar§l c;ok §efkatlidir. Onlarm elemleriyle elem c;ektigi, islam diinyasmda hiirriyet ve istiklal ic;in can veren fedai islam miicahitlerinin ac1lanyla muzdarip oldugu, Kur' an ve islamiyet' e yapilan darbeler sirasmda c;ok 1zd1rap duydugu, boyle ac1lann tesiriyle, zaten pek az yedigi halde bir ka§tk c;orbasm1 da ic;emedigi c;ok defa goriilmii§tiir ve goriilmektedir.


912 SozLER

(ogu gtinti hastahk ve s1kmtilarla gec;mektedir. Bir Nur talebesinin yazd1g1 gibi: "Ey islam milletinin ebed! refah ve saadeti ic;:in dtinyada rahat yuzu gormeyen §efkatli Ostad1m! Senin devam eden hastahklarm beden! degildir. Dinimize uygulanan bask! ve zultim sona ermedikc;:e, islam alemi kurtulmad1kc;:a senin izdirabm dinmeyecektir." Evet, biz de bu kanaatteyiz. Fakat o elem veren ac1lar, Beditizzaman'1 asla timitsizlige dti§U.rmemi§, aksine, oyle kulll ve umumi bir din! cihada, dua ve kulluga sevk etmi§tir ki, "Kurtulu§un tek c;:aresi Kur' an' a sanlmaktir." demi§ ve sarilm1§hr. Kur'an'da buldugu devalan, dermanlan kaleme alarak bu zamanda islam'm bir kurtanc1s1 ve insanhgm saadetine vesile olan Risale-i Nur eserlerini meydana getirmi§tir. Hunhar din dti§manlannm dunyev! kudret ve ha§metleri, Beditizzaman'1 kesinlikle atalete dU.§tirmemi§tir. "Vazifem Kur'an'a hizmettir. Galip veya maglup etmek Cenab-1 Hakk'a aittir." diye iman ederek bir an bile faaliyetten geri kalmam1§tir. Evet, Hazreti Ostad oyle buyuk bir himmete sahiptir ki, ona yap1lan muthi§ zulumler bu himmet kar§Jsmda tesirsiz kalmaya mahkOm olmu§tur. Beditizzaman, yerdeki ve goklerdeki varhklan hayretle ve guzelliklerini takdirle tema§a eder. Bilhassa bahar mevsiminde, k1rlarda ve daglarda gezintiler yapar. 0 seyirn yerlerinde zihnen me§guliyet, ince bir tefekktir ve claim! bir huzur halindedir. Agac;:lan, bitkileri ve c;:ic;:ekleri 13 ~WI ~\~\it;~' lZ'~\ il_;~' ll~\ ~G LA /

"Ne guzel yaratilmi§lar" diyerek ibret nazanyla seyreder, kainat kitabm1 okur. Her uzvu ve duygusu gibi gozunti de daima Cenab-1 Hak hesabma ve O'nun izni dairesinde c;:ah§hnr. Gozu, §U btiyuk kainat kitabmm bir mutalaac1s1 ve alemdeki Rabban! sanat mucizelerinin bir seyircisidir. Ve §U yeryuzu bahc;:esindeki rahmet c;:ic;:eklerinin mubarek bir ans1 hukmundedir. Ostad hususi hayatmda mtitevaz1, vazife ba§mda vakurdur. T evazu 11

12 13

"Ma§allah! Allah ne guzel dilemi§ ve yapm1§!" Allah hayir ve bereketini arhrsm. "i§te bak da Allah'm ne mukemmel Yaratan oldugunu bir du§i.in!" (Mu'minun suresi, 23/14)


KoNFERANS

913

ve mahviyette ornek olacak bir mertebededir. Bu konuda der ki: "Bir asker nobetteyken ba§kumandan da gelse silahm1 birakmayacak. Ben Kur'an'm bir hizmetkan ve askeriyim. Vazife ba§mda iken kar§tma kim 9karsa c;1ksm, hak budur derim, ba§1m1 egmem." Ozetle deriz ki: Beditizzaman, Kur'an'm tam ihlasa sahip, harikulade, hakiki bir tefsircisidir. Tam ihlasa eri§mi§, kahraman ve benzersiz bir Kur'an hizmetkandir. Risale-i Nur'un mtiellifi olmak itiban ile hem btiytik bir kelamc1 hem ilimde gayet derin, saglam, hakikati delilleriyle bilen ve inceden inceye ara§hran btiytik bir alim hem de manhk ilminde ytiksek, benzersiz bir tistadd1r. Ta'likat adh eseri, manhk ilminde bir §aheserdir. Hem sec;kin, hakperest ve hakikati g6ren bir dahidir, hem Kur'an'la ban§tk, hak yo!daki fe!sefenin hakikat a§tgl bir bilginidir, hem e§Siz bir sosyo!og, bir psikolog, bir pedagogdur, hem de daima hakikati dile getirmi§ ve getiren, ytiksek, e§siz ve dahi bir mtiellif ve ediptir. Said Nurs!, senelerden beri §iddetli bask1 ve gozetimler altmda bulundurulup ismi unutturulmaya c;ah§tld1g1 ve kendisi §ahs! kemalatim gizledigi ic;in bu sayd1g1m1z s1fatlanndan haberdar olmayanlar bulunabilir. Hem bunlar hem de Risale-i Nur'un hususiyetleri hakkmdaki ifadelerimiz, bu zamanda hakikate ve fazilete a§1k bir k1s1m hakiki alimlerin ve Allah dostlarmm ittifak ve icma' kuwetindeki htiktimleridir ve bizim kesin kanaatlerimizdir. Beditizzaman'm oyle bir ilme ve s1fatlara sahip olduguna en muteber, en hakiki ve birinci delilimiz, kendisidir. Kimin §ilphesi varsa, Risale-i Nur'u okusun. Zikrettigimiz ve edecegimiz bu btiytik hakikati btittin islam dtinyasma ve insanhk alemine duyuruyor, ilan ediyoruz. Evet, bin seneden beri islam alemi ve insanhk, Risale-i Nur gibi bir eseri bekliyordu. Beditizzaman Said Nursi, birc;ok ilimde mtistesna birer eser yazabilirdi. Fakat o, "Zaman, imam kurtarmak zamamdir." demi§, btittin himmetini, mesaisini ve hayatm1 iman ilimleri hakkmdaki eserlerinin telifine ve ne§rine adamt§hr. Evet, Hazreti Ostad iman ilimlerini ne§retmekle islam alemine ve insanhga hayat ve t§tk vermi§tir. Cenab-1 Hak, o btiytik Ostad' clan ebediyen raz1 olsun, ona uzun omurler versin. Amin, amin, amin ...


914 SozLER

Risale-i Nur, Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm bu asirdaki manevl bir mucizesi, yuksek ve parlak bir tefsiridir. Evet, Risale-i Nur kalblerin fatihi ve sevgilisi, ruhlarm sultam, ak1llann rehberidir; nefisleri terbiye eder ve temizler. Risa/e-i Nur'un bir hususiyeti de, Mektubat'taki §U bahistir: "Baz1 Soz'lerde, kelam alimlerinin yoluyla Kur'an'dan alman hakiki yolun farklan hakkmda §6yle bir temsil gostermi§tik: Mesela kimileri su getirmek ic;in daglarm altm1 kazar, uzak yerlerden kungan (su borusu) ile su getirir. Bir kls1m insan da suyu her yerde kuyu kazarak c;1kanr. Birinci yo! c;ok zahmetlidir; kanallar tikamr, su kesilir. Her yerde kuyu kaz1p su c;1karmaya ehil olanlar ise suyu zahmetsiz bir §ekilde bulur. Aynen bunun gibi, kelam alimleri de alemde sonsuz sebep-netice zincirinin ve devrin imkans1zhgm1 gosterip sebepleri kestikten sonra Vacibu'l-Vucud'un varhgm1 ispat ediyorlar. Uzun bir yoldan gidiliyor ... Kur'an-1 Haklm'in hakiki yolu ise suyu her yerde buluyor, c;1kanyor. Her bir ayeti Asa-y1 Musa gibi, nereye vursa ab-1 hayat fi§kirtiyor. , 14~\' ~\ i; J-15 ~,1 ~ ~ '1< ., , J 1..5"' "-; ~<..5-" u ~J - , dusturunu her §eye okutuyor. Hem iman yalmz ilimle elde edilmez; onda pek c;ok latifen in hissesi var. Nasil ki, bir yemek mideye girince farkh sinirlere farkh §ekilde dag1hr. imana <lair, ilimle gelen bir mesele de akil midesine girdikten sonra, derecesine gore ruh, kalb, sir, nefis ve bunun gibi latifeler ondan kendince birer hisse ahr, onu ozumser. Eger onlann hissesi yoksa iman noksandir." i§te Risale-i Nur her yerde suyu buluyor, c;ikartiyor. Uzun yolu klsalt1yor ve dosdogru, selametli bir hale getiriyor. Eski felsefeciler, baz1 §er'i hukumler ve iman esaslan ic;in, "Bu nakildir, iman ederiz, ancak ak1l buna eri§emez." demi§ler. Halbuki bu asirda ak1l hukmediyor. BediUzzaman Said Nursl ise "Bullin §er'i hukumler ve iman hakikatleri akla uygundur. Bunu ispata hazmm." demi§ ve Risa/e-i Nur' da ispat etmi§tir. Risale-i Nur'da mustesna bir edebiyat, belagat, lcaz (az sozle c;ok /

14

"Bi.itiln her §eyde Allah'm varhgm1 ve birligini gosteren bir ayet (i§aret) vard1r." (Bkz. el-Esfehani, el-Egemf 4/39; el-Kalka§endi, Subhu'l-a'§il 12/413; el-Ub§eyhi, el-Milstatraf 1/16, 2/280)


KONFERANS

915

§ey ifade etme); benzersiz, cazip ve orijinal bir tis!Op vard1r. Evet, Beditizzaman zatma has bir uslO.ba sahiptir. Onun tislO.bu, ba§kalanyla k1yaslanamaz. Eserlerin baz1 yerlerinde edebiyat kurallanna veya ba§ka tisluplara k1yasla pek uygun dti§memi§ gibi gortinen bir noktaya rastlamrsa, orada gayet ince bir ntikte, bir Ima, ince bir mana veya hikmet vard1r. 0 beyan tarzi, oraya tam uygundur. Fakat bu inceligi, alimler de birden pek anlamad1klanm itiraf etmi§lerdir. Bunun ic;:in Bediuzzaman'm eserlerinin hususiyet ve inceliklerini, Risale-i Nur'la fazla me§gul olmayanlar hemen kavrayamaz. Btiyuk §airimiz, edebiyahm1zm iftihar kaynag1 merhum Mehmed A.kif, bir edebiyat meclisinde, "Victor Hugo'lar, Shakespeare'ler, Descartes'lar edebiyatta ve felsefede Bediuzzaman'm ancak talebesi olabilirler." demi§tir. Edipler ve §airier, hayatm gec;:iciligine ve aynhga aglamt§, oltim kar§tsmda feryat etmi§, guz mevsimini huzunle tasvir etmi§lerdir. Hatta dtinyaca me§hur Arap edipleri, "Eger aynhk olmasayd1, olum ruhlanm1z1 almak ic;:in yo! bulup gelemezdi." manasmda,

15 0~, . _) tA ._,~;\11 ; .

