24 Aral›k’tan gelece¤e yürüyoruz! Genç komünistler, uzun, yorucu ve ama bir o kadar da umut yüklü bir çal›flma dönemini geride b›rakt›lar. 24 Aral›k’ta gerçeklefltirilen etkinlik sadece kampanyan›n finali de¤il, ama bununla birlikte çal›flmada bir dönemin sonu ve yeni bir sürecin ilk ad›m›yd›. 10 y›l›m›z bafltan sona onurlu bir yürüyüflü anlatmaktad›r. Kampanya vesilesiyle çokça de¤erlendirdi¤imiz gibi tok, kararl› ve iradeli bir duruflun tarihi olarak ele al›nmal› geçmiflimiz. Elbette geçmiflimizi gözden geçirdi¤imizde birçok hata, eksiklik ve yetersizliklerimiz oldu¤unu çekinmeden söylüyoruz. Bizim üstünlü¤ümüz bu hatalar› tahlil edebilmekte ve gerekti¤i gibi müdahale edebilmektedir. As›l önemli olan tüm geçmiflimizde devrimci duruflumuzu tart›flmal› hale getirebilecek tek bir noktan›n yer almamas›d›r. 10 y›l›n muhasebesi yap›lacaksa, ilk söylenmesi gereken de budur. fiimdi buradan al›nacak güçle önümüzdeki dönemin görevlerini nas›l ele alaca¤›m›z› tart›flmal›y›z. 10 y›ll›k bir birikim ve 10 y›ll›k bir eme¤in ard›ndan bugün daha güçlü oldu¤umuzu söylüyoruz. Tabii ki bu en baflta moral gücümüze iflaret eden bir olgu. Genel bir çözülmenin ve tasfiye dalgas›n›n belirgin biçimde yükseldi¤i günlerde devrimci kimli¤in korunmas›, kitle hareketinin ihtiyaçlar›n› gözeten bir komünist faaliyetin örgütlenebilmesi bu moral gücün anahtar›d›r. Kuflkusuz bununla birlikte bizzat partiyi kazanm›fl olman›n kendisi, buradan ald›¤›m›z güç, sürece yan›t verecek politikalar›n sürdürücüsü olmam›z› sa¤layan niteli¤imizin bir di¤er temel halkas›d›r. Baflka hangi alanlarda güçlendik, gelifltik? Bu sorular›n yan›t›n› düzenli okur dergi sayfalar›m›zda bulabilecektir. Geçmifle göre çok daha yayg›n ve gençlik hareketinin temel merkezlerini tutan bir örgütlülü¤e
E k i m
sahibiz. Özellikle bulundu¤u alanlarda giderek derinleflen ve kurumsallaflan bir örgütlülük yarat›labilmifltir. Bu alanda hâlâ yapacak çok iflimiz oldu¤u halde, belli yerellerde yarat›lan deneyimler bu konuda geçmifle k›yasla ciddi bir mesafe al›nd›¤›n› göstermektedir. Henüz bulunmad›¤›m›z ve önemsedi¤imiz yerler olmakla birlikte, kendi güvencesini asgari oranda yaratarak bu derece yayg›n bir a¤ oluflturabilmifl örgütlülü¤ümüz giderek daha ileri hedefler belirleyebilir ve bunlar› gerçeklefltirebilir. Dolay›s›yla çal›flmam›z›n yayg›nl›¤›n› art›raca¤›m›z› flimdiden söyleyelim. Buradaki as›l mesele, kendi d›fl›ndaki güçleri etkileyebilme, sistemli ve merkezi müdahalelerle gençlik güçlerine örgütsel olarak ulafl›lamayan yerlere bile politika tafl›yabilme, hareketin yönünü belirleyebilme yetene¤idir. Bugün merkezi politikalar›m›z, tart›flmalar›m›z bunu yapacak güçtedir ve belli süreçlerde bu konuda gözle görünür örnekler de yarat›lmaktad›r. Yine de hareketin apolitik yaklafl›mlara bu denli aç›k oldu¤u bir süreçte bu müdahaleler yeterli say›lamaz. Bizim ihtiyaç duydu¤umuz ya da gençlik hareketinin güncel ihtiyaçlar›n› karfl›layacak olan daha güçlü ve tan›ml› politik yönlendirmelerdir. Önümüzdeki dönemin görevleri içerisinde bir di¤er bafll›k da bunu yapabilecek politik yüklenmeler ortaya koyabilmektir. Tüm bunlar› ne övünmek, ne de kapanm›fl bir dönemin kay›tlar›n› düflmek için söylüyoruz. Aksine daha yap›lacak çok
G e n ç l i ¤ i
3
iflimiz var. Yeni dönemin artan sorumluluklar› ve görevleri karfl›s›nda hareket ve çal›flma tarz›m›z› belirlerken dayanaca¤›m›z niteliklerimizin alt›n› çizmek istiyoruz.
Kampanya döneminin eksiklerini yeni dönemde tamamlayaca¤›z
E k i m G e n ç l i ¤ i
‹ki aya yak›n bir zaman boyunca 10. y›la iliflkin bir kampanya yürüttük. Temel politikam›z› devrim ve sosyalizm davas›n›n güncelli¤i üzerinden oluflturmufl olmakla birlikte, belli yerel çal›flmalar›m›z›n da dikkatli biçimde ortaya koydu¤u gibi, zaman zaman çok içe kapal› kal›nabildi. Kuflkusuz kitle çal›flmas› aç›s›ndan bunu söylemek mümkün de¤il, kampanya dönemi boyunca yay›n›m›z›, materyallerimizi etkin bir biçimde kulland›k. Ama politik planda dönemin durgunlu¤unu ve toplam atalet tablosunu k›racak genifllikte politikalar› yeterli güçlülükte ele alamad›¤›m›z söylenebilir. Burada da fiemdinli konusunu ve 19 Aral›k haftas›n› d›flta tutmak gerekiyor. Bu iki temel sürecin d›fl›ndaki gündemlere yönelik yeterli müdahalede bulunmam›fl olmam›z bir eksiklik de¤il, fakat bir tercihti. Yo¤un bir kampanya dönemi içerisinde daralmaya ve da¤›lmaya engel olmak için yap›lan bir seçimdi. Kampanya anlam›, özü itibariyle yeni dönemin zorlu görevlerine bir haz›rl›k oldu¤una göre, önce buradan bafllayaca¤›z ve temel ülke gündemlerini gençlik kitleleri içinde bir taraflaflma alan› olarak ele al›p mücadeleye konu edece¤iz.
D›flar›da kanl› iflbirli¤i, içeride her alanda terör ve sald›rganl›k Sermaye iktidar›, kitle hareketinin durgunlu¤unu da f›rsat sayarak, neo-liberal sald›r›lar›n› azg›nca hayata geçiriyor. Sermaye uluslararas› krizinin Türkiye’deki faturas›n› çok da ciddi engellerle karfl›laflmadan iflçi s›n›f›na, emekçilere ve biz gençli¤e ödetiyor. Sald›r›lar› tek tek ele alarak listelemek yaz›m›z›n s›n›rlar›n› fazlas›yla aflar. As›l söylemek istedi¤imiz, sald›r›lar tüm h›z›yla sürerken bunlara karfl› toplumsal bir taraflaflma yaratma ve kitlelerin öfkesini a盤a ç›karma sorumlulu¤udur. Genç komünistler bu konuda özel bir sorumlulu¤a sahiptirler. Ama az önce söyledi¤imiz gibi, kampanya dönemi boyunca bir tercih yaparak çal›flmam›z› kampanyayla s›n›rlad›k. Oysa ayn› günlerde asgari ücretin belirlenmesi konusu gündemdeyken ba¤›ms›z devrimci s›n›f güçlerinin yürüttü¤ü çal›flmalara kendi cephemizden destek verebilir, asgari ücret konusunu ve bu alandaki taleplerimizi özgünlefltirerek gençlik kitlelerine tafl›yabilirdik. Buna benzer daha birçok bafll›¤›n da var oldu¤unu söyleyelim. ‹flte yeni dönem çal›flmam›zda önemli bir görev de bu tür gündemlere etkin ve alan›n özgünlü¤üne uygun müdahalelerde bulunmakt›r.
4
Sermaye iktidar›n›n güncel sald›r›lar›n›n iki yönü vard›r. Birincisi emperyalistlerle girilen kanl› iflbirli¤idir. Bunun bir sonucu olarak kardefl halklar›n k›y›m›nda baflat bir rol üstlenmektir. Pazarl›klar›n rengi giderek belirginleflmektedir. Geçti¤imiz haftalarda arka arkaya Ankara’y› ziyaret eden FBI ve CIA heyetlerinin yapt›¤› görüflmelerin emperyalist haydutlu¤un yeni planlar› üzerine oldu¤u aç›kt›r. ABD, ‹srail, Türkiye üçlü çetesi Ortado¤u halklar› için yeni ac›lar ve y›k›mlara imza atmaya haz›rlan›yorlar. Halklar›n kardeflli¤ini korumak ve emperyalistlerin hesaplar›n› bofla ç›karmak için flimdiden mücadeleyi yükselterek harekete geçmek, gençli¤i emperyalizm karfl›s›nda saf tutmaya ça¤›rmak gerekiyor. Sald›r›lar›n di¤er yönü ise, içeride sürdürülen ve tüm ezilenleri hedef alan terör politikalar›d›r. fiemdinli’de kirli ve derin yüzü bir kez daha a盤a ç›kan burjuva devlet ayg›t› göstermelik bir aklanmaya bile ihtiyaç duymamaktad›r. Meclis komisyonuna ifade veren savc›n›n sorular› devlet s›rr› diyerek yan›ts›z b›rakmas›, valinin benzer tutumu bunu gösteriyor. Meclis komisyonu da haddini bilmifl ve burnunu gerekenden fazlas›na sokmam›flt›r. Ama ayn› meclis, sald›r› politikalar› sözkonusu oldu¤unda son derece rahat davranmaktad›r. Yak›n zamanda meclise gelecek olan yeni TMY tasar›s›n›n h›zla yasalaflt›r›laca¤› aç›kt›r. Tüm hak ve özgürlükleri elimizden almaya çal›flan diktatörlü¤ün meclisinden de baflka türlüsü beklenmez zaten. Sermaye iktidar› bizleri daha zor ve ac›l› günlere sürüklemeye çal›flmaktad›r. Emekçiler için sefaleti, gençlik için geleceksizli¤i a¤›rlaflt›rmaktan baflka bir sonucu olmayacak bu politikalar›n bu kadar kolay yürütülmesine, sald›r›lar›n bu denli pervas›zca hayata geçirilmesine izin vermemeliyiz. Güncel görevimizin ilk yönü bu sald›r›lar› her tür araç, yol, yöntemle gençlik içinde gündemlefltirmektir. Konuyu çok yönlü bir müdahale alan› olarak görmek gerekiyor. Tek bafl›na Ortado¤u’ya yap›lacak olan yeni emperyalist seferi de¤il, fakat gençli¤in kan›n›n bir kez daha kirli pazarl›klara malzeme edilmesini iflleyebilmeliyiz. Di¤er yön ise hiç kuflkusuz bu mücadele içinde gençli¤in birleflik, militan hareket ihtiyac›n› gözetebilmektir. Böyle bak›ld›¤›nda, sürece mücadele platformlar› oluflturarak yan›t verebilmek gerekmektedir. Tüm gücümüzle oyunlar› bozmak için gençli¤i harekete geçirmeliyiz. 10 y›l›n birikiminin ve gelece¤e yürüyüflümüzün bizden bekledi¤i budur. Emperyalist-kapitalist barbarl›k düzeninin karfl›s›na sosyalizm alternatifi koymak, herfleyden önce ülkede ve dünyada emperyalist-kapitalist düzenin sald›r›lar›n› bofla ç›karabilmeyi gerektirir. 10 y›ldan ö¤rendik, 10. y›lda daha güçlüyüz; devrimci mücadele bayra¤›n› daha da yükseltecek, kokuflmufl düzene iflçi s›n›f›n›n önderli¤inde son verece¤iz!
Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l etkinli¤i baflar›yla gerçeklefltirildi...
10 y›l›n deneyimleri, bugünün iradesi ve iddias›yla yeni Ekimler için ileri! E k i m
Tüm yerellerimizde bir ay önce bafllatt›¤›m›z Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l kampanyas›n›n finali olarak belirledi¤imiz etkinlik, 24 Aral›k günü Muammer Karaca Tiyatrosu’nda 220 kiflilik bir kat›l›mla gerçeklefltirildi. Kat›l›m›n büyük bölümü çeflitli bölgelerde çal›flmam›z› aktif biçimde omuzlayan yoldafllar›m›zdan olufluyordu. Sabah saatlerinden itibaren teknik haz›rl›klar›n tamamlanmas› yönünde yo¤un bir çaba harcanmas›na karfl›n kötü hava koflullar› nedeniyle birkaç ilin gecikmesi etkinli¤in biraz geç bafllamas›na neden oldu. Etkinlik 2 bölüm halinde gerçekleflti. Ekim Gençli¤i’nin kat›ld›¤› eylem ve etkinlik görüntülerinden oluflan 5 dakikal›k k›sa bir sinevizyon gösterimi ile bafllayan etkinlik Naz›m Hikmet’in “Hoflgeldiniz” fliiri eflli¤inde devrim ve sosyalizm mücadelesinde flehit düflenler an›s›na yap›lan sayg› durufluyla devam etti. Devrim mücadelesinde flehit düflenler an›s›na yüzlerce yumruk gö¤e yükselmifl bir flekilde yüzlerce yürek ayaktayd›. Yoldafllar›m›z›n gözlerinden birarada olman›n ve flehitlerimizi anman›n heyecan› okunuyordu. Sayg› duruflunun ard›ndan aç›l›fl konuflmas›n› yapmak üzere bir yoldafl›m›z kürsüye ç›kt›. Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l›n›n salt 10 y›ll›k bir birikime de¤il, 17 y›ll›k bir iddia ve 150 y›ll›k tarihsel bir deneyime dayand›¤›n› vurgulayan konuflma, bugün çal›flman›n geldi¤i düzey üzerine yap›lan de¤erlendirmeyle devam etti. ‹lk sunumun ard›ndan “Geçmifli olmayanlar›n gelece¤i olmaz” isimli, ‘68’lerden günümüze devrimci gençlik hareketinin tarihini anlatan bir sinevizyon gösterimi yap›ld›. Denizler’in, Mahirler’in, ‹brahimler’in mücadelesinin ayd›nlatt›¤› yoldan bafllayarak, ‘80 darbesinin ilk sonuçlar›na, ‘96 eylemliliklerinden hücre sald›r›s›na karfl› sergilenen büyük Zindan Direnifli sürecinin gençlik içerisindeki
yans›malar›na de¤inen sinevizyon, gençlik hareketinin 2000’li y›llarda ortaya ç›kan tablosunu özetleyerek sona erdi. ‹lgiyle izlenen sinevizyonun ard›ndan gençlik hareketinin temel sorunlar›n› ve illerin deneyimlerini aktaran sunumlara geçildi. ‹lk sunumu neo-liberal e¤itim politikalar› bafll›¤›yla, etkinli¤e ev sahipli¤i yapan ‹stanbul gerçeklefltirdi. Bu bafll›k alt›nda ‘80 sonras› yaflanan dönüflüm iki eksende ele al›nd›. YÖK gibi bask›c› ve anti-demokratik bir kurumla disipline edilmeye çal›fl›lan üniversiteler gerçe¤i ile susan, sorgulamayan, apolitik bir ö¤renci gençlik yarat›lmaya çal›fl›ld›¤› anlat›ld›. Di¤er yandan sermaye-üniversite iflbirli¤i ad› alt›nda üniversitelerin ticarethaneye, e¤itimin de al›n›p sat›labilir bir metaya dönüfltürülmek istenmesine vurgu yap›ld›. ‹kinci sunum özgün esnek ö¤renci çal›flmalar›yla, 6 Kas›mlar’da, 1 May›slar’da gençli¤i alanlara tafl›yan Ankara Ekim Gençli¤i’ne aitti. Bu sunum bafll›¤› alt›nda gençlik hareketinin ihtiyac›na uygun örgütlülüklerin yarat›lmas› ve örgüt-politika iliflkisinin nas›l olmas› gerekti¤i ifade edildi. Samsun’dan yoldafllar›m›z, toplam›nda Karadeniz’deki üniversitelerimizin kültür-sanat faaliyetleri üzerine haz›rlad›klar› sunum ile kendi yerellerindeki özgün deneyimleri aktard›lar. Geçen y›l Newrozla birlikte bafllayan floven histeri dalgas›n›n en çok hissedildi¤i, sürekli faflist sald›r›lar› püskürtmeye ve gençlik içerisinde “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i!” fliar›n› yaymaya çal›flan Güney Ekim Gençli¤i Çukurova’dan, Antep’ten, Antakya’dan, Mersin’den yoldaflça selamlar›n› iletti. Güney Ekim Gençli¤i’nin coflkulu sunumu bir anda salonun atmosferini de¤ifltirdi.
G e n ç l i ¤ i
5
E k i m G e n ç l i ¤ i
Son sunumu büyük bir coflku ve inançla gerçeklefltiren ‹zmir Ekim Gençli¤i, “Ya barbarl›k ya sosyalizm!” bafll›¤›yla çürüyen kapitalist sitemin teflhirini yaparak, kurtuluflun ancak s›n›fs›z ve sömürüsüz bir dünyayla, ancak sosyalizmle mümkün oldu¤unu anlatt›. Yerel sunumlar›n ard›ndan bir yoldafl›m›z Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l›nda genç komünistlere düflen görevleri, 10 y›l›n birikimine yaslanarak al›nan yolu anlatt›. Genç komünistlerin sorumluluklar›na iflaret etti, tafl›d›¤› temel iki misyona vurgu yapt›. ‹lk olarak gençlik hareketi içerisinde devrimci öncü bir özne olarak politik müdahalelerde bulunman›n önemine de¤indi ve ö¤renci gençli¤i stratejik planda iflçi s›n›f› mücadelesine kazanma sorumlulu¤una iflaret etti. ‹kinci olarak ise toplumun önemli bir genç ayd›n rezervi olan ö¤renci gençlik içinden partili militanlar olarak iflçi s›n›f› mücadelesine kat›lacak komünist kadrolar ç›karman›n önemine vurgu yapt›. Böylece tüm yoldafllar›m›za parti saflar›n› dinamik ve e¤itimli, inançl› ve özverili genç güçlerle beslemek görev ve sorumlulu¤u çerçevesinde anlaml› bir ça¤r› yap›lm›fl oldu. Sunumlar›n ard›ndan etkinli¤in ilk yar›s› sona erdi. 20 dakikal›k arada yoldafllar›m›z birbiriyle kucaklaflma, tan›flma ve özlem giderme f›rsat› buldular. Birçok ilden gelen yoldafllar›m›zda yo¤un bir kampanya sürecinin ard›ndan gösterilen eme¤in ve harcanan çaban›n yaratt›¤› bir heyecan vard›. Etkinli¤imizin ikinci yar›s› Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’ni anlatan bir sinevizyon gösterisi ile bafllad›. ‹lgiyle izlenen sinevizyonun ard›ndan etkinli¤in en coflkulu anlar›ndan biri yafland›. 19 Aral›k’›n 5. y›ldönümü vesilesiyle zindanlardaki katliam› ve direnifli anlatmak üzere kürsüye ça¤r›lan 2000 Ölüm Orucu direniflçisi Muharrem Kurflun coflkulu alk›fllarla karfl›land›. Sermaye devletinin 19 Aral›k’ta bir kez daha bütün vahfletiyle ortaya ç›kan katliamc› yüzünü anlatan Muharrem Kurflun, hücre sald›r›s›n›n yaln›zca devrimci tutsaklar› de¤il fakat bütün bir toplumu hedef ald›¤›n› ifade etti. Herkesi içerideki ve d›flar›daki hücreleri parçalama mücadelesine kat›lmaya ça¤›rd›. Etkinli¤imiz, Ekim Gençli¤i faaliyetinin yürütüldü¤ü ve etkinli¤e yo¤un bir emek ve çaba süreci üzerinden kat›lan illerden gelen yoldafllar›m›z›n deneyimleri, üniversitelerinden getirdikleri selamlar›, yaflad›klar› sorunlar› aktarmas›yla sürdü. Sakarya, Trabzon, Eskiflehir, Trakya, Mersin, Antakya, Antep, Adana, Sivas, Kayseri ve liseli yoldafllar›m›z kürsüye ç›karak haz›rlad›klar› mesajlar› okudular. Çeflitli illerden gelen yoldafllar›m›z›n okuduklar› fliirler etkinli¤e ayr› bir canl›l›k katt›. Ard›ndan yaklafl›k 2 y›ld›r hem yay›nlar›m›zda hem de saflar›m›zda ayr›nt›l› tart›flmalara konu etti¤imiz “Gençlik hareketinin sorunlar›” bafll›kl› sunum gerçeklefltirildi. Sabah saatlerinde kaybetti¤imiz zaman nedeniyle sunum k›sa tutuldu. Gençlik hareketinin as›l sorunu olan gençlik içerisinde yaflanan devrimci önderlik bofllu¤una vurgu yapan sunum k›sa tutulmas›na ra¤men anlaml›yd›. Mamak ‹flçi Kültür Evleri Müzik Toplulu¤u Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l etkinli¤ini haz›rlad›klar› marfllarla selamlad›lar. Salondaki yoldafllar›m›z›n da efllik etti¤i marfllarla beraber müzik dinletisi sona erdi. Kapan›fl konuflmas›nda gençlik hareketine devrimci müdahalenin görevlerine, birleflik devrimci gençlik hareketinin yarat›lmas› ihtiyac›na vurgu yap›ld›. Bugünün önderlik bofllu¤unun genç komünistler taraf›ndan doldurulmas› ihtiyac› ve sorumlulu¤una de¤inilerek önümüzdeki dönem için hayata geçirilmesi planlanan kampanya ve y›l ortas›nda gerçeklefltirmeyi düflündü¤ümüz yerel ve merkezi kurultay çal›flmalar› dile getirildi. 10. y›l ve yeni dönem kampanyam›z›n ilk duyurusunu yapmak üzere etkinlikten sonra gerçeklefltirece¤imiz bas›n aç›klamas›na ça¤r› yap›ld›. Etkinli¤imiz tüm yoldafllar›m›z›n hep bir a¤›zdan söyledi¤i Enternasyonal ile sona erdi. Etkinlik boyunca salona coflkulu sloganlar hakimdi. Ayr›ca ‹stanbul’dan Partili komünistler, Ümraniye, Karadeniz, Gazi ve Gaziosmanpafla’dan komünistler ve ‹flçi Kültür Evleri Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l etkinli¤ini selamlayarak mesajlar›n› gönderdiler. Etkinli¤in ard›ndan Muammer Karaca Tiyatrosu’ndan sloganlar eflli¤inde Galatasaray Postanesi’ne yürüdük. Burada 10. y›l›m›z› ve yeni döneme dair politikalar›m›z› kamuoyuna duyuran bas›n aç›klamam›z› gerçeklefltirdik. Slogan ve alk›fllarla “Gençli¤in devrimci hareketini büyütmek için mücadeleye” fliar›yla gerçeklefltirdi¤imiz bas›n aç›klamam›z sona erdi. Yeniden donand›¤›m›z bir mücadele ruhu ve birikimiyle illerine dönmek üzere yola ç›kan yoldafllar›m›zla vedalaflt›k. 10 y›l›n birikimi, 17 y›l›n öncülü¤ü ve 150 y›ll›k bir tarihin ›fl›¤›nda yeni Ekimler için ileri!
Ekim Gençli¤i
6
Ekim Gençli¤i 10. y›l kampanyas›n› noktalad›...
10 y›l›n ve 10. kazan›mlar› ile
y›l›n ileri! E k i m
Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l kampanyas›n› 24 Aral›k’ta ‹stanbul’da Muharrem Karaca Salonu’nda yapt›¤›m›z etkinlik ve hemen ard›ndan Galatasaray Lisesi önünde gerçeklefltirdi¤imiz eylem ile sonland›rd›k. Kampanyam›z bafllang›c›nda önüne koydu¤u hedefler çerçevesinde bir ay› aflk›n bir zaman dilimi yo¤unlaflt›r›lm›fl bir emek seferberli¤i olarak yaflanm›fl ve hedeflerine ulaflmada anlaml› sonuçlar elde etmifltir. Bununla beraber, 10. y›la yak›fl›r bir politik çal›flma düzeyi ortaya kondu¤unu söylerken, bunu nesnel imkanlar ve gençlik hareketinin verili s›n›rlar› ile birlikte de¤erlendirmek gerekiyor. Bu s›n›rlar› zorlayan bir çaba ve irade ortaya konulmufl, bunu tamamlayan biçimde mevziler yarat›lm›flt›r. Kampanyan›n toplam›nda baflar›l› bir çal›flma yürütülmüfltür. Sonucunda var›lan yer bir bütün olarak olumludur. Bu elbette eksikliklerin olmad›¤›, hatalar›n yap›lmad›¤› anlam›na gelmiyor. Biz her çal›flmam›zda eksikliklerimizi aç›k yüreklilikle ortaya koyuyoruz. Dahas›, bizim için bu kampanyan›n hedeflerinden biri de örgütlenme alan›ndaki eksiklerimizi görmemizi ve gidermemizi sa¤layacak bir tarz, çal›flma temposu ortaya koymak ve kampanyan›n sonuçlar›n› bu çerçevede ele alarak önümüzü açacak müdahalelere konu etmekti.
G e n ç l i ¤ i
Kampanyan›n hedefleri ve görevleri Kampanyam›z› iki temel nokta üzerine oturtmufltuk. Bunlardan birincisi, Ekim Gençli¤i’nin 10 y›ll›k geçmiflinin de gerektirdi¤i flekilde gençlik kitleleri içinde devrimci proleter sosyalizminin sözünü yükseltmek, sosyalizmi insanl›¤›n yegâne kurtulufl yolu olarak en genifl gençlik kitleleri içinde gündemlefltirmekti. Sadece bizim misyonumuzun temel bir parças›, bizim varl›k zeminimiz oldu¤u için de¤il, fakat bununla kopmaz biçimde ba¤l› olarak hareketin ihtiyaçlar›n› da anlatt›¤› için bu çal›flmay› ertelenemez bir görev olarak önümüze koyduk ve kampanyam›z›n temel bafll›¤› olarak belirledik. ‹kinci hedefimiz ise, devrimci gençlik hareketini büyütme mücadelesini her ne kadar gençlik hareketinin di¤er devrimci öznelerinden kopararak ele almasak da, bu konuda temel sorumlulu¤un genç komünistlerin omuzlar›nda oldu¤unu belli deneyim ve de¤erlendirmelerin ›fl›¤›nda bir süredir daha aç›k ve net biçimde ortaya koyuyor olmam›z›n gereklerini yerine getirecek bir örgütsel flekillenifl içine girebilmekti. Örgütlenme alan›nda daha zorlu görevlerin alt›na girece¤imiz bir döneme haz›rlanmak, kitle ba¤lar›m›zdan propaganda araçlar›m›za kadar on y›ll›k birikimi kolektif olarak içsellefltirerek örgütlülü¤ümüzü her yönden gelifltirmek, geniflletmek ve güçlendirmekti. Kampanyam›z, birkaç devrimci siyasal grubun s›n›rl› çabalar›n› d›flta tutarsak, gençlik hareketinde son y›llar›n en büyük durgunlu¤unun ve politik öznelerin büyük bölümünde çok yönlü ve h›zl› bir erimenin yafland›¤› bir dönemde, bu hedeflerle planland›. ‹lk an›ndan son an›na kadar merkezi biçimde örgütlendi, güçlerimizi bir bütün olarak seferber etti, planlanan tüm çal›flmalar› gerçeklefltirdi. Bir dizi yerel alan kampanyay› özgünlefltiren, geniflleten ve güçlendiren pratikler ortaya koydu. Tüm çal›flma alanlar›m›zda gözle görülür bir geliflme kaydedildi.
7
fiimdi bunlar› daha ayr›nt›l› biçimde ele alal›m.
‹nsanl›¤›n kurtuluflu sosyalizmde!
E k i m G e n ç l i ¤ i
8
Kampanyam›z›n birinci hedefinin gençlik kitleleri içinde sosyalizmin bir alternatif olarak gündemlefltirilmesi oldu¤unu söyledik. Tek bafl›na sosyalizm sözcü¤ünün yinelenmesi de¤il, fakat özellikle gençlik kitlelerinin talep ve özlemleri ile et ve t›rnak gibi kaynaflm›fl biçimde onlar›n karfl›s›na ç›kar›lmas›ndan bahsediyoruz. Bu görevin hangi araçlarla ve nas›l yap›ld›¤›n› ele almadan önce bir noktay› vurgulayal›m. Ekim Gençli¤i, gençlik hareketinin yak›c› ihtiyac›n› birleflik, örgütlü, militan bir mücadele olarak tan›mlamaktad›r. Bununla birlikte biz di¤er siyasal e¤ilimlerle temel önemde farkl›l›klar›m›z›n alt›n› her zaman çiziyoruz. Çünkü biz herhangi bir sosyalizm anlay›fl›n›n de¤il, tarihsel köklerini Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nde bulan devrimci proleter sosyalizminin temsilcisiyiz. Öyleyse bizim sosyalizm propagandam›z›n esas› da buradan oluflur ve bizim bu alanda yürütece¤imiz faaliyet bir ayr›flt›rma ve saflaflt›rma iflidir de. Kiminle ayr›flma ya da daha do¤ru bir söyleyiflle kiminle farkl›l›¤›m›z› ortaya koyma? Öncelikle reformist hareketle. Kuflkusuz bizim temel görevlerimizden biri reformizmin gençlik içindeki etkisini k›rmakt›r. Bununla beraber, birçok temel gündemde yak›n müttefi¤imiz olarak görsek de geleneksel küçük burjuva devrimcili¤iyle de aram›zdaki farkl›l›¤›n alt›n› çizen bir çal›flma tasarlad›k ve hayata geçirdik. Çal›flmam›z boyunca Türkiye devrimci hareketinin miras›n›, yaratt›¤› de¤erleri sahiplenen ama bunlar› proleter sosyalizmi ekseninde ele alan bir tarz› oturtmaya çal›flt›k. Ekim Devrimi’nin y›ldönümüne denk gelecek biçimde ç›kard›¤›m›z ilk bildirimiz bunu ifade ediyordu. Yine bu bildiri ve ayn› dönemde sürdürülen di¤er çal›flmalar›m›z en baflta reformist hareketle aram›zdaki farklar› ortaya koymaktad›r. Orada hiçbir mazerete baflvurmadan devrim ve sosyalizm savunulmaktad›r, komünist s›n›f partisinin bir parças› olarak komünist gençli¤in tafl›d›¤› k›z›l mücadele bayra¤› ile kitlelerin karfl›s›na ç›k›lmaktad›r. Burada çal›flma araçlar›n›n hedeflerimizle ba¤›n› uzun uzun tart›flma imkan›m›z yok; yaln›zca kampanya döneminin tüm araçlar› ve planlamas›n›n hedeflerimizle ve iddiam›zla birebir örtüfltü¤ünü söyleyebiliriz. Ayn› flekilde sosyalizmin kuru bir propagandas›na dayal› ve içe dönük de¤il, tersine yüzü genifl kitlelere dönük bir çal›flma yürütüldü¤ünün alt›n› çizelim. Kampanya dönemi boyunca 50 bine yak›n bildiri, 20 bin kadar afifl merkezi olarak ç›kar›ld› ve 20’ye yak›n kentte yayg›n bir biçimde kullan›ld›. Aç›k siyasal çal›flma yürütmenin pek de mümkün görülmedi¤i, bask›larla hat›rlanan bir dizi yerelde s›n›rlar zorland›, cüretli bir tarzda çal›flma araçlar› buraya tafl›nd›. Örnek Antep çal›flmam›zd›r, Ankara Fen Fakültesi çal›flmas›d›r, burada tek tek sayamayaca¤›m›z daha birçok yerel çal›flmad›r. Bu bir kampanyan›n s›n›rlar› içerisinde elde edilebilecek önemli bir baflar›d›r ve gerçeklefltirilmifltir. Ama en önemlisi, sosyalizmin gençlik kitlelerinin günlük yaflamlar› ile s›k› s›k›ya ba¤l› biçimde anlat›labilmesi, alana özgü ve derinleflen bir tarz›n tutturulmufl olmas›d›r. Kampanyan›n planlanan hedeflere en yak›n düzey ortaya koydu¤u alan kitle çal›flmas› olmufltur. Sadece merkezi materyaller de¤il, fakat yer yer bunu aflan bir kullan›m alan› buldu¤umuz ve herbiri son derece yarat›c›, özgün say›labilecek bir dizi yerel arac› da dahil edersek, kampanyam›z toplam›nda 100 bini bulan bir materyal yo¤unlu¤u ile tamamlanm›flt›r. Özellikle ‹Ü Fen Edebiyat’ta yürüttü¤ümüz çal›flman›n bu konuda her yönüyle örnek oluflturdu¤unu belirtelim. Bu alanda sadece bülten çal›flmas›yla bile bugünün gençlik hareketi s›n›rlar›n› pek çok yönden aflan bir düzey yakaland›¤›n› söyleyebiliriz. Kitle çal›flmam›z›n bir baflka yönü gençlik kitleleriyle sol gruplar aras›nda ba¤lar›n iyice zay›flad›¤› bir dönemde, bunu kurabilecek tarzda etkinlikleri daha da yayg›nlaflt›rmakt›. Kampanya çal›flmam›z› tüm yerellerde bir etkinlikler dizisi olarak planlamak ve hedefli bir çal›flman›n temposunu tamamlayacak biçimde etkinlikli ve eylemli bir hat oluflturabilmekti. Aç›kças› kitle çal›flmas› alan›nda, belli yereller d›flta tutulursa, hedeflenenin gerisine düfltü¤ümüz tek bafll›k da bu olmufltur. Elbette hemen tüm yerel örgütlülüklerimiz eylemli bir dönem geçirmifller, özellikle kampanyadan ayr› ele almad›¤›m›z fiemdinli
gündemi üzerinden bu alandaki zay›fl›klar›n› bir ölçüde gidermifllerdir. Ama bu hedefledi¤imize ulaflt›¤›m›z anlam›na gelmiyor. Kampanyam›z istenilen ölçüde ba¤›ms›z etkinlik ve eylemlerle güçlendirilememifltir. Bu zay›fl›¤›n belirgin oldu¤u yerel çal›flma birimlerimiz h›zla bunun üzerine giderek kendi geliflimleri aç›s›ndan da özel bir önem tafl›yan bu alanda ad›m atacak, deneyim ve mevzi kazanacaklard›r. Zonguldak ve Sakarya gibi bu tür deneyimlerin olmad›¤› bir dizi yerelde bu alanda at›lan anlaml› ad›mlar› ve kazan›lan mevzileri ayr›ca hat›rlatal›m. Benzer biçimde ‹stanbul çal›flmam›z›n tüm ayaklar›nda etkinlikler düzenli ve sistematik biçimde gerçeklefltirilmifl ve kal›c› bir kazan›m haline gelmifltir. Bir baflka olumlu örnek Adana’d›r. Kuflkusuz saymaya kalkt›¤›m›zda bir dizi yerelin durumu olumludur, ama toplam hedefler ve planlamalar aç›s›ndan bak›ld›¤›nda eksikler ortadad›r ve giderilmeleri gerekmektedir. Kitle çal›flmas› için söylenebilecek daha birçok fley var. Ama biz burada toplam bir de¤erlendirme yap›yoruz ve sözümüzü mümkün mertebe en derli toplu biçimde söylemeye çal›fl›yoruz.
Gençlik yay›n›m›z›n yayg›n ve ifllevli kullan›m› Gençlik yay›n›m›z giderek her aç›dan güçlenmektedir. Belli eksikleri olmakla birlikte kendi alan›nda örnek bir yay›nd›r. Gençlik kitlelerinin gündemlerini, hareketin sorunlar›n›, di¤er politik gündemleri canl› bir biçimde tart›flan, politika belirleyen, süreçlere müdahale eden bir yay›nd›r sözkonusu olan. En önemlisi de bunun art›k bir düzeye oturtulmufl olmas›d›r. Dilinden biçimine kadar bir dizi noktada gözle görülür bir mesafe alm›flt›r ve almaya devam etmektedir. Bununla beraber belli eksikleri hala da vard›r. Kültür sanat bafll›klar›na ay›rd›¤›m›z yerin s›n›rl›l›¤›, haber yo¤unlu¤u içinde nispeten s›n›rlanan deneyim aktar›mlar› gibi bafll›klarda eksikler olmakla birlikte, bunlar›n üzerine giden bir yay›n çizgisi ve çal›flma tarz› tutturulmufltur. Elbette eksiklerimizi, mesela kültür ve sanat yaz›lar›na ay›rd›¤›m›z yerin s›n›rl›l›¤› gibi sorunlar› bir anda çözmemiz mümkün de¤ildir. Bunun yolu, gençlik hareketinin temel bafll›klar›n› tart›flmaktan uzaklaflmak ya da bu haliyle zaten fazla olan sayfa say›s›n› daha da art›rmak de¤ildir. Yay›n cephesinden yaflad›¤›m›z bir dizi sorunun anahtar› yay›n çeflitlili¤imizi art›rmakt›r. Kampanya döneminde bu alanda da bir mesafe al›nm›flt›r. Bunlar kampanyan›n d›fl›nda kazan›mlard›r, fakat kampanya döneminde giderek hedeflenen yere yaklaflm›fllard›r. En temel örnek lise yay›n›m›zd›r. Giderek yayg›nlaflan yerel yay›nlar/gençlik bültenleri de eksiklerimizin kapat›laca¤› alanlar› belirlemektedir. As›l konumuz olarak yay›n›n kullan›m› sorununa dönelim. Birçok aç›dan örnek al›nan ve baflar›l› bulunan bir yay›n›m›z var. Peki yay›n istenildi¤i gibi kullan›labiliyor mu? ‹flleve uygun de¤erlendiriliyor mu? Sadece merkezi politikalar›n anlafl›lmas› aç›s›ndan de¤il, fakat gençlik kitleleri ile buluflmak aç›s›ndan da yeterli emek veriliyor mu? Kampanyam›z öncesinde bu sorulara yaz›k ki yeterince tok cevaplar veremiyorduk. Gerçekten yay›n›m›z birçok alanda bir kitle çal›flmas›n›n arac› olarak ele al›nm›yor, böyle kullan›lm›yordu. Kampanyam›z›n temel bir bafll›¤› da bu sorunda mesafe almakt›. Bu alanda kampanya dönemi içinde yürünebilecek yol yürünmüfltür. Neredeyse tüm yerel çal›flma alanlar›m›z yay›n sat›fl›n› yaklafl›k iki kat art›rm›flt›r. En önemlisi, bu alanda bir dizi yerelde daha önce kullanmad›¤›m›z yöntemler devreye sokulabilmifltir. Bunun iyi bir örne¤i Samsun’dur. Samsun’da elden sat›fl zorlanm›fl ve bekledi¤imiz baflar› elde edilmifltir. Bir dizi yerelde militan sat›fllar yap›lm›flt›r. Bunlar olumlu deneyimler ve kazan›mlar olarak kampanyam›z›n hanesine yaz›lmal›d›r. Yine de okur toplant›lar›n›n eksik b›rak›ld›¤›n›, yay›n sat›fl› sonras› okurlar›n de¤erlendirmelerinin yeterince al›nmad›¤›n›
E k i m G e n ç l i ¤ i
9
hat›rlatal›m. Baz› yerellerde bu aç›dan olumlu deneyimler yarat›lm›flt›r, bunlar› kolektife maletmekse önümüzdeki dönemin temel bir hedefidir. Önümüzdeki dönem için burada düflece¤imiz bir di¤er not ise, tüm yerellerimizin yay›n kullan›m›n› say›y› daha da yükselterek ifllevli bir hale sokmalar› gere¤idir. S›n›rl› bir çabayla bunu elde edebildiysek, sistemli bir yüklenmeyle daha fazlas›n› yapabiliriz. Önemli olan yay›n› götürdü¤ümüz insanlar üzerindeki etkimizi kazan›ma dönüfltürmektir.
Ekim Gençli¤i art›k daha güçlü!
E k i m G e n ç l i ¤ i
10
Kampanya dönemi boyunca yerel çal›flmalar›m›z›n ciddi baflar›lar elde etti¤ini söyledik. fiimdi bu baflar›lar›n üretti¤i örgütsel sonuçlardan bahsedelim. Zira kampanyam›z›n temel bir görevi de bu alanda tan›mlanm›flt›. Kampanya dönemi boyunca yerel örgütlerimizin kendi s›n›rlar›n› aflmaya çal›flan bir performansla çal›flt›¤› aç›k. Hiç kuflku yok ki bu tempo örgütlülü¤ümüzü gelifltirmifl, onlara yeni bir dinamizm ve güç vermifltir. Yerel planlamalar yapmak, çevre örgütlenmeleri oluflturmak, iliflkide oldu¤umuz güçleri do¤rudan kendi çal›flmam›z üzerinden seferber etmek, yer yer aksamakla birlikte temelde gerçekleflmifltir. Bunlar yerel örgütllülüklerimizi birer yerel önderlik düzeyine ç›karmak, bu güçle donatmak istedi¤imiz bir dönemde olumlu geliflmelerdir. Öte yandan, bu çal›flma temposunun karfl›l›¤› ne derece al›nm›flt›r diye sordu¤umuzda, yaz›k ki bu konuda hala ciddi aç›klar›m›z oldu¤unu görüyoruz. Kampanya döneminde özellikle iki büyük ilde bu sorunla yüzyüze kald›k. Kimi alanlarda bu konuda mesafe alsak da, örne¤in Ankara çal›flmam›z kendisinden beklenen sonuçlar› üretememifltir. Oysa kampanya döneminde birçok noktada burada baflar›l› bir çal›flma yürütülebilmifl, örne¤in yay›n kullan›m› konusunda baflar›l› bir performans ortaya konulmufl, fakat bu örgütlü bir güce dönüfltürülememifltir. Burada seçilen örnek ayn› zamanda genel eksikli¤i de tan›mlamaktad›r. Yüzü genifl kitlelere dönük bir çal›flmadan bahsediyoruz; yukar›da kabaca aktard›¤›m›z çal›flma dökümü ortada, buna ra¤men merkezi etkinli¤imiz neredeyse tümüyle örgütlü güçlerimizle gerçekleflmifltir. Nesnel güçlükleri, tarihten ya da baflka koflullardan kaynaklanan zorlanmalar› bir yana b›rakarak söyleyelim; etkinli¤e kat›l›m bir kampanya döneminin ard›ndan beklenenin yaz›k ki çok alt›nda kalm›flt›r. Elbette biz say›lar› tart›flm›yoruz; çal›flma tarz›m›z›, eksiklik ve zaaflar›m›z› tart›fl›yoruz. Yoksa daha kitlesel gerçeklefltirilip de geriye bir fley b›rakmayan, gelece¤e dönük bir birikim oluflturmayan sabun köpü¤ü misali etkinlikler de olabilir, ki örnekleri vard›r, fakat bizim ihtiyac›m›z bu de¤ildir. Biz sorunu kendi durumumuz ve düzeyimiz üzerinden ele al›p tart›fl›yoruz, buna göre bir k›yaslama yap›yoruz ve dolay›s›yla, bu alanda yaflanan belirgin zay›fl›¤a da bu çerçevede iflaret etme ihtiyac› duyuyoruz. Kampanyan›n örgütsel alandaki görevlerini tan›mlarken, örgütlülü¤ümüzü her aç›dan güçlendirmekten bahsettik. Bunun yegâne do¤ru yöntemi eksikleri do¤ru saptayabilmek ve uygun müdahalelere konu etmektir. Bu alanda yukar›da bahsetti¤imiz olumsuzlu¤u da bir deneyim, dolay›s›yla bir kazan›m olarak görüyoruz. Bu bizim çal›flma ve her alanda baflar›y› gö¤üsleme azmimizi bir nebze olsun zay›flatmayacak, aksine eksiklerimizin üzerine gitmek konusundaki azim ve kararl›l›¤›m›z› daha da güçlendirecektir. Deneyimlerimizden ö¤renerek eksikliklerimizi aflaca¤›z. Bu güç bizde fazlas›yla var.
