‹Ç‹NDEK‹LER
Ekim Gençli¤i’nden Liseli gençlik gelece¤i ve özgürlü¤ü için kurultaylarda buluflacak. Yaklafl›k 2 ayd›r LGP’ler ve Liselilerin Sesi dergisinin ortaklafla sürdürdükleri kampanya çal›flmalar› kendi sonuçlar›n› liseli gençlik kurultaylar›nda ortaya koyacakt›r. Kampanya çal›flmas›n›n devam etti¤i bir k›s›m alanda ise yine benzer tarihlerde LGP kurulufl etkinlikleri gerçekleflecektir. Liseli gençlik mücadelesi aç›s›ndan anlaml› bir ad›m olan liseli gençlik kurultay›n› ve öte yandan da e¤itimde özellefltirme sald›s›na karfl› onlarca lisede devam eden kampanya çal›flmalar›n›n liseli gençli¤in mücadelesinde önemli bir mevzi oluflturaca¤›n› flimdiden söyleyebiriz. Zira aylard›r ortaya konulan çaba baflar›l› sonuçlar› güvencelemifl bulunuyor. Bizler de Ekim Gençli¤i olarak liseli gençli¤in mücadelesini selaml›yor ve özgür bir gelecek için ortaya konulan bu anlaml› çabay› yürekten destekliyoruz. Tüm liselileri kurultaylara kat›lmaya ve geleceklerine sahip ç›kmaya ça¤›r›yoruz. Yeni say›m›zda görüflmek umuduyla...
Ekim Gençli¤i Sosyalist Gençlik Dergisi Say›: 93 - N‹SAN 2006 Fiyat›: 1 YTL. (KDV dahil) Sahibi ve Sorumlu Y. ‹fll. Md.: Gülcan CEYRAN EK‹NC‹ EKSEN Bas›m Yay›n Ltd. fiti. Y ö n e t i m A d r esi: Eksen Yay›nc›l›k Mollafleref Mah. Turgut Özal Cd. (Millet Cd.) 50/10 Fatih/‹stanbul Tel: 0 (212) 534 32 39 Fax: (0212) 635 69 93
E-mail: ekim_gencligi@yahoo.com
Gençlik gelece¤ini mücadeleyle kazanacak! sayfa:3-4
1 May›s’ta alanlara! sayfa: 5
Ticari e¤itim dosyas›-2 sayfa: 15-29
Orta sayfa Gençlik kurultay›nda buluflal›m! sayfa: 30-32
Fransa’da yeni ifl yasas›na karfl› üniversiteler grevde sayfa: 41-42
Devrimci siyasal faaliyetimiz engellenemez! sayfa: 54
E K S E N Ya y › n c › l › k B ü r o l a r › Atatürk Bul. Gevrek Sok. Karakafl ‹flhan› No:13/22, K a r t a l/‹STANBUL
Cumhuriyet mah. Tennur Sok. Cumhuriyet ‹flhan› Kat:3/5 Tel-Fax:0 (352) 232 66 71 KAY S E R ‹
Cemal Gürsel Cd. Shell Karfl›s› Vak›f ‹flhan› Kat: 3 No: 306 ADANA Tel: 0 (322) 363 52 91
Necatibey cd. Gözlükçü ‹flhan› No:26/24 ANKARA T el: 0 (312) 229 06 44 K›z›lay/A
C M YK
Sönmez ‹fl Saray› Kat 3 No 220 Heykel / B u r s a Tel: 0 (224) 220 84 92 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27/710 Konak/‹‹ Z M ‹ R Tel-Fax: 0 (232) 489 31 23
Saadetdere Mah. F›r›n Sok. No: 37/25 (Depo dura¤›) Esenyurt/‹‹ S TANBUL
Bask›: Özdemir Matbaac›l›k
Da¤›t›m: Yaysat
Gençlik gelece¤ini mücadeleyle kazanacak! Gençli¤i hedef alan sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤› günlerden geçiyoruz. Sald›r›lar›n fliddeti, gençlik cephesinden örülen politik faaliyet düzeyinin gelifltirilmesi zorunlulu¤una bir kez daha iflaret ediyor. ‹kinci dönem bafl›ndan bu yana genç komünistler dönemin sald›rgan atmosferi içerisinde yo¤un ve yayg›n bir kampanya örgütlemenin sorumlulu¤u ile çal›flma alanlar›na yükleniyor, bir yandan da gerek gençli¤i gerekse toplumu kesen sald›r›lara yan›t vermenin yükünü omuzluyorlar. Genç komünistlerin bu süreçte inatla ve sab›rla kampanya çal›flmas›n›n gerektirdi¤i ad›mlar› atmas›, gençlik hareketi içerisinde yüklendikleri misyonun do¤al ve kaç›n›lmaz bir sonucudur. Daha önce de de¤erlendirmelerimizde üstüne basarak vurgulad›¤›m›z gibi, gençlik hareketinin bugünkü olumsuz tablosu harekete etkin müdahale sorununu acil ve yak›c› k›lmaktad›r. Bu do¤rultuda devrimci önderlik bofllu¤unun doldurulmas› büyük bir ihtiyaçt›r ve bu elbette devrimci önderli¤in çok yönlü gereklerini yerine getirmekle mümkün olacakt›r. Bu, gençlik hareketini içine sürüklendi¤i yok olufltan ç›kartmaya dönük çok yönlü bir çaba demektir. Aç›k ki, bu do¤rultuda harcanan çaban›n üretti¤i her bir sonuç, genç komünistlerden öte gençlik hareketin toplam›n›n kazan›m› olacakt›r. 10. y›l kampanyam›z› ‹stanbul’daki etkinli¤imizle sonland›rmam›z›n hemen ard›ndan yay›n›m›zdan ikinci dönem kampanyam›z›n genel çerçevesini ve hedeflerini çizmifl, kampanya sürecinin bir bütünleyeni olarak örgütleyece¤imiz kurultay› deklare etmifltik. Esas itibariyle ikinci dönem çal›flmam›z› temel ve kapsay›c› bir bafll›k üzerinden örgütlenen bir kampanya süreci olarak tan›mlam›fl ve kampanyam›z›n gençli¤in ve ülkenin temel gündemleri üzerinden bir mücadele ça¤r›s› olabilmesi gerekti¤ini ifade etmifltik. Kurultay›n ise, bu ça¤r›n›n daha bütünlüklü bir tarzda yap›ld›¤›, gençlik hareketinin genel sorunlar›n›n ve yerel ölçekli sorunlar›n tart›fl›ld›¤› bir alan olmas› gerekti¤ini belirtmifltik. ‹kinci dönemin ortas›nda oldu¤umuz ve 1 May›s’› selamlamaya haz›rland›¤›m›z flu günlerde kampanya çal›flmam›z›n ad›mlar› at›lm›flt›r. Yerel örgütlerimiz merkezi kampanya bafll›¤›m›z olan “Ticari e¤itime karfl› birleflik, örgütlü mücadeleye!” bafll›¤›n›n çerçevesine uygun olarak bir tak›m yerel kampanyalar örgütlemektedirler. Bir dizi çal›flma alan›nda yerel esnek örgütlenmelerin ad›mlar› at›lm›fl, bu ad›mlar›n
güçlendirilmesi yönünde çabalar harcanmaktad›r. Gelinen yerde kampanya çal›flmam›z›n bir güçlülü¤ü ifade etti¤ini söyleyebiliriz. Ancak hala gerek kendi faaliyet kapasitemizin, gerekse gençlik hareketinin bar›nd›rd›¤› olanaklar›n s›n›rlar›n›n zorland›¤›n› söylemek mümkün de¤il. Ülke gündemi oldukça yo¤un. Bir yandan iflçi ve emekçi kesimlere köleli¤i dayatan yasal düzenlemelerin ard› arkas› kesilmezken, di¤er yandan devlet terörü pervas›z bir biçimde t›rmand›r›ld›. Kürt halk›na dönük inkâr ve imha politikalar› derinlefltirildi. Devlet ulusal eflitlik ve özgürlük için alanlara ç›kan Kürt halk›na azg›nca sald›r›yor. Namlunun di¤er ucundaysa bu co¤rafyan›n devrimci güçleri hedefe konmufltur. Üniversitelerden fabrikalara devlet terörü ayr›ms›z bir biçimde uygulanmaktad›r. Bu noktada özel bir vurgu yapmak gerekmektedir. Kampanya çal›flmas› aç›k ki bir kilitlenme, yo¤unlaflma süreci olmal›d›r. Ancak bunun anlam› ülke ve dünya
3
gündemlerine gözünü yummak anlam›na gelmemektedir. Genç komünistler kampanya sürecinin yo¤unlu¤una tak›lmadan, kampanya çal›flmas›n›n gücünden hiçbir fley eksiltmeden, bütün bu sald›r›lar karfl›s›nda mücadeleyi büyütmek sorumlulu¤u ile de karfl› karfl›yad›r. Bunun anlam›, daha fazla enerji, daha fazla çaba harcanmas›d›r. 4 Bu sald›r›lara karfl› yürütülecek mücadelenin kampanya sürecinin kendisini de güçlendirece¤i gözden kaç›r›lmamal›d›r. Ama daha da önemlisi, bütün bu sald›r›lar karfl›s›nda kampanya sürecini güçlendirmenin, politik faaliyet kapasitemizi art›rman›n tafl›d›¤› özel önemdir. Zira sermaye iktidar›n›n y›ld›r›c› sald›r›lar› ancak kitlelerle ba¤ kurabilen güçlü bir politik faaliyetle püskürtülebilir. Kampanya sürecini ikinci dönemin bütününü kapsayacak tarzda genifl bir sürece yayd›¤›m›z düflünüldü¤ünde, eksikliklerin afl›labilmesi aç›s›ndan yeterli zamana sahip oldu¤umuz görülecektir.
Gençlik talepleriyle 1 May›s alanlar›nda olacak! Kampanya çal›flmam›z› tart›fl›rken özel olarak vurgu yapt›¤›m›z iki nokta vard›. Bunlardan birincisi, yukar›da da ifade etti¤imiz gibi, faaliyetlerimizi örgütsel formlara dönüfltürme hedefiyle örmekti. ‹kincisi ise hedefli bir çal›flman›n do¤al bir parças› olarak yerel kampanyalar›m›z çerçevesinde oluflturdu¤umuz esnek örgütlerin önüne eylemsel bir hat koyabilmekti. Bu aç›dan 1 May›s, tafl›d›¤› tarihsel ve siyasal anlam›n yan› s›ra, bir y›l›n en önemli eylem günü olmas› nedeniyle, kampanya çal›flmam›z›n seyri aç›s›ndan da özel bir önem tafl›maktad›r. Yerellerde oluflturdu¤umuz politik esnek örgütlenmeler, kültürel örgütlenmeler veya yay›n örgütleri, alanda kendi talep ve fliarlar›yla yerini almal›d›r. Bütün oluflturulan örgütlerin önüne 1 May›s temel bir hak arama ve mücadele günü olarak konulmal› ve bu örgütlerin faaliyetleri içerisinde iflledikleri bir temel gündem olabilmesi sa¤lanabilmelidir. Aç›k ki 1 May›s gençlik çal›flmam›z aç›s›ndan kurultay öncesi kampanya çal›flmam›z›n ara de¤erlendirmesinin yap›labilmesinin koflulu olacakt›r. Elbette sonuçlar› kurultay çal›flmas›n› da birebir etkileyecektir. Son bir y›l içerisinde yaflanan bir dizi geliflme önümüzdeki 1 May›s’› olabildi¤ine önemli k›lmaktad›r. ‹flçi ve emekçi kesimlere yönelen kölelefltirme sald›r›lar›, t›rmand›r›lan flovenist histeri, artan sivil faflist sald›r›lar gibi bir dizi bafll›k söz konusu geliflmeler içerisinde s›ralanabilir. Üniversitelerde ördü¤ümüz çal›flmalar› kendi talepleri ve ülke gündemleri ile alana tafl›yabilmek, dönemin yükledi¤i önemli bir sorumluluktur. Kald› ki 1 May›s’›n bütünlüklü olarak kazan›lmas› bir yana, salt gençlik cephesinden hedefledi¤imiz ç›k›fl›n gerçekleflebilmesi, gençlik hareketinde az›msanamayacak bir etki yaratacakt›r.
Gençlik kurultayda buluflacak! Gençlik hareketine müdahalede bir araç olarak ifade etti¤imiz ama özenle bir çözüm platformu olmad›¤›n› belirtti¤imiz gençlik kurultay›, ancak etkili bir kampanya içerisinde tan›mland›¤› ve bu temelde de¤erlendirildi¤i ölçüde bir anlam tafl›yacakt›r. Kampanya çal›flmam›z›n bütünlüklü sonuçlar› kurultay› da belirleyecektir. Hedefimiz kesinlikle tek bafl›na yüzlerce ö¤renciyi kurultaya tafl›mak s›n›rl›l›¤›nda alg›lanmamal›d›r. Aksine kurultay› kampanya süreci ile bütünlüklü ele ald›¤›m›z yerde, kurultayda sorunlar›n tart›fl›lmas›n›n yan› s›ra çözücü bir çaba da ortaya konulabilmelidir. Bu aç›dan iki nokta önemlidir. Birincisi, kurultay› önceleyen sürecin kendisinin yerel planda nas›l ele al›nd›¤› ve de¤erlendirildi¤idir. ‹kincisi ise, kendimizden menkul bir kurultay örgütlemek yönlü bir yaklafl›m›m›z olmad›¤›na göre, kurultay tart›flmalar›nda siyasal gençlik gruplar›ndan akademisyenlere, esnek politik örgütlenmelerden kültürel örgütlenmelere, kulüplere, topluluklara kadar genifl bir kesimin, kurultay sürecine kat›l›m› ve kurultay›n bir bilefleni olmas› için gerekli çaba harcanmal›d›r. Do¤ald›r ki kurultay›n çerçevesi ve bafll›klar› önden belirlenmifl olacakt›r. Bu çerçevede kat›lmak isteyen tüm bileflenlerin söz hakk› oldu¤u bir tart›flma ortam› yarat›labilmelidir. Apolitizm üniversitelerdeki kuflatmas›n› güçlendirmektedir. Bu kuflatmay› k›rmak ise gençlik hareketi içerisindeki öznelerin görevidir. Bu çerçevede genç komünistler, gençli¤e gelece¤ine sahip ç›kma ça¤r›s› yapt›¤› gibi, gençlik hareketinin öznelerine de sorumluluklar›na sahip ç›kma ça¤r›s› yapm›flt›r ve bundan sonra da ›srarla yapacakt›r. Özetle kurultay süreci kampanya sürecinden ba¤›ms›z olmad›¤› için, kurultay sürecinde de (esas›nda bu kampanya sürecinin kendisidir) yüzümüzü kitlelere dönerek onlarla ba¤ kurmaya çal›flan bir faaliyet örmek sorumlulu¤u ile karfl› karfl›yay›z.
Gençli¤i gelece¤i ile buluflturmak için! Gençlik hareketi bugünkü düzeyine mahkum de¤ildir. Bu bir müdahale sorunu, devrimci önderlik bofllu¤unun yaratt›¤› dolays›z bir sonuçtur. Öznel yetersizlikler afl›ld›¤› koflullarda ortaya bugünkünden farkl› bir gençlik hareketi tablosu ç›kabilmesinin imkanlar› vard›r. Görmek isteyen için çeflitli göstergeler ortadad›r. Genç komünistler tam da bu noktada bir iddia koymaktad›r. Yüklenilen sorumluluklar a¤›rd›r ve yo¤un bir çaba ve enerjiyi gerektirmektedir. Bu çerçevede genç komünistler kampanya sürecini güçlendirerek, 1 May›s’› ve kurultay› kazanma hedefiyle hareket etmelidirler. Daha önce de ifade ettik. Gençli¤i gelece¤i ile buluflturmak, devrim ve sosyalizm mücadelesi ile buluflturmak demektir. Tam da bu yüzden genç komünistler bugün çok yönlü bir faaliyetin gereklerini yüklenerek 1 May›s’a ve kurultaya yürümektedir.
Yaflas›n 1 May›s, yaflas›n sosyalizm!
Özgürlü¤ümüz ve gelece¤imiz için
1 May›s’ta alanlara! ‹flçi s›n›f›n›n birlik, mücadele ve dayan›flma günü, iflçilerin, emekçilerin ve gençli¤in, kendisine azg›nca sald›ran sermaye s›n›f›n›n karfl›s›na hesap sormaya ç›kt›¤›, alanlar› zaptetti¤i gün yaklafl›yor. Bu y›l yine milyonlarca iflçi, emekçi ve genç alanlar› dolduracaklar, ezenlerin karfl›s›na bir taraf olarak ç›kacaklar. Evet 1 May›s yaklafl›yor! Bizler de her alanda yo¤unlaflan sald›ranlara karfl› öfkemizi hayk›rmak için, gelece¤imiz için, haftalard›r mücadeleyi yükselten Fransa gençli¤ine kendi topraklar›m›zdan bir ses verebilmek için 1 May›s’ta alanlar› dolduraca¤›z.
Emperyalistler dünya halklar›n› k›r›mdan geçiriyor Emperyalist-kapitalist sistem dizginlerinden boflanm›flças›na bütün dünya halkalar›na savafl açm›fl durumda. Gözünü para ve petrol yataklar› bürümüfl haydutlar hergün onlarca insan› katlediyor, iflkencelerden geçiriyor. Irak’›n iflgal edilmesinin üzerinden üç y›l geçti. Irak’a ‘demokrasi’ götürmek için iflgal eden ABD’nin, bu süre içerisinde yüzbinlerce masum insan› katletti ve halen katliamlar›na devam ediyor. Bu savaflta Türkiye burjuvazisi de topraklar›n› sonuna kadar efendisi ABD hizmetine açt›. “Teskere kazas›” olmasayd›, bizi kardefl bir halk›n katili yapacaklard›. Ama Irak halk› gösterdi¤i direniflle emperyalistleri ve iflbirlikçilerini bata¤a saplad›. Filistin halk› y›llard›r ABD destekli siyonist ‹srail taraf›ndan katlediliyor. Y›llard›r süren çat›flma ortam›nda birçok Filistinli öldürüldü, tutuklan›p iflkencelerden geçirildi ve bugün bu sald›r›lar halen devam ediyor. Filistin halk› savafl makinas›na karfl› taflla direniyor. Azg›nca halklara sald›ran emperyalistler bugün ‹ran’a yönelen bir savafla haz›rlan›yorlar. ABD öncülü¤ünde birçok emperyalist ülke ve onlar›n iflbirlikçileri, t›pk› Irak savafl› öncesinde oldu¤u gibi “‹ran’a demokrasi götürme” bahanesiyle petrol yataklar›n› ya¤malamaya çal›flacaklar. Yürütülen gizli pazarl›klar›n gösterdi¤i, bu savaflta Türkiye, ‹srail’le birlikte efendisi ABD’den özel görevler alacak ve kardefl haklar›n katili olacak. ‹ran halk› da emperyalistler ve onlar›n iflbirlikçileri taraf›ndan petrol için katledilecek, y›k›ma sürüklenecek.
Sermaye devleti sald›r›lar›n› h›zland›r›yor, e¤itim ticarilefliyor D›flar›da emperyalizmin hizmetinde halklar›n k›r›mdan geçirilmesi için üzerine düfleni yerine getirmeye çal›flan sermaye devleti, içeride de iflçileri, emekçileri ve gençli¤i her geçen gün daha fazla sefalete ve y›k›ma sürüklüyor. Ç›kartt›¤› ve ç›kartmaya haz›rland›¤› birçok yasayla iflçi s›n›f›n›n kazan›mlar›n› gaspetmeye ve kölelik koflullar›nda çal›fl›p yaflamaya mahkum ediyor. Bugün ç›kartmaya çal›flt›¤› Genel Sa¤l›k Sigortas› (GSS) ile bu sald›r› dalgas›n› h›zland›rmaya çal›fl›yor. E¤itimi ticarilefltirme sald›r›s›yla iflçi ve emekçi çocuklar›na okullar›n kap›lar›n› kapat›p, e¤itimi paras› olan›n
yararlanabilece¤i bir ayr›cal›k haline getirmeye çal›fl›yorlar. Özel okullar›n say›s›n› her geçen gün art›rarak, kamu okullar›n›n say›s›n› azaltmay› ve varolan potansiyeli bu alanlara kayd›rmay› hedefliyorlar. Özel okullara bütçeden daha fazla pay ayr›lmas›, özel okullara destek anlam›na gelen Özel E¤itim Kurumlar› Kanunu Tasar›s› gibi özel okullar› güçlendirmek için hayata geçirilmeye çal›fl›lan uygulamalar. E¤itimin her alan› paral› hale getirilmeye ve sermaye için bir kâr alan›na çevrilmeye çal›fl›l›yor. Üniversitelerimizde, üniversite-sanayi iflbirli¤i ad› alt›nda kurulan teknoparklarla, üniversitelerimizi insanl›k için de¤il de sermayedarlar›n ç›karlar› ve emperyalistlerin savafllar› için bilim üretem merkezler haline getirmeye çal›fl›yorlar. E¤itim fakültesinde okuyan ö¤rencilere y›llarca verdikleri eme¤in karfl›l›¤› olarak sözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›s› dayat›l›yor. Fenedebiyat fakültesi ö¤rencilerine diplomal› iflsizlik, mimarl›kmühendislik fakültesi ö¤rencilerine yetkin mühendislik ad› alt›nda dayat›lan sald›r›larla beraber e¤itimin bütün alanlar› sermayenin ihtiyaçlar› do¤rulsunda flekillendirilmeye çal›fl›l›yor.
Faflist sald›r›lar yo¤unlafl›yor Bu sald›r›lara paralel olarak iflçi ve emekçilerle beraber gençli¤e yönelen faflist sald›r›lar da yo¤unlaflt›r›l›yor. Bayrak provakasyonuyla bafllayan süreç. halklar› birbirine düflürme yolu tutularak devam ettiriliyor. Toplumda floven histeri dalgas› körükleniyor. fiemdinli’de ortaya ç›kan derin devlet ve faflist sermaye devletinin di¤er ayg›tlar› Kürt halk› flahs›nda toplumun tüm kesimlerini sindirmeyi ve y›ld›rmaya çal›fl›yorlar. TMY özellikle ilericileri, devrimcileri sindirmeyi hedefliyor. Okullar›m›zda yürüttülen en s›radan hak alma mücadelesi bile soruflturmalarla karfl›lan›yor, ö¤renciler bask› alt›nda tutulmaya çal›fl›l›yor. ‹stanbul Üniversitesi’nde devrimci demokrat ö¤rencilerin afifllerini indirmek için okula gaz bombalar›yla, coplarla giren polisler ö¤rencilere ac›mas›zca sald›rd› ve birçok ö¤renciyi yaralad›. Bu sald›r›lar›n dozaj› her geçen gün artmaktad›r.
1 May›s’ta mücadele alanlar›na! Bugün dünya, emperyalistlerin sald›r›lar›yla atefle veriliyor. Halklar katlediliyor, iflkencelerden geçirilip, afla¤›lan›yor ve yeni savafllar için haz›rl›klar tüm h›z›yla devam ediyor. Türkiye’de sermaye devletinin sald›r›lar› tüm h›z›yla sürüyor. ‹flçi s›n›f› ve emekçiler sermayeye karfl› taleplerini hayk›rmak için 1 May›s’ta alanlara ç›kmaya haz›rlan›yor. 1 May›s’ta gençlik de, ticari e¤itimi, emperyalist savafllar›, geleceksizli¤i dayatan emperyalist-kapitalist sisteme karfl› hesap sormak için alanlara ç›kmal›d›r. Fransa’da iflgallerle, boykotlarla, grevlerle direnen gençlik ve emekçiler bizlere yol gösteriyor. Ekim Devrimi, Paris Komünü bizlere yol gösteriyor. Bu topraklarda 6. Filo’yu denize dökenler bizlere yol gösteriyor. fiimdi bu deneyimlerimizden ö¤renerek alanlar› doldurma ve 1 May›s’› k›z›llaflt›rma zaman›!
5
Diyarbak›r’›n sesine yan›t verelim:
6
Katliamc› devlet inkâr ve imha çizgisinden flaflm›yor... Kürt halk› katliamlara ald›rmayarak yi¤itçe direniyor...
Serh›ldan, devrim, sosyalizm! olsun, teröre bulaflm›fl kiflilere ayn› müdahalede bulunulacakt›r” fleklinde aç›klamalar yap›yor. Kürt halk›na yönelen a¤›r bir imha operasyonu gerçe¤i ile karfl› karfl›ya bulunuyoruz. “En iyi Kürt ölü Kürt’tür” faflist formülünün devlet eliyle prati¤e geçirilmesidir yaflanan. Bu bir savafl ça¤r›s›d›r!
Diyarbak›r’dan bir atefl yükseliyor ve dumanlar›n aras›ndan bir görüntü beliriyor. Bu görüntünün bir yan›nda kökü tarihe dayanan ve herfleye ra¤men mücadele birikiminden ald›¤› güçle yükselen özgürlük atefli var. Di¤er yan›nda ise özgürlük ateflini bo¤maya çal›flan sömürgeci Türk devletinin katliamc› silüeti. Üzerinde yaflad›¤›m›z co¤rafyan›n ve bölge halklar›n›n kaderini ilgilendiren bu tabloyu do¤ru anlayabilmeli, ulusal eflitlik ve özgürlük için yükseltilen mücadeleyi her yolla desteklemeliyiz.
Sömürgeci devletin imha operasyonu Diyarbak›r’daki olaylar Bingöl da¤lar›ndaki 14 gerillan›n kimyasal silahlarla katledilmesine tepki olarak geliflti. Bu operasyonun ard›ndan ordunun bölgede gerillaya yönelik imha politikas›n› sürdürece¤i aç›klamalar› geldi. Bingöl’deki “baflar›l›” katliamdan sonra buradaki operasyonlar›n devam etti¤i, Eruh’da da operasyon bafllat›laca¤› ve bahar dönemiyle birlikte Dersim ve çevresinde operasyonlara ç›k›laca¤› aç›kland›. Yayg›nlaflan operasyonlar ve kimyasal silahlar›n kullan›lmas›, imha operasyonunun boyutunu gösteriyor. Kürt halk› bu imha operasyonlar›na, daha önce de oldu¤u gibi, evlatlar›n› savunarak en aç›k yan›t› vermektedir. Kürt halk›n›n kitlesel meflru eylemliliklerle ortaya koydu¤u tepki devletin ayn› imha sald›r›s› ile karfl›lan›yor. Tüm aç›k ve gizli savafl ayg›tlar› ile Diyarbak›r’da, Batman’da sald›r›lar gerçeklefltiriliyor, sokak ortas›nda çocuklar katlediliyor. Ülkenin Baflbakan› tam bir pervas›zl›kla, “Kad›n, çocuk, erkek, kim olursa
Sömürgeci devlet aç›k bir savafl ça¤r›s› yap›yor. “Teröre bulaflm›fl”, yani özgürlük mücadelesine kat›lm›fl ve desteklemifl herkese yönelen bir kirli savaflt›r bu. Da¤da kimyasal silahlarla katliamlar, flehirde sokak ortas›nda infazlar gerçeklefltiriliyor. Bat›da ise devrimci, ilerici güçlere yönelen linç eylemleri ve artan devlet terörü olarak yaflan›yor. Kürt halk›n›n bu sald›rganl›¤a yan›t› kitlesel olarak alanlara ç›kmak, ulusal özgürlük ve eflitlik istemlerini yükseltmek oluyor. Sömürgeci devletin bugün bu denli aç›k bir imha operasyonuna giriflebilmesinin gerisinde, “teröre karfl› mücadele” ad› alt›nda dünya halklar›na savafl ilan eden emperyalist efendilerinin verdi¤i izin vard›r. Fakat daha önemlisi, Türkiye’de iflçi s›n›f›n›n mücadele alan›na ç›kamam›fl olmas›, Kürt halk›n›n ulusal özgürlük ve eflitlik mücadelesine gereken deste¤i verememesidir. Sömürgeci devletin rahatl›¤›n›n ve pervas›zl›¤›n›n gerisinde, ayn› zamanda, Kürdistan’da katliamlar sürerken, Trabzon’da, Sakarya’da, Bozhöyük’te kendini gösteren faflist kudurganl›k ve flovenist histeri vard›r. Böyle bir ortamda Kürt halk›n›n meflru taleplerini sahiplenmek, direnen Kürt halk› ile dayan›flmay› yükseltmek her zamankinden büyük bir önem tafl›maktad›r. Newroz’un yeni kutland›¤› bir süreçte Mazlum Do¤anlar’›n, Kemal Pirler’in, Mahsum Korkmazlar’›n gelene¤inden gelen Kawa’n›n çocuklar›, bizleri bir kez daha Dehaqlar’›n saraylar›n› yakmaya ça¤›r›yor. Diyarbak›r’dan yükselen bu ateflin korunda, yaln›z egemenlerin saraylar› de¤il onun ürünü olan flovenizm zehri de kavrulacakt›r. Kürt halk›n› imha operasyonuna verilecek yan›t kavgay› büyütmekten geçmektedir. Genç komünistler, Kürt halk›n›n mücadelesine gereken deste¤i verebilmek, mücadele ça¤r›s›n› kitlelere tafl›mak için üzerlerine düfleni yapacaklard›r.
Ekim Gençli¤i
Özgürlük ve eflitlik için direnen Kürt halk›n›n yan›nday›z! 24 Mart’ta, Mufl merkez, Kulp, Genç ve Solhan aras›ndaki alanda düzenlenen operasyonda 14 PKK gerillas› kimyasal silahlarla imha edildi. Sermaye devletinin Kürt sorununa iliflkin bu ‘çözüm’ yöntemi, elbette, sadece bu son imha sald›r›s›nda kullan›lm›fl de¤il. Yöntem bir klasiktir, y›llard›r kullan›l›yor. Kürt siyaseti cephesinden bu ayn› katliamc› devletle uzlaflma ve bütünleflme do¤rultusunda sergilenen tüm çabalara ra¤men de sürdürülece¤i anlafl›l›yor. Newroz öncesi devlet-medya koalisyonu taraf›ndan kitleler ‘büyük çat›flmalar’a haz›rlanmaya çal›fl›lm›flt›. Ancak beklenen olmad›. En kitlesel mitingler, bar›fl taleplerinin yükseltildi¤i ‘bar›flç›l’ gösteriler fleklinde gerçeklefltirildi. Bunun, bütün k›flk›rtmalara ra¤men böyle yaflanmas› devlet kat›nda büyük hayal k›r›kl›¤› yaratm›fl olacak ki, Newroz’dan hemen 3 gün sonra, 24 Mart’ta, bar›fl ça¤r›lar›na yan›t bâb›nda bu sald›r›ya giriflti. 14 gerillan›n katli yetmedi, gerilla cenazelerini sahiplenen kitlelere de ayn› konsepte uygun biçimde sald›r›ya geçti. 29 Mart gecesi Diyarbak›r Valisi taraf›ndan yap›lan resmi aç›klamaya göre, göstericilere sald›ran güvenlik güçleri 3 kifliyi daha öldürmüfltü. ‹lerleyen saatlerde ‹stanbul-
Ümraniye’den gelen bir ölüm haberiyle birlikte bu say› 4’e ç›km›fl oldu. Bu arada Diyarbak›r Büyükflehir Belediyesi Baflkan› Osman Baydemir’in makam arac› ve korumas› özel timlerin sald›r›s›na u¤rad›. Diyarbak›r halk› tam bir askeri abluka alt›na al›nd›. ‹kinci Taktik Ana Jet Üst Komutanl›¤› ve Jandarma komandalar› kentin stratejik noktalar›nda konumlan›rken, Ergani'den getirilen z›rhl› birlikler de 7'nci Kolordu Komutanl›¤›’nda haz›r vaziyette tutuldu. Göstericilerin tepesinde sald›r› helikopterleri dolaflt›r›ld›. Hat›rlanaca¤› gibi, fiemdinli’de suçüstü yakalanan iki suikastçi için de göstericilerin tepesinde savafl uçaklar› dolaflt›r›lm›flt›. fiemdinli olaylar› ve sonras›nda yaflanan geliflmeler, Türk devletinin Kürt halk›na karfl› inkâr ve imha üzerine kurulu kirli politikas›n› sürdürmekte kararl› oldu¤unu bir kez daha göstermiflti. Newroz sonras›nda ve bugün yaflananlar bu kanl› gerçe¤in son bir teyidi oldu. Ne var ki, Diyarbak›r merkezli son geliflmelerin de gösterdi¤i gibi, ne tepesinde dolaflan helikopterler ve uçaklar, ne kanl› katliamlar Kürt halk›n› y›ld›rabilmekte, hak ve özgürlük taleplerinden vazgeçirebilmektedir. Kürt halk› özgürlük ve eflitlik özlemini her f›rsatta ortaya
7
8
koymaktan çekinmemekte, daha da önemlisi bedel ödemekten de kaç›nmamaktad›r. Hemen her toplu gösterisi bir sald›r›ya vesile edilmesine ra¤men, kitlelerin direnifl kararl›l›¤› her f›rsatta ortaya ç›kabilmektedir. Üstelik Kürt halk›n›n bu direnifl kararl›l›¤›n›n siyasal önderlik cephesindeki tüm siyasal zaafiyete ra¤men sürdü¤ü de aç›kt›r. Siyasal önderlik cephesinde devletle uzlaflma ve düzenle bütünleflme do¤rultusunda çizilen yeni siyasal yönelime devletin yan›t› yine inkâr, yine kirli savafl, yine katliam olmaktad›r. Bu, bu çizginin y›llard›r yaflad›¤› açmaz›n bugün daha da a¤›rlaflarak sürdü¤ü anlam›na da gelmektedir. Bir yanda özgürlük ve eflitlik isteyen Kürt halk› ad›na ileri sürülen devletle uzlaflma ve bütünleflme çizgisi ve öte yanda devletin izlemekte kararl› göründü¤ü, her vesile ile de pratik olarak sergiledi¤i inkâr ve imha çizgisi. Ba¤daflt›r›lmas› olanaks›z bu iki z›t e¤ilim ve yönelim Kürt siyasetinin halihaz›rdaki derin açmaz›d›r. Ortado¤u’nun direnifl gelene¤ini sürdürmekte kararl› oldu¤unu her vesile ile kan›tlayan Kürt halk›n›n yak›c› ihtiyac›, devrimci enerjisini gerçek bir özgürlük ve eflitlik program› ekseninde harekete geçirebilecek bir siyasal önderliktir. Kürt halk›n›n özgürlük ve eflitlik mücadelesinin gerçek ihtiyac›, devletle ve kurulu düzenle de¤il fakat Türkiye’nin iflçi ve emekçileriyle birleflmek ve bütünleflmektir. Ulusal özgürlük ve eflitlik istemlerini bo¤makta kararl› oldu¤unu her vesile ile kan›tlayan sermaye devletine karfl› birlikte, omuz omuza savaflmakt›r. Bunun d›fl›nda bir ç›k›fl yolu görünmemektedir. Tek yanl› olarak at›lan onca geri ad›ma, siyasal kimlik üzerinden verilen onca tavize ra¤men devletin yan›t› 80 y›ll›k inkâr ve imha çizgisinde ›srar olmufltur. Dahas› tüm bu tek yanl› geri ad›mlar, devleti inkâr ve imha çizgisiyle sonuç alabilece¤i konusunda umutland›rm›fl, pervas›zl›¤›n›
boyutland›rm›flt›r. Kürt halk›n›n Newroz gösterileri üzerinden ortaya koydu¤u bar›flç›l tutuma an›nda kanl› katliamlarla yan›t verilmesi de bunun bir uzant›s›d›r. Bu devlet bunca geliflmenin, Kürt halk›n›n son 40 y›ll›k görkemli uyan›fl›n›n ard›ndan elbette bir tak›m k›r›nt›lar›n verilmesi gerekti¤ini biliyor. Ama hiçbir biçimde bunun ötesine geçmek niyetinde de¤il. Oysa Kürt halk› teslimiyet çizgisinin ürünü güdük program›n s›n›rlar›na ald›rmadan gerçek özgürlük ve tam eflitlik istiyor. Uzlaflma aray›fllar›n›n bofla ç›kmas›n›n gerisinde ayn› zamanda bu temel önemde olgu var. Zira devlet Kürt halk dinamizminin bu kaç›n›lmaz do¤as›n›, bunun besledi¤i program›n gerçek mant›¤›n› ve s›n›rlar›n› görüyor. Bundan ürktü¤ü için de inkâr ve imha çizgisinde ›srar ediyor. Zira Kürt halk›n› k›r›nt›larla yat›flt›ramayaca¤›n›, bunlar›n incir yapra¤› ifllevi gördü¤ü bir köleli¤e raz› edemeyece¤ini çok iyi biliyor. Komünistler Kürt halk›n›n tam özgürlük ve gerçek eflitlik istem ve özlemlerini yürekten destekliyorlar. Tam özgürlük ve gerçek eflitlik Kürt halk›n›n en do¤al hakk› oldu¤u kadar Kürt sorununu kal›c› bir biçimde çözebilmenin de tek gerçek olana¤›d›r. Öteki her fley sorunu yaln›zca süründürür, sonu gelmeyen çat›flma ve ac›lar anlam›na gelir. Gözlerimizin önündeki Filistin örne¤i bunun en dolays›z kan›t›d›r. Komünistler Kürt halk›n› Türkiye iflçi s›n›f› ve emekçi kitleleriyle devrimci bir çizgide birleflik bir mücadeleye ça¤›r›yorlar. Çünkü ancak böyle bir mücadele ile tam özgürlük ve gerçek eflitlik kazanabilir. Sermayenin kanl› iktidar› sürdü¤ü sürece, yaln›zca iflçilerin ve emekçilerin sosyal köleli¤i de¤il, Kürt halk›n›n ulusal köleli¤i de sürüp gidecektir. Türk, Kürt ve di¤er milliyetlerden oluflan Türkiye iflçi s›n›f› ve emekçi kitlelerinin tek kurtuluflu, sermayenin sömürü ve bask› üzerine kurulu kanl› iktidar›na son verilmesi ve iflçi s›n›f› devrimci iktidar›n›n kurulmas›d›r. Komünistler bugüne kadar Kürt halk›n›n tümüyle hakl› ve meflru taleplerini, bu talepler u¤runa sürdürdü¤ü tümüyle hakl› ve meflru mücadelesini desteklediler ve ayn› kararl›l›kla desteklemeye devam edeceklerdir. Komünistler her zaman Türkiye iflçi s›n›f›n› ve emekçilerini Kürt halk›n›n özgürlük ve eflitlik mücadelesini desteklemeye ça¤›rd›lar ve ça¤›rmaya devam edecekler. Kürt halk› bugün hakl› bir temelde ve a¤›r bedeller ödemeye devam ederek direniyor. Türkiye’nin sosyal mücadele aç›s›ndan fazlas›yla zay›f bugünkü ortam›nda bu mücadelenin politik anlam› daha da büyük bir önem tafl›maktad›r. Bu mücadeleye her alanda tam destek vermek, Türkiye’nin iflçileri ve emekçileri aras›nda bu mücadelenin hakl›l›¤›n› yaymak ve desteklerini ço¤altmak günün yak›c› görevlerinden biridir. Bu, Kürt halk› aras›nda y›llard›r yayg›nlaflt›r›lan ve tümüyle karfl›l›ks›z kalan hayallerin y›k›l›fl›n› h›zland›rman›n da amaca en uygun yoludur.
(K›z›l Bayrak, Say›: 2006/12, 1 Nisan 2006)
Faflist sermaye devletinin hedefinde Kürt çocuklar› var!
Devlet terörüne karfl› aya¤a kalkal›m! Gerillalar›n cenaze törenlerine yönelik polisin sald›rmas›yla 28 Mart Sal› günü bafllayan olaylar büyüyerek sürüyor. 29 Mart Çarflamba günü Diyarbak›r'da ölen 3 kiflinin cenazesi için 100 bin kifli toplan›rken, polis cenaze törenine sald›rd›. Halk›n üzerine kurflun ya¤d›ran güvenlik güçleri, biri 6 yafl›ndaki çocuk olmak üzere 2 kifliyi öldürdü. 30 Mart günü Batman'da da olaylar ç›kt›.
Çocuklar hedef seçildi Olaylar› yat›flt›rmakla görevlendirilen polis, özel tim ve asker, kitlenin üzerine atefl açt›. Aralar›nda 9 yafl›ndaki bir çocu¤un da bulundu¤u 3 kifliyi öldüren güvenlik güçleri, 30 Mart’ta ise cenaze törenine kat›lan 6 yafl›ndaki Serhat ve 8 yafl›ndaki ‹smail Erkek'i öldürdü. Onlarca kiflinin a¤›r yaral› oldu¤u kentte, ölümlerin artmas›ndan endifle ediliyor. Diyarbak›r'da 28 Mart'ta 4 HPG gerillas›n›n cenaze töreninde polisin kitleye müdahalesi ile bafllayan ve tüm kente yay›lan olaylar, 3. gün de devam etti. Diyarbak›r'da yaflanan olaylarda polislerin açt›¤› atefl sonucu yaflam›n› yitiren 9 yafl›ndaki Abdullah Duran ile Tar›k Atakaya ve Mehmet Ifl›kç›'n›n cenazeleri, Yenikap› Mezarl›¤›'nda on binlerce kiflinin kat›ld›¤› bir törenle topra¤a verildi. Devlet Hastanesi morgundan al›nan Abdullah Duran (9) ve Tar›k Atakaya'n›n (22) cenazeleri Medine Caddesi'nde bulunan fiefik Efendi Camii'ne getirildi. Camiden cenazeleri alan on binlerce kifli mezarl›¤a do¤ru yürüdü. Yürüyüfl esnas›nda güvenlik güçleri kitlenin üzerine atefl açt›. Aç›lan atefl sonucu kafas›ndan ve gö¤sünden mermi yiyen 6 yafl›ndaki Serhat isimli bir çocukla 8 yafl›ndaki ‹smail Erkek yaflam›n› yitirdi. Yüz bin civar›nda kiflinin kat›ld›¤› cenaze töreni ard›ndan yürüyüfle geçen kalabal›k gruba polis silahlar ve gazbombalar› ile müdahale etti. Polisin atefl açmas› sonucu çok say›da kifli yaraland›. Yaral›lar hastanelere kald›r›l›rken, 10 Nisan Polis Karakolu çevresinde polisle grup aras›nda çat›flmalar yafland›. Binlerce kifli Medine Caddesi üzerinden Polis Okulu'na do¤ru yürüdü.
“Katil devlet hesap verecek” Cami önünde kitleye yönelik bir konuflma yapan DTP MYK Üyesi Hüseyin Y›lmaz, halk›n evlatlar›n›n halk için mücadele etti¤ini vurgulayarak, “Bu halk için mücadele edenler yaflamlar›n› yitirmifltir ve herkesin de buna sayg›l› olmas› gerekir. Demokratik taleplerimizi gelifltirece¤iz. Sizinle birlikte hep yan›n›zda olaca¤›z” dedi. Kalabal›k
Ümraniye’de devlet taraf›ndan katladilen çocuk... Devlet terörünün yeni hedefi ç o c u k l a r. . .
9
Y›lmaz'›n konuflmas›n› “‹ntikam, katil devlet hesap verecek” sloganlar› ile kesti. 9 yafl›ndaki Duran'›n sol kolundan giren kurflun kalbinden geçerek sa¤ taraf›ndan ç›km›flt›, Atakaya da bafl›na isabet eden kurflunla yaflam›n› yitirmiflti.
Savc› otopsiye gitmedi! Mehmet Ifl›kç›'n›n otopsisine kat›lmak için beklenen savc›, güvenlik gerekçesiyle hastaneye gelmedi. Ifl›kç›'n›n
1 0 cenazesinin otopsi için Devlet Hastanesi'ne götürülmesini istedi. Bunun üzerine Ifl›kç›'n›n cenazesi Maz›da¤› Belediye Baflkan› Nuran Atl›, Bismil Belediye Baflkan› fiükran Ayd›n, Lice Belediye Baflkan› fieyhmus Bayhan ve Kocaköy Belediye Baflkan› Mehmet Kaya ile ‹HD ve Baro yetkililerinden oluflan bir heyet taraf›ndan Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Burada yap›lan otopsinin ard›ndan camiye getirilen cenaze, “‹ntikam” sloganlar› ile karfl›land›. Mehmet Ifl›kç›'n›n cenazesi camide y›kan›rken, Ifl›kç›'n›n kafas›n›n sa¤ taraf›ndan ald›¤› bir kurflunla yaflam›n› yitirdi¤i ve vücudunda da çok say›da darp izi bulundu¤u görüldü. Hastane önünde bir aç›klama yapan Bismil Belediye Baflkan› fiükran Ayd›n, devletin aralar›nda 9 yafl›nda bir çocu¤un da bulundu¤u çok say›da kiflinin silahlarla taranarak öldürülmesinin izah›n› yapmas› gerekti¤ini ve olaylar›n devam etmesi durumunda net bir tepki göstereceklerini belirterek, “Üzerimize gelirlerse her fleyi yapar›z” dedi.
