Zincirlerimizden başka kaybedecek şeyimiz yok ama kazanacağımız bir dünya var.
iscinin sesi ,, 2011
1.
sayı
Ocak
İşçi Bülteni ücretsizdir
Kıdem Hakkımızı Gaspettirmeyiz! Rekabet ve maliyet kısmı açısından bakıldığında önemli tartışmalardan bir tanesi kıdem tazminatının işverenler üzerinde “yük” olduğudur. Bugünlerde gündeme gelmesinin bir başka boyutu yaşanan cari açıkla ilgidir. Fonda biriktirilecek paralar mali piyasalara aktarılmak isteniyor. Kıdem tazminatının işverenler açısından
karşılığı yüzde 8.3'e denk gelen, yani 12 ay çalışıp 13 aylık bir para alma diye bakılırsa işverenler yüzde 8.3'ü aşağıya çekmek istiyorlar. Çok çarpıcı bir maliyet düşüklüğüne yol açacağı için önceliklerden biridir. Kıdem tazminatından işçilerin bir bölümünün yararlanması nedeniyle işçiler arasında meşruiyet sağlayacağını düşünüyor.
ASLINDA BiZ ÇOKUZ! Rekabet ve maliyet kısmı açısından bakıldığında önemli tartışmalardan bir tanesi kıdem tazminatının işverenler üzerinde “yük” olduğudur. Bugünlerde gündeme gelmesinin bir başka boyutu yaşanan cari açıkla ilgidir. Fonda biriktirile-
cek paralar mali piyasalara aktarılmak isteniyor. Kıdem tazminatının işverenler açısından karşılığı yüzde 8.3'e denk gelen, yani 12 ay çalışıp 13 aylık bir para alma diye bakılırsa işverenler yüzde 8.3'ü aşağıya çekmek istiyorlar.
KÂR PATRONLARA YOKSULLUK BiZE Haşmetmeapları buyurdu! Tez elektriğe, suya zam yapıla! AKP hükümetinin uygulamaları gittikçe Osmanlı padişahlarının hükümdarlığına dönüyor. Ferman çıkartıyorlar, emekçilerin alınterinden arttırılarak kurulmuş işletmeler
özelleştiriliyor. Ulak dolaştırıyorlar, grevler erteleniyor. Salma salıyorlar yoksulun sırtındaki vergi yükü arttırılı yor! Memura yüzde 2-4 zammı yapmaktan utanmayanlar, işçiye sıfır zam önermekten sıkılmayanlar İstanbul’da suya yüzde 17’den başlayıp yüzde134’ü bulan zam yapmaktan da utanmadılar. Bir tarafta “enflasyonu tek haneli rakamlara indirdik” palavraları, diğer tarafta ortalaması yüzde 75’e denk gelen su zammı. Maaşlara zam söz konusu olunca düşen enflasyonu dillerinden düşürmeyenler
iscinin sesi ,,
Güzel Günler Görecek Miyiz?
2
Haşmetmeapları buyurdu! Tez elektriğe, suya zam yapıla! AKP hükümetinin uygulamaları gittikçe Osmanlı padişahlarının hükümdarlığına dönüyor. Ferman çıkartıyorlar, emekçilerin alınterinden arttırılarak kurulmuş işletmeler özelleştiriliyor. Ulak dolaştırıyorlar, grevler erteleniyor. Salma salıyorlar yoksulun sırtındaki vergi yükü arttırılı yor! Memura yüzde 2-4 zammı yapmaktan utanmayanlar, işçiye sıfır zam önermekten sıkılmayanlar İstanbul’da suya yüzde 17’den başlayıp yüzde134’ü bulan zam yapmaktan da utanmadılar. Bir ta-
Güçlüyüz
İşçiyiz Kıdem tazminatı Rekabet ve maliyet kısmı açısından bakıldığında önemli tartışmalardan bir tanesi kıdem tazminatının işverenler üzerinde “yük” olduğudur. Bugünlerde gündeme gelmesinin bir başka boyutu yaşanan cari açıkla ilgidir. Fonda biriktirilecek paralar mali piyasalara aktarılmak isteniyor. Kıdem tazminatının işverenler açısından karşılığı yüzde 8.3'e denk gelen, yani 12 ay çalışıp 13 aylık bir para alma diye bakılırsa işverenler yüzde 8.3'ü aşağıya çekmek istiyorlar. Çok çarpıcı bir maliyet düşüklüğüne yol açacağı için önceliklerden biridir. Kıdem tazminatından işçilerin bir bölümünün yararlanması nedeniyle işçiler arasında meşruiyet sağlayacağını düşünüyor. Bir dizi çarpıtılmış bilgi nedeniyle bu hakkı kullanamayan işçiler de bunu kullanacaklarını sanıyorlar. Taşeron işçiler kıdem tazminatından yararlanamıyorlar ve yapılacak düzenlemeyle bu haktan yararlanacaklar deniyor. Bu doğru değil çünkü taşeron işçiler de 12 ayı doldururlarsa bu haktan yararlanıyorlar. Bu konuda çok sayıda yargı kararı var ve fiilen de alıyorlar. Kamuoyu algısı böyle olduğu için onu güçlendirmek açısından alamayanların alacağı söyleniyor. Bakanların açıklamalarında, kıdem tazminatı olan yüzde 7-8'lik oranın hakkını mı koruyacağız yoksa büyük çoğunluğun hakkını mı koruyacağız diyerek bu gerçeği çarpıtarak bu çoğunluğu arkasına dizmek istiyor.