Tabii ki etkinli¤in ve kampanyan›n örgütlenmesi sürecinde örgütsel cephede birçok olumlu örnek ortaya ç›kt›, ciddi kazan›mlar elde edildi. Etkinli¤in örgütlenmesi sürecinde, yukar›da iflaret etti¤imiz eksikli¤i d›flta b›rak›rsak, yerel örgütlülüklerimizin her biri ciddi bir baflar› göstermifltir. Gereken ciddiyet ve disiplinle bu sürecin örgütlenmesi için çaba harcam›flt›r. Etkinlik organizasyonunda ayr›nt›larda ortaya ç›kan kimi boflluklar bunu gölgeyebilecek bir a¤›rl›ktan uzakt›r. Yerel çal›flma alanlar›m›zda otobüslerden etkinlik alan›na kadar her dakika planlanm›fl ve baflar›yla uygulanm›flt›r. Merkezi etkinlik ‹stanbul gibi nispeten uzak bir yerde yap›ld›¤› halde etkinli¤imizin tüm giderleri çal›flman›n kendi kaynaklar› ile karfl›lanabilmifl, milyarlar› bulan bir gider do¤rudan gençlik güçlerimizin özverili ve en önemlisi örgütlü çabas› ile pek az bir zorlanma ile karfl›lanm›flt›r. Bu bile bafll› bafl›na anlaml›d›r. Sonuç olarak flunu söyleyebiliriz. Örgütsel aç›dan bizim için gerçekten gelifltirici olan kampanyam›z s›ras›nda önemli bir eksi¤imiz bir kez daha karfl›m›za ç›km›fl, fakat bu alanda da bir kampanya s›n›rlar› içine s›¤abilecek kazan›mlar elde edilebilmifltir. Ve bir kez daha belirtelim; biz eksiklerimizden kaçm›yoruz, görmezden gelmiyoruz, bunlar› aflmak için önümüzde flimdiden politik plana oturtulmufl bir çal›flma dönemi var. Sorunlar›n üzerine gidecek irade, bunlar› çözecek kararl›l›¤a sahip oldu¤umuzu ise geride b›rakt›¤›m›z 10 y›ll›k sürecimiz yeterli aç›kl›kta gösteriyor.
10 y›l›n ard›ndan gençlik çal›flmam›z› yeni bir düzeye ç›karmal›y›z! Tüm yetersizliklerimize karfl›n baflar›l› bir kampanya dönemi geçirdik. Normal dönemlerde kolay elde edilemeyecek bir dizi kazan›m elde ettik, küçümsenmeyecek bir mesafe ald›k. Genç komünistler 10. y›la yak›fl›r biçimde kenetlendi ve seferberlik halinde çal›flt›lar. Kazan›mlar›m›z› ve deneyimlerimizi uygun araçlarla kolektife maletmeyi baflarabildi¤imiz koflullarda kampanya dönemini bir bütün olarak kazand›¤›m›z› söyleyebiliriz. Aslolan da budur. Önümüzde uzun bir yol, zorlu görevler bulunuyor. Burada tart›flmaya hiç girmedi¤imiz ikinci dönem çal›flmam›z›n toplam bafll›¤› bile bafll› bafl›na bunu ifade etmektedir. Baflkalar› için ürkütücü olabilecek kadar iddial› böylesi bir görevin karfl›s›nda genç komünistler gerekli haz›rl›klar› yapm›fllar ve derslerini ç›karm›fllard›r. 10 y›l›n ard›ndan geçmifle ve bulundu¤u yere gururla bakabilen, ama böbürlenmek yerine daha fazlas›n› zorlayan, flikayet etmek yerine harekete geçen bir örgütlü yap› gelece¤ine de ayn› umutla bakar. Kendi gelece¤ini ayn› iddia, h›rs ve kararl›l›kla örgütler. Öyleyse 10 y›l›n ard›ndan daha güçlü bir Ekim Gençli¤i ile ileri! Öyleyse tepeleri, doruklar› de¤il, gö¤ü fethe gidenlerin kendinden emin ad›mlar›yla ileri! Öyleyse, bir kez daha büyük ifller için ortaya ç›kan bu büyük enerjiyle devrime, flehit yoldafllar›m›za ve Parti’ye verdi¤imiz sözü tutmak için ileri!
Genç Komünistler
10. y›l etkinli¤ine gelen mesajlardan... Partiye, parti bayra¤›n› daha da yükseltmeye! Pir Sultan diyar›ndan, K›z›l›rmak coflkusuyla merhaba yoldafllar; Bugün burada bir iddia ortaya koyuyoruz! “Türkiye’nin devrimci gelece¤ini örgütlüyoruz” diyerek… Bofl bir iddia de¤il bu. Büyük bir cüret ve güçlü bir siyasal misyon duygusudur bizimkisi. Ayaklar›m›z› proletarya sosyalizminin bereketli topra¤›na basal› 17 y›l oldu. 17 y›ld›r bu topraklarda yükseltilen komünist proleter bir bayrak var! 8. mücadele y›l›nda, proletaryan›n ihtilalci komünist partisinin öncülü¤ünde gelece¤e yürüyen genç komünistler var! Tarihten geliyoruz! Ekim Devrimi’nin k›z›l tarihinden. Savaflt›¤›m›z siyasal co¤rafyam›zda: “yeni bir çizgi, yeni bir gelenek, yeni bir kültür yaratarak”! Geçmiflle hesaplaflarak, önyarg›lar› parçalayarak geldik bugüne. S›f›rdan bafllad›k her fleye. Hiçbir maddi güç devralmadan, ama her fleyi var edecek marksist proleter yöntemimizi kuflanarak ç›kt›k yola. Küçük burjuva demokratizmini mahkum ederek proletarya devriminin program›n› bayraklaflt›rd›k. Bugün art›k yeni bir eflikteyiz! Art›k, “u¤runa tereddütsüz ölünebilecek davam›z›n”, partimizin omuzlar›nda yükseliyoruz. “Geceyle batmayan güneflimizin” k›z›ll›¤›nda flafa¤› karfl›l›yoruz, “esnemektense k›r›lmay› ye¤leyen” yoldafllar›m›z›n direngenli¤iyle! Art›k gözbebe¤imiz gibi korumak zorunda oldu¤umuz “k›z›l gülümüzle” partimizle yürüyoruz. Ve biz genç komünistler bu k›z›l gülün gelecekte açacak tomurcuklar›y›z. Partimizin gelece¤iyiz ve partimizin k›z›l bayra¤›n›, köhnemifl burjuva düzeninin burçlar›na dikmenin sorumlulu¤unu tafl›yoruz. Evet yoldafllar! Yeni Ekimler’i yaratma görevi bizleri bekliyor!
Sivas Ekim Gençli¤i
Erciyes ›s›n›yor! “Yeni Ekimler için” demifltik 10 y›l önce. Yeni Ekimler’e olan inanc›m›z ve bilincimizle. Bugün duruflumuz daha tok ve daha iddial›. K›z›l bayraklar›m›z› dalgaland›raca¤›m›z günlerin özlemiyle Kayseri’den merhaba. Ekim Gençli¤i Erciyes Üniversitesi'nde de mücadele ediyor. Yeni Ekimler'e yürüdü¤ümüz 10 y›lda yeni mevzilerle daha güçlüyüz. ‹ç Anadolu’nun merkezi art›k daha s›cak. Sermayenin tüm alanlardaki sald›r›s› e¤itimde de yaflan›yor. Özellefltirme, anti-bilimsel, anti-demokratik e¤itim ve geleceksizlik dayat›l›yor gençli¤e. Geleceksizli¤in tek alternatifi örgütlü mücadeledir. Gençli¤in öncüsü ise partili bilinci gençli¤e tafl›yan genç komünistlerdir. Gençlik partiye; partiyle devrime, sosyalizme!
Kayseri Ekim Gençli¤i
Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!
E k i m
Çukurova’n›n topraklar›nda ilmek ilmek ördü¤ümüz devrim ve sosyalizm mücadelemizin verdi¤i coflkuyla tüm yoldafllara merhaba; Bizler Adana’dan genç komünistler olarak kampanya faaliyetimiz dahilinde onlarca insanla yüzyüze geldik ve onlara sosyalizmin tek alternatif oldu¤u anlatt›k. Yayg›n propaganda faaliyetimizle üniversitemizin dört bir yan›ndaki ö¤rencilere Ekim Gençli¤i’nin solu¤unu tafl›d›k. Art›k umudu hayk›ran yüreklerin sesine ses katmak daha kolay. Çünkü arkam›zda on y›l›n ortaya ç›kard›¤› ideolojik politik birikim var. Bu birikim ›fl›¤›nda gelece¤i kazanma mücadelemiz artarak sürecek. 10. y›l›m›zda kavgan›n k›z›l bayra¤›n› daha da yükseklere tafl›yaca¤›z.
G e n ç l i ¤ i
Adana Ekim Gençli¤i
Karadeniz’in h›rç›n sular›ndan merhaba! 10. y›l›n coflkusuyla yoldaflça kucakl›yoruz sizleri. Sömürünün, bask›n›n olmad›¤›, güzel günler için bafllad›¤›m›z bu kavgal› yolda 10 y›l› geride b›rakt›k ve mücadelemize daha emin ve kararl› bir flekilde devam edece¤imizden hiç kuflkumuz yok. Öncelikle kendi yerelimizin koflullar›ndan bahsetmek istiyoruz. Faflizmin en keskin bir flekilde kendini gösterdi¤i illerden birisidir Trabzon. KTÜ ise kendini flehirden soyutlam›fl olmas›na ra¤men faflist sald›r›lar›n yo¤unca yafland›¤› bir üniversitedir. Küçük bir çal›flmada bile her an sald›r› alma ihtimalimiz vard›r. Ancak bask›lar hiçbir zaman tam anlam›yla amac›na ulaflmam›fl ve çal›flmalara ket vuramam›flt›r. Bizler genç komünistler olarak iradeli, kararl› bir flekilde çal›flmalar›m›za devam ettik, edece¤iz. (...) Bizler 10 y›ld›r, faflist bask›lar, tutuklamalara, sald›r›lara karfl› devrimci tutarl›l›¤›m›zdan hiçbir fley kaybetmeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Hepinizi yeniden 10. y›l coflkusuyla kucakl›yoruz.
Trabzon Ekim Gençli¤i
11
Karadeniz’den Gençlik Kültür ve Sanat Evi Çal›flanlar›’n›n 10. y›l etkinli¤inde yapt›¤› sunum...
Yoz burjuva kültürüne karfl› gençlik içinde devrimci kültür ve sanat faaliyetinin artan önemi E k i m G e n ç l i ¤ i
12
Yoldafllar merhaba; Öncelikle sizleri gelece¤i kazanma bilincini tafl›yan genç komünistlerin sonsuz inanc›yla selaml›yoruz. Y›llar y›l› nice bask›lara ve zulümlere karfl› direnerek bugünlere geldik. Ve bugün gençli¤in devrimci hareketini büyütme mücadelemizde bir ad›m daha atm›fl bulunmaktay›z. Bu zorlu mücadelede en ufak bir muhalif hareketlili¤e tahammül edemeyen kapitalist barbarl›k düzeni, gaz bombalar›yla, silahlar›yla, coplarla sald›rd›. Cezaevlerinde, sokakta, da¤da, evlerde insanlar› katletti. Barbarl›k düzeninin bugünkü en aç›k temsilcisi emperyalist ABD, bir baflka ülkenin topraklar›n› emperyalist ç›karlar u¤runa talan etti, milyonlarca insana ac›, gözyafl› ve açl›k dayat›ld›. Fakat kapitalizmin varl›¤›n› devam ettirebilmesi için savafllar, katliamlar, cinayetler yeterli de¤ildir. Ki böyle olsayd› barbarl›k düzenini söküp atmak daha kolay olurdu. Kapitalist barbarl›k düzeni zulmün, bask›n›n k›sacas› faflizmin yetersiz kald›¤› anda bir tak›m araçlar kullanarak bireyi yok etme çal›flmas› bafllat›r. Kurum ve kurulufllar› arac›l›¤›yla yaln›zlaflt›rd›¤› bireye apolitik, bencil, düzenle uzlaflm›fl bir kimlik verir. Yani önce parçalar, yok eder sonra da kendi sistemine uygun bireyi ve toplumu yarat›r. Burada as›l hedef kesim ise gençlerdir. Çünkü onlar da en az bizim kadar iyi biliyorlar ki gençlik, bu barbarl›k düzenine dur diyecek, onu de¤ifltirip dönüfltürecek bir yere sahiptir. Gençlik yar› ayd›n kimli¤iyle toplumsal muhalefet içerisinde önemli bir yere sahip olmufl, bu mücadeleye güç tafl›m›flt›r. Bu nedenle genç beyinler uyuflturucu ve alkolle uyuflturulmaya çal›fl›l›r. Bu nedenle e¤itim kurumlar›nda düflünmeyen, sorgulamayan beyinler yarat›lmaya çal›fl›l›r. Bu nedenle yaz›l› ve görsel bas›n arac›l›¤›yla, bilimiyle, sanat›yla topyekün bir sald›r›yla “bireyin bencilleflmesi” u¤rafl› verilir. Bananeci ve dünya gerçe¤ine uzaklaflt›r›lan gençlik çözümsüzlük girdab›na sürüklenir. K›sacas› kapitalist düzenin gençlik kitleleri üzerindeki kültürel dejenerasyonundan bahsediyoruz. Kültürel yozlaflma kapitalizmde toplumu, özel olarak da gençli¤i geleceksizlefltirmek için do¤rultulmufl bir silaht›r. Bu kültürel dejenerasyon öyle boyutlara ulaflm›flt›r ki, gençlik mücadelesinin en önemli sorunu haline gelmifltir. Günden güne gençli¤in ileri yanlar›n› eritme çabas›nda olan burjuva kültürünün yaratm›fl oldu¤u kültürel dejenerasyonun boyutlar› o denli genifltir ki bunu saatlerce anlatabiliriz. Ancak biz burada bu sorunu k›saca anlatt›ktan sonra bu sorunla nas›l mücadele edilmesi gerekti¤ine ve bu alan›n araçlar›na de¤inece¤iz.
Bir mücadele cephesi: Kültür ve sanat Burjuvazinin dejenere, yoz kültürü gençlik içinde o denli yayg›nlaflm›flt›r ki, bu alanda özel bir yönelim ve alternatif kültürü yaratma çabas› zorunlu hale gelmifltir. Bu anlamda devrimci gençli¤in alternatif devrimci kültür ve sanat çal›flmas›n› yaratmas› gerekmektedir. Burada gerekli olan›n özü; proletarya kültüründen beslenen ve devrimci s›n›f çizgisiyle bütünleflen bir perspektiftir. Bu perspektiften yoksun yönelimler en nihayetinde burjuva kültürüne yedeklenmek durumunda kal›r. O nedenle alternatif devrimci kültür ve sanat çal›flmas› gençli¤in toplam mücadelesiyle bütünleflen bir yerden kurgulanmal› ve devrimci gençlik hareketini yaratma çabas›yla bütünlefltirilmelidir. Kültürel dejenerasyonun boyutlar›n›n gençlik hareketinin sorunlar› oldu¤unu gören bir yerden bak›ld›¤› sürece bu hiç de zor olmayacakt›r. Burjuvazinin yoz kültürüne karfl› özel bir yönelimi gerektiren nedenlerden bir tanesi de gençlik hareketinin içerisinde bulundu¤u örgütsüzlük tablosudur. Gençlik hareketinin kendi s›n›rlar› içerisinde kalm›fl ve sürekli kendisini tekrar eden; bu nedenle de gençlik kitlelerini örgütleme yetene¤inden yoksun tek yönlü araçlar› h›zla terk edilmelidir. Bu alanda yarat›lacak etkin bir çal›flma yöntemi ayn› zamanda gençlik hareketinin örgütsüzlük tablosuna da bir soluk borusu olacakt›r. Bu anlamda yap›lacak ensek çal›flmalar oldukça etkili ve anlaml› olacakt›r. Bu ayn› zamanda gençlik çal›flmas›n›n kendisinde güven bulan kurumsall›¤›n› da beraberinde getirecektir. Kurumsall›¤› hedefleyen bir devrimci kültür ve sanat çal›flmas› büyük oranda güven veren bir çal›flma olma yetene¤ini tafl›yabilecektir. Bir baflka aç›dan gençli¤in burjuva yoz kültür karfl›s›nda alternatifsiz kald›¤› unutulmamal›d›r. Özellikle emekçi çocuklar›n›n maddi olanaks›zl›klardan kaynakl› burjuva kültürün meyvelerinden dahi yararlanamad›¤› gerçektir. Bu anlamda onlara insan›n insan yönünü gelifltirebilecekleri ve orada kendilerini üretip, orada toplumu de¤ifltirecek bir kültürel flekillenmeyi yaflayabilecekleri bir araç yarat›lmal›d›r. Bu hem emekçi çocuklar›n›n ulaflamad›klar› kültürel ve sanatsal etkinliklere ulaflmalar›na hem de bununla birlikte kültür ve sanat›n her alan›nda özgün aç›l›mlar getirebilmelerine olanak sa¤layacakt›r. (...) ‹flte bu nedenlerle Karadenizli genç komünistler olarak geçti¤imiz sene gençli¤in içerisinde bulundu¤u bu duruma karfl› bir yönelim belirlemek gerekti¤ine karar verdik. Gençlik kitlelerinin içerisinde bulundu¤u kültürel dejenerasyon ve gençlik hareketinin sorunlar› çerçevesinde yürütmüfl oldu¤umuz tart›flman›n ard›ndan bu alandaki bofllu¤u
dolduracak bir çal›flma planlad›k ve Gençlik Kültür Sanat Evi çal›flmas›n› bafllatt›k. Sizlere geçti¤imiz sene bafllatm›fl oldu¤umuz bu Gençlik Kültür ve Sanat Evi çal›flmas›n›n deneyimlerinden bahsetmek istiyoruz. Sevgili yoldafllar; Karadeniz’de kültür sanat evi çal›flmas› ilk olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde gündeme gelmifl ve hemen ard›ndan Trabzon Gençlik Kültür ve Sanat Evi aç›lm›flt›. Faflizmin flovenizmi kulland›¤› ve kitleleri sürülefltirdi¤i bir yerelde böyle bir çal›flmay› yürütmenin elbette birçok zorluklar› olabilece¤inin daha bafl›ndan beri bilincindeydik. Yerelde çal›flma yürütmenin zorluklar›ndan ve teknik sorunlardan kaynakl› kurumumuz flu an aç›k de¤il. Ancak kültür sanat evi çal›flmas› sürecinde flekillenen kültür ve sanat çal›flmalar›na kurumsuz bir flekilde devam etmekteyiz. Bu anlamda müzik grubu ve fliir atölyesi çal›flmalar›n› sürdürüyoruz. En k›sa zamanda kurumu faaliyete geçirmeyi hedefliyoruz. Geçti¤imiz sene kültür sanat evi çal›flmas›n›n gündeme geldi¤i di¤er bir yerel ise Samsun oldu. Yo¤un bir emek sonucunda burada da Samsun Gençlik Kültür ve Sanat Evi aç›ld›. Aç›l›fl sürecinin kolektif bir emekle örgütlendi¤i Samsun Gençlik Kültür ve Sanat Evi çal›flmas›n›n start›n›, kendi eme¤imiz olan ürünlerimizin sergilendi¤i mum stand›yla vermifltik. Özel olarak üniversite gençli¤inin ve yerel halk›n yo¤un olarak bulundu¤u sahilde açt›¤›m›z mum stand› kendi ifllevinin s›n›rlar›n› aflm›fl, adeta Samsun Gençlik Kültür ve Sanat Evi çal›flmas›n›n deklare edildi¤i ve propagandas›n›n yap›ld›¤› bir alana dönüflmüfltü. Yaklafl›k 1.5 hafta boyunca yüzlerce insana Samsun Gençlik Kültür ve Sanat Evi’nin aç›laca¤›n› duyurmufltuk. Bu hafta içerisinde aç›k havada yaklafl›k 60 kifliye küçük bir müzik dinletisi vermifl ve kültür ve sanat evimizin aç›laca¤›n›n duyurusunu yapm›flt›k. Hemen ard›ndan kendi güçlerimizden oluflan küçük bir aç›l›fl etkinli¤iyle kurumumuzu faaliyete geçirmifltik. Samsun Gençlik Kültür ve Sanat Evi çal›flmas›n›n en büyük üstünlüklerinden birisi giderek yerelleflen bir çal›flma olmas›d›r. Samsun Gençlik Kültür ve Sanat Evi çal›flmas› günden güne Samsunlu emekçi çocuklar›na ulaflmaya devam etmekte ve bu alanda güçlenmektedir. Düzenlemifl oldu¤u kurslarla emekçi çocuklar›na ulaflm›fl, onlarla birlikte çal›flman›n di¤er alanlar›n› planlam›fl bulunmaktay›z. Böylelikle farkl› düzeye ulaflmaya do¤ru h›zl› ad›mlar atan, üniversiteli, liseli-dershaneli ve iflsiz gençlik unsurlar›ndan oluflan, birbirine uyumlu çal›flma tarz›n› flekillendirmeyi baflarm›fl durumday›z. Dönem bafl›nda kültür ve sanat evi çal›flmas›n›n örgütlenmesi sorununa dair yürüttü¤ümüz tart›flma sonucunda çal›flman›n komisyonlar ve atölyeler fleklinde biçimlendirilmesi ve bunlar›n birlefltirildi¤i bir genel komisyonun kurulmas› gerekti¤ine karar verdik. Komisyonlar temelinde örgütlenen faaliyetle her bir komisyonun birer örgütlülük haline dönüflme yolunda ilerleyece¤ini ve böylelikle özgün çal›flmalar›n önünün aç›laca¤›n› düflünüyoruz. fiu an baz› sorunlardan kaynakl› istenilen enerjiyi sergileyemeyen komisyonlar›n böylelikle geliflece¤ine inan›yoruz. Sevgili yoldafllar; Bugün gelinen yerde kapitalizm sadece yaflam›m›z›, ekme¤imizi, sa¤l›¤›m›z› ve gelece¤imizi çalm›yor bizden. Bununla birlikte bizim olan kültürümüzü ve hatta ruhumuzu çalmaya çal›fl›yor. Günden güne tüm devrimci de¤erlerimiz ya¤malan›yor, adeta kurumufl birer dala dönüfltürülüyoruz. Ancak kardelenin nas›l filizlendi¤ini bilenler anlayabilir bizi ve
ancak onlar koruyabilir de¤erlerini ve onun olan kültürünü. Kültür ve sanat evi bize ait olan bir kültürü, bize ait bir dünyada yaflayabilmek için at›lm›fl mütevazi ama bir o kadar da hedeflerini gerçeklefltirmekte kararl› bir ad›md›r. Gençlik hareketinin sorunlar› içerisinde tart›flt›¤›m›z bu konu yeterince anlafl›lmal›d›r. Bu yönelimi bölge bölge örmek, kapitalizme karfl› bir silaha dönüfltürmek, bizim hedeflerimizi gerçeklefltirmeye olan inanc›m›zla ve att›¤›m›z ad›mlar›n kararl›l›¤›yla gerçekleflecektir. Sevgili yoldafllar; 10. y›la girdi¤imiz bu zamana gelene kadar çok zorlu süreçleri geride b›rakt›k. 10. y›l çok yönlü bir s›nan›fl olarak de¤erlendirilmeli ve o bilinç kuflan›lmal›d›r. En baflta söyledi¤imiz gibi genç komünistlerin üzerine düflen görev de budur. Bizler Karadenizli genç komünistler olarak henüz daha yeni olan kültür sanat evi çal›flmas›n›n gelece¤i kazanma iddias›nda sa¤lam bir mevzi olaca¤›na ve her geçen gün artan bir ivmeyle ad›mlar›m›z› h›zland›raca¤›m›za söz veriyoruz. Komün barikatlar›nda yanan ateflin Habip’in, Ümit’in gözlerindeki ›fl›lt›ya dönüfltü¤üne ve bizim avuçlar›m›zda günü do¤uraca¤›na inan›yoruz. O ›fl›lt›n›n ad› devrimdir. O ›fl›lt›n›n ad› devrim ve sosyalizmdir. ‹flte bu bilinçle 10. y›l›m›z› kutluyor, gelece¤e uzanan bir ses oldu¤umuzu tekrarlamak istiyoruz. Bu uzun soluklu mücadelede söylenecek tek fley var: Gelecek genç komünistlerin omuzlar›nda! Ya fl a s › n d e v r i m c i k ü l t ü r v e s a n a t ç a l › fl m a s › ! Ya fl a s › n d e v r i m v e s o s y a l i z m !
Karadeniz’den Gençlik Kültür ve Sanat Evi Çal›flanlar›
E k i m G e n ç l i ¤ i
13
Sermaye devleti ABD’nin tam hizmetinde!
E k i m G e n ç l i ¤ i
ABD’nin Büyük Ortado¤u Projesi ad› alt›nda Ortado¤u halklar›na karfl› açt›¤› savafl›n üçüncü y›l›nday›z. Afganistan’› iflgalle ifle bafllayan, Irak’› iflgalle ikinci ad›m› atan ve Ortado¤u’da yeni iflgal planlar›na soyunan ABD, henüz Irak’ta sapland›¤› bataktan ç›kabilmifl de¤il. ABD iflgalden bekledi¤i sonuçlar› alamam›fl olsa da üç y›ld›r süren iflgal Ortado¤u’da bir dizi siyasal de¤iflime yol açm›fl durumda. Bu de¤iflimlerden en önemlisi Güney Kürdistan lehine de¤iflen dengeler. Son bir y›l içinde Irak Anayasas› onayland›. Celal Talabani Irak Devlet Baflkan›, Mesut Barzani Federe Kürdistan Baflkan› seçildi. Güney Kürdistan’da ABD emperyalizmi himayesinde devletleflmeye do¤ru h›zla ilerleniyor. Elbette ki bu devletleflme k›sa ve uzun dönemde Ortado¤u’nun belirsiz dengelerinde daha bir dizi siyasal de¤iflime ve istikrars›zl›¤a ön ayak olacakt›r. Bu süreç daha flimdiden Türkiye burjuvazisi aç›s›ndan iç ve d›fl politika üzerinden ilk sonuçlar›n› vermeye bafllad›. ‹çeride Mersin’de yaflanan bayrak provokasyonuyla ilk ad›m› at›lan ve akabinde Türkiye’nin her yerine yay›larak t›rmand›r›lan faflizan dalga, son süreçte Kürdistan’a yönelik operasyonlar›n art›r›lmas›, bizzat AKP hükümeti ve bir dizi burjuva medya kalemflörü taraf›ndan son süreçte yüksek sesle ve s›kça gündeme getirilen üst kimlik-alt kimlik tart›flmas›; d›flar›da ise “Irak’›n bölünmez bütünlü¤ü” söyleminden Güney Kürdistan’› fiilen tan›ma çizgisine kay›lmas›, ortaya ç›kan ilk politik yönelimler...
Güney’de de¤iflen politika Orgeneral Hilmi Özkök’ün 29 Ekim resepsiyonunda yapt›¤› aç›klama son dönem Türkiye burjuvazisinin d›fl politikada içine girdi¤i politik yönelimi tüm aç›kl›¤› ile gözler önüne seriyordu: “Barzani bir afliret lideriydi. Biz öyle görüyorduk. Ama durum de¤iflti. Bu de¤iflikli¤i kabul etmemiz gerekiyor. Talabani’yi öyle görüyorduk. fiimdi, Irak Cumhurbaflkan›. Yar›n Irak Cumhurbaflkan› olarak Türkiye’yi ziyaret edecek. O gün nas›l davranaca¤›z? Irak’› tan›yorsak, bu de¤iflen koflullara
14
göre hareket edece¤iz.” Bu aç›klamay› izleyen dönemde M‹T müsteflar› ve iki üst düzey yöneticinin Barzani ile görüflmesi, art›k fiili olarak Güney Kürdistan’›n tan›nmas› anlam›na geliyor ve bu aç›klamay› tamaml›yordu. Türkiye burjuvazisi için, Irak iflgalinin bafl›ndan bu yana, iflgalin olas› en korkutucu sonuçlar›ndan birisi Irak’›n bölünmesi ve bunun üzerinden bir Kürt devletinin kurulmas› idi. Bugün ABD emperyalizmine göbekten ba¤l› Türkiye burjuvazisinin korktu¤u bafl›na
gelmifl durumda ve tam da bu kölece ba¤›ml›l›k gere¤i elinde bu gerçe¤i de¤ifltirme olana¤› yok. Nitekim bu gerçek en yetkili a¤›zlar taraf›ndan da itiraf edilmifl ve “realite” olarak kabul edilmifl durumda. Ortado¤u’da de¤iflen dengeler dolay›s›yla sermaye devletinin de¤iflen d›fl siyaseti sermaye devleti aç›s›ndan bir tercihi de¤il zorunlulu¤u tan›ml›yor. Sermaye devleti kendi co¤rafyas›nda Kürt sorununu resmen tan›mlamaktan bile kaç›n›rken Güney’de bir Kürt devletini tan›mak ABD emperyalizmi karfl›s›ndaki aczinden kaynaklanmaktad›r. Güney’de bir Kürt devletinin kurulmas›n›n sömürgeci burjuvazi için Türkiye’deki Kürt sorununu a¤›rlaflt›raca¤› aç›kt›r. Sermaye devleti buna karfl› kendince önlemler alma çabas›ndad›r. Son dönem Kürt halk›na karfl› yo¤unlaflan sald›r›lar, iki halk aras›nda yarat›lmaya çal›fl›lan düflmanl›k bu önlemlerin en al›fl›ld›k olanlar›ndand›r. Ancak sermaye devleti de kendi tarihsel deneyimlerinden gayet iyi bilmektedir ki, tek bafl›na imha politikalar› Kürt halk›n›n özgürlük istemine ket vuramamaktad›r. Son dönem önlemlerinden bir baflkas› da (yeni olmamakla birlikte sadece arac› de¤iflmifltir) Kürt hareketini düzen içi kanallara ak›tma çabas›d›r. Son dönem alt kimlik-üst kimlik tart›flmas›n›n örtüsü alt›nda gündeme giren bu çaba, burjuvazinin seksen y›ll›k, yer yer onu gülünç duruma düflüren inkâr politikas› göz önüne al›nd›¤›nda, asl›nda bir baflka açmaz›n ifadesidir. Bugün Erdo¤an “Kürt sorunu” tan›mlamas›n› kullanmak zorunda kalm›flt›r. Sermaye devleti ABD ile kurdu¤u uflakl›k iliflkisi üzerinden çoktan “k›rm›z› çizgilerini” çi¤nemek zorunda kalm›flt›r. 1 Mart tezkeresi kazas› dolay›s›yla bafla çuval geçirme olay› ile gereken dersi ç›karm›fl ve hizaya gelmifltir. Bu kez çok daha dikkatli davranmaktad›r. Bunun en aç›k kan›tlar›ndan biri de son dönem burjuva bas›nda da yay›nlanan sermaye düzeninin gizli ama gerçek anayasas› Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’dir. Bu belgede aç›kça “ABD ile iliflkiler tarihseldir ve çok yönlüdür”, “Türkiye’nin ABD ile iliflkileri Orta Asya, Balkanlar, Güney Kafkasya, Ortado¤u politikalar› bak›m›ndan stratejiktir. Bu konularda iflbirli¤i, dayan›flma Türkiye’nin ç›kar›nad›r. ” ifadeleri yer ald›. Metinde ABD ile stratejik kader birli¤i bir kez daha vurgulan›rken Büyük Ortado¤u Projesi’nde ABD’nin verece¤i yeni görevlere de haz›r olundu¤u deklare ediliyor. Büyük Ortado¤u Projesi de ABD’nin egemenlik mücadelesi çerçevesinde yeni savafllar d›fl›nda baflka bir anlama gelmiyor. Yani sermaye devleti, bir anlamda, ABD emperyalizminin ç›karlar› do¤rultusunda yeni savafllara haz›r oldu¤unu ifade ediyor. Bu cepheden de¤iflen bir fley yok elbette, sermaye ordusu geçmiflte de defalarca ABD emperyalizminin askerli¤ini yapt›. Ancak Güney Kürdistan’›n “milli dava” söylemi terk edilerek tan›nmas›, ABD’nin istedi¤ini alm›fl oldu¤unu gösteriyor. Bir yandan Türkiye burjuvazisinden ABD’ye en üst düzeyde hizmet sözü alarak Türkiye’yi daha ileriden
hizmetine koflmay› baflarm›flken, bir yandan da kendi politikas›n› tan›ma sözü alarak Türkiye’yi Kürt Federasyonu’nu tan›maya ikna etmifl oldu. Elbette bu konuda hâlâ bir tak›m pazarl›klar yap›l›yor. Arka arkaya Ankara’y› ziyaret eden ABD yetkililerinin karfl›s›na her seferinde ç›kar›lan pazarl›k unsuru PKK ile mücadele oldu. Anlafl›lan sömürgeci Türk burjuvazisi Güney’deki geliflmelerin yönünü belirleyemeyece¤inin fark›nda olarak ufak tefek bir fley elde etme çabas›nda. PKK’yi farkl› bir düzleme çekme gayretine ABD’den küçük de olsa destek koparman›n peflinde. Pazarl›klar gizli sürdürülse de a盤a ç›kan iki noktan›n ilki, burjuva medyan›n milliyetçi hezeyanlar› bast›rmak için her seferinde ABD’nin PKK’ye karfl› mücadele edece¤ini ilan etti¤ini söylemesidir. ‹kincisi ise ABD’nin PKK ile do¤rudan çat›flmaya girmedi¤i, dengeleri gözeterek girmeyi kolay kabul etmeyece¤idir. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde ifade edilen bir baflka temel önemdeki gerçek, sermaye devletinin di¤er bölge halklar›na karfl› alaca¤› tutuma dair. Metinle ilgili Cumhuriyet gazetesi yazar› Mustafa Balbay’›n yazd›¤› bir yaz› meseleyi flöyle aktar›yordu: “Cumhuriyet’in tümünü ele geçirdi¤i MGSB’de çevre ülkelerle ciddi sorunlar ç›kmas› halinde bunun çözüm yollar›na iliflkin net ifadeler yer ald›. Türkiye’nin bu ülkelerle bugünkü iliflkilerini zedelememek için bu bölümleri aktarmayaca¤›z.” Çevre ülkelerden kas›t ABD’nin son dönem terörist ilan etti¤i ‹ran ve Suriye’dir ve çözüm yolundan kas›t aç›k aç›k ifade edilmese de bu ülkelere karfl› savaflt›r. Aral›k ay› içerisinde Washington-Ankara aras› yo¤unlaflan diplomasi trafi¤inden de anlafl›laca¤› üzere ABD yeni ad›mlar atma haz›rl›¤›nda ve yine anlafl›lan o ki Türkiye burjuvazisi at›lacak yeni ad›mlarda dünden daha fazla görev üstlenecek. Bugüne kadar Kürt sorununda ortak ç›karlar› üzerinden Suriye ve ‹ran ile iliflkilerini hep iyi tutmaya çal›flan sermaye devletinin bu yeni yönelimi de ABD’ye uflakl›kta hangi aflamaya gelindi¤inin bir baflka göstergesi. Üstelik Amerika’n›n Suriye ve ‹ran’a müdahalesi Türkiye’nin Kürt sorununu daha da derinlefltirecekken durum böyle. Sonuç olarak, sermaye devletinin bugün att›¤› ad›mlar ABD ile en ileriden kader birli¤i anlam›na geliyor. Bu da ABD’nin s›n›rlar›n› kanla çizmeye çal›flt›¤› Ortado¤u’da flimdiden Türkiye’nin ana üs olarak kullan›laca¤›n› gösteriyor. Türkiye burjuvazisi ABD’nin bölge halklar›na karfl› açt›¤› savafl›n askeri olmaya flimdiden haz›r. Ayn› zamanda d›flar›da bölge halklar›na düflmanl›¤›n içeride Kürt halk›na düflmanl›kla kol kola gidece¤i gerçe¤i de orta yerde duruyor. Kürt ve Türk gençli¤ine düflen görev bölge halklar› ile dayan›flma sorumlulu¤unu yerine getirmekken, içeride de flovenizmin güçlendirilmeye çal›fl›ld›¤› böyle bir süreçte “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i!” fliar›n› her zamankinden daha güçlü hayk›rmakt›r.
E k i m G e n ç l i ¤ i
15
D e v l e t i n gizli ama gerçek anayasas› ....
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi E k i m G e n ç l i ¤ i
Sermaye devletinin gizli anayasas› olan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, yak›n zamanda son geliflmeler ve ortaya ç›kan yeni olgular göz önüne al›narak yenilendi. Birçok bölümü eksik olarak Cumhuriyet gazetesinde yay›nlanan bu belge, sermaye devletinin politikalar›n› belirliyor ve gerçek yüzünü gösteriyor. Türkiye’de hangi parti hükümete gelirse gelsin, bu partilerin temel yönelim ve düflünce yap›s› ne olursa olsun, ellerine ilk olarak tutuflturulan ve s›n›rlar›n›n afl›lmas› mümkün olmayan tek belge, sermaye devletinin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’dir. Bu belge süreçler ve yeni geliflmelere göre güncellenir. Nitekim son süreçte yeniden gözden geçirildi. Bunun sebebi Ortado¤u’da yaflanan geliflmeler ve bu çerçevede ABD ile iliflkilerin son süreçteki durumu, Güney Kürdistan’daki geliflmeler ve içerideki Kürt sorunu. Bu geliflmeler sermaye devletinin gerçek anayasas›n› tekrar gözden geçirmesini gerektirdi.
ABD emperyalizmine tam ba¤›ml›l›k! “ -ABD ile iliflkiler tarihseldir ve çok yönlüdür. -‹liflkilerin siyasi, ekonomik ve güvenlik boyutu vard›r. -Bu iliflkiler ticari ve teknolojik olarak da gelifltirilmelidir. -Türkiye'nin ABD ile iliflkileri Orta Asya, Balkanlar, Güney Kafkasya, Ortado¤u politikalar› bak›m›ndan stratejiktir. Bu konularda iflbirli¤i, dayan›flma Türkiye'nin ç›kar›nad›r. -Türkiye'nin ABD ile iliflkileri stratejiktir ancak baflka bir iliflkinin alternatifi de¤ildir. ABD, AB sürecimizin bir alternatifi de¤ildir. -NATO'daki rolümüzü korumal›y›z. NATO'nun farkl›laflan siyasetinde yerimiz olmal›.” (14 Kas›m ’05, Cumhuriyet) ABD ile iliflkilerini tarihsel ve çok yönlü olarak nitelendiren Türk devleti, önümüzdeki dönemde ABD emperyalizminin planlad›¤›, Ortado¤u halklar›n›n daha fazla katledilmesi
16
anlam›na gelecek olan politikalar›nda üzerine düfleni fazlas›yla yapmaya çal›flaca¤›n› itiraf ediyor. ABD ile BOP çerçevesinde iflbirli¤i Türkiye’nin ç›kar›nad›r ve stratejik bir önem tafl›maktad›r maddesi, ABD’nin BOP plan›nda Türkiye’ye biçti¤i misyona göre hareket edilece¤ini, bunun için gerekti¤inde Ortado¤u halklar›n›n kan›n›n dökülmesinde bizzat rol üstlenilece¤ini anlat›yor. Milli Güvenli Siyaset Belgesi’nde di¤er bir önemli nokta ise devletin kendisine tehdit olarak gördü¤ü geliflmeler. Buna uygulanacak politikalar sermaye devletinin gerçek yüzünü gösteriyor. “ -Türkiye'nin güvenli¤ini tehdit eden temel unsurlar, irtica, bölücülük ve afl›r› sol ak›mlard›r. -Türkiye'nin temel kurulufl ilkeleriyle hedefleri örtüflen sivil toplum kurulufllar›yla iliflkiler önem tafl›maktad›r. -Türkiye'de Türkçe’den baflka hiçbir dil, e¤itim-ö¤retim kurumlar›nda okutulamaz. Bu temel bir ilkedir. -Türkiye Cumhuriyeti etnik temele dayal› olarak kurulmam›flt›r. Kurulufl esas›, tek devlet, tek ulus, tek bayrak, tek dildir. Atatürk'ün ‘Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halk›na Türk milleti denir’ sözü temel bir ilkedir. Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandafll›k ba¤› ile ba¤l› bulunan herkes ülkenin esas unsurudur. - Afl›r› sol unsurlar›n fliddete dayal› faaliyetleri, toplumda s›n›f ayr›mc›l›¤› yaratmaya dönük çabalar› önlenmelidir. Bu örgütlerin özellikle ö¤rencileri kullanmalar› dikkat çekicidir. Cezaevindeki faaliyetleri de önlenmelidir.” (Cumhuriyet) Siyaset Belgesinin bu maddeleri de yine sermaye devletinin Türkiye’de yaflayan halklar› tan›mad›¤›n›n bir kan›t›. Türkiye’de Türkçe’den baflka hiçbir dille e¤itim görülemez temel ilkesiyle, kendi dilini ve kültürünü halklara dayatmaktan geri durmuyor. Afl›r› sol ak›mlar diye nitelendirdi¤i bu ülkenin devrimci, komünist örgütlerini güvenli¤i tehdit eden yap›lanmalar olarak nitelendiriyor ve bu örgütlerle mücadele edilmesi gerekti¤ini vurguluyor. Bu ülkede bask›ya, sömürüye karfl› mücadele edenlere kesinlikle tahammülü olmad›¤›n› gösteriyor. Sermayenin gizli anayasas› elbette bunlarla s›n›rl› de¤il. Fakat sadece bu maddeler bile sömürü ve soygun üzerine kurulu düzenlerini ayakta tutabilmek için uflakl›kta s›n›r tan›mayacaklar›n›, Kürt halk›na yönelik kirli savafl› sürdüreceklerini, ABD emperyalizminin ç›karlar› için kardefl halklar›n kan›n› dökmekten çekinmeyeceklerini ortaya koyuyor. Baflta Kürt halk› olmak üzere Türkiye’de yaflayan bütün kardefl halklara Türklü¤ü dayat›yorlar. Türkiye için temel tehdit unsuru olarak gösterdi¤i biz devrimcileri susturmak, mücadelemizi bo¤mak için katliamlara baflvuracaklar›n› aç›kça dile getiriyorlar. Bu ülke için de¤il ama sermaye devleti için tehdit oldu¤umuzu kabul ediyoruz ve zaman› geldi¤inde de sömürü ve soygun üzerine kurulu bu düzeninizi y›kaca¤›z diyoruz.
E. Eren Korkmaz
19 Aral›k anma etkinliklerinden... Beytepe’de 19 Aral›k anmas›...
Ç.Ü’de 19 Aral›k protestolar›...
“Devrimci irade teslim al›namaz!”
fian olsun 19 Aral›k direniflini yaratanlara!
Genç komünistler olarak Beytepe Kampüsü’nde, 19 Aral›k katliam›nda flehit düflen devrimcileri anmak ve bu vahfli katliam› lanetlemek amac›yla DPG, Devrimci Gençlik, Kurtulufl Partisi Gençli¤i, Gençlik Derne¤i ve SGD ile beraber bir dizi eylem ve etkinlik örgütledik. Bas›n aç›klamas› ve yurt kantininde gerçeklefltirilecek bir etkinlik düzenlemeye ve her gün sergilenecek olan bir foto¤raf sergisi oluflturmaya karar verdik. Bas›n aç›klamas›n›n yap›laca¤› tarihin üç gün öncesinden Y›ld›z Anfi’de foto¤raf sergisini oluflturduk. Sergide 19 Aral›k katliam›n›n foto¤raflar›n›n yan› s›ra, faflist devletin gerçeklefltirdi¤i Gazi, Ulucanlar, Mercan, fiemdinli katliamlar›n›n foto¤raflar› da bulunuyordu. Üç gün boyunca bas›n aç›klamas› ve etkinli¤e dair afifllerle ö¤rencilere ça¤r›da bulunduk. Bas›n aç›klamas›n› 22 Aral›k günü gerçeklefltirdik. Edebiyat Fakültesi önünde toplanarak, “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z!” pankart› arkas›nda yemekhaneye do¤ru yürüyüflümüze bafllad›k. Yürüyüfl boyunca “Katil devlet hesap verecek!”, “Devrimci irade teslim al›namaz!”, “Yaflas›n 19 Aral›k direniflimiz!”, “‹çerde d›flarda hücreleri parçala!” sloganlar› at›ld›. Yemekhane önünde bas›n aç›klamas›n› okuyup, katil devletten elbet hesap soraca¤›m›z› hayk›rarak eylemimizi sonland›rd›k.