Emniyet flefleri kente gönderildi Diyarbak›r'da üç gündür süren eylemlerin devam etmesi üzerine, devlet üst düzey emniyet yetkililerini Diyarbak›r'a gönderdi. Z›rhl› araçlar ve özel harekat timlerinin ard›ndan dün de kente üst düzey güvenlik yetkililerinden oluflan bir heyet geldi. Emniyet Genel Müdür Yard›mc›s› Ramazan Er baflkanl›¤›nda oluflturulan heyette, fiemdinli Komisyonu'na ifade veren Terörle Mücadele Daire Baflkan› Selim Aky›ld›z, Özel Harekat Daire Baflkan› Behçet Oktay ve ‹stihbarat Daire Baflkan Yard›mc›s› Vedat Yavuz da yer al›yor.
(Gündem gazetesinden k›salt›larak al›nm›fl ve bafll›k taraf›m›zdan konulmufltur...)
Dicle üniversitesi ö¤rencilerinin katliama yan›t›…
BOYKOT! Sermaye devletinin Newroz’un intikam›n› al›rcas›na giriflti¤i katliam sonras›nda Kürt halk›n›n bafllatt›¤› serh›ldana Dicle Üniversitesi ö¤rencileri boykot yaparak destek verdi. Üniversitede genifl bir kat›l›mla örgütlenen boykot ayn› zamanda yap›lan eylemlerle sürüyor. Ö¤renciler T›p Fakültesi’ndeki polis odas›n› atefle verdi. Dicle Üniversitesi’nde 24 Mart tarihinde hiçbir fakültede ders ifllenmedi. Ö¤renciler üniversite içerisinde var olan polis noktalar›na sald›r› düzenleyerek polisi okul d›fl›na püskürttüler. Geçti¤imiz günlerde jandarma taraf›ndan iflgal edilen ve ö¤rencilere karfl› terör estirilen Dicle Üniversite’sinde, ö¤renciler mücadelelerini kararl›l›kla sürdürüyorlar.
‹Ü ö¤rencilerinden özellefltirmelere yan›t bir günlük uyar› boykotuyla verildi!
“Yemekhanemizi satt›rmayaca¤›z!” ‹stanbul Üniversitesi’nde özellefltirme ad›mlar› h›zland›r›l›yor. Geçen sene yaz okullar›n›n paral›laflt›r›lmas› tart›flmalar›yla bafllayan süreç, bu sene yemekhanenin sat›l›¤a ç›kart›lmas› ile devam ediyor. 3 May›s’ta ihalesi gerçekleflecek olan bu özellefltirme ad›m› ile yemekhane iflçilerinin iflsiz kalmas›n›n yan› s›ra iflçi ve emekçi kesimlere mensup üniversite ö¤rencileri aç›s›ndan yemek yemek lüks bir harcamaya dönüflecektir. ‹kinci dönem bafl›ndan bu yana ihalenin bilgisine sahip olunmas›na karfl›n yemekhanenin özellefltirilmesine karfl› faaliyete büyük oranda geç bafllanm›fl, beklemeci tutumlar içerisine girilmifltir. Bu noktada sendikalarla ortak hareket etme kayg›s› bunun bir nedenidir ve pratik ad›m at›lmas› noktas›nda a¤›r davran›ld›¤› için konu geç gündemlefltirilmifltir. Bu tablo karfl›s›nda üniversitedeki siyasal gençlik gruplar› bir uyar› boykotu örgütleme karar› ald›. Uyar› boykotunun çal›flmalar› ‹stanbul Üniversitesi’nin 5 kampüsünde ayn› anda bafllat›ld›. Sadece amfi konuflmalar›, yayg›n afifl ve süreci anlatan bildirilerle çal›flmas› yap›lan boykota kat›l›m beklentinin oldukça üstündeydi. Özellikle Fen-Edebiyat Fakültesi ve Merkez Kampus aç›s›ndan boykot oldukça baflar›l› geçti. Zira her iki fakültede hafta boyu polis ve sivil faflist sald›r›lar› yaflanm›fl, boykotun hemen öncesinde yaflanan bu sald›r›lar, boykota
ça¤r› sürecini ister istemez zay›flatm›flt›r. Ancak buna ra¤men Fen-Edebiyat Fakültesi’nde gün içinde jeton alan ö¤renci say›s› yaln›zca 50 kiflidir. Normalde 3000 kiflinin yemek yedi¤i Merkez Kampüs’te ise bu say› 200 civar›ndad›r. Cerrahpafla Kampüsü’nde yemekhanenin hastane içinde olmas› nedeniyle halka aç›k bir yemekhane 11 olmas›na ra¤men 120 civar›nda jeton sat›lm›flt›r. Yine Avc›lar’da da boykota kat›l›m oldukça güçlüdür yaln›zca 50 jeton sat›lm›flt›r. S›n›rl› bir çal›flmaya karfl›n ‹stanbul Üniversitesi’nin çeflitli kampüslerinde %95’e varan bir kat›l›mla gerçeklefltirilmifl olan boykot da göstermifltir ki, üniversite ö¤rencileri cephesinden özellefltirmeye dönük aç›k bir duyarl›l›k vard›r ve boykotla bu bir tutuma dönüfltürülebilmifltir. Önümüzdeki süreç güçlü bir tarzda ele al›nabilmelidir. Özellikle siyasal gençlik gruplar›n›n birleflik bir mücadele hatt› içerisinde olabilmeleri önemlidir. Bunun için kendili¤indenci tutumlar h›zla terk edilmelidir. Beraberinde sürecin örgütsüz ö¤rencilere aç›lmas› da ayr› bir önem tafl›maktad›r. Bunun için birleflik platformlar, birlikler, ama mutlaka karar alma sürecine ö¤rencilerin de kat›labilece¤i formlar oluflturulabilmelidir. Üniversitenin akademik kadrosu da konuyla ilgili taraflaflmaya zorlanmal›d›r. Bunlar›n yan›nda yemekhane iflçilerinin bugüne dek ne kadar harekete geçtiklerinden ba¤›ms›z sürece ilgileri güçlüdür. Onlarla ortak bir tutum gelifltirmek ve eylem hatt› örmek sonuç al›c› bir çal›flma için önemlidir. Aç›k ki süreç ajitasyona ve propagandaya s›k›flm›fl bir çal›flmayla kazan›lamaz. Eylemli bir hat örülmesi ve bu eylemlerin mümkün olan en genifl bilefleni içermesi gerekmektedir. Üç günlük bir çal›flmaya karfl›n baflar›l› bir uyar› boykotunun gerçeklefltirilebilmifl olmas› önümüzdeki süreç aç›s›ndan umut vericidir.
Ekim Gençli¤i / ‹stanbul Üniversitesi
Avc›lar’da ticari e¤itime do¤ru bir ad›m daha! E¤itimin ticarileflmesinin bir aya¤› paral› e¤itimken di¤er aya¤› da özellefltirmelerle üniversitelerin flirketlere parsel parsel peflkefl çekilmesidir. Son dönemde ‹stanbul Üniversitesi’nde bu dönüflüm h›zl› bir flekilde yaflanmaktad›r. Avc›lar’da ‹flletme Fakültesi’nde her sene yap›lan sponsorlu flenlik, geçen y›l itibariyle tüm fakültelerde yap›lmaya baflland›. Fakültelerde sürekli banka kartlar› sat›fl› için pazarlama elemanlar› dolafl›yor. Temizlik iflleri uzun süredir ihaleyle tafleron flirketlere veriliyor. Kap›larda yaklafl›k bir senedir ÖGB’ler konumland›r›lm›fl durumda. Tüm bunlar yetmezmifl gibi özellefltirme yolunda yeni bir ad›m daha at›ld›. ‹stanbul Üniversitesi’nin yemekhaneleri May›s bafl›nda gerçekleflecek olan ihaleyle özellefltirilecek ve Haziran itibariyle özellefltirilmifl yemekhaneleri kullanaca¤›z. ‹halenin iki büyük aday› var: Albayraklar ve Garanti Bankas›. Tüm birimlerini tek kalemde özellefltiremedikleri için
üniversitelerimizi parça parça sat›fla sunuyorlar. Kantinler, yemekhaneler, yurtlar, laboratuarlar, servisler özellefltiriliyor. ‹stanbul Üniversitesi yemekhanelerinin özellefltirilmesiyle sermayeye bir dilim pasta daha sunmufl olacaklar. fiu s›ralar SES, E¤itim-Sen, Tez-Koop ‹fl ve üniversite ö¤rencileri olarak ortak bir mücadele hatt› örme noktas›nda toplant›lar yap›l›yor. Bu tart›flmalar kendini tekrar eden bir durumda oldu¤u için biz Avc›lar Kampüsü’nde okuyan ö¤renciler olarak bu sald›r›y› ö¤rencilerin gündemine sokmak amac›yla çal›flmalar›m›z› yo¤unlaflt›raca¤›z. Geçen hafta boyunca yemekhanenin özellefltirilece¤ini anlatan ozalitler ast›k. Bu hafta bildiri da¤›tt›k, duvar gazetesinden özellefltirmeler yoluyla e¤itimin ticarileflmesinin boyutlar›n› teflhir etmeye çal›flt›k. Bildiri da¤›t›m› s›ras›nda ö¤rencilerin özellefltirmeye tepkili oldu¤unu gözlemledik. Önümüzdeki hafta yemekhanede aç›k bir kitle toplant›s› gerçeklefltirece¤iz. O toplant›dan ç›kacak kararlarla sonraki süreçte herkesin örgütleyicisi ve kat›l›mc›s› olabilece¤i çal›flmalar›m›za devam edece¤iz.
Ekim Gençli¤i/Avc›lar
Sald›r›n›n arkas›nda dolays›z olarak rektörlük var!..
‹stanbul Üniversitesi’nde polis-idare-sivil faflist iflbirli¤i sürüyor... 12
Gençlik bu sald›r›lar› püskürtecektir! 24 Mart günü ‹stanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi ve Merkez Kampüs’te efl zamanl› bir biçimde çevik kuvvet sald›r›s› gerçekleflti. Rektörlü¤ün üniversite içerisinde as›l› olan afifllerin indirilmesi do¤rultusundaki emri üzerine çevik kuvvet sald›r›ya geçti, afifllerin indirilmesini engellemek için bedenleriyle afifllere siper olan devrimci-demokrat ö¤rencilere azg›nca sald›rd›. Özellikle Fen-Edebiyat Fakültesi’nde sald›r›, afifllerin indirilmesinden sonra da devam etti, ö¤renciler kantinin içerisine kadar sürüldü. Kantinde oturan bütün ö¤renciler ayr›ms›z olarak fliddete ve biber gaz›na maruz kald›. Bu sald›r›lar›n sonunda Fen-Edebiyat Fakültesi’nde 20 ö¤renci yaraland›. Çevik kuvvetin çekilmesinden sonra ö¤renciler afiflleri tekrar ast›lar ve bir bas›n aç›klamas› düzenledikten sonra Adliye’ye suç duyurusunda bulundular. Çevik kuvvet sald›r›s› karfl›s›nda oldukça direngen bir tutum gösterildi. Üniversitede devrimci faaliyete sahip ç›k›lmas› iradesi d›flavurulmufl oldu. 27 Mart günü ise bütün ö¤rencileri “flafl›rtan” olaylar yafland›. O gün okula gelen ö¤renciler üniversitenin kantinini kapat›lm›fl ve kantin koridorunda yeralan bütün panolar›n sökülmüfl oldu¤unu gördüler. Henüz sabah 08.30 sular›nda üniversiteye çevik polis sevkiyat› bafllad› ve ard›ndan önceki gün yaflananlara benzer bir tablo yafland›. Önce devrimci, demokrat ö¤rencilere afifllerini kendi r›zalar›yla indirmeleri için süre verildi, uzlaflmaz bir tutumla karfl›lafl›nca da adeta üniversiteye bir operasyon gerçeklefltirdiler. Afiflleri indirmek noktas›nda ›srarc› olan rektörlük bir kez daha ö¤rencileri çevik kuvvetle karfl› karfl›ya getirmifl oldu. Daha sonra rektörlük ayn› zamanda sabah saatlerindeki dersleri iptal ederek polis sald›r›s›n› kamuoyundan gizleme çabas› içerisine girdi. 30 ö¤renciye karfl› yüzü aflk›n çevik iki koldan üniversiteye sokulmufl, ö¤renciler a¤›r sald›r› karfl›s›nda afifllerini koruma tutumunu sürdürmüfl, bu kez de ö¤rencilere biber gaz›yla müdahale edilmifltir. Sald›r› fakültede iki kez tekrarlanm›flt›r. Fen-Edebiyat Fakültesi ö¤rencileri sald›r› sonras›nda tekrar afifllerini asm›fllar ve bütün bu süre zarf›nda fakültedeki ö¤renciler aç›k bir biçimde sald›r›ya u¤rayan ö¤rencilere destek vermifltir. Fen-Edebiyat Fakültesi’ndeki sald›r›dan hemen sonra, bu sald›r›n›n bir benzeri Merkez Kampüs’te gerçekleflmifl ve burada da çevik kuvvet karfl›s›nda ö¤renciler say›sal olarak az olmalar›na karfl›n net bir durufl sergilemifl ve sald›r› sonras› afifllerini tekrar asm›fllard›r. ‹ki güne yay›lan sald›r›lar›n ard›ndan 28 Mart günü sald›r› sürdürülmemifl, ancak devrimcidemokrat ö¤renciler cephesinden güçlü bir teflhir çal›flmas› örülmüfltür. ‹stanbul Ünivesitesi’nde yaflanan bu sald›r›lar aç›k ki geçen sene gerçekleflen rektörlük de¤iflikli¤ine ba¤lanabilecek kadar
basit de¤ildir. Aksine bir bütün olarak üniversiteleri hedef alan neo-liberal sald›r›lar›n hayat bulmas› için üniversitedeki muhalefeti sindirmeyi amaçlayan sistemli sald›r›lard›r. ‹stanbul Üniversitesi e¤itimin ticarileflmesi sürecine ayak uydurabilmek için çok yönlü bir dizi ad›m atm›fl, bu sene de gündemine yemekhanenin özellefltirilmesini alm›flt›r. Bu ad›mdan önce, üniversitenin dinamik güçlerinin üniversiteden uzaklaflt›r›lmas›, üniversite ö¤rencilerinin gündeminin çarp›t›lmas›, temel bir yaklafl›m olarak a盤a ç›km›flt›r. Bu çerçevede ilk elden faaliyetin aç›ktan yürütüldü¤ü alanlar sald›r›ya u¤ram›flt›r. Ancak gerek polis, gerekse iflbirlikçi rektör ‹stanbul Üniversitesi’nde geçmiflten gelen devrimci gelenekle bir kez daha karfl›laflm›flt›r. Ö¤renciler üniversitelerine sahip ç›kacaklar›n›, satt›rmayacaklar›n› pratik tutumlar›yla göstermifltir. Gençlik hareketinin içinde bulundu¤u zay›f ve parçal› tablodan güç alan sermaye, e¤itimin ticarilefltirilmesi bafll›kl› sald›r›lara da uygun zeminler yaratmaktad›r. Bu çerçevede gençlik hareketinin öznesi olan siyasal gençlik gruplar›na ve do¤rudan bu sald›r›n›n muhatab› olan gençlik kesimlerinin bütününe sorumluluk düflmektedir. Zira sald›r›lar›n kapsam› genifltir ve esas›nda sald›r›ya u¤rayan iflçi ve emekçi kesimlere mensup gençli¤in gelece¤idir. Bu çerçevede fiziki sald›r›lar noktas›nda ortaya konulmas› gereken tutum tart›flmas›z direnifltir. Bu tutum, ‹stanbul Üniversitesi’nde gerçekleflen her iki sald›r›da da üniversitede bulunan bütün güçler cephesinden ortaya konulmufltur. Ancak fiziki sald›r›y› püskürtebilmek için aç›kt›r ki fiili direnifl yeterli olmayacakt›r. Bu noktada bütün siyasal gençlik gruplar›, sald›r›lar›n zeminini yaratan ve yayg›nlaflan apolitizmi k›rmak, politik faaliyeti güçlendirerek gençlik kesimleri ile aras›ndaki aç›y› ortadan kald›rmak sorumlulu¤u ile karfl› karfl›yad›r. Elbette di¤er elzem bir sorumluluk da sald›r›lara karfl› mücadelenin birleflik bir tarzda örülebilmesidir. Gençlik hareketine bugün egemen olan parçal› tablo afl›lmad›¤› yerde, bu sald›r›lar›n önünün kesilmesi beklenmemelidir. Gençlik hareketi içerisindeki özneler üzerilerine düflen sorumlulu¤u yerine getirdikleri yerde aç›k ki sald›r›lar› püskürtmesi iflten de¤ildir. Zira bu iki günlük sald›r›lar karfl›s›nda ortaya ç›kan irade göstermifltir ki, gençlik hareketi bugünkü geri çekilmifllik düzeyine karfl›n güçlü dinamikler bar›nd›rmaktad›r. Ekim Gençli¤i olarak sald›r›lar karfl›s›nda duyarl› tüm özneleri görev bafl›na ça¤›r›yor ve esas›nda üniversitelerin yeniden yap›land›r›lmas› sürecini güçlendirmek için yarat›lmak istenen apolitizme karfl› politik mücadeleyi yükseltmeye ça¤›r›yoruz!
Ekim Gençli¤i/‹Ü
‹Ü’de polis sald›r›s› protesto edildi!
etmek amac›yla E¤itim-Sen ve di¤er demokratik kitle örgütlerinin da kat›l›m›yla bas›n aç›klamam›z› gerçeklefltirdik. 130 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›n› temelde iki gündem üzerinden flekillendirdik. Birincisi do¤al olarak okulda yaflanan sald›r› süreci, ikincisi ise ayn› gün Fransa’da yaflanan sald›r› sürecini ve gerçeklefltirilen 13 boykotun Türkiye’de yaflananlarla aras›ndaki paralellikti. E¤itim Sen de bas›n aç›klamas›nda bir metin okudu. A¤›rl›kl› olarak Mesut Parlak yönetiminin gerici yan›na vurgu yapan E¤itim Sen, sald›r›lar›n karfl›s›nda yerald›¤›n› ve afifl asman›n bir ifade özgürlü¤ü oldu¤unu, esas›nda bu yönetimin ifade özgürlü¤ünü karfl›s›na ald›¤›n› ifade etti. Üniversite ö¤rencilerinin okudu¤u metinde ise olaylar anlat›ld› ve fiziki sald›r›lar›n ard›nda yatan esas sald›r›ya, yani üniversitelerin özellefltirilmesi, parsel parsel sat›lmas› gerçe¤ine dikkat çekildi. Ayr›ca Fransa’daki boykot selamland›. Bas›n aç›klamas› okunduktan sonra Fransa’daki çeflitli ö¤renci ve ö¤retim eleman› sendikalar›n›n destek mesajlar› okundu. Beyaz›t Marfl› ile son bulan bas›n aç›klamas› oldukça coflkulu geçti. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan fakülteye toplu döndük ve okula kimlik göstermeksizin sloganlarla girifl yapt›k.
‹stanbul Üniversitesi’nde 24 Mart günü polis adeta bir operasyon gerçeklefltirmifl, 20 ö¤rencinin yaralanmas›na yolaçm›flt›. Faflistlerin elinde olan Türkçe Yaflam Kulübü’nün düzenleyece¤i 18 Mart etkinli¤i öncesi FenEdebiyat Fakültesi’nde yaflanan sald›r› sonucunda sonuna kadar direndik ve afifllerimizin fakülte duvarlar›nda as›l› kalmas›n› sa¤lad›k. Sald›r›n›n ard›ndan 100’ü aflk›n ö¤rencinin kat›ld›¤› bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik ve ard›ndan Fakülte’nin Laleli kap›s›ndan Sultanahmet Adliyesi’ne kadar sloganlarla yürüyüp, burada suç duyurusunda bulunduk. Oldukça güçlü bir direnifl sergilenmifl olmas›na karfl›n bas›n aç›klamas›n›n erken bir saatte örgütlenmifl olmas›, faflistlerin örgütledikleri etkinli¤e müdahalesiz kal›nmas›na neden oldu. FenEdebiyat Fakültesi Ekim Gençli¤i olarak suç duyurusu Fen-Edebiyat Fakültesi/Ekim Gençli¤i sonras›nda fakülteye dönülmesi noktas›nda ›srarc› bir tutum sergilememize ra¤men bu yönde ortak bir e¤ilim oluflturulamad›. ‹stanbul Üniversitesi’nde 24 Mart günü yaflanan polis sald›r›s›n›n ard›ndan, 27 Mart günü de hem Fen-Edebiyat Fakültesi’nde, hem de Merkez Kampüs’te çevik kuvvet Geçen dönem üniversite yönetimi birçok ö¤rencinin evini arayarak, ekiplerince ardarda afifllerin indirilece¤i okulda mücadele yürüten gençleri ailelerine flikayet ediyordu. Sonras›nda gerekçesiyle üniversiteye girildi. Afifllerine a¤layarak telefon eden anneler, “çocu¤um sen orada ne yapm›fls›n öyle?” sahip ç›kan ö¤rencilerin engel olma diye arayan babalar, “Bak hocan ça¤›r›yor bir yan›na gidiver, ak›ll› uslu çabalar›na biber gazlar›, coplar ve tekmelerle konufl”la biten nasihatler geçen döneme damgas›n› vurmufltu. Ayn› zamanda yan›t verildi. Sald›r›n›n rektörlük emriyle yemekhaneye da¤›t›lan her bildiriyi toplamaya çal›fl›yorlard›. Bu psikolojik gerçeklefltirildi¤i gizlenmedi, aksine olarak y›ld›rma politikas›n›n yan›s›ra ÖGB’ler hergün afifllerimize sald›r›yordu. ö¤renciler bir de soruflturulmakla tehdit Avc›lar Kampüsü’nde bu bask›c› tutum Newroz’dan bir hafta önce iyice edildi. su yüzüne ç›kt›. ÖGB’lerin kantin giriflindeki afiflleri y›rtt›klar›n› gördük, Fen-Edebiyat Fakültesi Ekim Gençli¤i engellemek ve fakülteden ç›karmak için orada bulunan bütün siyasetlerle olarak bütün sald›r› boyunca, üniversite girifle gittik. ÖGB’ler üzerimize çullanmaya kalkt›lar. Arkalar›ndan gelen içerisinde faaliyet yürüten di¤er gençlik fakülte sekreterine “nedir bu uygulama?” diye sorduk. Sekreter, gruplar› ile beraber afifllerimize sahip ç›kt›k “Rektörlükten yasak geldi bu afifller as›lmayacak, çenenizi kapat›n” diyerek ve her iki gün yaflanan sald›r›n›n ard›ndan da oray› terk etti. ÖGB’ler tekrar üzerimize gelmeye kalk›flt›lar, onlar› d›flar›ya ç›kartt›k. Bu olaydan 2 gün sonra ‹lçe Emniyet Müdürü okula geldi, yönetimle afifllerimizi inatla yapt›k. görüfltü. Ard›ndan Dekan, Dekan Yard›mc›s›, Fakülte Sekreteri, Kampüs 27 Mart günü gerçekleflen sald›r›n›n Koordinatörü kantin girifline gelip afifllerin derhal kald›r›lmas›n› söyledi. O ard›ndan bas›na dönük aç›klamalar yapt›k, s›rada bir tek bizim afiflimiz ve ozalitimiz durmaktayd›. Tart›flman›n ard›ndan bütün okulda sald›r›y› teflhir ettik ve ertesi gittiler. gün için bir bas›n aç›klamas› örgütlemek, Geçti¤imiz 23 Mart günü de rektörün 15 dakika u¤ramas› üzerine demokratik kitle örgütlerinin de kat›l›m›n› ÖGB’ler tüm afiflleri toplamaya bafllad›lar. ÖGB’lerle tart›flmam›z s›ras›nda sa¤lamak karar› ald›k. rektörle birlikte 10 kiflilik ö¤retim üyesi ve güvenlikten oluflan grup yan›m›za do¤ru ilerledi. Rektöre bu uygulamalar›n nedenini sorduk. Bize anlams›z 28 Mart günü sabah okula girilince ortak birkaç cümle söyleyip apar topar gitti. afifl çal›flmas› yapt›k. Oldukça yayg›n bir Son dönemde di¤er üniversitelerde oldu¤u gibi Avc›lar Kampüsü’nde de biçimde afifl yapmam›za karfl›l›k, herhangi bask›lar sürüyor. Ancak bask› ve yasaklamalar ifle yaramayacak. Devrimci bir sald›r›yla karfl›laflmad›k. Saat 13.00’te ise iradeyle yürüttü¤ümüz faaliyetimizi hiçbir engel tan›madan sürdürece¤iz. üniversitede yaflanan sald›r›lar› protesto
Avc›lar Kampüsü’nde yeni dönemde bask›lar
Avc›lar Ekim Gençli¤i
Sakarya’da linç giriflimi… 14
Sermaye iktidar›n›n sald›r›lar› er geç bofla düflecektir! 2005 Newroz’unda yaflanan bayrak provokasyonuyla birlikte t›rmand›r›lan flovenist histeri dalgas› geçti¤imiz bir y›l içerisinde katlanarak büyümüfl, bütün bir y›l boyunca çok say›da linç giriflimi, katliam, polis sald›r›s›, sivil faflist sald›r› vb. yaflanm›flt›r. Kürt halk›n›n her türlü meflru hak talebinin karfl›s›nda azg›nca sald›r›ya geçen düzen, Kürt sorunu konusundaki uzlaflmaz tavr›n› sürdürmektedir. Öte yandan, dünya genelinde yürütülen terör karfl›t› kampanya yans›mas›n› Türkiye’de de bulmufl, devrimci, demokrat kesimler bir kez daha yo¤un bir sald›r› dalgas› ile karfl› karfl›ya kalm›flt›r. Devrimci demokrat güçlere dönük devlet terörü yeni de¤ildir. Sermaye iktidar› AB sürecinin bas›nc›yla demokrasi maskesine s›k› s›k›ya sar›ld›¤› günlerde dahi uygulad›¤› terörü bir kenara b›rakmam›fl, üstü örtülü uygulama yolunu tercih etmifltir. Dünya ölçüsünde terörizme karfl› mücadele ad› alt›nda gerçeklefltirilen sald›r›lardan da güç alan sermaye iktidar›, geleneksel yöntemlerini fliddetlendirerek tekrar piyasaya sürmüfltür. Bugün bilinen kirli araçlar bir kez daha devrededir. Kitle provokasyonlar›yla ortaya ç›kan linç giriflimleri, sivil faflistlerin tasmalar›n›n çözülmesi gibi bir dizi örnek verilebilir. 2005 Newroz’unu takip eden sald›r›lar›n son bir örne¤i de Sakarya’da yaflanm›flt›r. Ortak örgütlenecek K›z›ldere anmas›n›n afifllerinin yap›ld›¤› s›rada, çevredeki faflist provokatörlerin “Abdullah Öcalan’›n resmini as›yorlar” demesi üzerine toplanan kalabal›k, afifl yapan dernek üyesi ö¤rencilere sald›rm›fl, linç etme girifliminde bulunmufllard›r. Yak›nda bulunan bir pasaja s›¤›nan dernek üyeleri, h›zla derne¤e ve demokratik kurumlara haber ulaflt›rmaya çal›flm›fllard›r. Haberin ulaflmas› üzerine o esnada SAÜ-DER’de bulunmakta olan bir Ekim Gençli¤i okuru ve YDG okuru dernek üyesi ile, DTP il baflkan› olay yerine gelmifllerdir. Olay yerinde yaklafl›k 2000 insan toplanm›fl ve pasaja girmeye çal›flmaktad›r. Polis gözetiminde afifl asan üyelerin pasajdan ç›kart›lmas›n›n ard›ndan, kitle içerisinde bulunan sivil faflistlerin olay yerine gelen arkadafllar› fark etmeleri ve bunun üzerine kitleyi provoke ederek, arkadafllara yönlendirmesi üzerine ikinci bir linç giriflimi yaflanm›fl, arkadafllar ciddi düzeyde dayak yemifllerdir. Polisin her nas›lsa bir türlü da¤›tmad›¤› kitle, ara sokaklara da¤›lm›fl ve ard›ndan önce DTP binas›na girerek, içindeki tüm eflyalar› yakm›fl, daha sonra da SAÜ-DER’e giderek içeride ne varsa tahrip etmifltir. Olaylar sonras›nda sald›rgan faflist güruh aras›ndan gözalt›na al›nanlar›n say›s› bir elin parma¤›n› geçmezken, afifl asan arkadafllar, t›pk› Trabzon’daki linç giriflimde oldu¤u gibi sald›r›ya u¤rayan taraf olmalar›na bak›lmaks›z›n göz alt›na al›nm›fllard›r. fiafl›rt›c› de¤ildir, aç›k ki bu durum burjuva düzenin adalet anlay›fl›n›n bir yans›mas› ve taraf olmas›n›n do¤al sonucudur. Önümüzdeki süreçte devrimci demokratlara ve Kürt halk›na dönük sald›r›lar›n fliddetlenece¤i aç›kt›r. Diyarbak›r’da günleri bulan olaylar ve sermaye iktidar›n›n rolü aç›kça bunu göstermektedir. Son birkaç y›l içerisinde ceza hukuku alan›nda giriflilen reform harekat›n›n iflaret etti¤i yön de ayn›d›r. Artacak
sald›r›lara devrimci hareket haz›rl›kl› olmal› ve flimdiden düzenin propagandas›n› çürütecek karfl› propaganday› güçlü bir teflhirle beraber yürütebilmelidir. Sermaye iktidar› tarihi boyunca devrimcilere sald›rm›fl, iflçi ve emekçi kesimlere dönük sald›r›lar›n›n kendini vuracak sonuçlar üretmesini hep bu yolla engellemeye çal›flm›flt›r. Ancak yine ayn› sermaye iktidar› ne kadar sald›r›ya girifltiyse, o kadar baflar›s›zl›k yaflam›fl, bu co¤rafyan›n devrimcileri her dönem sald›r›lar› gere¤ince yan›tlamay› bilmifllerdir. Sald›r›lar karfl›s›nda üstümüze düfleni yap›p mücadeleyi büyüttü¤ümüzde, bu sald›r›lar eninde sonunda bofla düflmeye mahkumdur.
Ekim Gençli¤i
Soruflturmalar geri çekilsin! Geçti¤imiz dönem SAÜ-DER “bireycili¤e ve yabanc›laflmaya karfl› birliktelik ve dayan›flmay› örelim” fliar›yla gençlik flöleni düzenlemiflti. Ö¤renci derneklerinin okul içerisinde faaliyet yürütme hakk› oldu¤u halde, masa aç›lmas›na okul yönetimince izin verilmemiflti. SAÜ-DER’li dört ö¤renciye izinsiz masa açt›klar› gerekçesiyle soruflturma aç›ld›. 29 Aral›k’ta aç›lm›fl bu keyfi soruflturma halen sonuçland›r›lm›fl de¤il. Bu da gösteriyor ki, okul yönetimi soruflturmalar›n sonuçlanmas› için s›nav tarihlerini beklemektedir. Bunun üzerine SAÜ-DER’li ö¤renciler, 29 Mart Çarflamba günü bir bas›n aç›klamas› düzenleyerek rektörlü¤ün bu tutumunu k›nad›lar. “Soruflturmalar geri çekilsin” pankart›n›n aç›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda flunlar söylendi: “Bugün üniversiteler ticarethane mant›¤›yla iflletilmektedir. Birçok ticari iflletme, okul içerisine rahatl›kla girip, ürünlerini rahatl›kla pazarlayabilirken, ö¤renci örgütü olan, onlar›n demokratik, akademik, bilimsel istemlerini dile getiren, bu do¤rultuda mücadele eden SAÜ-DER’in, okul içerisindeki faaliyet yürütme hakk› engellenmeye çal›fl›l›yor. SAÜ-DER ö¤renci haklar› için verdi¤i mücadeleye sonuna kadar devam edecektir.” Yaklafl›k 40 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda “Yaflas›n paras›z bilimsel, demokratik e¤itim!”, “YÖK’e hay›r!”, “Soruflturmalar, bask›lar bizi y›ld›ramaz!”, “Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleflecek!”, “Ö¤renciler derne¤e, mücadeleye!” sloganlar› at›ld›. Eyleme DTP, SDG ve Sakarya Gençlik Derne¤i de destek verdi. Bask›lar bizi y›ld›ramaz!
Sakarya Ekim Gençli¤i
15
Sözleflmeli ö¤retmenlik...
16
Kölelik mi? E¤itimcilik mi? Uluslararas› düzlemde küresel kapitalizmin yeni sömürü politikas› olarak gündeme gelen neo-liberal politikalar Türkiye’de de h›zla yaflama geçiriliyor. Neo-liberal politikalar›n anayasas› olan GATS ile, milyonlarca emekçi, uzun y›llar difle difl verdikleri mücadelelerle kazand›klar› ve kamusal hizmet çerçevesinde kullanabildikleri tüm haklar›ndan mahrum b›rak›l›yor. Önce ifl yasas›yla iflçi s›n›f›n›n tüm tarihsel kazan›mlar›n› bir anda t›rpanlamay› hedefleyen sermaye düzeni, flimdi de Kamu Yönetimi Temel Kanunu ile kamusal hizmet alan›n› tasfiye ederek, Türkiye iflçi ve emekçilerinin tüm tarihsel kazan›mlar›n›, GATS hükümlerine uygun bir biçimde geri almak istiyor. Kamusal hizmet alanlar›n› bir bir satarak, yer yer ticari uygulamalarla birer dükkan haline çevirerek kamusal hizmeti piyasaya aç›p bir rant alan› haline getirmeyi ve emekçilerin s›rt›ndan patronlar›n ceplerine daha fazla kâr aktarmay› hedefliyor. ‹flte bu sald›r›lar›n Türkiye’deki temel uygulamalar›ndan biri olan Kamu Yönetimi Temel Kanunu, kamusal hizmetlerin ticarilefltirilmesi ve bu hizmetlerin piyasa koflullar›na uydurulmas› aç›s›ndan yayg›n bir sald›r›y› ifade ediyor. Bu kanunun kapsad›¤› temel sald›r› alanlar›ndan biri de Personel Rejimi Reformu’dur. Personel Rejimi Reformu’nu befl bafll›k alt›nda incelemek mümkün. Bunlar, sözleflmeli personel, toplam kalite yönetimi (TKY), esneklik, performansa dayal› ücretlendirme ve norm kadro uygulamalar›d›r. Tüm bu uygulama alanlar›, kamusal hizmet alanlar›nda ifl güvencesini ortadan kald›rmak, emekçileri yaln›zlaflt›rmak, güvencesizlefltirmek, iflsizlik tehdidiyle kölece çal›flma koflullar›na mahkum etmek için düzenlenmifl olup, kamusal hizmeti piyasan›n ac›mas›z koflullar›na adapte edebilmek için h›zla yaflama geçirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Personel Rejimi Reformu’nun bu befl bafll›¤›n›n birbiriyle organik olarak ba¤l› olmas›n› göz önünde tutarak, son zamanlarda özellikle e¤itim emekçilerini ve e¤itim fakülteleri ö¤rencilerini ilgilendiren sözleflmeli ö¤retmenlik atamalar›na dair bir bak›fl aç›s› ortaya koymay› ve bu çerçevede neler yap›lmas› gerekti¤ini tart›flmay› amaçl›yoruz.
Binlerce e¤itim emekçisi sermayenin ücretli köleleri haline getiriliyor! Personel Rejimi Reformu’nun temel ilkesi, “devlette asli ve sürekli görevler belirlenmesi ve bu görevleri yürütenlerin d›fl›ndakilerin ‹fl Yasas›’na göre çal›flt›r›lmas›”d›r. Bu anlamda, kamu emekçilerinin istihdam flekilleri, tam ve k›smi zamanl› çal›flan sözleflmeli personel ve geçici personel biçiminde yeniden düzenlenmektedir. Yönetici tak›m› ve emniyet güçleri haricinde tüm kamu emekçilerini bu istihdam biçimine tabi k›lan reform, bu yönüyle yüzbinlerce kamu emekçisini ifl güvencesiz çal›flmaya, sosyal güvenlikten yoksunlu¤a, iflsizli¤e ve yoksullaflmaya mahkum ediyor. Kamu emekçilerinin çok önemli bir kesimini oluflturan e¤itim emekçilerinin statülerinin ‹fl Yasas›’na tabi k›l›nmas›, binlerce
e¤itim emekçisini bu yasan›n hükümlerine ba¤layarak ö¤retmenli¤i kölelik koflullar›na mahkum etmektedir. Her fleyi patronlar yarar›na düzenleyen ‹fl Yasas›, “ifl” tan›m›n› da bütünüyle de¤ifltirmekte, tüm çal›flma koflullar›n› esnek biçimlere göre düzenlemektedir. Sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas› da, sermayenin bu hedefleri çerçevesinde düflünülmelidir. Bu anlamda, sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas›n›n en kritik aya¤›, süreklilik, sistem ve düzen isteyen bir meslek olarak ö¤retmenli¤in piyasa koflullar›na uydurulmas› için bütün temel özelliklerinden vazgeçilmesini gerektirmesidir. Bundan böyle hiçbir ö¤retmen, iflsizlik, yoksullaflma, güvencesiz çal›flma ve sosyal güvenlik hakk›ndan, sa¤l›k, ulafl›m vb. haklar›ndan mahrum b›rak›lma tehdidi olmaks›z›n çal›flamayacak. Bu ise, ö¤retmenlik mesle¤ini darbeleyen, e¤itim emekçilerini verimsizlefltiren ve s›radan ücretli köleler statüsüne sokan bir sald›r› anlam›na gelmektedir. Zira, bu sald›r›, reform tasla¤›nda aç›kça flöyle ifade edilmektedir: “Bulundu¤u kurumda veya baflka kamu kurumlar›nda bu kanuna göre aral›ks›z 10 y›l süreyle sözleflmeli personel olarak istihdam edilmifl olanlar›n, bu kanunda ve sözleflmelerinde gösterilen görev, yetki ve sorumluluklar› ihmal etmedikleri sürece sözleflmeleri yenilenir.” Performansa dayal› ücretlendirme ile, toplam kalite yönetimi ile, norm kadro yönetmelikleri ile, çal›flma koflullar›, ücretleri, gelecekleri amirlerinin iki duda¤› aras›na b›rak›lan e¤itim emekçileri, böylece koflulsuz bir itaâte, kifliliksizleflmeye sürükleniyorlar. Haks›zl›¤a karfl› seslerini ç›karmalar› böylesine engellenen e¤itim emekçilerine sendikalaflman›n hiçbir koflulda reva “Mezun oldu¤umuz günden bu yana atanmay› görülmeyece¤i ise çok aç›k. Sendikal örgütlenmenin önündeki bekleyen bizler, flu zamana kadar atanaca¤›z diye bizden tüm yollar kapat›l›yor, e¤itim emekçilerinin örgütlenmesinin önüne geçilmifl olunuyor. Görünürde sendikal haklar›n istenen herfleyi yapt›k: 40 kredilik ‹ngilizce sertifikas›, tan›nm›fl olmas›na karfl›n, sendikal çal›flma içerisinde bulunan pedagojik formasyon vs... Peki ne oldu? Cebimizden emekçilerin sözleflme yenileme sürecinde sendikal paralar ç›kt› ve biz atanamad›k. Mezun ve sertifikal›, faaliyetlerinin nas›l bir tehdit olarak kullan›laca¤› çok aç›k bir formasyonlu iflsizler olduk. gerçektir. Biz üniversiteden "k›sm› zamanl› geçici dil ö¤reticisi" Öte yandan, sosyal güvenlik haklar›n›n da olarak mezun olmad›k. Böyle bir tan›mlaman›n gerçekli¤i t›rpanlanmas›yla, binlerce emekçi giderek “Bireysel Emeklilik Sistem”ine mahkum edilecek, emekçilerin gelece¤ini k›s›tl› da yok, hak ihlali var. Çünkü bu uygulama e¤itimde olsa güvence alt›na alan tüm olanaklar t›rpanlanm›fl olacakt›r. süreklilik ve eflitlik ilkesine ayk›r›d›r. ‹flsizlik tehdidiyle de birleflti¤inde, emekçileri nas›l bir Bakanl›k 20 bin kadrodan önce 2006-1 atama ifllemine geleceksizli¤in bekledi¤i aç›kça ortaya ç›k›yor. bafllamadan önce sözleflmeliler kadroya geçiriliyor, Tüm bu sistem, emekçilerin güvencesiz çal›flma öncelik hakk› veriliyor diye demeçler veriliyor ve hep koflullar›na mahkum olmalar›na sebep olurken, ayn› zamanda ayn› sonuç; kand›r›l›yoruz. e¤itim alan›nda sonu belirsiz bir ticarileflme sürecinin de Ve tarih 01.02.06 itibariyle elektronik baflvuru önünü aç›yor. Ücretli eme¤in bu derece pervas›z bir biçimde piyasaya sunulmas›, e¤itim alan›nda ticarileflmenin baflka bir k›lavuzunda alan›m›z›n ç›kmad›¤›n› gördük. Bilgi yans›mas› olarak göze çarp›yor. ifllemden ald›¤›m›z bilgilere göre bizlerin 4. öncelikte
“Biz üniversiteden ‘k›sm› zamanl› geçici dil ö¤reticisi’ olarak mezun olmad›k”!..
Komünist e¤itim ö¤rencileri
Sözleflmeli ö¤retmenleri bekleyen bafll›ca sorunlar * ‹fl güvencesi yok, sözleflmeler 1 y›l ile s›n›rl›. * Sözleflme feshinde objektif ve somut kriterler yok. *Kadrolu memur al›m›nda sözleflmelilere öncelik tan›nm›yor. * Baflka bir kurum veya ile nakle olanak tan›nm›yor. (efl durumu dahil) * Y›lda 30 günden fazla hastal›k izni kullan›lam›yor, 30 günün üstündeki hastal›k izinlerinde yar› ücret ödeniyor. * Mesai kavram› "ifl bitimi" olarak tarif ediliyor. * Ayn› ifli yapanlar aras›nda dahi ücret adaletsizli¤i var. * Ayn› ö¤renim durumuna sahip olmas›na ve ayn› ifli yapmas›na karfl›n farkl› haklar ve ücrete sahip çeflitli kadrolar oluflmakta. Örnek: normal ö¤retmen, vekil ö¤retmen, sözleflmeli ö¤retmen (K›smi Zamanl› Geçici Ö¤retici), asker ö¤retmen...
oldu¤umuz söylendi. Bu yaflananlardan gördü¤ümüz, anlad›¤›m›z MEB gibi resmi bir kuruluflun emeklerimizi göz ard› etti¤i ve bizi ciddiye almad›¤›d›r. Bize sundu¤u tek fley formalite olarak baflvuru imkan›d›r. Çal›flmalar›na bafllad›¤›m›z sadece Almanca, Frans›zca ö¤retmenlerine de¤il mezun olduktan sonra bu zorluklar› yaflayacak olan e¤itim fakültesi ö¤retmen adaylar›na, atanamayan tüm branfllardaki ö¤retmenlere ve önümüzdeki dönem e¤itimle ilgili ç›kan yasalarla baflka türlü zorluklar yaflayacak olan kadrolu e¤itimcilere ve e¤itimin tüm unsurlar›na, gelin bu mücadeleyi hep birlikte örelim. E¤er bizler sahip ç›kmazsak bu sorunlara, hepimizi daha zor günler bekleyecek. Ama biz sesimizi ç›kar›rsak, bir ad›m atarsak, birileri pervas›zca davran›p bizleri görmezden gelerek davranamayacakt›r.”
(Frans›zca bölümünden mezun olup Ordu'da sözleflmeli ö¤retmenlik yapan Nihat Ayd›n adl› e¤itim emekçisi ile “e¤itim güncel”in yapt›¤› röportaj›n bir bölümüdür...)
17
Dan›fltay sözleflmeli ö¤retmenlik genelgesinin yürütmesini durdurdu... 18
Sözleflmeli çal›flma devam ediyor! Dan›fltay 12. Dairesi, Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n "K›smi zamanl› geçici ö¤reticilik" konulu genelgesinin iptali ve yürürlü¤ünün durdurulmas›na karar verdi. Karar›n gerekçesinde, ö¤retmenlik mesle¤ine nas›l bafllanaca¤›n›n yasalarda bulundu¤una ve ö¤retmenli¤in bir kariyer mesle¤i oldu¤una iflaret edilerek, ö¤retmenli¤in, Devlet Memurlar› Yasas›’na göre asli ve sürekli görevlerden oldu¤u belirtildi. Gerekçede, özellik gerektiren kurslar için ö¤retici s›fat›yla ö¤retmenlerin görevlendirilebilece¤i, ancak genelgenin bu kapsam›n d›fl›na ç›kt›¤› vurguland›. MEB’in "bir ö¤retim y›l›nda 10 ay› geçmemek üzere k›smi zamanl› geçici ö¤retici çal›flt›r›labilmesine" iliflkin karar›n›n ard›ndan, Milli E¤itim Bakanl›¤› 1 Eylül 2005’te dava konusu genelgeyi yay›nlam›flt›. 2005-2006 ö¤retim y›l›nda bu kapsamda 20 bin ö¤retici çal›flt›r›lmas› öngörülüyordu.
Sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas› gerçekten durdu mu? Sözleflmeli ö¤retmen al›m› 1999 y›l›ndan bu yana yayg›n olarak yürürlükte olan bir uygulamad›r. Zira bu uygulaman›n arka plan›na bak›ld›¤›nda, s›n›rlar› e¤itim emekçilerini aflmakta, neo-liberal uyum politikalar› çerçevesinde sistemin yaflad›¤› bütünsel dönüflümlerden kaynaklanmaktad›r. Bugün sistem kamu hizmetleri alan›n› bir bütün olarak tasfiye etmek için büyük bir u¤rafl vermektedir. Kamusal alan›n tasfiyesi sürecinin zorunlu sonucu ise sözleflmeli ö¤retmenlik dayatmas›n›n kendisidir. Sermaye, ihtiyaç duydu¤u personeli kadrolu olarak almamakta, do¤an bofllu¤u “sözleflmeli personelle” doldurmaya çal›flmaktad›r. Sorunun bir di¤er yan› ise sözleflmeli personel al›m›n›n çeflitli biçimlerde geçmiflten beri devam eden bir uygulama olmas›d›r. Merkezi atamalara dair genelge yay›nlanmadan önce de sözleflmeli personel al›m› ‹lçe Milli E¤itim Müdürlükleri taraf›ndan devam etmekteydi, bugün de bu uygulamada bir de¤ifliklik yaflanmad›. Öte yandan sözleflmelerin yine önemli bir k›sm› do¤rudan okullarla yap›lmakta ve sözleflmeli personelin ücretleri Okul Aile Birli¤i vb. üzerinden velilere ödetilmektedir. Halihaz›rda devam eden bu uygulamada da öze iliflkin bir
vs.) en genifl bileflene ulaflabilmek gibi bir sorumlulu¤umuz da var. Kitle çal›flmas› deneyimlerimizin birikti¤i bu dönemde, bu birikimi daha ileri bir düzeye ç›karabilmenin etkin yol ve yöntemlerini bulmak durumunday›z. Örne¤in e¤itim fakültelerinde akademisyenlerin kampanyaya etkin deste¤inin nas›l örgütlenebilece¤i, ortaya ç›kan dinami¤in ne tür eylem süreçleri içinde gelifltirilece¤i gibi bafll›klar kitle çal›flmas›n›n etkin birer parças› olarak ayr›nt›lar›yla planlanmal›d›r. Bu iddian›n kendisi, bir yan›yla da gençlik kurultay›n› güçlendirecek yerel esnek örgütlülükler deneyimlerini yaratma potansiyeli anlam›nda da önemli bir ad›m› temsil ediyor. Merkezi ve yerel tüm olanaklar› de¤erlendirmek, kimi zaman etkin yerel çal›flmalar ve örgütlülükler oluflturmak, kimi zaman bu örgütlülüklerin kendilerini merkezi bir platforma tafl›yarak taçland›rman›n araçlar›n› yaratmak, bu alanda yaratmaya haz›rland›¤›m›z deneyimin temel köfle tafllar›n› oluflturuyor. E¤itim fakültelerinde yaratmay› hedefledi¤imiz bu toplam deneyimi, bu mücadelede esas olarak aktif olmas› gereken e¤itim emekçilerine bir mücadele deneyimi örne¤i olarak sunulmas›n›n da ayr› bir de¤eri var. Mütevazi de olsa deneyimlerimizi yayman›n imkanlar›n› arayaca¤›z. Ancak bu süreçte E¤itim Sen’in icazetçi çizgisiyle uzlaflan, sendikan›n yer yer çal›flman›n politik çizgisini paralize etmesine sebep olan ve genelde de sözde kalan örgütlülük modellerine tak›lmadan, ö¤rencilerin gücüne güvenen etkin bir kitle çal›flmas› ve örgütlenmesi çizgisi izleyece¤iz. Gençlik hareketinin sorunlar›n›n afl›lmas› konusunda ciddi bir deneyim yaratabilece¤imiz bu politik gündeme etkin bir flekilde yüklenelim.
E¤itim ö¤rencileri ve sözleflmeli ö¤retmenlik...
de¤ifliklik bulunmamaktad›r. Milli E¤itim Bakanl›¤› rakamlar›na göre Türkiye’de ö¤retmen a盤› 165 bindir. Bakanl›k, kalan bofl kadrolara ö¤retmen atamak yerine ifl güvencesiz ve düflük ücretli çal›flacak sözleflmeli ö¤retmen almay› tercih etmektedir. Bu merkezi atama yoluyla da olsa, yerel ölçekte de olsa, okul düzeyinde de olsa temel bir yönelimdir ve bu yönelimde sermaye ad›na bir de¤ifliklik bulunmamaktad›r. Sermaye devleti bu a盤› kölelik koflullar› ile çal›flan ö¤retmenlerle doldurmak istemektedir. Sözleflmeli personel al›m›n›n temel amac› da budur.
Sözleflmeli ö¤retmenli¤e hay›r, haklar›m›z için mücadeleye! E¤itim ö¤rencileri olarak haklar›m›z için mücadele etmek ve örgütlenmek d›fl›nda bir yolumuz bulunmuyor. Sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas› kamunun bir bütün olarak tasfiyesi sald›r›s›n›n önemli bir halkas›d›r. Bu uygulama tüm h›z›yla ve yasal bir dayanak oluflturmadan devam ederken, e¤itim ö¤rencileri beklemeyi de¤il mücadele etmeyi seçmelidir. Sermaye devleti y›llard›r bizim sessizli¤imizden güç almaktad›r. Bugün bu sesizli¤i bozma zaman›d›r.
Taleplerimiz: * GATS’tan ç›k›ls›n! * E¤itimin ticarilefltirilmesine ve kamunun tasfiyesine son verilsin! * Sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamalar› tüm sonuçlar› ile geri çekilsin! * Tüm ö¤retmenlere kadro verilsin! K a h ro l s u n ü c re t l i k ö l e l i k d ü z e n i !
Komünist e¤itim ö¤rencileri
E¤itim fakülteleri iflsiz yetifltirmeye devam ediyor! E¤itim emekçilerine yöneltilen sözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›s›, e¤itim fakülteleri ö¤rencilerini de birebir tehdit etmektedir. E¤itim fakültelerinde okuyan binlerce ö¤renciye, bu uygulamayla, geleceksizlik ve emek piyasas›na bir meta gibi sürülme tehlikesi dayat›l›yor. E¤itim ö¤rencilerine dayat›lan geleceksizlik, onlar› dayan›flmadan, e¤itimin nitelik kazanmas› için verdikleri mücadeleden, ö¤retmenlik mesle¤inin kendine has noktalar›n›, olmazsa olmaz yönlerini yaflatmaktan ve nesillere aktarma bilincinden al›koymaktad›r. Bu yan›yla e¤itim fakülteleri art›k ö¤retmen yetifltiren kurumlar olmaktan ç›k›p, meslek edindirme kurslar› niteli¤inde s›radan ücretli emekçiler yetifltiren kurumlar haline dönüflmektedir. Bu nitelikleriyle e¤itim ö¤rencilerinin gelecek kayg›lar›na yan›t veremeyen e¤itim fakülteleri tablosu, e¤itim ö¤rencilerini bireysel kurtulufla itiyor. KPSS kurslar›yla, ücretli meslek içi formasyon kurslar›yla ve daha nice uygulamayla e¤itim fakülteleri de birer ticarethaneye dönüflüyor. Tüm bu say›lanlar, sözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›s›na karfl› e¤itim fakültelerinde örülecek çal›flmalara yol gösteriyor.
E¤itim ö¤rencileri sözleflmeli köleli¤e mahkum olmayacak! Sözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›s›, özellikle 2005-2006 e¤itim döneminde gerçekleflen atamalarla daha yak›c› bir biçim alm›fl bulunuyor. Sömestr döneminde yeni atamalarla ilerleyen süreç, sermaye iktidar› cephesinden ad›m ad›m derinlefltirilecek gibi görünüyor. E¤itim emekçilerinin en kitlesel örgütlenmesi olan E¤itim Sen ise, bu süreci tam bir sessizlikle geçirdi. E¤itim Sen’in sürece tek müdahalesi, 10 ay olarak düzenlenen sözleflmelerin 12 aya ç›kart›lmas› oldu. Bu “hak al›c›” mücadelenin bir sonucu olsa gerek, MEB de sözleflmelerin 12 aya ç›kar›lmas› ile ilgili Maliye Bakanl›¤› ile görüflüldü¤ünü duyurdu. E¤itim Sen’in düfltü¤ü bu geri nokta, sürecin üniversiteler cephesinden örgütlenmesinin güncel önemini ortaya koyuyor. E¤itim fakültelerinde, sunulan argümanlar çerçevesinde etkin bir çal›flma bafllat›lmal›d›r. Sözleflmeli ö¤retmenlik süreci ile ilgili olarak ö¤renciler ayr›nt›l› bir bilgilendirme sürecine tâbi tutulmal›d›r. Sözleflmeli personel uygulamas›n›n daha derin bir ticarileflme sürecinin bir halkas› oldu¤u gerçe¤i göz önünde tutulursa, bu bilgilendirme Kamu Yönetimi Temel Kanunu/Personel Rejimi Reformu’ndan GATS’a dek birçok alana uzanan genifl bir çerçevede ele al›nmal›d›r. Sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas›n›n, bugün gelecek kayg›s› tafl›yan e¤itim ö¤rencileri aç›s›ndan bir kurtulufl yolu olarak görülebilmesinin gerisinde bu uygulamaya dair derin bir bilgisizlik oldu¤u gerçe¤i düflünüldü¤ünde, salt bu bilgilendirme çal›flmas› dahi e¤itim ö¤rencileri aras›nda ciddi bir etki yaratabilecektir. Çal›flman›n ilerleyen süreçlerinde, bu konuya duyarl› tüm ö¤rencileri harekete geçirebilecek esnek örgütlenmelerle, çeflitli kitle çal›flmas› araçlar›yla (paneller, imza kampanyalar›,
Komünist e¤itim ö¤rencileri
19
Sözleflmeli ö¤retmenli¤e son verilmeli ...
Kadrolu çal›flma benimsenmelidir! 20 Milli E¤itim Bakanl›¤› rakamlar›na göre Türkiye’de ö¤retmen a盤› 165 bindir. Bakanl›k, kalan bofl kadrolara ö¤retmen atamak yerine ifl güvencesiz ve düflük ücretli çal›flacak sözleflmeli ö¤retmen almay› tercih etmifltir. Dan›fltay’›n, ö¤retmenli¤in 657 Say›l› Devlet Memurlar› Yasas›'na göre asli ve sürekli görevlerden oldu¤unu belirterek, Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas›n›n yasal olmad›¤› yönündeki karar› yerindedir. Ancak bu karar kamuoyuna yans›d›¤› s›rada, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen “ek ödeme kanun tasar›s›nda” “Milli E¤itim Bakanl›¤›'nda norm kadro sonucu ortaya ç›kan ö¤retmen ihtiyac›n›n kadrolu ö¤retmen istihdam›yla kapat›lamamas› durumunda, ö¤retmenlerin sözleflmeli olarak istihdam edilmesi” düzenlenmifltir. Bu düzenlemenin Dan›fltay karar› ile efl zamanl› olarak yap›lmas› anlaml›d›r ve düzenleme, Hükümetin sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas›ndaki ›srar›n›n bir kan›t› niteli¤indedir. E¤itimin düzenli ve sürekli bir kamu hizmeti olmas› gerekti¤inden hareketle verilen, geçici ve ifl güvencesiz çal›flmay› esas alan sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas›, bugün tüm dünyada benimsenen “ucuz iflgücü” uygulamas›n›n e¤itimdeki yans›mas› olarak karfl›m›za ç›km›flt›r. Dan›fltay’›n karar› ile Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n, sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas›n› kurumsal hale getirme çabalar› büyük yara alm›flt›r. MEB, bütçenin yetersizli¤i bahane ederek t›pk› kâr-zarar hesab› yapar gibi “1.5 milyara mâl edilen bir ö¤retmeni 600 milyona mal ederek” tasarruf yapt›¤›n› sanm›fl ancak yan›lm›flt›r. E¤itimin vazgeçilmez unsuru ö¤retmendir ve e¤itimin niteli¤i, ö¤retmenin niteli¤i ile do¤ru orant›l›d›r. Ö¤retmenlik mesle¤i düzenlilik ve süreklilik gerektirir. Sözleflmeli ö¤retmenlerin mevcut çal›flma koflullar› ile ö¤rencilere faydal› olabilmesi mümkün de¤ildir. Bu nedenle bütün ö¤retmenler kadrolu ve ifl güvencesine sahip olarak çal›flt›r›lmak zorundad›r. Dan›fltay’›n bu karar›n›n ard›ndan bugün Türkiye’nin dört bir yan›nda fedakârca çal›flan tüm sözleflmeli ve ücretli ö¤retmenler kadroya al›nmal› ve sadece e¤itimde de¤il, kamu hizmetlerinin hiçbir alan›nda “sözleflmeli istihdam” yap›lmamal›d›r.
Alaaddin D‹NÇER E¤itim Sen Genel Baflkan›
Kamu Yönetimi Temel Kanunu ve piyasalaflan e¤itim sistemi Önce çarp›c› bir örnekle toplam kalite yönetiminin (TKY) emekçiler için ne ifade etti¤ini genel olarak görelim. TKY’nin en yayg›n olarak uyguland›¤› ülke olan Japonya’da iflçiler günde yaklafl›k 18 saat çal›flarak, bedenlerini ve beyinlerini fabrikadaki verimlilik art›fl› çal›flmalar›na adam›fllard›r. ‹flçiler hastal›k izinlerini, y›ll›k izinlerinin büyük bir k›sm›n› kullanmayarak iflyeri performans göstergelerini etkileme yoluna gitmektedirler. Özellikle Japonya’daki uygulamalarda, TKY’de ifl yo¤unlaflmas›n›n çal›flanlar üzerindeki etkileri ürkütücü boyutlara ulaflm›flt›r. Örne¤in otomobil fabrikalar›nda presleme aflamas› ABD’de 6 saatte gerçekleflirken, bu Toyota fabrikalar›nda 1 saat 12 dakikaya indirilmifltir (Petrol-‹fl Y›ll›¤› ‘95-96). Emek verimlili¤inin bu art›fl›na ra¤men Japonya’da ücretler ve sendikalaflma oranlar›nda önemli düflüfller yaflanm›flt›r. Bu uygulaman›n sonucu, Japonya’da karashi denilen ani ölümlerin (kalp ve di¤er rahats›zl›klar sebepli) artmas› olmufltur. Bu nedenle 4152 ölüm olay› hakk›nda dava aç›lm›flt›r. Japon iflçilerinin %54,1’inin en çok kayg›land›¤›n›z fley ne sorusuna yan›t› “sa¤l›¤›m” olmaktad›r. Peki TYK ülkemizde e¤itim emekçileri cephesinden ne gibi uygulamalar do¤uruyor? E¤itim-Sen ‹stanbul 6 No’lu fiube baflkan› Özgür Müftüo¤lu’nun aç›klamalar› bu soruyu cevapland›r›yor: “ * Ö¤retmenlerin çal›flmas› esneklefltirilerek ucuzlat›l›yor. Stajyer ö¤retmen uygulamas› bunun ilk ad›m›d›r. Bugün 400500 milyon lira alan bir s›n›f ö¤retmeninin yapaca¤› ifli, d›flar›da 150-200 milyona yapmaya haz›r milyonlarca insan var. Böylece ö¤retmenlerin birbirleriyle rekabeti sa¤lan›yor. ‹fl güvencesi ortadan kalk›yor. * Art›k 3 y›ll›k sözleflmeler olacak. Bu sözleflmeli sistem içinde çal›fl›rken, performans›n›z di¤er ö¤retmen arkadafllar›n›zdan daha düflük olursa iflten ç›kar›lacaks›n›z. ‹fl arkadafllar›n›zla da rekabet etmeniz gerekecek. * Ö¤retmenler yaz tatilinde iflten ç›kart›l›p dönem bafl›nda yeniden ifle al›nacak. Burada k›dem tazminat› da kalkacak. Bu, geçen y›l baz› özel okullarda uyguland›.” Yürütülen tak›m çal›flmalar›nda bireysel performans gözetilerek, emekçiler kendi içlerinde rekabete sevk ediliyor. ‹ç denetim ad› alt›nda ve herkesin baflar›s›n›n di¤er ifl arkadafllar›yla girdi¤i yar›fl içinde belirlenen bu sistemde ispiyonculuk teflvik ediliyor. Bu ve benzeri uygulamalar emekçiler aras›ndaki örgütlenme, dayan›flma zeminini ortadan kald›rmay› hedefliyor. E¤itimde kaynak yetersizli¤i döne döne vurgulan›yor. Bu vurgu, geçti¤imiz y›llarda bu soruna çözüm arayan rektörlerin biraraya gelip ç›kard›klar› yeni YÖK yasa tasar›s› düflünüldü¤ünde çok anlaml› bir yere oturuyor. “ * Ayn› dönemde devlet okullar›nda anlat›lan “do¤algaz paras›n› bile ödeyemiyoruz” hikayesi ve ard›ndan gelen s›cak su kesintileri, so¤ukta geçirdi¤imiz k›fl dönemleri ve paralelinde vak›f üniversitelerine ayr›lan bütçeler, çeflitli yard›mlar düflünüldü¤ünde bütün bu sonuçlar çok net bir yere oturuyor. Temel bir hak ve hayati bir gereksinim olan e¤itimin para karfl›l›¤› sat›lan bir mal haline getirilmesi, okullar›m›z›n sermayenin ç›kar› için araflt›rma-gelifltirme merkezleri yap›lma
sald›r›s›d›r.” E¤itim alan›na yönelik sald›r›n›n bir tamamlayan› olarak TKY, bir burjuva iflletme mant›¤›na dayan›r. Ö¤rencinin paras› olan bir müflteri olarak görüldü¤ü bu sistem e¤itim emekçilerini amans›z bir rekabet ve yabanc›laflmaya sevk edecektir. “Verimlilik”, “fayda” gibi söylemler e¤itime yaln›zca burjuvazinin kâr h›rs› olarak yans›yacakt›r. * Bir e¤itim emekçisi konuya iliflkin aktard›¤› flu veriler son derece çarp›c›: MEB’in “Türkiye’de bir ö¤rencinin kamuya maliyeti y›ll›k 2 milyard›r” gibi bir aç›klamas› var. MEB’in y›ll›k bütçesi tüm masraflar dahil 7,5 katrilyon. MEB’e ba¤l› toplam 16,1 milyon ö¤renci var. Basit bir matematik ve kifli bafl›na yaklafl›k 500 milyon masraf! Bakan›n hesab›n›n do¤ru ç›kmas› için MEB’in y›ll›k bütçesi 30 katrilyonu aflmal›. Kaynaklar: - E¤itim Sen TKY Çal›flma Grubu’nun yay›nlad›¤› “E¤itimde Toplam Kalite Projesinin ‹ç Yüzü” adl› dosya - Kaoru Ishikawa, Toplam Kalite Kontrolü, KalDer Yay. - Mina Özevren, “Toplam Kalite Yönetimi Temel Kavramlar ve Uygulamalar›” - KESK’in e¤itim dizisi yay›nlar›n›n 10. say›s›: “Kamuda Esnek Çal›flt›rma ve Toplam Kalite Yönetimi”
21
Kdz. Ere¤li’de bir mücadele mevzisi
‘Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri’ çal›flmas› 22 Kapitalizmin 1970’li y›llarda girdi¤i kriz ve bunal›mlar zaman içinde derinleflti.Yasanan kriz ve bunal›mlar›n sonucunda neo-liberal politikalara h›z verildi. 89 y›l›nda Sovyetler Birli¤i’nin çökmesi ile sald›r›lar yeni bir boyut kazand›. 'Sosyal devlet' ad›na e¤itim, sa¤l›k gibi topluma sunulan hizmetler, neo-liberal politikalar ekseninde kâra dayal› bir faaliyet alan›na dönüfltürüldü. E¤itim de bir meta haline getirilerek piyasa koflullar›na uygun bir flekilde düzenlendi. Özellefltirme sald›r›lar› son y›llarda farkl› bir çok alanda h›z kazand›. Ulafl›m, iletisim, enerji, belediye hizmetleri, stratejik kurulufllar birbiri ard›na özellefltirildi. Tüm bu özellefltirmeler GATS’a uyum yasalar› çerçesinde hayata geçirildi. GATS, devlet taraf›ndan verilen kamu hizmetlerinin özel sektöre devrini düzenleyen bir anlaflma olarak tan›mlanabilir. E¤itimde GATS’a uygun bir biçimde özellefltirilmekte, kârl› bir rant alan› olarak ticarilefltirilmektedir. E¤itimdeki ticarileflme olgusundan emekçi kökenli tüm ö¤renciler dolays›z bir flekilde etkilenmektedir. Ticarileflen e¤itimle beraber emekçi çoçuklar›n›n e¤itim hakk› ellerinden al›nmaktad›r. E¤itim fakültelerinde okuyan biz e¤itim ö¤rencileri de bu sald›r›lar›n hepsini yaflamaktay›z. Bu y›l›n bafl›nda MEB’in ö¤retmen a盤›n› sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas› ile gidermeye çal›flmas› e¤itim ö¤rencileri aç›s›ndan sald›r›n›n kapsam›n› ortaya koymaktad›r. MEB’in aç›klad›¤› rakamlara göre 165 bin ö¤retmen a盤› bulunmaktad›r. Bu aç›k sözleflmeli ö¤retmenler yoluyla giderilmeye çal›fl›l›yor. Bu y›l›n bafl›nda 20 bin kifli sözleflmeli ö¤retmen olarak atand›. Sözleflmeli ö¤retmenler kamu emekçisi olarak görülmemekte, ifl güvencesinden yoksun b›rak›lmaktad›rlar. Kadrolu ö¤retmenler ile ayn› ifli yap›yor olmalar›na ra¤men ayn› ücreti alamamaktad›rlar. Ö¤retmenler e¤itimci de¤il bir süreli¤ine kiralanm›fl olarak görülmektedir. Sözleflmeli ö¤retmenlik ile e¤itim ö¤rencisinin gelece¤i elinden al›nmakta, paral› e¤itim
uygulamalar›n›n bir kayna¤› olmalar› öngörülmektedir. Sözleflmeli ö¤retmenlik ile kamunun tam anlam›yla tasfiyesi öngörülmekte, ticari e¤itim uygulamalar› katmerlefltirilmektedir. Bu sald›r›lar›n bu kadar rahat yap›labilmesinin gerisinde ö¤rencilerin sessiz kalmas› yatmaktad›r. Fakat e¤itim ö¤rencilerinin bu sald›r›lara daha fazla sessiz kalma flans› bulunmamaktad›r. Sald›r›lara karfl› mücadele etmek d›fl›nda bir yol yoktur. Bizler de Kdz. Ere¤li E¤itim Fakültesi’nde okuyan ö¤renciler olarak tercihimizi mücadeleden yana yap›yoruz. Geçti¤imiz dönem sonlar›nda ilk say›s›n› ç›kartt›¤›m›z Gün›fl›¤›na Merdiven’de "...gün›fl›¤›na ulaflmak mümkün. Bizi sürekli geceye mahkum edenlere inat geceyi ayd›nlatabilmek gerekiyor..... Gün›fl›¤›na merdiven dayad›k. T›rman›yoruz!" demifltik. ‹lk say›m›z› üniversitemizdeki yüzlerce ö¤renciye ulaflt›rd›k. "Gün›fl›¤›na uzanan merdivende ad›m ad›m ilerliyoruz." Bu dönem bafl›nda gerçeklefltirdi¤imiz iki toplant›da e¤itim ö¤rencilerinin ve fakültemizin sorunlar›n› tart›flt›k. Gerçeklefltirdi¤imiz toplant›larda sald›r›lar konusunda bilgisiz olan ö¤rencilerin ayd›nlat›lmas› gerekti¤i ve sald›r›lara karfl› mücadele yolunu tutmalar› için kurumsal bir örgütlülü¤e ihtiyaç oldu¤u sonucuna vard›k. Bu örgütlülük sayesinde Kdz. Ere¤li’deki ö¤rencilere daha güçlü seslenebilece¤imizi düflünüyoruz. Yap›lan toplant›lar›n sonucu olarak Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri çal›flmas› oluflturuldu. Gün›fl›¤›na Merdiven’in fakültemizde da¤›t›m›n› etkin bir flekilde yaparak, ö¤rencilere Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri’ni anlatt›k. Bafl›ndan sonuna kadar içinde yer ald›¤›m›z alternatif Newroz kutlamalar›n›n örgütleyicisi olduk. fiimdi ise 22 Nisan’da gerçeklefltirece¤imiz pikni¤in çal›flmalar›na bafllam›fl bulunuyoruz. 22 Nisan’da gerçeklefltirece¤imiz piknikle Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri, gün›fl›¤›na uzanan merdivenleri daha kararl› ad›mlarla t›rmanacak.
Kdz. Ere¤li E¤itim Ö¤rencileri
GATS, AB uyum yasalar› ve “yetkin” mühendislik Yetkin Mühendislik’i öne sürenler “üstün nitelikli ve güvenilir mühendislik hizmetlerinin sunulmas›n› ve bu hizmetlerle ilgili yanl›fl uygulamalar›n önlenmesini” amaçlad›klar›n› söylüyorlar. Bu ulvi görev için de üniversitelerde verilen mühendislik e¤itimine dair ne varsa hepsinin göz ard› edilmesini sal›k veriyorlar. Mühendislik mesle¤ine verilen bu göz yaflart›c› öneme ra¤men, depremde çöken binalar›n sorumlusunun bilgisiz ve yetkisiz mühendisler de¤il de burjuvazinin gözü dönmüfl rant h›rs› oldu¤u gerçe¤i bilinçli bir flekilde göz ard› ediliyor. Bu çerçevede ‹MO (‹nflaat Mühendisleri Odas›) taraf›ndan bir yasa tasla¤› haz›rland›. Bu tasla¤›n genel ilkeleri daha önceki taslaklarla birebir örtüflüyor ve Yetkin Mühendislik de yasalaflt›¤› oranda bu çerçevede olacakt›r. Ayr›ca taslak TMMOB’un düflürüldü¤ü durumu anlatmak aç›s›ndan da oldukça anlaml›. ‹MO taraf›ndan haz›rlanan taslakta yasa ile “… tüm ülkede kifliler ve toplum yarar› ile ça¤dafl tekniklere ve etik ilkelerine uygun, üstün nitelikli ve güvenilir mühendislik hizmetlerinin sunulmas›n› ve bu hizmetlerle ilgili yanl›fl uygulamalar›n önlenmesini sa¤lamak üzere oluflturulan Yetkin Mühendislik düzeninin ve bu düzenin iflleyifl esaslar›n›n tan›mlanmas›n›” amaçland›¤› söyleniyor. “Üstün nitelik neye denk düfler?” sorusu muhtemelen havada kalacakt›r. Ancak etik konusunda mühendisleri temsil eden TMMOB’un buldu¤u çözüm gerçekte oda yönetiminin düfltü¤ü acizli¤in resmi. Ortada çürüyen bir düzenin, çürüyen e¤itim sisteminin yaratt›¤› mühendisler var ve bir yasa ile deyim yerindeyse hizaya gelecekler. Yasan›n yürürlü¤e girdi¤i flartlarda olacaklar› önceden söyleyelim; yine herkes eskisi gibi çal›flacak, proje yapacak, flantiye veya fabrikay› yönetecek ve bir “Yetkin Mühendis a¤abey” formalite icab› gerekli belgeleri imzalayacakt›r. Böylece yönetmelik bir flekilde uygulanacakt›r. ‹flleyifl ayn› olacak, iflletenler ayn› olacak, ama sihirli yetkinlik de¤ne¤i etikle ilgili tüm sorunlar› çözecek, mühendisleri üstün niteliklerle kuflatacak ve güvenilir hale getirecektir. “Yetkin” inflaat mühendisi olabilmek için s›ralanan koflullardan en dikkat çekeni flöyle: “… uzmanl›k alanlar›nda, en az befl y›l süreyle, Yetkin Mühendis belgesine sahip mühendisler denetiminde gerçeklefltirilmifl proje ve uygulama deneyimi sahibi olmak ve bu hizmetleri belgelemek.” Yani yasa ile yeni mezun mühendislere belli bir süre yetkinlik belgesi olan mühendislerin yan›nda çal›flma zorunlulu¤u getiriliyor. Yetkin mühendislik ve mimarl›k yeni mezunlar› ucuz emek gücüne dönüfltürürken,
üniversite e¤itimi sonras›nda mesleki yeterlik için belirli bir süre usta/ç›rak tarz›nda bir e¤itim süreci dayat›l›yor. Böylece bu süre içinde hiçbir imza yetkisi bulunmayan “yetkisiz mühendis” üzerinden aç›k bir sömürü alan› oluflacak. Bu noktada yan›nda çal›flaca¤› yetkin mühendisimizin de çöken binalardan birinin projesine imza atm›fl veya h›zl› trene onay vermifl olmas› da göz ard› edilemeyecek bir ihtimal. ‹MO taraf›ndan yasay› savunmak üzere haz›rlanan broflürde de belirtildi¤i gibi, ‹ngiltere’de buna benzer bir yasa inflaat sektöründe uygulanmakta, fakat çal›flma süresi iki y›lla s›n›rl› tutulmaktad›r. Bu befl y›ll›k süreçte özellikle yeni mezun mühendisler, mühendis olarak de¤il de bir nevi stajyer olarak projelere imza yetkisi olmadan çal›flacaklar. Böylece potansiyel bir ucuz iflgücü kayna¤› olarak emeklerinin bu süre içerisinde sömürülmesi yolu aç›lacak. Madalyonun öbür yüzünde ise Yetkin Mühendislerin genç meslektafllar›n› kendi iflyerlerinde istihdam ederek 5 y›l süreyle e¤itip yetifltirmelerinin Türkiye koflullar›nda neredeyse imkâns›z oldu¤u gerçe¤i var. Serbest çal›flan eski mühendislerin büyük mühendislik firmalar› karfl›s›nda kendilerini zor geçindirebildikleri ortamda bir de ücretli eleman çal›flt›rmalar› düflünülemez. Ücret vermeden bordroda gösterdiklerini varsaysak bile, vergi stopaj› ve sigorta prim ödemeleri büyük bir maddi külfet olacakt›r. Böylece tuhaf bir durum ortaya ç›kacak, mühendis olabilmek için muhtemelen üste para vermek durumunda kal›nacak. Yetkin Mühendislik yasas›n›n öncülü “uzman mühendislik” (daha sonradan uzman mühendislik kavram› tüm metinlerde yetkin mühendislik ile de¤ifltirildi) yasas›n›n uygulamaya geçmesiyle uzmanl›k belgesi gerektiren çal›flma alanlar›nda bu aynen yaflanm›flt›r ve halen yaflanmaktad›r. ‹MO’nun tasla¤›nda Yetkin Mühendislik s›nav›na dair düflündürücü maddeler de bulunuyor. Tasla¤›n s›nav› düzenleyen maddesinde “Yetkin Mühendislik s›nav›, birincisi yaz›l›, ikincisi sözlü olmak üzere iki aflamadan oluflur… Yaz›l› s›navlarda, ayr›nt›l› bilgi sahibi olmay› gerektiren türden de¤il, temel ilke ve kavramlar›n özümsenmifl olup olmad›¤›n› ve aday›n mühendislik problemlerine genel yaklafl›m›n› belirlemeye yönelik sorular sorulur.” deniliyor. Yetkinli¤i s›namak üzere yap›lan bir s›nav›n tamamen genel bilgi ölçece¤ini söylemek tam bir mant›ks›zl›k örne¤i. Odalar›n iflin en can al›c› bölümü olan s›nav›n içeri¤i konusundaki özensiz tutumu samimiyetlerini aç›kça sorgulan›r hale getiriyor. Ancak ayn› özensiz tutum s›nav kurulunun yetkileri
23
konusunda gösterilmiyor: “… aday›n bilgi düzeyi ile etik anlay›fl› ve meslek sorumlulu¤u duygusuna iliflkin izlenimler k›sa notlarla belirtilir ” maddesi ile s›nav› yapan kurula genifl bir yetki alan› tan›n›yor. D›fl bask›lar› karfl› ise “Kurul üyeleri ise bu sevimsiz giriflimlere gö¤üs germeye haz›rl›kl›d›r” gibisinden iddial› bir yan›t haz›rlam›fllar bile. Baflka bir madde ise insan› dehflete düflürecek nitelikte; “Aday, baflvuru harc›n›n befl kat› tutar›nda itiraz harc› yat›rd›ktan sonra, Yetkin Mühendislik Kurulu’na baflvurarak s›nav sonucuna itiraz edebilir. ‹tiraz baflvurusunu 2 4 de¤erlendiren Yetkin Mühendislik Kurulu, gerekli görürse, aday›n sözlü s›nav›n› de¤iflik bir jüri oluflturarak yenileyebilir. Yetkin Mühendislik Kurulu’nun itirazla ilgili karar› kesindir. ‹tiraz hakl› görülürse, itiraz harc› baflvuru sahibine geri verilir. Aksi durumda, itiraz harc› geri ödenmez ve aday iki y›l boyunca yeniden s›nava girme baflvurusu yapamaz.” Bu ifade faflist bir zihniyetin ürünü. Meslek odalar›n›n bu noktadaki görevi mühendisleri meslekleri çerçevesinde geliflimini sa¤lamak, disipline etmektir, imtihan etmek de¤ildir. Odalar›n verdi¤i kurslar veya düzenledikleri seminerler bu aç›dan de¤erlendirilmelidir. Kimse bilmedi¤i ifli yapamaz ve kimse de bilmeyene iflini emanet etmez. Birçok ayr›nt›y› içeren yasa tuhaft›r ki kamu sektörünü es geçmektedir. Yeni mezun bir mühendisin kamu sektöründeki statüsü üzerine tek kelime bile edilmemektedir. Yasadan ç›kan sonuç; hiçbir yeni mezunun memur olamayacak, böylece Türkiye’nin halen en büyük iflvereni konumundaki kamu sektörünün kap›lar› yeni mühendislere kapat›larak zaten kronikleflen iflsizlik artacakt›r. Yetkinlik belgesi olmayan mühendisler için mühendis olabilmenin tek adresini özel sektör olarak belirleyen yasa, çizdi¤i çerçeve ile yönelimi aç›kça ortaya koymaktad›r. Odalar›n “ön s›ra protokolünden” hiç kimse ç›k›p “Biz bu yasay› sermayenin ihtiyac› çerçevesinde haz›rlad›k.” diyecek kadar cesur davranmasa da niyet sat›r aralar›na ustaca gizleniyor.
Yetkin Mühendislik ile ilgili bizim de bir sözümüz var:
öngörülen baz› de¤ifliklikler sermayenin bilindik tarz›yla parça parça uygulanmaya bafllam›flt›. Kökten bir dönüflüm yerine tercih edilen bu yol kendini tüketmeye bafllay›nca yasa raftan tekrar al›n›p önümüze sunuluyor. Yasa iki yönlü de¤iflime yol açacak. Birinci aya¤›nda akreditasyon bahanesiyle özellikle çok uluslu sermaye çevrelerinin e¤itim müfredatlar›na müdahalesinin önü aç›lacak ve üniversite e¤itiminin hiçlefltirilmesi ile oluflacak bofllu¤un do¤al olarak d›flar›dan al›nacak e¤itim üzerinden kapat›lmas› yoluna gidecek. Sonuç olarak tüm bunlar e¤itimde sürdürülen özellefltirme politikas›na yeni bir halka eklemifl olacak. ‹kinci aya¤›nda ise; mühendislikmimarl›k alan›nda yaflanacak dönüflümle mimar ve mühendisler aras›nda kastlaflma bafllayacak, bu yeni mezunlar üzerinden aç›k bir sömürü alan› olufltururken, di¤er yandan ise mühendislik-mimarl›k sektörü “üstün yetenekli” Avrupal› mimar-mühendislere b›rak›lacak. Yasan›n kapsam›n›n geniflli¤i ölçüsünde sahip oldu¤u büyük rant potansiyeli, birçok kurumun ifltah›n› kabart›yor. Yasaya talip birçok çevre farkl› kayg›lar gütse de, masada paylafl›lan bizim gelece¤imizse bizim de söyleyecek bir sözümüz var: “Kime sordunuz?” Mühendisli¤in baz› hizmetlerinde, bilgi ve deneyim eksikli¤inden dolay› yanl›fl uygulamalar›n oldu¤u bir gerçektir. Bu tür yetersizliklerden kaynaklanan uygulamalar›n önüne geçmek için bir hizmetin, iflin ehli taraf›ndan yap›lmas›n› savunmak en ak›lc› ve mant›kl› yoldur. Buradan yola ç›karak tart›flmay› yapmak “Yetkin mühendislik” savunucular›n›n en temel sald›r› flekli olan “yoksa uzmanl›¤a-yetkinli¤e-yetkilili¤e vs. hay›r m› diyorsunuz?” sorusuna da önden verilmifl bir yan›t
Kime sordunuz? Yetkin (Profesyonel, Sertifikal›) Mühendislik, son günlerde sessizce ancak yo¤un olarak tart›fl›l›r oldu. Kimse ne oldu¤u konusunda net bir bilgiye sahip de¤ilken TMMOB ‹nflaat Mühendisleri Odas› taraf›ndan haz›rlanan bir taslak “yetkin mühendisli¤in” kapsam›n› aç›kça ortaya ç›kard›. Tasar› bugünkü haliyle aç›kt›r ki yasalaflt›r›lamaz, ancak mühendislik-mimarl›k e¤itiminin ve esas olarak mühendisli¤in ve mimarl›¤›n ne kapsamda yeniden düzenlenmek istedi¤ini aç›kça ortaya koymas› aç›s›ndan oldukça anlaml›. Yeni mezunlara dönük yeni düzenlemeler içerecek olan yasa, daha önceden de gündeme getirilmesine ra¤men bir anda yükselen “homurtular” eflli¤inde ç›k›fl› ertelenmiflti. Ancak yasan›n getirmesi
olacakt›r. Burada as›l tart›flma konusu sorunu üreten fleyin kökenine inmeden üstten üretilen çözümlerdir. Asl›nda herkes mühendislik-mimarl›k alan›ndaki eksikliklerin e¤itim sistemiyle ilgili oldu¤unun fark›nda, ancak gerçekleri gizlemek aç›kça ifllerine geliyor. Böylece demagojik tart›flmalar yapmak zorunda kal›yorlar. Tart›fl›lmas› gereken, her mühendis ve mimar›n yeterli bilgi ve deneyimi edinece¤i sa¤l›kl› süreçlerinin nas›l yarat›lmas› gerekti¤i olmal›d›r. Bu anlamda da uzmanl›k, mesleki yeterlik konusunda; mühendislik mimarl›k e¤itiminin niteli¤i kendili¤inden merkeze oturmaktad›r. Toplumsal ihtiyaçlara göre kurgulanmayan, bilimsellikten uzak, mevcut piyasa sistemine eleman sa¤layan, üretime yönelik uygulamalardan kopuk olan mevcut eflitsiz e¤itim sistemi sömürü düzeninin bir parças› olarak sorunlar›n ana kayna¤›n› oluflturmaktad›r. Teori ve uygulamay› bütünsellefltirecek içerikte, bilimsel, eflit, paras›z bir e¤itim, nitelikli mimarl›k mühendislik hizmetinin üretilmesini de sa¤layacakt›r. Belirli bir alandaki, yeterlilik ve yetkinlik de, mühendislik e¤itiminin bafllang›c›ndan itibaren ele al›nmas› gereken bir süreç olmal›d›r. Hal böyleyken birileri ç›k›p gönül rahatl›¤›yla bu yasay› savunabiliyor. Hem de alabildi¤ine ateflli bir flekilde. Yasan›n uygulamaya geçmesi ile birlikte halen piyasada belirli yer edinmifl zaten ayr›cal›kl› olanlar›n flu anki konumlar›, belge sahibi olacaklar› için güçlenecek, böylece tekelleflme ortaya ç›kacakt›r. Yarat›lan bu kastlaflma belgesiz olanlar› do¤al olarak iflsizli¤e iterken, di¤er taraftan iflsizli¤in artarak sürdü¤ü mühendislik-mimarl›k alan›nda ifl bulma flans›n› ço¤unlukla asgari ücret alt› koflullarda elde etmifl ve yetkin olmak isteyen yeni mezunlar, usta ç›rak iliflkisi içinde adeta her koflula mahkûm çal›flma sistemi içinde kölelefltirilecektir. Böylece her türlü sömürüye aç›k, elinden tüm haklar› al›nm›fl, itaatkâr yeni bir mühendis-mimar grubu ortaya ç›kacakt›r. Di¤er bir durum ise; belgeli bir mühendis yan›nda ifl bulanlar›n, yetkili olmak için ayn› uzmanl›k alan›nda geçirmesi gereken süreyi tamamlamalar› iflin süresi ve kapitalizmin kriz koflullar›nda zor olaca¤› gibi, iflsiz ve sermayesiz kalan mühendis ve mimarlar›n yetkinli¤in geçerli olaca¤› piyasa koflullar›nda yetkili olmayarak ifl bulma flanslar› ise hiç kalmayacakt›r. Böylece piyasadan güçsüz ve yetkisiz olanlar elenecek, meydan büyük tekellerin olacakt›r. Bu, AB ve GATS süreci ile birlikte emperyalizmin hizmetine sunulan, piyasalaflt›r›lan alanlara mühendislik-mimarl›k alan›n› da ekleyecek ve ifl bulma olana¤› büyük oranda zorlaflacakt›r. “Sektörel yönetimler ve genel sistem taraf›ndan tesis edilmifl olan çeflitli tan›nma sistemlerinin idaresi hantal ve karmafl›k oldu¤unu kan›tlam›flt›r. Bu münasebetle, özellikle yeterliliklerin otomatik tan›nmas› amac›yla asgari e¤itim koflullar›nda eflgüdüm sa¤land›¤› yerlerde, bilimsel ve teknik geliflmeleri hesaba katarak idarenin basitlefltirilmesine ve direktifin güncellefltirilmesine gereksinim vard›r. Bu amaçla mesleki yeterliliklerin tan›nmas› için tek bir komite kurulmal›d›r.” (Mesleki yeterliliklerin tan›nmas›nda Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi için öneri metninden). Tart›flma mesleki
yeterlilik üzerinden bafllam›flt›. Birçok meslek alan›na dair yap›lmas› taahhüt edilenlerden mimarl›k ve mühendisli¤in pay›na düflen de “Yetkinlik” oldu. Ayn› metinde mimarl›kla ilgili olarak da flöyle deniyor: “Üye Devletin yetkili otoritesine, mimari alanda yapm›fl oldu¤u ifllerin 25 kalitesiyle seçkin bir yer edinmifl Üye Devlet vatandafllar›na bu unvan› verme yetkisi veren bu yasa gere¤ince bu unvan› kullanmaya yetki verilen Üye Devlet vatandafllar› bir mimar›n, mimar s›fat›yla, faaliyetlerini sürdürmek için gerekli görülen flartlar› sa¤lam›fl say›lacakt›r. ‹lgili kimsenin mimari yeterlilikleri ev sahibi Üye Devlet taraf›ndan verilen sertifika ile do¤rulanacakt›r.” Sorunu tart›fl›rken bu yasan›n en önemli savunucusu konumundaki TMMOB hakk›nda birkaç söz söylemeden geçmemek gerekiyor. AB ile entegrasyon, GATS ve DTÖ ile yap›lan anlaflmalar› temel alarak, neo-liberal dönüflüm sürecinde mühendislik ve mimarl›k alanlar›nda TMMOB’a da rol biçildi. TMMOB, zamanla belge veren ve uyumluluk düzenlemelerini yapan bir akreditasyon kuruluflu haline indirgenmek isteniyor. Bu flekilde TMMOB’un ba¤›ml›l›¤› artt›r›lmaya ve giderek toplumsal sorunlara uzak ve ilgisiz bir meslek örgütü haline getirilmeye çal›fl›l›yor. Mühendislik ve mimarl›k e¤itiminin ve hizmetlerinin kapitalist iliflkiler çerçevesinde “uyumlaflt›r›lmas›” anlam›na gelen uzmanl›k-yetkinlikyetkililik vs. düzenlemeleri ile, TMMOB ve ba¤l› odalar, rant sistemi mekanizmalar›n›n bir parças› haline getirilecek, bilimsel ve toplumsal alana müdahale etmekten uzak, sisteme entegre olmufl, para karfl›l›¤› belge veren kurulufllara dönüfleceklerdir. Kendi deyimleriyle, ç›kmas› engellenemeyecek bu yasaya karfl› “bari biz yapal›m” diye yola ç›kan TMMOB beyleri, hem oturduklar› koltuklar› sa¤lama alma hem de yaflad›klar› ayr›cal›kl› hayat› sürdürme çabas›ndalar. Eskinin devrimcileri, dünün demokratlar› ve bugünün liberalleri art›k üstlerinde a¤›rl›k yapan “emekten ve özgürlükten yana olmak” gömle¤ini ç›kararak tüm güçleriyle rant kap›lar›na dayanm›fl durumdalar. Bu çerçevede özellikle muhalif odalar sindirilmeye, odalar›n ö¤renci komisyonlar› sudan gerekçelerle ya da¤›t›lamaya ya da bürokrasi içinde ifllevsizlefltirilmeye baflland›. Siyasetin bu eski kurtlar› girdikleri bu yeni yolda “yetkin mühendislik için s›n›rs›z özgürlük ve dayan›flma” diyerek sessiz ve derinden hedeflerine do¤ru yol al›yorlar. Baflta da söylemifltik söyleyecek bir sözümüz var diye. T›pk› Fransa örne¤inde görüldü¤ü gibi, ö¤renciler kendilerine biçilen bu kefeni y›rtabilirler. Kimliksizlefltirilen ve apolitize edilen 12 Eylül gençli¤inin y›llar y›l› kafas›na kaz›nan bireysel kurtulufl yollar› da bu yasayla beraber tamamen kapanacakt›r. Ö¤rencileri çok derinden etkileyecek yasa, ayn› zamanda AB ve GATS anlaflmas›n› da anlatabilmek için iyi bir zemin yaratacakt›r. Bu noktada TMMOB içinde muhalif kimli¤ini korumay› baflarm›fl isimler ve gruplarla iletiflim kurabilmek önemli bir yer tutuyor. Bu yasa san›ld›¤› kadar kolay geçmeyecek, daha biz ne ilk sözümüzü ne de son sözümüzü söyledik...