:;_;,w 'l·f .) y

~ . ~1,·r , _).) J'1tJt:.<l11cf ~ ~

demi§lerdir. Beditizzaman ise "Kainattaki her §eyin bitmesi, aynhk ve yokluk g6rtinti§tedir. Hakikatte aynhk yak, kavu§ma var. Yok olu§ degil, yenilenme var. Kainatta her §ey, bir nevi bekaya mazhard1r. Oltim, bu fani alemden baki aleme gitmektir; hidayet ve Kur' an ehli ic;:in oteki aleme gitmi§ eski dost ve ahbaplanna kavu§maya vesiledir. Hem hakiki vatanlanna girmek ic;:in bir vas1tad1r. Dtinya zindanmdan cennet bahc;:elerine bir davettir. Hem Rahman-1 Rah!m'in lutuf ve ihsanmdan, kendi hizmetine kar§thk bir ucret alma nobetidir. Hayat vazifesinin zahmetinden terhistir. Kulluk ve imtihan taliminden paydostur. Azrail (aleyhisse/am) bugtin gelse 'ho§ geldin, safa geldin' diye gulerek kar§tlayacag1m." diyor. Beditizzaman, insanhg1 Risale-i Nur'la haram zevk ve eglencelere dti§ktinltikten ve dalaletten kurtanrken, korku ve deh§et vermek yolunu takip etmiyor. Gayrime§rU bir lezzetin ic;:indeki yuz elemi gosterip 15

Bkz. el-Hamevi, Hizdnetii'/-edeb 1/197; el-Kazvini, e/-Jzdh 1/374. (Ebu't-Tayyib el-Mutenebbi'nin si:izil olarak nakledilmi§tir.)


916 SbZLER

hisleri maglup ediyor. Kalbi ve ruhu hislere maglup olmaktan koruyor. Risale-i Nur' daki ktyaslamalarla kufi.ir ve dalalette bir cehennem zakkumu tohumunun oldugunu ve insana dunyada dahi cehennem azabt c;ektirdigini; iman, islamiyet ve ibadette ise bir cennet c;ekirdegi, ho§ lezzetler, zevkler ve cennet meyveleri bulundugunu, bunlann insam dtinyada da bir <_;e§it milkafata kaVU§tUrdugunu ispat ediyor. Risale-i Nur bozgunculuk ve aynltg1, bolunmil§lilgil, fitne ve fesad1 ortadan kaldmp din karde§ligini, dayam§ma ve yard1mla§may1 yerle§tirir. Risale-i Nur yolunun bir esas1 da budur. Risale-i Nur, insam gurur, kibir, kendini begenmi§lik ve alc;alma gibi kotu vas1flardan kurtararak tevazu, mahviyet, izzet ve vakar gibi guzel hasletlere sahip k1lar. Risale-i Nur, hakiki insan olan bir insanm acz ve faknm anlamas1m saglar. Bediilzzaman der ki: "insan, acz ve faknm anlamakla tam Musluman ve kul olur." Dinsizleri maglup etmek ic;in modern ilimleri de tahsil edelim diyenler veya tahsil edenler, bu hedeflerine Nur Risalelerini devamlt ve sebatla okuyup degerlendirerek ula§abilirler, tek c;are de budur. Hem boylelikle mektepte ogrendikleri de ilahl marifete cloner. Ey, bin seneden beri islamiyet' in bayraktarhgm1 yap mt§ bir milletin torunlan olan cengaver ruhlu karde§lerim! Bu zamanm ve gelecek as1rlann Muslumanlan ve bizler, Kur'an-1 Azimil§§an'm tefsiri olan oyle bir rehbere muhtac1z ki, • Tahkiki iman dersleriyle bizi iman mertebelerinde yukseltsin. • Korkak degil, aksine, Risale-i Nur talebeleri gibi cesur, kahraman, faal, salih amel i§leyen, dindar, takva sahibi, bununla beraber §ahsi rahat ve menfaatini iman ve islamiyet'in kurtulu§U ugrunda feda eden fedakar ve mucahit Muslumanlar yeti§tirsin, bizi neme laz1mc1hktan kurtarsm. • Saldmlar, i§kenceler ve alum ihtimalleri kar§tsmda tahkiki iman kuwetinden gelen bir cesaretle Kur'an ve islamiyet cephesinden asla c;ekilmeyen, "Olursem §ehidim, kahrsam Kur'an'm hizmetkany1m." diyen ve y1lgmhga dil§meyen sadtk, ihlash, yalmz Allah nzas1 ic;in hizmet eden, Nur talebeleri gibi islamiyet hizmetkarlan yeti§tirsin, oyle aziz Muslumanlar meydana getirsin.


KoNFERANS

917

Evet, bu asra oyle bir Kur'an tefsiri laz1mdir ki, Risale-i Nur gibi akh ve manhg1 <;;ah§hrsm, ruhu, kalbi ve vicdam aydmlatsm. Muslumanlan ve insanhg1 uyandirsm, gafletten kurtarsm. Sirat-1 mustakim olan Kur'an yolunu gostersin. Sunnet-i seniyyeye ve islamiyet'in §eairine muhalif olarak yap1lan ve yaptmlan §eyleri fark ettirip Hazreti Peygamber'in (aleyhissa/dta uesse/am) sunnetine uymay1 ders versin ve sunneti ihya etmek gayretini uyandirsm. i§te Risale-i Nur'un boyle hususiyetleri i<;;eren bir Kur'an tefsiri oldugu, otuz seneden beri meydandadir ve hakikatin ehlinin tasdikiyle sabittir. Hem amans1z din di.i§manlarmm planlanyla mahkemelere suruklenen Risale-i Nur talebelerinin savunmalan ve islamiyet' e hizmetleri esnasmda gizli islamiyet di.i§mam, insafs1z, zorba zalimlerin entrikalanyla maruz kald1klan i§kencelerden y1lmamalan, kendilerini di.i§i.inmeden, §ahsi rahatlanm islam'm refah ve saadeti i<;;in feda ederek s1dd1kiyetle sebat etmeleri ve zulmun en §iddetlisine dayanmalan da buna a<;;1k bir delildir. Evet, Risale-i Nur ve iman hizmetine buhln varhgm1 adayan ve §imdiye kadar <;;ok defa "gaddar din di.i§manlannm" tecavuzlerine, saldmlanna ve baskmlanna maruz kald1klan halde yirmi be§ senedir inziva i<;;inde Risale-i Nur'u ne§reden Nur kahramam agabeylerimiz, bizlere en guzel ornek olan iman ve islamiyet fedaileridir. i§te biz Muslumanlar boyle bir Kur' an tefsiri anyor, hidayete goturucu boyle bir rehber bekliyorduk. 0 ihlash Nur talebeleri ki, "Cenab-1 Hak, Hafiz' dir. Ben onun inayeti ve himayesi altmday1m. Ba§1ma ne gelirse hayird1r." diye inamr ve amel eder, iman hizmeti yaparlar. Din di.i§manlanna yakalanmamak ve canlanndan k1ymetli olduguna inand1klan Nur Risalelerini onlara kaphrmamak i<;;in de tedbirli davramrlar. ~ah1slanna gelecek zararlan onemsemeden hizmetlerine devam ederler. Hapse, zindana at1hp i§kence yapild1g1 zaman bile onlar yine ustadlan Bediuzzaman ile alakadard1r. Eger gizlice bir imkan bulurlarsa yine Risale-i Nur ile me§gul olurlar. Hatta "Belki hapse ahlmm, Nur Risalelerimi vermezler, <;;ah§maktan mahrum kalmm." diye di.i§i.inup Nurlan ezberleyen baz1 talebeler de olmu§tur. ihlash bir Nur talebesi, hapishaneden <;;1kanld1g1 vakit adeta o kirba<;;h, falakah, hlrlu hlrlu i§kenceli hapishane ona bir kuvvet ve enerji


918 SOZLER

kaynag1 olmu§, sadakat ve teyakkuzla Nur hizmetinde ko§turmas1 ic;in bir kamc;1 tesiri yapml§ gibi Ostad'ma daha da yakmla§tr ve Nurlara eskisinden daha fazla c;ah§tr, ne§riyat yapar. Afyon hadisesinde, Beditizzaman hapiste iken ogretmen bir Nur talebesi, savc1hkta Risale-i Nur ve Ostad'1 hakkmda kahramanca cevaplar verdigi ic;in savc1 k1zmt§, "$imdi seni hapse atanm." diyerek onu tehdit etmi§. 0 islam fedaisi ogretmen de, "Ben hazmm, derhal hapse gonderin." diye cevap vermi§tir. Yine Afyon mahkemesinde, bir Nur talebesi hakkmda tutuklama karan verilir, fakat adliye kendisini bulamaz. 0 talebe bundan haberdar olur. Diger Nur karde§leri gibi, "Ostad1m ve karde§lerim hapisteyken nas1l dt§anda kalabilirim?" diyerek savc1hga teslim olur, hapse girer. Aym hapishanede, bir Nur talebesini yanh§hkla tahliye ederler. 0 da, "Ustad1m ve karde§lerim hentiz hapiste. Hem daha yazarak c;ogaltacag1m yeni telif edilen Nur Risaleleri var." diye dti§tinerek hapishane mtidtirtine, "Benim kirk gun sonra tahliye edilmem laz1m. Ceza stirem daha bitmedi." der. Hesap ederler ki gerc;ekten oyledir, onu tekrar hapse koyarlar. Dini korumak meziyetine lay1k anlayi§h karde§lerim! Said Nursi, kendisi hakkmda boyle ma!Omat verildigini gorse diyeceklerdir ki: "Nic;in boyle yap1yorlar? $ahs1mm onemi yak. Ktymet, Kur'an'dan stiztilen, Kur'an-1 Hakim'in mah olan Risale-i Nur'dad1r. Ben bir hic;im." Ostad §ahsmm mazhar ve ayna oldugu Kur' an hakikatleri ve Nurlar itiban ile, ne§rettigi iman ve islamiyet dersleriyle, tam ihlas1yla, umumi ve ktilli bir tarzda Kur'an'a ve dine hizmet ettigi ic;in onun hakkmdaki takdir ve ovgtiler, "mana-y1 harfi" ile §ahsma ait kalm1yor; Kur'an ve islamiyet' e bak1yor. Allah namma ve hesabma oluyor. Din dti§manlan tarafmdan ona beslenen dti§manhk ve yaptlan saldmlar da Beditizzaman'm hizmetkarhgm1 yapt1g1 Kur' an ve islamiyet'in ortadan kaldmlmas1 maksadma yoneliktir. Zira Kur' an ve iman hakikatlerini ic;ine alan o cihan c;apmda Risale-i Nur eserleri ona ihsan edilmi§tir. i§te bu apac;1k hakikati bilen, maskeli, gizli ve mtinaf1k iman ve islamiyet di.i§manlan, Beditizzaman'm yanm asra yakmdir itibars1zla§tiramad1klan §ahsm1, yalan ve yaygaralarla hala gozden dti§tirmeye