19 Aral›k katliam›n› protesto etmek ve devrimci iradenin teslim al›namaca¤›n› göstermek amac›yla üniversitemizde Ekim Gençli¤i, DGH, YDG, SGD, DGD ve Koordinasyon olarak 2 günlük bir program ç›kard›k. ‹lk olarak 19 Aral›k günü R1 dersli¤i önünde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. 40 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda okunan metinde katliam›n yan›s›ra direnifl ön plana ç›kart›ld›. Bas›n aç›klamas›ndan sonra R1 kantininde k›sa bir etkinlik gerçeklefltirdik. Sayg› duruflunun ard›ndan bir arkadafl›m›z devletin zindan politikalar›n› ve cezaevlerinin nas›l direniflin merkezi haline geldi¤ini anlatan bir metin okudu. Daha sonra 19 Aral›k katliam›n› ve direnifli anlatan k›sa bir sinevizyon gösterimi yapt›k. Gösterime yaklafl›k 50 kifli kat›ld›. 20 Aral›k günü ise 19 Aral›k katliam›n› yaflam›fl olan devrimcilerle bir söylefli gerçeklefltirdik. Söyleflide 19 Aral›k katliam›na kadar olan süreç anlat›ld› ve katliama de¤inildi. Tecrit ve son ç›kart›lan yasalara da vurgu yap›larak yaklafl›k 25 kiflinin kat›ld›¤› söylefli bitirildi.
AÜ. Cebeci Kampüsü’nde 19 Aral›k katliam› lanetlendi...
19-22 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z! 22 Aral›k günü AÜ Cebeci Kampüsünde Ekim Gençli¤i, Ankara Gençlik Derne¤i, Demokratik Gençlik Hareketi, Kald›raç, Kurtulufl Partisi Gençli¤i, Sosyalist Gençlik Derne¤i ve Tüm ‹lerici Gençlik Derne¤i taraf›ndan düzenlenen etkinli¤e 100’ü aflk›n ö¤renci kat›ld›. Etkinlik aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan sayg› duruflu ile bafllad›. Ard›ndan katliam› lanetleyen ve devleti teflhir eden ortak metin okundu. F tipi hücre sald›r›s›n›n sadece cezaevleriyle ilgili bir sorun olmad›¤›, dört taraf› demir parmakl›klarla çevrilen, kameralarla gözetlenen kampüslerimizin de F tipi sald›r›s›na hedef oldu¤u vurguland›, katliamlar›n direnifli ve devrimci iradeyi teslim alamayaca¤› belirtildi.
Sakarya’da 19 Aral›k eylem ve etkinli¤i...
“‹çeride d›flar›da hücreleri parçala!” Sakarya’da zindanlarda yaflanan katliamlar› ve tecridi gündeme tafl›mak amac›yla “Devrimci Demokrat Gençlik Platformu” oluflturuldu. Platform; Ekim Gençli¤i, Gençlik Derne¤i, YDG, Sosyalist Barikat ve Kald›raç bileflenlerinin biraraya gelmesiyle örgütlendi. 20 Aral›k günü ise Gençlik Derne¤i’nde bir anma etkinli¤i gerçeklefltirildi. Devrim flehitleri an›s›na yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflunun ard›ndan, 19-22 Aral›k katliam görüntülerinin yer ald›¤› sinevizyon gösterimi izlendi. Anma etkinli¤i, TAYAD çal›flanlar› Mehmet Güvel ve Zeliha Kurt’un katliama iliflkin anlat›mlar›yla devam etti. 19 Aral›k günü AKM önünde 19 Aral›k katliam›n› k›nayan bir bas›n aç›klamas› düzenlendi.
‹Ü’de 19 Aral›k etkinlikleri...
Bir türküdür direnifl, boy verir zindanlarda! Genç komünistler olarak 19 Aral›k direniflini ö¤rencilerin gündemine tafl›mak sorumlulu¤unu baflar›yla yerine getirdik. Günler öncesinden konuyla ilgili genifl bir pano haz›rl›¤›na bafllad›k. 19 Aral›k direnifli ve cezaevleri ile ilgili foto¤raflar, direnifldevrim-mücadele konulu fliirler ve duvar gazetesinden oluflan bir pano haz›rlad›k. Panonun etkisini güçlendirmek için zindanlarla ilgili marfllardan oluflan bir CD haz›rlayarak müzik yay›n› yapt›k. Ayr›ca TUYAB’›n 19 Aral›k ile ilgili yapaca¤› mitinge afifllerle ça¤r›da bulunduk. Ön haz›rl›¤›n› güçlü tuttu¤umuz pano bekledi¤imizden fazla bir etki yaratt›. Ayr›ca direniflin y›ldönümü ile ilgili bir anma etkinli¤i haz›rlad›k. Program 19 Aral›k ile ilgili sinevizyon gösteriminden, bir ölüm orucu direniflçisinin anlat›m›ndan, müzik ve fliirden olufluyordu. Bir hafta boyunca masa açarak devrimci tutsaklara kart yollama eylemi plan›m›z vard›. Di¤er ö¤renci gruplar› da anma etkinli¤inin bir parças› olmak isteyince etkinli¤i ortaklaflt›rd›k. Ayr›ca konuyla ilgili bir bas›n aç›klamas› örgütledik. Bas›n aç›klamas› ve anma etkinli¤i 20 Aral›k günü gerçeklefltirildi. Kantinde toplanarak burada konuflma yapt›k ve sloganlarla Edebiyat Fakültesi kap›s›na gelerek bas›n aç›klamas›n› okuduk. Aç›klamaya yaklafl›k 40 kifli kat›ld›. Ard›ndan Edebiyat kantininde toplan›ld› ve anma etkinli¤i gerçeklefltirildi. 19 Aral›k direniflinde yitirdi¤imiz devrimciler flahs›nda tüm devrim flehitleri an›s›na sayg› duruflu yap›ld›. Bir arkadafl›m›z›n 19 Aral›k ile ilgili yapt›¤› konuflmadan sonra sinevizyon gösterimi yap›ld›. Daha sonra sözü ölüm orucu direnifline kat›lm›fl ve 19 Aral›k’› yaflam›fl iki devrimci olan Esmehan Ekinci ve Muharrem Kurflun ald›. Etkinli¤e kat›lanlar büyük bir ilgiyle konuflmalar› dinledi. Anma etkinli¤ini hep bir a¤›zdan söyledi¤imiz “Ak›n var günefle ak›n/Günefli zaptedece¤iz güneflin zapt› yak›n” dizeleriyle bitirdik. Anma etkinli¤ine 70’i aflk›n ö¤renci kat›ld›. Dönem bafl›ndan bu yana yap›lan en kitlesel ve devrimci içeri¤i güçlü etkinlik oldu. Buradan bir kez daha 19 Aral›k direnifli vesilesiyle belirtiyoruz: Devrimci tutsaklar›n kanlar›yla k›z›llaflt›rd›klar› mücadele bayra¤›n› her zaman en yükseklerde dalgaland›raca¤›z.
E k i m G e n ç l i ¤ i
17
Genç komünistler 10. mücadele y›l›nda bir kez daha hayk›rd›...
Gençlik gelece¤i için emekçilerin saf›nda s›n›f savafl›na!
E k i m G e n ç l i ¤ i
17 Aral›k mitingi, yaklafl›k 20 bin iflçi ve emekçinin kat›l›m›yla gerçekleflti. Kat›l›m›n beklenenin alt›nda olmas›, mitingin önemli zaaflar›ndan biriydi. Mitinge “temsilen” gelen 700 kiflilik D‹SK korteji ve sembolik bir kat›l›mla miting alan›nda bulunan TTB korteji, mitingin toplam kat›l›m›na dair bir fikir vermekteydi. Mitingin kat›l›m›n› “kurtaran”, E¤itim Sen’in kat›l›m›yla belli bir canl›l›k bulan KESK korteji idi. Özellikle taflra illerinden ve Kürt illerinden yo¤un bir kat›l›m sa¤layan E¤itim Sen kortejlerinde Büyük E¤itimci Yürüyüflü’ne yönelik polis sald›r›s›na karfl› öfke ve bunun yaratt›¤› mücadele iste¤i göze çarp›yordu. Yine benzeri biçimde fiemdinli’de yaflanan kontrgerilla sald›r›s›na ve faflizme karfl› mücadele iste¤i, bu kortejlerin politik bir tutumla mitinge kat›ld›¤›n›n da ifadesiydi. Genç komünistler olarak, 17 Aral›k’ta yapmay› düflündümüz merkezi 10. y›l etkinli¤imizi, bu miting sebebiyle 24 Aral›k’a ertelemifltik. Bu mitinge de, gençli¤in devrimci sesi Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l›n› iflçi-emekçi kitleleriyle paylaflmak, genç komünistlerin fliarlar›n› kitlelere yans›tmak amac›yla güçlü bir kat›l›m sa¤lamaya çal›flt›k. “Büyük sosyalist Ekim Devrimi yolumuzu ayd›nlat›yor! Yeni Ekimler için Ekim Gençli¤i saflar›na!” ve “Eflit, paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim sosyalizmde!” pankartlar›yla 100’ü biraz aflan bir güçle kat›ld›k. Güçlü, canl› ve disiplinli bir kortej ile yürüyüfl s›ras›nda gençli¤in devrimci solu¤unu kitlelere tafl›d›k, iflçilerin, emekçilerin ve gençli¤in hakl› ve meflru taleplerini kararl›l›kla sahiplendi¤imizi gösterdik. Alanda, gençlik güçlerimizin kat›l›m›yla 10. y›l etkinli¤imizin davetiyelerini iflçilere, Bugün yan› bafl›m›zda olan Tekel kapat›l›yor. Tekel’in Adana için büyük bir önemi var. emekçilere ve gençlere Büyük bir ifl sahas› olan Tekel, bünyesinde 700 iflçi çal›flt›r›yor, yani yaklafl›k 2500 insan› ulaflt›rd›k, takvim ve geçindiriyor. Tekel’in kapat›lmas›yla bu insanlar iflsiz kalacak ve evlerine ekmek dergimizin sat›fl›n› götüremeyecekler. Tekel’in kapat›lmas›yla, yaln›zca Tekel iflçileri de¤il, yüzlerce Tütün iflçisi gerçeklefltirdik. Miting de iflsiz kalacak. bitiminde, toplu bir flekilde Bizler Adana Liseli Gençlik Platformu olarak 4 Ocak günü E¤itim Sen taraf›ndan tüm illerden yoldafllar›m›zla örgütlenen Tekel ‹flçisiyle Dayan›flma Yürüyüflü’ne kat›larak Tekel iflçisinin yan›nda Hipodrom alan›na geri oldu¤umuzu gösterdik. Gerçeklefltirilen meflaleli yürüyüfl E¤itim Sen’in önünden Tekel Sigara döndük ve burada 10. y›l Fabrikas›’n›n önüne kadar sürdü. Tekel’in önüne geldi¤imizde direnen Tekel iflçilerinin kampanyam›z›n bir kararl›l›¤› ve büyük coflkusuyla karfl›laflt›k. Sloganlar›m›zla her zaman Tekel iflçisinin yan›nda de¤erlendirmesini yapt›k. olaca¤›m›z› hayk›rd›k. Eylem bir süre daha devam ettikten sonra sona erdi. Coflkulu geçen Daha sonra, çeflitli illerden eylemde, iflçilerle bütünleflerek, tek yumruk oldu¤umuzu gösterdik. Adana Liseli Gençlik gelen yoldafllar›m›z ve dostlar›m›z› u¤urlayarak, Platformu olarak her zaman iflçi s›n›f›n›n yan›nda olaca¤›m›z› buradan bir kez daha mitingi kendi cephemizden hayk›r›yoruz. bitirmifl olduk. ‹flçilerin birli¤i sermayeyi yenecek! K u r t u l u fl y o k t e k b a fl › n a , y a h e p b e r a b e r, y a h i ç b i r i m i z ! Ankara
Tekel iflçileri eylemde....
Kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ya hiçbirimiz!
Ekim Gençli¤i
18
Adana’dan bir ALGP’li
10. y›l kampanyas›n›n deneyimleriyle yeni dönemi kazanaca¤›z! ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yürüttü¤ümüz 10. y›l kampanya çal›flmas›n›n ortaya ç›kard›¤› deneyimler önümüzdeki dönemde yürütece¤imiz çal›flmalar aç›s›ndan anlaml› bir referans olmufltur. Kampanya süreci boyunca deneyimlerimizi paylaflm›fl, kulland›¤›m›z araç ve yöntemleri, düzenledi¤imiz etkinlikleri düzenli bir biçimde yay›nlar›m›za tafl›m›flt›k. Bu yüzden 24 Aral›k’ta örgütlenen etkinli¤imiz ile beraber sonlanan kampanya çal›flmam›z›n toplam de¤erlendirmesini yapmak yerine özgün yanlar›na ve bize ö¤rettiklerine vurgu yapaca¤›z.
Hedefli ve sistemli çal›flman›n önemi Edebiyat Fakültesi’nde yürüttü¤ümüz faaliyetin öncelikle üzerinde durulmas› gereken noktay› buras› oluflturuyor. Kampanya çal›flmam›z, kampanyan›n bafllang›c›ndan son güne dek, ana hatlar›, kullan›lacak araçlar›yla ve hedefledikleriyle bir bütünlük içerisinde ve planl›yd›. Bafllang›çta her hafta iki etkinlik yapmaya, bu etkinliklerden birinin film gösterimi, di¤erinin ise tart›flma toplant›s› olmas›na karar vermifltik. Etkinliklerde gösterilecek filmleri ve yürütülecek tart›flmalar›n bafll›klar›n› haftal›k yap›lacak etkinlik örgütleme komitesi toplant›lar›nda belirleme karar› ald›k. Yine planlama çerçevesinde kampanya süresi boyunca düzenli bir biçimde toplanacak bir etkinlik örgütleme komitesi oluflturmaya ve bu komiteyi kampanya süreci boyunca gelifltirmeye ve kampanya çal›flmas›n›n merkezine oturtmaya karar verdik. Ayr›ca bu süreçte Ekim Gençli¤i ve K›z›l Bayrak sat›fllar›n›n bir sistemati¤e oturtulmas› ve yayg›nlaflt›r›lmas›, alanda çal›flma yürüten yoldafllar›m›z›n bireysel inisiyatifi olmaktan ç›kart›l›p kolektif bir çal›flmaya dönüfltürülmesi karar›n› alm›flt›k. Bu planlamalar›n hayata geçirildi¤i ilk hafta sonunda ortaya ç›kan imkanlar, bizi bambaflka ve daha geliflkin sonuçlara ulaflt›rd›. Hedeflerimizi gerçeklefltirdikçe hem araç aç›s›ndan, hem de kampanyay› özgünlefltirmek aç›s›ndan daha üretken olmak zorunda kald›k. Söylenebilir ki, biz bu bir ayda gerçekten kitle çal›flmas›yla ö¤rendik.
Yerelimizde yay›nlar›m›z›n kullan›m› Edebiyat Fakültesi’nde yay›n kullan›m›m›z alan›n tafl›d›¤› politik imkanlar göz önüne al›nd›¤›nda oldukça s›n›rl› kal›yordu. Birçok kez yay›n sat›fl›n› art›rma noktas›nda ad›m atmaya çal›flsak da, yay›n sat›fl› çok yönlü bir politik faaliyet ve ›srarla bütünleflmedi¤inde ister istemez tan›d›k insanlarla s›n›rlan›yordu. Kampanya süreci bu aç›dan yay›n sat›fl›n› art›rma ve Ekim Gençli¤i’ni genifl gençlik kitleleriyle
buluflturman›n da bir imkan›yd›. Hedef olarak önümüze yay›n sat›fl›m›z› iki kat›na ç›kartmay› koymufltuk. Ancak kampanya sürecinin sonunda yay›n sat›fl›m›z geçen seneki ortalama sat›fl›m›z›n üç kat›na ç›kt›. Ekim Gençli¤i’nin sat›fl›nda belirli bir sistem oturtulduktan sonra, haftan›n bir gününü K›z›l Bayrak sat›fl›na ay›rd›k. Bu noktada da asgari bir baflar› gösterdi¤imizi söyleyebiliriz. Haftada 6 tane satarak bafllad›¤›m›z K›z›l Bayrak kullan›m›m›z, bugün 40’a ulaflm›fl durumda. Yay›nlar›m›z›n masa sat›fl› veya tan›d›klar›m›za ulaflt›r›lmas›n›n ötesinde, elden, birebir ve konuflup tart›flarak kullan›m› çal›flmam›za bir dizi imkan yaratt›. Genifl bir iliflki a¤› yaratmas›n›n yan› s›ra, Ekim Gençli¤i’ni insanlarla tart›flmak ve onlar›n elefltirilerini alabilmek imkan›na da kavuflmufl olduk.
Kampanya sürecinde sistemli olarak sürdürdü¤ümüz etkinlikler Kampanya süresi boyunca her hafta iki etkinlik planlam›flt›k. Bu etkinlikler faaliyetimiz aç›s›ndan anlaml› sonuçlar do¤urdu. Etkinliklerimizin hiçbirini genifl ö¤renci kat›l›m›yla gerçeklefltirmedik. Ancak alanda yürüttü¤ümüz yayg›n ajitasyon-propaganda faaliyetini bütünledi¤i için bu etkinlikler çal›flmam›z›n adresine dönüfltü ve alanda var olan etkinlik örgütleme komitemizi güçlendirdi Kampanya süreci boyunca Kanl› Pazar, Güneflli Pazartesiler filmlerini gösterdik ve Ekim Devrimi Yolumuzu Ayd›nlat›yor isimli bir belgesel gösterimi yapt›k. Ayr›ca gençlik hareketinin sorunlar›, fiemdinli ve ulusal sorun, fiemdinli ve gençli¤e düflen görevler bafll›kl› tart›flmalar örgütledik. Etkinlikler kampanya çal›flmam›z aç›s›ndan büyük bir önem tafl›yordu. Ancak biz bu süreçte yakalad›¤›m›z bu tarz› genellefltirmek zorunda oldu¤umuzu düflünüyor ve bugün bunun imkanlar›na sahip oldu¤umuzu da görüyoruz. Beraberinde bugün bu etkinlikleri daha kurumsal bir tarzda yürütmek sorumlulu¤u ile karfl› karfl›yay›z. Sözkonusu tart›flma bafll›klar› içerisinde özellikle fiemdinli ile ilgili olanlar önem tafl›maktayd›. Zira kampanya gündemlerini ortaya ç›kan güncel geliflmelere ba¤lamak aç›s›ndan anlaml› bir yerde duruyordu. Ayn› refleks kampanya sürecinin son haftas›nda 19 Aral›k gündemine olan müdahalemizde de ortaya ç›kt›. 19 Aral›k ile ilgili bir etkinlik planlad›k, ancak daha sonra devrimci sorumluluk gere¤i bu etkinli¤i di¤er siyasal gençlik gruplar›yla ortaklaflt›rd›k. Bu etkinlik öncesi yerelde görsel aç›dan güçlü bir pano haz›rlad›k. Bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. Kampanyam›zla 19 Aral›k’›n ba¤›n› kuran metinleri fakülte duvarlar›na ast›k. Kampanya gündemleri ile di¤er gündemler aras›nda ba¤
E k i m G e n ç l i ¤ i
19
kurabilmek noktas›nda baflar›l› bir çal›flma örne¤i ortaya ç›kard›k ve bunun sonuçlar›n› da gördük.
‹flleyen bir komiteye sahip olman›n önemi
E k i m G e n ç l i ¤ i
Yerelimizde kampanya çal›flmam›z›n ortaya ç›kard›¤› en temel örgütsel sonuç, bütün kampanya çal›flmam›z›n yükünü üstlenen komite çal›flmam›z oldu. Örgütsel planda esnek bir yap›ya sahip olmakla beraber, tümüyle kampanya çal›flmam›z› planlad›¤›m›z ve hayata geçirmemizin güvencesi olan komite, yerel çal›flmam›z›n kendi s›n›rlar›n› zorlaman›n da bir arac› oldu. Komite toplant›lar›, etkinlikler ya da yay›n sat›fl› s›ras›nda tan›flt›¤›m›z ve kampanya çal›flmam›zda yer almak isteyen arkadafllar›m›z›n kat›l›m› ile gerçekleflti. Bafllang›çta yerel örgütümüzün planlamalar›n› aktard›¤› ve planlamalarla ilgili fikir ifade edilen bir yer olan komite, ilerleyen zamanda kampanyay› yerellefltirilen, adeta kampanya içinde bir yerel kampanya örgütleyen, bu yerel kampanyay› alanda sürükleyen bir tart›flma platformuna dönüfltü. Burada kampanya örgütleme komitemizin planlay›p hayata geçirdi¤i “Suçlu kim?” kampanyas›ndan da söz etmek gerekiyor. “Suçlu kim?” kampanyas›, 10. y›l kampanyam›zda s›kça kulland›¤›m›z “Ya kapitalist barbarl›k, ya sosyalizm!” fliar›n›n derinlefltirilmesi ve ö¤renci gençli¤in zihninde kapitalist barbarl›¤›n somutlaflt›r›lmas› kayg›s›yla olufltu. Bu hedefle üç yerel afifl ve bu yerel afifllerde kullan›lan resimlerin kullan›ld›¤› üç çeflit kart haz›rlad›k. Bu afifl ve kartlarda “Suçlu kim?” sorusunu sorduk. Yemekhane ve s›n›flarda yayg›n bir biçimde ö¤rencilerle buluflturdu¤umuz kartlar›m›zla bir hafta içerisinde 300’ü aflk›n say›da yan›t toplam›fl olduk. Daha sonra ayn› sorunun derinlefltirildi¤i bir bülten ç›kartma karar› ald›k. ‹smini “Tek renk k›z›l” koydu¤umuz bültenimiz, “Fen-Edebiyat Fakülteleri Ekim Gençli¤i” imzas›yla ç›kt›. Küresel ›s›nmadan yabanc›laflmaya, açl›k ve sefaletten savafla, diplomal› iflsizlikten uyuflturucuya, fiemdinli’ye kadar bir dizi gündemi iflleyerek kapitalist barbarl›¤a vurgu yapan bültenimizi fakültemizde yaklafl›k bin kifliye ulaflt›rd›k. Oldukça özgün olan bu çal›flmam›z› bütün anketlerin as›ld›¤› ve bültenin de as›ld›¤› güçlü bir duvar gazetesi ile sonland›rd›k.
Çal›flman›n eksiklikleri Kaba bir döküm ile özetledi¤imiz kampanya çal›flmam›z, aç›k ki kampanya gündemlerinin di¤er gündemlerle bütünlefltirilmesi, merkezi kampanyan›n yerellefltirilmesi, çeflitli araçlar›n bir arada ve yayg›n kullan›m›, komiteleflme ile örgütsel sonuçlar›n hedeflenmesi, kitle çal›flmas›n›n güçlülü¤ü gibi bir dizi aç›dan olumlu ve baflar›l› de¤erlendirilmelidir. Ancak buna ra¤men çal›flmam›zda eksik kalan noktalar vard›r. Bunlar›n bafl›nda alanda kal›c› esnek örgütlülükler oluflturmak noktas›nda at›l kal›nmas› gelmektedir. Komitemiz bu aç›dan olumlu bir örnektir. Ancak yerelimizde kampanya süreci öncesinde ad›mlar›n›n at›ld›¤› kültür ve sanat çal›flmam›z› kampanya süreci içerisinde gelifltirmemiz ve daha örgütlü bir forma sokmam›z gerekti¤i halde, çal›flman›n yo¤unlu¤u içerisinde gereken özeni gösteremeyip, çal›flmam›z› tümüyle bofla düflürmüfl olmam›z temel bir sorundur. Önümüzdeki dönemde kampanya çal›flmam›z›n yaratt›¤› imkanlarla daha güçlü bir biçimde yeniden örgütleyece¤imiz
20
bu faaliyete kampanya süresi içerisinde sistemli bir müdahalede bulunmufl olsayd›k, aç›k ki bu kampanya çal›flmam›z› da besleyecekti.
Önümüzdeki dönem Önümüzdeki dönemde kampanya çal›flmas›n›n ortaya ç›kard›¤› deneyimler ›fl›¤›nda sistemli bir çal›flma tarz› içerisine girece¤iz. Komitemiz farkl› bir misyonla da olsa devam ediyor. Ve kampanya süreci sonras› tatilin hemen öncesine denk gelmesine karfl›n kampanya sürecinde yarat›lan belirli çal›flma formlar›n› süreklilefltirme çabas› harc›yor. Yeni y›lla ilgili bir duvar gazetesi haz›rland›. Komitemizde her hafta baflka bir gündemle ilgili duvar gazetesi haz›rlanmas›, sürekli müzik yay›n› yap›lmas›, yayg›n bir yay›n da¤›t›m› gerçeklefltirilmesi ve yine panonun iflledi¤i gündeme iliflkin ayn› hafta içerisinde bir film ya da belgesel gösterimi yap›lmas› karar› al›nd›. Yani etkinliklerimizi de sürdürece¤iz. Kampanya sürecinde yo¤unluktan dolay› eksik kald›¤›m›z› düflündü¤ümüz çeflitli gündemlere iliflkin yerel bildiri kullan›m›na da a¤›rl›k verece¤iz. Ancak özel planda önümüzdeki dönemde a¤›rl›k verece¤imiz temel nokta, çok yönlü bir faaliyet örmenin temel gere¤i olan çeflitli düzeylerde esnek kitle örgütlenmelerinin oluflturulmas› olacak. 10. y›l kampanyam›zdan ald›¤›m›z güç ve deneyimle yeni dönemi kazanaca¤›z!
‹Ü Fen Edebiyat / Ekim Gençli¤i
10. y›l›m›zda daha güçlüyüz…
Yeni Ekimler için ileri! Çukurova Üniversitesi’nde 10. y›l kampanyam›za, 6 Kas›m sürecinin hemen ard›ndan yapt›¤›m›z bir dizi planlamayla beraber bafllad›k. Önümüzde 10. y›l kampanyam›zla beraber varolan hedeflerimizi hayata geçirmek gibi temel önemde bir sorumlulu¤umuz vard›. Kampanyam›z› kendi yerelimize uyarlamak, yerelimizin özgün koflullar›n› göz önünde bulundurarak gerekli araçlar›m›z› tespit etmek, yerel çal›flmam›z› her aç›dan gelifltirmek, güçlendirmek ve alan›na hakim bir hareket kapasitesine ulaflt›rmak için harekete geçtik. Üniversitemizin özgünlü¤ünde ortaya ç›kan ve belirli bir alana s›k›flan politik faaliyeti üniversitenin geneline do¤ru geniflletebilmek, giderek üniversitenin bütün fakültelerinde kurumsallaflan, kendi çal›flma tempomuzu aflan bir hatta ilerleyebilmek ve Ekim Gençli¤i’ni 10. y›l›nda daha fazla insana anlatabilmek, sosyalizmin gençli¤in genifl y›¤›nlar› içerisinde hayat bulmas›n› sa¤lamak gereklili¤i ile karfl› karfl›yayd›k. Kampanyam›z›n bafl›nda yürüttü¤ümüz tart›flmalarda bu konularda aç›kl›k sa¤lamaya çal›flt›k. Çevremizde bulunan iliflkilerimizi kampanyam›z›n bir parças› haline getirebilmek, kampanyam›z ekseninde onlar› gelifltirmek ve devrim davas›na daha ileriden kazanmak için kampanya örgütleme komitesi kurmay›, kampanyam›z›n temel önemde bir politikas› olarak kurgulad›k. ‹ki kez toplant› yapmam›za ra¤men komiteyi kuramamam›z kampanya sürecinde yaflad›¤›m›z en önemli eksikliklerimiz aras›nda. Kampanya faaliyetlerimiz çerçevesinde bir dizi insan› harekete geçirdik, ama bu durum daha planl› ve örgütlü bir tarzda oluflturulacak bir hareket tarz›n›n engeli de¤ildi.
Yayg›n bir ajitasyon ve propaganda faaliyeti yürüttük Kampanya faaliyetimize ilk baflta Ekim Devrimi ve parti etkinli¤i çal›flmalar›yla bafllad›k. Yaklafl›k bir hafta boyunca afifllerimizle, bildirilerimizle, standlar›m›zla, birebir
tart›flmalar›m›zla Ekim Devrimi’ni, partimizi ö¤rencilere tafl›d›k ve tan›tt›k. Etkinli¤in hemen ard›ndan 10. y›l kampanyam›za daha da yo¤unlaflarak, yapt›¤›m›z planlama dahilinde çal›flmalar›m›z› sürdürdük. Afifllerimizi, bildirilerimizi üniversitenin hemen her yerine tafl›d›k. Ekim Gençli¤i’ni 10. y›l›nda ö¤rencilere tan›tabilmek için yayg›n bir flekilde konuflarak sat›fllar›n› gerçeklefltirdik. Üniversitemizde R1 kantinine s›k›flan çal›flmalar› aflabilmek için di¤er fakültelerde de standlar açmak gibi bir hedefimiz vard›. ‹stedi¤imiz gibi olmasa da asgari düzeyde bu hedefimizi yerine getirdik. Bu süreç içerisinde yürüttü¤ümüz faaliyetin ve ›srar›m›z›n sonucu olarak yay›n›m›z›n sat›fl›n› iki kat›na ç›kard›k. Okulda onuncu y›l›m›zla ilgili haz›rlad›¤›m›z duvar gazeteleriyle kulland›¤›m›z araçlar› gelifltirmeye ve güçlendirmeye çal›flt›k. Stand›m›zda yapt›¤›m›z müzik dinletisi ö¤renciler taraf›ndan ilgiyle karfl›land› ve olumlu sonuçlar üretti. Takvim ve davetiye sat›fllar›m›zla bir yan›yla merkezi etkinli¤imize giderken mali anlamda rahatlamaya çal›flt›k, bir yan›yla insanlarla birebir iliflkiye geçme ve onlara kendimizi anlatma f›rsat› bulduk. Günümüzü daha verimli kullanabilmek için temel planlamalar yapt›k ve buna uygun davrand›k. Sabah erken saatte okula geliyor, okulun geneline afifllerimizi as›yor, stand›m›z› aç›yor, bildirilerimizi ya da Ekim Gençli¤i’nin sat›fl›n› örgütlüyorduk. Bununla beraber insanlarla birebir iliflkiye geçerek çal›flmalar›m›z› sürdürdük. Kampanya faaliyetimiz devam ederken ortaya ç›kan gündemler ya da tarihsel gündemleri de ö¤rencilerin gündemine tafl›maya çal›flt›k. fiemdinli olay›n›n patlak vermesinin ard›ndan yapt›¤›m›z toplant› ça¤r›s›yla bir çal›flma plan› ç›kartt›k. Afiflimizle, bildirilerimizle olay› teflhir ettik ve ça¤r›larla duyurusunu yapt›¤›m›z bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. 19 Aral›k katliam›n› protesto etmek için iki günlük bir anma ve söylefli gerçeklefltirdik. Bunlar›n yan›nda kampanya faaliyetimizi de zay›flatmaks›z›n sürdürerek kendi geliflme düzeyimiz aç›s›ndan, farkl› gündemleri ayn› anda iflleyebilme noktas›nda
E k i m G e n ç l i ¤ i
21
E k i m G e n ç l i ¤ i
asgari bir baflar› yakalad›k. Bu da önümüzdeki dönemde önümüzü açacak bir deneyim olarak anlaml› bir geliflmeydi. Yurtlara da çal›flmalar›m›z› s›n›rl› da olsa tafl›yabilmemiz bizim aç›m›zdan bir kazan›md›. Faaliyetlerimizi sadece üniversitede s›n›rl› bir tarzda kurgulamad›k. Çarfl› merkezine de Ekim Gençli¤i’nin solu¤unu tafl›yabilmek, sloganlar›m›z› orada da hayk›rabilmek için militan sat›fllar örgütledik ve belirli düzeyde bir etki yaratt›k, bir dizi insanla tan›fl›p tart›flma olana¤› bulduk. 24 Aral›k’taki merkezi etkinli¤imize kat›l›m sa¤layabilmek için kampanyam›z› son haftalarda birebir iliflkiler alan›na kayd›rd›k. Okulda yürüttü¤ümüz di¤er çal›flmalar›m›z›n yan›nda daha çok birebir tart›flma ve sohbetlerimizle Ekim Gençli¤i’ni anlatmaya ve etkinli¤imizin ça¤r›s›n› yapmaya çal›flt›k. Akflamlar› ev ziyaretleriyle çal›flmam›z›n bu alan›n› güçlendirmeye çal›flt›k. Otobüsün tutulmas›ndan otobüste hangi etkinlikleri yapaca¤›m›za kadar herfleyi önceden planlayarak eksik bir alan b›rakmamaya çal›flt›k. Ama etkinli¤in okulun son haftas›na denk gelmesi ve insanlar›n birço¤unun ödev, sunum yo¤unlu¤unun olmas›ndan ve bizim de herfleye ra¤men eksikliklerimizin büyük etkisiyle çok fazla insan› etkinli¤imize tafl›yamad›k. 24 Aral›k’ta gerçeklefltirdi¤imiz etkinli¤imizin ard›ndan kampanya çal›flmalar›m›z› sonland›rd›k ve önümüzdeki döneme daha güçlü haz›rlan›yoruz.
Art›k daha güçlüyüz! Etkinli¤e kat›l›m anlam›yla, daha güçlü ve örgütsel olarak daha etkili bir birikime kavuflabilece¤imiz bir kampanya örgütleyemedi¤imizi söylememiz gerekiyor. Bir dizi
eksikli¤imiz ve zaaf alan›m›z oldu¤u bir gerçek. Ama bugün daha güçlü oldu¤umuzu ve 10. y›l›m›z›n yaratt›¤› coflku ve motivasyonla bayra¤›m›z› daha yükseklerde dalgaland›raca¤›m›z› söylüyoruz. Bunu söylerken bir temenniden bahsetmiyoruz. Geldi¤imiz yerin düzeyi itibariyle ve bir gerçeklik olarak söylüyoruz. Hem merkezi olarak hem de yerel olarak art›k farkl› bir yer ve konumday›z. Onuncu y›l kampanyam›z içerisinde bunu daha net ve aç›k gördük. Evet bugün bir dizi zaaf alan›m›z var ama, yürüttü¤ümüz kampanya bu zaaflar›m›z› tespit etme ve çözüm yollar›n› görme anlam›nda bize çok fley kazand›rd›. Her aç›dan kendimizi gelifltirme ve güçlendirme olana¤› yakalamam›z önümüzü açt›. Kampanya sürecinde elde etti¤imiz politik ve örgütsel birikim bugünden büyük bir sonuç üretmemifl olabilir ama, günübirlik düflünmedi¤imiz ve olgular› bir süreç olarak alg›lad›¤›m›z oranda bize birçok fley kazand›rd›. Ayr›ca son süreçte yaflanan politik gerilik atmosferinde genifl gençlik y›¤›nlar›na hitabedebilecek tarzda bir kampanya örgütlememiz bir cüret ve iddia ifliydi. Biz bugün bunu da baflarm›fl durumday›z. Bu iddia ve cüretin bizlere kazand›rd›¤› ise tart›fl›lmaz bir öneme ve de¤ere sahip. Bunun ötesi, Partimizin yol göstericili¤inde zaaf alanlar›m›z› bir bir aflmak, elde etti¤imiz birikim ve deneyimleri ortaklaflt›rarak önümüze koydu¤umuz “gençli¤in devrimci önderlik bofllu¤unu doldurma” misyonuyla hareket etmektir. Deneyimlerimizin gösterdi¤i gibi art›k daha güçlüyüz. Devrim ve sosyalizm davas›, parti davas› art›k daha güçlü!
Adana Ekim Gençli¤i
Eskiflehir Ekim Gençli¤i:
10. mücadele y›l›n›n birikimiyle devrimin ve sosyalizmin k›z›l bayra¤›n› dalgaland›rmaya devam edece¤iz! Ekim Gençli¤i’nin yaklafl›k bir buçuk ayd›r sürdürdü¤ü 10. y›l kampanyas› 24 Aral›k’ta ‹stanbul’da gerçeklefltirilen merkezi etkinlikle sonland›r›ld›. Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l› vesilesiyle yayg›n bir kitle çal›flmas› yürütüldü. Genç komünistler bulunduklar› her alanda azami bir çaba harcayarak kampanya çal›flmas› sürdürdüler. Biz de Eskiflehir Ekim Gençli¤i olarak kampanya çal›flmalar›na merkezi materyallerimizi kullanarak bafllad›k. Ard›ndan bir tan›t›m toplant›s› örgütleyerek kampanyan›n amaç ve hedeflerini anlatmaya çal›flt›k. Kat›l›m›n bekledi¤imizin alt›nda olmas›na ra¤men toplant›n›n belli tart›flmalar çerçevesinde ilerlemesi oldukça anlaml›yd›. Daha sonra bir film gösterimi gerçeklefltirdik. Çal›flmalar›m›za etkinlik gününden bir gün öncesine kadar yerel araçlar›m›zla devam ettik. Merkezi takvim ve davetiyelerimizi okul içerisinde ve d›fl›nda kitlelere ulaflt›rarak bir yandan kampanyay› anlatmaya çal›flt›k, di¤er yandan masraflar›m›z› buradan elde etti¤imiz gelirle karfl›lad›k. Eskiflehir Ekim Gençli¤i olarak kampanya sürecini de¤erlendirdi¤imizde, hedeflerimizin bir k›sm›n› kimi aksamalardan kaynakl› gerçeklefltirememifl olsak da, bu süreçte yakalanan iliflkilerle s›cak ba¤lar kurulmas›nda kampanya döneminin etkili oldu¤unu söyleyebiliriz. Bizim aç›m›zdan yeni bir çal›flma alan› olan Eskiflehir’de Ekim Gençli¤i’nin tan›t›lmas› ileriye dönük anlaml› ad›mlar›n at›ld›¤› bir bafllang›ç oldu. Merkezi etkinli¤e Eskiflehir’den kat›lan arkadafllar›m›z›n olumlu izlenimlerle ayr›lmas›, etkinli¤in politik içeri¤inin güçlü olmas›yla ba¤lant›l›yd›. Baz› sunumlar›n etkinli¤in geç bafllamas›ndan kaynakl› k›salt›larak anlat›lmas›na ra¤men içeri¤inin güçlü verilmesi oldukça anlaml›yd›. Ayr›ca etkinli¤in bafl›ndan itibaren salona hakim olan coflkunun etkinlik sonras› yap›lan bas›n aç›klamas›na da yans›mas› genç komünistlerin 10. mücadele y›l›na yak›flan bir etkinlik gerçeklefltirdiklerinin anlaml› bir ifadesi oldu. 10. mücadele y›l›n›n birikimiyle gelece¤i kazanmaya! Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!
Eskiflehir Ekim Gençli¤i
22
Sakarya Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l kampanya faaliyeti..
Kazand›¤›m›z deneyimlerle gelece¤e yürüyoruz! Bizler Sakarya’dan genç komünistler olarak 10. y›l kampanyas› üzerine deneyimlerimizi ve etkinli¤ine dair gözlemlerimizi sizlerle paylaflmak istiyoruz. 10. y›l kampanyas›n›n bafl›nda 3 haftal›k bir etkinlik plan› oluflturduk. “Ekim Devrimi”, “Türkiye Devrimci Gençlik Hareketi Tarihi” ve son olarak “Günümüz Gençlik Hareketinin Sorunlar›/Ekim Gençli¤i’nin Misyonu” bafll›kl› paneller düzenleme, Ekim Devrimi belgeseli dahil olmak üzere çeflitli film gösterimleri gerçeklefltirme hedefiyle yola ç›kt›k. Etkinlikler için Sakarya ‹HD ‹l yönetiminden yer talebinde bulunduk. Israr ve sab›rla yönetimle sürdürdü¤ümüz görüflmelere ra¤men, çok da anlafl›l›r bulmad›¤›m›z gerekçelerle yaflanan 2 haftal›k bir gecikme sonucunda yer talebimiz olumlu karfl›land›. Fakat tam da etkinlik haz›rl›klar›m›z› tamamlad›¤›m›z bir süreçte, ‹HD yönetimi bizlere, kendi aralar›nda oluflan iletiflim eksikli¤inden kaynakl› paneli gerçeklefltiremeyece¤imizi bildirdi. Üstelik bizler her türlü sorumlulu¤u üzerimize almam›za ra¤men ‹HD yönetiminden bir temsilci kolluk güçleriyle bafllar›n›n derde girmesini istemediklerini aç›k bir dille ifade etti. ‹HD, y›llard›r mücadele eden, faflizme karfl› bedel ödeyen bir kurumdur. Bu vesileyle Sakarya ‹HD yönetimine sormak istiyoruz; ‹HD genel olarak insan haklar› savunuculu¤unun neresinde duruyor? ‹nsan haklar› sözkonusu oldu¤unda misyonunun ne kadar fark›nda? Bu ba¤lamda sorumsuzca hareket eden flah›slar›n, yönetimdeki yerlerini toplumsal duyarl›l›¤› olan ve bu bilinçle hareket eden kiflilere b›rakmas›n› öneriyoruz. Yaflanan bu sorundan sonra “Ekim Devrimi ve Ekim Gençli¤i’nin Misyonu” bafll›kl› paneli E¤itim-Sen binas›nda gerçeklefltirdik. Di¤er panelleri yapamad›k. Ekim Gençli¤i belgeseli ve iki ayr› film gösterimini, s›n›rl› olanaklar›m›z do¤rultusunda kampanya sürecine dahil ettik. Çevre iliflkilerimizle Ekim Gençli¤i’nin misyonu üzerine birebir sohbetlerde bulunduk. ‹lk kez Sakarya’da Ekim Gençli¤i olarak afifl yapt›k. Ayr›ca buraya özgü bu ilk deneyimin yan›s›ra, kitle faaliyeti ve kurumlarla diyalog noktas›nda önemli tecrübeler edindik. Politik faaliyetimiz çerçevesinde yararlanabilece¤imiz olanaklar› daha yak›ndan tan›d›k. Birçok aç›dan deneyim kazand›k.
*** Sakarya’daki faaliyetimizin ard›ndan 10. y›l etkinli¤ine kat›ld›k. Kapitalist sistemin baflar›l› bir flekilde teflhir edildi¤i, Türkiye devrimci gençlik hareketinin tarihsel ve güncel misyonu üzerine önemli tespitler içeren sunumlar›n yap›ld›¤› 10. y›l etkinli¤i belli baz› eksiklikler tafl›yordu. En belirgin olan›, iflçi s›n›f›n›n önderlik misyonundan yeterince bahsedilmemifl olunmas›yd›. Olumsuz hava flartlar› ve etkinlik tarihinin final s›navlar›n›n arifesine denk gelmesi kat›l›m› düflürmüfltü. Ancak yine de tüm eksikliklere ra¤men güçlü bir ajitasyon ve propagandayla sömürüsüz bir dünyan›n yarat›labilmesi, örgütlenmenin ve devrimci mücadelenin zorunlulu¤u ve bunun için üzerimize düflen sorumluluklara ›srarla vurgu yap›ld›. Yeni Ekimler yaratma iddias› ve kararl›l›¤›yla bafllayan mücadelemiz devam ediyor. Devrim ve sosyalizm mücadelesine önderlik edecek olan iflçi s›n›f›n›n yan›nday›z. Gençlik partiye, devrime, sosyalizme!