Dr. Timur Akçal›...
süreci içinde bakt›lar ki Türkiye’de ABET için yap›lan çal›flmalar müzakereler çerçevesinde çok fazla olumlu sonuç vermeyecek, bu anlamda pek çok üniversite bu yeni program için manevralar yapmaya bafllad› ve kendini yeniden yap›land›rmak üzere komisyonlar›nda yenilikler yapt›lar. Ve bu arada SÜRKEM ad›nda sürdürülebilir e¤itim merkezi kuruldu üniversitelerde, bu konular oralarda tart›fl›ld›. ABET’in akredite olmufl üniversitelere getirebilece¤i yenilik flu olacak: gerçek anlamda kaliteli üretim yapabilecek mühendisler yetifltirmek, yani 3 y›l içindeki teknolojik geliflmeleri ö¤renmifl, üniversite sanayi iflbirli¤i çerçevesinde en yeni makineleri kullanabilecek durumda olmak ve piyasan›n sizi istihdam edecek bir yap›y› muhafaza etmesi. Bu anlamda sizleri gelecek 10 y›l içinde ciddi anlamda zorluklar bekliyor, çünkü çok say›da mühendis mezun ediyoruz, hala da yeni okullar aç›l›yor, sizlerin kendi aran›zda bir tak›m yar›fllara da girmesi isteniyor. Hepinizin istihdam edilme flans› yok flu süreç içinde. Böyle bakt›¤›m›zda da, geldi¤imiz son noktada 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren diplomalar›n›zda mühendis unvan› yazm›yor. “Lisans e¤itimini tamamlam›flt›r” yaz›yor. Bundan sonra imza atma yetkiniz de tart›flmal›. Piyasan›n istedi¤i anlamda uzman mühendis yani çok spesifik alanlarda çal›flm›fl uzman mühendis talebi olacakt›r. Sizin unvan›n›z olmad›¤› için o uzmanl›¤›n›z› mutlaka kan›tlaman›z gerekiyor. Bunu için de sertifika programlar› bir tak›m kurslar hayata geçirilmeye baflland›.
“Bundan sonra imza atma yetkiniz de tart›flmal›” 26
1980 y›l›ndan sonra YÖK’ün kurulmas›yla beraber üniversitelerde h›zl› bir de¤iflim rüzgâr› esmeye bafllad›. Ve 2000’li y›llarda, son 7 y›lda özellikle üniversitedeki mühendislik e¤itimi standartlar› konusunda baz› ciddi ad›mlar at›ld›. Bunlar ço¤unlukla e¤itim eleman› ve ö¤rencinin haberi olmadan, bir kamuoyu yarat›lmadan yönetimler taraf›ndan hayata geçirilmeye baflland›. Bunlardan ilk büyük ad›m ABET ad›ndaki bir kuruluflun Türkiye’de mühendislik alan›nda akredite vermesiyle bafll›yor. ABET bir flirket, merkezi Amerika’da olan bir flirket, Türkiye’de mühendislik programlar›nda akredite vermek üzere bir flube açm›fl olan bir flirket. Buradaki denetçiler dönem dönem üniversiteleri ziyaret ederek kendilerini tan›t›yorlar ve akredite olmak için kriterleri gösteriyorlar. Akredite olmak flu demek: Üniversitedeki yap›sal mekanlar›n, binalar›n, oturdu¤unuz s›ralar›n “modern” e¤itim ve ö¤retimde kullanabilece¤iniz ergonomisi olan s›n›f içi diyaloglarda iyi anlayabilece¤iniz, panoramas› iyi, içinde perdesi projektörü olan bunun gibi standartlar› içeren bir dizi çal›flma. Ö¤retimin içeri¤i konusundaki akredite içerikleri ABET sisteminde daha arka planda kal›yor. Burada da Amerika Birleflik Devletlerinde teknik üniversitelerde uygulanan programlar öneriliyor ABET taraf›ndan. ABD’de toplamda 50 ders al›n›yor 4 y›ll›k ders program› içerisinde. ‹stanbul Teknik Üniversitesi bunu 17 mühendislik program›nda baflard›. Y›ld›z Teknik üniversitesinde de 50’ye hala inilemedi. Bunun ard›ndan yap›sal de¤iflikliklere gidilerek kaynak sorunu afl›ld›¤›nda akredite olabilecekler. Bu 7 y›ll›k süreçte ABET’in iste¤i do¤rultusunda baz› dersler kald›r›ld›, baz› dersler yüksek lisansa aktar›ld›. ABET denilen bu olay dünyadaki neo-liberal politikalar›n üretim mekanizmalar› içerisine sokaca¤›, istihdam etmeye çal›flaca¤› mühendisleri hayata haz›rlamak için bir dizi de¤iflimi öngörüyor. Bu akreditasyon olay› da tümüyle bununla ilgili. Ancak Avrupa bu ABET’in a¤›rl›kl› olarak Türkiye gibi geliflmekte olan ülkelerde a¤›rl›kl› talep bulmas› yüzünden yeni bir program ç›kard›. Euroc bu derslerin içeriklerine daha çok de¤inen bir program. De¤iflimden çok derslerin niteli¤i ve üretim iliflkileri için sermayenin talep etti¤i yeni, modern, mant›ksal olarak kendini yenileyebilen ve üç y›lda bir yenilenen bir teknolojiden söz edildi¤i dikkate al›n›rsa, esnek bir yap›y› da beraberinde getiriyor. Bu AB
Fuat Ercan…
“Yetkin mühendisli¤in en can al›c› noktas› iflsizliktir” Bakt›¤›n›zda Avrupa’da da, Amerika’da da, Türkiye’de de iki tane alan üzerine muazzam politikalar üretildi¤ini görüyoruz: birisi istihdam politikalar› di¤eri üniversitelerdeki e¤itim politikalar›. Peki, neden büyüklerimiz, karar verenlerimiz bu iki alanda çaba içinde? Uluslararas› piyasan›n bu kadar h›zl› rekabet halinde oldu¤u bir dönemde Avrupa Komisyonu’nun ileri sürdü¤ü flu: “Avrupa Birli¤inin uluslararas› piyasada ayakta kalmas›n›n önünde tek engel e¤itim sisteminin piyasan›n istedi¤i emek gücünü sa¤layamamas›d›r!” Bu ifade iki tane fleyi gündeme getiriyor. Birincisi daha önce tan›mlanan e¤itim tan›m›n›n farkl›laflmas›, ikincisi de e¤itimi tan›mlarken çizilen s›n›rlar›n d›fl›na ç›k›lmas›. Bu sürecin içinde olan bireylerin karfl›s›nda birbiriyle iliflkili 4 tane etken var. - Avrupa’da da Türkiye’de de sermaye, kamu harcamalar›n›n k›s›lmas›n› istiyor. - Sermayeler nitelikli eleman talep ediyor. - Kapitalizmin en büyük açmaz› iflsizlik. - Yaflam boyu e¤itim. Yetkin mühendisli¤in en can al›c› noktas› iflsizliktir. Bir taraftan üniversitelerden muazzam say›da ö¤renci a盤a ç›k›yor, siz sermaye sahibi olsan›z ne yapard›n›z?
Toplumcu Mühendislik Mimarl›k Ö¤rencileri “Yetkin Mühendislik Yasa Tasar›s›”na karfl› bir araya geldi...
Bu yasay› durdurabiliriz! Yetkin Mühendislik Yasa Tasar›s› ile mühendislik ve mimarl›k ö¤rencileri bugünden gelece¤i düflünmek durumunda kald›. Bireysel kurtulufl umutlar›n› dahi karartan bu yasa ile yeni mezun mühendis-mimarlar›n ve flu an ö¤renim görenlerin “bir ev, bir araba, güzel bir aile” üzerine kurulmufl tüm hayalleri sars›lacak. Üniversiteden mezun olmak için “herfleyden” uzak durmas› ö¤ütlenmifl, üniversiteli solcular hakk›nda önceden uyar›lm›fl ve “siyaset” kelimesinden öcü gibi korkmas› ö¤retilen üniversite ö¤rencileri dün kar›flmad›klar› siyasetin asl›nda hayatlar› oldu¤unu bu tasar› ile anlamaya bafllad›lar. Gençli¤in bilinen gelecek(sizlik) sorunu, gençlik hareketinin de temel sorunu durumunda. Bilindi¤i üzere tasar›, yeni mezun bir mühendismimar›n imza yetkisinin elinden al›nmas›n›, onun vas›fs›z olarak 5 y›l çal›flmas›n› öngörüyor. Ayr›ca kamuda çal›flmas› da engelleniyor. Dört y›ll›k e¤itimi yok sayan ve yeni mezunlara staj zorunlulu¤u getiren tasar› ile diplomalarda yazan “mühendistir” ibaresi de ç›kart›l›yor. Böylece bu ünvan› verecek bir kurum ihtiyac› ortaya ç›k›yor. fiu an için YÖK, TMMOB, Sanayi Bakanl›¤› gibi kurumlar buna talip. Bu tasar› ile bafllayan tart›flmalarda AB emperyalizminin bizim gelece¤imiz üzerinde oynad›¤› oyunu teflhir etmek imkan› do¤acakt›r. Ayr›ca bize kefen biçenin TMMOB’un bürokratik kast› oldu¤unu ve örgütlülü¤ümüze sahip ç›kmak gerekti¤ini de gelece¤in mühendis-mimarlar›na anlatabilece¤iz. Sermayenin sald›r›lar›na karfl› mühendislerin haklar›n› koruyacak ve “insanl›k için bilim” fliar›n› yükseltecek bir örgütlülük ihtiyac›n›n bu biçimiyle daha da yak›c› bir sorun haline gelece¤i aç›kt›r. Tasar›dan henüz s›n›rl› say›da ö¤renci haberdar. Daha çok duyarl› ö¤renciler aras›nda kulaktan kula¤a yay›lan haberlerle -ki bu bilgiler büyük oranda eksik ve yanl›flö¤renilen tasar›, bu biçimde bile büyük bir tepki yaratm›fl durumda. Dolay›s›yla, ö¤rencilerin duydu¤u tepkinin örgütlenmesi ve sorunun do¤ru bir flekilde de¤erlendirilmesi aç›k bir ihtiyaç. ‹flte tüm bunlardan yola ç›karak bizler “Toplumcu Mühendislik-Mimarl›k Ö¤rencileri” ad› ile “Yetkin Mühendislik Yasa Tasar›s›”n› temel alan bir çal›flma bafllatt›k. S›n›rl› say›da insanla bafllad›¤›m›z çal›flmada, öncelikli olarak ö¤rencilerin bu tasar›dan haberdar olmas›n› sa¤lamak istiyoruz. Bu çerçevede ilk elden anket çal›flmas› ve tasar›y› en genel hatlar›yla anlatan duvar gazeteleri haz›rlad›k. Hafta bafl›nda bafllad›¤›m›z çal›flma ö¤rencilerin tasar› hakk›nda hemen hemen hiçbir fley bilmedi¤ini ortaya ç›kart›rken,
konufltu¤umuz herkesin yetkin olmaya hiç gönüllü olmad›¤›n› gördük. Bugün tüm alanlarda oldu¤u gibi mühendislik alan›nda da derin bir yozlaflma hakimdir. Bu en bafl›ndan üniversitelerde verilen gerici ve ezberci tarzdan beslenmekte ve YÖK ile kimliksizlefltirilen ö¤renci kitlesinden kaynakl› bir sorundur. Hayata geçirilen uygulamalarla e¤itim hakk› bir avuç flansl› az›nl›¤›n yararlanabilece¤i bir hizmete dönüfltürülmek isteniyor. “Yetkin mühendislik” de bunun sadece bir aya¤›d›r. Ancak bu salt e¤itime de¤il tüm topluma yöneltilmifl bir sald›r›d›r. Mühendis ve mimarlar çal›flma alanlar› gere¤i insan için üretirler, en az›ndan öyle olmas› gerekir. Ancak deprem örne¤inde görüldü¤ü gibi, mühendislerin haraç-mezat sat›fla sundu¤u imza yetkileri sorunun hiç de e¤itimsizlik de¤il bafll› bafl›na bir meslek eti¤i sorunu oldu¤unu gösterdi. Sorun ilkokul ça¤lar›ndan bafllayan ve ÖSS ile devam eden gerici-ezberci ve son y›llarda ›srarla dillendirilen rekabetçi e¤itim sistemiyle iliflkilidir. Sorunu besleyen ve sürekli üreten fley e¤itim sistemidir. Bu noktada herfleyin dönüp dolafl›p yine ö¤renciye fatura edilmesi bafll› bafl›na bir adaletsizlik oldu¤u gibi ayn› zamanda bir pervas›zl›k örne¤idir. Bu kadar pervas›zca sald›ran sermayeye karfl› örgütlü durufl tek seçenektir. Bizi biraraya getiren de bu gerçektir. Bugün için daha fazla olmam›z›n önünde hiçbir engel yoktur. Üniversitelerde okuyan tüm mühendislik ve mimarl›k ö¤rencilerini ve genç mühendisleri kesen bir sald›r› ile karfl› karfl›yay›z. Üniversiteler ö¤renci ve ö¤retmenden ibaret bir kuruma dönüfltü¤ü ölçüde, ö¤renci kitlesi de giderek asosyalleflmekte, hem kendine hem de yaflad›¤› dünyaya yabanc›laflmaktad›r. Yaflad›¤› bu yabanc›laflmay› aflabilmesi, kendine çizdi¤i ve ilerde yaflamay› düflündü¤ü hayat›n asl›nda olmad›¤›n›, “gelecek” denilen fleyin iradesi d›fl›nda parayla al›n›p sat›lan bir fley oldu¤unu anlad›¤›nda mümkün olacakt›r. Bu gündem üzerinden ö¤rencilerin tepkilerini örgütlemek, “sermaye için de¤il toplum için bilim” demek için yola ç›k›yoruz. Henüz yolun bafl›nda olsak da mühendislik ve mimarl›k ö¤rencileri aras›nda bir taraf oluflturabilmek için kendimize “toplumcu” ad›n› verdik. Emekten, özgürlükten ve insanl›ktan yana herkesi bizlerle ayn› tarafta olmaya ça¤›r›yoruz. Biz bu yasay› durdurabiliriz t›pk› bizden öncekilerin YÖK yasas›n› durdu¤u gibi...
YTÜ Toplumcu Mühendislik ve Mimarl›k Ö¤rencileri
27
Fen-Edebiyat ö¤rencileri formasyon hakk›n› kazanmakta kararl›... 28
Formasyon hakk›m›z engellenemez! Üniversiteler bugün iflsizlik ve geleceksizlikten baflka bir fley üretmemektedirler. Üniversitelerde ve genel olarak sistemin bütününde yaflanan neo-liberal dönüflüm gençli¤i iflsizli¤e ve geleceksizli¤e sürüklemektedir. Bugün üniversitelerdeki sosyal bölümler bir bütün olarak ifllevsizleflmekte ve ço¤u bölüm gereksizleflerek kapanma sorunu ile karfl› karfl›ya kalmaktad›r. Öte yandan neo-liberal sald›r›lar›n sonucunda kamu hizmet alanlar› bir bütün olarak tasfiye edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Bugün e¤itim, sa¤l›k gibi alanlarda önemli bir aç›k olmas›na ra¤men, bu alanlara dönük atamalar ihtiyac› karfl›lamaktan oldukça uzakt›r. Sermaye devleti böylesine önemli bir bofllu¤u “sözleflmeli personel” ile doldurmaya çal›flmakta, bu ise çok yo¤un emek sömürüsü, örgütsüzlefltirme sald›r›s›, sosyal haklar›n gasp› ve düflük ücret anlam›na gelmektedir. Fen edebiyat fakülteleri t›pk› e¤itim fakülteleri gibi edebiyat, felsefe, matematik, fizik vb. alanlarda uzmanlar yetifltirmek için kurulmufllard›r. Burada e¤itim gören gençlerin kendi alanlar›nda ö¤retici olmalar›n›n engellenmesi, sermaye aç›s›ndan hiçbir hakl› gerekçeye dayand›r›lamaz. Öyle ki; bugün önemli ölçüde ö¤retmen a盤› bulundu¤u böylesi bir dönemde devletin “ö¤retici olamazs›n” demesinin akla uygun bir yan› bulunmamaktad›r. Geçmiflte tüm fen ve edebiyat ö¤rencilerinin koflulsuz bir biçimde sahip olduklar› ö¤retici olma haklar› bugün yine koflulsuzca ellerinden al›nm›flt›r. Bizler bugün kendi haklar›m›za sahip ç›kmak için tafl›n alt›na elimizi koymak zorunday›z.
Formasyon hakt›r, rant kap›s› de¤il! Geçti¤imiz dönemlerde koflulsuz bir biçimde kald›r›lm›fl formasyon hakk›m›z bundan dört y›l önce, yine fen ve edebiyat
fakültelerinin mücadelesi sonunda k›smi ve bundan da ötesi paral› bir biçimde fen-edebiyat ö¤rencilerinin karfl›s›na ç›kart›lm›flt›r. Tümüyle ticari bir kurum gibi iflletilen üniversiteler, bu hakk›m›z üzerinden bir rant kap›s› olarak iflletilmek istenmektedir. Bugün üniversitelerde verilen tezsiz yüksek lisans e¤itimi iki y›l süreyle yo¤un bir e¤itim masraf› oluflturman›n ötesinde do¤rudan parayla sat›l›yor olmas› nedeniyle de temel bir rant alan›na dönüfltürülmüfltür. Fen-edebiyat ö¤rencileri bunun nedenini sorgulamal›d›r? Geçmiflte 4 y›ll›k e¤itim döneminde al›nan formasyon dersleri ö¤retmen olabilmek için yeterli iken bugün neden birçok bölüm için yüzlerce dolarla bu hakk›m›z› sat›n almak zorunda b›rak›lmaktay›z? E¤itim sisteminin her yan› kokuflmakta, e¤itimin niteli¤i her geçen gün düflmekteyken, her okulda bofl geçen ve yüzlerce ö¤rencinin ayn› s›n›fta gördü¤ü dersler orta yerde duruyorken bizim “ö¤retici” olamamam›z›n nedeni ne olabilir? Aç›k ki arz ve talep iliflkisine göre e¤itim sistemini belirlemeye çal›flan sermaye, formasyon hakk›m›z› kendi ç›kar› için bir rant kap›s›na dönüfltürmeye çal›flmaktad›r.
S›navs›z ve koflulsuz formasyon hakk›! Sözde bir biçimde tan›nan formasyon hakk›n›n bir di¤er yan› ise çeflitli koflullara ba¤l› olmas›d›r. Örne¤in yüzlerce ö¤rencinin bulundu¤u felsefe, sosyoloji, edebiyat, tarih vb. bölümlerden sadece yüz ö¤renci tezsiz yüksek lisans e¤itimi alabilmektedir. Bu uygulama yüzlerce ö¤renciyi daha bafltan formasyon alma sürecinin d›fl›na itmektedir. Öte yandan tezsiz yüksek lisans e¤itiminin sonucunda sertifika alabilmek için “akademik bir heyet karfl›s›nda” sözlü
Formasyon hakk›m›zd›r, sat›lamaz! Formasyon hakk› için mücadelenin ilk ad›m› at›ld›. ‹stanbul Üniversitesi Fen Edebiyat kampüsünda yaklafl›k 20 kiflinin kat›ld›¤› bir toplant› örgütleyerek, formasyon sorununu ve bu hakk›m›z› koflulsuz olarak alabilmek için yapmam›z gerekenleri tart›flt›k. Çeflitli bölümlerden arkadafllar›m›z›n kat›ld›¤› toplant›da, fakültelerde formasyon hakk› için kampanya çal›flmas›n› yürütecek komisyonlar oluflturulmas› kararlaflt›r›ld›. Bunun d›fl›nda ise yine yo¤un bir propaganda faaliyeti ile tüm Edebiyat Fakültesi’ne formasyon sorununun kapsam›n› anlatmak için öncelikle bir broflür haz›rlanmas› kararlaflt›r›ld›. Toplant› öncesinde Fen-Edebiyat Fakültesi’nde yaklafl›k 200 adet anket yap›lm›flt›. Bu anketlerin yayg›nlaflt›r›larak devam ettirilmesi ve afifl ve bildiri çal›flmalar›n›n süreklilefltirilmesi planland›. Bu hafta at›lan bu mütevazi ad›m önümüzdeki süreçte daha yayg›n bir çal›flman›n bafllang›c› olacakt›r. Bizler fenedebiyat fakültelerinde paras›z ve koflulsuz formasyon hakk›n› kazan›ncaya kadar mücadelemizi sürdürmekte kararl›y›z.
‹Ü Fen Edebiyat ö¤rencileri
mülakata kat›lmak ve baflar›l› olmak gerekmektedir. 4 y›ll›k e¤itim süreci içerisinde gerekli e¤itimi “verememek”, iki y›ll›k tezsiz yüksek lisans e¤itiminde bir gerekli formasyonu sa¤layamamak e¤itim sisteminin sorunu olabilir ancak. Zira keyfi bir jüri sistemi ile formasyon da¤›tmak daha bafltan e¤itim sisteminin niteli¤ini ortaya koymaktad›r. Evet, bugün e¤itimin niteli¤i gün geçtikçe gerilemektedir. Ancak bunun sorumlusu ö¤renciler de¤il, e¤itim sürecini bir iflletme mant›¤› ile tan›mlayan sistemin kendisidir. Ve bize dayat›lan koflullar yine bu iflletme mant›¤›n›n do¤al sonuçlar› olan “rant ve kâr alan› sa¤lamak” d›fl›nda bir gerekçeye dayanmamaktad›r. Tüm bu süreci geçen s›n›rl› ö¤renciyi bekleyen ise “sözleflmeli ö¤retmenlik” ad› alt›nda güvencesiz çal›flmadan baflka bir fley de¤ildir. 6 y›ll›k e¤itim sürecinin sonunda asgari ücretle, hiçbir sosyal hakk› olmadan çal›flma koflullar› dayat›lmaktad›r. Son on y›l içerisinde kadrolu olarak göreve bafllayanlar›n say›s›na bakt›¤›m›z zaman trajikomik bir tablo
Taleplerimiz: * GATS’dan ç›k›ls›n ve ticari e¤itime hay›r! Bugün Fen-Edebiyat fakültelerinin karfl› karfl›ya bulundu¤u formasyon sorununun temel nedeni GATS vb. sözleflmelerle emperyalistlere verilen taahhütler çerçevesinde e¤itim alan›nda yaflanan neo-liberal dönüflümlerdir. GATS hizmet alan›n›n sermayeye aç›lmas›n› öngören bir anayasa olarak tan›mlanabilir. Bu sözleflmelerin bir taraf› olan Türkiye y›llard›r e¤itim vb. hizmet alanlar›n› sermayenin tam denetimine açmaya çal›flmakta, bu çerçevede de sosyal bölümler kapanma sorunu ile karfl› karfl›ya b›rak›lmaktad›r. Ticarileflen e¤itim içerisinde sosyal bölümlere duyulan ihtiyaç günden güne azalmakta, a¤›rl›kl› olarak teknik bölümler öne ç›kmaktad›r.
* Kamunun tasfiyesine hay›r! Formasyon sorununun di¤er bir temel yan›n› kamunun tasfiyesi oluflturmaktad›r. E¤itim ve sa¤l›k gibi alanlar› da içine alacak bir biçimde kamu tasfiye edilmektedir. KYTK ve personel rejimi gibi yasalarla kamusal alan yeniden tan›mlanmakta ve bu çerçevede de kamu personelli¤i ortadan kald›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Kamu alan›nda yaflan›lan tasfiye iki yönlü yaflanmaktad›r. Birincisi iflletmelerin do¤rudan sermaye denetimine verilmesi ile yani özellefltirilmesi ile, öte yandan ise kadrolu eleman al›m›n›n durdurulmas› ile.
* Formasyon hakk›m›z engellenemez! Fen-edebiyat ö¤rencileri bulunduklar› fakültelere a¤›rl›kl› olarak e¤itimci olmak hedefi ile girmifllerdir. Hiçbir neden ve koflul gösterme ihtiyac› dahi duymadan ve bu kadar ö¤retmen a盤› orta yerde duruyorken “e¤itimci” olma hakk›n›n fenedebiyat ö¤rencilerinin elinden al›nmas›n›n sermayenin kâr h›rs› ve yo¤un emek sömürüsü ihtiyac› d›fl›nda bir nedeni bulunmamaktad›r. Formasyon tüm fen ve edebiyat ö¤rencilerinin hakk›d›r ve tan›nmak zorundad›r.
* 4 y›ll›k e¤itim sürecine formasyon e¤itimi konulsun! Formasyon e¤itiminin “tezsiz yüksek lisans” ad› alt›nda 4 y›ll›k lisans e¤itimi sonras›nda ek 1.5 y›ll›k bir e¤itim dönemi
karfl›m›za ç›kmaktad›r. MEB’in verilerine göre 80 bin, E¤itimSen’in verilerine göre ise en az 250 bin ö¤retmen a盤› bulunuyorken birçok bölüm için yap›lan atamalar›n say›s› onlarla ifade edilmekte, bu say› ise günden güne gerilemektedir.
29 Fen-edebiyat ö¤rencileri haklar›n› mücadele ile kazanacakt›r! Fen-edebiyat ö¤rencilerinin mücadele d›fl›nda bir ç›kar yolu bulunmamaktad›r. Aç›k ki bu mücadele “formasyon hakk›” üzerinden yürütülmelidir. Çünkü sermayenin neo-liberal sald›r›lar› bizi iflsizlik ve geleceksizlik sorunu ile karfl› karfl›ya b›rakmaktad›r. Ancak mücadele ederek ve örgütlenerek kendi gelece¤imize sahip ç›kabilir, bu fütursuz sald›r›y› püskürtebiliriz. içerisinde veriliyor olmas› hiçbir mant›kl› ve hakl› gerekçeye dayand›r›lamaz. Çok rahat bir biçimde ve geçmiflte oldu¤u gibi 4 y›ll›k lisans e¤itimi sürecinde fen-edebiyat ö¤rencilerinin formasyon bilgisini tamamlamas› sa¤lanabilir. Zira lisans e¤itimi sürecindeki boflluklar düflünüldü¤ünde, bunun lisans e¤itimi sonras›nda veriliyor olmas›n›n arkas›ndaki neden e¤itim sistemini çürüten “tüccar zihniyettir”.
* Formasyon hakk›m›zd›r, parayla sat›lamaz! Formasyon e¤itiminin tezsiz yüksek lisans ad›yla ve ücretli olarak verilmesi e¤itim sisteminin her ad›m›nda karfl›m›za ç›kan paral›laflt›rma sald›r›s›n›n önemli bir görüntüsüdür. Bugün fen-edebiyat fakültesi ö¤rencileri yo¤un bir biçimde formasyon talep etmektedir. Sermaye ise bu talebi ücrete ba¤layarak kendi yöntemleri ile “çözüm” oluflturmaktad›r. Bu çözümün kendisi de anayasadaki “e¤itim paras›zd›r” ibaresi kadar i¤reti ve ikiyüzlüdür.
* Herkese s›navs›z ve koflulsuz formasyon hakk›! Birçok üniversitede formasyon çeflitli koflullara ba¤lanarak, s›n›rl› say›da ö¤renciye ve s›navla verilmektedir. Bu koflullar›n hepsi kald›r›lmal›d›r. Yüzlerce ö¤rencinin bulundu¤u fenedebiyat fakültelerinde s›n›rl› kontenjan uygulamas› koflulsuz bir biçimde kald›r›lmal›d›r. Formasyon e¤itimi sonras›nda uygulanan “keyfi” s›nav yönetmeli¤i durdurulmal›d›r. Formasyon alabilmek için istenilen koflullar kald›r›lmal›d›r.
* Sözleflmeli ö¤retmenli¤e hay›r! Formasyon e¤itimi alan s›n›rl› say›daki ö¤renci bu 1.5 y›l› tamamlad›ktan sonra sözleflmeli çal›flmak zorunda kalmaktad›r. Zira yeterli kadro aç›lmamas› ve aç›lan kadrolarda ”e¤itim ö¤rencilerine” öncelik tan›nmas› fenedebiyat ö¤rencilerini bu uzun ve maliyetli formasyon süreci sonras›nda ucuz iflgücü haline getirmektedir.
* Herkese ifl güvencesi! Tüm üniversitelerde okuyan gençler okullar›n›n bitimi sonras›nda ifl bulma sorunu ile karfl› karfl›ya kalmaktad›r. Zira üniversite e¤itimi iflsizli¤i sadece 4 y›l ileriye atmak d›fl›nda bir anlam tafl›mamaktad›r. Her üniversite ö¤rencisi için ifl olana¤› oluflturulmal›d›r. ‹flsizlik bir zorunluluk de¤il, sermaye politikalar›n›n bir sonucudur.
Komünist Fen-Edebiyat Ö¤rencileri
Sorunlar›na sahip Ticarileflen e¤itime karfl› ç›kan herkes ellerini gençlik kurultay›nda birlefltirmelidir. Yaln›zlaflman›n, yabanc›laflman›n ve yozlaflman›n karfl›s›na dikilmek ve biz de var›z demek için Gençlik kurultay› ticari e¤itime karfl› mücadele ça¤r›s›d›r! ülkenin dört bir yan›ndan kendi taleplerimiz ve örgütlerimiz ile kurultaydaki yerimizi alal›m. Sorunlar›n her geçen gün artt›¤› ve ortaklaflt›¤› bir dönemde ellerimizi birlefltirmek d›fl›nda bir ç›kar yolumuz bulunmuyor.
Gençlik kurultay›nda buluflal›m!
Gençlik bugün yaflad›¤› sorunlar karfl›s›nda hareketsiz olmas›na karfl›l›k çözümsüz de¤ildir. Çözüm yaflan›lan sorunlar›n oluflturdu¤u derin çeliflkiler üzerinden kendini üretmektedir. Üniversitelerimizde, liselerimizde yaflanan sorunlar›n arka plan›na bak›ld›¤›nda, karfl›m›za çürüyen ve kokuflan bir e¤itim sistemi ç›kmaktad›r. Gençli¤in çürüyen e¤itim sisteminin karfl›s›nda kendi çözüm yaklafl›mlar› ile ortaya ç›kabilmesi, gelece¤ini kendi ellerine almas› çözümün dü¤üm noktas›n› oluflturmaktad›r. Ülkemiz gençlik hareketi tarihi günümüz gençli¤ine yürümesi gereken yolu göstermektedir. Bugün de¤iflmez gibi görünenlerin, geçmiflte mücadelelerin gücüyle nas›l y›k›ld›klar›n› biliyoruz. ‹flte geçmiflten gelece¤e yürüyen gençli¤in mücadelesine ses vermek, gençli¤in birleflik ve devrimci mücadelesini büyütmek için ülkenin dört bir yan›ndan gelece¤ine sahip ç›kan gençlerin kat›ld›¤› bir kurultay›n örgütlenme süreci bafllam›fl bulunmaktad›r.
E¤itim alan›nda yaflan›lan yap›sal dönüflümler gençli¤in yaflad›¤› sorunlar›n dü¤üm noktas›n› oluflturmaktad›r. Bilginin üretimi ve yayg›nlaflmas› rolü üzerinden tan›mlanan e¤itim ve üniversiteler bugün sermayenin tam ve koflulsuz denetimine aç›lmaktad›r. Neo-liberal dönüflümün belki de en h›zl› ve sistemli bir biçimde yafland›¤› alanlar›n bafl›nda e¤itim gelmektedir. Neo-liberal düflünceye uygun olarak, e¤itim herkes için temel bir hak ve “kamusal” bir alan olmaktan ç›km›fl, “yar›-kamusal bir hizmet”e dönüflmüfltür. Böylelikle e¤itim piyasaya sürülen bir meta haline getirilmifltir. Piyasa için üretilen her meta gibi e¤itim de piyasan›n koflullar›n göre yeniden düzenlenmeye bafllanm›flt›r. Böylece e¤itimin paral› hale getirilmesi, ticarileflmesi ve kârl› bir alan oldu¤u oranda bizzat burjuvazi taraf›ndan parayla sunulan bir “hizmet”e dönüflmesi mümkün hale gelmifltir. Ticarileflen e¤itimin ilk sonucu e¤itimin niteli¤inin düflmesidir. Bunda temel etken e¤itim hizmetlerinin piyasaya aç›lmas› ile beraber devletin sistematik bir biçimde e¤itime ay›rd›¤› pay› azaltmas›, bunun sonucu olarak e¤itimin yayg›nlaflmas›nda ve niteli¤inde yaflan›lan daralmad›r. Ticari e¤itimin bir di¤er sonucu e¤itim hizmetlerinin piyasaya aç›lmas› ve paral›laflt›r›lmas›d›r. Haraçlarla bafllayan süreç ad›m ad›m ilerlemekte, transkriptten ö¤renci belgesine, herfley paral› hale gelmektedir. Gelinen yerde üniversitelerimiz para kazanmaya endekslenmifl bir iflletme gibi çal›flmaktad›r. Bugün üniversitelerimiz sermaye için teknoloji üreten bir konuma indirgenmifltir. Üniversitelerin dört bir yan›nda bulunan flirketlerin, savafl sanayinin hizmetindeki teknokentlerin baflka bir anlam› bulunmamaktad›r. Art›k e¤itim sermaye için ve onun ihtiyaçlar›na göre planlanmaktad›r. Ö¤rencisinden e¤itimcisine kadar herkes sermayenin ihtiyaçlar›na yan›t vermeye zorlanmaktad›r. Bu e¤itim sisteminde bize dayat›lan, kariyer günleri ile kendimizi sermaye kurumlar›na pazarlamak olmaktad›r. Üniversitelerin birço¤unda bulunan üniversitesermaye iflbirli¤i klüpleri, sermayenin üniversitelerde oluflturmaya çal›flt›¤› ideolojik hegemonyan›n en somut ifadesidir. Gençlik kurultay› e¤itim sistemindeki bu yap›sal dönüflüme karfl› bir mücadele ça¤r›s› olacakt›r. * E¤itimin paral› hale getirilmesine karfl› paras›z e¤itim taraf›nda olanlar, * E¤itimin herkes için bir hak oldu¤unu savunanlar, * Kariyer günlerinde gelece¤ini pazarlamak yerine gelece¤ine sahip ç›kanlar, * Sermaye için teknoloji de¤il, iflçi ve emekçiler için bilim diyenler,
Gençlik kurultay›nda birleflerek, paral›laflan ve ticarileflen e¤itime karfl› taleplerini ifade edecek ve mücadelenin sorunlar›n› tart›flacaklard›r.
Gençlik kurultay› geleceksizli¤e hay›r ça¤r›s›d›r! Bugün gençli¤in genifl kesimlerini bekleyen koyu bir geleceksizliktir. Kendi gelece¤i olmayan bask› ve zor düzeninin gençli¤e bir gelecek vaat edebilmesi zaten olanaks›zd›r. Geçmiflte bir ifl kap›s› olarak görülen üniversitelerden mezun olanlar bugün iflsizlik bata¤›nda ç›rp›nmaktad›rlar. Gençlik düzenin çizdi¤i s›n›rlar içerisinde umutsuzlu¤a sürüklenmektedir. Ancak bu gençli¤in önünde duran tek yol de¤ildir. Bugün yüzlerce fen ve edebiyat ö¤rencisinin ö¤retmen olma haklar› ellerinden al›nm›flt›r. Fen-edebiyat ö¤rencileri bulunduklar› fakültelere a¤›rl›kl› olarak e¤itimci olmak hedefi ile girmifllerdir. Hiçbir neden gösterme ihtiyac› dahi duyulmadan ve bu kadar ö¤retmen a盤› orta yerde duruyorken, “e¤itimci” olma hakk›n›n fen ve edebiyat ö¤rencilerinin elinden al›nmas›n›n sermayenin kar h›rs› ve yo¤un emek sömürüsü ihtiyac› d›fl›nda bir nedeni bulunmamaktad›r. Formasyon tüm fen ve edebiyat ö¤rencilerinin hakk›d›r ve tan›nmak zorundad›r. Gençlik kurultay› formasyon hakk› için mücadele eden fenedebiyat ö¤rencilerinin sesi olacakt›r. Paras›z, s›navs›z ve koflulsuz formasyon hakk› için fen-edebiyat ö¤rencilerinin bir mücadele ve tart›flma kürsüsü olacakt›r. Mühendislik ve mimarl›k ö¤rencilerinin karfl› karfl›ya bulundu¤u “Yetkin mühendislik” sald›r›s› ise ö¤rencileri geleceksizli¤e mahkum etmeye çal›flan bir rant tasar›s›ndan baflka bir fley de¤ildir. Tasar›, yeni mezun bir mühendismimar›n imza yetkisinin elinden al›nmas›n›, onun vas›fs›z olarak 5 y›l çal›flmas›n› öngörüyor. Ayr›ca kamuda çal›flmas› da engelleniyor. Dört y›ll›k e¤itimi yok sayan ve yeni mezunlara
staj zorunlulu¤u getiren tasar› ile diplomalarda yazan “mühendistir” ibaresi de ç›kart›l›yor. Böylece bu ünvan› verecek bir kurum ihtiyac› ortaya ç›k›yor. Gençlik kurultay› yetkin mühendisli¤e karfl› ç›kan ve bunu bir sald›r› olarak gören binlerce mühendislik ö¤rencisinin sesi olacakt›r. Sermayenin ihtiyaçlar›na uygun bir biçimde flekillendirilen bu yasay› parçalama mücadelesinin büyütülece¤i bir kürsü olacakt›r. E¤itim fakültesi ö¤rencileri için tek gelecek “sözleflmeli ö¤retmenlik” olarak sunulmaktad›r. Sözleflmeli ö¤retmenlik› y›llard›r yayg›n olarak yürürlükte olan bir uygulamad›r. Bugün sistem temel hizmet alanlar›n› bir bütün olarak tasfiye etmek için büyük bir u¤rafl vermektedir. Bu tasfiye sürecinin zorunlu sonuçlar›ndan biri sözleflmeli ö¤retmenlik dayatmas›n›n kendisidir. Sermaye ihtiyaç duydu¤u personeli kadrolu olarak almamakta, do¤an bofllu¤u “sözleflmeli personel”le doldurmaya çal›flmaktad›r. Gençlik kurultay› sermayenin sözleflmeli ö¤retmenlik dayatmas›na karfl› güçlü bir mücadele ça¤r›s› olacakt›r. E¤itim ö¤rencilerinin ucuz ifl gücü olarak geleceksiz, ifl güvencesiz çal›flmas›na karfl› e¤itim fakültelerinin sorunlar›n› tart›flaca¤› ve mücadelesini tahkim edece¤i bir alan olacakt›r. Gençlik kurultay› çözümsüzlü¤e karfl› çözümün mücadele ederek ve dayan›flarak gerçekleflece¤ini gösteren güçlü bir ad›m olacakt›r. K u r u l t a y zorunlu hizmet dayatmas›, aile hekimli¤i sald›r›s› ile karfl› karfl›ya olan t›p ö¤rencilerinin mücadele ve tart›flma platformu olacakt›r. K u r u l t a y ucuz iflgücü olarak görülen ve henüz e¤itim süreci içerisinde sömürülen binlerce meslek yüksek okulu ö¤rencisinin mücadele ve tart›flma platformu olacakt›r. K u r u l t a y tüm bölümleri ile iflsizlik ve geleceksizlik bata¤›nda ç›rp›nan çevre üniversiteleri ö¤rencilerinin sesi olacakt›r. K u r u l t a y sermayenin karanl›k gelece¤ine karfl› gelece¤ini kendi eline alanlar›n sesi olacakt›r!
31
Yaklaflan emperyalist savafl ve devrimci gençli¤in görevleri
Gençlik kurultay› bir özgürlük ça¤r›s›d›r!
32
Bugün e¤itim sistemi YÖK düzeninin gerici ve bask›c› cenderesi alt›ndad›r. Üniversiteler anti demokratik uygulamalar›n ve bask›n›n en yayg›n olarak görüldü¤ü alanlardan birisi haline gelmifltir. Üniversitelerin içerisinde bekleyen polis sürüleri, yap›lan flenliklere dahi aç›lan soruflturmalar, okul girifl ç›k›fllar›nda yap›lan kimlik kontrolleri ve üst aramalar› üniversitelerimizin bilimsel bir kurum olmaktan çoktand›r ç›kt›¤›n› ve birer k›flla haline getirildi¤ini göstermektedir. Toplumsallaflma ve özgürleflmenin bir arac› olmas› gereken üniversiteler birer F tipi hapishane haline getirilmifllerdir. Üniversitelerimizdeki bask› koflullar›n›n en önemli nedeni sinmifl, gelecek umudunu yitirmifl, düflünmeyen, sorgulamayan bir gençlik kufla¤› yetifltirmek ihtiyac›d›r. Ancak bu tek neden de¤ildir. Sermaye üniversitelerimizi kendi arka bahçesi olarak görmekte, onu istedi¤i gibi yönetmekte ve bizleri kendi okullar›m›za yabanc›laflt›rmaya çal›flmaktad›r. Üniversitelerimizdeki anti demokratik iflleyifl kendini her aflamada göstermektedir. Üniversitelerin aslî bilefleni olan biz ö¤rencilerin kendi gelece¤imizi belirlerken tek bir söz hakk› bulunmamaktad›r. Ancak üniversitelerde yaflanan gericili¤in tek yönü bu de¤ildir. Bugün e¤itim sisteminin ve müfredat›n›n bütünü bilimsel bir yöntemden yoksun, ezbercili¤i ö¤ütleyen, gerici ve hatta çeflitli bölümlerde kafatasç› bir karakterdedir. Öyleyse bu sistem içerisinde “özgürlük” nas›l anlamlanmaktad›r? Aç›k ki sustu¤umuz, düflünmedi¤imiz, konuflmad›¤›m›z ve haklar›m›z› aramad›¤›m›z sürece üniversitelerde “özgür”üz. Herkes özgürce kariyer günlerinde kendini sermayeye pazarlayabilir ya da özgürce çimlerin üzerinde içkisini içebilir. Gençlik kurultay› özgür olmay› yaflam›n ve toplumun özgürleflmesi ile efl anlaml› tan›mlayanlar›n sesi olacakt›r. Sermayenin sahte özgürlü¤üne karfl› özgürlük için mücadele edenlerin sesi olacakt›r. * Üniversitelerde söz yetki ve karar hakk› isteyenler, * Bask›c› ve anti demokratik uygulamalar›n son bulmas›n› isteyenler, * Bilimsel ve demokratik bir e¤itim için mücadele edenler, * YÖK’ün bask›c› ve gerici düzenine karfl› özgür bir dünya isteyenler, ellerini gençlik kurultay›nda birlefltireceklerdir.
Gençlik kurultay› birleflik ve örgütlü mücadele ça¤r›s›d›r! Bugün gençli¤in mücadeleye yönelmesinin koflullar› geçmifl dönemlerle k›yaslanamaz bir biçimde olgunlaflmaktad›r. Derinleflen sorunlar çözüm olanaklar›n› da art›rmaktad›r. Sermayenin gençli¤e bir gelecek vaat edememesi, onu bask› alt›na almaya ve kimliksizlefltirmeye çal›flmas›, gençlikten ve onun özgürlük mücadelesinden korktu¤unun aç›k bir göstergesidir. Bugün yaflanan sorunlar karfl›s›nda sesimiz ç›km›yorsa, bunun sorumlusu bizleriz, bizim örgütsüzlü¤ümüzdür. Bizi birbirimize yabanc›laflt›rmaya çal›flan ve böylelikle bizi geleceksizli¤e mahkum edece¤ini düflünenlere gereken yan›t› vermek, gelece¤imiz ve özgürlü¤ümüz için örgütlü bir mücadeleyi yükseltmek d›fl›nda bir ç›kar yolumuz bulunmamaktad›r.
Gençlik kurultay› gençli¤e örgütlenme ça¤r›s›d›r! * ‹flsizlik ve geleceksizlikle bo¤uflan bizlerin, * Anti bilimsel ve bask›c› e¤itim sistemi karfl›s›nda her geçen gün ezilen bizlerin, * Paral› e¤itim sald›r›lar› ile karfl› karfl›ya bulunan bizlerin, Örgütlenmek ve mücadele etmek d›fl›nda bir kurtuluflu bulunmamaktad›r. Formasyon hakk› ellerinden al›nan fen-edebiyat ö¤rencileri ÖRGÜTLENMEL‹ ve MÜCADELE ETMEL‹D‹R! Sözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›s› ile karfl› karfl›ya bulunan e¤itim ö¤rencileri ÖRGÜTLENMEL‹ ve MÜCADELE ETMEL‹D‹R! Yetkin mühendislik sald›r›s› ile karfl› karfl›ya bulunan mühendislik ö¤rencileri ÖRGÜTLENMEL‹ ve MÜCADELE ETMEL‹D‹R! Zorunlu hizmet ve aile hekimli¤i sald›r›s›na karfl› sa¤l›k ö¤rencileri ÖRGÜTLENMEL‹ ve MÜCADELE ETMEL‹D‹R! MYO’larda sömürülen gelece¤in ücretli köleleri ÖRGÜTLENMEL‹ ve MÜCADELE ETMEL‹D‹R! Taflra üniversitelerindeki yüzbinlerce ö¤renci gelecekleri ve özgürlükleri için ÖRGÜTLENMEL‹ ve MÜCADELE ETMEL‹D‹R! Gençlik birleflik ve örgütlü mücadeledeki yerini almal›d›r!