KoNFERANS

919

c;abahyorlar. Maksatlan Risale-i Nur'un ragbet ve revac; goriip yayilmamas1, imanm kalblerde geli§ip islamiyet'in biiyiimemesi. Halbuki Said Nursi'ye ili§tikc;e Risale-i Nur parhyor, yayild1g1 daire geni§liyor. Buna birer ornek olan son yirmi be§ sene ic;indeki hadiseler meydandad1r. islamiyet dii§manlar1, bir taraftan tamamen yalan propagandalanna ve saldmlanna devam ederken diger taraftan da Nur talebelerinin, Ostad'lan ve Risale-i Nur hakkmda, ondan kabiliyetleri olc;iisiinde istifade etmelerinden ve feyiz almalanndan dogan minnet ve §likranlanm ifade eden takdir edici yaz1 ve sozlerden olu§an bir nevi miidafaalanm perde arkasmdan yasaklamaya i;;ah§1yorlar. Bunun i<;;in safdil bulduklan dostlara veya dostlarm dostlarma samimi goriinerek, "A§mya gidiyorsunuz." gibi birtakim §eyler soylettiriyorlar. i§te boyle sinsi, aldabc1 ve entrikah <;;e§itli iftiralarla bizi korkutmaya, yildirmaya ve susturmaya <;;al1§1yorlar. Evet, acaba hi<;; akil kan m1dir ki: Din dii§manlan, iftira ve yalanlardan ibaret yaygaralanm koparsmlar da, bizler hakikati ortaya koyarak mudafaa etmeyelim, susal1m? Acaba hi<;; miimkun miidiir ki: islamiyet dii§manhg1yla Ostad Bediiizzaman'a zalimce ve zorbaca haks1zhklar yapan o insafs12 propagandacilar yalanlanm savururken, biz Ostad'm ve Risale-i Nur'un hakkaniyetini ilan edip o acayip yalanlan neticesiz birakmaya c;ah§mayal1m? Acaba eblehlik ve safdillik olmaz m1 ki: Kur'an'm ve imamn kan doken, zorba ve zalim dii§manlar1 Kur'an'1 ve islamiyet'i Risale-i Nur'la mutlak kiifre kar§1 miidafaa ve muhafaza hizmetini yapan Bediiizzaman aleyhinde siirekli uydurmalarla seslerini yiikseltsinler de, biz hak ve hakikati beyan ve ilan etmeyip susahm veya "Biraz susun." gibi ikazlarla paravanlar, perdeler arkasmda faaliyet gosteren o gizli dinsizlere bir bak1ma yard1m etmi§ veya onlan desteklemi§ olal1m? Asla, kesinlikle susmayacafJiZ ve susturamayacaklar. Durmayacag12 ve durduramayacaklar. Bu can ten kafesinden <;;1kmcaya kadar, bu ruh cesetten aynlmcaya kadar, bu nefes bedenden gidinceye kadar Risale-i Nur'u okuyacag12, ne§redecegiz. Risale-i Nur'un hakkin ve hakikatin ta kendisi oldugunu ve Bediiizzaman Said Nursl'nin, yap1lan sui;;lamalardan tamamen temiz, uzak ve annm1§ oldugunu, iftirac1, tertip<;;i, kan dokiicii zalim din dii§manlarma gosterecek ve ilan edecegiz. Kiymetli karde§lerim! islam tarihinin altm sayfalanndan biiyiik ve benzersiz zatlar gelip ge<;;mi§tir. 0 e§siz zatlarm tefsirleri ve eserleri,


920 SbZLER

hi<;bir Avrupah felsefecinin eseriyle k1yaslanmayacak derecede emsalsizdir. 0 btiytik islam mtiellifleri ve dahileri, Kur' an ve islamiyet'e hakk1yla ve halis bir surette, herhangi bir htiktimetin senelerce agir esareti ve koyu zulmti altmda olmadan hizmet etmi§lerdi. Tarihte e§ine rastlanmayan mutlak bir bask1 ve c:;ok §iddetli zultimler altmda, deh§etli bir esarette birak1lan, kendisini ve eserlerini yok etmeye c:;ah§an din dti§manlan kar§tsmda bir §ahs-1 manevi olan Beditizzaman Said Nursi, Res0.1-u Ekrem (aleyhissaldta vesselam) Efendimizin stinnetine tam uyarak yaptig1 dini, btiytik cihadmda insanhk tarihinde e§i gortilmemi§ bir §ekilde muvaffak olmu§, zafer kazanmi§hr. iman hakkmda ytiz otuz parc:;a eseri §iddetli bir zultim, bask1 ve s1mrlamalar altmda gizli gizli telif edebilmek.. hem kuvvetli bir takva ve kulluga sahip hem de cephede fedai olarak gontillti askerleriyle sava§mt§ olmak.. cephede, avc1 hattmda dahi ftrsat buldukc:;a Kur'an'm en ince ntiktelerini, harika mucizeligini anlatan bir Kur' an tefsiri yazmak.. aym zamanda nefis mticadelesinden de galip c:;1k1p nefsini de dine hizmetkar yapmak.. htirriyeti gasp edilerek ticra bir koye stirgtin edilip mutlak bir tecrit ve gozetim altmda, her ttirlti zultimle ablukaya almd1g1 halde, hakim bir kuvvetin engizisyon eziyetlerini c:;ok geride b1rakan bask1s1yla, cani canavarlarm pek vah§i i§kenceleri ic:;inde, "sirren tenevveret" 16 s1rnyla perde altmdan Risale-i Nur gibi eserler ne§retmek ve boylece cihanm maddi manevi "Fatih"i olan Res0.1-u Ekrem'in (aleyhissaldta vesselam) stinnet-i seniyyesinin bir hizmetkan olarak bugtin milyonlara varan bir camiay1, Allah'm inayetiyle Kur'an-1 Hakim'in btiytik ve geni§ caddesinde selametle ilerletmek.. mtiminlerin ve insanhgm sadece dtinyalanm degil, ebedi saadetlerini de kazanmalanna Risa/e-i Nur gibi bir eserle vesile olmak ... i§te bu hususiyetleri manevi §ahsmda toplamak, acaba tarihte Risale-i Nur mtiellifi Beditizzaman Said Nursi' den ba§ka kime nasip olmu§tur? Evet karde§lerim! Risale-i Nur bir hakikat t§1g1 yayan, iki cihan saadetini saglayacak Kur' an ve iman hakikatlerini ders veren oyle bir hak delili ve oyle bir ilahi ltituftur ki: Yirmi be§ seneden beri, c:;olukc:;ocuk, genc:;-ihtiyar, kadm-erkek, ogretmeni, felsefecisi, talebesi, alimi, mutasavv1f1 her insan tabakas1 bu Nur'un a§@ ve pervanesi olmu§tUr. 16

Sir perdesi altmda parlamak, hizmeti yaygmla§hrmak


KoNFERANS 921

Hepsi bu Nur' a ko§ffiU§, onun sinesine atdmt§, bu Nur' clan yard1m istemi§tir. Milyonlarca bahtiyardan olu§an muazzam bir topluluk bu Nur'la aydmlamp kurtulmu§tur. Evet karde§lerim! Mucizeler hazinesi ve en bilyilk mucize olan Kur'an-1 Azimil§§an'm hakiki bir tefsiri olan Risale-i Nur, o kadar merak uyandmc1, o kadar cazibeli, o kadar muthi§ ve muazzam hakikatleri ders veriyor ve meseleleri ispat ediyor ki, iman ve islamiyet'in kitalar geni§liginde geli§ip yaydmasma ve fetihlerine vesile oluyor ve olacakhr. Evet, Risale-i Nur kalblere o derece a§k ve muhabbet, ruhlara o kadar vecd 17 ve heyecan vermi§, ak1llan oyle ikna etmi§ ve kalblerde oyle bir doygunluk meydana getirmi§tir ki, kendini milyonlarca Nur taJebesine defaJarca okutmU§, yazdtrffil§, bir 6mur boyunca mQtaJaa ettirmi§ ve senelerden beri adeta kendi kendini ne§retmi§tir. Aziz karde§lerim! Yabanc1 parmag1yla idare edilen dinsizlik komiteleri, islamiyet'i yok etmek ic_;:in islam memleketlerinde, bilhassa Turkiye'de oyle hileler ve entrikalar haz1rlam1§, haince dolaplar c_;:evirmi§, hunharca ve vah§ice zulumler i§leyip §eytani ve igrenc_;: planlar uygulam1§, insanlan kandirm1§, iblisc_;:e, sinsice yontemler izlemi§, karde§i karde§le c_;:arp1§hrm1§, aldabc1 yalanlar ve propagandalar ilretmi§, yaygaralar 9karm1§, fitne, fesat ve aynhk tohumlan sac_;:m1§hr ki; bullin bunlar islam'm bunyesinde derin yaralar ac_;:ml§ ve buyiik tahribata sebep olmu§tur. Fakat o musibetler, Cenab-1 Hakk'm yard1m1 ile istihdam olunan Bediiizzaman Said Nursi gibi tam ihlas1 kazanm1§ bir zat vas1tas1yla, Allah'm rahmetiyle imdada yeti§en, §ifa veren, dunyaya meydan okuyan ve evrensel bir mahiyete sahip Risale-i Nur eserlerinin meydana gelmesine yo! ac_;:m1§hr. Ve aym zamanda musliimanlan uyandirm1§, onlan kurtulu§ c_;:areleri aramaya sevk etmi§tir. Ebedi ahiret hayatlanm kurtarmak ic_;:in hakiki iman dersi almak, Allah'a s1gmmak, emirlerine itaat etmek ihtiyacm1 §iddetle hissettirmi§ ve o musibetlerin bu husustaki gaflet ve kusurlan habrlatt1gm1 idrak ettirmi§tir. Zaten insanlarm, milminlerin ba§ma gelen bela ve musibetlerin hikmeti budur. Evet, yabancilarm yapbg1 o canavarca muamele ve zulumler, islam dunyasmda hurriyet, istiklal ve islam birligi cereyamm da h1zland1rm1§, 17

Vecd: Muhabbet, kendini unutacak derecede ilahi a§k.