Yaklafl›k iki hafta boyunca kampanya faaliyetimiz kapsam›nda Tando¤an gençli¤ini 24 Aral›k’ta 10. y›ldönümümüzde mücadele deneyimlerimizi, gelene¤imizi paylaflmaya ça¤›rd›k. Çal›flmalar›m›za düzenli bir periyoda kavuflturdu¤umuz dergi sat›fl›yla bafllatt›k. Oldukça iddial› oldu¤umuz bu faaliyette yay›n sat›fl›m›z› iki kat›na ç›kard›k. Ard›ndan kampanya bildirilerinin da¤›t›m› s›ras›nda insanlarla birebir diyalog kurduk. Yaklafl›k bir y›ld›r Tando¤an Kampüsü’nde düzenli olarak faaliyet yürüten Ekim Gençli¤i apolitik atmosferi da¤›tm›fl, gençli¤i gündemi izlemeye sevketmifltir. Bunun için en etkili araç ise sürekli olarak yapt›¤›m›z afifl çal›flmas›d›r. 10. y›l kampanyam›zda da bu arac› etkili bir flekilde kullanmay› baflard›k. Tüm bu çal›flma boyunca Tando¤an’da s›kça yaflad›¤›m›z bir durum olan sivil polis ablukas›yla karfl›laflt›k. Faaliyetimizi ve insanlarla kurdu¤umuz iliflkileri engelleme çabalar›na karfl› güçlü ve iradeli tutumumuzu bir kez daha gösterdik. Bir kampanyam›z› daha baflar›l› bir flekilde Tando¤an Kampüsü’ne tafl›d›k.
Sakarya Ekim Gençli¤i
Ekim Gençli¤i/Tando¤an Kampüsü
10. y›l kampanyas›n› kesintisiz sürdürdük
E k i m G e n ç l i ¤ i
23
Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l›nda
Devrimci gençlik hareketini büyütelim!
E k i m G e n ç l i ¤ i
Mersin Ekim Gençli¤i olarak 10. y›lda her yerde oldu¤u gibi burada da çal›flmalara bafllad›k. Merkezi etkinli¤in çal›flmas›n› yapmak bizim için ayr› bir öneme sahipti. Buradan olabildi¤ince kat›l›m sa¤layabilmek için bütün gücümüzle 10. y›l etkinli¤imize yüklendik. Ekim Gençli¤i takvimlerimizi satt›k. Amaçlad›¤›m›z flekilde insanlar› sadece etkinli¤e ça¤›rmad›k, kendilerinin de bu çal›flman›n bir parças› olmalar›n› istedik. Bizim onlara gitti¤imiz flekilde kendi çevrelerindeki arkadafllar›n› etkinli¤e ça¤›rmalar›n› ve takvim vermelerini söyledik ve flu ana kadar olumsuz bir yan›t da almad›k. Mersin’de 10. y›l çal›flmam›z› sadece üniversitede de¤il, liselerde de yürüttük. fiunu da belirtmek gerekiyor: Bugüne kadar Mersin Üniversitesi’nde siyasetlerin bir çal›flmas› olmam›fl. Bugün de Mersin Üniversitesi’nde ortak eylemlilikler d›fl›nda bir çal›flma fazla görünmüyor. Üniversiteye sadece platform çal›flmas› oldu¤u zaman afifl as›l›yor. Ama biz bu zorluklar› yenmeye kararl›yd›k ve de ilk ad›m›m›z› 10. y›l etkinli¤imizin çal›flmas›nda att›k. Afifllerimizi yapabildi¤imiz kadar üniversite merkez kampüsüne yapt›k. Ve Mersin Ekim Gençli¤i olarak üzerimize düflen görev ve sorumluluklar› görerek Mersin’de, Ekim Gençli¤i’ nin 10 y›ld›r dalgalanan o flanl› bayra¤›n› yükselterek, bundan sonraki çal›flmalar›m›z› daha güçlü bir biçimde gerçeklefltirece¤imizi kan›tlad›k. Gerek üniversitede, gerek yurtta, liselerde ve dershanelerde... Gençli¤in sesini art›k Mersin’de daha güçlü bir flekilde duyuraca¤›z.
Mersin Ekim Gençli¤i
10. y›l coflkusuyla yeni Ekimler için ileri! Ekim Gençli¤i 10. y›l etkinli¤i baflar›yla gerçeklefltirildi. Bu etkinli¤in yap›lmas›ndaki as›l amaç Ekim Gençli¤i’nin yeni yafl›n› kutlamaktan çok öteydi. Bu etkinlik, durgun olan ö¤renci gençli¤e kendi cephemizden müdahale edebilmek ve kendi misyonumuzu ortaya koymak için yap›ld›. Her yerel birim özgün koflullar›na göre çeflitli çal›flmalarla etkinli¤in ça¤r›s›n› yapt›. Edirne’de ise bu çal›flma, yerelin özgün koflullar› nedeniyle materyal kullan›m›, etkinlikler, flenlikler, bas›n aç›klamalar› olmaks›z›n salt birebir kurulan diyaloglar fleklinde ilerledi. Yerelin özgün durumu kapsaml› bir çal›flma yürütülmesine engel oldu. Yine de böyle bir süreçte bu etkinli¤in ça¤r›s›n› birçok insana yapabilmek anlaml›yd›. Etkinlik hava koflullar›ndan dolay› farkl› yerellerden gelen yoldafllar›m›z›n gecikmesinden kaynakl› geç bafllad›. Etkinlikte yap›lan sunumlar yeni dönem için oldukça ön aç›c› oldu. Dönemsel tablonun çizilmesi ve bu tablo içerisindeki ihtiyaçlar›n iyi belirlenmifl olmas› bu sürece müdahalede bize çok yararl› olacakt›r. Birçok yerelden yoldafllar›m›z kendi deneyimlerini bizlere aktararak birikimlerini paylaflt›lar. Sinevizyon gösterimleri de anlaml› ve yol gösterici oldu. Etkinlik sonunda ‹stiklal Caddesi’ndeki sloganl› yürüyüfl ve ard›ndan Galatasaray Postanesi önündeki bas›n aç›klamas›, devrimci duruflumuzu ortaya koydu. Tüm Taksim sloganlar›m›zla yank›land›. Tüm bu tablo bize gösteriyor ki; Ekim Gençli¤i 10. y›l coflkusuyla yeni döneme, yeni Ekimler yaratma iddias›yla, tüm bask›lara ve engellemelere ra¤men daha güçlü girecektir. Ekim Devrimi’nin, Paris Komünü’nün birikimiyle Habipler’den, Ümitler’den, Haticeler’den ald›¤›m›z k›z›l bayra¤› dosta düflmana karfl› dalgaland›raca¤›m›z› ve bu bayra¤› onurlu bir flekilde tafl›yaca¤›m›z› burada ilan etmifl bulunuyoruz.
Edirne Ekim Gençli¤i
Yeni Ekimler’in devrimci sesi 10. y›l›nda daha gür ç›k›yor! Geçti¤imiz günlerde göz bebe¤imiz Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l›n› büyük bir coflku ile kutlad›k. Kutlama etkinli¤inin her yerel üzerinden bir haz›rl›k süreci vard›. Bizler de bu sorumluluk bilinci ile kendi alan›m›zda kampanya örgütledik. ‹lk olarak bütün ö¤renci gençlik kesimlerini kesen “Paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim!” fliarl› bir imza kampanyas› bafllatt›k. ‹mza kampanyam›z› imkanlar›m›z dahilinde lise ve dershanelerde yayg›n bir flekilde yürüttük. ‹mza ald›¤›m›z birçok ö¤renci ile hem akademik-demokratik sorunlar üzerine hem de Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l› üzerine sohbetler ettik. Ekim Devrimi’nin 88., partimizin 7. y›l› ile ilgili gelen Ekim Gençli¤i imzal› merkezi bildirilerimizi flehrin en merkezi bölgelerinde, ö¤rencilerin yo¤un oldu¤u yerlerde da¤›tt›k. Ayr›ca Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l›na vurgu yapan merkezi bildirilerimizi de yine ayn› bölgelerde yo¤un olarak da¤›tt›k. Bildiri da¤›t›m›nda ö¤rencilerden yo¤un ilgi gördük. Bizim için büyük bir öneme sahip olan Ekim Gençli¤i’nin sat›fl›n› iki kat›na ç›kard›k. Antakya’da liseli gençlik çal›flmam›z üzerinden özel bir öneme sahip olan ve bir dönüm noktas› olan liseli gençlik bültenimizi bu kampanya dahilinde kulland›k. Bülten verdi¤imiz her ö¤renciyle kampanyam›z ve Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l› üzerine sohbetler ettik. Kampanya nedeniyle bas›lan Ekim Gençli¤i imzal› 2006 takvimlerinin ö¤rencilerle sohbet konusunda çok büyük faydas› oldu. Birçok ö¤renci takvimlerimizi satmak için bizden takvim ald›. Bunun da etkisiyle Hatay’›n birçok bölgesinde takvimlerimiz sat›ld›. Bu kampanya sürecinde biz genç komünistler, tüm eksiklik ve zay›fl›klar›m›za ra¤men, hem çal›flmam›z› daha ileri bir boyuta tafl›ma, hem de 10. y›l etkinli¤i ön haz›rl›¤› bak›m›ndan bafl›m›z dik ç›kt›k. Ülke genelinde ve bunun do¤al yans›mas› olarak ilimizde gençlik hareketinin da¤›n›kl›¤›n› aflabilme noktas›nda Antakya’da daha büyük çaba sarf edip, yay›n›m›z› gençli¤in her alan›na ulaflt›rabilmek ve politikalar›m›z ekseninde örgütlü mücadeleye tafl›mak gibi bir iddia tafl›yoruz. Cüret ettik, baflaraca¤›z da!
Antakya Ekim Gençli¤i
24
ODTÜ’de neler oluyor? Geçen y›llara oranla gençlik hareketinin daha da gerilemesi ODTÜ’deki çal›flmay› da etkiledi. Ancak bu gerilik bizlerde daha büyük bir sorumluluk ve çal›flma azmi yaratt›. Sürekli bir çal›flma neticesinde, afifllerle, bildirilerle, el ilanlar›yla, etkinliklerle, 10. y›l kampanyam›zla ö¤rencilere ulaflmaya çal›flt›k. Ne kadar etkili oldu, somut kazan›mlar› oldu mu diye soracak olursak, k›sa vadede sonuç ald›¤›m›z›, kitleleri harekete geçirdi¤imizi söyleyemeyiz. Ancak gerçeklefltirilenler birçok yönüyle gücümüzü aflan yönlere sahipti. Okula yeni gelen bir ö¤renciyle konufltu¤umuzda, bizim örgütlülü¤ümüzün ODTÜ’de 50-60 kiflilik bir niceli¤e sahip oldu¤unu düflündü¤ünü farkettik. Bir elin parmaklar›n› geçmeyecek kadar oldu¤umuzu ö¤renince nas›l oldu¤unu anlayamad›. Ancak biz anl›yorduk, böyle bir çal›flma ancak ve ancak genç komünistlerin iradesiyle gerçeklefltirilebilirdi. ‹lk olarak KESK, TMMOB, TTB ve D‹SK’in düzenledi¤i “Halk ‹çin Bütçe” mitingi öncesinde, okulda mitinge yönelik ortak bir çal›flma yürütmek amac›yla DPG, Kald›raç ve SGD ile ortak bir panel örgütleme karar› ald›k. Mitinge ça¤r› yapan ortak afifl ve bildirileri hafta boyunca kulland›k. Daha sonra ayn› siyasetlerle, önümüzdeki haftan›n (19-23 Aral›k) 19 Aral›k katliam› ile ilgili bir çal›flmaya konu edilmesi ve 22 Aral›k Perflembe günü bir yurt etkinli¤i yap›lmas› karar› ald›k. 19 Aral›k Pazartesi gününden itibaren katliam› teflhir eden duvar gazetelerimizi, bildirilerimizi ve etkinli¤e ça¤r› yapan afifllerimizi yayg›n olarak kulland›k. Özellikle hapishanelerdeki özgür tutsaklar›n yazm›fl oldu¤u mektuplar ve çizmifl olduklar› karikatürlerden oluflan duvar gazeteleri oldukça ilgi çekti. 20 Aral›k günü okula Genelkurmay Baflkan›’n›n gelece¤i ve Rektörlük ile görüfltükten sonra Teknokent’e gidece¤i haberini ald›k. Rektörlük’e çok yak›n olan Fizik bölümü çevresinde jandarmalar›n ve ÖGB’lerin bekledi¤ini gördük. Arkadafllar›m›z› haberdar etmek için Fizik bölümü önünde beklemeye bafllad›k. O s›rada çeflitli siyasetlerden arkadafllar›m›zla bu olaya karfl› nas›l tepki koyaca¤›m›z› tart›fl›rken Genelkurmay Baflkan›’n›n Teknokent’e gitti¤i haberini ald›k ve 21 Aral›k günü bir bas›n aç›klamas› yapma karar› ald›k. 21 Aral›k günü as›lan afifller ve da¤›t›lan bildirleri ile bas›n aç›klamas›n›n duyurusunu yapt›k. Fizik bölümü önünde yaklafl›k 20 kifliyle bafllayan yürüyüfl yemekhane içinde 35 kifliye ulaflm›flt›. Bu yürüyüflün öncesinde “ODTÜ’nün örgütsel tablosu ortada. Bu kadar az insanla yürüyüp insanlar› kendimize güldürmeyelim.” diyen siyaset temsilcileri kendi iradesizliklerini de göstermifl oldular. Gençli¤in örgütsüzlü¤ünü ve geri bilincini neden gösterenler, bu bilince kap›l›p “bas›n aç›klamas›n› hemen nas›l sonland›rabiliriz”in derdine düflebiliyorlar. Denildi¤i gibi, ODTÜ’nün örgütsel tablosu ortadayken, zaten s›n›rl› say›da olan örgütlü insanlar›n bir k›sm›n›n eylem s›ras›nda yemekhane içinde stand açmalar› ise baflka bir irade örne¤i! 22 Aral›k günü ise Siyaset Bilimi Toplulu¤u’nun ça¤r›s›n› yapt›¤› “Türkiye’nin Gündemini fiemdinli’den Okumak” bafll›kl› panele kat›ld›k. Panelde kat›l›mc› olarak P›nar Selek, ‹HD Genel Baflkan› Yusuf Alatafl ve 78’liler Vakf› Baflkan› Celalettin Can vard›. fiemdinli’de yaflanan olaylara de¤inilen panelde a¤›rl›kl› olarak Kürt halk›n›n demokratik özlemleri ve bar›fl talebi dillendirildi. Devlet kavram›n›, görünen devlet,
derin devlet, darbeci devlet vb. gibi ayr›flt›rma yoluna giden panelistler her nedense bunlar›n hepsinin birleflti¤i gerçek devletten, sermaye devletinden bahsetmediler. Dinleyiciler aras›nda olan bir ö¤retim üyesi, kapitalist sistemin bütün iflçi ve emekçilere, Türk, Kürt, Laz , Arap fark etmeden sald›rd›¤›n›, sonuç olarak ortak düflmana karfl› birlikte hareket edilmesi gerekti¤ini söylese de panelistler “biz burada sistemi de¤il, fiemdinli’yi tart›fl›yoruz” diyerek kendi dar bak›fllar›na herkesi geri döndürdüler. Ayn› günün akflam› yapmay› planlad›¤›m›z 19 Aral›k anmas›na buradan bir ça¤r› yapt›k. Panel ç›k›fl›nda el ilanlar›m›z› da¤›tt›k. Etkinlik, 1. Yurt kantininde Lale Çolak’›n direniflinin konu edildi¤i “Görüflece¤iz Lale” isimli belgeselin gösterimiyle bafllad›. Ard›ndan gerçeklefltirilen sayg› duruflu ve Burdur Cezaevi’nde operasyon s›ras›nda kolunu kaybeden Veli Saç›l›k’›n konuflmas›yla devam etti. Mehmet Özer’in sundu¤u fliir dinletisinin ard›ndan müzik dinletisi ile sona erdi. Etkinli¤e 30-35 kifli kat›ld›. Bu etkinlik,19 Aral›k katliam›n›n salt bir cezaevi operasyonu olmad›¤›, 12 Eylül’den bu yana planlanan toplumsal dönüflüm projesinin bir aya¤› oldu¤u gerçe¤ini gözler önüne serdi. Okulun genel havas› ve etkinlik s›ras›nda yaflananlar nas›l bir hücrelefltirme sald›r›s›yla karfl› karfl›ya oldu¤umuzu görmemizi sa¤lad›. Gerçeklefltirilen sald›r›lara karfl› tok bir yan›t verememifl olmak bizlerin omuzlar›na binen sorumlulu¤u daha da artt›r›yor ve görüyoruz ki devrimci çal›flma taraf›ndan doldurulamayan boflluk, düzen cephesi ve reformizm taraf›ndan h›zla dolduruluyor. ODTÜ’de uzun zamand›r solunan atalet havas›n›, yaflanan politik iradesizlik tablosunu de¤ifltirmek görev olarak önümüzde duruyor. Bütün bu y›lg›nl›k ve inançs›zl›¤a karfl›n sermayenin bütün sald›r›lar›na karfl› yan›t›m›z nettir: ODTÜ bizimdir! Bu bilinçle mücadelemiz devam ediyor ve edecektir.
E k i m G e n ç l i ¤ i
Ekim Gençli¤i/ODTÜ
25
Ege Üniversitesi’ndeki anmaya polis azg›nca sald›rd›...
“Serkan Ero¤lu ölümsüzdür!”
E k i m G e n ç l i ¤ i
Ege Üniversitesi’nde bu y›l yap›lan Serkan Ero¤lu anmas›na polis azg›nca sald›rd›. Devrimci Demokrat Ö¤renciler taraf›ndan yap›lan anmada sald›r› sonras› birçok ö¤renci yaraland›, 9 ö¤renci gözalt›na al›nd›. 27 Aral›k günü Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde biraraya gelen ö¤renciler “Serkan Ero¤lu ölümsüzdür! Katili polis-idare iflbirli¤idir! Marafl'tan fiemdinli’ye katliamlar›n sorumlusu devlettir! Hesap soral›m!/Devrimci-Demokrat Ö¤renciler” imzal› pankart tafl›d›lar. Rektörlü¤e yürümek isteyen ö¤rencilere kampüs ç›k›fl›nda barikat kurarak sald›ran polis, bir yandan tazyikli su s›karken di¤er yandan gaz bombas› kulland›. Panzere ve bombalara tafllarla karfl›l›k veren ö¤renciler daha sonra Edebiyat Fakültesi’ne çekildiler. Edebiyat Fakültesi’ne giren robocoplar burada hem eylemcilere hem de di¤er ö¤rencilere ve ö¤retim görevlilerine sald›rd›, okulun camlar›n› coplar›yla k›rd›. Ö¤renciler gözalt›na al›nan arkadafllar›n›n b›rak›lmas› için Edebiyat Fakültesi önünde beklemeye bafllad›lar.
‹zmir Ekim Gençli¤i
Ö¤rencilerin okuldaki teröre yan›t›:
Polis-idare iflbirli¤ine son! Serkan Ero¤lu’nu katleden zihniyetin 27 Aral›k’ta okula girerek estirdi¤i terörü protesto etmek amac›yla bütün siyasetler taraf›ndan ortaklafla yap›lan eyleme 400 ö¤renci kat›ld›. 28 Aral›k’ta gerçekleflen eylemde kitle önce Edebiyat Fakültesi önünde toplanarak bas›n aç›klamas› yapt›. “Polis-idare iflbirli¤ine son!”, “F tipi üniversite istemiyoruz!”, “Katil polis üniversiteden defol!”, “Faflizme karfl› omuz omuza!” sloganlar›yla Edebiyat Fakültesi dekanl›¤›na yürüyüfle geçildi. Burada E¤itim Sen’in ve tartaklanan hocalar›n konuflmas›na destek veren ö¤renciler, ard›ndan sa¤l›k hizmeti vermek üzere kurulmufl olan ancak dün yaralanan 9 arkadafl›m›z› tedavi etmeyen Mediko’ya sloganlarla yürüyüfle geçti. Mediko önüne gelindi¤inde kitle “Polis-idare iflbirli¤ine son!”, “Ege faflizme mezar olacak!”, “Yaflas›n örgütlü mücadelemiz!”, “YÖK, polis, medya bu abluka da¤›t›lacak!” sloganlar› ve yuhalamalardan sonra ö¤renci çarfl›s›na do¤ru yürüyüfle devam etti. Çarfl›da ö¤rencileri duyarl› olmaya ve yan›bafllar›nda yaflanan teröre karfl› örgütlenmeye ça¤›rd›ktan sonra tekrar sloganlarla Edebiyat Fakültesi önüne yürüfle geçildi. Fakülte önünde, gözalt›na al›nanlar› beklemek üzere, eylem sona erdirildi.
‹zmir Ekim Gençli¤i
26
SAÜ-DER’in ö¤renci flenli¤i...
Kapitalist yabanc›laflmaya karfl› dayan›flmaya! SAÜ-DER olarak 6 Aral›k günü, “Bireycili¤e, yabanc›laflmaya, yozlaflmaya, kuflat›lm›fll›¤a karfl› dayan›flmay› birlikte örelim!” fliar›yla bir etkinlik gerçeklefltirdik. Dönem bafl›nda gerçeklefltirmeyi planlad›¤›m›z aç›l›fl etkinli¤i, dernek çal›flmalar›n›n istedi¤imiz düzeyde yap›lamamas›ndan dolay› sonraki bir tarihe ertelenmiflti. SAÜ-DER’i tan›tmak ve birleflik, kitlesel bir ö¤renci hareketi yaratmak için daha önceden yapt›¤›m›z tan›flma toplant›s›n›n ard›ndan böylesi bir etkinli¤in ön aç›c› olaca¤›n› düflündük. Etkinli¤in ön çal›flmalar›na haz›rland›¤›m›z süreçte sivil faflistlerin sald›r› ve tehditlerinden dolay› çal›flmam›za ara verdik. Faflist sald›r›lar› püskürtmek için yo¤unlaflt›k. Bu olay nedeniyle flenli¤in ön haz›rl›k çal›flmalar›n› bir haftal›k bir zaman dilimine s›¤d›rmak zorunda kald›k. Bir kez daha okul yönetiminin hiçbir makul gerekçe göstermeksizin sergiledi¤i yasakç› tutumuyla karfl› karfl›ya kald›k. ÖGB ve faflist çetelerle yaflanan gerginliklere ald›rmadan kampüs içerisinde stand›m›z› açt›k ve bildirilerimizi da¤›tt›k. Kampüs yolu ve flehrin belli kesimlerini de afifllerimizle donatt›k. SAÜ-DER üyesi bir arkadafl›m›z›n yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›yla bafllayan etkinli¤imiz Tuzla Deri ‹fl Sendikas› ad›na kat›lan U¤ur Parlak adl› iflçinin kapitalist sistemi teflhir eden ve örgütlenme ihtiyac›na vurgu yapan özlü konuflmas›yla devam etti. Ard›ndan Barbara Halk Sahnesi’nin “Ben altta kald›m abi” adl› tiyatro oyunu be¤eniyle izlendi. Grup Hazal söyledi¤i Kürtçe, Türkçe, Arapça ve Ermenice ezgiler salondaki coflkuyu art›rd›. K›sa bir aran›n ad›ndan sahneyi SAÜ-DER fiiir Toplulu¤u ald›. Büyük be¤eni toplayan fliir dinletisinin ard›ndan Grup May›s’›n dinletisiyle etkinli¤imiz sona erdi. Yaklafl›k 350 kiflinin kat›l›m›yla gerçekleflen etkinlik coflkulu geçti. Ne var ki elde olmayan nedenlerle Grup Hazal’›n geç gelmesi ve beraberinde yaflanan teknik aksakl›klar, kat›l›mc›lar›n zaman zaman s›k›lmalar›na yol açt›. Salonda istedi¤imiz düzeyde bir organizasyon sa¤layamad›k. Eksikliklere müdahalede kimi zaman yetersiz kald›k. Bu tür sorunlar› deneyim kazand›kça aflaca¤›m›za inan›yoruz. Ayr›ca kolluk kuvvetlerinin etkinlik süresince vermeye çal›flt›¤› gözda¤›n›n bofla düflürülmesi anlaml›yd›. Bir tak›m eksikliklere ra¤men gerçeklefltirdi¤imiz etkinlikle burjuvazinin yoz ve çürümüfl kültürüne karfl› alternatif devrimci kültür ve sanat›n yarat›lmas› için önemli bir ad›m atm›fl olduk.
Sakarya Ekim Gençli¤i
‹Ü Merkez Kampüsü’nde planl› ve koordineli faflist sald›r›lar sürüyor...
Polis-idare-sivil faflist iflbirli¤ine karfl› birleflik devrimci mücadele! ‹stanbul Üniversitesi geçti¤imiz sene sivil faflistlerle uzun süreli yaflanan gerginliklere sahne olmufltu. Soruflturma terörü ile desteklenen bu süreç esas›nda Beyaz›t’taki politik faaliyeti durdurma hedefiyle sürdürülmüfltü. Dönemin son gününe kadar sald›r› kimi zaman sivil faflistler eliyle, kimi zaman rektörlü¤ün ihtiyati tedbir, disiplin soruflturmas› benzeri uygulamalar›yla süreklilefltirilmiflti. Geçen sene yaflanan süreci K›z›l Bayrak sayfalar›ndan mümkün oldu¤unca de¤erlendirmeye çal›flm›fl, öne ç›kan e¤ilimleri tart›flt›¤›m›z gibi, sald›r›lar vesilesiyle anti faflist mücadele perspektifimizi de ortaya koymufltuk. ‹stanbul Üniversitesi’nde son bir hafta içerisinde tekrar t›rmand›r›lmaya çal›fl›lan sivil faflist sald›r›lar› ve karfl›s›nda geliflen tepkiyi de¤erlendirdi¤imizde, geçen sene yaflananlara dönüp bakmak bir zorunluluk ifade etmektedir. Zira geçen sene yaflanan deneyim, gerek farkl› e¤ilimlerin soruna yaklafl›m›, gerekse ortaya ç›kan sonuçlar ve bu sonuçlar› do¤uran pratik yönelim noktas›nda bir dizi hata içermekteydi. Bugün esas›nda yeni bir süreci de¤il, geçen senenin devam›n› yaflamaktay›z. Tek fark, geçen seneye oranla bu sene daha sistemli bir sald›r›yla karfl› karfl›ya oldu¤umuzun a盤a ç›km›fl olmas›d›r.
Devrimci faaliyete yönelik operasyon Geçen sene sivil faflistlerin sald›r›lar› ekseninde yürüyen süreç, beraberinde polis terörünün devreye sokulmas›n›n imkan› olmufl, ancak hepsinden önemlisi rektörlükçe devrimci faaliyet alan›n›n daralt›lmas›na, kazan›mlar›n ortadan kald›r›lmas›na vesile olmufltur. Üniversitede idarenin bask›lar›na sivil faflist sald›r›lar kadar siyasal gençlik gruplar›n›n birleflik hareket etmekten uzak oluflu da zemin yaratm›flt›r. Kap›larda ve toplu girifllerde kimlik kontrolü, üst aramas› vb. bir dizi uygulama bu süreçte devreye sokulmufl, karfl›s›nda güçlü ve örgütlü bir tepki göremeyince süreklileflmifltir. Dönem bafl›ndan bu yana ‹stanbul Üniversitesi’nde ortaya ç›kan uygulamalara bak›ld›¤›nda geçen sene at›lan ad›mlar›n bugünkü sonuçlar› olduklar› görülebilir. Kameralardan çanta ve kimlik kontrollerine, üst aramalar›ndan fakülteler aras› geçifl yasa¤›na kadar, herbiri geçen sene faflist sald›r›lar sürecinde rektörlükçe dayat›lm›fl olup, siyasal gençlik gruplar›nca püskürtülememifl sald›r›lar›n kendisidir. Rektörlü¤ün bugüne kadar görülmemifl uygulamalar›na baflka bir aç›klama yapmak mümkün de¤ildir. Son dönemde ‹stanbul Üniversitesi’nde kendini sivil faflist sald›r›lar görünümünde d›flavuran süreç, esas›nda devrimci faaliyete yönelik bir operasyon niteli¤i tafl›maktad›r. Sivil faflistler bu noktada rektörlü¤ün ve kolluk kuvvetlerinin üniversite içerisindeki politik atmosferi da¤›tmalar›n›n ve
devrimci faaliyete dönük sald›r›lar›n›n bahanesini oluflturmaktad›r. ‹stanbul Üniversitesi bir s›nav›n efli¤indedir. Sald›r›lar geçen seneye oranla ne kadar sistemliyse, siyasal gençlik gruplar› da geçen seneye oranla o ölçüde da¤›n›k bir tabloya sahiptir. Bu durum ise, bafllat›lan operasyonun güç ald›¤› zay›f noktay› oluflturmaktad›r.
Merkez Kampüs’te yaflanan süreç Merkez Kampüs döneme oldukça a¤›rlaflt›r›lm›fl güvenlik önlemleri ve beraberinde artan idari ve polisiye bask›yla bafllad›. Örgütlü güçlerin alabildi¤ine darald›¤› Merkez Kampüs’te dönem bafl›ndan bu yana devreye sokulan bask› araçlar› karfl›s›nda güçlü tek bir tepki verilemedi. ‹lk günden bu yana, üniversitedeki politik faaliyetin engellenmesi hedefiyle hareket edildi¤i aç›kça ortadayd›. Üniversite girifl kap›lar›n›n sadece bir tanesi aç›k b›rak›lm›flt› ve bu kap›dan da ö¤renciler çanta aramas›yla al›nmaktayd›. Afifl, bildiri, pankart gibi çeflitli materyallerin üniversiteye al›nmamas› noktas›nda rektörlü¤ün ve güvenlik görevlilerinin net bir tutumu vard›. Merkez Kampüs’e di¤er fakültelerin girifli tümüyle yasaklanm›fl, kampüs adeta bir F tipi hapishaneye dönüfltürülmüfltü. Kameralardan turnikelere, aramalara kadar türlü bask› yollar›na baflvurmufl olmas›na karfl›n, kampüste güçlü ya da de¤il ama sürekli bir politik faaliyetin varl›¤›n› sürdürmesi, sivil faflist sald›r›lar›n tekrar devreye sokulmas› ihtiyac›n› do¤urdu. Devrimci faaliyetin engellenmesi hedefinin do¤urdu¤u ihtiyaçlar merkezinde, 9 Aral›k günü Merkez Kampüs’teki faflistler, afifllerimize sald›rmaya kalkt›lar. Do¤all›¤›nda tok bir tutumla karfl›laflt›lar. 9 Aral›k günü fiilen bafllayan süreç, 12 Aral›k günü faflistlerin Merkez Kampüs koridoruna konufllanmalar› ile iyice t›rmand›. Afifllere bir kez daha sald›ran faflistler, bir kez daha yan›tlar›n› ald›lar. Bu arada daha kapsaml› bir karfl› karfl›ya gelifli önlemek derdindeymifl gibi görünen çevik kuvvet de üniversite koridoruna konuflland›. Bu arada ayn› gün Edebiyat Fakültesi’nde 50 kiflilk bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. 13 Aral›k günü de benzer bir biçimde geçti. Faflistlere her müdahale giriflimimiz araya çevik kuvvetin girmesi ile engellendi. Bu arada üniversite d›fl›nda devriye gezen sivil faflistler, ÖKM’ye sald›rd›lar, birkaç baflar›s›z pusu girifliminde bulundular. Sivil faflist sald›r›lar sözkonusu oldu¤unda temel hedefin gündem buland›rmak, devrimci faaliyeti engellemek oldu¤u bilinen bir gerçektir. Yine rektörlü¤ün bu kirli amac›n iflbirlikçisi oldu¤u da bilinir. Ancak son süreç, bu gerçeklerin somut örneklerle alt›n›n çizilmesini sa¤lad›. Çünkü hem rektörlü¤ün,
E k i m G e n ç l i ¤ i
27
E k i m G e n ç l i ¤ i
hem dekan›n, hem polisler arac›l›¤›ya devletin, hem de faflistlerin ortak paydas›, fakültede afifl as›lmas›n›n yasaklanmas›yd›. Üniversite yönetimine iletilen her talebin karfl›s›na afifl sorunu ç›kart›l›yordu. Verilerin bu kadar aç›k oldu¤u yerde flu an yaflanan süreci tek bafl›na bir faflist sald›rganl›k olarak ele almak, bütünlüklü hareket etmenin önünü t›kayacakt›r. Zira bugün yaflananlar›n kapsam› bir sivil faflist sald›r› kapsam›ndan öte, devrimci faaliyeti karfl›s›na alm›fl güçlerin planl› iflbirli¤i anlam›n› tafl›maktad›r. 14 Aral›k günü yaflananlar soruna dair biraz önce çizdi¤imiz hatt› tümüyle do¤rular nitelikte geliflti. Edebiyat Fakültesi’ne toplu girifl esnas›nda çanta aratmama tutumunun al›nmas›n›n ard›ndan çevik kuvvet sald›rd›. Ve 14 ö¤renci dövülerek gözalt›na al›nd›. Saat 14:00’te bütün fakülteler Edebiyat Fakültesi kap›s› önünde topland›. Bu buluflman›n ard›ndan beraber Adliye’ye dek yüründü ve gözalt›ndaki arkadafllar b›rak›lana dek orada beklendi. Yürüyüfle 200’e yak›n ö¤renci kat›ld›.
Geliflen süreç ve al›nmas› gereken tutum Merkez ve Edebiyat Kampüsler’inde yaflanan sürecin bir özetini geçtikten sonra, bu sürecin gerektirdi¤i tutuma dair bir belirleme yap›labilir. Öncelikle flu bilinç aç›kl›¤›na ulaflmak gerekli, sald›r› kendinden menkul bir sivil faflist sald›r› de¤ildir. Aksine üniversitede devrimci siyasetin kökünü kaz›ma hedeflerinin bir göstergesidir. Bu süreçte en do¤ru yaklafl›m, faaliyeti sürdürmek, güçlendirmek ve kesintisiz hale getirmek olacakt›r. Bu ba¤lamda Ekim Gençli¤i olarak 19 Aral›k haftas›n› fakültede gündemlefltirdik. Bu sivil faflistlere ve iflbirlikçilerine verilmifl güçlü bir yan›tt›. hem 19 Aral›k flehitlerinin hem de cezaevflndeki operasyonun foto¤raflar›n› sergiledi¤imiz güçlü bir pano haz›rlad›k ve yayg›n bildiri da¤›t›m› gerçeklefltirdik. Ancak aç›k ki burada sözü edilen faflistleri yok sayarak rutin faaliyeti gerçeklefltirmeye çal›flmak de¤ildir. Aksine, faflistlere karfl› devrimci fliddetin uygulanmas› gereklili¤i zaten tart›flma gerektirmeyen bir meseledir. Ve yine flu da farkedilmelidir ki, bu sald›r›lar toplam›n bir aya¤› oldu¤u yerde, salt ‹stanbul Üniversitesi’ni de¤il, aksine tüm ‹stanbul’u kesen sorunlard›r. Yani bu sald›r›lar›n yan›tlanmas› da tek bafl›na ‹stanbul Üni versitesi’nin ifli de¤ildir. Bugün içinden geçilen süreç devrimci faaliyeti bitirmeyi hedefledi¤i yerde, yap›lmas› gereken, politik faaliyetten ödün vermeyen ama devrimci fliddetin meflrulu¤una uygun bir tutum gelifltirmektir.
‹Ü Merkez Kampüs/Ekim Gençli¤i
28
fiemdinli’yi unutma, unutturma! fiemdinli’de yaflanan devlet terörünün ard›ndan Avc›lar Kampüsü’nde olay› gündemlefltirmek amac›yla üç haftal›k ortak bir çal›flma plan› haz›rlad›k. ‹lk hafta, haz›rlad›¤›m›z duvar gazetesi ve da¤›tt›¤›m›z bildirilerle, Kürt halk›na yönelik sald›r›lar› ve çeteci devleti teflhir ettik. Taksim’de yap›lan merkezi bas›n aç›klamas›na ve meflaleli eyleme ça¤r› yapt›k. ‹kinci hafta üç farkl› duvar gazetesi haz›rlad›k ve her gün fakültelere dönüflümlü olarak ast›k. Yerelde haz›rlad›¤›m›z bildiriyi haftan›n son üç günü 1300 adet da¤›tt›k. Üçüncü hafta “fiemdinli’yi unutma, unutturma!” bafll›kl› bir foto¤raf sergisi haz›rlad›k. 6 Aral›k günü yemekhanede 25 kiflinin kat›l›m›yla alk›fll› eylem gerçeklefltirdik. “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir!”, “Kahrolsun MGK, M‹T, C‹A, kontr-gerilla!”, “Kürdistan faflizme mezar olacak!”, “Kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ya da hiçbirimiz!” sloganlar›yla tüm yemekhaneyi dolaflt›k. Devlet terörünün dün oldu¤u gibi bugün de sürdü¤ünü, sessiz kal›rsak yar›n da sürece¤ini ve etkinli¤e davet eden k›sa bir konuflma yapt›k. 8 Aral›k günü etkinli¤imizi düzenledik. Etkinlik bir aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›. Ard›ndan daha önce yaflanan katliamlardan ve fiemdinli’den görüntülerin yerald›¤› k›sa bir sinevizyon gösterdik. Etkinli¤in ilk k›sm›na 50 kifli kat›ld›. ‹kinci bölümde 20 kiflinin kat›l›m›yla bir söylefli gerçeklefltirdik. Kürt halk›na özgürlük, eflitlik, gönüllü birlik! Ya çete düzeni, ya sosyalizm!
Ekim Gençli¤i/‹.Ü.Avc›lar Kampüsü
Zonguldak’ta faflist sald›r›lar› protesto... Geçti¤imiz haftalarda faflistler merkez kampüs kantininde bir masada bulunan Gündem gazetesini y›rtarak, gazeteyi okuyan Kürt ö¤rencileri rahats›z ettiler. Faflistlerin meslek yüksek okulunda olduklar› anlafl›l›nca devrimci-demokrat ö¤renciler biraraya gelerek faflistleri cezaland›rd›lar. 3 Aral›k günü ise faflistler Kozlu’da SGD’li bir arkadafla sald›rd›lar. Arkadafl›m›z birçok yerinden darbe alarak yaraland›. Faflist sald›r›lar 4 Aral›k günü Madenci An›t›’nda yap›lan bas›n aç›klamas›yla protesto edildi. “Faflizme karfl› karfl› omuz omuza!/ZKÜ Ö¤rencileri” imzal› pankart›n aç›ld›¤› eyleme yaklafl›k 50 kifli kat›ld› ve “Faflizme karfl› omuz omuza!”, “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z!”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma!” sloganlar› at›ld›.
Zonguldak Ekim Gençli¤i
Trabzon’da faflist sald›r›lar sürüyor... KTÜ’de faflist sald›r›lar devam ediyor. 1 Aral›k günü Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisli¤i ö¤rencisi Eyüp Sobac› üç faflist taraf›ndan sald›r›ya u¤rad›. Sobac›, ö¤renci temsilci¤ine adayl›¤›n› koydu¤u son bir aydan beri faflistler taraf›ndan tehdit ediliyordu. Okulumuzda y›llard›r demokratik, bilimsel üniversite mücadelesi veriliyor. Fakat bu mücadele her zaman faflist çeteler taraf›ndan engellenmeye çal›fl›l›yor. ‹ki ay önce de bir arkadafl›m›z› döverek silahla tehdit etmifllerdi. fiimdi de baflka bir arkadafl›m›z sald›r›ya u¤rad›. Artan faflist sald›r›lara karfl› gençlik hareketinin birleflik bir mücadele hatt› oluflturmas› kaç›n›lmaz ve acil bir görevdir.
Trabzon Ekim Gençli¤i
Düzen cephesindeki iç çat›flmalar›n gösterdikleri...
Üniversiteler bizimdir!
Van Yüzüncü Y›l Üniversitesi rektörü Yücel Aflk›n’›n tutuklanmas›, düzen güçleri aras›nda taraflaflmaya neden olmufltu. Ordudan YÖK’e, üniversite rektörlerinden cumhurbaflkan›na, her renkten düzen partisine kadar genifl bir yelpaze bu taraflaflman›n bir parças› haline getirilmek istendi. Yaz aylar›nda rektör Aflk›n hakk›nda ortaya at›lan iddialar Ekim ay›nda rektörün tutuklanmas›yla bir üst boyuta s›çrad›. Tutuklama karar›n›n hemen ard›ndan YÖK ve rektörlerin cezaevi ziyareti, Cumhurbaflkan›’n›n resepsiyon tutumu, çeflitli partilerin aç›klamalar› vb. bir saflaflmay› anlat›yordu. Hatta tart›flmaya son dönemde TÜS‹AD da kat›larak aç›k bir tutum ifade etti. Rektör Aflk›n’a destek ç›kan kifli ve kurumlara aç›k bir sald›r› halinde yönelen AKP hükümeti, bu tutumunu en son TÜS‹AD ve YÖK’e yönelik hukuki inceleme giriflimine kadar vard›rd›. Her ne kadar Aflk›n tahliye edilse de tart›flma yat›flm›fl de¤il. Düzen güçlerinin dönem dönem birbirleriyle bu biçimde karfl› karfl›ya geliflleri, düzenin kendi iç tahkimat› aç›s›ndan da bir de¤er tafl›maktad›r. 28 fiubat sürecine benzer bir biçimde, düzen tahkimat›, toplumun de¤iflik kesimlerini hedef almak ya da yedeklemek plan›nda önemli bir rol oynuyor. Ordu merkezli saflaflman›n en önemli silahlar› yine CHP ve medya olurken, ulusal solun da saf› yine ordunun taraf› olmufltur. Devletin bu iç tahkimat süreci, bir tak›m siyasal özneler flahs›nda kitlelerin yeniden düzene yedeklenmelerini sa¤lamay› hedefliyor. Bugün yaflanan bu iç çat›flman›n 28 fiubat sürecinden belli farklar› da bulunuyor. ABD deste¤iyle iktidara gelen AKP, o dönemden bu yana düzen sözcülerinin istikrar diye tan›mlad›klar› ihtiyac› önemli ölçüde karfl›lamaktad›r. AB ile entegrasyon sürecinde, özellefltirme politikalar›nda sermayenin temel bir ihtiyac› olarak bu sözde istikrar› tafl›yabilir görünen bir siyasal odak olarak ortaya ç›kan AKP, özellikle son dönemde ordunun tepkisini üzerine çekecek uygulamalara imza atmaya bafllad›. Düzen ise bu ç›k›fllar› düzen solu CHP ile, medya ile kontrol etme yoluna gitti. Son dönem TÜS‹AD ile yaflanan gerginliklere de bu gözle bakmak gerekiyor. Çok aç›k biçimde AKP ordu ile karfl› karfl›ya
gelmekte, bu alanda ciddi sürtüflmeler yaflanmaktad›r. Buna ra¤men bugün AKP’nin hâlâ da hükümet edebilmesinin gerisinde, AKP’nin boflaltt›¤› yeri doldurabilecek bir siyasal seçene¤in bulunamamas› yat›yor. YÖK ile hükümet aras›ndaki gerilimin bu denli uzayabilmesinin gerisinde bu var. AKP’nin düzenin istikrar aray›fl› için önemli bir olanak teflkil etmesi, AKP’nin YÖK süreci üzerinden kolayca harcanabilmesinin önüne geçmektedir. Yoksa bu kadar “Atatürkçü” bir rektörün gördü¤ü muamele çoktan yeni bir “post-modern darbe”ye bahane olabilirdi. Ancak, yine 28 fiubat sürecine benzer bir biçimde, komünistlerin sürece dair de¤erlendirmeleri, kitle hareketinin verili durumuyla birlikte de¤er kazanmaktad›r. Bu süreci üniversiteler cephesinden ele ald›¤›m›zda, karfl›m›za ciddi sorumluluklar ç›kmaktad›r. Üniversite güçleri de bu tart›flman›n bir taraf› haline getirilmeye çal›fl›ld›, hem AKP hem de YÖK taraf›ndan“demokrasi” mücadelesi vermeye ça¤›r›ld›. Ancak AKP yak›n dönem icraatlar› ve dinsel gerici kimli¤i ile, YÖK 24 y›ll›k geçmifli ile , demokrasi tart›flmas›nda fazlas›yla gerici odaklar› temsil ediyorlar. AKP demokrasisini anlamak için 3 Kas›m seçimlerinden bu yana yaflanan toplumsal olaylara bir göz atmak yeterli olacakt›r. Bugün bizim için önemli olan, YÖK ve AKP’nin ortaklaflt›¤› zeminlerin üstünün örtülmesine çal›fl›lmas›d›r. Üniversitelerin ticarilefltirilmesi süreci, neo-liberal e¤itim politikalar›, üniversite bileflenlerinin söz, yetki, karar haklar›n›n yok edilmesi ve daha nice sald›r› program›nda ortaklaflan iki oda¤›n çat›flmas›d›r sözkonusu olan. Dolay›s›yla üniversite güçlerine önemli görevler düflüyor. 28 fiubat sürecine benzer bir biçimde, düzen, bu iç çat›flma vesilesiyle toplumsal muhalefeti iç çat›flman›n yedek gücü haline getirmeye çal›flmaktad›r. Genç komünistlerin güncel görevi, üniversitede yaflanan bu sözde çat›flman›n içyüzünü ortaya sermek, bu sözde demokrasi havarilerinin gerçek yüzlerini teflhir etmektir. Üniversitelerin gerçek sahiplerine ait oldu¤u ajitasyonu genifl kitlelere mâl edilebilmek durumundad›r.