Gençlik kurultay›nda buluflal›m! Sorunlar›na sahip ç›kan herkes ellerini gençlik kurultay›nda birlefltirmelidir. Yaln›zlaflman›n, yabanc›laflman›n ve yozlaflman›n karfl›s›na dikilmek ve biz de var›z demek için ülkenin dört bir yan›ndan kendi taleplerimiz ve örgütlerimiz ile kurultaydaki yerimizi alal›m. Sorunlar›n her geçen gün artt›¤› ve ortaklaflt›¤› bir dönemde ellerimizi birlefltirmek d›fl›nda bir ç›kar yolumuz bulunmuyor. Kurultay gençli¤in özgür bir gelecek özleminin ifadesi olacakt›r. Bu güzel ve yaflan›las› dünya bugün emperyalist savafllar ve iflgallerin esiri olmufltur. Bugün halklar aras› kardefllik tüm dünyan›n özlemi haline gelmiflken, kapitalistemperyalist sistem düflmanl›klar› körüklemektedir. Bask›, terör ve yaflam›n her alan›nda sürekli bir y›k›m üretmektedir. Biz flunu tüm gerçekli¤i ile görüyoruz: Özgür bir dünya kurulmadan hiçbirimiz özgür olamayaca¤›z! ‹flte bu nedenle özgür bir dünya ve gelecek için bu ça¤r›ya kulak verin! Gençlik kurultay›ndaki yerinizi al›n!
Emperyalistler ve iflbirlikçileri bölge halklar›na yönelik yeni bir savafl haz›rl›¤›na girmifl durumdalar. Güncel planda ortaya ç›kan geliflmeler ve emperyalistler cephesinden yap›lan aç›klamalar, sald›r›n›n ve savafl›n yeni hedefinin ‹ran ve bu çerçevede bir kez daha Ortado¤u olaca¤›n› göstermifl bulunuyor. Yaklaflan savafl süregiden sald›rganl›¤›n yeni bir boyutudur. Zira bugün Ortado¤u ve Avrasya’da ABD sald›rganl›¤› ve iflgali zaten sürmekte, flimdi bu sald›rganl›¤a yeni bir halka eklenmek istenmektedir. Irak’ta batakl›¤a saplananlar, bundan kurtulabilmenin de bir yolu olarak çok daha kapsaml› bir sald›rganl›¤a haz›rlanmaktad›rlar. Bu emperyalist sald›rganl›¤›n bir yan›n› da Türkiye’yi yönetenlerin aç›k iflbirlikçi tutumu oluflturmaktad›r. Bölge halklar›na dönük sald›rganl›¤›n yayg›nlaflt›¤› bir dönemde; iflbirlikçi burjuvazi halklara karfl› emperyalistler hesab›na çal›flmak ve hatta gerekirse vurucu güç olarak Türkiye emekçilerini ve gençli¤ini kullanmak yönlü pazarl›klar›n› sürdürmektedir. Yaklaflan savafl dolays›z bir biçimde ülkemiz emekçilerini ve gençli¤ini kesecektir. Haz›rl›klar ve sermaye temsilcilerinin sürdürdü¤ü pazarl›klar bunu aç›k bir biçimde göstermifl bulunuyor. Yaklaflan savafl ve sald›rganl›k tehditi bugünden buna karfl› mücadelenin örülmesini bir zorunluluk olarak karfl›m›za ç›kartmaktad›r. Sermaye ve emperyalistler cephesinden bafllat›lan hummal› haz›rl›klar, savafl karfl›t› cephenin de ayn› kapsamda bir haz›rl›l›k içerisine girmesini gerektirmektedir. Bu çerçevede yeni dönemin temel gündemi olan emperyalist sald›rganl›k ve ‹ran’a müdahale haz›rl›¤›n›n gençlik cephesinden nas›l bir karfl› koyuflla örülmesi gerekti¤ini ortaya koyacak, bu aç›dan gençli¤e düflen görevleri tan›mlayaca¤›z.
Emperyalist savafl karfl›t› mücadele güncel bir sorumluluktur! Bugün gençlik içerisinde hiç de az›msanmayacak düzeyde bir anti-emperyalist tepki sözkonusudur. Bugünün daralan ve kendi kabu¤una s›k›flm›fl bulunan gençlik mücadelesi bu potansiyeli yeterince güçlü bir biçimde de¤erlendirip örgütleyememektedir. Süregiden iflgale ve yaklaflan savafla karfl› mücadelenin start› gecikmeksizin verilmelidir. Savafl›n daha yak›c› biçimde karfl›m›za ç›kmas›n› beklemek, gerek
gençli¤in anti-emperyalist duyarl›l›klar›n› küçümsemek, gerekse de yaklaflan savafl›n anlam, önem ve kapsam›n› kavrayamamakt›r. Zira bugün devam eden sald›rganl›¤›n yeni bir halkas› ile karfl› karfl›y›z. Emperyalist savafl ve sald›rganl›k bir tehdit olman›n ötesinde güncel bir sorundur, bugünden karfl›t bir mücadele örgütleme görevini önümüze koymaktad›r. Savafl karfl›t› mücadele önüne emperyalist savafl› durdurma hedefini koymal›d›r. Bu ulafl›lmas› zor, gerçek d›fl› bir hedef de¤ildir. Zira bugün Irak’›n küçük bir parças›nda süren direnifl bile, tüm zay›fl›klar›na karfl›n, Irak’› emperyalistler aç›s›ndan tam bir batakl›¤a çevirmifl durumdad›r. Bu, halklar›n direnme gücünün aç›k bir göstergesidir. Öyleyse, savafl›n daha yak›c› bir biçimde karfl›m›za ç›kmas›n› beklememeli, h›zl› bir biçimde emperyalist sald›rganl›¤a ve savafla karfl› anti-emperyalist ajitasyona a¤›rl›k vermeli ve yaklaflan savafl tehlikesini genifl gençlik güçlerinin gündemine sokmal›y›z. Öte yandan savafl karfl›t› süreç anti-emperyalist bir gençlik mücadelesinin geliflmesi aç›s›ndan oldukça önemlidir. Geçti¤imiz dönem savafl karfl›t› mücadelenin ciddi bir hedef ve programdan yoksun karakteri, öte yandan ise heterojen yap›s›, savafla karfl› baflar›l› bir anti-emperyalist mücadelenin örülmesini önemli ölçüde engellemifltir. Bugün yeni bir mücadele döneminin bafl›nda savafla karfl› gençli¤in antiemperyalist duyarl›l›¤›n› büyütmek, öte yandan da bu duyarl›l›klar› örgütlemek güncel ve ertelenemez bir sorumluluktur. Yaklaflan savafla karfl› mücadele, geçmifl dönemin zay›fl›klar›n› ve darl›klar›n› aflarak, gençli¤i politiklefltirmenin bir arac›na dönüfltürülmelidir. Savafl karfl›t› mücadele reformist platformun gençlik üzerindeki etkisini k›rma ve s›n›rlaman›n bir arac›na dönüfltürülmek durumundad›r. Bu ise aç›k ki savafl›n politik anlam›n› kavrayarak, bu perspektif üzerinden devrimci bir gençlik mücadelesini gelifltirmeye kilitlenerek olanakl› olacakt›r. Öte yandan savafl karfl›t› süreci gençli¤in genifl kesimlerini ilgilendiren somut gündemlerle birlefltirmeyi baflarabilmeliyiz. “Savafla de¤il, e¤itime bütçe!”, “Ortado¤u’da asker, okulda müflteri olmayaca¤›z!” gibi fliarlarla, yaklaflan savafl› güncel bir sorun olarak gençli¤in genifl kesimlerinin gündemine sokabilmeliyiz. Bu savafl karfl›t› mücadelenin kitle taban›n›n genifllemesi aç›s›ndan son derece önemlidir.
33
Emperyalist savafl karfl›t› örgütlenmeler h›zl› bir biçimde oluflturulmal›d›r!
34
Savafl karfl›t› süreç aç›k ki ilerici ve devrimci gençlik güçlerinin birleflik mücadelesini zorunlu k›lmaktad›r. Bu baflar›lamad›¤› koflullarda savafl karfl›t› çal›flmalar daha bafltan temel bir zay›fl›kla karfl› karfl›ya kalacakt›r. Burada bilinçli bir tercihle tüm ilerici potansiyeli içerisine alan bir süreci kastetmekteyiz. Zira bugün yaklaflan emperyalist savafla karfl› örülecek mücadele bunu bir zorunluluk olarak karfl›m›za ç›kartmaktad›r. Ancak bu savafl karfl›t› mücadele içerisinde reformist politik platformla uzlaflmam›z anlam›na gelmemektedir.
Öyleyse bu çeliflki nas›l çözülecektir? Bu çeliflkiyi geçmifl dönem savafl karfl›t› çal›flmalar›n oluflturdu¤u örgütlülüklerin iflleyifli içerisinde çözmek mümkün de¤il. Geçti¤imiz dönem savafl karfl›t› mücadele siyasetler toplant›lar›na s›k›flm›fl, gençli¤in ileri kesimleri ile yeterince buluflabilen bir süreç örülememifltir. Burada sorun iki yönlüdür. Birincisi; savafl karfl›t› mücadelenin perspektifleri ve örgütlenmesi çerçevesinde siyasal gruplara daralmayan bir tart›flma ortam›na ihtiyaç vard›r. Siyasal gruplar›n kendinden menkul örgütlenmelerinin savafl karfl›t› mücadelenin örgütlenmeleri olamayaca¤›, bu platformlar içerisinde komünist ve devrimci bir savafl karfl›t› taraflaflma yaratma olana¤› olmad›¤›, olsa bile bu taraflaflman›n gençlik hareketi için fazla bir anlam ifade etmedi¤i aç›kt›r. Sorunun öteki yan› ise, siyasal örgütlenmelerin temsilcilerini aflan bir duyarl›l›k sözkonusu ise e¤er, bu duyarl›l›¤›n örgütlü hale getirilmesi, savafl karfl›t› sürecin daha etkili bir hale gelmesinin de temel halkas›d›r. Bundan yoksun olundu¤u koflullarda, mücadele daha bafl›nda temel bir zay›fl›k alan› ile karfl› karfl›ya kalacak demektir. Oluflturulan örgütlenmeler mutlaka yereldeki duyarl› kitleyi bir araya getirmeyi ve onlar›n inisiyatifine ve yönlendirmesine aç›k olmay› hedeflemeli, bu anlay›flla ele al›nmal›d›r. Örülecek tüm örgütlenmeler en küçük birimden yola ç›karak merkezileflmek ihtiyac› ile karfl› karfl›ya bulunmaktad›r. Bu aç›dan il düzeyindeki platformlar yerine -ki
bunlar siyasetler toplant›lar› olarak eylemsel bir tak›m kararlar almak için mutlaka sürecin bafl›nda etkinlefltirilmelidir- mutlaka üniversiteler ve olanakl› oldu¤u ölçüde fakülteler düzeyinde örgütlülükler oluflturulmaya kilitlenilmelidir. Sürecin bir di¤er önemli yan›n› kulüp, topluluk gibi örgütlenmeler oluflturmaktad›r. Bu gibi örgütlenmeler içerisinde imkanlar ölçüsünde savafl karfl›t› mücadele gündemlefltirilmeli ve bu örgütlülüklerin de kat›ld›¤› platformlar etkin bir biçimde hayata geçirilmeye çal›fl›lmal›d›r. Geçti¤imiz savafl karfl›t› dönemde ODTÜ’de kulüp ve topluluklar›n etkili bir biçimde kat›ld›¤› ODTÜ Ö¤rencileri çal›flmas› ve yaratt›¤› duyarl›l›k düflünüldü¤ünde, bu imkan›n özel olarak de¤erlendirilmesi gerekti¤i yeterince aç›kt›r. Sorunun bir di¤er yan› ise birleflik ve devrimci bir gençlik hareketi yaratma sorumlulu¤udur. Savafl karfl›t› mücadeleyi bu güncel politik hedef aç›s›ndan bir imkana dönüfltürmeyi baflarabilmeliyiz. Örgüt sorununa ileri güçleri kucaklayacak tarzda çözüm oluflturma perspektifinin temel bir yan›n› da bu sorun oluflturmaktad›r. Bir noktay› daha vurgulayal›m. Önceki baz› ortak süreçlerde siyasal gruplar›n dar bak›fllar› çal›flman›n önünde bir engele dönüflebilmifl, bu durum gençlik kitleleri ve kendi güçlerimiz üzerinde moral bozucu bir etki yaratabilmifltir. Böyle bir durumda al›nacak tutum gerilemek de¤il, sürecin ve görevlerin üzerine gitmek olmal›d›r. Bu tür olumsuzluklar yine yaflanabilir. Bu, her fleyden önce s›n›fsal duruflla ilgilidir ve oluflacak platformlarda verece¤imiz ideolojik mücadelenin bir boyutudur. As›l önemli olan, bu mücadelenin ayaklar› üzerine oturmas› ve anlam›n› bulmas› için sorumlu bir tutum alabilmek, çal›flman›n en ileri noktas›nda yer almay› baflarabilmektir. Perspektifimizin hayata geçirilmesi herkesten önce bize ba¤l›d›r. Pratikte ad›m atamad›ktan sonra, bunlar› toplant›larda siyasal çevrelere kabul ettirmek hiç de politikam›z› gençli¤e mâl etmek demek de¤ildir. Öyleyse ortaya koydu¤umuz iddiay› prati¤e yans›tabilmeli, çal›flman›n en ileri noktas›nda yer alabilmeliyiz. Örgüt ve politika sorununda yukar›daki vurgulara iliflkin hareket noktam›z geçmifl dönemin dersleridir. Geçti¤imiz savafl döneminde çeflitli ortak kitle örgütlülüklerinin savafl›n kapsam›n› tan›mlamak noktas›nda yaflad›klar› s›n›rl›l›klar, bizim bu çal›flmalara/örgütlenmelere müdahale etmememizin gerekçesi haline gelebilmifl ve bu ise çal›flmam›z› s›n›rlayan
sonuçlar oluflturabilmifltir. Bu hataya tekrar düflmemek özel olarak önem tafl›maktad›r. Biz savafl sürecini anti-emperyalist bir gençlik mücadelesi yaratmak için bir dayanak noktas›na dönüfltürmeyi hedeflemekteyiz. Bu, savafl›n kapsam› ve savafl karfl›t› mücadelenin önceliklerini her zeminde aç›k bir biçimde ortaya koymakla mümkün olacakt›r. Bu aç›dan politik düzeyi ne kadar geri olursa olsun her alan› savafl karfl›t› devrimci politikan›n ortaya konulaca¤› ve tart›flt›r›laca¤› bir zemin olarak ele almak zorunday›z. Öteki yandan ise gerici uzlaflma alanlar›na karfl› net bir tutum almal› ve savafl karfl›t› mücadelenin her koflulda ilerici-devrimci bir politik zeminde sürebilmesi için çaba harcamal›y›z. Zira bizim temel sorumlulu¤umuz devrimci gençlik hareketine karfl›d›r. Ve bugün tüm öteki fleylerden daha önemli olan nokta, gençlik hareketini politiklefltirmek olmal›d›r.
Emperyalist savafl karfl›t› duyarl›l›klar eylemsel hedeflerle bütünlefltirilmelidir! Sorunun bir di¤er yönü, aç›k, meflru ve militan kitle eylemlerini örgütlemektir. Gençlik hareketi son dönem elle tutulur eylemli bir süreç örememifltir. Oysa eylemsel süreçler gençlik mücadelesi aç›s›ndan hayati bir önem tafl›maktad›r. Mücadelenin güçlenebilmesi ve yayg›nlaflabilmesi, kitle çal›flmas› ve örgütlenmesi sürecine paralel olarak eylemsel süreçlerin bir sonucu olarak yaflanacakt›r. Bu aç›dan savafl karfl›t› mücadelede her ad›mda eylemsel bir süreç örmeyi hedeflememiz gerekmektedir. Son dönem protestocu bir biçimde örgütlenen propaganda eylemleri bu ihtiyac› karfl›lamaktan uzakt›r. Yayg›n bir kitle çal›flmas› ve örgütlenme sürecine dayanan ve bu sürecin ürünü olan meflru, kitlesel ve militan eylemler özel olarak öne ç›kart›lmal› ve sürecin her aflamas›nda güçlendirilerek sürdürülmelidir. Birkaç kitle eylemi ile geri çekilecek bir mücadele hatt› savafl karfl›t› mücadelenin ihtiyaçlar›na yan›t vermekten uzak kalacakt›r. Son dönem emperyalist terör çetelerinin ve elebafllar›n›n ülkemize geliflleri gençlik taraf›ndan da derin bir suskunlukla karfl›lanm›flt›r. Bu süreç h›zla afl›lmal›d›r. Gençli¤in eylem dinamizmini gelifltirmek ve devrimci temellerde bir savafl karfl›t› süreci gelifltirmek günün ertelenemez sorumlulu¤udur. Bu sorumlulu¤un gereklerini yerine getirmek, emperyalistler ve iflbirlikçilerine ifllerinin o kadar da kolay olmad›¤›n› göstermek için yüklenme zaman›d›r.
Genç Komünistler (TK‹P Merkez Yay›n Organ› E k i m’in Mart 2006 tarihli 245. say›s›ndan al›nm›flt›r...)
Savafla de¤il, e¤itime bütçe! ABD’nin Ortado¤u’daki yeni emperyalist planlar›n› bir eylemle protesto etmek ve iflgale karfl› bir duyarl›l›k alan› yaratmak için harekete geçtik. SGD, SDG, TÖP, Devrimci Gençlik, ÖDP, YÖGEH, Emek Gençli¤i ve DGH ile ortak örgütledi¤imiz çal›flmayla 22 Mart Çarflamba günü bir eylem gerçeklefltirdik. Pazartesi gününden eylem gününe kadar afifllerimizi okulun her taraf›na ast›k. Yemekhane önünde iki gün boyunca iflgalin vahfletini ve direnifli anlatan foto¤raflardan oluflan bir resim sergisi yapt›k. Resim sergisi boyunca bildirimizle ve ajitasyon konuflmalar›m›zla ö¤rencileri ABD emperyalizmini protesto etmeye ça¤›rd›k. Çarflamba günü, “Emperyalizm de¤il, direnen halklar kazanacak!” yaz›l› ve foto¤raflar›n bulundu¤u pankart›m›zla R1 önünde toplanarak Fen-Edebiyat Fakültesinin önüne kadar sloganlar›m›zla yürüdük. Daha sonra burada yap›lan konuflmalarla ve sloganlarla ö¤rencileri emperyalist savafla karfl› ç›kmaya ça¤›rd›k. Fen-Edebiyat Fakültesi önünden yemekhaneye kadar yürüyerek yemekhane önünde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. Bas›n aç›klamas›nda direnifle destek olmak için tüm ö¤renciler duyarl› olmaya ça¤r›ld›. Yaklafl›k 150 kiflinin kat›ld›¤› ve “kahrolsun ABD emperyalizmi, savafla de¤il e¤itime bütçe, incirlik üssü kapat›ls›n, direnen halklar kazanacak, yaflas›n halklar›n kardeflli¤i sloganlar›n›n at›ld›¤› eylem tekrar R1 önüne gelinerek sonland›r›ld›.
Ekim Gençli¤i / Çukurova Üniversitesi
Ankara'da emperyalist iflgal protesto edildi…
“Emperyalist iflgale son!” Irak iflgali Ankara'da yap›lan eylemle protesto edildi. Çeflitli sendika, kitle örgütleri, devrimci gruplar ve partilerin düzenledi¤i eylem, 18 Mart Cumartesi günü saat 13.00'de Kurtulufl Park›'nda bafllad›. Düzenli kortejlerle yürüyüfle geçen gruplar, saat 14.30’da Ziya Gökalp Caddesi SSK ‹flhan› önüne ulaflt›. Burada gerçeklefltirilen bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan müzik dinletisi gerçeklefltirildi. Eyleme yaklafl›k 2 bin kifli kat›ld›. Eylemin dikkat çeken bir özelli¤i, gençlik kat›l›m›n›n a¤›rl›¤›yd›. Çeflitli kortejlerle eyleme kat›lan yüzlerce ö¤renci, ABD'nin Irak sald›rganl›¤›n› protesto etti. Eyleme “Hukuk Fakültesi Ö¤renci Derne¤i” ve “ODTÜ Ö¤rencileri” kendi pankartlar›yla kat›ld›lar. Bunun d›fl›nda da çeflitli ö¤renci çal›flmalar› ve siyasal parti, platformlar ve kitle örgütleri pankartlar› alt›nda yo¤un bir gençlik kat›l›m› alana yans›d›. Genç komünistler bir dönemdir yürüttükleri emperyalist iflgal karfl›t› çal›flmalar›n› 18 Mart eylemine tafl›mak amac›yla özellikle son hafta yo¤un bir faaliyet yürüttüler. Çeflitli yerellerde kurulan esnek örgütlülükler ve Ekim Gençli¤i imzal› çal›flmalarla emperyalist iflgal karfl›t› bir faaliyet yürüten genç komünistler, alanda da kendilerini bu temelde ifade ettiler. ODTÜ'de bir dönemdir devam eden “Saraylara savafl, kulübelere bar›fl!” ile AÜ Cebeci Kampüsü'nde sürdürülen “Emperyalist iflgale son!” çal›flmas›, kendilerini alanda pankartlarla ifade etti. Gençlik güçleri de Ba¤›ms›z Devrimci S›n›f Platformu (BDSP) korteji ile eyleme kat›ld›lar.
Ankara Ekim Gençli¤i
35
36
“Ulusal ç›kar” masal› “nükleer”de de hayat buluyor! Son süreçte yaflanan geliflmeler “nükleer çal›flmalar” ve “nükleer silahlar” konusunu bir kez daha temel gündemlerden biri yapmay› baflarm›flken Türkiyeli iflbirlikçiler de bofl durmuyorlar. Nükleer bahanesiyle bafllat›lacak olas› ‹ran iflgalinin baflrollerinden birini oynamaya haz›rlanan Amerikan uflaklar› tüm geliflmeleri emperyalist efendilerinin direktifleriyle izliyorlar ve bu do¤rultuda hamleler yap›yorlar. ‹ran’›n nükleer çal›flmalar› konusunda “kayg›” duyduklar›n› dile getiren sermaye devleti sözcüleri, son olarak ‹ran’›n BM Güvenlik Konseyi’ne sevk edilmesini de oldukça olumlu bulduklar›n› aç›klad›lar. Bununla beraber, geliflen sürece paralel olarak, gündemden düflmeyen bir baflka madde de Türkiye’nin kurmay› düflündü¤ü nükleer santraller. Geçen senenin bafllar›nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Hilmi Güler taraf›ndan dile getirilen nükleer santral kurma hedefi geçti¤imiz haftalarda yine Güler taraf›ndan ABD’ye yap›lan bir gezi sonras›nda yinelendi. ABD ziyareti sonras› yapt›¤› aç›klamalarda 3 adet 5 bin megavatl›k nükleer enerji tesisini 2014’e kadar kuracaklar›n› söyleyen Güler, ABD’de nükleer enerji uzmanlar›yla birlikte Lake Anna nükleer santralini de gezdi¤ini belirtti. ABD’nin Global Nükleer Enerji Ortakl›¤› (GNEO) projesi çeçevesinde ABD ile iflbirli¤ine gireceklerini belirterek, ABD’nin mevcut teknolojisinden yararlanmak istediklerini dile getirdi. Güler ayr›ca nükleer tesis inflaas›n› özel sektöre yapt›rmak istediklerini de söyledi. Böylece dönen çark içerisinde “daha adaletli bir rant paylafl›m›” yap›lmak istendi¤i aç›k! Y›llar› bulan bir devlet politikas› olan nükleer politikas› “teknik bir zorunluluk” olarak lanse edilmek isteniyor. Kapitalizm enerjiyi, piyasa koflullar›nda al›n›p sat›labilen bir meta haline getirmifltir. Tüm bunlar›n bilincinde olan sermaye devleti bu siyasi tercihini teknik bir zorunluluk olarak lanse etmek ihtiyac› gütmektedir. Burada da as›l gayeyi dünya ölçe¤inde “sayg›n ve güçlü” bir ülke olma sevdas› oluflturmaktad›r. Bugün için nükleer santrallerle nükleer silahlar›n iki ayr› bafll›kta incelenmesi pek de mümkün de¤ildir. Dünya üzerindeki tüm nükleer santral reaktörleri askeri amaçlarla
kullan›lmak üzere elde edilen “Plutonyum” üretimine göre dizayn edilmektedir. Türkiye burjuvazisi de her hükümet döneminde “büyük enerji a盤› ortaya ç›kacak, bunu önlemek için nükleer santrallere ihtiyac›m›z var” fleklindeki devlet politikas›n› yinelemifltir. Nükleer santrallere ve dolays›z olarak nükleer silaha sahip olma hevesi Türkiye’nin “bölgesel güç olma” politikas›yla da paralellik arz etmektedir. Nükleer konusu irdelenirken konuya bilimsel yaklafl›mlardan uzak yorumlar getirilmektedir. Salt çevreci ya da hümanist duyarl›l›klar ön plana ç›kabildi¤i gibi, sorun gerçek özünden kopart›l›p yaln›zca “getiri- götürü” hesab› kabal›¤›nda da incelenebilmektedir. Nükleer taraftar› güruhun temel argümanlar› ise “ulusal savunmaulusal ç›karlar” darl›¤›ndaki çarp›k düflüncenin etraf›nda odaklanmaktad›r. Ulusal sol ve çeflitli renkten milliyetçiler soruna özleri gere¤i bu cepheden yaklaflmakta, nükleer santrale ve yeri geldi¤inde nükleer silaha sahip olma gereklili¤i propagandas›n› bu argümanlar› temel alarak yapmaktad›rlar. Bu da sermaye devletinin “devlet politikalar›yla” hem örtüflmekte, hem de bunlara her aç›dan çanak tutmaktad›r. Bu süreçten pay kapma derdi ulusal sol içerisinde en üst s›ralarda yer almaktad›r. Di¤er süreçlere de “anti-emperyalist, tam ba¤›ms›z Türkiye” retori¤i ile
müdahale etmeye çal›flan bu “sol” iddial› flarlatanlarda her daim “kadim, büyük ve güçlü Türk devleti” arzusu varolagelmifltir. Bunun yans›mas› olarak “üniter devlet” üzerinden yaygaralar kopartabilmektedirler ve “antiemperyalizm”lerinin içindeki “Avrasyac›” mant›¤›n göstergesi bir nevi “kendi emperyalizmlerini yaratmak” gayesini saklamaktad›rlar. Bu perspektifle nükleer santrallerin-nükleer gücün “Türk devletinde” de olmas› gerekti¤i savunulmaktad›r. Ulusal solun hat›r› say›l›r kalemflörlerinden Atilla ‹lhan’›n nükleer konusunda flu sözleri söylediklerimizi aç›klar niteliktedir : “Türkiye, Rusya, Çin, Hindistan, ‹ran, bunlar bir araya gelince ne oluyor biliyor musun? Dünyan›n dörtte üçü oluyor. Ve bunlar›n içinde nükleeri olmayan tek enayi biziz... Bu kadar nükleer güçle ortak olup sen de nükleer olacaks›n otomatik olarak. Hem bir nükleer güç olacaks›n, hem Rusya, Çin gibi her biri yüzer ordu, biner ordu ç›karabilecek inan›lmaz devletlerle ve üstelik bunlar›n içinde özellikle Çin müthifl savaflkan bir millet, sen de savaflç› bir milletsin, kim gelip de senin gözünün üstünde kafl›n var diyebilecek o zaman. O zaman bu Avrupal›lar gelip yalvaracaklar. Niye yalvaracaklar, biliyor musun, o zaman sen o kadar büyük bir pazar›n içinde olacaks›n ki, senin üzerinden o pazara girebilmek için çal›flacaklar. Ve sen flimdi o pazardan istifade edemiyorsun enayili¤inden…” (Atilla ‹lhan, Vatan ve Namus, ‹leri, Ocak-fiubat 2001, say›: 2) Konuyla ilgili benzer bir aç›klama da devlet güdümlü ulusalc›-faflist çete “Türksolu”ndan geliyor: “… Türkiye’nin de¤erlendirmedi¤i bir baflka alternatif ise nükleer enerji. Y›llard›r ülkemizde nükleer santral karfl›t› bir çevreci lobi vard›r. Bu lobi, ne yap›yor ediyor çevreye zararl› oldu¤u gerekçesiyle nükleer santrale karfl› ç›k›yor. Halbuki tüm Bat› ülkelerinde nükleer enerji hâlâ kullan›l›yor. Nükleer enerjiyi tek kullanmayanlar mazlumlar. Nükleer enerjiye sahip olmak ayn› zamanda nükleer silâha sahip olabilmek demek. Bu yüzden, Türkiye elektrik üretiminde nükleer enerji seçene¤ini de de¤erlendirmek zorundad›r…” (Özgür Erdem, Türksolu, say›: 99) Tüm bunlardan da anlafl›laca¤› üzere, nükleer konusu oldukça hassas ve önemli bir konudur. “Nükleer enerji” konusu Marksizmin bilimsel bak›fl aç›s›yla, toplumsaltarihsel dönüflümler çerçevesinde incelenmelidir. Gelinen yerde büründü¤ü zararl› biçimlerden ba¤›ms›z olarak nükleer araflt›rmalar insanl›¤›n ilerlemesi aç›s›ndan ileri bir ad›md›r ve meflrudur. Ancak insan hayat›n›n hiçbir öneminin olmad›¤› emperyalist/kapitalist sistemde, emperyalist güçlerin elindeyken nükleer teknoloji her zaman insanl›¤› büyük bir y›k›ma götürebilme potansiyeli tafl›maktad›r. Bu yüzden yürütülecek nükleer karfl›tl›¤› bu temelde ele al›nmal›d›r ve özünde emperyalist/kapitalist sistem karfl›tl›¤›yla birlefltirilmelidir. Türkiye özelinde ortaya ç›kan geri ulusalc›-milliyetçi ak›mlar mahkum edilmelidir.
K.Tunç
''Her fleyin bir ilki yok mudur yani?'' Dersten ç›km›flt›m o sal› günü. Önceki gece çok düflünmüfltüm olup bitenleri. Sonra biraz Türkiye'yi ve dünyay›... Kötüydü be her fley! Neyse, afla¤›ya, hergeleye indim. Farkl› bir hava vard› etrafta. Herkeste ayr› bir telafl.. Son bir hafta içinde okulda olanlar, benim pek de al›flk›n olmad›¤›m fleylerdi. Çevik kuvvet, rektörün de izniyle ve afiflleri sökme bahanesiyle okulumuza girmifl, benim de yeni yeni tan›flt›¤›m arkadafllar›ma cop ve biber gaz›yla sald›rm›fl, hatta ço¤unu yaralam›flt›. Buna karfl›l›k arkadafllar›m›z okulda kal›p, polislerin sald›r›lar›na tekrar maruz kalmay› göze alarak davalar›na olan inançlar›n›, ba¤l›l›klar›n› göstermifllerdi. Dedim ya; böyle ifller nas›l ifller bilmem. Bir eylem nas›l yap›l›r, nas›l planlan›r hiç bilmem. Bir hafta öncesine kadar o biber gaz› dedikleri zehiri solumam›flt›m bile. O gün Hergele'de olanlar›ysa yeni yeni anlamaya bafll›yordum. Ta ki Ekim Gençli¤i’nden yeni tan›flt›¤›m bir arkadafl›m gelip Beyaz›t'ta bu son olayla ilgili bir bas›n aç›klamas› yapacaklar›n› söyleyene dek.. Demek ki o kofluflturma, o telafl bu yüzdendi. Sonra sordu o arkadafl›m. ''Sen de kat›l›p, bizi desteklemek ister misin?'' Öyle bir zamanda gelmiflti ki bu soru, önce flafl›rsam da, bir anl›k ne yapaca¤›m› bilemesem de a¤z›mdan flöyle bir söz ç›km›flt›: ''Her fleyin bir ilki yok mudur yani?'' Evet ilk eylemim olacakt› bu. Birden olmufltu herfley. Hep birlikte önce yemekhaneye indik, sonra okulun ön kap›s›ndan ç›k›p Beyaz›t'a yürüdük. Büyük büyük alk›fllarla, protestolarla... Yürüyordum iflte ben de, hayat›mda ilk kez bir eylemin içinde. Biraz flaflk›nl›k, biraz da çekingenlikle belki de... Bütün bu ticarileflmeye, bozulmufl düzene karfl› s›ra s›ra dizilmifl insanlard›k. En iyi silah kitleydi san›r›m. Kitleselleflmek, bir arada olmak. Bense memnundum bu silah›n bir parças› olmaktan. ‹lk eylemimde bunun fark›nda olmaktan....
‹.Ü Fen-Edebiyat Fakültesi'nden bir ö¤renci
37
Hamas emperyalislerle uzlaflma aray›fl›nda…
38
Filistin’de özgürlük intifadad›r!
söylerse, ona hay›r duam› veremem” fleklinde konufltu. Haniye'nin, Bush yönetimine mesaj vermek amac›yla sarfetti¤i sözler, hükümeti kurmak üzere olan Hamas'›n ABD ve bat›l› ortaklar›yla anlaflma e¤iliminde oldu¤unun önemli göstergelerinden say›lmal›d›r. Buna karfl›n Hamas'›n siyasi kanat lideri Halid Meflal ise, Eriha sald›r›s›yla ilgili aç›klamas›nda, “‹srail savafl istiyorsa buna haz›r›z. ‹srail'i yenilgiye u¤rat›p, ba¤›ms›zl›¤›m›za kavuflaca¤›z” dedi.
Gelecek ve özgürlük mücadelededir! Emperyalist ve siyonist fleflerin sorunu Filistin sorununu çözmek de¤il, direnifli bitirerek Filistin halk›n› kölece uzlaflma koflullar›na mahkum etmektir. Hamas’›n seçim zaferinden bu yana emperyalist flefler bu seçim sonucunu Hamas’› dize getirmek için bir olana¤a dönüfltürmeye çal›flmaktad›r. Bunda belli baflar›lar sa¤lam›fl olmakla beraber, henüz istedikleri sonuçlara ulaflabildikleri söylenemez. Zira Hamas’›n seçilmesi Filistin direniflinin
uzlaflmac› e¤ilimlerine halk›n aç›k ve net bir karfl› tutumu olarak tan›mlanabilir. ‹flte tam da bu nedenle Filistin halk› kim üzerinden olursa olsun uzlaflmay› kabul etmeyecektir. Hamas yönetimi, temel taleplerinin kabul edilmesi durumunda, sistemin egemenleriyle bar›flmaya haz›r oldu¤u mesaj›n› veriyor. Tabii bunun için siyonist fleflerin de ikna edilmesi gerek. Ancak siyonist iflgalcilerin hâlâ Filistin topraklar›n›n bir k›sm›n› ilhak etme planlar› yapt›¤› gözönüne al›nd›¤›nda, bu ifl pek kolay olmayacak. Emperyalist güç odaklar›n›n Filistin halk›n›n en temel sorunlar›n› bile çözme gibi bir dertlerinin olmamas›, siyonistlerin iflini kolaylaflt›r›yor. Yine de, belli kazan›mlar olmadan Hamas'›n sistem içine çekilmesi flimdilik kolay görünmüyor. Filistin sorununun çözümünün emperyalist siyonist çetenin ataca¤› ad›mlara b›rak›lmas› bir çözüm de¤il, aç›k bir çözümsüzlüktür. Geçmifl dönemlerde El Fetih taraf›ndan yap›lan bar›fl ve uzlaflma görüflmeleri sonras›nda geçen onlarca y›l bunu aç›k bir biçimde göstermifl bulunuyor.
Terörist ‹srail devleti Eriha Cezaevi'ne sald›rd›... Halid Meflal baflkanl›¤›ndaki Hamas heyeti Türkiye, ‹ran ve M›s›r'›n ard›ndan Rusya ziyaretini de gerçeklefltirdi. Hamas'la diyalog gelifltiren Türkiye, M›s›r, Ürdün gibi ABD iflbirlikçileri tafleronluk görevi üstlenirken, ‹ran ile Rusya ise bölgede daha etkili bir aktör olma çabas› içinde. Yine de ‹ran d›fl›ndakilerin tümünün ortaklaflt›¤› nokta, Hamas'› sistem için kabul edilebilir bir noktaya çekmek. Hamas liderleri taraf›ndan yap›lan aç›klamalarda ise, ‹srail'in ad›m atmas› durumunda bu çabalar›n sonuçsuz kalmayaca¤›na dair ipuçlar› veriliyor. ‹srail'i “koruma” misyonuna s›k s›k at›fta bulunan ABD emperyalizmi ise, daha önce Filistin Yönetimi'ne verdi¤i 30 milyon dolar› geri almakla birlikte, AB'nin karar›n› olumlu buldu¤unu aç›klad›. ABD D›fliflleri Bakanl›¤› da, Rusya-Hamas görüflmelerinin, Hamas'a “terörizmden vazgeçmesi ve Filistin topraklar›n› yönetmede baflar›l› olmas› için ‹srail'i kabul etmesi” yolundaki mesaj›n aç›k bir flekilde verilmesi bak›m›ndan faydal› oldu¤unu bildirdi. Rusya D›fliflleri Bakan› Sergey Lavrov'un, Hamas'a silahs›zlanma ça¤r›s› yaparak, ‹srail'le yap›lan önceki anlaflmalar› da kabul etmesi gerekti¤i mesaj›n› verdi¤i gözönüne al›nd›¤›nda, sistem ad›na ortada bir sorun kalmamaktad›r. Lavrov, de¤iflime direnmesi halinde Hamas'›n bir gelece¤inin olmayaca¤›n› da söyleyerek, Hamas heyetine “baflka yol yok” mesaj› verdi. Hamas'›n siyasi lideri Halid Meflal de görüflmenin ard›ndan bas›n toplant›s› düzenledi. Meflal, “Görüflmelerin sonucu, Hamas'› Moskova'ya davet eden Rus liderlerin dirayetini teyit ediyor. Hamas olarak, düflüncelerimizi aç›klamam›za f›rsat veren bu daveti önemli ve uza¤› görme fleklinde bir hareket olarak görüyoruz” dedi. Rusya'n›n Arap dünyas›na dönük ilgisini de olumlu bulan Halid Meflal, El Hayat gazetesine yapt›¤› aç›klamada, “Hamas,
‹srail d›fl›ndaki, ABD dahil di¤er tüm uluslararas› taraflarla, flarts›z ve denge temelinde diyalo¤a haz›rd›r” mesaj›n› verdi. Rusya ziyareti ile “meflruluk” tart›flmalar›n› önemli ölçüde geride b›rakan Hamas yetkilileri, Rusya ile iliflkilerin devam edece¤ini duyurdular. Hamas'›n baflbakan aday› ‹smail Haniye ise, Rus devlet televizyonuna yapt›¤› aç›klamada, “‹srail'in haklar›m›z› kabul etmesini, Filistinli tutuklular› serbest b›rakmas›n› ve baflkenti Do¤u Kudüs olan Filistin devletini tan›mas›n› istiyoruz” dedi. Ancak bu koflullar sa¤land›ktan sonra Hamas'›n tutumunu gözden geçirece¤ini vurgulayarak ilk ad›m›n ‹srail taraf›ndan at›lmas› gerekti¤ini hat›rlatt›.
Hamas'›n baflbakan aday›ndan Bush yönetimine mesaj! 25 Ocak'ta yap›lan seçimlerde meclisteki sandalyelerin ço¤unu kazanan Hamas, hükümet kurma haz›rl›¤›n› tamamlad›. Hamas sözcüsü Sami Ebu Zuhri, koalisyon için yap›lan son görüflmelerde anlaflma sa¤lanamad›¤›n› bildirdi. Görüflmelerden sonra, El Fetih ile parlamentodaki di¤er iki blok, Hamas'›n kuraca¤› hükümette yeralmayacaklar›n› aç›klad›lar. Hamas'la hükümet kurmamas› yönünde bask›ya maruz kalan El Fetih, Washington'daki savafl kundakç›lar›n›n istedi¤i yönde karar alm›fl oldu. Hükümet kurma çal›flmalar› devam ederken, yeni baflbakan kabul edilen ‹smail Haniye, bir Amerikan televizyonuna yapt›¤› aç›klamada, “Elinin kana bulanmad›¤›n› ve hiçbir zaman ‹srail'e karfl› askeri ya da terörist eylem emri vermedi¤ini” söyledi. “Biz kan dökülmesini durdurmak istiyoruz” diyen Haniye, “E¤er çocuklar›mdan biri gelir de bana flehit olmak istedi¤ini
FHKC lideri Ahmet Saadet kaç›r›ld›! Devlet terörünü azd›rarak oy oran›n› artt›rmaya çal›flan kasap fiaron'un suç ortaklar›, 28 Mart'ta yap›lan seçimlere iki hafta kala Bat› fieria'n›n Eriha kentindeki Filistin Cezaevi'ne vahfli bir sald›r› düzenledi. Top atefline tuttuktan sonra sald›r›ya geçen iflgalci ‹srail ordusu, tank, buldozer ve z›rhl› araçlarla cezaevi duvarlar›n› y›kt›. Sald›r›ya direnen Filistinliler'den üçü katledildi, 20'si yaraland›. Yaklafl›k 9 saat süren ‹srail sald›r›s›nda cezaevindeki mahkumlar zorla soyularak psikolojik iflkenceye tâbi tutuldu. Cezaevini kontrol eden Amerikan-‹ngiliz askerleri, siyonist cellat tak›m›n›n sald›r›s›ndan 30 dakika önce bölgeyi terk etti. Yani terörist ‹srail devleti, bu sald›r›y› Washington ve Londra'daki hâmileriyle birlikte planlam›flt›r. Bu da flafl›rt›c› de¤il, zira Filistin direniflinin en güçlü devrimci ak›m› Filistin Halk Kurtulufl Cephesi'nin (FHKC) zay›flat›lmas› emperyalistlerin de arzusudur. Nitekim sald›r›da 3 Filistinli'nin katledilmesine, 20'sinin yaralanmas›na, ayn› zamanda milletvekili olan FHKC lideri Ahmet Saadet ile 5 Filistinli devrimcinin kaç›r›lmas›na ra¤men sald›r›, emperyalist merkezler taraf›ndan “adi vaka” muamelesi gördü. Oysa bu gerici güçler, özgürlü¤ü için savaflan Filistin halk›na “fliddetten vazgeç” diye vaaz etmeyi bir al›flkanl›k haline getirmifllerdir. Ahmet Saadet, ‹srail ve Filistin yönetimi taraf›ndan, 2001 y›l›nda Kudüs'teki bir otelde Filistinli gerillalar›n cezaland›rd›¤› ‹srailli ›rkç›-faflist Turizm Bakan› Rehavam Zeevi suikast›ndan sorumlu oldu¤u gerekçesiyle tutuklanarak Eriha Cezaevi'ne konmufltu. Hamas ile FHKC, ‹srail'i Saadet'e dokunmamas› için uyar›rken, Filistin lideri Abbas da olup bitenden ABD ile ‹ngiltere'yi sorumlu tuttu. Sald›r›ya tepki olarak ilan edilen genel grev, Gazze fieridi ve Bat› fieria'da hayat› durdurdu. Esnaf›n kepenk kapatt›¤›, okullar›n kapal› kald›¤› grev günü, siyonist katiller kitlesel eylemlerle protesto edildi. Gazze'de tepki, AB emperyalizminin sembolü ‹ngiliz Kültür Merkezi'ne yöneldi. Binay› hedef alan Filistinli gençler, çevrede bulunan araçlar› da atefle verdiler. Gazze'deki AB merkezine de bask›n düzenlendi. Eriha Cezaevi'ndeki bask›n› k›nayan Birleflmifl Milletler (BM) Katar temsilcisi Abdülaziz El Nas›r, BM Güvenlik Konseyi'ne sundu¤u taslak metinde, “Güvenlik Konseyi'nin ‹srail'in vahfli bask›n›n› k›namas›n›, ‹srail yönetiminin Saadet ve di¤er FHKC üyelerini Eriha Cezaevi'ne geri göndermesini ve cezaevindeki FHKC'li tutuklular›n durumlar›n›n, ‹srail askeri sald›r›s›ndan önceki konumuna getirilmesini” talep etti. Ancak her zaman oldu¤u gibi, ABD'nin tasla¤› “veto” edece¤i söylentisinin BM kulislerinde hemen yay›ld›¤› bildirildi. ‹srail baflbakan vekili Olmert'le Savunma Bakan› Mofaz'›n talimat›yla düzenlendi¤i bildirilen vahfli sald›r›, ‹srail devletini yönetenlerin, Nazi zihniyetinin günümüzdeki bafl temsilcileri oldu¤unu teyit etmekle kalmam›fl, ayn› zamanda emperyalist/siyonist güçlerle yap›lan “bar›fl” anlaflmalar›n›n hiçbir k›ymet-i harbiyesi olmad›¤›n› da bir kez daha gözler önüne sermifltir.