922 SOzLER

nihayet bag1ms12 islam devletlerinin kurulmasm1 netice vermi§tir. in§allahu Teala, Birle§ik islam Devletleri de meydana gelecek ve islamiyet dunyaya hakim ve hukumran olacaktir. Cenab-1 Hakk'm rahmetinden kuwetle limit ve niyaz ediyoruz. i§te Risale-i Nur muellifi Bediilzzaman Said Nursi, oyle bir islam mucahididir ve telif ettigi Risale-i Nur oyle uyandmc1, oyle kurtanc1, oyle fevkalade ve cihana yay1lm1§ bir eserdir ki: Din aleyhindeki buhln o komitelerin belini k1rm1§, bahsedilen zararh ve pis faaliyetleri neticesiz birak1p dinsizlik esaslannm temel ta§lanm parampan;a etmi§, kokunden kesmi§, islami ve imani fetihleri perde altmda, kalbden kalbe ac:;1ga 9karm1§ ve Kur'an-1 Azimil§§an'm mutlak hakimiyetine zemin hazirlam1§br. Evet, Risale-iNuro tahribab Kur'an'm elmas hakikatleriyle ve Kur'an-1 Kerim'deki en k1sa ve dosdogru yolla tamir ediyor, o yaralan Kur'an-1 Hakim' in buyilk eczanesindeki ilac:;larla tedavi ediyor ve edecektir. Hem masum Muslumanlann kanlanm emen ve servetleri adeta cisimle§mi§ millet kam olan, parazit, ac:;gozlu, canavar ve barbar emperyalistleri, somurgecileri ve onlarm ic:;imizdeki, sadece §ahsi menfaat dil§kilnu, zalim, hunhar, hirsh ve zorba U§aklanm mutlak peri§anhk ve c:;okil§le maglup eden ve edecek tek c:;arenin Kur'an-1 Mucizu'l Beyan'm bu astrdaki manevi mucizesi Risale-i Nur oldugunda, basiretli islam mucahitleri ve alimleri, icraat ve §ahitliklere dayanan, §ilphesiz, kesin bir kanaat ile birle§irler. Evet, insanhk tarihinde Risale-i Nur gibi bir eser gosterilemez. Demek, Risale-i Nur Kur'an'm e§siz bir tefsiridir. Evet, Bediuzzaman Said Nursi'ye yalmz islam alemi degil, Htristiyan dunyas1 da borc:;lu ve minnettardir ki, dinsizlige kar§I umumi cihadmda mazhar oldugu ba§an ve galibiyetten dolay1 Roma' daki Papa dahi kendisine resmen tebrik ve te§ekkurname yazm1§br. ~imdi Risale-i Nur kulliyatmdan iman, Kur' an ve Hazreti Peygamber (aleyhissa/8.til vesselam) Efendimiz hakkmdaki baz1 k1s1mlan aynen okuyacag1m. Siz bu eserleri elde edip tamamm1 okursunuz. Okurken belki izah edilmesini isteyen karde§lerimiz olacakbr. Fakat bu hususta arz edeyim ki, ustad1m12 BediUzzaman, bir Nur talebesine Risale-i Nur' clan bazen okuyuvermek lutfunu bah§ederken izah etmiyor, diyor ki: "Risale-i Nur, iman hakkmdaki meseleleri luzumu derecesinde izah


KoNFERANS 923

etmi§. Risale-i Nur'un hocas1, Risale-i Nur'dur. 0 ba§kalanndan ders almaya ihtiya<;; birakm1yor. Herkes kabiliyeti ol<;;tistinde, kendi kendine istifade eder. Akhmz her bir meseleyi tam anlamasa da ruhunuz, kalbiniz ve vicdammz hissesini ahr. Ne kadar istifade etseniz, btiytik bir kazan<;;tir." Ostad, okunan Ttirk<;;e veya AraP<;;a bir risalenin izah1 ba§ka bir risalede varsa onu getirip okuyor. Risale-i Nur' daki gayet ince nukteleri anlayan basiretli alimler de der ki: Bir alimin ytiksek bir ilmi olabilir fakat Risale-i Nur'u cemaate okurken teferruata girip eski ma!Omatlanyla a<;;1klarsa, bu izahlar Risale-i Nur'un bildirdigi, asnm1zm anlay1§ma uygun ve ihtiyacma tam cevap veren hakikatlerin tesirine ve Risale-i Nur'un mahiyetinin anla§ilmasma bir perde olabilir. Bunun i<;;in baz1 kelimelerin manalanm soyleyerek aynen okumak daha tesirli ve daha faziletlidir. istanbul Oniversitesi'ndeki karde§lerimiz de boyle okuyorlar. Ozetle deriz ki: Risale-i Nur, gayet a<;;1k, berrak ve vecizdir. Soztin k1ymeti lcazmdadir, k1sahgmdad1r. iman ve Kur'an hakkmda bir mesele cemaate ders verilirken k1saca izah edilmesinde daha <;;ok fayda vardir, oyle daha <;;ok istifade edilir. Ey Ostad1m1z Efendimiz! Bullin kadirbilir insanlar Risale-i Nur'a ve size ebediyen htirmet edecek, sizi yticelteceklerdir. Tahkiki iman dersleriyle imamm1z1 kurtaran cihanlara deger k1ymetteki Risale-i Nur'u btittin ruhumuzla, btittin varhg1m1zla seviyor ve ona htirmet ediyoruz. Bu a§k ve muhabbet, bu sayg1 ve htirmet nesilden nesle, asirdan asra, devirden devire devam edecektir. Evet, Risale-i Nur'daki Kur'an hakikatleri oyle bir kuvvettir ki, onun kar§Ismda mutlak ktifrtin ve dinsizligin temelleri yerle bir olacak, viranelik <;;ukurlanna yuvarlanacaktir. Geri kalanlar, iman ve Kur'an nuruyla kurtulacaklard1r. Evet, daglan, ta§lan pamuk gibi dag1tacak, demir ve granitleri yag gibi eritecek derecedeki bu Kur'an kuvveti dtinyay1 nur ve saadetle dolduracaktir. Kur' an nuru, imanlarm kurtulu§unda dtinyaya hakim olup htikmedecektir. W

18

_\L;.)1 w' ~ ld10i ,, 10 ~, . .J,, / ~y ?;3

~

·\'

"Onlann dualan 'Hamd alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.' diye sona erer." (YO.nus suresi, 10/10)


~jJl?jJI~\~ 1

,

<.)"' J

jj l.J-

JJ.i. l.J- ,!('~ l.J , ~~ l.J ~ / l.J ~ ,: l.J , / l.J ~ ' • / l.J ~\ l.J - . i P. . if" . f . ~.) . ~.) . .

ism-i Azam'm hakkma, Kur'an-1 Mucizti'l Beyan'm htirmetine ve Resul-u Ekrem'in (aleyhissalata vesse/am) §erefine, bu kitab1 bastiranlan ve mtibarek yard1mc1lanm Cennetti'l Firdevs'te ebed! saadete mazhar eyle, amin. iman ve Kur'an hizmetinde daima muvaffak eyle, amin. Amel defterlerine Sozler kitabmm her bir harfine kar§thk bin sevap yazdir, amin. Nurlann ne§rinde sebat, devam ve ihlas ihsan eyle amin. Ya Erhamerrahim!n! Btittin Risale-i Nur talebelerini iki cihanda mesut eyle, amin. ins! ve cinn! §eytanlann §erlerinden muhafaza eyle, amin. Ve bu aciz ve bic;;are Said' in kusurlanm affeyle, amin ... Bullin Nur Talebeleri namma Said Nursf

Ya Allah, ya Rahman: Ey Zat'1 itibanyla merhametli olan! Ya Rahim: Ey rahmetiyle mahlO.katma merhamet eden! Ya Ferd: Ey e§i ve benzeri olmayan! Ya Hayy: Ey her zaman var olan, diri olan, ezell ve ebedi hayat sahibi! Ya KayyO.m: Ey kendi Zat'1 ile var olup, zeval bulmayan ve bi.iti.in varhklan varhkta tutup onlan yoneten! Ya Hakem: Ey hi.ikmi.i gec;ersiz kilmmayan Hakim! Ya Adi: Ey tam adalet sahibi! Ya KuddO.s: Ey her §eyi tertemiz yapan ve kendisi bi.iti.in eksiklerden uzak ve yi.ice Zat!


Kur' an ayetlerinin bir nevi tefsiri olan Risale-i Nur'un k1s1mlarzndan Sozler mecmuasmm k1sa bir fihristidir.

BiRiNCi SOZ ~y\ ~y\ ~\ h'in pek c;:ok muhim sirrmdan birini guzel bir temsille te'fsir eder ve b~smelenin ne kadar k1ymetli bir islam ni§am, i§areti oldugunu g6sterir. On Dordiincii Lem'anm ikinci Makam1:

~y\ ~y\ ~\ h'in en muhim be§-alh s1mm tefsir eder, Kur'an'm bir 6zu, fihristi ve anahtan oldugunu g6sterir. Ar§tan yeryuzune kadar uzanan mukaddes, nurani bir hat, ebedi saadetin kap1sm1 ac;:an bir anahtar ve her mubarek i§e feyiz ve bereket veren bir nur kaynag1 oldugunu bildirir. Bu makam, ilk risale Birinci Soz' e bakar. Adeta Risale-i Nur'un k1s1mlan bir daire hukmundedir ve sonu ba§lang1cma ~yl ~y\ ~\ h mubarek hatt1yla baglamr. Bu makamda alh degil, otuz sir yaz1lacakt1. ~imdilik alh tane kald1. Kisadir fakat gayet buyuk hakikatleri ic;:erir. Bunu dikkatle okuyan, besmelenin ne kadar k1ymetli ve mukaddes bir hazine oldugunu anlar.

iKiNCi SOZ 1 ~4 5~j:; :r.~\ ayetinin ve iman hakkmdaki ayetlerin muhim bir s1mr1'1 gayet akla uygun bir temsil ile tefsir eder. "O takva sahipleri ki gori.inmeyen aleme inamrlar." (Bakara suresi, 2/3)


926 SozLER

O<;ONCU

s6z

13 41 J-01 ~t ~ ayetinin ve iman hakkmdaki ayetlerin muhim bir hakikatini mantikh bir temsil ile tefsir eder. 2

DORD0Nc0

s6z

G) y ~~ ~j.<ll J.;:- ~IS ~j.1,JI 01 ayetinin ve namaz hakkmdaki ayetlerin muhim bir s1rnm gayet makul ve mantikh bir temsil ile tefsir eder. Zerre kadar insaf1 bulunam teslime mecbur b1rak1r. 3

BE~iNCi

s6z

4 .)~ ~ ~~lj 1j21 ~~If ~I 0~ ayetinin, takva ve kulluk hakkmdaki ayetlerin ve takva ile kulluk vazifesinin muhim bir s1rnm gayet guzel bir temsil ile tefsir edip okuyan herkesi ikna eder.

ALTINCI

s6z

sU1 d 0L~r-Y°.J ~~11,,t, r+'~;t ~.r-' ~ · ~,11 ~ ~ v_r" ,..,: :1 ~1 01~ ayetinin ve nefsi. (TT ni, mahm Cenab-1 Hakk'a satmak hakkmdaki ayetlerin gayet muhim bir s1rnm tefsir eder. Nefsini ve malm1 Cenab-1 Hakk'a satanlarm be§ derece kar i<.;inde kar; satmayanlarm ise be§ derece zarar ic;;inde zarar ettiklerini gosterir. Bunu gayet ikna edici bir temsil ile izah eder. Hakikate muhim bir kap1 ac;;ar.