rafta “enflasyonu tek haneli rakamlara indirdik” palavraları, diğer tarafta ortalaması yüzde 75’e denk gelen su zammı. Maaşlara zam söz konusu olunca düşen enflasyonu dillerinden düşürmeyenler halkın en temel tüketim maddelerine zam söz konusu olunca birden bire hafızalarını
Ön sıralarda yer almasının nedeni, sermaye açısından bir maliyet unsuru olmasının yanısıra çıkarılması güç olan yasalardan biri olmasıdır. Hükümet elinin en güçlü olduğu dönemde en en köklü değişikliği en öne alıyor. Diğer düzenleme başlıklarına bakıldığında bunlar halen çalışanları kıdem tazminatıyla aynı düzeyde etkilemiyor. Onlar daha çok bir kısmı sonradan işe girecekler, bir kısmı da çalışanlar açısından daha dolaylı etkilenecekleri unsurları içeriyor.
işçilerin kartalı
sınıf mücadeslesinden
portreler
iSMET DEMiR
İsmet Demir, 1925 yılında Eskişehir’de bir işçi çocuğu olarak dünyaya geldi ve hayata bir işçi olarak atıldı. Onun ilk işçilik yıllan, işçi sınıfının kendiliğinden mücadelesi üzerinde ağır baskıların bulunduğu sendikal örgütlenmenin olağanüstü ölçüde kısıtlandığı, grev hakkının yasak olduğu döneme rastlar. “Domuzuna sömürü ve sosyal haklara baskı düzenini az çok düzelten” 27 Mayıs devrimi ile işçi sınıfının kendiliğinden mücadelesi hızlı bir gelişim kaydetti. Sayıları milyonları bulan işçi sendikalarda örgütlenmeye başladı: biricik nefis müdafaası aracı olan grev silahı ile ekonomik mücadelesini geliştirdi.
İşçi sınıfındaki bu canlılık, ileri doğru atılış, yapım işçilerini de etkilemezlik edemedi. Bu işkolu da pek çok greve, direnişe sendikal örgütlenmeye sahne oldu. Karadeniz Ereğlisi’ndeki Foster Wheeler şirketinde girişilen grev hareketi de İsmet Demir’in ilk eylemi ve bir bakıma sendikal mücadelede ilk sınavı oldu. Anılarında, bu grevin kendisi üzerindeki etkisini şöyle anlatır:
“Ereğli olayları bana şu gerçeği öğretti. İnsanları sevmesini ve hiçbir karşılık beklemeden insanlara hizmet etmeyi… Bu gerçeklik bundan böyle hayatıma hâkim olacaktı ve oldu da.”
İsmet Demir’in yürüttüğü mücadelede uğradığı baskılar sayısızdır. Pek çok kez hapse girdi; pek çok kez ölümle karşı karşıya geldi. En yakın mücadele arkadaşlarından Necmettin Giritlioğlu, Aliağa grevi sırasında şehit edildi.
? .