39
40
Fransa’da iflçi s›n›f› ve gençli¤in bir günlük genel grevi Fransa’da ‘‹lk ‹fle Al›m Sözleflmesi’nin’ (CPE) geri çekilmesi için bafllayan protesto eylemleri, yayg›nlaflarak devam ediyor. Üniversite gençli¤inin bafllatt›¤› eylemler, iflçi s›n›f›n›n baz› kesimleri ve liselilerin kat›l›m› ile güçlendi. Üniversitelerin ço¤u ile liselerin önemli bir k›sm›nda grev/boykot fleklinde devam eden eylemler, sermaye sözcüsü Dominik de Villepin hükümetini sarsmaya bafllad›. 18 Mart’ta alanlara ç›kan bir milyonu aflk›n genç, iflçi ve emekçinin sesine kulak t›kayan de Villepin hükümeti, ilk günlerdeki kibirli tutumunu bir yana b›rakarak, manevra yapmaya bafllad›.
de Villepin’in takti¤i flimdilik sökmedi Önceleri CPE’nin geri çekilmesi talebiyle yap›lan eylemleri fazla önemsemeyen Frans›z hükümeti, gençli¤in k›sa sürede yorgun düflece¤ini, böylece eylemlerin sönümlenece¤ini umuyordu. Ancak süreç tersi yönde bir seyir izledi. Her ne kadar kitlesel tepkiler yasa geçtikten sonra gündeme gelse de, gençli¤in kararl› tutumu ve iflçi s›n›f›ndan k›smi de olsa al›nan destek, gösterilerin giderek daha kitlesel, daha militan bir niteli¤e bürünmesini sa¤lad›.
Nitekim her eylem bir öncekinden daha kitlesel geçmeye, ö¤renci gençli¤in aileleri de eylemlerdeki yerini almaya bafllad›. Öfkeyi dindirip sald›r›y› kabul ettirmenin san›ld›¤› kadar kolay olmad›¤›n› farkeden de Villepin, manevra yaparak “esnek davranmaya karar verdi¤ini” duyurdu. Ard›ndan gençlik ve iflçi sendikalar›n› yasay› müzakere etmeye ça¤›rarak, baz› de¤ifliklikler yapmaya haz›r oldu¤u mesaj›n› verdi. de Villepin, yasada ‹fle Al›m Sözleflmesi için öngörülen “iki y›ll›k süre” ile “gerekçe” hükmü konusunda esneyebilece¤ini, ancak yasan›n tümden geri çekilmesinin mümkün olmad›¤›n› söyledi. Cumhurbaflkanl›¤› seçimlerine haz›rlanan ‹çiflleri Bakan› Nicolas Sarkozy ise, hükümete uzlaflmas› yönünde ça¤r›da bulunmufl, yasan›n alt› ayl›k deneme süresine tâbi tutulmas›n› istemiflti. Baflbakan’›n ça¤r›s›na karfl›l›k veren 5 sendika temsilcisinin de Villepin’le yapt›klar› görüflmeden çözüm yönünde bir sonuç ç›kmad›. Sendikac›lar›n yasan›n tümden iptalini istedikleri, de Villepin’in ise yasan›n tümden geri çekilmesinin sözkonusu olmad›¤›n› söylemesi üzerine görüflme bir saat içinde sona erdi.
‹lk görüflmeye kat›lan CGT Sendikas›, daha sonra Baflbakan de Villepin taraf›ndan yasada “düzenlemeleri” ele almak amac›yla yap›lan daveti reddettiklerini duyurdu. CGT, yasa geri çekilmeden üyelerinin Baflbakan ile görüflmeyeceklerini de Villepin’in ça¤r›s›ndan önce aç›klam›flt›. Ö¤renciler de yasay› görüflme önerisini reddettiler. Ö¤renci sendikalar› yasan›n görüflülmesini de¤il, tümden geri çekilmesini talep ediyor.
41
Sendikalar ald›klar› karar do¤rultusunda 28 Mart’ta bir günlük genel greve gitti Frans›z Devlet Demiryollar› Sendikas› (SNCF) 27 Mart akflam saat 20.00’den 29 Mart sabah›na kadar ifl b›rakmalar› ça¤r›s› yapt›. Grev demiryolu ve metro iflçilerinin ifl b›rakmas›yla gece yar›s› bafllad›. Greve sabahtan itibaren yüzbinlerce kifli destek verdi. Bir günlük genel grevin, baflkent Paris’te metrolar› yavafllatt›¤›, tren trafi¤ini önemli ölçüde durdurdu¤u, hava yollar› seferlerini ise önemli ölçüde aksatt›¤› bildiriliyor. Demiryollar› yetkilileri de her üç h›zl› trenden (TGV) ikisinin ve bölgesel sefer yapan trenlerin neredeyse yar›s›n›n sefere ç›kt›¤›n› aç›klarken, Paris bölgesinde üç banliyö treninden birinin çal›flt›¤› belirtildi. Genel grev, ülkenin 70’ten fazla kentinde de ulafl›mda aksamalara yol açt›. Ö¤retmenlerin de kat›ld›¤› grevde, kapal› olan üniversite ve yüksekokullara yenileri eklendi. Frans›z sendika yöneticileri, yeni yasaya karfl› gerçekleflen bir günlük grevin ard›ndan bir sonraki ad›m› saptamak üzere biraraya gelecekler. ‹flçi Hareketi Sendikas› Baflkan› Jean-Claude Mailly, hükümetten olumlu bir yan›t almamalar› halinde eylemlerin sürece¤ini ifade etti. Üniversite ö¤rencilerini biraraya getiren Ulusal Ö¤renci Koordinasyonu ise, ö¤rencilerin grevden sonra protesto eylemlerini art›racaklar›n›, hükümetin istifas›n› istediklerini aç›klad›. Polisin estirdi¤i teröre ve de Villepin’in görüflme ça¤r›s›na ra¤men, yasa geri çekilene kadar eylemlere devam etme kararl›l›¤›nda olduklar›n› dile getiren gençlik temsilcileri, sendikalar›n daha kararl› bir tutum almaya bafllamas› ve bu çerçevede iflçilerin bir günlük genel greve gitmesinin kendilerine güven ve umut verdi¤ini ifade ediyorlar. Sendikalar kararl› bir tutum al›p mücadeleyi bir üst evreye tafl›yabilirlerse e¤er, zaten kararl› olan gençlik yayg›n emekçi deste¤i ile, de Villepin flahs›nda Frans›z burjuvazisine geri ad›m att›rabilecektir. Mücadelenin gençlik ve iflçi s›n›f› lehine sonuçlanmas› ise, benzer sald›r›lara maruz kalan Avrupa’n›n di¤er ülkelerindeki emekçiler ve ö¤renciler için anlaml› bir örnek olacakt›r.
CPE Nedir? CPE (Contrat Première Embauche) Fransa’da süre k›s›tlamas› olmayan ifl sözleflmelerine yönelik bir yasa. ‹lk olarak Fransa baflbakan› Dominique de Villepin taraf›ndan 16 Ocak 2006’da yürürlü¤e konulmak üzere aç›klanan sözleflme, 26 yafl›ndan küçük olan gençlere ve yirmiden fazla çal›flan› olan flirketlere yönelik. Bu sözleflmeye göre “ifli sa¤lamlaflt›rma” (consolidant de l’emploi) denen ilk iki senelik dönemde hiç bir sebep göstermeden iflverenin çal›flan› ç›karabilmesi mümkün k›l›n›yor. CPE’yi ortaya ç›karan “flanslar›n eflitli¤ini sa¤lamaya yönelik yasa tasar›s›” olarak meclisin oyuna sunulan yasa meclis taraf›ndan 8 fiubat’› 9 fiubat’a ba¤layan gece kabul edilmiflti. ‹flsizli¤in en yüksek oranda oldu¤u bat› Avrupa ülkesi olan Fransa’da her dört gençten biri iflsiz. ‹flsizli¤i söz konusu ‘ifl kontratlar›’yla çözmeye çal›flan Dominique de Villepin ö¤rencilerin ve gençlerin sert tepkisiyle karfl›laflmaya devam ediyor. Yasan›n geri çekilmesi amac›yla 7 fiubat’ta 400.000’e yak›n kat›l›mla gerçeklefltirilen gösteriler, hükümetin olumsuz tavr› üzerine 7 Mart’ta tüm Fransa’da daha genifl kat›l›mla gerçeklefltirildi. Sendikalar ve ö¤renci örgütleri 1994’de benzer bir tasar›n›n mecliste onaylanm›fl olmas›na ra¤men iflçi ve ö¤renci dayan›flmas›n›n gösterdi¤i direnifl sonucu onaylanmas›ndan iki ay sona yürürlükten kald›r›ld›¤›n› hat›rlat›yor. (Sendika.org sitesinden al›nm›flt›r...)
Fransa’da yeni ifl yasas›na karfl› üniversiteler grevde
42
“Üniversiteler ö¤rencilere aittir!” Fransa’n›n tüm flehirlerinden üniversiteler CPE (Contrat Première Embauche) olarak ad› geçen ifl yasas›n›n geri çekilmesine kadar grevleri sürdürme karar› ald›. CPE Fransa’da süre k›s›tlamas› olmayan ifl sözleflmelerine yönelik bir yasa. ‹lk olarak Fransa baflbakan› Dominique de Villepin taraf›ndan 16 Ocak 2006’da yürürlü¤e konulmak üzere aç›klanan sözleflme, 26 yafl›ndan küçük olan gençlere ve yirmiden fazla çal›flan› olan flirketlere yönelik. Bu sözleflmeye göre “ifli sa¤lamlaflt›rma” (consolidant de l’emploi) denen ilk iki senelik dönemde hiçbir sebep göstermeden iflverenin çal›flan› ç›karabilmesi mümkün k›l›n›yor CPE’yi ortaya ç›karan “flanslar›n eflitli¤ini sa¤lamaya yönelik yasa tasar›s›” olarak meclisin oyuna sunulan yasa iflverenlerin, gençleri kolayl›kla iflten ç›karabileceklerini bildikleri için genç çal›flanlar› tercih edece¤i ve bunun da gençler aras›nda iflsizli¤i azaltaca¤› gibi komik bir gerekçeye dayand›r›l›yor. K›sacas› iflsizli¤in en yüksek oranda oldu¤u bat› Avrupa ülkesi olan Fransa’da her dört gençten biri iflsiz iken, yeni köleler ve yedek iflgücü ordusu yarat›lmaya çal›fl›l›yor.
“Ö¤rencileri güvencesiz b›rakmak isteyenlere cevab›m›z: Direnifl!” fiubat ortas›ndan bu yana greve kat›lan üniversite say›s› 60’a yaklaflt›. Yasan›n kabulünden bu yana yasan›n geri çekilmesine yönelik çal›flmalar yürüten ö¤renci sendikalar› fiubat ortas›nda yapt›klar› genel toplant›larda grev karar› ald›lar.
Bugün bu yasa karfl›s›nda derslere girmeyi reddeden ve fakülteye giriflleri engelleyen Fransa gençli¤i ‘68’de de bu ruhla hareket etmifl, De Gaulle hükümetini devirmiflti. Ve yine yak›n bir tarihte, 1994’te sendikalar ve ö¤renci örgütleri benzer bir tasar›n›n mecliste onaylanm›fl olmas›na ra¤men, iflçi ve ö¤renci dayan›flmas›n›n gösterdi¤i direnifl sonucu onaylanmas›ndan iki ay sonra yürürlükten kald›rtmay› baflarm›flt› Ö¤renciler kendi düzenledikleri toplant›larda grev karar›n› oylamaya sundular. Ö¤renciler her gün bir sonraki gün için üniversite kapatma karar›n› oylad›lar. fiubat sonunda, ço¤u üniversitede bu bir günlük kararlar hükümetin yasay› geri çekmemesi üzerine yerini süresiz “blokaj” (okul kapatma) karar›na b›rakt›. Ö¤renciler, seçtikleri alternatif derslerin ö¤retim görevlileri taraf›ndan gönüllü olarak aç›k olan iki amfide verilmesi, üniversitede genel toplant›lar, grev kararlar›n› al›rken tekrarlad›klar› “üniversiteler ö¤rencilere aittir” slogan›n› destekledi. Mevcut iflgâlin yasan›n geri çekilmesine kadar süresiz bir flekilde devam etmesine oylayarak karar verdi. Ö¤renciler, güvenlik güçlerinin olas› bir sald›r›s› karfl›s›nda aktif fakat fliddet içermeyen bir savunma karar› ald›lar. ‹çeriden bir ö¤rencinin kuyruklu piyanoda çald›¤› klasik parçalar duyulmakta, kütüphanenin pencerelerinden içerideki ö¤rencilere yiyecek gönderildi¤i görülmektedir. Tam bir dayan›flma içerisinde olan olan ö¤renciler d›flar›da destek vermek için toplanm›fl yüzlerce gencin sloganlar›na efllik etmeye bafllad›lar. Onlarca ö¤renci içerideki eylemcilere kat›lmak için “Ö¤rencileri güvencesiz b›rakmak isteyenlere cevab›m›z: Direnifl!” sloganlar›yla binaya t›rmanmaya bafllad›.
Frans›z gençli¤i sokaklarda mücadeleye devam ediyor! Bugün büyük bir kitlesellikle devam eden eylemlerin bafllang›c› üniversite ö¤rencilerinin, 7 fiubat’ta yasan›n görüflülme sürecinde, 400 bine yak›n kat›l›mla gerçeklefltirdi¤i eylem ile bafllad›. Senatonun yasay› görüflme günü olan 1 Mart’ta 13 üniversite de boykot, iflgal, ö¤renci grevi vard›. Bugün halen gösterileri sürdüren ö¤renciler, 84 devlet üniversitesinin 64’ünü iflgal ettiler. Fransa genelinde 450 bin kiflinin sokaklara ç›kt›¤› 23 Mart günü, Paris’te 50 bin kiflinin kat›ld›¤› yürüyüflte güvenlik güçleri ile ö¤renci gruplar› aras›nda fliddetli çat›flmalar yafland›. Bugün Fransa sokaklar› militan gösterilere tan›kl›k ediyor. Ö¤renciler, polisin, gaz bombalar›n›n, coplar›n üzerine yürüyor, geleceklerine sahip ç›k›yor. En büyük üniversite ö¤rencileri sendikas› UNEF’in kontrat geri çekilene dek diyalo¤a geçmeyece¤ini belirtmesi bunun göstergesi. Lise ö¤rencileri sendikalar› UNL ve FIDL ise hükümetin olacaklardan sorumlu olaca¤› tepkisinde bulundu. Ve tüm sendikalar 23 Mart’ta genel grev ça¤r›s›nda bulundu. Frans›z gençli¤ine CPE yasas› sald›r›s› yap›l›rken, Türkiye’de, biz mimarl›k ve mühendislik ö¤rencilerine de “yetkinlik” yasa tasla¤› dayat›l›yor. Her ne kadar birbirlerinden farkl› noktalarda bizleri ilgilendiriyor olsa da özü itibariyle her ikisi de gelece¤imizi ellerimizden al›yor. Her iki projede de ö¤renciler, ucuz iflgücü kayna¤› olarak de¤erlendirilecek. Frans›z ö¤renciler herhangi haks›z bir uygulamada seslerini ç›karamayacakken, Türkiye’de de bizler, imza yetkimiz olmad›¤›ndan kalifiye ifl gücünü karfl›layacak birer ara eleman, teknikerlik görevini yürütece¤iz. Frans›z ö¤renciler, hep daha az ücrete raz› olacaklar; çünkü yerlerine çal›flacak yeni mezun birileri daima olacak. Bizler de daha az›na raz› olaca¤›z, çünkü az say›da bulunan “yetkinlik” sahibi bürolarda çal›flabilmek bir ayr›cal›k olacak. Hatta belki de Yunanistan’daki buna benzer bir uygulamada oldu¤u gibi, bizler staj görebilmek için bürolara para ödemek zorunda kalaca¤›z. Fransa’daki CPE yasas› da, bizdeki ”yetkinlik” yasas› da, ö¤renciler için de¤il flirketler için üretilmifltir. Bizler kölelik koflullar›nda çal›fl›rken, iflverenler bu iflin rant›n› toplayacak, daha fazla semirecek.
“Gelece¤imiz ertelenemez!” Her gün bir yenisi ç›kan yasalarla, bize vaat edilen hayata ulaflabilmemiz için, bir ad›m daha atmam›z, daha fazla özveri göstermemiz, isteklerimizi biraz daha ertelememiz bekleniyor. Fakat att›¤›m›z her ad›mda, ç›kan her yeni yasayla ç›kmam›z gereken yokufl da diklefliyor, tepeye varabilmemiz daha da zorlafl›yor. Frans›z gençli¤i, gelecekleri için mücadele ediyor. Susmuyor. Kabullenmiyor. Boyun e¤miyor. Onlar biliyorlar ki birlikte olurlarsa, güçlü bir durufl sergilerlerse, vazgeçmezlerse kazanacaklar. Bizler de biliyoruz savafl vermeden kazanamay›z. Bizler de biliyoruz art›k kendi sözümüzü söyleme zaman›n›n geldi¤ini. Art›k hiçbir fleyi ertelemeyelim. Fransa gençli¤i gibi haklar›m›z›n arkas›nda dural›m. Biz vazgeçti¤imiz oranda, kazan›lm›fl haklar›m›z› devretti¤imiz oranda hep daha fazlas›n› isteyeceklerdir. Hayallerimizin ve amaçlar›m›z›n daha ne kadar›n› verebiliriz ki? (YTÜ ö¤renci gazetesi AMATÖR’ün 2. say›s›ndan al›nm›flt›r...)
Fransa’n›n ard›ndan Yunanistan’da da ö¤renciler hareketleniyor Patronlar›n iste¤i do¤rultusunda hareket eden Frans›z hükümetinin, “‹lk ‹fl Sözleflmesi” diye adland›r›lan yasay› kabul etmesi, üç haftad›r yüzbinlerce iflçi ve genç taraf›ndan militan eylemlerle protesto ediliyor. Fransa’daki eylemler devam ederken, Avrupa Birli¤i güdümünde sürdürülen e¤itimin özellefltirilmesi sald›r›s›na karfl›, Yunanistan’da da ö¤renciler e¤itim emekçileriyle birlikte alanlara ç›kt›lar. Geçen hafta baflkent Atina’n›n Propilya Meydan›’nda toplanan e¤itim emekçileriyle ö¤renciler, hükümeti protesto ettiler. Gösteriye orta dereceli okul ö¤retmenleri de kat›ld›. Mitingin ard›ndan yürüyüfle geçen göstericiler, E¤itim Bakanl›¤›’na giderek protesto dilekçesi verdiler. Daha sonra meclis önüne yürüyen binlerce emekçi ve genç, sermaye temsilcilerinin kap›s›na dayand›lar. Baz› okullar› da iflgal eden ö¤renciler eylemde paras›z e¤itim talebini ön plana ç›kard›lar. Mitingte, Fransa’da direnen gençlik ve iflçi s›n›f›yla dayan›flma fliarlar› da yükseltildi. “Atina, Paris olacak!”, “Paras›z bilimsel e¤itim!”, “‹flçiler, gençler elele!” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde tafl›nan pankartlarda da Fransa gençli¤iyle dayan›flma vurguland›. Bu arada üniversitelerin di¤er çal›flanlar› 24 saatlik greve ç›karken, meslek yüksek okullar›ndaki ö¤retmenler de bir gün grev yapt›lar. Ö¤rencilerle birlikte e¤itim emekçilerinin sahip ç›kt›¤› ortak talepler flunlar: Yüksek ö¤renim kurumlar›n›n kamusal karakterinin korunmas› ve paras›z yüksek ö¤renim hakk›. E¤itime bütçeden yüzde 5 pay ayr›lmas›. Üniversitelere ayr›lan sübvansiyonlar›n her y›l yüzde 20 oran›nda art›r›lmas›, araflt›rma giderlerinin devlet bütçesinden karfl›lanmas›. Araçgereçlerin paras›z verilmesi, ö¤rencilerin bar›nma sorununun çözülmesi. Ö¤rencilerin toplu tafl›ma araçlar›ndan ücretsiz yararlanmas›. Özel okullar için verilen kredilerin iptali, özel okul aç›lmas›n›n yasaklanmas›. Eyleme destek veren, aralar›nda Pandio Üniversitesi dekan›n›n da bulundu¤u bir grup ö¤retim üyesi ise, gençli¤in gelece¤inin karart›lmas›na izin vermeyeceklerini dile getirdiler. Hükümeti uyaran ö¤retim üyeleri, izlenen politikalarda bir de¤ifliklik olmamas› halinde May›s ay›n›n bafl›nda süresiz greve gidilece¤ini ilan ettiler. Ö¤rencilerin Koordinasyon Komitesi de 31 Mart günü için genel boykot karar› ald›.
43
44
Liseli gençlik mücadeleyi kurultayla büyütecek, 1 May›s’a tafl›yacak! Son aylarda liseli gençlik ard› arkas› kesilmeyen sald›r›larla karfl› karfl›ya. Bu sald›r›lar›n bafll›calar›n› e¤itim sisteminin sorunlar› oluflturmaktad›r. Ancak aç›k ki sald›r›lar›n kapsam› çürüyen e¤itim sistemi ile s›n›rl› de¤ildir. Liseleri hedef alan yozlaflt›rma, yabanc›laflt›rma sald›r›lar›ndan meslek liselerinde yo¤un olarak yaflanan ucuz emek sömürüsüne kadar genifl bir sorun yelpazesi liseli gençli¤i kuflatmaktad›r. Son günlerde burjuva medyada yank›lanan fliddet olaylar› gözetildi¤inde, liseli gençli¤in nas›l bir geleceksizlik gerçe¤i ile karfl› karfl›ya kald›¤› anlafl›lacakt›r. Liseli gençlik kendisini çözümsüz hissetmektedir. Bu çözümsüzlük, sistemin farkl› yönlendirmeleri, yaratt›¤› Polat Alemdar modelleri ile fliddete e¤ilim duymaktad›r. Dahas› kendini buradan var etmeye, ispatlamaya çal›flmaktad›r. Yaklafl›k üç haftad›r her gün “liselerde fliddet” bafll›kl› bir habere rastlanabilmektedir. Bunun anlam›, fliddet olgusunun liseli gençlik aç›s›ndan do¤allaflt›¤›, çürüyen e¤itim sisteminin bunu kolaylaflt›rd›¤›d›r. Çürüyen e¤itim sisteminde yaflanan sorunlar di¤er tüm sorunlar›n kayna¤›n› oluflturmaktad›r. Ezberci, bask›c›, gerici, anti-bilimsel e¤itim, faflist disiplin yönetmelikleri, ÖSS ile ortaya ç›kan eflitsizlik ve dayat›lan rekabet... Ama hepsinin de ötesinde paral› e¤itim... Bütün bunlar biz liseli gençli¤in bugününü belirledi¤i kadar gelece¤ini de belirleyecek olan sald›r›lard›r. Liselerde ortaya ç›kan fliddete burjuva medyan›n yaklafl›m› tam bir ikiyüzlülüktür. Bir yandan “liselerde neler oluyor?” yaygaras› kopart›lmakta, di¤er yandan sürekli olarak mafyan›n ve çetelerin akland›¤› programlar yay›na konulmaktad›r. Gerçekte burjuva medya kendi yaratt›¤› fliddeti haberlerine tafl›maktad›r. “Liselerde neler oluyor?” sorusunun yan›t› da esasta aç›kt›r. Kapitalist sistemde yaflanan çürüme sonucu toplumun genelinde ne oluyorsa, liselerde de o oluyor. Kapitalizm tüm de¤erlere sald›r›yor. ‹nsani olan bütün olgular›n yerine kâr amaçl› iliflkileri koyuyor. Bu, toplumsal yaflamda nas›l sonuçlar üretiyorsa, liselerde de üretiyor. Maç kavgas›, k›z kavgas›, çeteleflme derken birbirini b›çaklamaya, hatta kurflunlamaya kadar gidiyor. Oysa düzen liseli gençli¤i bu flekliyle oyalarken, birbirinin g›rtla¤›n› s›kan iki liseliye ayn› anda sald›r›yor. Ticari e¤itimin, faflist disiplin yönetmeliklerinin, geleceksizli¤in sonuçlar›n› iflçi ve emekçi kesimlere mensup liseliler beraber yafl›yorlar ve bu sald›r›lar› püskürtmenin yolu da beraber mücadele edebilmelerinden
geçiyor. Bu aç›dan iflçi ve emekçi kesimlere mensup liseliler düzenin çeflitli vesilelerle zeminini yaratt›¤› bu kavga ortam›n›n d›fl›nda, salt düzene karfl› yürütülecek olan kavgan›n saf›nda yer almal›lar.
Kampanya çal›flmam›z sonuna yaklafl›yor! Liseli gençlik çal›flmam›z aç›s›ndan önemli bir dönemece girmifl bulunuyoruz. Art›k at›lacak ad›mlar büyük oranda at›lm›fl durumdad›r. Halihaz›rda kampanyan›n en yo¤unlaflaca¤› döneme girildi¤i ve kampanya çal›flmas› ile 1 May›s aras›nda bir gün dahi durmaks›z›n kitle çal›flmas›n› büyütmenin zorunlulu¤u bilince ç›kart›lmal›d›r. Liseli genç komünistler bu sorumlulu¤un bilinciyle hareket edebilmeli, sorumlulu¤un tüm gereklerini yerine getirebilmek için dün oldu¤undan daha yo¤un bir çaba harcayabilmelidir. Sorunlar›n büyüdü¤ü, sald›r›lar›n artt›¤› bir süreçte liseli genç komünistlere düflen görev, aç›k ki, bu sald›r›lara karfl› en genifl bilefleni bir araya getirmek, liseli gençlik mücadelesini büyütmektir. Bugün somut olarak bunun arac›n› kurultaylar olarak koyuyor, liseli gençlik mücadelesini büyütme yönlü iddiam›zda bu arac› önemli bir ad›m olarak tan›ml›yoruz. Kurultay gerçeklefltirme hedefi içerisinde olmad›¤›m›z illerde ise bu araç Platform kurulufl etkinliklerimiz olacakt›r. Ancak, kurultay›n sonuçlar›n› 1 May›s’a tafl›yamad›¤›m›z yerde, esas hedefimize ulaflm›fl olmayaca¤›z. En önemli mücadele günü olan 1 May›s’ta liseli gençli¤i kendi talepleri için alanlara dökmek ve iflçi s›n›f› ile buluflturmak genç komünistler aç›s›ndan özel ve ertelenemez bir görevdir. Liseli genç komünistler aç›s›ndan önümüzdeki dönem zorlu ama bir o kadar da önemlidir. Zira bu dönemde at›lan ad›mlar›n güçlülü¤ü gelece¤i kazanma iddiam›zda belirleyici olacakt›r. Liseli gençlik çal›flmam›z gerek örgütleyece¤i kurultaylarda, gerekse platform kurulufl etkinliklerinde liseli gençli¤in mücadele etme irade ve azmini a盤a ç›kartacak ve a盤a ç›kacak olan bu irade ve azim 1 May›s alan›nda yans›mas›n› güçlü bir tarzda bulacakt›r. Önümüzdeki k›sa süreye yüklenmek uzun vadeli bir baflar›n›n anahtar›d›r! Yüklenmeli ve kazanmal›y›z! (Özgür Bir Gelecek ‹çin Liselilerin Sesi’nin Nisan 2006 tarihli 6. say›s›ndan al›nm›flt›r)
Ücretsiz ulafl›m hakk›m›za sahip ç›k›yoruz! Türkiye’de e¤itimin AB ve GATS (Uluslararas› Hizmet Ticaret Anlaflmas›) do¤rultusunda yeniden yap›land›r›lmas› için, e¤itim hakk›na yönelik sald›r›lar devam ediyor. Bugün harc›n› ödeyemedi¤i için intihar eden, okulu b›rak›p çal›flmak zorunda kalan ya da bar›nma-ulafl›myemek gibi temel ihtiyaçlar›n› karfl›layamad›¤› için memleketine dönmek zorunda kalan ö¤renci say›s› da bu sald›r›lar›n bir sonucu olarak artmaya devam ediyor. Bugün devlet üniversitelerine bütçe yetersiz diye ödenek ayr›lmazken vak›f üniversitelerine milyarlarca lira ödenek ayr›ld›¤›n› biliyoruz. Üniversitelerimizde e¤itimin kalitesizli¤inden bahsederken, laboratuvar ihtiyac›m›z karfl›lanamazken, bilgisayar laboratuvarlar›m›z özel flirketlere “özel” araflt›rmalar için sunulabiliyor. Di¤er yandan üniversitelerde ö¤renci gençli¤in sahip oldu¤u, ulafl›m, yemek, bar›nma hakk› vb. olanaklar da bir bir elinden al›n›yor. 5 y›l önce YÖK yasa tasar›s› ile gündeme getirilen uygulamalar ve tasar› maddeleri “tasar›” olarak kalsa da, 5 y›l boyunca bu maddeler bir bir hayata geçirildi. Gelinen yerde bugün harçlar katbekat art›r›lm›fl, kampüslerdeki her alan sat›fla sunulmufl, e¤itim hizmetleri paral›laflt›r›lm›fl, e¤itimin kalitesi alabildi¤ine düflürülmüfltür. Uygulamal› meslek e¤itimi yerine anti-bilimsel, toplum için de¤il özel flirketler yarar›na bilim üreten kurumlar olmas›n›n önü iyice aç›lm›flt›r. K›sacas› gençli¤e bir yandan zorlu e¤itim koflullar› dayat›lmakta, di¤er yandan ise e¤itimini tamamlasa dahi iflsizlik ve geleceksizlik vadedilmektedir.
YTÜ'de ulafl›m hakk›m›z› elimizden almaya çal›fl›yorlar! YTÜ'nün Fen-Edebiyat Fakülteleri, Yabanc› Diller Yüksek Okulu, E¤itim Fakültesi, Davutpafla Kampüsü'nde bulunmaktad›r. Mühendislik ö¤rencileri derslerinin bir k›sm›n› Y›ld›z Kampüsü'nden bir k›sm›n› ise Davutpafla Kampüsü'nden almaktad›r. Gün içerisinde bir fakülteden di¤er fakülteye geçifl birbuçuk saati bulmaktad›r. Belirli bir döneme kadar yetersiz de olsa ulafl›m günde birkaç kez sefer yapan servislerle sa¤lan›rken, sonunda seferler iptal edilmifl ve günde tek servis konulmufltur. Her gün uzun kuyruklara katlanarak ulafl›m›n› sa¤lamaya çal›flan ö¤renciler ma¤dur edilmifltir. Personel servisleri seferlerini bofl yap›yor olsa dahi ö¤renciler bu servislere al›nmamaktad›r. “Y›ld›z-Davutpafla aras› ‹ETT hatt› konulacakt›r” gibi gerekçeler sunulsa da, servislerin özel bir flirkete verilerek paral›laflt›r›laca¤› gerçe¤i çok yak›nda
karfl›m›za ç›kacakt›r. Bu sorunu “hiçbir üniversitede böyle bir uygulama yok” diyerek gerekçelendiren rektörlük, Mart'›n 24'ünde de servislerin ücretlendirilmesi ilgili bir ihale gerçeklefltirecektir.
Ulafl›m hakk›m›z engellenemez! Ulafl›m hakk›m›z›n gasp›na yönelik YTÜ'de Y›ld›z ve Davutpafla olmak üzere iki kampüste imza kampanyas› bafllat›ld›. Ekim Gençli¤i olarak bu çal›flman›n örgütleyici bir bilefleni ve parças› olduk. Bir süredir yerelimizde birlikte ifl yapabilme iradesini gösteremeyen gençlik gruplar›n›n yerel bir talep etraf›nda da olsa yanyana gelmesi yönünde çaba harcad›k. Bafllang›çta plans›z bir flekilde bafllayan çal›flma gerçeklefltirilen ilk toplant›da önüne bir program, hedef ve kampanya araçlar›n› koydu. - Her iki saatte bir ö¤rencilerin ihtiyac›n› karfl›layabilecek say›da ücretsiz servisin konulmas› - ‹kinci ö¤retim ö¤rencileri için akflam servislerinin konulmas› - Güvenli, konforlu, ücretsiz ulafl›m hakk› talepleri ile toplanan imza dilekçeleri birbuçuk hafta içerisinde 2 bini aflt›. Her gün masa aç›larak ve elden imzalar toplanarak kampüslerde genifl ö¤renci kesimlerine ulafl›ld›. 17 Mart günü dilekçeler bir bas›n aç›klamas›yla birlikte rektörlü¤e teslim edildi. 24 Mart günü ise servis ihalesi nedeniyle YTÜ Ö¤rencileri olarak bir protesto eylemi gerçeklefltirdik. ‹ki hafta boyunca her Çarflamba gerçeklefltirece¤imiz kitleye aç›k yap›lacak toplant›lar› da, imza atan ö¤rencilerin çal›flmaya kat›l›m› ve sorunu sahiplenmesi do¤rultusunda bir araç olarak görüyoruz. Bugün Y›ld›z için ulafl›m hakk› üzerinden oluflabilecek bir duyarl›l›¤›n örgütlenmesi ve bir eylemlilik sürecinin gelifltirilmesi, baflta siyasal özneler flahs›nda Y›ld›z'da yaflanan ve genel ö¤renci kitlesine de hakim olan durgun tablonun de¤iflmesi için bir imkan yaratabilir. YTÜ ö¤rencileri flu ana kadar toplad›klar› 2 bin imzan›n arkas›nda olacak ve e¤itim hizmetlerinin sermayeye sunulmas›n›n bir ad›m› olan bu uygulamay› durduracakt›r. Ücretsiz, ihtiyac›m›za uygun ulafl›m hakk› talebine sahip ç›kaca¤›z.
YTÜ/Ekim Gençli¤i
45
Ege Üniversitesi'de darbecilere ö¤rencilerden yan›t...
Ege faflizme mezar olacak! 46
Irak'taki emperyalist iflgali, yaklaflan ‹ran savafl›n› meflrulaflt›rmak, fiemdinli'de a盤a ç›kan ordu kontgerilla ba¤lant›s›n›n asl›nda olmad›¤›n› anlatmak için üniversiteleri dolaflan emekli paflalar konferans ve söylefliler düzenliyor. Geçti¤imiz haftalarda 12 Eylül'ün mimar› Kenan Evren Mu¤la Üniversitesi'nde düzenlenen “Genç Bak›fl” program›na kat›lm›fl ve devrimci, demokrat ö¤rencilerin al›nmad›¤› programda 12 Eylül'ü meflrulaflt›rmaya çal›flm›flt›. Emekli komutanlar ise Ege Üniversitesi'nde iki gün üst üste konferans düzenlediler. 9 Mart günü düzenlenen “Ulusal bütünlük ve terörizm” konulu konferans›n konu¤u, 12 Eylül'ün mimarlar›ndan tescilli kontr-gerillac› katil Kara Kuvvetleri eski komutan› Aytaç Yalman idi. Biraraya gelen devrimci, demokrat ö¤renciler olarak konferans› engellemek üzere Kampüs Kültür Merkezi'ne girdik. Konferans›na yeni bafllayan Aytaç Yalman'›n sözü kesilerek Kürdistan'da yap›lan katliamlar ve 12 Eylül teflhir edildi. Bu s›rada müdahale eden ÖGB kararl› tutumumuz sonras› geri çekilmek zorunda kald›. Tüm ö¤renciler ç›kar›lana kadar alk›fl ve sloganlar›m›zla salonda bekledik. Yaklafl›k 50 kifliyle gerçeklefltirdi¤imiz eylem d›flar›da da devam etti. Burada yap›lan bir konuflmayla ertesi gün yap›lacak konferans› da engelleyece¤imizi duyurarak da¤›ld›k. Üniversitemizin 10 Mart günkü konu¤u ise emekli orgeneral Hurflit Tolon idi. Konferans yine ayn› yerde Kampüs Kültür Merkezi'nde yap›lacakt›. Bu kez pankart›m›z ve kortejlerimizle yürüyüfle geçtik. Pankart›m›zda “Darbecilerin yeri üniversiteler de¤il, mahkemelerdir!” yaz›yordu. “Ege faflizme mezar olacak!”, “Faflizme karfl› omuz omuza!” , “Darbeciler d›flar› bilim içeri!” sloganlar›yla Kültür Merkezi'nin önüne kadar yürüdük. Burada ÖGB barikat›yla karfl›laflt›k. Gaz ve kalaslarla müdahale eden ÖGB elemanlar›, kitlenin kararl› tutumuna direnemedi ve okula Serkan Ero¤lu eyleminde oldu¤u gibi çevik kuvvet ça¤r›ld›. 80 kiflilik kitlemizle, çevik kuvvet ve ÖGB elemanlar›n›n aras›nda, konferans bitene ve polis d›flar› ç›kana kadar eylemimizi sürdürme karar› ald›k. Halaylar›m›zla, sloganlar›m›zla, marfllar›m›zla faflizme ve polis-idare iflbirli¤ine karfl› öfkemizi hayk›rd›k. Kolluk güçlerinin bizi engellemeye yönelik ablukas›n›, polis-idare iflbirli¤ini, ö¤rencilerin bu konferansa zorla getirildiklerini, yoklama al›nd›¤›n›, içeride konuflan›n Kürt halk›n›n ve say›s›z devrimcinin katili oldu¤unu teflhir eden bas›n metnini okuduk. Ekim Gençli¤i, Sosyalist Gençlik Derne¤i, Sosyalist Demokrasi Gençli¤i, YÖGEH, ‹zmir Gençlik Derne¤i, DGH, Ö¤renci Koordinasyonu ve Ö¤renci Muhalefeti'nin ortak örgütledikleri eylem konferans›n bitmesinden, Hurflit Tolon'un h›zla arka kap›dan ç›kar›lmas›ndan ve polisin okulu terketmesinden
sonra Edebiyat Fakültesi'ne yap›lan yürüyüflle sona erdi. Eylemimizle, halaylar›m›zla, marfllar›m›zla, sloganlar›m›zla bir kez daha dosta düflmana eli kanl› faflistleri okulumuza almayaca¤›m›z› göstermifl olduk. Ege Üniversitesi'nde çal›flma yapan gençlik örgütleri olarak faflizme ve tüm sald›r›lara karfl› omuz omuza mücadele etmesini baflard›k. Hiçbir güç bizi copla, gazla, soruflturmayla, gözalt›yla, tutuklamayla y›ld›rabilece¤ini sanmas›n. E g e ' y i f a fl i z m e m e z a r edece¤iz!
Ege Üniversitesi/Ekim Gençli¤i
Newroz eylemlerinden ... Sivas'ta coflkulu Newroz! Sivas'ta Newroz 19 Mart günü devrimciler ve yurtseverler taraf›ndan coflkulu bir biçimde kutland›. Alibaba Mahallesi'nde yaklafl›k 200 kiflinin kat›ld›¤› eylemde Temel Demirer'in konuflmas›n›n ard›ndan atefl yak›ld›. Ateflin etraf›nda sloganlar at›ld›, halaylar çekildi. Olumsuz hava koflullar›na ra¤men anlaml› bir birliktelik sergilendi. Kutlama boyunca kolluk güçleri, kamera ve dürbünlerle kitleyi gözetim alt›na ald›. Üç saat süren Newroz'a kat›lan kitle polis eflli¤inde da¤›ld›. Newroz'un ard›ndan birçok insan takibe al›nd›.
Sivas Ekim Gençli¤i
isyanc› ve mücadeleci yan›n› ortaya ç›karan bir Newroz etkinli¤i örgütledik. Etkinli¤imize fakültenin bahçesinde 60 kiflilik bir grupla bafllad›k. Aç›l›flta Demirci Kawa'n›n 21 Mart'ta yakt›¤›, özgürlük ve zafer ateflinin mitolojik öyküsünü anlatan bir yaz› okundu. ‹çi boflalt›lmaya ve “Türk”lefltirilmeye çal›fl›lan Newroz'un, Demirci Kawa'n›n yakt›¤› ve Mazlum Do¤an'›n harlad›¤› bir mücadele ve isyan günü oldu¤u vurgusu yap›ld›. Etkinlikte Newroz'un, bahar›n ve direniflin anlat›ld›¤› Kürtçe, Türkçe fliirler okundu, marfllar söylendi. Yaklafl›k üç saat süren etkinlik halaylarla devam etti. Etkinlikte “B›ji Newroz!”, “Cejna Newroz piroz be!”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i!” sloganlar› at›ld›.
Kdz. Ere¤li Ekim Gençli¤i
Beytepe'de Newroz atefli yükseldi
Ege Ünivesitesi’nde gözalt› terörü Son günlerde paral› e¤itim sald›r›s› yo¤unlaflm›fl durumda. Devletin kolluk güçleri paral› e¤itim sald›r›s›na karfl› harekete geçen devrimci, demokrat ö¤rencilere yönelik sald›r›lar›n› art›rd›lar. ‹stanbul Üniversitesi’nde yaflanan çevik kuvvet terörü ve polis-idare iflbirli¤i bunun en aç›k örneklerinden biridir. Sald›r›lar yaln›zca ‹stanbul Üniversitesi ile s›n›rl› de¤ildir. Gençlik hareketinin parçal› tablosundan da yararlanan devlet, ticarethaneye çevirmeye çal›flt›¤› üniversitelerden polisi eksik etmemektedir. Ege Üniversitesi’nde gerek Serkan Ero¤lu eylemi gerekse de eski orgenerallerin protestosunda görülmüfltür ki, üniversiteler k›fllalara dönüfltürülmeye çal›fl›lmaktad›r. Devrimci, demokrat ö¤renciler okullardan temizlenmek istenmektedir. Polis ablukas›n›n yo¤un yafland›¤› üniversitemizde bir yoldafl›m›z 23 Mart günü iki sivil araç dolusu polis taraf›ndan üniversite içindeki otobüs duraklar›ndan dövülerek gözalt›na al›nm›flt›r. Çeflitli arama kararlar› bahane edilerek gözalt›na al›nan yoldafl›m›z Terörle Mücadele fiubesi’ne götürülmüfl, ertesi gün akflam saatlerinde savc›l›ktan serbest b›rak›lm›flt›r. Yine 27 Mart günü SDG’li bir arkadafl okul içerisindeki eylemler bahane edilerek gözalt›na al›nm›fl, ertesi gün savc›l›ktan serbest b›rak›lm›flt›r. Polisin okul içerisinde rahatça gezmesi ve yaflanan gözalt›lar, ‹stanbul Üniversitesi ve di¤erlerinde yaflanan sald›r›lar da gösteriyor ki, sermaye devleti sald›r›lar›n› hayata geçirmek için bask› ve terörü t›rmand›rmakta kararl›. Tüm bu sald›r›lar› parçalayabilmek gençlik hareketinin parçal› ve dar tablosundan kurtulmas›yla mümkündür. Biz Genç Komünistler olarak devletin her türden sald›r›s›na karfl› mücadelemizi daha da yükseltece¤imizi, bask› ve teröre boyun e¤meyece¤imizi bir kez daha ilan ediyoruz.
‹zmir Ekim Gençli¤i
Mart ay› emperyalistlerin ve iflbirlikçilerinin sald›r› ve katliamlar›n›n yo¤unlaflt›¤› bir ayd›r. Tüm bu sald›r›lar› Beytepe'den devrimci bir duruflla karfl›lamak ve Newroz'un isyan ateflini yükseltmek için Ekim Gençli¤i, Ankara Gençlik Derne¤i, Devrimci Gençlik, Kurtulufl Partisi Gençli¤i, Sosyalist Gençlik Derne¤i ve TKP'li ö¤renciler olarak ortak bir çal›flma bafllatt›k. Newroz'dan bir hafta önce bafllad›¤›m›z çal›flmam›zda 20 Mart günü yapaca¤›m›z yurt etkinli¤ine ve Newroz günü gerçeklefltirece¤imiz bas›n aç›klamas›na ça¤r› amaçl› haz›rlad›¤›m›z afifl ve bildirilerimizi yo¤un bir flekilde kulland›k. 20 Mart günü, ald›¤›m›z ortak karar do¤rultusunda, çal›flman›n içinde bulunan tüm siyasetler olarak kütüphane önünde standlar›m›z› açt›k ve gün boyu müzik yay›n› yaparak halaylar›m›zla, türkülerimizle, marfllar›m›zla kütüphane çevresini etkinlik alan›na dönüfltürdük. Ortak pankart›m›z› haz›rlad›ktan sonra sloganlar›m›zla etkinli¤imizi yapaca¤›m›z erkek yurdu önüne yürüyüfl gerçeklefltirdik. Haz›rlad›¤›m›z ortak metnin okunmas›ndan sonra Newroz ateflini yakt›k. Yaklafl›k iki saat süren etkinli¤imizde, Newroz'un bir isyan günü olarak yaflat›lmas› gerekti¤ine vurgu yapt›k. Halepçe, Gazi ve Beyaz›t katliamlar›n›n hesab›n›n sorulaca¤›n› ve kurtuluflun sosyalizmde oldu¤unu hayk›rd›k. Gün boyu kütüphane önünde yakalad›¤›m›z coflkuyu yurtlara da tafl›yarak yaklafl›k 120 kiflinin kat›ld›¤› bir etkinlik gerçeklefltirdik. 21 Mart Newroz günü, Edebiyat Fakültesi'nden yemekhaneye do¤ru gerçeklefltirdi¤imiz ve bas›n aç›klamas›yla sonland›rd›¤›m›z yürüyüfle ise 50 kifli kat›ld›. Geçen sene jandarman›n ve okul yönetiminin okulda yaratt›¤› terör ortam›ndan kaynakl› yakamad›¤›m›z Newroz ateflini bu sene coflkulu bir flekilde yakt›k.