E k i m G e n ç l i ¤ i
Y. Kalan
29
Kurultay gençlik hareketine müdahalede bir araçtır, kendi içerisinde bir amaç veya çözüm platformu değildir. Bu açıdan hareketin ve gençliğin yaşadığı tüm sorunlar kurultayın gündemleri ve örgütlenme süreci içinde tanımlanmak zorundadır. Bugün bu araç ancak etkili bir kampanya içerisinde tanımlandığı ve bu temelde değerlendirildiği ölçüde bir anlam taşıyacaktır. Birleşik mücadelenin olanaklarının olabildiğine dar olduğu böylesine bir dönemde merkezi bir kurultay hangi hedefe kilitlenmelidir? Bu soruya verilecek yanıt açık ki gençlik hareketinin yaşadığı sorunlarda gizlidir.
30
Yeni dönemi kazanmak ve
Gençlik kuru haz› Gençlik hareketinin sorunlar› ve açmazlar› giderek derinlefliyor. Bu süreç devrimci önderlik bofllu¤unu tüm yak›c›l›¤› ile ortaya koyuyor. Kitle mücadelesi ve örgütlenmesinin sorunlar› elbette ki devrimci önderli¤in sorunlar›ndan çok daha genifl bir kapsama sahiptir ve çözümü belirleyen bir dizi nesnel ve öznel etken içiçe geçmifltir. Ancak ortaya ç›kan olanaklar› güce dönüfltürmek için devrimci önderlik bofllu¤unun doldurulmas› tayin edici bir önem tafl›maktad›r. ‹flte tam da bu nedenle genç komünistler yeni dönemde tüm olanaklar›n› harekete daha güçlü müdahale imkanlar› ile birlikte düflünmeli ve devrimci önderlik sorumlulu¤unun gereklerini hayata geçirmek için canla baflla çal›flmal›d›rlar. Bu de¤erlendirme 10. y›l kampanyam›z sonras› harekete daha etkili ve güçlü bir müdahalenin imkanlar›n› tart›flmay› hedeflemektedir. Zira bu tart›flmalar önümüzdeki sürece daha etkin ve sistemli müdahalelerin önünü açmak için genifl bir tart›flma platformu oluflturmak bak›m›ndan önemlidir.
10. y›l kampanyas› ve ilk sonuçlar Kampanya çal›flmam›z tüm eksik ve güçlülükleri ile genç komünistlerin gençlik içerisinde tuttuklar› yeri ortaya koyan bir kapsama sahiptir. Kampanya süreci bundan sonra ortaya koyaca¤›m›z çal›flmalar ve hedefler aç›s›ndan bir bafllang›ç olarak tan›mlanm›flt›. Bu aç›dan bu sürecin ortaya ç›kard›¤› sonuçlar sonraki dönem aç›s›ndan etkin bir tart›flmaya konu edilmeli ve yeni dönemi kazanma perspektifimiz içerisinde temel bir yere oturtulabilmedir. Kampanya çal›flmam›z hedefli ve sonuç almaya kilitlenen bir faaliyet kapasitesini ortaya ç›karm›flt›r. Tüm olanaks›zl›klar›m›za, yaflanan olumsuzluklara ra¤men kampanya süreci boyunca kilitlenilen hedefler etkin bir biçimde prati¤e tafl›nmaya çal›fl›lm›flt›r. Aç›k faaliyet imkanlar› zay›f alanlarda yürütülen kitle çal›flmalar› ve etkinlikler bunun en özlü ifadeleridir. Ancak bundan da önemlisi, genç komünistler belirledikleri kampanya gündemlerini etkin ve çok yönlü bir kitle çal›flmas›na konu etmifllerdir. Kitle çal›flmas›na konu olabilmesi oldukça zor olan bafll›klar yaklafl›k 1,5 ayl›k kampanya sürecinde yerel ve merkezi araçlarla beraber çok yönlü bir faaliyete konu olabilmifltir. Bu bile tek bafl›na önderlik iddiam›z aç›s›ndan bir s›nanman›n ifadesidir. Kampanya süresince çal›flmalar›m›z bir dizi yeni güçle tan›flm›fl ve bu yeni güçler kitle çal›flmam›z›n bir parças› haline getirilebilmifltir. Öte yandan, yine bu kampanya süreci bir dizi özgün kitle çal›flmas› ve örgütlenmesi arac›n› ortaya ç›karm›fl ve bu araçlar birçok çal›flma alan›nda etkin bir biçimde devreye sokulmaya çal›fl›lm›flt›r. Bu araçlar›n bafl›nda planl› ve hedefli bir biçimde örgütlenmeye çal›fl›lan etkinlikler gelmektedir. Gençlik hareketinin bu ölçüde darald›¤› ve derin bir apolitizme sürüklendi¤i bir dönemde birçok yerelde yap›lan tart›flma toplant›lar› gelece¤e yön vermeye çal›flan bir hareket aç›s›ndan önemli bir kazan›m olarak tan›mlanmal›d›r. Etkinliklerde; gençlik hareketinin sorunlar› , Ekim Devrimi ve genç komünistlerin misyonu gibi bir dizi bafll›k, ülkede ortaya ç›kan temel gündemler fiemdinli ve ulusal sorun ve ticari e¤itim, kameralar, faflist sald›r›lar vb. gündemlerle etkin bir biçimde bütünlefltirilmeye çal›fl›lm›flt›r. Biz kampanya faaliyetinin yöntemini tan›mlarken iki temel noktaya iflaret etmifltik: Merkezi planlamalar›n etkin bir biçimde yerellefltirilmesi ve öte yandan bunun kitle çal›flmas› ve kitle örgütlenmesi prati¤i ile birlefltirilmesi... Bu aç›dan örneklendirmeye çal›flt›¤›m›z bu çal›flma tarz› yeni dönem çal›flmam›z
gençli¤i gelecekle buluflturmak için...
ultay›na ve kamp›na ›rlan›yoruz! E k i m
aç›s›ndan temel bir yönelimi ortaya koymaktad›r. Yerellerde kullan›lan kitle çal›flmas› araçlar› ve bu araçlar›n çeflitlili¤i ise kampanya sürecinin bir di¤er kazan›m›n› oluflturmaktad›r. Bir k›s›m yerelde kampanya faaliyeti ile bafllayan yerel yay›n pratikleri önümüzdeki dönem aç›s›ndan mutlaka etkili bir biçimde devam ettirilebilmeli ve di¤er çal›flma alanlar›na yayg›nlaflt›r›lmal›d›r. Bununla beraber yerel propaganda araçlar› olarak bildiriler, afifller, duvar gazeteleri ve aç›lan standlara de¤inmek gerekiyor. Bu araçlar, bir yandan çal›flman›n propaganda boyutunu güçlendirirken, öte yandan yerel örgütlerimizin daha etkin hale gelmesinde anlaml› birer ad›m olabilmifllerdir. Ancak bu olumlu sonuçlar elbette yeterli de¤ildir. Biz gençlik içerisinde devrimci önderlik sorumlulu¤unun gereklerini tart›fl›yoruz. Bu tart›flmalar zorunlu olarak bizi yetersizlik ve eksiklik alanlar›m›z› tart›flmaya itmektedir. Bu aç›dan tart›flmalar›m›z›n kilitlendi¤i temel noktalar: Güçlü yerel örgütlenme oluflturmak, kitle çal›flmas› ve kitle örgütlenmesi iliflkisine mücadelenin ve çal›flman›n ihtiyaçlar›na paralel çözümler üretmek ve öte yandan bu sürecin içinde anlaml› bir kadrolaflma ve örgütlenme çabas› içerisine girebilmektir. Dönemin bafl›ndan bu yana ifade etti¤imiz bir gerçe¤in alt›n› bu sefer daha kal›n bir biçimde çizmek istiyoruz. Üstte ifade edilen sorun alanlar›n› faaliyetin her ad›m›nda tart›flmad›¤›m›z ve bu sorunlara kal›c› bir tak›m çözümler oluflturamad›¤›m›z koflullarda harekete devrimci önderlik iddiam›z ka¤›t üzerinde kalmaya mahkum olacakt›r.
Gençlik hareketine müdahale arac›: Gençlik kurultay› Bugün gençlik hareketi kitle taban›, mücadele kapasitesi ve örgütlülük düzeyi ile genifl gençlik y›¤›nlar›ndan
olabildi¤ine uzak ve daralm›fl durumdad›r. Bu sorunlar›n afl›lmas› harekete çok yönlü müdahaleyi zorunlu k›lmaktad›r. Bugün tart›flmaya bafllad›¤›m›z merkezi gençlik kurultay› ve gençlik kamp›, gençlik hareketinin yaflad›¤› sorunlara çok yönlü bir müdahale olarak tan›mlanmal›d›r. Kurultay hareketin sorunlar›n›n tart›fl›lmas›n›n bir arac›d›r. Bugün hareketin yaflad›¤› parçal› tablo ve da¤›n›kl›k düflünüldü¤ünde, merkezi bir gençlik kurultay›n›n hareket içerisindeki tüm siyasal öznelerin e¤ilim ve yaklafl›mlar›n› yans›tt›¤› koflullarda etkili bir sonuç yaratabilece¤i aç›kt›r. Geçen y›l›n deneyimlerine bak›ld›¤›nda, bugün sözünü etti¤imiz ihtiyaçlar› karfl›layabilecek bir kurultay›n örgütlenmesinin imkanlar› oldukça dard›r. Zira geçti¤imiz y›l yap›lan kurultay tart›flmalar›na kat›lan siyasal örgütlülüklerin bir k›sm› bu tart›flmalara dair tek bir de¤erlendirme yapma ihtiyac› dahi duymam›fllard›r. Bunu o dönem apolitizm ve iddias›zl›k olarak tan›mlam›flt›k. Bugün siyasal gençlik gruplar›n›n mevcut tablosu bu sorunun halen devam etti¤ini ve hatta derinleflti¤ini aç›k bir biçimde göstermektedir. Bu durum sorunlara iliflkin tart›flman›n ertelenmesi anlam›na gelmemektedir. Aksine politik bir öznenin alaca¤› tutum aç›k ki hareketin sorun ve ihtiyaçlar›n› her koflulda tart›flmak ve tart›flt›rmakt›r. Öyleyse yüzümüzü gençli¤e dönerek bu tart›flmalara h›zl› bir biçimde bafllamam›z gerekiyor. Kurultay süreci boyunca yüzü gençli¤in genifl kesimlerine dönük bir çal›flma içerisinde hareketin ve tabii ki gençli¤in sorunlar›n› tart›flmaya çal›flaca¤›z. Kurultay gençlik hareketine müdahalede bir araçt›r, kendi içerisinde bir amaç veya çözüm platformu de¤ildir. Bu aç›dan hareketin ve gençli¤in yaflad›¤› tüm sorunlar kurultay›n gündemleri ve örgütlenme süreci içinde tan›mlanmak zorundad›r. Bugün bu araç ancak etkili bir kampanya içerisinde tan›mland›¤› ve bu temelde de¤erlendirildi¤i ölçüde bir anlam tafl›yacakt›r. Birleflik mücadelenin olanaklar›n›n olabildi¤ine dar oldu¤u böylesine bir dönemde merkezi bir
G e n ç l i ¤ i
31
E k i m G e n ç l i ¤ i
kurultay hangi hedefe kilitlenmelidir? Bu soruya verilecek yan›t aç›k ki gençlik hareketinin yaflad›¤› sorunlarda gizlidir. Hareket kitlelerden kopuk bir süreç y a fl › y o r. Öyleyse gençlik kurultay› gençli¤in mücadele taleplerini etkin bir kitle çal›flmas› prati¤i içerisinde kitlelerin somut mücadele gündemleri haline sokmay› hedeflemelidir. Hareket örgütsel planda bir darl›k ve d a ¤ › n › k l › k y a fl › y o r. Öyleyse kurultay kendi s›n›rlar› içinde gençli¤in ileri güçlerini somut talepler ve mücadele gündemleri üzerinden birlefltirmeye kilitlenmelidir. Bu temelde de s›n›rlar›na bakmaks›z›n yerel örgütlenmeler prati¤ini etkili bir biçimde gündeme getirebilmelidir. Hareket derin bir apolitizm içerisinde s ü r ü k l e n i y o r. Öyleyse kurultay bu apolitizme karfl› çok yönlü bir siyasal çal›flma süreci olarak tan›mlanmal› ve alanlar›m›zda yaflanan durgunlu¤u aflman›n bir arac›na dönüfltürülmelidir. Bugün bu sorunlar›n çözümü elbette ki bizim s›n›rlar›m›z› aflmaktad›r. Hiç kimsenin olmad›¤› kadar bunun fark›nday›z. Ancak gençlik hareketini sürüklendi¤i yok olufltan ç›kartmaya çabalamak, bunun gerektirdi¤i çok yönlü çabay› ortaya koymak devrimci önderlik dedi¤imiz fleyin kendisidir. Biz sürüklenmiyoruz. Sorunlara müdahale ediyoruz. Öyleyse ikinci dönemi bir bütün olarak kesen sürecin kendisini bu temelde tan›mlamal›. S›n›rlar› ne olursa olsun hareketin mevcut tablosu içinde oluflturdu¤umuz her mevziyi kendimizden çok hareketin kazan›m› olarak tan›mlayabiliriz. Hedefimiz ikinci dönem boyunca bu mevzileri oluflturmak olmal›d›r. Kurultay› bu temelde bütünlüklü bir süreç olarak tan›mlad›¤›m›zda, hedefimizin tek bafl›na yüzlerce ö¤renciyi gençlik kurultay›na tafl›mak olmad›¤› tüm aç›kl›¤› ile ortaya ç›km›fl olacakt›r. Sorunlar›n tart›fl›lmas›n›n yan›nda bu sorunlara çözücü bir çaban›n ortaya konuldu¤u bir süreç olabilmelidir gençlik kurultay›. Bu aç›dan kurultay› önceleyen süreç yerel veya bölgesel planda bir mücadele ve örgütlenme süreci olarak yaflanacakt›r.
Kurultay çal›flmas›n›n gündemleri ve örgütlenme biçimi Önümüzdeki süreci temel ve kapsay›c› bir bafll›k üzerinden örgütlenen bir kampanya süreci olarak tan›mlamak yerinde olacakt›r. Kampanya çal›flmam›z bu aç›dan gençli¤in ve ülkenin temel gündemleri üzerinden bir mücadele ça¤r›s› olabilmelidir. Bugün gençlik neo-liberal e¤itim politikalar›n›n uzant›s› çok yönlü sorunlarla karfl› karfl›ya bulunuyor. E¤itim her düzeyde ticarilefltiriliyor ve gençli¤in gelecek özlemi bu süreç içersinde ya yok oluyor ya da bask› ve terörle ezilmeye çal›fl›l›yor. Kampanya süreci ticari e¤itim uygulamalar›na ve bu temelde de YÖK k›skac›na karfl› bir mücadele bayra¤› olabilmek zorundad›r. Öte yandan ülkemiz Ortado¤u’da derinleflen sorunlar çerçevesinde emperyalist güçlerin savafl arabas›na koflulmak istenmektedir. Irak’la bafllayan süreç Suriye ve ‹ran’la devam ettirilmek istenmekte ve Ortado¤u’yu kanl› bir süreç beklemektedir. Halihaz›rda emperyalistlerle girilen pazarl›klar sürecin tüm h›z›yla devam etti¤ini göstermektedir. Ve bu pazarl›klar içerisinde sunulan biz gençli¤in kan› ve gelece¤i
32
olacakt›r. Öyleyse kampanya süreci ABD askeri olmayaca¤›m›z› ve emperyalist savafla ve iflgale karfl› halklar›n kardeflli¤i fliar›n› tüm kararl›l›¤›m›zla hayk›rd›¤›m›z bir süreç olabilmelidir. Öte yandan bugün bu emperyalist politikalar çerçevesinde ülkemizde halklar aras› düflmanl›klar körüklenmekte, bask› ve terör boyutland›r›lmaktad›r. Kampanya süresince flovenizme ve faflizme karfl› halklar›n kardeflli¤i fliar›n› her zamankinden daha güçlü ve etkili bir biçimde hayk›raca¤›z. Gelece¤imiz ve özgürlü¤ümüz için mücadele etmek d›fl›nda bir ç›kar yolumuz bulunmad›¤›n› en genifl kesimlere anlatmaya çal›flaca¤›z. Bu temel bafll›klar yeni dönem kampanyam›z›n gündemlerini ifade etmektedir. Bunlar› etkili bir kampanya fliar› içerisinde tüm bir dönem boyunca iflleyece¤iz. 10. y›l kampanyam›z bir kampanya çal›flmas›n›n nas›l ele al›nmas› gerekti¤ine dair anlaml› örnekler oluflturmufltur. Bunlar›n bafl›nda ise yerel ve merkezi gündemlerin etkili bir biçimde birlefltirilmesi gelmektedir. Kampanya süresince bu tarz çal›flma etkili bir biçimde hayata geçirilmeye çal›fl›lmal›d›r. Örne¤in “ticari e¤itime hay›r!” fliar› bir kampanya fliar› olarak anlam tafl›yabilir. Ancak yerel çal›flmalar›m›z bunu yerellerde ortaya ç›kan ticari e¤itim sorunlar› ile bütünlefltiremedi¤i koflullarda bu fliar›n genel bir propaganda fliar›n›n ötesine geçemeyece¤ini flimdiden belirtelim. Öyleyse örne¤in ODTÜ çal›flmam›z bu fliar› teknokentlere karfl› etkili bir yerel kampanya süreci ile birlefltirebilmelidir. Veya ‹stanbul Üniversitesi’nde kameralara ve turnikelere karfl› bir kampanya süreci içerisinde bu fliar kendi anlam›n› bulabilmelidir. 10. y›l kampanyam›z bu aç›dan anlaml› birtak›m sonuçlar oluflturmakla beraber yetersizliklerimizi de ortaya ç›kartm›flt›r. Aç›k bir biçimde ifade edersek, hedefsiz bir çal›flma süreci bugün gençlik hareketinin ve harekete önderlik iddias›ndaki genç komünistlerin ifli de¤ildir. Geçmifl dönemlerde zaman zaman tekrarlad›¤›m›z arkas›n› göremedi¤imiz pratiklerin içerisinde sürüklenmek yerine hareketin ihtiyaçlar›na uygun hedefli çal›flmalar yürütmek zorunday›z. Bu sorumluluk tüm yerel örgütlülüklerimizin omuzlar›ndad›r. Tüm çal›flmalar›m›z bu aç›dan merkezi kampanyam›zla paralel yerel kampanya gündemleri ve çal›flmalar› oluflturmak sorumlulu¤u ile karfl›
karfl›ya bulunmaktad›r. Yeni kampanya süreci kitle mücadelesine paralel olarak yerel esnek örgütlenmeler deneyimi oluflturmam›z› gerektirmektedir. Bugün için kitle mücadelesini gelifltirmek aç›s›ndan bu örgütlenmeler en temel araçlar olarak öne ç›kmaktad›r. Yerellerde ördü¤ümüz kampanyalar ve bu kampanyalar›n bafll›klar› üzerinden yerel örgütlenmeler oluflturmaya kilitlenece¤iz. Paral› e¤itim karfl›t› platform ve komite tarz› örgütlenmeler, yerel gündem ve bafll›klar üzerinden bafllat›lan örgütlenme çal›flmalar› veya iflgal ve savafl karfl›t› oluflumlar bu örgütlenmelere örnek olarak verilebilir. Tüm çal›flma alanlar›m›z önümüzdeki dönem boyunca örece¤i çal›flmay› yerel örgütlenme hedefine etkin bir biçimde kilitleyebilmelidir. Zira bu tarz örgütlenmeleri oluflturmak, süreklilefltirmek ve gelifltirmek, kampanya ve kurultay›n kapsam›n› aflan bir öneme sahiptir. Öte yandan bu kampanya sürecini kurumsal kültür ve sanat çal›flmalar›, tart›flma platformlar› oluflturman›n da bir arac›na dönüfltürmek zorunlulu¤u ile karfl› karfl›yay›z. Özellikle bir dizi taflra üniversitesinde yürütülen kültür ve sanat çal›flmalar›m›z›n oluflturdu¤u imkanlar düflünüldü¤ünde, bu çal›flmalar›n yayg›nlaflt›r›lamam›fl olmas› ciddi bir eksikliktir. Önümüzdeki süreç bu eksikli¤in afl›lmas› için yo¤un ve hedefli bir çaba harcanmal›d›r. Bu sürecin bütünü içerisinde mutlaka her ad›mda kurumsallaflmaya özen göstermek zorunday›z. Aç›k ve genifl bir kitle platformundan dar bir e¤itim grubuna kadar tüm örgütsel formlar çal›flman›n ihtiyaçlar›na göre etkili bir biçimde devreye sokulabilmelidir. Bu baflar›lamad›¤› koflullarda çal›flma daha bafltan hedefleri aç›s›ndan bir daralma ile karfl› karfl›ya kalacakt›r. Bu kampanya süreci, sonras›na kurumsallaflm›fl ne kadar örgüt ve çal›flma b›rakabilmiflse, kendi baflar›s›n› da buradan tan›mlamak zorundad›r. Çal›flmam›zda bir di¤er önemli araç ise yerel yay›n çal›flmalar› olacakt›r. Yerellerde çevremizin darl›¤›na tak›lmadan yerel yay›n çal›flmalar›n› kampanya faaliyetimiz süresince etkili bir biçimde prati¤e tafl›mak sorumlulu¤u ile karfl› karfl›yay›z. Halihaz›rda bafllam›fl olan yerel yay›n çabalar› daha sistemli ve hedefli bir hale getirilebilmeli, yerel örgütlenme çabam›z›n etkin bir arac›na dönüfltürülebilmelidir. Son olarak bu çabay› bütünleyecek bir biçimde yerel tart›flma toplant›lar› ve yerel etkinlikler gelmektedir. Önümüzdeki dönemde bu etkinlikleri daha kurumsal ve hedefli bir biçimde hayata geçirmek çal›flmam›z›n temel hedeflerinden birisini oluflturmaktad›r. Geçti¤imiz kampanya süreci boyunca ortaya konulan anlaml› çabalar eksiklerinden ar›nd›r›larak yayg›nlaflt›r›ld›¤›nda, kitlelerle buluflmak, temel politikalar›m›z› genifl kesimlere anlatabilmekte önemli birer araca kavuflmufl olaca¤›z. Kurultay ise, ortaya ç›kan bu yerel ölçekli sonuçlar›n tafl›nd›¤› bir alan olabilmelidir. Yerellerde ortaya konan mücadele kararl›l›¤› May›s ay›nda merkezi gençlik kurultay›na tafl›nmal› ve burada mücadelenin daha güçlü ve kararl› bir biçimde sürdürülmesinin yöntemleri ve hedefleri belirlenebilmelidir. Kurultay kendi içerisinde bir amaç de¤il, mücadelenin daha hedefli ve güçlü bir biçime kavuflmas›n›n bir arac›d›r. Bu aç›dan kurultay› örgütleyecek olan irade, genç komünistlerin öncü müdahaleleri ile oluflturulmufl ve bu süreç içerisinde onlarca ilerici ve devrimci gençlik gücünü içerisine alan yerel örgütlülüklerin kendisi olacakt›r. Ya da daha do¤ru bir ifade ile, bu tarz örgütlenmelere dayanmayan bir kurultay›n hedeflerimiz aç›s›ndan baflar› flans› bulunmamaktad›r.
Bir e¤itim ve tart›flma süreci: Gençlik kamp› Henüz dönemin bafl›nda olmam›za ra¤men hedefledi¤imiz gençlik kamp›n›n en az›ndan bafllang›ç çerçevesini çizmekte fayda var. Zira kampanya ve kurultay sürecine paralel olarak gençlik kamp›m›z›n çal›flmalar›n› da flimdiden bafllatmak ve bu temelde geçmifl y›llardaki deneyimlerimizi aflan bir kamp süreci örgütlemek sorumlulu¤u ile karfl› karfl›ya bulunmaktay›z. Gençlik kamp› iki temel hedefe kilitlenmelidir. Birincisi gençli¤in ve hareketin sorunlar›, ikincisi ise teorik ve ideolojik e¤itim sorunu. Bu aç›dan kamp› önceleyen süreç bu yönleri ile etkili bir tart›flma, haz›rl›k ve e¤itim süreci olarak tan›mlanmal›d›r. Saflar›m›zda yaflanan e¤itim sorunu çevremizi de içerisine katarak bu süreç içerisinde etkin bir çözüme ba¤lanabilmeli ve kamp›m›z bu sürecin bir ürünü olabilmelidir. Partinin son dönem yapt›¤› de¤erlendirmelerde e¤itim sorunu özel olarak vurgulanm›fl, bu aç›dan sistemli bir çaban›n olmazsa olmaz oldu¤u aç›k bir biçimde ifade edilmifltir. Devrimci s›n›f hareketinin genç ve ayd›n militanlar› olma iddiam›za uygun olarak tüm çal›flma alanlar›m›zda kamp›m›zla paralel olarak planl› bir çaba içerisine girebilmeliyiz. Öte yandan bugün gençlik içerisinde bir dizi önemli soruna iliflkin tart›flmalarla karfl›laflmak neredeyse olanaks›z hale gelmifltir. Geçmiflte bu sorunlara özel olarak ilgi gösteren kimi çevreler de dahil marksist klasikler, ülkenin ve dünyan›n güncel sorunlar›, Türkiye devrimi ve tabii ki gençlik hareketi ve sorunlar› neredeyse hiç tart›fl›lmayan bafll›klar olarak orta yerde durmaktad›r. Gelece¤i yaratma iddias›ndaki bir hareketin gelece¤ini oluflturan genç komünistler olarak ideolojik ve teorik zeminde bir sürüklenme yaflama flans›m›z bulunmamaktad›r. Öyleyse bu süreç tek bafl›na yoldafllar›m›z›n e¤itim süreci olarak de¤il, ayn› zamanda çeflitli esnek çal›flma gruplar› oluflturularak genifl kesimlerin kat›ld›¤› ve aç›k ça¤r›lar› yap›lan bir süreç olarak örgütlenebilmelidir. Geçti¤imiz y›llarda Ankara’da yap›lan, ancak çeflitli nedenlerle devam ettirilemeyen “Komünist Tart›flmalar” çal›flmas› bu aç›dan bir örnek olarak tan›mlanabilir. Kamp›m›z mutlaka böylesi yerel çal›flma pratikleri üzerinden yükselmeli ve bu temelde kurultay sürecinde ortaya ç›kan sonuçlar› tart›flmal› ve de¤erlendirebilmelidir.
E k i m G e n ç l i ¤ i
Gençli¤i gelece¤i ile buluflturmak için! Gençli¤in devrimci önderlik bofllu¤unu doldurmak, gençli¤i gelece¤i ile buluflturmak demektir. Çünkü gençli¤in devrimden ve sosyalizmden baflka kurtuluflu ve gelece¤i bulunmamaktad›r. Biz hareketin sorunlar› karfl›s›nda hep gerçekçi bir çizginin temsilcisi olduk. Hareketi ve açmazlar›n› ac›mas›zca elefltirdik. fiimdi iddia ediyoruz; gençlik hareketi bugünkü düzeyine mahkum de¤ildir. Gençli¤in yaflad›¤› sorunlarda öznel yetersizlikler çok önemli bir rol oynamaktad›r. Bu iddian›n ard›nda bu çeliflkiyi çözecek olan iradenin kendisi durmaktad›r. Bu iddia ise genç komünist iradenin kendisidir. Öyleyse güne yüklenmek ve gelece¤i kazanmak için ilerleyelim! Hareketin devrimci önderlik bofllu¤unu doldurmak için ilerleyelim! Birleflik ve devrimci bir gençlik hareketi için ilerleyelim!
33
Gençlik hareketinin sorunları ve devrimci önderlik sorumlulu¤u...
Belirginleflen e¤ilimler ve politik odaklaflman›n önemi
E k i m G e n ç l i ¤ i
34
Bu metin TK‹P Merkezi Yay›n Organ› Ekim’in A r a l › k 2005 tarihli 243. say›s›nda Genç Komünistler imzas› ile yay›nlanan Yeni Dönem Gençlik Hareketi ve Görevlerimiz b a fl l › k l › t o p l u d e ¤ e r l e n d i r m e n i n a r a b i r b ö l ü m ü d ü r... Geçti¤imiz ö¤renim y›l› boyunca hareketin sorunlarına iliflkin ayrıntılı tartıflmalar yapılmıfl ve bunlar gençlik yayınımıza sürekli bir biçimde taflınmıfltır. Bu tartıflmaların ortaya çıkardı¤ı sonuçları de¤erlendirmek ve bu temelde yeni dönemde birleflik ve kitlesel bir devrimci gençlik hareketi fliarını daha güçlü bir biçimde prati¤e taflımak, gençlik hareketinin sürüklendi¤i kısır döngüyü aflmanın önemli bir halkasıdır. Bugünün gençlik hareketi kısır bir tablo içerisinde sürükleniyor demifltik. Bu kısır tablo; gençlik hareketinin gerçek ve yak›c› ihtiyaçları ile bu ihtiyaçları asgari ölçüde olsun karflılayabilecek öznel devrimci müdahale eksikli¤inden do¤an çeliflkinin ürünüdür. Bugünün gençlik hareketi kitlelerle buluflmak ve örgütsel planda kendini güçlendirmek açısından önemli bir kısırlık içerisindedir. Bu kısırlık aflılamadı¤ı koflullarda devrimci siyasal mücadelenin üzerinde serpilece¤i bir gençlik hareketi de mümkün de¤ildir. Partimiz geçen e¤itim y›l› bafl›nda konuya iliflkin de¤erlendirmelerinde bu gerçe¤i önemle vurgulam›fl ve afl›labilmesinin olanaklar›n› ele al›rken de flu gerçe¤in alt›n› önemle çizmifltir: “Gençlik hareketi kısa vadede kendine bir çıkıfl hazırlayacaksa e¤er, bu ancak gençlik hareketinde yer tutan ilerici-devrimci güçlerin asgari bir iflbirli¤i temelinde mümkün olabilir. Politik müdahalede ve örgütlenmede bu türden bir birleflik davranıflın sa¤lanamadı¤ı bir durumda ise, hareketin seyri bir kez daha büyük ölçüde kendili¤inden bir akıbetle yüzyüze kalır ve hâlihazırdaki gidifl iyiye ve ileriye do¤ru olmadı¤ına göre, geriye düflüfl kaçınılmaz bir akıbet haline gelir.”(Gençlik Hareketinin Sorunlar›, Ekim, say›: 239, baflyaz› ) Siyasal güçlerin birleflik mücadelesi kendi içinde bir amaç de¤il, fakat birleflik bir devrimci gençlik hareketi oluflturma çabasının bir aracıdır yaln›zca. Dolay›s›yla buna hizmet etti¤i ölçüde bir anlam ve önem tafl›r. Ancak küçük-burjuva gençlik gruplar›n›n yafladı¤ı belirgin kavrayıflsızlık ve politikadan yoksunluk durumu, bunlara efllik eden politik ilgisizlik ve kaba sorumsuzluk, bu olana¤›n birleflik bir devrimci gençlik hareketi oluflturma hedefi do¤rultusunda etkin bir politik
müdahale manivelasına dönüflmesini engellemektedir. Bu ise gençlik hareketini kısır bir döngüye sokan çeliflkinin kendisidir. Yani sorunun çözümü birleflik bir mücadeleyi zorunlu kılıyor; ancak geleneksel harekete mensup siyasal gençlik güçleri, bu ihtiyac› gördükleri yerde bile bu soruna çözüm oluflturabilecek devrimci sorumlulu¤u ve politik iradeyi ortaya koymak güç ve iste¤inden yoksunlar. Her türlü yanl›fl anlamay› engellemek üzere flunu da ekleyelim: Gençlik hareketi içindeki ilerici-devrimci birikimin manivelas›n› oluflturaca¤› birleflik bir gençlik hareketi yaratma sorunu hiçbir biçimde basitçe gençlik gruplar›n›n tepeden kotar›lacak güç ve eylem birli¤i sorununa indirgenemez. Sorunun
böyle de bir boyutu elbette var. Fakat buna belirleyici ve çözücü halka anlam› atfetmek, daha bafltan ifli tümüyle bir ç›kmaza saplamak demektir. Zira salt buradan giderek sorunu çözmeye çal›flmak, hem sorunu gruplar aras› öznel iliflkiler alan›na daraltmak ve hem de bu alanda geleneksel gençlik gruplar›n›n neredeyse bir gelenek haline getirdi¤i grupçuluk ve sorumsuzluk duvar›na çarparak baflar›s›zl›¤a u¤ramak demektir. Geçen ö¤renim döneminin deneyimi bu konuda fazlas›yla ö¤reticidir ve üzerinde önemle durulmay› gerektirmektedir. Partimizin bu konuya iliflkin tespiti, gençlik hareketinin nesnel olanaklar›na ve ihtiyaçlar›na dayanmaktad›r. Dolay›s›yla sorunun özü, bu nesnel olanaklar› de¤erlendirebilecek gündemlere, politikalara ve çal›flma tarz›na sahip olmak, soruna buradan ve öncelikle kendi ba¤›ms›z çal›flmam›zla yüklenmek ve bunu, gençlik hareketinin gerçek ihtiyaçlar›na gözünü kapayan veya oportünist politikalar›yla onu yanl›fl bir yöne kanalize etmeye çal›flan tüm görüfl ve tutumlara karfl› etkili bir mücadele ile birlefltirmektir. Ancak bunda baflar›l› olundu¤u ölçüdedir ki, mevcut gençlik gruplar›n›n gençlik hareketinin ihtiyaçlar›na yönelik az çok istikrarl› bir iflbirli¤i konusunda umutlu olunabilir. Partimizin de¤erlendirmelerinde bu konuda yeterli
uyar›lar daha bafltan yap›lm›fl bulundu¤u için burada sözü daha fazla uzatmak istemiyoruz. (Bkz. Gençlik Hareketinin Sorunlar› bafll›kl› yaz›n›n “Parçal› güçlerin birleflik mücadelesi zorunlulu¤u” bafll›kl› alt bölümü ile Gençlik Hareketi ve Komünist Gençli¤in Görevleri bafll›kl› yaz›n›n “Gerekti¤inde kendi bafl›na fakat olanakl› oldu¤unca en genifl güçlerle...” bafll›kl› alt bölümü. Ekim, say›: 239 ve 240) Bu önemli ve zorunlu ara uyar›n›n ard›ndan konumuza devam edebiliriz. Geçti¤imiz yıl boyunca siyasal gençlik grupları arasında iflin asl›nda dinamik ve sonuç alıcı bir ideolojik tartıflma zeminini bir ölçüde olsun oluflturabildik. Ancak bir tartıflma kendini pratik sonuçlarına ba¤layamıyorsa, sonuçta bir anlamı kalmamaktadır. Gerek kurultay sürecinde yaflananlar, gerekse deklarasyon tartıflmaları bize ideolojik planda bir sonuca ikna olmakla, bu sonucu prati¤e taflıyacak bir iddianın ortaya konulması arasındaki farkı tüm açıklı¤ı ile göstermifltir. Siyasal gençlik gruplarının bir kesimi sorunun kapsamını algılama noktas›nda tam bir
kavrayıflsızlık örne¤i sergilerken, öteki bir kesimi ise soruna çözüm oluflturmak açısından iddiasız kalmaktadır. Bu tablo, siyasal gençlik örgütlenmelerine sıkıflmıfl bir tartıflmanın karflılaflaca¤ı do¤al sonuçtur, bunu az önceki önemli uyar› çerçevesinde de belirtmifl olduk. Siyasal gençlik gruplarının bir sürüklenme yafladı¤ı, politik iddia ve moral dayanaklarını yitirdi¤i, kitlelere yabancılafltı¤ı, kadrosal planda daraldı¤ı bir dönemde pratik süreçte, hızlı karflılık oluflturamayan her çaba aynı akıbetle yüzyüze kalmaya mahkûmdur. Bu açıdan genç komünistler geçen ö¤renim yıl› boyunca bu sorun çerçevesinde tartıflmalar› zorlam›fl, süreç kitle mücadelesinin dıflında ideolojik bir tartıflma ve bu temelde bir ikna süreci olarak yaflanmıfltır. Kısa dönemde bir ölçüde olsun sonuç oluflturabilecek tartıflmalar, süreç uzadıkça pratik sonuç oluflturabilme flansını da haliyle kaybetmifltir. fiunu açıklıkla belirtmek gerekiyor ki, gençlik hareketine önderlik sorununun önemli halkası siyasal gençlik gruplarının etki alt›nda tuttu¤u güçleri sürükleme yetene¤idir. Bu çerçevede, ortaya konulacak bir pratik-politik çabanın öncelikli muhatapları politize olmufl ilerici-devrimci kesimlerdir. Öncelikle bu kesim bu sürecin bir parçası haline getirilmelidir ve yerine göre bu onlar› denetim alt›nda tutan gruplara ra¤men yap›labilmelidir. Do¤ru politika ve gündemler, çal›flmada ›srar, tutarl›l›k ve kararl›l›k, ve nihayet yerinde müdahale ve etkin pratik inisiyatif koflullar›nda, bu hiç de olanaks›z de¤ildir. Bu açıdan geçti¤imiz yıl ortaya koydu¤umuz çaba önümüzdeki dönemde de devam edecektir. Öncelikle ilerici-devrimci potansiyeli kucaklamay› hedeflemeyen ve bunda mesafe alamayan bir politik çal›flma ve mücadelenin mevcut durumun üstesinden gelmede
baflar›s›z kalaca¤›, en az›ndan belirgin biçimde zorlanaca¤› aç›k olmal›d›r. Bizim açımızdan öncelikli hedef gençlik hareketi içerisinde politik bir odaklaflma yaratmaktır. Bugün tartıfltı¤ımız sorunlar bizim de¤il bir bütün olarak gençlik hareketinin sorunları ise e¤er, bu sorunların çözümünde böyle bir odaklaflma yaratma çabası zorunludur. Ancak bugünkü muhataplarımızın tablosu düflünüldü¤ünde, bu çabanın pratik süreçlerle do¤rudan ba¤lar oluflturabilecek bir flekilde tanımlanması özellikle önemlidir. Bu açıdan hareketi eylemsel planda etkileyen 6 Kasım ve 1 Mayıs gibi süreçler, faflist saldırı dalgasının yo¤unlafltı¤ı dönemler veya YÖK, ticari e¤itim, savafl vb. gündemler, birleflik ve devrimci bir gençlik hareketi tartıflmasının etkin bir biçimde yap›laca¤› süreçler olacaktır. Burada bahsedilen hiç de bir eylemsel ortaklaflma veya bir siyasal gündem üzerinden ortak bir çalıflma yapmak de¤il, gençlik hareketinin sorunlarını merkeze koyarak bu pratik süreçleri ve gündemleri hedefli bir tarzda ifllemektir. Geçi¤imiz yılın ortaya çıkardı¤ı bir di¤er önemli sonuç ise, birleflik bir devrimci gençlik hareketini hedefleyen adımların öncelikle yerel ölçekli at›lmas› gerekti¤i, tartıflmaların da bu yerel sonuçlara ba¤lı olarak bir anlam taflıdı¤ıdır. Bu açıdan geçmifl dönem yapt›¤›m›z tart›flmalar› tüm yerellerde etkin bir biçimde ileri ve örgütlü gençlik güçlerine taflımak durumunday›z Bu çabaları ortaya koyarken dikkat edece¤imiz bir di¤er nokta ise, odaklaflmanın politik planda olabilmesi ve ortak taban› hedeflemesidir. Zira mevcut siyasal gruplar tablosu düflünüldü¤ünde, halen herhangi bir devrimci gençlik grubuyla örgütsel planda bir odaklaflma yaflama flansımız bulunmadı¤ı gibi, herhangi bir reformist grupla ilkesel planda böyle bir çaba içerisine girmemiz de sözkonusu de¤ildir. Bugün gençlik hareketinin ihtiyacı, politik planda bir odaklaflma sa¤lamak ve bu odaklaflmayı pratik süreçler üzerinden gerçeklefltirmektir. Elbette her dönem devrimci eylem ve güç birli¤i önemlidir, ancak bugün tartıfltı¤ımız bu de¤ildir. Daha önce de ifade etti¤imiz gibi, biz siyasal gruplar›n herhangi biri ile ne bir birlik tartıflması yapmaktayız, ne de gençlik hareketine önderlik sorununu bu türden gruplara ba¤lamaktayız. Bizim açımızdan siyasal gruplarla ortak mücadele birleflik ve devrimci bir gençlik hareketi yaratma çabasına hizmet etti¤i ölçüde anlamlıdır. Bu temelde politik planda ortaklafltı¤ımız ilerici-devrimci güçlerle politikanın gerektirdi¤i ortak tutumu almak noktasında bir tereddüdümüz bulmamaktadır. Zira “biz ilerici-devrimci gençlik birikiminin birleflik bir güç olarak kullanılmasından söz ederken, onu denetim altında tutan çok sayıda grubun buna ne denli istek gösterip gösterememesinden çok, kitlesel bir gençlik hareketini gelifltirme nesnel ihtiyacından ve bunun nesnel olanaklarından hareket ediyoruz. Söz konusu birikim de yılların ürünü olarak bu olanakların bir parçasıdır. Bu birikimin çok sayıda grup arasında da¤ılmıfl olması ise sorunun yalnızca öznel yönüdür.” “Bu öznel durumun getirdi¤i güçlükleri ve engelleri aflmak üzere ilkelere dayalı sistemli ve inatçı bir mücadele yürütmek, sözü edilen nesnel olana¤ı gençlik hareketini mevcut darlıktan ve kısır döngüden kurtarmak hedefi çerçevesinde etkin biçimde de¤erlendirebilmenin koflullarını yaratmak, bugün gençlik hareketi alanındaki en önemli devrimci sorumluluk ve en acil devrimci görevdir.” (Gençlik Hareketinin Sorunlar›)
E k i m G e n ç l i ¤ i
35
Gazi Üniversitesi’nde ad›mlar›m›z› s›klaflt›r›yoruz!
E k i m G e n ç l i ¤ i
27 Ekim sürecinde ça¤r›s›n› yapt›¤›m›z ve toplant›lar›na a¤›rl›kl› olarak ba¤›ms›z ö¤rencilerin kat›ld›¤› Gazi Ö¤rencileri Oluflumu belirledi¤i hedefleri birer birer gerçeklefltiriyor. 27 Ekim eylemine “Gazili olmak ayr›cal›kt›r!” safsatas›na karfl›l›k “Ayr›cal›¤›m›z faflizm de¤il direnifl olacak!” fliar›yla açt›¤›m›z pankart›m›zla kat›lm›fl, eylem ve etkinliklerimize ilk ad›m›m›z› atm›flt›k. Ad›mlar›m›z› s›klaflt›rarak ilerlemeye devam ediyoruz. Gençlik hareketinin parçal› tablosunu ve örgütsüzlük sorununu aflmak için öngördü¤ümüz bu esnek oluflumla, Gazi Üniversitesi’nin öznel koflullar›ndan kaynakl› sorunlar› aflmak için bir dizi etkinlik yapma karar› ald›k. ‹lk olarak daha genifl bir ö¤renci kesimine ulaflmak amac›yla film gösterimi yapma karar› ald›k ve 11 Aral›k günü etkinli¤imizi gerçeklefltirdik. S›nav dönemi olmas› nedeniyle kat›l›m bekledi¤imizin alt›nda oldu. Etkinli¤e 25 kifli kat›ld›. Gelemeyen arkadafllar bir sonraki etkinli¤e kat›lma sözü verdiler. Etkinlikte “‹htiyar delikanl›” filmini gösterdik. Filmin sonunda bir sonraki toplant›n›n bilgisini verdik ve ça¤r› yapt›k. Hemen arkas›ndan toplant›m›z› gerçeklefltirdik. Toplant›da yak›n bir süreçte ç›karmay› planlad›¤›m›z bülten üzerine tart›flmalar yapt›k. Yeni gelen arkadafllar›m›z da toplant›ya aktif olarak kat›ld›lar, fikirlerini söylediler, tart›flt›lar ve görev almak istediklerini belirttiler. Yaz›lar›n ve di¤er sorumluluklar›n paylafl›m›n›n ard›ndan bültenimizi ç›kard›k. Bültenimizin ad›n› “Gazi Biz-Siz” olarak belirledik. Henüz ilk deneyimimiz oldu¤u için bir dizi eksikli¤imiz var. Ancak Gazi gibi faflist bask›n›n yo¤un yafland›¤› bir okulda böyle bir ifli baflarm›fl olman›n yaratt›¤› motivasyonla zay›fl›klar›m›z› aflaca¤›m›za inan›yoruz. ‹lk say›m›z› 500’den fazla insana ulaflt›rd›k. fiimdi ikinci say›m›z›n haz›rl›klar›na bafllad›k. Bültenimizin yeni say›lar›n› da kitlelerin kat›l›m›na aç›k düzenli toplant›larla haz›rlamay› sürdürece¤iz. Ayn› zamanda film gösterimlerini de düzenli bir periyodla gerçeklefltirmeyi hedefliyoruz. Planlad›¤›m›z çal›flmalarla daha fazla insana ulaflaca¤›m›z› düflünüyoruz. Gazi faflizme mezar olacak!