YEDiNCi

s6z

"Ey insanlar! (Hem sizi hem de sizden onceki insanlan yaratan) Rabbinize ibadet edin." (Bakara suresi, 2/21) "$uphesiz namaz, mtiminler uzerine vakitleri belli bir farzd1r." (Nisa suresi, 4/103) "Allah fenahktan korunanlar ve hep g(izel davrananlarla beraberdir." (Nahl suresi, 16/128) "Allah, kar§ihk olarak cenneti verip mtiminlerden canlanm ve mallanm satm almt§tir." (Tevbe suresi, 9/111) "Bunlar Allah'1 ve ahireti tasdik eder." (Al-i imran suresi, 3/114; Tevbe suresi, 9/44; Mucadele suresi, 58/22) "Allah'm (ahiretle ilgili) vaadi elbette haktir, dolay1s1yla dunya hayatJ sizi sakm ola ki aldatmasm! Yine sakm ola ki, (o c:;ok hilekar §eytan dahil) aldatanlar da sizi Allah hakkmda (yanh§ bilgi, yanh§ inane:; ve yanh§ yakla§1mlarla) aldatmasm." (Lokman suresi, 31/33; Fatir sliresi, 35/5)


FiHRiST 927

hakkmdaki ayetlerin mi.ihim bir s1rnm gayet akla uygun bir temsil ile tefsir eder. Gafiller ic:;in di.inyanm ne kadar deh§etli, oli.im ve ecelin ne kadar mi.ithi§, acz ve fakrm ne kadar elem verici oldugunu; hidayet ehli ic:;in ise di.inya hayatmm ic:; yi.izi.ini.in ne kadar gi.izel; kabir, ecel, acz ve faknn nas1l birer saadet vesilesi oldugunu kesin bir §ekilde ispatlar. iki cihan saadetine giden yolu gosterir.

SEKiZiNCi SOZ 8

fpi~\~-§~ J~ .:f~\ ve f~ ~\ ~\ ~ ~0-JI 0~ayetlerinin ve di.in9

yanm mahiyeti, di.inyada insanm mahiyeti ve insanda dinin mahiyeti hakkmdaki benzer ayetlerin mi.ihim bir sirrm1 (ash Hazreti ibrahim'e indirilen suhufta bulunan) gi.izel ve parlak bir temsil ile tefsir eder. Di.inyamn mahiyetini, di.inyada insanm ve insanda dinin k1ymetini gosterir. Dinsiz insanm en bedbaht varhk oldugunu ispatlar. $u alemin tils1mm1 c:;ozmek ve insan ruhunu karanhktan kurtarmak c:;arelerini gostermekle beraber, gi.inahkar olan bedbaht insanm mi.ithi§ vaziyeti ile salih olan bahtiyar insanm vaziyetini gayet latif ve gi.izel bir §ekilde kar§tla§hnr.

DOKUZUNCU SOZ ;

0

•O~\/ ..:.ii/' ~11 u,;'.J .} / .r--- J •

10 0 3 ~ :r.:-j

p

j

.J.

0

,,..

~\ ~/@

.}

,,..

_;

/

_;

.1

LJ, O• ~ / LJ ' 0 • ~ <()l\ ~ i:..r.::>;..J ~ i:..r.::>; /

,. ,. LJ~

.

~yetinin ve be§ vakit namaz hakkmdaki ayetlerin

gayet mi.ihim bir s1rnm "Be§ Ni.ikte" ile tefsir eder. Be§ vakit namazm o vakitlerde emredilmesinin hikmetini o kadar gi.izel ve §irin bir §ekilde bildirir ki, zerre kadar §Uuru bulunan, bu cazibeli hikmet ve parlak hakikat kar§tsmda teslime mecbur kahr. insan bedeninin havaya, suya, g1daya muhtac:; olmas1 gibi, ruhunun da namaza muhtac:; oldugunu gayet ac:;1k bir §ekilde beyan eder.

10

"Allah o ilahtir ki kendisinden ba§ka ilah yoktur. Hayy (Her zaman var olan, diri olan, ezeli ve ebedi hayat sahibi) O'dur, KayyO.m (Kendi zati ile var olup, zeval bulmayan ve biitun varhklan varhkta tutup onlan yoneten) O'dur." (Bakara sO.resi, 2/255; Al-i imran sO.resi, 3/2) "Allah katmda hak din, islam'dir." (N-i imran sO.resi, 3/19) "Haydi siz ak§ama girerken, sabaha 9karken Allah'1 takdis ve tenzih edin, namaz kilm. Goklerde ve yerde hamd, giizel ovgii O'na mahsustur. ikindi vaktinde de, ogleye girerken de O'nu takdis ve tenzih edin, namaz kilm." (RO.m sO.resi, 30/17-18)


928 SOZLER

ONUNCU SOZ t.

1

0

-o,1\ l...S'Y'"'

11.J.!.~ ~~

,.,.

,.,.

l

-::;

.I.

,,.

....

~

0

,.,.

JS

,,.

J,

,.-\

1

>

0

,.,.

., Ui:5 .u1\ ~~\JI 1.:.'.tj - , , .J.J • .r--'

...v.;.r..JP.J ·•)!\

..:._~1 ~; 011~,., ~ , .~Y

0

~

~ }> j 'ayetinin ve olumclen sonra dirili§ ile 'ahiref hakkmdaki ayetlerin miihim bir s1rnm, on iki mantikh ve makul temsille, on iki kesin ve a§ikar hakikatle tefsir eder. Bununla beraber ahirete imam o kadar kuwetli bir §ekilde ispat eder ki, biitiin biitiin kalbi olmemi§ ve akh sonmemi§ bir insan o ispat kar§1smda teslim olur, Allah'm izniyle imana gelir. imana gelmese de inkardan vazgec;meye mecbur kahr.

ON BiRiNCi SOZ l

0

,.,.

I~ •'..c \_;\ ~ ;,;

J,

-::;

1•11\' @

<.fl"' .)

I~ 1.:'. ~

1 , LA' Ll>'.JP~ , ! 1~<1tr@ 1~. ~r" .J

12 1+.J.~

~ --?~ ..'.Jj

,.,.

,.,.

1~~1\'

\,;\

• _) ~ .)

1,...

@

I~ 1~

't-""'

~::@ 1~ .1....t. LA'

~.J

~

LJ'j ~ cfii :J

,.,.

,...o

\_;\ -~1\' @ • ..r-' .)

.J.

I~~ ·:.., ~.)

~

-::;

•1\'

r...r:--" .)

-. ;~1-@ 1~ !~LA' .. 1r~11-@ .J ~.J .J ~ .J, .J

0 ~_µij ayetlerinin yiiksek ve geni§ bir hakikatine ;>ems suresinin mucizevi bir §ekilde i§aret ettigini, kainati muntazam bir saray suretinde gosterdigini yiice ve ku§abc1 bir temsil ile bildirir. insanm mahiyetindeki kulluk vazifesini, donammm1 ve Cenab-1 Hakk'm rububiyetinin c;e§itli tecellilerine kullukla kar§1hk vermesini giizelce izah eder. ;>ems suresinin mucizevi i§aretini ve en biiyiik dairede muazzam bir rububiyeti kamil kullukla harika bir §ekilde kar§ila§tinr. 0

ON iKiNCi SOZ 14

j;, ~~j ~d;r ~~j ,

13

\_r.;S' 1_r.;. ~) .Ll ~I..:., Ji~ j ayetlerinin

"i§te bak, Allah'm rahmetinin eserlerine, olmil§ topraga nasd hayat veriyor! i§te bunlan yapan kim ise, olilleri de 0 diriltecektir. 0, her §eye hakkiyla kadirdir." (Rum suresi, 30/50) 12 "Gilne§e ve onun aydmhgma .. onu izledigi zaman aya .. dilnyay1 ac,;1ga c,;ikaran gilndilze .. onu bilrilyilp saran geceye .. gage ve onu bina edene .. yere ve onu yay1p d6§eyene .. her bir nefse ve onu dilzenleyene .. ona hem kotiililgu, hem de ondan sakmma yolunu ilham edene yemin olsun ki: nefsini maddi ve manevi kirlerden armdrran kurtulu§a erer. Onu giinahlarla orten ise ziyana ugrar." (;lems suresi, 91/1-10) 13 "Kime hikmet nasip edilmi§se dogrusu, bilyilk bir hayra mazhar olmu§tur." (Bakara suresi, 2/269) 14 "Biz Kur'an'1 hak olarak indirdik. 0 da hakkin ve gerc,;egin ta kendisi olarak indi. Seni de ey Resulilm, sadece rahmetle miljdelemen ve inanmayanlan ise azapla uyarman ic,;in gonderdik." (isra suresi, 17/105) 11


FiHRiST 929

ve Kur' an hikmetinin fazileti hakkmdaki yilzlerce ayetin milhim bir hakikatini felsefe ile Kur' an hikmetini kar§ila§hrarak gayet parlak bir temsil ile tefsir eder. Kur'an'm bir mucizesini, i'cazm1, onun kar§tsmda felsefenin aczini ve k1ymetsizligini harika bir §ekilde ispat eder, korlere bile gosterir. Bu Soz, On Birinci Soz gibi gayet milhimdir. Herkes onlara muhtac;hr.

ON

O<;ONCU soz

Birinci makam "

~

"';:"

15~ • ~~It~" ~LA...;. ~~ .JJ ,

16~ ~

-~ .r

'

J."

l.4 iJ\·';t\ ,r

~ ~

.>

,,,,,.

S·"' ..r'J ve l.4' J

"'

-!.

•t\

f'--::'

;:;

~~ l.4~

..,/

ayetlerinin, Kur' an hikmetinin kutsiyeti, geni§ligi ve §iirden istignas1 hakkmdaki ayetlerin milhim bir s1rnm tefsir eder. Kur'an-1 Mucizil'l Beyan'm yilksek mucizevl hikmetini felsefenin k1ymetsiz ve dar hikmeti ile k1yaslar. Kur'an hikmetindeki ku§ahc1hg1 ve geni§ligi, felsefenin fakr ve iflasm1 k1saca beyan eder. Kur'an'm §iirden istignasmm ve ona tenezzill etmemesinin sebebinin, Kur' an hakikatlerinin yilksekligi ve parlakhg1 oldugunu gosterir. Ve milhim bir temsil ile Kur'an'm bir mucizelik yonilnil bildirir.

ikinci Makam Genc;ligi dalaletin, haram zevk ve eglencelerin uc;urumuna dil§mekten kurtaran, imanda bu dilnyada dahi hakiki bir cennet lezzeti, dalfilette ise bir cehennem azab1 ve s1kmh bulundugunu orneklerle izah ve ispat eden bir derstir.

ikinci Makamm Ha§iyesi Mahpuslara teselli olan dart mektuptur.

ikinci Makamm Zeyli Kadir Gecesi'nde ihtar edilen milhim bir meseledir.

Meyve Risalesi'nden Altmc1 Mesele Hiive Niiktesi 15 16

"Biz Kur'an'1 mii'minlere §ifa ve rahmet olarak indiririz." (isra suresi, 17/82) "Biz Resul'e Kur'an ogrettik, §iir ogretmedik, o zaten ona yara§maz." (Yasin suresi, 36/69)


930 SbZLER

ON DORDUNCU SOZ Dar ak1llara s1gmayan bir k1s1m yiiksek ve geni§ Kur' an hakikatlerini, goziimiizle g6rdiigiimiiz benzer misallerle anlay1§1m1za yakla§hnr. Mesela: 18. '._,8' ·-91 ts':i'J'':f',17t5\i..... '.,~\'u\''~I\ ;f.::. / (..r::-:-4 ' / <../- ~ ~ . .} . j / J_ (!,- ', / <../- uP j j / r-- ~ '(-,~ u~ <tl j J-. ~ ,)\ tf.i. ~\'\ r, '\Lt,J : 200Y'7 • -> 111• r,r '\~I. , 19 ~ ,~ ,. . ..:..u__,.L:: . . ,. -SI-:' r--~11,J 21 ~\ '9~ ¥-L.:ll ayetlerinin gayet yiiksek ~e geni§ hakikatlerini temsil ve benzetmelerle akla kabul ettirir, kalbi ikna eden bir tarzda bildirir. On Dordiincii Soz'iin Hatimesi Gafil kafaya bir tokmak ve bir ibret dersidir. Sonunda nefs-i emmareye tesirli bir ikaz sillesi var. Nefsine esir olan biri bunu okusa ve kabul etse o esaretten kurtulur. On Dordiincii Soz'iin Zeyli Zelzele hakkmdaki alh miihim soruya cevaphr.

eili

ON BE~iNCi SOZ 22 .