Ekim Gençli¤i/Beytepe Ere¤li E¤itim Fakültesi'nde Newroz kutlamas›... Fakültemizde, okul idaresi taraf›ndan bir orkestra getirilerek pop flark›larla kutlanan “Nevruz”a alternatif olarak, 21 Mart'›n
Sakarya'da savafl karfl›t› bas›n aç›klamas› ve Newroz kutlamas› 20 Mart günü Ekim Gençli¤i, Sakarya Gençlik Derne¤i ve Yeni Demokrat Gençlik taraf›ndan Irak iflgalinin 3. y›l›n› protesto etmek amac›yla bir bas›n aç›klamas› düzenlendi. “Katil ABD Ortado¤u'dan defol!”, “Irak halk› yaln›z de¤ildir!”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi!”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i!” sloganlar›n›n at›ld›¤› eyleme Sosyalist Barikat, DGH, ‹HD ve Kald›raç da destek verdi. Aç›klamaya 25 kifli kat›ld›. Ayn› saatlerde Gar Meydan›'nda DTP taraf›ndan düzenlenen Newroz mitingi vard›. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan topluca mitinge kat›ld›k. Sakarya halk› ilk kez flehir merkezinde coflkulu bir Newroz kutlamas›na tan›kl›k etti. Newroz'un anlam ve önemine dair konuflmalar yap›ld›, demokratik kitle örgütlerinden gelen mesajlara yer verildi. Zulme karfl› direniflin sembolü olan ateflin etraf›nda halaylar çekildi. Polis ablukas›na ra¤men kat›l›m yo¤un oldu.
Sakarya Ekim Gençli¤i Liseli gençlikten Newroz kutlamas› Newroz yaklafl›rken bizler de Liselilerin Sesi olarak Newroz kutlamas›n› gündemimize ald›k. Adana fiakirpafla Lisesi’nde okul yönetimi Newroz'u “Nevruz” yapmaya çal›flt›ysa da baflaramad›. ALGP, ADLB, ÖDLG'li liseliler olarak Newroz'u bir hafta öncesinden planlad›k. 21 Mart günü saat 10.30'da Newroz kutlamas›n› bafllatt›k. Okul içerisinde ses düzeni kurduk. ‹lk olarak fiakirpafla'dan kat›lan yerel müzik grubunun söyledi¤i halay parçalar›yla Newroz kutlamas›n› bafllatt›k. Halay çekilirken Newroz ateflimizi yakt›k. Halaylardan sonra liseli arkadafllar fliirlerini okudular. Daha sonra uzun bir süre halay çekildi. Halaylara ara verilerek sahneye halk oyunlar› ekibi ça¤r›ld›. De¤iflik yöreleri oynayan halk oyunlar› ekibinden sonra halaylarla Newroz kutlamas› bitirildi. Kutlama üç saat sürdü. Kutlamada yaklafl›k 400 kifli vard›. ‹stanbul’da da Refhan Tümer Lisesi’nde 60 kiflilik bir Newroz etkinli¤i düzenlenirken, Gülsuyu ‹LGP ise 20 kiflilik kortejleriyle Güysuyu’nda yap›lan eyleme ket›ld›. Kürt halk›n›n kurtuluflu sosyalizmde!
Liselilerin Sesi
47
16 Mart eylemlerinden... 48
Gençlik 16 Mart'ta Beyaz›t'tayd›... 16 Mart 1988... Halepçe'de Kürt halk› kitlesel bir flekilde, ABD'nin satt›¤› kimyasal silahlarla katledildi. 16 Mart 1978... ‹stanbul Üniversitesi Eczac›l›k Fakültesi önünde 7 üniversite ö¤rencisi, devlet eliyle silahland›r›lm›fl faflist beslemeler taraf›ndan katledildi. Ve y›l 2006, ayn› topraklarda, Irak'ta, bugün milyonlarca insan katledilmeye devam ediyor. ABD'nin tanklar›, füzeleri ve silahlar›yla ayn› topraklarda iflgal sürüyor. Eylem her y›l oldu¤u gibi, Beyaz›t'ta iki koldan buluflan gençli¤in Beyaz›t Meydan›'nda ‹Ü Merkez Kampüs ö¤rencileriyle birleflmesi ve 7 devrimcinin önünde katledildi¤i Eczac›l›k Fakültesi'ne yürümesiyle bafllad›. 16 Mart'›n bu y›la dair gündeme damgas›n› vuran iki ana gündemi iki ana pankartta fliarlaflt›r›ld›: “16 Mart'tan fiemdinli'ye katleden devlettir!”, “Halepçe'den fiemdinli'ye emperyalizme karfl› mücadeleye! Halepçeye Heya fiemdinli'ye Tekoflin li dile emperyalizme!” Her grubun gündemlere dair kendi sözününü söyledi¤i, döviz ve flamalar›yla kat›ld›¤› eylem, devrim ve sosyalizm mücadelesinde düflen devrim flehitleri için sayg› durufluyla bafllad›. Ard›ndan Eczac›l›k Fakültesi önünde katledilen 7 devrimcinin isimleri an›larak, fakülte önüne k›rm›z› karanfiller b›rak›ld›. Eczac›l›k Fakültesi önünde okunan bas›n aç›klamas›nda, devletin katliamc› yüzü teflhir edildi ve anti-emperyalist mücadele ça¤r›s› yap›ld›. Eyleme kat›lanlar bas›n metnine coflkulu sloganlarla efllik etti. Yaklafl›k 350 kiflinin kat›ld›¤› eylem devletin ve ABD'nin katliamc› gelene¤ine duyulan öfkeyi yans›tan sloganlarla geçti.
‹stanbul Ekim Gençli¤i Halepçe ve Beyaz›t katliamlar›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z! Bu y›l Beyaz›t ve Halepçe katliamlar›yla ilgili eylem ve etkinliklerin örgütlenme sürecini tart›flmak üzere yaklafl›k iki hafta öncesinden biraraya geldik. Bu iki gündem üzerinden kitlelerde anti-faflist bir bilinç oluflturmak gereklili¤ine vurgu yapt›k. Geçen y›l ‹stiklal Marfl›'n›n kabul y›ldönümünü bahane ederek okula gelen ve sald›ran faflistlere karfl› da haz›rl›kl› olunmas› gerekti¤ini dile getirdik. YÖGEH kampanyaya kat›lmayaca¤›n›, okula faflistler gelirse, o gün derslerine gireceklerini belirtti. Emek Gençli¤i kampanyaya kat›lmayaca¤›n› ve faflistler kendilerine karfl› bir sald›r›da bulunursa cevap vereceklerini söyledi. ÖEP kampanyaya destekçi olabileceklerini, ancak faflistlerin okula gelmesi halinde yap›lacak planlamaya dahil olacaklar›n› belirtti. Ekim Gençli¤i, DGH, DGD, SGD, SDG, ÖDP, TKP'li ö¤renciler, TÖP, Devrimci Gençlik olarak ç›kartt›¤›m›z bir bildiriyle çal›flmalar›m›za bafllad›k. 16 Mart günü bir bas›n aç›klamas› ve ard›ndan bir anma gerçeklefltirme karar› ald›k. 10 Mart günü sivil faflistlerin ‹stiklal Marfl› okumak bahanesiyle bize yöneltecekleri bir sald›r›ya karfl›l›k verebilmek için, toplan›p yürüyüfle geçtikleri yerde faflistleri karfl›lama karar› ald›k. Cuma günü okulda haz›rl›kl› bir flekilde beklemeye bafllad›k. Ancak faflistler okula gelmediler. Bunun üzerine kampanya
çal›flmalar›m›za devam ettik. 13 Mart'tan itibaren afifllerimizle, Halepçe ve Beyaz›t katliamlar› üzerinden gerçeklefltirece¤imiz anma ve bas›n aç›klamas›na ça¤r›lar›m›z› sürdürdük. 15 Mart günü YÖGEH, iki ayr› eylemin hofl olmayaca¤›n›, ortaklaflt›rmak istediklerini belirterek bir toplant› ça¤r›s› yapt›. Toplant›da yine kendi platformlar›n› dayatarak ortaklaflman›n önünü t›kad›lar ve iki taraf da kendi planlamas›n› devam ettirdi. 16 Mart’ta ilk olarak YÖGEH, R1 Kantini'nden yemekhaneye bir yürüyüfl gerçeklefltirerek burada bir bas›n aç›klamas› yapt›. Ard›ndan R1 önüne gelerek Halepçe katliam›n› anlatan bir oyun oynad›lar ve “Halepçe katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z!” yaz›l› pankart açt›lar. Etkinli¤e yaklafl›k 60 kifli kat›ld›. Ard›ndan SGD, Devrimci Gençlik, DGD, DGH, Ekim Gençli¤i, ÖDP, SDG, TKP'li Ö¤renciler, TÖP olarak örgütledi¤imiz ve ÖEP'in de destek verdi¤i bas›n aç›klamam›z› gerçeklefltirdik. “Beyaz›t ve Halepçe katliamlar›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z!” pankart›m›z› açt›k. Sayg› durufluyla bafllayan aç›klamada, “Beyaz›t flehitleri ölümsüzdür!”, “Eflitlik, kardefllik, Kürt ulusuna özgürlük!”, “Faflizme karfl› omuz omuza!” sloganlar› at›ld›. Eylemden sonra R1 Kantini'nin içerisinde marfllar söyledik ve iki katliam› anlatan bir sinevizyon gösterimi gerçeklefltirdik. Eyleme yaklafl›k 100 kifli kat›ld›.
Ekim Gençli¤/Çukurova Üniversitesi Gençlik Beyaz›t'› ve Halepçe'yi unutmad›… Ekim Gençli¤i, Emekçi Hareket Partisi Gençli¤i, Gençlik Federasyonu, Sosyalist Gençlik Derne¤i, Kurtulufl Partisi Gençli¤i, Kald›raç, Özgür E¤itim Platformu ve Tüm ‹lerici Gençlik Derne¤i taraf›ndan ö¤le saatlerinde AÜ Cebeci Kampüsü'nde bir anma düzenlendi. E¤itim Bilimleri Fakültesi önünden yürüyüfle geçen yaklafl›k 100 kiflilik grup, sloganlarla kampüs önüne geldi. Beyaz›t'ta katledilen 7 devrimci ö¤renci
flahs›nda tüm devrim flehitleri için sayg› duruflunun ard›ndan ortak bas›n aç›klamas› okundu. ‹dilcan Müzik Toplulu¤u'nun sundu¤u dinletinin ard›ndan anma etkinli¤i sona erdi. Anmaya Devrimci Gençlik de destek verdi. Yine akflam saatlerinde, Ekim Gençli¤i, Emekçi Hareket Partisi Gençli¤i, Sosyalist Gençlik Derne¤i, Kurtulufl Partisi Gençli¤i, Kald›raç, Özgür E¤itim Platformu ve Tüm ‹lerici Gençlik Derne¤i taraf›ndan bir eylem düzenlendi. Sakarya Caddesi'nde bafllayan yürüyüfl, sloganlarla Yüksel Caddesi'ne dek sürdü. Yüksel Caddesi'nde yap›lan bas›n aç›klamas›nda emperyalist gericili¤in ulaflt›¤› düzey ve dünya halklar›na yönelik emperyalist tehdit teflhir edilerek, Halepçe katliam›n›n bu gericili¤in bir örne¤i oldu¤u hat›rlat›ld›. Yeni Halepçeler'e geçit vermeme ça¤r›s›yla bitirilen bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan hep bir a¤›zdan söylenen Beyaz›t Marfl› ile eylem bitirildi. Eyleme yaklafl›k 80 kifli kat›ld›.
Ankara Ekim Gençli¤i 16 Mart'tan fiemdinli'ye katliamlar›n sorumlusu devlettir! 16 Mart Halepçe ve Beyaz›t katliamlar› Ege Üniversitesi'nde her y›l oldu¤u gibi bu y›l da protesto edildi. Ekim Gençli¤i, ‹zmir Gençlik Derne¤i, Demokratik Gençlik Derne¤i ve Demokratik Gençlik Hareketi'nin ortak örgütledi¤i bas›n aç›klamas› öncesinde “16 Mart'tan fiemdinli'ye katliamlar›n sorumlusu devlettir!” fliarl› ve eyleme ça¤r› niteli¤i tafl›yan afifller yayg›n bir flekilde yap›ld›. 16 Mart günü Edebiyat Fakültesi önünde gerçekleflen eylemde “16 Mart'tan fiemdinli'ye katliamlar›n sorumlusu devlettir!/Ege Üniversitesi Ö¤rencileri” yaz›l› pankart aç›ld›. Okunan bas›n metninde; 16 Mart Beyaz›t katliam› sorumlular›n›n hâlâ devrimciler üzerindeki terörünü
YTÜ'de Newroz ad›na yak›fl›r biçimde kutland›...
Newroz devrimcidir, direnifltir, zaferdir! Geçen y›l Newroz ile bafllayan faflist dalga YTÜ'de de kendini göstermiflti. Bir grup faflist bayrak da¤›tm›fl, üzerinde Türk bayra¤› ve ‹stiklal Marfl›'n›n ilk üç m›sras›n›n oldu¤u Ülkü Ocaklar› imzal› pullar yapm›flt›. Bu gerici tutuma karfl› YTÜ'de muhalif güçler so¤ukkanl› davranm›fl, bildiri da¤›tarak ve faflistlerin yapt›¤› pullar›n üzerine kendi pullar›n› yaparak yan›t vermifllerdi. Okulun son günlerinde ise tescilli bir faflist uyar›lar›m›z› dinlemedi¤i için hak etti¤i cevab› alm›flt›. Bunlar üniversitemizde palazlanmaya bafllayan faflist çetenin ilk giriflimleriydi. Bizimle karfl› karfl›ya gelmekten ›srarla çekinen bu çete “sessizli¤imiz”den güç alarak olur olmad›k tehditler savurmaya bafllad›. Özellikle üniversite ö¤rencileri taraf›ndan kurulan internet siteleri üzerinden sanal tehditler savurmaya, bir yandan da deyim yerindeyse birbirlerini “gaz”lamaya bafllad›lar. Yeterince güç olduklar›na inanan ve muhalif güçlerin da¤›n›k tablosundan güç alan faflist çete 21 Mart günü “Nevruz” kutlamaya kalkt›. Sabah›n ilk saatlerinden itibaren okul genelinde al›nan güvenlik tedbirleri dikkat çekiyordu. YTÜ'de faflistler taraf›ndan yap›lacak “Nevruz”un bir provokasyon oldu¤u aç›k olmas›na ra¤men buna göz yumuldu. Biz de buna karfl›, önceden karar al›nmamas›na ra¤men bir Newroz etkinli¤i yapmaya karar verdik. Saat 14:00'de “Nevruz” kutlamaya haz›rlanan faflistler Mimarl›k Fakültesi önüne giderken biz de Tonoz önünde
sürdürdü¤üne, devrimci-ilerici ö¤rencilere üniversiteler içerisinde polis destekli sald›r›lar›n gün geçtikçe artt›¤›na, üniversitemize elini kolunu sallayarak giren emekli orgeneralleri protesto etmek isteyen ö¤rencilerin karfl›laflt›¤› sald›r›ya, Halepçe'de 5 bine yak›n Kürt’ü katledenlerin hala halklar›n kan›n› döktü¤üne de¤inildi. 35 kiflinin kat›ld›¤› eylem, 16 Mart'ta Beyaz›t'ta katledilen devrimci ö¤rencilerin isimlerinin an›lmas› ve sloganlarla son buldu.
Ekim Gençli¤i/Ege Üniversitesi Eskiflehir'de katliamlar lanetlendi... 16 Mart günü saat 13:00'de Gazi, Beyaz›t ve Halepçe katliamlar› lanetlendi. Öncesinde Anadolu Üniversitesi'nde yayg›n bildiri da¤›t›larak ve kufllama yap›larak eyleme ça¤r› yap›ld›. 16 Mart günü “Beyaz›t'tan Gazi'ye katliamlar›n sorumlusu devlettir!/AÜ-OGÜ ö¤rencileri” imzal› pankart aç›ld›. AÜ Yunus Emre kap›s› önünde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Beyaz›t'ta flehit düflenler nezdinde tüm devrim flehitleri an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflunda bulunuldu. Eylem at›lan sloganlar ve okunan bas›n aç›klamas›yla devam etti. Beyaz›t ve Gündo¤du marfllar›ndan sonra eylem sona erdi. Ekim Gençli¤i, Eskiflehir Gençlik Derne¤i ve Sosyalist Gençlik Derne¤i'nin örgütledi¤i eyleme Devrimci Gençlik, EHP Gençli¤i, ÖDP'li Ö¤renciler de destek verdi. Yaklafl›k 50 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda “Beyaz›t flehitleri ölümsüzdür!”, “Beyaz›t'›n katili susurluk devleti!”, “Faflizme karfl› omuz omuza!”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma!” sloganlar› at›ld›.
Eskiflehir Ekim Gençli¤i etkinli¤imize bafllad›k. “Newroz piroz be!”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i!”, “Biji b›ratiya gelan!”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma!”, “Y›ld›z faflizme mezar olacak!”, “Katil polis üniversiteden defol!” sloganlar› at›ld›. Kürtçe ve Türkçe türküler eflli¤inde çekilen halaylar ve marfllarla etkinlik bitirildi. Etkinlik s›ras›nda faflistlerin bildiri da¤›tt›¤› haberi geldi. Bunun üzerine etkinlikte okunan metni ço¤altarak toplu da¤›t›m yapt›k. Ancak faflistlerin pervas›zl›¤› bununla bitmedi. Biz Tonoz kantin önünde toplu bir flekilde beklerken iki faflist önümüzden geçerek okula girdi. Bir faflist kantinin önüne oturdu, üç faflist de kantine girdi. Bina içine girenler ‹nflaat Fakültesi önünde devrimcileri görünce kaçmaya bafllad›lar, ancak hak ettikleri yan›t› ald›lar. Yard›m 盤l›klar› içinde ‹nflaat Fakültesi'ne s›¤›nan faflistler daha sonra medikoya kald›r›ld›lar. Edirnekap› yurdunda “At›l›m” gazetesi satan bir devrimciyi yaralayan faflistin, kantin içine giren üç faflistten biri oldu¤unun anlafl›lmas› üzerine bu üç kifli kantinde cezaland›r›ld›. A¤›r yaralanan faflistler önce medikoya oradan da ambulansla hastaneye kald›r›ld›. Yaral›lar› almak için mediko önünde bekleyen faflistler okul idaresinin araya girmesiyle okul d›fl›na ç›kart›ld›. Okul içinde bir süre beklendikten sonra 150 kadar ö¤renci toplu ç›k›fl yapt›. Newroz günü yaflananlar bir gün önce yap›lan provokasyon ile kendini belli etmiflti. Bir gün önce kendini bilmez bir kifli gözümüzün önünde Newroz afiflimize sald›rm›fl ve y›rtarak indirmifl, biz de gereken cevab› vermifltik. Y›ld›z'›n geçmiflten bugüne getirdi¤i anti-faflist gelene¤ini sahiplenen bizler, faflistlerin provokasyonunu bir kez daha bofla düflürmüfl, YTÜ'de devrimci faaliyetin engellenemeyece¤ini dosta düflmana göstermifl olduk.
Ekim Gençli¤i/YTÜ
49
50
‘Bizler bu gelene¤i sahipleniyoruz ve gelece¤e tafl›yoruz!’ Devrimci mücadelenin kilometre tafllar›n›n en önemlilerinden birini bu topraklara kanlar› ve canlar› pahas›na ‘68 gençli¤i dikmifltir. Bu kilometre tafl› bir yol ayr›m›n› yani burjuva reformizmden, parlamentarizmden kopuflu iflaret etmek üzere dikilmifl ve belleklere kaz›nm›flt›r. Bu kilometre tafl›nda “tam ba¤›ms›zl›k”, “demokratik Türkiye” kadar devrim ve sosyalizm yazar, halklar›n kardeflli¤i için bu düzene, iflbirlikçi iktidara karfl› mücadele yazar. Onlar tam ba¤›ms›zl›k ve demokratik Türkiye'nin bu düzene, iflbirlikçi sermaye iktidar›na karfl› mücadeleyle kazan›laca¤›n› ilan ederek reformizmden yollar›n› ay›rm›fllard›r. ‘68 gençli¤inin katetti¤i bu mesafeden geriye düflenler, bu kilometre tafl›n› anlams›zlaflt›rmay› da, geriye tafl›may› da baflaramayacaklard›r. Onlar›n miras›n› sahiplenmek demek, onlar›n miras›n› gelifltirmek, bayra¤› daha da yükseklere tafl›mak demektir. Onlar›n miras›n› sahiplenmek, belirsizlefltirmeye ve anlams›zlaflt›r›lmaya çal›fl›lan ayr›m çizgilerinin daha kal›n olarak çizilmesi demektir. Onlar›n miras› devrim ve sosyalizm davas›nda; ezilen ve sömürülen milyonlarca iflçi ve emekçinin kapitalist sömürüden kurtulufl mücadelesinde yafl›yor ve yaflat›lacakt›r. ‘68 dönemi ve bu dönemin anti-emperyalist gençlik mücadelesi, tarihimize devrimci bir uyan›fl olarak kaydedildi. Dönemin kavgac›, militan yap›s›ndan ve devrimci miras›ndan yararlanmak, dahas› bu miras› ve birikimi güçlendirerek gelece¤e devretmek bugün art›k genç komünistlerin tafl›d›¤› bir sorumluluktur. Bu sorumlulu¤un gereklerini yerine getirmek, en baflta mücadeleyi daha da büyütmek ve bayra¤›m›z› yükseltmekten geçmektedir. Yoksa 30 Martlar'a, 6 May›slar'a s›k›flt›r›lm›fl anmalar ve Denizler'in devrimci yanlar›n› görmezden gelerek onlar› yad etmeler, bu misyonun oldukça uza¤›ndad›r. Türkiye bir devrim ülkesidir. Gerek çeliflkilerin keskinli¤i, gerekse de bu topraklardaki devrimci direnifl gelene¤i bunun temellerini oluflturur. Dünyada ender rastlanan bu direnme gelene¤i Türkiyeli devrimcilere Denizler'den, Mahirler'den, ‹bolar'dan miras kalm›flt›r. Türkiyeli devrimciler bu silah› paslanmaya b›rakmam›fl, aksine her dönem ellerine alarak düflman›n üzerine yürümüfllerdir. ‘70'li y›llar›n hareketlili¤inin devrimci kanallara akmas›n›n gerisinde de bu yatar. ‘80 karfl›-devriminin karanl›k günlerinde bile bu silah defalarca atefllenmifl ve karanl›¤› y›rtm›flt›r. ‘84 Ölüm Orucu Direnifli bunun kan›t›d›r. Sonras›nda da devrimciler her dönem boyun e¤meyi de¤il, direnmeyi seçmifllerdir. Türkiye bir devrim ülkesidir. Bu topraklarda her dönem devrimciler ç›km›fl, en geri koflullarda bile mücadele
etmifllerdir. Onbinlerce insan çocuklar›na hala devrim flehitlerinin adlar›n› koyuyorlarsa bu flunu gösterir: Bu ülkede devrimciler bitirilemeyecektir, çünkü onlar›n kitlelerin yüre¤inde tuttuklar› bir yer vard›r. Türkiye bir devrim ülkesidir. Çünkü bu topraklar sürekli yeni Mahirler üretmektedir. Devrim art›k bizlerin ellerinde mayalanmaktad›r. Sosyalizm özlemi ve devrim yürüyüflümüzün bu ilk önemli ad›m› ve o ad›m› atan yi¤it devrimcilerin kararl›l›klar›, fedakarl›klar›, at›lganl›klar› bize yol gösteriyor. Bizler bu gelene¤i sahipleniyoruz ve gelece¤e tafl›yoruz. Genç komünistler bu bayrakla yürüyüfllerini sürdürecek ve leke düflürmeksizin devrime tafl›yacaklard›r. Yaflas›n devrim, yaflas›n sosyalizm!
‹stanbul Ekim Gençli¤i ‹Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi’nde 60 kiflinin kat›l›m›yla bir K›z›ldere flehitleri anmas› gerçeklefltirmifltir. Anmada yap›lan konuflman›n metnini okurlar›m›zla paylafl›yorz...
Ekim Gençli¤i
K›z›ldere’nin direnifl gelene¤i yafl›yor! 30 Mart 1972'de siper yoldafll›¤›n›n ve devrimci yi¤itlik gelene¤inin kilometre tafllar›ndan birini yaratan K›z›ldere direnifli ve K›z›ldere savaflç›lar›, 30 Mart Perflembe günü genç komünistler taraf›ndan düzenlenen anma etkinli¤i ve bas›n aç›klamas›yla an›ld›. Tüm haftaya yay›lan bir ön haz›rl›k çal›flmas›yla haz›rlan›lan eylem, 30 Mart Perflembe günü saat 12.30'da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi içerisinde gerçeklefltirildi. “Mahirler’in sesi Mülkiye'de yank›lan›yor!” fliar›yla duyurusunu yapt›¤›m›z eylem, Mülkiye'nin içerisinde alk›fllar ve sloganlarla bafllad›. K›z›ldere savaflç›lar› ve Mahir Çayan flahs›nda tüm devrim flehitleri için sayg› duruflunun ard›ndan aç›klama yap›ld›. Aç›klamada Mahirler’in devrimci siper yoldafll›¤›n› ve yi¤itli¤i temsil etti¤i vurgulanarak, genç komünistlerin Parti flahs›nda bu gelene¤in bugün yegâne tafl›y›c›lar› oldu¤u belirtildi. Aç›klaman›n ard›ndan hep bir a¤›zdan söylenen ezgiler ve marfllarla süren anma, Mülkiye’den yürüyüflle ve sloganlarla ç›k›larak devam ettirildi. Kampüs giriflinde bitirilen eylemin ard›ndan Ba¤›ms›z Devrimci S›n›f Platformu'nun Karfl›yaka Mezarl›¤›'nda gerçeklefltirdi¤i anmaya kat›lmak üzere otobüslere binildi. Anmaya yaklafl›k 25 kifli kat›ld›. Uzun bir aradan sonra Ankara'da genç komünistlerin kendi güçlerine dayanarak örgütledi¤i anma bu aç›dan anlaml›yd›. Anmam›za DGH da destek verdi.
Ankara Ekim Gençli¤i
K›z›l bayrak Dokuz Eylül’de de dalgalan›yor! Gençli¤in devrimci sesi Ekim Gençli¤i art›k Dokuz Eylül Üniversitesi’ni de kucakl›yor. Çal›flmam›z› açt›¤›m›z dergi ve gazete stand›m›z, çeflitli yerlere yapt›¤›m›z afifllerimizle bafllatt›k. Yayg›n bir biçimde yapt›¤›m›z afifllerimiz okulda ciddi bir etki yaratt›. Ayr›ca üniversite içerisinde düzenli stant açmam›z ö¤rencilerle iliflki kurabilmemizin bir arac›na dönüfltü. Elbette bu k›sa süre içerisinde yaratt›¤›m›z etki tek bafl›na üniversite ö¤rencilerinin ilgisini çekmedi. Çok geçmeden ÖGB’nin müdahalesiyle karfl›laflt›k. Kimlik kontrolleri, üniversiteden olup olmad›¤›m›za dair sorgulamalarla hummal› bir sald›r›ya girifltiler. 16 Mart Halepçe katliam› ile ilgili gerçeklefltirilecek etkinlik öncesi üniversitenin önüne çevik y›¤›na¤› yap›ld›. Bundan da güç alan ÖGB’ler pervas›zca kimlik sorgulamas›na bafllad›, soruflturma tehditleriyle faaliyetimizi engellemeye dönük tutum gelifltirdi. Gün boyunca bu tutumlar›n› çeflitli yol ve yöntemlerle sürdürdüler. Stand›m›z›n yak›n›na oturmak, takip alt›nda oldu¤umuz bas›nc›n› yaratmak gibi ucuz yöntemlere baflvurdular. Ancak bütün bu çabalar›na karfl›n faaliyetimizi sürdürmek konusundaki ›srarc› tavr›m›z ve ortaya koydu¤umuz rahatl›k, onlar›n tutumlar›n› bofla ç›kartt›. Dokuz Eylül’de Ekim Gençli¤i’nin genel propaganda ve ajitasyon materyallerini kullanman›n yan› s›ra, bir dönemdir tart›flt›¤›m›z merkezi kampanyan›n ad›mlar›n› da atm›fl olduk. Ticari e¤itim gündemi üzerine ayr›nt›l› bir tart›flma yapt›k ve önümüze bir hedef olarak ticari e¤itim sorununun alan›m›zda öne ç›kan yans›malar› üzerinden çal›flma yapabilmenin imkânlar›n› yaratmay› koyduk. Ticari e¤itimle beraber süregelen emperyalist iflgali, ‹ran’a yönelen tehditlerle de bütünlüklü bir tarzda alanda gündemlefltirmeye karar verdik. Bu gündemleri iflleyebilmek için önümüze bir dizi hedef koyduk. ‹lk önce yine kampanya vesilesiyle merkezi planda tart›fl›lan yerel bülten konusunu gündemimize ald›k. Bugün böyle bir bülteni ç›karman›n ihtiyaç oldu¤una ve imkânlar›na da sahip oldu¤umuza karar verdik. Bültenin ayr› bir kurumsall›¤a dayanmas›n›n özel bir önemi oldu¤unu düflünüyoruz. Ad›mlar›m›z› bu do¤rultuda at›yoruz. Zira salt kampanya sürecinde ç›kmakla s›n›rl› kalm›fl de¤il, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde mevziiye dönüflebilmifl bir bültene sahip olabilmenin yolunun da ayr› bir kurumsallaflmadan geçti¤ini düflünüyoruz. Ancak yerel bültenin, üniversitede örmeyi hedefledi¤imiz politik faaliyetle, iflledi¤imiz gündemlerle ba¤›n› kurabilmenin özel bir önem tafl›d›¤›n› düflünüyoruz. Bu çerçevede bültende a¤›rl›kl› olarak ticari e¤itim ve emperyalist savafl gibi bafll›klara yer verece¤iz. Bültenin ç›k›fl›nda aceleci davranmay›p, niteli¤ine ve iflleyiflin oluflmas›na önem verece¤iz. Bültenin içeri¤ini belirleyen bafll›klar›n konular›n› oluflturmak için bir anket çal›flmas› bafllatmay›, anketi dolduranlar› da bunun arac›l›¤›yla, bu çal›flman›n bir parças› olmaya ça¤›rmay› planlad›k. Ankette e¤itim sorunu, e¤itime ayr›lan bütçe ile savafla ayr›lan bütçenin karfl›laflt›r›lmas› gibi bafll›klar› iflleyerek, ticari e¤itim ile emperyalist savafl›n ba¤›n› kurmay› planl›yoruz. Hatta Türkiye’de savafla aktar›lan bütçeyi, savafl›n ac› sonuçlar›n›n istatistiklerini broflürlere yans›tmay›, anket
yaparken bir yandan broflürü de kullanarak anket yapt›¤›m›z kiflilerle bir tart›flma zemini yaratmay› hedefliyoruz. Duvar gazetesi, bildiriler, afifl vb. araçlar› kullanmay›, mümkün olabilirse film gösterimi yapmay› da planlad›k. Bülten çal›flmas›n› yürüten arkadafllar› kendi içinde sistematik, ayr› sorumluluklara sahip bölümlere aktarmay› (çeflitlili¤in içeri¤i zenginlefltirece¤i, dolay›s›yla bültenin de renkli ve anlaml› içeri¤i olaca¤› üzerinden) düflündük. Bunlar›n içinden mümkün olabilirse daha sonras›nda devam edebilecek bir okumatart›flma grubu oluflturmay› umuyoruz. Kampanya çal›flmas› boyunca savafl sorununu yak›c›l›¤›ndan kaynakl› ön planda tutmam›z gerekli, ama ticari e¤itim yay›n›m›zda döne döne vurguland›¤› üzere üniversitenin temel sorunu ve gençlik hareketi aç›s›ndan özel bir önem tafl›makta. Bu yüzden üzerinde ayr›ca durulmas› gereken bir mesele. Örne¤in Dokuz Eylül Üniversitesi, sermayenin sald›r›lar›n›n en yo¤un yafland›¤› yerlerden bir tanesi. Bu sene ö¤renci kimlik kartlar› ayn› zamanda banka kart› haline getirildi. Bunun için ‹fl Bankas›’yla bir anlaflma yap›ld› ve yeni gelenlerden salt kimlik paras› için 200YTL gibi yüksek bir bedel istendi. Ticari e¤itimin genel yans›malar›n› ifllemenin yan› s›ra, kendi üniversitemizde ortaya ç›kan bu tür özel örnekleri de ö¤rencilere anlataca¤›z. Özellikle haz›rl›k s›n›flar›nda bunun bir karfl›l›k bulaca¤›n› düflünüyoruz. 1 May›s’›n coflkusuyla, Newroz ateflinden ald›¤›m›z güçle Dokuz Eylül’e Ekim Gençli¤i’nin sesini tafl›maya ›srarla devam edece¤iz!
Ekim Gençli¤i/Dokuz Eylül Üniversitesi
“68 ruhuyla GSS’yi parçala!” KTÜ Ö¤renci Platformu birçok bilefleni bar›nd›r›yor. DÖS-G, Gençlik Federasyonu, YDG, Ekim Gençli¤i’nin yan›s›ra birçok ba¤›ms›z ö¤rencinin de içinde bulundu¤u KTÜ Ö¤renci Platformu, hemen her hafta yapt›¤› toplant›larda KTÜ’de faflizm, Fransa’daki ö¤renci hareketi, har(a)çlar›n yan›s›ra al›nan 25-80 milyonlar, bütünlemeler gibi bir tak›m sorunlar› ele ald›. Birçok kurumun kat›ld›¤› bas›n aç›klamas› ise 27 Mart günü saat 12:30’da Meydan Park›’nda gerçeklefltirildi. Eyleme yaklafl›k 70 kifli kat›ld›. Alana sloganlar eflli¤inde girdik. “Fransa’da CPE, Türkiye’de GSS, çözüm ortak mücadele!/KTÜ Ö¤renci Platformu” imzal› pankart›m›z, “GSS’ye geçit vermeyece¤iz!”, “Ö¤renci-iflçi-memur elele genel greve!” fliarl› dövizlerimizle kat›ld›¤›m›z eylemde “68 ruhuyla GSS’yi parçala!” sloganlar›n› att›k. Bas›n aç›klamas› sonras›nda Genel Sa¤l›k Sigortas› için oluflturulan referandum için oylar›m›z› kulland›k. KTÜ Ö¤renci Platformu önümüzdeki günlerde birçok eylemlikler gerçeklefltirecek.
Trabzon Ekim Gençli¤i
51
Karadeniz Teknik Üniversitesi Ö¤renci Platformu kuruldu!
Çözüm ortak mücadelede! 52
KTÜ’de yaflanan sorunlara ve daha genel planda üniversitenin, ülkenin ve dünyan›n sorunlar›na karfl› ortak bir mücadele hatt› örebilmek, gelece¤imizi kendi ellerimize almak için KTÜ Ö¤renci Platformu oluflturuldu. KTÜ Ö¤renci Platformu (KÖP) gençli¤in haklar›na sahip ç›kmas›n› sa¤lamak , ülke ve dünyadaki sorunlara duyarl› hale getirmek için etkili bir planlama ile mücadelesine bafllam›fl bulunuyor. Kurulufl çal›flmalar›n›n sonras›nda her hafta yeni kat›l›mlara aç›k bir biçimde toplant›lar yaparak çal›flmalar›m›z› planlayacak ve sürdürece¤iz. Bu haftadan itibaren her Pazar günü Pazar kahvalt›lar› düzenleyerek hem birlik ve dayan›flma ruhunu gelifltirmek, hem de sorunlar›m›z› tart›flmay› hedefleyece¤iz. KÖP olarak 28 Mart günü Fransa'da gerçeklefltirilen bir günlük genel greve destek vermek ve Türkiye'de de ayn› sorunlar›n oldu¤unu anlatmak için bir eylem gerçeklefltirdik. “FRANSA'DA CPE, TÜRK‹YE'DE GSS ÇÖZÜM ORTAK MÜCADELEDE” yaz›l› pankart›m›z› açt›¤›m›z eylemde Türkiye’deki yetkin mühendislik, sözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›lar›na de¤inildi. Eylemde GSS sald›r›s› vb sorunlara da de¤inelerek dünyan›n neresinde olursa olsun gençli¤in sorunlar›n›n ortak oldu¤unu, çözümün ise birleflik ve enternasyonal bir mücadeleden geçti¤ini vurgulad›k. Ayn› zamanda bir kurulufl deklarasyonu da olan bas›n aç›klamas›nda “KÖP, KTÜ ö¤rencilerinin mücadelesini gelifltirmek için y›lmadan çal›flmalar›n› sürdürecektir!” denildi. Toplumcu Mühendislik Mimarl›k Ö¤rencileri GSS'ye Geçit Vermeyece¤iz! “Yetkin Mühendislik Yasa Tasar›s›”n› durdurmak Paras›z E¤itim, Paras›z Sa¤l›k! için KTÜ’de çal›flmalara bafllad›. Trabzon Ekim Gençli¤i Yetkin Mühendislik Yasa Tasar›s› mühendislik ve mimarl›kta okuyan ö¤rencilerin gelece¤ini karartan bir yasa tasar›s›. Bu yasa tasar›s›n› mühendis ve mimarlar›n haklar›n› savunmas› Trabzon Gençlik Kültür Sanat Evi aç›ld›! gereken TMMOB önerdi ve haz›rl›¤›nda etkin bir rol üstlendi. Bu tasar›ya göre mühendis ve mimarlar bir yetkin mühendisin yan›nda en az befl y›l yetkisiz olarak, ayr›ca asgari ücretle çal›flmak zorunda kalacaklar. Staj›n› bitirmek isteyen mühendis (ö¤renci) oradan kovulmamak için yetkin mühendise itaat edecek. Yani usta-ç›rak, köle-sahip iliflkisi olacak. Biz de bu gerici yasay› durdurmak için KTÜ’de Yeni bir kültür yeni bir yaflam için ç›kt›k yola. Bizlere zorla çal›flmalara bafllad›k. ‹lk önce bu tasar›n›n ne kabul ettirilmeye çal›fl›lan, de¤erlerimizin içini boflaltan yoz oldu¤unu ö¤rencilere anlatmak için anket yapmaya kültüre karfl›, gelece¤in kültürünü oluflturmak ve halklar›n bafllad›k. Yapt›¤›m›z anket, ö¤rencilerin bu sorun kültürel de¤erlerine sahip ç›kmak için ç›kt›k yola. Trabzon hakk›nda hiçbir fley bilmediklerini gösteriyor. Gençlik Kültür Sanat Evi açt›k. Karfl›m›za bu yasay› bilen bir ö¤renci bile ç›kmad›. 25 Mart Cumartesi günü Trabzon Gençlik Kültür Sanat ‹nsanlara bu konu hakk›nda bilgi verdikten sonra Evi’nde bir aç›l›fl düzenledik. Önce gençlik evinin öneminden ve çözüm için ne yap›lmas› gerekti¤ini tart›flt›k. Fakat Trabzon aç›s›ndan ne kadar önemli bir misyona sahip ankette de anlafl›ld› ki, ö¤rencilerin ço¤u duyars›z oldu¤undan bahsettik. Mart› bülteninde yer alan "‹nsan Olmak" ve bilgisiz. Anket çal›flmalar›na devam edece¤iz. öyküsünü okuduk. Gençlik Evi’nde yer alacak komisyonlar Bu çal›flma içerisinde MARTI ve KTÜ Ö¤renci oluflturuldu. ‹lk etapta, müzik grubu, fliir grubu, tiyatro grubu, Evini etkili bir biçimde kullanmaya çal›flmaktay›z. folklor grubu, kuruldu. Daha sonra film gösterimi yapt›k. Bu sorunlara karfl› herkesi ortak mücadeleye Senaristli¤ini Y›lmaz Güney'in yapt›¤› "Sürü" filmini izledik. ça¤›r›yoruz. Aç›l›fla 25 kifli kat›ld›.
Gelece¤imize sahip ç›kal›m!
Yozlaflmaya ve yabanc›laflmaya teslim olmayaca¤›z!
KTÜ Toplumcu Mühendislik ve Mimarl›k Ö¤rencileri
Trabzon Gençlik Kültür Sanat Evi Çal›flanlar›
19 May›s Üniversitesi'nde faflist sald›r›ya yan›t...
Faflist çeteler da¤›t›lacak! OMÜ GSS Karfl›t› Ö¤renci Platformu Giriflimi'nin eylemde de coflku kitlenin yüzüne yans›m›flt›. yapaca¤› panelin oldu¤u gün ö¤len saatlerinde, yaklafl›k 9- Dayan›flman›n iyi bir örne¤i olan bu eylemler bize gösterdi 10 kiflilik faflist grup, üniversiteden iki arkadafl›m›za okul ki, ileri güçler kararl› bir durufl sergiledi¤inde ö¤renci güvenli¤inin gözleri önünde sald›rd›. Arkadafllar›m›z›n hareketi k›p›rdanmaya bafll›yor. 14 Mart'ta ortaya ç›kan bu önünü kesen faflist çete, “ Kürt müsünüz siz? Kürt enerji ilerleyen günlere tafl›nabilmelidir. oldu¤unuzu biliyoruz” diyerek, taciz etmeye bafllad›. Genç komünistler olarak bu moral gücü temel alarak Arkadafllar›m›z›n kararl› tutumu üzerine de sald›rd›lar. Bu çal›flmam›z› yürütece¤iz. Hem faflistlerden hesap sormak, tür sald›r›lar Newroz öncesi Kürt halk› üzerinden hem de ö¤renci gençli¤i devrim ve sosyalizm bayra¤› provokasyon haz›rl›klar› yap›ld›¤› anlam›na geliyordu. alt›nda birlefltirmek, mevzilerimizi güçlendirmek için tüm Panel öncesinde duydu¤umuz bu sald›r›ya hemen yan›t gücümüzle kitlelere yönelece¤iz. ‹flte o zaman faflistler verme karar› ald›k. Panel devam ederken arkadafllar›m›z bizim gür sesimizin alt›nda ezilecektir. sa¤l›k raporu alana kadar acil servisinin önünde bekledik. Ekim Gençli¤i/19 May›s Üniversitesi Ard›ndan suç duyurusunda bulunmak üzere savc›l›¤a gittik. Sald›r›ya yan›t vermek için, OMÜ GSS Karfl›t› Ö¤renci Platformu Giriflimi'nin yapaca¤› bas›n aç›klamas›ndan sonra, sald›r›n›n gerçeklefltirildi¤i yerde eylem yapma karar› ald›k. GSS Gazi Ö¤rencileri olarak geçti¤imiz dönem “Ayr›cal›¤›m›z faflizm de¤il, direnifl olacak!” karfl›t› bas›n aç›klamas›ndan sonra fliar›yla 27 Ekim'de YÖK'e karfl› alanlara ç›km›flt›k. Ard›ndan faaliyetimizi bir bültenle ve sloganlarla sald›r›n›n gerçekleflti¤i film gösterimiyle sürdürmüfltük. Gazi'de, di¤er siyasal çevrelerin hiçbir faaliyet yere do¤ru yürüyüfle geçtik. yürütmedi¤i bir dönemden geçiyoruz. Geçmiflte siyasal çevrelerin kurmufl oldu¤u Yürüyüfl boyunca, “Faflist kadrolar platform da fiilen da¤›lm›fl durumda. Bizse Gazi'nin mevcut durumundan hoflnutsuz, da¤›t›lacak!”, “Bask›lar bizi ba¤›ms›z, muhalif insanlar› bir araya getirerek Gazi'nin faflizmle tan›nan yüzünü y›ld›ramaz!”, “Faflizme karfl› omuz de¤ifltirmek iddias›nday›z. Bu çerçevede, ba¤›ms›z insanlarla yapt›¤›m›z toplant›lar omuza!”, “Yaflas›n devrimci sonucu, bu iddiadaki insanlar› toparlayacak Gazi Ö¤rencileri Oluflumu'nun, kendisini dayan›flma!”, “B›ji b›ratiya gelan!”, daha fazla insana açma hedefiyle bir hafta içinde bir etkinlik yapmas› karar› ald›k. Vize döneminin yaklafl›yor olmas›, bir haftan›n çok k›sa bir süre olmas› dezavantajd›. “Yaflas›n devrim ve sosyalizm!”, Ancak tarihi daha ileri atmam›z etkinli¤in vize dönemine denk gelmesine neden olacakt›. “Tek yol devrim kurtulufl Biz de bu engellere tak›lmad›k ve çal›flmam›za bafllad›k. Etkinlik öncesinde Gazi sosyalizm!” sloganlar›n› hayk›rd›k. Üniversitesi Merkez Kampüs, Mühendislik Fakültesi ile okulun çevresi ve ö¤rencilerin Sald›r›n›n gerçeklefltirildi¤i yerde yo¤un olarak bulundu¤u merkezi yerlere etkinlik program›m›z› içeren pullar› yapt›k. Okul yap›lan aç›klamadan sonra, içerisinde birçok insanla birebir konuflarak etkinli¤imize davet ettik. faflistlerin yo¤un olarak bulundu¤u 11 Mart'ta etkinli¤imizi gerçeklefltirdik. Etkinli¤imiz ilk olarak Gazi Ö¤rencileri Oluflumu'nu anlatan ve genel olarak taleplerimizi içeren bir metnin okunmas› ile bafllad›. ve sald›r›y› yönlendirenlerin de oldu¤u kantine gittik. Karfl›laflt›klar› Ard›ndan Kenan Evren'in Mu¤la Üniversitesi'ni ziyaret ediflini ve YÖK'ü konu alan bir metin okundu. Bir baflka arkadafl ise emperyalist iflgali konu alan bir metin okudu. irade karfl›s›nda neye u¤rad›klar›n› Sonras›nda Mamak ‹flçi Kültürevi Müzik Toplulu¤u ezgileriyle etkinli¤imize renk katt›. flafl›ran faflistler kantinden d›flar› Konuflmalar›m›zda ticari e¤itime karfl› paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim, nitelikli at›ld›. O s›rada kantine okul beslenme, bar›nma ve ulafl›m haklar›m›z ve bu haklar› elde edebilmek için birleflik bir güvenli¤i girdi. Onlar da sergilenen tarzda mücadele etmemiz gereklili¤i üzerinde duruldu. Etkinli¤e 45 kifli civar›nda bir kat›l›m oldu. Kat›l›m›n zay›f olmas›n›n en temel nedeni kararl› tutum karfl›s›nda flafl›rarak ön çal›flmay› bir hafta gibi k›sa bir süreye s›k›flt›rm›fl olmam›zd›. Ancak moralimizi kitleyi “sakinlefltirme”ye çal›flt›lar. bozmad›k ve etkinli¤i nas›l planlad›ysak öyle gerçeklefltirdik ve buradan gelece¤e dönük Kantinden ç›kan kitle sloganlarla okulun içerisinden bahçeye yürüdü. dersler ç›kard›k. Önümüzdeki ay bültenimizin ikinci say›s›n› ç›karaca¤›z. Bunun d›fl›nda önümüzde bir Kararl› bir duruflun sergilendi¤i dernekleflme hedefi var. Bu, Gazi Üniversitesi gibi bir yerde çok zor olsa da tüm eylem burada bitirildi. çabam›z› yo¤unlaflt›raca¤›z. Çünkü dernek faaliyetinin bize bir dizi olanak tan›yaca¤›n› Son y›llar›n en etkili düflünüyoruz. Faaliyetlerimizi, deneyimlerimizle daha da güçlendirdi¤imiz mücadele eylemlerinden biri gerçeklefltirilmifl kararl›l›¤›m›zla sürdürece¤iz! oldu. Ardarda gerçekleflen iki Gazi Üniversitesi Ö¤rencileri Oluflumu'ndan Ekim Gençli¤i okurlar›
Gazi Üniversitesi Ö¤rencileri Oluflumu 11 Mart’ta bir etkinlik gerçeklefltirdi...