Gazi Ö¤rencileri Oluflumu’ndan bir Ekim Gençli¤i okuru
‹Ü Edebiyat Fakültesi giriflinde 14 ö¤renci gözalt›na al›nd›...
Soruflturmalar, tutuklamalar, bask›lar bizi y›ld›ramaz! ‹Ü Edebiyat Fakültesi’nde geçti¤imiz haftalarda faflist sald›r›lardan kaynakl› toplu girifl örgütleniyordu. Merkez Kampüs ö¤rencileri Beyaz›t Kampüsü’ne b›rak›ld›ktan sonra, topluca Edebiyat Fakültesi’ne geçildi. Edebiyat Fakültesi giriflinde, iki s›ra çevik kuvvet ve kap›y› tutmufl ÖGB’ler taraf›ndan karfl›lanan ö¤rencilere kimlik kontrolü ile beraber çanta aramas› da dayat›l›nca çanta aratmama tutumu al›nd›. Ö¤rencilerin üst ve çanta aratmamalar› üzerine sald›r›ya geçen çevik kuvvet, 14 ö¤renciyi döverek gözalt›na ald›. Polisin sald›r›s›na karfl›l›k veren ö¤renciler, zorla polis otobüsüne bindirildiler. Ö¤renciler direndikçe ve slogan att›kça azg›nlaflan polis, özellikle karfl›s›nda direngen bir tutum görmenin öfkesini yafl›yordu. Üniversiteye girebilen ö¤renciler ise, rektölü¤ün uygulamalar›n› ve çevik kuvvetin tutumunu teflhir eden bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Edebiyat Fakültesi önünde buluflan 200’e yak›n ö¤renci buradan Sultanahmet Adliyesi’ne do¤ru yürüyüfle geçti. Emniyet, Adliye önüne geçifli engellemek istedi ve bekleme yeri olarak Sultanahmet Park›’n› gösterdi. Bunun üzerine Sultanahmet giriflinde duruldu ve parka gidilmedi. Edebiyat Fakültesi’nden arkadafllar›m›z serbest b›rak›lana dek Adliye önünde beklendi. Atefl yak›larak türkü söylendi, sohbetler yap›ld›. Arkadafllar›m›z serbest b›rak›ld›ktan sonra alk›fllarla eylem bitirildi.
‹Ü Ekim Gençli¤i
36
‹LGP’den Gülsuyu Ertu¤rul Gazi Lisesi’nde anma...
Erdal Eren ölümsüzdür! ‹stanbul Liseli Gençlik Platformu (‹LPG) olarak Gülsuyu Ertu¤rul Gazi Lisesi’nde 13 Aral›k günü Erdal Eren anmas› gerçeklefltirdik. Son dönemde okulumuzda artan idari bask›lara ve ya¤d›r›lan disiplin cezalar›na da tok bir yan›t olan eylemimizi okul ç›k›fl›, okul kap›s›n›n önünde yapt›k. 25 kiflinin kat›ld›¤› eylemimizi, 200’ü aflk›n ö¤renci etraf›m›z› sararak izledi. Sayg› duruflu ile bafllayan eylem, Erdal Eren'in devrimci kimli¤i ve mücadelesini anlatan metnin okunmas›yla sürdü. Metnin okunmas›ndan ve son sloganlar›n at›lmas›n›n ard›ndan, bütün izleyenlerin alk›fllamas› oldukça etkiliydi. Okul idaresi ve ö¤retmenler eylemimizden korktuklar› için okuldan ç›kmad›lar ve okulun araç kap›s›n› kapatt›lar. Olays›z da¤›lan eylemin ard›ndan tan›d›¤›m›z ve tan›mad›¤›m›z bir sürü arkadafl yan›m›za gelip bizi tebrik etti. Oldukça baflar›l› geçen bas›n aç›klamam›z›n bekledi¤imiz etkiyi yaratt›¤›n› gözlemledik.
Ertu¤rul Gazi Lisesi/‹LGP
Ankara Ekim Gençli¤i’nden Erdal Eren anmas›...
Erdal Eren Yafl›yor!
E k i m
13 Aral›k tarihi önemli bir tarih. Ankara’da liseli ve üniversiteli gençlik olarak bu önemli tarihi, öncesinde yapt›¤›m›z çal›flmalar›n d›fl›nda, bir anmaya konu ettik. 18 Aral›k’ta “Erdal Eren yafl›yor, genç komünistler savafl›yor!” fliar› ile Erdal’›n mezar› bafl›nda topland›k. Burada okunan fliirler, konuflmalar ve sloganlarla k›sa bir anma etkinli¤i gerçeklefltirdik. Üzerinde Erdal’›n resminin de bulundu¤u “Devrimciler ölmez, devrim davas› yenilmezdir!/ Ekim Gençli¤i” fliarl› pankart›m›zla gerçeklefltirdi¤imiz yürüyüflümüzün ard›ndan hep birlikte geldi¤imiz minibüsümüze binerek okullar›m›zda, mahallelerimizde, alanlarda Erdal’›n mücadelesini, mücadelemizi sürdürmek üzere geri döndük. Etkinli¤imiz 17 Aral›k mitinginin hemen ertesi gün gerçekleflti¤i için kat›l›m plan›nda zay›fl›k içeriyordu. Buna ra¤men kat›lan yoldafllar›m›z ve dostlar›m›z›n coflku ve motivasyonlar› anlaml› idi. Mezar bafl›nda yap›lan konuflmada da denildi¤i gibi bugün koydu¤umuz iddia ile tarihi bir görevi üstlenmifl oluyoruz. Bu görevi yerine getirebilmek için mücadelemiz, çabam›z sürüyor, sürecek. Erdal Eren ve di¤er devrim flehitleri bu mücadelede yafl›yorlar. Bugün eksikliklerimizin üstüne e¤ilerek mücadeleyi büyütmeye devam edece¤iz.
Okulda idari bask›n›n artt›¤› günlerde, sorunlar›m›z› tart›flmak için bir toplant› düzenledik. Toplant›da Erdal Eren anmas› yaparak okulda politik bir atmosfer yaratma karar› ald›k. Bir s›n›fta gerçeklefltirdi¤imiz anmaya sayg› durufluyla baflland›. Ard›ndan bir arkadafl›m›z Erdal Eren’i ve onun mücadelesini anlatan bir konuflma yapt›. “Büyü” parças›yla sonlanan anmam›za 50 kifli kat›ld›.
Ankara Ekim Gençli¤i
Refhan Tümer Lisesi ‹LGP
‹LGP’den Refhan Tümer Lisesi’nde anma...
G e n ç l i ¤ i
Beytepe’de devrimci etkinlikler Dönemin sonuna yaklaflt›¤›m›z bir süreçte Beytepe’de faaliyetimiz güçlenerek sürüyor. En son geçti¤imiz 27 Aral›k günü Charlie Chaplin’in 38. ölüm y›ldönümü vesilesi ile bir film gösterimi yapt›k. Devrimci sanatç›n›n savafl, diktatörlük gibi kavramlar› ve toplam›nda kapitalizmi ironik bir flekilde iflledi¤i “Büyük Diktatör” filmini gösterdik. Bir yandan Chaplin’i anarken di¤er yandan bugünün gündemini gençlik içerisinde ifllemifl olduk. Faaliyet s›ras›nda temel vurgumuz Ortado¤u’da emperyalistlerin kirli planlar› ile iflgal ve katliamlar oldu. Yo¤un afifl ve el ilan› kullanarak yaklafl›k bir hafta duyurdu¤umuz etkinli¤imiz güçlü geçti. 30 kiflinin kat›ld›¤› ve k›sa bir aç›l›fl konuflmas› ile bafllayan etkinli¤imiz gelen insanlar taraf›ndan be¤eniyle izlendi. Etkinli¤imizin duyurusu s›ras›nda okuldaki tüm alanlara seslenmeye özen gösterdik. Haz›rl›k, Edebiyat, Y›ld›z Anfi, E¤itim’e yo¤un olarak el ilan› da¤›tt›k. Hatta haz›rl›ktan Y›ld›z Anfi güzergâh›nda da el ilan›m›z› gençli¤e ulaflt›rd›k. Okulun bir çok alan›nda ulafl›lmay› bekleyen, duyurular›m›z› ciddiye alan insanlar var. Bunlara ulaflmak için enerji, ›srar ve süreklilik ile çal›flmaya yüklenmek, inisiyatifli davranmak gerekiyor. Etkinli¤in ertesi günü de Haz›rl›k’ta stand›m›z› açt›k. Ama stand› bir oturma alan› olarak de¤il, araç olarak kulland›k. Yoldafllar›m›z ç›k›fl saatinde fakülte içinde aç›k sat›fl gerçeklefltirdiler. Gençli¤e gazetemizi tan›tm›fl olmam›z›n yan›s›ra dostun düflman›n gözü önünde flunu göstermifl olduk: Komünistler buradalar, K›z›l Bayrak burada! Beytepe’de güçlü bir devrimci gençlik hareketi için, yeni Ekimler’in mücadele bayra¤›n› daha da yükseklere çekerek gelece¤i kazanaca¤›z. Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!
Beytepe Ekim Gençli¤i
37
10. y›l›nda Ekim Gençli¤i’ni kutluyoruz...
Herfley yeni Ekimler için!
E k i m G e n ç l i ¤ i
Sevgili yoldafllar, Yurtd›fl› Ekim Gençli¤i olarak Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l›n› kutluyor, 10.y›l vesilesi ile yürütmekte oldu¤unuz kampanyay› derin yoldafll›k duygular›ya selaml›yoruz. Kuflkusuz ki, on y›l k›sa bir zaman de¤il. Fakat Ekim Gençli¤i’nin bu on y›lda katetti¤i mesafe gerçekten dikkate de¤er. Nereden bak›l›rsa bak›ls›n, bu on y›l içinde al›nan mesafe kesin bir baflar›d›r. Gerek bugün ortaya konulan politik faaliyet kapasitesi, gerek yakalanan örgütsel düzey, gerekse de Ekim Gençli¤i’nin yay›n politikas› ve niteli¤i, tümü birarada bu baflar›n›n somut göstergeleridir. Ekim Gençli¤i, ideolojik, politik ve örgütsel düzeyde gençlik hareketine önderlik misyonu ile hareket eden devrimci gençlik gruplar›n›n bafl›nda gelmektedir. Aradan geçen on y›lda elde edilen bu baflar›n›n, bilimsel temellere dayal› sa¤lam bir inanc›n, süzülmüfl yo¤un bir eme¤in ve paha biçilmez bir militanl›¤›n eseri oldu¤u tart›flmas›zd›r. Hiçbir gerçek baflar›, bu koflullar olmadan elde edilemez. Fakat, mücadele edilen ülke, Türkiye gibi pek çok aç›dan zorlu bir bölge ise e¤er, örne¤in bu ülkede çal›flanlar›n yar›s›ndan fazlas› sefalet ücretine mahkumsa, yine çal›flanlar›n yar›ya yak›n› b›rakal›m sendikal› olmay› sigorta hakk›ndan bile mahrumsa, nüfusun yar›ya yak›n› yoksulluk s›n›r›n›n dahi alt›nda ise ve açl›kla pençelefliyorsa; öte yandan, bas›n aç›klamas› yapan insanlar›n kafalar›nda coplar k›r›l›yorsa, Naz›m’›n fliirini okuyan lise ögrencisi gözalt›na al›nabiliyorsa, üniversiteler birer k›fllaya çevrilmiflse, demokratik bir eyleme kat›lmak dahi soruflturma terörü ile karfl›lan›yorsa, k›sacas› bu ülke bask› ve terör rejimiyle yönetiliyorsa, mücadele iki kat daha zorludur ve dolay›s›yla bu koflullarda al›nan mesafe de oldukça anlaml› ve önemlidir. Bu aç›dan Ekim Gençli¤i’nin baflar›s› her türlü tart›flman›n ötesindedir ve her türlü övgüye de¤erdir. Kuflkusuz, Ekim Gençli¤i’ni bugün gençlik hareketi içinde tuttu¤u özel konuma getiren sadece harcanan yo¤un emek, ortaya konulan militanl›k ve ödenen bedeller de¤ildir. Zira say›lan özellikler Türkiye devrimci gençlik hareketinde hep vard›. Ne var ki tüm bunlar, ancak do¤ru bir ideolojik çizgi, do¤ru bir program, bunlar›n ürünü ve ifadesi politikalar ve nihayet bunlar›n cisimleflmifl hali örgütsel bir yap› sayesinde bir anlam kazanabilir ve gelece¤e tafl›nabilir. Dolay›s›yla Ekim Gençli¤i’nin baflar›s›, katedilen belirgin mesafe, partimizin çizgisinden ve önderlik prati¤inden ayr› düflünülemez.
*** Sevgili yoldafllar, Yürüttü¤ünüz kampanyay› büyük bir ilgi ve heyecanla izlemekteyiz. Benzer bir kampanyan›n, koflullar›n farkl›l›¤›ndan dolay› yurtd›fl›nda birebir yürütülemeyece¤ini elbette biliyoruz. Fakat yine de benzer bir kampanyay› kendi özgünlü¤ümüze uyarlay›p yürütebilirdik. Bugün bunu yapamam›fl olman›n ezikli¤i içindeyiz. Ekim Gençli¤i’nin bugün yaklad›¤› düzeyi, baflar›l› kampanyalara konu edilen özgün ve isabetli politiklara borçlu oldu¤unu biliyoruz. Yurtd›fl› Ekim Gençli¤i olarak bugüne kadar baflaramad›¤›m›z da budur. Bugüne kadar bizleri gençlik kitleleri ile do¤rudan
38
yüzyüze getirecek bir çal›flmay› yaz›k ki örgütlüyemedik. Oysa ki, politik bir kampanyaya konu olabilecek, ›rkç›l›k, yabanc› düflmanl›¤›, sosyal hak gasplar›, e¤itimin özellefltirilmesi, uyuflturucu ve kültürel yozlaflma gibi, bir dizi zengin gündem var önümüzde. Bu çerçevede Ekim Gençli¤i’nden ö¤renmemiz gereken çok fley oldu¤unu düflünüyoruz. Ekim Gençli¤i’nin 10. y›l kampanyas›n› da hiç de¤ilse bu eksikli¤imizin üzerine gitme ve geride b›rakman›n vesilesi yapmak istiyoruz. Tüm bu eksikliklere ve yetersizliklere ra¤men yurtd›fl›nda da bir gençlik çal›flmam›z ve bunun sonucunda oluflmufl belli gençlik güçlerimiz var. Bu alanda iyi kötü bir birikim ve deneyimimiz de var. Tüm sorun gelip kadro sorununda dü¤ümleniyor. Bulundu¤umuz ülkelerin koflullar›na uygun bir çal›flman›n yöneticisi ve tafl›y›c›s› olabilecek yeterlilikte kadrolardan halihaz›rda yoksunuz. Fakat, umutsuz da de¤iliz. Tersine bu s›k›nt›y› geride b›rakaca¤›m›za olan inanc›m›z her zamankinden daha güçlüdür. Bugüne kadar elde etti¤imiz birikim, yurtd›fl›n›n kadrosu olmaya aday insanlar›m›z›n varl›¤›, bunlar›n e¤itilmesi çabalar› ve nihayet, son zamanlarda yerel çal›flmalar›n güçlendirilmesi yönünde at›lan ad›mlar, bizi gelecek konusunda iyimser k›lmaktad›r. Ekim Gençli¤i’nin onuncu y›l› vesilesi ile flunu söylemek istiyoruz; partimizin ideolojik-politik çizgisinden ald›¤›m›z güç ve Ekim Gençli¤i’nin yakalad›¤› baflar›n›n verdi¤i moral ve motivasyonla, yurtd›fl›nda da Ekim Gençli¤i’ni etkin k›lmak, belirgin bir güç haline getirmek, bu amaçla gençli¤e yönelik politik ve kültürel faaliyeti güçlendirmek ve zenginlefltirmek için daha fazla çaba sarf edece¤iz. Bir kez daha, 10. y›l›n›z› kutluyor, devrim ve sosyalizm hedefiyle nice on y›llara diyor, mücadelenizde baflar›lar diliyoruz. Yoldaflça selamlar›m›z› iletiyoruz...
Yurtd›fl› Ekim Gençli¤i
Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yat›lmayan bir dünya dile¤iyle...
Mutlu y›llar! Durup düflünmeye zaman› olan varsa düflünsün bir. Nedir bu sokaklardaki koskoca kaosun sebebi? Önce sokaklar rengarenk ›fl›klarla donat›lmaya bafll›yor, ard›ndan havai fifleklerle ayd›nlan›yor gece. Dünden ya¤maya bafllayan kar, hafiften at›flt›r›yor asi bir çocuk gibi. Bütün insanlarda bir telafl, bir heyecan... Ve caddeler dalga dalga yay›lan seslerle ç›nl›yor. Kimi bu karmafla dalgas›n›n bir parças›, kimi ise olan bitenden habersiz... Ve küçük çelimsiz bir gencin ellerinde gazeteler, yeni y›l› müjdeliyor. Nas›rlaflm›fl elleri, çökmüfl gözleri ve y›rt›k iskarpinleriyle dikkat çekmeyen bu genç, söyledi¤i sözün fark›nda bile olmadan satt›¤› gazetelerin say›s›nda buluyor gelece¤ini. Bir taraftan telafl ve heyecan içindeki kalabal›k al›flverifl merkezlerine ak›n ediyorlar... Her sene tan›k oldu¤umuz bu sahneler asl›nda düzenin bir nebze de olsa insanlara da¤›tmaya çal›flt›¤› sahte mutluluktan baflka bir fley de¤ildir. Baflrolü kitle iletiflim araçlar›n›n, halkla iliflkiler kampanyalar›n›n, reklamlar›n oynad›¤› bu koca senaryo, temelinde yo¤un bir aldatmacay› bar›nd›rmaktad›r. Bütün de¤erlerimiz piyasa egemenli¤i taraf›ndan çürütülürken, görünenin cazibesine kap›lan bizler, metalaflman›n sadece halkalar›ndan birini oluflturuyoruz. Böylece tüketim ç›lg›nl›¤› medyan›n zihin sald›r›lar› do¤rultusunda kendi arzular›m›z› bask› alt›na al›yoruz. Bizler genç olarak tüketim pastas›n›n en büyük pay›n› tüketmifl oluyoruz. ‹lk olarak ifle evlerimize kadar sokulan televizyonlarla bafll›yorlar, yo¤un bir u¤rafl›n sonunda kale içten fethediliyor. Gündelik hayat› unutturan sürükleyici televizyon programlar›, baflka dünyalardan hayaller afl›l›yor bize. Asl›nda bu kültürel yozlaflma bizlere karfl› aç›lan savafl›n, askeri olmayan araçlarla devam› gibidir. Bireysel, nemelaz›mc›, k›sacas› körleflmeyi ve kurulu düzene köleli¤i sa¤layan unsurlar; özellikle televizyonlar taraf›ndan yarat›lan kültürel çöküflün sonuçlar›ndan sadece birkaç›d›r. Yaflam tarz›n›zla bütünlefltirdi¤iniz televizyonlar, adeta narkoz tüpü ifllevine sahip. Televizyonun en hafif tahribat› onu açman›zla bafllar. Ekrana ne gelirse seyretmeye koyulman›z ve dipsiz bir kuyunun kuytu karanl›klar›na do¤ru kaymaya bafllamam›zdand›r. Ekranda ne gösterilece¤i önemli de¤il. Bu bir yabanc› film olabilece¤i gibi, hiç kimsenin ilgisini çekmeyen türden baflka fleylerde olabilir. Bir süre sonra düflünme yorgunlu¤uyla seyrettiklerinizi unutmaya ve flekerleme yapmaya bafllars›n›z. Sanki birileri befli¤inizi sall›yor, sanki birileri “sak›n k›p›rdamay›n ve yerinizden kalkmay›n” diye size teflvik ediyordur. Gözleriniz aç›k olsa da beyninizin pencereleri kapanmaktad›r. Sizi harekete geçirecek aktif ve üretken hale getirecek duygular›n›z art›k televizyon taraf›ndan esir al›nm›flt›r. Bu süreç bir y›l boyunca devam ediyor. Art›k istenilen k›vama gelen hamura s›ra flekil vermeye geliyor. Bu, istenildi¤inden daha kolay ve basit gerçeklefliyor. Bu karmafla ve kaosun alt›nda yatan gerçeklerin temel tafl›n› oluflturuyor. Tüm bu yok oluflun zeminini haz›rlayan, göz al›c› ve oyalay›c› nesnelerin üretimini sa¤layan, tüm bu çöpleflmenin gerçek nedeni kapitalizmin ta kendisidir. Kapitalist egemenlik sistemi ümitlendirip oyalamak temeline dayanmak zorundad›r. T›pk› her yeni y›lda her fleyin güzel olaca¤›na dair verilen
sözler ve içi bofl olan umutlar gibi. Yeteneklerimizi, umutlar›m›z› yaln›zca sömürülebilir araçlar haline getiren kapitalizmin bu bak›fl aç›s›yla yaflam›m›z› sistem için ifllevsel hale getirdi¤inin en büyük kan›t›d›r.
Oyunu bozmam›z gerekiyor! Körleflme duygusunu, kültürel yozlaflmaya yol açacak bofl vermifllik olgusunu yarat›p hayata geçirmek istiyorlar. Zaten yarat›lmak istenen tüketim toplumu art›k ete kemi¤e bürünmüfl flekilde önümüzdedir. Bu dünyan›n her yerinde ayn› imgeler ve görüntülerle mesaj› fliddetle kaz›maktan geri durmamaktad›r. Çeliflkiler zinciri ise beyinlerin bir köflesine itilip bast›r›lm›fl duygular olmaktan kurtulam›yor. Her gününde bombalar patlayan, insanlar›n iflkence tezgahlar›nda öldürüldü¤ü yüzy›l›m›zda, savafllar›n ortas›nda ölüme mahkum edilen insanlar var. Açl›¤›n ve yoksullu¤un pençesinde k›vranarak bir günü di¤erine deviriyor bu dünya. Eflitsizlik hükmünü sürmeye devam ediyor. Bir tarafta ac›larla k›vranan halklar, bir tarafta gününü gün edenler, g›rla flamata bir tarafta. Bar›fl›n gelece¤i, savafl›n bitece¤ine dair konuflmalar yapanlar... Yaflanan ve bize yaflat›lan bu karanl›¤›n k›sac›k bir dünya oldu¤unu anlayal›m. Gerçekte yollar›m›za kurdu¤u ›fl›kl› ve renkli yalan zincirleriyle bizi ba¤lamaya çal›flan düzene karfl› gerçeklerin pencerisinden bakal›m inad›na... Biz yaflanacak tek dünyan›n “bir a¤aç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeflçesine” bir dünya olaca¤›n› bilerek ve isteyerek sürdürelim kavgam›z›!.. “Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yat›lmayan günler” için bu atefli yüreklerimizde tafl›yal›m!..
E k i m G e n ç l i ¤ i
“fiafak söktü sökecek Bir k›ym›k kopuyor ufuktan Bizim olan bir dünyada Umudun ve sabr›n vakti yok art›k Ac›n›n içinden geçiyor sevinç Ve gecenin içinden ayd›nl›k...”
Orhan Cemal Fersoy’ Lisesi’nden bir ‹LGP’li (Özgür bir gelecek için L‹SEL‹LER‹N SES‹’nin 3. say›s›ndan al›nm›flt›r)
39
Yabanc›laflma ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin kampanya k a p s a m › n d a ç › k a r t t › ¤ › b ü l t e n d i r. B ü l t e n k a m p a n y a süresince onlarca ‹Ü o¤rencisinin kat›l›m› ile ç›kart›lm›fl v e y a k l a fl › k 5 0 0 ö ¤ r e n c i y e u l a fl t › r › l m › flt › r. Ekim Gençli¤i
E k i m G e n ç l i ¤ i
Toplumsal yaflamda alabildi¤ine derinleflen yaln›zlaflma ve yabanc›laflma güvensiz, ikircikli ve mutsuz insanlar do¤uruyor. Toplumun küçük ölçekli tasarlanm›fl hali üniversitelerde de iflte bu yabanc› ve her koflulda yaln›z yaflan›lmas› gereken dünyaya adapte olabilecek bireyler yetifltiriliyor. Üflenme ve koridorda karfl›na ilk ç›kan insan›n yüzüne bak! Ayn› günlerde, ayn› saatlerde, ayn› koridorda rastlafl›yorsunuz. Merhabas›z ve selams›z sabahs›z... Kendi yaflam alan›na karfl› tak›nd›¤›n tutumun ad›: Umursamazl›k ve vurdumduymazl›k! Sahip oldu¤un üç-befl kiflilik arkadafl grubu bugün seni mutlu ediyor. Ama aç›k ki yaflam› kavray›fl›n›n s›n›rlar›n› da çiziyor. Korkuyor ve korktukça yaln›zlafl›yor ve dar, güvenli, üç-befl kiflilik kabu¤una çekiliyorsun. Oysa yüre¤in dünyay› alabilecek büyüklükte. Sevememenin, yaln›z oluflunun nedenini d›flar›da ar›yor, kendine dürüst davranm›yor, de¤iflime ayak diriyorsun. Kendine karfl› tak›nd›¤›n tutumun ad›: Umursamazl›k ve vurdumduymazl›k! Irak’a ilk bomba düfltü¤ünde s›n›f›ndayd›n. Ve ertesi hafta olacak s›navlar› düflünüyordun. Ebu Garip’ten iflkence sesleri yükselirken, sen vitrinlere bak›yordun. Pakistan depremi birilerine evlerini mezar ederken ya da emekçiler kondular›ndan edilirken, hatta daha yak›n zamanda fiemdinli’de insanlar›n üzerine kurflun ya¤d›r›l›rken, sen asl›nda süregelen yaflamla uzaktan yak›ndan ilgisi olmayan yaflam›na dair ince ayr›nt›larla u¤rafl›yordun. Kilo kaybetmek gibi, saç rengi ya da yeni ald›¤›n bilmem ne özelliklerine sahip mp3 player gibi. Dünyaya karfl› tak›nd›¤›n tutumun ad›: Umursamazl›k ve vurdumduymazl›k!
Peki suçlu kim? Suçlu seni, beni ve baflka baz› birilerini umursamaz ve vurdumduymaz yetifltiren düzen elbette. Daha ilkokul s›ralar›nda rekabeti ö¤reten, “benim” dedirten düzen. Ama hiçbir zaman salt kendine ait olan› sahiplenmekle s›n›rl› kalmayan tabii... Geliflme ça¤›nda “benim olsun” demeyi, biraz daha büyüyünce “hep benim olsun”, nihayet yetiflkinlik evresinde “yaln›z benim olsun!” demeyi ö¤reten düzen! Ama dünyada öyle çok ac›, öyle derin bir sefalet var ki, ö¤retilmifl yalanlar›n gerçeklik sanr›s› bir anda da¤›labiliyor. Birileri ç›k›yor ve önce vurdumduymazl›k ve umursamazl›k duvar›n› y›k›yor, sonra bu düzeni de y›kaca¤›n› söylüyor! Demek ki kendine, kendi yaflam alan›na, dünyaya karfl› tak›nd›¤›n tutum do¤al de¤il. Mecbur de¤ilsin! O zaman suçun bir
40
parças›n› da sen üstlen ve kendini aklamak için bu korkunç kurallarla iflleyen düzenin suç orta¤› olma. De¤ifltirmek için vur ve sesini duyur! Umursa! Suçlu kapitalist düzen, evet ama, aç›k ki bu düzeni kabullendi¤in için, onun kurallar›yla oynad›¤›n, ona tâbi oldu¤un ve onu de¤ifltirmeye çal›flmad›¤›n için dünyada açl›ktan ölen her çocuk yüzünden, savafllarda dökülen kan yüzünden ve hatta uyuflturucu ba¤›ml›l›¤›ndan, fuhufltan, hatta A‹DS’ten, dahas› Pakistan depremi sonras› yaflananlardan, Kurtköy’de y›k›lan evlerden sen de sorumlusun! Yaflama sahip ç›kmad›¤›n sürece, sorumlu kalacaks›n! Kapitalist düzen düzensizli¤in kendisidir. Düzeni düzene koymak için, suçunu kabullen ve sonra de¤iflmek ve de¤ifltirmek için UMURSA!
‹Ü Fen ve Edebiyat Fakülteleri Ekim Gençli¤i Bülteni TEK RENK KIZIL
Di Canio'ya inat Livorno ‹talyan1. Futbol Ligi Seri a’da oynanan Livorno-Lazio maç› s›ras›nda att›¤› golden sonra faflist selam› veren lazio’lu Futbolcu Di Canio ‹talya’daki birçok anti faflitin tepkisine neden oldu. Avrupa çap›nda yayg›nlaflan ›rkç›l›¤›n karfl›s›nda d i r e n m e k a v r u p a i fl ç i v e e m e k ç i l e r i n i n t e m e l g ö r e v i d i r. Di Canio faflist iflareti yapmak için özellikle bu maç› tercih e t m i fl t i r. Zira Livorno italya k›z›l kasaba olarak t a n › m l a n m a k t a d › r. L i v o r n o t a r a f t a r l a r › s o n r a k i N a p o l i m a ç › n d a Di Canio’ya gereken yan›t› anti faflist mücadelenin büyük ö n d e r i S t a l i n ’ i s e l a m l a y a r a k v e r m i fl t i r. Bizler de Ekim Gençli¤i olarak sporda yaflanan yozlaflman›n ve çürümenin karfl›s›ndaki bu alternatif ve devrimci tutumu destekliyoruz. Ekim Gençli¤i
Maçlarda faflist selam› veren, düpedüz Mussolini'ye methiyeler düzen, antisemitist beyanlardan kaç›nmayan Lazio'lu Di Canio, Livornolulardan nefret ediyor. Bu, Livorno için büyük bir flereftir. Eray Özer, geçen pazartesi Di Canio'nun rezilliklerini yazd›. "Livorno taraftarlar› da sol yumruklar›n› s›k›yorlar. O da siyaset de¤il mi?" diye hakl›laflt›r›yordu kendini. Ald›¤› bir maçtan men ve para cezas›n› da 'politik' olarak tan›mlad›, faflistli¤i gönül rahatl›¤›yla kabullenen Di Canio. Kim futbolun politika d›fl› oldu¤unu iddia edebilir ki? Hele, Milan kulübünün sahibi ve futbolun yay›nc› kuruluflunun maliki Silvio Berlusconi'nin, milli tak›m›n slogan›n› (Forza Italia) parti ad› yaparak baflbakanl›¤a yükseldi¤i ‹talya gibi bir memlekette!
En 'k›z›l' flehir Bu âlemde, Di Canio'nun karfl› kutbunun, Livorno'nun hali nice? Orta ‹talya'n›n kuzeyindeki Toskana bölgesinde, 150 bin nüfuslu bir liman flehri, Livorno. ‹flçi hareketinin ve komünistlerin kalesi olan bölgenin en 'k›z›l' flehri. K›z›l bayrak, orak-çekiç, flehrin folklorunun parçalar›. Son 10 y›lda büyük direnifllere ra¤men liman endüstrisinin tasfiyesi, flehri öldürmüfl. Neoliberal rejime büyük bir öfke var. Livornolular, Roma'ya tek bafl›na direnen Asteriks'in köyü gibi tahayyül ediyorlar kendilerini. '11 Freunde' dergisinin Aral›k 2004 say›s›na göre 'Otonomlar Tugay›' taraftar grubu, Livorno'yu, 'Liverpool'la beraber, proleter gururu tafl›yan iki liman flehrinden biri' olarak tan›ml›yor. Taraftarlar›n lokali '1921' ad›n› tafl›yor; yani ‹talyan Komünist Partisi'nin kurulufl tarihinin. fiehrin tak›m› da, koyu k›z›l formas›yla, bu öfke ve direnifl ruhunun bayra¤›! 1921'de kurulan A.S. Livorno Calcio, 1949'da Serie A'dan düfltükten sonra 30 y›l boyunca 3. ve 4. ligde sürünen ultraehemmiyetsiz bir kulüptü. 2002'de Serie B'ye t›rmand›. 2004'te de 55 y›l sonra Serie A'ya dönmeyi baflard›lar. fiampiyonluk e¤lencelerinin bir parças›, neofaflist partinin Livorno bürosunun tahrip edilmesiydi. O dönem flehrin gar›na ast›klar› 'Silvio, geliyoruz!' yaz›l› pankart, hâlâ duruyormufl! Serie A'daki ilk sezonunu, dokuzunculuk gibi baflar›l› say›labilecek bir yerde bitirdiler. Koltuklu tribün zorunlulu¤unu, beton bloklara 60 santimetre arayla çizgiler boyay›p numaralar yazarak 'halletmifllerdi'! Tabii as›l, taraftarlar›yla temayüz ettiler. Standart tribün flark›lar›: 'Bandiera rossa', 'Bela ciao'. Baflbakana hakaret eden tezahüratlardan ötürü, kulüp birçok iç saha maç›ndan sonra birkaç bin avro ceza ödedi. Milan deplasman›na giden Livornolular, Berlusconi'nin saç ektirdikten sonra tek gözünü eflarpla kapatarak korsan pozu vermesiyle alay etmek için, baflörtüleri takm›fllard›!
Irak'ta Nas›riye'de ölen 17 ‹talyan askerinin an›s›na bütün maçlarda sayg› duruflunda bulunulurken, Livorno kale arkas› köflesinden ('Kurva') 'On, yüz, bin Nas›riye!' tezahürat› yükselmiflti. Tepkilerini "Bunlar iflgalci askerlerdi. ‹talya'da her y›l 1500 kifli ifl kazas›nda ölüyor. Onlar için niye devlet töreni düzenlenmiyor?" diye aç›klad›lar. 200 taraftar›n maçlara girifl yasa¤› var. Ciddi 'sert'ler! Vahim olaylara sebebiyet verebiliyorlar molotofkokteyliyle yaralamaya yol açmak gibi.
O bir efsane: Lucarelli fiehrin isyanc› ruhunun bayra¤› Livorno tak›m›ysa, tak›m›n bayra¤› da Cristiano Lucarelli. 29 yafl›ndaki forvet, bural› bir liman iflçisinin çocu¤u. 12 yafl›ndan beri Livorno tribünlerinin gediklisi. Torino, Lecce, Valencia, Atalanta gibi üst düzey tak›mlarda oynarken, sakat ya da cezal› oldu¤unda da, Livorno 'Kurva's›nda yerini al›yordu. 2003'te, Torino'yu b›rak›p, 100 bin avro afla¤›s›na Livorno'ya gelmesi, onu büsbütün efsanelefltirdi. Menajeri, 'Milyonunuz Sizde Kals›n' ad›yla kitaplaflt›rd› onun öyküsünü. Kitap flu cümleyle bitiyor: "Livorno herhangi bir tak›m de¤ildir, ‹talya futbolunu kurtaracak güçlerden biridir." Lucarelli 25 golle, Livorno'nun Seria A'ya ç›k›fl›nda büyük rol oynad›. Otonom Tugaylar taraftar grubunun kurulufl y›l› olan 1999'a selamla, 99 s›rt numaras›n› tafl›yor. "Do¤du¤umdan beri komünistim" demiflti bir beyanat›nda. 1996'da 21 yaflalt› milli tak›mda att›¤› ilk golde formas›n› s›y›r›p Che Guevaral› tiflörtünü göstermiflti. Bir daha milli tak›ma ça¤r›lmad›. fiimdi, 'rezerv' kadroda yer al›yor. Sol yumru¤uyla 'komünist selâm›' verdi¤i için Di Canio'ya verilenin üç kat› cezaya çarpt›r›lm›flt›. Livorno, Milan'a evinde 3-0 yenilerek sezonun ilk devresini 5. s›rada tamamlad›. Daha önce 2-1 ma¤lup etti¤i Di Canio'nun Lazio'su, 9...
Tan›l Bora (27-12-2005 tarihli Radikal)
E k i m G e n ç l i ¤ i
41
Ayd›n kime denir?
E k i m G e n ç l i ¤ i
42
“Sözcü¤e benim verdi¤im anlamda entellektüel, ne insanlar› teskin etme ne de konsensüs oluflturma derdindedir; çok ciddi bir anlamda, ucuz formülleri, haz›r klifleler ya da iktidar sahiplerini ve uzlaflmac›lar›n söylediklerinde, yap›p ettiklerinde gözlenen sorunsuz, uzlaflt›r›c› olumlamalar› kabullenmeyi istememe anlam›nda tüm varl›¤›n› ortaya koyan biridir. Hatta sadece bir fleyleri pasif olarak istemekle yetinmez. Bunu aktif olarak kamuoyuna söyler de.” Edward Said Kapitalizmin yabanc›laflma kelepçesi ile yaflad›¤› dünyadan kopart›lan insan, gerçekleri görmekten uzaklafl›rken tuhaf androidlere dönüflmeye bafllad›. Burjuvazinin salt iflçi s›n›f›n› de¤il bir bütün olarak tüm insanl›¤› gerçek d›fl› bir dünyada yaflad›¤›na ikna etme u¤rafl› sürüyor. Yabanc›laflma ve bilinç birbirine diyalektik olarak ba¤l› iki kavram oldu¤una göre, gündelik hayat›n tüm keflmekefli içinde, daha do¤rusu hayat›n kontrol edilemeyen ve bireyin s›n›rlar›n› aflan ak›fl› içinde “s›radan” bir insan›n bu gidifle “dur” demesini beklemek, hatta kendi içinde sorgulamas›n› ummak fazlaca ütopik olacakt›r. Öyleyse bilinç kitleye d›flar›dan verilen bir fleydir. “Bilimin tafl›y›c›s› proletarya de¤il burjuva ayd›n katmand›r: modern sosyalizm, bu katman›n tek tek üyelerinin zihinlerinden kaynaklanm›flt›r ve bunu entelektüel olarak daha geliflmifl olan koflullar›n elverdi¤i yerlerde modern sosyalizmi proleter s›n›f savafl›m›na sokan, proleterlere iletenler de bunlar olmufltur. ” (Ne Yapmal›, Sol Yay›nlar›, s.90) Ne Yapmal›’da Lenin’in Kautsky’den henüz dönek olmad›¤› zamanlarda yapt›¤› bu al›nt› kabaca ayd›n›n toplumdaki misyonunu tan›ml›yor. Dönemin ekonomistlerine verilen bu cevap günümüz ayd›n›na bugün beklenenden fazlaca görev yüklüyor gibi gözükse de, özü itibariyle ayd›n›n kendini de¤il toplumu
ayd›nlatmas›n› gerekti¤ini aç›kça ortaya koymakta. Postmodern dünyada art›k sonunda kâr üretmeyen bilim gereksiz bir u¤rafl olmufltur. Böylece tüm sosyal bilimler yetim b›rak›larak güdüklefltirilmifl, dar s›n›rlara hapsedilir olmaya bafllam›flt›r. Burjuvazinin “tarihin sonu” masal› “ayd›nlanman›n sonu” ile beslenmeye, böylece bireyin tüm toplumsal sorumluluklar› yok say›lmaya baflland›. Sorunlar kendi nedensellikleri d›fl›nda iflaret edilen noktalardan de¤erlendirilmekte ve kitleler medya eliyle oluflturulan sanal bir dünyan›n esiri edilmektedir. Bilginin meta olarak tan›mlanmas› ve burjuvazinin salt bir egemenlik arac›na dönüflmesi ayd›n› ve ürettiklerini de metalaflt›rd›. Böylece Engels’in “Her fley varl›¤›n› ya akl›n yarg›ç sandalyesi önünde hakl› ç›karmak ya da varl›¤›ndan vazgeçmek zorundayd›.
Düflünen ak›l her fleyin ölçüsü haline gelmiflti.” olarak tan›mlad›¤› ayd›nlanma ve onun temsilcileri kapitalizmin boy hedefi haline geldi. Ayd›nlanma, ilk anlafl›lan anlam›yla dinin veya di¤er gerici ideolojilerin karfl›s›nda bilimselli¤i savunmakt›r. Ancak insanl›¤›n bugüne kadar üretti¤i tek bilimsel ideoloji olan sosyalizmin kapitalizmin demagojileri karfl›s›nda pratikte kendini var etmekte zorland›¤› bir dönemde ayd›n kimli¤i de ciddi bir savrulma yafl›yor. Özellikle popüler tabir edebilece¤imiz ayd›n tabakas›n›n en ileri unsurlar› bile kapitalizmin s›n›rlar›n› aflam›yor. Liberalizmi, tüm tarihsel gericili¤ine karfl›n yeni bir fley bulmufl gibi önümüze süren kara cahil bir ayd›n tak›m›, halk› afla¤›layan tarzlar› ile ayd›n ve toplum aras›nda uçurumlar yarat›yor. Bu kapitalizmin çok da bilinçli yapt›¤› bir fley olmasa da büyük bir zevkle kulland›¤› bir silah haline geliyor. Eylül f›rt›nas› devrimci hareketin üzerinden geçerken, dönemin ayd›n kimlikli insanlar›n› da oradan oraya savurarak ilerlemiflti. Toplumda yaratt›¤› derin tahribat kitleleri apolitiklefltirirken, dönemin deyim yerindeyse “mürekkep yalam›fl” kesiminde de anlafl›lmaz bir küskünlü¤e yol açt›. Bar köflelerinde zorlama bir Latince sos ile servis edilen gerçekten de anlafl›lmaz muhabbetler entelektüellik, bohem bir yaflam sürmek ise vazgeçilmez bir ayd›n aksesuar› olmaya bafllad›. Ayd›n kelimesi elefltirel bir s›fat oldu ve oportünistin efl anlaml›s› olarak kullan›lmaya bafllad›. Bu arada “entel” k›saltmas› ile simgeleflen entelektüellik aç›k bir küfür oldu. Tüm bunlar günümüz ayd›n›n›n karakterini belirledi. Öyle ki ’80 öncesinde k›yas›ya elefltirilen Aziz Nesin, Yaflar Kemal, Can Yücel gibi sanatç›lar ayd›n kelimesi ile adeta özdefllefltiler. “Ayd›n kimdir” sorusu Adalet A¤ao¤lu’nun ‹HD’den istifa etmesiyle yeniden ve son derece olumsuz bir yerden gündeme gelmiflti ve flimdi de Orhan Pamuk davas› ile yeniden alevlendi. Yaflananlar üzerine herkes bir fleyler söyledi ancak bu soru yan›ts›z olarak ortada b›rak›ld›. Bir anda verdi¤i sivri demeçlerini, burjuva demokrasisinin ev sahipli¤inde özgürce dillendiren Pamuk, evine geri döndü¤ünde reddetmifl ve çark etmiflti. Üç befl kitab›n›n promosyon marifetiyle çok satmas›yla ayd›n mertebesine yükselen Orhan Pamuk AB’nin liberal
ayd›n kimli¤ine “cuk” oturan tarz› ile, gerekti¤inde girmekten çekinmedi¤i oportünizmin rant› yüksek yollar›ndan ilerlemeye devam ediyor. Karfl›l›kl› ç›kar iliflkisi içinde burjuvazi ile paslaflarak Pamuk gibi solculuk, demokratl›k yapmak elbette ki istenen sonuçlar› üretiyor. Al›nan ödüller, güzel bir tan›t›m pefli s›ra gelen edebiyat otoritesi olmak… Türkiye’nin sürgüne gönderilen, suikastlarda katledilen ayd›nlar› bir anda unutulurken tek gerçek ayd›n Orhan Pamuk oldu. Her fleyin oldu¤u gibi ayd›n kavram›n›n da içini boflaltan ve alabildi¤ine manipüle eden sistem bu noktada Orhan Pamuk’a fazlaca önem veriyor. Dikkat edilirse Pamuk’un yazarl›k yetenekleri veya bugüne kadar yapt›klar› hiç tart›flmaya dahil edilmiyor. Tart›flma, vatanseverlik, milliyetçilik ve “dünyaya mâl” oldu¤u iddia edilen bir de¤erin korunmas› eksenine oturtulurken, arada bir görünüp kaybolan Naz›m Hikmet ile de tart›flma soldan besleniyor. Verilen bu tarz ara gazlarla zenginlefltirilen tart›flmalar›n nereye gidece¤i merak konusu olmuflken bir anda ortaya AB ç›k›yor. Dönüp dolafl›p tüm demokratik talepler için AB’yi adres vermek al›fl›ld›k bir tarz olmas›na karfl›n bu kez ayd›nlar kullan›l›yor. 301. madde de¤iflsin mi kals›n m›, düflünce özgür mü de¤il mi? Bu tart›flmalar bizi çok fazla ilgilendirmiyor. Neticesi ne olursa olsun bize düflen fley elmalar olmayacak. Zindanlara at›lanlar, iflkence tezgâhlar›ndan geçenler burjuva medyan›n tart›flma konusu bile de¤il. Yaflananlara, TC tarihinin ilk faili meçhullerinden olan ve hiçbir zaman hakketti¤i de¤eri burjuvaziden alamayan Sabahattin Ali, dizeleriyle sessizce olanlara gülüyor ve “Ald›rma gönül ald›rma” diyor. “Ayd›n kimdir?” sorusuna baflta Lenin’den yapt›¤›m›z al›nt›n›n ›fl›¤›nda, yaflad›¤› günün sorunlar›na duyarl› olan ve bu u¤urda mücadele etmeye haz›r olan, akl›n ve eme¤in de¤erlerine yaslanarak uyumlu olmay› de¤il onurlu olmay› seçen, köhnemifl inançlara tak›lmadan inand›klar›n› korkusuzca söyleyen, bilimselli¤in z›rh›na girmifl flövalye diye yan›t verebiliriz.