Direnişteki üyelerimizin eş ve çocukları, yakınları ile çalışmakta olan üyelerimizin iş bırakarak sloganlarla A Kapı önüne gelerek katıldıkları basın açıklamasında “Direne direne kazanacağız, İş ekmek yoksa barış da yok, Sendika limana girecek başka yolu yok, İşçiyiz haklıyız kazanacağız, Köle değil işçiyiz sendikayla güçlüyüz, Sendika limana halaylarla girecek” sloganları atıldı.
Basın açıklamasında ilk konuşmayı Genel Sekreterimiz Gürel Yılmaz yaptı. Yılmaz konuşmasında “Mücadelemizin 73. gününde yine limanın A Kapısı önündeyiz. Söylemiştik bizleri işten çıkararak sindiremezsiniz. İşten çıkarmalarla bu mücadeleyi durduramazsınız. Mücadelemizin üzerinden 73 gün geçmesine rağmen emek ve demokrasi güçleri
ile, üyelerimizin eş ve çocukları ile buradayız. İşverenler limanda yaşanan surunu çözmek yerine hala üyelerimizi sindirmeye, onları işleri ile tehdit etmeye çalışarak sorunu çözmeye çalışıyor. 103 işçi arkadaşımızdan sonra dün de bir şoför arkadaşımız da işten çıkarıldı. Arkadaşımızın neden işten çıkarıldığını soran şoför arkadaşlarımıza kullanmaları gereken araçlar verilmeyerek arkadaşlarımızın
iscinin sesi ,,
İşçiyiz Neden Güçlüyüz
3
Tekstil işçileri direniyor! Direnişteki üyelerimizin eş ve çocukları, yakınları ile çalışmakta olan üyelerimizin iş bırakarak sloganlarla A Kapı önüne gelerek katıldıkları basın açıklamasında “Direne direne kazanacağız, İş ekmek yoksa barış da yok, Sendika limana girecek başka yolu yok, İşçiyiz haklıyız kazanacağız, Köle değil işçiyiz sendikayla güçlüyüz, Sendika limana halaylarla girecek” sloganları atıldı. Basın açıklamasında ilk konuşmayı Genel Sekreterimiz Gürel Yılmaz yaptı. Yılmaz konuşmasında “Mücadelemizin 73. gününde yine limanın A Kapısı önündeyiz. Söylemiştik bizleri işten çıkararak sindiremezsiniz. İşten
çıkarmalarla bu mücadeleyi durduramazsınız. Mücadelemizin üzerinden 73 gün geçmesine rağmen emek ve demokrasi güçleri ile, üyelerimizin eş ve çocukları ile buradayız. İşverenler limanda yaşanan surunu çözmek yerine hala üyelerimizi sindirmeye, onları işleri ile tehdit etmeye çalışarak sorunu çözmeye çalışıyor. 103 işçi arkadaşımızdan sonra dün de bir şoför arkadaşımız da işten çıkarıldı. Arkadaşımızın neden işten çıkarıldığını soran şoför arkadaşlarımıza kullanmaları gereken araçlar verilmeyerek arkadaşlarımızın çalışmaları engelleniyor. Bu mücadeleyi kazanımla sonuçlandırıncaya kadar sürdürmekte kararlıyız.
Kara Deryalarda Bir Fenersin Direnişteki üyelerimizin eş ve çocukları, yakınları ile çalışmakta olan üyelerimizin iş bırakarak sloganlarla A Kapı önüne gelerek katıldıkları basın açıklamasında “Direne direne kazanacağız, İş ekmek yoksa barış da yok, Sendika limana girecek başka yolu yok, İşçiyiz haklıyız kazanacağız, Köle değil işçiyiz sendikayla güçlüyüz, Sendika limana halaylarla girecek” sloganları atıldı.
Yine Rimaks yine işten çıkarma saldırısı. Rimaks firması, Bartın’daki fabrikasında sendikalı oldukları için 23 işçiyi işten çıkardı. İşten çıkarmalara karşı eylem yapan işçiler ‘Gerekirse fabrikayı terk etmeyeceğiz’ diyor.
ARka sayfa
Güzelİ
İsmet Demir, 1925 yılında Eskişehir’de bir işçi çocuğu olarak dünyaya geldi ve hayata bir işçi olarak atıldı. Onun ilk işçilik yıllan, işçi sınıfının kendiliğinden mücadelesi üzerinde ağır baskıların bulunduğu