53
Sol içi fliddet ve zorbal›k çözüm de¤ildir!
54
Devrimci siyasal faaliyetimiz engellenemez! Sol içi sorunlar›n çözümünde diyalo¤u ve ideolojik mücadeleyi esas alan bizler tam bir hafta boyunca kesintisiz bir flekilde YÖGEH’in fiziki ve sözlü sald›r›lar› ile karfl› karfl›ya kald›k. 20 Mart’ta bafllayan ve her seferinde fliddet dozaj› yükseltilerek devam eden sald›r›lar› yaflanan olaylar›n vehametini göstermesi aç›s›ndan devrimci ilerici kamuoyuna aç›klamay› görev olarak görmekteyiz: Tam bir hafta boyunca ‹stanbul Üniversitesi Avc›lar Kampüsü’nde ve Edebiyat Fakültesi’nde standlar›m›za sald›r›ld› ve bu sald›r›larda sopalar kullan›ld›. Asl›nda devrimci kamuoyu YÖGEH’in bu sald›rgan tutumu ile yeni karfl›laflmamaktad›r. Yaln›zca son 3 aya bak›ld›¤›nda dahi Diyarbak›r’da Gençlik Derne¤i temsilcisinin dövülerek ölümle tehdit edilmesi, daha sonra Gençlik Derne¤i’ne üye ö¤rencilerin okul ç›k›fl›nda sopalarla dövülmesi, TKP’li bir ö¤rencinin Diyarbak›r’da dövülmesi. Yurtsever Cephe Ö¤renci ‹nisiyatifi imzal› afifl ve bildirilerin okullarda kullan›lmas›n›n engellenmesi, kullan›lmas› durumunda ise sald›r›laca¤›n›n tekrar tekrar deklare edilmesi… Liste uzat›labilir. YÖGEH, bu sald›rgan tutumundan vazgeçmesi için çaba gösteren Devrimci Demokratik Yap›lar Aras›nda Diyolog ve Çözüm Platformu temsilcilerinin önünde dahi tehditler savurmaktan çekinmemifltir. Yaln›z son bir haftal›k sald›r›lar›n k›sa bir anlat›m›n› yapmak dahi olay›n vehametini göstermeye yeterli olacakt›r. YÖGEH’in 20 Mart Pazartesi günü ‹stanbul Üniversitesi Avc›lar Kampüsü’nde bafllayan tehditleri 22 Mart günü Edebiyat Fakültesi’ne tafl›nm›flt›r. Her iki kampüste de Ekim Gençli¤i’nin yay›n masas›na izin verilmeyece¤i bizzat YÖGEH temsilcileri taraf›ndan dile getirilmifl, masam›z›n kald›r›lmas›, dergi sat›fl›m›z›n durdurulmas› istenmifltir. Siyasal faaliyetimizi hiçbir koflulda durdurmayaca¤›m›z› ve dergi sat›fl masalar›m›z›n aç›k kalaca¤›n› ifade etmemiz üzerine 22 Mart günü ö¤le saatlerinde, YÖGEH’liler küfürler ve tehditler eflli¤inde Edebiyat Fakültesi’ndeki masam›za sald›rm›fl, dergilerimiz y›rt›lmak istenmifl, yoldafllar›m›za fiziki fliddet uygulanmaya çal›fl›lm›flt›r. Ard›ndan 23 Mart tarihinde Edebiyat Kampüsü ve Avc›lar Kampüsü’ndeki masalar›m›za dönük sald›r›lar devam etmifltir. Masam›za iki defa fiili sald›r›larda bulunulmufl, arkadafllar›m›z darp edilmifltir. Sald›r›larda YÖGEH temsilcileri de bizzat bulunmufl ve küfürler, tekmeler ve tehditler kullan›lm›flt›r. Sald›r› boyunca yoldafllar›m›z ve okurlar›m›z kendilerini savunmak d›fl›nda tek bir müdahalede bulunmam›fl ve masam›z›n aç›k kalmas› kararl›l›¤›m›z› göstermek d›fl›nda fiili bir tutum almam›flt›r. 23 Mart tarihinde özellikle Edebiyat Fakültesi’nde gerçeklefltirilen sald›rganl›k öncesinde Ekim Gençli¤i temsilcisi bir yoldafl›m›z masam›z›n›n kapat›lmayaca¤›n› ve bir sorun varsa bunun tart›fl›labilece¤ini ifade etmesine ra¤men tart›flma yolu yerine fiili sald›rganl›k seçilmifl ve masam›z›n önünde dakikalarca yoldafllar›m›z ve okurlar›m›z darp edilmifltir. Ayn› gün Avc›lar Kampüsü’nde masam›z›n önünde devam eden tart›flmalar s›ras›nda arkadan bir YÖGEH’li taraf›ndan dergilerimiz al›nm›fl ve ard›ndan süren tart›flmalara ra¤men
dergilerimiz verilmemifltir. Masam›za yeni dergiler koyarak açmaya devam etmemiz üzerine ise “el konulan” dergiler sald›r›ya gerekçe olan sayfalar› y›rt›lm›fl bir biçimde masam›za b›rak›lm›flt›r. 24 Mart tarihinde ise (yaflanan polis sald›r›s› nedeni ile Edebiyat Fakültesi’nde masam›z aç›lmam›fl, sorunun olas› bir devlet provokasyonuna dönüflmesine kendi cephemizden engel olunmufltur) Avc›lar Kampüsü’nde masam›za dönük sald›rganl›¤›n boyutu artm›fl, YÖGEH’liler küfürler ve tehditler eflli¤inde ve sopalar kullanarak masam›za sald›rm›fllard›r. Araya girmeye ve sald›r›y› durdurmaya çal›flan siyasetler de benzer tehditlerle karfl›laflm›fl, araya girmeleri durumunda onlara da sald›racaklar› bizzat YÖGEH’liler taraf›ndan ifade edilmifltir. Arkadafllar›m›z bu sald›r›larda yaralanm›fl ancak bu zorbaca sald›r›ya kendini korumak ve masalar›m›z› açmaya devam etme kararl›l›¤›m›z› her defas›nda göstermek d›fl›nda bir yan›t vermemifllerdir. 27 Mart Pazartesi günü ise yine Avc›lar Kampüsü’nde saat 11:10’da, yani masam›z aç›ld›ktan yaklafl›k 10 dakika sonra YÖGEH’liler sopalarla sald›rm›fllar ve masam›z›n çevresinde bulunan okurlar›m›z› dakikalarca darp etmifllerdir. Yoldafllar›m›z ve okurlar›m›z bu sald›r› karfl›s›nda “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i!” ve “B›ji bratiya gelan!” sloganlar›n› hayk›rm›fl, sopalarla yap›lan sald›r›ya sloganlarla yan›t vermifllerdir. Bu sald›r› sonras›nda çevrede bulunan insanlara k›sa bir konuflma yap›lm›fl ve bu konuflmada ‹Ü Merkez ve Edebiyat kampüslerinde gerçeklefltirilen polis-idare sald›r›lar› anlat›lm›fl “Tüm bu sald›r›lar karfl›s›nda üniversitelerdeki siyasal çal›flmalar›m›z› koruyan bizler, sald›r› nereden ve kimden gelirse gelsin siyasal çal›flmam›za ara vermeksizin devam edece¤iz, bugüne kadar burada masa açt›¤›m›z gibi bugün de, daha sonra da masalar›m›z› açmaya devam edece¤iz” denilmifltir. Konuflma s›ras›nda YÖGEH’liler masam›za ve yoldafllar›m›za dönük tehditlerini sürdürmüfllerdir. Bu sald›r›dan yaklafl›k 50 dakika sonra yine YÖGEH’liler tekrar toplu halde üzerimize sopalarla sald›rm›fllar ve yoldafllar›m›z› yaralam›fllard›r. Bu sald›r› karfl›s›nda da “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” ve “B›ji bratiya gelan!” sloganlar›n› hayk›rarak masam›z savunulmufl ve aç›k kalmaya devam etmifltir. Bu sald›r› sonras›nda YÖGEH’liler “bundan sonra sizinle d›flar›da görüflece¤iz” türünden provokasyonlara da aç›k tehditlerde bulunmufllard›r. Bu bir haftal›k süreç boyunca tüm sald›r›lar karfl›s›nda Ekim Gençli¤i masalar› savunulmufl ve aç›k kalmaya devam etmifltir. Sald›rganl›¤›n boyutlar› bir hafta boyunca her geçen gün artmas›na ve sopalar kullan›lmas›na ra¤men, bedenimiz ve sloganlar›m›zla sald›r›lara karfl› koyduk. Bu bir hafta boyunca oldu¤u gibi bundan sonra da devrimci de¤erlerimizin ve sorumluluklar›m›z›n gerektirdi¤i biçimde çal›flmam›za kesintisiz olarak devam edece¤iz.
‹stanbul Ekim Gençli¤i
Solda kimlik ve karakter s›nav›...
Sol içi zorbal›¤›n karfl›s›na dikilmek vazgeçilemez bir devrimci sorumluluktur! YÖGEH’in geçti¤imiz hafta boyunca Ekim Gençli¤i’ne yönelik gerçeklefltirdi¤i sald›r›lar ve uzun bir dönemdir bir dizi gruba yönelik savurdu¤u tehditler, ilerici-devrimci kamuoyunun bilgisi dahilindedir. YÖGEH sald›rganl›¤›n›n ilk hedefi biz olmad›k. Aylar öncesinde ortaya konulan sald›r› tehditleri önce Gençlik Federasyonu, ard›ndan HÖC ve TKP’ye dönük fiili sald›r›lar halinde sürmüfltü. fiimdi ise ayn› sald›r›n›n hedefinde Ekim Gençli¤i var ve bu tutum kendini bir hafta boyunca aral›ks›z süren sald›r›lar üzerinden göstermifltir. Ekim Gençli¤i’ne yöneltilmifl fiil sald›r›lara iliflkin geliflmeleri ek yaz›larla ayr›ca sundu¤umuz için burada dosdo¤ru konunun kendisine girmek istiyoruz.
“Meflru savunma” k›l›f› içinde devrimcilere tehdit ve sald›r› Sald›r›lar›n daha ilk an›nda söylediklerimizi yineleyerek bafllamak istiyoruz: Devrimci-ilerici güçler aras›nda ideolojik elefltiri ve tart›flmalar do¤ald›r ve siyasal düflüncenin geliflmesinin en önemli yol ve yöntemlerinden birisidir. Sol içinde sorunlar ancak bu çerçeve içinde, bu yol ve yöntemler dahilinde tart›fl›labilir. Dolay›s›yla sol içinde ancak ideolojik bir zeminde yan›tlanabilecek olan düflünce ve de¤erlendirmelerin karfl›s›na sald›r› ve tehditlerle ç›kmak, hiçbir koflulda hakl› ve meflru bir yol ve yöntem de¤ildir, hiçbir durumda olamaz. Bu bizim herzamanki yaklafl›m›m›zd›r. Devrimci ve ilerici güçler aras›nda fliddet ve zorbal›¤›n hiçbir durumda hakl›l›k ve meflruluk tafl›yamayaca¤›n› biz y›llard›r savunuyoruz ve buna e¤ilim duyanlara kararl›l›kla tutum al›yoruz. Kald› ki bu bir ç›kmaz yoldur. Buna baflvuranlar, bununla hiçbir fley kazanmam›fl, hiçbir sorun çözememifllerdir. Bundan böyle de kazanamaz ve çözemezler. Bu yol ve yöntemlerin yol açaca¤› sonuçlar ise bellidir. Bugüne kadar, bu yaln›zca sol içi iliflkilerin a¤›r biçimde tahrip olmas›na neden olmufl, bu arada sola yönelik karalama ve provokasyonlara da verimli bir zemin oluflturmufltur. Ne var ki, bunca ö¤retici deneyime ra¤men YÖGEH (ki tavr›n› PKK’nin genelinden ayr› düflünmek kesinlikle olanakl› de¤ildir) bu yol ve yöntemlere gitgide daha çok e¤ilim duymaktad›r. Bafl›ndan itibaren devrimci hareketle iliflkisini tehdit, dayatma ve zor yöntemleri ile kurmak istemektedir. Büyük bir keyfilik ve sorumsuzlukla davranmakta, bir yerde temsilci be¤enmemekte, bir baflka yerde flu ismi kullanamazs›n›z demekte, daha baflka bir yerde ideolojik-politik belirlemeleri keyfi tutumlarla “küfür ve hakaret” diye nitelendirerek yaz›-yay›n be¤enmemekte, kendi istedi¤i do¤rultuda sansürlenmesini, iflaret edilen sat›r ve ifadelerin çizilmesini dahi isteyebilmektedir. Devletin bile devrimcilere
dayatamad›¤› sansürcülü¤e mazlum bir halk› temsil etmek iddias›ndakilerin heves etmesi, ak›llara durgunluk verecek bir tutum ve davran›fl örne¤idir, ama iflte YÖGEH de dosdo¤ru bu tutum ve davran›fl›n sahibidir. Kuflkusuz herkes gibi YÖGEH’in de flu veya bu düflünceyi onaylamamak, be¤enmemek, hatta ondan hofllanmamak hakk› vard›r. Ancak bunu zorbal›kla yapt›r›ma, küfür ve hakarete, giderek fiili sald›r›lara çevirmeye hiç kimsenin hiç bir durum ve koflul alt›nda hakk› yoktur. Ama YÖGEH bu hakk› kendinde görüyor, zira gücünün buna yetti¤ini düflünüyor. Gücü olan›n hakk› da vard›r anlay›fl› (“orman hukuku”!) ilkel bir Ortaça¤ anlay›fl›d›r. Kendilerini ilerici ya da devrimci olarak görenlerin, hele de özgürlü¤ü ve demokrasiyi savunduklar›n› söyleyenlerin bundan özenle uzak durmalar› gerekir. Aksi taktirde ortada ne içtenlik ve samimiyet, ve ne de i¤ne ucu kadar bir tutarl›l›k ve inand›r›c›l›k kal›r. Kendilerine ilerici, yurtsever ya da devrimci diyenlerin, kitlelerin karfl›s›na bu konum ve s›fatla ç›kanlar›n, ilerici saflarda onaylamad›klar› ya da be¤enmedikleri bir düflünce varsa e¤er, yapmalar› gereken buna düflünsel platformlarda yan›t vermek, bu çerçevede salt düflünsel araç ve yöntemler kullanmak, hiçbir durumda bunun d›fl›na ç›kmamakt›r. fiu veya bu düflünce ya da yarg›y› “be¤enmiyorum” diyerek ilerici-devrimci güçlere karfl› fliddet kullanman›n hiçbir biçimde ve hiçbir durumda bir meflruiyeti yoktur, olamaz; bunu en kesin bir biçimde bir kez daha tekrarl›yoruz. YÖGEH flahs›nda sözkonusu olan aç›kt›r ki kendi fiziki gücü üzerinden, yani dosdo¤ru “orman hukuku”na dayanarak, ilerici ve devrimci hareketi hizaya çekme, kendi istedi¤i potan›n içinde flekil verme niyet ve arzusudur. Bu sonuçsuz kalmaya mahkum, bofl bir hayaldir. Bunun gerçek devrimciler flahs›nda hiçbir flekilde baflar›l› olma ihtimali yoktur. Buna boyun e¤enler de¤il devrimci, bir parça kiflilik ve onur sahibi s›radan insanlar olarak bile kalamazlar. Devrimcilere karfl› zorbal›¤›n çözümsüz ç›kmaz› da buradad›r. Bununla yol almak, bir yerlere varmak olana¤› yoktur. Biz kendi pay›m›za zorbal›k karfl›s›nda bükülmektense k›r›lmay› tercih ederiz. Bu toplumda yaflay›p da devrimcilik iddias›ndaki her samimi ve tutarl› insan, çevre ya da siyasal yap›n›n gösterebilece¤i bu ola¤an tav›rdan habersiz olmak, habersizmifl gibi davranmak ak›l al›r fley de¤ildir. Yaflanan siyasal süreç düflünüldü¤ünde, YÖGEH’in sald›rganl›k çizgisi ideolojik-politik bilinç, sorumluluk ve duyarl›l›ktan yoksunlu¤un da bir göstergesi say›lmal›d›r. Devletin bask› ve terörü fliddetlendirdi¤i, flovenizmi ve linçi giriflimlerini yeniden azd›rd›¤›, emperyalist sald›rganl›¤›n boyutland›¤›, halklar aras›nda kin ve düflmanl›¤›n oluflturulmaya çal›fl›ld›¤› bir dönemde, ilerici güçler aras›nda sorun ve çat›flma yaratmak bir baflka ak›l d›fl› davran›fl örne¤idir. Bundan yarar sa¤layacak olan yaln›zca ve yaln›zca, sermaye düzeni ve devleti olacakt›r. Mart ay›n›n son haftas›nda ‹stanbul
55
Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde ve Merkez Kampüs’te yaflanan polis sald›r›lar› ile yan yana koymak, YÖGEH’in izledi¤i tutumun ak›ld›fl›l›¤›n› ve sorumsuzlu¤unu gözler önüne sermek için kendi bafl›na yeterlidir herhalde.
56
Yaranma çizgisinden hareketle derinlere batanlar Yaflanan süreç sadece fliddetin sol içi iliflkilerde kullan›lmas›n›n ne kadar sorumsuz ve çözümsüz bir yol oldu¤unu göstermekle kalmam›fl, öte yandan sol içerisinde ilkeden yoksunlu¤un, ideolojik omurgas›zl›¤›n ve politik kaypakl›¤›n tipik temsilcilerini de bir kez daha, ancak bu sefer üstü örtülemez bir biçimde ortaya ç›kartm›flt›r. Kimileri flahs›nda y›llardan beridir en kaba bir biçim kazanan müzmin kuyrukçulu¤un gerisinde, elbette devrimci ideoloji, ilke ve amaçlar plan›ndaki belirgin zay›fl›k bulunmaktad›r. Böylelerini devrimci ilke ve amaçlardan, buna dayal› öncelikler ve kayg›lardan çok; gücü olana hayranl›k, gücü olan›n ard›ndan sürüklenmek, bunu da kendisi için öncelikli misyon yapmak ilgilendirmektedir. Yaflanan sürece paralel olarak böylelerinin sergiledi¤i ilkesiz ve yaranmac› tutum asl›nda bizi flafl›rtmam›flt›r. Çünkü bu onlar›n y›llard›r izledi¤i ilkeden, ba¤›ms›z bir ideolojik-siyasal konumdan yoksun tutumlar›n›n yaln›zca yeni bir örne¤idir. Ancak yaflanan sald›r›lar ve tehditkâr aç›klamalar sonras›nda bu çevrelerin “kraldan çok kralc›” bir tutumla ortaya ç›kmalar›, sald›r›lar› ve fliddeti mazur gösteren davran›fllar sergilemeleri, yine de yeni bir durum say›lmal›d›r. Siyasal kuyrukçulu¤un bile ilkeden yoksunluk ve ideolojik omurgas›zl›kla ba¤lant›l› az-çok bir mant›¤› vard›r. Fakat devrimcilere düflünsel nedenlerle yöneltilmifl fiili sald›r›lara avukatl›k yapmak, zorbal›¤› savunmak ve dahas› onu yeni sald›r›lar do¤rultusunda cesaretlendirmek, tümüyle baflka bir fleydir. Bu ibret verici olmaktan da öte bir fleydir. Tan›mlad›¤›m›z bu e¤ilimin son süreçteki temsilcileri Sosyalist Demokrasi Gençli¤i (SDG) ve Demokratik Gençlik Derne¤i (DGD) olmufllard›r. Bu iki çevre devrimcilere yönelen zorbal›¤a aç›ktan arka ç›km›fllar, kraldan çok kralc› davranm›fllar, bu tav›rlar›yla sol içi fliddeti meflrulaflt›ran bir çizgide hareket etmifllerdir. YÖGEH’in talep etti¤i “çözüm” toplant›s›nda bu iki grubu temsil edenler kelimenin tam anlam›yla sald›rgan ve k›flk›rt›c› bir tutum içinde olmufllard›r. Sorunun çözümüne katk›da bulunmak bir yana ortam› geren, zorbal›¤› bir yol ve yöntem olarak seçenleri cesaretlendiren bir tutum izlemifllerdir. Bu konuda denebilir ki birbirleriyle yar›flm›fllard›r. Biz Ekim Gençli¤i olarak sald›r›lar›n bafllad›¤› ilk andan itibaren devrimci ilerici güçleri sald›r›lar ve tutumuz konusunda bilgilendirmeye çal›flt›k. Zira bu süreç boyunca döne döne ifade etti¤imiz gibi, yaflan›lan süreç hiç de tek bafl›na bize yönelmifl bir sald›rganl›¤›n ifadesi de¤lidi. Tehditler, kuyrukçulu¤u çizgi haline getirmifl olanlar d›fl›nda ilerici ve devrimci güçlerin tümünü kaps›yor, anlay›fl olarak tümünü birarada hedefliyordu. Tehditler ba¤›ms›z çizgiye ve tutuma, buna dayal› bir iradeye ve düflünme yöntemine sahip tüm siyasal anlay›fllar› içine alan bir genifllikte kullan›lmaktad›r. Öte yandan ise bu keyfi ve ölçüsüz sald›rgan tutum sözümona “meflru savunma” ad› alt›nda meflrulaflt›r›lmak, böylece güya “politik” bir k›l›fa da büründürülmek istenmektedir. Günlerce süren sald›r›lar›n ard›ndan bizzat YÖGEH’in talebiyle gerçekleflen toplant›larda olup bitenlere geçiyoruz. YÖGEH’ten çok baflkalar›n›n utanç verici buldu¤umuz tutumlar› konusunda somut bir fikir edinmek bak›m›ndan bunun önemli
oldu¤unu düflünüyoruz ve gelinen yerde art›k fazlas›yla görekli de görüyoruz. YÖGEH’in ve bizim kat›ld›¤›m›z ilk toplant›da DGD temsilcisi o zamana kadar yeterince aç›k bir biçimde söyleyemediklerini, anlafl›lan YÖGEH’in de toplant›da bulunuyor almas›ndan güç alarak ve öte yandan da kendi yaklafl›mlar›n›n ne oldu¤unu YÖGEH temsilcisine göstermeye çal›fl›rcas›na, tüm ölçsüsüzlü¤ü ile ortaya döktü. Bizi cepheden hedef alarak devrimci de¤erlerle uzaktan yak›ndan iliflkisi olmayan bir üslupla tart›flmay› açt› ve daha bafltan sözümona çözüm için oluflturulmufl bir toplant›n›n ortam›n› provokatif biçimde gerdi. ‹deolojik ilke ve tutarl›ktan yoksunlu¤un politik planda oportünizm ve kaypakl›k üretece¤ini y›llard›r söylüyoruz. Bugün öncelikle DGD flahs›nda bunun en somut örne¤i ile yüzyüzeyiz. Bu çevrenin temsilcisi sözde çözüm oluflturmak için yap›lan toplant›da sald›rganl›¤a yaranmac› ve dahas› k›flk›rt›c› tavr›n› öteki fleyler yan›nda flu türden sözlerle ortaya koydu: Neden saat 2 gibi masa aç›l›yor, do¤rusu anlamakta zorland›k. Bu tarzda yaz›lar› politik bir dergide yay›nlamak yerine bir fanzin ç›kar›n onda yay›nlay›n, Ekim Gençli¤i bu tarzda provokatif yaz›lar› sürekli yay›nlamaktad›r. Bu yaz›lar›n hiçbir politik de¤eri yoktur. Bizce sol içi fliddet çeflitli nedenlerle meflru olabilir. ‹yi o zaman herkes istedi¤ini yazs›n ve kimse bir yan›t vermesin... Bunlar› DGD temsilcisi taraf›ndan sergilenen sorumsuz ve k›flk›rt›c› tutuma dair yaln›zca baz› örneklerdir. ‹steyen kendi de¤erlendirmelerini dergi sayfalar›nda ifade etmek yerine fanzin ç›kararak yay›nlama hakk›na elbette sahiptir, ancak devrimci bir siyasal örgütten bunu istemek kaba bir densizlik örne¤idir. Bir hafta boyunca gerçekleflen sald›r›lar serisinin ard›ndan sald›rgana yaranmak üzere sald›r›ya hedef olanlara yönelen bu türden bir söylem, ona baflvuranlar›n gerçekte ne olduklar›n› hiç de¤ilse bizim için tüm aç›kl›¤› ile ortaya sermifltir. DGD’yi ve zihniyetini art›k iyi tan›yoruz ve bunu özenle hep ak›lda tutaca¤›z. DGD’nin, onun temsil etti¤i siyasal anlay›fl›n, tüm süreç boyunca yaflad›¤› ‘siyasal’ evrim flu flekilde özetlenebilir: Devrimci demokratik yap›lar aras› diyolog ve çözüm platformunun sol içi iliflkilerde fliddetin hiçbir biçimde meflru kabul edilemeyece¤ini ifade eden metninin imzac›s› olmak ve bu anlam› ile sol içi fliddete karfl› tutum ald›¤›n› deklare etmek, ard›ndan yine ayn› platformun toplant›lar›nda yaz›m›z› tart›flmaya açmaya çal›flarak sol içi tart›flmalarda fliddeti meflrulaflt›rmaya çal›flmak ve son olarak da yaz›m›z› ve hatta daha önceki yaz›lar›m›z› ve de¤erlendirmelerimizi “provokatif ve hiçbir politik de¤eri yok” türünden k›flk›rt›c› söylemlerle karalayarak sald›rganl›¤›n saf›na geçmek... Bu evrimin ulaflabilece¤i yeni bir aflama, “biz de YÖGEH’le beraber sald›r›lara bafll›yoruz” türünden bir tutum ve aç›klama olabilir ancak. Zira var›lan yer nesnel ve mant›ksal olarak bu tutumun efli¤inden baflka bir fley de¤ildir. Yaflanan evrim düflünüldü¤ünde DGD, bu noktadan çok da uzak bir yerde say›lmaz. ‹kinci günkü toplant›da ise bu kez SDG, eteklerindeki tafllar› gözümüzün içine bakarak ve pervas›zca ortaya dökmüfltür. Sald›r›lar bafllamadan önce SDP temsilcisi taraf›ndan ifade edilen “gerekirse etten duvar örer sald›r›lar› durdururuz” türünden pek duyguland›r›c› söylemler, son noktada bize ve bir dizi devrimci siyasete dönük aç›k bir karfl›tl›k ve karalama halini alm›flt›r. Öylesine ki henüz toplant›n›n orta yerinde ve siyasetlerin bir k›sm› e¤ilimlerini dahi ifade etmemiflken, üstelik YÖGEH’in sald›r›lar›n› sürdürece¤ini pervas›zl›kla aç›klamas›n›n hemen sonras›nda söz alan SDG temsilcisi, bizi
ve bizim gibi düflünen siyasetleri “flovenist” olmakla, sol içi fliddete karfl› çözüm platformunu ise “flovenizmin yata¤› haline gelmek” ile suçlayabilmifltir. SDG temsilcisi bu karalay›c› sözlerinin sonras›nda, görevini yapm›fl bir asker edas›nda koltu¤una yay›lm›fl ve bundan sonra ç›kacak olaylarda araya girmeyeceklerini de ayr›ca vurgulamak ihtiyac› duymufltur. Devrimi cepheyi terketmifl, Kürt hareketinin dümen suyunda hareket etmek d›fl›nda siyasal mücadelede bir yeri olmayanlar›n bu türden, ilkel bir demagoji örne¤i bile say›lmayacak, k›flk›rt›c› ve karalay›c› sözlerine yan›t verme gere¤i duymuyoruz. Bu söylemler, YÖGEH’e ba¤l›l›¤›n› somut bir olay üzerinden bir kez daha gösterme hezeyan›ndan öte bir de¤er tafl›mamaktad›r. Devrimci olmayanlar›n enternasyonalist olmas› hiç mümkün de¤ildir, SGD’nin k›flk›rt›c› temsilcisinin öncelikle bunu ö¤renmesi gerekir. Ve dünya alem biliyor ki SDG çevresi için devrimcilik, 12 Eylül öncesinde kalm›fl soluk bir an›dan ibarettir. SDG temsilcisi bu karalay›c› sözlerinin sonras›nda, görevini yapm›fl bir asker edas›nda koltu¤una yay›lm›fl ve bundan sonra ç›kacak olaylarda araya girmeyeceklerini de ayr›ca vurgulamak ihtiyac› duymufltur. Sald›rlar›n bafllad›¤› dönemde biz, bu sald›rganl›¤›n muhatab›n›n tek bafl›na sald›r›ya maruz kalan siyasetler olmad›¤›n› ifade etmifltik. Amaç sald›r›ya u¤rayanlar üzerinden genel olarak ilerici ve devrimci hareketi hizaya getirmekti. Zorbal›¤›n, bunu uygulayanlar taraf›ndan geçmiflten beri bir yöntem olarak kullan›ld›¤›n› da biliyoruz. Sald›rganl›k boyutland›kça baz›lar›n›n daha flimdiden daha bir hizaya girdi¤i anlafl›l›yor. DGD ve SDG üzerinden izledi¤imiz tutumun anlam› ayn› zamanda budur. Öte yanda döneklerin devrimde ›srar edenlere karfl› psikolojisi neyse, yaranmac›l›¤› çizgi ve kimlik haline getirenlerin zorbaca dayatmalara boyun e¤meyenlere karfl› tutumu da afla¤› yukar› odur. Bu iki çevreden yans›yan hezeyana biz ayn› zamanda böyle bak›yoruz. Kuyrukçulu¤u dalkavuklu¤a, bunu da devrimcilere karfl› k›flk›rt›c›l›¤a ve karalamalara vard›ranlara söyleyeceklerimiz flimdilik bunlard›r. Bu utanç verici tutumlar› bu çevrelerin gerçek konum ve kimliklerinin en dolays›z niflanesi olarak ele ald›¤›m›z› da buna eklemek istiyoruz.
Solda kimlik ve karakter s›nav› Solda, bu denli kaba, haks›z ve pervas›z bir sald›rganl›k karfl›s›nda pasif, ilgisiz ve tutumsuz kalmak hak ve olana¤› yoktur. Aç›k ve tok bir tutum almaks›z›n durumu ya da daha da kötüsü her iki taraf› idare etmek hak ve olana¤› hiç yoktur. Bu en kaba türden bir oportünizm olur. ‹lerici-devrimci güçler aras› iliflkilerde derin bir güvensizli¤e ve telafisi kolay olmayan baflka sorunlara yol açar. Herkesin bunun bilincinde olmas›, bunun gerektirdi¤i özeni ve sorumlulu¤u göstermesi gerekir. Devrimci propganda-ajitasyon özgürlü¤ü ile dayatmac› zorbal›k aras›nda yaflanan bir ilke çat›flmas› karfl›s›nda aç›k ve tok bir tutum almaktan demogojik ya da duygusal gerekçelerle kaç›nman›n, hele de halen baz›lar›n›n yapt›¤› gibi sald›rganl›¤› bir biçimde mazur görüp onaylaman›n utanc› kolay kolay silinemeyecektir. Bunu da bu durumda olanlar›n ayr›ca gözetmesi gerekir. Halihaz›rda burada tüm aç›kl›¤› ile iflaret etti¤imiz iki grubun yan›s›ra çeflitli bahanelerle toplant›lara gelmeyen ve böylece kendini tav›r aç›klama ve tutum alma “yük”ünden kurtard›¤›n› sanan öteki bir iki grup d›fl›nda tutulursa, ilerici-devrimci gruplar›n sald›rganl›¤a karfl› aç›k bir tutum almalar› sevindiricidir. Öte yandan sald›r›lar›n gerçekleflti¤i birimlerde, bu gruplara mensup genç devrimcilerin sald›rganl›¤a karfl› aktif ve sorumlu bir tav›r içinde olmalar› ayr›ca sevindiricidir. Bu tutum ve davran›fllar do¤al olarak devrimciler aras› birlik, dayan›flma ve güven iliflkilerini güçlendirmektedir. Kritik bir durum karfl›s›nda ilerici-devrimci gruplar›n büyük bölümü taraf›ndan gösterilen bu tutum ve davran›fl›n tüm onuru ve kazan›m› bir bütün olarak Türkiye devrimci hareketine aittir. Fazlas›yla tats›z ve dahas› potansiyel olarak da tehlikeli son olaylar›n belki de tek olumlu yönü ve yan› da budur. Abartmaks›z›n söyleyebiliriz ki ilerici-devrimci gençlik güçleri, genel olarak kendine ilerici ya da devrimci diyen tüm sol ak›mlar, sol içi zorbal›¤a karfl› tutum konusunda bugün tam bir kimlik ve karakter s›nav›ndan geçmektedirler. Karfl› karfl›ya bulunulan devrimci propaganda-ajitasyon özgürlü¤ü ile dayatmac› zorbal›kt›r. Tepeden t›rna¤a karfl›t bu iki anlay›fl ve davran›fl aras›nda yaflanan bir ilke çat›flmas› karfl›s›nda aç›k ve tok bir tutum almak, bugün ve her zaman devrimci olman›n olmazsa olmaz kofluludur.
Ekim Gençli¤i
57
Devrimci ve Demokratik Yap›lar Aras› Diyalog ve Çözüm Platformu’nun aç›klamas›: 58
“Sol içi fliddete karfl› mücadelemizi kararl›l›kla sürdürece¤imizi bir kez daha ifade ediyoruz...” Devrimci ve demokratik yap›lara; “Devrimci ve Demokratik Yap›lar Aras› Diyalog ve Çözüm Platformu” olarak bir süre önce Diyarbak›r Dicle Üniversitesi’nde bafllayan ve yay›lan olaylar hakk›nda kamuoyunu birkaç kez bilgilendirmifltik. Bilindi¤i gibi 2005 Kas›m ay›n›n bafllar›nda Yurtsever Özgür Gençlik Hareketi (YÖGEH) ile Gençlik Derne¤i üyeleri aras›nda bafllayan gerginlik, YÖGEH’in Gençlik Derne¤i üyelerine fliddet uygulamas›yla t›rmanm›fl ve üst üste yap›lan iki sald›r› sonras›nda durum herkesi kayg›land›ran bir hal alm›flt›r. Platformumuz, bu noktada kendi sorumluluklar› ve ilkeleri gere¤i duruma müdahale etmifl, öncelikle fliddeti k›nayarak YÖGEH’i elefltirmifl, di¤er yandan da sorunun diyalog yoluyla çözülmesi için çaba göstermifltir. Böylece, sürecin bafllang›c›nda kapal› görünen diyalog kap›lar› platformumuzun çabas›yla bir ölçüde aç›lm›fl, YÖGEH’le bir dizi görüflme gerçeklefltirilmifltir. Daha sonra da platformumuzun görevlendirdi¤i bir heyet Diyarbak›r’a giderek bu özgül olay›n yerinde incelenmesi için çaba göstermifltir. Ancak sonuç olarak bütün bu çabalara karfl›n görüflmelerin YÖGEH taraf›ndan kesilmesi sonucu, hem Diyarbak›r özgülündeki sorun çözülememifl, hem de genel olarak mevcut olan fliddet ortam› ortadan kald›r›lamam›flt›r. Bütün görüflmelerde YÖGEH, “önderliklerine ve de¤erlerine hakaret edildi¤i”ni öne sürerek uygulad›klar›n›n fliddet de¤il “meflru savunma” oldu¤unda ›srarc› olmufl, fliddet uygulamaya devam edece¤ini aç›kça beyan etmifl, bir yandan sorunun yaln›zca Diyarbak›r’daki Gençlik Derne¤i temsilcisi ile ilgili oldu¤unu söylerken di¤er yandan da özellikle K›z›l Bayrak ve HÖC’e karfl› böyle bir tutumlar›n›n oldu¤unu, olaca¤›n› dile getirmifltir. Bu arada ayn› süreçte Lavrion kamp›nda geliflen vahim olaylar da platformumuzun gündeminde ele al›nm›fl, ancak bu olayla ilgili tart›flma ve çözüm aray›fl› esas olarak olay›n gerçekleflti¤i ülke baz›nda yürütülmüfltür. Aradan bir süre geçtikten sonra ise bu kez süreç yine Diyarbak›r’da t›rmanm›flt›r. Dicle Üniversitesi’nde TKP’li bir ö¤renciye dönük sald›r›dan sonra YÖGEH, ‹stanbul’daki çeflitli okullarda da “Yurtsever Cephe” çal›flmas›na ve afifllerine, vs. izin vermeyece¤ini aç›kça ilan etmifltir. Olaylar tam da bu gerginlik noktas›ndayken YÖGEH’in “Ekim Gençli¤i”nden ö¤rencilere ve standlar›na karfl› sald›r›s› bafllam›flt›r. Ekim Gençli¤i’ndeki bir yaz›da “önderliklerine hakaret edildi¤ini” öne süren YÖGEH 22-23 Mart günlerinde ‹stanbul Üniversitesi’nde. 24 Mart günü de Avc›lar Kampüsü’nde Ekim Gençli¤i masalar›na fiili sald›r›da bulunmufl, araya girerek olaylar› engellemek isteyen di¤er devrimci gruplardan ö¤rencileri de sald›r› ile tehdit etmifltir. Avc›lar’daki olaylarda sopalar da kullan›larak olay daha vahim bir boyuta tafl›nm›flt›r. Ayn› sald›r›lar s›ras›nda di¤er devrimci gruplar platformumuzun varl›¤›n› hat›rlatt›¤›nda ise “platformla tart›flmalar›n tükendi¤ini ve art›k tan›mad›klar›n›” ifade etmifllerdir. Bugünkü tabloya bak›ld›¤›nda, olaylar›n önümüzdeki günlerde de devam edece¤i görülmektedir. Esasen zaten süreç boyunca “durgun” görünen zaman
aral›klar›nda da fiziki bir olay›n yaflanmam›fl olmas›, sorunun bitti¤i anlam›na gelmemifltir. Çünkü bütün bu gerginli¤in ve fliddetin arka plan›ndaki tutum, yani fliddeti “meflru müdafaa” olarak savunan ve her an uygulayabilece¤ini deklare eden anlay›fl, süreç boyunca her zaman muhafaza edilmifltir. Sürecin aflamalar› s›ras›nda platformumuz çözüm için birçok giriflimde bulunmufltur. YÖGEH’le yap›lan görüflmelerin d›fl›nda platformumuzun görevlendirdi¤i temsilciler Demokratik Toplum Partisi (DTP) ‹stanbul ‹l Yönetimi ve Genel Merkez yöneticileriyle de görüflmüfller ve sorunun ciddiyetini aktararak konu üzerine bir tutum belirlemelerini talep etmifllerdir. Buna karfl›n DTP yöneticileri, özet olarak “YÖGEH’in kendilerin gençlik örgütü olmad›¤›n›, dolay›s›yla bu konuda bir yetkilerinin bulunmad›¤›n›’” ifade etmifllerdir. Elbette platformumuz bu yan›t› yeterli bulmam›flt›r ve iç iflleyifller ne olursa olsun, politik sonuçlar› itibar›yla bu tür gerginliklerin her zaman herkesi etkileyece¤ini ve herkesin bu konuda çözücü tutum gelifltirmesi gerekti¤ini ›srarla ifade etmifltir. Çünkü bize göre, devrimci ve demokratik yap›lar aras›ndaki fliddet e¤ilimi, kimden kaynaklan›rsa kaynaklans›n, tüm duyarl› ve sorumlu yap›lar›n önüne geçmesi gereken bir durumdur. DTP bu sorunla ilgili çözüm noktas›nda sorumluluk almak zorundad›r. Ayr›ca bu sorunla ilgili olarak bütün devrimci ve demokrat yap›lar sorumululuk almal›d›r. Tüm bu süreçlerin ard›ndan platformumuz YÖGEH’in tehdit ve sald›r›lar›n› sürdürmesini gelinen yerde yeni bir aflamaya s›çratmas›n› kabul edilemez bulmaktad›r. Bu durumun kendisi devrimci harekete, Kürt hareketine ve özel olarak a¤›r bask› ve sald›r›lar alt›nda yürüyen ö¤renci hareketine büyük zararlar vermektedir. Platformumuz devrimci demokratik yap›lar aras›ndaki sorunlar›n çözümünde fliddeti reddeder. Devrimci demokratik güçlerin kendi aralar›ndaki sorunlar› ancak diyalog zemininde çözebilece¤ine inan›r. Dün oldu¤u gibi bugün de fliddeti, onu meflrulaflt›ran tutum ve davran›fllar›, tehditleri kabul edilir bulmuyoruz. Bulundu¤umuz her alanda sol içi iliflkilerde fliddetin kullan›lmas›na karfl› ç›kaca¤›m›z› bir kez daha belirtirken yap›lan sald›r›lar› k›n›yor, YÖGEH’i derhal sald›r›lar› durdurmaya, özelefltiri vermeye ça¤›r›yoruz. Biz, tereddütsüz bir biçimde devrimci ve demokratik yap›lar aras›ndaki sorunlar›n diyalog yoluyla çözümlenmesi noktas›nda duruyoruz; flimdiye kadar yürüttü¤ümüz bütün çaba da bu do¤rultudad›r. Bundan sonra da ayn› çabay› sürdürmekte ›srarl› olaca¤›m›z› hat›rlat›rken sol içi fliddete karfl› mücadelemizi kararl›l›kla sürdürece¤imizi bir kez daha ifade ediyoruz. Sonuç olarak platformumuz, sürecin bugüne kadarki seyrini böyle özetleyerek bilginize sunarken diyalog kararl›l›¤›n› yinelemekte ve çözüm konusundaki sorumlulu¤unu sürdürmeye devam edecektir. 26 Mart 2006
Devrimci Demokratik Yap›lar Aras› Diyalog ve Çözüm Platformu
“Kazanan biz olaca¤›z!” “...Faşizmin saldırısı, devrimin beynini ve yüreğini, düşünce ve ideallerini, ilke ve amaçlarını hedeflemektedir. Dolayısıyla devrimin direnişi de bütün bunları savunmaya, korumaya ve yenilmez kılmaya yönelmiştir. Bu, bu ülke tarihinin gördüğü en haklı, en meşru ve o ölçüde de hayati önemde bir mücadeledir. Bunda sağlanacak gerçek bir başarı, demek oluyor ki direnişin tam zaferi, bunu elde etmek için hayatlarını ortaya koyanları sonsuza kadar onurlandıracaktır. Yaşasın direniş, yaşasın zafer! Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm!”
(Türkiye Komünist
‹flçi Partisi MYO
Hatice Yürekli
Ekim, Say›: 218,
TK‹P kurucu üyesi Ölüm Orucu flehidi
Ekim 2000, Baflyaz›’dan al›nm›flt›r...)