E k i m G e n ç l i ¤ i
S. Kurtulufl
43
Gençli¤in devrimci kültür ve sanat üretimine dair
E k i m G e n ç l i ¤ i
44
Burjuvazi tarih sahnesine ilk ç›kt›¤›nda feodalizme karfl› devrimci bir rol üstlendi. Bu ilerici rolünü oynarken ortaya koydu¤u sanatsal yap›tlar da görkemli oldu. Ama iktidara yerleflir yerleflmez burjuvazi kendini önemli bir tehdit alt›nda buldu. Ücretli emek sömürüsü karfl›s›nda yükselen iflçilerin mücadelesi karfl›s›nda bask› ve teröre baflvurarak gericileflti. Bunun sanata yans›mamas› beklenemezdi. Burjuva sanat› da bundan pay›n› ald›. Kendi düzenini kurumsallaflt›r›p geliflen burjuvazi, sanat› bu geliflimin ihtiyaçlar›na göre uyarlad›. Sanat› metalaflt›rman›n yan› s›ra yoz ve gerici sanat› da kitleleri sersemletip uyuflturmak için kulland›. Bugün milyonlarca insan müzik dinliyor, sinemaya gidiyor... Bunu flöyle de okuyabiliriz. Bugün milyonlarca insan burjuva sanat› ile büyüyor, bu sanat ile zehirleniyor. Yani burjuva dünyas›n›n yozlu¤u ve bencilli¤i ile insan kiflili¤i dumura u¤rat›l›yor. ‹lkin milyonlarca insan›n sanata gösterdi¤i ilgiyi aç›klamal›y›z. Sanat insan hayat›nda hep önemli bir rol üstlendi. Bu neden böyle oluyor? “Belli ki kendini aflmak istiyor insan. Tüm insan olmak istiyor. Ayr› bir birey olmakla yetinemiyor; bireysel yaflam›n kopmufllu¤undan kurtulmaya, bireycili¤inin bütün s›n›rl›l›¤› ile onu yoksun b›rakt›¤›, ama onun gene de sezip özledi¤i bir dolulu¤a, daha do¤ru, daha anlaml› bir dünyaya geçmek için çabal›yor. Kiflili¤inin geçici, rasgele s›n›rlar›, yaflay›fl›n›n kapan›kl›¤› içinde kendini tüketmek zorunlulu¤una baflkald›r›yor. ‹stiyor ki, ‘benli¤inden’ ötede, kendi d›fl›nda ama gene de kendi içinde vazgeçilmez bir fleyin parças› olsun. Çevresindeki dünyay› so¤urmay›, kendisinin k›lmay›, merakl›, çevreye aç benli¤ini bilimin, tekni¤in en uzak burçlar›na, atomun en gizli derinliklerine de¤in yöneltmeyi, s›n›rl› benli¤ini sanatta toplu yaflay›flla birlefltirmeyi, bireyselli¤ini toplumsallaflt›rmay› özlüyor.” (Sanat›n Gereklili¤i, Ernst Fischer, E Yay›nlar›, s.8) Sanat›n geliflimi, görevleri, burjuva s›n›f›n›n sanat› bozguna u¤ratmas› üzerine daha genifl bir flekilde durulabilir. Ama burada as›l vurgulanmak istenen, sanat›n toplumsal önemi üzerinden ona gereken ilgiyi göstermektir. Kültür ve sanata yaklafl›m ve bunun üzerinden bugüne dair üstlenmesi gereken görevleri irdelemektir. Kültür ve sanat üzerine partinin bak›fl› ortad›r. “TK‹P, kültür ve sanat› komünizmi
kuracak yeni kuflaklar›n yetifltirilmesinin temel bir arac› olarak görür.” (Türkiye Komünist ‹flçi Partisi program›...) Bundan, sanat›n ayn› zamanda bugünün mücadelesinde de benzer bir temel araç olmas› gerekti¤i sonucu ç›kar›lmal›d›r. Geçmifl deneyimler ve bugün yaflananlar üzerinden sanat›n bu misyonunu görmek zor de¤il. ‹nsanl›¤›n sömürü ve bask›ya karfl› verdi¤i mücadelede sanat, salt bir sözcülük görevi üstlenmekle kalmam›fl, ayn› zamanda bu mücadeleyi yürütenlere umut afl›lam›fl, savaflma gücünü art›rm›flt›r. Bununla yetinmemifl, yeni kuflaklar›n ço¤unun devrimi, sosyalizmi duyup etkilenmelerine vesile olmufltur. Tam da bu yüzdendir ki, düzen devrimci sanatç›lardan öcü gibi korkmufl, onlar›n sesini k›smaya ve kitlelerle buluflmalar›n› engellemeye çal›flm›flt›r. Hapis cezalar›, sürgünler, ölümlerle devrimci sanatç›lar› terbiye etmeye çal›flm›flt›r. Bugün geçmiflin devrimci miras›n› sahiplenmek önemli olmakla birlikte, sanat cephesinde bu miras› yükseltme, düzenin gerici-yoz sanat›na karfl› bir alternatif oluflturma sorumlulu¤u vard›r.
Kültür ve sanat çal›flmas› ve genç komünistler Genç komünistler politika yapma konusunda gün geçtikçe daha da yetkinleflmektedirler. Ama çal›flman›n toplam›nda farkl› alanlara yönelmek, bunlar› birlikte yürütmek konusunda baflar›s›z kalabilmektedirler. Bu alanlar›n bafl›nda geçmiflte oldu¤u gibi kültür ve sanat bölümü gelmektedir. “Çal›flman›n toplam›nda bir eksiklik alan› da kültürel faaliyetlerdir. Söz konusu olan gençlik çal›flmas› olunca, bu eksiklik daha da yak›c› hale geliyor. Kültürel alan hem bir mücadele alan›d›r, hem de partinin kitleleri etkilemede kullan›lmas› gereken etkili bir araçt›r. Bu ülkede birçok gencin devrimcilikle tan›flmalar›n›n bir kültürel etkinlik üzerinden yaflanmas› bu alan›n gücünü ortaya koyuyor.” (Kitle Çal›flmas› Üzerine Notlar-II, Ekim Gençli¤i, fiubat 2000) Kültür ve sanat alan›na yönelik parti olarak net bir aç›kl›¤a sahip olmam›za ra¤men pratikte bunun gereklerini yerine getirememek genç komünistlerin konuyla ilgili yeterli bir aç›kl›¤a sahip olmad›¤›na iflaret ediyor. Gençlik yay›n organ›nda sürekli ve doyurucu kültür ve sanat sayfalar›n›n olmamas›, buraya üniversitelerden kültür ve sanat alan›na dair herhangi bir gözlemin veya deneyimin yans›mamas› bununla ilgili ilk akla gelebilecekler. Yeni bir çal›flma tarz›na
sahip olmak, kültür-sanatla ilgili gereken ad›mlar› atmak gerekiyor. Ekim Gençli¤i’nde düzenli kültür ve sanat sayfalar›n›n oluflturulmas›, yerelliklerde yaflanan geliflmelerin, buna dönük at›lan somut ad›mlar›n deneyimlerinin aktar›lmas›, gençlik çal›flmas›nda bu alana dönük ilginin oluflmas›n› sa¤layacakt›r. Her yerel çal›flma alan› kendi imkanlar› ölçüsünde bu konuda somut ad›mlar atabilmelidir. Bu iki önemli imkan sunacakt›r bize. ‹lkin düzenin gerici ve yoz kültürsanat›na karfl› devrimci bir alternatif oluflturarak kitlelerin sersemletilmesine, düzen içine kanalize edilmesine set çekilmifl olacakt›r. ‹kinci olarak da üniversitelerde bu alana dönük küçümsenmeyecek ilginin dönüfltürücü biçimde kullan›lmas› sa¤lanacakt›r. Bunun sonüçlar› ayn› zamanda toplam faaliyete yans›yacakt›r. Her yerelin imkanlar› farkl› olmakla beraber bu konuda ilk elden yap›labilecekler s›n›rl› olabilir. ‹lkin üniversitelerde bulunan topluluklar/kulüplerde çal›flma yürütmeyi, ikinci olarak bunlar›n imkan›n olmad›¤› yerlerde ya da öznel tercihlerle kültür ve sanat atölyeleri oluflturmaya çal›flmak gerekir.
E k i m G e n ç l i ¤ i
Kulüp, kol ve topluluklar Üniversitelerde sanat›n de¤iflik alanlar›nda çal›flma yürüten az›msanmayacak bir dizi kulüp/topluluk bulunuyor. Bunlar›n belli bir ö¤renci kitlesini çal›flmalar›na katabildiklerini görebiliyoruz. Hatta baz›lar› kendi çal›flma alanlar›nda zamanla yar›-profesyonel bir nitelik de kazanabiliyor. Ço¤u, düzenin dayatt›¤› yoz sanata karfl› alternatifler üretme u¤rafl›nda olsa bile bunun sa¤l›kl› bir bak›fl aç›s›yla yap›ld›¤›n› söyleyemeyiz. Üniversite kampüslerinin d›fl›na ç›kmak bir yana, genifl ö¤renci kitlesine üretimlerini sunma gibi bir u¤rafl içinde de olmayabiliyorlar. Bu kulüp, kol ve topluluklara yönelik iki önemli tutumdan bahsedilebilir. ‹lkin, imkanlar›n elverdi¤i durumda do¤rudan bunlar›n çal›flmalar›na kat›lmak. Bunun olanakl› olmad›¤› durumlarda, ortaya ç›kard›klar› ürünleri sunmalar›n› sa¤lamak. Üniversitelerde yap›lan etkinliklerde bunlar›n çal›flmalar› kullan›labilir (müzik kulübünün bir dinleti vermesini sa¤lamak, tiyatro kulübüne k›sa bir oyun haz›rlatmak, foto¤raf kulübünün bir konuyla ilgili haz›rlayaca¤› foto¤raf sergisi vb.). Belli yerellerde bu olanaklar kuflkusuz de¤erlendirilmeye çal›fl›l›yor. Ama bu daha yayg›nlaflt›r›lmal› ve bir çal›flma kültürü haline getirilmeli. Burada genç komünistlerin üstüne düflen sorumluluktan da bahsetmek gerekiyor. Topluluk/kulüplerin üretimlerini iflçi ve emekçilere tafl›mak! Bu baflar›labildi¤i oranda, hem bu alanlarda çal›flanlar›n
kime yönelik bir sanatsal üretim yapmalar› konusunda daha genifl düflünmeleri, hem de üniversite d›fl›na ç›karak iflçi ve emekçilerle buluflmalar› sa¤lanabilir. Geçmiflte okul d›fl›nda amatör bir tiyatro grubuyla kurulan iliflki bu aç›dan örnek al›nabilir. Bu grupla kurulan iliflki üzerinden bir tak›m etkinlikler daha da zenginlefltirilmifl, bir çok iflçi ve emekçinin ilk defa tiyatro ile tan›flmas› sa¤lanm›flt›r. Kurulan iliflki üzerinden bu tiyatro grubu iflçi ve emekçilere ulaflabilmifl, böylece hem sanatsal üretimlerini art›rabilmifl, hem bunun için gereken motivasyonu kazanabilmifltir. Bugün üniversitelerde faaliyet yürüten bu topluluk ve kulüpler ile sa¤l›kl› bir iletiflim kurulabildi¤inde ayn› misyonu yerine getirebileceklerdir. devam edecek...
45
Kad›n›n kurtuluflu sosyalizmde!
E k i m G e n ç l i ¤ i
46
“Taraflar›n vazgeçme ihtimali ve küçük ayr›nt›lar berdeli gerilimli bir havaya sokar. Yine öyleydi. Bunu aflman›n tek yolu vard›: Çabukluk. Yan yana gelen arabalar bir ç›rp›da de¤ifltirdi gelinleri ve birer toz bulutu içinde geldikleri yere döndü. Köylerde k›zlar›n› yollad›¤› için a¤layan kad›nlar bu kez gelinin geliflini kutluyorlard› z›lg›tlarla. Çocuklar›n hayranl›k ve korku ile izledi¤i silahl›lar tetiklere as›ld›. Berdel bitti.’” (Atlas Dergisi, say›:83) Yukar›daki al›nt›, kad›n cinsinin yaflad›¤› fliddetin bir ifadesidir. Bir gelene¤in, feodal bir iflleyiflin, afliret zincirlerinin dibimizdeki fliddetidir berdel, bildik bir dilde ‘onun yerine’... Töre cinayetlerinin vars›ll›¤›n›, berdelin gerçekli¤ini, tecavüze u¤rayan bedenleri, çürümüfl etleri, k›r›lm›fl belleri, süpürge edilen saçlar› itidal içinde karfl›lamak pek mümkün olmasa gerek flu zamanlarda. Bir fliddet ikliminde yafl›yoruz. Kan›n, ac›n›n, vahfletin, açl›¤›n, yoksullu¤un kan›ksand›¤›, sanki hep varm›fl gibi, sanki hep olacakm›fl gibi, sanki insanl›¤›n baflka ç›k›fl yolu yokmufl gibi yüzlerce kez, milyonlarca kez, her mekan›m›zda, her an›m›zda, her tavr›m›zda çok yönlü bir bombard›mana u¤ruyoruz. Kulaklar› sa¤›r edercesine, nefesimizi kesercesine, etlerimizi parçalarcas›na, nihayetinde insanl›¤›m›z› yok edercesine bir bombard›man. 3. sayfa yak›c›l›¤›nda, akflam haberlerinde, s›n›r ötesinde, memur statüsünde, sivil görünümlü bir resmiyette, okul s›ras›nda, makine bafl›nda, çocuk yaflta, sözle, elle, gözle, bilerek, bilmeyerek, bilmezden gelerek, görerek, görmek istemeyerek, sistemli, istemli, gece karanl›¤›nda, gün ayd›nl›¤›nda, çizgi film k›vam›nda, canl›-cans›z yay›nlarda, aile içinde, kad›n bedeninde... fiiddetin bu kadar çok gözümüze sokuldu¤u bir dünyada, kad›n cinsi de kendi pay›na düfleni fazlas›yla al›yor. fiimdilerde s›¤ bir yarat›¤a dönüfltürülen kad›n, sistemin karanl›¤›nda çifter çifter ezilip, sömürülüyor. Geçmiflin tap›las› figüranlar›, idolleri, borç karfl›l›¤› sat›lan esirleri, mitolojinin aldat›lan Hera’s›, güzellik sembolü Afrodit’i, savaflç› Amazonlar’›, Anadolu’nun berdelleri, sokak fahifleleri, iflçi Ayfleler’i, par›lt›l› yaflamlar›n Hülyalar’›... Tüm bu kad›n tipleri bir anda oluflmad› elbette. Hepsi bir tak›m ekonomik ve toplumsal de¤iflimlerin sonunda ete kemi¤e büründü. ‹lkel komünal toplumdaki anaerkil yap›, s›n›fl› topluma geçiflle, yerini ataerkil yap›lanmaya terk edince, kad›n›n da toplum içindeki
yeri tepe taklak oldu. S›n›fl› toplum düzeniyle birlikte kad›n toplumsal üretimden uzaklaflt›r›l›p, beraberinde ezilen cins konumuna düfltü. Feodal toplumda eve kapanarak, dinin, geleneklerin ve kat› ahlak kurallar›n›n kölesi oldu. S›n›fl› toplum düzeninin son aflamas› olan kapitalist düzende ise kad›n hem süregelen feodal kal›nt›lar›n alt›nda ezilip geri konuma düflmekte, hem de s›n›fsal kimli¤iyle sömürülmektedir. Tüm bunlar›n yan›nda bir de kültürel yozlaflman›n kapsaml› bir parças› oluveriyor. Demek istedi¤im, son zamanlarda yamac›m›za kadar sokulan ve kad›nlar› hedef alan programlar... ‹simlere yabanc› kalmak pek mümkün de¤il. Serap Ezgü ile Biz Bize, Esra Ceyhan Sizlerle, Yasemin Bozkurt’la Kad›n›n Sesi... Sabah dokuz, akflam befl aras› belli periyotlarda yay›nlanan, benzer içerikteki programlar. Bir yanda yemek tarifleri, di¤er yanda avukatlar, doktorlar, beride hayat›n içinden çekip kopar›lm›fl hikayeler, ötede ismini vermek istemeyen telefonlar, alk›fllar, kavgalar, k›yametler, 盤l›klar, ba¤r›fllar, ertesinde silahlar, ölümler, ucuz yaflamlar, araya giren reklamlar, tavana vuran reytingler, ekrana kilitlenen gözler, sözler... ‹nsanlar›n içinde bulunduklar› sorunlar› dolafl›ma sokarak aç›ktan bir ‘kötünün kötüsü var haline flükret’ propagandas› yapan, bir yönüyle insanlar› sorunlar›n kayna¤›ndan uzaklaflt›r›p kendi dar bilinçlerine hapseden sistemli bir politika. Son zamanlarda yaflanan ve bir taraf›yla bu programlar›n tetikçisi oldu¤u cinayetler beraberinde yalanc›ktan bir tak›m yasaklamalar› getirdi. Ama meyve veren a¤aç tafllanmaz sözüne at›fta bulunacak derecede bir anl›k yan›lsama olarak. fiimdi televizyonu aç›p bakt›¤›n›zda o çirkin suratlar› karfl›m›zda görmemiz içten bile de¤il. Bugün insanl›k bir sorunlar yuma¤› içinde bilinçsizce debelenip durmakta. Bir yanda savafllar, ölümler, katliamlar, iflkenceler, di¤er yanda açl›k, yoksulluk, sefalet... Bunlar›n beraberinde çevre sorunu, ulusal sorun, kad›n sorunu bütün ç›plakl›¤› ile orta yerde duruyor. Tabii ki tüm bu sorunlar›n kayna¤›, hayatlar›m›za bir karabasan gibi çöken kapitalist sistem gerçe¤i. Ne ç›kart›lan yasalar, genelgeler, yap›lan bir tak›m sözde reformlar, ne de aç›lan morart›lm›fl çat›lar, kurulan kad›n birlikleri kad›nlar için bir kurtulufl olamaz. Kaynak tüm ç›plakl›¤› ve fliddetiyle yan› bafl›m›zda soluk al›yor... Toplumsal kurtulufl toplam bir mücadelenin eseri olacaksa ve sonunda kurtulufl sosyalizmde kilitleniyorsa, kad›n›n kurtuluflu da bu mücadelenin beraberinde gelecektir.
N. Asya
‹zmir Tatari K›z Ö¤renci Yurdu’nda anlaml› bir çal›flma
Emperyalistlere uflakl›kta kusur etmeyen, reform ad› alt›nda iflçi ve emekçileri gün geçtikçe açl›¤a ve sefalete sürükleyen sermaye iktidar›, üniversitelerden sonra yurtlarda da ö¤rencileri sömürmeye ve bask› alt›na almaya çal›flmaktad›r. Bilgiden çok stres ve heyecan ölçme arac› ÖSS’yi kazanan ve ancak paras› olanlar›n üniversite kap›s›ndan içeri ad›m att›¤› bir düzende yafl›yoruz. Üniversiteyi kazand›ktan sonra bar›nma sorununu çözmek isteyen ö¤renciler yine paras› varsa yurtlara girebilmektedir. Tüm yurtlarda oldu¤u gibi ‹zmir Tatari K›z Ö¤renci Yurdu’nun her kat›nda büyük boy çerçeveli “gelece¤in gençleri” bafll›kl› yaz›lar vard›r. Ö¤rencilerin de¤erini vurgulayan ve yurda yerleflmeleri konusunda asla s›k›nt›ya düflmemeleri gerekti¤ini söyleyenler, yurda girmeye “hak kazanamayan” ö¤rencilerin nerede kalabilece¤i konusunda sessiz kalmaktad›rlar. Kald› ki çevre düzenlemesi için yap›lan kald›r›m çal›flmalar›na, yurt d›fl›ndan getirilen lalelere, flehir içinde özel olarak oluflturulan ve pahal› çiçeklerle donat›lan meydanlara milyarlarca lira harcama yap›l›rken kamuya ait yeni yurtlar infla edilmemekte, ö¤renciler özel yurtlarda kalmak zorunda b›rak›lmaktad›r. Ö¤rencilere kantinde ve yemekhanede (cumartesipazar günleri hariç) 1,5 milyon lira de¤erinde yemek kuponlar› verilmektedir. Bu sene bafllat›lan, de¤eri 300 bin lira olan ancak yeni y›l ile birlikte 1 milyon liraya
ulaflan kahvalt› kuponu uygulamas› ile fifllerimizi kullanma alan›m›z s›n›rland›r›lm›flt›r. Ayr›ca bu fifllerle ö¤rencilerde yurtta cüzi fiyata kald›klar› düflüncesi yarat›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Maliyeti oldukça düflük olan kimlikler için al›nan 6 milyon, kay›t için zorla al›nan 10 milyon liran›n sorgulanmas› bu flekilde engellenmekte, ö¤rencilerin gözü sadaka niteli¤indeki sözüm ona yard›mlarla boyanmaktad›r Bir di¤er yeni uygulama ise valizlerimizin, battaniye “çalma” ihtimali nedeniyle aranmaya bafllat›lmas›d›r. Milyonlar› sömüren, bankalar› hortumlayan, halklar› kana ve gözyafl›na bo¤mak için silah pazarlayan ve satan devlet bu yapt›klar›n› unutmakta, ö¤rencilerden bir battaniyenin hesab›n› sormak için utanç verici uygulamalar›n alt›na imza atmaktad›r. Villalar› at koflturacak kadar büyük olanlar, her hastal›¤› bar›nd›ran ve birçok kiflinin kulland›¤› banyo ve tuvaletlerden, sekiz kiflinin kald›¤› darac›k odalardan bihaberdir. Ne koflullarda haz›rland›¤›n› bilmedi¤imiz yemeklerden ç›kan karafatma ve solucanlarla sa¤l›m›zla oynanmaktad›r. Okuldan sonra ö¤rencinin evi olan yurtta sosyal faaliyet ad› verilen etkinlikler hayata geçmemektedir. Sene bafl›nda yüksek müzikler eflli¤inde “tan›flma” partileri düzenlenmifl, ö¤renciler saatlerce dans ettikten sonra tan›flm›flt›r. ‹fline giderken her sabah gördü¤ü bakkal Hüseyin Efendi’ye nas›l al›flm›flsa gözü yurt sakinlerinin paralar› yoksa bar›nmamay›, okumamay› garipsemiyorlar. Ölümü gösterip kansere raz› edenleri kabul ediyorlar! Ama biz raz› olanlardan de¤iliz. Yurdumuzda duydu¤umuz bu rahats›zl›klardan; ad› bugün çeflitli nedenlerle süslendirilen fakat eminiz ki yar›n aç›kça bask›ya bürünecek olan ad›mlardan dolay› yaflad›¤›m›z alanlarda varl›¤›m›z›, bilincimizi korumak ve hissettirmek gerekti¤ini düflündü¤ümüzden burada kültür–edebiyat toplulu¤u kurmaya karar verdik. Kütüphanenin ansiklopedilerle doldurulmufl raflar›ndan öte ciddi anlamda hayat bulmas› için çabalamaya, “yurdumuza kitapl›k koyal›m” kampanya çal›flmas› yürütmeyi planlad›k. Kiflileri, toplulu¤umuz arac›l›¤›yla münazaralar yapmaya, söylefliler düzenlemeye ça¤›rmaya karar
E k i m G e n ç l i ¤ i
47
verdik. Ayr›ca yurt sorunlar›na ile kitapl›k ve topluluk Bir yurt ö¤rencisiyle fikirlerine dair anket çal›flmas› yürütmekteyiz. Düzenin dejenere etti¤i ve siyah beyaz filmler kadar konufltuk... an›lmayacak zamanlara gömdü¤ünü düflündü¤ü arkadafll›k, dostluk iliflkilerini ve s›cak insani ba¤lar› tekrar oluflturaca¤›z. ‹nan›yoruz ki düflüncelerimiz, umudumuz topra¤›n a¤›rl›¤›na ra¤men flu anda kendince kaynayan küçük bir yeralt› suyu olsa da, ilerleyen zamanlarda oldu¤u yerden f›flk›racak, canlanacak ve ›rmak olup denize akacakt›r. Yurt arkadafllar›m›z - Yurttaki herhangi bir faaliyete kat›ld›n›z m›? da bu ›rma¤›n coflkun sesiyle bize kat›lacak, çal›flmalar›m›za Evet, voleybola kat›ld›m. Fakat henüz kurulan bir damla sunacakt›r. Bu yurttaki ö¤renciler, bir gün bu bir tak›m ve hayata geçen bir fley yok. San›r›m bu düzenin yerine yeni bir dünya kurmak isteyen emekçilerin di¤er aktivitelerde de böyleymifl. yüreklerinin yan›na yüreklerini katacak, baflka bir dünya - Yurt yaflam› size neyi ifade etmektedir? özleminin ateflinden bir k›v›lc›m olacaklard›r. Bu sene ilk senem. Sonuçta buras› evim ‹zmir Tatari K›z Ö¤renci Yurdu’ndan durumunda. Çevreyi ve insanlar› henüz Ekim Gençli¤i okurlar› tan›mad›¤›m için zaman›m›n okuldan sonra en fazla geçti¤i yer durumunda. Yurt yaflam›na gelince, kendiniz d›fl›nda yedi tane insanla ayn› oday› ve daha onlarcas›yla da ayn› tuvaleti ve banyoyu paylafl›yor, kullan›yorsunuz. - Temizlikten, yemeklerden, arkadafll›k iliflkilerinden (sosyal iliflkilerden) memnun musunuz? Hay›r de¤ilim. Temizlik çok çok kötü de¤il, ancak yak›n zamanda yemeklerden ç›kan karafatma ve solucan san›r›m fazla söze gerek b›rakm›yor. Sosyal iliflkilere gelince, kuru bir kalabal›k var burada. - ‹darenin çok yak›nda uygulamaya koydu¤u valiz aramas› hakk›nda ne düflünüyorsunuz? Bunun, battaniye çalan ö¤rencileri engellemek amaçl› yap›ld›¤› söyleniyor. Düflünüyorum da, bu yurtta onbefl y›ldan beri devam eden bu olaya neden “flimdi” müdahale sözkonusu. Kald› ki, benim de valizimi “battaniye çalm›fl olabilirsin, bir bakal›m” mant›¤›yla arayacaklar. Bu insana, üstü kapal› da olsa yap›lan bir suçlamad›r. - Bizler yurttaki sosyal aktivitelerin tamamen yerine getirilmedi¤ini düflünmekteyiz. Eminiz ki bizimle hem fikir olan büyük bir ço¤unluk vard›r. Duydu¤umuz bu rahats›zl›ktan dolay› yurt hayat›m›z› renklendirmek, alan›m›z› yaflanabilir ve canl› k›lmak için kültür-edebiyat çal›flmas› bafllatmay›, münazaralar gerçeklefltirmeyi, kütüphanenin ifllevini artt›rmay›, hatta ilerleyen süreçte film gösterimleri yapmay› hedeflemekteyiz. Yapaca¤›m›z bu çal›flma hakk›ndaki fikirleriniz nedir? Bize sunabilece¤iniz bir katk›n›z olabilir mi? Bence çok güzel düflünmüflsünüz. Aç›kças› yeni oldu¤um için d›flar›daki etkinliklere güvenemem. Hem maddi bir külfet de içermiyor. Yedi y›ldan beri tiyatroyla ilgileniyorum. Bu Birer saray olarak sunulan özel yurtlar. konuyla ilgili elimden geleni yapar›m. ücretleri yüzlerce miyonu bulmakta... Samimiyetinize ve baflaraca¤›m›za inan›yorum.
“Baflaraca¤›m›za inan›yorum!”
E k i m G e n ç l i ¤ i
48
Patronlar› yeni y›la haz›rlarken ölüme haz›rlananlar üzerine “Dokumada çal›flan k›zlar Günleri naylon iplik, ucuz keten Eme¤in, al›nterinin ve aflk›n kan› damlar kirpiklerinden” Yeni bir y›la girdik. Ekranlarda yine bildik görüntüler, burjuvalar›n en münasebetsiz e¤lenceleri, ak›l almaz lüksler içerisinde kutlanan bir gece, patlayan havai fiflekler, ›fl›kl› salonlar, kadehler ve dekolteler… Birileri kar›ncalar gibi çal›flm›fl, bunca ürünü gözlerinden damla damla akan, elleriyle yarat›lan o hünerli eme¤iyle ifllemifl, üretmiflti. O birileri bu salonlarda yoktu. Kendileri kondular›nda yar› aç yar› tok seyrederken bu zevki sefay›, onlar›n piflirdikleri, dokuduklar›, tafl›d›klar› dolduruyordu ekranlar›. Ayfle, Sadife, Gülden, Necla, ve Sevgi… Bunlar birileri içinde en flanss›zlar›yd›. Onlar so¤uk k›fl gecelerinde s›cac›k sar›l›nacak yumuflac›k yorganlar›, masalar›n üstünü bir bahar manzaras› gibi örtülecek örtüleri dokuyarak haz›rlan›yordu yeni y›la. Onlar burjuvalar› daha zengin, daha rahat, daha s›cak, daha tok yani daha büyük kârlarla yeni y›la haz›rl›yorlard›. Kendileri ise gün do¤umu ile gün bat›m›n› bafl›nda yitirdikleri dikifl makinelerinde, ütülerinde, ocaklar›nda ölüme haz›rlan›yorlard›. Kim bilir kaç ifl kazas› geçirmifllerdi öncesinde, kaç arkadafllar›, bir alet, bir çark, bir makine kadar de¤er görmeyen kaç iflçi yaralanm›flt› iflçi güvenli¤inin yok say›ld›¤› bu cehennemde. T›pk› her gün bir can›n yitirildi¤i tersanelerde oldu¤u gibi. T›pk› onlarca iflçiyi birlikte gömdü¤ümüz kör madenler gibi. T›pk› milyonlarca s›n›f kardeflleri gibi patronlar›n vahfli kâr h›rslar›n›n ördü¤ü kader bekliyordu onlar›. Ayfle, Sadife, Gülden, Necla, ve Sevgi, 28 Aral›k akflam› fabrikalar›nda ç›kan yang›nda öldüler. Henüz on beflindeydi Ayfle, dumanlar ci¤erlerini doldurup onu soluksuz b›rakt›¤›nda. Kim bilir kaç yafl›ndayd› Ayfle mavi önlü¤ünü ç›kar›p mavi ifl elbiselerini giydi¤inde? Belki de, 28 Aral›k günü, tüm di¤er s›radan günler gibi bir gündü onun için. Belki sabah güçlükle uyand› ve belki üflüdü¤ü için yata¤›ndan ç›kmakta güçlük çekti. Ama ç›kmal›yd›, ç›kmal› ve aile bütçesine katk›da
E k i m G e n ç l i ¤ i
bulunmal›yd›. O yafl›tlar›ndan farkl› olarak yaflamak için çal›flmak zorunda olanlardand›. Onsekiz yafl›ndan küçüklerin mesaiye kalmalar› burjuvazinin kendi kölelik yasalar›na dahi s›¤m›yorken, ölüm onu gece mesaisinde dokuma tezgâh›n›n bafl›nda buldu. Gecenin geç saatlerine kadar, üflüyen elleriyle, birilerinin daha fazla ›s›nabilmesi için elyaf yorgan dokuyordu. Birileri yaklaflan y›lbafl›n›n haz›rl›klar›n› yaparken ve ç›lg›nca tüketirken, o, dokuz arkadafl›yla birlikte, y›l›n son günlerini de fazla mesai ile geçirecekti. Belki, yang›n ç›kmadan az evvel, yorgunluk bunaltm›flken çocuk bedenini ve beynini, o, alaca¤› asgari ücreti bile bulmayan ayl›¤›n› düfllüyordu. Belki de kafas›n› bunca yoran, bir ay›n sonunda ald›¤› ayl›¤› ile
49
E k i m G e n ç l i ¤ i
bir türlü denk getiremedi¤i hesaplar›yd›. Belki, bir sonraki ay, daha fazla ›s›nabilmek için, saatler ilerledikçe daha da fazla çal›fl›yor, bunun düflüyle ›s›n›yordu. Ama mutlaka biliyordu ki, o ayl›¤› ile bir gün içerisinde kendi dokudu¤u yorganlar› dahi alamayacakt›. Babas› o öldükten sonra, “Ayl›¤›n› düzenli alam›yordu” diyecekti ve o son ayl›¤›n› da alamayacakt›. Soluksuz kald›¤›nda yaln›z de¤ildi. ‹fl arkadafllar› Sadife, Gülden, Necla ve Sevgi de onunla birlikte ç›kan yang›nda soluksuz kald›lar. Sadife daha üç gün önce onsekizine girmiflti. O da t›pk› Ayfle gibi, üç gün öncesine kadar kanunsuz çal›flt›r›l›yordu. Sevgi öldü¤ünde üç ayl›k hamileydi. Hamile olmas›na ald›rmadan, gecenin geç saatlerine kadar çal›flmas› belki de bebe¤inin kaderi kendisininkine benzemesin diyeydi. Necla ise gün ›fl›d›ktan, yang›n söndürüldükten saatler sonra bulundu, ailesi saatlerce “ölmedi” diye avutuldu. Oysa cans›z bedeni dokuma tezgâh›n›n bafl›ndayd›. Sigortas›z çal›flt›r›l›yordu. Oysa çal›flt›¤› fabrika daha aç›ld›¤› ilk günden sigortalanm›flt›. Kaderi, hemen hemen tüm tekstil fabrikalar›nda çal›flan öteki iflçi kardefllerinden farkl› de¤ildi. Yani, onun, burjuvazi için bir “mal” kadar de¤eri yoktu. fiimdi onun ve öteki dört arkadafl›n›n adlar› ifl kazas›nda ölenler listesine, milyonlar›n yan›na eklenmifl durumda. Yani flimdi onlar›n ölümü, bu düzen için, istatistikî bir veriden baflka bir fley de¤il. Ölümleri, görmeyen ve duymayanlar için, burjuva bas›n›n ikinci sayfa haberlerinde eskiyip gidecek. Soruflturma dosyalar›na, her zaman oldu¤u gibi flimdi de, yang›n›n gerekçesi, iflçilerin ihmalkârl›¤› olarak not düflülecek. Ölmeden önce ustabafl›n› aray›p; “Ölüyoruz, kurtar›n bizi!” demifllerdi. Oysa art›k çok geçti, patron, tüm di¤er patronlar gibi, daha fazla kâr h›rs› ile maliyetten kaçm›fl gereken önlemleri vaktinde almam›flt›. Kapitalizmin kendi do¤as› gere¤i, bu böyleydi. Bu düzende insan›n bir mal kadar de¤eri yoktu. Ne de olsa d›flar›da bekleyen say›lar› yüzbinleri bulan bir iflsizler ordusu vard›. Burjuvazi için biri gider, bir yenisi mutlaka gelir, t›pk› eskiyen bir eflya gibi. fiimdi siz iflçiler, emekçiler, gençler siz düflünün yaflad›¤›n›z hayat›… Sevdi¤iniz kad›n›, do¤mam›fl yavrunuzu düflünün, ana karn›nda s›n›fsal bir cinayetin kurban› olabilecek olan belki üç, belki befl, belki dokuz ayl›k yavrunuzu. Sevdi¤iniz genci düflünün, onunla kuraca¤›n›z s›cak yuvada tencereyi kaynatabilmek için göze ald›¤›n›z ölümü. Sevdi¤inizin bir eve kolsuz, bacaks›z gelebilece¤ini ya da sabah size gülerek, sizi öperek ya da sizinle tart›flarak ç›kt›¤› kap›dan bir daha hiç gelemeyece¤ini. Kendinizi düflünün, yaflamak için bu sömürü, bu zulme katlanmak zorunda kalan, bezirgânlar›n keselerini alt›nlar, hisse senetleri, dolarlarla dolduran kendinizi. ‹nsanl›k nam›na bu koflullar alt›nda çal›flan milyonlarca s›n›f kardeflinizi düflünün. Gece uykuya dalmadan önce, daha fazla ›s›nmak için sar›lmadan önce yorgana, düflünmeli insan bir kere daha, Ayfle’yi ve di¤erlerini... Dokuma tezgâh›n›n bafl›nda sabahlayanlar›, belki de bir daha hiç uyanmamak üzere tezgâh›n bafl›nda uyuyakalanlar›. Kaz›mal›y›z bilinçlerimize ve eme¤in tarihine onlar›n adlar›n›. Ve bilemeliyiz kinimizi, bu bir avuç asala¤›n rahat› u¤runa milyonlar›n sefaleti ve ölümü üzerinde yükselen barbarl›k düzenine karfl›. Onlar›n “kurtar›n bizi” diyen ça¤r›lar› ölüme de¤il, kurtulufllar› kavgaya haz›rlanan kollar›m›zla mümkün olacak. Bu sömürü cehennemi içinde zincirlerinden baflka kaybedecekleri olmayan kollar kurtaracak Ayfleler’i, Sevgiler’i, bizleri, tüm insanl›¤›... Bu kollar›n kazanacaklar› bir dünya var. Nas›rl›, bilge, çal›flkan ellerin kuraca¤› bu dünyaya bir ad›m daha yaklaflt›¤›m›z› hat›rlatacak bize her geçen y›l, gün ve ay. Ve siz burjuva beyler; geceleri, üzerinden on iki-on üç yafl›ndaki çocuklar›n kanlar›n›n damlad›¤› yataklar›n›zda rahat uyumay›n. Çünkü o dokuma tezgâhlar›nda, madenlerde, fabrikalarda, atölyelerde ve tersanelerde her gece ve gündüz sizin, mezar kaz›c›lar›n›z çal›flmakta, onlar “sermayenin kefenini dokumakta”. Çocuk yaflta büyüyenler ve ölenlerimizle bilendi kinimiz. Biz haz›r›z o büyük hesaplaflma gününe, ya siz?
S. K›z›l›rmak/A. Derya
50
Lenin’in açt›¤› yolda yürümek! Tarih boyunca insanl›¤›n gidiflat› üzerinde belki de en belirleyici ve dönüfltürücü etkiye sahip olan Lenin, sadece ilk muzaffer devrimin önderi olarak de¤il ama, bu devrimi takip eden ve edecek olan tüm devrimlerin yol göstericisi olarak da önem tafl›maktad›r. Tarihte oynad›¤› rolün büyüklü¤ü, misyonunun önemi, büyük sosyalist Ekim Devrimi’nin ötesinde, yaratt›¤› ideolojik, politik, örgütsel birikimle, evrensel boyutta sosyalist harekete bugüne dek yap›lm›fl en büyük katk›dan ileri gelmektedir. Lenin’in yaflam›na dönüp bak›ld›¤›nda, dönemin Rusyas›’n›n sosyo-ekonomik ve siyasal süreçleri, dünyada yaflananlar›n birebir etkileri rahatl›kla görülecektir. Lenin için çokça söylenen “24 saatini devrim için ay›rm›fl, rüyas›nda bile devrimi gören önder” sözü esas›nda Lenin’in özgeçmiflinin en anlaml› özetidir. Lenin’in yaratt›¤› eserlerden de¤erlere, bütün bunlar sosyalist Ekim Devrimi’nin zafere ulaflma süreci ve Sovyetler’i yaratan ihtilalci Bolflevikler’in ideolojik hatt›, örgütsel yap›s› içerisinde bir anlam bulur. Ekim Devrimi ve elbette Bolflevikler tart›fl›lmaks›z›n Lenin’in ne devrimci kimli¤i, ne önderlik misyonu, ne düflünürlü¤ü, ne de insani yan› anlafl›labilir. Lenin’i, b›rakt›¤› düflünsel ve eylemsel mirastan ba¤›ms›z ele almak, onun tarihsel misyonunun üzerinden atlamakt›r. 21 Ocak 1924 y›l›nda ölen Lenin, yaflad›¤› yar›m yüzy›la koca bir tarihi s›¤d›rm›flt›r. Bu yar›m yüzy›l, iflçi s›n›f›n›n tek devrimci s›n›f oldu¤u gerçe¤inin tüm dünya iflçi s›n›f›n›n ve elbette burjuvazisinin haf›zas›na kaz›nmas›n› sa¤lam›fl, devrimci örgüt üzerine o güne dek verilmemifl dersleri vermifl ve ihtilalci bir partinin devrim ve sosyalizm mücadelesi içerisinde olmazsa olmaz, devredilmez misyonuna iflaret etmifltir. Lenin’in en büyük miras› da esas›nda yaratt›¤› deneyimlerin de ötesinde, kaleme ald›klar› ve evrensel düzeyde devrim ve sosyalizm mücadelesine b›rakt›klar› olmufltur. Lenin’in yaflam›na dair haz›rlanan kronolojik özetlerde öne ç›kar›lan her bir tarih, Ekim Devrimi süreci içerisinde önem tafl›yan tarihlerdir. Zira Lenin’in önderlik kapasitesinden, devrimci kimli¤ine dek bir çok ayr›nt› birinci emperyalist paylafl›m savafl›ndaki tutumundan geçici hükümete yaklafl›m›na kadar bir dizi tarihsel süreçte d›fla vurumunu bulur. Lenin yaflam›n› devrime adam›fl ve ölümünden y›llar sonra dahi kendisine dair söylenecek her söz için yaflad›¤› dönemin bütünlüklü bir incelemesinin yap›lmas›n› mecbur k›lm›flt›r. Bir devrimciye baflar›l› diyebilmekte temel ölçütlerden biri de bu olmal›d›r. Devrim ve sosyalizm mücadelesinin kendi
verileri ve gerçekleri d›fl›nda hiçbir olgu bir insan› anlatmakta kullan›lam›yorsa, iflte o zaman aç›kça bir bütünleflmeden söz edebilmek mümkündür. Ve aç›k ki tarihteki hiçbir kimse, önderlik etti¤i devrimle bu denli bütünleflmemifltir. Lenin’den söz etmeden Ekim Devrimi’ni anlatmak nas›l imkans›zsa, Ekim Devrimi’ni yok sayarak Lenin’e bir özgeçmifl yaratmak ayn› ölçüde imkans›z ve gülünç bir çaba olacakt›r. Lenin ve onunla bütünleflmifl Bolflevizm ve Ekim Devrimi bugün yolumuzu ayd›nlat›yor. Yaratt›¤› de¤erleri bilince ç›karmak ve bu de¤erler ekseninde ad›m atmak bütün devrimci hareketin, dünya iflçi s›n›f›na borcudur.