1_LllJ/ ~ ~j , , t;,l'l ;;~, ' ~..8JJ1 ~~\ tf .JC::. .-> jjJ, ayetinin ve me-

i...r:':' -

j

leklerle §eytanlann miicadel~leri hakkmdaki ayetlerin, astronomi ile me§gul olanlarm dar ak1llanna s1gmayan miihim bir s1mm, "Yedi Basamak" i<;:inde yedi saglam deli! ve bir mukaddime ile tefsir eder. ~u ayetin semasmdan §eytanm akla dii§iirdiigii §iipheleri ta§lay1p kovar.

On Be§inci Soz'iin Zeyli Kur'an'm Allah kelam1 ve Hazreti Muhammed' in (aleyhissalata vesselam) Allah'm resulii oldugunu ikna edici delillerle ispatlayan, miinaza-

ra tarzmda yazilm1§ belagatli bir risaledir.

17 18

19

20

21

22

"Rabbiniz o Allah'tir ki gokleri ve yeri alh gunde yaratt1." (A'raf suresi, 7/54; YU.nus suresi, 10/3; Hud suresi, 11/3; Hadid suresi, 57/4) "Ya§ ve kuru hi<.;bir §ey yoktur ki ac.;1k, net bir kitapta bulunmasm." (En' am suresi, 6/59) "Halbuki butun bir gokler alemi bukulmti§ olarak Allah'm elinin i<.;indedir." (Zumer suresi, 39/67) "Bir §eyi dilediginde O'nun buyrugu, sadece '01!' demektir, hemen oluverir. .. " (Yasin suresi, 36/83) "Kiyametin kopmas1 ise, ba§ka degil, ancak goz a<.;ip kapama (yahut daha da kisa bir anda) olup biter." (Nahl suresi, 16/77) "Ger<.;ek §U ki, yere en yakm olan gogu lambalarla donatt1k ve onlardan bir k1smm1 §eytanlara ahlan mermiler yaptik." (Ml.ilk suresi, 67/5)


FiHRiST

931

ON ALTINCI SOZ

JS .s~ ~~ ~;1 0~@ 0H :Ji J_,% ~t ~ ~1) 1I~r;;t ~~

0)..;:-:) ~µ ~.}

ayetlerinin ve pek c;ok ayetin ifade ettigi: "Cenab-1 Hakk'm Zat'mm ehadiyeti ile icraatmm kulliyeti; birligi ile yard1mc1s12 rububiyetinin umumiyeti; tekligiyle ortaks1z tasarruflannm ku§abc1hg1; mekandan munezzeh olmakla beraber her yerde haw bulunmas1; sonsuz ulviyetiyle beraber her §eye yakm olmas1 ve bir tek Ehad Zat olmakla beraber her §eyi bizzat elinde tutmas1" yuce hakikatlerinin gayet muhim bir Simm "Dort $ua" ile tefsir eder. 0 hakikatleri yolunu §a§irmam1§ ak1llara, selim kalblere teslim ettirir.

23

ON YEDiNCi SOZ ~ (.r>" ~, • t ~ ·''-t ·'~kt ~· ·\J1 c.;f;:. LA(\;;.~\ .r:-:- 1~1 ~ _j ~ j . • 25.Wj ~ ~~ ~lll ~_#Ji LAj, 24 \j_?.- \~ ~:fc. ayetlerinin ve hayat lez~ LA

0-Lt>J _r; . ~\'@ LJ

r-

zeti ic;inde olum elemi, sevinc; ve kavu§ma ic;inde yokluk elemi hakkmdaki ayetlerin muhim bir Simm, Kahhar ismine kar§l Rahman isminin bir cilvesini gayet giizel bir surette gostererek tefsir eder. Muminler ic;in dunyanm seyyar bir ticaret yeri, gec;ici bir misafirhane, birkac; giinluk bir sergi, k1sa bir muddet ic;in i§leyen bir tezgah ve ah§veri§ ic;in yo! UStiinde kuru!mU§ bir pazar o!dugunu gosterip insana dunyadan berzaha ve ahirete dogru olan seyahatini sevdirir. 0 seyahatin deh§etini yok eder. Bu Soz'un sonunda baz1 nushalarda "Siyah Dutun Meyvesi" ad1yla k1ymetli ve cazibeli, §iire benzer birkac; hakikat var.

ON SEKiZiNCi SOZ Bu Soz "iki Makam"d1r. ikinci Makam'1 yazilmam1§br. Birinci Makam ii<; "Nokta" dan o!U§UL 23

24

25

"Bir §eyi dilediginde O'nun buyrugu, sadece '01!' demektir, hemen oluverir... Subhandir, munezzehdir o Zat ki, her §ey uzerinde hakimiyet elindedir. Ve hepinizin de donli§il, O'na olacaktir." (Yasin suresi, 36/82-83) "Biz, dunyada bulunan her §eyi ona bir zinet kild1k. Boylece insanlardan kimin daha iyi i§ gen;ekle§tirecegini ortaya koymak istedik. Ve elbette Biz onun ustunde ne varsa hepsini, kupkuru yap1p dumdilz edecegiz." (Kehf suresi, 1817-8) "Dunya hayah bir oyun ve oyalanmadan ba§ka bir §ey degildir." (En'am suresi, 6/32)


932 SOZLER

Birincisi:

26 \

I~:-: :\ ~~ I.J ~• 0l

~I

0r.>:-'-.J ~ , , Iy,:\ ~~ 0.J>' , ,j; U:., ~ if1 ~ ~ , , ' : ':l J--

ayetinin, oviilmeye tutkun, §6hrete miiptela, methedilmeye dii§kiin, bencil nefs-i emmarenin kafasma tedip sillesi vuran bir s1rnm, ikincisi: 27 ~ ~_;, j5" ~l ayetinin, c;:irkin ve kendilerinden bahsedilmesi edebe aykm g6riinen §eylerin giizel yonlerini gosteren bir sirnm, Uri.inci.isi.i: 2,,,~I !'<:'' ~~ · , q~ -11 0 ~ ~ 1~:< 01 ayetinin Res0.1-u ~ 1-:;:---:: '-I~ ~ r~ ' Ekrem'in (aleyhissa/atil vesselam) peygamberligine dair ince fakat kuvvetli bir delilini gosteren bir s1rnm tefsir eder.

ON DOKUZUNCU SOZ 29 ~_;.<li

~ ~~ ~\ ~\)Jij eJ=)_ ayetinin ve yiizlerce ayetin en muhim hakikati olan Res0.1-u Ekrem'in (aleyhissalatu vesselam) peygamberligini "On Dart Re§ha" ic;:inde on dart ac;:1k, parlak ve saglam delille tefsir ve ispat eder. En inatc;:1 dii§mam dahi susturur. Res0.1-u Ekrem'in (aleyhissalatil vesselam) peygamberligini giine§ gibi gosterir.

YiRMiNCi SOZ iki Makamdir. Birinci Makam: Bakara sO.resinin ba§mda: Hazreti Adem' e meleklerin secdesi, bir inegin kesilmesi ve ta§lardan su c;:1kmas1 hakkmdaki ii<;: miihim ayete <lair §eytanm gayet miithi§ ii<;: §iiphesini oyle bir tarzda reddedip c;:iiriitiir ki, §eytam ve §eytan gibi insanlan peri§an ederek boyle hilelerden vazgec;:irir. (iinkii onlar, tenkit ve itirazlanyla mucizelik panlt1larmm kap1sm1 ac;:tird1lar. 0 uc;: ayetten ii<;: mucizelik panlhs1 g6riindii. ikinci Makam: Peygamberlerin (aleyhimusselam) mucizelerinin yiiziinde parlayan bir Kur'an mucizesini gosterir. Peygamber mucizeleri 26

27

28

29

"Yaphklarmdan oturu sevinen, obur taraftan yapmad1klan i§lerden dolay1 oviilmek isteyen kimselerin sakm azaptan yakay1 kurtaracaklanm sanma!" (Al-i imran sO.resi, 3/188) "(0 Allah ki), yaratt1g1 her §eyi guzel ve muhkem yaph." (Secde sO.resi, 32/7) "Ey insanlar, eger Allah'1 seviyorsamz, gelin bana uyun ki Allah da sizi sevsin." (Al-i imran sO.resi, 3/31) "Ya sin, Hikmetli Kur'ana andolsun: Sen elbette gonderilen resO.llerdensin." (Yasin sO.resi, 36/1-3)


FiHRiST

933

hakkmdaki Kur' an ayetlerinin ne kadar manidar ve hikmetli oldugunu bildirir. Ve Kur'an'da ke§fedilmeyi bekleyen pek c;ok define bulundugunu hahrlahr.

YiRMi BiRiNCi SOZ iki Makamdlr. Birinci Makam: Namazm k1ymetini ve faydasm1 oyle giizel bir tarzda gosterir ki, en tembel ve gilnahkar insanda dahi namaza kar§l bir arzu uyandmr, onu gayrete getirir. ikinci Makam: ~eytamn c;ok kulland1g1 milhim §ilpheleri c;ilriltilr. Vesveseleriyle milminlerin kalbinde ac;hg1 yaralann be§i ic;in gilzel merhemler tarif eder.

YiRMi iKiNCi SOZ /

31 ~~

"'..J.

,,J.

,,.

J.,..

J5 &1.>- '.i..lll ,

l

-;;

'

';"'"

~

..

,..

'::.!~ d.l~ '::.1 ~\ ~1..9

ayetlerii:iin ve hakiki tevhid hakkmdaki yilzlerce ayetin milhim bir hakikatini "lki Makam" ile tefsir eder. Birinci Makam: Gayet giizel, parlak ve kuvvetli bir temsili hikaye ve on iki basamak hilkmilnde "On iki Delil" ile Cenab-1 Hakk'm birligini o kadar ac;1k bir §ekilde ispatlar ki, en inatc;1 mil§rikleri bile tevhidi kabul etmeye mecbur b1Tak1r. Kolay fakat kuvvetli, basit fakat parlak bir surette Vacib-ul Vucud'un varhg1m, birligini ve ehadiyetini butiln s1fat ve isimleriyle ispat eder. ikinci Makam: Tevhid hakikatini, hakiki tevhidi "On iki Lem'a" ile ispatlar. Temsill bir hikayenin perdesi altmda on iki a<_;1k delil ile Cenab-1 Hakk'm birligini gosterir. Celal, cemal ve kemal vas1flanm vahdaniyet ic;inde ispat eder. 0 deliller o kadar ac;1khr ki, hic;bir §ilpheye yer blrakmaz. Ve o kadar ku§ahc1d1T!ar ki, Cenab-1 Hakk'1 bilmeye kainattaki varhklar, belki zerreler say1smca pencereler ac;arlar. Bu makam, Vacib-ill Vucud'un varhgm1, butiln sifat ve isimleriyle en inatc;Iiara kar§1 boyle ispat eder.