Lenin “partili mücadele” demektir Bugün Lenin’in yaflam›ndan ö¤renmek, O’nun açt›¤› yolda yürümeyi gerektirmektedir. Bu gereklili¤in do¤al sonucu Lenin’in ortaya koyduklar›n› özümsemek ve uygulamakt›r. Bunlar aras›nda bugün özel bir önem tafl›yan nokta, Lenin taraf›ndan defalarca alt› çizilen ve bir devrimin gerçekleflmesi için olmazsa olmaz olarak tariflenen partili mücadelenin kendisidir. Bugün Bolflevikler ile Ekim Devrimi aras›nda ayr›flt›r›c› bir cümle kurman›n anlams›zl›¤› kadar olanaks›zl›¤› da buradan gelmektedir. Aç›k ki devrim ve sosyalizm mücadelelerinin baflar› ile sonuçlanabilmesinde belirleyici halkalardan biri ihtilalci bir partinin varl›¤›d›r. ‹htilalci bir parti, Lenin’in deyimiyle, Rusya’y› altüst edecek, bugüne uyarland›¤›nda ise devrim mücadelesinin temel güvencesi olacakt›r. Bugün hala Lenin üzerine olsun, sosyalist mücadele üzerine olsun çokça yaz›p çizenler, gerek dünya ölçe¤inde, gerek ulusal bazda yaflananlar›n da etkisiyle, Leninizmin temel ilkelerinden biri olan bu ilkeyi ve beraberinde iflçi s›n›f› mücadelesinin bu temel ihtiyac›n› görmezden gelmekte, reformize etmekte yahut güne uyarlama ad›na terk etmektedirler. Bunun do¤al sonucu devrim ve sosyalizm mücadelesinden kopmak ve düzene kapaklanmak olmaktad›r.
E k i m G e n ç l i ¤ i
Lenin “partili kimlik” demektir Lenin, devrime adanm›fll›¤›n tek bir sözcükle özetlenmesidir. Düflünen ve savaflan militan s›fat› kayna¤›n› Lenin’den al›r. Parti’nin ihtiyaçlar› ile devrimin ihtiyaçlar›n›n içiçe geçmiflli¤i, “Herfley parti için, herfley devrim için!” diyebilmenin zeminini
51
E k i m G e n ç l i ¤ i
yaratmaktad›r. Lenin, partili kimli¤in yarat›labilmesi noktas›nda aç›kça yol gösterici bir misyon tafl›maktad›r. Kiflisel arzu ve istekleri dizginlemek, kiflisel ç›karlar›n yerine devrimin ç›karlar›n› koymak, devrim mücadelesini “u¤runa tereddütsüz ölünecek bir dava” olarak kavrayabilmek ve bütün bunlar›n yan› s›ra devrim ve sosyalizm mücadelesi içerisinde yo¤un u¤rafllar verirken, yine bu mücadele için üretmek... ‹flte bunlar aç›k ki partili kimli¤in, düflünen ve savaflan militan olman›n gerekleridir. Yine aç›k ki, bunun do¤al sonucu pratik mücadelenin yan›nda, hem düzene, hem de düzene kapaklananlara karfl› ideolojik mücadele yürütebilmenin kendisidir. Bugün hala Leninizmi bayrak edindi¤ini iddia edenler, ideolojik savafl›n oklar›, elefltiri olarak kendilerine döndü¤ünde, bunu küfür olarak alg›l›yorlarsa, dönüp Lenin’i tekrar tekrar okumalar› onlar›n devrim mücadelesi sahnesinde “devrimci” bir örgüt olarak varl›klar›n› sürdürebilmeleri için olmazsa olmazd›r.
Lenin yolumuzu ayd›nlat›yor! Bugün Lenin’in ölümü üzerine söylenecek en özlü söz budur; ”Lenin yolumuzu ayd›nlat›yor”. O, yaflam›n› dünya iflçi s›n›f›na adam›fl ve bu u¤urda savafl›rken, düflüncelerini hiçbir dönemde Rusya’n›n genifl co¤rafyas› ile s›n›rlamam›flt›r. Kendisiyle beraber, Bolflevikler’e de Rusya’n›n ihtilalci örgütü olman›n ötesinde, dünya devriminin öncüsü, uluslararas› bir devrimci örgüt misyonu yükleyen bu adanm›fll›¤›n kendisidir. Dünya iflçi s›n›f› ve ezilen halklar› için bugün sosyalist devrim mücadelesi ve bu devrimin baflar›s› ihtiyac› yak›c›l›¤›n› her geçen gün artarak hissettirmektedir. Bu ihtiyac› karfl›layabilme iddias› tam da Lenin’den ö¤renmekten geçmektedir. Partili kimlik ve partili mücadele vurgular›n›n öne ç›kart›lmas› da bu ihtiyac›n kendisinden kaynaklanmaktad›r. Dünya ölçe¤inde devrim mücadelelerine karfl› yürütülen anti-propagandan›n yaratt›¤› tahribat, tek bafl›na genifl iflçi ve emekçi kesimlerinin sosyalizme olan inanç ve umutlar›na zarar vermekle kalmam›fl, devrim ve
52
sosyalizm mücadelesi içerisinde yer tutan örgütlenmelerin, ideolojik çizgilerini, örgütsel yap›lar›n› da tahribata u¤ratm›flt›r. Ancak bugün iflçi s›n›f›na yap›labilecek en büyük haks›zl›k tam da budur. Tam da s›n›f savafl›m›n›n fliddetlendi¤i, servet-sefalet kutuplaflmas›n›n derinleflti¤i, ideolojik karalama kampanyalar›n›n çok yönlü sürdürüldü¤ü günlerde, Lenin’i ve Bolflevizmi bayrak edinmek ve Ekim Devrimi’nin yol göstericili¤inde ilerlemek gerekmektedir. Ötesi b›rak›lan mirasa yüz çevirmek, ama daha da önemlisi iflçi s›n›f›na ihanet etmektir. Büyük sosyalist Ekim Devrimi’nin mimar›, devrim ve sosyalizm mücadelesinin sars›lmaz neferi hâlâ dünya iflçi s›n›f›na yol gösteriyor! Ölümünün 82. y›l›nda ve devrim ve sosyalizm mücadelesinin her safhas›nda O’nu sayg›yla an›yoruz.
Mikis Theodorakis’in aç›klamas›:
Komünizm bir insanl›k suçu mudur? Avrupa Konseyi'ndeki gericiler uzun bir süredir komünizmin de faşizm gibi insanlık suçu olduğunun kabul edilmesine dönük bir faaliyet içerisindeler. Konsey 24 Ocak'ta bir kınama önerisini oylayacak. Türkiye'den milletvekillerinin de oy kullanacağı oturum öncesinde birçok ülkede komünistler ve ilericiler protesto etkinlikleri düzenliyor. Konsey'deki girişime karşı ünlü Yunan müzisyen Mikis Theodorakis sert bir açıklama yaptı. Müzisyeni desteklemek amacıyla Türkiye'de de aydınlar imza toplamaya başladılar. Avrupa Konseyi tarihi de¤ifltirmeye karar verdi. Kurbanlar sald›rganlarla, kahramanlar suçlularla, kurtar›c›lar iflgalcilerle, komünistler Nazilerle ayn› kefeye konacak; tarih çarp›t›lacak. Avrupa Konseyi, Nazizmin en büyük düflman›n›, yani komünistleri, suçlu yerine koyuyor ve Nazilerle bir tutuyor! Hatta dertlenip protesto ediyor; çünkü Hitlerciler uluslararas› kamuoyu taraf›ndan k›nan›rken, komünistler flimdiye kadar ihmal edilmifl, k›nanmam›fllar! ‹flte bu yüzden, söz konusu k›naman›n 23–27 Ocak’ta toplanacak olan Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi Genel Kurulu'nda yap›lmas› öneriliyor. Avrupa Konseyi “kamuoyu totaliter komünist rejimlerin iflledikleri suçlar hakk›nda bilinçsiz oldu¤u için” ve ayn› zamanda “Komünist Partiler baz› ülkelerde halen yasal ve aktif olduklar› ve hatta kimi örneklerde suçlar›na s›rt çevirmedikleri için” endifleliymifl. Baflka bir deyiflle, Avrupa Konseyi, bir zamanlar Gestapo'nun cellâtlar›n›n ve Makronisos Kamp›'ndaki iflkencecilerin de hedefi olan, fikirlerinden caymam›fl Avrupal› komünistlere gelecekte zulüm edilece¤ini önceden ilan ediyor. Belki de yar›n komünist partileri yasaklama karar› alacaklar ve böylece Hitler ve Himmler'in hortlaklar›n›n geçmesi için kap›y› aralayacaklar. Bilindi¤i gibi, bu ikisi kariyerlerine komünist partileri yasaklayarak ve komünistleri ölüm kamplar›na t›karak bafllam›fllard›. Fakat sonunda kendi kurbanlar›n›n, Sovyetler Birli¤i'ndeki 20 milyon ölünün ve Yunanistan dahil olmak üzere Avrupa'n›n dört bir yan›nda ulusal direnifl hareketlerinin ön saflar›nda can›n› veren di¤er yüz binlerce komünistin kan›nda bo¤uldular. Ancak, tarih ve halklar nezdinde mahkûm edilmifl yöntemleri diriltmek isteyen Avrupa Konseyi'ndeki beyefendiler ikinci s›radalar. Çünkü, Amerikan hapishaneleriyle dolu olarak, harap halinde b›rak›lan, binlerce masum kurban›n korkunç ve aleni bir flekilde her gün iflkenceden geçirildi¤i Irak'ta oldu¤u gibi, Hitlervari yöntemlerle halklar› katleden büyük a¤abeyleri ABD taraf›ndan geçildiler. Avrupa Konseyi'nin, insanl›¤a karfl› ifllenen bu suç karfl›s›nda ve Guantanamo'daki ça¤dafl Hitlervari iflkence kamplar›na dair söyleyecek hiçbir fleyi yok. Kendi ülkelerinde, Avrupa'da bile, hiçbir hakka sahip olmayan insanlar› iflkenceden
geçirmek için özel hapishanelere tafl›yan CIA uçaklar›na yeflil ›fl›k yakanlar›n, samimi olarak insan haklar›yla ilgilendiklerine nas›l inanabiliriz? Bu insanlar savc›l›k taslayamazlar. Tarih mahkemesi büyük a¤abeylerini Vietnam'dan fiili'ye, Güney Amerika'dan Irak'a iflledi¤i say›s›z suç için cezaland›rd›¤›nda, kendileri de suça göz yummak nedeniyle san›k sandalyesinde oturacaklar, tabi e¤er suç ortakl›¤›ndan yarg›lanm›yorlarsa. Ne yaz›k ki bugün yaflayanlardan ziyade ölüler ad›na konuflmak durumunday›m. Bu yüzden, Nazizmi yenmek ve özgürlü¤ü kutlayabilmek için Gestapo'da, ölüm kamplar›nda ve idam sehpalar›nda yaflam›n› yitiren komünist yoldafllar›m ad›na, bu "beyefendilere" söyleyecek tek bir sözüm var: UTANIN!
Atina, 22.12.2005 Mikis Theodorakis (Sendika.org sitesinden al›nm›flt›r...)
E k i m G e n ç l i ¤ i
53
Sevda Ayd›n yaln›z de¤ildir!
Tecavüzcü devlet!..
E k i m G e n ç l i ¤ i
54
Çürümüfl ve kokuflmufl kapitalist düzen baflta devrimciler olmak üzere tüm muhalif güçler üzerindeki faflist bask› ve terörünü gün geçtikçe t›rmand›r›yor. Sosyal, siyasal ve kültürel alanda birbiri ard›na süren sald›r› dalgas›n› pürüzsüz bir flekilde devam ettirmek için vahflilikte ve alçakl›kta s›n›r tan›m›yor. Tarihsel olarak geleceksiz olan burjuvazi gün geçtikçe kudurganlafl›yor. Asalak sermaye s›n›f›, bir taraftan iflçi ve emekçilerin yaflamlar›n› cehenneme çeviren azg›n sömürü koflullar›n›n önünü düzlerken, öte taraftan kitlelerin bilincini ve dolay›s›yla gelece¤ini teslim almak için kültürel yozlaflma ve dejenerasyonun boyutlar›n› binbir çeflit araçla derinlefltirmeye çal›fl›yor. Bu flekilde çürümüfl, örgütsüz ve geleceksiz bir toplum yaratarak saltanatlar›n› sürdürmeyi hedefliyorlar. Ve bunun yetmedi¤i yerde her türlü bask› ve zor yöntemlerini alçakça uyguluyorlar. Esasta h›zla yaklaflan kendi sonlar›n› bu kirli ve çürümüfl yöntemlerle geciktirmeye çal›fl›yorlar. Bu sald›r›lar›n hedefinde ise ilk olarak dün oldu¤u gibi bugün de toplumun en örgütlü kesimi olan devrimciler yer al›yor. Bunun en son örne¤ini Sevda Ayd›n flahs›nda yaflad›k. Sevda Ayd›n, tam da bu kokuflmufl düzenin kitlelere dayatt›¤› yoz kültürün karfl›s›nda, devrimci faaliyetin kültür ve sanat cephesinde mücadelesini sürdüren bir kad›n devrimcidir. ‹flte bu kimli¤i ve mücadelesi ile düzenin hedefi olmaya yetmifl ve 12 Aral›k 2005’te ‹kitelli Yusufpafla Dura¤›’nda güpegündüz sivil polislerce kaç›r›larak vahflice tecavüz edilmifltir. Daha sonras›nda Çobançeflme yak›nlar›nda b›rak›lan Ayd›n’a tecavüzcüler taraf›ndan “Haydi flimdi, bu halinle yap devrimci sanat›n›” denilmifltir. Bu söz, onlar›n kim olduklar›n› aç›klamakta fazlas›yla yeterlidir. Onlar, devrimcilere karfl› her türlü vahfleti yapmakla görevlendirilmifl olan sistemin bekçi köpeklerinden baflkalar› de¤ildir. Bu olay, birkaç katliamc›, tecavüzcünün organize etti¤i münferit bir olay› de¤il; tam tersine kapitalist barbarl›k düzeninin özünü yans›tmaktad›r. Biz bu düzeni ve onun bekçi köpeklerini katliamlar›ndan, tecavüzlerinden,
iflkencelerinden, halklara uygulad›¤› bask› ve zulümden, iflçi ve emekçiye getirdi¤i sömürü ve y›k›m politikalar›ndan iyi tan›yoruz. Bunlar ezilenlere ancak kan, gözyafl› ve vahflet verebilirler. Bu sistemde ezilen s›n›flar, ezilen halklar, ezilen cinsler hep ayn› barbarl›¤a maruz kal›rlar. Ve bunun gerisinde kapitalist düzenin çürümüfllü¤ü, kokuflmufllu¤u vard›r. Adam kaç›rmak, iflkence yapmak, kaybetmek, tecavüz etmek bu düzenin mayas›nda vard›r ve bu aç›dan sermaye iktidar›n›n sicili hayli kabar›kt›r. ‹flçi Kültür Evleri olarak Sevda Ayd›n’a yönelik gerçekleflen sald›r›y› asl›nda tüm devrimcilere ve iflçi s›n›f›na dönük bir sald›r› olarak görüyoruz. Sevda Ayd›n flahs›nda tüm iflçi ve emekçilere bir mesaj verilmek istenmektedir. Fakat hiçbir gözda¤› ve sald›r› bizleri y›ld›ramayacakt›r. Tersine alçakça devam eden tüm bu sald›r›lar sadece öfkemizi bilemekte ve yapt›klar›n›n yanlar›na kalmayaca¤› o tarihsel hesaplaflma günlerini h›zla yaklaflt›rmaktad›r. ‹flçi s›n›f›n›n devrimci kültür ve sanat mücadelesinde bir mevzi olarak bulundu¤umuz her alanda devrimcilere yönelik süren bu alçakça sald›r›lar karfl›s›nda bir kez daha hayk›r›yoruz. Tüm bu sald›r›lar›n›z beyhudedir. Sonunuz h›zla yaklaflmaktad›r ve yapt›klar›n›z yan›n›za kalmayacakt›r. Yaflas›n devrimci dayan›flma! K a h ro l s u n f a fl i s t s e r m a y e i k t i d a r › !
‹flçi Kültür Evleri
Mustafa Suphi ve yoldafllar› kavgam›zda yafl›yorlar!
Yoldafl, 28 Kanunusaniyi unutma! Gö¤sümde on befl yara var!.. Sapland› gö¤süme on befl kara sapl› b›çak!.. Kalbim yine çarp›yor, Kalbim yine çarpacak!!! Gö¤sümde on befl yara var Sar›ld› on befl yarama Kara kaygan y›lanlar gibi sular! Karadeniz bo¤mak istiyor beni, Bo¤mak istiyor beni Kanl› karanl›k sular!!! Naz›m Hikmet O karanl›k sular ki, onbefl kere açt› gö¤sünü Onbefller için 28 Ocak 1921’de. O karanl›k sular, komünist önder Mustafa Suphi ve 14 yoldafl›n› örttü¤ü zaman, Kemalist katiller sand›lar ki, çarpmaz art›k kalbim kederinden... Kalbim yine çarp›yor, Kalbim kanl› k›z›l bir bayrak gibi çarp›yor! Çar-pa-cak!!! Mustafa Suphi 9 Temmuz 1882’de Giresun’da do¤du. Babas›n›n görevi dolay›s›yla ilkö¤renimini Kudüs ve fiam’da, ortaö¤renimini Erzurum’da tamamlad›. ‹stanbul Hukuk Mektebi’ni bitirip ö¤renimini Paris’te Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde sürdürdü. 1910’da “Osmanl› Memleketlerinde Tar›m Kredisi Teflkilat›n›n Bugünü ve Gelece¤i ” konulu teziyle mezun oldu. Ard›ndan ‹stanbul’a döndü ve Tanin, ‹fham gibi gazetelerde yazarl›k ve yöneticilik yapmaya bafllad›. Yazd›¤› yaz›larda iflçilerin, köylülerin durumu ve sendikal hareket üzerinde duruyor; iflçileri, emekçileri pervas›zca aldatan, ümitlerini bofla ç›karan Jön Türkler’in, ‹ttihat ve Terakki çevresinin iç yüzlerini amans›zca a盤a vuruyordu. 1913 y›l› Mustafa Suphi’nin hayat› aç›s›ndan bir dönüm noktas›yd›. Haziran 1913’te Sadrazam Mahmut fievket Pafla’n›n öldürülmesi üzerine estirilen terör rüzgar› sonucunda birçok tutuklama oldu. ‹fham gazetesindeki bir yaz› bahane edilerek Mustafa Suphi de tutuklan›p, Sinop’a sürgün edildi. May›s 1914’te 12 arkadafl› ile birlikte Sinop’tan bir kay›kla Rusya’ya kaçt›. O y›llarda Rusya’da sürmekte olan I. Dünya Savafl› sebebiyle, bütün savafl esirlerinin tutuklanmas› ve Rusya’n›n iç bölgelerine sürülmesi karar› al›nm›flt›. Mustafa Suphi ve arkadafllar› Batum’da tutuklan›p, önce Kaluga’ya, daha sonra da Ural’a sürüldüler. Mustafa Suphi, savafl esirleri içinde örgütlenme çal›flmas› yürüten Bolfleviklerle tan›fl›p, onlarla iliflki kurmaya ve Marksist eserlere yo¤unlaflmaya bafllad›. 1915 y›l›nda Rusya Sosyal Demokrat ‹flçi Partisi’ne üye oldu ve savafl esirleri içinde propaganda ve örgütlenme çal›flmalar› yürüttü. 1917’de Rusya proletaryas›n›n s›n›rs›z, s›n›fs›z, özgür bir topluma ulaflmak için burjuvaziye karfl› savafl›m›n›n sonucu olan Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’ne tan›kl›k etti, bizzat devrimin içinde yer alarak ondan ö¤rendi. Mart 1918’de Moskova’ya geldi ve hemen, Ekim
E k i m G e n ç l i ¤ i
Devrimi’nin yolunda, Bolflevizm’i yaymak üzere -özellikle Türk savafl esirleri aras›nda- harekete geçti. Yeni Dünya gazetesini ç›kard›. “Yeni Dünya”n›n ç›k›fl amac›; Anadolu’da komünist örgütlenmelerin oluflmas›na katk›da bulunmak, MarksistLeninist dünya görüflünü yaymak ve Sovyet proletaryas›na destek olmakt›. Ayn› amaçlarla 22 Temmuz 1918’de Türk Sol Sosyalistleri I. Kongresi yap›ld› ve Mustafa Suphi baflkan seçildi. Mustafa Suphi, kongreyle beraber ülkenin dört bir yan›nda, Avrupa Rusyas›’nda, K›r›m’da, Orta Asya içlerinde, Kafkasya’da çal›flmalar›n› sürdürdü. Türkistan’da Türkler’den oluflan bir K›z›lordu birli¤i örgütledi. Ayn› zamanda Anadolu ile ba¤lar›n› kuvvetlendirdi ve s›k s›k birkaç yoldafl›yla beraber Anadolu’ya yay›n, propaganda malzemesi gönderdi. Kas›m 1918’de Moskova Komünistler Kongresi’ne kat›ld›. Aral›k 1918’de Uluslararas› Devrimciler Toplant›s›’na ve Mart 1919’da 3. Enternasyonal’in (Komünist Enternasyonal) Kurulufl Kongresi’ne Türkiye temsilcisi olarak kat›ld›. Kongre’de, Anadolu’da sosyalizmin k›z›l bayra¤›n› dalgaland›racak olan komünistlere seslendi: “Yoldafllar... Biz Türk komünistleri için en önemli ve birinci görev; do¤udaki kapitalizmin kökünü kaz›mak ve böylece iktidar›n proletaryan›n eline geçmesini ve sosyalizmin kurulmas›n›
55
E k i m G e n ç l i ¤ i
sa¤lamakt›r...” Sosyalist Ekim Devrimi, bir yandan Rusya’da yaflayan Türk savafl esirleri içinde Marksizm-Leninizm’in yayg›nlaflmas›n›, öte yandan Anadolu’da Bolflevizm’in etki alan›n›n genifllemesini sa¤l›yordu. Anadolu’nun birçok yerinde birbirlerinden ba¤›ms›z komünist örgütler olufluyordu. 1 Eylül 1920’de, Bakü’de, 3. Enternasyonal’in 2. Kongresi’nin ald›¤› karar üzerine, fiark Milletleri Kurultay› topland›. Kurultayda Do¤u halklar›yla ilgili çal›flmalar›n h›zland›r›lmas›, fiark ‹li ad›nda üç dilde yay›nlanacak bir yay›n ç›kar›lmas›, do¤ulu iflçi ve emekçilere komünist dünya görüflünü anlatmak amac›yla Sosyal ‹limler Üniversitesi’nin kurulmas› gibi kararlar al›nd›. Kurultaydan hemen sonra 10 Eylül 1920’de Bakü’de; ‹stanbul, Eskiflehir-Ankara ve Bakü merkezli örgütlenmelerden ve Anadolu’nun di¤er illerinden gelen 51’i misafir 125 delegenin kat›ld›¤› kongrede TKP kuruldu. Genel sekreterli¤e Ethem Nejat, baflkanl›¤a Mustafa Suphi seçildi. Kurulufl Kongresi için ayn› zamanda birlik kongresi de denilebilir, çünkü Anadolu’daki çeflitli komünist örgütler art›k tek bir parti çat›s› alt›nda mücadelelerine devam edecekti. “Arkadafllar, Türkiye’de komünist örgüt olmaz dediler, fakat Türkiye’nin de¤iflik flehirlerinden gelen komünist temsilciler, bunun aksini ispat ettiler. Türkiye’de iflçi ve yoksul köylü komünist örgütü gittikçe geniflliyor ve güç kazan›yor. fiimdi Komünist Partisi’nin sömürgeci kuvvetleri ezmeye kararl› halka rehber olaca¤›na flüphe edilemez.” Mustafa Suphi’nin de belirtti¤i gibi; kongrede, ulusal mücadelenin ilerlemesine yard›mc› olmak, bu hareketi devrimle taçland›rmak ve iflçi s›n›f›n›n as›l hedefi olan sosyalizmi infla etmek için TKP’nin Anadolu’ya tafl›nmas› karar› al›nd›. Bu kongrenin üzerine, komünist örgütlenmelerin etkilerini k›rabilmek, toplumsal çalkant›y› kontrol alt›na almak ve deste¤ine ihtiyaç duydu¤u SSCB ile iliflkilerin devam etmesi için Mustafa Kemal’in önerisiyle meclis çat›s› alt›nda sahte bir komünist f›rka -Türkiye Komünist F›rkas›- kuruldu. Fakat bu parti iflçi s›n›f›n›n öncüsü olacak bir parti de¤il; aksine iflçileri, emekçileri ezen, sömüren, açl›¤a mahkum eden Kemalist burjuvaziyi ve toprak a¤alar›n› temsil eden bir partiydi.
Onbefller’in katledilmesi Karadeniz onbefl kere açt› gö¤sünü onbefl kere örtüldü. Onbefllerin hepsi bir komünist gibi öldü. TKP’nin Kurulufl Kongresi’nden 4 ay sonra Mustafa Suphi ve 14 yoldafl› Mustafa Kemal’den ve meclisten ald›klar› davet üzerine Anadolu’ya geçme karar› ald›lar. Fakat ayn› zamanda Mustafa Kemal taraf›ndan Kaz›m Karabekir Pafla’ya flifreli emir verildi: “Mustafa Suphi Ankara’ya ulaflmamal›d›r. Vaziyete göre hareket edin.” Mustafa Suphi ve yoldafllar› Kars üzerinden Türkiye’ye
56
geldiler. Daha sonra Erzurum’a geçtiler ve k›flk›rt›lan halk taraf›ndan flehre sokulmad›lar. Kaz›m Karabekir Pafla ile yapt›klar› görüflmede geri dönmeleri söylendi ve Batum üzerinden Bakü’ye geri gönderilmek üzere Trabzon’a yolland›lar. Trabzon’a kadar yol boyunca bir sürü zorluklar ç›kar›ld›, provokasyonlar devam etti. Trabzon yak›nlar›nda, Mustafa Kemal’in korumal›¤›n› yapan Topal Osman’›n adam› olan Yahya Kaptan ve çetesinin sald›r›s›na u¤rad›lar. fiehre girmelerine izin verilmedi, jandarma yollar›n› kesti ve bileklerine kelepçe vuruldu. Ve sonra önceden haz›rlanm›fl bir takaya bindirilerek denize aç›ld›lar. Arkalar›ndan yetiflen Yahya Kaptan’›n silahl› adamlar› 28 Ocak’› 29’una ba¤layan gece Mustafa Suphi ve 14 yoldafl›n› katlettiler. Tarihin alçakça ifllenmifl en ak›l almaz cinayetlerinden biridir bu katliam. Komünistler Kurulufl Kongresi’nde ald›klar› ulusal mücadeleye destek karar› do¤rultusunda Anadolu’ya dönerken, Kemalistler TKP’nin 15 neferini katlederek, s›n›fsal kinlerini ortaya koydular. Bu katliamla birlikte, Türk devletinin mayas›nda, kuruluflundan itibaren, devrimcilere karfl› toplu katliam›n var oldu¤unu gösterdiler. TKP, önder kadrolar›n›n Kemalist burjuvazi taraf›ndan katledilmesinden sonra gerilemifl, oportünizmin ve reformizmin batakl›¤›na saplanm›flt›r. fiefik Hüsnü ve çevresindekilerin partiyi yönlendirmesiyle bafllayan bu süreç; küçük-burjuva ayd›nlardan oluflan önderlerin partiyi darlaflt›r›p yozlaflt›rmalar›yla, partinin Kemalizm’e boyun e¤mesiyle ve burjuvaziyle ittifak aray›fllar› içine girmesiyle devam etmifl ve böylece partinin sonu haz›rlanm›flt›r. Ve flu anda TKP ad›n› kullananlar›n, TKP’nin mirasç›s› olduklar›n› söyleyenlerin izledikleri çizgi tam da bu çizgidir. Devletin dümen suyunda, egemen s›n›flar içindeki çatlaklarda politika yapan, floven, küçükburjuva partilerinin mirasç›s› olduklar› çizgi, Onbefller’in katledilmesinden sonra TKP’nin izledi¤i oportünist-reformist çizgidir. TKP’nin Suphiler’den kalan devrimci miras›n›, proletaryan›n devrim mücadelesinde komünizmin k›z›l bayra¤›n› dalgaland›ran partimiz, komünist iflçi partisi yaflatacakt›r. “Partimizin kuruluflu, on y›llard›r bu topraklarda devrim ve sosyalizm davas› u¤runa kavga vermifl, emek harcam›fl, ac› çekmifl, büyük yi¤itlik örnekleri sergilemifl, dünün ve bugünün devrimci kuflaklar›n›n yaratt›¤› birikimin güvenceye al›nmas›d›r...Türkiye Komünist ‹flçi Partisi, dünyada ve Türkiye’de zafer ve yenilgilerden oluflan zengin bir devrimci miras›n üzerinde yükselmektedir. Partimiz bu miras› karal›l›kla savunmakta, kendisini onun bugünkü temsilcisi ve yar›nlara tafl›y›c›s› saymaktad›r...” ( TK‹P Kurulufl Bildirisi’nden...) Onbefller’in tafl›d›¤› k›z›l bayrak ellerimizdedir. An›lar› daima kavgam›zda yaflayacakt›r.
Karadeniz... bunu duysun derinliklerin: O ateflli gö¤üsleri delen hançerin Kabzas›n› alaca¤›z biz elimize! Her ne yapsan varaca¤›z emelimize!
O. Baran
K›z›l Bayrak’›n örnek kullan›m› Edebiyat Fakültesi’nden genç komünistler olarak dönem bafl›ndan itibaren devrim ve sosyalizm davas›n› büyütmek için canla baflla çabal›yoruz. ‹lerici-devrimci ö¤renci gruplar›n›n neredeyse hepsi politik arenadan elini aya¤›n› çekmiflken ortaya ç›kan bofllu¤u doldurmaya çal›fl›yoruz. Bunun için bir dizi araçla birlikte K›z›l Bayrak’› en etkin bir flekilde kullan›yoruz. Politik yay›n organ›m›z salt Türkiye’de de¤il tüm dünyada yaflanan politik olaylar› okuyucular›na aktarmas›, geleneksel soldaki tasfiyecili¤e ve Kürt hareketindeki teslimiyetçili¤e karfl› verdi¤i ilkeli mücadele nedeniyle takip edilmesi gereken devrimci sosyalist bir gazete. O kitlelere devrimci s›n›f partisinin sesini tafl›makta temel önemde bir rol oynamaktad›r. Dönem bafl›nda K›z›l Bayrak’› etkin kullanmak yönünde bir tart›flma yürütmüfl ve belli bir tak›m sonuçlar ç›karm›flt›k. Bunun için haftan›n bir günü yemekhane s›ras›nda ö¤rencilere gazetemizi ulaflt›rmaya bafllad›k. Dönem bafl›nda say›s› 56 olan gazete sat›fl›m›z gelinen aflamada haftada 40 gazeteye ulaflm›fl durumda. Gazete sat›fl›nda dönem bafl›ndan bu yana yo¤un olarak yürüttü¤ümüz politik faaliyetimizin de dolays›z bir etkisi bulunuyor. Halihaz›rda haftal›k gazete sat›fl›m›z›n say›sal rakam› bizim aç›m›zdan yeterli de¤il. Ancak bir ayl›k k›sa bir zaman diliminde ortaya koydu¤umuz pratik fazlas›yla yüz a¤art›c›. Baflta her ne olursa olsun gazete kullan›m›n› planlamalar›m›z içine ald›k. Bu art›k birkaç yoldafl›n kiflisel inisiyatifi olmaktan ç›kt› tüm kolektife malolan bir pratik haline geldi. Bu durum baz› yoldafllar›m›z›n pratik faaliyet içinde kitlelerle yüzyüze gelme konusunda yaflad›klar› zorlanmalar› aflmalar›na da yard›mc› oluyor. ‹kincisi gazete kullan›m› bizim aç›m›zdan ola¤an bir kitle çal›flmas› haline gelmifl bulunuyor. Kitle çal›flmas›nda sürekli kullan›labilecek araçlardan biri olarak K›z›l Bayrak’›n devreye sokulmas› önemli bir kazan›md›r. Üçüncüsü politik yay›n organ›m›z kitlelerle ba¤ kurman›n önemli bir arac› haline gelmifl bulunuyor. Bu son nokta üzerinde biraz daha yetkinleflmemiz gerekti¤i ortada. Yine de k›sa bir zaman içinde önemli somut kazan›mlar elde edebildi¤imizi görebiliyoruz. Ama bunu di¤er politik faaliyetlerimizden ayr› ele almamak gerekiyor. Son olarak gazetemizi kitlelere yönelik etkin bir propaganda arac›na dönüfltürebildi¤imizden bahsedebiliriz. Yüzlerce ö¤renciye devrim ve sosyalizm mücadelesinin propagandas›n› yapmak önemsenmesi gereken bir nokta. Edebiyat Fakültesi’nde yaflanan bu deneyimden de görüldü¤ü gibi gençlik çal›flmas›nda politik yay›n organ›n› etkin bir flekilde kullanmak tüm yerel çal›flma alanlar›n›n gündemine almas› gereken bir konu. Bu faaliyetin kendisi bir yandan partinin de¤erlerine sahip ç›karak etkili bir silaha dönüfltürmemizi sa¤layacak, di¤er yandan ise çal›flmam›za ayr› bir güç katacakt›r.
‹Ü Edebiyat Fakültesi/Ekim Gençli¤i
Eller art›k kendi dünyas›n› üretmekte
E k i m G e n ç l i ¤ i
Bugün sanat, salonla sahne, ka¤›tla yazar, notayla müzisyen, tuvalle ressam, stüdyoyla yönetmen aras›na s›k›flm›fl durumda. Sanatç› kendini toplumdan soyut bir varl›k olarak görmekte, sanat egemen s›n›f›n elinde oyuncak edilmektedir. Dünyada yaflananlar, bu sisteme hizmet eden, düzeni pohpohlayan biçimde bir k›l›fa sokulup bizlere sunuluyor ve bizler sadece seyretmekle yetinen edilgen canl›lar oluveriyoruz. Sahiplendirilmeye çal›fl›lan kültür de bizi bu düzene çeken kollardan biri. Kurdu¤umuz iliflkiden, tüketti¤imiz nesneye, dinlenmemiz, e¤lenmemiz, yememiz, okumam›z, izlememiz için sunulan herfley kültürün bir parças›d›r. Ve bask›n olan kültür toplumdaki egemen s›n›f›nkidir. Ve de bugün bize dayat›lan yoz kültürle de, sunulan sanatla da tüketen, düflünmeyen, sorgulamayan insan yarat›lmak istenmekte. Yaflam flartlar› iyice zorlafl›rken, bizler geleceksizlefltirilirken, sömürü her geçen gün artarken, susmam›z s›k› s›k› tembih edilirken, bir yol olmal›... Bu sistemden kurtulmam›z hayat›m›z›n her noktas›ndaki dayatmalar› reddetmekle bafllar… Ve bizler Avc›lar’da yürüttü¤ümüz Kurflun Kalem çal›flmas›yla bireyselleflmeye, gençli¤in yozlaflt›r›lmas›na karfl› birlikte üretebilmek ve alternatif oluflturmak için çabal›yoruz. Düzenli olarak açt›¤›m›z Kurflun Kalem masas›n›n bir bölümünde Kurflun Kalem arflivini ve son say›y› bulunduruyoruz. Di¤er bölümde ise tiyatro, fliir, öykü vb. kitaplardan oluflan okuma masas› var. Gençli¤in istedikleri kitaplar› belli bir süreli¤ine okumak için alabildikleri alternatif bir kütüphane yaratt›k. ‹lerleyen süreçte, düzenli film, belgesel gösterimleri, foto¤raf sergisi ve fliir dinletisi haz›rlayaca¤›z. ‹nsanlar› edilgenlikten kurtar›p etkinlefltirme ve alan› dönüfltürme çabas›nday›z. Yozlaflmaya teslim olmayaca¤›z!
Kurflun Kalem çal›flmas›ndan bir EG okuru
57
dele a c ü M r› a l p u mekt
E k i m G e n ç l i ¤ i
Birilerinin tüm kötülüklere “dur!” demesi gerekiyor
‹nsanlar›n öz de¤erlerini yitirdi¤i dünyam›zda bir taraftan kendi öz de¤erlerini oluflturmaya, di¤er taraftan da kazan›lan de¤erleri kaybetmemeye çal›flan biriyim. Bugüne kadar insanlar aras›ndaki tüm ayr›mlardan nefret ettim. Güçlü güçsüz, küçük büyük, zengin fakir, patron iflçi... Bunlar›n çevremde olmas›n› elimden geldi¤ince engellemeye çal›flt›m. Aç›kças› elimden bir fley gelmedi. Tek bafl›na olmuyor. Yani hep bir fleylere karfl› ç›kt›m ve hep birileri taraf›ndan bast›r›ld›m. Hep bir fleylere karfl› ç›kt›m ama neyin karfl›s›nda oldu¤umu bilmiyordum. Bunun ne oldu¤unu Ekim Gençli¤i'nin 10. y›l etkinli¤inde anlad›m. Daha önce çevremde benim gibi insanlar olmad›¤› için art›k “bu tip insanlar kalmad›” diyordum. Fakat 10. y›l faaliyetleri arac›l›¤›yla tan›flt›¤›m sizler farkl›s›n›z. Gerek otobüs yolculu¤unda gerekse de ev sohbetlerinde daha yeni tan›flmam›za ra¤men ilginiz ve samimiyetiniz çok hofluma gitti. Ben daha önce hiç arkadafl edinmedim. Buna ihtiyac›m olmad›. Çünkü zaten benim bir arkadafl grubum vard›. Ancak onlarla aram›zdaki ba¤lar kopunca arkadafl edinme ihtiyac› hissettim. Aç›kças› onlar gibisini bulabilece¤imi düflünmüyordum. Ama buldum. Sizlerle tan›flt›¤›m için mutluyum. Etkinlikte beni en çok etkileyen olay sinevizyon gösteriminde çocuklarla ilgili bölümlerdi. ‹nsanlar›n ezilmesinin, ikinci s›n›f muamelesi görmesinin hatta insan yerine dahi konulmamas›n›n karfl›s›nday›m. Bir de iflin içine çocuklar girdi¤inde... Savafllarda insanlar suçsuz yere (s›rf bir grup insan daha rahat yaflas›n diye ) öldürülüyor. Bundan nefret ediyorum. Yetiflkinler niye öldüklerini biliyorlar ancak çocuklar niye öldüklerini, savafl›n ne demek oldu¤unu bilmiyorlar. Devletler ve insanlar aras›ndaki ç›kar çat›flmas› onlar› ilgilendirmiyor. Onlar sadece yaflamak istiyor. Nerede, hangi ülkede olursa olsun yaflamak istiyorlar. Daha hiçbir fley görüp yaflamam›fllar. Buna zamanlar› yetmemifl. Bu nedenle çocuklara gelince ifl de¤iflir. Bu iç kemiren durumu etkinlikte yeniden gördüm. Bir fleyler yapma ihtiyac› hissettim. Bunu da tek bafl›ma yapamayaca¤›m› biliyorum. Anlad›m ki insanlar bir tak›m fleylerin fark›na varmal›. Duyarl› insanlar oldukça bir gün bu çirkinlikler bitecek, çocuklar yaflayacak ve gülecek. Aç›kça söylemek gerekirse yavafl yavafl umudumu kaybediyordum. ‹nsanlar›n birer "robot" haline dönüflmeye, tepkisiz ve duyars›z olmaya bafllad›¤›n› düflünüyordum. Ancak umudumu kaybetmemem gerekti¤ini, hala yap›labilecek birçok fley oldu¤unu anlad›m. Zaten duyarl› bir insan oldu¤umu düflünüyordum. Ama sadece duyarl› olmak yetmiyor. Duyarl›l›¤› iflleve dökmek gerekiyor. Bunun için de birileriyle elele vermem gerekti¤ini farkettim. Ben umudumu kaybedersem, sen umudunu kaybedersen, insanlar bir kenara çekilirse dünya yaflanmaz bir hal al›r. Birilerinin ç›k›p buna dur demesi gerekiyor. Neden bu insanlardan biri de ben olmayay›m?
Ege Üniversitesi’nden bir Ekim Gençli¤i okuru
Ekim Gençli¤i ile bafllang›ç
Kar tanesi de¤il 盤 olal›m!
Ekim Gençli¤i’ni ve mücadelesini bilmeyen yoktur ‹stanbul Üniversitesi’nde. Ben de ilk zamanlar Ekim Gençli¤i’ni bilen fakat görmezden gelen ö¤rencilerden biriydim. Ekim Gençli¤i’ni görmezden gelirken asl›nda kendimi de, içimdeki yaflama arzusunu da görmezden gelmifl, hep ezilmifl ve ezilmeyi kabullenmiflim. Bir tesadüf sonucu Ekim Gençli¤i’nden bir arkadafl ile tan›flma, konuflma flans›m oldu. Bir tesadüf de¤ildi asl›nda bir f›rsatt›, Ekim Gençli¤i’nin bana verdi¤i bir f›rsat. O günden sonra Ekim Gençli¤i içimdeki bast›r›lm›fl duygular›n, yasaklanm›fll›¤›n bir 盤l›¤› olarak yükseldi. ‹nsanl›¤a ve kendime karfl› duydu¤um suçlulu¤un sona ermesiydi. Susarak ve yaflananlara sessiz kalarak suçlulu¤um günden güne art›yordu, art›k susmamay› ve hakk›m›, hakk›m›z› aramay› ö¤rendim. Yapt›¤›m en do¤ru fley Ekim Gençli¤i’ne kat›lmak oldu. Ekim Gençli¤i olarak çok güzel çal›flmalar yapt›¤›m›za, yapmaya çal›flt›¤›m›za inan›yorum. Ekim Gençli¤i ile hayata yeni bir bafllang›ç yapt›m, bu bafllang›c›n hiçbir zaman sonu olmayacak. Ekim Gençli¤i ile gerçe¤i buldum ve bu gerçe¤i asla kaybetmeyece¤im.
Ekim Gençli¤i ile k›sa bir süre önce tan›flt›m. Bu süre içinde ö¤rendiklerim gözümdeki perdeyi aralad›. Etrafta olup biten haks›zl›klara karfl› ne yapaca¤›m› kara kara düflünürken ne kadar yanl›fl bir yerde oldu¤umu, kabu¤uma çekilerek bulaca¤›m çözümün de kabu¤un içinde kalaca¤›n› gösterdi. Yani sadece düflünmek yetmiyordu. Bu haks›zl›klar sadece etraf›mda de¤il dünyan›n her yerinde yaflan›yor. ‹nsanlar benzer flekillerde eziliyor, sömürülüyorlar. Okudukça ö¤reniyorum bizden s›r gibi saklanan gerçeklerin ne oldu¤unu. Anlad›kça içimde sürekli artan bir öfke duyuyorum bu düzene karfl›. Ve mücadeleye kat›l›p hayk›rma iste¤im art›yor: Boyun e¤meyelim, pes etmeyelim, kabu¤umuza çekilmeyelim. Kolayca eriyen bir kar tanesi de¤il büyüyen 盤 olal›m diye. Örgütlü mücadeleye olan inanc›m iflte bu k›sa süre içerisinde büyüdü ve büyümeye devam edecek.
‹Ü Edebiyat Fakültesi’nden bir EG okuru
58
‹Ü Avc›lar Kampüsü’nden bir ö¤renci