30

31

3().o.i..lll

"O halde §U gen;egi hie_; unutma ki: Allah'tan ba§ka ilah yoktur." (Muhammed suresi, 47/19) "Her §eyi yaratan Allah'hr." (Ziimer suresi, 39/62)


934

SOZLER

YiRMi Oc;ONCO soz 1_,:;i ~~1,~l@ ~~ ~t ~c~~:; p@ ~f ~t J0~~1 df.;. lif 32 ..:;.-~W:JI

l_µj ayetlerinin ve pek r;ok benzer ayetin imana <lair, insanm terakkisine ve ai<;;almasma sebep olan hakikatlerini "Be§ Nokta" ve "Be§ Nukte" i<;inde herkese bakan ve herkesin ona muhta<; oldugu on "Bahis" ile tefsir eder. insanm kabiliyetlerini ve vazifelerini gayet makul ve makbul bir surette bildirir. Bu Soz §imdiye kadar binlerce insam gaflet uykusundan uyandird1g1 gibi, r;oklanm da imana getirmi§tir. Gayet k1ymetli ve yilksek olmakla beraber, temsillerle anlamay1 kolayla§hrm1§hr, herkes onun dilini anlar.

YiRMi DORDUNCO soz 33

_;.:;j\ ~~~\ ~ y;, ~l ~l ~kl ayetinin ve Cenab-1 Hakk'm isim-

lerinin cilveleri hakkmdaktbi;r;ok ayetin muazzam bir hakikatini "Be§ Dal" ad1yla milhim bahislerle tefsir eder. Birinci ve ikinci Dal'lan milhim s1rlarm 6zeti mahiyetinde birer hazinedir. Or;uncil Dal, hadisler hakkmda akla dil§en §ilpheleri on iki kaide ile reddeder. 0 §ilpheleri kokilnden keser. Dordilncil Dal, kainat saraymda istihdam edilen bitki, hayvan, insan ve melek topluluklannm istihdamlannm s1rnm, gilzel kulluk ve tesbih vazifolerini ve Cenab-1 Hakk'm rububiyetinin ha§metini cazibeli bir tarzda bildirir. Be§inci Dal, _;.:;Ji~~~\~ y;, ~l ~l ~kl ayetinin nurani agacmm hadsiz meyvelerinden be§ini gayet p~rl~k ve gilzel bir surette g6sterir. Bu be§ meyve ile Otuz Birinci Soz'iln sonundaki be§ meyve <;ok tatl1dir; tath ilim isteyenler onlan okusun.

YiRMi BE~iNCi SOZ ·l-~5:l-:LJio~l11.JJ. ,:_.1~l~t L~_\1- ,:':11~1 ..1c.rH Y . , r c..r:-: Y . ~ if:"" .J i..r' • , . J-: 341.r.J; ~~~ 1•s b•! 0t5 ayetinin hakikatini do~ulayar{ yilzlerce ayetin , r Y .J , , , .

32

"Biz insam en milkemmel surette yaratt1k. Sonra da onu en a§ag1 seviyeye dil§ilrdilk. Ancak iman edip gilzel ve makbul i§ler yapanlar milstesnad1r." (Tin suresi, 95/4-6)

33

34

"O'dur Allah. O'ndan ba§ka yoktur ilah. Hep O'nundur, en gilzel isimler ve vas1flar." (isra suresi, 17/110; Taha suresi, 20/8; Ha§ir suresi, 59/24) "De ki: Yemin ederim! Eger insanlar ve cinler, bu Kur'an'm benzerini yapmak ic;in bir araya toplansalar, hatta birbirlerine destek olup gilc;lerini birle§tirseler bile, yine de onun gibi bir kitap meydana getiremezler." (isra suresi, 17/88)


FiHRiST 935

en muhim hakikatlerinden olan Kur' an mucizelerini gosterir. Oc;: ~ua ic;:inde ktrk mucizelik yarn1nu beyan ve tefsir eder. Kur'an'm Allah kelam1 oldugunu, I§Igm gune§in varhgm1 gastermesi gibi gasterir ve ispatlar. Gerc;:i ilk yans1 suratle telif edilmi§tir, fakat kalb huzuru ile yaz1ld1g1 i<;;in izahhdtr. ikinci yans1 ise baz1 muhim sebeplerden dolay1 k1sa, azet halinde kalmI§hr. Bununla beraber bu mubarek Saz hangi fikirde olursa olsun, her insan tabakasma Kur'an'm mucizeligini gasterir ve ispat eder. Bu Saz §imdiye kadar Kur'an'm i'caz1 kar§tsmda birc;:ok inatc;:1y1 boyun egdirmi§, secde ettirmi§tir.

YiRMi ALTINCI pLll '"'

s6z

X-~L:::..,a.;.f,. ,j, 1<-, e .. "'"-? u.../

>;'-:f--

35 p

l!~Jjj,:. ~I:. !J·:.:'.Lla~I~ !Sh,,. ~1::"''-:? ....j, '.,.. 0la -;, ,,J '-'-- 7'

,,,,~,,

_,I

36 ~

ayetlerinin "kadere" ve "haytr ve §errin Allah'tan olduguna" iman~ dair esaslan ispatlayan muhim bir hakikatini dart "Bahis" ile ayle bir §ekilde tefsir eder ki, havas tabakanm bile fikirlerinin yeti§emedigi kader strlanm avam tabakanm zihinlerine yakla§hnp anlahr. Hatime'sinde en k1sa, en selametli ve dogru yolun esaslanm "Dort F1kra" ic;:inde gasterir. Nefsin temizlenmesine ve ruhun kemal vas1flanm kazanmasma sebep olan dart muhim ders verir. Hatime'nin sonunda alh mesele var ki, biri Fetih suresinin sonundaki ayetin bir i' caz s1mm ac;:ar.

YiRMi YEDiNCi ,,

,,.

1

,,

_).

s6z :;;

,,.

;o

{

J

,,.

_).

,,.

t~ 1_:;.( ~ ..i.JI ~ ,,: J ';I\ JI~ S' '.I' u:, , ~ r '')ii Jw,I JI' u ,Y"' Y • .J J y.J 37 >W ~I 01k· ~II ,(,f':J ~,, ~<·le. ~I 'I':..~ ~yetini~ ve benzer,ayetlerin ., ~ . r"7 J.J r~ , u-)f'.t' ,,: y.J ~

ic;:tihada dair muhim bir hakikatini tefsir eder. Bu zamanda hadlerini a§tp ic;:tihattan dem vuranlara hadlerini bildirir, mezheplerin g6rli.§ farkhhklannm s1rnm guzelce beyan eder. "Bugun eski devirlerdeki gibi ic;:tihat edebiliriz." diyenlerin ne kadar hata ettiklerini ispatlar. Bu Saz, "Zeyl"inde Sahabe-i Guzin'in mertebelerinin evliyadan yuksek 35

36 37

"Hic:;bir §ey yoktur ki onu meydana getiren hazinelerin anahtarlan elimizde olmasm. Biz onu ancak belirli bir olc:;i.i ile indiririz." (Hier suresi, 15/21) "Velhasil her bir §eyi, apac:;1k bir Kitap'ta say1p doken Biziz." (Yasin suresi, 36/12) "Halbuki onlar bu haberi Peygamber' e ve aralarmdaki yetkili zatlara arz etselerdi elbette i§in ic:; yi.izi.ini.i ara§hnp ortaya c:;1karanlar, onun mahiyetini, haberin neye i§aret ettigini bilirlerdi. Eger Allah'm li.ituf ve rahmeti i.izerinizde olmasayd1, pek azm1z haric:; hepiniz §eytana uymu§ gitmi§tiniz." (Nisa suresi, 4/83)


936

SOZLER

oldugunu gayet parlak bir surette ve ac;1kc;a gosterir. Sahabenin insanhk ic;inde peygamberlerden soma en sec;kin §ahsiyetler oldugunu ve onlara yeti§ilemeyecegini kesin bir §ekilde ispat eder.

YiRMi SEKiZiNCi SOZ

LJ5- ~~\11 ~ u:: ul.'.:>- !~f 01 uL;Jl1Ji I L:, I ~,\ ~ lll ~,, ~/.'-' ' . r- , , , '~ J J-4 ,J!., _r:'.J 0

)1

1::~ !~f, 1: 't"-;: r-J '"+:

,

u

: G·' ,...:J11.lJ. 1y \~ ~:JJ o''' : 1~:_ 1'J., JJ ,J>-' ~ '"r'.'. 7 ) ) 38 Z.,J~t_;.. ~ ~/;~~ t_ljj aye'tini~ cennete ve e'bed! saadete d~ir <\.;

'.

1yq,J u. 1:~

;

~

\..;;>,

hakikatini dogrulayan ytizlerce ayetin mtihim bir hakikatini iki makamda tefsir eder. Birinci Makam: Be§ soru ve cevap ile cennetteki cisman! lezzetler ve huriler hakkmda tenkit sebebi olmu§ meseleleri 6yle gtizel bir surette anlattr ki, herkesi ikna eder. ikinci Makam: 39 Arapc;a ibare olarak on iki lasiyyema40 kelimesiyle ba§lar. Oltimden soma dirili§e, cennet ve cehennemin hakikat olduguna dair gayet kuwetli, kesin, sarstlmaz binlerce delili ic;eren ac;ik bir burhandtr ki, Onuncu Soz'tin kaynag1, esas1 ve 6ztidtir.

YiRMi DOKUZUNCU SOZ ~I ~L.:JI , 1lJ'42 ,, 1: , ~I\ 1;, 4lo ,, i)~L L ~, ~I\' ~I j~:; ;, Y'., J '-1:..J-!° ~ L_J..r u , ~--:'. , ;~ 't"-;: (_J..!' J , r' 44 0.:\;..\, ~:< '91 °~~: ':J, !<"~\.:;_LA 43 ~,j) ~ ,_,\1 -~f< ayetlerinin ve ' , J ~ ' ~ J ,. ..T ..T J f+""':' c-0

0

0

\

ytizlerce ayeti~ oltimden soma dirili§e, ruhur{ bekS.sma ve meleklere

"iman eden ve iyi i§ler i§leyen milminlere mi.ijde ver ki, altmda nehirler akan cennetler onlanndir. 0 cennetlerden bir meyve yedikleri zaman, 'Bu, bundan evvel yedigimiz meyvedir.' derler. Birbirine benzer bir surette nz1klan getirilip verilir. Ve o cennetlerde, onlar ii;in temiz kadmlar vard1r. Ve onlar, o cennetlerde de daim! bir §ekilde kalacaklard1r." (Bakara suresi, 2/25) 39 Yirmi Sekizinci Si:iz'i.in ikinci Makam1, Mesnevf-i Nuriye' deki "Lasiyemmalar" risalesidir. 40 Bilhassa, en c;ok. 41 "O gece Rablerinin izniyle Ruh ve melekler, her ti.irli.i i§ ii;in iner de iner. .. " (Kadir suresi, 97/4) 42 "De ki: 'Ruh, Rabbimin bir emri, emir aleminden bir tecellisidir."' (isra suresi,

38

17/85) 43

44

"Kiyametin kopmas1 ise, ba§ka degil, ancak gi:iz ac;ip kapama yahut daha da k1sa bir anda olup biter." (Nahl suresi, 16/77) "Sizin hepinizi yaratmak da, i:ili.imilnilziln ardmdan (ahirette) hepinizi diriltmek de (O'nun ii;in) ancak bir ki§iyi yaratmak ve diriltmek gibidir." (Lokman suresi, 31/28)


FiHRiST

937

<lair uc; muhim hakikatini tefsir eder. Ruhun olumsuz oldugunu oyle guzel bir §ekilde ispatlar ki, bedenin var olmas1 gibi ruhun da baki oldugunu gbsterir. Meleklerin varhgm1, Amerika' daki insanlann varhklan gibi ispat eder. Ha§ir ve k1yametin varhgm1 ve gerc;ekle§eceklerini o kadar mant1kh ve akla dayanan delillerle gbsterir ki, hic;bir felsefeci, hic;bir inkarc1 itiraza mecal bulamaz; teslim olmasa bile susar. Bilhassa sonundaki "ince Bir Nukte" adh k1s1mda buyuk ha§ri gerektiren sebepleri ve hikmetleri byle bir tarzda beyan eder ki, kainatm tils1mmm uc; muammasmdan birini gayet parlak bir §ekilde c;ozer. 45 HA$iYE

OTUZUNCU SOZ

J ~5~ j~ ~ ~~ :J 01 d~ 4~~) ~ ,-?~ jjj 4}j ~ ~ jj '-:'l:? J_ '11 _r.Si 'lj ~i ~ j....oi 'lj ud'j"ll J_ :Jj -?I~\ ayetleri@

47 ~

nln 've 'insa~ be~ligi ile zerrelerin hareketlerinin h~kikatine <lair indirilen ayetlerin iki muhim s1mrn iki "Maksat" ile bildirir. Birinci Maksat, insan benliginin hayret verici muammasm1 c;ozerek din ve felsefe silsilelerinin kaynaklanm gayet parlak bir tarzda gbsterir. ikinci Maksat, zerrelerin hareketlerinin tils1m1rn ke§feder. 0 hareketlerin ne kadar hikmetli ve muntazam oldugunu gbsterir. Bullin o zerrelerin, Sultan-1 Ezeli'nin muhte§em ve muazzam bir ordusu, itaatkar memurlan oldugunu kesin delillerle ispat eder. Yirmi Dokuzuncu Soz nasil ki kainatm tils1mmm uc; muammasmdan birini ke§fetmi§tir. Otuzuncu Soz de ak1llan hayrette birakan ve felsefecileri sersemle§tiren o tils1mm uc; muammasmdan ikincisini c;ozmll§llir. Bilhassa Hatime'sinde yedi hikmet ve yedi buyuk kanun ile bir ism-i azamm tecellisini gbstererek zerrelerin hareketlerinin hikmetini kesin ve parlak bir surette bildirir. Canhlann cisimlerini o zerrelerin seyr Q seferine bir misafirhane, bir ki§la ve bir mektep hukmunde gbsterir, bunu ispat eder. 45

46

47

Yirmi Dokuzuncu Soz'un gozle gorunen bir kerameti var: On alt! sayfasmda iradesiz, zorlamas1z her sayfanm satirlarmm ba§ma on alt! elif gelmi§tir. Bu tevafuku gormek isteyenler, Arap harfleriyle yazilm1§ nushasma bakabilirler. "Nefsini maddi ve manevi kirlerden armd!fan kurtulu§a erer. Onu gunahlarla orten ise ziyana ugrar." ($ems suresi, 91/9-10) "O gayblan bilen oyle bir Zat'tlf ki O'nun ilminden goklerde ve yerde zerre miktan bir §ey bile kac;amaz. Zerreden daha kuc;uk ve daha buyuk hic;bir §ey yoktur ki her §eyi ac;1klayan Kitap'ta (levh-i mahfuz'da) bulunmasm."(Sebe suresi, 34/3)

HA$iYE


938

SiiZLER

OTUZ BiRiNCi l?J1, ~~\

49,c ~ '"" J '

\)\ •/

s6z

~~ J~ r,1.rJ1 ~\ ,~ *5 ~~ 1..5_µ1 l?~\ c:,~

4 ~~I, -'I\ ~~I ~~ 3 s, ~ •/ J' ,,, '

ti• /

Gi.sl : ~.r, ~, ~ J~ LS'LS ayetleri/ • ~ j ' /

nin hakikatini teyit eden ayetlerin en muhim hakikatlerinden olan Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/ata vesselam) Mirac'm1, o Mirac i<;indeki kemalat-1 Muhammediyeyi (aleyhissa/8.ta vesselam), o kemal vas1flan i<;inde Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/8.ta vesselam) peygamberligini ve o peygamberlik i<;inde pek <;ok rububiyet smm1 tefsir ve kesin delillerle ispat eder. <.;e§itli tabakalara mensup insanlardan kim bu risaleyi gorduyse hayran olmu§, onun akildan uzak gorulen Mirac meselesini en a<;1k, vacip ve gerekli tarzda gosterdigini kabul etmi§tir. Bilhassa son k1smmda Mirac'm nuranl agacmm be§ yuz meyvesinden be§ini o kadar guzel tasvir eder ki, zerre kadar zevki ve §Uuru bulunan onlara meftun olur. Otuz Birinci Soz'iin Zeyli: Aym Yanlmas1 mucizesine bu asrm felsefecilerinin itirazlanm "Be§ Nokta" ile gayet kesin bir §ekilde reddeder. 0 hadisenin ger<;ekle§mesine hi<;bir engel bulunmad1gm1 gosterir. Ve sonunda da be§ "Nokta" ile o mucizenin ger<;ekle§tigini k1saca ispatlar. Resul-u Ekrem'in (aleyhissa/8.til vesse/am) ay1 parmag1yla ikiye boldugunu gune§ gibi gosterir.

OTUZ iKiNCi

s6z

O<; Mevk1ftir. 1" "" ; ,;;.1 .1 Birinci Mevkif: 51 .:i. ~-..~W<l.!ll ® ..G-1 <l.!ll f> i_J.;, 50 l:i.J..::.AJ 4ii\ '11 ~\ ~ L.ilS jJ ayetinin ve yuzlerce ayetin Cenab-1 Hakk'm birligine dair en 'mo.him hakikatini oyle bir §ekilde ispat eder ki, §irk ve kufUr yolunun akil d1§1 ve imkans1z oldugunu gosterir. Kainattan kufUr ve §irki kovar. Cenab-1 )l

48

49

50

51

")l

,,. ,,,.

,,,,,

GS

""

1

_

,,.

,,,

,,,

"Bir gece, kendisine baZJ delillerimizi gosterelim diye kulu Muhammed\ Mescid-i Haram'dan, <;evresini milbarek k1ld1g1m1z Mescid-i Aksa'ya gotilren 0 Zat'm §am yilcedir, biltiln eksikliklerden uzakttr. Ger<;ekten, her §eyi i§iten, her §eyi goren O'dur,'' (isra suresi, 17/1) "Kayan y1ld1za yemin olsun ki!'' (Necm suresi, 53/1) "Eger gokte ve yerde, Allah'tan ba§ka ilahlar bulunsayd1 oralann nizam1 bozulurdu." (Enbiya suresi, 21/22) "De ki: 0, Allah birdir. Allah Samed'dir (Her §ey O'na muhta<;, 0 ise hi<;bir §eye muhta<; degildir.)." (ihlas suresi, 112/1-2)


FiHRiST

939

Hakk' m birligine zerreler adedince delil bulundugunu beyan eder. Gayet latif, ytiksek ve mantikh bir temsili konw~ma ile hadsiz geni§likteki meseleleri bildirir. "Birinci Mevk1f'a Ktic;tik Bir Zeyl"de gayet ince birkac; mesele var ki, hakikat olduklan halde §iirin en parlak ve geni§ hayallerinden daha parlak, daha geni§tirler. ikinci Mevkif: ~\ ~\ w ~\ Y, jJ ayetlerinin hakikatine dair ehadiyet s1rn ve vahdet hakkmda akla gelen §tiphe ve vehimleri yok eder. inkarctlarm tevhid ehline kar§t itirazlanm kesinlikle reddeder. Kur'an ayetlerinin Cenab-1 Hakk'm birligine dair mucizevl ispatlanm Birinci Mevk1f'tan daha kuvvetli bir §ekilde g6sterir. Ehadiyet-i Zatiye ile btittin e§yay1 birden, bir anda tedbir ve terbiye ettigini bildiren muazzam Kur'an hakikatini gayet gtizel ve ac;1k bir temsille ispatlar. Akh iknaya, kalbi teslime mecbur birak1r. Bilhassa bu ikinci Mevk1f'm "Hatime"sinden once ikinci temsilin neticesinde Zat-1 Akdes-i ilahiye'den hic;bir §eyin saklanamayacagm1 .. hic;bir ferdin O'ndan uzak kalamayacagm1, hic;bir §ahsm mukaddes bir ktilliyet kazanmadan O'na yana§amayacagm1 .. rubO.biyetinde ve tasarrufunda bir i§in digerine mani olmad1gm1.. hic;bir yerin O'nun huzurundan uzak kalmad1gm1.. "her §eyi g6ren ve i§iten" s1fatlannm cilveleri bulundugunu .. e§ya silsilesinin, O'nun emirlerinin stiratle gerc;ekle§mesi ic_;in birer tel, birer damar htikmtine gec;tigini.. sebeplerin ve vas1talann, icraatma sirf zahirl birer perde oldugunu .. hic;bir yerde bulunmad1g1 halde o Za.t'm ilim ve kudretiyle her yerde bulundugunu .. hic;bir mekana muhtac; olmad1gm1.. uzakhk, gtic;ltik ve varhk tabakalarmm perdelerinin O'nun her §eye yakmhgma, her §eyde tasarrufuna ve her §eyi g6rmesine mani olmad1g1m .. mad di, mtimktin, kesif, say1ca c;ok ve smirh §eylerin hususiyetlerinin, O'nun izzetinin yamacma yana§amad1gm1.. degi§im, mekana muhtac; olma, k1s1mlara aynlma gibi §eylerden uzak, mtinezzeh, annm1§ ve mukaddes oldugunu gayet gtizel bir §ekilde ispatlar. Bu ikinci Mevk1f'm Hatime'sindeki ehadiyet sirrma dair Arapc;a ibare gayet mtihim bir k1smmm terctimesiyle beraber parlak bir surette c;ok mtihim meseleleri ifade eder. Bilhassa insanm amelleriyle hesaba c;ekilmesi ic;in ha§ri yaratmak, koca kainati degi§tirmek, y1k1p yeniden in§a etmek sirrm1 bildirir.

J;..1


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.